T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ AVRUPA BĐRLĐĞĐ ULUSLAR ARASI EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLER (EKONOMĐ-MALĐYE) ANABĐLĐM DALI AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN TARAF OLDUĞU SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI: TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE ETKĐLERĐ Yüksek Lisans Tezi Hakan TEZBAŞARAN Ankara-2011 T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ AVRUPA BĐRLĐĞĐ ULUSLAR ARASI EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLER (EKONOMĐ-MALĐYE) ANABĐLĐM DALI AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN TARAF OLDUĞU SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI: TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE ETKĐLERĐ Yüksek Lisans Tezi Hakan TEZBAŞARAN Tez Danışmanı Doç.Dr.Filiz ELMAS Ankara-2011 T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ AVRUPA BĐRLĐĞĐ ULUSLAR ARASI EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLER (EKONOMĐ-MALĐYE) ANABĐLĐM DALI AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN TARAF OLDUĞU SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI: TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE ETKĐLERĐ Yüksek Lisans Tezi Tez Danışmanı : Doç.Dr.Filiz ELMAS Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı Đmzası Prof.Dr.Belgin AKÇAY ........................................ Doç.Dr.Müslüme NARĐN ........................................ Doç.Dr.Filiz ELMAS ........................................ Tez Sınavı Tarihi : 15.12.2010 TÜRKĐYE CUMHURĐYETĐ ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim.(15/02/2011) Tezi Hazırlayan Öğrencinin Adı ve Soyadı Hakan TEZBAŞARAN Đmzası ĐÇĐNDEKĐLER Kısaltmalar Listesi ................................................................................................... iv Tablolar Listesi ......................................................................................................... v Şekiller Listesi ...................................................................................................... viii Giriş…….. ................................................................................................................ 1 BÖLÜM I ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ĐLE TĐCARĐ ĐLĐŞKĐLERĐN HUKUKĐ DAYANAKLARI VE GELĐŞĐMĐ 1.1.Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişkilerinin Kurucu Anlaşmalardaki Hukuki Dayanakları ............................................................................................ 7 1.1.1.Paris Anlaşması .......................................................................................... 7 1.1.2.Roma Antlaşması ....................................................................................... 9 1.1.3.Maastricht Antlaşması .............................................................................. 13 1.1.4.Amsterdam Antlaşması............................................................................. 17 1.1.5.Nice Anlaşması ........................................................................................ 18 1.1.6.Lizbon Anlaşması .................................................................................... 19 1.2.Avrupa Birliği’nin Üçüncü Ülkelerle Kurduğu Ticari Đlişkilerin Genel Đçeriği ............................................................................................................... 22 1.2.1.Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişki Biçimleri.................................................. 23 1.2.2.Dünya Ticaret Örgütü Politikaları ve Avrupa Birliği Ticaret Politikası’nın Karşılaştırılması ..................................................... 25 1.3.Avrupa Birliği’nin Genişleme Sürecinde Ticari Đlişkilerin Değişimi .................. 27 1.3.1.Doha Kalkınma Gündemi ve Avrupa Birliği’nin Değişen Ticaret Politikası ...................................................................................... 30 1.3.2.Doha Kalkınma Müzakerelerinin Etkileri .................................................. 31 1.3.3.Avrupa Birliği Ticaret Politikalarında Değişim ve Değişimin Nedenleri ... 32 1.3.4.Küresel Avrupa Stratejisi .......................................................................... 34 i BÖLÜM II SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI KAPSAMINDA AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN ÜÇÜNCÜ ÜLKELERLE KURDUĞU ĐLĐŞKĐLER 2.1.Gelişmekte Olan Ülkeler Açısından Serbest Ticaret Anlaşmalarının Önemi ............................................................................................................... 37 2.2.Avrupa Birliği’nin Akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın Genel Özellikleri ............................................................................................... 39 2.3.Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları ................................................. 41 2.3.1.Avrupa Birliği’nin Sonuçlandırdığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Anlaşmaların Taraf Ekonomilerine Etkileri .............................................. 43 2.3.1.1.Avrupa Birliği-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması ....................... 43 2.3.1.2.Avrupa Birliği-Şili Serbest Ticaret Anlaşması ............................... 56 2.3.1.3.Avrupa Birliği-G.Afrika Cumhuriyeti Serbest Ticaret Anlaşması .. 67 2.3.1.4.Avrupa Birliği-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması.................. 76 2.3.1.5.Avrupa Birliği’nin Diğer Ülke Grupları ile Đmzaladığı Serbest Ticaret ve Ortaklık Anlaşmaları ........................................ 82 2.3.2.Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Halen Müzakere Yürüttüğü Ülkeler .................................................................... 87 2.3.2.1.Avrupa Birliği-Hindistan Arasındaki Müzakereler ........................ 87 2.3.2.2.Avrupa Birliği-ASEAN Arasındaki Müzakereler .......................... 92 2.3.2.3.Avrupa Birliği-ANDEAN Ülkeleri Arasındaki Müzakereler ......... 95 2.3.2.4.Avrupa Birliği-Orta Amerika Ülkeleri Arasındaki Müzakereler .... 98 2.3.2.5.Avrupa Birliği-Ukrayna Arasındaki Müzakereler ........................ 101 2.3.2.6.Avrupa Birliği-MERCOSUR Ülkeleri Arasındaki Müzakereler .. 104 2.3.3.Serbest Ticaret Anlaşmaları Çerçevesinde Gerçekleştirilen Ticaretin Avrupa Birliği’nin Toplam Ticareti Đçindeki Önemi .............................. 107 ii BÖLÜM III AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ĐLE GERÇEKLEŞTĐRDĐĞĐ SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARININ TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE ETKĐLERĐ 3.1.Ortaklık Anlaşması’ndan Gümrük Birliği’ne Türkiye-Avrupa Birliği Đlişkileri .................................................................... 114 3.2.Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişkileri Çerçevesinde 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın Türkiye’ye Getirdiği Yükümlülükler .................. 117 3.3.Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarını Üstlenmesi ve Avrupa Birliği ........ 119 3.4.Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Müzakereler ............... 122 3.5.Avrupa Birliği’nin Akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Ekonomisine Etkileri ......................................................................... 124 3.5.1.Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Açısından Gelişimi ................... 124 3.5.2.Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye’nin Dış Ticareti Üzerindeki Etkileri ................................................................................. 125 3.5.3.Avrupa Birliği-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri ................................................................. 129 3.5.4.Avrupa Birliği-Güney Afrika Cumhuriyeti Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri ......................................... 137 3.5.5.Avrupa Birliği-Şili Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri .............................................................................. 143 3.5.6.Avrupa Birliği-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri ................................................................. 147 3.5.7.Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşmaları Akdettiği Ülkelerle Toplam Ticaretindeki Payları ................................... 153 SONUÇ ................................................................................................................ 157 KAYNAKÇA ....................................................................................................... 165 ÖZET ................................................................................................................... 176 ABSTRACT ......................................................................................................... 178 iii KISALTMALAR LĐSTESĐ AT Avrupa Topluluğu AB Avrupa Birliği ABĐA Avrupa Birliği’nin Đşleyişine Đlişkin Anlaşma ABD Amerika Birleşik Devletleri AEA Avrupa Ekonomik Alanı AET Avrupa Ekonomik Topluluğu AKÇT Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu AKP Afrika-Karayip-Pasifik AAET Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu ASEAN Güneydoğu Asya Ülkeler Birliği ATAD Avrupa Topluluğu Adalet Divanı AYB Avrupa Yatırım Bankası DPT Devlet Planlama Teşkilatı DTM Dış Ticaret Müsteşarlığı DTÖ Dünya Ticaret Örgütü GATT Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması GSYĐH Gayri Safi Yurtiçi Hasıla GTS Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi ĐKV Đktisadi Kalkınma Vakfı MERCOSUR Orta ve Güney Amerika Ortak Pazarı NAFTA Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması OECD Ekonomik Đşbirliği ve Kalkınma Örgütü TÜSĐAD Türkiye Sanayici ve Đşadamları Derneği UNCTAD Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı iv TABLOLAR LĐSTESĐ Tablo 1. Ülkelerin Dünya Ticaretindeki Payı .......................................................... 23 Tablo 2. Reel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla Oranlarındaki Değişim............................... 28 Tablo 3. Avrupa Birliği’nin Tamamladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ................... 42 Tablo 4. Avrupa Birliği’nin Müzakere Yürüttüğü Ülkeler ....................................... 43 Tablo 5. Serbest Ticaret Anlaşması Öncesi ve Sonrası Meksika’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti.................................................................... 47 Tablo 6. Serbest Ticaret Anlaşması Öncesi ve Sonrası Meksika’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................................................... 48 Tablo 7. AB-Meksika Göreli Đhracat Avantajı Endeksi............................................ 54 Tablo 8. Dünya Đthalat ve Đhracatında Avrupa Birliği ve Meksika’nın Payları ........ 54 Tablo 9. Meksika-Avrupa Birliği Arasında Kimyasal Ürün Ticaretinde Rekabet Gücü ............................................................................................ 55 Tablo 10. STA Öncesi (2000-2003) ve Sonrası (2003-2009) Şili’nin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................................................. 58 Tablo 11. Şili’nin 2000-2009 Dönemi Dış Ticareti .................................................. 61 Tablo 12. AB-Şili Göreli Đhracat Avantajı Endeksi.................................................. 64 Tablo 13. Dünya Đthalat ve Đhracatında Avrupa Birliği ve Şili’nin Payları ............... 65 Tablo 14. Şili-Avrupa Birliği Arasında Tarım, Akaryakıt ve Madencilik Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü............... 65 Tablo 15. Şili-Avrupa Birliği Arasında Đmalat Sanayi Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü .................................................................. 66 Tablo 16. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Öncesi ve Sonrası Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................................................. 70 Tablo 17. AB-Güney Afrika Cumhuriyeti Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ............. 74 Tablo 18. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği ile Madencilik Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü ................................. 75 Tablo 19. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği ile Makine Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü ..................... 75 Tablo 20. Avrupa Birliği’nin Güney Kore’den Đthal Ettiği Temel Ürünlerdeki Değişim Miktarı ...................................................................................... 79 Tablo 21. Avrupa Birliği’nin Güney Kore’ye Đhraç Ettiği Temel Ürünlerdeki Değişim Miktarı ...................................................................................... 79 v Tablo 22. Güney Kore’nin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ....................................... 80 Tablo 23. Avrupa Birliği-Güney Kore Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ................... 81 Tablo 24. EFTA’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................................ 83 Tablo 25. EUROMED Ortaklık Anlaşmaları ........................................................... 84 Tablo 26. EUROMED Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti .......................... 85 Tablo 27. Hindistan’ın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ............................................. 88 Tablo 28. 2007 yılı için Avrupa Birliği ile Hindistan’ın Sektör Bazında Ortalama Tarife Oranları ......................................................................... 89 Tablo 29. ASEAN Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................. 93 Tablo 30. ANDEAN Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ............................. 97 Tablo 31. Orta Amerika Ülkelerinin Avrupa Birliği’ne Đhraç Ettiği Ürünler ............ 99 Tablo 32. Ukrayna’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti........................................... 101 Tablo 33. MERCOSUR’un Avrupa Birliği ile Dış Ticareti.................................... 105 Tablo 34. Avrupa Birliği’nin Toplam Ticareti ....................................................... 107 Tablo 35. Avrupa Birliği’nin Yeni Nesil Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Gerçekleştirdiği Ticaret .................................................... 108 Tablo 36. Avrupa Birliği’nin Toplam Yatırım Miktarı .......................................... 110 Tablo 37. Đhracatın Đthalatı Karşılama Oranları Açısından Ülkelerin Rekabet Gücü Karşılaştırması ................................................................ 111 Tablo 38. Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları .............................. 122 Tablo 39. Avrupa Birliği ile Yeni Nesil STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerle Türkiye’nin Dış Ticaret Dengesi ............................................................ 127 Tablo 40. Avrupa Birliği ile STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerin Türkiye’nin Toplam Đthalatındaki Payları ................................................................. 128 Tablo 41. Avrupa Birliği ile STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerin Türkiye’nin Toplam Đhracatındaki Payları ................................................................. 128 Tablo 42. Türkiye’nin Meksika ile Dış Ticareti ..................................................... 130 Tablo 43. Türkiye’nin Meksika’dan Gerçekleştirdiği Đthalattaki Değişim Oranları. .................................................................................. 132 Tablo 44. Türkiye-Meksika Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ............... 134 Tablo 45. Türkiye ve Meksika Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve Đthalatındaki Payları .............................................................................. 135 Tablo 46. Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyeti ile Dış Ticaret Değerleri .......... 138 vi Tablo 47. Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti Dış Ticareti’nin Toplam Dünya Đhracat ve Đthalatındaki Payları .................................................. 141 Tablo 48. Değerli Taşlar ve Madencilik Sektöründe Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Dünya Ticaretindeki Payları ........................................ 142 Tablo 49. Türkiye-Güney Afrika Cumhuriyeti Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ............................................................. 142 Tablo 50. Türkiye-Şili Dış Ticareti ....................................................................... 143 Tablo 51. Türkiye ve Şili Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve Đthalatındaki Payları.............................................................................. 145 Tablo 52. Bakır Sektöründe Türkiye ile Şili’nin Rekabet Gücü Karşılaştırması ..... 145 Tablo 53. Türkiye-Şili Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ....................... 146 Tablo 54. Türkiye-Güney Kore Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ........................... 148 Tablo 55. Türkiye-Güney Kore Rekabet Endeksi .................................................. 149 Tablo 56. Türkiye ve Güney Kore Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve Đthalatındaki Payları ............................................................. 150 Tablo 57. Türkiye-Güney Kore Dış Ticareti .......................................................... 151 Tablo 58. Türkiye-Avrupa Birliği Dış Ticareti ...................................................... 154 Tablo 59. Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları Çerçevesinde Dış Ticareti............................................................................................ 156 vii ŞEKĐLLER LĐSTESĐ Şekil 1. Meksika-Gayri Safi Yurtiçi Hâsılanın Sektörlere Göre Dağılımı ................ 44 Şekil 2. STA Öncesi (2000) Meksika’nın Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı ..................................................................... 49 Şekil 3. STA Öncesi (2000) Meksika’nın Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı ...................................................................... 49 Şekil 4. STA Sonrası (2009) Meksika’nın Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı ...................................................................... 49 Şekil 5. STA Sonrası (2009) Meksika’nın Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı ...................................................................... 50 Şekil 6. Meksika’nın STA Öncesi Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı .......................................................................................... 52 Şekil 7. Meksika’nın STA Sonrası Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı .......................................................................................... 53 Şekil 8. Şili-GSYĐH’nin Sektörlere Göre Dağılımı .................................................. 57 Şekil 9. STA Öncesi (2000) Şili’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı....................................................................................... 59 Şekil 10. STA Öncesi (2000) Şili’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı ..................................................................................... 59 Şekil 11. STA Sonrası (2009) Şili’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı ..................................................................................... 60 Şekil 12. STA Sonrası (2009) Şili’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı ..................................................................................... 60 Şekil 13. Şili’nin STA Öncesi Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı ........................................................................................ 63 Şekil 14. Şili’nin STA Sonrası Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı ........................................................................................ 63 Şekil 15. Güney Afrika Cumhuriyeti-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı ............. 68 Şekil 16. STA Öncesi (1996) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı ................................................................... 71 Şekil 17. STA Öncesi (1996) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı..................................................................... 71 viii Şekil 18. STA Sonrası (2009) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı .................................................................... 72 Şekil 19. STA Sonrası (2009) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı..................................................................... 72 Şekil 20. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Öncesi (1998-2000) Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı................................... 73 Şekil 21. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Sonrası (2000-2008) Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı .................................. 73 Şekil 22. Güney Kore-GSYĐH’nin Sektörlere Göre Dağılımı .................................. 77 Şekil 23. Hindistan- GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı....................................... 87 Şekil 24. Avrupa Birliği-GSYĐH’nin Sektörlere Göre Dağılımı ............................. 109 Şekil 25. Türkiye’nin Güney Kore Dış Ticaretinin Sektörel Dağılımı (2008)......... 151 ix GĐRĐŞ Avrupa Birliği (AB), günümüzde gelişmekte olan ülkelerin katılmak için çaba gösterdiği bir ekonomik bütünleşmedir. Bu kapsamda Türkiye’nin AB ile olan ilişkileri, 50 yılı aşkın zaman içinde birçok aşamadan geçerek ‘müzakere eden aday ülke’ statüsüne gelmiştir. Süreç içerisinde Türkiye özellikle ekonomi alanında AB ile ileri seviyede bütünleşme sağlamıştır. Bütünleşmenin temel unsurunu 1996’da yürürlüğe giren gümrük birliği kararı oluşturmaktadır. Türkiye ile AB arasında gümrük birliğinin yürürlüğe girdiği dönemlerde taraflar arasında serbest ticaret bölgesi kurulmasının ekonomisi zayıf olan Türkiye‘ye zarar vereceği ve rekabete dayanamayan birçok sanayi kuruluşunun kapanacağı yönünde görüşler ileri sürülmüştür. Ancak sanayi ürünlerinde 500 milyon nüfuslu AB pazarına sınırsız erişim sağlanmasına olanak tanıyan gümrük birliği, Türkiye ekonomisi için olumlu sonuçlar yaratmış ve artan rekabet ortamı ekonomideki yapısal sorunların çözümünde katkılar sağlamıştır. Gümrük birliğinden önceki dönemde temel ihraç kalemleri tarımsal ürünler olan Türkiye, günümüzde başta otomotiv sektörü olmak üzere birçok sanayi ürününün toplam ihracat içindeki payını arttırmıştır. Ancak son on yılda dünya ekonomisi ve ticaret sisteminde meydana gelen değişmeler nedeniyle gümrük birliği, Türkiye’nin dış ticarette haksız rekabet ile karşılaşmasında önemli bir etken haline dönüşmüştür. AB dış ticaret politikasında, 1990’lı yıllarda dünya çapında liberalleşme ve ticaret hacmini arttırma gerekçesiyle serbest ticaret anlaşmalarına önem vermeye başlanmıştır. AB, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)1 çerçevesinde gerçekleştirilen çok taraflı müzakereler sonucunda Uruguay Turu’nun 1994 yılında başarıyla sonuçlanması ve 2001 yılında Doha Kalkınma Turu müzakerelerinin başlaması nedeniyle yeni serbest ticaret anlaşmaları imzalamama yönünde bir tutum içine girmiştir.2 Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bünyesinde 2001 yılında başlayan ve Doha Kalkınma Turu olarak adlandırılan müzakereler, dünya ticaret sistemindeki değişimler açısından önemlidir. Doha görüşmeleri, gelişmekte olan ülkelerin kalkınmaları için tarım ve hizmet sektöründe ticaretin kolaylaştırılması amacıyla başlatılmış, ancak özellikle tarım ürünlerinde iç politika öncelikleri gözetilerek yerli üretimin korunmasına yönelik yaklaşımlar yüzünden Temmuz 2006’da askıya alınmıştır. Görüşmeler sırasında AB kapsamlı liberalizasyonun sağlanması yönünde çaba harcamış ancak literatürde ‘Singapur Konuları’ olarak da adlandırılan kamu harcamalarında şeffaflık, yatırım ve rekabet politikalarında serbestleşme hususlarında ısrarcı tavrı nedeniyle görüşmeler kilitlenmiştir. Müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması ile AB, DTÖ bünyesinde ticaretin liberalleştirilmesi yönünde istediği sonucu ulaşamamış ve üçüncü ülkeler ile yeni serbest ticaret anlaşmaları imzalamamak yönündeki eğilimini terk etmiştir. Gümrük birliği, bu noktadan itibaren Türkiye açısından sorunlar üretmeye başlamıştır. AB’nin 1 1986–1994 yılları arasında gerçekleştirilen Uruguay Round Ticaret müzakereleri sonucunda, 15.04.1994 tarihli Nihai Senet ile Dünya Ticaret Örgütü kurulmuş ve GATT’ın yerini almıştır. 2 Mustafa KUTLAY, “AB’nin Dış Ticaret Politikasında Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın Artan Önemi” 26 Ocak 2009, www.usakgundem.com/ yazar/ 1116/ab’nin-dis-ticaret-politikasinda-serbest-ticaret-anlasmalari’nin-artanönemi.html, (04.10.2009) 2 dış ticaret politikasındaki değişiklik Türkiye’nin dış ticareti üzerinde de önemli etkiler yaratmıştır. Türkiye ile AB arasında 22.12.1995 Tarih ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile 01.01.1996 tarihinden geçerli olmak üzere sanayi mallarında gümrük birliğine gidilmiştir. 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi’nin 16. maddesi uyarınca Türkiye, ticaret politikasını AB ortak ticaret politikasına uyumlu hale getirebilmek amacıyla beş yıl içinde Birliğin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarını üstlenmiştir. AB’nin ortak ticaret politikasına uyum zorunluluğu, Türkiye açısından dış ticarette haksız rekabetin oluşması riskini beraberinde getirmektedir. 1/95 sayılı karar çerçevesinde Türkiye, AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmasının hükümlerine uymak zorundadır. Serbest ticaret anlaşmasına taraf olan ülkenin ise AB’ye tam üye olmadığı için Türkiye ile gerçekleştirdiği ticarette yaptığı anlaşma hükümlerini uyma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Sonuçta Türkiye AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülke mallarının Birlik üzerinden düşük gümrük vergili ya da gümrüksüz olarak ithal edilmesiyle karşı karşıya kalmış, Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmasına taraf olan ülkeye yönelik ihracatı ise yüksek gümrük vergileriyle gerçekleşmiştir. Ticaret sisteminde meydana gelen değişmeler çerçevesinde belirtilmesi gereken ikinci konu ise Türkiye’nin dış ticaret yapısındaki değişimdir. AB’nin Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı 1996’da %54 iken, bu oran 2009’da %46’ya gerilemiştir. Đthalattaki pay ise aynı süreçte %55’ten %41’e düşmüştür. Son on yıllık süreçte ise Türkiye’nin toplam ihracatında Asya ülkelerinin payı %13’ten %25,3’e; Afrika ülkelerinin payı ise %4,9’dan %10’a yükselmiştir.3 Türkiye’nin AB 3 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Dış Ticaret Đstatistikleri, www.dtm.gov.tr (18.12.2010) 3 dışındaki ülke ve ülke grupları ile daha fazla ticari ilişki kurmaya başlaması AB tarafından uygulanan ortak dış ticaret politikası çerçevesinde analiz edilebilir. Çalışmada, AB’nin serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde kurduğu ticari ilişkilerin içerikleri ve süreç içerisinde değişen eğilimleri ile Birliğin diğer ülkeler ile yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’de yarattığı rekabet ve ticaret etkisinin saptanması amaçlanmıştır. AB’nin gerçekleştirdiği ve akdedeceği serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye ekonomisinin dış ticaret ve rekabet gücüne olan etkilerinin incelenmesi tezin temel amacını oluşturmaktadır. AB’nin yürürlüğe koyduğu yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları, sektörel dağılım, anlaşma öncesi ve sonrasında dış ticaret verilerinde, yatırım oranlarında meydana gelen değişimler temelinde karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Rekabet gücü, göreli ihracat avantajı endeksi4 ve ticarete konu olan temel ürünlerin, tarafların birbirleri ile toplam ticaretindeki payında meydana gelen dönemsel değişmeler ele alınarak incelenmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde AB’nin üçüncü ülkeler ile kurduğu ticari ilişkiler, kurucu anlaşmalar bazında hukuki dayanakları ile ele alınacaktır. AB’nin mevcut ticari ilişkilerinin ve akdettiği serbest ticaret anlaşmalarının temelini oluşturan kurucu anlaşmaların incelenmesi, ticari ilişkilerin zaman içinde değişen niteliklerinin açıkça görülmesini sağlayacaktır. Ayrıca bu bölümde genişleme sürecinde Birliğin ticari ilişkilerindeki niteliksel değişim ve nedenleri üzerinde durulacaktır. 4 Göreli Đhracat Avantajı Endeksi, belli bir sektörün ihracatının ülke ihracatı içindeki payının, o sektörün dünyadaki ihracatının dünya toplam ihracatındaki payına oranıdır. Eğer endeks değeri 1'den büyük ise rekabetçi avantajın, 1'den küçük ise rekabetçi dezavantajın göstergesidir. 4 Çalışmanın ikinci bölümünde, AB’nin üçüncü ülkeler ile kurduğu ticari ilişkiler, serbest ticaret anlaşmaları kapsamında ele alınacak, anlaşmaların içeriklerinin saptanması ile taraf ekonomilerine rekabet ve ticaret etkisi incelenecektir. Bu bölümde ayrıca Birliğin hangi ülke ya da ülke grupları ile yakın ekonomik ilişkiler kurduğunun analiz edilmesi amacıyla, AB’nin üçüncü ülkelerle akdettiği serbest ticaret anlaşmalarının incelemesi yapılacaktır. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise, AB’nin üçüncü ülkeler ile gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşmalarına tek taraflı olarak uyum sağlamak zorunda kalan Türkiye ekonomisinin rekabet gücü ve dış ticaretinin nasıl etkilendiği incelenecektir. 5 BÖLÜM I ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ĐLE TĐCARĐ ĐLĐŞKĐLERĐN HUKUKĐ DAYANAKLARI VE GELĐŞĐMĐ Avrupa ülkeleri arasındaki bütünleşme hareketlerinin temelinde ekonomik gelişmeyi hızlandırmak amacı ye alır. AB ulaştığı politik ve ekonomik gücünü üçüncü ülkeler ile kurduğu ekonomik ilişkiler sonucunda ilerletmiştir. Üye ülke pazarlarının birleşmesi ile ekonomik birlik haline dönüşen AB, yaklaşık 500 milyona ulaşan nüfusu ve 2009 yılı itibarıyla ortalama 23.000 Euro olan kişi başına düşen milli geliri ile dünya ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. 11.9 trilyon Euro GSYĐH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) ile AB, dünya üretiminin yaklaşık %25’ini karşılamaktadır.5 Üye ülkeler arasında mal, hizmet, iş gücü ve sermaye dolaşımını gerçekleştirmek isteyen ve bütünleşme amacını taşıyan bir uluslararası birlik, üçüncü ülkeler ile olan ticari ilişkilerini belirli kurallara bağlamak zorundadır. Aksi takdirde, üye ülkelerin üçüncü ülkeler ile kurduğu farklı ticari ilişkiler; mal, hizmet, sermaye ve işgücünün serbest dolaşımının gerçekleşmesini imkânsız hale getirir.6 Ekonomik ve siyasi bütünleşme hedefi ile yola çıkan AB, üçüncü ülkeler ile olan ticari ilişkilerini kurallara bağlamak amacıyla ortak ticaret politikası uygulamaktadır. Bu politika özellikle üçüncü ülkelerden ithal edilecek malların iç pazarda serbest dolaşımının bozulmasını ve ticari alanda ortaya çıkması muhtemel ticaret sapmalarının üye ülkeler arasında sorun yaratmasını engelleme amacını taşımaktadır. Eurostat, European Statistics, http://appsso.eurostat.ec.europa.eu/nui/show.do? dataset=nama_gdp_k&lang=en (16.12.2010) 6 Ercüment Tezcan, Avrupa Birliği’nin 3.Ülkelere Karşı Uyguladığı Ortak Ticaret Politikasının Hukuksal Dayanakları ve Bu Çerçevede Yapılan Değişikliklerin Değerlendirilmesi, Gazi Üniv.Hukuk Fak.Dergisi. Cilt:1, Sayı:2, (Aralık 1997) s.234 5 6 AB’nin üçüncü ülkeler ile kurduğu ticari ilişkilerin değişen nitelikleri ile günümüzdeki kapsamını anlamak ve hukuki dayanaklarını belirlemek amacıyla öncelikle AB’yi kuran anlaşma metinlerini incelemek gerekir. 1.1.Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişkilerinin Kurucu Anlaşmalardaki Hukuki Dayanakları Avrupa bütünleşmesi, dört kurucu antlaşmaya dayanmaktadır: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)’nu kuran Paris Antlaşması, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (AAET)’nu tesis eden Roma Anlaşması ile 1993’te imzalanan ve Avrupa Birliği’ne geçişi simgeleyen Maastricht Antlaşması. Füzyon Antlaşması (1965), Avrupa Tek Senedi (1987), Amsterdam Antlaşması (1997), Nice Antlaşması (2003) ve Lizbon Antlaşması (2009) da kurucu antlaşmaları tadil eden antlaşmalardır. 1.1.1. Paris Antlaşması AKÇT, 18.04.1951 tarihinde, Federal Almanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Đtalya ve Fransa tarafından imzalanan Paris Antlaşması ile kurulmuştur. Bu anlaşmayla kurucu üyeler arasındaki kömür, çelik ve demir ürünleri ticaretine konulan kısıtlamalar kaldırılmış ve üçüncü ülkelere ortak gümrük tarifesi uygulanmaya başlanmıştır. 2. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa kıtası çapında 20 milyon tonu Almanya’ya ait olmak üzere 30 milyon ton civarında olan toplam çelik üretimi, AKÇT’nin faaliyete geçmesinden kısa bir süre sonra üye ülkeler toplamında 7 yaklaşık 75 milyon tona ulaşmıştır.7 Bu nedenle üretim artışı ve istihdamda meydana gelen ilerlemeyi ekonominin tüm kesimine yaymak üyelerin hedefini oluşturmuştur. Paris Antlaşması’nın 2.maddesi, üye devletlerin genel ekonomik durumları ile uyum içerisinde, ekonomik gelişme sağlamak ve istihdamı arttırmak için kömür ve çelik sektöründe ortak pazarın kurulmasını amaçlamıştır. Antlaşmanın 4.maddesi, üye ülkeler arasındaki kömür ve çelik ticaretinde ithalat ve ihracat vergileri ile eş etkili diğer vergiler ve miktar kısıtlamalarını yasaklamıştır. Bu çerçevede 10.02.1953 tarihinde Đtalya haricindeki üye ülkeler arasında kömür, demir ve hurda ticaretine konulan miktar kısıtlamaları kaldırılmıştır. Đtalya ise 1958 yılına kadar kok kömürü ithalatına vergi uygulamasını sürdürmüştür. Çelik ürünlerinde ortak pazar 01.05.1953 tarihinde yürürlüğe konmuş, özel alaşımlı çelikler için bu tarih, 01.08.1954 olarak belirlenmiştir.8 1964 yılında demir ve çelik ürünleri ithalatına konulan vergiler, ortalama %9’a yükseltilmiştir. GATT çerçevesinde 1964 yılında Đsviçre’de başlayan “Kennedy Görüşmeleri” sonucunda ise oran %5,7’ye indirilmiştir. AKÇT’yi kuran Paris Antlaşması kapsamına giren demir-çelik ürünlerdeki gümrük vergileri, 01.01.1972 tarihinde birleştirilerek ortak gümrük tarifesi uygulamasına geçilmiştir. Bu tarih AB’ye üye ülkelerin kömür ve çelik alanındaki ticari faaliyetlerde üçüncü ülkelere karşı ortak hareket edilmesi açısından sembolik anlamda önem taşımaktadır. Özellikle kömür ve çelik ticaretindeki sınırlamaları kaldırmak, anılan sektörde ortak pazar yaratarak verimliliği ve istihdamı arttırmak amacıyla imzalanan ve 50 yıl için geçerli kılınan antlaşma, 23.07.2002 tarihinde sona ermiştir. AKÇT’yi 7 Cüneyt Akalın, Monnet’nin Gölgesindeki Avrupa’dan Türkiye’ye: LiberalizmCumhuriyetçilik Kavgası, http://cuneytakalin.com.tr, (24.09.2009) 8 Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, Đstanbul, Beta Yayınevi, 2007, s.281 8 kuran Paris Antlaşması’nın yürürlükten kalkması ile birlikte kömür ve çelik sektörüyle ilgili konular, AB Komisyonu’na devredilmiştir. 1.1.2.Roma Antlaşması AKÇT’ye üye ülkelerin dışişleri bakanlarının Đtalya’nın Messina şehrinde yaptığı toplantı akabinde kurulan komitenin çalışmaları, AET ve AAET’nin 25.03.1957’de imzalanan Roma Antlaşması çerçevesinde kurulması ile sonuçlanmıştır. AB’nin üçüncü ülkeler ile kurduğu ticari ilişkilerin içeriğinin anlaşılabilmesi ve serbest ticaret anlaşmalarına yöneliminin temellerinin ortaya konulabilmesi için ortak dış ticaret politikasının bilinmesi gerekmektedir. Üye ülkelerin dış ticaret politikalarını ortak kurallar çerçevesinde belirlemesiyle oluşmuş düzenlemeler olarak tanımlanabilecek ortak ticaret politikası, üçüncü ülke mallarının iç pazarda serbest dolaşımının bozulmasını ve ortaya çıkabilecek ticaret sapmalarının üye ülkeler arasında sorun yaratmasını engelleme amacını taşımaktadır. AB’nin ortak ticaret politikasının temel dayanakları, Roma Antlaşması’nın 3.maddesinde yer almaktadır. Anılan maddede; -Üye devletlerarasında gümrük vergileri ile malların ithal ve ihracındaki miktar kısıtlamaları ve eş etkili diğer tüm tedbirlerin ortadan kaldırılması, -Üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi ile ortak dış ticaret politikası oluşturulması vurgulanmaktadır. Bununla birlikte Roma Antlaşması’nda ortak ticaret politikası ile ilgili açık ve ayrıntılı bir hüküm bulunmamakta, AB’nin tüm malların serbest dolaştığı bir gümrük birliğine dayandığı (Madde 9), malların serbest dolaşım ilkesine kamu 9 düzeni, güvenliği, insan ve hayvan sağlığı ile bitkilerin korunması vb. durumlarda istisnalar getirilebileceği (Madde 36) şeklinde temel ilkelerden söz edilmektedir.9 Ortak ticaret politikasına ilişkin temel hususlar ve üye ilkelerin politika çerçevesindeki yükümlülükleri, Roma Anlaşması’nın Ticaret Politikası başlıklı dördüncü bölümünde yer alan 110 - 116. maddelerinde de açıklanmaktadır. Roma Antlaşması’nın 110. maddesine göre ortak ticaret politikasının amacı; “Üye devletlerarasında bir gümrük birliği kurulmak suretiyle dünya ticaretinin uyumlu gelişmesi, uluslararası ticarette uygulanan tüm kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılması, gümrük engellerinin azaltılması” olarak tanımlanmıştır. Bu madde, dünya ticaretinin serbestleştirilmesi amacıyla 1948 yılında yürürlüğe giren GATT ile başlayan liberalleşme eğiliminden esinlenmiş ve Roma Antlaşması’nın GATT ile tamamen uyum sağladığı yönünde yapılan savunmaların dayanağını da oluşturmuştur. “Üye Devletler, üçüncü ülkelerle olan ticari ilişkilerini geçiş dönemi sonuna kadar dış ticaret alanında ortak bir politikanın uygulanması için gerekli koşulları bir araya getirecek biçimde uyumlu olarak yürütürler.” ifadesinin yer aldığı 111.madde ise, 1968 yılında kurucu ülkeler arasında gümrük birliğinin tamamlanması ile geçerliliğini yitirmiştir. Üye ülkelerin üçüncü ülkelere gerçekleştirdikleri ihracatta uygulanan devlet yardımlarının aşamalı şekilde uyumlu hale getirilmesi, Roma Antlaşması’nın 112.maddesinde vurgulanmıştır. Roma Antlaşması’nın 113.maddesi ise ortak ticaret politikasının; tarife oranlarındaki değişiklikler, tarife anlaşmaları, üçüncü ülkeler ile yapılacak ticaret anlaşmaları, liberalizasyon önlemlerinde uyum sağlanması, damping ve 9 Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Avrupa Topluluklarını Kuran Temel Antlaşmalar, Ağustos, 1993, C:1, http://ekutup.dpt.gov.tr/ab/antlasma/at1.pdf (16.12.2010) 10 sübvansiyona karşı ticaretin korunması, ihracat politikası, ticareti koruma tedbirleri alınması gibi konularda ortak ilkeler üzerine kurulacağını vurgulamıştır. Maddede, geçiş dönemi sonrası ortak ticaret politikasının Konsey’in yetkisinde bulunduğu konusu da belirtilmiştir. Antlaşmanın 114. maddesi uyarınca, Konsey’in üçüncü ülkelerle tarife ve ticaret anlaşmalarını AB adına akdedeceği, bu çerçevede ilk iki aşamada oy birliği, daha sonra ise nitelikli çoğunlukla karar alma yetkisine sahip bulunduğu belirtilmektedir. 