ÖNSÖZ Bu yıl Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nun ana teması olan Endüstri 4.0, dördüncü sanayi devrimi anlamına gelmektedir. Endüstri 4.0, imalat sanayinde üretimin katma değer yaratılan her aşamasında ve tedarik zincirinde meydana gelen gelişmeleri tanımlamaktadır. Dünya’da yaygın olarak kullanılan terim ilk kez Almanya’nın yüksek teknolojili imalat sanayi stratejisi için kullanılmıştır. “Nesnelerin İnterneti”ya da “Endüstriyel İnternet ” terimleride endüstri 4.0 tanımını ifade etmektedir. Geleneksel üretim metotları ve imalat yöntemleri zamanla farklı evreler izleyerek dijital dönüşümü gerçekleştirmiştir. Alman Ekonomi Profesörü Klaus Schwab’a göre son sanayi devrimi önümüzdeki yıllarda iş yapış ve yaşama şekillerimizi temelden değiştirecektir. Yale Üniversitesi Ekonomi Profesörü, 2013 Nobel Ödüllü Robert J. Shiller “Yangın sigortası yaptırmak için evinizin yanmasını bekleyemezsiniz. Biz de Dördüncü Endüstri Devrimi’ne hazırlanmak için toplumumuzun kökten altüst olmasını bekleyemeyiz” sözüyle ülkeler için Endüstri 4.0 treninin kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğunu vurgulamıştır 1. Endüstri 4.0 terimi geniş kapsamlı düşünüldüğünde bilişim teknolojilerini, büyük veri ve bulut teknolojisini de kapsamaktadır. Günümüzde Apple, Facebook, Google ve Amazon gibi “yeni teknoloji” şirketlerinin eski sanayi şirketlerinin egemenliğini ele geçirdiği ve pek çok ülkenin GSYH değerinden daha yüksek piyasa değerine ulaştıklarını görmekteyiz. Bu şirketler bilanço olarak güçlendikçe, daha fazla büyümek için satın alma ve birleşmeler yoluyla küçük 1 http://www.endustri40.com/davosun-gundemi-endustri-4-0/,Erişim:10.09.2016 3 tedarikçilerini satın alarak sektörde monopol hale gelmektedirler. Bu durum ünlü ekonomist Shumpeter tarafından “Yaratıcı Yıkım” olarak yıllar önce tanımlanmıştı. Yani yeni teknolojilerin eski teknolojiyi kullanılamaz hale getirmesi ve eski tip üretim biçimine dayalı sektörlerde yarattığı işsizlik, yıkım ve gelir dağılımdaki bozulma. Çünkü bu dev teknoloji şirketlerinin kuruluş ülkeleri sanayileşmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelere bu şirketlerden gerçekleşen teknoloji transferi oldukça az. Gelişen ülkeler daha çok bu teknolojinin tüketicisi konumundadırlar. Yeni bilgi ve iletişim teknolojileri şirketleri (Apple, Facebook, Amazon, Google vs) ve son sanayi devrimi, tekno – karamsarlara göre ekonomide önceki sanayi devriminin insanlık tarihine iz bırakan buluşları buharlı makine ve elektriğin getirdiği faydaları getirememiştir. Son dijital gelişmelere bağlı verimlilik artışları, gecikmeli olarak beklemektedir. Sıfıra yakın maliyetlerle kullanılan internet ve facebook gibi uygulamalar sonucunda tüketici artığı çok fazla olsa da refahın dağılımında dünyada iyileşmeden bahsedilememektedir. Diğer yanıt bulması gereken soru son sanayi devrimin en çok hangi ülke ve gelir gruplarına yaradığıdır (Derviş ve Quureshi,2016). Son zamanlarda ekonomistlerin fazlaca odaklandığı dijitalleşmenin gelir dağılımdaki çarpıklığı düzeltmesi, adaleti sağlamlaştırıp, eğitim fırsatlarını iyileştirmesi tüm dünya için iyimser beklentilerdir. Ancak yaşanan son sanayi devriminde kazananlar büyük ölçüde dev teknolojigirişim şirketlerinin doğduğu ülkeler olmuş ve elde edilen büyük refah dünyanın geri kalanıyla maalesef adil paylaşılmamıştır. Bu çalışmanın amacı son nesil sanayi devrimini öncekilerle ilişkilendirerek ele almak ve yarattığı fırsat ve tehditleri sektörel olarak incelemektir. Üç sanayi devrimini de kaçıran ülkemiz dördüncü sanayi devriminde aktif bir rol alabilmek için kamu tarafından verilen destekler ile çaba sarf etmektedir. Ancak görülmektedir ki dördüncü sanayi devriminde bazı sektörler açısından monopol hale gelen bazı ülkeler diğerleri gibi bu devriminde baş aktörü olacaktır. Ülkemizin son sanayi devriminde treni kaçırmaması için kitabın politika yapıcılar açısından faydalı olması ümidiyle. 4