AVRUPA BİRLİĞİ`NİN TARAF OLDUĞU SERBEST TİCARET

advertisement
T.C.
ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ
SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ
AVRUPA BĐRLĐĞĐ
ULUSLAR ARASI EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLER
(EKONOMĐ-MALĐYE)
ANABĐLĐM DALI
AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN TARAF OLDUĞU
SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI:
TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE ETKĐLERĐ
Yüksek Lisans Tezi
Hakan TEZBAŞARAN
Ankara-2011
T.C.
ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ
SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ
AVRUPA BĐRLĐĞĐ
ULUSLAR ARASI EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLER
(EKONOMĐ-MALĐYE)
ANABĐLĐM DALI
AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN TARAF OLDUĞU
SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI:
TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE ETKĐLERĐ
Yüksek Lisans Tezi
Hakan TEZBAŞARAN
Tez Danışmanı
Doç.Dr.Filiz ELMAS
Ankara-2011
T.C.
ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ
SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ
AVRUPA BĐRLĐĞĐ
ULUSLAR ARASI EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLER
(EKONOMĐ-MALĐYE)
ANABĐLĐM DALI
AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN TARAF OLDUĞU
SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI:
TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE ETKĐLERĐ
Yüksek Lisans Tezi
Tez Danışmanı : Doç.Dr.Filiz ELMAS
Tez Jürisi Üyeleri
Adı ve Soyadı
Đmzası
Prof.Dr.Belgin AKÇAY
........................................
Doç.Dr.Müslüme NARĐN
........................................
Doç.Dr.Filiz ELMAS
........................................
Tez Sınavı Tarihi : 15.12.2010
TÜRKĐYE CUMHURĐYETĐ
ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ
SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE
Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış
ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin
gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı
ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim.(15/02/2011)
Tezi Hazırlayan Öğrencinin
Adı ve Soyadı
Hakan TEZBAŞARAN
Đmzası
ĐÇĐNDEKĐLER
Kısaltmalar Listesi ................................................................................................... iv
Tablolar Listesi ......................................................................................................... v
Şekiller Listesi ...................................................................................................... viii
Giriş…….. ................................................................................................................ 1
BÖLÜM I
ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ĐLE TĐCARĐ ĐLĐŞKĐLERĐN
HUKUKĐ DAYANAKLARI VE GELĐŞĐMĐ
1.1.Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişkilerinin Kurucu Anlaşmalardaki
Hukuki Dayanakları ............................................................................................ 7
1.1.1.Paris Anlaşması .......................................................................................... 7
1.1.2.Roma Antlaşması ....................................................................................... 9
1.1.3.Maastricht Antlaşması .............................................................................. 13
1.1.4.Amsterdam Antlaşması............................................................................. 17
1.1.5.Nice Anlaşması ........................................................................................ 18
1.1.6.Lizbon Anlaşması .................................................................................... 19
1.2.Avrupa Birliği’nin Üçüncü Ülkelerle Kurduğu Ticari Đlişkilerin Genel
Đçeriği ............................................................................................................... 22
1.2.1.Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişki Biçimleri.................................................. 23
1.2.2.Dünya Ticaret Örgütü Politikaları ve Avrupa Birliği
Ticaret Politikası’nın Karşılaştırılması ..................................................... 25
1.3.Avrupa Birliği’nin Genişleme Sürecinde Ticari Đlişkilerin Değişimi .................. 27
1.3.1.Doha Kalkınma Gündemi ve Avrupa Birliği’nin Değişen
Ticaret Politikası ...................................................................................... 30
1.3.2.Doha Kalkınma Müzakerelerinin Etkileri .................................................. 31
1.3.3.Avrupa Birliği Ticaret Politikalarında Değişim ve Değişimin Nedenleri ... 32
1.3.4.Küresel Avrupa Stratejisi .......................................................................... 34
i
BÖLÜM II
SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI KAPSAMINDA AVRUPA
BĐRLĐĞĐ’NĐN ÜÇÜNCÜ ÜLKELERLE KURDUĞU ĐLĐŞKĐLER
2.1.Gelişmekte Olan Ülkeler Açısından Serbest Ticaret Anlaşmalarının
Önemi ............................................................................................................... 37
2.2.Avrupa Birliği’nin Akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın
Genel Özellikleri ............................................................................................... 39
2.3.Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları ................................................. 41
2.3.1.Avrupa Birliği’nin Sonuçlandırdığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ve
Anlaşmaların Taraf Ekonomilerine Etkileri .............................................. 43
2.3.1.1.Avrupa Birliği-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması ....................... 43
2.3.1.2.Avrupa Birliği-Şili Serbest Ticaret Anlaşması ............................... 56
2.3.1.3.Avrupa Birliği-G.Afrika Cumhuriyeti Serbest Ticaret Anlaşması .. 67
2.3.1.4.Avrupa Birliği-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması.................. 76
2.3.1.5.Avrupa Birliği’nin Diğer Ülke Grupları ile Đmzaladığı
Serbest Ticaret ve Ortaklık Anlaşmaları ........................................ 82
2.3.2.Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Halen
Müzakere Yürüttüğü Ülkeler .................................................................... 87
2.3.2.1.Avrupa Birliği-Hindistan Arasındaki Müzakereler ........................ 87
2.3.2.2.Avrupa Birliği-ASEAN Arasındaki Müzakereler .......................... 92
2.3.2.3.Avrupa Birliği-ANDEAN Ülkeleri Arasındaki Müzakereler ......... 95
2.3.2.4.Avrupa Birliği-Orta Amerika Ülkeleri Arasındaki Müzakereler .... 98
2.3.2.5.Avrupa Birliği-Ukrayna Arasındaki Müzakereler ........................ 101
2.3.2.6.Avrupa Birliği-MERCOSUR Ülkeleri Arasındaki Müzakereler .. 104
2.3.3.Serbest Ticaret Anlaşmaları Çerçevesinde Gerçekleştirilen Ticaretin
Avrupa Birliği’nin Toplam Ticareti Đçindeki Önemi .............................. 107
ii
BÖLÜM III
AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ĐLE GERÇEKLEŞTĐRDĐĞĐ
SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARININ TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE
ETKĐLERĐ
3.1.Ortaklık Anlaşması’ndan Gümrük Birliği’ne
Türkiye-Avrupa Birliği Đlişkileri .................................................................... 114
3.2.Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişkileri Çerçevesinde 1/95 Sayılı
Ortaklık Konseyi Kararı’nın Türkiye’ye Getirdiği Yükümlülükler .................. 117
3.3.Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarını Üstlenmesi ve Avrupa Birliği ........ 119
3.4.Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Müzakereler ............... 122
3.5.Avrupa Birliği’nin Akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının
Türkiye Ekonomisine Etkileri ......................................................................... 124
3.5.1.Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Açısından Gelişimi ................... 124
3.5.2.Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye’nin Dış Ticareti
Üzerindeki Etkileri ................................................................................. 125
3.5.3.Avrupa Birliği-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’nın
Türkiye Ekonomisine Etkileri ................................................................. 129
3.5.4.Avrupa Birliği-Güney Afrika Cumhuriyeti Serbest Ticaret
Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri ......................................... 137
3.5.5.Avrupa Birliği-Şili Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye
Ekonomisine Etkileri .............................................................................. 143
3.5.6.Avrupa Birliği-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması’nın
Türkiye Ekonomisine Etkileri ................................................................. 147
3.5.7.Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşmaları
Akdettiği Ülkelerle Toplam Ticaretindeki Payları ................................... 153
SONUÇ ................................................................................................................ 157
KAYNAKÇA ....................................................................................................... 165
ÖZET ................................................................................................................... 176
ABSTRACT ......................................................................................................... 178
iii
KISALTMALAR LĐSTESĐ
AT
Avrupa Topluluğu
AB
Avrupa Birliği
ABĐA
Avrupa Birliği’nin Đşleyişine Đlişkin Anlaşma
ABD
Amerika Birleşik Devletleri
AEA
Avrupa Ekonomik Alanı
AET
Avrupa Ekonomik Topluluğu
AKÇT
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
AKP
Afrika-Karayip-Pasifik
AAET
Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu
ASEAN
Güneydoğu Asya Ülkeler Birliği
ATAD
Avrupa Topluluğu Adalet Divanı
AYB
Avrupa Yatırım Bankası
DPT
Devlet Planlama Teşkilatı
DTM
Dış Ticaret Müsteşarlığı
DTÖ
Dünya Ticaret Örgütü
GATT
Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması
GSYĐH
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
GTS
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi
ĐKV
Đktisadi Kalkınma Vakfı
MERCOSUR
Orta ve Güney Amerika Ortak Pazarı
NAFTA
Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması
OECD
Ekonomik Đşbirliği ve Kalkınma Örgütü
TÜSĐAD
Türkiye Sanayici ve Đşadamları Derneği
UNCTAD
Birleşmiş
Milletler
Ticaret
ve
Kalkınma
Konferansı
iv
TABLOLAR LĐSTESĐ
Tablo 1. Ülkelerin Dünya Ticaretindeki Payı .......................................................... 23
Tablo 2. Reel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla Oranlarındaki Değişim............................... 28
Tablo 3. Avrupa Birliği’nin Tamamladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ................... 42
Tablo 4. Avrupa Birliği’nin Müzakere Yürüttüğü Ülkeler ....................................... 43
Tablo 5. Serbest Ticaret Anlaşması Öncesi ve Sonrası Meksika’nın
Avrupa Birliği ile Dış Ticareti.................................................................... 47
Tablo 6. Serbest Ticaret Anlaşması Öncesi ve Sonrası Meksika’nın
Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................................................... 48
Tablo 7. AB-Meksika Göreli Đhracat Avantajı Endeksi............................................ 54
Tablo 8. Dünya Đthalat ve Đhracatında Avrupa Birliği ve Meksika’nın Payları ........ 54
Tablo 9. Meksika-Avrupa Birliği Arasında Kimyasal Ürün Ticaretinde
Rekabet Gücü ............................................................................................ 55
Tablo 10. STA Öncesi (2000-2003) ve Sonrası (2003-2009) Şili’nin
Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................................................. 58
Tablo 11. Şili’nin 2000-2009 Dönemi Dış Ticareti .................................................. 61
Tablo 12. AB-Şili Göreli Đhracat Avantajı Endeksi.................................................. 64
Tablo 13. Dünya Đthalat ve Đhracatında Avrupa Birliği ve Şili’nin Payları ............... 65
Tablo 14. Şili-Avrupa Birliği Arasında Tarım, Akaryakıt ve
Madencilik Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü............... 65
Tablo 15. Şili-Avrupa Birliği Arasında Đmalat Sanayi Ürünleri Ticaretinde
Karşılaştırmalı Rekabet Gücü .................................................................. 66
Tablo 16. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Öncesi ve Sonrası
Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................................................. 70
Tablo 17. AB-Güney Afrika Cumhuriyeti Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ............. 74
Tablo 18. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği ile Madencilik
Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü ................................. 75
Tablo 19. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği ile
Makine Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü ..................... 75
Tablo 20. Avrupa Birliği’nin Güney Kore’den Đthal Ettiği Temel Ürünlerdeki
Değişim Miktarı ...................................................................................... 79
Tablo 21. Avrupa Birliği’nin Güney Kore’ye Đhraç Ettiği Temel Ürünlerdeki
Değişim Miktarı ...................................................................................... 79
v
Tablo 22. Güney Kore’nin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ....................................... 80
Tablo 23. Avrupa Birliği-Güney Kore Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ................... 81
Tablo 24. EFTA’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................................ 83
Tablo 25. EUROMED Ortaklık Anlaşmaları ........................................................... 84
Tablo 26. EUROMED Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti .......................... 85
Tablo 27. Hindistan’ın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ............................................. 88
Tablo 28. 2007 yılı için Avrupa Birliği ile Hindistan’ın Sektör Bazında
Ortalama Tarife Oranları ......................................................................... 89
Tablo 29. ASEAN Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ................................. 93
Tablo 30. ANDEAN Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti ............................. 97
Tablo 31. Orta Amerika Ülkelerinin Avrupa Birliği’ne Đhraç Ettiği Ürünler ............ 99
Tablo 32. Ukrayna’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti........................................... 101
Tablo 33. MERCOSUR’un Avrupa Birliği ile Dış Ticareti.................................... 105
Tablo 34. Avrupa Birliği’nin Toplam Ticareti ....................................................... 107
Tablo 35. Avrupa Birliği’nin Yeni Nesil Serbest Ticaret Anlaşmaları
Kapsamında Gerçekleştirdiği Ticaret .................................................... 108
Tablo 36. Avrupa Birliği’nin Toplam Yatırım Miktarı .......................................... 110
Tablo 37. Đhracatın Đthalatı Karşılama Oranları Açısından Ülkelerin
Rekabet Gücü Karşılaştırması ................................................................ 111
Tablo 38. Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları .............................. 122
Tablo 39. Avrupa Birliği ile Yeni Nesil STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerle
Türkiye’nin Dış Ticaret Dengesi ............................................................ 127
Tablo 40. Avrupa Birliği ile STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerin Türkiye’nin
Toplam Đthalatındaki Payları ................................................................. 128
Tablo 41. Avrupa Birliği ile STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerin Türkiye’nin
Toplam Đhracatındaki Payları ................................................................. 128
Tablo 42. Türkiye’nin Meksika ile Dış Ticareti ..................................................... 130
Tablo 43. Türkiye’nin Meksika’dan Gerçekleştirdiği Đthalattaki
Değişim Oranları. .................................................................................. 132
Tablo 44. Türkiye-Meksika Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ............... 134
Tablo 45. Türkiye ve Meksika Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve
Đthalatındaki Payları .............................................................................. 135
Tablo 46. Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyeti ile Dış Ticaret Değerleri .......... 138
vi
Tablo 47. Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti Dış Ticareti’nin Toplam
Dünya Đhracat ve Đthalatındaki Payları .................................................. 141
Tablo 48. Değerli Taşlar ve Madencilik Sektöründe Türkiye ile Güney Afrika
Cumhuriyeti’nin Dünya Ticaretindeki Payları ........................................ 142
Tablo 49. Türkiye-Güney Afrika Cumhuriyeti Arasındaki
Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ............................................................. 142
Tablo 50. Türkiye-Şili Dış Ticareti ....................................................................... 143
Tablo 51. Türkiye ve Şili Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve
Đthalatındaki Payları.............................................................................. 145
Tablo 52. Bakır Sektöründe Türkiye ile Şili’nin Rekabet Gücü Karşılaştırması ..... 145
Tablo 53. Türkiye-Şili Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ....................... 146
Tablo 54. Türkiye-Güney Kore Göreli Đhracat Avantajı Endeksi ........................... 148
Tablo 55. Türkiye-Güney Kore Rekabet Endeksi .................................................. 149
Tablo 56. Türkiye ve Güney Kore Dış Ticaretinin Toplam Dünya
Đhracat ve Đthalatındaki Payları ............................................................. 150
Tablo 57. Türkiye-Güney Kore Dış Ticareti .......................................................... 151
Tablo 58. Türkiye-Avrupa Birliği Dış Ticareti ...................................................... 154
Tablo 59. Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları Çerçevesinde
Dış Ticareti............................................................................................ 156
vii
ŞEKĐLLER LĐSTESĐ
Şekil 1. Meksika-Gayri Safi Yurtiçi Hâsılanın Sektörlere Göre Dağılımı ................ 44
Şekil 2. STA Öncesi (2000) Meksika’nın Avrupa Birliği’ne
Đhracatının Sektörel Dağılımı ..................................................................... 49
Şekil 3. STA Öncesi (2000) Meksika’nın Avrupa Birliği’nden
Đthalatının Sektörel Dağılımı ...................................................................... 49
Şekil 4. STA Sonrası (2009) Meksika’nın Avrupa Birliği’ne
Đhracatının Sektörel Dağılımı ...................................................................... 49
Şekil 5. STA Sonrası (2009) Meksika’nın Avrupa Birliği’nden
Đthalatının Sektörel Dağılımı ...................................................................... 50
Şekil 6. Meksika’nın STA Öncesi Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği
Yatırım Miktarı .......................................................................................... 52
Şekil 7. Meksika’nın STA Sonrası Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği
Yatırım Miktarı .......................................................................................... 53
Şekil 8. Şili-GSYĐH’nin Sektörlere Göre Dağılımı .................................................. 57
Şekil 9. STA Öncesi (2000) Şili’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının
Sektörel Dağılımı....................................................................................... 59
Şekil 10. STA Öncesi (2000) Şili’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının
Sektörel Dağılımı ..................................................................................... 59
Şekil 11. STA Sonrası (2009) Şili’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının
Sektörel Dağılımı ..................................................................................... 60
Şekil 12. STA Sonrası (2009) Şili’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının
Sektörel Dağılımı ..................................................................................... 60
Şekil 13. Şili’nin STA Öncesi Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği
Yatırım Miktarı ........................................................................................ 63
Şekil 14. Şili’nin STA Sonrası Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği
Yatırım Miktarı ........................................................................................ 63
Şekil 15. Güney Afrika Cumhuriyeti-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı ............. 68
Şekil 16. STA Öncesi (1996) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne
Đhracatının Sektörel Dağılımı ................................................................... 71
Şekil 17. STA Öncesi (1996) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nden
Đthalatının Sektörel Dağılımı..................................................................... 71
viii
Şekil 18. STA Sonrası (2009) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne
Đhracatının Sektörel Dağılımı .................................................................... 72
Şekil 19. STA Sonrası (2009) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nden
Đthalatının Sektörel Dağılımı..................................................................... 72
Şekil 20. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Öncesi (1998-2000)
Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı................................... 73
Şekil 21. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Sonrası (2000-2008)
Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı .................................. 73
Şekil 22. Güney Kore-GSYĐH’nin Sektörlere Göre Dağılımı .................................. 77
Şekil 23. Hindistan- GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı....................................... 87
Şekil 24. Avrupa Birliği-GSYĐH’nin Sektörlere Göre Dağılımı ............................. 109
Şekil 25. Türkiye’nin Güney Kore Dış Ticaretinin Sektörel Dağılımı (2008)......... 151
ix
GĐRĐŞ
Avrupa Birliği (AB), günümüzde gelişmekte olan ülkelerin katılmak için çaba
gösterdiği bir ekonomik bütünleşmedir. Bu kapsamda Türkiye’nin AB ile olan
ilişkileri, 50 yılı aşkın zaman içinde birçok aşamadan geçerek ‘müzakere eden aday
ülke’ statüsüne gelmiştir. Süreç içerisinde Türkiye özellikle ekonomi alanında AB ile
ileri seviyede bütünleşme sağlamıştır. Bütünleşmenin temel unsurunu 1996’da
yürürlüğe giren gümrük birliği kararı oluşturmaktadır.
Türkiye ile AB arasında gümrük birliğinin yürürlüğe girdiği dönemlerde
taraflar arasında serbest ticaret bölgesi kurulmasının ekonomisi zayıf olan Türkiye‘ye
zarar vereceği ve rekabete dayanamayan birçok sanayi kuruluşunun kapanacağı
yönünde görüşler ileri sürülmüştür. Ancak sanayi ürünlerinde 500 milyon nüfuslu
AB pazarına sınırsız erişim sağlanmasına olanak tanıyan gümrük birliği, Türkiye
ekonomisi için olumlu sonuçlar yaratmış ve artan rekabet ortamı ekonomideki
yapısal sorunların çözümünde katkılar sağlamıştır. Gümrük birliğinden önceki
dönemde temel ihraç kalemleri tarımsal ürünler olan Türkiye, günümüzde başta
otomotiv sektörü olmak üzere birçok sanayi ürününün toplam ihracat içindeki payını
arttırmıştır.
Ancak son on yılda dünya ekonomisi ve ticaret sisteminde meydana gelen
değişmeler nedeniyle gümrük birliği, Türkiye’nin dış ticarette haksız rekabet ile
karşılaşmasında önemli bir etken haline dönüşmüştür.
AB dış ticaret politikasında, 1990’lı yıllarda dünya çapında liberalleşme ve
ticaret hacmini arttırma gerekçesiyle serbest ticaret anlaşmalarına önem vermeye
başlanmıştır. AB, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)1
çerçevesinde gerçekleştirilen çok taraflı müzakereler sonucunda Uruguay Turu’nun
1994 yılında başarıyla sonuçlanması ve 2001 yılında Doha Kalkınma Turu
müzakerelerinin başlaması nedeniyle yeni serbest ticaret anlaşmaları imzalamama
yönünde bir tutum içine girmiştir.2
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bünyesinde 2001 yılında başlayan ve Doha
Kalkınma Turu olarak adlandırılan müzakereler, dünya ticaret sistemindeki
değişimler açısından önemlidir. Doha görüşmeleri, gelişmekte olan ülkelerin
kalkınmaları için tarım ve hizmet sektöründe ticaretin kolaylaştırılması amacıyla
başlatılmış, ancak özellikle tarım ürünlerinde iç politika öncelikleri gözetilerek yerli
üretimin korunmasına yönelik yaklaşımlar yüzünden Temmuz 2006’da askıya
alınmıştır. Görüşmeler sırasında AB kapsamlı liberalizasyonun sağlanması yönünde
çaba harcamış ancak literatürde ‘Singapur Konuları’ olarak da adlandırılan kamu
harcamalarında
şeffaflık,
yatırım
ve
rekabet
politikalarında
serbestleşme
hususlarında ısrarcı tavrı nedeniyle görüşmeler kilitlenmiştir.
Müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması ile AB, DTÖ bünyesinde ticaretin
liberalleştirilmesi yönünde istediği sonucu ulaşamamış ve üçüncü ülkeler ile yeni
serbest ticaret anlaşmaları imzalamamak yönündeki eğilimini terk etmiştir. Gümrük
birliği, bu noktadan itibaren Türkiye açısından sorunlar üretmeye başlamıştır. AB’nin
1
1986–1994 yılları arasında gerçekleştirilen Uruguay Round Ticaret müzakereleri
sonucunda, 15.04.1994 tarihli Nihai Senet ile Dünya Ticaret Örgütü kurulmuş ve
GATT’ın yerini almıştır.
2
Mustafa KUTLAY, “AB’nin Dış Ticaret Politikasında Serbest Ticaret
Anlaşmaları’nın Artan Önemi” 26 Ocak 2009, www.usakgundem.com/ yazar/
1116/ab’nin-dis-ticaret-politikasinda-serbest-ticaret-anlasmalari’nin-artanönemi.html, (04.10.2009)
2
dış ticaret politikasındaki değişiklik Türkiye’nin dış ticareti üzerinde de önemli
etkiler yaratmıştır.
Türkiye ile AB arasında 22.12.1995 Tarih ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi
Kararı ile 01.01.1996 tarihinden geçerli olmak üzere sanayi mallarında gümrük
birliğine gidilmiştir. 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi’nin 16. maddesi uyarınca Türkiye,
ticaret politikasını AB ortak ticaret politikasına uyumlu hale getirebilmek amacıyla
beş yıl içinde Birliğin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarını
üstlenmiştir. AB’nin ortak ticaret politikasına uyum zorunluluğu, Türkiye açısından
dış ticarette haksız rekabetin oluşması riskini beraberinde getirmektedir. 1/95 sayılı
karar çerçevesinde Türkiye, AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret
anlaşmasının hükümlerine uymak zorundadır. Serbest ticaret anlaşmasına taraf olan
ülkenin ise AB’ye tam üye olmadığı için Türkiye ile gerçekleştirdiği ticarette yaptığı
anlaşma hükümlerini uyma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Sonuçta Türkiye AB ile
serbest ticaret anlaşması imzalayan ülke mallarının Birlik üzerinden düşük gümrük
vergili ya da gümrüksüz olarak ithal edilmesiyle karşı karşıya kalmış, Türkiye’nin
serbest ticaret anlaşmasına taraf olan ülkeye yönelik ihracatı ise yüksek gümrük
vergileriyle gerçekleşmiştir.
Ticaret sisteminde meydana gelen değişmeler çerçevesinde belirtilmesi
gereken ikinci konu ise Türkiye’nin dış ticaret yapısındaki değişimdir. AB’nin
Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı 1996’da %54 iken, bu oran 2009’da
%46’ya gerilemiştir. Đthalattaki pay ise aynı süreçte %55’ten %41’e düşmüştür. Son
on yıllık süreçte ise Türkiye’nin toplam ihracatında Asya ülkelerinin payı %13’ten
%25,3’e; Afrika ülkelerinin payı ise %4,9’dan %10’a yükselmiştir.3 Türkiye’nin AB
3
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Dış Ticaret Đstatistikleri, www.dtm.gov.tr (18.12.2010)
3
dışındaki ülke ve ülke grupları ile daha fazla ticari ilişki kurmaya başlaması AB
tarafından uygulanan ortak dış ticaret politikası çerçevesinde analiz edilebilir.
Çalışmada, AB’nin serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde kurduğu ticari
ilişkilerin içerikleri ve süreç içerisinde değişen eğilimleri ile Birliğin diğer ülkeler ile
yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’de yarattığı rekabet ve ticaret etkisinin
saptanması amaçlanmıştır. AB’nin gerçekleştirdiği ve akdedeceği serbest ticaret
anlaşmalarının Türkiye ekonomisinin dış ticaret ve rekabet gücüne olan etkilerinin
incelenmesi tezin temel amacını oluşturmaktadır.
AB’nin yürürlüğe koyduğu yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları, sektörel
dağılım, anlaşma öncesi ve sonrasında dış ticaret verilerinde, yatırım oranlarında
meydana gelen değişimler temelinde karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Rekabet
gücü, göreli ihracat avantajı endeksi4 ve ticarete konu olan temel ürünlerin, tarafların
birbirleri ile toplam ticaretindeki payında meydana gelen dönemsel değişmeler ele
alınarak incelenmiştir.
Çalışmanın birinci bölümünde AB’nin üçüncü ülkeler ile kurduğu ticari
ilişkiler, kurucu anlaşmalar bazında hukuki dayanakları ile ele alınacaktır. AB’nin
mevcut ticari ilişkilerinin ve akdettiği serbest ticaret anlaşmalarının temelini
oluşturan kurucu anlaşmaların incelenmesi, ticari ilişkilerin zaman içinde değişen
niteliklerinin açıkça görülmesini sağlayacaktır. Ayrıca bu bölümde genişleme
sürecinde Birliğin ticari ilişkilerindeki niteliksel değişim ve nedenleri üzerinde
durulacaktır.
4
Göreli Đhracat Avantajı Endeksi, belli bir sektörün ihracatının ülke ihracatı içindeki
payının, o sektörün dünyadaki ihracatının dünya toplam ihracatındaki payına
oranıdır. Eğer endeks değeri 1'den büyük ise rekabetçi avantajın, 1'den küçük ise
rekabetçi dezavantajın göstergesidir.
4
Çalışmanın ikinci bölümünde, AB’nin üçüncü ülkeler ile kurduğu ticari
ilişkiler, serbest ticaret anlaşmaları kapsamında ele alınacak, anlaşmaların
içeriklerinin saptanması ile taraf ekonomilerine rekabet ve ticaret etkisi
incelenecektir. Bu bölümde ayrıca Birliğin hangi ülke ya da ülke grupları ile yakın
ekonomik ilişkiler kurduğunun analiz edilmesi amacıyla, AB’nin üçüncü ülkelerle
akdettiği serbest ticaret anlaşmalarının incelemesi yapılacaktır.
Çalışmanın üçüncü bölümünde ise, AB’nin üçüncü ülkeler ile gerçekleştirdiği
serbest ticaret anlaşmalarına tek taraflı olarak uyum sağlamak zorunda kalan Türkiye
ekonomisinin rekabet gücü ve dış ticaretinin nasıl etkilendiği incelenecektir.
5
BÖLÜM I
ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ĐLE TĐCARĐ ĐLĐŞKĐLERĐN
HUKUKĐ DAYANAKLARI VE GELĐŞĐMĐ
Avrupa ülkeleri arasındaki bütünleşme hareketlerinin temelinde ekonomik
gelişmeyi hızlandırmak amacı ye alır. AB ulaştığı politik ve ekonomik gücünü
üçüncü ülkeler ile kurduğu ekonomik ilişkiler sonucunda ilerletmiştir. Üye ülke
pazarlarının birleşmesi ile ekonomik birlik haline dönüşen AB, yaklaşık 500 milyona
ulaşan nüfusu ve 2009 yılı itibarıyla ortalama 23.000 Euro olan kişi başına düşen
milli geliri ile dünya ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. 11.9 trilyon Euro
GSYĐH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) ile AB, dünya üretiminin yaklaşık %25’ini
karşılamaktadır.5
Üye ülkeler arasında mal, hizmet, iş gücü ve sermaye dolaşımını
gerçekleştirmek isteyen ve bütünleşme amacını taşıyan bir uluslararası birlik, üçüncü
ülkeler ile olan ticari ilişkilerini belirli kurallara bağlamak zorundadır. Aksi takdirde,
üye ülkelerin üçüncü ülkeler ile kurduğu farklı ticari ilişkiler; mal, hizmet, sermaye
ve işgücünün serbest dolaşımının gerçekleşmesini imkânsız hale getirir.6 Ekonomik
ve siyasi bütünleşme hedefi ile yola çıkan AB, üçüncü ülkeler ile olan ticari
ilişkilerini kurallara bağlamak amacıyla ortak ticaret politikası uygulamaktadır. Bu
politika özellikle üçüncü ülkelerden ithal edilecek malların iç pazarda serbest
dolaşımının bozulmasını ve ticari alanda ortaya çıkması muhtemel ticaret
sapmalarının üye ülkeler arasında sorun yaratmasını engelleme amacını taşımaktadır.
Eurostat, European Statistics, http://appsso.eurostat.ec.europa.eu/nui/show.do?
dataset=nama_gdp_k&lang=en (16.12.2010)
6
Ercüment Tezcan, Avrupa Birliği’nin 3.Ülkelere Karşı Uyguladığı Ortak Ticaret
Politikasının Hukuksal Dayanakları ve Bu Çerçevede Yapılan Değişikliklerin
Değerlendirilmesi, Gazi Üniv.Hukuk Fak.Dergisi. Cilt:1, Sayı:2, (Aralık 1997) s.234
5
6
AB’nin üçüncü ülkeler ile kurduğu ticari ilişkilerin değişen nitelikleri ile
günümüzdeki kapsamını anlamak ve hukuki dayanaklarını belirlemek amacıyla
öncelikle AB’yi kuran anlaşma metinlerini incelemek gerekir.
1.1.Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişkilerinin Kurucu Anlaşmalardaki
Hukuki Dayanakları
Avrupa bütünleşmesi, dört kurucu antlaşmaya dayanmaktadır: Avrupa Kömür
ve Çelik Topluluğu (AKÇT)’nu kuran Paris Antlaşması, Avrupa Ekonomik
Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (AAET)’nu tesis eden Roma
Anlaşması ile 1993’te imzalanan ve Avrupa Birliği’ne geçişi simgeleyen Maastricht
Antlaşması. Füzyon Antlaşması (1965), Avrupa Tek Senedi (1987), Amsterdam
Antlaşması (1997), Nice Antlaşması (2003) ve Lizbon Antlaşması (2009) da kurucu
antlaşmaları tadil eden antlaşmalardır.
1.1.1. Paris Antlaşması
AKÇT, 18.04.1951 tarihinde, Federal Almanya, Belçika, Hollanda,
Lüksemburg, Đtalya ve Fransa tarafından imzalanan Paris Antlaşması ile kurulmuştur.
Bu anlaşmayla kurucu üyeler arasındaki kömür, çelik ve demir ürünleri ticaretine
konulan kısıtlamalar kaldırılmış ve üçüncü ülkelere ortak gümrük tarifesi
uygulanmaya başlanmıştır. 2. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa kıtası çapında 20
milyon tonu Almanya’ya ait olmak üzere 30 milyon ton civarında olan toplam çelik
üretimi, AKÇT’nin faaliyete geçmesinden kısa bir süre sonra üye ülkeler toplamında
7
yaklaşık 75 milyon tona ulaşmıştır.7 Bu nedenle üretim artışı ve istihdamda meydana
gelen ilerlemeyi ekonominin tüm kesimine yaymak üyelerin hedefini oluşturmuştur.
Paris Antlaşması’nın 2.maddesi, üye devletlerin genel ekonomik durumları ile
uyum içerisinde, ekonomik gelişme sağlamak ve istihdamı arttırmak için kömür ve
çelik sektöründe ortak pazarın kurulmasını amaçlamıştır.
Antlaşmanın 4.maddesi, üye ülkeler arasındaki kömür ve çelik ticaretinde
ithalat ve ihracat vergileri ile eş etkili diğer vergiler ve miktar kısıtlamalarını
yasaklamıştır. Bu çerçevede 10.02.1953 tarihinde Đtalya haricindeki üye ülkeler
arasında kömür, demir ve hurda ticaretine konulan miktar kısıtlamaları kaldırılmıştır.
Đtalya ise 1958 yılına kadar kok kömürü ithalatına vergi uygulamasını sürdürmüştür.
Çelik ürünlerinde ortak pazar 01.05.1953 tarihinde yürürlüğe konmuş, özel alaşımlı
çelikler için bu tarih, 01.08.1954 olarak belirlenmiştir.8
1964 yılında demir ve çelik ürünleri ithalatına konulan vergiler, ortalama
%9’a yükseltilmiştir. GATT çerçevesinde 1964 yılında Đsviçre’de başlayan
“Kennedy Görüşmeleri” sonucunda ise oran %5,7’ye indirilmiştir. AKÇT’yi kuran
Paris Antlaşması kapsamına giren demir-çelik ürünlerdeki gümrük vergileri,
01.01.1972 tarihinde birleştirilerek ortak gümrük tarifesi uygulamasına geçilmiştir.
Bu tarih AB’ye üye ülkelerin kömür ve çelik alanındaki ticari faaliyetlerde üçüncü
ülkelere karşı ortak hareket edilmesi açısından sembolik anlamda önem taşımaktadır.
Özellikle kömür ve çelik ticaretindeki sınırlamaları kaldırmak, anılan
sektörde ortak pazar yaratarak verimliliği ve istihdamı arttırmak amacıyla imzalanan
ve 50 yıl için geçerli kılınan antlaşma, 23.07.2002 tarihinde sona ermiştir. AKÇT’yi
7
Cüneyt Akalın, Monnet’nin Gölgesindeki Avrupa’dan Türkiye’ye: LiberalizmCumhuriyetçilik Kavgası, http://cuneytakalin.com.tr, (24.09.2009)
8
Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, Đstanbul, Beta Yayınevi, 2007, s.281
8
kuran Paris Antlaşması’nın yürürlükten kalkması ile birlikte kömür ve çelik
sektörüyle ilgili konular, AB Komisyonu’na devredilmiştir.
1.1.2.Roma Antlaşması
AKÇT’ye üye ülkelerin dışişleri bakanlarının Đtalya’nın Messina şehrinde
yaptığı toplantı akabinde kurulan komitenin çalışmaları, AET ve AAET’nin
25.03.1957’de
imzalanan
Roma
Antlaşması
çerçevesinde
kurulması
ile
sonuçlanmıştır.
AB’nin üçüncü ülkeler ile kurduğu ticari ilişkilerin içeriğinin anlaşılabilmesi
ve serbest ticaret anlaşmalarına yöneliminin temellerinin ortaya konulabilmesi için
ortak dış ticaret politikasının bilinmesi gerekmektedir. Üye ülkelerin dış ticaret
politikalarını ortak kurallar çerçevesinde belirlemesiyle oluşmuş düzenlemeler olarak
tanımlanabilecek ortak ticaret politikası, üçüncü ülke mallarının iç pazarda serbest
dolaşımının bozulmasını ve ortaya çıkabilecek ticaret sapmalarının üye ülkeler
arasında sorun yaratmasını engelleme amacını taşımaktadır.
AB’nin ortak ticaret politikasının temel dayanakları, Roma Antlaşması’nın
3.maddesinde yer almaktadır. Anılan maddede;
-Üye devletlerarasında gümrük vergileri ile malların ithal ve ihracındaki
miktar kısıtlamaları ve eş etkili diğer tüm tedbirlerin ortadan kaldırılması,
-Üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi ile ortak dış ticaret politikası
oluşturulması vurgulanmaktadır.
Bununla birlikte Roma Antlaşması’nda ortak ticaret politikası ile ilgili açık ve
ayrıntılı bir hüküm bulunmamakta,
AB’nin tüm malların serbest dolaştığı bir
gümrük birliğine dayandığı (Madde 9), malların serbest dolaşım ilkesine kamu
9
düzeni, güvenliği, insan ve hayvan sağlığı ile bitkilerin korunması vb. durumlarda
istisnalar getirilebileceği (Madde 36) şeklinde temel ilkelerden söz edilmektedir.9
Ortak ticaret politikasına ilişkin temel hususlar ve üye ilkelerin politika
çerçevesindeki yükümlülükleri, Roma Anlaşması’nın Ticaret Politikası başlıklı
dördüncü bölümünde yer alan 110 - 116. maddelerinde de açıklanmaktadır. Roma
Antlaşması’nın 110. maddesine göre ortak ticaret politikasının amacı; “Üye
devletlerarasında bir gümrük birliği kurulmak suretiyle dünya ticaretinin uyumlu
gelişmesi, uluslararası ticarette uygulanan tüm kısıtlamaların kademeli olarak
kaldırılması, gümrük engellerinin azaltılması” olarak tanımlanmıştır. Bu madde,
dünya ticaretinin serbestleştirilmesi amacıyla 1948 yılında yürürlüğe giren GATT ile
başlayan liberalleşme eğiliminden esinlenmiş ve Roma Antlaşması’nın GATT ile
tamamen
uyum
sağladığı
yönünde
yapılan
savunmaların
dayanağını
da
oluşturmuştur.
“Üye Devletler, üçüncü ülkelerle olan ticari ilişkilerini geçiş dönemi sonuna
kadar dış ticaret alanında ortak bir politikanın uygulanması için gerekli koşulları bir
araya getirecek biçimde uyumlu olarak yürütürler.” ifadesinin yer aldığı 111.madde
ise, 1968 yılında kurucu ülkeler arasında gümrük birliğinin tamamlanması ile
geçerliliğini yitirmiştir. Üye ülkelerin üçüncü ülkelere gerçekleştirdikleri ihracatta
uygulanan devlet yardımlarının aşamalı şekilde uyumlu hale getirilmesi, Roma
Antlaşması’nın 112.maddesinde vurgulanmıştır.
Roma Antlaşması’nın 113.maddesi ise ortak ticaret politikasının; tarife
oranlarındaki değişiklikler, tarife anlaşmaları, üçüncü ülkeler ile yapılacak ticaret
anlaşmaları,
liberalizasyon
önlemlerinde
uyum
sağlanması,
damping
ve
9
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Avrupa Topluluklarını Kuran Temel Antlaşmalar,
Ağustos, 1993, C:1, http://ekutup.dpt.gov.tr/ab/antlasma/at1.pdf (16.12.2010)
10
sübvansiyona karşı ticaretin korunması, ihracat politikası, ticareti koruma tedbirleri
alınması gibi konularda ortak ilkeler üzerine kurulacağını vurgulamıştır. Maddede,
geçiş dönemi sonrası ortak ticaret politikasının Konsey’in yetkisinde bulunduğu
konusu da belirtilmiştir.
Antlaşmanın 114. maddesi uyarınca, Konsey’in üçüncü ülkelerle tarife ve
ticaret anlaşmalarını AB adına akdedeceği, bu çerçevede ilk iki aşamada oy birliği,
daha sonra ise nitelikli çoğunlukla karar alma yetkisine sahip bulunduğu
belirtilmektedir.
115.maddeye göre üye ülkelerin herhangi biri tarafından alınan ticaret
politikası tedbirinin ticaret sapmasına yol açmasını engellemek amacıyla ya da alınan
tedbirler arasındaki farklılıkların üye ülke/ülkelerde ekonomik güçlüklere neden
olması halinde, Komisyon’un ülkeler arasında işbirliğinin kurulması için yöntemler
önereceği belirtilmektedir. Ancak önerilen yöntemlerin yerine getirilmemesi halinde,
gerekli koruma tedbirlerini almak amacıyla Komisyon üye devletlere izin
vermektedir.
Üyelerin geçiş döneminin sona ermesinden itibaren ortak pazar için önemli
olan sorunlar hakkında, uluslararası ekonomik kuruluşları ilgilendiren konularda
ortak bir tutum belirlemeleri konusu antlaşmanın 116.maddesinde vurgulanmıştır.
Ancak tarım ürünleri ticareti, korumacı politikalar sebebiyle AB tarafından ortak
ticaret politikasının kapsamı dışında tutulmuştur. Tarım kesimi, hassas sektörlerin
başında kabul edildiği için ortak tarım politikası çerçevesinde koruma altına
alınmıştır.
Ortak ticaret politikasının temel unsurlarından biri gümrük birliğidir. AB, ilk
etapta gümrük birliği oluşturmak amacıyla kurulmuş ve iç pazar kurma hedefini de
11
bu süreçte gerçekleştirmiştir. Aynı dönemde Avrupa’daki diğer ekonomik
bütünleşme hareketi olarak ortaya çıkan Avrupa Serbest Ticaret Alanı (EFTA),
gümrük birliği modelini uygulamamış ve başarılı olamamıştır.
AB’nin ortak ticaret politikası, Roma Antlaşması’nın 9.maddesinde de ifade
edilmektedir. Maddeye göre AB, mal ticaretinin tümünü kapsayan ve üye
devletlerarasındaki ithalat ve ihracattaki gümrük vergileri ile eş etkili hükümlerin
yasaklanmasına, üçüncü ülkelerle ilişkilerde ortak bir gümrük tarifesinin kabulüne
dayanan bir gümrük birliği temeli üzerine kurulmuştur.
Roma Antlaşması’nın 12.ve 17. maddeleri, üye ülkeler arasındaki gümrük ve
eş etkili vergilerin 12 yıllık bir geçiş dönemi içerisinde aşamalı olarak kaldırılmasını
öngörmüştür. Bu çerçevede ithalattaki gümrük vergileri 01.07.1968 tarihinde
tamamen kaldırılmıştır.
Ortak pazara ulaşmayı hedefleyen AB, ticaret sapmasını engellemek
amacıyla, üçüncü ülkelere karşı uygulamak zorunda olduğu ortak gümrük tarifesi ile
ilgili düzenlemeleri Roma Antlaşması’nın 18. ve 19. maddelerinde ele almıştır.
Hükümlere göre, üye ülkelerin sanayi ürünlerine uyguladıkları ulusal gümrük
oranlarının aritmetik ortalamasının ortak gümrük tarifesi olarak kullanılmasına karar
verilmiştir. Ortalamanın hesaplanmasında temel alınan vergiler, üye devletler
tarafından 01.01.1957 tarihi itibarıyla uygulanan vergilerdir. Roma Antlaşması’nın
23.maddesi, ortak gümrük tarifesinin aşamalı olarak yürürlüğe konulması yönündeki
düzenlemeleri içermektedir. 1962’de işlenmiş tütün ve petrol ürünleri dışındaki tüm
ürünlerde ortak gümrük tarifesi uygulanmaya başlamış ve ortalama tarife %12,5
olarak belirlenmiştir.10
10
Rıdvan Karluk, 2007, s.285
12
AB, üçüncü ülkelerden gerçekleştirdiği ithalatta TARIC (Integrated Tariff of
the European Communities) olarak tanımlanan “Avrupa Toplulukları Birleşik
Gümrük Tarifesi” oranlarını uygulamaktadır. 1987’de AB Komisyonu tarafından
hazırlanan ve yaklaşık 10 bine yakın tarifeyi kapsayan TARIC, üçüncü ülkelere
uygulanan vergi oranları ve ortak ticaret politikası kapsamında bulunan önlemleri de
içermektedir.
Ortak gümrük tarifesi değişken bir yapıya sahiptir. Roma Antlaşması’nın
28.maddesine göre, ortak gümrük tarifesinde yapılacak değişiklik ile askıya almalar
Komisyon’un
önerisi
üzerine,
Konsey’in
nitelikli
çoğunluğuyla
karara
bağlanmaktadır. Tarife halen 2658/87 sayılı Konsey Yönetmeliği çerçevesinde
uygulanmakta olup tarifeleri gösteren liste her yıl yenilenmektedir.
Ortak gümrük tarife oranları, dünya genelindeki gümrük vergisi oranlarına
göre düşük seviyede olup, ortalama %6,5 civarındadır. Sanayi ürünleri bazında bu
oran %4’e kadar gerilemektedir. Ancak başta tarım ve tekstil olmak üzere hassas
sektörlerde tarifeler hala önemli bir koruma aracı olma özelliğini devam
ettirmektedir. Tarım ürünlerinde ortalama gümrük tarifesi oranları %16,5
civarındadır.
1.1.3.Maastricht Antlaşması
AB’ye üye ülkelerin Dışişleri ve Maliye Bakanları tarafından imzalanan
Maastricht Antlaşması, 200 maddesi, 17 ek protokol ve 33 ekiyle Roma
Antlaşması’nda yapılan en önemli değişikliktir.11
Maastricht Antlaşması, Roma Antlaşması’nın ortak dış ticaret politikası
hususunda geçiş dönemini düzenleyen 111.maddesi ile 114. ve 116. maddelerini
11
Rıdvan Karluk, 2007, s.69
13
yürürlükten kaldırmış,
113. ve 115.maddelerinde ise değişiklikler yapmıştır.
Antlaşma,
112.
110.
ve
maddeleri,
üzerinde
herhangi
bir
değişiklik
gerçekleştirmeden yürürlükte bırakmıştır.
Maastricht Antlaşması geçiş dönemine ilişkin maddeleri anlaşmadan
kaldırmıştır. Bu bağlamda, geçiş dönemi süresince üye ülkelerin ihracata yapacakları
yardıma ilişkin yükümlülüklerin düzenlendiği 112. maddenin de yürürlükten
kaldırılması gerekirdi. Oysa beklenenin aksine, Maastricht Antlaşması’nın 112.
maddeye dokunmaması, üye ülkelerin bu alanda çekinceleri bulunduğunun da açık
göstergesini oluşturmaktadır.
Maastricht Antlaşması’nın üzerinde değişiklik yaptığı 113.madde, ortak
ticaret politikasının alanını ve yetkili bulunan organlar ile AB tarafından ortak ticaret
politikası kapsamında yapılacak antlaşmalarda izlenecek süreci içermektedir.
