T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI POSTMENOPOZAL KADINLARDA CİNSEL YAŞAM KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. DUYGU KAPDAĞLI UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. NAFİZ BOZDEMİR ADANA - 2009 T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI POSTMENOPOZAL KADINLARDA CİNSEL YAŞAM KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. DUYGU KAPDAĞLI UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. NAFİZ BOZDEMİR Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından TF2006LTP41 proje numarasıyla desteklenmiştir. ADANA - 2009 ii TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim ve tez çalışmam sırasında; emek, yardım, hoşgörü ve desteğini esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Nafiz Bozdemir'e, ihtisas süresi boyunca eğitimime olan değerli katkıları ve desteğinden dolayı Doç. Dr. Esra Saatçı'ya, bilimsel katkılarından ötürü Doç. Dr. Ersin Akpınar, eğitimim süresince beni motive eden Yrd. Doç. Dr. Sevgi Özcan ve Yrd. Doç. Dr. Hatice Kurdak’a, dostlukları için tüm araştırma görevlisi arkadaşlarıma, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Hocalarıma ve tüm çalışanlarına, minnettarlığımı kelimelerle ifade edemeyeceğim sevgili anneme, manevi desteklerinden ötürü eşime ve kızım Deniz Umay’a, Aile Hekimliği Anabilim Dalı’nda görev yapan tüm personele ve projemizi destekleyen Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi Birimi’ne teşekkür ederim. Duygu Kapdağlı iii İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR İÇİNDEKİLER TABLO LİSTESİ ŞEKİL LİSTESİ KISALTMALAR ÖZET ve ANAHTAR SÖZCÜKLER ABSTRACT - KEYWORS 1. GİRİŞ ve AMAÇ 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Menopoz nedir? 2.2. Menopoza yol açan hormonal değişiklikler 2.3. Menopozal geçişte izlenen değişiklikler ve belirtiler 2.3.1. Erken dönem belirtiler 2.3.1.1.Vazomotor yakınmalar 2.3.1.2. Organik bozukluklar 2.3.1.3. Psikolojik sorunlar 2.3.2. Geç dönem belirtiler 2.3.2.1. Osteoporoz 2.3.2.2. Kardiyovasküler hastalıklar 2.3.2.3. Diğer kronik hastalıklar ve durumlar 2.4. Kadında cinsel yanıt 2.4.1. Uyarılma evresi 2.4.2. Plato evresi 2.4.3. Orgazm evresi 2.4.4. Çözülme evresi 2.5. Kadınlarda cinsel nörohormonal fizyoloji 2.6. Kadın Cinsel işlev bozuklukları 2.6.1. Cinsel istek bozuklukları 2.6.2. Cinsel uyarılma bozukluğu 2.6.3. Orgazm bozukluğu 2.6.4. Cinsel ağrı bozuklukları 2.7. Menopozal geçişte cinsel fonksiyon değişiklikleri 2.8. Postmenopozal cinsel fonksiyon bozukluklarına yaklaşım 3. GEREÇ ve YÖNTEM 3.1. Çalışma Evreninin Belirlenmesi 3.2. Örneklem Büyüklüğü 3.3. Verilerin Toplanması 3.4. Verilerin Değerlendirilmesi 4. BULGULAR 4.1. Sosyodemografik Veriler iv Sayfa iii iv vi viii ix x xi 1 2 2 3 5 6 6 6 6 7 7 7 7 8 8 8 8 9 9 11 11 12 12 12 13 17 20 20 20 20 21 22 22 4.1.1. Kadın ve eşlerinin yaş grupları 4.1.2. Eğitim durumu 4.1.3. Oturduğu yer 4.1.4. Aylık gelir düzeyi 4.1.5. Çocuk sayısı 4.2. Sağlık sorunları 4.2.1. Şişmanlık durumu 4.2.2. Sağlık sorunları 4.2.3. Sürekli kullanılan ilaçlar 4.2.4. Sigara içme durumları ve egzersiz 4.2.4.1. Sigara içme durumları 4.2.4.2. Egzersiz 4.2.5. Menopoz süresi ve alınan hormon tedavisi 4.3 Semptomlar 4.4. Cinsel fonksiyon soruları 4.4.1. Cinsel sorunlar için yardım alınması 4.4.2 Cinsel fonksiyonların durumu 4.5. Cinsel fonksiyonları etkileyen faktörler 4.5.1. Cinsel fonksiyon sorularına verilen cevaplara göre kadının yaş ortalamaları 4.5.2. Cinsel fonksiyon sorularında cevaplara göre eşinin yaş ortalamaları 4.5.3. Cinsel fonksiyon sorularında cevaplara göre kadının VKİ ortalamaları 4.5.4.Cinsel fonksiyon sorularında cevaplara göre ailenin aylık gelir ortalamaları 4.5.5. Cinsel fonksiyon sorularında cevaplara göre sağlık sorunu sayısı ortalamaları 4.5.6. Cinsel fonksiyon sorularında yanıtlara göre eğitim durumlarının dağılımı 5. TARTIŞMA 6. SONUÇLAR ve ÖNERİLER 6.1. Sonuçlar 6.2. Öneriler 7. KAYNAKLAR 8. EKLER 9. ETİK KURUL ONAYI 10. ÖZGEÇMİŞ v 22 22 23 23 24 24 24 25 26 26 26 27 27 28 31 31 32 34 34 36 38 39 39 42 43 54 54 54 56 60 63 64 TABLO LİSTESİ Tablo No: Tablo Başlığı Tablo 1. STRAW Evreleme Sistemi 3 Tablo 2. Kadın Cinsel İşlev Bozuklukları 11 Tablo 3. Çalışmaya alınan kadınların ve eşlerinin yaş gruplarına göre dağılımı 22 Tablo 4. Çalışmaya alınan kadınların eğitim durumlarına göre dağılımı 23 Tablo 5. Çalışmaya alınan kadınların oturdukları yerlere göre dağılımı 23 Tablo 6. Çalışmaya alınan kadınların ailelerin aylık gelir düzeylerine göre dağılımı 23 Tablo 7. Çalışmaya alınan kadınların çocuk sayılarına göre dağılımı 24 Tablo 8. Çalışmaya alınan kadınların şişmanlık durumlarına göre dağılımı 24 Tablo 9. Çalışmaya alınan kadınların sağlık sorunu sayılarına göre dağılımları 25 Tablo 10. Çalışmaya alınan kadınların sağlık sorunlarının dağılımı 25 Tablo 11. Çalışmaya alınan kadınlarda sağlık sorunlarına göre ilaç kullanımının dağılımı 26 Tablo 12. Çalışmaya alınan kadınların sürekli kullandıkları ilaçlara göre dağılımı 26 Tablo 13. Çalışmaya alınan kadınların sigara içme durumlarına göre dağılımı 27 Tablo 14. Çalışmaya alınan kadınların egzersiz yapma durumlarına göre dağılımı 27 Tablo 15. Çalışmaya alınan kadınların menopoz sürelerine göre dağılımı 28 Tablo 16. Çalışmaya alınan kadınların hormon tedavisi sürelerine göre dağılımı 28 Tablo 17. Semptom sorularına verilen yanıtların dağılımı 30 Tablo 18. Cinsel sorunlar için doktora başvuranların ve yardım alanların dağılımı 31 Tablo 19. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtların dağılımı 33 Tablo 20. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların yaş ortalamalarının dağılımı 35 Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının eşinin yaş ortalamalarının dağılımı 37 Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının VKİ ortalamalarının dağılımı 38 Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların ailelerinin aylık gelir ortalamalarının dağılımı 40 Tablo 21. Tablo 22. Tablo 23. Sayfa No: vi Tablo No: Tablo Başlığı Tablo 24 Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre sağlık sorunu sayısı ortalamalarının dağılımı 41 Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre eğitim durumlarının dağılımı 42 Tablo 25 Sayfa No: vii ŞEKİL LİSTESİ Şekil No Şekil Başlığı Sayfa Şekil 1. Perimenopozal dönemdeki hormonal değişiklikler 4 viii KISALTMALAR AFUD: American Foundation for Urologic Disease CGRP: Calcitonine Gene Related Peptide DHEA-S: Dehidroepiandrosteron sülfat DHT: Dihidrotestosteron DM: Diyabetes Mellitus FSH: Folliküler Stimulan Hormon HT: Hipertansiyon NO: Nitrik Oksit QSF: Quality of Sexual Function SHBG: Seks Hormonu Bağlayıcı Globulin STRAW: Reprodüktif yaşlanmanın evreleri çalışması VIP: Vazoaktif İntestinal Peptid VKİ: Vücut Kitle İndeksi ix ÖZET Postmenopozal Kadınlarda Cinsel Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi AMAÇ: Çalışmamızda bölgemizdeki postmenopozal kadınların cinsel sağlıkları ile ilgili bilgi sahibi olmak, cinsel sağlığın, hem kadının hem de ailesinin yaşam dinamikleri, sağlık durumları ve ruhsal sağlıklarına etkilerini araştırmayı amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmamıza Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Menopoz Polikliniği’ne başvuran evli ve postmenopozal dönemdeki 170 kadın alındı. Cinsel Fonksiyon Kalitesi (QSF; Quality of Sexual Function) Ölçeği kullanıldı. Çalışmaya alınan kadınların sosyodemografik verileri, herhangi bir sağlık sorunlarının olup olmadığı, alışkanlıkları, sürekli kullandığı ilaçlar, kaç yıldır menopozda oldukları, hormon replasman tedavisi alıp almadıkları ve cinsel sorunları için doktor veya konuyla ilgili uzmanlardan yardım alıp almadıkları sorgulandı. Anket uygulaması poliklinikte hasta ile yüz yüze uygulandı. BULGULAR: Kadınların yaş ortalaması 54,16±5,69 (34–73) yıl olarak bulundu. Çalışmaya alınan kadınların % 87,4’ü kilolu, şişman veya aşırı şişmandı ve % 40’nın hiçbir sağlık sorunu yoktu. Menopoz süreleri ortalaması 72,66±67,87 (3–360) ay, hormon tedavisi alan kadınların tedavi sürelerinin ortalaması 31,87±18,29 (6-60) ay olarak saptandı. Kadının eğitim düzeyi arttıkça, erkeğin cinsel birliktelik isteme oranı düşmekte, kadının ise cinsel ilişkiyi başlatma konusundaki cesareti artmaktaydı. Kadınların cinsel organlarının cinsel istek ve hayallerine normal yanıt verme durumu aylık gelir düzeyi yüksekliği ile doğru orantılı idi. SONUÇ: Menopoz dönemi ve bu döneme ait sorunlara yaklaşırken bakış açısının çok daha geniş olması gerektiği kanısındayız. Multidisipliner yaklaşımın gerekliliğini savunan çalışmaları dikkate aldığımızda, Aile Hekimliği disiplininin temel yeterliliklerinden olan kişi merkezli bakım ile birlikte biyopsikososyal ve varoluşsal modelin kullanımının gerekliliği sonucunu çıkarabiliriz. Anahtar kelimeler: cinsel yaşam kalitesi, kadın, postmenopoz x ABSTRACT Assesment of Quality of Sexual Life in Postmenopausal Women Aim: The aim of this study is to learn about the sexual health of postmenopausal women living in our region and to assess the impact of sexual health on their own and family life dynamics, physical and psychological health. Materials and Methods: Married 170 postmenopausal women applying to Cukurova University Medical School Menopause Outpatient Clinic were included in this study. Quality of Sexual Function Scale (QSF) was used. The women’s sociodemographic data, health conditions, currently used drugs, habits, the duration of menopause, hormone replacement therapy and the admissions for sexual problems were asked face to face in the outpatient clinic. Results: The mean age was 54,16±5,69 (34-73) years. Of women, 87,4% were overweight or obese and 40% did not have any illness. The mean duration of menopause was 72,66±67,87 (3-360) months. The mean duration of hormone replacement therapy was 31,87±18,29 (6-60) months. As the educational status of woman got better, the rate of her partner’s willingness for sexual intercourse was decreased and the woman’s willingness to start the sexual intercourse increased. There was a significant relationship between the woman’s sexual organs responding well to her libido and fantasies and the monthly income. Conclusion: We believe that a comprehensive aspect is required while dealing with the menopausal period and related problems. Considering the studies advocating the multidisciplinary approach, we can suggest that person-centered care; a core competency of family medicine discipline and existentialist model are required. Key words: quality of sexual life, women, postmenopause xi 1. GİRİŞ VE AMAÇ Menopoz, kadın cinselliği üzerine sıklıkla negatif etkilerin görüldüğü anatomik, fizyolojik ve psikolojik bir süreçtir. Postmenopozal kadınlarda en sık görülen cinsel problem, hipoaktif cinsel istek bozukluğudur. Etiyolojisi mültifaktöriyeldir. Bu sebeplerin içinde erkeğin impotansı, çiftlerin cinsel anlaşmazlığı gibi çevresel tetikleyici faktörler ve kadının psikolojik ve fizyolojik durumu ile ilgili bilinen ve bilinmeyen pek çok faktör vardır. Çok sayıda çalışmada, postmenopozal kadınlarda hipoaktif cinsel istek bozukluğunun oranı % 31 ile % 49 arasında değişmektedir. Ancak, bu konuda yapılan pek çok çalışmada metodolojik alanda elde edilen sonuçlar sınırlıdır.1-4 Seksüel disfonksiyon gibi psikolojik ve somato-vejetatif şikayetlerin gelişiminin yaşlanma ve menopoz süreci ile ilişkisi uzun yıllardır tartışılan bir konudur. Bu durumun insanın yaşam kalitesine olumsuz etkileri açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Kişinin sağlık açısından yaşam kalitesini ölçen pek çok ölçek geliştirilmiştir. Son yıllarda kadında seksüel disfonksiyon ve tedavisi ile ilgili ölçekler de geliştirilmiştir. Ancak, bu konu hakkında yapılan çalışmaların çoğu gelişmiş ülkelerden gelmekte ve çalışmaya alınan kadınlar genellikle beyaz, kentli, orta sınıf ve sağlıklı bireylerden oluşmaktadır. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar ile ülkemiz gibi gelişmekte olan ülke kadınlarının durumunu birebir aynı düşünmek yanlış olacaktır. 1-4 Seksüel Fonksiyon Kalitesi (QSF) ölçeği, seksüel disfonksiyonun değerlendirilmesinde kullanılan yeni geliştirilmiş bir ölçektir. Bu ölçek 8 genel ve 32 spesifik olmak üzere 40 soru içermektedir. Psiko-somatik yaşam kalitesi ile ilgili 13 soru, seksüel aktivite ile ilgili 7 soru, seksüel disfonksiyona kendi açısından bakış ile ilgili 7 soru ve partneri değerlendiren 5 soru olmak üzere toplam 4 kategoride sorular içermektedir.5 Bu çalışma sonunda elde edilecek verilerden, ülkemizdeki postmenopozal kadınların cinsel sağlıkları ile ilgili bilgi sahibi olunacak ve hem kadının hem de ailesinin yaşam dinamikleri, sağlık durumları ve ruhsal sağlıklarına etkileri hakkında yorum yapma şansımız olabilecektir. Çalışmadan elde edilecek veriler ışığında, postmenopozal dönemdeki kadının yaşam kalitesi daha iyi değerlendirilebilecektir. 1 2. GENEL BİLGİLER Kadınlarda yaşam süresi uzadıkça, yaşamlarının menopozda geçen bölümü uzamaya başlamıştır. Bundan 10 yıl öncesine kadar bu konuda yapılan araştırmalar az sayıda kişi üzerinde yapılmaktaydı. Laumann ve arkadaşlarının ‘Seksüel Tavır ve Davranışlarının Global Çalışması’ adıyla 29 ülkede 40 ile 80 yaş arasındaki 27500 kadın ve erkek üzerinde yaptıkları çok merkezli çalışmada, 40 ile 80 yaş arasındaki kadınların yaşamlarında, seksüel olarak kendilerini iyi hissetmelerinin çok önemli olduğunu saptamışlardır.6 Bu sonuçlar, ülkeden ülkeye değişebilmekle birlikte tüm dünyadaki durum ile ilgili bir ipucu verebilir. 2.1. Menopoz nedir? Kadınların 50 yaş civarında adetten kesildikleri ilk olarak M.Ö. 322’de Aristo’nun ‘Historia Animolium’ kitabında kaydedilmiş, tarihi süreç içerisinde bu döneme “kritik zamanlar - kadınların cehennemi - gizli hastalık - zehrin vücuttan atılamaması” gibi adlar verilmiştir. Menopoz terimi ilk olarak Fransız Hekim Gardanne tarafından 1821 yılında kullanılmıştır. Yunanca kökenli ‘ay’ ve ‘kesilme’ kelimelerinden türetilmiştir. Bazen ‘klimakterik’ kelimesi menopoz yerine kullanılmaktadır. Ancak, bu terim sadece kadınlara özel değildir. Klimakterik kelimesi erkeklerde ve kadınlardaki orta yaştan yaşlılığa geçişteki biyolojik değişiklikleri ifade etmektedir.7,8 Temmuz 2001’de yapılan Reprodüktif Yaşlanmanın Evreleri Çalışması’nda (STRAW) Menopoz, mens olmadan geçen 12 ayın sonunda beraberinde overyan hormon sekresyonunun azalması olarak tanımlanmıştır. Retrospektif bir çalışmada, en son adet tarihine göre menopoz ortalama yaşı 51,4 olarak bulunmuştur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 1996 yılında en son adetten sonraki 1 yılı perimenopoz olarak tanımlamıştır. Perimenopozun erken ve geç olmak üzere 2 evresi tanımlanmıştır.7 Erken evre perimenopozda 7 günden daha uzun aralarla olan düzensiz sikluslar vardır. Geç perimenopozda arada amenorenin olduğu 2 ve üzeri sikluslar vardır.7 Tablo 1’de STRAW evreleme sistemi görülmektedir. 