Tunus`un Osmanlı Devletinden Ayrılması

advertisement
MARMARA ÜNiVERSiTESi
İLAHiYAT FAI(ÜLTESİ
DERGI Sİ
SAYI : 4
istanbul -
1986
TUNUS'UN OSMANLI DEVLETiNDEN AYRILMASI
Doç. Dr. Mehmet MAKSUDOGLU
Tunu.J'un Osmanlı Devleti'nden nasıl koptuğunu in::!elemedcn
önce, ülkenin, Or.manlı Devletiyb hangi ~artlar altında bütünleş­
tiğini kır.aca gözden geçirmekte fayda vardır:
Tarihçilerin 'Türk .Asrı' adını verdikleri 16. yüzyılda, Batı
Türklüğünü Osmanlı Devleti temsil ediyordu. T'Unus'ta bu yüzyıl­
da, Hafsi Devleti vardı. Çok parlak bir geçmişi olan, ba.~.ındaki
sultana, 657/1258 yılında, Bağdad Moğolların eline düşün~e, Hi~
caz halkı V3 Mekke Emiri'nden bey'at gelen bu devlet, artık güçten düşmüştü. Öyle ki, 24. Hafsi Sultanı Abu Abdiilah Muhammed
(899/1493-932/1526) devrinde, Tunus'un birçok yöreleri, Hafsi
Devletinin elinden çıkmıştı •
Yavuz Sultan Selim Or.manh tahtına geçince, denizcileri desteklemesiyle ünlü Ş3hzade Korkud'a yakınlığıyla tanınan Oruç
Reis, Batıya yelken açmış, y31 onu Cerbe adasına getirmişti. Oruç
Reis, ağırlıklarını bu adada bırakıp Akdeniz'e aÇıldı, Avrupa gemi-.
lerini vurdu, birçok ganimet ve esirle döndü, Tunus'a geldi, Hafsi
Stiltanı Muhammed'a hediyeler getirdi. Rediyelere memnun olan
sultan, Oruç Reis'e, Tunus limanlarında kalma izni verdP. Buna
karşılık, .Oruç Reis, deniz savaşlannda elde edeceği ganimetin beş­
te birini Hafsi Sultanına verecekti3 • Ganimet payının beşte. bir ol1
1 Hasan Husni Abdulvahhab, Hulasatu Tarihi TCınis, s. 123, Tunus
1373.
2 Kitabu Gazavati Oruc va Hayriddin, Nuruddin Abdulkadir neşri,
s. 12.
3. Ahmad b. Abi'd Diyaf, İthafu Ahli'z-Zaman bi Alıbari Multik-i Tunis va Ahdi'l-Aman, II, 9, Tunus 1964.
138
Mehmet
Maksudoğlu
m:1sı, İr.lam
Beytulmalin3 verilen humsu'l-gana~ml hatıra getirm:!ktedir ki, ili~kilerin, daha başlangıçta, bir wlam1 b.:rlik şuur ve
töre.si içinde geliştiğini gör;t:;rir.
Oruç Re1s'in kardeşi Hızır Reis de Batıya doğru yelken açmış,
Cerbe adanna gelmişti. Oruç Re1s, bıraktığı ağırlıkları almak üzere Cerb3'ye d·:.:ındüğü zaman, iki kardeş karşılaştılar. Kıgı Tunus'ta geçirip 1513 baharında denize··açılarak iki gemi zaptettiier, Tu-.
nus'a döndüler4 • Hafsi Sultanı, payına düşen ganimetten dolayı
çok memnun oldu5•
Muhammed, 932/1526 da vefat edince yerine oğlu Ha~a.n geçişleri düz3ltmek için uğraştı ama, çöküşü durduramadı.
Bu sırada 16. yüzyıl Avrupasının en güçlü devleti, İspanya, Afrika'daki birçok yöreleri, müdümanlann elinden almıştı. Oruç ve
Hızır Hayreddin reis1er, İ.Jpanyollarla savaştılar. İspanyol1ar, Kuzey Afrika'yı, Endülüs gibi tamamen hristiyan hakimiyeti alt'n::ı
alınağa kararlı idiler. Türk denizcileri ve Or.manlı Devleti'nd::m
ba§ka, bunu yapmalarını önleyebilecek bir güç yoktu.
Hayreddin Reis, Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle gittiği
Anadolu'dan, daha önce zaptettiği Cezayir'e dönerken, Binz3rt Jimı,nına uğradı, hiçbir direnmeyle karşılaşmadan onu teslim aldı,
r.onra Tunus'a girdi, Hafsi Sultanı Hasan, karşı kayamayacağını
an'a.mış, Binzert'ten çekilmişti. Hayreddin Reis, minberlerd3 0~­
m_'lnlı _Suıtanı_adına hutbe okuttu, onun adına sikke bat:trdı 936j·
15297• Böylec3 Tunu'J, Ozmanlı Devleti ile bütünle~mişti ama, bu
dı:Jnem uzun sürmedi. Kanuni Sultan Süleyman'ın İran'la uğra~­
ti6. Hasan,
m.'lfıJndan faydalanmayı
20.000 anker
düşünen Almanya-İspanya
hazırlamıştı.
Eski Tunus
İm~Jaratoru
Hasan Şarl­
k-::!n'i Tunus'a çağırdı. Şarlken, dcnanmasıyla geldi, Halkulvadi'de
demir~edi. Hayreddin Reis 12.000 kişiyle karşı çıkıp Şarlken'le savaJtı, ilk muharebede İspanyolları y::;ndi. Şarlken, uzun savaşlar­
dan Donra Tunu~'u alabildi 941/15348 • Hasan, İspanyolların Tunun'u üç gün yağmalamasını kabul etmişti, yağmaladılar. Güneye
~arlken,
Sultanı
4 KiHibu Gazavati Oruc va Hayriddin, Nuruddin Abdulkadir neşri,
s. 14.
5 İthaf, II. 10.
6 ithat II, 11.
7 Katib Çelebi, Tuhfatul Kibar fl, Asfaril Bihar, s. 45, İstanbul 1329.
s 1thaf, u, 13.
Tı.inus'un: Osmanlı-
Devletinden
Ayniması
139•
deki Kayravan şehrinde bir ayaklanmayı bar.tıra.i:nayan Hasan;
yard·m irtemek üzere İspanya'ya gidince, Bana Em1ri bulunan oğ­
lu Ahmed, gizlice Tunus'a gelip ileri gelenlerle g·~ırüştü, b:y'at alarak sultan oldu9 • İspanyol donanınası ile gelen Har.ana karşı halk,
Tunus'u 3 gün yağmalatn1ış olduğu için, ölesiye çarpıştı, Ha:::an
yenildi, esir oldU10 • İspr~nyollar, Tunus şehrin:n ağzınd:tki HaJkulvadi'de yaptırdıkh:tn kalE:ye kapandılar, donann1aları açıldı, git~
t ~·ıı
.
Hafsi. Devleti, iyic3 güçten dü§müştü, Tunus'un Mehdiye li
man ·şehrine r:aldıran Cenevizliler ve Napolililer, şehri yağma!a­
dılar, surlarını yıktılar 957/1550, daha sonra, yakındaki Cerbe adasını aldılar. Turgut Reis, 6 ay sonra Cerbe ada~ını onlardan geri
aldı, Trablusgarb'ın Ormanlı Donanmar-ı tarafından Malta Şövala
yelerinden kurtarılmasına önayak oldu 958/1551 12 •
Bir müddet sonra, Cezayir B:;ylerbeyi Kılıç Ali Paşa, Hafsi
S:.11tanı Ahmed'den memnun olmayıp kaçan eski Hafsi Veziri Abut
Tayyib al Hazzar'ın da teşvik etmesiyle, Tunus şehrini aldı. Zaten
o sırada, Haf.:ıilerin elinde, aşağı yukarı sadece Tunus şehri kalmıştı 977/1569 13 • Daha sonra, İspanyol donanınası Alımed'le g:;ldi,
İspanya Kralının Tunus'a ortak olma şartını Ahm::·d kabul etmedi, kendini sultanlıktan hal' etti. Kardeşi Muhamm~d bu teklifi
kabul etti, 980/1572 de Tunus'a giren İspanyollar, her türlü zulüm ve edepsizliği irtikab ettiler. Kuzey Afrika'daki, Ezher'd:;n de
er.ki Zeytune Camii'ne atıarını bağladılar, Zeytüne'deki Abcteliye
kitaplığında bulunan değerli kitapları sokaklara atan Avrupalılar,
bu kitapları atlara çiğ·nettiler •
İr.la.m Birliğini temsil cdrn O~manlı Devleti'nin Kuzey Afrika'daki Trablusgarb ve Cezayir eyaletleri aras1ndaki Tunus, çok
güçlü ve tehlikeli bir haçlı üssü olmu~tu. Malta-Sicilya-Tunus üçgcni, stratejik önemi haizdi ve Cezayir'i, Or.manlı Devleti'nden
ayırıyordu. Bu üçger.:.in her ne pahamna olursa olsun, kırılması, _
Kuzey Afrika'da İ.:ılam'ın g3leceği bakımından hayati önem taşı­
yordu. Sultan İkinci Selim, güçlü bir donanma gönderdi, Sinan ve
c
14
9
10
ll
12
13
14
İthaf, II, 14.
İthaf, II, ıs.
İthaf, II, ıs.
Katib Çelebi, Tuhfatu'l-Kibar fi Asfari'l-Bihar, s. 60, İstanbul 1329.
İth8f, II, 17.
İthaf, II, 18.
140
Mehmet
Maksudoğlu
Kılıç
Ali paşalar, Tunus'u, kesin olarak fethettiler 981/1573 15• Ku-.
zey Affika'dan sökülüp atılan İspanya, bilahare Güney Amerika'yı latinleştirdi.
OSMANLI DÖNEMİNDE TUNUSTA İÇ DÜZEN
Sinan Paşa, fethinden sonra, İstanbul'a dönmeden önce, Tu..
nus'ta, 4000 yeniç·eri bıraktı • Her 100 y3niçerinin başında bir bölük başı vardı. Bölükbaşılar Divan'da üye idiler. Tunus ülkesinin
umumi hakimi,. Paşa rütbesindeki Beylerbeyi idi. Sinan Pa§a, Tunus'ta ilk Beylerbeyi olarak Haydar Paşa'yı bıraKmıŞtı • Devlet
merkezinden çok uzakta olduğu için, diğer Garb Ocakları gibi, iç
işlerinde adeta tam bağımJız kılınal! Tunus ülkesinde, mali işleri
düzenlemek, yürütmek, vergi toplamakla görevli bir de Em1ru'levtan (Yurtlar Beyi) bırakılmıştı .. İlk Bey, TunuJ fethinde emeği
geçmiş bulunan Ramazan Bey'di. Şer'i işlerin yürütülmesi için bir
de kazask3r bırakılmıştı, ilk kazar.ker Hür.eyin Efendi idF8 •
Sinan Paşa, fethi yeni kesinleşmiş bu beldeye, Osmanlı Devleti'ne ödenmek üzere, hiçbir vergi koyma;dı. Vergi kanınamasına
sebep olarak, bir yandan, savaşlarla bitkin düşmüş ülkenin kendisini taparlaması ihtiyacı düşünübbilir, öte yandan da, gücünün
doruğunda bulunan Osmanlı Devleti için, Tunus'tan gelecek bir
verginin mali bakımdan pek önemli olmadığı açık bir gerçektir.
Hutpe ve sikke. gibi, ülkenin 0Jmanlı Devleti'ne bağlılığ1n~n ala-·
meti olan yıllık vergi konusu, ileride görübceği gibi, zaman zaman gündeme gelecektir. Hemen belirtelim ki, Or.manlı Devleti,
bu vergi meeelesi üzerinde, maddi m3blağ olarak değil, Devlete
bağlılığın bir sembolü olarak ve son zamanlarda durmuştur.
Sinan Paşa'nın kurduğu bu düzen 18 yıl devam etti. İstanbul'­
dan tayin edilen Beylerbeyi, Tunus'taki paşa konağında oturup
16
17
15 Kutbuddin Muhammad b. Ahmad al-Makki, al Barku'l-Yarnani fi'lFathi'l-Usmani, 227 b - 229 b, Tunus, Ahmediyye Kit. 4984.
16 İbn Abi Dinar, Abfı. Abdilialı Muhammed b. Abi'l Kasim ar Ru'ayni
al Kayravfmi, al Mfı.nis fi Alıbari İfrikıyyati va Tfı.nis, s. 179, Tunus
1350.
17 Husayn Hôca, Başariru Ahli'l-İyman bi Futfı.hati AI-i Usman, Zayi,
s. 3, Tunis 1326/1908.
