GÜLE GÜLE Başımı üstü de şe siye Yerde yapraklar Fısıltılar

advertisement
GÜLE GÜLE
Pek çok i sa şiir oku uyor günümüzde. Ben çok mu okuyorum? Hayır. Sadece arada sırada bakarım.
Ca Yü el okuyoru şu sıralar. Geçe lerde hediye etti ir arkadaşım bana bu kitabı: Can Yücel - Güle
güle, seslerin sessizliği. İlk gü ir iki şiir okudum içinden. Sonra da attım bir kenara. Birkaç gün önce
aldı ye ide eli e. Ne güzel şey iş şiir dedi . Ne ada
ış u Ca Yü el dedi . Bazı şiirleri e i
gerçekte çok etkiledi. Sizi le paylaşayım:
Başımı üstü de şe siye
Yerde yapraklar
Fısıltılar akıyordu ayaklarımın arasından
Kapattı
şe siyeyi ir yıldız düştü
Herkes farklı algılar sanatsal yazıları. Peki ben ne anladım bu dörtlükten? Neden bunu seçtim? Neden
beni etkiledi? Eğer teknik açıdan bakmak gerekirse kuralsız deriz, soyutluk var deriz. A ak şu a da
sadece hislerden bahsedeceğim. İlk iki dize gayet et: ir şe siye taşıyor ve yerde yapraklar var.
Muhtemelen bir sonbahar günü. Dörtlüğün geri kalanı karıştırıyor işi: fısıltı akar mı? Peki ayaklarının
arasından mı? Ya da gerçek dünyada yıldız düş ez şe siye kapatınca. Ancak burası Can'ın dünyası. Belki
yağmurun getirdiği minik selleri fısıltıya e zetti. Belki düşe sade e ir da la su idi. Belki doğayla
irleş iş hissetti bir anda kendini. Doğa fısıldadı o a. O da i dirdi şe siyesi i.
Ve o
uhteşe
satırlardan birkaçı daha:
Nahit Hanim soyledi yine
Neden babama yazmisim da anama siir dokturmemisim
Kac kere yazdim cebimden ucup gittiler
Ben on yedi yasinda beni yikayan
Anneme siir yazacak kadar sair degilim
Ailesini delicesine seven birini çok etkiler bu satırlar bana sorarsanız. Nereden mi biliyorum? Ben de
öyleyi çü kü. Özellikle a e ... Ca yü el, o ko a şair, a e e şiir yaza ak kadar şair değilim diyor.
Daha büyük bir saygı olabilir mi? Daha büyük bir sevgi, vefa olabilir mi? Çok hüzünlendirdi beni bu
satırlar. Nedenini ben kendime bile açıklayamıyorum. Ailemi kaybetme korkusu? Onlardan ayrılma
korkusu? Bilmiyorum.
Daha çok şiir? Daha çok satır? Daha çok duygu?
Ne tuhaf şey yaşa ak
Ne tuhaf her tarafım
Titreye titreye titreye
Ne tuhaf ölüyorum
Tuhafiye dükkanıyım sanki
Tuhaf ir aşk kal ış içi de
Gözü
arka a tuhaf aka ak…
Ge elde şiirleri so dizeleri vurur i sa ı. Ama bu sefer ta tersi oldu: ilk dize etkiledi . "Ne tuhaf şey
yaşa ak." Aslına bakarsanız ilk dizeden sonrası pek de aklımda yer etmedi. Ama ilk dize birden bir yıldız
gibi parladı. Ne kadar da garip gerçekten hayat. Doğuyoruz seç e şa sımız olmadan ailemizi ülkemizi
kendimizi. Seçme hakkı veril e işke sev ek iye? Aile i ede seviyoru ki? Eğer onların çocuğu
olarak doğmasam beni sevmeyeceklerdi. Onların da seçim hakkı yoktu. Doğduktan sonra bu tuhaflığa
alışıyoruz. Tekrarlanan tuhaflıklar or alleşir. Ne tuhaf!
Ve so şiire geleli :
Uyandırıldı mı ihtiyarlar
Uyayamazlarmış gayrı
Uyuduk mu
Bir daha uyanamayız diye
Yaşla
akta çok korkuyoru . Yoksa asıl korktuğu
şey ölü
ü? Ölü ü ekle ek asıl bir duygudur
a a a? Birkaç kez ölü e yaklaştığım oldu. Az sonra öleceği dedi . Korku hisset e işti o a da
hatırlıyoru . Eli de gele her şeyi yapmaya çalıştım. Daha çok merak ettim. Ne olacak öldüğümde?
Sonsuza kadar yok mu olacağım? Biri bana ödül veya ceza verecek mi?Ama benimki en fazla on saniye
içi de gerçekleşe ir olaydı. Ya i ölü ü ekle iyordu . Belki yaşlıların ölümden korkusu da bu
yüzdendir. Asıl korku ölüm anından değil sonrasından belki. Ama beni en çok etkileyen ölüme bu kadar
yakın olabilmek. Uyursak uyanamayız.
Download