TARİHİN PEŞİNDE THE PURSUIT OF HISTORY -ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ- -INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH- Yıl: 2 0 1 1 , Sa yı: 5 Sa yfa : 3 9 -5 6 Ye a r: 2 0 1 1 , Issue : 5 Pa ge : 3 9 -5 6 I. TBMM HÜKÜMETİ’NİN İLK ULUSLARARASI ANLAŞMASI: “20 GÜNLÜK MUVAKKAT MÜTAREKE” Cihat YILDIRIM∗ Özet Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümeti ilk uluslar arası anlaşmayı bilinenin aksine Ermenistan ile değil İtilaf Devletleri İttifakının büyük ortaklarından Fransa ile yapmıştır. 28–29 Mayıs 1920’de imzalanan bu anlaşma bir “geçici ateşkes anlaşması”dır. Maraş, Urfa, Antep, Mersin ve Adana havalisinde mücadele eden kuva-yı milliye müfrezelerimizin askeri başarılarının eseri olan bu ateşkes anlaşması Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümeti için bir siyasi başarı ve uluslararası arenada tanınmışlık sorununun çözümünde önemli bir başlangıçtır. Anahtar Kelimeler I.TBMM Hük ümeti, Fra nsa , Geçici Ateşk es, Güney Cephesi, Milli Müca dele THE FIRST INTERNATIONAL AGREEMENT OF TGNA GOVERNMENT: 20 DAYS TEMP ORARY ARMISTICE Abstract Contrary to known, The Turkish Grand National Assembly and The Government didn’t make the first international agreement with Armenia; they made the first agreement with France, the maj or shareholder of the Allies. This agreement, signed on 28-29 May 1920, was a "temporary cease-fire agreement". That agreement was the military success of the platoons of the Nationalist Forces combating in the vicinity of Maras, Urfa, Antep, Mersin, and Adana and it was also an important step for the Turkish Grand National Assembly and the government on the way of solving the problem of recognition in the international arena Key Words The First Government of The Turkish Gra nd National Assembly, France, the temporary cea se-fire, South Front, The Na tiona list Forces ∗ Yrd. Doç. Dr., Aksaray Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi. [email protected] 40 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 3/5 GİRİŞ TBMM’nin açılışı, genel itibariyle Türk tarihinin önemli hadiselerinden olup özelde ise Milli Mücadele’nin seyrini değiştiren önemli bir dönüm noktasıdır. Aynı zamanda Türk Milleti iç in yeni bir başlangıç tır. Mondros Mütarekesi sonrasında İtilaf Devletleri’nin yaptığı işgallere karşı sürdürülec ek milli politikaların belirlendiği Erzurum ve S ivas Kongreleri’nde mümkün mertebe İstanbul Hükümeti ile işbirliği halinde memleketin işgallerden kurtarılması düşünülmüştür. Ancak İtilaf Devletleri’nin İstanbul’daki askeri varlığı dikkate alınarak İstanbul hükümetleri ile işbirliğinin devamlı ve sağlıklı olamayac ağı ihtimali düşünülerek böyle durumlarda takip edilecek yol ve yöntemler de bu kongrelerde değerlendirilmiştir. Büyük Millet Meclisi’nin aç ılışı bu değerlendirmelerin eseridir. Erzurum Kongresi’nde alınan “vatanın ve istiklalin muhafaza ve teminine hükümet-i merkeziye muktedir olmadığı takdirde, temin-i maksat iç in, bir hükümet-i muvakkate teşekkül edecektir"1 şeklindeki karar İstanbul’daki hükümetin milli davaya sahip çıkmaması ya da ç ıkamaması halinde takip edilecek yolun yeni ve müstakil bir hükümet kurmak olduğuna işaret etmektedir. Aynı kararın devamında böyle bir hükümeti kurma yetkisinin milli kongrede olduğu, fakat milli kongrenin toplantı halinde olmadığı bir zamanda böyle bir ihtiyaç olursa yetkinin Temsil Heyeti’nde olduğu da belirtilmiştir. Temsil Heyeti, İstanbul’un 16 Mart 1920’deki işgalinden itibaren gelişmeleri yakından takip etmiş, yerli ve yabancı kaynaklardan edindiği istihbaratı değerlendirmiştir. Üç dört günlük takip ve değerlendirmenin sonuc unda işgalin geç ic i olmadığı ve artık İstanbul Hükümeti’nden millete ve memlekete özellikle Kuva-yı Milliye’ ye bir yarar gelmeyeceği kanaatine varılmıştır. 19 Mart 1920’de yapılan bu değerlendirmeler sonucunda “salahiyet-i fevkaladeye haiz” bir milli meclisin toplanmasına ve hükümet işlerinin bu meclis tarafından yürütülmesine karar verilmiştir. Temsil Heyeti’nin 19 Mart 1920 tarihli kararı doğrultusunda ülke genelinde mebus seçimleri yapılmış ve vilayetlerince seçilen mebuslar aralıklarla Ankara’ya gelmişlerdir. Bu arada İstanbul’da işgal sonrası tatil kararı alarak dağılan Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin azalarından isteyenlerin yeniden seç ilme şartı olmaksızın Ankara’daki mec lis ç alışmalarına katılmalarına da imkân tanınmıştır.2 Temsil Heyeti 21 Nisan 1920 tarihinde yaptığı toplantı ile mec lisin 23 Nisan 1920 günü aç ılmasına ve bu ç erç evede yapılac ak iş ve işlemlere karar vermiştir.3 23 Nisan 1920’de TBMM mebusların ve Ankara ahalisinin iştirak ettiği merasimlerle resmen açılmış ve hükümet şekli olarak “mec lis hükümeti“ düzeni benimsenmiştir. Hükümetin kuruluşu meselesi ç ok kritik ve hassas bir konudur. Çünkü işgalcilerin elinde ve kontrolünde de olsa İstanbul’da bir hükümet hala 1 2 3 ATATÜRK, M. Kemal; Nutuk, C-I, Milli Eğitim Basımevi, Đstanbul,1982,s.66. ATATÜRK, s.421. ATATÜRK, s.431 vd. 3/5 • ULUSLARARASI TARĐH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGĐSĐ TARĐHĐN PEŞĐNDE • 41 mevcuttur. Mustafa Kemal 26 Nisan 1920’de meclise verdiği bir önerge ile hükümet kurmanın zarureti ve kurulacak hükümetin kuruluş esaslarını mec lise kabul ve tasdik ettirmiştir.4 3 – 4 Mayıs 1920 tarihli ç alışma toplantıları ile 11 bakanlı hükümet kurulmuş ve resmen göreve başlamıştır.5 Hükümet “Türkiye Büyük Millet Mec lisi Hükümeti” ismini almış ve bu ismi kullanmıştır. I.T.B.M.M Hükümeti’nin programı sade ve kısa tutulmuştur. ”Çünkü milletin bekasının tehlikeye düştüğü bir sırada nazari, karışık, uzun süren muameleden kaç ınmak gerekmekteydi. Dış politika hedefi, Misak-ı Milliyi gerçekleştirmek ve memleketi işgal eden devletlerin buna uymalarını sağlamaktı. İç politikada milli birlik ve dayanışma korunacak, askeri alanda Kuva-yı Milliye muntazam bir askeri teşkilata dönüştürülec ekti.”6 Mustafa Kemal 24 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Mec lisi genel kurulunda üç oturum süren uzun bir bilgilendirme konuşması yapmıştır. Bu Konuşmasında mec lisin açılışına kadar geçen süreç te yaşananları, sebep ve netic eleri itibariyle olayları anlatmıştır. Diğer yandan “Osmanlı Devleti’nin izlediği iç ve dış siyaseti eleştirmiş ve T.B.M.M ’nin izleyeceği siyaseti şöyle özetlemiştir: ‘Milletimizin kuvvetli, mesut ve istikrarlı yaşayabilmesi iç in devletin tamamen milli bir siyaset takip etmesi ve bu siyasetin iç teşkilatımıza tamamen uyması ve dayanması lazımdır.’ “7 Görüldüğü üzere T.B.M.M ve T.B.M.M Hükümeti “milli siyaset” ilkeleri ç erç evesinde iş ve ic raat üretec ektir. 24 Nisan 1920 de meclis başkanlığına seçilen Mustafa Kemal “meclis hükümeti” düzeni tesis edildiği için aynı zamanda hükümet başkanlığı görevini de üstlenmiştir. Meclis ve hükümet başkanı Mustafa Kemal’in belirlediği “milli siyaset” ilkeleri etrafında politika üretecek olan hükümetin önünde çözmesi gereken ç ok önemli sorunlar mevcuttur. Bu problemleri şu üç temel noktada özetlemek mümkündür; a- İç erde meşruiyet kazanma olarak da özetleyebileceğimiz “milli birlik ve beraberliği” tesis ederek kendi otoritesine karşı oluşabilecek tepkileri kontrol etmek, b- İşgalc i güçler karşısında yokluk ve zorluklara rağmen mücadelesini sürdüren Kuva-yı Milliyeyi daha etkin hale getirmek, c - Bütün bu uğraşlar yanında uluslararası alanda meşruiyet kazanmak yani tanınmaktır. T.B.M.M dış politikaya diğer meselelere önem verdiği kadar aynı yoğunlukta ilgi ve önem vermiştir. 30 Nisan 1920’de T.B.M.M’ nin açılışı Avrupalı devletlere duyurulmuştur. Meclis hükümeti kurulur kurulmaz hemen uluslararası düzeyde mec lisin ve hükümetin ilişkilerini geliştirecek adımlar atılmıştır. 11 Mayıs 1920’de Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey başkanlığında bir heyet Rusya ile temas kurmak 4 5 6 7 ATATÜRK, C-II, s.438 YALÇIN, Durmuş ( ve diğerleri);Türkiye Cumhuriyeti Tarihi-I, AKDTYK, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara.2000,s.192 vd. YALÇIN, s.193. YALÇIN, s.191. 42 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 3/5 üzere Moskova’ya gönderilmiştir. Öncelikle ülkemizi işgal eden İtilaf Devletleri ile siyasi, ekonomik ve askeri rekabet içindeki Sovyet Rusya ile daha kolay ilişki kurulabileceği düşünülmüştür. Elbette İtilaf Devletleri Misak-ı Milli hedefi ile yeni bir başlangıç yapan T.B.M.M ’ni ve onun hükümetini kendi işgal politikalarının gereği ve sonucu olarak pek kolay tanımayac aktır. T.B.M.M Hükümeti bunun bilinc indedir. Bu bilincin bir göstergesi olarak T.B.M.M aldığı bir kararla, İstanbul Hükümeti’nin 16 Mart 1920 tarihinden itibaren yaptığı ve yapac ağı anlaşmaların, verdiği ve vereceği imtiyazların hükümsüz sayılacağını bütün dünyaya ilan etmiştir.8 Bu karar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Türk Milleti’nin mukadderatında tek yetkili merci olarak kendisini gördüğünün ilanıdır. Bu gerç eği gerek tarafsız devletlere ve gerekse İtilaf Devletleri’ne kabul ettirmek hiç de kolay olmamış, dış politikada meclisin ve hükümetin meşruiyet kazanması zorlu ve meşakkatli bir süreç ten geç miştir. T.B.M.M Hükümeti’nin dış siyasetteki engellerini aşmasında öncelikle Kuvayı Milliye daha sonra da Türk ordusu etkili olacaktır. Zira Kuva-yı Milliye ve ordumuz işgalci güçler karşısında askeri başarılar kazandıkç a İtilaf Devletleri ve diğer tarafsız devletler resmi ilişki tesis etmek için TBMM ‘nin ve hükümetin kapısını aşındırmaya başlayacaklardır. I.İnönü Muharebesi’nden sonra T.B.M.M Hükümeti’nin Londra Konferansı’na davet edilmesi ve Sovyet Rusya ile Moskova Anlaşması’nın yapılması gibi örnekler uluslar arası ilişkilerdeki olumlu gelişmelerin askeri başarılarımıza endeksli olduğunu göstermektedir. I.T.B.M.M Hükümeti’nin imzaladığı ilk uluslararası anlaşmanın Ermenistan ile imzalanan “Gümrü Anlaşması”9 olduğu yönünde bir genel kabul mevc uttur. Anc ak araştırmalarımız I.T.B.M.M Hükümeti’nin kuruluşunu müteakiben Fransa ile resmi temaslarda bulunduğunu ve bir “muvakkat ateşkes” (geçici ateşkes) imzaladığını göstermektedir. Bu anlaşma, “geçici” de olsa İtilaf Devletleri ittifakını oluşturan üç büyük devletten birisiyle yapılması ve I.T.B.M.M Hükümeti’nin imzaladığı “ilk uluslararası anlaşma” olması noktalarında önem arz etmektedir. T.B.M.M Hükümeti –Fransa arasındaki siyasi ilişkilerin başlangıcını oluşturan bu anlaşmadan bahsetmeden önce Fransa’yı T.B.M.M Hükümeti’ni muhatap almaya sevk eden nedenler üzerinde durmalıyız. I– 20 GÜNLÜK MUVAKKAT MÜTAREKE’YE GİDEN SÜREÇTE KUVAYI MİLLİYE ’NİN ROLÜ I.Dünya Savaşı devam ederken İtilaf Devletleri savaş sonrası ile ilgili olarak bir dizi gizli anlaşmalar imzalayıp, özellikle Osmanlı topraklarının paylaşımı hususunda bazı projeler hazırlamışlardır.10 Bu projelerde Fransa’ya Suriye, Irak’ın kuzeyi ve Mersin’den Urfa’ya kadar uzanan Doğu Akdeniz ve Güney Doğu Anado8 9 10 YALÇIN, s.194. BAYUR, Yusuf Hikmet; Türkiye Devletinin Dış Siyasası, Türk Tarih Kurumu Yayınevi, Ankara,1973, s.67–68 AKŞĐN, Aptülahat, Atatürk’ün Dış Politika Đlkeleri ve Diplomasisi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991 s.19 vd. 3/5 • ULUSLARARASI TARĐH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGĐSĐ TARĐHĐN PEŞĐNDE • 43 lu bölgeleri vaat edilmiştir. Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanarak yürürlüğe girinc e İtilaf Devletleri gizli sözleşmelerde kendilerine tahsis edilmiş olan yerlerin işgali için hazırlıklara başlamıştır. Bu maksatla İtilaf Devletleri Filistin, S uriye ve Çukurova’nın işgaline zemin oluşturacak şekilde bu bölgelerdeki Osmanlı ordularının tahliyesine yönelik bir planı uygulamaya koymuşlardır. Bu plana göre; Filistin Cephesi’ndeki bütün Osmanlı birlikleri 1 Aralık 1918 akşamına kadar Ceyhan Nehri’nin batısına ç ekileceklerdir; S eyhan Nehri’nin batısı ile TarsusAdana tren hattının kuzeyine yapılac ak ikinc i ç ekilme 5 Aralık 1918 akşamına kadar tamamlanac aktır; Pozantı’nın batısına yapılac ak üç ünc ü ve son ç ekilme 15 Aralık 1918’de tamamlanmış olac aktır.11 Osmanlı Ordusu bir yandan bu tahliye ç alışmalarını yaparken diğer yandan İtilaf Devletleri İskenderun, Dörtyol ve Mersin’e asker çıkararak Osmanlı Ordusu’ndan boşalan mevkileri kontrol etmeye başlamışlardır. İtilaf Devletleri 