Maddeye göre üye devletlerin üçüncü ülkelerle ticari anlaşma yetkisi, AB tarafından
kullanılan münhasır bir yetkidir. Ancak bazı durumlarda yapılacak anlaşmaların
ortak ticaret politikası alanına girip girmediği, üye ülkeler arasında tartışma konusu
olmaktadır. Bu konu yetkili AB organları tarafından saptanmakta olup itirazlar
yaşanması halinde AB Adalet Divanı’ndan görüş istenmektedir. Adalet Divanı
görüşlerinde, ortak ticaret politikasının kapsamına giren bir alanda AB yetkilerine
paralel olarak üye devletlerin de yetkilerinin bulunmasının kabul edilemez olduğunu,
aksi takdirde Birlik içindeki güvenin sarsılacağını bildirmiştir.12
AB’nin ortak ticaret politikasında önemli bir madde olarak tanımlanan
113.madde üzerinde Maastricht Antlaşması köklü bir değişiklik yapmamıştır.
Antlaşma, 113.maddenin ilk paragrafında belirtilen “Geçiş dönemi sona erdikten
12
Ercüment Tezcan, 1997, s.246
14
sonra ortak ticaret politikası ortak ilkeler üzerine kurulur” ibaresinde yer alan “geçiş
dönemi sona erdikten sonra” ifadesini kaldırmıştır. Aynı maddenin 3.paragrafında
yer alan “Üçüncü ülkeler ile yapılacak anlaşmaların müzakere edilmesi gerektiğinde
Komisyon, gerekli müzakereleri başlatması için kendisine izin verecek olan
Konsey’e tavsiyelerde bulunur” ibaresindeki “üçüncü ülkeler” ifadesi yerine “Bir ya
da birden çok devletle ya da uluslararası örgütlerle” hususu getirilmiştir. Söz konusu
değişiklik, metnin basit bir şekilde güncelleştirilmesinden ve bu alanda AB
organlarının yerleşmiş uygulamalarının yazıya dökülmesinden başka bir anlam
taşımamaktadır.
113.maddeye getirilen diğer bir değişiklik ise, “Bu çerçevede 228.maddenin
ilgili hükümleri uygulanır” şeklinde bir fıkra eklenmesidir. 228. madde, bir ya da
birden çok devletle veya uluslararası örgütlerle AB’nin yapmış olduğu anlaşmalarda
uygulanacak süreci açıklayan bir maddedir. Prosedüre göre, AB’nin gerçekleştireceği
anlaşmalar ile ilgili müzakereler Komisyon tarafından yürütülmekte ve anlaşmalar
Avrupa Parlamentosu’nun görüşü alınarak Konsey tarafından yapılmaktadır.
Parlamento görüşü bağlayıcı olmadığı için 113. madde kapsamına giren anlaşmaların
gerçekleştirilmesi sırasında anti demokratik tutum izlenmesi eleştiri konusu
olmuştur. Ancak ortak ticaret politikası alanında AB’nin gerçekleştireceği
anlaşmalarda 228.madde hükümlerinin geçerli olacağı, Maastricht Antlaşması ile
kesinlik kazanmıştır.
Maastricht Antlaşması ile değişikliğe uğrayan bir diğer madde ise 115.
maddedir. Madde, ortak ticaret politikası alanında üye ülkelere korunma
sağlamaktadır. Böyle bir korunma hükmünün Roma Antlaşması’na konulması, ortak
ticaret politikasının tam olarak işlerlik kazanmaması ve buna bağlı olarak da ticaret
15
sapması riskinin ortaya çıkabilmesi nedenleri ile açıklanabilir. Malların serbest
dolaşımı ilkesine istisna getiren 115.maddedeki temel amaç, ticaretin serbest ticaret
politikası izleyen üye ülkeler üzerinden yapılmasını engellemektir.
Maastricht Antlaşması, iç pazar anlayışı ile tamamen ters bir durum oluşturan
115. maddeyi, ortak ticaret politikasının AB içerisinde tam anlamıyla yerleşmemesi
nedeniyle yürürlükte bırakmış, ancak uygulama sürecine ilişkin bazı yenilikler
getirmiştir. 115.maddenin 1.fıkrasında belirtilen Komisyonun “gerekli koruyucu
tedbirler alması için üye devletlere izin vereceği,”
hükmü, “izin verebileceği”
şeklinde değiştirilmiş ve bu sayede Komisyon’a takdir yetkisi tanınmıştır.
Ayrıca, “Acil durumlar olması halinde üye devletlerin gerekli korunma
tedbirlerini Komisyon’a bildirmek şartı ile alabileceği” hususuna ilişkin madde
fıkrasında değişiklik yapılmıştır. Değişiklik ile üye devletler, söz konusu önlemleri
Komisyon’dan izin almak şartı ile yürürlüğe koyabilmektedir. Dolayısıyla anlaşma
maddesinin yeni şekli, Komisyon’un yetkilerini daha da arttırmış ve ortak ticaret
politikası alanında ulusal nitelikli önlemler Komisyon tarafından sıkı kontrol altına
alınmıştır. Komisyon, üye devletler tarafından alınan korunma tedbirlerini istediği
zaman sona erdirebilmekte, karara uymayan üye devletler hakkında ise ihlal davası
açabilmektedir.
Maastricht Antlaşması ile yürürlükten kaldırılan bir diğer madde ise Roma
Antlaşması’nın ortak ticaret politikasına ilişkin olan 116.maddesidir. Bu maddeye
göre üye devletler, “Geçiş döneminin bitiminden sonra ortak pazar için özel öneme
sahip bulunan tüm konularda ortak bir yol izlerler.” Birlik içinde 116. maddenin
ortak ticaret politikası alanı ile sınırlı olup olmadığı, daha doğrusu “ortak pazar için
özel öneme sahip bulunan tüm konular” hakkında kapsamının ne olduğu tartışması
16
yaşanmıştır. Ancak AB Adalet Divanı, madde metnini göz önünde bulundurarak
maddenin yalnızca ticari konularla sınırlı olmadığı yönünde karar vermiştir.13
Maddenin kapsamını süreç içerisinde tam olarak açıklığa kavuşturulamaması
nedeniyle Maastricht Antlaşması, uygulama alanı bulamayan 116.maddeyi
yürürlükten kaldırmıştır.
Ortak ticaret politikasına ilişkin dönemin koşullarına göre hazırlanan Roma
Antlaşması’ndaki maddeler zamanla yetersiz kalmış ve Maastricht Antlaşması ile bu
yetersizlikler giderilmeye çalışılmıştır. Ancak üye ülkeler arasında gerekli
uzlaşmanın sağlanamaması nedeniyle ortak ticaret politikası ile ilgili maddelerde AB
çıkarına radikal değişiklikler gerçekleştirmek mümkün olamamıştır.14
Sonuç olarak Roma Antlaşması’nda yapılan değişikliklerin AB organlarının
süreç
içerisindeki
fiili
uygulamalarının
resmi
olarak
anlaşma
metnine
geçirilmesinden ibaret olduğu söylenebilir.
1.1.4. Amsterdam Antlaşması
Amsterdam
Antlaşması,
AB’ye
üye
ülkelerin
devlet
ve
hükümet
başkanlarının, dönem başkanlığını yürüten Hollanda’nın ev sahipliğinde 1617.06.1997 tarihleri arasında Amsterdam’da bir araya gelmeleri sonucunda ortaya
çıkmıştır. 01.05.1999 tarihinde yürürlüğe giren antlaşma ile Roma Antlaşması’nın
ortak ticaret politikasını ele alan 110. 112. 113. ve 115. maddeleri, ‘Ortak Ticaret
Politikası’ ibareli 9.başlıkta ele alınarak sırasıyla 131. 132. 133. 134. maddeler olarak
yeniden tanzim edilmiştir.
13
14
Ercüment Tezcan, 1997, s.254
Đbid, s.258
17
Amsterdam Anlaşması’yla ortak ticaret politikasının kapsamını belirten
133.maddeye “Konsey, Komisyonun önerisi üzerine ve Avrupa Parlamentosu’na
danıştıktan sonra oybirliği ile ortak ticaret politikası alanını, kapsamında olmayan
hizmetler ve fikri mülkiyet haklarına ilişkin uluslararası müzakereleri ve anlaşmaları
kapsayacak şekilde genişletebilir” şeklinde bir fıkra eklenmiştir.15
1.1.5.Nice Antlaşması
Süreç içerisinde ihtiyaçlara cevap verebilmek amacıyla kurucu anlaşmalarda
değişiklikler gerçekleştiren AB, Tek Senet, Maastricht Antlaşması ve Amsterdam
Antlaşması sonrasında 01.02.2003 tarihinde yürürlüğe giren Nice Antlaşması ile
Birliğin kurumsal yapısında önemli değişikliklere imza atmıştır. Bu çerçevede
oylama sistemi, Konsey’deki oy dağılımı ve parlamenter sayısına yeni düzenlemeler
getirilmiştir.
Nice Antlaşması’nda ortak ticaret politikasına ilişkin 133. madde kapsamında
yer alan konularda karar alma sistemi değiştirilmiş, nitelikli oy çokluğu ile karar
alınması sağlanmıştır.
Yeni düzenleme ile mali sektörler, inşaat, mühendislik, çevre, turizm vb.
alanlarda üçüncü ülkelerle imzalanacak anlaşmaların doğrudan kamuya yönelik
hizmetler dışında kalanların nitelikli oy çokluğuyla kabul edilmesine karar
verilmiştir. Sağlık, eğitim, kültürel ve sosyal hizmetler alanında üçüncü ülkeler ile
yapılacak anlaşmalarda oybirliği şartına devam edilmiştir.16
15
Đktisadi Kalkınma Vakfı, Amsterdam Anlaşması, ‘Bütünleştirilmiş Haliyle Avrupa
Birliği Kurucu Anlaşmaları’ Haziran 2000, Sayı:142, Đstanbul.
16
Đktisadi Kalkınma Vakfı, Avrupa Birliği Anlaşması, Avrupa Topluluklarını Kuran
Anlaşmalar ve Đlgili Bazı Kararları Değiştiren Nice Anlaşması, Haziran 2003,
Sayı:174, Đstanbul.
18
1.1.6. Lizbon Antlaşması
AB’ye uluslararası platformda tüzel kişilik kazandıran ve kurucu anlaşmaları
bünyesinde toplayan Lizbon Anlaşması, 01.12.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş ve
Avrupa Topluluğu Kurucu Antlaşması’nın adını Avrupa Birliği’nin Đşleyişine Đlişkin
Anlaşma (ABĐA) olarak değiştirmiştir.
Ortak ticaret politikası, anlaşma ile birlikte AB’nin kalkınma, üçüncü
ülkelerle ekonomik ve mali işbirliği, insani yardım, uluslararası anlaşmalar ile aynı
kategoride ortak dış faaliyet kapsamına dâhil edilmiş ve AB’nin dış ilişkilerinin bir
bütün olarak ele alınması amaçlanmıştır.
Lizbon Antlaşması’nın ortak ticaret politikası açısından getirdiği bir diğer
değişiklik ise anlaşmanın bütünleştirilmiş biçimi olan ABĐA’nın 28. maddesinde yer
almaktadır. Kurucu anlaşmalarda yer alan “AB gümrük birliği üzerine kurulmuştur”
ifadesi, “AB gümrük birliğini kapsamaktadır” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik
somut bir sonuca yol açacak nitelikte olmayıp AB’nin sadece gümrük birliğinden
ibaret bulunmadığı, kapsamının daha geniş olduğu şeklinde yorumlanabilir.17
AB Anlaşması’nın ortak ticaret politikasının uygulama alanını belirleyen
133.maddenin kapsamı, Lizbon Anlaşması (Madde 188c, ABĐA Madde 207) ile
genişletilerek hizmetler ve doğrudan yatırımlar da politika içerisine alınmıştır.
Maddeye göre ‘Ortak ticaret politikası, gümrük vergilerinde yapılacak değişikliklere,
mal veya hizmetlere ilişkin gümrük ya da ticaret anlaşmalarının akdedilmelerine,
fikri mülkiyet haklarının ticari boyutlarına, doğrudan yabancı yatırıma ve
serbestleşmeye, ithalat politikası ile ticari korunma alanlarında yeknesaklığın
17
Ercüment Tezcan, Lizbon Antlaşması’nın Gümrük Birliği ve Ortak Ticaret
Politikası Açısından Đçerdiği Değişiklikler Üzerine Bir Değerlendirme, Gündem
Avrupa, Aylık Bülten, Haziran 2010, Cilt 1, Sayı 1, s.10
19
sağlanmasına dayanır.’ Lizbon Anlaşması’na kadar paylaşılan yetki alanına giren
doğrudan yatırımlar konusunda AB’ye üye ülkeler, doğrudan yatırımları kapsayan
anlaşmaları tek başlarına gerçekleştirme yetkilerini kaybetmişlerdir.
Ancak aynı maddede ticari anlaşmaların Birliğin kültürel ve dilsel
zenginliğine zarar verme riski taşıdığında, sosyal hizmetler, eğitim ve sağlık alanında
üyelerin ulusal örgütlenmelerine zarar vermesi durumunda oy birliği ile karar
alınacağı belirtilmektedir.18
Lizbon Antlaşması ile ortak ticaret politikası alanında getirilen bir diğer
değişiklik, Avrupa Parlamentosu’nun yetkilerindeki artıştır. Lizbon Antlaşması
öncesinde bu alanda AB Bakanlar Konseyi tek başına karar alma yetkisine sahipken,
antlaşmanın 207.maddesinde ortak ticaret politikasının uygulama çerçevesini
belirleyen
önlemlerin
kabulünde
olağan
yasama
usulünün
uygulanacağı
belirtilmektedir. Avrupa Parlamentosu’na daha çok söz hakkı verilmesi anlamına
gelen uygulama, ortak ticaret politikasının tamamında değil, sadece uygulama
çerçevesini belirleyen önlemler için geçerlidir.
Antlaşmanın 207. maddesi ayrıca, Avrupa Parlamentosu’nun yapılacak
anlaşmaların her aşamasında derhal ve tamamen bilgilendirilmek zorunda olduğu
hükmünü getirmiştir. Madde, Avrupa Parlamentosu’nun AB Komisyonu’nu özellikle
ticaret anlaşmalarında daha fazla etkileme imkânını vermektedir. Ancak Avrupa
Parlamentosu, bir uluslararası anlaşmanın müzakerelerine başlama yetkisine sahip
bulunmamaktadır. Bu yetki halen AB Komisyonu’nun teklifi üzerine Konsey’in
tekelindedir.
18
Official Journal of European Union, Lisbon Treaty, 17 December 2007, Volume
50,http://eur-lex.europa.eu/JOHtml.do?uri=OJ:C:2007:306:SOM:en:HTML
(21.07.2010)
20
Antlaşmanın 218. maddesi ise bir ticari anlaşmanın olağan yasama usulünün
uygulandığı bir alanı kapsaması durumunda Avrupa Parlamentosu’nun bu anlaşmaya
onay vermesini zorunlu hale getirmiştir. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte ekonomik
ortaklık anlaşmaları ve serbest ticaret anlaşmalarının yürürlük kazanması için Avrupa
Parlamentosu’nun uygun görüş bildirmesi gerekecektir. Bu görüş parlamentonun
basit çoğunlukla karar vermesi anlamına gelmektedir.19
Sonuç
olarak
Lizbon
Antlaşması,
karar
alma
sürecine
Avrupa
Parlamentosu’nu dâhil ederek süreci daha demokratik hale getirmeyi amaçlamakta ve
ortak dış ticaret politikasının kapsamını doğrudan yatırımlar ve hizmetleri de
kapsayacak
şekilde
genişleterek
AB’nin
münhasır
yetki
alanını
tartışma
yaratmayacak şekilde belirlemektedir.
Ortak ticaret politikasına ilişkin Roma Antlaşması’nda yer alan hükümler,
1950’li yılların ekonomik koşullarına göre düzenlenmiş ve gelişen şartlar karşısında
yetersiz kalmıştır. Kurucu anlaşmaları tadil eden anlaşmalar olarak karşımıza çıkan
Maastricht, Amsterdam, Nice ve Lizbon Antlaşmaları’nda söz konusu yetersizlikler
giderilmeye çalışılmıştır. Ancak üye devletlerarasında detaylı ve bağlayıcı hukuksal
kurallar üzerinde gerekli uzlaşmanın sağlanamamış olması nedeniyle ortak ticaret
politikası halen genel ilkeler üzerinde uzlaşmaya varılan bir politika olarak
uygulanmaya devam edilmektedir.
AB oldukça karmaşık bir ticaret politikası yürütmektedir. Bu nedenle ortak
ticaret politikası alanında detaylı kurallar koyamayan Birlik, üye devletlere belirli
ölçülerde esnek davranma imkânı sağlamıştır. Ortak ticaret politikasının kurucu
19
Belgin Akçay, Gülüm Bayraktaroğlu Özçelik (Ed.), Lizbon Antlaşması Sonrası
Avrupa Birliği Serbest Dolaşım ve Politikalar, 1.Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara,
Eylül 2010, s.535-537
21
antlaşmalarda ele alınması ve kurucu antlaşmaları tadil eden tüm antlaşmalarda bu
politikaya yeni düzenlemeler getirilmesi, her alanda bütünleşme amacıyla kurulan
AB için ortak ticaret politikasının büyük önem taşıdığının açık bir göstergesidir.
1.2.Avrupa Birliği’nin Üçüncü Ülkelerle Kurduğu Ticari Đlişkilerin
Genel Đçeriği
AB, ortak pazarı kurmasından sonra dış ticarette korumacı yaklaşımdan
uzaklaşmış ve üye ülkeler arasındaki ortak dış ticaret politikasını dünya ticaretine
yön verme amacıyla kullanmıştır. Bu sayede hem üye ülkeler pazarlık gücüne sahip
olmuş, hem de dünya ticaretinin daha serbest hale gelmesi yönünde katkılar
sağlanmıştır.
500 milyonluk nüfusu ile dünya nüfusunun yaklaşık %7’sini oluşturan ve
2009 yılı itibarıyla dünya dış ticaret hacminin yaklaşık %37,8’lik kısmına sahip
bulunan AB, 01.01.2007 tarihinde Bulgaristan ve Romanya’nın da katılımıyla üye
sayısını 27’ye çıkartmıştır.20 AB, 2009 yılı itibarıyla 16,4 trilyon dolarlık gayri safi
yurt içi hâsılasıyla (GSYĐH) dünya toplamının yaklaşık %28,2’lik payına sahip
bulunmakta ve 17 AB üyesi ülke,21 Avro alanı adı verilen bölge içerisinde ortak para
birimini kullanmaktadır. Bu göstergeler, AB’nin dünya ekonomisi içerisindeki
önemini vurgulamaktadır.22 AB, ekonomik kalkınmanın temelini oluşturması
açısından uluslararası ticari faaliyetlere büyük önem vermektedir.
20
World Trade Organization, International Trade Statistics, Press Releases/598,
26.03.2010, http://www.wto.org/english/news_e/pres10_e/pr598_e.htm (05.04.2010)
21
Almanya, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Đrlanda, Đspanya,
Đtalya, Kıbrıs, Malta, Lüksemburg, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Yunanistan,
Estonya.
22
European Comission,
Eurostat Yearbook 2009, Europe in Figures,
http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/publications/eurostat_yearbook
(06.05.2010)
22
Tablo 1. Ülkelerin Dünya Ticaretindeki Payı (%)
YILLAR
2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
AB
19.6
20.0
20.3
19.1
18.2
17.5
17.4
15.9
16.7
ABD
15.8
14.3
12.9
12.6
12.0
11.9
11.6
11.3
10.8
ÇĐN
5.8
6.8
7.9
9.2
10.2
11.1
12.2
12.4
11.6
JAPONYA
8.4
8.3
8.1
8.3
7.5
7.1
6.9
6.8
5.9
KANADA
5.8
5.3
5.0
5.0
5.0
4.5
4.3
3.9
3.4
HĐNDĐSTAN
1.0
1.1
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.8
2.0
Kaynak: Eurostat Statistics Center, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/ (10.06.2010)
World Trade Organization Statistics, Press/598, http://www.wto.org
(13.06.2010)
Tablo 1’e göre Japonya, ABD ve Kanada’nın dünya ticaretindeki payları,
2009 yılı içerisinde düşüş eğilimini sürdürmüştür. 2003-2008 döneminde AB’nin
dünya ticaretindeki payının azaldığı, Çin ve Hindistan gibi kalkınma hızı yüksek olan
ülkelerde ise bu oranın hızla yükseldiği görülmektedir. Bu düşüşü önleme isteği,
AB’yi dış ticaret politikasında yeni strateji arayışlarına yöneltmiştir.
1.2.1. Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişki Biçimleri
Ticari
ilişkileri
açısından
AB’nin
standart
bir
anlaşma
modeli
bulunmamaktadır. Birlik, üçüncü ülkeler ile farklı alanlarda anlaşma müzakereleri
yürütmekte ve kapsamı birbirinden farklı anlaşmaları yürürlüğe koymaktadır.
Avrupa Komisyonu tarafından 1994 yılında Konsey’e Avrupa-Akdeniz
Ekonomik Bölgesi oluşturma önerisi getirilmiştir. Öneri sonucunda AB, stratejik
önem taşıyan Akdeniz bölgesinde ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanabilmesi
23
amacıyla 1995 tarihli Barselona Deklarasyonu ile yeni bir strateji belirlemiştir.
Dönemin on beş üyeli AB ile on iki Güney ve Doğu Akdeniz devleti23, ekonomi
olmak üzere birçok alanda işbirliği yapılması ve bu çerçevede 2010 yılına kadar
serbest ticaret bölgesi oluşturulmasını hedeflemiştir. Barselona süreci kapsamında
birçok Akdeniz ülkesi ile ortaklık anlaşması imzalanmıştır.
AB, Afrika-Karayıp-Pasifik (AKP) ülkeleri ile ekonomik ve ticari işbirliğinin
arttırılarak anılan ülkelerdeki yoksulluğun azaltılması amacıyla 23.06.2000 tarihinde
Cotonou Anlaşması imzalamıştır. Ekonomik işbirliği anlaşmalarına örnek oluşturan
bu anlaşma, birçok eleştiriyi de beraberinde getirmiştir. Eleştirilerin başında, AB’nin
az gelişmiş ülkelerle gerçekleştirdiği görüşmelerde adaletsiz şekilde karşılıklılık
ilkesine önem verdiği, Birlik ihracatının %4’ünün AKP ülkelerine gerçekleştirilmesi
nedeniyle ihracatçılar açısından rakamın bir önem taşımadığı, dolayısıyla da bu
anlaşmaların AB’nin bölgedeki politik gücünü arttırmak amacıyla yapıldığı
gelmektedir.24
AB bahse konu ticari ilişki biçimlerinden ayrı olarak EFTA ülkeleri ile
Avrupa Ekonomik Alanı Antlaşması; Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri ile Avrupa
Anlaşmaları; Sovyetler Birliği’nin dağılması akabinde bağımsızlığını kazanan
ülkeler ile Đşbirliği Anlaşmaları imzalamıştır.
Günümüzde bütün ülkeler ile ticari ve siyasi ilişki kurmuş olan AB’nin
gerçekleştirdiği anlaşmalar, temelde ekonomik çıkarlara dayanmakta ve çıkarların
23
Tunus, Fas, Cezayir, Mısır, Đsrail, Lübnan, Kıbrıs, Filistin Özerk Yönetimi, Ürdün,
Suriye, Malta ve Türkiye
24
Stephen Woolcock, European Union Policy Towards Free Trade Agreements,
Ecipe Working Paper, No.03/2007, http://www.ecipe.org/publications/ecipeworking-paper , (04.01 2010)
24
yüksek olduğu ülke ya da ülke grupları ile daha yoğun siyasi işbirliğine
gidilmektedir.
1.2.2. Dünya Ticaret Örgütü Politikaları ve Avrupa Birliği Ticaret
Politikası’nın Karşılaştırılması
Uluslararası ticaretin serbestleştirilmesine yönelik adımlar GATT hükümleri
çerçevesinde yapılan müzakere turları sonucu belirlenmiştir. 1986–1994 yılları
arasında gerçekleştirilen Uruguay Turu müzakereleri, 15.04.1994’te DTÖ’nün
kurulması ile sonuçlanmıştır. DTÖ sisteminin temel amacı, ihracatçı kuruluşların
yabancı pazarlara serbest ve güvenilir bir şekilde ulaşmalarını sağlamaktır.
Uluslararası ticaret hacminin artmasına yönelik çalışmalar, dünya ülkelerinin büyük
bölümünü kapsayan ve ülkeler arasındaki dış ticaret kısıtlamalarını karşılıklı olarak
kaldırılmasını amaçlayan DTÖ ile gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Mal, hizmet ve
yatırım alanında uluslararası piyasaların daha açık hale getirilmesi, AB’nin DTÖ’den
önemli beklentisini oluşturmaktadır.25
DTÖ bünyesindeki dünya ticaret sisteminin temelini oluşturan en çok
kayırılan ülke kuralı, tarifelerin ve diğer uygulamaların ithal ve ihraç edilen mallar
bakımından
ülkeler
arasında
ayırımcılık
yapılmaksızın
uygulanmasını
gerektirmektedir. Dolayısıyla ülkelerin, bir ülkenin ithal ürünlerine diğer ülkelerden
gelen ithal ürünlere oranla daha yüksek gümrük vergileri uygulama olasılığı
bulunmamaktadır. Ancak kuralın istisnaları vardır. Tercihli ticaret anlaşmaları ve
bölgesel ticaret düzenlemeleri bu istisnalara örnektir. Günümüzde DTÖ üyesi pek
çok ülke ve AB sistemin istisnalarını kullanma yönünde bir eğilim içerisindedir.
25
Türkiye Đktisadi Kalkınma Vakfı, Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikası,
http://www.ikv.org.tr/pdfs/7c53b0dc.pdf, s.21, (21.11.2009)
25
DTÖ’nün getirdiği istisnalardan yararlanarak uluslararası ticaret sistemi kurallarının
dışına çıkılması, dünya ticaretinin serbestleşmesinde zararlara yol açabilecektir.
DTÖ, en çok kayırılan ülke kuralı gözetilmediği için özellikle serbest ticaret
anlaşmalarının oluşturduğu ticaret ağının ticaret sapması yaratabileceği endişesini
taşımaktadır.
Ancak DTÖ’nün getirdiği düzenlemeler, başta AB olmak üzere ABD ve diğer
gelişmiş ülkelerin
uluslararası pazarlara açılma ihtiyaçlarını karşılamaktan
uzaklaşmıştır. Hammadde ihtiyacındaki artış nedeniyle gelişmiş ülkeler yeni
pazarlara ulaşma girişimlerine ağırlık vermiştir. Hammaddelerin karşılanması
konusundaki zorunluluk, ticaret sisteminde değişimlere neden olmuştur. Başta AB
olmak üzere arz kaynaklarını geliştirme çabası içerisinde olan ülkelerin faaliyetleri
sonucunda, dünya ekonomisinin güç merkezi, hammadde ihraç eden ülkelere doğru
kaymaya başlamıştır. Bu süreçte işgücü ve doğal kaynaklar bakımından zengin olan
ülkelerin
dünya
piyasalarının
yeni
güç
merkezleri
haline
gelmeleri
de
kaçınılmazdır.26
Hammadde kaynaklarının doğrudan karşılanması yönündeki çabalar, DTÖ
bünyesinde gerçekleştirilen müzakerelerin çok taraflı sistemden, ikili ve bölgesel
ticaret anlaşmalarına yönelimin nedenlerinden biridir.
AB açısından üçüncü ülkeler ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, sadece
hammadde kaynakları sağlamaya ya da AB’nin kendi mallarının pazarını
genişletmeye yönelik değildir. Aynı zamanda dünyanın en yoksul ülkelerinin
kalkınması için bu ülkelerle kurulan dayanışmaya da bir örnektir. AB, politika
çerçevesinde küreselleşmenin az gelişmiş ülkeleri dışlamaması amacıyla “silahlar
26
Alan Deardoff, Dünya Ekonomisi ve Dünya Ticaret Sistemi Nereye Gidiyor?
Uluslararası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikaları Dergisi, s:3 (1-2), 2008, s.19-22
26
dışında her şey” adı altında başlattığı girişim ile az gelişmiş ülkelerden ithal ettiği
mallara vergi uygulamama kararı almıştır.
1.3.Avrupa Birliği’nin Genişleme Sürecinde Ticari Đlişkilerin Değişimi
20. yüzyılın son çeyreğinde dünya pazarlarındaki liberalleşmenin etkisi ile
dünya ticaretinde küresel üretim artmış ve çok taraflı uluslararası ticaret sistemi,
DTÖ tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde düzenlenmeye başlamıştır.
Birliğin ticari ilişkilerinin değişen niteliğini anlamak için uluslararası ticaret
sistemini düzenlemekle görevli DTÖ’nün kurulmasından sonraki küresel ekonomik
durumu değerlendirmek gerekir. DTÖ’nün faaliyete geçtiği 1995 yılından sonraki on
yıl içerisinde, toplam dünya ihracatı yaklaşık %100 oranında artış göstermiştir. 1995
yılında 5.035 milyar dolar olan toplam ihracat rakamı, 11 yılda %133 oranında artış
göstererek 2006 yılında 11.762 milyar dolara yükselmiştir.27
Ancak DTÖ tarafından konulan kurallar, değişen uluslararası ticaret
sisteminin ihtiyaçlarına cevap verememeye, uluslararası ekonomik güç ise yeraltı
kaynaklarına sahip bulunan ve işgücü bakımından zengin olan Çin, Rusya
Federasyonu gibi ülkelere kaymaya başlamıştır.28
27
World Trade Organization, International Tariff and Trade Data,
http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/statis_e.htm, (08.12.2009)
28
Ülker Güzel, Küreselleşen Dünya Ticareti, ĐGEME’den Bakış Dergisi, 2008, s:1215
27
Tablo 2. Reel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla Oranlarındaki Değişim (%)
YILLAR
2004
2005
2006
2007
2008
2009
AB
2.5
2.0
3.2
2.9
1.3
-4,0
ABD
3.6
3.1
2.7
2.1
1.6
-2,4
ÇĐN
10.1
10.2
10.7
11.9
9.7
8,7
RUSYA
7.1
6.4
6.7
8.1
7.0
-7,9
HĐNDĐSTAN
8.3
9.2
9.2
9.3
7.9
6,5
JAPONYA
2.3
2.6
2.2
2.1
0.7
-5,3
Kaynak : DPT, Uluslararası Ekonomik Göstergeler, 2008 http://ekutup.dpt.gov.tr/
ueg/2008/ueg2008.pdf; (17.04.2010); Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu
(02.05.2010); WTO, http://www.wto.org/english/news_e/pres10_e/ pr598_e.htm
(02.05.2010)
Tablo 2 incelendiğinde ABD ve Japonya’nın ekonomik gücünü kaybettiği,
AB’nin ise ortalama %2,5 oranında bir büyüme hızını korumaya çalıştığı
görülmektedir. Hindistan, Çin, Rusya Federasyonu ise yüksek büyüme oranıyla
uluslararası alanda ekonomik güç haline gelmiştir. Söz konusu ülkeler, yüksek
işgücü potansiyeli, ucuz iş gücü olanakları ve zengin yeraltı kaynaklarını kullanarak
ekonomik gelişmişlik seviyesini korumaktadır. Bu olanaklar gelişmekte olan ülkelere
düşük üretim maliyeti sağlamakta ve uluslararası ticarette gelirlerinin artmasına
neden olmaktadır. Özellikle Hindistan, uluslararası ticaretten elde ettiği gelirlerinin
büyük bir kısmını bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi için harcamakta ve
yazılım
hizmetlerinin
küresel
boyutta
üretici
olma
yolunda
ilerlemesini
sürdürmektedir. Hindistan’da bilişim teknolojilerine dayanan hizmetler istihdamı,
1999–2000 yılları arasında 284.000 iken bu rakam 2003–2004 döneminde yaklaşık
%180 oranında artarak 813,500’e yükselmiştir.29 Sonuç olarak, hem ekonomik
Ali Şahin, Güneydoğu Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM) Hindistan
Raporu, http://www.setav.org/ups/dosya/28432.pdf, s.7, (18.11.2008)
29
28
göstergeler, hem de gelişmekte olan ülkelerin yapısal ekonomik sorunların
giderilmesinde attığı olumlu adımlar, başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere
gelişmiş ülkelerin yeni ticaret stratejileri üretmesi gerekliliğini açıkça ortaya
koymaktadır.
Ayrıca çok taraflı sistemde farklı ekonomik güce ve çıkarlara sahip bulunan
ülkeler tarafından gerçekleştirilen müzakereler, daha dengeli sonuçlar ortaya
çıkarmaktadır. DTÖ bünyesinde gerçekleştirilen müzakerelerde ekonomik gücü
elinde bulunduran ülkelerin yönlendirici etkiye sahip oldukları bir gerçek olsa da,
prensipte her üye, müzakere sürecinde eşit haklara sahiptir. Bu durum gelişmiş
ülkelerin kendi çıkarlarına daha fazla hizmet edecek ticari uygulamaların hayata
geçirilmesini zorlaştırmaktadır. Özellikle ikili serbest ticaret anlaşmalarının sayısında
meydana gelen artış, gelişmiş ülkelerin tıkanıklığı aşma girişimlerinin sonucu olarak
değerlendirilebilir.
Bu gelişmeler ışığında, AB’nin ticaret politikası incelendiğinde, 1990’dan
sonraki on yıl içerisinde önemli değişiklikler görülmektedir. Dünya ticaretindeki
liberalleşmeyi daha fazla arttırabileceği ve bu sayede pazara giriş imkânları
yaratabileceği düşüncesinden hareket eden AB, özellikle serbest ticaret anlaşmaları
imzalanması yönünde bir tutum içerisine girmiştir. Başta Çin ve Hindistan olmak
üzere Asya pazarlarının yüksek büyüme potansiyeline karşı bölgedeki rekabet
gücünü kaybetmemek amacıyla serbest ticaret anlaşmaları akdetme sürecine hız
kazandırmıştır.30
30
Ali Kemal Aydın, Serbest Ticaret Anlaşmalarının Yeri ve Türkiye´nin Dış
Ticaretinin Geliştirilmesindeki Önemi, T.C. Dışişleri Bakanlığı Uluslararası
Ekonomik Sorunlar Dergisi, S.12, Şubat 2004, http://www.mfa.gov.tr, (18.11.2009)
29
AB, DTÖ bünyesinde 2001 yılında Doha Kalkınma Gündemi olarak
adlandırılan çok taraflı müzakere turu başlatılması nedeniyle yeni serbest ticaret
anlaşmaları gerçekleştirme yönündeki politikasını fiili olarak askıya almıştır. Birliğin
dış ticaret stratejisinde meydana gelen değişiklerin temelinde Doha Kalkınma
Gündemi başlıklı müzakereler bulunmaktadır.
1.3.1.Doha Kalkınma Gündemi ve Avrupa Birliği’nin Değişen Ticaret
Politikası
DTÖ bünyesinde gerçekleştirilen Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinin
temeli 2001 yılında Katar’ın Doha kentinde atılmıştır. Gündem özelikle tarım ve
hizmetler alanında pazarlara kolay giriş imkânları yaratılmasını amaçlamaktadır.
Serbest piyasa sistemindeki rekabetçi ortamda az gelişmiş ülkelerin dezavantajlarını
ortadan kaldırmak amacını taşıyan sistemde, özellikle tarım alanında uluslararası
ticareti bozan destek uygulamalarına son verilmesi, rekabetçi piyasa koşullarının
oluşturulması, tarımsal ticarette tarife oranlarının düşürülmesi hedeflenmiştir. Ayrıca
sanayi ve hizmetler alanında da gelişmekte olan ülkelere yönelik olarak yeni ticaret
olanakları yaratılması amaçlanmıştır.
Doha Kalkınma Gündemi kapsamında 2003 yılındaki görüşmelerde ABD ve
AB, tarım alanındaki sübvansiyonlar ve destek uygulamalarının azaltılmasına ilişkin
hiçbir tavizde bulunmamıştır. Bununla birlikte AB müzakereler boyunca, “ticaretin
kolaylaştırılması, ticaret ve rekabet, kamu alımlarında şeffaflık” konularında hemen
müzakerelere başlanması gerektiği görüşünü savunmuştur. AKP ülkeleri ile en az
30
gelişmiş kategorisinde bulunan ülkeler ise buna karşı çıkmıştır. Sonuçta müzakereler,
herhangi bir uzlaşma sağlanamadan sona ermiştir.31
2004 yılında Cenevre’de gerçekleştirilen müzakerelerde ise ABD, AB,
Japonya, Brezilya, tarım alanındaki sübvansiyonlarının kaldırılması, ticareti
engelleyen sübvansiyonların azaltılmasına karar vermiştir. 2005 yılında yapılan
görüşmelerde gelişmekte olan ülkeler tarafından tarımsal alana yönelik ihracat
sübvansiyonlarının 2013 yılında kaldırılması kararlaştırılmıştır. 2006 yılında yapılan
müzakerelerde de anlaşma sağlanamaması üzerine DTÖ tarafından 24.06.2006
tarihinde yapılan açıklamada görüşmelerin askıya alındığı belirtilmiştir.32
DTÖ Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinin 2008 yılı sonuna kadar
tamamlanması amacıyla, özellikle tarım ve sanayi ürünlerinde pazara giriş konuları
eş zamanlı ele alınarak anlaşmazlıklar giderilmeye çalışılmıştır. Tarım ürünlerinde
yerli üretimin korunması amacıyla ithalat vergilerinin arttırılmasına olanak sağlayan
özel korunma önlemleri mekanizması ve sanayi ürünlerinde sektörler bazında
yapılacak tarife indirimleri konusunda yaşanan anlaşmazlıklar giderilememiştir.33
1.3.2. Doha Kalkınma Müzakerelerinin Etkileri
Doha Kalkınma Gündemi adı altında DTÖ bünyesinde gerçekleştirilen
müzakere turlarından sonuç elde edilmemesinin etkileri, uluslararası ticarette
bölgesel ve ikili serbest ticaret anlaşmalarına yönelim şeklinde kendini göstermeye
31
World Trade Organization, The Fifth WTO Ministerial Conference,
http://www.wto.org/english/thewto_e/minist_e/min03_e/min03_e.htm (10.11.2009)
32
EurActiv.com, “WTO talks called off”, publ. Monday 24 July 2006, updt. Monday
4
June
2007,
www.euractiv.com/en/trade/wto-talks-called/article-156912,
(21.10.2009)
33
TÜSĐAD Dış Đlişkiler Bölümü, Temmuz-Ağustos 2008 Bülteni, 11.09.2008, Sayı
5, S.1
31
başlamıştır. Dünya çapında gerçekleştirilen yaklaşık 200 serbest ticaret anlaşmasının
yarısına yakını, yedi yıllık Doha kalkınma müzakereleri sürecinde imzalanmıştır.
Serbest ticaret anlaşmalarının sayısındaki bu artış, ihracatçı ve ithalatçılar
açısından karmaşık bir ticari ortamın doğmasına neden olmuştur. Çünkü ülkeler bir
yandan DTÖ yükümlülüklerine, diğer yandan akdettikleri serbest ticaret anlaşması
kurallarına uymak zorundadır. Ayrıca dünya ticaretinin gelişimi açısından ikili ticaret
anlaşmaları, çok taraflı müzakerelerde elde edilebilecek kazanımlardan daha azını
sunmuştur. Özellikle gelişmiş ülkeler tarafından tarımsal ürünlere yönelik
gerçekleştirilen ticareti bozucu sübvansiyon uygulamalarının ikili anlaşmalar ile
kaldırılması mümkün değildir. Ekonomik ve siyasi gücü elinde tutan ülkeler,
gelişmekte olan ülkelerle yaptıkları müzakerelerde güçlerini muhataplarının
pazarlarını açmaları yönünde baskı unsuru olarak kullanmayı sürdürmektedir.
Doha Kalkınma Gündemi müzakereleri sonuçlanmadan yeni ikili anlaşmalar
imzalamama yönünde prensip kararı bulunan ve çok taraflı müzakerelerin
tamamlanmasına yönelen AB Komisyonu, müzakerelerde ilerleme sağlanamaması
üzerine serbest ticaret anlaşmalarına yönelik girişimlerin dışlanmayacağını açıkça
ifade etmiştir.
1.3.3.Avrupa Birliği Ticaret Politikalarında Değişim ve Değişimin
Nedenleri
Serbest ticaret anlaşmalarını AB’nin gündemine alan birçok faktör
bulunmaktadır. AB Doha Kalkınma Gündemi müzakereleri boyunca gerçekleştirdiği
ticari görüşmelere genellikle ticaret dışı konuların dâhil edilmesi yönünde bir politika
izlemiştir. Birliğin 2003 yılındaki müzakerelerde, kamu alımlarında şeffaflık, yatırım
ve rekabet politikalarını Doha gündemine alma konusunda ısrarcı tutumu nedeniyle
32
görüşmeler kilitlenmiştir. Gelişmekte olan ülkeler, AB’nin dayattığı bu tarz hassas
konuları iç işlerine müdahale olarak nitelendirmiştir.
Doha çerçevesindeki çok taraflı görüşmelerden istediği sonuçları elde
edemeyen AB, 1999 yılında fiili olarak durdurduğu serbest ticaret anlaşmalarını,
olumsuzlukları aşmak amacıyla kullanmaya başlamıştır. Çünkü Birliğin dünya
çapındaki ekonomik ve siyasi gücü, ikili müzakereler vasıtasıyla hassas olduğu
konuları üçüncü ülkelere kolay kabul ettirme olanağını sağlamıştır.
AB’nin ikili serbest ticaret anlaşmalarından yana tavır almasının ticaretle
doğrudan bağlantısı bulunmayan konuları ikili ticaret anlaşmaları metnine sokma
gayreti dışında nedenleri de bulunmaktadır. AB’yi ikili ticaret anlaşmaları
imzalanması yönünde harekete geçiren diğer bir etken ise ABD’nin ticaret
politikasındaki değişimdir. ABD, Meksika ve Kanada’nın girişimleri ile 1994 yılında
faaliyete geçirilen NAFTA34 ile katılımcı ülkeler arasında serbest ticaret bölgesi
kurulmuştur. Bu gelişme, yarattığı ticaret sapması etkisiyle AB ile Meksika
arasındaki ticaret hacmini daraltmıştır. ABD’nin Asya pazarına yoğun ilgi
göstermeye başlaması ve birçok Asya ülkesi ile serbest ticaret anlaşması imzalaması,
Meksika örneğinde görüldüğü üzere AB’nin bölgedeki rekabet gücünü kaybetme
riski doğurmuştur. Gücü kaybetmek istemeyen AB, serbest ticaret anlaşmaları
imzalanmasına yönelik girişimlerine hız vermiştir. Birlik, ABD’nin girişimleri, Asya
ülkelerinin yükselen ekonomilerinin Birlik üreticileri için ihracat potansiyeli yaratan
piyasalar olması ve Çin’in yükselen ekonomik gücünden dolayı rekabet gücünü
34
North American Free Trade Agreement (Kuzey Amerika Serbest Ticaret
Anlaşması)
33
kaybetmemek amacıyla, Asya ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmaları kapsamında
müzakerelere başlamıştır.35
AB’nin dış ticaret politikasındaki değişikliğin yönetimdeki kadroların
değişiminden kaynaklanan iç nedenleri de bulunmaktadır. Doha Kalkınma Gündemi
müzakereleri boyunca AB’nin Dış Ticaret’ten Sorumlu Komiseri Pascal Lamy,
ağırlıklı olarak çok taraflı görüşmelere önem vermiş ve sonrasında Peter Mandelson
ile de serbest ticaret anlaşmalarının gerekliliği yönünde politika değişikliği
başlamıştır.36
Bu çerçevede belirtilmesi gereken en önemli konu, AB’nin Doha Kalkınma
Turu müzakerelerinin askıya alınmasından yaklaşık üç ay sonra, 04.10.2006
tarihinde “Küresel Avrupa Stratejisi” kavramı çerçevesinde yaptığı açıklamalardır.
1.3.4.Küresel Avrupa Stratejisi
Küresel Avrupa Stratejisi temel olarak, AB bünyesinde faaliyet gösteren
şirketlerin dış pazarlara sorunsuz bir şekilde girişlerinin sağlanması üzerine
kurulmuştur. Avrupa
Komisyonu
tarafından
yayımlanan
“Küresel
Avrupa
Stratejisi” başlıklı bildirimde;
-DTÖ şemsiyesi altında gerçekleştirilen Doha Kalkınma Turu’nun başarıyla
tamamlanmasının AB’nin temel önceliği olduğu,
-Đkili
serbest
ticaret
anlaşmaları
imzalanması
yönünde
Avrupa
Komisyonu’nun girişimlerde bulunacağı, bu anlaşmaların Birliğin yeni bir
uygulaması anlamına gelmediği, geçmişte AKP ülkeleri ile ekonomik işbirliği
35
Mustafa Kutlay, 2009, s.2
Stephen Woolcock, European Union Policy Towards Free Trade Agreements,
Eciper Working Paper, No:03/2007, s.5
36
34
anlaşmaları imzalandığı, komşu ülkeler ile ekonomiyi güçlendirmek amaçlı
düzenlemelere gidildiği,
-AB’nin mevcut serbest ticaret anlaşmalarının sınırlı kaldığı, özellikle
Asya’daki ülkeleri kapsamadığı,
-Ekonomik açıdan büyüme potansiyeline sahip bulunan ve tarife/tarife dışı
engeller kullanmak suretiyle AB mallarının pazara girişini engelleyen ülkeler ile
serbest ticaret anlaşmaları yapılmasına önem verilmesi gerektiği, bu ölçüt
kapsamında, ASEAN37 ve MERCOSUR38 ülkeleri ile Kore’ye öncelik verileceği,
belirtilmiştir. Bildirimde, DTÖ’nün pazara daha güvenli giriş koşullarının elde
edilmesi yönünde kullanılması için olanaklarının azaldığı, dolayısıyla yeni nesil
serbest ticaret anlaşmaları imzalanmasının büyük önem arz ettiği konusu özellikle
vurgulanmıştır.39
AB, ticaretin serbestleştirilmesi amacıyla DTÖ kapsamında yürütülen çok
taraflı görüşmelere öncelik vermiş ve Doha Kalkınma Gündemi çerçevesinde yapılan
görüşmelerin tamamlanması için çaba harcamıştır. Ancak Birlik, yukarıda belirtilen
nedenlerle ikili anlaşmaların müzakere edilmesi yönünde politika değişikliğine
gitmek zorunda kalmış ve Doha görüşmelerinin kilitlenmesini yeni dış ticaret
politikasının başlangıcı için fırsat olarak görmüştür. Avrupa Komisyonu yetkilileri,
37
Güneydoğu Asya Ülkeler Birliği. ASEAN, 08.8.1967’de Bangkok’ta Filipinler,
Malezya, Tayland, Endonezya ve Singapur’un kurduğu uluslararası bir örgüttür.
