Mediastinal Kitleler

advertisement
Mediastinal Kitleler
Akın Yıldızhan, Orhan Yücel
Giriş
Mediasten anatomisi; Toraksda iki plevral kese arasında kalan geniş, median boşluğa mediastinum adı verilir. Mediastinum önde sternum, arkada columna vertebralis,
üstte apertura thoracis superior, altta diafragma ve yanlarda plevra mediastinalis ile
sınırlandırılmıştır. Bu boşluk önce, manubriosternal eklem ile 4. torakal vertebra alt
kenarını birleştiren bir çizgi ile üst ve alt mediastinum olarak ikiye ayrılır. Üst bölüme mediastinum süperior denir. Alt bölüm mediastinum anterior, mediastinum medius ve mediastinum posterior olarak üçe ayrılır.
Mediasten patolojilerinde, klinik değerlendirmeyi daha rahat yapabilmek için mediasten; ön (süperior + anterior mediastinum), orta (mediastinum medius) ve arka (mediastinum posterior) olmak üzere üç bölüme ayrılmıştır.
Ön mediasten; önde sternum, arkada perikardın ön yüzü ile sınırlıdır. Bu bölümde timüs, lenf bezleri ve yağlı doku yer alır.
Orta mesiasten; ön sınırını perikardın ön yüzü ve brakiosefalik ven, arka sınırını ise
vertebra korpusunun ön yüzü oluşturur. Orta mediastende kalp ve büyük damarlar,
trakea, ana bronşlar, özofagus, vagus ve frenik sinirler, duktus torasikus ve lenf nodları vardır.
Arka mediasten ise, kolumna vertebralisin her iki yanında, önde vertebra korpusunun
ön kenarı ile arkada kot kavsi arasında kalan bölgedir. Arka mediastende sempatik
zincir, interkostal sinirler ve spinal sinir kökleri yer alır.
Tanı; Semptomlar, basıya bağlı, komşu organ veya dokunun invazyonuna bağlı veya
tümörle birlikte olabilecek hastalığa bağlı olabilir. Buna karşın mediasten hastalıklarında genellikle semptom ortaya çıkmaz. Çoğunlukla başka bir nedenle çekilen akciğer grafilerinde rastlantısal olarak saptanır.
Basıya bağlı ortaya çıkan semptomlar; öksürük, yutma güçlüğü, nefes darlığı gibi
semptomlardır.
Komşu yapıların invazyonuna bağlı olarak ses kısıklığı, diyafragma paralizisi, ağrı ve
hemoptizi ortaya çıkabilir.
101
1
Mediastinal Kitleler
Mediastinal Kitleler
Mediastinal tümörler hormonal nedenlerle pekçok sendroma yol açarlar. Timomalarda miyastenia gravis ve cushing sendromu, germ hücreli tümörlerde jinekomasti,
gibi belirti ve bulgulara rastlanabilir.
Ayrıca; paratiroid adenomunda hiperkalsemi, lenfomalarda ateş, anemi, feokromositomada hipertansiyon görülen sistemik belirtilerdir.
Ön Mediasten Tümörleri
A. Timik Tümörler,
B. Lenf Bezi Tümörler,
C. Germ Hücreli Tümörler,
D. Endokrin Tümörler,
E. Mezenkimal Tümörler.
A- Timik Tümörler; Timik tümörler timoma, timik karsinom ve tümusun nöroendokrin tümörleri olarak sınıflandırılırlar.
a- Timoma: Ön mediastenin (%20) en sık görülen primer tümörüdür. Timomaların
% 95’i ön mediastende yerleşir. Bunun dışında nadiren boyunda, hiler bölgede, akciğer parankiminin içinde ve diğer intratorasik alanlarda da yerleşir.
