11ukrayna`ya meyve sebze

advertisement
Dış Ticaret ve Ekonomi Dergisi
Yıl 1 • Sayı 4 • Mart 2012 • Fiyatı: 10 TL
YENİ PAZAR ARAYANLARA GİRİŞ KAPISI HOLLANDA
TÜRKİYE AVRUPA’NIN ARADIĞI
GÜVENLİ LİMAN
Rızanur MERAL / TUSKON BAŞKANI
TÜRKİYE
MARKALAŞIYOR
KOBİ
BAKANLIĞI
KURULMALI
Yılmaz Yılmaz
Birleşmiş Markalar
Derneği Başkanı
Murat Coşkunkan
Türkiye Genç İşadamları
Derneği Başkanı
TÜRKİYE’NİN
İHRACATIYLA
PARLAYAN ŞEHRİ
KOCAELİ
GİRİŞİMCİ
365 GÜN
ÇALIŞIR
TÜRKİYE’NİN
İHRACATINI
50 BİN ARAÇ
TAŞIYOR
Baybars Altuntaş
Deulcom International
Yönetici CEO’su
Ruhi Engin Özmen
Uluslararası Nakliyeciler
Derneği Yönt. Kur. Başkanı
TÜRKİYE
150 MİLYAR DOLAR
İHRACAT HEDEFİNE
ULAŞABİLECEK Mİ ?
3 GÜNDE
450 MİLYON
DOLARLIK
SİPARİŞİ HANGİ
SEKTÖR ALDI?
2
www.ihracat.info.tr
www.ihracat.info.tr
3
www.ihracat.info.tr I [email protected]
KOBİ ULUSLARARASI TANITIM VE DAĞITIM A.Ş.
ADINA;
İMTIYAZ SAHİBİ : Ali Gazel
MERHABA
MERHABA
GENEL YAYIN YÖNETMENİ (SORUMLU)
Ömer Faruk Lekesiz
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ : Esra Torlak
EDİTÖRLER : Elif Toptaş • Yeliz Yirmibeş
PAZARLAMA MÜDÜRÜ : Dilek Demir
GÖRSEL YÖNETMEN : Mustafa Ceviz • Gülay Özlen
REKLAM GRUP BAŞKANI : Yusuf Baltacı
HUKUK MÜŞAVİRİ : Av. Süleyman Boyalı
FİNANS MÜDÜRÜ : Süleyman Demirhan
İNTERNET SORUMLUSU : Tuba Koçaş
TEKNİK PLANLAMA MÜDÜRÜ : Seda Eser
HABER MERKEZİ : Esra Uslu • Ferhan Er • Canan Ilgın
• Seda Tiryaki • Burcu Köseoğlu
REKLAM MERKEZİ : Behlül Boyalı • Gamze Bige KILIÇ
• Makbule KOÇAKER
SATIŞ YÖNETMENLERİ : Özge Sönmez • Sema Kolay
GÖRSEL DANIŞMAN : Himmet Büyükvadi
LOJİSTİK : Berat Gözükızıl • Deniz Bağçe
YAYIN TÜRÜ : Ulusal, Süreli, Aylık
YÖNETİM
MARKA DİREKTÖRÜ : Abdullah Yaprakçı
KURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRÜ : Harun Dikici
FİNANS DİREKTÖRÜ : Nurettin Yıldıran
YÖNETİM YERİ
Ataşehir Üsküdar Yolu Topçu İbrahim Sk. Pak Plaza
Kat:7 No:13 İstanbul/Türkiye
T: 0216 573 21 95 • F: 216 573 37 64
TEMSİLCİLİKLER
• ANKARA : F. Özlem Yaylagül - 0 (312) 439 53 99
• BURSA : Hayati Ata - 0 (224) 211 62 36
Elindeki sihirli değneği olan girişimcilik ruhunu bindiği otobüse dokundurarak BMW’ye dönüştüren Baybars Altuntaş’ın
başarıları genç girişimciler için büyük bir aydınlanma sağlıyor.
Sıfırdan başlanılan bir yolcululuğun nasıl bol rakamlarla devam ettiğini, ilkeli olmanın zorluklar karşısında size nasıl bir
dayanma gücü olarak geri döndüğünü, olaylar karşısında yakalanan serin duruşun nasıl sizi gerçek fırtınalardan koruduğunu Altuntaş’ın öğütlerinden çıkarmak mümkün.
Girişimcilik, içinde biraz başkaldırı, biraz farkındalık, biraz öteki
olmayı barındırır. Girişimci olmak için hayatınızı disipline veya
kendinizi motive edecek doneler aramanıza da gerek yoktur.
Çünkü bir insan ya girişimcidir, ya da bardağın boş tarafını görüyordur.
Baybars Altuntaş’ı halk otobüsünden indirip Amerika Başkanı
Obama’nın davetlisi olarak beyaz saray toplantılarına götüren,
65 ülke adına CNN’e canlı yayın konuğu yapan, inovasyon yaratmasını sağlayan bu sahip olduğu girişimci ruhunda saklı.
Bu başarısının ardında bir yılı bütün olarak görmemesi var.
Ona göre bir gişimci hep çalışır, daima çalışır, sürekli çalışır.
Eğer Pazar günü zihninden işleri geçmiyorsa o asla iyi bir girişimci değildir.
Altuntaş’ın, yazmış olduğu girişimcilik serüveni olan “Otobüsten İnip Bmw’ye Bindim” kitabını özellikle genç okuyucularımıza tavsiye ediyorum.
• KAYSERİ : M.Zafer Işık - 0 (542) 312 48 60
• KOCAELİ : Satılmış Çiloğlu - 0 (262) 659 26 38
• KONYA : Selma Alımcı - 0 (332) 238 0 777
• K.MARAŞ : Ali Suyadal - 0 (344) 221 81 51
ÖmerFarukLekesiz
BASIMCI : Turkuvaz Matbaacılık Yayıncılık A.Ş.
BASILDIĞI YER
Akpınar Mah. Hasan Basri Cad. No:4
Sancaktepe-İstanbul
Tel: 0 216 5859102 Faks: 0 216 5859130
www.turkuvazmatbaacilik.com
DAĞITIM : MNG KARGO
4
www.ihracat.info.tr
Dergimizin 3. Sayısı’nın 98. sayfasında yayımlanan “Markalaşmak
Kültür İşi” başlıklı haberde MUYA Mobilya firmasının logosu (Mutlu Yaşam), ülkemizin büyük ayakkabı ve terlik üreticilerinden olan
MUYA firması ile karıştırılmıştır. Sehven oluşan hatadan dolayı
başta bu iki saygın firmamız olmak üzere, tüm okuyucularımızdan özür dileriz.
www.ihracat.info.tr
5
/ İÇİNDEKİLER
www.ihracat.info.tr
14 SÖYLEŞİ
TÜRKİYE 2012 YILINDA 150 MİLYAR $
İHRACAT HEDEFİNE ULAŞACAK MI?
Yıl 1 • Sayı 3 • Şubat 2012 • Fiyatı: 10 TL
FIRSATLAR ÜLKESİ MALEZYA
“SON İKİ YILDA MÜTHİŞ
BAŞARILAR ORTAYA ÇIKTI”
Rifat Hisarcıklıoğlu / Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı
359.
TÜVASAŞ
DEMİR
AĞLARINI
YENİDEN
HATIRLATTI
SEKTÖRÜ
KOZMETİK
PAZAR
NEDEN
YENİ PAZAR ARAYANLARA GİRİŞ KAPISI
HOLLANDA
KORKUTUYOR?
İHRACATIN
BAŞINA
MİLYONER
OLMADAN ÖNCE
NE İŞ
YAPIYORLARDI?
YAPILIR?
22 YENİ PAZAR YENİ İHRACAT
MADDESİ
İbrahim Ertiryaki
Yönetim Kurulu Başkanı
NASIL
Türkiye ekonomisi büyümeye her geçen gün
devam ediyor. Milli gelirin 2 bin dolardan 15 bin
dolara yükseldiği Türkiye’de, 135 milyar dolarlık
ihracat yapılıyor.
YENİ TİCARET
KANUNU’NUN
İHRACATIN
DEVLEŞEN
ARAŞTIRMASI
“
Dış Ticaret ve Ekonomi Dergisi
Hollanda çok güçlü bir ekonomiye sahip olması
nedeniyle yüzyıllardır Avrupa ekonomisinde özel
bir rol oynuyor.
“e“ GELİRSE
NE DEĞİŞİR?
26 YENİ PAZAR YENİ İHRACAT
[ŞUBAT SAYISI KAPAĞI [
PAZAR
“e“ GELİRSE
İSLAM COĞRAFYASININ EN BATIDAKİ
ÜLKESİ: FAS
BAŞINA
İHRACATIN
Yönetim Kurulu Başkanı
İbrahim Ertiryaki
DEVLEŞEN
İHRACATIN
36
10
KOZMETİK
SEKTÖRÜ
ihracat
NE DEĞİŞİR?
YAPIYORLARDI?
NE İŞ
OLMADAN ÖNCE
MİLYONER
NASIL
HATIRLATTI
YENİDEN
AĞLARINI
DEMİR
TÜVASAŞ
KORKUTUYOR?
NEDEN
359.
MADDESİ
FiNANS
KANUNU’NUN
YENİ TİCARET
50
YAPILIR?
ARAŞTIRMASI
dunya
lojistik
FIRSATLAR ÜLKESİ MALEZYA
114
Dış Ticaret ve Ekonomi Dergisi
“
94
84
70
Rifat Hisarcıklıoğlu / Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı
BAŞARILAR ORTAYA ÇIKTI”
“SON İKİ YILDA MÜTHİŞ
ekonomi
Yıl 1 • Sayı 3 • Şubat 2012 • Fiyatı: 10 TL
AKTuEL
TÜRKİYE AVRUPA’LININ
ARADIĞI GÜVENLİ LİMAN
18
6
www.ihracat.info.tr
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu,
Türkiye’nin ekonomik ve
sosyal kalkınmasına katkıda bulunan işadamları
derneklerinin çatı organizasyonu olarak faaliyet
gösteriyor. Ülke çapında
yayılmış 7 ayrı bölgesel iş
dünyası federasyonunu
oluşturduğu TUSKON,
Türkiye’nin en büyük ve
en yaygın gönüllü, sivil,
iş dünyası kuruluşu olma
özelliği taşıyor.
Kuzey Afrika’da bir Arap ülkesi olan Fas, Afrika
kıtasında bulunup, Afrika Birliği’ne üye olmayan tek ülke olma özelliği taşıyor.
28 SÖYLEŞİ
LOJİSTİĞİN NAVLUN GİRDİSİ 6 MİLYAR
DOLAR OLDU
Uluslararası karayolu taşımacılık sektörü 1968
yılından beri istikrarlı bir şekilde büyümeye
devam ediyor. Bugün 200’den fazla yetki belgeli firma, 50 bin araçlık bir filo ile 75 ülkeye
taşıma gerçekleştiriyor.
32 SÖYLEŞİ
TÜRKİYE MARKALAŞIYOR
Türkiye “Marka Ekonomisiyle” 20 yıl sonra yıllık
203 milyar dolar katma değer yaratarak kişi başı
milli geliri 30 bin dolara çıkarmayı hedefliyor.
40 TESPİT
TÜRK BANKALARI BiRÇOK AÇIDAN DÜNYA
STANDARTLARININ ÜSTÜNDE
Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı
firmalarından The Boston Consulting Group
(BCG) tarafından yayınlanan ve bankacılık
sektörünün ekonomide zor dönemlere yönelik altyapılar oluşturabilmesi amacını taşıyan
Bankacılıkta Operasyonel Mükemmellik (Operational Excellence in Banking) isimli araştırma, sektör için kritik bir öneme sahip olan
konulara uzman bir bakış açısı getiriyor.
www.ihracat.info.tr
7
/ İÇİNDEKİLER
www.ihracat.info.tr
42 SEKTÖREL HEDEF
46
KOBİ BAKANLIĞI KURULMALI
Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı Murat
Coşkunkan ile Türkiye’de girişimcilik üzerine yaşanan
gelişmeleri, genç nüfusu, ülkemizin enerjisini, kobilerin geleceğini konuştuk.
KURU MEYVE VE MAMULLERİNİN
2023 İHRACAT HEDEFİ 3 MİLYAR
DOLAR
Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı
ve kuru incir başta Avrupa ülkeleri
olmak üzere dünyanın birçok yerine
gönderiliyor.
44 TESPİT
MÜCEVHER SEKTÖRÜNDEKİ MEVZUAT ENGELLERİ KALDIRILMALI
Mücevher sektörü, önümüzdeki
önemlerde yeni projelerle yükselişini
sürdürürken, ihracattaki başarılarını da
her geçen gün arttırmayı hedefliyor.
56 SÖYLEŞİ
DENİZLİ 2012’DE 3 MİLYAR
DOLAR İHRACAT HEDEFLİYOR
Türkiye ihracatının 36 milyar dolardan
135 milyar dolara yükselmesi ekonomi
camiasında büyük heyecan uyandırıyor.
62 NASIL BAŞARDILAR
58
TÜRKİYE’NİN İHRACATIYLA PARLAYAN
ŞEHİRLERİNDEN: KOCAELİ
İhracatıyla Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden
biri olan Kocaeli’nin lojistik şartlarının elverişliliği,
üretim gücü ve sektör çeşitliliği ekonomik potansiyelini büyütüyor.
KARAMANA BİR YILDA
120 MİLYON YATIRIM YAPILDI
Karaman sanayisinin tarıma dayalı
gıda sektörüyle birlikte sağladığı
gelişmeler dikkat çekiyor.
66 BU KATALOGLA
İHRACATÇILAR YENİ
PAZARLARA GİRECEK
Geçtiğimiz yıl Türkiye’ye 5 milyar
dolarlık ihracat talebi üretmesiyle Türk
ihracatçılarının ilgisini çeken www.turkishexporter.net şimdi de Bizinturkey
kataloğu ile Türk markalarını dünya ile
buluşturmaya hazırlanıyor.
68 TEKNOLOJİ BİZİM EN
BÜYÜK HEYECANIMIZ
64
KAZANDIĞIN PARA SENİNDİR!
BULDUĞUN PARA İSE BAŞKASININ!
Sıfırdan başlayan girişimcilik serüvenini Beyaz
Saray’a kadar ulaştırmayı başaran Baybars Altuntaş,
bu serüvenini okuyucularımız için derledik.
8
www.ihracat.info.tr
Elektronik sektöründe 33 yılı bulan bir
süredir, dünya üzerindeki gelişmeleri
ve teknolojileri izleyip, bu gelişmeleri
tüketicisine taşıyarak bugüne gelen
GoldMaster markası, Türkiye’nin her
yerinde uydu alıcısı ve elektronik
sektöründe herkes tarafından bilinen
bir marka.
74 TÜRKİYE AVRUPA
OTOMOTİV PAZARINDA
6. SIRADA
Subaru CEO’su Toros Kardaş, Türkiye’nin
Avrupa pazarında yükselen bir grafiğe
sahip olduğunu belirtti.
76 PLASTİK SEKTÖRÜ HİNDİSTAN
PAZARINA AÇILDI
78
PLASTİK SEKTÖRÜ 5 MİLYAR
DOLARLIK İHRACAT HEDEFLİYOR
80
LOJİSTİKTE EĞİTİM NEDEN ŞART?
82
MAERSK LINE TÜRKİYE’DEKİ AĞINI
GENİŞLETİYOR
86 3 GÜNDE 450 MİLYON DOLARLIK
SİPARİŞ ALDILAR
88 KOBİLERE MODACI ELİ DEĞECEK
90
MÜCEVHER SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYEDEKİ PAZARI 500 MİLYON DOLAR
92 TÜRK TEKSTİLİNİN YILDIZI PARLIYOR
96 2011’DE MADEN İHRACATI 3 MİLYAR 876 MİLYON DOLAR OLDU
98
ÜNLÜLERİN SERAMİKÇİSİ
AVRUPA’YA İHRACAT YAPIYOR
100 TÜRKİYE DÜNYA’YA KAUÇUK İHRAÇ
EDİYOR
102 TÜRKİYE’NİN İLK ÖZGÜN YARIŞ
OTOMOBİLİNDEN 75 ADET ÜRETİLDİ
104 ZERYAĞ, ZEYTİNYAĞI İHRACATINDA
BİRİNCİLİĞİ KORUYOR
106 KAPLAN KARDEŞLER HALISINI 5
KITAYA İHRAÇ EDİYOR
108 GÜNEYDOĞU GALVANİZDEN
MİLLİ EKONOMİYE MİLYON
DOLARLIK KATKI
110 ÜRETTİĞİ MOBİLYALARI 40 ÜLKEYE
İHRAÇ EDİYOR
112 ORTADOĞU BU TADI ÇOK SEVDİ
116 EVANİ MOBİLYA: “DÜNYA’DAKİ
SEKTÖREL BOŞLUĞUN FARKINDAYIZ
118 SBS MEDİKAL İHRACATIN NABZINI
26 ÜLKEDE TUTUYOR
119 TRANSTEKNO İHRACATÇILARIN
LOJİSTİK MALİYETLERİNİ
DÜŞÜRMESİNE YARDIMCI OLUYOR
120 İHRACATIN KAPISINI AÇTIK
121 MATCH NAİL’İN YENİ PAZAR HEDEFİ
ORTADOĞU
122 ENDÜSTRİYEL CAM İHRACATI HER
YIL ARTIYOR
124 18 YAŞINDA KURDUĞU HAYAL ONU
SEKTÖRDE DEV YAPTI
www.ihracat.info.tr
9
ihracat
01
BAHARAT İHRACATI
HEDEFİ 2 MİLYAR DOLAR
03
İhracatçı firmaların “Devlet yardımlarından”
daha çok ve hızlı bir şekilde yararlanmalarını
sağlamak ve uygulamada karşılaştıkları sorunları çözmek amacıyla Ege İhracatçı Birlikleri (EİB)
tarafından yürütülen, “Mikro Eğitim Projesi”
kapsamında sağlanan devlet yardımlarını tanıtıldı. İhracat yapan veya hedefleyen firmaların
devlet desteklerini yeterince bilmediklerini,
bilenlerin ise başvurma konusunda çekimser
davrandıklarını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Mikro Eğitim Projesi Devlet Yardımları, Ar-Ge
Enformasyon ve Eğitim Şube Müdürü Mustafa
San, “Mikro Eğitim Projesi çalışması ile ihracat
yapan veya bunlara destek olan tüm kuruluşlara
ulaşmaya çalışıyoruz.” dedi.
Türkiye’de, baharat ürünleri ihracat merkezinin Ege
Bölgesi olduğunu belirten Ege Ağaç Mamulleri ve
Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Tarakçıoğlu, bugün Türkiye’de
150 milyon dolar civarında olan odun dışı orman
ürünleri ve baharat ihracatını cumhuriyetimizin
kuruluşunun 100. yıldönümünde 2 milyar dolara
çıkarma gibi bir hedefleri olduğunu söyledi. Tarakçıoğlu, “Bugün, dünyada birçok ülke odun dışı
orman ürünleri ve baharat ihracatı gerçekleştiriyor.
Neden bizde olmasın? Biz de 2023 yılında 2 milyar
dolar ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz.
04
02
DÜNYAYA 1.7 MİLYAR
DOLARLIK TAŞ SATTIK
Dünya Gazetesi’nin haberine göre madencilik
sektörü 2011 yılında 19.7 milyon tonluk ihracat
gerçekleştirdi. Toplam 3.9 milyar dolar olan maden ihracatının 1.7 milyar dolarlık kısmını doğal
taşlar oluşturdu. Ulusal ekonomiyi oluşturan en
önemli sektörlerden biri olan madencilik, hem
yarattığı yüksek katma değerle toplumların refah
düzeyini doğrudan etkiliyor hem de sağladığı
hammadde, ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetler ile
enerji, sanayi ve hizmet sektörlerinin gelişmesini
sağlıyor.
10
www.ihracat.info.tr
İHRACAT İŞ ADAMINDAN
DESTEK DEVLETTEN
KANATLI SEKTÖRÜ UÇUŞA
GEÇTİ
Türkiye’nin yumurta ve kanatlı eti üretimi arttı.
2002-2011 yılları arasında yumurta üretimi yüzde 12, kanatlı eti üretimi de yüzde 122 oranında
arttı. Piyasanın ihtiyacını karşılayan sektör, üretim fazlasını da dünyanın çeşitli ülkelerine ihraç
ediyor. Türkiye, yumurta üretiminde 195 ülke
arasında ilk 11’de yer aldı.
05
İNEGÖL 443 FİRMAYLA 676
MİLYON DOLAR İHRACAT
YAPTI
İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı
Metin Anıl, 2010 yılına göre İnegöl’ün ihracatının yüzde 21.29 arttığını ve 676 milyon 127
bin dolar ihracat, 347 milyon 56 bin dolar ithalat gerçekleştirildiğini söyledi. Metin Anıl,
İnegöl’ün 2011 yılına ilişkin dış ticaret rakamlarını açıkladı. 2011 yılında da geleneğin değişmediğini ve İnegöl’ün yine dış ticaret fazlası
verdiğini kaydetti. Anıl, 2011 yılında İnegöl’ün
329 milyon 70 bin dolar dış ticaret fazlası vererek toplam 1 milyar 23 milyon dolarlık dış
ticaret gerçekleştirildiğini vurguladı. İnegöl’ün
2010 yılında 555 milyon 695 bin dolar olan ihracatının yüzde 21 dolayında artarak 676 milyon 127 bin dolara çıktını belirtti.
06
07
GIDA VE TARIM DIŞ
TİCARETİN YÜZ AKI
Türkiye Ziraat Odaları Birliği(TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gıda ve tarımın son 16 yılda 22.5 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini
ve böylece dış ticaretin yüz akı olduğunu söyledi. Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
verilerine göre, 2011 yılında 589,2 milyon dolara inse de gıda ve tarım sektörünün dış ticaret
fazlası vermeye devam ettiğini söyledi.
TÜRK SU ÜRÜNLERİ AVRUPA
PAZARINDA GÜÇLENİYOR
Türkiye’nin 2011 yılında ihracat artış rekortmeni sektörü su ürünleri ve hayvansal mamuller
sektörü, 2012 yılında da yeni rekorlar kırmaya
hazırlanıyor. Su Ürünleri Tanıtım Grubu, 12-14
Şubat 2012 tarihlerinde Almanya’nın Bremen
şehrinde bu yıl 13. kez düzenlenen Bremen
Uluslararası Su Ürünleri Fuarı’nda Türk balıklarını Avrupa pazarına tanıttı.
08
OPEC ÜYELERİYLE TİCARET
22 MİLYAR DOLARA ÇIKTI
Türkiye’nin Petrol İhraç Eden Ülkeler’e (OPEC)
yaptığı ihracat 2011’de 22 milyar dolara dayandı. Türkiye OPEC üyelerinden Cezayir, Libya, Nijerya, Angola, Venezuella, Ekvator, Irak,
İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve Birleşik
Arap Emirlikleri’ne yaptığı ihracatları 2011’de
yüzde 14,54 artırarak 21,8 milyar dolara ulaştırdı. Türkiye’nin bu ülkelerden yaptığı toplam
ithalat ise 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye’nin OPEC üyeleriyle gerçekleştirdiği
ticaretten 2011 yılında yaklaşık 3 milyar dolar
dış ticaret fazlası oluştu.Türkiye’nin 2011’de
yaptığı ihracatlardan altığı her 100 doların 16
doları 12 OPEC üyesi ülkeden geldi.
www.ihracat.info.tr
11
ihracat
09
AKİB JAPONYA KAPISINI
ZORLUYOR
Mersin’de Japonya’ya yaş meyve sebze ihracatını
artırmak için yeni adımlar atılıyor. Bu kapsamda
Japon toptancı şirketlerin yetkililerinden oluşan
bir heyet Mersin’e gelerek, özellikle narenciye konusunda bilgi aldı.
11
Yaklaşık iki yıl önce domates güvesi (Tuta
Absoluta) zararlısından dolayı Türkiye’yi ‘bitki sağlığı konusunda yüksek riske sahip ülke’
grubuna dahil eden Ukrayna, bu uygulamasından vazgeçti. Ukrayna Devlet Veteriner ve
Bitki Sağlığı Servisi, Türkiye’yi 1 Şubat 2012
tarihi itibariyle bitki sağlığı konusunda yüksek
riske sahip ülke konumundan çıkardı.
12
10
2012’YE İHRACAT
REKORUYLA BAŞLADI
Otomotiv sektörü 2012 yılına rekor ihracat rakamıyla girdi. 2012 yılının Ocak ayı ihracat rakamlarını değerlendiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu, 2012
yılında son dört yılın en iyi başlangıcını yaptıklarını
belirtti. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları
Birliği (OİB), 2012’nin ilk ayının ihracat rakamlarını
değerlendirdi. Ocak ayı ihracat rakamlarında özellikle Hollanda’ya gerçekleşen yüzde 108’lik rekor
ihracat artışı sektörün yüzünü güldürdü.
12
www.ihracat.info.tr
UKRAYNA’YA MEYVE SEBZE
İHRACATI ARTACAK
MARMARABİRLİK 25 MİLYON
DOLAR İHRACAT HEDEFLİYOR
Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet
Asa, ihracat getirisini 22 milyon dolardan 25 milyon dolara çıkartmak istediklerini söyledi. Asa,
yağlı sele zeytini üretimi ve zeytinyağında da yeni
ambalajlarla Avrupa pazarından daha büyük pay
almak istediklerini kaydetti. Marmarabirlik yönetimi, Avrupa’daki iş ortakları ile Almanya’da buluştu.
Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet
Asa başkanlığındaki toplantılarda 2011 yılının değerlendirmesi yapıldı. 2012 hedef ve planları doğrultusunda yüzde 25 oranında büyüme ile 2011’de
22 milyon dolar olan ihracat getirisini 25 milyon
dolara çıkarma hedefi konuldu.
13
55 MİLYON DOLARLIK KURU
MEYVE İHRAÇ EDİLDİ
Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri
Sezmen Alper, 2011 yılında Rusya’ya 55 milyon
dolarlık kuru meyve ihraç ettiklerini, eski Doğu
Bloku ülkeleriyle rakamın 78 milyon dolara
ulaştığını söyledi. Alper, 2012 yılı hedeflerinin
100 milyon doları geçmek olduğunu kaydetti
14
15
IF WEEDING FASHION’A
ARAPLAR AKIN ETTİ
Avrupa’nın en büyük Türkiye’nin tek gelinlik ve
damatlık, abiye fuarı If Weeding Fashıon İzmir
Fuarı ve Moda Tedarikçileri Fuarı, 15-18 Şubat
2012 tarihlerinde başarıyla gerçekleştirildi. Ülkelere göre dağılımda en çok ziyaretçinin geldiği
ülke 115 kişiyle Suudi Arabistan oldu, 107 kişiyle
Libya ikinci, 104 kişiyle de Almanya üçüncü oldu.
Fuar süresince kurulan iş bağlantıları, Türk tekstil sektörünü olduğu kadar kent ekonomisini de
sevindirdi. Dört gün boyunca açık kalan fuarda,
katılımcılar 59 ülke ile sektörel bağlantı kurma ve
ihracat yapma imkanına kavuştu.
EGELİ İHRACATÇILAR 210
ÜLKEYE İHRACAT YAPTI
Ege İhracatçı Birlikleri üyeleri, çoğu Afrika, Ortadoğu, Uzakdoğu ve Latin Amerika ülkesi olan
Angola, Bangladeş, Benin, Brezilya, Etiyopya, Fas,
Güney Kore, Kenya, Kongo, Madagaskar, Nijerya,
Singapur gibi ülkelerin aralarında bulunduğu
30’dan fazla ülkeye yapılan ihracatı yüzde 100
üzerinde artırma başarısı gösterdi.
16
GÜNEY KORE’DEKİ SPOR
MALZEMELERİ FUARINA
YOĞUN İLGİ
Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenlenen
spor ve tatil ürünleri fuarına halk büyük ilgi
gösterdi. Güney Kore’nin en büyük fuar alanlarından biri olan COEX Ticaret Park’ında açılan Seul Uluslararası Spor ve Tatil Endüstrisi
Fuarı (SPOEX) yoğun ilgi gördü. Kore Milli Spor
Konfederasyonu ve Kore Ticaret Derneği’nin
organize ettiği SPOEX 4 gün açık kalacak. 40’a
yakın ülkeden 700 kadar kişinin katıldığı fuarda 150’den fazla stand açıldı.
www.ihracat.info.tr
13
SÖ LEŞİ
/ Elif Toptaş
TÜRKİYE
2012 YILINDA
150 MİLYAR $
İHRACAT
HEDEFİNE
ULAŞACAK MI?
Türkiye, 2012 ‘de 150 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşır mı? Bu
konu hakkında neler söylersiniz?
Uludağ İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya: 2011
yılında, Türkiye’nin ihracatı yüzde
18,2 artışla 134,6 milyar dolara ulaşmıştır. Bu, Cumhuriyet tarihinin bir
rekorudur. Türkiye geneli ihracatta,
2011 yılında, tarım sektörlerimiz 17
milyar 887 milyon dolar ihracatla toplam içinde yüzde 13 pay alırken, 111
milyar 537 milyon dolar ihracat gerçekleştiren sanayi sektörlerimizin payı
yüzde 83 oldu. Madencilik ürünleri
sektörümüz ise 3 milyar 876 milyon
dolar ihracat ile toplamdan yüzde 3
pay almıştır. 2011 yılında, en fazla ihracat artışını yüzde 48 ile Su Ürünleri
ve Hayvansal Mamuller sektörü, yüzde 35 ile Süs Bitkileri sektörü ve yüzde
33 Makine ve Aksamları sektörü göstermiştir.
Gerek Avrupa Birliği’nin içine düştüğü
borç sarmalı, gerek ABD kaynaklı ekonomik sorunlar, Ortadoğu ve Kuzey
Afrika’da yaşanan Arap Baharı ile siyasi problemler yüzünden dünya ekono-
misini 2012 yılında çok daha zorlu süreçleri beklemektedir. IMF’nin, Dünya
Ekonomisinin Görünümü raporunda
2012’de büyüme yüzde 3,5-4 seviyelerinde olacağı ve Avro bölgesindeki
büyümenin ise 2012’de yüzde 1,1’e
ineceği tahmin edilmektedir. 2012’de
diğer ülke ekonomilerinin daralması
nedeniyle talep düşüşüne bağlı olarak Türkiye ekonomisinde de daralma yaşanacağını düşünmekteyiz. Bu
verilere göre 2012 yılı, planlamalarını,
üretimlerini ve harcamalarını yaparken hepimizin daha dikkatli olması
gerekecek ki burada, ihracata dayalı
sürdürülebilir bir büyümenin önemini bir kez daha vurgulamak isterim.
İhracatımızın teknoloji yoğunluğunu
ve değerini artırmamız gerekmektedir. Rekabet gücümüzü artırmak için,
Ar-Ge’ye ihtiyacımız bulunmaktadır.
Sanayicilerimizin, Ar-Ge ve innovasyona yatırım yapmaları ve bu yöndeki
ürünleri ihraç ederek rekabet gücümüzü arttırmaya ihtiyacı vardır. Katma
değeri yüksek, tasarımı olan ürünlerin
ihracatı ile uluslararası pazarlarda başarı sağlayabilir ve küresel piyasalarda
firmalarımızın yerlerini sağlamlaştırabiliriz. Bu bağlamda, Ar-Ge ve inno-
Türkiye ekonomisi büyümeye her geçen gün devam ediyor. Milli gelirin 2 bin dolardan 15 bin dolara yükseldiği Türkiye’de,
135 milyar dolarlık ihracat yapılıyor. Dünya Bankası “yeni krize hazırlanın” şeklinde uyarı yaparken 2012 yılında dünya
ekonomisinin yüzde 2,5, Türkiye’nin ise yüzde 2,9 oranında bir büyüme yakalayacağını öngörülüyor. Türkiye’de ki ihracatçı birliklerinden olan Doğu Anadolu İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Şengel, Uludağ İhracatçılar Birliği
Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu ile Türkiye’nin
2012 ‘de ki 150 milyar dolarlık ihracat hedefini konuştuk.
14
www.ihracat.info.tr
“Türkiye’nin ihracatı 2011 yılında yüzde 18,2 artışla
134,6 milyar dolara yükseldi. Bu rakam Cumhuriyet tarihinin bir rekoru oldu. “
vasyona yönelik verilen ve yeni geliştirilecek olan teşvik mekanizması
oldukça önem arz etmektedir.
linen noktayı daha çarpıcı bir şekilde
gözler önüne sermek için şöyle ifade
edelim.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu:
Türkiye, ihracatta geçtiğimiz yıllarda
belirlediği tüm hedeflere ulaşmış hatta aşmıştır. 2011 yılı için belirlenen
132 milyar dolar hedefi aşılarak 134.9
milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Ege Bölgesi’nden ise 16.9
milyar dolar ihracat yapılmıştır. Ege
İhracatçı Birlikleri’nin 2011 yılı ihracat
rakamı 11.4 milyar dolar olmuştur.
Ege İhracatçı Birlikleri üyesi 8 bini
aşkın ihracatçı 210 ülkeye, 6 bin çeşit
ürün satarak Türkiye’ye katma değer
kazandırmıştır.
1923 yılında ülkemizin ihracatı 50
milyon dolar idi. Bu sene bayramları
ve hafta sonlarını çıkardığımızda yaklaşık 250 iş günü vardı. İş günü başına
ihracat 540 milyon dolar oldu. Günü
de 8 iş saatine bölünce, saatte 67,5
milyon dolarlık ihracat yapmış oluyoruz. Türkiye, 1923 te bir yılda yaptığı
ihracattan daha fazlasını 2011 yılında
bir saatte yapar hale geldi.
2012 yılı için belirlenen 150 milyar
dolar hedefinin de Türk ihracatçısı
için yakalanabilir bir hedef olduğunu
düşünüyoruz.
Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği
Başkanı Cemal Şengel: 2011 yılını
oldukça verimli ve yoğun bir takvimle
geçirdik. 2011 yılı ise ülkemiz açısından da son derece başarılı bir şekilde
geçti.
Türkiye’nin ihracatı 2011 yılında yüzde 18,2 artışla 134,6 milyar dolara
yükseldi. Bu rakam Cumhuriyet tarihinin bir rekoru oldu. Ülkemiz için
öngörülen 500 milyar dolar hedefimiz için yıllık yüzde 12’lik artışı yakalamamız gerekiyor. 2011 ihracat artış
oranımız ise ülkemizin ihracat hedefinin bir buçuk katı. Türkiye’nin ihracatının 2000 yılında 27 milyar dolar
olduğunu hatırlayalım. O zaman bir
yılda yaptığımız ihracatının yarısını
bir ayda yapar hale geldik. Bugün ge-
Şenol Şankaya UİB Başkanı
Bu nedenle, İnşallah, 2012 ihracatımızın 150 milyar doları da geçeceği
beklentisi içindeyiz.
Türkiye’nin ekonomik sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Uludağ İhracatçılar Birliği: AB ekonomileri bütçe açıkları ve borç stoku sorunları yaşamaktadırlar. IMF
ve Dünya Bankası gibi uluslararası
kuruluşlar dünya çapında yıllık büyüme tahminlerini düşürmüştür. Dünya
Bankası “yeni krize hazırlanın” şeklinde uyarı yaparken 2012 yılında dünya
ekonomisinin yüzde 2,5, Türkiye’nin
ise yüzde 2,9 oranında bir büyüme
yakalayacağını öngörmektedir. Bütün bunların yanında, biz Türkiye’nin
yüzde 4’lük büyüme hedefini yakalayacağını beklemekteyiz. Öte yandan,
Amerika’nın daha fazla parasal genişlemeye gitme ihtimali bulunmaktadır. Eğer bu ihtimal gerçekleşirse, piyasalara olumlu yansımaları olacaktır.
Mustafa Türkmenoğlu EİB Başkanı
Ege İhracatçılar Birliği: Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ihracatçıların
ekonomik beklentilerini ölçmek amacıyla 3 ayda bir düzenlediği anketten
Cemal Şengel DAİB Başkanı
www.ihracat.info.tr
15
“Avrupa’da yaşanacak
krizin oluşturacağı
olumsuz etkinin, 2012
yılı ihracatımız için
belirlenen 150 milyar
dolarlık hedefe ulaşmada, bir engel oluşturmayacağı kanaatindeyiz.”
2012 yılı için yüzde 7.28’lik büyüme tahmini çıkmıştır. 2011 yılı için beklentilerin
üstünde bir tahminde bulunarak yüzde
8,6’yı rakamını söyleyen ihracatçıların
doğru bir öngörü yaptıkları görülmüştür.
2012 yılının ikinci yarısında büyüme rakamlarının yüzde 5 olarak gerçekleşeceğini öngörüyoruz.
2012’nin ilk çeyreğinde bir önceki yılın
aynı dönemine göre ortak beklentilerimiz durağanlıktır. İhracatçı firmaların
2012 yıl sonu USD/TL kur tahmini 1,91,
Euro/TL kur tahmini ise 2,45’tir.
Doğu Anadolu İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Şengel:
Bu süreci değerlendirmeden önce, Bakan
Zafer Çağlayan gibi reel sektörün içinden
gelen, ihracatçının, tüccarın halinden ve
dilinden anlayan birinin ekonomi gemisinin kaptanı olmasını ülkemiz ekonomisi
ve ihracatçılarımız için büyük bir şans
olarak görüyoruz. Çünkü Sayın Bakanımız uzun süreli bu görevinde yorulma
nedir bilmeden 7 gün 24 saat esasına
göre çalışmakta, ülke ülke gezip bir lokomotif gibi sanayicilerimizi peşinden
koşturmaktadır. Sayın Bakanımızın talimatları ile hayata geçirilen ülke masaları
çalışması ise gerçekten ciddi bir çalışma
olarak yurtdışına açılacak olan sanayici
ve iş adamlarımıza sağlam bir yol haritası ve tabiri caizse ülke kullanma kılavuzu
vazifesi görmektedir. Umuyoruz ki Ekonomi Bakanlığımız, TİM ve İhracatçı Birliklerinin bu özverili çalışmalarının neticesinde mal ve hizmet satamayacağımız
ülke kalmayacaktır.
Ayrıca, ülkemizdeki ekonomik durumun
kritiğini yapmak için uluslararası kredi
derecelendirme kuruluşlarının notlarından ziyade, ülkemizin sağlam bankacılık
ve finans sektörüne göz atmak yeterli
16
www.ihracat.info.tr
olacaktır. Günden güne sayıları artan organize sanayi bölgeleri, burada sayıları
günden güne artan fabrikalar tıkır tıkır
çalışan işletmeler, sağlam ekonomik yapımızı teyit eder niteliktedir.
Avrupa’da ki krizden dolayı pazar daralması bekleniyor. 2012 yılında masada olacak bu problem, 150 milyar
dolarlık hedefi hangi yönden ve nasıl
etkiler?
Uludağ İhracatçılar Birliği Koordinatör
Başkanı Şenol Şankaya: 2012 yılında,
AB ülkelerindeki durgunluğun devam
edeceği beklentisinin, ülkemiz ihracatını
olumsuz etkileyeceği düşünülmektedir.
AB ekonomileri bütçe açıkları ve borç
stoku sorunları yaşamaktadırlar. IMF ve
Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar dünya çapında yıllık büyüme tahminlerini düşürmüştür. Dünya Bankası “yeni
krize hazırlanın” şeklinde uyarı yaparken
2012 yılında dünya ekonomisinin yüzde
2,5, Türkiye’nin ise yüzde 2,9 oranında bir
büyüme yakalayacağını öngörmektedir.
Bütün bunların yanında, biz Türkiye’nin
%4’lük büyüme hedefini yakalayacağını
beklemekteyiz. Öte yandan, Amerika’nın
daha fazla parasal genişlemeye gitme
ihtimali bulunmaktadır. Eğer bu ihtimal
gerçekleşirse, piyasalara olumlu yansımaları olacaktır. Davos’taki karamsar
beklentilerin aksine biz Avrupa’nın yılın
ikinci yarısından başlayarak kademeli bir
şekilde iyileşeceğini ve Türkiye’nin 2012
yılında hem büyüme hem ihracatta sürpriz yaparak beklentilerin üzerinde performans sergileyeceğine düşünmekteyiz.
Bu süreçte, ihracatımızı, ithalata dayalı
olmaktan çıkarmak, ya da katma değeri
yüksek ürünleri sanayimize kazandırmak
zorundayız. Yeni teşvik yasaları, Ar-Ge
teşvikleriyle Türkiye bu konuda da önemli yol kat edecektir. Eğer bunu da başara-
bilirsek ekonomimiz çok daha dengeli ve
sürdürülebilir olacaktır.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör
Başkanı Mustafa Türkmenoğlu: Avrupa
Birliği’ndeki durgunluğa rağmen 2012 yılı
için yüzde 10 ihracat artış hedefliyoruz.
Türk ihracatçısının dünyadaki rakipleri ile
rekabet edebileceği teşvik politikalarının
devreye girmesi halinde bu hedefleri rahatlıkla yakalayabilecektir.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı
2011 yılında yüzde 18,4 artarak 52,7 milyar dolardan 62,4 milyar dolara çıkmıştır.
Bu rakam Türkiye’nin AB pazarındaki yerini ekonomik sıkıntılara rağmen koruduğunu göstermektedir. Türkiye’nin AB pazarında 2012 yılı içinde bir değer düşüşü
yaşayacağını öngörmemekteyiz. Burada
en önemli etken pazara olan yakınlığımız
hızlı teslimat ve hacim olarak küçük sayılabilecek siparişlerde Türk ihracatçısının
bilgi ve tecrübesi ihracatımızı sürdürülebilir kılmaktadır.
Ege İhracatçı Birlikleri üyeleri 2011 yılında, Avrupa ülkesi olmayan Angola,
Azerbaycan, Bangladeş, Benin, Brezilya,
Dominik Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Ekvator, Etiyopya, Fas, Gabon,
Gambiya, Güney Kore, Kazakistan, Kenya
gibi ülkelerin arasında bulunduğu onlarca ülkeye ihracatını 2010 yılına göre yüzde 100 ile yüzde 470 arasında arttırma
başarısını göstermiştir. Dünya, Avrupa
Birliği ile sınırlı değildir, Türk ihracatçısı
AB dışındaki pazarlarda daha da güçlenerek AB’deki durgunluktan etkilenmemenin anahtarını bulacaktır.
Doğu Anadolu İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Şengel:
Avrupa’da ki krizin etkileri ile bir miktar pazar daralması beklenebilir. Ancak
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı 2011 yılında
yüzde 18,4 artarak 52,7 milyar dolardan 62,4 milyar
dolara çıkmıştır. Bu rakam Türkiye’nin AB pazarındaki yerini ekonomik sıkıntılara rağmen koruduğunu
göstermektedir.
Ekonomi Bakanlığı’nın ihracat stratejilerine dikkat edilirse
ihracatı belirli noktalara hapsetmiş bir yapıda olmadığı görülecektir. ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Çin Halk
Cumhuriyeti, Endonezya, Güney Afrika Cumhuriyeti, G.
Kore, Hindistan, Kanada, Vietnam, Nijerya, Meksika, Polonya, Malezya ve Şili 2012 yılında ki hedef pazarlarımız kategorisindeki ülkelerdir. Bu ülkeler önümüzdeki on yıllar içerisinde dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday ülkeleri
içerisinde barındırmaktadır. Biz de stratejilerimizi bunlara
göre planlamaktayız. Dolayısıyla, Avrupa pazarımız daralsa
bile, Afrika, Güney Amerika, Uzak Doğu ve Ortadoğu pazarlarımız genişlemekte ve ihracatımızda artmaktadır.
Bu nedenle, Avrupa’da yaşanacak krizin oluşturacağı olumsuz etkinin, 2012 yılı ihracatımız
için belirlenen 150 milyar dolarlık hedefe
ulaşmada, bir engel oluşturmayacağı
kanaatindeyiz.
tır. Bölgemizde Hazırgiyim ve Konfeksiyon, Demir-Çelik,
Elektrik-Elektronik, Kimya, Yaş Meyve Sebze ve Mamulleri,
Kuru Meyve, Doğaltaş, Otomotiv Yan Sanayi, Makine ihracatı 19 milyar dolarlık ihracat hedefine büyük katkıyı yapacak sektörler konumundadır.
Ege İhracatçı Birlikleri olarak 2012 yılı için 12 milyar doların üzerinde ihracat hedefi koyduk, bu hedefe ulaşmamız
için gerekli olan bir dizi projelerimizi hayata geçirmeye
başladık. İyi Tarım Uygulamaları projemiz ile Küme Yöneticileri için Kapasite Gelişimi Projemiz bunlardan en önemli
olanlarıdır. Bir diğer hedefimiz ise yurtdışı fuarlara katılım
ile Sektörel Ticaret heyetleri ve Alım Heyeti Organizasyonlarında üstlendiğimiz görevlerle
sürdürülebilir bir ihracatı yakalamak ve
yeni pazarlarda yer almak, en önemli
çalışmalarımız arasındadır.
2012 HEDEFİ
Doğu Anadolu İhracatçıları
Birliği: Düşünen, fikir oluşturan, üreten, çalışan cesaret
eden, risk alan, istihdam sağlayan, katma değer oluşturan,
Uludağ İhracatçılar Birliği Koormücadele eden, kendi dündinatör Başkanı Şenol Şankaya:
yasından çıkıp dış dünyaya
2011 yılında, 21 milyar 413 milyon
açılan, rekabet eden, bir saniye
dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Birlik
durmadan koşan, hep koşan ihİHRACAT
olarak 2012 yılında da tüm sektörleriracatçılarımızın yanında olan Doğu
mizde ve tüm pazarlarımızda ihracatımıAnadolu İhracatçılar Birliği olarak,
zın bu şekilde devam etmesini bekliyoruz.
yapmış olduğumuz çalışmalarda, başta
Dünya ekonomisinin içinde bulunduğu durum
değerli Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın
ve özellikle Euro Bölgesinde derinleşmekte olan kriz
bölgemize verdikleri önem, Ekonomi Bakanlığı
2012 ile ilgili sağlıklı tahminler yapılmasını engellemekteMüsteşarlığımız ve Türkiye İhracatçılar Meclisinin sağladıkdir. Türkiye’nin en önemli pazarı konumunda bulunan AB
ları katkılar sonucunda, Ülkemiz ihracatında yaşanan geülkelerinde krizin derinleşmesi hem üretim hem de ihracat
lişmelere paralel olarak, Birliğimizin 2012 yılında 3,2 milyar
üzerine etki edecektir. Buna rağmen Uludağ İhracatçı Birdolar, Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023
likleri olarak 2012 yılında 3,2’lik bir artış ile 22 milyar 120
yılında ise, 10 milyar doları aşan bir ihracat rakamına ulaşılmilyon dolarlık bir ihracat hedefi bulunmaktadır.
ması hedeflenmektedir. Her şeyden önce bu başarı, bütün
Türkiye’nin bir başarısıdır. Bu başarı, ihracatçılarımızın büDış ticareti ve karşılıklı ekonomik ilişkileri artırmak amacıyla
yük başarısıdır. Buna paralel olarak, Birliğimizin yıllar içeriBirlik olarak pek çok faaliyet gerçekleştiriyoruz. Gerçekleşsindeki ihracat seyrine bakacak olursak 1987 ile 2011 yılları
tireceğimiz sektörel ticaret heyetleri ve diğer bazı önemli
arasında göz kamaştırıcı bir gelişme göstermiştir.
ithalatçı ülkelerden davet edeceğimiz alım heyetleri sayesinde de ticaretin artacağına ve ihracat verilerimizin yükse• 1987 yılında, 7 milyon dolar olan Birliğimiz ihracatı, 2011
leceğine inanıyoruz. Ayrıca Ekonomi Bakanlığı ve TİM kooryılında 3 milyar 308 milyon 128 bin 749 dolara ulaşmıştır.
dinasyonunda yürütülmekte olan ülke masaları projesi ile
• 1987 yılında sadece 6 ülkeye ihracat yapılırken, 2011 yılınde hedef ülkelerle ilgili olarak ihracatçı firmalarımıza sürekli
da ihracat yapılan ülke sayısı 174 olmuştur.
bilgi akışı ve destek sağlanmaya devam ediyor. Bu çalışma• 1987 yılında ihraç edilen ürün adedi 3 iken, 2011 yılında 8
nın da gelecekte birçok firmaya ihracat fırsatları yaratmasını
bin 67 olmuştur.
bekliyoruz.
• 1987 yılında 26 olan aktif ihracat yapan üye sayımız, 2011
yılında 5 bin 221’e yükselirken, 2011 yılı itibariyle, Birliğimize
Ege İhracatçılar Birliği: 2011 yılında 134.9 milyar dolarlık
kayıtlı toplam üye sayısı ise 9 bin 853 olmuştur.
hedefe 16.9 milyar dolarlık katkı sağlayan Ege Bölgesi olarak 2012 yılı hedefimiz 19 milyar dolar ihracata imza atmakTürkiye’nin önde gelen ihracat
birlikleri olarak, belirlediğiniz
2012 ihracat hedefleriniz nedir?
150
MÍLYAR
DOLAR
www.ihracat.info.tr
17
SÖ LEŞİ
Elif Toptaş
Türkiye
Avrupalı’nın
aradıgı
güvenli liman
Rızanur Meral - Tuskon Başkanı
Türkiye İşadamları
ve Sanayiciler
Konfederasyonu, Türkiye’nin
ekonomik ve
sosyal kalkınmasına
katkıda bulunan işadamları
derneklerinin çatı
organizasyonu
olarak faaliyet
gösteriyor. Ülke
çapında yayılmış
7 ayrı bölgesel iş
dünyası federasyonunun oluşturduğu
TUSKON, Türkiye'nin
en büyük ve en
yaygın gönüllü, sivil,
iş dünyası kuruluşu
olma özelliği taşıyor.
TUSKON bünyesinde
7 federasyon, 168
işadamı derneği
ve 38 bin 300 üye
bulunuyor.
18
www.ihracat.info.tr
TUSKON 'un öyküsü 1990'lı yılların başında,
ülke sorunlarına duyarlı, sosyal sorumluluk
bilinci yüksek işadamlarının, birlikte hareket
etmek üzere çeşitli illerde dernekleşmesiyle başlıyor. Bu dernekler Türk ekonomisinin
bel kemiğini oluşturuyor. Ayrıca, TUSKON’
un dünya genelinde Washington, Brüksel,
Moskova ve Pekin’de olmak üzere 4 temsilciliği bulunuyor.
Tuskon Başkanı Rızanur Meral, amaçlarının
işletme ve girişimcilerin global iş dünyasının
bir parçası haline getirmek olduğunu ifade
etti. Ayrıca Meral, “TUSKON, bu doğrultuda,
işadamlarımızın uluslararası pazarlardaki
tecrübelerinin paylaşılması, bunların yayılması ve yeni iş fırsatlarının oluşturulması
yolunda öncü bir kuruluş olarak hizmet vermeye devam ediyor” dedi.
Türkiye İş Adamları ve Sanayicileri Konfederasyonu Başkanı Rızanur Meral ile
büyüyen Türkiye ekonomisini, ihracatını, cari açığı ve uygulanan politik süreci
konuştuk.
oluşturan KOBİ’ler yurtdışına açılımda
öne çıkan hususlardan.
Türkiye’de ihracatta uygulanan politikalar ve yapılması gerekenler neler?
Küresel krizde Türkiye ekonomisi rüştünü ispatlamıştır. 2011 yılında Türkiye,
dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri
arasında ilk sıralarda yerini almış ve dinamizmini ispatlamış bulunuyor. Sağlam bankacılık sistemi, bütçe disiplini,
ihracat pazarlarının çeşitlendirilmesi ve
yatırım ortamının iyileştirilmesi, para
politikası ve makro ihtiyati tedbirler ile
Ülkemizde son yıllarda meydana gelen
büyük atılıma bağlı olarak, iş dünyamız
da küresel ticarete hızla entegre oluyor.
Bu dönemde çeşitli ülkelerle yapılan
serbest ticaret anlaşmaları, vizelerin
kaldırılması, yeni büyükelçiliklerimizin
açılması, dış ticaret müşavirlerinin sayılarının arttırılması, enflasyonun düşmesi, faizlerin düşmesi ve THY ‘nin uçuş
noktalarının artması gibi pek çok olumlu gelişmeyle birlikte ihracatta yaşanan
büyük değişimi birlikte tecrübe ettik.
Önümüzdeki dönemde de ihracatımızın artması için öncelikle ihracatçı sayımızı artırmamız gerekiyor. İhracatla
ilgili çalışan STK’lar daha fazla desteklenmeli. Bu noktada ihracat ile ilgili STK’
lara da büyük sorumluluk düşüyor.
TUSKON ve üyesi derneklerin düzenlediği dış satım heyetleri iş dünyasının
yurtdışına açılmasında doping etkisi
yapıyor. Bu gezilerin sayısının artırılması alternatif pazar arayışındaki ihracatçılarımız için önemlidir.
Ayrıca, sattığımız ürünlerin katma değerini artırmamız lazım. 2011 yılında
kilo başına ihracat rakamımız 1,40 dolar. Almanya ve Japonya gibi ülkelerde
bu rakam 3 doların üstünde. Katma değer üretmek için ARGE çalışmaları çok
önemli yer teşkil ediyor. Yeni teşvik yasasında katma değer oluşturacak yatırımların bir adım öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. İhracat finansman
kaynakları artırılması ve çeşitlendirilmesi Türk ekonomisinin omurgasını
Son yıllardaki Türkiye ekonomisini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
2012 Türkiye için nasıl bir yıl olacak?
2012 yılında hedeflenen pazarlar neresi?
Türkiye almış olduğu tedbirlerle güçlü
kamu maliyesi ile bütçe dengesi, borcun milli gelire oranı ve sivil toplum-iş
dünyasının iliskilerinin gelişmiş olması
nedeniyle sıkıntıları daha ufak etkiyle
atlatacaktır. Türkçe’de ‘basiretli tüccar’
diye güzel bir deyim var; bizim de böyle
davranmamız lazım. Özellikle borçlanma, alacaklar, stok seviyesi ve yatırımlar
konusunda temkinli olmalıyız. Kimseye, ‘Yatırımları durdurun’ demeyiz.
Türkçe’de ‘basiretli tüccar’ diye güzel bir deyim var; bizim de böyle
davranmamız lazım. Özellikle borçlanma, alacaklar, stok seviyesi ve
yatırımlar konusunda temkinli olmalıyız.
2011 yılında meydana gelen küresel
dalgalanmalara karşı dayanıklı olduğunu göstermiştir. Orta Vadeli Program
çerçevesinde 2012 için tahmin edilen
yüzde 4 büyüme rahatlıkla yakalanacaktır.
Çünkü fırsatlar da olmaya devam edecektir. Boyumuzu çok aşan yatırımlara
da girmeyelim. Önümüzdeki bir seneyi
daha temkinli bir yönetimle geçirmeliyiz. Önümüzdeki dönem oturma değil
temkinli tempolu yürüyüş yılı olacak.
Cari açığın kapatılmasına yönelik
Türkiye nasıl bir politika izlemeli?
Gelecek dönemde pazar çeşitlendirmesine giderek AB’ye ihracatta yaşanacak muhtemel daralmaların etkisini
en aza indirebilmek amacıyla TUSKON
olarak ticaret ve yatırım köprüleri, iş
forumları düzenlemeye devam edeceğiz. Brezilya’dan Çin’e, Kolombiya’dan
Gana’ya, Rusya’dan Güney Afrika’ya kadar daha fazla ticaret hedefine ulaşmak
için seferberlik ilan ettik. TUSKON krizin
en derinden hissedildiği günlerde bile
alternatif pazarlara yöneldi ve koşmayı
tercih etti. Bu yolda çalışmaya devam
ediyoruz.
Cari açık gelişmekte olan ülkelerin karşı
karşıya kaldığı bir durum. Büyümekte
olan ekonomilerin ortak sancısı olmuş.
Salt bir sorun olarak ele alınmamalı aslında. Cari açığın önemli bir kısmı malumunuz, enerji kaynaklı. Yalnız temkini
elden bırakmamak lazım. Likidite arzının daha öncesinde hiç görmediğimiz
seviyelere ulaştığı bu dönemde Türk
gibi kazanırken Batılı gibi tüketim yapmamalıyız. Birer vatandaş, birer iş insanı olarak mümkün mertebe Turkiye’de
üretilen ürünlere yönelirsek cari açığın
azalacağını ve daha sağlıklı bir büyüme
izleyeceğimizi söyleyebilirim. Çin’de
tasarruf oranı yüzde 50 ülkemizde bu
oran yüzde 12’ler de. Tasarruf etmeyi
öğrenmeliyiz.
Avrupa’da yaşanan kriz ve Ortadoğu’daki dalgalanmalar Türkiye’yi nasıl etkiler?
Avrupa'da yaşanan kriz ve Ortadoğu’daki gelişmeler Türkiye'yi yakından
www.ihracat.info.tr
19
ilgilendiren pekçok sorun ve aynı
zamanda fırsatınıda beraberinde
getiriyor.
Avrupa 150 trilyon dolar serveti ile
çok zengin bir kıta. Yıllık geliri 17
trilyon dolara yaklaşıyor. Bu haliyle hala çok zengin ekonomik güç.
Avrupa’nın küçük hali bile çok bü-
TUSKON:
7 federasyon, 168 işadamı
derneği, 38 bin 300 üyeden
oluşuyor.
Washington, Brüksel ve
Pekin’de temsilcilikleri var.
yük. Böyle bir partnerimiz olduğu
için çok şanslıyız. Toplam ihracatımızın yüzde 45’ini AB’ye yapmaktayız. Avrupa’nın en kısa sürede
ekonomik sıhhatine kavuşmasını
temenni ediyoruz. Avrupa ülkelerinde yaşanan mali sıkıntılara rağmen
Türkiye’nin Avrupa ile olan ihracatının artış trendini sürdürdüğünü
gözlemliyoruz. Avrupa’daki krizin
Türk ekonomisine etkisinin ciddi olmayacağı kanaatindeyiz. Türkiye’ye
Avrupa’dan ciddi yatırımlar geleceğini düşünüyoruz. Krizler fırsatları
da beraberinde getirir. Gerek coğrafi konumu, gerek üretim potansiyeli, gerek bankacılık sistemi ve
dinamizmi ile Türkiye, Avrupalı’nın
aradığı “güvenli ada” olduğunu son
dönemde bir kez daha göstermiştir.
Ayrıca, Avrupa’da krize rağmen çok
ciddi bir teknoloji ve sermaye birikimi mevcut.
Önümüzdeki dönemde Türk insanının yeni pazarlardaki gittikçe artan
aktif rölünün, Avrupalı yatırımcıların ellerindeki bilgi birikimini Türk
müteşebbislerle paylaşma refleksine dönüşmesinde etkili olacağını
düşünüyoruz. Bu şekilde bir sinerji
oluşturulup yeni pazarlarda çok
20
www.ihracat.info.tr
önemli rekabet avantajları sağlanabilir. Bu kriz Avrupa’lı girişimcilerin
bunu farketmesini sağlayıp ortak
projelere yönelme konusunda ikna
edici rol oynayabilir.
Ayrıca piyasalardaki belirsizlik, Avrupalı alıcıların büyük adetlerde ve
erken sipariş vermek zorunda kaldıkları Uzakdoğu yerine, çok kısa
teslim tarihleri ve küçük üretim
adetleri ile de üretim yapma esnekliğine sahip Türk firmalarını tercih
etmelerini sağlayabilir. Alıcılar büyük miktarlarda siparişin stok riskini
almak yerine, Avrupa'ya yakınlığı
ve hızlı üretim yeteneği nedeniyle
siparişlerini Türkiye'ye kaydırıp, iyi
satan modellerini rafları boşalmadan yeniden sipariş etme avantajını
kullanacaklardır.
Literatüre Arap baharı olarak geçecek olan bölgede yaşanan tarihi
değişimin ticari hayatta yapısal değişikleri de beraberinde getireceği
muhakkak. Bölge ülkeleri hızla serbest piyasa ekonomisine geçmekte.
Bu pazarlara şu anda giren firmalar
yakın gelecekte çok ciddi stratejik
avantajlara sahip olacak görünüyor.