08.01.1984’te Bruney Darussalam, 28.07.1995’te Vietnam, 23.07.1997’de Lao PDR
ve Birmanya ve 30.04.1999’da Kamboçya örgüte dâhil olmuştur.
38
Mercado Comun del Cono Sur (Güney Amerika Ülkeleri Ortak Pazarı); 1991
yılında Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay arasında kurulmuştur. Şili de daha
sonra ortak üye olarak katılmıştır.
39
Dış Ticaret Müsteşarlığı, AB Yeni Pazara Giriş Startejisi, Küresel Avrıpa: Pazara
Giriş için Daha Güçlü Bir Ortaklık, Bildirimine Đlişkin Bilgi Notu, 2009
http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SanayiSektorDb/AB_YENI_
PAZARA_GIRIS_STRATEJISI.doc (21.11.2009)
35
politika değişikliğine yapılan eleştirilere cevap olarak serbest ticaret anlaşmaları
görüşmelerinde DTÖ kurallarına bağlı kalındığını, bu görüşmelerin ticareti
serbestleştireceğini ve çok taraflı müzakerelere alternatif olarak algılanmaması
gerektiğini ifade etmişlerdir.
36
BÖLÜM II
SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARI KAPSAMINDA AVRUPA
BĐRLĐĞĐ’NĐN ÜÇÜNCÜ ÜLKELERLE KURDUĞU ĐLĐŞKĐLER
2.1. Gelişmekte Olan Ülkeler Açısından Serbest Ticaret Anlaşmalarının
Önemi
Serbest ticaret anlaşmaları, uluslararası ekonomik bütünleşme biçimleri
içerisinde bütünleşmenin ilk adımını oluşturmakta ve ülkelerin dış ticaret engellerini
kaldırarak büyük pazarlara ulaşmalarını sağlamaktadır. Anlaşma çerçevesinde
aralarındaki ticareti kolaylaştıran ülkeler, diğer ülkeler ile olan ticari ilişkilerini
belirleme konusunda bağımsız davranmaktadır. Serbest ticaret anlaşmalarının ticaret
yaratıcı ve ticaret saptırıcı etkileri vardır. Aralarındaki ticari engellerin kalkması
sebebiyle bir ürün, düşük maliyetli üretim gerçekleştiren ancak anlaşma dışında
kalan ülkeden yüksek maliyetli üretim gerçekleştiren anlaşma kapsamındaki ülkeye
kayabilir. Ticaret saptırıcı bu durumun her zaman olumsuz ekonomik etkileri
bulunacağını söylemek mümkün değildir. Çünkü anlaşma kapsamı dışında kalan ve
düşük maliyetli üretim gerçekleştiren bir ülke, rekabet edebilmek amacıyla ürün
fiyatlarını düşürebilir.40
Farklı ekonomik gelişmişlik düzeyine sahip ülkeler arasında gerçekleştirilen
serbest ticaret anlaşması, ekonomisi zayıf olan ülkeye zarar verebilir. Birleşmiş
Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlanan Ticaret
ve Kalkınma Raporu–2007 başlıklı raporda serbest ticaret anlaşmaları ile tarife ve
tarife dışı engellerin kaldırılmasının az gelişmiş ülkelerin endüstrilerinin korunma
olanağını azaltacağı vurgulanmaktadır. Ayrıca gelişmiş ülkelerin tarım sektörüne
40
Ronald Wonnacott, Free Trade Agreements: for better or worse? American
Economic Review, 1996, Vol:86, s.2
37
yönelik koruma duvarlarını indirmemesi, aksine tarımın sübvanse edilmesi,
gelişmekte olan ülkelerin pazara girişleri için engel oluşturmaktadır.
AB gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşmalarında ortaklarının kalkınma
ihtiyaçlarını göz önünde bulunduracağını beyan etmiş, fakat gelişmekte olan
ülkelerin kalkınması açısından önemli olan tarım sektöründe koruma duvarlarını
indirmemiştir. AB’nin politikası UNCTAD raporunu doğrular niteliktedir.41 Önemli
olan ticaret engellerinin kaldırılması ile gelişmekte olan ülke pazarlarının doğru
zamanda serbestleştirilmesi konularında dengeyi bulabilmektir.
Gelişmekte
olan
ülkelerin
tarım
ürünleri
alanındaki
ticaretin
serbestleştirilmesinden kazançlı oldukları söylenebilir. Çünkü tarım sektörü bu
ülkeler açısından gayri safi yurtiçi hâsıla ile istihdamın büyük bir oranını
oluşturmaktadır. Tarım ürünlerinin Avrupa pazarlarına sorunsuz bir şekilde ulaşması,
bu ülkelerin ekonomik gelişiminin temelidir. Ancak AB’nin tarım sektörünü yüksek
oranlarda sübvanse etmesi nedeniyle pazara erişim oldukça sınırlı düzeyde
kalmaktadır. Birliğin ortak tarım politikası, sübvansiyonlar nedeniyle tarımsal
ürünlerde arz fazlası yaratmakta ve dünya çapındaki tarım fiyatlarının düşmesine yol
açarak gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine zarar vermektedir.
Bu bağlamda endüstriyel ürün ticaretinde karşılıklı liberalizasyon önemlidir.
Tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılması sonucunda, AB’den ithal edilen
hammadde ve ara girdilerin fiyatlarında meydana gelen düşüş, gelişmekte olan
ülkelerin üretim maliyetlerinin azalmasına yol açmaktadır. Ayrıca serbest ticaret
anlaşmaları, gelişmekte olan ülkelere yapılan doğrudan yatırımları arttırmakta, yeni
41
Enrique Valerdi Rodriguez, The European Union Free Trade Agreements:
Implications for Developing Countries, Real Instituto Elcano, Documento de
Trabajo, Working Paper 8/2009, 11.02.2009, s.5
38
iş
olanakları
yaratmakta,
teknoloji
transferi
sağlayarak
vergi
gelirlerini
yükseltmektedir.
AB, uluslararası ticarette liberalizasyonun ekonomik kalkınma açısından
güçlü bir araç olarak algılanması gerektiğini vurgulamıştır. Günümüzde AB üyeleri
de dâhil olmak üzere hiçbir gelişmiş ülke, sadece dış ticaretteki engelleri kaldırmakla
kalkınma sağlayamamıştır. Gelişmiş ülkeler, geçmişte korumacılık, sübvansiyon ve
yabancı yatırımcılara karşı ayrımcılık politikalarını sıklıkla kullanmıştır. Ticari
engeller, bu ülkelerin büyüme stratejilerinin bir parçası olmuştur. Dolayısıyla AB ile
serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeler, anlaşmaların sanayileşme, ekonomik
altyapı değişikliği, teknolojik ilerleme vb. konularda nasıl itici bir güç olabileceğini
belirlemek zorundadır.
2.2.Avrupa Birliği’nin Akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın Genel
Özellikleri
AB’nin serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde üçüncü ülkeler ile kurduğu
ticari ilişkiler, özellikleri bakımından iki ayrı grupta toplanabilir.
Birliğin 1995 tarihli Barselona Deklarasyonu ile Akdeniz ülkeleriyle
gerçekleştirdiği Akdeniz anlaşmaları; Afrika-Karayıp-Pasifik Ülkeleri ile imzaladığı
Ekonomik Đşbirliği Anlaşmaları; Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri ile yapılan
Avrupa Anlaşmaları; Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını
kazanan ülkeler ile Đşbirliği Anlaşmaları ilk grupta ele alınabilir. Anlaşmaların temel
özelliği, ticari ortaklara yönelik olarak yardım amaçlı olmalarıdır. Yardımın
temelinde AB’nin anlaşma akdettiği ülkelerdeki politik gücünü arttırma ve ülkeleri
kendi politikaları çerçevesinde yönlendirme isteği yatmaktadır. Dolayısıyla Birlik
39
ihracatçıları, ülkeler ile gerçekleştirilen ticaret anlaşmalarına ekonomik çıkarlar
açısından fazla önem vermemektedir.42
Diğer gruptaki anlaşmalar ise ticari ortaklara yönelik yardım amaçlı olmayan
anlaşmalardır. Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinden istediği sonucu alamayan
AB, uluslararası ticarette pazar payını koruyabilmek amacıyla özellikle hızlı
ekonomik gelişme gösteren ülkeler ile serbest ticaret anlaşmaları gerçekleştirmeye
başlamıştır. AB, yardım amaçlı olmayan serbest ticaret anlaşmaları imzaladığı
ülkelerde ekonomik kalkınma potansiyeline sahip olması kuralını aramaktadır.
Ayrıca ülkelerin tarife ve tarife dışı engeller vasıtasıyla AB’den ihraç ettiği ürünlere
karşı koruma politikası uygulaması da gerekir.
DTÖ’nün temelini oluşturan çok taraflılık ilkesi ile AB’nin akdettiği serbest
ticaret anlaşmalarına uyum sorunu da tartışma konusudur. Birlik çok taraflılık
ilkesine bağlı kalacağını beyan etmiştir. GATT’ın 24. maddesi, bölgesel ticaret
anlaşmalarına, koruma duvarlarının yükseltilmemesi ve ortaklar arasında yapılan tüm
ticareti kapsaması koşulları içinde izin vermektedir. AB Komisyonu, serbest ticaret
anlaşmalarının ortaklar arasındaki ticaretin %90-95’ini kapsaması yönünde görüş
bildirmektedir. Oran gelişmekte olan ticari ortaklar açısından düşük bulunmakta,
AB’nin tarımsal ürünlerde ticari engellerin kaldırılmasına karşı çıkmasından ve tarım
sektörünü liberalizasyon kapsamına almak istememesinden kaynaklanmaktadır.
Ayrıca AB, akdettiği tüm serbest ticaret anlaşmalarında anti damping ile ithalatta ani
artışa karşı korunma vergileri uygulama hakkını elinde tutmaktadır. Dolayısıyla
Birliğin serbest ticaret anlaşmalarının DTÖ kuralları ile uyumlu olduğunu iddia
etmek zordur. AB, imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının DTÖ’nün çok taraflılık
42
Enrique Valerdi Rodriguez, 2009, s.13-18
40
ilkesine uygun olması isteğini taşıyorsa, öncelikle başta tarım sektörü olmak üzere
hassas ürünlere yönelik yüksek koruma önlemlerinden vazgeçmelidir.43
ABD’nin
imzaladıklarının
aksine,
AB’nin
akdettiği
serbest
ticaret
anlaşmalarında tek bir model bulunmamaktadır. Birçok sektörü liberalizasyon
kapsamı dışında tutmak isteyen AB, üçüncü ülkelerle gerçekleştirdiği anlaşmalarda,
kendi çıkarları doğrultusunda esnek davranmakta ve her ülkeye farklı bir model
uygulamaktadır.44
AB’nin serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde izlediği ticari politikalar,
DTÖ kurallarının ve taahhütlerinin ötesinde bir içerik taşımaktadır. Birlik, tarifelerin
kaldırılmasının yanında, Doha Kalkınma Gündemi görüşmeleri çerçevesinde fikri
mülkiyet hakları, sağlık ve gıda standardizasyonu vb. hususları ikili anlaşmalar
kapsamına dâhil etme çabası içerisindedir. Bu durum, AB’nin yürütmekte olduğu
serbest ticaret anlaşmaları görüşmelerinin yavaşlamasına yol açmaktadır.
2.3.Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları
Dış ticaret, AB’nin en geniş yetki alanlarından birini oluşturmaktadır. AB
Komisyonu, üçüncü ülkeler ile serbest ticaret anlaşmaları için müzakereleri
yürütmekle yetkilidir. Komisyon yetkisini AB Konseyi’nden aldığı görevlendirme ile
yerine getirmekte ve sonuçlandırdığı müzakereleri Konsey’in onayına sunmaktadır.
Bu çerçevede AB, birçok ülke ile serbest ticaret anlaşmaları imzalamış, birçoğu ile
de görüşmelerini sürdürmektedir. AB, Meksika, Güney Afrika Cumhuriyeti, Şili ile
serbest ticaret anlaşmaları imzalayarak yürürlüğe koymuştur. Güney Kore ile Ekim
43
44
Enrique Valerdi Rodriguez, 2009, s.11
Stephen Woolcock, 2007, s.239
41
2009’da akdedilen serbest ticaret anlaşmasının Temmuz 2011’de yürürlüğe girmesi
kararlaştırılmıştır.
AB hali hazırda, Hindistan, Ukrayna, Orta Amerika45, ANDEAN Ülkeleri46
ASEAN47 ve MERCOSUR48 ile serbest ticaret anlaşmaları imzalanması yönünde
müzakerelerini sürdürmektedir.
Tablo 3. Avrupa Birliği’nin Tamamladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları
ÜLKE
EFTA Ülkeleri
EUROMED
Meksika
Güney Afrika
Cumhuriyeti
Şili
Güney Kore
ANLAŞMA ADI
YÜRÜRLÜK
TARĐHĐ
Serbest Ticaret Anlaşmaları
1992
Barselona Deklarasyonu
1995
Ekonomik Ortaklık, Siyasi
Koordinasyon ve Đşbirliği Anlaşması
2000
Ticaret Kalkınma ve Đşbirliği Anlaşması
2000
Ortaklık Anlaşması
2003
Serbest Ticaret Anlaşması
2011
Kaynak: European Commission, Existing Agreements http://trade.ec.europa.eu/
doclib/docs/2006/december/tradoc_111588.pdf (10.11.2010)
45
Kosta Rika, El Salvador, Honduras, Guatemala, Panama, Nikaragua
Bolivya, Peru, Ekvator, Kolombiya
47
Burma, Endonezya, Filipinler, Vietnam, Tayland, Kamboçya, Laos, Brunei,
Malezya, Singapur
48
Uruguay, Arjantin, Brezilya, Paraguay
46
42
Tablo 4. Avrupa Birliği’nin Müzakere Yürüttüğü Ülkeler
ÜLKE
ANLAŞMA ADI
MÜZAKERE BAŞLAMA
TARĐHĐ
MERCOSUR
Bölgelerarası Ortaklık
Anlaşması
Haziran 1999
Ukrayna
Ortaklık Anlaşması
Mart 2007
ASEAN
Serbest Ticaret Anlaşması
Mayıs 2007
ANDEAN
Ortaklık Anlaşması
Haziran 2007
Hindistan
Serbest Ticaret Anlaşması
Haziran 2007
Orta Amerika
Ortaklık Anlaşması
Kasım 2007
Kaynak: European Commission, Ongoing Bilateral and Regional Negotiations
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/december/tradoc_118238.pdf
(10.11.2010)
2.3.1.Avrupa Birliği’nin Sonuçlandırdığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ve
Anlaşmaların Taraf Ekonomilerine Etkileri
2.3.1.1.Avrupa Birliği-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması
2009 itibarıyla 107 milyon nüfusu, 627,3 milyar Euro GSYĐH ve kişi başına
düşen 5832 Euro milli geliri ile Meksika, Latin Amerika ülkeleri arasında en güçlü
pazara sahip ülke konumundadır. GSYĐH’nin sektör bazında dağılımında en büyük
pay hizmet sektörünündür.
ekonomik
krizin
etkisiyle
Bu sektörü sanayi ve tarım izlemektedir. Ancak
büyüme
hızı
2009
yılında
%-6,5
oranında
gerçekleşmiştir.49
49
European
Commission,
Trade
with
Mexico,
2009,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/mexico/
(24.08.2010)
43
Şekil 1. Meksika-Gayri Safi Yurtiçi Hâsılanın Sektörlere Göre Dağılımı
%7,8
%4,7
%66,6
%28,7
Tarım
%62,9
Tarım
Sanayi
Sanayi
Hizmet
Hizmet
%29,4
1989
%4,2
1999
%37,5
Tarım
Sanayi
%58,3
2009
Hizmet
Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade
(17.12.2010)
Şekil 1 incelendiğinde Meksika’nın 20 yıllık süreçte tarım ve hizmetler
sektöründeki üretimin GSYĐH içerisindeki oranının azaldığı, sanayi sektörünün
payının ise arttığı gözlemlenmektedir. Bu durum Meksika’nın dışa açık ekonomi
politikası izlemesinin sonucudur. Başta NAFTA ve AB olmak üzere önemli ticari
bloklar ile ekonomik bütünleşmesi nedeniyle Meksika, önemli oranda yabancı
yatırımların ülkeye gelmesini sağlamıştır.
Meksika, ABD ile AB arasında bölgesel etki alanı paylaşımında önemlidir ve
aynı zamanda AB’nin Amerika kıtasında tercihli anlaşma gerçekleştirdiği ilk ülke
olma özelliğine sahiptir.50 Meksika açısından ise bu anlaşma, NAFTA’dan sonra
50
Đstanbul Ticaret Odası (ĐTO), AB-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’nın Ülkemize
Etkileri ve Alınacak Tedbirler, Yayın No:39, 2001, s.10
44
imzaladığı ikinci en önemli anlaşma metni olması açısından önemlidir. Meksika’nın
dünya ihracatı içerisindeki payı, NAFTA’nın yürürlüğe girdiği 01.01.1994’ten
sonraki on yıl içerisinde, %1,1’den %3,1’e yükselmiştir. Bu artış Meksika’yı ikinci
en büyük ticari ortağı olan AB ile ekonomik işbirliğini geliştirmesini sağlamıştır.51
Meksika 1990’lı yıllardan itibaren serbest ticaret anlaşmaları imzalama
yönünde bir politika izlemiştir. Politikanın amacı sadece ekonomik çıkar sağlama
değil; aynı zamanda, ABD’ye olan ekonomik bağımlılığını da azaltma isteğidir.
ABD’deki ekonomik istikrarsızlıklar en büyük ticari ortağı olan Meksika
ekonomisinde sorunlara neden olmuştur. Dolayısıyla Meksika, değişik ülke grupları
ile serbest ticaret anlaşmaları kapsamında ekonomik işbirliğine gitme zorunluluğu
hissetmiştir. AB, 1990’ların ortalarında Meksika ile “Ekonomik Ortaklık, Siyasi
Koordinasyon ve Đşbirliği Anlaşması” imzalanması yönünde görüşmeler başlatmıştır.
Müzakerelerin tamamlanması ile 1997 yılında imzalanan anlaşma, 01.07.2000
tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anlaşma, her iki taraf arasındaki ticaretin 2007 yılına
kadar %97’sinin serbestleştirilmesini öngörmüştür. Anlaşma siyasi diyalog, ticaretin
serbestleştirilmesi ve işbirliği bölümlerinden oluşmakta ve geniş kapsamlı olması
münasebetiyle “Global Anlaşma” olarak adlandırılmaktadır.52
AB, Meksika’dan ithal ettiği sanayi ürünleri üzerindeki gümrük vergilerini
01.01.2003 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırmış, Meksika ise buna karşılık olarak
51
Đsmail Aydoğuş, Bölgesel Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Açısından Önemi:
Đspanya ve Meksika Örneği, Afyon Kocatepe Üniversitesi ĐĐBF Dergisi, Cilt:7,
Sayı:2, Aralık 2005, http://akuiibf.aku.edu.tr/dergi/7_2/7-2.html, (23.10.2009)
52
R.A.Reveles-M.P.Rocha, The EU-Mexico Free Trade Agreement Seven Years On,
Debate Paper, Alternative Regionalism, Transnational Institute Mexican Action
Network On Free Trade, June 2007, S.8
45
01.01.2007 tarihinde gümrük vergilerini sıfırlamıştır. Tarım ve balıkçılık ürünleri
açısından ise iki taraf arasında gerçekleştirilen ticaretin %62’si için tarife oranlarının
3 ile 10 yıl arasındaki süreçte kaldırılması öngörülmüş ancak et, tahıllar, muz gibi
hassas ürünler, görüşmelerden muaf tutulmuştur. AB’nin ortaklıktaki temel amacı,
kaybettiği Meksika pazarını yeniden ele geçirme çabasıdır. 2009 itibarıyla dış
ticaretin %64,3’ünü ABD, %7,8’ini AB ile gerçekleştiren Meksika, ABD’de
meydana gelebilecek talep daralmasından etkilenecek ülkeler arasında yer
almaktadır. Bu nedenle ABD’ye yönelik ihracat ürünlerinde AB pazarına girmek,
Meksika’nın öncelikli hedefleri arasındadır. AB anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile
birlikte Latin Amerika’nın büyüyen pazarındaki kaynaklara ve ucuz işgücüne ulaşma
imkânı ile konumunu güçlendirmeye başlamıştır.53
Meksika, ticaretin serbestleşmesi sonucunda rekabetin artmasını, kaliteli
ürünlerin düşük fiyatlarla tüketicinin kullanımına sunulmasını ve gelişmeler
sonucunda refah düzeyinin yükselmesini amaçlamıştır. Anlaşmanın ilk altı yılında
Meksika’nın AB ile ticaret açığının yaklaşık %79 arttığı görülmektedir.54
53
Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM), Meksika Ülke Profili, 2008, www.dtm.gov.tr
(23.11.2009)
54
R.A.Reveles-M.P.Rocha, 2007, s.19
46
Tablo 5. Serbest Ticaret Anlaşması (STA) Öncesi ve Sonrası Meksika’nın
Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
ĐHRACAT TOPLAM
TĐCARET
TOPLAM
ĐHRACATTA
DENGESĐ
ĐTHALATTA
AB’NĐN PAYI
AB’NĐN PAYI
(%) %19
(%) %17
2.050
-617
YIL
ĐTHALAT
1980
2.667
1990
4.253
%18
3.021
%14,1
-1.232
2000*
13.848
%7,5
6.973
%4,1
-6.875
2001
16.314
%9,2
5.351
%3,3
-10.963
2002
16.628
%9,4
5.528
%3,4
-11.100
2003
18.005
%10,0
6.121
%3,7
-11.884
2004
18.290
%8,8
5.172
%2,7
-15.450
2005
22.892
%11,8
7.442
%4,3
-14,096
2006
25.420
%11,6
8.796
%4,4
-16.624
2007
27,202
%12,3
10.479
%5,3
-16.723
2008
28.772
%12,7
11.537
%5,8
-17.235
2009
21.049
%11,6
8.278
%5,0
-12.771
Kaynak: European Commission, Trade with Mexico,
http://trade.ec.europa.
eu/doclib/cfm/doclib_section.cfm?sec=132&langId=en (19.12.2010)
*AB-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’nın yürürlük tarihi.
Tablo 5 incelendiğinde son 30 yılda taraflar arasında ticaret hacminin
yaklaşık 7 kat arttığı, serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesinden sonraki
süreçte dış ticaret dengesinin Meksika’nın aleyhine daha fazla bozulduğu
görülmektedir. Anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2000 yılında Meksika aleyhine 6.875
Euro olan dış ticaret açığı, 2009 yılında gelindiğinde %100 oranında artış
göstermiştir.
47
Tablo 6. STA Öncesi ve Sonrası Meksika’nın Avrupa Birliği ile Dış
Ticareti (Milyon Euro)
KATEGORĐLER
MAL
HĐZMET
YATIRIM
STA Öncesi Đtibarıyla Đthalat
(2000)
STA Sonrası Đtibarıyla Đthalat
(2008)
Değişim Oranı
13848
1641
1753
28772
4700
5700
%100
%180
%220
STA Öncesi Đtibarıyla Đhracat
(2000)
STA
Sonrası
Đtibarıyla
Đhracat (2008)
Değişim Oranı (%)
6973
1475
283
11537
3200
900
%70
%120
%210
Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://trade.ec.europa.
eu/doclib/cfm/doclib_section.cfm?sec=132&langId=en (19.12.2010)
Tablo 6 incelendiğinde, Meksika açısından ihracatın ithalatı karşılama oranı
serbest ticaret anlaşması öncesi (2000) %50,3 iken serbest ticaret anlaşmasının
yürürlüğe girmesiyle (2008) %40’a düştüğü görülmektedir. Meksika açısından ticaret
açığı, ülkede üretilmeyen ara malların ithalinden kaynaklanmaktadır. Bu durum
Meksika ekonomisindeki yapısal sorunların serbest ticaret anlaşmaları ile
giderilemediğinin göstergesidir. Meksika, daha fazla ihracat için daha fazla ara malı
ithal etmek durumunda kalmıştır. 2009 yılı itibarıyla Meksika’nın ithalatının yaklaşık
yarısını ara mallar olan makine ve araç teçhizatı oluşturmuştur. Taraflar arasında
imzalanan serbest ticaret anlaşması, Meksika açısından ithalatın artmasına ve dış
ticaret dengesinin açık vermesine yol açmıştır.
Meksika ile AB arasında dış ticaret ve rekabet karşılaştırılmasının sağlıklı bir
şekilde yapılabilmesi için serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girdiği 2000 yılı ile
2009’daki dış ticaretin sektörel dağılımının incelenmesi gerekir.
48
Şekil 2. STA Öncesi (2000) Meksika’nın Avrupa Birliği’ne
Đhracatının Sektörel Dağılımı
1%
Tarım
10% 8%
20%
28%
Akaryakıt
Makine
Ulaşım Araçları
33%
Kimyasal Ürünler
Tekstil ve Giyim
Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade
(18.11.2010)
Şekil 3. STA Öncesi (2000) Meksika’nın Avrupa Birliği’nden
Đthalatının Sektörel Dağılımı
3%
6% 0%
Tarım
16%
Akaryakıt
Makine
25%
50%
Ulaşım Araçları
Kimyasal Ürünler
Tekstil ve Giyim
Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade
(18.11.2010)
Şekil 4. STA Sonrası (2009) Meksika’nın Avrupa Birliği’ne
Đhracatının Sektörel Dağılımı
Tarım
19%
1%
8%
Akaryakıt
17%
Makine
6%
19%
Ulaşım Araçları
30%
Kimyasal Ürünler
Tekstil ve Giyim
Diğer
Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade
(18.11.2010)
49
Şekil 5. STA Sonrası (2009) Meksika’nın Avrupa Birliği’nden
Đthalatının Sektörel Dağılımı
4%
17%
13%
Tarım
Akaryakıt
2%
Makine
Ulaşım Araçları
Kimyasal Ürünler
21%
27%
Tekstil ve Giyim
Diğer
16%
Kaynak: European Commission, Trade with Mexico, http://ec.europa.eu/trade
(18.11.2010)
Meksika’nın AB’den gerçekleştirdiği ithalat sektörel bazda incelendiğinde
serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girdiği 2000 yılında temel ithalat kalemini
%50 oranla makine ürünlerinin oluşturduğu, 2009’da ise bu oranın %27 seviyesine
gerilediği görülmektedir. Bu durumun temel sebebi, dışa açık ekonomi politikası
çerçevesinde Meksika’nın son yıllarda serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerin
sayısında meydana gelen artış ile ithalatın bu ülkelere kaydırılmış olmasıdır.
AB’nin DTÖ bünyesinde gerçekleştirdiği çok taraflı görüşmelerde üçüncü
ülkeler kabul ettirmekte zorlandığı fikri mülkiyet hakları ve kamu alımlarında
şeffaflık ilkesi anlaşmada yer almaktadır. Anlaşma ile birlikte ticari ve sınaî mülkiyet
haklarına ilişkin özel bir konsey kurularak uyuşmazlıkların konseyde ele alınması
kararlaştırılmıştır55 Ayrıca finans hizmetleri, radyo ve televizyon ile deniz ve hava
taşımacılığı
dışındaki
tüm
hizmet
sektöründe
yeni
engeller
getirilmesi
yasaklanmıştır. Hüküm ile Meksika hizmet sektöründe AB’ye ABD ve Kanada’ya
55
Đstanbul Ticaret Odası, 2001, s.32
50
tanıdığı imkânları sunmuştur. Bu sektörde anlaşmanın yürürlüğe girmesinden 10 yıl
sonra tam serbestleşme öngörülmüştür.56
Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesinden sonra, taraflar arasında
hizmetler sektöründeki ticaret yaklaşık %110 oranında artmıştır. Karşılaştırmalı
olarak incelendiğinde süreç içinde AB’nin diğer ülkeler ile hizmetler sektöründe
gerçekleştirdiği
ticaret %86
oranında
yükselmiştir.
1999–2009 döneminde
Meksika’nın AB’ye hizmetler sektöründeki ihracatı, %90 oranında artmıştır.
Meksika’nın anılan sektörde AB’den gerçekleştirdiği ithalat ise aynı süreçte %150
artarak 4,1 milyar Euro rakamına ulaşmıştır. Bu göstergeler, anlaşmanın hizmetler
sektöründe AB’nin daha avantajlı konuma yükseldiğini ifade etmektedir.57
Anlaşmanın Meksika ekonomisindeki büyümeyi hızlandıracağı ve yeni
istihdam sahaları yaratacağı yönünde yapılan resmi açıklamalara rağmen, yürürlüğe
girdiği ilk üç yıl içerisinde, Meksika ekonomisinin büyüme oranında beklenilenin
üzerinde bir artış gerçekleşmemiştir.58
Anlaşma ile yatırımlarda istikrarlı bir ortamın sağlanması için karar alınmış
ve yürürlüğe girmesinden sonraki üç yıl içerisinde yatırımların serbestleştirilmesine
dair hukuki altyapının revize edilmesi öngörülmüştür. Meksika’daki yabancı
yatırımların yaklaşık %65’i ABD, %20’si ise AB tarafından gerçekleştirilmektedir.
1999-2006 yılları arasında AB’nin Meksika’daki yatırımlarının %90’ı, Đspanya
(%37,4), Hollanda (%35,6), Đngiltere (%10,2) ve Almanya (%6,8) tarafından
yapılmıştır.59 Taraflar arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması, yatırımların
56
Đstanbul Ticaret Odası, 2001, s.26
European Commission, Trade, Mexico, 2009, http://trade.ec.europa.eu/doclib/
docs/ 2006/september/tradoc_113418.pdf (18.12.2010)
58
R.A.Reveles-M.P.Rocha, 2007, s.28
59
Đbid, s.19
57
51
hangi
sektörlerde
yoğunlaştırılacağı
gibi
özel
ve
ayrıntılı
düzenlemeleri
içermemektedir. Bu nedenle AB’nin Meksika’da gerçekleştirdiği yatırımların
yaklaşık %90’ı, Meksika’nın 32 eyaletinden 5’inde yoğunlaşmış bulunmaktadır.
Avrupalı şirketler, kârlarını maksimize etmek amacıyla, yatırımlarını doğal
kaynaklara ve kalifiye insan gücüne sahip bulunan eyaletlere yönlendirmişlerdir.
Đstihdamı arttırması bakımından çok önemli olmakla birlikte AB’nin gerçekleştirdiği
yatırımların
belirli
bölgelerde
yoğunlaşması,
ekonomik
gelişmişlik
düzeyi
bakımından Meksika’nın bölgeler arasındaki farklılıkların artmasına yol açmıştır.
AB,
Meksika’daki
yatırımlarını
özellikle
finans
ve
otomotiv
sektöründe
yoğunlaştırmıştır.
Şekil 6. Meksika’nın STA Öncesi Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği
Yatırım Miktarı (Milyar Euro)
3,5
3
Giden Doğrudan
Yatırım
Gelen Doğrudan
Yatırım
Yatırım Dengesi
2,5
2
1,5
1
0,5
0
1997
1998
1999
Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, Mexico Main Economic
Indicators http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113418.pdf
(21.11.2010)
52
Şekil 7. Meksika’nın STA Sonrası Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği
Yatırım Miktarı (Milyar Euro)
7
6
5
Giden Doğrudan
Yatırım
Gelen Doğrudan
Yatırım
Yatırım Dengesi
4
3
2
1
0
2005
2006
2007
2008
Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, Mexico Main Economic
Indicators http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113418.pdf
(21.11.2010)
Taraflar arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalandığı 2000 yılı öncesi üç
yıllık süreçte AB’nin Meksika’da gerçekleştirdiği yatırım miktarı, ortalama 1,7
milyar Euro olarak gerçekleşmiştir. 2005 yılında bu oran, yaklaşık 2,6 milyar Euro
iken 2008 yılına gelindiğinde %100’den fazla artış göstererek 5,7 milyar Euro’ya
ulaşmıştır.60 Serbest ticaret anlaşması sonrasında taraflar arasındaki yatırımlarda
ciddi artış yaşandığı yukarıdaki tablolarda görülmektedir.
60
European Commission, Trade, Mexico, 2009, http://trade.ec.europa.eu/doclib/
docs/ 2006/september/tradoc_113418.pdf (14.08.2010) Yatırım oranlarının, AB
resmi kayıtlarında 2008 yılı itibarıyla yer almakta olması nedeniyle yatırıma ilişkin
tüm veriler 2008 baz alınarak düzenlenmiştir.
53
Tablo 7. AB-Meksika Göreli Đhracat Avantajı Endeksi
(Makine ve Ulaşım Araçları)
3
Yıllar
AB
Meksika
2,5
2005
2,32
0,99
2006
2,36
0,99
2007
2,34
0,91
2008
2,47
0,93
2009
2,70
1,01
2
AB
1,5
MEKSİKA
1
0,5
0
2005 2006 2007 2008 2009
Kaynak:
International
Trade
Center,
Trade
Competitiveness
Map.
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (15.01.2011)
Eurostat, External and Intra EU Trade, Statistical Yearbook, Data 19582009, 2010 Edition, Page 56.
Tablo 7, makine ve ulaşım araçlarında göreli ihracat avantajı endeksine göre
AB’nin rekabet gücünün Meksika’ya oranla arttığını göstermektedir.
Tablo 8. Dünya Đthalat ve Đhracatında Avrupa Birliği ve Meksika’nın
Payları
YIL
DÜNYA
ĐHRACATINDA
MEKSĐKA’NIN
PAYI
DÜNYA
ĐTHALATINDA
MEKSĐKA’NIN
PAYI
DÜNYA
ĐHRACATINDA
AB’NĐN PAYI
DÜNYA
ĐTHALATINDA
AB’NĐN PAYI
MEKSĐKA
ĐHRACATIN
ĐTHALATI
KARŞILAMA
ORANI
1995
%2,2
%2,1
%20,7
%19,1
%99
1998
%3,0
%3,4
%21,2
%19,7
%85
2000
%3,5
%3,9
%18,5
%19,2
%86
2004
%3,0
%3,2
%19,1
%19,1
%85
2008
%2,3
%2,4
%16,7
%18,8
%89
Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008
(10.10.2010)
54
Tablo 8 incelendiğinde, Meksika’nın dünya ticaret hacmindeki payında son
10 yılda önemli bir değişme meydana gelmediği, ancak AB ihracat ve ithalatının
toplam dünya ticareti içindeki payında azalma olduğu görülmektedir. Tabloda ayrıca
Meksika’da ihracatın ithalatı karşılama oranı 1995 itibarıyla %99’un üzerinde iken,
bu oran 2008 yılında %89’a gerilemiştir. Bu tablo Meksika’nın toplam ihracat
içindeki payına bakarak rekabetçi gücü kaybetmediği, ancak AB’nin rekabet gücünü
yitirdiği anlamına gelmektedir.
Tablo 9. Meksika-Avrupa Birliği Arasında Kimyasal Ürün Ticaretinde
Rekabet Gücü
Yıllar
1999
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Meksika’nın
Meksika’nın
Meksika’nın
Meksika’nın
Đhracatı (Milyon Toplam Đhracatı Đthalatı (Milyon Toplam Đthalatı
Euro)
Đçindeki Payı
Euro)
Đçindeki Payı
421
619
631
645
647
712
636
582
%8,5
%9,5
%9,1
%7,0
%6,1
%5,9
%4,6
%5,8
1.378
2.390
2.562
2.785
3.129
3.394
3.542
2.847
%13,0
%16,6
%17,4
%16,5
%16,4
%16,2
%16,1
%17,8
Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008
(10.10.2010); European Commission, Trade, Bilateral Relations, Mexico Main
Economic
Indicators
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/
tradoc_113418.pdf (21.11.2010)
Bir ülkenin rekabet gücü kısaca ülke ihracatının toplam ticaret içindeki
payındaki değişimle ölçülebilir. Bu oranın payında meydana gelen azalma/artış,
rekabet gücündeki azalma/artış ile doğru orantılıdır. 2008 itibarıyla taraflar
arasındaki ticaretin %18,5’luk önemli bir kısmını oluşturan kimyasal ürün ticareti
incelendiğinde; 1999 yılında kimyasal ürünlerin Meksika’nın AB’ye toplam ihracatı
içindeki payı %8,5 iken, bu oran 2009’da %5,8’e gerilediği görülmektedir. Bu
55
düşüş, kimyasal ürün ticaretinde Meksika’nın rekabet gücünün azaldığının
göstergesidir.
2.3.1.2. Avrupa Birliği-Şili Serbest Ticaret Anlaşması
Şili, 2009 yılı itibarıyla 16,6 milyon nüfusu, 116 milyar Euro gayri safi
yurtiçi hâsılası ve kişi başına düşen 6829 Euro milli geliri ile dünyanın en açık
ekonomileri arasında yer almaktadır.61 1970-1973 yılları arasında kendi kendine
yetebilen bir ekonomik sistem geliştirebilmek amacıyla dış ticarette korumacı
politika izlenmiş ve 1973 askeri darbesiyle kapalı ekonomi modelinden
vazgeçilmiştir. Bu uygulama üretimde artış ve verimlilikte yükselmeye yol açarak,
başta madencilik sektöründe olmak üzere ihracatın hızlı büyümesine neden olmuştur.
Şili’de özellikle bakır ihracatı etkin rolünü sürdürmekle birlikte, tarım ürünleri,
selüloz, ahşap gibi ürünlerin de toplam ihracat içindeki oranı yükselmiştir.62
1996 yılında MERCOSUR’a üye olan Şili, Çin, ABD, Kanada, Meksika,
Güney Kore ve AB ile serbest ticaret anlaşmaları; birçok Latin Amerika ülkesi ile de
ikili ticaret anlaşmaları imzalamıştır.63 2008 yılında derinleşen küresel ekonomik kriz
Şili’nin temel ihracat ürünü olan bakır fiyatlarının %55 oranında azalmasına yol
açmış ve ülke ekonomisi olumsuz yönde etkilenmiştir.
61
European Commission, Trade, Chile, 2009, http://ec.europa.eu/trade/creatingopportunities/bilateral-relations/countries/chile, (19.12.2010)
62
Anna Scherlin, Trade, Association, Aid, Has the AssociationAgreement Between
the European Union and the Republic of Chile Fulfilled its Purposes? Đnternational
Commercial Law, 2008, s.9
63
Dış Ticaret Müsteşarlığı Anlaşmalar Genel Müdürlüğü, Şili Ülke Raporu, 2009, s.2
56
Şekil 8. Şili-GSYĐH’nin Sektörlere Göre Dağılımı
1989
1999
%8,7
%6,2
%41,8
%37,3
Tarım
Tarım
Sanayi
Sanayi
Hizmet
Hizmet
%49,5
%56,5
2009
%3,9
Tarım
Sanayi
%52,3
Hizmet
%43,8
Kaynak : European Commission,
http://trade.ec.europa.eu/ (19.12.2010)
Trade,
Bilateral
Relations,
Chile,
AB ile ekonomik işbirliğini arttırmak ve Avrupa pazarlarına rahat ulaşım
sağlayabilmek amacıyla Şili, 2002 yılında, AB ile serbest ticareti de kapsamına alan
bir “Ortaklık Anlaşması” imzalamış ve anlaşma 01.02.2003 tarihinde yürürlüğe
girmiştir. Siyasi diyalog, işbirliği ve ticaret başlıklı üç ana unsuru bulunan anlaşma
ile yaklaşık on yıllık geçiş dönemi çerçevesinde ürün ticareti üzerindeki tarife ve
tarife dışı engellerin kaldırılması öngörülmektedir. Anlaşmada ayrıca, fikri mülkiyet
haklarının korunması, kamu işlemlerinde açıklık, yatırımların serbestleştirilmesi
konuları da ele alınmıştır.64
Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonraki dört yıl içinde AB, Şili menşeli
ürünlerin yaklaşık %96’lık bölümünde tarifeleri sıfırlamıştır. Şili, AB ile arasındaki
64
Anna Scherlin, 2008, s.11
57
ticari engellerin kaldırılması sayesinde rekabetçi konumunu sadece Birliğe üye
ülkeler karşısında geliştirmeyi değil, aynı zamanda AB ile henüz serbest ticaret
anlaşması imzalamamış başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere diğer devletler
karşısında da korumayı amaçlamıştır. AB ise diğer ülkelerle akdettiği serbest ticaret
anlaşmalarında olduğu gibi Şili’nin doğal kaynaklarına herhangi bir ticari engelle
karşılaşmadan
ulaşmayı
ve
doğrudan
sermaye
yatırımlarını
arttırmayı
hedeflemiştir.65
AB ile Şili arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması, 2003-2008 yılları
arasında her iki tarafın ihracat ve ithalatının yaklaşık %100 oranında artmasına yol
açmıştır. Küresel ekonomik kriz nedeniyle Şili’nin AB’ye 2009 yılındaki ihracatı, bir
önceki yıla oranla %36,8 düşerek 6.765 milyon Euro rakamına gerilemiştir.66
Tablo 10. STA Öncesi (2000-2003) ve Sonrası (2003-2009) Şili’nin
Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
TĐCARET
ĐHRACAT TOPLAM
TOPLAM
DENGESĐ
ĐHRACATTA
ĐTHALATTA
AB’NĐN PAYI
AB’NĐN PAYI
(%)
(%)
2000
3.158
%15,87
4.921
%24,27
1.763
2001
3.461
%17,56
5.100
%25.10
1.640
2002
3.234
%18,16
4.502
%23,98
1.268
2003
2.923
%17,20
4.320
%23.21
1.397
2004
2.968
%15,44
6.200
%23.69
3.232
2005
4.082
%15,80
7.452
%23,40
3.370
2006
4.169
%14,70
12.191
%26,80
8.022
2007
4.379
%13,80
11.788
%23,90
7.409
2008
4.804
%12,70
10.712
%23,10
5.907
2009
4.916
%15,00
6.765
%18,10
1.849
Kaynak : European Commission, Trade with Chile, http://trade.ec.europa.eu/
(18.11.2010)
YIL
ĐTHALAT
65
Đzmir Ticaret Odası, Şili’nin Temel Ekonomik Göstergeleri ve Şili-Türkiye Dış
Ticareti, 2007, Đzmir, s.3
66
European Commission, Trade, Chile, 2009, http://trade.ec.europa.eu/doclib/
html/113364.htm, (Ağustos 2010)
58
Taraflar arasındaki ticari ilişkilere dış ticaret dengesi açısından bakıldığında
ise serbest ticaret anlaşması öncesi (2000) 1763 milyon Euro olan Şili’nin dış ticaret
fazlası, 2008’de %235 artmıştır. Bu anlamda ilk bakışta dış ticaret dengesi açısından
serbest ticaret anlaşmasının Şili’ye avantaj sağladığı ifade edilebilir. Ancak serbest
ticaret anlaşması öncesi ve sonrasında ithalat ile ihracatın sektörel dağılımının
incelenmesi, taraflar arasında dış ticaret ve rekabetin karşılaştırılabilmesi için
gereklidir.
Şekil 9. STA Öncesi (2000) Şili’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel
Dağılımı
0,1%
6%
1%5%
0,1%
Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt ve
Madencilik)
Makine
Ulaşım Araçları
Kimyasal Ürünler
Tekstil ve Giyim
Diğer
88%
Kaynak:
European
Commission,
http://trade.ec.europa.eu/ (18.11.2010)
Trade,
Bilateral
Relations,
Chile,
Şekil 10.STA Öncesi (2000) Şili’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının Sektörel
Dağılımı
Temel Ürünler (Tarım ve
Akaryakıt)
Makine
%6
%1
%18
%33
%15
Ulaşım Araçları
Kimyasal Ürünler
Tekstil ve Giyim
%22,3
Diğer
Kaynak:
European
Commission,
http://trade.ec.europa.eu/ (18.11.2010)
Trade,
Bilateral
Relations,
Chile,
59
Şekil 11.STA Sonrası (2009) Şili’nin Avrupa Birliği’ne Đhracatının Sektörel
Dağılımı
0,1% 1%
2%
1%5%
0,1%
Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt ve
Madencilik)
Makine
Ulaşım Araçları
Kimyasal Ürünler
Tekstil ve Giyim
Demir Çelik
Diğer
91%
Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, Chile,
http://trade.ec.europa.eu/ (18.11.2010)
Şekil 12. STA Sonrası (2009) Şili’nin Avrupa Birliği’nden Đthalatının
Sektörel Dağılımı
2% 8%
Temel Ürünler (Tarım ve Akaryakıt)
13%
11%
0,1%
Makine
Ulaşım Araçları
Kimyasal Ürünler
Tekstil ve Giyim
38%
14%
Diğer Yarı Mamuller
%22,3
Demir Çelik
Diğer
Kaynak:
European
Commission,
http://trade.ec.europa.eu/ (18.11.2010)
Trade,
Bilateral
Relations,
Chile,
Serbest ticaret anlaşmasının dış ticaretin sektörel dağılımına etkisi
incelendiğinde, Şili’nin tarım, akaryakıt ve madencilik ürünlerinin toplam ihracat
içindeki payının arttığı, AB’nin ise makine ve ara malları ihracatının payının
yükseldiği görülmektedir. Şili’nin temel ihraç ürünü olan bakırın AB’ye yapılan
ticarette payını arttırması, sanayileşme açısından önem taşıyan ara madde ve makine
ürünlerinin AB’den ithal edilen temel ürünleri oluşturmasından kaynaklanır.
60
AB, Amerika kıtasında serbest ticaret alanı oluşturması yönünde 1990’lı
yıllarda ABD tarafından yürürlüğe konulmasına kadar Latin Amerika ülkelerine
ticaretin geliştirilmesi konusuna ilgi göstermemiştir.67 ABD’nin kıtayı ekonomik
açıdan kontrol altına almasından korkan AB, 1994 yılından itibaren bölgeye yönelik
ilgisini arttırmıştır. AB ve ABD, Şili ile aynı dönemde serbest ticaret anlaşmalarını
yürürlüğe koymuştur. Her iki anlaşma arasındaki en önemli fark, ABD’nin akdettiği
anlaşmanın sadece ticaret ile ilgili olması, politik işbirliği, ekonomik kalkınma vb.
diğer hususları içermemesidir. Şili ile AB arasındaki ticaret “kuzey-güney”
ticaretidir. Şili hammadde ürünleri ihraç etmekte ve endüstriyel mallar satın
almaktadır. Ülkenin temel ihraç ürünü bakırdır. 2008 itibarıyla 69 milyar dolarlık
toplam ihracatının 24,7 milyar dolarlık kısmını bakır ürünleri oluşturmuştur. Bu
rakam toplam ihracatın %35,7’sine karşılık gelmektedir.
Tablo 11. Şili’nin 2000-2009 Dönemi Dış Ticareti (Milyon Dolar)
ÜLKE/ÜLKE
GRUPLARI
2000
2003
2007
2008
2009
AB
7,553
8,414
22,355
24,166
15,764
%11
%182
ABD
6,522
6,282
16,035
18,732
12,830
-%9
%185
ÇĐN
1,859
3,156
14,982
16,831
17,009
%70
%450
JAPONYA
3,258
2,924
8,849
9,891
5,827
-%10
%270
MERCOSUR
6,512
7,430
14,684
16,437
11,588
%27
%125
31,773
34,794
99,571
-
-
%16
%186
3,494
3,497
10,097
-
-
%0
%189
STA ĐMZALADIĞI
ÜLKELER
STA
ĐMZALAMADIĞI
ÜLKELER
Değişim Değişim
200020032003
2008
Kaynak: Gobierno de Chile, http://rc.direcon.cl (09.01.2011)
67
Anna Scherlin, 2008, s.36
61
Tabloda 2003-2009 döneminde, Şili ile serbest ticaret anlaşması imzalamamış
ülkeler arasındaki toplam ticaretin, serbest ticaret anlaşması imzalamış ülkelere
oranla daha fazla arttığı görülmektedir. Ayrıca Şili ile Çin arasındaki toplam ticaret,
2000-2003 arasında yaklaşık %70; 2003-2009 arasında ise yaklaşık %450 oranında
artmıştır. Şili’nin toplam dış ticaretinde AB’nin payı ise, 2002 yılından sonra
azalmaktadır. 2003 yılı itibarıyla %22 civarında olan Birliğin Şili’nin toplam dış
ticaretindeki payı, 2009 yılında %16,6 seviyesine gerilemiştir. Serbest ticaret
anlaşmasının yürürlüğe girdiği son 6 yılda gerçekleşen bu gerileme, AB’nin Şili ile
dış ticaret hacminin artışına yönelik yeni önlemler alması gerektiğinin de işaretidir.
Yabancı yatırımlar Şili ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Yerli ve
yabancı yatırımcılar arasında hiçbir ayırımcı uygulaması bulunmayan Şili’nin açık
ekonomi politikası izlemeye başladığı 1970’li yıllardan 1998’e kadar çektiği yabancı
sermaye yatırım miktarı 31,7 milyar dolara ulaşmıştır. Şili’ye akan yabancı sermaye,
1999 yılında 9 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Bu rakam 2006 yılı itibarıyla
%850 oranında artarak 86,1 milyar dolar ile Latin Amerika ülkeleri arasında en
yüksek miktarı oluşturmuştur. Bununla birlikte 1999 yılından itibaren gerek ABD,
gerekse AB tarafından yapılan doğrudan yabancı sermaye yatırımı miktarında önemli
oranda düşüşler olmuştur. 1999 yılında 5,950 milyon Euro olan AB kaynaklı yabancı
yatırımı, 2008 yılında yaklaşık 1,200 milyon Euro civarında gerçekleşmiştir. Bu
oran AB tarafından 2008’de üçüncü ülkelere gerçekleştirilen toplam doğrudan
yatırım oranının %0,3’lük oranını oluşturmaktadır.68
Eurostat, European Union Direct Investments, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/tgm/
table.do? tab=table&init=1&language=en&pcode=tec00050&plugin=1 (19.12.2010)
68
62
Şekil 13. Şili’nin STA Öncesi Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği
Yatırım Miktarı (Milyar Euro)
3
2
1
Giden Doğrudan Yatırım
0
Gelen Doğrudan Yatırım
Yatırım Dengesi
-1
-2
2001
2002
Kaynak:
European
Commission,
http://trade.ec.europa.eu/ (14.09.2010)
2003
Trade,
Bilateral
Relations,
Chile,
Şekil 14. Şili’nin STA Sonrası Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği
Yatırım Miktarı (Milyar Euro)
1,2
1
0,8
0,6
0,4
0,2
0
-0,2
-0,4
Giden Doğrudan
Yatırım
Gelen Doğrudan
Yatırım
Yatırım Dengesi
2006
2007
Kaynak:
European
Commission,
http://trade.ec.europa.eu/ (14.09.2010)
2008
Trade,
Bilateral
Relations,
Chile,
1999 yılında AB tarafından gerçekleştirilen sermaye yatırımı, Şili’de bulunan
toplam yabancı sermaye yatırımının %64,6’lık bir oranını karşılarken bu oran 2006
yılına gelindiğinde %16,3’e düşmüştür.69 Bu durum sadece AB açısından geçerli
değildir. Şili’ye yapılan yabancı sermaye yatırım oranlarında 2005 yılından sonra
düşüşler yaşanmıştır. Bu durumun temel nedeni, Şili’ni araştırma ve geliştirme (ar69
Gobierno de Chile, Direccion General de Relaciones Economicas Internacionales, ,
2010, http://rc.direcon.cl/inversion/1419 (11.08.2010)
63
ge) harcamalarına önem vermemesi ve uluslararası ticarette fikri mülkiyet haklarını
yeterince koruyamamasıdır. Şili Ağustos 2007’de ABD Ticaret Temsilciliği
tarafından fikri mülkiyet haklarının korunması konusunda en kötü ikinci ülke
seçilmiş ve öncelikli izleme listesine yerleştirilmiştir.70 Ayrıca AB ile Şili arasındaki
ticaretin belirli ürünler ile sınırlı kalması, özellikle Şili’nin toplam ihracatının
%91’lik bölümünü tarım ve madencilik ürünlerinin oluşturması, yatırım alanlarının
kısıtlı kalmasına yol açmakta ve yabancı yatırımların Şili’ye gelişini engelleyen bir
faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yaşanan olumsuz ekonomik gelişmelere rağmen Şili, 2008-2009 yılı Dünya
Ekonomik Forumu Global Rekabet Raporu’na göre dünyanın en rekabetçi ülkeleri
arasında 28. sırada yer almaktadır. Sanayi üretiminin son 20 yıl içinde Gayri Safi
Yurtiçi Hâsıla’daki oranının yükselmesi rekabetçiliğin göstergesidir.
Tablo 12. AB-Şili Göreli Đhracat Avantajı Endeksi
(Kimyasal Ürünler)
2,5
Yıllar
AB
Şili
2
2005
1,70
1.27
1,5
2006
1,76
0,89
2007
1,70
0,86
0,5
2008
1,86
1,03
0
2009
1,47
0,74
AB
1
ŞİLİ
2005
2006
2007
2008
2009
Kaynak:
International
Trade
Center,
Trade
Competitiveness
Map.
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (15.01.2011)
Eurostat, External and Intra EU Trade, Statistical Yearbook, Data 19582009, 2010 Edition, Page 56.
Infoplease, World, Country Profiles, Chile, http://www.infoplease.com/country
/profiles/chile.html#axzz0z3hRwecl (02.09.2010)
70
64
Tablo 13. Dünya Đthalat ve Đhracatında Avrupa Birliği ve Şili’nin Payları
Yıl
Dünya
Đhracatında
Şili’nin Payı
Dünya
Đthalatında
Şili’nin Payı
Dünya
Đhracatı’nda
AB’nin Payı
Dünya
Đthalatında
AB’nin Payı
1998
%0,29
%0,34
%21,2
%19,7
2000
%0,29
%0,27
%18,5
%19,2
2002
%0,27
%0,25
%20,0
%18,8
2004
%0,35
%0,25
%19,1
%19,1
2008
%0,41
%0,38
%16,7
%18,8
Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008
Tablo 13, dünya ithalat ve ihracatı içinde Şili’nin payının yükseldiğini,
AB’nin payının ise düştüğünü göstermektedir
Tablo 14. Şili-Avrupa Birliği Arasında Tarım, Akaryakıt ve Madencilik
Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü (Milyon Euro)
Yıl
Şili’nin
Đhracatı
2000
4.419
%86,0
184
%5,3
%2300
2002
4.066
%83,2
155
%4,9
%2500
2004
6.260
%87,5
153
%4,9
%3950
2005
7.136
%87,5
173
%4,4
%4000
2006
11.295
%90,5
279
%6,5
%3900
2007
11.436
%91,2
280
%5,9
%3900
2008
9.807
%86,9
240
%4,7
%4000
Şili’nin
Đhracatı
Payı
Toplam Şili’nin
Đçindeki Đthalatı
Şili’nin
Đthalatı
Payı
Toplam Đhracatın
Đçindeki Đthalatı
Karşılama
Oranı
Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008
65
Tablo 15. Şili-Avrupa Birliği Arasında Đmalat Sanayi Ürünleri
Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü (Milyon Euro)
Yıl
Şili’nin
Đhracatı
Şili’nin Toplam Şili’nin
Đhracatı Đçindeki Đthalatı
Payı
Şili’nin
Đthalatı
Payı
Toplam Đhracatın
Đçindeki Đthalatı
Karşılama
Oranı
2000
438
%8,5
3.201
%91,7
%13,6
2002
466
%9,5
2.937
%92,4
%15,8
2004
654
%9,1
2.797
%89,8
%23,3
2005
997
%12,2
3.614
%92,2
%27,5
2006
1.116
%8,9
3.861
%90,2
%28,9
2007
1.040
%8,3
4.318
%90,5
%24,0
2008
977
%8,7
4.640
%90,5
%21,0
Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008
Taraflar arasında toplam ticaretin %15’inden fazlasını oluşturan kimyasal
ürünlerde göreli ihracat avantajı endeksi baz alınarak yapılan rekabet gücü
karşılaştırması Tablo 12’de ele alınmıştır. Bu çerçevede kimyasal ürünlerde taraflar
arasındaki rekabetçi gücün ciddi anlamda değişmediği görülmektedir.
Tarım, akaryakıt ve madencilik (bakır) ürünleri ve imalat sanayi, taraflar
arasındaki toplam ticaretin yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Tablo 14 ve 15
incelendiğinde, 2003 yılında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşması öncesi ve
sonrasında bu maddelerin toplam ticaret içindeki paylarının fazlaca değişmediği
görülmektedir. Ancak serbest ticaret anlaşması öncesi (2000) imalat sanayi ürünleri
ticaretinde Şili’nin ihracatının ithalatı karşılama oranı %13,6 iken bu oran serbest
ticaret anlaşması sonrasında (2008) %21’e yükselmiştir. Dolayısıyla serbest ticaret
anlaşmasının imalat sanayi ürünleri ticareti açısından taraflar arasındaki rekabet
dengesini AB aleyhine bozduğu söylenebilir.
Sonuç olarak Şili, 2009 yılı itibarıyla dış ticaretin %90’ından fazlasını
66
imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde gerçekleştirmekte ve AB ile
imzaladığı serbest ticaret anlaşmasını 1973 yılından beri izlediği açık ekonomi
politikasının bir parçası olarak görmektedir. AB ise, ticari alanda Latin Amerika’daki
ABD varlığını azaltma çabası içinde olduğunu beyan etmektedir. Bu hususlar dikkate
alındığında, serbest ticaret anlaşmasının hem ticari hem de politik açıdan taraflara
sadece olumlu ya da sadece olumsuz etkilerinin bulunduğunu söylemek bu aşamada
zordur.
2.3.1.3.Avrupa Birliği-Güney Afrika Cumhuriyeti Serbest Ticaret
Anlaşması
2009 yılı verilerine göre yaklaşık 49 milyon nüfusu, 206 milyar Euro GSYĐH
ve kişi başına düşen 4175 Euro gelir ile Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika kıtasında
önemli bir ekonomik güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte kriz
nedeniyle, 2009 yılındaki büyüme hızı %-1,8 civarında gerçekleşmiştir. Zengin
yeraltı kaynakları ile güçlü turizm, tekstil, otomotiv ve tarım sektörüne sahip
bulunmaktadır.71
71
European Commisssion, Trade, Creating Opportunities, Bilateral relations, South
Africa, http://trade.ec.europa.eu/doclib/2006/september/tradoc_113447.pdf (19.12.
2010)
67
Şekil 15. Güney Afrika Cumhuriyeti-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı
1989
1999
%5,4
Tarım
Tarım
Sanayi
Sanayi
Hizmet
%53,9
%3,5
Hizmet
%65,2
%40,7
2009
%31,2
%3,0
Tarım
Sanayi
Hizmet
%65,8
%31,1
Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, South Africa,
http://trade.ec.europa.eu/ (19.12.2010)
Şekil 15 incelendiğinde son 10 yılda hizmet sektörünün payının artış
gösterdiği görülmektedir. Başta AB kökenli yabancı yatırımların hizmet sektöründe
yoğunlaşması bu payın artışında etkendir.
1994 yılında demokrasiye geçiş ile birlikte Güney Afrika Cumhuriyeti,
uluslararası ticaretten yararlanabilmek için Lome Konvansiyonu’na72 katılmıştır.
Bununla birlikte AB, az gelişmiş ülke statüsünde görmediği Güney Afrika
Cumhuriyeti ile sadece Lome sözleşmesi çerçevesinde ticari ilişki kurmayı yeterli
bulmamıştır. Taraflar 1996 yılı Mart ayında ticaret ve kalkınma amaçlı yeni bir iş
72
Lome Konvansiyonu, 1975 yılında AB ile 71 Afrika, Karayıp, Pasifik (AKP)
ülkesi arasında imzalanan bir dizi anlaşmadır. Anlaşma, eski sömürgeleriyle Avrupa
arasında ekonomik birlikteliği devam ettirme ve gelişmekte olan bu ülkelere özellikle
bazı tarımsal ürünlerde gümrük avantajları sağlama amaçlarına dayanır. Anlaşma
ayrıca Stabex ve Sysmin adı verilen ekonomik mekanizmalarla korunmaya
çalışılmıştır. Bu uygulamaların amacı ihracat ve fiyat dalgalanmalarına karşı AKP
ülkelerini korumaktır.
68
birliği başlatmıştır.73 AB, Güney Afrika Cumhuriyeti ile Ticaret, Kalkınma ve
Đşbirliği Anlaşması’nı 11.01.1999 tarihinde imzalamıştır. Taraflar arasındaki ticaretin
serbestleştirilmesini amaçlayan anlaşma çerçevesinde ikili ticaretin yaklaşık
%90’ının 12 yıllık dönem içerisinde serbest ticaret kapsamına alınması planlanmıştır.
Güney Afrika Cumhuriyeti, AB’nin Afrika kıtasındaki en büyük ticari ortağıdır.74
Taraflar arasında imzalanan Ortaklık, Kalkınma ve Đşbirliği Anlaşması’nın iki
bölümü bulunmaktadır.
-AB ve Güney Afrika Cumhuriyeti arasındaki serbest ticareti düzenleyen
hükümler,
-Yeniden yapılanma ve kalkınma için Avrupa programı.75
Anlaşmanın birinci bölümü, taraflar arasında serbest ticaret alanı kurmayı
hedeflemekte, ikinci bölümü ise özel sektörün gelişmesi, sosyal hizmetler, insan
hakları, demokratikleşme için Güney Afrika Cumhuriyeti’ne mali yardımı
içermektedir. Anlaşma çerçevesinde Güney Afrika Cumhuriyeti, 2012 yılı sonuna
kadar AB’den ithal ettiği tarım ürünlerinin yaklaşık %81’i ile sanayi ürünlerinin
%86’sında tarifeleri kaldıracağını taahhüt etmiştir. Buna karşılık AB, aynı süreçte
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ürettiği tarımsal ürünlerin %62’si ile sanayi
ürünlerinin tamamındaki gümrük vergilerini sıfırlayacağını belirtmiştir. Bu husus,
sanayi sektöründe Güney Afrika Cumhuriyeti ürünlerinin AB ürünleri ile rekabet
73
Assarson, J., The Impacts of the European Union-South Africa Free Trade
Agreement, Uppsala University Department of Economics, D-Level Thesis, 2005, s.7
74
Đhracatı Geliştirme Etüd Merkezi (ĐGEME), Güney Afrika Cumhuriyeti Ülke
Profili, www.igeme.org.tr. (25.08.2010)
75
European Commission, Trade, Creating Oppurtunities, Bilateral Relations, South
Africa, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/
south-africa (25.08.2010)
69
durumunun bir göstergesidir.76 Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk dört
yıl içerisinde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin AB’ye olan ihracatı, yaklaşık %75
oranında
artış
göstermiştir.
Đthalattaki
artış
oranı
ise
%93
seviyesinde
gerçekleşmiştir.
Tablo 16. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Öncesi ve Sonrası
Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
YIL
ĐTHALAT
TOPLAM
ĐHRACAT TOPLAM
TĐCARET
ĐTHALATTA
ĐHRACATTA
DENGESĐ
AB’NĐN PAYI
AB’NĐN PAYI
%43,1
4.673
%30,4
-1.992
1998
6.665
1999
6.616
%41,8
5.578
%32,1
-1.038
2000*
7.835
%38,7
6.942
%31,0
-893
2001
9.374
%40,5
7.761
%33,5
-1.613
2002
12.228
%41,4
9.857
%33,0
-2.371
2003
11.822
%42,2
8.645
%31,5
-3.177
2004
17.143
%41,6
11.766
%32,7
-5.377
2005
18.635
%39,3
13.704
%33,2
-4.930
2006
20.686
%35,3
14.799
%35,7
-5.887
2007
26.427
%39,0
15.425
%33,5
-11.002
2008
21.026
%31,5
16.333
%32,7
-4.693
2009
16.490
%31,5
10.481
%27,0
-6.009
Kaynak : The South African Department of Trade and Industry
*Güney Amerika- AB arasında serbest ticaret anlaşmasının yürürlük tarihi
Güney Afrika Cumhuriyeti, anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2000 yılından
günümüze kadar AB ile olan ticaretini arttırmıştır. 2000 yılında 14.777 milyon Euro
olan ticaret hacmi, 2009’a gelindiğinde yaklaşık %100 oranında artmıştır. Yukarıdaki
tablo incelendiğinde, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin AB ile olan ticaretinde dış
ticaret açığının serbest ticaret anlaşması yürürlüğe girdikten sonra üç kat arttığı
76
Assarson J., 2005, s.8
70
görülmektedir. 2009 yılı itibarıyla Güney Afrika Cumhuriyeti’nin toplam ihracatında
AB’nin payı, %27, toplam ithalatındaki payı ise %31,5 oranındadır. Dolayısıyla
serbest ticaret anlaşmasından AB daha kazançlı çıkmıştır. Serbest ticaret anlaşması
öncesi ve sonrasında ithalat ile ihracatın sektörel dağılımı, aşağıdaki şekillerde ele
alınmıştır.
Şekil 16. STA Öncesi (1996) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa
Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı
Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt
ve Madencilik)
21%
Temel Metaller
4%
66%
Makine
9%
Diğer
Kaynak : L.Jachia, E.Teljeur, Free Trade Between SA and the EU, May 1999
Şekil 17. STA Öncesi (1996) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa
Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı
Kimyasal Ürünler
13%
7%
30%
5%
6%
39%
Ulaşım Araçları
Metal ürünleri
Makine
Plastik
Diğer
Kaynak : L.Jachia, E.Teljeur, Free Trade Between SA and the EU, May 1999
71
Şekil 18. STA Sonrası (2009) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa
Birliği’ne Đhracatının Sektörel Dağılımı
Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt ve
Madencilik)
Makine ve Ulaşım Araçları
12%
0,4%
7%
3%
Diğer Yarı Mamuller
45%
15,6%
Kimyasal Ürünler
17%
Tekstil ve Giyim
Demir Çelik
Kaynak : European Commission, Bilateral Relations, Statistics. South Africa
http://ec.europa.eu/trade (10.10.2010)
Şekil 19. STA Sonrası (2009) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa
Birliği’nden Đthalatının Sektörel Dağılımı
0,4%
Temel Ürünler (Tarım, Akaryakıt ve
Madencilik)
Makine ve Ulaşım Araçları
2%10% 9%
15%
Diğer Yarı Mamuller
52%
15,6%
Kimyasal Ürünler
Tekstil ve Giyim
Demir Çelik
Diğer
Kaynak : European Commission, Bilateral Relations, Statistics. South Africa
http://ec.europa.eu/trade (10.10.2010)
Serbest ticaret anlaşması öncesi ve sonrasında ticarete konu olan ürünlerin
sektörel dağılımlarına bakıldığında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin temel ihraç ürünü
olan tarım ve maden ürünlerindeki payın %66’dan %45’e gerilediği, imalat sanayi
(Makine) ürünlerinin ise %4’ten %17’ye yükseldiği görülmektedir. Anlaşma sonrası
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin sanayi üretimi için AB’den ithal ettiği ara mal ile
makine ürünleri maliyetinin ucuzlaması payın yükselmesinin nedenidir. Yatırım
açısından
taraflar
arasındaki
ilişki
incelendiğinde,
AB’nin Güney Afrika
72
Cumhuriyeti’ndeki toplam yatırım miktarının 2000 yılında yaklaşık 19,7 milyar Euro
iken, bu rakamın 2008 yılında 46,3 milyar Euro’ya ulaştığı görülmektedir.77
Şekil 20. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Öncesi (1998-2000)
Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı (Milyar Euro)
3
2,5
Giden Doğrudan
Yatırım
2
1,5
Gelen Doğrudan
Yatırım
1
Yatırım Dengesi
0,5
0
1998
1999
2000
Kaynak: Eurostat, EU Direct Investment, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/
tgm/table.do?tab=table&init=1&language=en&pcode=tec00050&plugin=1
(13.10.2010)
Şekil 21. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin STA Sonrası (2000-2008)
Avrupa Birliği ile Gerçekleştirdiği Yatırım Miktarı (Milyar Euro)
6
5
4
3
2
Giden Doğrudan Yatırım
Gelen Doğrudan Yatırım
Yatırım Dengesi
1
0
2002
2004
2006
2008
Kaynak: Eurostat, EU Direct Investment, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/
tgm/table.do?tab=table&init=1&language=en&pcode=tec00050&plugin=1
(13.10.2010)
77
European Commission, Trade, Creating Oppurtunities, Bilateral Relations, South
Africa,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113447.pdf
(13.10.2010)
73
Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girdiği 2000 yılından önce (1998)
AB’nin gerçekleştirdiği yatırım miktarı 1,3 milyar Euro iken, bu oran 2004 yılında
ise %100 oranında artış göstermiştir.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde istihdamı
arttırıcı etkisi bakımından önem taşıyan AB’nin yatırım miktarında meydana gelen
artış dikkat çekicidir.
Taraflar arasındaki toplam ticaretin yaklaşık %50’sini oluşturan makine ve
ulaşım araçları ticaretinde göreli ihracat avantajı endeksi Tablo 17’de yer almaktadır.
Tablo 17. AB-Güney Afrika Cumhuriyeti Göreli Đhracat Avantajı Endeksi
(Makine ve Ulaşım Araçları)
2,5
Yıllar
AB
G.Afrika
2
2005
2,02
0,75
1,5
2006
2,08
0,83
2007
2,05
0,79
0,5
2008
2,20
0,93
0
2009
2,18
0,83
AB
1
G.AFRİKA
2005 2006 2007 2008 2009
Kaynak:
International
Trade
Center,
Trade
Competitiveness
Map.
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (15.01.2011)
Eurostat, External and Intra EU Trade, Statistical Yearbook, Data 19582009, 2010 Edition, Page 56.
Göreli ihracat avantajı endeksi kullanılarak yapılan karşılaştırmada taraflar
arasında makine ve ulaşım araçları ticaretindeki rekabetçi gücün son beş yılda
değişiklik göstermediği görülmektedir.
Taraflar arasındaki ticarette büyük paya sahip olan madencilik ürünlerinin
serbest ticaret anlaşması öncesi ve sonrası toplam ticaretleri içindeki oranında
meydana gelen dönemsel değişimleri ise Tablo 18’de yer almaktadır.
74
Tablo 18. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği ile Madencilik
Ürünleri Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü (Milyon Euro)
Yıl
G.Afrika’nın
Đhracatı
G.Afrika’nın
Toplam Đhracatı
Đçindeki Payı
G.Afrika’nın
Đthalatı
G.Afrika’nın
Toplam Đthalatı
Đçindeki Payı
Đhracatın
Đthalatı
Karşılama
Oranı
1999
3.121
%12,7
2.146
%8,4
%145
2003
4.845
%15,0
2.882
%8,5
%168
2004
5.519
%15,3
3.277
%7,7
%168
2005
5.872
%14,2
3.661
%7,6
%160
2006
6.922
%16,6
4.038
%6,8
%171
2007
8.515
%18,3
4.300
%6,3
%198
2008
8.220
%14,7
4.250
%6,0
%193
Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008,
2009 Edition
Tablo 19. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği ile Makine Ürünleri
Ticaretinde Karşılaştırmalı Rekabet Gücü (Milyon Euro)
Yıl
G.Afrika’nın
Đhracatı
G.Afrika’nın
G.Afrika’nın
Toplam Đhracatı Đthalatı
Đçindeki Payı
G.Afrika’nın
Đhracatın
Toplam Đthalatı Đthalatı
Đçindeki Payı
Karşılama
Oranı
1999
1.785
%7,3
5.302
%21,2
%33,2
2003
2.549
%7,8
8.037
%24,5
%31,7
2004
2.646
%7,2
9.604
%23,3
%27,5
2005
2.719
%6,5
10.928
%23,0
%24,8
2006
3.359
%7,9
11.547
%19,6
%28,8
2007
3.529
%7,5
11.625
%17,0
%30,3
2008
3.748
%6,6
10.967
%15,5
%34,1
Kaynak: Eurostat, External and Intra-EU Trade, Statistical Yearbook 1958-2008,
2009 Edition
Tablolar
incelendiğinde,
Güney Afrika’nın üretiminde
önemli olan
madencilik ürünlerinde AB’ye ihracatının toplam ihracat içindeki payının son on
75
yılda fazla değişim göstermediği, AB’nin temel ihracat kalemi olan makine
ürünlerinin
Güney
Afrika’nın
toplam
ithalatındaki
payının
ise
azaldığı
görülmektedir. Ayrıca Güney Afrika Cumhuriyeti’nin makine ürünlerindeki
ihracatının ithalatı karşılama oranının 1999-2005 döneminde düştüğü, 2005-2008
döneminde ise yükselmeye başladığı gözlemlenmektedir. Makine ürünlerinde
AB’nin Güney Afrika Cumhuriyeti karşısında rekabetçi gücünü az da olsa kaybettiği
Tablo 19’dan çıkan sonuçtur.
Ancak Sahra altı Afrika ülkeleri pazarlarına girme imkânı sağlaması
nedeniyle bu anlaşma AB açısından oldukça önemlidir.
2.3.1.4. Avrupa Birliği-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması
1960 yılında savaştan çıkmış ve fakir bir tarım ülkesi olan Güney Kore,
1962’de başlatılan ihracata yönelik kalkınma planı çerçevesinde ilerleme göstermiş
ve 2004 yılında dünyanın en büyük 12. ihracatçı ülkesi konumuna yükselmiştir.78
2000-2005 yılları arasında Güney Kore’nin ortalama büyüme hızı %5,2 olarak
gerçekleşmiştir. Bu oran, AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı diğer ülkelerin
ortalama rakamlarının üzerindedir. Dolayısıyla Güney Kore, AB’nin serbest ticaret
anlaşması imzaladığı ülkeler arasındaki önemli ticari ortağıdır.79 2009 yılı itibarıyla
Güney Kore, 48,8 milyon nüfusu, 596,9 milyar Euro GSYĐH ve kişi başına düşen
12,241 Euro milli gelir ile önemli ekonomiler arasında yer almaktadır.80
Mustafa Yavuz, Đhracatı Geliştirme Merkezi, Güney Kore Ülke Profili, 2009, s.1
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Kore Ülke Profili, 2009, s.3
80
European Commission, Trade, Creating Oppurtunities, Bilateral Relations South
Korea .http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/113448.htm (27.11.2010)
78
79
76
Şekil 22. Güney Kore-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı
1989
1999
%9,9
Tarım
Tarım
Sanayi
Sanayi
Hizmet
%49,1
%5,2
Hizmet
%54,5
%41
2008
%40
%2,7
Tarım
Sanayi
Hizmet
%60,8
%36,5
Kaynak: European Commission, Trade, Bilateral Relations, South Africa,
http://trade.ec.europa.eu/ (19.12.2010)
Şekil 22 incelendiğinde son 10 yılda hizmet sektörünün payının artış
gösterdiği görülmektedir. Yabancı yatırımların hizmet sektöründe yoğunlaşması bu
payın artışında etkendir.
Güney Kore Hükümeti, Ağustos 2003 ayında serbest ticaret anlaşmaları ile
ilgili programını açıklamış ve 2004 yılı Mayıs ayı içerisinde de programı revize
etmiştir. Bu program çerçevesinde Güney Kore, Şili Singapur, EFTA ve ASEAN
ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koymuştur. Son olarak ABD ile
Haziran 2007’de; Hindistan ile Ağustos 2009’da serbest ticaret anlaşmaları
imzalamıştır.81
81
Bank of Tokyo, Economic Review, August 2009, Vol.4, No:4, s.2
77
Güney Kore ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşması imzalanmasına
yönelik görüşmeler, Mayıs 2007’de başlamıştır. AB, ABD ile Güney Kore’nin
Haziran 2007’de serbest ticaret anlaşması imzalaması akabinde, ticaret sapmasını
engellemek ve ABD’nin gerisinde kalmamak amacıyla görüşmelerini hızlandırmış ve
anlaşma 15.10.2009 tarihinde imzalanmıştır. Taraflar arasında imzalanan serbest
ticaret anlaşması, beş yıl içinde mevcut tüm gümrük vergilerinin %99’unun
kaldırılmasını öngörmektedir. Anlaşmanın resmi aşamalarının tamamlanmasının
ardından Temmuz 2011’de yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
AB, 2009 yılı itibarıyla Güney Kore’nin Çin’den sonra en büyük ikinci ticari
ortağı konumundadır. Güney Kore, aynı dönem itibarıyla toplam ticaretinin
%11,8’ini AB ile gerçekleştirmiştir.82 Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe
girmesinden önce AB’nin Güney Kore’den ithal ettiği mallara uyguladığı ortalama
gümrük vergisi oranı %4,2’dir. Güney Kore’nin ortalama gümrük tarifesi ise %11,2
oranındadır.83
Anlaşmanın imzalanmasından önce taraflar arasındaki ticaret hacmi, ürün
bazında Tablo 20 ve 21’de yer almaktadır.
82
European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Korea,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/korea/
(27.11.2010)
83
Iacob Catoiu, Tudor Edu, The Impact of the Future Free Trade Agreementbetween
the EU and South Korean the European and Romanian Economies
Management&Marketing, Vol.3 No:4, 2008, Page 38.
78
Tablo 20. Avrupa Birliği’nin Güney Kore’den Đthal Ettiği
Temel Ürünlerdeki Değişim Miktarı (Milyon Euro)
Ürün Grupları
Temel Ürünler
(Tarım, Akaryakıt,
Madencilik)
Đmalat Sanayi
(Demir-Çelik,
Kimyasal, Makine
ve Teçhizat,
Tekstil, Diğer)
Diğer Ürünler
2004
%
2006
%
2009
%
498
1,6
1016,7
2,5
1,653
5,2
30078,5
98,5
39615,2
97,1
30034,2
93,8
105
0,3
148,3
0,4
166,2
0,5
Toplam
30644,4
100
40800,4
100
39406,6
100
Kaynak: European Commission, Bilateral Relations, South Korea. (27.11.2010)
Tabloda da görüldüğü üzere AB Güney Kore’den temel olarak imalat sanayi
ürünleri ithal etmektedir. Bununla birlikte 2004-2009 döneminde tarım, akaryakıt ve
madencilik sektörüne ait ürünleri ithalatında artış gözlemlenirken, imalat sanayine ait
ürünlerde azalma olmuştur.
Tablo 21. Avrupa Birliği’nin Güney Kore’ye Đhraç Ettiği
Temel Ürünlerdeki Değişim Miktarı (Milyon Euro)
Ürün Grupları
2004
%
2006
%
2009
Temel Ürünler
(Tarım, Akaryakıt,
Madencilik)
Đmalat Sanayi
(Demir-Çelik,
Kimyasal, Makine
ve Teçhizat,
Tekstil, Diğer)
Diğer Ürünler
%
1729,5
9,6
2152
9,4
2002,9
9,3
15696
87,6
19975
87,4
18450,6
85,7
174,3
1
399,5
1,7
266,1
1,2
Toplam
17923,2
100
22862,2
100
25657
Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, South
http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/111834.htm (27.11.2010)
100
Korea
79
Tablo 21 incelendiğinde ise AB’nin 2004-2009 döneminde Güney Kore’ye
gerçekleştirdiği ihracatta sektörel bazda değişiklik olmadığı görülmektedir.
Tablo 22. Güney Kore’nin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
YIL
ĐTHALAT
TOPLAM
ĐHRACAT TOPLAM
TĐCARET
ĐTHALATTA
ĐHRACATTA
DENGESĐ
AB’NĐN PAYI
AB’NĐN PAYI
(%)
(%)
10,9
30,644
16,4
12,721
2004
17,923
2005
22,074
10,8
35,777
16,2
13,702
2006
24,007
10,1
39,233
15,8
15,226
2007
26,836
10,6
40,901
15,7
14,064
2008
27,077
9,4
39,854
14,3
12,778
2009
23,049
10,3
33,503
13,2
10,454
Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/111834.htm (27.08.2010)
South
Korea,
AB’nin Güney Kore’ye olan ihracatı 2004-2008 döneminde istikrarlı bir
şekilde artmakla birlikte halen açık vermektedir. Güney Kore, otomotiv sanayi
ticareti açısından önemli bir ülkedir. Güney Kore’nin AB’ye otomobil ihracından
elde ettiği gelir, 2008 itibarıyla toplam ihracat gelirinin %13,8’ini oluşturmuştur.
Güney Kore’nin AB’den gerçekleştirdiği araç ithalatının toplam ithalat içindeki payı
ise %7 olarak gerçekleşmiştir.84
AB’nin yolcu araçları ithalinde Güney Kore’ye uyguladığı gümrük tarifesi
%10 civarındadır. Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesi ile bu oranın
sıfırlanması sonucunda Güney Kore’nin AB’ye otomobil ihracatı artacaktır. AB’deki
84
European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Korea,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/113448.htm (25.082010)
80
otomotiv üreticileri, gümrük tarifelerinin kısa süre içerisinde kaldırılmasına AB yerli
üretimine zarar vereceği için karşı çıkmaktadır.
Taraflar arasında elektronik teçhizat ürünleri ticareti üzerindeki gümrük
tarifeleri ise, DTÖ kuralları çerçevesinde belirlenmiş olup, ortalama %2,5
civarındadır. Dolayısıyla gümrük tarifesinin sıfırlanmasının, bu ürünlerdeki ticaret
hacminin artmasına yol açmayacağı düşünülebilir. Bununla birlikte özellikle LCD
televizyonlar için taraflar arasında uygulanan %14’lük tarife oranının 5 yıl içinde
kaldırılması ile AB çapında LCD televizyon fiyatlarının düşmesi beklenmektedir.
Makine ve ulaşım araçları ticareti, taraflar arasındaki toplam ticaretin
%60’dan fazlasını oluşturmaktadır. Bu ürünler kapsamında göreli ihracat avantajı
endeksi Tablo 23’te ele alınmıştır.
Tablo 23. AB-Güney Kore Göreli Đhracat Avantajı Endeksi
(Makine ve Ulaşım Araçları)
2,5
2
1,5
AB
1
G.KORE
0,5
0
2005
2006
2007
2008
Yıllar
AB
G.Kore
2005
2,02
1,19
2006
2,08
1,25
2007
2,05
1,24
2008
2,20
1,16
2009
2,18
1,02
2009
Kaynak:
International
Trade
Center,
Trade
Competitiveness
Map.
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (15.01.2011)
Eurostat, External and Intra EU Trade, Statistical Yearbook, Data 19582009, 2010 Edition, Page 56.
81
Tablo incelendiğinde, göreli ihracat avantajı endeksi bakımından makine ve
ulaşım araçlarında AB’nin rekabet gücünü koruduğu, Güney Kore’nin ise son iki
yıldır bu gücünü kaybetmeye başladığı görülmektedir.
Güney Kore, gümrük tarifeleri ve tarife dışı engeller aracılığıyla hizmet
sektörünü koruma altına almıştır. Taraflar arasındaki serbest ticaret anlaşması
sayesinde bu sektördeki liberalizasyon ile birlikte ekonomik açıdan AB kazanç
sağlayabilir. Tarım sektörü açısından serbest ticaret anlaşması ile AB’nin Güney
Kore’ye ihracatının yükseleceği söylenebilir. Dolayısıyla AB’deki otomotiv
üreticilerinin aksine tarım ürünleri ihracatçıları, taraflar arasında imzalanan serbest
ticaret anlaşmasını desteklemektedir. Güney Kore’de tarım sektöründe faaliyet
gösteren firmalar ise AB üreticileri ile rekabet edebilmek amacıyla Güney Kore
hükümetinden gerekli önlemleri almasını talep etmektedir.85
2.3.1.5. Avrupa Birliği’nin Diğer Ülke Grupları ile Đmzaladığı Serbest
Ticaret ve Ortaklık Anlaşmaları
AB, Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA) ülkeleri ile 1992 yılında bir
serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. Birlik ayrıca stratejik önem taşıyan Akdeniz
bölgesinde istikrarın sağlanabilmesi amacıyla 1995 tarihli Barselona Deklarasyonu
çerçevesinde 12 Güney ve Doğu Akdeniz devleti ile ortaklık anlaşmalarını yürürlüğe
koymuştur.86
EFTA 03.01.1960 tarihinde Đngiltere, Norveç, Danimarka, Đsviçre, Portekiz,
Avusturya ve Đzlanda tarafından AET’ye alternatif olarak kurulmuştur. Üye ülkeler
85
Bank of Tokyo, Economic Review, August 2009, Vol:4, No:4, s.3
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü (TEPAV), Türkiye’nin Tam
Üyelik Perspektifinin Đncelenmesi, EFTA-EEA ve Avrupa Birliği, TEPAV Dış
Politika Etüdleri Programı, AB Proje Grubu, Ekim 2005, s.8
86
82
arasında sanayi ürünlerinde gümrük ve eş etkili vergilerle diğer kısıtlamaları
kaldırmayı öngören EFTA, AB’den farklı olarak üçüncü ülkelere karşı ortak bir
gümrük tarifesi ve ortak ticaret politikasına sahip değildir.
Zaman içerisinde kurucu üyelerin bir kısmının AB’ye üye olması sonucunda
ticaret bölgesi sadece Đzlanda, Norveç, Đsviçre ve Lihtenştayn’ın üye olduğu bir birlik
olarak faaliyetini sürdürmektedir. AB, alım gücü yüksek pazarı kapsamak amacıyla
EFTA ülkeleri ile 1994 yılında Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) anlaşmasını
imzalamıştır. Bununla birlikte Đsviçre, yapılan referandum neticesinde AEA’ya
katılmayı reddetmiştir. AEA, 30 üyesi arasında malların, sermayenin, hizmetlerin ve
kişilerin serbest dolaşımını içermektedir.87 EFTA son on yıl içinde Orta ve Doğu
Avrupa ülkelerinin yanı sıra Akdeniz ülkeleri ile de ekonomik ilişkilerini
geliştirmiştir. Bununla birlikte 2009 yılı itibarıyla EFTA’nın en büyük ticari ortağı,
toplam ticareti içinde yaklaşık %67,9’luk paya sahip bulunan AB’dir.88
Tablo 24. EFTA’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
YIL
2004
2005
2006
2007
2008
2009
ĐTHALAT
104,823
115,110
126,605
136,439
141,504
132,469
TOPLAM
ĐHRACAT
ĐTHALATTA
AB’NĐN
PAYI
(%)
78,1
77,0
75,6
76,0
75,3
67,9
115,692
135,618
148,866
160,501
180,347
139,877
TOPLAM
TĐCARET
ĐHRACATTA
DENGESĐ
AB’NĐN
PAYI
(%)
69,6
71,3
68,8
70,8
71,6
67,8
10,869
20,508
22,261
24,062
38,842
7,408
Kaynak : European Comission, Trade, Bilateral Relations, EFTA Countries.
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113481.pdf (11.11.2010)
87
Neslihan Yılmaz, 2008, s.86
European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, EFTA
Countries, http://trade.ec.europa.eu/doclib/html/113481.htm (11.11.2010)
88
83
Tablo 24 incelendiğinde, EFTA ülkelerinin gerçekleştirdiği toplam ithalatta
AB’nin payının son beş yıl içinde düştüğü gözlemlenmektedir. Bu durum, EFTA’nın
dış ticaret politikasında meydana gelen değişimin bir sonucu olarak görülebilir.
EFTA’nın üçüncü ülkeler ile 20’ye yakın serbest ticaret anlaşması ve halen
görüşmeleri devam eden anlaşma müzakereleri bulunmaktadır. Dolayısıyla
EFTA’nın üçüncü ülkeler ile gerçekleştirdiği anlaşmalarda gümrük duvarlarını
kaldırması, AB’den yaptığı ithalatın toplam ithalat içindeki payının azalmasına yol
açmaktadır. Birliğin EFTA ülkeleri ile olan ticareti ise, 2009 yılı itibarıyla toplam
ticaretinin %12’sini oluşturması bakımından önem arz etmektedir.
AB’nin Akdeniz ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde kurduğu
ticari ilişkiler ise 1995 yılında imzalanan “Barselona Deklarasyonu” ile başlayan
Avrupa-Akdeniz Ortaklığı (Euromed) altında sürdürülmekte ve birbirini tamamlayan
ikili ve bölgesel işbirliği çerçevesinde devam etmektedir. Bu ilişki sayesinde,
Akdeniz bölgesi için barışın ve siyasi istikrarın sağlanması hedeflenmektedir. 2010
yılına kadar Akdeniz serbest ticaret bölgesini oluşturmak ortaklığın ticari amacıdır.
Ortaklık kapsamında Suriye haricinde diğer Akdeniz ülkeleri ile ayrı ayrı ortaklık
anlaşmaları yürürlüğe konmuştur.
Tablo 25. EUROMED Ortaklık Anlaşmaları
ÜLKE
ANLAŞMA TARĐHĐ
YÜRÜRLÜK TARĐHĐ
Filistin Özerk Cumh.
Şubat 1997
Temmuz 1997
Tunus
Temmuz 1995
Mart 1998
Fas
Şubat 1996
Mart 2000
Đsrail
Kasım 1995
Haziran 2000
Ürdün
Kasım 1997
Mayıs 2002
Lübnan
Haziran 2002
Mart 2003
Mısır
Haziran 2001
Haziran 2004
Cezayir
Nisan 2002
Eylül 2005
Kaynak : European Comission, Euromed, http://ec.europa.eu/trade/creatingopportunities/bilateral-relations/regions/euromed/ (11.11.2010)
84
AB’nin Euromed kapsamında anlaşma imzaladığı Akdeniz ülkelerinden
yaptığı ithalat, 2000 yılından sonra her yıl için ortalama %10’luk bir artış
göstermiştir. Aynı süreç içinde Akdeniz ülkelerine gerçekleştirilen ihracat ise yıllık
ortalama %4 oranında yükselmiştir. Euromed ortakları, ticareti geliştirmek amacıyla
yeni menşe kuralları, standartlar konusunda mevzuatın yakınlaştırılması, teknik
düzenleme ve uyum değerlendirmesini içerecek önlemler üzerinde anlaşmışlardır.
Böylece AB ve Akdeniz ülkeleri, karşılıklı ticaret ilişkilerini, komşu ülkelerle derin
ve
kapsamlı
uyum
hedefli
“Avrupa
Komşuluk
Politikası”
çerçevesinde
güçlendirmeye çalışmaktadır.89
Tablo 26. EUROMED Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti
(Milyon Euro)
YIL
ĐTHALAT
ĐHRACAT TOPLAM
TOPLAM
TĐCARET
ĐTHALATTA
ĐHRACATTA
DENGESĐ
AB’NĐN PAYI
AB’NĐN PAYI
(Ortalama %)
(Ortalama %)
41,3
50.070
36,2
-10.360
2005
60.430
2006
60.332
39,1
53.616
34,4
-6.716
2007
69.068
39,0
52.969
33,4
-16.099
2008
77.066
37,6
64.310
32,9
-12.756
2009
72.338
39,4
43.565
31,7
-28.773
Kaynak : European Comission, Euromed, http://ec.europa.eu/trade/creatingopportunities/bilateral-relations/regions/euromed/ (11.11.2010)
Tablo 26 incelendiğinde, son 5 yıllık süreç içinde Euromed ülkelerinin
gerçekleştirdiği toplam ithalat ve ihracatta AB’nin payında değişiklik olmadığı
görülmektedir. Bu payı kendi lehine çevirme isteğinde olan AB, mevcut ortaklık
anlaşmalarını serbest ticaret bölgesine dönüştürme çabası içindedir. AB, ortaklık
89
Neslihan Yılmaz, 2008, s.89-90
85
çerçevesinde Akdeniz ülkelerinin anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde
finansal anlamda katkıda bulunmak için 1995 yılında MEDA programını
başlatmıştır. Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ise, Euromed ortaklığının önemli fon
kaynağını oluşturmaktadır. 1995-2007 arasında AYB, Akdeniz ülkelerinde ortaklık
çerçevesinde hazırlanan projeler için 11,2 milyar dolarlık kredi tahsis etmiştir.
AB ile Akdeniz ülkelerini bir çatı altında toplamak amacıyla Fransa
tarafından Akdeniz Birliği kurulması yönünde bir öneri ileri sürülmüştür. “Akdeniz
Đçin Birlik” projesi için ülkelerden farklı tepkiler gelmiştir. Öneriyi getiren
Fransa’nın yanı sıra Đspanya, Yunanistan ve Đtalya, projeyi desteklemişlerdir.
Almanya ve Slovakya ise Barselona sürecine alternatif oluşturulmaması gerektiğini
beyan etmiştir. Türkiye projeyi başından beri AB üyeliğine alternatif bir yapılanma
olarak görmüş ve karşı çıkmıştır.
Bununla birlikte AB, projenin tam üyeliğe
alternatif bir yapılanma olmadığı yönünde Mart 2008’de Türkiye’ye garanti
vermiştir.90
Euromed ortaklığı çerçevesinde 2010 yılına kadar kapsamlı serbest ticaret
bölgesinin oluşturulması çalışmaları için 09.12.2009 tarihinde yapılan toplantıda,
-
AB ile Akdeniz ülkeleri arasındaki ticareti arttırmak, yatırımları teşvik
etmek,
-
Avrupa-Akdeniz
ortaklık
anlaşmalarını
kapsamlı
serbest
ticaret
anlaşmalarına dönüştürmek,
-
Yatırım ve ticareti kolaylaştırıcı mekanizmaların tamamlanması sürecine
hız vermek konusunda görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
90
TBMM, Akdeniz Đçin Birlik: Tarihi ve Kapsamı, http://www.tbmm.gov.tr/ul_kom
/aapa/docs/akdenizicin_tarihi_ve_kapsami.pdf (Kasım 2009)
86
Bu bağlamda 2010 yılı ve sonrasında başta tarife dışı engeller olmak üzere
ticareti kısıtlayıcı tüm uygulamaların kaldırılmasında mutabık kalınmıştır.91
2.3.2. Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Halen
Müzakere Yürüttüğü Ülkeler
2.3.2.1. Avrupa Birliği-Hindistan Arasındaki Müzakereler
AB, hızla büyüyen ve önemi gittikçe artan Hindistan pazarına girebilmek
amacıyla, 2007 yılından beri Hindistan ile kapsamlı bir serbest ticaret anlaşmasının
pazarlığını yürütmektedir.
Şekil 23. Hindistan-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı
1989
1999
%29
%44
%25
Tarım
Tarım
Sanayi
Sanayi
Hizmet
Hizmet
%27
%50
2009
%17
%25
Tarım
Sanayi
Hizmet
%55
%28
Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, India http://trade.ec.
europa.eu/doclib/html/111515.htm (16.12.2010)
91
European Commission, Trade, News Archive, Event, 8th EuroMed Trade
Ministerial Conference, 9th December 2009, http://trade.ec.europa.eu/doclib/
press/index.cfm?id=472&serie=279&langId=en (10.01.2010)
87
Şekil 23 incelendiğinde, son 20 yılda toplam GSYĐH içinde tarımın payının
istikrarlı bir şekilde azaldığı hizmet sektörü ile sanayi üretiminin payının ise arttığı
gözlemlenmektedir. Hindistan, 1992 yılına kadar korumacı dış ticaret politikası
izlemiştir. 1992’den sonra açık ekonomi politikasını uygulamış ve 1992-2005
döneminde gümrük tarifelerini ortalama % 80’den %17’ye düşürmüştür. Politika
GSYĐH’nin sektörlere göre dağılımını etkilemiştir.
Bu gelişmeye paralel olarak AB ile Hindistan arasında 2003 yılında 28,6
milyar Euro olan toplam ticaret hacmi, 2009 yılına gelindiğinde %85 oranında
artarak 53 milyar Euro’ya yükselmiştir. 2003 yılında AB’nin Hindistan’a olan
yatırım miktarı 759 milyon Euro iken, bu rakam 2009 yılında %320 artarak 3,2
milyar Euro olarak gerçekleşmiştir. Bu oran AB’nin toplam yabancı sermaye
yatırımın yaklaşık %0,4’lük bir bölümünü oluşturmaktadır. AB 2009 yılı itibarıyla
Hindistan’ın en büyük ticari ortağıdır. Hindistan, toplam ithalat ve ihracatının %
18,2’sini AB ile gerçekleştirmektedir.92
Tablo 27. Hindistan’ın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
YIL
ĐHRACAT TOPLAM
TOPLAM
TĐCARET
ĐTHALATTA
ĐHRACATTA
DENGESĐ
AB’NĐN PAYI
AB’NĐN PAYI
(%)
(%)
2004
13,885
17,5
13,333
8,6
-552
2005
17,848
16,6
17,591
22,5
-258
2006
26,843
18,2
20,688
21,4
-6155
2007
32,428
18,0
24,186
22,0
-8242
2008
27,743
14,6
25,748
21,6
-1996
2009
26,434
14,5
25,045
21,3
-1389
Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, India, http://ec.europa.
eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/india/ (11.08.2010)
ĐTHALAT
92
European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, India,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113390.pdf
(11.08.2010)
88
AB ile imzalanması planlanan anlaşma, taraf ekonomileri arasında gelişmişlik
farkı olması nedeniyle Hindistan açısından önemlidir. AB, Hindistan’ın dış ticarette,
yatırım alanında ve özellikle kamu harcamalarında tam anlamıyla liberalizasyona
gidebilmesini sağlamak için kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması imzalamak,
Hindistan ise hassas sektörleri korumak amacıyla daha düşük liberalizasyonu içeren
hükümleri koymak ve kamu yatırımlarının anlaşma kapsamı dışında tutmak
istemektedir. Hindistan ayrıca, özellikle tekstil ve tarım ürünlerinde AB’nin
uyguladığı tarife dışı engellerin kaldırılmasını talep etmektedir. Haziran 2007’den
beri süren görüşmelere rağmen serbest ticaret anlaşmasının taslak metni
açıklanmamıştır.93
Tablo 28. 2007 yılı için Avrupa Birliği ile Hindistan’ın Sektör Bazında
Ortalama Tarife Oranları
AB
HĐNDĐSTAN
SEKTÖRLER
Ortalama
Tarife Ortalama
Tarife
Oranları (%)
Oranları (%)
Gıda&Canlı Hayvan
8,4
34,5
Đçecek ve Tütün
15,2
88,0
Madeni Yağ
0,6
11,9
Kimyasal ürünler
3,7
13,4
Đmalat Sanayi
3,8
13,4
Bitiksel/Hayvansal Yağ
5,2
63,3
Makine/Araç Teçhizat
2,2
13,2
Kaynak: Center for Analysis of Regional Integration at Sussex, December 2008
Tablo 28’de görüldüğü üzere tüm ürün kategorilerinde tarife oranları
Hindistan’da
yüksektir.
Bu
durum,
AB’nin
Hindistan
pazarında
rekabet
üstünlüğünün olduğunu gösterir. Taraflar açısından tarımsal ürünler, diğer
93
Shefali Sharma, The EU-India FTA, Critical Considerations in a Time of Crisis,
Consortium for Trade&Development (CENTAD), Working Paper 11, March 2009,
Page 3
89
kategorideki ürünlere göre daha yüksek tarifeye sahiptir. Veriler taraflar arasında
gümrük vergilerinin düşürülmesi halinde serbest ticaret anlaşmasının başta tarım
olmak üzere birçok sektör üzerinde olumsuz etkiler doğuracağını göstermektedir.
AB, DTÖ kuralları ile tamamen uyumlu, sadece mal ve hizmetler alanında değil,
başta yatırım, tarife dışı engeller, kamu harcamaları ve fikri mülkiyet hakları gibi
konuları içeren kapsamlı bir ticaret anlaşmasını yürürlüğe koymak istemektedir.
Hindistan ile imzalanacak olan serbest ticaret anlaşmasının, AB’nin diğer
ülkeler ile imzaladığı anlaşmalar ile benzerlik taşıması taraf ekonomilerine bazı
olumlu ve olumsuz etkiler yaratacaktır. Anlaşmanın;
-Doğrudan
sermaye
yatırımlarını
arttırması,
Hindistan’da
teknolojik
yatırımların oranının yükselmesi, üretim verimliliğine olumlu etki yapması,
-Gümrük vergilerinin ve eş değer önlemlerin kalkması ile üretim ve tüketim
maliyetlerinin azalması,
-Taraflar arasında artacak ekonomik işbirliğinin daha sıkı siyasi birlikteliğe
yol açması beklenmektedir.94
Ancak
imzalanacak
serbest
ticaret
anlaşmasında
tarife
oranlarının
düşürülmesi ile birlikte Hindistan’ın gümrük vergilerinin azalacak olması, sağlık ve
eğitim gibi önemli kamu harcamaları üzerinde etkiler yaratabilir. Hindistan’ın
gümrük tarifelerinin yüksek olması ve imzalayacağı serbest ticaret anlaşması ile
birlikte tarife ve tarife dışı engellerin ortadan kalkması, Hindistan’ın ithalatında artışa
ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabete dayanamaması nedeniyle kapanmasına
yol açabilir.95
94
Traidcraft Policy Unit, The EU-India FTA: InitialObservations from a
Development Perspective, September 2008, London, Page 8
95
Shefali Sharma, 2009, s.7
90
Otomotiv ve kâğıt sanayi, serbest ticaret anlaşmasının Hindistan açısından
risk yaratan sektörler arasında yer almaktadır. Otomotiv endüstrisinin istihdam
üzerindeki etkisi büyüktür. 2007 yılı itibarıyla yaklaşık 10 milyon kişi bu sektörde
çalışmakta ve toplam GSYĐH’nın %5’lik kısmı kadar gelir sağlanmaktadır. Hindistan
otomotiv sanayini hassas sektörler arasında görmekte ve AB ile gerçekleştirilecek
serbest ticaret anlaşmasında liberalizasyon kapsamı dışında tutmak istemektedir96
Kâğıt sanayi ise üretim maliyetinin düşük olması ve yüksek teknolojik
yatırım gerektirmemesi nedeniyle Hindistan ekonomisinde önemli yer tutmaktadır.
Sektör Hindistan’da emek yoğun işletmeler şeklindedir ve liberalizasyona gidilmesi
amacıyla AB ihracatçılarının hedefi konumundadır. Sektördeki koruma duvarlarını
kaldırması halinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin AB ile rekabet gücü
düşecektir.97
AB, özellikle Hindistan’daki perakendecilik sektöründeki yabancı sermaye
yatırımlarının liberalleştirilmesini talep etmektedir. Perakendecilik Hindistan
açısından tarım sektöründen sonraki en büyük istihdam kaynağıdır. Sektör, 2008
itibarıyla toplam istihdamın yaklaşık %10’luk bölümünü oluşturmaktadır. Hindistan
hükümeti, serbest ticaret anlaşması vasıtasıyla perakendecilik sektöründe yabancı
sermaye yatırımlarına serbestlik sağlamak istememektedir.
Hindistan’da kamu yatırımları, toplam GSYĐH’nin yaklaşık %20’si olup
genellikle altyapı projelerinde yoğunlaşmaktadır. Yabancı yatırımcıların sektöre
girişi ise engellenmektedir. Dolayısıyla AB, Avrupalı firmaların bu alana serbestçe
96
97
Traidcraft Policy Unit, 2008, s.12
Đbid, s.13
91
girişini sağlayacak hükümleri imzalanacak serbest ticaret anlaşmasına koymak
istemektedir.98
Tüm bu hususlar çerçevesinde, 2008 yılı Haziran ayı içerisinde, AB ile
Hindistan’ın sivil toplum kuruluş temsilcileri, Brüksel’de AB Komisyonu ve
Parlamento üyeleri ile görüşmeler gerçekleştirmiştir. Sivil toplum kuruluşları, serbest
ticaret anlaşmasının Hindistan’da işsizlik yaratacağı gerekçesiyle görüşmelerin
sonlandırılması talebinde bulunmuştur. Bu kapsamda Hindistan’da çeşitli sivil
toplum örgütleri tarafından kurulan “FTA Watch”99 Hindistan’ın yürürlükte olan
serbest ticaret anlaşmaları ile başta AB olmak üzere halen yürüttüğü görüşmeleri
incelemeye almıştır. Kuruluş imzalanacak anlaşmanın etkilerini içeren bir rapor
hazırlanması ve görüşmelerin durdurulması taleplerini dile getirmektedir. Sonuçta
AB ile imzalanacak serbest ticaret anlaşmasının Hindistan ekonomisi için riskler
taşıdığı bir gerçektir.
2.3.2.2. Avrupa Birliği-ASEAN Arasındaki Müzakereler
AB, Küresel Avrupa Stratejisi’nin bir parçası olarak Mayıs 2007’de Asya
ülkeleri ile yeni bir ortaklık süreci başlatmıştır. 2009 yılı itibarıyla ASEAN
ülkelerinin ikinci en büyük ticari ortağı olan AB, toplam ticaretinin yaklaşık %5,1’lik
oranını bu ülkeler ile gerçekleştirmiştir. ASEAN’ın toplam ticareti içerisinde AB’nin
payı ise aynı dönem itibarıyla yaklaşık %11,3 oranındadır 100
98
Traidcraft Policy Unit, 2008, s.22-30
Free Trade Agreements Watch-India, A Diggest on India’s Free Trade Agreements
and Alternatives to Free Trade, http://fta.icrindia.org/index.html (24.06.2010)
100
European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations, ASEAN,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/regions/asean/
(24.09.2010)
99
92
Tablo 29. ASEAN Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
YIL
TOPLAM
ĐHRACAT TOPLAM
TĐCARET
ĐTHALATTA
ĐHRACATTA
DENGESĐ
AB’NĐN
AB’NĐN PAYI
PAYI (%)
(%)
2004
45,532
11,9
63,230
14,3
17,698
2005
48,562
10,9
67,025
13,2
18,463
2006
53,946
10,8
78,290
13,2
24,343
2007
60,290
11,5
79,188
13,0
18,898
2008
63,552
10,4
79,006
12,1
15,454
2009
57,415
10,8
66,734
11,7
9,319
Kaynak : European Comission, Trade, ASEAN Countries, http://trade.ec.europa.
eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113471.pdf (24.09.2010)
ĐTHALAT
ASEAN ülkelerinin son beş yılda AB ile olan ticareti, yıllık ortalama %4 artış
göstermiştir. Bu nedenle AB, Mayıs 2007’de ASEAN ülkeleri ile serbest ticaret alanı
oluşturmaya
yönelik
müzakerelere
başlamıştır.
Müzakereler
çerçevesinde
imzalanacak serbest ticaret anlaşmasında,
-Anlaşmanın yürürlüğe girmesinde sonraki yedi yıl içerisinde mal ticaretinin
yaklaşık %90’ında tarife oranlarının sıfırlanması,
-Hizmet sektöründe tüm ayrımcı uygulamaların kaldırılması,
-Yabancı yatırımlar için fon transferleri üzerindeki tüm kısıtlamaların
giderilmesi, yatırım kolaylıklarının sağlanması,
-Tarife dışı tüm engellerin aşamalı olarak yürürlükten kaldırılması,
-Fikri
mülkiyet
haklarının,
kamu
yatırımlarında
şeffaflık
ilkesinin
uygulanması,
93
-Anlaşma ilkelerinin uygulamaya kolaylıkla geçirilebilmesini teminen ABASEAN Bölgesel Ticaret Girişimi (TREATI)’nin101 güçlendirilmesi konusunda
görüşmeler gerçekleştirilmiştir.102
AB aynı zamanda ASEAN ülkelerindeki yabancı sermaye yatırımlarının da
ana kaynağını oluşturmaktadır. 2008 itibarıyla ASEAN’daki toplam yabancı
yatırımların yaklaşık %25’ini AB gerçekleştirmiştir. Ancak ASEAN ülkeleri arasında
ekonomik gelişmişlik farklılıkları bulunmaktadır.103
Taraflar arasındaki ticarete bakıldığında, AB’nin kimyasal ürünler, araçlar
gibi yüksek teknolojili endüstriyel ürünlerde rekabet gücünün ASEAN ülkelerine
göre daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir. ASEAN ile AB arasındaki ticarette,
birkaç endüstriyel sektör ve tarım ürünleri dışında kalan alanlarda düşük gümrük
tarife oranları uygulanmaktadır. AB’nin tarım sektörüne sübvansiyon uygulaması ve
tarım ürünlerinin üretim maliyetlerinden daha düşük fiyatlar ile dünya pazarına
sunulması, haksız rekabete yol açmaktadır.
AB, hassas sektörler olarak
nitelendirdiği tarım ve balıkçılık ürünlerini ısrarla serbest ticaret anlaşması kapsamı
dışında tutmak istemekte, ayrıca başta ASEAN olmak üzere ithalat yaptığı tüm ülke
101
Trans-Regional EU-ASEAN Trade Initiative (TREATI), taraflar arasında serbest
ticaret anlaşmasının akdedilmesine yönelik görüşmeler başlamadan önce, 2004
yılında imzalanan bir anlaşmadır. Taraflar arasında ticaretin kolaylaştırılması,
pazarlara kolaylıkla ulaşım imkânlarının yaratılması ve yabancı yatırımcıların
teşvikini amaçlamıştır.
102
Naty Bernadino, Gender Implications of the European Union-ASEAN Free Trade
Agreement, Wide Network Fact Sheet, Belgium 2007, s.3
103
European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations,
Statistics,
ASEAN,
http://trade.ec.europea.eu./doclib/docs/2006/september/
tradoc_113471.pdf (26.09.010)
94
ve topluluklara, sağlık standardı, çevre düzenlemeleri vb. isimler altında, tarife dışı
engeller koymayı sürdürmektedir.104
Her ne kadar ASEAN’ın AB ile imzalayacağı serbest ticaret anlaşmasında
tarife dışı engellerin kaldırılacağı yönünde hüküm varsa da DTÖ bünyesinde
imzalanan Sağlık ve Bitki Sağlığı Anlaşması hükümleri çerçevesinde ASEAN
ülkeleri standartlar ile karşılaşmaya devam edecektir. AB, ASEAN’ın standartlara
uyum sağlayabilmesi amacıyla, teknik yardım ve işbirliği sağlamayı taahhüt
etmektedir. Gelişimler gelişmekte olan ülkelerde tarım sektöründe faaliyet gösteren
büyük firmaların standartlara uyum sağlayabildiğini, küçük üreticilerin ise AB
tarafından konulan standartları uygulayamadıklarını ortaya koymuştur. Sonuç olarak,
AB’nin tarım sektöründe uyguladığı korumacılık, gelişmekte olan tüm ülkelerde
tarım sektöründe haksız rekabete, dolayısıyla gelirlerin düşmesine ve işsizliğe yol
açmaktadır. Bu çerçevede 2007 yılında serbest ticaret anlaşması imzalanmasına
yönelik başlatılan müzakereler, ilerleme kaydedilememesi gerekçesiyle Mart
2009’da geçici olarak dondurulmuştur. Görüşmelerde yaşanan tıkanıklığı aşmak
amacıyla AB üyeleri, Aralık 2009 ayında AB Komisyonu’na ASEAN üyeleri ile tek
tek serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik görüşmelere başlayabileceğini
bildirmiştir. Bu çerçevede AB ile Vietnam ve Singapur arasında Mart 2010 ayında
serbest ticaret alanı yaratılmasına ilişkin resmi görüşmeler başlamıştır.
2.3.2.3. Avrupa Birliği-ANDEAN Ülkeleri Arasındaki Müzakereler
ANDEAN, Bolivya, Kolombiya, Ekvator ve Peru tarafından, üye ülkelerde
dengeli gelişmeyi sağlamak, ekonomik uyumla büyümeyi hızlandırmak ve üye
104
Dr.Willem Van Der Geest, An EU-ASEAN Free Trade Agreement: Sharing
Benefits of Globalisation? ASEF University Lecture Note, February, 6, 2004, s.9
95
ülkelerin hayat standartlarını yükselterek Latin Amerika ortak pazarı için uygun
koşulları oluşturmak amacıyla 1969 yılında Cartagena Anlaşması ile kurulmuştur.105
ANDEAN ile AB arasındaki ilk resmi ilişki, 1996 yılında taraflar arasında
imzalanan Roma Deklarasyonu ile başlamıştır. 1996’dan beri yapılan görüşmelerde,
demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, bölgesel uyum ve taraflar arasındaki
ilişkilerin gelişimi konuları ele alınmıştır. Taraflar arasında ekonomik ve siyasi
ilişkilerin arttırılması amacıyla, 2003 yılında Politik Diyalog ve Đşbirliği Anlaşması
imzalanmış ve anlaşma, 1996 yılında akdedilen Roma Deklarasyonu’nun yerini
almıştır.
Haziran 2007’de AB ve ANDEAN, kapsamlı ortaklık anlaşmasının
imzalanmasına ilişkin görüşmelere başladıklarını bildirmişlerdir. Anlaşmanın
hedefleri;
-
Taraflar arasında siyasi diyalogu arttırmak,
-
Ticaret hacminin ve yatırımların arttırılmasına ilişkin gerekli kolaylıkları
sağlamak, olarak belirlenmiştir.
AB, ABD’den sonra ANDEAN ülkelerinin ikinci en büyük ticari ortağıdır.
2009 itibarıyla, AB’nin toplam ticareti içerisinde ANDEAN ülkelerinin payı, %0,7
oranındadır.
105
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Andean Altbölgesel Entegrasyon Anlaşması,
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/yaziciDostu.cfm?dokuman=pdf&action=detayrk&
yayinid=962&icerikid=1071 (Ekim 2009)
96
Tablo 30. ANDEAN Ülkelerinin Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
YIL
TOPLAM
ĐHRACAT TOPLAM
TĐCARET
ĐTHALATTA
ĐHRACATTA
DENGESĐ
AB’NĐN PAYI
AB’NĐN PAYI
(%)
(%)
2004
4,788
16,3
5,393
17,2
605
2005
4,616
12,5
5,879
14,4
1,262
2006
5,386
12,2
7,869
15,6
2,483
2007
6,018
11,9
8,793
16,4
2,775
2008
7,305
11,9
8,480
14,2
1,174
2009
6,663
12,3
8,407
15,9
1,744
Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, ANDEAN Countries
ĐTHALAT
AB, ANDEAN ülkelerinden tarımsal ürünler (%47,5) ile akaryakıt ve maden
ürünleri (%41,1) ithal etmektedir. AB’nin temel ihraç ürünleri ise, makine ve araç
teçhizat (%47,4) ile kimyasal ürünlerden (%18,4) oluşmaktadır.
AB’nin ANDEAN ülkeleri ile ticaret hacmi, son 30 yıl içerisinde %67
oranında artmıştır. AB ticaret hacminin arttırılabilmesi için ANDEAN ile serbest
ticaret anlaşması temelinde ortaklık kurma amacındadır. Taraflar arasındaki ortaklık
anlaşmasının imzalanmasına ilişkin görüşmeler, ANDEAN ülkelerinin AB karşısında
ortak bir tutum belirleyememeleri, özellikle Bolivya’nın serbest ticaret anlaşması
imzalamak istememesi nedenleriyle Haziran 2008’de askıya alınmıştır.
Gelişme üzerine AB, Ocak 2009’da Kolombiya, Peru ve Ekvator ile kapsamlı
ticaret anlaşması imzalamak amacıyla görüşmelere başlamıştır. Ocak 2009-Temmuz
2009 arasında taraflar arasında 5 kez görüşme gerçekleştirilmiş, Temmuz 2009
ayındaki son turda ise Ekvator görüşmelerden çekildiğini beyan etmiştir. Peru ve
Kolombiya ile ticaretin serbestleştirilmesini kapsayan ortaklık anlaşmasına ilişkin
görüşmeler sonucunda, taraflar arasında Mart 2010 ayı içinde uzlaşma sağlanmıştır.
97
AB ile Kolombiya ve Peru arasındaki serbest ticaret anlaşmasının 2011 yılında
yürürlüğe girmesi beklenmektedir.106
AB’nin Peru ve Kolombiya ile kapsamlı ortaklık anlaşması imzalamak
yönündeki ısrarı, ANDEAN ülkeleri arasındaki görüş ayrılıklarının artmasına ve
siyasi krizlere de neden olmaktadır.
2.3.2.4. Avrupa Birliği-Orta Amerika Ülkeleri Arasındaki Müzakereler
AB’nin Orta Amerika ülkeleri107 ile ilişkileri yaklaşık 25 yıl öncesine
dayanmaktadır. Bakanlar düzeyinde görüşmeler 1984 yılında başlamıştır. Ekonomik
ilişkiler ise, genelleştirilmiş tercihler sistemi (GTS) çerçevesinde yürütülmektedir.
AB’nin uygulamakta olduğu GTS rejiminde uyuşturucu üretimi ve uyuşturucu
kaçakçılığı ile mücadele amaçlı özel düzenlemeler vardır. Bu çerçevede AB, Orta
Amerika ülkelerinin uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı ile mücadelede gösterdikleri
performansı değerlendirmekte ve GTS kapsamında ilave vergi indirimleri ile Orta
Amerika ülkelerini ödüllendirmektedir.108 GTS çerçevesinde Orta Amerika ülkeleri,
ihraç ettikleri ürünlerin yaklaşık %90’ını gümrüksüz bir şekilde AB pazarına
sokabilmektedir.
2001 yılında AB ile Orta Amerika ülkeleri, ekonomik ve ticari ilişkileri
geliştirmek amacıyla ortak çalışma grubu kurulması yönünde anlaşmaya varmıştır.
Görüşmeler sonucunda kredi sağlanması konusunda uzlaşılmıştır.
2004 yılında
106
European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations,
ANDEAN
Countries,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateralrelations/regions/ andean/ (19.08.2010)
107
Guatemala, El Salvador, Honduras, Nikaragua, Kosta Rica
108
Bülent Orhan Türel, Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi, AB’nin Genelleştirilmiş
Tercihler Sistemi ve Menşe Kurallarına Türkiye’nin Uyumu, Gümrük Müsteşarlığı
AB ve Dış Đlişkiler Genel Müdürlüğü, Uzmanlık Tezi, Haziran 2003, Ankara,
http://www.gumruk.gov.tr/tr-TR/abdisiliskiler/aaa/GTS1.pdf (23.11.2010)
98
gerçekleştirilen görüşmelerde AB ve Orta Amerika ülkeleri, ortaklık anlaşması
imzalanması yönünde karar almıştır. Kasım 2007’de AB ve Orta Amerika ülkeleri,
serbest ticaret alanı oluşturulabilmesini teminen bir ortaklık anlaşması imzalanması
yönünde görüşmeler başlamış ve 7 müzakere turu gerçekleştirmiştir.109 AB, 2009
itibarıyla ABD’den sonra Orta Amerika ülkelerinin ikinci büyük ortağı
konumundadır. ABD’nin Orta Amerika ülkelerinin toplam ticareti içindeki payı
%57,5 olup, bu oran AB için %8,5 civarındadır. Orta Amerika ülkelerinin temel
ihraç maddeleri içindeki tarımsal ürünlerin payı yaklaşık %20’dir. AB ise, Orta
Amerika ülkelerine makine ve teçhizat, kimyasal maddeler, otomotiv ve yedek parça
ihraç etmektedir.
Tablo 31. Orta Amerika Ülkelerinin Avrupa Birliği’ne
Đhraç Ettiği Ürünler (Milyon Euro)
ÜRÜN
GRUPLARI
2005
2007
2009
Miktar
%
Miktar
%
Miktar
%
Tarım
Ürünleri
2731
19,3
3368
19,9
3230
22,2
Akaryakıt ve
Madencilik
2822
19,9
3510
20,7
1711
11,8
Đmalat Sanayi
8470
59,7
9850
58,2
9153
62,9
Diğer Ürün
148
1
133,1
0,8
309
2,1
Kaynak: European Comission, Trade, Central America, http://trade.ec.europa.eu/
doclib/docs/2006/september/tradoc_113478.pdf (23.11.2010)
Tablo 31 incelendiğinde, tarım ürünleri ihracatının toplam ihracat içerisindeki
payının 2005-2009 döneminde %18 oranında arttığı, akaryakıt ve madencilik
109
European Union, External Action, The EU Relations with the Andean Country
http://ec.europa.eu/external_relations/andean/ index_en.htm (23.11.2010)
99
ürünlerinin %64 oranında azaldığı, imalat sanayi ürünlerinde ise yaklaşık %8 artış
yaşandığı gözlemlenmektedir.
AB genelleştirilmiş tercihler sistemi kapsamında Orta Amerika ülkelerinden
ithal ettiği ürünlerin birçoğundan gümrük vergisi almamaktadır. Dolayısıyla serbest
ticaret anlaşması sonucunda Orta Amerika ülkelerinin özellikle imalat sanayi
ürünlerindeki ihracatında artış beklenmemektedir. AB’nin hassas sektör olarak
nitelendirdiği tarımsal ürünlerin serbest ticaret görüşmeleri kapsamı dışında
bırakılmasını isteyeceği için Orta Amerika ülkelerinin bu sektörde de ihracatının
artacağı beklentisi yoktur.110
Orta Amerika ülkeleri, 2005 yılında ABD ile serbest ticaret anlaşması
imzalamıştır. Anlaşmadan sonra ABD’den yapılan ithalat artmış, Orta Amerika
ülkelerinin ticaret açığı büyümüş ve gümrük gelirlerinde azalma meydana gelmiştir.
AB, bölgede ABD ile rekabet edebilmek amacıyla, Orta Amerika ülkeleri ile
gerçekleştirdiği
görüşmelerde
ABD’ye
tanınan
ayrıcalıkların
kendisine
de
verilmesini talep etmektedir.111 Serbest ticareti içeren ortaklık anlaşmasının
imzalanmasına
yönelik
31.03.2009
tarihinde
başlayan
7.tur
müzakereler,
Honduras’ın getirdiği bir teklif nedeniyle AB tarafından durdurulmuştur. Taraflar
arasında ekonomik gelişmişlik düzeyi bakımından farklılıklar bulunduğu için
Honduras Orta Amerika ülkelerinin ekonomik açıdan desteklenmesi amacıyla “Ortak
Ekonomik ve Mali Kredi Fonu” kurulması talebinde bulunmuştur. Nikaragua,
önerinin
AB
tarafından
reddedilmesi
üzerine
müzakerelerden
çekildiğini
açıklamıştır. Bununla birlikte taraflar, yeni bir mali mekanizma kurulması yönünde
110
South Centre, Analysis of the Draft InterimTrade Sustainability Impact Assesment
of the EU-Central America FTA, Analytical Note, May 2009, Switzerland, s.9
111
Klaus Hess, The EU Reaches for Central America, March 2009,
http://www.tlaxcala.es/pp.asp?reference=8255&lg=en (28.11.2010)
100
anlaşmaya varmışlardır. AB’nin tarife dışı önlemler olarak adlandırılan bitki
sağlığının korunması ile kamu harcamalarında şeffaflık yönündeki talepleri,
görüşmelerdeki temel çatışma noktalarını oluşturmaktadır.112
2.3.2.5. Avrupa Birliği -Ukrayna Arasındaki Müzakereler
2009 yılı itibarıyla 45,7 milyon nüfusu, 84,2 milyar Euro gayri safi yurtiçi
hâsılası, kişi başına düşen 1.841 Euro milli gelire sahip bulunan Ukrayna, Sovyetler
Birliği dağılmadan önce tarım deposu olarak işlev görmüştür. Halen Doğu
Avrupa’nın ikinci gelişmiş ülkesi konumundadır. AB Ukrayna’nın en büyük ticari
ortağıdır. 2009 itibarıyla, Ukrayna’nın toplam dış ticareti içerisinde AB’nin payı,
%29,3 oranındadır. Ukrayna ise AB’nin 24. ticari ortağı olup, toplam ticaretinin
%0,9’unu karşılamaktadır.113
Tablo 32. Ukrayna’nın Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
YIL
ĐTHALAT
2004
2005
2006
2007
2008
2009
7.676
9.858
20.092
24.597
19.523
10.997
ĐHRACAT
TOPLAM
ĐTHALATTA
AB’NĐN PAYI
(%)
33,0
33.8
43.3
44.9
33.8
34.0
8.868
8.217
8.970
11.289
12.298
6.786
TĐCARET
TOPLAM
DENGESĐ
ĐHRACATTA
AB’NĐN PAYI
(%)
34,0
30.2
28.7
29.9
27.4
24.0
16.543
18.075
29.062
35.887
31.821
17.783
Kaynak : European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations,
Ukraine Main Economic Indicators http://trade.ec.europa.eu/ doclib /docs/ 2006/
september/ tradoc_113459.pdf, (20.12.2010)
112
European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations, Central
America, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/regions/
central-america, (28.11.2010)
113
European Commission, Trade, Crating Opportunities, Bilateral Relations, Ukraine
Main Economic Indicators http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/
tradoc_113459.pdf, (20.12.2010)
101
1993’ten beri Ukrayna’nın AB’ye gerçekleştirdiği ihracatın büyük bir oranı,
genelleştirilmiş
tercihler
sistemi
kapsamında
gümrük
vergilerinden
muaf
tutulmaktadır. Makine, kimyasal maddeler, bitkisel yağlar, mineraller bu sistem
çerçevesinde AB tarafından ithal edilmektedir. Tablo 32 incelendiğinde, son 6 yıllık
süreç içinde Ukrayna’nın toplam ithalatında AB’nin payını koruduğu, toplam
ihracatında
ise
AB’nin
payının
azalan
bir
seyir
izlediği
görülmektedir.
Genelleştirilmiş tercihler sistemi kapsamında birçok ürünü gümrüksüz şekilde AB
pazarına girme hakkını elinde bulunduran Ukrayna’nın toplam ihracatında AB’nin
payının azalması dikkat çekicidir.
Ukrayna ile AB arasında ikili ilişkiler, 1994 yılında imzalanan ve 1998’de
yürürlüğe giren Ortaklık ve Đşbirliği Anlaşması’na dayanmaktadır. Anlaşma
Ukrayna’nın başta ticaret olmak üzere her alanda AB standartlarına uyumunu
öngörmüştür.114
Ukrayna, 2004 yılından sonra Avrupa Birliği'ne üyeliği hedeflemiştir. AB,
serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasına yönelik müzakerelerin başlaması için
Ukrayna’nın DTÖ’ye katılmasının şart olduğunu beyan etmiştir. Ukrayna
16.05.2008’de DTÖ’ye üye olmuştur. Bu durum, Ukrayna’nın gümrük tarifelerini
daha da düşüreceği, hizmet sektöründeki kısıtlamaları kaldıracağı ve tarife dışı
engeller ile gümrük işlemlerinde DTÖ kurallarına uyacağı anlamına gelmektedir.
AB ile Ukrayna, Mart 2007’de ortaklık anlaşması imzalanmasına yönelik ikili
görüşmelere başlamıştır. AB, diğer ülkelerle akdettiği serbest ticaret anlaşmaları gibi,
Ukrayna ile yürürlüğe koymak istediği ortaklık anlaşmasının başta hizmet sektörü,
114
Olga Shumylo, Free Trade Between Ukraine and the EU: An Impact Assesment,
International Center for Policy Studies, 2007, s.33
102
fikri mülkiyet hakları, kamu yatırımlarının şeffaflaştırılması gibi ticaret ile ilgili tüm
alanları kapsaması gerekliliğinin altını çizmektedir.115
Taraflar arasında imzalanacak serbest ticaret anlaşmasının etkileri, ekonomik
ve sosyal etkiler kapsamında iki ayrı çerçevede ele alınabilir. Gümrük vergilerinin
sıfırlanması özellikle Ukrayna’nın bütçesini olumsuz etkileyecektir. Aynı zamanda
AB ürünleri Ukrayna tüketicileri açısından ucuzlayacak ve Ukrayna sanayisi için
önemli olan ara maddelerin fiyatında meydana gelen düşme, endüstriyel rekabeti
arttıracaktır. Ukrayna’da düşük kalitede üretim yapan firmalar diğer firmalar ile
rekabet edebilmek amacıyla kaliteli üretim çabası içerisine gireceklerdir. Anlaşma ile
gümrük işlemleri basitleşecek, bürokratik işlemlerden kaynaklanan vakit kayıpları
azalacak ve üretim maliyetlerinde azalma meydana gelecektir.
Bununla birlikte gelişmekte olan Ukrayna pazarının yüksek teknolojiye ve
düşük üretim maliyetlerine sahip Avrupalı şirketlere açılması, rekabete dayanamayan
Ukrayna firmalarının kapanmasına, işsizlik oranında artışa ve dolayısıyla birtakım
sosyal etkilere yol açabilecektir. Ayrıca Ukrayna, AB’ye yaptığı ihracatın büyük
bölümünü genelleştirilmiş tercihler sistemi kapsamında gümrüksüz gerçekleştirdiği
için, ortaklık anlaşmasının Ukrayna’nın ihracatının artışında olumlu bir etki
sağlamayacağı ifade edilebilir.
Ukrayna’nın nihai hedefi AB’ye üye olmaktır. Bu nedenle imzalanacak
ortaklık anlaşmasını tam üyelik sürecinin bir basamağı olarak görmektedir. AB ise
Ukrayna’daki reformların güçlendirilmesi ve enerji arzının güvenliğinin sağlanması
peşindedir. Taraflar arasında ortaklık anlaşmasına ilişkin müzakereler devam etmekte
iken Ukrayna Hükümeti, küresel ekonomik krizin dış ticaret dengesini bozduğu
115
Đbid, 2007, s.12
103
gerekçesi ile Şubat 2009’da ithal edilen birçok ürüne %13 oranında ek gümrük
vergisi uygulayacağını beyan etmiş ve gerekli yasal düzenlemeyi gerçekleştirmiştir.
Bu gelişme üzerine AB Komisyonu, Ukrayna'nın bir taraftan AB ile serbest ticaret
anlaşması için müzakereler yürütürken diğer taraftan da ithal ürünlere vergi
koymasının hiçbir tutarlı tarafının olmadığını açıklamıştır. Gelen tepkiler üzerine
Ukrayna Hükümeti düzenlemeyi 19.03.2009 tarihinde yürürlükten kaldırmıştır.116
2.3.2.6.Avrupa Birliği-MERCOSUR Ülkeleri Arasındaki Müzakereler
MERCOSUR, Brezilya, Arjantin, Paraguay ve Uruguay tarafından üyeler
arasında ekonomik kalkınmayı hızlandırmak amacıyla 26.03.1991 tarihinde
kurulmuştur. Venezüella, 2006’da kurucu üye sıfatıyla birliğe katılmıştır.
MERCOSUR, 2009 itibarıyla 300 milyar Euro’ya ulaşan ticaret hacmi ve 200
milyonluk nüfusu ile AB ve NAFTA’dan sonra dünyanın üçüncü büyük ekonomik
entegrasyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ocak 1995’te gümrük birliğini
gerçekleştiren MERCOSUR, bütünleşmeye doğru ilerleme kaydetmektedir. ABMERCOSUR arasında ortaklık anlaşmasına ilişkin görüşmeler, Haziran 1999’da Rio
Zirvesi ile başlamıştır. Mal ve hizmet ticaretinde tarife ve tarife dışı engelleri
kaldırmak, sermaye akımını liberalleştirmek, fikri mülkiyet haklarını benimsemek,
anlaşmazlıkların çözümü mekanizması kurmak ve kamu yatırımlarında şeffaflık
ilkesini hayata geçirmek, görüşmelerin temel noktalarını oluşturmuştur.117
MERCOSUR ülkelerinin toplam dış ticaret hacmi incelendiğinde, 2003-2008
döneminde toplam ithalat ve ihracat miktarında %100’e yakın artış gerçekleştiği,
116
Ukraine English News, Cabinet Abolishes 13% Import Duty Markup, 19 March
2009
117
Andreas Schneider, The EU-Mercosur Free Trade Agreement, The Implications
for Trade in Agriculture, CEPS Policy Brief, No:107, June, 2006, s.2
104
küresel krizin etkisiyle 2009’da ticaret hacminde %23 düşüş yaşandığı ve 2009
itibarıyla AB’nin MERCOSUR’un en büyük ticari ortağı olduğu söylenebilir.118
Tablo 33. MERCOSUR’un Avrupa Birliği ile Dış Ticareti (Milyon Euro)
Toplam
Toplam
Yıllık Đthalatta
Yıllık Đhracatta
Ticaret Đthalat+
Yıl Đthalat Değişim AB’nin Đhracat Değişim AB’nin
Dengesi Đhracat
%
Payı
%
Payı
%
%
2003 16.711
23,28
23.745
20,19
7.034
40.456
2004 19.472
16,5
21,32
25.457
7,2
18,04
5.985
44.929
2005 20.595
14,1
22,10
28,014
10
21,3
7.419
48.609
2006 23.508
14,1
20,04
31.922
14
21,1
8.414
55.430
2007 27.748
18
20,06
37.621
17.9
23.5
9.872
65.369
2008 34.221
23.3
19.4
42.045
11.8
21.8
7.825
76.266
2009 28.194
-17,6
20.7
32.490
-22.7
21,2
4.296
60.684
Kaynak: European Comission, Trade, Bilateral Relations, Mercosur, http://trade.ec.
europa.eu/doclib/cfm/doclib_section.cfm?sec=151&langId=en (19.12.2010)
Tablo 33’te görüldüğü üzere MERCOSUR ülkelerinin AB ile gerçekleştirdiği
ticarette artış gözlenmektedir. AB, ekonomisi gittikçe büyüyen MERCOSUR ile
serbest ticaret anlaşması imzalamak amacıyla 2008 yılına kadar 16 ayrı görüşme
gerçekleştirmiştir. Ancak 2004 yılında yapılan görüşmelerde taraflar, ortaklık
anlaşmasının imzalanması yönünde ciddi bir istek bulunmadığı gerekçesi ile sonraki
görüşmelerin teknik düzeyde gerçekleştirilmesi yönünde görüş birliğine varmışlardır.
Uyuşmazlığın temel nedeni AB’nin tarım sektöründe MERCOSUR ülkelerine taviz
vermeye yanaşmamasıdır. Aynı şekilde AB de MERCOSUR’u telekomünikasyon
sektörünün liberalleştirilmesinde isteksiz davranmakla suçlamıştır.
118
European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations,
Mercosur, http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/regions/
mercosur/ (18.10.2010)
105
Taraflar arasında tarım ürünleri ticareti önemlidir. Đki bölgesel blok arasında
tarım ürünleri ticaret hacminde farklılıklar vardır. 2009 itibarıyla AB’nin
MERCOSUR ülkelerinden gerçekleştirdiği toplam ithalatın %55,3’ünü tarımsal
ürünler oluşturmuştur. AB’nin tarımsal ürünler ihracatının toplam ihracat içindeki
payı ise sadece %4,2’dir. AB, tahıl, şeker ve et ürünlerini hassas ürün grupları olarak
adlandırmakta ve gerçekleştirdiği tüm serbest ticaret anlaşmalarında bu ürünleri
anlaşma kapsamı dışında tutmak istemektedir. AB’nin tarife dışı engellemeleri, temel
ihracat kalemi tarım ürünleri olan MERCOSUR ülkelerinin itiraz noktasını
oluşturmaktadır.119
MERCOSUR ülkelerinin ortak gümrük tarifesi tarım ürünlerinde ortalama
%10,2, sanayi ürünlerinde ise ortalama %10,5 civarındadır. AB ile imzalanacak
serbest ticaret anlaşması ile birlikte birçok üründe oran sıfırlanacaktır. Uygulamanın
ilk etkileri, gümrük gelirlerinin düşmesi, AB’den ithal edilen malların fiyatlarının
ucuzlaması olacaktır. MERCOSUR ülkelerinde özellikle sanayi ürünlerinde rekabete
dayanamayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin kapanması, anlaşmanın uzun vadeli
etkisi olarak görülebilecektir.120
Bu çerçevede AB, MERCOSUR ekonomilerini ortaklık anlaşması koşullarına
uyumlu hale getirebilmek amacıyla yardım programı başlatmıştır. AB bölgede
istikrarlı bir kalkınmayı sağlayabilmek amacıyla hibe yardımını kabul etmiştir. AB
ayrıca anlaşmanın MERCOSUR ülkelerinin AB dış ticaret standartlarına uyum
sağlayabilmesine de yardımcı olacağını belirtmiştir. Temel amaç, taraflar arasında
119
Andreas Schneider, 2006, s.3
Türkiye-Brezilya Ticaret Rehberi, Uluslararası Kuruluşlarla Bağlantılar ve Diğer
Ülkelerle Đlişkiler, www.turkiyebrezilya.com/index.php/ticaret-rehberi/dis-ticaretanalizi/diger-ulkelerle-iliskiler.html (11.07.2010)
120
106
serbest ticareti içeren bir ortaklık anlaşmasına zemin hazırlamaktır. Ortaklık
anlaşmasının imzalanması, uyuşmazlıkların çözümüne bağlıdır.121
Taraflar arasında Haziran 2009’da serbest ticaret anlaşması imzalanmasına
yönelik resmi olmayan görüşmeler gerçekleştirilmiş, Mart ve Nisan 2010’da yapılan
son iki toplantı sonucunda AB Komisyonu, görüşmelerin resmi olarak yeniden
başlatılması yönünde AB Konseyi’ne teklifte bulunmuştur.
2.3.3.Serbest
Ticaret
Anlaşmaları
Çerçevesinde
Gerçekleştirilen
Ticaretin Avrupa Birliği’nin Toplam Ticareti Đçindeki Önemi
Halen Güney Afrika, Meksika, Güney Kore ve Şili ile yürürlükte bulunan
serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde yapılan ticaretin AB’nin toplam ticareti
içindeki payının belirlenmesi olası etkilerin tahmini açısından önem taşımaktadır.
Tablo 34. Avrupa Birliği’nin Toplam Ticareti (Milyon Euro)
Yıllar
Đhracat
2005
Değişim
(%)
1.179.569
14.8
Ticaret
Dengesi
-126.849
Toplam
Ticaret
2.232.289
2006
1.352.787
14.7
1.160.101
10.2
-192.686
2.512.887
2007
1.433.402
6.0
1.240.541
6.9
-192.861
2.673.942
2008
1.564.946
9.2
1.309.818
5.6
-255.128
2.874.764
2009
1.199.545
-23.3
1.095.168
-16.4
-104.377
2.294.713
Đthalat
Değişim
(%)
1.052.720
10.5
Kaynak: Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/external_trade/
introduction (29.09.2010)
121
MercoPress South Atlantic News Agency, EU/Mercosur Sign Cooperation
Agreement, December, 8, 2009, http://en.mercopress.com/2009/12/07/eumercosursign-cooperation-agreement (17.07.2010)
107
Tablo 35. Avrupa Birliği’nin Yeni Nesil Serbest Ticaret Anlaşmaları
Kapsamında Gerçekleştirdiği Ticaret (Milyon Euro)
Yıllar
Đthalat
Değişim
Đhracat
Değişim
Ticaret
Dengesi
-9.399
Toplam
Ticaret
127.573
2005
68.486
-
59.087
-
2006
82.393
%20
66.166
%11
-16.227
148.559
2007
86.933
%5
71.014
%7
-15.919
157.947
2008
86.952
%0
72.810
%2
-14.142
159.762
2009
64.270
%-35
57.986
%-25
-6.284
122.256
Kaynak: Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/external_trade/
introduction (29.09.2010)
Tablo 35’te AB’nin yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları kapsamında
Meksika, Güney Afrika Cumhuriyeti, Şili ve Güney Kore ile gerçekleştirdiği
ticaretin yıllık değişim oranları görülmektedir. AB’nin dış ticaret açığının 2006
yılından beri azaldığı gözlemlenmektedir.
AB’nin yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları kapsamında gerçekleştirdiği
ticaretin toplam ticareti içindeki payı ise 2009 itibarıyla %5,3 civarındadır. Bu oran
son beş yılda yaklaşık % 5 değişiklik göstermiştir. Serbest ticaret anlaşmalarının
yürürlüğe girmesinden sonra AB’nin ihracatındaki artış hızı ithalatındaki artış
hızından daha yüksek düzeydedir. Bu durum, AB’nin serbest ticaret anlaşmasından
daha fazla yarar elde etmeye başladığının bir göstergesidir.
Yeni nesil serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koyduğu son on yılda
AB’nin tarım, sanayi ve hizmetler sektörünün GSYĐH içindeki paylarında meydana
gelen değişiklikler önem taşımaktadır. Yeni dış ticaret politikasının hizmet
sektörünün gelişimine daha fazla katkı sunduğu Şekil 24’te görülmektedir.
108
Şekil 24 : Avrupa Birliği-GSYH’nin Sektörlere Göre Dağılımı
2000
2006
%4,3
%2,2
%28,6
%67,1
%27,1
Tarım
Tarım
Sanayi
Sanayi
Hizmet
Hizmet
%70,2
2009
%1,9
%25,2
Tarım
Sanayi
%72,8
Hizmet
Kaynak: Eurostat, European Union Statistics http://epp.eurostat.ec.europa.eu/
(29.09.2010)
Şekil 24 incelendiğinde AB’de tarım sektörünün GSYĐH içindeki payının son
on yılda hızla azaldığı, sanayi sektöründe ciddi değişiklik meydana gelmediği,
hizmet sektörünün payının ise yükseldiği görülmektedir. AB’nin son yıllarda hizmet
sektörüne gerçekleştirdiği uluslararası yatırımlar, bu sektörün GSYĐH içindeki
payının istikrarlı şekilde artmasının temel nedenidir. Birlik, ihraç ettiği ürünlere
karşı koruma politikası uygulayan ülkeler ile yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları
görüşmelerine önem vermekte ve böylece sanayi üretiminin GSYĐH içindeki payını
arttırma amacını taşımaktadır.
Son on yılda AB’den gelen ve AB’ye giden doğrudan yatırım oranlarındaki
değişimler aşağıdaki tabloda yer almaktadır
109
Tablo 36. Avrupa Birliği’nin Toplam Yatırım Miktarı (Milyon Euro)
Yıllar
Değişim
AB’ye Yapılan
Yatırım
Değişim
2000
AB’nin
Gerçekleştirdiği
Yatırım
437.044
-
188.450
-
2002
133.897
%-328
126.567
%-67
2004
142.278
%7
58.373
%-52
2005
239.454
%90
129.167
%115
2006
313.004
%30
228.954
%70
2007
539.737
%70
411.373
%75
2008
347.658
%-63
198.693
%-100
Kaynak : Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/ balance_
of_payments/data/main_tables (03.10.2010)
Tablo 36 incelendiğinde, AB’nin üçüncü ülkelere gerçekleştirdiği toplam
yatırım miktarlarında istikrarlı bir değişim olmadığı dikkati çekmektedir. Son sekiz
yıllık periyoda bakıldığında, AB’nin en yüksek yatırımı 2007 yılında gerçekleştirdiği
görülmektedir. Yatırım miktarlarında gözlemlenen bu istikrarsızlığın temel nedeni,
ülke ekonomilerine duyulan güvene bağlı olarak yatırım stratejilerinin değişimidir
AB’nin rekabet gücünde son on yılda meydana gelen değişimler de önem
taşımaktadır. Ülkelerin ihracatında meydana gelen artışlar ile ihracatın dünya
çapındaki yükseliş oranlarının karşılaştırması yapılarak rekabet gücünün nasıl
değiştiği tespit edilebilir.
2004-2006 döneminde ihracatta dünya çapında %33, 2006-2008 döneminde
ise %15’lik artış söz konusu iken, bu oranlar AB için sırasıyla %22 ve %10 olarak
gerçekleşmiş ve dünya ortalamasının oldukça altında kalmıştır.
110
Tablo 37. Đhracatın Đthalatı Karşılama Oranları Açısından
Ülkelerin Rekabet Gücü Karşılaştırması
Yıllar
1990
2000
2002
2004
2006
2008
AB
%90
%91
%100
%93
%87
%83
ABD
%77
%62
%57
%53
%54
%59
ÇĐN
%120
%122
%124
%116
%134
%135
JAPONYA
%120
%122
%120
%119
%107
%99
HĐNDĐSTAN
%75
%84
%85
%97
%65
%63
Kaynak : Eurostat, Statistical Books, External and Intra EU Trade (1958-2008),
2009 Edition
Đhracatın ithalatı karşılama oranları açısından karşılaştırma yapıldığında ise
oranın azaldığı görülmektedir. AB artan ticaret açığını ya dış borçlanma yoluyla ya
da yabancı sermaye girişiyle finanse etmek zorundadır. Bu durum rekabet gücü
azalan bir AB ekonomisinin dış etkenlere açık hale gelerek kırılgan yapısının artması
anlamına gelmektedir.
Dünya piyasalarında rekabet gücünü yitirdiği gerçeğinden hareket eden AB,
Mart 2010 ayında “AB 2020 Stratejisi” başlıklı bildirim yayımlayarak, Birliğin
küresel alanda rekabetçi gücüne yeniden ulaşabilmesi için yüksek seviyede istihdam
sağlayan, verimli, sosyal uyumu yüksek, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomi
haline gelmesinin amaçlandığını vurgulamıştır. Bu çerçevede küresel alanda rekabet
edebilmek amacıyla güçlü ve sürdürülebilir sanayi tabanı oluşturulması yönünde
karar alınmıştır.
Sonuç olarak AB, uluslararası ticarette son on yıllık süreçte rekabet gücünde
meydana gelen azalmayı tersine çevirmek amacıyla, başta yeni nesil serbest ticaret
111
anlaşmalarını uygulamayı ve ihracatta meydana gelen artışı rekabetçi gücüne de
yansıtmayı amaçlamaktadır.
112
BÖLÜM III
AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN ÜÇÜNCÜ ÜLKELER ĐLE GERÇEKLEŞTĐRDĐĞĐ
SERBEST TĐCARET ANLAŞMALARININ TÜRKĐYE EKONOMĐSĐNE
ETKĐLERĐ
Türkiye gümrük birliği kararı ile siyasi açıdan söz hakkına sahip bulunmadığı
bir ekonomik bütünleşme içerisine girerek kendi aleyhine asimetrik bir mekanizma
oluşturmuştur. Türkiye için gümrük birliği kısa sürede gerçekleşmesi beklenen tam
üyelik sürecinde bir basamak olarak görülmüştür. Ancak dış ticaret politikasında son
dönemde değişikliğe giden AB’nin serbest ticaret anlaşmaları vasıtasıyla üçüncü
ülkelerle ekonomik işbirliğine gitme çabaları, kısa sürede tam üyelik öngörüsü
gerçekleşmeyen Türkiye’yi doğrudan etkileyen bir konu haline gelmiştir.
Türkiye AB’nin ortak ticaret politikasına uyum zorunluluğu çerçevesinde
Birliğin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkeye yönelik gümrük vergilerini,
anlaşma kapsamında sıfırlamaktadır. Anlaşmaya taraf olan ülke ise, Türkiye’ye karşı
mevcut gümrük vergilerini korumaktadır. Bu durumu ticaret sapması olarak
nitelendirmek mümkün değildir. Çünkü serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde
ticaret sapması ile karşı karşıya olan ülke, başta gümrük vergisi olmak üzere dış
ticaret politikası araçlarını belirlemekte bağımsız hareket ederek ekonomi
politikalarını kendi çıkarları çerçevesinde yön verebilmekte iken, Türkiye’nin
gümrük birliği çerçevesinde böyle bir olanağı bulunmamaktadır. Sonuç olarak
gümrük birliği, giderek tek tarafın yararına işleyen bir mekanizma haline
gelmektedir. Bu nedenle Türkiye, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeleri
benzer anlaşmalar yapmaya ikna etmekte zorlanmaktadır. Dolayısıyla DTÖ
sisteminin temel kurallarından olan kurulacak serbest bölgelerin yeni ayırımcılığa
yol açmaması ilkesine de aykırılık söz konusudur.
113
AB’nin anlaşmaları nedeniyle sınırlarını üçüncü ülkelere karşılıksız açmak
zorunda bırakılan Türkiye’nin bu ülkeler ile olan dış ticaretinde açık artmaya
başlamıştır. Ayrıca Türkiye’nin AB ile serbest ticaret bölgesi kuran ülkelerden
gerçekleştirdiği ithalatın payı, toplam ithalat içerisinde yükselmektedir.
Dolayısıyla AB’nin serbest ticaret anlaşmaları, Türkiye’nin haksız rekabet ile
karşılaşmasına ve dış ticaret dengesinin Birliğin serbest ticaret bölgesi kapsamına
giren ülkeler lehine bozulmasına yol açmaktadır. AB’nin üçüncü ülkeler ile
imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye aleyhine yarattığı etkiler, gümrük
birliği
sisteminin
işleyişinden
kaynaklanmaktadır.
Aleyhte
olan
durumun
engellenmesi için AB’nin gerçekleştirmek istediği ticari anlaşmalarda, Türkiye’nin
de karar mekanizmasında yer almasının sağlanması ve ilgili ülkeler ile Türkiye
arasında paralel şekilde müzakerelerin yürütülmesi gerekmektedir.
Serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’nin dış ticareti üzerindeki etkilerini
incelemeden önce, Türkiye’yi gümrük birliğine götüren süreç ve 1990’lı yıllardan
sonra serbest bölge oluşturulmasına yönelik arayışlar içerisine iten nedenlerden söz
etmek gerekmektedir.
3.1.Ortaklık Anlaşması’ndan Gümrük Birliği’ne Türkiye-Avrupa Birliği
Đlişkileri
Türkiye’nin AB ile ilişkisi, Roma Anlaşması’nın 238. maddesi uyarınca,
ortak üye olmak amacıyla 31.07.1959 tarihinde başvuru yapmasıyla başlamıştır.
Başvuru sonrası yapılan görüşmelerde Türkiye, ortaklık ilişkisinin gümrük birliği
üzerine kurulmasını ve bu birliğin 12–24 yıl içerisinde gerçekleştirilmesini, AB
114
organlarında Türkiye’nin temsil edilmesini ve nihai amacın tam üyelik olduğunu
iletmiştir.122
O dönemde AB, tam üyelik gerçekleşmeden organlara katılmanın mümkün
olmadığını, gümrük birliğinin gerçekleştirilmesi için 24 yılın çok uzun bir süre
olduğunu belirtmiştir. Görüşmeler sonucunda, taraflar arasında gümrük birliğine
dayanan ve tam üyeliği öngören ortaklık anlaşması, 12.09.1963 tarihinde Ankara’da
imzalanmıştır. Anlaşmanın 2.maddesi, ortaklığın hazırlık, geçiş ve son dönemi
bulunduğunu açıkça vurgulamıştır.123
Hazırlık dönemi, ortaklık anlaşmasının yürürlüğe girmesi ile başlamış ve 5 yıl
sürmesi öngörülmüştür. Ancak Türkiye’deki politik gelişmeler nedeniyle bu süre 9
yıla uzamıştır. Türk ekonomisinin AB ekonomisine uyumu amacıyla gerekli yasal
düzenlemelerin
gerçekleştirildiği
dönemde,
Türkiye’ye
tek
taraflı
tarife
kontenjanları124 ile AB pazarına ayrıcalıklı giriş imkânı sağlanmıştır.
23.11.1970’te imzalanan ve 01.01.1973’te yürürlüğe giren Katma Protokol ile
hazırlık dönemi sona ermiştir. Protokol ile taraflar arasında sanayi ürünlerini konu
alan gümrük birliğinin oluşturulması, işçilerin karşılıklı olarak serbest dolaşımının
sağlanması, tarım ürünlerinde giderek genişleyecek bir tercihli ticaret rejiminin
uygulanması ve hizmetlerin serbest dolaşımı için gerekli yasal düzenlemelerin
başlatılması öngörülmüştür.
Süreçte Türkiye, son döneme girilmesini beklemeden ortaklık statüsünden
ayrı olarak AB’ye tam üye olmak amacıyla 1987 yılında başvuruda bulunmuştur.
Başvuruya ilişkin AB Komisyonu tarafından 1989’da hazırlanan raporda,
122
Rıdvan Karluk, 2007, s.440
Đbid, s.449
124
Tarife kontenjanı uygulamasında belirlenen kota limiti içerisinde düşük gümrük
tarifesi uygulanmakta, kota aşımı halinde normal tarifelere geçilmektedir.
123
115
Türkiye’nin üyeliğe uygun olduğu, ancak dönemin koşulları nedeniyle üyelik
konusunda verilecek kararın ertelenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Son dönem
Türkiye ile AB arasında sanayi ürünlerinde gümrük birliğinin tam olarak kurulmasını
öngören 06.03.1995 tarihli ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 01.01.1996
tarihinde yürürlüğe girmesi ile başlamıştır. Böylece Türkiye, üye olmadan AB ile
gümrük birliğini kuran ilk devlet olma statüsünü kazanmıştır. Gümrük birliğinin
yürürlüğe girmesi ile Türkiye, üçüncü ülkelere uyguladığı %18 ortalama gümrük
vergilerini AB’nin uyguladığı ortalama %5’lik düzeye çekmiştir. Dolayısıyla Türkiye
ekonomisi sadece AB’ye üye ülkelerin değil, aynı zamanda üçüncü ülkelerin rekabeti
ile de karşı karşıya kalmıştır.125
Gümrük birliğinde malların serbest dolaşımı ilkesi çerçevesinde, gümrük
vergileri alınarak gerekli işlemleri tamamlanan tüm sanayi ürünleri, taraflar arasında
herhangi bir engelle karşılaşmaksızın ticarete konu olmaktadır. Ancak bu durum,
tarafların
üçüncü
ülkeler
ile
tercihli
ticaret
rejimlerindeki
farklılıklardan
kaynaklanabilecek ticaret sapması tehlikesini ortaya çıkarmaktadır. Tehlikenin
önlenmesi amacıyla, Türkiye’nin beş yıl içinde AB’nin tercihli ticaret anlaşmaları ve
tek taraflı ticari tavizlerin tanındığı otonom rejimlerine uyum sağlaması
öngörülmüştür. Ancak ticaret sapmasının önlenmesi için getirilen düzenlemeler,
gümrük birliğinin yürürlüğe girdiği dönemde problemler yaratmaya başlamıştır. AB
ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelerin Birliğe sağladığı ticari avantajlardan
Türkiye’nin AB’ye üye olmaması nedeniyle yararlanamaması sorununun temelini
oluşturmaktadır.
125
Rıdvan Karluk, 2007, s.454
116
3.2. Avrupa Birliği’nin Ticari Đlişkileri Çerçevesinde 1/95 Sayılı Ortaklık
Konseyi Kararı’nın Türkiye’ye Getirdiği Yükümlülükler
Türkiye ile AB arasında gümrük birliğini tesis eden 1/95 sayılı Ortaklık
Konseyi Kararı’nın 16. maddesine istinaden, Türkiye’nin AB ortak ticaret
politikasına uyum yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu durum, gümrük birliğinin doğal
ve kaçınılmaz bir sonucudur.
16. madde;
“1. Türkiye, ticaret politikasını Topluluğun ticaret politikasına uyumlu hale
getirmek amacıyla bu kararın yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıl içinde
Topluluğun tercihli gümrük rejimine aşamalı olarak uyum sağlar. Bu uyum, hem
otonom rejimleri hem de üçüncü ülkelerle tercihli anlaşmaları kapsar. Bu amaçla,
Türkiye gerekli önlemleri alır ve ilgili ülkelerle karşılıklı yarar temeline dayanan
anlaşmaları müzakere eder. Ortaklık Konseyi, kaydedilen gelişmeleri düzenli
aralıklarla inceler.
2. Birinci fıkrada anılan durumların her birinde bu tarife tercihlerinin
tanınması, Topluluğun söz konusu tercihlerin tanınmasını düzenleyen menşe
hükümleriyle aynı hükümlere uyulması şartına bağlıdır.
3. Birinci fıkrada sözü edilen süre içinde Türkiye'nin Topluluktan farklı bir
tarife politikası uygulaması durumunda, üçüncü ülkelerden Topluluğa menşe veya
ihracatçı ülkeler bakımından tercihli olarak ithal edilen ve serbest dolaşıma giren
ürünler Türkiye'ye ithal edilirken, aşağıdaki hallerde telafi edici vergiye tabi tutulur:
-Türkiye’nin aynı tercihli tarifeyi tanımadığı ülkelerden ithal edilmişlerse,
-Bu ülkelerden ithal edilmiş oldukları saptanabiliyorsa,
117
-Türkiye’de ödenecek vergi Toplulukta uygulanan vergiden en az yüzde 5
puan daha fazlaysa,
-Bu mallarla ilgili önemli bir trafik sapması gözlenmişse126,
hususlarını içermektedir.
Bu madde kapsamında Türkiye, AB’nin ortak ticaret politikasına uyumu
çerçevesinde beş yıllık dönem içerisinde Birliğin tercihli ticaret anlaşmaları ve tek
taraflı ticari tavizlerin tanındığı otonom rejimlerini üstlenmeyi taahhüt etmiştir. Söz
konusu maddede belirtilen beş yıllık süre 2001 yılında sona ermiştir. Serbest ticaret
anlaşmaları gelişen bir süreç olduğu için Türkiye’nin uyum yükümlülüğü, AB
tarafından anlaşmaların imzalandığı sürece devam edecektir. Ortaklık Konseyi
kararının 16.maddesine ilişkin 10 sayılı ek, o dönemde Türkiye tarafından
üstlenilmesi gereken tercihli anlaşmaları127 açıkça belirtmektedir. Türkiye, gümrük
birliğinden doğan yükümlülükleri nedeniyle sadece AB’nin tercihli ticaret anlaşması
yaptığı ülkeler ile benzeri anlaşmalar yapabilmekte, henüz bu tür ticaret anlaşması
akdetmediği ülkelerle serbest ticaret anlaşması ya da benzeri tercihli ticareti
amaçlayan anlaşmalar gerçekleştirememektedir.
126
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye-AB Arasında Gümrük Birliğini Tesis Eden 1/95
Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı, http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/ AB/
ABKurumsalDb/1-95.pdf (05.11.2009)
127
Bulgaristan, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovakya ve Çek Cumhuriyetleri ile
imzalanan Avrupa Anlaşmaları, Kıbrıs ve Malta ile Ortaklık Anlaşmaları, Estonya,
Letonya ve Litvanya, Đsviçre, Liechtenstein, Faroe Adaları ile Serbest Ticaret
Anlaşmaları, Đsrail, Cezayir, Fas, Tunus, Mısır, Ürdün, Lübnan ve Suriye ile
Anlaşmalar, Afrika-Karayip-Pasifik ülkeleri ile Konvansiyon, Avrupa Ekonomik
Alanı Anlaşması
118
3.3. Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarını Üstlenmesi ve Avrupa
Birliği
Türkiye, gümrük birliği kararı dolayısıyla AB’nin ortak ticaret politikasına
uyum sağlamak için serbest ticaret anlaşmaları akdetmeye çalışmaktadır.
Üçüncü ülkelerden ithal edilen bir ürün, gümrük birliği nedeniyle AB ve
Türkiye’de aynı gümrük vergisi ile karşılaşmaktadır. Ancak AB, gerçekleştirdiği
serbest ticaret anlaşmaları ile gümrük vergisi avantajı sağlamakta ve karşılığında
ilgili ülke pazarına giriş avantajı elde etmektedir. Serbest ticaret anlaşmasına taraf
olan ülke ise, AB’ye tam üye olmadığı için Türkiye ile gerçekleştirdiği ticarette,
yaptığı anlaşma hükümlerini uygulamak zorunda değildir. Sonuçta Türkiye, AB ile
serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelerin mallarının Birlik üzerinden düşük
gümrük vergili ya da gümrüksüz olarak ithal edilmesi durumuyla karşı karşıya
kalmakta, Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmasına taraf olan ülkeye yönelik ihracatı
ise yüksek gümrük vergileriyle gerçekleştirilir hale gelmektedir.128
Ancak bu konuda AB ile yapılan gümrük birliği müzakereleri esnasında
öngörüde bulunulmamıştır. O dönemde AB’nin ticaret politikasında serbest ticaret
anlaşmalarının günümüzdeki kadar önemli olmaması böyle bir öngörüyü engellemiş
olabilir. Bununla birlikte Ortaklık Konseyi kararının 16. maddesinin üçüncü fıkrası
ticaret sapmasının tespit edildiği durumlarda Türkiye’nin telafi edici vergi
uygulayabileceğini ifade etmektedir. Ancak Türkiye bu maddeden bugüne kadar hiç
yararlanmamıştır. 1996 yılında Türkiye’nin gümrük birliği kapsamında uyum
sağlamakla yükümlü bulunduğu serbest ticaret anlaşmalarının sayısı sınırlı iken,
128
Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED), TÜSĐAD’dan Serbest Ticaret
Anlaşmaları Semineri, 01.05.2008, http://www.sedefed.org/default.aspx?pid=
55983&nid=46726 (28.11.2009)
119
AB’nin 2006 yılında yürürlüğe koyduğu Küresel Avrupa Stratejisi ile sayı artmıştır.
Bu çerçevede Türkiye Birliğin üçüncü ülkeler ile imzaladığı serbest ticaret
anlaşmalarında “Türkiye Hükmü (Turkey Clause)” eklemeyi başarmıştır. Ancak
hüküm üçüncü ülkeyi Türkiye ile serbest ticaret anlaşması imzalamaya davet
etmekten
ibaret
olup,
bağlayıcı
özelliği
bulunmadığından
soruna
çözüm
getirmemiştir. AB Komisyonu son dönemlerde üçüncü ülkeler ile serbest ticaret
anlaşmaları müzakereleri sırasında Türkiye’ye daha fazla bilgi verileceğini ve
müzakere belgelerinin paylaşılacağını bildirse de uygulamada bu bildirimler henüz
gerçekleşmemiştir.129
Konu Karma Parlamento Komisyonu’nun Mayıs 2008’de Brüksel’de
gerçekleştirdiği toplantısında ana gündem maddesini oluşturmuştur. Türkiye
görüşmelerde serbest ticaret anlaşması imzalanmasını sağlayacak değişikliklerin
ortaklık konseyi kararına eklenmesi talebinde bulunmuş, AB yetkilileri ise önerinin
sağlıklı olmadığını, bazı Birlik üyesi ülkelerin durumdan yararlanarak başka
değişiklikleri de gündeme getirebileceklerini ve mevcut durumun değişmemesi
gerektiğini belirtmiştir.130
Türkiye’nin AB pazarına sınırsız erişim imkânına kavuşması AB’ye göre
Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmalarının olumsuz ekonomik etkilerinden daha fazla
önem taşımaktadır. AB gerçekleştirilen serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’ye
güçlükler yarattığının farkında olmakla birlikte, bu durumun Türk ekonomisi
129
Dış Ticaret Müsteşarlığı, 26.Türkiye-AB Karma Đstişare Komitesi Toplantısı,
2008
130
TC Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Türkiye-AB Karma
Parlamento
Komisyonu
Toplantıları,
27.05.2008,
www.abgs.gov.tr/index.php?p=42033&l=1 (11.01.2010)
120
üzerinde ciddi bir olumsuz etkisi bulunduğuna inanmamaktadır.131 AB yetkilileri,
gümrük birliğinin Türkiye ekonomisine katkılarını ön plana çıkarmakta ve bu sorunla
ilgili hiçbir açıklama getirmemektedir.
Türkiye, sonuçları ile bağlayıcı olan serbest ticaret anlaşmalarının müzakere
süreçlerine AB tarafından dâhil edilmemekte ve bu durum da ülkemiz açısından
ekonomik sorunlara yol açabilmektedir. Çünkü AB, gelişmekte olan üçüncü ülkeler
ile yürürlüğe koyduğu serbest ticaret anlaşmalarında özellikle tüm sanayi ürünlerinde
tam serbestleşmeyi öngörmekte, kısa bir geçiş dönemi sonunda gümrük vergilerini
sıfırlamaktadır. Bu durum ekonomik açıdan üçüncü ülkeler ile benzer gelişmişlik
düzeyine sahip bulunan Türkiye için haksız rekabet yaratabilmekte, kendi iç pazarını
karşılıksız açmak zorunda kalması yerli üreticinin zarara uğramasına neden
olmaktadır. Hâlbuki müzakere süreçlerine alınması halinde Türkiye, her serbest
ticaret anlaşması için kendi ekonomik durumu çerçevesinde bir değerlendirme
yapabilme ve yerli üreticinin geçiş döneminde rekabetçi gücünü arttırması için
gerekli önlemlerin alınabilmesini sağlayabilme gücüne sahip olacaktır.132
Ancak Türkiye, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelerin AB’ye
sağladığı ticari imtiyazlardan yararlanamamakta, gümrük birliği içerisinde olup da
serbest ticaret anlaşmaları müzakerelerini ayrı olarak yürüten ve eş zamanlı olarak
yürürlüğe koyma imkânına sahip bulunmayan ülke konumunda bırakılmaktadır. Bu
durum, Türkiye’nin tam üye olmadan AB ile gümrük birliğini gerçekleştirmesi
nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
131
EurActiv, AB haber ve Politika Portalı, www.euractiv.com.tr/arsiv/show/
interview/ticaret-ve-sanayi/2/2009 (24.11.2009)
132
Sedefed Bülten, Avrupa Birliği Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Türkiye, Mayıs
2008, No:32, S:12-13
121
3.4. Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Müzakereler
Türkiye, AB’nin ortak ticaret politikasını üstlenme yönündeki ilk adımını
gümrük birliğinden önce EFTA ile 10.12.1991’de imzaladığı ve 01.04.1992’de
yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşması ile atmıştır. Taraflar arasındaki sanayi
ürünleri ticaretinde gümrük tarifeleri ve tarife dışı engeller kaldırılarak malların
serbest dolaşımı sağlanmıştır. Tarım ürünleri ticareti ise EFTA ülkeleri ile ikili
çerçevede yapılan protokollerle düzenlenmiş ve belirli tarım ürünleri ticareti için
%100’e yakın gümrük vergisi indirimleri elde edilmiştir.133
Tablo 38. Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları
ÜLKE
EFTA
Anlaşmanın
Đmza Tarihi
Anlaşmanın Yürürlüğe
Giriş Tarihi
10.12.1991
01.04.1992
14.03.1996
01.05.1997
İsrail
Makedonya
07.09.1999
01.09.2000
Hırvatistan
13.03.2002
01.07.2003
Bosna ve Hersek
03.07.2002
01.07.2003
Filistin
20.07.2004
01.06.2005
Tunus
25.11.2004
01.07.2005
Fas
07.04.2004
01.01.2006
Suriye
22.12.2004
01.01.2007
Mısır
27.12.2005
01.03.2007
Arnavutluk
22.12.2006
01.05.2008
Gürcistan
21.11.2007
01.11.2008
Karadağ
26.11.2008
01.03.2010
Sırbistan
01.06.2009
01.09.2010
Şili
14.07.2009
01.03.2011
Ürdün
01.12.2009
Lübnan
24.11.2010
Kaynak:Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye’nin Yürürlükteki Serbest Ticaret
Anlaşmaları, http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action= detay&yayinID=341
&icerikID=363&dil=TR (22.12.2010)
133
Türkiye-EFTA Serbest Ticaret Anlaşması. www.diabk.tarim.gov.tr/TR%20EFTA
%20 STA %20Türkçe.doc (11.02.2010)
122
Türkiye bugüne kadar 27 serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. AB’nin 2004
ve 2007 genişlemeleri sonucunda Türkiye’nin Litvanya, Estonya, Slovenya,
Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya, Letonya, Bulgaristan ve Romanya
ile yürürlüğe giren 10 serbest ticaret anlaşması feshedilmiştir. Anılan tarihten itibaren
bu ülkelerle ticari ilişkiler gümrük birliği kapsamında yürütülmektedir. Bu çerçevede
Türkiye’nin halen yürürlükte bulunan 14 serbest ticaret anlaşması mevcuttur. Şili ile
imzalanan serbest ticaret anlaşması 01/03/2011 tarihinde yürürlüğe girecektir. Ürdün
ve Lübnan ile imzalanan serbest ticaret anlaşmalarının onay süreçleri ise halen
devam etmektedir.134
Türkiye tarafından akdedilen serbest ticaret anlaşmaları, tarafların AB ile
gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşmaları ile paralellik göstermektedir. Bu
anlaşmalar, DTÖ kuralları çerçevesinde anlaşma yapılan ülke ile AB arasındaki geçiş
süreci esas alınarak serbest ticaret alanı kurulmasını öngörmekte ve sanayi ürünleri
ile bir kısım tarım ürünlerinde karşılıklı pazara giriş kolaylıklarını kapsamaktadır. Bu
çerçevede geçiş dönemine tabi olmayan sanayi ürünleri için uygulanan gümrük
vergileri ve eş etkili önlemler, anlaşmaların yürürlüğe girdiği tarihte kaldırılmakta,
diğer ürünler için indirim ise aşamalı olarak takvime bağlanmaktadır. Sonuç olarak
Türkiye, AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerle benzer anlaşmaları
yürürlüğe koymakla ticaret sapması riskini ortadan kaldırmış bulunmaktadır.
Türkiye, halen Körfez Đşbirliği Konseyi (KĐK),135 Libya, Morityus, Seyşeller,
Faroe Adaları ve MERCOSUR ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmaları imzalanması
134
Dış Ticaret Müsteşarlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, Türkiye’nin Serbest
Ticaret Anlaşmaları, www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SerbestTicaretDb/Sta_
genel_not.doc (22.12.2010)
135
KĐK ülkeleri Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Umman
ve Bahreyn’den oluşmaktadır.
123
yönünde müzakereler yürütmektedir. Ayrıca, Meksika, Cezayir, Güney Afrika
Cumhuriyeti, ASEAN Ülkeleri, Hindistan, Ukrayna, Güney Kore ve bazı AKP
ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmaları müzakerelerini başlatmak yönünde
girişimlerde bulunmaktadır.
3.5. Avrupa Birliği’nin Akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının
Türkiye Ekonomisine Etkileri
3.5.1.Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Açısından Gelişimi
Türkiye, yeni pazarlara ulaşmak ve ihracatın yapısını ürün bazında
çeşitlendirebilmek amacıyla 1990’lı yıllardan sonra serbest ticaret anlaşmalarına
önem vermeye başlamıştır. Türkiye, ihracata dayalı büyüme stratejisinin önemli bir
parçası olarak serbest ticaret anlaşmaları imzalanmasına yönelik ilk görüşmelerini
EFTA ülkeleri ile başlatılmış ve anlaşma 1992 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu süreç
zarfında Türkiye menşeli ürünlerin rekabet güçleri, ihracat teşvikleri ile arttırılmaya
çalışılmıştır. Ancak serbest dış ticaretin önünde önemli bir sorun oluşturan tarife dışı
engellerin yok edilmesine yönelik bir çaba yoktur.136
Aynı süreçte ve SSCB’nin dağılması ile ekonomik açıdan yeni bir yol arayışı
içerisine giren Merkezi ve Doğu Avrupa ülkeleri, AB ile ticari hükümler içeren
anlaşmalar imzalamak için görüşmeler başlatmışlardır. Bu anlaşmalar ile AB
pazarına girme şansını elde eden ülkeler, Türk malları ile rekabet gücü de
yakalamıştır.
Bir yandan ekonomik alanda yaşanan gelişmeler, diğer yandan AB ile
gerçekleştirilen gümrük birliğinin AB ortak ticaret politikasının uygulanmasını
136
Akdeniz Đhracatçı Birlikleri, Serbest Ticaret Anlaşmaları, http://www.akib.org.tr/
akib.php?HID=132, (14.04.2010)
124
zorunlu kılması nedenleriyle Türkiye, AB’nin tercihli anlaşmalarından başlayarak
üçüncü ülkeler ile serbest ticaret anlaşması görüşmelerini hızlandırmak zorunda
kalmıştır. Türkiye’nin EFTA ülkeleri ile başlattığı serbest ticaret anlaşmaları süreci
AB’nin ortak ticaret politikası çerçevesinde sürdürülmektedir.
3.5.2.Serbest
Ticaret
Anlaşmalarının
Türkiye’nin
Dış
Ticareti
Üzerindeki Etkileri
AB; EFTA, Akdeniz ülkeleri, Meksika, Şili, Güney Afrika Cumhuriyeti ve
Güney Kore ile serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koymuştur. Halen Hindistan,
ASEAN, ANDEAN, Orta Amerika ülkeleri ve Ukrayna ile serbest ticaret anlaşması
imzalanması yönünde görüşmelerini sürdürmektedir. AB’nin Đzlanda, Norveç ve
Lihtenştayn’dan oluşan üç EFTA ülkesi ile yürürlüğe koyduğu AEA, Türkiye’nin
gümrük birliği ilişkisinden daha önce gerçekleşmiştir. Bu nedenle diğer üye
ülkelerden ayrı kapsamda ve yeni nesil serbest ticaret ilişkisi bağlamında
incelenmemiştir.
1995 yılında imzalanan “Barselona Deklarasyonu” ile başlayan AB-Akdeniz
ülkeleri ortaklığı, Akdeniz bölgesi için barışın ve siyasi istikrarın sağlanması amacını
taşımaktadır. Dolayısıyla ekonomik açıdan geri kalmış ülkelere destek sağlamak
amacıyla yapılan anlaşmaların Türkiye ekonomisine bu aşamada ciddi etkiler
yaratacağını ileri sürmek mümkün değildir.
Serbest ticaret anlaşmaları kapsamında malların tercihli pazara giriş imkânı,
ancak
menşe
kuralının137
yerine
getirilmesi
halinde
mümkün
137
Menşe kuralı, ihraç konusu eşyanın düzenlendiği ve onaylandığı ülke menşeli
olduğunu veya gördüğü değişiklik ve işlemler dolayısıyla o ülke kaynaklı sayılması
gerektiğini bildiren düzenlemelerdir.
125
olmaktadır.138 Dolayısıyla AB’ye üye olmayan Türkiye menşeli malların AB
üzerinden üçüncü ülkelere serbest ticaret kapsamında gönderilmesi mümkün değildir.
Bununla birlikte AB pazarında serbest dolaşımda bulunan üçüncü ülke mallarının
Birlik
üzerinden
Türkiye’ye
gümrük
vergisi
alınmaksızın
girme
imkânı
bulunmaktadır. AB’nin “Küresel Avrupa Stratejisi” çerçevesinde serbest ticaret
anlaşması
imzaladığı
ülke
sayısının
artması,
Türkiye’nin
gümrük
birliği
münasebetiyle AB pazarına ayrıcalıklı giriş hakkından elde ettiği kazanımların
azalmasına yol açacaktır.139
Türkiye serbest ticaret anlaşmalarının müzakerelerinde AB’nin gerisinde
kalmaktadır. Çünkü AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeler, Türkiye
pazarına sınırsız ve karşılıksız bir şekilde gireceklerini, kendi pazarlarını ise mevcut
gümrük
tarifeleri
üzerinden
Türkiye
menşeli
ürünlere
karşı
korumayı
sürdüreceklerini bilmekte ve ayrıcalıklı konumlarını sürdürmek istemektedir.
Örneğin
Meksika’nın
serbest
ticaret
anlaşması
imzalamadığı
ülkelerden
gerçekleştirdiği ithalattaki gümrük tarife oranı, %10 ile %20 arasında değişmektedir.
Hâlbuki Türkiye AB’nin ortak ticaret politikasına uyum zorunluluğu nedeniyle
Meksika’dan gerçekleştirdiği ithalatta gümrük tarifesi uygulayamamaktadır. Haksız
rekabete yol açan bu durum karşılıklılık ilkesine ters düşmektedir. AB’nin serbest
ticaret anlaşmaları imzaladığı ülkeler ile Türkiye arasındaki dış ticaret hacimlerinin
incelenmesi ekonomik etkiler açısından önemlidir. AB’nin Meksika, Güney Kore,
Güney Afrika Cumhuriyeti ve Şili ile yürürlüğe koyduğu yeni nesil serbest ticaret
138
Dış Ticaret Müsteşarlığı AB Genel Müdürlüğü, Pan Avrupa Menşe Kümülasyon
Sistemi Hakkında En Sık Sorulan Sorular, www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/ AB/
SerbestTicaretDb/Mense.doc (21.11.2009)
139
Dış Ticaret Müsteşarlığı, AB Yeni Pazara Giriş Stratejisi, www.dtm.gov.tr/
dtmadmin/
upload/AB/Sanayi
SektorDb/
AB_YENI_ PAZARA_GIRIS_
STRATEJISI.doc (28.08.2010)
126
anlaşmalarının Türkiye ekonomisine etkileri önemlidir. AB’nin Meksika, Şili, Güney
Kore ve Güney Afrika Cumhuriyeti ile imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları, yardım
konularını içermeyen ticari amaçlı anlaşmalardır. Birliğin süreçte serbest ticaret
anlaşmalarını sadece bu hususlar bağlamında gerçekleştireceğini beyan etmesi
bakımından tablolarda sadece dört ülke ele alınmıştır. AB, Küresel Avrupa Stratejisi
çerçevesinde dört ülke ile kurduğu serbest ticaret bölgelerini genişletmeye
çalışmaktadır.
Meksika, G.Kore ve G.Afrika Cumhuriyeti’nin Türkiye ile serbest
ticaret anlaşması yapmaya yanaşmaması, Türkiye açısından sorunu daha ciddi hale
getirmektedir.
Tablo 39. Avrupa Birliği ile Yeni Nesil STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerle
Türkiye’nin Dış Ticaret Dengesi (1000 Dolar)
YILLAR
MEKSĐKA
G.KORE
ŞĐLĐ
G.AFRĐKA
2000
-10,291
-1.050.800
-75,996
-100,761
2001
20,857
-697.100
-53,554
-267,157
2002
24,682
-845.589
-59,472
-121,499
2003
-59,557
-1.254.514
-144,961
-214,185
2004
30,486
-2.492.515
-151,921
-816,570
2005
-32,737
-3.385.617
-301,218
-944,239
2006
-121,166
-3.385.617
-407,136
-1,194,624
2007
-155,447
-4.217.593
-492,126
-1,518,513
2008
-229.807
-3.818.625
-173,846
-263,860
2009
-242,000
-2.881.000
-163,000
-236,000
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri,
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=245&icerikID=26
2&dil=TR (11.09.2010)
Tablo 39 incelendiğinde, son on yıllık süreçte AB ile serbest ticaret anlaşması
imzalayan ülkeler karşısında Türkiye’nin dış ticaret dengesinin sürekli açık verdiği,
127
açıkların 2003-2007 döneminde hızla yükseldiği, 2008’den sonraki süreçte ise
yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle düşmeye başladığı görülmektedir.
Tablo 40. Avrupa Birliği ile STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerin
Türkiye’nin Toplam Đthalatındaki Payları
YILLAR
MEKSĐKA
G.KORE
ŞĐLĐ
G.AFRĐKA
2000
%0,09
%2,16
%0,16
%0,31
2001
%0,07
%1,80
%0,17
%0,83
2002
%0,10
%1,74
%0,15
%0,40
2003
%0,14
%1,89
%0,23
%0,48
2004
%0,12
%2,65
%0,18
%1,03
2005
%0,16
%3,00
%0,27
%1,07
2006
%0,18
%2,55
%0,31
%1,28
2007
%0,20
%2,57
%0,31
%1,27
2008
%0,18
%2,03
%0,16
%0,74
2009
%0,23
%2,21
%0,14
%0,78
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri,
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=245&icerikID=26
2&dil=TR (11.09.2010)
Tablo 41. Avrupa Birliği ile STA Yürürlüğe Koyan Ülkelerin
Türkiye’nin Toplam Đhracatındaki Payları
YILLAR
MEKSĐKA
%0,14
G.KORE
%0,46
ŞĐLĐ
%0,05
G.AFRĐKA
%0,25
2002
%0,16
%0,21
%0,19
%0,15
%0,06
%0,05
%0,24
%0,24
2003
%0,08
%0,12
%0,03
%0,25
2004
%0,23
%0,12
%0,03
%0,30
2005
%0,22
%0,14
%0,04
%0,42
2006
%0,16
%0,18
%0,04
%0,69
2007
%0,18
%0,14
%0,03
%0,60
2008
%0,11
%0,21
%0,11
%0,93
2000
2001
%0,09
%0,23
%0,03
%0,84
2009
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri,
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=245&icerikID=26
2&dil=TR (11.09.2010)
128
Yukarıdaki tablolar incelendiğinde ise aynı dönemde bu ülkelerle yapılan
ithalatın Türkiye’nin toplam ithalatı içerisindeki payının istikrarlı bir şekilde arttığı,
ihracatın ise dalgalı bir seyir izlediği gözlemlenmektedir.
Küresel krizin etkisiyle Türkiye’nin 2008 yılında gerçekleştirdiği 201 milyar
964 milyon dolarlık toplam ithalatı, 2009 yılında yaklaşık %44 oranında gerileyerek
140 milyar 919 milyon dolar olmuştur. Aynı süreç zarfında Meksika’dan ithalatımız
%13’lük bir azalış ile 382 milyon dolardan 335 milyon dolara; Güney Kore
Cumhuriyeti’nden ithalatımız ise %27’lik azalış ile 4 milyar 92 milyon dolardan 3
milyar 116 milyon dolara gerilemiştir. Her iki ülkeden gerçekleştirilen ithalattaki
azalma, toplam ithalattaki gerilemeden çok daha düşüktür.140
AB ile yeni nesil serbest ticaret anlaşmasını yürürlüğe koyan Meksika, Güney
Kore ve Güney Afrika Cumhuriyeti, Türkiye AB’ye üye olmadığı için anlaşmalar
kapsamında AB’ye tanıdıkları imtiyazları Türkiye’ye vermemişlerdir. Her üç ülkenin
küresel krize rağmen Türkiye karşısında kazandığı avantajlı durumlarını göreceli
olarak sürdürmeyi başarmalarının nedeni, AB ile bu ülkeler arasındaki serbest ticaret
anlaşmalarından kaynaklanan haksız rekabettir.
3.5.3. Avrupa Birliği-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye
Ekonomisine Etkileri
AB ile Meksika arasındaki serbest ticaret anlaşması 01.07.2000 tarihinde
yürürlüğe girmiş ve 2007 yılına kadar her iki taraf arasındaki ticaretin %97’sinin
serbestleştirilmesini öngörmüştür.141 Meksika’nın serbest ticaret anlaşması yaptığı
140
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Dış Ticaret Đstatistikleri, www.dtm.gov.tr. (21.08.2010)
Comission of European Communities Report, Towards an EU-Mexico Strategic
Partnership, 2008, s.3
141
129
ülke/ülke grupları dışındaki ülkeler ile sanayi ürünleri ticaretinde uyguladığı gümrük
vergisi oranları %10 ile %20 arasında değişmektedir.142
AB ile gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşması kapsamında Meksika,
Türkiye pazarına gümrüksüz girebilmekte, ancak Türkiye menşeli ürünlere yukarıda
belirtilen oranlarda tarife uygulamaktadır. Bu avantajlı konumunu sürdürmek isteyen
Meksika, Türkiye ile serbest ticaret anlaşması imzalamaya istekli bulunmamaktadır.
Tablo 42. Türkiye’nin Meksika ile Dış Ticareti (1000 Dolar)
Yıl
Đhracat
2000
41.302
2001
Toplam
Đhracat
Đçindeki Payı
(%)
Đthalat
Toplam
Đthalat
Đçindeki Payı
(%)
Ticaret
Hacmi
Ticaret
Dengesi
0,14
51.593
0,09
92.895
-10.291
51.773
0,16
30.916
0,07
82.689
20.857
2002
76.674
0,21
51.992
0,10
128.666
24.682
2003
40.422
0,08
99.979
0,14
140.401
-59.557
2004
0,23
0,22
120.122
196.409
0,12
0,16
270.730
30.486
2005
150.608
163.672
2006
140.778
0,16
261.944
0,18
360.081
402.722
-32.737
-121.166
2007
196.750
0,18
352.197
0,20
548.947
-155.447
2008
152.166
0,11
381.973
0,19
534.139
-229.807
2009
93.000
0,09
335.000
0,23
428.000
-242.000
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri,
Meksika,http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=114&ice
rikID=214&dil=TR (18.07.2010)
Tablo 42 incelendiğinde, Meksika ile dış ticaret hacminin 2001 yılından bu
yana artış gösterdiği ticaret dengesinin ise 2005 yılından bu yana Türkiye aleyhine
geliştiği gözlemlenmektedir. 2008 yılı verileri bir önceki yıl ile kıyaslandığında,
142
Konya Ticaret Odası, Meksika Birleşik Devletleri Ülke Raporu, Etüd Araştırma
Servisi, Nisan 2009, s.18
130
Meksika’ya yapılan ihracatta %23 oranında bir azalış, Meksika’dan gerçekleştirilen
ithalatta
ise
%8’lik
bir
artış
olduğu
görülmektedir.
Dönemsel
olarak
değerlendirildiğinde ise 2000 yılında Meksika’nın Türkiye’nin toplam ithalatındaki
payı, %0,09 iken bu oran on yıl içinde %0,23’e yükselmiştir. Bu durumun temel
nedeni, Meksika’nın AB ile yürürlüğe koyduğu serbest ticaret anlaşması
çerçevesinde AB üzerinden mallarını Türkiye pazarına gümrüksüz bir şekilde
girebilmesidir. Meksika, Türkiye’den ithal ettiği ürünlere ise gümrük vergisi
uygulamaya devam etmektedir.
Küresel krizin etkisiyle Meksika’ya 2009 yılında yapılan ihracattaki düşüş bir
önceki yıla göre %80 oranındadır. 2009 yılında Türkiye’nin toplam ithalatında %44
oranında azalış yaşanmıştır. Aynı süreç içinde Meksika’dan gerçekleştirilen
ithalattaki azalma ise, Tablo 42’de görüldüğü üzere %13’tür. Bu göstergeler,
Meksika’nın AB ile yürürlüğe koyduğu serbest bölge üzerinden Türkiye pazarına
sorunsuz girişinin kanıtıdır.
Meksika’nın AB ile serbest ticaret bölgesi yaratması sonucunda, Türkiye’den
Meksika’ya yapılan ihracatta vergi yükü, Avrupa ülkelerine oranla nispi bir artış
göstermiştir. Başta tekstil, makine, otomotiv ve oto yedek parçaları olmak üzere
birçok sanayi ürününde ticaret sapması ortaya çıkmıştır. Serbest ticaret anlaşması
çerçevesinde Meksika, birçok sektörde ithalat kaynaklarını AB ülkelerine
kaydırmıştır. Örneğin oto yedek parça ticaretinde 2000 yılında Türkiye’nin
Meksika’ya 7.000.000 Dolar civarında olan ihracat miktarı, 2006 yılında %91
oranında yükselmiş, 2008 yılında yaklaşık %100 oranında azalarak 7.000.000
131
Dolar’a gerilemiştir.143 Bu süreçte Meksika’nın AB’den oto yedek parça ithalatı,
2000 yılında 1.143 milyon Euro iken, 2009 yılına gelindiğinde 2.300 milyon Euro’ya
yükselmiştir. Meksika’nın AB’ye gerçekleştirdiği oto yedek parça ticareti, 2000
itibarıyla toplam ihracatının %16,5’luk oranını oluşturmakta iken, 2008 yılında bu
oran %22’ye yükselmiştir.144
Tablo 43. Türkiye’nin Meksika’dan Gerçekleştirdiği Đthalattaki
Değişim Oranları (Dolar)
ÜRÜN
2006
2007
2008
Telefon
Cihazları
Hububat
(BuğdayMahlut)
Buzdolapları,
Soğutucular
Tıp, Dişçilik,
Veterinerlik
Alet ve
Cihazları
8.946.529
21.052.627
34.932.136
DEĞĐŞĐM
(2006-2008)
+25.985.607
5.816
4.239
15.531.377
+15.525.561
3.085.253
6.906.563
10.037.470
+6.952.217
7.239.010
17.460.970
19.764.927
+12.525.917
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Đkili ve Çok Taraflı Đlişkiler, Ülke Profilleri,
Meksika,www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=114& icerikID
=214&dil=TR (18.07.2010)
Tablo 43 incelendiğinde, son üç yılda özellikle telefon cihazları, hububat,
bazı
elektrikli
eşyalar
ve
sağlık
cihazlarında
Türkiye’nin
Meksika’dan
gerçekleştirdiği ithalatta artış olduğu dikkati çekmektedir. Đthal edilen her ürün için
geçerli olan artış 2006-2008 döneminde telefon cihazlarında yaklaşık %390,
143
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Meksika Ülke Raporu www.dtm.gov.tr/dtmweb/
index.cfm? action=detay&yayinID=114&icerikID=214&dil= TR (18.07.2010)
144
European Commission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations,
Mexico,http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/
mexico/ (01.08.2010)
132
buzdolapları ve soğutucu ürünlerde %325, tıbbi cihazlarda ise %273 gibi oldukça
yüksek oranda gerçekleşmiştir.
Türkiye’nin Meksika’dan gerçekleştirdiği ithalattaki artışın en önemli nedeni
AB ve Meksika arasında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşması çerçevesinde
Meksika ürünlerinin gümrüksüz şekilde Türkiye pazarına girme hakkıdır. Gelişmeler
çerçevesinde Türkiye’ye dış ticaret gerçekleştiren Meksikalı firmalar vergi yükünden
kurtulmak amacıyla, AB ülkeleri üzerinden ticaret gerçekleştirme yolunu
seçmektedir. Örneğin Meksika, Türkiye’ye motorlu taşıt yedek parçalarını
gümrüksüz ithal ederken, Türkiye’den gerçekleştirdiği ithalatta benzer ürünler için
yaklaşık %15 gümrük vergisi uygulamaktadır. Dolayısıyla Türkiye aynı malı %15
daha pahalı satmaktadır. Aynı şekilde geçmiş dönemlerde Türkiye’den elyaf ve halı
ithal eden Meksika, AB ile serbest ticaret yapılması akabinde bahse konu ürünlerdeki
ithalatını Avrupa ülkelerine yönlendirmiştir. Özellikle Türk halıları, Avrupa’dakilere
kıyasla %30 daha pahalı hale gelmiştir.145
Başta Meksika olmak üzere AB ile serbest ticaret anlaşması kapsamında
sanayi ürünlerindeki ticareti serbestleştiren ülkeler rekabet gücü açısından avantaj
sağlamıştır. Bu çerçevede Türkiye’nin Meksika’dan gerçekleştirdiği toplam
ithalatının %25’lik bölümünü oluşturan elektrik ve elektronik ürünlerde taraflar
arasındaki rekabetin kıyaslanması önem taşımaktadır.
Göreli Đhracat Avantajı Endeksi, Meksika ve Türkiye arasındaki rekabetçi
gücün kıyaslanması açısından bir gösterge olabilir.
145
Esin ŞEN, Meksika Ülke Raporu, TC Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı,
Đhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2009, s.13
133
Tablo 44. Türkiye-Meksika Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi
(Elektrikli Cihazlar)
Yıllar Türkiye Meksika
4
3,5
3
2,5
2
TÜRKİYE
1,5
MEKSİKA
1
0,5
0
2003
2005
2007
2003
0,9053
2,1259
2004
0,9579
2,2304
2005
0,8580
2,2824
2006
0,7033
2,5475
2007
0,5614
2,7991
2008
0,3980
3,6182
Kaynak: TÜSĐAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu http://ref.advancity.net/
ci/ShowReport.aspx?commodity=19&country=MX&index= INDUSTRY_RXA,
Tablo 44 dönemsel açıdan incelendiğinde, Meksika’nın AB serbest ticaret
anlaşmasının yürürlüğe girmediği 2007 yılı öncesinde, elektrikli cihaz üretiminde
Türkiye’nin rekabet endeksinin ortalama 0,9 olduğu, ancak bu endeksin 2008 yılında
0,39’a kadar gerilediği görülmektedir. Bu gerilemenin nedenlerinden biri
Türkiye’nin toplam ticaretinin yarısından fazlasını gerçekleştirdiği AB ile Meksika
arasında kurulan serbest bölgedir. AB’nin serbest bölgeler sayesinde ticari
bütünleşme sağladığı ülkelerde rekabet edebilirlik düzeyi gittikçe yükselmektedir.
AB ile serbest ticaret anlaşması yürürlüğe koyan ülkelerin Türkiye’ye karşı rekabetçi
konumu, sadece elektrikli cihazlarda değil, ticarete konu olan kimyasal maddeler,
tekstil vb. birçok üründe de yükselmektedir.
134
Tablo 45. Türkiye ve Meksika Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve
Đthalatı’ndaki Payları
YILLAR
DÜNYA
ĐHRACATINDA
MEKSĐKA’NIN
PAYI
DÜNYA
DÜNYA
ĐTHALATINDA ĐHRACATINDA
MEKSĐKA’NIN TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
PAYI
DÜNYA
ĐTHALATINDA
TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
2004
%2,03
%2,05
%0,68
%1,02
2005
%2.02
%2.06
%0,69
%1,08
2006
%2,02
%2.04
%0,69
%1,11
2007
%1,92
%1,96
%0,76
%1,18
2008
%1,81
%1,90
%0,82
%1,24
2009
%1.93
%1,95
%0,86
%1,17
Kaynak:
International
Trade
Center,
Trade
Competitiveness
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010)
Map.
Sektörel incelemeden sonra genel anlamda rekabet gücü açısından gösterge
niteliği taşıyan toplam dünya ticareti içinde Meksika ve Türkiye’nin payları ele
alındığında, Meksika’nın hem ithalat hem de ihracattaki payının 2007 yılından
itibaren azaldığı, Türkiye’nin paylarının ise yükseldiği görülmektedir.
Meksika’nın 2005-2008 döneminde üçüncü ülkelere olan ihracatı yıllık bazda
ortalama %5,5 oranında artarken, AB’ye gerçekleştirdiği ihracat sanayi ürünlerini
kapsayan serbest ticaret anlaşması sayesinde ortalama %25,2 oranında artış
göstermiştir.
2006
yılında
toplam
ihracatının
yaklaşık
%9,6’sını
AB’ye
gerçekleştiren Meksika, 2008 yılında bu oranı %12’ye çıkarmıştır. Küresel krizin
135
yoğun hissedildiği 2009’da ise Meksika, toplam ticaretinin %7,8’ini AB ile
gerçekleştirmiştir.146
Aynı süreçte Türkiye’nin AB’ye gerçekleştirdiği ihracattaki artış oranı ise
ortalama %10,2 düzeyinde gelişme gösterirken, üçüncü ülkelere yapılan ihracattaki
artış ise %15,1 civarında gerçekleşmiştir. Türkiye 2006 yılı itibarıyla toplam
ihracatının %56’sını AB’ye gerçekleştirirken, bu oran 2009 yılında %46,2’ye
düşmüştür.147
Tüm bu rakamlar, AB ile imzaladığı serbest ticaret anlaşması kapsamında
Meksika’nın AB ile olan ticaretini arttırdığı ve Türkiye’ye karşı rekabet üstünlüğü
elde ettiğinin bir göstergesidir.
Türkiye, 2009 itibarıyla Meksika’nın toplam ticaret hacmine göre 37. ticari
ortağı konumunda bulunmakta olup, toplam ticaret hacmi içerisinde Türkiye’nin payı
290,3 milyon Euro ve %0,1 oranındadır. Yine aynı dönem içerisinde Meksika,
Türkiye’nin toplam ticaret hacmine göre 41. ticari ortağı konumunda bulunmaktadır.
305,3 milyon Euro’luk rakam ile toplam ticaret hacmi içerisinde Meksika’nın payı
%0,2 civarındadır148 Dolayısıyla oran kapsamında ele alınırsa Meksika ile AB
arasında kurulan serbest ticaret alanının Türkiye ekonomisine etkisinin önemsiz
olacağını söylemek mümkündür.
146
European Comission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Mexico,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113418.pdf
(18.08.2010)
147
European Comission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Turkey,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113456.pdf
(18.08.2010)
148
Đbid (18.08.2010)
136
3.5.4. Avrupa Birliği-Güney Afrika Cumhuriyeti Serbest Ticaret
Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri
AB ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasında 11.01.1999 tarihinde imzalanan
Ticaret, Kalkınma ve Đşbirliği Anlaşması ile taraflar, ikili ticaretin yaklaşık %90’ının
12 yıllık dönem içerisinde serbest ticaret kapsamına alınmasını kararlaştırmıştır.149
DTÖ kuralları çerçevesinde gümrük tarife sistemini yeniden belirleyen Güney
Afrika Cumhuriyeti, tarife kategorilerini 80 değişik seviyeden 8’e indirmiştir. %30’a
kadar yükselebilen gümrük tarife oranları haricinde ithal ürünlerinden %14 oranında
katma değer vergisi uygulaması mevcuttur. Bu uygulamalar, serbest ticaret
anlaşmaları haricinde Güney Afrika Cumhuriyeti ile ticaret yapmaya çalışan
ülkelerin önünde engeldir. Meksika örneğinde olduğu gibi Türkiye, Güney Afrika
Cumhuriyeti ile olan ticaretinde haksız rekabet ile karşı karşıya bulunmaktadır. AB
ile gerçekleştirdiği serbest ticaret anlaşması çerçevesinde Güney Afrika Cumhuriyeti,
AB pazarı üzerinden Türkiye’ye serbestçe girebilmekte, ancak Türk mallarına
yüksek gümrük vergileri uygulamaya devam etmektedir.150
Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyeti’ne ihracatı, 2008 yılı itibarıyla
yaklaşık 1,2 milyar dolar civarındadır. Bu rakamın %54,1’ini oluşturan 650 milyon
dolarını altın, altın kaplama, gümüş, adi metal ürünleri; %25’ini teşkil eden 300
milyon dolarını ise taşkömürü katranı ve ham petrolden elde edilen ürünler
oluşturmaktadır.151 Dolayısıyla başta sanayi ve tarım sektörü olmak üzere diğer
ürünler bazında ihracat rakamı 200-300 milyon dolara düşmekte olup, toplam
149
Assarson, J. 2005, s.7-8
Konya Ticaret Odası, Güney Afrika Cumhuriyeti Ülke Raporu, 2009; s.20
151
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Afrika Cumhuriyeti Raporu, 2008,
http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/ANL/AfrikaDb/Guney_Afrika_
Cumhuriyeti.doc (21.08.2010)
150
137
ihracatın %20’sini kapsamaktadır.
Bununla birlikte her iki ülke arasındaki ticaret
hacmi 2004-2008 döneminde yaklaşık %240 oranında artmıştır. Sanayi ve tarım
sektöründeki
ticarette
rakamın
düşük
olmasının
nedeni
Güney
Afrika
Cumhuriyeti’nin başta AB olmak üzere serbest ticaret bölgesi kurduğu ülke ve ülke
grupları ile ticari ilişkilerini arttırması, gümrüksüz ya da düşük gümrük vergileri ile
ithalatını bu ülkelere kaydırmasıdır.
Tablo 46. Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyeti ile Dış Ticaret
Değerleri (1000 Dolar)
Yıl
Đhracat
Toplam
Đhracat
Đçindeki
Payı (%)
Đthalat
Toplam
Đthalat
Đçindeki
Payı (%)
Ticaret
Dengesi
Ticaret
hacmi
71.049
0,25
171.810
0,31
-100.761
242.859
2000
77.871
0,24
345.028
0,83
- 267.157
422.899
2001
85.453
0,23
206.653
0,40
-121.499
292.406
2002
0,25
335.713
0,51
2003 121.528
-214.185
457.241
0,30
1.006.683
1,03
2004 190.113
-816.570
1.196.796
0,42
1.259.978
1,07
2005 315.739
-944.239
1.575.717
0,69
1.793.113
1,28
2006 598.489
-1.194.624 2.391.602
0,60
2.172.298
1,27
2007 653.785
-1.518.513 2.826.083
0,93
1.502.492
0,74
2008 1.238.632
-263.860
2.741.124
0,84
1.103.000
0,78
2009 867.000
-236.000
1.970.000
Kaynak : Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ülke Profilleri, Güney Afrika Cumhuriyeti,
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=115&icerikID=17
1&dil=TR (21.08.2010)
Tablo 46’da görüldüğü üzere Türkiye, Güney Afrika Cumhuriyeti ile
ticaretinde sürekli açık vermektedir. Bu açık 2007 yılında en üst seviyeye ulaşmıştır.
2006–2007 döneminde Türkiye’nin toplam ithalatındaki artış %22 civarında
gerçekleşirken, Güney Afrika Cumhuriyeti’nden gerçekleştirilen ithalat ise aynı
dönem içinde %21 artmıştır. 2008 yılı incelendiğinde ise Güney Afrika
Cumhuriyeti’ne gerçekleştirilen ihracatta %100 oranında artış sağlanmış, ithalatta ise
138
%43 oranında düşüş olmuştur. Đhracattaki artışta en önemli mal grubu altın, gümüş
vb. metallerdir. Güney Afrika Cumhuriyeti dış ticarette yüksek korumacılık
uygulamalarını sürdürmekte ve %30’a yaklaşan gümrük tarifelerine ek olarak ithal
ettiği ürünlere %14 oranında KDV uygulanmaktadır. Dolayısıyla Türkiye, dış ticaret
dengesi sağlayabilmesi için Güney Afrika Cumhuriyeti ile serbest ticaret anlaşması
imzalamak zorundadır. Ancak Meksika örneğinde olduğu gibi Güney Afrika
Cumhuriyeti de avantajlı durumunu sürdürmek istemekte ve Türkiye ile serbest
ticaret alanı yaratacak bir anlaşma imzalamaya yanaşmamaktadır.
Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasında serbest ticaret alanı
oluşturmasına yönelik bir anlaşma imzalanması amacıyla, Haziran 2004 ve Temmuz
2005 tarihlerinde görüşmeler yapılmıştır. Son olarak konu Kasım 2009’da yapılan
Türkiye-Güney Afrika Cumhuriyeti Đş Forumu’nda Türk yetkililer tarafından dile
getirilmiştir.
Forumda belirtilen konular ise şöyle sıralanabilir:
-
Afrika stratejisi çerçevesinde yapılan çalışmalar sonucunda 2003 yılında
%4 olan Türkiye’nin toplam ihracatında Afrika’nın payının 2008’de
%8’e, 2009’un ilk 8 ayında %12’ye çıktığı,
-
Küresel krizden çıkış için ticareti arttırmak gerektiği, Türkiye’nin Güney
Afrika Cumhuriyeti ile ticaret hacmini yükseltmek istediği, ancak serbest
ticaret anlaşmasının imzalanamaması nedeniyle Türk ihracatçılarının AB
ihracatçılarının haksız rekabet ile karşı karşıya bulunduğu,
-
Türkiye’nin gümrük birliği nedeni ile AB ile serbest ticaret bölgesi kuran
ülkeler ile benzer anlaşmaları imzalamakla yükümlü olduğu, haksız
rekabetin giderilmesi için bu anlaşmanın hemen imzalanması gerektiği,
139
-
AB üyesi ülkede faaliyet gösteren bir firmanın Güney Afrika
Cumhuriyeti’ne çok düşük gümrük vergisiyle ihracat gerçekleştirdiği,
ancak Türkiye’nin aynı malı %40–50 gümrük oranı ile Güney Afrika
Cumhuriyeti pazarına sokmaya çalıştığı,
-
Güney Afrika Cumhuriyeti’ne yapılan bu ziyaretin esas amaçlarından
birini serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik mekanizmayı
hızlandırmak olduğu.152
Türk heyetinin ziyaretinden birkaç gün sonra AB’nin Güney Afrika
Cumhuriyeti’ni tek taraflı anlaşmalara zorladığı konusunda sert eleştiriler yapılmış,
Türk heyetinin serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik taleplerine olumsuz
cevap verilmiştir.
Güney Afrika Cumhuriyeti ile Çin arasında son yıllarda gelişen siyasi ve
ekonomik ilişkiler nedeniyle, Güney Afrika Cumhuriyeti pazarında Uzakdoğu
menşeli
ucuz
mallara
eğilim
artmaktadır.
2007
yılında
Güney
Afrika
Cumhuriyeti’nin toplam ithalatında Çin’in payı %10 iken, bu oran 2009 yılında
%17,4’e yükselmiştir153 Çin, AB’den sonra Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en büyük
ticari ortağı haline gelmiştir. Bu nedenle Türkiye, Güney Afrika Cumhuriyeti ile
karşılıklı ticaretin arttırılması için gerekli önlemleri almak zorundadır.
Güney Afrika Cumhuriyeti ile Türkiye’nin uluslararası ticarette rekabet
gücünde meydana gelen değişimleri belirlemek, taraflar arasında serbest ticaret
bölgesi kurulmasının önemini bir kez daha ortaya koyabilecektir.
152
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye-Güney Afrika Đş Forumu, http://www.dtm.gov.tr/
dtmweb/bakanHaberDetay.cfm?haberNo=137 (17.06.2010)
153
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Afrika Ülke Raporu, 2008, http://www.dtm.gov.tr/
dtmadmin /upload/ ANL/AfrikaDb/ Guney_Afrika_Cumhuriyeti.doc (03.08.2010)
140
Tablo 47. Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti Dış Ticaretinin Toplam
Dünya Đhracat ve Đthalatı’ndaki Payları
YILLAR
DÜNYA
DÜNYA
DÜNYA
DÜNYA
ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA
G.AFRĐKA’NIN G.AFRĐKA’NIN TÜRKĐYE’NĐN TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
PAYI
PAYI
PAYI
2004
%0.43
%0.50
%0,68
%1,02
2005
%0,44
%0,51
%0,69
%1,08
2006
%0,43
%0,55
%0,69
%1,11
2007
%0,45
%0,56
%0,76
%1,18
2008
%0,46
%0,54
%0,82
%1,24
2009
%0,45
%0,53
%0,86
%1,17
Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (25.12.2010)
Map.
Tablo 47’de görüldüğü üzere, son 5 yıllık süreç içerisinde Güney Afrika
Cumhuriyeti’nin toplam dünya ticareti içindeki payında değişiklik olmadığı, bununla
birlikte Türkiye’nin payının ise yükseldiği görülmektedir. Bu durum Türkiye’nin
rekabetçi gücünün Güney Afrika Cumhuriyeti’ne oranla yüksek olduğunu gösterir.
Taraflar arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalanması halinde gümrük
vergilerinin kaldırılacağı hususundan hareketle Türkiye’nin rekabetçi konumunun
daha da yükseleceği söylenebilir.
Değerli taşlar (elmas, pırlanta vb.) ve madencilik, Güney Afrika
Cumhuriyeti’nin temel ihraç ürünlerini oluşturmakta ve 2009 itibarıyla AB ile olan
toplam ticaretinin %30’unu bu ürünler teşkil etmektedir. Serbest ticaret kapsamında
AB piyasasına sınırsız giriş hakkı elde eden Güney Afrika Cumhuriyeti, 2009
itibarıyla bu ürünlerin dünya çapındaki toplam talebinin %2,8’ini karşılamaktadır.154
154
Trade Competitiveness Map, Analyse Country and Product Competitiveness with
Trade Flows, http://www.intracen.org/menus/countries.htm, (17.09.2010)
141
Tablo 48. Değerli Taşlar ve Madencilik Sektöründe Türkiye ile Güney
Afrika Cumhuriyeti’nin Dünya Ticaretindeki Payları
YILLAR
DÜNYA
DÜNYA
ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA
G.AFRĐKA’NIN G.AFRĐKA’NIN
PAYI
PAYI
DÜNYA
DÜNYA
ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA
TÜRKĐYE’NĐN TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
PAYI
2004
%4,04
%0,47
%0,60
%2,12
2005
%4,29
%0,55
%0,67
%2,10
2006
%4,50
%0,49
%0,76
%1,93
2007
%4,44
%0,46
%0,89
%2,16
2008
%3,54
%0,34
%1,52
%1,73
2009
%2,81
%0,22
%1,97
%0,76
Kaynak:
International
Trade
Center,
Trade
Competitiveness
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (25.12.2010)
Map.
Tablo 49. Türkiye-Güney Afrika Cumhuriyeti Arasındaki Göreli Đhracat
Avantajı Endeksi (Madencilik ve Değerli Taşlar)
Yıllar Türkiye G.Afrika
12
10
8
TÜRKİYE
6
G.AFRİKA
4
2
0
2005
0,957
9,627
2006
1,071
10,510
2007
1,177
9,807
2008
1,826
7,990
2009
2,292
6,205
2005 2006 2007 2008 2009
Kaynak:
International
Trade
Center,
Trade
Competitiveness
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010)
Map.
Tablo 48 ve 49 incelendiğinde, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en önemli
ihraç maddeleri olan değerli taşlar ve madencilik alanında son beş yılda rekabet
gücünün azaldığı gözlemlenmektedir. Mevcut istatistikî veriler, sınırlarını tek taraflı
açan, buna rağmen rekabet gücü hızla artan Türkiye için serbest ticaret anlaşmaları
imzalamasının önemini vurgulamaktadır.
142
3.5.5. Avrupa Birliği-Şili Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye
Ekonomisine Etkileri
AB ile Şili arasında 2002 yılında imzalanan ve yaklaşık on yıllık geçiş
dönemi çerçevesinde ürün ticareti üzerindeki tarife ve tarife dışı engellerin
kaldırılmasını öngören “Ortaklık Anlaşması” çerçevesinde AB, 2007 yılına kadar Şili
menşeli ürünlerin yaklaşık %96’lık bölümündeki tarifeleri sıfırlamıştır. Türkiye ile
Şili arasındaki toplam ticaret hacmi 2009 itibarıyla 160 milyon Euro civarında olup
bu rakam, Şili’nin toplam ticaretinin %0,2’sini; Türkiye’nin toplam ticaretinin ise
%0,09 gibi küçük bir oranını oluşturmaktadır.155
Tablo 50. Türkiye-Şili Dış Ticareti (1000 Dolar)
Yıl
Đhracat
Toplam
Đhracat
Đçindeki
Payı (%)
Đthalat
Toplam
Đthalat
Đçindeki Payı
(%)
Hacim
Denge
2000
16.279
0,05
92.274
0,16
108.553
-75.996
2001
19.920
0,06
73.474
0,17
93.393
-53.554
2002
19.798
0,05
79.270
0,15
99.068
-59.472
2003
15.528
0,03
160.490
0,23
176.018
-144.961
2004
24.529
0,03
176.449
0,18
200.978
-151.921
2005
24.959
0,03
326.177
0,27
351.136
-301.218
2006
34.788
0,04
441.925
0,31
476.713
-407.136
2007
41.843
0,03
533.969
0,31
575.812
-492.126
2008
150.264
0,11
324.110
0,16
474.374
-173.846
37.000
0,03
200.000
0,14
237.000 -163.000
2009
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ülke Profilleri, Şili,
www.dtm.gov.tr
(03.10.2010)
155
European Comission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Chile,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113456.pdf
(18.08.2010)
143
Tablo 50 incelendiğinde 2000–2009 arası Türkiye’nin Şili ile olan dış ticaret
hacmindeki açığın ortalama %135 oranında arttığı görülmektedir. Türkiye, 2008
itibarıyla toplam bakır ürünleri ithalatının %9’luk kısmını Şili’den karşılamıştır.
Türkiye’nin 2008 itibarıyla 324 milyon 110 bin dolarlık olan toplam ithalatının 270
milyon dolarını arıtılmış ve işlenmemiş bakır ürünleri oluşturmaktadır. Bakır
ürünleri, Şili’den yapılan toplam ithalatın %83’lük kısmını oluşturmaktadır.
Dolayısıyla Şili ile Türkiye arasındaki ticari ilişkiler sınırlı sayıda ürün çerçevesinde
gerçekleştirilmektedir. Şili’ye 2008 yılında yapılan toplam 150 milyon dolarlık
ihracatın 105 milyon dolarlık bölümünü ise demir ve çelik ürünleri teşkil etmektedir.
Bu oran demir çelik ürünlerinde Türkiye’nin 2008 itibarıyla toplam ihracatının %0,8
gibi oldukça düşük bir bölümünü oluşturmaktadır. Demir ve çelik çubuk ihracatımız,
2007 yılında yaklaşık 8,5 milyon dolar iken, bu oran 2008 yılında yaklaşık 14 kat
artmıştır. Ticari ilişkilerin belirli ürünler kapsamında gerçekleştirilmesi, ticaret
hacminin düşük olması ve ticaret verileri de dikkate alındığında, AB ile Şili
arasındaki serbest ticaret anlaşmasının Türkiye ekonomisine önemli bir etkisinin
olmadığı söylenebilir.
Tablodan da görüldüğü gibi Türkiye ile Şili arasındaki dış ticaret hacminde
artış yaşansa da halen Türkiye’nin dış ticaret dengesi açık vermeye devam
etmektedir. Şili’den Türkiye’ye yapılan bakır ithalatı, bu durumun temel nedenidir.
Ancak 2008 yılından itibaren Şili’ye yapılan demir ve petrol ürünleri ihracatı
miktarındaki artış, taraflar arasındaki dış ticaret açığını azaltmıştır.
Bununla birlikte küresel krizinin etkisiyle iki ülke arasındaki toplam ticaret
hacmi, 2008 yılına göre %100 azalma göstermiştir. Türkiye ve Şili’nin uluslar arası
rekabet gücünde meydana gelen değişimler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
144
Tablo 51. Türkiye ve Şili Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat ve
Đthalatı’ndaki Payları
YILLAR DÜNYA
DÜNYA
DÜNYA
ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA ĐHRACATINDA
ŞĐLĐ’NĐN PAYI ŞĐLĐ’NĐN PAYI TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
DÜNYA
ĐTHALATINDA
TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
2004
%0,33
%0,23
%0,68
%1,02
2005
%0,36
%0,28
%0,69
%1,08
2006
%0,45
%0,28
%0,69
%1,11
2007
%0,47
%0,30
%0,76
%1,18
2008
%0,39
%0,30
%0,82
%1,24
2009
%0,35
%0,27
%0,69
%1,08
Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010)
Map.
Tablo 52. Bakır Sektöründe Türkiye ile Şili’nin
Rekabet Gücü Karşılaştırması
YILLAR DÜNYA
DÜNYA
DÜNYA
ĐHRACATINDA ĐTHALATINDA ĐHRACATINDA
ŞĐLĐ’NĐN PAYI ŞĐLĐ’NĐN PAYI TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
DÜNYA
ĐTHALATINDA
TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
2004
%15,43
%0,04
%0,61
%1,73
2005
%15,10
%0,04
%0,66
%1,91
2006
%15,38
%0,04
%0,60
%1,90
2007
%16,39
%0,03
%0,58
%2,10
2008
%14,56
%0,03
%0,78
%2,25
2009
%16,10
%0,03
%0,59
%2,00
Kaynak:
International
Trade
Center,
Trade
Maphttp://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010)
Competitiveness
145
Tablo 53. Türkiye-Şili Arasındaki Göreli Đhracat Avantajı Endeksi
(Bakır ve Ürünleri)
50
Yıllar Türkiye
Şili
40
2005
0,95
41,6
2006
0,87
34,4
2007
0,76
35,1
2008
0,94
38,3
2009
0,69
45,8
30
TÜRKİYE
20
ŞİLİ
10
0
2005 2006 2007 2008 2009
Kaynak:
International
Trade
Center,
Trade
Competitiveness
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010)
Map.
Tablo 51 ve 52 incelendiğinde, Şili’nin son beş yılda dünya ticareti içinde
payını koruduğu, Türkiye’nin payının ise yükseldiği görülmektedir. Ayrıca Şili’nin
temel ihraç ürünü olan bakır ticareti açısından taraflar arasındaki rekabet gücü
karşılaştırıldığında, Şili’nin Türkiye’ye göre bu gücü koruduğu görülmektedir.
Đzlediği açık ekonomi politikası çerçevesinde Şili, serbest ticaret anlaşması
imzalanması yönünde Türkiye’nin önerisine olumlu yaklaşmıştır. Taraflar arasında
serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik müzakereler Mart 2008-Mart 2009
arasında gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler sonucunda, 14 Temmuz 2009 tarihinde
imzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla Türkiye ile Şili arasındaki ticarette tarife ve
tarife dışı engellerin kaldırılması, hayvan ve bitki sağlığı önlemleri, fikri, sınai ve
ticari mülkiyet hakları, anti damping gibi bir çok alanda yeni düzenlemeler
getirilmiştir. Şili 2007 yılı itibarı ile Türkiye’nin Şili’ye ihracatında %95’lik kısmına
karşılık gelen sanayi ürünlerinde gümrük vergilerini anlaşmanın yürürlüğe girdiği
tarih itibarı ile kaldırmayı taahhüt etmiştir. Anlaşma kapsamındaki ürünler dışında
146
kalan ve 2007 yılı itibarı ile Şili’ye yapılan ihracatın yaklaşık %5’lik kısmını
oluşturan ürünler için ise Şili gümrük vergilerini 4 yıllık bir indirim takvimi
kapsamında
kademeli olarak kaldıracağını beyan etmiştir. Serbest ticaret
anlaşmasının yürürlüğe girmesi amacıyla her iki ülke parlamentosu tarafından
onaylanması beklenmektedir. Anlaşma kapsamında Türkiye, tarım ürünlerinde belirli
sayıda üründe tarife kotaları kapsamında ve tarife indirimi gerçekleştirmeyi taahhüt
ederken, Şili daha geniş bir açılım sağlayarak, sınırlı sayıda ürün hariç Türkiye
menşeli tarım ürünleri ithalatında uyguladığı gümrük vergilerini herhangi bir kota
sınırı olmaksızın kaldırmayı kabul etmiştir.156
Şili’nin ihracat ürünlerine son yıllarda selüloz, meyve, et ürünleri, şarap da
eklenmiştir. Şili tarım potansiyeline sahiptir ve Güney Amerika kıtasının en büyük
meyve ihracatçısıdır.157 Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle, tarım
ürünlerindeki ticaretin artacağı da göz önünde bulundurulduğunda Türkiye Şili’den
daha uygun fiyatlar ile ithalat gerçekleştirebilecektir.
3.5.6. Avrupa Birliği-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması’nın Türkiye
Ekonomisine Etkileri
Güney Kore ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşması imzalanmasına
yönelik Mayıs 2007’de başlayan görüşmeler, Ekim 2009’da tamamlanmış, ancak
yürürlüğe girmemiştir. Anlaşma, 12 yıllık süreç içinde taraflar arasındaki ticaretin
%90’ının serbestleştirilmesini ve beş yıl içinde mevcut tüm gümrük vergilerinin
156
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye-Şili Serbest Ticaret Anlaşması’na Đlişkin Bilgi
Notu, www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SerbestTicaretDb/Sili.doc (03.02.2010)
157
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği, Şili Ülke Bilgi Notu,
http://www.ttyd.org.tr/ images/cust_files/090210125449.doc (03.02.2010)
147
%99’unun kaldırılmasını öngörmektedir. Bu çerçevede AB ile Güney Kore arasında
2014’te serbest ticaret bölgesi kurulmuş olacaktır.
Güney Kore’nin otomotiv endüstrisi gelişmiştir. AB’nin yolcu araçları
ithalinde Güney Kore’ye uyguladığı gümrük tarifesi %10 civarındadır. Serbest ticaret
anlaşmasının yürürlüğe girmesi ile bu oranın sıfırlanması sonucunda, Türkiye’nin
Güney Kore’den ithal edeceği araçların fiyatında bu orana yakın bir düşme olacaktır.
Dolayısıyla da Güney Kore menşeli araç ithalatında yükseliş kaçınılmazdır. Aynı
durum, Güney Kore’de üretilen ve AB’ye yaklaşık %14 gümrük vergisi ile ihraç
edilen LCD televizyonlar için de geçerli olacaktır
Tablo 54. Türkiye-Güney Kore Göreli Đhracat Avantajı Endeksi
(Elektrikli Cihazlar)
3,5
3
2,5
2
TÜRKİYE
1,5
GÜNEY KORE
1
0,5
0
2003
2005
2007
Yıllar Türkiye
G.Kore
2003
0,9053
3,0548
2004
0,9579
3,0496
2005
0,8580
2,6826
2006
0,7033
2,2703
2007
0,5614
2,4101
2008
0,3980
2,5510
Kaynak:TÜSĐAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu, http://ref.advancity.net
(06.02.2010)
148
Tablo 55. Türkiye-Güney Kore Rekabet Endeksi
(Haberleşme ve Elektronik Ürünler)
Yıllar Türkiye G.Kore
2
1,5
TÜRKİYE
1
2003
0,0167
1,8063
2004
0,0168
1,7284
2005
0,0193
1,2772
2006
0,0223
1,1806
2007
0,0282
1,2417
2008
0,0305
0,9303
GÜNEY KORE
0,5
0
2003
2005
2007
Kaynak: TÜSĐAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu, http://ref.advancity.net/
ci/ (06.02.2010)
Türkiye ile Güney Kore’nin özelikle temel ticaret konusu olan elektronik
ürünlerde (büro makineleri) ve elektrikli cihazlarda rekabet endeksleri incelendiğinde
bu ürünlerde de rekabet üstünlüğünün açıkça Güney Kore’de olduğu ve Türkiye’nin
rekabet gücünün düştüğü gözlemlenmektedir. 2008 itibarıyla Güney Kore’den
gerçekleştirilen toplam ithalatın %15’ini elektronik ürünler, %10’unu ise elektrikli
cihazlar oluşturmuştur.
149
Tablo 56. Türkiye ve Güney Kore Dış Ticaretinin Toplam Dünya Đhracat
ve Đthalatı’ndaki Payları
YILLAR DÜNYA
ĐHRACATINDA
G.KORE’NĐN
PAYI
DÜNYA
ĐTHALATINDA
G.KORE’NĐN
PAYI
DÜNYA
ĐHRACATINDA
TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
DÜNYA
ĐTHALATINDA
TÜRKĐYE’NĐN
PAYI
2004
%2,74
%2,34
%0,68
%1,02
2005
%2,60
%2,42
%0,69
%1,08
2006
%2,63
%2,47
%0,69
%1,11
2007
%2,63
%2,48
%0,76
%1,18
2008
%2,59
%2,63
%0,82
%1,24
2009
%2,44
%1,60
%0,69
%1,08
Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness
http://www.intracen.org/menus/countries.htm (23.12.2010)
Map
Tablo 56 incelendiğinde ise Güney Kore’nin 2004 yılından beri dünya
ihracatındaki payının değişmediği, dolayısıyla rekabetçi gücünde küresel bağlamda
değişim yaşanmadığı görülmektedir.
Ancak AB-Güney Kore Serbest Ticaret
Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi, Güney Kore mallarının gümrüksüz şekilde
Türkiye’de dolaşmasına yol açacak ve rekabet endeksinin Türkiye aleyhine
bozulmasına neden olacaktır.
Türkiye ile Güney Kore arasındaki dış ticaret dengesi Türkiye aleyhine açık
vermektedir. 2002 yılındaki açık 2008 yılına gelindiğinde %350 oranında artmıştır.
2008 yılı itibarıyla Güney Kore ile olan toplam ticaretin %93,8’lik bölümünü
Türkiye’nin ithalatı oluşturmaktadır. Özellikle elektronik ürünler (cep telefonları,
televizyonlar) ile taşıt araçları ve yan sanayi ürünleri ticaretinde Güney Kore’nin
tercih edilmesi, bu açığın temel nedenini oluşturmaktadır.158
158
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Kore Ülke Profili, 2009, s.15
150
Tablo 57. Türkiye-Güney Kore Dış Ticareti (1000 Dolar)
Yıllar Đhracat
Toplam
Đhracat
Đçindeki
Payı (%)
Güney
Kore’nin
Đthalatı
Đçindeki
Payı (%)
Đthalat
Toplam
Đthalat
Đçindeki
Payı (%)
Güney Dış Ticaret
Kore’nin Dengesi
Đhracatı
Đçindeki
Payı (%)
2002
54.830
0,15
0,04
900.419
1,75
0,55
-845.589
2003
57.928
0,12
0,03
1.312.442
1,89
0,67
-1.254.514
2004
79.623
0,12
0,03
2.572.537
2,65
1,01
-2.492.515
2005
99.771
0,14
0,03
3.485.388
3,00
1,20
-3.385.617
2006 155.966
0,18
0,05
3.556.269
2,55
1,05
-3.400.303
2007 152.310
0,14
0,04
4.369.903
2,57
1,15
-4.217.593
2008 271.254
0,21
0,06
4.089.879
2,03
0,94
-3.818.625
2009 235.000
0,23
-
3.118.000
2,20
-
-2.883.000
Kaynak : Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ülke Profilleri, Güney Kore, www.dtm.gov.tr
(05.02.2010)
Motorlu taşıtlar, başta LCD televizyonlar olmak üzere elektronik ürünler ve
otomotiv sektörü ürünleri Türkiye’nin Güney Kore’den temel ithal ürünlerini
oluşturmaktadır. 2008 itibarıyla Türkiye, Güney Kore’ye en çok sıvılaştırılmış doğal
gaz ve petrol ürünleri ihraç etmektedir.
Şekil 25: Türkiye’nin Güney Kore Dış Ticaretinin Sektörel Dağılımı (2008)
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Kore Ülke Raporu, www.dtm.gov.tr
(05.02.2010)
151
AB-Güney Kore serbest ticaret anlaşması kapsamında Türkiye pazarının
Güney Kore ürünlerine açılması sonucunda makineler ve ulaşım araçları ticaretinde
ithalatın artması beklenmektedir. Güney Kore’den gerçekleştirilen ithalat miktarı,
toplam taşıt ithalatımızın %3’lük kısmını oluşturmaktadır. Taşıt araçlarının Güney
Kore’den gerçekleştirilen toplam ithalat içindeki payı ise, 2008 itibarıyla %9 olarak
gerçekleşmiştir. AB’nin Güney Kore ile imzaladığı serbest ticaret anlaşması
çerçevesinde %10 civarında olan ulaşım araçlarındaki gümrük vergilerini 2014
yılında sıfırlaması ve gümrük birliği çerçevesinde Türkiye’nin bu anlaşmayı tek
taraflı olarak yürürlüğe koyması ile birlikte Güney Kore kaynaklı araç ithalatında
artış olacaktır.
Ayrıca
anlaşma
sonucunda
elektrik-elektronik
sektöründe
ithalatın
maliyetinin düşmesiyle Türk firmalarının hem iç pazarda hem de AB pazarında
rekabet şansını yitirmesi kaçınılmazdır. Örneğin 2006 yılında Güney Kore’den
Türkiye’ye yapılan 39 milyon dolarlık televizyon ihracatı, %190 oranında artarak
2008 yılında 110 milyon dolara çıkmıştır. 2006’da toplam televizyon ithalatının
%12’si Güney Kore’den karşılanmakta iken 2008’e gelindiğinde bu oran %20’ye
yükselmiştir.159 Bu artış, AB’nin televizyon ithalinde Güney Kore’ye uyguladığı
%14’lük ortak gümrük tarifesine rağmen gerçekleşmiştir. Serbest ticaret anlaşması
çerçevesinde
oranın
sıfırlanması
ile
Türkiye’de
Güney
Kore
menşeli
içindeki
payını
gittikçe
televizyonlardaki satışlarda değişim olabilir.
Güney
Kore
Türkiye’nin
toplam
ticareti
arttırmaktadır. 2002 yılında Güney Kore ile Türkiye’nin 955 milyon dolar olan
159
Kaynak: International Trade Center, Trade Competitiveness Map http://www.
intracen.org/menus/countries.htm (25.12.2010)
152
ticaret hacmi, 2008 yılına gelindiğinde yaklaşık 4,5 milyar dolara yükselmiştir.
2002’de Türkiye’nin toplam ithalatı içinde Güney Kore’nin payı % 1,7; 2008’de ise
bu oran % 2 şeklinde gerçekleşmiştir.160
Bu nedenle Türkiye, Güney Kore ile serbest ticaret anlaşması görüşmelerine
önem vermelidir. Aksi takdirde hali hazırda Güney Kore’nin gümrük birliği
çerçevesinde AB’den ithal ettiği ürünlere uyguladığı ortalama %11,2’lik gümrük
vergisi oranını ileriki süreçte sadece Türkiye’ye karşı uygulamayı sürdürecektir.
3.5.7. Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşmaları
Akdettiği Ülkelerle Toplam Ticaretindeki Payları
AB geliştirdiği yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları ile durgunluk sürecine
giren ekonomisini canlandırma amacındadır. Politikanın 14 yıldır gümrük birliği
ilişkisi içinde olduğu Türkiye ile ticaretine etkilerini belirlemek için Türkiye ve
AB’nın dış ticaretindeki gümrük birliği öncesi ve sonrasındaki değişim oranlarını
incelemek gerekmektedir.
160
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Güney Kore Ülke Raporu (2008,) www.dtm.gov.tr ,
(21.02.2009)
153
Tablo 58. Türkiye-Avrupa Birliği Dış Ticareti (Milyon Euro)
Yıllar Đhracat
Toplam
Đhracat
Đçinde
AB’nin Payı
AB’nin
Đthalatı
Đçinde
Türkiye’
nin Payı
Đthalat
Toplam
Đthalat
Đçinde
AB’nin Payı
AB’nin
Đhracatı
Đçinde
Türkiye’
nin Payı
Dış
Ticaret
Dengesi
1993
7,077
%49
%1,4
12,779
%47
%2,6
-5,702
1994
7,887
%47
%1,4
9,883
%46
%1,8
-1,996
1995
1996
9,443
10,023
%51
%54
%1,7
%1,7
13,936
19,419
%47
%55
%2,4
%3,0
-4,493
-9,396
1997
11,937
%51
%1,6
23,248
%53
%3,1
-11.311
1998
13,229
%54
%1,8
22,629
%54
%3,0
-9,400
1999
14,485
%58
%1,8
21,249
%55
%2,7
-6,724
2000
17,007
%56
%1,6
31,123
%52
%3,2
-14,116
2001
19,622
%55
%1,9
22,144
%47
%2,2
-2,522
2002
21,569
%56
%2,1
27,108
%49
%2,7
-5,539
2003
24,206
%57
%2,4
30,975
%50
%3,1
-6,769
2004
29,470
%57
%2,8
38,743
%49
%3,9
2005
33,321
%56
%3,1
42,445
%45
%4,2
-9,273
-9,124
2006
2007
38,111
%56
%3,1
47,912
%43
%4,3
-9,801
43,974
%56
%3,0
49,910
%40
%4,2
-5,936
2008
42,916
%48
%2,9
50,559
%37
%4,1
-7,613
%46
%3,0
%41
%4,0
-6,847
2009
33,590
40,437
Kaynak: Türkiye Đstatistik Kurumu, www.tuik.gov.tr. (21.08.2010)
Dış Ticaret Müsteşarlığı, www.dtm.gov.tr (21.08.2010)
Eurostat, European Union Statistics, www.eurostat.eu. (21.08.2010)
Tablo 58 incelendiğinde;
-Türkiye’nin
gümrük
birliğinden
sonraki
14
yıllık
süreçte
AB’ye
gerçekleştirdiği ihracatın üç kat, AB’den yapılan ithalatın ise iki kat arttığı,
-AB’nin Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı 1996’da %54 iken, bu
oranın 2009’da %46’ya gerilediği, bununla birlikte aynı süreçte Türk mallarının
AB’nin toplam ithalatındaki payının %1,7’den %3,0’e yükseldiği,
154
-Türkiye’nin toplam ithalatı içinde AB’nin payının son 14 yılda %55’ten
%41’e gerilediği, AB’nin ihracatı içinde Türkiye’nin payının ise aynı süreçte %3,’ten
%4’e yükseldiği,
-Türkiye’nin gümrük birliğinin kurulmasından sonraki süreçte AB’den
gerçekleştirdiği ithalatın ciddi oranda artmadığı görülmektedir.
Tablo 58, Türkiye’nin dış ticaret değerindeki büyümenin AB’nin dış ticaret
değerindeki büyümesinden daha fazla olduğunu göstermektedir. AB açısından bu
göstergeler sadece Türkiye için değil gelişmekte olan birçok ülke için de benzer
sonuçlar ortaya koymaktadır. AB’nin bu olumsuz ekonomik performansı değiştirme
isteği yeni nesil serbest ticaret anlaşması imzalanması yönündeki çabalarının
nedenidir.
2009 itibarıyla AB, toplam ticaretinin %3,5’luk kısmını Türkiye ile
gerçekleştirmiştir. Türkiye AB’nin 7. en büyük ticaret ortağı konumundadır.
Türkiye’yi sırayla %2,3’lük oranlar ile Güney Kore ve Hindistan izlemektedir.161
AB’nin bu ülkelerle serbest ticaret bölgeleri kurması ile birlikte Türkiye, gümrük
birliğinden kaynaklanan pazara serbest giriş olanağını kaybedecektir.
Türkiye, gümrük birliğinden sonra 16 ülke ile serbest ticaret anlaşması
imzalamıştır. Şili, Ürdün ve Lübnan ile akdedilen anlaşmalar, onay sürecinde
bulunduğu için henüz yürürlüğe girmemiştir. Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmaları
imzaladığı ülkeler ile olan toplam ticaret değerleri ve bu değerlerde meydana gelen
değişiklikler ise aşağıdaki tabloda incelenmiştir.