18 Husayn Hôca, Başair, Zayi, s. 3; İthaf, II, 27.
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
Ayrılması
141
ülkeyi yÖnetirdi. Bu arada, yeniçeri subaylarının, bölükba§ıların,
arker:; kar§ı zulmü çok arttı. Bir bölükbaşının at U§ağı bile, yeniçeriyi horlar olınuştu. Divan toplantı halinde iken, Zilhicce sonu
999/20 Ekim 1591 de, yeniçeriler ansızın baskın yaptılar, bölükba§ılarını öldürdüler19 • Beylerbeyinin nüfuzu zaten çok zayıflamı~tı.
Ulkenin fiili hakimiyeti, böylece, §ahJi gücüne, kabadayılığına güvenen, y:miçerilikten gelme dayılara geçti. İlk defa gün ı§ığına çı­
kardığımız bu konuyu, ayrı bir makalede etraflıca incelediğim-iz
için, burada, olayı, sadece zikredip geçiyoruz 20 • İlk Dayı, Rodoslu
İbrahim'di. Duruma tam hakim olamayan İbrahim Dayı, üç yıl
sonra haccetmek üzere Hicaz'a gitti, bir daha. Tunus'a dönmedi,
Rodo0'a gidip yerleştP 1 • İkinci Dayı, Musa Dayı'dır. O da duruma
tam hakim olamadı, o da Hicaz'a gitti. Yeniçeriler, arkasından
adam gönd:::rip geri dönmemesini bildirdiler22 •
Gerçek manada, ilk fiili hakim, üçüncü dayı Osman Dayı'dır.
Hafs1ler çağındanberi gelenek olan ordu ile çıkıp vergi toplama
işini ilk yapan dayı odur. Çok gözüpek ve aynı zamanda iyi kalpli
bir ki~i olan Or:man Dayı 1019/1610 da vefat ettP3• Hemen belirtelim ki, Orman Dayının Tunus ülkesindeki hakimiyeti, fiili hakimiycttir. Nazari v:; hukuki hakim, Paşa rütbe.Jindeki Beylerbeyidir. Ocman Dayı'dan sonra fiili hakim olan, kendisine bey'at edilen Yusuf Dayı d:::vrinde, Vatan Beyi Murad'a, İstanbul'a hediyeler göndererek pa§alık istemesi üzerine, 1041/1631 de Tunus Pa§alığı gelıni§tP • Böybce, yılda iki defa ordu ile çıkıp vergi toplayan
Bey'in bu fiili gücüne, bir de hukuki güç eklenınişti. Uzun süren
Dayı-Bey mücadeleDini ve hakimiyetin sonunda nasıl Beylere geç25
tiğini ayrı bir makalede incelediğimiz için , burada, bu konu üzerind:; durmayacağız.
Or::ınanlı Devleti'ne bağlı Tunus'ta, iki hanedan, Muradoğul­
ları (1631-1702) ve Hü:eyinoğulları (1705-1881) i§ba§ında bulun4
19 İbn Abi Dinar, al Munis, s. 179; İthaf, II, 28.
20 Dr. Mehmet Maksudoğlu, Tunusta Dayıların Ortaya Çıkışı, AÜİF
Dergisi, XIV, ss. 189-202, Ankara 1967.
21 İbn Abi Dinar, al Munis, s. 180; Husayn Hôca, Başair, Zayi, s. 4.
22 al Munis, s. 181; Başair, Zayi, s. 4; İthaf, Il, 28.
23 İbn Abi Dinar, al Munis, s. 183, Tunus 1350.
24 al Munis, s. 187; İthaf, II, 34.
25 Dr. Mehmet Maksudoğlu, Tunusta Hakimiyetin Dayılardan Beylere
Geçişi, AÜİF Dergisi, c. XV, ss. 173-186, Ankara, 1968.
142
Mehmet
Maksudoğlu
muştur.
Tunus'ta hanedan geleneğinin kurulmuş olması, bu gelemüecser.eleçmesi, ileride görülec:;ği gibi, OE-manlı Devleti'nin, bu ülkeyi Devlete daha Eıkı bağlarla bağlama teşebbüslerin:n
akamete uğraması için bir nevi hukuki zemin te§kll ztıniştir.
Tunus'un, iç işlerinde nar.ıl bağımsız olduğunu, bu iç bağım­
sızlığın, ülkenin, giderek O.Jmanlı Dev!etinden kopmasına nasıl
müncer olduğunu, tarihi gelişimi içinde görelim:
Muradoğulları hanedanından son Bey Murad'ın, am12ası ~a­
mazan Bey zamanında uğradığı muamebden, ruhi dengezi bozul·
muş, çok kan dökücü olmuştu. Cezayir Ocağı ile sava~ınal\: istiyordu ama, yeter sayıda aE:keri yoktu. Yakınlarından, Türk ~ipahi
ağası İbrahim Şerif'i, gönüllü ar.ker toplan1ak üzere it.:tanbul'a
göndermişti. İstanbul'da, o sırada Cezayir Ocağı'nın gemileri de
vardı. Cezayirliler, O.::manlı Sultanı'na, Murad Bey'in kan dökücülüğünü söylediler. Sultan huzurunda, İbrahim Ş3rif başkanlığın­
daki Tunus heyetiyle· Cezayir heyeti, görüşlerini anlattılar. Sultan, barış yarmalarını buyurdu26 •
Sultanın barış buyruğuna uymayan Murad Bey, ordu ile Cezayir'e doğru yola çJktı. İbrahim Şerif, yanında giderken, Murad
Eey'i, ansızın, tüfekle vurdu. İbrahim'in arkada~ları, atından dü~ei:ı Murad Bey'in başını kestiler. 13 Muharrem 1114/10 Haziran
neğin
170227 •
İBRAHIM ŞERiF 1702 - 1705
Ordu, İbrahim Şerif'e lO Haziran 1702 de bey' at etti. Murad
Bey'in kahyası Ali Turki oğlu Hüseyin, hacca gitm3k üzere Trablus'a geçmek retedi. Vislat dağıa giden Hür:eyin, ora.da, Murad Bey
ordur.undan kaçıp gelmiş olan Vezir, Katip Ebu'l Hasan Suhayli'yi buldu. Siy8.Bett:;n çekilmeyi kararlaştırdıkları sırada, iki::ine,
İbrahim Şerif'in: «BU zalimden, kendimi tehlikeye atarak müslümanları kurtard1m, işleri ancak sizlerle yürütebilirim; yoksa bı­
rakırım)) mea1indeki mektubu geldi. Bunun üzerine, İbrahim Şe­
rif'in yanına gittiler, o, ikisini de eski işbrinin başına getirdi28 •
26 Muhammad as Sarrac (Vezir), ai-Hulalu's-Sundusiyya fil
Tfınisiyya, c. Il, 110 a, Ahmediye 4968.
27 al Hulal, II, lll a; İthaf, II, 77.
28 lthaf, n, 78.
Ahbarit
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
Ayrılması
143
İbrahim Şerif, ülkeyi iyi yönetti. Dayı Kahveci'yi aziedip
onun yerine Kara Mustafa'yı Dayı yaptı, katibi Sarı Mehmed Hoca'yı da KaBaba Ağalığı'na getirdi, Safer 1114/Temmuz 1702. ·
İbrahim Şerif Bey, C. Alıira 1114/Eltim 1702 de Kara Mustafa'yı dayılıktan azletti..Başka birini de «Dayı» yapmadı,
«Dayı­
lık» görevini de kendi üstlenıJi, eınirlerini 'İbrah:m Şerif Dayı Bey'
şeklin.:!e g5nderdi29 • İbrahim Şerif'e, 1115/1703 yılında Tunus Paşalığı da geldi, böylece, 'Pa~a İbrahim Şerif Dayı Bey' oldu30 • Bu
olay, Tunus mahalli tarihi bakımından, sen derece önemlidir. Fiili hakimiyetin iki kanadını, d:ıyılığı ve beyliği, ayrrca, hukuld ha·
kirniyeti de kendinde toplayan İbrahim Şerif, kendi e.ı::;.ıu:la ge!işDn olaylar yüzünden Trablus ve Cezayirlilerle savaşmak zoruntla
kalıp da esir dü!)m.eseydi, iktidarda kalmağıa uzunca ·bir müd.·ö~et
d·evam erlebii.Eeydi uzun yıllar sürmüf) olan dayı-bey mücaıtlelcsıi
sona erecek, daha sonraki yıllarda aynı facia tekerrür etmeyecek·
ti. Üç yetkinin tck ~ahısta bideşm·esi, ülkeye tıam bir istikrar gctirecekti. Paşalığın Osmanlı Devleti tarafından veril-şi, üllteyi, İn­
tanbul'a daha sıkı bağlarla bağlama imkanı verecek, Tunus, hiç
olmazsa, hukuki b:ıkım·dan 1881'de Fransa tarafındıan o kadar ko·lay kcparılıp yutul~.nw.yacaldı.
Cezayir Hakimi Aşçı Mu~tafa Tunus'a yürüdü, yapılan rava§ta İbrahim Şerif esir dü~tü31 • Tunus ha 1 kı, y:)n:lgiyi ve İbrahim
Şerif'in er.ir dü§tüğünü öğrenince, ba~ta· bir bey yokken CezayiriiIerin ~aldırmasından çok korktu. İleri gelenler Ali oğlu Hür.eyin'e
bey'at etmeyi uygun gördüler. HüEeyin, ist:)kli olmg,dığı halde, ileri gelenlerin ısrarı ve: «BU durt~mda bey'atı kabul etmen vacibtir» demeleri kar§ısında, razı oldu, bey liğe getirildP2•
HÜSEYİNOÖULLARI
1-
HANEDANI
Ali Turki oğlu HÜSEYiN BEY 1705 - 1740
Cezayiriiieri Tunus'tan uzakla§tıran Hü~eyin B~y, Tunus'un
bakimi oldu. Önceleri, oğlu olmadığı için ağab~yi Mehmed'in oğ29
30
31
32
al
al
al
al
Hulal,
Hulal,
Hulal,
Hulal,
II, 112 a; İthaf, II, 81.
II, 117 a; İthaf, II. 81.
II, 120 a; Başair, Zayl, s. 16;
III, 2 b; İthaf, II, 84.
İthaf,
II, 83.
144
Mehmet
Maksudoğlu
lu Ali'yi oğul edinmişti. Hüseyin Bey, Ali'yi iyi yetiştirmi;ı ve 17
yaşşna gelince onu, vergi toplamağa çıkan ordunun başına ge•;irmiştP3. İbrahim Şerif'in yakınlarından Mustafa oğlu Muhammed,
1127/1715 yılında, Tunus Beyliği'ni eld3 etmeye te~ebbüs etti. Muhammed, Mımr'a gitmiş, Hicaz'dan dönen Tunus ileri gelen~erini
kazanınağa çalışmıştı • Sonra, Osmanlı Donanınası Kaptanı Canım Hoca ile görüşen Muhammed, onunla birlikte, Tunus'a, Garulmilh'e gelmişti. Kaptan Paşa, Hüseyin Bey'e elçi gönderip, Muhammed adına Tunus Beyliğind3n çekilmesini istedi.
34
Hü.::eyin Bey, ulemayı, Paşayı, Divan üyelerini toplayıp, duruve «Sizin israrınız olmasaydı, Bey olmazdım, aranızda
görüşün» dedi. Toplantıya katılanlar, Kaptan Paşa'nın dileğine
oy birliğiyle karşı çıktılar, açılıp gitmezse, topa tutmağa karar
verdiler, bu kararlarını Kaptan Paşa'ya bildirdiler. Kaptan Paşa,
donanmasıyla denize açılıp gittP5 • Bu olay da, önemlidir. Hüs3yin
Bey, kendi açısından son derece haklıdır. İstekli olmadığı beyliğe,
israr edilerek getirilmişti, ülkeyi istikrara ka.vuşturmuştu. Sonra,
beylikten çekilmesi isteniyordu. Olay, eşyanın tabiatına aykırıydı.
