T. C. SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU Sakarya İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi KOAH’LA (KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIGI YAŞAM REHBERİ Göğüs Hast. ve Göğüs Cerr. Servisi Sorm. Hemş. Adalet AYAZ Göğüs Hast. ve Göğüs Cerr. Servisi Eğt. Hemş. Arzu AYDIN EĞİTİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ / HASTA EĞİTİM SETİ 1 KOAH Nedir? KOAH, “Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı”nın baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. KOAH, süregelen bronşit ve akciğerdeki hava keseciklerinin harabiyeti sonucu hava akımında kısıtlanma ile seyreden bir hastalıktır. Hava akımındaki azalma daima ilerleyicidir. Acaba KOAH’lı mısınız? • Sigara içiyor musunuz? • Öksürüyor musunuz? • Balgam çıkarıyor musunuz? • Yaşıtlarınızla aynı hızı tutturmakta zorlanıyor musunuz? • Nefesiniz daralıyor mu? Bu sorulara cevabınız ‘EVET’ ise ‘KOAH’lı olabilirsiniz. Her geçen gün giderek artan nefes darlığı yakınması varsa, hemen doktora başvurulmalıdır. KOAH’lı Bir Hastadaki Belirtiler Nelerdir? Hastalıkta üç temel yakınma görülür: • Öksürük • Balgam çıkarma • Nefes darlığı Öksürük ve balgam çıkarma ilk ortaya çıkan yakınmalardır. Genellikle bu bulgular hastalar tarafından önemsenmez. Çoğu zaman sigara öksürüğü olarak değerlendirildiği için de hastalığın erken tanısı gecikebilir. Öksürük ve balgam sabahları daha fazladır. Balgam genelde sümüksü ve beyaz renklidir. Balgam miktarının artması, renginin sarı veya yeşil renge dönüşmesi solunum yollarında mikrobik bir iltihabın olduğunun göstergesidir. Nefes darlığı, özellikle hareket sırasında ortaya çıkar ve yıllar içinde yavaş yavaş artış gösterir. Başlangıçta hızlı yürümek zorunda kalındığında, merdiven çıkarken yada yokuş tırmanırken hissedilir. Yıllar içinde artar, giyinirken, konuşurken ve hatta istirahat halinde bile hissedilir hale gelir. Nefesi verirken ortaya çıkan zorluk nedeniyle akciğerlerde kalan hava miktarı artar, göğüs kafesi genişler ve tıpkı bir fıçı şeklini alır ki buna ‘fıçı göğüs’ adı verilir. Nefes alındığında, kaburga aralıkları içeri doğru hareket eder ve hasta nefesini dudaklarını büzerek vermeye çalışır (büzük dudak solunumu). Yakınmalar yalnızca nefes darlığı ile sınırlı kalmaz. Yorgunluk, halsizlik ve depresyon diğer yakınmalara eşlik eder. İleri dönemlerde kanın yeterince oksijenlenememesi sonucu parmak uçları, dil, dudaklar ve kulak memeleri mavi-mor renk alır. Ağır hastalarda kandaki karbondioksitin atılamamasına bağlı olarak uykuya eğilim artar KOAH Nasıl Tedavi Edilir? KOAH tedavisinde ilk adım “Sigaranın Bırakılmasıdır” Tedaviyle; •Hastalığın ilerlemesi önlenecek, •Yakınmalar azalacak, •Egzersiz kapasitesi artacak, •Yan etkiler engellenecek, •Yaşam süresi uzayıp yaşam kalitesi artacaktır. Tedavi Programı •Sigaranın bırakılması, •Çevresel ve mesleki havakirliliğinin kontrolü, •Uzun süreli ilaç tedavisi, •Atak tedavisindenoluşmaktadır. KOAH oluşmasınıve doğal gelişiminibelirleyen enönemli risk faktörüsigara kullanımıdır. KOAH’ta sigaranın bırakılmasıyla akciğer fonksiyonlarındaki kayıp azalmaktadır. En iyisi sigaraya hiç başlamamaktır. Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı Tedavisinde Kullanılan İlaçlar I. Nefes Açıcı İlaçlar Bu gruptaki ilaçlar antikolinerjikler, beta agonistler ve teofilindir. Farklı mekanizmalarla etki gösteren bu ilaçlar, solunum yollarını mümkün olduğunca açık tutmaya, genişletmeye yarar. Böylece nefes darlığı azalır. a) Beta agonist ilaçlar (salbutamol, terbutalin, salmeterol, formoterol): Solunum yolu ile alınan kısa etkili (4-6 saat) ve uzun etkili (12 saat) formları ülkemizde mevcuttur. Yan etkileri: Ellerde titreme ve çarpıntı. Çözüm: Bu iki yan etki, kendiliğinden geçer. b) Antikolinerjik ilaçlar (İpratropiyum, tiyotropiyum): Kısa etkili ipratropiyumun (4-6 saat etkili) solunum yolu ile alınan sprey formu ülkemizde vardır. Ayrıca günde bir kez kullanılan uzun etkili (24 saat) tiyotropiyum mevcuttur. Yan etkileri: Ağız kuruluğu, çok nadiren kabızlık ve idrar güçlüğü. Çözüm: Gün boyunca sık su içilmelidir. c) Teofilin: Tablet ve enjeksiyon formları mevcuttur. Teofilin ile ilgili sorunlar: Doz fazlalığı ile ilişkili olarak; • Bulantı, kusma, çarpıntı, uykusuzluk. • Bazı ilaçlarla uyumsuzluk, Çözüm: Önerilen dozun üzerine çıkılmamalı, birlikte kullanılan ilaçlar için doktora danışılmalıdır. II. İnhaler Kortikosteroidler (beklometazon, budesonid ve flutikazon): Daha ağır hastalarda kullanılan bu ilaçlar, solunum yollarındaki mikrobik olmayan iltihabı azaltırlar. Solunum yolu ile alındıklarında; • Ses kısıklığı • Ağız içi enfeksiyonlar meydana gelebilir. Çözüm: İlacı kullandıktan sonra mutlaka ağız çalkalanıp tükürülmelidir. Düzenli ilaç kullanımına rağmen yakınmaların arttığı dönemlerde kortikosteroid tabletleri önerilebilir. Bu ilaçlara doktora danışılmadan başlanmamalı ve önerilen zamandan önce kesilmemelidir. Tablet şeklinde alınan kortikosteroidlerin uzun süre kullanımında; • Ciltte incelme, kemik erimesi, kas erimeleri, mide şikâyetleri, kilo alma, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Doğru zamanda doğru şekilde kullanıldıklarında yararları, yan etkilerinden çok daha fazladır. III. Antibiyotikler: Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonlara karşı kullanılır. Balgamın miktarı artıp rengi yeşil iltihaplı bir hal aldığında önerilir. • Antibiyotik mutlaka doktorun önerdiği doz ve saatte alınmalıdır. • Önerilen süreye mutlaka uyulmalıdır. • Durumda düzelme olmazsa antibiyotiğinizin değiştirilmesi gerekebilir,doktorla görüşülmelidir. Solunum Yoluyla Tedavi İlaçların solunum yoluyla, yani inhalasyonla alınması, yan etkilerinin yok denecek kadar azaltılması ve doğrudan akciğerlere etki etmesi açısından özellikle tercih edilmektedir. Solunum yoluyla verilen ilaçların etkili olması için doğru şekilde kullanılması gerekir. İlaçlar, hekimin önerdiği şekilde kullanılmalıdır. Önerilenden fazla kullanılmamalıdır! Aşağıda bazı inhaler cihazlarının kullanım şekilleri kısaca anlatılmıştır: Ölçülü Doz İnhaler (ÖDİ) Kullanımı •Cihazın kapağını çıkarın. •Birkaç kez sallayın. •Derin bir nefes alın, sonra nefesinizi tam olarak verip akciğerlerdeki havayı boşaltın. •Dik durun, cihazı ağzınıza yerleştirin, derin ve yavaşça bir nefes alırken tüpe basın ve nefes almaya devam edin. •Nefesinizi 10 saniye tutun, sonra burundan yavaşça verin. •İkinci kullanım için en az 30 saniye, tercihen 3-5 dakika bekleyin. Diskus Kullanımı •Sol elinizle diskusu tutarken diğer elinizin başparmağı ile