Arap-Türk Bankacılık ve Finans Forumu Hüseyin Aydın Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İstanbul, 29 Şubat 2012 Sayın Başbakan Yardımcım, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Sayın Başkanı, Arap Bankalar Birliği ve Arap Bankacılar Birliği Sayın Başkanları, Sayın Konuklar, Sayın Meslektaşlarım, Basınımızın Değerli Temsilcileri hepinizi saygıyla selamlıyorum. Finansal kurumlarımız arasındaki ikili ve bölgesel işbirliğinin geliştirilmesini amaçlayan bu toplantıya katılmaktan mutluluk ve onur duyduğumu ifade etmek isterim. Hükümetlerimiz nezdinde siyasi alanda oluşturulan ve ortak çıkarlarımıza dayalı olarak geliştirilen yapıcı ilişkilerin ticarete ve finansal sektöre de olumlu yansıdığı ve işlerimizi geliştirdiği aşikardır. Bulunduğumuz coğrafyada tarih boyunca süregelen ilişkilerin ve sınır ticaretinin henüz arzu edilen düzeyde olmadığını biliyoruz. Bölgemiz yüksek bir büyüme potansiyeline sahiptir. Bu potansiyelin harekete geçirilerek ekonomik faaliyetin büyütülmesi ve bölge insanının refahının artırılması için kapsamlı hem siyasi hem de ekonomik alanda reformlara, yatırımlara ve kaynağa ihtiyaç vardır. Bu süreçte finansal kurumlarımıza da çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Esasen bölgedeki ekonomik ilişkilerin finansmanında bankalarımız arasında var olan yakın ilişkilerin daha da geliştirilmesi ve bölgesel bir nitelik kazanması yolunda süreç başlamıştır. Bu tür birliktelikler sürecin hızlanmasına çok önemli katkılar sağlayacaktır. Bu aşamada, bir bankacı gözüyle değerlendirmem gerekirse, ekonomik ilişkilerin sürdürülebilir başarıyı yakalaması için güçlü demokrasilere, istikrarı temin eden makroekonomik zemine, büyüme potansiyeline, uluslararası ilişkileri ve yatırımları özendiren ekonomi politikası uygulamalarına, genel kabul gören hukuki düzenlemelere ve sağlıklı işleyen finansal sektöre gereksinim vardır. Yakın dönemde yaşadıklarımız, belirttiğim bu hususlarda ilerleme sağlayan ülkelerin daha hızlı büyüdüklerini, zenginleştiklerini ve rekabetçi bir yapı kazandıklarını göstermektedir. Bizlere düşen görev, ortak çıkarlarımızın olduğu alanlarda oluşturacağımız çalışma grupları ile bu konulardaki iyi örnekleri belirleyerek, tecrübelerimizi paylaşmak yoluyla daha iyi bir yatırım ve faaliyet ortamının yaratılmasına katkı sağlamak olmalıdır. Uluslararası ekonomik işbirliğinde Türkiye her zaman güvenilir ve güçlü bir ortaktır. Gelişmekte olan piyasalar içinde bir sınıflama yapıldığında Türkiye’nin ekonomik yapısı, ekonomi politikası, piyasaları, üretim gücü, üretim birimlerinin özellikleri, dünya standartlarına yaklaşımı, altyapısı, sosyal ve ekonomik hayatı düzenleyen kuralları ve kurumlarıyla pek çok açıdan olumlu özellikler gösterdiği görülecektir. Türkiye’nin bu özellikleri son on yılda daha iyi anlaşılmaya ve görülmeye başlanmıştır. Hüseyin Aydın TBB YK Başkanı, TBB-ABB, 290212 1 Türkiye ile bölge ülkeleri arasındaki ekonomik ve bankacılık faaliyeti giderek artan bir ivmeye sahiptir. Arap Bankalar Birliği’ne üye ülkeler esas alınarak yapılan analize göre, Türkiye de dahil edildiğinde, 3 trilyon dolar tutarında, büyük ölçekte bir ekonomik büyüklüğe ve hemen hemen aynı büyüklükte bankacılık aktifine ulaşılmaktadır. Türkiye ile bu ülkeler arasındaki dış ticaret hacmi son 10 yılda 5 milyar dolardan 34 milyar dolara yükselmiştir. Bu hacim Türkiye’nin toplam dış ticaret hacminin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturmaktadır. 