115.maddeye göre üye ülkelerin herhangi biri tarafından alınan ticaret politikası tedbirinin ticaret sapmasına yol açmasını engellemek amacıyla ya da alınan tedbirler arasındaki farklılıkların üye ülke/ülkelerde ekonomik güçlüklere neden olması halinde, Komisyon’un ülkeler arasında işbirliğinin kurulması için yöntemler önereceği belirtilmektedir. Ancak önerilen yöntemlerin yerine getirilmemesi halinde, gerekli koruma tedbirlerini almak amacıyla Komisyon üye devletlere izin vermektedir. Üyelerin geçiş döneminin sona ermesinden itibaren ortak pazar için önemli olan sorunlar hakkında, uluslararası ekonomik kuruluşları ilgilendiren konularda ortak bir tutum belirlemeleri konusu antlaşmanın 116.maddesinde vurgulanmıştır. Ancak tarım ürünleri ticareti, korumacı politikalar sebebiyle AB tarafından ortak ticaret politikasının kapsamı dışında tutulmuştur. Tarım kesimi, hassas sektörlerin başında kabul edildiği için ortak tarım politikası çerçevesinde koruma altına alınmıştır. Ortak ticaret politikasının temel unsurlarından biri gümrük birliğidir. AB, ilk etapta gümrük birliği oluşturmak amacıyla kurulmuş ve iç pazar kurma hedefini de 11 bu süreçte gerçekleştirmiştir. Aynı dönemde Avrupa’daki diğer ekonomik bütünleşme hareketi olarak ortaya çıkan Avrupa Serbest Ticaret Alanı (EFTA), gümrük birliği modelini uygulamamış ve başarılı olamamıştır. AB’nin ortak ticaret politikası, Roma Antlaşması’nın 9.maddesinde de ifade edilmektedir. Maddeye göre AB, mal ticaretinin tümünü kapsayan ve üye devletlerarasındaki ithalat ve ihracattaki gümrük vergileri ile eş etkili hükümlerin yasaklanmasına, üçüncü ülkelerle ilişkilerde ortak bir gümrük tarifesinin kabulüne dayanan bir gümrük birliği temeli üzerine kurulmuştur. Roma Antlaşması’nın 12.ve 17. maddeleri, üye ülkeler arasındaki gümrük ve eş etkili vergilerin 12 yıllık bir geçiş dönemi içerisinde aşamalı olarak kaldırılmasını öngörmüştür. Bu çerçevede ithalattaki gümrük vergileri 01.07.1968 tarihinde tamamen kaldırılmıştır. Ortak pazara ulaşmayı hedefleyen AB, ticaret sapmasını engellemek amacıyla, üçüncü ülkelere karşı uygulamak zorunda olduğu ortak gümrük tarifesi ile ilgili düzenlemeleri Roma Antlaşması’nın 18. ve 19. maddelerinde ele almıştır. Hükümlere göre, üye ülkelerin sanayi ürünlerine uyguladıkları ulusal gümrük oranlarının aritmetik ortalamasının ortak gümrük tarifesi olarak kullanılmasına karar verilmiştir. Ortalamanın hesaplanmasında temel alınan vergiler, üye devletler tarafından 01.01.1957 tarihi itibarıyla uygulanan vergilerdir. Roma Antlaşması’nın 23.maddesi, ortak gümrük tarifesinin aşamalı olarak yürürlüğe konulması yönündeki düzenlemeleri içermektedir. 1962’de işlenmiş tütün ve petrol ürünleri dışındaki tüm ürünlerde ortak gümrük tarifesi uygulanmaya başlamış ve ortalama tarife %12,5 olarak belirlenmiştir.10 10 Rıdvan Karluk, 2007, s.285 12 AB, üçüncü ülkelerden gerçekleştirdiği ithalatta TARIC (Integrated Tariff of the European Communities) olarak tanımlanan “Avrupa Toplulukları Birleşik Gümrük Tarifesi” oranlarını uygulamaktadır. 1987’de AB Komisyonu tarafından hazırlanan ve yaklaşık 10 bine yakın tarifeyi kapsayan TARIC, üçüncü ülkelere uygulanan vergi oranları ve ortak ticaret politikası kapsamında bulunan önlemleri de içermektedir. Ortak gümrük tarifesi değişken bir yapıya sahiptir. Roma Antlaşması’nın 28.maddesine göre, ortak gümrük tarifesinde yapılacak değişiklik ile askıya almalar Komisyon’un önerisi üzerine, Konsey’in nitelikli çoğunluğuyla karara bağlanmaktadır. Tarife halen 2658/87 sayılı Konsey Yönetmeliği çerçevesinde uygulanmakta olup tarifeleri gösteren liste her yıl yenilenmektedir. Ortak gümrük tarife oranları, dünya genelindeki gümrük vergisi oranlarına göre düşük seviyede olup, ortalama %6,5 civarındadır. Sanayi ürünleri bazında bu oran %4’e kadar gerilemektedir. Ancak başta tarım ve tekstil olmak üzere hassas sektörlerde tarifeler hala önemli bir koruma aracı olma özelliğini devam ettirmektedir. Tarım ürünlerinde ortalama gümrük tarifesi oranları %16,5 civarındadır. 1.1.3.Maastricht Antlaşması AB’ye üye ülkelerin Dışişleri ve Maliye Bakanları tarafından imzalanan Maastricht Antlaşması, 200 maddesi, 17 ek protokol ve 33 ekiyle Roma Antlaşması’nda yapılan en önemli değişikliktir.11 Maastricht Antlaşması, Roma Antlaşması’nın ortak dış ticaret politikası hususunda geçiş dönemini düzenleyen 111.maddesi ile 114. ve 116. maddelerini 11 Rıdvan Karluk, 2007, s.69 13 yürürlükten kaldırmış, 113. ve 115.maddelerinde ise değişiklikler yapmıştır. Antlaşma, 112. 110. ve maddeleri, üzerinde herhangi bir değişiklik gerçekleştirmeden yürürlükte bırakmıştır. Maastricht Antlaşması geçiş dönemine ilişkin maddeleri anlaşmadan kaldırmıştır. Bu bağlamda, geçiş dönemi süresince üye ülkelerin ihracata yapacakları yardıma ilişkin yükümlülüklerin düzenlendiği 112. maddenin de yürürlükten kaldırılması gerekirdi. Oysa beklenenin aksine, Maastricht Antlaşması’nın 112. maddeye dokunmaması, üye ülkelerin bu alanda çekinceleri bulunduğunun da açık göstergesini oluşturmaktadır. Maastricht Antlaşması’nın üzerinde değişiklik yaptığı 113.madde, ortak ticaret politikasının alanını ve yetkili bulunan organlar ile AB tarafından ortak ticaret politikası kapsamında yapılacak antlaşmalarda izlenecek süreci içermektedir. Maddeye göre üye devletlerin üçüncü ülkelerle ticari anlaşma yetkisi, AB tarafından kullanılan münhasır bir yetkidir. Ancak bazı durumlarda yapılacak anlaşmaların ortak ticaret politikası alanına girip girmediği, üye ülkeler arasında tartışma konusu olmaktadır. Bu konu yetkili AB organları tarafından saptanmakta olup itirazlar yaşanması halinde AB Adalet Divanı’ndan görüş istenmektedir. Adalet Divanı görüşlerinde, ortak ticaret politikasının kapsamına giren bir alanda AB yetkilerine paralel olarak üye devletlerin de yetkilerinin bulunmasının kabul edilemez olduğunu, aksi takdirde Birlik içindeki güvenin sarsılacağını bildirmiştir.12 AB’nin ortak ticaret politikasında önemli bir madde olarak tanımlanan 113.madde üzerinde Maastricht Antlaşması köklü bir değişiklik yapmamıştır. Antlaşma, 113.maddenin ilk paragrafında belirtilen “Geçiş dönemi sona erdikten 12 Ercüment Tezcan, 1997, s.246 14 sonra ortak ticaret politikası ortak ilkeler üzerine kurulur” ibaresinde yer alan “geçiş dönemi sona erdikten sonra” ifadesini kaldırmıştır. Aynı maddenin 3.paragrafında yer alan “Üçüncü ülkeler ile yapılacak anlaşmaların müzakere edilmesi gerektiğinde Komisyon, gerekli müzakereleri başlatması için kendisine izin verecek olan Konsey’e tavsiyelerde bulunur” ibaresindeki “üçüncü ülkeler” ifadesi yerine “Bir ya da birden çok devletle ya da uluslararası örgütlerle” hususu getirilmiştir. Söz konusu değişiklik, metnin basit bir şekilde güncelleştirilmesinden ve bu alanda AB organlarının yerleşmiş uygulamalarının yazıya dökülmesinden başka bir anlam taşımamaktadır. 113.maddeye getirilen diğer bir değişiklik ise, “Bu çerçevede 228.maddenin ilgili hükümleri uygulanır” şeklinde bir fıkra eklenmesidir. 228. madde, bir ya da birden çok devletle veya uluslararası örgütlerle AB’nin yapmış olduğu anlaşmalarda uygulanacak süreci açıklayan bir maddedir. Prosedüre göre, AB’nin gerçekleştireceği anlaşmalar ile ilgili müzakereler Komisyon tarafından yürütülmekte ve anlaşmalar Avrupa Parlamentosu’nun görüşü alınarak Konsey tarafından yapılmaktadır. Parlamento görüşü bağlayıcı olmadığı için 113. madde kapsamına giren anlaşmaların gerçekleştirilmesi sırasında anti demokratik tutum izlenmesi eleştiri konusu olmuştur. Ancak ortak ticaret politikası alanında AB’nin gerçekleştireceği anlaşmalarda 228.madde hükümlerinin geçerli olacağı, Maastricht Antlaşması ile kesinlik kazanmıştır. Maastricht Antlaşması ile değişikliğe uğrayan bir diğer madde ise 115. maddedir. Madde, ortak ticaret politikası alanında üye ülkelere korunma sağlamaktadır. Böyle bir korunma hükmünün Roma Antlaşması’na konulması, ortak ticaret politikasının tam olarak işlerlik kazanmaması ve buna bağlı olarak da ticaret 15 sapması riskinin ortaya çıkabilmesi nedenleri ile açıklanabilir. Malların serbest dolaşımı ilkesine istisna getiren 115.maddedeki temel amaç, ticaretin serbest ticaret politikası izleyen üye ülkeler üzerinden yapılmasını engellemektir. Maastricht Antlaşması, iç pazar anlayışı ile tamamen ters bir durum oluşturan 115. maddeyi, ortak ticaret politikasının AB içerisinde tam anlamıyla yerleşmemesi nedeniyle yürürlükte bırakmış, ancak uygulama sürecine ilişkin bazı yenilikler getirmiştir. 115.maddenin 1.fıkrasında belirtilen Komisyonun “gerekli koruyucu tedbirler alması için üye devletlere izin vereceği,” hükmü, “izin verebileceği” şeklinde değiştirilmiş ve bu sayede Komisyon’a takdir yetkisi tanınmıştır. Ayrıca, “Acil durumlar olması halinde üye devletlerin gerekli korunma tedbirlerini Komisyon’a bildirmek şartı ile alabileceği” hususuna ilişkin madde fıkrasında değişiklik yapılmıştır. Değişiklik ile üye devletler, söz konusu önlemleri Komisyon’dan izin almak şartı ile yürürlüğe koyabilmektedir. Dolayısıyla anlaşma maddesinin yeni şekli, Komisyon’un yetkilerini daha da arttırmış ve ortak ticaret politikası alanında ulusal nitelikli önlemler Komisyon tarafından sıkı kontrol altına alınmıştır. Komisyon, üye devletler tarafından alınan korunma tedbirlerini istediği zaman sona erdirebilmekte, karara uymayan üye devletler hakkında ise ihlal davası açabilmektedir. Maastricht Antlaşması ile yürürlükten kaldırılan bir diğer madde ise Roma Antlaşması’nın ortak ticaret politikasına ilişkin olan 116.maddesidir. Bu maddeye göre üye devletler, “Geçiş döneminin bitiminden sonra ortak pazar için özel öneme sahip bulunan tüm konularda ortak bir yol izlerler.” Birlik içinde 116. maddenin ortak ticaret politikası alanı ile sınırlı olup olmadığı, daha doğrusu “ortak pazar için özel öneme sahip bulunan tüm konular” hakkında kapsamının ne olduğu tartışması 16 yaşanmıştır. Ancak AB Adalet Divanı, madde metnini göz önünde bulundurarak maddenin yalnızca ticari konularla sınırlı olmadığı yönünde karar vermiştir.13 Maddenin kapsamını süreç içerisinde tam olarak açıklığa kavuşturulamaması nedeniyle Maastricht Antlaşması, uygulama alanı bulamayan 116.maddeyi yürürlükten kaldırmıştır. Ortak ticaret politikasına ilişkin dönemin koşullarına göre hazırlanan Roma Antlaşması’ndaki maddeler zamanla yetersiz kalmış ve Maastricht Antlaşması ile bu yetersizlikler giderilmeye çalışılmıştır. Ancak üye ülkeler arasında gerekli uzlaşmanın sağlanamaması nedeniyle ortak ticaret politikası ile ilgili maddelerde AB çıkarına radikal değişiklikler gerçekleştirmek mümkün olamamıştır.14 Sonuç olarak Roma Antlaşması’nda yapılan değişikliklerin AB organlarının süreç içerisindeki fiili uygulamalarının resmi olarak anlaşma metnine geçirilmesinden ibaret olduğu söylenebilir. 1.1.4. Amsterdam Antlaşması Amsterdam Antlaşması, AB’ye üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının, dönem başkanlığını yürüten Hollanda’nın ev sahipliğinde 1617.06.1997 tarihleri arasında Amsterdam’da bir araya gelmeleri sonucunda ortaya çıkmıştır. 01.05.1999 tarihinde yürürlüğe giren antlaşma ile Roma Antlaşması’nın ortak ticaret politikasını ele alan 110. 112. 113. ve 115. maddeleri, ‘Ortak Ticaret Politikası’ ibareli 9.başlıkta ele alınarak sırasıyla 131. 132. 133. 134. maddeler olarak yeniden tanzim edilmiştir. 13 14 Ercüment Tezcan, 1997, s.254 Đbid, s.258 17 Amsterdam Anlaşması’yla ortak ticaret politikasının kapsamını belirten 133.maddeye “Konsey, Komisyonun önerisi üzerine ve Avrupa Parlamentosu’na danıştıktan sonra oybirliği ile ortak ticaret politikası alanını, kapsamında olmayan hizmetler ve fikri mülkiyet haklarına ilişkin uluslararası müzakereleri ve anlaşmaları kapsayacak şekilde genişletebilir” şeklinde bir fıkra eklenmiştir.15 1.1.5.Nice Antlaşması Süreç içerisinde ihtiyaçlara cevap verebilmek amacıyla kurucu anlaşmalarda değişiklikler gerçekleştiren AB, Tek Senet, Maastricht Antlaşması ve Amsterdam Antlaşması sonrasında 01.02.2003 tarihinde yürürlüğe giren Nice Antlaşması ile Birliğin kurumsal yapısında önemli değişikliklere imza atmıştır. Bu çerçevede oylama sistemi, Konsey’deki oy dağılımı ve parlamenter sayısına yeni düzenlemeler getirilmiştir. Nice Antlaşması’nda ortak ticaret politikasına ilişkin 133. madde kapsamında yer alan konularda karar alma sistemi değiştirilmiş, nitelikli oy çokluğu ile karar alınması sağlanmıştır. Yeni düzenleme ile mali sektörler, inşaat, mühendislik, çevre, turizm vb. alanlarda üçüncü ülkelerle imzalanacak anlaşmaların doğrudan kamuya yönelik hizmetler dışında kalanların nitelikli oy çokluğuyla kabul edilmesine karar verilmiştir. Sağlık, eğitim, kültürel ve sosyal hizmetler alanında üçüncü ülkeler ile yapılacak anlaşmalarda oybirliği şartına devam edilmiştir.16 15 Đktisadi Kalkınma Vakfı, Amsterdam Anlaşması, ‘Bütünleştirilmiş Haliyle Avrupa Birliği Kurucu Anlaşmaları’ Haziran 2000, Sayı:142, Đstanbul. 16 Đktisadi Kalkınma Vakfı, Avrupa Birliği Anlaşması, Avrupa Topluluklarını Kuran Anlaşmalar ve Đlgili Bazı Kararları Değiştiren Nice Anlaşması, Haziran 2003, Sayı:174, Đstanbul. 18 1.1.6. Lizbon Antlaşması AB’ye uluslararası platformda tüzel kişilik kazandıran ve kurucu anlaşmaları bünyesinde toplayan Lizbon Anlaşması, 01.12.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş ve Avrupa Topluluğu Kurucu Antlaşması’nın adını Avrupa Birliği’nin Đşleyişine Đlişkin Anlaşma (ABĐA) olarak değiştirmiştir. Ortak ticaret politikası, anlaşma ile birlikte AB’nin kalkınma, üçüncü ülkelerle ekonomik ve mali işbirliği, insani yardım, uluslararası anlaşmalar ile aynı kategoride ortak dış faaliyet kapsamına dâhil edilmiş ve AB’nin dış ilişkilerinin bir bütün olarak ele alınması amaçlanmıştır. Lizbon Antlaşması’nın ortak ticaret politikası açısından getirdiği bir diğer değişiklik ise anlaşmanın bütünleştirilmiş biçimi olan ABĐA’nın 28. maddesinde yer almaktadır. Kurucu anlaşmalarda yer alan “AB gümrük birliği üzerine kurulmuştur” ifadesi, “AB gümrük birliğini kapsamaktadır” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik somut bir sonuca yol açacak nitelikte olmayıp AB’nin sadece gümrük birliğinden ibaret bulunmadığı, kapsamının daha geniş olduğu şeklinde yorumlanabilir.17 AB Anlaşması’nın ortak ticaret politikasının uygulama alanını belirleyen 133.maddenin kapsamı, Lizbon Anlaşması (Madde 188c, ABĐA Madde 207) ile genişletilerek hizmetler ve doğrudan yatırımlar da politika içerisine alınmıştır. Maddeye göre ‘Ortak ticaret politikası, gümrük vergilerinde yapılacak değişikliklere, mal veya hizmetlere ilişkin gümrük ya da ticaret anlaşmalarının akdedilmelerine, fikri mülkiyet haklarının ticari boyutlarına, doğrudan yabancı yatırıma ve serbestleşmeye, ithalat politikası ile ticari korunma alanlarında yeknesaklığın 17 Ercüment Tezcan, Lizbon Antlaşması’nın Gümrük Birliği ve Ortak Ticaret Politikası Açısından Đçerdiği Değişiklikler Üzerine Bir Değerlendirme, Gündem Avrupa, Aylık Bülten, Haziran 2010, Cilt 1, Sayı 1, s.10 19 sağlanmasına dayanır.’ Lizbon Anlaşması’na kadar paylaşılan yetki alanına giren doğrudan yatırımlar konusunda AB’ye üye ülkeler, doğrudan yatırımları kapsayan anlaşmaları tek başlarına gerçekleştirme yetkilerini kaybetmişlerdir. Ancak aynı maddede ticari anlaşmaların Birliğin kültürel ve dilsel zenginliğine zarar verme riski taşıdığında, sosyal hizmetler, eğitim ve sağlık alanında üyelerin ulusal örgütlenmelerine zarar vermesi durumunda oy birliği ile karar alınacağı belirtilmektedir.18 Lizbon Antlaşması ile ortak ticaret politikası alanında getirilen bir diğer değişiklik, Avrupa Parlamentosu’nun yetkilerindeki artıştır. Lizbon Antlaşması öncesinde bu alanda AB Bakanlar Konseyi tek başına karar alma yetkisine sahipken, antlaşmanın 207.maddesinde ortak ticaret politikasının uygulama çerçevesini belirleyen önlemlerin kabulünde olağan yasama usulünün uygulanacağı belirtilmektedir. Avrupa Parlamentosu’na daha çok söz hakkı verilmesi anlamına gelen uygulama, ortak ticaret politikasının tamamında değil, sadece uygulama çerçevesini belirleyen önlemler için geçerlidir. Antlaşmanın 207. maddesi ayrıca, Avrupa Parlamentosu’nun yapılacak anlaşmaların her aşamasında derhal ve tamamen bilgilendirilmek zorunda olduğu hükmünü getirmiştir. Madde, Avrupa Parlamentosu’nun AB Komisyonu’nu özellikle ticaret anlaşmalarında daha fazla etkileme imkânını vermektedir. Ancak Avrupa Parlamentosu, bir uluslararası anlaşmanın müzakerelerine başlama yetkisine sahip bulunmamaktadır. Bu yetki halen AB Komisyonu’nun teklifi üzerine Konsey’in tekelindedir. 18 Official Journal of European Union, Lisbon Treaty, 17 December 2007, Volume 50,http://eur-lex.europa.eu/JOHtml.do?uri=OJ:C:2007:306:SOM:en:HTML (21.07.2010) 20 Antlaşmanın 218. maddesi ise bir ticari anlaşmanın olağan yasama usulünün uygulandığı bir alanı kapsaması durumunda Avrupa Parlamentosu’nun bu anlaşmaya onay vermesini zorunlu hale getirmiştir. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte ekonomik ortaklık anlaşmaları ve serbest ticaret anlaşmalarının yürürlük kazanması için Avrupa Parlamentosu’nun uygun görüş bildirmesi gerekecektir. Bu görüş parlamentonun basit çoğunlukla karar vermesi anlamına gelmektedir.19 Sonuç olarak Lizbon Antlaşması, karar alma sürecine Avrupa Parlamentosu’nu dâhil ederek süreci daha demokratik hale getirmeyi amaçlamakta ve ortak dış ticaret politikasının kapsamını doğrudan yatırımlar ve hizmetleri de kapsayacak şekilde genişleterek AB’nin münhasır yetki alanını tartışma yaratmayacak şekilde belirlemektedir. Ortak ticaret politikasına ilişkin Roma Antlaşması’nda yer alan hükümler, 1950’li yılların ekonomik koşullarına göre düzenlenmiş ve gelişen şartlar karşısında yetersiz kalmıştır. Kurucu anlaşmaları tadil eden anlaşmalar olarak karşımıza çıkan Maastricht, Amsterdam, Nice ve Lizbon Antlaşmaları’nda söz konusu yetersizlikler giderilmeye çalışılmıştır. Ancak üye devletlerarasında detaylı ve bağlayıcı hukuksal kurallar üzerinde gerekli uzlaşmanın sağlanamamış olması nedeniyle ortak ticaret politikası halen genel ilkeler üzerinde uzlaşmaya varılan bir politika olarak uygulanmaya devam edilmektedir. AB oldukça karmaşık bir ticaret politikası yürütmektedir. Bu nedenle ortak ticaret politikası alanında detaylı kurallar koyamayan Birlik, üye devletlere belirli ölçülerde esnek davranma imkânı sağlamıştır. Ortak ticaret politikasının kurucu 19 Belgin Akçay, Gülüm Bayraktaroğlu Özçelik (Ed.), Lizbon Antlaşması Sonrası Avrupa Birliği Serbest Dolaşım ve Politikalar, 1.Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, Eylül 2010, s.535-537 21 antlaşmalarda ele alınması ve kurucu antlaşmaları tadil eden tüm antlaşmalarda bu politikaya yeni düzenlemeler getirilmesi, her alanda bütünleşme amacıyla kurulan AB için ortak ticaret politikasının büyük önem taşıdığının açık bir göstergesidir. 1.2.Avrupa Birliği’nin Üçüncü Ülkelerle Kurduğu Ticari Đlişkilerin Genel Đçeriği AB, ortak pazarı kurmasından sonra dış ticarette korumacı yaklaşımdan uzaklaşmış ve üye ülkeler arasındaki ortak dış ticaret politikasını dünya ticaretine yön verme amacıyla kullanmıştır. Bu sayede hem üye ülkeler pazarlık gücüne sahip olmuş, hem de dünya ticaretinin daha serbest hale gelmesi yönünde katkılar sağlanmıştır. 500 milyonluk nüfusu ile dünya nüfusunun yaklaşık %7’sini oluşturan ve 2009 yılı itibarıyla dünya dış ticaret hacminin yaklaşık %37,8’lik kısmına sahip bulunan AB, 01.01.2007 tarihinde Bulgaristan ve Romanya’nın da katılımıyla üye sayısını 27’ye çıkartmıştır.20 AB, 2009 yılı itibarıyla 16,4 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hâsılasıyla (GSYĐH) dünya toplamının yaklaşık %28,2’lik payına sahip bulunmakta ve 17 AB üyesi ülke,21 Avro alanı adı verilen bölge içerisinde ortak para birimini kullanmaktadır. Bu göstergeler, AB’nin dünya ekonomisi içerisindeki önemini vurgulamaktadır.22 AB, ekonomik kalkınmanın temelini oluşturması açısından uluslararası ticari faaliyetlere büyük önem vermektedir. 20 World Trade Organization, International Trade Statistics, Press Releases/598, 26.03.2010, http://www.wto.org/english/news_e/pres10_e/pr598_e.htm (05.04.2010) 21 Almanya, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Đrlanda, Đspanya, Đtalya, Kıbrıs, Malta, Lüksemburg, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Yunanistan, Estonya. 22 European Comission, Eurostat Yearbook 2009, Europe in Figures, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/publications/eurostat_yearbook (06.05.2010) 22 Tablo 1. Ülkelerin Dünya Ticaretindeki Payı (%) YILLAR 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 AB 19.6 20.0 20.3 19.1 18.2 17.5 17.4 15.9 16.7 ABD 15.8 14.3 12.9 12.6 12.0 11.9 11.6 11.3 10.8 ÇĐN 5.8 6.8 7.9 9.2 10.2 11.1 12.2 12.4 11.6 JAPONYA 8.4 8.3 8.1 8.3 7.5 7.1 6.9 6.8 5.9 KANADA 5.8 5.3 5.0 5.0 5.0 4.5 4.3 3.9 3.4 HĐNDĐSTAN 1.0 1.1 1.1 1.2 1.3 1.4 1.5 1.8 2.0 Kaynak: Eurostat Statistics Center, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/ (10.06.2010) World Trade Organization Statistics, Press/598, http://www.wto.org (13.06.2010) Tablo 1’e göre Japonya, ABD ve Kanada’nın dünya ticaretindeki payları, 2009 yılı içerisinde düşüş eğilimini sürdürmüştür. 2003-2008 döneminde AB’nin dünya ticaretindeki payının azaldığı, Çin ve Hindistan gibi kalkınma hızı yüksek olan ülkelerde ise bu oranın hızla yükseldiği görülmektedir. Bu düşüşü önleme isteği, AB’yi dış ticaret politikasında yeni strateji arayışlarına yöneltmiştir. 1.2.1. Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişki Biçimleri Ticari ilişkileri açısından AB’nin standart bir anlaşma modeli bulunmamaktadır. Birlik, üçüncü ülkeler ile farklı alanlarda anlaşma müzakereleri yürütmekte ve kapsamı birbirinden farklı anlaşmaları yürürlüğe koymaktadır. Avrupa Komisyonu tarafından 1994 yılında Konsey’e Avrupa-Akdeniz Ekonomik Bölgesi oluşturma önerisi getirilmiştir. Öneri sonucunda AB, stratejik önem taşıyan Akdeniz bölgesinde ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanabilmesi 23 amacıyla 1995 tarihli Barselona Deklarasyonu ile yeni bir strateji belirlemiştir. Dönemin on beş üyeli AB ile on iki Güney ve Doğu Akdeniz devleti23, ekonomi olmak üzere birçok alanda işbirliği yapılması ve bu çerçevede 2010 yılına kadar serbest ticaret bölgesi oluşturulmasını hedeflemiştir. Barselona süreci kapsamında birçok Akdeniz ülkesi ile ortaklık anlaşması imzalanmıştır. AB, Afrika-Karayıp-Pasifik (AKP) ülkeleri ile ekonomik ve ticari işbirliğinin arttırılarak anılan ülkelerdeki yoksulluğun azaltılması amacıyla 23.06.2000 tarihinde Cotonou Anlaşması imzalamıştır. Ekonomik işbirliği anlaşmalarına örnek oluşturan bu anlaşma, birçok eleştiriyi de beraberinde getirmiştir. Eleştirilerin başında, AB’nin az gelişmiş ülkelerle gerçekleştirdiği görüşmelerde adaletsiz şekilde karşılıklılık ilkesine önem verdiği, Birlik ihracatının %4’ünün AKP ülkelerine gerçekleştirilmesi nedeniyle ihracatçılar açısından rakamın bir önem taşımadığı, dolayısıyla da bu anlaşmaların AB’nin bölgedeki politik gücünü arttırmak amacıyla yapıldığı gelmektedir.24 AB bahse konu ticari ilişki biçimlerinden ayrı olarak EFTA ülkeleri ile Avrupa Ekonomik Alanı Antlaşması; Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri ile Avrupa Anlaşmaları; Sovyetler Birliği’nin dağılması akabinde bağımsızlığını kazanan ülkeler ile Đşbirliği Anlaşmaları imzalamıştır. Günümüzde bütün ülkeler ile ticari ve siyasi ilişki kurmuş olan AB’nin gerçekleştirdiği anlaşmalar, temelde ekonomik çıkarlara dayanmakta ve çıkarların 23 Tunus, Fas, Cezayir, Mısır, Đsrail, Lübnan, Kıbrıs, Filistin Özerk Yönetimi, Ürdün, Suriye, Malta ve Türkiye 24 Stephen Woolcock, European Union Policy Towards Free Trade Agreements, Ecipe Working Paper, No.03/2007, http://www.ecipe.org/publications/ecipeworking-paper , (04.01 2010) 24 yüksek olduğu ülke ya da ülke grupları ile daha yoğun siyasi işbirliğine gidilmektedir. 1.2.2. Dünya Ticaret Örgütü Politikaları ve Avrupa Birliği Ticaret Politikası’nın Karşılaştırılması Uluslararası ticaretin serbestleştirilmesine yönelik adımlar GATT hükümleri çerçevesinde yapılan müzakere turları sonucu belirlenmiştir. 1986–1994 yılları arasında gerçekleştirilen Uruguay Turu müzakereleri, 15.04.1994’te DTÖ’nün kurulması ile sonuçlanmıştır. DTÖ sisteminin temel amacı, ihracatçı kuruluşların yabancı pazarlara serbest ve güvenilir bir şekilde ulaşmalarını sağlamaktır. Uluslararası ticaret hacminin artmasına yönelik çalışmalar, dünya ülkelerinin büyük bölümünü kapsayan ve ülkeler arasındaki dış ticaret kısıtlamalarını karşılıklı olarak kaldırılmasını amaçlayan DTÖ ile gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Mal, hizmet ve yatırım alanında uluslararası piyasaların daha açık hale getirilmesi, AB’nin DTÖ’den önemli beklentisini oluşturmaktadır.25 DTÖ bünyesindeki dünya ticaret sisteminin temelini oluşturan en çok kayırılan ülke kuralı, tarifelerin ve diğer uygulamaların ithal ve ihraç edilen mallar bakımından ülkeler arasında ayırımcılık yapılmaksızın uygulanmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla ülkelerin, bir ülkenin ithal ürünlerine diğer ülkelerden gelen ithal ürünlere oranla daha yüksek gümrük vergileri uygulama olasılığı bulunmamaktadır. Ancak kuralın istisnaları vardır. Tercihli ticaret anlaşmaları ve bölgesel ticaret düzenlemeleri bu istisnalara örnektir. Günümüzde DTÖ üyesi pek çok ülke ve AB sistemin istisnalarını kullanma yönünde bir eğilim içerisindedir. 25 Türkiye Đktisadi Kalkınma Vakfı, Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikası, http://www.ikv.org.tr/pdfs/7c53b0dc.pdf, s.21, (21.11.2009) 25 DTÖ’nün getirdiği istisnalardan yararlanarak uluslararası ticaret sistemi kurallarının dışına çıkılması, dünya ticaretinin serbestleşmesinde zararlara yol açabilecektir. DTÖ, en çok kayırılan ülke kuralı gözetilmediği için özellikle serbest ticaret anlaşmalarının oluşturduğu ticaret ağının ticaret sapması yaratabileceği endişesini taşımaktadır. Ancak DTÖ’nün getirdiği düzenlemeler, başta AB olmak üzere ABD ve diğer gelişmiş ülkelerin uluslararası pazarlara açılma ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaşmıştır. Hammadde ihtiyacındaki artış nedeniyle gelişmiş ülkeler yeni pazarlara ulaşma girişimlerine ağırlık vermiştir. Hammaddelerin karşılanması konusundaki zorunluluk, ticaret sisteminde değişimlere neden olmuştur. Başta AB olmak üzere arz kaynaklarını geliştirme çabası içerisinde olan ülkelerin faaliyetleri sonucunda, dünya ekonomisinin güç merkezi, hammadde ihraç eden ülkelere doğru kaymaya başlamıştır. Bu süreçte işgücü ve doğal kaynaklar bakımından zengin olan ülkelerin dünya piyasalarının yeni güç merkezleri haline gelmeleri de kaçınılmazdır.26 Hammadde kaynaklarının doğrudan karşılanması yönündeki çabalar, DTÖ bünyesinde gerçekleştirilen müzakerelerin çok taraflı sistemden, ikili ve bölgesel ticaret anlaşmalarına yönelimin nedenlerinden biridir. AB açısından üçüncü ülkeler ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, sadece hammadde kaynakları sağlamaya ya da AB’nin kendi mallarının pazarını genişletmeye yönelik değildir. Aynı zamanda dünyanın en yoksul ülkelerinin kalkınması için bu ülkelerle kurulan dayanışmaya da bir örnektir. AB, politika çerçevesinde küreselleşmenin az gelişmiş ülkeleri dışlamaması amacıyla “silahlar 26 Alan Deardoff, Dünya Ekonomisi ve Dünya Ticaret Sistemi Nereye Gidiyor? Uluslararası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikaları Dergisi, s:3 (1-2), 2008, s.19-22 26 dışında her şey” adı altında başlattığı girişim ile az gelişmiş ülkelerden ithal ettiği mallara vergi uygulamama kararı almıştır. 1.3.Avrupa Birliği’nin Genişleme Sürecinde Ticari Đlişkilerin Değişimi 20. yüzyılın son çeyreğinde dünya pazarlarındaki liberalleşmenin etkisi ile dünya ticaretinde küresel üretim artmış ve çok taraflı uluslararası ticaret sistemi, DTÖ tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde düzenlenmeye başlamıştır. Birliğin ticari ilişkilerinin değişen niteliğini anlamak için uluslararası ticaret sistemini düzenlemekle görevli DTÖ’nün kurulmasından sonraki küresel ekonomik durumu değerlendirmek gerekir. DTÖ’nün faaliyete geçtiği 1995 yılından sonraki on yıl içerisinde, toplam dünya ihracatı yaklaşık %100 oranında artış göstermiştir. 1995 yılında 5.035 milyar dolar olan toplam ihracat rakamı, 11 yılda %133 oranında artış göstererek 2006 yılında 11.762 milyar dolara yükselmiştir.27 Ancak DTÖ tarafından konulan kurallar, değişen uluslararası ticaret sisteminin ihtiyaçlarına cevap verememeye, uluslararası ekonomik güç ise yeraltı kaynaklarına sahip bulunan ve işgücü bakımından zengin olan Çin, Rusya Federasyonu gibi ülkelere kaymaya başlamıştır.28 27 World Trade Organization, International Tariff and Trade Data, http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/statis_e.htm, (08.12.2009) 28 Ülker Güzel, Küreselleşen Dünya Ticareti, ĐGEME’den Bakış Dergisi, 2008, s:1215 27 Tablo 2. Reel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla Oranlarındaki Değişim (%) YILLAR 2004 2005 2006 2007 2008 2009 AB 2.5 2.0 3.2 2.9 1.3 -4,0 ABD 3.6 3.1 2.7 2.1 1.6 -2,4 ÇĐN 10.1 10.2 10.7 11.9 9.7 8,7 RUSYA 7.1 6.4 6.7 8.1 7.0 -7,9 HĐNDĐSTAN 8.3 9.2 9.2 9.3 7.9 6,5 JAPONYA 2.3 2.6 2.2 2.1 0.7 -5,3 Kaynak : DPT, Uluslararası Ekonomik Göstergeler, 2008 http://ekutup.dpt.gov.tr/ ueg/2008/ueg2008.pdf; (17.04.2010); Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu (02.05.2010); WTO, http://www.wto.org/english/news_e/pres10_e/ pr598_e.htm (02.05.2010) Tablo 2 incelendiğinde ABD ve Japonya’nın ekonomik gücünü kaybettiği, AB’nin ise ortalama %2,5 oranında bir büyüme hızını korumaya çalıştığı görülmektedir. Hindistan, Çin, Rusya Federasyonu ise yüksek büyüme oranıyla uluslararası alanda ekonomik güç haline gelmiştir. Söz konusu ülkeler, yüksek işgücü potansiyeli, ucuz iş gücü olanakları ve zengin yeraltı kaynaklarını kullanarak ekonomik gelişmişlik seviyesini korumaktadır. Bu olanaklar gelişmekte olan ülkelere düşük üretim maliyeti sağlamakta ve uluslararası ticarette gelirlerinin artmasına neden olmaktadır. Özellikle Hindistan, uluslararası ticaretten elde ettiği gelirlerinin büyük bir kısmını bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi için harcamakta ve yazılım hizmetlerinin küresel boyutta üretici olma yolunda ilerlemesini sürdürmektedir. Hindistan’da bilişim teknolojilerine dayanan hizmetler istihdamı, 1999–2000 yılları arasında 284.000 iken bu rakam 2003–2004 döneminde yaklaşık %180 oranında artarak 813,500’e yükselmiştir.29 Sonuç olarak, hem ekonomik Ali Şahin, Güneydoğu Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM) Hindistan Raporu, http://www.setav.org/ups/dosya/28432.pdf, s.7, (18.11.2008) 29 28 göstergeler, hem de gelişmekte olan ülkelerin yapısal ekonomik sorunların giderilmesinde attığı olumlu adımlar, başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin yeni ticaret stratejileri üretmesi gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca çok taraflı sistemde farklı ekonomik güce ve çıkarlara sahip bulunan ülkeler tarafından gerçekleştirilen müzakereler, daha dengeli sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. DTÖ bünyesinde gerçekleştirilen müzakerelerde ekonomik gücü elinde bulunduran ülkelerin yönlendirici etkiye sahip oldukları bir gerçek olsa da, prensipte her üye, müzakere sürecinde eşit haklara sahiptir. Bu durum gelişmiş ülkelerin kendi çıkarlarına daha fazla hizmet edecek ticari uygulamaların hayata geçirilmesini zorlaştırmaktadır. Özellikle ikili serbest ticaret anlaşmalarının sayısında meydana gelen artış, gelişmiş ülkelerin tıkanıklığı aşma girişimlerinin sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu gelişmeler ışığında, AB’nin ticaret politikası incelendiğinde, 1990’dan sonraki on yıl içerisinde önemli değişiklikler görülmektedir. Dünya ticaretindeki liberalleşmeyi daha fazla arttırabileceği ve bu sayede pazara giriş imkânları yaratabileceği düşüncesinden hareket eden AB, özellikle serbest ticaret anlaşmaları imzalanması yönünde bir tutum içerisine girmiştir. Başta Çin ve Hindistan olmak üzere Asya pazarlarının yüksek büyüme potansiyeline karşı bölgedeki rekabet gücünü kaybetmemek amacıyla serbest ticaret anlaşmaları akdetme sürecine hız kazandırmıştır.30 30 Ali Kemal Aydın, Serbest Ticaret Anlaşmalarının Yeri ve Türkiye´nin Dış Ticaretinin Geliştirilmesindeki Önemi, T.C. Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Ekonomik Sorunlar Dergisi, S.12, Şubat 2004, http://www.mfa.gov.tr, (18.11.2009) 29 AB, DTÖ bünyesinde 2001 yılında Doha Kalkınma Gündemi olarak adlandırılan çok taraflı müzakere turu başlatılması nedeniyle yeni serbest ticaret anlaşmaları gerçekleştirme yönündeki politikasını fiili olarak askıya almıştır. Birliğin dış ticaret stratejisinde meydana gelen değişiklerin temelinde Doha Kalkınma Gündemi başlıklı müzakereler bulunmaktadır. 1.3.1.Doha Kalkınma Gündemi ve Avrupa Birliği’nin Değişen Ticaret Politikası DTÖ bünyesinde gerçekleştirilen Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinin temeli 2001 yılında Katar’ın Doha kentinde atılmıştır. Gündem özelikle tarım ve hizmetler alanında pazarlara kolay giriş imkânları yaratılmasını amaçlamaktadır. Serbest piyasa sistemindeki rekabetçi ortamda az gelişmiş ülkelerin dezavantajlarını ortadan kaldırmak amacını taşıyan sistemde, özellikle tarım alanında uluslararası ticareti bozan destek uygulamalarına son verilmesi, rekabetçi piyasa koşullarının oluşturulması, tarımsal ticarette tarife oranlarının düşürülmesi hedeflenmiştir. Ayrıca sanayi ve hizmetler alanında da gelişmekte olan ülkelere yönelik olarak yeni ticaret olanakları yaratılması amaçlanmıştır. Doha Kalkınma Gündemi kapsamında 2003 yılındaki görüşmelerde ABD ve AB, tarım alanındaki sübvansiyonlar ve destek uygulamalarının azaltılmasına ilişkin hiçbir tavizde bulunmamıştır. Bununla birlikte AB müzakereler boyunca, “ticaretin kolaylaştırılması, ticaret ve rekabet, kamu alımlarında şeffaflık” konularında hemen müzakerelere başlanması gerektiği görüşünü savunmuştur. AKP ülkeleri ile en az 30 gelişmiş kategorisinde bulunan ülkeler ise buna karşı çıkmıştır. Sonuçta müzakereler, herhangi bir uzlaşma sağlanamadan sona ermiştir.31 2004 yılında Cenevre’de gerçekleştirilen müzakerelerde ise ABD, AB, Japonya, Brezilya, tarım alanındaki sübvansiyonlarının kaldırılması, ticareti engelleyen sübvansiyonların azaltılmasına karar vermiştir. 2005 yılında yapılan görüşmelerde gelişmekte olan ülkeler tarafından tarımsal alana yönelik ihracat sübvansiyonlarının 2013 yılında kaldırılması kararlaştırılmıştır. 2006 yılında yapılan müzakerelerde de anlaşma sağlanamaması üzerine DTÖ tarafından 24.06.2006 tarihinde yapılan açıklamada görüşmelerin askıya alındığı belirtilmiştir.32 DTÖ Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinin 2008 yılı sonuna kadar tamamlanması amacıyla, özellikle tarım ve sanayi ürünlerinde pazara giriş konuları eş zamanlı ele alınarak anlaşmazlıklar giderilmeye çalışılmıştır. Tarım ürünlerinde yerli üretimin korunması amacıyla ithalat vergilerinin arttırılmasına olanak sağlayan özel korunma önlemleri mekanizması ve sanayi ürünlerinde sektörler bazında yapılacak tarife indirimleri konusunda yaşanan anlaşmazlıklar giderilememiştir.33 1.3.2. Doha Kalkınma Müzakerelerinin Etkileri Doha Kalkınma Gündemi adı altında DTÖ bünyesinde gerçekleştirilen müzakere turlarından sonuç elde edilmemesinin etkileri, uluslararası ticarette bölgesel ve ikili serbest ticaret anlaşmalarına yönelim şeklinde kendini göstermeye 31 World Trade Organization, The Fifth WTO Ministerial Conference, http://www.wto.org/english/thewto_e/minist_e/min03_e/min03_e.htm (10.11.2009) 32 EurActiv.com, “WTO talks called off”, publ. Monday 24 July 2006, updt. Monday 4 June 2007, www.euractiv.com/en/trade/wto-talks-called/article-156912, (21.10.2009) 33 TÜSĐAD Dış Đlişkiler Bölümü, Temmuz-Ağustos 2008 Bülteni, 11.09.2008, Sayı 5, S.1 31 başlamıştır. Dünya çapında gerçekleştirilen yaklaşık 200 serbest ticaret anlaşmasının yarısına yakını, yedi yıllık Doha kalkınma müzakereleri sürecinde imzalanmıştır. Serbest ticaret anlaşmalarının sayısındaki bu artış, ihracatçı ve ithalatçılar açısından karmaşık bir ticari ortamın doğmasına neden olmuştur. Çünkü ülkeler bir yandan DTÖ yükümlülüklerine, diğer yandan akdettikleri serbest ticaret anlaşması kurallarına uymak zorundadır. Ayrıca dünya ticaretinin gelişimi açısından ikili ticaret anlaşmaları, çok taraflı müzakerelerde elde edilebilecek kazanımlardan daha azını sunmuştur. Özellikle gelişmiş ülkeler tarafından tarımsal ürünlere yönelik gerçekleştirilen ticareti bozucu sübvansiyon uygulamalarının ikili anlaşmalar ile kaldırılması mümkün değildir. Ekonomik ve siyasi gücü elinde tutan ülkeler, gelişmekte olan ülkelerle yaptıkları müzakerelerde güçlerini muhataplarının pazarlarını açmaları yönünde baskı unsuru olarak kullanmayı sürdürmektedir. Doha Kalkınma Gündemi müzakereleri sonuçlanmadan yeni ikili anlaşmalar imzalamama yönünde prensip kararı bulunan ve çok taraflı müzakerelerin tamamlanmasına yönelen AB Komisyonu, müzakerelerde ilerleme sağlanamaması üzerine serbest ticaret anlaşmalarına yönelik girişimlerin dışlanmayacağını açıkça ifade etmiştir. 