iller bankası anonim şirketi yüksek katlı konut üretiminin kent ile

advertisement
İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
YÜKSEK KATLI KONUT ÜRETİMİNİN KENT İLE İLİŞKİSİNİN SOSYAL
VE MEKÂNSAL BOYUTLARIYLA İRDELENMESİ
Zeynep Betül VURAL
UZMANLIK TEZİ
NİSAN 2017
İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
YÜKSEK KATLI KONUT ÜRETİMİNİN KENT İLE İLİŞKİSİNİN SOSYAL
VE MEKÂNSAL BOYUTLARIYLA İRDELENMESİ
Zeynep Betül VURAL
UZMANLIK TEZİ
Tez Danışmanı (Kurum)
Özkan ALTUN
Tez Danışmanı (Üniversite)
Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ
ETİK BEYAN
İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ Uzmanlık Tezi Yazım Kurallarına uygun
olarak hazırladığım bu tez çalışmasında; tez içinde sunduğum verileri, bilgileri ve
dokümanları akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi, tüm bilgi, belge,
değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu, tez
çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak kaynak gösterdiğimi,
kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı, bu tezde sunduğum çalışmanın
özgün olduğunu, bildirir, aksi bir durumda aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını
kabullendiğimi beyan ederim.
Zeynep Betül VURAL
04/04/2017
Yüksek Katlı Konut Üretiminin Kent İle İlişkisinin
Sosyal ve Mekânsal Boyutlarıyla İrdelenmesi
(Uzmanlık Tezi)
Zeynep Betül VURAL
İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
Nisan 2017
ÖZET
Tüm dünyada Endüstri devrimi sonrası konut üretim pratiğinde önemli değişiklikler
yaşanmıştır. Türkiye’de bu değişiklikler öncelikle İstanbul ardından da diğer büyük
kentlerde yaşanmaya başlamıştır. Nüfus artışı, arsa yetersizliği, değişen tüketim
alışkanlıkları ve teknolojik ilerlemeler ile ekonomik kaygılar sonucu yüksek katlı konut
üretimi hız kazanmıştır. Bu yeni konut üretim biçimi, yaşam ve kent kültürüne de yansımış
ve değişime uğratmıştır. Geleneksel yaşam biçimi, konut kültürü, komşuluk ilişkileri ve
kentsel ilişkilerin değişimi ile mekânsal bir ayrışma ortaya çıkmış ve kapalı konut
yerleşkeleri oluşmaya başlamıştır. Bu yeni yerleşkelerde, konut bir taraftan barınma
nesnesi diğer yandan ise prestij sembolüne dönüşmüştür. Bu bağlamda, tez çalışması
öncelikle yüksek katlı konutların ortaya çıkışının tarihsel süreç içerisinde sebeplerini ele
almaktadır. Türkiye’de yüksek katlı konutlara yönelimin nedenleri; fiziki, siyasi ve sosyokültürel etkiler ışığında değerlendirilerek, yüksek katlı konutların plan şemaları ve
mekânsal kurgularında yaşanan değişiklikler dönemsel olarak incelenmektedir. Değişen bu
konut yönelimlerinin kent kültüründe ve kimliğinde yarattığı dönüşümler irdelenmektedir.
Bu çalışmada Osmanlı döneminden günümüze dek yüksek katlı konut üretiminin
aşamaları, 5 tarihsel dönem içerisinde incelenerek sınıflandırılmıştır. Ankara ve İstanbul
özelinde belirlenen, farklı dönemlere ait, farklı tipolojilerdeki 10 adet yüksek katlı konut
yapısı; plan şemaları, arazi kullanım kararları ve kent içindeki konumları ile kullanıcı
profilleri ve sosyal çevrelerine göre şematik anlatım ve tablolar yardımıyla desteklenerek
incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler
:
Sayfa Adedi
Tez Danışmanı (Kurum)
Tez Danışmanı (Üniversite)
:
:
:
yüksek katlı konutlar, kent kimliği, kent kültürü, konut
kültürü, plan şeması
116
Özkan ALTUN
Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ
i
Relation of High-Rise Residence Production with the City
In Terms of Social and Spatial Dimensions
(ILBANK Expertise Thesis)
Zeynep Betül VURAL
İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
April 2017
ABSTRACT
There have been significant changes in the practice of post-industrial housing production
all over the world. These changes in Turkey have first started to be experienced in İstanbul
and then in other big cities. High-rise residence production accelerated due to population
growth, land insufficiency, changing consumption habits, technological improvements and
economic concerns. This new form of housing production has also reflected to the life and
urban culture and changed them. Changes in traditional lifestyles, residential culture,
neighborhood relations and urban relations have created a spatial differentiation, and
indoor settlements have begun to occur. In these new settlements, the house term turns into
a sheltering object on the other hand it turns into a symbol of prestige. In this context, this
thesis study primarily deals with the reasons of the emergence of high-rise residences in
the historical process. By evaluating the reasons for the trend towards high-rise residences
in Turkey in the context of physical, political and socio-cultural effects, the plan schemes
of the high-rise residences and the changes in the spatial constructions have been examined
in historical periods. The transformations created by these changing housing trends in
urban culture and urban identity have been examined. In this study, the stages of the
production of high-rise residences from the Ottoman period to the present day have been
analyzed and classified in five historical periods. Ten high-rise residence buildings in
different typologies belonging to different periods determined in Ankara and İstanbul have
been analyzed in accordance with plan schedules, land use decisions and their location
within the city, user profiles and social environments, with the help of schematic
explanation and tables.
Key Words
:
high-rise residences, urban identity, urban culture,
housing culture, plan scheme,
Page Numbers
Supervisor (Institution)
Supervisor (University)
:
:
:
116
Özkan ALTUN
Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ
ii
TEŞEKKÜR
Çalışmam esnasında verdikleri destekten ötürü tez danışmanlarım Özkan ALTUN
ve Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ’ a; bu süreçte daima yanımda olan ve desteklerini
esirgemeyen aileme ve eşim Uğur VURAL’ a teşekkür ederim.
iii
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET .............................................................................................................................
ABSTRACT ...................................................................................................................
TEŞEKKÜR ...................................................................................................................
İÇİNDEKİLER ..............................................................................................................
ÇİZELGELERİN LİSTESİ............................................................................................
ŞEKİLLERİN LİSTESİ .................................................................................................
RESİMLERİN LİSTESİ ................................................................................................
SİMGELER VE KISALTMALAR................................................................................
i
ii
iii
iv
vi
vii
ix
xii
GİRİŞ...........................................................................................................
1
1. YÜKSEK KATLI KONUT KAVRAMI VE GELİŞİMİ .......................
5
1.1. Konut Kavramı ...................................................................................................
1.2. Tarihsel Süreçte Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Sebepler ve Kent
Üzerindeki Etkileri ..............................................................................................
1.2.1. Endüstri devrimi öncesi dönem .................................................................
1.2.2. Endüstri devrimi sonrası dönem ...............................................................
5
2. TÜRKİYE’DE YÜKSEK KATLI KONUTLARIN ORTAYA ÇIKIŞI
11
12
13
27
2.1.Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Fiziki, Siyasi, Ekonomik ve
Sosyo-Kültürel Etki ve Dönüşümler ...................................................................
2.2. Yüksek Katlı Konutların Mimari ve Mekânsal Özellikleri ve Dönüşümü .........
2.2.1. 1880-1923 dönemi plan tipleri ..................................................................
2.2.2. 1923-1950 dönemi plan tipleri ..................................................................
2.2.3. 1950-1980 dönemi plan tipleri ..................................................................
2.2.4. 1980-2000 dönemi plan tipleri ..................................................................
2.2.5. 2000 sonrası dönem plan tipleri ................................................................
27
37
37
38
40
42
43
3. TÜRKİYE’DEKİ YÜKSEK KATLI KONUT ÖRNEKLERİNİN
SOSYAL VE MEKÂNSAL BELİRLEYİCİLERİ BAĞLAMINDA
İNCELENMESİ ......................................................................................
45
3.1. Yüksek Katlı Konut Üretiminin Sosyal ve Mekânsal Belirleyicileri .................
3.2. 1950-1980 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi ..........
3.2.1. Kervansaray Apartmanı ...........................................................................
3.2.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması ...............................................
3.3. 1980-2000 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi ..........
3.3.1. Feneryolu Apartmanları ...........................................................................
3.3.2. Mesa Koru Sitesi ......................................................................................
3.3.3. Akmerkez Rezidans .................................................................................
3.4. 2000 Yılı Sonrası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi .....................
3.4.1. Mashattan Rezidans .................................................................................
3.4.2. Next Level Rezidans ................................................................................
3.4.3. Akasya Acıbadem Konutları ....................................................................
3.4.4. Levent Loft ...............................................................................................
3.4.5. TOKİ Turkuaz Vadisi ..............................................................................
45
46
46
50
55
55
58
61
64
64
68
72
76
80
iv
Sayfa
4. YÜKSEK KATLI KONUTLARIN KENT KÜLTÜRÜ VE
KİMLİĞİNDE YARATTIĞI ETKİ VE DÖNÜŞÜMLER.....................
85
4.1. Yüksek Katlı Konut Üretimine Yönelimin Sebepleri .........................................
4.2. Kent Kültürü ve Kimliğinde Yaşanan Sosyal ve Mekânsal Etki ve
Dönüşümler .........................................................................................................
85
SONUÇ .......................................................................................................
93
KAYNAKLAR ..............................................................................................................
EKLER ...........................................................................................................................
EK-1: 1880-1923 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ...............................
EK-2: 1923-1950 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ...............................
EK-3: 1950-1980 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ...............................
Ek-4 : 1980-2000 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri...............................
Ek-5 : 2000 sonrası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri .....................................
ÖZGEÇMİŞ ...................................................................................................................
99
105
106
108
109
111
113
116
v
88
ÇİZELGELERİN LİSTESİ
Çizelge
Sayfa
Çizelge 3.1. Kervansaray Apartmanı proje bilgileri ......................................................
46
Çizelge 3.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması proje bilgileri ..........................
50
Çizelge 3.3. Feneryolu Apartmanları proje bilgileri .....................................................
55
Çizelge 3.4. Mesa Koru Sitesi proje bilgileri ................................................................
58
Çizelge 3.5. Akmerkez Rezidans proje bilgileri ...........................................................
61
Çizelge 3.6. Mashattan Rezidans proje bilgileri ...........................................................
64
Çizelge 3.7. Next Level Rezidans proje bilgileri ..........................................................
68
Çizelge 3.8. Akasya Acıbadem Konutları proje bilgileri ..............................................
72
Çizelge 3.9. Levent Loft proje bilgileri ........................................................................
76
Çizelge 3.10. TOKİ Turkuaz Vadisi proje bilgileri ......................................................
80
vi
ŞEKİLLERİN LİSTESİ
Şekil
Sayfa
Şekil 1.1. Megaron, Miken, Yunanistan (Telli, 2010) ....................................................
8
Şekil 1.2. (a) Priene evi planı (Telli, 2010), (b) Priene konut dokusu (Eren, 2014) ......
8
Şekil 1.3. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet,
dusunmekvepaylasmak.blogspot.com) ............................................................
9
Şekil 1.4. “Artisan’s Dwellings” aile için konut tasarımı (İnternet, www.
v3.arkitera.com)...............................................................................................
16
Şekil 1.5. Reliance Building, (İnternet, www.hiddenarchitecture.com.tr) .....................
19
Şekil 1.6. Britz Yerleşkesi Vaziyet Planı (Eren, 2014)....................................................
20
Şekil 1.7. Weissenhof Vaziyet Planı, (www.uk.phaidon.com) ........................................
20
Şekil 1.8. Işıyan Kent Vaziyet Planı (Telli, 2010) ...........................................................
21
Şekil 3.1. Kervansaray Apartmanı Kat Planı (Arkitekt,1960) .........................................
48
Şekil 3.2. Vaziyet Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması I.Etap (Arkitekt,1975) ......
51
Şekil 3.3. A Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014) .........
52
Şekil 3.4. C Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014) .........
53
Şekil 3.5. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) ........
56
Şekil 3.6. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) ........
57
Şekil 3.7. Koru Sitesi Vaziyet Planı (İnternet, www.koruyon.org) .................................
59
Şekil 3.8. Manolya Tipi Blok Kat Planı, (Mesa A.Ş. Kurumsal Arşivi) .........................
60
Şekil 3.9. (a) 1+1 Daire Kat Planı (b) 3+1 Daire Kat Planı (İnternet,
www.akmerkez.com.tr ) ..................................................................................
62
Şekil 3.10. Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.tasyapi.com) .........................
65
Şekil 3.11. (a) Tip 1B Kat Planı (b) Tip 3A Kat Planı (c) Tip 3B Kat Planı (İnternet,
www.tasyapı.com) ........................................................................................
67
Şekil 3.12. Next Level Rezidans Vaziyet Planı (İnternet, www.3dkonut.com ) .............
69
Şekil 3.13. (a) B78 Tipi Kat Planı (b) A77 Tipi Kat Planı
(İnternet, www.
3dkonut.com) ................................................................................................
71
Şekil 3.14. Akasya Acıbadem Vaziyet Planı (İnternet, www.arkitera.com ) ..................
73
vii
Şekil
Sayfa
Şekil 3.15. (a) 4+4,5 Dubleks Daire Tipi Kat Planı (b) 4,5+1 Kat Planı (c) 1+1 Home
Ofis Planı (İnternet, www.projepedia.com,) ................................................
75
Şekil 3.16. Levent Loft Daire Planı (İnternet, www.leventloft.com) .............................
78
Şekil 3.17. TOKİ Turkuaz Vadisi Vaziyet Planı (İnternet, www.toki.gov.tr) ................
81
Şekil 3.18. (a) B2 Tipi Blok Kat Planı (b) Y1 Tipi Blok Kat Planı (Özbilen,2014) ......
83
viii
RESİMLERİN LİSTESİ
Resim
Sayfa
Resim 1.1. (a) Safranbolu evleri (İnternet, www.supergezginler.com) (b) Mardin
evleri (İnternet, www.dunyabulteni.net), ......................................................
5
Resim 1.2. İlkel barınma türleri (İnternet, www.dogabilim.ankara.edu.tr) .....................
6
Resim 1.3. Ağaç dalları ve sazlar ile yapılmış ilk barınak örnekleri, Terra Amata,
homo erectus yerleşimi, Nice, Fransa (Eren, 2010) ......................................
7
Resim 1.4. Çatalhöyük yerleşkesi (İnternet:en.paperblog.com) ......................................
7
Resim 1.5. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, www.loc.gov.) ..................................
9
Resim 1.6. Domus örneği (Telli, 2010) ...........................................................................
10
Resim 1.7. İnsula örneği (İnternet, www.accomodationsrome.com) ..............................
10
Resim 1.8. İnsula kalıntısı, Ostia Antica, Roma, İtalya (İnt, fundamentumlatin.org) .....
11
Resim 1.9. İtalya, San Gimignano kent görünüşü (İnt, worldcometomyhome.blogspt) .
12
Resim 1.10. (a) Le Menestrel Apartman Konutu, (Eren, 2014), (b) Utrecht'de 15.
Yüzyılda Üst Gelir Grupları İçin Yapılan Konutlar (Eren, 2014) ..............
13
Resim 1.11. Sırt sırta konutlar, İngiltere (İnternet, www.geog.cam.ac.uk) .....................
14
Resim 1.12. (a) Konut örnekleri, Londra (www.yildiz.edu.tr) (b) İşçi konutları,
Chicago (İnternet, www.yildiz.edu.tr) ..........................................................
15
Resim 1.13. Berlin işçi konutlarından bir görünüm (İnternet, www.yildiz.edu.tr) ..........
15
Resim 1.14. (a) Home Insurance Building Chicago, 1883 (b) Reliance Building,
Chicago, 1885 (Korkmaz, 2010) ...............................................................
18
Resim 1.15. Home Insurance Building (İnternet, www.artduquotidien.com) ................
19
Resim 1.16. Britz Yerleşkesi, Berlin (Eren, 2014) .........................................................
20
Resim 1.17. Weissenhof Yerleşkesi, Stuttgart (İnternet, www.uk.phaidon.com) ........
20
Resim 1.18. Işıyan Kent Eskizi (Telli, 2010)..................................................................
21
Resim 1.19. (a) Unité d’Habitation, Fransa (Telli,2010) (b) Müdüriyet Personeli
Binası, Chandigarh, Hindistan (www.architectuul.com) ............................
22
ix
Resim
Sayfa
Resim 1.20. (a) Savaş Sonrası Konutlar, Berlin (b) Savaş Sonrası Konutlar,
Almanya (Bingöl, 2006) ............................................................................
22
Resim 1.21. Pruitt Igoe Konutlarının Yıkımı (İnternet,www.v3.arkitera.com) .............
23
Resim 1.22. Lake Shore Drive Apartments (İnternet, www.e-architect.co.uk) .............
24
Resim 1.23. Yüksek Katlı Konut Örnekleri (a) Turning Torso Building (İnternet,
www.archdaily.com) (b) Met Towers (İnternet, www.bouyguesconstruction.com.au) ..................................................................................
25
Resim 2.1. İstanbul’daki İlk Apartman Örnekleri (a) Defterdar Yokuşu No:1 (b)
Pekmezyan Apartmanı (Sunalp,1999) .......................................................
28
Resim 2.2. (a), (b) Erken Cumhuriyet Dönemi Konut Reklamları (Zeylan,2009) .........
29
Resim 2.3. Ceylan Apartmanı (Mutdoğan,2014) ............................................................
30
Resim 2.4. Saraçoğlu Mahallesi, Ankara (Zeylan,2009) ................................................
30
Resim 2.5. Levent Blokları, İstanbul (Zeylan,2009) ......................................................
31
Resim 2.6. Ataköy Soyal Konut Uygulaması, İstanbul (Zeylan,2009) ..........................
33
Resim 2.7. Göztepe Soyak Sitesi, İstanbul (Zeylan,2009) .............................................
34
Resim 2.8. (a) Next Level, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) (b) Metrocity,
İstanbul (İnternet, www.mimarlikmuzesi.org) ..............................................
35
Resim 2.9. Günümüz Konut Reklamlarından Örnekler (a) Sea Pearl,İstanbul
(İnternet, www.emlakpencerem.com) (b) Avenue Rezidans, İstanbul
(İnternet,www.projekulisi.com) ....................................................................
36
Resim 3.1. (a) Kervansaray Apartmanı, İstanbul (Arkitekt,1960) (b) Kervansaray
Apartmanı (Eren,2014) .................................................................................
46
Resim 3.2. Kervansaray Apartmanı ve Çevresi, İstanbul (Arkitekt,1960) ......................
47
Resim 3.3. (a) Ataköy Sosyal Konutları, İstanbul (TMH,2006) (b) Ataköy Sosyal
Konutları I.Etap (Arkitekt,1975) ...................................................................
50
Resim 3.4. Feneryolu Apartmanları, İstanbul (Eren,2014) ..............................................
55
Resim 3.5. Mesa Koru Sitesi (İnternet, www.koruyon.org) ............................................
58
Resim 3.6. Akmerkez Rezidans, İstanbul (İnternet, www. santiyedestek.com) ..............
61
Resim 3.7.Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.mashattan.org.tr) ...................
64
x
Resim
Sayfa
Resim 3.8. Next Level Rezidans, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) .......................
68
Resim 3.9. Akasya Acıbadem Konutları, İstanbul (İnternet, www.arkiv.com.tr) ..........
72
Resim 3.10. Levent Loft, İstanbul (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) ..............................
76
Resim 3.11. TOKİ Turkuaz Vadisi, Ankara (İnternet, www.wowturkey.com)..............
80
xi
SİMGELER VE KISALTMALAR
Bu çalışmada kullanılan simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur.
Kısaltmalar
Açıklamalar
İLBANK A.Ş.
İller Bankası Anonim Şirketi
M.Ö.
Milattan Önce
Max.
Maksimum
Min.
Minimum
TOKİ
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
Y.Y.
Yüzyıl
xii
GİRİŞ
İnsanın varoluşu ile birlikte ortaya çıkan en temel ihtiyaç ve problemlerinden biri
barınma olmuştur. Mağaralara sığınarak başlayan hayatta kalma ve barınma mücadelesi
pek çok aşamadan geçerek günümüz konut ve kent formuna dönüşmüştür. Konut formunu
biçimlendiren; fiziksel, topografik, iklimsel, kültürel, toplumsal ve yöresel pek çok
parametre bulunmaktadır. Bu bağlamda tarih boyunca konut, her coğrafya ve zaman
diliminde farklı formlarda karşımıza çıkarak; tüm diğer mimari öğeler gibi yer aldığı
zaman dilimi, coğrafya ve kentin kimlik ve kültürünü yansıtmakta en önemli araçlardan
biri olmuştur.
İnsan ile birebir temas halinde olan konut olgusu; bahsedildiği gibi pek çok etki
altındadır. Bu etkilerin sonucunda oluşan konut kavramı aynı zamanda bir kültür nesnesi
haline dönüşmektedir. Yalnızca bir fiziksel ihtiyaç nesnesi olmayan konut aynı zamanda
insanın aidiyet duyduğu bir benlik parçası –yuva- haline gelmiştir.
Tarih boyunca yapılaşmanın temelinde barınma ve korunma ihtiyacı olsa da inanç
ve güç mücadelesinin nesnesi olan yapılar, her zaman daha yükseğe erişme çabası ve
yarışının aracı olmuştur. Antik çağlarda tapınaklarla kendini göstermeye başlayan daha
yükseğe ulaşma çabası hiçbir zaman bitmemiştir. Günümüzde de konut yapılarından kamu
ve ticaret yapılarına dek her alanda bu arayış devam etmektedir.
Sanayi devrimiyle birlikte başlayan kontrolsüz göç hareketleri ve artan nüfus,
yaşam şeklinde oluşmaya başlayan değişiklikler, hızla büyüyen ve dönüşen kentler konut
üretim biçimlerine de etki etmiştir. Hızla artan nüfusu barındırmak için yüksek yoğunluklu
kent ve konut bölgeleri oluşturulması gerekmiş; çelik ve beton malzeme üretimi, ekonomik
refah düzeyinin artması, asansör ve hidrofor gibi teknolojik gelişmeler ile seri üretimin
kolaylaşması gibi etkilerin bir araya gelmesi sonucunda yüksek katlı yapı ve yüksek katlı
konut kavramı ortaya çıkmaya başlamıştır.
Günümüzde ise yüksek katlı konutlar, dünyanın ve Türkiye’nin pek çok yerinde
yaygın konut tipi haline gelmekte hatta karma kullanımlar ile birlikte “ev/ yuva”
kavramının yerini; barınma makineleri gibi çalışan, yüksek katlı, farklı işlev ve hizmetleri
bir arada bulunduran rezidans blokları almaktadır. Bu değişim konut odaklı gelişen kent
1
kimliği ve kültürünü de derinden etkileyerek dönüştürmekte, aynı zamanda yeni bir kent
kültürü, toplumsal ilişkiler ve bireyselleşme modeli yaratmaktadır.
Bu çalışmanın amacı; Türkiye ve dünyada yüksek katlı konut bloklarının ortaya
çıkışını tarihsel sürecinde, fiziksel, mekânsal, siyasal, sosyo-kültürel, ekonomik ve
teknolojik gelişmeler ışığında ortaya koymak, yüksek katlı konutları ve kent içindeki
duruşlarını mekânsal ve sosyal parametreler açısından incelemek, yüksek katlı konut
bloklarına yönelimin nedenleri ile sonuçlarını sosyal ve mekânsal açıdan tespit ederek
aynı zamanda kent kimliğinde ve kültüründe yarattığı etki ve değişimleri irdelemektir. Bu
çalışma ile İlbank A.Ş.’nin projelendirme, inceleme, onay, yapı denetim ve kabul
aşamalarında yer aldığı; arsa karşılığı gelir paylaşımı işleri ve kentsel dönüşüm
çalışmalarında bulunan yüksek katlı konut projelerine ilişkin süreçlere katkı sağlanması
amaçlanmıştır.
Bu bağlamda çalışmanın ilk bölümünde; yüksek katlı konut kavramının tarihsel
süreç içerisinde ortaya çıkışı; fiziksel ve mekânsal, ekonomik ve teknolojik nedenleri ile
incelenmiştir.
Çalışmanın ikinci bölümünde; Türkiye’de yüksek katlı konut örneklerinin ortaya
çıkış sürecine etki eden fiziki, siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel gelişmeler incelenmiş ve
belirli dönemlerde oluşan yüksek katlı konut örneklerinin genel mimari ve mekânsal
özellikleri ortaya konmuştur.
Üçüncü bölümde; yüksek katlı konut tasarımında etkili olan temel sosyal ve
mekânsal parametreler belirlenmiş, belli dönem aralıklarında yapılan yüksek katlı konut
örneklerinden bazıları seçilerek; arazi kullanımı ve kent içindeki konumu, plan
organizasyonu ve işlev şeması ile kullanıcı profili ve sosyal çevre parametreleri ışığında
incelenmiştir.
Çalışmanın dördüncü bölümünde; yüksek katlı konutlara yönelimin sebepleri
incelenerek, yüksek katlı konutların kent kültüründe ve kimliğinde yarattığı etkiler ile
yaşanan sosyal ve mekânsal dönüşümlerden bahsedilmiştir.
2
Sonuç bölümünde ise önceki bölümlerde bahsedilen; yüksek katlı konutların
oluşum süreçlerinde etkili parametreler ve örneklerin analizi bağlamında; yüksek katlı
konut üretimine ilişkin elde edilen genel sonuçlar, devlet ve bankamızın bu üretime ilişkin
tavrı ile yüksek katlı konut üretiminin kentle sağlıklı ilişkiler kurabilmesi adına dikkat
edilmesi gereken belli başlı hususların neler olduğundan söz edilmiştir.
3
4
1. YÜKSEK KATLI KONUT KAVRAMI VE GELİŞİMİ
1.1. Konut Kavramı
“Konut, insanların, barınma gereksinimi karşılayan, onları dış tesirlerden koruyan
ve güvenlik içinde yaşamlarını sürdürmesini sağlayan ilk ve en önemli yapı türüdür”
(Arcan ve Evci, 1999). En basit tanımıyla insanı dış etkilerden koruyan yapı olarak
nitelenebilecek konut kavramı aslında bunun çok ötesinde anlamlara sahip bir olgudur.
Çahantimur’a göre; Konut, fiziksel çevrenin bir elemanı olarak ele alındığında,
mimari bir objedir. Günlük yaşamın bir parçasının geçtiği, sosyal ilişkilerin yer aldığı
konut; sosyal aktivitelerin gerçekleşmesi için, diğer mimarlık ürünlerinden çok daha farklı
niteliksel özellikler taşımaktadır (Erdinç, 2009). Tarih boyunca mimari ögeler, bir kimlik
nesnesi olarak görülmüş ve coğrafyanın, inanış, kültür ya da siyasi erkin simgesi olmuştur.
Konut, bu bağlamda en küçük ölçekli mimari öge olarak görülse de aslında kenti oluşturan
ve kimlik sahibi yapan temel unsurlardan biri olduğu söylenebilir.
(a)
(b)
Resim 1.1. (a) Safranbolu evleri (İnternet, www.supergezginler.com) (b) Mardin evleri
(İnternet, www.dunyabulteni.net),
Konut ile kullanıcısı arasında da bu tarz bir kimlik ve aidiyet ilişkisi bulunmaktadır.
“Ev olarak kullandığımız olgu, fiziksel bir öğe olduğu kadar sevinç ve üzüntüleri,
paylaşımları, heyecanları, sosyal değerleri ifade eden bir yaşam mekanı olarak "yuva"
niteliği de taşımaktadır. C. Cooper'in (1976) da belirttiği gibi yuva bir "benlik sembolü"
dür” (Eren, 2014).
5
“Konut barınmanın yanı sıra, kullanıcısının toplumdaki yerini ve statüsünü
yansıtan, ekonomik, estetik ve fiziksel değerlerle ilişkili, değişik kişisel gereksinimleri
içine alan karmaşık ve çok boyutlu bir süreci de içinde barındırmaktadır” (Kumbasar,
2008).
İlk çağ mimarlarından Vitrivius ilk konutların oluşum sürecinden şu şekilde
bahsetmektedir;
“İnsanlar dilediklerini el ve parmaklarıyla kolaylıkla yapabildiklerini görerek, doğal yeteneklerinin diğer
hayvanlardan üstün olduğunu fark ettiler ve kendilerine barınaklar yapmaya giriştiler. Kimisi, yeşil dallar
kullanırken, kimisi de dağ yamaçlarında mağaralar kazdılar; diğerleri ise, kırlangıç yuvalarının yapılışını
taklit ederek ince dallarla çamurdan sığınaklar yaptılar. Zaman geçtikçe, birbirlerinin barınaklarından
esinlenerek kendi ürünlerine yeni ayrıntılar eklediler ve daha iyi ve çeşitli kulübeler oluşturdular.”