17 Aralık 1918’de Mersin’i, 18 Aralık 1918’de Tarsus’u ve 19 Aralık 1918’de Adana’yı da işgal etmişlerdir.12 Başlangıç olarak bu mıntıkanın işgalini İngiltere ve Fransa birlikte gerç ekleştirmişlerdir. Fakat işgal mıntıkasında askeri ve siyasi kontrol İngiliz işgal kuvvetlerinde olmuştur. İngiltere ise Çukurova ve Güneydoğu Anadolu’ya getirdiği birliklerde genellikle Hintli müstemleke askerlerini istihdam etmiştir. Bunların ekseriyeti de Müslüman’dırlar. Bu durum işgal birlikleri ile bölge ahalisi arasında problem ç ıkmasını engelleyen bir faktör olarak görülebilir. Ne var ki bu durum fazla sürmeyec ektir. Çünkü bu mıntıkada İngiliz birliklerinin varlığı ve denetimi elde tutması I.Dünya S avaşı sırasında İtilaf Devletleri arasında yapılan gizli paylaşım planlarına aykırıdır. Çünkü S ykesPic ot Mutabakatı’na göre bu bölge Fransa’nın kontrolünde olac aktır. İngiltere bu mutabakatı sadec e Çukurova’nın işgaline iştirak ederek ihlal etmemiş aynı zamanda Irak’ın kuzeyini de işgal etmiştir ki söz konusu mutabakatta da bu bölgenin Fransa’nın nüfuzuna terk edilmesi planlanmıştır. Bu durum Fransa’yı uzun vadede rahatsız etmiş ve iki ülke arasında 15 Eylül 1919’da yeni bir anlaşma yapılarak egemenlik alanları yeniden tespit edilmiştir.13 Bu yeni plan gereği İngiliz işgal birlikleri Urfa, Antep, Maraş, Adana, Mersin ve havalisini terk ederek bu mıntıkanın askeri ve siyasi denetimini Fransız İşgal birliklerine bırakmışlardır.14 Fransa, İngiltere’nin bu ç ekilmesine karşılık daha önc e kendisine vaat edilen Irak’ın kuzeyinden vazgeç miştir. Fransa’nın Urfa, Antep, Maraş, Adana, Mersin ve havalisinde askeri ve siyasi denetim, kontrol ve yönetimi üstlenmesi bu işgale bağlı beklentileri olan Ermeni azınlığı harekete geç irmiştir. Özellikle işgal birlikleri iç inde Er11 12 13 14 ATASE Arş., KLS : 240, D : 8, Fh : 11; HTVD, S: 21, Ves: 780. HTVD, S: 33, Ves: 830 ASLAN, Đzzet; Atatürk Silifke’de, Adana,1981,s.25 Kurtuluş Savaşı’nda Đçel Tarihini Yazma Komitesi; Kurtuluş Savaşı’nda Đçel, Đstanbul,1971,s.45 44 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 3/5 meni lejyonerlerin Fransız üniforması ile istihdamı Ermeni ç eteleri c esaretlendirmiş gerek işgal birlikleri ve gerekse onların silahlandırdığı Ermeni ç etelerin Müslüman ahali üstünde baskı ve zulmü artmaya başlamıştır.15 İngiliz işgalc i birliklerinin ç ekilmesi, Fransız birliklerinin kontrolü ele alması ve buna bağlı olarak Ermeni ç etelerin taşkınlıkları bölgede milli müc adele fikrini güç lendirmiş ve Müslüman ahaliyi harekete geç irmiştir. İngiliz ve Fransız birlikleri arasındaki bu değişime denk düşen süreç te Temsil Heyeti’nin talimatları ile İç el, Mersin, Adana, Maraş, Antep ve Urfa’da Kuva-yı Milliye’nin teşekkülü iç in ç alışmalar başlamıştır.16 Fransız işgal mıntıkasında bu işgali sonlandırma niyeti ile yapılan hazırlıklar tamamlanmadan Kuva-yı Milliye birliklerimiz kendisini harbin iç inde bulmuştur. Bölgedeki muharebelerin başlangıç noktasını Maraş hadisesi teşkil etmiştir. Temsil Heyeti Maraş’ta işgal birliklerinin ve Ermeni azınlığın artan zulmüne karşı Kuva-yı Milliye’ nin direnişe geçmesi üzerine, İç el Kuva-yı Milliyesi’ne ileri harekât emrini vererek Fransız işgal birliklerine karşı top yekûn bir müc adele başlatmıştır.17 Maraş’ta 29 Ekim 1919’da İngiliz işgal birlikleri ç ekilmiş ve yerlerine Fransız birlikleri gelmiş ve birkaç gün iç inde zulümler başlamıştır. Oc ak 1920’ye kadar bazı münferit olaylar olmuş anc ak işgale karşı hazırlıklar yapılmakla birlikte topyekûn bir müdafaa söz konusu olmamıştır. 21 Oc ak 1920’de işgalc ilerin şehrin ileri gelenlerini toplantıya ç ağırıp onları ç ıkan olaylardan sorumlu tutarak tutuklamaları üzerine Maraş halkı direnişe geç miştir.18 Temsil Heyeti Reisi Mustafa Kemal Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin sürdürdüğü bu direnişe katkı sağlamak iç in Kılıç Ali, Yörük S elim ve Cemil Cahit Beyi Maraş’a göndermiştir. 11 Ş ubat 1920’ye kadar devam eden direniş sonunda Fransız işgal birlikleri 11 Ş ubat’ı 12 Ş ubat’a bağlayan gec e şehirden ç ekilmişlerdir. Maraş’ta Kuva-yı Milliye’ nin zaferi Avrupa’da özellikle de Fransa da büyük yankı uyandırmıştır.19 Bu başarı hem Fransız c ephesinde hem de Milli Müc adele’mizin genelinde kurtuluşa olan inanc ı ve güveni arttıran bir zafer olmuştur. Diğer yandan Fransa’da kamuoyu Türklere karşı takip edilen işgal politikalarını sorgulamaya başlamıştır.20 Maraş işgalden kurtulurken diğer yandan Urfa’da 9 Ş ubat 1920’de işgalcilere karşı başlatılan kuşatma 11 Nisan 1920’de işgalcilerin c an güvenliklerinin sağlanması şartı ile şehri tahliye etmeleri ile netic elenmiştir.21 Maraş’tan sonra Urfa’nın da işgalden kurtuluşu, Kuva-yı Milliye müfrezelerimize, Temsil 15 16 17 18 19 20 21 YALÇIN; C-I,s.237 ATASE Arş. KLS:310,D:27,Fh:62 ATASE Arş, KLS:308,D:26,Fh:3 YALÇIN, s.237 AKYÜZ, Yahya; Türk Kurtuluş Savaşı ve Fransız Kamuoyu, Ankara 1988, s.182 vd. AKYÜZ, s.184–185 YALÇIN, s.242 3/5 • ULUSLARARASI TARĐH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGĐSĐ TARĐHĐN PEŞĐNDE • 45 Heyeti’ne umut ve milletimize moral kaynağı olmuştur. Diğer yandan Fransa’da kamuoyunun büyük ölç üde hükümet aleyhine döndüğü ve hükümetin işgal politikalarının tenkit edilmeye başlandığı tespit edilmektedir.22 Antep’te Kuva-yı Milliye Kumandanı Ş ahin Bey önc ülüğünde Ş ubat 1920’de direniş başlatılmıştır. Ş ahin Bey’in Antep-Kilis yolunu kapatarak başlattığı direniş İşgalc ilerin bu yolu kontrol altına almalarıyla 11 Ağustos1920’de kuşatmaya dönüşmüştür. Anc ak Antep halkı bu kuşatmaya 8 Ş ubat1921 e kadar direnec ektir.23 Mersin ve Tarsus mıntıkalarında Maraş direnişine endeksli başlayan “ileri harekât”ın netic esinde Mayıs 1920 itibariyle Fransız işgal birlikleri Mersin’de şehir merkezine, Tarsus’ta yine şehir merkezine kadar ve MersinTarsus tren hattına kadar ç ekilmeye mec bur bırakılmışlardır.24 Diğer yandan Pozantı’daki işgal taburunun kontrol ettiği Ulukışla ve Çiftehan ile Ulukışla Pozantı arasındaki tren yolu ve tüneller Ereğli ve Niğde’de oluşturulan müfrezeler tarafından kontrol altına alınmıştır.25 Ayrıc a Tarsus ve Karaisalı