İleri gelenler, öyle davranmakta haklıydılar, ülkenin iç şartlarını,
çok uzaktaki merkez, iyi bilemezdi, işler sadece hukuki hakimiyetle yürümüyordu. Baştakinin şahsiyeti, ülk3nin iç güvenliği ve istikrarı için çok önemliydi. Osmanlı
Devleti de kendi açısından,
şüpher.iz haklıydı, hutbe ve sikkenin Osmanlı Sultanı adına olduğu, Osmanlı Devleti tarafından 16. yüzyılın en büyük Haçlı Devleti İr.panya'dan kurtarılmış Tunus Ocağı'nın, iktidarı ele geçiren
kişinin, emrivaki gibi paşahk ist::;mesiyle değil, merkezin uygun
göreceği kişilerce yönetilmesini· istiyordu. Bir devletin bundan tabii hakkı olamazdı. Bu olayda, kanaatimizce, Hüseyin Bey'e, Os·
mruılı nevleti'nin başka bir bölgesinde, geçmi.şi ve şerefine uygun bac.ka bir görev verilmek gibi bir formül tatbilt edilebilseydi,
Tunus'ta, olaylar, ikinci bir hanedanın kurulmasına müncer olacak ~ekilde gelişmez, bu bölge, Osmanlı Devletine daha sıkı bağ­
larla bağlanabilirdi. Kaptan Paşa, konu, iç çatışmaya dökülmeden, açılıp gitmi§ti. İyi etmişti, çünkü, benirru:;enmeyen bir paşamu
anlattı
33 İthaf, II, 98.
34 Muhammad Sag!r b. Yusuf, al Maşra'ul Malakl, 4 b.
35 al Hulal, III, 63 b; İthaf, İl, 99.
Osmanlı
Tunus'un
nın başa
min
Devletinden
Ayrılması
145
ge·:;iriln1esi, geçmişte yaşanan olayların tekerrürüne ze,
isten:;n sonuç elde edilemiyecekti. Durum ve
hazırlayacak,
şartlar
ne olursa olsun, bu olay, Tunus'ta iktidarda
bulunanların,
Osmanlı
Devleti'ni temsil e·rl.en bir yetltiliye verdikleri ilk ters cevaptır. Orada, bir gelenek ınüessesele§miştir, hutbe, siltke, patdişalı
aıı:hnad.ır ama, iç işlerine Osmanlıyı I{anştırmam:aktadırlar. Tunus
Beyliği'nde, 1128/1718 yılında vuku bulan bu olay, Tunus Tarihi
için gerçekten önemlidir. Osmanlı Devleti işin üzerine gidip duru-
mu da.ha da karışık hale gçtirmemiştir. Osmanlı Devleti için, .netice olarak, TunuJ'un İslam Birliği içinde bulunması önemliydi.-·
HüDeyin Bey'in ilk hanımı, Osman Dayı'nın kızı idi, ondan çoCenevizlilerden ele geçirilen bir gemiden çıkanlar
arasında bir de kız vardı. Müslüman olan bu kızla evlenen Hüseyin B:;yin, 1\/.J:ehmed, Ali, Mahmud ve Mustafa adındaki çocukları
oldu36 •
cuğu olmadı.
Hi.keyin Bey, öz oğlu Mehmed büyüyünce, onu, yeğeni Ali'nin
yerine, bir bakıma, fiili veliabdlik demek olan, ordu ile çıkıp vergi
toplama işinin başına getirm~ği düşündü 1137/1725. Bir yakınına
açıldı, o da uygun buldu. ve: «Bütün askerler Ali Beyi tanıyor, oğ­
lun Mehm:;di i.se kimse tanımıyor>> diyerek bu görüşü destekledi.
Hüseyin Bey, kiraladığı bir gemi ile sultan ve sadrazama hediyeler göndererek TunuJ Paşalığı'nın yeğeni Ali'ye verilmesini arzettL İstanbul'dan, paşalık fermanı ve kaftan geldi. Hüs:;yin Bey, ye37
ğeni Ali'nin paşalığını, toplar attırarak ilan etti •
Ali Bey,
pek sözü. geçmeyen, kukla durumunda bulunan paşalığa getirilince, amcasına bir şey demedi, ayaklanma için
kaçma yollarını kollamağa başladı • Bu olayda da açıkça görülüyor ki, Tunus Ocağı'ndaki hakimiyet, fiili hakimiyettir. Paşalık,
bir sembol gibidir. Nitekim, Ali Paşa, ilk fırsatta Tunus'tan kaçıp
Vislat dağına gid:;rek, uzun savaşlardan sonra Cezayiriiierin yardımıyla Tunus'ta iktidarı ele geçirecektir, 19 R. Sani 1148/7 Eylul
işlerde
38
173539•
36
37
38
39
Muhammad Sag!r b. Yusuf, al Maşra'ul Malak!, 6 b.
Muhammad Sag!r b. Yusuf, al Maşra'ul Malak!, 7 a.
al Maşra', 7 b.
al Maşra', 81 b; İthaf, II, 117.
Mehmet
146
2 - Ali Turki oğlu Mehmed oğlu ALİ PAŞA 1735
m
Maksudoğlu
1756
Cezayir ordusunun yardımı ile Bey olan Ali Paşa, Dayı Hacı
Ali'yi önce işinin başında bıraktı. Sonra, Receb 1152/Ekim 1739 da
Kasaba'da kahya olan Mahmud'u dayı yaptı •
Tunu:ı'un Batı sınırına yakın Tabarka yarımadasında, Cenevizliler, Osmanlı Sultanı'nın izniyle, mercan avlar, Tunus ve Cezayir'e h:;r yıl belli bir vergi öderlerdi. Tunus Beyi Ali Paşa, denizden gemi ve karadan oğlu Yunus'u gönderdi. Yunus, hiçbir direnme görmeden Tabarka'yı aldı, oradaki kaleye askerler koydu, tepeye bir kale yaptırdı, 900 Cenevizli, esir olarak Tunus'a getirildi
1153/174141 • Yunus, sonra, halkı Fransız olan Tamk3rt köyünü alıp
orada tuttuğu 300 kişiyi Fransız konsolosuna gönderdi 1154/
174142 • Bu yüzden, Fran:>a ile Tunus ara~:ıında savaş çıka yazdı. İn­
giliz donanmasının bu sırada Tulon'a gelmesi üzerine, Fransa, İn­
giltere ile uğraşabiirnek için Tunus'la barış yaptı • Görülüyor ki,
Tunus Ocağı, 18. yüzyıl ortalarında, Fransa ile tek başına savaşı
göze alabilecek kadar güçlüdür.
40
43
3-
Hüseyin Bey
oğlu
MEHMED BEY 1756 • 1759
Cezayir ordusu ile gebn Hüseyin Bey oğulları Tunus'un ba§ı­
na geçtiler. Mehmed, Bey oldu, karde§i Ali Bey, onun vefalı yar44
dımcısı idi • Bu iç savaşlarda bulunmuş olan, çağda§ kaynak alMa§ra' yazarı Muhammed Sagir, olayları, bütün teferruatı ile vermektedir. Mehmed Bey, ha:>talanıp 1172/1759 da ölünce, yerine
kardeşi Ali Bey geçti45 •
4-
Hüseyin Bey oğlu ALİ BEY 1759 - 1777
Ağabeyinin öldüğü
bey'at
gece, 14 C. Alıira l l 72/12 Şubat 1759 da
geçen Ali Bey, bütün görevlileri işlerinin başında
Mehın:;d Bey'e, paşalık gönderilmiş, geldiğinde, o vefat
alıp başa
bıraktı.
40
41
42
43
44
45
İthaf, II, 118.
al Maşra', 83 a; İthaf, II, 124.
al Maşra', 83 b; İthaf, II, 125.
İthaf, II, 126.
al Maşra', 135 b.
al Maşra', 138 a.
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
etmiş o:duğu
147
Ayrılması
için, onun yerine Ali Bey, Paşa olmuştu • Bütün bu
olayları ya;:;amış bulunan Vez!r HamnTuda b. Abdilaziz, bu iki k::trdeşin çok iyi geçindiğini belirtmektedir. Onun için, Mehmed Bey'e
gelen paşalığın kardeşi Ali Bey'e geçişi, olayların tabii s:;yrinB uygundur. Paşa Ali Bey, Tunus'ta iktidarını sağlamlaştırdı, iç güve~
ni ~ağladı.
Ali Bey, yaşlanmıştı, sağlığında oğlu Hammuda'nın başa geçmesini istedi. Ancak yeğeni, Mehmed Bey oğlu Mahmud Bey, oğ­
lundan daha yaşlı idi. Oğlunu devlet işlerin3 tedricen sokup bir
yandan da yeğenini kollayan Ali Bey, ondan bir tepki görmeyince, yeğeni Mahmud Bey'e, Hammüdayı başa geçirme işini açtı.
Mahmud Bey, uygun gördü. Bunun üzerine Ali Bey, oğlunu, kendine naib yaptı. Hammuda, d3vlet işlerini yürütrneğe başladı.
Resmi yazılar, Ali Bey adına yazılır, oğlu Hammuda, uygun gör46
düğünü imzalardı.
Devleti'ne yazıp yaşlandığını, ileri gelenlerin, oğlu Hammuda'nın ba.şa geçmesini uygun bulduklarını bildirip, Hammuda'nın beyliği için ferman istedi. Fermanın gelmesi
üzerine, bütün ibri gelenler (Hal ve Akd Ehli) Hammuda Bey'e
bey'at ettiler ı Muharrem 1191/9 Şubat 177747 • Hammuda Bey, kış
ve yaz ı;;ergir.ini toplamağa çıkar, dönüşte devlet işlerine bakar,
terbiye icabı, babası adına imzalayıp mühürledi43 •
Ali Bey,
Osmanlı
5 - Ali Bey oğlu HAMMUDA PAŞA BEY 1777 - 1813
Babamnın,
yetiçmesine buyük özen gösterdiği Hammuda Bey,
büyük alim Han1muda Bakır'dan hanefi fıkhı, babasının tarihçisi,
al Kitabul Başi yazarı Muhammed Hammuda b. Abdilaziz'den
tarih okudu, ayrıca, Türkçe okuyup yazmayı da öğrendi •
Fransa, Muharrem 1213/Temmuz ı 798 de Mısir'i ·alinca, Osmanlı Devleti, Kabe yolunun tehlikeye düştüğünü. görerek İslam
49
46 Hammuda b. Abctilaziz (Vezir), al KiH\bul Başi, I, 4 a, Ahmediye
6553.
47 İthaf, II, 178; Muhammed as Sum1si', Musaman1tuz Zarif bi Rusnit
Ta'r!f, s. 3.5, Tunus 1296.
48 Mahmud al Makdiş, Nuzhatul Anzar fl 'Acayibit Tavadlı val Ahbar.
II, 96 b, Ahmediye, 6550; İthaf, II, 178.
49 Muhammad as Sunusi, Musamarat, s. 36.
148
Mehmet
Maksudoğlu
ülkelerine durumu yazdı. Tunus da ı 7 Receb ı2ı3/25 Aralık ı 798
de Fransa ile barışı bozdu. Fransa Mı.:::ır'dan çıkınea, Tunus, Franna ile yeniden barış yaptı 29 Şevval 12ı6/4 Mart ıao2co.
Tunus kapılarının hepsine burç yaptıran Hammuda Bey, askerlerin çoğu Türk olduğundan, üz:;rlerine, Türkçe olarak:
BicmilUıhirralımanirrahim
Sallallahu Ala Muhamm:·din ve
Sellim
Devr-i Sultan Selimde Burcumuz Oldu Temim
Ban!tJi Hammuda Pa§a 01 Kerim 01 Hümam
Nasarahullahu İla Ye·'";mil Kıyam
Tunus, iç i}lerinde bağımsız olmakla birlikte,
temsil eden O.:manlı Devleti'ne bağlılığa, bu yıl­
larda çok riay:;t ediyordu. Çiftçiliği geliştiren) halkı tutum::ı alı~­
tıran Hamn1üda Bey ı Şevval 1229/16 Eylül 1813 de ölüp, babası
All Beyin yaptırdığı Beyler Türbesi'ne gömüldü52 •
iba.resini
yazdırdı 51 •
İ.clam Birliğini
6 - Hüs,eyin Bey
oğlu
Ali Bey
oğlu
OSMAN BEY 1813- 1814
Hammuda Bey ölünce, Barda'da toplanmış olan ileri gelenler
§a§ırdı. Bey ailed, küçük, büyük, Tunus Qehri yakınındaki Bardo'da Paşa Meclisincb toplandı. Vezir, Tabi sahibi Yusuf, onlara:
«Veliahdiniz olmadığına göre, içinizden birini seçin» dsdi. Ya~ça
en büyük o1an 1Vlehmed oğlu Mahmud Bey: «Durun1 açıktır» ded.i,
töreye göre en yaşlının başa geçmesi gerektiğine i§aret ediyordu.