(Vitrivius, 2005)
Resim 1.2. İlkel barınma türleri (İnternet, www.dogabilim.ankara.edu.tr)
Yerleşik hayata geçilmesiyle birlikte; hemen her coğrafyada rastlanan, ocak
etrafında şekillenmiş, tek hacimden oluşan, ait olduğu coğrafyada kolay erişilebilen
malzemelerin kullanıldığı küçük barınaklar inşa edilmeye başlanmıştır. Bu ilk konut
örneklerinde formu oluşturan temel etken bu yöresel malzemelerdir. “Çamur tuğla
kullanılarak inşa edilen, dörtgen planlı erken dönem konutlar ile saz ve deri parçaları
kullanılarak inşa edilen, dairesel planlı erken dönem konutları kullanılan malzemenin
binanın biçimi üzerindeki etkisinin belirgin örneklerdir” (Telli, 2010).
6
Resim 1.3. Ağaç dalları ve sazlar ile yapılmış ilk barınak örnekleri, Terra Amata, homo
erectus yerleşimi, Nice, Fransa (Eren, 2010)
Tarihin farklı dönemlerinde, dünyanın farklı coğrafyalarında gelişen konut tipleri;
iklim, doğal koşullar, malzeme, kültür ve inanç gibi etkiler sebebiyle kendine özgü
formlarda gelişmiştir.
Neolitik Çağ’ın en eski yerleşke örneklerinden biri olan Çatalhöyük’ün geçmişi
M.Ö.9000’ e kadar uzanmaktadır. Tarihin en eski konut örneklerinden olan bu yerleşkede,
konutlar birbirine bitişik şekilde, farklı kotlarda yerleştirilmiştir. Korunma amacıyla konut
girişleri düz çatıların üzerinde yer alan deliklerden sağlanmıştır. Yer yer oluşturulan ortak
avlular ile ortak kullanım alanları yaratılmıştır.
Resim 1.4. Çatalhöyük yerleşkesi (İnternet:en.paperblog.com)
7
Konutu avluya yönlendirerek, ticaret birimlerini dışarıya açan ilk konutlar, Yunan
uygarlığında görülen “megaron” denen avlulu plan tipine sahip konutlardır. Nuttgens’e
göre; “M.Ö. 1250 yılına dayanan, bir salon ve bir giriş holünden oluşan bu basit planlı
konutlar, ileriki tarihlerde inşa edilecek birçok evin ve kalenin ana bileşenini
oluşturmuşlardır” (Telli, 2010).
Yunan mimarisi, genel anlamda dışarıya açık bir yapı sergiler. İklim ve sosyal
hayatın getirdiği etkilerin bir sonucu olarak; tapınak, agora, pazar yeri ve hatta konut
dışarıyla temas halindedir.
Şekil 1.1. Megaron, Miken, Yunanistan (Telli, 2010)
Dünyadaki ilk şehir planlama örneklerinin başlangıcı Helenistik döneme
uzanmaktadır. Bu dönemde hafif yerel malzemeler kullanılarak, dörtgen megaron plan
tipinde inşa edilen konutlar, revaklar ile avluya açılmaktadır. Megaronun çevresine
sıralanan diğer odalar ile konut planı tamamlanmaktadır.
(a)
(b)
Şekil 1.2. (a) Priene evi planı (Telli, 2010), (b) Priene konut dokusu (Eren, 2014)
8
Kent planlama anlayışları Yunan mimarlığına benzerlik gösterse de konut
planlamasında Romalı mimarlar farklı bir yol izlemiştir. Roma dönemine geçişle birlikte
artan nüfus ve sürekli büyüyen imparatorluk sınırları hızlı ve yoğun konut üretimini
gerektirmiştir. Aynı zamanda, farklı kullanıcı profil, statü ve ihtiyaçlarına göre konut
üretiminin ayrışması da bu dönemde belirginleşmiştir.
Roma döneminde konut yapıları “villa”, “domus” ve “insulae” olmak üzere üç ana
tipe ayrılmıştır.
Villa tipi konutlar, üst sınıftan ve zengin insanların özel arazileri içinde
konumlanan, kentten uzak, bahçeler içinde inşa edilmişlerdir. Süs havuzlarının bulunduğu
“atrium”a bakan bu konutların çatıları, sütunlar üzerinde taşınan kiremitli çatılardır.
Konutun sirkülasyon dağılımı atriumlardan gerçekleşmektedir. Yemek odası, yatak odaları,
yemek ve çalışma odası, kütüphane ve tuvaletlere bu atriumdan geçilmektedir.
Resim 1.5. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, www.loc.gov.)
Şekil 1.3. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, dusunmekvepaylasmak.blogspot.com)
9
Villa tipi konutların gösteriş ve zenginliğinden uzak olsa da yaşamak için kaliteli
mekanlar sunan “Domus” adı verilen konut tipinde ise, genellikle ortada üstü açık bir
“atrium“ (üstü açık avlu) ve bu “atriumun” çevresinde küçük odalar ile mutfak yer
almaktadır.
Resim 1.6. Domus örneği (Telli, 2010)
Roma şehirlerinde, hızla artan nüfusun yaşam alanlarını oluşturan asıl konut tipi
ise “İnsulae”lar olmuştur.
Domus ve villalara göre yaşam kalitesinin oldukça düşük
olduğu insulaelar da, tuvalet ve mutfak gibi fonksiyonlar ortak alanlarda sağlanmaktaydı. 3
ve 4 katlı, yer yer 6 kata kadar çıkabilen bu konut bloklarının üst katları kiralık evlerden
oluşurken alt katlarında eğlence ve ticaret birimleri yer almaktadır.
Resim 1.7. İnsula örneği (İnternet, www.accomodationsrome.com)
İnsulae’ ları, bugün kullandığımız anlamıyla yüksek katlı konut/apartman
kavramının temeli olarak nitelemek mümkündür.
10
Resim 1.8. İnsula kalıntısı, Ostia Antica, Roma, İtalya (İnternet,
fundamentumlatinum.wiki.conestogavalley.org)
1.2. Tarihsel Süreçte Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Sebepler ve Kent
Üzerindeki Etkileri
Konut yalnızca bir barınma nesnesi olmadığı için fiziksel, sosyal, ekonomik,
coğrafi, teknolojik ve kültürel pek çok etkinin tesiri altındadır. Tüm bu etkiler konut
formuna etki edip şekillendirmiştir. Yüksek katlı konut ihtiyacını doğuran faktörleri de
dönemsel olarak bu başlıklar bağlamında değerlendirmek mümkündür. Dostoğlu’nun
belirtiği üzere;
“Konut, birey ve ailenin temel gereksinimlerinden birini karşılayan bir barınak, toplum için ise sosyal,
ekonomik ve mekânsal anlam taşıyan bir oluşumdur. Tarihsel gelişim içinde konut, doğanın yapısına ve
etkilerine, barındırdığı toplumun üretim biçimi ve ilişkilerine ve bunların sonucu ortaya çıkan kalkınma
düzeyi, kaynak kullanımı, gelir dağılımı, nüfus artışı, nüfusun mekanda dağılımı, kentleşme tipi ve hızı,
aile yapısı toplumsal yaşamın gereklerine göre oluşmuş, değişmiş ve gelişmiştir” (Kumbasar, 2000).
Bir önceki bölümde bahsedildiği gibi, tarihteki ilk yüksek katlı konut örnekleri
Roma döneminde ortaya çıkan insulae’lar olmuştur.
Zaman içerisinde, özellikle Avrupa’da, yukarıda bahsedildiği gibi pek çok etki ve
faktör sonucunda, dönem özelliklerine paralel olarak yüksek katlı konut örnekleri
dönüşerek ortaya çıkmaya devam etmiştir.
11
1.2.1. Endüstri devrimi öncesi dönem
Endüstri devrimine kadar geçen süreçte yüksek katlı konut bloklarının oluşmasında
temel etki, savunma amacıyla bir arada toplanması gereken kentin, kullanılabilir alanın
kısıtlılığı ve nüfus artışıydı. Bu etkiler ile birlikte, özellikle yoksul halkın barınacağı
alanlar yaratırken aynı birimlerin zemin katlarını ticari işlevlerle kullanmak amaçlanmıştır.
Antik Roma ve Mısır’da görülmeye başlayan yüksek katlı konutlar, 12.yy’dan
itibaren Ortaçağ Avrupası’nda kule evlerle birlikte farklı bir kent dokusunu oluşturmaya
başlamıştır. Şehir savaşlarında aynı zamanda bir korunma aracı olan yapılar, zaman zaman
yükseklikleri ile giriştikleri yarışta düşmanlarına karşı gözdağı verdikleri bir araç olmuştur.
16.yy’a kadar süren dönemde kent merkezlerinde ticaretle uğraşan halkın çok katlı
konutlarında; alt katlar ticarethane, üst katlar ev sahiplerinin konaklama alanı, çatı katlar
ise işçilerin barındıkları alanlar olmuştur (Eren, 2014).
Resim 1.9. İtalya, San Gimignano kent görünüşü (İnternet,
worldcometomyhome.blogspot.com.tr)
16.yy’dan itibaren gelir düzeyinin artması ve camın bulunması gibi etkilerle,
yalnızca yoksul halkın barınması için inşa edilen, kaba üretim nesnesi halindeki yüksek
yapıların yerini; zengin ailelerin kent merkezlerinde kendileri için inşa ettirmeye başladığı,
yüksek katlı, geniş pencereli, cephe süslemeleri olan evler almaya başlamıştır. Bu
dönemde artan refah, mimarlar için yeni akımlar deneme, stil ve malzemeler kullanma
şansını yaratmıştır.
12
(a)
(b)
Resim 1.10. (a) Le Menestrel Apartman Konutu, (Eren, 2014), (b) Utrecht'de 15. Yüzyılda
Üst Gelir Grupları İçin Yapılan Konutlar (Eren, 2014)
1.2.2. Endüstri devrimi sonrası dönem
18.yy ile birlikte gerçekleşen endüstri devrimi konut üretim ve alışkanlıklarını da
dramatik bir şekilde etkileyerek değiştirmiştir. Bu dönem ile birlikte, bugün anladığımız
anlamda yüksek katlı konutlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Endüstri devrimi ile birlikte
yüksek katlı konut üretimine etki eden faktörler 3 ana başlık altında incelenecektir.
Fiziksel ve mekânsal ihtiyaçlar
Endüstri devrimi ile birlikte değişen üretim biçimi sonucunda, o döneme kadar
tarımla geçinen dev kitleler yeni üretim merkezleri olan fabrikalarda çalışmak üzere;
Londra, Liverpool, Manchester gibi büyük sanayi kentlerine doğru göç etmeye başlamıştır.
“19.yy başında bir milyon nüfuslu tek şehir Londra iken yüzyıl sonuna gelindiğinde Paris,
Berlin, Viyana, Moskova, St.Petersburg, Newyork, Chicago bir milyonu geçen şehirlerdir”
(Bingöl, 2006). Bu ani ve büyük göç hareketi sonucunda, kentlerde hızla artan nüfusu
barındırmak için kitlesel bir konut üretim ihtiyacı doğmuştur. Ancak eldeki arsa miktarının
yetersizliği ve bedellerin yüksek olması gibi fiziksel ve mekânsal ihtiyaçlar hızla yüksek
katlı konutlara yönelimi zorunlu kılmıştır.
Hızlı ve plansız konut üretimi beraberinde çarpık yapılaşma, sağlıksız ve niteliksiz
kentleşme gibi sonuçları da doğurmuştur. 19. yy. da Hızla artan nüfusu barındırmak için
13
“sırt sırta konut” olarak adlandırılan, birbirinin benzeri şekilde üretilen, 2-6 kat yükseklikte
inşa edilmiş bir konut tipolojisi doğmuştur (Eren, 2014).
Resim 1.11. Sırt sırta konutlar, İngiltere (İnternet, www.geog.cam.ac.uk)
19.yy. da İngiltere, Fransa, Almanya ve Amerika’da yoğun nüfusu barındırmak için
ortaya çıkan bir başka yüksek katlı konut tipolojisi de “ tennements” denen ‘kira
kışlaları’dır. Bu yapıların 19.yy’a özgü seri üretim anlayışının bir göstergesi olduğunu
söylemek mümkündür. Birbirinin aynı, onlarca konut biriminin bir farklılık ve bireysellik
yaratmadan ortaya konduğu bu yapılar birer “barınma makinesi” hükmündedir.
Mekânsal olarak da bireye özgü alanlar sunmayan, yeterli aydınlatma ve
havalandırma imkânı olmayan bu konutlarda kalitesiz malzeme kullanımı ve işçilik de hat
safhadadır. İklim koşulları göz önüne alınmadan, toplumsal kullanıma açık bir alan olarak
görülen bu konutların merdiven çözümleri de dışarıdan yapılmıştır.
14
(a)
(b)
Resim 1.12. (a) Konut örnekleri, Londra (www.yildiz.edu.tr) (b) İşçi konutları, Chicago
(İnternet, www.yildiz.edu.tr)
Bilgin’in belirttiği gibi Almanya’da görülen kira kışlası örneklerinde ise; farklı
gelir gruplarından bireylerin, aynı konut bloklarında barındırılması amaçlanmış ve böylece
toplumsal sorunları çözmekte aşama katedilebileceği düşünülmüştür. Alt gelir grubuna
avluya bakan birimler verilirken, üst gelir grubu caddeye bakan konutlarda yaşamaktadır
(Eren,2014).
Resim 1.13. Berlin işçi konutlarından bir görünüm (İnternet, www.yildiz.edu.tr)
15
Ancak İşçiler için yapılan bu konutlar; ihtiyacı karşılayacak düzeyde ışık, havalandırma,
kanalizasyon vb. sistemlere ve mekân kalitesine sahip değildiler. Yaşam şartlarının
kötülüğü, sefalet ve kirlilik işçi sağlığını tehdit edecek boyutlara gelmiş fakat yasal
otoritenin bu durumu ciddiye alması için, işçi sınıfıyla birlikte üst sınıftan insanların da
sağlığını tehlikeye atacak kolera, veba vb. salgın hastalık risklerinin ortaya çıkması
gerekmiştir (Karabaş, 2008).
Bu durum fark edildiğinde konut üretimindeki şartların iyileştirilmesi ve yoğun
nüfusu barındıracak konut stoğunun sağlıklı şekilde üretilmesi için kafa yorulmaya
başlanmıştır.
Henry Roberts tarafından ortaya koyulan ve Dünya Fuarında (1851) sergilenen ‘aile
evleri’ (Artisan’s Dwellings) modeli ile çok katlı, belli sayıda aileyi bir arada barındıran
konut örnekleri, o dönemde daha kaliteli bir konut çevresi yaratmak adına ortaya koyulan
çabalardan biridir. Aile evleri; sırt sırta evlerden farklı olarak, mutfak, çocuk ve ebeveyn
odası gibi çözümler sunmakta ve toplu olarak kullanılmak zorunda olan mekânları aza
indirmektedir.
Şekil 1.4. “ Artisan’s Dwellings” aile için konut tasarımı (İnternet, www. v3.arkitera.com)
Bu dönemde modern mimarlık düşüncesinin filizlenmeye başlamasıyla birlikte,
işçiler için daha nitelikli mekân üretimi üzerine kafa yorulmaya devam edilmiş ve toplu
konut kavramının temelleri atılmıştır. Yine aynı dönemde; özellikle Almanya’da ilk kez
16
yasalar ile belli imar düzenlemeleri ortaya konmuş, ışık, havalandırma, yangın
yönetmelikleri şekillenmeye başlamıştır (Başdoğan, 2011).
20.yy ile birlikte dünya savaşının getirdiği yıkımın ardından şehirler yeniden inşa
edilmek durumunda kalmış ve hızla konut üretimine ihtiyaç duyulmuştur. Ancak bir
önceki yüzyılda yaşananlardan ders alınmış; üretilen tüm konutlarda, mekânlara ışık
alınması, havalandırmanın sağlanması, ıslak hacimlerin konut içerisinde çözülmesi, mutfak
birimin ayırılması gibi temel insani ve mekânsal ihtiyaçlar, gittikçe yükselmeye başlayan
bu konutlarda, yasaların da güvencesi altında sağlanır duruma gelmiştir.
Sosyal ve Teknolojik Gelişmeler
Endüstri devriminin ardından seri üretime geçilmesiyle birlikte teknolojik
ilerlemeler ve ekonomik gelişmişlik düzeyi de hızla artmaya başlamıştır. 19.yy ortasına
kadar otomotiv, beyaz eşya gibi endüstrilerde gelinen ilerleme ve gelişmişlik düzeyi, konut
üretim alanına aynı şekilde yansımamıştır. Plan tipi ve konut alışkanlıkları değişmiş
olmakla birlikte bu konutların üretimine geleneksel yöntem ve malzemelerle devam
edilmiştir. Yığma sistemde, ahşap, tuğla ve taş gibi malzemelerle yapılan konut bloklarının
yükselme kapasitesi sınırlı kalmıştır. 20.yy ile birlikte, hafif beton çeşitleri, metal ve
plastik malzemenin yapı üretim pratiğinde kullanmaya başlamıştır. Seramik, taş, ahşap
gibi geleneksel malzemeler artık fabrikasyon hale gelmiş ve bir takım işlemlerden geçerek
çok daha kullanışlı bir hal almıştır. Büyük ölçekli konutların şantiyelerine hafif
prefabrikasyon ve modern kalıp teknikleri hâkim olmuştur. Geleneksel kalıpların yerini
yeni malzeme ve tekniklere bağlı yalın modüler kalıplar ve buna bağlı mekânsal örüntüler
almıştır (Bilgin,1998).
Endüstri devrimi ile geliştirilen, çelik, cam, beton gibi malzemeler ve hidrafor,
asansör ve kanalizasyon sistemleri gibi yenilikler yapıların yükselmesine olanak tanıyan
temel etkilerdendir. Hiç şüphesiz yüksek katlı yapı bloklarını kullanabilir kılan en önemli
etki dökme demirin bulunmasıyla çelik üretiminin gelişmesidir. Bu sayede çelik çerçeve
sistemler kullanılmaya başlanmış, ağır ve masif yığma yapıların yerini daha geniş
açıklıklara sahip, şeffaf yüzeyleri artmış ve çok daha fazla yükselebilen yapılar almıştır.
17
Yüksek katlı yapı ve konut kavramının şekillenmesinde kritik etkiye sahip
süreçlerden biri, 1871 yılında Chicago’da meydana gelen büyük yangın olmuştur.
Yangının ardından şehir yerle bir olmuş ve kısa sürede yeniden inşa edilmesi gerekmiştir.
Louis Sullivan, Daniel H. Burnham, William Le Baron Jenney, Martin Roche ve Dankmar
Adler gibi mimarların önderliğinde “Chicago Okulu” diye anılan bir ekol ortaya çıkmış ve
çelik iskelet sistemin ilkelerini geliştirerek ilk yüksek katlı yapıları ortaya koymuşlardır.
Bu yapıların zemin katları ticari alan olarak işlevlendirilirken, üst katları ofis ve
konut birimlerinden oluşmaktadır. Çerçeve sistemin olanak tanıdığı açık plan sistemi
sayesinde katlarda istenen farklı plan tipleri uygulanabilmiş ve işleve göre bölüntülenmeler
yapılarak farklı kullanıcı tiplerine göre alan yaratılabilmiştir.
“1885 yılında Chicago‟da William Le Baron Jenney tarafından yapılan “Home
Insurance” Binası, “Council on Tall Buildings and Urban Habitat” tarafından dünyanın ilk
yüksek binası olarak kabul edilmiş, tescillenmiştir… 1885 yılında Burnham & Root‟ un
Chicago‟ da yaptığı Reliance Binası da tarihteki ilk gökdelenler arasındadır. 60 metre
yüksekliğinde ve 15 katlı olan binanın taşıyıcı sistemi çelik çerçeveden yapılmıştır”
(Korkmaz,2010).
(a)
(b)
Resim 1.14. (a) Home Insurance Building Chicago, 1883 (b) Reliance Building, Chicago,
1885 (Korkmaz, 2010)
18
Bu dönemde Amerika’da görülen yüksek katlı yapılar; cephelerinde Avrupa’daki
geleneksel ve klasik yapıların üslubuna öykünmüş olsa da yapım tekniği ve malzeme
olarak oldukça ileri bir seviyeye gelmiştir.
20.yy başında, betonarmenin kullanıldığı ilk örnekler de görülmeye başlanmıştır.
1903 yılında Fransa’da yapılan Rue Franklin apartmanı taşıyıcı sistemi betonarme olan ilk
yüksek katlı konut örneğidir. Sosyal olarak farklı sınıftan insanları aynı birimde
buluşturmayı amaçlayan konut örneklerinden olan yapıda mekânsal bölüntülenmeler ile
yeni modern konut anlayışı iyice belirgin hale gelmeye başlamıştır.
Şekil 1.5. Reliance Building, (İnternet,
www.hiddenarchitecture.com.tr)
Resim 1.15. Home Insurance Building
(İnternet, www.artduquotidien.com)
I. Dünya savaşının ardından yaşanan yıkım ile birlikte başta Almanya olmak üzere
tüm Avrupa’da yeniden bir yapım hareketi başlamıştır. 20.yy başında, gelişen teknolojinin
etkisiyle Almanya’da ortaya koyulan yüksek katlı yoğun konut blokları, toplu konut
kavramının gelişiminde de önemli rol oynamıştır. Bu yapılar, ucuz, yoğunluğu yüksek ve
hızlı inşa edilebilen apartmanlardır.
19
Şekil 1.6. Britz Yerleşkesi Vaziyet Planı
(Eren, 2014)
Resim 1.16. Britz Yerleşkesi, Berlin (Eren,
2014)
20.yy ortalarında, Le Corbusier, Mies Van der Rohe, Adolf Loos ve Frank Llyod
Wright gibi mimarların öncülüğündeki modern mimarlık düşüncesi ise, ortaya koyulan
örneklerde hem mekânsal olarak bir rafineleşmeyi sağlamış hem de yeni bir düşünce ve
yaşam biçimini konut üzerinden toplum sunmaya başlamıştır. Le Corbusier ve Van der
Rohe gibi pek çok önemli ismin kurguladığı bir toplu konut projesi alanı olan Weissenhof
yerleşkesi ile modern konutun plan tipi ve işlev şemaları olgunlaşmaya başlamıştır.
Resim 1.17. Weissenhof Yerleşkesi,
Stuttgart (İnternet, www.uk.phaidon.com)
Şekil 1.7. Weissenhof Vaziyet
Planı, (www.uk.phaidon.com)
20
Olgunlaşan mimari plan çözümlemelerinin ve yeni bir form yaratma çabasının
ardından, Le Corbusier’in yaptığı çalışmalarda bu plan tipolojisini yüksek katlı konutlara
adapte etmeye başladığı görülmektedir.
1930’larda yayınladığı ışıyan kentler kitabında Le Corbusier; temel elemanına
‘unite’ adını verdiği yüksek katlı konut blokları olan, ortak kullanım alanları ile aileye ait
bireysel alanların ayrıştığı bir kentsel tasarım anlayışını ortaya koymuştur. Işıyan kentlerde
sınıfsal farklılaşmaya göre belirlenen mekânsal özellikler yerini kullanıcı sayısına bağlı
fiziksel kriterlerden şekillenen özellikte konutlara bırakmıştır (Telli,2010).
Şekil 1.8. Işıyan Kent Vaziyet Planı
(Telli, 2010)
Resim 1.18. Işıyan Kent Eskizi (Telli,
2010)
Le Corbusier’in yüksek katlı konut bloklarıyla yaratmayı hayal ettiği ışıyan kent
planı tam anlamıyla uygulanamasa da, Fransa’nın çeşitli bölgeleri ve Hindistan’ın
Chandigargh bölgesinde yürüttüğü çalışmalarında “unite” adını verdiği yüksek katlı konut
bloklarını inşa edebilmiştir.
21
(a)
(b)
Resim 1.19. (a) Unité d’Habitation, Fransa (Telli,2010) (b) Müdüriyet Personeli Binası,
Chandigarh, Hindistan (www.architectuul.com)
II. Dünya savaşının yarattığı yıkımın ardından şehirler bir kez daha inşa edilmeye
başlamıştır. Hızlı ve yoğun konut stoğu ihtiyacı beraberinde pek çok toplu yüksek katlı
konut projesini getirmiştir. Özellikle Almanya’da sıkça rastlanan ve “savaş sonrası konut”
olarak isimlendirilen bu yapı stokları, çok yüksek katlı ve yoğunluklu, kimliksiz ve
aidiyetsiz mimari yerleşkeler olmakla eleştirilmektedir. 1970’lere kadar Avrupa’nın
genelinde yönetimin egemenliğindeki bu devletçi konut üretim anlayışı sürmüştür.
(a)
(b)
Resim 1.20. (a) Savaş Sonrası Konutlar, Berlin (b) Savaş Sonrası Konutlar, Almanya
(Bingöl, 2006)
Yüzyılın ikinci yarısında bu konut stoğu ve üretim yöntemleri sorgulanmaya
başlanır. Bilgin’e göre; “Yeni konut çevrelerinde ortaya çıkan yabancılaşmanın, aidiyet
duygusu eksikliğinin, kimliksizliğin kaynağı, ortalama tüketici gereksinimlerinin teknokrat
22
bir kimlikle tanımlanması ve bunlara uygun düşen optimum kurgusunun bitmiş bir ürün
olarak sunulmasıdır.” Bu sorgulamayı yapan kesimler arasında iki farklı çözüm önerisi
sunulmaktadır; ilk gruptaki eleştirilerin çözümü geleneksel yapım yöntemlerine dönmek
iken ikinci grupta yer alanlar ise yapı teknolojilerinin gelişmesini çıkış yolu olarak görürler
(Bingöl, 2006).
Belli ihtiyaçların ortak karşılandığı bu toplu yaşam alanları zamanla pek çok sorunu
doğurmaya başlar. Yükselen suç oranları, gettolaşma vb. pek çok sorunun yuvası haline
gelen Pruitt Igoe konutları bu durumu yansıtmakta sembol örneklerden biridir. 1972
yılında Pruitt Igoe konut bloklarının yıkılması ise bir anlamda “modernizmin çöküşü”
olarak sembolleştirilmektedir.
Resim 1.21. Pruitt Igoe Konutlarının Yıkımı (İnternet,www.v3.arkitera.com)
Bu dönemde sorgulanan ve eleştirilen durumlardan biri de özellikle ABD’de kent
merkezlerinin iş ve ticaret alanlarına dönüşmesi ile birlikte; gündüzleri yoğun ve hareketli
iken geceleri ıssız ve canlılığını kaybetmiş alanlara dönüşmesidir. Bu durum aynı zamanda
petrol tüketiminin artması, zaman kaybı, çevre kirliliği gibi durumları da beraberinde
getirmiş ve 1960’lardan itibaren kent merkezine yeniden bir dönüş hareketi başlamıştır
(Başyılmaz,2014).
Bu kent merkezine dönüş hareketiyle birlikte arsa yetersizliği sebebiyle, yüksek
katlı konut üretimine duyulan talep iyice artar. Böylelikle karma işlevleri barındıran konut
blokları da inşa edilmeye başlanmıştır. Chicago’da yer alan Lake Shore Drive Apartments,
karma kullanımlı olmamakla birlikte bu yeni yerleşme düşüncesin ilk örneklerindendir.
23
Resim 1.22. Lake Shore Drive Apartments (İnternet, www.e-architect.co.uk)
İlerleyen yıllarda hızla artan arsa bedelleri de, yüksek katlı yapılaşma ihtiyacını
tetiklemiştir. Daha küçük bir taban planda daha fazla katı çözümleyerek konut talebine
daha uygun çözüm bulma yoluna gidilmiştir.
Yüzyıl sonuna doğru yaklaşılırken, yüksek katlı yapılar artık yalnızca Amerika ve
Avrupa’da yer alan birer mimari öge olmaktan çıkmış, bir medeniyet ve teknoloji sembolü
olarak tüm dünyada yapımında yarışılan mimari objelere dönüşmüştür. Yüksek
teknolojinin birer simgesi olan bu yüksek katlı yapılar, yüksek katlı konutlar özelinde yeni
birer yaşam kültürünün de temsilcisi ve mekânı haline gelmeye başlamıştır. 21.yy ile
birlikte yapımları artarak devam eden bu yüksek katlı –ve hatta gökdelen- konut blokları,
bugün de bir güç ve statü sembolü yaratma, her gün gelişen teknoloji ile bir doğayı alt
etme savaşı olarak sürmektedir.