Mevcut haliyle bu pazarlara girmek
çok cazip. Ayrıca, Kuzey Afrika ve
Ortadoğu Türkiye’nin doğal pazarı,
bu bölgeler küreselleşme yolunda ilerleyen ulusal markalarımızın
dünyaya açılımında atılım yapabilecekleri fırsatları barındıran, mevcut
deneyimleriyle çok hızlı mesafe katedebilecekleri pazarlar. Türkiye’nin
son dönemdeki aktif dış politikasının ve bölgede aldığı inisiyatifin
Türk mallarının imajını güçlendirdiğini görmekteyiz. Bölge halkları
Türkiye ve Türk işdünyası hakkında
son derece olumlu kanaate sahipler. Bunlar da bölgeye hakkında değerlendirmemiz gereken psikolojik
avantajlarımız.
Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler de
ilk anda bizim için problem gibi görünse de, bu ülkelerle olan kardeşlik
bağlarımız ve işadamlarımızın risk
almaktan korkmayan cesaretli yaklaşımları iş hacmimizin bir iki ülke
dışında daha da artacağını gösteriyor.
Sonuç olarak hem Ortadoğu'da
hem de Avrupa'da yaşananların, ce-
sur davranan ve stratejilerini doğru
belirleyen Türk firmaları için risklerden daha çok fırsatlar sunduğunu
düşünüyoruz.
Türkiye’nin 2023 vizyonu hedefleriyle ilgili neler söylersiniz?
Türkiye ekonomisinin son yıllarda
sergilemiş olduğu istikrar ile birlikte, Türk işdünyası planlamalarını
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü
kuruluş yılı olan 2023’e göre yapıyor
ve gelecek 12 yılda sürekli gelişen
bir Türkiye’nin Dünya’nın ilk 10 ekonomisi içerisinde olacağına inanıyor. Bu hedefin gerçekleştirilmesinde topyekun bir iradenin ve azmin
ortaya konması gerekiyor. Özellikle
Türk ekonomisinin çoğunluğunu
teşkil eden KOBİ’lerin ihracat’a olan
katkısı bu hedefe ulaşma noktasında çok önemli görünüyor. Türk
şirketlerinin markalaşmalarına ve
mağazalaşmalarına verilen devlet
desteği ve teşvik politikası, Türk
markalarının gelişen pazarlarda tutunmasında belirleyici rol oynuyor.
Bir sinerji oluştu devamının geleceğine inanıyoruz.
Türkiye’nin Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerine yönelik geliştirdiği
ticari ve ekonomik stratejiler nelerdir?
TUSKON’un yurtiçi ve yurtdışında
en çok bilinen etkinliği “Ticaret Köprüsü” programlarıdır. Ticaret Köprüsü programları Türk ve yabancı
işadamlarının bir araya gelmesi için
önemli bir işlevi yerine getiriyor. Bu
bölgeler ile ihracata dayalı kalkınma
modelinin hayata geçirilmesine yönelik faaliyetler yapmaktayız. Bunu
TUSKON olarak üzerimize düşen en
büyük görevlerden biri olarak görüyoruz.
Yurt içi ve yurt dışı işbirliği ağlarımızı kullanarak potansiyel vadeden
ülkelerden nitelikli işadamlarını
ülkemizin ekonomik potansiyelini
yerinde görmeleri, aynı zamanda
ülkemizin zengin tarihini ve kültürünü tanımaları için ülkemize getiriyoruz. Programlarımıza Avrasya ve
Afrika’dan binlerce iş insanı katıldılar. Önümüzdeki dönemde de çalışmalarımıza bu doğrultuda devam
edeceğiz.
www.ihracat.info.tr
21
YENİ
PAZAR
İHRACAT
YENİ PAZAR
ARAYANLARA
GİRİŞ KAPISI
HOLLANDA
/ Elif Toptaş
Hollanda çok güçlü bir ekonomiye sahip olması nedeniyle
yüzyıllardır Avrupa ekonomisinde özel bir rol oynuyor.
Gemicilik, balıkçılık, ticaret ve
bankacılık Hollanda ekonomisini belirleyen en önemli
sektörlerinin başında geliyor.
Ayrıca Hollanda, dünyanın
en fazla ihracat yapan ilk on
ülkesinden biri olma özelliği
taşıyor.
22
www.ihracat.info.tr
Hollanda, yaşam bilimleri, elektronik,
gıda, çiçek, kimya sanayi, su teknolojisi ve
mühendislik benzeri güçlü hizmet sektörleri ile sanayileriyle büyüyen ve sağlıklı bir
ekonomisi olan küçük bir ülke olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Ülke, yerel ve yabancı
işletmelere, uluslararası ticaret, etkin ihracat, inovasyon ile dünyanın en iyi şirket ve
araştırma enstitüleriyle işbirliğine açık bir
ortam sağlıyor. Bunun bir sonucu olarak
yaklaşık 5 bin 400 şirket Hollanda’da kurulma kararı aldı.
Ülkenin GSYİH’ sının yarısından fazlası uluslararası ticaretten geliyor. Hollanda’nın
ithalat ve ihracatının yarısından fazlası da
gıda, kimyasal ürünler ve makinelerden
oluşuyor. Son kategoride daha çok bilgisayarlar ve bilgisayar parçaları bulunuyor.
Bilgisayarlar dahil Hollanda’nın çoğu ithalatı diğer ülkelere gidiyor ve bazen hiç işlem görmeden ya da çok az işlem görerek
yeniden ihraç ediliyor. Bu da ülkenin bir
dağıtım merkezi olduğunu gözler önüne
seriyor.
Türkiye ve Hollanda arasındaki ilişkiler
Türkiye ile Hollanda arasındaki ticari ilişkilerin geçmişi 400 yıl öncesine dayanıyor.
Yıldızı giderek parlayan Türk ekonomisine
ilgi gösteren ülkeler arasında Hollanda ilk
sırada yer alıyor. Toplam yabancı sermayeli firma sayısı açısından da, Alman ve İngiliz firmalardan sonra, Hollandalı firmalar
üçüncü sırada geliyor. Türkiye ile Hollanda
arasındaki ticaret hacmi 2005 yılında 5,9
milyar dolar iken bu rakam son yıllarda 10
milyar dolara ulaştı.
2012 yılı iki ülke arasında Türkiye ve Hollanda yılı ilan edildi. İlişkilerin 400. Yıl
kutlamaları kapsamında bu yıl kültür, sanat, siyasi, ekonomik ve spor alanlarında
etkinlikler düzenleniyor. İki ülke arasında
karşılıklı bakan düzeyinde ziyaretler ve
ortak etkinlikler düzenleniyor. Etkinliklerin temel amacı iki ülke arasında 400 yıla
dayanan köklü ilişkileri daha da sağlamlaştırmak.
Hollanda yüzöçüm olarak küçük olmasına rağmen nüfus yoğunluğu açısından
kalabalık bir ülkedir. Batı Avrupa’da, Kuzey Denizi kıyısında, Belçika ve Almanya
arasında yer alan Hollanda, 41 bin 526
kilometrekare yüzölçümüne sahip. AB Ülkeleri içinde kilometrekareye düşen insan
sayısı bakımından en yoğun ülke olarak da
biliniyor. Ülkenin nüfusu 16 milyonu geçti. Ülke nüfusunun 2.8 milyonu yani yüzde 17.5’i göçmenlerden oluşuyor. Halkın
yüzde 76’sı Flaman ve yüzde 3.8’i Friz
kökenlidir. Ülkedeki yabancı kökenli
nüfusta yüzde 2.5 ile Türkler ilk sırada
geliyor. Türkleri sırasıyla Endonezya ve
Fas vatandaşları takip ediyor. Hollanda
da halkın çoğunluğu herhangi bir dine
mensup olmadığını söylüyor
Hollanda ticarette AB normlarını uyguluyor
türlü ürünü dünyanın her yerine pazarlayabilecek kapasitede olan Hollandalılar, re-export ticarette uzmanlaşmış
bir ülke olma özelliği taşıyor. Hollanda
üzerinden yapılan re-export ticaret, ihracatın yüzde 40’ını oluşturuyor. Ve bu
oran Hollanda’nın küçük olan iç pazarından çok Batı Avrupa ve hatta dünyanın diğer bölgelerindeki pazarlar için
giriş kapısı niteliği taşıyor.
Hollanda her zaman için Türkiye’nin
ticaret ortakları arasında birinci sırada
yer alıyor. AB üyesi olan Hollanda’nın
dış ticaret mevzuatı AB normlarına
uygun ve oldukça liberal bir sisteme
dayanıyor. AB üyeleri arasında bulunan
gümrük birliği nedeniyle, ortak bir dış
ticaret politikası uygulanıyor. Dolayısıyla, Hollanda da diğer AB ülkeleri
gibi, AB’nin ortak dış ticaret mevzuatını
uyguluyor.
Öte yandan, doğalgaz ve petrol dışında doğal kaynaklarının bulunmaması,
tarım alanlarının az olması ve tarım
ürünleri çeşitliliğinin çok fazla olmaması gibi nedenlerle de ham madde ve
yarı işlenmiş ürünler bakımından çok
büyük oranda ithalata bağımlı bir ülke.
Bu nedenle, dış ticaret politikası dünya
pazarlarında proaktif davranmak ve dış
ticaretinin mümkün olduğu ölçüde liberal olması yönünde politikalar izliyor.
Ülkemizle Hollanda arasındaki siyasi
ilişkiler iyi düzeyde olup, her iki ülke de
ilişkileri her geçen gün güçlendirmek
istiyor. 26 Mart 2008 tarihinde “Türkiye-Hollanda İlişkilerinin Güçlendirilmesi ve Türkiye - Hollanda Konferansı Kurulmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”
imzalandı. 2012 yılında ise Türkiye ve
Hollanda ilişkilerinin daha da gelişerek
sağlamlaştığı bir yıl olacak. Türk ve Hollandalı yatırımcıların ticari ilişkileri her
zamankinden daha yakın bir gelişim
içinde olması bekleniyor.
Hollanda nüfusunun büyük bölümü
hizmet sektöründe çalışıyor. Bu sektör
son 50 yıldır istihdamdaki payını hızla
artırıyor ve eğitimli insanların çoğu bu
alanda iş buluyor. Yalnızca iç pazarda
değil, yurtdışı pazarlarda da hizmet
sektörünün payı artıyor. Hizmet ticaretindeki ihraç fazlası, temel olarak
yurtdışı lojistik hizmetlerinden kaynaklanıyor.
Hollanda ekonomisi her geçen gün
büyüyor
Hollanda, 2011-2013 yılları arasında,
ortalama olarak yıllık yüzde 1.2 oranında ekonomik bir büyüme hedefliyor. Ayrıca Hollanda ticari yapısı çok
gelişmiş bir serbest piyasa ekonomisi
olma özelliği taşıyor. Dolayısıyla devletin ekonomideki ana etkisi, daha çok
düzenlemeler ve vergilendirme kapsamında oluyor. Devlet kapsamlı, yapısal
ve düzenleyici reformlar ile sıkı ve istikrarlı bir ekonomi politikasını birlikte
uyguluyor. Hollanda ekonomisinde dış
ticaret büyük bir öneme sahip. İş gücünün yüzde 40’ı sanayi alanında çalışıyor. Hammadde kaynaklarının az olmasına rağmen iş gücünün çok yüksek
olması, dış ticaretteki geldikleri noktayı
gösteriyor. Gemi yapımı bakımından
da, ileri gelen ülkelerden biri olan Hollanda, üç yüzden fazla tersanesiyle
dünyada önemli bir yere sahip. Yüzyıllardır süregelen ticaret geleneği ile her
Hollanda ekonomisinin rekabet gücü
özellikle son 10 yılda önemli ölçüde
gelişim gösterdi. Bunda hükümetin
1995 yılında Hollanda ekonomisinin
teknolojik temelini geliştirecek şekilde
büyük kuruluşlara vergi avantajları sağlayan dört yıllık bir planı uygulamaya
koymasının özel bir etkisi bulunuyor.
Hükümet bu dönemde yüksek teknoloji araştırma enstitülerinin kuruluşuna
124 milyon dolar ayırarak planın uygulanması neticesinde, Hollanda özel sektörü yüksek teknolojili Ar-Ge yatırımlarına önem verdi ve üniversite, devlet ve
sanayi işbirliği gelişti.
Hollanda özelleştirme çalışmalarını
hızlandırıyor
Hollanda devleti ekonomideki rolünü
1980’lerden beri göreceli olarak azaltıyor. Özelleştirme çalışmaları ise halen
devam etmekte olan ülkede piyasaların işleyişi üzerindeki kontrolünü devlet her geçen gün azaltıyor.
Hollanda, ABD ile birlikte, uluslararası
serbest ticareti ve vergi ve tarifelerin
• Hollanda, 2011-2013 yılları
arasında, ortalama olarak yıllık
yüzde 1.2 oranında ekonomik
büyüme hedefliyor.
• Hollanda re-export ticarette
uzmanlaşmış bir ülke olma
özelliği taşıyor.
• Ülkenin GSYİH’ sının yarısından
fazlası uluslararası ticaretten
geliyor.
• Hollanda da diğer AB ülkeleri
gibi, AB’nin ortak dış ticaret
mevzuatını uyguluyor.
• Batı Avrupa ve hatta dünyanın
diğer bölgelerindeki pazarlar için
giriş kapısı niteliği taşıyor.
• Ülkedeki en büyük yabancı kökenli nüfusu Türkler oluşturuyor.
düşürülmesini en çok destekleyen iki
ülkeden birisi. Hollanda’nın 1990’larda
başlayan ekonomik başarısı, uyguladığı ekonomi politikaları kapsamında
1970’lerin sonu ve 1980’lerde işyerlerinin geçirdiği değişimin sonucu olarak
biliniyor. Bu yolla, Hollanda Avrupalı
komşularının pek çoğundan daha önce
ekonomik reformları gerçekleştirerek,
bu ülkelerden çok daha fazla rekabetçi
hale geldi.
Hollanda, son yirmi yıldır ekonomik
politikalarını kısa ve orta vadeli makroekonomik modellere odaklanmak
yerine, ekonomik sistemin hem kurumsal yapısının hem de fiziksel ve sosyal
altyapısının iyileştirilmesine odaklandı.
İstikrarlı bir ekonomik ortam yaratmak
açısından makroekonomik politikalar hala önemini korumakla beraber,
ekonominin büyüme potansiyeli ve
performansını güçlendirmek açısından
yapısal hususların daha önemli olduğu
düşünülüyor.
Hollanda Avrupa’nın en büyük doğalgaz rezervine sahip
Hollanda hem topraklarında hem de
Kuzey Denizi’nde olmak üzere zengin
doğalgaz rezervlerine sahip ve ülkenin
doğalgaz sektörü petrol sektöründen
çok daha büyük. Avrupa Birliği ülkeleri arasında en büyük doğalgaz rewww.ihracat.info.tr
23
zervleri, 1959 yılında Groningen yakınlarında
bulundu. Rusya, Norveç, ABD, Kanada; İran ve
Endonezya’dan sonra Hollanda, dünyadaki en
büyük doğalgaz üretici ve ihracatçılarından
birisi olma özelliği taşıyor. Enerji ihtiyacının
yaklaşık yarısını kendi doğalgaz kaynakları ile
karşılıyor.
Hollanda Kuzey Denizi’nde zengin petrol rezervlerine sahip olmakla birlikte, bu rezervlerin miktarı, sahip olduğu doğalgaz kaynaklarından çok daha az bulunuyor. Bilinen petrol
rezervlerinin miktarının, 100-200 milyon varil
olduğu tahmin ediliyor.
2012 YILI HOLLANDA
FUARLARI
ŞUBAT
MART
HAZİRAN
TEMMUZ
MAYIS
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
KASIM
Hollanda’nın polder toprakları
Ülke Batı Avrupa’nın üç büyük nehri, Ren, Maas
ve Schede nehirlerinin deltasında bulunuyor.
Coğrafi yapısı itibariyle düz bir araziye sahip
olan ülke topraklarının yarısından fazlası, deniz
seviyesinin altında bulunuyor.
Hollanda coğrafyasının en belirgin özelliğini,
denizden kazandıkları, ‘polder’ adı verilen topraklar oluşturuyor. Hollandalıların bu konudaki
mücadelesi yüzyıllardır devam ediyor. ‘Polder’
lar, su baskınlarından geçmişte yel değirmenleri ile korunurken, günümüzde gelişmiş teknolojiler ve setler kullanılarak su seviyesi sürekli kontrol ediliyor. Bugün ülkede hala bin çalışır
durumda yel değirmeni bulunuyor.
Hollanda yüzölçümü itibarıyla küçük bir ülke
olmasına rağmen ülkenin ekonomik bölgelerinde üretim sektörlerine göre, bölgelerin
tarihsel ve coğrafi özelliklerine dayalı bir çeşitlilik arz ediyor. Dağıtım ve depolamaya bağlı
birçok aktivite, Rotterdam Rijnmond bölgesi,
Zeeland, ya da Amsterdam yakınındaki Kuzey
Denizi kanalı gibi belli başlı su yolları ve deniznehir bağlantı noktalarının bulunduğu yerlere
yakın yoğunlaşıyor. Amsterdam Schiphol Havaalanı sağladığı dinamik alt yapı ile birçok firmaya ülke cazip geliyor.
Türkiye ile dış ticareti - Başlıca ihracatımız:
Çeşitli giyim eşyası, taze/kuru meyve, sebze,
yemiş, demir-çelik döküntü/hurda, gemi-suda
yüzen taşıtlar, balık, mobilya aksam ve parçalarından oluşuyor.
Türkiye ile dış ticareti - Başlıca ithalatımız:
Demir, çelik, tarımsal ürünler, rafine edilmiş
petrol ürünleri, ilaçlar, elektronik ürünler, büro
ve bilgi işlem makineleri, aksam ve parçalarını
ithal ediyoruz.
Kaynak: DTM Hollanda Raporu
24
www.ihracat.info.tr
01 - 03 Şubat 2012
Fuar Adı : ISE
Organizatör :
08 - 10 Şubat 2012
Fuar Adı : IBC
Organizatör : International Broadcasting Con
11 - 12 Şubat 2012
Fuar Adı : Fiets- en Wandelbeurs (FietsRA)
Organizatör : Holcus
28 Şubat - 04 Mart 2012
Fuar Adı : HISWA
Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri
27 - 30 Mart 2012
Fuar Adı : INTERTRAFFIC
Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri
08 - 11 Mayıs 2012
Fuar Adı : ISSA Interclean Amsterdam
Organizatör : Amsterdam RAI B.V.
08 - 11 Mayıs 2012
Fuar Adı : ISSA/INTERCLEAN Europe
Organizatör : Amsterdam RAI B.V.
08 - 11 Mayıs 2012
Fuar Adı : ISSA/Interclean
Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri
15 - 17 Kasım 2012
Fuar Adı : METS
Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri
29 Kasım - 01 Aralık 2012
Fuar Adı : European Offshore Wind
Organizatör : Energistyrelsen
01 - 04 Kasım 2012
Fuar Adı : AQUATECH Amsterdam
Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri
01 - 04 Kasım 2012
Fuar Adı : Hortifair
Organizatör : International Horti Fair B.V.
31 Ekim - 02 Kasım 2012
Fuar Adı : ISE Integrated Systems Europe
Organizatör : Integrated Systems Events LLC
11 - 14 Ekim 2012
Fuar Adı : INTERNATIONAL HORTIFAIR
Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri
HOLLANDA
10 - 14 Ekim 2012
Fuar Adı : HORECAVA
Organizatör : Amsterdam RAI B.V.
04 - 06 Ekim 2012
Fuar Adı : Metering, Billing / CRM Europe
08 - 13 Eylül 2012
Organizatör : Synergy
Fuar Adı : IBC
Organizatör :
23 - 25 Ağustos 2012
Fuar Adı : proPSI
17 - 18 Temmuz 2012
Organizatör : İstexpo Fuarcılık Hizmetleri
Fuar Adı : MODEFABRIEK
Organizatör : MODEFABRIEK
03 - 04 Temmuz 2012
Fuar Adı : Kleine Fabriek
19 - 21 Haziran 2012
24 - 25 Mayıs 2012
Fuar Adı : ReMaTec
Fuar Adı : PLMAS World of Private Label
Organizatör : Amsterdam RAI B.V.
Organizatör : Amsterdam RAI B.V.
Organizatör : Private Label Manufacturers As
www.ihracat.info.tr
25
Yeni Pazar Yeni İhracat
/ Elif Toptaş
İSLAM COĞRAFYASININ
EN BATIDAKİ ÜLKESİ:
FAS
Kuzey Afrika’da bir Arap ülkesi olan Fas, Afrika Birliği’ne
üye olmayan tek ülke olma özelliği taşıyor. Afrika'nın
Avrupa'ya yaklaştığı en uçta yer alan ülke, krallıkla
yönetiliyor. İspanya ile arasında ise Cebelitarık Boğazı bulunuyor ve Akdeniz’in batı ucundaki Atlas
Okyanusu’yla birleşiyor.
Fas ekonomisi son yıllarda geçmişe
nazaran daha fazla çeşitleniyor. Fas
dünyanın en büyük fosfat üreticisi
olarak biliniyor. Ülke ekonomisinin
uluslararası ve bölgesel ekonomik
sistemlere entegrasyonu artarak
gelişiyor. Fas, 1995 yılından bu yana
Dünya Bankası tarafından önerilen
bir ekonomik programa göre yönetiliyor. Orta ve uzun vadeli hedefler
içeren Dünya Bankası programı, yıllık ortalama büyümenin yüzde 5-6
düzeyinde gerçekleşmesi gerektiği
yönündeki çalışmaları içeriyor. Bürokrasi ülkenin rekabet ekonomisine geçmesinde büyük engel oluşturuyor.
Fas Kuzey Afrika’da önemli bir pazar
Fas’ın kalbi Marrakesh’ da atıyor
İnşaat ve taahhüt sektörü ülke ekonomisinde GSYİH katkısı ve istihdam içindeki payı dikkate alındığında önemli
sektör konumunda yer alıyor. Yeni projeler üstlenecek firmalar, akdedecekleri
sözleşmelerde hukuki yorum gerektirecek açık hususlar bırakmamaları ve yurt
dışı tahkim uygulamalarını hukuki metinlere dahil etmeleri büyük önem taşıyor. Faslı yetkililer, stratejik konumu, potansiyeli ve gücüyle Türkiye'ye takdirle
baktıklarını, Türkiye'nin bölgesinde
ağırlığı olan, Kafkasya ve Orta Asya'da
etkili, İslam âlemi için önem taşıyan bir
devlet olduğunu vurguluyor.
Marrakesh’ in kalbi ise Jemaa El
Fnaa Meydanı’nda atıyor. Meydan fal
bakıcılarının, yılan oynatıcılarının, geleneksel dansçıların, zehirli akrepler
ile gösteri yapanların, hikaye anlatıcılarının bulunduğu büyük bir panayır
alanı. Her biri ayrı sahne göstericiler
ise adeta ziyaretçileri büyülüyor. Çevresi restoranlar ile çevrili meydanda
akşam saatlerinde küçük kamyonetler, at arabaları, demir ayaklı masalar
meydanın büyük bir bölümünü doldurmaya başlıyor. Akşam saatlerinde
açık hava restoranlarında birbirinden
lezzetli Fas yemeklerini tadabilirsiniz.
Fas ekonomisini ülkedeki kuraklık
ve tarım alanlarından elde edilen
başarısız hasat büyük ölçüde etkiliyor. Ayrıca artan nüfus da GSYİH’yı
olumsuz yönde etkileyen bir diğer
faktör olarak karşımıza çıkıyor. Ülkede ekonomik aktivite Casablanca ve Rabat etrafında yoğunlaşmış
durumda. Hükümet az nüfuslu
bölgelerdeki iş imkânlarını geliştirmek amacıyla yatırım teşvikleri
uyguluyor.
Fas’ın Avrupa Birliği ve ülkemiz ile serbest ticaret anlaşmaları yapmış olması
Fas’ın Kuzey Afrika’da önemli bir Pazar
üssü olma konumunu güçlendiriyor. Fas
ile serbest ticaret anlaşması sonrasında
Türk dış ticaretinde görülen artışlar, son
dönemde bu ülkedeki özellikle turizm
ve inşaat alanlarındaki yatırım projeleri
ihracatçı ve yatırımcı firmalarımız açısından önemli fırsatlar sunuyor.
Türk ihracatçılarının Fas piyasasında pazar payı elde edebilmeleri
ve kendilerine iş imkânı yaratabilmelerinin ise Türk ürünlerinin etkin tanıtımının gerçekleştirilmesi
ile mümkün olduğu düşünülüyor.
Türk ürünleri piyasada bulunan
yerleşik rakiplere rağmen uygun
fiyatlı ve kaliteli ürünlerle yer alıyor.
26
www.ihracat.info.tr
Türk iş adamlarının Fas ile olan ticarette
karşılaşacakları sorunlara dikkat etmesi
gerekiyor. Özellikle, düşük satın alma
gücü, küçük boyutlu piyasa, ulaşım
zorlukları, ticari dil olarak Fransızca kullanılıyor olması, satın alma ve finansman kolaylıkları sağlama zorluğu, iş
çevrelerinin birbirlerini karşılıklı olarak
iyi tanımaması belirgin sorunlar olarak
karşımıza çıkıyor.
TEKSTİL
Tekstil sektörü ekonomik büyüme içinde
önemli bir paya sahip. Sektör iplik ve kumaş
gibi ithal yarı mamul ve hammaddelerle üretim yapmakta sonra bunların büyük çoğunluğu ihraç ediyor. 2002 yılında hükümet ve
tekstil üreticileri 2010 yılına kadar ki dönemde
sektörün geliştirilmesine yönelik bir çerçeve
anlaşması imzaladı. Amaç sektörün rekabet
gücünün finansal destek, teknik modernizasyon, üretim ve yatırım desteği yoluyla
artırılması. Bu anlaşma yoluyla 45 bin kişiye iş
yaratılması öngörüldü. Ayrıca tekstil üreticileri
pazar çeşitlendirilmesi, piyasalara yeni ürünler
üretebilmek için daha fazla yaratıcılık ve aktif
bir şekilde yabancı yatırımcı arama konusunda çaba göstereceklerini belirtiyor.
FAS EKONOMİSİNDEKİ
ÖNCELİKLİ SEKTÖRLER
TARIM, ORMANCILIK, BALIKÇILIK
Tarım sektöründe emek yoğun olup işgücünün yüzde 40’ını bu sektör istihdam ediyor.
Tarım ve balıkçılık sektörünün GSYİH içindeki
payı yüzde 18,6’tir. Sektörün performansı
bir önceki kış elde edilen yağmur miktarına
bağlı olarak gelişim gösteriyor. Toplam
8,7 milyon hektarlık ekilen arazi içinde yer
alan ve yaklaşık 1 milyon hektarlık bir alanı
oluşturan modern büyük ölçekli çiftlikler
ihracata yönelik üretim yapmakta ve toplam
narenciye ve şarap üretiminin yüzde 80’i,
sebze üretiminin yüzde 33’ü ve tahıl üretiminin yüzde 15’i burada yapılıyor.
GIDA İŞLEME
Gıda işleme sanayi ihracat için konserve meyve
ve balık iç piyasaya ise un ve bitkisel yağlar
bulunuyor. Bu sektörde yatırım ve üretme anlamında eksik olduğu görülüyor. Fas, bütün bu
faktörler başta olmak üzere rekabetçi ortamlara girildiğinde özellikle AB’de de zayıf kalma
tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor.
Fas konserve sardalye üretiminin yarısından
fazlasını AB’ye ihraç ederek pazarın yüzde 25’ini
karşılıyor. AB, Fas Ortaklık Anlaşması Avrupa
piyasalarına olan sardalye ihracatını gümrükten
muaf olarak artırabilme imkanı da sağlıyor.
MADENCİLİK
Fosfat ağırlıklı olan madencilik sektörü
ülkedeki en önemli ekonomik kaynak olarak
biliniyor. Fas, ABD ve Rusya’dan sonra dünyadaki üçüncü büyük fosfat üreticisi. Maden
üretiminin yüzde 95’ini fosfat oluşturmakla
birlikte ülkede gümüş, çinko, bakır ve kobalt
da üretiliyor. Çin, Hindistan, Fransa ve Belçika,
Fas’ın en önemli müşterileri arasında yer
alıyor. Ayrıca ülkede Fosfat dışı madenlerin
kısmen özelleştirilmesi düşünülüyor.
www.ihracat.info.tr
27
SÖ LEŞİ
Ruhi Engin Özmen
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) Yönetim Kurulu Başkanı
Uluslararası karayolu taşımacılık sektörü 1968 yılından
beri istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Bugün 200’den fazla yetki belgeli firma, 50 bin araçlık bir
filo ile 75 ülkeye taşıma gerçekleştiriyor. 400 bin kişinin
istihdam edildiği sektörün toplam yatırımı yaklaşık 5.5
milyar doları bulurken; Türkiye ihracatının değer olarak
yüzde 44’ünü taşıyan sektör, ülkemize 6 milyar dolara
yakın bir navlun girdisi sağlıyor.
Ülkemizdeki uluslararası karayolu taşımacılığı ilk olarak 1968'de bir devlet girişimi
olarak Frintaş adı altında, Irak ve İran'a taze
sebze ve meyve taşımaya başlanmasıyla
gerçekleşmiştir.
28
www.ihracat.info.tr
/ Esra Torlak
LOJİSTİĞİN
NAVLUN GİRDİSİ
6 MİLYAR DOLAR OLDU
Uluslararası karayolu taşımacığında gelinen noktayı,
Türkiye’nin ekonomisine kattığı değeri, sektörün büyümesi
ve yapılması gereken yatırımları Uluslararası Nakliyeciler
Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen
ile konuştuk.
Uluslararası karayolu taşımacığının Türkiye’de gelişiminden bahseder misiniz?
Son yıllarda sektörde değişim hangi yönde yaşandı?
Ülkemizdeki uluslararası karayolu taşımacılığı ilk olarak
1968’de bir devlet girişimi
olarak Frintaş adı altında, Irak
ve İran’a taze sebze ve meyve
taşımaya başlanmasıyla gerçekleşmiştir. 1970’lerde Batı
ile Ortadoğu ülkeleri arasındaki ticaretin artması sonucu
özel sektör devreye girerken,
1980’lerde serbest ticarete
geçilmesiyle birlikte sektör
büyük bir sıçrama gerçekleştirmiştir. Sonraki yıllarda yaşanan İran-Irak Savaşı ve Körfez
Savaşı taşımacılık sektörünü
olumsuz yönde etkilerken,
Sovyetler Birliği’nin dağılması
taşımacılarımız için yeni fırsatlar yaratmıştır.
Sektörde Türkiye’de cirolar
ne kadar arttı, gelecekte ne
olacak?
Uluslararası karayolu taşımacılık sektörü 2011 yılını sefer
bazında yüzde 6’lık büyüme
gerçekleşti, bu rakamlar önümüzdeki yıllar içinde ümit veriyor. Dünyanın en hızlı büyüyen 2. ekonomisi 2011 yılında
Türkiye ekonomisi olurken,
ekonomide yaşanan bu hareketlilik uluslararası karayolu
eşya taşımacılığı sektörüne de
yansıdı. Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı’ndan
alınan verilere göre 2011 yılında 100’ün üzerinde firma
taşımacılık faaliyetleri gerçekleştirmek için yetki belgesi
alırken bu rakamların sektöre
yansıması yüzde 6’lık bir artış
olarak gerçekleşti. Bu yeni firmaların sahip olduğu 2000’e
yakın çekici ise yüzde 3’lük
bir artış sağladı. Bu artışlar,
sektörde yatırımların hız kazandığına ve olumlu beklenti-
lerin varlığına işaret etmektedir. 23 kara ve deniz
sınır kapısından yapılan ihraç taşıma rakamlarına
baktığımızda, 2011 sonu itibariyle Türk taşımacılarının yüzde 6’lık, yabancı taşımacıların taşımalarında ise yüzde 19’luk bir artış olacağı hesaplanmaktadır. Ülkemizden yapılan ihracat taşımaları
1 milyon 458 bine, ithalat taşımaları ise 505 bine
ulaşmıştır. Ülkemiz üzerinden gerçekleştirilen
transit taşımalarda geçtiğimiz yıla oranla yüzde
4’lük bir artış gerçekleşirken, 85 bin sefer transit
taşıma gerçekleştirilmiştir. Bu taşımaların yüzde
60’ı yabancı ülke araçları tarafından gerçekleştirilmiş ve bu durum Türkiye’nin uluslararası bir
transit güzergâh olarak tercih edilirliğinin giderek
artmakta olduğunun göstergesidir.
2011 yılı rakamsal verilerine baktığımızda sektörde yatırımların hız kazandığına işaret etmekle birlikte olumlu beklentilerin varlığı görülmektedir.
Aynı yükseliş trendinin sürmesi halinde 2012 yılında uluslararası eşya taşımacılığı filomuzda yüzde
3, Türkiye pazarına yoğun olarak giriş yapan yabancı şirketlerle birlikte firma sayımızda yaklaşık
yüzde 8 ve uluslararası taşıma performansında da
yüzde 10 civarında artış olması beklenmektedir.
UND’nin faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Uluslararası karayolu eşya taşımacıları sektörünün çatı derneği olan Uluslararası Nakliyeciler
Derneği’nin öncelikli faaliyeti üyeleri bilgilendirmek. Üyelerimle paylaştığımız anlık sms, haftalık
bülten ve sirküler, aylık ve 3 aylık dergiler ve web
portal duyurularıyla sektörde yaşanan her türlü
gelişmenin yanı sıra mevzuatlarda yaşanan tüm
yenilikleri de üyelerimizle paylaşmış oluyoruz.
UND olarak, IRU, BSEC-URTA, FIATA, WTO gibi diğer STK ve muadil derneklerle işbirlikleri yaparak
sektörümüzü ve ülkemizi bu derneklerde temsil
ediyoruz.
Uluslararası karayolu taşımacılığı yapan nakliyeci-
ler hem yurtiçinde hem de yurtdışında çok fazla
problemle karşılaşabiliyorlar. Dernek olarak üyelerimizin sorun ve ihtiyaçlarına zamanında, kalıcı ve
objektif çözümler getiriyoruz. Üyelerimize geçiş
belgeleri dağıtımının etkinliğinin sağlanması, sınır geçişlerinde kolaylık, sektörel eğitimler, global
teminat hizmeti, bilgilendirme ve mevzuat takibi,
belge satışı (FBL, FCR), vize alımlarında kolaylık,
KDV iadeleri, sigorta hizmetleri, akaryakıt kartları
ve telekom indirimleri konularında destek vererek
onların yararına olacak anlaşmalara imza atıyoruz.
Ayrıca derneğimiz tarafından oluşturduğumuz
UNDnet sistemi ile üyelerimiz, AB ülkelerine yaptıkları ihraç taşımalarında geçerli olan T1 beyanlarını ve diğer zorunlu gümrük beyanlarını internet
üzerinden gerçekleştirebiliyorlar.
Uluslararası taşımacılık sektörü için öncelikle
yapılması gereken yatırımlar nelerdir?
Özellikle 2005 yılından bu yana neredeyse
tüm sektör kurum-kuruluşlarının gündeminden inmeyen konuların başında gelen “lojistik
köyler” konusu, uluslararası taşımacılık sektörü için öncelikli yapılması gerekenler arasında
ilk sırayı alıyor. Avrupa’da 1970’lerden bu yana
gelişen Lojistik Merkezler bugün 100’ü geçerken, sadece Almanya’da 33 lojistik köy
bulunuyor. Avrupa’da böyle bir tablo
varken; başta İstanbul olmak üzere,
ticaretimizin yoğun olduğu tüm
bölgelerde lojistik köyler konusunda artık somut gelişmeler bekliyoruz.
Lojistik üs olması istenen Türkiye’de henüz tüm
taşıma türlerini bir araya getiren bir lojistik merkezi mevcut değil, “Lojistik Köy” yapılanmaları ile
ilgili özel “Mevzuat” ve “Muhatap Kurum” mevcut
değil.
Ülkemizin jeopolitik konumunun küresel piyasalarda bir avantaja dönüştürülebilmesi için
www.ihracat.info.tr
29
Ülkemizde lojistik sektörünün
en önemli avantajı, önümüzdeki
10-15 yıl içinde dünya ticaretinin
yüzde 40’ının gerçekleşeceği, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney arasında
yaklaşık 2 trilyon dolara ulaşması
beklenen ticaret hacminin kavşak
noktasında bulunuyor olması.
“LOJİSTİK KÖY
PROJELERİ
BİR AN ÖNCE
HAYATA
GEÇİRİLMELİ”
TAŞIMACILIĞIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ KARAYOLU İLE YAPILIYOR
lojistik köylerin oluşturulması kaçınılmaz
bir zorunluluk. UND olarak uzun zamandır
ısrarla ihtiyaç olduğunu vurguladığımız “Lojistik Köyler” projelerinin bir an önce hayata geçirilmesi, sağlayacağı maliyet avantajı
nedeniyle Türk Malı için yaratacağı küresel
rekabet avantajı, üretim ve istihdam artışına sağlayacağı katkılar nedeniyle yoğun
şekilde desteklenmesi ve teşvik edilecek
konular kapsamına mutlaka alınması gerekiyor. Bu kapsamda başta büyük kentlerde
yeterli asgari niteliklere sahip arazinin tahsisi konusunda destek olmak üzere, verimlilik
ve rekabet gücünü artıracak IT ve teknoloji
yatırımları ile teşvik sağlanması çok önemli.
Sektör açısından Türkiye’nin bölgesel konumu itibari ile bir değerlendirme yaptığımızda avantajları ve dezavantajları
nelerdir?
30
www.ihracat.info.tr
vizeler taşımacılar için sıkıntı yaratıyor. Yurtiçine baktığımızda; yetki belgesi olmaksızın
taşımacılık yapanlar, akaryakıtlarda sektörümüze uygulanan ÖTV ve KDV istisnasının
yetersizliği, gümrüklerde yaşanılan sıkıntılar
ön plana çıkıyor.
Türkiye’de ve gelişmekte olan ülkelerde
taşımacılıkla ilgili olarak hangi sorunlar
ön plana çıkmaktadır?
Sektörümüz için en büyük sıkıntıların başında gelen yurtdışına taşıma kotaları, vizeler
ve diğer korumacı kısıtlamalar için devletin
desteğini bekliyoruz. Biz ülkelerin muadil
dernekleri ile görüşmelerimizde bu sorunların çözümü için adımlar atarken, devlette uygulayacağı politikalarla ve hükümet
seviyesinde girişimlerde bulunarak bizleri
desteklemeli.
Ülkemizde lojistik sektörünün en önemli
avantajı önümüzdeki 10-15 yıl içinde dünya
ticaretinin yaklaşık yüzde 40’ının gerçekleşeceği Orta Asya, Kafkaslar, BDT, Kuzey
Afrika bölgesi içinde ve Doğu-Batı ve Kuzey-Güney arasında yaklaşık 2 trilyon dolara
ulaşması beklenen ticaret hacminin kavşak
noktasında bulunuyor olmasıdır. Ayrıca küresel krize rağmen ciddi ölçüde daralmayan
bir iç ve dış talep unsuru da ülke içi yük pazarını canlı ve etkin tutmaktadır. Genç ve
dinamik nüfusu da, eğitim olanaklarını ve
kapasitesin arttırmak kaydıyla avantaja dönüşecek bir kaynak olarak kabul edebiliriz.
Ayrıca, ülke içinde yaşadığımız sıkıntıların
çözümleri içinde çeşitli adımlar atılmasını
bekliyoruz. Yetki belgesi olmaksızın taşımacılık yapanların tespiti ve cezalandırılması
devletten öncelikli beklentimiz olmakla
beraber ihraç yüklü araçlarımızın sınır kapılarından çıkarken aldığı ÖTV ve KDV’den
istisna akaryakıt tahsisinin bin 100 litreye çıkartılması karayolu taşımacıları için atılacak
en önemli adımlar olacaktır.
Sektöre baktığımızda hem yurtiçinde hem
de yurtdışında çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmaktayız. Yabancı ülkelere taşıma
yaparken karşılaştığımız en büyük sorun
taşıma belgelerinde ve vizelerde yaşanıyor.
Yabancı ülkeler tarafından kotaya tabi tutulduğundan dolayı sınırlı sayıda olan karayolu
geçiş belgelerinin taşımalarımız için yetersiz
belge sayılarından dolayı kısıtlı taşımalar
geçekleştirirken, şoförlerimize uygulanan
Ülkemizin ulaştırma ve lojistik sektörüne
baktığımızda yoğun olarak kullanılan ulaşım ağının karayolu olduğu görülmektedir.
Son dönemde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından gerek demir
yollarına gerek havayollarına yapılan yatırımlar, yeni açılan ro-ro hatları her ne kadar
alternatif ulaşım kanallarını arttırsa da, ulaşımın büyük bir bölümü karayolu ile yapılmaktadır.
Uluslararası taşımacılık ve ulaştırma sektöründe Türkiye’ de daha çok hangi ulaşım ağını yaygın olarak kullanılıyor?
www.ihracat.info.tr
31
TURKIYE
MARKALASIYOR
Birleşmiş
Markalar
Derneği’nin kuruluş amacı
nedir? Faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Birleşmiş Markalar Derneği
(BMD), Eylül 2001’de, başta
hazır giyim olmak üzere, perakende sektöründen firmaların
katılımıyla kuruldu. BMD yıllar
içinde iletişim, optik, mobilya,
ayakkabı, küçük mutfak ürünleri, kozmetik, aksesuar, ev
tekstili ve dekorasyonu, çok
katlı mağazacılık gibi alanlardan firmalarla üyelerinin sektörel dağılımını çeşitlendirdi.
Yılmaz Yılmaz
Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı
Türkiye “Marka Ekonomisiyle” 20 yıl sonra yıllık
203 milyar dolar katma değer yaratarak kişi
başı milli geliri 30 bin dolara çıkarmayı hedefliyor. Türkiye’de ekonomik gelişmeye paralel
satın alma gücünün artması markalaşmayı
hızlandırıyor. Başta alışveriş merkezleri olmak
üzere modern perakende sektöründeki hızlı
genişleme markalaşma sürecini destekler konumda yer alıyor. Birleşmiş Markalar Derneği
Başkanı Yılmaz Yılmaz Türkiye’nin uluslararası
markalaşma sürecine dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
32
www.ihracat.info.tr
BMD üyelerinin, 2012 yılı başı
itibarıyla sektörel dağılımına
baktığımızda ise, hazır giyim
ve ayakkabı, derinin yüzde
65’lik bir orana sahip olduğunu görüyoruz. Bunun ardından
yüzde 7 oranla çok katlı mağazacılık gelmektedir.
Yurtiçi ve yurtdışı sektörel bilgi
paylaşımı ve sektörün gelişimine destek olmak amacıyla
oluşturulan BMD, 2001’deki
kriz sırasında kurulduğu için
öncelikli amaçlarından biri de,
krizin Türk markaları üzerindeki etkisini en aza indirmekti. Krizin etkilerinin azalmaya
başlamasıyla beraber Dernek,
markalaşma ve perakende konularına daha fazla eğilme olanağı buldu. Bugün Türkiye’de
perakende sektörüyle ilgili
markalaşma
çalışmalarında
BMD, ilgili devlet kurumları,
özel kuruluşlar ve akademik
çevrelerce muhatap kabul
edilmektedir.
BMD, 150’ye yakın ticari firmanın ve bunlara bağlı 500 kadar markanın oluşturduğu bir
dernek. Yapısı itibarıyla BMD,
Türkiye’nin en cazibeli derneği
çünkü önde gelen, tanınmış,
tüketicilerin tercihlerinde hep
ön sıralarda yer alan markaları bünyesinde barındırıyor.
Moda olan ne varsa bunları
BMD markalarında bulmak
mümkün.
BMD üyelerinin 2011 yılına
ilişkin verilerine baktığımızda
ise, üye firmalarımızın 30 milyar doların üzerinde ciro yaptıklarını, 50 bin’den fazla satış
noktasında yaklaşık 3 milyon
metrekare satış alanı üzerinde
faaliyet gösterdiklerini görüyoruz.
Türkiye’de markalaşma süreci hangi boyutta, bu konu
hakkında neler söylemek
istersiniz? Markalaşmanın
Türkiye’deki
öneminden
bahseder misiniz?
Türkiye’de markalaşma süreci
2. Dünya Savaşı’ndan sonra
başladı. Bu süreç 1980’lerde
özellikle hazır giyim ve tekstil
sektörlerinde ivme kazandı.
Bu aynı zamanda perakendeciliğin öneminin de arttığı yıllardır.
1990’larda alışveriş merkezlerinin açılışıyla birlikte markalaşma sürecinde en hızlı döneme
girildi. İstanbul başta olmak
üzere tüm Türkiye’de açılan
AVM’ler sayesinde markalaşmanın da önemi arttı.
SÖ LEŞİ
/ Elif Toptaş
BMD iletişimden, mobilyaya, ayakkabıdan, mutfak malzemelerine ayrıca
kozmetik ve ev tekstili dekorasyonuna
varan alanlarda markalaşmanın öncüsü olmaya devam ediyor.
1990’ların sonu ve 2000’li yılların başında, sadece Türkiye’de marka olmak artık Türk firmalarına yetmemeye başladı.
Yurtdışına açılmak gerektiği anlaşıldı.
İşte bu noktada, özel sektör firmalarına
devlet desteği gerekti. Söz konusu dönem aynı zamanda Türkiye’nin kronik
sorunu olan krizlerin de yaşandığı yıllar
olarak göze çarpmaktadır.
Bu noktada, devletin Turquality projesini devreye sokmasıyla yurtdışında mağazalaşma ve uluslararası marka olma
çalışmaları özel bir ivme kazandı. Devletin markalı ürünlere ve markalaşma
yolundaki firmalara sağladığı teşvikler
birçok firmamızın yurtdışına açılmasının da yolunu açtı.
Markalaşma sürecinin var olmasını ve
gelişmesini sağlayan temel unsurlar
bulunmaktadır. Bu temel unsurlar; yaratıcılık kapasitesi, insan kaynakları,
bilgi ve teknoloji alt yapısı, sosyo-kültürel çevre ve toplumsal yapı, şirketlerin
markalaşma isteği ve kapasitesi, üretim-tedarik ve organizasyon alt yapısı,
dışarıdan alınan hizmetlerin varlığı,
finansman olanakları, fikri mülkiyet
haklarının varlığı ile tüketici bilinci ve
duyarlılığıdır. Bu unsurların eksik veya
yetersiz olması markalaşmada istenilen
başarı ve değerin yaratılmasını engellemektedir.
Markalaşma sürecinde modern perakende pazarların varlığı büyük önem
taşımaktadır. Avrupa’da hızlı tüketim
ürünleri için modern pazarların payı
1980 yılında yüzde 51 iken 2000 yılında yüzde 83’e ulaşılmıştır. Modern
perakende pazarlar, gıda ve gıda dışı
ürünlerin arzı ve satışı için kanallar
oluşturmaktadır. Modern perakende
pazarların gelişmesi ve genişlemesi halinde moda markaları, markalı ürünler,
markalı hizmetler ve lüks markaların
satılabileceği alanlar da genişleyecektir.
Türkiye’de firmalar ürünlerini markalaştırmak için neler yapmalı?
Türkiye’nin dünya ticaretinde yüksek
pay elde edebilmesi ve küresel rekabette başarılı olabilmesi için daha fazla
marka yaratması gerekmektedir. Güçlü
Türk markaları yaratmak için de devlet
desteği ile markalaşma stratejileri geliştirilmesi gerekiyor.
Markalarımızın en kısa sürede maksimum büyüme için yönelmeleri gereken
yollardan birinin de yurtdışı pazarlar
olduğunu düşünmekteyiz. Türkiye dışındaki yeni pazarlar, sundukları sayısız
fırsatla, markalara daha fazla sayıda tüketiciye ulaşma, yatırım yapma ve satışlarını arttırma olanağı tanımaktadır.
BMD’nin temel stratejisi, hedef pazar
olarak Türkiye’nin komşularını ve yakın
coğrafyadaki ülkeleri seçmektir. Avrupa
ülkeleri yıllardır Türkiye’nin en önemli
ticari partneri olmuştur. Ancak son iki
yıldır, Ortadoğu, Balkanlar ve Afrika ülkelerine de özel bir önem verilmektedir.
Gerçi Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan
son gelişmeler bu pazarlarla ilgili kararlarımızı gözden geçirmemizi gerektiriyor ancak sonuçta, bu ülkeler çok
da uzak olmayan bir zaman diliminde
yeniden yatırıma uygun hale gelecektir.
BMD olarak hazırladığımız ve 25’e yakın
ülkeyi kapsayan “hedef ülkeler raporu”,
üye firmalarımıza yol gösteren, başta
perakende sektörü olmak üzere bu ülkelere ilişkin ayrıntılı bilgi sağlayan bir
çalışma oldu. Bu raporlar, yeni pazarlara girişte üye markalarımızın kullanabilecekleri önemli bir bilgi kaynağıdır.
www.ihracat.info.tr
33
SI
A
RK
A
KM
R
TÜ
Marka ekonomisinin gelişmesi
için neler olmalı?
Türkiye’de marka ekonomisinin
gelişmesi için öncelikli hedeflerini sıralarken Turquality ve marka
destek programlarını geliştirerek
ve yaygınlaştırarak bölgesel ve
küresel ölçekte tercih edilen Türk
markalarının yaratılmasına ve
markalı ihracatın arttırılmasının
önemine ayrıca değinmeliyiz.
Temel olarak söyleyeceğimiz
ise Türk Malı” (Made in Turkey)
yerine “Türk Markası” (Turkish
Brands) kavramının yaygınlaştırılması gerekliliği. Bunun için birlikte çalışılması ve kamuoyunun
harekete geçirilmesi öncelikli
koşul.
Diğer hedeflerimiz ise şöyle:
• İstanbul, kendi bölgesinde bir
moda merkezi ve moda perakendesinin alışveriş merkezi haline
getirilmeli. İstanbul Alışveriş Festivali güçlendirilmeli ve benzer
organizasyonların etkisiyle “Marka - Şehir” hedefine ulaşılmalı
• Türkiye bölgesinde piyasa yapıcı hale gelmeli ve yeni nesil serbest bölgelerle bir bakıma küçük
Hong Kong’lar oluşturulmalı.
• Serbest ticaret ortamı yaratılmalı, ticaret önündeki engeller
kaldırılmalı, küresel ticaret ve
tedarik olanakları serbest bırakılmalı
• Tasarım faaliyetleri markalı ekonomiye destek verecek şekilde
devlet tarafından desteklenmeli.
Yılmaz Yılmaz Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı
Turquality ve Marka destek programları hakkında neler söylersiniz?
Bildiğiniz gibi 2004 yılında markalaşma potansiyeli olan firmalara destek
amacıyla “Turquality” projesi başlatıldı.
Turquality, Türk ürünlerinin dünya pazarlarında sahip olduğu imajı iyileştirmek
ve uluslararası pazarlarda tutunmalarını
sağlamak amacıyla sadece Türk markalarına verilmesi öngörülen bir destek
programı…
İhracatın desteklenmesi “Türk Markası”
imajının dünya pazarlarında kabul gören
Türk markası haline gelmesinde önemli
bir adım olan Turquality projesiyle gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bu proje güçlü Türk markaları geliştirerek ülkemizin
ihracatını artırmak, “Türk Malı” imajını
ve Türkiye’nin itibarını güçlendirmek ve
seçilmiş marka potansiyeli taşıyan firmalara destek olmak amacıyla faaliyetiyle
harekete geçirilmişti. Proje bugün halen
devam ediyor. Bu çok önemli bir şey…
Türk markaları dünyada ne kadar tanınıyor?
Uluslararası marka olmanın önemli koşullarından biri yurtdışında markalaşabilmek, mağazalar açabilmektir. Bizim
de hedefimiz, yurtdışında 2023 yılında
20 bin mağazaya ulaşmak, Türk markalarını sesini dünyanın her köşesinde duyurmaktır.
BMD’ye üye 79 marka 91 ülkede 2 bin
34
www.ihracat.info.tr
604 mağazaya sahip. Bu markaların ilk
kez girdiği ülkeler arasında Abhazya,
Benelüks ülkeleri, Gabon, İskoçya, Karayipler, Kolombiya, Kongo, Malta, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Nepal, Senegal
gibi ülkeler var. Borç krizi nedeniyle zor
günler geçiren Yunanistan’da bile BMD
üyelerinin 21 mağazası bulunuyor.
Krizden Avrupa’ya oranla daha az etkilenen ve yüksek büyüme potansiyeli
taşıyan Türkiye’nin çevre ülkeleri Türk
markalarını en çok çeken ülkeler arasına
yerleştiler.
Moda perakendesi alanında markalarımız dünyada en üst düzeyde rekabet
edebilir durumdadır. Hedefimiz, üretici
vasfımızı zamanla “üretici-organizatör
tüccar” vasfına dönüştürmek, yurtdışında büyüyen Türk markalarının katma
değer yaratan markalı ihracatlarını büyütmektir. Bunu da “marka ekonomisine dönüşüm” olarak adlandırıyoruz.
Avrupa’nın göbeğinde 60 milyar dolar
hazır giyim ve deri mamulleri ihracatı
yapan İtalya gibi, Türkiye de perakende
ve modanın yarattığı katma değerle çok
yüksek hazır giyim, tekstil ve deri ürünleri ihracatı yapabilmelidir.
Türk markaları artık taklit de ediliyor.
Dünyadaki bilinirliğini artıran Türk markaları, uluslararası marka tescili ile bu
sorunu aşmaya çalışıyor. Kazakistan ve
Rusya'daki taklit takım elbiseleri hukukî
mücadele sonucunda toplatmayı başaran bazı BMD üyeleri diğer ülkelerde de
taklit ürünlerini aramaya başladı.
Türkiye’de markalaşmada hangi sektörler başı çekiyor?
Kendi sektörüm adına konuşmam gerekirse, tekstil, dünyadaki en rekabetçi
sektörler arasında başı çekiyor. Bu şiddetli rekabet nedeniyle de Türkiye’de
birçok şirket, özellikle Çin mallarına
karşı birçok pazarda tutunmakta zorlanmaya başladı. Yine de öyle bir sektör
ki tekstil, biraz farklılık yaratma çabası
içine giren girişimcilere, sonsuz fırsatlar
ve büyümenin kapısını sonuna kadar
açabiliyor. Bu nedenle markalaşma süreci için bakılacak olduğunda konjonktürümüzün sağlam olduğunu görüyorum.
İtalya, İspanya ve Türkiye’nin markalaşma noktasında geldikleri noktaları değerlendirdiğinizde neler söylersiniz?
Bir zamanlar Avrupa’nın köylüsü olarak
kabul edilen İtalya ve İspanya, marka ekonomisine geçerek ülke imajını
yükselttiler. Böylece turizm gelirlerini
arttırdılar. Marka ekonomisini en güçlü
şekilde hayata geçiren İtalya’da devlet,
1970’lerde moda markalarına güçlü
destek sağladı ve tasarımcılarla işbirliği
yaptı. İtalya’da hazır giyim moda ihracatı 20 milyar dolar, turistlerin hazır giyim
harcaması 5,1 milyar dolar, iç pazar hazırgiyim büyüklüğü 93,4 milyar dolar,
toplam hazırgiyim sektör büyüklüğü
ise 118,5 milyar dolara ulaştı.
İspanya ise küresel fırsatları değerlendirirken, fast fashion / hızlı moda akımını yarattı. Güçlü lojistik altyapısı ve
kapasitesiyle öne çıktı. İspanya içindeki
toplam hazır giyim sektör büyüklüğü
49 milyar dolardır. Markalar ayrıca yurtdışında da katma değer yarattılar. Sadece 2 grubun yurtdışı mağaza sayısı 5
bin 531 olurken sadece 1 grubun cirosu
16 milyar dolar oldu.
İtalya Türkiye’ye kıyasla yüzde 41 oranında daha az ürün ihraç ederken,
Türkiye’den 5 kat daha fazla katma değer elde ediyor. Türkiye 1 üretip 1 katma değer elde ederken, İspanya 6, İtalya 11 kat katma değer elde etmektedir.
Bununla birlikte Türkiye son 10 yılda
kendi markaları ile yurtiçi ve yurtdışın-
Marka Tescili Nasıl Yapılır?
Markanın ön araştırması ve tescilinin uygun olup olmadığını
ilişkin değerlendirme, marka tescili işleminin en önemli aşamasını oluşturuyor. Bu işlem profesyonel ve bilgi birikimine
sahip deneyimli bir firma tarafından yapılması gerekiyor.
Çünkü başlangıçta iyi analiz edilmeyen ya da edilemeyen
marka tescil başvurularının aylar sonra Enstitü tarafından
reddedilmesi, tescil için başvuruda bulunan firmaları çok
sıkıntılı bir duruma düşürüyor. Böyle istenmeyen bir durum,
hem zaman hem de maddi açıdan marka tescili başvurunda bulunan firmalarının büyük kayıplar yaşamasına neden
oluyor. Tescil başvurusunun, TPE tarafından incelenme ve
da ticareti öne çıkarmaya başladı. Denk
koşullarda başlayan bu yarışta gerilerde
kalan Türkiye marka ekonomisiyle kendine yeni ve güçlü bir yol açabilir.
İtalya-İspanya-Türkiye 50 yıl önce benzer ekonomik koşullara sahipti. Fason
üretim ile markalı üretim ve ihracatın
ülkelere sağladığı avantaj ve dezavantajlar aşikâr. 1960’larda Almanya’ya
çalışmak üzere işçi gönderen bu üç ülkenin ekonomisi 1970’lerden sonra çok
farklı bir seyir izledi.
İtalya’nın bir yandan markalaşma sürecine girerek elde eğittiği ucuz iş gücüyle kaliteli üretim gerçekleştirdiğini
öte yandan küresel ölçekte markalar
yaratarak dünya modasına yön vermeye başladığını söyleyebiliriz.
İspanya’nın ise 1990’larda küresel talep
koşulları ile ticaretteki serbestleşme
eğilimini iyi öngörerek fast fashion /hızlı moda akımını yarattığını belirtebiliriz.
Biz Türkiye’nin de artık marka ekonomisini hayata geçirerek İtalya ve İspanya
gibi ülkelerle aynı kategoride yer alması
gerektiğini düşünüyoruz.
değerlendirmesinin ardından marka, tescil için uygun görülürse ilan ediliyor.
Tescil başvuru aşamasından yaklaşık 5-6 ay sonra, tescil işleminin uygun görülmesi neticesinde marka, 3 ay süreliğine 3.
Şahısların dikkatine resmi olarak ilan ediliyor.
İlan süresi içerisinde itiraz edilmeyen markaların tescili için
yapılan başvurusu kabul edilir ve tescil başvuru dosyasında
eksik olan evrakların tamamlanması ile birlikte, tescil ücretinin ödenmesi koşuluyla markanın tescili yapılıyor. Ayrıca yapılan işlemlerin ardından Tescil Belgesi düzenlenerek marka
koruma altına alınıyor.
www.ihracat.info.tr
35
FiNANS
01
DENİZBANK’TAN 1 MİLYAR
61 MİLYON LİRA NET KAR
03
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, sektörün ‘net faiz marjı’nı muhafaza ederse
2011’e kıyasla yüzde 10’luk kar artışı yakalayabileceğini söyledi. Merkez Bankası’nın faiz koridorunu
daraltmasını ‘olumlu’ bulan Aydın, bankaların kredi
kartı aidatını almaya devam edeceğini de aktardı.
Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Çek Kanunu’nu ‘çağdaş yasalar’ olarak niteleyen birlik başkanı, SPK’nın
kurumsal yönetim ilkeleri konusunda ‘bağımsız
üye’ ile ilgili çekinceleri olduğunu ve bunu ilgili
mercilerle paylaştıklarını belirterek, ağırlıklı olarak
‘bağımsız üyelere diğer yönetim kurulu üyelerine
tanınmamış bir takım özel statülerin verilmesine’
karşı olduklarını vurguladı.
Denizbank, 2011’de net karını yüzde 72 oranında
artırarak 1 milyar 61 milyon liraya çıkardı.
Genel Müdür Hakan Ateş, bankanın 2011 mali
tablolarını basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Ateş’in verdiği bilgilere göre, konsolide olarak
aktifler 2010’a oranla yüzde 32 büyümeyle 44
milyar 756 milyon lirayı buldu.
02
BANKALAR BU SENE YÜZDE
10’LUK KÂR ARTIŞI BEKLİYOR
BANKACILIK SEKTÖRÜ
2011’DE 20 MİLYAR TL KÂR ETTİ
Türk bankacılık sektörü yine rekor kârla kapattı.