2011 yılında Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye girişi içinde bu ülkelerden gelen yatırımların payı yüzde 2 dolayındadır. Finansal sektör açısından bakıldığında bu ülkelerde Türkiye’de yerleşik bankalara ait 14 şube, 1 temsilcilik ve 1 ortaklık vardır. Türkiye’de faaliyet gösteren bu ülkelere ait 7 banka vardır. Bu bankaların toplam aktifleri, geçen yılın son çeyreği itibariyle 24 milyar dolar, sektördeki payı ise yüzde 3,5 düzeyindedir. Yakın dönemde, özellikle bankacılık alanındaki ilişkilerin, karşılıklı yatırımlar ve krediler yoluyla çok daha anlamlı büyüklüklere ulaşacağına inanıyorum. Uluslararası karşılaştırmalara göre, Türkiye’de henüz küçük ölçekte olan bankacılık sektörü yüksek bir büyüme potansiyeline sahiptir. Bankacılık sektörünün toplam aktifleri 2011 sonunda 645 milyar dolar, özkaynaklar ise 77 milyar dolar düzeyindedir. Toplam aktiflerin milli gelire oranı yüzde 95’tir. Sermaye yeterliliği oranı ise yüzde 16,5 düzeyindedir. Bilanço yapısı son derece dengeli ve yönetilebilir nitelikte risk dağılımına sahiptir. Toplam aktiflerin yüzde 56’sı kredilerden yüzde 23’ü ise menkul kıymetler portföyünden oluşmaktadır. Krediler geniş bir risk yelpazesinde dağılmıştır. Kredilerde risklerin gerçekleşme oranı yüzde 3’ün altındadır. Aktiflerin finansmanında mevduat yüzde 57 oranında paya sahiptir. Yurtdışından sağlanan kaynaklar artmaktadır ancak toplam aktiflere oranı yüzde 14 ile düşük bir düzeydedir. Özkaynak karlılığı yüzde 14 civarındadır. Gerek karlılık gerekse büyüme potansiyeli yabancı yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Borsada işlem gören hisseler dışarıda tutulduğunda özkaynakların yüzde 24’ü yurtdışında yerleşik ortaklara aittir. Bu oran 2000’li yılların başında yüzde 4 düzeyindeydi. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda hisseleri işlem gören finansal kurumların piyasa değeri 78 milyar dolardır ve toplam piyasa değerinin yüzde 33’ünü oluşturmaktadır. Yakın gelecekte, finansal sektör istikrar içinde büyümeye devam edecek, Türkiye’nin ve bölgesel ekonomik ilişkilerin finansmanına daha fazla katkı yapacaktır. Türkiye Bankalar Birliği olarak Arap Bankalar Birliği ve üye ülkeler ile işbirliğinin geliştirilmesini önemsiyoruz ve bu yöndeki çabaları destekliyoruz. Bu çabanın bölgemiz, işadamlarımız ve toplumlarımız için önemli faydalar sağlayacağına; ticareti, yatırımı, üretimi, turizmi ve finansal ilişkileri büyüteceğine inanıyorum. Özel sektör girişimcilerinin inisiyatifinin de katılmasıyla, sürecin hem daha hızlı olması hem de uzun soluklu hale gelmesi mümkün olabilecektir. Sizleri İstanbul’da görmekten duyduğumuz memnuniyeti bir kez daha ifade etmek istiyorum. Beni dinlediğiniz için teşekkürlerimi sunarım. Hüseyin Aydın TBB YK Başkanı, TBB-ABB, 290212 2