mıntıkasındaki Kuva-yı Milliye müfrezelerinin koordineli ç alışmaları ve taarruzları netic esinde Adana-Pozantı tren hattı ile karayolu tamamen Kuva-yı Milliye’nin kontrolüne geç miştir. Bu durum Pozantı’daki Fransız işgal taburunun mahsur kalmasına sebebiyet vermiş, bu birliği kurtarmak iç in Adana’dan yollanan birlikler Kavaklıhan mevkiinde Kuva-yı Milliye müfrezelerinin direnişiyle karşılaşarak başarısız bir şekilde geri dönmeye mec bur bırakılmıştır.26 Pozantı’da mahsur kalan bu taburu kurtarma ümidini kaybeden Adana’daki işgal kuvvetleri komutanı Albay Brémond bir uç ak vasıtasıyla taburun komutanı Binbaşı Mesnil’e ”Yardım gelec ek diye beklemeyin. S izi kurtarmak imkânsız; elinizden gelenin en iyisini yapın“ 27 mesajını yollamıştır. Bu tablo “geç ic i ateşkes”e giden süreç te işgal kuvvetleri komutanının ç aresizliğini ortaya koymaktadır. S adec e Pozantı’daki tablo değil, Maraş ve Urfa yenilgileri yanında Mersin, Tarsus ve Adana mıntıkalarındaki başarısızlık ve kayıplar Fransız işgal kuvvetlerini diplomatik temas zeminine ç ekmiştir. II- I.TBMM HÜKÜMETİ’NİN VE FRANSA’NIN MÜTAREKE GEREKÇELERİ Fransızlar işgal mıntıkalarında özellikle Nisan ve Mayıs 1920 itibariyle büyük güç lüklerle karşılaşıyorlardı. Zira Kuva-yı Milliye müfrezelerimiz gerek halkın ve 22 23 24 25 26 27 AKYÜZ, s.186 TANSEL, Selahattin; Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, c.III, Đstanbul,1991 s.208 vd YILDIRIM, Cihat; Milli Mücadele Döneminde Đçel Sancağı, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya–1998,s.216 vd. ENER, Kasım; Çukurova Kurtuluş Savaşında Adana Cephesi, Ankara,1996 s.111 vd. YILDIRIM, s.240 vd. AKYÜZ, s.187 46 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 3/5 gerekse kolorduların desteği ile işgal kuvvetleri karşısında pek güç lü bir konuma gelmiş ve işgalci Fransız birliklerini ardı ardına mağlup etmekteydiler. Maraş, Antep ve Urfa da yapılan muharebelerden kayıplarla ayrılan Fransızlar Adana ve Mersin Cephesi’ne önem vermişler, fakat buralardaki savaşları da kaybetmekten kurtulamamışlardır. İşgalc i Fransızlar cephedeki bu kötü vaziyetleri karşısında TBMM Hükümeti ile temas ve müzakere temin etmeye çalışmışlardır. Özellikle Mayıs 1920 başlangıc ından itibaren Fransa’nın görüşme çabaları yoğunlaşmış ve önc e Ankara’ya İstanbul’dan bir binbaşı ve bir sivil memur gelerek I.TBMM Hükümeti ile görüşmüştür. Yalnız bu ilk görüşmeden olumlu hiçbir netice çıkmamıştır.28 Bu ilk teşebbüsten bir sonuç alamayan Fransızlar Mayıs 1920’nin sonlarına doğru Fransa’nın S uriye Fevkalade Komiseri General Gouraud ’yu temsilen Robert de Caix başkanlığında bir heyeti Ankara’ya göndermişlerdir. Yapılan müzakerenin netic esinde bu Fransız heyetle I.TBMM Hükümeti arasında 20 günlük bir mütareke yapılmıştır.29 Böyle geçici bir mütarekenin yapılması Fransızlar iç in bir mec buriyetti. Zira Fransız işgal kuvvetleri Güney Cephesi’nin tamamında kötü günler yaşamaktaydı. Görüşmelerin başladığı günlerde de Pozantı da Binbaşı Mesnil kumandasındaki tabur mahsur durumda idi. İşgal mıntıkasındaki muharebelerde Fransız kuvvetlerinin başarısızlık sebepleri de şu iki hususla ifade edilmelidir. Birincisi Kuvayı Milliye neferlerinin vatanı işgalden kurtarmak hususundaki azim ve kararlığıdır. İkinc i mühim husus Fransız işgal kuvvetlerindeki neferlerin büyük bir kısmının Müslüman müstemleke askerlerinden teşekkül etmesidir. Zira Müslüman Cezayirli ve Tunuslu Fransız neferler Kuva-yı Milliye’ye karşı c ansiperane bir şekilde savaşmamaktadırlar.30 Böyle bir mütarekenin imzalanması netic esinde Fransızlar hem Pozantı’daki garnizonu kurtarac ak ve hem de c ephe genelinde kötü durumda olan kuvvetlerini takviye edecek ve gerekirse c ephede yeni bir düzenleme yapacaklardı.31 Fransızların sahip olduğu bu temel hedeflere rağmen, Ankara’da görüşmeler devam ederken Pozantı’daki Mesnil Taburu “Karboğazı S avaşı” neticesinde Kuva-yı Milliye tarafından esir alınmıştır.32 Fransızların artık bundan sonraki hedefi cepheyi takviye etmekten başka bir şey olamazdı. Bu geçici mütareke temelde Pozantı Garnizonu’nun kurtarılması amac ını taşımasına rağmen anlaşmanın Mesnil Taburu’nun esir düşmesinden sonra yapılmış olması mütarekenin Fransız kamuoyunda Pozantı yenilgisinin sonucu olarak yorumlanmasına sebep olmuştur.33 Fransızların böyle bir anlaşma yapmak istemeleri ve res- 28 29 30 31 32 33 ATATÜRK, C:II, S.453 Aynı SARAL, A. Hulki-SARAL, Tosun, Vatan Nasıl Kurtarıldı? Ankara 1969, s. 132 GENÇ, Şeref. “20 Günlük Mütarekenin Đç Yüzü”, Kuva-yı Milliye Dergisi, S. 89, Mersin 1968, s.27 “ Karboğazı Savaşı” için bakınız: YILDIRIM, s.246 vd AKYÜZ, s. 188 3/5 • ULUSLARARASI TARĐH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGĐSĐ TARĐHĐN PEŞĐNDE • 47 men görüşmeleri başlatmaları TBMM Reisi Mustafa Kemal’de Fransızların Adana ve havalisini tahliye etmek istedikleri şeklinde bir intiba uyandırmıştır. 34 Fransa’nın geçici bir mütareke talebinin I.TBMM Hükümeti’nc e kabul edilip bir anlaşma yapılması neticesinde I.TBMM Hükümeti’nin temin etmek istediği bazı hedefler vardı. Bu hedeflerden birinc isi askerî noktadadır. Bu askeri hedef “Adana mıntıkası ve cephelerinde bulunan ve kısmen askerle de takviye olunan millî kuvvetleri sükûnetle tanzim ve tensik etmekti”.35 İkinc i hedef siyasî idi. Bu siyasî hedefi TBMM Reisi Mustafa Kemal daha sonra bizzat kaleme aldığı Nutuk isimli eserinde şöyle izah etmektedir: “Büyük Millet Meclisi ve Hükümeti, henüz İtilaf Devletleri’nce bittabi tasdik edilmemişti. Bilakis memleket ve milletin mukadderatına müteallik mesailde İstanbul’da Ferit Paşa Hükümeti’yle münasebet ve muamelede bulunmakta idiler. Bu itibarla Fransızların İstanbul Hükümeti’ni bir tarafa bırakıp Ankara’da bizimle müzakere de bulunmaları ve herhangi bir meselede itilaf eylemeleri o gün iç in temin-i mühim siyasî bir nokta idi”36 . I.Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin bu mütareke neticesinde temin edec eği temel hedefler siyasî bakımından muhatap alınıp uluslararası platformda tanınmaya bir adım atmak, Türk Milleti’nin mukadderatında tek söz sahibi olduğunu büyük devletlere kabul ettirmektir. Askeri bakımdan ise amaç , c ephedeki Kuva-yı Milliye müfrezelerini bir intizama sokup gerekli takviyeleri yapmaktır. Hatta bu anlaşma Türkiye tarafından Fransa ile yapılac ak esaslı bir anlaşma iç in atılmış mühim bir adım olarak yorumlanmıştır. III– “20 GÜNLÜK MUVAKKAT MÜTAREKE”NİN İMZALANMASI VE UYGULANMASI Cephede a keri bakımdan zorluklar yaşayan Fransızlar Fransa’dan gelen Kardinal Dubois ile görüşmek için bir temsilcinin görevlendirilip Karadeniz’deki herhangi bir limana gönderilmesini istemişler fakat bu teklif I.TBMM Hükümeti tarafından kabul edilmemiştir. İsimleri zikredilmemekle birlikte bir binbaşı ve bir sivil yetkilinin İstanbul’dan Ankara’ya gönderildiği ve girişimin de sonuç suz kaldığı ifade edilmektedir. İstanbul’da yaşayan ve Fransa’nın ajanı olduğu ifade edilen bir Fransız bankacının Van Valisi Haydar Bey’i Fransız İşgal Ordusu Kumandanı ve Yüksek Komiser General Gouraud ile görüşmek için Beyrut’a gitmeye ikna etmiştir. Kuva-yı Milliye yanlısı olduğu ifade edilen Haydar Bey ve beraberinde Binbaşı Reşit, Şevket Bey, Mazhar Müfit(Kansu)Bey, M.Sovua ile Beyrut’a gelmiş ve General Gouraud tarafından iyi karşılanmışlardır.37 Mart 1920’nin sonlarında yapılan bu ziyaret ve görüşmede General Gouraud “Adana ve Havalisinde gerginliğin yatışmasını sağlayac ak bir anlaşma yapmayı 34 35 36 37 ATATÜK, C:II, s. 454 ATASE Arş. Kls 580, D: 38, Fh: 23–3; ATATÜRK, C:II, s. 453. ATATÜRK, C:II, s. 454 ÇELĐK, Kemal; Milli Mücadele’de Adana ve Havalisi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1999,s.379. 48 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 3/5 önerdi. Fakat Haydar Bey, böyle bir anlaşma yapmaya yetkisinin olmadığını söyleyerek, Gouraud’ya bu konuda Ankara’ya başvurması gerektiğini bildirdi.”38 Bu görüşmeden sonra General Gouraud telgraf vasıtası ile Mustafa Kemal ile temasa geçti ve Suriye Fransız Yüksek Komiserliği Genel Sekreteri Robert de Caix başkanlığında bir heyeti Ankara’ya gönderdi. Robert de Caix, M. S ovua ve Amiral Le Bon’dan oluşan Fransız heyeti 20 Mayıs 1920’de Ankara’ geldi. Anc ak Fransız heyet yapılan görüşmelerde Fransız işgal birliklerinin zorda olduğu Antep ve Maraş konusunda görüşmek isteyinc e görüşme yarım kalmıştır. Zira Mustafa Kemal bütün Fransız cephesini ilgilendirmeyecek bir görüşmeye karşı ç ıkmıştır. 22 Mayıs’ta tekrar Mustafa Kemal ile görüşen Robert de Caix aslında yanında bulunan ve önceki görüşmesinde gizlediği ve müzakere konusunda yetkili olduğunu gösteren güven mektubunu sunmuştur. Mustafa Kemal bu görüşmede Fransızların işgal ettikleri milli sınırlarımız dâhilindeki bütün yerleri boşaltmalarını istemiştir. Fakat heyet bu konuda yetkili olmadığını ileri sürerek, hem yöneticileriyle görüşmek üzere Fransa’ya gidebilmek ve hem de kapsamlı bir ç özüm iç in zaman kazanmak adına Mustafa Kemal ile “geç ic i bir mütareke” ve maddeleri üzerinde anlaşma sağlamıştır.39 23 Mayıs1920’de uzlaşmaya varılmış fakat Fransız heyet önemli siyasi konularda Paris’in onayını almak için İstanbul’a dönünce mütarekenin imzası kalmıştır. Robert de Caix geçici mütareke hükümlerini telgrafla Paris’e bildirdi. Bu arada Pozantı’daki Mesnil Taburu’nun Kuva-yı Milliye tarafından kuşatılması üzerine Fransız Parlamentosu durumu değerlendirip 25 Mayıs 1920’de T.B.M.M’ ne mürac aat ederek geç ic i mütarekenin imzalanmasını talep etti. Amiral Le Bon 28 Mayıs 1920’de Bursa’dan çektiği telgrafla Fransız Hükümeti’nin “Geç ic i Ateşkes” hükümlerini onayladığını teyit edince mütareke aynı gün Ankara’da heyetler arasında imzalandı40 28–29 Mayıs 1920’de imzalanan bu geç ic i anlaşma karşılıklı olarak heyetler arasında onaylanır onaylanmaz TBMM Reisi Mustafa Kemal c ephedeki Kva-yı Milliye birliklerine mütareke hakkında bilgi ve talimat içeren bir şifre göndermiştir. Bu şifreye göre mütarekenin şartları şöyle sıralanmaktadır: “Fransızlarla cereyan eden müzakerat-ı siyasiye neticesinde bervechi ati hususat kabul edilmiştir; Madde 1- 29/30 gece yarısından itibaren bütün Fransızlarla tatil-i muhasamat edilec ektir. Madde 2- Pozantı ve Sis’te bulunan Fransız kıtaatı, silahları ve tekmil eşya ve malzemeleriyle Adana- Mersin şimendifer hattına ç ekilec eklerdir. Ayıntap şehri, Fransızlar tarafından tahliye edilecek ve şehir dâhilinde bulunan Fransız kuvveti kasaba haric indeki ordugâhına ç ekilec eklerdir. Aynı. ÇELĐK, s.380 40 Aynı. 38 39 3/5 • ULUSLARARASI TARĐH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGĐSĐ TARĐHĐN PEŞĐNDE • 49 Tatil-i muhasamatın ilk on günü zarfında Pozantı Sis ve Ayıntap’ın tahliyesi hitam bulac aktır. Madde 3- Muhasamatın tatilinden itibaren ilk on gün zarfında yedimizde bulunan esirler iade olunacaktır. Fransızlar da gerek siyaseten ve gerek esareten nezdlerinde alıkoydukları Müslümanları bize verec eklerdir. Madde 4- Adana havalisi ile Osmanlı Hükümeti arasında serbestç e ve aç ık muhabere edilec ektir. Pozantı, Sis ve Ayıntap’ın tahliyesi ve üseranın mübadelesi hakkında ayrıc a tebligat yapılacaktır. Yalnız Mayıs'ın otuzuncu günü sabahtan itibaren muhasamatın tatili temin olunac aktır”.41 Bu şartlar ç erçevesinde yapılan mütarekeyi tatbik iç in TBMM Hükümeti’ni Umum İç el Kuva-yı Millîye Komutanı Binbaşı Ş emseddin ve Kilis Kaymakamı İrfan Bey temsil etmekle görevlendirilmişlerdir. TBMM Reisi Mustafa Kemal bu görevlendirme ile birlikte görevli olmayan diğer cephe kumandanlarının mütarekenin uygulanışında ayrıca taleplerde bulunup müzakere yapmamaları hususunda uyarıda bulunmuştur.42 Mütarekenin uygulanışı ve esir mübadelesi hususunda TBMM Hükümeti’ni temsil edecek olan Binbaşı Ş emseddin ve Kaymakam İrfan Beylere hükümet tarafından gerekli talimatlar verilmiştir.43 Bu mütareke uygulanmaya girdiği günden itibaren ihtilaflara sebep olmuş ve uygulamada bir takım problemler çıkmıştır. Mesela Osmaniye’deki Kuva-yı Milliye müfrezelerine mütarekeden sonra Fransız kıtaatınca taarruz yapılmıştır. Hatta Fransızlar bu ve benzeri ihlalleri örtbas etmek için Kuva-yı Milliye müfrezelerinin bazı c ephelerde Fransız postalarına saldırdığı şeklinde I.TBMM Hükümeti’ne asılsız suç duyuruları yapmışlardır. Diğer yandan Kuva-yı Milliye’nin denetimi