Avrupa’daki krize rağmen sektörün kârı sadece
yüzde 10 düşüşle 10 milyar lira oldu. Bankaların
gelirlerinin büyük bölümünü yine faiz ve komisyonlar oluşturdu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nın açıkladığı verilere
göre, bankaların toplam faiz gelirleri 2010’a göre
yüzde 13.9 artarak, 88.1 milyara çıktı. Geçen yıl
yüzde 23.4 artan kredilerden alınan faiz gelirleri ise 58.6 milyarı geçti. Kredilerden alınan faiz
gelirlerinin toplam gelire oranı da yüzde 74.6’ya
çıktı. Faiz giderleri de yüzde 26 artan bankalar
komisyona yüklendi.
04
ŞEKERBANK'IN 2011 NET KARI
118 MİLYON TL OLDU
Şekerbank, 31.12.2011 tarihli konsolide olmayan
mali tablolarını açıkladı. Buna göre, 2011 yılında
118 milyon TL net kar elde eden bankanın, son
çeyrek karı bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 245
artarak 62 milyon TL olarak gerçekleşti. Bankanın 2011 yıl sonu
solo
bilançosuna
ilişkin değerlendirme yapan Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin,
Şekerbank'ın güçlü
ve sağlam finansal
yapısının temelini,
bankanın
tabana
yaygın bankacılıktaki uzmanlığının
oluşturduğunu söyledi.
36
www.ihracat.info.tr
05
TEB KOBİ TV’YE DÜNYA
ÇAPINDA ÖDÜL
TEB KOBİ TV, Warner
Bros ve Disney gibi yayıncılık alanında dünya
devi markaların da ödül
aldığı Interactive Media
Awards’ta, ‘televizyon’ kategorisinde Üstün Başarı
Ödülü’ne layık görüldü. KOBİ’lerin sadece bankası
değil, aynı zamanda danışmanı da olmayı hedefleyen Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) 6 yıl önce
kurduğu TEB KOBİ TV, dünya çapında etkili olan
Interactive Media Awards’ın ‘televizyon’ kategorisinde ödüle layık görüldü. Üstün Başarı Ödülü’nü
(Outstanding Achievement Award) kazanan TEB
KOBİ TV, geçen yıl da ‘bankacılık’ kategorisinde
ödüle layık görülmüştü.
06
AKBANK’TAN ESNAFA
100 BİN LİRA KREDİ
Akbank, esnafın şartlara göre değişen ihtiyaçlarını belirleyerek Esnaf Destek Paketi’ni hazırladı.
Paket kapsamında bulunan Esnaf Destek Kredisi
sayesinde esnafların 100 bin liraya kadar olan finansman ihtiyaçları, nakit akışlarına uygun esnek
ödeme planı ile karşılanıyor. 24 aya varan vade ile
sunulan 25 bin liraya kadar olan finansman seçeneğinden ise esnaflar, özel faiz oranlarıyla yararlanabiliyor. Akbank Ticari ve KOBİ Bankacılığı’ndan
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Gür, Esnaf
Destek Paketi’ni hazırlarken esnafın finansman
gereksinimlerini dikkate aldıklarına işaret etti. Gür,
“KOBİ’lerimiz Türkiye’nin gücü, Akbank KOBİ’lerimizin gücüdür. Hedefimiz Türkiye’de yaklaşık 3,5
milyon KOBİ’nin yarısından fazlasını oluşturan 2
milyon esnaf müşterimizin hayatını kolaylaştırıp
işlerine destek olmaktır.” dedi.
07
BANK ASYA’NIN 2011 NET
KÂRI 216 MİLYON LİRA
2011 temel bankacılık faaliyetlerine odaklanarak
büyüdüklerini belirten Genel Müdür Abdullah
Çelik, “Uluslararası ekonomide belirsizliklere,
piyasalarda görülen dalgalanmalara ve artan yasal sınırlamalara rağmen 2011’de temel
bankacılık faaliyetlerine odaklanarak büyümeyi geliştirmeyi ve mali sonuçlara yansıtmayı
başardık.” dedi. Bank Asya, Aralık 2011 tarihli
konsolide olmayan finansal tablolarını açıkladı. Buna göre banka, geçen sene 216 milyon
lira net kâr elde etti. Aktif toplamını 17,2 milyar
liraya çıkarırken; nakdi ve gayrinakdi krediler
kanalıyla reel ekonomiye sunduğu destek 22,8
milyar lirayı buldu. Bank Asya, 1 senelik dönemde nakdi kredilerini yüzde 22 oranında artırarak
13,5 milyar lira; cari ve katılma hesapları yoluyla
topladığı fonları ise yüzde 11 oranında artırarak 12,4 milyar lira seviyelerine getirdi. 2010’un
aynı dönemine
oranla ülke dışından temin
ettiği kredileri
yüzde 134, özkaynaklarını
ise yüzde 10
artırdı.
08
ZİRAAT BANKASI
RUSYA'DA YENİLENDİ
Rusya ve Türkiye arasında gelişen siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerle birlikte
Rusya’da faaliyette bulunan Türk bankaları da kendilerini yenileyerek gelişmeye devam ediyor. 1993’ten bu yana
Moskova’da faaliyetlerini sürdüren Ziraat
Bankası, yenilenen ofisi, internet alt yapısı ve yeni yazılım programı ile Türk yatırımcıların yanında yer alıyor. Ziraat Bankası Rusya Genel Müdürü Zafer Yüksel,
artık vadeli mevduat toplamaya da başladıklarını yabancıların da güvenilir banka
olarak kendilerini tercih ettiğini söyledi.
www.ihracat.info.tr
37
FiNANS
09
HALKBANK’IN 2011 NET KARI
2 MİLYAR 45 MİLYON LİRA
11
Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu
(BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, yaklaşık 50 milyon
vatandaşın alışverişlerde çok sık kullandığı kredi
kartları ile ilgili tek limit uygulamasını savundu.
Uluslararası Yöneticiler Derneği’nde (YÖNETDER)
‘Bankacılık Sektörünün Genel Görünümü ve Ekonomiye Etkileri’ konulu bir seminer veren Bilgin,
vatandaşları yakından ilgilendiren kredi kartları
konusunda açıklamalarda bulundu. Başkan Bilgin
şunları söyledi: “Bir insanın geliri ne kadarsa gelirinin 3 ya da 4 katı bir limiti olsun. O limitte ister
10-20 kart, isterse bir kartı olsun. Sorun vatandaşın geliri 2 bin lirayken, cebinde 5 bin lira limitli 3
-4 kart olması. Tek limit uygulamasını yapabilecek
sisteme sahibiz. Buradan yola çıkarak bu sistemi
biz kurgulayabiliriz, bunun için kanun değişmesi
gerekiyor. Bu sistemi bankalar pek istemiyor, yapacak bir şey yok, ama bence tek limit hayırlı bir
iş olur.” dedi.
Halkbank’ın 2011 net karı yüzde 50 artışla 2 milyar 45 milyon lira oldu. Nakdi kredileri 56 milyar
lirayı, toplam kredileri de 74 milyon lirayı bulan
bankanın, aktif toplamları 91 milyar lirayı gördü.
Halkbank’ın 2011 sonuçları ve 2012 hedefleri basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Toplantıda
ilk olarak ekonomiyi değerlendiren Genel Müdür
Süleyman Aslan, “2011 dünya adına iyi olmadı.
Avrupa’da görülen sorunlar, diğer kıtalara da yayıldı. Türkiye, böyle bir ortamda maharetle ayakta
kalmayı başardı. Muhtemel, ülke 2011’in tamamı
için yüzde 8 büyüme elde edecek. Bu, önemli bir
başarıdır. Öte yandan finans sektörü yapı olarak
gayet iyi olup bunalımın bertaraf edilmesinde
önemli rol oynadı, oynuyor.” ifadelerini kullandı.
10
EN ÇOK DOLARA YATIRIM
YAPAN KAYBETTİ
1990-2011 yılları arasında en kazançlı yatırımcılar gecelik repoyu tercih edenler oldu. 1990
başında 100 TL’sini gecelik repoda değerlendirmeyi tercih edenlerin 2011 sonunda enflasyondan arındırılarak eline geçen tutar 2.246 TL’ye
ulaştı. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin (TSPAKB) yayın organı Sermaye
Piyasasında Gündem’in Şubat sayısında yatırım
araçlarının son 22 yıldaki getirileri analiz edildi.
Hesaplamada kullanılan verilerde, çeşitli vergi ve
kesintiler düşülmeden, brüt getiriler baz alındı.
1990 başından itibaren tahvil ya da bonolarda
değerlendirilen 100 TL ise 2011 sonunda enflasyondan arındırıldığında 1.409
TL’ye yükseldi.
BİLGİN: KREDİ KARTINDA TEK
LİMİT HAYIRLI OLUR
12
YAPI KREDİ’DEN 2,3 MİLYAR
TL NET KAR
Yapı Kredi, 31 Aralık 2011 tarihli mali tablolarında
konsolide bazda 2 milyar 291 milyon TL net kâr
açıkladı. Bir önceki yıla göre net kârını yüzde 2
artıran banka, son çeyrek net kârını da bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 16 artırarak 639 milyon
TL’ye çıkardı. Özel bankalar arasında yüzde 21,7 ile
en yüksek ortalama özsermaye kârlılığı seviyelerinden birine sahip olan Yapı Kredi’nin konsolide
aktif büyüklüğü ise yüzde 27 artışla 117 milyar 450
milyon TL’ye yükseldi.
38
www.ihracat.info.tr
www.ihracat.info.tr
39
TÜRK
BANKALARI BiRÇOK
STANDARTLARININ
TESPİT
Özge Sönmez
Burak Tansan
BCG Türkiye Genel
Müdürü ve Yönetici
Ortağı
Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa ve Asya
Pasifik bölgelerinin en önemli bankalarından alınan görüşler ve bu pazarların analizini içeren Operasyonel Mükemmellik (Operational Excellence in
Banking) isimli araştırma, 2011 yılında operasyonel
verimlilik açısından daha iyi performans sergileyen
bankaları öne çıkaran faktörler vurgulanıyor.
Çalışmayı değerlendiren BCG Türkiye Genel Müdürü ve Yönetici Ortağı Burak Tansan, Operasyonel
Mükemmellik stratejisi doğrultusunda özellikle
müşteriye odaklılığı; alternatif dağıtım kanallarının
etkin kullanımı, şube ağının esnek bir şekilde adaptasyonu, organizasyonel verimlilik ve basitleştirilmiş verimli süreçler gibi kavramların önümüzdeki
dönemde çok daha ön planda olacağını belirtiyor.
BCG İstanbul Yönetici Ortağı Burak Tansan’a göre,
Türk Bankaları, özellikle bireysel bankacılık alanında, birçok açıdan dünya standartlarının üzerinde.
Bugün Türkiye’de bireysel bankacılık ürünlerindeki
çeşitlilik, hizmet kalitesi ve yenilikçiliğin dünyadaki
birçok ülkenin ilerisinde olduğunu açıklayan Tansan, sektörün özellikle son 10 senede kendini çok
geliştirdiğini ve ekonomik büyümenin arkasındaki
motor görevini üstlendiğinin altını çiziyor.
Türkiye’nin 2008 – 2009’da yaşanan global ekonomik çalkantıyı çok iyi bir şekilde atlatıp hızlı bir şekilde büyümesinde bankacılık sektörünün sağlıklı
olması ve kuvvetli bir öz kaynak yapısına sahip olmasının büyük bir payı olduğunu belirten Tansan,
2011 yılı başından itibaren faiz marjlarındaki daralma ve diğer faktörlerin, sektörün maliyet verimliliği
üzerinde baskı oluşturmaya başladığını ve bunun
sonucunda, BCG’nin çalışmasında vurgulanan
40
www.ihracat.info.tr
AÇIDAN DÜNYA
ÜSTÜNDE
Operasyonel Mükemmellik araştırmasının Türk Bankalarının da 2012 ve 2013’de
en öncelikli konularının başında yer alacağını belirtiyor.
Operasyonel modelini iyileştiren bankaların yalnızca maliyet baskılarını yenmekle
kalmayacağını ifade eden Tansan, genel
performanslarını da dalgalanan piyasa
koşulları karşısında geliştirerek özellikle
hizmet kalitesi, yeni müşteri kazanımı ve
mevcut müşterilerde derinleşme gibi çok
kritik alanlarda da rakiplerinden farklılaşmalarını sağlayacağını belirtiyor. Tansan,
Türkiye’de bu konunun artan öneminin,
son dönemde bankacılık sektöründe oluşan temel göstergelerde ve gelişmelerde
belirgin olarak gözlemlendiğini söyledi.
Burak Tansan, son dönemde Türk bankacılık sektöründe belirgin olarak gözlemlenen gelişmeler hakkında aşağıdaki noktaların altını çizdi.
Türk Bankacılık sektörü, sağlıklı yapısını
devam ettirmesine rağmen, önemli bir
kârlılık baskısı ile karşı karşıya. Sektördeki
aktif karlılık oranı, 2010 yılında yüzde 2.5
iken 2011 yılında yüzde 1.7’ye gerilemiş
durumda.
Kârlılığı etkileyen en önemli faktörlerden birisi olan operasyonel verimliliğin
temel göstergesi maliyet - gelir oranında
da benzer bir resim ortaya çıkıyor. 2009 yılında yüzde 37 ile en iyi seviyesine ulaşan
Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı firmalarından The
Boston Consulting Group (BCG) tarafından yayınlanan ve bankacılık
sektörünün ekonomide zor dönemlere yönelik altyapılar oluşturabilmesi amacını taşıyan Bankacılıkta Operasyonel Mükemmellik
(Operational Excellence in Banking) isimli araştırma, sektör için kritik
bir öneme sahip olan konulara uzman bir bakış açısı getiriyor.
sektörün maliyet/gelir oranı, 2011 yılında
yüzde 45’lere ulaşmış durumda. Dünya’da
bu oranda ortalama performans seviyesi
yüzde 48 - yüzde 54 bandı iken en iyi uygulamalarda yüzde 30’lu oranlara ulaşıldığı görülebiliyor.
BCG raporunda belirtilen temel operasyonel iyileştirme alanları, Türk bankaları
için de öncelikli alanların başında geliyor.
Bunlar, alternatif dağıtım kanallarının etkin kullanımı, şube ağının esnek bir şekilde adaptasyonu, organizasyonel verimlilik ve basitleştirilmiş verimli süreçler.
Türkiye’de internet ve teknoloji kullanımının artması ve bankaların geleneksel
kanallar dışındaki kanalları hem maliyet
hem de hizmet çeşitliliği öncelikleriyle
geliştirmeye başlamaları, internet bankacılığını ciddi anlamda büyütmekte.
2007’de 4 milyon olan aktif bireysel internet kullanıcısı sayısı, 2011 sonunda
tam 2 katına yani 8 milyon’a ulaşmış durumda.
İnternet bankacılığı işlem hacimlerinde
ise daha da yüksek bir büyüme oranı gözlemlenmekte.
Penetrasyon açısından Avrupa ile yarışan cep telefonları da önemli bir bankacılık kanalı haline gelmiş durumda.
”Cep bankacılığı” son dönemde gelişmeye başlasa da büyüme hızı olarak in-
ternet bankacılığını bile geride bırakmış
durumda.
Aktif cep bankacılığı kullanıcı sayısı, sadece 12 ay gibi kısa bir dönemde 2011 yılı
sonunda yarım milyon kullanıcıya (2010
Aralık ayındaki aktif cep bankacılığı kullanıcı sayısının tam 2.5 katına) ulaşmış
durumda.
Alternatif dağıtım kanallarının bu kadar
hızlı gelişmesi, bankacılıkta ana dağıtım
kanalı olmaya devam eden şubelerle ilgili
geleceği de yakından ilgilendiriyor.
Türkiye’de, 1 milyon kişiye yaklaşık 150
şube düşüyor. Bu oranın AB’de yaklaşık
500, Doğu Avrupa’da ise 180-350 arasında olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye hala şube penetrasyonu
açısından olması gereken noktanın gerisinde.
Ancak, İstanbul başta olmak üzere (1
milyon kişiye düşen şube sayısı 235), büyük şehirlerimiz ve ana turizm merkezlerimiz, şube sayısı olarak doygunluğa ulaşmak üzere.
BCG’ye göre Türkiye’de şube sayısı seçici olarak artmaya devam edecek ama
şubelerin gerek işlevlerinde gerekse şube
türlerinde çok sayıda yenilikçi uygulama
gözlemlenecek. Bu konuda yurt dışında
pek çok başarılı uygulama hayata geçirilmiş durumda.
www.ihracat.info.tr
41
SEKTÖREL HEDEF / Elif Toptaş
“KURU MEYVE VE MAMULLERİNİN
2023 İHRACAT HEDEFİ
3 MİLYAR DOLAR”
Eliya Alharal
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri
İhracatçıları Yönetim Kurulu Üyesi
Ege Kuru Meyve ve
Mamulleri İhracatçıları
Yönetim Kurulu Üyesi
Eliya Alharal, 2012
kuru meyve ve mamulleri ihracatının 1,5
milyar doları aşmasını
hedeflediklerini söyledi. Alharal, bu yılın
ilk iki aylık döneminde
yapılan ihracatın 196
milyon dolara ulaştığını ifade etti.
Türkiye'nin geleneksel ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve
kuru incir başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yerine gönderiliyor.
2011 yılında İngiltere'ye 142 milyon 737 bin dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm, ABD
55 milyon 309 bin dolarlık kuru kayısı ve Almanya’ya ise 24 milyon 848 bin dolarlık
kuru incir ihracatı gerçekleştirildi.
Türkiye İhracatçılar Meclis Üyesi olarak,
Türkiye’nin kuru meyve ihracatı hakkında
neler söylersiniz? Dünya pazarındaki payımız ve sektördeki gelişmeler hakkında
bilgi verir misiniz?
Kuru meyve sektörümüz tamamı yerli girdilere dayalı üretim yapısı ile iki yüzyıldan daha
eski bir geçmişe sahip ilk ihracatçı sektörlerimizden olup, ileri düzeydeki üretim teknolojisi, ambalajlı, kaliteli ve katma değer yaratan
ürünleri, kuru kayısı, kuru incir ve çekirdeksiz
kuru üzüm üretim ve ihracatında elinde bulundurduğu dünya liderliği ile ülkemiz tarım
ürünleri ihracatında önemli bir paya sahiptir.
2009 yılı itibariyle 9,5 milyar dolarlık dünya
kuru meyve ticaretinde (fındık hariç) yaklaşık
yüzde 11 olan payımızın 2023 yılında yüzde
25 düzeylerine çıkarılması hedeflenmektedir.
Bunun için dünya üretim ve ihracatında ilk
sırada yer aldığımız kuru kayısı, kuru incir ve
çekirdeksiz kuru üzümün yanı sıra ürün çeşitliliğimizi arttırmak ve üretim açığımız olan
badem ceviz, kuru erik gibi ürünlerde üretim
miktarımızı ve genel olarak ürün kalitemizi artırmak için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.
İhraç edilen ürünler nelerden oluşuyor? Bu
ürünler en çok hangi ülkelere gönderiliyor?
42
www.ihracat.info.tr
Çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir sektörümüzün başlıca ihraç ürünleri olup,
bu üç ürünün sektörümüz ihracatındaki payı
yaklaşık yüzde 75 düzeyindedir. Bu ürünlerimizin yanı sıra, ceviz, badem, çam fıstığı, Antep fıstığı, elma kurusu, erik kurusu, meyve
çekirdekleri ve diğer meyve kuruları da ihraç
edilmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri en önemli
alıcı pazarımız olup, 2011 yılı ihracatımızdaki
payı yüzde 65’ın üzerindedir. Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa en önemli kuru meyve
alıcısı ülkeler olup, bu ülkelerin toplam kuru
meyve ihracatımızdaki payı yüzde 46’dır. 2011
yılı itibariyle Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki
önemli alıcılarımız, Amerika, Avustralya, Rusya
Federasyonu, Irak ve Kanada’dır.
Geleneksel alıcı pazarlarımız dışındaki ülkelerde de kuru meyve ihracatımızın arttırılması
amacıyla Çin, Hindistan, Rusya, ABD, Güney
Kore, Japonya, Malezya, Endonezya ve Brezilya hedef pazarlarımız olarak belirlenmiştir.
2011 yılında hedef pazarlarımıza yapılan ihracatımız incelendiğinde, bu ülkelerin kuru
meyve ihracatımızda yüzde 2,7 oranında pay
sahibi olduğu görülmektedir.
Dünya pazarına, sadece Türkiye’de yetiştirilen kuru meyveler ihraç ediliyor mu? Böyle bir ürün çeşitliliğimiz bulunuyor mu?
Dünya pazarında
bulunan ürünler
Kuru ve kabuklu meyveler sektörü
badem, hurma, kuru üzüm, kuru erik,
kuru elma, fındık, kuru ananas, tropikal
kuru meyveler, ceviz, Antep fıstığı, yer fıstığı,
çam fıstığı, kaju, makademya cevizi, pekan
cevizi, vb. gibi çok sayıda ürünü içermektedir.
Dünyada Kuru ve kabuklu meyveler sektörü hurma, kuru üzüm, kuru erik, kuru elma,
fındık, kuru ananas, tropikal kuru meyveler,
badem, ceviz, Antep fıstığı, yer fıstığı, çam
fıstığı, kaju, makademya cevizi, pekan cevizi,
vb. gibi çok sayıda ürünü içermektedir.
Geleneksel ürünlerimizin yanı sıra ülkemizde son yıllarda erik, elma, armut, dut kurusu,
kurutulmuş kiraz gibi ürünler sınırlı düzeylerde de olsa üretilmekte ve ihraç edilmektedir. Bu ürünlerden özellikle erik kurusu
dünyada revaçta olan ürünlerdendir. Bunların üretim miktar ve kalitesinin zaman içinde
artırılması ve dünya pazarına sunulması gerekmektedir.
Geleneksel ürünlerimiz olan çekirdeksiz
kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı için
üretim ve ihracatının geliştirilmesi için Üniversiteler ve Araştırma Enstitüleri ile ortak
çalışma ve projeler yürütülmektedir.
2011 yılında Türkiye’nin kuru meyve ihracatı hangi oranda gerçekleşti? Bu yılki
ihracat hedefleri neler?
Kuru meyve ve mamulleri sektörümüzün,
2010 yılı itibariyle 1,2 milyar dolar olan yıllık ihracat geliri, 2011 yılında bir önceki yıla
göre miktar bazında sadece yüzde 1 oranında artarken, değerde yüzde 10,6 oranında
artış göstererek yaklaşık 1,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2012 yılının ilk iki aylık
döneminde yapılan kuru meyve ihracatımız
ise 196 milyon dolara ulaşmıştır.
2012 yılı için ihracat hedefi yaklaşık yüzde 10’luk artışla 1.5 milyar doların aşılması
olup, kesin bir öngörüde bulunmak global
ekonomik gelişmelerin ışığında mümkün
olamamaktadır. En önemli pazarımız olan
AB ülkeleri başta olmak üzere, global ekonomideki olumsuz gelişmelerin kuru meyve
ihracatımızda büyük ölçüde düşüşe yol açması beklenmezken, -kısmen de olsa- talep
yönlü bir daralmaya ve birim fiyatlarda gerilemeye yol açması muhtemeldir.
Geleneksel ihraç
ürünlerinden kuru
incir, çekirdeksiz
kuru üzüm ve kuru
kayısı başta Avrupa ülkeleri olmak
üzere dünyanın
birçok yerine
gönderiliyor.
Türkiye ekonomisini son yıllarda nasıl
buluyorsunuz? Gelişmeler ihracat çalışmalarına nasıl yansıyor?
Son yılarda Türkiye'nin ortaya koyduğu büyüme rakamları, küresel ekonominin içinde
bulunduğu durum göz önünde bulundurulduğunda önemli bir başarı olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Türkiye, Avrupa ülkeleri ekonomik çıkmazlar
ve borç krizlerini aşmaya çalışırken ve hemen yanıbaşındaki Arap dünyası ve Kuzey
Afrika'da önemli siyasi çalkantılar yaşanırken, ihracatta ve büyümede son derece yüksek bir performans ortaya koymuş, uyguladığı ekonomi politikaları sayesinde krizin
etkilerinden korunarak güvenilir bir ekonomi olduğunu göstermiştir.
Türkiye’nin ihracatı 2011 sonunda 135 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup, bu Türk
girişimcilerinin gösterdiği büyük fedakarlıkların ve azimli çalışmaların sonucudur. Türk
ihracatçısı, iç ve dış piyasada karşılaştığı engelleri aşmayı bilmiş, yüksek üretim kalitesi
ve verimlilik artışı ile Türk ürünlerini dünyanın en uzak köşelerine taşımayı başarmıştır.
2009 yılı itibariyle
9,5 milyar dolarlık
dünya kuru meyve
ticaretinde (fındık
hariç) yaklaşık
yüzde11 olan
payımızın 2023
yılında yüzde 25
düzeylerine çıkarılması hedeflenmektedir. 2023 yılı
için sektörümüzün
dış ticaret hedefi 3
milyar dolardır.
Türkiye’nin 2023 ihracat hedefi hakkında
neler söylersiniz?
2023 yılı için sektörümüzün dış ticaret hedefi
3 milyar dolardır. Buna paralel olarak, aynı yıl
12 milyar dolara ulaşacağı öngörülen dünya
kuru ve kabuklu meyveler dış ticaret hacmindeki payımızın fındık hariç yüzde 25'e
ulaşması öngörülmektedir. Dış pazarlarda
Türk kuru meyve sektörü olarak kapsamlı
tanıtım çalışmaları yapılması, ürünlerimizin
üretim miktarının, kalitesinin ve çeşitliliğinin arttırılması, aynı zamanda iyi tarım ve
organik üretim tekniklerinin geliştirilerek
yaygınlaştırılması, doğrudan tüketiciyi hedefleyen küçük paketli ihracata ve markalaşmaya daha fazla önem verilmesi ile birlikte
sektörümüz 2023 yılı için öngörülen ihracat
rakamına rahatlıkla ulaşabilecektir.
Dünyada tüketim ve
talebi artan ceviz-badem gibi kabukluların
dikiminin elverişli
yörelerde yaygınlaştırılıp
artırılması gerekmektedir.
www.ihracat.info.tr
43
•
TESPİT
/ Elif Toptaş
Ayhan Güner Mücevher İhracatçıları Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı
“Mücevher
sektöründeki
mevzuat
engelleri
kaldırılmalı”
Türkiye’deki mücevher sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mücevher sektörü, önümüzdeki dönemlerde yeni projelerle yükselişini sürdürürken, ihracattaki başarılarını da her
geçen gün arttırmayı hedefliyor.
Türkiye ekonomisine önemli miktarda
döviz kazandıran mücevherat sektörü,
40 bin kuyumcu işletmesi ile 400 bin
kişiye istihdam sağlayarak, işsizliğin
azaltılmasına da katkıda bulunuyor.
Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim
Kurulu Başkanı Ayhan Güner, Türkiye’nin
mücevher sektöründeki gelişimi ve
mevzuatlardaki süreci İhracat Dergisi’ne
değerlendirdi.
44
www.ihracat.info.tr
Sektörün gelişmesinin önündeki mevzuat engelleri, küçük düzenlemelerle rasyonel hale getirilip, sektörün önü açılmadıkça,
ilerlemesi ve gelişmesi mümkün olamaz. Hatta bu günden geriye gider. Geçmişte de kuyumculuk sektörünün yaptığı her atılımın, her ilerlemenin başlangıcında kesinlikle, sektörün önünü
açan ve o günün ihtiyaçlarına cevap veren mevzuat düzenlemeleri olmuştur.
O günlerde yapılan mevzuat düzenlemeleri ile bu günkü seviyelere gelinmiştir. Bu günün koşullarında ihtiyaç duyulan düzenlemeler, eskiden olduğu gibi, hızlı ve dünya ticaretinin gerektirdiği bir şekilde yapılabilirse, sektörümüz mucizevî başarılara imza
atacaktır. Aksi takdirde yerinde sayacak hatta gerilemek zorunda
kalacaktır.
Altın fiyatlarındaki yükseliş pırlanta ve mücevhere olan yönelimi nasıl etkiledi?
Altın fiyatlarının yükselmesi, sadece Türkiye’de değil, tüm
dünya’da, tüketicileri altını takı olarak değil yatırım aracı olarak
değerlendirmeye yönlendirmiştir. Bu durumda tüketicilerin takı
talepleri, ya orta ve üst gelir gruplarında pırlanta ve değerli taşlar içeren mücevhere, ya da alt ve orta gelir gruplarında gümüş
daha ekonomik fiyatlı metallerden yapılan takılara yönelmiştir.
•
SEKTÖRÜN EN ÇOK İHRACAT
YAPTIĞI ÜLKELER
ÖNEM SIRASINA GÖRE, RUSYA
FEDERASYONU, BAE, IRAK, ABD,
LİTVANYA, ALMANYA, İTALYA,
KAZAKİSTAN’DI
2012 VE ONU İZLEYEN YILLARDA
MÜCEVHER SEKTÖRÜ ÜLKEMİZİN
YILDIZ GİBİ PARLAYAN BİR SEKTÖRÜ
HALİNE GELECEKTİR
Pırlanta ve mücevherde en çok hangi
ürünler tercih ediliyor?
En çok tek taş ve alyans tercih ve talep
edilmektedir.
Türkiye pırlanta ve mücevherde hangi
ülkelere ihracat yapıyor? Türkiye’nin
en önemli pazarı neresi?
2012 yılının ilk günlerinden itibaren en
çok ihracat yaptığımız ülkeler önem sırasına göre, Rusya Federasyonu, BAE,
Irak, ABD, Litvanya, Almanya, İtalya,
Kazakistan’dı.
Dünyadaki mücevher sektöründe Türkiye nasıl bir role sahip?
Dünya mücevher sektöründe Türkiye
çok önemli bir yere ve çok önemli bir role
sahiptir. Dünya finans merkezlerinden
birisi olması planlanan İstanbul’da altın
borsası açılmış ve mükemmel bir şekilde
çalışmaktadır. Bu borsa bünyesinde bir
de pırlanta ve değerli taşlar borsası kurulmuş, 123 tane üyesi olmasına rağmen,
mevzuat engelleri nedeni ile bu güne kadar faaliyete geçirilememiştir.
2011 yılı mücevher ihracat rakamlarını değerlendirir misiniz? 2012 yılı ilgili
öngörülerinizi öğrenebilir miyiz?
2011 yılında kuyumculuk sektörünün
ihracatı 1474 milyon dolar olmuştur.
2011 yılında en çok ihracat yaptığımız 10
ülke; BAE, Rusya Federasyonu, Kazakistan, Irak, Litvanya, ABD, Almanya, Hong
Kong, İtalya ve Ukrayna olmuştur.
Mevzuat engellerini ortadan kaldıracak
düzenlemeler yapılabilirse, 2012 ve onu
izleyen yıllarda mücevher sektörü ülkemizin yıldız gibi parlayan bir sektörü haline gelecektir.
Mücevher ihracatında Ocak ayında
yaşanan artış hızını neye bağlıyorsunuz? Önümüzdeki aylarda meydana
gelecek gelişmeler hakkında neler
söylersiniz?
Mücevher ihracatında Ocak 2012 de
yaşanan artış hızını; Birlik üyelerimizin,
türlü mevzuat zorluğuna rağmen ihracat pazarlarında ürünlerini pazarlamak
için her çeşit fedakârlığa katlanmalarına,
yılmadan çalışmalarına ve altın rafinerilerimizin London Bullion Market Association (LBMA) akredite olmayı ve rafine
ettikleri külçe altın barlarını uluslararası
işlemlerde kabul görür hale getirmeyi
başarmalarına bağlıyoruz. Mevzuat yönünden önümüz açılırsa, sektörümüzün
ne harikalar yaratacağını hep birlikte göreceğiz.
www.ihracat.info.tr
45
SÖ LEŞİ
/ Esra Torlak
Murat Çoşkunkan:
Kobi
Bakanlığı
Kurulmalı
Murat Coşkunkan
Türkiye Genç İşadamları
Derneği Başkanı
46
www.ihracat.info.tr
Türkiye Genç İşadamları Derneği
Başkanı Murat Coşkunkan ile Türkiye’de
girişimcilik üzerine yaşanan gelişmeleri,
genç nüfusu, ülkemizin enerjisini, kobilerin
geleceğini konuştuk. Coşkunkan, “Girişimcilik Eğitimleri ve Girişimciliği Özendirici,
Girişimcilik Kültürü’nü yaygınlaştırıcı proje
ve çalışmalarla sağlamaya çalışıyoruz”
diyor. Bu anlamda İstanbul’u girişimcilik konusunda da çekim merkezi haline
getirmenin önemine değinen Coşkunkan,
ABD’li Babson College ile işbirliği yaparak
“İstanbul Girişimcilik Ekosistemi Projesi”ni
hayata geçireceklerini söyledi.
Uzun süredir her platformda dile getiriyoruz, Türkiye’de KOBİ Bakanlığı yok.
KOSGEB Türkiye’nin geometrik yükselişine ve ihtiyaçlarına cevap veremeyecek kadar küçük kaldı.
TÜGİAD’ın faaliyetleri hakkında bilgi
verir misiniz?
taraftan da bu zirveye hazırlıklarımız devam ediyor.
cak hızlı büyümesi için bilgiye, eğitime
ve paraya ihtiyacı olan bir genç mi?
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), Türkiye’nin ilk ve tek “Türkiye”
unvanı ile onurlandırılan genç işadamı
derneğidir. Uluslararası etki alanı ve
akreditasyon konusunda Türkiye’nin en
güçlü genç işadamı derneğidir. 45 Ülkede kurumsal ortaklıklar inşa etmiştir,
G20 ve AB nezdinde Türkiye’yi kendi kategorisinde temsil etmektedir. 74 ülkede 400 bin genç girişimciye ulaşabilen
Türkiye’nin en büyük uluslararası genç
işadamı iletişim ağına sahiptir.
Türkiye’de girişimcilik üzerine verilen
eğitimleri yeterli buluyor musunuz?
Farklı hayat çizgilerinde devreye giren
veya tüm safhaları kapsayan kurum ve
kuruluşlar var.
Yurtiçinde misyonumuz, Girişimcilik
Ekosistemi’ni geliştirici, güçlendirici
stratejiler geliştirmek, Ekosistem’e değer katmaktır. Bu katkıyı 10 yıldır düzenlemekte olduğumuz “Girişimcilik
Eğitimleri” ve “Girişimciliği Özendirici,
Girişimcilik Kültürü’nü yaygınlaştırıcı”
proje ve çalışmalarla sağlamaya çalışıyoruz.
Yurtdışında misyonumuz, türk genç
girişimcisi’nin global platformda sesi ve
iş geliştirici rehberi olmaktır.
2012’de iki önemli projeyi hayata geçireceğiz; İstanbul’da kurulacak olan
Akdeniz Genç Girişimciler Federasyonu
(MYE) bu yıl faaliyetlerine başlayacak.
İkinci önemli proje, kültür, spor, kongre – turizm’de bölgenin başkenti konumunda olan İstanbul’u girişimcilik
konusunda da çekim merkezi haline
getirmek. ABD’li Babson College ile işbirliği yaparak “İstanbul Girişimcilik Ekosistemi Projesi”ni hayata geçiriyoruz.
2012 TÜGİAD Ekonomi Ödülleri Akademik Eser Yarışması’nın teması “İpekyolu
2023”. Mayıs ayı içinde kazanan eserleri
kamuoyuna duyuracağız.
Haziran ayında G20 Genç Girişimciler
Zirvesi Meksida’da gerçekleşecek. Bir
Görebildiğimiz kadarıyla Türkiye’de
oldukça dağınık ve biri diğerinden habersiz düzinelerce kurum veya kuruluş
girişimcilik eğitimi vermeye başladı. Girişimcilik kelimesinin son yıllarda “trend”
olması devlet kademelerinde de bu
konuda sahiplenmeler yarattı. DDevlet,
özel sektör ve sivil toplum kuruluşları
olarak el ele vermedik, girişimcilik konusunda slogan atıp dağıldık. Herkes
küçük küçük yüzlerce “eğitim” veriyor.
Ancak bu iyimser girişimler koordineli
değil, kalite seviyeleri farklı ve envanteri tutulamıyor. Keşke tek merkezden
koordine edilebilseydi. İşte burada esas
eksikliğimiz öne çıkıyor. “Türkiye’de Girişimcilik Ekosistemi” diye bir kavram
gelişmedi henüz. İşte bu nedenle size
bahsettiğim “İstanbul Girişimcilik Ekosistemi Projesi”ne çok önem veriyoruz.
Sorunuzun cevabı; evet, bugün
Türkiye’de isteyen her genç her türlü
bilgi ve donanıma sahip olabilir. İyi bir
fikir, iyi bir iş planı olan, uzmanlığına ve
ekibine güvenen bir yeni girişimci için
finansmana erişim konusunda da çeşitli
enstrümanlar mevcut.
Türkiye ekonomisinin gelişiminde
kobiler önemli bir gelişim içerisindeler. Sizce kobilerin büyümesi nasıl
mümkün olur? Sizce kobiler daha
fazla nasıl büyürler?
Girişimcilik ve iş kurma konusunda
gençler yeterli bilgi ve donanıma nasıl sahip olabilirler?
Bu konuda çok önemli referans noktaları var. Üniversitelerimizde etkin programlar uygulanıyor, kuluçka merkezleri
geliştirilmeye başladı. ”e-tohum” gibi
özellikle tekno girişimcilik konusunda
çok başarılı platformlar var.
Burada önemli olan genç dediğimiz kişinin hangi aşamada olduğu. Örneğin;
Fikri olan, iş planı olmayan bir genç mi?
Fikri – İş planı olan ama “ailesinden destek göremeyen” veya “kendisine yol gösterecek birine” veya “finansmana” ulaşamayan bir girişimci adayı mı?
Ya da, işini belli bir seviyeye getirmiş an-
www.ihracat.info.tr
47
Uzun süredir her platformda dile getiriyoruz, Türkiye’de KOBİ Bakanlığı yok. KOSGEB
Türkiye’nin geometrik yükselişine ve ihtiyaçlarına cevap veremeyecek kadar küçük
kaldı. KOBİ Eylem Planı, KOBİ Stratejileri ve
benzeri A4 boyutundaki kağıtlar ve ağdalı
ifadeler KOBİ'ler için değersiz. KOBİ'ler bugün kendi yağları ile kavrulan, büyümek
için değil, finansmana erişim için yaşayan
organizmalar oldular.
Türkiye’de 50 bin firma ihracat yapıyor. Bugün sadece İstanbul’da “Üretici KOBİ olup
da çeşitli nedenlerle ihracat yapma kabiliyeti olmayan” yaklaşık 10 bin firma olduğunu tahmin ediyoruz. Türkiye’de yılda 50 bin
şirket kuruluyor, 12 bin tanesi de kapatılıyor.
Bize önemli olan büyüme değil. Bakınız istatistiklere şirket sayısı artıyor ama karlılıklar
düşüyor. Önemli olan Türkiye’deki yatırım
ve ticaret ortamının iyileştirilmesi. Rekabetçiliğin geliştirilmesi. Sırtını desteklere ve
teşviklere yaslayan değil, inovasyona, bilgiye dayalı üretim yapan, hesap verebilir bir
ulusal program geliştirmek. Her “büyüme”
iyi değildir. Örneğin, ithalata ve iç tüketime
bağımlı bir büyüme bize göre büyüme değildir.
Özelikle AB uyum süreci açısından baktığımızda Türkiye’deki gelişmeleri nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bu soruya, 19 yıldır Brüksel’de daimi temsilciliği olan bir dernek olarak, bir cümle ile cevap vermekte fayda var. Bugün, Türkiye’nin
AB’ye uyum süreci diye bir süreç yaşanmıyor.
Türkiye’de geleceğin sektörleri sizce
hangileridir? Girişimci gençlere neler
önerirsiniz?
Girişimcilik fark yaratmaktır, yaratıcı olmak,
inovatif fikirler geliştirmek ve bunları yaparken risk almak demektir. Geleceğin sektörleri Türkiye’de hangi sektörlerdir, sorusunun
cevabı aslında net. Yıllardır belirttiğimiz
gibi katma değeri yüksek, bilgiye ve yüksek
teknolojiye dayalı iş kollarının gelişimine
ihtiyacımız var. Daha uzun süre 2-3 euroya
fanila üretip satamayız.
TÜGİAD üyeleri olarak şunu çok iyi biliyoruz.
İhracat, ara malı ithalatına bağımlı halde
Türkiye’yi zengin etmeyecektir. Her zaman
açık vereceğiz. Ekonomi Bakanlığı bünyesinde bu konuda yoğun bir çalışma var. Biz
48
www.ihracat.info.tr
de TÜGİAD olarak Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan’ın liderliğindeki “İhracata Dönük
Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu” çalışmalarına katılarak sürece katkı veriyoruz.
Genç Girişimcilere ülkemizin kaynaklarından ve ihtiyaçlarından son damlasına kadar
faydalanmalarını öneriyorum.
Yatırım ve fırsatlar açısından bakıldığında Türkiye dışarıdan nasıl değerlendiriliyor?
Türkiye, dışarıdan bakıldığında, içeriden
bakıldığından daha cazip görünüyor. Ülkemize karşı bakış olumlu. Bu da bizim için
önemli bir durum. Türkiye global kriz sonrası gerçekten hızlı bir toparlanma süreci
yaşadı ve hızlı büyüdü. Yurtdışından bakıldığında öne çıkan güçlü taraflarımız; genç
kalifiye nüfus, hızla artan girişimcilik aktiviteleri, cazip tüketici kitlesi, coğrafi konumu
ve lojistik konforu. Bugün başta AB ülkeleri
olmak üzere birçok ülke Türkiye’de yatırım
yapmayı ya planlıyor ya da hayal ediyor.
Ancak bazı zayıf taraflar da var tabii. Rekabetçilik, fikri mülkiyet, işe alma/işten çıkarma, enerji maliyetleri ve ticaret bürokrasisi
yatırımı caydırıcı etkenler olarak algılanıyor.
Türkiye’de genç nüfusun fazla olması
üretim gücünü artıracak bir enerji oluşturuyor mu?
Geçtiğimiz Kasım ayında PERYÖN ile birlikte
düzenlediğimiz “Genç İşsizliği Çalıştayı'nda
belki de Türkiye’de ilk defa bu önemli konuyu farklı yönleriyle ele aldık. Genç nüfusu
“nasıl eğittiğiniz” ile bağlantılı bir durum bu.
Altı çizilmesi gereken nokta, Türkiye’de
genç işsizliği özellikle kentlerde yüzde 25
seviyesinde, genç kadın işsizliği yüzde 29,2.
Eğitim durumuna göre işsizlik oranlarına
bakıldığında şunu göreceksiniz; mesleki ve
teknik eğitim alanların gurubunda işsizlik
oranı üniversitelilere kıyasla daha düşük.
Mesleki ve teknik eğitim konusunda ülke
olarak eksiklerimizi biliyoruz. Diğer taraftan, genç nüfusa girişimciliğin de bir kariyer
seçeneği olduğu gerçeğini göstermeliyiz.
Üretim gücümüzü arttırmak sadece genç
nüfusumuzla sağlanabilecek bir meydan
okuma değil. Bir enerji oluşturmakta mıdır?
Evet Türkiye’de inanılmaz bir enerji var. Bu
kesin. Bu enerjiyi doğru kanallara aktarabilir, depolayabilir ve efektif kullanabilirsek
mutlaka üretime yansıyacaktır.
“Bugün Türkiye’de isteyen
her genç her türlü bilgi ve
donanıma sahip olabilir.
İyi bir fikir, iyi bir iş planı
olan, uzmanlığına ve
ekibine güvenen bir yeni
girişimci için finansmana
erişim konusunda da çeşitli
enstrümanlar mevcut ”
74 ülkede 400 bin gence
ulaştı.
İstanbul Girişimcilik Ekosistemini hayata geçiriyor.
Her yıl 50 bin şirket kuruluyor 12 bin tanesi kapanıyor.
Aramalı ihracatı
Türkiye’yi zengin etmez.
Genç erkeklerde işsizlik
yüzde 25 bayanlarda
yüzde 29.
www.ihracat.info.tr
49
dunya
01
ALMANYA’DA KÜÇÜLMEYE
RAĞMEN İYİMSERLİK HAKİM
Alman Federal İstatistik Dairesi Alman ekonomisinin
geçen yılın son çeyreğini
küçülerek kapattığını açıkladı. Ancak uzmanlar paniğe mahal olmadığını belirterek, Alman ekonomisinin
Euro bölgesinin frenleyici
etkisinden çıkmasının yakın olduğunu ifade ediyor.
Gözlemciler, ekonominin
en geç ilkbahar aylarında
toparlanmaya başlayacağını ve bunu takiben yılın ortasına düze çıkacağını ifade
ediyor.
02
Çin’in güneyindeki Guangzhou eyaletine bağlı
Huizhou şehrindeki orta derecede bir mahkeme, Apple’ın iPad satışını ülke çapında resmen
yasakladı. Çin medyasında yer alan haberlerde, Shenzhen merkezli Proview Technology
adlı bir şirketin, Apple’ın iPad ürünündeki isim
hakkı yüzünden açtığı davada nihai amacına
ulaştığı bildirildi. Huizhou yerel mahkemesinin, Apple’ın iPad satışını ülke çapında resmen
yasakladığı belirtildi.
BMW GÜNEY AFRİKA’YA 300
MİLYON DOLAR YATIRIM
YAPTI
Alman otomotiv devi BMW yeni serisinin üretimi için Güney Afrika’ya ek 2.2 milyar rand (287
milyon dolar) yatırım yaptığını açıkladı. Güney
Afrika Ekonomik Kalkınma Bakanı İbrahim
Patel’in, yaptığı açıklamada, “BMW’nin yeni
yatırımı özel sektörün Güney Afrika’ya olan
güveninin göstergesidir.” dedi. Rosslyn’de bulunan fabrikada 2018’e kadar BMW 3 serisinin
üretileceği açıklandı. BMW’nin Güney Afrika’ya
yaptığı yeni yatırımla, üretim miktarı yılda 50
binden 90 bine çıkıyor. Alman devi Güney
Afrika’da monte ettiği arabaların yüzde 85’ini
ihraç ediyor.
50
03
ÇİN’DE BİR MAHKEME
İPAD SATIŞINI RESMEN
YASAKLADI
www.ihracat.info.tr
04
İNGİLİZ SAVUNMA DEVİ
KRİZDE
BAE Systems şirketi, Irak’tan çekilen ABD
ordusunun siparişlerinin azalması ve
İngiltere’nin savunma bütçesindeki kesintileri nedeniyle gelirlerinde azalma yaşandığını
açıkladı. İngiliz savunma devi BAE Systems,
geçen yıl satışlarında düşüş yaşandığını açıkladı. Şirketin savunma siparişlerinde azalma
yaşandığı, gelirlerin de yüzde 14 azalarak 30
milyar doların altına düştüğü bildirildi.
05
DRAGON OİL YÜZDE 68
KAR ETTİ
Türkmenistan’da faaliyet gösteren İngiliz-Arap
ortaklığı Dragon Oil şirketi, 2011 yılındaki
kârını bir önceki yıla oranla yüzde 68 artırdı.
Şirket yıllık net karanı 368,1 milyon dolar olarak açıkladı.
06
JAPONYA’NIN OCAK AYI
TİCARET AÇIĞI 19 MİLYAR
DOLAR
Son zamanlarda ekonomik problemler yaşayan Japonya’da ticaret açığı gitttikçe büyüyor. Japonya Ekonomi Bakanlığı’nın yaptığı
açıklamaya göre, geçen ocak ayında 56 miyar
dolar ihracat yapan ülkenin ithalat rakamı ise
yaklaşık 75 milyar dolar. 19 milyar dolar ticaret
açığı veren Japonya, tarihindeki en büyük ticaret açığını vermiş oldu. Yetkiler ticaret açığının
beklentilerden 10 milyar dolar daha fazla çıktığını kaydetti.
07
“YATIRIM BANKACILARI
KRİZDEN GEREKEN DERSİ
ALMADI”
Dünya genelinde finans krizinin etkileri hala
derinden hissedilmesine rağmen yatırım
bankacılarının daha önce de sahip oldukları
riskten gözünü sakınmayan tarza geri döndükleri bildirildi. Lehman Brothers’ın iflas
kayyumu Alvarez & Marsal’a göre yatırımcılar
hâlâ daha fazla para kazanabilmek için daha
fazla risk almaya hazır durumda ve gelecekteki muhtemel mali felaketleri önleyecek
tedbirler de alınmış değil. Lehman’ın iflas
kayyumu olan şirketin ortaklarından Bryan
Marsal, Die Welt Gazetesi’ne yaptığı açıklamada yatırım bankacılarının finans krizinden
gereken dersi çıkarmadıklarını belirterek,
“Bankacılık sektöründe bazı değişiklikler olduğunu ve risk yönetiminde tedbirler alındığını gözlemliyorum. Ancak sektörün genel
felsefesi, en azından Wall Street’te faaliyet
gösterenlerin genel yatırım anlayışında herhangi bir değişiklik olmadı. Birçok yatırımcı
biraz olsun daha fazla para kazanma ihtimali belirdiğinde ya da rakiplerine göre bonus
ödemelerini arttırma şansı yakaladığında
yine ciddi risklere girmeye hazır durumda.”
diye konuştu.
08
“KRİZLE MÜCADELE EDECEK
PARAMIZ VAR”
Kazakistan Merkez Bankası Başkanı Grigori Marçenko, olası bir krizle mücadele edecek paralarının olduğunu söyledi. Marçenko,
Almatı’da katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, bir çok insanın yeni bir kriz dalgasının geleceğinden bahsettiğini ifade ederek,
kimsenin endişe etmemesi gerektiğinin altını
çizdi. Kazakistan ekonomisinin doğru yolda
ilerlediğini de sözlerine ekleyen Marçenko,
vatandaşların ve yatırımcıların rahat olmalarını
istedi.
www.ihracat.info.tr
51
dunya
09
AVUSTURYA’DA DEV
TASARRUF PAKETİ
AÇIKLANDI
11
Avusturya’da haftalardır gündemi meşgul
eden ‘tasarruf paketi’ açıklandı. Yeni gelir ve
tasarruf kalemlerden oluşan paketin büyüklüğü 26,7 milyar Euro. Üçte ikisi tasarruftan,
üçte biri yeni gelirlerden oluşan paket uygulanabildiği takdirde 2016 yılında denk bütçeye ulaşılması hedefleniyor. Başbakan Werner
Faymann sosyal tabakalar arasındaki farkın
daha da açılmasına izin vermeyeceklerini
ifade ederek pakette 7,3 milyar Euro ile en
büyük dilimi oluşturan emeklilik giderlerinden yapılan kesintiler dolayısıyla emeklileri
temsil eden kuruluşların temsilcilerine gösterdikleri anlayıştan dolayı teşekkür etti.
İngiltere ve Fransa sivil nükleer enerjinin geliştirilmesi konusunda mevcut iş birliğinin güçlendirilmesi için anlaşma imzaladı. Hükümet bu anlaşmayla İngiltere’nin nükleer enerjiyi “rizikoları
dağıtılmış enerji karışımlarının” bir parçası olarak
gördüğünü açıklamış oluyor. Koalisyon anlaşmanın beraberinde 500 milyon pound değerinde
bir dizi nükleer enerji işi getireceğini ve bin 500
istihdam sağlayacağını belirtti. Anlaşma Başkaban David Cameron ve Cumhurbaşkanı Nikolas
Sarkozy arasında Paris’teki bir zirvede imzalandı.
12
10
52
İTALYAN EKONOMİSİ
RESESYONDA
Euro bölgesinin üçüncü büyük ekonomisine sahip İtalya, 2011’in son çeyreğinde yüzde 0,7 küçüldü. İki çeyrek üst üste küçülen
İtalyan ekonomisi resesyona girmiş oldu.
Önceki yıl yüzde 1,4 büyüyen İtalyan ekonomisi geçtiğimiz yıl yüzde 0,4 büyüdü.
www.ihracat.info.tr
İNGİLTERE-FRANSA NÜKLEER
ENERJİ ANLAŞMASI
İMZALADI
KUVEYT’TEN 7 MİLYAR
DOLARLIK METROYA
YEŞİL IŞIK
Körfez ülkelerinden Kuveyt yeni metro sistemi
inşa etmeye hazırlanıyor. Kuveyt Metropolitan
Hızlı Transit Sistem Projesi’nin 160 kilometre
uzunlukta olacağı ve hat boyunca 69 istasyon
inşa edileceği ifade edildi. Beş safhada inşa edilecek metronun yaklaşık 7 milyar dolara malolması
bekleniyor.
13
DUBAİ, EXPO 2020 İÇİN
4 MİLYAR DOLAR
HARCAMAYA HAZIR
15
Yunanistan’ın borç sorunu ile mücadelesinde
kullanılacak 130 milyar Euro’luk ikinci kredi
anlaşması ile ülkenin banka ve kreditörlere
olan borcunun yüzde 53,5’ini silmeyi öngören anlaşma, Eurogroup toplantısında kabul
edildi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin, ticari merkezi Dubai’nin Expo 2020 dünya fuarına
ev sahipliği yapma hakkını kazanması durumunda altyapı projelerine 2 ile 4 milyar
dolar arası yatırım yapacağı bildirildi. Geçen
Kasım ayında resmi başvurusunu yapan
hükümet yetkililerinin, uluslararası fuarın
Dubai’de düzenlenmesi için kampanyaya
hız verdiği de kaydedildi.
14
YUNANİSTAN’A 230 MİLYAR
EURO’LUK NEFES
İSPANYA BAŞBAKANI
RAJOY: “İSPANYA 2012
BÜYÜME HEDEFİNİ
YAKALAYAMAYACAK”
İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Avrupa
Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile
Brüksel’de bir araya geldi. Görüşme sonrası
düzenlenen basın toplantısında konuşan İspanya Başbakanı Rajoy, İspanya’nın bu sene
büyüme hedefini yakalayamayacağını belirterek, “Yeni bir makroekonomik çerçeve sunacağız. Şu anki plan yüzde 2.3’lük bir gayrisafi
yurtiçi hasıla artışı öngörüyor. Son tahminler
böyle fakat böyle sonuçlanmayacağı açık.” ifadelerini kullandı.
16
STANDARD & POOR’S:
RUSYA YÜZDE 3.5 BÜYÜYECEK
Uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, Rusya’nın 2012’de yüzde 3,5
büyüyeceğini açıkladı. Yılın ilk yarısında dinamik büyüme devam ederken, ikinci yarı da ise
bir miktar ivme kaybı yaşanacak. Yüksek seviyede sanayi üretimi, tüketici taleplerinin artması ve azalan işsizlik nedeni ile 2011’i Rusya
ekonomisinin yüzde 4,2 büyüme rakamı ile
tamamladığını hatırlatan kuruluşa göre, aşırı
derecede nakit çıkışı ve yatırım ortamlarında
beklenen iyileşmenin oluşmaması büyümede
istikrarı engelliyor.
www.ihracat.info.tr
53
dunya
17
18
“ARAP BAHARI” KIŞI OLDU
Rusya’nın en büyük meyve ihracat şirketi JFC,
Arap Baharı nedeni ile Ortadoğu’da yaşanan
belirsizliklerin iş kaybına neden olduğunu ve
bağlantılarını kaybettiğini gerekçe göstererek
iflasını istedi. Şirketten yapılan açıklamada,
iflasın gerekçesi olarak Ortadoğu’da gerçekleşen “Arap Baharı” gösterildi. Şirketin ihracatının
yaklaşık yüzde 30’unun Ortadoğu ülkelerine
yapıldığı belirtilen açıklamada, “Devrimlerin
bölgede neden olduğu istikrarsızlık, bölgeden
meyve ithalatının kesilmesine neden oldu. Üreticilerle ilişkilerimiz koptu ve borçlarımızı da
tahsil edemiyoruz.” denildi.
Tayland’da ekonominin 2011’in son çeyreğinde
yüzde 10,7 küçüldüğü bildirildi. Ekonomideki
küçülme, ülkede geçtiğimiz yıl etkili olan seller
sonucu birçok fabrikanın üretimini durdurması
sonucu yaşandı. Tayland hükümeti, ülke ekonomisinin bu yıl kalkınacağı ve yıllık ekonomi
büyümesinin yüzde 5,5 ile 6,5 arasında gerçekleşeceği tahminini açıkladı. Tayland ekonomisi
2011 yılının tamamında yüzde 0,1 büyümüştü.
FİNLANDİYA DA KEMER
SIKIYOR
Finlandiya hükümeti son zamanlarda artan
ekonomik sorunlardan ve Yunanistan'a yapılacak ekonomik yardım paketinin getirdiği yüklerden dolayı yeni ekonomik önlemler almaya
hazırlanıyor. Başbakan Jyrki Katainen ve Maliye Bakanı Jutta Urpilainen bakanlar kurulu
toplantısından sonra beraber basın açıklaması
yaparak, yaklaşık 3,5 - 5 milyar avroluk bir ek
kaynak gerektiğini ve çeşitli değişiklikler yapılmasının zorunlu olduğunu kaydetti.
54
19
TAYLAND EKONOMİSİ
YÜZDE 10,7 KÜÇÜLDÜ
www.ihracat.info.tr
20
SUUDİ ARABİSTAN’DA 1
MİLYAR DOLARLIK TIP ŞEHRİ
Ortadoğu’nun en büyük ekonomisine sahip
Suudi Arabistan’da 1.06 milyar dolara mal olacak tıp şehrinin inşası için çalışmalara başlandığı bildirildi. Yerel medyada çıkan haberlere
göre Suudi Arabistan Sağlık Bakanı Dr. Abdullah El Rabia, ülkenin güney kesimine hizmet
verecek Kral Faysal Tıp Şehri’nin ilk safhası için
anlaşmaya imza attı.
www.ihracat.info.tr
55
SÖ LEŞİ
/ Elif Toptaş
Süleyman Kocasert - Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı
DENİZLİ 2012’DE
3 MİLYAR
DOLAR
İHRACAT
HEDEFLİYOR
Türkiye ihracatının 36 milyar dolardan 135 milyar dolara yükselmesi
ekonomi camiasında büyük heyecan
uyandırıyor. Denizli İhracatçılar Birliği
Başkanı Süleyman Kocasert ile büyüyen Türkiye ekonomisini ve Denizli
ihracatını konuştuk.
56
www.ihracat.info.tr
Denizli’nin ticari potansiyeli hakkında neler söylemek istersiniz?
Denizli ticari anlamda Anadolu’nun
şöhretli illerinden bir tanesi. Ticaret
Denizli’de tarihin eski dönemlerinden
beri var. Antik çağda bile denizaşırı
memleketlere ilimizin kurulu olduğu
havzadan ihracat gerçekleştirildiğine
dair tarihi kayıtlar mevcut.
Tabii dokumacılık bir adım öne çıkıyor. Osmanlı döneminde saray dokumaları, donanma yelkenleri, yabancı
ülkelere gönderilen alımlı hediyelikler
Denizli’de üretilmiş. Arşivler bu durumu belgelemekte.
Tarihsel seyir, cumhuriyetle birlikte de
devam ediyor. Şehir ekonomisinde
ticaret hep ilk planda. 1980’lerin yeni
ekonomi yapılanmasıyla da Denizli
hızlı bir şekilde dışa açıldı ve kısa zamanda bir dünya kenti oldu. Bugün
160’ın üzerinde ülkeye Denizli’den ihracat gerçekleşiyor.
Denizli’de öne çıkan sektörler nelerdir? Yatırım yapılması gereken öncelikli sektörleri söyler misiniz?
Denizli’yi, tarihsel bir tekstil kenti
olarak tanımlamak mümkün. Böyle
olunca, ticarette de tekstilin ağırlığını
hissetmekteyiz. Denizli hala hem iç piyasa anlamında hem de ihracat bakımından özellikle ev tekstili ticaretinde
öne çıkan bir kent.
Bunun yanı sıra, sektörel çeşitlenme
tüm hızıyla devam ediyor. Kentin girişimcileri, tekstilin dışındaki sektörlere
yaptıkları yatırımlarla, şehir ekonomisine çeşitlilik getiriyorlar. Bunlar
arasında enerji sektörü ve turizm sektöründeki potansiyelin çok fazla olduğunun altını çizmek isterim. Kablo ve
mermer sektörleri tekstilden sonra en
ağırlıklı sektörler olarak nitelendirilebilir.
Seracılıkta da yeni yatırımlar dikkat
çekici ölçüde. İşadamlarımız gıda sektörüne eskisinden daha fazla yatırım
yapıyorlar.