Vezir Yusuf ise: «Ölenin mira.:Jçır.ı kardeşidir» deyip kalkarak Osn1an'a bey'at etti, herkes ona uydu, ertesi gün, umum1 b3y'at alın­
dı53. Osman Bey, görevlileri, i§lerinin başında bıraktı. öte yandan
Mahmud, kendi hakkı olan beyliğin niçin başkasına verildiğini anlayamaını§tı, fırsat kollamağa başladı 54 •
Osman Bey, güçsüz bir
50
51
52
53
54
İ tlıaf,
kişi
idi,
Paşa
evinde otururdu. Oturdu-
III, 33
as Sunusi, Musamarat, s. 36.
İthaf, III, 88.
İthfıf, III, 91.
İthaf, III, 92.
Muhaınınad
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
149
Ayrılması
yere koyduğu· p8rde kalkn1adıkça, kims:ı kendisi ile görüçcmczdl. Bu durum, ileri gelenler tarafından, beyliğe niçin onun getirildiğini de, kanaatimizce, kı~·men olsun, açıklar. Osman B8y, cözle
ol~un MahnTud Beyin gönlünü almadı, üstelik, onu, Barda'daki
geniş daireden çıkardı.
Mahmud B3y, Vezir Muhammsd al-Arabi Zarruk ile anlaştı,
arıkerieri elde etti, bir gece baskınıyla O~man Bey'i ortadan kal55
dırdı 8 Muharrem 1230/21 Aralık 1814 ._
ğu
7 -
Hüseyin Bey ~J.ğluMehıned Bey oğlu MAHMUD BEY
1814 .. 1824
Mahmud Beye umumi bey'at 9 Muharrem 1230/22
de
Aralık
1814
yapıldı 56 •
Mahmud Bey~ «Haınmuda Bey öldüğünde usule göre
kendisinin -en büyük beyzade olduğundan- Tunus'a Bey olması
gerektiği ha!de, Hammuda Bey'in kardeşi Osman Bey'in başa geçtiğini, buna şükredeceği yerde, hiç cebep~iz k~ndisinin ve oğul­
lannın hayatiarına kasdettiğini, bunun üzerine kendisinin daha
önce davranıp 8 Muharrem Çarşaınba 1230 gecesi, Osman Bey ve
oğullarını Darulbeka'ya gönderdiğini, ahalinin, kendisinin Bey ol-
SS İthaf, III, 97; 9 Muharrem, Musamarat ile 10 Muharram (s. 42, Tu~
nus 1296) diyorsa da, Mahmud Beyin İstanbul'a gönderdiği, olayı
anlatan Türkçe yazıda '8: · erbia gicesi' denmektedir: 'Bşbk. Arşivi,
H.H. 22SS8 E.
56 İthaf, III, lOS.
Hiiseyinoğullan
hanedfuu:
Ali Turki
1
Mehmed - - · - - - 1 Hüseyin Bey
ı
ı
2 Ali Paşa
3 Mehmed Bey - - - - - ' 1 - Ali Bey
ı--1
1
7 Mahmud
ı
8 Hüseyin
5 Hamüda -
1---ı
9 Mustafa
i
10 Ahmed
ı
6 Osman
Mehmet
ıso
Maksudoğlu
mamrıı
uygun gördüğünü b3lirten mahzarını da gönderÇJ.iğini» İs­
tanbul'a bildirip, «yürürlükteki adet üzre» hiPat-ı fahire istedi57 •
Osmanlı Devleti, Mahmud Bey'in Tunus Paşalığına tayinini
yaparken, Tunus'tan ller yıl akça almayı düşündü ise de, Cezayir'den almadığı için, Tunus'tan da almaktan vazgeçtiı; •
Yunanlılar 1236/1821 de ayaklanıp da O.smanlı Devleti kendbine bağlı müslüman ülkebrden yardım isteyince, Mahmud Bey,
Moralı Ahmed Reis'i, bir donanma ile gönderqi ı Muharrem
1237/20 Eylul 1821 59 • Tunus'un bütün camilerinde de, Osmanlı
Sultanı'nın zaferi için her namazdan sonra dua edildi.
Mahmud Bey, pazar gecesi, 28 Receb 1239/29 Mart 1824 de vevat edip yzrine Hüseyin Bey geçti60.
8
8-
Mahmud Bey oğlu HÜSEYiN BEY 1824 • 1835
Hür.eyin. Bey,. Osmanlı Devleti'ne, babası Mahmud Beyin vefat ettiğini bildirip kendi beyliğinin tasdikini arzetti61 . Tunus ·eş­
rafının kendir.ini istediğini belirten Türkçe bir ·mahzar göndr:rdi62. Hüseyin Bey'in İ:ıtanbul'a gönderdiği Moralı Ahmed Kaptan,
hulle, ferman ve murassa hançer getirdi. Bey, ileri gelenleri topladı. Baş Hoca fermanı yüksek ~esle okudu.
Bey, hullevi giydi
(Perşenıb~, 5 Şaban 1240/24 Mart 1825). Üç gün top atıldı 63 .
Hür:eyin B3y, Osmanlı Devleti'ne, Yunanlılarla yaptığı savaş.;.
ta yardım için, başında Köşk Mehmed'in bulunduğu bir donanma
gönderdi, 3 Muharrem 1242/7 Ağustos 1826. Bu donanma, Navarin'de, Osmanlı Donanınası ile birlikte yakıldı, pek az kişi kurtulabildi64.
Öte yandan, Cezayir Dayı'sı Hü:ıeyin Paşa ile, Fransa arasın­
da, Cezayir tebealı Bekri Bu Cenah adlı bir yahudinin, Fransız
tacirlerindeki alacağını alamaması üzerin3 anlaşmazlık çıkmış, bu
57
58
59
60
61
62
63
64
Başbakanlık Arşivi, Hat-tı Hümayftn, 22558 E.
. Başbakanlık Arşivi, H.H. 48761.
,. İthaf, III, 135.
İthaf, III, 153.
Bşb. Arş. H.H. 22558 - D.·
Bşb. Arş. H.H. 27144.
İthaf, III, 156.
İthaf, III, 158.
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
Ayniması
ısı
yüzden iş, savaşa varıp dayanmıştı. Fransa, Gezayir'i yutmak için
bahane arıyurdu. Osmanlı Devleti, Fransa'nın bu oyununu bozmak için, Tahir Paşa'yı bir savaş gemisiyle gönderip Cezayir'in başındaki Dayı'yı değiştirerek savaşı önlemek istedi. Zilkade 1245/
Mayıs 1830 da, Tahir Paşa, Halkulvadi'ye geldi65• Fransa, Cezayir'le sava§ içjn bir donanma hazırladığını, Cezayir'le cavaşacağını
birçok devletlere bildirdi. Bu arada Tunus Beyi Hüseyin Paşa'ya
da yazıp: «Ülkenin esenliğini istersen bu konuda iki tarafa da dost
ol, Cezayir'e karadan yardım edersen, onun gibi, bizimb savaşta
sayılırsın» dedi, sakındırdı • Fransız donanması, Cezayir'le savaş
için çıktı. Bu arada Tunus'a gelen Kaptan Paşa Tahir, karadan
Cezayir'e giderek Dayı'yı değiştirmek, böylece Cezayir'i kurtarmak
istedi.
Fransa'nın tehdidinden iyice korktuğu anlaşılan Tunus Beyi
:Hüseyin, karantinayı öne sürüp, Tahir Paşa'nın karaya inmesinin
doğru olmayacağını bildirerek özür diledi. Paşa, gemi.:ıinde kaldı.
66
Bey, öte yandan, ileri gelenleri toplayıp Tahir Paşa'nın kaı·a..
dan Cezayir'e gitme işini onlarla görüştü. O sırada, C~zayir şehri­
ni, Fransız ordusunun öncüleri sarmıştı, ordunun kalanı gelmekteydi. Tunus devlet erkanı, Tahir Paşa'nın karaya inmesini doğru
bulmadı. Niçin karaya inmemesi gerektiği ke, kişilere göre deği­
§iyordu: Vezir Şakir: «Bu kişi, paşadır, görüştüklerinde, efendim!~
zin elini öpmekten hoşlanmaz, efendimiz de, onu. akran gibi, kalkarak karşılayamaz» dedi. Bu mahzur, olaylara çağdaş ithaf yazı- ·
cır.ının belirttiği gibi, 'örümcek ağından daha çürük' idi67 • Vezir
Süleyman Kahya, «ülkenin göçebeleri, Türk Toprağı'ndan bir paşanın geldiğini işitirlerse, bozgunculuk çıkarıp yağma yapabilirler, Batı yör~si zaten karışık» dedi. Vezir Mehmed Kahya ise: «Bu
kişi karadan gitmek ister, rütbesiyle mütena:::iip koruyucusuz göndermek olmaz, koruyucusu ise,· en azından küçük bir ordu olmah dır, FranEa bunu, üstü kapalı yardım görebilirn dedi. Moralı
Hassuna Kaptan ise, bu görüşleri uygun bulup: «Paşanın karaya
inmer.ine izin verilsin, iyi ağırlansın, anılan mahzurlar belirtHip
özür dilensin» dedi. Tunus'un o sırada başında bulunanlar, Fransa'dan korktuklan için, Fransa, Tunus'u da yutmasın diye, Tahir
65 İthaf, III, 163.
66 İthaf, III, 165.
67 İthaf, III, 166.
Mehmet
Maksudoğlu
karadan C3zayir'e gitmesini isten1ediler. Sonucu önceden kararlaştırıp, sonra sebep aramağa koyuldular.
Paşa'nın
Tahir Paşa, Cezayir'e deniz yoluyla gitti ise de, görevini yerine getiremedi.
Tahir Paşa, Tunus Beyi'ne kızmıştı, bu kızgınlığını, sonradan
rastladığı her T'Unu:::; ileri gelenine çıkı§makla gör.t:;rdi. İthaf yazarı Ahmed b. Abi'd Diyaf, İstanbul'a görevle gittiğinde, Tahir Paşa, ona da.: «Beni önlemekle müslümanların işlerini önlemi§ oldunuz, bundan dolayı Allah'a cevabınız ne olur? Ama, mukadder
olan olur» demiş, Ahmed de, k:;ndi deyimiyle 'onu ikna etmeyen'
bir cevap vermişti •
68
Fransa, Cezayir'i, 13 Muharrem 1246/4 Temmuz 1830 da al~
sonra69 dananınasından birkaç gemi, Tunus'la Fransa arasındaki anlaşma şartlarını şu şartları ekleyerek arttırmak üzere
Tunus'a geldi:
dıktan
-
Ticaret gemilerine karşı yapılan
Kölelik kaldırılacak,
Alışılag~len hediyeler verilecek.
korsanlık kaldırılacak,
Bu anlaşma, 27 Safer 1246/17 Ağustos 1830 da oldu70 •
Bu mrada, O:.manlı Devleti'nin, Tunus, İslam Birliğinden çık­
tı diye Tunus'a savaş açacağı söylentisi yayıldı. O~manlı Seraskeri
Husrev Paşaya, Kaptan Paşa Halil'e mektuplar yazıldı. Bunları İt­
haf yazarı Ahmed b. Abi'd Diyaf götürdu, Zilhicce 1246/Mayıs
183!11• Vezir Husrev Paşa, Tunuslu elçilere: «Bey, Tahir Paşa'nın
karaya inmesini önlem:;kle iyi etmedi» dedi. Ahmed b. Abi'd Diyaf: «Bey, Tahir Paşa'nın karaya inınesine izin verzeydi, bu, navaşa yol açardı» karşılığını verdi.
Tunuslu elçiler, savaş tehlikesi
bulunmadığını görüp C. Ula 1247/Kasım 1831 de, Nizami üniforması giymiş olarak döndüler. Onlarla birlikte gelen Osmanlı temsilcisinin getirdiği Nizami üniformasını, Bey, büyük bir törenl3
giydF2 • Bey, bu arada Tunus'ta, Osmanlı Devleti'ndeki gibi, niza68 İthaf, III, 167.
69 İthaf, III, 168; Muhammed al Bad al Mas'udJ., al Hulasatun Nakiyya fi Umarai İfrikiyya, s. 143, Tunus 1323.
70 İthaf, III, 169.
71 Bşb. Arş. H.H. 18688-A; H.H. 18688-C; İthi:'if, III. 178.
72 İthaf, III, 179; Musamarat, s. 47.
153
Tunus'un
Osmanlı
mi ordu
kurmağa girişti. Aı::;kerlerin çocuklarını
dı.
Hü~eyin
Devletinden
Bey 23
Ayrılması
lVIuharreriı
1251/20
Mayıs
nizami orduya al1835 de vefat et-
t ı·n.