1.3.3.Avrupa Birliği Ticaret Politikalarında Değişim ve Değişimin Nedenleri Serbest ticaret anlaşmalarını AB’nin gündemine alan birçok faktör bulunmaktadır. AB Doha Kalkınma Gündemi müzakereleri boyunca gerçekleştirdiği ticari görüşmelere genellikle ticaret dışı konuların dâhil edilmesi yönünde bir politika izlemiştir. Birliğin 2003 yılındaki müzakerelerde, kamu alımlarında şeffaflık, yatırım ve rekabet politikalarını Doha gündemine alma konusunda ısrarcı tutumu nedeniyle 32 görüşmeler kilitlenmiştir. Gelişmekte olan ülkeler, AB’nin dayattığı bu tarz hassas konuları iç işlerine müdahale olarak nitelendirmiştir. Doha çerçevesindeki çok taraflı görüşmelerden istediği sonuçları elde edemeyen AB, 1999 yılında fiili olarak durdurduğu serbest ticaret anlaşmalarını, olumsuzlukları aşmak amacıyla kullanmaya başlamıştır. Çünkü Birliğin dünya çapındaki ekonomik ve siyasi gücü, ikili müzakereler vasıtasıyla hassas olduğu konuları üçüncü ülkelere kolay kabul ettirme olanağını sağlamıştır. AB’nin ikili serbest ticaret anlaşmalarından yana tavır almasının ticaretle doğrudan bağlantısı bulunmayan konuları ikili ticaret anlaşmaları metnine sokma gayreti dışında nedenleri de bulunmaktadır. AB’yi ikili ticaret anlaşmaları imzalanması yönünde harekete geçiren diğer bir etken ise ABD’nin ticaret politikasındaki değişimdir. ABD, Meksika ve Kanada’nın girişimleri ile 1994 yılında faaliyete geçirilen NAFTA34 ile katılımcı ülkeler arasında serbest ticaret bölgesi kurulmuştur. Bu gelişme, yarattığı ticaret sapması etkisiyle AB ile Meksika arasındaki ticaret hacmini daraltmıştır. ABD’nin Asya pazarına yoğun ilgi göstermeye başlaması ve birçok Asya ülkesi ile serbest ticaret anlaşması imzalaması, Meksika örneğinde görüldüğü üzere AB’nin bölgedeki rekabet gücünü kaybetme riski doğurmuştur. Gücü kaybetmek istemeyen AB, serbest ticaret anlaşmaları imzalanmasına yönelik girişimlerine hız vermiştir. Birlik, ABD’nin girişimleri, Asya ülkelerinin yükselen ekonomilerinin Birlik üreticileri için ihracat potansiyeli yaratan piyasalar olması ve Çin’in yükselen ekonomik gücünden dolayı rekabet gücünü 34 North American Free Trade Agreement (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) 33 kaybetmemek amacıyla, Asya ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmaları kapsamında müzakerelere başlamıştır.35 AB’nin dış ticaret politikasındaki değişikliğin yönetimdeki kadroların değişiminden kaynaklanan iç nedenleri de bulunmaktadır. Doha Kalkınma Gündemi müzakereleri boyunca AB’nin Dış Ticaret’ten Sorumlu Komiseri Pascal Lamy, ağırlıklı olarak çok taraflı görüşmelere önem vermiş ve sonrasında Peter Mandelson ile de serbest ticaret anlaşmalarının gerekliliği yönünde politika değişikliği başlamıştır.36 Bu çerçevede belirtilmesi gereken en önemli konu, AB’nin Doha Kalkınma Turu müzakerelerinin askıya alınmasından yaklaşık üç ay sonra, 04.10.2006 tarihinde “Küresel Avrupa Stratejisi” kavramı çerçevesinde yaptığı açıklamalardır. 1.3.4.Küresel Avrupa Stratejisi Küresel Avrupa Stratejisi temel olarak, AB bünyesinde faaliyet gösteren şirketlerin dış pazarlara sorunsuz bir şekilde girişlerinin sağlanması üzerine kurulmuştur. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan “Küresel Avrupa Stratejisi” başlıklı bildirimde; -DTÖ şemsiyesi altında gerçekleştirilen Doha Kalkınma Turu’nun başarıyla tamamlanmasının AB’nin temel önceliği olduğu, -Đkili serbest ticaret anlaşmaları imzalanması yönünde Avrupa Komisyonu’nun girişimlerde bulunacağı, bu anlaşmaların Birliğin yeni bir uygulaması anlamına gelmediği, geçmişte AKP ülkeleri ile ekonomik işbirliği 35 Mustafa Kutlay, 2009, s.2 Stephen Woolcock, European Union Policy Towards Free Trade Agreements, Eciper Working Paper, No:03/2007, s.5 36 34 anlaşmaları imzalandığı, komşu ülkeler ile ekonomiyi güçlendirmek amaçlı düzenlemelere gidildiği, -AB’nin mevcut serbest ticaret anlaşmalarının sınırlı kaldığı, özellikle Asya’daki ülkeleri kapsamadığı, -Ekonomik açıdan büyüme potansiyeline sahip bulunan ve tarife/tarife dışı engeller kullanmak suretiyle AB mallarının pazara girişini engelleyen ülkeler ile serbest ticaret anlaşmaları yapılmasına önem verilmesi gerektiği, bu ölçüt kapsamında, ASEAN37 ve MERCOSUR38 ülkeleri ile Kore’ye öncelik verileceği, belirtilmiştir. Bildirimde, DTÖ’nün pazara daha güvenli giriş koşullarının elde edilmesi yönünde kullanılması için olanaklarının azaldığı, dolayısıyla yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları imzalanmasının büyük önem arz ettiği konusu özellikle vurgulanmıştır.39 AB, ticaretin serbestleştirilmesi amacıyla DTÖ kapsamında yürütülen çok taraflı görüşmelere öncelik vermiş ve Doha Kalkınma Gündemi çerçevesinde yapılan görüşmelerin tamamlanması için çaba harcamıştır. Ancak Birlik, yukarıda belirtilen nedenlerle ikili anlaşmaların müzakere edilmesi yönünde politika değişikliğine gitmek zorunda kalmış ve Doha görüşmelerinin kilitlenmesini yeni dış ticaret politikasının başlangıcı için fırsat olarak görmüştür. Avrupa Komisyonu yetkilileri, 37 Güneydoğu Asya Ülkeler Birliği. ASEAN, 08.8.1967’de Bangkok’ta Filipinler, Malezya, Tayland, Endonezya ve Singapur’un kurduğu uluslararası bir örgüttür. 08.01.1984’te Bruney Darussalam, 28.07.1995’te Vietnam, 23.07.1997’de Lao PDR ve Birmanya ve 30.04.1999’da Kamboçya örgüte dâhil olmuştur. 38 Mercado Comun del Cono Sur (Güney Amerika Ülkeleri Ortak Pazarı); 1991 yılında Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay arasında kurulmuştur. Şili de daha sonra ortak üye olarak katılmıştır. 39 Dış Ticaret Müsteşarlığı, AB Yeni Pazara Giriş Startejisi, Küresel Avrıpa: Pazara Giriş için Daha Güçlü Bir Ortaklık, Bildirimine Đlişkin Bilgi Notu, 2009 http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SanayiSektorDb/AB_YENI_ PAZARA_GIRIS_STRATEJISI.doc (21.11.2009) 35 politika değişikliğine yapılan eleştirilere cevap olarak serbest ticaret anlaşmaları görüşmelerinde DTÖ kurallarına bağlı kalındığını, bu görüşmelerin ticareti serbestleştireceğini ve çok taraflı müzakerelere alternatif olarak algılanmaması gerektiğini ifade etmişlerdir. 36 BÖLÜM II SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI KAPSAMINDA AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN ÜÇÜNCÜ ÜLKELERLE KURDUĞU ĐLĐŞKĐLER 2.1. Gelişmekte Olan Ülkeler Açısından Serbest Ticaret Anlaşmalarının Önemi Serbest ticaret anlaşmaları, uluslararası ekonomik bütünleşme biçimleri içerisinde bütünleşmenin ilk adımını oluşturmakta ve ülkelerin dış ticaret engellerini kaldırarak büyük pazarlara ulaşmalarını sağlamaktadır. Anlaşma çerçevesinde aralarındaki ticareti kolaylaştıran ülkeler, diğer ülkeler ile olan ticari ilişkilerini belirleme konusunda bağımsız davranmaktadır. Serbest ticaret anlaşmalarının ticaret yaratıcı ve ticaret saptırıcı etkileri vardır. Aralarındaki ticari engellerin kalkması sebebiyle bir ürün, düşük maliyetli üretim gerçekleştiren ancak anlaşma dışında kalan ülkeden yüksek maliyetli üretim gerçekleştiren anlaşma kapsamındaki ülkeye kayabilir. Ticaret saptırıcı bu durumun her zaman olumsuz ekonomik etkileri bulunacağını söylemek mümkün değildir. Çünkü anlaşma kapsamı dışında kalan ve düşük maliyetli üretim gerçekleştiren bir ülke, rekabet edebilmek amacıyla ürün fiyatlarını düşürebilir.40 Farklı ekonomik gelişmişlik düzeyine sahip ülkeler arasında gerçekleştirilen serbest ticaret anlaşması, ekonomisi zayıf olan ülkeye zarar verebilir. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlanan Ticaret ve Kalkınma Raporu–2007 başlıklı raporda serbest ticaret anlaşmaları ile tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılmasının az gelişmiş ülkelerin endüstrilerinin korunma olanağını azaltacağı vurgulanmaktadır. Ayrıca gelişmiş ülkelerin tarım sektörüne 40 Ronald Wonnacott, Free Trade Agreements: for better or worse? American Economic Review, 1996, Vol:86, s.2 37 yönelik koruma duvarlarını indirmemesi, aksine tarımın sübvanse edilmesi, gelişmekte olan ülkelerin pazara girişleri için engel oluşturmaktadır. AB gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşmalarında ortaklarının kalkınma ihtiyaçlarını göz önünde bulunduracağını beyan etmiş, fakat gelişmekte olan ülkelerin kalkınması açısından önemli olan tarım sektöründe koruma duvarlarını indirmemiştir. AB’nin politikası UNCTAD raporunu doğrular niteliktedir.41 Önemli olan ticaret engellerinin kaldırılması ile gelişmekte olan ülke pazarlarının doğru zamanda serbestleştirilmesi konularında dengeyi bulabilmektir. Gelişmekte olan ülkelerin tarım ürünleri alanındaki ticaretin serbestleştirilmesinden kazançlı oldukları söylenebilir. Çünkü tarım sektörü bu ülkeler açısından gayri safi yurtiçi hâsıla ile istihdamın büyük bir oranını oluşturmaktadır. Tarım ürünlerinin Avrupa pazarlarına sorunsuz bir şekilde ulaşması, bu ülkelerin ekonomik gelişiminin temelidir. Ancak AB’nin tarım sektörünü yüksek oranlarda sübvanse etmesi nedeniyle pazara erişim oldukça sınırlı düzeyde kalmaktadır. Birliğin ortak tarım politikası, sübvansiyonlar nedeniyle tarımsal ürünlerde arz fazlası yaratmakta ve dünya çapındaki tarım fiyatlarının düşmesine yol açarak gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine zarar vermektedir. Bu bağlamda endüstriyel ürün ticaretinde karşılıklı liberalizasyon önemlidir. Tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılması sonucunda, AB’den ithal edilen hammadde ve ara girdilerin fiyatlarında meydana gelen düşüş, gelişmekte olan ülkelerin üretim maliyetlerinin azalmasına yol açmaktadır. Ayrıca serbest ticaret anlaşmaları, gelişmekte olan ülkelere yapılan doğrudan yatırımları arttırmakta, yeni 41 Enrique Valerdi Rodriguez, The European Union Free Trade Agreements: Implications for Developing Countries, Real Instituto Elcano, Documento de Trabajo, Working Paper 8/2009, 11.02.2009, s.5 38 iş olanakları yaratmakta, teknoloji transferi sağlayarak vergi gelirlerini yükseltmektedir. AB, uluslararası ticarette liberalizasyonun ekonomik kalkınma açısından güçlü bir araç olarak algılanması gerektiğini vurgulamıştır. Günümüzde AB üyeleri de dâhil olmak üzere hiçbir gelişmiş ülke, sadece dış ticaretteki engelleri kaldırmakla kalkınma sağlayamamıştır. Gelişmiş ülkeler, geçmişte korumacılık, sübvansiyon ve yabancı yatırımcılara karşı ayrımcılık politikalarını sıklıkla kullanmıştır. Ticari engeller, bu ülkelerin büyüme stratejilerinin bir parçası olmuştur. Dolayısıyla AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeler, anlaşmaların sanayileşme, ekonomik altyapı değişikliği, teknolojik ilerleme vb. konularda nasıl itici bir güç olabileceğini belirlemek zorundadır. 2.2.Avrupa Birliği’nin Akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın Genel Özellikleri AB’nin serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde üçüncü ülkeler ile kurduğu ticari ilişkiler, özellikleri bakımından iki ayrı grupta toplanabilir. Birliğin 1995 tarihli Barselona Deklarasyonu ile Akdeniz ülkeleriyle gerçekleştirdiği Akdeniz anlaşmaları; Afrika-Karayıp-Pasifik Ülkeleri ile imzaladığı Ekonomik Đşbirliği Anlaşmaları; Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri ile yapılan Avrupa Anlaşmaları; Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan ülkeler ile Đşbirliği Anlaşmaları ilk grupta ele alınabilir. Anlaşmaların temel özelliği, ticari ortaklara yönelik olarak yardım amaçlı olmalarıdır. Yardımın temelinde AB’nin anlaşma akdettiği ülkelerdeki politik gücünü arttırma ve ülkeleri kendi politikaları çerçevesinde yönlendirme isteği yatmaktadır. Dolayısıyla Birlik 39 ihracatçıları, ülkeler ile gerçekleştirilen ticaret anlaşmalarına ekonomik çıkarlar açısından fazla önem vermemektedir.42 Diğer gruptaki anlaşmalar ise ticari ortaklara yönelik yardım amaçlı olmayan anlaşmalardır. Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinden istediği sonucu alamayan AB, uluslararası ticarette pazar payını koruyabilmek amacıyla özellikle hızlı ekonomik gelişme gösteren ülkeler ile serbest ticaret anlaşmaları gerçekleştirmeye başlamıştır. AB, yardım amaçlı olmayan serbest ticaret anlaşmaları imzaladığı ülkelerde ekonomik kalkınma potansiyeline sahip olması kuralını aramaktadır. Ayrıca ülkelerin tarife ve tarife dışı engeller vasıtasıyla AB’den ihraç ettiği ürünlere karşı koruma politikası uygulaması da gerekir. DTÖ’nün temelini oluşturan çok taraflılık ilkesi ile AB’nin akdettiği serbest ticaret anlaşmalarına uyum sorunu da tartışma konusudur. Birlik çok taraflılık ilkesine bağlı kalacağını beyan etmiştir. GATT’ın 24. maddesi, bölgesel ticaret anlaşmalarına, koruma duvarlarının yükseltilmemesi ve ortaklar arasında yapılan tüm ticareti kapsaması koşulları içinde izin vermektedir. AB Komisyonu, serbest ticaret anlaşmalarının ortaklar arasındaki ticaretin %90-95’ini kapsaması yönünde görüş bildirmektedir. Oran gelişmekte olan ticari ortaklar açısından düşük bulunmakta, AB’nin tarımsal ürünlerde ticari engellerin kaldırılmasına karşı çıkmasından ve tarım sektörünü liberalizasyon kapsamına almak istememesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca AB, akdettiği tüm serbest ticaret anlaşmalarında anti damping ile ithalatta ani artışa karşı korunma vergileri uygulama hakkını elinde tutmaktadır. Dolayısıyla Birliğin serbest ticaret anlaşmalarının DTÖ kuralları ile uyumlu olduğunu iddia etmek zordur. AB, imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının DTÖ’nün çok taraflılık 42 Enrique Valerdi Rodriguez, 2009, s.13-18 40 ilkesine uygun olması isteğini taşıyorsa, öncelikle başta tarım sektörü olmak üzere hassas ürünlere yönelik yüksek koruma önlemlerinden vazgeçmelidir.43 ABD’nin imzaladıklarının aksine, AB’nin akdettiği serbest ticaret anlaşmalarında tek bir model bulunmamaktadır. Birçok sektörü liberalizasyon kapsamı dışında tutmak isteyen AB, üçüncü ülkelerle gerçekleştirdiği anlaşmalarda, kendi çıkarları doğrultusunda esnek davranmakta ve her ülkeye farklı bir model uygulamaktadır.44 AB’nin serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde izlediği ticari politikalar, DTÖ kurallarının ve taahhütlerinin ötesinde bir içerik taşımaktadır. Birlik, tarifelerin kaldırılmasının yanında, Doha Kalkınma Gündemi görüşmeleri çerçevesinde fikri mülkiyet hakları, sağlık ve gıda standardizasyonu vb. hususları ikili anlaşmalar kapsamına dâhil etme çabası içerisindedir. Bu durum, AB’nin yürütmekte olduğu serbest ticaret anlaşmaları görüşmelerinin yavaşlamasına yol açmaktadır. 2.3.Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları Dış ticaret, AB’nin en geniş yetki alanlarından birini oluşturmaktadır. AB Komisyonu, üçüncü ülkeler ile serbest ticaret anlaşmaları için müzakereleri yürütmekle yetkilidir. Komisyon yetkisini AB Konseyi’nden aldığı görevlendirme ile yerine getirmekte ve sonuçlandırdığı müzakereleri Konsey’in onayına sunmaktadır. Bu çerçevede AB, birçok ülke ile serbest ticaret anlaşmaları imzalamış, birçoğu ile de görüşmelerini sürdürmektedir. AB, Meksika, Güney Afrika Cumhuriyeti, Şili ile serbest ticaret anlaşmaları imzalayarak yürürlüğe koymuştur. Güney Kore ile Ekim 43 44 Enrique Valerdi Rodriguez, 2009, s.11 Stephen Woolcock, 2007, s.239 41 2009’da akdedilen serbest ticaret anlaşmasının Temmuz 2011’de yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır. AB hali hazırda, Hindistan, Ukrayna, Orta Amerika45, ANDEAN Ülkeleri46 ASEAN47 ve MERCOSUR48 ile serbest ticaret anlaşmaları imzalanması yönünde müzakerelerini sürdürmektedir. Tablo 3. Avrupa Birliği’nin Tamamladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ÜLKE EFTA Ülkeleri EUROMED Meksika Güney Afrika Cumhuriyeti Şili Güney Kore ANLAŞMA ADI YÜRÜRLÜK TARĐHĐ Serbest Ticaret Anlaşmaları 1992 Barselona Deklarasyonu 1995 Ekonomik Ortaklık, Siyasi Koordinasyon ve Đşbirliği Anlaşması 2000 Ticaret Kalkınma ve Đşbirliği Anlaşması 2000 Ortaklık Anlaşması 2003 Serbest Ticaret Anlaşması 2011 Kaynak: European Commission, Existing Agreements http://trade.ec.europa.eu/ doclib/docs/2006/december/tradoc_111588.pdf (10.11.2010) 45 Kosta Rika, El Salvador, Honduras, Guatemala, Panama, Nikaragua Bolivya, Peru, Ekvator, Kolombiya 47 Burma, Endonezya, Filipinler, Vietnam, Tayland, Kamboçya, Laos, Brunei, Malezya, Singapur 48 Uruguay, Arjantin, Brezilya, Paraguay 46 42 Tablo 4. Avrupa Birliği’nin Müzakere Yürüttüğü Ülkeler ÜLKE ANLAŞMA ADI MÜZAKERE BAŞLAMA TARĐHĐ MERCOSUR Bölgelerarası Ortaklık Anlaşması Haziran 1999 Ukrayna Ortaklık Anlaşması Mart 2007 ASEAN Serbest Ticaret Anlaşması Mayıs 2007 ANDEAN Ortaklık Anlaşması Haziran 2007 Hindistan Serbest Ticaret Anlaşması Haziran 2007 Orta Amerika Ortaklık Anlaşması Kasım 2007 Kaynak: European Commission, Ongoing Bilateral and Regional Negotiations http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/december/tradoc_118238.pdf (10.11.2010) 2.3.1.Avrupa Birliği’nin Sonuçlandırdığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Anlaşmaların Taraf Ekonomilerine Etkileri 2.3.1.1.Avrupa Birliği-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması 2009 itibarıyla 107 milyon nüfusu, 627,3 milyar Euro GSYĐH ve kişi başına düşen 5832 Euro milli geliri ile Meksika, Latin Amerika ülkeleri arasında en güçlü pazara sahip ülke konumundadır. GSYĐH’nin sektör bazında dağılımında en büyük pay hizmet sektörünündür. ekonomik krizin etkisiyle Bu sektörü sanayi ve tarım izlemektedir. Ancak büyüme hızı 2009 yılında %-6,5 oranında gerçekleşmiştir.49 49 European Commission, Trade with Mexico, 2009, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/mexico/ (24.08.2010) 43 Şekil 1. Meksika-Gayri Safi Yurtiçi Hâsılanın Sektörlere Göre Dağılımı %7,8 %4,7 %66,6 %28,7 Tarım %62,9 Tarım Sanayi Sanayi Hizmet Hizmet %29,4 1989 %4,2 1999 %37,5 Tarım Sanayi %58,3 2009 Hizmet Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade (17.12.2010) Şekil 1 incelendiğinde Meksika’nın 20 yıllık süreçte tarım ve hizmetler sektöründeki üretimin GSYĐH içerisindeki oranının azaldığı, sanayi sektörünün payının ise arttığı gözlemlenmektedir. Bu durum Meksika’nın dışa açık ekonomi politikası izlemesinin sonucudur. Başta NAFTA ve AB olmak üzere önemli ticari bloklar ile ekonomik bütünleşmesi nedeniyle Meksika, önemli oranda yabancı yatırımların ülkeye gelmesini sağlamıştır. Meksika, ABD ile AB arasında bölgesel etki alanı paylaşımında önemlidir ve aynı zamanda AB’nin Amerika kıtasında tercihli anlaşma gerçekleştirdiği ilk ülke olma özelliğine sahiptir.50 Meksika açısından ise bu anlaşma, NAFTA’dan sonra 50 Đstanbul Ticaret Odası (ĐTO), AB-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’nın Ülkemize Etkileri ve Alınacak Tedbirler, Yayın No:39, 2001, s.10 44 imzaladığı ikinci en önemli anlaşma metni olması açısından önemlidir. Meksika’nın dünya ihracatı içerisindeki payı, NAFTA’nın yürürlüğe girdiği 01.01.1994’ten sonraki on yıl içerisinde, %1,1’den %3,1’e yükselmiştir. Bu artış Meksika’yı ikinci en büyük ticari ortağı olan AB ile ekonomik işbirliğini geliştirmesini sağlamıştır.51 Meksika 1990’lı yıllardan itibaren serbest ticaret anlaşmaları imzalama yönünde bir politika izlemiştir. Politikanın amacı sadece ekonomik çıkar sağlama değil; aynı zamanda, ABD’ye olan ekonomik bağımlılığını da azaltma isteğidir. ABD’deki ekonomik istikrarsızlıklar en büyük ticari ortağı olan Meksika ekonomisinde sorunlara neden olmuştur. Dolayısıyla Meksika, değişik ülke grupları ile serbest ticaret anlaşmaları kapsamında ekonomik işbirliğine gitme zorunluluğu hissetmiştir. AB, 1990’ların ortalarında Meksika ile “Ekonomik Ortaklık, Siyasi Koordinasyon ve Đşbirliği Anlaşması” imzalanması yönünde görüşmeler başlatmıştır. Müzakerelerin tamamlanması ile 1997 yılında imzalanan anlaşma, 01.07.2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anlaşma, her iki taraf arasındaki ticaretin 2007 yılına kadar %97’sinin serbestleştirilmesini öngörmüştür. Anlaşma siyasi diyalog, ticaretin serbestleştirilmesi ve işbirliği bölümlerinden oluşmakta ve geniş kapsamlı olması münasebetiyle “Global Anlaşma” olarak adlandırılmaktadır.52 AB, Meksika’dan ithal ettiği sanayi ürünleri üzerindeki gümrük vergilerini 01.01.2003 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırmış, Meksika ise buna karşılık olarak 51 Đsmail Aydoğuş, Bölgesel Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Açısından Önemi: Đspanya ve Meksika Örneği, Afyon Kocatepe Üniversitesi ĐĐBF Dergisi, Cilt:7, Sayı:2, Aralık 2005, http://akuiibf.aku.edu.tr/dergi/7_2/7-2.html, (23.10.2009) 52 R.A.Reveles-M.P.Rocha, The EU-Mexico Free Trade Agreement Seven Years On, Debate Paper, Alternative Regionalism, Transnational Institute Mexican Action Network On Free Trade, June 2007, S.8 45 01.01.2007 tarihinde gümrük vergilerini sıfırlamıştır. Tarım ve balıkçılık ürünleri açısından ise iki taraf arasında gerçekleştirilen ticaretin %62’si için tarife oranlarının 3 ile 10 yıl arasındaki süreçte kaldırılması öngörülmüş ancak et, tahıllar, muz gibi hassas ürünler, görüşmelerden muaf tutulmuştur. AB’nin ortaklıktaki temel amacı, kaybettiği Meksika pazarını yeniden ele geçirme çabasıdır. 2009 itibarıyla dış ticaretin %64,3’ünü ABD, %7,8’ini AB ile gerçekleştiren Meksika, ABD’de meydana gelebilecek talep daralmasından etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. Bu nedenle ABD’ye yönelik ihracat ürünlerinde AB pazarına girmek, Meksika’nın öncelikli hedefleri arasındadır. AB anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Latin Amerika’nın büyüyen pazarındaki kaynaklara ve ucuz işgücüne ulaşma imkânı ile konumunu güçlendirmeye başlamıştır.53 Meksika, ticaretin serbestleşmesi sonucunda rekabetin artmasını, kaliteli ürünlerin düşük fiyatlarla tüketicinin kullanımına sunulmasını ve gelişmeler sonucunda refah düzeyinin yükselmesini amaçlamıştır. Anlaşmanın ilk altı yılında Meksika’nın AB ile ticaret açığının yaklaşık %79 arttığı görülmektedir.54 53 Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM), Meksika Ülke Profili, 2008, www.dtm.gov.tr (23.11.2009) 54 R.A.Reveles-M.P.Rocha, 2007, s.19 46 Tablo 5. Serbest Ticaret Anlaşması (STA) Öncesi ve Sonrası Meksika’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) ĐHRACAT TOPLAM TĐCARET TOPLAM ĐHRACATTA DENGESĐ ĐTHALATTA AB’NĐN PAYI AB’NĐN PAYI (%) %19 (%) %17 2.050 -617 YIL ĐTHALAT 1980 2.667 1990 4.253 %18 3.021 %14,1 -1.232 2000* 13.848 %7,5 6.973 %4,1 -6.875 2001 16.314 %9,2 5.351 %3,3 -10.963 2002 16.628 %9,4 5.528 %3,4 -11.100 2003 18.005 %10,0 6.121 %3,7 -11.884 2004 18.290 %8,8 5.172 %2,7 -15.450 2005 22.892 %11,8 7.442 %4,3 -14,096 2006 25.420 %11,6 8.796 %4,4 -16.624 2007 27,202 %12,3 10.479 %5,3 -16.723 2008 28.772 %12,7 11.537 %5,8 -17.235 2009 21.049 %11,6 8.278 %5,0 -12.771 Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://trade.ec.europa. eu/doclib/cfm/doclib_section.cfm?sec=132&langId=en (19.12.2010) *AB-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’nın yürürlük tarihi. Tablo 5 incelendiğinde son 30 yılda taraflar arasında ticaret hacminin yaklaşık 7 kat arttığı, serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesinden sonraki süreçte dış ticaret dengesinin Meksika’nın aleyhine daha fazla bozulduğu görülmektedir. Anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2000 yılında Meksika aleyhine 6.875 Euro olan dış ticaret açığı, 2009 yılında gelindiğinde %100 oranında artış göstermiştir. 47 Tablo 6. STA Öncesi ve Sonrası Meksika’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) KATEGORĐLER MAL HĐZMET YATIRIM STA Öncesi Đtibarıyla Đthalat (2000) STA Sonrası Đtibarıyla Đthalat (2008) Değişim Oranı 13848 1641 1753 28772 4700 5700 %100 %180 %220 STA Öncesi Đtibarıyla Đhracat (2000) STA Sonrası Đtibarıyla Đhracat (2008) Değişim Oranı (%) 6973 1475 283 11537 3200 900 %70 %120 %210 Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://trade.ec.europa. eu/doclib/cfm/doclib_section.cfm?sec=132&langId=en (19.12.2010) Tablo 6 incelendiğinde, Meksika açısından ihracatın ithalatı karşılama oranı serbest ticaret anlaşması öncesi (2000) %50,3 iken serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle (2008) %40’a düştüğü görülmektedir. Meksika açısından ticaret açığı, ülkede üretilmeyen ara malların ithalinden kaynaklanmaktadır. Bu durum Meksika ekonomisindeki yapısal sorunların serbest ticaret anlaşmaları ile giderilemediğinin göstergesidir. Meksika, daha fazla ihracat için daha fazla ara malı ithal etmek durumunda kalmıştır. 2009 yılı itibarıyla Meksika’nın ithalatının yaklaşık yarısını ara mallar olan makine ve araç teçhizatı oluşturmuştur. Taraflar arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması, Meksika açısından ithalatın artmasına ve dış ticaret dengesinin açık vermesine yol açmıştır. Meksika ile AB arasında dış ticaret ve rekabet karşılaştırılmasının sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girdiği 2000 yılı ile 2009’daki dış ticaretin sektörel dağılımının incelenmesi gerekir. 48 Şekil 2. STA Öncesi (2000) Meksika’nın Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı 1% Tarım 10% 8% 20% 28% Akaryakıt Makine Ulaşım Araçları 33% Kimyasal Ürünler Tekstil ve Giyim Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade (18.11.2010) Şekil 3. STA Öncesi (2000) Meksika’nın Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı 3% 6% 0% Tarım 16% Akaryakıt Makine 25% 50% Ulaşım Araçları Kimyasal Ürünler Tekstil ve Giyim Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade (18.11.2010) Şekil 4. STA Sonrası (2009) Meksika’nın Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı Tarım 19% 1% 8% Akaryakıt 17% Makine 6% 19% Ulaşım Araçları 30% Kimyasal Ürünler Tekstil ve Giyim Diğer Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade (18.11.2010) 49 Şekil 5. STA Sonrası (2009) Meksika’nın Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı 4% 17% 13% Tarım Akaryakıt 2% Makine Ulaşım Araçları Kimyasal Ürünler 21% 27% Tekstil ve Giyim Diğer 16% Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade (18.11.2010) Meksika’nın AB’den gerçekleştirdiği ithalat sektörel bazda incelendiğinde serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girdiği 2000 yılında temel ithalat kalemini %50 oranla makine ürünlerinin oluşturduğu, 2009’da ise bu oranın %27 seviyesine gerilediği görülmektedir. Bu durumun temel sebebi, dışa açık ekonomi politikası çerçevesinde Meksika’nın son yıllarda serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerin sayısında meydana gelen artış ile ithalatın bu ülkelere kaydırılmış olmasıdır. AB’nin DTÖ bünyesinde gerçekleştirdiği çok taraflı görüşmelerde üçüncü ülkeler kabul ettirmekte zorlandığı fikri mülkiyet hakları ve kamu alımlarında şeffaflık ilkesi anlaşmada yer almaktadır. Anlaşma ile birlikte ticari ve sınaî mülkiyet haklarına ilişkin özel bir konsey kurularak uyuşmazlıkların konseyde ele alınması kararlaştırılmıştır55 Ayrıca finans hizmetleri, radyo ve televizyon ile deniz ve hava taşımacılığı dışındaki tüm hizmet sektöründe yeni engeller getirilmesi yasaklanmıştır. Hüküm ile Meksika hizmet sektöründe AB’ye ABD ve Kanada’ya 55 Đstanbul Ticaret Odası, 2001, s.32 50 tanıdığı imkânları sunmuştur. Bu sektörde anlaşmanın yürürlüğe girmesinden 10 yıl sonra tam serbestleşme öngörülmüştür.56 Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesinden sonra, taraflar arasında hizmetler sektöründeki ticaret yaklaşık %110 oranında artmıştır. Karşılaştırmalı olarak incelendiğinde süreç içinde AB’nin diğer ülkeler ile hizmetler sektöründe gerçekleştirdiği ticaret %86 oranında yükselmiştir. 1999–2009 döneminde Meksika’nın AB’ye hizmetler sektöründeki ihracatı, %90 oranında artmıştır. Meksika’nın anılan sektörde AB’den gerçekleştirdiği ithalat ise aynı süreçte %150 artarak 4,1 milyar Euro rakamına ulaşmıştır. Bu göstergeler, anlaşmanın hizmetler sektöründe AB’nin daha avantajlı konuma yükseldiğini ifade etmektedir.57 Anlaşmanın Meksika ekonomisindeki büyümeyi hızlandıracağı ve yeni istihdam sahaları yaratacağı yönünde yapılan resmi açıklamalara rağmen, yürürlüğe girdiği ilk üç yıl içerisinde, Meksika ekonomisinin büyüme oranında beklenilenin üzerinde bir artış gerçekleşmemiştir.58 Anlaşma ile yatırımlarda istikrarlı bir ortamın sağlanması için karar alınmış ve yürürlüğe girmesinden sonraki üç yıl içerisinde yatırımların serbestleştirilmesine dair hukuki altyapının revize edilmesi öngörülmüştür. Meksika’daki yabancı yatırımların yaklaşık %65’i ABD, %20’si ise AB tarafından gerçekleştirilmektedir. 1999-2006 yılları arasında AB’nin Meksika’daki yatırımlarının %90’ı, Đspanya (%37,4), Hollanda (%35,6), Đngiltere (%10,2) ve Almanya (%6,8) tarafından yapılmıştır.59 Taraflar arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması, yatırımların 56 Đstanbul Ticaret Odası, 2001, s.26 European Commission, Trade, Mexico, 2009, http://trade.ec.europa.eu/doclib/ docs/ 2006/september/tradoc_113418.pdf (18.12.2010) 58 R.A.Reveles-M.P.Rocha, 2007, s.28 59 Đbid, s.19 57 51 hangi sektörlerde yoğunlaştırılacağı gibi özel ve ayrıntılı düzenlemeleri içermemektedir. Bu nedenle AB’nin Meksika’da gerçekleştirdiği yatırımların yaklaşık %90’ı, Meksika’nın 32 eyaletinden 5’inde yoğunlaşmış bulunmaktadır. Avrupalı şirketler, kârlarını maksimize etmek amacıyla, yatırımlarını doğal kaynaklara ve kalifiye insan gücüne sahip bulunan eyaletlere yönlendirmişlerdir. Đstihdamı arttırması bakımından çok önemli olmakla birlikte AB’nin gerçekleştirdiği yatırımların belirli bölgelerde yoğunlaşması, ekonomik gelişmişlik düzeyi bakımından Meksika’nın bölgeler arasındaki farklılıkların artmasına yol açmıştır. AB, Meksika’daki yatırımlarını özellikle finans ve otomotiv sektöründe yoğunlaştırmıştır. Şekil 6. Meksika’nın STA Öncesi Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı (Milyar Euro) 3,5 3 Giden Doğrudan Yatırım Gelen Doğrudan Yatırım Yatırım Dengesi 2,5 2 1,5 1 0,5 0 1997 1998 1999 Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, Mexico Main Economic Indicators http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113418.pdf (21.11.2010) 52 Şekil 7. Meksika’nın STA Sonrası Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı (Milyar Euro) 7 6 5 Giden Doğrudan Yatırım Gelen Doğrudan Yatırım Yatırım Dengesi 4 3 2 1 0 2005 2006 2007 2008 Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, Mexico Main Economic Indicators http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113418.pdf (21.11.2010) Taraflar arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalandığı 2000 yılı öncesi üç yıllık süreçte AB’nin Meksika’da gerçekleştirdiği yatırım miktarı, ortalama 1,7 milyar Euro olarak gerçekleşmiştir. 2005 yılında bu oran, yaklaşık 2,6 milyar Euro iken 2008 yılına gelindiğinde %100’den fazla artış göstererek 5,7 milyar Euro’ya ulaşmıştır.60 Serbest ticaret anlaşması sonrasında taraflar arasındaki yatırımlarda ciddi artış yaşandığı yukarıdaki tablolarda görülmektedir. 60 European Commission, Trade, Mexico, 2009, http://trade.ec.europa.eu/doclib/ docs/ 2006/september/tradoc_113418.pdf (14.08.2010) Yatırım oranlarının, AB resmi kayıtlarında 2008 yılı itibarıyla yer almakta olması nedeniyle yatırıma ilişkin tüm veriler 2008 baz alınarak düzenlenmiştir. 53 Tablo 7. AB-Meksika Göreli Đhracat Avantajı Endeksi (Makine ve Ulaşım Araçları) 3 Yıllar AB Meksika 2,5 2005 2,32 0,99 2006 2,36 0,99 2007 2,34 0,91 2008 2,47 0,93 2009 2,70 1,01 2 AB 1,5 MEKSİKA 1 0,5 0 2005 2006 2007 2008 2009 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness Map. http://www.intracen.org/menus/countries.htm (15.01.2011) Eurostat, External and Intra EU Trade, Statistical Yearbook, Data 19582009, 2010 Edition, Page 56. Tablo 7, makine ve ulaşım araçlarında göreli ihracat avantajı endeksine göre AB’nin rekabet gücünün Meksika’ya oranla arttığını göstermektedir. Tablo 8. Dünya Đthalat ve Đhracatında Avrupa Birliği ve Meksika’nın Payları YIL DÜNYA ĐHRACATINDA MEKSĐKA’NIN PAYI DÜNYA ĐTHALATINDA MEKSĐKA’NIN PAYI DÜNYA ĐHRACATINDA AB’NĐN PAYI DÜNYA ĐTHALATINDA AB’NĐN PAYI MEKSĐKA ĐHRACATIN ĐTHALATI KARŞILAMA ORANI 1995 %2,2 %2,1 %20,7 %19,1 %99 1998 %3,0 %3,4 %21,2 %19,7 %85 2000 %3,5 %3,9 %18,5 %19,2 %86 2004 %3,0 %3,2 %19,1 %19,1 %85 2008 %2,3 %2,4 %16,7 %18,8 %89 Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008 (10.10.2010) 54 Tablo 8 incelendiğinde, Meksika’nın dünya ticaret hacmindeki payında son 10 yılda önemli bir değişme meydana gelmediği, ancak AB ihracat ve ithalatının toplam dünya ticareti içindeki payında azalma olduğu görülmektedir. Tabloda ayrıca Meksika’da ihracatın ithalatı karşılama oranı 1995 itibarıyla %99’un üzerinde iken, bu oran 2008 yılında %89’a gerilemiştir. Bu tablo Meksika’nın toplam ihracat içindeki payına bakarak rekabetçi gücü kaybetmediği, ancak AB’nin rekabet gücünü yitirdiği anlamına gelmektedir. Tablo 9. Meksika-Avrupa Birliği Arasında Kimyasal Ürün Ticaretinde Rekabet Gücü Yıllar 1999 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Meksika’nın Meksika’nın Meksika’nın Meksika’nın Đhracatı (Milyon Toplam Đhracatı Đthalatı (Milyon Toplam Đthalatı Euro) Đçindeki Payı Euro) Đçindeki Payı 421 619 631 645 647 712 636 582 %8,5 %9,5 %9,1 %7,0 %6,1 %5,9 %4,6 %5,8 1.378 2.390 2.562 2.785 3.129 3.394 3.542 2.847 %13,0 %16,6 %17,4 %16,5 %16,4 %16,2 %16,1 %17,8 Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008 (10.10.2010); European Commission, Trade, Bilateral Relations, Mexico Main Economic Indicators http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/ tradoc_113418.pdf (21.11.2010) Bir ülkenin rekabet gücü kısaca ülke ihracatının toplam ticaret içindeki payındaki değişimle ölçülebilir. Bu oranın payında meydana gelen azalma/artış, rekabet gücündeki azalma/artış ile doğru orantılıdır. 2008 itibarıyla taraflar arasındaki ticaretin %18,5’luk önemli bir kısmını oluşturan kimyasal ürün ticareti incelendiğinde; 1999 yılında kimyasal ürünlerin Meksika’nın AB’ye toplam ihracatı içindeki payı %8,5 iken, bu oran 2009’da %5,8’e gerilediği görülmektedir. Bu 55 düşüş, kimyasal ürün ticaretinde Meksika’nın rekabet gücünün azaldığının göstergesidir. 2.3.1.2. Avrupa Birliği-Şili Serbest Ticaret Anlaşması Şili, 2009 yılı itibarıyla 16,6 milyon nüfusu, 116 milyar Euro gayri safi yurtiçi hâsılası ve kişi başına düşen 6829 Euro milli geliri ile dünyanın en açık ekonomileri arasında yer almaktadır.61 1970-1973 yılları arasında kendi kendine yetebilen bir ekonomik sistem geliştirebilmek amacıyla dış ticarette korumacı politika izlenmiş ve 1973 askeri darbesiyle kapalı ekonomi modelinden vazgeçilmiştir. Bu uygulama üretimde artış ve verimlilikte yükselmeye yol açarak, başta madencilik sektöründe olmak üzere ihracatın hızlı büyümesine neden olmuştur. Şili’de özellikle bakır ihracatı etkin rolünü sürdürmekle birlikte, tarım ürünleri, selüloz, ahşap gibi ürünlerin de toplam ihracat içindeki oranı yükselmiştir.62 1996 yılında MERCOSUR’a üye olan Şili, Çin, ABD, Kanada, Meksika, Güney Kore ve AB ile serbest ticaret anlaşmaları; birçok Latin Amerika ülkesi ile de ikili ticaret anlaşmaları imzalamıştır.63 2008 yılında derinleşen küresel ekonomik kriz Şili’nin temel ihracat ürünü olan bakır fiyatlarının %55 oranında azalmasına yol açmış ve ülke ekonomisi olumsuz yönde etkilenmiştir. 61 European Commission, Trade, Chile, 2009, http://ec.europa.eu/trade/creatingopportunities/bilateral-relations/countries/chile, (19.12.2010) 62 Anna Scherlin, Trade, Association, Aid, Has the AssociationAgreement Between the European Union and the Republic of Chile Fulfilled its Purposes? Đnternational Commercial Law, 2008, s.9 63 Dış Ticaret Müsteşarlığı Anlaşmalar Genel Müdürlüğü, Şili Ülke Raporu, 2009, s.2 56 Şekil 8. Şili-GSYĐH’nin Sektörlere Göre Dağılımı 1989 1999 %8,7 %6,2 %41,8 %37,3 Tarım Tarım Sanayi Sanayi Hizmet Hizmet %49,5 %56,5 2009 %3,9 Tarım Sanayi %52,3 Hizmet %43,8 Kaynak : European Commission, http://trade.ec.europa.eu/ (19.12.2010) Trade, Bilateral Relations, Chile, AB ile ekonomik işbirliğini arttırmak ve Avrupa pazarlarına rahat ulaşım sağlayabilmek amacıyla Şili, 2002 yılında, AB ile serbest ticareti de kapsamına alan bir “Ortaklık Anlaşması” imzalamış ve anlaşma 01.02.