Türkiye ihracatının artış göstermesi
ve ekonomideki büyüme hakkında
neler söylemek istersiniz?
Türkiye’nin önünde bir hedef var. O da
2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat
rakamına ulaşmak. Bu hedefe ulaşabilmek için Türkiye’nin ürettiği ürünlerin
farklılık gösteren ürünler olması zorunluluğu var. Türkiye ekonomisinin son
birkaç yılda dünyada yaşanmakta olan
ekonomik krizden minimum düzeyde
etkileniyor olmasında ve gelişmiş ülkelerin ekonomilerinden pozitif anlamda
ayrılmasında dış ticarette göstermiş
olduğu performansın payı oldukça büyük.
bilecek talebe hızlı cevap verebiliyorlar,
hem de talep oluşturabilecek kaliteli
koleksiyonlarla dünya pazarında rakipleri ile yarışıyorlar.
Öte yandan Türkiye, bugüne kadar yakaladığı ihracat başarısını önemli ölçüde üretim ve ihracat miktarının artması
ile yakaladı. Bir başka ifade ile başarının
tarifi nicelikseldi. Bundan sonra gerçekleşecek başarılar niteliksel gelişmelerin
üzerine temellendirilmeli. Artık ürünlerimiz daha fazla fikir, daha fazla katma
değer, daha fazla tasarım içermek zorunda.
Denizli TİM verilerine göre 2011 yılında
2,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Şehrimiz, ihracat artış oranı bakımından
ülke genelinden daha iyi bir performans sergiledi. Türkiye’nin yıllık ihracat
artışı yüzde 18’de kalırken, Denizli yüzde 25’lik bir yükselmeyi yakaladı.
Denizli’nin ticareti ve ihracatı bu büyümeden nasıl etkilendi?
Denizli’de de ülke ihracatının artışına
bağlı olarak son yılları göz önüne aldığımızda belli bir artış trendi olduğunu
gözlemleyebiliyoruz. Ülkemizle beraber, kentimiz de kendini yeniledi. Artık
ilimizden kolay kolay “basic” tabir ettiğimiz ürünlerin ihracatı gerçekleşmiyor.
Üreticilerimiz pazarlama ve ürün geliştirmeye yönelik departmanlara daha
fazla ağırlık veriyorlar. Böylelikle hem
dünyanın herhangi bir yerinden gele-
Özetleyecek olursak, yeni rekabet koşullarına uyum sağlayan ve ihracatını
geliştiren Türkiye’nin fotoğrafı, Denizli
için de geçerli diyebiliriz.
Denizli 2011 yılında ne kadar ihracat
yaptı? En çok neler ihraç ediliyor?
Denizli’nin 2012 ihracat hedefleri nelerdir?
AB’de 2012 için öngörülen resesyon, ihracat hedeflerini de etkiledi. Ülkemiz için öngörülen yüzde
10 dolaylarında bir ihracat artışı.
Bunu Denizli’ye uyarlarsak 3 milyar doların üstünde gerçekleşecek
bir Denizli ihracatını hedeflediğimizi söyleyebiliriz.
• Osmanlı döneminde saray
dokumaları, donanma yelkenleri, yabancı ülkelere gönderilen hediyelikler Denizli’de
üretildi.
Denizli en çok ev tekstili ihracatı gerçekleştiriyor. Ürün bazında detaylandıracak olursak havlu bornoz ve çarşafın
öne çıktığını görüyoruz. Denizli havlusu
bugün dünyanın dört bir yanında tanınıyor ve kullanılıyor. Küresel otel zincirlerinin banyolarında Denizli havlularına
rastlamak oldukça normal.
• Denizli hala hem iç piyasa
anlamında hem de ihracat bakımından özellikle ev tekstili
ticaretinde öne çıkan bir kent.
Bunun yanında özellikle kablo ve mermer-traverten ihracatının altını çizmeliyiz. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük traverten rezervlerinin
Denizli’de olduğunu unutmamak gerek. Doğal taş, Denizli’den hem blok
halinde hem de işlenmiş şekilde ihraç
edilebiliyor.
• Denizli en çok ev tekstili
ihracatı gerçekleştiriyor
• Denizli TİM verilerine göre
2011 yılında 2,7 milyar dolarlık
ihracat gerçekleştirdi.
• Sadece Türkiye’nin değil,
dünyanın en büyük traverten
rezervleri Denizli’de bulunuyor.
www.ihracat.info.tr
57
NASIL BAŞARDILAR?
/ Esra Torlak
TÜRKİYE’NİN
İHRACATIYLA
PARLAYAN
ŞEHRİ
KOCAELİ:
İhracatıyla Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden biri olan Kocaeli’nin lojistik şartlarının elverişliliği, üretim gücü ve sektör çeşitliliği ekonomik potansiyelini büyütüyor. Türkiye’nin
artan ihracatında büyük öneme sahip olan
kentin dış ticaretin hacmini, yatırım şartlarını
ve sektör analizlerini Kocaeli Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ve
Kocaeli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı
H. İbrahim Keleş ile konuştuk.
Ayhan Zeytinoğlu
Kocaeli Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
İlimiz, artık, ağır sanayi
yatırımı yerine, dünya ile
rekabet edebilen, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli yatırımlara yönelmeye
başlamıştır. Bölgemizde
gelişen teknoloji ve bölgede
yer alan teknoparklar ile yazılım sektöründe de önemli
bir gelişim yaşanıyor. Bölgedeki teknoparklarda 2 bin
40 yazılım firması faaliyet
gösteriyor. Deniz Taşıtları ve
ICT sektörleri de Kocaeli’nin
yükselen trendleri arasında
bulunuyor
58
www.ihracat.info.tr
Gerek bulunduğu bölgenin lojistik
üstünlüğü, gerekse İstanbul’a olan
yakınlığı, gelişmiş ulaşım ağı, alt
yapısı ve nitelikli insan kaynağı ile
yatırımcı için cazibe merkezi olan
Kocaeli ihracatı ve ülke ekonomisine kattığı değerle dikkatleri üzerine topluyor. Kocaeli yüzölçümü
bakımından geniş olmamasına
rağmen, Türkiye imalat sanayinden
yüzde 13 paya sahip bulunuyor.
Bugün Kocaeli’de 212’si yabancı
sermayeli olmak üzere yaklaşık 2
bin 200 önemli sanayi yatırımı bulunuyor. 13 adet organize sanayi
bölgesi, 2 adet serbest bölge ve 3
teknoparka sahip kentin bölgede
baraj, doğalgaz, iletişim, elektrik,
atık yakma tesisleri gibi alt yapı olanakları da mevcut. Türkiye’nin 500
büyük firmasının 83’ü Kocaeli’de
faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin
vergi gelirlerinin yüzde 13,21’ini
Kocaeli’nden sağlanıyor. 34 adet
limana sahip olan kent, bir sanayi
kenti olmasının yanında aynı zamanda bir liman kenti olduğunu da
gösteriyor. Otomotiv sanayinde yapılan yatırımlar ile otomotiv sanayi
bölgenin gözde sektörlerinden biri
olduğuna dikkat çeken Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Ayhan Zeytinoğlu, “Kocaeli, Türkiye araç üretiminin adet olarak,
yüzde 31,9’unu karşılar duruma
gelmiştir. Büyük otomotiv firmaları bölgemizde konumlanmıştır.
Hyundai, Honda, Ford ve Isuzu bölgede yatırımı olan kuruluşlardır. Bu
yatırımlar bölgede yan sanayinin
gelişmesine ve teknoloji seviyesinin yükselmesine neden oluyor.”
dedi.
Kocaeli’nin sahip olduğu güçlü sanayi yapısı ile en uygun üretim bölgelerinden biri olduğunu belirten
Zeytinoğlu, “İlimiz, artık, ağır sanayi
yatırımı yerine, dünya ile rekabet
edebilen, ileri teknolojili ve yüksek
katma değerli yatırımlara yönelmeye başlamıştır. Bölgemizde gelişen
teknoloji ve bölgede yer alan teknoparklar ile yazılım sektöründe
de önemli bir gelişim yaşanıyor.
Bölgedeki teknoparklarda 2 bin 40
yazılım firması faaliyet gösteriyor.
Deniz taşıtları ve ICT sektörleri de
Kocaeli’nin yükselen trendleri arasında bulunuyor.” diye konuştu.
Kocaeli’de öne çıkan sektörler; taşıt araçları ve yan sanayi, kimya
ve petrokimya, makine, plastik ve
demir çelik.
Kocaeli İmalat sanayi içerisinde
kimya, Türkiye İmalat Sanayi
içerisinde yüzde 27’lik payı ile ilk
sırada yer alıyor.
2010 yılında 114 milyar dolarlık
ülke ihracatının 18 milyar dolarını
gerçekleştiren Kocaeli ülke dışsatımında yüzde 11,3’lük bir payı
hanesine yazmıştır.
Kocaeli’nde 13 adet organize sanayi bölgesi, 2 adet serbest bölge
ve 3 teknopark bulunuyor.
“Bilgi teknolojilerine yatırım için alt
yapı müsait”
“İhracatta Kocaeli’nin potansiyeli büyük”
Sanayimizin yüksek teknolojili ve çevreyle dost bir üretim yapısına yönelik
olarak şekillenmesini destekliyoruz.
Zeytinoğlu, gelen yatırımların da bu
yönde gelişmesini istediklerini söyledi. Zeytinoğlu, “Kocaeli, sahip olduğu
organize sanayi bölgeleri ile de sanayinin disiplinli bir şekilde geliştiği örnek
bir ildir. Dünyadaki gelişmelere paralel
olarak ilimizde de teknoparklardan,
organize sanayi bölgelerine ve serbest bölgelere taşınacak bir üretim ve
ihracat gücü yaratılması hedefliyoruz.”
dedi.
Kocaeli’nin dış ticaret açısından önemli
bir potansiyele sahip olduğuna değinen Zeytinoğlu, “Kocaeli’nin İhracatı
15 milyar doları geçmekte olup ithalatı
ise 41 milyar dolar civarında ve Türkiye
dış ticaretinin hacminin yüzde 15,2’si
Kocaeli’den karşılanıyor. 2010 yılında
bu oran 16,7 idi. 2011 yılında önemli bir
ticaret ortağımız olan Avrupa’da yaşanan kriz ilimizde de dış ticareti olumsuz
etkiledi. Bununla birlikte, Kuzey Afrika
ve Ortadoğu’da sorunlar devam ediyor.
Sanayicilerimizin önümüzdeki dönemde, ABD ve Uzakdoğu’daki pazarları iyi
değerlendirmeleri gerekiyor. Ancak,
kısa dönemde dış ülkelerde yaşanan
gelişmelerin olumsuz yansımalarını
görebiliriz. “ dedi.
Zeytinoğlu, “Kocaeli’nde 13 adet organize sanayi bölgesi, 2 adet serbest
bölge ve 3 teknopark bulunuyor. Ayrıca, bölgede bulunan ihtisas OSB’lerde
otomotiv, kimya, gıda gibi sektörlerde
faaliyet gösteriyor. Bununla birlikte
Mualimköy’de planlanan Bilişim Vadisi
de ilimiz için bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Kısaca ilimiz iletişim ve bilgi
teknolojileri yatırımları için uygun bir
altyapıya sahip durumda.” şeklinde konuştu.
olumlu sonuçlarını Kocaeli olarak alabiliriz.” dedi.
Limanlarla otoyollar arasında ciddi tıkanmalar yaşandığına dikkat çeken
Zeytinoğlu, “Limanlardaki yüklerin
hepsi D-100, D-130 ve TEM otoyolu
ile taşınıyor. Nitekim, bölgemizdeki ve
civar bölgelerdeki birçok sanayi kuruluşu, yaşanan ulaşım sıkıntıları nedeni
ile ihracatlarını diğer illerde bulunan
limanlardan karşılamaya çalışıyorlar.
Bu durum ihracatçılarımıza ilave maliyetler getirmektedir. Bu bakımdan,
İzmit Körfezi’nde bulunan limanların
dört misline çıkacak ticaret hacmini
kaldıracak şekilde modernizasyonlarının yapılması son derece önemlidir.
Limanların ana yollara bağlantılarının
düzeltilmesi ve demiryollarına bağlantılarının yapılması gerekiyor. Özellikle
de bu alanlarda triyaj istasyonlarının
yapılandırılması sağlanmalıdır. Bölgede bulunan limanların demiryolu ile
bağlantısının yapılmasıyla, Anadolu’daki istenen sanayileşme sürecinin de
hızlanacağını düşünüyoruz. “ şeklinde
konuştu.
Köseköy Lojistik Merkezi’nde konteynır
depolama alanlarının oluşturulması,
limanlarla bağlantılarının sağlanması
konusuna özellikle önem verdiklerini
belirten Zeytinoğlu, bu sayede minimum düzeye çekilen taşıma bedeli ile
Anadolu’da sanayi yatırımları, özellikle
ağır sanayi yatırımlarının artacağını
söyledi.
Türkiye’nin 500 milyar dolarlık 2023 yılı
ihracat hedefine değinen Zeytinoğlu,
“Kocaeli konumu bakımdan üstün lojistik avantajlara sahip olmakla birlikte
500 milyar dolarlık hedefi karşılayacak
Ekonomi Bakanlığı Girdi Tedarik Strateji çalışmasını sonlandırmak üzere olduğunu ifade eden Zeytinoğlu,
“Bakanlığın bu çalışmasında 6 sektör
ele alınmış. Bu sektörler içerisinde yer
alan otomotiv, metal, makine ve kimya
sanayi aynı zamanda ilimizin de ağırlıklı sektörleri. Umarım bu çalışmanın
www.ihracat.info.tr
59
altyapıya maalesef sahip değildir. Bununla birlikte, bölgemizin taşıdığı yük miktarı da
her yıl artmaktadır. İlimizde
bu yükü taşıyacak lojistik konusunda yeni alt yapı yatırımlarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu hedefe ulaşmak için de
mevcut limanlarımızın geliştirilmesi ve modernizasyonu
önemlidir.” dedi.
“Kocaeli üretim merkezi
olma özelliğini koruyor”
Son dönemlerde ülkemizin
yaptığı dış ticaret atağında
uzun bir süredir ihmal edilen komşu ülkelerle ticaretin
geliştirilmesi, Avrupa kıtası
dışındaki ülkelere mal satılması için geliştirilen strateji
bugüne kadar geliştirilen
dış ticaret politikalarını tamamen değiştirmiş ve ticari
anlayışta bir devrim yaşanmasına neden olmuştur.
60
www.ihracat.info.tr
Ulaşım alt yapısında yer alan limanlarla denizyolları, otoban
ve diğer kara ulaşım ağlarıyla
karayolları, demiryolları ve
en nihayetinde havayollarıyla
bir köprü konumunda olan
Kocaeli Ticaret Odası Yönetim
Kurulu Başkanı H. İbrahim Keleş, Kocaeli’nin gerek dış satım
gerekse dış alımda ülkemizin
dış ticaretine önemli katkılar
sağladığını söylüyor.
Kentin bir taraftan lojistik
işkoluyla ulaşım altyapısını
güçlendirildiğini, diğer taraftan da bu işkoluna bağlı olarak geliştirdiği iş süreçleriyle
öne çıktığını belirten Keleş,
“2010 yılında 114 milyar dolarlık ülke ihracatının 18 milyar
dolarını gerçekleştiren Kocaeli ülke dışsatımında yüzde
11,3’lük bir payı hanesine
yazmıştır. Bununla birlikte 185
milyar dolarlık ithalat yapan
Türkiye’nin Kocaeli’den gerçekleştirdiği dışalımın tutarıysa 40,5 milyar dolardır. Bu rakamın ülke ithalatındaki oranı
yüzde 19,95’tir.“ dedi.
Geçen yılın rakamları bir önceki yılın verileriyle karşılaştırıldığında ihracattaki artışın yüzde 5,6 olarak gerçekleştiğine
değinen Keleş, “İthalatın da
yine yüzde 4,3 oranında büyüdüğü göz önüne alındığında
Kocaeli’den gerçekleşen dışsatımın geçen yıl 25 milyar dolar
seviyelerinde bulunduğu, dışalımdaysa 50 milyar dolarlık
bir hacim yaratıldığı ortaya
çıkacaktır.“ diye konuştu.
Tek başına bile bu rakamlara bakıldığında ortaya çıkan panorama Kocaeli’nin
Türkiye’nin dış ticaretinde çok
önemli bir ağırlığının olduğunu ortaya koyuyor diyen
Keleş, 50’ye yakın limanı, karayolları ve demiryolları ağıyla
ülkemizin gereksinim duyduğu hammaddelerin ülkemize
Kocaeli’den girdiğini, burada
bulunan üretim tesislerinde
işlenerek ürün haline getirildiği ve yine buradan yurt dışına
ihraç edildiği söyledi.
Keleş; “Kocaeli’nin yıllardan
beri üstlendiği üretim merkezi
olma özelliği her ne kadar hükümetler tarafından çıkartılan
teşvik yasalarıyla Anadolu’ya
kaydırılsa da coğrafi konumunun kendisine sağladığı
avantajlar, üretim deneyimi ve
iş bağlantılarının geçmişe kök
salması nedeniyle hala büyük
bir ağırlığı taşımakta ve ülke
kalkınmasında üzerine düşen
sorumluluklar yerine getirmektedir.” dedi.
Sorumluluğun zaman içinde daha da
artacağını ifade eden Keleş, “Gerek
üretim altyapısı ve buna bağlı gelişmiş
iş deneyimi ve lojistik bilgisi Kocaeli’yi
dün olduğu gibi yarın da lokomotif
noktasında tutacak. Zira ağır sanayi yatırımlarından kimya, otomotiv gibi işkollarında yoğunlaşan Kocaeli, geleceğin
teknolojik yatırımlarını bilişim işkoluna
bağlı işletmeleri bağrına basarak geliştirmeye ve iş süreçlerini çeşitlendirmek
için çalışmaya odaklanmaktadır. Bu sürecin deneyim kazanarak artacağı ve
katma değeri yüksek bu işkolundan ülkemiz insanına hem istihdam olanakları
hem de refah seviyesi olarak yansıyacağı açıktır. Zira Kocaeli misyonuna uygun
üstlendiği vizyonuyla geleceğe açık
pencerelerini sürekli temiz tutmaktadır.”
şeklinde konuştu.
“Yaşanan dış ticaret atağı ile ihracatçı
uzak-yakın demiyor”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yapılan 2023 vizyon çalışmasında
tarım, maden ve sanayi olarak üç ana
guruba ayrılan işkollarına kendi alanları içinde hedefler yüklendiğini belirten
Keleş, hangi işkolunun ne kadar dışsatım yapması gerektiğinin yıl yıl ortaya
konduğunu söyledi. Keleş, “Örneğin
otomotiv işkolunda 2008 ihracat geliri
18 milyar dolar olan Türkiye’nin 2023
vizyonu 75 milyar dolar. Bu rakama ulaşabilmek için işkolunun yıllık büyümesinin yüzde 10 seviyesinde olması anlamına geliyor ve ülkemizin artan ihracatı
içindeki yüzde 14,4’lük payının yüzde
13,76’ya gerilemesine neden olacak bir
durum yaratıyor ama dünya otomotiv
pazarının yüzde 1,56’sını elinde tutan
Türkiye’nin pastadan alacağı payın yüzde 2,40’a çıkmasını amaçlıyor. Görüldüğü gibi yüzdesel değerler 1’lerle ifade
edilmesine karşın yaratacağı ekonomik
değerler 50 milyar dolarları aşan cirolar
olarak öne çıkıyor.” dedi.
Her alanda olduğu gibi ekonomide de
hedeflerin büyük tutulmasının, varılacak noktanın neresi olduğunun belirlenmesinin varılmak istenen yere daha
çabuk gidilmesini sağlayacağını ifade
eden Keleş, bunun yanında bir yöntem geliştirilmesi gerekliliğini de ortaya koyduğunu söyledi. Bu bağlamda
Türkiye’nin yarattığı katma değerin yükseltilmesi ve iç pazarın canlılığına karşın
dış pazarlara yönelimin olmasını olumlu bulduğunu belirten Keleş, “Dünyayı
uzak-yakın diye bir kıstasa ayırmadan
gerçekleştirilen dış satımda gelişmelerin yaşanması, büyümenin istenilen
aşamaya getirilmesi ve ulusal gelirin
müreffeh ülkeler seviyesine çıkartılması
adına büyük önem taşıyor.” dedi.
Keleş, “Son dönemlerde ülkemizin yaptığı dış ticaret atağında uzun bir süredir
ihmal edilen komşu ülkelerle ticaretin
geliştirilmesi, Avrupa kıtası dışındaki
ülkelere mal satılması için geliştirilen
strateji bugüne kadar geliştirilen dış
ticaret politikalarını tamamen değiştirmiş ve ticari anlayışta bir devrim yaşanmasına neden olmuştur. Özellikle
işadamlarımızın kurdukları derneklerin,
federasyonların ve konfederasyonların
bu alanda belirledikleri stratejiler bir
anda Türkiye’yi Küba’ya, Şili’ye mal satar
hale getirmiştir. Kara kıta Afrika’nın ortasında, haritada ancak bulabildiğimiz
ülkelere mal satılması yine bu işadamlarının geliştirdikleri satış teknikleriyle
mümkün olabilmiş, böylece dış pazar
genişletilmiş ve ürün yelpazesi de yine
bu pazar genişliğine paralel bir şekilde
arttırılmıştır.” şeklinde konuştu.
mektedir.” dedi. Bu bağlamda ihracatın
geldiği noktayı değerlendiren Keleş,
“2000 yılı öncesinde yıllık dış ticaret
hacmini ancak 80 milyar dolarlık seviyelerde gerçekleştiren bir ülkenin bu denli
büyümesi, üstelik de bu büyümeyi yaşanan bir iç kriz ve afetlerin yanı sıra 2008
yılından beri devam eden küresel belirsizliğe karşı gerçekleştirmesi, dış pazarda elde ettiğimiz rakamların önemini
daha da artırıyor. Zira bugün Türkiye
her ne kadar Avrupa kıtasına ağırlıklı ihracat yapsa da oradan mal alsa da uzak
pazarları da ihmal etmemesi gerektiğini
öğrenmiş bir ülke olarak aynı zamanda
komşularıyla ticaretini arttırmanın yollarını yaratmaya başlamıştır.” dedi.
Avrupa’nın genelinde yaşanan iktisadi sorunların Türkiye’nin dış ticaretini
etkilemesi kaçınılmaz bir durum yaratmaktadır ve bu elbette ki hedeflerde
revizyon yaratacak bir gelişme olarak
karşımıza çıkabilecektir. Ancak her ne
olursa olsun Türkiye’nin öğrendiği şey
geçmişinin üzerine artı değerler koyma
eğilimini fark etmesi ve değişik enstrümanları farklı bölgelerde denemeye kalkışmasıdır.” diye konuştu.
“2023 hedefini iyi okumak gerekiyor”
Cumhuriyet’in 100’üncü yılına ait öngörülen hedefler doğrultusunda ortaya
konan 2023 vizyonunda yer alan 500
milyar dolarlık dışsatımın gerçekleştirilebileceği öngörüsü ve buna bağlı olarak da yaklaşık 650 milyar dolarlık bir
dışalımın yapabilir noktaya getirilmesi
yönündeki tespitlerin devlet otoritesinin kararlılığıyla uygulanabilecek bir
büyüklüğü ifade ettiğini söyleyen Keleş,
“Dünyanın sayılı ekonomileri içerisinde
kalıcı olarak ilk 10’da yer almak, ekonomi faaliyetlerini sürekli ve belirlenen
hedefler doğrultusunda arttırmak, büyümeyi sürekli kılmak, dünya ekonomi
süper liginde sözü edilen bir ülke haline
gelebilmek, bir güç olmak hedeflenmektedir.” dedi.
H. İbrahim Keleş
Kocaeli Ticaret Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
2023 vizyonunun iddialı ve büyük bir
hedef olduğunu söyleyen Keleş, “Bugün
için 135 milyar dolarlık bir ihracat, 240
milyar doları aşmış bir ithalatla toplam
dış ticaret hacmini 375 milyar dolara
çıkartan Türkiye’nin geçen yıl gerçekleştirdiği bu rakamları iyi okumak gerekwww.ihracat.info.tr
61
NASIL BAŞARDILAR?
/ Esra Torlak
KARAMAN’A
BİR YILDA
120 MİLYON
YATIRIM YAPILDI
Karaman sanayisinin tarıma dayalı gıda sektörüyle birlikte sağladığı gelişmeler dikkat çekiyor.
Yaklaşık 11 bin 500 kişiye istihdam sağlayan gıda
sektörünün ardından gelen makine, ambalaj,
maden ve yapı sanayi, plastik gibi sektörlerle ile
büyüyemeye devam ediyor. Karaman’dan en çok
bisküvi, çikolata, kek ve gofret ihraç ediliyor.
Bisküvi, bulgur ve makarnada Türkiye’ye
marka ürünler kazandıran Karaman, her
geçen gün üretim çeşitliğini artırmaya devam ediyor. Özellikle son zamanlarda üretimdeki lokomotif sektörü gıdanın yanı sıra
gıdaya dayalı makine ve ambalaj, otomotiv
ve yedek parça sektörlerindeki gelişmeleri
dikkat çekiyor. Ayrıca linyit ve özellikle kaliteli mermer açısından zengin rezervlerin
bulunduğu kentte bu mamulleri işleyen
çok sayıda işletmenin bulunması Karaman
ekonomisini büyütüyor.
Karaman ilinin 2011 yılı yatırım teşviklerinin sektörel dağılımı incelendiğinde
toplam yatırım tutarı bakımından; enerji,
eğitim ve tarım sektörleri ilk sıralarda yer
alıyor. Toplam 121 milyon 223 bin TL tutarındaki yatırımın yüzde 42' sini enerji, yüzde 25'ini eğitim yüzde 15' ini tarım sektörleri oluşturuyor. Tarım sektörünü sırasıyla,
diğer kamu hizmetleri, sağlık, ulaştırma,
haberleşme ve madencilik sektörleri izliyor.
Karaman’ın tarımsal alanların yüzölçümü
açısından ülkemizde büyük bir paya sahip
olduğuna dikkat çeken Karaman Ticaret ve
Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Toktay, “Karaman'da öne çıkan sek-
62
www.ihracat.info.tr
Mustafa Toktay
Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Yön. Kur. Baş.
törler gıda, makine imalatı, gıdaya dayalı
ambalaj ve kâğıt, mermer, traverten, kömür, ahşap maden ve toprak sektörleridir.
İlimizin elma üretimi kentin en önemli gelir kaynaklarındandır ve bu durum ilimizde
soğuk hava sektörünün de gelişmesini
sağlamıştır.” dedi.
Yapılan yatırımlarda yıllara göre azalma
görüldüğünü belirten Toktay, “Son dört
sene baz alındığında, Karaman’da en büyük yatırım kalemi olarak enerji sektörünü
görmekteyiz. Turizm ve imalat sektöründe
ise hiç yatırım yapılmamıştır. Yatırım yapılması gereken öncelikli sektör turizm sektörüdür.” şeklinde ifade etti.
Komşu ülkelerde yaşanan gelişmelerden
kaynaklanan endişelerin, ihracat rakamlarının açıklanmaya başlandığı ilk aydan
itibaren kaybolduğunu söyleyen Toktay,
”2010 yılında Karaman üzerinden yapılan
kayıtlı ihracat rakamı 2009 yılına göre yüzde 13,33'lük bir artış göstererek 159 milyon 260 bin dolar seviyesine yükselmiştir.
2011 yılının ihracat rakamlarında 2010 yılına göre yüzde 28,47’lik bir artış olmuştur.
Komşu ülkelerdeki siyasal ve ekonomik istikrarsızlıklardan kaynaklanacağı düşünülen ihracat rakamlarındaki azalma pazar-
ların çeşitlendirilmesiyle giderilmiştir.” diye
konuştu.
Geçtiğimiz yıllardaki ihracat dökümlerine
dikkat çeken Toktay, “2004 yılından 2009
yılına kadar ihracatta sürekli gelişme görülmektedir. 2008 yılında Karaman ihracatı
156 milyon 438 bin dolar olarak gerçekleşmiştir. Baz alınan yıllarda ihracatta en
büyük artış 2007 yılında yüzde 47,21 oranında görülmektedir. 2008 yılının ilk dokuz
ayında 113 milyon 530 bin dolar iken bu
rakam 2009 yılında 140 milyon 528 bin dolara gerilemiştir. 2008 yılı ihracat rakamları
ile kıyaslama yaptığımızda; 2009 yılında
ihracat rakamlarında yüzde 10,17'lik bir
azalma gözlemlenmektedir. 2010 yılında
Karaman üzerinden yapılan kayıtlı ihracat
rakamı 2009 yılına göre yüzde 13,33 'lük bir
artış göstererek 159 milyon 260 bin dolar
seviyesine yükselmiştir.” şeklinde konuştu.
Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Dış Ticaret Servisi’nden alınan bilgilere göre 2011
yılında 204 milyon 598 bin dolar ihracat
gerçekleştirildiğini ve 2010 yılına göre yüzde 28,47’lik bir artış olduğunu ifade eden
Toktay sözlerini şöyle tamamladı; “Bu yıl
artışın yüzde 45 civarında olmasını hedefliyoruz. “
www.ihracat.info.tr
63
SÖ LEŞİ
Elif Toptaş
KAZANDIĞIN
PARA
SENİNDİR!
BULDUĞUN
PARA İSE
BAŞKASININ!
Türkiye, dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi ve 75
milyon nüfusun büyük kısmını gençler oluşturuyor.
Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak adına yabancı
dil ve kariyer eğitimlerini tüm Türkiye’ye yayarak
sektörlerin yetişmiş personel açığını kapatarak bölgesel istihdam sürecine önemli katkılar sağlamayı
hedefleyen Baybars Altuntaş, Deulcom International markasını dinamik yatırımcılarla beraber
franchising sistemiyle tüm Türkiye’ye ulaştırıyor.
Baybars Altuntaş
Deulcom International
Yönetici CEO’su
Sıfırdan nasıl patron olursunuz?
Sıfırdan başlayan girişimcilik serüvenini Beyaz
Saray’a kadar ulaştırmayı başaran Baybars
Altuntaş, bu serüvenini
ve girişimciliğin 81
sırrını “Otobüsten İndim,
BMW’ye Bindim” adlı anı
kitabında anlattı.
64
www.ihracat.info.tr
Baybars Altuntaş, üniversite
ikinci sınıf öğrencisiyken 1991
yılında Türkiye Franchising
Derneği’nin kuruluşunu yaparak Türk ekonomi dünyasında
çok ses getiren bir çalışmaya
imza attı. Türkiye’de ‘İnnovasyon Yaratan 40 Patron’dan biri
seçilen Baybars Altuntaş’ın
hayat hikâyesi TRT tarafından
belgesel olarak yayınlandı. Her
yıl onlarca üniversitede verdiği
‘Sıfırdan Nasıl Patron Olursunuz? ‘ konulu konferansı ile
Türkiye çapında binlerce üniversite öğrencisine hitap eden
Altuntaş, pek çok sivil toplum
kuruluşu tarafından da çeşitli
ödüllere layık görüldü. En son
Kıbrıs’ta yılın girişimcisi seçilen
Altuntaş’a ödülü KKTC Cumhurbaşkanı Talat tarafından
verildi. ABD Başkanı Barack
Obama’nın 2010 tarihlerinde
Beyaz Saray’da düzenlediği
‘ABD Başkanlık Girişimciler
Zirvesi‘ için dünya çapında
seçilen ve davet edilen 150 girişimciden biri oldu. ABD’de
düzenlenen zirvede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın,
ABD Başkanı Barack Obama’ya
yazdığı mektubu götüren
Altuntaş’ı, ABD Başkanı Barack
Obama Zirvenin açılış konuşmasını yapmadan önce kabul
etti. Mektubu Altuntaş’tan alan
Obama, zirvenin açılış konuşmasında Başbakan Erdoğan’a
ve Türk Ulusuna bu mektup
dolayısıyla teşekkür etti. Ayrıca
Obama 2. Girişimciler Zirvesinin Türkiye’de düzenleneceğini
Türkiye’de ‘İnnovasyon Yaratan
40 Patron’dan biri seçildi.
2010 yılında Beyaz Saray’da
düzenlenen ‘ABD Başkanlık
Girişimciler Zirvesi ‘ için Başkan
Obama tarafından davet edilen
150 girişimciden biri oldu.
“Otobüsten İndim BMW bindim”
kitabıyla Steve Jobs’un hayatını
konu alan kitabı geçerek en çok
satanlar listesinde birinci oldu.
CNN International’ın, 1. Girişimciler
Zirvesinin değerlendirmesini 60
ülkeden 250 katılımcı arasında Washington stüdyolarından canlı yayında
sadece Baybars Altuntaş’la yapması,
Türkiye için önemli bir tanıtım oldu.
Altuntaş, “Kitapta herkes kendinden bir
parça buldu. O zaman ben de yapabilirim, başarabilirim diye konuştu. Kitabı
yazma amacım da buydu. Ve kitabın bu
denli hedefine ulaşması beni çok mutlu
ediyor açıkçası. Yıllardır yabancı girişimcilerin başarı hikâyeleri raflarda yer alıyordu. İlk kez içlerinden gelen bir Türk
girişimcinin hem de sıfırdan gelen bir
başarı öyküsünü toplum çok benimsedi.
Ayrıca, üniversite öğrencisi bir girişimcinin de Türkiye'de hiç torpili olmadan
pek çok şeyi halledebiliyor olması da ilgi
çekti. Bir de hiç kıvırtmadan gayet samimi bir şekilde her şeyi anlattım” şeklinde
konuştu.
Kendi işini yapmak isteyenlere ihtiyaç
duyulan cesareti kitapta verdiğini belirten Altuntaş “Bu kitapta yeni girişimcilere yaşadıklarımı anlattım. Kitabımla
onlara cesaret verdim. Kitabın çok satmasında ki püf noktanın ise bundan ileri
geliyor” ifadelerini kullandı.
Girişimciliğin başlıca sırrı nedir?
bildirdi. CNN International’ın, söz konusu
zirvenin değerlendirmesini 60 ülkeden
250 katılımcı arasında Washington stüdyolarından canlı yayında sadece Baybars
Altuntaş’la yapması, Türkiye için önemli
bir tanıtım oldu.
Sıfırdan başlayan girişimcilik serüvenini
Beyaz Saray'a kadar ulaştırmayı başaran
Baybars Altuntaş, bu serüvenini ve girişimciliğin 81 sırrını "Otobüsten İndim,
BMW'ye Bindim" adlı anı kitabında anlattı.
Altuntaş, rakipleri iyi analiz etme, yurt
içinde olduğu kadar yurt dışında da nasıl para bulunacağının yöntemlerine
de yer verdiği kitabında, "Bardağın boş
kısmına bakan memur, dolu kısmına bakan patron olur", "Önce sat sonra harca"
formülüyle hiç para yokken nasıl zengin
olunacağını, "Kilis’te pekmezi olanın, sineği Bağdat'tan gelir" formülüyle de iş
fikirlerinin yatırımcılara nasıl kabul ettirileceğini anlatıyor.
“Anadolu toprakları girişimciliğin beşiği”
Türkiye’nin girişimciliğin beşiği olduğunu ifade eden Baybars Altuntaş “İlk para
Manisa'da icat edilmiş. Bana göre Money
kelimesi de Manisa'dan geliyor. Dolayısıyla Anadolu toprakları girişimciliğin beşiği. Tüm dünya girişimcileri ülkemizde bir
araya gelsinler istiyorum. Gelecek zirveyi
Endonezya’ya, Mısır’a kaptırmayalım,
Türkiye’de olsun.” dedi.
Tarihteki ilk ticaret anlaşmalarının da
Anadolu topraklarında yapıldığını belirten Altuntaş “Otobüsten İndim BMW
bindim” kitabıyla Steve Jobs’un hayatını
konu alan kitabı geçerek en çok satanlar
listesinde birinci oldu. Kitabın başarısıyla ilgili açıklamalarda bulunan Baybars
Baybars Altuntaş “Türkiye’de her 2 kişiden birinin kendi işini kurma hayali
var. Kime sorsanız bu cevabı alırsınız.
Girişimciliğin sırrı diyebilir miyiz bilemiyorum ama bu işte en önemli şey çalışkanlık. 7-24-365 girişimcilerin en çok
sevmesi gereken rakamlar. Girişimci hafta sonu tatil yapıp pazartesi tekrar işbaşı
yapamaz. Girişimci iş düşünmeye hiç ara
veremez. Sürekli üretir. Beyni buna izin
vermez. Haftada 1 günde tatil yapayım
bu benim hakkım diyen girişimci değildir
bana göre. Sadece hayalleri vardır. Ama
hiç gerçekleşmez. Yada gerçekleşir ama
sonu hayal ettiği gibi olmaz” dedi.
Ayrıca girişimcinin, baktığını 'gören'
insan olduğunu belirten Altuntaş son
olarak şunları kaydetti: “Girişimci, burun
farkıyla yarışı önde götürür. Nedir burun
farkından kastım? Şudur: Girişimcinin
en önemli organı burnudur, burnu para
kokusunu almayan kolay kolay girişimci
olamaz. Girişimcilik bir dekatlon. Yürürsün, koşarsın, araca binersin. Girişimciyi
motive eden başarma hazzıdır. Kullandığı araç gereç onun için ikinci plandadır.
Benim param yoktu, torpilim yoktu, dayım yoktu. Ama yaptım. Ben yaptıysam
şu anda herkes bunu yapabilir. Yeter ki
'Önce Sat ! Sonra Harca! ' formülünü uygulayabilsin insan.”
www.ihracat.info.tr
65
BU KATALOGLA
İHRACATÇILAR
YENİ PAZARLARA
GİRECEK
/ Dilek Demir
Geçtiğimiz yıl Türkiye’ye 5 milyar dolarlık ihracat
talebi üretmesiyle Türk ihracatçılarının ilgisini çeken www.turkishexporter.net şimdi de BizinTurkey
kataloğu ile Türk markalarını dünya ile buluşturmaya hazırlanıyor. KOBİ Uluslararası Tanıtım ve
Dağıtım A.Ş. bünyesinde hayata geçecek olan kataloğun gelişimini ve dünyadaki dağıtım noktalarını şirketin Dış Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Nurettin Yıldıran ile konuştuk.
Nurettin Yıldıran
Dış Ticaretten Sorumlu Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı
Turkishexporter.net ile yakaladığımız başarı BizinTurkey
ile sürecek
16 yıl önce kurulan KOBİ Uluslararası Tanıtım ve Dağıtım A.Ş.
bünyesinde yayına başlayan www.turkishexporter.net Türk
ihracatına sağladığı önemli katkıları şimdi de BizinTurkey kataloğuyla devam ettirmeye hazırlanıyor. Turkishexporter.net
ile Türkiye’ye yılda 5 milyar dolarlık talep getirdiklerini belirten
şirketin yönetim kurulu üyesi Nurettin Yıldıran, e-ihracatta kazanmış olduğumuz tecrübeyi şimdi de BizinTurkey kataloğu
ile birleştireceğiz, dedi.
66
www.ihracat.info.tr
Turkishexporter.net’in Türkiye’de önemli bir yere sahip olduğu
ifade eden Yıldıran; “Portalimize üye olan firmalar önemli ihracat
kalemlerine ulaştılar. İlk kez bizimle ihracata başlayan Kobiler olduğu gibi Pazar ağını genişleten ihracatçılarımızda oldu. Turkishexporter.net hızla büyüyen bir yapıya sahip. Bir taraftan temsilcilik ağlarını genişletirken öte yandan da yurt dışında sisteme
kayıtlı olan yabancı firma sayısını 1 buçuk milyona ulaştırdı. Bu
gerçekten azımsanmayacak bir rakam.” dedi. Her gün üyelerine
yurt dışı alım taleplerini mail yoluyla da ulaştıran portale üye
olan firmalar Ekonomi Bakanlığı’ndan üyelik bedellerinin yüzde
70’ni hibe olarak iade alıyorlar diyen Yıldıran; “Bu da hem sistemin güvenirliliğini ortaya koyuyor hem de hükümetin 2023 Vizyonu olan 500 milyar dolar ihracat hedefi doğrultusunda attığı
adımların ne kardar önemli olduğunu gösteriyor.” dedi.
BizinTurkey ihracatçılar için büyük fırsat
Yurt dışı Pazar oluşturma tecrübemizi ve dünya genelindeki
marka bilinirliliğimizi BizinTurkey ile sürdüreceğiz diyen Yıldıran;
“Bizinturkey markamızın ihracatçılarımız için bir fırsat olduğunu
düşünüyorum. İlk etapta 200 marka ile çalışacağız. Bu 200 seçkin firmadan oluşacak olan kataloğumuz ücretsiz olarak dünyanın binlerce noktasına ulaştıracağız.” dedi.
Firmalar 6 dilde anlatılacak
Özgün tasarımı ve ürün odaklı içeriği ile birçok ilki içinde barındıran BizinTurkey’de Avrupa standartlarında baskı ve kağıt
kalitesi kullanacaklarını söyleyen Yıldıran; “BizinTurkey’i sadece
bir katalog olarak düşünmüyoruz. Bu hem bizim için hem de
sürdürülebilirliği ile Türkiye’nin yeni yurt dışı markalarından biri
olacak. Katolog ile firmaların Türkçe, İngilizce, Rusça, Arapça, İspanyolca ve Fransızca olmak üzere 6 dilde tanıtımları yapılacak.”
dedi.
Yine bir ilk; 50 bin adet basılacak
Birçok anlamda BizinTurley kataloğunun ilkleri içinde barındırdığını hatırlatan Yıldıran; “BizinTurkey’den 50 bin adet basılacak. Turkishexporter.net’in doğrudan çalıştığı 1 buçuk milyon
yabancı şirket ve sistemin veritabanında kayıtlı olan 5 milyon
yabancı şirket arasından yurt dışına 20 bin adedi seçkin firmaya,
25 bin adeti çeşitli ekonomi ve iş dernekleri marifetiyle, 5 bin
adedi ise yurt içi tanıtım amacıyla dağıtılacak. Dağıtım kanallarında dünyada tanınmış lojistik ve kargo firmalarıyla çalışacağız.
Bunların başında DHL, FEDEX, TNT VE UPS gibi firmalar geliyor.”
dedi.
www.ihracat.info.tr
67
SÖ LEŞİ
/ Esra Uslu
AFRİKA
ve
ORTADOĞU’YA
İHRACAT
YAPIYOR
“TEKNOLOJİ
Ömer Gürcalın
Goldmaster
Türkiye Müdürü
BİZİM EN BÜYÜK
HEYECANIMIZ”
Elektronik sektöründe 33 yılı bulan bir süredir, dünya üzerindeki gelişmeleri
ve teknolojileri izleyip, bu gelişmeleri tüketicisine taşıyarak bugüne gelen
GoldMaster markası, Türkiye’nin her yerinde uydu alıcısı ve elektronik sektöründe herkes tarafından bilinen bir marka. Yenilik üretmenin Goldmaster
için bitmeyen bir süreç olduğunu söyleyen Türkiye Müdürü Ömer Gürcalın
“Goldmaster’in gücünün kaynağı tüketicisi ile oluşturduğu karşılıklı
sadakat duygusundan geliyor” diyor.
Elektronik sektörünün hızla geliştiğiniz görüyoruz, bu değişim yatırımlarınızı hangi yönde etkiliyor?
Sözünü
ettiğiniz
gelişme
Goldmaster’ın
klasikleşmiş
duruşudur aslında. Yenilikçi tavır, üretim, satış, hatta
reklâm konusunda bile
öne çıkardığımız bir kavram, bizi ileriye iten bir
konsept. Ancak bu kavram kaliteli üretim ile
desteklenirse
gerçek
anlamını
bulmakta.
İşte biz bunu başardık.
Çıtayı daima yükseğe
koyduk. Tüketicimize sunduğumuz birçok üründe ilklere
68
www.ihracat.info.tr
imza attık. Tüketicilerimizin evlerinde
moda yaratan, yenilikçi, kaliteli, ekonomik ve aynı zamanda son teknolojiyi
sunan Goldmaster ürünlerini kullanıyor.
Biz de her geçen gün daha fazla ürünle
onlara hizmet ediyor olmamızdan büyük
mutluluk duyuyoruz.
Şirketinizin kuruluş hikâyesini anlatır
mısınız?
37 yıl önce Yönetim Kurulu Başkanımız
Z.Cenk Bora tarafından kurulmuş şirketimiz. İthalat serbestîsi ile birlikte kahverengi eşya pazarında oldukça başarılı çalışmalar yapmış ve uydu alıcısı üretimine
başlamış ve bu sektörün lideri konumuna
gelmiş. Daha sonra üretim bandına ev
elektroniği ve sırasıyla cep telefonu ve kü-
çük ev aletlerini dâhil etmiş ve Türkiye’nin
önde gelen üreticilerinden biri olmuştur.
“Goldmaster” marka olarak kısa zamanda pazarda sağlam bir yer edindi.
Goldmaster markası nasıl doğdu? Stratejik olarak nasıl bir yöntem izlendi?
Goldmaster’ ın marka olarak sağlam bir
yer edinmesi geride bıraktığımız 37 yılın
sabır, çalışma, emek, fedakârlık, titizlik
dolu çalışmalarının sonucudur. Asla kaliteden ödün verilmedi. Sektörde ilklerin markası oldu Goldmaster. Bu da öne
çıkmasını sağladı. Zaman içinde, yavaş,
yavaş tüketicinin algısında bu noktaya
gelindi.
Goldmaster markasının birçok farklı
ürünü var, tüketici en çok hangi ürününüzü tercih ediyor ve bunun nedenini
neye bağlıyorsunuz?
Elimizde ciddi sayıda tüketicimize ait bir
data var. Ve çeşitli vesilelerle irtibat kuruyoruz kendileriyle. Bu sırada da talep ettikleri, markamız altında görmek istedikleri ürün çeşit ve modelleri ile ilgili önemli
geri dönüşler alıyoruz. Bir başka deyişle
ürün çeşitliliğimizde yaptığımız her yenilik tüketicimizin birebir talep ettiği
ürünleri içeriyor. Herhangi bir Goldmaster
ürününe sahip olan bir tüketici, diğer bir
Goldmaster ürününü alma kararını çok
daha kolaylıkla verdiği için ürün gamımız
oldukça dengeli ilgi görmektedir.
Sektörünüzde benzer işi paylaştığınız
birçok marka var, tüketici neden sizi
tercih etmeli?
Goldmaster’in gücünün kaynağı tüketicisi ile oluşturduğu “karşılıklı sadakat
duygusu’ dur. Goldmaster tüketicisine
en iyi ve en kaliteliyi, en makul fiyatlarla
sunmaya çalışan bir firmadır. Bu süreçte
birçok kişi Goldmaster ürünü kullanarak
teknoloji ile tanışmıştır ve her türlü ihtiyacına karşılık verecek bir Goldmaster
ürünü bulmaya da alışmıştır. Doğrusunu
söylemek gerekirse, hiç bir marka ile yarışmak, rekabet etmek gibi bir niyetimiz
yoktur. Kaliteli, modern çizgilere sahip,
beklentileri aşan yeni ürünlerimizi uygun
fiyatlarla tüketicilerimize sunmaya devam
edeceğiz. Bu zamana kadar sürekli yaptığımız gibi, ürünlerimizi kullanan tüketi-
cilerimizi ailemizin bir parçası olarak görerek, maksimum faydayı elde etmelerini
sağlayacak ve satış sonrası desteğimizi de
devam ettireceğiz.
Üzerine çalıştığınız yeni ürünler var
mı? 2011 yılında hangi ürünlerin satışı
ön plana çıktı? Önümüzdeki yıl üretimde ve Ar-Ge’de planladığınız yatırımlar
neler?
Yenilik bizim en büyük heyecanımız ve
hiç bitmeyecek bir süreçtir. Bir yandan tüketicimize yeni bir ürün sunarken, mutlaka bir başka yeni ürün veya ürünlerle ilgili
çalışmamız olmaktadır. Bu durum yeni bir
yatırım yapmamızı gerektiriyorsa tabii ki
yapacağız. Bu tarz çalışmalarımızı, üzerinde çalıştığımız ürün piyasaya sunulacak
hale gelmeden paylaşmamayı tercih ediyoruz.
Son olarak ihracat çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
İhracat çalışmalarımıza son dönemde
hız vererek, öncelikle Afrika ve Ortadoğu
bölgelerine yoğunlaşmış bulunmaktayız.
Afrika Bölgesi, ihracat anlamında ürünlerimize talep eden lokasyonların başında
gelmektedir. İlk yurtdışı mağazamızı, bu
bölgedeki önemli ülkelerden biri olan
Nijerya’ya açıyoruz. Kısa süre içinde faaliyete geçecek olan ilk yurtdışı mağazamız
ile birlikte, bu ülkeye sınırı bulunan diğer
beş komşu ülkeye de Transit Ticaret ile
ürün satışı organizasyonu yapacağız. Diğer yandan Türkiye’ye komşu ülkeler ile
de ticaretimizi geliştirerek, gerek yakınlık bakımından ürünlerimizin kolay sevk
edilmesi, gerekse de kültür anlamında
birbirine yakın olan bu ülkeler ile ikili
ilişkiler vasıtası ile ihracatımızı geliştirip
daha da arttırmayı hedef haline getirdik.
Ortadoğu’da yaşanan Arap Baharı’nın etkileri gün geçtikçe azaladursun; yeni yapılanmalar ve rejimlerin sonrasında ticari
anlamda yaşanan büyük ithalat ihtiyacını
karşılayabilmek adına ikili iş görüşmeler ve yeni ticari anlaşmalar yapılması
Türkiye’de yerleşik ihracatçılar için büyük
bir fırsat olmakta ve ülke ekonomisine
sağlayacağı katkıyla da büyük bir önem
arz etmektedir. Bu bağlamda ihracat stratejilerimizin başında Ortadoğu Ülkeleri
gelmektedir.
HER GEÇEN
GÜN ÜRÜN
ÇEŞİDİNİ
ARTIRIYOR
İLK YURT DIŞI
MAĞAZASINI
NİJERYA’YA
AÇIYOR
İlk yurtdışı mağazamızı, bu bölgedeki
önemli ülkelerden biri
olan Nijerya’ya açıyoruz. Kısa süre içinde
faaliyete geçecek olan
ilk yurtdışı mağazamız ile birlikte, bu
ülkeye sınırı bulunan
diğer beş komşu ülkeye de transit ticaret ile
ürün satışı organizasyonu yapacağız. Diğer
yandan Türkiye’ye
komşu ülkeler ile de
ticaretimizi geliştirerek, gerek yakınlık
bakımından ürünlerimizin kolay sevk
edilmesi, gerekse de
kültür anlamında birbirine yakın olan bu
ülkeler ile ikili ilişkiler
vasıtası ile ihracatımızı geliştirip daha
da arttırmayı hedef
haline getirdik.
www.ihracat.info.tr
69
01
DOĞAN GRUBU MEDYA
OPERASYONUNU
TAMAMLADI, ENERJİ VE
PAREKENDEYE ODAKLANDI
03
Turkcell Superonline Genel Müdürü Murat Erkan,
İzmir’in, 150 bin hanelik fiber internet altyapısıyla
bu konuda lider olduğunu söyledi. Swissotel'de
düzenlenen basın toplantısında konuşan Erkan,
İzmir’in 200 büyük şehrin yer aldığı dünyanın en
hızlı büyüyen metropol ekonomileri listesinde
Şangay, Riyad ve Cidde'den sonra dördüncü sırada
bulunduğunu belirtti.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili
Hanzade Doğan Boyner, Doğan Grubu’nun 2010
yılında aldığı bir kararla medya sektöründe küçülmeye gittiğini ve bazı kurumları elden çıkardığını belirterek, bugün itibariyle bu operasyonun
tamamlandığını bildirdi. Boyner, grubun enerji
ve perakendeye odaklandığını, e-ticaret alanında ise özellikle inşaat sektörünün gelişmesine
bağlı olarak ev dekorasyonu, mobilya sektörü ve
anne çocuk ürünlerine yöneldiklerini söyledi.
04
02
iTALSOFA, İSTANBUL’DA İLK
MAĞAZASINI AÇTI
N Design tarafından Türkiye distribütörlüğü alınan Italsofa’nın ilk mağazası İstanbul Anadolu
yakasında açıldı. Italsofa, İtalya’nın en büyük
mobilya üreticisi ve gerçek deri döşemeler konusunda dünya lideri olan Natuzzi Group’un yeni
bir İtalyan mobilya markası. Italsofa tasarımları,
ne istediğini bilen kullanıcının aradığı dinamik,
çağdaş, zekice tasarlanmış, fonksiyonel ve uygun
fiyatlı ürünleriyle rahat yaşam tarzını benimseyenlere hitap ediyor.
70
www.ihracat.info.tr
SUPERONLİNE GENEL
MÜDÜRÜ ERKAN: İZMİR
İNTERNET HIZINDA
TÜRKİYE ŞAMPİYONU
KONGO EKONOMİDE
ROTASINI TÜRKİYE’YE
ÇEVİRDİ
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Marcel Mulumba Tshidimba, bugüne kadar
hep Batılılarla çalıştıklarının, ancak bundan herhangi bir kazanç sağlayamadıklarını ifade ederek,
“Bundan sonra Türk işadamlarıyla çalışacağız. Bu
kapsamda Adana ‘motor şehir’ olabilir.” dedi. Ülke
olarak teknoloji ve finansman kaynağına ihtiyaç
duyduklarını kaydeden Tshidimba, “Kongo’da yatırım yapmak çok basit. Şimdiye kadar hep Batılılarla
çalıştık. Ancak bugüne kadar ekonomik anlamda
herhangi bir kazanç elde edemedik. Artık rotamızı
değiştirmek zorundayız ve bundan sonraki süreçte de Türk işadamlarıyla çalışacağız.” dedi.
05
İDEA YAPI KİMYASALLARI,
IRAK’TA TESİS AÇIYOR
07
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabi Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyon üyesi AK Parti Gaziantep
Milletvekili Mehmet Erdoğan, Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeler’in (KOBİ) geliştirilmesi ve
desteklenmesi için 2012 yılında 422 milyon
TL’lik destek sağlanacağını ve KOSGEB Hizmet Merkezi Müdürlüğü bulunmayan il kalmayacağının müjdesini verdi.
Çimento ve beton sektöründe faaliyet göstermek üzere tamamı Türk sermayesi ile 2007
yılında, kurulan İdea Yapı Kimyasalları, Irak ve
Mersin’de iki yeni tesis daha açıyor. Dünya standartlarında üretim yaparak kısa zamanda Türkiye çimento kimyasalları pazarının önde gelen
firmaları arasında yer almayı başardıklarını aktaran İdea Yapı Kimyasalları Genel Müdürü Hakan
Gülseren, Irak Süleymaniye’de bulunan üretim
tesisinin Şubat ayında faaliyetlerine başladığını
açıkladı.
08
06
ENERJİ PROJELERİNE 180
MİLYAR DOLAR
HARCAYACAKLAR
Ortadoğu ülkelerinde değeri 180 milyar dolara
ulaşan yeni enerji, su ve elektrik projesinin devam ettiği ya da planlandığı bildirildi. Körfez
ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri 34.2 milyar
dolarlık 20 proje ile en aktif piyasalardan birisi
olarak görülüyor. Başkent Abu Dabi’de planlanan nükleer enerji santralinin maliyeti 20 milyar doları buluyor. Dubai merkezli Ventures adlı
araştırma şirketinin raporuna göre yatırımlarda
aslan payı Ortadoğu’nun en büyük ekonomisine sahip Suudi Arabistan’a ait. İnşaatına 2013’te
başlanacak Kral Abdullah Atomik ve Yenilenebilir Enerji Şehri’nin maliyeti 100 milyar dolar olarak ifade edilirken krallıktaki diğer 15 projeye 9
milyar dolar harcanması öngörülüyor.
KOBİ’LERE 422 MİLYON
DESTEK
BÜROSAN YÜZDE 53
BÜYÜDÜ
Türk mobilya sektörünün önde gelen firmaları arasında yer alan Bürosan’ın, geride
kalan 2011 yılında yüzde 53’lük bir büyüme
gösterdiği bildirildi. Bürosan Yönetim Kurulu
Başkanı Murat Dilme, bir tarafta ‘Arap Baharı’, diğer tarafta da ekonomik krizle boğuşan
Avrupa’ya rağmen önemli bir başarı yakaladıklarını söyledi. Yakalanan büyüme rakamının tesadüf olmadığının altını çizen Dilme,
büyümeyi doğru zamanda doğru yatırım ve
doğru kararlar alarak gerçekleştirdiklerini
belirterek, “2012’nin de aynı güzellikte geçeceğine inanıyorum” dedi.
www.ihracat.info.tr
71
09
KOBİ’LERE ÖZEL ‘ORBİSKOBİ’
KAMPANYASI
Orbis Vista Sınai Mülkiyet Danışmanlığı firması
KOBİ işletmelerine özel ‘OrbisKobi’ kampanyası
hazırladı. Kampanya hakkında bilgi veren Orbis
Vista kurucu ortaklarından Aylin Şener, kampanyanın amacının KOBİ işletmelerinin marka, patent
veya tasarım tescil başvurusunu yapabilmeleri için
cazip fırsatlar oluşturmak olarak açıkladı. Şener,
büyümeyi ve pazarlardaki payını arttırmayı amaçlayan işletmelerin marka, patent ve tasarım haklarını elde etmeleri gerektiğini belirterek, “KOBİ’lerin
kendi sektörlerinde güvenle hareket etmeleri için
sınai mülkiyet haklarını kazanmalıdır.” dedi.
11
Ukrayna’da, havalandırma sistemleri alanında
faaliyet gösteren Türk şirketi Venttek, ülkenin
en başarılı 100 şirketi sıralamasında 50’nci
oldu. Ülkenin önde gelen firmalarından biri
olan Venttek, Ukrayna Ticaret Odası’nın yaptığı
değerlendirmede Ukrayna’daki en başarılı 100
firma arasında yer aldı. Ukrayna Ticaret Odası,
en başarılı ilk 100 firmayı seçmek için, ülkede
ithalat ve ihracat yapan 250 bin firmayı değerlendirdi. Venttek Ukrayna, geçtiğimiz sene
havalandırma sistemleri alanında dünyada
referans isim olan Systemair tarafından Ukrayna’daki mekanik firmaları arasında yapılan sıralamada en başarılı 15 şirket arasında yer alan ilk
ve Türk firması olmuştu.
12
10
ADİL IŞIK KREMLİN’E KOMŞU
OLDU
Adil Işık artık Rusya'da da müşterilerinin karşısına
'adL' markası ile çıkıyor. Moskova'nın merkezinde
Kremlin’in hemen yanı başında Ohotnıy Ryad Alışveriş Merkezi’nde adL’nin 400 metrekarelik yeni
konsept mağazası görkemli bir törenle açıldı.
72
www.ihracat.info.tr
UKRAYNA’DA İLK ELLİYE
GİRDİ
OPET FUCHS
YAĞ ÜRETİMİNİ ARTIRACAK
Opet Madeni Yağlar ve Almanya merkezli dünyanın en büyük madeni yağ üreticisi Fuchs,
endüstriyel yağlardaki işbirliklerini madeni
yağların bütün ürünlerini kapsayacak şekilde
genişletti. Opet Fuchs’un, İzmir Aliağa’da tek
vardiyada 50 bin ton üretim kapasiteli tesisinde,
otomotiv ve diğer tüm yağların üretimi gerçekleşecek. Opet Fuchs, yüzde elli hisseli ortaklıklarını genişleterek, İzmir Çiğli’deki fabrikayı Aliağa
ilçesine taşıyacak.
13
2012’NİN GEMİ İNŞAAT
SEKTÖRÜNDEKİ İLK
ANLAŞMASI İMZALANDI
Gemi inşaat sektöründeki 2012 yılının ilk siparişi olan anlaşma imzalandı. Ekonomi Bakanı
Zafer Çağlayan’ın “Krize meydan okuma” olarak nitelendirdiği törende, Türk şirketi Torgem
ile Suudi şirketi ATCO toplamda 19 römorkörün ilk etabı olan 9 römorkörün yapımına ilişkin anlaşmayı imzaladı. Toplamda 70 milyon
dolara mal olması beklenen römork işinde ayrıca bin 500 kişi de istihdam edilecek.