altındaki şimendifer hatlarında Fransızların iaşe ve ikmal maksatlı nakliye yaptıkları ve buna Kuva-yı Milliye’nin müsaade etmediği tespit edilmiştir. Hatta bu tarz ihlaller ve nakliye hususu ile ilgili mütarekede bir hükmün yer almadığı I.TBMM Hükümet’ince Suriye’deki Fransız Fevkalade Komiseri General Gouraud’ya bildirilmiştir.44 Fransızların iaşe ve ikmal maksatlı olarak tren hattını kullanmak istemeleri mütarekeyi mevcut kuvvetlerini takviye etmek için yaptıklarını açıkça göstermektedir. Yalnız Kuva-yı Milliye müfrezeleri bu ihlallere müsaade etmeyec ektir. Diğer yandan işgal mıntıkasında Ermeniler Fransızlardan yüz bularak Müslüman ahaliye karşı mezalime devam etmişlerdir. I.TBMM Hükümeti bu hususu da protesto ederek bu ve bunun gibi ihlallerden dolayı mütareke şartlarına uyulmaması halinde Türk tarafının mesul olmayacağını bu mezalimler vesilesiyle halkın galeyan halinde olduğunu General Gouraud’ya bildirmiştir.45 41 42 43 44 45 GENÇ, a.g.m, KM, S. 87, s. 24 HTVD, S. 14, Aralık 1955, ves: 370 HTVD, S. 14, Aralık 1955, ves: 371 Aynı HTVD, S. 14, Aralık 1955, ves: 372 50 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 3/5 Fransızlar bu mütarekeye rağmen Adana’daki Vali Cemal Bey ve Kuva-yı Milliye taraftarı eşrafı tutuklayarak eşrafı Adana sınırları dışına sürdüğü gibi Vali Cemal Bey’i de İstanbul’a sürdürmek için Mersin’de gözetim altında tutmuşlardır. Mütareke ahkâmına aykırı bu tavırlardan vazgeç ilmesi hususunda Adana’daki Fransız İşgal Kuvvetleri Kumandanı Albay Brémond uyarılmıştır.46 Bütün bunlara ilave olarak Mersin’deki İşgal Kuvvetleri Komutanı Güvernör Anfré yine mütareke şartlarına aykırı olarak Fransız işgal mıntıkası ile Kuva-yı Milliye müfrezelerinin hâkim olduğu bölgeler arasında bir tarafsız bölge teşkil edilmesini yani Kuvayı Milliye müfrezelerinin işgal sınırlarından biraz geri çekilmelerini istemişlerdir. Anc ak Yüzbaşı Emin Resa Bey bu istekleri reddetmiştir.47 20 Günlük Geçici Mütareke’nin Fransızlar tarafından böylece ihlali yetmemiş gibi birde Müslüman ahali üzerinde yalan yanlış propaganda başlatmışlardır. Adana’da Fransız işgal kuvvetleri komutanlarından General Dufieux imzası ile bir beyanname yayınlanmış ve bu beyannamede mütarekenin Mustafa Kemal Paşa’nın isteği ile ve Beyrut’a gönderdiği temsilciler vasıtasıyla imzalandığı şeklinde yalan bilgiler verilmiştir. Bu beyanname ile Fransızlar hala güç lü olduklarını ve Kuva-yı Milliye’ nin zor durumda olduğu intibaını vermek istemişlerdir. Bu beyanname ile işgal mıntıkasındaki halkın kurtuluş ümidi kırılmak istenmiştir. Bu yanlış ve gerçeklere aykırı propagandalardan vazgeçilmesi ve bu yanlış bilgilerin tekzip edilmesi hususu, General Gouraud’un 8 Haziran 36 (1920) tarihli tel’ine Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal’in cevabî tel’inin “İsmet” imzalı ekinde talep edilmiştir.48 Mütareke şartları içinde Pozantı ve Sis’teki garnizonların boşaltılması hususu yer alıyordu. Ancak Pozantı’daki Mesnil Taburu zaten daha anlaşma imzalanmadan Kuva-yı Milliye tarafından teslim alınmıştır. Pozantı bu suretle boşalırken Sis’i Fransızlar kendileri boşalttılar. Ancak Sis’i Kuva-yı Milliye’ ye teslim etmeyip ellerindeki silah ve cephaneyi de Ermenilere terk etmek suretiyle asi Ermeni çetelerine teslim ettiler.49 Bu mütarekeden en fazla rahatsız olan taraf Ermeniler olmuştur. Zira Ermeniler, Fransız işgalini kullanarak Çukurova’da bir Ermeni Krallığı kurmak istiyorlardı. Anc ak Kuva-yı Milliye’ nin işgallere karşı cephedeki başarıları ve siyasî aç ıdan 20 Günlük Mütareke’nin imzalanmış olması bütün bu planları alt üst etmiştir. Hatta kendi kendilerine bu mütarekeden sonra Adana’da krallık ilan etmişlerse de bunda da başarılı olamamışlardır.50 Fransa bu geçici barışta pek samimi olmadığını ve cephedeki kuvvetlerini takviye etmekten başka bir niyet taşımadığını mütareke şartlarının ihlaline müsaade etmesi ile açıkça göstermiştir. Ancak Fransızların böyle bir tavır sergileyebilec eği 46 47 48 49 50 ATASE Arş, KLS: 580, D: 38, Fh: 13 HTVD, S. 14, Aralık 1955, ves: 370 Aynı SARAL – SARAL, s. 14 GENÇ, a.g.m, s. 25 3/5 • ULUSLARARASI TARĐH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGĐSĐ TARĐHĐN PEŞĐNDE • 51 dikkate alınarak ve bu barışın geçici olduğu da göz önünde bulundurularak Kuvayı Milliye müfrezelerinin takviyesine gayret edilmiştir. Mütarekenin birinc i günü yani 31 Mayıs 1920’de, Erkan-Harbiye Riyaseti cephedeki Kuva-yı Milliye komutanlarına gönderdiği şifreli talimatta mütarekenin bitiminden sonra Adana, Tarsus ve Mersin’in zaptı için umumi bir taarruz yapılac ağını bildirmiştir. Dolayısıyla mütareke günlerinde gerekli hazırlıkların yapılmasını, bütün eli silah tutan ahalinin Kuva-yı Milliye’ ye iştirakinin temin edilmesini istenmiştir. Ayrıc a bu umumi taarruz iç in müfrezelerin silah, cephane ve top ihtiyaçlarının tespit edilerek Erkanı Harbiye Riyaseti’ne bildirilmesi istenmiştir.51 Bu talimat doğrultusunda bölgedeki Kuva-yı Milliye müfrezelerinin hazırlıkları devam etmiş ve ahalinin daha yoğun bir şekilde Kuva-yı Milliye’ ye iştiraki temin edilmiştir. Netic ede her iki tarafın da bu mütarekeyi kalıcı barış için bir adım olarak görmeyip sanki bir soluklanma bir hazırlık faslı olarak yorumladığı açıkç a ortadadır. 