parmak tutacağını ileri doğru itin. •Diskus’un ağızlığını kendinize doğru tutarak “klik” sesini duyuncaya kadar mandalı aşağı çekin. •Nefesinizi verip, diskusun ağızlığınıdudaklarınızın arasına yerleştirin. •Kuvvetli, hızlı ve derin bir nefes alın. •Nefesinizi 10 saniye tuttuktan sonra verin. Beslenme nasıl olmalıdır? Vücut ağırlığı ideale yakın tutulmaya çalışılmalıdır. •Fazla kilo söz konusu ise; şekerli, unlu ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. •Kilo normalin altında ise; protein ve yağdan zengin et, tavuk, balık, yumurta, peynir, süt gibi ürünler tercih edilmelidir. •Kanda karbondioksit yüksek ise; karbonhidratlar yerine yağlı besinler tercih edilmelidir. •Yiyecekler 3 yerine 6 öğüne bölünerek yenmelidir. •Mutlaka yeterli miktarda sıvı alınmalıdır. Egzersiz Akciğerlerin iyi çalışması için egzersiz gereklidir. Ne yazık ki birçok akciğer hastası egzersizden korkar. Bunun nedeni, nefes darlığı hissi veya nefes darlığının zarar vereceği korkusudur. Ancak bu doğru değildir, nefes darlığı hissedilmesi akciğerlere zarar vermez. Hareketsiz kalınması kasların zayıf düşmesine ve akciğer kapasitesinin azalmasına neden olur. Hareketli ve aktif bir yaşam akciğer kapasitesini arttırır. Nefes Darlığının Kontrolü İçin • Yüzeyel ve hızlı solunum yerine daha derin ve yavaş nefes almaya çalışılmalıdır. • Burundan derin bir nefes alıp, dudakları büzerek ıslık çalar gibi yavaş yavaş verilmelidir (büzük dudak solunumu). • Rahat şekilde oturup, sırtı arkaya yaslayarak, bir el göğüse, bir el karına konulur. Derin nefes alırken karın şişmeli, verirken içe çekmelidir. Aynı hareket sırtüstü yatarken de yapılıp diyaframın daha güçlü kasılması sağlanabilir. Balgam Çıkarma Yöntemleri Balgamı çıkarmak için etkili öksürmek gerekmektedir. Önce derin bir nefes alınır,gövde öne doğru eğilip, karın kasları kasılır, sonra 2-3 kez kısa ve güçlü şekilde öksürülerek balgam çıkarılır.Hastanın durumu göz önüne alınarak önerilen solunum ve kas egzersizleri düzenli olarak yapılmalıdır. Düzenli egzersiz, nefes darlığını azaltıp, egzersiz kapasitesini artırmaktadır. Atak (Alevlenme) KOAH’lı hastada solunumsal belirtilerin tıbbi müdahale gerektirecek derecede artışı ile karakterize dönemler olarak tanımlanır. KOAH hastaları yılda yaklaşık 1-4 kez atak geçirirler. Atak sırasında nefes darlığı, öksürük ve balgam miktarı artar. Bu şikâyetlerin varlığında hekime başvurulmalıdır, •Atağın en sık nedeni enfeksiyonlardır. Bu nedenle; yılda bir kez Eylül Ekim aylarında grip aşısı önerilmektedir. •Nezle veya grip geçirmekte olan kişilerden uzak durulmalıdır. •Kapalı, kalabalık yerlerden kaçınılmalıdır. •Eller sık sık yıkanmalıdır. •Evin mümkünse her yeri aynı sıcaklıkta (18-20°C) olmalıdır. •Havanın kirli olduğu günlerde olabildiğince dışarı çıkmaktan kaçınılmalıdır. •Soğuk havalarda ağzı ve burnu atkıyla sıkıca kapamalıdır. •İç ortamdaki hava kuru ise, sobanın, kaloriferin yanına su konulmalıdır. KOAH’la Daha Rahat Yaşamak İçin Pratik Yöntemler Banyoda •Banyodan sonra bornoz giyin, havluyla kurulanmak için zaman kaybetmeyin. •Tıraş olurken veya makyaj yaparken oturmayı tercih edin. •Nem sizi rahatsız ediyorsa, banyo yaparken kapıyı açık bırakın. Giyinirken •Dar giysilerden kaçının. Önden düğmeli giyecekleri tercih edin. •Eğilmemek