14
15
GÜNEY KORELİ
SANAYİCİLER TÜRKİYE’NİN
DETROIT’İ İLE ÇALIŞMAK
İSTİYOR
Asya Pasifik coğrafyasının en önemli ticaret
oyuncularından olan Güney Kore, Türkiye’nin
‘Detroit’i olarak gösterilen Bursa ile iş birliğini
artırmak istiyor. Güney Kore İhracatçılar Birliği (KOİMA) Başkan Yardımcısı Gyu-Hwa Jang
ve beraberindeki heyet, Bursa Valisi Şahabettin Harput’u ziyaret etti. Geçtiğimiz yıl Güney
Kore’ye yaptıkları ziyareti hatırlatan Vali Şahabettin Harput, “Kendileri bizi çok iyi ağırladı.
Kore ile Türkiye, özellikle Bursa arasında ticari
ve iktisadi ortak yatırımlar var. Gerek gıda gerek tekstil açısından yapılabilecek iş birliği imkanlarını görüştük. Siyasi ve ticari ilişkilerimiz
ileri seviyede. İki ülke dünyanın istikrarı adına
çok önemli ziyaretler yapıyor. Bursa ile Güney
Kore arasında ithalat ve ihracat alanındaki yeni
imkanları ortaya çıkarmak için çalışıyoruz.” dedi.
KRİSTAL KOLA OKULLAR İÇİN
GAZSIZ İÇECEK ÜRETECEK
Antalya Expo Center Fuar alanında düzenlenen ANFAŞ BEVEX İçecek İhtisas Fuarı’na katılan Kristal Kola Genel Müdür Yardımcısı Burak
Erdoğan “Hedefimiz gazsız içeceklerin okullarda artırılması.” dedi. Kristal Kola’nın gazlı ve
gazsız içecekler, meyveli ve sade maden suyu,
doğal kaynak suyu üreten bir firma olduğunu
söyleyen Kristal Kola Genel Müdür Yardımcısı
Burak Erdoğan, “Kristal Kola’nın 4 tane fabrikası var. Türkiye çapında yaklaşık 200 bayi ile
çalışıyoruz. Antalya’da bulunmamızın sebebi
özellikle enerji içeceği. Yaklaşık 46 ülkeye ihracat yapan bir firmayız.” diye konuştu.
16
TÜRKİYE-UKRAYNA
ARASINDA ENERJİ İŞBİRLİĞİ
Türkiye ve Ukrayna ortak enerji projelerinin uygulanmasında içinde ikili bir işbirliği mekanizmasını düzenleyen bir protokol imzalandığı Ukrayna Ulusal Projeler Yatırımlar Yönetimi Devlet
Ajansı tarafından bildirildi. Türk Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız başkanlığındaki
Türk heyeti tarafından, BOTAŞ şirketi temsilcisi
Fazıl Şenel ve EÜAŞ başkanı Mehmet Biçer’in
katılımı ile Ukrayna’da imzalandı. Ukrayna taraftan belge enerji sektöründeki ikili işbirliği,
Ukrayna Ulusal Projeler Yatırımlar ve Yönetimi
Devlet Ajansı, Ukrayna-Türk İkili Çalışma Grubu
Başkanı Vladislav Kaskyv tarafından imzalandı.
www.ihracat.info.tr
73
TÜRKİYE AVRUPA OTOMOTİV
PAZARINDA 6. SIRADA
/ Sema Kolay
Subaru Türkiye Genel Müdürü
Toros Kardaş
Subaru CEO'su Toros
Kardaş, Türkiye'nin Avrupa pazarında yükselen
bir grafiğe sahip olduğunu belirterek, "Türkiye
Avrupa otomotiv pazarında 6. sırada. Türkiye'yi
bu pazarda çok güçlü
görüyoruz" dedi.
74
www.ihracat.info.tr
Subaru Türkiye Genel Müdürü Toros Kardaş, Bayraktar Grubu olarak 16 yıldır distribütörlüğünü yaptıkları Subaru markasının
yeni crossover modeli XV'yi Bursalılara tanıttı. Yeni nesil aracın tanıtım toplantısında konuşan Kardaş, Bursa'nın dinamik ve
büyüyen bir ekonomiye sahip olduğunu,
Türkiye'de satılan her 100 Subaru marka
otomobilden 10'unun Bursa'da satıldığını
söyledi. Subaru'nun Bursa pazarına uygun
araçları olduğunu belirten Kardaş, "Subaru
XV modelinden bu sene Türkiye'de bin adet
satmayı hedefliyoruz. Bunun yüzde 10'unu
Bursa için ayırdık. Bursalılar da bu yeni aracımıza büyük ilgi gösterdi." diye konuştu.
Otomotiv sektörünün yeni yıla yavaş başladığını söyleyen Kardaş, "Geçen sene ilk 4
ay çok iyiydi. Daha sonra gevşedi. 2011’in
ocak ayıyla kıyaslarsak biraz düşme var. Bu
yılı aynı seviye ile kapatacağımızı tahmin
ediyoruz. Subaru olarak pazar payımızı artıracağız. Bu sene Subaru olarak bin 500 adet
otomobil satmayı hedefliyoruz" şeklinde
konuştu.
"Sıfır otomobil fiyatlarında büyük etki
olmayacak"
Bu yıl içinde sıfır model otomobil fiyatlarında büyük bir değişme olmayacağını dile
getiren Kardaş, "Geçen sene eylül ve ekim
aylarında yapılan mali sıkıştırıcı politikaların bu döneme etkisinin olması bekleniyor.
Fiyatta büyük bir etki olacağını düşünmüyoruz. Merkez Bankası (MB) açıklamalarında ilk mali tedbirler geldikten sonra pazarda daralma olmadı. Tüm kamu kurumları
da bunun etkisinin zamana yayılarak görüleceğini tahmin ediyor. Otomobil firmaları
da hazırlıklarını ona göre yaptı. Şu anda piyasada dengeli bir beklenti var." dedi.
Türkiye'nin Avrupa otomobil pazarında iddialı olduğunu ifade eden Kardaş, "Türkiye
Avrupa pazarından daha fazla pay alarak
büyüyor. Türkiye, sıralamasını yükseltti.
Türkiye iki sene önce Hollanda'yı geçerek
7.'liğe yükseldi. Daha sonra Belçika'yı geçerek 6. sıraya geldi. Türkiye, Avrupa'da otomotiv pazarında çok güçlü." diye konuştu.
www.ihracat.info.tr
75
Yeni Pazar Yeni İhracat
/ Ferhan Er
Murat Akyüz
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı
PLASTİK SEKTÖRÜ
HİNDİSTAN
PAZARINA AÇILDI
Türkiye ihracatının parlayan sektörü kimya, kimya sektörünün lokomotifi ise plastik… 2011 yılında 4 milyar 802 milyar
dolar direkt ihracat gerçekleştiren plastik sektörünün, diğer
ihracatçı sektörler kanalıyla yaptığı dolaylı ihracatı da katıldığında bu rakam 10 milyar dolara ulaşıyor.
Murat Akyüz İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı
“Üretim kapasitesi ve kalitesi ile Avrupalı
rakiplerini zorlayan Türk plastik sektörü, 2011
yılında yüzde 16 büyüdü.”
Türk plastik sektörü, Hindistan için ilk hamleyi
Plastindia Fuarı ile attı.
Avrupa’nın en büyük üçüncü
üreticisi olan plastikçiler, ihracattaki başarılarını yeni pazarlarda sürdürmeye kararlı. Bu
pazarların başında da dünyanın en fazla plastik tüketen
üçüncü ülkesi olan Hindistan
geliyor. Türk plastik sektörü,
Hindistan için ilk hamleyi Plastindia Fuarı ile attı.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve
Mamülleri İhracatçıları Birliği
(İKMİB) ve Plastik Sanayicileri
Derneği (PAGDER) işbirliği ile
milli katılım organizasyonunu
ilk kez gerçekleştirilen Plastindia Fuarı’na 10 Türk firması
katıldı. 01 - 06 Şubat 2012 tarihleri arasında Hindistan’ın
başkenti Yeni Delhi’de düzenlenen fuarda polimerler, plastikler, plastik işleme makineleri, plastik üretim makineleri,
temel materyaller, aksesuarlar,
yarı bitmiş ve bitmiş ürünler,
test ve ölçüm aletleri ile kauçuk işleme makineleri sergilendi.
Üretim kapasitesi ve kalitesi ile
Avrupalı rakiplerini zorlayan
Türk plastik sektörü, 2011 yı-
76
www.ihracat.info.tr
lında yüzde 16 büyüdü. Sektörün yeni pazarlara ulaşması ve
ihracatını artırması için hedef
ülkelerden biri de dünyanın
ikinci büyük nüfusuna sahip
Hindistan. BRIC ülkeleri arasında yer alan Hindistan, nüfusu
kadar hızlı büyüyen ekonomisi
ile dikkati çekiyor.
Avrupa pazarlarındaki durgunluktan en az hasarı almanın tek yolunun yeni pazarlara
açılmak olduğunu belirten
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, Türk plastik
sektörünün, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapılan
ihracat sayesinde küresel krizi
en az hasarla atlattığını, şimdi
sırada yeni pazarların olduğunu söyledi. Hindistan’ın, yüzde
9’a varan etkileyici büyüme rakamlarıyla dünyanın en büyük
ekonomileri arasında yer aldığını vurgulayan Akyüz, İKMİB
olarak bu yıl ilk kez düzenledikleri milli katılım organizasyonu ile Türk plastik firmalarının Çin, Brezilya gibi ülkelerin
yanı sıra böylesine önemli bir
pazara açılmalarına öncülük
ettiklerini dile getirdi.
www.ihracat.info.tr
77
Avrupalı rakiplerini yavaşlatan Türk
plastik üreticileri, Fransa ve İspanya’yı
geride bıraktı. Direkt ve dolaylı ihracatı
9,2 milyar dolara ulaşan sektör, toplam
kimya sektör ihracatından aldığı yüzde
29 pay ile ikinci oldu. Sektördeki makine yatırımı da dikkati çeken bir başka
nokta oldu. 2010 yılında 558 milyon
dolar olan makine ve teçhizat yatırımı,
2011 yılında 885 milyon dolara yükseldi.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma,
Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV)
2011 yılı sektör değerlendirme raporuna göre, plastik sektörü 2011 yılında
yüzde 10 büyüdü. Plastik mamul üretimi 2010 yılına kıyasla yüzde 10 artış
göstererek 6,7 milyon tona çıktı. Türk
plastik sektörü, Almanya ve İtalya’dan
sonra üretim kapasitesinde üçüncülüğe oturdu.
PAGEV Başkanı Mehmet Uysal
PLASTİK
SEKTÖRÜ
5 MİLYAR
DOLARLIK
İHRACAT
HEDEFLİYOR
/ Selma Alımcı
Plastik sektörü, Türk ekonomisinin
lokomotiflerinden biri olmayı sürdürüyor.
2010 yılında Avrupa’nın dördüncü büyük
üreticisi olan Türk plastikçileri, 2011 yılında ülkemizi üçüncülüğe yükseltti.
78
www.ihracat.info.tr
Plastik sektörü, geçtiğimiz yıl plastik
hammaddesi ve mamul olmak üzere
toplam 4 milyar 802 milyon dolarlık
direkt ihracat gerçekleştirdi. İhracatta
yüzde 23’lük artış yaşandı. Yaklaşık 200
ülkeye yapılan plastik mamul ihracatının yüzde 55’ini 10 ülke oluşturdu. Bu
ülkeler sırasıyla Irak, Almanya, Rusya,
İran, Fransa, Romanya, İngiltere, Azerbaycan, Gürcistan ve Bulgaristan oldu.
2010 yılına kıyasla, ihracattaki ilk üç
ülke aynı kalırken, siyasi açıdan büyük
değişimin yaşandığı Libya’ya yapılan
plastik ihracatımızda ciddi bir düşüş
yaşandı. 2010 yılında plastik sektörünün ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında
yer alan Libya, geçtiğimiz yıl ilk 10’a
giremedi. 2010 yılı ile karşılaştırıldığında, Türkiye’den yaptığı plastik mamul
ithalatını en çok artıran ülkenin İran
olduğu gözlendi.
Plastik mamul ihracatımız, 2011 yılında
bir önceki yıla göre ton bazında yüzde
8, döviz bazında da yüzde 16 arttı.
Büyüme ve ihracatta başarılı bir performans sergileyen Türk plastik sektörü, hammadde ithalatında da rekor
kırdı. Geçtiğimiz yıl sektörün hammadde ithalatına ödediği rakam, yüzde 30 artışla 10 milyar dolara yaklaştı.
Plastik hammadde ithalatı ton bazında
yüzde 12 arttı. İthal edilen 5,2 milyon
tonluk plastik hammaddesinin bedeli
9,9 milyar dolar oldu. 100’ün üzerinde ülkeden plastik hammadde ithalatı
gerçekleştirildi. Suudi Arabistan, Almanya, Belçika, Hollanda, Güney Kore,
İspanya, İtalya, İran, Fransa ve ABD’den
yapılan ithalat, toplam ithalatımızın
yüzde 63’ünü oluşturdu. PAGEV 2011
yılı sektör değerlendirme raporu, sektörün hammaddede dışa bağımlılığını
net olarak koyarken, bu sorunun ancak
yeni petrokimya yatırımlarının desteklenmesi ile çözülebileceği vurgulandı.
Geçtiğimiz yıl, plastik mamul ithalatında da artış yaşandı. Plastik mamul
ithalatı, 2011’de 2010 yılına kıyasla ton
bazında yüzde 15, değer bazında yüzde 27 arttı. 100 ülkeden yapılan 483
bin tonluk ithalata, 2,6 milyar dolar
ödendi. Almanya, Çin ve İtalya plastik
mamul ithal ettiğimiz ilk üç ülke olmayı sürdürdü.
Türk plastik sektörünün, Avrupa’daki
krize rağmen büyümesini sürdürdüğünü ve ihracatını her yıl artırmayı
başardığını belirten PAGEV Yönetim
Kurulu Başkanı Mehmet Uysal, dünya
ekonomisinde belirsizliklerin yaşandığı bir dönemde, plastik üreticilerinin
elde ettiği büyüme rakamlarının övgüye değer olduğunu söyledi. Sektördeki
artan makine ve teçhizat yatırımının
plastik üreticilerinin geleceğe yönelik
iyimser olduklarının ve büyümenin devam edeceğinin sinyalini de verdiğine
dikkat çeken Uysal, plastik sektörünün
en büyük sorununun hammaddede
dışa bağımlılık olduğunu dile getirdi.
PAGEV Başkanı Mehmet Uysal, “Plastik
sektörü 2012 yılında, yaklaşık 5 milyar
dolarlık direkt ihracat hedefliyor. İhracatçı sektörler kanalı ile yapılan dolaylı
ihracatı da dahil ettiğimizde toplam 10
milyar 336 milyon dolarlık bir ihracat
söz konusu. 2012 yılında hedefimiz
yüzde 10 büyümenin üzerine çıkmak.
Bunun için sektörümüz, acil olarak yeni
petrokimya yatırımlarının yapılması ve
desteklenmesi ile hammaddede ithalata dayalı sisteminin çözüme kavuşmasını bekliyor.” şeklinde konuştu. Uysal, PAGEV olarak ihracatı artırmak ve
yeni pazarlara ulaşmak amacıyla yurt
dışındaki önemli fuarlara firmaların
katılımını sağlamak için çalışmalarının
sürdüğünü de açıkladı.
www.ihracat.info.tr
79
LOJİSTİKTE
EĞİTİM
NEDEN ŞART
Türkiye’nin artan ihracatında hızlı gelişim sağlayarak adından
söz ettiren lojistik sektörünün önemi her geçen gün artıyor. Özellikle on yıl içerisinde 50 bin kişiye istihdam sağlaması ön görülen
sektörde eğitimli personel istihdam ediliyor mu? Öğrencilerin
mesleğe yaklaşımları nasıl? Sektörün büyümesi neleri beraberinde getiriyor? Sorularını Metsan Uluslararası Lojistik Hizmetleri
Pazarlama Yönetmeni Sabri Ergenecoşar’a yönelttik. / Esra Torlak
Sabri Ergenecoşar
Metsan Uluslararası Lojistik
Hiz. Pazarlama Yönetmeni
“Avrupa Birliği’nde
yaşanan kriz
bütün gözleri
Ortadoğu’ya çevirdi. Lojistik merkez
ve üs olmak istiyorsak bu konudaki
alt yapımızı daha
kuvvetlendirmeliyiz. Lojistik köy
projelerini hayata
geçirmeli devlet ve
STK’ların çalışmalarına hız verilmeli
ve ipek yolu nu
en kısa zamanda
yeniden hayata
geçirmeliyiz.”
80
www.ihracat.info.tr
Türkiye’de lojistik sektörü hızlı bir şekilde
gelişmeye devam ediyor. Türkiye’de 2023 yılı
ithalat ve ihracat hedeflerine bakıldığında
dış ticaretin 1,2 trilyon dolara çıkacağı ön
görülüyor. Bu hedefleri gerçekleştirmede lojistik sektörünün önemi bir kez daha ön plana çıkıyor. Bu büyüme kat sayısı göz önüne
alındığında lojistik sektörünün dört kat daha
büyüyeceği bekleniyor.
Türkiye’de 60’dan fazla lojistik bölümünün
her yıl binlerce mezun verdiğine dikkat çeken Metsan Uluslararası Lojistik Hizmetleri
Pazarlama Yönetmeni Sabri Ergenecoşar, yapılan araştırmalara göre on yıl içinde 50 bin
kişiye ihtiyaç duyacak olan sektörün eğitimli
personele ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Konumu itibari ile Türkiye’nin lojistik üs olmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken
Ergenecoşar, “Avrupa Birliği’nde yaşanan kriz
bütün gözleri Ortadoğu’ya çevirdi. Lojistik
merkez ve üs olmak istiyorsak bu konudaki
alt yapımızı daha kuvvetlendirmeliyiz. Lojistik köy projelerini hayata geçirmeli devlet ve
STK’ların çalışmalarına hız verilmeli ve İpek
Yolu’nu en kısa zamanda yeniden hayata geçirmeliyiz.” diye konuştu.
Lojistik bölümü öğrencilerinin mesleki
yaklaşımlarını değerlendiren Ergenecoşar, “Aslında ben de yeni mezun sayılırım.
2010 yılında Türkiye’nin ilk tematik meslek
yüksekokulu olan Beykoz Lojistik Meslek
Yüksekokulu’nu derece ile bitirdim. Okulda
aktif bir öğrenci olmam, başka üniversitelerin lojistik bölümünde okuyan arkadaşlar ile
irtibat kurmamı sağladı. Bu yüzden yapmış
olduğum gözlemlerde ve sohbetlerde sektöre yetişen gençlerin gerçekten çok istekli
olduğunu, sektörü yakından tanıdıklarını
gördüm.” dedi.
Sektörü takip etmeyen, araştırmayan merak
etmeyen öğrencilerin iş bulmalarının zor
olabileceğini ifade den Ergenecoşar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Farklı düşünen fark
yaratan kişilere sektörün ihtiyacı var. Yabancı
dil gerçekten çok önemli bir faktör. Yabancı
dilini geliştiren hatta en az iki dil öğrenen
gençler sektörde emin adımlarla ilerleyeceklerdir. Ayrıca öğrencilerin sektör dernekleri
ile ilgilenmeleri iletişimde olmaları onlar için
gerçekten büyük deneyim yaşamaları için
fırsat oluşturuyor.”
Ergenecoşar, “Sektördeki firmalar, eğitimli
personel ihtiyacının öneminin farkında. Kurumsal olmayan firmalar stajyer olarak işe
aldıkları kişiyi istihdam ediyor, ancak kurumsal firmalar stajyer olarak 20-30 kişiyi alıp
bunlardan bir veya ikisine hatta bazen hiçbirine istihdam sağlamıyor. Ucuz iş gücünü
kendi çıkarları çerçevesinde kullanıyorlar.
Bu hem staj yapan öğrencinin sektöre olan
güvenini kırıyor hem de sektörün önde gelen firmalarının imajını zedeliyor. Ayrıca en
büyük sorunlardan bir tanesi sektörün yeni
mezunlara güvenmemesi ve okulunu yeni
bitiren kişiye istihdam sağlamaması tecrübe,
istememesi ayrı bir tezat oluşturuyor.” şeklinde konuştu.
Global dünya formunda rakiplerinizin iyi
analiz edilmesi gerektiğine değinen Ergenecoşar, bu analiz yapılırken müşteri memnuniyetinden hazırlanacak raporlara kadar birçok konuda yeni fikirler sunabilecek eğitimli
personele ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Ergenecoşar son olarak şunları kaytetti: “Lojistik sektörü uzun zamandır eğitimli personel eksiğini dört yıllık üniversite mezunlarını
alıp yetiştirerek kapatıyordu. Bu tabi ki zaman ve maliyet olarak uzun bir süreç demekti. Son 3 yıldır Türkiye’de sektöre ara eleman
ve yönetici yetiştiren okul sayısı 60’ı geçti.”
www.ihracat.info.tr
81
TÜRKİYE’DEKİ
AĞINI
GENİŞLETİYOR
/ Esra Torlak
Her sene yeni servisleri ile Türkiye’deki
ağını genişleten Maersk Line, geçtiğimiz yılın son çeyreğinden itibaren servis
ağında önemli değişikliklere imza attı
82
www.ihracat.info.tr
Ekim ayında Latin Amerika ile Türkiye
arasında direkt servisini başlatan Maersk Line, ECUMED adını verdiği bu
servisi ile Türkiye’de bir ilke imza attı.
Sekiz adet 3000 TEU’luk gemi ile Ambarlı, Kumport ve İzmit, Evyap limanlarından haftalık olarak hizmet veren
servis başta Ekvador ve Panama olmak
üzere Latin Amerika’ya olan transit süreleri 1 aydan daha kısa hale getirdi.
Soğutuculu konteynır (reefer) taşımalarında teknoloji lideri olan Maersk
Line, bu servisi ile müşterilerine bu
alanda geliştirdiği çözümler ile uygun
alternatif çözümler de sunabiliyor. Ecumed servisindeki gemiler, 650 TEU’luk
soğutucu konteynır taşıma kapasitesine sahip ve başta muz olmak üzere bu
bölgelerden Türkiye’ye olan yaş meyve
ticaretine büyük katkı ve kolaylık sağlayabiliyor.
Bu yıl başında şirket mevcut Ortadoğu-Hindistan ME3 servisininde de
bazı düzenlemeler yaparak İzmit Evyap Limanı’na da uğramaya başladı.
Böylece Ambarlı, Kumport, Mersin ve
İzmit, Evyap olmak üzere 3 limandan
Ortadoğu ve Hindistan’a direkt servis
veren Maersk Line buna ilave olarak bu
servis rotasyonuna Cidde Limanı’nı da
ekledi. İzmit Evyap’tan Cidde’ye olan
transit süresini 1 haftaya düşüren hat,
Mersin’den bu bölgelere direkt giden
tek hat olma özelliğini de taşıyor.
Maersk Line, Uzakdoğu servislerinde
de sene başında büyük değişlikler yaptı. Yeni servise koyduğu Uzakdoğu AE5
servisi ile Türkiye’deki mevcut direkt
Uzakdoğu servis ağını ikiye çıkaran
hat, bu servisi ile İzmir Aliağa Limanı’na
direkt servis vermeye başladı. Bu özelliği ile yine pazarda bir ilki gerçekleştiren Maersk Line, hali hazırda devam
eden Uzakdoğu AE3 servisi ve yeni AE5
servisi ile, Ambarlı, Kumport Limanı’na
haftada iki servis imkanı sağlayarak bu
limanda ithalat ve ihracatçılarımıza büyük esneklik sağlayabiliyor. AE5 servisinin bir başka özelliği ise Güney Çin'de
Nansha Limanı’na uğraması. Nansha
Limanı, Guangzhou Pearl River Delta
bölgesinin Kuzey batısında bulunuyor.
Bu bölgede yerleşik fabrikalardan yüklenen yüklerde, Pearl River Delta'nın
doğusunda yer alan Chiwan, Yantian,
Shekou gibi limanlara nazaran minimum usd 100 kadar nakliye avantajı
sağlanabiliniyor. Ayrıca AE5 Uzakdoğu
servisi, ithalatlarda Cidde Limanı’ndan
İzmir- Aliağa ve Ambarlı- Kumport’ta
haftalık direkt servis sağlayabiliyor.
Türkiye’yi kendilerine hedef pazarlarından biri olarak seçen Maersk Line,
Türkiye’ye olan yatırımlarının devam
edeceğini belirtiyor.
www.ihracat.info.tr
83
lojistik
01
LOGİTRANS ACENTA AĞINI
GÜÇLENDİRİYOR
03
EKOL 2012’YE HIZLI GİRDİ
04
ALİAĞA,
LOJİSTİK KÖYE TALİP OLDU
1998 yılında kurulan Logitrans Lojistik ve Taşımacılık, sunduğu komple lojistik hizmetleriyle
özellikle Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Belarus,
Türkmenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan ve Baltık ülkelerine yapılan ihracatlarda
ya da bu ülkelerden yapılan ithalat işlemlerinde lojistik çözüm ortağı olarak tercih ediliyor.
Özellikle, karayolu taşımacılığında bu ülkelerde
öncelikli çözüm ortağı olan şirket, full ve parsiyel karayolu taşımalarının yanında, Rusya ve
Kazakistan’da ürünlerin ithalat gümrükleme
hizmetlerini de yaparak alıcılarına teslim ediyor.
02
KONYA LOJİSTİK KÖYE
2013'DE KAVUŞUYOR
AK Parti Konya Milletvekili Hüseyin Üzülmez,
Kayacık'a yapılacak lojistik köy için 1 ay içinde
ihaleye çıkılacağını ve 2013 yılında yüklemelerin
yapılmaya başlanabileceğini söyledi. Kayacık'a
yapılacak Lojistik Köy için ise 1 ay içinde ihaleye
çıkılacak. 2 aşamada hayata geçirilecek Lojistik
Köyde 2013 yılında yükleme ve boşaltma işlemleri yapılmaya başlanacak ve 2015 yılında ise
köy tamamen hizmete açılmış olacak.
84
www.ihracat.info.tr
Ekol Lojistik, Romanya lojistik sektörünün lider
isimlerinden Omega Ro’yu satın aldı. Bu bölgede intermodal taşıma hattını daha da genişleten Ekol, 2012 atılımlarına hız kesmeden devam ediyor. Son olarak 100 adet Mercedes Benz
Actros’u da bünyesine katan Ekol, filosundaki
araç sayısını 2 bine yükseltti.
Aliağa Belediyesi, İzmir bölgesinde kurulması
düşünülen lojistik köyün, tüm ulaşım ağlarının odağında bulunan Aliağa’ya kurulması için
tavsiye kararı alarak çalışmalara somut destek
verdi. Aliağa Belediye Başkanı Turgut Oğuz, “Aliağa, bir lojistik köy kurulmadan büyük bir ulaşım ve lojistik potansiyeline sahip oldu. Nemrut
Körfezi’ndeki konteyner terminalleri, limanlar,
Çandarlı Kuzey Ege Limanı’nın başlaması, Aliağa
Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulması ile Aliağa
önemli bir üretim, dağıtım ve ihracat üssüne dönüştü.” dedi.
05
KARS LOJİSTİK MERKEZİ 50
MİLYON TL’YE MAL
OLACAK
07
2007 yılında kurulan Aykont Uluslararası Taşımacılık , uluslararası nakliye ve lojistik sektöründe faaliyet göstererek müşterilerine her
türlü çözümü sunan, uzman bir firma olma
yolunda emin adımlarla ilerliyor. Sektöründe
20 yıllık iş tecrübesi ile uluslar arası havayolu,
denizyolu, karayolu taşımacılığı, gümrükleme, dış ticaret, ihracat, sigortalama ve kişisel
eşya taşımacılığı hizmetleri konularında ihtiyaçları karşılayarak yurtdışı acentaları ile navlunlarıen uygun ve en hızlı şekilde sunuyor.
Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu projesi kapsamında Kars'ın 13 kilometre doğusunda
Kars-Tiflis ve Kars-Iğdır demiryolu projelerinin
kesişim noktasında bulunan Mezra durağında
da yaklaşık 316 bin metrekare alanda lojistik
merkezi kurulacak.
06
DEMİRAL NAKLİYAT’IN
İTHALAT PARSİYEL
SEFERLERİ BAŞLADI
Demiral Uluslararası Nakliyat, özmal araçlarıyla
yaklaşık 15 yıldır Rusya, Kazakistan, Ukrayna,
Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Baltık
ülkelerine ihracat-ithalat komple karayolu taşıma hizmeti veriyor. Demiral Nakliyat’ın tamamen uydu takip sistemli araçlarla Çek Cumhuriyeti, Polonya, Slovakya, Letonya, Estonya ve
Litvanya'dan da ithalat parsiyel karayolu taşıma servisine başladı. Her hafta düzenli olarak
haftada 2 gün bu ülkelerden her ebatta malzemeler en hızlı şekilde Türkiye’ye taşınıyor.
AYKONT ULUSLARARASI
TAŞIMACILIK BÜYÜYOR
08
GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI KÜTAHYA'YA
LOJİSTİK MERKEZİ
KURUYOR
Kütahya Belediye Başkanı Mustafa İça, Alayunt Lojistik Merkezi projesinin uygun görüldüğüne dair, kendilerine resmi yazı ulaştırıldığını kaydetti. Başkan İça, düzenlediği basın
toplantısında, Alayunt Mahallesi'nde kurulması planlanan merkezin stratejik konumu
açısından kente önemli getirileri olacağını
ifade etti.
www.ihracat.info.tr
85
NASIL BAŞARDILAR?
/ Seda Tiryaki
Moda dünyasını
İstanbul’da bir araya getiren Collection
Première İstanbul (CPI)
Moda ve Hazır Giyim
Fuarı, katılımcısını
sevindirdi. Fuara katılan
firmaların 3 günde 450
milyon dolarlık sipariş
aldığı tahmin ediliyor.
3 GÜNDE
∙
450 MILYON
∙
∙
DOLARLIK SIPARIS∙
ALDILAR
a552’si y
in
b
3
ı
topFuar
k üzere
a
lm
o
ı
banc
profesin 286
b
5
1
lam
tti.
iyaret e
yonel z
İstanbul Fashion Week ile eş zamanlı düzenlenen CPI, İstanbul Fuarcılık organizasyonu, İHKİB işbirliği ve İGEDO Company danışmanlığı
ile hazır giyim üreticilerini ve alıcılarını profesyonel bir fuar ortamında buluşturdu. Fuarı 3
bin 552'si yabancı olmak üzere toplam 15 bin
286 profesyonel ziyaret etti.
Fuara gelen önemli alıcı gruplar arasında;
Rusya’dan Magnit Mağazaları, Kazakistan’dan
spor giyim mağazası Zibroo, İspanya’dan El
Corte Ingles, İran’dan gelinlik mağazası Aroos,
Almanya'dan online alışveriş mağazası navabi.
de, İsviçre'den Charles Vögele, İtalya'dan Nico
Spa ve ünlü spor giyim markası Puma’nın İran
ve Rusya başta olmak üzere 5 ülkeden satın
alma ofisi yer aldı.
CPI'a en çok ziyaretçi gönderen ülkeler İran,
Rusya, Yunanistan, Mısır, Ukrayna ve Almanya
olarak gerçekleşti. Bulgaristan, Kanada, İtalya,
Avustralya, Amerika, Tunus, Libya, Ürdün, İngiltere, Hollanda, İsrail, İsveç, Katar, Kuveyt gibi
ülkeler de fuara alıcı gönderen 55 ülke arasında yer aldı. Organizasyona Türkiye’den de Kiğılı, Colin's, Avva, Sabra, Damat, Argento, Sezgi
Abiye, Vekem, Climber Jeans ve Mondo Bazaar
gibi alanında önde gelen markalar katıldı.
86
www.ihracat.info.tr
www.ihracat.info.tr
87
)
∙
KOBILERE MODACI
∙
ELI DEGECEK
Burcu Köseoğlu
Katu Style adını verdiği projeyle 150 özel tasarım hazırlayan
Selda Eruzun, firma çalışanlarına modacı eli değmiş kıyafetler
giydirecek. 2 binden fazla markanın iş kıyafetlerini tasarlayan Eruzun, proje kapsamında Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya başta olmak üzere showroomlar açacak. Eruzun, İstanbul
Kasımpaşa’da kuracağı atölye ile üniversite mezunu 50 genç
tasarımcı adayına kurumsal moda eğitimi verecek.
İngiltere’den Almanya’ya Filipinler’den KKTC’ye kadar çok sayıda ülkeye iş kıyafetleri tasarlayan Modacı Selda Eruzun, 2012
yılında franchising yoluyla Türkiye genelinde 5 showroom açacak. Büyük kurumsal firmaların yanı sıra KOBİ’lerin de çalışanların kıyafetlerine önem vermeye başladığını anlatan Eruzun,
“Washa olarak Türkiye’deki en büyük 500 firmanın tamamına
yakınına kurumsal kıyafetler tasarlıyoruz. Anadolu Grubu,
Mey İçki, Ülker, Reina, İnoksan, Kosifler Holding gibi kurumlara
iş hedeflerine uygun kıyafetler tasarladık. Türkiye’de kurumsal
moda kavramı yerleştikçe Anadolu’daki KOBİ’lerden de ciddi
talepler almaya başladık. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak her sektöre göre özel kıyafetler tasarladık. Katu Style projesiyle 10 bin
katalog hazırladık. Ünlü mankenlere iş kıyafeti giydirerek defileler düzenleyeceğiz. 2012 yılında Washa’nın çizgisine sadık
kalacak girişimcilerle Anadolu ve yurtdışında bayilik yoluyla
büyümek istiyoruz. En küçük esnafın bile kurumsal modaya
uygun kıyafetler kullanmasının önünü açacağız.” dedi.
Gençlere moda atölyesi kuracak
Üniversite mezunu modaya ve tasarıma gönül vermiş çok
sayıda eğitimli gencin hayalindeki mesleği yapamadığını ifade eden Eruzun, “Türkiye’de tasarımcı eksikliğinden şikayet
ediyoruz fakat eğitimli gençler daha dikiş dikmeden, üretim
aşamasını hiç görmeden tasarım yapmaya başlıyorlar. Washa
olarak bir atölye kurarak üniversite mezunu gençleri meslek
sahibi yapacağız. Tasarım, dikim, kalıp, satış gibi alanlarda eğitimler vermek istiyoruz. Eğitimlerini tamamlayanlara sektör
içerisinde veya kendi firmamız bünyesinde istihdam edeceğiz. Gençlere hayal kurmaları ve bunu hayata geçirme fırsatı
sunmak istiyoruz. İlk etapta 50 genç yetenekle eğitimlere başlamayı hedefliyoruz. Daha sonra İŞKUR ve Milli Eğitim Bakanlığı destek olursa kurumsal moda alanında daha fazla gencin
katılacağı programlar düzenleyeceğiz. Bu anlamda görüşmelere başladık. Bu gençlerin hazırladığı tasarımları ve kıyafetleri
sergileyerek elde edilen geliri yine bir pazar, taleplere yetişemiyoruz fakat bir taraftan da çalıştıracak eleman bulamıyoruz.
Şu anda 60 kişiye iş imkanı sağlıyoruz. Yıl sonuna kadar 120
çalışana ulaşmak istiyoruz.” ifadesini kullandı.
88
www.ihracat.info.tr
nde
e dünyanın ö
Türkiye’nin v
sal
larına kurum
gelen marka
yan
tleri tasarla
moda kıyafe
zel
ö
re
, KOBİ’le
Selda Eruzun
ı.
d
a
talogu hazırl
iş kıyafeti ka
Selda Eruzun
www.ihracat.info.tr
89
TESPİT
/ Elif Toptaş
ZEN DIAMOND YÖNETiM KURULU BASKANI EMiL GÜZELiS:
MÜCEVHER SEKTÖRÜNÜN
TÜRKiYE’DEKi PAZARI
500 MiLYON DOLAR
Türkiye mücevher üretim ve tasarım açısından dünyada 1 numara
olmayı hedefliyor. Banka sektörünün sağlıklı yapısı, mali ve para
politikalarındaki kararlı duruş
neticesinde ihracattaki başarılar
da her geçen gün artıyor. Dünyanın yeni mücevher merkezi olma
yolunda ilerleyen Türkiye’nin 500
milyon dolarlık mücevher pazarı
dikkatleri üzerine çekiyor. Zen
DIAMOND Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş ile Türkiye’nin
mücevher pazarını ve sektörde ki
hızlı gelişmeleri konuştuk.
Emil Güzeliş
Zen DIAMOND Yönetim Kurulu Başkanı
90
www.ihracat.info.tr
ZEN DIAMOND mücevher firması
nasıl bir firma bu konuda hakkında neler söylersiniz?
ZEN Pırlanta'nın kökleri 1890’lara
kadar uzanan bir aile kültürüne
dayanıyor. O yıllarda Mardin’de ilk
olarak üretim ile sektöre giriliyor.
Daha sonra toptan ve perakende
sektörüne de girilerek günümüze
kadar sürdürülüyor.
Ben, ailenin 3. kuşak temsilcisiyim,
Zen Pırlantayı 1998'de kurduk. İlk
yıllarda sadece üretici bir firmaydık,
üretimlerimizi 10 kişilik küçük bir
atölyede yapılıyorduk. 2005 yılına
kadar üretici, toptancı firma olarak
ağırlıklı olarak yurtdışına ihracat
yapıyorduk. 2005 yılından itibaren kendi mağazalarımız
ve franchise sistemi ile açtığımız mağazalarla perakende sektöründe de yer almaya başladık. Bugün Türkiye'de
35, KKTC'de2, Irak, Romanya ve
Belçika'da 1'er mağazamız bulunuyor. Ayrıca İstanbul, New York,
Antwerp, ve Dubai'de ofislerimiz
bulunuyor.
Zen Pırlanta, pırlantaya dair herşeyi bulabileceğiniz bir marka.
Avrupa'nın en yüksek üretim kapasitesine sahibiz, bu güçle pırlantalı
mücevherde Türkiye'nin en geniş
model seçeneğini sunabiliyor, farklı beklentilere ve bütçelere cevap
verebiliyoruz. Türkiye'nin en nitelikli pırlanta uzmanlarından oluşan
ekibimizle yaratıcı ve yenilikçi tasarımlarımızı yalnızca yurt içinde
değil, her yıl dünyanın en önemli
mücevher fuarlarında dünyanın
birçok yerine sunuyoruz. Pırlantalı mücevher alanında son 5 yıldır
ihracat lideriyiz. Tüm bu birikimimizi, uzmanlığımızı ve iddiamızı
"Türkiye'de pırlanta Zen'dir" söyleminde birleştiriyoruz.
Mücevher sektöründeki artışı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pırlanta ışıltısı ve simgeledikleri ile
kadınların yüzyıllardır gözdesi olmuş. Her kadın bu değere sahip olmak istiyor. Altınla zor bir dönemde
her an paraya çevrilebilecek bir araç
olarak görülürken, pırlanta kadınlar
tarafından daha fazla sahiplenilen,
daha fazla anlam taşıyan bir noktada duruyor. Son yıllarda pırlantanın
“kadını tamamladığı” gerçeği daha
çok vurgulanmaya başlandı. Örneğin moda çekimlerine baktığımızda birkaç yıl öncesine kadar tekstil
ağırlıklı sayfalar görüyorduk. Ama
son yıllarda pırlanta kadının şıklığı
tamamlayan bir öğe olarak moda
editörleri tarafından sürekli kullanılmaya başlandı. Buna ilave olarak
pazarlama ve iletişim faaliyetlerinin
artması talebin de doğru orantılı
olarak artmasını sağladı. Ayrıca altın fiyatlarındaki artış talebin mücevhere doğru kaymasını sağladı.
Pırlantaya duyulan ilgi her geçen
gün artıyor. Buna bağlı olarak da satışlarında yükselme devam ediyor.
Dünyadaki mücevher sektöründe Türkiye nasıl bir role sahip?
Türkiye Avrupa'da İtalya'dan sonra
ikinci büyük üretici. Üretim kalitesinin her geçen gün biraz daha art-
Burhan Doğanay Ressam
ması, uygun işçilik, kısa sürede üretim
kolaylığı ile Türkiye bu konuda önemli
bir role sahip. Gelecek dönemlerde ise
tasarımı daha fazla ön plana çıkarmak
durumundayız.
Türk tasarımları dünyada en çok hangi ülkelerden ilgi görüyor?
Tasarımlar ABD, Ortadoğu ve Avrupa'da
Almanya, İspanya ve İngiltere'den ilgi
görüyor.
Ödüllü tasarımlarınız var mı?
Tasarımlarımızın ilham kaynağı müşterilerimizin hayalleri ve beklentileri. Farklı
yaş gruplarına, beğenilere ve bütçelere
uygun mücevherler tasarlıyoruz. Bu sayede mücevher severlerden aldığımız
beğeniler bizim için en büyük ödül.
Ayrıca markamızı güçlendirmek adına
uluslararası markalarla yaptığımız işbirliklerimiz ve özel koleksiyonlarımız bulunuyor. Dünyanın kar amacı gütmeyen
en büyük bilim ve eğitim organizasyonlarından olan National Geographic Society ile bir lisans anlaşması yaptık. National Geographic Society'nin dünyanın ilk
ve tek lisanslı mücevher koleksiyonunu
ürettik. Mağazalarımızda satışa sunulan
koleksiyon için ödenen lisans gelirinin
tamamı ve mücevherlerin satışından
elde edilen gelirin bir kısmı National Geographic Society'nin keşif, doğal hayatı
koruma, araştırma ve eğitim programlarında harcanıyor.
2011 yılı içinde Türk modern sanatının
yaşayan en önemli temsilcisi olan sanatçı Burhan Doğançay ile önemli bir
projeye imza attık. Türkiye'de bir “ilk”e
imza atarak sanatçının ünlü Kurdeleler
Seri'sinden "Ribbons 58" adlı tablosundaki kıvrımları mücevhere taşıdık. Burhan Doğançay, Zen Pırlanta ile birlikte
tamamen el işçiliğiyle madalyon kolye
ve broş olarak kullanılabilen bir mücevher yarattı. Mücevherde, tablodaki
renkleri mücevhere yansıtabilmek adına
pırlanta, yakut, mavi ve sarı safir kullanıldı. 4 aylık bir çalışmanın sonunda
oluşturulan mücevher açık arttırma ile
satıldı ve biz elde edilen gelirin tamamını bağışladık. Gelir, Türkiye İş kadınları Derneği'nin “Senin de Bir Okulun
Olsun” projesinde ve Burhan Doğançay
Müzesi'nin Türk resmini yurtiçi ve yurtdışında tanımak amacıyla projelerinde
kullanılacak.
Hayata veda edişinin 50. yılında tüm
zamanların efsane ikonu Marilyn
Monroe'nun anısını pırlantalarla taçlandırmak için tasarladığımız "Marilyn
Monroe Koleksiyonu" ise özel koleksiyonlarımız içinde en yenisi. Marilyn'i keşfeden ve "Bernard of Hollywood" olarak
bilinen ünlü fotoğrafçı Bruno Bernard'ın
çektiği fotoğrafların lisansını alarak,
buradaki fotoğraflardan yola çıkıp bir
koleksiyon oluşturduk. Koleksiyondaki
tasarımları Deniz Kaprol hazırladı.
Ribbons on Sapphires
Türkiye’de bir “ilk”e imza atarak
sanatçının ünlü Kurdeleler Seri’sinden “Ribbons 58” adlı tablosundaki
kıvrımları mücevhere taşıdık
“Marilyn Monroe Koleksiyonu” ise
özel koleksiyonlarımız içinde en yenisi. Marilyn’i keşfeden ve “Bernard
of Hollywood” olarak bilinen ünlü
fotoğrafçı Bruno Bernard’ın çektiği
fotoğrafların lisansını alarak, buradaki fotoğraflardan yola çıkıp bir koleksiyon oluşturduk. Koleksiyondaki
tasarımları Deniz Kaprol hazırladı.
ZEN DIAMOND hangi ülkelere ihracat
yapıyor? Pazardaki talepler nasıl?
Ağırlıklı olarak AB ülkeleri, Amerika ve
Arap ülkelerine ihracat yapıyoruz. Her
bölgeyi kendi içinde değerlendiriyoruz.
Bölgede talep gören ürün çeşitliliğini
belirleyerek, her bölge için farklı tasarımlar ve fiyat aralığı sunuyoruz. Değerlendirmelerimiz sonucunda yaptığımız
bu yönlendirmeler sayesinde talep giderek artıyor. Son 5 yıldır sektörde ihracat lideriyiz.
Zen Diamond Özel koleksiyon ve tasarımıyla Pırlantalı Safir Yüzük
www.ihracat.info.tr
91
{
TÜRK TEKSTİLİNİN
YILDIZI PARLIYOR
Ahmet Coşkun
Süvari Yönetim Kurulu Başkanı
92
www.ihracat.info.tr
Türk tekstilinin dünyaya açılan markalarından olan Süvari Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun, emek yoğun bir sektör olan tekstilden Avrupa uzaklaştıkça
Türk tekstilinin büyüdüğünü belirterek, "Çin de artık sorun olmaktan çıktı. Çin
artık kaliteli üretim bile yapsa oluşan kötü imajı silemiyor. Ancak, Türk tekstilinin yıldızı parlıyor" dedi.
Coşkun, bugün birçok ülkenin çok sıkıntılar çektiği bir dönemde Türkiye'nin
sağlam bir ekonomiye sahip olmasının
avantajlarını yaşadıklarını belirtti. Ateş
çemberi içerisinde, ortada çok dimdik
duran, ne yaptığını bilen çok düzgün
adımlar atan bir Türkiye var. Bu da bize
güven veriyor, mutlu ediyor diyen Coşkun, şunları söyledi:
bunlar şu anda ülkemizde bizim rahat
etmemizi sağlıyor. Bugün dünyanın en
güçlü bankaları Türkiye'de ve büyüme
rakamlarımız çok iyi. Özellikle 2-3 yıl
içerisinde bütün olumlu verilerde Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Böyle çok güzel bir tablo var, bunun devam etmesi
lazım. Bunun için biz kendi adımıza yine
yapmamız gerekenleri yapacağız."
"Türkiye'de çok önceden alınan tedbirlerin faydalarını görüyoruz. Mesela
bankacılıktaki düzenlemeler gibi. Yani
daha önceden herkes kemerlerini çok
gevşek tutarken, bizde gerçekten çok
iyi bir ekonomi yönetimi oldu. Bütün
Coşkun, Almanya, Fransa ve İngiltere
gibi birçok ülkenin daha önce tekstil ürettiğini ancak başta işçilik olmak
üzere artan maliyetlerle birlikte başta
Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin bu iş kolundan uzaklaştığını ifade
Dilek Demir
MARKALI
TEKSTİL
KONUSUNDA
TÜRKİYE’NİN
ÖNÜ AÇIK
ATEŞ ÇEMBERİ İÇİNDE DİMDİK DURAN BİR TÜRKİYE VAR
10 YIL İÇİNDE TÜRKİYE’DE YENİ DÜNYA MARKALARI ÇIKACAK
ederek, "Avrupa ülkelerinde bugünkü şartlarla tekstil üretmek mümkün değil. Hiçbir şekilde rekabet
etme şansları olamaz. Verdikleri maaşlarla, o çalışma
tempolarıyla tekstil üretmeleri hayal. Aynı zamanda
çok dinamik de değiller. Bunun çok sebepleri var.
Yeni nesillerin, genç nüfusların olmayışı gibi birçok
etken var. Bir de çıtayı çok yükseltmenin sıkıntısını
çekiyorlar. Bundan dolayı Avrupa'da bu konu artık
hemen hemen bitti diyebiliriz. Özellikle markalı
tekstil konusunda Türkiye'nin önü çok açık. Çin ve
Hindistan'da da tekstil var ama Türkiye'deki kalite
yok. Çin artık kaliteli üretse bile tüketicinin güvenini
kazanması çok zor." diye konuştu.
Çin ne kadar kaliteye yönelmeye çalışsa da halen
Çin üretiminden söz edildiğinde tereddüt oluştuğunu vurgulayarak, "Yani acaba boyası nasıl, kanserojen madde içeriyor mu diye düşünülüyor. Çünkü
bu ülkede bunlara dikkat edilmiyor. Çok rastgele
bir üretim var. Belli firmalar kendi ürünlerini denetlettirerek başlarında duruyor. Ama onların serbest
üretimleri hiç öyle değil. Bugün oyuncak piyasası
ellerinde ama her gün gazetelerde bunların içerdiği kanserojen maddelerden söz ediliyor. Bu yüzden
Türkiye'nin imajı çok iyi. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde ben inanıyorum ki Türkiye'de tekstilden de bir-
kaç tane daha dünya markası çıkacak." dedi.
Süvari'nin de 1997'de bir dünya markası olma hedefiyle yola çıktığını anımsatan Coşkun, ''Bütün planımızı buna göre yapıyoruz. Ama tabii bu hemen çok
hızlı olabilecek bir hadise değil. Ama biz bütün gayretimizi, çalışmamızı bu noktada yoğunlaştırırken
önemli bir mesafe de aldığımızı görüyoruz" dedi.
Tüm firmalara da dışarıya açılmayı öneren Coşkun,
şöyle devam etti: "Biz ilk günden bu yana yurtdışına çok önem veriyoruz. Markanın dışında bir etiket
üretimine hiç girmedik. Türkiye'de aslında dünya
markası olacak firmalarımız 1990'larda olması gerekiyordu. Fakat o dönemde birçok firmamız yabancı
markalara fason üretim yaparak vaktini boşa harcadılar. Ama zararın neresinden dönersek kardır mantığıyla bu yanlış görüldü. Artık Türkiye'de de herkes
kendi markalarını dünya pazarına çıkarıyor. Artık
dünyanın bir ülkesine gidip de bir iş yapmak çok da
zor bir şey değil.İletişim çağında, THY gibi dünyanın
her noktasına uçan muhteşem bir havayolu şirketimiz var. Bunları değerlendirip artık bu markalarımızı
daha ileriye götürmenin yollarına bakmamız lazım.
Ve tekstil önümüzdeki dönemlerde Türkiye adına
bence çok önemli bir ihracat kaynağı olacak. Tekstil
Türkiye'de önü açık bir sektör."
www.ihracat.info.tr
93
ekonomi
01
SABANCI 2012’DE 3 BİN
ELEMAN İSTİHDAM EDECEK
Sabancı Grubu, 2012’de 1,97 milyar dolar yatırım
yapmayı, 3 bin eleman istihdam etmeyi planlıyor.
İstihdamda en önemli payın perakende, finans,
sanayi ve enerji sektörlerinde olacağı belirtiliyor.
Sabancı Holding yönetimi, basın toplantısı ile
2011’i değerlendirdi, 2012 hedeflerini açıkladı.
Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve Holdingin CEO’su Zafer Kurtul’un katıldığı toplantıda ilk olarak bağlı şirketler ile faaliyet alanları
anlatıldı. Toplantıda; 2011 rakamlarına değinen
Zafer Kurtul’un açıkladığı rakamlara göre Sabancı Grubu’nun satışları yüzde 17 artışla 22,9 milyar
lira oldu. Net kar 4,3 milyar lirayı bulurken, FAVÖK 1,1 milyar lira seviyesine geldi. 2011 yatırımları yüzde 29 artışla 1,45 milyar dolara dayandı.
Özkaynaklar da 14 milyar lirayı gördü.
03
Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’nin
2011 yılı Aralık ayı sonu itibariyle kısa vadeli
dış borç stoku 83. 7 milyar dolar oldu. Buna
göre, Kasım ayında 87.4 milyar dolar olan
borç stoku Aralık ayında 83.7 milyar dolara
geriledi. Verilere göre bankalar kaynaklı kısa
vadeli dış borçlar 52. 4 milyar dolar olurken,
bu borcun 24.1 milyar dolarını krediler, 7.2
milyar dolarını döviz tevdiat hesabı, 12.6
milyar dolarını banka mevduatı, 8.3 milyar
dolarını ise TL cinsinden mevduat oluşturdu.
04
02
DIŞ TİCARETTE TL KULLANIMI
10 YILDA 21,3 KAT ARTTI
Üzerinden 6 sıfırın atılmasından sonra dünyadaki
olumsuz imajını düzelten TL, dış ticaret işlemlerinde kullanım oranı önceki yıllara göre yükseldi.
2002 yılında dış ticaret işlemlerinde TL’nin kullanımı 516,6 milyon dolar iken bu akam geçen yıl 21,3
kat artışla 11 milyar 16 milyon dolara ulaştı.
94
www.ihracat.info.tr
KISA VADELİ DIŞ BORÇ
83.7 MİLYAR DOLAR
EN ÇOK RENAULT SATILDI
Türkiye’de 2011 yılının Kasım ayında trafiğe
kaydı yapılan araç sayısı, bir önceki yılın aynı
dönemine göre yüzde 4.4’lük düşüş gösterdi.
Söz konusu araçlarda en büyük payı yüzde
54.2’lik payla otomobil alırken, tercih edilen
otomobil markaları arasında ilk sırayı yüzde
15.1 ile Renault aldı. Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK) tarafından hazırlanan ‘Motorlu Kara Taşıtları İstatiktikleri’nin 2011 yılı Kasım ayı verilerine göre geride bıraktığımız Kasım ayında
Türkiye genelinde 85 bin 96 aracın trafiğe
kaydı yapıldı.
05
DÜNYANIN EN ZENGİN
ADAMININ GÖZÜ
TÜRKİYE'DE
Dünyanın en zengin adamı Carlos Slim
Türkiye'ye yatırım yapmak istediğini belirtti.
Genelde ABD ve Latin Amerika bölgesinde
19 ülkede yatırım yaptıklarını vurgulayan
Slim, ''Ama son dönemde Türkiye'de yatırım
yapmayı düşünüyoruz. Telekomünikasyon
ana ilgilendiğimiz sektör.” diye konuştu.
06
BİR YILDA 40 BİN
TRAKTÖR SATTI
Türkiye pazarında hakim konumda olan
TürkTraktör, 2011 yılında 40 bin 753 adet
traktör sattı. Toplam satışın 31 bin 152
adedi yurtiçi pazarda, 9 bin 601 adedi ise
yurtdışı pazarda gerçekleşti. 2011 yıl sonu
finansal sonuçlarına göre TürkTraktör, yüzde 51 artış ile toplam 1,8 milyar TL ciro
elde etti. Şirketin net kar rakamı ise yüzde
54 artış ile 277 milyon TL’ye ulaştı. 2011 yılı
satışlarını değerlendiren TürkTraktör Genel
Müdürü Marco Votta, “Türkiye tarım sektörü genelinde rekor niteliğindeki sonuçlara
ulaşılan 2011 yılı, bizim için de birçok başarıya imza attığımız, çok iyi hatırlayacağımız
bir yıl oldu. 600 bininci traktörümüzü banttan indirerek üretim başarımızı bir kez daha
kanıtladık.” dedi.
07
CARİ AÇIKLA İLGİLİ BİR
RİSKİN YAKIN ZAMANDA ÖN
PLANA ÇIKABİLECEĞİNİ
TAHMİN ETMİYORUZ
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, yıl sonuna
kıyasla bakıldığında Türk Lirası’nda önemli bir
değer kazancı gözlendiğini söyledi. Başçı, kredilerin bugünkü artışına bakıldığında cari açıkla ilgili
bir riskin yakın zamanda ön plana çıkabileceğini
tahmin etmediklerini vurguladı. Başçı, “Döviz kurlarıyla ilgili bizim bir tahminimiz var. O tahmini
şimdiye kadar paylaşmayı tercih etmedik. Ama
otomatik fiyatlama mekanizmalarının çalışacağını
varsaydığımızı söyleyebiliriz. Yüzde 10,5’e yakın
bir enflasyon seviyesinden bir yıl içerisinde yüzde
5’e düşmek mümkün. Ama bu bir takım dışsal faktörlerin yardımıyla mümkün. Eğer biz bunu para
politikasıyla yapmaya kalkarsak, para politikasının
kontrol ufku biraz daha uzun olduğu için bu arzu
edilmeyen derecede sıkı bir para politikasına gereklilik duyabilir. O yüzden pek çok merkez bankasının yaptığı gibi dışsal şokların etkilerinin geçmesini beklemek daha doğru bir yaklaşım. ” dedi.
08
İHRACATÇIDAN KUR
UYARISI
İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB) Koordinatör
Başkanı Başaran Bayrak, 2011’in son aylarında dolar kurunda başlayan dalgalanmayla
maliyetlerin hassaslaştığını, bunun da üreticileri tedirgin ettiğini belirtti. Bayrak, “Doların
2 lirayı geçmesi maliyetlerin yanı sıra döviz
borçlusu firmaları güç durumda bırakacak.”
uyarısında bulundu. Bayrak, 2012 yılında son
derece kontrollü hareket edilmesi gerektiğini
ifade etti.
www.ihracat.info.tr
95
SEKTÖREL BÜYÜME / Elif Toptaş
2011’DE MADEN
İHRACATI 3 MİLYAR
876 MİLYON
DOLAR OLDU
Ulusal ekonomiyi oluşturan en önemli sektörlerden biri olan
madencilik, hem yarattığı yüksek katma değerle toplumların refah düzeyini doğrudan etkiliyor hem de sağladığı
hammadde, ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetler ile enerji,
sanayi ve hizmet sektörlerinin gelişmesini sağlıyor.
Madencilik, madenin bulunduğu yerde yapılmak zorunda olduğu için kırsal bölgelere istihdam imkânı yaratıyor, iç göçü
azaltıyor ve faaliyette bulunduğu bölgelerde başta ulaşım olmak üzere, alt yapı yatırımlarının gelişmesini sağlıyor. Ancak
tüm bu katma değerine rağmen ülkemizde maden ve doğal
taş sektörü, son yıllarda büyüme trendinde olsa da henüz hak
ettiği seviyeye gelemedi.
2011 yılında maden ihracatı, 2010 yılının aynı dönemine göre
miktarda yüzde 4,57, değerde ise yüzde 5,99 artışla, 19,7 milyon ton ve 3 milyar 876 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2011
yılında en fazla ihraç edilen maden ürün grupları arasında doğal taşlar, 7,28 milyon ton ve 1 milyar 675 milyon dolarla ilk
sırada yer aldı. Sektör 2012 yılında ihracat artışının yüzde 10
seviyelerinde olmasını bekliyor. Bu doğrultuda 2012 yılı maden sektörü ihracatının 4,2 milyar dolar, doğal taş ihracatının
ise 1,85 milyar dolar düzeyinde olacağı tahmin ediliyor. 2012
yılının ilk ayında ise Türkiye genelinde maden ihracatı 277,1
milyon dolar oldu.
2011’de doğal taş ihracatı yüzde 43’ü oldu
2011 yılında en fazla ihraç edilen maden ürün grupları arasında doğal taşlar, 7,28 milyon ton ve 1 milyar 675 milyon dolarla
ilk sırada yer aldı. Doğal taş ihracatımız, toplam maden ihracatımızın yüzde 43'ünü oluşturdu. 2011 yılında doğal taş ihracatımız bir önceki yıla göre miktarda yüzde 9,65, değerde ise
yüzde 6,63 artış gösterdi.
96
www.ihracat.info.tr
Çin ve ABD 2011’de ihracatta öne çıktı
Doğal taş ihracatımızda en büyük alıcılar olan Çin ve
ABD'nin ihracatları 2011 yılında da genel artışa paralellik
gösteren bir seviyede yükselişine devam etti. Bu dönemde,
doğal taş ihracatının yapıldığı ülkelerin başında 639 milyon
dolarla Çin geldi. Bu ülkeye olan ihracatta bir önceki yılın aynı
dönemine oranla yüzde 7,3 oranında artış kaydedildi. Çin’i sırasıyla; 236,9 milyon dolarla ABD, 83,6 milyon dolarla Irak, 62,8
milyon dolarla Suudi Arabistan ve 46,5 milyon dolarla İngiltere
izledi. Ortadoğu' da Irak, Suudi Arabistan, İsrail ve Birleşik Arap
Emirlikleri'ne olan ihracattaki yükseliş dikkat çekici boyutta
oldu.
Doğal taş ihracatını; 467 milyon dolarla krom cevheri ve konsantreleri ile 371 milyon dolarla bakır cevheri ihracatı takip etti.