20 Günlük Mütareke siyaseten I.TBMM Hükümeti ile Fransa arasında tesis edilec ek kalıcı barış için mühim bir adım, önemli bir yakınlaşma olarak görülebilir. Anc ak yukarıda izah ettiğimiz hususlar bu yakınlaşma ve uzlaşmanın askerî aç ıdan henüz tesis edilmediğini hatta edilemeyec eğini ortaya koymaktadır. TBMM Hükümeti ile Fransa arasında yapılan bu 20 Günlük Geç ic i Mütareke’nin daha ilk günlerden itibaren Fransızlarca ve onların himaye ettiği Ermeniler tarafından ihlal edildiğini ifade etmiştik. Bu ihlallere I.TBMM Hükümeti uyarılarla karşılık verip Kuva-yı Milliye tarafından silahla mukabele edilmesini engellemiştir. Yalnız daha mütarekenin süresi dolmadan yapılan öyle bir ihlal vardır ki bu mütarekenin süresini doldurmasına fırsat bırakmamıştır. Bu ihlal 8 Haziran 1920’de Karadeniz Ereğlisi’nin Fransız gemilerince bombardıman edilip daha sonra işgal edilmesidir.52 Karadeniz Ereğlisi’nin işgali karşısında I.TBMM Hükümeti hemen diplomatik yollardan meseleyi çözmek istemişse de Fransızlar bu işgali haklı göstermek için 20 Günlük Geç ic i Mütareke’yi sanki iki hükümet arasında değil de Adana ve havalisindeki Kuva-yı Milliye komutanları ile Fransız komutanları arasında yapılmış bir anlaşma olarak yorumlamaya çalışmışlardır.53 Ancak daha öncede izah ettiğimiz gibi bu mütareke Ankara’da TBMM Hükümeti ile Fransızların Suriye Fevkalade Komiseri Gouraud’nun temsilc isi Robert de Caix arasında imzalanmıştır. Bu anlaşmayla ilgili müzakerelerde ve anlaşmanın imzalanmasında hiç bir Kuva-yı Milliye komutanı bulunmamıştır. Dolayısı ile bu anlaşma sadece Adana – Mersin ve havalisindeki cepheyi ilgilendiren bir mütareke olmayıp bütün Fransız cephelerini ve Misak-ı Milli sınırlarını ihtiva eden bir ç erç eveye sahiptir. Mütarekenin bu şekilde ihlalinde mütarekenin batı kamuoyundaki etkilerinin de tesiri olduğu muhakkaktır. Özellikle Fransız kamuoyunda bu mütareke ile ilgili 51 52 53 ENER, s. 136 SARIHAN, Zeki; Kurtuluş Savaşı Günlüğü, c. III, Ankara 1993, s. 75 ENER, s. 135 52 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 3/5 olarak bir zihinsel karmaşanın olduğu ve mütarekenin farklı farklı algılandığı görülmektedir. “Birçok Fransız gazetesine göre mütareke ‘Fransa’nın Antep galibiyeti’, La France Militaire gazetesinde yazan General Malleterre’e göre ise ‘Pozantı yenilgisinin’ sonucu idi”54 .Mütareke Fransız basınında olumlu karşılandı. ”Le Temps, ’çok şükür, Fransa Türklerle bir mütareke imzaladı; Fransa onların bir karış toprağına göz dikmiyor ve bu savaşa askerlerinin ve parasının karıştırılmamasını isteme hakkına sahiptir’. Le Progres (de Lyon) ise mütareke ile Fransa’nın ‘ asi Anadolu hükümetini tanımış olduğu ‘ kanısında idi “ 55 . Fransa’yı Karadeniz Ereğli’sinin işgali suretiyle mütarekenin ihlaline sevk eden temel faktör mütarekenin Fransız kamuoyunda bir yenilgi olarak algılanmasıdır. Ayrıca bu mütareke ile Fransa’nın I.TBMM Hükümeti’ni tanımış olması gerç eği Fransa’yı müttefikleri nazarında zor duruma düşürmüştür. Bunun içindir ki Adana’da General Dufieux imzası ile bildiri yayınlayıp anlaşmanın Mustafa Kemal’in isteği ile ve görevlendirdiği kişiler aracılığı ile Suriye’de imzalandığı yalanını propaganda etmişlerdir. Fransız hükümeti gerek müttefiklerine karşı ve gerekse kendi kamuoyundaki başarısızlık değerlendirmelerine karşı durumunu kurtarmak iç in Ereğli’ işgal etmiştir. Ereğli’nin işgali ve diğer ihlaller mütarekenin Fransızlarca ihlal edildiğini ortaya koymaktadır. Fransızlar hem Ereğli’yi boşaltmamakta direniyorlar hem de yeni ihlallere göz yumuyorlardı. Bütün bu olup bitenleri değerlendiren I.TBMM Hükümeti mütarekeye körü körüne sadık kalmanın gereksiz olduğu inanc ı ile harbe yeniden başlanması kararına varmıştır. Adana ve havalisinde harp yeniden başlarken yaklaşık beş gün sonra Yunan işgal birlikleri de İngiltere’nin izni, desteği ve Fransa’nın da onayı ile işgal alanını genişlemeye teşebbüs ederek Bursa ve İzmit’e doğru ilerlemeye başlamıştır. Gerek Yunan ileri harekâtını onaylaması gerekse Ereğli’yi işgali Fransız hükümetini içine düştüğü ikilemden kurtaramamış ve hatta anlaşmanın ihlali hususunda Fransız hükümetinin suç luluğu Fransız kamuoyunca kabul edilmiştir. Zira Le Temps, Mustafa Kemal’in mütarekeyi bozulmuş olarak yorumlamasını mantıki buluyor, Fransız hükümetini hem Türklerle anlaşmak hem de Yunan saldırısına izin veren İngiliz hükümetinin kararına katılmak gibi ‘başarısızlığa mahkûm iki politikayı’ aynı anda yürütmek istemekle suç luyor”.56 Nihayetinde TBMM Reisi Mustafa Kemal 12. ve 13. Kolordu kumandanlıklarına, Antep Kuva-yı Millîye Komutanı Recep Beye, Umum İç el Kuva-yı Millîye Komutanlığı’na atanan Binbaşı Şemseddin Bey’e ve Kilis Kaymakamı İrfan Beye 16 Haziran 1920 de gönderdiği bir şifre ile Geçici Mütareke’nin Fransız’lar tarafından ihlal edildiğini bildirmiştir. Bu tebligatta muhasamatın 18–19 Haziran gec e yarısından itibaren bütün Fransız Cephesi’nde yeniden başlatılması emrini de 54 55 56 AKYÜZ, s.188. Aynı. Aynı. 3/5 • ULUSLARARASI TARĐH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGĐSĐ TARĐHĐN PEŞĐNDE • 53 vermiştir.57 Bu emir doğrultusunda mütareke zamanından önc e sona ermiş ve Fransız Cephesi’nde muharebeler yeniden başlamıştır.58 Mustafa Kemal 16 Haziran tarihinde Kuva-yı Milliye kumandanlarına gönderdiği “harbin yeniden başlatılması“ talimatına ilave olarak S uriye’deki General Gouraud’ya da bir telgraf gönderip geçici mütarekenin Fransızlar tarafından nasıl ihlal edildiğini izah ederek, harbin yeniden başlatılmasından dolayı mesuliyetin Fransızlara ait olduğunu da bildirmiştir. SONUÇ “20 Günlük Geçici Mütareke” I.TBMM Hükümeti’nin daha kuruluş aşamasında imzaladığı bir uluslararası anlaşma olması dolayısıyla önem taşımaktadır. Her ne kadar anlaşma normal süresinden önc e nihayet bulmuşsa da geç ic i bir niteliğe sahip olması dolayısıyla bu durum zaten beklenen bir netic edir. Burada Fransa’nın anlaşmayı imzalamış olmaktan kaynaklanan bir pişmanlık iç inde olduğu pekâlâ gözlemlenebilmektedir. Zira diğer müttefiklerini ve onlarla birlikte yürütülen işgal politikalarını bir kenara bırakıp I.TBMM Hükümeti ile masaya oturmuşlardır. Muhtemeldir ki bu geç ic i anlaşmadan müttefiklerini başlangıç ta haberdar edip onları bilgilendirmemiştir. “20 Günlük Geçici Mütareke” I.TBMM Hükümeti iç in bir siyasi başarıdır. I.TBMM Hükümeti bu başarıyı Güney Cephesi’nde işgalcilere karşı c ansiperane bir şekilde her türlü imkânsızlığa rağmen mücadele eden Kuva-yı Milliye müfrezelerine borçludur. İşgal birliklerinin silah ve diğer askeri teçhizat imkânı Kuva-yı Milliye müfrezelerinin imkânları ile mukayese edilemez. Bunun içindir ki Marş’ta, Urfa’da kazanılan zafer ve Mersin, Adana ve Antep’te gösterilen direnç ve müc adele anlamlıdır. Zaten Kuva-yı Milliyenin bu kadar imkânsızlıklar içerisinde gösterdiği bu direnç Fransız işgal birliklerini ve bu birliklerin komutanlarını endişelendirmiştir. Bu endişelerin ve kaygıların eseri olarak Fransız işgal birlikleri önc e İstanbul’dan bir heyeti Ankara’ya