Her iki cinste eşit sıklıkta görülür. Genellikle 40-60 yaşlarda sık rastlanmakta, çok
nadir olarak çocukluk ve genç erişkinlerde görülmektedir. Hastaların %50-60’lık bölümü asemptomatik seyreder. Semptomlar ya mediastende yer kaplayan lezyona bağlı veya timoma ile birlikte görülen sistemik hastalığa bağlıdır. Göğüs ağrısı, dispne,
öksürük, gibi genel semptpmlar ve frenik sinir tutulumuna bağlı diafragma paralizisi, laringeal sinir tutulumuna bağlı ses kısıklığı, vena kava süperior sendromu, plevral
efüzyon gibi yayılım gösteren malign hastalığa ait bulgular saptanabilir.
Timomalı olgularda çoğunlukla otoimmum sistemik bir hastalık ek bir patoloji olarak
görülmektedir. Hastaların 1/3’ünde miyastenia gravis olmasına karşın, miyastenia
gravisli hastaların yalnızca % 10-15’inde timoma görülmektedir.
Gerçekte timoma belirli sitolojik özellikler taşıyan neoplazik timüs epitel hücrelerinden köken alan tümörlerdir. Timomalarda görülen lenfositler immatür T-hücreleridir,
diğer solid timus tümörlerinde bulunan lenfositler matürdür ve periferik dolaşımdan
gelirler. Bu timomalar için karekteristik bir özelliktir. Timoma ile ayırıcı tanıda timüs
karsinomu, lenfoma ve atipik karsinoid tümör değerlendirmeye alınmalıdır.
Dünya sağlık örgütünün Timoma Sınıflaması
Tip A: Az miktarda nükleer atipi ve biraz lenfositlerle birlikte iğsi ve oval epitelyal
hücreler içeren timoma
Tip AB: Mikst tip (lenfositlerle karışmış A özelliğinde timoma)
Tip B1: Kortikal ve meduller alanlı normal fonksiyon gösteren timüs dokusuna benzer timoma
Tip B2: Lenfositten zengin dolgun epitelyal hücreli timoma
Tip B3: İyi diferansiye timik karsinom (hafif atipi gösteren epitelyal hücreli lenfoma)
Tip C: Timik Karsinom
Tanı için çekilen akciğer grafisinde düz lobüllü bir kitle orta hattı aşmış, bazen sağa
veya sola
deviye görünümde olabilir. Lateral akciğer grafisinde sternum ve perikard arasındaki boşluk dolu görülür ve direk grafiden daha fazla yardımcı olur. Toraks BT en ideal
radyolojik inceleme yöntemidir.
102
2
Mediastinal Kitleler
Mediastinal Kitleler
Tümörün büyüklüğü biyopsi gerekliliği için önemlidir. Tümör çapı 5 cm den küçük,
kapsüllü tümörler, komplet rezeksiyona uygundur, prognozları iyidir. Büyük çaplı tümörlerin invazif timoma olma ihtimali yüksektir, prognozları da kötüdür.
Timoma için standart bir evreleme sistemi yoktur günümüzde en sık kullanılan Masaoka evreleme sistemidir.
Masaoka Evrelemesi
Evre I: Masroskopik veya mikroskopik kapsüler invazyon olmaksızın kapsüllü tümör,
Evre II: Mikroskopik kapsüler tutulum veya mediyastinal yağlı doku veya plevranın
makroskopik tutulumu,
Evre III: Komşu organların makroskopik invazyonu,
Evre IV: Plevral veya perikardiyal yayılım, lenfatik veya hematojen yayılım.
Timomaların çoğu kapsüllü ve selim yapıdadır. Kapsül invazyonu prognozun kötü olduğunu gösterir. Timomalar lokal olarak agresif, hematojen metastazı (nadiren akciğere) ve lenfatik yayılımı olmayan bir tümördür.
Yaygın metastatik hastalık haricinde cerrahi tedavi yapılabilir. İnvazif tümörlerde bile
komplet rezeksiyon, uzun dönem sağkalıma önemli katkı sağlar.
b- Timik Kanser: Lokal kompresyon veya invazyona bağlı semptomlarla karşımıza çıkar. Ancak paratimik sendromlar görülmez. Bu tümörler ciddi agresif ve invazivdir.