Ocak 2012’de sektör ihracatının yüzde 37’si Çin’e yapıldı
Madencilik ürünleri ihracatımız, 2012 yılı Ocak ayında 277,1
milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde en fazla ihracat
yapılan ülkeler; Çin Halk Cumhuriyeti (103,1 milyon dolar), ABD
(20 milyon dolar), Hindistan (18,7 milyon dolar), Belçika (10,9
milyon dolar), Finlandiya (9,6 milyon dolar), İtalya (9,5 milyon
dolar), Irak (8,5 milyon dolar) ve Suudi Arabistan (7,3 milyon
dolar) olarak karşımıza çıkıyor. Bu ülkelerin sektör ihracatı içerisindeki payı yüzde 67,7 oldu. Sektörün genel ihracatının yüzde
37,2’si Çin Halk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirildi ve bu sayede
Çin’in ihracatımızdaki liderliği devam etti.
2012’de maden ihracatında yüzde 10 artış
bekleniyor
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, 2012 yılında
maden sektöründe ihracat artışının yüzde 10
seviyelerinde olmasını beklediklerini açıkladı.
Özer, bu doğrultuda 2012 yılı maden sektörü
ihracatının 4,2 milyar dolar, doğal taş ihracatının ise 1,85 milyar dolar düzeyinde olacağını
tahmin ettiklerini söyledi. Ülkemizin büyümesi
ve işsizliğin önlenmesi için üretim yapmamız
gerektiğini hatırlatan Özer, “Üretim sanayinin
gelişmesi, sanayinin gelişmesi ise hammaddenin temini ile mümkün. Önümüzdeki dönemde en önemli hedefimiz maden ürünlerinin
üretiminin artırılmasına yönelik çalışmalar yapmak. Hammadde üretimimizdeki artış cari açığın azaltılması için de çok önemli olacak.” dedi.
Hindistan ve Rusya, 2012’nin gözde pazarları olma yolunda ilerliyor
Maden sektörünün en önemli pazarlarının Çin,
AB ülkeleri ve ABD olduğunu belirten Özer,
2011 yılında; ihracatın yüzde 38’inin Çin’e,
yüzde 25’inin AB ülkelerine, yüzde 8’inin ise
ABD’ye yapıldığını söyledi. Çin’in şu an için sektörün en önemli pazarı konumunda olduğunu
ve bu konumunu daha uzun süre devam ettirecek gibi göründüğünü ifade eden Özer, Hindistan ve Rusya gibi gelişen ve Çin’e alternatif
olabilecek pazarların da mevcut olduğunu
vurguladı. Özer, özellikle doğal taş sektöründe
Hindistan pazarının, ülkenin doğal taşları kullanma kültürüne sahip olması, geniş nüfusu,
gelişen ve büyüyen şehirleri ile Çin’e alternatif
olarak Türkiye’nin yakından takip ettiği pazarların başında geldiğini anlattı. Özer, yakın böl-
gemizde yer alan komşumuz Irak ve yeniden
inşa sürecine girecek olan Libya’nın da önemli
pazarlar arasında yer aldığını belirtti.
“Türkiye
zengin “
maden rezervleri bakımından
Bugünün gelişmiş sanayi ülkelerinde madencilik sektörünün, ekonomik kalkınmayı başlatan
öncü sektör olduğuna değinen Özer, ülkemizde çok zengin ve çeşitli maden rezervleri olduğunu, ancak madencilik sektörünün milli gelirimizdeki payının sadece yüzde 1,43 gibi son
derece düşük bir düzeyde kaldığını vurguladı.
Özer, Türkiye’nin önemli bir maden ihracatçısı
olabilecek potansiyele sahipken, ihracatımızın
çok sınırlı kaldığını, hatta bazı maden ürünlerinin ithal edildiğini ifade etti.
Madencilik sektörünün ülke kalkınmasına
yapabileceği büyük ve önemli katkıyı gereği
gibi yapamaz durumda olduğunun altını çizen
Özer, ihracatın artırılabilmesi için sektörün cazip hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
“Enerji maliyetlerindeki vergi yükü azaltılmalı teşvikler arttırılmalı”
Üretimde kullanılan enerji ve akaryakıt üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerektiğini
ifade eden Özer, madencilik faaliyetleri için
bölgesel değil sektörel teşvik uygulanması gerektiğini de belirtti. Her bölgede yapılan madencilik faaliyetlerinin 4. bölgeler için verilen
teşviklerden faydalandırılması gerektiğini söyleyen Özer, aramalara kaynak yaratmak amacıyla, kârlı yıllarda kârın bir bölümünün rezerv
tüketim payı olarak ayrılması ve ayrılan payın
vergi matrahından indirilmesi ile şirketlerin
daha fazla arama faaliyeti yapmasının sağlanması gerektiğini anlattı.
• Dünyaya 1,7 milyar
dolarlık taş sattık.
• Doğal taş
ihracatımızda en
büyük alıcılar Çin
ve ABD.
• Doğal taş ihracatı
maden ihracatının
yüzde 43'ünü
oluşturuyor.
• 2012 yılı maden
sektörü ihracatı
4,2 milyar dolar,
doğal taş ihracatının
ise 1,85 milyar dolar
olması hedefleniyor.
www.ihracat.info.tr
97
ÜNLÜLERİN
SERAMİKÇİSİ AVRUPA’YA
İHRACAT YAPIYOR / Esra Torlak
Seramiko hızla büyüyen yapısı ile
bugün, yer ve duvar karoları, teknik porselenler, bordür ve dekoratif ürünler, dış cephe kaplaması
ve yapı kimyasalları üreten bir
sanayi kuruluşu olarak, yenilikçi
ve farklı beğenilere yanıt verebilecek koleksiyonlar hazırlıyor
Çalışmalarını iki bölüme ayıran
firma, genel ve kişiye özel olarak,
kişinin istediği resim ve ölçüde
seramik ve cam üzerine uygulama gerçekleştiriyor. Yere, kişiye
özel tasarımlar ve butik çalışmalar hazırlayarak oteller, alışveriş
merkezleri, restoranlar, banyolar,
mutfaklar, havuzlar ve saunaların
dekorasyonlarında yarattığı değişim ile adından söz ettiriyor.
Dekorasyon sektörü her yıl hızlı
bir biçimde kendini geliştirerek
büyüğüne dikkat çeken Bayraktar, “İnsanlar artık yenilik ve
orijinalliğin önemini kavramış
olup, daha çok kendilerine özel
alanlar oluşturmak istiyor. Bu
sebepten dolayı içinde bulunduğumuz sektörde genişlemekte
ve dolayısıyla bizde ürünlerimizi ve kalitesini her geçen gün
yenilemekteyiz. Türkiye’de tek
olup, orijinalliğimiz ve kalitemizi
korumakta ve geliştirmekteyiz.
Örneğin; 6 yıl önce yaptığımız
100 parçadan oluşan bir seramik
panomuzun 2 ay önce bir kaza
sonucu tek parçasını kırıldığını
öğrendik. Bizim arşivlerimizden
kırılan parçanın yenisini çok kısa
bir sürede temin ederek kırılan
parçayı değiştirdik. Resmimizin
tamamının bozulmadığını gözlemledik. “ dedi.
Atatürk köşelerinin iç pazarda
çok fazla talep gördüğünü dile
getiren firma sahibi İbrahim Bay-
Çalışmalarının büyük bölümünü
yurtdışına gönderdiklerini belirten Bayraktar, “Genellikle Avrupa
Müşterilerinin güvenini kazanarak, yurtiçi ve yurtdışındaki
müşterilerinin sayısını her geçen
gün arttırıyor. Seramiko son 5 yıldır promosyon ürünleri üzerinde
yoğunlaşmış olup faaliyetlerine
uluslararası düzeyde devam ediyor.
Tamamen kişiye
özel seramik üreterek Türkiye’de
bir ilki başaran
İbrahim Bayraktar, Türkiye’nin ve
dünyanın bir çok
yerinde seramikleriyle adından
söz ettiriyor.
98
www.ihracat.info.tr
raktar yurtiçi ve yurtdışı genelinde bayilik çalışmaları ile birlikte
seramik ve sanatı yaşam alanlarında birleştirdiklerini söyledi.
ve Asya’ya ve Arap ülkelerine ihracat yapıyoruz. Daha çok İtalya
olmak üzere Avrupa ülkelerinin
çoğuna ihracat gerçekleştiriyoruz. Özellikle ürünlerimiz otellerde saunalar, ıslak zeminler ve hijyenik ortamlarda tercih ediliyor.”
şeklinde konuştu.
İç pazarda genellikle İstanbul,
Antalya, İzmir ve Ankara’ya yoğun olarak hizmet verdiklerini
belirten Bayraktar, “İhracatta
girmeyi düşündüğümüz pazarlar içerisinde Güney Amerika ve
Doğu Asya ülkeleri var. Birçok
ülkenin liderlerine ulaştırdığımız
tablolarımız mevcuttur. Yurt içinde ise cumhurbaşkanımız, başbakanımız birçok parti liderleri
ve ülkenin tanınan ve önde gelen
iş adamlarına, sanatçılarına ürünlerimizi ulaştırmış olup kalitemizden ve farkımızdan haberdar
etmişizdir.” diye konuştu.
Bayraktar; “Sanatımızla birçok
eserimizin yanında son olarak
yeni hazırladığımız çalışmamız
‘bayrağın doğuşu’ toplumumuzu bir arada tutmak ve kardeşlik
bağlarını hatırlatma adına önemli bir sembol olmaktadır.” dedi.
www.ihracat.info.tr
99
SEKTÖREL BÜYÜME
/ Elif Toptaş
Otomobil, tren ve uçaklarda güvenlik ve konfor için kauçuk vazgeçilmez bir malzeme olarak ön plana çıkıyor.
TÜRKİYE
DÜNYA’YA
KAUÇUK
İHRAÇ EDİYOR
Sayısı 1 milyara yaklaşan kauçuk
ağaçları yeryüzünde toplam 4,5 – 5
milyon hektarlık bir alanı kaplıyor.
Sıcak ve bol yağışlı bölgelerde yetişen
ağaçlar 20-25 metreyi bulan boylarıyla dikkat çekiyor. Kauçuk sektörü
yıllar içinde Türkiye’de dünya çapında
yatırımların yapılmasıyla, iç ihtiyacı
karşılamanın yanı sıra ihracatta
da yüksek rakamlara ulaştı. Dünya
markalarından Brissa, Goodyear,
Pirelli, Petlas ve Fulda gibi markalar
Türkiye’de üretim yapıyor.
100
www.ihracat.info.tr
Kauçuk sektörünün ülkemizdeki
serüveni 1946’da başlıyor. Ülkemizde fabrikalaşma hareketi İzmit üzerinde yoğunlaşan kauçuk
sektörü, daha sonra da İstanbul
civarında gelişme gösteriyor. 1980
yılından sonra sektörün üretimi
özellikle iç talebi karşılamaya dönük olarak gelişiyor. 1990 yılından
sonra ise sektörün ihracatı artış
göstermeye başlıyor.
Doğal ve kimyasal olmak üzere iki
şekilde elde edilen kauçuk, hayatımızın her alanında kullanılıyor.
İşte, evde, oyunda, sporda, otomobillerde, trenlerde ve uçaklarda
güvenlik ve konfor için vazgeçilmez malzemelerden biri. Sanayide ise kauçuk bant, kayış, hortum,
araç lastiği, conta ve binlerce farklı
malzemenin imalatında kullanılan kauçuk, günümüzün modern
dünyasında olmazsa olmaz bir
malzeme olma özelliği taşıyor. En
çok kauçuk tüketen sektör ise araç
lastiği sektörü.
“Kauçuk organize sanayi bölgeleri kurulmalı”
Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan
Kaya Avrupa ülkelerinin çevre-
ye zararlı olduğunu öne sürerek
kauçuk üretimini azaltmasıyla
Türkiye’nin Avrupa pazarına talip olduğunu söylüyor. Sovyetler
Birliği’nin 1989’da yıkılmasının ardından Doğu Avrupa ülkelerinin
de bu pazara talip olduğunu kaydeden Kaya, bu gelişmenin Türkiye kauçuk sektörünün hızını biraz
kestiğini ama engelleyemediğini
dile getiriyor. Sektörün yıllık yüzde 8-10 civarında büyüme gösterdiğini söyleyen Nurhan Kaya,
Türkiye’nin Avrupa’nın kauçuk
merkezi olduğunu belirtti.
Kauçuğun ülke gelişimine de katkısı olduğunu ifade eden Nurhan
Kaya, sorunlarını ise şöyle sıralıyor:
“Vergilerdeki artışlar, işçi maliyetlerinin yüksekliği, enerjideki pahalılık, sektörümüzün en büyük
problemleri. Daha önce Petkim
tarafından üretilen, özelleştirme
sonrası Tüpraş’a geçen ve Tüpraş
tarafından üretimi durdurulan
sentetik kauçuk ve karbon siyahının da ithal edilmeye başlanmasıyla, hammadde olarak tamamen
dışa bağımlı hale geldik ve ülke
ekonomisine büyük zarar verildi.
Örgütlü ve güçlü bir sivil toplum
kuruluşu oluşturamamış olmamız
KAUÇUĞUN İHRAÇ
EDİLDİĞİ ÜLKERLER
Türkiye; Almanya, İtalya,
İspanya, İngiltere, Fransa,
Belçika, Hollanda, ABD,
Polonya, Romanya, Mısır,
Rusya Federasyonu, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti,
Avusturya, Irak, İran, Çin
Halk Cumhuriyeti, Yunanistan ve Suudi Arabistan’a
kauçuk ihraç ediyor.
da sektörümüz adına büyük bir sorun. Ayrıca gayri sıhhi müessese olarak tanımlanmak, üretimimizi zorlaştırıyor. Bu nedenle kauçuk organize sanayi bölgelerinin kurulması gerektiğini
düşünüyoruz. Bir diğer önemli sorun ise petrolde kullanılan
ÖTV’nin, imalat sanayinin rekabet gücünü zayıflatıyor olması.”
Kauçuk sektöründe 20’ye yakın büyük firma yer alıyor.
Türkiye’de bulunan diğer kauçuk firmalarını birleştirici, eğitici,
bilinçlendirici çalışmalar yapılması gerekiyor.
Türkiye Almanya, İtalya, İspanya, İngiltere, Fransa, Belçika,
Hollanda, ABD, Polonya, Romanya, Mısır, Rusya Federasyonu,
Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Irak, İran, Çin Halk
Cumhuriyeti, Yunanistan ve Suudi Arabistan’a kauçuk ihraç
ediyor.
“2023’de Türkiye ihracatına katkı sağlamak istiyoruz”
2007 yılından bu yana kauçuk sektöründe hizmet veren Güç-
lü Kauçuk Firması ise kauçukta geri dönüşüm uygulamasıyla
dikkat çekiyor.
Volkanize olmamış imalat atıklarını kendi arasında sınıflara
ayrıldıktan sonra tekrar imalatta kullanılabilir hale getiriliyor.
Firma Sahibi Can Güçlü” Yaptığımız bu işlemler neticesinde
elde edilen hammadde orta ölçekli imalathaneler için rekabet
şansı yaratıp ülke ekonomisine katma değer sağlıyor.” dedi.
Firma olarak Rusya’ya ihracat yaptıklarını ifade eden Güçlü
yurtdışı pazarlarını her geçen yıl büyütmeyi hedefliyor. Öte
yandan 2011 yılını firma olarak güzel geçirdiklerini söyleyen
Güçlü 2012 yılında ihracat ve pazarlarını arttırmayı hedeflediklerini belirtti.
Ayrıca Türkiye pazarında tanınır firma olduklarını belirten Can
Güçlü “ Tüm firmalar gibi kalite devamlılığını sürdürerek pazarda büyümeyi hedefliyoruz. Ayrıca İhracatımızı arttırarak
Türkiye ekonomisine katkı sağlamak istiyoruz.” dedi.
KAUÇUĞUN KULLANIM ALANLARI
Doğal ve kimyasal olmak üzere iki şekilde elde edilen kauçuk, hayatımızın her alanında kullanılıyor. İşte,
evde, oyunda, sporda, otomobillerde, trenlerde ve
uçaklarda güvenlik ve konfor için vazgeçilmez malzemelerden biri. Sanayide ise kauçuk bant, kayış, hortum,
araç lastiği, conta ve binlerce farklı malzemenin imalatında kullanılan kauçuk, günümüzün modern dünyasında olmazsa olmaz bir malzeme olma özelliği taşıyor.
TÜRKİYE’DE
ÜRETİM YAPAN
MARKALAR
Dünya markalarından Brissa,
Goodyear,
Pirelli, Petlas ve
Fulda gibi markalar Türkiye’de
üretim yapıyor.
www.ihracat.info.tr
101
NASIL BAŞARDILAR?
/ Canan Ilgın
TÜRKİYE'NİN
Volkan Işık
İLK ÖZGÜN YARIŞ
OTOMOBİLİNDEN
75 ADET ÜRETİLDİ
Türkiye’nin ilk özgün yarış otomobili Volkicar,
geçtiğimiz sene gerçekleşen tanıtımının ardından
bir sene gibi kısa zaman içinde 75 adet üretim
rakamına ulaştı.
Volkan Işık tarafından iki yıllık bir
çalışma sonrası ilk taslağı ortaya çıkan Volkicar’dan, bir yıl içerisinde
75 adet üretildi. Motor sporlarında
bir marka çıkarmayı kendine amaç
edinen Volkan Işık, ürettiği Volkicar
ile Türkiye’nin ilk özgün motorsporları şampiyonası V1 Challenge ile de
adından sıkça söz ettirdi.
Volkicar’ın üretimi, V1 Challenge için
kullanılan ilk 29 adedin ardından her
geçen gün artıyor. Geçtiğimiz Mart
ayındaki tanıtımından kısa bir zaman sonra uluslararası bir marka olmayı hedefleyen Volkicar, 2012’nin
ilk iki ayı itibariyle Türkmenistan’a
13, Moldova’ya ise 12 adet araç ihraç etti.
İlk sezonu tamamlanan V1 Challenge ise yerini V2 Challenge’a bıraktı.
Bölgesel yarışların düzenlendiği V2
Challenge’ın başlamasıyla Volkicar,
yurtdışı yanı sıra yurtiçinde de artan
bir ivmeyle talep görüyor. İlk olarak İzmir Ülkü Yarış Pisti’ne yapılan
11 adet Volkicar satışı sonrasında
Adapazarı’nda yapılması planlanan
pist için de 10 tane alınan sipariş
tamamlandı. Yapımı, atölye mantı-
102
www.ihracat.info.tr
ğında, iki günde bir tane tamamlanan Volkicar’ın üretilen 75 tanesine
V1 Challenge organizasyonu ile
birlikte şu ana kadar 1 milyon 500
bin dolarlık bir yatırım gerçekleşti.
Motoru dışında tamamı yerli üretim
olan Volkicar için 60’ın üzerinde yan
sanayi şirketi 400 adetten fazla parça üretiyor. Bu rakamlar göz önüne
alındığında, bugüne kadar üretilen
75 adet Volkicar ile yerli yan sanayi
üreticisi için 1 milyon 500 bin dolarlık fayda sağlanmış oldu.
İlk ihracat Moldova'ya
Yerli otomobil projesinin gündemden düşmediği son bir yıl içinde 75
tane Volkicar üreterek, hedeflerinin
ciddiyetine dikkat çeken Volkan Işık,
“Konsept bir araç olmasına karşın
Türkiye’nin bir beklentisi olduğunu
bildiğimiz bir konuda emin adımlarla yol alıyoruz. Sadece otomobil üretmekle kalmayıp Volkicar
ile birlikte bu güne kadar ilk kez
Türkiye’den doğup yurtdışına satılan
V1 Challenge markasını Moldova’ya
ihraç ederek çalışmalarımızı uluslararası platforma da taşımayı başardık.” dedi.
Volkicar’ın üretilen 75 tanesine
V1 Challenge
organizasyonu
ile birlikte şu
ana kadar 1.500
milyon dolarlık
bir yatırım gerçekleşti.
www.ihracat.info.tr
103
Esra Uslu
ZER YAĞ ZEYTİNYAĞI
İHRACATINDA BİRİNCİLİĞİNİ KORUYOR
Geçtiğimiz iki yıl içerisinde zeytin ve zeytinyağı ihracatında Türkiye birincisi olan Zer Group, aynı zamanda ilk 500 ihracatçı firma arasında yer alarak faaliyetlerindeki başarısını
sürdürüyor. Yaptığı ihracat ile ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan firma 2023 Türkiye’sinde 500 milyon dolar ihracat yapmayı hedefliyor
2002 yılında üretim ve dış ticarete yönelik kurulan Zer Yağ Sanayi, dünya genelindeki yağ
sektörünün önde gelen firmalarının projelendirmesi ve ekipmanları ile donatılarak üretim
hayatına başladı. Son teknolojiyle el değmeden ve “Continue” sistemi ile üretim yapan firma, yapmış olduğu ihracatlarla da ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor.
laşık 50 çeşit ürün ile ihracat faaliyetlerini sürdürüyor. Aynı zamanda kurduğu Zer Zeytincilik ile zeytin üretimi ve paketlemesi üretimini
bünyesine katan firma geçtiğimiz yıl içerisinde
Zer Salça ile birlikte domates salçası üretimine
başladı.
2005 yılından bu yana ilk 500 ihracatçı firma
arasında yer alma başarısını koruyan Zer Yağ
Sanayi geçtiğimiz iki yıl içerisinde zeytin ve
zeytinyağı ihracatında ise Türkiye birincisi oldu
ve bünyesindeki Selçuklar Dış Ticaret şirketi ile
de ilk 500 ihracatçı firma arasına girdi.
Gıda sektörünün yatırım açısından önü açık
olduğuna dikkat çeken Zer Group Yönetim
Kurulu Başkanı Şerif Selçuk ”Gıda sektörü hızla
gelişiyor. Bu gelişim aynı zamanda tarım sektörü ile bağlantılı gitmeli, yatırımların bu yönde olması ihracatı da arttıracaktır. Yüzde 95
ihracat yapan bir firma olarak mevcut pazarlarımızı kalitemizi ispat ederek sabitledik. Irak’ta
tüm gıda ürünlerinde ilk markalar arasındayız.
İran’da zeytin ve zeytinyağımız çok seviliyor.
Afrika’da makarnamız öne çıkıyor. Lübnan, Suriye, Hollanda ve Amerika ihracat yaptığımız
diğer ülkeler.” diye konuştu.
Bitkisel sıvı yağlar, muhtelif soslar imalatı ve
ihracatının yanı sıra; temel gıda maddeleri, temizlik ürünleri gibi ticari malların da ihracatını
ve transit ticaretini yapan Zer Yağ Sanayi yak-
“Irak pazarında güçlü bir markayız.”
Firmaları tek çatı altına almak amacı ile Zer
Holding’in kuruluşunu gerçekleştirdiklerini
belirten Selçuk, “2023 yılı sonuna kadar teknoloji ve AR-GE’ye yaptığımız yatırımlara paralel
çalışan sayımızı bin kişiye, ihracat rakamlarımızı da 500 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi. Selçuk, ihracatlarının yüzde 35’inin
ithalata bağlı olduğunu ve geri kalan yüzde
65’inin tamamen yerli tarıma bağlı olduğunu
da belirtti.
Selçuk, “Zer Group olarak her geçen yıl hızla
büyüyen yatırımlar yapmaya devam ediyoruz.
2023 vizyonu doğrultusunda ülkemiz ekonomisine katkı sağlamayı hedeflemekteyiz. Aynı
zamanda son beş yıldır bölgesinde en yüksek
vergi ödeyen 50 firma içerisine girmemizin
haklı gururunu yaşıyoruz.” dedi.
104
www.ihracat.info.tr
www.ihracat.info.tr
105
YILDA 15 MİLYON M² HALI ÜRETİYOR
AFRİKA DIŞINDA TÜM PAZARLARA ÜRÜN GÖNDERİYOR
ÜRETTİĞİNİN %90’INI İHRAÇ EDİYOR
ÜÇ YIL
ÜST ÜSTE
EN FAZLA HALI
İHRAÇ EDEN
FİRMA ÜNVANI
ALDI
KAPLAN KARDEŞLER
HALISINI
5 KITAYA İHRAÇ EDİYOR
/ Selma Alımcı
26 yıllık tecrübesiyle, yılda 15 milyon metrekare makine halısı üretimi gerçekleştiren Kaplan Kardeşler’in
ürettiği halılar 5 kıtada 30’dan fazla ülkeye ihraç ediliyor.
Gaziantep’te kurulan Kaplan Kardeşler 26
yıllık tecrübesiyle, yılda 15 milyon metrekare makine halısı üretimi gerçekleştiriyor.
Üretim teknolojilerinin rekabette en önemli unsur olduğunu belirten Lojistik ve Kambiyo Sorumlusu Nihat Uğurluer, “2000’li
yıllarda başladığımız makineleşme ve yatırımların tamamlanmasından sonraki süreçte bu çalışmalarımız, satış rakamlarına
doğrudan yansımış olup Kaplan Kardeşler
dünya standartlarında ilk on firma arasına
girmiştir.” dedi.
“Tasarım da kalite kadar önemli”
Kaplan Kardeşler olarak Ar-Ge çalışmaları ve dizayn tasarım ofislerini ayrı ayrı
konumlandırdıklarını söyleyen Uğurluer,
“Bu birimlerde hem ürün hem de üretim
kalitesini yükseltecek çalışmalar yapan 40
kişilik tasarımcı kadromuz, estetik ve kaliteyi ön planda tutarak en hassas biçimde
çalışmalarını yürütüyor. Ar-Ge de, Ür-Ge de
bizim için çok önemli çünkü makine halısı
üretiyoruz. En kısa sürede en kaliteli ürünü
üretmek ve müşteri taleplerine daha hızlı
cevap verebilmek için her geçen gün yeni
çözümler arıyoruz. Aynı zamanda tasarım
106
www.ihracat.info.tr
da kalite kadar önem taşıyor. Halı bir ihtiyacı karşılarken estetiği ikinci plana atmamalıdır. Bu noktada tasarım bizim için çok
önemli bir hal alıyor.” ifadelerini kullandı.
Kaplan Kardeşler olarak müşterilerine siparişleri doğrultusunda kendi özgün dizaynları üzerinde çalışma olanağı verdiklerini
ifade eden Uğurluer, ”Müşteriden gelen
dizaynlar çok kısa sürede numune haline
getirilir ve müşteriye yollanır. Müşteriden
de onay gelirse kesin siparişler alınarak
üretime başlanır. Ayrıca firmamız halının
en önemli ayrıntısı olan iplik üretimini de
şansa bırakmamaktadır. Dost Kardeşler adı
altında iplik üreten bir iplik fabrikamız da
var. Firmamız dokumayı zengin renk skalasında kendi doğal tarzında kombin ederek
farklı olmayı süreklilik haline getirmeyi hedeflemiştir.” şeklinde konuştu.
“Kriz bizi etkilemedi”
2005-2008 yılları arasında ihracatçılar birlikleri arasında en fazla halı ihracatı yapan
firma olduklarını dile getiren Uğurluer,
“Başarımız, sektörde şartlar ne olursa olsun
bizim hep daha ileriye bakmamız gerektiğini gösteriyor. 2011 özellikle Ortadoğu’da
yaşananlar bakımından biraz ihtiyatlı olmamız gerektiğini bize gösterdi. Çünkü
Ortadoğu’da çok fazla müşterimiz var ve
yaşanan siyasi olayların ticari ilişkilerimize
zarar vermesini engellememiz gerekiyor.
Bu yıldan herkes gibi biz de sakinlik ve istikrar bekliyoruz.” dedi.
Yüzde 90 ihracat yaptıklarını belirten Uğurluer, “Afrika dışında hemen hemen dünyanın her bölgesine halı gönderiyoruz. Poliproplen, akrilik ve tufting türlerinde 5 kıtada
30’dan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Tam
kapasite çalışarak mevcut müşterilerimize
zamanında ürünlerini ulaştırmaya çalışıyoruz. Müşterilerimiz ağırlıklı olarak Rusya,
Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinden.” diye
konuştu.
Halının lüks tüketim ürünü değil ihtiyaç
olmasından dolayı kriz şartlarında bile,
gereksinim olmaktan çıkmadığını belirten
Uğurluer, “Avrupa’daki mevcut müşterilerimizle ticaretimizde çok aksama yaşamadık.
Aksine Ocak ayında gerçekleşen dünyaca
ünlü Domotex fuarı bizim için çok verimli
geçti. Fuarın da etkisiyle 2012 ilk çeyreğinde yeni ilişkilerimizin ihracat rakamlarımıza
yansıyacağına inanıyoruz.”
www.ihracat.info.tr
107
SEKTÖREL BÜYÜME / Elif Toptaş
GALVANİZ NEDİR?
Metali, paslanmayı oluşturan dış etkenlerden uzak
tutabilmek amacı ile metal yüzeylere yapılan koruyucu yönteme galvanizleme deniliyor. Yüzey kaplama yöntemleri arasında en uzun ömürlü olma
özelliğine sahip. Öte yandan galvanizli ürünlere
uzun yıllar hiçbir bakım gerekmiyor.
‘DEN
MİLLİ EKONOMİYE
MİLYON DOLARLIK KATKI
Türkiye’de fazla bilinmeyen galvanizleme işlemleri Avrupa ve gelişmiş ülkelerin
tamamında kullanılan ve milli ekonomiye milyon dolarlık katkı sağlayan bir sektör. Galvaniz, erimiş çinkonun içine koruma ya da kaplama amacı ile kullanılacak
maddenin batırılması işlemine deniliyor.
Demir ve çelik malzemeler bulundukları atmosferik ortamdan etkilenerek zaman içinde fiziksel,
kimyasal, elektriksel özelliklerini kaybederek korozyona uğruyor. Bu değişikliğe, “metalin paslanması” da deniliyor. Paslanma sadece görüntü bozukluğu olmayıp aynı zamanda metali aşındıran
kimyasal reaksiyon olma özelliği taşıyor.
Metali, paslanmayı oluşturan dış etkenlerden
uzak tutabilmek amacı ile metal yüzeylere koruyucu yöntemler uygulanıyor. Bu koruyucu
yöntemlerden bazıları ise boya, plastik, nikel,
krom, bakır ve çinko kaplamaları olarak biliniyor.
Ancak; bütün bu kaplama yöntemleri arasında
çinkoyla kaplama yani galvanizleme, yüzey kaplama yöntemleri arasında en uzun ömürlü olma
özelliğine sahip. Öte yandan galvanizli ürünlere
uzun yıllar hiçbir bakım gerekmiyor. Kaplanan
malzeme ile çinko metalürjik bir bağ oluşturuyor
ve malzeme yüzeyinde meydana gelen alaşım
tabakaları dış etkilere karşı dayanıklı bir kaplama
oluşturuyor. Belli bir estetik cazibesi olan galvanizli ürünler ilk zamanlar parlak bir görünüşe
sahipken zamanla matlaşarak homojen mat gri
108
www.ihracat.info.tr
renkte bir yüzeye dönüşüyor. Özellikle paslanmaya karşı yapılan bu işlem açık havada ve her
türlü hava koşulunda çalışacak metallerin ömrünün uzatılması için yapılıyor. Her şeyden önce
çok ekonomik bir yöntem olması talepleri de her
geçen gün arttırıyor.
İnsan ömrüne eş değer bir kalite
Sektöründe imalat ve taahhüt firması olarak hizmet veren Güneydoğu Galvaniz firması, 2007 yılından bu yana alçak gerilim, orta gerilim ve yüksek gerilim enerji nakil hattı direkleri, aydınlatma
direkleri ve GSM anten direk imalatları ile sıcak
daldırma galvaniz hizmeti veriyor. Güneydoğu
Galvaniz 2007 yılından öncesinde ise 25 yıl enerji
nakil hatları işlemleri gerçekleştiren köklü bir firma olarak bugün ki gelişimine devam ediyor.
İmal edilen ürünler TS 914 EN ISO 1461 standardına uygun şekilde galvanizle kaplanıyor. Galvanizle kaplanan ürünlerin ortak özelliği ise 40-50
yıl dayanıklılık göstermesi ve milli ekonomiye
büyük katkı sağlıyor olmasından ileri geliyor.
Güneydoğu Galvaniz Firması Dış Ticaret Müdürü Mehmet Boz,
yaptıkları galvanizleme işlemleriyle demir ve çeliğe hüviyet
kazandırdıklarını ifade ederken aldıkları talebe göre iç ve dış
pazara ürünlerini ulaştırdıklarını belirtti.
Ağırlıklı olarak Irak’a ihracat yaptıklarını ifade eden Boz “ Bunun yanı sıra Lübnan ve Türkmenistan’a da ihracat yapıyoruz.”
dedi.
Galvanizli ürünlerin Avrupa’da çok yaygın olarak kullanıldığına
dikkat çeken Mehmet Boz, “Artık Ortadoğu ülkelerinin de demir-çelik ürünlerini galvanizli olarak talep etmeye başladığını.”
söyledi.
dolar.” dedi.
Boz “ Taleplerimiz geçen yıla oranla 2 kat daha arttı. Firma olarak bazen taleplere yetişemiyoruz. Taleplere karşılayabilmek
için şu an vardiyalı üretim yapıyoruz. Türkiye her geçen gün
büyürken, demir çelik sektöründe de büyük ilerleme kaydediyoruz. Demir vazgeçilmez bir madde ve ülkemiz bu konuda
zengin bir ülke. Şuan ki ekonomik yönetim de oldukça başarılı.”
şeklinde konuştu.
“Kamu otoritesine çok iş düşüyor”
Ayrıca Mehmet Boz yurtiçi ve yurtdışından firmaların kendilerini arayıp taleplerde bulunduklarını belirtiyor. Boz “Güneydoğu Galvaniz firması olarak kaliteden asla taviz vermediğimiz
ve uluslararası standartlarda üretim yaptığımız için, zaman
zaman taleplere yetişemiyoruz.” ifade etti.
Türkiye’deki metal, demir unsurların galvanizli olmasının zorunlu hale gelmesi gerektiğini vurgulayan Mehmet Boz, “İnşaatta kullanılan malzemelerin, üretilen makinelerin, otomotiv
sektörünün ömrünü uzatmak adına galvanizli ürünlerin kullanılması büyük önem taşıyor. Özellikle bura da kamu otoritesine çok iş düşüyor. Bir takım zorlayıcı önlemler almalı. Kamunun
zorlayıcı yönü bu konuda ciddi anlar atılmasına zemin hazırlar.”
Firma olarak uzmanlaşmaya önem verdiklerini ve Ar-Ge çalışmaları için özel bütçe ayırdıklarını söyleyen Mehmet Boz,
“ Uzman arkadaşlarımızla Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz ve bu
konuya önem veriyoruz. Pazar farklılığı, ürün farklılığını da beraberinde getiriyor. Biz de bunun bilincinde olduğumuz için
her geçen gün büyümeye ve yeni ürünler üretmeye devam
ediyoruz’.”dedi.
TEDAŞ ve TEİAŞ tarafından galvanizli ürünler talep edildiğini
belirten Boz, “Avrupa’da yıllar öncesinden başlayan bu durum
Türkiye’ de yeni yeni yaygınlaşıyor. Biz de firma olarak yeni tesisler açtık ve ilerleyen süreçte firmamızla birlikte ürün çeşitliliğimizi de arttırmayı hedefliyoruz”
Öte yandan insanların da galvanizli ürünler hakkında bilinçlenmesi gerektiğini vurgulayan Mehmet Boz “ İnsanlarımıza
bu konuda bilgi verilmeli ve onlar da kaliteli ve uzun ömürlü
ürünler kullanmanın mutluluğunu yaşamalı.” dedi.
“Ortadoğu hedef ülkelerimiz”
Gelecek yıllarda pazarlarını genişletmek isteyen Güneydoğu
Galvaniz firması Lübnan’a, Ürdün’e, Cezayir’e, Libya’ya ihracat
yapmayı öncelikli hedefleri olarak görüyor.
Mehmet Boz, “ 2011 yılının firmaları için çok güzel geçtiğini
belirterek yüzde 80 büyüme kaydettiklerini vurguladı. 2012
hedeflerinde ise büyüme rakamlarının yüzde 70 olmasını
planladıkların belirten Boz, “2012 ihracat hedefimiz 20 milyon
www.ihracat.info.tr
109
FLEKSSİT Mobilya
/ Dilek Demir
Dış Ticaret Müdürü Musa Kızılöz :
“Kendine özgü çizgilerle ürün
çeşitliliğimizi artırıyoruz.”
ÜRETTİĞİ MOBİLYALARI
40 ÜLKEYE İHRAÇ EDİYOR
37 yıllık tecrübesiyle ofis mobilyaları üzerine üretim yapan Flekssit, iç pazarda tercih edilen
bir marka olmasıyla birlikte ihracat yaptığı pazarları da her geçen yıl arttırıyor. 40 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Flekssit Dış Ticaret Müdürü Musa Kızılöz, “Dış ticaret sadece dil bilmekle yapılmıyor” diyor.
1975 yılında bir mobilya atölyesinde üretime başlayan firmanın
kurucusu Yunus Kızılöz, 1980 yılında sektördeki açığı görüp, kardeşleriyle birlikte Ofis Büro’yu kurarak büro mobilyaları üretimine
başladı. Hızla büyüyen firma metal fabrikasını satın alıp diğer atölyeleri de birleştirerek şu anki entegre tesislerin ilk temelini atarak
üretim faaliyetlerine adım attı. 1992 yılında çok ortaklı bir şirkete
dönüşen firma bugün büro mobilya sektöründe Flekssit markasıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Modüler ofis sistemleri, çalışma grupları, ofis koltukları ve metal ürünler olmak üzere ofislerin ihtiyacı olan
her türlü mobilyayı son teknoloji ile yüksek kalitede üreten Flekssit
40 ülkeye ihracat yapıyor.
Türkî Cumhuriyetlere , Afrika’ya ve Ortadoğu’ya yakınlığı ile birlikte
her geçen gün gelişen ticari ilişkileri sayesinde sektörün büyümesinin devam ederek ilerleyeceğini düşünüyorum.” dedi.
Bireysel çalışmalardan takım çalışmalarına kadar tam bir kullanıcı
memnuniyeti hedeflediklerini belirten Dış Ticaret Müdürü Musa
Kızılöz, özgün tasarımlarla “2012Collection” adıyla yeni ürünlerini
satışa sunacaklarını söyledi. Kızılöz, “Biz Flekssit olarak, inovasyon
ve Ar-Ge kavramlarını her zaman ön planda tutmaya özen gösterdik. Üretimin her aşamasında kalitesinden, fonksiyonelliğinden,
estetiğinden emin olmadığımız herhangi bir ürün asla üretim hattında kendine yer bulamaz. Özellikle ihracat adına teslim ve ödeme şekillerinin hepsini bilmemiz, bir veya birden fazla yabancı dil
bilmemiz dış ticaret yapabilmemiz için tek başına yeterli değil. Biz
ürünlerimizin kendine özgü çizgilerinden aldığımız güçle ve ürün
çeşitliliğimizle müşterilerimizin karşısına çıkabiliyoruz ve her zaman Flekssit marka gücü ile başarıya ulaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
2023 vizyonunu doğru okumak gerekliliğine değinen Kızılöz, “Bilim ve teknolojiye hâkim, yeni teknolojiler üretebilen, ürettiğini
aynı zamanda toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneği edinmiş işletmeler kazanmamız gerektiğini düşünüyorum.
Biz zaten her zaman bu çabanın içerisinde olduk; ancak 2023 yılının Cumhuriyetimizin 100. yılı olması nedeniyle diğer firmalarımıza da önemli bir mihenk taşı olacağını düşünüyorum. Kendi ihracat rakamlarımızı da göz önüne aldığımızda, 500 milyar dolarlık
ihracat hedefinin rahatlıkla aşılacağı kanaatindeyim.” dedi.
Ofis mobilyası sektörünün tüm mobilya sektöründe yüzde 20-25’lik
kısmını oluşturduğunu söyleyen Kızılöz, “Ülkemizin Avrupa’ya,
110
www.ihracat.info.tr
Türkî Cumhuriyetler ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere 40’a
yakın ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Kızılöz, “Flekssit açısından
2011 yılı çok başarılı geçti. Bu yılda yatırımlarımızı ve ciro hedeflerimizi daha yukarılara taşımayı planladığımız bir yıl olacak. Düzenli
olarak ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkelere ilave olarak penetrasyonun düşük olduğu, bakir bölgeler de hedef pazarlarımız arasında.”
diye konuştu.
Avrupa ve Euro bölgesi bizim önemli ortağımız diyen Kızılöz, “Bölgede yaşanan son krizden biz de kısmen etkilendik. Ancak biz ekonominin altın kuralını işletiyoruz; “Bütün yumurtaları aynı sepete
koyma”. Dolayısıyla dış ticaretimizi çeşitlendirdiğimiz için herhangi
bir bölgede yaşanan ekonomik dalgalanmalardan korkmuyor, geleceğe ümitle bakıyoruz.” şeklinde düşüncelerini aktardı.
www.ihracat.info.tr
111
NURDEMİR GIDA SAHİBİ SUAT NURDEMİR :
ORTADOĞU
BU TADI ÇOK SEVDİ
/ Seda Tiryaki
Üniversite yıllarında kurmayı hedeflediği firmasını büyük zorluklar
aşarak bugünlere getiren
Nurdemir, genç girişimcilere örnek olacak başarı
hikâyesiyle yeni hedeflerine ilerliyor.
17 yaşında ailesine ait restoranın sorumluluğunu alarak ticaret hayatına başlayan Suat Nurdemir, o yıllarda
gelecekle ilgili planlarını kurmaya başlar… İşletmeci olması
gerektiğine karar veren Nurdemir,
Mersin Çağ Üniversitesi İngilizce İşletme
Bölümünü okuyarak bu alandaki eğitim
sürecini tamamlıyor. Üniversitenin son
sınıfına geldiğinde Suat Nurdemir ailesinden habersiz kendi şirketiyle ilgili ilk
önemli adımını atarak KOSGEB’den makine desteği alıyor ve Kalpix markasıyla
ürünlerini imal etmeye başlıyor.
Türkiye’nin genç
girişimcilerinden Suat
Nurdemir helva, reçel,
tahin, pekmez ve lokum
üretimiyle gıda sektöründe hızlı büyümesine
devam ediyor.
“Yeni kurulmuş firma olmamıza rağmen ihracat
hedeflerimiz var. Özellikle İran ve Irak’a ihracat
yapmayı düşünüyoruz.
Orta doğu ülkelerinin
müşteri kitlesi bu sektör
için çok uygun”
112
www.ihracat.info.tr
Suat Nurdemir “ Nurdemir Gıdayı kurduktan sonra üretimime ilk helvayla
başladım. Bu işleri yaparken yalnızdım
kimseden maddi manevi hiçbir destek
almadım. Daha sonra ailem elbette yanımda yer aldı “ dedi.
Üniversiteyi bitirdikten sonra iş yerini
memleketine taşıdığını belirten Nurdemir, Giresun’da tek üretici olduklarını
söyledi. Öte yandan Türkiye’de 700’e
yakın rakipleri olduğuna dikkat çeken
Suat Nurdemir “ Biz firma olarak vizyon
sabiyiz. Fakat rakiplerimde bunu göremiyorum. Ürettiklerimize ve firmamıza
çok güveniyoruz. Rakiplerimizin bölgesinden talepler alıyor ve satış gerçekleştiriyoruz.” dedi.
İki yıldır hizmet verdiklerini belirten Nurdemir, “ Yeni kurulmuş firma olmamıza
rağmen ihracat hedeflerimiz var. Özellikle İran ve Irak’a ihracat yapmayı düşünüyoruz. Ortadoğu ülkelerinin müşteri
kitlesi bu sektör için çok uygun.” dedi.
“Denetim arttırılmalı”
Sektörde yer alan merdiven altı firmaların her geçen gün arttığına dikkat çeken
Suat Nurdemir,” Gıda sektöründe devlet
ciddi önlemler almalı. Tarım İl Müdürlüğü
denetimlerini arttırmalı ve merdiven altı
üretimlerin önüne geçilmeli.” dedi. Ayrıca
fiyattaki farklılıkların haksız rekabet oluşturduğunu belirten Nurdemir, bu sürecin
firmalar için sıkıntı verici olduğunu ve konun biran önce çözüme kavuşturulması
gerektiğini ifade etti.
Devlet teşvikinin firmalar için hayati
önem taşıdığını vurgulayan Nurdemir bu
desteği alan firma sayısının ise az olduğu
belirtti. Suat Nurdemir “ Devlet desteği
maalesef yetersiz. Verilen teşviklerin büyük kısmından daha büyük firmalar faydalanıyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli
firmalar için düzenlemeler yapılmalı.“
dedi.
“Ekonomimiz çok istikrarlı”
Türkiye ekonomisinin son yıllarda çok
iyi bir noktaya geldiğini belirten Suat
Nurdemir, ülkenin gelişiminin firmalarını
da umutlandırdığını söyledi. Nurdemir”
Ekonomimiz çok istikrarlı ilerliyor. Devlet
olumsuzluklara anında müdahale edebiliyor. Artık Türkiye yatırımcılar ülkesi
oldu. Suyu berrak görüyorum. Şuan ki
gidişat olumlu ve bizi doğru hedeflere
götürüyor.” dedi.
Suat Nurdemir, Nurdemir Gıda olarak
tecrübelerle dolu bir süreç yaşadıklarını
ve her geçen yıl büyüme kaydetmeyi hedeflediklerini belirtti. Nurdemir son olarak şunları söyledi: ”Biz firma olarak yeni
taleplerle büyüyoruz. Müşterilerimizin
memnuniyeti bizim için önem arz ediyor.
Yolumuza sağlam adımlarla devam edeceğiz.” dedi.
www.ihracat.info.tr
113
AKTuEL
01
KÜRESEL REKABET İÇİN
MOBİL TEKNOLOJİLER ŞART
03
Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, küresel
rekabet için mobil teknolojilerin şart olduğunu
söyledi. ‘Mobil Şirket’ vizyonunun anlatılması
için Anemon Otel’de düzenlenen toplantıya
katılan Ciliv, Türkiye’nin son yıllarda büyük bir
atılımı gerçekleştirdiğini ve teknoloji dünyasında yakalanan bu fırsatı iyi değerlendirmek gerektiğini ifade etti.
Arçelik A.Ş., uluslararası markası Blomberg
ile Almanya’nın en prestijli, bağımsız Test ve
Araştırma Enstitüsü Stiftung Warentest (StiWa) tarafından Test SIEGER
(Test Şampiyonu) seçildi.
Arçelik A.Ş.’nin Blomberg
markası, 7 kg kapasiteli,
A sınıfından yüzde 50
daha az enerji tüketen
TKF 7451 W50 model
çamaşır kurutma makinesi ile Almanya’nın en
prestijli, bağımsız Test
ve Araştırma Enstitüsü
(StiWa) tarafından ödüle
layık görüldü.
04
02
TEKNOSA 2 SANİYE’DE BİR
ÜRÜN SATTI
2012 yılında halka açılma planları yapan teknoloji ürünleri perakendecisi Teknosa, 2011 yılında hedeflerinin de üzerine büyüyerek yüzde 29
artışla cirosunu 1.7 milyar TL’ye çıkardı. Teknosa
toplam net satış alanını ise, 26 bin 500 metrekare arttırarak 128 bin metrekareye taşıdı. Teknosa, 2012 yılında 1000 yeni çalışanı bünyesine
katmayı planladığını duyurdu.
APPLE, 500 MİLYAR
DOLARLIK ŞİRKETLER
KULÜBÜNE KATILDI
Ürettiği Ipad, Iphone ve Ipod
gibi ürünlerle tüm dünyada
büyük satış rakamlarına ulaşan Apple, piyasa değerini 500
milyar dolara (yaklaşık 875 milyar
TL) çıkararak, 'dünyanın en değerli'
şirketi olma unvanını perçinledi.
Önümüzdeki hafta yeni bir iPad modelini piyasaya süreceği söylentileri tüm dünyada yayılan Apple'ın New York borsasındaki hisseleri
yaklaşık yüzde 2 oranında arttı.
114
ARÇELİK, BLOMBERG İLE
STİWA TARAFINDAN TEST
ŞAMPİYONU SEÇİLDİ
www.ihracat.info.tr
05
KİM, 35 MAĞAZA AÇACAK
KİM, 35 mağaza açıp 400 yeni eleman istihdam edecek. KİM Marketleri, 2012’de 35 yeni
mağaza açarak 400 yeni eleman istihdam
edecek. 2011’i yüzde 24 büyüme ile tamamladıklarını açıklayan Genel Müdür Hamit Akçay,
“Bu sene perakende sektörünün karlılığında
kısmi bir daralma görülebilir. Buna rağmen
yatırımlarımıza devam edeceğiz. Açacağımız
35 mağazanın 15 tanesi süpermarket, 20’si
KİM Pratik olacak. İçeride beliren daralmaya
karşın bu sene Irak’ta 3 süpermarket yatırımı
yapacağız ifadesini kullandı.
07
PRNET’İN BAŞINA
HÜSEYİN NACİ LAÇİN GETİRİLDİ
Medya takip hizmeti sağlayan kuruluşlardan PRNet A.Ş’nin, genel
müdürlüğüne Hüseyin Naci Laçin
getirildi. Laçin 1 Mart itibarı ile yeni
görevine başladı. İstanbul Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra,
Koç Holding şirketlerinden Ford
Otosan’da AR-GE Mühendisi olarak
görevde bulunan Laçin; en son kendi kurmuş olduğu Devco Teknoloji
şirketi vasıtasıyla medya takip sektörü dahil birçok sektöre danışmanlık yapmış ve yazılımlar geliştirmişti.
Laçin, 1 Mart itibarı ile görevine başladı.
08
06
FORD OTOSAN’A YENİ
GENEL MÜDÜR: HAYDAR
YENİGÜN
Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Otay’ın vefatının ardından, 25 yıldır Ford Otosan’da çeşitli
görevlerde bulunan ve beş yıldır Kocaeli Fabrikası Müdürü olarak görev yapan Haydar Yenigün, Ford Otosan Genel Müdürlüğü’ne atandı.
Yapılan açıklamada Yenigün’ün görevinin 15
Şubat 2012 tarihinden itibaren geçerli olduğu
ve Grant Belanger’ın Ford Otosan Genel Müdür
Başyardımcılığı görevini sürdüreceği belirtildi.
09
VW PORSCHE'Yİ SATIN
ALACAK
Alman otomotiv devi Volkswagen (VW), lüks
otomobil markası Porsche’nin tamamını almaya hazırlanıyor. Porsche hisselerinin yüzde
49.9’unu elinde bulunduran VW, kalan yüzde
50.1’lik kısmın peşine düştü.
AYTO KESTANEYE SAHİP
ÇIKIYOR
Türkiye’de kestanenin en fazla üretildiği il
olan Aydın’da kestanenin tarım ürünü olması
için “Aydın Kestane Çalışma Grubu” kuruldu.
Grup ilk toplantısını Aydın Ticaret Odası toplantı salonunda gerçekleştirdi.
www.ihracat.info.tr
115
Evani Mobilya Genel Koordinatörü
Murat Gümüş :
DÜNYA’DAKİ
SEKTÖREL BOŞLUĞUN
FARKINDAYIZ
/ Ayşe Tosun
Çolaklar Mobilya olarak 1983 yılında
mobilya imalatına başlayan firma
2005 yılında faaliyete geçirdiği fabrikası ile kaliteli ve şık tasarımlarını Evani Mobilya firması olarak müşterilerine
sunuyor.
“ Özel tasarımlarımız ve arge çalışmalarımızla her geçen gün kendini yenileyen
ve büyüyen bir firmayız. Müşterilerimizin ne istediğini biliyor kaliteden ödün
vermeden cazip fiyatlarla imalatlar
yapıyoruz. Biz Evani Mobilya olarak
Türkiye’nin gururu olmak istiyoruz.”
116
www.ihracat.info.tr
Yemek odaları, yatak odaları, genç odaları, portmantolar, TV
üniteleri, sehpalar ve çeşitli ev aksesuarları ürettikleri ifade
eden Evani Mobilya Genel Koordinatörü Murat Gümüş, 2010
yılında yoğun müşteri talebini karşılayabilmek için kendi tasarım ve modellerini oluşturduklarını ve koltuk, oturma grupları
imalatına başladıklarını belirtti.
Gümüş “Evani mobilya, yüksek kaliteden ödün vermeden,
dinamik şık tasarımları ve minimum maliyetler ile nihai tüketiciye ulaşmayı kendisine misyon edinmiş bir mobilya markasıdır. Firma olarak Ortadoğu ve Avrupa başta olmak üzere
birçok ülkeye ihracat yapıyoruz. Evani Mobilya çeşitli bölgelerde perakende fabrika satış mağazalarıyla “ Evani “ markasını müşterilerine sunuyor.” ifadelerini kullandı.
2011 yılını firma olarak güzel geçirdiklerini belirten Gümüş,
2012 hedeflerinin yüzde 10 büyümek olduğunu belirtti.
Murat Gümüş, özellikle son 4 yıl içinde mobilya sektöründe
ciddi bir artış olduğunu ve Türkiye’nin mobilya sektörünü
Avrupa’da üst sınırlara taşıdığını vurguladı. Gümüş “ 2023 yılında Türkiye dünya devi olacağını düşünüyorum. Dünyada
mobilya sektöründe birçok açık var. Türkiye’nin stratejik konumunu ve ekonomideki istrarını da düşünürsek ülkemiz her
geçen büyüyor” şeklinde konuştu.
Ayrıca Murat, Gümüş Evani Mobilyası olarak herkesin tercihi
olan ve kolay ulaşılan marka olmayı hedeflediklerini belirtti. Gümüş “ Özel tasarımlarımız ve arge çalışmalarımızla her
geçen gün kendini yenileyen ve büyüyen bir firmayız. Müşterilerimizin ne istediğini biliyor kaliteden ödün vermeden
cazip fiyatlarla imalatlar yapıyoruz. Biz Evani Mobilya olarak
Türkiye’nin gururu olmak istiyoruz.” dedi.
www.ihracat.info.tr
117
SBS MEDİKAL İHRACATIN NABZINI
26 ÜLKEDE TUTUYOR
• Ferhan Er •
Sağlık sektörünün vazgeçilmez materyallerinden olan
medikal ürünler hayatın birçok alanı için de önem taşıyor.
“Hedeflerimiz yüzde
60 Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine ihracat
yapmaktır. Avrupa’da
bu ürünlerin imalatı
çok fazla değil. Türkiye kaliteli ve uygun
fiyatlarıyla avantajlı bir
ülke konumunda. Firma
olarak da bu coğrafyada
pazar bulma şansımız
oldukça yüksek”
“Avrupa’da kalite olarak
bir eksiğimiz yok. O
yüzden daha fazla üretmeliyiz”
SBS Medikal Sağlık Malzemeleri Pazarlama
Sanayi Ticaret Limited Şirketi 2000 yılında
Yozgat Organize Sanayi Bölgesi’nde kurularak kısa sürede Türkiye’nin kalite ile anılan üretici markasından biri olmayı başardı.
SBS Medikal Sahibi Sinan Doğan firmanın
ortaya çıkardığı SterilLife markasına ilişkin
açıklamalarda bulundu. Doğan “ SterilLife
markasıyla, artan hizmet ve üretim kalitesiyle uluslararası standartlara uygun tek
kullanımlık medikal ürünler üretiyoruz. Bu
ürünler: hastane, gıda sektöründe, laboratuarlarda ve hijyen gerektiren tüm alanlarda güvenle kullanılan ürünler.” dedi.
Almanya, Bulgaristan, Romanya, Fransa,
Mairitus, Makedonya başta olmak üzere dünyanın 26 ülkesine SterilLife marka
ürünler gönderdiklerini söyleyen Doğan,”
Müşterilerimiz ürünlerimizi güvenle kullanabilirler. Söz konusu sağlık olduğunda kalite kaçınılmaz olmalı. SterilLife üretiminin
her aşamasında dünya sağlık normlarını ve
uluslararası kalite normlarını sonuna kadar
uygulamayı ve bu normlara koşulsuz uymayı misyon edindik.” dedi.
“Dünyanın her yerinde olmak
istiyoruz”
Öte yandan ihracatlarını artırmayı düşünen
118
www.ihracat.info.tr
firma, Sterillife markasıyla dünyanın her
yerinde olmayı hedefliyor. Sinan Doğan,
“Hedeflerimiz yüzde 60 Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine ihracat yapmaktır. Avrupa’da
bu ürünlerin imalatı çok fazla değil. Türkiye kaliteli ve uygun fiyatlarıyla avantajlı
bir ülke konumunda. Firma olarak da bu
coğrafyada pazar bulma şansımız oldukça
yüksek.” dedi.
İthal edilen ürünlerin denetimiyle ilgili
sektörde bazı sıkıntılar oluştuğuna dikkat çeken Doğan merdiven altı üretiminin
Türkiye’de çok fazla olduğunu belirtti. Kendi firmalarının kurumsal çalıştığını ifade
eden Doğan” Hastaneler, özel kilinklere
ürünlerimizi gönderiyoruz. Biz firma olarak
sürekli artan hizmet kalitesiyle insan sağlığının korumayı hedefliyoruz.” dedi.
2011 yılının firmalarının hedefleri doğrultusunda geçtiğini söyleyen Sinan Doğan, bu
yılda ürün kalitelerini ve ulaştıkları pazarları arttırdıklarını belirtti. 2012 yılı beklentilerine de değinin Doğan “Reklam konusuna ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Medikal
ve gıda sektörü olmak üzere hayatın her
alanında kullanılması gerekli ürünler imal
ediyoruz. Ve tüketicilerin bizleri daha yakından tanıması için çalışmalar yapıyoruz.”
dedi.
2023 Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşması içinde ciddi alt yapı çalışmalarının
olması gerektiğini belirten Doğan” Üretim
güçlenmeli. Avrupa’da kalite olarak bir
eksiğimiz yok. O yüzden daha fazla
üretmeliyiz hatta bu hedefleri geride bile bırakabiliriz.” şeklinde
konuştu
İHRACATÇILARIN LOJİSTİK
MALİYETLERİNİ DÜŞÜRMESİNE
YARDIMCI OLUYOR / Makbule Koçaker
Deniz Nakliye Hizmetleri (NVOCC)
▶ Tüm Dünya ülkeleri limanlarına Komple
Konteyner (FCL) ve birçok ülke limanlarına
Parsiyel Konteynır (LCL) taşıması,
▶ Gönderici adresinden alım (Exw) ve Alıcı
adresine gümrüklü teslim (DAP) hizmeti,
▶ Türkiye limanları uğrağı olmaksızın, Transit
Ticaret (Cross Trade) hizmeti,
▶ Farklı hat ve transit sure seçenekleri ile en
uygun taşıma olanağı.
Kara Nakliye Hizmetleri
▶ Avrupa, Türkî cumhuriyetleri ve Ortadoğu
ülkelerine Komple Tır (FTL) ve düzenli Parsiyel
tır (LTL) hizmetleri.
▶ Gabari dışı ve low-bed yüklemeleri.
Hava Nakliye Hizmetleri (IATA)
▶ Tüm dünya ülkelerine kapıdan kapıya
ihracat ve ithalat hizmetleri.
▶ Flash ve ekspres servis hizmeti
▶ Farklı havayolu ve transit sure seçenekleri
ile en uygun taşıma olanağı.
Proje Hizmetleri
▶ Tüm dünya limanlarından açık ve dökme
yük taşımacılığı,
▶ Gemi Kiralama,
▶ Kombine taşımacılık (Deniz+Kara,
Deniz+Demiryolu)
Yakın geçmişte ve günümüzde
ekonomi, teknoloji, iletişim ve
ulaşım alanında yaşanan gelişmeler, işletmelerin dünyanın
her tarafından ürün tedarik etmesini ve dünyanın her tarafına
da ürün satmasını olanaklı hale
getirmiştir. Bu durum, lojistik
faaliyetler olarak ifade edilen,
taşıma, depolama, elleçleme,
sipariş işleme, bilgi yönetimi,
stok yönetimi, paketleme ve
ambalajlama faaliyetlerinin nitelik ve niceliğini değiştirmiştir.
İşletmeler, bu faaliyetlerin etkin
yönetimi ile müşteri memnuniyet düzeyini artırarak rekabet
avantajı sağlayabileceklerinin
farkına varmıştır.
Ancak bu gelişmeler, lojistik
maliyetlerin toplam işletme
maliyetleri içindeki payının
önemli ölçüde artmasına yol
açmıştır. Lojistik maliyetlerde
yukarıda sayılan gelişmelerden
kaynaklanan artışlar, işletmelerin finansal performansını
doğrudan etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir.
