TBMM B: 51 21 . 12 • 1985 O: 2 çiyorum. 1946 yılında kanunlaştırılan

advertisement
T. B. M. M.
B : 51
çiyorum. 1946 yılında kanunlaştırılan ve 1950 yılı ba­
şında yürürlüğe giren Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi,
Esnaf Vergisi Kanunları ve Vergi Usul Kanunu, kuş­
kusuz bir vergi reformunu oluşturmuşlardı. Aradan ge­
çen bunca yılda, bir taraftan, bu reform yozlaştırıl­
mış, bir yandan da, etkin bir vergi yönetimi kurula­
madığı için, bu gelir vergileri sistemi, bir gönüllü ver­
gi verme düzenine dönüşmüştür. Başta bordro mah­
kûmları olmak üzere, belli kesimler ayrı tutulduğu
takdirde, bu gelir vergileri düzeni, dileyenlerin, gön­
lünden koptuğu kadar vergi ödedikleri bir düzen ol­
muştur. Biraz önce belirttiğim gibi, ücretle çalışanlar,
toplam Gelir Vergisinin yüzde 66 - 67'sini onyıllardır
ödeyegelmişierdir; geri kalan yüzde 33'ünü de, Tür­
kiye'deki bütün Gelir Vergisi yükümlüleri ödemişler­
dir. Bu anlamda Gelir Vergisi, gerçekte bir ücret ver­
gisi görünümünü kazanmıştır. Hüzün verici bu kötü
durum yetmezmiş gibi, Sayın özal'ın çabalarıyla, zen­
ginlerin vergileri sürekli olarak azaltılmıştır. (SHP sı­
ralarından alkışlar) (Doğal olarak da, vergiler/(bölü)
gayri safi millî hâsıla oranı düşmüş ve yüzde 13 gibi
çok düşük bir düzeye inmiştir. Türkiye, bu anlamda,
kendisine benzer ülkeler arasında, gerçekten çok az
vergi ödenen bir ülke haline gelmiştir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; konumuza, Ge­
lir Vergisiyle devam edelim.
1976 yılı için düşünülen Gelir Vergisi tahsilat he­
defi 1 trilyon 750 milyar liradan ibarettir. Bu tahmi­
nin dayanaklarından biri, daha doğrusu en önemlisi,
1986 yılının enflasyonudur. Gerekçede, «Toplan eş­
ya fiyatlarında beklenen artışların olumlu etkileri» de­
nilerek tanımlanan şey, enflasyonun kendisidir. Gelir
Vergisinin artışı için bile olsa, enflasyonun olumlu et­
kilerinden söz edilmesi, anlaşılır gibi değildir. Toplum­
da «Peşin vergi» olarak adlandırılan dahilî tevkifat
mekanizması da, artışın bir nedeni olarak belirtilmiş­
tir.
1985 yılma göre yüzde 37,8 oranında bir artışla
1 trilyon 750 milyar liraya yükseltilen 1986 yılı Gelir
Vergisi tahmini, epeyce iyimserdir. Çünkü, biraz ön­
ce de belirttiğim gibi, kurumlardan elde edilen kâr
payları şeklindeki gelirlerin, Gelir Vergisinden müs­
tesna tutulmaları öngörülmektedir. Burada dikkati çe­
ken nokta, dahilî tevkifat mekanizmasından dolayı,
1987 yılında toplanacak olan Gelir Vergisinin önemli
ölçüde, 1986 yılında alınacağıdır. Başka bir anlatıma,
1986 yılında Gelir Vergisi tahsilatı çok azalmış ola­
caktır.
21 . 12 • 1985
O: 2
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bir parça da
Kurumlar Vergisine değinelim.
Bu verginin, 1985 tam yıllık tahsilat tahmini 540
milyar liradır. 1986 yılı tahmini ise, yüzde 94,4 ora­
nında fazlasıyla 1 trilyon 50 milyar lira olmuştur.
Ortada bilinen tek şey, Kurumlar Vergisi oranının
yüzde 40'dan yüzde 46'ya çıkmış olmasıdır. 1985 yı­
lında, gayri safi millî hâsıla yüzde 3,9 büyüyecek ve
yüzde 6 oran artışıyla birlikte, Kurumlar Vergisi ka­
baca yüzde 95 artacak.
Dahilî tevkifat göz önüne alınsa dahi, bu kabil
değildir sayın milletvekilleri. Hükümet, Kurumlar
Vergisini sorumsuzca şişirmiş durumdadır; bunu da
arz etmeyi görev biliyorum.
Kurumlar Vergisinin ülkemiz açısından beli tor
özelliği vardır; bu özellik, KtTlerin varlığıdı>r. He­
men, tümü çok büyük istetmeler odan ve türlerine
göre bir kısmı tekel olarak mal ve hizmet üreten
KİTler, çok ıbüyük mikitarlarkla Kurumlar Vergisünıi odeyögeMşÜetrdir. Eğer sayın Maliye Balkanı,
1985 talhmin'i olan 540 miyar TL ve 1986 talimini
olan 1 trilyon 50 milyar TL. Kuramlar Vergisi ödemderinli dile getiriyorsa -k'i, biz talep ©diyoruz- Ku­
rumlar Vergisinün ne kadarının kamu kesimince öden­
diği meydana çıkacak ve vergi politikası açısından
ne yapılması lazım gel'dliği aydınlanacaktır. Bunun
bir başka ışık tutucu tarafı, 1986 yıllında hükümetfın KÜT fiyatlarına ve tarifelerine ne denli yeni
zamlar daha yapmaya (hazırlandığının ortaya çıkma­
sı şeklinde olacaktır.
Sayın mMet vekilleri; ülkemizde hailen üç tane
servet vergisi uygulaması vardır. Bunlar, Emlak, Ve­
raset ve İntikal ve Motorlu Kara Taşıtları vergileri­
dir. Bunların 1985 yılı içinde toplanı geliri, talimlini
57 milyar liradan litoaıretltir. Servet Vergilerinin, ver­
gi gelirleri içindeki payı, yalnızca yüzde 1.7'dir.
Andığımız vergilerin, gayri saifd milî hâsılaya ora­
nı, küçüktür, ibmde 2 düzeyindedir. Vergilerin tür­
lerine, sayılarına ve ıgötirierine bakıldığı zaman, Tür­
kiye'de anlamlı 'bir servet vergisi bulunmadığı açık­
ça 'görülür. Sanayıilöşmliş ülkeler bir yana dursun,
'bize benzeyen ülkelere göre de, servet vergileri çok
geri düzeyde bulunmaktadır. Böyle bir göstermelik
servet vergileri yapısıyla, kalkınma da, sosyal ada­
let de «ağüanamaz. Ne var ki, kalkınma da, sos­
yal adalet de, hükümetin umurunda olmadığı için,
'bugünkü anllarnsız servet vergileri yapısı, kendileri­
ne çok uygun düşmektedir. (SHP sıralarından al­
kışlar)
— 583 —
Download