Çoğu sukuamöz hüvreli karsinomdur. Kromozom 15 ve 19’un translokasyonu ile bağlantılı olabilir. Komplet cerrahi rezeksiyon hastaların üçtebirinde uygulanabilir ve düşük gradeli tümörlerde sağkalım daha iyidir.
c- Timik nöroendokrin tümörler (timik karsinoidler): Nadir görülürler. Anterior mediastinal tümörlerin %5’den azında görülürler. Diğer bölgelerde olan nöroendokrin tümörlerle karşılaştırıldığında agresif tümörlerdir. Komplet cerrahi rezeksiyon arzu edilen yaklaşımdır.
B- Lenf bezi tümörleri;
Mediyastinal Lenfomalar: Çoğunlukla sistemik hastalığın bir belirtisi olarak ortaya
çıkar. Vakaların %5’inde mediyasten, hastalığın ortaya çıktığı tek yerdir. Mediyastinal lenfomalar erişkinlerde mediyastinal tümörlerin %20’sini, çocuklarda ise mediyastinal tümörlerin %50’sini oluşturur. Bu tümörler herhangi bir kompartmanda oluşabilir, ama tipik olarak Hodgkin lenfomanın anterior mediyastende görülür.
a- Hodgkin Lenfoma: Genellikle asemptomatik radyografik bulgu olarak fark edilir.
Hodgin lenfomaların yarısından fazlasında mediastinal tutulum mevcuttur. Mediastinal yerleşimlilerde en sık noduler sklerozan (% 80) ikinci sıklıkta ise Lenfositten zengin tip görülür. Hastalık genç kadınlarda daha fazla görülür. Erken evre hastalarda
radyasyon ve kemoterapi gerekir ve mükemmel prognozu vardır.
b- Non-hodgkin Lenfoma: Hastaların %85’inde ileri hastalık ve sistemik semptomlar
vardır. Genelde hızlı büyüyen kitle ve akut semptomlarla başvururlar. Süperior vena
kava ve komşu organların infiltrasyonları yaygındır. %70’i B hücrelerden %30’u T
hücrelerden köken alır. Mediasten tutulumu hodgin lenfomaya nazaran daha nadirdir
(%20). Ortalama görülme yaşı 65-70 dir ve erkeklerde daha sıktır. Hodgin lenfomaya
göre daha agresif bir seyirleri vardır. Tedavisinde kemoterapi öncelikli protokoldür.
103
3
Mediastinal Kitleler
Mediastinal Kitleler
Castleman hastalığı (Anjiyofoliküler hiperplazi): Dev lenf bezi hiperplazisi olarakda
adlandırılır. Genellikle mediastende tek ve iyi sınırlı kitle olarak tespit edilir. Genellikle
ön mediastende yerleşmesine rağmen arka mediastende de nadiren görülebilir. Çoğunlukla asemptomatiktir ancak nadiren bası bulguları görülür. İyi prognozludur tedavisinde cerrahi rezeksiyon yeterlidir.
C- Germ Hücreli Tümörler; Çoğunlukla selim karekterdeki germ hücreli tümörler genelde testis kaynaklıdır. Primer olarak mediastinal bölgeden çıkan germ hücreli tümörlere % 1- 3 oranında rastlanılmaktadır. Ekstragonadal olarak en çok mediastinum, retroperitoneum, pineal gland ve sakral bölgelerde görülür.
Mediastinal germ hücreli tümörlerin % 95’i ön mediastende yerleşir ve herhangi bir
boyutta olabilir. Mediastinal germ hücreli tümörlerin erken embriyogenez sırasında gonadlara göçünü tamamlayamayıp mediastende kalan primer germ hücrelerden
köken aldığı kabul edilmektedir. %60-80 oranında benign karakterde olan bu tümörlerin, malign olanları çoğunlukla genç erkeklerde görülmektedir.
Mediastinal germ hücreli tümör tanısı konulmadan önce mutlaka primer testiküler
tümör olasılığı dışlanmalıdır. Bunun için hastalara skrotal USG dahil ürolojik inceleme yapılmalıdır. Tümör markerlarından α-fetoprotein ve/veya β-hCG artışı olabilir.
Bütün gonadal germ hücreli tümörlerin çeşitli histolojik tipleri mediastende görülebilmektedir.
1) Teratomlar
a- Matür Teratom
b- İmmatür Teratom
c- Teratokarsinom
2) Seminomatöz germ hücreli kanser
- Seminom
3) Nonseminomatöz germ hücreli kanser
a- Yolk sac tümörü (Endodermal Sinüs Tümörü)
b- Embriyonel karsinom
d- Koriokarsinom
e- Miks tümör
1) Teratomlar: Es sık karşılaşılan mediastinal germ hücreli tümör olup tüm mediyastinal tümörlerin %5-10’unu oluştururlar. %95’i ön mediyastinumda ve %3-5’i arka
mediyastendedir. Teratom her üç germ katmanını da içeren (ektoderm, mezoderm
ve endoderm) embriyonal dokulardan gelişen bir tümördür. Çoğunlukla asemptomatikdir. Bronşial ağaca açılması çok nadirdir ancak balgamda saç ve yağ parçacıklarının gelmesi patognomiktir.
a- Matür Teratom: Benign teratom olarak da adlandırılır. En sık görülen germ hücreli tümördürler. Genellikle kistik yapıdadır. Her üç germinal tabakadan köken alan matür dokuların varlığı ile karakterizedir. Histopatolojik olarak bu tümörler genellikle kıkırdak, kemik, yağ, skuamöz ve glandüler epitel içerirler.
Her iki cinste eşit sıklıkta görülürler. Çoğunlukla infant ve çocukluk dönemlerinde ortaya çıkarlar. Genellikle asemptomatik olmalarına rağmen tümörün çevre organlara
104
4
Mediastinal Kitleler
Mediastinal Kitleler
yaptığı basıya bağlı olarak göğüs ağrısı, dispne, öksürük, postobstrüktif pnömoni gibi
semptom ve bulgular ortaya çıkabilir.
Asemptomatik olgular genellikle radyolojik tetkiklerde tesadüfen saptanırlar. Toraks
BT’de genellikle multiloküler fakat iyi çevrelenmiş kistik anterior mediastinal kitle
görülür. Bu kitle sıvı ve yağ dansiteleri içerir. Bu tümörlerin yarısında radyolojik olarak kalsifikasyon, kemik veya diş mevcuttur. Serum α-fetoprotein ve β-hCG düzeyleri ise genellikle normaldir. Cerrahi rezeksiyon ile tedavi sağlanır.
b- İmmatür Teratom: Teratom içerisinde fetal kökenli dokular mevcuttur. Nadiren
metastaz yapmalarına rağmen genellikle iyi prognozludurlar. Tedavilerinde öncelikle
kemoterapi, akabinde cerrahi rezeksiyon uygulanmalıdır.
c- Teratokarsinom: Teratom içerisinde karsinom ve sarkom odakları mevcuttur. Teratomların malign transformasyon göstermiş halidir.
Seminom: Tüm malign mediastinal germ hücreli tümörlerin %25- 40’ını oluşturur.
Sıklıkla ön medasten yerleşirler. Genellikle 20-40 yaş arası genç erişkin erkeklerde görülür. Seminomlar tipik olarak yavaş büyürler ve genellikle semptomlar ortaya
çıkmadan önce oldukça büyük kitle haline gelirler. Göğüs ağrısı, dispne, öksürük, kilo
kaybı ve vena cava süperior sendromu sık görülen semptom ve bulgulardır.
Hastaların % 60-70’inde tanı anında kötü prognoz göstergesi olan lenf nodu, kemik, karaci-ğer, akciğer, beyin metastazı saptanmaktadır. α-fetoprotein ve β-hCG
gibi tümör markerları genellikle normal serum değerlerinde olmakla birlikte hastaların %10’unda serum β-hCG seviyesi hafif yüksek olabilir. Seminomlar α-fetoprotein
üretmedikleri için serum α-fetoprotein düzeyinde artış seminom tanısından uzaklaştırır.
Seminomlar radyoterapiye son derece hassastır, bu nedenle ek cerrahiye gerek duyulmayabilir. Komplet rezeksiyon yapılabiliyorsa cerrahi önerilir. Metastazları olmadığı sürece iyi seyirlidirler ve 5 yıllık sağ kalım oranı %90’dan fazladır.
Nonseminomatöz Germ Hücreli Tümör: Histolojik subtipleri sıklık sırasına göre yolk
sac tümörü, embriyonel karsinoma veya koriokarsinomadır. Mikst germ hücreli tümörler ise teratom ve/veya seminomlara ait birden fazla komponent içerebilirler.
Büyük çoğunluğu 20-40 yaş arası erkeklerde görülmektedir. Çoğu hasta tanı anında
semptomatiktir. Neredeyse tüm hastalarda öksürük, dispne, kilo kaybı, vena cava süperior sendromu gibi semptom ve bulgular mevcuttur.
Anterior mediastinal kompartmanda kitle ile başvuran genç erişkin erkek hastada
serum tümör markerlarına bakılması klinik değerlendirmenin önemli bir basamağıdır.
α-fetoprotein ve β-hCG değerleri yüksektir ve diagnostiktir. β-hCG yüksekliğine bağlı olarak jinekomasti görülebilir. α-fetoprotein ve β-hCG düzeyi takibi tedaviye yanıt
ve rekürrenslerin saptanmasında da faydalıdır.
BT eşliğinde ince iğne aspirasyonu ile sitolojik konfirmasyon idealdir. Eğer ince iğne
aspirasyon biyopsisi tanısal değilse sadece tümör markerlarının belirgin olarak yükselmesi temel alınarak kemoterapiye direkt başlanabilir.
Tanı anında hastaların %20-25’inde en sık akciğer ve mediastinal lenf nodlarında olmak üzere metastatik hastalık vardır.
Tedavide kemoterapi sonrası radikal rezeksiyon yapılması önerilir. Mediastinal nonseminamatöz germ hücreli tümörler seminomlar ve teratomlara göre daha kötü
105
5
Mediastinal Kitleler
Mediastinal Kitleler
prognozludur.
D- Endokrin Tümörler;
a- Karsinoid Tümör: Timus dokusu içerisinde yer alan Kulchitsky hücrelerinden köken
alır. Çoğunlukla ACTH salgısına bağlı olarak Cushing sendromu ile beraberdir. Semptomları genellikle hormonal etkilere bağlıdır. Eğer hormonal olarak inaktifse sadece
bası semptomları ile ortaya çıkabilir. Karsinoid sendrom görülmez. İnvazyon olmayan
ve metastaz yapmamış tümörlerde tedavide cerrahi tercih edilir.
b- Paratiroid Tümörleri: Paratiroid adenomlarının yaklaşık %10’u mediasten yerleşimlidir. Hormon sekresyonundaki artış nedeni ile hiperparatiroidi bulguları görülebilir. Genelde küçük boyutlu oldukları için basıya neden olmazlar. Çoğu sternotomiye
gerek kalmadan servikal insizyonla çıkartılabilmektedir.
c- İntratoraisk Guatr: Genellikle servikal guatrın toraksa ilerlemesi ile oluşur saf intratorasik guatr son derece nadirdir. Kadınlarda daha sıktır. Genellikle dispne, stridor gibi bası semptomlarına neden olur, tirotoksikoz tablosu nadirdir. Tedavide cerrahi uygulanır.