Lojistik maliyetlerin toplam
işletme maliyetlerinin içinde
önemli bir paya sahip olması ve
finansal performansı doğrudan
etkilemesi, işletmeleri bu maliyetleri düşürecek muhasebe içi
ve muhasebe dışı yöntemleri
araştırmaya sevk etmiştir. Bu
çerçevede günümüzde işletmeler lojistik maliyetleri düşürmek
için birçok strateji geliştirmek
durumundadır. Bu bağlamda
hizmet alınan lojistik firmasının sunduğu fiyat politikası ve
alternatif taşıma şekilleri ve
güzergâhları işletme maliyetlerine direk etki edecek ve çok
önemli tasarruf imkânları ve rekabet imkânı sağlayacaktır.
‘’Üstün Servis-Hesaplı Fiyat ‘’
1986 yılında kurulan TRANSTEKNO A,Ş ihracat, ithalat ve
inşaat firmalarının en önemli
maliyet kalemlerinden birini
oluşturan Lojistik hizmetleri ni
müşterilerine ‘’ Üstün Servis –
Hesaplı Fiyat ‘’ ilkesi ve alternatif
nakliye çözümleriyle sunmaktadır.
Deneyimli ve uzman kadrosu,
genis araç parkı ve Avrupa ve
Afrika’da mevcut güçlü servis
ağı ve acentelik anlaşmaları ile
Komple ve parsiyel karayolu taşımaları, ağır ve havaleli malzemelerin taşınması, denizyolu ve
havayolu taşımaları, proje taşımaları, gümrükleme, acentelik,
elleçleme ve depolama hizmetleri konularında özel bölümler
halinde hizmet vermekteyiz.
www.ihracat.info.tr
119
Fadime Aygün :
İHRACATIN
KAPISINI AÇTIK
17 yıldır çelik kapı üretimi yapan Yüksel Çelik Kapı ve Ahşap San. Tic.
Ltd. Şti. Firması ihracatlarını her geçen gün arttırarak, çelik kapı sektöründe büyümeye devam ediyor. Çelik kapı sektörünün dizayn, teknoloji, üretim ve teslimde önde gelen markası olan TEPE SAFE ulusal ve
uluslararası güvenilirliğin simgesi olmayı hedefliyor. / Dilek Demir
İran, Irak, Kazakistan, Arnavutluk, Nijerya ülkeleri başta olmak üzere dünyanın
birçok ülkesine ihracat yaptıklarını belirten Firma Ortağı Fadime Aygün Afrika
ve Arap ülkelerine atılım yaptıklarını ve
firma olarak yeni ihracatlar içinde olduklarını ifade etti.
Fadime Aygün
Yüksel Çelik Kapı ve Ahşap
San. Tic. Ltd. Şti. Firma Ortağı
Yüksel Çelik Kapı
2012 yılından neler
bekliyor?
“Öncelikli hedeflerimiz
Türkiye ihracatına
yardımcı olmak ve ülke
ekonomisine katkıda
bulunmaktır. ”
“Yaptığımız işi her şeyden
önce çok seviyoruz ve
işlerimizin arkasındayız.
Biz bir tim olarak çalışıyoruz. Özellikle Afrika
gibi ülkelerin geri kalmışlığını kendi çabamızla
gidermeye çalışıyoruz. ”
120
www.ihracat.info.tr
Fadime Aygün “ Öncelikli hedeflerimiz
Türkiye ihracatına yardımcı olmak ve
ülke ekonomisine katkıda bulunmaktır. Yatırım yaptığımız ülkeler içinde bu
durum geçerli. Özellikle Afrika ülkelerindeki gelişmeye, kaktı sağlamak istiyoruz.”
Son yıllarda Afrika ülkelerinde ticarete
karşı açlık olduğunu belirten Aygün,
”Bu ülkelerin kalkınma ve yeniden yapılanmayla ilgili ciddi uğraşları bulunuyor.
Öte yandan bu ülkelerle kültür farklılığı
söz konusu haliyle bu durum ticari anlayış farklılığına da neden oluyor. Fakat bu
bölgelerde her imkân var. Türk yatırımcıları da işi oluruna bırakmadan mantıklı
ve faydalı yatırımlar yapabilirler.”
Şirket olarak ticarette belli başlı şeyleri
takip ettiklerini söyleyen Aygün , “ Yaptığımız işi her şeyden önce çok seviyoruz
ve işlerimizin arkasındayız. Çünkü tasarım performans estetik sağlamlık ve kalite konusundaki deneyim ve farkımızla
başarma kararlılığı içinde çalışıyoruz.
Özellikle Afrika ülkeleri gibi gelişime
muhtaç ülkelere kendi çabamızla faydalı olmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Herkes kazansın ülkemiz kazansın”
2011 yılının beklentilerini karışladığını
belirten Fadime Aygün bu yılın güzel
gelişmeler içinde geçtiğini vurguladı.
Aygün “ Firma olarak bu yıl daha çok
büyüdük. İhracat atılımı noktasında ise
güzel bir konuma geldik.” dedi.
2012 yılında ise yeni bayilikler açacaklarını belirten Fadime Aygün firma olarak
hedeflerinin oldukları noktadan daha
ileriye gitmek olduğunu ifade etti. Düzenli bir şekilde ilerlediklerini kaydeden
Aygün “ Yenilikçi bir şirketiz. Türkiye’de
satışlarımız oldukça iyi bir noktada.
Gözlemlediğimiz kadarıyla da şirketler
birbiriyle rekabet içinde değil dostluk
içinde ilişkiler yürütüyor. Amaç herkes
kazansın ülkemiz kazansın.” diye ifade
etti.
Son yıllarda Türkiye ekonomisinde güzel gelişmeler olduğunu belirten Aygün” Ülke olarak iyi bir noktadayız. Fakat
daha iyi noktalara gelmeliyiz. Türkiye
gelişmemiş ülkelere nazaran çok iyi bir
konumda. Türkiye’de herkes elinden ne
geliyorsa yapması gerekiyor.” dedi.
Özellikle gençlere istihdam ortamının
sağlanması gerektiğine de dikkat çeken Aygün, “Genç jenerasyonu gelişmek için kazanmalıyız. Beyin göçünü ve
Avrupa’ya giden insan göçünü önlemeliyiz. Ülkemizi hep birlikten geliştirmeliyiz.”
“MATCH NAİL’İN
YENİ PAZAR HEDEFİ ORTADOĞU”
Dünyanın birçok ülkesinde kabul gören ve özel
stüdyolarda sanatçılar tarafından uygulanan süsleme sanatı her geçen gün insanların ilgisini çekiyor.
Türkiye’de ise Kronos Dış Ticaret tarafından MATCH
markasıyla 60 farklı desende hazırlanan el ve ayak
takma tırnak setleri üretiliyor.
“Firma olarak 1216 Haziran 2012
tarihinde Beauty
Eurasia 8. Uluslararası Güzellik
Fuarına katılarak
ürünlerimizi yurtiçi
ve yurtdışına tanıtmak istiyoruz”
“Türkiye’de çok fazla üretilen ürünler
imal etmiyoruz.
Pazarda bunlarla
ilgili ihtiyaç olduğunu görmemiz
bizi kozmetik sektörüne yönlendirdi.
Yaptığımız farklı
konsepte ki ürünler
ile yurt dışı pazarına da açılmayı
hedefliyoruz”
Firma Ortağı Berrin Diriker, Nail Art çalışmaları ile
ortaya çıkan çalışmaların göz alıcı olmasının yanı
sıra uzun sürede gerçekleştirilmesinin maliyeti arttırdığını ve isteyen herkesin ulaşabilmesinin kolay
olmadığını belirtti. Diriker” Biz firma olarak Match
Nail ‘i farklı bir yaklaşımla, kendini bakımlı, iddialı
ve şık hissetmek isteyen herkesin beğeni ve kullanımına sunuyoruz. Ürünlerin maliyet ve ulaşılabilirlik
açısından kullanıcı ile buluşmasını kolaylaştırıyoruz.
Kadınlar tarzlarıyla eşleşen Match Nail, desenleriyle
iddialı ve tutkulu olmanın keyfini yaşayacak.” dedi.
Ürünlerinin çok yeni olduğunu ifade eden Diriker”
Türkiye’de çok fazla üretilen ürünler imal etmiyoruz. Pazarda bunlarla ilgili ihtiyaç olduğunu görmemiz bizi kozmetik sektörüne yönlendirdi. Yaptığımız farklı konsepte ki ürünler ile yurt dışı pazarına
da açılmayı hedefliyoruz.” dedi.
Kaliteli, doğal görünümlü tırnak yapısı ile uyumlu
ve ideal boylardaki el ve ayak takma tırnakları ürettiklerini ifade eden Berrin Diriker Match Nail markasının daha önce oluşan takma tırnaklar ile ilgili
önyargıları değiştireceğini belirtti. Sıvı yapıştırıcı ile
yapıştırılmış takma tırnaklar, takma tırnak çıkarma
solüsyonu ile rahatlıkla tırnaklarınızda kalıntı bırakmadan ve doğal tırnaklarınıza zarar vermeden
temizlendiğini söyledi. Bunun yanısıra alternatif
Uzun yıllar Uzak Doğu’da yaygın kullanılan tırnak süsleme
uygulaması“Nail Art” dünyada
bir sanat olarak kabul ediliyor.
/ Canan Ilgın
bir uygulama olanagı sağlayan çift taraflı yapıştırıcıların da daha öne bu sektörde bulunmayan pratik bir uygulama seçeneği olduğunu ve tırnakların
mükerrer kullanımına olanak sağladığını vurguladı.
Diriker “Kullanıcılarımız takma tırnakların kolayca
uygulanabilmesi ve çıkarılabilmesi için gerekli tüm
malzemeleri ürün setleri içinde bulabilirler. Ürünlerimiz kullanıldıktan sonra uygulama kolaylığını,
pratikliğini ve doğal tırnaklarla olan uyumunu hissedeceklerdir” dedi.
“Ortadoğu ülkelerine ihracat yapmayı hedefliyoruz”
2011 yılını üretim çalışmalarına ağırlık vererek geçirdiklerini söyleyen Berrin Diriker farklı kozmetik
ürünleriyle üretim çeşitliliğini artıracaklarını belirtti. Ayrıca 2012 yılında yurt içi ve yurt dışı pazarlarını
genişletmek istediklerini ifade eden Diriker” Firma
olarak 12-16 Haziran 2012 tarihinde Beauty Eurasia
8. Uluslararası Güzellik Fuarına katılarak ürünlerimizi yurtiçi ve yurtdışına tanıtmak istiyoruz. Sahada
tüketicinin farklı talepleri var. Türkiye’de olmayan
bir çok kozmetik ürün mevcut. Bizde firma olarak
bu eksikliklerin giderilmesi için yoğun gayret sergiliyoruz. Sunmuş olduğumuz ürünlerimizin üretilmesinden, paketlenmesine ve sevkiyat işlemlerine
kadar tüm işlemler atölyelerimizde yürütülüyor.”
şeklinde konuştu.
Son olarak firmalarının yurtiçindeki yeniliklere uygun ürünler ürettiğini vurgulayan Diriker, şık konseplerle tüketicinin duygularına dokunan ürünlerle
hizmet vermeye devam edeceklerini belirtti.
www.ihracat.info.tr
121
UTT ORTAKLARINDAN RECEP TOPÇU :
ENDÜSTRİYEL CAM
İHRACATI HER YIL
ARTIYOR
/ Dilek Demir
Marka değeri yüksek ürünlerin tedarikinde, kalite
ve güven sloganıyla büyüyen UTT firması, petrokimya tesisleri, enerji santralleri ve önde gelen sanayi kuruluşlarının ihtiyaç duyduğu yedek parça
ve teknik malzemelerini tedarik ederek sektörde
adından söz ettirmeye devam ediyor.
“İhracatın artmasıyla
birlikte cari açığı da
azaltacak ara mallar
yerli sanayiden
karşılanacak. Bu konuda bilindiği üzere
Sanayi Bakanlığı her
sektörde çok detaylı
çalışmalar başlattı”
122
www.ihracat.info.tr
Tecrübelerini aktararak sektörde gördükleri
eksikleri kapatıp müşterilere daha iyi hizmet
vermeyi amaçladıklarını söyleyen Şirket Ortağı Recep Topçu “ 1992 yılında müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda, özellikle
teknik cam konusunda yaşanan yavaş ve kısıtlı tedarik sorununun üzerine yoğunlaşan
şirketimiz, bu alanda uzmanlaşarak, kalitesi
ve güvenilirliliği dünyaca kabul edilen sektörün en iyi markalarını ülkemizdeki müşterilerle buluşturuyor. Biz UTT olarak, yılların
verdiği tecrübemizin ışığında, ihtiyacınız olan
en uygun camı seçip, talep edilen ölçüde ve
miktarda teminini sağlamaktaki istikrarımızı
sürdürüyoruz.” dedi.
ülkemizde üretilmeye başladı. İhracat çalışmalarının başlaması ile de birçok ara maddeye de ihtiyaç duyuldu.” şeklinde fiade etti.
Sektörde yaşanan olaylara değinen Topçu
süreci ise tarihi gelişmelerle açıkladı. Topçu
“1991 yılında Gorbaçov'un istifa etmesinin
ardından S.S.C.B’i dağıldı. Ve bölgemizdeki
önemli siyasi ve ekonomik gelişmelere rahmetli Özal’ın reformları da eklenince özellikle
inşaat, tekstil, turizm, otomotiv sektörü başta
olmak üzere birçok alanda önemli kazanımların başlangıcı oldu. Yabancı firmaların yaptığı
ortaklık ve yatırımlarla katma değerli ürünler
Soba, şömine ve kombi de gelişen teknolojiyle yüksek ısıya dayanıklı Robax marka seramik
cam kullanıldığına dikkat çeken Recep Topçu
“ Firmamız Almanya’da Schott firmasının üretimi olan Robax marka seramik esaslı camlarının Türkiye distribütörüdür. Plakalar halinde
gelen camlar tesisimizde ebatlaşarak üretici
müşterilerimize teslim ediliyor. Bu sayede
camlı model soba ve şömineler ısıtma sektöründe önemli meblağlarda ihracat rakamla-
Ayrıca yeni deprem yönetmeliğinin hayata
geçirilmesiyle inşaat sektöründeki projelerin
büyük önem taşıdığını ifade eden Topçu “ Isınma ihtiyacının yanı sıra estetik ve zarafetleriyle değer kazanan şömine ve doğalgazın konutlarda kullanılamaya başlanması sektörde
büyük bir canlılık oluşturdu. Özellikle kombiler ülkemizi pazarda Almanya ve İtalya’nın
ardından üçüncü sıraya taşıdı.” diye konuştu.
Dünyanın her yerine yapılan ihracat
“Yüksek ısıya dayanıklı camları KKTC,
Suriye, Danimarka, Çin Halk Cumhuriyeti, Tayland İngiltere ve Almanya’ ya
ihraç ediyoruz. İlk ihracatımızı 1991
yılında gerçekleştirdik ve her geçen gün
ihracat rakamlarını arttırıyoruz”
rına ulaştık. Bahse konu camları erken teslimat ve lojistik avantajlarımızı kullanarak
komşu ülkelere, KKTC, Danimarka’dan Çin
Halk Cumhuriyetine kadar ihraç etmekteyiz” dedi.
2007 yılında uygulamaya konulan yangın
yönetmeliği ile binalarda 120 dakikaya
kadar yangına dayanıklı malzemeler kullanılmasının zorunlu hale geldiğini belirten
Topçu, UTT Firmasının bu konuda da Alman
Schott firmasının üretimi olan Pyran ve
Pyranova markalı camları yurtiçi ve yurtdışı
önemli projelere satışını gerçekleştirdiklerini belirtti.
“Her geçen gün ihracat rakamlarımız artıyor”
Yurtiçi ve yurtdışı sektörel fuarları yakinen
takip ettiklerini söyleyen Recep Topçu katma değerli üst modellerin üretimi için müşterilere model üretimlerinde önemli destekler verdiklerini söyledi.
Yüksek ısıya dayanıklı camları KKTC, Suriye,
Danimarka, Çin Halk Cumhuriyeti, Tayland
İngiltere ve Almanya’ya ihraç ettiklerini
söyleyen Topçu, firmalarının ilk ihracatlarını
1991 yılında gerçekleştirdiğini ve her geçen
gün ihracat rakamlarını arttırdıklarını vurguladı.
2011 yılında yeni ürünleri ön plana çıkardıklarını belirten Topçu “2010-2011 yıllarında
Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Polonya, Macaristan başta olmak üzere birçok
fabrika kapandı ve üretmek yerine ithalata
gitmeyi veya dış ülkelerde fason cihaz ürettirmeyi deniyorlar. Yakın zamanda ise Euro
bölgesinde derinleşen krizin sonucu olarak
İspanya, İtalya, Fransa ve Almanya’da birçok
fabrikanın bu yolu seçtiğine şahit olmaktayız. 2012 yılında ülkemiz için bazı sektörlerde krizin fırsata dönüşeceği bir başlangıcın
olacağını düşünüyorum. Soba, şömine
kobi, kazan üreticisi birçok firma ellerinde
çizimleriyle Türk firmalarının peşinde koşmaktadır. Bu projeleri yakından takip ediyor
ve bize ulaşan her talebi müşterilerimizle
paylaşıyoruz” dedi.
“Türkiye’nin 2023 hedefi güzel bir hedef”
Türkiye’nin ileriye dönük hedeflerinin olmasının ülke için güzel gelişmeleri beraberinde
getireceğini belirten Topçu “2023 Cumhuriyetimizin 100. yılı olmasının yanı sıra konulan 500 milyar dolarlık ihracat rakamıyla da
oldukça iddialı ve bir o kadar da güzel bir
hedef belirlendi. İhracatın artmasıyla birlikte cari açığı da azaltacak ara mallar yerli
sanayiden karşılanacak. Bu konuda bilindiği üzere Sanayi Bakanlığı her sektörde çok
detaylı çalışmalar başlattı. Bu hedefi yakalayabilmek için ihracatımızın her yıl yüzde 12
oranında artması gerekiyor. Tasarım, Ar-Ge
ve inovasyonun bu hedef için vazgeçilmez
bir unsur olduğunu düşünmekteyim. Bu
yüzden ihracatta ve üretimde katma değer
yaratmak için inovasyon ve ar-ge çalışmaları şart.” dedi.
Ayrıca ihracat artışı için, yenilikçi ve katma
değeri yüksek ürünlerin tasarlanmasına
destek verilmesi gerektiğini belirten Topçu
“Bu sayede ülkemiz 2023 yılında bu hedefi
yakalayarak gelişmiş bir ülke konumda olacak” diye konuştu.
Recep Topçu
UTT Firması Şirket Ortağı
2012 yılında ülkemiz için
bazı sektörlerde krizin fırsata
dönüşeceği bir başlangıç
olacak.
Türkiye’nin ileriye dönük
hedeflerinin olmasının ülke
için güzel gelişmeleri beraberinde getirecek.
İhracatın artmasıyla birlikte cari açığı da azaltacak
ara mallar yerli sanayiden
karşılanacak.
Bu yüzden ihracatta ve
üretimde katma değer
yaratmak için inovasyon ve
ar-ge çalışmaları şart.
www.ihracat.info.tr
123
NASIL BAŞARDILAR?
/ Esra Uslu
18 YAŞINDA
KURDUĞU HAYAL ONU
SEKTÖRDE DEV YAPTI
Tamer Uğurluel
Ser-Gün Yönetim Kurulu Başkanı
Türkiye’den uluslararası bir marka daha yükseliyor. Güneş Enerji Sistemleri alanında faaliyet gösteren Ser-Gün Güneş Enerjisi, uluslararası pazarlarda ülkemizin
bayrağını gururla dalgalandıryor. Merkezi Antalya’da bulunan ve yurtiçinde 23
bölgede faaliyet gösteren Ser-Gün, bugün yurt içinde olduğu kadar yurt dışında
da sektöründe tanınan bir marka haline geldi. Ser-Gün, sektöründeki uluslararası
markalarla başa baş rekabet ederken, kaliteli ürünleri ile rakiplerinden bir adım
öne geçerek büyük rağbet görüyor.
Üst üste tüketici ödülleri kazanan bir
firma olarak, üretimde nelere dikkat
ediyorsunuz?
Ser-Gün üretime başladığı günden bugüne kaliteye yatırım yaptı. Kendi sektöründeki üretim teknolojisini belirleyen
Firmamız ürünlerinde kalite çıtasını her
zaman yüksekte tuttu. Bu amaçla Araştırma Geliştirme faaliyetlerine büyük
önem verildi.
Ser-Gün, bu çalışmalarının karşılığını da
hem yurt içinde hem yurt dışında kazandığı ödüller ile taçlandırdı. 2006 yılından
124
www.ihracat.info.tr
itibaren üst üste tam 6 yıl sektöründe
‘Kalitesine En Çok Güvenilen Marka’ seçildi. Ayrıca 2009-2010 ve 2011 yıllarında
Avrupa Birliği Kalite Ödülünü kazandı.
Ser-Gün, kalitesi ile dünyanın en büyük
örgütü olan Birleşmiş Milletler’in de
dikkatini çekmeyi başarmıştır. Ser-Gün,
güneş enerji sistemleri konusunda Birleşmiş Milletler’in dünyadaki tek resmi
tedarikçisi konumundadır. Ürünlerimiz
Avrupa Birliği standartlarına uygun olup
CE belgelidir. Sektöründeki en önemli
belge olan Solar Keymark belgesine sahiptir.
Ser-Gün’ü başarılı kılan etkenler
sizce nelerdir?
İnanç, azim ve kararlılıktır. Üretim ve
hizmet kalitesinden asla taviz verilmemiştir. Mutlak müşteri memnuniyetini hedef alan Sergün kılı kırk
yararak çalışmalarını pür dikkat ve
yılmadan devam etmektedir. Bu standartını her daim kılmak için Sergün,
Tüv Cert’ ten ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Standartını kurmuş ve belgelendirmiştir.
Güneş enerjisi ile ilgili toplumumuzun bilinçli olduğunu düşünüyor
musunuz? Sizce kullanım yaygın
mı?
Yeteri kadar bilinçli olmadığını düşünüyoruz. Güneş enerjisini ve faydalarını ve de sıcak suyun insan yaşamı
için önemini köy köy kasaba kasaba
Türk insanına 235 araçla ve 620 çalışanla anlatmaya çalışıyoruz. Açıkçası
Türkiye’de güneş enerjisi tanıtımının
gönüllü tanıtım ekibi misyonunu üstlendik. Bu tanıtımlar sonucunda da
çok güzel sonuçları alıyoruz. Zaten
İnsanlar güneş enerjisi hakkında yeterince bilinçli olmuş olsalardı şu an
Türkiye’deki tüm çatılar güneş enerjisi
kurulu olurdu.
Güneş enerjisi sistemleri ile ilgili
sektörün durumu nasıl, sektörün
geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Sektörümüz şu an hareketli değil. Yatırım teşvikleri ve kullanım teşvikleri
konusunda sıkıntılarımız var. Ancak
firmalar kendi gayretleriyle sektörde
tutunmaya ve yaşamaya çalışıyorlar.
Sektörün geleceği çok parlak özellikle
Avrupa ülkeleri sektörün lokomotifi
durumunda. İster istemez gün gelecek ve Türkiye’de de sektör standartlarını oluşturacak ve tabiî ki canlanacak. Türkiye bu konuda çok bakir.
Ar-Ge çalışmaları hakkında bilgi
verebilir misiniz?
Sergün Kurulduğu günden beri ar-ge
ve tasarım çalışmalarına çok önem
vermektedir. Pratik ve seri montaj nasıl yapılır. Sistemlerin verimliliği nasıl
yükseltilir. Nasıl daha kaliteli üretim
yapılır konuları ARGE departmanımızda mühendislerimizce titizlikle çalışılmaktadır.
Sektörümüz yeni olduğu için güneş
enerji sisteminin üretiminde kullanılan makineleri de kendimiz tasarlayıp
ürettirmekteyiz.
Şu an kendi geliştirdiğimiz ve tescili
tamamlanmış 9 faydalı model belgemiz mevcuttur. Verimliliklerini test ettiğimiz yeni sistemlerimiz de mevcuttur. Zamanı geldikçe onlarda pazara
sunumları yapılacaktır.
Ser-Gün’de kaç kişi çalışıyor?
Türkiye’de kaç yerde kaç satış noktanız bulunuyor? Yeni satış noktaları planlarınızda var mı?
İnsan kaynaklarında da nitelikli işgücüne büyük önem verildi. Ser-Gün
bugün 620 nitelikli personeli ile yurt
ekonomisine istihdam yönünden de
büyük faydalar sağlamaktadır.
Türkiye içinde 23 noktada şube veya
bölge müdürlüklerimiz mevcuttur.
Yılsonuna kadar şube sayımızı 30’a
çıkartmayı planlamaktayız.
Kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz?
İhracat yaptığınız ülkelerin isimleri
hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu
ülkeler içinde özellikle piyasasına
sahip olduğunuz ülkeler var mı?
2009 yılından beri şu an 18 ülkeye
distribütörlük bazında ihracat yapıyoruz. Yoğunlukta Kuzey Afrika ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri, Balkanlara ve
Kafkasya’ya ihracat yapmaktayız.
İhracatta özellikle bir ürün bir bölgede ön plana çıkıyor mu?
Yok hayır. Her gelir grubuna göre farklı ürün portofolyasına sahibiz dolayısıyla distribütörlerimiz siparişi karışık
olarak vermekteler.
İhracatta girmeyi düşündüğünüz
pazarlar var mı? Hangi pazarlar hedefinizi oluşturuyor?
Elbette var. İhracatta hızımız hiç kesilmeyecek. Avrupa, Amerika, Avustralya, Asya kıtalarının yanı sıra Uzak
doğu ülkeleri hedefimizde.
Turkishexporter.net sistemi hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce
internet üzerinden ihracat yapmak
genel olarak ihracatta neleri değiştirdi? Değiştirecek?
Turkishexporter.net sisteminin gerçekten çok etkin ve faydalı olduğunu
düşünüyoruz, bizlerin kendi çabalarımızla ulaşmakta zorlanabileceğimiz
ve daha da önemlisi Türkiye’den ürünlerimizi almakla direk ilgilenen firma
bilgilerinin bizlere ulaştırılması çok
büyük bir fırsat, sistemin sanki 365
gün süren bir fuar gibi olduğunu düşünüyoruz. Potansiyel alıcılarla direk
olarak buluşma imkanı sağlandığı için
sistemin ihracat yapmak isteyen ya
da artırmayı hedefleyen firmalar için
hem gerekli hem de faydalı olduğunu
düşünüyoruz.“ dedi.
18 YAŞINDAKİ BİR
GENCİN HAYALİ
Ser-Gün, Tamer Uğurluel
tarafından 1984 yılında
kuruldu. Henüz 18 yaşında bir genç olan Ser-Gün
Yönetim Kurulu Başkanı
Tamer Uğurluel, o zamanlar
kısıtlı imkanlarıyla küçük bir
atölyede ama inanç ve azimle üretim yapmaya başladı.
Adana’da başlayan serüven
bir sure sonra yeni pazarlar arayışı ile Antalya’ya
yöneldi. Kaliteye verilen
önem, müşteri ilişkileri, satış
sonrası hizmetleri ile kısa
zamanda kalitesini kanıtlayan Ser-Gün, Antalya’dan
başlayarak dalga dalga
yurda yayılmaya başladı.
Başlarda bir-iki şube derken,
bugün Ankara’nın batısında
23 bölge ve şube müdürlüğü
ile yüzbinlerce aileye bedava
sıcak su üretme cihazı sağlayan köklü bir şirket haline
geldi.
www.ihracat.info.tr
125
li
Tür
k
r ta
’nin ihracat po
iye
HER
KOBİDE
BİR
HABER
VAR
HER KOBİDE BİR HABER VAR
turkishexporter.net’in
katkılarıyla
K
Harun Akgül
KAHKECİZADE
ÜRETİMİNİ 36 TON ARTIRDI
Bayiiler üzerinden Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine ihracat yapan Kahkecizade hedeflerine yeni pazarları ekleyerek her kıtada
ihracat yapacak
1982 yılında turizm ve akaryakıt alanında
görev yapmak üzere kurulan tesislerini, 2007
yılında bayii ve müşterilere kurabiye üretimi
ile faaliyete geçiren Kahkecizade, 44 bayisiyle
hizmet vermeye devam ediyor.
Geçtiğimiz yılda günlük 4.5 ton kapasite ile
çalışan firma bugün 40 ton üretim kapasitesine ulaştı. Kapalı çalışma alanını 2 katına çıkartarak, üretim ve personeli için daha refah bir
ortam hazırlamaya önem verdiklerini belirten
Firma Sahibi Harun Akgül, iki yüzden fazla çalışan ve 44 bayii ile 58 şube ile hizmet gerçekleştirdiklerini söyledi.
Akgül, “Tesisimizde tatlı ve tuzlu olmak üzere
toplam 15 çeşit kurabiye üretiliyor. Buna
ilave fason olarak
fındık badem, Beypazarı kurusu, pasta
altı ve galeta çeşitleri
tüketiciye temin ediyoruz” dedi. Ar-Ge çalışmalarına ayrıca önem verdiklerini dile getiren
Akgül, “Türkiye’nin gizli kalmış lezzetlerinin
araştırılıp keşfedilmesi, mevcut ürünlerimizin
aynı standartta tutulabilmesi ve geliştirilmesi
için Ar-Ge ve inovasyonun öneminin bilincinde olan firmamız işinin ehli ustalarımız ve mühendislerimiz eşliğinde çalışmalarına yoğun
bir şekilde devam ediyor.” diye konuştu.
Ev kurabiyesi tadında üretim yaptıklarını ifade eden Akgül, “Kullanılan tüm hammaddeler
yüzde yüz doğal olup, ürünlerimizi yurtiçi ve
126
www.ihracat.info.tr
y u r td ı ş ı n d a
güvenle tüketime
sunuyoruz.
Üretimin her aşaması
imalat ve kalite sorumluları
tarafından kontrol ediliyor”
dedi.
Akgül; “Küreselleşme kavramının giderek
yaygınlaştığı günümüzde, iletişim ve ulaşım
imkânlarının kolaylaşması ve sınırların öneminin azalmasıyla tüm dünya büyük bir pazar
yeri haline gelmiştir. Bu noktada, B2B siteler
üzerinden e-ticaret yapmak dış ticaret açısından son derece hızlı ve etkili bir yoldur. Biz de
farklı pazarlara ulaşmak adına www.turkishexporter.net sistemini kullanıyoruz ve pazarımızı çeşitlendirerek ihracatımızı artırmak
istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz yılda artan talep ve pazar payını
genişletmek adına ihracata
yöneldiklerini söyleyen Akgül, “Bayiiler üzerinden Avrupa ve Orta Doğu ülkeleri
başta olmak üzere çeşitli ülkelere ihracat gerçekleştiriyoruz. Ürünler, damak zevkine göre ülke bazında değişiklik göstermekle beraber, üretim
yaptığımız tüm çeşitler rağbet görüyor.” dedi.
İhracat, iç pazar bağımlılığını azaltmak, üretimi arttırmak ve pazar dalgalanmalarını dengede tutmak adına öncelikle önem verdiğimiz konulardan olduğunu ifade eden Akgül,
“Pazar payını arttırarak markamızı her kıtada
tanıtmak ve gelişen teknolojiyi, geleneksel
tadımızdan ödün vermeden üretimimize
adapte etmektir.” diye konuştu.
www.ihracat.info.tr
127
K
Jale Karan:
KARAN TEKSTİL’İN YENİ PAZARLARI;
RUSYA, İSRAİL VE AMERİKA
Binin üzerinde iplik çeşidiyle üretim yapan Karan
Tekstil, üretim kapasitesini arttırmayı hedefliyor
1991 yılında kurulan Karan Tekstil, üretim hayatına akrilik iplik üretimi ile başladı. 2004 yılından sonra fantezi
iplik üretimine de geçen firma devam ettirdiği Ar-Ge
çalışmalarıyla birlikte binin üzerinde iplik çeşidinde
üretim yapıyor.
Farklı karışımlarla farklı efektlerde ürünler ürettiklerini
belirten İhracat Müdürü Jale Karan, “Ürünlerimizin üretiminde yumuşaklık, tüylülük, gramajın düşük olması
öncelik verdiğimiz konular. Ar-Ge departmanımızda
daha nitelikli karışımlarla, daha farklı ve daha kullanışlı
nasıl üretim yapabileceğimiz konusunda sürekli çalışmalar yürütüyoruz” dedi.
İç piyasanın çoğu dış pazara göre daha gelişmiş konumda olduğuna dikkat çeken Karan, “Türkiye tekstilin
her alanında gelişmenin çok ötesinde bir yerde duruyor. Kendi ham maddesini üretiyor, kendi tasarımlarını
yaratıyor ve kendi ürünlerini kendi markalarıyla girdiği
pazarlarda satışa sunuyor. Modayla ismi aynı anda geçen İtalya’nın yerini Türkiye alıyor.” diye konuştu.
Dış pazara göre iç piyasada daha aktif çalıştıklarını belirten Karan, “İç pazarda talep çok fazla, daha fazla ihracat
yapmak için üretim kapasitemizi artırmayı planlıyoruz.
Yüzde 30 ihracat gerçekleştiriyoruz. Özellikle İngiltere,
Polonya, Brezilya, Fas, Tunus, Mısır, Suriye ve İran gibi
ülkeleri devamlı pazar haline getirdik.” dedi.
Geçtiğimiz yılda İran’da fabrika kurarak yeni yatırımlar
gerçekleştirdiklerini dile getiren Karan, “Bu bölgedeki pazarlara böylece daha kolay ulaşmamız ve ihracat yapmamız söz konusu olacak. Aynı zamanda
İstanbul’da triko üzerine üretime
başladık. Önümüzdeki aylarda bu
alanda faaliyetlerimizi arttıracak ve pazar alanımızı
genişleteceğiz.
Devam
eden görüşmelerimizin
yanı sıra ürettiğimiz
triko ürünlerin ihracatını da yaptık. Almanya,
Belçika’ya satış yaptık.
Rusya, İsrail, Amerika
da hedef pazarlarımızı oluşturuyor” şeklinde konuştu.
128
www.ihracat.info.tr
K
Müslüm Karataş:
KARTEK METAL’İN
GÜNDEMİNDE İHRACAT VAR
Fason paslanmaz çelik ve mutfak eşyaları polisajıyla üretimleri ile faaliyet gösteren Kartek
Metal, bu yıl içerisinde ihracata başlayacak
1989 yılında kurulan Kartek Metal, fason paslanmaz çelik ve mutfak eşyaları polisajı ile üretim
hayatına başladı. Bugün, paslanmaz dizayn, tasarım, fason polisaj uygulamaları, dokuma makineleri yedek parça imalatı ve çelik konstrüksiyon
imalat ve cephe giydirme çatı sistemleri üretimi
ile faaliyetlerine devam ediyor
Tecrübe ve kalite üretim anlayışıyla, polisaj sektöründe başarılar kaydettiklerini belirten Kartek
Metal Genel Müdürü Müslüm Karataş, “Uygun fiyat, en kaliteli işçilik ve zamanında ürün teslimini
bir prensip haline getiren firmamız her zaman en
iyi olmanın yolunda ilerleyerek faaliyetlerini sürdürüyor” dedi.
Kaliteli işçiliği en uygun şartlarda müşterilerimize
sunabilmek adına teknolojik olarak yenilik üretmeye odaklı çalıştıklarını dile getiren Karataş,
“Otel ve benzeri işletmelere yönelik özel banyo
aksesuarları imalatı, tasarımı için ar-ge ve ürün
geliştirme çalışmalarımız devam ediyor. Firmamız kaliteli işçilik ve zamanında ürün teslimini bir
prensip haline getirmiştir. Her zaman iyi olmanın
yolunda ilerleyen bir firma olarak faaliyetlerimizi
sürdürmekteyiz. ” diye konuştu.
Metal sektörü globalleşen dünya ekonomisinde
sürekli gelişen bir sektör olmasına değinen Karataş, “Ülke ekonomisinin ve sanayileşmesinin
özerinde büyük etkileri olan lokomotif sektör
olma özelliğinden dolayı gelişmenin en önemli
faktörü olduğunu düşünüyorum. Demir-çelik sektörü ülkemizde sürekli gelişen bir sektör,
biz de bu gelişmeleri takip ederek kendimizi yeniliyoruz.” şeklinde konuştu.
İmalat ve polisaj uygulamalarını
dolaylı olarak ihraç eden bir firma olduklarını söyleyen Karataş,
“Direk Kartek Metal olarak ihracat hedefliyoruz. Hedef pazarlar olarak Rusya Türkmenistan
Azerbaycan, Ukrayna, Gürcistan, İran, Irak, Türkî Cumhuriyetler, Orta Doğu ülkeleri ve Arap
ülkelerine planlıyoruz.” dedi.
A
Tetyana Alp:
AREA ARAP ÜLKELERİNE
İHRACATINI YÜZDE 15 ARTIRDI
A
Melih Toraman:
AKDAĞ GIDA AVRUPA’DAN SONRA
ARAP ÜLKELERİNE AÇILIYOR
Ürettiği kayısı çekirdeğini Avrupa ülkelerine ihraç eden Akdağ Gıda yeni pazar
olarak Arap ülkelerini hedefliyor
Area Foreign Trade Avrupa ülkelerine ihracat yapan firma bu yıl içerisinde Arap ülkelerine de pazar olarak yöneliyor.
2009 yılında kurulan Area Foreign Trade, tedarik ettiği ürünlerin hedeflediği pazarlara
kendi markasıyla ihracatını gerçekleştiriyor.
Area markasıyla ihraç ettiği ürünlerde kalite
ile makul fiyatı birleştirdiklerini belirten Firma
Sahibi Tetyana Alp, proje bazında çalıştıklarını söyledi. Özellikle okul, hastane ve otel
projelerinde tekstilden mobilyaya kadar birçok ürün satışı gerçekleştirdiklerini söyleyen
Alp, “Türk üreticisinin eskiye göre daha üstün
kalitede üretim yapıyor. Üretici firmaların dış
ticaret departmanları genelde farklı pazarlara
açılamıyorlar. Biz de bu üreticilerin mallarını
ihracat yaparak bu ürünleri farklı pazarlara
ulaştırıyoruz.” dedi.
Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Hırvatistan, Polonya gibi pazarlarda aktif olduklarını belirten
Alp, “İtalyan mobilyaları kalitesiyle popüler
ancak fiyatıyla hiç makul değil. Bu yüzden
Türk ürünleri ile girdiğimiz pazarlarda alternatif oluşturuyoruz” diye konuştu.
İhracatı geçtiğimiz yılda yüzde 15 arttırdıklarını belirten Alp, bu yıl için Arap ülkelerine
ihracat yapmayı hedeflediklerini söyledi.
Türkiye’nin ihracatının artarak devam edeceğine inandığını dile getiren Alp, “Türkiye bölgesel konumu itibari ile Uzak Doğu ülkelerine
göre avantaj sahibi. Üretim kalitesinin artması ve daha uygun maliyetle yapılabilmesi,
Türkiye’yi tercih sebebi yapacaktır” dedi.
Kayısı çekirdeği üzerine üretim yapan Akdağ
Gıda, aynı zamanda ihracat faaliyetlerine devam ediyor. 2006 yılında ihracata başlayan
firma ürettiğinin yüzde 70’ini ihraç ediyor.
Almanya, İtalya, Hindistan, Pakistan, Hollanda gibi ülkelere ihracat yaptıklarını belirten
Akdağ Gıda İhracat Sorumlusu Melih Toraman, geçtiğimiz yılda ihracatı artırdıklarını
söyledi. Krizin müşteride alım gücünü düşürdüğünü ve fiyatları daha uygun beklentide olan siparişlere sebebiyet verdiğine dikkat çeken Toraman, “2011 yılında müşterinin
talebine öncelik verilerek satış yapmış olduk
“dedi.
Yeni talepleri takip ettiklerini söyleyen Toraman, “Pazar çeşitliliğine önem veriyoruz.
Bu yüzden yeni pazarlara ürünlerimizi göndermek istiyor, bu konuda çalışmalar yürütüyoruz. Ürünlerimizin bilinmediği pazarlara
şimdilik girmek istemiyoruz. Arap ülkelerinden gelen talepler alım gücünün olduğunu
gösteriyor. Öncelikli olarak Dubai’ye ihracat
yapmayı düşünüyoruz” diye konuştu.
Üretimin Malatya’da az sayıda firma tarafından yapıldığını söyleyen Toraman, ”Aynı
ürün aynı müşteriye pazarlandığı için rekabet yoğun olmasa da farklılık olması gerekiyor. Bu yüzden ürün çeşitlemesine ileride
yönelmeyi düşünüyoruz. Badem, fıstık
gibi ezme, un ve parça şeklinde üretimini
yapmayı uzun vadede
planlıyoruz” dedi.
www.ihracat.info.tr
129
HER KOBİDE
BİR
HABER
VAR
HER KOBİDE BİR HABER VAR
i
Timur Bircan:
İHRACATIMIZI ARTIRMAK
İÇİN YENİ FABRİKA KURUYORUZ
F
Mehmet Demirel:
FİTNESSPOR SPOR ALETLERİYLE
81 İLDE VAR
Sporsuz ve hareketsiz bir yaşam tarzı
kalp ve damar hastalıklarından diyabete kadar birçok hastalığa neden oluyor.
Sporun ruhsal sağlığa da katkısı olduğunu belirten uzmanlar düzenli olarak
spor yapan gençlerin şiddete daha az
başvurduklarını söylüyor.
İzmir’de kurulan yeni fabrikasıyla üretim kapasitesini artırmayı hedefleyen Bircanlar Cam bu yıl
ihracat yapmayı hedefliyor
2000 yılında Samsun’da kurulan Bircanlar Cam mozaik üretimiyle faaliyet gösteriyor. İzmir’ de yeni fabrika
kurarak üretim kapasitesini artırmaya yönelen firma
ihracata odaklanarak büyümeyi hedefliyor. Daha
önce Ukrayna, Yunanistan’a ihracat yaptıklarını belirten Şirket Müdürü Timur Bircan, “Bu yıl içerisinde ihracat odaklı üretim yapmaya başlayacağız. Yeni fabrika
ile birlikte dış cephe kaplama, havuz, söve, ısı yalıtımı
gibi alanlarda üretim artırmayı planlıyoruz. Üretimin
yüzde 20 ihracatla başlayıp, üretimin yarısını ihraç etmeyi planlıyoruz.” dedi.
İspanya pazarına girmeyi planladıklarını belirten Bircan, “İspanya’dan bazı firmalar ile ihracat yapmak için
görüşme halindeyiz. Bunun dışında öncelikle hedeflediğimiz pazarlar arasında Türki Cumhuriyetler, Tunus, Libya var.” diye konuştu.
Bayilik çalışmaları yürüttüklerini ve bu konuda tespitlerde bulunduklarını belirten Bircan, geçtiğimiz yılı
iyi geçirdiklerini ancak bu yılın daha iyi geçirecekleri
konusunda ümitli olduklarını dile getirdi.
B2B sitelerin tanıtım yönü açısından çok faydalı olabildiği konusuna değinen Bircan, aracı bir firma ile
bağlantı kurularak ihracat yapılmasını güvenli bulduğunu söyledi. Türkiye’nin ihracatının artmasına
yönelik çalışmalarını olumlu bulduğunu dile getiren
Bircan, “turkishexporter.net gibi ihracatı artırmaya organize olmuş şekilde çalışan kurumların varlığı ülkemizin ihracatına katkı sağlıyor. Türkiye bu motive ile
devam ederse hedeflediği ihracat rakamlarının üstüne bile çıkabilir.” dedi.
130
www.ihracat.info.tr
Fitnesspor Aletleri Firma Sahibi Mehmet
Demirel firma olarak sağlıklı yaşam için
insanlara hizmet sunduklarını ve bu işi yaparken müşteri memnuniyetini öncelikli
gördüklerini belirtti.
Firmalarının Türkiye’de 51 bayiliği olduğunu belirten Demirel, 81 ilin 81’de ise teknik
servislerinin bulunduğunu ifade etti.
Demirel “ Fitnesspor Aletleri firması olarak ev tipi spor aletleri, profesyonel spor
aletleri, engelli ve yaşlı araçları,medikal
malzemeler, termal masaj yatakları ve dağ
bisikletleri ithal ediyor ve Türkiye’de ki
müşterilerimize ulaştırıyoruz.” dedi.
2011 yılında firma olarak daha çok
büyüdüklerini belirten Demirel,
bu yılın Türkiye ekonomisi için
güzel bir yıl olacağını söyledi.
Mehmet Demirel “Firma
olarak sektörde çok iyi
bir noktadayız. Rekabet
gücümüz oldukça yüksek. Hedefimiz ise sağlıklı yaşam ürünlerini
Türkiye’ye kazandırmak. İnsanların sağlıklı ve mutlu yaşam sürmelerine
yardımcı olmaktır.
” dedi.
Ç
Mehmet Ağaçayaklar:
ÇAĞLAYAN SOĞUTMA
DOLAPLARINI 50 ÜLKEYE TAŞIYORUZ
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 15 bayi
ile faaliyet gösteren Çağlayan Soğutma
ürünlerini 50 ülkeye ihraç ediyor
Sanayide özel servis olarak işe başlayan Çağlayan Soğutma, bugün endüstriyel soğutma
market ekipmanları üretim faaliyetlerine devam ediyor. Başta Almanya, Fransa, İngiltere
gibi Avrupa ülkeleri olmak üzere 15 ülkede
bayilikleri ile ihracat çalışmalarına devam eden
firma, üretime yaptığı yatırımlar ile bu yıl içinde 10 bin metrekare alanı iki katına çıkarmayı
planlıyor.
Yüksek kalite, özgün tasarım ve montaj sonrası teknik destek anlayışıyla hizmet verdiklerini
belirten Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ağaçayaklar, “Çağlayan markamızla ürettiğimizin
yarısını ihraç ediyoruz. Gelen taleplere göre
üretim yapmamız mümkün oluyor, Ar-Ge çalışmalarımız ile sektördeki ihtiyaca yönelik üretimler yapıyoruz.” dedi.
Sektörel anlamda Türkiye’nin üretimde ve pazarlamada gelişmişliğine dikkat çeken Ağaçayaklar, “İç pazarda yaşanan rekabet sıkı, ancak
bu rekabet dış pazarlarda dayanışmaya dönüşüyor. Türk firmalarının ürünlerinin kaliteli
olmasından dolayı birbirini beslemesi söz konusu oluyor. Bizim sektörde özellikle Avrupa’da
yüzde 60 Türk ürünleri kullanılıyor.” dedi.
Avrupa’daki krizden etkilenmediklerini ifade
eden Ağaçayaklar, özellikle İtalya’nın ürünlerinin fiyatını artırmasının Türkiye’deki firmalar
için fırsat olduğunu ve pazarda satışlarını arttırdıklarını söyledi.
Geçtiğimiz yılda Çağlayan Soğutma olarak büyüme kaydettiklerini belirten Ağaçayaklar, 50
ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Ağaçayaklar,
“Bu sayıyı 70’e çıkarmayı hedefliyoruz, ayrıca
bayiliklerin cirosunu arttırmayı da planlıyoruz,.
Soğuk hava depoları, sütlük ve şarküteri reyonları, pastane reyonları gibi ürünlerimizin satışı
ile ön plana çıkıyoruz. Pazar araştırmalarında
www.turkishexporter.net ile farklı pazarlarla
bağlantı kuruyor, pazarımızı çeşitlendiriyoruz.”
diye konuştu.
Ü
Mustafa Balık:
ÜZSAN OLARAK
E-İHRACATLA PAZAR BULUYORUZ
İhracata yeni başlayan bir firma olan Üzsan Ticaret Arap ülkelerini pazar olarak hedefliyor
1996 yılında kurulan Üzsan Ticaret, lazer sistemleri,
av, hediyelik ürünler, reklam ve promosyon alanlarında faaliyet gösteriyor. Av silahları gravürleri ve
işlemeleri, ahşap, deri, kumaş, cam, mermer, oyma
kesim ve nakış lazer sistemleri yapan firma yeni tasarımlarla ürünlerinde özgünlüğü yakalıyor.
Kaliteyi ön planda tutarak üretim yaptıklarını belirten Firma yetkilisi Mustafa Balık, özellikle hediyelik
ürünler üzerine imalat yaptıklarını ve iç pazarda
satışa ağırlık verdiklerini söyledi. İnternetin üzerinde satış yaptıklarını söyleyen Balık, www.turkishexporter.net ile pazar araştırmaları yaptıklarını ve
yaptıkları görüşmeler neticesinde yakın zamanda
ihracata başlayacaklarını ifade etti.
Gelen taleplere göre pazar belirlediklerini ve üretimin yarısını ihraç etmeyi hedeflediklerini söyleyen Balık, “Arap ülkelerine ihracata başlayacağız.
Bilhassa Türkiye’nin ihracatının artmasıyla artık her
sektörde firmalar kendine pazar hedefi belirliyor.
Biz de hedef
pazarlarımıza
ürünlerimizin
satışını yaparak ülkemizin
2023 vizyonuna ulaşmasında katkımız olsun istiyoruz.”
dedi.
www.ihracat.info.tr
131
B
Abdülaziz Hizmet:
BU YIL 5 MİLYON DOLAR
İHRACAT HEDEFLİYORUZ
S
Ümit Taşan:
SEKTÖRDE YENİYİZ
AMA HEDEFLERİMİZ BÜYÜK
Gaziantep’te kuruyemiş şekerleme
gıda sektöründe Tarım ve Köy İşleri
Bakanlığı’ndan ilk üretim sertifikası
alan Mesut Kuruyemiş ihracat rakamlarını her geçen gün arttırıyor.
İşletmenin temelleri 1933 yılına dayanıyor. Arap ve Avrupa ülkelerine ihracat
yapan firma Türkiye’de özellikle doğu
bölgelerinde marka olarak hizmet veriyor.
Firmanın Dış Ticaret Uzmanı Abdülaziz
Hizmet, firmalarının Mesut Kuruyemişleri, Mesut Yediler Şekerci, Tahir Efendi
adıyla üç marka tescili yaptırarak kendi
kalitelerini tescillediklerini ifade etti.
Hizmet “ Şu an bu markaların üçünde de
kuruyemiş sektöründe bir numara olan
Şekerci Tahir Efendi Ltd. Şti. firmasını
devam ettiriyoruz. Mesut Yediler firması
olarak ürün kalitesine Türk Gıda Kodeksine büyük önem vererek kararlılık ve
azimle işçi-işveren uyumluluğuyla hizmet veriyoruz. Bu anlayışıyla hem yurtiçi
hem yurt dışı pazarlarda daima bir numarası olmuş durumdayız” dedi.
2011 yılında 1 milyon 700 bin dolar ihracat yaptıklarını belirten Hizmet, 2012
yılı hedeflerinin 5 milyon dolar olduğunu vurguladı. Hizmet “Almanya, İsviçre, Irak, Bahreyn, Mısır ve Suriye olmak
üzere dünyanın çeşitli bölgelerine ihracat yapıyoruz. Ürünlerimizin üretilmesinde büyük bir
titizlik gösterilerek
tam otomatik makinelerde el değmeden Tarım ve Köy
İşleri Bakanlığı’nın
üretim izni ve
T ü r k
Gıda
Kodeks i n e
uygun
olarak üretim
yapıyoruz.” dedi.
132
www.ihracat.info.tr
2011 yılında kurulan Katrem Bilişim Yapı
Şirketi dış ticaret ve danışmanlık hizmetiyle sektörde firmaların ticari işlem kolaylığını sağlıyor.
Yeni kurulan bir firma olduklarını belirten Şirket Sahibi Ümit Taşan kurulduğu yıl itibariyle
tecrübesel bazı sıkıntılar yaşadıklarını fakat
her geçen gün şirket olarak hedeflerine ulaşmak için ciddi adımlar attıklarını ifade etti. Taşan “ 2011 yılında kurumsal anlamda firmanın
tanınması anlamında bazı sıkıntılar yaşadık.
Elbette yaşadığımız avantajlarda söz konusu.
Fakat bu dönem biraz bekleme süresi içindeyiz.” dedi.
Katrem Bilişim Yapı yeni teknolojiler hakkında
müşterilerini bilgilendirerek onlara üst düzey
sorunlarda direkt müdahale imkânı sunuyor.
Taşan “ Firmalara maliyetleri düşürücü çözüm
önerileri getiriyoruz. Sistemin en üst düzeyde
güvenliliğinin ve sürekliliğinin sağlanması için
çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca sistemin periyodik kontrolünün yapılmasına olanak sağlıyoruz.” diye konuştu.
2011 yılında yaşanan Arap Baharı nedeniyle
sektörel anlamda girmeyi hedefledikleri pazara giremediklerini belirten Taşan, bu bölgelerle olan ilişkileri sıcak tutmaya özen gösterdiklerinin de altını çizdi. Türkiye’nin ekonomisiyle
ilgili sıkıntıların olmadığını ve uzun vadede
doğru çözümlemeler kurulursa Türkiye’nin
kısa sürede cazibe merkezi olacağını söyleyen
Taşan” Bizim tek temennimiz para kazanmak
değil dünya barışına ve ülke ekonomisine katkı sağlamaktır.” ifadelerini kullandı.
B
Necla Kahraman:
BESTANK
3 KITAYA İHRACAT YAPIYOR
Ürettiği ürünleri dünyanın birçok ülkesine ihracat eden
Bestank pazar alanını genişletmeye devam ediyor.
Besler Makine 34 yıllık tecrübesi ve yenilikçi yapısıyla BESTANK tescilli markası adı altında hidrofor denge ve genleşme
tankları ile EPDM/Butly membranları üretiyor. Ürettiği ürünleri dünyanın birçok ülkesine ihracat eden firma yeni pazarlar
arıyor.
Şirket Satış Pazarlama Müdürü Necla Kahraman ihracatçı bir
firma olduklarını ve 2011 yılındaki ihracatlarının 1 milyon
dolara ulaştığını söyledi. Kahraman “ 2011 yılında Almanya,
Orta ABD, Danimarka, Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan,
Makedonya, Ukrayna, Filipinler, Kore, Fas, Suriye ve Tunus’a
tanklarımızı ve membranlarımızı gönderdik. Bu yıl daha çok
ihracat ağırlıklı çalışmalar yaptık. İhracatlarımızın yüzde 90’ı
konteynır bazında gerçekleşiyor.” dedi.
Sakarya’da kendi üretim tesislerinde imalat yaptıklarını söyleyen Kahraman, sürekli artan taleplere ürün kalitesi ve müşteri
odaklı çalışmalarını ekleyerek cazip fiyatlarla satış yaptıklarını
belirtti.
2012 yılı hedeflerinin içinde yurt içi pazarlarını da arttırmak
olduğunu söyleyen Kahraman “ Türkiye’nin her yerine ürünlerimizi ulaştırmak istiyoruz. Özellikle her ilden 2,3 büyük firmayla çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Firma olarak kendimizden emin bir şekilde büyüyoruz.” Şeklinde konuştu.
2012 ihracat hedeflerinin 1.5 milyon dolar olduğunu vurgulayan Nejla Kahraman, Besler Makine firması olarak Bestak
markasıyla tüm dünyaya ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.
Ayrıca bu yıl yeni ihracat pazarları belirlediklerini
söyleyen Kahraman “ Kuzey Afrika, Orta Asya,
Türki Cumhuriyetler, Rusya ve Dubai hedef Pazar olarak görüyoruz. Ulaşamadığımız tüm ülkelere ulaşmak ve tank ve membranlarımızı bu
bölgelere göndermek istiyoruz”
dedi.
Ürettikleri tüm ürünlerde Ce
belgesi bulunduğunu belirten
Kahraman, Avrupa standartlarında üretim yaptıklarının altını çizdi. Kahraman “ Öte yandan
8 litreden 10 bin litreye kadar çok
değişik hacimlerde üretilen hidrofor
ve genleşme tankları 10-16-25 bar
ile dünya da çoz az firmanın üretim
yaptığı bir işi yapıyoruz. Ayrıca bizim
membranlı tanklarımızın membranları değiştirilebiliyor ve tanklar çöpe atılmıyor. Membranlarımımızı İtalya’dan
getiriyoruz ve kalitesi tartışılmaz koku
yapmayan ürünler imal ediyoruz.” dedi.
H
Mehmet Camgöz:
HİPOMAK’IN 10 ÜRÜNÜNDEN
6’SINI İHRAÇ EDİYORUZ
Dört kıtaya ihracat yapan Turkishexporter.
net Üyesi Hipomak için Ortadoğu pazarı
önem taşıyor
1988 yılında hidrolik sektöründe sadece iki çeşit
hidrolik pompa ile üretime başlayan Hipomak,
bugün Hidrolik Valfler, PTO (Güç Aktarma kutuları), hidrolik dişli ve pistonlu pompaların imalatlarıyla geniş bir ürün yelpazesine sahip olarak
faaliyetlerine devam ediyor.
Dış Ticaret faaliyetlerinin de daha düzenli yapılabilmesi için Hipomak Dış Ticareti kurduklarını
belirten Genel Müdür Mehmet Camgöz, “Kaliteyi
hedef değil standart kabul eden firmamız uzman
kadrosuyla hidrolik dişli ve pistonlu pompalar,
PTO (güç aktarma kutusu), hidrolik valfler, kardan milleri imal ediyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızı
mevcut üretimimizde olan ürünlerimizin geliştirilmesine ve böylelikle farklılaşmasına yönelik
olarak devam ediyoruz. Ar-Ge çalışmalarımız ayrıca farklı pazarlarda ihtiyaç duyulan farklı ürün
çeşitlerinin de üretim planına dahil edilmesi için
de yapılıyor. İnşaatı devam eden OSB’deki yeni
fabrika alanımızda AR-GE çalışmaları için özel bir
alan inşaat projesine dahil ettik.” dedi.
İnternetin günümüz uluslararası ticaretinin vazgeçilmezi haline geldiğini dikkat çeken Camgöz,
“Online pazardaki yerimizi gerekli B2B web sitelerine üyelik yatırımlarımız yapılan inceleme ve
araştırmalardan sonra gerçekleştiriyoruz.” dedi.
Türk ürünlerine olan ilginin artarak devam ettiğini söyleyen Camgöz, “Dünyada her geçen zaman
diliminde ülkemiz menşeli ürünler daha fazla
talep görür hale gelmektedir. Bu etkiyi ürünlerimizde de görmekteyiz. Bu ivme geçtiğimiz yıl
içerisinde dünyadaki istikrarın tersine yükselerek devam etmiştir. Firmamız bu süreci etkili bir
şekilde değerlendirip hem geçtiğimiz yılı iyi bir
değerle kapatmış hem de bu yıl için oldukça büyük hedefli yatırımların alt yapısını hazırlamıştır.
2012 firmamız için bir önceki yılın hasat yılı olacaktır.” diye konuştu.
Halen devam etmekte olan fabrika inşaatını
bu yıl içinde tamamlamayı planladıklarını ifade eden Camgöz, “Daha önceki yıllarda dolaylı
yollarla gerçekleştirilen ihracat faaliyetleri, 2006
yılından itibaren kendi markamız ile aktif olarak
yapılıyor. Üretimimizin yüzde 60’ını ihraç ediyoruz. Ürünlerimizi şu an 4 kıtaya ihraç etmekteyiz.
Ağırlıklı pazarımız ise Ortadoğu’dur. Bunun yanı
sıra Güney Amerika, Uzak Doğu, Asya, Avrupa,
Güney ve Kuzey Afrika diğer ihraç bölgelerimizdir. “ dedi.
www.ihracat.info.tr
133
O
Nefvel Şevik:
ORTADOĞU’YA GİRMEK İÇİN
TURKISHEXPORTER.NET’E ÜYE OLDUK
Hızlı büyüyen Türkiye ekonomisi, üretici firmalardan
sanayicilere kadar birçok kesimin ilgiyle takip ettiği
konuların başında geliyor. Türkiye’nin 2011 ve 2012
ile ilgili ekonomik gelişmelerini yakından takip eden
Nevton Tartı sistemleri Firma Sahibi Nefvel Şevik yaşanan Avrupa Krizi ve Arap Baharıyla ilgili önemli
açıklamalarda bulundu.
Özellikle Türkiye ekonomisinin Avrupa ve Ortadoğuda’ki
krizden büyük bir başarıyla çıktığını belirten Nevton
Tartı sistemleri Firma Sahibi Nefvel Şevik Türkiye ekonomisinin artık kabına sığmayan bir ekonomi olduğunu
belirtti.