2 Tablo 1. STRAW Evreleme Sistemi. Evreler Terminoloji -5 -4 -3 -2 -1 1 2 Reprodüktif Dönem Menopozal Geçiş Postmenopoz Erken Erken Erken* Tepe Geç Geç* Geç Perimenopoz Süresi Değişken Değişken 5 yıl Arada Değişkenden Menstrüel Siklus düzenliye Düzenli doğru Değişken amenorenin siklus olduğu 2 ve uzunluğu üzerinde Yok siklus Endokrinolojik Normal FSH FSH↑ FSH↑ FSH↑ Değişiklikler * sıklıkla vazomotor değişiklikler eşlik eder 2.2. Menopoza yol açan hormonal değişiklikler Overlerde, içlerinde oogonia içeren folliküllerden intrauterin hayatta 6-7 milyon adet bulunmaktadır. Ancak, sayıları azalır ve doğumda 1-2 milyona pubertede ise 300400 bine iner.10 Overyal folliküller, hem erkek hem de kadın hormonları üretilir. Temel kadın hormonları östrojen ve progesteron, erkek hormonları ise testosteron ve androstenediondur. Östrojenin estradiol ve estron olmak üzere iki tipi vardır. Menopoza kadar overlerden salgılanan estradiol kadınlarda baskın olan östrojendir. Estradiol seviyesi 30 yaş civarında 450-550 pmol/L ile pik yapar. Daha sonra kan seviyesi gittikçe azalır ve menopozdan sonra yaklaşık 80 pmol/L’ye düşer. Progesteron için tek kaynak, ovulasyon sonrası üretildiği yer olan overlerdir.10 Overyal folliküller, menopoz sonrasında hiç kalmayacak şekilde doğumdan itibaren azalmaya başlar. Azalma otuzlu yaşların ortalarında hızlanır ve kırklı yaşların ortalarına gelindiğinde oldukça az sayıda follikül kalır. Diğer taraftan, kalan folliküller de FSH’a karşı daha duyarsız hale gelir. Dolayısıyla menopoza kadar olan ortalama beş yıl içinde vücut yumurta oluşturmak için kalan folliküllerin stimulasyonuna artan şekilde çaba gösterir. Bu dönemde, hipofizden FSH salınımı artmasına rağmen her menstrüel siklusta ovulasyon olmayabilir. Östrojen düzeyi ve buna bağlı olarak 3 progesteron düzeyi ilk başlarda yavaş, menopoza doğru daha hızlı bir şekilde düşmeye başlar.7,9(Şekil 1) Şekil 1. Perimenopozal dönemdeki hormonal değişiklikler 9 Endometriumun yeterince gelişebilmesi için daha uzun süre östrojen stimulasyonu gerekmekte, bu da siklus süresinde düzensizlik, daha ağrılı ve çoğu kez daha yoğun menstrüel kanamalara neden olmaktadır. Overyal folliküller tükenince östrojen seviyesi daha da düşer. Bu süreç, yeterli endometriyal hiperplazinin oluşmaması ve takiben menstrüasyonun kesilmesi ile sonuçlanır.9,10 Diğer bir östrojen kaynağı ise adrenallerdir. Adrenal bezlerden daha çok estron salgılanır. Ayrıca adrenal bez androstenedion da salgılar. Bu hormon ağırlıklı olarak yağ dokuda olmak üzere vasküler endotel, düz kas, kemik ve beyinde aromataz aktivitesi ile estrona dönüşür. Menopoz sonrası estron, östrojenler içinde baskın olan formdur ve seviyesi 100 pmol/L civarındadır. Yağ dokusunda androstenedion estrona dönüştüğü için, Yağ kitlesi fazla olan kadınlarda estron seviyelerinin daha yüksek olduğuna ve bu 4 durumun menopozal belirtilerin daha hafif geçirilmesine neden olduğuna inanılmaktadır. 11,12 Dolaşımda bulunan androjenlerin kaynağı overler ve adrenal bezlerdir. Temel androjenik steroidler; dehidroepiandrosteron testosteron, sülfat androstenedion, (DHEA-S) ve dehidroepiandrosteron, dihidrotestosterondur (DHT).13,14 Androjenik potansiyeli belirleyen temel steroid hormon testosterondur. Testosteronun yaklaşık %50’si androstenedionun periferik aromatizasyonu sonucu oluşurken, geriye kalan testosteron adrenal bezler ve overlerin ortak ve eşit katkısıyla oluşur. Ancak adet döngüsünün ortalarında overlerin katkısı % 10-15 civarında artar.15 Menopozla birlikte, plazma androstenedion seviyesi, menopoz öncesinin yaklaşık yarısına iner. Postmenopozal androstenedionun büyük bir kısmı adrenal kaynaklı olup, overlerin buna katkısı sınırlıdır.16 Diğer taraftan, plazmadaki DHEA-S’ın plazma seviyesi, adrenal androjen üretimini gösteren temel gösterge olarak kabul edilir ve menopozdan bağımsız olarak yaşlanma ile düşer.14-16 Premenopozal kadınların günlük ortalama testosteron üretimi 200-300 μg’dır.15 Testosteron, 5α-redüktaz ile daha potent androjen olan DHT’a ya da aromataz aktivitesi ile östrojene dönüşür. Dolaşımdaki testosteronun önemli bir kısmı (% 97-99) seks hormon bağlayıcı globüline (SHBG) veya albümine bağlıdır ve sadece % 1-3 gibi az bir kısmı serbest testosteron şeklinde olup, hedef organlarda hücresel reseptörlere bağlanabilir. Total testosteron seviyesi, kırklı yaşların ortalarına gelindiğinde önceki düzeyinin yaklaşık yarısına iner ve ilerleyen yaşla birlikte daha da düşer.13-16 Ancak, kadınlarda SHBG seviyesi de yaşla birlikte azaldığından, serbest testosteron seviyesinde anlamlı bir düşme gözlenmeyebilir. Doğal menopoz sürecinin aksine cerrahi, ışın tedavisi veya kemoterapi ile menopoz oluşturulduğu zaman, fonksiyonel overyal doku hiç kalmaz ve bu da çok daha düşük testosteron seviyeleri ile sonuçlanır. 17,18 2.3. Menopozal geçişte izlenen değişiklikler ve belirtiler Kadında ortalama yaşam süresinin uzaması, postmenopozal dönemin uzaması ve ortalama ömrün 1/3’ünden fazlasını kapsaması gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Kadının annelik, eğitim, mesleki bilgi ve birikimi gibi maddi, manevi ve sosyal açıdan çeşitli kazanımlara eriştiği bu dönemde, yaşaması olası fizyolojik ve psikolojik değişiklikler onun hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecektir. Menopozal geçişteki belirtiler, 5 kadınların % 80-85’inde değişik düzeylerde yaşanır. Belirtilerin şiddeti genetik, beslenme, çevresel ve psikolojik faktörlere bağlı olarak önemli farklılıklar gösterir. Bu konu ile ilgili çalışmaların çoğu gelişmiş ülkelerden olup, gelişmekte olan veya geri kalmış ülkelere ait veriler oldukça azdır.7,9,10 Menopozal geçiş belirtileri erken ve geç dönem belirtiler olarak ikiye ayrılır. 2.3.1. Erken dönem belirtileri 2.3.1.1. Vazomotor yakınmalar: Ateş basmaları, gece terlemeleri, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, yüzde ve boyunda kızarmalarla kendini gösterir. Bu belirtiler, bazı kadınlarda ufak bir sıkıntıya neden olurken, pek çok kadında uyku ve günlük aktivite düzenini bozan önemli bir sorun haline gelir. Batı toplumlarında % 80’lerin üzerinde, bazı Asya toplumlarında ise % 5’in altında olacak şekilde, nedeni bilinmeyen geniş bir prevalans farklılığı bildirilmiştir. İlk yıl yoğun yaşanan bu yakınmalar, 2-3 yıl içinde azalıp kaybolabildikleri gibi, bazı kişilerde nadir de olsa 10-15 yıl sürebilmektedir. 9-11 2.3.1.2. Organik bozukluklar: Vajen kas tabakası ve mukozasında incelme, epitelyal solukluk, peteşi, frajilite artışı, rugaların kaybı ve vajinal kabarmada azalma belirlenebilir. Klitoris ve labiyal yapılarda atrofik değişiklikler oluşabilir. Klitoris çevresindeki yağ dokusunun azalması, onun direkt uyarılma ile haz almaktan çok ağrı ve acı duyar bir hale getirebilir. Uterus ve overlerde küçülme, sistosel, rektosel ve uterin prolapsus gibi pelvik döşeme ile ilgili sorunlar gözlenebilir. Vajinal ve servikal salgılar azalır. Genital organlardaki yapısal değişiklikler ve kanlanmada azalmaya bağlı gelişen bu değişimler sonucunda, vajinal pH artışı ve vajinal florada gram (-) bakterilere doğru kayma, vajinal kuruluk, kaşınma ve irritasyon oluşur. Her semptomatik kadında atrofi bulguları olmayabileceği gibi, asemptomatik bireylerde de atrofi bulunabilir.9-11 Üriner sistemde üretral mukoza, mesane mukozası ve trigonda atrofi, mesane boynu ve eksternal sfinkter tonusunda azalma, fonksiyonel üretral uzunlukta azalma, pelvik döşemede tonus kaybı ve sistosel oluşumu sonucunda sık idrar yolu enfeksiyonları, idrar yapma sıklığında artış, stres inkontinans gibi üriner yakınmalar oluşur.9,10 6 Deri ve mukozalarda atrofi, kuruluk, saç, koltuk altı ve pubis kıllarında azalma, yüzde tüylenme artışı gözlenebilir.9-11 Vücut ağırlığı kadınların % 50’sinde artar.9 Memelerde premenstrüel dönemde görülen dolgunluk, hassasiyet artışı gibi siklik değişiklikler menopozdan sonra kaybolur. Meme dokusu küçülür ve sarkar.9-11 2.3.1.3. Psikolojik sorunlar: Gerginlik, hırçınlık, depresyon, karakter değişiklikleri, anti-sosyal bozukluklar, uykusuzluk veya uyku kalitesinde bozulma, çalışma isteği ve dikkatte azalma ve entelektüel başarıda gerileme görülebilir.9,17,19 2.3.2. Geç dönem belirtileri 2.3.2.1. Osteoporoz: Kemik dokusunun ve içindeki mineral miktarının azalması ve dış kuvvetlere karşı direncinin düşmesi olarak tanımlanabilir. Osteoporozda kırıklara eğilim artar. Menopoza bağlı olarak ortaya çıkan bozuklukların en önemlilerinden biridir ve çağımızın hastalığı olarak adlandırılmaktadır.9,10 2.3.2.2. Kardiyovasküler hastalıklar: Menopoz öncesi dönemde kalp hastalıklarına yakalanma riski, kadınlarda 2/7 iken, menopozda 1/3 olur. Kalp krizi riski, 40 yaş öncesi erkeklerde kadından 20 kat fazlayken, menopoz sonrası bu oran hızla değişir ve 70 yaş civarında 1/1 olur. Hormonal değişikliklere bağlı lipid metabolizması değişiklikleri, HDL’de azalma, LDL’de artma, takiben ateroskleroz, pıhtılaşma bozukluğuna yol açarak kardiyovasküler patolojilere zemin oluşturur. Hipertansiyon, sigara içimi, diyabet, aşırı kilo gibi risk faktörleri varsa kardiyak patolojiler daha da artmaktadır. 9-11 2.3.2.3. Diğer kronik hastalıklar ve durumlar: Epidemiyolojik çalışmalarda Alzheimer hastalığı, artrit, diş ve çene bozuklukları, katarakt, diyabet, over ve kolon kanserleri gibi birçok patolojinin postmenopozal kadınlarda daha sık görüldüğü bildirilmiştir.9,10 7 2.4. Kadında cinsel yanıt Masters ve Johnson, cinsel uyarıya gösterilen fizyolojik yanıtı 4 ayrı evreye ayırmışlardır.9,20 Bu evreler sırasıyla; 1. Uyarılma (Heyecan) evresi 2. Plato evresi 3. Orgazm evresi 4. Çözülme evresidir. Cinsel istek, cinsellik dürtüsünün ortaya çıktığı ve cinselliği ifade etme arzusunun hissedilmesidir. 2.4.1. Uyarılma evresi: İnsanda cinsel yanıt sürecinin, Masters ve Johnson’a göre ilk evresi olan uyarılma evresi, herhangi bir somatojenik ve psikojenik uyarılma sonucu ortaya çıkabilir. Sürecin ilerlemesi için gerekli olan cinsel gerilimin yeterli oranda artması uyarıcı etkiye bağlıdır. Uyarı, bireysel gereksinimi karşılayacak düzeyde ise yanıtın yoğunluğu genellikle kısa sürede artış gösterir. Uyarılma süresini bu şartlar belirler. Uyarı yaklaşımı fiziksel ya da psikolojik olarak uygunsuz ise ya da ara verilmişse, uyarılma evresi uzayabilir hatta kaybolabilir.9,17,20 Uyarılma evresindeki fizyolojik değişikliklerden ileride bahsedilecektir. 2.4.2. Plato evresi: Etkili cinsel uyarının devam etmesi durumunda, uyarılma evresinin ardından kadın plato evresine girer. Burada gerilim yükselir ve giderek kişinin orgazma geçebileceği uç noktaya kadar sürer. Plato evresinin süresi büyük oranda uyarının etkinliğine ve cinsel gerilim artısının bireysel dürtü ile desteklenmesine bağlıdır. Uyarı ya da dürtü yetersizse ya da uyarı tümüyle sona erdiyse, kişi orgazmik rahatlamaya ulaşamayacak ve yavaş plato evresindeki gerilimin yerini çözülme evresi alacaktır.9,17,20 Günümüzde, kadın cinsel işlev bozukluklarının sınıflandırılmasına uygun olarak plato evresi kullanılmamaktadır. Bu evre uyarılma fazı içinde yer almaktadır. 2.4.3. Orgazm evresi: Masters ve Johnson, orgazmı, cinsel uyarı sonucu oluşmuş olan vazokonstrüksiyon ve myotoninin rahatladığı birkaç saniye ile sınırlı evre olarak 8 tanımlamışlardır. Schiavi ve Segraves ise, orgazmı perinede ve üreme organlarında ritmik kasılmalar, kardiyovasküler ve solunum değişiklikleri, cinsel gerilimin düşmesi ile cinsel hazzın doruk yapması olarak tanımlamışlardır. Bu istem dışı doruğa, her olguda en yüksek gerilim artışı sağlandığı düzeyde ulaşılır. Kişi, orgazmı öznel olarak pelviste odaklanmış biçimde algılar. Orgazm hissi özellikle klitoral bölge ve vajinada yoğunluk kazanır. Süresi ve yoğunluğu konusunda bireysel farklılıklar çok fazladır.9,17,20 2.4.4. Çözülme evresi: Yüksek orgazmik evreden sonra ortaya çıkan, cinsel döngünün son evresidir. İstem dışı oluşan bu gerilim kaybı sırasında kişi sırasıyla evrelerde geri giderek uyarılmamış duruma geri döner. Kadınlarda, etkili uyarıyı yeniden alma durumunda, çözülme evresinin herhangi bir noktasından bir başka orgazm evresine girme potansiyeli vardır.9,17,20 Günümüzde cinsel döngü AFUD’un (American Foundation for Urologic Disease) 2000 yılında öngördüğü şekilde; (1) Cinsel istek (2) Uyarılma (3) Orgazm (4) Çözülme evreleri seklinde ele alınmaktadır. Plato evresi kullanılmamaktadır.17,20 2.5. Kadınlarda cinsel nörohormonal fizyoloji Korku ve anksiyete oluşturan ortamlardan uzak olunduğunda, östrojen ve progesteronun etkisi altında dişi memelilerde çiftleşme davranışı ortaya çıkar. Normal dişi siklusunda bu üreme davranışı ovulasyonla senkronizedir. Merkezi sinir sisteminde hipotalamus, cinsel işlevler üzerindeki etkisi en iyi bilinen bölgedir. Hipotalamus eşlerin birbirleriyle olan ilişkilerini, seks hormonlarının salınımını düzenleyen limbik sistemin bir parçasıdır.7,9,17,20 Dopaminerjik uyarı bu sistemi aktive eder, serotoninerjik uyarı ise inhibe eder. Hipotalamusa iç ya da dış uyaranlar ulaşır. Uyarılmayı görsel, işitsel, taktil öğeler ve düşünme tetiklemektedir. Hipotalamustaki paraventriküler nükleus vazopressin ve oksitosin salgılayarak diğer sistemlerle bağlantı kurar, limbik sistemi etkiler. Ventromedial nükleus kadınlarda özellikle önemlidir. Burası östrojen ve progesteron reseptörlerinden zengindir. Gelen cinsel uyarılara cevap olarak merkezi 9 sinir sisteminde uyarılar; medyan ön beyin demeti, mezensefalon, pons, spinal kord, pelvik pleksus aracılığı ile genital organlara ulaşmaktadır. Hipogastrik (sempatik) ve pelvik (parasempatik) sinirlerden lifler alan pelvik gangliyon, mesane, üretra, vajina, uterus ve klitorise dallar verir. Pelvik gangliyonun en büyük dalı olan kavernozal dalı klitorisi inerve eder. Kavernozal sinirin uyarılması ile klitoriste NO (Nitrik oksit) aracılı vazodilatasyon olur. Pudental sinir, perine, klitoris ve üretranın duyusal inervasyonunu sağlar. Östrojenin bu sinirin duyarlılığını arttırıcı etkisi bulunmaktadır. Pelvik ve hipogastrik sinirler ise iç genital organların duyusunu almaktadır. Cinsel uyarı sırasında, sinirsel uyarılar ile vajinada kanlanma artarken, aynı zamanda venöz drenaj da azalarak vazokonjesyona neden olmaktadır. Cinsel uyarı ile vajinal epitelden kabarmaya yardım eden bir miktar nörojenik transuda oluşur. Oluşan tabaka ile vajina pH’sı bir miktar artar. Vajinal kanlanmanın artışı, Vazointestinal polipeptit (VIP), transudasyon ise Calcitonin Gene Related Peptide (CGRP; kalsitonin geni ilişkili peptid) ile artan kapiller geçirgenlik sayesinde olur. Nöropeptit Y ise vazokonstrüksiyon yaparak venöz dönüşü azaltır. Vajinal dokuda nitrik oksit sentazın az miktarda olduğu, bu yüzden NO’in, vajinal kan akımında klitoriste olduğu gibi önemli bir rol oynamadığı düşünülmektedir. Cinsel uyarılar ile klitoral ve labiyal arterlerde kan akımında artışla intrakavernozal basınç artısı, klitoral ve labiyal kabarma meydana gelir. Klitoristeki düz kas gevşemesindeki gösterilmiştir. sorumlu 7,9,17,20 nörotransmitterin Nitrik Oksit (NO) olduğu Uyarılma sırasında, genital sistem dışında diğer sistemlerde bazı değişiklikler olur. Bunlar; taşikardi, kan basıncında artış, vücutta kızarıklıklar, kas tonusu artışı, hiperventilasyon, memelerde büyüme, meme başı ereksiyonudur. Uyarılma fazında ortaya çıkan uterin kontraksiyonlar, orgazm sırasında hipogastrik sinir aracılığı ile sempatik sistemin kontrolü altında düzenli kontraksiyonlar halini alır. Yeterli cinsel uyarılma sonucu orgazm ortaya çıkar. Orgazmda, paraventriküler nükleus anahtar rol oynar. Orgazm sırasında paraventriküler nükleus komşuluğunda oksitosin salgılanır. Oksitosinin artan kas tonusu ve ritmik kasılmalarla ilişkili olduğu kabul edilmektedir. Orgazm sürecinde sempatik sistem baskındır. Epinefrin ve norepinefrin orgazm sırasında pik yaparlar. Hemen sonrasında ise düşmeye başlarlar. Orgazm esnasında 0,8 sn aralıklı pelvik çizgili kas kontraksiyonları oluşur. Bu kontraksiyonlar 5-60 sn sürer. 