9 -Mahmud Bey
oğlu
MUSTAFA BEY 1835 - 1837
Mustafa Bey, 17 R. Evvel 1251/13 Temmuz 1835 Pazartesi günü, Vezir Şakir başkanlığında bir Tunus elçi heyetini, beyliğiniri
tar.diki için İstanhul'a gönderdP4• Kaptan Paşa Tahir, Vezir Şa­
kir'e, hediyeleri yerine ulaştıracağını, adet üzere, Padi§ahın, Tunus Beylerbeyiliğini Mustafa Bey'·e lütfunu isteyeceğini bildirip,
<<vilayet buna bağlıdır» diye ekledi75 • Şakir ise: «Mustafa Bey'i, Tunus'ta, ağabeyinin yerine cturınuş, bey'at:ıı müsHim?:nlann lv.:;:ym
nunda bıraktım, müslümanlık bağını ister;:;eniz, bizi adetirniz üzere bırakın, yoksa size uygun- görüneni yapın» karşılığını verdi.
Bundan sonra, dilek, adet üzere, olumlu karşılandı, Şakir, 3
Şaban 1251/24 Kasım 1835 Salı günü Halkulvadi'ye ulaştı. Bey'e,
nişan ve kılıç g3tirmhıti. Bey, bunları büyük bir törenle kuşandı.
Or.manlı Devleti, Tunus'tan her yıl belli bir vergi istiyordu.
Şakir'i, sözlü olarak bunu iletmekle görevlendirmişti. Mustafa
Bey, yakınlarını toplayıp bu konuyu görüştü. İthaf müellifi Ahmad b. Abi'd DiyaJın da bulunduğu bu görüşmede, Mustafa Bey
ve bazı vezirler vergiyi }{abul ettilerse de, Mustafa Bey'in oğlu Ahmed Bey ilerleyip: «Bu olmaz, ülke de buna razı ·d·eğHdir, kendin
için böyle bir işi hoş görsen bile, soyunun durumunun sarsılması­
na yol açma» dedi. Bu defa bu g.örüş destek buldu. Bunun üzerine
Mustafa Bey: ((Ben görüşümü söyledim, ıama, bu işte zarar gördüğünüze göre, Allah'ın yal'dımıyla böyle bir zarara yol açm,am» dedi.
Or.manlı Devleti'ne Türl{çe olaralt yazılıp, Tunus'un yoksulluğu,
göçebelerin böyle bir işs rıza göstermeyeceği belirtHip özür dilenili~
1
73 al Hulasa, s. 144; İthaf, III, 193.
74 İthaf, III, 198.
75 Bşbk. Arş. H.H. 22430. Bu arz tezkeresinde, Hüseyin Bey'in yerine
kardeşi Mustafa Bey'in veya kaymakamlıkla Riyale Kaptanı Ahmed Bey'in yahut doğrudan doğruya başka birinin· atanması söz
konusudur.
76 İthaf, III, 200,
Mehmet
154
Maksudoğlu
Vezir Kaptan Tahir Paşa., kargaşalık çıkan Trab!us'ta işleri
düzeltmek için, donanma ile geldi. Mustafa ·Bey, ona hediyeler
gönderdi Şevval 1251/Şubat 1836. Tahir Paşa, gemi, at yardımı istedi. Tunus Beyi, 3 savaş gen1iEü, daha sonra 300 at g·:.Jnderdi R. Sani 1252/T:;mmuz 1836. Bozguncularla ~ava~an Tahir Paşa, Trablus'ta işleri dÜ.z~ltti. Trablus'ta, Karamanlı soyu göçtü 77 • Bu arada,
Tunus'ta, Tahir Paşanın, Tunus'u Trablus'a katmak üzere geleceği söylentisi yayıldı. Mustafa Paşa, İstanbul'a yazıp, kendisinin
'sadık bir bende' olduğunu bildivdF8•
Tunus'ta durumu iyice sağlamlaşan Mu.Jtafa Bey; İstanbula.
müracaat edip, Nizami askerlerin yetiştirilmesiyle görevlendirdiği
oğlu Ahm:;d Beye beylerbeyilik istedF9 • Ensesinde bir çıban çıkıp
hastalanan Mustafa Bey, 10 Receb 1253/10 Ekim 1837 de vefat ettiao.
lO -
Mustafa Bey
oğlu
AHMED .BEY 1837 - 1855
Ahmed Bey, 21 Ramazan 1221/2 Aralık 1806 da doğmuştu, annesi, St. Pietro adasından bir cariye idi. Türkçeyi, İtalyancayı bilen Ahmed Bey'in yetişmesine özen gösterilmişti. Ahm::;d Bey, Ba.ş
Hanba Mu.:;tafa Pehlivan'ı, halkın kendi beyliğini istediğini belirten bir mahzarla ve Türkçe bir mektupla, ferman istemek ·üzere,
İstanbul'a gönderdi81 •
Mustafa Pehlivan, 20 Safer 1254/14 Mayıs 1838 de İstanbul'­
dan döndü, yanında Riyale Osman Bey vardı. Ahmed Bey'e nişan,
murassa kılıç, barut sandıklarıyla 10 top ve atlar getirmişlerdi.
Bey, ·g3lenleri çok parlak bir törenle karşıladı • Osman Bey, DevIet-i Aliyye'nin, Tunus'tan, her yıl çol{ az bir mal istediğ.ini bildirdi. Ahmed Bey, askerlerin çok oldu~unu, bu askerlere, kışla, silah,
üniforma i.çin çok masraf gerektiğini belirtip, ayrıca, göçebelerin, bu vergi işini bir nevi cizye gibi gördüğ-ünü ekleyerel{ bunaı
imkan olmadığını söyledi83 • Çok iyi ağırlanan Elçi, dönerken Bey'e,
82
77 İthaf, III, 203.
78 Bşbk. Arş. H.H. 22749.
79 Bşbk. Arş. H.H. 22479-E;
80 İthaf, III, 227.
sı tthaf, ıv. ı ı, 12.
82 İthaf, IV, 17.
83 İthaf, IV, 18.
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
Ayrılması
155c
vergi işini bir daha söyledi, fakat, yine aynı cevabı aldı. Elçiye
böyle cevap vermekle birlikte, Bey, vergi işini düşünm:;kten kendini alamadı. Ofmanlı Devleti'ne bağlılığın alameti olan vergi işi­
ni kabullenmek istemiyordu ama Devlete isyan etmiş dururaa
düşmeyi d3 istemiyordu. Bey, özür dilemek için Şeyh İbrahim arRiyahi'yi İstanbul'a gönderdi. Özür dilerne yazıları Arapçıa idi.
Bey, Türkçe bildiğini unutmuş görünüp, manasinı bilmediği bir
yazıyı mühürleyemeyeceği bahanesi ile bu işi yapmıştı. Osmanlı
Devleti'ne Arapça m·elitup gönderen ilk Tunus Beyi olmuştu. Sultan Mahmud v3 şeyhuliJlamla görüşen ar-Riyahi Receb 1254/Ekim
1838 de döndü. Osmanlı Devleti, vergi i§inde § i m d i 1 i k ısrar
etmiyordu84 •
R. Sani 1255/Temmuz 1839 da, Tunus'a, Sultan Mahmud'un
ölümü ve oğlu Abdülmecid Han'ın cülusunu bildiren haber geldi.
Ahmed Bey, camilerde hutbeyi, Abdülmecid Han adına çevirt~
uss.
'
1
le
Şaban
anlaşma
1255/10 Ekim 1839 da Ahmed Bey, Belçika devletiyyaparak, Belçilia konsolosunu kabul etti86 •
Muharrem 1256/Mart 1840 da, Osmanlı Devleti'nden Tanzimat Fermanı geldi. Vezirleri, devlet erkanını toplayarak fermanı
törenle okutan Bey, Osmanlı Devbti'ne: «Bu işin iyi olduğunu,
yalnız, uygulanması için zaman geçmesi gerektiğini» belirtti, Elçi, bu konuda soz alarak döndü87 •
Ahmed Bey, 1256/1840 da, Mustafa Pehlivanı, müşirlik isternek üzere İstanbul'a gönd3rdi. Elçi gelip de dileği suntınca,
Mustafa Reşid Paşa, Tunus'u Osmanlı Devleti'ne bağlayan bağları
s.ağlamla.ştırmalt iste,di. Elçiye: «Ahmed Paşa'nın, Devlet-ı Aliyye
mül]irleri arar.ına katılmak istediği görülüyor» deyip, bu dileği
memnuniyetle yerine getirdiğini bildirdi, «Ona benden sözlü olarak öğüt ilet, Tunus Sancağı'nı, kendisinin Osmanlı D3vleti Bey'lerinden o 1 duğunu göstermek üzere, Osmanlı Sancağı ile değiştire,
ta ki İ::ılam Sancağı tek ola, sonra, kendisi, Sultani inayete mazhar olmak için İstanbul'a gele, her yıl, mikdannı kendisinjn bileceği malı D:wlete ödeye. Gerçekte beylik ve buyruk onundur, ya-
84
85
86
87
İthaf,
İthaf,
İthaf,
İthaf,
IV,
IV,
IV,
IV,
25.
33.
34.
38.
Mehmet
156
bancı
devletlerden
alacağı yardım işinde O:::manlı
Maksudoğlu
Devleti'nin gödiye ekledi88.
Ahm::d Bey'in sır katibi Ahmed b. Ebi'd-Diyaf, bu beyin, kendisinden öncekilerden daha çok O!:.manlı D:;vletiyle kayna.;madan
yana olduğunu yazıyorsa da89 , Ahmed Bey'in, daha babası MuEtafa Bey devrinde Or;manlı Devleti'nin yıllık vergi isteğine karşı gösterdiği çok sert tepkiden 90 başlayarak, bütün olaylar bunun aksini
gö.Jtermektedir. Zat3n, İthaf yazarı Ahmed b. Ebi'd-DiyaJ, bu kuru iddiasını destekleyecek tek bir olay bile nakletmemektedir.
Olayların akışının gözterdiği gibi, Tunus'un Or.manlı Devleti'nden
kopuşu,
Ahmed Bey'le başlamış, hızlanmış V3 kaçınılmaz son,
Frantıa tarafından 1881 de yutulu§ geln1iştir.
Mustafa Reşid Pa~a, Tunus Beyi'nin öğüdünü tutmadığını
görünce, Tunus'ta, Tanzimat-ı Hayriye'yi yürütrneğe çalıştı. ((Sultan Tanzimat kanuniarına göre iş görürken, Tunus Paşası müslümanları kanunsuz idare et.Jin, bu olmaz, yoksa, ülke harabolur))dedi. Bu söz Bey'e ulaşınca, vezirlerine danıştı, mal göndermer.i, götüren kişinin, nabız yoklayıp İstanbul'daki durumu· anlamağa çalı§marı uygun bulundu. Hediye olarak, Tunus'ta yapılmış
bir gfmi, 50.000 riyal, Tunus ürünler'i, Paşa Evi Kahyası Hayreddin ve Ahmed b. Ebi'd-Diyaf'la gönderildi. 28 Muharrem 1258/11
Mart 184291 •
Elçiler İstanbula vardıklarında, Osmanlı Devleti, onları, adetl üzere çok iyi karşıladı. Sultan Abdülmecid, gemiye çıkıp, orada
hazırlanan yemeği yedi. Padişa.hın yaptığı d1.1anın ağırlık merkezi,
müslümaniann birliği idi92 •
O r.ırada, Reşid Paşa çekilmişti, Sadrazam İzzet Paşa idi. Harbiye Nazırı Necip Ali Paşa, Tunus elçilerini, Boğaz'daki yalısına
çağırdı, orada ağırladı. Miktar1nı TunuJ Beyi'nin bileceği az bir
malla sağlanacak islami kaynaşmadan bahsetti. Elçiler: ((Gelenelr
değişmerUiq;e, kaynaşma güçlenir, artar. Bey, bu geleneği bozsa
bile, halkın çoğunluğunu te~kil eden göçebeler kabul etmezlen,
diye karşılık verdiler93 • Halbuki, caniiierde hutbenin adına okunrüşüne bağlı kalmalıdır»
88
89
90
91
92
93
İthaf,
İthaf,
İthaf,
İthftf,
İthaf,
İthaf,
IV, 49.
IV, 49.
III, 200.
IV, 58.
IV, 59.
IV, 60.
Tunus'ui:ı Osmanlı
Devletinden
Ayniması
duğu,
sikkenin, adına basıldığı bir ülkede, 'Müslümanların Sultagönderilec3k vergi, göçebelere sorulmazdı bile. Nitekim, hediyeler gönderilirken onlara danışmayı kiınse düşünmezdi.