için bağcıksız ayakkabıları tercih edin. Mutfakta •Yemek pişirirken aspiratörü çalıştırın ve mutfağınızı etkin bir şekilde havalandırın. •Oturarak çalışın. Yatak Odasında •İlaçlarınız yatağınızın baş ucunda olsun. •KOAH cinsel hayatınızı etkileyebilir. Sorunlarınızı eşinizle konuşun. Cinsel ilişkiden önce ilacınızı almanız sizi rahatlatacaktır. Cinsel ilişki sırasında nefes darlığı hissetmenizin akciğerlerinize zararı yoktur. Son olarak; •İşlerinizi oturarak yapmaya çalışın. •Eğilmekten, uzanmaktan kaçının. •İşlerinizi önceden planlayın, acele etmeyin. •Hareketleriniz yavaş ve kararlı olsun. •Alışverişte el arabası kullanın. •Merdiven çıkarken nefes alın, arkadaki ayağınızı öndekinin yanına getirirken nefesinizi verin. •Eğilirken nefes verin, doğrulurken nefes alın. ASTIM’LA YAŞAM ASTIM NEDİR? Astım, hava yollarının daralması ile kendini gösteren ve ataklar(krizler) halinde gelen bir hastalıktır. Hastalar ataklar arasında kendilerini iyi hissederler. Astımda hava yollarında mikrobik olmayan bir iltihap vardır. Bu nedenle hava yolu duvarı şiş ve ödemlidir. Bu durum akciğerlerin uyaranlara aşırı duyarlı olmasınaneden olur. AKCİĞERLER NASIL ÇALIŞIR? Hava yolları, ağız ve burundan başlar, nefes borusu ile devam eder. Nefes borusu akciğerlerde sağ ve sol olmak üzere iki ana dala (bronşa) ayrıldıktan sonra bir ağacın dalları gibi gittikçe incelen dalcıklara bölünür. Bu dalcıkların sonunda da havadan gelen oksijenin kana, kirli kandaki karbondioksitin de havaya geçtiği hava kesecikleri vardır. ASTIM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NASIL ORTAYA ÇIKAR? Toz, duman, koku allerjenler gibi çok çeşitli uyaranlar ile temas sonrası öksürük, nefes darlığı ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalar ortaya çıkar. Krizde hava yollarını saran kaslar kasılır, ödem ve şişlik artar, ilerleyen iltihapla birlikte hava yolu duvarı kalınlaşır. Hava yollarındaki salgı bezlerinden kıvamlı birmüküs (ifrazat-balgam) salınır. Tüm bunlar hava yollarını önemli ölçüde daraltır ve havanın akciğerlere girip çıkması engellenir. Bu durum; artan öksürük, nefes darlığı, hırıltı, hışıltı ile kendini göstermektedir. NEDEN BAZI İNSANLAR ASTIM OLUR? Bazı risk faktörlerine sahip olunması, kişide astım görülme olasılığını arttırır. Bu faktörler, kişisel ve çevresel olabilirler. Kalıtım (genetik yapı, irsiyet), cinsiyet ve şişmanlık gibi bireyin kendisine ve ailesine ait faktörlerdir. Çevremizde bulunan ve sık karşılaştığımız bazı etkenler, genetik olarak yatkın olan kişilerde astımın ortaya çıkmasında ve hastalığın ağırlığı üzerinde önemli rol oynarlar. ASTIMI NELER ETKİLER? Tüm hastaları etkileyen ortak faktörler olduğu gibi her hastayı ayrı ayrı etkileyen kişiye özgü faktörler de söz konusudur. Kışın genelde tüm astımlıların yakınmaları artarken baharda sadece polen alerjisi olanlar etkilenir. Ev içi hava kirliliğinin en önemli nedeni sigara olsa da ülkemizde temizleyici madde kullanımı ile etkilenimler de çok fazladır. ASTIM VE ALLERJİ ARASINDA İLİŞKİ VAR MIDIR? Hayır değildir. Allerji çocuklukta daha fazla, erişkinde daha az olmakla beraber astıma eşlik eden ayrı bir genetik durumdur. Astımlılardaki genel duyarlılık hali allerjiyle eşdeğer kullanılmakla beraber bu doğru değildir, bu nedenle her