21. yuzyil 29 - 21. Yüzyıl Dergisi

advertisement
‹ran’da Kürt Muhalefeti
Davut TURAN*
Nüfusları 3-4 milyon olarak tahmin edilen İran Kürtleri, ülkenin batısında yer alan Kürdistan
ilinde ve dağınık şekilde, azınlık olarak da Batı Azerbaycan ilinin bazı şehirlerinde yaşamaktadırlar. Genel olarak İran’ın batısında yerleşen ve Kürdistan ilinde yaşayan Kürtler çoğunlukla Şii
mezhebine mensupken, Batı Azerbaycan’da yaşayan Kürtler Sünni Hanefi mezhebine bağlıdırlar. İran’daki Kürtlerin muhalif hareketleri Kürdistan ilinden ziyade Batı Azerbaycan ve Türkiye ile sınır bölgelerde ortaya çıkmıştır. 1900’lerin başlarından beri ortaya çıkan Kürt muhalif hareketleri günümüze kadar İran’ın en önemli etnik sorunlarından birisi haline gelmiştir. İran’daki muhalif hareketlerini inceleyen çalışma dizimizin bu bölümünde, İran’daki Kürt muhalefetinin tarihini, muhalif grupları, Güney Azerbaycan ile olan ilişkilerini ve günümüzdeki durumlarını inceleyeceğiz.
İran’da Kürt Muhalefetinin Kısa Tarihi
İran’da Kürt muhalefetinin ilk ortaya çıkışı 19. yy’ın başlarına dayanmaktadır. İran’da Kürt
muhalefetini başlatan ilk isyancı Şeyh Abidullah Şemzinani’dir. Şeyh Abidullah Şemzinani veya Şemzini adı ile bilinen Şeyh Abidullah Nehri, Nakşibendî tarikatının en büyük ruhani liderlerinden ve aynı zamanda bölgenin büyük feodallerinden olan Şeyh Taha’nın oğlu ve halefidir.
19. yy başlarında Şeyh Taha öldükten sonra babasının yerine geçerek tarikatın dini lideri konumuna gelmiş ve etrafına çok sayıda mürit toplayabilmiştir. Şey Abidullah’ın ataları Türkiye’nin
Hakkâri yöresinden Nehri bölgesine ve oradan da Şemzinan’a göçerek bu bölgeyi kendi yaşam
ve faaliyetlerinin merkezi haline getirmiştir. Sonraki dönemlerde güç kazanma ve devlet kurma
hayalleri ile Avrupa devletlerinin de desteğini alarak (Güney) Azerbaycan’ın batı bölgesine kanlı saldırılar da düzenlemişlerdir.
Osmanlı tebaası olan fakat İran sınırının içinde de birkaç köyü kendi nüfuzu altında tutan
Şeyh, Osmanlı topraklarının doğusunda yaşayan Kürtlerin manevi lideri sayılmaktaydı. Şeyh, elde ettiği güçten dolayı İran sınırı içinde bulunan köylerin malikiyeti iddiasında bulunmaya başladı. Burada hatırlatmakta fayda vardır ki, o dönemde Sünni Osmanlı ile Şii Kaçar devletleri arasında bir inançsal çekişme devam etmekteydi. O sıralarda Ruslar ve Kaçar devleti ile anlaşamamasından dolayı Osmanlı’dan yana tavır alan İngiltere de Sünni olan Şeyh’e destek vermekte ve
daha doğrusu onu kendi amaçları doğrultusunda maşa olarak kullanmaktaydı. 1911 yılında Urumiye’nin dönem Valisi Yusuf Han Şucauddevle diğer köylerden olduğu gibi o köylerden de vergi ödemelerini istemiştir. Fakat Şeyh’in müritlerinin vergi vermekten kaçınması, devlet güçleri
ile Şeyh’in müritleri arasındaki ilk çatışmanın sebebi olmuştur. Çatışmada Şeyh’in müritleri yenilmiştir. Bunun üzerine İngiltere ve Osmanlı, fırsatı uygun bularak Şeyh’i İran sınırlarına saldırmaya tahrik etmiş ve bu yönde ona her türlü kolaylık sağlamışlardır. Bununla beraber Osmanlı
devleti diplomatik olarak da İran’a baskısını arttırmıştır. Sonuç olarak “Osmanlı’nın Kürt aşiret*
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Bilimsel Danışman, [email protected]
Mayıs ’11 • Sayı: 29
21. YÜZYIL
[55]
Davut Turan
leri İran toprağına -Azerbaycan’ın batısına- saldırarak Üşnü kenti ve çevre köylerine büyük zarar verdiler.”1 Burada, Sünni Kürt’lerin bu gün Sünni Kürt’lerin şehri sayılan Üşnü’ye neden
saldırdığı ilginç bir soru olacaktır. Yanıtı ise o dönemde Üşnü’nün Şii Türk’lerin şehri olduğudur.
Bu husus, Kürtlerin Azerbaycan topraklarına yaptığı göçün ve Azerbaycan’ın batısındaki Kürtleşme sürecinin de boyutlarını göstermektedir.
Genel bir değerlendirme olarak Şeyh Abidullah Şemzinani’nin ayaklanması mezhepsel bir
ayaklanma olarak nitelendirilebilir; onun bağımsız Kürt devleti kurma yönündeki çabaları ise bu
ayaklanmaya mezhebsel-etnik bir karakter de kazandırmaktadır. Dikkate değer nokta, Ortadoğu’da, Batı Azerbaycan ve Doğu Anadolu topraklarını kapsayan bir Kürt devletinin kurulmasına
Batılı güçlerin özellikle İngiltere’nin verdiği ciddi destek ve hatta kışkırtmadır. Şeyh Abidullah’ın neden olduğu katliam ve mecburi göçler Batı Azerbaycan’da özellikle Üşnü, Soğuk Bulak -Mahabat- ve Sakız kentlerinde nüfus dengesini Türklerin aleyhinde ciddi şekilde bozmuştur. Aynı zamanda bu çatışmalar Türklerle Kürtlerin mezhepsel ve etnik ayrılığını daha da derinleştirmiş ve sönmüş olan kin ve nefreti yeniden körükleyerek daha sonraki üzücü olaylara zemin ve tarihi bellek hazırlamıştır.2
Şeyh Abidullah ayaklanması bastırıldıktan sonra Güney Azerbaycan da az buçuk huzura kavuşmuş bulunuyordu ama Şeyh’in geride bıraktığı kötü hatıralar bölgede yeni çatışmalara müsa-
[56]
1
Ozae Siyasiye Kordestan az 1258 ta 1325 (Krdistan’ın siyasi durumu 1879’dan 1946’ya kadar), Mocteba BORZUYİ, Fekre No yayınları, 1. bası, kış 1999, s.57
2
Rıza Türk, Çev: Çev: M.O. Tural, Güney Azerbaycan ve Kürt sorunu, Güney Azerbaycan Sosyo-Kültürel Araştırmaları Dosyası,
2007.
21. YÜZYIL
Mayıs ’11 • Sayı: 29
‹ran’da Kürk Muhalefeti
it ortam hazırlamıştı. Birkaç küçük çatışmadan sonra yeni bir isyan çıktı. Bu Şıkak aşiretinin reisi İsmail Simitko’nun başlattığı isyandır.3
Simitko, Şeyh’in aksine Ruslarla iyi ilişkiler kurabilmiş bu yüzden de Azerbaycan halkı milli önderi Settarhan’ın komutanlığı ile özgürlük ve meşrutiyet devleti uğrunda savaşırken İsmail
Simitko Ağa ve Kürt atlıları meşrutiyet düşmanı olan istibdatçılara katılarak Tebriz’in ünlü 11
aylık kuşatmasına katılmıştı. Aynı dönemde Urumiye, Hoy ve Salmas şehirleri ve çevre köyleri
Kürtçülerin Kürt milliyetçiliğinin babası olarak gösterdikleri İsmail Ağa’nın zulüm ateşinde yanıyordu. I. Dünya Savaşı’nın başlaması Simitko’ya silah ve adam toplayarak güç ve nüfuzunu
artırma fırsatı verdi. Diğer yandan o dönemde Cilo denen bir grup Ermeni, Marşimon adlı keşişin liderliğinde Güney Azerbaycan’da bir Ermeni devleti kurmak peşinde idiler. Ortak hedef güden Kürtler ve Ermeniler ilk önce birleşerek aralarında ittifak antlaşması imzaladılar. Ama İsmail Ağa kendi müttefikine bile acımayıp onu arkadan kurşunlayarak öldürttü. Bu olay üzerine Kürt Simitko’ya ulaşamafieyh Abidullah
yan Ermeniler, Mart 1917’de halk Nevruz kutlamalarına hafiemzinani’nin
zırlanırken Marşimon’un intikamı olarak Urmiye kentini basıp korkunç bir katliam başlattılar. Bu olayda binlerce sivil
ayaklanmas› mezhepsel
insanımız katledildi ve böylece Azerbaycan Türkleri, Kürtlebir ayaklanma olarak
rin ihanetinin bedelini çok ağır şekilde ödemiş oldu. Binlerce ölü ve sürgün, yanmış evler ve yıkık şehir Azerbaycan
nitelendirilebilir, yaln›z
topraklarını paylaşmak isteyen iki sersemin ihanetinin bedeonun ba¤›ms›z Kürt
li idi. Gerçekten Azerbaycan Türklerinin uğradığı bu kordevleti kurma yönündeki
kunç maddi ve manevi zararın sorumluluğu kime aittir?4
çabalar› bu ayaklanmaya
Kürt Muhalif Gruplar
etnik bir karakter de
kazand›rmaktad›r.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İran Kürtleri de kendi
milli haklarını elde etmek için yurt dışında faaliyet göstermeye başlamışlardır. Ancak 1979 İran
İslam Devrimine kadar ciddi olarak faaliyet gösterememişlerdir. Kürtler 1979 devrimi döneminde İran Kürdistan bölgelerinde çatışmalara neden olmuşlardır. Özellikle Senendec şehri olayları Kürtlerin ayaklanmasında önemli rol oynamıştır. Kürt gruplarının yurtdışındaki muhalefetini üç
genel grup içerisinde incelemek mümkündür. Birincisi geleneksel Kürt muhalifleriyle bilinen
İran Kürdistan Partisi, ikincisi İran Komünist Partisi Kürdistan Örgütü olarak bilinen Komele ve
üçüncü grup ise PKK’nın etkisiyle kurulan PJAK. Bunların yanı sıra bazı Kürt grupları da faaliyet göstermektedirler. Ancak İran’daki Kürt siyasi hayatında önemli bir yere sahip değillerdir.
İKDP
İran Kürdistan Demokrat Partisi, 1945’de Kürdistan Komele J-k’dan ayrılarak faaliyetini
başlamıştır. O dönemde Mahabat Özerk Cumhuriyetinin kurulmasında önemli katkıları olmuştur. İlk genel başkanı Gazi Muhammed’dir. Gazi Muhammed 1946 yılında Mahabat Özerk Cumhuriyeti yıkıldıktan sonra İran yönetimi tarafından asılmıştır. Parti şah rejiminin son yıllarında faaliyetini genişletmiştir. 1970 yıllarında Irak Kürtleri ve Irak devleti arasında yapılan anlaşma nedeniyle İran Kürtleri de Irak topraklarında faaliyete başlamışlardır. Bu dönemde partinin genel
başkanlığına Abdurrahman Kasemlu seçilmiştir. Kasemlu 1930’da Urmiye şehrinde doğmuş;
eğitimini Macaristan’da sosyal ve siyasal bilimler üzerinde yapmıştır. 18 sene İKDP’nin genel
başkanlığını yapmıştır. 1989 yılında İran İslam Cumhuriyeti temsilcileriyle Viyana’da Kürt me3
Türk, Rıza, a.g.m.
4
Tohid Malekzade, Birinci Dünya Savaşında Azerbaycan, (Azerbaijan Dar Jange Jahani Avval), Akhtar Yayınları, 1388.
Mayıs ’11 • Sayı: 29
21. YÜZYIL
[57]
Davut Turan
selesini görüştüğü sırada öldürülmüştür. Kasemlu’dan sonra İKDP’nin genel başkanlığına Sadık
Şerefkendi seçilmiştir. Şerefkendi de 1992 yılında Berlin’de bir restoranda öldürülmüştür. Şerefkendi öldürüldükten sonra Molla Abdullah Hasanzade daha sonra da Mustafa Hicri İKDP genel
başkanlık görevini üstlenmiştir.5
İKDP, İran’da faaliyet gösteren en eski Kürt muhalif gruplardan birisidir. İdeolojik anlamda
sol eğilimli olsa da, yıllardır Kürtlerin milli mücadelelerini sürdürmektedir. Partinin genel hedefleri ve programı aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz;
İKDP İran Kürdistan halkının ilerici partisi olup,
İran’da
demokratik sistemin oluşumu için mücadele eden
Azerbaycan halk›
güçlerin yanında olacaktır. İran Kürdistan’ında Kürt halkıSettarhan’›n
nın kendi kaderini tayin etme hakkı yolunda mücadele göskomutanl›¤›nda
termektedir. İKDP’nin son hedeflerinden birisi sosyalist-demokratik bir toplumun kurulmasıdır. İKDP’nin stratejik sloözgürlük ve meflrutiyet
ganı demokratik-federal sisteme dayalı bir İran’ın kurulmadevleti u¤runda
sı ve İran Kürt halkının milli haklarını elde etmesidir. İKDP,
İran’da yaşayan diğer ezilmiş halkları da stratejik müttefiki
savafl›rken Ruslarla iyi
olarak görmektedir. Kürdistan için yerel hükümetin yönetim
iliflkiler içindeki ‹smail
ilkelerinden birisi Kürdistan’ın İran Federal CumhuriyetleSimitko ve Kürt atl›lar›,
ri’nden birisi olmasıdır. Kürdistan bölgesi İran Kürdistan
topraklarını kapsamaktadır. Kürdistan bölgesinde hakimiyet
meflrutiyet düflman›
halkın olup parlamento da halkı temsil etmektedir. Kürdisolan istibdatç›larla
tan bölgesinin kendi bayrağı, marşı ve milli bayramları olup
Kürdistan bayrağının yanı sıra İran Federal Cumhuriyebirlikte Tebriz’in ünlü
ti’nin de bayrağı dalgalanacaktır. Kürt parlamentosu Kür11 ayl›k kuflatmas›na
distan bölgesinin hükümetini atar. Güvenin ve düzenin kokat›lm›flt›.
runması Kürt peşmergelerin denetiminde olacaktır. Kürtçe,
Kürt bölgesinde kurumlar arasında yazışma ve eğitim dilidir. Farsça Kürtçenin yanı sıra bu bölgelerde okutulacaktır. Din devletten ayrıdır.6
Komele
Komele, İran Komünist Partisi’nin Kürdistan Örgütü olarak İran İslam Devrimi sonrası faaliyete başlamıştır. Örgüt devrimden sonra İran’da Kürt meselesi üzerinde duran en önemli teşkilatlardan birisi olmuştur. Mücadeleleri doğrultusunda İran güçlerine karşı İran Kürdistan bölgesinde silahlı eylemlerde de bulunmuşlardır. Özellikle İran-Irak savaşı döneminde Irak güçlerinin yanı sıra İran güçleri ile savaşmışlardır.
Komele örgütü İran Kürdistan bölgesinde Kürtlerin kendi kaderini tayin etme hakları bulunduğunu savunmaktadır. İran içerisinde Kürtlerin federal bir sistem içerisinde yaşamalarını istemektedir. Örgütün İran içerisinde diğer en önemli hedeflerinden birisi proletaryaların göreve
gelmesidir.
PJAK
Kürdistan Özgür Yaşam Partisi ( PJAK) PKK’nın İran kolu olarak faaliyet göstermektedir.
Örgüt PKK’nın doğu kolunun kongresinde 300 kişinin katılımıyla Eylül 2004 yılında kurulmuş-
[58]
5
http://www.pdki.org/cats.php?lang=4&cat_id=8 , Son Erişim 05.04.2011
6
Abdulrahman Ghasemlu, Kırk Yıl Özgürlük Yolunda Mücadele (Chehel Sal Mobareze Dar Rah-e Azadi, İKDP Yayınları. S:15-30
21. YÜZYIL
Mayıs ’11 • Sayı: 29
‹ran’da Kürk Muhalefeti
tur. Aynı ayda Osman Öcalan’ın
konuşmasıyla örgüt varlığını resmen ilan etmiştir. Genel başkanlığının Sulduz ( Negede ) doğumlu
olan Rahman Hacıahmedi üstlenmiştir. Hacıahmedi, Avrupa’da
örgüt adına görüşmelerde bulunmaktadır. Örgüt 2005 yılından
sonra İran güçleri ile silahlı çatışmaya girmiştir. Faaliyet bölgeleri
özellikle Batı Azerbaycan bölgesidir.
Kürtler ve
Güney Azerbaycan Türkleri
Gazi Muhammet’in idam edilmesinden sonra Kürtlerde çok az
hareket görüldü, yaklaşık 30 yıllık
bir siyasi durgunluk ve çekimserlik kabuğuna girdiler. Bu dönemde yalnızca Tudeh’in (İran Komünist Partisi) güçlenmesi ile
onun sosyalist düşüncelerinin etkisi altında kalarak ve Irak Baas Partisinin de desteği ile bir takım örgütsel etkinliklerde bulunuldu ama bu etkinlikler de örgüt oturum ve mitingleri ve birkaç
dağınık silahlı çatışmanın ötesine gitmedi. Aslında bu zaman kesitini Kürt parti ve örgütlerinin
yeniden yapılanma ve güç toplama dönemi olarak değerlendirmemiz lazımdır.
Bahsettiğimiz bu parti ve örgütler, İran İslam Devrimi’nin hemen sonraki gününde, uzun zamandan beri küçük bir kıvılcım bekleyen barut deposu gibi patlak verdi. Ülkenin o günkü olağanüstü durumu ve özellikle, geçen yüz yılda Kürtlerin sürekli akın ve saldırıları sonucu birkaç
şehri hemen hemen tamamen Kürtleşen Batı Azerbaycan’ın hassas vaziyeti, tüm Kürtlerin silahlı olması ve Batı Azerbaycan’daki toprak taleplerini yeniden gündeme taşımaları, bölgeyi gerginleştirmiş, güvenliksizliğin etkisiyle silahlı çatışmalar yeniden bölgeyi sarmıştı.
Kürt halkının tüm İran halkları ve milletleri ile birlikte krallık rejimine karşı verdiği mücadeleye karşın fanatik Kürt örgütlerinin etnik milliyetçilik duygularını kullanarak şiddet ve zor yolu ile eski hayallerini gerçekleştirmeye çalıştıklarını vurgulamak gerekir.
Temelde Marksist-Leninist bir örgüt olan Kürdistan Demokrat Partisi devrimden sonra Dr.
Abdurrahman Kasımlu’nun liderliğinde sosyal demokrat düşüncesini esas alarak ve aşırı bir
Kürt milliyetçi partisi olarak sahneye çıktı. Aynı zamanda sol Maoist düşünceli, ideolojik zaafları belirgin ve kendisini Kürdistan proltaryasının temsilcisi addeden Kürdistan Emekçiler Partisi (Komele) isimli başka bir örgüt de silahlı mücadeleye girdi.
Kürtler, Mahabat –Soğukbulak kışlasını silahsızlandırdıktan sonra, her türlü savaş teçhizatı
ile donatılmış 20 bin kişilik bir kalabalıkla parti mitingi yapmak için Sulduz’a doğru yola çıktılar. Nüfusunun sadece beşte biri Kürt olan Sulduz’un neden miting yeri olarak seçildiği hayati
önem arz eden bir sorudur. Şehit Çemran’ın “Negedeh Azerbaycan’ın kapısıdır. Üşnu, Celdiyan
ve Piranşehr’e ulaşıp Azerbaycan’ın iç kesimlerine açılmak için Negedeh’e hâkim olmak hayati önem taşır.”7 sözleri de aslında Kürtlerin neden Sulduz’a saldırdıklarını açıklamaktadır. Onlar
7
Kordestan (Kürdistan), şehit Çemran, 7. baskı, İslami Kültür yayınları, s.39
Mayıs ’11 • Sayı: 29
21. YÜZYIL
[59]
Davut Turan
Kürdistan’ın bağımsızlığı doğrultusunda hareket ediyorlardı, yalnız onların kafasındaki Kürdistan
ütopik ve hayal ürünü olan bir Kürdistan’dı. Onlar Şeyh Abidullah ve İsmail Simitko’nun stratejik yanlışlarını tekrarlayarak kendilerinden her konuda daha güçlü olan Azerbaycan topraklarında zor ve şiddet kullanarak Kürdistan devleti kurmaya kalkıştılar.
Günümüzde ise Kürtlerin Azerbaycan bölgesinde toprak iddiaları sürmektedir. Güney Azerbaycan’ın en önemli kentlerinden birisi olan Urmiye’yi çıkardıkları haritalarda Kürt bölgesi içerisinde göstermektedirler. Terörist örgüt olan PEJAK’ın en önemli faaliyet yeri de Batı Azerbaycan topraklarıdır.
Kürtlerin yıllardır süren saldırılarına karşı 2004’de bir grup Güney Azerbaycan aktivistlerince Batı Azerbaycan Müdafaa Komitesi kurulmuştur. Batı Azerbaycan Müdafie Komitesi, Kürt
terörizminin Güney Azerbaycan’da etnik yapıyı değiştirme politikalarına karşı kurulmuş bir sivil toplum örgütüdür. Güney Azerbaycan’ın batı yakası, Kürtler ile sınır olduğu için uzun süredir
bilinçli olarak Kürtlerin göç mekanı haline getirilmiştir. İran İslam Devrimi’nden önce ve sonra
bölgede süregelen terör olayları da bu süreci tetiklemiştir. Diğer taraftan bu bilinçli göç politikaları, terörist örgüt Pejak ve PKK ile diğer Kürt örgütlerince desteklenmiş; İran devleti de bölgenin demografik yapısının değişmesine müsamaha göstermiştir. 1979 İran İslam Devrimi’yle
birlikte de Kürtler, Güney Azerbaycan Türklerine karşı terör eylemlerini başlatmıştır. Sözde
merkezi yönetim ile silahlı mücadele içinde olan Kürtler, oluşturdukları güvenliksiz ortam ve
korku politikaları ile planlı olarak sivil halkı kendi yurtlarını bırakmaya ve Türk bölgelerine göçmeye zorlamıştır. Zira kendi tasarladıkları hayali büyük Kürdistan sınırları içerisinde Azerbaycan’ın toprakları da yer almaktadır ve bunun alt yapısını oluşturmak için Kürt nüfusunun bölgede yayılmasını bir zorunluluk olarak görmektedirler.8
Sonuç
İran’daki Kürt muhalefeti, ortaya çıkışlarından itibaren merkezi hükümet ile çatışmalarında
komşu oldukları halklara da ciddi sorunlar yaratmışlardır. Azerbaycan’ın batı bölgesindeki Simitko cinayetleri hala insanların hafızalarındaki yerini korumaktadır. Kürt muhalefetinin en
önemli özelliği, muhalefet ediş şekillerinin her zaman şiddet ve teröre dayanmasıdır. 20. yüzyılın başlarından günümüze kadar İran’daki Kürt muhalefeti her zaman şiddet eğilimli olmuştur.
Kürt muhalefeti terör faaliyetlerine ve Azerbaycan topraklarındaki iddialarını sürdürecekse İran
içerisinde sonuç almasının imkansızlığını da kabul etmiş olmalıdır. Çünkü o bölgede Azerbaycan
Türkleri çoğunlukta yaşamaktadırlar.
21. YÜZYIL
8
[60]
Hüseyin İsalı , Güney Azerbaycan’da Devrimden Sonra Oluşan Siyasal ve Sivil Teşkilatlar, Turan Dergisi, Sayı 9, 2010.
21. YÜZYIL
Mayıs ’11 • Sayı: 29
Download