Tunus elçilerini çağırıp ağırlayan Tahir Pm~a, Tanzimattan
hiç söz etmedi. İthaf yazarına göre, Bahriye Nazırı Tahir Paşa'nın,
Tanzimattan yana olmadığı anlaşılıyordu •
Or.manlı Suıtanı, Tunuslu denizcilere 50.000 kuruş verdi. Elçiler döndüler. Onlarla birlikte g3len Arif Zeki Bey, Tunus Beyi'ne nişan, cetr (elbise) getirmişti. Kapı Kahyasını çok iyi karşıla­
yan Tunus Beyi, onu ihsana boğmuş, asıl konuşacağı konuda konu~ma fır.satı vermemişti. Tunus Beyi, Osmanlı Devlet ricalinin
çoğunun Tanzin1at işinde kararlı olduğunu öğrenince endişesi arttı. Osmanlı Devleti'nin elinde, Tunus'u almak için meşru yol varnı'na
94
d.ı9s.
Tunus Beyi, Şaban 1261/Ağustos 1845 de, İstanbul'daki Avusturya elçbinden bir belge ile gelen kişiyi, konsolos olarak kabul
etmedi. Ormanlı Devleti'nden de korktu. Şevval 1261/Ekim 1845
de, İstanbul'a hediyebrle Kaptan Köşk Mehmed'i gönderdi. Osmanlı Devleti, Beyin çok korktuğunu görünce, bu korkuyu giderm9k için, Sultanın yakınlarından Selim Bey'i Tunus'a gönderdi.
Bey'e, yazılı olarak, korktuğu bütün konularda teminat verildi.
Gönderilen fermanda, ayrıca, Ahmed Bey'in, sağ olduğu müdd3tçe Tunus Beyliği teyid olunuyordu. Sadrazam Rauf Paşa'n1n gönderdiği diğer bir yazıda da yıllık verginin bağışlandığı bildiriliyordu9(1.
Bey, Ot:manlı elçisini çok iyi ağırladı. Osmanlı Devleti'ne ne
karşılık vereceğini, Tunus devbt adamlarına danışmakla kalmayıp Tunus'taki ingiliz ve Fransız konsoloslarına da danıştı.
Devlet adamlarından bir kı:mı, bu fermanı te§ekkürle karşı­
dua ile mukabele edilmesi görü§ünde idi. İngiliz konsolosu
da bByle dü§ünüyordu.
Bey ve diğerl3ri ise, aileden yalmz bir kişinin beyliğinin anıl­
dığı bu fermana başka türlü cevap verilmesi gerektiği görüşünde
idiler. Fransız konsolosu da bu görüşteydi.
·
Ahmed Bey, sır katibi Ahmed b. Abi'd-Diyaf'a yazdırttığı celayıp
94 İthaf, IV, 60.
95 İthaf, IV, 62.
96 İthftf, IV, 84.
Mehmet
158
Maksudoğlu
vapta, «Beyliğin teyidi konusunda geleneğe aykırılık bulunduğu­
nu, ailesinin, Ot.manlı Devleti ile hukuku bulunduğunu, Hilafetten uzak Tunu:.'un, yabancı devletlerle, Osmanlı Devletinin bildiği gibi, cavaş ve barışı olduğunu» belirtip «... hizmette kusur etmediğini, bütün dileğinin, ailesinin, ataları devrindeki gibi, Osmanlı Devleti'ne bağlı olarak işbaşında kalması» olduğunu bildirdi, verginin bağışlandığına teşekkür etti, yazıyı «Tunus Eyaleti
Emiri Ahmed Paşa Bey>> diye imzaladı 23 Zilkade 1261/23 Kasım ·
1845. AhmJd Bey, bu yazının birer nüshasını, İ n g i I i z ve
F r a n s ı z konsoloslarına verdi. Selim Bey, İstanbul'a döndüo7.
Ahmed Bey, 16 Zilhicce 1262/5 Kasım 1846 da deniz yoluyla
Fransa'ya gitti, yanında vezirleri ve yüksek rütbeli subaylar da
vardı • Osmanlı Devleti'nin Paris Elçisi Süleyman Bey, Ahmed
Paşa'n~n bir hükümdar gibi kralı ziyarete gitmesini protesto etti
ise de bu protesto bir netice vermedi99 •
Ahmed Bey ise, Paris'teki Osmanlı elçisinin kendisini ziyarete gelmediğini görünce, O~manlı Devleti'nden çekinmesi arttı 100 •
98
Fransa'de.n İngiltere'ye de geçmek isteyen, ancak, İngiltere'­
nin, kendisini, Osmanlı Devleti'nin elçisi yanında karşılayacağını
öğrenip vaz geçen Ahmed Bey, Tunus'a dönünce, İngiltere'ye bir
devlet adamını gönderip özür diledP ı. Mısır Azizi Abbas Paşa'nın
Ahmed Bey'le yazışmalarının da bir faydası olmadı • OEmanlı
Devleti, yine de devlet sorumluluğuyla hareket edip, Ahmed Bey'i
daha çok Avrupa devletlerine itmedi, Recep 1268/Mayıs 1852 de
ona iftihar nişanı gönderdP03 •
0
102
Kırım Savaşında, Ahmed Bey, Osmanlı Devletine yardım olarak, topçu, atlı ve denizci asker olarak 14.000 kişiyi, Tunu:ı'un o
sırada sahip olduğu 7 savaş gemisi ve kiraladığı 65 gemiye bindirip gönderdi Şevval 1270/Haziran 1854104 • Sultan, bu yardıma çok
97 İthaf, IV, 85
98 İthaf, IV, 98.
99 Lütfi Tarihi, c. VIII, s. 70.
100 İthaf, IV, 100.
101 İthaf, IV, 112.
102 İthaf, IV, 120.
103 İthaf, IV, 139.
104 İthaf, IV, 161.
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
Ayniması
159
memnun oldu. Güneşte, bir saat bir çeyrek ayakta dikilerek bütün askerleri önünden g3çirdP05 •
Sultan, Ahmed Bey'e, yakınlarından Mustafa Pa§ayla, bizzat
yazdığı bir ~evgi mektubu, iftihar nişanı, değerli taşlarla süslü bir
hokka gönderdi. Bey, Sultanın yazısına çok sevindi, tekrar tekrar
öpüp başına koydu 106•
Ahmed Bey hastalandı, Ramazan orta;:;ı 1271/Mayıs sonları
1855 de ağırlaştı ve öldü. Oradaki vezirler, veliahdi çağırıp bey'at
ettiler107 •
l l - Ebu Abdiilah MUHAMMED BEY 1855- 1859
Ahmed Bey'in amcası Hüseyin Bey'in oğludur. Bey'at olunup
geçince, kardeşi Sadık Beyi, ordu ile çıkıp vergi toplama işi­
nin başına getirdP 08 • Muhammed Bey, bulduğu askerl3ri, savaş gereçlerini, Osmanlı Devleti'ne, Kırım Savaşı için yardıma gönderdi
Şevval 1271/Haziran 1855.
Bey, Muhammed Haznedarı, heruyelerle Osmanlı Devletine
gönd:)rip beylik fermanı istedi, elçiye, kendisinin İstanbul'a gitrneğe kararlı olduğunu yaymasını da söyledi109 •
Elçi 20 Muharrem 1272/2 Ekim 1855 de fermanla dönünce, Bey, büyük tören
başa
yaptıııo.
Muhammed Bey, pek iyi yetişmemişti. Beyliği, mahkemede
oturup yargıya bakmak diye anlıyor, bu arada yaniışiara düşüyor­
du. Mesela, bir ask3r bir yahudiyi öldürmüştü. Yahudinin yakın­
ları gelip Bey'e durumu anlatınca Bey, hemen, askerin öldürülmesini emretmiş, çağırıp savunmasını almaınıştı ııı.
Birkaç gün
sonra, başkentte, bir yahudi, bir müslümanın dinine söğmüştü,
bu sırada sarhoştu. Böyle durumda Hanefi mezhebi daha yumuşak c3zalandırıyordu; yahudinin, suçunu inkarı, Hanefi mezhebine göre tövbe sayılıyordu. Bey, kendi mensup olduğu Hanefi
105
106
107
108
109
110
lll
İthaf, IV, 162.
İthaf,
İthaf,
İthaf.
İthaf,
İthaf,
İthaf,
IV,
IV,
IV,
IV.
IV,
IV,
164.
166; Musamarat, s. 55;
186.
188.
190.
232.
Mehmet
160
Maksudoğlu
mezh3bine göre hükm vermedi, yahudinin cezası, Maliki mezheb:ne göre verildi. Bu, Fransa'daki yahudilerin önayak olmasıyla,
Franoa'nın müdahalesine yol açtı •
Fransız
konsolo.Ju, Bey'e:
«Koca Osmanlı Devleti bile, siyasetini zamana uydurdu» diye söze başlayıp 0Bmanlı Devletindeki Tanzimata benzer bir düzenbme yapmasını istedF 13 • Fransa'nın gönderdiği 9 gemilik bir donanma Halkulvarliye geldi. Fransız amirali karaya- inip: «Ben,
Kralıının emriyle, bu donanma ile, senin,
tebeana hürriyet V3rmene karşı koyacak olanlara karşı .sana yardıma geldim, yoksa,
sana adaleti hatırlatınağa değil. Dininiz adaleti emreder. Osmanlı Devleti de öteki devl3tler gibi yaptı» dedi. Erter.i günü İngiliz
Konsolosu Richard Wood da gelip Bey'le görüştü, «Öğüdümü dinlersen, bu yeni düzenlemeyi hemsn yap. Çünkü, Malta'daki donanmamız cevap bekliyor. Fransız donanmasının burada kalışı
uzarsa, devletim de donanmasını tabii gönd3rir. Osmanlı donanması da gelebilir, ne olur bilinmez. Sen, istekleri bir olan üç büyük devlete karşı duramazsın. O.Jmanlı Sultanı da Tanzimata göre davranınanızı buyurmuştu, söz vermiştiniz, kaldı ki, çıkaraca­
ğın kanun, oğullarının hukukunu da koruyacak» dedi, gittP14 •
112
konsolosu, ertesi gün gelip Bey'e: «Amiralin yanında
onun sözünü işit3siniz diye konuşmadım. Sanırım ki İngiliz konso~osunun da sözlerini dinlediniz. Şimdi, nasihatçi olarak geldim,
bu istek yerine gelecek, hele Müslümanların Sultanı yaptıktan :onra» dedi. Sözünü, Fransız dışişleri bakanından gelen 20 Temmuz
1857 tarihli bir yazıyı göstererek destekl:dP 15 • Fransız konr.olor.u,
bu görü.~me t:onunda, Muhammed Bey'e, çıkarılması gereken Kanun'un esaslannı gösteren, kendi el yazısıyla yazılmış bir tasan
bıraktı, gitti. Ka tip Ahmed b. Abi'd-Diyaf'a yazdırılan Abdulaman
ilan edilmeden önce, Fransız konsolosu, incelemek üzere, bir nüsha aldı ı • Yabancılara Tunus'ta ta§ınmaz mal alma hakkı, tam ticaret serbestisi getiren Ahduleman, müslümanla gayri müslimi,
Tanzimat Fermanı gibi, kanun önünde eşit kılıyordu ı • AhduleFransız
1
6
1 7
112 İthaf, IV, 234.
113 İthaf, IV, 235.
114 İthaf, IV, 236.
115 İthat, IV, 237.
116 İ thaf, IV, 240.
117 İthaf, IV, 243.
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
Ayrılması
161
manın şerhiiçin
bir heyet kuruldu. Heyetteki müftüler: «Bu Diyasi
diy3 istifa ettilerııs.
Bu Bey devrinde, Tunus'un yıkımına yol açan, Zagvan'dan su
getiri1m3si işi kayda değer. Zilhicce 1275/Teınmuz 1859 da, Tunus'a. bir Fransız mühendis gelip Fransız kon.solosuna sokuldu.
Ona, Zagvan'daki suyu, eski su yollarından da faydalanarak Tu·
nu:;'a getirn1enin kolay ve ucuz olduğunu söyledi. Fransız l\:onsolô.:;uııun, bu nıühendisiıı }{arına ortr-J\: olduğu, çok büyük pay aidığİ Döyleni:r. Frannz konDolosu, Muhammed Bey'le t3krar tekrar
görüşüp DU getirilmesi için çok israr etti. Getirilecek suyun evlere
nasıl_ dağıtılacağ!nı, satılacağını, bu suyla bahçelerin nasıl :ulanacağını ballandıra ballandıra anlattı. İşjn bu kadar üstüne dü~ıne­
si, söyientinin doğruluğunu düşündürür. Bey, Tunus'un gelişn1esi­
rii istiyordu. BahÇ3lerin fUlanması r.özünü işitince, bu işi benimsedi, vezirl:eriyle görüştü, hep bir ağız~an itiraz ettiler, doğ-ru bulmadılar. Tunus, ev l~rrleld, )'-ağın ur sulannın bir.iktidldiği macHierden suyunu sağlıyordu. Uışfl'..rıdan su getirtm,ek, gereksiz ve
nw.sraflıydı ı 9 • Bey, yine de .suyun g3tirilmesi için emir verdi. Fran,r.ız niühendisle, konsolos eliyle bu kcnuda yapılan anla§manın ortaya çıkardığı n1asraflar, Vezir, İthaf yazarı Ahn1ed b. Ebi'd-Diyaf'ııi da belirttiği gibP20 , Tunus'u yıkılı~a götüren .sebeplerden biri o~muştur.
Muhammed Bey, ha.:;talandı ve 24 Safer 1276/22 Eylul 1859
da öldü121 •
bir
iştir»
1
12 -
MEHMED SADlK BEY 1859 - 1881
Hür.eyin Bey oğlu Sadık Bey, Muhamm::;d Bey'in kardeşiydi.
Ahdulemana b:ığlı kalacağını bildirerek 25 Saf.er 1276/23 Eylul
1859 da bey'at aldı. Bütün görevlileri, i§lerinin baş1nda bıraktı •
O:::ımanlı Devleti'ne, Tunus halkının kendisini başa geçirdiğini bildirip ferman istedL
Muhammed Bey, yine Fran::ız konfJolosunun t3şvikiyle, Ceza122
118
119
120
121
İthaf,
İthaf,
İthaf,
İthaf,
IV, 249.
IV, 262.
IV, 264.
IV, 265.
ııı tthaf, v, 13.
Mehmet
162
Maksudoğlu
yir - Tunus arasında telgraf hattı çeki1m9sini emretmişti. Hattin
çekili~i, Muhammed Beyin vefatından sonra bitmişti. Ocak 1860
da açıldı. Vezir, Ahmed b. Ebi'd-Diyaf'ın da belirttiği gibi, Tunuslular bundan faydalanacak durumda değlldi, faydalanan, Tunus'ta oturan yabancılar oldu. Avrupalılar, kendilerinin faydalanacakları, maJrafı Tunus'a ait olmak üzere, yaptırıyorlardı •
S afer 1277/Eylül 1860 da., Üçüncü Napoiyon'un C3zayir'e gideceği öğrenildi. 8adık Bey, Fransız koru::olosunun tavsiye ve yönlendirmesiyle, Gezayir'e gidip trçüncü Napolyon'la görü:ıtü 124 •
Sultan Abdülmecid vefat edip yerine Sultan Abdülaziz geçince, Sadık Bey, Harbiye Veziri Mustafa Baş Ağa'yı bir hey.et ve hediyelerle padi§aha gönderdi, 17 Ramazan 1278/18 Mart 1862125• Sultan Aziz, Tunuslu elçileri iyi karşılayıp ağırladı, Sadık Bey'e, murassa bit kılıç ve kendi el yazısıyla bir mektup gönderdi Zilkade
126
1278/Mayıs 1862 •
Sadık Bey, 26 R. Sani 1280/10 Ekim 1863 de bir anlaşma imzaladı. Buna göre, Tunus'ta oturan İngilizler, taşınmaz mülk edinebileceklerdi127. Bu anlaama, Fransa'nın hlç hq~una gitme123
dı·ı2s
!
•
ı
Tunus'un mazraflan çoktu. Sadık Bey husus! meclisinde mali
durumu görüştü. Belediye meclisi ba.~kanı, m:1srafların kısılması
gerektiğini ileri sürdü, onu destekleyen olmadı' Bir üy3: «İş kolay, halktan alınan vergi bir kat arttırılır» dedi. Al:m3d b. · Ebi'dDlyaf'ın belirttiğine göre, bunu söyleyen ki§i, bu sözü, yahudilerin ve tahsildarların başkanı Nissim Bişi'den kapmı§tı 129 • Sadık
Boy, bu görüşü beğenip hsmen hsnimsedi, Heri gelenler içinde, bu
süzü .:::;öyleyen gibilerin çoğalınan dileğinde bulundu, ötekiler sustu.
Üyelerden Vezir Hayredil.in, kendini tutamayıp, ş.3yle dedi: ((Ef.end'lm, görüşümü gidersem da.nışnıa emanetine ve ülkeme hiyanet
etmiQ olurum. Bu arttırma, ya ülkenin zevaline yol açar veya toplanncal{ miktardan daha· çok harcanarak donatılacak bir ordu ile
toplanması gerekir. Ertesi yıl da, eslti vergiye yalda~an mildan bi-
123 lthaf, V, 23.
124 İthaf, V, 42.
125
126
127
128
129
İthaf, V, 92.
İ thaf, V, 93.
İthaf, V, 100.
İthaf, V, 105.
İthaf, V, 114.
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
Ayrılması
16}
le lıulamayızn. Kaf Arnili Liva Ferhat da: «Ülkemiz gö-~ebeleri bu
artan vergiyi öd:;yemezler» dedi; fakat dinleyen o·ınadı. Verginin
36 riyalden 72riyale çıkarıldığı her tarafa yazıldı • Şevval 1280/
lViart 1864.
Güçobeler, her tarafta ayaklandılar, Gazahim oğlu Ali'nin çevrer.inde toplandılar. Ülke, iç navaı;;~n e~iğine gelince, S:1dık B:;y,
her tarafa yazıp, eklenen vergiyi kaldırdığını bildirdi Zill\:ade
1280/:r/Iayw 1864 ı. Ancak, yazı~e.r:n çoğu, yer:ne ula~madı, ayaklananlar, bütün yollara hakiınd.i. Bu arada, Sfakaı.s şehri, Osmanlı
Sancağı. çekti. O~manb Sultanı'na sığınıp ona dua etti. Susa şelı­
ı·i halkı da aynı s;eyl yaptı ..Bu nğır verg~d·en Osın;~nh Sultanı'na
mğındı. Omuanh Sancağı çekti m.
Bu ayaklanma .sırasın:la, Halkulvadi'ye Fransız, İngiliz ve
İtalyan buharlı savaş @E::mileri, Tunu.s'taki kendi tebeaları olan tacirleri korum3,k için ge~di. Zilhiece b.:.§ları 1280/Mayıs ortaları
lü64 de, Or:manlı buharlı .:.avafJ gemileri geldi. Bu g;emilerle, Haydar Efendi g:;lmir_;ti. Franmz konsolormnun, karaya inme:sjni önlemek için uğra;masına rağ·m:·n k:ıraya in::n Haydar Efendl, Saclık
Beyin gönlüne r.~u [·erpti, Ormanlı Devleti'nin onun yanında olduğunu bildirdi. «Efendimiz, 8fakus ve Bur.a halkınıp. yaptığına razı
değil» dedi, l:alkin şikayetlerini
dlnlcmeıntk için, c1+n;ıaya blle
130
13
çıkmadı 133 •
·
Bu arada, Fransa, tekrar if_p karı§tı. Fransız konso!o.:u, yanın­
da Fransız r.mirali ve Bubaylarla Bey'e gdip 3·::> Nl.san 1864 ele,
Anayasanın, yani Ahdulema:nın İPTALİNİ İSTEDİ. «İn1parator,
rıonin hakjm o~manı istiyor. Anayasa yapıiman içfn gemiler geldi
ir.e, şimdi de gemi g:;Idi. Bunlar yctn1ez~e, iınparator, daha çok gemi g(ınderebilir. Önceki :FRANSIZ KONSOLOSU YANIL!P ANAYASANIN YAPILMiHHNI İSTEUİYSE, BEN, FRANSIZ IiONSOLOSU, İPTALİNİ İSTİYORUM» dedP 3\ Avrupa siyasetine çok güz.cl b:r örnek verdi.
Sadık Bey: «Ben Fransız k:::ınsolcslarının i§lerjne karısmam.
Anayar.ayı vers:n d:; ben de:ğirrn. Anayasayı, Fransız konsolosunun
vç gelen donanmanın izteğine uyarak veren, ağabeyin1dir, onun
130
131
132
133
134
İthaf,
İthaf,
İthaf,
İthaf,
V, 115.
V, 133.
V, 146.
V, 150.
1thaf, v, ı5o.
164
Mehmet
Maksudoğlu
yerine geçince, başladığ1 işi bitirmem gerekti» dedi. Durumun,
yani, ayaklanmanın, Ahdulemanla iş görülm·esinin durdurulması­
nı gerektiğini de ekledi. l{onsolos, Bey'den, devletin üst görevlileriıtin değiştirilmesini de istedi. Bey, yerlerine adam bulam.ayacağmı söyleyince de, keniHsinin bazı isimler verebileceğini, Bey onlan görev ıendirir.::a~, bütün Fransa'nlln yardımcı olacağını söyledi.
Fransa'nın, Tunus'un işlerine bu çok açık müdahalesine Bey, şim­
·dilik değişiklik yapamayacağı karşılığını verdP 35•
Sadık B3y, vergiyi 10 riyale düşürdü, göçebelerin bütün dileklerini yerine getirdi. Ayaklananlara eman verildi136 • Güvenlik
gelince, Halkulvadi'deki donanmalar, sonra da Haydar Efendi, aynldılar R. Sani 1281/Eylül 1864137 • Ayaklanma sona erince, Sadık
Bey, Hayreddin'i İstanbula gönderrneğe karar verdP 38• Fran.::ız
konBolosu, bunu öğrenince, 14 C. Alıira 1281/12 Kasım 1864 d3
Bcy'e gelip önlemek istedi. Bey vazgeçmeyince, ·elçinin, istanbul'a,
ancak Fransız imparatoru'ndan izin alındıktan oon:ca gönderilebileceğini söyledi. Bey ise, işlerin3 kirncenin karışamıyacağını bildirip izin beklemiyeceğini ekledi, korısolos kızmış görünerek ayrıl­
dııa:..
Sadrazam Fuad Paşa, Hayreddin'i iyf ağırladı, «Yüce sultaTunus'tan ·gelecek mala ihtiyacı yok, oradaki düzeni değiştir­
m~ğe de ihtiyacı yok, ancak, herkese gereken, din bağının sağlam­
laştırı,masıdır. Ta ki başkaları Tunus'a tama etm.eye.
Fransız
konzolosunun yaptıklan yayıldı, müslümanlar endişe ettiler» dedi. Hayreddln, gorevini bitirfp TuntıS'a dônd.ü 4 Şaban 1281/31
Arahk 1864140• Hayreddin'in, Sadrazam'dan SadJk Bey'e getirdiği
yazıda, Bey'in muhtemel bütün endişeleri
gideriliyor, beyliğin,
onun soyunda devam edeceği, snltanın bütün isteğinin, eski İs­
lam bağını güçlenilinnek olduğu belirtiliyordu14 ı.
Sadık Bey, Tunu::;'un iyi olmayan mali durumu yüzünden
10.000 riyal ile 100.000 riyal arasında değişen d3ğerlerde borç senedi çıkardı. Devlet, bu borç senetlerini alanlara, bu mikda rı, 3
nın
135 İth:).f, V, 153.
136 İthaf, V, 168.
137 İthaf, V, 178.
138
139
140
141
İthaf,
İthaf,
İthaf,
İthaf,
VI, 11.
VI, 11.
VI, 27.
VI, 29.
Tunus~un Osmanlı
Devletinden
Ayniması
165
yıl
eonra ödeyecekti. Tunus müslüman halkının, bu borç senetle-·
rini .satJn alacak gücü yoktu. Ülkenin zengini yahudilerdi. Onlar
da, yabancı devlet teb:;ası olmağa başladılar. Bey, bu konuda, konsoln~lara yazıp, tebeasından kimsenin yabancı devlet tebeasına
gcçme.:;ini tanımadığını bildirdi142 • Bu arada, Avrupa'dan borç alma teşebbüsleri, bir netice vermedP43 •
Tunus'un maliyesi gittikçe kötülsşiyordu. Bey, bir mali komisyon kurdu, başına Vezir Hayreddin'i getirdi. Hayreddln, daha
sonra başvezir oldu144 • Hayreddin'in yaptığı Isiahatlar da devleti
kurtaramadı, çöküş hızlıydı. Hayreddin 1290/1873 de başvezir oldu, 1294/1877 de çekildi. Hayreddin, İstanbul'a gitti. Sultan İkin­
ci Abdülhamid, onun değerini görüp sadrazam yaptı Zilhicce 1295/
Kamm 1878145•
öte yandan, Fransa, artık Tunus'u yut.mak için, sad:;ce göze
görünür bir bahane aramakta idi. Tunus'ta, Vezir İrmail oğlu
Mu.::;tafa'nın, yerinde kalma endişesinden iyice yararlanınış, Sadık
Bey'den sonra başa geçirileceği vadiyle, bu vezire, Fransız himayesini istetmeğ::ı muvaffak olmuştu • Bey, tabii kabul etmedi. Vezir,
İsmail oğlu Mustafa, Fransa'n1n Tunus işlerine karı;.masını gerektirecek olaylar çıkarınağa çalıştı. İstanbul'a gizlice bir takım·
kişiler gönder]p, kendisinin resn1€:n oraya çağrılmasını veya Osmanlı donanma:andan birkaç geminin Tunus'a gönderilmesini istedi. Sultan, onun bu isteğini, bunu gersktiren bir olay olmadı­
ğından, yerine getirmedi146 • İsmail oğlu, öte yandan, Tunus-İtal=
yan ilişkilerini de kötüleştirmişti. Böylece, İtalya'yı tahrik etmek,
Tunus'a karşı bir davranışa itmek istemişti. İtalya, bir harekete
girişince, Fransa'nın da, imtiyazlarını,
nüfuzunu kaybstmemek
için askeri müdahalede bulunması için zemin hazırlanmış olacaktı147. Devletlerarası durum Fransa için, çok uygundu.