astımlıya allerjik inceleme yapmak gerekli değildir.Astımı olan herkesin allerjik, allerjisi olan herkesin de astımlı olması gerekmez . Peki ya allerjik ise? Allerjenler çevremizde yaygın olarak bulunan, genellikle zararsız olan ve herkesi etkilemeyen ancak duyarlı kişilerde sorunlara neden olabilen maddelerdir. Kişiler bunları bilmeli ve korunmalıdır. Bunlardan önemli olanları: • Polenler • Ev tozu akarları • Küf mantarı sporları • Hamamböceği • Hayvan tüyleri • Bazı besinler: Süt, yumurta, fıstık, balık, buğday, soya gibi... ASTIM VE SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI ARASINDA İLİŞKİ VAR MIDIR? Astımlı kişilerde solunum yolu enfeksiyonlarının astım ataklarını tetiklediği bilinmektedir. Astımlı bireylerde basit bir grip, nefes darlığına yol açabilmektedir. ASTIMLI HASTALAR SPOR YAPABİLİR Mİ? Evet yapabilir. Yalnız egzersiz öncesi ısınma hareketlerinin yapılması, egzersiz yaparken burundan nefes alınıp verilmesi, soğuk havalarda egzersiz yapılırken maske takılması, egzersizden 15 dakika önce hızlı etkili nefes açıcıların inhaler yolla alınmaları astımlı hastaların daha rahat egzersiz yapmalarına olanak sağlar. ASTIM DIŞI İLAÇLARIN ASTIMI İLGİLENDİREN YAN ETKİLERİ VAR MIDIR? Astımlıların yaklaşık %10’unda ilaçlar önemli rol oynar. Çeşitli ilaçlar sadece öksürüğe neden olabileceği gibi astım krizine de neden olabilirler. Bu nedenle herhangi bir nedenle hekime başvurulduğunda kişi mutlaka astım hastası olduğunu bildirmelidir. Başka bir hekim tarafından verilen ilaçlar da astım tedavisini düzenleyen ve takip eden hekime mutlaka gösterilmelidir. Hekime danışılmadan rastgele ilaç alınmamalıdır. Astımlı hastaların kullanımında risk oluşturan başlıca ilaç grupları şunlardır: Yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları, kalp ritim bozuklukları, migren, göz tansiyonu (glokom) için kullanılan bazı ilaçlar; ameliyatlarda kullanılan anestezik maddeler, aspirin ve benzeri ağrı kesici ve romatizma ilaçları, röntgen incelemeleri esnasında kullanılan ilaçlar. ASTIM, İKLİM VE HAVA KİRLİLİĞİ ARASINDA İLİŞKİ VAR MIDIR? Dış ortamlarda ani nem ve ısı değişiklikleri, hatta rüzgar bile astım belirtilerini başlatabilir. Genellikle kışın ve yağışlı havalarda yakınmalar artar. Motorlu taşıtlardan, sanayi ya da konutlarda kullanılan yakıtlardan kaynaklanan gaz ve tanecikler solunum yollarını tahriş eder. Solunum yolu enfeksiyonları sırasında bu duyarlılık artar. Dış ortamda hava kirliliğinin yoğun olduğu günlerde gereksiz aktivitelerden kaçınılmalı, evin pencereleri kapalı tutulmalı ve mutlaka gerekmiyorsa dışarı çıkılmamalıdır. ASTIM VE PSİKOLOJİK FAKTÖRLER ARASINDA İLİŞKİ VAR MIDIR? Astım aslında psikolojik bir hastalık değildir ancak tüm hastalıklarda olduğu gibi stres ve gerginlik durumlarından etkilenebilir. ASTIM TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ? Astım günümüzde tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Düzenli ilaç kullanımı ve hekim kontrolü bu tedavide en önemli faktörlerdir. Kendiliğinden düzelebildiği gibi ilaç tedavisi ile de tamamen kontrol altına alınabilir. HASTANIN ALABİLECEĞİ ÖNLEMLER VAR MI? Hekim ve hasta/aile arasındaki işbirliği ile belirtilerin tamamen kontrol altına alınması sağlanmaktadır. Bu nedenle hasta hekimle işbirliği