E- Mezenkimal Tümörler; Mezenkimal tümörler vücudun tüm bölgelerinde görülebilen tümörler olup mediastenden köken alan mezenkimal tümörler oldukça nadirdir.
Bu tümörler yağ veya bağ dokusundan, kan veya lenf damarlarından, çizgili veya düz
kaslardan veya bu dokuların birkaçından köken alabilmektedir. Mezenkimal tümörler
tüm mediastinal kitlelerin %6-7 kadarını oluşturmaktadır. Erişkinlerde yaklaşık olarak %50’si malign özellikler gösterirken, bu oran pediatrik popülasyonda %85’lere
ulaşmaktadır.
- Yağ dokusu tümörleri: Timolipoma, lipom, liposarkom.
- Vasküler tümörler: Hemangioma, hemanjioendotelyoma, lenfangioma.
- Fibröz doku tümörleri: Fibrom, fibrosarkom, malign fibröz histiositoma
- Kas dokusu tümörleri: Rabdomyom, rabdomyosarkom
- Diğer: Synovial sarkom, meningioma
Orta mediasten Kitleleri
A- Perikardial Kistler; Perikardial kese gelişim defektine bağlı oluşan benign lezyonlardır. Kardiofrenik açıda yerleşirler ve sağ tarafta daha sık görülürler. Tedavisi
komplet rezeksiyondur.
B- Bronkojenik Kist; Bronkopulmoner kaynaklı, düzgün sınırlı, orta mediastende yerleşen kistik lezyonlardır. Mediastinal kistlerin yaklaşık yarısını oluştururlar. Büyüme
eğilimi gösterebilirler. Tedavisi cerrahidir.
C- Özefageal kistler; Kist duvarında iki kat düz kas tabakasının bulunması karakteristiktir. Gastrointestinal mukozası ile çevrilidir ve özefagusa yapışıktır. Genellikle
asemptomatiktir. Tedavisi komplet rezeksiyondur.
D- Duktus Torasikus Kistleri; Son derece nadir görülür, özellikle yağlı yemeklerden
sonra disfaji ve nefes darlığı görülür. Tedavisi komplet rezeksiyondur.
Arka Mediasten Tümörleri
Nörojenik Tümörler; Posterior mediyasten tümörlerinin %75’ini nörojenik tümörler
oluşturur. Bu tümörler 3 farklı dokudan kaynakalnır:
6
106
Mediastinal Kitleler
Mediastinal Kitleler
1) Periferik sinir kılıfı (interkostal sinirler),
2) Sempatik ganglionlar,
3) Paraganglial hücreler.
Erişkinlerde nörojenik tümörlerin büyük çoğunluğu periferik sinir kılıfından köken alırken, çocuklarda ganglia hücrelerinden köken alırlar.
1) Periferik Sinir Kaynaklı Nörojenik Tümörler; Çok iyi prognoza sahiptirler.
Çoğu asemptomatik olup stellat ganglionu tutulumu sonucu horner sendromuna sebep olabilirler.
a- Schwannoma (Nörilemmoma); Schwan hücrelerinden kaynaklanan kapsüllü, selim tümör olup çok azı (%2-3) maligndir. Perinöral schwann hücrelerinden köken alır,
atoni tip A ve atoni tip B olmak üzere iki morfolojik tipi vardır. En sık 3 ile 5. dekatlar arasında görülür. Kolumna vertebralis ve intervertebral foramene ilerleyerek kum
saati şeklinde kitle oluşturarak medulla spinalis basısı yapabilirler. Cerrahi tedavi yeterlidir.
b- Nörofibrom; Düzgün sınırlı kapsülsüz tümörlerdir. Periferik sinir hücrelerinin tüm
elemanlarından köken alır. Mediastinumda frenik ve vagal sinirin üzerinde geliştiği
sık görülür. Hastaların yaklaşık %30-45’inde nörofibromatozis tip I (Von Reclinghausen hastalığı) vardır. Soliter nörofibromlarda tedavi cerrahi rezeksiyondur.
c- Melanotik Schwannom; Bu tümörler, nörojenik tümörlerin pigmente formudur.