European Comission, Trade, Creating Opportunities, Bilateral Relations, Turkey,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113456.pdf
(21.08.2010)
161
155
Tablo 59. Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları Çerçevesinde
Dış Ticareti (1000 Dolar)
YILLAR ĐHRACAT
2000
2.109.656
TOPLAM
ĐHRACAT
ĐÇĐNDEKĐ
PAY
%7,5
DIŞ
TĐCARET
DENGESĐ
1.517.093
TOPLAM
ĐTHALAT
ĐÇĐNDEKĐ
PAY
%2,7
2001
2.170.594
%6,9
1.238.508
%2,9
932.086
2002
2.211.460
%6,1
1.492.353
%2,8
719.107
2003
2.971.272
%6,2
1.596.762
%2,3
1.374.510
2004
3.671.738
%5,8
2.031.096
%2,0
1.640.642
2005
4.528.081
%6,1
2.108.479
%1,8
2.419.602
2006
5.158.499
%6,0
2.212.935
%1,5
2.945.564
2007
7.139.559
%6,6
3.106.762
%1,8
4.032.797
2008
8.161.629
%6,2
4.533.593
%2,2
3.628.036
ĐTHALAT
592.563
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ülke Profilleri, www.dtm.gov.tr (23.08.2010)
AB’nin ortak ticaret politikasına uyum sağlama zorunluluğu çerçevesinde
Türkiye’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları sonrasında ihracat son 9 yılda
yaklaşık 4 kat artarak 2008’de 8.161 milyon Dolar’a ulaşmıştır. Anlaşmaların henüz
yürürlüğe girmediği 2000 yılında dış ticaret dengesi 592 milyon Dolar fazla
vermekte iken bu rakam 2008’de yaklaşık %500 artarak 3.628 milyon Dolar’a
yükselmiştir. Rakamlar, Türkiye tarafından akdedilen serbest ticaret anlaşmalarından
Türkiye’nin kazançlı çıktığını göstermektedir.
156
SONUÇ
AB yeni küresel düzende dinamik, rekabetçi bir ekonomik yapı kurmayı ve
üçüncü ülkelerle ekonomik ilişkilerini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaca
ulaşmak için Birlik, 2006 yılında Küresel Avrupa Stratejisi başlıklı bildirimi kabul
ederek dış ticaret politikasının önceliklerini beyan etmiştir. AB uluslararası
platformda ticaretin DTÖ bünyesinde serbestleşmesi gerekliliğini belirtse de, Doha
kalkınma
müzakerelerinin
çıkmaza
girmesiyle
serbest
ticaret
anlaşmaları
görüşmelerini hızlandırmaya başlamıştır. Bu bağlamda geliştirilen yeni strateji
kapsamında ele alınan serbest ticaret anlaşmalarının AB’nin gündemine alınmasının
birçok nedeni vardır. Đlk olarak dünya çapında son yıllarda toplam talebin toplam arzı
geçmesi, gelişmiş ülkelerin hammaddelere sürekli ve güvenli bir şekilde
ulaşabilmelerini zorunlu hale gelmesi ve hammadde ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri
pazarlara güvenli bir şekilde ulaşmaya öncelik vermesi sıralanabilir. Ayrıca Birlik,
serbest ticaret bölgeleri kurulması konusunda ABD’nin gerisinde kalmamak, Çin’in
yükselen ekonomik gücünden dolayı rekabet gücünü kaybetmemek amacıyla da
serbest ticaret anlaşmalarına önem vermektedir.
Serbest ticaret anlaşmaları AB ile gümrük birliği ilişkisi nedeniyle Türkiye
açısından da önemlidir. Birliğin üçüncü ülkelerle kurduğu serbest ticaret bölgelerine
Türkiye’nin otomatik olarak taraf olamaması, AB’nin bu ülkelerden ithal ettiği
ürünlerin Türkiye pazarına serbestçe girmesine yol açmakta, ancak bu ülkelere ihraç
edilen mallardan yüksek gümrük vergileri alınmaya devam edilmektedir. Bu
çerçevede AB’nin gerçekleştirdiği ve müzakere ettiği serbest ticaret anlaşmalarının
özellikleri ve bu anlaşmaların Türkiye ekonomisinin dış ticaret ve rekabet gücüne
olan etkilerinin incelenmesi tezin temel amacını oluşturmuştur.
157
Çalışmanın birinci bölümünde AB’nin ortak dış ticaret politikası ve bu
politika kapsamında üçüncü ülkelerle kurduğu ilişkilerin hukuki dayanakları
irdelenmiştir. AB’nin oldukça karmaşık ve ülkelere göre kapsamı birbirinden farklı
ticaret politikası yürütmesi nedeniyle detaylı kurallar konulamadığı ve üye devletlere
belirli ölçülerde esnek davranıldığı görülmektedir. Ticaret politikasının kurucu
anlaşmalarda ele alınması ve kurucu anlaşmalarda değişiklik yapılan tüm metinlerde
bu politikaya yeni düzenlemeler getirilmesi ortak ticaret politikasının AB için büyük
önem taşıdığının bir göstergesidir. Ancak yapılan düzenlemelerde bağlayıcı ve
kapsamlı kurallar üzerinde uzlaşma sağlanamamış ve ortak ticaret politikası genel
ilkeler üzerinde yürütülen bir politika olarak uygulanmıştır. Bu bağlamda Roma
Antlaşması’ndan günümüze uzanan 50 yıllık süreçte AB’nin ticari ilişkilerindeki
niteliksel değişim ve bu değişimin nedenleri de önem kazanmaktadır. Uluslararası
ticaretin DTÖ bünyesinde serbestleştirilmesi için çaba harcayan AB’nin Doha
müzakerelerinin kilitlenmesi üzerine yeni ticaret stratejisi geliştirerek serbest ticaret
anlaşmalarına yönelmeye başladığı görülmektedir. AB’nin dünya ticareti içindeki
payının 2003 yılından itibaren azalması nedeniyle yeni dış ticaret stratejileri
üretilmesi zorunluluğu, gelişmekte olan ülkeler ile serbest ticaret alanları yaratarak
rekabet gücünün arttırılması stratejisinin temel unsurunu oluşturmaktadır.
Çalışmanın ikinci bölümünde AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest
ticaret anlaşmaları, yürütmekte olduğu müzakereler ve bu çerçevede gerçekleştirilen
ticaretin AB’nin toplam ticareti içindeki önemi ele alınmıştır. AB’nin Meksika,
Güney Kore, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Şili ile yürürlüğe koyduğu anlaşmalar
yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları olarak adlandırılmaktadır. Anlaşmalar yardım
amaçlı olmaması, muhatapların ekonomik kalkınma potansiyeline sahip olma
158
zorunluluğu bulunması, tarife ve tarife dışı engeller vasıtasıyla AB’den ihraç edilen
ürünlere karşı koruma politikası uygulanıyor olması nedeniyle yeni nesil serbest
ticaret anlaşmaları olarak tanımlanmaktadır. Serbest ticaret bölgeleri kurulması ile
AB’nin bu ülkeler ile ihracatındaki artış hızının ithalatındaki artış hızından daha
yüksek düzeyde gerçekleştiği ve bu kapsamda AB’nin yeni dış ticaret politikasından
daha fazla yarar sağladığı söylenebilir. Rekabet gücünde meydana gelen değişmeleri
belirlemek amacıyla taraflar arasında ticarete en çok konu olan ürünlerde göreli
ihracat avantajı endeksi kullanılmış, ayrıca dünya ticareti içindeki paylar
karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda AB’nin yeni nesil serbest
ticaret anlaşması imzaladığı ülkelere karşı rekabet gücünde ve Birlik tarafından
gerçekleştirilen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında artış görülmüştür.
AB serbest ticaret anlaşmalarını, geçmişte komşuluk politikası çerçevesinde
az gelişmiş ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak amacıyla yürütmekte iken,
günümüzde istihdam yaratmak ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için bir araç
olarak kullanmaya başlamıştır. Bu aracın AB’nin ihracatına koruma önlemleri
uygulayan ve ekonomik kalkınma potansiyeline sahip olan ülkelere yönelik
kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Birliğin rekabet, kamu harcamalarında
şeffaflık vb. hususları da anlaşma metinleri içine koyma ısrarları nedeniyle
müzakereleri kilitlediği görülmüştür.
Đkinci bölümde ayrıca Avrupa Birliği’nin yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları
kapsamında gerçekleştirdiği ticaret verileri ele alınmış, AB’nin dış ticaretinin açık
vermekle birlikte bu açığın 2006 yılından beri istikrarlı bir şekilde azaldığı
görülmüştür. Đhracatın ithalatı karşılama oranı açısından rekabet gücü karşılaştırması
çerçevesinde, 1990’da AB’de bu oranın %90 civarında olduğu, 2008’de ise %83’ler
159
seviyesine gerilediği belirlenmiştir. Bu ekonomik göstergelerin AB’nin serbest
ticaret anlaşmaları çerçevesinde yeni dış ticaret stratejileri geliştirmesine yol açan
unsurlardan biri olduğu söylenebilir.
Çalışmanın son bölümünde ise AB’nin gerçekleştirdiği yeni nesil serbest
ticaret anlaşmalarının Türkiye’nin dış ticaret ve rekabet gücüne etkileri incelenmiştir.
Gümrük birliği kararının Türkiye’ye getirdiği yükümlülüklerin ele alındığı bölümde
Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmalarının müzakere süreçlerine AB tarafından dâhil
edilmediği, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkelerin Birliğe sağladığı
ticari avantajlardan yararlanamadığı ve haksız rekabet ile karşı karşıya kaldığı
görülmektedir. Ülkelerin serbest dolaşım hakkı çerçevesinde ürünlerini AB
üzerinden Türkiye’ye satabilme ve mevcut gümrük oranları üzerinden de kendi
pazarlarını Türk mallarına karşı koruma imkânını sürdürmek istedikleri, bu nedenle
Türkiye ile serbest ticaret bölgesi kurulması yönünde isteksiz davrandığı
söylenebilir. AB’nin yeni nesil serbest ticaret anlaşması imzaladığı Meksika,
Güney Afrika, Güney Kore ve Şili karşısında Türkiye’nin dış ticaret dengesinin artan
hızla açık verdiği ve açığın 2000–2007 döneminde %280 oranında arttığı
görülmektedir. Bununla birlikte Türkiye’nin imzalamayı başardığı serbest ticaret
anlaşmaları sayesinde dış ticaret dengesi fazla vermeye başlamış ve oransal artış
2000–2008 döneminde %500 olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlar haksız rekabetin
önlenmesi
için
Türkiye’nin
serbest
ticaret
bölgeleri
kurmasının
önemini
vurgulamaktadır.
AB’nin serbest ticaret bölgesi kurduğu ülkeler ile Türkiye arasında rekabet
endekslerine bakıldığında Meksika ve Güney Kore karşısında Türkiye’nin rekabet
gücünün azaldığı, Güney Afrika Cumhuriyeti karşısında ise bu gücün arttığı
160
söylenebilir. Türkiye ile otomotiv ve elektronik ürünler gibi benzer ihraç ürünlerine
sahip olan Güney Kore ve Meksika, serbest ticaret anlaşmaları sayesinde AB
pazarına gümrüksüz giriş hakkını kazanmış ve ürünlerini AB üzerinden Türkiye’ye
gümrüksüz şekilde ihraç etme olanağına kavuşmuştur. Her iki ülkenin de yüksek
gümrük vergileriyle pazarlarını Türkiye menşeli mallara kapatması, Türkiye’nin
rekabet gücünün azalmasının temel sebebidir.
Yeni nesil serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koyarak durgunluk sürecine
giren ekonomisini canlandırma amacında olan AB’nin Türkiye ile ticari ilişkileri
incelendiğinde gümrük birliğinden sonraki 14 yıllık süreçte AB’ye gerçekleştirilen
ihracatın ithalattan daha fazla arttığı, Birliğin Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki
payının %54’ten %46’ya gerilediği söylenebilir. Türkiye gümrük birliğinin yürürlüğe
girmesinden sonraki süreçte 16 ülke ile serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. Dış
ticaret verileri açısından serbest ticaret anlaşması öncesi ve sonrası dönem
karşılaştırıldığında ve anlaşmaların henüz yürürlüğe girmediği 2000 yılında dış
ticaret dengesi 592 milyon Dolar fazla vermekte iken bu rakamın 2008’de yaklaşık
%500 arttığı, dolayısıyla Türkiye’nin kazançlı çıktığı ifade edilebilir.
Bu açıklamalar ışığında genel anlamda bir değerlendirme yapıldığında,
- AB’nin dünya çapında ekonomik gücünün azalmasını tersine çevirmek
amacıyla yeni dış ticaret stratejisi belirlediği, bu stratejinin temel unsurunu serbest
ticaret anlaşmaları oluşturduğu, geçmiş yıllarda az gelişmiş ülke ekonomilerine
destek vermek ve bu ülkelerde ekonomik ve siyasi istikrarı sağlamak amacıyla
serbest ticaret bölgeleri kurulmasına önem veren AB’nin, küresel düzlemde rekabet
gücünün azalmasını tersine çevirebilmek için yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları
akdetmeye yönelik görüşmelerini hızlandırdığı,
161
- AB’nin bu çerçevede dört ülke ile yeni nesil serbest ticaret anlaşması
imzaladığı, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra dış ticaret dengesinin ve rekabet
gücünün AB lehine düzelmeye başladığı, bu gerçekten hareketle Birliğin Asya
ülkeleri ile benzer anlaşmalar imzalamaya yönelik görüşmelerini hızlandırdığı,
- Birliğin yeni dış ticaret politikasından gümrük birliği kararı nedeniyle
Türkiye’nin olumsuz etkilenmeye başladığı, Türkiye’nin Birliğin serbest ticaret
bölgesi kurduğu ülkelerle olan dış ticaret dengesinin Türkiye aleyhine bozulduğu,
AB ile yeni nesil serbest ticaret anlaşması imzalayan Meksika, Güney Kore ve
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Türkiye pazarına karşılıksız ve sınırsız giriş imkânını
kaybetmek
istemediklerinden
benzer
anlaşmaları
Türkiye
ile
akdetmeye
yanaşmadıkları,
- Bununla birlikte Türkiye’nin ortak ticaret politikasına uyum çerçevesinde
günümüze kadar 16 ülke ile serbest ticaret anlaşması imzaladığı, bu anlaşmalardan
13’ünün yürürlüğe girdiği, son on yıllık süreçte bu ülkelerle gerçekleştirilen toplam
ticaretin hızla arttığı ve Türkiye’nin dış ticaret dengesinin fazla verdiği,
- Dolayısıyla ekonomik verilerin AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı
Meksika, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Güney Kore’nin benzer anlaşmaları Türkiye
ile de gerçekleştirmesinin öneminin gittikçe arttığını gösterdiği açıklığa kavuşmuştur.
Gümrük birliğinin yürürlüğe girdiği süreçte öngörülemeyen, ancak AB’nin
serbest ticaret anlaşmalarına yönelmesi nedeniyle Türkiye aleyhine haksız rekabete
yol açmaya başlayan ortak dış ticaret politikasının yeni gelişmeler çerçevesinde
yeniden revize edilmesi gerekmektedir. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16/3.
maddesi, ticaret sapmasının tespit edildiği durumlarda Türkiye’nin telafi edici vergi
uygulayabileceği
hükmünü
getirmektedir.
58/2.
maddesi
ise
mevzuattaki
162
farklılıkların malların serbest dolaşımını etkileyebileceği, ticaretin yönünün
değişmesine neden olabileceği veya kendi topraklarında ekonomik sorunlara yol
açabileceği kanısında olması halinde söz konusu tarafın konuyu Gümrük Birliği
Ortak Komitesi’ne götürebileceğini belirtmektedir. Ancak Türkiye, AB’nin serbest
ticaret anlaşmalarından uğradığı zararın giderilmesi amacıyla şimdiye kadar her iki
maddeyi yürürlüğe koyma konusunda herhangi bir çaba göstermemiştir. Bununla
birlikte madde hükümlerinin yürürlüğe konması için ticaret sapmasının varlığının net
bir şekilde kanıtlanması gerekmektedir. AB üzerinden Türkiye’ye gelecek olan
üçüncü ülke kaynaklı ürünlerin tespiti zorunludur. Tespit ise ancak menşe belgesinin
varlığı halinde yapılabilir. Bu uygulamalar ise bürokratik işlemleri arttırarak gümrük
birliğinin temelini oluşturan serbest dolaşım ilkesine aykırı bir durum yaratmaktadır.
Türkiye, AB’ye tam üye olmadığı için AB tarafından yürürlüğe konulan
serbest ticaret anlaşmaları görüşmelerine katılamamakta ve çıkarlarına aykırı
durumlar ile karşılaşabilmektedir. Hâlbuki AB serbest ticaret anlaşmalarına eklediği
hükümler ile gümrük birliği ilişkisi içinde bulunduğu Andorra ve San Marino’yu
anlaşmalar kapsamına almıştır. Dolayısıyla AB, istediği takdirde sorunun çözümünü
kolaylıkla uygulamaya sokabilmektedir.
Sorunun çeşitli çözümleri mevcuttur. AB gerçekleştirdiği serbest ticaret
anlaşmalarına bir madde ekleyerek Türkiye’yi kapsam içine alabilir. Bunu tercih
etmediği takdirde benzer serbest ticaret anlaşması imzalanana kadar Türkiye’ye
önlem alma hakkı tanıyabilir. Nihai çözüm ise Türkiye’yi tam üyeliğe kabul ederek
haksız uygulamalara son verilmesidir. Aksi takdirde Türkiye, 1/95 sayılı Ortaklık
Konseyi kararının şimdiye kadar uygulamadığı 16/3 ve 58/2 maddeleri kapsamında
163
yaşanan ticaret sapmalarını ve uğranılan kayıpları hesaplayarak zararı karşılamak
amacıyla telafi edici vergi uygulamasına gitmelidir.
164
KAYNAKÇA
Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü (2007), Avrupa Birliği
Hukuku’nun Kaynakları, Ankara,
Ak, Okan, (2009), Güney Afrika Cumhuriyeti Ülke Raporu, ĐMMĐB Pazara Giriş
Şubesi
Akalın, Cüneyt, Monnet’nin Gölgesindeki Avrupa’dan Türkiye’ye: LiberalizmCumhuriyetçilik Kavgası, http://cuneytakalin.com.tr, (Erişim:Eylül 2009)
Akçay, Belgin; Kahraman Sevilay, Baykal, Sanem, (2008) Avrupa Birliği’nin Güncel
Sorunları ve Gelişmeler, 1.Baskı, Ankara, Seçkin Yayınları,
Akçay, Belgin; Özçelik, Gülüm Bayraktaroğlu (Ed.), Lizbon Antlaşması Sonrası
Avrupa Birliği Serbest Dolaşım ve Politikalar, 1.Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara,
Eylül 2010, s.535-537
Akgönenç, Oya, (2009), Türkiye’nin AB Stratejisi, 1.Baskı, Ankara, Nobel Yayınları.
Assarson, Johanna, (2005) The Impacts of the European Union-South Africa Free
Trade Agreement, Uppsala University Department of Economics, D-Level Thesis,
Aydoğuş, Đsmail, Bölgesel Ticaret Anlaşmalarının Türkiye Açısından Önemi:
Đspanya ve Meksika Örneği, Afyon Kocatepe Üniversitesi ĐĐBF Dergisi, Cilt:7,
Sayı:2, Aralık 2005, http://akuiibf.aku.edu.tr/dergi/7_2/7-2.html, (Erişim:Ekim 2009)
Aydoğan, Metin, (2006), Avrupa Birliği’nin Neresindeyiz, 18.Baskı, Umay
Yayınları, Đzmir.
Bank of Tokyo (2009), Economic Review, Vol: 4, No: 4
Bartels, Lorand (2007), The Trade and Development Policy of the European Union,
The European Journal of International Law, Vol:18, No:4, Page:715-756
Bekmez, Selahattin (2008), Türkiye, Avrupa Birliği, Sektörel Rekabet Analizleri,
1.Baskı, Nobel Yayınları, Ankara
Benedictis, Luca De, Et al. (2005), Hub and Spoke or else? Free Trade Agreements
in the Enlarged European Union, The European Journal of Comparative Economics,
Vol.2 No:2 P:245-260
Bernadino, Naty (2007), Gender Implications of the European Union-ASEAN Free
Trade Agreement, Wide Network, Fact Sheet, Brussels,
165
BILATERALS (2009), Chile, http://www.bilaterals.org/rubrique.php3?id_rubrique=
130&lang=en, (Erişim Tarihi: Kasım 2009)
Catoıu, Iacob, Tudor, Edu (2008), The Impact of the Future Free Trade Agreement
Between the European Union and South Korea on the European and Romanian
Economies, Management and Marketing, Vol:3, No:4, Page:37-48
Civcik, Yasemin (2008), Meksika Ülke Raporu, ĐMMĐB Pazara Giriş Şubesi,
Comission of the European Communities (2007), Global Europe. A Stronger
Partnership to Deliver Market Access For European Exporters, Brussels, 2007/183
Comission of the European Communities (2008), Towards an EU-Mexico Strategis
Partnership, Brussels, 2008/447
Çalışkan, Özgür (2009), An Analysis on the Alignment Process of Turkey to the EU’s
FTAs under the Customs Union and Current Challenges, Hacettepe Üniversitesi
Đktisadi ve Đdari Bilimler Dergisi S:2009/27,
Çavdar, Tomris, (2009), Türkiye-Avrupa Topluluğu Gümrük Birliği Modeli’nin
Siyasal,
Toplumsal
ve
Ekonomik
Sonuçları,
Mülkiye
Dergisi,
http://www.mulkiyedergi.org, (Erişim Tarihi: Ocak 2010)
Çulha, Hayrunnisa, (2008), Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret
Politikasına Uyumu, Gümrük Uzmanları Derneği Dergisi, Sayı 16, S:45-49
Damlacı, Cemalettin, (2008), Gümrük Birliği Çerçevesinde AB’nin Üçüncü Ülkelerle
Yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmalarının Avrupa ve Türk Đş Dünyasına Etkileri,
TÜSĐAD, Publication No: TÜSĐAD-T/2008-06-467, pp. 22-32.
Damlacı, Cemalettin, (2008), AB’nin Üçüncü Ülkelerle Yaptığı Serbest Ticaret
Anlaşmalarının Türkiye-AB Ekonomik Đlişkilerine Etkisi, DTM Avrupa Birliği Genel
Müdürlüğü, 26.Türkiye-AB Karma Đstişare Komitesi Toplantısı, Đstanbul
Deardoff, Alan, (2008), Dünya Ekonomisi ve Dünya Ticaret Sistemi Nereye Gidiyor,
Uluslar arası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikası Dergisi, Sayı: 3
Decreux Yvan, Mitaritonna Cristina, (2007), Economic Imapct of a Potential Free
Trade Agreement between the European Union and India, CEPII-CIREM, Final
Report
Delegation of the European Comission to Singapore, EU in Asia-ASEAN Countries,
http://www.europe.org.sg/en/pages/en/eu_in_asia/eu_asean.htm, (Erişim: Kasım
2009)
DPT, (1993), Ankara Anlaşması ve Katma Protokol, Avrupa Topluluğu ile Đlişkiler
Genel Müdürlüğü, Cilt 2, Ankara
166
DPT, (2007), Dokuzuncu Kalkınma Planı, Dış Ticaret Özel Đhtisas Komisyonu
Raporu, DPT Yayını, No: 2705, Ankara,
DPT, (2008), Uluslararası Ekonomik Göstergeler, DPT Yayınları, Ankara,
DPT, (2009), Bölgesel Ticaret Anlaşmaları ve Dünya Ticaret Örgütü, Ankara,
DTM, (2009), Bölgeselleşme ve Çok Yanlı Ticaret Sistemi Çelişkisi,
http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/EAD/KonjokturIzlemeDb/bolgesel.doc
(Erişim: Aralık 2009)
DTM (2009), Dış Ticaret Müsteşarlığı, Avrupa Ekonomik Alanı Anlaşması,
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=1205&icerikID=1
315&dil=TR, (Erişim Tarihi: Kasım 2009).
DTM (2009), Dış Ticaret Müsteşarlığı, AB Yeni Pazara Giriş Stratejisi
http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SanayiSektorDb/AB_YENI_PAZARA
_GIRIS_STRATEJISI.doc, (Erişim Tarihi: Ekim 2009).
DTM (2008), Dünya Ticaret Örgütü 2008 Raporu, Ankara.
DTM (2009), Türkiye’nin Yürürlükteki Serbest Ticaret Anlaşmaları,
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.cfm?action=detay&yayinID=341&icerikID=36
3&dil=TR, (Erişim Tarihi: Aralık 2009).
DTM Đhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, (2009), Güney Kore Ülke Profili, Ankara.
DTM (2010), Türkiye-Şili Serbest Ticaret Anlaşması’na Đlişkin Bilgi Notu,
http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/SerbestTicaretDb/Sili.doc,
(Erişim
Tarihi: Ocak 2010).
DTM Anlaşmalar Genel Müdürlüğü (2008), Meksika Ülke Profili, Ankara.
DTM Anlaşmalar Genel Müdürlüğü (2008), Şili Ülke Profili, Ankara.
DTM Đhracatı Geliştirme Merkezi (2009), Şili Ülke Raporu, Ankara.
DTM Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü (2008), Türkiye’nin AB Üyelik Sürecinde
Gümrük Birliği, Ankara.
167
DTM (2009), “Devlet Bakanı Çağlayan: ''Kara Afrika'da Sizinle Đş Yapmak
Đstiyoruz''”,
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/bakanHaberDetay.cfm?haberNo=137,
(Erişim Tarihi: Ocak 2010).
EBCA (2010), Position on EU Free Trade Agreement Negotiations with Ukraine,
http://www.ebca-europe.org/.../issues_4_ebca_position_paper_ukraine_fta.pdf,
(Erişim Tarihi: Ocak 2010).
Edwards, T.Huw, Et al. (2007), A Quantitive Analysis of a Free Trade Agreement
Between the European Union and South Korea, Center for European Policy Studies.
Emerson Michael. Et al. (2006), The Prospect of Deep Free Trade Between the
European Union and Ukraine, Center for European Policy Studies, Brussels.
Erhan Çağrı, Senemoğlu Deniz, (2007), Avrupa Birliği Politikaları, 1.Baskı, Ankara,
Đmaj Yayıncılık 2007
EURACTIV, (2010), AB ile Ticarette Dört Sorun ve Çözüm Önerileri,
http://www.euractiv.com.tr/ab-ve-turkiye/analyze/ab-ile-ticarette-4-sorun-ve-cozumonerileri, (Erişim Tarihi: 09.01.2010).
EUROPEAN UNION (2009), The EU’s relations with Central America,
http://ec.europa.eu/external_relations/ca/index_en.htm, (Erişim Tarihi: Aralık 2009).
EUROPEAN
UNION
(2009),
Ukraine
Main
Trade
Indicators,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113459.pdf,
(Erişim
Tarihi: Aralık 2009).
EUROPEAN UNION (2009), European Comission, Trade, Andean Countries,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/regions/andean/,
(Erişim Tarihi: Kasım 2009).
EUROPEAN UNION (2009), European Commission, South Korea,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/korea/,
(Erişim Tarihi: Kasım 2009).
EUROPEAN
UNION
(2009),
EFTA
Main
Trade
Indicators,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_122460.pdf,
(Erişim
Tarihi: Kasım 2009).
EUROPEAN UNION (2010), Euromed Ministers Strengthen Euro-Mediterranean
Trade
and
Investment
Relations
Beyond
2010,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/press/index.cfm?id=495, (Erişim Tarihi: Ocak 2010).
168
EUROPEAN
UNION
(2010),
More
Statistics
on
Mexico,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/mexico/
(Erişim Tarihi: Şubat 2010).
EUROPEAN UNION (2010), Mercosur Main Economic Indicators,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/september/tradoc_113488.pdf,
(Erişim
Tarihi: Mart 2010).
EUROPEAN UNION (2009), European Commission, Trade, South Africa,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/southafrica/, (Erişim Tarihi: Aralık 2009).
EUROPEAN UNION (2010), European Commission, More Statistics on India,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/india/,
(Erişim Tarihi: Ocak 2010).
EUROPEAN
UNION
(2010),
More
Statistics
On
Chile,
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/chile/,
(Erişim Tarihi: Mart 2010).
European Free Trade Association, (2009), EFTA Free Trade Agreements
http://www.efta.int/ content/ free-trade/fta-countries, , (Erişim: Aralık 2009)
Evenett, Simon J.(2007), The Trade Strategy of the European Union: Time for a
Rethink? University of St.Gallen, Discussion Paper, No: 2007-14
Francois, Joseph; Norberg, Hanna; Thelle, Martin, (2007), Economic Impact of a
Potential Free Trade Agreement Between the European Union and South Korea,
Institue for International and Development Economies, Discussion Paper, 200703-01
Francois, Joseph; Norberg, Hanna; Pelkmans, Annette, (2008), Trade Impact
Assesment of a EU-India Free Trade Agreement, IIDE Research Report,
Trade07/C1/C01-Lot 1,
Gasiorek, M., Holmes, P., Rollo, Jim (2007), The Prospects for an EU-India Blateral
Trade
Agreement,
VOX,
30
November
2007,
http://www.voxeu.org/index.php?q=node/762, (Erişim Tarihi: Aralık 2009).
Güney Pelin Öge; Akbay, Oktay Salih, (2008), Avrupa Birliği’nin Sanayi Politikası
ve Türk Sanayisine Etkileri, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, C:4, S:7.
169
Günuğur, Haluk, (1988), Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu Kuran Anlaşma, Roma
Anlaşması, Çeviren ve Derleyen: Haluk Günuğur, Genişletilmiş 2.Baskı, TOBB
Yayını.
Günuğur, Haluk, (1995), Avrupa Bütünleşmesinin Tarihsel Gelişimi (Dünü, Bugünü,
Yarını) Avrupa Birliği El Kitabı, T.C. Merkez Bankası Yayını, Ankara
Gürel, Şükrü Sina, (1995), Avrupalılaştırılıyor muyuz? Gümrük Birliği
Düzenlemesinin Siyasal Değerlendirmesi, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Cilt XIX,
Sayı: 178,
Hanson, T.Brian, (1998), What Happened to Fortress Europe?: External Trade
Policy Liberalization in the European Union, International Organization, Winter
1998, No: 52, Page: 55-85.
Hurt, Stephen R. (2005), Trade Agreements Between Europe and Africa, Pambazuka
News, Issue 231.
ICEI (Instituto Complutense De Estudios Internacionales), (2005), Study on
Relations between the European Union and Latin America. New Strategies and
Perspectives, Madrid.
Đhracatı Geliştirme Merkezi (ĐGEME), Meksika Yerinde Pazar Araştırması, Đstanbul,
2008
Đktisadi Kalkınma Vakfı, (2003), Avrupa Birliği Anlaşması, Avrupa Topluluklarını
Kuran Anlaşmalar ve Đlgili Bazı Kararları Değiştiren Nice Anlaşması, Sayı:174,
Đstanbul.
Đktisadi Kalkınma Vakfı, (2000), Amsterdam Anlaşması, ‘Bütünleştirilmiş Haliyle
Avrupa Birliği Kurucu Anlaşmaları’ Sayı:142, Đstanbul.
Đktisadi Kalkınma Vakfı, (2009), Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikası,
http://www.ikv.org.tr/pdfs/7c53b0dc.pdf, (Erişim: Aralık 2009)
Đnan, Alpan, (2005), Avrupa Birliği Ekonomik Yaklaşımı: Lizbon Stratejisi ve
Maastricht Kriterleri, Bankacılar Dergisi, Sayı: 52,
Irving, Jacqueline, (1999), South Africa and European Union Conclude Sweeping
Trade Agreement, Africa recovery, Vol.13, Page: 1.
Đstanbul Ticaret Odası, (2001), AB-Meksika Serbest Ticaret Anlaşmasının Ülkemize
Etkileri ve Alınacak Tedbirler, ĐTO Yayınları, Đstanbul.
Đstanbul Ticaret Odası, (2003), Türkiye’nin Đmzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları
ĐTO Yayınları, Đstanbul.
Đstanbul Ticaret Odası, (2008), Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Şubesi, Güney
Kore Ülke Raporu, No:728
170
Đzmir Ticaret Odası, (2007), Meksika’nın Temel Ekonomik Göstergeleri ve TürkiyeMeksika Dış Ticareti, Đzmir.
Đzmir Ticaret Odası, (2007), Şili’nin Temel Ekonomik Göstergeleri ve Şili-Türkiye
Dış Ticareti, Đzmir.
ĐTKĐB Genel Sekreterliği, (2009), Dünya Ticaret Örgütü 7.Bakanlar Kurulu
Konferansı Sonuçları, 30 Kasım- 2 Aralık 2009, Cenevre.
Kaleağası, Bahadır; Salman, Serhan. (2009), Avrupa Birliği’nin Dış Ticaret
Anlaşmaları, Sürmekte Olan Müzakerelerde Son Durum, Türkiye Sanayicileri ve
Đşadamları Derneği, Avrupa Birliği Temsilciliği, Brüksel.
Karaca, Nil, (2004), GATT’tan Dünya Ticaret Örgütüne, http://www.kibso.org/site/
den20.pdf, (Erişim: Kasım 2009)
Karagöz, Kadir; Karagöz, Murat, (2009), Türkiye’nin Küresel Ticaret Potansiyeli:
Çekim Modeli Yaklaşımı, C.Ü.Đktisadi ve Đdari Bilimler Dergisi, C:10, S:2.
Kariim, Sajjad (2009), Report on EU-India Free Trade Agreement (2008/2135),
European Parliament Committee on International Trade.
Kenifel, Theobald, (2000), The European Union-South Africa Trade Agreement,
Implications
for
Post
Lomê
Trade
Relations,
http://www.saccct.org.za/ppu_lome.html, (Erişim: Ocak 2010)
Konya Ticaret Odası, (2009), Meksika Birleşik Devletleri Ülke Raporu, Konya,
Kozuharov, Simone (Ed.), (2007), Free Trade Between Ukraine and the EU,
International Center For Policy Studies, Kiev.
Korkankorkmaz, Özge, (2007), Gümrük Birliği’nin Türkiye’de Sanayi Sektörüne
Etkileri, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Đktisat Anabilim Dalı,
Yüksek Lisans Tezi, Adana,
Kutlay, Mustafa, (2009), “AB’nin Dış Ticaret Politikasında Serbest Ticaret
Anlaşmaları’nın
Artan
Önemi”,
Usak
Gündem,
26
Ocak
2009,
http://www.usakgundem.com/yazar/1116/ab’nin-dis-ticaret-politikasinda-serbestticaret-anlasmalari’nin-artan-önemi.html, (Erişim Tarihi: 15.03.2010).
Kutlay, Mustafa, (2009), The Changing Policy of the European Union Towards Free
Trade Agreements and its Effects on Turkish Foreign Trade: A Political Economy
Perspective, Usak Yearbook of Đnternational Politics and Law, Volume 2, P:117-132,
(Erişim: 15.03.2010)
Limpananont, Jiraporn, (2009), Diagnosis, EU-ASEAN Free Trade Agreement
Unacceptable, www.bilaterals.org. (Erişim: Kasım 2009)
171
Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, (2006), AB Ortak Tarım Politikası
ve DOHA Round Ticaret Görüşmeleri, Rapor No: 18.
Manisalı, Erol, (1996), Gümrük Birliğinin Siyasal Ve Ekonomik Bedeli, Bağlam
Yayınları, Đstanbul.
Manisalı, Erol., (2006), Ortak Pazardan AB’ye Hayatım Avrupa, 5. Baskı, Truva
Yayınları, Đstanbul.
Manisalı, Erol, (2006), Türkiye’nin Askersiz Đşgali: Gümrük Birliği, 6. Baskı, Truva
Yayınları, Đstanbul.
Nebioğlu, Hüsamettin, (2010), Bölgeselleşme Hareketleri Bağlamında 21.Yüzyılda
Türkiye, http://ekutup/dpt.gov.tr/ab/ (Erişim Tarihi: Ocak 2010).
Ortaylı, Đlber, (2008), Avrupa ve Biz, Türkiye Đş Bankası Kültür Yayınları, 4.Baskı,
Đstanbul.
Özer, M.Akif, (2008), Avrupa Birliği’ne Tam Üyelik Yolunda Son Gelişmeler, Türk
Đdare Dergisi, Sayı:4 53, S: 69-100.
Razzague A.,Mohammed, AN EU-India Free Trade Agreement: Reflections on the
Implications for Excluded Countries, Commonwealth Trade Hot Topics, 2008, Issue
No 54,
REDGE, Red Peruanan Por Uno Globalizacion Con Eguidad, (2010), Stop the
European Union’s negotiation with Peru and Colombia: restraining injustice and
inequality, htttp://www.redge.org.pe/system/files/ PronunciamientoSC_6%C2%
AArondaUE-CAN_vf.ingl%C3%A9s.pdf, (Erişim Tarihi: Ocak 2010).
Reichert M.S., Jungblut M.E., (2007), European Union External Trade Policy:
Multilevel Principal-Agent Relationships, The Policy Studies Journal, Vol:.35, No:.3,
Page:.395-418.
Reinert, A.K., (2007), The European Union, the Doha Round, and Asia, SpringerVerlag, Vol: 5, Page: 317-330
Reveles R.A., Rocha M.P., (2007), The EU-Mexico Free Trade Agreements Seven
Years On, Debate Paper, Page: 1-40.
Rivera, L., Hugo R.R., (2007), Free Trade Agreements, Pverty and Inequality in
Central America, INCAE Business School.
Rodriguez, E.V. (2009), The European Union Free Trade Agreements: Implication
for Developing Countries, Real Instituto Elcano, Working Paper, Number: 8/2009.
Scherlin Anna, (2008), Trade, Association, Aid, Has the Association Agreement
Between the European Union and the Republic of Chile fullfilled its Purposes?
Đnternational Commercial Law.
172
SEDEFED, (2008), Sektörel Haber Bülteni, Mayıs 2008, Sayı: 32, Sayfa: 12-15.
Seyidoğlu, Halil, (2005), Uluslararası Đktisat, Teori, Politika ve Uygulama, 15.Baskı,
Güzem Yayınları. Đstanbul.
Sharma, Saad, (2009), The EU-India FTA, Critical Considerations in a Time of
Crisis, Centad Working Paper, New Delhi.
Shneider Andreas, (2006), The EU-Mercosur Free Trade Agreement, Centre For
European Policy Studies, Brussels.
South Center, (2009), Analysis of the Draft Interim Trade Sustainability Impact
Assessment of the EU-Central America Free Trade Agreement, Geneva,
www.southcenter.org.
Stothers Christopher, (2006), Parallel Trade and Free Trade Agreements, Journal of
Intellectual Property Law&Practice, Vol: 1, No: 9, P: 578-592.
Sundström, Eric, (2002), Trade Agreements in the European Union, A Relevant
Driving Force for U.S. Trade Policy? Progressive Policy Institute, Policy Report
Şen,Esin, (2009), Meksika Ülke Raporu, TC Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı,
Đhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, s.13.
Tezcan, Ercüment, (1997), Avrupa Birliği’nin Üçüncü Ülkelere Karşı Uyguladığı
Ortak Ticaret Politikasının Hukuksal Dayanakları ve Bu Çerçevede Yapılan
Değişikliklerin Değerlendirilmesi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 1,
Sayı 2, Sayfa 233-258.
Tezcan, Ercüment, (2010), Lizbon Antlaşması’nın Gümrük Birliği ve Ortak Ticaret
Politikası Açısından Đçerdiği Değişiklikler Üzerine Bir Değerlendirme, Gündem
Avrupa, Aylık Bülten, Cilt 1, Sayı 1, s.10.
TEPAV, (2005), Türkiye’nin Tam Üyelik Perspektifinin Đncelenmesi. EFTA-EEA ve
Avrupa Birliği, Dış Politika Etüdleri Programı Avrupa Birliği Proje Grubu, Ankara.
TEPAV, (2006), Avrupa Birliği’nde Değişen Dinamikler, Ortak Çalıştay Raporu,
Truva Yayınları.
The Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ, Ltd. (2009), The South Korea-EU Free Trade
Agreement Negotiations: Some Observations, Economic Review, Vol:4, No:4,
August 2009.
The University of Manchester, (2009), Trade Sustainability Impact Assesmentof the
Association Agreement Under Negatiation Between the European Community and
Mercosur, England.
173
TLAXCALA
(2009),
The
EU
Reaches
for
Central
America,
http://www.tlaxcala.es/pp.asp?reference=8255&lg=en, (Erişim Tarihi: Aralık 2009).
Trade Links, Lazos Comerciales (2009), Mexico’s Foreign Trade in 2009,
http://www.centroesteroveneto.com/pdf/Osservatorio%20Mercati/Messico/Aggiorna
menti%202010/Mexico's%20Foreign%20Trade%20in%202009_inglese.pdf, (Erişim
Tarihi: Nisan 2010).
TRAIDCRAFT Policy Unit (2008), The EU-India FTA: Initial Observations from a
Development Perspective, London.
TÜSĐAD, (2004), Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Gümrük Birliğinin Dış
Ticaretimize Etkileri, Đstanbul.
TÜSĐAD, (2008), Dünya Ticaret Örgütü, Gelişmeler, Temmuz-Ağustos 2008
Bülteni, Sayı:5, S:1-12.
TÜSĐAD, (2008), Brüksel’de Bir Hafta, TÜSĐAD Avrupa Birliği Temsilciliği,
No:2008/31, Brüksel.
TÜSĐAD, (2009), Avrupa Birliği’nin Dış Ticaret Anlaşmaları, Sürmekte olan
Müzakerelerde Son Durum, Brüksel.
Uyanusta, Esra; Soğuk, Handan, (2004), Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine
Etkileri, Đktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları, Đstanbul.
Üşür, Đşaya, (1996), Avrupa Birliği’ne Giden Yol: Đktisadi Bir Problem mi?
Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Cilt XXIV, Sayı: 224.
Van Der Geest, W. (2004), An EU-ASEAN Free Trade Agreement:Sharing Benefits
of Globalisattion? European Institute for Asian Studies, Brussels.
Wonnacott, Ronald, (1996), “Free Trade Agreements: for better or worse?“
American Economic Review, Vol: 86.
VOX, Research-based policy analysis and commentary from leading economists, The
Prospects for an EU-India Blateral Trade Agreement http://www.voxeu.org/
index.php?q=node/762, , (Erişim: Aralık 2009)
Woolcock, Stephen, (2007), European Union Policy Towards Free Trade
Agreements, Ecipe Working Paper, No:03/2007.
Woolcock Stephen, (2007), Competing Regionalism – Patterns, Economic Impact
and Implications for the Multilateral Trading System, Intereconomics, Page 236-239.
174
Yıldız, Doç Dr.Mircan, (1999), Bütünleşme Biçimleri ve Avrupa Birliği, Dış Ticaret
Dergisi, Sayı: 15, S: 89-118.
Yılmaz, Nesrin. (2008), Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politikası ve Türk Tarımının
Uyumu, AB Uzmanlık Tezi, S: 83-98.
Yücel, Fatih, (2006), Türkiye ve Seçilmiş AB Üyesi Ülkeler Arasındaki Dış Ticaret
Akımları Üzerine Analitik Bir Yaklaşım: Gümrük Birliği Öncesi ve Sonrası,
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Đktisat Anabilim Dalı Doktora Tezi,
Adana.
175
ÖZET
Hakan Tezbaşaran
Avrupa Birliği’nin Taraf Olduğu
Serbest Ticaret Anlaşmaları:
Türkiye Ekonomisine Etkileri
Yüksek Lisans Tezi
Danışman : Doç.Dr.Filiz Elmas
164 Sayfa
Ortak pazar temeli üzerine kurulan Avrupa Birliği’nin (AB) dış ticaret
politikası araçları genişleme sürecinde kazanmış olduğu deneyim nedeniyle değişim
sürekli göstermektedir. Bu politika bir yandan üye ülkelerin ekonomik çıkarlarını
üçüncü ülkelere karşı korumayı, diğer yandan ise dünya ticaretinden önemli bir pay
elde etme imkânını sağlamaktadır. Bu anlamda da AB, 2003 yılından itibaren serbest
ticaret anlaşmalarına önem vermeye başlamıştır. Anlaşmalarda bir yanda ABD’nin
Asya pazarına yoğun ilgi göstermeye başlaması ve diğer yanda ise Asya’da Çin ve
Hindistan’ın ekonomik güç olarak ortaya çıkması önemli olmaktadır.
Gümrük birliği çerçevesinde AB’nin ortak ticaret politikasına uyum
yükümlülüğü bulunan Türkiye ise, Birliğin ortak dış ticaret politikasından doğrudan
etkilenmiştir. Dış ticaret politikası konusunda AB’nin karar alma sürecine dâhil
olamayan, ancak alınan kararlara uymak mecburiyeti bulunan Türkiye, Birliğin
imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarını yürürlüğe koymakla birlikte, hem iç hem de
uluslararası pazarda haksız rekabet ile karşı karşıya kalmıştır. AB ile serbest ticaret
anlaşması imzalayan bazı ülkeler, anlaşma çerçevesinde yürürlüğe koyduğu ticari
tavizlerde
Türkiye’yi
AB’ye
üye
olmadığı
gerekçesiyle
kapsam
dışında
176
bırakmaktadır. Dolayısıyla bu ülkeler ile ticaret dengesi, Türkiye aleyhine
bozulmaktadır.
Anahtar Kelimeler : Gümrük Birliği, Serbest Ticaret Anlaşmaları, Ortak
Ticaret Politikası, Haksız Rekabet.
177
ABSTRACT
Hakan Tezbaşaran
The Free Trade Agreements That the
European Union Has Signed:
The Effects of Turkish Economy
Master’s Thesis
Advisor: Associate Professor Filiz Elmas
164 Pages
Means of the foreign trade policy of the European Union (EU), established on
the common market basis, have changed because of the experience gained from its
expansion process. While protecting the economic interests of the member states
against the third parties, this policy also helps to promote an opportunity to obtain a
larger share from the world trade. Within this perspective, the EU has started to give
importance on free trade agreements since 2003. The basic reasons for the change in
this foreign trade policy are the intensive interest that the United States (USA) has
shown towards the Asian markets, and the rise of China and India as economic
powers in Asia.
In fact, Turkey, which is legally obliged to conform to the common trade
policy of the EU because of the Customs Union, has started to get directly affected
by the common foreign trade policy of the EU. Since Turkey, not able to get
involved in the decision making process of the EU about the foreign trade policy but
legally obliged to obey the decisions taken by the EU, has put into force the free
trade agreements that the Union has signed; it has faced unfair competition both in
the domestic and global markets. Some countries that have signed free trade
178
agreements with the EU have been excluding Turkey in the context of their trade
relations included in the agreement by claiming that it is not a member of the EU.
Hence, the trade balance between Turkey and these countries is getting increasingly
disturbed, which is against the interests of Turkey.
Keywords : Customs Union, Free Trade Agreements, Common Trade Policy,
Unfair Competition
179
Download