gönderip anlaşma zemini aramışlardır. Bu ilk temas sonuçsuz kalırken diğer yandan cephede Fransız işgal birliklerinin sıkıntıları artmaya devam etmiş ve Pozantı’daki taburları mahsur kalmıştır. Binbaşı Mesnil Komutasındaki taburun mahsur kalması ve cephenin diğer bölgelerindeki olumsuzluklar Fransa’yı yeni bir müzakere zeminine ç ekmiştir. S uriye’deki Fransız işgal kuvvetlerinin komutanı General Gouraud’yu temsil eden Yüzbaşı Robert de Caix Ankara’ya gelerek hem müzakereleri yapmış ve hem de anlaşmayı imzalamıştır. Bu sonuç Kuva-yı Milliye’ nin Ocak 1920’den itibaren sürdürdüğü mücadelenin bir sonucudur. I.TBMM Hükümeti göreve gelir gelmez uluslararası ilişkileri geliştirme gayretine girmiş ve Sovyet Rusya ile temasa geçmiştir. Öncelikle tarafsız devletler nezdinde diplomatik tanınma müc adelesi verilirken Fransa ile yapılan 57 58 HTVD, S. 14, Aralık 1995, ves: 373 HTVD, S. 51, Mart 1965, ves: 1177; ATATÜRK, c. II. s. 454 54 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 3/5 bu anlaşma sürpriz bir gelişme olmuş ve büyük memnuniyet uyandırmıştır. Bu anlaşmayı müteakiben Haziran1920’de biri tic ari, bir diğeri de askeri iki İtalyan heyeti anlaşmalar yapmak üzere Ankara’ya gelmişlerdir.59 Fransa ile diplomatik temasa ilave olarak İtalyanların da Ankara’yla diplomatik ilişkilere başlaması, I.T.B.M.M Hükümeti’nin siyasi tanınmışlık meselesinde iyi bir mesafe kat ettiğini ortaya koymaktadır. İtilaf Devletleri ittifakının üyesi olan Fransa ile yapılan bu anlaşma mahiyeti ve içeriği her ne olursa olsun Kuva-yı Milliye’ nin ve I.TBMM Hükümeti’nin doğru yolda olduğuna işaret etmektedir. I.TBMM Hükümeti’nin bu diplomatik başarısı Fransa için bir başarısızlık ve siyasi bir mevzi kaybıdır. Bunu içindir ki Fransa bu anlaşma ile ilgili gelişmeleri kendi kamuoyundan saklamaya çalışmıştır. Daha sonra söz konusu anlaşmadan Fransız kamuoyunun ve diğer müttefiklerinin haberi olunca, anlaşmanın I.TBMM Hükümeti’nin isteğiyle yapıldığı şeklinde bir propaganda başlatmıştır. Şurası muhakkak ki Fransa’nın askeri başarısızlıkları zaten Fransız kamuoyunda işgal politikalarının sorgulanmasına vesile olmuştur. Fransız işgal kuvvetleri ve Fransız hükümeti aleyhinde oluşan bu kamuoyu eleştirilerinden kurtulmak iç in bir yandan yanlış bilgilendirme ve propaganda yaparken diğer yandan Karadeniz Ereğli’sini işgal ederek hala güçlü olduğu ve Ankara ile bir anlaşma yapmadığı izlenimi vermeye çalışmaktadır. Fransız kamuoyunda Türklerle savaşı istemeyen ve barışa meyilli olan oluşuma karşı hala yanlış bilgilendirme yapılmakta ve Fransızların Kilikya’dan çekilmesi halinde Gayr-i Müslimlerin katledileceği ima edilmektedir. Bizzat Fransa Başbakanı Briand bu imayı yapmakta ve Çukurova’da yaşanan bu süreç ten, kendilerinden önceki İngiliz işgal dönemi uygulamalarını ”İskoç duşu” benzetmesiyle- sorumlu tutmaktadır.60 Karadeniz Ereğli’sinin işgali bu anlaşmanın erken sona ermesine vesile olmuştur. Zaten geçici olmak kaydı ile yapılmış süreli bir anlaşmadır. Anc ak Ereğli’nin haksız işgali ve diğer ihlaller olmasa idi taraflar iç in anlaşmanın süresinin uzatılması bile gündeme gelebilirdi. Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki kalıc ı barış iç in I.TBMM Hükümeti’nin ve Kuva-yı Milliye’ nin hatta daha sonra ordumuzun daha etkili ve daha büyük zaferlere ihtiyacı vardır. Bu tarihi süreç göstermiştir ki ordumuz zaferler kazandıkça meclisimiz ve hükümetimiz siyasi kabule mazhar olmuşlardır. Anc ak bu süreçte İtilaf devletleri içinde ilk kalıcı barışı yaptığımız devletin Fransa olmasında ilk siyasi temasa geçtiğimiz ve ateşkes imzaladığımız devlet olmalarının rolü büyüktür. 59 60 DURU, Orhan; Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye’nin Kurtuluş Yılları, Türkiye Đş Bankası Kültür Yayınları, Đstanbul, 2001s.98. JAESCHKE, Gotthard; Kurtuluş Savaşı Đle Đlgili Đngiliz Belgeleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1991,s.212. 3/5 • ULUSLARARASI TARĐH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGĐSĐ TARĐHĐN PEŞĐNDE • 55 KAYNAKLAR A-Arşiv Belgeleri ve Vesikalar: -ATASE Arş. KLS: 240, D: 8, Fh: 11 -ATASE Arş, KLS: 308, D: 26, Fh: 3 -ATASE Arş. KLS: 310, D: 27, Fh:62 -ATASE Arş, KLS: 580, D: 38, Fh: 13 -ATASE Arş. KLS: 580, D: 38, Fh: 23–3 -HTVD, S. 14, Aralık 1955, ves: 370 -HTVD, S. 14, Aralık 1955, ves: 371 -HTVD, S. 14, Aralık 1955, ves: 372 -HTVD, S. 14, Aralık 1955, ves: 373 -HTVD, S: 21, Ves: 780. -HTVD, S: 33, Ves: 830 -HTVD, S. 51, Mart 1965, ves: 1177 B-Telif ve Tetkik Eserler: -AKŞİN, Aptülahat, Ata türk’ün Dış Politika İlkeleri ve Diplomasisi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991. -AKYÜZ, Yahya; Türk Kurtuluş Savaşı ve Fransız Kamuoyu, Ankara 1988. -ASLAN, İzzet; Atatürk Silifke’de, Adana,1981. -ATATÜRK, M. Kemal; Nutuk , C-I ve C-II, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul,1982. -BAYUR, Yusuf Hikmet; Türk iye Devletinin Dış Siyasası, Türk Tarih Kurumu Yayınevi, Ankara, 1973 -ÇELİK, Kemal; Milli Mücadele’de Adana ve Havalisi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1999 -DURU, Orhan; Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye’nin Kurtuluş Yılları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2001. -ENER, Kasım; Çuk urova Kurtuluş Savaşında Adana Cephesi, Ankara,1996. -GENÇ, Şeref; “20 Günlük Mütarekenin İç Yüzü”, Kuva-yı Milliye Dergisi, S. 89, Mersin 1968. -JAESCHKE, Gotthard; Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1991,s.212. -Kurtuluş Savaşı’nda İçel Tarihini Yazma Komitesi; Kurtuluş Savaşı’nda İçel, İstanbul,1971. -SARAL, A. Hulki-SARAL, Tosun, Va tan Nasıl Kurtarıldı? Ankara 1969. -SARIHAN, Zeki, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, c. III, Ankara 1993. -TANSEL, Selahattin; Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, c.I,II, III, IV. İstanbul,1991 -YALÇIN, Durmuş( ve diğerleri);Türkiye Cumhuriyeti Tarihi-I, AKDTYK, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara. 2000. -YILDIRIM, Cihat; Milli Mücadele Döneminde İçel Sancağı, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya, 1998. 56 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 3/5