Yüksek oranda intraspinal uzanım gösterirler ve %10 oranında maligndirler. Tedavisi cerrahi rezeksiyondur.
d- Nörojenik sarkom (Malign schwannoma, Nörofibrosarkom); Periferik sinir kaynaklı en sık karşılaşılan malign tümördür. Bu hastalarda tümörün insülin benzeri madde salğılamasından dolayı zaman zaman hipoglisemi atakları görülür. Tedavide cerrahi rezeksiyon ve postoperatif radyoyerapi uygulanır. Erken lokal nüks olmaktadır.
2) Sempatik Ganglion Kaynaklı Tümörler; Bu tümörlerin büyük çoğunluğu bebek,
çocuk ve genç erişkinlerde görülmektedir.
a- Nöroblastom; Genelde retroperitoneal yerleşimli olmasına rağmen % 10-20 oranında mediasten yerleşimlidir. Oldukça invaziv bir tümördür, sıklıkla tanı konulmadan
önce metastaz yapar. Hastaların yarısı iki yaşın altında, %90’ı 10 yaşın altındaki çocuklardır. Hastaların çoğu semptomatikdir. Öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı sık
görülür. Horner sendromu ve aşırı katekolamin salımına bağlı semptomlarda görülebilir. Noninvaziv, orta hattı geçmeyen tümörlerde cerrahi tedaviye ek olarak radyoterapi uygulanmalıdır. Orta hattı geçen uzak organ metastazı olan tümörlerde multimodal tedavi uygulanır.
b- Ganglionörom; Matür ganglion hücrelerinden oluşan kapsüllü tümörlerdir. Benign
karekterde ve genelde asemptomatikdir. Genellikle 3-4 yaşın üzerindeki çocuklarda
görülür. Nadiren inrtraspinal uzanım yapar. Tedavi cerrahi eksizyondur.
3) Paraganglial hücrelerden kaynaklanan tümörler; Bu tümörler hormonal olarak aktif feokromositoma ve hormonal olarak inaktif kemodektomalardan oluşur.
a- Feokromasitoma; Küçük bir kısmı toraks yerleşimlidir. Torasik lezyonlar sıklıkla paravertebral sulkusta yerleşir. Olguların %10 kadarı maligndir. Rezeksiyonları sırasında tümörün manüplasyonunda katekolamin deşarjına bağlı malign hipertansiyon ortaya çıkabilir bu nedenle preoperatif dönemde medikal tedavi ile hazırlık yapılmalıdır.
Vaskülaritesi yüksek bir tümör olduğu için cerrahisinde yüksek özen gösterilmelidir.
107
7
Mediastinal Kitleler
Mediastinal Kitleler
b- Kemodektoma; Oldukça nadir görülür, paravertebral yerleşimlidir ve vasküleritesi oldukça yüksektir. Cerrahi öncesi besleyici arterlerin embolizasyonu uygulanabilir.
Kaynaklar
1. Kaynak K. Mediastenin Primer Tümörleri. In: Ökten İ, Güngör A, editörler. Göğüs Cerrahisi Cilt II. Ankara: Sim Matbaacılık; 2003. s.1173-1181.
2. Detterbeck FC. Management of carcinoid tumors. Thorac Surg. 2010 Mar;89(3):998-1005.
3. Brown ML, Zayas GE, Abel MD, Young WF Jr, Schaff HV. Mediastinal paragangliomas: the mayo clinic experience. Ann
Thorac Surg. 2008;86(3):946-51.
4. Detterbeck FC, Parsons AM. Thymic tumors. Ann Thorac Surg. 2004;77(5):1860-9.
5. Cohen AJ, Thompson L, Edwards FH, Bellamy RF. Primary cysts and tumors of the mediastinum. Thorac Surg.
1991;51(3):378-84.
8
108
Download