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Siyasi diyalog, işbirliği ve ticaret başlıklı üç ana unsuru bulunan anlaşma ile yaklaşık on yıllık geçiş dönemi çerçevesinde ürün ticareti üzerindeki tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılması öngörülmektedir. Anlaşmada ayrıca, fikri mülkiyet haklarının korunması, kamu işlemlerinde açıklık, yatırımların serbestleştirilmesi konuları da ele alınmıştır.64 Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonraki dört yıl içinde AB, Şili menşeli ürünlerin yaklaşık %96’lık bölümünde tarifeleri sıfırlamıştır. Şili, AB ile arasındaki 64 Anna Scherlin, 2008, s.11 57 ticari engellerin kaldırılması sayesinde rekabetçi konumunu sadece Birliğe üye ülkeler karşısında geliştirmeyi değil, aynı zamanda AB ile henüz serbest ticaret anlaşması imzalamamış başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere diğer devletler karşısında da korumayı amaçlamıştır. AB ise diğer ülkelerle akdettiği serbest ticaret anlaşmalarında olduğu gibi Şili’nin doğal kaynaklarına herhangi bir ticari engelle karşılaşmadan ulaşmayı ve doğrudan sermaye yatırımlarını arttırmayı hedeflemiştir.65 AB ile Şili arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması, 2003-2008 yılları arasında her iki tarafın ihracat ve ithalatının yaklaşık %100 oranında artmasına yol açmıştır. Küresel ekonomik kriz nedeniyle Şili’nin AB’ye 2009 yılındaki ihracatı, bir önceki yıla oranla %36,8 düşerek 6.765 milyon Euro rakamına gerilemiştir.66 Tablo 10. STA Öncesi (2000-2003) ve Sonrası (2003-2009) Şili’nin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) TĐCARET ĐHRACAT TOPLAM TOPLAM DENGESĐ ĐHRACATTA ĐTHALATTA AB’NĐN PAYI AB’NĐN PAYI (%) (%) 2000 3.158 %15,87 4.921 %24,27 1.763 2001 3.461 %17,56 5.100 %25.10 1.640 2002 3.234 %18,16 4.502 %23,98 1.268 2003 2.923 %17,20 4.320 %23.21 1.397 2004 2.968 %15,44 6.200 %23.69 3.232 2005 4.082 %15,80 7.452 %23,40 3.370 2006 4.169 %14,70 12.191 %26,80 8.022 2007 4.379 %13,80 11.788 %23,90 7.409 2008 4.804 %12,70 10.712 %23,10 5.907 2009 4.916 %15,00 6.765 %18,10 1.849 Kaynak : European Commission, Trade with Chile, http://trade.ec.europa.eu/ (18.11.2010) YIL ĐTHALAT 65 Đzmir Ticaret Odası, Şili’nin Temel Ekonomik Göstergeleri ve Şili-Türkiye Dış Ticareti, 2007, Đzmir, s.3 66 European Commission, Trade, Chile, 2009, http://trade.ec.europa.eu/doclib/ html/113364.htm, (Ağustos 2010) 58 Taraflar arasındaki ticari ilişkilere dış ticaret dengesi açısından bakıldığında ise serbest ticaret anlaşması öncesi (2000) 1763 milyon Euro olan Şili’nin dış ticaret fazlası, 2008’de %235 artmıştır. Bu anlamda ilk bakışta dış ticaret dengesi açısından serbest ticaret anlaşmasının Şili’ye avantaj sağladığı ifade edilebilir. Ancak serbest ticaret anlaşması öncesi ve sonrasında ithalat ile ihracatın sektörel dağılımının incelenmesi, taraflar arasında dış ticaret ve rekabetin karşılaştırılabilmesi için gereklidir. Şekil 9. STA Öncesi (2000) Şili’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı 0,1% 6% 1%5% 0,1% Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt ve Madencilik) Makine Ulaşım Araçları Kimyasal Ürünler Tekstil ve Giyim Diğer 88% Kaynak: European Commission, http://trade.ec.europa.eu/ (18.11.2010) Trade, Bilateral Relations, Chile, Şekil 10.STA Öncesi (2000) Şili’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı Temel Ürünler (Tarım ve Akaryakıt) Makine %6 %1 %18 %33 %15 Ulaşım Araçları Kimyasal Ürünler Tekstil ve Giyim %22,3 Diğer Kaynak: European Commission, http://trade.ec.europa.eu/ (18.11.2010) Trade, Bilateral Relations, Chile, 59 Şekil 11.STA Sonrası (2009) Şili’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı 0,1% 1% 2% 1%5% 0,1% Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt ve Madencilik) Makine Ulaşım Araçları Kimyasal Ürünler Tekstil ve Giyim Demir Çelik Diğer 91% Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, Chile, http://trade.ec.europa.eu/ (18.11.2010) Şekil 12. STA Sonrası (2009) Şili’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı 2% 8% Temel Ürünler (Tarım ve Akaryakıt) 13% 11% 0,1% Makine Ulaşım Araçları Kimyasal Ürünler Tekstil ve Giyim 38% 14% Diğer Yarı Mamuller %22,3 Demir Çelik Diğer Kaynak: European Commission, http://trade.ec.europa.eu/ (18.11.2010) Trade, Bilateral Relations, Chile, Serbest ticaret anlaşmasının dış ticaretin sektörel dağılımına etkisi incelendiğinde, Şili’nin tarım, akaryakıt ve madencilik ürünlerinin toplam ihracat içindeki payının arttığı, AB’nin ise makine ve ara malları ihracatının payının yükseldiği görülmektedir. Şili’nin temel ihraç ürünü olan bakırın AB’ye yapılan ticarette payını arttırması, sanayileşme açısından önem taşıyan ara madde ve makine ürünlerinin AB’den ithal edilen temel ürünleri oluşturmasından kaynaklanır. 60 AB, Amerika kıtasında serbest ticaret alanı oluşturması yönünde 1990’lı yıllarda ABD tarafından yürürlüğe konulmasına kadar Latin Amerika ülkelerine ticaretin geliştirilmesi konusuna ilgi göstermemiştir.67 ABD’nin kıtayı ekonomik açıdan kontrol altına almasından korkan AB, 1994 yılından itibaren bölgeye yönelik ilgisini arttırmıştır. AB ve ABD, Şili ile aynı dönemde serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koymuştur. Her iki anlaşma arasındaki en önemli fark, ABD’nin akdettiği anlaşmanın sadece ticaret ile ilgili olması, politik işbirliği, ekonomik kalkınma vb. diğer hususları içermemesidir. Şili ile AB arasındaki ticaret “kuzey-güney” ticaretidir. Şili hammadde ürünleri ihraç etmekte ve endüstriyel mallar satın almaktadır. Ülkenin temel ihraç ürünü bakırdır. 2008 itibarıyla 69 milyar dolarlık toplam ihracatının 24,7 milyar dolarlık kısmını bakır ürünleri oluşturmuştur. Bu rakam toplam ihracatın %35,7’sine karşılık gelmektedir. Tablo 11. Şili’nin 2000-2009 Dönemi Dış Ticareti (Milyon Dolar) ÜLKE/ÜLKE GRUPLARI 2000 2003 2007 2008 2009 AB 7,553 8,414 22,355 24,166 15,764 %11 %182 ABD 6,522 6,282 16,035 18,732 12,830 -%9 %185 ÇĐN 1,859 3,156 14,982 16,831 17,009 %70 %450 JAPONYA 3,258 2,924 8,849 9,891 5,827 -%10 %270 MERCOSUR 6,512 7,430 14,684 16,437 11,588 %27 %125 31,773 34,794 99,571 - - %16 %186 3,494 3,497 10,097 - - %0 %189 STA ĐMZALADIĞI ÜLKELER STA ĐMZALAMADIĞI ÜLKELER Değişim Değişim 200020032003 2008 Kaynak: Gobierno de Chile, http://rc.direcon.cl (09.01.2011) 67 Anna Scherlin, 2008, s.36 61 Tabloda 2003-2009 döneminde, Şili ile serbest ticaret anlaşması imzalamamış ülkeler arasındaki toplam ticaretin, serbest ticaret anlaşması imzalamış ülkelere oranla daha fazla arttığı görülmektedir. Ayrıca Şili ile Çin arasındaki toplam ticaret, 2000-2003 arasında yaklaşık %70; 2003-2009 arasında ise yaklaşık %450 oranında artmıştır. Şili’nin toplam dış ticaretinde AB’nin payı ise, 2002 yılından sonra azalmaktadır. 2003 yılı itibarıyla %22 civarında olan Birliğin Şili’nin toplam dış ticaretindeki payı, 2009 yılında %16,6 seviyesine gerilemiştir. Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girdiği son 6 yılda gerçekleşen bu gerileme, AB’nin Şili ile dış ticaret hacminin artışına yönelik yeni önlemler alması gerektiğinin de işaretidir. Yabancı yatırımlar Şili ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Yerli ve yabancı yatırımcılar arasında hiçbir ayırımcı uygulaması bulunmayan Şili’nin açık ekonomi politikası izlemeye başladığı 1970’li yıllardan 1998’e kadar çektiği yabancı sermaye yatırım miktarı 31,7 milyar dolara ulaşmıştır. Şili’ye akan yabancı sermaye, 1999 yılında 9 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Bu rakam 2006 yılı itibarıyla %850 oranında artarak 86,1 milyar dolar ile Latin Amerika ülkeleri arasında en yüksek miktarı oluşturmuştur. Bununla birlikte 1999 yılından itibaren gerek ABD, gerekse AB tarafından yapılan doğrudan yabancı sermaye yatırımı miktarında önemli oranda düşüşler olmuştur. 1999 yılında 5,950 milyon Euro olan AB kaynaklı yabancı yatırımı, 2008 yılında yaklaşık 1,200 milyon Euro civarında gerçekleşmiştir. Bu oran AB tarafından 2008’de üçüncü ülkelere gerçekleştirilen toplam doğrudan yatırım oranının %0,3’lük oranını oluşturmaktadır.68 Eurostat, European Union Direct Investments, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/tgm/ table.do? tab=table&init=1&language=en&pcode=tec00050&plugin=1 (19.12.2010) 68 62 Şekil 13. Şili’nin STA Öncesi Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı (Milyar Euro) 3 2 1 Giden Doğrudan Yatırım 0 Gelen Doğrudan Yatırım Yatırım Dengesi -1 -2 2001 2002 Kaynak: European Commission, http://trade.ec.europa.eu/ (14.09.2010) 2003 Trade, Bilateral Relations, Chile, Şekil 14. Şili’nin STA Sonrası Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı (Milyar Euro) 1,2 1 0,8 0,6 0,4 0,2 0 -0,2 -0,4 Giden Doğrudan Yatırım Gelen Doğrudan Yatırım Yatırım Dengesi 2006 2007 Kaynak: European Commission, http://trade.ec.europa.eu/ (14.09.2010) 2008 Trade, Bilateral Relations, Chile, 1999 yılında AB tarafından gerçekleştirilen sermaye yatırımı, Şili’de bulunan toplam yabancı sermaye yatırımının %64,6’lık bir oranını karşılarken bu oran 2006 yılına gelindiğinde %16,3’e düşmüştür.69 Bu durum sadece AB açısından geçerli değildir. Şili’ye yapılan yabancı sermaye yatırım oranlarında 2005 yılından sonra düşüşler yaşanmıştır. Bu durumun temel nedeni, Şili’ni araştırma ve geliştirme (ar69 Gobierno de Chile, Direccion General de Relaciones Economicas Internacionales, , 2010, http://rc.direcon.cl/inversion/1419 (11.08.2010) 63 ge) harcamalarına önem vermemesi ve uluslararası ticarette fikri mülkiyet haklarını yeterince koruyamamasıdır. Şili Ağustos 2007’de ABD Ticaret Temsilciliği tarafından fikri mülkiyet haklarının korunması konusunda en kötü ikinci ülke seçilmiş ve öncelikli izleme listesine yerleştirilmiştir.70 Ayrıca AB ile Şili arasındaki ticaretin belirli ürünler ile sınırlı kalması, özellikle Şili’nin toplam ihracatının %91’lik bölümünü tarım ve madencilik ürünlerinin oluşturması, yatırım alanlarının kısıtlı kalmasına yol açmakta ve yabancı yatırımların Şili’ye gelişini engelleyen bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşanan olumsuz ekonomik gelişmelere rağmen Şili, 2008-2009 yılı Dünya Ekonomik Forumu Global Rekabet Raporu’na göre dünyanın en rekabetçi ülkeleri arasında 28. sırada yer almaktadır. Sanayi üretiminin son 20 yıl içinde Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’daki oranının yükselmesi rekabetçiliğin göstergesidir. Tablo 12. AB-Şili Göreli Đhracat Avantajı Endeksi (Kimyasal Ürünler) 2,5 Yıllar AB Şili 2 2005 1,70 1.27 1,5 2006 1,76 0,89 2007 1,70 0,86 0,5 2008 1,86 1,03 0 2009 1,47 0,74 AB 1 ŞİLİ 2005 2006 2007 2008 2009 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness Map. http://www.intracen.org/menus/countries.htm (15.01.2011) Eurostat, External and Intra EU Trade, Statistical Yearbook, Data 19582009, 2010 Edition, Page 56. Infoplease, World, Country Profiles, Chile, http://www.infoplease.com/country /profiles/chile.html#axzz0z3hRwecl (02.09.2010) 70 64 Tablo 13. Dünya Đthalat ve Đhracatında Avrupa Birliği ve Şili’nin Payları Yıl Dünya Đhracatında Şili’nin Payı Dünya Đthalatında Şili’nin Payı Dünya Đhracatı’nda AB’nin Payı Dünya Đthalatında AB’nin Payı 1998 %0,29 %0,34 %21,2 %19,7 2000 %0,29 %0,27 %18,5 %19,2 2002 %0,27 %0,25 %20,0 %18,8 2004 %0,35 %0,25 %19,1 %19,1 2008 %0,41 %0,38 %16,7 %18,8 Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008 Tablo 13, dünya ithalat ve ihracatı içinde Şili’nin payının yükseldiğini, AB’nin payının ise düştüğünü göstermektedir Tablo 14. Şili-Avrupa Birliği Arasında Tarım, Akaryakıt ve Madencilik Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü (Milyon Euro) Yıl Şili’nin Đhracatı 2000 4.419 %86,0 184 %5,3 %2300 2002 4.066 %83,2 155 %4,9 %2500 2004 6.260 %87,5 153 %4,9 %3950 2005 7.136 %87,5 173 %4,4 %4000 2006 11.295 %90,5 279 %6,5 %3900 2007 11.436 %91,2 280 %5,9 %3900 2008 9.807 %86,9 240 %4,7 %4000 Şili’nin Đhracatı Payı Toplam Şili’nin Đçindeki Đthalatı Şili’nin Đthalatı Payı Toplam Đhracatın Đçindeki Đthalatı Karşılama Oranı Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008 65 Tablo 15. Şili-Avrupa Birliği Arasında Đmalat Sanayi Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü (Milyon Euro) Yıl Şili’nin Đhracatı Şili’nin Toplam Şili’nin Đhracatı Đçindeki Đthalatı Payı Şili’nin Đthalatı Payı Toplam Đhracatın Đçindeki Đthalatı Karşılama Oranı 2000 438 %8,5 3.201 %91,7 %13,6 2002 466 %9,5 2.937 %92,4 %15,8 2004 654 %9,1 2.797 %89,8 %23,3 2005 997 %12,2 3.614 %92,2 %27,5 2006 1.116 %8,9 3.861 %90,2 %28,9 2007 1.040 %8,3 4.318 %90,5 %24,0 2008 977 %8,7 4.640 %90,5 %21,0 Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008 Taraflar arasında toplam ticaretin %15’inden fazlasını oluşturan kimyasal ürünlerde göreli ihracat avantajı endeksi baz alınarak yapılan rekabet gücü karşılaştırması Tablo 12’de ele alınmıştır. Bu çerçevede kimyasal ürünlerde taraflar arasındaki rekabetçi gücün ciddi anlamda değişmediği görülmektedir. Tarım, akaryakıt ve madencilik (bakır) ürünleri ve imalat sanayi, taraflar arasındaki toplam ticaretin yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Tablo 14 ve 15 incelendiğinde, 2003 yılında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşması öncesi ve sonrasında bu maddelerin toplam ticaret içindeki paylarının fazlaca değişmediği görülmektedir. Ancak serbest ticaret anlaşması öncesi (2000) imalat sanayi ürünleri ticaretinde Şili’nin ihracatının ithalatı karşılama oranı %13,6 iken bu oran serbest ticaret anlaşması sonrasında (2008) %21’e yükselmiştir. Dolayısıyla serbest ticaret anlaşmasının imalat sanayi ürünleri ticareti açısından taraflar arasındaki rekabet dengesini AB aleyhine bozduğu söylenebilir. Sonuç olarak Şili, 2009 yılı itibarıyla dış ticaretin %90’ından fazlasını 66 imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde gerçekleştirmekte ve AB ile imzaladığı serbest ticaret anlaşmasını 1973 yılından beri izlediği açık ekonomi politikasının bir parçası olarak görmektedir. AB ise, ticari alanda Latin Amerika’daki ABD varlığını azaltma çabası içinde olduğunu beyan etmektedir. Bu hususlar dikkate alındığında, serbest ticaret anlaşmasının hem ticari hem de politik açıdan taraflara sadece olumlu ya da sadece olumsuz etkilerinin bulunduğunu söylemek bu aşamada zordur. 2.3.1.3.Avrupa Birliği-Güney Afrika Cumhuriyeti Serbest Ticaret Anlaşması 2009 yılı verilerine göre yaklaşık 49 milyon nüfusu, 206 milyar Euro GSYĐH ve kişi başına düşen 4175 Euro gelir ile Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika kıtasında önemli bir ekonomik güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte kriz nedeniyle, 2009 yılındaki büyüme hızı %-1,8 civarında gerçekleşmiştir. Zengin yeraltı kaynakları ile güçlü turizm, tekstil, otomotiv ve tarım sektörüne sahip bulunmaktadır.71 71 European Commisssion, Trade, Creating Opportunities, Bilateral relations, South Africa, http://trade.ec.europa.eu/doclib/2006/september/tradoc_113447.pdf (19.12. 2010) 67 Şekil 15. Güney Afrika Cumhuriyeti-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı 1989 1999 %5,4 Tarım Tarım Sanayi Sanayi Hizmet %53,9 %3,5 Hizmet %65,2 %40,7 2009 %31,2 %3,0 Tarım Sanayi Hizmet %65,8 %31,1 Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, South Africa, http://trade.ec.europa.eu/ (19.12.2010) Şekil 15 incelendiğinde son 10 yılda hizmet sektörünün payının artış gösterdiği görülmektedir. Başta AB kökenli yabancı yatırımların hizmet sektöründe yoğunlaşması bu payın artışında etkendir. 1994 yılında demokrasiye geçiş ile birlikte Güney Afrika Cumhuriyeti, uluslararası ticaretten yararlanabilmek için Lome Konvansiyonu’na72 katılmıştır. Bununla birlikte AB, az gelişmiş ülke statüsünde görmediği Güney Afrika Cumhuriyeti ile sadece Lome sözleşmesi çerçevesinde ticari ilişki kurmayı yeterli bulmamıştır. Taraflar 1996 yılı Mart ayında ticaret ve kalkınma amaçlı yeni bir iş 72 Lome Konvansiyonu, 1975 yılında AB ile 71 Afrika, Karayıp, Pasifik (AKP) ülkesi arasında imzalanan bir dizi anlaşmadır. Anlaşma, eski sömürgeleriyle Avrupa arasında ekonomik birlikteliği devam ettirme ve gelişmekte olan bu ülkelere özellikle bazı tarımsal ürünlerde gümrük avantajları sağlama amaçlarına dayanır. Anlaşma ayrıca Stabex ve Sysmin adı verilen ekonomik mekanizmalarla korunmaya çalışılmıştır. Bu uygulamaların amacı ihracat ve fiyat dalgalanmalarına karşı AKP ülkelerini korumaktır. 68 birliği başlatmıştır.73 AB, Güney Afrika Cumhuriyeti ile Ticaret, Kalkınma ve Đşbirliği Anlaşması’nı 11.01.1999 tarihinde imzalamıştır. Taraflar arasındaki ticaretin serbestleştirilmesini amaçlayan anlaşma çerçevesinde ikili ticaretin yaklaşık %90’ının 12 yıllık dönem içerisinde serbest ticaret kapsamına alınması planlanmıştır. Güney Afrika Cumhuriyeti, AB’nin Afrika kıtasındaki en büyük ticari ortağıdır.74 Taraflar arasında imzalanan Ortaklık, Kalkınma ve Đşbirliği Anlaşması’nın iki bölümü bulunmaktadır. -AB ve Güney Afrika Cumhuriyeti arasındaki serbest ticareti düzenleyen hükümler, -Yeniden yapılanma ve kalkınma için Avrupa programı.75 Anlaşmanın birinci bölümü, taraflar arasında serbest ticaret alanı kurmayı hedeflemekte, ikinci bölümü ise özel sektörün gelişmesi, sosyal hizmetler, insan hakları, demokratikleşme için Güney Afrika Cumhuriyeti’ne mali yardımı içermektedir. Anlaşma çerçevesinde Güney Afrika Cumhuriyeti, 2012 yılı sonuna kadar AB’den ithal ettiği tarım ürünlerinin yaklaşık %81’i ile sanayi ürünlerinin %86’sında tarifeleri kaldıracağını taahhüt etmiştir. Buna karşılık AB, aynı süreçte Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ürettiği tarımsal ürünlerin %62’si ile sanayi ürünlerinin tamamındaki gümrük vergilerini sıfırlayacağını belirtmiştir. Bu husus, sanayi sektöründe Güney Afrika Cumhuriyeti ürünlerinin AB ürünleri ile rekabet 73 Assarson, J., The Impacts of the European Union-South Africa Free Trade Agreement, Uppsala University Department of Economics, D-Level Thesis, 2005, s.7 74 Đhracatı Geliştirme Etüd Merkezi (ĐGEME), Güney Afrika Cumhuriyeti Ülke Profili, www.igeme.org.tr. (25.08.2010) 75 European Commission, Trade, Creating Oppurtunities, Bilateral Relations, South Africa, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/ south-africa (25.08.2010) 69 durumunun bir göstergesidir.76 Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk dört yıl içerisinde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin AB’ye olan ihracatı, yaklaşık %75 oranında artış göstermiştir. Đthalattaki artış oranı ise %93 seviyesinde gerçekleşmiştir. Tablo 16. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Öncesi ve Sonrası Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) YIL ĐTHALAT TOPLAM ĐHRACAT TOPLAM TĐCARET ĐTHALATTA ĐHRACATTA DENGESĐ AB’NĐN PAYI AB’NĐN PAYI %43,1 4.673 %30,4 -1.992 1998 6.665 1999 6.616 %41,8 5.578 %32,1 -1.038 2000* 7.835 %38,7 6.942 %31,0 -893 2001 9.374 %40,5 7.761 %33,5 -1.613 2002 12.228 %41,4 9.857 %33,0 -2.371 2003 11.822 %42,2 8.645 %31,5 -3.177 2004 17.143 %41,6 11.766 %32,7 -5.377 2005 18.635 %39,3 13.704 %33,2 -4.930 2006 20.686 %35,3 14.799 %35,7 -5.887 2007 26.427 %39,0 15.425 %33,5 -11.002 2008 21.026 %31,5 16.333 %32,7 -4.693 2009 16.490 %31,5 10.481 %27,0 -6.009 Kaynak : The South African Department of Trade and Industry *Güney Amerika- AB arasında serbest ticaret anlaşmasının yürürlük tarihi Güney Afrika Cumhuriyeti, anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2000 yılından günümüze kadar AB ile olan ticaretini arttırmıştır. 2000 yılında 14.777 milyon Euro olan ticaret hacmi, 2009’a gelindiğinde yaklaşık %100 oranında artmıştır. Yukarıdaki tablo incelendiğinde, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin AB ile olan ticaretinde dış ticaret açığının serbest ticaret anlaşması yürürlüğe girdikten sonra üç kat arttığı 76 Assarson J., 2005, s.8 70 görülmektedir. 2009 yılı itibarıyla Güney Afrika Cumhuriyeti’nin toplam ihracatında AB’nin payı, %27, toplam ithalatındaki payı ise %31,5 oranındadır. Dolayısıyla serbest ticaret anlaşmasından AB daha kazançlı çıkmıştır. Serbest ticaret anlaşması öncesi ve sonrasında ithalat ile ihracatın sektörel dağılımı, aşağıdaki şekillerde ele alınmıştır. Şekil 16. STA Öncesi (1996) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt ve Madencilik) 21% Temel Metaller 4% 66% Makine 9% Diğer Kaynak : L.Jachia, E.Teljeur, Free Trade Between SA and the EU, May 1999 Şekil 17. STA Öncesi (1996) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı Kimyasal Ürünler 13% 7% 30% 5% 6% 39% Ulaşım Araçları Metal ürünleri Makine Plastik Diğer Kaynak : L.Jachia, E.Teljeur, Free Trade Between SA and the EU, May 1999 71 Şekil 18. STA Sonrası (2009) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt ve Madencilik) Makine ve Ulaşım Araçları 12% 0,4% 7% 3% Diğer Yarı Mamuller 45% 15,6% Kimyasal Ürünler 17% Tekstil ve Giyim Demir Çelik Kaynak : European Commission, Bilateral Relations, Statistics. South Africa http://ec.europa.eu/trade (10.10.2010) Şekil 19. STA Sonrası (2009) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı 0,4% Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt ve Madencilik) Makine ve Ulaşım Araçları 2%10% 9% 15% Diğer Yarı Mamuller 52% 15,6% Kimyasal Ürünler Tekstil ve Giyim Demir Çelik Diğer Kaynak : European Commission, Bilateral Relations, Statistics. South Africa http://ec.europa.eu/trade (10.10.2010) Serbest ticaret anlaşması öncesi ve sonrasında ticarete konu olan ürünlerin sektörel dağılımlarına bakıldığında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin temel ihraç ürünü olan tarım ve maden ürünlerindeki payın %66’dan %45’e gerilediği, imalat sanayi (Makine) ürünlerinin ise %4’ten %17’ye yükseldiği görülmektedir. Anlaşma sonrası Güney Afrika Cumhuriyeti’nin sanayi üretimi için AB’den ithal ettiği ara mal ile makine ürünleri maliyetinin ucuzlaması payın yükselmesinin nedenidir. Yatırım açısından taraflar arasındaki ilişki incelendiğinde, AB’nin Güney Afrika 72 Cumhuriyeti’ndeki toplam yatırım miktarının 2000 yılında yaklaşık 19,7 milyar Euro iken, bu rakamın 2008 yılında 46,3 milyar Euro’ya ulaştığı görülmektedir.77 Şekil 20. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Öncesi (1998-2000) Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı (Milyar Euro) 3 2,5 Giden Doğrudan Yatırım 2 1,5 Gelen Doğrudan Yatırım 1 Yatırım Dengesi 0,5 0 1998 1999 2000 Kaynak: Eurostat, EU Direct Investment, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/ tgm/table.do?tab=table&init=1&language=en&pcode=tec00050&plugin=1 (13.10.2010) Şekil 21. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Sonrası (2000-2008) Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı (Milyar Euro) 6 5 4 3 2 Giden Doğrudan Yatırım Gelen Doğrudan Yatırım Yatırım Dengesi 1 0 2002 2004 2006 2008 Kaynak: Eurostat, EU Direct Investment, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/ tgm/table.do?tab=table&init=1&language=en&pcode=tec00050&plugin=1 (13.10.2010) 77 European Commission, Trade, Creating Oppurtunities, Bilateral Relations, South Africa, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113447.pdf (13.10.2010) 73 Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girdiği 2000 yılından önce (1998) AB’nin gerçekleştirdiği yatırım miktarı 1,3 milyar Euro iken, bu oran 2004 yılında ise %100 oranında artış göstermiştir. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde istihdamı arttırıcı etkisi bakımından önem taşıyan AB’nin yatırım miktarında meydana gelen artış dikkat çekicidir. Taraflar arasındaki toplam ticaretin yaklaşık %50’sini oluşturan makine ve ulaşım araçları ticaretinde göreli ihracat avantajı endeksi Tablo 17’de yer almaktadır. Tablo 17. AB-Güney Afrika Cumhuriyeti Göreli Đhracat Avantajı Endeksi (Makine ve Ulaşım Araçları) 2,5 Yıllar AB G.Afrika 2 2005 2,02 0,75 1,5 2006 2,08 0,83 2007 2,05 0,79 0,5 2008 2,20 0,93 0 2009 2,18 0,83 AB 1 G.AFRİKA 2005 2006 2007 2008 2009 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness Map. http://www.intracen.org/menus/countries.htm (15.01.2011) Eurostat, External and Intra EU Trade, Statistical Yearbook, Data 19582009, 2010 Edition, Page 56. Göreli ihracat avantajı endeksi kullanılarak yapılan karşılaştırmada taraflar arasında makine ve ulaşım araçları ticaretindeki rekabetçi gücün son beş yılda değişiklik göstermediği görülmektedir. Taraflar arasındaki ticarette büyük paya sahip olan madencilik ürünlerinin serbest ticaret anlaşması öncesi ve sonrası toplam ticaretleri içindeki oranında meydana gelen dönemsel değişimleri ise Tablo 18’de yer almaktadır. 74 Tablo 18. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği ile Madencilik Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü (Milyon Euro) Yıl G.Afrika’nın Đhracatı G.Afrika’nın Toplam Đhracatı Đçindeki Payı G.Afrika’nın Đthalatı G.Afrika’nın Toplam Đthalatı Đçindeki Payı Đhracatın Đthalatı Karşılama Oranı 1999 3.121 %12,7 2.146 %8,4 %145 2003 4.845 %15,0 2.882 %8,5 %168 2004 5.519 %15,3 3.277 %7,7 %168 2005 5.872 %14,2 3.661 %7,6 %160 2006 6.922 %16,6 4.038 %6,8 %171 2007 8.515 %18,3 4.300 %6,3 %198 2008 8.220 %14,7 4.250 %6,0 %193 Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008, 2009 Edition Tablo 19. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği ile Makine Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü (Milyon Euro) Yıl G.Afrika’nın Đhracatı G.Afrika’nın G.Afrika’nın Toplam Đhracatı Đthalatı Đçindeki Payı G.Afrika’nın Đhracatın Toplam Đthalatı Đthalatı Đçindeki Payı Karşılama Oranı 1999 1.785 %7,3 5.302 %21,2 %33,2 2003 2.549 %7,8 8.037 %24,5 %31,7 2004 2.646 %7,2 9.604 %23,3 %27,5 2005 2.719 %6,5 10.928 %23,0 %24,8 2006 3.359 %7,9 11.547 %19,6 %28,8 2007 3.529 %7,5 11.625 %17,0 %30,3 2008 3.748 %6,6 10.967 %15,5 %34,1 Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008, 2009 Edition Tablolar incelendiğinde, Güney Afrika’nın üretiminde önemli olan madencilik ürünlerinde AB’ye ihracatının toplam ihracat içindeki payının son on 75 yılda fazla değişim göstermediği, AB’nin temel ihracat kalemi olan makine ürünlerinin Güney Afrika’nın toplam ithalatındaki payının ise azaldığı görülmektedir. Ayrıca Güney Afrika Cumhuriyeti’nin makine ürünlerindeki ihracatının ithalatı karşılama oranının 1999-2005 döneminde düştüğü, 2005-2008 döneminde ise yükselmeye başladığı gözlemlenmektedir. Makine ürünlerinde AB’nin Güney Afrika Cumhuriyeti karşısında rekabetçi gücünü az da olsa kaybettiği Tablo 19’dan çıkan sonuçtur. Ancak Sahra altı Afrika ülkeleri pazarlarına girme imkânı sağlaması nedeniyle bu anlaşma AB açısından oldukça önemlidir. 2.3.1.4. Avrupa Birliği-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması 1960 yılında savaştan çıkmış ve fakir bir tarım ülkesi olan Güney Kore, 1962’de başlatılan ihracata yönelik kalkınma planı çerçevesinde ilerleme göstermiş ve 2004 yılında dünyanın en büyük 12. ihracatçı ülkesi konumuna yükselmiştir.78 2000-2005 yılları arasında Güney Kore’nin ortalama büyüme hızı %5,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran, AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı diğer ülkelerin ortalama rakamlarının üzerindedir. Dolayısıyla Güney Kore, AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkeler arasındaki önemli ticari ortağıdır.79 2009 yılı itibarıyla Güney Kore, 48,8 milyon nüfusu, 596,9 milyar Euro GSYĐH ve kişi başına düşen 12,241 Euro milli gelir ile önemli ekonomiler arasında yer almaktadır.80 Mustafa Yavuz, Đhracatı Geliştirme Merkezi, Güney Kore Ülke Profili, 2009, s.1 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Kore Ülke Profili, 2009, s.3 80 European Commission, Trade, Creating Oppurtunities, Bilateral Relations South Korea .http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/113448.htm (27.11.2010) 78 79 76 Şekil 22. Güney Kore-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı 1989 1999 %9,9 Tarım Tarım Sanayi Sanayi Hizmet %49,1 %5,2 Hizmet %54,5 %41 2008 %40 %2,7 Tarım Sanayi Hizmet %60,8 %36,5 Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, South Africa, http://trade.ec.europa.eu/ (19.12.2010) Şekil 22 incelendiğinde son 10 yılda hizmet sektörünün payının artış gösterdiği görülmektedir. Yabancı yatırımların hizmet sektöründe yoğunlaşması bu payın artışında etkendir. Güney Kore Hükümeti, Ağustos 2003 ayında serbest ticaret anlaşmaları ile ilgili programını açıklamış ve 2004 yılı Mayıs ayı içerisinde de programı revize etmiştir. Bu program çerçevesinde Güney Kore, Şili Singapur, EFTA ve ASEAN ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koymuştur. Son olarak ABD ile Haziran 2007’de; Hindistan ile Ağustos 2009’da serbest ticaret anlaşmaları imzalamıştır.81 81 Bank of Tokyo, Economic Review, August 2009, Vol.4, No:4, s.2 77 Güney Kore ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik görüşmeler, Mayıs 2007’de başlamıştır. AB, ABD ile Güney Kore’nin Haziran 2007’de serbest ticaret anlaşması imzalaması akabinde, ticaret sapmasını engellemek ve ABD’nin gerisinde kalmamak amacıyla görüşmelerini hızlandırmış ve anlaşma 15.10.2009 tarihinde imzalanmıştır. Taraflar arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması, beş yıl içinde mevcut tüm gümrük vergilerinin %99’unun kaldırılmasını öngörmektedir. Anlaşmanın resmi aşamalarının tamamlanmasının ardından Temmuz 2011’de yürürlüğe girmesi beklenmektedir. AB, 2009 yılı itibarıyla Güney Kore’nin Çin’den sonra en büyük ikinci ticari ortağı konumundadır. Güney Kore, aynı dönem itibarıyla toplam ticaretinin %11,8’ini AB ile gerçekleştirmiştir.82 Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesinden önce AB’nin Güney Kore’den ithal ettiği mallara uyguladığı ortalama gümrük vergisi oranı %4,2’dir. Güney Kore’nin ortalama gümrük tarifesi ise %11,2 oranındadır.83 Anlaşmanın imzalanmasından önce taraflar arasındaki ticaret hacmi, ürün bazında Tablo 20 ve 21’de yer almaktadır. 82 European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Korea, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/korea/ (27.11.2010) 83 Iacob Catoiu, Tudor Edu, The Impact of the Future Free Trade Agreementbetween the EU and South Korean the European and Romanian Economies Management&Marketing, Vol.3 No:4, 2008, Page 38. 78 Tablo 20. Avrupa Birliği’nin Güney Kore’den Đthal Ettiği Temel Ürünlerdeki Değişim Miktarı (Milyon Euro) Ürün Grupları Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt, Madencilik) Đmalat Sanayi (Demir-Çelik, Kimyasal, Makine ve Teçhizat, Tekstil, Diğer) Diğer Ürünler 2004 % 2006 % 2009 % 498 1,6 1016,7 2,5 1,653 5,2 30078,5 98,5 39615,2 97,1 30034,2 93,8 105 0,3 148,3 0,4 166,2 0,5 Toplam 30644,4 100 40800,4 100 39406,6 100 Kaynak: European Commission, Bilateral Relations, South Korea. (27.11.2010) Tabloda da görüldüğü üzere AB Güney Kore’den temel olarak imalat sanayi ürünleri ithal etmektedir. Bununla birlikte 2004-2009 döneminde tarım, akaryakıt ve madencilik sektörüne ait ürünleri ithalatında artış gözlemlenirken, imalat sanayine ait ürünlerde azalma olmuştur. Tablo 21. Avrupa Birliği’nin Güney Kore’ye Đhraç Ettiği Temel Ürünlerdeki Değişim Miktarı (Milyon Euro) Ürün Grupları 2004 % 2006 % 2009 Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt, Madencilik) Đmalat Sanayi (Demir-Çelik, Kimyasal, Makine ve Teçhizat, Tekstil, Diğer) Diğer Ürünler % 1729,5 9,6 2152 9,4 2002,9 9,3 15696 87,6 19975 87,4 18450,6 85,7 174,3 1 399,5 1,7 266,1 1,2 Toplam 17923,2 100 22862,2 100 25657 Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, South http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/111834.htm (27.11.2010) 100 Korea 79 Tablo 21 incelendiğinde ise AB’nin 2004-2009 döneminde Güney Kore’ye gerçekleştirdiği ihracatta sektörel bazda değişiklik olmadığı görülmektedir. Tablo 22. Güney Kore’nin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) YIL ĐTHALAT TOPLAM ĐHRACAT TOPLAM TĐCARET ĐTHALATTA ĐHRACATTA DENGESĐ AB’NĐN PAYI AB’NĐN PAYI (%) (%) 10,9 30,644 16,4 12,721 2004 17,923 2005 22,074 10,8 35,777 16,2 13,702 2006 24,007 10,1 39,233 15,8 15,226 2007 26,836 10,6 40,901 15,7 14,064 2008 27,077 9,4 39,854 14,3 12,778 2009 23,049 10,3 33,503 13,2 10,454 Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/111834.htm (27.08.2010) South Korea, AB’nin Güney Kore’ye olan ihracatı 2004-2008 döneminde istikrarlı bir şekilde artmakla birlikte halen açık vermektedir. Güney Kore, otomotiv sanayi ticareti açısından önemli bir ülkedir. Güney Kore’nin AB’ye otomobil ihracından elde ettiği gelir, 2008 itibarıyla toplam ihracat gelirinin %13,8’ini oluşturmuştur. Güney Kore’nin AB’den gerçekleştirdiği araç ithalatının toplam ithalat içindeki payı ise %7 olarak gerçekleşmiştir.84 AB’nin yolcu araçları ithalinde Güney Kore’ye uyguladığı gümrük tarifesi %10 civarındadır. Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesi ile bu oranın sıfırlanması sonucunda Güney Kore’nin AB’ye otomobil ihracatı artacaktır. AB’deki 84 European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Korea, http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/113448.htm (25.082010) 80 otomotiv üreticileri, gümrük tarifelerinin kısa süre içerisinde kaldırılmasına AB yerli üretimine zarar vereceği için karşı çıkmaktadır. Taraflar arasında elektronik teçhizat ürünleri ticareti üzerindeki gümrük tarifeleri ise, DTÖ kuralları çerçevesinde belirlenmiş olup, ortalama %2,5 civarındadır. Dolayısıyla gümrük tarifesinin sıfırlanmasının, bu ürünlerdeki ticaret hacminin artmasına yol açmayacağı düşünülebilir. Bununla birlikte özellikle LCD televizyonlar için taraflar arasında uygulanan %14’lük tarife oranının 5 yıl içinde kaldırılması ile AB çapında LCD televizyon fiyatlarının düşmesi beklenmektedir. Makine ve ulaşım araçları ticareti, taraflar arasındaki toplam ticaretin %60’dan fazlasını oluşturmaktadır. Bu ürünler kapsamında göreli ihracat avantajı endeksi Tablo 23’te ele alınmıştır. Tablo 23. AB-Güney Kore Göreli Đhracat Avantajı Endeksi (Makine ve Ulaşım Araçları) 2,5 2 1,5 AB 1 G.KORE 0,5 0 2005 2006 2007 2008 Yıllar AB G.Kore 2005 2,02 1,19 2006 2,08 1,25 2007 2,05 1,24 2008 2,20 1,16 2009 2,18 1,02 2009 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness Map. http://www.intracen.org/menus/countries.htm (15.01.2011) Eurostat, External and Intra EU Trade, Statistical Yearbook, Data 19582009, 2010 Edition, Page 56. 81 Tablo incelendiğinde, göreli ihracat avantajı endeksi bakımından makine ve ulaşım araçlarında AB’nin rekabet gücünü koruduğu, Güney Kore’nin ise son iki yıldır bu gücünü kaybetmeye başladığı görülmektedir. Güney Kore, gümrük tarifeleri ve tarife dışı engeller aracılığıyla hizmet sektörünü koruma altına almıştır. Taraflar arasındaki serbest ticaret anlaşması sayesinde bu sektördeki liberalizasyon ile birlikte ekonomik açıdan AB kazanç sağlayabilir. Tarım sektörü açısından serbest ticaret anlaşması ile AB’nin Güney Kore’ye ihracatının yükseleceği söylenebilir. Dolayısıyla AB’deki otomotiv üreticilerinin aksine tarım ürünleri ihracatçıları, taraflar arasında imzalanan serbest ticaret anlaşmasını desteklemektedir. Güney Kore’de tarım sektöründe faaliyet gösteren firmalar ise AB üreticileri ile rekabet edebilmek amacıyla Güney Kore hükümetinden gerekli önlemleri almasını talep etmektedir.85 2.3.1.5. Avrupa Birliği’nin Diğer Ülke Grupları ile Đmzaladığı Serbest Ticaret ve Ortaklık Anlaşmaları AB, Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA) ülkeleri ile 1992 yılında bir serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. Birlik ayrıca stratejik önem taşıyan Akdeniz bölgesinde istikrarın sağlanabilmesi amacıyla 1995 tarihli Barselona Deklarasyonu çerçevesinde 12 Güney ve Doğu Akdeniz devleti ile ortaklık anlaşmalarını yürürlüğe koymuştur.86 EFTA 03.01.1960 tarihinde Đngiltere, Norveç, Danimarka, Đsviçre, Portekiz, Avusturya ve Đzlanda tarafından AET’ye alternatif olarak kurulmuştur. Üye ülkeler 85 Bank of Tokyo, Economic Review, August 2009, Vol:4, No:4, s.3 Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü (TEPAV), Türkiye’nin Tam Üyelik Perspektifinin Đncelenmesi, EFTA-EEA ve Avrupa Birliği, TEPAV Dış Politika Etüdleri Programı, AB Proje Grubu, Ekim 2005, s.8 86 82 arasında sanayi ürünlerinde gümrük ve eş etkili vergilerle diğer kısıtlamaları kaldırmayı öngören EFTA, AB’den farklı olarak üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi ve ortak ticaret politikasına sahip değildir. Zaman içerisinde kurucu üyelerin bir kısmının AB’ye üye olması sonucunda ticaret bölgesi sadece Đzlanda, Norveç, Đsviçre ve Lihtenştayn’ın üye olduğu bir birlik olarak faaliyetini sürdürmektedir. AB, alım gücü yüksek pazarı kapsamak amacıyla EFTA ülkeleri ile 1994 yılında Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) anlaşmasını imzalamıştır. Bununla birlikte Đsviçre, yapılan referandum neticesinde AEA’ya katılmayı reddetmiştir. AEA, 30 üyesi arasında malların, sermayenin, hizmetlerin ve kişilerin serbest dolaşımını içermektedir.87 EFTA son on yıl içinde Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin yanı sıra Akdeniz ülkeleri ile de ekonomik ilişkilerini geliştirmiştir. Bununla birlikte 2009 yılı itibarıyla EFTA’nın en büyük ticari ortağı, toplam ticareti içinde yaklaşık %67,9’luk paya sahip bulunan AB’dir.88 Tablo 24. EFTA’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) YIL 2004 2005 2006 2007 2008 2009 ĐTHALAT 104,823 115,110 126,605 136,439 141,504 132,469 TOPLAM ĐHRACAT ĐTHALATTA AB’NĐN PAYI (%) 78,1 77,0 75,6 76,0 75,3 67,9 115,692 135,618 148,866 160,501 180,347 139,877 TOPLAM TĐCARET ĐHRACATTA DENGESĐ AB’NĐN PAYI (%) 69,6 71,3 68,8 70,8 71,6 67,8 10,869 20,508 22,261 24,062 38,842 7,408 Kaynak : European Comission, Trade, Bilateral Relations, EFTA Countries. http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113481.pdf (11.11.2010) 87 Neslihan Yılmaz, 2008, s.86 European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, EFTA Countries, http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/113481.htm (11.11.2010) 88 83 Tablo 24 incelendiğinde, EFTA ülkelerinin gerçekleştirdiği toplam ithalatta AB’nin payının son beş yıl içinde düştüğü gözlemlenmektedir. Bu durum, EFTA’nın dış ticaret politikasında meydana gelen değişimin bir sonucu olarak görülebilir. EFTA’nın üçüncü ülkeler ile 20’ye yakın serbest ticaret anlaşması ve halen görüşmeleri devam eden anlaşma müzakereleri bulunmaktadır. Dolayısıyla EFTA’nın üçüncü ülkeler ile gerçekleştirdiği anlaşmalarda gümrük duvarlarını kaldırması, AB’den yaptığı ithalatın toplam ithalat içindeki payının azalmasına yol açmaktadır. Birliğin EFTA ülkeleri ile olan ticareti ise, 2009 yılı itibarıyla toplam ticaretinin %12’sini oluşturması bakımından önem arz etmektedir. AB’nin Akdeniz ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde kurduğu ticari ilişkiler ise 1995 yılında imzalanan “Barselona Deklarasyonu” ile başlayan Avrupa-Akdeniz Ortaklığı (Euromed) altında sürdürülmekte ve birbirini tamamlayan ikili ve bölgesel işbirliği çerçevesinde devam etmektedir. Bu ilişki sayesinde, Akdeniz bölgesi için barışın ve siyasi istikrarın sağlanması hedeflenmektedir. 2010 yılına kadar Akdeniz serbest ticaret bölgesini oluşturmak ortaklığın ticari amacıdır. Ortaklık kapsamında Suriye haricinde diğer Akdeniz ülkeleri ile ayrı ayrı ortaklık anlaşmaları yürürlüğe konmuştur. Tablo 25. EUROMED Ortaklık Anlaşmaları ÜLKE ANLAŞMA TARĐHĐ YÜRÜRLÜK TARĐHĐ Filistin Özerk Cumh. Şubat 1997 Temmuz 1997 Tunus Temmuz 1995 Mart 1998 Fas Şubat 1996 Mart 2000 Đsrail Kasım 1995 Haziran 2000 Ürdün Kasım 1997 Mayıs 2002 Lübnan Haziran 2002 Mart 2003 Mısır Haziran 2001 Haziran 2004 Cezayir Nisan 2002 Eylül 2005 Kaynak : European Comission, Euromed, http://ec.europa.eu/trade/creatingopportunities/bilateral-relations/regions/euromed/ (11.11.2010) 84 AB’nin Euromed kapsamında anlaşma imzaladığı Akdeniz ülkelerinden yaptığı ithalat, 2000 yılından sonra her yıl için ortalama %10’luk bir artış göstermiştir. Aynı süreç içinde Akdeniz ülkelerine gerçekleştirilen ihracat ise yıllık ortalama %4 oranında yükselmiştir. Euromed ortakları, ticareti geliştirmek amacıyla yeni menşe kuralları, standartlar konusunda mevzuatın yakınlaştırılması, teknik düzenleme ve uyum değerlendirmesini içerecek önlemler üzerinde anlaşmışlardır. Böylece AB ve Akdeniz ülkeleri, karşılıklı ticaret ilişkilerini, komşu ülkelerle derin ve kapsamlı uyum hedefli “Avrupa Komşuluk Politikası” çerçevesinde güçlendirmeye çalışmaktadır.89 Tablo 26. EUROMED Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) YIL ĐTHALAT ĐHRACAT TOPLAM TOPLAM TĐCARET ĐTHALATTA ĐHRACATTA DENGESĐ AB’NĐN PAYI AB’NĐN PAYI (Ortalama %) (Ortalama %) 41,3 50.070 36,2 -10.360 2005 60.430 2006 60.332 39,1 53.616 34,4 -6.716 2007 69.068 39,0 52.969 33,4 -16.099 2008 77.066 37,6 64.310 32,9 -12.756 2009 72.338 39,4 43.565 31,7 -28.773 Kaynak : European Comission, Euromed, http://ec.europa.eu/trade/creatingopportunities/bilateral-relations/regions/euromed/ (11.11.2010) Tablo 26 incelendiğinde, son 5 yıllık süreç içinde Euromed ülkelerinin gerçekleştirdiği toplam ithalat ve ihracatta AB’nin payında değişiklik olmadığı görülmektedir. Bu payı kendi lehine çevirme isteğinde olan AB, mevcut ortaklık anlaşmalarını serbest ticaret bölgesine dönüştürme çabası içindedir. AB, ortaklık 89 Neslihan Yılmaz, 2008, s.89-90 85 çerçevesinde Akdeniz ülkelerinin anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde finansal anlamda katkıda bulunmak için 1995 yılında MEDA programını başlatmıştır. Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ise, Euromed ortaklığının önemli fon kaynağını oluşturmaktadır. 1995-2007 arasında AYB, Akdeniz ülkelerinde ortaklık çerçevesinde hazırlanan projeler için 11,2 milyar dolarlık kredi tahsis etmiştir. AB ile Akdeniz ülkelerini bir çatı altında toplamak amacıyla Fransa tarafından Akdeniz Birliği kurulması yönünde bir öneri ileri sürülmüştür. “Akdeniz Đçin Birlik” projesi için ülkelerden farklı tepkiler gelmiştir. Öneriyi getiren Fransa’nın yanı sıra Đspanya, Yunanistan ve Đtalya, projeyi desteklemişlerdir. Almanya ve Slovakya ise Barselona sürecine alternatif oluşturulmaması gerektiğini beyan etmiştir. Türkiye projeyi başından beri AB üyeliğine alternatif bir yapılanma olarak görmüş ve karşı çıkmıştır. Bununla birlikte AB, projenin tam üyeliğe alternatif bir yapılanma olmadığı yönünde Mart 2008’de Türkiye’ye garanti vermiştir.90 Euromed ortaklığı çerçevesinde 2010 yılına kadar kapsamlı serbest ticaret bölgesinin oluşturulması çalışmaları için 09.12.2009 tarihinde yapılan toplantıda, - AB ile Akdeniz ülkeleri arasındaki ticareti arttırmak, yatırımları teşvik etmek, - Avrupa-Akdeniz ortaklık anlaşmalarını kapsamlı serbest ticaret anlaşmalarına dönüştürmek, - Yatırım ve ticareti kolaylaştırıcı mekanizmaların tamamlanması sürecine hız vermek konusunda görüşmeler gerçekleştirilmiştir. 90 TBMM, Akdeniz Đçin Birlik: Tarihi ve Kapsamı, http://www.tbmm.gov.tr/ul_kom /aapa/docs/akdenizicin_tarihi_ve_kapsami.pdf (Kasım 2009) 86 Bu bağlamda 2010 yılı ve sonrasında başta tarife dışı engeller olmak üzere ticareti kısıtlayıcı tüm uygulamaların kaldırılmasında mutabık kalınmıştır.91 2.3.2. Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Halen Müzakere Yürüttüğü Ülkeler 2.3.2.1. Avrupa Birliği-Hindistan Arasındaki Müzakereler AB, hızla büyüyen ve önemi gittikçe artan Hindistan pazarına girebilmek amacıyla, 2007 yılından beri Hindistan ile kapsamlı bir serbest ticaret anlaşmasının pazarlığını yürütmektedir. Şekil 23. Hindistan-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı 1989 1999 %29 %44 %25 Tarım Tarım Sanayi Sanayi Hizmet Hizmet %27 %50 2009 %17 %25 Tarım Sanayi Hizmet %55 %28 Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, India http://trade.ec. europa.eu/doclib/html/111515.htm (16.12.2010) 91 European Commission, Trade, News Archive, Event, 8th EuroMed Trade Ministerial Conference, 9th December 2009, http://trade.ec.europa.eu/doclib/ press/index.cfm?id=472&serie=279&langId=en (10.01.2010) 87 Şekil 23 incelendiğinde, son 20 yılda toplam GSYĐH içinde tarımın payının istikrarlı bir şekilde azaldığı hizmet sektörü ile sanayi üretiminin payının ise arttığı gözlemlenmektedir. Hindistan, 1992 yılına kadar korumacı dış ticaret politikası izlemiştir. 1992’den sonra açık ekonomi politikasını uygulamış ve 1992-2005 döneminde gümrük tarifelerini ortalama % 80’den %17’ye düşürmüştür. Politika GSYĐH’nin sektörlere göre dağılımını etkilemiştir. Bu gelişmeye paralel olarak AB ile Hindistan arasında 2003 yılında 28,6 milyar Euro olan toplam ticaret hacmi, 2009 yılına gelindiğinde %85 oranında artarak 53 milyar Euro’ya yükselmiştir. 2003 yılında AB’nin Hindistan’a olan yatırım miktarı 759 milyon Euro iken, bu rakam 2009 yılında %320 artarak 3,2 milyar Euro olarak gerçekleşmiştir. Bu oran AB’nin toplam yabancı sermaye yatırımın yaklaşık %0,4’lük bir bölümünü oluşturmaktadır. AB 2009 yılı itibarıyla Hindistan’ın en büyük ticari ortağıdır. Hindistan, toplam ithalat ve ihracatının % 18,2’sini AB ile gerçekleştirmektedir.92 Tablo 27. Hindistan’ın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) YIL ĐHRACAT TOPLAM TOPLAM TĐCARET ĐTHALATTA ĐHRACATTA DENGESĐ AB’NĐN PAYI AB’NĐN PAYI (%) (%) 2004 13,885 17,5 13,333 8,6 -552 2005 17,848 16,6 17,591 22,5 -258 2006 26,843 18,2 20,688 21,4 -6155 2007 32,428 18,0 24,186 22,0 -8242 2008 27,743 14,6 25,748 21,6 -1996 2009 26,434 14,5 25,045 21,3 -1389 Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, India, http://ec.europa. eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/india/ (11.08.2010) ĐTHALAT 92 European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, India, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113390.pdf (11.08.2010) 88 AB ile imzalanması planlanan anlaşma, taraf ekonomileri arasında gelişmişlik farkı olması nedeniyle Hindistan açısından önemlidir. AB, Hindistan’ın dış ticarette, yatırım alanında ve özellikle kamu harcamalarında tam anlamıyla liberalizasyona gidebilmesini sağlamak için kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması imzalamak, Hindistan ise hassas sektörleri korumak amacıyla daha düşük liberalizasyonu içeren hükümleri koymak ve kamu yatırımlarının anlaşma kapsamı dışında tutmak istemektedir. Hindistan ayrıca, özellikle tekstil ve tarım ürünlerinde AB’nin uyguladığı tarife dışı engellerin kaldırılmasını talep etmektedir. Haziran 2007’den beri süren görüşmelere rağmen serbest ticaret anlaşmasının taslak metni açıklanmamıştır.93 Tablo 28. 2007 yılı için Avrupa Birliği ile Hindistan’ın Sektör Bazında Ortalama Tarife Oranları AB HĐNDĐSTAN SEKTÖRLER Ortalama Tarife Ortalama Tarife Oranları (%) Oranları (%) Gıda&Canlı Hayvan 8,4 34,5 Đçecek ve Tütün 15,2 88,0 Madeni Yağ 0,6 11,9 Kimyasal ürünler 3,7 13,4 Đmalat Sanayi 3,8 13,4 Bitiksel/Hayvansal Yağ 5,2 63,3 Makine/Araç Teçhizat 2,2 13,2 Kaynak: Center for Analysis of Regional Integration at Sussex, December 2008 Tablo 28’de görüldüğü üzere tüm ürün kategorilerinde tarife oranları Hindistan’da yüksektir. Bu durum, AB’nin Hindistan pazarında rekabet üstünlüğünün olduğunu gösterir. Taraflar açısından tarımsal ürünler, diğer 93 Shefali Sharma, The EU-India FTA, Critical Considerations in a Time of Crisis, Consortium for Trade&Development (CENTAD), Working Paper 11, March 2009, Page 3 89 kategorideki ürünlere göre daha yüksek tarifeye sahiptir. Veriler taraflar arasında gümrük vergilerinin düşürülmesi halinde serbest ticaret anlaşmasının başta tarım olmak üzere birçok sektör üzerinde olumsuz etkiler doğuracağını göstermektedir. AB, DTÖ kuralları ile tamamen uyumlu, sadece mal ve hizmetler alanında değil, başta yatırım, tarife dışı engeller, kamu harcamaları ve fikri mülkiyet hakları gibi konuları içeren kapsamlı bir ticaret anlaşmasını yürürlüğe koymak istemektedir. Hindistan ile imzalanacak olan serbest ticaret anlaşmasının, AB’nin diğer ülkeler ile imzaladığı anlaşmalar ile benzerlik taşıması taraf ekonomilerine bazı olumlu ve olumsuz etkiler yaratacaktır. Anlaşmanın; -Doğrudan sermaye yatırımlarını arttırması, Hindistan’da teknolojik yatırımların oranının yükselmesi, üretim verimliliğine olumlu etki yapması, -Gümrük vergilerinin ve eş değer önlemlerin kalkması ile üretim ve tüketim maliyetlerinin azalması, -Taraflar arasında artacak ekonomik işbirliğinin daha sıkı siyasi birlikteliğe yol açması beklenmektedir.94 Ancak imzalanacak serbest ticaret anlaşmasında tarife oranlarının düşürülmesi ile birlikte Hindistan’ın gümrük vergilerinin azalacak olması, sağlık ve eğitim gibi önemli kamu harcamaları üzerinde etkiler yaratabilir. Hindistan’ın gümrük tarifelerinin yüksek olması ve imzalayacağı serbest ticaret anlaşması ile birlikte tarife ve tarife dışı engellerin ortadan kalkması, Hindistan’ın ithalatında artışa ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabete dayanamaması nedeniyle kapanmasına yol açabilir.95 94 Traidcraft Policy Unit, The EU-India FTA: InitialObservations from a Development Perspective, September 2008, London, Page 8 95 Shefali Sharma, 2009, s.7 90 Otomotiv ve kâğıt sanayi, serbest ticaret anlaşmasının Hindistan açısından risk yaratan sektörler arasında yer almaktadır. Otomotiv endüstrisinin istihdam üzerindeki etkisi büyüktür. 2007 yılı itibarıyla yaklaşık 10 milyon kişi bu sektörde çalışmakta ve toplam GSYĐH’nın %5’lik kısmı kadar gelir sağlanmaktadır. Hindistan otomotiv sanayini hassas sektörler arasında görmekte ve AB ile gerçekleştirilecek serbest ticaret anlaşmasında liberalizasyon kapsamı dışında tutmak istemektedir96 Kâğıt sanayi ise üretim maliyetinin düşük olması ve yüksek teknolojik yatırım gerektirmemesi nedeniyle Hindistan ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Sektör Hindistan’da emek yoğun işletmeler şeklindedir ve liberalizasyona gidilmesi amacıyla AB ihracatçılarının hedefi konumundadır. Sektördeki koruma duvarlarını kaldırması halinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin AB ile rekabet gücü düşecektir.97 AB, özellikle Hindistan’daki perakendecilik sektöründeki yabancı sermaye yatırımlarının liberalleştirilmesini talep etmektedir. Perakendecilik Hindistan açısından tarım sektöründen sonraki en büyük istihdam kaynağıdır. Sektör, 2008 itibarıyla toplam istihdamın yaklaşık %10’luk bölümünü oluşturmaktadır. Hindistan hükümeti, serbest ticaret anlaşması vasıtasıyla perakendecilik sektöründe yabancı sermaye yatırımlarına serbestlik sağlamak istememektedir. Hindistan’da kamu yatırımları, toplam GSYĐH’nin yaklaşık %20’si olup genellikle altyapı projelerinde yoğunlaşmaktadır. Yabancı yatırımcıların sektöre girişi ise engellenmektedir. Dolayısıyla AB, Avrupalı firmaların bu alana serbestçe 96 97 Traidcraft Policy Unit, 2008, s.12 Đbid, s.13 91 girişini sağlayacak hükümleri imzalanacak serbest ticaret anlaşmasına koymak istemektedir.98 Tüm bu hususlar çerçevesinde, 2008 yılı Haziran ayı içerisinde, AB ile Hindistan’ın sivil toplum kuruluş temsilcileri, Brüksel’de AB Komisyonu ve Parlamento üyeleri ile görüşmeler gerçekleştirmiştir. Sivil toplum kuruluşları, serbest ticaret anlaşmasının Hindistan’da işsizlik yaratacağı gerekçesiyle görüşmelerin sonlandırılması talebinde bulunmuştur. Bu kapsamda Hindistan’da çeşitli sivil toplum örgütleri tarafından kurulan “FTA Watch”99 Hindistan’ın yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmaları ile başta AB olmak üzere halen yürüttüğü görüşmeleri incelemeye almıştır. Kuruluş imzalanacak anlaşmanın etkilerini içeren bir rapor hazırlanması ve görüşmelerin durdurulması taleplerini dile getirmektedir. Sonuçta AB ile imzalanacak serbest ticaret anlaşmasının Hindistan ekonomisi için riskler taşıdığı bir gerçektir. 2.3.2.2. Avrupa Birliği-ASEAN Arasındaki Müzakereler AB, Küresel Avrupa Stratejisi’nin bir parçası olarak Mayıs 2007’de Asya ülkeleri ile yeni bir ortaklık süreci başlatmıştır. 2009 yılı itibarıyla ASEAN ülkelerinin ikinci en büyük ticari ortağı olan AB, toplam ticaretinin yaklaşık %5,1’lik oranını bu ülkeler ile gerçekleştirmiştir. ASEAN’ın toplam ticareti içerisinde AB’nin payı ise aynı dönem itibarıyla yaklaşık %11,3 oranındadır 100 98 Traidcraft Policy Unit, 2008, s.22-30 Free Trade Agreements Watch-India, A Diggest on India’s Free Trade Agreements and Alternatives to Free Trade, http://fta.icrindia.org/index.html (24.06.2010) 100 European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations, ASEAN, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/regions/asean/ (24.09.2010) 99 92 Tablo 29. ASEAN Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) YIL TOPLAM ĐHRACAT TOPLAM TĐCARET ĐTHALATTA ĐHRACATTA DENGESĐ AB’NĐN AB’NĐN PAYI PAYI (%) (%) 2004 45,532 11,9 63,230 14,3 17,698 2005 48,562 10,9 67,025 13,2 18,463 2006 53,946 10,8 78,290 13,2 24,343 2007 60,290 11,5 79,188 13,0 18,898 2008 63,552 10,4 79,006 12,1 15,454 2009 57,415 10,8 66,734 11,7 9,319 Kaynak : European Comission, Trade, ASEAN Countries, http://trade.ec.europa. eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113471.pdf (24.09.2010) ĐTHALAT ASEAN ülkelerinin son beş yılda AB ile olan ticareti, yıllık ortalama %4 artış göstermiştir. Bu nedenle AB, Mayıs 2007’de ASEAN ülkeleri ile serbest ticaret alanı oluşturmaya yönelik müzakerelere başlamıştır. Müzakereler çerçevesinde imzalanacak serbest ticaret anlaşmasında, -Anlaşmanın yürürlüğe girmesinde sonraki yedi yıl içerisinde mal ticaretinin yaklaşık %90’ında tarife oranlarının sıfırlanması, -Hizmet sektöründe tüm ayrımcı uygulamaların kaldırılması, -Yabancı yatırımlar için fon transferleri üzerindeki tüm kısıtlamaların giderilmesi, yatırım kolaylıklarının sağlanması, -Tarife dışı tüm engellerin aşamalı olarak yürürlükten kaldırılması, -Fikri mülkiyet haklarının, kamu yatırımlarında şeffaflık ilkesinin uygulanması, 93 -Anlaşma ilkelerinin uygulamaya kolaylıkla geçirilebilmesini teminen ABASEAN Bölgesel Ticaret Girişimi (TREATI)’nin101 güçlendirilmesi konusunda görüşmeler gerçekleştirilmiştir.102 AB aynı zamanda ASEAN ülkelerindeki yabancı sermaye yatırımlarının da ana kaynağını oluşturmaktadır. 2008 itibarıyla ASEAN’daki toplam yabancı yatırımların yaklaşık %25’ini AB gerçekleştirmiştir. Ancak ASEAN ülkeleri arasında ekonomik gelişmişlik farklılıkları bulunmaktadır.103 Taraflar arasındaki ticarete bakıldığında, AB’nin kimyasal ürünler, araçlar gibi yüksek teknolojili endüstriyel ürünlerde rekabet gücünün ASEAN ülkelerine göre daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir. ASEAN ile AB arasındaki ticarette, birkaç endüstriyel sektör ve tarım ürünleri dışında kalan alanlarda düşük gümrük tarife oranları uygulanmaktadır. AB’nin tarım sektörüne sübvansiyon uygulaması ve tarım ürünlerinin üretim maliyetlerinden daha düşük fiyatlar ile dünya pazarına sunulması, haksız rekabete yol açmaktadır. AB, hassas sektörler olarak nitelendirdiği tarım ve balıkçılık ürünlerini ısrarla serbest ticaret anlaşması kapsamı dışında tutmak istemekte, ayrıca başta ASEAN olmak üzere ithalat yaptığı tüm ülke 101 Trans-Regional EU-ASEAN Trade Initiative (TREATI), taraflar arasında serbest ticaret anlaşmasının akdedilmesine yönelik görüşmeler başlamadan önce, 2004 yılında imzalanan bir anlaşmadır. Taraflar arasında ticaretin kolaylaştırılması, pazarlara kolaylıkla ulaşım imkânlarının yaratılması ve yabancı yatırımcıların teşvikini amaçlamıştır. 102 Naty Bernadino, Gender Implications of the European Union-ASEAN Free Trade Agreement, Wide Network Fact Sheet, Belgium 2007, s.3 103 European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations, Statistics, ASEAN, http://trade.ec.europea.eu./doclib/docs/2006/september/ tradoc_113471.pdf (26.09.010) 94 ve topluluklara, sağlık standardı, çevre düzenlemeleri vb. isimler altında, tarife dışı engeller koymayı sürdürmektedir.104 Her ne kadar ASEAN’ın AB ile imzalayacağı serbest ticaret anlaşmasında tarife dışı engellerin kaldırılacağı yönünde hüküm varsa da DTÖ bünyesinde imzalanan Sağlık ve Bitki Sağlığı Anlaşması hükümleri çerçevesinde ASEAN ülkeleri standartlar ile karşılaşmaya devam edecektir. AB, ASEAN’ın standartlara uyum sağlayabilmesi amacıyla, teknik yardım ve işbirliği sağlamayı taahhüt etmektedir. Gelişimler gelişmekte olan ülkelerde tarım sektöründe faaliyet gösteren büyük firmaların standartlara uyum sağlayabildiğini, küçük üreticilerin ise AB tarafından konulan standartları uygulayamadıklarını ortaya koymuştur. Sonuç olarak, AB’nin tarım sektöründe uyguladığı korumacılık, gelişmekte olan tüm ülkelerde tarım sektöründe haksız rekabete, dolayısıyla gelirlerin düşmesine ve işsizliğe yol açmaktadır. Bu çerçevede 2007 yılında serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik başlatılan müzakereler, ilerleme kaydedilememesi gerekçesiyle Mart 2009’da geçici olarak dondurulmuştur. Görüşmelerde yaşanan tıkanıklığı aşmak amacıyla AB üyeleri, Aralık 2009 ayında AB Komisyonu’na ASEAN üyeleri ile tek tek serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik görüşmelere başlayabileceğini bildirmiştir. Bu çerçevede AB ile Vietnam ve Singapur arasında Mart 2010 ayında serbest ticaret alanı yaratılmasına ilişkin resmi görüşmeler başlamıştır. 2.3.2.3. Avrupa Birliği-ANDEAN Ülkeleri Arasındaki Müzakereler ANDEAN, Bolivya, Kolombiya, Ekvator ve Peru tarafından, üye ülkelerde dengeli gelişmeyi sağlamak, ekonomik uyumla büyümeyi hızlandırmak ve üye 104 Dr.Willem Van Der Geest, An EU-ASEAN Free Trade Agreement: Sharing Benefits of Globalisation? ASEF University Lecture Note, February, 6, 2004, s.9 95 ülkelerin hayat standartlarını yükselterek Latin Amerika ortak pazarı için uygun koşulları oluşturmak amacıyla 1969 yılında Cartagena Anlaşması ile kurulmuştur.105 ANDEAN ile AB arasındaki ilk resmi ilişki, 1996 yılında taraflar arasında imzalanan Roma Deklarasyonu ile başlamıştır. 1996’dan beri yapılan görüşmelerde, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, bölgesel uyum ve taraflar arasındaki ilişkilerin gelişimi konuları ele alınmıştır. Taraflar arasında ekonomik ve siyasi ilişkilerin arttırılması amacıyla, 2003 yılında Politik Diyalog ve Đşbirliği Anlaşması imzalanmış ve anlaşma, 1996 yılında akdedilen Roma Deklarasyonu’nun yerini almıştır. Haziran 2007’de AB ve ANDEAN, kapsamlı ortaklık anlaşmasının imzalanmasına ilişkin görüşmelere başladıklarını bildirmişlerdir. Anlaşmanın hedefleri; - Taraflar arasında siyasi diyalogu arttırmak, - Ticaret hacminin ve yatırımların arttırılmasına ilişkin gerekli kolaylıkları sağlamak, olarak belirlenmiştir. AB, ABD’den sonra ANDEAN ülkelerinin ikinci en büyük ticari ortağıdır. 2009 itibarıyla, AB’nin toplam ticareti içerisinde ANDEAN ülkelerinin payı, %0,7 oranındadır. 105 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Andean Altbölgesel Entegrasyon Anlaşması, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/yaziciDostu.cfm?dokuman=pdf&action=detayrk& yayinid=962&icerikid=1071 (Ekim 2009) 96 Tablo 30. ANDEAN Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) YIL TOPLAM ĐHRACAT TOPLAM TĐCARET ĐTHALATTA ĐHRACATTA DENGESĐ AB’NĐN PAYI AB’NĐN PAYI (%) (%) 2004 4,788 16,3 5,393 17,2 605 2005 4,616 12,5 5,879 14,4 1,262 2006 5,386 12,2 7,869 15,6 2,483 2007 6,018 11,9 8,793 16,4 2,775 2008 7,305 11,9 8,480 14,2 1,174 2009 6,663 12,3 8,407 15,9 1,744 Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, ANDEAN Countries ĐTHALAT AB, ANDEAN ülkelerinden tarımsal ürünler (%47,5) ile akaryakıt ve maden ürünleri (%41,1) ithal etmektedir. AB’nin temel ihraç ürünleri ise, makine ve araç teçhizat (%47,4) ile kimyasal ürünlerden (%18,4) oluşmaktadır. AB’nin ANDEAN ülkeleri ile ticaret hacmi, son 30 yıl içerisinde %67 oranında artmıştır. AB ticaret hacminin arttırılabilmesi için ANDEAN ile serbest ticaret anlaşması temelinde ortaklık kurma amacındadır. Taraflar arasındaki ortaklık anlaşmasının imzalanmasına ilişkin görüşmeler, ANDEAN ülkelerinin AB karşısında ortak bir tutum belirleyememeleri, özellikle Bolivya’nın serbest ticaret anlaşması imzalamak istememesi nedenleriyle Haziran 2008’de askıya alınmıştır. Gelişme üzerine AB, Ocak 2009’da Kolombiya, Peru ve Ekvator ile kapsamlı ticaret anlaşması imzalamak amacıyla görüşmelere başlamıştır. Ocak 2009-Temmuz 2009 arasında taraflar arasında 5 kez görüşme gerçekleştirilmiş, Temmuz 2009 ayındaki son turda ise Ekvator görüşmelerden çekildiğini beyan etmiştir. Peru ve Kolombiya ile ticaretin serbestleştirilmesini kapsayan ortaklık anlaşmasına ilişkin görüşmeler sonucunda, taraflar arasında Mart 2010 ayı içinde uzlaşma sağlanmıştır. 97 AB ile Kolombiya ve Peru arasındaki serbest ticaret anlaşmasının 2011 yılında yürürlüğe girmesi beklenmektedir.106 AB’nin Peru ve Kolombiya ile kapsamlı ortaklık anlaşması imzalamak yönündeki ısrarı, ANDEAN ülkeleri arasındaki görüş ayrılıklarının artmasına ve siyasi krizlere de neden olmaktadır. 2.3.2.4. Avrupa Birliği-Orta Amerika Ülkeleri Arasındaki Müzakereler AB’nin Orta Amerika ülkeleri107 ile ilişkileri yaklaşık 25 yıl öncesine dayanmaktadır. Bakanlar düzeyinde görüşmeler 1984 yılında başlamıştır. Ekonomik ilişkiler ise, genelleştirilmiş tercihler sistemi (GTS) çerçevesinde yürütülmektedir. AB’nin uygulamakta olduğu GTS rejiminde uyuşturucu üretimi ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele amaçlı özel düzenlemeler vardır. Bu çerçevede AB, Orta Amerika ülkelerinin uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı ile mücadelede gösterdikleri performansı değerlendirmekte ve GTS kapsamında ilave vergi indirimleri ile Orta Amerika ülkelerini ödüllendirmektedir.108 GTS çerçevesinde Orta Amerika ülkeleri, ihraç ettikleri ürünlerin yaklaşık %90’ını gümrüksüz bir şekilde AB pazarına sokabilmektedir. 2001 yılında AB ile Orta Amerika ülkeleri, ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla ortak çalışma grubu kurulması yönünde anlaşmaya varmıştır. Görüşmeler sonucunda kredi sağlanması konusunda uzlaşılmıştır. 2004 yılında 106 European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations, ANDEAN Countries, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateralrelations/regions/ andean/ (19.08.2010) 107 Guatemala, El Salvador, Honduras, Nikaragua, Kosta Rica 108 Bülent Orhan Türel, Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi, AB’nin Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi ve Menşe Kurallarına Türkiye’nin Uyumu, Gümrük Müsteşarlığı AB ve Dış Đlişkiler Genel Müdürlüğü, Uzmanlık Tezi, Haziran 2003, Ankara, http://www.gumruk.gov.tr/tr-TR/abdisiliskiler/aaa/GTS1.pdf (23.11.2010) 98 gerçekleştirilen görüşmelerde AB ve Orta Amerika ülkeleri, ortaklık anlaşması imzalanması yönünde karar almıştır. Kasım 2007’de AB ve Orta Amerika ülkeleri, serbest ticaret alanı oluşturulabilmesini teminen bir ortaklık anlaşması imzalanması yönünde görüşmeler başlamış ve 7 müzakere turu gerçekleştirmiştir.109 AB, 2009 itibarıyla ABD’den sonra Orta Amerika ülkelerinin ikinci büyük ortağı konumundadır. ABD’nin Orta Amerika ülkelerinin toplam ticareti içindeki payı %57,5 olup, bu oran AB için %8,5 civarındadır. Orta Amerika ülkelerinin temel ihraç maddeleri içindeki tarımsal ürünlerin payı yaklaşık %20’dir. AB ise, Orta Amerika ülkelerine makine ve teçhizat, kimyasal maddeler, otomotiv ve yedek parça ihraç etmektedir. Tablo 31. Orta Amerika Ülkelerinin Avrupa Birliği’ne Đhraç Ettiği Ürünler (Milyon Euro) ÜRÜN GRUPLARI 2005 2007 2009 Miktar % Miktar % Miktar % Tarım Ürünleri 2731 19,3 3368 19,9 3230 22,2 Akaryakıt ve Madencilik 2822 19,9 3510 20,7 1711 11,8 Đmalat Sanayi 8470 59,7 9850 58,2 9153 62,9 Diğer Ürün 148 1 133,1 0,8 309 2,1 Kaynak: European Comission, Trade, Central America, http://trade.ec.europa.eu/ doclib/docs/2006/september/tradoc_113478.pdf (23.11.2010) Tablo 31 incelendiğinde, tarım ürünleri ihracatının toplam ihracat içerisindeki payının 2005-2009 döneminde %18 oranında arttığı, akaryakıt ve madencilik 109 European Union, External Action, The EU Relations with the Andean Country http://ec.europa.eu/external_relations/andean/ index_en.htm (23.11.2010) 99 ürünlerinin %64 oranında azaldığı, imalat sanayi ürünlerinde ise yaklaşık %8 artış yaşandığı gözlemlenmektedir. AB genelleştirilmiş tercihler sistemi kapsamında Orta Amerika ülkelerinden ithal ettiği ürünlerin birçoğundan gümrük vergisi almamaktadır. Dolayısıyla serbest ticaret anlaşması sonucunda Orta Amerika ülkelerinin özellikle imalat sanayi ürünlerindeki ihracatında artış beklenmemektedir. AB’nin hassas sektör olarak nitelendirdiği tarımsal ürünlerin serbest ticaret görüşmeleri kapsamı dışında bırakılmasını isteyeceği için Orta Amerika ülkelerinin bu sektörde de ihracatının artacağı beklentisi yoktur.110 Orta Amerika ülkeleri, 2005 yılında ABD ile serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. Anlaşmadan sonra ABD’den yapılan ithalat artmış, Orta Amerika ülkelerinin ticaret açığı büyümüş ve gümrük gelirlerinde azalma meydana gelmiştir. AB, bölgede ABD ile rekabet edebilmek amacıyla, Orta Amerika ülkeleri ile gerçekleştirdiği görüşmelerde ABD’ye tanınan ayrıcalıkların kendisine de verilmesini talep etmektedir.111 Serbest ticareti içeren ortaklık anlaşmasının imzalanmasına yönelik 31.03.2009 tarihinde başlayan 7.tur müzakereler, Honduras’ın getirdiği bir teklif nedeniyle AB tarafından durdurulmuştur. Taraflar arasında ekonomik gelişmişlik düzeyi bakımından farklılıklar bulunduğu için Honduras Orta Amerika ülkelerinin ekonomik açıdan desteklenmesi amacıyla “Ortak Ekonomik ve Mali Kredi Fonu” kurulması talebinde bulunmuştur. Nikaragua, önerinin AB tarafından reddedilmesi üzerine müzakerelerden çekildiğini açıklamıştır. Bununla birlikte taraflar, yeni bir mali mekanizma kurulması yönünde 110 South Centre, Analysis of the Draft InterimTrade Sustainability Impact Assesment of the EU-Central America FTA, Analytical Note, May 2009, Switzerland, s.9 111 Klaus Hess, The EU Reaches for Central America, March 2009, http://www.tlaxcala.es/pp.asp?reference=8255&lg=en (28.11.2010) 100 anlaşmaya varmışlardır. AB’nin tarife dışı önlemler olarak adlandırılan bitki sağlığının korunması ile kamu harcamalarında şeffaflık yönündeki talepleri, görüşmelerdeki temel çatışma noktalarını oluşturmaktadır.112 2.3.2.5. Avrupa Birliği -Ukrayna Arasındaki Müzakereler 2009 yılı itibarıyla 45,7 milyon nüfusu, 84,2 milyar Euro gayri safi yurtiçi hâsılası, kişi başına düşen 1.841 Euro milli gelire sahip bulunan Ukrayna, Sovyetler Birliği dağılmadan önce tarım deposu olarak işlev görmüştür. Halen Doğu Avrupa’nın ikinci gelişmiş ülkesi konumundadır. AB Ukrayna’nın en büyük ticari ortağıdır. 2009 itibarıyla, Ukrayna’nın toplam dış ticareti içerisinde AB’nin payı, %29,3 oranındadır. Ukrayna ise AB’nin 24. ticari ortağı olup, toplam ticaretinin %0,9’unu karşılamaktadır.113 Tablo 32. Ukrayna’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) YIL ĐTHALAT 2004 2005 2006 2007 2008 2009 7.676 9.858 20.092 24.597 19.523 10.997 ĐHRACAT TOPLAM ĐTHALATTA AB’NĐN PAYI (%) 33,0 33.8 43.3 44.9 33.8 34.0 8.868 8.217 8.970 11.289 12.298 6.786 TĐCARET TOPLAM DENGESĐ ĐHRACATTA AB’NĐN PAYI (%) 34,0 30.2 28.7 29.9 27.4 24.0 16.543 18.075 29.062 35.887 31.821 17.783 Kaynak : European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations, Ukraine Main Economic Indicators http://trade.ec.europa.eu/ doclib /docs/ 2006/ september/ tradoc_113459.pdf, (20.12.2010) 112 European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations, Central America, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/regions/ central-america, (28.11.2010) 113 European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations, Ukraine Main Economic Indicators http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/ tradoc_113459.pdf, (20.12.2010) 101 1993’ten beri Ukrayna’nın AB’ye gerçekleştirdiği ihracatın büyük bir oranı, genelleştirilmiş tercihler sistemi kapsamında gümrük vergilerinden muaf tutulmaktadır. Makine, kimyasal maddeler, bitkisel yağlar, mineraller bu sistem çerçevesinde AB tarafından ithal edilmektedir. Tablo 32 incelendiğinde, son 6 yıllık süreç içinde Ukrayna’nın toplam ithalatında AB’nin payını koruduğu, toplam ihracatında ise AB’nin payının azalan bir seyir izlediği görülmektedir. Genelleştirilmiş tercihler sistemi kapsamında birçok ürünü gümrüksüz şekilde AB pazarına girme hakkını elinde bulunduran Ukrayna’nın toplam ihracatında AB’nin payının azalması dikkat çekicidir. Ukrayna ile AB arasında ikili ilişkiler, 1994 yılında imzalanan ve 1998’de yürürlüğe giren Ortaklık ve Đşbirliği Anlaşması’na dayanmaktadır. Anlaşma Ukrayna’nın başta ticaret olmak üzere her alanda AB standartlarına uyumunu öngörmüştür.114 Ukrayna, 2004 yılından sonra Avrupa Birliği'ne üyeliği hedeflemiştir. AB, serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasına yönelik müzakerelerin başlaması için Ukrayna’nın DTÖ’ye katılmasının şart olduğunu beyan etmiştir. Ukrayna 16.05.2008’de DTÖ’ye üye olmuştur. Bu durum, Ukrayna’nın gümrük tarifelerini daha da düşüreceği, hizmet sektöründeki kısıtlamaları kaldıracağı ve tarife dışı engeller ile gümrük işlemlerinde DTÖ kurallarına uyacağı anlamına gelmektedir. AB ile Ukrayna, Mart 2007’de ortaklık anlaşması imzalanmasına yönelik ikili görüşmelere başlamıştır. AB, diğer ülkelerle akdettiği serbest ticaret anlaşmaları gibi, Ukrayna ile yürürlüğe koymak istediği ortaklık anlaşmasının başta hizmet sektörü, 114 Olga Shumylo, Free Trade Between Ukraine and the EU: An Impact Assesment, International Center for Policy Studies, 2007, s.33 102 fikri mülkiyet hakları, kamu yatırımlarının şeffaflaştırılması gibi ticaret ile ilgili tüm alanları kapsaması gerekliliğinin altını çizmektedir.115 Taraflar arasında imzalanacak serbest ticaret anlaşmasının etkileri, ekonomik ve sosyal etkiler kapsamında iki ayrı çerçevede ele alınabilir. Gümrük vergilerinin sıfırlanması özellikle Ukrayna’nın bütçesini olumsuz etkileyecektir. Aynı zamanda AB ürünleri Ukrayna tüketicileri açısından ucuzlayacak ve Ukrayna sanayisi için önemli olan ara maddelerin fiyatında meydana gelen düşme, endüstriyel rekabeti arttıracaktır. Ukrayna’da düşük kalitede üretim yapan firmalar diğer firmalar ile rekabet edebilmek amacıyla kaliteli üretim çabası içerisine gireceklerdir. Anlaşma ile gümrük işlemleri basitleşecek, bürokratik işlemlerden kaynaklanan vakit kayıpları azalacak ve üretim maliyetlerinde azalma meydana gelecektir. Bununla birlikte gelişmekte olan Ukrayna pazarının yüksek teknolojiye ve düşük üretim maliyetlerine sahip Avrupalı şirketlere açılması, rekabete dayanamayan Ukrayna firmalarının kapanmasına, işsizlik oranında artışa ve dolayısıyla birtakım sosyal etkilere yol açabilecektir. Ayrıca Ukrayna, AB’ye yaptığı ihracatın büyük bölümünü genelleştirilmiş tercihler sistemi kapsamında gümrüksüz gerçekleştirdiği için, ortaklık anlaşmasının Ukrayna’nın ihracatının artışında olumlu bir etki sağlamayacağı ifade edilebilir. Ukrayna’nın nihai hedefi AB’ye üye olmaktır. Bu nedenle imzalanacak ortaklık anlaşmasını tam üyelik sürecinin bir basamağı olarak görmektedir. AB ise Ukrayna’daki reformların güçlendirilmesi ve enerji arzının güvenliğinin sağlanması peşindedir. Taraflar arasında ortaklık anlaşmasına ilişkin müzakereler devam etmekte iken Ukrayna Hükümeti, küresel ekonomik krizin dış ticaret dengesini bozduğu 115 Đbid, 2007, s.12 103 gerekçesi ile Şubat 2009’da ithal edilen birçok ürüne %13 oranında ek gümrük vergisi uygulayacağını beyan etmiş ve gerekli yasal düzenlemeyi gerçekleştirmiştir. Bu gelişme üzerine AB Komisyonu, Ukrayna'nın bir taraftan AB ile serbest ticaret anlaşması için müzakereler yürütürken diğer taraftan da ithal ürünlere vergi koymasının hiçbir tutarlı tarafının olmadığını açıklamıştır. Gelen tepkiler üzerine Ukrayna Hükümeti düzenlemeyi 19.03.2009 tarihinde yürürlükten kaldırmıştır.116 2.3.2.6.Avrupa Birliği-MERCOSUR Ülkeleri Arasındaki Müzakereler MERCOSUR, Brezilya, Arjantin, Paraguay ve Uruguay tarafından üyeler arasında ekonomik kalkınmayı hızlandırmak amacıyla 26.03.1991 tarihinde kurulmuştur. Venezüella, 2006’da kurucu üye sıfatıyla birliğe katılmıştır. MERCOSUR, 2009 itibarıyla 300 milyar Euro’ya ulaşan ticaret hacmi ve 200 milyonluk nüfusu ile AB ve NAFTA’dan sonra dünyanın üçüncü büyük ekonomik entegrasyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ocak 1995’te gümrük birliğini gerçekleştiren MERCOSUR, bütünleşmeye doğru ilerleme kaydetmektedir. ABMERCOSUR arasında ortaklık anlaşmasına ilişkin görüşmeler, Haziran 1999’da Rio Zirvesi ile başlamıştır. Mal ve hizmet ticaretinde tarife ve tarife dışı engelleri kaldırmak, sermaye akımını liberalleştirmek, fikri mülkiyet haklarını benimsemek, anlaşmazlıkların çözümü mekanizması kurmak ve kamu yatırımlarında şeffaflık ilkesini hayata geçirmek, görüşmelerin temel noktalarını oluşturmuştur.117 MERCOSUR ülkelerinin toplam dış ticaret hacmi incelendiğinde, 2003-2008 döneminde toplam ithalat ve ihracat miktarında %100’e yakın artış gerçekleştiği, 116 Ukraine English News, Cabinet Abolishes 13% Import Duty Markup, 19 March 2009 117 Andreas Schneider, The EU-Mercosur Free Trade Agreement, The Implications for Trade in Agriculture, CEPS Policy Brief, No:107, June, 2006, s.2 104 küresel krizin etkisiyle 2009’da ticaret hacminde %23 düşüş yaşandığı ve 2009 itibarıyla AB’nin MERCOSUR’un en büyük ticari ortağı olduğu söylenebilir.118 Tablo 33. MERCOSUR’un Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro) Toplam Toplam Yıllık Đthalatta Yıllık Đhracatta Ticaret Đthalat+ Yıl Đthalat Değişim AB’nin Đhracat Değişim AB’nin Dengesi Đhracat % Payı % Payı % % 2003 16.711 23,28 23.745 20,19 7.034 40.456 2004 19.472 16,5 21,32 25.457 7,2 18,04 5.985 44.929 2005 20.595 14,1 22,10 28,014 10 21,3 7.419 48.609 2006 23.508 14,1 20,04 31.922 14 21,1 8.414 55.430 2007 27.748 18 20,06 37.621 17.9 23.5 9.872 65.369 2008 34.221 23.3 19.4 42.045 11.8 21.8 7.825 76.266 2009 28.194 -17,6 20.7 32.490 -22.7 21,2 4.296 60.684 Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, Mercosur, http://trade.ec. europa.eu/doclib/cfm/doclib_section.cfm?sec=151&langId=en (19.12.2010) Tablo 33’te görüldüğü üzere MERCOSUR ülkelerinin AB ile gerçekleştirdiği ticarette artış gözlenmektedir. AB, ekonomisi gittikçe büyüyen MERCOSUR ile serbest ticaret anlaşması imzalamak amacıyla 2008 yılına kadar 16 ayrı görüşme gerçekleştirmiştir. Ancak 2004 yılında yapılan görüşmelerde taraflar, ortaklık anlaşmasının imzalanması yönünde ciddi bir istek bulunmadığı gerekçesi ile sonraki görüşmelerin teknik düzeyde gerçekleştirilmesi yönünde görüş birliğine varmışlardır. Uyuşmazlığın temel nedeni AB’nin tarım sektöründe MERCOSUR ülkelerine taviz vermeye yanaşmamasıdır. Aynı şekilde AB de MERCOSUR’u telekomünikasyon sektörünün liberalleştirilmesinde isteksiz davranmakla suçlamıştır. 118 European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Mercosur, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/regions/ mercosur/ (18.10.2010) 105 Taraflar arasında tarım ürünleri ticareti önemlidir. Đki bölgesel blok arasında tarım ürünleri ticaret hacminde farklılıklar vardır. 2009 itibarıyla AB’nin MERCOSUR ülkelerinden gerçekleştirdiği toplam ithalatın %55,3’ünü tarımsal ürünler oluşturmuştur. AB’nin tarımsal ürünler ihracatının toplam ihracat içindeki payı ise sadece %4,2’dir. AB, tahıl, şeker ve et ürünlerini hassas ürün grupları olarak adlandırmakta ve gerçekleştirdiği tüm serbest ticaret anlaşmalarında bu ürünleri anlaşma kapsamı dışında tutmak istemektedir. AB’nin tarife dışı engellemeleri, temel ihracat kalemi tarım ürünleri olan MERCOSUR ülkelerinin itiraz noktasını oluşturmaktadır.119 MERCOSUR ülkelerinin ortak gümrük tarifesi tarım ürünlerinde ortalama %10,2, sanayi ürünlerinde ise ortalama %10,5 civarındadır. AB ile imzalanacak serbest ticaret anlaşması ile birlikte birçok üründe oran sıfırlanacaktır. Uygulamanın ilk etkileri, gümrük gelirlerinin düşmesi, AB’den ithal edilen malların fiyatlarının ucuzlaması olacaktır. MERCOSUR ülkelerinde özellikle sanayi ürünlerinde rekabete dayanamayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin kapanması, anlaşmanın uzun vadeli etkisi olarak görülebilecektir.120 Bu çerçevede AB, MERCOSUR ekonomilerini ortaklık anlaşması koşullarına uyumlu hale getirebilmek amacıyla yardım programı başlatmıştır. AB bölgede istikrarlı bir kalkınmayı sağlayabilmek amacıyla hibe yardımını kabul etmiştir. AB ayrıca anlaşmanın MERCOSUR ülkelerinin AB dış ticaret standartlarına uyum sağlayabilmesine de yardımcı olacağını belirtmiştir. Temel amaç, taraflar arasında 119 Andreas Schneider, 2006, s.3 Türkiye-Brezilya Ticaret Rehberi, Uluslararası Kuruluşlarla Bağlantılar ve Diğer Ülkelerle Đlişkiler, www.turkiyebrezilya.com/index.php/ticaret-rehberi/dis-ticaretanalizi/diger-ulkelerle-iliskiler.html (11.07.2010) 120 106 serbest ticareti içeren bir ortaklık anlaşmasına zemin hazırlamaktır. Ortaklık anlaşmasının imzalanması, uyuşmazlıkların çözümüne bağlıdır.121 Taraflar arasında Haziran 2009’da serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik resmi olmayan görüşmeler gerçekleştirilmiş, Mart ve Nisan 2010’da yapılan son iki toplantı sonucunda AB Komisyonu, görüşmelerin resmi olarak yeniden başlatılması yönünde AB Konseyi’ne teklifte bulunmuştur. 2.3.3.Serbest Ticaret Anlaşmaları Çerçevesinde Gerçekleştirilen Ticaretin Avrupa Birliği’nin Toplam Ticareti Đçindeki Önemi Halen Güney Afrika, Meksika, Güney Kore ve Şili ile yürürlükte bulunan serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde yapılan ticaretin AB’nin toplam ticareti içindeki payının belirlenmesi olası etkilerin tahmini açısından önem taşımaktadır. Tablo 34. Avrupa Birliği’nin Toplam Ticareti (Milyon Euro) Yıllar Đhracat 2005 Değişim (%) 1.179.569 14.8 Ticaret Dengesi -126.849 Toplam Ticaret 2.232.289 2006 1.352.787 14.7 1.160.101 10.2 -192.686 2.512.887 2007 1.433.402 6.0 1.240.541 6.9 -192.861 2.673.942 2008 1.564.946 9.2 1.309.818 5.6 -255.128 2.874.764 2009 1.199.545 -23.3 1.095.168 -16.4 -104.377 2.294.713 Đthalat Değişim (%) 1.052.720 10.5 Kaynak: Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/external_trade/ introduction (29.09.2010) 121 MercoPress South Atlantic News Agency, EU/Mercosur Sign Cooperation Agreement, December, 8, 2009, http://en.mercopress.com/2009/12/07/eumercosursign-cooperation-agreement (17.07.2010) 107 Tablo 35. Avrupa Birliği’nin Yeni Nesil Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Gerçekleştirdiği Ticaret (Milyon Euro) Yıllar Đthalat Değişim Đhracat Değişim Ticaret Dengesi -9.399 Toplam Ticaret 127.573 2005 68.486 - 59.087 - 2006 82.393 %20 66.166 %11 -16.227 148.559 2007 86.933 %5 71.014 %7 -15.919 157.947 2008 86.952 %0 72.810 %2 -14.142 159.762 2009 64.270 %-35 57.986 %-25 -6.284 122.256 Kaynak: Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/external_trade/ introduction (29.09.2010) Tablo 35’te AB’nin yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları kapsamında Meksika, Güney Afrika Cumhuriyeti, Şili ve Güney Kore ile gerçekleştirdiği ticaretin yıllık değişim oranları görülmektedir. AB’nin dış ticaret açığının 2006 yılından beri azaldığı gözlemlenmektedir. AB’nin yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları kapsamında gerçekleştirdiği ticaretin toplam ticareti içindeki payı ise 2009 itibarıyla %5,3 civarındadır. Bu oran son beş yılda yaklaşık % 5 değişiklik göstermiştir. Serbest ticaret anlaşmalarının yürürlüğe girmesinden sonra AB’nin ihracatındaki artış hızı ithalatındaki artış hızından daha yüksek düzeydedir. Bu durum, AB’nin serbest ticaret anlaşmasından daha fazla yarar elde etmeye başladığının bir göstergesidir. Yeni nesil serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koyduğu son on yılda AB’nin tarım, sanayi ve hizmetler sektörünün GSYĐH içindeki paylarında meydana gelen değişiklikler önem taşımaktadır. Yeni dış ticaret politikasının hizmet sektörünün gelişimine daha fazla katkı sunduğu Şekil 24’te görülmektedir. 108 Şekil 24 : Avrupa Birliği-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı 2000 2006 %4,3 %2,2 %28,6 %67,1 %27,1 Tarım Tarım Sanayi Sanayi Hizmet Hizmet %70,2 2009 %1,9 %25,2 Tarım Sanayi %72,8 Hizmet Kaynak: Eurostat, European Union Statistics http://epp.eurostat.ec.europa.eu/ (29.09.2010) Şekil 24 incelendiğinde AB’de tarım sektörünün GSYĐH içindeki payının son on yılda hızla azaldığı, sanayi sektöründe ciddi değişiklik meydana gelmediği, hizmet sektörünün payının ise yükseldiği görülmektedir. AB’nin son yıllarda hizmet sektörüne gerçekleştirdiği uluslararası yatırımlar, bu sektörün GSYĐH içindeki payının istikrarlı şekilde artmasının temel nedenidir. Birlik, ihraç ettiği ürünlere karşı koruma politikası uygulayan ülkeler ile yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları görüşmelerine önem vermekte ve böylece sanayi üretiminin GSYĐH içindeki payını arttırma amacını taşımaktadır. Son on yılda AB’den gelen ve AB’ye giden doğrudan yatırım oranlarındaki değişimler aşağıdaki tabloda yer almaktadır 109 Tablo 36. Avrupa Birliği’nin Toplam Yatırım Miktarı (Milyon Euro) Yıllar Değişim AB’ye Yapılan Yatırım Değişim 2000 AB’nin Gerçekleştirdiği Yatırım 437.044 - 188.450 - 2002 133.897 %-328 126.567 %-67 2004 142.278 %7 58.373 %-52 2005 239.454 %90 129.167 %115 2006 313.004 %30 228.954 %70 2007 539.737 %70 411.373 %75 2008 347.658 %-63 198.693 %-100 Kaynak : Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/ balance_ of_payments/data/main_tables (03.10.2010) Tablo 36 incelendiğinde, AB’nin üçüncü ülkelere gerçekleştirdiği toplam yatırım miktarlarında istikrarlı bir değişim olmadığı dikkati çekmektedir. Son sekiz yıllık periyoda bakıldığında, AB’nin en yüksek yatırımı 2007 yılında gerçekleştirdiği görülmektedir. Yatırım miktarlarında gözlemlenen bu istikrarsızlığın temel nedeni, ülke ekonomilerine duyulan güvene bağlı olarak yatırım stratejilerinin değişimidir AB’nin rekabet gücünde son on yılda meydana gelen değişimler de önem taşımaktadır. Ülkelerin ihracatında meydana gelen artışlar ile ihracatın dünya çapındaki yükseliş oranlarının karşılaştırması yapılarak rekabet gücünün nasıl değiştiği tespit edilebilir. 2004-2006 döneminde ihracatta dünya çapında %33, 2006-2008 döneminde ise %15’lik artış söz konusu iken, bu oranlar AB için sırasıyla %22 ve %10 olarak gerçekleşmiş ve dünya ortalamasının oldukça altında kalmıştır. 110 Tablo 37. Đhracatın Đthalatı Karşılama Oranları Açısından Ülkelerin Rekabet Gücü Karşılaştırması Yıllar 1990 2000 2002 2004 2006 2008 AB %90 %91 %100 %93 %87 %83 ABD %77 %62 %57 %53 %54 %59 ÇĐN %120 %122 %124 %116 %134 %135 JAPONYA %120 %122 %120 %119 %107 %99 HĐNDĐSTAN %75 %84 %85 %97 %65 %63 Kaynak : Eurostat, Statistical Books, External and Intra EU Trade (1958-2008), 2009 Edition Đhracatın ithalatı karşılama oranları açısından karşılaştırma yapıldığında ise oranın azaldığı görülmektedir. AB artan ticaret açığını ya dış borçlanma yoluyla ya da yabancı sermaye girişiyle finanse etmek zorundadır. Bu durum rekabet gücü azalan bir AB ekonomisinin dış etkenlere açık hale gelerek kırılgan yapısının artması anlamına gelmektedir. Dünya piyasalarında rekabet gücünü yitirdiği gerçeğinden hareket eden AB, Mart 2010 ayında “AB 2020 Stratejisi” başlıklı bildirim yayımlayarak, Birliğin küresel alanda rekabetçi gücüne yeniden ulaşabilmesi için yüksek seviyede istihdam sağlayan, verimli, sosyal uyumu yüksek, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomi haline gelmesinin amaçlandığını vurgulamıştır. Bu çerçevede küresel alanda rekabet edebilmek amacıyla güçlü ve sürdürülebilir sanayi tabanı oluşturulması yönünde karar alınmıştır. Sonuç olarak AB, uluslararası ticarette son on yıllık süreçte rekabet gücünde meydana gelen azalmayı tersine çevirmek amacıyla, başta yeni nesil serbest ticaret 111 anlaşmalarını uygulamayı ve ihracatta meydana gelen artışı rekabetçi gücüne de yansıtmayı amaçlamaktadır. 112 BÖLÜM III AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ĐLE GERÇEKLEŞTĐRDĐĞĐ SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARININ TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE ETKĐLERĐ Türkiye gümrük birliği kararı ile siyasi açıdan söz hakkına sahip bulunmadığı bir ekonomik bütünleşme içerisine girerek kendi aleyhine asimetrik bir mekanizma oluşturmuştur. Türkiye için gümrük birliği kısa sürede gerçekleşmesi beklenen tam üyelik sürecinde bir basamak olarak görülmüştür. Ancak dış ticaret politikasında son dönemde değişikliğe giden AB’nin serbest ticaret anlaşmaları vasıtasıyla üçüncü ülkelerle ekonomik işbirliğine gitme çabaları, kısa sürede tam üyelik öngörüsü gerçekleşmeyen Türkiye’yi doğrudan etkileyen bir konu haline gelmiştir. Türkiye AB’nin ortak ticaret politikasına uyum zorunluluğu çerçevesinde Birliğin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkeye yönelik gümrük vergilerini, anlaşma kapsamında sıfırlamaktadır. Anlaşmaya taraf olan ülke ise, Türkiye’ye karşı mevcut gümrük vergilerini korumaktadır. Bu durumu ticaret sapması olarak nitelendirmek mümkün değildir. Çünkü serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde ticaret sapması ile karşı karşıya olan ülke, başta gümrük vergisi olmak üzere dış ticaret politikası araçlarını belirlemekte bağımsız hareket ederek ekonomi politikalarını kendi çıkarları çerçevesinde yön verebilmekte iken, Türkiye’nin gümrük birliği çerçevesinde böyle bir olanağı bulunmamaktadır. Sonuç olarak gümrük birliği, giderek tek tarafın yararına işleyen bir mekanizma haline gelmektedir. Bu nedenle Türkiye, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeleri benzer anlaşmalar yapmaya ikna etmekte zorlanmaktadır. Dolayısıyla DTÖ sisteminin temel kurallarından olan kurulacak serbest bölgelerin yeni ayırımcılığa yol açmaması ilkesine de aykırılık söz konusudur. 113 AB’nin anlaşmaları nedeniyle sınırlarını üçüncü ülkelere karşılıksız açmak zorunda bırakılan Türkiye’nin bu ülkeler ile olan dış ticaretinde açık artmaya başlamıştır. Ayrıca Türkiye’nin AB ile serbest ticaret bölgesi kuran ülkelerden gerçekleştirdiği ithalatın payı, toplam ithalat içerisinde yükselmektedir. Dolayısıyla AB’nin serbest ticaret anlaşmaları, Türkiye’nin haksız rekabet ile karşılaşmasına ve dış ticaret dengesinin Birliğin serbest ticaret bölgesi kapsamına giren ülkeler lehine bozulmasına yol açmaktadır. AB’nin üçüncü ülkeler ile imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye aleyhine yarattığı etkiler, gümrük birliği sisteminin işleyişinden kaynaklanmaktadır. Aleyhte olan durumun engellenmesi için AB’nin gerçekleştirmek istediği ticari anlaşmalarda, Türkiye’nin de karar mekanizmasında yer almasının sağlanması ve ilgili ülkeler ile Türkiye arasında paralel şekilde müzakerelerin yürütülmesi gerekmektedir. Serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’nin dış ticareti üzerindeki etkilerini incelemeden önce, Türkiye’yi gümrük birliğine götüren süreç ve 1990’lı yıllardan sonra serbest bölge oluşturulmasına yönelik arayışlar içerisine iten nedenlerden söz etmek gerekmektedir. 3.1.Ortaklık Anlaşması’ndan Gümrük Birliği’ne Türkiye-Avrupa Birliği Đlişkileri Türkiye’nin AB ile ilişkisi, Roma Anlaşması’nın 238. maddesi uyarınca, ortak üye olmak amacıyla 31.07.1959 tarihinde başvuru yapmasıyla başlamıştır. Başvuru sonrası yapılan görüşmelerde Türkiye, ortaklık ilişkisinin gümrük birliği üzerine kurulmasını ve bu birliğin 12–24 yıl içerisinde gerçekleştirilmesini, AB 114 organlarında Türkiye’nin temsil edilmesini ve nihai amacın tam üyelik olduğunu iletmiştir.122 O dönemde AB, tam üyelik gerçekleşmeden organlara katılmanın mümkün olmadığını, gümrük birliğinin gerçekleştirilmesi için 24 yılın çok uzun bir süre olduğunu belirtmiştir. Görüşmeler sonucunda, taraflar arasında gümrük birliğine dayanan ve tam üyeliği öngören ortaklık anlaşması, 12.09.1963 tarihinde Ankara’da imzalanmıştır. Anlaşmanın 2.maddesi, ortaklığın hazırlık, geçiş ve son dönemi bulunduğunu açıkça vurgulamıştır.123 Hazırlık dönemi, ortaklık anlaşmasının yürürlüğe girmesi ile başlamış ve 5 yıl sürmesi öngörülmüştür. Ancak Türkiye’deki politik gelişmeler nedeniyle bu süre 9 yıla uzamıştır. Türk ekonomisinin AB ekonomisine uyumu amacıyla gerekli yasal düzenlemelerin gerçekleştirildiği dönemde, Türkiye’ye tek taraflı tarife kontenjanları124 ile AB pazarına ayrıcalıklı giriş imkânı sağlanmıştır. 23.11.1970’te imzalanan ve 01.01.1973’te yürürlüğe giren Katma Protokol ile hazırlık dönemi sona ermiştir. Protokol ile taraflar arasında sanayi ürünlerini konu alan gümrük birliğinin oluşturulması, işçilerin karşılıklı olarak serbest dolaşımının sağlanması, tarım ürünlerinde giderek genişleyecek bir tercihli ticaret rejiminin uygulanması ve hizmetlerin serbest dolaşımı için gerekli yasal düzenlemelerin başlatılması öngörülmüştür. Süreçte Türkiye, son döneme girilmesini beklemeden ortaklık statüsünden ayrı olarak AB’ye tam üye olmak amacıyla 1987 yılında başvuruda bulunmuştur. Başvuruya ilişkin AB Komisyonu tarafından 1989’da hazırlanan raporda, 122 Rıdvan Karluk, 2007, s.440 Đbid, s.449 124 Tarife kontenjanı uygulamasında belirlenen kota limiti içerisinde düşük gümrük tarifesi uygulanmakta, kota aşımı halinde normal tarifelere geçilmektedir. 123 115 Türkiye’nin üyeliğe uygun olduğu, ancak dönemin koşulları nedeniyle üyelik konusunda verilecek kararın ertelenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Son dönem Türkiye ile AB arasında sanayi ürünlerinde gümrük birliğinin tam olarak kurulmasını öngören 06.03.1995 tarihli ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 01.01.1996 tarihinde yürürlüğe girmesi ile başlamıştır. Böylece Türkiye, üye olmadan AB ile gümrük birliğini kuran ilk devlet olma statüsünü kazanmıştır. Gümrük birliğinin yürürlüğe girmesi ile Türkiye, üçüncü ülkelere uyguladığı %18 ortalama gümrük vergilerini AB’nin uyguladığı ortalama %5’lik düzeye çekmiştir. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi sadece AB’ye üye ülkelerin değil, aynı zamanda üçüncü ülkelerin rekabeti ile de karşı karşıya kalmıştır.125 Gümrük birliğinde malların serbest dolaşımı ilkesi çerçevesinde, gümrük vergileri alınarak gerekli işlemleri tamamlanan tüm sanayi ürünleri, taraflar arasında herhangi bir engelle karşılaşmaksızın ticarete konu olmaktadır. Ancak bu durum, tarafların üçüncü ülkeler ile tercihli ticaret rejimlerindeki farklılıklardan kaynaklanabilecek ticaret sapması tehlikesini ortaya çıkarmaktadır. Tehlikenin önlenmesi amacıyla, Türkiye’nin beş yıl içinde AB’nin tercihli ticaret anlaşmaları ve tek taraflı ticari tavizlerin tanındığı otonom rejimlerine uyum sağlaması öngörülmüştür. Ancak ticaret sapmasının önlenmesi için getirilen düzenlemeler, gümrük birliğinin yürürlüğe girdiği dönemde problemler yaratmaya başlamıştır. AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelerin Birliğe sağladığı ticari avantajlardan Türkiye’nin AB’ye üye olmaması nedeniyle yararlanamaması sorununun temelini oluşturmaktadır. 125 Rıdvan Karluk, 2007, s.454 116 3.2. Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişkileri Çerçevesinde 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın Türkiye’ye Getirdiği Yükümlülükler Türkiye ile AB arasında gümrük birliğini tesis eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16. maddesine istinaden, Türkiye’nin AB ortak ticaret politikasına uyum yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu durum, gümrük birliğinin doğal ve kaçınılmaz bir sonucudur. 16. madde; “1. Türkiye, ticaret politikasını Topluluğun ticaret politikasına uyumlu hale getirmek amacıyla bu kararın yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıl içinde Topluluğun tercihli gümrük rejimine aşamalı olarak uyum sağlar. Bu uyum, hem otonom rejimleri hem de üçüncü ülkelerle tercihli anlaşmaları kapsar. Bu amaçla, Türkiye gerekli önlemleri alır ve ilgili ülkelerle karşılıklı yarar temeline dayanan anlaşmaları müzakere eder. Ortaklık Konseyi, kaydedilen gelişmeleri düzenli aralıklarla inceler. 2. Birinci fıkrada anılan durumların her birinde bu tarife tercihlerinin tanınması, Topluluğun söz konusu tercihlerin tanınmasını düzenleyen menşe hükümleriyle aynı hükümlere uyulması şartına bağlıdır. 3. Birinci fıkrada sözü edilen süre içinde Türkiye'nin Topluluktan farklı bir tarife politikası uygulaması durumunda, üçüncü ülkelerden Topluluğa menşe veya ihracatçı ülkeler bakımından tercihli olarak ithal edilen ve serbest dolaşıma giren ürünler Türkiye'ye ithal edilirken, aşağıdaki hallerde telafi edici vergiye tabi tutulur: -Türkiye’nin aynı tercihli tarifeyi tanımadığı ülkelerden ithal edilmişlerse, -Bu ülkelerden ithal edilmiş oldukları saptanabiliyorsa, 117 -Türkiye’de ödenecek vergi Toplulukta uygulanan vergiden en az yüzde 5 puan daha fazlaysa, -Bu mallarla ilgili önemli bir trafik sapması gözlenmişse126, hususlarını içermektedir. Bu madde kapsamında Türkiye, AB’nin ortak ticaret politikasına uyumu çerçevesinde beş yıllık dönem içerisinde Birliğin tercihli ticaret anlaşmaları ve tek taraflı ticari tavizlerin tanındığı otonom rejimlerini üstlenmeyi taahhüt etmiştir. Söz konusu maddede belirtilen beş yıllık süre 2001 yılında sona ermiştir. Serbest ticaret anlaşmaları gelişen bir süreç olduğu için Türkiye’nin uyum yükümlülüğü, AB tarafından anlaşmaların imzalandığı sürece devam edecektir. Ortaklık Konseyi kararının 16.maddesine ilişkin 10 sayılı ek, o dönemde Türkiye tarafından üstlenilmesi gereken tercihli anlaşmaları127 açıkça belirtmektedir. Türkiye, gümrük birliğinden doğan yükümlülükleri nedeniyle sadece AB’nin tercihli ticaret anlaşması yaptığı ülkeler ile benzeri anlaşmalar yapabilmekte, henüz bu tür ticaret anlaşması akdetmediği ülkelerle serbest ticaret anlaşması ya da benzeri tercihli ticareti amaçlayan anlaşmalar gerçekleştirememektedir. 126 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye-AB Arasında Gümrük Birliğini Tesis Eden 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı, http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/ AB/ ABKurumsalDb/1-95.pdf (05.11.2009) 127 Bulgaristan, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovakya ve Çek Cumhuriyetleri ile imzalanan Avrupa Anlaşmaları, Kıbrıs ve Malta ile Ortaklık Anlaşmaları, Estonya, Letonya ve Litvanya, Đsviçre, Liechtenstein, Faroe Adaları ile Serbest Ticaret Anlaşmaları, Đsrail, Cezayir, Fas, Tunus, Mısır, Ürdün, Lübnan ve Suriye ile Anlaşmalar, Afrika-Karayip-Pasifik ülkeleri ile Konvansiyon, Avrupa Ekonomik Alanı Anlaşması 118 3.3. Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarını Üstlenmesi ve Avrupa Birliği Türkiye, gümrük birliği kararı dolayısıyla AB’nin ortak ticaret politikasına uyum sağlamak için serbest ticaret anlaşmaları akdetmeye çalışmaktadır. Üçüncü ülkelerden ithal edilen bir ürün, gümrük birliği nedeniyle AB ve Türkiye’de aynı gümrük vergisi ile karşılaşmaktadır. Ancak AB, gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşmaları ile gümrük vergisi avantajı sağlamakta ve karşılığında ilgili ülke pazarına giriş avantajı elde etmektedir. Serbest ticaret anlaşmasına taraf olan ülke ise, AB’ye tam üye olmadığı için Türkiye ile gerçekleştirdiği ticarette, yaptığı anlaşma hükümlerini uygulamak zorunda değildir. Sonuçta Türkiye, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelerin mallarının Birlik üzerinden düşük gümrük vergili ya da gümrüksüz olarak ithal edilmesi durumuyla karşı karşıya kalmakta, Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmasına taraf olan ülkeye yönelik ihracatı ise yüksek gümrük vergileriyle gerçekleştirilir hale gelmektedir.128 Ancak bu konuda AB ile yapılan gümrük birliği müzakereleri esnasında öngörüde bulunulmamıştır. O dönemde AB’nin ticaret politikasında serbest ticaret anlaşmalarının günümüzdeki kadar önemli olmaması böyle bir öngörüyü engellemiş olabilir. Bununla birlikte Ortaklık Konseyi kararının 16. maddesinin üçüncü fıkrası ticaret sapmasının tespit edildiği durumlarda Türkiye’nin telafi edici vergi uygulayabileceğini ifade etmektedir. Ancak Türkiye bu maddeden bugüne kadar hiç yararlanmamıştır. 1996 yılında Türkiye’nin gümrük birliği kapsamında uyum sağlamakla yükümlü bulunduğu serbest ticaret anlaşmalarının sayısı sınırlı iken, 128 Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED), TÜSĐAD’dan Serbest Ticaret Anlaşmaları Semineri, 01.05.2008, http://www.sedefed.org/default.aspx?pid= 55983&nid=46726 (28.11.2009) 119 AB’nin 2006 yılında yürürlüğe koyduğu Küresel Avrupa Stratejisi ile sayı artmıştır. Bu çerçevede Türkiye Birliğin üçüncü ülkeler ile imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarında “Türkiye Hükmü (Turkey Clause)” eklemeyi başarmıştır. Ancak hüküm üçüncü ülkeyi Türkiye ile serbest ticaret anlaşması imzalamaya davet etmekten ibaret olup, bağlayıcı özelliği bulunmadığından soruna çözüm getirmemiştir. AB Komisyonu son dönemlerde üçüncü ülkeler ile serbest ticaret anlaşmaları müzakereleri sırasında Türkiye’ye daha fazla bilgi verileceğini ve müzakere belgelerinin paylaşılacağını bildirse de uygulamada bu bildirimler henüz gerçekleşmemiştir.129 Konu Karma Parlamento Komisyonu’nun Mayıs 2008’de Brüksel’de gerçekleştirdiği toplantısında ana gündem maddesini oluşturmuştur. Türkiye görüşmelerde serbest ticaret anlaşması imzalanmasını sağlayacak değişikliklerin ortaklık konseyi kararına eklenmesi talebinde bulunmuş, AB yetkilileri ise önerinin sağlıklı olmadığını, bazı Birlik üyesi ülkelerin durumdan yararlanarak başka değişiklikleri de gündeme getirebileceklerini ve mevcut durumun değişmemesi gerektiğini belirtmiştir.130 Türkiye’nin AB pazarına sınırsız erişim imkânına kavuşması AB’ye göre Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmalarının olumsuz ekonomik etkilerinden daha fazla önem taşımaktadır. AB gerçekleştirilen serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’ye güçlükler yarattığının farkında olmakla birlikte, bu durumun Türk ekonomisi 129 Dış Ticaret Müsteşarlığı, 26.Türkiye-AB Karma Đstişare Komitesi Toplantısı, 2008 130 TC Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Toplantıları, 27.05.2008, www.abgs.gov.tr/index.php?p=42033&l=1 (11.01.2010) 120 üzerinde ciddi bir olumsuz etkisi bulunduğuna inanmamaktadır.131 AB yetkilileri, gümrük birliğinin Türkiye ekonomisine katkılarını ön plana çıkarmakta ve bu sorunla ilgili hiçbir açıklama getirmemektedir. Türkiye, sonuçları ile bağlayıcı olan serbest ticaret anlaşmalarının müzakere süreçlerine AB tarafından dâhil edilmemekte ve bu durum da ülkemiz açısından ekonomik sorunlara yol açabilmektedir. Çünkü AB, gelişmekte olan üçüncü ülkeler ile yürürlüğe koyduğu serbest ticaret anlaşmalarında özellikle tüm sanayi ürünlerinde tam serbestleşmeyi öngörmekte, kısa bir geçiş dönemi sonunda gümrük vergilerini sıfırlamaktadır. Bu durum ekonomik açıdan üçüncü ülkeler ile benzer gelişmişlik düzeyine sahip bulunan Türkiye için haksız rekabet yaratabilmekte, kendi iç pazarını karşılıksız açmak zorunda kalması yerli üreticinin zarara uğramasına neden olmaktadır. Hâlbuki müzakere süreçlerine alınması halinde Türkiye, her serbest ticaret anlaşması için kendi ekonomik durumu çerçevesinde bir değerlendirme yapabilme ve yerli üreticinin geçiş döneminde rekabetçi gücünü arttırması için gerekli önlemlerin alınabilmesini sağlayabilme gücüne sahip olacaktır.132 Ancak Türkiye, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelerin AB’ye sağladığı ticari imtiyazlardan yararlanamamakta, gümrük birliği içerisinde olup da serbest ticaret anlaşmaları müzakerelerini ayrı olarak yürüten ve eş zamanlı olarak yürürlüğe koyma imkânına sahip bulunmayan ülke konumunda bırakılmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin tam üye olmadan AB ile gümrük birliğini gerçekleştirmesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. 131 EurActiv, AB haber ve Politika Portalı, www.euractiv.com.tr/arsiv/show/ interview/ticaret-ve-sanayi/2/2009 (24.11.2009) 132 Sedefed Bülten, Avrupa Birliği Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Türkiye, Mayıs 2008, No:32, S:12-13 121 3.4. Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Müzakereler Türkiye, AB’nin ortak ticaret politikasını üstlenme yönündeki ilk adımını gümrük birliğinden önce EFTA ile 10.12.1991’de imzaladığı ve 01.04.1992’de yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşması ile atmıştır. Taraflar arasındaki sanayi ürünleri ticaretinde gümrük tarifeleri ve tarife dışı engeller kaldırılarak malların serbest dolaşımı sağlanmıştır. Tarım ürünleri ticareti ise EFTA ülkeleri ile ikili çerçevede yapılan protokollerle düzenlenmiş ve belirli tarım ürünleri ticareti için %100’e yakın gümrük vergisi indirimleri elde edilmiştir.133 Tablo 38. Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ÜLKE EFTA Anlaşmanın Đmza Tarihi Anlaşmanın Yürürlüğe Giriş Tarihi 10.12.1991 01.04.1992 14.03.1996 01.05.1997 İsrail Makedonya 07.09.1999 01.09.2000 Hırvatistan 13.03.2002 01.07.2003 Bosna ve Hersek 03.07.2002 01.07.2003 Filistin 20.07.2004 01.06.2005 Tunus 25.11.2004 01.07.2005 Fas 07.04.2004 01.01.2006 Suriye 22.12.2004 01.01.2007 Mısır 27.12.2005 01.03.2007 Arnavutluk 22.12.2006 01.05.2008 Gürcistan 21.11.2007 01.11.2008 Karadağ 26.11.2008 01.03.2010 Sırbistan 01.06.2009 01.09.2010 Şili 14.07.2009 01.03.2011 Ürdün 01.12.2009 Lübnan 24.11.2010 Kaynak:Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye’nin Yürürlükteki Serbest Ticaret Anlaşmaları, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action= detay&yayinID=341 &icerikID=363&dil=TR (22.12.2010) 133 Türkiye-EFTA Serbest Ticaret Anlaşması. www.diabk.tarim.gov.tr/TR%20EFTA %20 STA %20Türkçe.doc (11.02.2010) 122 Türkiye bugüne kadar 27 serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. AB’nin 2004 ve 2007 genişlemeleri sonucunda Türkiye’nin Litvanya, Estonya, Slovenya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya, Letonya, Bulgaristan ve Romanya ile yürürlüğe giren 10 serbest ticaret anlaşması feshedilmiştir. Anılan tarihten itibaren bu ülkelerle ticari ilişkiler gümrük birliği kapsamında yürütülmektedir. Bu çerçevede Türkiye’nin halen yürürlükte bulunan 14 serbest ticaret anlaşması mevcuttur. Şili ile imzalanan serbest ticaret anlaşması 01/03/2011 tarihinde yürürlüğe girecektir. Ürdün ve Lübnan ile imzalanan serbest ticaret anlaşmalarının onay süreçleri ise halen devam etmektedir.134 Türkiye tarafından akdedilen serbest ticaret anlaşmaları, tarafların AB ile gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşmaları ile paralellik göstermektedir. Bu anlaşmalar, DTÖ kuralları çerçevesinde anlaşma yapılan ülke ile AB arasındaki geçiş süreci esas alınarak serbest ticaret alanı kurulmasını öngörmekte ve sanayi ürünleri ile bir kısım tarım ürünlerinde karşılıklı pazara giriş kolaylıklarını kapsamaktadır. Bu çerçevede geçiş dönemine tabi olmayan sanayi ürünleri için uygulanan gümrük vergileri ve eş etkili önlemler, anlaşmaların yürürlüğe girdiği tarihte kaldırılmakta, diğer ürünler için indirim ise aşamalı olarak takvime bağlanmaktadır. Sonuç olarak Türkiye, AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerle benzer anlaşmaları yürürlüğe koymakla ticaret sapması riskini ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Türkiye, halen Körfez Đşbirliği Konseyi (KĐK),135 Libya, Morityus, Seyşeller, Faroe Adaları ve MERCOSUR ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmaları imzalanması 134 Dış Ticaret Müsteşarlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları, www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SerbestTicaretDb/Sta_ genel_not.doc (22.12.2010) 135 KĐK ülkeleri Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Umman ve Bahreyn’den oluşmaktadır. 123 yönünde müzakereler yürütmektedir. Ayrıca, Meksika, Cezayir, Güney Afrika Cumhuriyeti, ASEAN Ülkeleri, Hindistan, Ukrayna, Güney Kore ve bazı AKP ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmaları müzakerelerini başlatmak yönünde girişimlerde bulunmaktadır. 3.5. Avrupa Birliği’nin Akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Ekonomisine Etkileri 3.5.1.Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Açısından Gelişimi Türkiye, yeni pazarlara ulaşmak ve ihracatın yapısını ürün bazında çeşitlendirebilmek amacıyla 1990’lı yıllardan sonra serbest ticaret anlaşmalarına önem vermeye başlamıştır. Türkiye, ihracata dayalı büyüme stratejisinin önemli bir parçası olarak serbest ticaret anlaşmaları imzalanmasına yönelik ilk görüşmelerini EFTA ülkeleri ile başlatılmış ve anlaşma 1992 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu süreç zarfında Türkiye menşeli ürünlerin rekabet güçleri, ihracat teşvikleri ile arttırılmaya çalışılmıştır. Ancak serbest dış ticaretin önünde önemli bir sorun oluşturan tarife dışı engellerin yok edilmesine yönelik bir çaba yoktur.136 Aynı süreçte ve SSCB’nin dağılması ile ekonomik açıdan yeni bir yol arayışı içerisine giren Merkezi ve Doğu Avrupa ülkeleri, AB ile ticari hükümler içeren anlaşmalar imzalamak için görüşmeler başlatmışlardır. Bu anlaşmalar ile AB pazarına girme şansını elde eden ülkeler, Türk malları ile rekabet gücü de yakalamıştır. Bir yandan ekonomik alanda yaşanan gelişmeler, diğer yandan AB ile gerçekleştirilen gümrük birliğinin AB ortak ticaret politikasının uygulanmasını 136 Akdeniz Đhracatçı Birlikleri, Serbest Ticaret Anlaşmaları, http://www.akib.org.tr/ akib.php?HID=132, (14.04.2010) 124 zorunlu kılması nedenleriyle Türkiye, AB’nin tercihli anlaşmalarından başlayarak üçüncü ülkeler ile serbest ticaret anlaşması görüşmelerini hızlandırmak zorunda kalmıştır. Türkiye’nin EFTA ülkeleri ile başlattığı serbest ticaret anlaşmaları süreci AB’nin ortak ticaret politikası çerçevesinde sürdürülmektedir. 3.5.2.Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye’nin Dış Ticareti Üzerindeki Etkileri AB; EFTA, Akdeniz ülkeleri, Meksika, Şili, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Güney Kore ile serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koymuştur. Halen Hindistan, ASEAN, ANDEAN, Orta Amerika ülkeleri ve Ukrayna ile serbest ticaret anlaşması imzalanması yönünde görüşmelerini sürdürmektedir. AB’nin Đzlanda, Norveç ve Lihtenştayn’dan oluşan üç EFTA ülkesi ile yürürlüğe koyduğu AEA, Türkiye’nin gümrük birliği ilişkisinden daha önce gerçekleşmiştir. Bu nedenle diğer üye ülkelerden ayrı kapsamda ve yeni nesil serbest ticaret ilişkisi bağlamında incelenmemiştir. 1995 yılında imzalanan “Barselona Deklarasyonu” ile başlayan AB-Akdeniz ülkeleri ortaklığı, Akdeniz bölgesi için barışın ve siyasi istikrarın sağlanması amacını taşımaktadır. Dolayısıyla ekonomik açıdan geri kalmış ülkelere destek sağlamak amacıyla yapılan anlaşmaların Türkiye ekonomisine bu aşamada ciddi etkiler yaratacağını ileri sürmek mümkün değildir. Serbest ticaret anlaşmaları kapsamında malların tercihli pazara giriş imkânı, ancak menşe kuralının137 yerine getirilmesi halinde mümkün 137 Menşe kuralı, ihraç konusu eşyanın düzenlendiği ve onaylandığı ülke menşeli olduğunu veya gördüğü değişiklik ve işlemler dolayısıyla o ülke kaynaklı sayılması gerektiğini bildiren düzenlemelerdir. 125 olmaktadır.138 Dolayısıyla AB’ye üye olmayan Türkiye menşeli malların AB üzerinden üçüncü ülkelere serbest ticaret kapsamında gönderilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte AB pazarında serbest dolaşımda bulunan üçüncü ülke mallarının Birlik üzerinden Türkiye’ye gümrük vergisi alınmaksızın girme imkânı bulunmaktadır. AB’nin “Küresel Avrupa Stratejisi” çerçevesinde serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülke sayısının artması, Türkiye’nin gümrük birliği münasebetiyle AB pazarına ayrıcalıklı giriş hakkından elde ettiği kazanımların azalmasına yol açacaktır.139 Türkiye serbest ticaret anlaşmalarının müzakerelerinde AB’nin gerisinde kalmaktadır. Çünkü AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeler, Türkiye pazarına sınırsız ve karşılıksız bir şekilde gireceklerini, kendi pazarlarını ise mevcut gümrük tarifeleri üzerinden Türkiye menşeli ürünlere karşı korumayı sürdüreceklerini bilmekte ve ayrıcalıklı konumlarını sürdürmek istemektedir. Örneğin Meksika’nın serbest ticaret anlaşması imzalamadığı ülkelerden gerçekleştirdiği ithalattaki gümrük tarife oranı, %10 ile %20 arasında değişmektedir. Hâlbuki Türkiye AB’nin ortak ticaret politikasına uyum zorunluluğu nedeniyle Meksika’dan gerçekleştirdiği ithalatta gümrük tarifesi uygulayamamaktadır. Haksız rekabete yol açan bu durum karşılıklılık ilkesine ters düşmektedir. AB’nin serbest ticaret anlaşmaları imzaladığı ülkeler ile Türkiye arasındaki dış ticaret hacimlerinin incelenmesi ekonomik etkiler açısından önemlidir. AB’nin Meksika, Güney Kore, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Şili ile yürürlüğe koyduğu yeni nesil serbest ticaret 138 Dış Ticaret Müsteşarlığı AB Genel Müdürlüğü, Pan Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi Hakkında En Sık Sorulan Sorular, www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/ AB/ SerbestTicaretDb/Mense.doc (21.11.2009) 139 Dış Ticaret Müsteşarlığı, AB Yeni Pazara Giriş Stratejisi, www.dtm.gov.tr/ dtmadmin/ upload/AB/Sanayi SektorDb/ AB_YENI_ PAZARA_GIRIS_ STRATEJISI.doc (28.08.2010) 126 anlaşmalarının Türkiye ekonomisine etkileri önemlidir. AB’nin Meksika, Şili, Güney Kore ve Güney Afrika Cumhuriyeti ile imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları, yardım konularını içermeyen ticari amaçlı anlaşmalardır. Birliğin süreçte serbest ticaret anlaşmalarını sadece bu hususlar bağlamında gerçekleştireceğini beyan etmesi bakımından tablolarda sadece dört ülke ele alınmıştır. AB, Küresel Avrupa Stratejisi çerçevesinde dört ülke ile kurduğu serbest ticaret bölgelerini genişletmeye çalışmaktadır. Meksika, G.Kore ve G.Afrika Cumhuriyeti’nin Türkiye ile serbest ticaret anlaşması yapmaya yanaşmaması, Türkiye açısından sorunu daha ciddi hale getirmektedir. Tablo 39. Avrupa Birliği ile Yeni Nesil STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerle Türkiye’nin Dış Ticaret Dengesi (1000 Dolar) YILLAR MEKSĐKA G.KORE ŞĐLĐ G.AFRĐKA 2000 -10,291 -1.050.800 -75,996 -100,761 2001 20,857 -697.100 -53,554 -267,157 2002 24,682 -845.589 -59,472 -121,499 2003 -59,557 -1.254.514 -144,961 -214,185 2004 30,486 -2.492.515 -151,921 -816,570 2005 -32,737 -3.385.617 -301,218 -944,239 2006 -121,166 -3.385.617 -407,136 -1,194,624 2007 -155,447 -4.217.593 -492,126 -1,518,513 2008 -229.807 -3.818.625 -173,846 -263,860 2009 -242,000 -2.881.000 -163,000 -236,000 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=245&icerikID=26 2&dil=TR (11.09.2010) Tablo 39 incelendiğinde, son on yıllık süreçte AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeler karşısında Türkiye’nin dış ticaret dengesinin sürekli açık verdiği, 127 açıkların 2003-2007 döneminde hızla yükseldiği, 2008’den sonraki süreçte ise yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle düşmeye başladığı görülmektedir. Tablo 40. Avrupa Birliği ile STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerin Türkiye’nin Toplam Đthalatındaki Payları YILLAR MEKSĐKA G.KORE ŞĐLĐ G.AFRĐKA 2000 %0,09 %2,16 %0,16 %0,31 2001 %0,07 %1,80 %0,17 %0,83 2002 %0,10 %1,74 %0,15 %0,40 2003 %0,14 %1,89 %0,23 %0,48 2004 %0,12 %2,65 %0,18 %1,03 2005 %0,16 %3,00 %0,27 %1,07 2006 %0,18 %2,55 %0,31 %1,28 2007 %0,20 %2,57 %0,31 %1,27 2008 %0,18 %2,03 %0,16 %0,74 2009 %0,23 %2,21 %0,14 %0,78 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=245&icerikID=26 2&dil=TR (11.09.2010) Tablo 41. Avrupa Birliği ile STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerin Türkiye’nin Toplam Đhracatındaki Payları YILLAR MEKSĐKA %0,14 G.KORE %0,46 ŞĐLĐ %0,05 G.AFRĐKA %0,25 2002 %0,16 %0,21 %0,19 %0,15 %0,06 %0,05 %0,24 %0,24 2003 %0,08 %0,12 %0,03 %0,25 2004 %0,23 %0,12 %0,03 %0,30 2005 %0,22 %0,14 %0,04 %0,42 2006 %0,16 %0,18 %0,04 %0,69 2007 %0,18 %0,14 %0,03 %0,60 2008 %0,11 %0,21 %0,11 %0,93 2000 2001 %0,09 %0,23 %0,03 %0,84 2009 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=245&icerikID=26 2&dil=TR (11.09.2010) 128 Yukarıdaki tablolar incelendiğinde ise aynı dönemde bu ülkelerle yapılan ithalatın Türkiye’nin toplam ithalatı içerisindeki payının istikrarlı bir şekilde arttığı, ihracatın ise dalgalı bir seyir izlediği gözlemlenmektedir. Küresel krizin etkisiyle Türkiye’nin 2008 yılında gerçekleştirdiği 201 milyar 964 milyon dolarlık toplam ithalatı, 2009 yılında yaklaşık %44 oranında gerileyerek 140 milyar 919 milyon dolar olmuştur. Aynı süreç zarfında Meksika’dan ithalatımız %13’lük bir azalış ile 382 milyon dolardan 335 milyon dolara; Güney Kore Cumhuriyeti’nden ithalatımız ise %27’lik azalış ile 4 milyar 92 milyon dolardan 3 milyar 116 milyon dolara gerilemiştir. Her iki ülkeden gerçekleştirilen ithalattaki azalma, toplam ithalattaki gerilemeden çok daha düşüktür.140 AB ile yeni nesil serbest ticaret anlaşmasını yürürlüğe koyan Meksika, Güney Kore ve Güney Afrika Cumhuriyeti, Türkiye AB’ye üye olmadığı için anlaşmalar kapsamında AB’ye tanıdıkları imtiyazları Türkiye’ye vermemişlerdir. Her üç ülkenin küresel krize rağmen Türkiye karşısında kazandığı avantajlı durumlarını göreceli olarak sürdürmeyi başarmalarının nedeni, AB ile bu ülkeler arasındaki serbest ticaret anlaşmalarından kaynaklanan haksız rekabettir. 3.5.3. Avrupa Birliği-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri AB ile Meksika arasındaki serbest ticaret anlaşması 01.07.2000 tarihinde yürürlüğe girmiş ve 2007 yılına kadar her iki taraf arasındaki ticaretin %97’sinin serbestleştirilmesini öngörmüştür.141 Meksika’nın serbest ticaret anlaşması yaptığı 140 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Dış Ticaret Đstatistikleri, www.dtm.gov.tr. (21.08.2010) Comission of European Communities Report, Towards an EU-Mexico Strategic Partnership, 2008, s.3 141 129 ülke/ülke grupları dışındaki ülkeler ile sanayi ürünleri ticaretinde uyguladığı gümrük vergisi oranları %10 ile %20 arasında değişmektedir.142 AB ile gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşması kapsamında Meksika, Türkiye pazarına gümrüksüz girebilmekte, ancak Türkiye menşeli ürünlere yukarıda belirtilen oranlarda tarife uygulamaktadır. Bu avantajlı konumunu sürdürmek isteyen Meksika, Türkiye ile serbest ticaret anlaşması imzalamaya istekli bulunmamaktadır. Tablo 42. Türkiye’nin Meksika ile Dış Ticareti (1000 Dolar) Yıl Đhracat 2000 41.302 2001 Toplam Đhracat Đçindeki Payı (%) Đthalat Toplam Đthalat Đçindeki Payı (%) Ticaret Hacmi Ticaret Dengesi 0,14 51.593 0,09 92.895 -10.291 51.773 0,16 30.916 0,07 82.689 20.857 2002 76.674 0,21 51.992 0,10 128.666 24.682 2003 40.422 0,08 99.979 0,14 140.401 -59.557 2004 0,23 0,22 120.122 196.409 0,12 0,16 270.730 30.486 2005 150.608 163.672 2006 140.778 0,16 261.944 0,18 360.081 402.722 -32.737 -121.166 2007 196.750 0,18 352.197 0,20 548.947 -155.447 2008 152.166 0,11 381.973 0,19 534.139 -229.807 2009 93.000 0,09 335.000 0,23 428.000 -242.000 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri, Meksika,http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=114&ice rikID=214&dil=TR (18.07.2010) Tablo 42 incelendiğinde, Meksika ile dış ticaret hacminin 2001 yılından bu yana artış gösterdiği ticaret dengesinin ise 2005 yılından bu yana Türkiye aleyhine geliştiği gözlemlenmektedir. 2008 yılı verileri bir önceki yıl ile kıyaslandığında, 142 Konya Ticaret Odası, Meksika Birleşik Devletleri Ülke Raporu, Etüd Araştırma Servisi, Nisan 2009, s.18 130 Meksika’ya yapılan ihracatta %23 oranında bir azalış, Meksika’dan gerçekleştirilen ithalatta ise %8’lik bir artış olduğu görülmektedir. Dönemsel olarak değerlendirildiğinde ise 2000 yılında Meksika’nın Türkiye’nin toplam ithalatındaki payı, %0,09 iken bu oran on yıl içinde %0,23’e yükselmiştir. Bu durumun temel nedeni, Meksika’nın AB ile yürürlüğe koyduğu serbest ticaret anlaşması çerçevesinde AB üzerinden mallarını Türkiye pazarına gümrüksüz bir şekilde girebilmesidir. Meksika, Türkiye’den ithal ettiği ürünlere ise gümrük vergisi uygulamaya devam etmektedir. Küresel krizin etkisiyle Meksika’ya 2009 yılında yapılan ihracattaki düşüş bir önceki yıla göre %80 oranındadır. 