Şevik “ Türkiye’de her alanda hizmet verecek insan gücü
mevcut. Çöpçülük yapacak vatandaşımızdan, uzay mekiği icat edecek insanımız ve teknolojimiz var artık. En iyi
otomobil tasarımlarını yapan ülkeyiz. İslam ülkelerinde
ise bunu yapacak tek ülke de biziz. Şuan İngiltere’de
Beko beyaz eşyada en pahalı satılan ürün olma özelliği
taşıyor. Artık her şeyin farkına varan bir ülkeyiz. “ diye
konuştu.
Nevton Tartı Sistemleri firmasının 2 yıldır hizmet verdiğini belirten Şevik, 16 yıldır sektörün içinde olduklarını ve
projeler üreterek imalatçı firmalara kamyon, tır kantarları yaptırdıklarını söyledi. Amaçlarının kısa sürede imalat
yapmak olduğunu vurgulayan Şevik “ Üretime geçtikten
sonra Irak’a açılmak istiyoruz. Bu bölgelere ihracat yapmak öncelikli hedefimiz. Aracı firmalarla ise ürünlerimizi Rusya’ya kadar gönderdik. Pazar araştırmalarımızda
www.turkishexporter.net’ten faydalanıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmek istemesinin kalite standardı açısından önemli olduğunu söyleyen Şevik son zamanlardaki olumlu gelişmelerle bu süreci
Türkiye’nin yakaladığını ifade etti.
134
www.ihracat.info.tr
R
Yasemin Küçükoğlu:
RAPSODİ
ŞEKERLEME
20 ÜLKEYE
İHRACAT
YAPIYOR
Ortadoğu Ülkelerine ihracat yapan firma
ürettiği yeni çikolatalarıyla yeni
pazarlara ulaşmayı hedefliyor.
Globalleşmenin bir etkisi olarak rekabetin her
geçen gün arttığı gıda sektöründe Ar-Ge çalışmalarının vazgeçilmez olduğuna inanan Rapsodi çikolata 2012 yılı başlarında yeni ürünlerini
müşterileri ile buluşturmaya hazırlanıyor.
Sert ve yumuşak dolgulu şeker üretimiyle başlayan üretim hayatına çikolata ve farklı ürün
çeşitlerini ekleyen firma ihracatını arttırmayı
hedefliyor.
Bugün Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde
en son teknolojik ekipmanlarla hijyenik koşullarda üretim yaptıklarını belirten İhracat Müdürü Yasemin Küçükoğlu, “Geniş ürün yelpazesi
ve kalite anlayışı ile her zaman daha iyiye odaklanarak üretim yapmayı önemsiyoruz. Güçlü
markalarımız “Vigos ve Bonjem “ ile ürünlerimizi dünyanın pek çok yerindeki tüketicilerimizle
buluşturuyoruz. Geçtiğimiz yılda Orta Doğu ve
Kuzey Afrika ülkeleri başta olmak üzere 20’ye
yakın ülkeye ihracat yaptık. Bu yılda ihracat hedeflerini genişleterek en az 30 ülkeye ihracat
yapmayı hedeflemekteyiz.” dedi.
Son yıllarda dış ticarette yapılan atılımların ve
tanıtımların Türkiye’nin ihracatını arttırmasında
çok etkili olduğuna dikkat çeken Küçükoğlu,
“Özellikle birinci etken fiyat olarak gözükse bile
asıl olanın üretimden müşteri memnuniyetine
kadarki her aşamada firmanın ihraç ettiği ürünlerden sağlıklı sonuçlar almak için çalışmasıdır.
Yurt dışı fuarlarda üretmiş olduğumuz şekerleme ve çikolata ürünlerimiz yoğun ilgi görüyor.
Pazar araştırmalarımızda www.turkishexporter.
net sisteminden faydalanıyoruz. Aynı zamanda
ihracat yaptığımız ülkelerde Türk ürünlerinin
bilinilirliğini arttırarak ülke ekonomisine katkılar sağlıyoruz.” diye konuştu.
S
Abuzer Çiçek:
SEKTÖREL AÇIDAN
ARAP BAHARI BİZDE KIŞ OLDU
M
Selman Köksal:
MİSCOTT DIŞ TİCARET
15 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR
Geçen yıl kurulan bir firma olan Miscott
ihracatını arttırmayı hedefliyor
Kendi geliştirdiği ürünlerin yanı sıra bazı
ithal ettiği ürünlerin de ihracatını yapan
firma birçok pazarda faaliyet gösteriyor.
Geçtiğimiz yıl içerisinde kurulan Miscott
Dış Ticaret, kozmetik ve kimya sektöründe
Türkiye’de var olan birçok şirkete dış ticaret
danışmanlığı yapıyor.
Dünyada yaşanan Arap Baharı ve Avrupa krizi birçok ülkeyi
olduğu gibi Türkiye’yi de etkiliyor. Yaşanan kriz ve dalgalanmalar Türk üreticisinin yatırımlarını askıya alırken ham
madde fiyatlarını da arttırıyor.
Mem-Fa Tekstil firması İşletme Müdürü Abuzer Çiçek yaşanan
gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Çiçek, tekstilde iplik
fiyatının, pamuk fiyatının altına düşmesinin sektörde durgunluğa ve kaygılara yol açtığını ifade etti. Ayrıca Arap Baharını
gerçekleşmesiyle Mısır ve Suriye’ye yaptıkları ihracatların durma noktasına geldiğini bu durumunda kendilerini yüzde 10 ihracatta etkilediğini belirtti. Çiçek “ Arap Baharı maalesef bizim
kışımız oldu.” dedi.
Dünya ekonomisinin çekirdek yapıda küçülmeye gittiğini söyleyen Çiçek “Dünyada çok hızlı bir gelişim var. Türkiye ekonomisini de dünya ekonomisinden bağımsız düşünemeyiz. Dünya da
olup biten her şey Türkiye’yi de etkiliyor.” dedi.
Mem-Fa firması olarak Portekiz, İspanya, Suriye, Mısır, Almanya
ve Ukrayna’ya ihracat yaptıkların belirten Çiçek yaptıkları yatırımların çok büyük kazançlar getirmemesine rağmen önemli
olduğuna dikkat çekti. Çiçek “ İç Pazar yaşadığımız zararı kurtarmıyor. Yurt dışına ise talep yoğun değil. Firma olarak ayda 1000
ton stok yapıyoruz. Bunun 450 tonu Türkiye’den karşılanırken,
650 tonunu ithal ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“ÇİFÇİ DESTEKLENMELİ”
Dünya da yaşanan sıkıntıların hafifletilebilmesi için hammadde
üretimine önem verilmesi gerektiğini söyleyen Çiçek “ Türkiye
hammadde üretimi için çok zengin bir ülke. Dışarıya bağımlılığımızı en aza indirerek milli ekonomimizi güçlendirebiliriz.
Bunun için ise çifçiler desteklenmeli. Pamuk üretimi arttırılarak
pamuğa ödenen paralarda iyileştirme çalışmaları yapılmalı. Bir
diğer sıkıntı olan yüksek maliyetteki elektrik enerjisi, üreticileri
fazlasıyla zorluyor. Enerji maliyetini düşürecek çalışmalar yapılmalı. Rüzgar enerjisi yada barajlardan elde edilen elektrik enerjisi artırılabilir. Kaynak yaratmada zorlanıyoruz” dedi.
Aynı zamanda kendi üretim faaliyetlerini
de sürdüren firma yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarıyla bu yıl içerisinde adından fazlaca
söz ettirecek. Marka çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu ve ürünlerin bu yıl
içerisinde farklı pazarlarda yer alacaklarını
belirten Şirket ortaklarından Selman Köksal, “Yapılan çalışmalarımızda seçilen bir
problem üzerinde çeşitli araştırmalar yürütüyor, yeni ürünler geliştiriyoruz. Muadil
ürünler yerine tamamen orjinal ürünler
elde etmeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmalarımız
proje bazında bile girdiğimiz pazarlarda
büyük ilgi görüyor. Ortadoğu ülkeleri, Avrupa ve İskandinav ülkeleri ile bağlantı halindeyiz. Şuanda Almanya, İngiltere ve Türkî
Cumhuriyetler gibi pazarlar başta olmak
üzere 15 ülkeye ihracat yapıyoruz.” dedi.
Rusya, Amerika, Kanada, Avustralya gibi
ülkeleri pazar olarak hedeflediklerini dile
getiren Köksal, “Yüzde yüz yerli sermaye
ile kurduğumuz şirketimizi geliştirdiğimiz
ürünlerin kalitesi, sunduğumuz hizmet ve
pazarlamadaki izleyeceğimiz politikalar ile
kısa zamanda büyütmeyi planlıyor, uzun
vadede Türkiye’nin ihracatçı ilk 500 şirketinin arasında yer almasını hedefliyoruz.
Ülkemizin 2023
vizyonunda ihracat hedefine
katkıda bulunmayı istiyor, çalışmalarımızı bu
yönde sürdürüyoruz.” diye konuştu.
Dünyanın gelir ve gider dengesini ayarlayamadığını belirten Çiçek firmalar ne kadar büyükse o kadar sıkıntı içinde olduklarını
söyledi.
Sonuç olarak Türkiye’de iyileştirme politikalarının hızlı bir şekilde başlanması gerektiğini vurgulayan Çiçek, 2023 hedefi için
bu yılın ve önümüzdeki yılların çok iyi geçmesi gerektirdiğini
belirtti.
www.ihracat.info.tr
135
M
Ayhan Turan:
MUSKO ERCİYES
TURKISHEXPORTER.NET İLE PAZAR BULACAK
Kuruyemiş ve şekerleme üretimi ile faaliyet gösteren Musko
Erciyes, ürettiğinin yarısını ihraç etmeyi hedefliyor.
Kuruyemiş ve şekerleme sektöründe 7 yıldır faaliyette olan
Musko Erciyes, tam otomatik
kavurma ve paketleme makinelerinde el değmeden üretiliyor.
Türkiye’nin her yerinde adını hızla duyurarak dağıtım ağını genişletmeye devam eden firma ürün
çeşitliliğini arttırarak üretim faaliyetlerine devam ediyor.
Yaklaşık bir yıldır ihracat çalışmalarına başladığını belirten Dış
Ticaret Müdürü Ayhan Turan,
“Cevizli sucuk ürünümüz başta
olmak üzere birçok kuruyemiş
çeşidimizle Mısır’a ihracat yaptık.
Ancak fiyat politikasını oluşturmak çok önemli, özellikle gıda
ürünlerinde ihracatta fiyat sıkıntısı oluyor. Biz başta cevizli sucuk
ve Türk lokumu ve soslu mısır
M
İnternet üzerinden pazar araştırmaları yaptıklarını ve www.turkishexporter.net’ten bu anlamda
faydalandıklarını belirten Turan,
iç piyasada rekabetin yoğun
olduğunu, pazarın daraldığını
söyledi. Bu yıl içerisinde ihracata
ağırlık vereceklerini belirten Turan, üretimin yarısını ihraç etmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Türk gıda sektöründe üretilen
her ürünün pazarda yer bulabileceğini söyleyen Turan, “Beğenilen, talep edilen ürünler üretiyoruz, ancak bize yakınlığı avantaj
sayılabilecek ülkelerdeki karışıklıklar, Avrupa’daki kriz durumu
yani aslında geçtiğimiz yılın tüm
dünya ülkelerinde sıkıntılı geçtiğin düşünüyorum.” dedi.
Muharrem Ertan:
MERTAR TARIM 7 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR
Türkiye’yi narenciye ve yaş meyve ihracatında ilk
sıraya getirmeyi amaçlayan firmalar sağlıklı, yüksek kaliteli ürünleri ile hizmet veriyor.
Bu ihracatçı firmalardan biri olan Mertar Tarım 2007
yılında narenciye mumlama tesisini kurarak narenciye ağırlıklı olmak üzere yaş meyve ve sebze ürünlerinin işleme, paketleme, pazarlama ve satışını gerçekleştiriyor.
2010 yılından bu yana tarım ürünleri ve narenciye sezonunda ihracat yaptıklarını belirten
Muharrem Ertan dünyanın her bir tarafına
taze meyve ve sebze gönderdiklerini söyledi.
Ertan” Soğuk hava depoları
ve paketleme tesisi ile tüketicinin arz ve talepleri-
136
ürünlerimizle talep gelen pazarlara yöneliyoruz. Ortadoğu ülkeleri, Arap ülkeleri, Türkî Cumhuriyetleri pazar olarak hedefliyoruz.”
dedi.
www.ihracat.info.tr
ne hitap etmekte ve uzun ömürlü kaliteli ürün sağlıyoruz. Rusya, Ukrayna ve Moskova, Kırgızistan, Irak
başta olmak üzere 7 ülkeye ihracat yapıyoruz. Soğuk
hava depolarımız sayesinde narenciye sezonunun
dışında da ürünlerimizi koruyarak diğer sezonlarda
da yurtdışına sevkiyatlarımızı gerçekleştirmekteyiz”
dedi.
Portakal, mandalin ve çilek hasadına besleme yönüne
titizlik gösterdiklerini belirten Muharrem Ertan ”Biz
firma olarak meyve ve sebzeyi en başından bu yana
doğru şekilde yetiştiriyor ve koruyoruz. Bu sayede ihracat ürünlerimiz uzun ömürlü ve sağlığa zarar verebilecek hiçbir katkı maddesi içermemektedir. Gıda güvenliğini en üst düzeyde tutmak amacıyla üretiminde
ve alım yapılan bahçelerinde Avrupa Birliği’nce onaylanmayan hiçbir zirai ilaç kullanmamaktayız. Kendi
bahçelerimize ve müstahsilin bahçelerine Eurogap
sertifikasını edindirmeyi görev haline getirdik.” dedi.
H
Adem Şentürk:
HAZİN GRUP OLARAK
MARDİNE DE FABRİKA AÇIYORUZ
1
Hüseyin Dağlı:
1,5 TON SARMISAĞI SOYAN
MAKİNELER ÜRETİYORUZ
İnşaat sektöründe 47 yıllık tecrübesiyle faaliyet
gösteren Hazin Grup, Mardin’de kurulacak yeni
fabrikasıyla üretim kapasitesini artıracak.
1965’den beri inşaat sektöründe olan firma 2008
yılında mobilya üretimine de başlayarak bu alanda
Hazin Grup Mobilya’yı faaliyete geçirdi. Mardin’de
yeni bir fabrika kurarak üretim kapasitesini arttıracaklarını belirten Firma Danışmanı Adem Şentürk,
bu fabrikanın yaklaşık yüzde yüz ihracata odaklı
üretimi yapacağını söyledi.
İç pazardaki talebi karşılamaya öncelik verdiklerini
belirten Şentürk, “Son proje olarak 14 katlı bir site
inşaatını bitiriyoruz. Ardından alışveriş merkezi
projemiz gelecek. İç pazardaki talepleri karşılamak bizim için önemli, ancak ihracat yapmayı da
çok istiyoruz. Mardin’deki fabrika yatırımlarımızı
ihracatta büyük başarılara döneceğini umuyoruz.
Irak’da Erbil ve Kerkük’de müşteri bağlantılarımız
var.” dedi.
Şentürk, “2002 yılından önce ihracatta sıkıntıların
varlığından dolayı firmaları ticaret yapmıyordu.
Şimdi ise artık sağlanan imkânlar sayesinde ihracat
yapmak kolay hale geldi. Prosedürler eskisi gibi değil. İhracat yapmak isteyen firmaların hedefledikleri pazarları tanımaları yeterli.” şeklinde konuştu.
Yüzde 20 ihracat yaptıklarını belirten Şentürk,
şuan pazar olarak Irak’a yoğunluk verdiklerini söyledi. 2012 yılında beklentilerinin yüksek olduğunu
söyleyen Şentürk “Ocak ayı itibariyle 1,5 trilyonluk
sözleşme tutarında projelere sahibiz. Bizim pazar
sorunumuz yok, inşaat sektörü duracak bir sektör
değil, devamlılığı olan bir sektör.” dedi.
Tercih edilen firma olmaya çalışmanın gerekliliğine dikkat çeken Şentürk, “Ağırlıklı olarak iç pazara
çalışsak da bizim istediğimiz, ihracatı da arttırmak.
Bu anlamda bu yıl Irak dışında da pazar araştırmaları yapıyoruz. Özellikle Turkishexporter.net’ten
Arap ülkeleri
ve Afrika ülkelerinden
bağlantı kurduğumuz
firmalarla
görüşmeler
yapıyoruz.”
dedi.
1991 yılından buyana gıda makineleri üreten HD New Con Teknoloji firması tecrübesi, tasarımları ve deneyimleri ile sektörde
adından söz ettiriyor. Özellikle gıda teknolojilerine ait elektromekanik sistemler
ile diğer farklı konstrüksiyona sahip tüm
donanımlarla hizmet veren firma pazarda
ki eksikliği ürettikleri makinelerle tamamlıyor.
Türkiye’nin birçok bölgesinden talep aldıklarını
söyleyen Firma Sahibi Hüseyin Dağlı “Senelerdir bu pazarın içindeyiz. Birçok makine üretimi
gerçekleştirdik. Özellikle son zamanlarda sarımsak soyma makinesi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Ürettiğimiz bu makineler ise 1-1,5 ton
hatta 2 tona yakın sarımsağı soyabiliyor. Uğraştığımız çabaya değdiğine inanıyorum. Çin’den
gelen makinelerin neredeyse 2 katı hizmet veriyoruz.” dedi.
Kastamonu Taşköprü sarımsak kabuklarının
diğer yörelere oranla daha kalın kabuklu olduğunu belirten Dağlı, Taşköprü sarımsağının kabuğunu soymada zorlanmayan son teknoloji
makineler üreterek Türkiye pazarında yer aldıklarını ifade etti. İmal ettikleri sarımsak soyma
makinesinden olumlu tepkiler aldıklarını belirten Hüseyin Dağlı, firma olarak ise sorumluluk
sahibi olduklarının altını çizdi. Hüseyin Dağlı “
Bakış açımız ben bunu hanemde kullanabilir
miyim
düşüncesidir. Biz firma
olarak insanların güvenini
kaybetmektense maddi gücümüzü kaybederiz fikriyle yolumuza devam ediyoruz”
dedi.
www.ihracat.info.tr
137
U
İrfan Çetinkale:
UMUT TASARIMIN BÜYÜME
HEDEFLERİ 2012’DE GERÇEKLEŞECEK
1994 yılından bu yana çocuk oyun
elemanları ve kent mobilyaları alanında tasarım ve üretim gerçekleştiren Umut Turizm Tasarım Firması
güvenilir ürünleriyle hizmet vermeye devam ediyor.
Özellikle belediye ve kamu kuruluşlarına hizmet verdiklerini belirten
Şirket Müdürü İrfan Çetinkale, “Hedefimiz, kentlerimizi güzelleştiren,
çocuklarımızın zihinsel ve bedensel
gelişimlerine yönelik ihtiyaçlarına
olumlu cevap veren yeni, sağlıklı,
fonksiyonel ve güvenilir ürünler sunmaktır.” dedi.
Türkiye’de bu alanda 200’e yakın firma olduğuna dikkat çeken Çetinkale, kamu kuruluşlarına ürünler imal
ediyor olmalarının kaliteli ve güvenilir ürünler sunduklarının bir başka
göstergesi olduğunu ve bu noktada
hizmetlerinin hız kesmeden devam
edeceğini söyledi.
Şirket olarak taleplerin her geçen
gün arttığını ve 2011 yılını yoğun bir
tempoyla geçirdiklerini belirten Çetinkale ”Arnavutluk ve İran’a ihracat
yapıyoruz. Bu bölgelerden sürekli
talepler alıyoruz. Bizim kendi ürün-
F
lerimizin yanı sıra sipariş üzerine de
üretim yapmaktayız. 2012 yılında ise
firma olarak patlama yaşayacağımızı
düşündüğümüz bir yıl. İstikrar devam
ettiği sürece bizde daha çok büyüyeceğiz.” dedi.
“2023 yılı güzel sonuçlar doğuracak”
Türkiye’nin 2023 hedeflerine de değinen İrfan Çetinkale bu sürece giderken birçok konuda değişiklikler olacağını belirtti. Özellikle müşterilerin
artık çok bilinçlendiğini ve kaliteden
ödün vermediğini söyleyen Çetinkale üretici firmalarında çıtalarını bu
anlamda her geçen gün yükselttiğini
Çetinkale “ 2023 yılında hızlı bir şekilde kalitede artış yaşanacak. Bu durum artık zorunluluk arz ediyor. Müşterilerin ucuz mal yerine kaliteli ürün
almaya yönelmesi sektördeki üreticilerin bilinçlenmelerini de sağlıyor.
Öte yandan yerli pazara kısa sürede
dönüş yapılacak ve ülke ekonomisi
daha refah düzeylere ulaşacaktır. Kataloglarda yer alan standart ürünlerimizin yanı sıra ihtiyaca uygun yeni
tasarım ve projelendirme hizmeti de
sunuyoruz. Ürünlerimizin satış sonrası kurulumları firmamız montaj ekiplerince ücretsiz olarak yapıyor. Tüm
ürünlerimiz 2 yıl garantilidir.” dedi.
Faruk Onat:
FRK METAL
TURKISHEXPORTER.NET İLE YENİ PAZARLARA ULAŞTI
Almanya’yı sabit pazar haline getiren firma bu yıl içersinde ihracat yaptığı pazar sayısını arttırmayı hedefliyor.
FRK Metal 2003 yılında, Avrupa ELV (End of Life Vecicle) direktifi doğrultusunda çevre uyumlu, yüksek korozyon dayanımlı
metal koruma amaçlı teknolojik kaplamalar uygulamak amacıyla otomotiv firmalarının spekifikasyonlarına uygun yüzey
işlemleri yapmak amacıyla kurulmuş olup faaliyetlerine bu
doğrultuda devam ediyor
Faaliyete geçtikten bir yıl sonra
ihracata başladıklarını belirten
FRK Metal Genel Müdürü Faruk
Onat, Almanya’yı sabit pazar haline getirdiklerini söyledi.
Aynı zamanda uydu anteni üretimi ve ihracatı yaptıklarını belirten Onat bu konuda ar-ge çalışmaları yürüttüklerini ifade
ederek, “Avrupa’da var olan bir uydu anteni ile 4 sinyal alabilmeyi sağlayan sistemi biz de Türkiye’de uygulamaya başladık.
Bu ürünümüzün de ihracatını ürettiğimizin yarısına ulaşan
138
açıkladı.
www.ihracat.info.tr
oranlarda ihracat yapıyoruz.” dedi.
Pazar sayısının arttırmak istediklerini ifade
eden Onat, “Avrupa’da gün
geçtikçe maliyetler artıyor.
Ülkemiz lojistik konum itiba- r i y l e
birçok bölgeye yakın olmasının avantajını bizim sektörümüzde de görmek mümkün oluyor.
B u
yüzden ürettiğimiz cıvatalar ile gelişmekte olan ülkelere ihracat yapmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Yeni yatırımlar yapmayı planladıklarını belirten Onat,
“E-ihracatın firmalar için önem taşıdığını söyleyen turkishexporter.net’ten gelen talepler ile yeni pazar girişimlerimiz
oluyor. Yapacağımızı yeni yatırımlarımızda hem bu taleplerin
yoğunluğu hem de bölgemizin üretimine uygun olmasından
dolayı zeytin ve zeytinyağı üretim tesisi kurmayı hedefliyoruz.” dedi.
G
Muhammet Yakalı:
GEDİZ MERMER’İN 2012
İHRACAT HEDEFİ 3 MİLYON DOLAR
Mermer asırlar öncesinden gelen bir
medeniyet simgesi olarak biliniyor.
Dünyanın en zengin mermer rezervlerine sahip Türkiye ise ürünleriyle birçok
ülkenin yaşamsal mekânlarını süslüyor.
2007 yılında kurulan Gediz Mermer Traverten Granit Firması yıllarını sektöre adamış
deneyimli kadrosu ile Türk mermer sektörünün önde gelen kuruluşlarından biri olarak sektörde büyümeye Türkiye’nin gurur
olmaya devam ediyor.
Türk mermerinin dünyadaki birçok ülkede
kullanıldığını belirten İdari Koordinatör
Muhammet Yakalı, mermer sektörüne nasıl başladıklarını ve firma olarak yaptıkları
ihracatları anlattı. Yakalı” Biz firma olarak ilk
başta ihracat yapan firmalara hammadde
desteği sağlayan tedarikçi bir firmaydık.
İlerleyen zamanlarda üretim yapmaya ve
ürettiğimiz ürünleri ihraç etmeye başladık.
Özellikle Güney Afrika, Avustralya, İngiltere, İrlanda olmak üzere 9 ülkeye ihracat
yapıyoruz.” dedi.
“2011 ihracatımız 1.2 milyon dolar”
Banka teminatıyla çalıştıklarını belirten
Yakalı, dünyadaki firmaların yaşadığı mali
sorunlarından etkilenmediklerini belirtti.
Muhammet Yakalı “Türkiye’deki pazara yönelik üretimlerimiz çok iyi noktalara ulaştı.
2011 ihracatımız 1.2 milyon dolar. Bu yıl ki
hedefimiz ise 3 milyon dolar ihracat yapmak. Pazarımızı her geçen gün genişletmek
istiyoruz. Ağırlıklı olarak Orta Doğu ülkelerine ihracat düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.
R
Nihat Yazıcıoğlu:
REFORM OTOMOTİV KATARA
TURKISHEXPORTER.NET İLE GİRECEK
Otobüs koltuk sistemleri üretimi yapan Reform
Otomotiv www.turkishexporter.net ile pazar
araştırmalarına ağırlık vererek Ortadoğu pazarını
hedefliyor.
2001 yılında kurulan Reform Otomotiv, tamamen
ihracat odaklı çalışıyor ve kamyon, otobüs, minibüs
koltuk sistemleri, perde ve otomatik cam sistemlerini
ihraç ediyor.
Türk ürünlerine karşı özellikle otomotiv sektöründe
Avrupa standartlarında üretim yapıldığına dikkat
çeken firma sahibi Nihat Yazıcıoğlu, “Türk otomotiv
sanayisinin gelmiş olduğu noktaya baktığımızda çok
güçlü olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden özellikle
ülkemiz ve çevresinin özelikle Ortadoğu’nun, otomotiv sektöründe Türk ürünlerine olan ihtiyacı gözlemlenen bir durum. Lojistik konumun avantajı, Avrupa
standartlarında kaliteli ürünlerin üretilmesi, uygun
fiyat politikasıyla birlikte ihracat yapmak için insanımıza sadece iyi bağlantı kurabilmek kalıyor ki bu
konuda Türk insanının becerisi zaten tartışılmaz bir
konudur. “ dedi.
Irak ve İsrail’e ihracat yaptıklarını belirten Yazıcıoğlu,
2011 yılının biraz durgun geçtiğini söyledi. Bu durgunluğun nedenini ihracat yaptığı pazarlarda çıkan
iç karışıklarla ilgili olduğuna değinen Yazıcıoğlu, bu
durumda pazar çeşitlemesini önemli olduğunu ve
krizlerle başa çıkmada en iyi plan olduğunu söyledi. Yazıcıoğlu, “www.turkishexporter.
net’ten pazar araştırmaları yapıyoruz, bağlantı kurduğumuz pazarlarla
görüşmelerimize devam ediyoruz.
Katar ile bağlantımızı sistemi aracılığıyla oluşturduk. “ diye konuştu.
Ülkemizin 2023 vizyonunda
Türkiye’nin ihracat hedefine
ulaşabileceğini söyleyen Yazıcıoğlu, “Ülkemizde bu potansiyel var, şimdiden ihracat rakamlarına baktığımızda
bunu öngörmek
m ü m k ü n d ü r.”
dedi.
www.ihracat.info.tr
139
V
Yasin Topal:
VANESSA OLARAK
16 ÜLKEYE MOBİLYA İHRAÇ EDİYORUZ
yenilik politikası izlediklerini belirten Dış Ticaret Müdürü
Yasin Topal, “ Bir ev için gerekli olabilecek her türlü mobilya
üretimini yapıyoruz. İç pazardaki faaliyetlerimizin yanı sıra
yurt dışına proje bazlı ihracat yapıyoruz. Üretim yüzde 45’ini
ihracata dönüştürerek 16 ülkeye üretim gerçekleştiriyoruz.
Pazar ağımız Türkî Cumhuriyetler, Balkan ülkeleri, Kuzey Afrika ülkelerinden oluşuyor.” dedi.
Modern koltuk sistemleri üretimine 1999 yılında
İnegöl’de faaliyete başlayan Vanessa, bugün Vanessa
Divani ve Mobili olarak koltuk ve mobilya üretimini gerçekleştiriyor.
Kendi bünyesindeki profesyonel tasarım grubu, yurtdışındaki uzman mobilya ve koltuk tasarımcılarıyla geliştirdikleri
özgün fikirler bugün Vanessa ismini daha güçlü kılıyor. Bu yıl
içerisinde yurt dışında açacağı bayilikler ile ihracatını artıracak olan firma her geçen gün hızla
büyüyerek faaliyetlerinde devam
ediyor.
Estetik ve tasarımı iç içe sunan
ürünler üreterek sektörün dinamiklerinin takibinde olup, her daim
i
Özellikle deri koltuk üretimiyle Türkiye’de ilk üçün içerisindeyiz” diyen Topal, “Ürünlerimizin tasarımlarını kendi bünyemizde oluşturduğumuz her türlü yeniliği yakından takip
eden tasarım ekibimiz ve en ünlü Fransız markalara ve uluslararası markalara tasarım yapan Sylvain Joly ile yaratıyoruz.
Vanessa markası dediğimizde kalite ve modern tasarım anlamına geliyor. Şuanda 3 kıtaya yayılan bir ihracatımız var,
önümüzdeki on yıl içerisinde üretim kapasitemizin üç katına
çıkarmayı planlıyoruz. Hedef pazarlarımızda Amerika, Avustralya var. 2023’de Vanessa, tüm dünyada bilinen bir marka
haline gelecek ve Türkiye’de ihracat hedefine ulaşmış olacak.” diye konuştu.
Betül Evli:
İNNOTEKS GRUBUN AYLIK ÜRETİM KAPASİTESİ 600 BİN ADET OLDU
İzmir’de kurulan İnnoteks Grup, bünyesindeki Mosi Tekstil ve Digiteks şirketleri ile ihracatını artırarak büyümeye
devam ediyor.
Bünyesinde faaliyet gösteren Mosi Tekstil ve Digiteks firmaları ile Ege Bölgesinde ihracatçı firmalar arasında ön sıralarda
yer alan İnnoteks Grup üst giyim üzerine penye örme konfeksiyon üretimi gerçekleştiriyor. Hazırladığı modeller ve üretim
kalitesi ile dünya çapında önemli markaların dikkatini çeken
firma Avrupa ülkelerine ihracat yapıyor.
İnnoteks Grup olarak üretim ve teknolojiye yatırım yapmanın
önemiyle yeni projeler geliştirdiklerini belirten firma İç Denetim Müdürü Betül Evli, “Ar-Ge çalışmalarımız, bilgi ve teknolojiye yatırımlarımız öncelik verdiğimiz konular. Özelikle İzmir
Kalkınma Ajansı (İZKA) Digiteks ve Mosi Tekstil olarak sunduğumuz projelerimiz ile kurulacak tasarım ekibinden marka
çalışmasına, özel koleksiyon üretimlerinden 3 boyutlu giydirmeye kadar birçok yeniliği bünyemize taşımış olacağız.” dedi.
Aylık 600 bin adet üretim kapasitesiyle çalıştıklarını belirten
Evli, bu kapasiteden sonra katma değeri yüksek ürünlere yönelmeyi hedeflediklerini belirtti. Evli, “Sektörde katma değer ya-
140
Geçtiğimiz yıl dünyada yaşanan krizler, siyasi kaışıkların
ticari ilişkilere yansıdığını ihracatta yüzde 40 daralma yaşadıklarını söyleyen Topal, “Bu yıl bu daralmayı da göz önünde
bulundurarak yüzde 100 artış yakalamayı hedefliyoruz. 2008
yılından beri Türkiye’de ve dış pazarda bayilik çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Şuanda ülkemizde 9 bayiliğimiz var. Yurt dışında ise ilk bayiliğimizi Suriye’de açtık. Aynı zamanda bu yıl
içerisinde Azerbaycan, Dubai, Mısır, Ürdün, Lübnan’da Vanessa adıyla bayilikler açacağız.” diye konuştu.
www.ihracat.info.tr
ratan firm a l a r
kalıcı olacaktır. Yakın
gelecekte
tek nolojiyi
iyi kullanabilen, üretimde
yeniliğe önem
veren, müşteri
odaklı olmaktan da bir adım
ötede düşünen firmalar
ayakta kalacak.
Özelikle müşteriden önce beklentilerinin neler olacağını analiz etmek gerekiyor. İnovasyon ve
Ar-Ge çalışmaları ayrı bir önem kazanıyor.” diye konuştu.
Betül Evli sözlerini şöyle tamamladı: “Sosyal alanlarda da aktiviteleri olan şirketlerimiz insan kaynaklarına ve iş motivasyonuna odaklı çalışmaktadır. Şirket içi moral ve motivasyon
geceleri ile bunu sağlamaktadır. Mosi Tekstil geçen sene
Avea futbol turnuvasında Türkiye ikincisi olmuştur. Bu sene
Vodafone Cup Türkiye Şampiyonu olan futbol takımımız
Londra’da düzenlenen finalde dünya ikincisi olarak büyük bir
başarıya imza atmıştır.” dedi.
P
Zafer Nalbantoğlu:
PERSONEL SAYIMIZI
10’A ÜRETİMİMİZİ 5’E KATLADIK
H
Cüneyt Çayır:
HSN 21 YILDA
4 BİN 500 VİNÇ SİSTEMİ ÜRETTİ
Türkiye’nin gelişen sanayileşme alanındaki
yapılanma ihtiyacını karşılamak amacıyla,
temelleri Konya’da 1993 yılında Hasan Çayır
tarafından atılan HSN Vinç Sistemleri 2007 yılında kurumsal bir kimlik kazanarak büyüyor.
Bugüne kadar 4 bin 500‘ü aşan vinç sistemleri
imalatı ve kurulumunu başarıyla yaptıklarını ifade
eden Genel Koordinatör Cüneyt Çayır “Türkiye’nin
her yerine ürettiğimiz vinçlerimizi gönderiyoruz.”
dedi.
İhracatını artırmayı hedefleyen Tosya Kontrplak Sanayi ürettiği ürünler Ortadoğu ve Arap ülkelerinde
rağbet görüyor.
Tosya Kontrplak Sanayi 25 kişilik personeliyle yıllık 2520
metreküp kapasite ile başladığı üretim hayatına bugün,
230 personel ve yıllık 10 bin metreküp kontrplak üretimiyle sektörün öncü firmalarından biri olarak devam
ediyor. İnşaat sektörüne yönelik beton kontrplağı, tekne ve yat sektörüne yönelik marine kontrplağı, mobilya
sektörüne yönelik genel amaçlı kontrplak ve desenli
MDF üretimlerini çeşitlendiriyor.
2009 yılında üretimine başladığı kapı, kapı kasası ve
pervaz ürünlerinde pazarda önemli bir paya sahip olduklarını belirten TKS Genel Müdürü Zafer Nalbantoğlu, “Ahşap sektörü geçtiğimiz yılı yoğun bir tempoyla
geçirdi. Bu yoğunluk küçüklü büyüklü sektördeki tüm
firmaların bu yıl ile ilgili beklentilerini olumlu yönde
etkilemiştir. Biz de TKS ailesi olarak 2012 yılının geçen
seneye oranla daha verimli geçeceğini düşünüyoruz.”
dedi.
Gelişen teknoloji sayesinde arz ve taleplerin buluşturulma noktasında internetin katkısının büyük olduğunu
ifade eden Nalbantoğlu, ihracata yönelik web sitelerinin özellikle www.turkishexporter.net’in dünyanın dört
bir yanındaki talepleri bize ulaştırması ve tek bir tuşla
hedef pazara ulaşma rahatlığı zaman ve maddiyat açısından firmalara büyük katkı sağlıyor.” dedi.
1999 yılında ihracat çalışmalarına İtalya pazarı ile başlayan ve bu pazara hala ihracat yaptıklarını belirten
Nalbantoğlu, son yıllarda özellikle Ortadoğu ve Arap ülkeleri
ile görüşmeler yaparak bağlantı
kuruyoruz. Özellikle Ortadoğu ve
Arap ülkelerinden kapı ve diğer
mdf grubu ürünlere büyük bir rağbet bulunmakta Balkan ülkeleri ve
Türk Devletleri ile ilişkilerimiz gün
geçtikçe olumlu yönde artmaktadır. Avrupa’daki kriz çoğu firma
gibi bizi de daha kontrollü olmaya
zorladı ve ekonomik anlamda şu
an daha sağlıklı olduğunu düşündüğümüz Ortadoğu ve Arap ülkelerine yöneltti.“ diye konuştu.
Çayır “ Biz HSN Vinç Sistemleri firması olarak portal, köprülü, pergel vinç sistemleri, arabalı, monoray, sabit, döner, yandan askılı, özel vinç grupları
ve ekipmanlarının imalatını yapmakta ve satış
sonrasında ise müşterilerimize teknik servis desteği sağlamaktayız. HSN Vinç, tasarımını kaliteli
işçilikle birleştirerek, müşteri isteklerine cevap verebilen, teknolojik ve
uzun ömürlü makineler imal edip, hızlı ve
güvenli teslimi üretim
politikası olarak benimsiyoruz.” dedi.
Çayır, ”2007 yılında
makine
parkurunu
tamamen yenileyerek elektronik takım
tezgâhlarıyla mevcut
kapasitesini yüzde 20
arttırarak, yurt içinde
gerçekleştirilen
önemli projeleri yurt
dışına da taşıdık.” dedi.
“Markalaşmanın kültürünü kazandık”
Firmanın tanıtımı ve dünya çapında rekabet edebilir konuma gelmesiyle birlikte sosyal projelerle
desteklendiğini söyleyen Çayır, gelişen teknolojinin de AR-GE çalışmalarını vazgeçilmez kıldığını
söyledi. Cüneyt Çayır,” Bu noktada Türkiye Patent
Enstitüsü’nden tescil belgesini alarak markalaşma kültürünü kazandık. Firmamız CE belgesi, ISO
9001-2008 kalite yönetim sistem belgelerini de
alarak, üretim ve hizmet kalitesini tescillemiştir.”
şeklinde konuştu.
İhracat hedefleri ve farklı pazar arayışı içinde olduklarını belirten Çayır, Rusya, Irak ve Arap ülkeleriyle görüşmeler yaptıklarını ifade etti. Çayır açıklamasında son olarak şunları söyledi: “Bizim temel
prensibimiz maksimum kalite ve cazip fiyatlarla
müşterilerimize ulaşmaktır. Ürettiğimiz ürünlerin emniyetli olması önceliğimizi oluşturuyor.
Referanslarımız yaptığımız işin başarısını gözler
önüne seriyor. İleriye dönük planlar kurarak emin
adımlarla ilerleyen bir firmayız.”
www.ihracat.info.tr
141
E
Ahmet Hüsrev İşbilir:
EMİN ÇELİK ÜRETTİĞİNİN YARISINI
İHRAÇ EDECEK
Ürettiğinin yarısını ihraç etmeyi hedefleyen Emin Çelik,
ürettiği ürünlere Arap ülkelerinden yoğun ilgi görüyor.
Klasik termosifon ve soba ile üretim hayatına başlayan Emin
Çelik, elektrikli termosifon ve şofbenleri ürün yelpazesine
ekleyerek faaliyetlerine devam etti. 2000’li yılların başında
ankastre sektörüne giren Eminçelik iç piyasada kalitesini
ispatlayarak satış bayi ağını genişletti ve servis noktalarına
da her geçen gün bir yenisini ekliyor. 300’e yakın teknik
servis noktasıyla satış sonrası hizmetleri de
önemseyen firma Emin Çelik isminden
başka Simton markasıyla da müşterilerine hizmet veriyor.
Ankastre bandında hizmet vereceği yeni bir markayı da pazara sunmak için hazırlandıklarını belirten İhracat Müdürü
Ahmet Hüsrev İşbilir “10’un üzerinde ülkeye direkt ihracat
yapmakta olup, ihracat faaliyetlerini her geçen gün hızlandırmak istiyoruz. Ürünlerimizde paslanmaz çelik olarak bilinen inoksu kullanmakla beraber nitelikli cam da kullanıyoruz. Hammadde ve yarı mamul kalitesine önem veriyoruz.
“dedi.
İhracat yapma konusunda planlı olarak pazar hedeflerini
gerçekleştirmek istediklerini belirten İşbilir, “Özellikle ihracatta farklı talep ve beklentilerin yoğun olması Ar-Ge’ye öncelik vermemizi sağlıyor.” şeklinde konuştu. İşbilir, “Ankastre mutfak ürünleri artık lüks bir ürün olmaktan çıkıp halkın
orta kesiminde de kullanılmaya başlanmıştır. Bundan on
sene öncesinde halkımızın büyük bir kesiminin habersiz olduğu bu ürün grupları bugün evlerde kullanılır hale
geldi. Bu durum alım gücünün artması ve yerli üreticilerin
de çoğalmasıyla beraber fiyatların ithallere göre düşük olmasıyla mümkün olmaktadır. Böyle olmakla beraber yerli
üreticilerin iç piyasada rekabet etmeleri son kullanıcının
işine yararken bir yandan da sektörü zamanla daraltacağı
da göz önündedir. Konut projelerindeki artıştan ve artan
taleplerden ümit besleyen sektörümüz yeni tasarımlar ve
kullanıcı dostu ürünlerle daha iyi bir yere gelecek, kaliteli
olan ürünler ve üreticileri piyasada tutunmayı başaracaktır.”
diye konuştu.
Üretimin yarısını ihraç etmeyi hedeflediklerini belirten İşbilir, “İç piyasada zincir marketlerde ve toptan mağazalarda
başarıyla satış yapan bir firma olarak, çok yakında kapasitemizi iki katına çıkartacağız ve yeni fabrikamızla üretimin
yarısını ihraç etmeyi planlıyoruz. Pazar şartlarının ve kullanıcıların birbirinden farklı olduğu ihracatta, aşağı yukarı
her ürün her bölgeye gönderilirken değişiklik genelde detaylarda ve ürün özelliklerinde olmaktadır. Doğalgazın bol
olduğu Azerbaycan ve İran’da doğalgaz uyumlu ürünler giderken, elektriğin daya yaygın olduğu Doğu Avrupa’da ise
elektrikli ocaklar daha çok tercih edilmektedir. Bununla beraber evlerin ve mutfakların geniş olduğu Arap dünyasında
geniş ölçü ürünler tercih edilirken, Ukrayna ve Bulgaristan
gibi yakın ülkelere ise daha dar ve yer kaplamayan ürünler
ihraç edilmektedir. Son zamanlarda Arap baharın etkisiyle
yeni yeni kendine gelen Libya ve Mısır’da ise ürün talebinin
oldukça fazla olduğu da göz önündedir. “ dedi.
142
www.ihracat.info.tr
K
Gökhan Çınar:
KÖYMAK İHRACATIMIZI ARTIRMAK
İÇİN KAPASİTEMİZİ YÜZDE 25 ARTIRACAĞIZ
Üretim kapasitesine arttırmayı hedefleyen firma bu yıl içerisinde ürünlerini yeni pazarlara
ulaştırmayı hedefliyor.
1969 yılında Bandırma’da kurulan Köymak Tarım
Makineleri, çiftçilerin ihtiyaçları doğrultusunda
ürün yelpazesini genişleterek üretim faaliyetlerine devam ediyor. Avrupa pazarıyla ürün ihraç
etmeye başlayan firma Köymak markasıyla ihracat yapıyor.
Ürün portföyünü, deneyim, müşteri istek ve
beklentileri ile AR-GE çalışmalarının bileşkesinden oluşturarak gelişmiş üretim teknolojisini
önemseyerek faaliyet gösteren firma sıcak hava
jeneratörleri mekanik hububat ekim makineleri
pnömatik hububat ekim makineleri helezon götürücü yükleme makinelerinin üretimini yapıyor.
Tüm çiftçilerle yakın ilişkiler kurmayı amaç edindiklerini söyleyen İhracat Müdürü Gökhan Çınar,
“Üretilen ürünlerin verimli kullanılması için kullanıcı eğitim ve satış noktası destek hizmetlerini
başlatarak sektörde bir ilki gerçekleştirdik. Her
satışı, Köymak ailesine yeni bireyin katılımı olarak
değerlendiriyor ve üretimlerimizle müşterilerimizin memnuniyetine öncelik veriyoruz.” dedi.
Yüzde 30 ihracat yaptıklarını belirten Çınar, pazar
hedeflerinde olarak Doğu Avrupa ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri, Kuzey Afrika ülkelerine satış yapmayı planladıklarını söyledi. Üretim kapasitesinin
alınan taleplere göre yetersiz kaldığını söyleyen
Çınar, “Kapalı alanımızı iki katına çıkararak kapasitemizi arttırmayı
planlıyoruz. Bu yıl
içerisinde
yüzde
25 kapasite artışıyla birlikte Rusya,
Ukrayna,
Güney
Afrika ve Orta Asya ülkelerini yeni pazar olarak
hedefliyoruz. Aynı zamanda www.turkishexporter.net’ten pazar araştırmalarımız sonucu bağlantılarımız oluyor.” diye konuştu.
T
Yasemin Güneş:
TURKISHEXPORTER.NET’E
ÜYE OLDUK, ROMANYA’YA AÇILDIK
K
Kadir Kuru:
KURUOĞLU GROUP
SEKTÖRLE BİRLİKTE BÜYÜYOR
1986 yılından bu yana Kuruoglu Group olarak bakliyat ve baharat üretimi ve ticaretini
yapan firma ürün çeşitliliği ve ihracat çalışmalarını her geçen gün arttırıyor.
Teknolojinin sıkı takipçisi oldukların söyleyen
Şirket Müdürü Kadir Kuru üretimin her aşamasında modern ve en gelişmiş sistemleri kullanarak, kaliteden ödün vermeksizin hizmet sunduklarını belirtti.
Dokuma kumaş üretimleriyle ihracata başlayan Mayateks Tekstil, internet üzerinden
Romanya’ya satış yaptı.
1985 yılında dokuma kumaş üretmek amacıyla
Bursa’da kurulan Mayateks Tekstil kadın dış giyimi
üzerine faaliyet gösteriyor. Günlük 40 bin metre dokuma kapasitesi ile imalat yapan firma kendi renk
ve desen tasarımlarıyla gabardin, ribs, poplin, saten,
ipliği boyalı, polyester-pamuk, polyester-viskon ve
lycralı kumaş çeşitleriyle üretim yapıyor.
Pazar araştırmalarında Turkishexporter.net’ten faydalanarak Romanya’ya ihracat yaptıklarını belirten
Mayateks Tekstil Dış Ticaret Sorumlusu Yasemin
Güneş; “E-ihracatın özellikle ihracata yeni başlayan
firmalar belirli bir süreyi geçirdikten sonra müşteri
bulmada çok fayda sağlayabilirler diye düşünüyorum.” dedi.
İran, Belarus, Rusya, Romanya, Almanya’ya ihracat
yaptıklarını belirten Güneş, pazar araştırmalarını
hızlı bir şekilde devam ettiklerini söyledi. Güneş; “
Tekstil sektöründe Ortadoğu ülkelerinden talepler
geliyor, ancak hedefimizde daha çok Avrupa ülkelerine ihracat yapmak var. Üretimin yüzde 40’ını ihraç
etmeyi planlıyoruz.” şeklinde konuştu.
Avrupa’daki krizin Türkiye için fırsat olduğunu söyleyen Güneş, “Türkiye’de tekstil sektörü kara günler atlattı. Bugün sektör olarak ihracatımız artarak devam
etmesi hedeflerimizi yükseltiyor. Firmaların üretimde kaliteyi arttırmaları ve aynı zamanda kurumsallaşmaları Türkiye’yi daha ileri noktalara taşıyacaktır.”
diye konuştu.
İtalya’nın moda ile birlikte anılmasını ekonomisinin
güçlü ve tanıtıma verdikleri büyük önemden kaynaklandığına dikkat çeken Güneş, “Birçok Avrupa
ülkesinde Türk ürünlerinin kaliteli olduğunun fark
edilmeye başlandığını düşünüyorum. Türkiye olarak
dış pazarlarda ürünlerimizi kalitesini göstermek için
üretimden tanıtıma kadar her aşamada profesyonel
davranmalıyız.” dedi.
Kuru, “Yüksek teknoloji ile ‘Her aşamada titizlik’
prensibine dayanarak müşteri memnuniyetini
ilke edinen firmamız sektörde en iyisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Müşteri memnuniyetini sağlamak için insana ve çevreye saygı
ilkesine bağlı kalarak, ekip çalışmasıyla başarılarımızın devamlılığını hedefliyoruz. Ayrıca
Kuruoglu Group Türkiye’nin Batı Karadeniz ve
Marmara Bölgesinde, Kocaeli ve Sakarya’da bulunmaktadır. Tesislerimiz yıllık 150 bin ton bakliyat, 30 bin ton baharat ve karışımları işleme,
üretme kapasitesine sahip.” dedi.
Kmark markasıyla bakliyat olarak gıda sektöründe öncü hizmet verdiklerini belirten Kadir
Kuru, bakliyat ve baharat markası olan Kmark’ı
25 yıldır yurtiçi ve yurtdışındaki tüketicilerin
beğenisine sunduklarını belirtti.
Ürettikleri ürünlerin yüzde 80’nini Avrupa’ya ihraç ettiklerinin altını çizen Kuru, kendi üretimlerini kendileri yapan köklü bir firma olduklarını
belirtti.
Avrupa’da yaşanan
krizin
kendilerini etkilemediğini
belirten Kuru”
Gıda sektöründe hiçbir zaman
kriz olmaz. Biz
üretimimizi ve
ihracatımızı
her geçen gün
arttırıyoruz.
Türkiye’de daha
önceden üretilmeyen ürünler
imal ediyoruz.
Sektörde yön
belirler bir hale
geldik.” dedi.
www.ihracat.info.tr
143
C
Servet Özgöl:
CWP ÜRETTİĞİNİN YARISINI İHRAÇ EDİYOR
Kömür ve cevher zenginleştirme tesisleriyle, bu tesislerin bileşen ekipmanlarının tasarım, proses ve anahtar teslim
üretimini yapan CWP Kömür Zenginleştirme Tesisleri, iç
pazardaki faaliyetlerini dış pazarlarda da sürdürüyor.
Türkiye, Rusya, Gürcistan, Abhazya, Bulgaristan ve
Sırbistan’da kurdukları ve devreye aldıkları toplamda
35 üzerinde halen faaliyette olan kömür zenginleştirme tesisi bulunan firma, bunun dışında yurtdışındaki müşterilerine ekipman ihracatı da gerçekleştiriyor.
Sektördeki ihtiyaçları ve dünyadaki son teknolojileri takip etmekte ve
sektördeki deneyim ve bilgisini de katarak her geçen gün ürün gamını
genişlettiklerini söyleyen Genel Müdür Yardımcısı Servet Özgöl; “Ürün
gruplarımız ağır mayili kömür zenginleştirme tesisleri, titreşimli elekler,
santrifüjler, ağır mayili separatörler, manyetik separatörler, vakum disk
filtreler ve konveyör çeşitlerinden oluşuyor. Aynı zamanda Ar-Ge çalışmalarını kesintisiz sürdürüyoruz. Hem yeni ürün kalemlerimiz, hem de
var olanlar üzerinde yaptığımız geliştirmeler bu çalışmalarımızın meyvesidir.” dedi.
Dünya’da madencilik sektörü özellikle eski Sovyetler Birliği ülkelerinde
ekonomide devletçi etkilerin ortadan kalkması ve maden haklarının
özel sektöre verilmesine başlanmasıyla son yıllarda hareketlendiğine
değinen Özgöl; “Büyük madencilik firmalarının bu bölgelere girmesi ve
daha küçük firmaların da bu firmalara tedarikçi ve taşeron olarak faaliyet
göstermesi maden işleme ekipmanlarına olan ilgi ve talebi arttırdı. Öte
yandan uzun yıllardır çeşitli madenler rezervleri ile sektör lideri olarak
bilinen Avustralya, Hindistan, Rusya ve Güney Afrika’da da azalmayan
bir talep bulunmaktadır. 2011 yılı firmamız açısından talep olarak tatmin
edici geçtiyse de bir taraftan şimdi revizyon gerektiğini düşündüğümüz
bazı pazarlama konularını tespit etmemizi de sağladı. Bu yılda bu revizyonu gerçekleştirip dünya pazarında satış payımızı arttırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Cevher işleme tesis ve ekipmanlarında her ülkeden talepler aldıklarını
belirten Özgöl, “Örneğin kömür rezervi olmayan bir ülkeden kömür zenginleştirme tesisi için talep olmaz. Yine de ürünlerimiz içerisinde en çok
kömür zenginleştirme tesislerinin talep gördüğünü belirtebiliriz. Bu tesisler için talepler daha öncede bahsettiğim, madencilikte özel sektörün
yeni toparlandığı eski Doğu Bloğu ülkelerinden gelmektedir.” dedi.
Üretimin yüzde 45’ini ihracata dönüştürdüklerini dile getiren Özgöl, aynı
zamanda iç pazarda Türkiye’nin önde gelen maden firmalarına satış yaptıklarını söyledi. Eski Doğu Bloğu ülkeleri ve bazı Ortadoğu ülkelerine
ihracat yaptıklarını söyleyen Özgöl, “İran pazarı Türk malları için ciddi bir
potansiyel teşkil etmekte ancak ülkenin her an ABD ve İsrail ile bir savaşa girmesine neden olacak tutumu ve ambargolar İran’ı birçok noktada
ticaret için riskli bir hale getiriyor.” dedi.
İhracat politikaları ile ilgili olarak,
devletin ihracat yapan firmalara
sağladığı desteklerin kapsam
bakımından tatmin edici olduğunu söyleyen Özgöl, bu desteklerin temininde yaşanılan
aksaklıkların, bazı kurumlarda
personelin yetersiz kalması gibi
durumların bu tatminkâr yapıya
zarar verebileceğini ifade etti.
144
www.ihracat.info.tr
G
Halil Gümüş:
GÜMÜŞ MAKİNENİN
ALTERNATİF PAZARI AVRUPA
Ürettiğinin yarısından fazlasını ihraç
eden Gümüş Makine 2012’de pazar
ağını genişletmeyi hedefliyor.
1987 yılında Konya’da kurulan Gümüş
Makine, susam, tahin, helva, lokum makineleri üretimleri faaliyetlerine devam
ediyor. Ürettiğinin yarısından fazlasını
ihraç ettiklerini belirten Gümüş Makine
Genel Müdürü Halil Gümüş, “Geçtiğimiz
yıl içerisinde üretime ve makineye yatırım yaptık. İhracatta ve üretimde büyüme kaydetmemizle birlikte 2012’de hedeflerimizi büyüttük. Yaklaşık 15 ülkeye
ihracat yapıyoruz.” dedi.
Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki sıkıntıların bölgeye olan ihracatı durma
noktasına getirdiğini dile getiren Gümüş, Avrupa’yı alternatif pazar olarak
gördüklerini söyledi. Gümüş, “Almanya,
İngiltere ile görüşmelerimiz oluyor, ayrıca Kanada ile bağlantımız söz konusu.
Pazar araştırmalarımıza hız veriyoruz.
Özellikle www.turkishexporter.net sistemini pazar bulmak için kullanıyoruz. Dış
pazarda uyguladığımız fiyat politikamızla satışlarımızda başarılı bir grafik çiziyoruz. İç pazarda rekabetin fazla olmasından dolayı ihracat odaklı üretime ağırlık
vermeyi düşünüyoruz.” diye konuştu.
Özellikle Rusya
ve Ukrayna’dan
lokum üretimi
için
makine
alım talepleri
aldıklarını belirten Gümüş,
bu makinelerin
de ihracatına
başlayacaklarını
söyledi.
8
Ertan Almacıoğlu:
8 ÜLKENİN
FLASH BOYASI OLDUK
30 yıllık bir aile şirketi olan Flash Boya Sanayi esaslı tutkalla başladığı üretim hayatına ürün çeşitliliğini arttırarak alkid reçine,
sentetik, yağlı boya ve plastik boya üretimiyle sektörde büyümeye devam ediyor.
FLASH markalı İnşaat ve Mobilya Grubu Boyalarının yanı sıra ARMONİ Sentetik ve Plastik Boyaları, DÜNYA Plastik Boyaları, MİCRA Mineral
Sıva, Renkli Hazır Sıva ve Dekoratif Sıvarını da
ürettiklerini söyleyen Pazarlama Müdürü Ertan
Almacıoğlu firma olarak boya kimyasalları sektöründe tam bir entegre tesis haline dönüştüklerini dile getirdi.
Flash Boya, tamamen yerli sermaye ile kurulmuş olan kurumsal kimliğe sahip Türkiye’nin
öncü boya üreticilerinden biri olma özelliği
taşıyor. Kurulduğu günden bugüne kalite konusuna çok hassas davrandıklarını belirten Almacıoğlu, TSE kalitesinde mal üreten firmalar
arasında yerlerini aldıklarını ifade etti.
“8 ülkeye ihracat yapıyoruz”
8 ülkeye Flash Boya markasıyla ihracat yaptıklarını belirten Ertan Almacıoğlu zor bir
sektörde olduklarının altını çizdi. Almacıoğlu
“Sektörde büyük rakiplerimiz var. Onun yanı
sıra merdiven altı üretimler çok fazla yapılıyor.
Haksız rekabet yüzünden bizim gibi birçok firma zor durumda kalıyor. Devletin bu konularda ciddi yaptırımları olması gerekli. Denetim
sorunu çözülmeli. En azından fiyat standardı
uygulanarak yaşanan sıkıntıların önüne geçilmeli.” dedi.
Öte yandan 2011 yılının zor bir yıl olduğunu
belirten Almacıoğlu 2012 yılından ise güzel
beklentiler içinde olduklarını ifade etti. Her geçen yıl ulaştıkları pazarı genişletmek istediklerini söyleyen Ertan Almacıoğlu firma olarak her
yıl bir önceki yıla oranla daha fazla büyümeyi
hedefliyoruz. “ dedi.
V
Eser Yaratan:
VERSİON AYDA 80 BİN PARÇA BAYAN
GİYSİSİ ÜRETİYOR
Geçtiğimiz yıl ihracatını artıran Versiyon pazar
araştırmalarına ağırlık vererek farklı ülkelere
ulaşmak istiyor.
İzmir’de 1995 yılında kurulan Version Tekstil ayda 80
bin parça bayan giysisi üretim kapasitesiyle faaliyet
gösteriyor.
Avrupa ülkelerine birinci kalite ürün ihracatı gerçekleştirdiklerini belirten Müşteri Temsilcisi Eser Yaratan
bayanlar için her türlü bluz ürettiklerini söyledi. Üretimin neredeyse tamamını ihraç ettiklerini belirten
Yaratan, “Ürünlerimiz bluz, gömlek, etek, şort, yelek,
elbise gibi çeşitlerden oluşuyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde kendi koleksiyonlarımızın üretimine başladık.
özellikle katıldığımız fuarlar da koleksiyonlarımız ilgi
görüyor. Avrupa ülkelerine ihracat yaptığımız için genelde fuar katılımlarımız da Avrupa’da gerçekleşiyor.“
dedi.
Yaratan, “www.turkishexporter.net ile pazar araştırmaları yapıyoruz, bağlantı kurduğumuz pazarlarla
görüşmelerimiz devam ediyor. Taleplerin her gün
mailinize geliyor olması ihracatta avantaj sağlıyor. Önümüzdeki yıl içerisinde pazar
çeşitliliğimizi artırmayı hedefliyoruz.
İhracatımızla
geçtiğimiz yılda 24 milyon
TL ciro yaptık. Almanya,
Fransa, Hollanda ağırlıklı
olarak ürünlerimizi gönderdiğimiz pazarlar.” diye
konuştu.
Ortadoğu ve Arap ülkelerini pazar olarak hedeflediklerini belirten Yaratan,
“Asıl pazarımız Avrupa ülkeleri, ancak Ortadoğu ve
Arap ülkeleri de girmeyi
düşündüğümüz hedef pazarlar ama acele etmiyoruz.
Özellikle Dubai’yi öncelikli
pazar olarak düşünüyoruz.
2013 yılına kadar yüzde 25
büyümeyi hedefliyoruz.” dedi.
www.ihracat.info.tr
145
Rezervasyon İçin
146
www.ihracat.info.tr
www.ihracat.info.tr
147
Download