24
(a)
(b)
Resim 1.23. Yüksek Katlı Konut Örnekleri (a) Turning Torso Building (İnternet,
www.archdaily.com)
(b) Met Towers (İnternet, www.bouyguesconstruction.com.au)
25
26
2. TÜRKİYE’DE YÜKSEK KATLI KONUTLARIN ORTAYA ÇIKIŞI
Önceki bölümlerde bahsedilen Batı Avrupa ve Amerika’da yüksek katlı konut
yapılarına geçiş serüveni, bizim coğrafyamızda daha farklı bir altyapı ve kronolojiyle
seyretmiştir. Avrupa’daki anlamda bir endüstrileşme döneminin yaşanmadığı ülkemizde,
yüksek katlı konut üretimi de başlangıçta bir ihtiyaç değil, modernleşme sembolü olarak
görülmüştür. Eren’in belirttiği gibi;
“Türkiye’deki yüksek binaların ilk örnekleri 1950‟lerde görülmüş ve bu bina tipine yönlenen talep
1980‟lerin ikinci yarısında oldukça artmış, ancak gerçekleştirilen isabetsiz örneklerle birlikte özellikle
kontrol konuları tartışma konusu olmuştur. 2000’li yıllarda yeniden ivme kazanan yüksek binalar, çok
sayıda karmaşık problemler içeren, yüksek teknoloji gerektiren, tasarlanması önemli bilgi ve deneyim
birikimi gerektiren bina tipleridir” (Durmuş, 2010).
Çalışmanın bu bölümünde, yüksek katlı konut üretiminin tarihsel süreç içindeki
gelişimi ve bu gelişime etki eden, fiziki, siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel parametreler
incelenecektir. Ayrıca bu etkiler altında dönemsel olarak yüksek katlı konutlarda yaşanan
mekânsal değişimler irdelenecektir.
2.1. Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Fiziki, Siyasi, Ekonomik ve
Sosyo-Kültürel Etki ve Dönüşümler
Osmanlı devrinde “apartman” olarak ortaya çıkan ilk yüksek katlı konut örnekleri
Tanzimat döneminde ortaya koyulmuştur. 1839 yılında Tanzimat Fermanın ilanıyla birlikte
gayri müslim ve yabancılar için inşaat, mal edinme ve yerleşme gibi kısıtlamaların ortadan
kalkmasıyla birlikte; üslup olarak Avrupa’dan etkilenen plan tipiyse arada kalmış bir
apartman anlayışı ortaya konmaya başlanmıştır. Ünal, Osmanlı’nın son döneminde batıya
bağlı, yabancı banka ve şirketlerde çalışanların konutu olarak ortaya çıkan apartmanların,
zamanla buralarda çalışmaya başlayan Müslümanlar tarafından benimsenmesi ve aile
yapısının değişimiyle yaygınlaşmaya başladığından bahseder (Pulat Gökmen,2011).
Yüksek katlı bu yapıların yaygınlaşmasında bir diğer önemli sebep de ahşap
yapıların yangına olan dayanıksızlığı olmuştur. Özellikle İstanbul, bu yangınlarla sık sık
harap olduğundan ahşap ev yapımı yasaklanmış bu da yüksek katlı, kagir apartmanlara
geçişi hızlandırmıştır.
27
Yabancı, refah seviyesi yüksek ve eğitimli kişilerin yaşadığı bu alanlara yakın
çevrede zengin ve statü sahibi ailelerce, eski aile konaklarını satmak yahut yıkmak
suretiyle, hızla yeni apartmanlar yapılmaya başlanmıştır. Beyoğlu’yla başlayan
apartmanlar hızla İstanbul’a yayılmaya devam etmiştir. “Bu dönemde apartmanda oturmak
Türk aileler tarafından batılılaşma ve modernleşme olarak görülmüş, ancak apartmanlar
henüz kat mülkiyeti yasası olmadığından ve mahremiyet, güvenlik vb. gibi nedenlerle
başka kişilere kiralanamadığından akrabaların bir arada oturduğu yerler haline
gelmiştir”(Pulat Gökmen,2011). Bu durumun getirisi olarak, yüksek katlı apartmanlar
Anadolu’ya yayıldığında da, başlangıçta birer aile apartmanı hüviyetinde olmuş ve
akrabaların bir arada yaşadıkları büyük evlere dönüşmüşlerdir.
(a)
(b)
Resim 2.1. İstanbul’daki İlk Apartman Örnekleri (a) Defterdar Yokuşu No:1 (b)
Pekmezyan Apartmanı (Sunalp,1999)
Başlangıçta; müstakil, büyük ve gösterişli aile konakları zenginlik, refah ve
ayrıcalık olarak görülürken, alt gelir grubundan insanların barınması için yapıldığı
düşünülen apartmanlar rağbet görmüyordu. Ancak kentin altyapısının da apartmanları
eksen alarak gelişmeye başlaması ile birlikte, mekân kurgusuyla yeni bir düzen ve yaşam
şekli sunan apartmanlara olan ilgi artmaya başlamıştır.
Türkiye’de yüksek katlı konutların oluşumu, Osmanlı döneminde başkent İstanbul
ile başlamıştır. Ancak Cumhuriyetin ilanı ile başkent olması, Ankara’yı İstanbul ile birlikte
28
yeni imar hareketinin merkezi konumuna getirmiştir. O dönemde yüksek katlı konutlar,
modernliğin sembolü olarak görülmeye başlanmıştır.
“Aranan Ankara’nın kuruluşunda olduğu gibi, ilk kez Cumhuriyetle gelen ve ulaşılmak istenen çağdaş
uygarlık düzeyini temsil edecek bir anlatımdır. Modern mimarlığa yönelme, çağdaş olmanın gereği ve
İslam Doğu kökenli kültürden Batı kültür sistemine geçmenin tamamlayıcı öğelerinden biri olarak
algılanmıştır”(Zeylan,2009).
Cumhuriyetin ilanının ardından, siyasal ve toplumsal değişikliklerin yarattığı etkiler
kent ve konuta da yansımıştır. Apartman tipi konutlara olan ilginin artması dönemin gazete
ve dergilerinde, hem geleneksel Türk aile yapısı ve kültürüyle uyuşmadığı gerekçesiyle
eleştirilmiş hem de modernlik ve batılılaşma aracı olarak görüldüğünden teşvik edilmiştir.
Tanyeli’nin vurguladığı gibi;
“Erken Cumhuriyet dönemi, modern insanı ve toplumu, modern konutla birlikte yaratmayı düşlemiştir. O
yılların okul kitapları ve dergileri, konut mimarisine hangi ideolojik beklentilerle yaklaşıldığının
örnekleriyle doludur. Sonraki yıllarda bu beklenti ortadan kalksa da, konut mekânı ve barınma kültürü,
modernleşmenin en belirgin soyutlaşma alanlarından biri olmuştur ve hala da böyle olmayı
sürdürmektedir”(Zeylan,2009).
(a)
(b)
Resim 2.2. (a), (b) Erken Cumhuriyet Dönemi Konut Reklamları (Zeylan,2009)
Yine de genel anlamda bakıldığında, erken cumhuriyet döneminde, bu tip bir
yapılaşmaya karşı ağır basan görüş olumsuzdur. Bu olumsuz tepkinin oluşmasını sebepleri
ise, teknolojik yetersizlik, malzeme niteliği ve sermaye yetersizliği gibi nedenlerdir.
29
1930’lar ile 1950’ler arasında üretilen konutlar, bu konutlara sahip olacak birikim
ve statüye sahip insan sayısının azlığından ötürü büyük şehirlerde ve belli sayıda bir
üretimle sınırlı kalmıştır. Bina sahiplerinin yüksek gelir grubundan kişiler olması
sebebiyle, üretilen konutlar da beli bir niteliğe sahiptir ve dönemin önemli mimarları olan,
Mimar Kemaleddin, Seyfi Arkan, Sedad Hakkı Eldem, Seki Sayar gibi isimlerin elinden
çıkmıştır.
Resim 2.3. Ceylan Apartmanı (Mutdoğan,2014)
Aynı dönemde, bireysel konut üretiminin dışında ikinci bir yüksek katlı konut
üretim kolu da özellikle Ankara’da devlet eliyle oluşturulan toplu konut alanları ve planlı
mahalleler olmuştur. Merkezi otoritenin imkanları ve ideolojisi yönünde üretilen bu
yapılarla hem konut ihtiyacına çözüm aranmakta hem de yeni bir yaşam ve kültür biçimi
topluma sunulmaktadır.
Resim 2.4. Saraçoğlu Mahallesi, Ankara (Zeylan,2009)
30
II. Dünya savaşı döneminde ülke savaşa girmemiş olsa da küresel anlamda yaşanan
krizden etkilenmiştir. Mimarlık tarihi bağlamında II. Ulusal mimarlık akımı olarak
tarifleyebileceğimiz bu dönemde, savaş ve ekonomik buhranlar nedeniyle, geleneksel Türk
konut formuyla ilişkili yerel malzeme ve işçilik kullanımını önemseyen bir konut üretim
modelinin
üzerinde
durulmuştur
(Mutdoğan,2014).
Devlet
eliyle
yürütülen
bu
modernleşme hareketiyle hızla yaygınlaşmaya başlayan yüksek katlı konut üretimi; Orta
Anadolu’da da modernleşme öncülüğü yürüten şehirlerde kendini göstermeye başlamıştır.
Tekeli’nin belirttiği gibi; 1950’lere gelindiğinde biten dünya savaşının ardından,
Türkiye’de endüstrileşmenin artması ve kırsaldan İstanbul’a göçün başlaması ile gerçek
anlamda bir konut ihtiyacının açığa çıkması, arsa fiyatlarının hızla artmasına sebep
olmuştur. Yükselen maliyetleri birden çok ailenin bölüşmesinin getireceği avantaj ile çok
katlı apartman bloklarının yapılması bir ihtiyaç olarak kendini göstermiştir (Pulat Gökmen,
2011). Böylece Türkiye’de de yüksek katlı apartman blokları artık bir prestij veya
modernleşme nesnesi olmaktan çıkarak bir ihtiyaç nesnesi haline gelmiştir. Fakat aynı
gerçeklik; köyden göç, konut yetersizliği, yüksek arsa ve kira bedelleri gibi etkenlerle,
gecekondu dediğimiz ve bugün bile kentlerin en güncel problemlerinden olan kalitesiz
konut üretiminin başlangıcına da sebep olmuştur.
Resim 2.5. Levent Blokları, İstanbul (Zeylan,2009)
Çok partili hayata geçişle başlayan siyasi değişimler özel sektörün de önünü açmış,
1958 yılında imar ve iskan bakanlığının kurulması ve 1964 yılında halk konutları
standartlarının yayınlanması gibi hamlelerle konut yapılarının denetlenmesi ve kalitesinin
sağlanması amaçlanmıştır.
31
1965 yılında çıkarılan kat mülkiyeti kanunu ise yüksek katlı konut üretiminde
önemli bir başka dönüm noktasıdır. Bu yasa; hızlı kentleşme, nüfus artışı, göç ve yükselen
arazi fiyatlarına çözüm olarak görülen kat mülkiyeti esasından faydalanan, yap-satçı
denilen, müteahhitlerin ortaya koyduğu yapsat konut üretimine sebep olmuştur. Az katlı
eski evleri daire karşılığı arsa sahiplerinden satın alan müteahhitler, kalan daireleri satarak
kar elde etmişlerdir. Başlangıçta mimarların yaptığı müteahhitlik zamanla sermaye sahibi
eğitimsiz kişilerin eline geçmiştir. Bozdoğan; Yüksek apartman bloklarının ortaya çıktığı
bu dönemde konut mimarisinde monotonluk ve kimlik kaybının hâkim olduğundan
bahseder. Ülkedeki büyük kentlerde yaygınlaşan bu durum, konut mimarisinde giderek
yaygınlaşmış ve tüm konut alanları bir örnek hale gelmeye başlamıştır (Pulat
Gökmen,2011). Yapsat yöntemi ile kentlerdeki apartman stoku ve imarlı alanlardaki
yoğunluk oranı hızla artmaya başlamıştır. “Bu dönemde ‘yapsat’çı sunum konut üretim
sistemi ile Türkiye’de toplam konut stokunun %40-45’i, kooperatiflerle %10 ve
gecekonduyla % 40-45’i karşılanmıştır” (Mutdoğan,2014).
Aynı dönem içerisinde ortaya koyulan bir başka konut üretim pratiği ise
kooperatifler olmuştur. Genellikle işçi ve memurların oluşturduğu kooperatif gruplarının,
sosyal güvenlik kurumları ve Emlak Kredi Bankasından alınan krediler ile kendi
konutlarını yaptırdıkları bu dönemde Tekeli; kooperatiflerin, yapsat konutların aksine
üyelerin içinden geldiği toplumsal katmanda yaygın olan değer ve beğenilere göre
tasarlandığından söz eder. Konut tasarımında, söz hakkı kooperatif üyelerine aittir
(Mutdoğan,2014). Bu konutlar, sınırlı olanaklar içerisinde yapılmış olmalarına rağmen,
plan tipi, mekan organizasyonu ve donatılar bakımından orta tabakanın standartlarını
yakalamayı hedeflemişlerdir.
“Bu alanda, üstelik çoğu kez de kolektif zihniyetle yapılan çalışmalara bakıldığında, yine bütün
sapmalara karşın, mimari ölçekten toplumsal kuruculuk ve katkılara, bölge bölge yeni kent parçalarının
‘kurulmasından’ bu parçaların bütünleşmiş kent nüfusu ve fiziksel mekân üretimi açısından mikro
ölçekteki başarılara imza atıldığı görülür. Kentin ve kentliliğin ne olduğu- ne olmadığı konusundaki
toplumsal algının belirlenmesinde konut kooperatifçiliği dönemi uygulamalarının etkisi olduğu
yadsınamaz”(Cengizkan, 2009).
32
Resim 2.6. Ataköy Soyal Konut Uygulaması, İstanbul (Zeylan,2009)
1970’lere gelindiğinde, gelişen teknolojinin etkisiyle betonarme kullanımının
yaygınlaşması daha yüksek katlı konut bloklarına kapı aralamıştır. Hızlı, sağlam ve çok
üretim yapabilme imkânı inşaat sürelerini azaltırken maliyetleri azaltmıştır. Tek apartman
bloklarından, toplu konut alanlarının üretimine giden yolu açmıştır.
Ucuz ve geniş arsa elde edebilme imkânı, yeni imar durumu oluşturabilme rahatlığı
gibi sebeplerden dolayı bu toplu konut alanları şehir merkezinin dışına doğru kaymaya
başlamıştır. Böylece uydu kent diye adlandırılan, tüm temel ihtiyaçları kendi içerisindeki
donatılardan karşılayan, üst ve orta gelir grubuna hitap eden yerleşimler oluşmaya
başlamıştır (Pulat Gökmen, 2011).
1980’lerde serbest piyasa ekonomisine geçilmesi ve globalleşme gibi etkilerle
toplum kültüründe ve alışkanlıklarında değişimler baş göstermiştir. Toplumun tüketim
alışkanlıkları ve kültüründeki bu değişimler aynı hızla konut üretimine de yansımıştır.
Küreselleşme, dışa açılma ve teknoloji gibi etkilerle kentlerdeki heterojen yapı iyice
artmaya başlamıştır. Kentteki ayrışmalar sadece gecekondu bölgeleriyle değil bu sefer tam
ters yönde varlıklı insanlara ayırılmış konut alanlarıyla kendini göstermeye başlamıştır.
Konut üretimindeki kritik dönemeçlerden bir diğeri ise 1980’lerde toplu konut
yasasının çıkması ve yaşanan askeri darbenin siyasi alanda yarattığı değişiklikler olmuştur.
Bu dönemde, bir yandan sık sık çıkan aflar ile gecekondulaşma meşru bir zemine doğru
kaymış ve kendi içinde bir rant ve hatta mafyalaşma sektörü oluşturmuş, yapsatçıların
elinde yüksek katlı konut bloklarına doğru bir dönüşüm yaşamıştır. Diğer yandan ise küçük
33
girişimci piyasadan çekilerek yerini TOKİ ve belediye şirketlerine bırakmıştır. Bunların
öncülüğünde oluşan uydu kentler ve banliyöleşme konut üretiminde önemli bir ayağı
oluşturmuştur.
Resim 2.7. Göztepe Soyak Sitesi, İstanbul (Zeylan,2009)
1980’lerde başlayan ve orta gelir düzeyini hedef alan bu projeler 1990’lara doğru
kent içinde, üst gelir grubunu hedef alan, büyük ölçekli konut projeleri “site”lere
dönüşmüştür. Çevresine kapalı, her türlü donatıyı içerisinde barındıran ve sosyal olarak bir
statünün yaşam alanı olarak görülen bu konut bölgeleri, astronomik fiyatlarına rağmen
oldukça rağbet görmüşlerdir. Bilginin vurguladığı üzere;
“1946 yılında kurulan Emlak Bankası’ da devletin politikaları altında konut üretmeyi sürdürmektedir.
Emlak Bankası, 1985 yılına kadar 5000 konut üretirken, 1985-1992 yılları arasında 24.000 konut
üretmiştir. 25 bin nüfuslu, 11 mahalleden oluşan Ataköy, en önemli projelerden bir tanesidir. Kitlesel
üretimle yaygınlaşan toplu konutlar, 1980 sonrası konut politikalarında hızlı bir artış ve büyük bir ivme
kazanıldığını kanıtlamaktadır” (Yenel, 2012).
2000’li yıllara gelindiğinde, gittikçe artmakta olan bu site konut projelerine farklı
bir konsept daha eklenmiştir. Kent içinde gittikçe azalan ve değerlenen arazilerin
maksimum düzeyde kullanılması için çok yüksek katlı olarak inşa edilen ve “rezidans”
olarak adlandırılan kondonmiyumlar oluşmaya başlamıştır. Farklı kullanıcı profilleri için,
farklı büyüklüklerde ve şemalarda tasarlanan rezidans dairelerinde; ev sahibi ücreti
karşılığında evin bakım hizmetini almakta, yüksek katlı konut bloğuyla bir arada yer alan;
spor merkezi, alışveriş merkezi, kafe ve restoran gibi yaşam alanlarının imkânlarından
yararlanabilmektedir.
34
“Özellikle 21. yüzyıla gelindiğinde akıllı bina sistemleri ve tüm kullanıcı ihtiyaçlarını bünyesinde
çözümleyen, kısacası otel konforunda hizmet sunan tasarımlar yapılmaya başlanmıştır. Otel konforunda
kelimesini özellikle vurgulamak gerekir. Burada kastedilen, verdiği konforun dışında, zaman içerisinde
oluşan yoğun iş temposu, bireysel yaşam ihtiyacının artması, yemek ve eşya gibi temel ihtiyaçların kolay
elde edilebilirliği gibi nedenlerle yaşam mekanının minimal düzeye indirgenmesinin söz konusu
olmasıdır”(Eren,2014).
(a)
(b)
Resim 2.8. (a) Next Level, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) (b) Metrocity, İstanbul
(İnternet, www.mimarlikmuzesi.org)
Günümüzde gittikçe kaybolmaya veya değişmeye başlayan gelenekler yaşama ve
barınma kültüründe de kendini göstermekte ve farklılaşmaya sebep olmaktadır. Bir seri
üretim nesnesi olan toplu ve birbirinin aynı konutlar, tek tipleştirilen bir “modern insan”
kavramının da yansımasıdır. Diğer yandan bakıldığında ise “farklılaşmayı ve özel olmayı”
vadeden ve bu noktada birbiriyle yarışarak, ayrışmaya çalışan konut ve yerleşke
tasvirleriyle bireysellik anlayışı ön plana çıkarılmaktadır. “Tüketim dinamikleri
çerçevesinde 1980 sonrası Türkiye’sinde ortaya çıkan yeni kentli seçkinlerin “kaliteli
yaşam” arayışları karşılığını, önce kent içindeki sınırlı sayıdaki boş arsalarda, sonrasında
ise kent dışı alanlara, banliyölere yayılan kapalı konut sitelerinde bulmuştur”(Akyol
Altun,2008).
“Önceki dönemlerde konut sahibi olma, konutun kalıcı olması ve nesilleri içinde
barındırması önemliyken, 2000’li yıllardan sonra konutu yatırım aracı olarak gören bir
grup kullanıcı oluştuğu bu amaç nedeniyle konutların geçici olarak kullanıldığı, aidiyet
hissinin gelişmediği görülmektedir”(Mutdoğan,2014). 2000’lerde konut, sadece bir
barınma nesnesi,
yuva olmaktan çıkmış, kimi zaman kolayca el değiştirebilecek bir
yatırım nesnesi ve pek çokları içinse statü sembolü haline gelmiştir. Pazarlanan projelerin
tanıtımları ve sloganları incelendiğinde bu etkiyi fark etmek mümkündür. Örneğin;
35
Ankara, Next Level projesinin tanıtımlarında; “Hayatınızda öyle bir noktaya geldiniz ki,
artık kendinize sormadan duramıyorsunuz. Şimdi sırada ne var? Şimdi hayatınızda Next
Level var!” denmektedir (www.next level.com.tr).
Böyle olunca da plan tipleri, konutun işlevselliği, malzeme özellikleri, estetik ve
tasarım değeri gibi etmenler göz ardı edilmiş, insanlar bir konsept ve pazarlanan bir
statünün alıcısı haline gelmişlerdir. Günümüzde de gittikçe yükselen bu konut biçiminde,
“Elit kesimin özlemini duyduğu bize özel kavramının yaşatıldığı bu yapı tipinde, ev
konforunda bir otelin sunabileceği tüm hizmetler verilmektedir” (Zengel ve Deneri,2007).
(a)
(b)
Resim 2.9.Günümüz Konut Reklamlarından Örnekler (a) Sea Pearl,İstanbul (İnternet,
www.emlakpencerem.com)
(b)
Avenue
Rezidans,
İstanbul
(İnternet,www.projekulisi.com)
TOKİ konut üretim pratiği de günümüzde hala devam etmektedir. Herkesi konut
sahibi yapma hedefiyle çıkılan yolda şuana dek 600.000 civarında konut üretilmiştir.
Ancak üst gelir grubuna yönelik projelerde, oldukça üst seviye tasarım ve imalatlar
yapılmakla birlikte, alt ve orta gelir grubuna yönelik projeler, insani boyutlara ve
topografyaya duyarsızlık, niteliksiz işçilik ve malzeme kullanımı gibi eleştiriler almaktadır.
“Kentlerdeki yoğunluk zorunlu olarak konut miktarını artırsa da nitelikte ve kullanıcı memnuniyetinde
bazı problemler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunun en önemli nedenleri arasında konutu inşa edenle
konut kullanıcısının farklı olması ve inşaatı gerçekleştirecek kişinin kullanıcı hakkında yeterince bilgi
sahibi olmaması görülmektedir” (Mutdoğan,2014).
Sonuç olarak bakıldığında değişen aile yapısı, yaşam kültürü, tek başına yaşayan
birey sayısının artması, kadınların iş yaşamına dahil olması ve teknolojik gelişmeler gibi
36
pek çok sebep konut planlaması ve kültürüne de yansımakta ve değişimlere sebep
olmaktadır.
Günümüz büyük kentlerinde, konutu kullanan bireylerin demografik özellikleri
hızla farklılaşmaktadır. Küreselleşme, iletişim olanaklarının artması ve günlük yaşamın bir
parçası haline gelmesi, kırsal kültürden çok başka etkilere ayak uydurma zorunluluğu gibi
etkenler sonucunda; konut kullanıcısı çekirdek aile kavramının yerini, birbirinden farklı
birçok konut kullanıcı profili almıştır. Bu farklı kullanıcı profilleri ile birlikte yeni yaşam
biçimleri oluşmuş ve dolayısıyla tüm bu yaşam biçimlerini karşılayabilecek yeni bir konut
kültürü ortaya çıkmaya başlamıştır (Ünsal Gülmez ve Ulusu Uraz, 2010).
2.2. Yüksek Katlı Konutların Mimari ve Mekânsal Özellikleri ve Dönüşümü
2.2.1. 1880-1923 dönemi plan tipleri
Osmanlı devrinde ilk kez İstanbul’un Galata, Pera-Beyoğlu bölgelerinde yaşayan
yabancı ve gayrimüslimlerin kendileri için inşa ettirdikleri yüksek katlı apartmanlar, bir
yandan oda kullanımı, işleve göre özelleşmiş mekanlar gibi pek çok mekânsal ve işlevsel
yeniliği getirirken diğer yandan geleneksel tük mimarlığının sofa ve avlu gibi plan tipi
özelliklerini barındırmaktadır. 19.yy ilk apartman örneklerinde cephe anlayışı ve mimari
üslup bakımından ise tamamen Avrupai klasik ve eklektik tarzların etkisi altında kalındığı
görülmektedir.
Ceyhan dönemden; “19 yüzyılın başından beri görülmeye başlayan işin evden
ayrılması süreci II. Abdülhamit dönemiyle kökleşmiştir. Bu gelişme modern telakkiler
çerçevesinde evin ‘‘özel alan’’ olarak algılanma sürecini başlatmış ve dolayısıyla evin dış
dünyaya açılan kapısı olan selamlığın fonksiyonlarını yitirmesine neden olmuştur. Böylece
evin fonksiyonlarında bir daralma meydana gelmiştir.” şeklinde bahseder (Zeylan,2009).
Geleneksel konutta, her biri bir çekirdek ailenin evi olan odalar, yerini işlev olarak
özelleşmiş birimler ile çekirdek ailenin her bir bireyine ait ayrı odalara bırakmıştır.
Bahsi geçen bu ilk konut örneklerinde, sıkışık kent dokusunda yer alan
apartmanların odaları aydınlık boşluğuna veya avluya bakmakta, geniş bir orta sofadan
sirkülasyon dağılımı sağlanmaktadır (Pulat Gökmen,2011). Plan tasarımı açısından
37
bakıldığında, en önemli ortak mimari paydanın sofa kullanımı olduğu görülmektedir. Gelir
seviyesi ve kültürel arka planı ne olursa olsun, her kesimden kullanıcının konutunda planı
şekillendiren temel öge sofa kullanımı olmuştur. Bazı plan örnekleri incelendiğinde ise
sofanın küçülerek kullanım alanlarının artırıldığı ve sofanın bugün kullandığımız giriş
holüne benzer bir nitelik kazandığı görülmektedir.
Bu dönemde İstanbul’da apartmanlaşma ile birlikte ortaya çıkan bir diğer çok katlı
konut tipi de sıra evlerdir. Uygulandıkları alanın topografik ve çevresel farklılıklarına göre
değişim gösteren cephe ve yerleşim düzenlerinde olsalar da plan şemalarında belirli ortak
noktalar hâkimdir. Tipik kat çözümleri, yola ve arka cepheye bakan iki oda ile aradaki
servis mekânları ve merdiven sisteminden oluşmaktadır. Esas katları geleneksel Türk
konutundan farklı olarak birinci kattır. Odalar belirli bir işleve yönelik olarak özelleşmiştir.
Konutlar ise 3 veya 4 kattan oluşmaktadır (Sunalp,1999). Dönemin en önemli sıra ev
örnekleri, Beşiktaş Akaretler Evleri ve Taksim Surp Agop Evleridir.
Sıra evler, bizim coğrafyamızda 19.yy son çeyreğine özgü bir tip olarak kalırken,
apartman; büyüyen kentlerin gelişim süreci içinde sonraki yüzyılın konut biçimini de
temellendiren öge olarak varlığını sürdürmüştür.
“19. yüzyılın genellikle Batılı ve kapitalist ilişkilere dayalı kent modeli
değişimlerinin İstanbul’da halen sürmekte olan kentsel dinamiklerin başlangıcını teşkil
ettiği ve bu sürecin ilk özgün ve özgül konut tiplerini ürettiği söylenebilir” (Zeylan,2009).
Ek-1’de yer alan tabloda 19.yy yüksek katlı konut örneklerinden bazılarının plan
tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde dönemin ve
yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan örneklerden bazıları
detaylı olarak analiz edilecektir.
2.2.2. 1923-1950 dönemi plan tipleri
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, Osmanlının son döneminde şekillenmeye başlayan I.
Ulusal mimarlık akımı da ilk örneklerini vermeye başlamıştır. Kentlerdeki tüm yapılarla
birlikte, konut yapılarında da akımın etkisiyle bir yandan batı kültür ve tasarımına duyulan
38
ilgi artmış diğer yandan geleneksel ögelerin korunarak yeniliklerle sentezlenmesine
çalışılmıştır.
Batur’a göre; 1930’lara kadar olan dönemde, konutun planı belirli geometrik
formlara bağlı kalmadan yan yana gelen işlevlerin ve parselin şekline göre biçim almıştır.
Sofa kullanımının temel plan kurgusunda yer almaya devam ettiği bu dönemde, oldukça
rağbet gören dairesel formda mekânlar, hem plan düzleminde hem de kütlesel etki
anlamında kendi hissettirmekte; özellikle, oturma ve yemek yeme mekânlarında sıkça
kullanılmıştır (Zeylan,2009). Özellikle cephelerde kullanılan üsluplarda, Ankara
örneklerinde saf bir şekilde modernizm uygulamalarına öykünülürken, İstanbul’da , Art
Deco, Dekonstriktivizm ve pürizm gibi farklı akımlardan etkilenen konut blokları ortaya
koyulmuştur.
1930’larda, konut planlama anlayışı modernizmin baskın etkisiyle fonksiyonalist
bir mantığa bürünmüştür. Bu dönem yüksek katlı apartman örneklerinde; sokaktan girişte
özelleşmiş bir giriş, kimi zaman havuz vb. ögelerle süslenmiş bir bekleme alanına ve
yaygınlaşmaya başlayan asansör kullanımına rastlanmaktadır. Dairesel form kullanımı
etkisini kütlesel anlamda yitirmiş ve düzenli dörtgen form kullanımları artmaya
başlamıştır. Genelde katta bir veya iki daire yerleştirilerek düzenlenen bu plan şemalarında
ikinci bir servis girişine rastlamak da mümkündür. Geleneksel kullanımda yer alan gömme
dolaplar bu dönemde ortadan kalkmaya başlamıştır.
1930’lara kadar plan şemasının ana şekillendiricisi olan sofa ağırlığını kaybetmeye
başlamıştır. Bugün bile yüksek katlı apartman bloklarında kullandığımız plan şemalarının
temeli o dönemde ortaya çıkmaya başlamıştır.
“Apartmanlarda koridor kullanımı 1930’lu yılların başında Şişli, Taksim, Nişantaşı çevrelerinde yapılan
yapılarda uygulanmaya başlamıştır. Önde tek ya da birkaç birimli bir salon, arkada bir koridor üzerine
dizilmiş yatak odaları ve banyo yer almakta, iki bölümün arasında mutfak bulunmaktadır. Bu plan şeması
bugün bile tüm Türkiye’de kent ve kasabalarda standart apartman dairesi olarak inşa edilmektedir.
Öndeki bölüm evin herkese açık kısmı iken arka bölüm dışa kapalı özel bölge olmaktadır”(Pulat Gökmen,
2011).
Bu dönem yapılarının plan şemalarına bakıldığında, alan kullanımının oldukça
fazla olduğu görülmektedir.
39
“Bunun konakta yaşayan kesimin büyük ev tercihi olarak tasarıma yansıdığı düşünülmektedir. Daha
sonraki dönemlerde evin alanı ekonomik nedenlerle küçülse de günümüzde tekrar büyümüştür. Toplumun
100 m2’den başlayan büyüklükte konutlarda oturmak istediği çeşitli zamanlarda farklı konut türlerinde
yapılan (Bayazıt ve diğerleri, 1989, Dülgeroğlu vd., 1994, Özsoy vd., 1993) araştırmalarda ortaya
çıkmıştır” (Pulat Gökmen, 2011).
1930-1940 dönemi, Cumhuriyetin kurulması ile birlikte mimarlık faaliyetleri ve
yapı üretiminin oldukça yoğun ve nitelikli olduğu bir dönem olmuştur. Fakat savaştan
çıkan ülkede imar hareketi ancak devlet eli ve imkânlarıyla mümkün olduğundan;
apartman tipi yüksek katlı konut yapılarından çok kamu binaları, lojman yapıları ve çok
katlı toplu konut örnekleri ile özel teşebbüs ile yapılan villa tipi konut yapıları ortaya
konmuştur. Ardından, II. Dünya savaşıyla başlayan dönemden, 1950’lerin başlangıcına
kadar geçen sürede, tüm alanlarda olduğu gibi yapısal faaliyetlerde de bir durgunluk
dönemi yaşanmıştır.
Ek-2’de yer alan tabloda 1923-1950 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden
bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde
dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan
örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir.
2.2.3. 1950-1980 dönemi plan tipleri
Önceki bölümlerde bahsedildiği üzere; 1950’lerle birlikte hem sanayileşme ve
teknolojik yeniliklerde hem de nüfus artışı ve köyden kente göç oranında hızlı bir artış
ortaya çıkmaya başlamıştır. Teknolojik yenilikler; tünel kalıp sistem, hazır beton yapımı ve
prefabrikasyon inşaat gibi kitlesel üretimi sağlayacak gelişmeleri de beraberinde getirmiş
böylece yüksek katlı konut üretiminde ciddi bir basamak teşkil etmiştir.
Bu dönem yapılarına
mimari anlamda, birinci bölümde bahsi geçen Le
Corbusier’in d’habitation konut ünitesinin etkisi damga vurmuştur. Modernizmin simge
yapılarından olan bu konut bloğu Türkiye’de de üretilen pek çok yüksek katlı, toplu konut
bloğuna (Hukukçular Sitesi, 4.Levent Toplu Konutları) ilham kaynağı olmuştur.
1950’lerden itibaren yapılan konutlarda öne çıkan mimari öge, salon salomonje
denilen misafir odaları olmuştur. Konutun gösteriş alanı olarak görülen salon, 1960’larda
yap-sat konut üretimine geçilmesiyle birlikte, niteliksizleşen konut üretimin vitrin yüzü
40
haline gelmiştir. Geniş ve gösterişli bu salonların dışında kalan diğer hacimlerin
standartları ise oldukça düşüktür. Havalandırma ve aydınlanma problemleri, yetersiz alan
kullanımı, apartman boşluğuna bakan odalar gibi eksikler sebebiyle önceki dönem
konutlarının niteliklerinin çok altında ürünler verilmeye başlanmıştır.
Dönemin plan şemalarında; oturma odası diyebileceğimiz günlük yaşamın geçtiği
alan ve misafir salonlarının birbiriyle ilişkili olduğu ancak ayrı odalar şeklinde planlandığı
görülmektedir.
“1950’li yıllarda ülkenin tüm kentlerinde orta sınıf için yapılan apartmanlarda standartlaşan apartman
planlarında evin merkezi her yerde “hol” olarak adlandırılan orta mekândır. Yatak odaları ve banyodan
oluşan ve daha fazla mahremiyetin söz konusu olduğu bir bölüm kısa bir koridorla orta hole eklemlenir.
Ayrıca bu evlerde misafir odası denilen bir oda bulunur. Geleneksel konutta var olmayan bu mekan
modernleşmenin getirdiği bir zorunluluk olarak bulunur” (Pulat Gökmen, 2011).
1970’lere gelindiğinde, konut şemasında değişiklik yaratan en önemli etkilerden
biri de kalorifer kullanımı olmuştur. Sobanın ortadan kalkmaya başlamasıyla günümüzde
de kullanılan üç oda bir salon plan şeması ortaya çıkmıştır (Ceyhan,2002). Günlük hayata
girmeye başlayan çamaşır makinesi, buzdolabı vb. beyaz eşyalar da plan şemasında mutfak
ve banyo gibi birimlere ayrılan alanın artmasıyla plan şemasının değişimine etki eden bir
diğer neden olmuştur.
Döneme ait önemli mekânsal özelliklerden biri de servis mekânlarının kullanımıdır.
Pek çok konutun giriş kapısı haricinde bir servis girişi de bulunmaktadır. Ayrıca kiler ve
sandık odası gibi mekânlara da bu dönem plan örneklerinde rastlanmaktadır. “Alaturka
tuvaletler önce işlev değiştirmiş sonra da tamamen ortadan kalkmış ya da alafranga
tuvalete dönüşerek misafir tuvaleti olmuştur. Bu değişim 70’lerin sonuna kadar süren bir
döneme yayılmıştır” (Zeylan,2009).
Cam sanayinde yaşanan gelişmeler de bu dönem mimari formlarına önemli ölçüde
etki etmiştir. Artan cam üretimi cephe kurgularındaki açıklıkları, iklimsel koşulları ve
işlevselliği bile göz ardı edecek şekilde yoğun kullanıma sevk etmiştir.
Dönemin önemli konut tipolojileri, yüksek katlı tolu konut ve kooperatif örnekleri
olmuştur. Bu konut yerleşkelerinde, cephe anlamında tamamen modern anlayışa
41
yönelirken, ilk kez kendi kendine yeten, sosyal donatılarını içerisinde barındıran yüksek
yoğunluklu konut anlayışı ortaya koyulmaya başlanmıştır.
Ek-3’de yer alan tabloda 1950-1980 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden
bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde
dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan
örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir.
2.2.4. 1980-2000 dönemi plan tipleri
1980’lerde yaşanan teknolojik, siyasi ve sosyal gelişmelerin etkisiyle, konut mekân
anlayışında da köklü değişimler baş göstermeye başlamıştır. Modernleşme ve
küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte; batılı unsurların daha da çok önem kazandığı ve
aile kavramından bireyselliğe doğru bir geçişin başladığı görülmektedir. Dönemin önemli
iki konut tipi; özel teşebbüs veya TOKİ eli ile üretilen yüksek katlı toplu konutlar ve
özelleşmiş konseptlerde orta-üst gelir grubuna hitap eden kapalı site konut örnekleridir. Bu
dönemle birlikte tek apartman ünitelerinden toplu yerleşkelere geçişin yoğunlaştığı
gözlemlenmektedir.
Bu dönemde inşa edilen konutların mekân organizasyonları incelendiğinde; değişen
yaşam biçimleri ve ihtiyaçları doğrultusunda 1+1, 2+1 gibi yeni plan tiplerinin oluşmaya
başladığı görülmektedir.
Dönemin konutlarında, mekân organizasyonu açsından önceki dönemlere kıyasla
mahremiyet olgusunun değiştiğini görmek mümkündür. Konut birimleri geçmişteki gibi
tamamen içe dönük ve dış dünyadan kopuk değildir. Bununla birlikte odalar tamamen
özelleşerek işlevlerine göre ayrışmıştır. Geçmiş dönemlerde misafirler için özel olarak
ayrılan salon, konut sahibinin günlük kullanımına açılmıştır.
Geleneksel konut anlayışında rastlanmayan açık mutfak kullanımına da ilk kez bu
dönemin sonlarına doğru rastlanmaya başlamıştır.
Bu dönemde, dünyada modernizmin etkisini kaybetmesi ile post modern akımların
etkisi hissedilmeye başlansa da, Türkiye’de önceki dönemler benzer şekilde, belli bir konut
42
üslubu ve mimari dil oluşturulamamıştır. Hızlı ve seri üretimle birlikte, mimari niteliklere
verilen önem ve konut üretiminin estetik nitelikleri azalmaya başlamıştır.
Ek’4 de yer alan tabloda 1980-2000 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden
bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde
dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan
örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir.
2.2.5. 2000 sonrası dönem plan tipleri
2000’lerden sonra teknolojideki gelişmeler ve küreselleşme ile birlikte yapıların
yükselmesinin önündeki sınırlar tamamen ortadan kalkmaya başlamıştır. Her türlü teknik
ve malzemeye daha kolay erişilmeye başlanan bu dönemde; önceki dönemin kapalı site tipi
konut ve yüksek katlı toplu konut üretimlerinin yanında, gökdelen tipi, çoğu zaman karma
kullanımlı konut blokları oluşmaya başlamıştır.
Günümüzde inşa edilen tek blok veya kapalı site şeklindeki yüksek katlı konut
bloklarında, farklı kesimlerden kullanıcı tiplerinin taleplerine cevap verebilmek adına,
zemin ve çatı katlarında dubleks çözümler sunulmakta; aynı birim içerisinde, 1+0’dan,
5+1’e kadar farklı plan şemaları bir arada çözülmektedir (Pulat Gökmen, 2011).
Üretilen konut plan şemalarında, kullanıcı istek ve talepleri kadar kalıp teknolojileri
de belirleyici rol oynamaktadır. Bugün, hızlı ve yüksek katlı konut üretim pratiğinin
temelini tünel kalıp sistemler oluşturmaktadır. Görgülü, tünel kalıp sisteminin mekân
organizasyonundaki etkisinden şu şekilde bahseder;
“Tünel kalıp yöntemi ile konut yerleşmelerinin plan şemaları min 2, 10 - 2, 40 - 2,70 – 3,00 – 3,30 – 3,60
– 3,90 – 4,20 – 4,50 – max 4,80 m olacak şekilde boyutları içermektedir. Kalıp kenarlarının tutacak
şekilde ayarlanması ile plan şemaları çeşitlendirilse de bu yolla üretilen konutlar birbirine benzemektedir.
Girişten salon ve mutfağa, koridor üzerinde yatak odaları ve banyoya erişim ile standart plan
organizasyonları oluşmaktadır” (Yenel,2012).
Tünel kalıp sisteminin hızlı ve yüksek üretim gibi avantajları olmakla birlikte, tek
tipleşen ve mekânsal kullanım esnekliğini kaybeden konut birimlerinin oluşumuna sebep
olmaktadır.
43
2000’li yıllarla birlikte; konutun servis mekânlarında tuvaletler, banyonun bir
parçası haline gelmekte ve hemen hemen tüm konut örneklerinde ebeveyn banyosu plan
çözümlerinde yer almaktadır. Bu dönemle birlikte geleneksel konutlarda görülen gömme
dolap da yeniden kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönem konutlarında hem açık hem de
kapalı otopark çözümleri önem kazanmıştır. Her daireye en az bir araçlık park yeri
ayrılmaktadır.
Kapalı konut yerleşkelerinde, konutun fonksiyonelliğinden çok, yan fonksiyonlar
önem kazanmaya başlamıştır. Yerleşkelerin sunduğu; özel güvenlik, spor salonu, yüzme
havuzu, alışveriş ve rekreasyon alanları gibi hizmetler konut şemasının işlevselliğinden
daha önemli hale gelmiştir.
Günümüz dünyasında yüksek katlı konut tipolojisinin geldiği “en yüksek” nokta
olarak rezidansları göstermek mümkündür. Özellikle üst gelir grubuna hitap eden,
genellikle karma kullanımlı, kent merkezlerinde yer alan bu nokta blok tarzı konutlar gün
geçtikçe daha da çoğalmaktadır.
Kat çözümlerinde farklı kullanıcı tiplerine hitap eden, 6+1 ‘den 1+0’a kadar plan
şemalarının yer aldığı rezidanslar, birer ileri teknoloji ürünü haline gelmektedir. Akıllı bina
otomasyon sistemleriyle tüm işletimi yapılan bu çok yüksek katlı konut bloklarında, kapalı
site mantığında olduğu gibi yan işlevler ön plana çıkmaktadır. Aynı zamanda daireler otel
konforuyla her türlü hizmeti de kullanıcılarına sunmaktadır. Yüksek katlı olmalarının bir
getirisi olarak bu konutlarda manzara yönelimi de önemli parametrelerden biri haline
gelmektedir. Cephe anlayışlarında modern ve zaman zaman enerji etkin malzeme ve
sistemlerin kullanıldığı bu konut blokları aynı zamanda mimari tasarımlarıyla da öne
çıkmaktadırlar.
Ek-5’de yer alan tabloda 1980-2000 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden
bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde
dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan
örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir.
44
3. TÜRKİYE’DEKİ YÜKSEK KATLI KONUT ÖRNEKLERİNİN
SOSYAL VE MEKÂNSAL BELİRLEYİCİLERİ BAĞLAMINDA
İNCELENMESİ
Bu bölümde; 1950-1980 arası dönem, 1980-2000 arası dönem ve 2000 sonrası
dönemde Türkiye’de üretilen yüksek katlı konutlardan, seçilen farklı tipolojilerdeki
(apartman, toplu konut, rezidans, loft vb.) belirli örneklerin sosyal ve mekânsal
belirleyiciler bağlamında incelemesi yapılacaktır.
3.1. Yüksek Katlı Konut Üretiminin Sosyal ve Mekânsal Belirleyicileri
Yüksek katlı konut üretimini etkileyen ve şekillendiren pek çok etki bulunmaktadır.
Tüm bu fiziksel, mekânsal ve sosyo-kültürel etkilerin birleşiminde şekillenen konut kültürü
aynı zamanda o toplum ve dönemin tarihsel bir kanıtı ve dışavurumu niteliğindedir.
Bu bölümde incelenecek olan yüksek katlı konut projelerinin analizinde
kullanılacak belirleyiciler; arazi kullanımı, plan organizasyonu ve işlev şeması ile kullanıcı
profilidir.
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı ile; söz konusu yüksek katlı
konutların; kent içindeki konumlanışları, topografya kullanımı ve uyumları ile kentle olan
bağlantı ve ilişkileri gibi parametreler irdelenecektir.
Plan organizasyonu ve işlev şeması ile; konutların mekânsal ve işlevsel olarak
kurgulanışı, birimlerin bir araya gelişleri, mimari eleman, strüktürel tasarım ve malzeme
kullanımları ortaya koyulacaktır.
Kullanıcı profili ve sosyal çevre ile; söz konusu konutların kullanıcı profilinde yer
alan kullanıcıların; ihtiyaçları, alışkanlıkları, sosyo-kültürel ve ekonomik düzeyleri, konut
algıları ve konuttan beklentilerine göre konutlarda ne gibi mekânsal ve mimari etki ve
dönüşümlerin ortaya çıktığı incelenecektir.
45
3.2. 1950-1980 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi
3.2.1. Kervansaray Apartmanı
(a)
(b)
Resim 3.1. (a) Kervansaray Apartmanı, İstanbul (Arkitekt,1960) (b) Kervansaray
Apartmanı (Eren,2014)
Çizelge 3.1. Kervansaray Apartmanı proje bilgileri
Yapım tarihi
1952
Mimarı
Rükneddin Günay
Konumu
Beyoğlu/ İstanbul
Kullanım amacı
Konut
Kat sayısı
Zemin+5
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
Yapı İstanbul’daki ilk yüksek katlı konut örneklerinin görüldüğü Beyoğlu’nda yer
almaktadır. Kent merkezi içerisinde, yoğunluğun geçmişten beri yüksek olduğu bir
bölgede, eğim olmayan bir arazide yer alan yapı, yapıldığı dönemki mevcut İstanbul imar
planına uygun şekilde Harbiye ordu evinin yanındaki parselde inşa edilmiştir.
Yapının inşa edildiği döneme ilişkin fotoğraflar incelendiğinde, kat yüksekliği ve
tasarım dilinin çevre binalarla uyum içerisinde olduğu ve kent siluetini bozacak bir tasarım
46
anlayışı olmadığı görülmektedir. Bugün ise yapının çevresinde yüksek katlı konut ve iş
merkezi binaları yer almaya başlamıştır.
Resim 3.2. Kervansaray Apartmanı ve Çevresi, İstanbul (Arkitekt,1960)
Plan organizasyonu ve işlev şeması
Nokta blok şeklinde tasarlanan konut yapısı, bir bodrum kat, ticari işlevle kullanılan
bir zemin kat ve beş konut katından oluşmaktadır. Taşıyıcı sistemi betonarme karkas olan
yapı, pilotilerle yükseltilen ve içeri çekilme hareketiyle taşıyıcı sistemi mimari bir öge
olarak kullanan bir girişe sahiptir. Mimarın kolonadları kullandığı zemin kat tasarımıyla,
hem yapıyı hafiflettiği hem de işlevsel farklılaşmayı vurguladığını söylemek mümkündür.
Yatak odalarının yer aldığı kısmın içeri çekilmesi ile salon kısmında yaratılan çıkma
sayesinde ise hem cepheye hareket katılması sağlanmış hem de geleneksel Türk evi mimari
ögesi kabul edilen cumba tipolojisi, konutun ana mekânı olarak görülen salona yansıtılmak
istenmiştir.
Apartmanın zemin katında ticari birimler ve yapıya ait girişler yer alırken, bodrum
katta depolar ve kazan dairesi gibi teknik birimler yer almaktadır. Yapının sirkülasyonu iki
asansör ve iki merdiven ile sağlanmaktadır. Simetrik plan şemasına sahip olan yapıda yer
alan dairelerin planları da birbirinin aynıdır. Tek blok şeklinde tasarlanan yapı, etrafı açık
olması sebebiyle tüm cephelerden ışık almaktadır. Aynı zamanda plan şemasında yer alan
47
bir büyük orta avlu/ışıklık ile konutta yer alan servis birimlerinin de ışık alması ve
sirkülasyonu sağlanmıştır.
Konut planı incelendiğinde, işlevlerdeki ayrışmanın keskin bir şekilde mimari
planlamayı etkilediğini görmek mümkündür. Giriş holünden ayrılan daha küçük bir koridor
ile ıslak hacimler ve yatak odaları bir araya toplanarak özelleştirilmiş ve mahremiyeti
sağlanmıştır. Ana salon ve yemek bölümü ise birbiriyle ilintili olarak yer almakta ve giriş
holüne açılmaktadır. Giriş holü ile mutfak ve yemek bölümü ile mutfak arasında yer alan
iki ofis birimiyle, servis birimlerine ve hizmetli odasına geçiş sağlanmıştır. Aynı zamanda
mutfaktan açılan servis kapısıyla apartmanın servis koridoruna bağlantı verilmiştir.
Böylelikle servis mekânlarının konut ana mekânlarından tamamen koparılması
sağlanmıştır.
Şekil 3.1. Kervansaray Apartmanı Kat Planı (Arkitekt,1960)
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
Konutun inşa edildiği dönemdeki kullanıcı alışkanlıkları ve konuttan beklentiler
göz önüne alındığında, konutta yer alan ayrı servis girişi ve çözümleri ile hizmetli odası
gibi birimlerin varlığı anlam kazanmaktadır. O dönemde genel olarak üst gelir grubuna
48
hitap eden yüksek katlı apartman bloklarında evde yatılı olarak hizmetliler kalmaktadır.
Dolayısıyla konutlarda bu görevliler için birimler ayrılmakta ve bu birimler servis
birimleriyle ilişkilendirilmektedir. Günümüzde ise belirli saatlerde dışarıdan alınan
hizmetler ile bu beklenti ve ihtiyaç ortadan kalkmış, dolayısıyla villa tipi büyük konutlar
dışında, yüksek katlı konut bloklarında hizmetli odası kavramı kalmamıştır.
1930’lardan sonra ortaya çıkmaya başlayan ve Kervansaray Apartmanında da
gördüğümüz, mahrem mekânların ayrı bir koridor ile biraraya getirilerek evin diğer
bölümlerinden ayrılması isteği, konut tipolojisinde yerini alarak günümüzde de devam
etmekte olan bir kullanıcı talebi halini almıştır.
“Arka cephedeki yeşil sahaya nazır otuz metre uzunluğunda iki katlı büyük bir
gazinosu ile bodrum katında büyük bir gece kulübü, bütün müştemilâtlar ile
yerleştirilmiştir. İstanbul'un çok rağbette gece kulüplerinden biridir”(Arkitekt,1960).
Arkitekt dergisinde yer alan Kervansaray apartmanına ilişkin haberde bahsedildiği üzere;
öteden beri İstanbul’un eğlence hayatının odak noktasında olan Beyoğlu’nda yer alan bu
apartmanın hemen arkasında bulunan gazino ve gece kulübünün apartman ile
ilişkilendirilmiş olması da kullanıcı profili ve beklentilerine yönelik ipucu vermektedir.
Toplumun eğitimli, Avrupai yaşama öykünen ve gelir düzeyi yüksek bu kesiminin konut
ihtiyacıyla birlikte sosyal ihtiyaçlarının da düşünüldüğü görülmektedir.
49
3.2.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması
(a)
(b)
Resim 3.3. (a) Ataköy Sosyal Konutları, İstanbul (TMH,2006) (b) Ataköy Sosyal Konutları
I.Etap (Arkitekt,1975)
Çizelge 3.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması proje bilgileri
Yapım tarihi
1957-1962
Yüklenici Firma
Emlak Kredi Bankası
Konumu
Ataköy/ İstanbul
Kullanım amacı
Konut/Toplu konut
Kat sayısı
5-16
Toplam yerleşim alanı
377 hektar
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
1955 yılında Emlak Kredi Bankası tarafından düzenlenen yarışma ile planları
hazırlatılan Ataköy toplu konut yerleşkesi, çoğunluğu bataklık alanı olan bir arazide 377
hektar üzerine 60 bin nüfusa hizmet verecek donatıları da düşünülerek tasarlanmıştır.
(Türkiye Mühendislik Haberleri,2006) Uygulamanın etüt ve projeleri Emlak Kredi
Bankasının kurduğu bir mimari ofiste, Türk ve İtalyan mimarların işbirliğiyle
hazırlanmıştır (Arkitekt,1975).
Sirkeci Florya sahil yolu, demir yolu ve Strasbourg caddeleri arasındaki alana
konumlanan toplu konut bölgesi; havaalanı ve turizm bölgelerine yakınlığı ile de kent
50
içinde önemli bir noktada yer almaktadır. Bölgenin denize olan yakınlığı nedeniyle arazi
kullanımında manzara yönelimi de önem kazanan unsurlardan biri olmuştur.
Türkiye’deki ilk Uydu Kent uygulamalarından biri olarak kabul edilen proje birden
çok etaptan oluşmaktadır. Arsanın %80’ i oranında konut yerleşim yoğunluğuna imkân
veren planlama neticesinde, bugün bölge orta nüfus büyüklüğüne sahip bir şehir
büyüklüğüne ulaşmıştır (Eren, 2014).
Günümüzde 11. Etaba kadar ilerleyen toplu konut alanı içerisinde, söz konusu I.
Etap 20 hektarlık bir alanda yerleşmiştir. 10 mahalleden oluşan etabın merkezi
konumundaki mahallede; tren istasyonu, ticari, idari ve sosyal merkezler yer almaktadır.
Şekil 3.2. Vaziyet Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması I.Etap (Arkitekt,1975)
Plan organizasyonu ve işlev şeması
Toplu konut mantığıyla yapılan yüksek katlı bu konut örneklerinde, birbirinden
farklı ebat ve plan tiplerinde konut çözümleri görülmektedir. I. Kısım blok çözümlerinde
110m2-200m2 arasında değişen farklı plan çözümlerinde konut tipleri yer almaktadır. A, B
ve C tipi konut bloklarının yer aldığı etapta 3000-3500 kişi yaşaması planlanmıştır.
Toplu konut alanının arazisinin büyük kısmının bataklık olması ve enflasyon artışı
sonucu taşeronların finansman zorluğu yaşaması gibi bir takım sebeplerle, tünel kalıp
51
sistem uygulamasına geçilmiştir. Böylelikle plan tiplerinde de bazı değişimler oluşmaya
başlamıştır.
Ataköy I. Etap toplu konut örnekleri incelendiğinde göze çarpan önemli
hususlardan ilki; geçmiş dönem örneklerinden farklı olarak aydınlık boşluğu yahut avlu
olmadan tüm mekânların ışık almasını sağlayan plan çözümleridir. Yine bu plan
çözümlerinde ortak bir nokta olarak giriş holünden mekânlara dağılım sağlanmıştır.
A tipi konut örneklerinin planları incelendiğinde, zemin üstü on iki kat olan
blokların tasarımında, ortasında çekirdeğin yer aldığı, her birinde bir konut biriminin
bulunduğu kolların birbirine paralel olarak kaydırıldığı görülmektedir. Böylelikle hem ışık
alınan yüzey miktarı artırılmıştır hem de yüksek ve ağır kütle etkisinin hafifletilerek
hareketlendirilmesi sağlanmıştır.
Ana giriş holüne bağlanan geniş bir salon, mutfağa açılan bir ofis ve yatak odaları
ile ıslak hacimleri bir araya toplayarak ana hole bağlanan küçük bir antrenin yer aldığı plan
şeması ile bu konutlarda da geçmiş örneklerde olduğu gibi mahremiyet anlayışı ve
işlevlerin mekânsal olarak ayrışması sağlanmıştır. Ofis olarak nitelendirilen birim bir çeşit
servis odası hükmündedir. Bu örneklerde hizmetli odası kavramının ortadan kalkmaya
başladığı görülmektedir.
Şekil 3.3. A Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014)
52
C tipi konut örneklerinin planları incelendiğinde; zemin üstü sekiz kat olan
blokların, çekirdeği ortasına alan, ikisi birbirine bitişik olacak şekilde her katta 3 daireden
oluştuğu görülmektedir. Katta yer alan her üç dairenin de planı birbirinden farklı şemalara
sahiptir.
Dairelerin plan çözümlerinde genellikle ana giriş holüne, ofis birimi ve salon
bağlanmaktadır. Ofis içerisinden ise yatak odalarının bulunduğu ikinci bir koridora ve
mutfağa bağlanılmaktadır. Yatak odaları ve ıslak hacimlere geçişin ancak üç aşamada
gerçekleştiği bu çözümlerde, oldukça keskin bir işlev ayrışması ve mahremiyet anlayışının
söz konusu olduğu düşünülmektedir ancak diğer taraftan üç dairede de ortak olarak
görülen nokta, salonun 3 farklı kapı ile tüm bu ayrışan hacimlere bağlanmasıdır.
Şekil 3.4. C Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014)
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
Ataköy I. Etap Sosyal Konut uygulamasının, yüksek katlı ve yoğunluklu konut
planlaması neticesinde, bir blokta 20 daireden fazla birimin bir araya gelmesi, adeta her bir
düşey blokla yeni, küçük bir mahalle yaratılmasına sebep olmuştur. Bu anlamda geleneksel
konut, mahalle ve kent kültüründen farklı bir yapılaşma anlayışının ortaya çıkmaya
başladığı görülmektedir. Bu tip bir yüksek katlı ve toplu konutlaşma biçimiyle birlikte
53
insanların karşılaştıkları ve iletişim kurdukları ortak mekânlar ve ilişkilerin de değişmeye
başladığını söylemek mümkündür.
Her etabın içinde yer alan mahallelerde, kullanıcının beklentisini karşılamak üzere,
alışveriş birimleri, otoparklar, yeşil alan ve yürüyüş yolları, eğitim birimleri gibi donatılar
düşünülmüştür. Merkez mahalle ve tren istasyonu çevresinde yer alan idari, ticari, sosyal
ve eğlence donatıları ile yine belirli bir yaşam şekli idealine yönelik imkân ve ortam
yaratılması amaçlanmıştır.
Yine bu konutlarda ortaya çıkan önemli bir özellik güvenlikli site çözümü
olmuştur. Pek çok insanın çocuklarını emniyetle bırakabileceği alanların oluşmuş olması
bu konutlar için önemli bir tercih sebebi olmuştur. Aynı zamanda farklı metrekarelerdeki
çözümleriyle farklı büyüklük ve gelir grubundaki ailelerin konut edinmesine olanak
sağlamıştır.
54
3.3. 1980-2000 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi
3.3.1. Feneryolu Apartmanları
Resim 3.4. Feneryolu Apartmanları, İstanbul (Eren,2014)
Çizelge 3.3. Feneryolu Apartmanları proje bilgileri
Yapım tarihi
1982-1986
Mimarı
Hüseyin L. Aksüt ve Yaşar Marulyalı
Konumu
Kadıköy/ İstanbul
Kullanım amacı
Konut/ Kapalı konut sitesi
Kat sayısı
14
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
İstanbul Kadıköy bölgesinde yer alan ve 6 adet apartman bloğundan oluşan bu site
1982 yılında tasarlanmaya başlamış ve 1986 yılında tamamlanmıştır. 6 blokta oluşan
yerleşkede yüzme havuzu, basket ve tenis sahaları bulunmaktadır.
Tasarım diline bakıldığında toplu konut yerleşkelerini andıran sitede, katlarda ve
cephede keskin bir aynılaşma ve tek düze yaklaşım hissedilmektedir. Kütleye hareket
katan tek unsurun, daireleri birbirinden koparan çekirdek kısmının yarattığı çekilme
olduğunu söylemek mümkündür.
55
“Her biri zemin üzerine on üç kattan meydana gelen blokların araziye yerleşim
biçimleri ise, gün ışığı ile kuzey rüzgârlarına bağlı olarak şekillenmiştir”(Eren, 2014).
Şekil 3.5. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr)
Plan organizasyonu ve işlev şeması
Feneryolu Apartmanlarının mimari tasarım ve kat planları incelendiğinde, her biri
tüm yönlerden ışık alan, 6 nokta bloğun ayrı ayrı konumlandığı görülmektedir. Blokların
çekirdek kısmı etrafına, katlarda yer alan 4 dairenin sıralandığı görülmektedir. Çekirdek
çözümü daireleri birbirinden kitlesel olarak koparacak şekilde tasarlanmıştır. Bu hareket ile
cepheden algılanacak şekilde yapının iki parçaya ayrıldığı hissi yaratılmıştır. İşlevsel
olarak bakıldığında ise bu ayırma hareketi ile yapının yangın merdiveni ve çöp bacasının
çözümünü yapmak amaçlanmıştır.
Bloklarda bulunan daire plan tipinin her katta ve blokta aynı şekilde devam ettiğini
görmek mümkündür. Daire bazında plan tipolojisi incelendiğinde ise girişin büyük bir hole
açıldığı ancak önceki incelenen örneklerden farklı olarak, bu dairelerde tuvaletin ve
mutfağın direk olarak ana giriş holüne bağlandığı görülmektedir. Ofis olarak adlandırılan
ve servis birimlerine geçişi sağlayan mekânın ortadan kalktığı, ana giriş holüne bağlanan
salon ve yemek odası kısmının ise içerdeki daha küçük holle ilinti olduğu görülmektedir.
Küçük holün devamında ise yatak odaları ve banyo yer almaktadır.
56
Planda, servis ve kabul mekânları arasındaki keskin ayrımın genel tipolojideki
örneklerin aksine yer almıyor oluşu, mekân planlaması yapılırken mahremiyet olgusuna ve
işlevsel ayrılığın zorunlu tutulmasına fazla önem verilmediği yorumuna kapı açabilir.
Şekil 3.6. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr)
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
Bahsedildiği üzere klasik konut tipolojisinden farklı planlama anlayışı ile Feneryolu
Apartmanlarının kullanıcı beklentilerinin de farklı olduğunu varsaymak mümkündür.
Genel anlamda Tük konut kullanıcısının önemsediği işlevlerin ayrışması durumu bu
konutlarda karşılık bulmamıştır. Ancak yeşil alan ve yürüyüş yolları, spor alanı ve sosyal
donatılar, site güvenliği, yüzme havuzu vb. pek çok donatının yer aldığı bu yerleşkede,
kullanıcıların konutta geçirilecek zaman kadar konut dışında geçirilecek zaman ve
aktivitelere de önem verdiğini söylemek mümkündür. Bahsedilen tüm bu etkenlerin
konutun seçiminde öne çıkan belirleyici parametreler olduğu söylenebilir.
57
3.3.2. Mesa Koru Sitesi
Resim 3.5. Mesa Koru Sitesi (İnternet, www.koruyon.org)
Çizelge 3.4. Mesa Koru Sitesi proje bilgileri
Yapım tarihi
1983-1998
Yüklenici
Mesa İnşaat
Konumu
Yenimahalle/ Ankara
Kullanım amacı
Konut/ Kapalı konut sitesi
Kat sayısı
5-23
Toplam yerleşim alanı
46 hektar
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
Kent Merkezinden yaklaşık 17 km uzakta Çayyolu bölgesinde kurulmuş olan Koru
sitesi, etaplar halinde 15 yıl içerisinde tamamlanmıştır. 1980’lerde ilk olarak sıra evlerin
yapımıyla başlanan yerleşke; kent merkezinin çeperinde, kısmen eğimli sayılabilecek, 46
hektarlık bir arazi üzerinde kurulmuştur.
Yerleşke içerisinde; villalar, dubleks sıra evler, 5 ila 23 kat arasında değişen
apartman blokları gibi çeşitli tipolojilerde konut birimleri yer almaktadır. Konut alanları
dışında eğitim, ticaret ve sosyal kullanım alanlarının da bulunduğu yerleşkede yeşil alan
58
kullanımı oldukça yoğundur. 13 hektara yakın yeşil alanın bulunduğu sitede aynı zamanda
bir de sera yer almaktadır.
İlk etap çalışmaların başladığı dönemde, kent merkezine uzak ve toplu taşımanın
sıkıntılı olduğu bölge günümüzde metro duraklarının yer aldığı, oldukça işlek bir nokta
haline gelmiştir.
Şekil 3.7. Koru Sitesi Vaziyet Planı (İnternet, www.koruyon.org)
Plan organizasyonu ve işlev şeması
Farklı konut tipolojilerinin bulunduğu sitede, toplam 22 apartman bloğu yer
almaktadır. Konutların kütle ve cephe tasarımına bakıldığında; genel anlamda dörtgen
formlu ağır ve hareketsiz kütleler olduğu, genel olarak cephede renk kullanımı ile bir
tasarım yakalamaya çalışıldığı görülmektedir. Daha az katlı blokların cephelerinde ise çatı
formu ve pencereler ile bir kompozisyon oluşturulmuştur. Farklı konut bloklarından, 18
katlı manolya tipi blokların içerisinde yer alan 3+1 ve 4+1 plan tipleri incelenecektir.
Plan şemasına bakıldığında katta yer alan dört dairenin, ana çekirdek etrafında
şekillendiği ve sol cephede kütlenin yangın merdiveni ile birbirinden koparıldığı
görülmektedir.
3+1 plan şemasında, ana giriş holüne açılan salon, mutfak ve tuvalet yer alırken,
ikinci bir koridorla yatak odaları ve oturma alanının bulunduğu kısma geçilmektedir. 4+1
59
plan şemasında ise yine aynı şemaya bir oda daha eklemlenmiş durumdadır. Bu bağlamda
planlar incelendiğinde; dönemin koşullarına uygun olarak işlevsel ayrışmanın, ağırlama ve
yaşam alanı olarak ikiye ayrıldığı ve mahremiyet anlayışını gözeten klasik plan şemasına
uyulduğunu görmek mümkündür.
Şekil 3.8. Manolya Tipi Blok Kat Planı, (Mesa A.Ş. Kurumsal Arşivi)
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
Koru sitesi, 1980’li yıllarda Ankara’da ve Türkiye’de oldukça yaygınlaşan, dışa
kapalı konut yerleşkeleri içinde oldukça önemli ve başarılı örneklerden biridir. Yerleşke ilk
etabından itibaren, kent içinde yaşayan orta ve üst gelir sınıfına, kentin gürültüsünden
uzak, yeşil bir alan içerisinde, korunaklı ve özelleşmiş bir yaşam vadetmektedir. Böylelikle
kentin yoğunluğundan uzaklaşmak isteyen kesim için aynı dönemde Bilkent yerleşkesiyle
birlikte ikinci bir alternatif oluşturmuştur.
Site içerisinde yer alan eğitim birimleri, restoranlar, yeşil alan ve spor tesisleriyle,
kullanıcının günlük hayatı için alternatifler sunan ve oldukça rağbet gören yerleşke,
günümüzde de aynı şekilde popülerliğini koruyan bir yerleşim yeridir.
60
3.3.3. Akmerkez Rezidans
Resim 3.6. Akmerkez Rezidans, İstanbul (İnternet, www. santiyedestek.com)
Çizelge 3.5. Akmerkez Rezidans proje bilgileri
Yapım tarihi
Mimar
Konumu
Kullanım amacı
Kat sayısı
Toplam yerleşim alanı
1991-1993
Fatih Uran
Etiler/İstanbul
Karma kullanım (Konut, Avm, Ofis)
23 (Konut bloğu), 14-17 (Ofis bloğu)
27.557 m2
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
Levent ile Etiler arasında, kentin en işlek merkezlerinden birinde yer alan proje;
tarihi yarımada, boğaz manzarası ve şehrin iş merkezi olan levent-maslak bölgelerine
hâkim durumdadır. Yapının yer aldığı parselin çevresi incelendiğinde daha az katlı konut
ve ofis bloklarının yer aldığını görmek mümkündür. Bu özelliğiyle çevresinden farklı bir
siluet oluşturan yapı, bulunduğu parseli tutarak üçgen formda bir baza üstünde yükselen 3
bloğa sahiptir.
Türkiye’nin ilk rezidans bloğu olan Akmerkez, birbiriyle ilintili 3 atrium ile
bağlanmış, 14 ve 17 katlı iki ofis bloğu ile 23 katlı rezidans bloğu ve alışveriş merkezinden
oluşan bir karma kullanım projesidir. 27.557 m2 alanda yer alan projenin cephesi komple
cam giydirme şeklindedir.
61
Plan organizasyonu ve işlev şeması
Türkiye’de rezidans kavramının ortaya çıkışında en bilindik örnek olan Akmerkez
rezidans bloğunda, alanları 96m2 ile 238m2 arasında değişen 1+1, 2+1, 3+1 plan tiplerinde
daireler yer almaktadır. Üçgen biçimde tasarlanan yapı planı ile farklı geometrilerde daire
planlarının oluşması sağlanmıştır. 2000’li yıllar ile birlikte çeşitlenmeye başlayan plan
tiplerinin aksine, bu ilk örneklerde henüz klasik konut şemalarının sürdüğünü görmek
mümkündür. Örnek olarak 1+1 ve 3+1 plan şemaları incelenecektir.
1+1 plan şemaları incelendiğinde; konuta girişin, mutfağın da yer aldığı geniş bir
açıklıktan alındığı ve aynı açıklığın salona dönüştüğü görülmektedir. Salon içerisinde iki
yandan açıklığı bulunan bir bölücü duvar ise yatak odasını kısmi olarak ayırmaktadır.
Yatak odası içerisinde ise bölücü duvarlarla ayrılmış ıslak hacimler yer almaktadır.
Plan şemasındaki açık ve akışkan mekân planlaması, dönemi için oldukça yenilikçi
bir yaklaşımdır. Duvarların kaybolduğu ve mahremiyet sınırlarının kalktığı planlama ile
klasik şemanın oldukça ötesinde bir planlamaya gidilmiştir. Yine ıslak hacimlerin sadece
konut kullanıcısının kullanımı düşünülerek yerleştirilmesi, konutun bir ağırlama mekânı
olarak tasarlanmadığını göstermektedir. Konutun tek cepheden oldukça geniş pencereler
ile ışık aldığı ve manzaraya yönlendiği görülmektedir.
(a)
(b)
Şekil 3.9. (a) 1+1 Daire Kat Planı
www.akmerkez.com.tr )
(b) 3+1 Daire Kat Planı (İnternet,
62
3+1 plan şeması incelendiğinde ise oldukça geleneksel bir planlama anlayışının
sürmektedir. İşlevsel mekân ayrışması ve mahremiyetinin genel tipolojiye örnek olarak bu
üçgensel formlu dairede de sürdüğünü görmek mümkündür.
Girişte yer alan ana hol konutu üç parçaya ayırmaktadır. Girişin solunda, bir genel
tuvalet ve ikinci bir kapıyla bağlanılan ebeveyn odası ile banyosu yer almaktadır. Mutfak
ve oldukça geniş salon direk olarak ana hole bağlanmaktadır. Girişin sağında ise bir
yardımcı odası ve ona ait ıslak hacim yer almaktadır. İkincil bir koridorla ise iki yatak
odası, banyo ve çamaşır odasının bulunduğu bölüme bağlanılmaktadır.
Bu özellikleriyle söz konusu 3+1 plan tipinin, 1+1 plan tipinin yenilikçi ve akışkan
şemasının aksine; 1950’lerde görülen oldukça geniş, farklı işlevlerin düşünüldüğü, mekân
mahremiyetini önemseyen geleneksel konut planlaması ile benzerlik gösterdiğini söylemek
mümkündür.
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
Açıldığı ilk günden beri ülke çapında bilinen ve ilgi çeken bir yapı olan Akmerkez
’in ülkemiz için modern zamanların önemli simgelerinden biri olduğunu söylemek
mümkündür. Bir yaşam standardı ve refah göstergesi olduğu kadar magazin figürü de olan
yapı her zaman göz önündeki bir zenginlik ve statü sembolü olmuştur.
Yapının kullanıcı profilini genel olarak iş ve sanat dünyasından kişiler
oluşturmaktadır. Konut alanı ile birlikte çözülen alışveriş merkezi, spor salonu, sinema,
restoran ve kafeteryalar ile birlikte kullanıcının günlük yaşamında ihtiyaç duyabileceği pek
çok şey bir arada düşünülmüştür.
Yerleşke, 2015 yılında tamamlanan yenileme çalışmalarıyla birlikte aradan geçen
yıllar ve kendi türünde yapılmış onlarca projeye rağmen işlevselliğini ve gündemdeki
yerini korumaya devam etmektedir. Yapı bu anlamda kent kimliği ve kültürünün bir
parçası haline gelmiş ve sembolik bir anlam kazanmıştır.
63
3.4. 2000 Yılı Sonrası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi
3.4.1. Mashattan Rezidans
Resim 3.7.Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.mashattan.org.tr)
Çizelge 3.6. Mashattan Rezidans proje bilgileri
Yapım tarihi
2008
Yüklenici
Taş Yapı
Konumu
Maslak/İstanbul
Kullanım amacı
Konut/Rezidans
Kat sayısı
32
Toplam yerleşim alanı
14 hektar
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
Yüksek katlı hatta kule konut olarak nitelendirebilecek bu konut blokları,
İstanbul’un en merkezi noktalarından birinde inşa edilmiştir. Yüksek katlı konut ve ofis
stokunun Türkiye’de en yüksek ve yaygın olduğu alanlardan Maslak’ta yer alan konutlar,
140 dönüm arazi içerisinde, yeşil alan, sosyal donatılar, otoparklar, alışveriş merkezi ve
gölet bulunan 130 dönümlük bir alan ile 10 dönümlük kule konut yerleşiminden
oluşmaktadır.
64
Yapı bir taraftan orman, diğer yandan sanayi sitesi ve az katlı konutlar diğer
yandansa plaza yapıları ve askeri alanla çevrelenmiş durumdadır. Yapı çevresinde kendine
emsal olacak yüksek katlı yapılar kadar az katlı yerleşmelerin ve çok farklı işlevdeki
donatıların da bulunduğu görülmektedir. Bu anlamda kent genelinde görülen plansız ve
kent siluetine duyarsız yapılaşmanın etkisi bu alanda da kendini hissettirmektedir.
Şekil 3.10. Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.tasyapi.com)
Plan organizasyonu ve işlev şeması
2000’li yıllarla birlikte yaygınlık kazanan ve rezidans olarak adlandırılan çok
yüksek katlı konut bloklarına bir örnek olan projede, bu tip yapıların genelinde olduğu
üzere, 1+0’dan 5+1’e kadar pek çok farklı plan çözümünü bir arada görmek mümkündür.
33 katlı, 10 konut bloğundan oluşan projede yer alan farklı plan tipleri
incelendiğinde; farklı kişi sayısı ve beklentideki kullanıcıya hitap edilmeye çalışıldığı
görülmektedir. Modüler sistemle kurgulanan planlar, farklı daire tiplerinin çıkmasına
olanak sağlamaktadır. Örnek olarak 1+1 ve 3+1 daire planları incelenecektir.
1+1
daire
plan
tipinde,
mekân
kullanımında
maksimum
verimlilik
amaçlanmaktadır. Dairedeki tüm birimler küçük bir giriş holüne bağlanarak çözülmektedir.
Girişin hemen karşısında yatak odası, yanında Amerikan mutfak ile çözülmüş bir salon ve
girişin hemen yanında küçük bir banyo yer almaktadır. Minimize edilmiş mekân
65
kullanımında, geçmiştekinden farklı olarak mahremiyet olgusunun ve karşılama alanı gibi
mekânların kalktığı görülmektedir. Konut mekânı daha ziyade tek kişinin barınma ve temel
ihtiyaçlarını gidereceği kısa süreli bir kullanım alanına dönüşmüştür.
3+1 daire plan tipinde iki farklı çözüm opsiyonunun yer aldığı görülmektedir. 3a
tipi dairelerde, 1+1 daire plan şemasında da olduğu gibi işlev ayrışmasına göre mekân
şekillenmesi söz konusu değildir. L şeklindeki bir ana ve bir ara koridorun etrafına yan
yana dizilmiş odalar yer almaktadır. Örneğin bu çözümde ebeveyn odası ile salon yan yana
yer almaktadır. Bu plan çözümlerinde, 1990’lardan itibaren görülmeye başlayan ancak
2000’lerde hemen hemen her konut çözümünde yer alan ebeveyn banyosunun bulunduğu
görülmektedir.
3b tipi dairelerde ise, önceki dönem konutlarındaki plan şeması mantığının devam
ettiğini görmek mümkündür. Ayrışmış servis ve karşılama mekânlarının yer aldığı plan
tipinde, geniş bir giriş holüne açılan bir salon, mutfak ve geçmişteki kilerlerin yerini almış
bir çamaşır odası bulunmaktadır. Bu giriş holüne bağlanan küçük holün etrafında ise yatak
odaları ve banyo yer almaktadır.
Önceki dönem yüksek katlı konutlarının hemen hepsinde görülen balkona bu tip
çok yüksek katlı konutlarda rastlanmamaktadır. Kat sayısı arttıkça, güvenlik, rüzgar etkisi
vb. sebeplerle balkon ve hatta açılabilir pencere kullanımı ortadan kalkmaktadır. Bunun
yerine akıllı bina sistemleriyle kontrol edilen mekanik havalandırma sistemleriyle
havalandırma sağlanmaktadır.
66
(a)
(b)
(c)
Şekil 3.11. (a) Tip 1B Kat Planı (b) Tip 3A Kat Planı (c) Tip 3B Kat Planı (İnternet,
www.tasyapı.com)
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
Son yıllarda artan rezidans tipi konutların hedef kullanıcı profilinde özellikle;
kentli, yoğun çalışan, üst gelir grubundan kullanıcılar yer almaktadır. Konut bloklarının
sunduğu sosyal donatılar, housekeeping (temizlik ve bakım sistemi), site yönetimi ile
fatura vs. işlemlerin yönetiliyor olması gibi nedenlerle bu konutlar tercih edilmektedir.
Bu anlamda Mashattan konutlarının da kullanıcı profili aynı yöndedir. Ancak
yapılan internet araştırmalarında; projedeki doluluk oranın oldukça düşük olduğu,
kullanıcıların fiyatları yüksek bulduğu ve sosyal donatıların kullanımında (otopark, yeşil
alanlar) güvenlik kaygısı güttüğü görülmektedir. Oysaki bu tip konutlara yönelimde;
sunulan hazır hizmetler, güvenlik ve yönetim sistemleri asıl cazibe noktasını
67
oluşturmaktadır. Rezidans tipi konutlar, artık bireysel konutlardan farklı olarak birer
işletim ürünü haline gelmiştir. İşlevsel ve kaliteli malzeme kullanılan bir konut kadar, iyi
işletilen ve hizmet sunan bir işletme özelliği de öncelik olarak kullanıcı tarafından
aranmaktadır. Çünkü hedef kitlesinde yer alan kullanıcılar bu tip işler için vakit ayırmak
yerine hizmet satın almak istemektedir.
3.4.2. Next Level Rezidans
Resim 3.8. Next Level Rezidans, Ankara (İnternet, www.arkitera.com)
Çizelge 3.7. Next Level Rezidans proje bilgileri
Yapım tarihi
2014
Mimar
Brigitte Weber
Konumu
Söğütözü/ Ankara
Kullanım amacı
Karma kullanım( Konut, Avm, Ofis)
Kat sayısı
22 (Konut bloğu)
Toplam yerleşim alanı
25.195 m2
68
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
Eskişehir yolu ile Konya yolu akslarının kesişim noktasında yer alan proje, son
dönemde Ankara’nın en çok talep gören bölgelerinden Söğütözü’nde yer almaktadır. Bu
bölge son yıllarda geçirdiği hızlı dönüşümle; pek çok prestijli, yüksek bütçeli ve yüksek
katlı projenin yer aldığı bir alana dönüşmektedir. Hem kamu yapılarının hem özel sektöre
ait yapıların bulunduğu bölge hızla yoğunluğunu artırmaya devam etmektedir.
Karma kullanıma sahip projede; konut, alışveriş merkezi, ofis ve loft ofis
kullanımları bir arada çözülmüştür. Yüksek bloklarda ofis ve konutlar, baza kısmında ise
alışveriş merkezi yer almaktadır. 25.195m2 alana yerleşen proje, konumu itibariyle pek çok
başka yüksek ofis ve konut bloğu, hastane, okul, alışveriş ve sosyal donatı birimi ve metro
istasyonuna oldukça yakın bir noktadadır.
Şekil 3.12. Next Level Rezidans Vaziyet Planı (İnternet, www.3dkonut.com )
Plan organizasyonu ve işlev şeması
Karma kullanıma sahip yapıda yer alan bloklardan biri konut olarak
işlevlendirilmiştir. 22 katlı konut bloğunda, 1+1 ve 1,5+1’den 5+1’e kadar farklı plan
çözümleri yer almaktadır. 105 adet dairenin yer aldığı yapıda konutlar 3 farklı konsepte
göre dekore edilmiştir. Tokyo, Paris ve Londra konseptleriyle tasarlanan dairelerden 7’si
de penthouse (çatı katı daire) şeklinde planlanmıştır.
69
Konut kulesinin cephe tasarımında tamamen cam kullanılarak güneş ışığından
maksimum yararlanmak istenmiştir. Ayrıca kat yüksekliğinin 4m tutulması konutların
oldukça ferah olmasını sağlamıştır (İnternet, www.nextlevel.com.tr). Yine cephe
tasarımında kullanılan teras çıkmaları yapının ağır etkisini hafifleterek görsel etkisini
artırmıştır.
Projenin öne çıkan özelliklerinden biri de metrekare kullanımlarının oldukça
yüksek tutulmasıdır. Örneğin; 112 m2’ ye varan büyüklüklerde 1+1 daireler bulunmaktadır.
Yapının tasarımında kullanılan üçgen çıkmalar ve plandaki hareketler sebebiyle yaklaşık
25 farklı plan tipinde ve m2 de daire oluşmuştur. Bu dairelerin pek çoğu 1+1 ve 1,5+1
dairelerdir. Örnek olarak 1,5+1 ve 3+1 daire plan tipleri incelenecektir.
1,5+1 daire tiplerinden, rezidans B78 tipi 1,5+1 dairenin plan şeması
incelendiğinde; giriş holünde bir çamaşır odası ve tuvalet çözümü yer almaktadır. Holden
genişçe bir salona bağlanılmaktadır. Salon içerisinde tefriş elemanlarıyla ayrılmış küçük
bir oturma alanı ve Amerikan mutfak yer almaktadır. 1,5 kavramı salon içerisinde yer alan
küçük oturma alanını nitelendirmek için kullanılmaktadır. Salon bölümünden bir kapı ile
yatak odasına geçilmektedir. Yatak odasından ise ara bir bölme ile giyinme kısmı ve
oradan da banyoya bağlanılmaktadır. Daire 1,5+1 olarak adlandırılsa da 158m2 kullanım
alanı ile neredeyse 4+1 daire alanına sahiptir.
3+1 daire plan tiplerinden, rezidans A77 tipi dairenin plan şeması incelendiğinde;
giriş holünün dikeyde bir ayırıcı olarak kullanıldığı görülmektedir. Holün sağ tarafında
kalan kolda yatak odaları ve ıslak hacimler çözülürken, sol kolda ise salon ve mutfak
çözümleri yer almaktadır. Mutfak bağlantısı ise salon içerisinden verilmektedir. Çamaşır
odası gibi yeni işlevler yine bu konut tiplerinde de görülmektedir. Geleneksel konut
tipolojisindeki işlevsel farklılık ve mahremiyet/özel alan isteği bu daire planlamalarında da
görülmektedir.
Diğer pek çok yüksek katlı konut kulesinde görülenin aksine, Next Level’ da aynı
zamanda cephe tasarımının bir parçası olan teras ve balkon kullanımı tüm daire
çözümlerinde görülmektedir. Cephe tasarımının bir parçası olan üçgensel kırık geometriler
teras olarak çözülmüş, böylelikle kayıp ve kullanışsız alanlar yaratmadan net plan
çözümleri oluşturulmuştur.
70
(a)
(b)
Şekil 3.13. (a) B78 Tipi Kat Planı (b) A77 Tipi Kat Planı (İnternet, www. 3dkonut.com
yazar tarafından derlenmiştir.)
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
Önceki örneklerde bahsedildiği üzere; rezidans tipi yüksek katlı konutların kullanıcı
profilini daha ziyade yoğun çalışan, üst gelir grubundan bireyler oluşturmaktadır. Projenin
web sitesindeki tanıtımlarında; “Hayatınızda öyle bir noktaya geldiniz ki, artık kendinize
sormadan duramıyorsunuz. Şimdi sırada ne var? Şimdi hayatınızda Next Level var!”
denilmektedir” (www.nextlevel.com.tr). Bu bağlamda bakıldığında aslında projenin hedef
kitlensinin ve kullanıcı profilinin tanımlandığı görülmektedir. Üst düzey çalışanlar, şirket
yöneticileri, yabancı ülke temsilcileri ve aileleri kullanıcı kitlesini oluşturan kesimlerden
bir kısmıdır. Proje açıkça, kolaylaştırılmış bir yaşam ile birlikte “bir üst sınıf yaşama
atlamayı” vadetmekte ve bir anlamda prestij pazarlamaktadır. Projenin oldukça tutması
üzerine; Next Level Çayyolu ismiyle, Ankara’nın bir başka prestij noktası Çayyolu’nda da
yeni bir rezidans projesinin hazırlıklarına başlanmıştır.
Konuttan barınma dışında hizmetler de bekleyen bu kullanıcıların taleplerini
karşılamak üzere, Next Level projesinin konut bloğunda içerisinde; concierge hizmetleri
(çağrı merkezi, ilaç gönderimi, araç kiralama, getir- götür işleri vb.), fitness, spa, kapalı
otopark, housekeeping (ev temizliği ve bakımı) hizmetlerine yönelik bir işletim sistemi
bulunmaktadır. Ayrıca konut bloğunun alt katlarında yer alan restoran ve kafeterya gibi
birimler hem kentlilere hem de kullanıcılara hizmet veren ortak birimlerdir.
71
3.4.3. Akasya Acıbadem Konutları
Resim 3.9. Akasya Acıbadem Konutları, İstanbul (İnternet, www.arkiv.com.tr)
Çizelge 3.8. Akasya Acıbadem Konutları proje bilgileri
Yapım tarihi
2007-2013
Mimar
Mehpare Evrenol, Tamer Tunbiş
Konumu
Acıbadem/ İstanbul
Kullanım amacı
Karma kullanım( Konut, Avm, Ofis)
4-9 (yatay bloklar), 36-39 (kule bloklar), 39 (rezidans ve ofis)
,
141.250 m2
Kat sayısı
Toplam yerleşim alanı
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
141.250 m2 toplam inşaat alanı üzerinde, koru, göl ve kent olmak üzere 3 etaptan
oluşan proje şehrin oldukça merkezi ve eski bölgelerinden birinde yer almaktadır. Arazi
içinde bulunan akarsu ve çevresindeki flora dokusunun yeniden canlandırılmasıyla oldukça
büyük bir yeşil alan ile doğal peyzaj dokusu yaratmak amaçlanmıştır. (İnternet,
www.arkiv.com) Proje, İstanbul’un en işlek akslarının bulunduğu bir noktanın kesişiminde
yer almaktadır. Yerleşkeden metro ve metrobüs istasyonuna, projeye ait tünellerden direk
bağlantı sağlanmaktadır.
72
Yerleşkenin koru ve göl etaplarında, yeşil yoğun alanlar içinde 39 ve 36 katlı birer
konut kulesi ile 4-9 katlı yatay konut blokları ile yerleşme önerilirken, kent kısmında ise 39
katlı rezidans ve ofis kulesi ile avm yer almakta, oldukça yoğun ve karma kullanımlı bir
yerleşke önerilmektedir. Üç birimin kesişim noktasında ise oval formda tasarlanmış
26.000m2’lik ‘central park’ adı verilen oldukça geniş bir yeşil alan ve kumsallı yüzme
havuzu yer almaktadır.
Şekil 3.14. Akasya Acıbadem Vaziyet Planı (İnternet, www.arkitera.com )
Yapı da kullanılan yeşil bina ve sürdürülebilirliğe yönelik; gri su sistemi, yağmur
sularının toplanması, aydınlatma otomasyonları ve bina yönetim sistemleriyle proje de
teknolojinin imkânlarından da faydalanılmıştır. Yapı ayrıca Breem sertifikasına aday
durumdadır.
Plan organizasyonu ve işlev şeması
Benzer örnek incelemelerinde olduğu gibi Akasya projesinde de 1+1.5’dan 5+1’e
yahut 4,5+1’e kadar çok çeşitli plan şemalarını görmek mümkün. Aynı zamanda home ofis
ve penthouse seçeneklerinin de yer aldığı kule bloğuyla proje çok çeşitli plan şemaları
sunmaktadır. Örnek olarak 1+1 home ofis, 4+4,5 ve dubleks konut plan şemaları
incelenecektir.
Kent kulesinde yer alan 1+1 home ofislerin plan şemaları incelendiğinde; girişin
hemen karşısında genişçe bir bekleme ve kabul alanı ve tuvalet yer almaktadır. Giriş
73
holünü dik kesen minik bir hol ile ofis, yaşam alanı olarak kullanılan kısım ve banyo
bölümüne bağlanılmaktadır. Genel konut tipolojisinde kullanılan karşılama ve kullanım
alanlarını ayıran şemanın bu modern konut planın da bile kendini gösterdiğini söylemek
mümkündür.
65m2 gibi geniş bir alana sahip dairede, yapının eğrisel formuna bağlı olarak ortaya
çıkan açılı mekânlar da tefriş yardımıyla işlevsel hale getirilmiştir.
Koru kulesinde yer alan 4,5+1 dairelerin plan şeması incelendiğinde yine aynı
işlevsel ayrıma göre mekân planlamasını görmek mümkündür. Girişin solundaki bir hol ile
mutfak ve kış bahçesine geçilirken girişin hemen karşısında büyükçe bir salon yer
almaktadır. Salonun içerisinde ise özelleşmiş bir oturma alanı ayırılmıştır. Giriş holünün
sağındaki kısımlarda ise ev halkının kullanımına ayrılmış yatak odaları ve banyolar yer
almaktadır. Geçmiş dönem plan şemalarına benzer şekilde bu plan şemasında hizmetli
odası bölümü yer almaktadır.
Yapıya ait dubleks plan tipleri incelendiğinde ise her iki kattan giriş sunan dubleks
çözümleri, misafirler için ayırılmış yatak odası ve ıslak hacimler ile galeri boşlukları gibi
plan özellikleri görmek mümkündür.
Proje tasarımı incelendiğinde genel olarak eğrisel ve organik çizgilerin hakim
olduğunu görmek mümkündür. Cephe anlayışında da kendini hissettiren eğrisel formlar
yapılara dinamik ve doğal bir görünüm vermiştir. Kule tasarımlarında, yapı mimarlarının
kendi
ifadesiyle
‘ikonik’
bir
tasarım
yapılması
amaçlanmıştır
(İnternet,
www.evrenolarchitects.com). Yine tasarımın asli unsurlarından olan geniş kat teras ve
bahçeleriyle kullanıcının kent içinde sınırlı da olsa yeşile erişmesi amaçlanmıştır.
74
(a)
(b)
(c)
Şekil 3.15. (a) 4+4,5 Dubleks Daire Tipi Kat Planı (b) 4,5+1 Kat Planı (c) 1+1 Home Ofis
Planı (İnternet, www.projepedia.com, yazar tarafından derlenmiştir.)
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
Karma kullanımlı projede; alışveriş merkezi, sosyal kullanım alanları, konut ve ofis
birimleri bir arada çözülürken, farklı kullanıcı istek ve beklentileri göz önüne alınarak
konut seçenekleri de yüksek katlı kule ve yatay da uzanan az katlı konutlar şeklinde
opsiyonel olarak tasarlanmıştır. Az katlı konutlardaki kat bahçeleri ile kent içinde yaşayan
bireye toprakla buluşma ve sembolik de olsa üretim yapma şansı tanınırken, kule blokta
yaşamayı tercih edenlere her türlü rezidans hizmeti veya home ofis seçeneği ile çalışma ve
yaşama alanını bütünleştirme imkanı sunulmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, konut
projesinin hedef kullanıcı profilini oldukça geniş tuttuğunu söylemek mümkündür. Proje
75
bir taraftan modern ve hızlı şehir yaşamına hitap ederken diğer yandan doğa ile iç içe
olmayı vadetmektedir.
Proje içinde yer alan alışveriş merkezi aynı zamanda tüm kente hizmet veren kültür
sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmaktadır. Yıl içinde oldukça yoğun bir takvimle,
konser, gösteri ve söyleşilere ev sahipliği yapan mekan bu anlamda ülke çapında bir marka
isme de dönüşerek, projeye prestij ve değer katmaktadır. Akasya Acıbadem, sunduğu
doğal yaşam ve şehir yaşamına ilişkin detay ve imkânlar ile kullanıcı profilini
çeşitlendirmekle birlikte, bu tip üst düzey projelerin pek çoğunda olduğu gibi yine hedef
kitlesini üst gelir grubundan seçmektedir.
3.4.4. Levent Loft
Resim 3.10. Levent Loft, İstanbul (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr)
Çizelge 3.9. Levent Loft proje bilgileri
Yapım tarihi
Mimar
Konumu
Kullanım amacı
Kat sayısı
2007
Murat- Melkan Tabanlıoğlu
Levent/ İstanbul
Konut/ Loft
7-11
76
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
Levent Maslak hattında yer alan yapı; toplu taşımaya, iş ve eğlence hayatının
yoğunlaştığı alanlara yakınlığıyla İstanbul’un en işlek ve merkezi noktalarından birinde
konumlanmış durumdadır. Yapının bulunduğu çevrede gökdelen boyutlarında iş ve konut
yapıları yer almaktadır. Bu yerleşke içerisinde nispeten daha az katlı olan, konsept konut
yerleşkesi özelliğiyle diğerlerinden farklı bir kentsel alternatif sunmaktadır.
Yer aldığı parsele, ince ve uzun bir plan şeması ile yerleşen yapı birbirine paralel
iki blok şeklinde tasarlanmıştır. “ Binayı her iki yandaki fabrikalardan ayıran mevcut duvar
'yeşil duvar' olarak bahçe düzenlemeleri ile birlikte manzaraya kazandırılmış, oluşturulan
bahçelerle
binayı
çevreleyen
doğal
bir
atmosfer
yaratılmıştır”
(İnternet,
www.v2.arkiv.com.tr).
Ön blok zemin üstü 11, arka blok ise zemin üstü 7 kattan oluşmaktadır. İnce uzun
yapının cephe sisteminde ise “… farklı kutular olarak algılanan dış yüzeyde, ayrıca iç
mekânlarda kullanılan perde sistemi sayesinde, farklı renklerin ve ışığın yansımasıyla
özgün partisyonların dışardan ayırt edilmesi ve böylelikle işlevin estetik bir değer olarak
kazandırılması temin edilmiştir” (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr).
Plan organizasyonu ve işlev şeması
Loft konut akımının Türkiye’deki nitelikli örneklerinden olan yapı, başlangıçta ofis
binası olarak tasarlanmış ancak betonarme karkası yapılıp bırakılmış bir ofis binasının
yeniden işlevlendirilmesiyle oluşmuştur. Projede 68m2 den başlayan ve 182m2’ye varan
büyüklüklerde, 21 farklı plan tipinde konut yer almaktadır (Işıkkaya, 2015).
Konutların genel mekân özelliklerine bakıldığında klasik apartman veya konut plan
çözümlerinden farklı olarak; yüksek tavan ve pencereler, saklanmayan strüktürel elemanlar
ile açık ve geniş tek bir hacimden oluşan bir konut yaklaşımı görülmektedir. Yoğun ışık
alan, yüksek ve geniş mekân hacmiyle bölüntülerin olmadığı konutta tefriş elemanları ve
kullanım nesneleri ile kullanıcının kendi istediği konutu yaratmasına imkân tanınmaktadır.
“Mekânda kullanılan bölüntü elemanları, mekânı tek bir birim olarak ele almayı sağlayan
77
akıllı dolaplar ve sürme kapılar ile gerçekleştirilmekte ve böylece oda kavramı ortadan
kaldırılmaktadır” (Işıkkaya, 2015).
Proje plan şemasının temel mantığı, kullanıcı ihtiyaç, istek ve gereksinimlerine
göre yeniden şekillendirilebilecek esnek bir konut mekânı yaratmaktır. Metrekare olarak
çok farklı opsiyonları olmakla birlikte, tüm dairelerin plan çözümleri aynı mantıkla
kurgulanmıştır. Örnek olarak Loft 11.5 tipi dairenin planı incelenecektir.
Şekil 3.16. Levent Loft Daire Planı (İnternet, www.leventloft.com)
115m2’ lik bu loft dairenin plan şemasına bakıldığında, girişin solunda konuttaki
tek bölüntülü alanlar olan ıslak hacimlerin yer aldığı görülmektedir. Bu alanların
karşısında ise oldukça geniş bir yatak odası ve akıllı dolaplar ile ayrılmış geniş salon ve
yemek yeme bölümü yer almaktadır. Salonla yemek bölümüne bağlantılı olarak yer alan
Amerikan mutfak ise girişin hemen sağında yer almıştır.
Tüm mekânlar oldukça akışkan bir şekilde birbirine bağlanmış ve iki cepheden
geniş pencereler ile aydınlatılmıştır. Klasik plan şemalarında yer alan ayrışmış mahrem
mekânların sınırları, burada oldukça muğlak kalmakla birlikte ana yönlendirme ve mekân
gruplamalarında bu klasik şema hala kendini hissettirmektedir.
78
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
20.yy ortalarında, Avrupa ve Amerika’da endüstriyel tesisler ve liman bölgelerinin
kent merkezlerinden taşınmasıyla birlikte, yüzyılın son çeyreğinde endüstri mirası yapılar
barınma amaçlı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
“Serbest planlı, yüksek tavanlı, büyük pencereleri ve çıplak strüktürlü söz konusu endüstriyel kimlikli
mekânlar, çalışma ve barınma amaçlı, kayıt dışı olarak öncelikle sanatçılar ve evsizler tarafından, ilk
olarak New York kenti, Manhattan Soho bölgesinde düşük bütçeli kişisel girişimler ile dönüştürülmüş ve
kullanılmıştır” (Işıkkaya, 2015).
Bu dönüşüm hareketiyle birlikte Loft denen konut tipolojisi ortaya çıkmıştır. Ancak
ilerleyen dönemde bu düşük bütçeli dönüşüm hareketi yerini, mimarlar tarafından
tasarlanmış ve bu yapılara öykünen bir mimari stile bırakmıştır. Bu kez hedeflenen
kullanıcı profili üst gelir grubu şehirliler olmuştur. Levent Loft Projesinin ardından 22 katlı
bir kule konsepti ile Levent Loft-2 tasarlanmıştır. Ancak ilk etabın aksine ikinci etap
konutlar, bahsi geçtiği şekilde sıfırdan yapılan ve gerçek anlamda “Loft” olmayan
konutlardır.
Oda kavramının ortadan kalktığı plan şeması ile loft konutların ülkemiz şartlarında
genel kullanıcı profiline hitap etmediğini söylemek mümkündür.
Ali D. Işıkkaya
tarafından Levent Loft konutlarının kullanıcıları arasında yapılan anket çalışmasının
verileri ışığında bakıldığında; konut kullanıcılarının; %50’den fazlasının bekar ve 25-39
yaş aralığında, %84’ü 10.000TL ve üzeri geliri olan, %90’ın üzerinde Üniversite mezunu
bireylerden oluştuğunu görmek mümkündür (Işıkkaya, 2015).
Bu bağlamda bakıldığında sözü geçen tipolojideki konutların kullanıcı profilini,
eğitimli, kentli, üst gelir grubundan olmakla birlikte yaşam şekli olarak da gelenekselin
dışında talepleri olan kişilerin oluşturduğunu görmek mümkündür.
Günümüzde pek çok projede olduğu gibi Levent Loft’da da barınmanın yanı sıra
pek çok işlev de konut yapısı içinde kullanıcıya sunulmaktadır. Toplantı salonları, restoran
ve kafeler, sağlık ve spor merkezi ile otoparkların yer aldığı konut bloklarında, kullanıcının
ev yaşamı dışında kalan vakitleri içinde seçenekler sunulmaktadır.
79
Ayrıca akıllı bina uygulamalarının yer aldığı proje bu yönüyle de kullanıcılarına
farklılık vadetmekte ve diğer konut projelerinden sıyrılmaya çalışmaktadır. Akıllı ev
sistemiyle kullanıcılarına kolaylık ve erişilebilirlik sağlamayı amaçlamaktadır.
3.4.5. TOKİ Turkuaz Vadisi
Resim 3.11. TOKİ Turkuaz Vadisi, Ankara (İnternet, www.wowturkey.com)
Çizelge 3.10. TOKİ Turkuaz Vadisi proje bilgileri
Yapım tarihi
2007-2009
Yüklenici
TOKİ
Konumu
Yenimahalle/Ankara
Kullanım amacı
Kat sayısı
Konut/ Toplu konut
11-13-17
Toplam yerleşim alanı
48 hektar
Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı
Ankara Yenimahalle, Yukarı Yurtçu semtinde yer alan TOKİ’ye ait Turkuaz Vadisi
projesi 5 etaptan oluşmaktadır. Projenin yer aldığı bölge, yapıldığı dönemde yerleşimden
uzak, kentin oldukça dışında, Ümitköy ve Çayyolu semtlerinin ilerisinde, Eskişehir
yolunun 29.km’de yer almaktadır. Proje alanının yakınında, Çankaya ve Başkent
80
Üniversitelerinin yerleşkeleri bulunmaktadır. Aynı zamanda alanın Eskişehir yolu arada
kalacak şekilde karşı parselinde Yapracık TOKİ yerleşkesi vardır.
Toplam 48 hektar alana yayılan toplu konut yerleşkesi, TOKİ’nin alt ve orta gelir
grubuna yönelik gerçekleştirdiği projelerden biridir. 11, 13, 17 katlı konut bloklarının yer
aldığı projede; 4 farklı plan tipinde, 115 blok ve 4244 konut birimi bulunmaktadır
(Özbilen,2014).
Konutların yerleştirildiği parseller oldukça eğimli arazilerdir. Buna rağmen
konutların çözümlerinde topografyaya uyumlu ve eğimi kullanan çözümlerin tercih
edilmediğini söylemek mümkündür. Ankara’da, TOKİ’ye ait başka yerleşkelerde
kullanılan plan çözümleri birebir alınarak bu proje alanında da uygulanmıştır. Bu
bağlamda bakıldığında, topografya ve kullanıcıya özgün, arsa verilerinden yola çıkarak
şekillenen bir tasarım anlayışından bahsetmek mümkün değildir.
Toplu konut yerleşkesinin içerisinde; ticaret, eğitim, sağlık ve spor yapılarına
ilişkin çözümler ile yeşil alan ve park uygulamaları görülmektedir.
Şekil 3.17. TOKİ Turkuaz Vadisi Vaziyet Planı (İnternet, www.toki.gov.tr)
81
Plan organizasyonu ve işlev şeması
Klasik konut şemasında tasarlanan bu blokların plan çözümlerinde de, genel
tipolojik özelliklerin devam ettiğini söylemek mümkün. 4 farklı plan tipinin bulunduğu
blok çözümlerinden, B2 ve Y1 tipi konut planları örnek olarak incelenecektir.
B2 tipi blok çözümünün plan şeması 2+1 dairelerden oluşmaktadır. Her katta 4
dairenin yer aldığı çözüm, 4 cephesi açık noktasal bloklar şeklindedir. Plan çözümlerine
bakıldığında; geleneksel şemaya benzer şekilde, ana hole açılan ikinci bir hol ile geçilen
yatak odaları ve ıslak hacimler. Yine bu ikinci holden girilen bir salon ve ana holden
bağlanılan mutfak ile balkon yer almaktadır. Kütlenin hareketi ileri doğru çıkma yapan
yatak odalarının yer aldığı bölümle sağlanmaya çalışılmıştır.
Y1 tipi bloklar ise 3+1 dairelerden oluşmaktadır. Her katta 2 dairenin yer aldığı
çözümler ana çekirdeğin etrafında şekillenmiştir. Girişin bulunduğu ana hole salon, mutfak
ve tuvalet bağlanmıştır, küçük koridor da ise yatak odaları ve yaşam alanı yer almaktadır.
Cepheye hareket katmak için salon ve mutfağın yer aldığı bölmeler ileri doğru çıkma
yapacak şekilde tasarlanmıştır.
(a)
82
(b)
Şekil 3.18. (a) B2 Tipi Blok Kat Planı (b) Y1 Tipi Blok Kat Planı (Özbilen,2014)
Kullanıcı profili ve sosyal çevre
Toplu Konut İdaresi tarafından orta ve alt gelir grubundaki vatandaşlar için
tasarlanan TOKİ Turkuaz konutları, sitede yer alan daire fiyatlarının uygun olması,
Çankaya ve Başkent Üniversitelerine yakın olması gibi sebeplerle daha çok öğrenci ve
memurlar tarafından tercih edilmektedir. Sitenin kent merkezinden uzak olması, ulaşım
güçlüğü ve sosyal imkânların yeterli olmayışı gibi sebepler konutlara olan talebin
azalmasına sebep olmaktadır.
Orta ve alt gelir grubunun barınma sorununu hızlı yoldan çözmeyi amaçlayarak
yapılan bu süratli ve yoğun konut üretimi, kent silueti, dokusu, yerleşim kültürü, kullanıcı
konforu, estetik ve topografyaya uyum gibi unsurları göz ardı etmektedir. Kullanıcı
konforunu artırmaya yönelik, oturma odası, kiler, giyinme odası, çamaşır odası, ebeveyn
banyosu vb. çözümlerin yer almadığı konutlarda, mimari tasarım anlamında da derinlikli
bir yaklaşım bulunmamaktadır.
83
84
4. YÜKSEK KATLI KONUTLARIN KENT KÜLTÜRÜ
KİMLİĞİNDE YARATTIĞI ETKİ VE DÖNÜŞÜMLER
VE
Önceki bölümlerde bahsedildiği üzere; barınma ihtiyacı insanın varoluşu ile
başlayan; fiziksel, mekânsal, psikolojik, sosyolojik ve kültürel pek çok parametre ile
çağlar boyunca gelişen ve değişen bir olgu olmuştur. Önceki bölümlerde; yüksek katlı
konutları ortaya çıkaran sosyal ve fiziksel etkenler belirlenmiş, dönemsel olarak incelenen
konut tipolojileri ve örnekleri ile mekânsal anlamda ne gibi değişimlerin olduğu ve
bunların konut ile kent ilişkisindeki etkileri ortaya konmuştur.
Bu bölümde ise, yüksek katlı konutlara yönelimin sebepleri ile konut üretimindeki
fiziksel, ekonomik, siyasi ve sosyo-kültürel etkenlerin kent kültürü ve kimliğinde yarattığı
dönüşümler ele alınacaktır.
4.1. Yüksek Katlı Konut Üretimine Yönelimin Sebepleri
Önceki bölümlerde bahsedildiği gibi, geçmiş çağlarda en fazla 7-8 kata ulaşabilen ve
sınırlı bir üretim alanı olan yüksek katlı konutlar; sanayi devrimi ile birlikte hızla artmaya
ve gelişmeye başlamıştır. Kırsal alandan sanayi bölgelerine doğru oluşan büyük göç
dalgaları sonucunda, işçi kesiminin arsa maliyetini düşürerek barındırılması amacıyla
yapımı hız kazanan yüksek katlı konutların, zaman içinde başka sebeplerle de üretimi
artarak devam etmiştir. Yüksek katlı konutlar, günümüzde yalnız alt gelir grubu için
ekonomik bir alternatif değil aynı zamanda üst gelir grubu için bir statü sembolü haline
gelmiştir. Bu bölümde, yüksek katlı konut üretimine yönelimde etkili olan sebeplerin
bazılarından bahsedilecektir.
Arsa yetersizliği ve nüfus yoğunluğu; Şehirleşme hızının artmasıyla birlikte kent içi
alanlardaki arsaların fiyatları da astronomik rakamlara ulaşmaktadır. Bu artışın nedeni;
kent içindeki arsalara olan talebin artması, toprağın bir yatırım ve spekülasyon aracı haline
gelmesi, spekülatif amaçla elde tutulan boş arsaların varlığı gibi sebeplerdir.
Diğer yanda ise yüksek arsa bedellerine rağmen, hızla artan bu nüfusu barındırmak
için belli bir konut stoğunu üretmek gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında yüksek arsa
fiyatları ve yatırımcının da kar elde etme isteği gibi etmenlerle, bahsi geçen arsalara
85
yüksek katlı konutlar yapılmaktadır. Ancak kent çeperlerinde inşa edilen yüksek katlı
konutların varlığı düşünüldüğünde tek etkinin arsa sorunu olmadığını görmek mümkündür.
Karı artırmak için mekânı artırma çabası; Yüksek katlı konutların yapımıyla,
yoğun nüfusu barındırmak bir amaç olsa da ekonomik sistemin bir sonucu olarak
maksimum kara da ulaşmak istenmektedir. Tek katlı ve bahçeli birkaç konutun
sığabileceği bir alana, her katında birkaç dairenin bulunduğu onlarca katlı bloklar
yapılabilmekte ve maksimum mekân üretimi ve kar amaçlanmaktadır. Yani artırılan katlar
talebi karşılamaktan öte, karı artırma yolunda bir araç olmaktadır. Mevzuatta bulunan
boşluklar ve planlama anlayışında açılan gedikler ile kent kimliği ve siluetini acımasızca
yaralayan pek çok yüksek katlı konut bu ekonomik kaygılarla ortaya koyulmaktadır.
Malzeme ve Teknolojideki gelişmeler; Önceki bölümlerde anlatıldığı üzere yüksek
yapı yapabilmek tarihin tüm dönemlerinde önemli olmuştur. Çağlar boyunca ülkeler ve
yöneticiler hep bir öncekinden daha yüksek olabilmeyi amaçlamıştır. Bunu sağlayabilmek
içinse sürekli yeni malzeme ve teknik arayışı sürmüştür. Günümüzde de aynı kaygı yüksek
binalarla şirketler ve hatta konut blokları ile bireyler nezdinde devam etmektedir. Sanayi
devrimi ile birlikte ortaya çıkan çelik kullanımı, betonarme malzeme gibi etkilerin
hızlandırdığı yüksek katlı konutların yapımı; bugün baş döndürücü hızla gelişen inşaat
tekniği ve malzemeler sayesinde artarak devam etmektedir.
Değişen kullanıcı beklentileri ve karma kullanıma yönelim; 2000’li yıllarla birlikte
farklılaşan yaşam şekli ve kültürel değişimler, konut mekânına ve kullanıcının konuttan
beklentilerine de yansımıştır. Özellikle rezidans tipi konut yerleşkelerini kullanan, şehirli,
üst gelir grubu, yoğun çalışan bireylerin konuttan beklentileri de değişmiştir. Kullanıcı iş
dışında kalan sınırlı vaktinde, konut bloğu içerisinden ayrılmadan erişebileceği; alışveriş,
yeme-içme, eğlence, spor ve kültür sanat etkinliği gibi ihtiyaçlarını giderebileceği
mekânlar istemektedir. Dolayısıyla ortaya çıkan karma kullanımlı proje tipi ihtiyacı,
yüksek katlı konut tasarımını elverişli kılmaktadır. Parselin biçimine göre mümkün
olduğunca geniş bir bazaya dağıtılan donatılar ile kule şeklinde çözümlenmiş bir konut
bloğu ortaya çıkmaktadır.
Manzara Yönelimi; İnsanoğluna bir yere yüksekten bakma fikri her zaman cazip
gelmiştir. Bu yüzdendir ki, her şehrin bir şahin tepesi, bir sevda tepesi bulunmaktadır.
86
Belirli bir yükseklikten bakıldığında, ayaklar altına serilmiş bir şehir manzarası birey için
çekici gelmektedir. Tümer’in vurguladığı gibi;
“Kentlere, binalara, yükseklerden olabildiğince yükseklerden, gökyüzünden bakmak insanın gözünü
kamaştırır, çünkü çok güzeldir, çok etkileyicidir. Yahya Kemal İstanbul’u sever ama ona “bir tepeden”
baktığında daha da fazla sever. Gökyüzünden algılanan bir kentin, bir binanın ne kadar çirkin olursa, asla
öyle görünmediğini, çünkü aradaki düşey mesafenin, estetik bir filtre görevi yaptığını söyleyebiliriz”
(Başyılmaz,2015).
Bugün pek çok yüksek katlı konut projesinin pazarlama stratejisinin temel
unsurlarından birini, bu yüksekten kente yahut manzaraya bakma vurgusu oluşturmaktadır.
Prestij ve statü isteği; Bahsedildiği gibi yüksek yapı yapabilmek, en yükseğine
sahip olabilmek her zaman bir yarış ve prestij sebebi olmuştur. Bugün de yapılan yüksek
katlı ve lüks konut yapıları ile insanlara bir yaşam ve barınma alanından ziyade prestij ve
statü pazarlanmaktadır. Yapılar; yapıyı yapan firmanın, satın alan kullanıcının, tasarlayan
mimarın, tümünün bir çeşit kendini ifadesi ve statü kaynağı haline gelmiştir.
Bireyler artık konutu; nesillere aktarılacak bir yuva/ev değil toplumsal statülerinin
ve ekonomik durumlarının göstergesi olarak görmekte, daha iyi, daha yüksek, daha lüks bir
evde oturmayı amaçlamakta ve bunun için çalışmaktadır.
“Bu anlamda düşünüldüğünde konut, barınma işlevinin yanı sıra sosyal bir rol de üstlenerek, toplumsal
yaşamda bir kimlik ve statü aracı olarak kabul görmekte, piyasadaki diğer metalar arasında, bireyin
kimliğini teşhir edebileceği, sosyal statüsünü sergileyebileceği, toplumsal ve ekonomik gücünün
göstergesi olan en belirgin araç haline gelmektedir”(Akyol Altun,2008).
Bu durum ise konut üretimini hızla daha da yüksek katlı konutlar yapmaya
yönlendirmektedir.
Popüler Kültür Yönlendirmesi; İçinde yaşadığımız küreselleşen dünyada hemen her
şey bir algılar ve yönlendirmeler silsilesi içinde cereyan etmektedir. Popüler kültür
dediğimiz kavramın, medya ve sosyal medya ile yönlendirdiği yaşam biçimleri ve tüketim
alışkanlıkları kitleleri derinden etkilemekte ve seçimlerinde belirleyici olmaktadır.
Günümüzde bir statü sembolü olarak görülen yüksek katlı konutlar, dizilerden
reklamlara kadar pek çok mecrada bize sunulmakta, bir anlamda dayatılmaktadır.
İnsanlarda; “İyi eğitimli, refah içinde yaşayan, mutlu ve önemli insanlar yüksek katlı
87
rezidanslar veya malikânelerde yaşar” algısı oluşturulmaktadır. Böylelikle insanların, bu
tip konut üretimini talep etmesi ile yoğun bir biçimde yüksek katlı konut arzı oluşmaktadır.
“Konut piyasasında arz- talep dengelerinin sağlanabilmesi için, üretilen konut arzının, talep edilmesi için
yüklenici firmalar yaptıkları reklamlarla ‘yükseklerde yaşamı’ özendirmekte, artan bu talep
doğrultusunda da, konut arzı artmakta ve piyasa dengelenmeye çalışmaktadır; ancak son zamanlarda
Türkiye’de bu noktada arz fazlasının oldukça fazla olduğuna dair veriler bulunmaktadır”
(Başyılmaz,2015).
Sürekli olarak televizyonlarda dönen konut reklamlarının pek çoğunun metropol
diyebileceğimiz; İstanbul, Ankara ve İzmir gibi kentlerin pek çok farklı noktasında yapılan
yüksek katlı konut blokları, siteler veya rezidanslar olduğunu görmek mümkündür.
Konut Politikaları; Bir sonraki kısımda bahsedileceği üzere; Cumhuriyetin
kurulmasından itibaren farklı dönemlerde devlet eliyle uygulanan farklı konut politikaları
olmuştur. 1980’ler ile birlikte serbest piyasa ekonomisine geçiş inşaat sektörünü de
etkilemiştir. Tüm ülkede, bugün de devam etmekte olan bir inşaat furyası başlamış ve yapı
özellikle konut üretimi ekonomiyi çeken lokomotif güçlerden biri haline gelmiştir.
Bugün de ekonominin içinden geçtiği dar boğazların aşılması noktasında konut
üretimi ve satışının önünü açmak için devlet eliyle faiz oranlarının düşürülmesi gibi
teşvikler uygulanmaktadır.
Yine küreselleşmenin etkisi ile ulus devlet önemini yitirmiş, metropoller önem
kazanmış ve küresel sermayede pay sahibi olabilmek için kentler bir yarışa sürüklenmiştir.
Kentler bu ortam içerisinde öne çıkabilmek, farklılık yaratabilmek ve ilgi çekebilmek için
daha yüksek, daha akıllı ve daha estetik yapılar üretmeye çalışmakta ve bu noktada mimari
önemli bir araca dönüşmektedir (Başyılmaz,2015).
4.2. Kent Kültürü ve Kimliğinde Yaşanan Sosyal ve Mekânsal Etki ve Dönüşümler
Kent; hakkında pek çok teorinin ortaya atıldığı, anlaşılmaya, anlamlandırılmaya ve
yönlendirilmeye çalışılan adeta canlı bir organizma gibi görülmektedir. Dinamik
yapılarıyla kentler, iç içe geçmiş pek çok faktörün bir araya gelerek şekillendirdiği
yapılardır. Bu yapının temel hareket noktasını ise ilk çağlardan beri konut oluşturmaktadır.
Bu sebeple konut üretimi kent kimliği ve kültürünün şekillenmesinde temel aktörlerden
88
biridir. Bu bölümde, yüksek katlı konut üretim süreci ile birlikte kent kültürü ve kimliğinde
yaşanan dönüşümlerden bahsedilecektir.
Ülkemizde kent dokularında yaşanan değişimin başlangıcı; 50’lerde yaşanan kırsal
alandan kente göç ile başlamıştır. II. Dünya savaşı ve sanayileşmenin yarattığı etkilerle
başlayan bu göç dalgasının ardından ortaya bugün bile etkileri süren plansız ve çarpık bir
kentleşme süreci çıkmıştır. Devlet yönetimi, aniden açığa çıkan bu konut ihtiyacını
karşılayamamış, uygun bedellerle altyapı olanaklarını sağladığı bir arsa üretimi
sunamamıştır. O dönemde yapılmaya başlanan kooperatif yada toplu konut projesi
denemeleri yeterli gelmemiştir. Böylelikle göç eden halk, kaçak yapılaşmaya ve
gecekondu üretimine başlamıştır. Bu durum, düzensiz ve çarpık kentleşmenin, tarihi ve
geleneksel kent dokusunun hızla yok edilmesinin sebebi ve kentleri kimliksizleştirip yaşam
kalitesini düşüren yapı/konut üretim sürecinin başlangıcı olmuştur.
Aynı dönemde yaşanan siyasi değişiklikler de kent dokusunu ve kültürünü
etkileyen önemli değişikliklerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bali’nin belirttiği üzere;
“Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950 tarihinde iktidara gelmesiyle birlikte uygulanmaya başlayan iktisadi
liberalizm ‘her mahalleye bir milyoner’ sloganıyla siyasi ve popüler kültürümüze mal oldu. Kentleşmenin
gelişmelerini ve bireylerin refaha kavuşmalarını ön gören bu siyasetin bir sonucu olarak 1950’li yıllardan
itibaren İstanbul’ un çehresi değişmeye başladı. Adnan Menderes’ in ünlü imar planlarının
uygulanmasıyla birlikte eski konaklar, ahşap binalar yerlerini önce geniş caddelere, daha sonra o
caddeleri sağlı sollu dolduran mozaik taşlarla bezenmiş apartmanlara bıraktılar” (Başyılmaz,2014).
1950’lerden itibaren kentlerde başlayan apartmanlaşma furyası ile geleneksel doku
vahşice hırpalanmış, bugün geriye mahallerde parmakla sayılacak kadar geleneksel konut
ya kalmış ya kalmamış durumdadır. Bu hızlı yok etme süreci sadece yapıları değil; kent
kimliği ve belleğini de yok etmiş, insani ilişkileri ve hatta aile yapısını etkilemiştir.
Bir yandan şehrin yerlileri kent dokusunu bozup apartmanlar inşa ederken diğer
yandan kırsal alandan göçenler ve alt gelir grubundan insanlar gecekondu bölgelerini
kurmuştur. Böylelikle Türkiye’deki ilk kez bariz anlamda sosyomekansal ayrışma ortaya
çıkmaya başlamıştır.
1980’lere gelindiğinde bu kez serbest piyasa ekonomisine geçiş kentleri derinden
etkileyecek gelişmeler yaratmıştır. Cumhuriyet dönemindeki en kritik dönemeçlerden biri
olduğu değerlendirilen bu karar ile Türkiye dış dünyaya hiç olmadığı kadar açılmış ve
89
küresel sermaye ile tanışmaya başlamıştır. Değişen ekonomik ve kültürel ortam insan
ilişkilerine de yansımış, pek tabii insan ilişkilerinin doğal ortamı olan kent de
yaşananlardan nasibini almıştır.
“Alınan yeni kararla beraber devlet artık ekonomi alanında daha pasif bir hale gelmiş ve toplumsal
ilişkilerde de hakem rolünden çekilmiştir. İthal ikamesinin temel özelliği olan sınıflar arası ittifak artık
gündemde değildir ve bunun yerine sınıflar arası gerilime dayalı bir denge gelmiştir” (Işık ve Pınarcıoğlu,
2001:123-154).
Diğer taraftan küreselleşme etkisi ile kültürler arası etkileşimin artmasıyla; kentler
eskisine göre çok daha heterojen bir yapıya dönüşürken, diğer yandan uygulanan yeni
stratejiler ile ihracata verilen önemin artması ve faiz politikaları gibi gerekçelerle,
kapitalizmin doğal bir sonucu olarak sermaye birikimi belli bir kesimin elinde toplanmıştır.
Sermaye sahibi bu kesimin kentin gittikçe heterojen hale gelen bu yapısından rahatsız
olmasıyla; diğer kentlilerden ayrışmak ve farklılaşmak isteği ile güvenli ortam arayışı
başlamıştır. Bu arayış, yüksek katlı bloklar veya müstakil villalardan oluşan kapalı site
örneklerine ve kent dokusu dışında oluşan ve belli bir kesimin yaşamasını hedefleyen
uydu kent parçalarına zemin oluşturmuştur. “Tüketim dinamikleri çerçevesinde 1980
sonrası Türkiye’sinde ortaya çıkan yeni kentli seçkinlerin “kaliteli yaşam” arayışları
karşılığını, önce kent içindeki sınırlı sayıdaki boş arsalarda, sonrasında ise kent dışı
alanlara, banliyölere yayılan kapalı konut sitelerinde bulmuştur” (Akyol Altun,2008).
Söz konusu kapalı site uygulamalarının arka planına bakıldığında, başlangıçta
geçmişe duyulan bir özlem ve bozulan kent kültürüne yönelik bir arayış söz konusudur.
Ancak söz konusu arayış çoğu zaman geçmişin lüks bir replikasını yaratmaktan öteye
gitmemiş, değişen ve gelişen kentler için yeni çözümler yaratamamıştır.
“Kentlerde yer alan apartmanların mahalle, komşuluk ilişkilerini yok ettiğinden yakınılmakta, konut
reklamlarında modernizmle birlikte yitirilen değerlerin yeniden hayat bulacağı, özlenen samimi komşuluk
ilişkilerin yeniden yaşatılacağı bir ortam vaat edilmektedir. Tıpkı Batıda olduğu gibi, country, city gibi
isimlerle anılan bu yerleşimlerin içinde, ilk zamanlarda, tarihteki dönemlere, özellikle Osmanlı’ ya
özenen konut tipleri görülmektedir” (Başyılmaz,2014).
2000’li yıllara gelindiğinde de durum aynen devam etmektedir. Bu kez gelişen
teknolojik imkânlar, yaşam şartları ve kültürün etkisiyle konutlar daha da yükselmiş,
kullanım alışkanlıkları ve kent ile ilişkiler daha da farklılaşmıştır.
90
Bir yandan üst gelir grubunun yer aldığı korunaklı kent parçaları gelişirken diğer
yandan ise toplu konut uygulamalarıyla alt ve orta gelir grubu için kentsel bölgeler
oluşturulmaya başlamıştır. Bu toplu konut uygulamalarıyla; yüksek yoğunluklu, kırsal ile
büyük kent geçişi arasında sıkışmış bir sosyal tabakanın konut ihtiyacını gidermek
amaçlanmış ancak bir yandan da yeni kentsel ayrışma bölgeleri yaratılmıştır.
Kent merkezlerinin genişlemesi, kent içinde ve çeperlerinde alt merkezciklerin
oluşmaya başlaması, kent kimliklerini bir kez daha farklılaştırmaya ve yeni toplumsal
ilişkilerin tariflenmesine neden olmuştur. Meydana gelen bu bölgelere ayrışmada
ekonomik gelir düzeyinin belirleyici olması ile kentlerde ikinci bir sosyomekansal ayrışma
yaşanmaya başlamıştır. Ayrıca, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde oluşmaya
başlayan bu ayrışmış, yüksek yoğunluklu uydu kent parçaları, sosyo- kültürel olarak
yarattığı sorunların dışında fiziksel olarak etkiler de doğurmuştur. Kent çeperindeki bu
yerleşkelerde yaşayan ancak kent merkezinde çalışan büyük kitleler; sabah kent merkezine
geliş, akşam ise kent çeperlerine dağılımlarda ciddi bir trafik yoğunluğu oluşturmaktadır.
Böylelikle büyük kentlerin hemen hepsinde ciddi bir trafik problemi oluşmuştur.
Gerekli planlama çalışmaları yapılmadan, altyapı hizmetleri düşünülmeden,
ulaşıma yönelik planlar hazırlanmadan, kent silueti, estetiği ve geleneksel doku gibi etkiler
düşünülmeden plansızca büyüyen kentler bugün ülkenin en önemli sorunlarından biri
haline gelmiştir.
Göç, mekânsal ve sınıfsal ayrışmalar, ekonomik ve siyasi gelişmeler ile kentte
yaşanan bu değişimler kent kültürünü de değiştirmiştir. Komşuluk ilişkisi, geleneksel
yapılaşma yöntemleri, konut, komşu ve mahalleden beklentiler değişmeye ve kaybolmaya
başlamıştır. Yüksek katlı konut blokları, fiziksel anlamda yoğunluğu ve kalabalığı
artırırken, sosyal anlamda yalnızlaşmaya sebep olmuştur. Gününün çoğunu çalışarak
geçiren birey için konut bir yuvadan ziyade barınma nesnesi olmuştur. Aynı şekilde kent
ile olan ilişkide zayıflamış, insanlar kendi kabuklarında yaşamaya başlamışlardır. Oysaki
kent, bir ilişkiler bütünü içinde anlam kazanan ve toplumun kimliğini yansıtan en önemli
unsurlardan biridir. Gülmez ’in bahsettiği üzere;
“Kentlerin sadece yeterli yeşil alan ve uygun konutlardan ibaret olmadığını, insanların canlı sokaklara,
insan ilişkilerine ihtiyacı olduğunu savunan Jacobs (1992), tasarlanan kentin boşluğunun ve
tekdüzeliğinin, kentliye ihtiyacı olan varoluşsal iklimi sağlayamayacağını savunuyordu. Gerçekten de
91
kent sadece barınmaya dair ihtiyacın sağlıklı olarak karşılandığı bir yer değildir. İnsanların kalabalıklara,
bazen kalabalıklar içinde kaybolmaya, gözlemeye ve gözlenmeye de ihtiyacı olabilir” (Başyılmaz,2014).
Önceki bölümlerde mekânsal olarak incelenen Akasya Acıbadem Projesinin mimarı
Evrenol, projenin tasarım aşamasında kullanıcı profili ve beklentilerine dair yaptığı
çalışmaları değerlendirdiğinde; geçmiş mahalle kültüründe farklı olarak, komşuluk
kavramından uzak, sessiz ve izole bir yaşam beklentisinin arttığından bahsetmektedir
(Eren, 2014). Gittikçe artan çalışma saatleri, kadın ve erkeğin iş yaşamına dahil olması,
çocukların ve gençlerin yoğun eğitim temposu gibi sebeplerle bireylerin evde geçirdiği
zaman minimuma inmiştir. Kentlinin evinde veya mahallede geçirdiği zamanın yerini, iş
yerinde, okulda ya da kentsel ortak kullanım alanlarında geçirdiği vakitler almıştır.
“…Mahallenin sürekliliği, yerini kısa süreli ikamet eden mavi ve beyaz yakalılara bıraktı. Tanıdıklık
azaldıkça, başkalarının güvenliğine gösterilen önem azaldı. Komşu teyze yok artık. “Ev alma komşu al”
sözü anlamsızlaştı. Evler yaşam biçimi şeklinde paketlenip pazarlanıyor. Aldığımız paketin kullanım
kılavuzunda ne yazılıysa hayatımız öyle yaşanacak…Yan komşu, kullanım kılavuzundaki / yönetim
planındaki kuralara uyduğu sürece problem yok” (Fidanoğlu,2011).
92
SONUÇ
Konut insanlık kadar eski bir ihtiyaçtır. Bu bağlamda binlerce yıl boyunca insanlık;
topografya, iklim, kültür, inanç, sosyal yapı vb. pek çok etkene göre şekillenen, birbirinden
farklı formlarda konutlar üretmiştir. Tüm bu üretim içinde daima öne çıkan unsurlardan
biri yükselme arzusu olmuştur. Roma döneminden itibaren, başta arsa yetersizliği ve artan
nüfusun en ekonomik şekilde barındırılması kaygısı ile ortaya çıkan yüksek katlı konutlar,
endüstri döneminde aynı kaygılarla gerçek anlamda ve yoğun şekilde üretilmeye
başlanmıştır. İlk etapta ucuz ve yoğun barınma alanı sağlamak amacıyla, düşük gelir
grubuna yönelik üretilen yüksek katlı konutlar; zamanla birer zenginlik, modernizm ve
gelişim sembolüne dönüşmüştür. Bu tez çalışmasının kapsamı; yüksek katlı konut
üretiminin tarihsel süreçleri ışığında ortaya çıkış nedenlerinin saptanması, bu konutlarda
dönemsel olarak ortaya çıkan mekânsal ve mimari dönüşümler ile bunların toplum
hayatındaki sosyolojik ve kültürel yansımalarının incelenmesi, yüksek katlı konutların
kent kültürü, kimliği ve mimarisinde yaşanan dönüşümlerdeki rolünün irdelenmesidir.
Bu bağlamda tez çalışması kapsamında; 1880’den günümüze, İstanbul ve
Ankara’dan seçilen yüksek katlı konut örnekleri ekler bölümündeki tablolarda yer
almaktadır. Önceki bölümlerde; bu örneklerin mimari ve mekânsal açıdan incelenmesi ile
birlikte içlerinden seçilmiş 10 adet yüksek katlı konut yapısının sosyal ve mekânsal
parametreler ışığında detaylı analizleri yapılmıştır.
Yüksek katlı konutlara ilişkin; topografya kullanımı ve kent içerisindeki konumu,
plan şeması ve mekânsal organizasyonu, kullanıcı profili ve beklentileri ile kent ve konut
kültürüne etkileri şeklindeki parametreler ışığında kronolojik olarak yapılan bu analiz
çalışmaları neticesinde Türkiye’deki yüksek katlı konut üretimine ilişkin elde edilen genel
sonuçlar şu şekildedir:

Apartman kavramının ortaya çıktığı 1850’lerden günümüze kadar yüksek katlı konut
üretimine yönelim sürekli olarak artarak devam etmiştir. Bu yönelimin temel sebepleri
olarak; nüfus artışı, arsa yetersizliği, rantı artırma çabası, konut politikaları, teknolojik
gelişmeler ve artan malzeme olanakları, prestij ve statü sahibi olma isteği ile popüler
kültürün yüksek katlı konutları öne çıkarması gibi etkiler gösterilmektedir.
93

Yüksek katlı konut üretimini artıran bir başka önemli etken de; plansız kentleşme,
gecekondulaşma, doğal afetler ve konut yetersizliği gibi sebepler sonucunda ortaya
çıkan kentsel dönüşüm ve toplu konut uygulaması ihtiyacı olmuştur.

Ülkede yaşanan sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmelerin etkisi ile dönemsel olarak
konuttan beklentiler değişmiştir. Bu değişim de mekân şekillenişine doğrudan
yansımıştır. Yüksek katlı konut örneklerinin plan tipolojileri ve mekânsal kurguları
mimari açıdan incelendiğinde iki önemli tipoloji göze çarpmaktadır. Erken dönem
yüksek katlı konutlarda; geleneksel konut tipinin devamı olarak sofa evin merkezi
konumundadır. Diğer tüm mekânlar bu ortak alana açılmakta; sofa, yaşam ve yemek
yeme alanı olarak hizmet vermektedir. Bireysel mahremiyetten öte birlikte yaşam
kültürü ağır basmaktadır. Üst gelir grubuna hitap eden erken dönem yüksek katlı
konutlarda ise; hizmetli odası, servis girişi ve koridoru, kiler ve çalışma ofisi gibi pek
çok özelleşmiş mekânda konut kurgusunun bir parçası halindedir. Cephe ve kütle
tasarımında daha özelleşmiş ve farklı arayışlar içeren, dairesel ve yumuşak hatlar
kullanılan konutlar olduğu görülmektedir.
1930-40’dan itibaren gelişmeye başlayan konut tipolojisinde ise sofa kavramının
ortadan kaybolduğu, yerini iki farklı hol çevresinde sıralanmış; özel mekânlar (yatak
odası ve ıslak hacimler) ile ortak kullanım alanlarının (salon ve mutfak) aldığı
görülmektedir. Söz konusu plan tipi pek çok farklı varyasyonu ile günümüze kadar
gelmiştir. 1950-1970 arası dönem konutlarında bu kez salon kavramı öne çıkmış; diğer
bölümler oldukça küçük, kullanışsız hatta ışıksız ve havasız bırakılmak pahasına
salonlar geniş ve özenli tasarlanmıştır.
1980’ler ile birlikte, hızlı ve prefabrik üretim olanakları artmış ancak tünel kalıp sistem
gibi teknolojik gelişmeler ile çok yüksek katlı olarak üretilebilen konutlar,
fabrikasyonun bir sonucu olarak birbirinin aynı standartlarda kutucuklara dönüşmüştür.
Kentsel dönüşüm ve toplu konut uygulamalarının bir sonucu olarak üretilen konut
stokları, mimari anlamda birbirinin tekrarı ve mimari arayıştan yoksun tipolojik yapılar
olmuştur.
2000’ler ile birlikte yüksek katlı konut üretimi artık başka bir boyuta ulaşmıştır.
Birbiri ardına
yükselen konut
kuleleri,
konut
kültürünü ve
mekânını
da
dönüştürmüştür. Çeşitlenen kullanıcı profilleri doğrultusunda plan tipleri de
94
çeşitlenmiştir. Aynı blok içerisinde; 6+1’den 1+1,5’ a kadar pek çok farklı plan tipi,
farklı ihtiyaçlara yönelik 50m2 ’den 500m2 ’ye kadar, farklı büyüklüklerde mekânlar
yer almaktadır. Projelerin mekânsal kurgusunda konvansiyonel bir mantık ön plana
çıkmaktadır. Gelişen ve değişen dünya, artan ekonomik refah ve teknolojik ilerlemeler
ile projelendirilen konutlar; pek çok farklı konseptle tasarlanan ikonik yapılara
dönüşmüştür.

Yüksek katlı konutlara yönelimin bir diğer sebebi; gittikçe büyüyen, farklı sosyokültürel, ekonomik ve etnik özelliklere sahip olan bireylerin yaşadığı kentlerde, sosyomekânsal bir ayrışmanın ortaya çıkmasıdır. Bu ayrışmanın neticesinde “kapalı konut
yerleşkesi” kavramı doğmuştur. Bu bağlamda özellikle üst gelir grubu; kendi gibi
olmayan, güvenlik endişesi yarattığını düşündüğü bireyler ile birlikte yaşamak
istememiş ve yüksek katlı, kapalı konut yerleşkelerine yönelmiştir. Bireyin güvenlikli
tek bir yerleşke içerisinde, barınmadan alışverişe, spordan eğitime ve eğlenceye kadar
tüm ihtiyaçlarını giderebileceği korunaklı “site” ve “rezidanslar”a olan talep artmıştır.

Sosyo-mekansal ayrışma, kapalı konut sitelerine yönelim, artan çalışma saatleri ve iş
yaşamına katılan kadın nüfusunun artması, konutların barınma odaklı hale gelmesi,
yeme içme, eğlence gibi diğer pek çok ihtiyacın dışarıda karşılanması, bireyin
yalnızlaşması vb. pek çok etki neticesinde hem konut hem de kent kültürü değişmiştir.
Dikeyde yükselen ve her biri neredeyse bir köy nüfusunu barındıran konut bloklarında
ilişkiler ise yükselmeyle ters orantılı şekilde azalmıştır. Komşuluk ilişkisi, mahalle
kültürü vb. kentsel olgular değişen konut kültürüyle birlikte ortadan kalkmaya
başlamıştır.

Özellikle 1950’lerden itibaren plansız ve hızlı şekilde artarak süren yüksek katlı konut
üretimi, kentlerin kendine has dokusunu çok büyük ölçüde tahrip etmiştir. Geleneksel
konut örnekleri ve kentler; yerini plansız çoğalan ve yükselen, mimari niteliği ve
özgünlüğü olmayan, birbirinin aynı konut yığınları ve kentlere bırakmıştır. Geleneksel
dokunun korunduğu kent örneklerine bakıldığında yörenin; topografik yapısı, iklimi,
malzeme olanakları, demografik yapısı ve geleneklerine göre şekillenen mimarinin
yerini, günümüzde kimliksiz yapılar ve kentler almıştır.

Çağımızda yüksek katlı konut üretimi çok ciddi boyutlarda sürmektedir ancak bu konut
üretimine ilişkin yasal mevzuatta ciddi bir düzenleme bulunmamaktadır. Mevcut
95
yönetmelikler farklı kat ve yüksekliklerdeki yapıları “yüksek” olarak tanımlamakta
ancak gelişmiş ülkelerdekine benzer şekilde; yüksek yapılaşma özelinde, yüksek konut
yapımını düzenleyecek usul ve esaslar ortaya koymamaktadır.

Geleneksel konut kültüründe yuva, aile yadigârı, nesillerin devamına şahitlik eden bir
mekân olan, bağlar kurduğumuz “konut” kavramı; yüksek katlı ve birbirinin kopyası
olarak üretilen binlerce konut ile yerini; yatırım olarak alınıp satılan, prestij sembolü
olarak görülen ve zenginleştikçe “modeli yükseltilmesi” gereken barınma makinelerine
bırakmıştır. Bu anlamda, sürekli olarak billboardlarda yer alan afişler ve
televizyonlarda dönen yüksek katlı konut reklamları oldukça etkileyici verilerdir.
Günümüz dünyasında yüksek katlı konutların üretimi vazgeçilmesi zor görünen bir
fenomen olarak ortada durmaktadır. Ancak yukarıda bahsi geçen yüksek katlı konut
üretimine bağlı olarak gelişen sorunlar ve etkiler göz önüne alındığında, bir takım
kriterlerin dikkate alınarak konut tasarım ve üretimine devam edilmesi gerekmektedir.
Tez çalışması kapsamında yapılan araştırma, inceleme ve analizler sonucunda
yüksek katlı konut üretiminin kent ile sağlıklı ilişkiler kurabilmesi bağlamında göz önüne
alınması gerektiği düşünülen temel hususlar şunlardır;

Yüksek katlı yapı ve konut üretiminin belirli bir planlama, fizibilite ve altyapı
çalışması neticesinde belirlenen kıstaslar içerisinde, belirlenen bölgelerde uygulanması
gerekmektedir. Kontrolsüz şekilde süren yüksek katlı konut üretiminin kent yaşamında
yaratacağı olumsuz mimari, sosyolojik, kültürel, ekonomik ve çevresel etkiler analiz
edilerek, bu etkileri en aza indirecek stratejiler ortaya koyulmalıdır. Bu stratejiler;
konut üretimi ve kentin paydaşlarının ortak duyarlılıkları, istek ve beklentileri ile
uluslararası normlar göz önüne alınarak oluşturulmalıdır.

Daha önce bahsedildiği gibi yüksek katlı konut üretimine ilişkin mevzuatta yeterli
çalışma bulunmamaktadır. Farklı disiplinlerde çalışan akademisyenler, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı, yerel yönetimler ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının
koordinasyonlu çalışması ile kentlerimizdeki konut üretimine ilişkin belirleyici bir
mevzuatın oluşması gerekmektedir. Konutların olası kot yükseklikleri, yoğunluk ve
emsal değerleri belirlenerek, bu değerlere uygun yeni yapılaşma ve imar planlama
kriterleri oluşturulmalıdır.
96

Hâlihazırda, kent içerisinde oluşan dengesiz ve aşırı yoğunluğa sebebiyet veren konut
üretimine engel olmak adına imar planlaması aşamasında, yüksek konut bölgeleri üst
ölçekten belirlenerek buna uygun altyapı, yol, yeşil alan ve sosyal donatı alanları
oluşturulmalıdır. Böylelikle yetersiz altyapı, güneş alamayan ve topografyayla
örtüşmeyen konutlar, yeşil alan ve sosyal donatı eksikliği, kentli için çileye dönüşen
trafik gibi sorunlara çözüm üretilebilmelidir.

Çağımızda yüksek yapılar; ülkelerin, kentlerin ve şirketlerin prestij ve reklam araçları
olan ikonik sembollere dönüşmüştür. Aynı şekilde yüksek katlı konutlar da her geçen
gün artmaktadır ancak bu yapıların üretimine izin verilirken; kent siluetine uygun
olması, gece-gündüz kullanımlarının sağlanabilmesi, güvenli bölgeler halinde olması,
diğer yapıların manzara ve güneşten yararlanmasına engel olmaması, yeşil alanların
korunması ve erişilebilir olması, ulaşım probleminin çözülmesi gibi hususları göz
önüne almak gerekmektedir. Diğer bir yandan yüksek katlı konutlar tasarlanırken,
sürdürülebilir ve çevreci yaklaşımların benimsenmesine özen gösterilmelidir.

Ülkemiz genelinde, geleneksel kent ve konut dokusu uzun yıllardır ciddi şekilde tahrip
olmuştur. Kentlerin, bilhassa İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerin, siluet ve
dokuları tanınmayacak hale gelmiştir.
Bu bağlamda elde kalan tarihi ve kültürel
mirasın korunması ve yok olmaması adına, yeni yapılacak konut bölgelerinde bir takım
kısıtlamalar ve tedbirler uygulanmalıdır. Londra ve Paris gibi; tarihi kent merkezlerini
korurken belli kurallar doğrultusunda yüksek katlı rezidans, ofis vb. işlevli yapıları da
inşa edebilmiş ülkelerdeki uygulamalar bu anlamda yol gösterici olabilecektir.
Sonuç olarak; kentlerimizin modern, çevreci, özgün ve estetik bir büyüme
gösterebilmesi için konut alanlarının üretimi en önemli ayaklardan biridir. Özellikle
yurtdışı örnekleri göz önüne alındığında, Türkiye’dekinin aksine; arsa yetersizliği ve
yüksek rant gibi gerekçelerle kent merkezlerindeki yapılaşma siluetinin yüksek katlı,
çeperlere doğru yayılımın ise çevre ve topografya ile uyumlu olacak şekilde daha az katlı
olduğu görülmektedir. Oysa İstanbul ve Ankara gibi kentlerin çeperlerinde kalan, kent
merkezine oldukça uzak bölgelerinde yaratılan yeni konut alanlarında bile ilginç şekilde
yüksek katlı konut üretiminin yoğunlaştığı görülmektedir. Ülkemizde plansız yapılaşma,
arsa spekülasyonu, yüksek kar amacı, gittikçe artan bir popüler kültür trendi olarak yüksek
97
katlı konut üretimi gibi gerekçelerle hem kent merkezlerinde hem de kent çeperlerinde bu
yapılaşma anlayışı son yıllarda yoğun şekilde sürmektedir.
Ancak son dönemde bu plansız yapılaşmanın kente verdiği zararların farkındalığı
artmaya başlamıştır. Devlet ve hükümet politikaları daha az katlı, yatayda yerleşen, kent
dokusuna ve çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir mimari üretimi teşvik eder noktaya
gelmiştir. Bu noktada, Türkiye’deki konut üretimin baş aktörlerinden olan TOKİ yeni
konut
üretim
politikasını;
“Hiçbir
şehirde
en
yüksek
bina
TOKİ
binası
olmayacak” şeklinde demeçlerle vurgulamıştır.
İmar planlama, kentsel dönüşüm projeleri, arsa karşılığı gelir paylaşımı işleri ve
toplu konut uygulamalarının projelendirme ve uygulama aşamalarında yer alan İLBANK
A.Ş.’ de yüksek katlı konut üretim süreçlerinin paydaşlarından biridir. Bu bağlamda
yenilikçi, sürdürülebilir ve çağdaş kentler yaratma vizyonuna sahip olan Bankamızın da bu
yüksek katlı konut üretiminde bahsi geçen bir takım kriterleri göz önüne alarak sürece
dâhil olması, kentlerimizin geleceği adına büyük önem taşımaktadır. Hâlihazırda süren
kentsel dönüşüm projeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dünya Bankası ile yürütülen
kent kimliği ve çevresel duyarlılığa ilişkin çalışmaları ve arsa karşılığı gelir paylaşım işleri
ile bankamız zaten bu tür bir çaba ve duyarlılık içerisinde yer almaktadır.
98
KAYNAKLAR
Arcan, E. F. ve Evci, F. (1999). Mimari Tasarıma Yaklaşım. İstanbul: Tasarım Yayın
Grubu, 35.
Akyol Altun, T.D. (2008). Yeni Yaşam Tarzları: Kapalı Konut Yerleşkeleri. Deü
Mühendislik Fakültesi Fen ve Mühendislik Dergisi, 10, 3, 73-74.
Başdoğan, S. (2011). Konutun Modernleşmesi Ve Modern Dünya’da Mimarın Meşruiyet
Sorunu. Güney Mimarlık, 5, 18.
Başyılmaz, D. (2014). Metropollerde Yeni Konut Eğilimleri Yüksek Konut Blokları:
Ankara’dan Örnekler, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ankara, 68, 70, 96-97, 137-139.
Bilgin, İ.(1998). Toplu Konut Mimarisi ve ATK Lojmanları. Arredamento Mimarlık, 11, 8.
Bingöl, Ö. (2006). Modernleşme ve Konut Mimarisi Endüstri Devriminden Sonra Barınma
Kültürünün Değişimi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 22, 60.
Cengizkan, A. (2009). Kültür Nesnesi Olarak Konut ve Politik Aktörlerin Arka Bahçesi
Olarak Konut Üretimi. Mimarlık, 345, 25-27.
Ceyhan, G. (2002). Türkiye’de Konut İç Mekanları ve Donatılarında Değişim ve
Süreklilik, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü, İstanbul, 72.
Durmuş, O. (2010). İstanbul’da Küresel Etki Bağlamında Son 20 Yıl İçinde Levent –
Maslak Aksı Arasındaki Yüksek Katlı Konut Yapıları, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul
Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 42.
Erdinç, S. Y. (2009). Konut Oluşumda Kültür Etkisinin Toplumsal Yaşam Dinamikleri
Bağlamında İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 5.
Eren, T. (2014). İstanbul’ daki Çok Katlı Konut Yapılarında Mekansal Değişim Sürecinin
Analizi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Kültür Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul, 11, 15-18, 33-36, 44, 50, 192, 197, 207, 209, 238.
Fidanoğlu, E. (2011). Evimiz Hayatımız. Güney Mimarlık, 5, 24.
Işık, O. ve Pınarcıoğlu, M. (2001). Nöbetleşe yoksulluk, Sultanbeyli örneği. İstanbul:
İletişim Yayınları, 120-154.
Işıkkaya, A.D. (2015). Loft Tipi Konutların Başkalaşım Süreci Bağlamında Türkiye’de
Loft Kavramının Analizi: Levent Loft Örneği. 10, 2, 205-217.
İnternet:
Akasya
Acıbadem
proje
bilgileri.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.arkiv.com.tr%2Fproj
99
e%2Fakasya-acibadem1%2F1019&date=2016-10-08,
08.10.2016.
,
Son
Erişim
Tarihi
:
İnternet:
Akasya
Acıbadem
proje
tanıtım
kataloğu.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=https%3A%2F%2Fwww.projepedia.com%2F
sirket%2Fsaf-gyo%2Fprojeler%2Fakasya-acibadem%2F4-2-dubleks-gol-a01blok%2C13574.html&date=2016-10-08,
Son
Erişim
Tarihi:
08.10.2016,
http://www.webcitation.org/query?url=https%3A%2F%2Fwww.projepedia.com%2F
sirket%2Fsaf-gyo%2Fprojeler%2Fakasya-acibadem%2F4-5-1-koru-b03kule%2C13608.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.
İnternet:
Akmerkez
Rezidans,
İstanbul.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fsantiyedestek.com%2FProj
e%2Fakmerkez-residence-renovasyon-projesi%2F&date=2016-10-08, Son Erişim
Tarihi: 08.10.2016.
İnternet:
Avenue
Rezidans,
İstanbul.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.projekulisi.com%2F2
016-haber-Karden-Yap%25C4%25B1dan-Avenue-Residence-Projesi&date=201610-09, Son Erişim Tarihi: 09.10.2016.
İnternet:
Çatalhöyük
yerleşkesi.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fen.paperblog.com%2Fcom
munity-kinship-at-catalhoyuk-39482&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi :
08.10.2016.
İnternet: Enlil, Z. Sanayi Kentinde Konut Sorunu Ders Notları. URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.yildiz.edu.tr%2F%7E
enlil%2FKPT%2FDERS6.pdf&date=2016-10-08
İnternet:
Evrenol
Architects
proje
bilgileri.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.evrenolarchitects.co
m%2Fprojeler.asp&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Feneryolu
Apartmanları
Vaziyet
Planı.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fv2.arkiv.com.tr%2Fpopup
%2Fwatermark.php%3Fsrc%3D1152.jpg+&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi :
08.10.2016.
İnternet:
Home
Insurance
Building
Chicago.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.artduquotidien.com%
2F%3Fp%3D258&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
İlk
barınma
türleri.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.dogabilim.ankara.edu
.tr%2Feebarinak.htm&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016
İnternet:
İnsula
kalıntısı,
Ostia
Antica,
Roma,
İtalya.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Ffundamentumlatinum.wiki.
100
conestogavalley.org%2FLearning%2BActivity%2BB-6&date=2016-10-08,
Erişim Tarihi: 08.10.2016.
Son
İnternet:
İnsula
örneği.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.accomodationsrome.
com%2Fen%2Frome_ancient_history_life_in_insula.html&date=2016-10-08, Son
Erişim Tarihi: 08.10.2016.
İnternet: İstanbul Ataköy Konutları. (2006/2-3). Türkiye Mühendislik Haberleri, 442-443
(60-61). Web: http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/28.pdf 08.10.2016’ da
alınmıştır.
İnternet:
İtalya,
San
Gimignano
kent
görünüşü.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fworldcometomyhome.blog
spot.com.tr%2F2012%2F04%2F0189-italy-tuscany-sangimignano.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet: Karabaş, B. (2008). Sosyal Sınıfların Şekillendirdiği Kent: Londra. URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fv3.arkitera.com%2Fh2593
7-sosyal-siniflarin-%25C5%259Eekillendirdigi-kent-londra.html&date=2016-10-08,
Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.
İnternet: Kervansaray Apartmanı.(1960). Arkitekt Dergisi, 299 (53-54).
http://dergi.mo.org.tr/dergiler/2/240/3318.pdf 08.10.2016’ da alınmıştır.
Web:
İnternet:
Lake
Shore
Drive
Apartments.
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.earchitect.co.uk%2Fchicago%2Flake-shore-drive-towers&date=2016-10-08,
Erişim Tarihi : 08.10.2016.
URL:
Son
İnternet:
Levent
Loft
Daire
Planı.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.leventloft.com%2Fpl
anlar.pdf&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.
İnternet:
Levent
Loft,
İstanbul.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2F+http%3A%2F%2Fv2.arki
v.com.tr%2Fp7847-levent-loft.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi :
08.10.2016.
İnternet:
Mardin
taş
evleri.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.dunyabulteni.net%2F
haber%2F221644%2Fmardin-tas-evleri-pansiyon-yapilmak-isteniyor&date=201610-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Mashattan
Rezidans,
İstanbul.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.mashattan.org.tr%2F
mashattanda-yasam%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.
101
İnternet:
Mashattan
Rezidans,
İstanbul.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.tasyapi.com%2Ftr%2
Fprojeler-ustyapi-projeleri-mashattan-daireler.html&date=2016-10-08, Son Erişim
Tarihi: 08.10.2016.
İnternet:
Mesa
Koru
Sitesi.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.koruyon.org%2Fkoru
-sitesi%2Fbloklar&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Met
Towers.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.bouyguesconstruction.com.au%2Fproject%2Fmet-tower%2F&date=2016-10-08, Son Erişim
Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Metrocity,
İstanbul.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.mimarlikmuzesi.org
%2FGallery%2FDisplayPhoto.aspx%3FID%3D84%26DetailID%3D7%26Exhibitio
nID%3D6&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.
İnternet: Mutdoğan, S. (2014). Türkiye’de Çok Katlı Konut Oluşum Sürecinin İstanbul
Örneği Üzerinden İncelenmesi. Hacettepe Sosyolojik Araştırmalar E-Dergisi, 6, 9,
16,
23.
Web:
http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/makaleler/KonutOlusumuSelinMUTDOGANMart2014.pdf adresinden 7 Ağustos 2016 tarihinde alınmıştır.
İnternet:
Müdüriyet
Personeli
Binası,
Chandigarh,
Hindistan.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Farchitectuul.com%2Farchit
ecture%2Fcity-of-chandigarh&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Next
Level
proje
bilgileri.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.nextlevel.com.tr%2F
&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.
İnternet:
Next
Level
Rezidans
Vaziyet
Planı.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2F3dkonut.com%2Fnextlevel-rezidans%2Fprojesi+&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Next
Level
Rezidans,
Ankara.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.arkitera.com%2Fproj
e%2F3881%2Fnext-level-ankara&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Pruitt
Igoe
Konutlarının
Yıkımı.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fv3.arkitera.com%2Fh7117modernizm-kolay-kolay-cekip-gitmeyecek.html&date=2016-10-08, Son Erişim
Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Reliance
Building,
Chicago.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fhiddenarchitecture.blogspo
t.com.tr%2F2015%2F06%2Frue-franklin-apartments.html&date=2016-10-08, Son
Erişim Tarihi : 08.10.2016.
102
İnternet:
Safronbolu
evleri.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.supergezginler.com%
2Fwordpress%2Fsafranbolu-gezilecek-yerler%2F&date=2016-10-08, Son Erişim
Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Sea
Pearl,
İstanbul.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2F1080.plus%2FSea_Pearl_A
tak%25C3%25B6y_reklam_filmiEmlak_Pencerem%2FDAflURegcqQ.video&date=2016-10-09, Son Erişim Tarihi:
09.10.2016.
İnternet:
Sırt
sırta
konutlar,
İngiltere.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.geog.cam.ac.uk%2Fr
esearch%2Fprojects%2Furbanbackgarden19c%2F&date=2016-10-08, Son Erişim
Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
TOKİ
Turkuaz
Vadisi
Vaziyet
Planı.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.toki.gov.tr%2FAppR
esources%2FUserFiles%2Ffiles%2FSatis%2FAnkara%2FTurkuaz%2Fplanlar%2Fva
ziyetGenel.pdf&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016.
İnternet:
TOKİ
Turkuaz
Vadisi,
Ankara.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwowturkey.com%2Ft.php
%3Fp%3D%2Ftr238%2Fserdarsener_phpSCsBSWAM.jpg&date=2016-10-08, Son
Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet: Türkiye Emlak Kredi Bankası Ataköy Sosyal Konut Uygulaması.1975. Arkitekt
Dergisi, 358 (53-57). Web: http://dergi.mo.org.tr/dergiler/2/136/1597.pdf
08.10.2016’ da alınmıştır.
İnternet:
Vetii
Villası,
Pompei,
İtalya.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.loc.gov%2Fpictures
%2Fresource%2Fppmsc.06585%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi :
08.10.2016.
İnternet:
Vetii
Villası,
Pompei,
İtalya.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fdusunmekvepaylasmak.blo
gspot.com%2F2011%2F01%2Froma-konut-mimarisi-ozelkonutlar.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet:
Weissenhof
Yerleşkesi
ve
Planı.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fuk.phaidon.com%2Fagend
a%2Farchitecture%2Farticles%2F2012%2Fnovember%2F28%2Fbuildings-thatchanged-the-world-the-weissenhof-settlementstuttgart%2Fhttp%3A%2F%2Fhousingplus.wikidot.com%2Fweissenhofsiedlung&da
te=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
103
İnternet:
Yüksek
Katlı
Konut
Örnekleri.
URL:
http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.archdaily.com%2F77
1471%2Fsantiago-calatravas-turning-torso-wins-ctbuhs-10-yearaward+&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016.
İnternet: Zengel, R ve Deneri, B. (Temmuz, 2007). Yükselen Yapı Bağlamında Türkiye’de
Kondominyumlara
Bir
Bakış.
Yapı
Dergisi,
Sayı
308.
Web:
http://www.yapidergisi.com/makaleicerik.aspx?MakaleNum=32 adresinden 8 Ekim
2016’da alınmıştır.
Korkmaz, Z.A. (2010). Yüksek Bina Tasarımında Güncel Gelişmeler ve Dünya - Ankara
Örneklerinin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ankara, 11.
Kumbasar, S.B. (2008). Konut Gelişiminde Gelecek Vizyonları, Yüksek Lisans Tezi,
Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2, 13.
Özbilen, E. (2014). Toplu Konutlarda Konut Topluluğu Ölçeğinde Bir Değerlendirme
Yöntemi Önerisi: TOKİ Ankara Örneği, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 79, 139.
Pulat Gökmen, G. (2011). Türkiye’de Apartmanlaşma Süreci ve Konut Kültürü. Güney
Mimarlık, 5, 12-16.
Sunalp, A.A. (1999). 19.Yüzyıl Galata ve Pera Apartman Konutlarında Orta Sofa-Hol
Tipolojisinin Gelişimi, Doktora Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, İstanbul, 184-188.
Telli, D. (2010). Konutun Toplu Konuta Kadar Evrimi ve Toplu Konut Örneklerinin İç
Mekanlarının İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 4, 15, 70-71.
Ünsal Gülmez, N. ve Ulusu Uraz, T. (2010). Metropolde Çeşitlenen Hanehalkları ve
Konut. İtü Dergisi/a, 9, 1, 54.
Vitrivius, (2005). Mimarlık Üzerine On Kitap (Çev. S. Güven). İstanbul: Yem Yayınları.
Yenel, S. (2012). Konut Yerleşmelerinde Değişimin İrdelenmesi: İstanbul, Yüksek Lisans
Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 35-36, 46.
Zeylan, P.K. (2009). 19. Yüzyıl Sonrası Türkiye’de Toplumsal Değişimlerin Konut
Mekanına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 43, 45, 49, 51, 60, 73.
104
EKLER
105
EK-1: 1880-1923 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri
Çizelge 2.1. 1880-1923 arası dönem konut örnekleri
1880-1923 arası dönem
"Yapı İsmi
Cephe
Plan
Kaynak
Zeki Paşa
Apartmanı
Galata/İstanbul
Sunalp, 1999
Trell
Apartmanı
Meşrutiyet/
İstanbul
Sunalp, 1999
Doğan
Apartmanı
(Naip Bey
Apartmanı)
Galata/İstanbul
Mutdoğan, 2014
Petraki
Apartmanı
Galata/İstanbul
Sunalp, 1999
106
EK-1 (devam): 1880-1923 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri
Çizelge 2.1. (devam) 1880-1923 arası dönem konut örnekleri
1880-1923 arası dönem
Yapı İsmi
Cephe
Plan
Kaynak
Arif Paşa
Apartmanı,
Beyoğlu/
İstanbul
Sunalp, 1999
Harikzadegan
apartmanı
(Tayyare
Apartmanı)
Laleli/ İstanbul
Zeylan, 2009
(a)http://www.istanbulermeni
vakiflari.org
Surp Agop
Sıra evleri,
Şişli/ İstanbul
(b) Zeylan, 2009
(a)
(b)
(a)http://www.arkitera.com/ha
ber/12604/gecmisin-modernmimarisi---2--besiktas---sisli
Akaretler
Sıra evleri
Nişantaşı/
İstanbul
(b)http://ulusaltezmerkezi.co
m/akaretler-sira-evlerininyeniden-islevlendirilmesindemekansal-donusumanalizi/54/
(a)
(b)
107
EK-2: 1923-1950 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri
Çizelge 2.2. 1923-1950 arası dönem konut örnekleri
1923-1950 arası dönem
Yapı İsmi
Cephe
Plan
Kaynak
Ceylan
Apartmanı
Taksim/İstanbul
Mutdoğan, 2014
(a)https://meskenbuhrani.wor
dpress.com/category/1930lar/
Bosfor
Apartmanı
Ayazpaşa/
İstanbul
(b)Eren, 2014
(a)
(b)
Melek
Apartmanı
Nişantaşı/
İstanbul
https://meskenbuhrani.wordpr
ess.com/category/1930lar/
mimar dergisi,1932,sf311
Saraçoğlu
mahallesi, Tip
konut örnekleri
Kızılay/Ankara
http://www.mimarlikmuzesi.o
rg/Gallery/DisplayPhoto.aspx
?ID=18&DetailID=4&Exhibit
ionID=6
108
EK-3: 1950-1980 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri
Çizelge 2.3. 1950-1980 arası dönem konut örnekleri
1950-1980 arası dönem
Yapı İsmi
Cephe
Plan
Kaynak
Kervansaray
Apartmanı
Harbiye/
İstanbul
ARKİTEKT
Cilt:1960
Sayı: 1960-02 (299)
Sayfa: 53-54
Harbiye
(M.K.)
Apartmanı
Harbiye/
İstanbul
ARKİTEKT
Cilt: 1957
Sayı: 1957-03 (288)
Sayfa: 99-101
Sadıklar
Apartmanı
Şişli /İstanbul
ARKİTEKT
Cilt: 1951
Sayı: 1951-05-08
(233-234-235-236)
Sayfa: 94-97
(a)http://dergi.mo.org.tr/der
giler/2/215/2915.pdf
Hukukçular
sitesi
Şişli/ İstanbul
(b) ARKİTEKT
Cilt: 1970
Sayı: 1970-04 (340)
Sayfa: 157-158
(a)
(b)
109
EK-3 (devam): 1950-1980 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri
Çizelge 2.3. (devam) 1950-1980 arası dönem konut örnekleri
1950-1980 arası dönem
Yapı İsmi
Cephe
Plan
Emel Yapı
Kooperatifi
Gayrettepe/
istanbul
Kaynak
ARKİTEKT
Cilt: 1965
Sayı: 1965-02 (319)
Sayfa: 63-64
(a) ARKİTEKT
Cilt: 1975
Sayı: 1975-02 (358)
Sayfa: 53-57
Ataköy Sosyal
Konut
Uygulaması
I. Etap
(b) TMH -Türkiye
Mühendislik
Haberleri
Sayı 442-443 2006/2-3 sf:60
Ataköy/
İstanbul
(a)
(b)
Levend 4
Mahallesi
Konutları
A tipi blok
Levent/
İstanbul
(a) ARKİTEKT
Cilt: 1956
Sayı: 1956-03 (285)
Sayfa: 140-153
(b)http://v2.arkiv.com.tr/p6
755-4-levent-mahallesi.html
(a)
(b)
110
Ek-4 : 1980-2000 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri
Çizelge 2.4. 1980-2000 arası dönem konut örnekleri
1980-2000 arası dönem
Yapı İsmi
Cephe
Plan
Kaynak
http://www.soyakgoztepesit
esi.com/teknik.aspx
Soyak Sitesi
Göztepe/
İstanbul
http://www.mimdap.org/?p
=73685
http://emlakansiklopedisi.co
Bahçeşehir
Uydukent
I.Etap
Bahçeşehir/
İstanbul
m/wiki/uydu-kent
http://www.bahcesehir1.co
m/index.php/konutlar/1etap.html
Feneryolu
Apartmanları
Kadıköy/
İstanbul
http://v2.arkiv.com.tr/p1591
-feneryolu-apartmani.html
Akmerkez
Rezidans
Beşiktaş/
İstanbul
http://www.uzmanyp.com.tr
/en/referanslar.html
111
EK-4 (Devam): 1980-2000 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri
Çizelge 2.4. (devam) 1980-2000 arası dönem konut örnekleri
1980-2000 arası dönem
Yapı İsmi
Cephe
Plan
Başakşehir
Toplu Konut
I.Etap
Bahçeşehir/
İstanbul
Kaynak
http://www.kiptas.istanbul/p
roject_detail.aspx?ID=36&l
ang=tr&page=1#!prettyPhot
o
Mesa Koru
Sitesi
Yenimahalle/
Ankara
http://3dkonut.com/mesakoru-sitesi/projesi
112
Ek-5 : 2000 sonrası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri
Çizelge 2.5. 2000 sonrası dönem konut örnekleri
2000 sonrası dönem
Yapı İsmi
Cephe
Plan
Kaynak
https://www.projepedia.com
Akasya
Acıbadem
Üsküdar/
İstanbul
/sirket/safgyo/projeler/akasyaacibadem,173.html
Sapphire
Rezidans
Kağıthane/
İstanbul
http://v2.arkiv.com.tr/p9568
-istanbul-sapphire.html
http://www.yapi.com.tr/Hab
Metrocity
Levent/
İstanbul
erler/metrocitykonutvealisverismerkezi_61103.h
tml
Varyap
Meridyen
Ataşehir/
İstanbul
http://www.varyapmeridian.
com/tr/rezidans/bloklar
113
2000 sonrası dönem
Yapı İsmi
Cephe
Plan
Kaynak
(a)http://www.natavegakon
NataVega
Konut Kuleleri
Mamak/Ankar
a
utkuleleri.com/
(b)http://www.pimeks.com/
details.php?id=339
(b)
(a)
(a)http://www.guralaluminy
Park Oran
Konutları
Çankaya/Anka
ra
um.com.tr/en/referans.asp?i
d=4
(b) http://www.parkoran.net
(a)
(b)
(a)http://www.arhanmuhend
islik.com.tr/tr/12983/Baca
Kaşmir
Gölevleri
Eryaman/
Ankara
(b)http://www.kasmirgolevl
eri.com/kasmirevleri/dairenizi-nasilalirdiniz/detay/?blok=goksu
(a)
(b)
4-176
(a)http://wowturkey.com/t.p
hp?p=/tr238/serdarsener_ph
Toki Turkuaz
Yenimahalle/
Ankara
pSCsBSWAM.jpg
(b) ÖZBİLEN, 2014
(b)
(a)
114
2000 sonrası dönem
Yapı İsmi
Cephe
Plan
Kaynak
(a) http://besagrup.com.tr
Besa Nova
(b)
Evleri
http://www.yeniprojeler.co
(a)
m/3/1/vaziyetplani/resimleri/besa-novaevleri
(b)
Next Level
http://www.arkitera.com/pr
Rezidans
oje/3881/next-level-ankara
(a)
http://v2.arkiv.com.tr/p7847
-levent-loft.html
Levent Loft
(b)
http://www.leventloft.com/p
lanlar.pdf
(b)
(a)
115
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Soyadı, Adı
:
VURAL, Zeynep Betül
Uyruğu
:
T.C.
Doğum Tarihi ve Yeri
:
24.03.1988 Sivas
Medeni Hali
:
Evli
Telefon
:
0 (312) 303 32 93
Faks
:
0 (312) 341 10 27
e-mail
:
[email protected]
Eğitim
Derece
Yüksek lisans
Eğitim Birimi
Gazi Üniversitesi / Mimarlık Fakültesi /
Restorasyon Anabilim Dalı
Mezuniyet tarihi
Lisans
Erciyes Üniversitesi / Mimarlık Fakültesi /
Mimarlık Bölümü
2012
Lise
Sivas Selçuk Anadolu Lisesi
2006
Devam Ediyor
İş Deneyimi
Yıl
Yer
Görev
2013-Halen
İller Bankası Üstyapı Uygulama Dairesi
Tek. Uzm. Yrd.
2011- 2013
TCDD II. Bölge Müdürlüğü Emlak
Dairesi (Sözleşmeli Şirket Personeli)
Mimar
Yabancı Dil
İngilizce
116
117
Download