9,17,20 10 2.6. Kadın Cinsel işlev bozuklukları American Foundation of Urologic Disease (AFUD) tarafından 1998 yılında, beş ülkeden cinsel işlev bozukluğu üzerine uzman 19 bilim adamı toplanarak, DSM-IV’ün mevcut çerçevesi üzerinde çalışarak, özellikle tanımlamalarda bazı değişiklikler yaparak güncel kadın cinsel işlev bozuklukları sınıflandırması oluşturulmuştur. Bu çalışma, 2000 yılında ortak bildiri şeklinde yayımlanmıştır.20,21 Bu sınıflandırmanın yanında, ayrıca tüm tanıların yaşam boyu veya edinsel, yaygın veya durumsal ve kaynağına göre organik, psikojenik, karışık veya bilinmeyen alt tipleri mevcuttur. Bu sınıflandırmada, belirtilen her bozukluğa psikolojik, vasküler, musküler, nörojenik ve endokrin faktörler neden olabilmektedir.21 Tablo 2. Kadın Cinsel İşlev Bozuklukları Kadın Cinsel İşlev Bozuklukları 1. Cinsel istek bozuklukları Hipoaktif cinsel istek bozukluğu Cinsel tiksinti bozukluğu 2. Cinsel uyarılma bozukluğu: Genital cinsel uyarılma bozukluğu Sübjektif cinsel uyarılma bozukluğu Kombine sübjektif ve genital cinsel uyarılma bozukluğu 3. Orgazm bozukluğu: 4. Cinsel ağrı bozuklukları: Disparoni Vajinismus Non-koital cinsel ağrı 2.6.1. Cinsel istek bozuklukları: Hipoaktif cinsel istek bozukluğu, Cinsel fantezi veya düşüncelerin ve/veya cinsel aktivite veya cinsel aktiviteye yanıt verme arzusunun, kişisel sıkıntıya neden olacak şekilde, kalıcı veya tekrarlayan kaybı (veya yokluğu) olarak tarif edilmiştir.20 Cinsel tiksinti bozukluğu, kalıcı veya tekrarlayıcı olarak, bir partnerle olan cinsel ilişkiye, fobik tiksinti hissi duyma ve ondan uzak durma ve bu durumun kişisel sıkıntıya 11 neden olması halidir.20 Bu tip bozukluk genellikle fiziksel veya cinsel istismar ile çocukluk çağı travmaları ile ortaya çıkar. 2.6.2. Cinsel uyarılma bozukluğu: Kalıcı veya tekrarlayıcı olarak; sübjektif heyecanın, genital (lubrikasyon/kabarıklık) veya diğer somatik yanıtların yokluğuyla belli olan, yeterli cinsel heyecana ulaşamama veya sürdürememe ve bu durumun kişisel sıkıntıya neden olması durumudur.20 Cinsel uyarılma bozukluğu, üç alt tipe ayrılır: Genital cinsel uyarılma bozukluğu, genital cinsel uyarılmanın olmadığı ya da yetersiz olduğu, minimal vulvar kabarıklık veya vajinal lubrikasyonla karakterize durumdur.22 Sübjektif cinsel uyarılma bozukluğu, cinsel memnuniyet, heyecan ve uyarılma hislerinin hiçbir tip cinsel uyaranla ortaya çıkmayacak biçimde belirgin şekilde azalması ya da yok olmasıdır.22 Kombine sübjektif ve genital cinsel uyarılma bozukluğu, genital uyarılma yetersizliği veya yokluğu şikayeti ile birlikte, cinsel uyarılmanın (sübjektif cinsel heyecan ve cinsel memnuniyet) hiçbir tip cinsel uyaranla ortaya çıkmayacak biçimde, belirgin olarak yok olması ya da azalmasıdır.22 2.6.3. Orgazm bozukluğu: Yeterli bir cinsel uyarı ve uyarılma fazını takiben orgazma erişmenin sürekli veya tekrarlayıcı olarak güç olması, gecikmesi ya da olmaması ve bu durumun kişisel sıkıntıya neden olması halidir. 20 2.6.4. Cinsel ağrı bozuklukları: Disparoni: Tekrarlayıcı veya kalıcı olan, cinsel ilişki ile bağlantılı genital ağrıdır. Vajinismus: Tekrarlayıcı veya kalıcı olarak, vajina distal 1/3 kısmının kaslarının, vajinal penetrasyonu engelleyecek şekilde, istemsiz olarak kasılması ve bu durumun kişisel sıkıntıya neden olması halidir.20 Non-koital cinsel ağrı: Tekrarlayıcı veya kalıcı olarak, non-koital cinsel uyarılarla genital ağrı oluşması durumudur.20 12 2.7. Menopozal geçişte cinsel fonksiyon değişiklikleri Menopozal dönemdeki seksüel fonksiyon değişikliklerini, değişikliklerin derecesini, altta yatan nedenleri ve tedavi olanaklarını ortaya koymaya yönelik biyolojik, psikolojik veya sosyolojik açılardan olaya yaklaşan pek çok çalışma yapılmıştır. Menopozun, cinsel fonksiyonları olumsuz yönde etkilemediğini bildiren az sayıda rapora karşılık, cinsel fonksiyonların hemen her alanda değişik düzeylerde etkilendiğini bildiren bir çok çalışma yayınlanmıştır.9,13,17,23 Menopozal ve postmenopozal kadın, sıklıkla menopoza bağlı fizyopatolojik değişiklikler veya daha az sıklıkla depresyon ya da evlilik problemleri yüzünden seksüel istekte azalma, yetersiz ve geç uyarılma, orgazma ulaşmada güçlük, orgazmik kasılmalar ve orgazm yoğunluğunda azalma, disparoni, cinsel ilişki sıklığında azalma ve seksüel aktivitede üriner inkontinans gibi sorunlar yaşayabilir.14,17,24 Kadında seksüel aktivitenin azalmasında öne çıkan sebep, menopoza bağlı fizyolojik değişikliklerdir. Postmenopozal kadında, seksüel fonksiyon bozukluklarına ilk dikkat çekenler Masters ve Johnson ile Kinsey ve arkadaşlarıdır.7,9 Bu konu ile ilgili çalışmaların pek çoğunda, menopozun ilk birkaç yılı içerisinde seksüel ilgi ve cinsel ilişki sıklığında % 40’dan fazla azalma rapor edilmiştir. Yapılan diğer çalışmalarda, % 47-85 seksüel istekte kayıp, % 20 orgazm sıklığında azalma, % 20-70 cinsel ilişki sıklığında azalma, % 40 disparonide artış bildirilmiştir.7,9 Cawood ve arkadaşları, kendi istekleri ile ayda birden daha az cinsel aktivitede bulunan ya da hiç cinsel aktivitesi olmayan kadınların oranını 40 yaş altında % 46, perimenopozal dönemde % 57 ve postmenopozal dönemde % 76 olarak bulmuşlardır.25 Chen ve Ho premenopozal, perimenopozal ve postmenopozal dönemlerde seksüel istek kaybının sırasıyla, % 34, % 55, ve % 60 olarak gittikçe arttığını; postmenopozal dönemde orgazm yokluğu ve seksten zevk almamanın % 60’ların üstüne çıktığını rapor etmişlerdir.26 Hormonlar, santral ve periferik nöronal ileti üzerinden duyusal algılamayı, periferal kan akımını, kas tonusu ve kapasitesini değiştirerek seksüel uyarılmayı etkilerler. Bu mekanizmanın yetersizliği, seksüel yanıtın azalması, seksüel aktivitenin düşmesi, seksüel isteğin kaybı ve disparoniye yol açabilir.7,9 Östrojen azalması genital organlarda kan akımı ve vazokonjesyonu azaltır. İlerleyici iskemi deri ve müköz membranlarda incelme, deri altı yağ dokusu kaybı ve introitusta daralmaya neden olur. Östrojenin azalmasına bağlı olarak, sinir hücresi 13 gelişimi, proliferasyonu, ileti zamanı ve sinir dokusu boyunca akış hızı düşer. Postmenopozal kadında periferik sinir etkilenmesinin klinik karşılığı, hissizlik, kaşıntı, giysi intoleransı, iki nokta ayırt etme eşiğinin artması, parestezi, klitoral reaksiyon duyusunun kaybı ve orgazm kapasitesinin düşmesidir.7,9 Yavaşlamış veya azalmış klitoral reaksiyon zamanı, vajen ve Bartholin bezi salgılarının azalması veya yokluğu, vajinal derinliğin azalması ve ağrılı uterin kontraksiyonlar gibi nedenler disparoniye yol açar. Persistan disparoni uyarılma ve orgazm sorunlarına, bu da seksüel ilişki motivasyonu ve evlilik ilişkilerinde bozulmalara neden olabilir.9,17 Çoğu postmenopozal kadında testosteron seviyesinin düştüğü gösterilmesine rağmen, günümüzde androjen eksikliğinin biyokimyasal veya klinik olarak tanımlanmasında görüş birliği yoktur. Androjen reseptörleri korteks, hipofiz, hipotalamusun medial preoptik alanı, talamus, amigdala ve beyinde belirlenmiş ve seksüel yanıtın oluşumunu sağlayan dopamin, oksitosin ve santral etkili noradrenalin gibi nörotransmitterlerin üretiminde testosteronun rolü olduğu ileri sürülmüştür.9 Yetersiz seksüel fonksiyon, güçsüzlük ve depresyonu içeren fiziksel ve davranışsal belirti kompleksi “Female Androgen Deficiency Syndrome” olarak adlandırılmıştır.9 Lobo, testosteronun libido üzerine doğrudan etkisi olduğunu, direkt santral etki ile ruhsal durum, özgüven, enerji ve iyilik hali oluşturduğunu, seksüel fonksiyonlar için önemli olan östrojenin, biyosentezinde prekursör olarak yer alıp yüksek hipotalamik konsantrasyonlara olanak sağladığını, vajinal kan akımı ve lubrikasyonu sağlayan direkt vazomotor etkisi olduğunu ve testosteron düşüklüğü durumunda azalmış libido, seksüel isteğin kaybı, seksüel fantezi yokluğu, genital organ duyarlılığında azalma, uyarılma ve orgazma ulaşmada eksiklik, kas gücü, yaşam enerjisi ve genel iyilik halinde azalma belirlediğini rapor etmiştir.27 Genel düşünce, androjenlerin kadında libidoyu düzenledikleri yönünde olmasına rağmen, kadının seksüel davranışları çevresel, emosyonel, kültürel ve diğer hormonal faktörlerden de önemli ölçüde etkilenmektedir.26 Bununla birlikte, medikal ya da cerrahi tedavi sonrası erken menopoza girmiş ve seksüel istek azlığının belirlendiği kadın grubunda, fizyolojik dozların üzerinde androjen replasmanından olumlu sonuç alınması, androjen eksikliğinin kanıtı kabul edilmiştir.9,17 Menopoz ile ortaya çıkan cinsel fonksiyonlardaki değişiklikleri sadece hormonal değişikliklere bağlamanın doğru olmayacağı, erkek erektil disfonksiyonundaki vasküler 14 patolojiler gibi, kadınlarda da vasküler patolojilerin olabileceği ileri sürülmektedir. Klitoral ve vajinal düz kas kontraktilitesinde değişikliklere neden olabilecek yapısal ve fonksiyonel bozukluklar, kadın seksüel yanıtında da farklılıklara yol açacaktır. Kadında yaşlanma ve klitoral fibrozis ilişkisini araştıran bir çalışmada, klitoral kavernozal düz kas bağ dokusu oranı 15 yaş altında % 65 iken perimenopozal dönemde %50, postmenopozal dönemde ise % 37’ye düşmüştür. Bu fibrotik sürecin klitoral yetmezliğe ve dolayısıyla seksüel bozukluğa yol açacağı ileri sürülmüştür. Postmortem bu çalışmada klitoral kavernozal düz kas/bağ dokusu oranı kardiyovasküler patolojilerden ölenlerde % 37, diğer nedenlerden ölenlerde ise % 49 bulunmuş ve aterosklerotik değişikliklerin klitoral fibrozisi kolaylaştıracağı ortaya konmuştur.29 Park ve arkadaşları, bir tavşan modelinde aterojenik diyetin pelvik yatakta aterosklerotik değişiklikler oluşturup klitoral erektil disfonksiyona yol açtığını göstermişlerdir.30 Bu görüşlerin aksine, Basson klinik uygulamalarda, erkeklerden farklı olarak, az sayıda kadında genital kan akımında bir miktar azalma ve buna eşlik eden klitoral veya vajinal konjesyon yetmezliği ile karşılaştığını bildirmiştir. 17 Postmenopozal kadınlarda uzamış depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik bozuklukların görülme oranı yüksektir. Bu hastalıkların ve tedavilerinde kullanılan ilaçların da libido ve orgazm bozukluklarına neden olabildiği bildirilmiştir.19,31 Menopozdaki psikiyatrik belirtiler ile östrojen azalması gibi hormonal değişimler arasında doğrudan bir ilişki kurulamamıştır. Hipotalamik-hipofizer eksen işlevleri ve döngüsünde bozulma ve tiroid işlevlerinde değişmenin bu ilişkideki katkısı daha anlamlı görünmektedir. Kadının menopoz döneminde yaşayacağı değişikliklere hazırlıklı olması yaşam kalitesi açısından önem kazanmaktadır. Özellikle menopoz öncesi yaşamında hedeflediği amaçlara erişememiş, üretken olmamış veya geride kalıcı bir şeyler bırakamamış kişilerde bu dönem daha sorunlu olmaktadır. Yine dış çevre ilişkileri kısıtlı olan, ev yaşamı dışında başka bir etkinliğe katılmayan kadınlarda bu dönem daha sıkıntılı yaşanmaktadır. Psikodinamik açıdan menopoz dönemi üretkenlik ve kadınlığın kaybı olarak ele alınmış ve bu dönemde görülen depresyon gibi psikiyatrik durumlar açıklanmaya çalışılmıştır. Freud psikanalitik kuramlar çerçevesinde üretkenlik kaybı, yas, elem tepkisi ve melankoli arasında bağlantı kurar ve menopozal depresyonun psikogenezinde feminite kaybının esas olduğunu belirtir.19 15 Kadının menopoz öncesi seksüel aktivite düzeyinin, postmenopozal dönemdeki durumuna ışık tutacağı bildirilmiştir.17,32 Menopozdan önce seksten zevk almayan kadın, postmenopozal dönemde de seksüel aktiviteden uzak duracaktır. Öte yandan eşi ile ilişkilerinde problem yaşıyorsa, menopoz sonrası değişiklikleri gerekçe gösterecek ve bunu eşine karşı kullanarak seksüel ilişkiden kaçınacaktır.32 Menopoz döneminin tam olarak anlaşılabilmesi için, biyolojik ve psikolojik faktörlerin yanı sıra sosyal ve kültürel faktörlerinde dikkate alınması gerekmektedir. Bir toplumun sağlık ve hastalık konuları hakkındaki bilgisi, görüşü, anlayışı ve bunlara ilişkin uygulamaları o toplumun sosyo-ekonomik yapısı, eğitim düzeyi ve kültürü yoluyla biçimlenmektedir. Belirli bir homojen yapı gösteren toplum içinde bile gruplar hatta bireyler arasında bile belirli yönlerden farklılıklar bulunmaktadır. Sağlıklı veya sağlıksız olma hali kültürlere göre göreceli olarak değişmektedir. Kültürler arası psikoloji, insanların düşünce, duygu ve davranış farklılıklarının temelinde o kültürde yaygın olan benlik yapısı, cinsiyet rolleri, sağlık ve hastalık algılamaları gibi kültürel öğelerin yattığını söylemektedir. Menopoz kavramı da, bu dönemde yaşanan deneyimler açısından hem kültürün kendi içinde hem de farklı kültürlerde değişim göstermektedir.33 Kültürel alt yapı, kadının belli konulara bakış açısını, ruh halini ve libidosunu etkileyebilir. Postmenopozal dönemde kadının seksüel açıdan değeri, onun içinde yaşadığı topluma göre artar veya azalır. Entelektüel seviyenin yüksek olduğu, menopozla beraber yaşanan fizyolojik değişikliklerin ve vücut imajı bozukluklarının sonucu olarak, eksiklik duygusunun daha yoğun yaşandığı gelişmiş toplumlarda veya doğurganlığın çok önemsendiği toplumlarda kadın değerini kaybeder ve seksüel sorunlar yaşar. Buna karşın, daha ilkel toplumlarda postmenopozal dönemde sosyal statünün değişmesi, gebe kalma korkusunun ve çocuk bakma zorunluluğunun olmaması kadına sosyal olarak daha özgür ve seksüel olarak daha aktif olma olanağı sunar.33 Bowles tarafından öne sürülen kuramsal bir modelde, menopoza ilişkin tutumların oluşması ve menopoz yaşantısının belirlenmesi ile ilgili iki görüş ileri sürülmektedir. Bu görüşlerin ilki, toplumun inançları, beklentileri ve sosyokültürel bakış açılarının bireylerin menopoza yönelik tutumlarını belirlediğini; ikincisi ise, toplumsal etkilerle oluşan menopoza ilişkin bireysel tutumların da menopoz dönemindeki yaşantıyı etkilediğini savunmaktadır. Diğer bir deyişle kültürel inançlar, değerler ve tutumlara bağlı olarak bireyler tarafından menopozun önemsiz veya travmatik, olumlu ve olumsuz 16 algılanabileceği ifade edilmektedir. Pek çok kültürde cinsellik, kadının toplumdaki rolleri, cinsiyete özgü stres ve yaşlanma gibi konular, menopozun fiziksel ve sembolik anlamı ile oldukça yakından ilgilidir. Doğu ve Batı kültürlerindeki kadınları karşılaştıran çalışmalar, Doğu’daki kadınların menopozu doğal bir süreç olarak gördüklerini ve Batı’daki yaşıtlarına göre yaşamın bu dönemini daha olumlu değerlendirdiklerini göstermiştir. Sosyal statünün yaşla birlikte arttığı toplumlarda ya da kültürlerde, kadınların menopoz dönemine ilişkin olumsuz belirtileri daha az yaşadıkları saptanmıştır. Batı kültürlerinde, yaşam deneyiminin kazandırdığı bilgeliğin değeri olmadığı için, yaşlılar statü, fonksiyon ve rol kaybının sıkıntısını yaşarlar. Menopozu bir kayıp olarak algılayan kadınlar için depresyon kaçınılmazdır.33 Yaşlanma ile beraber sıklığı artan metabolik, nöronal, vasküler ve malign hastalıklar gibi birçok kronik patoloji veya bunların tedavilerinde kullanılan ilaçlar, hem kadın üzerinde doğrudan etki ile hem de sağlıklı ve seksüel olarak istekli bir partnerin yokluğuna yol açması ile seksüel fonksiyonları olumsuz etkileyecektir.9,13 2.8. Postmenopozal cinsel fonksiyon bozukluklarına yaklaşım Menopozda cinsel fonksiyon değişikliklerini ayrı olarak düşünmenin ve buna yönelik tedavi planlamanın ne derece doğru olduğu tartışılabilir. Belki de böyle bir alt başlıktan daha uygun olanı menopozun yönetilmesi olacaktır. Diğer bir deyişle, kadının bütün olarak dikkate alınması, kişiler arası ilişkiler ve varsa seksüel partneri ile ilgili sorunlar, kronik ve dejeneratif hastalıkları, artan malignite riskleri gibi yaşam kalitesini değiştirebilecek her parametrenin dikkate alınması en uygun olanıdır. Seksüel sağlık genel sağlık ile sıkı bir korelasyon gösterir. Seksüel fonksiyonlarını sürdürmek ya da geri kazanmak için varsa sigara ve alkol gibi madde bağımlılıklarından kurtulmalı eğer biliniyorsa kronik böbrek yetmezlikli hastada renal transplantasyon ve depresif hastada antidepresan tedavi