Bi.smark,
Berlin Kongresi'nde (1878), Osmanlı topraklarından bir pay alamayan Fransa'nın baş murahhasına: <CFransa'nın Tunus'u pek
ala işgal edebileceğinin gizlice söylemişti •
146
148
142
143
144
145
146
147
148
İthaf,
İthaf,
İthaf,
VI, 83.
VI, 85.
VI, 139.
Muhammad Bayram,
Muhammad Bayram,
Muhammad Bayram,
Ord. Prof. Dr. Enver
Safvatul İ'tibar, c. II, s. 92, M1sır 1302-1311.
a.g.e., c. IIJ, s. 121.
a.g.e., c. III, s. 122.
Ziya Karaı, Osmanlı Tarihi, VIII, 78.
Mehmet
166
Maksudoğlu
İngiliz Dışişleri Bakanı Salisbury de, Fran.sa'n:n
galine İngilt:;re'nin Bes çıkarmayacağını bildil'miştP'19 •
Tunus'u i~­
Çünkü, İn­
giltere, Kıbrıs'a yerlef;;n1işti, Mısır'da gözü vardı. Fransa'nın karşımna dikiln1ek işine gE:lm~zdi. Alınanya ise, bir yandan Fransa'nın Avrupa dışında, ~ömürgeciliğe dü~.üp
yayılmst~ını, gücünün
geniş bir alana dağılmasını uygun görüyor, öte yandan, ileride,
Fran~a ile anla~mazlığa
düştüğünde,
kendisini defJtekl3yecek,
Fraruıa'ya kırgın bir devletin bulunması işin0 geliyordu. Rusya'nın
ise, Osmanlı Devleti'ni güçten düşürecek, onun toprağını aza.ltacak her davranışı de~teklemek, ananevi, d3ğişm-ez siyaseti idi. Tunus'ta İtalya'nın da gözü var idiy~e de, Fransanın karşısına dikilemczdi153 •
Bu mrada, 31 Mart ve 1 Nisan 1881 de Krumir kabilesi göçebeleri, Tunus'tan Cezayir'e girin:!e, Fransa'nın aradığı bahane
elin:; ge·çti. Cezayir'de, Tunus hududuna 31.000 kişilik bir Fransız
orduı:-:u yığ·ıldı. General Forgernal de Bosqunuard, birliklerine, Tunus topraklarında ilerlE:me e:mri verdi. Gen::ral Delebecque'in emrindeki bir tabur, Tabarka yörer.ind) Krumirliler üzerine yürüdü, Tunus sularına girn1lş olP.n Amiral ConrP.d donanma:ı i1e bağ­
lantılı iş görüyordu. General Logerat komutasındaki bir birlik 20
Nisan 1881 de Kaf'a girdi.
1 Mayısta, Frarwız donanınası B!nzert'te demirledi, karaya
8.000 a~k~r çıkararak Tunus üzeriJ::l() yürüd~151 ~ Fran.s~z birli~leJi,
Tunus İr~İnde ilerleyince, durum, devletbraram bir konu niteliği
kazanmış,
Franmz dışişleri bakanı ve O.smanlı hariciye nazırı, kendi elçilerine, durumu, yaban~ı devletlere anlatmaları için layihalar göndormiglerdi. Fran:::az dışişleri bakanı, elçil3rine gönderdiği 9
Mayıs 1881 tarihli layihada, «... Fransa' nın, Tunus'taki dya.setinin, 50 yıldır tek gayet:i bulunduğunu, bunun 1830 (işgal) danberi Cezayir'deki durumu korumak olduğunu, Fransız birliklerinin, Faraşig, Han1ir gibl kabilekre karşı harekete geçtiğini» bildiriyor, Tunus Devlcti'nin, Fransa'ya kar~ı tutumunun değiştiğin­
d:)n şikayet ediyor, «Tunus'u biz, bağımr-ız devlot olarak tanıyo­
ruz. Tunus, blz:i.mle birle;;;mekten ~ayısız çıkarlar .sağlar ... » diyor,
149 Ord. Prof. Dr. Enver Ziya Karaı, Osmanlı Tarihi, VIII, 78;
Muhammad Bayram, Safvatul İ'tibar, c. III, s. 132.
150 Muhammad Bayram, a.g.e., s. III, s. 133.
151 Arthur Pellegrin, Histoire de la Tunisie, p. 176, Paris 1941.
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
Ayrılması
167
<<Tunus'un Of::manlı Devleti'ne bağlılığının sözden ibaret» olduğu­
nu ileri sürüyor, Tunus tarihinden bazı kısımları anıyor, bu arada
<<Tunus'u 1573 de Cezayir Dayısı adı» diyerek koca Osmanlı fethini bir kalem geçiyor, Tunus'u alan Osn1anlı donanma.:nndan, Sinan Paşa'dan hiç söz etmiyordu. 152
Sadık Bey, Fransız birlikleri, hudutta güvz:nliği sağlamak bahanesi ile Tunus ülkesine girince, Babıali'ye, Fransa'yı şikayet
eden yazılar gönderdi. Ofmanlı hariciye nazırı, Osn1anlı elçilerine,
10 Mayıs 1881 tarihli bir layiha gönderip, «Tunus hakimi, huduttaki kargaşalığı bastırmağa hazır olduğunu ilan etti. Fran~a ise
ar.ker gönderip ba~k8ntten birkaç fer.sah uzağa kadar Tunus'u iş­
gal etti, halbuki, Tunus, bir Osmanlı ülkesidir» diyerek, Tunus'un
1534 de Hızır Reis, 1573 de Sinan Paşa ve Kılıç Ali Paşa'lar emrindeki 0Bmanlı kara ve deniz kuvvetlerince fethini andı, «Tunus hakimlerinin, yalnızca iç işlerinde s3rbest olduklarını, Tunus'un bir
O.::manlı ülkesi olduğuna kim:::enin bir diyeceği
olamayacağını
belirtip, Tunus Beyi'nin vilayet fermanını Babıali'den aldığını»
ekledi. O.sma.nlı Devleti ile Fransa arasındaki ~.ndlaşmalarda, Padifjahın .sıfatları anılırken «Tunus Sultariı» lakabının da bulunduğunu bildirdi. Paris ve Berlin anlaşmalarına bağlı kalınmasını istedP53.
Öt3 yandan, General Breard, ll Mayıs sabahı, Barda'yu görecek yc.re ulaştı. Fransız konsolosu Rou.:ıtan, Barda'da bulunan Sadık Bey'le görüştü, General Breard, himaye
şartlarını belirten
154
metni S::ıdık Beye verdl . Sadık Bey, Fransa ile anlaşma şartıa­
rını incelemek için general ve konsolostan mehil istedi ise de,
konrıolos: «Bunun gereği yok, ~artlar bir müddettir vezirinin yanında, sen de incdedin, imzadan ba§ka yapacak bir iş kalmadı» ded\155. Sadık Bey, ileri gelenleri toplayıp onlarla görüştü. Belediye
Meclisi Başkanı Muhammed al-Arabi Zarruk, şartlara razı olma~ası için çiddet ve ısrarla mücadele etti. Sadık Bey imzalamaz;:;a,
Fransızların, onun yerine üçüncü kardeşi Muhammed et-Tayyib'i
Bey yapacakları bildirilc:rek Zarruk'a itiraz olundu.
Zarruk ise: «Bu, halka zorla kabul ettirilse bile, yabancı devletler işe karı~ır, durum düzeli.r» dediyse d9, sözü dinlenmedi. Bü152
153
154
155
Muhammad Bayram, a.g.e., c. III, s. 124.
Muhammad Bayram, Safvatul İ'tibar, c. III, s. 129.
Arthur Pellegrin, Histoire de la Tunisie, p. 177, Paris 1941.
Muhammad Bayram, a.g.e., c. III, s. 136.
Mehmet
168
Maksudoğlu
tün görevlerinden azlolunup halkla görüşmesi yasak edilen Zar..
rük, İngiliz konzolc.,::;luğuna ~ığındı, :::onra Tunus'tan ·~ıkarak İs ..
tanbul'a gidip y3rleşti.
saat 7.30 da Ssı.dık Bey, şartlarJn kabul olunduğunu
bildirdi. Ertesi günü, 12 Mayıs 1881 de, anlac.ma in1zalandı • Tunt:ı.S'un,
Fran~a'nın himayesine girdiğini belirten anlaşma şöy­
leydi:
O
akşam
156
-
ı
Cumhuriyeti ile Bey Hazretleri
geçerlidir, süreklidir.
Fran~a
andiaşmalar
arasındaki
bütün
2 - Cumhuriyet Devletinin, iki tarafı da ilgilendiren maksada ulac.ması için yollar kolay olsun diy3, Bey Hazretleri, Fransız
a.::keri h~Udmiyetinin yerle~.mesine, sınırlarda ve kıyılarda gerekli gördüğü yerlere asker koymasına razıdır. Fransız askerlerinin
Tunus'tan çıkışi, Fransız arkeri idaresi ile Tunus idaresinin, Tunuslu idarecilerin, ülk:1de rabatı sağlamağa gücü yettiği konusunda anlaşmalarıyla olur.
3
~
Cumhuriyet Devleti, Bey Hazretlerini, ailesini, devletini,
taahhüd eder.
korktuklarına karşı korumayı
4: - Fran;.;a Cumhuriyeti Devleti, Tunus Devleti ile
devl3tler
arasındaki andla~maları
çeşitli
yürütür.
5 .,..,..,... Franr.a Cumhuriyeti Devleti, bu andiaşmanın yürütülübakmak üzere, Bey Hazretlerine, bir Mukh:tı Vezfr gönderir.
Bu Vezir, Fransa Devleti ile Tunusluların emir ve nehiy sahibi
arasındaki kon ularda ve iki ülk3 arasındaki her ortak işte aracı·
olur.
şüne
6 - Dış ülkelerdeki Fransız tem~ilcileri, Tunus ve. halkının
üzerlerine alırlar. Bunun karşılığında Tunus Beyi, Fransa'ya bildirip onun rızasını almadan herhangi bir
andla§ma imzalamamayı taahhüd eder.
çıkarlarını korumayı
7 - Franr.a Cumhuriyeti Devleti ve Bey Hazretlerinin D3vle-
ti, TunuJ'un umumi
kurarlar.
borçlarını
ödemek üzere, Tunus'ta bir idare
156 Arthur Pellegrin, Histoire de la Tunisie, p. 177.
Tunus'un
Osmanlı
Devletinden
Ayniması
169
Öte yandan, 00manlı Devleti, Fransa'nın Tunus'u i§galine itirazda bulu:q.du, yabancı devletlerin Tunus'a gönderdikleri konsoloslar için .J.3abıali'd:n, konsolosluk emr-i alisi istedik1erini de
anıp Tunus'un Osmanlı toprağı olduğunu belirterek, bu anla~ma­
yı hüküınsüz saydı, fakat birşey elde ed;:·medi. Zaten O~manlı Devleti, bu sırada, Mısır'a yerles;mek üzere harekete geç3n İngiltere
ile daha çok ilgilenmek durumundaydı •
157
Tunus ülkesini taman1€:n
sonunu buldu.
Fransa'nın,
ayı
işgal
etmesi ise
Kasım
Konsolos Theodore Roustan, Tunu.J'ta, ilk Mukim Vezir olduı;m.
157 Ord. Prof. Dr. Enver Ziya Karai, Osmanlı Tarihi, c. VIII, s. 87.
158 Arthur Pellegrin, Histoire de la Tunisie, p. 179, Paris 1941.
Download