2009 yılında Türkiye’nin toplam ithalatında %44 oranında azalış yaşanmıştır. Aynı süreç içinde Meksika’dan gerçekleştirilen ithalattaki azalma ise, Tablo 42’de görüldüğü üzere %13’tür. Bu göstergeler, Meksika’nın AB ile yürürlüğe koyduğu serbest bölge üzerinden Türkiye pazarına sorunsuz girişinin kanıtıdır. Meksika’nın AB ile serbest ticaret bölgesi yaratması sonucunda, Türkiye’den Meksika’ya yapılan ihracatta vergi yükü, Avrupa ülkelerine oranla nispi bir artış göstermiştir. Başta tekstil, makine, otomotiv ve oto yedek parçaları olmak üzere birçok sanayi ürününde ticaret sapması ortaya çıkmıştır. Serbest ticaret anlaşması çerçevesinde Meksika, birçok sektörde ithalat kaynaklarını AB ülkelerine kaydırmıştır. Örneğin oto yedek parça ticaretinde 2000 yılında Türkiye’nin Meksika’ya 7.000.000 Dolar civarında olan ihracat miktarı, 2006 yılında %91 oranında yükselmiş, 2008 yılında yaklaşık %100 oranında azalarak 7.000.000 131 Dolar’a gerilemiştir.143 Bu süreçte Meksika’nın AB’den oto yedek parça ithalatı, 2000 yılında 1.143 milyon Euro iken, 2009 yılına gelindiğinde 2.300 milyon Euro’ya yükselmiştir. Meksika’nın AB’ye gerçekleştirdiği oto yedek parça ticareti, 2000 itibarıyla toplam ihracatının %16,5’luk oranını oluşturmakta iken, 2008 yılında bu oran %22’ye yükselmiştir.144 Tablo 43. Türkiye’nin Meksika’dan Gerçekleştirdiği Đthalattaki Değişim Oranları (Dolar) ÜRÜN 2006 2007 2008 Telefon Cihazları Hububat (BuğdayMahlut) Buzdolapları, Soğutucular Tıp, Dişçilik, Veterinerlik Alet ve Cihazları 8.946.529 21.052.627 34.932.136 DEĞĐŞĐM (2006-2008) +25.985.607 5.816 4.239 15.531.377 +15.525.561 3.085.253 6.906.563 10.037.470 +6.952.217 7.239.010 17.460.970 19.764.927 +12.525.917 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri, Meksika,www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=114& icerikID =214&dil=TR (18.07.2010) Tablo 43 incelendiğinde, son üç yılda özellikle telefon cihazları, hububat, bazı elektrikli eşyalar ve sağlık cihazlarında Türkiye’nin Meksika’dan gerçekleştirdiği ithalatta artış olduğu dikkati çekmektedir. Đthal edilen her ürün için geçerli olan artış 2006-2008 döneminde telefon cihazlarında yaklaşık %390, 143 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Meksika Ülke Raporu www.dtm.gov.tr/dtmweb/ index.cfm? action=detay&yayinID=114&icerikID=214&dil= TR (18.07.2010) 144 European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Mexico,http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/ mexico/ (01.08.2010) 132 buzdolapları ve soğutucu ürünlerde %325, tıbbi cihazlarda ise %273 gibi oldukça yüksek oranda gerçekleşmiştir. Türkiye’nin Meksika’dan gerçekleştirdiği ithalattaki artışın en önemli nedeni AB ve Meksika arasında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşması çerçevesinde Meksika ürünlerinin gümrüksüz şekilde Türkiye pazarına girme hakkıdır. Gelişmeler çerçevesinde Türkiye’ye dış ticaret gerçekleştiren Meksikalı firmalar vergi yükünden kurtulmak amacıyla, AB ülkeleri üzerinden ticaret gerçekleştirme yolunu seçmektedir. Örneğin Meksika, Türkiye’ye motorlu taşıt yedek parçalarını gümrüksüz ithal ederken, Türkiye’den gerçekleştirdiği ithalatta benzer ürünler için yaklaşık %15 gümrük vergisi uygulamaktadır. Dolayısıyla Türkiye aynı malı %15 daha pahalı satmaktadır. Aynı şekilde geçmiş dönemlerde Türkiye’den elyaf ve halı ithal eden Meksika, AB ile serbest ticaret yapılması akabinde bahse konu ürünlerdeki ithalatını Avrupa ülkelerine yönlendirmiştir. Özellikle Türk halıları, Avrupa’dakilere kıyasla %30 daha pahalı hale gelmiştir.145 Başta Meksika olmak üzere AB ile serbest ticaret anlaşması kapsamında sanayi ürünlerindeki ticareti serbestleştiren ülkeler rekabet gücü açısından avantaj sağlamıştır. Bu çerçevede Türkiye’nin Meksika’dan gerçekleştirdiği toplam ithalatının %25’lik bölümünü oluşturan elektrik ve elektronik ürünlerde taraflar arasındaki rekabetin kıyaslanması önem taşımaktadır. Göreli Đhracat Avantajı Endeksi, Meksika ve Türkiye arasındaki rekabetçi gücün kıyaslanması açısından bir gösterge olabilir. 145 Esin ŞEN, Meksika Ülke Raporu, TC Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2009, s.13 133 Tablo 44. Türkiye-Meksika Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi (Elektrikli Cihazlar) Yıllar Türkiye Meksika 4 3,5 3 2,5 2 TÜRKİYE 1,5 MEKSİKA 1 0,5 0 2003 2005 2007 2003 0,9053 2,1259 2004 0,9579 2,2304 2005 0,8580 2,2824 2006 0,7033 2,5475 2007 0,5614 2,7991 2008 0,3980 3,6182 Kaynak: TÜSĐAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu http://ref.advancity.net/ ci/ShowReport.aspx?commodity=19&country=MX&index= INDUSTRY_RXA, Tablo 44 dönemsel açıdan incelendiğinde, Meksika’nın AB serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmediği 2007 yılı öncesinde, elektrikli cihaz üretiminde Türkiye’nin rekabet endeksinin ortalama 0,9 olduğu, ancak bu endeksin 2008 yılında 0,39’a kadar gerilediği görülmektedir. Bu gerilemenin nedenlerinden biri Türkiye’nin toplam ticaretinin yarısından fazlasını gerçekleştirdiği AB ile Meksika arasında kurulan serbest bölgedir. AB’nin serbest bölgeler sayesinde ticari bütünleşme sağladığı ülkelerde rekabet edebilirlik düzeyi gittikçe yükselmektedir. AB ile serbest ticaret anlaşması yürürlüğe koyan ülkelerin Türkiye’ye karşı rekabetçi konumu, sadece elektrikli cihazlarda değil, ticarete konu olan kimyasal maddeler, tekstil vb. birçok üründe de yükselmektedir. 134 Tablo 45. Türkiye ve Meksika Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve Đthalatı’ndaki Payları YILLAR DÜNYA ĐHRACATINDA MEKSĐKA’NIN PAYI DÜNYA DÜNYA ĐTHALATINDA ĐHRACATINDA MEKSĐKA’NIN TÜRKĐYE’NĐN PAYI PAYI DÜNYA ĐTHALATINDA TÜRKĐYE’NĐN PAYI 2004 %2,03 %2,05 %0,68 %1,02 2005 %2.02 %2.06 %0,69 %1,08 2006 %2,02 %2.04 %0,69 %1,11 2007 %1,92 %1,96 %0,76 %1,18 2008 %1,81 %1,90 %0,82 %1,24 2009 %1.93 %1,95 %0,86 %1,17 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010) Map. Sektörel incelemeden sonra genel anlamda rekabet gücü açısından gösterge niteliği taşıyan toplam dünya ticareti içinde Meksika ve Türkiye’nin payları ele alındığında, Meksika’nın hem ithalat hem de ihracattaki payının 2007 yılından itibaren azaldığı, Türkiye’nin paylarının ise yükseldiği görülmektedir. Meksika’nın 2005-2008 döneminde üçüncü ülkelere olan ihracatı yıllık bazda ortalama %5,5 oranında artarken, AB’ye gerçekleştirdiği ihracat sanayi ürünlerini kapsayan serbest ticaret anlaşması sayesinde ortalama %25,2 oranında artış göstermiştir. 2006 yılında toplam ihracatının yaklaşık %9,6’sını AB’ye gerçekleştiren Meksika, 2008 yılında bu oranı %12’ye çıkarmıştır. Küresel krizin 135 yoğun hissedildiği 2009’da ise Meksika, toplam ticaretinin %7,8’ini AB ile gerçekleştirmiştir.146 Aynı süreçte Türkiye’nin AB’ye gerçekleştirdiği ihracattaki artış oranı ise ortalama %10,2 düzeyinde gelişme gösterirken, üçüncü ülkelere yapılan ihracattaki artış ise %15,1 civarında gerçekleşmiştir. Türkiye 2006 yılı itibarıyla toplam ihracatının %56’sını AB’ye gerçekleştirirken, bu oran 2009 yılında %46,2’ye düşmüştür.147 Tüm bu rakamlar, AB ile imzaladığı serbest ticaret anlaşması kapsamında Meksika’nın AB ile olan ticaretini arttırdığı ve Türkiye’ye karşı rekabet üstünlüğü elde ettiğinin bir göstergesidir. Türkiye, 2009 itibarıyla Meksika’nın toplam ticaret hacmine göre 37. ticari ortağı konumunda bulunmakta olup, toplam ticaret hacmi içerisinde Türkiye’nin payı 290,3 milyon Euro ve %0,1 oranındadır. Yine aynı dönem içerisinde Meksika, Türkiye’nin toplam ticaret hacmine göre 41. ticari ortağı konumunda bulunmaktadır. 305,3 milyon Euro’luk rakam ile toplam ticaret hacmi içerisinde Meksika’nın payı %0,2 civarındadır148 Dolayısıyla oran kapsamında ele alınırsa Meksika ile AB arasında kurulan serbest ticaret alanının Türkiye ekonomisine etkisinin önemsiz olacağını söylemek mümkündür. 146 European Comission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Mexico, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113418.pdf (18.08.2010) 147 European Comission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Turkey, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113456.pdf (18.08.2010) 148 Đbid (18.08.2010) 136 3.5.4. Avrupa Birliği-Güney Afrika Cumhuriyeti Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri AB ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasında 11.01.1999 tarihinde imzalanan Ticaret, Kalkınma ve Đşbirliği Anlaşması ile taraflar, ikili ticaretin yaklaşık %90’ının 12 yıllık dönem içerisinde serbest ticaret kapsamına alınmasını kararlaştırmıştır.149 DTÖ kuralları çerçevesinde gümrük tarife sistemini yeniden belirleyen Güney Afrika Cumhuriyeti, tarife kategorilerini 80 değişik seviyeden 8’e indirmiştir. %30’a kadar yükselebilen gümrük tarife oranları haricinde ithal ürünlerinden %14 oranında katma değer vergisi uygulaması mevcuttur. Bu uygulamalar, serbest ticaret anlaşmaları haricinde Güney Afrika Cumhuriyeti ile ticaret yapmaya çalışan ülkelerin önünde engeldir. Meksika örneğinde olduğu gibi Türkiye, Güney Afrika Cumhuriyeti ile olan ticaretinde haksız rekabet ile karşı karşıya bulunmaktadır. AB ile gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşması çerçevesinde Güney Afrika Cumhuriyeti, AB pazarı üzerinden Türkiye’ye serbestçe girebilmekte, ancak Türk mallarına yüksek gümrük vergileri uygulamaya devam etmektedir.150 Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyeti’ne ihracatı, 2008 yılı itibarıyla yaklaşık 1,2 milyar dolar civarındadır. Bu rakamın %54,1’ini oluşturan 650 milyon dolarını altın, altın kaplama, gümüş, adi metal ürünleri; %25’ini teşkil eden 300 milyon dolarını ise taşkömürü katranı ve ham petrolden elde edilen ürünler oluşturmaktadır.151 Dolayısıyla başta sanayi ve tarım sektörü olmak üzere diğer ürünler bazında ihracat rakamı 200-300 milyon dolara düşmekte olup, toplam 149 Assarson, J. 2005, s.7-8 Konya Ticaret Odası, Güney Afrika Cumhuriyeti Ülke Raporu, 2009; s.20 151 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Afrika Cumhuriyeti Raporu, 2008, http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/ANL/AfrikaDb/Guney_Afrika_ Cumhuriyeti.doc (21.08.2010) 150 137 ihracatın %20’sini kapsamaktadır. Bununla birlikte her iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2004-2008 döneminde yaklaşık %240 oranında artmıştır. Sanayi ve tarım sektöründeki ticarette rakamın düşük olmasının nedeni Güney Afrika Cumhuriyeti’nin başta AB olmak üzere serbest ticaret bölgesi kurduğu ülke ve ülke grupları ile ticari ilişkilerini arttırması, gümrüksüz ya da düşük gümrük vergileri ile ithalatını bu ülkelere kaydırmasıdır. Tablo 46. Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyeti ile Dış Ticaret Değerleri (1000 Dolar) Yıl Đhracat Toplam Đhracat Đçindeki Payı (%) Đthalat Toplam Đthalat Đçindeki Payı (%) Ticaret Dengesi Ticaret hacmi 71.049 0,25 171.810 0,31 -100.761 242.859 2000 77.871 0,24 345.028 0,83 - 267.157 422.899 2001 85.453 0,23 206.653 0,40 -121.499 292.406 2002 0,25 335.713 0,51 2003 121.528 -214.185 457.241 0,30 1.006.683 1,03 2004 190.113 -816.570 1.196.796 0,42 1.259.978 1,07 2005 315.739 -944.239 1.575.717 0,69 1.793.113 1,28 2006 598.489 -1.194.624 2.391.602 0,60 2.172.298 1,27 2007 653.785 -1.518.513 2.826.083 0,93 1.502.492 0,74 2008 1.238.632 -263.860 2.741.124 0,84 1.103.000 0,78 2009 867.000 -236.000 1.970.000 Kaynak : Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ülke Profilleri, Güney Afrika Cumhuriyeti, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=115&icerikID=17 1&dil=TR (21.08.2010) Tablo 46’da görüldüğü üzere Türkiye, Güney Afrika Cumhuriyeti ile ticaretinde sürekli açık vermektedir. Bu açık 2007 yılında en üst seviyeye ulaşmıştır. 2006–2007 döneminde Türkiye’nin toplam ithalatındaki artış %22 civarında gerçekleşirken, Güney Afrika Cumhuriyeti’nden gerçekleştirilen ithalat ise aynı dönem içinde %21 artmıştır. 2008 yılı incelendiğinde ise Güney Afrika Cumhuriyeti’ne gerçekleştirilen ihracatta %100 oranında artış sağlanmış, ithalatta ise 138 %43 oranında düşüş olmuştur. Đhracattaki artışta en önemli mal grubu altın, gümüş vb. metallerdir. Güney Afrika Cumhuriyeti dış ticarette yüksek korumacılık uygulamalarını sürdürmekte ve %30’a yaklaşan gümrük tarifelerine ek olarak ithal ettiği ürünlere %14 oranında KDV uygulanmaktadır. Dolayısıyla Türkiye, dış ticaret dengesi sağlayabilmesi için Güney Afrika Cumhuriyeti ile serbest ticaret anlaşması imzalamak zorundadır. Ancak Meksika örneğinde olduğu gibi Güney Afrika Cumhuriyeti de avantajlı durumunu sürdürmek istemekte ve Türkiye ile serbest ticaret alanı yaratacak bir anlaşma imzalamaya yanaşmamaktadır. Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasında serbest ticaret alanı oluşturmasına yönelik bir anlaşma imzalanması amacıyla, Haziran 2004 ve Temmuz 2005 tarihlerinde görüşmeler yapılmıştır. Son olarak konu Kasım 2009’da yapılan Türkiye-Güney Afrika Cumhuriyeti Đş Forumu’nda Türk yetkililer tarafından dile getirilmiştir. Forumda belirtilen konular ise şöyle sıralanabilir: - Afrika stratejisi çerçevesinde yapılan çalışmalar sonucunda 2003 yılında %4 olan Türkiye’nin toplam ihracatında Afrika’nın payının 2008’de %8’e, 2009’un ilk 8 ayında %12’ye çıktığı, - Küresel krizden çıkış için ticareti arttırmak gerektiği, Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyeti ile ticaret hacmini yükseltmek istediği, ancak serbest ticaret anlaşmasının imzalanamaması nedeniyle Türk ihracatçılarının AB ihracatçılarının haksız rekabet ile karşı karşıya bulunduğu, - Türkiye’nin gümrük birliği nedeni ile AB ile serbest ticaret bölgesi kuran ülkeler ile benzer anlaşmaları imzalamakla yükümlü olduğu, haksız rekabetin giderilmesi için bu anlaşmanın hemen imzalanması gerektiği, 139 - AB üyesi ülkede faaliyet gösteren bir firmanın Güney Afrika Cumhuriyeti’ne çok düşük gümrük vergisiyle ihracat gerçekleştirdiği, ancak Türkiye’nin aynı malı %40–50 gümrük oranı ile Güney Afrika Cumhuriyeti pazarına sokmaya çalıştığı, - Güney Afrika Cumhuriyeti’ne yapılan bu ziyaretin esas amaçlarından birini serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik mekanizmayı hızlandırmak olduğu.152 Türk heyetinin ziyaretinden birkaç gün sonra AB’nin Güney Afrika Cumhuriyeti’ni tek taraflı anlaşmalara zorladığı konusunda sert eleştiriler yapılmış, Türk heyetinin serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik taleplerine olumsuz cevap verilmiştir. Güney Afrika Cumhuriyeti ile Çin arasında son yıllarda gelişen siyasi ve ekonomik ilişkiler nedeniyle, Güney Afrika Cumhuriyeti pazarında Uzakdoğu menşeli ucuz mallara eğilim artmaktadır. 2007 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin toplam ithalatında Çin’in payı %10 iken, bu oran 2009 yılında %17,4’e yükselmiştir153 Çin, AB’den sonra Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en büyük ticari ortağı haline gelmiştir. Bu nedenle Türkiye, Güney Afrika Cumhuriyeti ile karşılıklı ticaretin arttırılması için gerekli önlemleri almak zorundadır. Güney Afrika Cumhuriyeti ile Türkiye’nin uluslararası ticarette rekabet gücünde meydana gelen değişimleri belirlemek, taraflar arasında serbest ticaret bölgesi kurulmasının önemini bir kez daha ortaya koyabilecektir. 152 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye-Güney Afrika Đş Forumu, http://www.dtm.gov.tr/ dtmweb/bakanHaberDetay.cfm?haberNo=137 (17.06.2010) 153 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Afrika Ülke Raporu, 2008, http://www.dtm.gov.tr/ dtmadmin /upload/ ANL/AfrikaDb/ Guney_Afrika_Cumhuriyeti.doc (03.08.2010) 140 Tablo 47. Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve Đthalatı’ndaki Payları YILLAR DÜNYA DÜNYA DÜNYA DÜNYA ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA G.AFRĐKA’NIN G.AFRĐKA’NIN TÜRKĐYE’NĐN TÜRKĐYE’NĐN PAYI PAYI PAYI PAYI 2004 %0.43 %0.50 %0,68 %1,02 2005 %0,44 %0,51 %0,69 %1,08 2006 %0,43 %0,55 %0,69 %1,11 2007 %0,45 %0,56 %0,76 %1,18 2008 %0,46 %0,54 %0,82 %1,24 2009 %0,45 %0,53 %0,86 %1,17 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness http://www.intracen.org/menus/countries.htm (25.12.2010) Map. Tablo 47’de görüldüğü üzere, son 5 yıllık süreç içerisinde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin toplam dünya ticareti içindeki payında değişiklik olmadığı, bununla birlikte Türkiye’nin payının ise yükseldiği görülmektedir. Bu durum Türkiye’nin rekabetçi gücünün Güney Afrika Cumhuriyeti’ne oranla yüksek olduğunu gösterir. Taraflar arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalanması halinde gümrük vergilerinin kaldırılacağı hususundan hareketle Türkiye’nin rekabetçi konumunun daha da yükseleceği söylenebilir. Değerli taşlar (elmas, pırlanta vb.) ve madencilik, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin temel ihraç ürünlerini oluşturmakta ve 2009 itibarıyla AB ile olan toplam ticaretinin %30’unu bu ürünler teşkil etmektedir. Serbest ticaret kapsamında AB piyasasına sınırsız giriş hakkı elde eden Güney Afrika Cumhuriyeti, 2009 itibarıyla bu ürünlerin dünya çapındaki toplam talebinin %2,8’ini karşılamaktadır.154 154 Trade Competitiveness Map, Analyse Country and Product Competitiveness with Trade Flows, http://www.intracen.org/menus/countries.htm, (17.09.2010) 141 Tablo 48. Değerli Taşlar ve Madencilik Sektöründe Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Dünya Ticaretindeki Payları YILLAR DÜNYA DÜNYA ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA G.AFRĐKA’NIN G.AFRĐKA’NIN PAYI PAYI DÜNYA DÜNYA ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA TÜRKĐYE’NĐN TÜRKĐYE’NĐN PAYI PAYI 2004 %4,04 %0,47 %0,60 %2,12 2005 %4,29 %0,55 %0,67 %2,10 2006 %4,50 %0,49 %0,76 %1,93 2007 %4,44 %0,46 %0,89 %2,16 2008 %3,54 %0,34 %1,52 %1,73 2009 %2,81 %0,22 %1,97 %0,76 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness http://www.intracen.org/menus/countries.htm (25.12.2010) Map. Tablo 49. Türkiye-Güney Afrika Cumhuriyeti Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi (Madencilik ve Değerli Taşlar) Yıllar Türkiye G.Afrika 12 10 8 TÜRKİYE 6 G.AFRİKA 4 2 0 2005 0,957 9,627 2006 1,071 10,510 2007 1,177 9,807 2008 1,826 7,990 2009 2,292 6,205 2005 2006 2007 2008 2009 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010) Map. Tablo 48 ve 49 incelendiğinde, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en önemli ihraç maddeleri olan değerli taşlar ve madencilik alanında son beş yılda rekabet gücünün azaldığı gözlemlenmektedir. Mevcut istatistikî veriler, sınırlarını tek taraflı açan, buna rağmen rekabet gücü hızla artan Türkiye için serbest ticaret anlaşmaları imzalamasının önemini vurgulamaktadır. 142 3.5.5. Avrupa Birliği-Şili Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri AB ile Şili arasında 2002 yılında imzalanan ve yaklaşık on yıllık geçiş dönemi çerçevesinde ürün ticareti üzerindeki tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılmasını öngören “Ortaklık Anlaşması” çerçevesinde AB, 2007 yılına kadar Şili menşeli ürünlerin yaklaşık %96’lık bölümündeki tarifeleri sıfırlamıştır. Türkiye ile Şili arasındaki toplam ticaret hacmi 2009 itibarıyla 160 milyon Euro civarında olup bu rakam, Şili’nin toplam ticaretinin %0,2’sini; Türkiye’nin toplam ticaretinin ise %0,09 gibi küçük bir oranını oluşturmaktadır.155 Tablo 50. Türkiye-Şili Dış Ticareti (1000 Dolar) Yıl Đhracat Toplam Đhracat Đçindeki Payı (%) Đthalat Toplam Đthalat Đçindeki Payı (%) Hacim Denge 2000 16.279 0,05 92.274 0,16 108.553 -75.996 2001 19.920 0,06 73.474 0,17 93.393 -53.554 2002 19.798 0,05 79.270 0,15 99.068 -59.472 2003 15.528 0,03 160.490 0,23 176.018 -144.961 2004 24.529 0,03 176.449 0,18 200.978 -151.921 2005 24.959 0,03 326.177 0,27 351.136 -301.218 2006 34.788 0,04 441.925 0,31 476.713 -407.136 2007 41.843 0,03 533.969 0,31 575.812 -492.126 2008 150.264 0,11 324.110 0,16 474.374 -173.846 37.000 0,03 200.000 0,14 237.000 -163.000 2009 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ülke Profilleri, Şili, www.dtm.gov.tr (03.10.2010) 155 European Comission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Chile, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113456.pdf (18.08.2010) 143 Tablo 50 incelendiğinde 2000–2009 arası Türkiye’nin Şili ile olan dış ticaret hacmindeki açığın ortalama %135 oranında arttığı görülmektedir. Türkiye, 2008 itibarıyla toplam bakır ürünleri ithalatının %9’luk kısmını Şili’den karşılamıştır. Türkiye’nin 2008 itibarıyla 324 milyon 110 bin dolarlık olan toplam ithalatının 270 milyon dolarını arıtılmış ve işlenmemiş bakır ürünleri oluşturmaktadır. Bakır ürünleri, Şili’den yapılan toplam ithalatın %83’lük kısmını oluşturmaktadır. Dolayısıyla Şili ile Türkiye arasındaki ticari ilişkiler sınırlı sayıda ürün çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Şili’ye 2008 yılında yapılan toplam 150 milyon dolarlık ihracatın 105 milyon dolarlık bölümünü ise demir ve çelik ürünleri teşkil etmektedir. Bu oran demir çelik ürünlerinde Türkiye’nin 2008 itibarıyla toplam ihracatının %0,8 gibi oldukça düşük bir bölümünü oluşturmaktadır. Demir ve çelik çubuk ihracatımız, 2007 yılında yaklaşık 8,5 milyon dolar iken, bu oran 2008 yılında yaklaşık 14 kat artmıştır. Ticari ilişkilerin belirli ürünler kapsamında gerçekleştirilmesi, ticaret hacminin düşük olması ve ticaret verileri de dikkate alındığında, AB ile Şili arasındaki serbest ticaret anlaşmasının Türkiye ekonomisine önemli bir etkisinin olmadığı söylenebilir. Tablodan da görüldüğü gibi Türkiye ile Şili arasındaki dış ticaret hacminde artış yaşansa da halen Türkiye’nin dış ticaret dengesi açık vermeye devam etmektedir. Şili’den Türkiye’ye yapılan bakır ithalatı, bu durumun temel nedenidir. Ancak 2008 yılından itibaren Şili’ye yapılan demir ve petrol ürünleri ihracatı miktarındaki artış, taraflar arasındaki dış ticaret açığını azaltmıştır. Bununla birlikte küresel krizinin etkisiyle iki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi, 2008 yılına göre %100 azalma göstermiştir. Türkiye ve Şili’nin uluslar arası rekabet gücünde meydana gelen değişimler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. 144 Tablo 51. Türkiye ve Şili Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve Đthalatı’ndaki Payları YILLAR DÜNYA DÜNYA DÜNYA ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA ĐHRACATINDA ŞĐLĐ’NĐN PAYI ŞĐLĐ’NĐN PAYI TÜRKĐYE’NĐN PAYI DÜNYA ĐTHALATINDA TÜRKĐYE’NĐN PAYI 2004 %0,33 %0,23 %0,68 %1,02 2005 %0,36 %0,28 %0,69 %1,08 2006 %0,45 %0,28 %0,69 %1,11 2007 %0,47 %0,30 %0,76 %1,18 2008 %0,39 %0,30 %0,82 %1,24 2009 %0,35 %0,27 %0,69 %1,08 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010) Map. Tablo 52. Bakır Sektöründe Türkiye ile Şili’nin Rekabet Gücü Karşılaştırması YILLAR DÜNYA DÜNYA DÜNYA ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA ĐHRACATINDA ŞĐLĐ’NĐN PAYI ŞĐLĐ’NĐN PAYI TÜRKĐYE’NĐN PAYI DÜNYA ĐTHALATINDA TÜRKĐYE’NĐN PAYI 2004 %15,43 %0,04 %0,61 %1,73 2005 %15,10 %0,04 %0,66 %1,91 2006 %15,38 %0,04 %0,60 %1,90 2007 %16,39 %0,03 %0,58 %2,10 2008 %14,56 %0,03 %0,78 %2,25 2009 %16,10 %0,03 %0,59 %2,00 Kaynak: International Trade Center, Trade Maphttp://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010) Competitiveness 145 Tablo 53. Türkiye-Şili Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi (Bakır ve Ürünleri) 50 Yıllar Türkiye Şili 40 2005 0,95 41,6 2006 0,87 34,4 2007 0,76 35,1 2008 0,94 38,3 2009 0,69 45,8 30 TÜRKİYE 20 ŞİLİ 10 0 2005 2006 2007 2008 2009 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010) Map. Tablo 51 ve 52 incelendiğinde, Şili’nin son beş yılda dünya ticareti içinde payını koruduğu, Türkiye’nin payının ise yükseldiği görülmektedir. Ayrıca Şili’nin temel ihraç ürünü olan bakır ticareti açısından taraflar arasındaki rekabet gücü karşılaştırıldığında, Şili’nin Türkiye’ye göre bu gücü koruduğu görülmektedir. Đzlediği açık ekonomi politikası çerçevesinde Şili, serbest ticaret anlaşması imzalanması yönünde Türkiye’nin önerisine olumlu yaklaşmıştır. Taraflar arasında serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik müzakereler Mart 2008-Mart 2009 arasında gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler sonucunda, 14 Temmuz 2009 tarihinde imzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla Türkiye ile Şili arasındaki ticarette tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılması, hayvan ve bitki sağlığı önlemleri, fikri, sınai ve ticari mülkiyet hakları, anti damping gibi bir çok alanda yeni düzenlemeler getirilmiştir. Şili 2007 yılı itibarı ile Türkiye’nin Şili’ye ihracatında %95’lik kısmına karşılık gelen sanayi ürünlerinde gümrük vergilerini anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarih itibarı ile kaldırmayı taahhüt etmiştir. Anlaşma kapsamındaki ürünler dışında 146 kalan ve 2007 yılı itibarı ile Şili’ye yapılan ihracatın yaklaşık %5’lik kısmını oluşturan ürünler için ise Şili gümrük vergilerini 4 yıllık bir indirim takvimi kapsamında kademeli olarak kaldıracağını beyan etmiştir. Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesi amacıyla her iki ülke parlamentosu tarafından onaylanması beklenmektedir. Anlaşma kapsamında Türkiye, tarım ürünlerinde belirli sayıda üründe tarife kotaları kapsamında ve tarife indirimi gerçekleştirmeyi taahhüt ederken, Şili daha geniş bir açılım sağlayarak, sınırlı sayıda ürün hariç Türkiye menşeli tarım ürünleri ithalatında uyguladığı gümrük vergilerini herhangi bir kota sınırı olmaksızın kaldırmayı kabul etmiştir.156 Şili’nin ihracat ürünlerine son yıllarda selüloz, meyve, et ürünleri, şarap da eklenmiştir. Şili tarım potansiyeline sahiptir ve Güney Amerika kıtasının en büyük meyve ihracatçısıdır.157 Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle, tarım ürünlerindeki ticaretin artacağı da göz önünde bulundurulduğunda Türkiye Şili’den daha uygun fiyatlar ile ithalat gerçekleştirebilecektir. 3.5.6. Avrupa Birliği-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri Güney Kore ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik Mayıs 2007’de başlayan görüşmeler, Ekim 2009’da tamamlanmış, ancak yürürlüğe girmemiştir. Anlaşma, 12 yıllık süreç içinde taraflar arasındaki ticaretin %90’ının serbestleştirilmesini ve beş yıl içinde mevcut tüm gümrük vergilerinin 156 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye-Şili Serbest Ticaret Anlaşması’na Đlişkin Bilgi Notu, www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SerbestTicaretDb/Sili.doc (03.02.2010) 157 Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği, Şili Ülke Bilgi Notu, http://www.ttyd.org.tr/ images/cust_files/090210125449.doc (03.02.2010) 147 %99’unun kaldırılmasını öngörmektedir. Bu çerçevede AB ile Güney Kore arasında 2014’te serbest ticaret bölgesi kurulmuş olacaktır. Güney Kore’nin otomotiv endüstrisi gelişmiştir. AB’nin yolcu araçları ithalinde Güney Kore’ye uyguladığı gümrük tarifesi %10 civarındadır. Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesi ile bu oranın sıfırlanması sonucunda, Türkiye’nin Güney Kore’den ithal edeceği araçların fiyatında bu orana yakın bir düşme olacaktır. Dolayısıyla da Güney Kore menşeli araç ithalatında yükseliş kaçınılmazdır. Aynı durum, Güney Kore’de üretilen ve AB’ye yaklaşık %14 gümrük vergisi ile ihraç edilen LCD televizyonlar için de geçerli olacaktır Tablo 54. Türkiye-Güney Kore Göreli Đhracat Avantajı Endeksi (Elektrikli Cihazlar) 3,5 3 2,5 2 TÜRKİYE 1,5 GÜNEY KORE 1 0,5 0 2003 2005 2007 Yıllar Türkiye G.Kore 2003 0,9053 3,0548 2004 0,9579 3,0496 2005 0,8580 2,6826 2006 0,7033 2,2703 2007 0,5614 2,4101 2008 0,3980 2,5510 Kaynak:TÜSĐAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu, http://ref.advancity.net (06.02.2010) 148 Tablo 55. Türkiye-Güney Kore Rekabet Endeksi (Haberleşme ve Elektronik Ürünler) Yıllar Türkiye G.Kore 2 1,5 TÜRKİYE 1 2003 0,0167 1,8063 2004 0,0168 1,7284 2005 0,0193 1,2772 2006 0,0223 1,1806 2007 0,0282 1,2417 2008 0,0305 0,9303 GÜNEY KORE 0,5 0 2003 2005 2007 Kaynak: TÜSĐAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu, http://ref.advancity.net/ ci/ (06.02.2010) Türkiye ile Güney Kore’nin özelikle temel ticaret konusu olan elektronik ürünlerde (büro makineleri) ve elektrikli cihazlarda rekabet endeksleri incelendiğinde bu ürünlerde de rekabet üstünlüğünün açıkça Güney Kore’de olduğu ve Türkiye’nin rekabet gücünün düştüğü gözlemlenmektedir. 2008 itibarıyla Güney Kore’den gerçekleştirilen toplam ithalatın %15’ini elektronik ürünler, %10’unu ise elektrikli cihazlar oluşturmuştur. 149 Tablo 56. Türkiye ve Güney Kore Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve Đthalatı’ndaki Payları YILLAR DÜNYA ĐHRACATINDA G.KORE’NĐN PAYI DÜNYA ĐTHALATINDA G.KORE’NĐN PAYI DÜNYA ĐHRACATINDA TÜRKĐYE’NĐN PAYI DÜNYA ĐTHALATINDA TÜRKĐYE’NĐN PAYI 2004 %2,74 %2,34 %0,68 %1,02 2005 %2,60 %2,42 %0,69 %1,08 2006 %2,63 %2,47 %0,69 %1,11 2007 %2,63 %2,48 %0,76 %1,18 2008 %2,59 %2,63 %0,82 %1,24 2009 %2,44 %1,60 %0,69 %1,08 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010) Map Tablo 56 incelendiğinde ise Güney Kore’nin 2004 yılından beri dünya ihracatındaki payının değişmediği, dolayısıyla rekabetçi gücünde küresel bağlamda değişim yaşanmadığı görülmektedir. Ancak AB-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi, Güney Kore mallarının gümrüksüz şekilde Türkiye’de dolaşmasına yol açacak ve rekabet endeksinin Türkiye aleyhine bozulmasına neden olacaktır. Türkiye ile Güney Kore arasındaki dış ticaret dengesi Türkiye aleyhine açık vermektedir. 2002 yılındaki açık 2008 yılına gelindiğinde %350 oranında artmıştır. 2008 yılı itibarıyla Güney Kore ile olan toplam ticaretin %93,8’lik bölümünü Türkiye’nin ithalatı oluşturmaktadır. Özellikle elektronik ürünler (cep telefonları, televizyonlar) ile taşıt araçları ve yan sanayi ürünleri ticaretinde Güney Kore’nin tercih edilmesi, bu açığın temel nedenini oluşturmaktadır.158 158 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Kore Ülke Profili, 2009, s.15 150 Tablo 57. Türkiye-Güney Kore Dış Ticareti (1000 Dolar) Yıllar Đhracat Toplam Đhracat Đçindeki Payı (%) Güney Kore’nin Đthalatı Đçindeki Payı (%) Đthalat Toplam Đthalat Đçindeki Payı (%) Güney Dış Ticaret Kore’nin Dengesi Đhracatı Đçindeki Payı (%) 2002 54.830 0,15 0,04 900.419 1,75 0,55 -845.589 2003 57.928 0,12 0,03 1.312.442 1,89 0,67 -1.254.514 2004 79.623 0,12 0,03 2.572.537 2,65 1,01 -2.492.515 2005 99.771 0,14 0,03 3.485.388 3,00 1,20 -3.385.617 2006 155.966 0,18 0,05 3.556.269 2,55 1,05 -3.400.303 2007 152.310 0,14 0,04 4.369.903 2,57 1,15 -4.217.593 2008 271.254 0,21 0,06 4.089.879 2,03 0,94 -3.818.625 2009 235.000 0,23 - 3.118.000 2,20 - -2.883.000 Kaynak : Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ülke Profilleri, Güney Kore, www.dtm.gov.tr (05.02.2010) Motorlu taşıtlar, başta LCD televizyonlar olmak üzere elektronik ürünler ve otomotiv sektörü ürünleri Türkiye’nin Güney Kore’den temel ithal ürünlerini oluşturmaktadır. 2008 itibarıyla Türkiye, Güney Kore’ye en çok sıvılaştırılmış doğal gaz ve petrol ürünleri ihraç etmektedir. Şekil 25: Türkiye’nin Güney Kore Dış Ticaretinin Sektörel Dağılımı (2008) Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Kore Ülke Raporu, www.dtm.gov.tr (05.02.2010) 151 AB-Güney Kore serbest ticaret anlaşması kapsamında Türkiye pazarının Güney Kore ürünlerine açılması sonucunda makineler ve ulaşım araçları ticaretinde ithalatın artması beklenmektedir. Güney Kore’den gerçekleştirilen ithalat miktarı, toplam taşıt ithalatımızın %3’lük kısmını oluşturmaktadır. Taşıt araçlarının Güney Kore’den gerçekleştirilen toplam ithalat içindeki payı ise, 2008 itibarıyla %9 olarak gerçekleşmiştir. AB’nin Güney Kore ile imzaladığı serbest ticaret anlaşması çerçevesinde %10 civarında olan ulaşım araçlarındaki gümrük vergilerini 2014 yılında sıfırlaması ve gümrük birliği çerçevesinde Türkiye’nin bu anlaşmayı tek taraflı olarak yürürlüğe koyması ile birlikte Güney Kore kaynaklı araç ithalatında artış olacaktır. Ayrıca anlaşma sonucunda elektrik-elektronik sektöründe ithalatın maliyetinin düşmesiyle Türk firmalarının hem iç pazarda hem de AB pazarında rekabet şansını yitirmesi kaçınılmazdır. Örneğin 2006 yılında Güney Kore’den Türkiye’ye yapılan 39 milyon dolarlık televizyon ihracatı, %190 oranında artarak 2008 yılında 110 milyon dolara çıkmıştır. 2006’da toplam televizyon ithalatının %12’si Güney Kore’den karşılanmakta iken 2008’e gelindiğinde bu oran %20’ye yükselmiştir.159 Bu artış, AB’nin televizyon ithalinde Güney Kore’ye uyguladığı %14’lük ortak gümrük tarifesine rağmen gerçekleşmiştir. Serbest ticaret anlaşması çerçevesinde oranın sıfırlanması ile Türkiye’de Güney Kore menşeli içindeki payını gittikçe televizyonlardaki satışlarda değişim olabilir. Güney Kore Türkiye’nin toplam ticareti arttırmaktadır. 2002 yılında Güney Kore ile Türkiye’nin 955 milyon dolar olan 159 Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness Map http://www. intracen.org/menus/countries.htm (25.12.2010) 152 ticaret hacmi, 2008 yılına gelindiğinde yaklaşık 4,5 milyar dolara yükselmiştir. 2002’de Türkiye’nin toplam ithalatı içinde Güney Kore’nin payı % 1,7; 2008’de ise bu oran % 2 şeklinde gerçekleşmiştir.160 Bu nedenle Türkiye, Güney Kore ile serbest ticaret anlaşması görüşmelerine önem vermelidir. Aksi takdirde hali hazırda Güney Kore’nin gümrük birliği çerçevesinde AB’den ithal ettiği ürünlere uyguladığı ortalama %11,2’lik gümrük vergisi oranını ileriki süreçte sadece Türkiye’ye karşı uygulamayı sürdürecektir. 3.5.7. Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşmaları Akdettiği Ülkelerle Toplam Ticaretindeki Payları AB geliştirdiği yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları ile durgunluk sürecine giren ekonomisini canlandırma amacındadır. Politikanın 14 yıldır gümrük birliği ilişkisi içinde olduğu Türkiye ile ticaretine etkilerini belirlemek için Türkiye ve AB’nın dış ticaretindeki gümrük birliği öncesi ve sonrasındaki değişim oranlarını incelemek gerekmektedir. 160 Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Kore Ülke Raporu (2008,) www.dtm.gov.tr , (21.02.2009) 153 Tablo 58. Türkiye-Avrupa Birliği Dış Ticareti (Milyon Euro) Yıllar Đhracat Toplam Đhracat Đçinde AB’nin Payı AB’nin Đthalatı Đçinde Türkiye’ nin Payı Đthalat Toplam Đthalat Đçinde AB’nin Payı AB’nin Đhracatı Đçinde Türkiye’ nin Payı Dış Ticaret Dengesi 1993 7,077 %49 %1,4 12,779 %47 %2,6 -5,702 1994 7,887 %47 %1,4 9,883 %46 %1,8 -1,996 1995 1996 9,443 10,023 %51 %54 %1,7 %1,7 13,936 19,419 %47 %55 %2,4 %3,0 -4,493 -9,396 1997 11,937 %51 %1,6 23,248 %53 %3,1 -11.311 1998 13,229 %54 %1,8 22,629 %54 %3,0 -9,400 1999 14,485 %58 %1,8 21,249 %55 %2,7 -6,724 2000 17,007 %56 %1,6 31,123 %52 %3,2 -14,116 2001 19,622 %55 %1,9 22,144 %47 %2,2 -2,522 2002 21,569 %56 %2,1 27,108 %49 %2,7 -5,539 2003 24,206 %57 %2,4 30,975 %50 %3,1 -6,769 2004 29,470 %57 %2,8 38,743 %49 %3,9 2005 33,321 %56 %3,1 42,445 %45 %4,2 -9,273 -9,124 2006 2007 38,111 %56 %3,1 47,912 %43 %4,3 -9,801 43,974 %56 %3,0 49,910 %40 %4,2 -5,936 2008 42,916 %48 %2,9 50,559 %37 %4,1 -7,613 %46 %3,0 %41 %4,0 -6,847 2009 33,590 40,437 Kaynak: Türkiye Đstatistik Kurumu, www.tuik.gov.tr. (21.08.2010) Dış Ticaret Müsteşarlığı, www.dtm.gov.tr (21.08.2010) Eurostat, European Union Statistics, www.eurostat.eu. (21.08.2010) Tablo 58 incelendiğinde; -Türkiye’nin gümrük birliğinden sonraki 14 yıllık süreçte AB’ye gerçekleştirdiği ihracatın üç kat, AB’den yapılan ithalatın ise iki kat arttığı, -AB’nin Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı 1996’da %54 iken, bu oranın 2009’da %46’ya gerilediği, bununla birlikte aynı süreçte Türk mallarının AB’nin toplam ithalatındaki payının %1,7’den %3,0’e yükseldiği, 154 -Türkiye’nin toplam ithalatı içinde AB’nin payının son 14 yılda %55’ten %41’e gerilediği, AB’nin ihracatı içinde Türkiye’nin payının ise aynı süreçte %3,’ten %4’e yükseldiği, -Türkiye’nin gümrük birliğinin kurulmasından sonraki süreçte AB’den gerçekleştirdiği ithalatın ciddi oranda artmadığı görülmektedir. Tablo 58, Türkiye’nin dış ticaret değerindeki büyümenin AB’nin dış ticaret değerindeki büyümesinden daha fazla olduğunu göstermektedir. AB açısından bu göstergeler sadece Türkiye için değil gelişmekte olan birçok ülke için de benzer sonuçlar ortaya koymaktadır. AB’nin bu olumsuz ekonomik performansı değiştirme isteği yeni nesil serbest ticaret anlaşması imzalanması yönündeki çabalarının nedenidir. 2009 itibarıyla AB, toplam ticaretinin %3,5’luk kısmını Türkiye ile gerçekleştirmiştir. Türkiye AB’nin 7. en büyük ticaret ortağı konumundadır. Türkiye’yi sırayla %2,3’lük oranlar ile Güney Kore ve Hindistan izlemektedir.161 AB’nin bu ülkelerle serbest ticaret bölgeleri kurması ile birlikte Türkiye, gümrük birliğinden kaynaklanan pazara serbest giriş olanağını kaybedecektir. Türkiye, gümrük birliğinden sonra 16 ülke ile serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. Şili, Ürdün ve Lübnan ile akdedilen anlaşmalar, onay sürecinde bulunduğu için henüz yürürlüğe girmemiştir. Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmaları imzaladığı ülkeler ile olan toplam ticaret değerleri ve bu değerlerde meydana gelen değişiklikler ise aşağıdaki tabloda incelenmiştir. European Comission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Turkey, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113456.pdf (21.08.2010) 161 155 Tablo 59. Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları Çerçevesinde Dış Ticareti (1000 Dolar) YILLAR ĐHRACAT 2000 2.109.656 TOPLAM ĐHRACAT ĐÇĐNDEKĐ PAY %7,5 DIŞ TĐCARET DENGESĐ 1.517.093 TOPLAM ĐTHALAT ĐÇĐNDEKĐ PAY %2,7 2001 2.170.594 %6,9 1.238.508 %2,9 932.086 2002 2.211.460 %6,1 1.492.353 %2,8 719.107 2003 2.971.272 %6,2 1.596.762 %2,3 1.374.510 2004 3.671.738 %5,8 2.031.096 %2,0 1.640.642 2005 4.528.081 %6,1 2.108.479 %1,8 2.419.602 2006 5.158.499 %6,0 2.212.935 %1,5 2.945.564 2007 7.139.559 %6,6 3.106.762 %1,8 4.032.797 2008 8.161.629 %6,2 4.533.593 %2,2 3.628.036 ĐTHALAT 592.563 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ülke Profilleri, www.dtm.gov.tr (23.08.2010) AB’nin ortak ticaret politikasına uyum sağlama zorunluluğu çerçevesinde Türkiye’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları sonrasında ihracat son 9 yılda yaklaşık 4 kat artarak 2008’de 8.161 milyon Dolar’a ulaşmıştır. Anlaşmaların henüz yürürlüğe girmediği 2000 yılında dış ticaret dengesi 592 milyon Dolar fazla vermekte iken bu rakam 2008’de yaklaşık %500 artarak 3.628 milyon Dolar’a yükselmiştir. Rakamlar, Türkiye tarafından akdedilen serbest ticaret anlaşmalarından Türkiye’nin kazançlı çıktığını göstermektedir. 156 SONUÇ AB yeni küresel düzende dinamik, rekabetçi bir ekonomik yapı kurmayı ve üçüncü ülkelerle ekonomik ilişkilerini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşmak için Birlik, 2006 yılında Küresel Avrupa Stratejisi başlıklı bildirimi kabul ederek dış ticaret politikasının önceliklerini beyan etmiştir. AB uluslararası platformda ticaretin DTÖ bünyesinde serbestleşmesi gerekliliğini belirtse de, Doha kalkınma müzakerelerinin çıkmaza girmesiyle serbest ticaret anlaşmaları görüşmelerini hızlandırmaya başlamıştır. Bu bağlamda geliştirilen yeni strateji kapsamında ele alınan serbest ticaret anlaşmalarının AB’nin gündemine alınmasının birçok nedeni vardır. Đlk olarak dünya çapında son yıllarda toplam talebin toplam arzı geçmesi, gelişmiş ülkelerin hammaddelere sürekli ve güvenli bir şekilde ulaşabilmelerini zorunlu hale gelmesi ve hammadde ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri pazarlara güvenli bir şekilde ulaşmaya öncelik vermesi sıralanabilir. Ayrıca Birlik, serbest ticaret bölgeleri kurulması konusunda ABD’nin gerisinde kalmamak, Çin’in yükselen ekonomik gücünden dolayı rekabet gücünü kaybetmemek amacıyla da serbest ticaret anlaşmalarına önem vermektedir. Serbest ticaret anlaşmaları AB ile gümrük birliği ilişkisi nedeniyle Türkiye açısından da önemlidir. Birliğin üçüncü ülkelerle kurduğu serbest ticaret bölgelerine Türkiye’nin otomatik olarak taraf olamaması, AB’nin bu ülkelerden ithal ettiği ürünlerin Türkiye pazarına serbestçe girmesine yol açmakta, ancak bu ülkelere ihraç edilen mallardan yüksek gümrük vergileri alınmaya devam edilmektedir. Bu çerçevede AB’nin gerçekleştirdiği ve müzakere ettiği serbest ticaret anlaşmalarının özellikleri ve bu anlaşmaların Türkiye ekonomisinin dış ticaret ve rekabet gücüne olan etkilerinin incelenmesi tezin temel amacını oluşturmuştur. 157 Çalışmanın birinci bölümünde AB’nin ortak dış ticaret politikası ve bu politika kapsamında üçüncü ülkelerle kurduğu ilişkilerin hukuki dayanakları irdelenmiştir. AB’nin oldukça karmaşık ve ülkelere göre kapsamı birbirinden farklı ticaret politikası yürütmesi nedeniyle detaylı kurallar konulamadığı ve üye devletlere belirli ölçülerde esnek davranıldığı görülmektedir. Ticaret politikasının kurucu anlaşmalarda ele alınması ve kurucu anlaşmalarda değişiklik yapılan tüm metinlerde bu politikaya yeni düzenlemeler getirilmesi ortak ticaret politikasının AB için büyük önem taşıdığının bir göstergesidir. Ancak yapılan düzenlemelerde bağlayıcı ve kapsamlı kurallar üzerinde uzlaşma sağlanamamış ve ortak ticaret politikası genel ilkeler üzerinde yürütülen bir politika olarak uygulanmıştır. Bu bağlamda Roma Antlaşması’ndan günümüze uzanan 50 yıllık süreçte AB’nin ticari ilişkilerindeki niteliksel değişim ve bu değişimin nedenleri de önem kazanmaktadır. Uluslararası ticaretin DTÖ bünyesinde serbestleştirilmesi için çaba harcayan AB’nin Doha müzakerelerinin kilitlenmesi üzerine yeni ticaret stratejisi geliştirerek serbest ticaret anlaşmalarına yönelmeye başladığı görülmektedir. AB’nin dünya ticareti içindeki payının 2003 yılından itibaren azalması nedeniyle yeni dış ticaret stratejileri üretilmesi zorunluluğu, gelişmekte olan ülkeler ile serbest ticaret alanları yaratarak rekabet gücünün arttırılması stratejisinin temel unsurunu oluşturmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları, yürütmekte olduğu müzakereler ve bu çerçevede gerçekleştirilen ticaretin AB’nin toplam ticareti içindeki önemi ele alınmıştır. AB’nin Meksika, Güney Kore, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Şili ile yürürlüğe koyduğu anlaşmalar yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları olarak adlandırılmaktadır. Anlaşmalar yardım amaçlı olmaması, muhatapların ekonomik kalkınma potansiyeline sahip olma 158 zorunluluğu bulunması, tarife ve tarife dışı engeller vasıtasıyla AB’den ihraç edilen ürünlere karşı koruma politikası uygulanıyor olması nedeniyle yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları olarak tanımlanmaktadır. Serbest ticaret bölgeleri kurulması ile AB’nin bu ülkeler ile ihracatındaki artış hızının ithalatındaki artış hızından daha yüksek düzeyde gerçekleştiği ve bu kapsamda AB’nin yeni dış ticaret politikasından daha fazla yarar sağladığı söylenebilir. Rekabet gücünde meydana gelen değişmeleri belirlemek amacıyla taraflar arasında ticarete en çok konu olan ürünlerde göreli ihracat avantajı endeksi kullanılmış, ayrıca dünya ticareti içindeki paylar karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda AB’nin yeni nesil serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelere karşı rekabet gücünde ve Birlik tarafından gerçekleştirilen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında artış görülmüştür. AB serbest ticaret anlaşmalarını, geçmişte komşuluk politikası çerçevesinde az gelişmiş ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak amacıyla yürütmekte iken, günümüzde istihdam yaratmak ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için bir araç olarak kullanmaya başlamıştır. Bu aracın AB’nin ihracatına koruma önlemleri uygulayan ve ekonomik kalkınma potansiyeline sahip olan ülkelere yönelik kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Birliğin rekabet, kamu harcamalarında şeffaflık vb. hususları da anlaşma metinleri içine koyma ısrarları nedeniyle müzakereleri kilitlediği görülmüştür. Đkinci bölümde ayrıca Avrupa Birliği’nin yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları kapsamında gerçekleştirdiği ticaret verileri ele alınmış, AB’nin dış ticaretinin açık vermekle birlikte bu açığın 2006 yılından beri istikrarlı bir şekilde azaldığı görülmüştür. Đhracatın ithalatı karşılama oranı açısından rekabet gücü karşılaştırması çerçevesinde, 1990’da AB’de bu oranın %90 civarında olduğu, 2008’de ise %83’ler 159 seviyesine gerilediği belirlenmiştir. Bu ekonomik göstergelerin AB’nin serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde yeni dış ticaret stratejileri geliştirmesine yol açan unsurlardan biri olduğu söylenebilir. Çalışmanın son bölümünde ise AB’nin gerçekleştirdiği yeni nesil serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’nin dış ticaret ve rekabet gücüne etkileri incelenmiştir. Gümrük birliği kararının Türkiye’ye getirdiği yükümlülüklerin ele alındığı bölümde Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmalarının müzakere süreçlerine AB tarafından dâhil edilmediği, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelerin Birliğe sağladığı ticari avantajlardan yararlanamadığı ve haksız rekabet ile karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Ülkelerin serbest dolaşım hakkı çerçevesinde ürünlerini AB üzerinden Türkiye’ye satabilme ve mevcut gümrük oranları üzerinden de kendi pazarlarını Türk mallarına karşı koruma imkânını sürdürmek istedikleri, bu nedenle Türkiye ile serbest ticaret bölgesi kurulması yönünde isteksiz davrandığı söylenebilir. AB’nin yeni nesil serbest ticaret anlaşması imzaladığı Meksika, Güney Afrika, Güney Kore ve Şili karşısında Türkiye’nin dış ticaret dengesinin artan hızla açık verdiği ve açığın 2000–2007 döneminde %280 oranında arttığı görülmektedir. Bununla birlikte Türkiye’nin imzalamayı başardığı serbest ticaret anlaşmaları sayesinde dış ticaret dengesi fazla vermeye başlamış ve oransal artış 2000–2008 döneminde %500 olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlar haksız rekabetin önlenmesi için Türkiye’nin serbest ticaret bölgeleri kurmasının önemini vurgulamaktadır. AB’nin serbest ticaret bölgesi kurduğu ülkeler ile Türkiye arasında rekabet endekslerine bakıldığında Meksika ve Güney Kore karşısında Türkiye’nin rekabet gücünün azaldığı, Güney Afrika Cumhuriyeti karşısında ise bu gücün arttığı 160 söylenebilir. Türkiye ile otomotiv ve elektronik ürünler gibi benzer ihraç ürünlerine sahip olan Güney Kore ve Meksika, serbest ticaret anlaşmaları sayesinde AB pazarına gümrüksüz giriş hakkını kazanmış ve ürünlerini AB üzerinden Türkiye’ye gümrüksüz şekilde ihraç etme olanağına kavuşmuştur. Her iki ülkenin de yüksek gümrük vergileriyle pazarlarını Türkiye menşeli mallara kapatması, Türkiye’nin rekabet gücünün azalmasının temel sebebidir. Yeni nesil serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koyarak durgunluk sürecine giren ekonomisini canlandırma amacında olan AB’nin Türkiye ile ticari ilişkileri incelendiğinde gümrük birliğinden sonraki 14 yıllık süreçte AB’ye gerçekleştirilen ihracatın ithalattan daha fazla arttığı, Birliğin Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payının %54’ten %46’ya gerilediği söylenebilir. Türkiye gümrük birliğinin yürürlüğe girmesinden sonraki süreçte 16 ülke ile serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. Dış ticaret verileri açısından serbest ticaret anlaşması öncesi ve sonrası dönem karşılaştırıldığında ve anlaşmaların henüz yürürlüğe girmediği 2000 yılında dış ticaret dengesi 592 milyon Dolar fazla vermekte iken bu rakamın 2008’de yaklaşık %500 arttığı, dolayısıyla Türkiye’nin kazançlı çıktığı ifade edilebilir. Bu açıklamalar ışığında genel anlamda bir değerlendirme yapıldığında, - AB’nin dünya çapında ekonomik gücünün azalmasını tersine çevirmek amacıyla yeni dış ticaret stratejisi belirlediği, bu stratejinin temel unsurunu serbest ticaret anlaşmaları oluşturduğu, geçmiş yıllarda az gelişmiş ülke ekonomilerine destek vermek ve bu ülkelerde ekonomik ve siyasi istikrarı sağlamak amacıyla serbest ticaret bölgeleri kurulmasına önem veren AB’nin, küresel düzlemde rekabet gücünün azalmasını tersine çevirebilmek için yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları akdetmeye yönelik görüşmelerini hızlandırdığı, 161 - AB’nin bu çerçevede dört ülke ile yeni nesil serbest ticaret anlaşması imzaladığı, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra dış ticaret dengesinin ve rekabet gücünün AB lehine düzelmeye başladığı, bu gerçekten hareketle Birliğin Asya ülkeleri ile benzer anlaşmalar imzalamaya yönelik görüşmelerini hızlandırdığı, - Birliğin yeni dış ticaret politikasından gümrük birliği kararı nedeniyle Türkiye’nin olumsuz etkilenmeye başladığı, Türkiye’nin Birliğin serbest ticaret bölgesi kurduğu ülkelerle olan dış ticaret dengesinin Türkiye aleyhine bozulduğu, AB ile yeni nesil serbest ticaret anlaşması imzalayan Meksika, Güney Kore ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Türkiye pazarına karşılıksız ve sınırsız giriş imkânını kaybetmek istemediklerinden benzer anlaşmaları Türkiye ile akdetmeye yanaşmadıkları, - Bununla birlikte Türkiye’nin ortak ticaret politikasına uyum çerçevesinde günümüze kadar 16 ülke ile serbest ticaret anlaşması imzaladığı, bu anlaşmalardan 13’ünün yürürlüğe girdiği, son on yıllık süreçte bu ülkelerle gerçekleştirilen toplam ticaretin hızla arttığı ve Türkiye’nin dış ticaret dengesinin fazla verdiği, - Dolayısıyla ekonomik verilerin AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı Meksika, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Güney Kore’nin benzer anlaşmaları Türkiye ile de gerçekleştirmesinin öneminin gittikçe arttığını gösterdiği açıklığa kavuşmuştur. Gümrük birliğinin yürürlüğe girdiği süreçte öngörülemeyen, ancak AB’nin serbest ticaret anlaşmalarına yönelmesi nedeniyle Türkiye aleyhine haksız rekabete yol açmaya başlayan ortak dış ticaret politikasının yeni gelişmeler çerçevesinde yeniden revize edilmesi gerekmektedir. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16/3. maddesi, ticaret sapmasının tespit edildiği durumlarda Türkiye’nin telafi edici vergi uygulayabileceği hükmünü getirmektedir. 58/2. maddesi ise mevzuattaki 162 farklılıkların malların serbest dolaşımını etkileyebileceği, ticaretin yönünün değişmesine neden olabileceği veya kendi topraklarında ekonomik sorunlara yol açabileceği kanısında olması halinde söz konusu tarafın konuyu Gümrük Birliği Ortak Komitesi’ne götürebileceğini belirtmektedir. Ancak Türkiye, AB’nin serbest ticaret anlaşmalarından uğradığı zararın giderilmesi amacıyla şimdiye kadar her iki maddeyi yürürlüğe koyma konusunda herhangi bir çaba göstermemiştir. Bununla birlikte madde hükümlerinin yürürlüğe konması için ticaret sapmasının varlığının net bir şekilde kanıtlanması gerekmektedir. AB üzerinden Türkiye’ye gelecek olan üçüncü ülke kaynaklı ürünlerin tespiti zorunludur. Tespit ise ancak menşe belgesinin varlığı halinde yapılabilir. Bu uygulamalar ise bürokratik işlemleri arttırarak gümrük birliğinin temelini oluşturan serbest dolaşım ilkesine aykırı bir durum yaratmaktadır. Türkiye, AB’ye tam üye olmadığı için AB tarafından yürürlüğe konulan serbest ticaret anlaşmaları görüşmelerine katılamamakta ve çıkarlarına aykırı durumlar ile karşılaşabilmektedir. Hâlbuki AB serbest ticaret anlaşmalarına eklediği hükümler ile gümrük birliği ilişkisi içinde bulunduğu Andorra ve San Marino’yu anlaşmalar kapsamına almıştır. Dolayısıyla AB, istediği takdirde sorunun çözümünü kolaylıkla uygulamaya sokabilmektedir. Sorunun çeşitli çözümleri mevcuttur. AB gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşmalarına bir madde ekleyerek Türkiye’yi kapsam içine alabilir. Bunu tercih etmediği takdirde benzer serbest ticaret anlaşması imzalanana kadar Türkiye’ye önlem alma hakkı tanıyabilir. Nihai çözüm ise Türkiye’yi tam üyeliğe kabul ederek haksız uygulamalara son verilmesidir. Aksi takdirde Türkiye, 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi kararının şimdiye kadar uygulamadığı 16/3 ve 58/2 maddeleri kapsamında 163 yaşanan ticaret sapmalarını ve uğranılan kayıpları hesaplayarak zararı karşılamak amacıyla telafi edici vergi uygulamasına gitmelidir. 164 KAYNAKÇA Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü (2007), Avrupa Birliği Hukuku’nun Kaynakları, Ankara, Ak, Okan, (2009), Güney Afrika Cumhuriyeti Ülke Raporu, ĐMMĐB Pazara Giriş Şubesi Akalın, Cüneyt, Monnet’nin Gölgesindeki Avrupa’dan Türkiye’ye: LiberalizmCumhuriyetçilik Kavgası, http://cuneytakalin.com.tr, (Erişim:Eylül 2009) Akçay, Belgin; Kahraman Sevilay, Baykal, Sanem, (2008) Avrupa Birliği’nin Güncel Sorunları ve Gelişmeler, 1.Baskı, Ankara, Seçkin Yayınları, Akçay, Belgin; Özçelik, Gülüm Bayraktaroğlu (Ed.), Lizbon Antlaşması Sonrası Avrupa Birliği Serbest Dolaşım ve Politikalar, 1.Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, Eylül 2010, s.535-537 Akgönenç, Oya, (2009), Türkiye’nin AB Stratejisi, 1.Baskı, Ankara, Nobel Yayınları. Assarson, Johanna, (2005) The Impacts of the European Union-South Africa Free Trade Agreement, Uppsala University Department of Economics, D-Level Thesis, Aydoğuş, Đsmail, Bölgesel Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Açısından Önemi: Đspanya ve Meksika Örneği, Afyon Kocatepe Üniversitesi ĐĐBF Dergisi, Cilt:7, Sayı:2, Aralık 2005, http://akuiibf.aku.edu.tr/dergi/7_2/7-2.html, (Erişim:Ekim 2009) Aydoğan, Metin, (2006), Avrupa Birliği’nin Neresindeyiz, 18.Baskı, Umay Yayınları, Đzmir. Bank of Tokyo (2009), Economic Review, Vol: 4, No: 4 Bartels, Lorand (2007), The Trade and Development Policy of the European Union, The European Journal of International Law, Vol:18, No:4, Page:715-756 Bekmez, Selahattin (2008), Türkiye, Avrupa Birliği, Sektörel Rekabet Analizleri, 1.Baskı, Nobel Yayınları, Ankara Benedictis, Luca De, Et al. (2005), Hub and Spoke or else? Free Trade Agreements in the Enlarged European Union, The European Journal of Comparative Economics, Vol.2 No:2 P:245-260 Bernadino, Naty (2007), Gender Implications of the European Union-ASEAN Free Trade Agreement, Wide Network, Fact Sheet, Brussels, 165 BILATERALS (2009), Chile, http://www.bilaterals.org/rubrique.php3?id_rubrique= 130&lang=en, (Erişim Tarihi: Kasım 2009) Catoıu, Iacob, Tudor, Edu (2008), The Impact of the Future Free Trade Agreement Between the European Union and South Korea on the European and Romanian Economies, Management and Marketing, Vol:3, No:4, Page:37-48 Civcik, Yasemin (2008), Meksika Ülke Raporu, ĐMMĐB Pazara Giriş Şubesi, Comission of the European Communities (2007), Global Europe. A Stronger Partnership to Deliver Market Access For European Exporters, Brussels, 2007/183 Comission of the European Communities (2008), Towards an EU-Mexico Strategis Partnership, Brussels, 2008/447 Çalışkan, Özgür (2009), An Analysis on the Alignment Process of Turkey to the EU’s FTAs under the Customs Union and Current Challenges, Hacettepe Üniversitesi Đktisadi ve Đdari Bilimler Dergisi S:2009/27, Çavdar, Tomris, (2009), Türkiye-Avrupa Topluluğu Gümrük Birliği Modeli’nin Siyasal, Toplumsal ve Ekonomik Sonuçları, Mülkiye Dergisi, http://www.mulkiyedergi.org, (Erişim Tarihi: Ocak 2010) Çulha, Hayrunnisa, (2008), Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikasına Uyumu, Gümrük Uzmanları Derneği Dergisi, Sayı 16, S:45-49 Damlacı, Cemalettin, (2008), Gümrük Birliği Çerçevesinde AB’nin Üçüncü Ülkelerle Yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmalarının Avrupa ve Türk Đş Dünyasına Etkileri, TÜSĐAD, Publication No: TÜSĐAD-T/2008-06-467, pp. 22-32. Damlacı, Cemalettin, (2008), AB’nin Üçüncü Ülkelerle Yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye-AB Ekonomik Đlişkilerine Etkisi, DTM Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, 26.Türkiye-AB Karma Đstişare Komitesi Toplantısı, Đstanbul Deardoff, Alan, (2008), Dünya Ekonomisi ve Dünya Ticaret Sistemi Nereye Gidiyor, Uluslar arası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikası Dergisi, Sayı: 3 Decreux Yvan, Mitaritonna Cristina, (2007), Economic Imapct of a Potential Free Trade Agreement between the European Union and India, CEPII-CIREM, Final Report Delegation of the European Comission to Singapore, EU in Asia-ASEAN Countries, http://www.europe.org.sg/en/pages/en/eu_in_asia/eu_asean.htm, (Erişim: Kasım 2009) DPT, (1993), Ankara Anlaşması ve Katma Protokol, Avrupa Topluluğu ile Đlişkiler Genel Müdürlüğü, Cilt 2, Ankara 166 DPT, (2007), Dokuzuncu Kalkınma Planı, Dış Ticaret Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, DPT Yayını, No: 2705, Ankara, DPT, (2008), Uluslararası Ekonomik Göstergeler, DPT Yayınları, Ankara, DPT, (2009), Bölgesel Ticaret Anlaşmaları ve Dünya Ticaret Örgütü, Ankara, DTM, (2009), Bölgeselleşme ve Çok Yanlı Ticaret Sistemi Çelişkisi, http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/EAD/KonjokturIzlemeDb/bolgesel.doc (Erişim: Aralık 2009) DTM (2009), Dış Ticaret Müsteşarlığı, Avrupa Ekonomik Alanı Anlaşması, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=1205&icerikID=1 315&dil=TR, (Erişim Tarihi: Kasım 2009). DTM (2009), Dış Ticaret Müsteşarlığı, AB Yeni Pazara Giriş Stratejisi http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SanayiSektorDb/AB_YENI_PAZARA _GIRIS_STRATEJISI.doc, (Erişim Tarihi: Ekim 2009). DTM (2008), Dünya Ticaret Örgütü 2008 Raporu, Ankara. DTM (2009), Türkiye’nin Yürürlükteki Serbest Ticaret Anlaşmaları, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=341&icerikID=36 3&dil=TR, (Erişim Tarihi: Aralık 2009). DTM Đhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, (2009), Güney Kore Ülke Profili, Ankara. DTM (2010), Türkiye-Şili Serbest Ticaret Anlaşması’na Đlişkin Bilgi Notu, http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SerbestTicaretDb/Sili.doc, (Erişim Tarihi: Ocak 2010). DTM Anlaşmalar Genel Müdürlüğü (2008), Meksika Ülke Profili, Ankara. DTM Anlaşmalar Genel Müdürlüğü (2008), Şili Ülke Profili, Ankara. DTM Đhracatı Geliştirme Merkezi (2009), Şili Ülke Raporu, Ankara. DTM Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü (2008), Türkiye’nin AB Üyelik Sürecinde Gümrük Birliği, Ankara. 167 DTM (2009), “Devlet Bakanı Çağlayan: ''Kara Afrika'da Sizinle Đş Yapmak Đstiyoruz''”, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/bakanHaberDetay.cfm?haberNo=137, (Erişim Tarihi: Ocak 2010). EBCA (2010), Position on EU Free Trade Agreement Negotiations with Ukraine, http://www.ebca-europe.org/.../issues_4_ebca_position_paper_ukraine_fta.pdf, (Erişim Tarihi: Ocak 2010). Edwards, T.Huw, Et al. (2007), A Quantitive Analysis of a Free Trade Agreement Between the European Union and South Korea, Center for European Policy Studies. Emerson Michael. Et al. (2006), The Prospect of Deep Free Trade Between the European Union and Ukraine, Center for European Policy Studies, Brussels. Erhan Çağrı, Senemoğlu Deniz, (2007), Avrupa Birliği Politikaları, 1.Baskı, Ankara, Đmaj Yayıncılık 2007 EURACTIV, (2010), AB ile Ticarette Dört Sorun ve Çözüm Önerileri, http://www.euractiv.com.tr/ab-ve-turkiye/analyze/ab-ile-ticarette-4-sorun-ve-cozumonerileri, (Erişim Tarihi: 09.01.2010). EUROPEAN UNION (2009), The EU’s relations with Central America, http://ec.europa.eu/external_relations/ca/index_en.htm, (Erişim Tarihi: Aralık 2009). EUROPEAN UNION (2009), Ukraine Main Trade Indicators, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113459.pdf, (Erişim Tarihi: Aralık 2009). EUROPEAN UNION (2009), European Comission, Trade, Andean Countries, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/regions/andean/, (Erişim Tarihi: Kasım 2009). EUROPEAN UNION (2009), European Commission, South Korea, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/korea/, (Erişim Tarihi: Kasım 2009). EUROPEAN UNION (2009), EFTA Main Trade Indicators, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_122460.pdf, (Erişim Tarihi: Kasım 2009). EUROPEAN UNION (2010), Euromed Ministers Strengthen Euro-Mediterranean Trade and Investment Relations Beyond 2010, http://trade.ec.europa.eu/doclib/press/index.cfm?id=495, (Erişim Tarihi: Ocak 2010). 168 EUROPEAN UNION (2010), More Statistics on Mexico, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/mexico/ (Erişim Tarihi: Şubat 2010). EUROPEAN UNION (2010), Mercosur Main Economic Indicators, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113488.pdf, (Erişim Tarihi: Mart 2010). EUROPEAN UNION (2009), European Commission, Trade, South Africa, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/southafrica/, (Erişim Tarihi: Aralık 2009). EUROPEAN UNION (2010), European Commission, More Statistics on India, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/india/, (Erişim Tarihi: Ocak 2010). EUROPEAN UNION (2010), More Statistics On Chile, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/chile/, (Erişim Tarihi: Mart 2010). European Free Trade Association, (2009), EFTA Free Trade Agreements http://www.efta.int/ content/ free-trade/fta-countries, , (Erişim: Aralık 2009) Evenett, Simon J.(2007), The Trade Strategy of the European Union: Time for a Rethink? University of St.Gallen, Discussion Paper, No: 2007-14 Francois, Joseph; Norberg, Hanna; Thelle, Martin, (2007), Economic Impact of a Potential Free Trade Agreement Between the European Union and South Korea, Institue for International and Development Economies, Discussion Paper, 200703-01 Francois, Joseph; Norberg, Hanna; Pelkmans, Annette, (2008), Trade Impact Assesment of a EU-India Free Trade Agreement, IIDE Research Report, Trade07/C1/C01-Lot 1, Gasiorek, M., Holmes, P., Rollo, Jim (2007), The Prospects for an EU-India Blateral Trade Agreement, VOX, 30 November 2007, http://www.voxeu.org/index.php?q=node/762, (Erişim Tarihi: Aralık 2009). Güney Pelin Öge; Akbay, Oktay Salih, (2008), Avrupa Birliği’nin Sanayi Politikası ve Türk Sanayisine Etkileri, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C:4, S:7. 169 Günuğur, Haluk, (1988), Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu Kuran Anlaşma, Roma Anlaşması, Çeviren ve Derleyen: Haluk Günuğur, Genişletilmiş 2.Baskı, TOBB Yayını. Günuğur, Haluk, (1995), Avrupa Bütünleşmesinin Tarihsel Gelişimi (Dünü, Bugünü, Yarını) Avrupa Birliği El Kitabı, T.C. Merkez Bankası Yayını, Ankara Gürel, Şükrü Sina, (1995), Avrupalılaştırılıyor muyuz? Gümrük Birliği Düzenlemesinin Siyasal Değerlendirmesi, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Cilt XIX, Sayı: 178, Hanson, T.Brian, (1998), What Happened to Fortress Europe?: External Trade Policy Liberalization in the European Union, International Organization, Winter 1998, No: 52, Page: 55-85. Hurt, Stephen R. (2005), Trade Agreements Between Europe and Africa, Pambazuka News, Issue 231. ICEI (Instituto Complutense De Estudios Internacionales), (2005), Study on Relations between the European Union and Latin America. New Strategies and Perspectives, Madrid. Đhracatı Geliştirme Merkezi (ĐGEME), Meksika Yerinde Pazar Araştırması, Đstanbul, 2008 Đktisadi Kalkınma Vakfı, (2003), Avrupa Birliği Anlaşması, Avrupa Topluluklarını Kuran Anlaşmalar ve Đlgili Bazı Kararları Değiştiren Nice Anlaşması, Sayı:174, Đstanbul. Đktisadi Kalkınma Vakfı, (2000), Amsterdam Anlaşması, ‘Bütünleştirilmiş Haliyle Avrupa Birliği Kurucu Anlaşmaları’ Sayı:142, Đstanbul. Đktisadi Kalkınma Vakfı, (2009), Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikası, http://www.ikv.org.tr/pdfs/7c53b0dc.pdf, (Erişim: Aralık 2009) Đnan, Alpan, (2005), Avrupa Birliği Ekonomik Yaklaşımı: Lizbon Stratejisi ve Maastricht Kriterleri, Bankacılar Dergisi, Sayı: 52, Irving, Jacqueline, (1999), South Africa and European Union Conclude Sweeping Trade Agreement, Africa recovery, Vol.13, Page: 1. Đstanbul Ticaret Odası, (2001), AB-Meksika Serbest Ticaret Anlaşmasının Ülkemize Etkileri ve Alınacak Tedbirler, ĐTO Yayınları, Đstanbul. Đstanbul Ticaret Odası, (2003), Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ĐTO Yayınları, Đstanbul. Đstanbul Ticaret Odası, (2008), Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Şubesi, Güney Kore Ülke Raporu, No:728 170 Đzmir Ticaret Odası, (2007), Meksika’nın Temel Ekonomik Göstergeleri ve TürkiyeMeksika Dış Ticareti, Đzmir. Đzmir Ticaret Odası, (2007), Şili’nin Temel Ekonomik Göstergeleri ve Şili-Türkiye Dış Ticareti, Đzmir. ĐTKĐB Genel Sekreterliği, (2009), Dünya Ticaret Örgütü 7.Bakanlar Kurulu Konferansı Sonuçları, 30 Kasım- 2 Aralık 2009, Cenevre. Kaleağası, Bahadır; Salman, Serhan. (2009), Avrupa Birliği’nin Dış Ticaret Anlaşmaları, Sürmekte Olan Müzakerelerde Son Durum, Türkiye Sanayicileri ve Đşadamları Derneği, Avrupa Birliği Temsilciliği, Brüksel. Karaca, Nil, (2004), GATT’tan Dünya Ticaret Örgütüne, http://www.kibso.org/site/ den20.pdf, (Erişim: Kasım 2009) Karagöz, Kadir; Karagöz, Murat, (2009), Türkiye’nin Küresel Ticaret Potansiyeli: Çekim Modeli Yaklaşımı, C.Ü.Đktisadi ve Đdari Bilimler Dergisi, C:10, S:2. Kariim, Sajjad (2009), Report on EU-India Free Trade Agreement (2008/2135), European Parliament Committee on International Trade. Kenifel, Theobald, (2000), The European Union-South Africa Trade Agreement, Implications for Post Lomê Trade Relations, http://www.saccct.org.za/ppu_lome.html, (Erişim: Ocak 2010) Konya Ticaret Odası, (2009), Meksika Birleşik Devletleri Ülke Raporu, Konya, Kozuharov, Simone (Ed.), (2007), Free Trade Between Ukraine and the EU, International Center For Policy Studies, Kiev. Korkankorkmaz, Özge, (2007), Gümrük Birliği’nin Türkiye’de Sanayi Sektörüne Etkileri, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Đktisat Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana, Kutlay, Mustafa, (2009), “AB’nin Dış Ticaret Politikasında Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın Artan Önemi”, Usak Gündem, 26 Ocak 2009, http://www.usakgundem.com/yazar/1116/ab’nin-dis-ticaret-politikasinda-serbestticaret-anlasmalari’nin-artan-önemi.html, (Erişim Tarihi: 15.03.2010). Kutlay, Mustafa, (2009), The Changing Policy of the European Union Towards Free Trade Agreements and its Effects on Turkish Foreign Trade: A Political Economy Perspective, Usak Yearbook of Đnternational Politics and Law, Volume 2, P:117-132, (Erişim: 15.03.2010) Limpananont, Jiraporn, (2009), Diagnosis, EU-ASEAN Free Trade Agreement Unacceptable, www.bilaterals.org. (Erişim: Kasım 2009) 171 Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, (2006), AB Ortak Tarım Politikası ve DOHA Round Ticaret Görüşmeleri, Rapor No: 18. Manisalı, Erol, (1996), Gümrük Birliğinin Siyasal Ve Ekonomik Bedeli, Bağlam Yayınları, Đstanbul. Manisalı, Erol., (2006), Ortak Pazardan AB’ye Hayatım Avrupa, 5. Baskı, Truva Yayınları, Đstanbul. Manisalı, Erol, (2006), Türkiye’nin Askersiz Đşgali: Gümrük Birliği, 6. Baskı, Truva Yayınları, Đstanbul. Nebioğlu, Hüsamettin, (2010), Bölgeselleşme Hareketleri Bağlamında 21.Yüzyılda Türkiye, http://ekutup/dpt.gov.tr/ab/ (Erişim Tarihi: Ocak 2010). Ortaylı, Đlber, (2008), Avrupa ve Biz, Türkiye Đş Bankası Kültür Yayınları, 4.Baskı, Đstanbul. Özer, M.Akif, (2008), Avrupa Birliği’ne Tam Üyelik Yolunda Son Gelişmeler, Türk Đdare Dergisi, Sayı:4 53, S: 69-100. Razzague A.,Mohammed, AN EU-India Free Trade Agreement: Reflections on the Implications for Excluded Countries, Commonwealth Trade Hot Topics, 2008, Issue No 54, REDGE, Red Peruanan Por Uno Globalizacion Con Eguidad, (2010), Stop the European Union’s negotiation with Peru and Colombia: restraining injustice and inequality, htttp://www.redge.org.pe/system/files/ PronunciamientoSC_6%C2% AArondaUE-CAN_vf.ingl%C3%A9s.pdf, (Erişim Tarihi: Ocak 2010). Reichert M.S., Jungblut M.E., (2007), European Union External Trade Policy: Multilevel Principal-Agent Relationships, The Policy Studies Journal, Vol:.35, No:.3, Page:.395-418. Reinert, A.K., (2007), The European Union, the Doha Round, and Asia, SpringerVerlag, Vol: 5, Page: 317-330 Reveles R.A., Rocha M.P., (2007), The EU-Mexico Free Trade Agreements Seven Years On, Debate Paper, Page: 1-40. Rivera, L., Hugo R.R., (2007), Free Trade Agreements, Pverty and Inequality in Central America, INCAE Business School. Rodriguez, E.V. (2009), The European Union Free Trade Agreements: Implication for Developing Countries, Real Instituto Elcano, Working Paper, Number: 8/2009. Scherlin Anna, (2008), Trade, Association, Aid, Has the Association Agreement Between the European Union and the Republic of Chile fullfilled its Purposes? Đnternational Commercial Law. 172 SEDEFED, (2008), Sektörel Haber Bülteni, Mayıs 2008, Sayı: 32, Sayfa: 12-15. Seyidoğlu, Halil, (2005), Uluslararası Đktisat, Teori, Politika ve Uygulama, 15.Baskı, Güzem Yayınları. Đstanbul. Sharma, Saad, (2009), The EU-India FTA, Critical Considerations in a Time of Crisis, Centad Working Paper, New Delhi. Shneider Andreas, (2006), The EU-Mercosur Free Trade Agreement, Centre For European Policy Studies, Brussels. South Center, (2009), Analysis of the Draft Interim Trade Sustainability Impact Assessment of the EU-Central America Free Trade Agreement, Geneva, www.southcenter.org. Stothers Christopher, (2006), Parallel Trade and Free Trade Agreements, Journal of Intellectual Property Law&Practice, Vol: 1, No: 9, P: 578-592. Sundström, Eric, (2002), Trade Agreements in the European Union, A Relevant Driving Force for U.S. Trade Policy? Progressive Policy Institute, Policy Report Şen,Esin, (2009), Meksika Ülke Raporu, TC Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, s.13. Tezcan, Ercüment, (1997), Avrupa Birliği’nin Üçüncü Ülkelere Karşı Uyguladığı Ortak Ticaret Politikasının Hukuksal Dayanakları ve Bu Çerçevede Yapılan Değişikliklerin Değerlendirilmesi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 1, Sayı 2, Sayfa 233-258. Tezcan, Ercüment, (2010), Lizbon Antlaşması’nın Gümrük Birliği ve Ortak Ticaret Politikası Açısından Đçerdiği Değişiklikler Üzerine Bir Değerlendirme, Gündem Avrupa, Aylık Bülten, Cilt 1, Sayı 1, s.10. TEPAV, (2005), Türkiye’nin Tam Üyelik Perspektifinin Đncelenmesi. EFTA-EEA ve Avrupa Birliği, Dış Politika Etüdleri Programı Avrupa Birliği Proje Grubu, Ankara. TEPAV, (2006), Avrupa Birliği’nde Değişen Dinamikler, Ortak Çalıştay Raporu, Truva Yayınları. The Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ, Ltd. (2009), The South Korea-EU Free Trade Agreement Negotiations: Some Observations, Economic Review, Vol:4, No:4, August 2009. The University of Manchester, (2009), Trade Sustainability Impact Assesmentof the Association Agreement Under Negatiation Between the European Community and Mercosur, England. 173 TLAXCALA (2009), The EU Reaches for Central America, http://www.tlaxcala.es/pp.asp?reference=8255&lg=en, (Erişim Tarihi: Aralık 2009). Trade Links, Lazos Comerciales (2009), Mexico’s Foreign Trade in 2009, http://www.centroesteroveneto.com/pdf/Osservatorio%20Mercati/Messico/Aggiorna menti%202010/Mexico's%20Foreign%20Trade%20in%202009_inglese.pdf, (Erişim Tarihi: Nisan 2010). TRAIDCRAFT Policy Unit (2008), The EU-India FTA: Initial Observations from a Development Perspective, London. TÜSĐAD, (2004), Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Gümrük Birliğinin Dış Ticaretimize Etkileri, Đstanbul. TÜSĐAD, (2008), Dünya Ticaret Örgütü, Gelişmeler, Temmuz-Ağustos 2008 Bülteni, Sayı:5, S:1-12. TÜSĐAD, (2008), Brüksel’de Bir Hafta, TÜSĐAD Avrupa Birliği Temsilciliği, No:2008/31, Brüksel. TÜSĐAD, (2009), Avrupa Birliği’nin Dış Ticaret Anlaşmaları, Sürmekte olan Müzakerelerde Son Durum, Brüksel. Uyanusta, Esra; Soğuk, Handan, (2004), Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine Etkileri, Đktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları, Đstanbul. Üşür, Đşaya, (1996), Avrupa Birliği’ne Giden Yol: Đktisadi Bir Problem mi? Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Cilt XXIV, Sayı: 224. Van Der Geest, W. (2004), An EU-ASEAN Free Trade Agreement:Sharing Benefits of Globalisattion? European Institute for Asian Studies, Brussels. Wonnacott, Ronald, (1996), “Free Trade Agreements: for better or worse?“ American Economic Review, Vol: 86. VOX, Research-based policy analysis and commentary from leading economists, The Prospects for an EU-India Blateral Trade Agreement http://www.voxeu.org/ index.php?q=node/762, , (Erişim: Aralık 2009) Woolcock, Stephen, (2007), European Union Policy Towards Free Trade Agreements, Ecipe Working Paper, No:03/2007. Woolcock Stephen, (2007), Competing Regionalism – Patterns, Economic Impact and Implications for the Multilateral Trading System, Intereconomics, Page 236-239. 174 Yıldız, Doç Dr.Mircan, (1999), Bütünleşme Biçimleri ve Avrupa Birliği, Dış Ticaret Dergisi, Sayı: 15, S: 89-118. Yılmaz, Nesrin. (2008), Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politikası ve Türk Tarımının Uyumu, AB Uzmanlık Tezi, S: 83-98. Yücel, Fatih, (2006), Türkiye ve Seçilmiş AB Üyesi Ülkeler Arasındaki Dış Ticaret Akımları Üzerine Analitik Bir Yaklaşım: Gümrük Birliği Öncesi ve Sonrası, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Đktisat Anabilim Dalı Doktora Tezi, Adana. 175 ÖZET Hakan Tezbaşaran Avrupa Birliği’nin Taraf Olduğu Serbest Ticaret Anlaşmaları: Türkiye Ekonomisine Etkileri Yüksek Lisans Tezi Danışman : Doç.Dr.Filiz Elmas 164 Sayfa Ortak pazar temeli üzerine kurulan Avrupa Birliği’nin (AB) dış ticaret politikası araçları genişleme sürecinde kazanmış olduğu deneyim nedeniyle değişim sürekli göstermektedir. Bu politika bir yandan üye ülkelerin ekonomik çıkarlarını üçüncü ülkelere karşı korumayı, diğer yandan ise dünya ticaretinden önemli bir pay elde etme imkânını sağlamaktadır. Bu anlamda da AB, 2003 yılından itibaren serbest ticaret anlaşmalarına önem vermeye başlamıştır. Anlaşmalarda bir yanda ABD’nin Asya pazarına yoğun ilgi göstermeye başlaması ve diğer yanda ise Asya’da Çin ve Hindistan’ın ekonomik güç olarak ortaya çıkması önemli olmaktadır. Gümrük birliği çerçevesinde AB’nin ortak ticaret politikasına uyum yükümlülüğü bulunan Türkiye ise, Birliğin ortak dış ticaret politikasından doğrudan etkilenmiştir. Dış ticaret politikası konusunda AB’nin karar alma sürecine dâhil olamayan, ancak alınan kararlara uymak mecburiyeti bulunan Türkiye, Birliğin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koymakla birlikte, hem iç hem de uluslararası pazarda haksız rekabet ile karşı karşıya kalmıştır. AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan bazı ülkeler, anlaşma çerçevesinde yürürlüğe koyduğu ticari tavizlerde Türkiye’yi AB’ye üye olmadığı gerekçesiyle kapsam dışında 176 bırakmaktadır. Dolayısıyla bu ülkeler ile ticaret dengesi, Türkiye aleyhine bozulmaktadır. Anahtar Kelimeler : Gümrük Birliği, Serbest Ticaret Anlaşmaları, Ortak Ticaret Politikası, Haksız Rekabet. 177 ABSTRACT Hakan Tezbaşaran The Free Trade Agreements That the European Union Has Signed: The Effects of Turkish Economy Master’s Thesis Advisor: Associate Professor Filiz Elmas 164 Pages Means of the foreign trade policy of the European Union (EU), established on the common market basis, have changed because of the experience gained from its expansion process. While protecting the economic interests of the member states against the third parties, this policy also helps to promote an opportunity to obtain a larger share from the world trade. Within this perspective, the EU has started to give importance on free trade agreements since 2003. The basic reasons for the change in this foreign trade policy are the intensive interest that the United States (USA) has shown towards the Asian markets, and the rise of China and India as economic powers in Asia. In fact, Turkey, which is legally obliged to conform to the common trade policy of the EU because of the Customs Union, has started to get directly affected by the common foreign trade policy of the EU. Since Turkey, not able to get involved in the decision making process of the EU about the foreign trade policy but legally obliged to obey the decisions taken by the EU, has put into force the free trade agreements that the Union has signed; it has faced unfair competition both in the domestic and global markets. Some countries that have signed free trade 178 agreements with the EU have been excluding Turkey in the context of their trade relations included in the agreement by claiming that it is not a member of the EU. Hence, the trade balance between Turkey and these countries is getting increasingly disturbed, which is against the interests of Turkey. Keywords : Customs Union, Free Trade Agreements, Common Trade Policy, Unfair Competition 179