gibi etiyolojik nedenlere yönelik tedaviler planlanmalıdır.34 Menopozal süreçle birlikte kadınların büyük bir kısmında östrojen seviyesi düşüklüğüne bağlanan menopozal birçok sorunun yanı sıra cinsel arzu, uyarılma ve ilişki sıklığında azalma, ağrılı ilişki, orgazm olamama ve genital bölge duyarlılığında azalma gibi birçok cinsel fonksiyon bozukluğu da bildirilmiştir. Buradan yola çıkılarak, menopozal patolojilerin tedavisinde ya tek başına ya da progesteron ve testosteron ile 17 değişik kombinasyonlar oluşturularak östrojen preparatları yaygın kullanım alanı bulmuştur.17, 34 Basson, seksüel disfonksiyonlar üzerine östrojenin hem direkt hem de indirekt olarak etki ettiğini, östrojen replasman tedavisi ile kedini iyi hissetme, uyku kalitesinde düzelme sağlanabilirken, kızarıklıklar ve ısı intoleransının azaldığını, seksüel stimulasyona yanıt olarak vulvar ve vajinal kanlanmanın arttığını bildirmiştir.17 Lightner ise, postmenopozal kadında östrojen replasman tedavisinin vajinal atrofiyi iyileştirdiği, koital ağrıyı azalttığı ve klitoral duyarlılığı arttırdığını, böylece uyarılma bozukluğunun tedavisine yardımcı olabileceğini ve uygulamada lokal kremlerin daha etkin olduğunu bildirmektedir.34 Menopoz sırasında hormon replasman tedavisi ile gerek vazomotor, psikolojik ve ürogenital problemler gibi genel yakınmaların gerekse seksüel sorunların giderilebildiği, menopoz sonrası kadınların önemli bir sorunu olan osteoporoz, kardiyovasküler hastalık, Alzheimer ve benzeri kronik patolojilerin önlenebildiği veya azaltılabildiği yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur.7,14,17,19,35 Östrojen preparatları kullanımında kilo artışı, su ve tuz retansiyonu, hipertansiyon, ödem ve memelerde ağrı gibi yan etkiler gözlenebilir. Endometrium, meme ve over kanserleri veya yüksek risk durumları, ileri karaciğer fonksiyon bozuklukları, aktif tromboembolik patolojiler ve ağır kontrolsüz diyabet varlığında östrojen kullanımı kontrendikedir.7,9-11,35 Kadında androjen ilavesi ile ilgili halen bilimsel tartışmalar vardır. Postmenopozal kadınlarda androjen replasmanının değerli olduğuna ait veriler, ağırlıklı olarak cerrahi nedenlerle menopoza girmiş olan hasta gruplarını içeren çalışmalardan kaynaklanmaktadır.7,9 Bu çalışmalarda ya sadece fizyolojik dozların üstünde testosteron verilmesi veya östrojenle kombine testosteron preparatları verilerek seksüel fonksiyonlarda iyileşmeler rapor edilmiştir. Testosteron replasman tedavisinde kardiyovasküler patolojilerde artış, dislipidemi, polisitemi, hiperglisemi, alopesi, akne, hirsutizm, kliteromegali, memelerde hassasiyet, ses değişiklikleri, sıvı retansiyonu ve oral kullanımda hepatik hastalık gibi yan etkiler görülebilir.9 Östrojen kullanımının kontrendike olduğu meme ve endometriyum kanseri veya artan risklerin olduğu durumlarda, aromataz aktivitesi ile periferde östrojene dönüşümü dikkate alınarak androjen kullanımından kaçınılmalıdır. 18 Hormonlar dışında sildenafil, Efedrin, fentolamin, L-arginin gibi genital kan akımını arttıran ilaçlarda tedavide denenmiştir.9,34 19 3. GEREÇ ve YÖNTEM 3.1. Çalışma Evreninin Belirlenmesi Çalışma evrenimiz, Ç.Ü.T.F. Menopoz Polikliniği’ne başvurmuş, postmenopozal dönemde, evli veya muhtemel cinsel aktif eşleri olan kadınlardı. 3.2. Örneklem Büyüklüğü Çalışmamıza Ç.Ü.T.F. Menopoz Polikliniği’ne başvuran 170 postmenopozal dönemde kadın alındı. 3.3. Verilerin Toplanması Çalışmamızda Seksüel Fonksiyon Kalitesi (QSF; Quality of Sexual Function) Ölçeği kullanıldı (Ek1. QSF Ölçeği). Anket görüşmeleri 1 Kasım 2008- 31 Aralık 2008 tarihleri arasında yapıldı. Bu anketin, Ekim 2005 ile Ocak 2006 tarihleri arasında yaptığımız bir çalışmada 68 kişilik bir grupta kullanılarak uygulanabilir olduğu görüldü.36 Seksüel Fonksiyon Kalitesi Ölçeği’ne (QSF) ek olarak, çalışmaya alınan kadınların sosyodemografik verileri (QSF ölçeğinden ayrı olarak; eğitim durumu, medeni durumu, evlilik sayısı, eşinin evlilik sayısı, çocuk sayısı, ailenin oturduğu yer, aile tipi), herhangi bir sağlık sorunlarının olup olmadığı, sigara içme durumu, egzersiz yapma durumu, alkol kullanma durumu, sürekli kullandığı ilaçlar, kaç yıldır menopozda oldukları, hormon replasman tedavisi alıp almadıkları değerlendirildi. Bu sorulara ek olarak, cinsel sorunları için doktor veya konuyla ilgili uzmanlardan yardım alıp almadıkları da sorgulandı.5 Anket uygulaması poliklinikte hasta ile yüz yüze uygulandı. Her görüşmenin başında, öncelikle bireysel olarak anketi yapan kişi kendini tanıttı. Daha sonra, görüşülen kişilere çalışmanın postmenopozal kadınların sağlık durumlarıyla cinsel aktivite durumu arasındaki bağlantıyı saptamak amacıyla yapıldığı, anket ile elde edilecek verilerin sadece bilimsel amaçla kullanılacağı ve kişisel bilgilerin gizliliğinin korunacağı konusunda bilgi verilerek yazılı onayları alındı (Ek2. Bilgi ve Onay Formu). 20 3.4. Verilerin Değerlendirilmesi Anketlerden elde edilen veriler “Microsoft Office Excel” programında kodlanarak tablo haline getirildi. Daha sonra, SPSS istatistiksel paket program yardımı ile verilerin analizi yapılmıştır. 21 4. BULGULAR 4.1. Sosyodemografik Veriler 4.1.1. Kadın ve eşlerinin yaş grupları Çalışma kriterlerine uygun toplam 170 kadın ile görüşüldü. Tablo 3’te görüşmeye alınan kadınların ve eşlerinin yaş gruplarına göre dağılımları görülmektedir. Görüşülen kadınların yaş gruplarına bakıldığında, 50-54 yaş grubu çoğunluğu oluşturmaktaydı (% 32,9). Kadın tüm yaş grupları içinde en düşük oran 60 ve üstüydü (% 16,5). Kadınların yaş ortalaması 54,16±5,69 (34-73) yıl olarak bulundu. Çalışmaya alınan kadınların eşlerinin yaş grupları dağılımına bakıldığında, 55-59 yaş grubu çoğunluğu oluşturmaktaydı (% 37,1). Kadınların eşlerinin yaş ortalaması 57,86±6,439 (40-80) yıl olarak bulundu. Tablo 3. Çalışmaya alınan kadınların ve eşlerinin yaş gruplarına göre dağılımı Yaş grupları Kadın Eşi (yıl) n % n % 43 25,3 16 9,4 50 altı 56 32,9 32 18,8 50-54 43 25,3 63 37,1 55-59 28 16,5 59 34,7 60 ve üstü 170 100,0 170 100,0 TOPLAM 4.1.2. Eğitim durumu Görüşmeye alınan kadınların eğitim durumlarına baktığımızda, en yüksek oranın ilkokul mezunu olduğunu (% 34,1) ,en düşük oranın ise ortaokul mezunu olduğu görülmekteydi (% 10) (Tablo 4). 22 Tablo 4. Çalışmaya alınan kadınların eğitim durumlarına göre dağılımı Eğitim Durumu n % OYD 28 16,5 İlkokul 58 34,1 Orta Okul 17 10,0 Lise 33 19,4 Üniversite 34 20,0 TOPLAM 170 100,0 4.1.3. Oturduğu yer Çalışmaya alınan kadınların yaşadıkları yerlere baktığımızda, % 80’inin il merkezi olduğu görülmekteydi (Tablo 5). Tablo 5. Çalışmaya alınan kadınların oturdukları yerlere göre dağılımı Oturduğu yer n % 136 80,0 İl 34 20,0 İlçe 170 100,0 TOPLAM 4.1.4. Aylık gelir düzeyi Çalışmaya alınan kadınların ailelerinin aylık gelir düzeyi ortalaması 1000,35±708,24 (400-5000) TL olarak saptandı. Kadınların ailelerinin % 45,9’unun aylık gelir düzeyi 504-1006 TL arasındaydı (Tablo 6). Tablo 6. Çalışmaya alınan kadınların ailelerin aylık gelir düzeylerine göre dağılımı Aylık Gelir Düzeyi (TL) n % 47 27,6 503 altı 78 45,9 504-1006 45 26,5 1007 ve Üstü 170 100,0 TOPLAM 23 4.1.5. Çocuk sayısı Görüşülen kadınların 11’inin hiç çocuğu yoktu. Tüm kadınlar içinde iki ve üç çocuğu olan kadınların oranı en yüksek bulundu (% 62,9) (Tablo 7). Tablo 7. Çalışmaya alınan kadınların çocuk sayılarına göre dağılımı Çocuk Sayısı n % Çocuk yok 11 6,5 1 Çocuk 10 5,9 2 Çocuk 51 30,0 3 Çocuk 56 32,9 4 Çocuk 15 8,8 5 ve Üzeri Çocuk 27 15,9 TOPLAM 170 100,0 4.2. Sağlık sorunları 4.2.1. Şişmanlık durumu Çalışmaya alınan kadınların boy ve kilo bilgilerine göre vücut kitle indeksleri hesaplanmıştır. Vücut kitle indeksi normal sınırlarda olanların oranı % 17,6 idi. Aşırı şişman olanların oranı ise % 4,1 ile en düşük grubu oluşturmaktaydı. Çalışmaya alınan kadınların VKİ ortalaması 29,25±5,51 (18,7-50,7) olarak bulundu. Çalışmaya alınan 170 kadının % 87,4’ü kilolu, şişman veya aşırı şişmandı (Tablo 8). Tablo 8. Çalışmaya alınan kadınların şişmanlık durumlarına göre dağılımı Şişmanlık Durumu n % Normal 30 17,6 Kilolu 80 47,1 Şişman 53 31,2 Aşırı Şişman 7 4,1 TOPLAM 170 100,0 24 4.2.2. Sağlık sorunları Çalışmaya alınan kadınların % 40,0’nın hiçbir sağlık sorunu yoktu. Üç ve üzeri sağlık sorunu olanlar en az orana sahiptiler (% 7). Görüşmeye alınan kadınların 102 tanesinin 1 ve daha fazla sağlık sorunu olduğu bulundu (Tablo 9). Tablo 9. Çalışmaya alınan kadınların sağlık sorunu sayılarına göre dağılımları Sağlık Sorunu Sayısı n % Sağlık sorunu yok 68 40,0 1 sağlık sorunu 63 37,1 2 sağlık sorunu 27 15,9 3 ve üzeri sağlık sorunu 12 7,0 TOPLAM 170 100,0 Bu sağlık sorunları içinde en yüksek oranın hipertansiyonun % 35,9 en yüksek orana sahip olduğu, 2. büyük oranında % 14,7 ile hiperkolesterolemi olduğu görüldü. Hiçbir kadında ailevi geçen hastalık saptanmadı (Tablo 10). Tablo10. Çalışmaya alınan kadınların sağlık sorunlarının dağılımı (n=170) Hastalık VAR YOK N % n % 150 88,2 61 35,9 Hipertansiyon 165 97,1 14,7 Hiperkolesterolemi 25 109 64,1 20 11,8 Diyabet 166 97,6 13 7,6 Depresyon Meme kanseri 157 92,4 12 7,1 öyküsü 159 93,5 11 6,5 Damar hastalığı Rahim kanseri 145 85,3 10 5,9 öyküsü 160 94,1 5 2,9 Işın tedavisi 158 92,9 4 2,4 Kemoterapi 25 Tablo 11. Çalışmaya alınan kadınlarda sağlık sorunlarına göre ilaç kullanımının dağılımı Kolesterol Antihipertansif Antidiyabetik Antidepresan ilaçları Hastalık n n % N % n % n % 61 29 47,5 Hipertansiyon 9 36,0 Hiperkolesterolemi 25 20 10 50,0 Diyabet 13 5 38,4 Depresyon 4.2.3. Sürekli kullanılan ilaçlar Sürekli kullanılan ilaçların dağılımı tablosuna baktığımızda en büyük oranın % 17,1 ile hipertansiyon ilaçlarına ait olduğu görüldü. Bunu % 6,5 ile diyabet ilaçları ve % 5,3 ile kolesterol ilaçları izliyordu (Tablo 12). Tablo 12. Çalışmaya alınan kadınların sürekli kullandıkları ilaçlara göre dağılımı (n=170) VAR YOK Kullanılan İlaç n % N % HT ilaçları 29 17,1 141 82,9 11 6,5 159 93,5 DM ilaçları 9 5,3 161 94,7 Kolesterol ilaçları 6 3,5 164 96,5 Antidepresan 5 2,9 165 97,1 Osteoporoz ilaçları 4 2,4 166 97,6 Vasküler ilaçlar 3 1,8 167 98,2 Tiroid ilaçları 3 1,8 167 98,2 Astım ilaçları 2 1,2 168 98,8 Ağrı kesiciler 4.2.4. Sigara içme durumları ve egzersiz 4.2.4.1. Sigara içme durumları Sigara içme durumu tablosuna bakıldığında, çalışmaya alınan kadınların % 85,3’ünün sigara içmediği görüldü (Tablo 13). Günde içilen sigara sayısı ortalaması 9,68±6,356 (2-20) adet olarak bulundu. Süre olarak incelendiğinde, sigara içen kadınların büyük çoğunluğu 10 yılı aşkın süredir sigara içmekteydi. Ortalama sigara içme süresi 20,60±8,92 (3-35) yıl olarak bulundu. 26 Tablo 13. Çalışmaya alınan kadınların sigara içme durumlarına göre dağılımı Sigara İçme n % Durumu 25 14,7 Sigara içenler 145 85,5 Sigara içmeyenler 170 100,0 TOPLAM 4.2.4.2. Egzersiz Çalışmaya alınan kadınların yaptıkları egzersiz türü ve süresi sorulmuştur. Bu sorularla ilgili tablolara bakıldığında egzersiz yapanların oranı % 40,6 bulundu. Bu oranın büyük çoğunluğunu yürüyüş yapanlar oluşturmaktaydı (Tablo 14). Egzersiz süresi, gün içindeki süre ve haftada kaç gün yapıldığı olarak iki şekilde sorulmuştur. Günde yapılan egzersiz süresi ortalaması 48,70±18,92 (15-120) dakika, haftada yapılan egzersiz süresi ise ortalama 4,22±1,69 (1-7) gün olarak bulunmuştur. Tablo 14. Çalışmaya alınan kadınların egzersiz yapma durumlarına göre dağılımı Yapılan Egzersiz Türü n % Yürüyüş 66 38,8 Diğer 3 1,8 Egzersiz yapanlar 69 40,6 Egzersiz yapmayanlar 101 59,4 TOPLAM 170 100,0 4.2.5. Menopoz süresi ve alınan hormon tedavisi Görüşmeye alınan kadınların menopoz süresi ve hormon tedavi süresi ay olarak belirlenmiştir. Menopoz süresi 24-59 ay arasında olan kadınların oranı % 31,8 en büyük grubu oluşturmaktaydı (Tablo 15). Menopoz süreleri ortalaması 72,66±67,87 (3-360) ay olarak saptandı. Kadınların % 73,5’i hormon tedavisi almamıştı (Tablo 16). Hormon tedavisi alan kadınların tedavi sürelerinin ortalaması 31,87±18,29 (6-60) ay olarak saptandı. 27 Tablo 15. Çalışmaya alınan kadınların menopoz sürelerine göre dağılımı Menopoz Süresi (ay) n % 12 7,1 0-11 23 13,5 12-23 54 31,8 24-59 40 23,5 60-119 41 24,1 120 ve üstü 170 100,0 TOPLAM Tablo 16. Çalışmaya alınan kadınların aldıkları hormon tedavisi sürelerine göre dağılımı Alınan hormon tedavi süresi n % 5 3,0 0-11 24 14,1 12-36 16 9,4 37 ve üzeri 45 26,5 Hormon alan kadın sayısı 125 73,5 Hormon almayan kadın sayısı 170 100,0 TOPLAM 4.3. Semptomlar Çalışmaya alınan kadınlara soru 24.1’de kendilerini genel olarak kötü hissedip hissetmedikleri sorulduğunda, % 28,8’i bu soruya hiç yok cevabını vermişlerdir. Göğüs ağrısı olup olmadığı sorusuna, kadınların % 61,8 hayır cevabını verdi (Soru 24.2).Bu soru ile bağlantılı olan “Dinlenirken sıkışma, anormal atım gibi kalp rahatsızlıklarım oluyor” ( Soru 24.3) sorusuna da çoğunluğu hayır cevabını verdi (% 56,5). “Bazen bel ağrısı, eklem ağrısı, kol ve bacaklarda ağrı, yaygın sırt ağrısı gibi eklem ve kas ağrılarım oluyor” (Soru 24.4) sorusuna % 9,4’ü hiç yok cevabını vermiştir. Menopoz döneminde görülen terleme ataklarının görülüp görülmediği ile ilgili soruya, % 32,4’sı hiç yok, % 27,6’sı hafif derecede olduğu cevabını vermişlerdir(Soru 24.5). Baş dönmesi hissi sorusuna da kadınların % 42,9 hayır yanıtını vermiştir (Soru 24.6). “Bazen uykuya geçmede zorluk veya kesintili uyuma, kalitesiz uyku, uykusuzluk gibi uyku problemlerim oluyor” (Soru 24.7) sorusuna kadınların % 69,4’ünün hafiften şiddetliye kadar değişen derecelerde uyku problemleri yaşadığını belirtmiştir. “İçsel huzursuzluk, küçük şeylerden çok çabuk sinirlenme gibi duygular yaşıyorum.” (Soru 24.8) sorusunda, kadınların % 78,8’inde anksiyete olduğu, “Bazen mutsuz hissetme, üzüntülü olma, hemen ağlama, hiçbir şey yapmak istememe gibi depresif duygular hissediyorum.” (Soru 24.9) sorusunda % 74,1 kadında az veya çok depresyon 28 belirtilerinin olduğu ve “Bazen fiziksel olarak kendimi tükenmiş hissediyorum ve canlılıktan yoksun olma hissi içindeyim” (Soru 24.10) sorusunda ise kadınların % 68,8’inde tükenmişlik hissi olduğu bulundu. “Hafızam ve konsantrasyonum bozuldu” (Soru 24.11) sorusunda kadınların % 68,8’inde hafıza ve konsantrasyon sorunları vardı. Bütün bu sorulardaki oranlar, kadınların aşağı yukarı 2/3’ünde az veya çok depresyon veya anksiyete bozukluğu olduğu konusunda bilgi veriyordu. Kas gücünün azalıp azalmadığı ile ilgili soruya, kadınların sadece % 28,2’si hayır cevabını verdi. “İdrar yapma ile ilgili problemlerim oluyor.” (Soru 24.13) sorusuna verilen cevaba bakıldığında, kadınların % 55,9 oranında değişen derecelerde bu konu ile ilgili sorunları olduğu görülmekteydi. 29 Tablo 17. Semptom sorularına verilen yanıtların dağılımı (n=170) Hiç yok Hafif Orta Semptomlar 1 Kendimi genel olarak kötü hissediyorum.(fiziksel veya ruhsal) 2 Göğüs ağrım oluyor. 3 Dinlenirken sıkışma,anormal atım, çok hızlı atım, atmama gibi kalp rahatsızlıklarım oluyor. 4 Bazen bel ağrısı, eklem ağrısı,kol ve bacaklarda ağrı,yaygın sırt ağrısı gibi eklem ve kas ağrılarım oluyor 5 Öncesinde fiziksel ya da zihinsel aktivite olmaksızın bazen geceleri de olan beklenmeyen terleme ataklarım oluyor. 6 Baş dönmesi hissim var. 7 Bazen uykuya geçmede zorluk veya kesintili uyuma,kalitesiz uyku,uykusuzluk gibi uyku problemlerim oluyor. 8 İçsel huzursuzluk,küçük şeylerden çok çabuk sinirlenme gibi duygular yaşıyorum. 9 Bazen mutsuz hissetme, üzüntülü olma, hemen ağlama, hiç birşey yapmak istememe gibi depresif duygular hissediyorum. 10 Bazen fiziksel olarak kendimi tükenmiş hissediyorum ve canlılıktan yoksun olma hissi içindeyim 11 Hafızam ve konsantrasyonum bozuldu. 12 Kas gücüm net bir şekilde azaldı. 13 Bazen idrar yapma ile ilgili problemlerim oluyor. Şiddetli Çok Şiddetli n % n % n % n % n % 49 28,8 55 32,4 47 27,6 8 4,7 11 6,5 105 61,8 49 28,8 10 5,9 5 2,9 1 0,6 96 56,5 45 26,5 19 11,2 8 4,7 2 1,2 16 9,4 40 23,5 58 34,1 30 17,6 26 15,3 55 32,4 47 27,6 33 19,4 17 10,0 18 10,6 73 42,9 72 42,4 18 10,6 4 2,4 3 1,8 52 30,6 34 20,0 47 27,6 15 8,8 22 12,9 37 21,8 41 24,1 41 24,1 26 15,3 25 14,7 44 25,9 48 28,2 45 26,5 12 7,1 21 12,4 53 31,2 52 30,6 36 21,2 16 9,4 13 7,6 53 31,2 54 31,8 42 24,7 12 7,1 9 5,3 48 28,2 66 38,8 41 24,1 12 7,1 3 1,8 75 44,1 46 27,1 28 16,5 16 9,4 5 2,9 30 Tablo 17a. Semptom sorularına verilen yanıtların dağılımı (n=170) Yanıt ortalamaları* Semptomlar 1 Kendimi genel olarak kötü hissediyorum.(fiziksel veya ruhsal) 2 Göğüs ağrım oluyor. 3 Dinlenirken sıkışma,anormal atım, çok hızlı atım, atmama gibi kalp rahatsızlıklarım oluyor. 4 Bazen bel ağrısı, eklem ağrısı,kol ve bacaklarda ağrı,yaygın sırt ağrısı gibi eklem ve kas ağrılarım oluyor. 5 Öncesinde fiziksel ya da zihinsel aktivite olmaksızın bazen geceleri de olan beklenmeyen terleme ataklarım oluyor. 6 Baş dönmesi hissim var. 7 Bazen uykuya geçmede zorluk veya kesintili uyuma,kalitesiz uyku,uykusuzluk gibi uyku problemlerim oluyor. 8 İçsel huzursuzluk,küçük şeylerden çok çabuk sinirlenme gibi duygular yaşıyorum. 9 Bazen mutsuz hissetme, üzüntülü olma, hemen ağlama, hiçbir şey yapmak istememe gibi depresif duygular hissediyorum. 10 Bazen fiziksel olarak kendimi tükenmiş hissediyorum ve canlılıktan yoksun olma hissi içindeyim. 11 Hafızam ve konsantrasyonum bozuldu. 12 Kas gücüm net bir şekilde azaldı. 13 Bazen idrar yapma ile ilgili problemlerim oluyor. 2,28±1,12 1,52±0,78 1,68±0.93 3,06±1,18 2,39±1,31 1,78±0,86 2,54±1,35 2,77±1,34 2,52±1,28 2,32±1,22 2,24±1,13 2,15±0,97 2,00±1,12 * Hiç yok=1, Hafif=2, Orta=3, Şiddetli=4, Çok Şiddetli=5 olarak kabul edilmiştir. 4.4. Cinsel fonksiyon soruları 4.4.1. Cinsel sorunlar için yardım alınması Cinsel sorunlar için doktora 13 kişinin başvurduğunu ancak, 11 kişinin doktor ve psikologlardan yardım aldığını saptadık. Bu 13 kişiden 2’si cinsel sorunlar için doktora başvurdukları halde yeterli yardım alamadıklarını belirttiler. Yardım alan 11 kişinin ise 8’i doktordan 3’ü ise psikologdan yardım aldığını belirtti (Tablo 18). Tablo 18. Cinsel sorunlar için doktora başvuranların ve yardım alanların dağılımı (n=170) Evet Hayır Sorular n % n % 22. Hiç cinsel sorunlar için doktora 13 7,6 157 92,4 başvurdunuz mu? 23.Cinsel sorunlar konusunda yardım aldınız mı? 11 31 6,5 159 93,5 4.4.2. Cinsel fonksiyonların durumu Çalışmaya alınan kadınlar “Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz?” sorusuna kadınların % 69,9’u hafiften çok güçlüye kadar değişen derecede memnuniyet ifade ettiler (Soru 24.14). Eşlerinin cinsel yaşamlarından mutsuzlukları sorulduğunda % 60 değişen derecelerde mutsuz oldukları yanıtını verdiler (Soru 24.15). “Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz?” sorusuna, kadınların % 68,2’si hayır yanıtını verdi (Soru 24.16). Aynı soru eşleri için sorulduğunda sadece % 9,4’ü bu problemi yaşıyordu (Soru 24.17). Kadınların % 82.9 daha fazla cinsel temasta bulunmak isteyip istemedikleri sorusuna hayır yanıtını verdi (Soru 24.18) Olumlu yanıt verenlerden hiçbiri çok güçlü yanıtını vermedi. Aynı soru eşleri için sorulduğunda, daha fazla cinsel birliktelik isteme oranı % 58,8 olarak bulundu (Soru 24.19). “Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu?” sorusuna kadınların % 71,2’si hafiften güçlüye kadar değişen derecelerde azalma olduğunu belirttiler (Soru 24.21). Bununla birlikte, “Cinsel aktivite isteğinde artma oldu mu?” sorusuna, hayır yanıtını verenlerin oranı % 93,5 idi (Soru 24.22). Kadınlara cinsel organlarının cinsel istek ve hayallerine normal yanıt verip vermediği sorulduğunda, % 69,4’ü değişen derecelerde yanıtta azalma olduğunu belirttiler (Soru 24.23). Çalışmaya alınan kadınlar, cinsel rüya, hayal ve istekleri olup olmadığı sorusuna % 81,8 oranında hayır yanıtını verdiler (Soru 24.24). “Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları, hayalleri veya istekleri olur mu?” sorusuna ise % 63,5 oranında hayır yanıtını verdiler (Soru 24.25). “Sık mastürbasyon yapar mısınız?” sorusuna, kadınların çok büyük bir oranı (% 97,6) hayır yanıtını verdiler (Soru 24.26). Çalışmaya alınan kadınlara, istedikleri halde eşlerinin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddedip reddetmedikleri sorulduğunda % 45,9 oranında kadının ara sıra eşlerini reddettiklerini saptadık (Soru 24.27). “Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?” sorusuna kadınların % 60’ı hayır yanıtını verdiler (Soru 24.28). Çalışmaya alınan kadınlara Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hissedip hissetmedikleri sorulduğunda % 67,6’sı az veya çok heyecan duyduklarını belirttiler. (Soru 24.29). Kadınlara bu heyecan durumundan memnun olup olmadıkları sorulduğunda, % 65,3’ü memnun olduğu anlaşılmıştır (Soru 24.30). Cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma olup olmadığı sorulduğunda % 74,1 oranında olumlu cevap alınmıştır (Soru 24.31). Çalışmaya alınan kadınlara “Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?” sorusu 32 sorulduğunda, % 64,7’si hafiften çok güçlüye değişen oranlarda tatmin olduklarını belirttiler (Tablo 19). Tablo 19. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtların dağılımı (n=170) Cinsel fonksiyon soruları 14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ? 15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu? 16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz? 17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu? 18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz? 19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu? 20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu 21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu? 22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu? 23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor mu? 24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur mu? 25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur mu? 26.Sık mastürbasyon yapar mısınız? 27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddeder misiniz? 28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz? 29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz? 30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz? 31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu? 32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz? Hayır n % n Hafif % n Orta % Güçlü n % Çok güçlü n % 51 30,0 22 12,9 66 38,8 18 10,6 13 7,6 68 40,0 17 10,0 45 26,5 23 13,5 17 10,0 116 68,2 18 10,6 17 10,0 10 5,9 9 5,3 154 90,6 8 4,7 4 2,4 2 1,2 2 1,2 141 82,9 7 4,1 14 8,2 8 4,7 0 0 70 41,2 12 7,1 45 26,5 28 16,5 15 8,8 161 94,7 4 2,4 3 1,8 1 0,6 1 0,6 49 28,8 45 26,5 37 21,8 19 11,2 20 11,8 159 93,5 2 1,2 3 1,8 4 2,4 2 1,2 52 30,6 28 16,5 65 38,2 22 12,9 3 1,8 139 81,8 16 9,4 11 6,5 3 1,8 1 0,6 108 63,5 19 11,2 28 16,5 9 5,3 6 3,5 166 97,6 3 1,8 0 0 1 0,6 0 0 92 54,1 33 19,4 29 17,1 8 4,7 8 4,7 102 60,0 27 15,9 32 18,8 7 4,1 2 1,2 55 32,4 36 21,2 62 36,5 16 9,4 1 0,6 59 34,7 26 15,3 51 30,0 30 17,6 4 2,4 44 25,9 41 24,1 62 36,5 22 12,9 1 0,6 60 35,3 28 16,5 53 31,2 23 13,5 6 3,5 33 Tablo 19a. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtların dağılımı (n=170) Yanıt ortalamaları* Cinsel fonksiyon soruları 14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ? 15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu? 16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz? 17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu? 18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz? 19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu? 20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu 21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu? 22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu? 23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor mu? 24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur mu? 25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur mu? 26.Sık mastürbasyon yapar mısınız? 27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddeder misiniz? 28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz? 29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz? 30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz? 31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu? 32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz? 2,53±1,23 2,44±1,39 1,69±1,19 1,18±0,64 1,35±0,82 2,45±1,39 1,10±0,48 2,51±1,33 1,16±0,67 2,39±1,10 1,30±0,72 1,74±1,12 1,04±0,26 1,86±1,14 1,71±0,98 2,25±1,03 2,38±1,19 2,38±1,02 2,34±1,19 *Hayır=1, Hafif=2, Orta=3, Güçlü=4, Çok güçlü=5 olarak kabul edilmiştir. 4.5. Cinsel fonksiyonları etkileyen faktörler 4.5.1. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların yaş ortalamaları “Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu?” (Soru 20.21) sorusunda, daha genç kadınlarda cinsel istekte azalmanın olmadığı saptandı. (p<0.05). “Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz?” (Soru 24.30), “Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu?” (Soru 24.31) ve “Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?” (Soru 24.32) sorularında, p değerinin 0.05’in altında bulunması yaşı daha genç olan menopozdaki kadınlarda cinsel heyecanın daha yüksek olduğunu göstermektedir. Diğer sorularla kadın yaşları arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı (Tablo 20). 34 Tablo 20. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların yaş ortalamaları Sorular 14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ? 15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu? 16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz? 17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu? 18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz? 19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu? 20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu 21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu? 22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu? 23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor mu? 24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur mu? 25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur mu? 26.Sık mastürbasyon yapar mısınız? 27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddeder misiniz? 28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz? 29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz? 30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz? 31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu? 32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz? Hayır Hafif Orta Güçlü Çok güçlü TOPLAM P* değeri 55,08±5,89 55,23±5,85 53,29±5,91 54,28±4,99 53,08±3,84 54,16±5,69 0,392 54,16±6,42 55,12±6,58 53,58±4,55 54,91±6,32 53,76±3,34 54,16±5,69 0,841 54,18±5,41 54,61±5,54 53,71±7,64 52,40±6,41 55,89±5,06 54,16±5,69 0,738 53,89±5,55 55,00±6,45 60,25±7,93 54,50±6,36 59,50±2,12 54,16±5,69 0,142 54,65±5,65 52,29±4,75 52,50±4,48 50,13±7,51 - 54,16±5,69 0,070 54,51±4,89 53,67±7,64 52,84±5,64 56,39±6,84 52,73±4,23 54,16±5,69 0,089 54,21±4,55 54,00±4,32 48,33±12,66 58,00±0,00 61,00±0,00 54,16±5,69 0,283 53,35±4,75 52,56±4,86 55,59±6,91 57,11±6,40 54,35±5,15 54,16±5,69 0,016 55,10±5,72 61,00±2,82 52,67±1,15 53,50±7,72 56,00±0,00 54,16±5,69 0,501 55,13±6,81 55,82±6,24 53,13±4,76 53,00±3,98 51,67±3,88 54,16±5,69 0,119 54,01±6,03 54,81±4,23 54,45±3,80 56,00±3,00 56,00±0,00 54,16±5,69 0,947 53,84±5,65 54,42±6,61 54,39±4,78 55,44±4,82 56,17±4,95 54,16±5,69 0,808 54,11±5,69 58,33±5,03 - 50,00±0,00 - 54,16±5,69 0,342 54,67±6,06 53,70±4,29 52,59±5,66 54,00±7,01 56,13±4,76 54,16±5,69 0,390 54,80±5,69 54,78±6,41 51,59±4,95 54,57±3,04 53,00±7,07 54,16±5,69 0,081 55,82±5,79 53,36±6,74 53,21±4,21 54,19±3,35 50,00±0,00 54,16±5,69 0,107 55,97±6,08 53,92±4,48 53,33±5,95 52,40±4,76 53,00±4,76 54,16±5,69 0,037 55,95±6,23 54,88±4,73 53,35±5,21 51,77±6,51 49,00±0,00 54,16±5,69 0,025 55,12±6,10 55,61±5,66 53,58±5,51 51,43±4,55 53,50±4,55 54,16±5,69 0,050 * Anova tablo 35 4.5.2. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının eşinin yaş ortalamaları “Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu?” (Soru 24.17) sorusunda, eşlerin yaşı arttıkça cinsel ilişki sırasında daha çok ağrı veya problem olduğu görüldü (p<0.05). “Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor mu?”(Soru 24.23), “Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?”(Soru 24.29), “Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz”(Soru 24.30), “Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu?”(Soru 24.31) ve “Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz?” (Soru 24.32) sorularında, p değerinin 0.05’den küçük olması, eşleri genç olan kadınların cinsel heyecanın ve bu durumdan memnuniyetin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Diğer sorularla kadının eşinin yaşı arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı (Tablo 21). 36 Tablo 21. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının eşinin yaş ortalamalarının dağılımı Sorular 14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ? 15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu? 16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz? 17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu? 18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz? 19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu? 20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu 21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu? 22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu? 23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor mu? 24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur mu? 25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur mu? 26.Sık mastürbasyon yapar mısınız? 27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddeder misiniz? 28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz? 29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz? 30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz? 31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu? 32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz? Hayır Hafif Orta Güçlü Çok güçlü TOPLAM P* değeri 56,24±6,95 59,09±5,75 57,08±6,91 57,11±4,51 55,46±3,88 57,86±6,43 0,187 57,22±7,16 58,94±7,43 58,38±5,66 58,57±6,29 57,06±4,46 57,86±6,43 0,744 57,87±6,16 57,17±7,09 58,18±7,60 57,80±7,94 58,67±5,87 57,86±6,43 0,984 57,53±6,04 57,75±9,64 65,00±10,39 66,50±3,53 61,50±4,95 57,86±6,43 0,046 58,14±6,48 56,43±3,40 57,07±5,87 55,63±8,60 - 57,86±6,43 0,621 57,61±5,47 57,92±8,62 56,53±6,05 60,39±8,14 58,27±5,65 57,86±6,43 0,170 58,04±6,38 55,00±3,55 50,00±9,53 58,00±0,00 65,00±0,00 57,86±6,43 0,157 57,00±5,77 56,62±5,79 58,68±7,97 61,26±6,55 58,05±5,20 57,86±6,43 0,074 57,95±6,41 64,50±4,95 56,00±6,24 52,25±7,58 58,50±0,70 57,86±6,43 0,244 59,52±7,13 60,07±7,39 56,83±5,37 54,64±4,59 54,67±3,78 57,86±6,43 0,005 57,76±6,77 58,25±4,87 58,45±5,33 58,00±3,46 59,00±0,00 57,86±6,43 0,995 57,36±5,95 58,37±8,35 59,07±6,97 59,22±5,86 57,67±7,39 57,86±6,43 0,710 57,70±6,42 64,67±3,51 - 64,00±0,00 - 57,86±6,43 0,113 58,61±6,85 57,45±4,59 55,52±7,10 57,38±6,02 60,00±4,40 57,86±6,43 0,188 58,29±6,34 59,11±8,05 56,28±5,51 55,00±3,36 54,50±4,95 57,86±6,43 0,256 60,04±6,46 57,22±7,37 57,13±5,94 55,06±3,90 52,00±0,00 57,86±6,43 0,022 60,36±6,84 57,85±5,06 56,94±6,77 54,80±4,57 56,00±3,83 57,86±6,43 0,001 59,80±7,59 58,78±5,37 57,29±5,64 54,36±6,35 48,00±0,00 57,86±6,43 0,006 59,20±6,92 59,14±7,38 57,60±5,47 54,13±4,98 55,17±4,07 57,86±6,43 0,012 * Anova tablo 37 4.5.3. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının VKİ ortalamaları Şişmanlık ile cinsel fonksiyonlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. Ancak VKİ dağılımını gösteren tablo 8’e bakıldığında çalışmaya alınan kadınların % 87,4 kilolu, şişman ve aşırı şişmandı (Tablo 22). Tablo 22. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadının VKİ ortalamalarının dağılımı Sorular 14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ? 15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu? 16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz? 17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu? 18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz? 19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu? 20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu 21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu? 22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu? 23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor mu? 24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur mu? 25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur mu? 26.Sık mastürbasyon yapar mısınız? 27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddeder misiniz? 28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz? 29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz? 30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz? 31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu? 32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz? * Anova tablo Hayır Hafif Orta Güçlü Çok güçlü TOPLAM P* değeri 30,57±5,88 29,01±6,43 28,47±4,99 28,86±4,88 29,00±5,58 29,25±5,51 0,357 29,16±4,78 30,22±5,35 28,07±5,38 30,05±7,15 30,73±6, 29,25±5,51 0,368 29,05±5,52 28,47±5,40 31,67±6,12 30,58±4,82 27,41±4,48 29,25±5,51 0,984 29,12±5,64 31,07±4,56 29,85±4,87 28,80±0,70 31,18±4,13 29,25±5,51 0,871 29,15±5,46 28,57±5,83 30,27±6,17 29,96±5,84 - 29,25±5,51 0,858 29,29±5,49 26,99±3,68 28,69±5,56 30,37±5,78 30,47±6,42 29,25±5,51 0,362 29,37±5,58 24,83±2,48 27,58±3,19 34,11±0,00 28,26±0,00 29,25±5,51 0,448 28,81±5,37 28,19±5,03 29,09±5,05 31,19±7,35 31,21±5,28 29,25±5,51 0,140 29,19±5,37 26,79±1,98 28,11±2,58 33,73±12,00 29,31±5,55 29,25±5,51 0,533 31,05±5,87 28,40±4,39 28,38±5,11 28,58±6,54 29,88±4,21 29,25±5,51 0,082 29,51±5,65 27,90±4,86 27,32±4,00 30,34±7,37 33,24±0,00 29,25±5,51 0,519 29,36±5,84 28,41±5,36 29,28±4,83 29,63±5,61 29,30±3,53 29,25±5,51 0,971 29,23±5,52 30,78±7,05 - 29,29±0,00 - 29,25±5,51 0,891 29,33±5,60 29,34±5,48 27,88±4,72 32,09±6,34 30,18±6,31 29,25±5,51 0,389 29,93±5,67 28,05±4,72 27,95±5,61 28,62±4,54 34,74±0,90 29,25±5,51 0,148 29,63±5,41 29,17±,5,76 29,29±5,64 27,90±5,23 31,25±0,00 29,25±5,51 0,855 29,83±5,36 28,92±5,98 29,43±5,94 27,63±4,60 32,69±3,78 29,25±5,51 0,296 28,28±3,88 30,51±6,44 29,56±5,22 28,33±6,79 27,25±0,00 29,25±5,51 0,169 30,51±5,83 27,78±4,64 28,50±4,64 29,53±6,87 29,19±6,27 29,25±5,51 0,185 38 4.5.4. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre ailenin aylık gelir düzeyi ortalamaları “Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ?” (Soru 24.14) sorusunda, aylık gelir düştükçe cinsel yaşamdan memnuniyet azalıyordu (p<0.05). “Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor mu?” (Soru 24.23) sorusunda, aylık gelir düzeyi yükseldikçe kadınların cinsel organlarının cinsel istek ve hayallerine daha normal yanıt verdiği görüldü (p<0.05). “Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?” (Soru 24.28) sorusunda, aylık gelir düzeyi yükseldikçe kadının cinsel ilişkiyi başlatma oranı artmaktaydı (p<0.05). “Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?” (Soru 24.29) sorusunda, gelir düzeyi yükseldikçe cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hissi artıyordu (p<0.05).Diğer sorularla kadınların ailelerinin aylık gelirleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı (Tablo 23). 4.5.5 Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre sağlık sorunu sayısı ortalamaları “Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu?“ (Soru 24.22), “Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?” (Soru 24.28), “Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?” (Soru 24.29) ve “Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu?” (Soru 24.31) sorularında, P değerinin 0.05’in altında olması, sağlık sorunu sayısı azaldıkça veya başka bir deyişle kadın sağlıklı oldukça, cinsel fonksiyonların daha iyi olduğunu gösteriyordu. Diğer sorularla sağlık sorunları sayısı arasında anlamlı bir ilişki yoktu (Tablo 24). 39 Tablo 23. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre kadınların ailelerinin aylık gelir ortalamalarının dağılımı Hayır Hafif Orta Güçlü Çok güçlü TOPLAM P* değeri 761,9±445,8 1256,8±906,8 1034,8±578,9 930,5±482,3 1423,0±1443,0 1000,3±708,2 0,007 1130,59±903,0 1131,2±640,5 958,8±576,7 793,4±404,6 738,2±321,9 1000,3±708,2 0,118 928,8±600,6 1216,6±1188,3 947,0±835,4 1035,0±767,4 855,5±459,2 1000,3±708,2 0,695 1002,4±727,2 866,2±508,7 1062,5±398,7 1325,0±954,6 925,0±530,3 1000,3±708,2 0,945 18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz? 1018,8±728,1 1157,1±888,5 910,7±589,1 693,7±169,9 - 1000,3±708,2 0,543 19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu? 1074,3±872,7 920,8±272,5 1152,2±641,8 745,0±478,4 740,0±443,7 1000,3±708,2 0,068 20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu 994,8±920,8 1375,0±478,7 850,0±132,3 550,0±0,0 1300,0±0,0 1000,3±708,2 0,768 21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu? 1057,1±745,2 1138,9±857,7 890,0±489,5 970,0±835,3 782,5±333,3 1000,3±708,2 0,303 22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu? 968,3±643,1 1300,0±989,9 900,0±173,2 1950,0±2113,8 1500,0±707,1 1000,3±708,2 0,061 777,1±462,3 1032,1±593,3 1077,6±696,2 1095,4±975,2 2200,0±1708,8 1000,3±708,2 0,004 982,9±656,5 1258,1±1161,6 800,0±438,7 833,3±493,2 2000,0±0,0 1000,3±708,2 0,264 986,3±685,8 992,1±477,9 1122,5±966,8 816,6±486,0 983,3±700,4 1000,3±708,2 0,833 26.Sık mastürbasyon yapar mısınız? 997,6±711,1 1266,7±702,4 - 650,0±0,0 - 1000,3±708,2 0,891 27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddeder misiniz? 993,5±765,1 1086,3±752,9 1053,4±617,4 700,0±213,8 831,2±393,6 1000,3±708,2 0,640 28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz? 881,6±564,0 1169,6±649,6 1120,3±978,4 1650,0±1000,4 575,0±35,3 1000,3±708,2 0,016 29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz? 858,7±487,9 857,7±413,0 1159,6±755,7 1603,1±1240,3 600,0±0,0 1000,3±708,2 0,002 831,8±487,1 956,9±590,2 1037,2±728,9 1303,3±1013,2 1025,0±684,9 1000,3±708,2 0,057 923,4±673,7 1008,5±658,3 982,7±560,0 1179,5±1149,8 1200,0±0,0 1000,3±708,2 0,731 860,5±446,7 1043,9±759,3 1064,1±713,8 1002,1±923,0 1625,0±1296,0 1000,3±708,2 0,108 Sorular 14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ? 15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu? 16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz? 17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu? 23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor mu? 24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur mu? 25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur mu? 30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz? 31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu? 32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz? * Anova tablo 40 Tablo 24. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre sağlık sorunu sayısı ortalamalarının dağılımı Hayır Hafif Orta Güçlü Çok güçlü TOPLAM P* değeri 14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ? 1,215±1,171 0,909±0,811 0,848±0,898 0,833±1,150 0,384±0,506 0,929±1,000 0,069 15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu? 0,897±1,052 0,764±0,562 1,022±0,965 0,869±0,868 1,058±1,390 0,929±1,000 0,867 0,887±0,967 1,111±1,367 0,881±0,923 0,900±0,567 1,222±1,092 0,929±1,000 0,811 0,948±1,021 0,875±0,834 1,000±0,816 0,500±0,707 0,000±0,000 0,929±1,000 0,705 18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz? 0,893±1,033 1,000±0,577 1,214±0,974 1,000±0,755 - 0,929±1,000 0,711 19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu? 0,842±0,972 1,250±1,602 0,888±0,910 1,035±0,961 1,000±0,925 0,929±1,000 0,700 20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu 0,950±1,005 0,500±1,000 1,000±1,000 0,000±0,000 0,000±0,000 0,929±1,000 0,641 21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu? 0,714±0,935 0,800±0,842 1,081±1,139 1,315±1,157 1,100±0,967 0,929±1,000 0,120 22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu? 0,937±0,965 1,000±0,000 0,333±0,557 0,000±0,000 3,000±2,820 0,929±1,000 0,009 23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize normal yanıt veriyor mu? 1,173±1,061 0,928±1,051 0,830±0,911 0,727±1,031 0,333±0,577 0,929±1,000 0,225 Sorular 16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz? 17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler yaşıyor mu? 24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz olur mu? 0,906±0,991 1,312±1,195 0,727±0,904 0,666±0,577 1,000±0,000 0,929±1,000 0,549 25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri olur mu? 0,861±0,999 1,105±0,936 1,250±1,109 0,777±0,833 0,333±0,516 0,929±1,000 0,177 26.Sık mastürbasyon yapar mısınız? 0,927±1,012 1,000±0,000 - 1,000±0,000 - 0,929±1,000 0,990 27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddeder misiniz? 0,945±1,041 0,878±0,892 0,896±1,113 0,875±0834 1,125±0,834 0,929±1,000 0,977 28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz? 0,990±1,067 1,259±0,902 0,468±0,671 0,857±1,069 1,000±1,414 0,929±1,000 0,036 29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz? 1,309±1,152 0,777±0,865 0,790±0,907 0,562±0,727 0,000±0,000 0,929±1,000 0,010 30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan durumundan memnun musunuz? 1,118±0,930 0,961±1,112 0,902±0,964 0,500±1,042 1,500±0,577 0,929±1,000 0,059 31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu? 0,750±0,750 1,341±1,216 0,983±0,999 0,409±0,666 0,000±0,000 0,929±1,000 0,003 32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz? 1,133±0,872 0,714±0,937 1,000±1,143 0,565±0,992 0,666±0,816 0,929±1,000 0,110 * Anova tablo 41 4.5.6. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre eğitim durumlarının dağılımı “Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu?” (Soru 24.19) sorusunda, kadının eğitim düzeyi arttıkça erkeğin cinsel birliktelik isteme oranı düşüyordu (p<0.05). “Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?” (Soru 24.28) sorusunda, kadının eğitim düzeyi arttıkça kadının cinsel ilişkiyi başlatma konusundaki cesareti artmaktaydı (p<0.05). Diğer sorularla eğitim durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı. Tablo 25. Cinsel fonksiyon sorularına verilen yanıtlara göre eğitim durumlarının dağılımı SORU 2419.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu? 28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz? Eğitim durumu Okur yazar değil İlkokul Ortaokul Lise Üniversite Toplam Okur yazar değil İlkokul Ortaokul Lise Üniversite Toplam Hayır Hafif Orta Güçlü Çok güçlü n % n % Toplam n % n % n % n % 10 35,7 2 7,1 4 14,3 7 25,0 5 17,9 28 100,0 30 6 8 16 70 51,7 35,3 24,2 47,1 41,2 1 2 5 2 12 1,7 11,8 15,2 5,9 7,1 9 4 15 13 45 15,5 23,5 45,5 38,2 26,5 11 3 5 2 28 19,0 17,6 15,2 5,9 16,5 7 2 0 1 15 12,1 11,8 ,0 2,9 8,8 58 17 33 34 170 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 19 67,9 7 25,0 1 3,6 0 ,0 1 3,6 28 100,0 39 10 19 15 102 67,2 58,8 57,6 44,1 60,0 1 2 7 10 27 1,7 11,8 21,2 29,4 15,9 16 5 3 7 32 27,6 29,4 9,1 20,6 18,8 2 0 4 1 7 3,4 ,0 12,1 2,9 4,1 0 0 0 1 2 ,0 ,0 ,0 2,9 1,2 58 17 33 34 170 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 42 Χ2=32,536 Sd=16 P değeri=0,009 Χ2=34,992 Sd=16 P değeri=0,004 5.TARTIŞMA Menopoz, birçok bedensel ve ruhsal değişikliği beraberinde getiren bir dönemdir. Bu değişikliklerin bu döneme giren kadınlarda cinsel yaşamı etkileyeceği muhakkaktır. Cinsel doyum, bireyin cinsel ilişkisinden duyduğu memnuniyet ve keyif olarak tanımlanabilir. Kadının yaşı, eğitimi, ekonomik düzeyi, aile yapısı, sağlık durumu, iyi ve kötü alışkanlıkları, toplumsal ilişkileri, cinsel deneyimlerini geliştirme tarzı, yaşam koşulları ve kültürel etmenler cinsel yaşam alanında bireysel farklılıklara yol açmaktadır.37 Çalışmamızın temelini de bu faktörlerin, bizim toplumumuzdaki postmenopozal kadının cinsel yaşamı üzerine etkilerini araştırmak oluşturmaktadır. Çalışmalar, bazı kadınların menopozu herhangi bir gerilim hissetmeden, doğal bir yaşam dönemi olarak karşıladığını, bazılarının ise menopozun kadını depresif ve duyarlı yapacağı, artık gerçek bir kadın olunamayacağı düşüncelerini taşıdığını bildirmektedir. Kadının, sosyal ve ekonomik varoluşunun çocuk doğurma ile ilişkili görüldüğü kültürlerde, üreme işlevinin bitmesi cinsellik eyleminin tamamlandığı anlamına gelmektedir. Bizim toplumumuzda, kadınlar menopoza girdikten sonra, çocukların evlenmesi, torunların doğmasını da kapsayan bu dönemde, kendilerine cinselliği yasaklarlar. Menopoz döneminde, cinsel doyum ve işlev sorunlarının oluşmasında, biyolojik etkenlerden çok döneme özgü sosyo-kültürel atıfların ve psikolojik sorunların rol oynadığı düşünülmektedir.38 Çalışmamızda, kadınların yaş ortalaması 54,16±5,69 (34-73) yıl olarak, kadınların eşlerinin yaş ortalaması ise 57,86±6,439 (40-80) yıl olarak bulundu. Ülkemizdeki geleneklerle uyumlu olarak, kadınların yaş ortalaması eşlerin yaş ortalamasından düşüktü. Çalışmaya alınan kadınların, yaş ortalamalarına göre cinsel fonksiyon sorularına verdiği yanıtlara bakıldığında cinsel yaşamlarından memnun olma oranının yaş gençleştikçe arttığı görüldü (Tablo 20). Yine, eşlerinin yaşları genç olan kadınlarda da cinsel yaşamlarından memnuniyet oranı yüksekti (Tablo 21). Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa ve İtalya’da 1999 ile 2000 yıllarında Uluslararası Kadınların Sağlığı ve Cinselliği Çalışması (WISHeS; The Women’s International Study of Health and Sexuality) adı altında yapılan çalışmada kadınlardaki hipoaktif cinsel istek bozukluğunun sıklığı ve yaşlanmayla ilişkisi araştırılmıştır. Bu çalışmanın Amerika Birleşik Devletleri ayağını yayınlayan Leblium 43 ve arkadaşları, 20 ile 70 yaş arasındaki kadınlarda, yaşlanmayla birlikte hipoaktif cinsel istek bozukluklarının artış gösterdiğini bildirmişlerdir.39 Lindau ve arkadaşları, yaşları 57 ile 85 arasında değişen 3005 kadın ve erkekte seksüel aktivite ve problemlerini araştırmışlardır. Çalışmalarının sonucunda seksüel aktivitede, yaşa bağlı azalmanın kadınlarda erkeklere göre daha belirgin olduğunu saptamışlardır.40 Erkeklerde yaşlanmayla birlikte, cinsel aktivitedeki azalmayı izah etmek çok kolaydır. Testosteron hormonunun azalması ve bunun sonucunda bu hormonun beyinde “locus cereleus”da bulunan seksüel uyarılma merkezi üzerine olan etkilerinin azalması ve vasküler faktörlere bağlı ereksiyon problemleri bu durumu izah etmeye büyük oranda yeterlidir. Ancak, kadınlarda yaşlanmanın, hormonlardaki değişikliklerin ve menopozun kadın cinselliği üzerine olan etkileri çok daha az anlaşılmıştır. Menopoz, sadece fizyolojik değişikliklerden ibaret değildir. Kadının doğurganlığının sonudur. Bu durum, kültürden kültüre değişen pek çok sosyal etkiyi de beraberinde getirmektedir. Menopoza geçiş fazında depresyon sıklıkla gelişir. Bütün bu faktörlerden kadında yaşlanma ve cinsellik ile ilgili çalışmaların sonuçları çok değişken olabilmektedir.41 Kadınlarda, otuzlu yaşların ortalarından itibaren kan testosteron seviyeleri menopozdan bağımsız olarak düşmeye başlar. Bu durum, seksüel ilgideki yaşla birlikte azalmayı kısmen açıklayabilir. Ancak, pek çok kadında testosteron seviyesindeki belirgin düşme olmasına rağmen (oral kontraseptif ilaç kullanımı veya ooferektomi sonrası gibi) seksüel fonksiyonlarında azalma olmaması da bu hipoteze ters düşmektedir.41 Çalışmaya aldığımız kadınların eğitim durumlarına baktığımızda % 34,1 kadının ilkokul mezunu olduğunu, okuma yazma bilmeyenlerin oranının ise % 16,5 olduğunu gördük (Tablo 4). Cinsel fonksiyon sorularına verilen cevapların eğitim durumuna göre dağılımlarına baktığımızda kadının eğitim düzeyi arttıkça, kadının cinsel ilişkiyi başlatma konusundaki cesareti artmaktaydı (Tablo 25). Bu da, ülkemizde kadının eğitim düzeyi arttıkça, cinsellik konusunda özgüveninin arttığını gösteriyordu. Fahami ve arkadaşları 174 postmenopozal kadında yaptıkları çalışmada, kadınların ve eşlerinin eğitim düzeyleri arttıkça, seksüel disfonksiyon oranının azaldığını saptamışlardır.42 44 Jokinen ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada kadının eğitim düzeyinin yüksek olmasının seksüel disfonksiyon dahil tüm menopozal semptomların belirgin oranda azaldığını ve eğitim düzeyi düşük olan kadınların menopozal dönemde ortaya çıkan ve seksüel disfonksiyonun temel sebeplerinden biri olan depresyona daha sık yakalandıklarını saptamışlardır.43 Aslında bu durum tahmin edilebilir bir durumdur. Eğitim düzeyi yüksek olan kadın, menopoz ve getirdiklerine daha hazırlıklı olacaktır. Eğitimli kadının toplumdaki rolü, sadece kadın olmak ve üremek değildir. Gerek aile içerisinde gerekse toplumda daha önemli rolleri vardır. Valadares ve arkadaşları bir çalışmalarında, eğitimli ve ev dışında çalışan kadınların menopozal semptomlarla daha kolay başa çıktıklarını ve buna bağlı olarak da cinsel isteklerinin daha yüksek olduğunu vurgulamışlardır.44 Çalışmamıza aldığımız kadınların ailelerinin aylık gelir düzeyine göre dağılımı tablosuna bakıldığında, yaklaşık 3/4’ünün ailelerinin aylık gelir düzeyi 1006 TL’nin altındaydı (Tablo 6). Aylık gelir düzeyi düştükçe, cinsel yaşamdan memnuniyet azalıyordu. Aylık gelir düzeyi yükseldikçe kadınların cinsel organlarının cinsel istek ve hayallerine daha normal yanıt verdiği görüldü. Kadının cinsel ilişkiyi başlatma konusundaki cesareti artmaktaydı. Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hissinin artması da anlamlıydı (Tablo 23). Fahami ve arkadaşları 174 postmenopozal kadında yaptıkları çalışmada, kadınların ailelerinin aylık gelir düzeyleri arttıkça, seksüel cinsel istek bozukluklarının görülme sıklığının azaldığını saptamışlardır.42 Gerber ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada, düşük ekonomik durumda olan menopozal kadınlarda, yaşam kalitesinin düştüğünü, buna karşılık iyi ekonomik durumda olan kadınlarda, menopozal semptomların daha kolay tolere edildiğini ve buna bağlı olarak cinsel işlev bozukluklarının daha az görüldüğünü saptamışlardır.45 Bizim çalışmamızda bu çalışmalarla uyumlu sonuçlar verdi. Çalışmaya alınan 170 kadının % 87,4’ü kilolu, şişman veya aşırı şişmandı (Tablo 8). Şişmanlık ile cinsel fonksiyonlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı (Tablo 22). Ancak, çalışmaya alınan kadınların çok büyük bir kısmının normalden fazla kilolu olması bu sonucu ortaya çıkarmış olabilir. Mirzaiinjmabadi ve arkadaşlarının Avustralya’da 45 ile 60 yaş arasındaki 1500 postmenopozal kadın üzerinde yaptıkları çalışmada, vazomotor semptomlar ve seksüel 45 disfonksiyonda, şişman kadınlarla normal kilolu kadınlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulamamışlardır.45 Bu durum bizim çalışmamızla da uyumludur. Testosteronun periferik yağ dokusunda aromatizasyonu sonucu östrojene dönüştüğü bilinen bir gerçektir. Şişman postmenopozal kadınlarda bu dönüşüm daha fazla olduğundan, östrojen yetmezliğine bağlı postmenopozal semptomların daha hafif olması fizyopatolojik açıdan beklenen bir durumdur. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, şişman kadınlar hormon replasman tedavisi alıyormuş gibi olmaktadır. Yapılan çalışmalar da şişman kadınlarda serum östrojen düzeylerinin normal kiloda veya zayıf kadınlara göre daha yüksek olduğunu göstermiştir.46 Yapılan bir çalışmada, kadınların % 20 kadarı menopoza girdikten sonraki ilk 3 yıl boyunca yaklaşık 4,5 kg almışken, Yalnızca % 3’ü bu miktarda kilo vermiştir. Genel olarak kadınların hayatlarının bu döneminde, yılda 0,5 kg kadar kilo aldıkları görülmektedir. Bu durum belki de östrojenin eksiklinin kompanzasyonunu sağlamaktadır. Bir diğer görüşe göre, menopozal dönemdeki kilo artışı hormonal değişikliklerden ziyade yaşlanma ile birlikte görülen psikolojik ve davranışsal değişikliklerle daha yakından ilişkili görülmektedir.47 Sigara içme durumu tablosuna bakıldığında, çalışmaya alınan kadınların % 85,3’ünün sigara içmediği görüldü (Tablo 13). Günde içilen sigara sayısı ortalaması 9,68±6,356 (2-20) adet olarak bulundu. Süre olarak incelendiğinde, sigara içen kadınların büyük çoğunluğu 10 yılı aşkın süredir sigara içmekteydi. Ortalama sigara içme süresi 20,60±8,92 (3-35) yıl olarak bulundu. Kaufman ve arkadaşları 656 postmenopozal kadın üzerinde yaptıkları çalışmada, sigara içen ve içmeyen kadınların menopoza girme yaşlarını karşılaştırmışlar ve sigara içen kadınların ortalama 1,8 yıl önce menopoza girdiklerini bulmuşlardır.48 Menopozda östrojenin kalp ve damar sağlığı üzerine olan koruyucu etkisi ortadan kalkınca, sigara kalp ve damar sağlığını daha çok etkilemeye başlar. Sigaranın depresif etkileri ile ilişkili olarak hipoaktif cinsel istek bozukluklarını tetikleyici ve arttırıcı etkileri bilinmektedir.7,9 Çalışmaya aldığımız kadınların arasında, sigara içme oranının düşüklüğü ve içenlerin yoğun içici olmamaları sağlıklı istatistiksel bilgi almamıza engel oluşturduğundan bu konu değerlendirilememiştir. Çalışmaya alınan kadınların % 40,6’sı egzersiz yapıyordu. En sık yapılan egzersiz türü yürüyüştü. Egzersiz süresi, gün içindeki süre ve haftada kaç gün yapıldığı olarak iki şekilde sorulmuştur. Günde yapılan egzersiz süresi ortalaması 48,70±18,92 (15-120) 46 dakika, haftada yapılan egzersiz süresi ise ortalama 4,22±1,69 ( 1-7 ) gün olarak bulunmuştur. Mirzaiinjmabadi ve arkadaşlarının Avustralya’da 45 ile 60 yaş arasındaki 1500 postmenopozal kadın üzerinde yaptıkları çalışmada, egzersiz yapan ve yapmayan kadınları karşılaştırmışlardır. Çalışmalarının sonucunda, menopoza özgü psikolojik semptomların egzersiz yapan kadınlarda, belirgin oranda daha az olduğunu saptamışlardır. Ancak egzersiz ile vazomotor semptomlar ve cinsel semptomlar arasında belirgin bir ilişki bulamamışlardır.46 Guthrie ve arkadaşları 45 il e55 yaşları arasındaki kadınlarda yaptıkları bir çalışmada, fiziksel aktivitenin kadının kendini iyi hissetmesini sağladığını, stres ve depresyon oranlarının daha düşük olduğunu saptamışlardır.49 Çalışmaya alınan kadınların ancak dörtte biri hormon tedavisi almıştı. Postmenopozal semptom ve bulguların temelinde östrojen hormonunun yetersizliği yatmaktadır. Bu nedenle, bu semptom ve bulguların tedavisinde temel amaç, kayıp östrojen hormonunu yerine koymaktır. Menopozal belirtiler ve genitoüriner atrofi için günümüzde halen hormon tedavisi seçeneği kadar etkili başka bir seçenek bulunmamaktadır. Postmenopozal kadınların, hormon tedavisinde kâr-zarar dengesi ve maliyet düşünülmelidir. 65 yaş ve üzerinde östrojen-progesteron ya da yalnızca östrojen tedavisi alan kadınlarda, hafif kognitif bozukluklara karşı koruyuculuk olmadığı gibi, artmış demans riski vardır. Bu verilerin ışığında, postmenopozal kadında hormon tedavisi uygulamasının, “kişiye özgü” yapılması önerilmektedir. Tedavi almayı planlayan ya da almakta olan kadınlarda olası riskler ve yararlar tartışılmalıdır.50 Çalışmaya alınan kadınların % 40’nın hiçbir sağlık sorunu yoktu. Üç ve üzeri sağlık sorunu olanlar en az orana sahiptiler (% 7). Görüşmeye alınan kadınların 102 tanesinin bir ve daha fazla sağlık sorunu olduğu bulundu (Tablo 9). Bu sağlık sorunları içinde hipertansiyonun % 35,9 en yüksek orana sahip olduğu, 2. büyük oranında % 14,7 ile hiperkolesterolemi olduğu görüldü. Kadınların % 12,8’inde diyabetes mellitus mevcuttu. Hiçbir kadında ailevi geçen hastalık saptanmadı (Tablo 10). Çalışmaya alınan kadınların, cinsel fonksiyon sorularına verdikleri cevapların sağlık sorunu sayılarına göre dağılımına bakıldığında, “Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu“, “Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz?”, “Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz?” ve “Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor mu?” sorularında, P değerinin 0.05’in altında olması, sağlık sorunu 47 sayısı azaldıkça veya başka bir deyişle kadın sağlıklı oldukça, cinsel fonksiyonların daha iyi olduğunu gösteriyordu(Tablo 24). Howard ve arkadaşları, 474 postmenopozal kadın üzerinde yaptıkları bir, çalışmada bizim bulgularımıza uyumlu olarak, sağlık sorunları olan kadınların, sağlıklı kadınlara göre çok daha belirgin bir şekilde seksüel disfonksiyona yakalandıklarını bildirmişlerdir.51 Çalışmaya alınan kadınların, sürekli kullandıkları ilaçların dağılımına baktığımızda, en büyük oranın % 17,1 ile hipertansiyon ilaçlarına ait olduğu görüldü. Bunu % 6,5 ile diyabet ilaçları ve % 5,3 ile kolesterol ilaçları izliyordu. Antidepresan kullananların oranı ise sadece % 3,5 idi. (Tablo 12). Kadınlardaki sağlık sorunları ile sürekli kullanılan ilaçlara baktığımızda, sağlık sorunu olan kadınların yaklaşık yarısının düzenli ilaç almadığı görülüyordu. Cinsel isteğin azalması ve çeşitli cinsel sorunların oluşmasında menopoz dönemindeki kadınlarda ortaya çıkabilecek hastalıkların ve kullanılan ilaçların da etkisi vardır. Kalp hastalığı, inme gibi durumlarda fiziksel hastalık, kadında veya partnerinde kaygıyı aşırı arttırarak, cinsel aktiviteyi olumsuz yönde etkiler. Artritte olduğu gibi, fiziksel hastalık cinsel birleşmenin zor, yorucu ve ağrılı olmasına neden olabilir. Fiziksel hastalık (Alzheimer hastalığında olduğu gibi) doğrudan doğruya cinsel istekte azalmaya yol açabilir. Fiziksel hastalık (mastektomi gibi) kişinin kendine olan güvenini azaltarak cinsel yaşamı etkiler.52 Menopoz ve postmenopoz döneminde olan diyabetiklerde, cinsel uyarılmalar azalmıştır ve orgazm sorunu vardır. Öte yandan, diyabetik kadında kronik bir hastalığa yakalanma ve orgazm sorunları depresyona yol açar. Bu durumda, alınan antidepresan ilaçlar vajinal ıslanmayı bloke ederler. Sonuçta, diyabetle oluşan psikolojik sorunlar menopoz döneminde olan kadınların daha da önemli rol oynarlar.52 Çalışmaya alınan kadınlar, hissetmiyorlardı. Kadınların % 28,8’i kendilerini genel olarak kötü % 61,8’i göğüs ağrısı olup olmadığı sorusuna, hayır cevabını verdi. Bununla birlikte sıkışma, anormal atım gibi kalp rahatsızlıkları olanların oranı %43,5 olarak bulundu (Tablo 17). Kadınların % 90,6’sında bel ağrısı, eklem ağrısı, kol ve bacaklarda ağrı, yaygın sırt ağrısı gibi eklem ve kas ağrıları görülmesi büyük bir olasılıkla, kadınların çoğunluğunun normalden fazla kilolu olmasıyla ilişkili gibi görünüyordu. 48 Menopoz döneminde görülen terleme ataklarının görülüp görülmediği ile ilgili soruya, % 60’ı hiç yok veya hafif olduğu cevabını vermişlerdir (Tablo 17). Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada, menopozal geçiş ve postmenopozal dönemde, kadınların yaklaşık dörtte üçünde sıcak basması ve terleme atakları görüldüğü bildirilmiştir.53 Bizim çalışmamızda, kadınların ancak dörtte biri hormon replasman tedavisi alıyorken, kadınlarda % 40 oranında belirgin terleme ataklarının olması oldukça ilginçtir (Tablo 16). Bizim bulduğumuz sonuca yakın yayınlarda mevcuttur. Örneğin Mohd Zulkefli ve arkadaşları, Malezya’da yaptıkları bir çalışmada postmenopozal kadınlarda, vazomotor semptomların oranını % 43,2 olarak bulmuşlardır.54 Asya toplumlarında vazomotor semptomların daha az olduğu ile ilgili daha pek çok yayın olması, dikkate alınması gereken bir durumdur.9 Baş dönmesi hissi sorusuna da kadınların % 42,9 hayır yanıtını vermiştir .“Bazen uykuya geçmede zorluk veya kesintili uyuma, kalitesiz uyku, uykusuzluk gibi uyku problemlerim oluyor” sorusuna, kadınların % 69,4’ünün hafiften şiddetliye kadar değişen derecelerde uyku problemleri yaşadığını belirtmiştir. “İçsel huzursuzluk, küçük şeylerden çok çabuk sinirlenme gibi duygular yaşıyorum.” Sorusunda, kadınların % 78,8’inde anksiyete olduğu, “Bazen mutsuz hissetme, üzüntülü olma, hemen ağlama, hiçbir şey yapmak istememe gibi depresif duygular hissediyorum.” sorusunda % 74,1 kadında az veya çok depresyon belirtilerinin olduğu ve “Bazen fiziksel olarak kendimi tükenmiş hissediyorum ve canlılıktan yoksun olma hissi içindeyim” sorusunda ise kadınların % 68,8’inde tükenmişlik hissi olduğu bulundu. “Hafızam ve konsantrasyonum bozuldu” sorusunda, kadınların % 68,8’inde hafıza ve konsantrasyon sorunları vardı (Tablo 17). Bütün bu sorulardaki oranlar, kadınların aşağı yukarı2 2/3’ünde az veya çok depresyon veya anksiyete bozukluğu olduğu konusunda bilgi veriyordu. İlginç olarak çalışmaya alınan kadınların sadece % 7,1’i geçmişte depresyon tanısı almıştı ve bu kadınların da ancak yarısı antidepresan tedavi görüyordu (% 3,5). Buradan çıkarılabilecek bir sonuç, ülkemizde postmenopozal dönemdeki kadınların pek çoğunda depresyon veya maskeli depresyon olabileceğidir. Menopoza ilişkin kaydedilen başlıca emosyonel ve psikolojik semptomlar, huzursuzluk, duygu ve mizaç değişiklikleri, yorgunluk, depresyon, cinsel işlev bozukluğu, libido azalması, uykusuzluk, baş ağrısıdır. Aslında menopozdaki pek çok kadın, gerek endokrinolojik, gerekse psişik değişikliklere uyum sağlar. Menopoz, 49 depresyonla o denli bağlantılı düşünülmüştür ki, “envolüsyonel depresyon” diye klinik bir depresyon tanımlanmıştır.38 Ballinger, aile yapısı, anne rolü, çocuklarla ve eşle ilişki, sosyal etkinliklerde ve çevrenin algısındaki değişiklikler, emeklilik, geleceğe ilişkin yatırım ve rollerdeki değişikliklerin ruh sağlığı üzerinde, menopoza bağlı fizyolojik faktörlerden daha fazla rol oynadığını belirtir. Toplumdaki menopoza ilişkin olumsuz tutumlar ve beklentilerin, ruh sağlığı üzerine olumsuz etki yaptığı görüşünü savunur.38 Kuşkusuz menopoza ilişkin toplumsal tutum ve beklentiler toplumdan topluma değişiklik göstermektedir. Kas gücünün azalıp azalmadığı ile ilgili soruya, kadınların % 71,8’i evet cevabını vermiştir. “İdrar yapma ile ilgili problemlerim oluyor.” sorusuna verilen cevaba bakıldığında, kadınların % 55,9 oranında değişen derecelerde bu konu ile ilgili sorunları olduğu görülmekteydi (Tablo 17). Bu dönemde görülen genital atrofi ve uterin prolapsus gibi anatomik değişiklikler göz önüne alındığında, bu oranın yüksekliği normal kabul edilebilir. Öte yandan, idrar yolları ve mesane enfeksiyon olasılığı, idrar kaçırma korkusu veya gerçekten kaçırma, kadınların cinsellikten uzaklaşmasına neden olur. Çalışmaya alınan kadınların % 69,9’u hafiften çok güçlüye kadar değişen derecede cinsel yaşamlarından memnun oldukları yanıtını verdiler. Kadınların % 82,9 daha fazla cinsel temasta bulunmak istemiyorlardı. Kadınların % 71,2 oranında cinsel isteklerinde azalma olduğu yanıtı da yukarıdaki diğer sorulara verilen yanıt ile paralellik gösteriyordu. Bununla birlikte, “Cinsel aktivite isteğinde artma oldu mu?” sorusuna