yapmalıdır. Tetikleyicileri tanımalı ve onlardan kaçınmalıdır. İlaçlarını düzenli kullanmalıdır. İLAÇLAR HASTAYI NASIL ETKİLİYOR? Astımın temelde bir hava yolu hastalığı olması nedeniyle, kullanılan ilaçların birçoğu inhalasyon ile verilir. İlaç, doğrudan hasta olan bölgeye yani hava yollarına gider. Böylece çok küçük dozlarda bile yarar elde edilirken yan etkiler de en aza indirilmiş olur. Astımda ilaç tedavisinin mantığı; hastaların kontrol edici ilaçları yakınmaları olmasa bile düzenli ve sürekli kullanmaları, rahatlatıcı ilaçları ise sadece yakınmaları (öksürük, nefes darlığı, hışıltılı solunum) olduğu durumlarda kullanıp, olmadığı zamanlarda kullanmaması temeline oturmaktadır . HASTALIK NASIL TAKİP EDİLEBİLİR? Hipertansiyon, şeker hastaları gibi astımlı hastalar da düzenli olarak hekim tarafından izlenmelidirler. Muayene ve değerlendirmelerin sıklığı astımın başlangıçtaki şiddetine göre değişir. Tipik olarak hastalar ilk tedavi başlandıktan sonra 1-3 ay arasında ve daha sonra her 6 ayda bir değerlendirilmelidir. Ancak astım atağı geçiren hastalarda bu takip değerlendirmeleri yine hastanın durumuna göre ve daha sık olmalıdır. Astım kontrol düzeyini belirleyen anket, solunum fonksiyon testleri gibi yöntemler vardır. Anketlerde gündüz belirtileri, aktivite kısıtlanması, gece belirtileri/uyanma, rahatlatıcı ilaç kullanım sıklığı, atak sıklığı sorgulanmak- tadır. Ek olarak; her kontrolde hastalar, mutlaka tetikleyici faktörlere maruziyeti, ilaçları doğru kullanıp kullanmadıkları ve astım belirtilerini arttıran ek hastalıklar açısından da sorgulanmalıdır. ASTIM KRİZİ (ATAK) NEDİR? Hastaların olmayan yakınmalarının ortaya çıkması ya da var olan yakınmaların artmasıdır. Koruyucu tedavisi yetersiz olan ya da erken kesilen hastalarda tetikleyicileremaruziyetle ortaya çıkabilir. ASTIM HASTASI HAMİLE KALABİLİR Mİ? Evet.Normal bir gebelik, sorunsuz bir doğum ve sağlıklı bir bebek için uygun ve yeterli astım tedavisi şarttır. Bu nedenle kadın doğum uzmanı ile astım tedavisini yapan hekim ve hasta işbirliği içinde olmalıdır. ASTIM HASTASI HAYVAN BESLEYEBİLİR Mİ? Astımlı hastaların bir kısmında evcil hayvanlara karşı allerji vardır, bu hastaların ev içinde hayvanlarla teması önlenmelidir. ASTIM İÇİN TIP DIŞI TEDAVİ YÖNTEMLERİ VAR MIDIR? Geleneksel olarak kültürümüzde yer alan bitkisel, hayvansal ya da mağara tedavisi gibi bazı yöntemler ile dünyada bu alanda etkili olduğu söylenen akupunktur, biyoresonans, ozon tedavisi gibi yöntemlerin bilimsel etkinliği kanıtlanmamıştır. ASTIM HASTASI AMELİYAT OLABİLİR Mİ? Acil durumlar dışında hastalık kontrol altında ise her türlü ameliyatı olabilir. Astımlı hastalar planlı ameliyatlardan 2-4 hafta önce hekimlerine başvurmalı ve ilaç dozlarında duruma göre ayarlama yapmalıdırlar. ASTIM VE ŞİŞMANLIK Solunum yolu ile alınan ilaçlar hastaları şişmanlatmaz. Ataklar sırasında veya ağır astımlılarda tablet veya damar yoluyla kullanılan kortizon türü ilaçlar iştahı arttırabilir. Bu tedavi sırasında sofradan doymadan kalkılmalı ve tuz tüketilmemelidir. KAYNAKLAR • Türktoraksderneğiyayınları (Ankara 2011) • Koahresimlibroşür 2004 “Hoşgörü Sıhhat Getirir” T. C. SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU Sakarya İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi