postmenopozal kadınlarda cinsel yaşam kalitesinin değerlendirilmesi

advertisement
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI
POSTMENOPOZAL KADINLARDA CİNSEL YAŞAM
KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dr. DUYGU KAPDAĞLI
UZMANLIK TEZİ
TEZ DANIŞMANI
Prof. Dr. NAFİZ BOZDEMİR
ADANA - 2009
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI
POSTMENOPOZAL KADINLARDA CİNSEL YAŞAM
KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dr. DUYGU KAPDAĞLI
UZMANLIK TEZİ
TEZ DANIŞMANI
Prof. Dr. NAFİZ BOZDEMİR
Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından
TF2006LTP41 proje numarasıyla desteklenmiştir.
ADANA - 2009
ii
TEŞEKKÜR
Uzmanlık eğitimim ve tez çalışmam sırasında; emek, yardım, hoşgörü ve
desteğini esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Nafiz Bozdemir'e, ihtisas süresi boyunca
eğitimime olan değerli katkıları ve desteğinden dolayı Doç. Dr. Esra Saatçı'ya, bilimsel
katkılarından ötürü Doç. Dr. Ersin Akpınar, eğitimim süresince beni motive eden Yrd.
Doç. Dr. Sevgi Özcan ve Yrd. Doç. Dr. Hatice Kurdak’a, dostlukları için tüm araştırma
görevlisi arkadaşlarıma, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Hocalarıma ve tüm
çalışanlarına, minnettarlığımı kelimelerle ifade edemeyeceğim sevgili anneme, manevi
desteklerinden ötürü eşime ve kızım Deniz Umay’a, Aile Hekimliği Anabilim Dalı’nda
görev yapan tüm personele ve projemizi destekleyen Çukurova Üniversitesi Bilimsel
Araştırma Projesi Birimi’ne teşekkür ederim.
Duygu Kapdağlı
iii
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR
İÇİNDEKİLER
TABLO LİSTESİ
ŞEKİL LİSTESİ
KISALTMALAR
ÖZET ve ANAHTAR SÖZCÜKLER
ABSTRACT - KEYWORS
1. GİRİŞ ve AMAÇ
2. GENEL BİLGİLER
2.1. Menopoz nedir?
2.2. Menopoza yol açan hormonal değişiklikler
2.3. Menopozal geçişte izlenen değişiklikler ve belirtiler
2.3.1. Erken dönem belirtiler
2.3.1.1.Vazomotor yakınmalar
2.3.1.2. Organik bozukluklar
2.3.1.3. Psikolojik sorunlar
2.3.2. Geç dönem belirtiler
2.3.2.1. Osteoporoz
2.3.2.2. Kardiyovasküler hastalıklar
2.3.2.3. Diğer kronik hastalıklar ve durumlar
2.4. Kadında cinsel yanıt
2.4.1. Uyarılma evresi
2.4.2. Plato evresi
2.4.3. Orgazm evresi
2.4.4. Çözülme evresi
2.5. Kadınlarda cinsel nörohormonal fizyoloji
2.6. Kadın Cinsel işlev bozuklukları
2.6.1. Cinsel istek bozuklukları
2.6.2. Cinsel uyarılma bozukluğu
2.6.3. Orgazm bozukluğu
2.6.4. Cinsel ağrı bozuklukları
2.7. Menopozal geçişte cinsel fonksiyon değişiklikleri
2.8. Postmenopozal cinsel fonksiyon bozukluklarına yaklaşım
3. GEREÇ ve YÖNTEM
3.1. Çalışma Evreninin Belirlenmesi
3.2. Örneklem Büyüklüğü
3.3. Verilerin Toplanması
3.4. Verilerin Değerlendirilmesi
4. BULGULAR
4.1. Sosyodemografik Veriler
iv
Sayfa
iii
iv
vi
viii
ix
x
xi
1
2
2
3
5
6
6
6
6
7
7
7
7
8
8
8
8
9
9
11
11
12
12
12
13
17
20
20
20
20
21
22
22
4.1.1. Kadın ve eşlerinin yaş grupları
4.1.2. Eğitim durumu
4.1.3. Oturduğu yer
4.1.4. Aylık gelir düzeyi
4.1.5. Çocuk sayısı
4.2. Sağlık sorunları
4.2.1. Şişmanlık durumu
4.2.2. Sağlık sorunları
4.2.3. Sürekli kullanılan ilaçlar
4.2.4. Sigara içme durumları ve egzersiz
4.2.4.1. Sigara içme durumları
4.2.4.2. Egzersiz
4.2.5. Menopoz süresi ve alınan hormon tedavisi
4.3 Semptomlar
4.4. Cinsel fonksiyon soruları
4.4.1. Cinsel sorunlar için yardım alınması
4.4.2 Cinsel fonksiyonların durumu
4.5. Cinsel fonksiyonları etkileyen faktörler
4.5.1. Cinsel fonksiyon sorularına verilen cevaplara
göre kadının yaş ortalamaları
4.5.2. Cinsel fonksiyon sorularında cevaplara
göre eşinin yaş ortalamaları
4.5.3. Cinsel fonksiyon sorularında cevaplara
göre kadının VKİ ortalamaları
4.5.4.Cinsel fonksiyon sorularında cevaplara
göre ailenin aylık gelir ortalamaları
4.5.5. Cinsel fonksiyon sorularında cevaplara
göre sağlık sorunu sayısı ortalamaları
4.5.6. Cinsel fonksiyon sorularında yanıtlara
göre eğitim durumlarının dağılımı
5. TARTIŞMA
6. SONUÇLAR ve ÖNERİLER
6.1. Sonuçlar
6.2. Öneriler
7. KAYNAKLAR
8. EKLER
9. ETİK KURUL ONAYI
10. ÖZGEÇMİŞ
v
22
22
23
23
24
24
24
25
26
26
26
27
27
28
31
31
32
34
34
36
38
39
39
42
43
54
54
54
56
60
63
64
TABLO LİSTESİ
Tablo No:
Tablo Başlığı
Tablo 1.
STRAW Evreleme Sistemi
3
Tablo 2.
Kadın Cinsel İşlev Bozuklukları
11
Tablo 3.
Çalışmaya alınan kadınların ve eşlerinin yaş gruplarına göre dağılımı
22
Tablo 4.
Çalışmaya alınan kadınların eğitim durumlarına göre dağılımı
23
Tablo 5.
Çalışmaya alınan kadınların oturdukları yerlere göre dağılımı
23
Tablo 6.
Çalışmaya alınan kadınların ailelerin aylık gelir düzeylerine göre dağılımı
23
Tablo 7.
Çalışmaya alınan kadınların çocuk sayılarına göre dağılımı
24
Tablo 8.
Çalışmaya alınan kadınların şişmanlık durumlarına göre dağılımı
24
Tablo 9.
Çalışmaya alınan kadınların sağlık sorunu sayılarına göre dağılımları
25
Tablo 10.
Çalışmaya alınan kadınların sağlık sorunlarının dağılımı
25
Tablo 11.
Çalışmaya alınan kadınlarda sağlık sorunlarına göre ilaç
kullanımının dağılımı
26
Tablo 12.
Çalışmaya alınan kadınların sürekli kullandıkları ilaçlara göre dağılımı
26
Tablo 13.
Çalışmaya alınan kadınların sigara içme durumlarına göre dağılımı
27
Tablo 14.
Çalışmaya alınan kadınların egzersiz yapma durumlarına göre dağılımı
27
Tablo 15.
Çalışmaya alınan kadınların menopoz sürelerine göre dağılımı
28
Tablo 16.
Çalışmaya alınan kadınların hormon tedavisi sürelerine göre dağılımı
28
Tablo 17.
Semptom sorularına verilen yanıtların dağılımı
30
Tablo 18.
Cinsel sorunlar için doktora başvuranların ve yardım
alanların dağılımı
31
Tablo 19.
Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtların dağılımı
33
Tablo 20.
Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların yaş
ortalamalarının dağılımı
35
Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının eşinin yaş
ortalamalarının dağılımı
37
Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının
VKİ ortalamalarının dağılımı
38
Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların
ailelerinin aylık gelir ortalamalarının dağılımı
40
Tablo 21.
Tablo 22.
Tablo 23.
Sayfa No:
vi
Tablo No:
Tablo Başlığı
Tablo 24
Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre sağlık sorunu
sayısı ortalamalarının dağılımı
41
Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre eğitim
durumlarının dağılımı
42
Tablo 25
Sayfa No:
vii
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil No
Şekil Başlığı
Sayfa
Şekil 1.
Perimenopozal dönemdeki hormonal değişiklikler
4
viii
KISALTMALAR
AFUD: American Foundation for Urologic Disease
CGRP: Calcitonine Gene Related Peptide
DHEA-S: Dehidroepiandrosteron sülfat
DHT: Dihidrotestosteron
DM: Diyabetes Mellitus
FSH: Folliküler Stimulan Hormon
HT: Hipertansiyon
NO: Nitrik Oksit
QSF: Quality of Sexual Function
SHBG: Seks Hormonu Bağlayıcı Globulin
STRAW: Reprodüktif yaşlanmanın evreleri çalışması
VIP: Vazoaktif İntestinal Peptid
VKİ: Vücut Kitle İndeksi
ix
ÖZET
Postmenopozal Kadınlarda Cinsel Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi
AMAÇ: Çalışmamızda bölgemizdeki postmenopozal kadınların cinsel sağlıkları ile
ilgili bilgi sahibi olmak, cinsel sağlığın, hem kadının hem de ailesinin yaşam
dinamikleri, sağlık durumları ve ruhsal sağlıklarına etkilerini araştırmayı amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmamıza Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Menopoz
Polikliniği’ne başvuran evli ve postmenopozal dönemdeki 170 kadın alındı. Cinsel
Fonksiyon Kalitesi (QSF; Quality of Sexual Function) Ölçeği kullanıldı. Çalışmaya
alınan kadınların sosyodemografik verileri, herhangi bir sağlık sorunlarının olup
olmadığı, alışkanlıkları, sürekli kullandığı ilaçlar, kaç yıldır menopozda oldukları,
hormon replasman tedavisi alıp almadıkları ve cinsel sorunları için doktor veya konuyla
ilgili uzmanlardan yardım alıp almadıkları sorgulandı. Anket uygulaması poliklinikte
hasta ile yüz yüze uygulandı.
BULGULAR: Kadınların yaş ortalaması 54,16±5,69 (34–73) yıl olarak bulundu.
Çalışmaya alınan kadınların % 87,4’ü kilolu, şişman veya aşırı şişmandı ve % 40’nın
hiçbir sağlık sorunu yoktu. Menopoz süreleri ortalaması 72,66±67,87 (3–360) ay,
hormon tedavisi alan kadınların tedavi sürelerinin ortalaması 31,87±18,29 (6-60) ay
olarak saptandı. Kadının eğitim düzeyi arttıkça, erkeğin cinsel birliktelik isteme oranı
düşmekte, kadının ise cinsel ilişkiyi başlatma konusundaki cesareti artmaktaydı.
Kadınların cinsel organlarının cinsel istek ve hayallerine normal yanıt verme durumu
aylık gelir düzeyi yüksekliği ile doğru orantılı idi.
SONUÇ: Menopoz dönemi ve bu döneme ait sorunlara yaklaşırken bakış açısının çok
daha geniş olması gerektiği kanısındayız. Multidisipliner yaklaşımın gerekliliğini
savunan çalışmaları dikkate aldığımızda, Aile Hekimliği disiplininin temel
yeterliliklerinden olan kişi merkezli bakım ile birlikte biyopsikososyal ve varoluşsal
modelin kullanımının gerekliliği sonucunu çıkarabiliriz.
Anahtar kelimeler: cinsel yaşam kalitesi, kadın, postmenopoz
x
ABSTRACT
Assesment of Quality of Sexual Life in Postmenopausal Women
Aim: The aim of this study is to learn about the sexual health of postmenopausal
women living in our region and to assess the impact of sexual health on their own and
family life dynamics, physical and psychological health.
Materials and Methods: Married 170 postmenopausal women applying to Cukurova
University Medical School Menopause Outpatient Clinic were included in this study.
Quality of Sexual Function Scale (QSF) was used. The women’s sociodemographic
data, health conditions, currently used drugs, habits, the duration of menopause,
hormone replacement therapy and the admissions for sexual problems were asked face
to face in the outpatient clinic.
Results: The mean age was 54,16±5,69 (34-73) years. Of women, 87,4% were
overweight or obese and 40% did not have any illness. The mean duration of
menopause was 72,66±67,87 (3-360) months. The mean duration of hormone
replacement therapy was 31,87±18,29 (6-60) months. As the educational status of
woman got better, the rate of her partner’s willingness for sexual intercourse was
decreased and the woman’s willingness to start the sexual intercourse increased. There
was a significant relationship between the woman’s sexual organs responding well to
her libido and fantasies and the monthly income.
Conclusion: We believe that a comprehensive aspect is required while dealing with the
menopausal period and related problems. Considering the studies advocating the
multidisciplinary approach, we can suggest that person-centered care; a core
competency of family medicine discipline and existentialist model are required.
Key words: quality of sexual life, women, postmenopause
xi
1. GİRİŞ VE AMAÇ
Menopoz, kadın cinselliği üzerine sıklıkla negatif etkilerin görüldüğü anatomik,
fizyolojik ve psikolojik bir süreçtir. Postmenopozal kadınlarda en sık görülen cinsel
problem, hipoaktif cinsel istek bozukluğudur. Etiyolojisi mültifaktöriyeldir. Bu
sebeplerin içinde erkeğin impotansı, çiftlerin cinsel anlaşmazlığı gibi çevresel tetikleyici
faktörler ve kadının psikolojik ve fizyolojik durumu ile ilgili bilinen ve bilinmeyen pek
çok faktör vardır. Çok sayıda çalışmada, postmenopozal kadınlarda hipoaktif cinsel
istek bozukluğunun oranı % 31 ile % 49 arasında değişmektedir. Ancak, bu konuda
yapılan pek çok çalışmada metodolojik alanda elde edilen sonuçlar sınırlıdır.1-4
Seksüel disfonksiyon gibi psikolojik ve somato-vejetatif şikayetlerin gelişiminin
yaşlanma ve menopoz süreci ile ilişkisi uzun yıllardır tartışılan bir konudur. Bu
durumun insanın yaşam kalitesine olumsuz etkileri açısından değerlendirilmesi
gerekmektedir. Kişinin sağlık açısından yaşam kalitesini ölçen pek çok ölçek
geliştirilmiştir. Son yıllarda kadında seksüel disfonksiyon ve tedavisi ile ilgili ölçekler
de geliştirilmiştir. Ancak, bu konu hakkında yapılan çalışmaların çoğu gelişmiş
ülkelerden gelmekte ve çalışmaya alınan kadınlar genellikle beyaz, kentli, orta sınıf ve
sağlıklı bireylerden oluşmaktadır. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar ile ülkemiz
gibi gelişmekte olan ülke kadınlarının durumunu birebir aynı düşünmek yanlış olacaktır.
1-4
Seksüel
Fonksiyon
Kalitesi
(QSF)
ölçeği,
seksüel
disfonksiyonun
değerlendirilmesinde kullanılan yeni geliştirilmiş bir ölçektir. Bu ölçek 8 genel ve 32
spesifik olmak üzere 40 soru içermektedir. Psiko-somatik yaşam kalitesi ile ilgili 13
soru, seksüel aktivite ile ilgili 7 soru, seksüel disfonksiyona kendi açısından bakış ile
ilgili 7 soru ve partneri değerlendiren 5 soru olmak üzere toplam 4 kategoride sorular
içermektedir.5
Bu çalışma sonunda elde edilecek verilerden, ülkemizdeki postmenopozal
kadınların cinsel sağlıkları ile ilgili bilgi sahibi olunacak ve hem kadının hem de
ailesinin yaşam dinamikleri, sağlık durumları ve ruhsal sağlıklarına etkileri hakkında
yorum yapma şansımız olabilecektir. Çalışmadan elde edilecek veriler ışığında,
postmenopozal dönemdeki kadının yaşam kalitesi daha iyi değerlendirilebilecektir.
1
2. GENEL BİLGİLER
Kadınlarda yaşam süresi uzadıkça, yaşamlarının menopozda geçen bölümü
uzamaya başlamıştır. Bundan 10 yıl öncesine kadar bu konuda yapılan araştırmalar az
sayıda kişi üzerinde yapılmaktaydı. Laumann ve arkadaşlarının ‘Seksüel Tavır ve
Davranışlarının Global Çalışması’ adıyla 29 ülkede 40 ile 80 yaş arasındaki 27500
kadın ve erkek üzerinde yaptıkları çok merkezli çalışmada, 40 ile 80 yaş arasındaki
kadınların yaşamlarında, seksüel olarak kendilerini iyi hissetmelerinin çok önemli
olduğunu saptamışlardır.6 Bu sonuçlar, ülkeden ülkeye değişebilmekle birlikte tüm
dünyadaki durum ile ilgili bir ipucu verebilir.
2.1. Menopoz nedir?
Kadınların 50 yaş civarında adetten kesildikleri ilk olarak M.Ö. 322’de Aristo’nun
‘Historia Animolium’ kitabında kaydedilmiş, tarihi süreç içerisinde bu döneme “kritik
zamanlar - kadınların cehennemi - gizli hastalık - zehrin vücuttan atılamaması” gibi
adlar verilmiştir. Menopoz terimi ilk olarak Fransız Hekim Gardanne tarafından 1821
yılında kullanılmıştır. Yunanca kökenli ‘ay’ ve ‘kesilme’ kelimelerinden türetilmiştir.
Bazen ‘klimakterik’ kelimesi menopoz yerine kullanılmaktadır. Ancak, bu terim sadece
kadınlara özel değildir. Klimakterik kelimesi erkeklerde ve kadınlardaki orta yaştan
yaşlılığa geçişteki biyolojik değişiklikleri ifade etmektedir.7,8
Temmuz 2001’de yapılan Reprodüktif Yaşlanmanın Evreleri Çalışması’nda
(STRAW) Menopoz, mens olmadan geçen 12 ayın sonunda beraberinde overyan
hormon sekresyonunun azalması olarak tanımlanmıştır. Retrospektif bir çalışmada, en
son adet tarihine göre menopoz ortalama yaşı 51,4 olarak bulunmuştur. Dünya Sağlık
Örgütü (WHO) 1996 yılında en son adetten sonraki 1 yılı perimenopoz olarak
tanımlamıştır. Perimenopozun erken ve geç olmak üzere 2 evresi tanımlanmıştır.7 Erken
evre perimenopozda 7 günden daha uzun aralarla olan düzensiz sikluslar vardır. Geç
perimenopozda arada amenorenin olduğu 2 ve üzeri sikluslar vardır.7 Tablo 1’de
STRAW evreleme sistemi görülmektedir.
2
Tablo 1. STRAW Evreleme Sistemi.
Evreler
Terminoloji
-5
-4
-3
-2
-1
1
2
Reprodüktif Dönem
Menopozal Geçiş
Postmenopoz
Erken
Erken
Erken*
Tepe
Geç
Geç*
Geç
Perimenopoz
Süresi
Değişken
Değişken
5 yıl
Arada
Değişkenden
Menstrüel Siklus düzenliye
Düzenli
doğru
Değişken
amenorenin
siklus
olduğu 2 ve
uzunluğu
üzerinde
Yok
siklus
Endokrinolojik
Normal FSH
FSH↑
FSH↑
FSH↑
Değişiklikler
* sıklıkla vazomotor değişiklikler eşlik eder
2.2. Menopoza yol açan hormonal değişiklikler
Overlerde, içlerinde oogonia içeren folliküllerden intrauterin hayatta 6-7 milyon
adet bulunmaktadır. Ancak, sayıları azalır ve doğumda 1-2 milyona pubertede ise 300400 bine iner.10 Overyal folliküller, hem erkek hem de kadın hormonları üretilir. Temel
kadın hormonları östrojen ve progesteron, erkek hormonları ise testosteron ve
androstenediondur. Östrojenin estradiol ve estron olmak üzere iki tipi vardır. Menopoza
kadar overlerden salgılanan estradiol kadınlarda baskın olan östrojendir. Estradiol
seviyesi 30 yaş civarında 450-550 pmol/L ile pik yapar. Daha sonra kan seviyesi
gittikçe azalır ve menopozdan sonra yaklaşık 80 pmol/L’ye düşer. Progesteron için tek
kaynak, ovulasyon sonrası üretildiği yer olan overlerdir.10
Overyal folliküller, menopoz sonrasında hiç kalmayacak şekilde doğumdan
itibaren azalmaya başlar. Azalma otuzlu yaşların ortalarında hızlanır ve kırklı yaşların
ortalarına gelindiğinde oldukça az sayıda follikül kalır. Diğer taraftan, kalan folliküller
de FSH’a karşı daha duyarsız hale gelir. Dolayısıyla menopoza kadar olan ortalama beş
yıl içinde vücut yumurta oluşturmak için kalan folliküllerin stimulasyonuna artan
şekilde çaba gösterir. Bu dönemde, hipofizden FSH salınımı artmasına rağmen her
menstrüel siklusta ovulasyon olmayabilir. Östrojen düzeyi ve buna bağlı olarak
3
progesteron düzeyi ilk başlarda yavaş, menopoza doğru daha hızlı bir şekilde düşmeye
başlar.7,9(Şekil 1)
Şekil 1. Perimenopozal dönemdeki hormonal değişiklikler 9
Endometriumun yeterince gelişebilmesi için daha uzun süre östrojen stimulasyonu
gerekmekte, bu da siklus süresinde düzensizlik, daha ağrılı ve çoğu kez daha yoğun
menstrüel kanamalara neden olmaktadır. Overyal folliküller tükenince östrojen seviyesi
daha da düşer. Bu süreç, yeterli endometriyal hiperplazinin oluşmaması ve takiben
menstrüasyonun kesilmesi ile sonuçlanır.9,10
Diğer bir östrojen kaynağı ise adrenallerdir. Adrenal bezlerden daha çok estron
salgılanır. Ayrıca adrenal bez androstenedion da salgılar. Bu hormon ağırlıklı olarak yağ
dokuda olmak üzere vasküler endotel, düz kas, kemik ve beyinde aromataz aktivitesi ile
estrona dönüşür. Menopoz sonrası estron, östrojenler içinde baskın olan formdur ve
seviyesi 100 pmol/L civarındadır. Yağ dokusunda androstenedion estrona dönüştüğü
için, Yağ kitlesi fazla olan kadınlarda estron seviyelerinin daha yüksek olduğuna ve bu
4
durumun
menopozal
belirtilerin
daha
hafif
geçirilmesine
neden
olduğuna
inanılmaktadır. 11,12
Dolaşımda bulunan androjenlerin kaynağı overler ve adrenal bezlerdir. Temel
androjenik
steroidler;
dehidroepiandrosteron
testosteron,
sülfat
androstenedion,
(DHEA-S)
ve
dehidroepiandrosteron,
dihidrotestosterondur
(DHT).13,14
Androjenik potansiyeli belirleyen temel steroid hormon testosterondur. Testosteronun
yaklaşık %50’si androstenedionun periferik aromatizasyonu sonucu oluşurken, geriye
kalan testosteron adrenal bezler ve overlerin ortak ve eşit katkısıyla oluşur. Ancak adet
döngüsünün ortalarında overlerin katkısı % 10-15 civarında artar.15 Menopozla birlikte,
plazma
androstenedion
seviyesi,
menopoz öncesinin
yaklaşık
yarısına
iner.
Postmenopozal androstenedionun büyük bir kısmı adrenal kaynaklı olup, overlerin buna
katkısı sınırlıdır.16 Diğer taraftan, plazmadaki DHEA-S’ın plazma seviyesi, adrenal
androjen üretimini gösteren temel gösterge olarak kabul edilir ve menopozdan bağımsız
olarak yaşlanma ile düşer.14-16
Premenopozal kadınların günlük ortalama testosteron üretimi 200-300 μg’dır.15
Testosteron, 5α-redüktaz ile daha potent androjen olan DHT’a ya da aromataz aktivitesi
ile östrojene dönüşür. Dolaşımdaki testosteronun önemli bir kısmı (% 97-99) seks
hormon bağlayıcı globüline (SHBG) veya albümine bağlıdır ve sadece % 1-3 gibi az bir
kısmı serbest testosteron şeklinde olup, hedef organlarda hücresel reseptörlere
bağlanabilir. Total testosteron seviyesi, kırklı yaşların ortalarına gelindiğinde önceki
düzeyinin yaklaşık yarısına iner ve ilerleyen yaşla birlikte daha da düşer.13-16 Ancak,
kadınlarda SHBG seviyesi de yaşla birlikte azaldığından, serbest testosteron seviyesinde
anlamlı bir düşme gözlenmeyebilir. Doğal menopoz sürecinin aksine cerrahi, ışın
tedavisi veya kemoterapi ile menopoz oluşturulduğu zaman, fonksiyonel overyal doku
hiç kalmaz ve bu da çok daha düşük testosteron seviyeleri ile sonuçlanır. 17,18
2.3. Menopozal geçişte izlenen değişiklikler ve belirtiler
Kadında ortalama yaşam süresinin uzaması, postmenopozal dönemin uzaması ve
ortalama ömrün 1/3’ünden fazlasını kapsaması gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Kadının
annelik, eğitim, mesleki bilgi ve birikimi gibi maddi, manevi ve sosyal açıdan çeşitli
kazanımlara eriştiği bu dönemde, yaşaması olası fizyolojik ve psikolojik değişiklikler
onun hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecektir. Menopozal geçişteki belirtiler,
5
kadınların % 80-85’inde değişik düzeylerde yaşanır. Belirtilerin şiddeti genetik,
beslenme, çevresel ve psikolojik faktörlere bağlı olarak önemli farklılıklar gösterir. Bu
konu ile ilgili çalışmaların çoğu gelişmiş ülkelerden olup, gelişmekte olan veya geri
kalmış ülkelere ait veriler oldukça azdır.7,9,10
Menopozal geçiş belirtileri erken ve geç dönem belirtiler olarak ikiye ayrılır.
2.3.1. Erken dönem belirtileri
2.3.1.1. Vazomotor yakınmalar: Ateş basmaları, gece terlemeleri, çarpıntı, baş
dönmesi, baş ağrısı, yüzde ve boyunda kızarmalarla kendini gösterir. Bu belirtiler, bazı
kadınlarda ufak bir sıkıntıya neden olurken, pek çok kadında uyku ve günlük aktivite
düzenini bozan önemli bir sorun haline gelir. Batı toplumlarında % 80’lerin üzerinde,
bazı Asya toplumlarında ise % 5’in altında olacak şekilde, nedeni bilinmeyen geniş bir
prevalans farklılığı bildirilmiştir. İlk yıl yoğun yaşanan bu yakınmalar, 2-3 yıl içinde
azalıp kaybolabildikleri gibi, bazı kişilerde nadir de olsa 10-15 yıl sürebilmektedir. 9-11
2.3.1.2. Organik bozukluklar: Vajen kas tabakası ve mukozasında incelme,
epitelyal solukluk, peteşi, frajilite artışı, rugaların kaybı ve vajinal kabarmada azalma
belirlenebilir. Klitoris ve labiyal yapılarda atrofik değişiklikler oluşabilir. Klitoris
çevresindeki yağ dokusunun azalması, onun direkt uyarılma ile haz almaktan çok ağrı
ve acı duyar bir hale getirebilir. Uterus ve overlerde küçülme, sistosel, rektosel ve uterin
prolapsus gibi pelvik döşeme ile ilgili sorunlar gözlenebilir. Vajinal ve servikal salgılar
azalır. Genital organlardaki yapısal değişiklikler ve kanlanmada azalmaya bağlı gelişen
bu değişimler sonucunda, vajinal pH artışı ve vajinal florada gram (-) bakterilere doğru
kayma, vajinal kuruluk, kaşınma ve irritasyon oluşur. Her semptomatik kadında atrofi
bulguları olmayabileceği gibi, asemptomatik bireylerde de atrofi bulunabilir.9-11
Üriner sistemde üretral mukoza, mesane mukozası ve trigonda atrofi, mesane
boynu ve eksternal sfinkter tonusunda azalma, fonksiyonel üretral uzunlukta azalma,
pelvik döşemede tonus kaybı ve sistosel oluşumu sonucunda sık idrar yolu
enfeksiyonları, idrar yapma sıklığında artış, stres inkontinans gibi üriner yakınmalar
oluşur.9,10
6
Deri ve mukozalarda atrofi, kuruluk, saç, koltuk altı ve pubis kıllarında azalma,
yüzde tüylenme artışı gözlenebilir.9-11 Vücut ağırlığı kadınların % 50’sinde artar.9
Memelerde premenstrüel dönemde görülen dolgunluk, hassasiyet artışı gibi siklik
değişiklikler menopozdan sonra kaybolur. Meme dokusu küçülür ve sarkar.9-11
2.3.1.3. Psikolojik sorunlar: Gerginlik, hırçınlık, depresyon, karakter
değişiklikleri, anti-sosyal bozukluklar, uykusuzluk veya uyku kalitesinde bozulma,
çalışma isteği ve dikkatte azalma ve entelektüel başarıda gerileme görülebilir.9,17,19
2.3.2. Geç dönem belirtileri
2.3.2.1. Osteoporoz: Kemik dokusunun ve içindeki mineral miktarının azalması
ve dış kuvvetlere karşı direncinin düşmesi olarak tanımlanabilir. Osteoporozda kırıklara
eğilim artar. Menopoza bağlı olarak ortaya çıkan bozuklukların en önemlilerinden
biridir ve çağımızın hastalığı olarak adlandırılmaktadır.9,10
2.3.2.2. Kardiyovasküler hastalıklar: Menopoz öncesi dönemde kalp
hastalıklarına yakalanma riski, kadınlarda 2/7 iken, menopozda 1/3 olur. Kalp krizi
riski, 40 yaş öncesi erkeklerde kadından 20 kat fazlayken, menopoz sonrası bu oran
hızla değişir ve 70 yaş civarında 1/1 olur. Hormonal değişikliklere bağlı lipid
metabolizması değişiklikleri, HDL’de azalma, LDL’de artma, takiben ateroskleroz,
pıhtılaşma bozukluğuna yol açarak kardiyovasküler patolojilere zemin oluşturur.
Hipertansiyon, sigara içimi, diyabet, aşırı kilo gibi risk faktörleri varsa kardiyak
patolojiler daha da artmaktadır. 9-11
2.3.2.3. Diğer kronik hastalıklar ve durumlar: Epidemiyolojik çalışmalarda
Alzheimer hastalığı, artrit, diş ve çene bozuklukları, katarakt, diyabet, over ve kolon
kanserleri gibi birçok patolojinin postmenopozal kadınlarda daha sık görüldüğü
bildirilmiştir.9,10
7
2.4. Kadında cinsel yanıt
Masters ve Johnson, cinsel uyarıya gösterilen fizyolojik yanıtı 4 ayrı evreye
ayırmışlardır.9,20 Bu evreler sırasıyla;
1. Uyarılma (Heyecan) evresi
2. Plato evresi
3. Orgazm evresi
4. Çözülme evresidir.
Cinsel istek, cinsellik dürtüsünün ortaya çıktığı ve cinselliği ifade etme arzusunun
hissedilmesidir.
2.4.1. Uyarılma evresi:
İnsanda cinsel yanıt sürecinin, Masters ve Johnson’a göre ilk evresi olan
uyarılma evresi, herhangi bir somatojenik ve psikojenik uyarılma sonucu ortaya
çıkabilir. Sürecin ilerlemesi için gerekli olan cinsel gerilimin yeterli oranda artması
uyarıcı etkiye bağlıdır. Uyarı, bireysel gereksinimi karşılayacak düzeyde ise yanıtın
yoğunluğu genellikle kısa sürede artış gösterir. Uyarılma süresini bu şartlar belirler.
Uyarı yaklaşımı fiziksel ya da psikolojik olarak uygunsuz ise ya da ara verilmişse,
uyarılma evresi uzayabilir hatta kaybolabilir.9,17,20
Uyarılma evresindeki fizyolojik değişikliklerden ileride bahsedilecektir.
2.4.2. Plato evresi:
Etkili cinsel uyarının devam etmesi durumunda, uyarılma evresinin ardından kadın
plato evresine girer. Burada gerilim yükselir ve giderek kişinin orgazma geçebileceği uç
noktaya kadar sürer. Plato evresinin süresi büyük oranda uyarının etkinliğine ve cinsel
gerilim artısının bireysel dürtü ile desteklenmesine bağlıdır. Uyarı ya da dürtü yetersizse
ya da uyarı tümüyle sona erdiyse, kişi orgazmik rahatlamaya ulaşamayacak ve yavaş
plato evresindeki gerilimin yerini çözülme evresi alacaktır.9,17,20 Günümüzde, kadın
cinsel
işlev
bozukluklarının
sınıflandırılmasına
uygun
olarak
plato
evresi
kullanılmamaktadır. Bu evre uyarılma fazı içinde yer almaktadır.
2.4.3. Orgazm evresi:
Masters
ve
Johnson,
orgazmı,
cinsel
uyarı
sonucu
oluşmuş
olan
vazokonstrüksiyon ve myotoninin rahatladığı birkaç saniye ile sınırlı evre olarak
8
tanımlamışlardır. Schiavi ve Segraves ise, orgazmı perinede ve üreme organlarında
ritmik kasılmalar, kardiyovasküler ve solunum değişiklikleri, cinsel gerilimin düşmesi
ile cinsel hazzın doruk yapması olarak tanımlamışlardır. Bu istem dışı doruğa, her
olguda en yüksek gerilim artışı sağlandığı düzeyde ulaşılır. Kişi, orgazmı öznel olarak
pelviste odaklanmış biçimde algılar. Orgazm hissi özellikle klitoral bölge ve vajinada
yoğunluk kazanır. Süresi ve yoğunluğu konusunda bireysel farklılıklar çok
fazladır.9,17,20
2.4.4. Çözülme evresi:
Yüksek orgazmik evreden sonra ortaya çıkan, cinsel döngünün son evresidir.
İstem dışı oluşan bu gerilim kaybı sırasında kişi sırasıyla evrelerde geri giderek
uyarılmamış duruma geri döner. Kadınlarda, etkili uyarıyı yeniden alma durumunda,
çözülme evresinin herhangi bir noktasından bir başka orgazm evresine girme potansiyeli
vardır.9,17,20 Günümüzde cinsel döngü AFUD’un (American Foundation for Urologic
Disease) 2000 yılında öngördüğü şekilde;
(1) Cinsel istek
(2) Uyarılma
(3) Orgazm
(4) Çözülme evreleri seklinde ele alınmaktadır. Plato evresi kullanılmamaktadır.17,20
2.5. Kadınlarda cinsel nörohormonal fizyoloji
Korku ve anksiyete oluşturan ortamlardan uzak olunduğunda, östrojen ve
progesteronun etkisi altında dişi memelilerde çiftleşme davranışı ortaya çıkar. Normal
dişi siklusunda bu üreme davranışı ovulasyonla senkronizedir. Merkezi sinir sisteminde
hipotalamus, cinsel işlevler üzerindeki etkisi en iyi bilinen bölgedir. Hipotalamus
eşlerin birbirleriyle olan ilişkilerini, seks hormonlarının salınımını düzenleyen limbik
sistemin bir parçasıdır.7,9,17,20 Dopaminerjik uyarı bu sistemi aktive eder, serotoninerjik
uyarı ise inhibe eder. Hipotalamusa iç ya da dış uyaranlar ulaşır. Uyarılmayı görsel,
işitsel, taktil öğeler ve düşünme tetiklemektedir. Hipotalamustaki paraventriküler
nükleus vazopressin ve oksitosin salgılayarak diğer sistemlerle bağlantı kurar, limbik
sistemi etkiler. Ventromedial nükleus kadınlarda özellikle önemlidir. Burası östrojen ve
progesteron reseptörlerinden zengindir. Gelen cinsel uyarılara cevap olarak merkezi
9
sinir sisteminde uyarılar; medyan ön beyin demeti, mezensefalon, pons, spinal kord,
pelvik pleksus aracılığı ile genital organlara ulaşmaktadır. Hipogastrik (sempatik) ve
pelvik (parasempatik) sinirlerden lifler alan pelvik gangliyon, mesane, üretra, vajina,
uterus ve klitorise dallar verir. Pelvik gangliyonun en büyük dalı olan kavernozal dalı
klitorisi inerve eder. Kavernozal sinirin uyarılması ile klitoriste NO (Nitrik oksit) aracılı
vazodilatasyon olur. Pudental sinir, perine, klitoris ve üretranın duyusal inervasyonunu
sağlar. Östrojenin bu sinirin duyarlılığını arttırıcı etkisi bulunmaktadır. Pelvik ve
hipogastrik sinirler ise iç genital organların duyusunu almaktadır. Cinsel uyarı sırasında,
sinirsel uyarılar ile vajinada kanlanma artarken, aynı zamanda venöz drenaj da azalarak
vazokonjesyona neden olmaktadır. Cinsel uyarı ile vajinal epitelden kabarmaya yardım
eden bir miktar nörojenik transuda oluşur. Oluşan tabaka ile vajina pH’sı bir miktar
artar. Vajinal kanlanmanın artışı, Vazointestinal polipeptit (VIP), transudasyon ise
Calcitonin Gene Related Peptide (CGRP; kalsitonin geni ilişkili peptid) ile artan kapiller
geçirgenlik sayesinde olur. Nöropeptit Y ise vazokonstrüksiyon yaparak venöz dönüşü
azaltır. Vajinal dokuda nitrik oksit sentazın az miktarda olduğu, bu yüzden NO’in,
vajinal kan akımında klitoriste olduğu gibi önemli bir rol oynamadığı düşünülmektedir.
Cinsel uyarılar ile klitoral ve labiyal arterlerde kan akımında artışla intrakavernozal
basınç artısı, klitoral ve labiyal kabarma meydana gelir. Klitoristeki düz kas
gevşemesindeki
gösterilmiştir.
sorumlu
7,9,17,20
nörotransmitterin
Nitrik
Oksit
(NO)
olduğu
Uyarılma sırasında, genital sistem dışında diğer sistemlerde bazı
değişiklikler olur. Bunlar; taşikardi, kan basıncında artış, vücutta kızarıklıklar, kas
tonusu artışı, hiperventilasyon, memelerde büyüme, meme başı ereksiyonudur.
Uyarılma fazında ortaya çıkan uterin kontraksiyonlar, orgazm sırasında hipogastrik sinir
aracılığı ile sempatik sistemin kontrolü altında düzenli kontraksiyonlar halini alır.
Yeterli cinsel uyarılma sonucu orgazm ortaya çıkar. Orgazmda, paraventriküler nükleus
anahtar rol oynar. Orgazm sırasında paraventriküler nükleus komşuluğunda oksitosin
salgılanır. Oksitosinin artan kas tonusu ve ritmik kasılmalarla ilişkili olduğu kabul
edilmektedir. Orgazm sürecinde sempatik sistem baskındır. Epinefrin ve norepinefrin
orgazm sırasında pik yaparlar. Hemen sonrasında ise düşmeye başlarlar. Orgazm
esnasında 0,8 sn aralıklı pelvik çizgili kas kontraksiyonları oluşur. Bu kontraksiyonlar
5-60 sn sürer. 9,17,20
10
2.6. Kadın Cinsel işlev bozuklukları
American Foundation of Urologic Disease (AFUD) tarafından 1998 yılında, beş
ülkeden cinsel işlev bozukluğu üzerine uzman 19 bilim adamı toplanarak, DSM-IV’ün
mevcut çerçevesi üzerinde çalışarak, özellikle tanımlamalarda bazı değişiklikler yaparak
güncel kadın cinsel işlev bozuklukları sınıflandırması oluşturulmuştur. Bu çalışma,
2000 yılında ortak bildiri şeklinde yayımlanmıştır.20,21 Bu sınıflandırmanın yanında,
ayrıca tüm tanıların yaşam boyu veya edinsel, yaygın veya durumsal ve kaynağına göre
organik, psikojenik, karışık veya bilinmeyen alt tipleri mevcuttur. Bu sınıflandırmada,
belirtilen her bozukluğa psikolojik, vasküler, musküler, nörojenik ve endokrin faktörler
neden olabilmektedir.21
Tablo 2. Kadın Cinsel İşlev Bozuklukları
Kadın Cinsel İşlev Bozuklukları
1. Cinsel istek bozuklukları
Hipoaktif cinsel istek bozukluğu
Cinsel tiksinti bozukluğu
2. Cinsel uyarılma bozukluğu:
Genital cinsel uyarılma bozukluğu
Sübjektif cinsel uyarılma bozukluğu
Kombine sübjektif ve genital cinsel uyarılma bozukluğu
3. Orgazm bozukluğu:
4. Cinsel ağrı bozuklukları:
Disparoni
Vajinismus
Non-koital cinsel ağrı
2.6.1. Cinsel istek bozuklukları:
Hipoaktif cinsel istek bozukluğu, Cinsel fantezi veya düşüncelerin ve/veya cinsel
aktivite veya cinsel aktiviteye yanıt verme arzusunun, kişisel sıkıntıya neden olacak
şekilde, kalıcı veya tekrarlayan kaybı (veya yokluğu) olarak tarif edilmiştir.20
Cinsel tiksinti bozukluğu, kalıcı veya tekrarlayıcı olarak, bir partnerle olan cinsel
ilişkiye, fobik tiksinti hissi duyma ve ondan uzak durma ve bu durumun kişisel sıkıntıya
11
neden olması halidir.20 Bu tip bozukluk genellikle fiziksel veya cinsel istismar ile
çocukluk çağı travmaları ile ortaya çıkar.
2.6.2. Cinsel uyarılma bozukluğu:
Kalıcı
veya
tekrarlayıcı
olarak;
sübjektif
heyecanın,
genital
(lubrikasyon/kabarıklık) veya diğer somatik yanıtların yokluğuyla belli olan, yeterli
cinsel heyecana ulaşamama veya sürdürememe ve bu durumun kişisel sıkıntıya neden
olması durumudur.20 Cinsel uyarılma bozukluğu, üç alt tipe ayrılır:
Genital cinsel uyarılma bozukluğu, genital cinsel uyarılmanın olmadığı ya da
yetersiz olduğu, minimal vulvar kabarıklık veya vajinal lubrikasyonla karakterize
durumdur.22
Sübjektif cinsel uyarılma bozukluğu, cinsel memnuniyet, heyecan ve uyarılma
hislerinin hiçbir tip cinsel uyaranla ortaya çıkmayacak biçimde belirgin şekilde azalması
ya da yok olmasıdır.22
Kombine sübjektif ve genital cinsel uyarılma bozukluğu, genital uyarılma
yetersizliği veya yokluğu şikayeti ile birlikte, cinsel uyarılmanın (sübjektif cinsel
heyecan ve cinsel memnuniyet) hiçbir tip cinsel uyaranla ortaya çıkmayacak biçimde,
belirgin olarak yok olması ya da azalmasıdır.22
2.6.3. Orgazm bozukluğu:
Yeterli bir cinsel uyarı ve uyarılma fazını takiben orgazma erişmenin sürekli veya
tekrarlayıcı olarak güç olması, gecikmesi ya da olmaması ve bu durumun kişisel
sıkıntıya neden olması halidir. 20
2.6.4. Cinsel ağrı bozuklukları:
Disparoni: Tekrarlayıcı veya kalıcı olan, cinsel ilişki ile bağlantılı genital ağrıdır.
Vajinismus: Tekrarlayıcı veya kalıcı olarak, vajina distal 1/3 kısmının kaslarının,
vajinal penetrasyonu engelleyecek şekilde, istemsiz olarak kasılması ve bu durumun
kişisel sıkıntıya neden olması halidir.20
Non-koital cinsel ağrı: Tekrarlayıcı veya kalıcı olarak, non-koital cinsel uyarılarla
genital ağrı oluşması durumudur.20
12
2.7. Menopozal geçişte cinsel fonksiyon değişiklikleri
Menopozal
dönemdeki
seksüel
fonksiyon
değişikliklerini,
değişikliklerin
derecesini, altta yatan nedenleri ve tedavi olanaklarını ortaya koymaya yönelik
biyolojik, psikolojik veya sosyolojik açılardan olaya yaklaşan pek çok çalışma
yapılmıştır. Menopozun, cinsel fonksiyonları olumsuz yönde etkilemediğini bildiren az
sayıda rapora karşılık, cinsel fonksiyonların hemen her alanda değişik düzeylerde
etkilendiğini
bildiren
bir
çok
çalışma
yayınlanmıştır.9,13,17,23
Menopozal
ve
postmenopozal kadın, sıklıkla menopoza bağlı fizyopatolojik değişiklikler veya daha az
sıklıkla depresyon ya da evlilik problemleri yüzünden seksüel istekte azalma, yetersiz
ve geç uyarılma, orgazma ulaşmada güçlük, orgazmik kasılmalar ve orgazm
yoğunluğunda azalma, disparoni, cinsel ilişki sıklığında azalma ve seksüel aktivitede
üriner inkontinans gibi sorunlar yaşayabilir.14,17,24
Kadında seksüel aktivitenin azalmasında öne çıkan sebep, menopoza bağlı
fizyolojik değişikliklerdir. Postmenopozal kadında, seksüel fonksiyon bozukluklarına
ilk dikkat çekenler Masters ve Johnson ile Kinsey ve arkadaşlarıdır.7,9 Bu konu ile ilgili
çalışmaların pek çoğunda, menopozun ilk birkaç yılı içerisinde seksüel ilgi ve cinsel
ilişki sıklığında % 40’dan fazla azalma rapor edilmiştir. Yapılan diğer çalışmalarda, %
47-85 seksüel istekte kayıp, % 20 orgazm sıklığında azalma, % 20-70 cinsel ilişki
sıklığında azalma, % 40 disparonide artış bildirilmiştir.7,9 Cawood ve arkadaşları, kendi
istekleri ile ayda birden daha az cinsel aktivitede bulunan ya da hiç cinsel aktivitesi
olmayan kadınların oranını 40 yaş altında % 46, perimenopozal dönemde % 57 ve
postmenopozal dönemde % 76 olarak bulmuşlardır.25 Chen ve Ho premenopozal,
perimenopozal ve postmenopozal dönemlerde seksüel istek kaybının sırasıyla, % 34, %
55, ve % 60 olarak gittikçe arttığını; postmenopozal dönemde orgazm yokluğu ve
seksten zevk almamanın % 60’ların üstüne çıktığını rapor etmişlerdir.26
Hormonlar, santral ve periferik nöronal ileti üzerinden duyusal algılamayı,
periferal kan akımını, kas tonusu ve kapasitesini değiştirerek seksüel uyarılmayı
etkilerler. Bu mekanizmanın yetersizliği, seksüel yanıtın azalması, seksüel aktivitenin
düşmesi, seksüel isteğin kaybı ve disparoniye yol açabilir.7,9
Östrojen azalması genital organlarda kan akımı ve vazokonjesyonu azaltır.
İlerleyici iskemi deri ve müköz membranlarda incelme, deri altı yağ dokusu kaybı ve
introitusta daralmaya neden olur. Östrojenin azalmasına bağlı olarak, sinir hücresi
13
gelişimi, proliferasyonu, ileti zamanı ve sinir dokusu boyunca akış hızı düşer.
Postmenopozal kadında periferik sinir etkilenmesinin klinik karşılığı, hissizlik, kaşıntı,
giysi intoleransı, iki nokta ayırt etme eşiğinin artması, parestezi, klitoral reaksiyon
duyusunun kaybı ve orgazm kapasitesinin düşmesidir.7,9 Yavaşlamış veya azalmış
klitoral reaksiyon zamanı, vajen ve Bartholin bezi salgılarının azalması veya yokluğu,
vajinal derinliğin azalması ve ağrılı uterin kontraksiyonlar gibi nedenler disparoniye yol
açar. Persistan disparoni uyarılma ve orgazm sorunlarına, bu da seksüel ilişki
motivasyonu ve evlilik ilişkilerinde bozulmalara neden olabilir.9,17
Çoğu postmenopozal kadında testosteron seviyesinin düştüğü gösterilmesine
rağmen,
günümüzde
androjen
eksikliğinin
biyokimyasal
veya
klinik
olarak
tanımlanmasında görüş birliği yoktur. Androjen reseptörleri korteks, hipofiz,
hipotalamusun medial preoptik alanı, talamus, amigdala ve beyinde belirlenmiş ve
seksüel yanıtın oluşumunu sağlayan dopamin, oksitosin ve santral etkili noradrenalin
gibi nörotransmitterlerin üretiminde testosteronun rolü olduğu ileri sürülmüştür.9
Yetersiz seksüel fonksiyon, güçsüzlük ve depresyonu içeren fiziksel ve davranışsal
belirti kompleksi “Female Androgen Deficiency Syndrome” olarak adlandırılmıştır.9
Lobo, testosteronun libido üzerine doğrudan etkisi olduğunu, direkt santral etki ile
ruhsal durum, özgüven, enerji ve iyilik hali oluşturduğunu, seksüel fonksiyonlar için
önemli olan östrojenin, biyosentezinde prekursör olarak yer alıp yüksek hipotalamik
konsantrasyonlara olanak sağladığını, vajinal kan akımı ve lubrikasyonu sağlayan direkt
vazomotor etkisi olduğunu ve testosteron düşüklüğü durumunda azalmış libido, seksüel
isteğin kaybı, seksüel fantezi yokluğu, genital organ duyarlılığında azalma, uyarılma ve
orgazma ulaşmada eksiklik, kas gücü, yaşam enerjisi ve genel iyilik halinde azalma
belirlediğini rapor etmiştir.27 Genel düşünce, androjenlerin kadında libidoyu
düzenledikleri yönünde olmasına rağmen, kadının seksüel davranışları çevresel,
emosyonel, kültürel ve diğer hormonal faktörlerden de önemli ölçüde etkilenmektedir.26
Bununla birlikte, medikal ya da cerrahi tedavi sonrası erken menopoza girmiş ve
seksüel istek azlığının belirlendiği kadın grubunda, fizyolojik dozların üzerinde
androjen replasmanından olumlu sonuç alınması, androjen eksikliğinin kanıtı kabul
edilmiştir.9,17
Menopoz ile ortaya çıkan cinsel fonksiyonlardaki değişiklikleri sadece hormonal
değişikliklere bağlamanın doğru olmayacağı, erkek erektil disfonksiyonundaki vasküler
14
patolojiler gibi, kadınlarda da vasküler patolojilerin olabileceği ileri sürülmektedir.
Klitoral ve vajinal düz kas kontraktilitesinde değişikliklere neden olabilecek yapısal ve
fonksiyonel bozukluklar, kadın seksüel yanıtında da farklılıklara yol açacaktır. Kadında
yaşlanma ve klitoral fibrozis ilişkisini araştıran bir çalışmada, klitoral kavernozal düz
kas bağ dokusu oranı 15 yaş altında % 65 iken perimenopozal dönemde %50,
postmenopozal dönemde ise % 37’ye düşmüştür. Bu fibrotik sürecin klitoral yetmezliğe
ve dolayısıyla seksüel bozukluğa yol açacağı ileri sürülmüştür. Postmortem bu
çalışmada klitoral kavernozal düz kas/bağ dokusu oranı kardiyovasküler patolojilerden
ölenlerde % 37, diğer nedenlerden ölenlerde ise % 49 bulunmuş ve aterosklerotik
değişikliklerin klitoral fibrozisi kolaylaştıracağı ortaya konmuştur.29 Park ve
arkadaşları, bir tavşan modelinde aterojenik diyetin pelvik yatakta aterosklerotik
değişiklikler oluşturup klitoral erektil disfonksiyona yol açtığını göstermişlerdir.30 Bu
görüşlerin aksine, Basson klinik uygulamalarda, erkeklerden farklı olarak, az sayıda
kadında genital kan akımında bir miktar azalma ve buna eşlik eden klitoral veya vajinal
konjesyon yetmezliği ile karşılaştığını bildirmiştir. 17
Postmenopozal kadınlarda uzamış depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik
bozuklukların görülme oranı yüksektir. Bu hastalıkların ve tedavilerinde kullanılan
ilaçların da libido ve orgazm bozukluklarına neden olabildiği bildirilmiştir.19,31
Menopozdaki psikiyatrik belirtiler ile östrojen azalması gibi hormonal değişimler
arasında doğrudan bir ilişki kurulamamıştır. Hipotalamik-hipofizer eksen işlevleri ve
döngüsünde bozulma ve tiroid işlevlerinde değişmenin bu ilişkideki katkısı daha
anlamlı görünmektedir. Kadının menopoz döneminde yaşayacağı değişikliklere
hazırlıklı olması yaşam kalitesi açısından önem kazanmaktadır. Özellikle menopoz
öncesi yaşamında hedeflediği amaçlara erişememiş, üretken olmamış veya geride kalıcı
bir şeyler bırakamamış kişilerde bu dönem daha sorunlu olmaktadır. Yine dış çevre
ilişkileri kısıtlı olan, ev yaşamı dışında başka bir etkinliğe katılmayan kadınlarda bu
dönem daha sıkıntılı yaşanmaktadır. Psikodinamik açıdan menopoz dönemi üretkenlik
ve kadınlığın kaybı olarak ele alınmış ve bu dönemde görülen depresyon gibi
psikiyatrik
durumlar
açıklanmaya
çalışılmıştır.
Freud
psikanalitik
kuramlar
çerçevesinde üretkenlik kaybı, yas, elem tepkisi ve melankoli arasında bağlantı kurar ve
menopozal depresyonun psikogenezinde feminite kaybının esas olduğunu belirtir.19
15
Kadının menopoz öncesi seksüel aktivite düzeyinin, postmenopozal dönemdeki
durumuna ışık tutacağı bildirilmiştir.17,32 Menopozdan önce seksten zevk almayan
kadın, postmenopozal dönemde de seksüel aktiviteden uzak duracaktır. Öte yandan eşi
ile ilişkilerinde problem yaşıyorsa, menopoz sonrası değişiklikleri gerekçe gösterecek
ve bunu eşine karşı kullanarak seksüel ilişkiden kaçınacaktır.32
Menopoz döneminin tam olarak anlaşılabilmesi için, biyolojik ve psikolojik
faktörlerin yanı sıra sosyal ve kültürel faktörlerinde dikkate alınması gerekmektedir. Bir
toplumun sağlık ve hastalık konuları hakkındaki bilgisi, görüşü, anlayışı ve bunlara
ilişkin uygulamaları o toplumun sosyo-ekonomik yapısı, eğitim düzeyi ve kültürü
yoluyla biçimlenmektedir. Belirli bir homojen yapı gösteren toplum içinde bile gruplar
hatta bireyler arasında bile belirli yönlerden farklılıklar bulunmaktadır. Sağlıklı veya
sağlıksız olma hali kültürlere göre göreceli olarak değişmektedir. Kültürler arası
psikoloji, insanların düşünce, duygu ve davranış farklılıklarının temelinde o kültürde
yaygın olan benlik yapısı, cinsiyet rolleri, sağlık ve hastalık algılamaları gibi kültürel
öğelerin yattığını söylemektedir. Menopoz kavramı da, bu dönemde yaşanan deneyimler
açısından hem kültürün kendi içinde hem de farklı kültürlerde değişim göstermektedir.33
Kültürel alt yapı, kadının belli konulara bakış açısını, ruh halini ve libidosunu
etkileyebilir. Postmenopozal dönemde kadının seksüel açıdan değeri, onun içinde
yaşadığı topluma göre artar veya azalır. Entelektüel seviyenin yüksek olduğu,
menopozla beraber yaşanan fizyolojik değişikliklerin ve vücut imajı bozukluklarının
sonucu olarak, eksiklik duygusunun daha yoğun yaşandığı gelişmiş toplumlarda veya
doğurganlığın çok önemsendiği toplumlarda kadın değerini kaybeder ve seksüel
sorunlar yaşar. Buna karşın, daha ilkel toplumlarda postmenopozal dönemde sosyal
statünün değişmesi, gebe kalma korkusunun ve çocuk bakma zorunluluğunun olmaması
kadına sosyal olarak daha özgür ve seksüel olarak daha aktif olma olanağı sunar.33
Bowles tarafından öne sürülen kuramsal bir modelde, menopoza ilişkin tutumların
oluşması ve menopoz yaşantısının belirlenmesi ile ilgili iki görüş ileri sürülmektedir. Bu
görüşlerin ilki, toplumun inançları, beklentileri ve sosyokültürel bakış açılarının
bireylerin menopoza yönelik tutumlarını belirlediğini; ikincisi ise, toplumsal etkilerle
oluşan menopoza ilişkin bireysel tutumların da menopoz dönemindeki yaşantıyı
etkilediğini savunmaktadır. Diğer bir deyişle kültürel inançlar, değerler ve tutumlara
bağlı olarak bireyler tarafından menopozun önemsiz veya travmatik, olumlu ve olumsuz
16
algılanabileceği ifade edilmektedir. Pek çok kültürde cinsellik, kadının toplumdaki
rolleri, cinsiyete özgü stres ve yaşlanma gibi konular, menopozun fiziksel ve sembolik
anlamı ile oldukça yakından ilgilidir. Doğu ve Batı kültürlerindeki kadınları
karşılaştıran çalışmalar, Doğu’daki kadınların menopozu doğal bir süreç olarak
gördüklerini ve Batı’daki yaşıtlarına göre yaşamın bu dönemini daha olumlu
değerlendirdiklerini göstermiştir. Sosyal statünün yaşla birlikte arttığı toplumlarda ya da
kültürlerde, kadınların menopoz dönemine ilişkin olumsuz belirtileri daha az yaşadıkları
saptanmıştır. Batı kültürlerinde, yaşam deneyiminin kazandırdığı bilgeliğin değeri
olmadığı için, yaşlılar statü, fonksiyon ve rol kaybının sıkıntısını yaşarlar. Menopozu
bir kayıp olarak algılayan kadınlar için depresyon kaçınılmazdır.33
Yaşlanma ile beraber sıklığı artan metabolik, nöronal, vasküler ve malign
hastalıklar gibi birçok kronik patoloji veya bunların tedavilerinde kullanılan ilaçlar, hem
kadın üzerinde doğrudan etki ile hem de sağlıklı ve seksüel olarak istekli bir partnerin
yokluğuna yol açması ile seksüel fonksiyonları olumsuz etkileyecektir.9,13
2.8. Postmenopozal cinsel fonksiyon bozukluklarına yaklaşım
Menopozda cinsel fonksiyon değişikliklerini ayrı olarak düşünmenin ve buna
yönelik tedavi planlamanın ne derece doğru olduğu tartışılabilir. Belki de böyle bir alt
başlıktan daha uygun olanı menopozun yönetilmesi olacaktır. Diğer bir deyişle, kadının
bütün olarak dikkate alınması, kişiler arası ilişkiler ve varsa seksüel partneri ile ilgili
sorunlar, kronik ve dejeneratif hastalıkları, artan malignite riskleri gibi yaşam kalitesini
değiştirebilecek her parametrenin dikkate alınması en uygun olanıdır.
Seksüel sağlık genel sağlık ile sıkı bir korelasyon gösterir. Seksüel fonksiyonlarını
sürdürmek ya da geri kazanmak için varsa sigara ve alkol gibi madde bağımlılıklarından
kurtulmalı eğer biliniyorsa kronik böbrek yetmezlikli hastada renal transplantasyon ve
depresif hastada antidepresan tedavi gibi etiyolojik nedenlere yönelik tedaviler
planlanmalıdır.34
Menopozal süreçle birlikte kadınların büyük bir kısmında östrojen seviyesi
düşüklüğüne bağlanan menopozal birçok sorunun yanı sıra cinsel arzu, uyarılma ve
ilişki sıklığında azalma, ağrılı ilişki, orgazm olamama ve genital bölge duyarlılığında
azalma gibi birçok cinsel fonksiyon bozukluğu da bildirilmiştir. Buradan yola çıkılarak,
menopozal patolojilerin tedavisinde ya tek başına ya da progesteron ve testosteron ile
17
değişik kombinasyonlar oluşturularak östrojen preparatları yaygın kullanım alanı
bulmuştur.17, 34
Basson, seksüel disfonksiyonlar üzerine östrojenin hem direkt hem de indirekt
olarak etki ettiğini, östrojen replasman tedavisi ile kedini iyi hissetme, uyku kalitesinde
düzelme sağlanabilirken, kızarıklıklar ve ısı intoleransının azaldığını, seksüel
stimulasyona yanıt olarak vulvar ve vajinal kanlanmanın arttığını bildirmiştir.17 Lightner
ise, postmenopozal kadında östrojen replasman tedavisinin vajinal atrofiyi iyileştirdiği,
koital ağrıyı azalttığı ve klitoral duyarlılığı arttırdığını, böylece uyarılma bozukluğunun
tedavisine yardımcı olabileceğini ve uygulamada lokal kremlerin daha etkin olduğunu
bildirmektedir.34
Menopoz sırasında hormon replasman tedavisi ile gerek vazomotor, psikolojik ve
ürogenital problemler gibi genel yakınmaların gerekse seksüel sorunların giderilebildiği,
menopoz sonrası kadınların önemli bir sorunu olan osteoporoz, kardiyovasküler
hastalık, Alzheimer ve benzeri kronik patolojilerin önlenebildiği veya azaltılabildiği
yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur.7,14,17,19,35
Östrojen preparatları kullanımında kilo artışı, su ve tuz retansiyonu, hipertansiyon,
ödem ve memelerde ağrı gibi yan etkiler gözlenebilir. Endometrium, meme ve over
kanserleri veya yüksek risk durumları, ileri karaciğer fonksiyon bozuklukları, aktif
tromboembolik patolojiler ve ağır kontrolsüz diyabet varlığında östrojen kullanımı
kontrendikedir.7,9-11,35
Kadında androjen ilavesi ile ilgili halen bilimsel tartışmalar vardır. Postmenopozal
kadınlarda androjen replasmanının değerli olduğuna ait veriler, ağırlıklı olarak cerrahi
nedenlerle
menopoza
girmiş
olan
hasta
gruplarını
içeren
çalışmalardan
kaynaklanmaktadır.7,9 Bu çalışmalarda ya sadece fizyolojik dozların üstünde testosteron
verilmesi
veya östrojenle kombine testosteron preparatları
verilerek
seksüel
fonksiyonlarda iyileşmeler rapor edilmiştir.
Testosteron replasman tedavisinde kardiyovasküler patolojilerde artış, dislipidemi,
polisitemi, hiperglisemi, alopesi, akne, hirsutizm, kliteromegali, memelerde hassasiyet,
ses değişiklikleri, sıvı retansiyonu ve oral kullanımda hepatik hastalık gibi yan etkiler
görülebilir.9 Östrojen kullanımının kontrendike olduğu meme ve endometriyum kanseri
veya artan risklerin olduğu durumlarda, aromataz aktivitesi ile periferde östrojene
dönüşümü dikkate alınarak androjen kullanımından kaçınılmalıdır.
18
Hormonlar dışında sildenafil, Efedrin, fentolamin, L-arginin gibi genital kan
akımını arttıran ilaçlarda tedavide denenmiştir.9,34
19
3. GEREÇ ve YÖNTEM
3.1. Çalışma Evreninin Belirlenmesi
Çalışma evrenimiz, Ç.Ü.T.F. Menopoz Polikliniği’ne başvurmuş, postmenopozal
dönemde, evli veya muhtemel cinsel aktif eşleri olan kadınlardı.
3.2. Örneklem Büyüklüğü
Çalışmamıza Ç.Ü.T.F. Menopoz Polikliniği’ne başvuran 170 postmenopozal
dönemde kadın alındı.
3.3. Verilerin Toplanması
Çalışmamızda Seksüel Fonksiyon Kalitesi (QSF; Quality of Sexual Function)
Ölçeği kullanıldı (Ek1. QSF Ölçeği). Anket görüşmeleri 1 Kasım 2008- 31 Aralık 2008
tarihleri arasında yapıldı.
Bu anketin, Ekim 2005 ile Ocak 2006 tarihleri arasında yaptığımız bir çalışmada
68 kişilik bir grupta kullanılarak uygulanabilir olduğu görüldü.36
Seksüel Fonksiyon Kalitesi Ölçeği’ne (QSF) ek olarak, çalışmaya alınan
kadınların sosyodemografik verileri (QSF ölçeğinden ayrı olarak; eğitim durumu,
medeni durumu, evlilik sayısı, eşinin evlilik sayısı, çocuk sayısı, ailenin oturduğu yer,
aile tipi), herhangi bir sağlık sorunlarının olup olmadığı, sigara içme durumu, egzersiz
yapma durumu, alkol kullanma durumu, sürekli kullandığı ilaçlar, kaç yıldır menopozda
oldukları, hormon replasman tedavisi alıp almadıkları değerlendirildi. Bu sorulara ek
olarak, cinsel sorunları için doktor veya konuyla ilgili uzmanlardan yardım alıp
almadıkları da sorgulandı.5
Anket uygulaması poliklinikte hasta ile yüz yüze uygulandı. Her görüşmenin
başında, öncelikle bireysel olarak anketi yapan kişi kendini tanıttı. Daha sonra,
görüşülen kişilere çalışmanın postmenopozal kadınların sağlık durumlarıyla cinsel
aktivite durumu arasındaki bağlantıyı saptamak amacıyla yapıldığı, anket ile elde
edilecek verilerin sadece bilimsel amaçla kullanılacağı ve kişisel bilgilerin gizliliğinin
korunacağı konusunda bilgi verilerek yazılı onayları alındı (Ek2. Bilgi ve Onay Formu).
20
3.4. Verilerin Değerlendirilmesi
Anketlerden elde edilen veriler “Microsoft Office Excel” programında kodlanarak
tablo haline getirildi. Daha sonra, SPSS istatistiksel paket program yardımı ile verilerin
analizi yapılmıştır.
21
4. BULGULAR
4.1. Sosyodemografik Veriler
4.1.1. Kadın ve eşlerinin yaş grupları
Çalışma kriterlerine uygun toplam 170 kadın ile görüşüldü. Tablo 3’te görüşmeye
alınan kadınların ve eşlerinin yaş gruplarına göre dağılımları görülmektedir. Görüşülen
kadınların yaş gruplarına bakıldığında, 50-54 yaş grubu çoğunluğu oluşturmaktaydı (%
32,9). Kadın tüm yaş grupları içinde en düşük oran 60 ve üstüydü (% 16,5). Kadınların
yaş ortalaması 54,16±5,69 (34-73) yıl olarak bulundu. Çalışmaya alınan kadınların
eşlerinin
yaş grupları dağılımına bakıldığında, 55-59 yaş grubu çoğunluğu
oluşturmaktaydı (% 37,1). Kadınların eşlerinin yaş ortalaması 57,86±6,439 (40-80) yıl
olarak bulundu.
Tablo 3. Çalışmaya alınan kadınların ve eşlerinin yaş gruplarına göre dağılımı
Yaş grupları
Kadın
Eşi
(yıl)
n
%
n
%
43
25,3
16
9,4
50 altı
56
32,9
32
18,8
50-54
43
25,3
63
37,1
55-59
28
16,5
59
34,7
60 ve üstü
170
100,0
170
100,0
TOPLAM
4.1.2. Eğitim durumu
Görüşmeye alınan kadınların eğitim durumlarına baktığımızda, en yüksek oranın
ilkokul mezunu olduğunu (% 34,1) ,en düşük oranın ise ortaokul mezunu olduğu
görülmekteydi (% 10) (Tablo 4).
22
Tablo 4. Çalışmaya alınan kadınların eğitim durumlarına göre dağılımı
Eğitim Durumu
n
%
OYD
28
16,5
İlkokul
58
34,1
Orta Okul
17
10,0
Lise
33
19,4
Üniversite
34
20,0
TOPLAM
170
100,0
4.1.3. Oturduğu yer
Çalışmaya alınan kadınların yaşadıkları yerlere baktığımızda, % 80’inin il
merkezi olduğu görülmekteydi (Tablo 5).
Tablo 5. Çalışmaya alınan kadınların oturdukları yerlere göre dağılımı
Oturduğu yer
n
%
136
80,0
İl
34
20,0
İlçe
170
100,0
TOPLAM
4.1.4. Aylık gelir düzeyi
Çalışmaya
alınan
kadınların
ailelerinin
aylık
gelir
düzeyi
ortalaması
1000,35±708,24 (400-5000) TL olarak saptandı. Kadınların ailelerinin % 45,9’unun
aylık gelir düzeyi 504-1006 TL arasındaydı (Tablo 6).
Tablo 6. Çalışmaya alınan kadınların ailelerin aylık gelir düzeylerine göre dağılımı
Aylık Gelir Düzeyi (TL)
n
%
47
27,6
503 altı
78
45,9
504-1006
45
26,5
1007 ve Üstü
170
100,0
TOPLAM
23
4.1.5. Çocuk sayısı
Görüşülen kadınların 11’inin hiç çocuğu yoktu. Tüm kadınlar içinde iki ve üç
çocuğu olan kadınların oranı en yüksek bulundu (% 62,9) (Tablo 7).
Tablo 7. Çalışmaya alınan kadınların çocuk sayılarına göre dağılımı
Çocuk Sayısı
n
%
Çocuk yok
11
6,5
1 Çocuk
10
5,9
2 Çocuk
51
30,0
3 Çocuk
56
32,9
4 Çocuk
15
8,8
5 ve Üzeri Çocuk
27
15,9
TOPLAM
170
100,0
4.2. Sağlık sorunları
4.2.1. Şişmanlık durumu
Çalışmaya alınan kadınların boy ve kilo bilgilerine göre vücut kitle indeksleri
hesaplanmıştır. Vücut kitle indeksi normal sınırlarda olanların oranı % 17,6 idi. Aşırı
şişman olanların oranı ise % 4,1 ile en düşük grubu oluşturmaktaydı. Çalışmaya alınan
kadınların VKİ ortalaması 29,25±5,51 (18,7-50,7) olarak bulundu. Çalışmaya alınan
170 kadının % 87,4’ü kilolu, şişman veya aşırı şişmandı (Tablo 8).
Tablo 8. Çalışmaya alınan kadınların şişmanlık durumlarına göre dağılımı
Şişmanlık Durumu
n
%
Normal
30
17,6
Kilolu
80
47,1
Şişman
53
31,2
Aşırı Şişman
7
4,1
TOPLAM
170
100,0
24
4.2.2. Sağlık sorunları
Çalışmaya alınan kadınların % 40,0’nın hiçbir sağlık sorunu yoktu. Üç ve üzeri
sağlık sorunu olanlar en az orana sahiptiler (% 7). Görüşmeye alınan kadınların 102
tanesinin 1 ve daha fazla sağlık sorunu olduğu bulundu (Tablo 9).
Tablo 9. Çalışmaya alınan kadınların sağlık sorunu sayılarına göre dağılımları
Sağlık Sorunu Sayısı
n
%
Sağlık sorunu yok
68
40,0
1 sağlık sorunu
63
37,1
2 sağlık sorunu
27
15,9
3 ve üzeri sağlık sorunu
12
7,0
TOPLAM
170
100,0
Bu sağlık sorunları içinde en yüksek oranın hipertansiyonun % 35,9 en yüksek
orana sahip olduğu, 2. büyük oranında % 14,7 ile hiperkolesterolemi olduğu görüldü.
Hiçbir kadında ailevi geçen hastalık saptanmadı (Tablo 10).
Tablo10. Çalışmaya alınan kadınların sağlık sorunlarının dağılımı (n=170)
Hastalık
VAR
YOK
N
%
n
%
150
88,2
61
35,9
Hipertansiyon
165
97,1
14,7
Hiperkolesterolemi 25
109
64,1
20
11,8
Diyabet
166
97,6
13
7,6
Depresyon
Meme kanseri
157
92,4
12
7,1
öyküsü
159
93,5
11
6,5
Damar hastalığı
Rahim kanseri
145
85,3
10
5,9
öyküsü
160
94,1
5
2,9
Işın tedavisi
158
92,9
4
2,4
Kemoterapi
25
Tablo 11. Çalışmaya alınan kadınlarda sağlık sorunlarına göre ilaç kullanımının dağılımı
Kolesterol
Antihipertansif
Antidiyabetik Antidepresan
ilaçları
Hastalık
n
n
%
N
%
n
%
n
%
61
29
47,5
Hipertansiyon
9
36,0
Hiperkolesterolemi 25
20
10
50,0
Diyabet
13
5
38,4
Depresyon
4.2.3. Sürekli kullanılan ilaçlar
Sürekli kullanılan ilaçların dağılımı tablosuna baktığımızda en büyük oranın %
17,1 ile hipertansiyon ilaçlarına ait olduğu görüldü. Bunu % 6,5 ile diyabet ilaçları ve %
5,3 ile kolesterol ilaçları izliyordu (Tablo 12).
Tablo 12. Çalışmaya alınan kadınların sürekli kullandıkları ilaçlara göre dağılımı (n=170)
VAR
YOK
Kullanılan İlaç
n
%
N
%
HT ilaçları
29
17,1
141
82,9
11
6,5
159
93,5
DM ilaçları
9
5,3
161
94,7
Kolesterol ilaçları
6
3,5
164
96,5
Antidepresan
5
2,9
165
97,1
Osteoporoz ilaçları
4
2,4
166
97,6
Vasküler ilaçlar
3
1,8
167
98,2
Tiroid ilaçları
3
1,8
167
98,2
Astım ilaçları
2
1,2
168
98,8
Ağrı kesiciler
4.2.4. Sigara içme durumları ve egzersiz
4.2.4.1. Sigara içme durumları
Sigara içme durumu tablosuna bakıldığında, çalışmaya alınan kadınların %
85,3’ünün sigara içmediği görüldü (Tablo 13). Günde içilen sigara sayısı ortalaması
9,68±6,356 (2-20) adet olarak bulundu. Süre olarak incelendiğinde, sigara içen
kadınların büyük çoğunluğu 10 yılı aşkın süredir sigara içmekteydi. Ortalama sigara
içme süresi 20,60±8,92 (3-35) yıl olarak bulundu.
26
Tablo 13. Çalışmaya alınan kadınların sigara içme durumlarına göre dağılımı
Sigara İçme
n
%
Durumu
25
14,7
Sigara içenler
145
85,5
Sigara içmeyenler
170
100,0
TOPLAM
4.2.4.2. Egzersiz
Çalışmaya alınan kadınların yaptıkları egzersiz türü ve süresi sorulmuştur. Bu
sorularla ilgili tablolara bakıldığında egzersiz yapanların oranı % 40,6 bulundu. Bu
oranın büyük çoğunluğunu yürüyüş yapanlar oluşturmaktaydı (Tablo 14). Egzersiz
süresi, gün içindeki süre ve haftada kaç gün yapıldığı olarak iki şekilde sorulmuştur.
Günde yapılan egzersiz süresi ortalaması 48,70±18,92 (15-120) dakika, haftada
yapılan egzersiz süresi ise ortalama 4,22±1,69 (1-7) gün olarak bulunmuştur.
Tablo 14. Çalışmaya alınan kadınların egzersiz yapma durumlarına göre dağılımı
Yapılan Egzersiz Türü
n
%
Yürüyüş
66
38,8
Diğer
3
1,8
Egzersiz yapanlar
69
40,6
Egzersiz yapmayanlar
101
59,4
TOPLAM
170
100,0
4.2.5. Menopoz süresi ve alınan hormon tedavisi
Görüşmeye alınan kadınların menopoz süresi ve hormon tedavi süresi ay olarak
belirlenmiştir. Menopoz süresi 24-59 ay arasında olan kadınların oranı % 31,8 en büyük
grubu oluşturmaktaydı (Tablo 15). Menopoz süreleri ortalaması 72,66±67,87 (3-360) ay
olarak saptandı. Kadınların % 73,5’i hormon tedavisi almamıştı (Tablo 16). Hormon
tedavisi alan kadınların tedavi sürelerinin ortalaması 31,87±18,29 (6-60) ay olarak
saptandı.
27
Tablo 15. Çalışmaya alınan kadınların menopoz sürelerine göre dağılımı
Menopoz Süresi (ay)
n
%
12
7,1
0-11
23
13,5
12-23
54
31,8
24-59
40
23,5
60-119
41
24,1
120 ve üstü
170
100,0
TOPLAM
Tablo 16. Çalışmaya alınan kadınların aldıkları hormon tedavisi sürelerine göre dağılımı
Alınan hormon tedavi süresi
n
%
5
3,0
0-11
24
14,1
12-36
16
9,4
37 ve üzeri
45
26,5
Hormon alan kadın sayısı
125
73,5
Hormon almayan kadın sayısı
170
100,0
TOPLAM
4.3. Semptomlar
Çalışmaya alınan kadınlara soru 24.1’de kendilerini genel olarak kötü hissedip
hissetmedikleri sorulduğunda, % 28,8’i bu soruya hiç yok cevabını vermişlerdir. Göğüs
ağrısı olup olmadığı sorusuna, kadınların % 61,8 hayır cevabını verdi (Soru 24.2).Bu
soru ile bağlantılı olan “Dinlenirken sıkışma, anormal atım gibi kalp rahatsızlıklarım
oluyor” ( Soru 24.3) sorusuna da çoğunluğu hayır cevabını verdi (% 56,5). “Bazen bel
ağrısı, eklem ağrısı, kol ve bacaklarda ağrı, yaygın sırt ağrısı gibi eklem ve kas ağrılarım
oluyor” (Soru 24.4) sorusuna % 9,4’ü hiç yok cevabını vermiştir. Menopoz döneminde
görülen terleme ataklarının görülüp görülmediği ile ilgili soruya, % 32,4’sı hiç yok, %
27,6’sı hafif derecede olduğu cevabını vermişlerdir(Soru 24.5). Baş dönmesi hissi
sorusuna da kadınların % 42,9 hayır yanıtını vermiştir (Soru 24.6).
“Bazen uykuya geçmede zorluk veya kesintili uyuma, kalitesiz uyku, uykusuzluk
gibi uyku problemlerim oluyor” (Soru 24.7) sorusuna kadınların % 69,4’ünün hafiften
şiddetliye kadar değişen derecelerde uyku problemleri yaşadığını belirtmiştir. “İçsel
huzursuzluk, küçük şeylerden çok çabuk sinirlenme gibi duygular yaşıyorum.” (Soru
24.8) sorusunda, kadınların % 78,8’inde anksiyete olduğu, “Bazen mutsuz hissetme,
üzüntülü olma, hemen ağlama, hiçbir şey yapmak istememe gibi depresif duygular
hissediyorum.” (Soru 24.9) sorusunda % 74,1 kadında az veya çok depresyon
28
belirtilerinin olduğu ve “Bazen fiziksel olarak kendimi tükenmiş hissediyorum ve
canlılıktan yoksun olma hissi içindeyim” (Soru 24.10) sorusunda ise kadınların %
68,8’inde tükenmişlik hissi olduğu bulundu. “Hafızam ve konsantrasyonum bozuldu”
(Soru 24.11) sorusunda kadınların % 68,8’inde hafıza ve konsantrasyon sorunları vardı.
Bütün bu sorulardaki oranlar, kadınların aşağı yukarı 2/3’ünde az veya çok depresyon
veya anksiyete bozukluğu olduğu konusunda bilgi veriyordu. Kas gücünün azalıp
azalmadığı ile ilgili soruya, kadınların sadece % 28,2’si hayır cevabını verdi. “İdrar
yapma ile ilgili problemlerim oluyor.” (Soru 24.13) sorusuna verilen cevaba
bakıldığında, kadınların
% 55,9 oranında değişen derecelerde bu konu ile ilgili
sorunları olduğu görülmekteydi.
29
Tablo 17. Semptom sorularına verilen yanıtların dağılımı (n=170)
Hiç yok
Hafif
Orta
Semptomlar
1 Kendimi genel olarak
kötü hissediyorum.(fiziksel
veya ruhsal)
2 Göğüs ağrım oluyor.
3 Dinlenirken
sıkışma,anormal atım, çok
hızlı atım, atmama gibi
kalp rahatsızlıklarım
oluyor.
4 Bazen bel ağrısı, eklem
ağrısı,kol ve bacaklarda
ağrı,yaygın sırt ağrısı gibi
eklem ve kas ağrılarım
oluyor
5 Öncesinde fiziksel ya da
zihinsel aktivite olmaksızın
bazen geceleri de olan
beklenmeyen terleme
ataklarım oluyor.
6 Baş dönmesi hissim var.
7 Bazen uykuya geçmede
zorluk veya kesintili
uyuma,kalitesiz
uyku,uykusuzluk gibi uyku
problemlerim oluyor.
8 İçsel huzursuzluk,küçük
şeylerden çok çabuk
sinirlenme gibi duygular
yaşıyorum.
9 Bazen mutsuz hissetme,
üzüntülü olma, hemen
ağlama, hiç birşey yapmak
istememe gibi depresif
duygular hissediyorum.
10 Bazen fiziksel olarak
kendimi tükenmiş
hissediyorum ve canlılıktan
yoksun olma hissi
içindeyim
11 Hafızam ve
konsantrasyonum bozuldu.
12 Kas gücüm net bir
şekilde azaldı.
13 Bazen idrar yapma ile
ilgili problemlerim oluyor.
Şiddetli
Çok
Şiddetli
n
%
n
%
n
%
n
%
n
%
49
28,8
55
32,4
47
27,6
8
4,7
11
6,5
105
61,8
49
28,8
10
5,9
5
2,9
1
0,6
96
56,5
45
26,5
19
11,2
8
4,7
2
1,2
16
9,4
40
23,5
58
34,1
30
17,6
26
15,3
55
32,4
47
27,6
33
19,4
17
10,0
18
10,6
73
42,9
72
42,4
18
10,6
4
2,4
3
1,8
52
30,6
34
20,0
47
27,6
15
8,8
22
12,9
37
21,8
41
24,1
41
24,1
26
15,3
25
14,7
44
25,9
48
28,2
45
26,5
12
7,1
21
12,4
53
31,2
52
30,6
36
21,2
16
9,4
13
7,6
53
31,2
54
31,8
42
24,7
12
7,1
9
5,3
48
28,2
66
38,8
41
24,1
12
7,1
3
1,8
75
44,1
46
27,1
28
16,5
16
9,4
5
2,9
30
Tablo 17a. Semptom sorularına verilen yanıtların dağılımı (n=170)
Yanıt
ortalamaları*
Semptomlar
1 Kendimi genel olarak kötü hissediyorum.(fiziksel veya
ruhsal)
2 Göğüs ağrım oluyor.
3 Dinlenirken sıkışma,anormal atım, çok hızlı atım, atmama
gibi kalp rahatsızlıklarım oluyor.
4 Bazen bel ağrısı, eklem ağrısı,kol ve bacaklarda
ağrı,yaygın sırt ağrısı gibi eklem ve kas ağrılarım oluyor.
5 Öncesinde fiziksel ya da zihinsel aktivite olmaksızın
bazen geceleri de olan beklenmeyen terleme ataklarım
oluyor.
6 Baş dönmesi hissim var.
7 Bazen uykuya geçmede zorluk veya kesintili
uyuma,kalitesiz uyku,uykusuzluk gibi uyku problemlerim
oluyor.
8 İçsel huzursuzluk,küçük şeylerden çok çabuk sinirlenme
gibi duygular yaşıyorum.
9 Bazen mutsuz hissetme, üzüntülü olma, hemen ağlama,
hiçbir şey yapmak istememe gibi depresif duygular
hissediyorum.
10 Bazen fiziksel olarak kendimi tükenmiş hissediyorum ve
canlılıktan yoksun olma hissi içindeyim.
11 Hafızam ve konsantrasyonum bozuldu.
12 Kas gücüm net bir şekilde azaldı.
13 Bazen idrar yapma ile ilgili problemlerim oluyor.
2,28±1,12
1,52±0,78
1,68±0.93
3,06±1,18
2,39±1,31
1,78±0,86
2,54±1,35
2,77±1,34
2,52±1,28
2,32±1,22
2,24±1,13
2,15±0,97
2,00±1,12
* Hiç yok=1, Hafif=2, Orta=3, Şiddetli=4, Çok Şiddetli=5 olarak kabul edilmiştir.
4.4. Cinsel fonksiyon soruları
4.4.1. Cinsel sorunlar için yardım alınması
Cinsel sorunlar için doktora 13 kişinin başvurduğunu ancak, 11 kişinin doktor ve
psikologlardan yardım aldığını saptadık. Bu 13 kişiden 2’si cinsel sorunlar için doktora
başvurdukları halde yeterli yardım alamadıklarını belirttiler. Yardım alan 11 kişinin ise
8’i doktordan 3’ü ise psikologdan yardım aldığını belirtti (Tablo 18).
Tablo 18. Cinsel sorunlar için doktora başvuranların ve yardım alanların dağılımı (n=170)
Evet
Hayır
Sorular
n
%
n
%
22. Hiç cinsel sorunlar için doktora
13
7,6
157
92,4
başvurdunuz mu?
23.Cinsel sorunlar konusunda yardım aldınız
mı?
11
31
6,5
159
93,5
4.4.2. Cinsel fonksiyonların durumu
Çalışmaya alınan kadınlar “Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz?”
sorusuna kadınların % 69,9’u hafiften çok güçlüye kadar değişen derecede memnuniyet
ifade ettiler (Soru 24.14). Eşlerinin cinsel yaşamlarından mutsuzlukları sorulduğunda %
60 değişen derecelerde mutsuz oldukları yanıtını verdiler (Soru 24.15). “Cinsel ilişki
sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz?” sorusuna, kadınların % 68,2’si
hayır yanıtını verdi (Soru 24.16). Aynı soru eşleri için sorulduğunda sadece % 9,4’ü bu
problemi yaşıyordu (Soru 24.17). Kadınların % 82.9 daha fazla cinsel temasta
bulunmak isteyip istemedikleri sorusuna hayır yanıtını verdi (Soru 24.18) Olumlu yanıt
verenlerden hiçbiri çok güçlü yanıtını vermedi. Aynı soru eşleri için sorulduğunda, daha
fazla cinsel birliktelik isteme oranı % 58,8 olarak bulundu (Soru 24.19). “Cinsel aktivite
isteğinizde azalma oldu mu?” sorusuna kadınların % 71,2’si hafiften güçlüye kadar
değişen derecelerde azalma olduğunu belirttiler (Soru 24.21). Bununla birlikte, “Cinsel
aktivite isteğinde artma oldu mu?” sorusuna, hayır yanıtını verenlerin oranı % 93,5 idi
(Soru 24.22). Kadınlara cinsel organlarının cinsel istek ve hayallerine normal yanıt
verip vermediği sorulduğunda, % 69,4’ü değişen derecelerde yanıtta azalma olduğunu
belirttiler (Soru 24.23). Çalışmaya alınan kadınlar, cinsel rüya, hayal ve istekleri olup
olmadığı sorusuna % 81,8 oranında hayır yanıtını verdiler (Soru 24.24). “Eşinizin
sıklıkla cinsel rüyaları, hayalleri veya istekleri olur mu?” sorusuna ise % 63,5 oranında
hayır yanıtını verdiler (Soru 24.25). “Sık mastürbasyon yapar mısınız?” sorusuna,
kadınların çok büyük bir oranı (% 97,6) hayır yanıtını verdiler (Soru 24.26). Çalışmaya
alınan kadınlara, istedikleri halde eşlerinin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddedip
reddetmedikleri sorulduğunda % 45,9 oranında kadının ara sıra eşlerini reddettiklerini
saptadık (Soru 24.27). “Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?” sorusuna
kadınların % 60’ı hayır yanıtını verdiler (Soru 24.28). Çalışmaya alınan kadınlara
Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hissedip hissetmedikleri sorulduğunda %
67,6’sı az veya çok heyecan duyduklarını belirttiler. (Soru 24.29). Kadınlara bu heyecan
durumundan memnun olup olmadıkları sorulduğunda, % 65,3’ü memnun olduğu
anlaşılmıştır (Soru 24.30). Cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma olup olmadığı
sorulduğunda % 74,1 oranında olumlu cevap alınmıştır (Soru 24.31). Çalışmaya alınan
kadınlara “Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?” sorusu
32
sorulduğunda, % 64,7’si hafiften çok güçlüye değişen oranlarda tatmin olduklarını
belirttiler (Tablo 19).
Tablo 19. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtların dağılımı (n=170)
Cinsel fonksiyon soruları
14.Cinsel hayatınızdan ne
kadar memnunsunuz ?
15.Eşiniz sizin genel olarak
cinsel hayatınızdan mutsuz
mu?
16.Cinsel ilişki sırasında ağrı
veya başka problemler
yaşıyor musunuz?
17.Cinsel ilişki sırasında
eşiniz ağrı veya başka
problemler yaşıyor mu?
18.Daha fazla cinsel temasta
bulunmak ister miydiniz?
19.Eşiniz sizden daha sık
cinsel birliktelik istiyor mu?
20.Eşiniz sizden daha az
cinsel birliktelik istiyor mu
21.Cinsel aktivite isteğinizde
azalma oldu mu?
22.Cinsel aktivite isteğinizde
artma oldu mu?
23.Cinsel organlarınız, cinsel
isteklerinize veya
hayallerinize normal yanıt
veriyor mu?
24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız
hayalleriniz veya istekleriniz
olur mu?
25.Eşinizin sıklıkla cinsel
rüyaları,hayalleri veya
istekleri olur mu?
26.Sık mastürbasyon yapar
mısınız?
27.İstediğiniz halde eşinizin
cinsel ilişki isteğini arada
sırada reddeder misiniz?
28.Eşinizle cinsel ilişkiyi
başlatan siz olur musunuz?
29.Cinsel ilişki öncesi ve
sırasında heyecan hisseder
misiniz?
30.Cinsel ilişki öncesinde ve
sırasında hissettiğiniz
heyecan durumundan
memnun musunuz?
31.Tüm cinsel birliktelik
sırasında yeterince ıslanma
oluyor mu?
32.Cinsel aktiviteniz
süresince tam tatmin oluyor
musunuz?
Hayır
n
%
n
Hafif
%
n
Orta
%
Güçlü
n
%
Çok güçlü
n
%
51
30,0
22
12,9
66
38,8
18
10,6
13
7,6
68
40,0
17
10,0
45
26,5
23
13,5
17
10,0
116
68,2
18
10,6
17
10,0
10
5,9
9
5,3
154
90,6
8
4,7
4
2,4
2
1,2
2
1,2
141
82,9
7
4,1
14
8,2
8
4,7
0
0
70
41,2
12
7,1
45
26,5
28
16,5
15
8,8
161
94,7
4
2,4
3
1,8
1
0,6
1
0,6
49
28,8
45
26,5
37
21,8
19
11,2
20
11,8
159
93,5
2
1,2
3
1,8
4
2,4
2
1,2
52
30,6
28
16,5
65
38,2
22
12,9
3
1,8
139
81,8
16
9,4
11
6,5
3
1,8
1
0,6
108
63,5
19
11,2
28
16,5
9
5,3
6
3,5
166
97,6
3
1,8
0
0
1
0,6
0
0
92
54,1
33
19,4
29
17,1
8
4,7
8
4,7
102
60,0
27
15,9
32
18,8
7
4,1
2
1,2
55
32,4
36
21,2
62
36,5
16
9,4
1
0,6
59
34,7
26
15,3
51
30,0
30
17,6
4
2,4
44
25,9
41
24,1
62
36,5
22
12,9
1
0,6
60
35,3
28
16,5
53
31,2
23
13,5
6
3,5
33
Tablo 19a. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtların dağılımı (n=170)
Yanıt
ortalamaları*
Cinsel fonksiyon soruları
14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ?
15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu?
16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz?
17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu?
18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz?
19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu?
20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu
21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu?
22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu?
23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt
veriyor mu?
24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur mu?
25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur mu?
26.Sık mastürbasyon yapar mısınız?
27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddeder
misiniz?
28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?
29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?
30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan
memnun musunuz?
31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu?
32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?
2,53±1,23
2,44±1,39
1,69±1,19
1,18±0,64
1,35±0,82
2,45±1,39
1,10±0,48
2,51±1,33
1,16±0,67
2,39±1,10
1,30±0,72
1,74±1,12
1,04±0,26
1,86±1,14
1,71±0,98
2,25±1,03
2,38±1,19
2,38±1,02
2,34±1,19
*Hayır=1, Hafif=2, Orta=3, Güçlü=4, Çok güçlü=5 olarak kabul edilmiştir.
4.5. Cinsel fonksiyonları etkileyen faktörler
4.5.1. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların yaş
ortalamaları
“Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu?” (Soru 20.21) sorusunda, daha
genç kadınlarda cinsel istekte azalmanın olmadığı saptandı. (p<0.05). “Cinsel ilişki
öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz?” (Soru
24.30), “Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu?” (Soru 24.31) ve
“Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?” (Soru 24.32) sorularında, p
değerinin 0.05’in altında bulunması yaşı daha genç olan menopozdaki kadınlarda cinsel
heyecanın daha yüksek olduğunu göstermektedir. Diğer sorularla kadın yaşları arasında
anlamlı bir ilişki bulunmadı (Tablo 20).
34
Tablo 20. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların yaş ortalamaları
Sorular
14.Cinsel hayatınızdan ne
kadar memnunsunuz ?
15.Eşiniz sizin genel olarak
cinsel hayatınızdan mutsuz
mu?
16.Cinsel ilişki sırasında
ağrı veya başka problemler
yaşıyor musunuz?
17.Cinsel ilişki sırasında
eşiniz ağrı veya başka
problemler yaşıyor mu?
18.Daha fazla cinsel
temasta bulunmak ister
miydiniz?
19.Eşiniz sizden daha sık
cinsel birliktelik istiyor mu?
20.Eşiniz sizden daha az
cinsel birliktelik istiyor mu
21.Cinsel aktivite
isteğinizde azalma oldu
mu?
22.Cinsel aktivite
isteğinizde artma oldu mu?
23.Cinsel organlarınız,
cinsel isteklerinize veya
hayallerinize normal yanıt
veriyor mu?
24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız
hayalleriniz veya
istekleriniz olur mu?
25.Eşinizin sıklıkla cinsel
rüyaları,hayalleri veya
istekleri olur mu?
26.Sık mastürbasyon yapar
mısınız?
27.İstediğiniz halde eşinizin
cinsel ilişki isteğini arada
sırada reddeder misiniz?
28.Eşinizle cinsel ilişkiyi
başlatan siz olur musunuz?
29.Cinsel ilişki öncesi ve
sırasında heyecan hisseder
misiniz?
30.Cinsel ilişki öncesinde ve
sırasında hissettiğiniz
heyecan durumundan
memnun musunuz?
31.Tüm cinsel birliktelik
sırasında yeterince ıslanma
oluyor mu?
32.Cinsel aktiviteniz
süresince tam tatmin oluyor
musunuz?
Hayır
Hafif
Orta
Güçlü
Çok
güçlü
TOPLAM
P*
değeri
55,08±5,89
55,23±5,85
53,29±5,91
54,28±4,99
53,08±3,84
54,16±5,69
0,392
54,16±6,42
55,12±6,58
53,58±4,55
54,91±6,32
53,76±3,34
54,16±5,69
0,841
54,18±5,41
54,61±5,54
53,71±7,64
52,40±6,41
55,89±5,06
54,16±5,69
0,738
53,89±5,55
55,00±6,45
60,25±7,93
54,50±6,36
59,50±2,12
54,16±5,69
0,142
54,65±5,65
52,29±4,75
52,50±4,48
50,13±7,51
-
54,16±5,69
0,070
54,51±4,89
53,67±7,64
52,84±5,64
56,39±6,84
52,73±4,23
54,16±5,69
0,089
54,21±4,55
54,00±4,32
48,33±12,66
58,00±0,00
61,00±0,00
54,16±5,69
0,283
53,35±4,75
52,56±4,86
55,59±6,91
57,11±6,40
54,35±5,15
54,16±5,69
0,016
55,10±5,72
61,00±2,82
52,67±1,15
53,50±7,72
56,00±0,00
54,16±5,69
0,501
55,13±6,81
55,82±6,24
53,13±4,76
53,00±3,98
51,67±3,88
54,16±5,69
0,119
54,01±6,03
54,81±4,23
54,45±3,80
56,00±3,00
56,00±0,00
54,16±5,69
0,947
53,84±5,65
54,42±6,61
54,39±4,78
55,44±4,82
56,17±4,95
54,16±5,69
0,808
54,11±5,69
58,33±5,03
-
50,00±0,00
-
54,16±5,69
0,342
54,67±6,06
53,70±4,29
52,59±5,66
54,00±7,01
56,13±4,76
54,16±5,69
0,390
54,80±5,69
54,78±6,41
51,59±4,95
54,57±3,04
53,00±7,07
54,16±5,69
0,081
55,82±5,79
53,36±6,74
53,21±4,21
54,19±3,35
50,00±0,00
54,16±5,69
0,107
55,97±6,08
53,92±4,48
53,33±5,95
52,40±4,76
53,00±4,76
54,16±5,69
0,037
55,95±6,23
54,88±4,73
53,35±5,21
51,77±6,51
49,00±0,00
54,16±5,69
0,025
55,12±6,10
55,61±5,66
53,58±5,51
51,43±4,55
53,50±4,55
54,16±5,69
0,050
* Anova tablo
35
4.5.2. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının eşinin yaş
ortalamaları
“Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu?” (Soru
24.17) sorusunda, eşlerin yaşı arttıkça cinsel ilişki sırasında daha çok ağrı veya problem
olduğu görüldü (p<0.05).
“Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor
mu?”(Soru 24.23), “Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?”(Soru
24.29), “Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun
musunuz”(Soru 24.30), “Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor
mu?”(Soru 24.31) ve “Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?” (Soru
24.32) sorularında, p değerinin 0.05’den küçük olması, eşleri genç olan kadınların
cinsel heyecanın ve bu durumdan memnuniyetin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Diğer sorularla kadının eşinin yaşı arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı (Tablo 21).
36
Tablo 21. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının eşinin yaş ortalamalarının dağılımı
Sorular
14.Cinsel hayatınızdan ne
kadar memnunsunuz ?
15.Eşiniz sizin genel olarak
cinsel hayatınızdan mutsuz
mu?
16.Cinsel ilişki sırasında
ağrı veya başka problemler
yaşıyor musunuz?
17.Cinsel ilişki sırasında
eşiniz ağrı veya başka
problemler yaşıyor mu?
18.Daha fazla cinsel
temasta bulunmak ister
miydiniz?
19.Eşiniz sizden daha sık
cinsel birliktelik istiyor mu?
20.Eşiniz sizden daha az
cinsel birliktelik istiyor mu
21.Cinsel aktivite
isteğinizde azalma oldu
mu?
22.Cinsel aktivite
isteğinizde artma oldu mu?
23.Cinsel organlarınız,
cinsel isteklerinize veya
hayallerinize normal yanıt
veriyor mu?
24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız
hayalleriniz veya
istekleriniz olur mu?
25.Eşinizin sıklıkla cinsel
rüyaları,hayalleri veya
istekleri olur mu?
26.Sık mastürbasyon yapar
mısınız?
27.İstediğiniz halde eşinizin
cinsel ilişki isteğini arada
sırada reddeder misiniz?
28.Eşinizle cinsel ilişkiyi
başlatan siz olur musunuz?
29.Cinsel ilişki öncesi ve
sırasında heyecan hisseder
misiniz?
30.Cinsel ilişki öncesinde ve
sırasında hissettiğiniz
heyecan durumundan
memnun musunuz?
31.Tüm cinsel birliktelik
sırasında yeterince ıslanma
oluyor mu?
32.Cinsel aktiviteniz
süresince tam tatmin oluyor
musunuz?
Hayır
Hafif
Orta
Güçlü
Çok
güçlü
TOPLAM
P*
değeri
56,24±6,95
59,09±5,75
57,08±6,91
57,11±4,51
55,46±3,88
57,86±6,43
0,187
57,22±7,16
58,94±7,43
58,38±5,66
58,57±6,29
57,06±4,46
57,86±6,43
0,744
57,87±6,16
57,17±7,09
58,18±7,60
57,80±7,94
58,67±5,87
57,86±6,43
0,984
57,53±6,04
57,75±9,64
65,00±10,39
66,50±3,53
61,50±4,95
57,86±6,43
0,046
58,14±6,48
56,43±3,40
57,07±5,87
55,63±8,60
-
57,86±6,43
0,621
57,61±5,47
57,92±8,62
56,53±6,05
60,39±8,14
58,27±5,65
57,86±6,43
0,170
58,04±6,38
55,00±3,55
50,00±9,53
58,00±0,00
65,00±0,00
57,86±6,43
0,157
57,00±5,77
56,62±5,79
58,68±7,97
61,26±6,55
58,05±5,20
57,86±6,43
0,074
57,95±6,41
64,50±4,95
56,00±6,24
52,25±7,58
58,50±0,70
57,86±6,43
0,244
59,52±7,13
60,07±7,39
56,83±5,37
54,64±4,59
54,67±3,78
57,86±6,43
0,005
57,76±6,77
58,25±4,87
58,45±5,33
58,00±3,46
59,00±0,00
57,86±6,43
0,995
57,36±5,95
58,37±8,35
59,07±6,97
59,22±5,86
57,67±7,39
57,86±6,43
0,710
57,70±6,42
64,67±3,51
-
64,00±0,00
-
57,86±6,43
0,113
58,61±6,85
57,45±4,59
55,52±7,10
57,38±6,02
60,00±4,40
57,86±6,43
0,188
58,29±6,34
59,11±8,05
56,28±5,51
55,00±3,36
54,50±4,95
57,86±6,43
0,256
60,04±6,46
57,22±7,37
57,13±5,94
55,06±3,90
52,00±0,00
57,86±6,43
0,022
60,36±6,84
57,85±5,06
56,94±6,77
54,80±4,57
56,00±3,83
57,86±6,43
0,001
59,80±7,59
58,78±5,37
57,29±5,64
54,36±6,35
48,00±0,00
57,86±6,43
0,006
59,20±6,92
59,14±7,38
57,60±5,47
54,13±4,98
55,17±4,07
57,86±6,43
0,012
* Anova tablo
37
4.5.3. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının VKİ
ortalamaları
Şişmanlık ile cinsel fonksiyonlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
saptanmadı. Ancak VKİ dağılımını gösteren tablo 8’e bakıldığında çalışmaya alınan
kadınların % 87,4 kilolu, şişman ve aşırı şişmandı (Tablo 22).
Tablo 22. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının VKİ ortalamalarının dağılımı
Sorular
14.Cinsel hayatınızdan ne
kadar memnunsunuz ?
15.Eşiniz sizin genel olarak
cinsel hayatınızdan mutsuz
mu?
16.Cinsel ilişki sırasında
ağrı veya başka problemler
yaşıyor musunuz?
17.Cinsel ilişki sırasında
eşiniz ağrı veya başka
problemler yaşıyor mu?
18.Daha fazla cinsel
temasta bulunmak ister
miydiniz?
19.Eşiniz sizden daha sık
cinsel birliktelik istiyor mu?
20.Eşiniz sizden daha az
cinsel birliktelik istiyor mu
21.Cinsel aktivite
isteğinizde azalma oldu
mu?
22.Cinsel aktivite
isteğinizde artma oldu mu?
23.Cinsel organlarınız,
cinsel isteklerinize veya
hayallerinize normal yanıt
veriyor mu?
24.Sıklıkla cinsel
rüyalarınız hayalleriniz
veya istekleriniz olur mu?
25.Eşinizin sıklıkla cinsel
rüyaları,hayalleri veya
istekleri olur mu?
26.Sık mastürbasyon yapar
mısınız?
27.İstediğiniz halde
eşinizin cinsel ilişki isteğini
arada sırada reddeder
misiniz?
28.Eşinizle cinsel ilişkiyi
başlatan siz olur musunuz?
29.Cinsel ilişki öncesi ve
sırasında heyecan hisseder
misiniz?
30.Cinsel ilişki öncesinde
ve sırasında hissettiğiniz
heyecan durumundan
memnun musunuz?
31.Tüm cinsel birliktelik
sırasında yeterince ıslanma
oluyor mu?
32.Cinsel aktiviteniz
süresince tam tatmin
oluyor musunuz?
* Anova tablo
Hayır
Hafif
Orta
Güçlü
Çok
güçlü
TOPLAM
P*
değeri
30,57±5,88
29,01±6,43
28,47±4,99
28,86±4,88
29,00±5,58
29,25±5,51
0,357
29,16±4,78
30,22±5,35
28,07±5,38
30,05±7,15
30,73±6,
29,25±5,51
0,368
29,05±5,52
28,47±5,40
31,67±6,12
30,58±4,82
27,41±4,48
29,25±5,51
0,984
29,12±5,64
31,07±4,56
29,85±4,87
28,80±0,70
31,18±4,13
29,25±5,51
0,871
29,15±5,46
28,57±5,83
30,27±6,17
29,96±5,84
-
29,25±5,51
0,858
29,29±5,49
26,99±3,68
28,69±5,56
30,37±5,78
30,47±6,42
29,25±5,51
0,362
29,37±5,58
24,83±2,48
27,58±3,19
34,11±0,00
28,26±0,00
29,25±5,51
0,448
28,81±5,37
28,19±5,03
29,09±5,05
31,19±7,35
31,21±5,28
29,25±5,51
0,140
29,19±5,37
26,79±1,98
28,11±2,58
33,73±12,00
29,31±5,55
29,25±5,51
0,533
31,05±5,87
28,40±4,39
28,38±5,11
28,58±6,54
29,88±4,21
29,25±5,51
0,082
29,51±5,65
27,90±4,86
27,32±4,00
30,34±7,37
33,24±0,00
29,25±5,51
0,519
29,36±5,84
28,41±5,36
29,28±4,83
29,63±5,61
29,30±3,53
29,25±5,51
0,971
29,23±5,52
30,78±7,05
-
29,29±0,00
-
29,25±5,51
0,891
29,33±5,60
29,34±5,48
27,88±4,72
32,09±6,34
30,18±6,31
29,25±5,51
0,389
29,93±5,67
28,05±4,72
27,95±5,61
28,62±4,54
34,74±0,90
29,25±5,51
0,148
29,63±5,41
29,17±,5,76
29,29±5,64
27,90±5,23
31,25±0,00
29,25±5,51
0,855
29,83±5,36
28,92±5,98
29,43±5,94
27,63±4,60
32,69±3,78
29,25±5,51
0,296
28,28±3,88
30,51±6,44
29,56±5,22
28,33±6,79
27,25±0,00
29,25±5,51
0,169
30,51±5,83
27,78±4,64
28,50±4,64
29,53±6,87
29,19±6,27
29,25±5,51
0,185
38
4.5.4. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre ailenin aylık gelir
düzeyi ortalamaları
“Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ?” (Soru 24.14) sorusunda, aylık
gelir düştükçe cinsel yaşamdan memnuniyet azalıyordu (p<0.05).
“Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor
mu?” (Soru 24.23) sorusunda, aylık gelir düzeyi yükseldikçe kadınların cinsel
organlarının cinsel istek ve hayallerine daha normal yanıt verdiği görüldü (p<0.05).
“Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?” (Soru 24.28) sorusunda, aylık
gelir düzeyi yükseldikçe kadının cinsel ilişkiyi başlatma oranı artmaktaydı (p<0.05).
“Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?” (Soru 24.29)
sorusunda, gelir düzeyi yükseldikçe cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hissi
artıyordu (p<0.05).Diğer sorularla kadınların ailelerinin aylık gelirleri arasında anlamlı
bir ilişki saptanmadı (Tablo 23).
4.5.5 Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre sağlık sorunu sayısı
ortalamaları
“Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu?“ (Soru 24.22), “Eşinizle cinsel ilişkiyi
başlatan siz olur musunuz?” (Soru 24.28), “Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan
hisseder misiniz?” (Soru 24.29) ve “Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma
oluyor mu?” (Soru 24.31) sorularında, P değerinin 0.05’in altında olması, sağlık sorunu
sayısı azaldıkça veya başka bir deyişle kadın sağlıklı oldukça, cinsel fonksiyonların daha
iyi olduğunu gösteriyordu. Diğer sorularla sağlık sorunları sayısı arasında anlamlı bir
ilişki yoktu (Tablo 24).
39
Tablo 23. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların ailelerinin aylık gelir ortalamalarının dağılımı
Hayır
Hafif
Orta
Güçlü
Çok güçlü
TOPLAM
P*
değeri
761,9±445,8
1256,8±906,8
1034,8±578,9
930,5±482,3
1423,0±1443,0
1000,3±708,2
0,007
1130,59±903,0
1131,2±640,5
958,8±576,7
793,4±404,6
738,2±321,9
1000,3±708,2
0,118
928,8±600,6
1216,6±1188,3
947,0±835,4
1035,0±767,4
855,5±459,2
1000,3±708,2
0,695
1002,4±727,2
866,2±508,7
1062,5±398,7
1325,0±954,6
925,0±530,3
1000,3±708,2
0,945
18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz?
1018,8±728,1
1157,1±888,5
910,7±589,1
693,7±169,9
-
1000,3±708,2
0,543
19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu?
1074,3±872,7
920,8±272,5
1152,2±641,8
745,0±478,4
740,0±443,7
1000,3±708,2
0,068
20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu
994,8±920,8
1375,0±478,7
850,0±132,3
550,0±0,0
1300,0±0,0
1000,3±708,2
0,768
21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu?
1057,1±745,2
1138,9±857,7
890,0±489,5
970,0±835,3
782,5±333,3
1000,3±708,2
0,303
22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu?
968,3±643,1
1300,0±989,9
900,0±173,2
1950,0±2113,8
1500,0±707,1
1000,3±708,2
0,061
777,1±462,3
1032,1±593,3
1077,6±696,2
1095,4±975,2
2200,0±1708,8
1000,3±708,2
0,004
982,9±656,5
1258,1±1161,6
800,0±438,7
833,3±493,2
2000,0±0,0
1000,3±708,2
0,264
986,3±685,8
992,1±477,9
1122,5±966,8
816,6±486,0
983,3±700,4
1000,3±708,2
0,833
26.Sık mastürbasyon yapar mısınız?
997,6±711,1
1266,7±702,4
-
650,0±0,0
-
1000,3±708,2
0,891
27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada
reddeder misiniz?
993,5±765,1
1086,3±752,9
1053,4±617,4
700,0±213,8
831,2±393,6
1000,3±708,2
0,640
28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?
881,6±564,0
1169,6±649,6
1120,3±978,4
1650,0±1000,4
575,0±35,3
1000,3±708,2
0,016
29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?
858,7±487,9
857,7±413,0
1159,6±755,7
1603,1±1240,3
600,0±0,0
1000,3±708,2
0,002
831,8±487,1
956,9±590,2
1037,2±728,9
1303,3±1013,2
1025,0±684,9
1000,3±708,2
0,057
923,4±673,7
1008,5±658,3
982,7±560,0
1179,5±1149,8
1200,0±0,0
1000,3±708,2
0,731
860,5±446,7
1043,9±759,3
1064,1±713,8
1002,1±923,0
1625,0±1296,0
1000,3±708,2
0,108
Sorular
14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ?
15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu?
16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor
musunuz?
17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler
yaşıyor mu?
23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize
normal yanıt veriyor mu?
24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur
mu?
25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur
mu?
30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan
durumundan memnun musunuz?
31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor
mu?
32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?
* Anova tablo
40
Tablo 24. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre sağlık sorunu sayısı ortalamalarının dağılımı
Hayır
Hafif
Orta
Güçlü
Çok güçlü
TOPLAM
P*
değeri
14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ?
1,215±1,171
0,909±0,811
0,848±0,898
0,833±1,150
0,384±0,506
0,929±1,000
0,069
15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu?
0,897±1,052
0,764±0,562
1,022±0,965
0,869±0,868
1,058±1,390
0,929±1,000
0,867
0,887±0,967
1,111±1,367
0,881±0,923
0,900±0,567
1,222±1,092
0,929±1,000
0,811
0,948±1,021
0,875±0,834
1,000±0,816
0,500±0,707
0,000±0,000
0,929±1,000
0,705
18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz?
0,893±1,033
1,000±0,577
1,214±0,974
1,000±0,755
-
0,929±1,000
0,711
19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu?
0,842±0,972
1,250±1,602
0,888±0,910
1,035±0,961
1,000±0,925
0,929±1,000
0,700
20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu
0,950±1,005
0,500±1,000
1,000±1,000
0,000±0,000
0,000±0,000
0,929±1,000
0,641
21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu?
0,714±0,935
0,800±0,842
1,081±1,139
1,315±1,157
1,100±0,967
0,929±1,000
0,120
22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu?
0,937±0,965
1,000±0,000
0,333±0,557
0,000±0,000
3,000±2,820
0,929±1,000
0,009
23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal
yanıt veriyor mu?
1,173±1,061
0,928±1,051
0,830±0,911
0,727±1,031
0,333±0,577
0,929±1,000
0,225
Sorular
16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor
musunuz?
17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor
mu?
24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur mu?
0,906±0,991
1,312±1,195
0,727±0,904
0,666±0,577
1,000±0,000
0,929±1,000
0,549
25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur mu?
0,861±0,999
1,105±0,936
1,250±1,109
0,777±0,833
0,333±0,516
0,929±1,000
0,177
26.Sık mastürbasyon yapar mısınız?
0,927±1,012
1,000±0,000
-
1,000±0,000
-
0,929±1,000
0,990
27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada
reddeder misiniz?
0,945±1,041
0,878±0,892
0,896±1,113
0,875±0834
1,125±0,834
0,929±1,000
0,977
28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?
0,990±1,067
1,259±0,902
0,468±0,671
0,857±1,069
1,000±1,414
0,929±1,000
0,036
29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?
1,309±1,152
0,777±0,865
0,790±0,907
0,562±0,727
0,000±0,000
0,929±1,000
0,010
30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan
durumundan memnun musunuz?
1,118±0,930
0,961±1,112
0,902±0,964
0,500±1,042
1,500±0,577
0,929±1,000
0,059
31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu?
0,750±0,750
1,341±1,216
0,983±0,999
0,409±0,666
0,000±0,000
0,929±1,000
0,003
32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?
1,133±0,872
0,714±0,937
1,000±1,143
0,565±0,992
0,666±0,816
0,929±1,000
0,110
* Anova tablo
41
4.5.6. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre eğitim durumlarının dağılımı
“Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu?” (Soru 24.19) sorusunda, kadının eğitim düzeyi arttıkça erkeğin cinsel
birliktelik isteme oranı düşüyordu (p<0.05). “Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?” (Soru 24.28) sorusunda, kadının eğitim
düzeyi arttıkça kadının cinsel ilişkiyi başlatma konusundaki cesareti artmaktaydı (p<0.05). Diğer sorularla eğitim durumu arasında anlamlı
bir ilişki bulunmadı.
Tablo 25. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre eğitim durumlarının dağılımı
SORU
2419.Eşiniz
sizden
daha sık
cinsel
birliktelik
istiyor
mu?
28.Eşinizle
cinsel
ilişkiyi
başlatan
siz olur
musunuz?
Eğitim
durumu
Okur yazar
değil
İlkokul
Ortaokul
Lise
Üniversite
Toplam
Okur yazar
değil
İlkokul
Ortaokul
Lise
Üniversite
Toplam
Hayır
Hafif
Orta
Güçlü
Çok
güçlü
n
%
n
%
Toplam
n
%
n
%
n
%
n
%
10
35,7
2
7,1
4
14,3
7
25,0
5
17,9
28
100,0
30
6
8
16
70
51,7
35,3
24,2
47,1
41,2
1
2
5
2
12
1,7
11,8
15,2
5,9
7,1
9
4
15
13
45
15,5
23,5
45,5
38,2
26,5
11
3
5
2
28
19,0
17,6
15,2
5,9
16,5
7
2
0
1
15
12,1
11,8
,0
2,9
8,8
58
17
33
34
170
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
19
67,9
7
25,0
1
3,6
0
,0
1
3,6
28
100,0
39
10
19
15
102
67,2
58,8
57,6
44,1
60,0
1
2
7
10
27
1,7
11,8
21,2
29,4
15,9
16
5
3
7
32
27,6
29,4
9,1
20,6
18,8
2
0
4
1
7
3,4
,0
12,1
2,9
4,1
0
0
0
1
2
,0
,0
,0
2,9
1,2
58
17
33
34
170
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
42
Χ2=32,536
Sd=16
P değeri=0,009
Χ2=34,992
Sd=16
P değeri=0,004
5.TARTIŞMA
Menopoz, birçok bedensel ve ruhsal değişikliği beraberinde getiren bir dönemdir.
Bu değişikliklerin bu döneme giren kadınlarda cinsel yaşamı etkileyeceği muhakkaktır.
Cinsel doyum, bireyin cinsel ilişkisinden duyduğu memnuniyet ve keyif olarak
tanımlanabilir. Kadının yaşı, eğitimi, ekonomik düzeyi, aile yapısı, sağlık durumu, iyi
ve kötü alışkanlıkları, toplumsal ilişkileri, cinsel deneyimlerini geliştirme tarzı, yaşam
koşulları ve kültürel etmenler cinsel yaşam alanında bireysel farklılıklara yol
açmaktadır.37 Çalışmamızın temelini de bu faktörlerin, bizim toplumumuzdaki
postmenopozal kadının cinsel yaşamı üzerine etkilerini araştırmak oluşturmaktadır.
Çalışmalar, bazı kadınların menopozu herhangi bir gerilim hissetmeden, doğal bir
yaşam dönemi olarak karşıladığını, bazılarının ise menopozun kadını depresif ve duyarlı
yapacağı, artık gerçek bir kadın olunamayacağı düşüncelerini taşıdığını bildirmektedir.
Kadının, sosyal ve ekonomik varoluşunun çocuk doğurma ile ilişkili görüldüğü
kültürlerde, üreme işlevinin bitmesi cinsellik eyleminin tamamlandığı anlamına
gelmektedir. Bizim toplumumuzda, kadınlar menopoza girdikten sonra, çocukların
evlenmesi, torunların doğmasını da kapsayan bu dönemde, kendilerine cinselliği
yasaklarlar. Menopoz döneminde, cinsel doyum ve işlev sorunlarının oluşmasında,
biyolojik etkenlerden çok döneme özgü sosyo-kültürel atıfların ve psikolojik sorunların
rol oynadığı düşünülmektedir.38
Çalışmamızda, kadınların yaş ortalaması 54,16±5,69 (34-73) yıl olarak, kadınların
eşlerinin yaş ortalaması ise 57,86±6,439 (40-80) yıl olarak bulundu. Ülkemizdeki
geleneklerle uyumlu olarak, kadınların yaş ortalaması eşlerin yaş ortalamasından
düşüktü. Çalışmaya alınan kadınların, yaş ortalamalarına göre cinsel fonksiyon
sorularına verdiği yanıtlara bakıldığında cinsel yaşamlarından memnun olma oranının
yaş gençleştikçe arttığı görüldü (Tablo 20). Yine, eşlerinin yaşları genç olan kadınlarda
da cinsel yaşamlarından memnuniyet oranı yüksekti (Tablo 21).
Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa ve İtalya’da 1999 ile 2000
yıllarında Uluslararası Kadınların Sağlığı ve Cinselliği Çalışması (WISHeS; The
Women’s International Study of Health and Sexuality) adı altında yapılan çalışmada
kadınlardaki hipoaktif cinsel istek bozukluğunun sıklığı ve yaşlanmayla ilişkisi
araştırılmıştır. Bu çalışmanın Amerika Birleşik Devletleri ayağını yayınlayan Leblium
43
ve arkadaşları, 20 ile 70 yaş arasındaki kadınlarda, yaşlanmayla birlikte hipoaktif cinsel
istek bozukluklarının artış gösterdiğini bildirmişlerdir.39
Lindau ve arkadaşları, yaşları 57 ile 85 arasında değişen 3005 kadın ve erkekte
seksüel aktivite ve problemlerini araştırmışlardır. Çalışmalarının sonucunda seksüel
aktivitede, yaşa bağlı azalmanın kadınlarda erkeklere göre daha belirgin olduğunu
saptamışlardır.40 Erkeklerde yaşlanmayla birlikte, cinsel aktivitedeki azalmayı izah
etmek çok kolaydır. Testosteron hormonunun azalması ve bunun sonucunda bu
hormonun beyinde “locus cereleus”da bulunan seksüel uyarılma merkezi üzerine olan
etkilerinin azalması ve vasküler faktörlere bağlı ereksiyon problemleri bu durumu izah
etmeye büyük oranda yeterlidir. Ancak, kadınlarda yaşlanmanın, hormonlardaki
değişikliklerin ve menopozun kadın cinselliği üzerine olan etkileri çok daha az
anlaşılmıştır. Menopoz, sadece fizyolojik değişikliklerden ibaret değildir. Kadının
doğurganlığının sonudur. Bu durum, kültürden kültüre değişen pek çok sosyal etkiyi de
beraberinde getirmektedir. Menopoza geçiş fazında depresyon sıklıkla gelişir. Bütün bu
faktörlerden kadında yaşlanma ve cinsellik ile ilgili çalışmaların sonuçları çok değişken
olabilmektedir.41
Kadınlarda, otuzlu yaşların ortalarından itibaren kan testosteron seviyeleri
menopozdan bağımsız olarak düşmeye başlar. Bu durum, seksüel ilgideki yaşla birlikte
azalmayı kısmen açıklayabilir. Ancak, pek çok kadında testosteron seviyesindeki
belirgin düşme olmasına rağmen (oral kontraseptif ilaç kullanımı veya ooferektomi
sonrası gibi) seksüel fonksiyonlarında azalma olmaması da bu hipoteze ters
düşmektedir.41
Çalışmaya aldığımız kadınların eğitim durumlarına baktığımızda % 34,1 kadının
ilkokul mezunu olduğunu, okuma yazma bilmeyenlerin oranının ise % 16,5 olduğunu
gördük (Tablo 4). Cinsel fonksiyon sorularına verilen cevapların eğitim durumuna göre
dağılımlarına baktığımızda kadının eğitim düzeyi arttıkça, kadının cinsel ilişkiyi
başlatma konusundaki cesareti artmaktaydı (Tablo 25). Bu da, ülkemizde kadının eğitim
düzeyi arttıkça, cinsellik konusunda özgüveninin arttığını gösteriyordu.
Fahami ve arkadaşları 174 postmenopozal kadında yaptıkları çalışmada,
kadınların ve eşlerinin eğitim düzeyleri arttıkça, seksüel disfonksiyon oranının
azaldığını saptamışlardır.42
44
Jokinen ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada kadının eğitim düzeyinin yüksek
olmasının seksüel disfonksiyon dahil tüm menopozal semptomların belirgin oranda
azaldığını ve eğitim düzeyi düşük olan kadınların menopozal dönemde ortaya çıkan ve
seksüel disfonksiyonun temel sebeplerinden biri olan depresyona daha sık
yakalandıklarını saptamışlardır.43 Aslında bu durum tahmin edilebilir bir durumdur.
Eğitim düzeyi yüksek olan kadın, menopoz ve getirdiklerine daha hazırlıklı olacaktır.
Eğitimli kadının toplumdaki rolü, sadece kadın olmak ve üremek değildir. Gerek aile
içerisinde gerekse toplumda daha önemli rolleri vardır. Valadares ve arkadaşları bir
çalışmalarında, eğitimli ve ev dışında çalışan kadınların menopozal semptomlarla daha
kolay başa çıktıklarını ve buna bağlı olarak da cinsel isteklerinin daha yüksek olduğunu
vurgulamışlardır.44
Çalışmamıza aldığımız kadınların ailelerinin aylık gelir düzeyine göre dağılımı
tablosuna bakıldığında, yaklaşık 3/4’ünün ailelerinin aylık gelir düzeyi 1006 TL’nin
altındaydı (Tablo 6). Aylık gelir düzeyi düştükçe, cinsel yaşamdan memnuniyet
azalıyordu. Aylık gelir düzeyi yükseldikçe kadınların cinsel organlarının cinsel istek ve
hayallerine daha normal yanıt verdiği görüldü. Kadının cinsel ilişkiyi başlatma
konusundaki cesareti artmaktaydı. Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hissinin
artması da anlamlıydı (Tablo 23).
Fahami ve arkadaşları 174 postmenopozal kadında yaptıkları çalışmada,
kadınların ailelerinin aylık gelir düzeyleri arttıkça, seksüel cinsel istek bozukluklarının
görülme sıklığının azaldığını saptamışlardır.42
Gerber ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada, düşük ekonomik durumda olan
menopozal kadınlarda, yaşam kalitesinin düştüğünü, buna karşılık iyi ekonomik
durumda olan kadınlarda, menopozal semptomların daha kolay tolere edildiğini ve buna
bağlı olarak cinsel işlev bozukluklarının daha az görüldüğünü saptamışlardır.45 Bizim
çalışmamızda bu çalışmalarla uyumlu sonuçlar verdi.
Çalışmaya alınan 170 kadının % 87,4’ü kilolu, şişman veya aşırı şişmandı (Tablo
8). Şişmanlık ile cinsel fonksiyonlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
saptanmadı (Tablo 22). Ancak, çalışmaya alınan kadınların çok büyük bir kısmının
normalden fazla kilolu olması bu sonucu ortaya çıkarmış olabilir.
Mirzaiinjmabadi ve arkadaşlarının Avustralya’da 45 ile 60 yaş arasındaki 1500
postmenopozal kadın üzerinde yaptıkları çalışmada, vazomotor semptomlar ve seksüel
45
disfonksiyonda, şişman kadınlarla normal kilolu kadınlar arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark bulamamışlardır.45 Bu durum bizim çalışmamızla da uyumludur.
Testosteronun periferik yağ dokusunda aromatizasyonu sonucu östrojene
dönüştüğü bilinen bir gerçektir. Şişman postmenopozal kadınlarda bu dönüşüm daha
fazla olduğundan, östrojen yetmezliğine bağlı postmenopozal semptomların daha hafif
olması fizyopatolojik açıdan beklenen bir durumdur. Başka bir şekilde ifade etmek
gerekirse, şişman kadınlar hormon replasman tedavisi alıyormuş gibi olmaktadır.
Yapılan çalışmalar da şişman kadınlarda serum östrojen düzeylerinin normal kiloda
veya zayıf kadınlara göre daha yüksek olduğunu göstermiştir.46 Yapılan bir çalışmada,
kadınların % 20 kadarı menopoza girdikten sonraki ilk 3 yıl boyunca yaklaşık 4,5 kg
almışken, Yalnızca % 3’ü bu miktarda kilo vermiştir. Genel olarak kadınların
hayatlarının bu döneminde, yılda 0,5 kg kadar kilo aldıkları görülmektedir. Bu durum
belki de östrojenin eksiklinin kompanzasyonunu sağlamaktadır. Bir diğer görüşe göre,
menopozal dönemdeki kilo artışı hormonal değişikliklerden ziyade yaşlanma ile birlikte
görülen psikolojik ve davranışsal değişikliklerle daha yakından ilişkili görülmektedir.47
Sigara içme durumu tablosuna bakıldığında, çalışmaya alınan kadınların %
85,3’ünün sigara içmediği görüldü (Tablo 13). Günde içilen sigara sayısı ortalaması
9,68±6,356 (2-20) adet olarak bulundu. Süre olarak incelendiğinde, sigara içen
kadınların büyük çoğunluğu 10 yılı aşkın süredir sigara içmekteydi. Ortalama sigara
içme süresi 20,60±8,92 (3-35) yıl olarak bulundu. Kaufman ve arkadaşları 656
postmenopozal kadın üzerinde yaptıkları çalışmada, sigara içen ve içmeyen kadınların
menopoza girme yaşlarını karşılaştırmışlar ve sigara içen kadınların ortalama 1,8 yıl
önce menopoza girdiklerini bulmuşlardır.48
Menopozda östrojenin kalp ve damar sağlığı üzerine olan koruyucu etkisi ortadan
kalkınca, sigara kalp ve damar sağlığını daha çok etkilemeye başlar. Sigaranın depresif
etkileri ile ilişkili olarak hipoaktif cinsel istek bozukluklarını tetikleyici ve arttırıcı
etkileri bilinmektedir.7,9 Çalışmaya aldığımız kadınların arasında, sigara içme oranının
düşüklüğü ve içenlerin yoğun içici olmamaları sağlıklı istatistiksel bilgi almamıza engel
oluşturduğundan bu konu değerlendirilememiştir.
Çalışmaya alınan kadınların % 40,6’sı egzersiz yapıyordu. En sık yapılan egzersiz
türü yürüyüştü. Egzersiz süresi, gün içindeki süre ve haftada kaç gün yapıldığı olarak iki
şekilde sorulmuştur. Günde yapılan egzersiz süresi ortalaması 48,70±18,92 (15-120)
46
dakika, haftada yapılan egzersiz süresi ise ortalama 4,22±1,69 ( 1-7 ) gün olarak
bulunmuştur.
Mirzaiinjmabadi ve arkadaşlarının Avustralya’da 45 ile 60 yaş arasındaki 1500
postmenopozal kadın üzerinde yaptıkları çalışmada, egzersiz yapan ve yapmayan
kadınları karşılaştırmışlardır. Çalışmalarının sonucunda, menopoza özgü psikolojik
semptomların egzersiz yapan kadınlarda, belirgin oranda daha az olduğunu
saptamışlardır. Ancak egzersiz ile vazomotor semptomlar ve cinsel semptomlar arasında
belirgin bir ilişki bulamamışlardır.46 Guthrie ve arkadaşları 45 il e55 yaşları arasındaki
kadınlarda yaptıkları bir çalışmada, fiziksel aktivitenin kadının kendini iyi hissetmesini
sağladığını, stres ve depresyon oranlarının daha düşük olduğunu saptamışlardır.49
Çalışmaya alınan kadınların ancak dörtte biri hormon tedavisi almıştı.
Postmenopozal semptom ve bulguların temelinde östrojen hormonunun yetersizliği
yatmaktadır. Bu nedenle, bu semptom ve bulguların tedavisinde temel amaç, kayıp
östrojen hormonunu yerine koymaktır. Menopozal belirtiler ve genitoüriner atrofi için
günümüzde halen hormon tedavisi seçeneği kadar etkili başka bir seçenek
bulunmamaktadır. Postmenopozal kadınların, hormon tedavisinde kâr-zarar dengesi ve
maliyet düşünülmelidir. 65 yaş ve üzerinde östrojen-progesteron ya da yalnızca östrojen
tedavisi alan kadınlarda, hafif kognitif bozukluklara karşı koruyuculuk olmadığı gibi,
artmış demans riski vardır. Bu verilerin ışığında, postmenopozal kadında hormon
tedavisi uygulamasının, “kişiye özgü” yapılması önerilmektedir. Tedavi almayı
planlayan ya da almakta olan kadınlarda olası riskler ve yararlar tartışılmalıdır.50
Çalışmaya alınan kadınların % 40’nın hiçbir sağlık sorunu yoktu. Üç ve üzeri
sağlık sorunu olanlar en az orana sahiptiler (% 7). Görüşmeye alınan kadınların 102
tanesinin bir ve daha fazla sağlık sorunu olduğu bulundu (Tablo 9). Bu sağlık sorunları
içinde hipertansiyonun % 35,9 en yüksek orana sahip olduğu, 2. büyük oranında % 14,7
ile hiperkolesterolemi olduğu görüldü. Kadınların % 12,8’inde diyabetes mellitus
mevcuttu. Hiçbir kadında ailevi geçen hastalık saptanmadı (Tablo 10).
Çalışmaya alınan kadınların, cinsel fonksiyon sorularına verdikleri cevapların
sağlık sorunu sayılarına göre dağılımına bakıldığında, “Cinsel aktivite isteğinizde artma
oldu mu“, “Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?”, “Cinsel ilişki öncesi ve
sırasında heyecan hisseder misiniz?” ve “Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince
ıslanma oluyor mu?” sorularında, P değerinin 0.05’in altında olması, sağlık sorunu
47
sayısı azaldıkça veya başka bir deyişle kadın sağlıklı oldukça, cinsel fonksiyonların
daha iyi olduğunu gösteriyordu(Tablo 24).
Howard ve arkadaşları, 474 postmenopozal kadın üzerinde yaptıkları bir,
çalışmada bizim bulgularımıza uyumlu olarak, sağlık sorunları olan kadınların, sağlıklı
kadınlara göre çok daha belirgin bir şekilde seksüel disfonksiyona yakalandıklarını
bildirmişlerdir.51
Çalışmaya
alınan
kadınların,
sürekli
kullandıkları
ilaçların
dağılımına
baktığımızda, en büyük oranın % 17,1 ile hipertansiyon ilaçlarına ait olduğu görüldü.
Bunu % 6,5 ile diyabet ilaçları ve % 5,3 ile kolesterol ilaçları izliyordu. Antidepresan
kullananların oranı ise sadece % 3,5 idi. (Tablo 12). Kadınlardaki sağlık sorunları ile
sürekli kullanılan ilaçlara baktığımızda, sağlık sorunu olan kadınların yaklaşık yarısının
düzenli ilaç almadığı görülüyordu.
Cinsel isteğin azalması ve çeşitli cinsel sorunların oluşmasında menopoz
dönemindeki kadınlarda ortaya çıkabilecek hastalıkların ve kullanılan ilaçların da etkisi
vardır. Kalp hastalığı, inme gibi durumlarda fiziksel hastalık, kadında veya partnerinde
kaygıyı aşırı arttırarak, cinsel aktiviteyi olumsuz yönde etkiler. Artritte olduğu gibi,
fiziksel hastalık cinsel birleşmenin zor, yorucu ve ağrılı olmasına neden olabilir.
Fiziksel hastalık (Alzheimer hastalığında olduğu gibi) doğrudan doğruya cinsel istekte
azalmaya yol açabilir. Fiziksel hastalık (mastektomi gibi) kişinin kendine olan güvenini
azaltarak cinsel yaşamı etkiler.52
Menopoz ve postmenopoz döneminde olan diyabetiklerde, cinsel uyarılmalar
azalmıştır ve orgazm sorunu vardır. Öte yandan, diyabetik kadında kronik bir hastalığa
yakalanma ve orgazm sorunları depresyona yol açar. Bu durumda, alınan antidepresan
ilaçlar vajinal ıslanmayı bloke ederler. Sonuçta, diyabetle oluşan psikolojik sorunlar
menopoz döneminde olan kadınların daha da önemli rol oynarlar.52
Çalışmaya alınan kadınlar,
hissetmiyorlardı. Kadınların
%
28,8’i kendilerini genel olarak
kötü
% 61,8’i göğüs ağrısı olup olmadığı sorusuna, hayır
cevabını verdi. Bununla birlikte sıkışma, anormal atım gibi kalp rahatsızlıkları olanların
oranı %43,5 olarak bulundu (Tablo 17). Kadınların % 90,6’sında bel ağrısı, eklem
ağrısı, kol ve bacaklarda ağrı, yaygın sırt ağrısı gibi eklem ve kas ağrıları görülmesi
büyük bir olasılıkla, kadınların çoğunluğunun normalden fazla kilolu olmasıyla ilişkili
gibi görünüyordu.
48
Menopoz döneminde görülen terleme ataklarının görülüp görülmediği ile ilgili
soruya, % 60’ı hiç yok veya hafif olduğu cevabını vermişlerdir (Tablo 17). Amerika
Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada, menopozal geçiş ve postmenopozal
dönemde, kadınların yaklaşık dörtte üçünde sıcak basması ve terleme atakları görüldüğü
bildirilmiştir.53 Bizim çalışmamızda, kadınların ancak dörtte biri hormon replasman
tedavisi alıyorken, kadınlarda % 40 oranında belirgin terleme ataklarının olması oldukça
ilginçtir (Tablo 16). Bizim bulduğumuz sonuca yakın yayınlarda mevcuttur. Örneğin
Mohd Zulkefli ve arkadaşları, Malezya’da yaptıkları bir çalışmada postmenopozal
kadınlarda, vazomotor semptomların oranını % 43,2 olarak bulmuşlardır.54 Asya
toplumlarında vazomotor semptomların daha az olduğu ile ilgili daha pek çok yayın
olması, dikkate alınması gereken bir durumdur.9
Baş dönmesi hissi sorusuna da kadınların % 42,9 hayır yanıtını vermiştir .“Bazen
uykuya geçmede zorluk veya kesintili uyuma, kalitesiz uyku, uykusuzluk gibi uyku
problemlerim oluyor” sorusuna, kadınların % 69,4’ünün hafiften şiddetliye kadar
değişen derecelerde uyku problemleri yaşadığını belirtmiştir. “İçsel huzursuzluk, küçük
şeylerden çok çabuk sinirlenme gibi duygular yaşıyorum.” Sorusunda, kadınların %
78,8’inde anksiyete olduğu, “Bazen mutsuz hissetme, üzüntülü olma, hemen ağlama,
hiçbir şey yapmak istememe gibi depresif duygular hissediyorum.” sorusunda % 74,1
kadında az veya çok depresyon belirtilerinin olduğu ve “Bazen fiziksel olarak kendimi
tükenmiş hissediyorum ve canlılıktan yoksun olma hissi içindeyim” sorusunda ise
kadınların
%
68,8’inde
tükenmişlik
hissi
olduğu
bulundu.
“Hafızam
ve
konsantrasyonum bozuldu” sorusunda, kadınların % 68,8’inde hafıza ve konsantrasyon
sorunları vardı (Tablo 17). Bütün bu sorulardaki oranlar, kadınların aşağı yukarı2
2/3’ünde az veya çok depresyon veya anksiyete bozukluğu olduğu konusunda bilgi
veriyordu. İlginç olarak çalışmaya alınan kadınların sadece % 7,1’i geçmişte depresyon
tanısı almıştı ve bu kadınların da ancak yarısı antidepresan tedavi görüyordu (% 3,5).
Buradan çıkarılabilecek bir sonuç, ülkemizde postmenopozal dönemdeki kadınların pek
çoğunda depresyon veya maskeli depresyon olabileceğidir.
Menopoza ilişkin kaydedilen başlıca emosyonel ve psikolojik semptomlar,
huzursuzluk, duygu ve mizaç değişiklikleri, yorgunluk, depresyon, cinsel işlev
bozukluğu, libido azalması, uykusuzluk, baş ağrısıdır. Aslında menopozdaki pek çok
kadın, gerek endokrinolojik, gerekse psişik değişikliklere uyum sağlar. Menopoz,
49
depresyonla o denli bağlantılı düşünülmüştür ki, “envolüsyonel depresyon” diye klinik
bir depresyon tanımlanmıştır.38
Ballinger, aile yapısı, anne rolü, çocuklarla ve eşle ilişki, sosyal etkinliklerde ve
çevrenin algısındaki değişiklikler, emeklilik, geleceğe ilişkin yatırım ve rollerdeki
değişikliklerin ruh sağlığı üzerinde, menopoza bağlı fizyolojik faktörlerden daha fazla
rol oynadığını belirtir. Toplumdaki menopoza ilişkin olumsuz tutumlar ve beklentilerin,
ruh sağlığı üzerine olumsuz etki yaptığı görüşünü savunur.38 Kuşkusuz menopoza
ilişkin toplumsal tutum ve beklentiler toplumdan topluma değişiklik göstermektedir.
Kas gücünün azalıp azalmadığı ile ilgili soruya, kadınların % 71,8’i evet cevabını
vermiştir.
“İdrar yapma ile ilgili problemlerim oluyor.” sorusuna verilen cevaba bakıldığında,
kadınların % 55,9 oranında değişen derecelerde bu konu ile ilgili sorunları olduğu
görülmekteydi (Tablo 17). Bu dönemde görülen genital atrofi ve uterin prolapsus gibi
anatomik değişiklikler göz önüne alındığında, bu oranın yüksekliği normal kabul
edilebilir. Öte yandan, idrar yolları ve mesane enfeksiyon olasılığı, idrar kaçırma
korkusu veya gerçekten kaçırma, kadınların cinsellikten uzaklaşmasına neden olur.
Çalışmaya alınan kadınların % 69,9’u hafiften çok güçlüye kadar değişen derecede
cinsel yaşamlarından memnun oldukları yanıtını verdiler. Kadınların % 82,9 daha fazla
cinsel temasta bulunmak istemiyorlardı. Kadınların % 71,2 oranında cinsel isteklerinde
azalma olduğu yanıtı da yukarıdaki diğer sorulara verilen yanıt ile paralellik
gösteriyordu. Bununla birlikte, “Cinsel aktivite isteğinde artma oldu mu?” sorusuna
hayır yanıtını verenlerin oranı % 93,5 idi. Aynı soru eşleri için sorulduğunda daha fazla
cinsel birliktelik isteme oranı % 58,8 olarak bulundu (Tablo 19).
Tüm bu sorulara verilen yanıtları değerlendirdiğimizde, sosyokültürel nedenlerle
genç erişkinlikten itibaren, cinsel aktiviteden uzak durmayı yeğleyen kadınlar için
menopoz sonrası dönem cinsel kaçınmaları kolaylaştırıyor, bir ölçüde meşrulaştırıyor
olabilir. Muhtemelen, ileri yaşlarda evliliğin içinde, cinselliği bir görev olarak gören
çoğunlukla da menopoz döneminde, kendini cinsel görev sorumluluğundan “emekli”
eden kadının, bu durumu cinsel yaşamdan uzaklaşmak için bir fırsat olarak gördüğünü
söyleyebiliriz. Artık eşinden arkadaşlık ve şefkat beklediği bir döneme adım attığını
düşünen kadınlardan farklı olarak erkekler için cinsellik ilişkisel değil haz odaklı
olmaktadır. Bu nedenle erkekler eskisinden daha az da olsa kendilerini hala potent
50
görmek istemekte ve cinselliği talep etmektedirler. Eşlerinin cinsel yaşamlarından
mutsuzlukları sorulduğunda çalışmaya alınan kadınların
% 60’ı eşlerinin değişen
derecelerde mutsuz oldukları yanıtını verdiler (Tablo 19). Bu soruya verilen yanıtın,
eşlerin kendi fikri olmayıp, kadının eşi hakkında düşündüklerini yansıttığını göz önüne
alırsak, kadınların çoğunun menopoz sonrası eşlerini memnun edemediklerini
düşündüklerini söyleyebiliriz.
“Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz?” sorusuna
kadınların % 68,2’si hayır yanıtını verdi. Bu soruyla ilişkili olarak, kadınlara cinsel
ilişki sırasında yeterince ıslanma olup olmadığı sorulduğunda % 74,1 oranında ıslanma
olduğu yönünde olumlu yanıt verilmiştir ( Tablo 19).
Yetersiz ıslanma hormonal değişikliğin sonucudur. Cinsel isteksizlik anlamına
gelmez. Hormon replasman tedavisi ile düzeltilebilir. Bizim çalışmamızdaki kadınların
çoğunluğu normalden kilolu olduğu için, testosteronun periferik yağ dokusunda
aromatizasyonu sonucu östrojene dönüşüm daha fazla olacağından, vajinal kuruluk ve
disparoni semptomlarının az görülmesi beklenen bir sonuçtur.
Kadınlara cinsel organlarının cinsel istek ve hayallerine normal yanıt verip
vermediği sorulduğunda,
% 69,4’ü değişen derecelerde yanıtta azalma olduğunu
belirttiler (Tablo 19). Menopozdaki kadınlarda, nörohormonal fizyolojik yaşlanma ile
birlikte, östrojenin azalmasına bağlı olarak sinir hücresi gelişimi, proliferasyonu, ileti
zamanı ve sinir dokusu boyunca akış hızı düşer. Postmenopozal kadında periferik sinir
etkilenmesinin klinik karşılığı hissizlik, iki nokta ayırt etme eşiğinin artması, parestezi,
klitoral reaksiyon duyusunun kaybı ve orgazm kapasitesinin düşmesidir. 7,9
Çalışmaya alınan kadınların % 81,8 oranında, cinsel rüya, hayal ve istekleri
yoktu. “Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları, hayalleri veya istekleri olur mu?” sorusuna ise
% 63,5 oranında hayır yanıtını verdiler (Tablo 19). Muhtemelen, bu soruya verilen
yanıtta
toplumumuzda,
cinsel
fantezilerin
tabu
olarak
algılanmasından
kaynaklanmaktadır.
“Sık mastürbasyon yapar mısınız?” sorusuna, kadınların çok büyük bir oranı (%
97,6) hayır yanıtını verdiler. Bu soruya verilen yanıt, mastürbasyonun günah sayılması
veya sağlığa zararlı olarak bilinmesi ile ilgili olabilir.
Çalışmaya alınan kadınlara, istedikleri halde eşlerinin cinsel ilişki isteğini arada
sırada reddedip reddetmedikleri sorulduğunda, % 45,9 oranında kadının ara sıra eşlerini
51
reddettiklerini saptadık (Tablo 19). Toplumumuzda kadının cinsel isteğini baskılaması,
eşine, onu cinsel olarak istediğini çok fazla hissettirmemesi gerektiği konusundaki
yaygın inanışı ile ilişkili olarak kadınlar istedikleri halde eşlerinin isteklerini reddediyor
olabilirler. Bu soruyla ilişkili olarak diğer bir soruda kadınların % 60’ı eşi ile cinsel
ilişkiyi başlatan taraf değildi (Tablo 19). Toplumumuzda “sevişmeyi başlatan kadın
olmamalıdır, cinsel eylemi başlatan erkek olmalıdır” düşüncesinin yaygınlığı bu soruya
verilen yanıtın muhtemel nedeni olabilir.
Çalışmaya
alınan,
cinsel
ilişki öncesi
ve
sırasında
heyecan
hissedip
hissetmedikleri sorulduğunda % 67,6’sı az veya çok heyecan duyduklarını belirttiler.
Kadınlara bu heyecan durumundan memnun olup olmadıkları sorulduğunda % 65,3’ü
memnun olduğu anlaşılmıştır. Çalışmaya alınan kadınların % 64,7’si cinsel aktivite
süresince hafiften çok güçlüye değişen oranlarda tatmin olduklarını belirttiler (Tablo
19). Bu sorulara verilen yanıtlar doğrultusunda çalışmaya aldığımız kadınların yaklaşık
üçte birinde seksüel işlev bozukluğu olduğunu söyleyebiliriz.
Çalışmaya alınan 170 kadından, sadece % 7,6’sı cinsel sorunlar için doktora
başvurmuştu. Cinsel sorunlar konusunda yardım alanlar % 6,5 idi (Tablo 18).
Ülkemizde, menopoz dönemi ve bu dönemin getirdiği fizyolojik ve psikolojik
sorunların doğal ve yaşanması gereken bir süreç olduğu düşüncesi yaygındır.33 Bu
sorunlar için bile doktora başvurmayan kadınların cinsel sorunlar için doktora
gitmemesi beklenen bir sonuçtur.
Genel sağlığın önemli bir bileşeni olan cinsel sağlık, cinsel işlev bozukluklarının
toplumda sık görülmesi nedeniyle aile hekimliğinin önemli konularından birini
oluşturmaktadır. Bugün menopozdaki modern yaklaşım ve tedavi görüşüne göre
menopoz olgusu, jinekolojiyi ilgilendirdiği kadar kardiyolojiyi, beslenme ve diyet
bilimini, psikiyatriyi ve fizik tedaviyi de ilgilendirmektedir. Kadınlarda özellikle
menopozun getirdiği fizyolojik, psikolojik ve sosyal sorunlar birlikte ele alınmalıdır.
İşte bu nedenlerden dolayı birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunda Aile
Hekimleri bireyin ve ailelerinin, yaşam döngüsünü bilmeli, bu döngü içindeki önemli
geçişler yaşanırken de bireyin ve ailelerin yanında olmalıdır.
Bütün bu bilgiler ışığında, çarpıcı olan nokta şudur ki, menopoz dönemi ve bu
döneme ait sorunlara yaklaşırken bakış, açısının çok daha geniş olması gerektiği
kanısındayız. Multidisipliner yaklaşımın gerekliliğini savunan çalışmaları dikkate
52
aldığımızda, Aile Hekimliği disiplinin temel yeterliliklerinden olan kişi merkezli bakım
ile birlikte biyopsikososyal ve varoluşsal modelin kullanımının gerekliliği sonucunu
çıkarabiliriz.
53
6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
6.1. Sonuçlar
Elde ettiğimiz bulgular ve bulguların yorumuna dayanarak çalışmamızdan şu
sonuçları çıkarmak olasıdır:
1. Yaşlanma ile birlikte cinsel yaşamdan memnuniyet oranının düştüğü görüldü.
2. Kadının eğitim durumu yükseldikçe, menopoz döneminin getirdiği sorunlarla
daha rahat başa çıkabildiği ve cinsellik konusunda özgüveninin arttığı
görülmekteydi.
3. Aylık gelir düzeyi yükseldikçe, kadınların cinsel yaşamdan memnuniyeti
artmaktadır.
4. Çalışmaya aldığımız kadınların % 87,4’ü normalin üzerinde kilolu ve şişman
kadınlardı. VKİ ile cinsellik arasında bir ilişki saptanamamıştır.
5. Menopozdaki kadınlarda en fazla görülen semptomlar, yaygın eklem ve kas
ağrıları, depresif duygulanımlar ve uykusuzluk olarak bulunmuştur.
6. Çalışmaya alınan kadınların, menopoz döneminde sıkça görülen vajinal kuruluk
ve disparoniyi yaşamadıkları görüldü. Ancak, kadınların çoğu bu dönemde daha
fazla cinsellik istemiyorlardı.
7. Kadınların büyük bir çoğunluğu, cinsel ilişkiyi başlatan taraf olmadığını bildirdi.
8. Çalışmamızdaki kadınların çoğunluğu az ya da çok cinsel yaşamlarından
memnundular. Cinsel ilişki öncesi ve sonrasında heyecan hissettikleri, bu
heyecandan memnun oldukları ve cinsel ilişki süresince hafiften güçlüye kadar
değişen derecelerde tatmin oldukları bulundu.
6.2. Öneriler
1. Aile hekimliği açısından bakıldığında menopoz dönemi, biyopsikososyal
yaklaşım modeli ile değerlendirilmelidir.
2. Menopozun yaşanmasında bireysel ve kültürel düzeyde önemli farklılıklar
vardır. Menopozla ilgili araştırmalarda yaş, eğitim düzeyi, medeni hal gibi
sosyodemografik değişkenlerin yanı sıra yaşam olayları, sosyal destek, evlilik
54
durumu, yaşama bakış açısı gibi değişkenlerin de incelenmesi gerektiğini
söyleyebiliriz.
3. Birinci basamakta aile hekimlerine başvuran kadınların, menopozun getirdiği
pek çok sorunun yanında, cinsel sorunlar açısından da değerlendirilmesi gerekir.
4. Somatik yakınmaların yoğun olduğu bu dönemde kadınlar, cinsel sorunlarını
paylaşma konusunda cesaretlendirilmelidir.
5. Menopoz döneminde ortaya çıkabilecek cinsel sorunlarla baş etmek için
kadınlar, cinsel fizyolojide olabilecek değişiklikler konusunda bilgilendirilmeli,
bu dönemde oluşan cinsel sorunların çözümünde eşlerin de tedaviye katılımı
desteklenmelidir.
6. Bu döneme ait yanlış inanışların ve mitlerin giderilmesi için bilgilendirici
yayınlar hazırlanmalıdır.(kitap, broşür, T.V. yayınları)
7. Hekim dışı sağlık çalışanları da bu konuda eğitilmelidir.
8. Bulunduğu yaş dönemi ve üretkenliğin anlamına yönelik desteğin verileceği
psikoterapi ile birlikte hormonal destek, egzersiz yararlı olabilir.
9. Kadınların menopozu, yaşamın doğal bir parçası olarak algılamalarına yardımcı
olunmalı, hoşlandığı ve ilgi duyduğu yeni etkinlikler ve alanlar bulması
konusunda cesaretlendirilmelidir.
55
7.KAYNAKLAR
1. Rosen CR, Lobo AR, Block ve ark. Menapousal sexuel interest questionnaire (MSİQ): a
unidimentional scale fort he assesment of sexuel interest in postmenopausal women. J Sex
marital Therapy 2004; 30:235-250.
2. Penteado SRL, Fonseca AL, Bagnoli VR ve ark.. Sexuality in healty post menopausal
women. Climacteric 2003; 6:321-329.
3. Utian HW, McLean DB, Symonds T ve ark. A methodology study to validate a structured
diagnostic method used the diagnose female sexuel dysfunction and its subtypes in
postmenopausal women. J Sex Marital Therapy 2005; 31:271-283.
4. Gonzalés M, Viafara G, Caba F ve ark. Sexual function, menopause and hormone
replacement therapy (HRT). Maturitas 2004; 48:411-420.
5. Heinemann LAJ, Pothoff P, Heinemann K ve ark. Scale for quality of sexual function
(QSF) as an outcame measure for both genders? J Sex Med 2005; 2:82-95.
6. Laumann EO, Paik A, Glasser DB ve ark. A crossnational study of subjective well-being
among older women and men: Findings from the Global Study of Sexual Attitudes and
Behaviors. Archives of Sexual Behavior 2006; 35:145–161.
7. Brotto LA, Luria M. Menopause, Aging, and Sexual Response in Woman. In: Rowland DL,
Incrocci L, Eds. Handbook of Sexual and Gender Identity Disorders, New Jersey: John Wiley
& Sons, Inc, 2008: 251-281.
8. Kömürcü N, Yıldız NK. Menopozda cinsel yaşam. Kadın Cinsel Sağlığı 2007; 173-176.
9. Yeni E. Menopoz ve Cinsellik. In: Kadıoğlu A, Başar M, Semerci İ, Orhan İ, Aşçı R, Yaman
MÖ, Çayan S, Usta MF, Kendirci M, Eds. Erkek ve Kadın Cinsel Sağlığı, İstanbul: Türk
Androloji Derneği Yayınları 2004: 652-666.
10. Ertüngealp E, Oral E. Yaşlanmanın biyolojisi ve endokrinolojik değişimler. In Ertüngealp E,
Seyisoğlu, Eds. Menopoz ve Osteoporoz. İstanbul: Ulusal Menopoz ve Osteoporoz Derneği
Yayınları 2000: 11-22.
11. Greendale GA, Lee NP, Arriola ER. The menopause. Lancet 1999; 353: 571-580.
12. Silberstein SD, Merriam GR. Physiology of the menstruel cycle. Cephalalgia 2000; 20: 148154.
13. Palacios S, Tobar AC, Menendez C. Sexuality in the climacteric years. Maturitas 2002; 43
Suppl 1:69-77.
14. Davis SR. The therapeutic use of androgens in women. J Sterod Biochem Mol Biol 1999;
69:177-184.
15. Zumof B, Strain GW, Miller LK ve ark. Twenty four hour mean plasma estosteron
concentration declines with age in normal premenopausal women. J Clin Endokrinol Metab
1995; 80: 1429-1430.
56
16. Burger HG, Dudley EC, Cui J ve ark. A prospective longitudinal study of serum
testosterone, dehydroepiandrosterone sufate, and sex hormone-binding globulin levels through
the menopause transition. J Clin Endocrinol Metab 2000 ; 85:2832-2838.
17. Bayram GO, Şahin NO. Histerectomy’s psychosexual effects in turkish women. Sex Disabil
2008; 26: 149-158.
18. Padero MC, Bhasin S, Friedman TC. Androgen supplementation in older women: to much
hype, not enought data. J Amr Geriatr Soc 2002; 50:1131-1140.
19. Evlice YE, Tamam L, Karataş G. Menopoz ve tedavi sürecinde ortaya çıkan ruhsal sorunlar.
Anadolu Psikiyatri Dergisi 2002; 3:108-112.
20. Basson R, Berman J, Burnett A ve ark. Report of the international consensus development
conference on female sexual dysfunction: definitions and classifications. J Urol 2000;163:888893
21. Berman JR, Goldstein I. Female sexual dysfunction. Urol Clin North Am 2001;28(2):404416.
22. Lewis RW, Fugl-Meyer KS, Bosch R. Epidemiology/Risk Factors of Sexual Dysfuntion.
Journal of Sexual Med 2004; 1(1):35-39.
23. Dennerstein L, Dudley EC, Hopper JL ve ark. Sexuality, hormones and the menopausal
transition. Maturitas 1997; 26:83-93.
24. Eyler AE, Biggs WS. Sexuality in family medicine. Rakel RE, ed. Textbook of Family
Practice. 6th Ed. Philadelphia: WB Saunders; 2002: 1411-1420.
25. Cawood EH, Bancroft J. Steroid hormones, the menopause, sexuality and well-being of
women. Physcol Med 1996; 26:925-936.
26. Chen J, Ho SC. Contraseptive status and sexual function of climacteric Chinese woman.
Contraception 1999; 59:85-90.
27. Lobo RA. Androgens in postmenopausal women production, possible role, and replacement
options. Obstet Gynecol Surv 2001; 56: 361-376.
28. Hubayter Z, Simon JA. Testıosterone therapy for sexual dysfunction in postmenopausal
women. Climacteric 2008; 11:181-191.
29. Tarcan T, Park K, Goldstein I ve ark. Histomorphometric analysis of age related structural
changes in clitoral cavernosal tissue. J Urol 1999; 161:940-944.
30. Park K, Goldstein I, Andry C ve ark. Vasculogenic female sexual dysfunction: the
hemodynamic basis for vaginal engorgement insufficiency and clitoral erectile insufficiency.
Int J Impot Res 1997; 9:27-37.
31. Holte A, Mikkelsen A. Psycological Determinants of climacteric complaints. Maturitas 1991;
13:205-215.
32. Koster A, Garde K. Sexual desire and menopausal development. A prospective study of
Danish women born in 1936. Maturitas 1993; 16:49-60.
57
33. Öztürk S, Bayık AB, Ergül Ş. Kadınların ve erkeklerin menopoza ilişkin görüşleri. Aile ve
Toplum 2007; 2:61-72.
34. Lightner DJ. Female sexual dysfunction. Mayo Clin Proc 2002; 9: 698-702.
35. Goroll HA, May LA, Mulley JB. Approach to menopausal woman. In: Goroll HA, May LA,
Mulley JB. Primary Care Medicine: Office evaluation and Management of the Adult Patient.
Philadelphia: Lippincott Company 1995; 623-627
36. Akpınar E, Kapdağlı D, Arabacı F ve ark. Sociodemographic Variables of 40-70 Year
Postmenopausal Women Admitted to the Menopause Outpatient Clinic and Applied Quality of
Sexual Function Scale. In 12th Regional Conference Wonca Europe ESGP/FM Abstract Book.
Florence. Italy 2006; 248.
37. Varma SG, Oğuzhanoğlu NK, Karadağ F ve ark. Doğal ve cerrahi menopozda depresyon
ve anksiyete düzeyleri ile cinsel doyum arasındaki ilişki. Klinik Psikiyatri 2005; 8:109-11.
38. Özkan S. Psikiyatrik Tıp: Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi. 1. Baskı, İstanbul: Roche
Yayınları, 1993: 201-220.
39. Lebrun CE, Van der Schouw YT, de Jong FH ve ark. Fat mass rather than muscle strength
is the major determinant of physical function and disability in postmenopausal women
younger than 75 years of age. Menopause 2006; 13(3):481-486.
40. Lindau TS, Schumm LP, Laumann EO ve ark. A Study of Sexuality and Health among
Older Adults in the United States. The New England Journal of Medicine 2007; 357(8):762.
41. Bancroft JHJ. Sex and aging. The New England Journal of Medicine 2007; 357(8):820.
42. Fahami F, Beygi M, Zahraei RH ve ark. Sexual Dysfunction in Menopausal Women and the
Socioeconomic State IJNMR 2007; 12(2):61-64
43. Jokinen K, Rautava P, Mäkinen J ve ark. Experience of climacteric symptoms among 4246 and 52-56-year-old women. Maturitas. 2003; 46(3):199-205.
44. Valadares AL, Pinto-Neto AM, Osis MJ ve ark. Sexuality in Brazilian women aged 40 to
65 years with 11 years or more of formal education: associated factors. Menopause 2008;
15(2):221-222.
58
45. Gerber JR, Johnson JV, Bunn JY ve ark. A longitudinal study of the effects of free
testosterone and other psychosocial variables on sexual function during the natural traverse of
menopause. Fertil Steril. 2005; 83(3):643-648.
46. Mirzaiinjmabadi K, Anderson D, Barnes M. The relationship between exercise, body mass
index and menopausal symptoms in midlife Australian women. International Journal of
Nursing Practice 2006; 12:28–34.
47. Uncu Y, Mehmetoğlu H. Aile hekimliğinde klimakterium ve menopoza yaklaşım. In: Bilgel
N Eds. Aile Hekimliği, İstanbul: Medikal Yıp Kitapevi 2006: 319-344.
48. Kaufman WD, Slone D, Rosenberg L ve ark. Cigarette Smoking and Age at Natural
Menopause Am J Public Health 1980; 70:420-422.
49. Guthrie JR, Smith AM, Dennerstein L ve ark. Physical activity and the menopause
experience: a cross-sectional study. Maturitas 1994; 20(2-3):71-80.
50. Akpınar E. Menopoz ve postmenopozal osteoporoza birinci basamak yaklaşımı. Türkiye’de
Aile Hekimliği 2006; 1:63-72.
51. Howard JR, O'Neill S, Travers C. Factors affecting sexuality in older Australian women:
sexual interest, sexual arousal, relationships and sexual distress in older Australian women.
Climacteric 2006; 9(5):355-67.
52. İncesu C. Cinsel Yaşam ve Sorunları 1.Baskı , İstanbul: Cinsel Eğitim ve Tedavi Derneği
Yayını, 2007: 146-150.
53. Phillips NA. Female Sexual Dysfunction: Evaluation and Treatment. Am Fam Physician
2000; 62:127-142.
54. Zulkefli Mohd NA, Mohd Sıdık S. Prevalence of menopausal symptoms among female
teachers in Seremban, Negeri Sembilan. Asia Pacific Family Medicine 2003; 2:235–238.
59
8. EKLER
EK 1.
POSTMENOPOZAL KADINLARDA CİNSEL YAŞAMI DEĞERLENDİRME FORMU
1) Başvuru Tarihi:
2) Adı Soyadı:
5) Adres :
6) Tel ev:
3) Doğum tarihi:
iş:
4) Eşinin yaşı:
cep:
7)Kaç kilosunuz?....................... 8) Boyunuz kaç?........................
9)BMI: .................................
10) Eğitim Durumu: £Okur-yazar değil £Okur-yazar £İlkokul
£Ortaokul £lise
£Üniversite
11) Medeni Durumu: £Bekar
£Evli
£Dul (Eşi ölmüş)
£Boşanmış
£Eşinden ayrı yaşıyor
£Evlilik dışı birlikte yaşam
12) Evlilik sayısı: ........
13) Eşinin evlilik sayısı: ........
14) Çocuk sayısı: ...................
15)Ailenin oturduğu yer: £İl
£İlçe
£Belde
£Köy
16) Ailenin aylık gelir düzeyi: …………………..
17)Aile tipi: £ Çekirdek £ Geniş
£ Parçalanmış
£ Yeniden kurulmuş
18) Herhangi bir sağlık sorununuz var mı?
£Şeker hastalığı
£Yüksek tansiyon
£Işın tedavisi
£Kemoterapi(ilaçla kanser tedavisi) £Depresyon (çökkünlük) £ Damar tıkanıklığı öyküsü
£ Kolesterol yüksekliği
£Ailevi geçen hastalık
£Rahim kanseri öyküsü
£Meme kanseri öyküsü ( Eğer varsa £ Kendim £ Anne £ Teyze £ Kız kardeş )
19)Alışkanlıklar ve halen kullandığı ilaçlar:
£Sigara: ..............yıldır,................adet/gün
£Egzersiz: ................dk/...................gün/hafta…………………………….egzersiz yapıyorum
£Alkol: ...............yıldır,...........................cinsi içkiden .......................bardak/.........gün/hafta
£Sürekli Kullanılandığı ilaçlar:.......................................................................................................
20)Kaç yıldır menopozdasınız? .............................................
21) Menopoza girdikten sonra hormon tedavisi aldınız mı? £Evet (……………yıldır)
22) Hiç cinsel sorunlar için doktora başvurdunuz mu? £Evet £Hayır
23) Cinsel sorunlar konusunda yardım aldınız mı?
£Evet (Kimden: …………………………………………………….) £ Hayır
£ Hayır
24. Semptomların tanımı
1. Kendimi genel olarak kötü hissediyorum.(fiziksel veya ruhsal)
2.Göğüs ağrım oluyor
3. Dinlenirken sıkışma,anormal atım, çok hızlı atım, atmama gibi
kalp rahatsızlıklarım oluyor.
4. Bazen bel ağrısı, eklem ağrısı,kol ve bacaklarda ağrı,yaygın sırt
ağrısı gibi eklem ve kas ağrılarım oluyor
60
Hiç
yok
£
£
Hafif
Orta
Şiddetli
£
£
£
£
£
£
Çok
şiddetli
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
5. Öncesinde fiziksel ya da zihinsel aktivite olmaksızın bazen
geceleri de olan beklenmeyen terleme ataklarım oluyor.
6. Baş dönmesi hissim var.
7. Bazen uykuya geçmede zorluk veya kesintili uyuma,kalitesiz
uyku,uykusuzluk gibi uyku problemlerim oluyor.
8. İçsel huzursuzluk,küçük şeylerden çok çabuk sinirlenme gibi
duygular yaşıyorum.
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
9. Bazen mutsuz hissetme, üzüntülü olma, hemen ağlama, hiç birşey
yapmak istememe gibi depresif duygular hissediyorum.
10. Bazen fiziksel olarak kendimi tükenmiş hissediyorum ve
canlılıktan yoksun olma hissi içindeyim
11. Hafızam ve konsantrasyonum bozuldu.
12. Kas gücüm net bir şekilde azaldı.
13. Bazen idrar yapma ile ilgili problemlerim oluyor.
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
Cinsel fonksiyon
Eşim
yok
£
£
Hayır
Hafif
Orta
Güçlü
£
£
£
£
£
£
£
£
Çok
güçlü
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
£
14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ?
15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu?
16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor
£
musunuz?
17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler
£
yaşıyor mu?
£
18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz?
£
19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu?
£
20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu
£
21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu?
£
22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu?
23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize
£
normal yanıt veriyor mu?
24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz
£
olur mu?
25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri
£
olur mu?
£
26.Sık mastürbasyon yapar mısınız?
27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada
£
reddeder misiniz?
£
28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?
£
29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?
30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan
£
durumundan memnun musunuz?
31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor
£
mu?
£
32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?
25. Geçen ay cinsel ilişkide bulunabileceğiniz bir eşiniz var mıydı? £ Evet
26. Cevabınız evetse, geçen ay cinsel temasta bulundunuz mu?
£ Evet
£
£
£ Hayır
£ Hayır
27. Şu andaki eşinizle ne kadar süredir cinsel birlikteliğiniz var? ……. Yıl
28. Hayatınızda cinsellik önemli bir rol oynar mı?
£Hiç önemli değil
£Az önemli £Orta derecede önemli
İlginize teşekkür ederiz…
61
£Önemli
£ Çok önemli
EK 2.
Postmenapozal
çalışması
kadınlarda
cinsel
aktivite
durumu
araştırması
BİLGİ VE ONAY FORMU
Araştırmamız postmenapozal kadınların sağlık durumlarıyla cinsel
aktivite durumu arasındaki bağlantıyı saptamak amacıyla
düzenlenmiştir. Katılmayı kabul ederseniz sizinle bir anket yapmak
istiyoruz. Anket sonuçları sadece bilimsel amaçla kullanılacak ve
hakkınızdaki kişisel bilgiler gizli tutulacaktır. İstediğiniz takdirde
daha fazla bilgi size aktarılacaktır.
Araştırmaya katılmayı kabul ediyorsanız aşağıdaki bölüme adınızı
soyadınızı yazıp imzanızı atınız.
İlginize teşekkür ederiz.
AD-SOYAD
İMZA
TARİH
62
63
10. ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı:
Duygu Kapdağlı
Doğum yeri/tarihi:
Osmaniye 1972
Medeni durumu:
Evli
Adres:
Yüzüncü Yıl Mah. Adana Konakları Sitesi No:66
Seyhan/ADANA
Telefon:
322-2568559
E-mail:
dkapdagli @cu.edu.tr
Mezun olduğu tıp fakültesi:
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi
Görev yerleri:
1996-1998:
T.C. Sağlık Bakanlığı Bornova Çamkule Sağlık Ocağı
1998-2000:
T.C. Sağlık Bakanlığı Keçiören Sancaktepe Sağlık Ocağı
2000-2002:
T.C. Sağlık Bakanlığı Nazilli Bayındır Sağlık Ocağı
2002-2004:
Başkent Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
2004-2009:
Çukurova Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı
Yabancı Dil:
İngilizce
64
Download