hayır yanıtını verenlerin oranı % 93,5 idi. Aynı soru eşleri için sorulduğunda daha fazla cinsel birliktelik isteme oranı % 58,8 olarak bulundu (Tablo 19). Tüm bu sorulara verilen yanıtları değerlendirdiğimizde, sosyokültürel nedenlerle genç erişkinlikten itibaren, cinsel aktiviteden uzak durmayı yeğleyen kadınlar için menopoz sonrası dönem cinsel kaçınmaları kolaylaştırıyor, bir ölçüde meşrulaştırıyor olabilir. Muhtemelen, ileri yaşlarda evliliğin içinde, cinselliği bir görev olarak gören çoğunlukla da menopoz döneminde, kendini cinsel görev sorumluluğundan “emekli” eden kadının, bu durumu cinsel yaşamdan uzaklaşmak için bir fırsat olarak gördüğünü söyleyebiliriz. Artık eşinden arkadaşlık ve şefkat beklediği bir döneme adım attığını düşünen kadınlardan farklı olarak erkekler için cinsellik ilişkisel değil haz odaklı olmaktadır. Bu nedenle erkekler eskisinden daha az da olsa kendilerini hala potent 50 görmek istemekte ve cinselliği talep etmektedirler. Eşlerinin cinsel yaşamlarından mutsuzlukları sorulduğunda çalışmaya alınan kadınların % 60’ı eşlerinin değişen derecelerde mutsuz oldukları yanıtını verdiler (Tablo 19). Bu soruya verilen yanıtın, eşlerin kendi fikri olmayıp, kadının eşi hakkında düşündüklerini yansıttığını göz önüne alırsak, kadınların çoğunun menopoz sonrası eşlerini memnun edemediklerini düşündüklerini söyleyebiliriz. “Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor musunuz?” sorusuna kadınların % 68,2’si hayır yanıtını verdi. Bu soruyla ilişkili olarak, kadınlara cinsel ilişki sırasında yeterince ıslanma olup olmadığı sorulduğunda % 74,1 oranında ıslanma olduğu yönünde olumlu yanıt verilmiştir ( Tablo 19). Yetersiz ıslanma hormonal değişikliğin sonucudur. Cinsel isteksizlik anlamına gelmez. Hormon replasman tedavisi ile düzeltilebilir. Bizim çalışmamızdaki kadınların çoğunluğu normalden kilolu olduğu için, testosteronun periferik yağ dokusunda aromatizasyonu sonucu östrojene dönüşüm daha fazla olacağından, vajinal kuruluk ve disparoni semptomlarının az görülmesi beklenen bir sonuçtur. Kadınlara cinsel organlarının cinsel istek ve hayallerine normal yanıt verip vermediği sorulduğunda, % 69,4’ü değişen derecelerde yanıtta azalma olduğunu belirttiler (Tablo 19). Menopozdaki kadınlarda, nörohormonal fizyolojik yaşlanma ile birlikte, östrojenin azalmasına bağlı olarak sinir hücresi gelişimi, proliferasyonu, ileti zamanı ve sinir dokusu boyunca akış hızı düşer. Postmenopozal kadında periferik sinir etkilenmesinin klinik karşılığı hissizlik, iki nokta ayırt etme eşiğinin artması, parestezi, klitoral reaksiyon duyusunun kaybı ve orgazm kapasitesinin düşmesidir. 7,9 Çalışmaya alınan kadınların % 81,8 oranında, cinsel rüya, hayal ve istekleri yoktu. “Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları, hayalleri veya istekleri olur mu?” sorusuna ise % 63,5 oranında hayır yanıtını verdiler (Tablo 19). Muhtemelen, bu soruya verilen yanıtta toplumumuzda, cinsel fantezilerin tabu olarak algılanmasından kaynaklanmaktadır. “Sık mastürbasyon yapar mısınız?” sorusuna, kadınların çok büyük bir oranı (% 97,6) hayır yanıtını verdiler. Bu soruya verilen yanıt, mastürbasyonun günah sayılması veya sağlığa zararlı olarak bilinmesi ile ilgili olabilir. Çalışmaya alınan kadınlara, istedikleri halde eşlerinin cinsel ilişki isteğini arada sırada reddedip reddetmedikleri sorulduğunda, % 45,9 oranında kadının ara sıra eşlerini 51 reddettiklerini saptadık (Tablo 19). Toplumumuzda kadının cinsel isteğini baskılaması, eşine, onu cinsel olarak istediğini çok fazla hissettirmemesi gerektiği konusundaki yaygın inanışı ile ilişkili olarak kadınlar istedikleri halde eşlerinin isteklerini reddediyor olabilirler. Bu soruyla ilişkili olarak diğer bir soruda kadınların % 60’ı eşi ile cinsel ilişkiyi başlatan taraf değildi (Tablo 19). Toplumumuzda “sevişmeyi başlatan kadın olmamalıdır, cinsel eylemi başlatan erkek olmalıdır” düşüncesinin yaygınlığı bu soruya verilen yanıtın muhtemel nedeni olabilir. Çalışmaya alınan, cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hissedip hissetmedikleri sorulduğunda % 67,6’sı az veya çok heyecan duyduklarını belirttiler. Kadınlara bu heyecan durumundan memnun olup olmadıkları sorulduğunda % 65,3’ü memnun olduğu anlaşılmıştır. Çalışmaya alınan kadınların % 64,7’si cinsel aktivite süresince hafiften çok güçlüye değişen oranlarda tatmin olduklarını belirttiler (Tablo 19). Bu sorulara verilen yanıtlar doğrultusunda çalışmaya aldığımız kadınların yaklaşık üçte birinde seksüel işlev bozukluğu olduğunu söyleyebiliriz. Çalışmaya alınan 170 kadından, sadece % 7,6’sı cinsel sorunlar için doktora başvurmuştu. Cinsel sorunlar konusunda yardım alanlar % 6,5 idi (Tablo 18). Ülkemizde, menopoz dönemi ve bu dönemin getirdiği fizyolojik ve psikolojik sorunların doğal ve yaşanması gereken bir süreç olduğu düşüncesi yaygındır.33 Bu sorunlar için bile doktora başvurmayan kadınların cinsel sorunlar için doktora gitmemesi beklenen bir sonuçtur. Genel sağlığın önemli bir bileşeni olan cinsel sağlık, cinsel işlev bozukluklarının toplumda sık görülmesi nedeniyle aile hekimliğinin önemli konularından birini oluşturmaktadır. Bugün menopozdaki modern yaklaşım ve tedavi görüşüne göre menopoz olgusu, jinekolojiyi ilgilendirdiği kadar kardiyolojiyi, beslenme ve diyet bilimini, psikiyatriyi ve fizik tedaviyi de ilgilendirmektedir. Kadınlarda özellikle menopozun getirdiği fizyolojik, psikolojik ve sosyal sorunlar birlikte ele alınmalıdır. İşte bu nedenlerden dolayı birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunda Aile Hekimleri bireyin ve ailelerinin, yaşam döngüsünü bilmeli, bu döngü içindeki önemli geçişler yaşanırken de bireyin ve ailelerin yanında olmalıdır. Bütün bu bilgiler ışığında, çarpıcı olan nokta şudur ki, menopoz dönemi ve bu döneme ait sorunlara yaklaşırken bakış, açısının çok daha geniş olması gerektiği kanısındayız. Multidisipliner yaklaşımın gerekliliğini savunan çalışmaları dikkate 52 aldığımızda, Aile Hekimliği disiplinin temel yeterliliklerinden olan kişi merkezli bakım ile birlikte biyopsikososyal ve varoluşsal modelin kullanımının gerekliliği sonucunu çıkarabiliriz. 53 6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 6.1. Sonuçlar Elde ettiğimiz bulgular ve bulguların yorumuna dayanarak çalışmamızdan şu sonuçları çıkarmak olasıdır: 1. Yaşlanma ile birlikte cinsel yaşamdan memnuniyet oranının düştüğü görüldü. 2. Kadının eğitim durumu yükseldikçe, menopoz döneminin getirdiği sorunlarla daha rahat başa çıkabildiği ve cinsellik konusunda özgüveninin arttığı görülmekteydi. 3. Aylık gelir düzeyi yükseldikçe, kadınların cinsel yaşamdan memnuniyeti artmaktadır. 4. Çalışmaya aldığımız kadınların % 87,4’ü normalin üzerinde kilolu ve şişman kadınlardı. VKİ ile cinsellik arasında bir ilişki saptanamamıştır. 5. Menopozdaki kadınlarda en fazla görülen semptomlar, yaygın eklem ve kas ağrıları, depresif duygulanımlar ve uykusuzluk olarak bulunmuştur. 6. Çalışmaya alınan kadınların, menopoz döneminde sıkça görülen vajinal kuruluk ve disparoniyi yaşamadıkları görüldü. Ancak, kadınların çoğu bu dönemde daha fazla cinsellik istemiyorlardı. 7. Kadınların büyük bir çoğunluğu, cinsel ilişkiyi başlatan taraf olmadığını bildirdi. 8. Çalışmamızdaki kadınların çoğunluğu az ya da çok cinsel yaşamlarından memnundular. Cinsel ilişki öncesi ve sonrasında heyecan hissettikleri, bu heyecandan memnun oldukları ve cinsel ilişki süresince hafiften güçlüye kadar değişen derecelerde tatmin oldukları bulundu. 6.2. Öneriler 1. Aile hekimliği açısından bakıldığında menopoz dönemi, biyopsikososyal yaklaşım modeli ile değerlendirilmelidir. 2. Menopozun yaşanmasında bireysel ve kültürel düzeyde önemli farklılıklar vardır. Menopozla ilgili araştırmalarda yaş, eğitim düzeyi, medeni hal gibi sosyodemografik değişkenlerin yanı sıra yaşam olayları, sosyal destek, evlilik 54 durumu, yaşama bakış açısı gibi değişkenlerin de incelenmesi gerektiğini söyleyebiliriz. 3. Birinci basamakta aile hekimlerine başvuran kadınların, menopozun getirdiği pek çok sorunun yanında, cinsel sorunlar açısından da değerlendirilmesi gerekir. 4. Somatik yakınmaların yoğun olduğu bu dönemde kadınlar, cinsel sorunlarını paylaşma konusunda cesaretlendirilmelidir. 5. Menopoz döneminde ortaya çıkabilecek cinsel sorunlarla baş etmek için kadınlar, cinsel fizyolojide olabilecek değişiklikler konusunda bilgilendirilmeli, bu dönemde oluşan cinsel sorunların çözümünde eşlerin de tedaviye katılımı desteklenmelidir. 6. Bu döneme ait yanlış inanışların ve mitlerin giderilmesi için bilgilendirici yayınlar hazırlanmalıdır.(kitap, broşür, T.V. yayınları) 7. Hekim dışı sağlık çalışanları da bu konuda eğitilmelidir. 8. Bulunduğu yaş dönemi ve üretkenliğin anlamına yönelik desteğin verileceği psikoterapi ile birlikte hormonal destek, egzersiz yararlı olabilir. 9. Kadınların menopozu, yaşamın doğal bir parçası olarak algılamalarına yardımcı olunmalı, hoşlandığı ve ilgi duyduğu yeni etkinlikler ve alanlar bulması konusunda cesaretlendirilmelidir. 55 7.KAYNAKLAR 1. Rosen CR, Lobo AR, Block ve ark. Menapousal sexuel interest questionnaire (MSİQ): a unidimentional scale fort he assesment of sexuel interest in postmenopausal women. J Sex marital Therapy 2004; 30:235-250. 2. Penteado SRL, Fonseca AL, Bagnoli VR ve ark.. Sexuality in healty post menopausal women. Climacteric 2003; 6:321-329. 3. Utian HW, McLean DB, Symonds T ve ark. A methodology study to validate a structured diagnostic method used the diagnose female sexuel dysfunction and its subtypes in postmenopausal women. J Sex Marital Therapy 2005; 31:271-283. 4. Gonzalés M, Viafara G, Caba F ve ark. Sexual function, menopause and hormone replacement therapy (HRT). Maturitas 2004; 48:411-420. 5. Heinemann LAJ, Pothoff P, Heinemann K ve ark. Scale for quality of sexual function (QSF) as an outcame measure for both genders? J Sex Med 2005; 2:82-95. 6. Laumann EO, Paik A, Glasser DB ve ark. A crossnational study of subjective well-being among older women and men: Findings from the Global Study of Sexual Attitudes and Behaviors. Archives of Sexual Behavior 2006; 35:145–161. 7. Brotto LA, Luria M. Menopause, Aging, and Sexual Response in Woman. In: Rowland DL, Incrocci L, Eds. Handbook of Sexual and Gender Identity Disorders, New Jersey: John Wiley & Sons, Inc, 2008: 251-281. 8. Kömürcü N, Yıldız NK. Menopozda cinsel yaşam. Kadın Cinsel Sağlığı 2007; 173-176. 9. Yeni E. Menopoz ve Cinsellik. In: Kadıoğlu A, Başar M, Semerci İ, Orhan İ, Aşçı R, Yaman MÖ, Çayan S, Usta MF, Kendirci M, Eds. Erkek ve Kadın Cinsel Sağlığı, İstanbul: Türk Androloji Derneği Yayınları 2004: 652-666. 10. Ertüngealp E, Oral E. Yaşlanmanın biyolojisi ve endokrinolojik değişimler. In Ertüngealp E, Seyisoğlu, Eds. Menopoz ve Osteoporoz. İstanbul: Ulusal Menopoz ve Osteoporoz Derneği Yayınları 2000: 11-22. 11. Greendale GA, Lee NP, Arriola ER. The menopause. Lancet 1999; 353: 571-580. 12. Silberstein SD, Merriam GR. Physiology of the menstruel cycle. Cephalalgia 2000; 20: 148154. 13. Palacios S, Tobar AC, Menendez C. Sexuality in the climacteric years. Maturitas 2002; 43 Suppl 1:69-77. 14. Davis SR. The therapeutic use of androgens in women. J Sterod Biochem Mol Biol 1999; 69:177-184. 15. Zumof B, Strain GW, Miller LK ve ark. Twenty four hour mean plasma estosteron concentration declines with age in normal premenopausal women. J Clin Endokrinol Metab 1995; 80: 1429-1430. 56 16. Burger HG, Dudley EC, Cui J ve ark. A prospective longitudinal study of serum testosterone, dehydroepiandrosterone sufate, and sex hormone-binding globulin levels through the menopause transition. J Clin Endocrinol Metab 2000 ; 85:2832-2838. 17. Bayram GO, Şahin NO. Histerectomy’s psychosexual effects in turkish women. Sex Disabil 2008; 26: 149-158. 18. Padero MC, Bhasin S, Friedman TC. Androgen supplementation in older women: to much hype, not enought data. J Amr Geriatr Soc 2002; 50:1131-1140. 19. Evlice YE, Tamam L, Karataş G. Menopoz ve tedavi sürecinde ortaya çıkan ruhsal sorunlar. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2002; 3:108-112. 20. Basson R, Berman J, Burnett A ve ark. Report of the international consensus development conference on female sexual dysfunction: definitions and classifications. J Urol 2000;163:888893 21. Berman JR, Goldstein I. Female sexual dysfunction. Urol Clin North Am 2001;28(2):404416. 22. Lewis RW, Fugl-Meyer KS, Bosch R. Epidemiology/Risk Factors of Sexual Dysfuntion. Journal of Sexual Med 2004; 1(1):35-39. 23. Dennerstein L, Dudley EC, Hopper JL ve ark. Sexuality, hormones and the menopausal transition. Maturitas 1997; 26:83-93. 24. Eyler AE, Biggs WS. Sexuality in family medicine. Rakel RE, ed. Textbook of Family Practice. 6th Ed. Philadelphia: WB Saunders; 2002: 1411-1420. 25. Cawood EH, Bancroft J. Steroid hormones, the menopause, sexuality and well-being of women. Physcol Med 1996; 26:925-936. 26. Chen J, Ho SC. Contraseptive status and sexual function of climacteric Chinese woman. Contraception 1999; 59:85-90. 27. Lobo RA. Androgens in postmenopausal women production, possible role, and replacement options. Obstet Gynecol Surv 2001; 56: 361-376. 28. Hubayter Z, Simon JA. Testıosterone therapy for sexual dysfunction in postmenopausal women. Climacteric 2008; 11:181-191. 29. Tarcan T, Park K, Goldstein I ve ark. Histomorphometric analysis of age related structural changes in clitoral cavernosal tissue. J Urol 1999; 161:940-944. 30. Park K, Goldstein I, Andry C ve ark. Vasculogenic female sexual dysfunction: the hemodynamic basis for vaginal engorgement insufficiency and clitoral erectile insufficiency. Int J Impot Res 1997; 9:27-37. 31. Holte A, Mikkelsen A. Psycological Determinants of climacteric complaints. Maturitas 1991; 13:205-215. 32. Koster A, Garde K. Sexual desire and menopausal development. A prospective study of Danish women born in 1936. Maturitas 1993; 16:49-60. 57 33. Öztürk S, Bayık AB, Ergül Ş. Kadınların ve erkeklerin menopoza ilişkin görüşleri. Aile ve Toplum 2007; 2:61-72. 34. Lightner DJ. Female sexual dysfunction. Mayo Clin Proc 2002; 9: 698-702. 35. Goroll HA, May LA, Mulley JB. Approach to menopausal woman. In: Goroll HA, May LA, Mulley JB. Primary Care Medicine: Office evaluation and Management of the Adult Patient. Philadelphia: Lippincott Company 1995; 623-627 36. Akpınar E, Kapdağlı D, Arabacı F ve ark. Sociodemographic Variables of 40-70 Year Postmenopausal Women Admitted to the Menopause Outpatient Clinic and Applied Quality of Sexual Function Scale. In 12th Regional Conference Wonca Europe ESGP/FM Abstract Book. Florence. Italy 2006; 248. 37. Varma SG, Oğuzhanoğlu NK, Karadağ F ve ark. Doğal ve cerrahi menopozda depresyon ve anksiyete düzeyleri ile cinsel doyum arasındaki ilişki. Klinik Psikiyatri 2005; 8:109-11. 38. Özkan S. Psikiyatrik Tıp: Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi. 1. Baskı, İstanbul: Roche Yayınları, 1993: 201-220. 39. Lebrun CE, Van der Schouw YT, de Jong FH ve ark. Fat mass rather than muscle strength is the major determinant of physical function and disability in postmenopausal women younger than 75 years of age. Menopause 2006; 13(3):481-486. 40. Lindau TS, Schumm LP, Laumann EO ve ark. A Study of Sexuality and Health among Older Adults in the United States. The New England Journal of Medicine 2007; 357(8):762. 41. Bancroft JHJ. Sex and aging. The New England Journal of Medicine 2007; 357(8):820. 42. Fahami F, Beygi M, Zahraei RH ve ark. Sexual Dysfunction in Menopausal Women and the Socioeconomic State IJNMR 2007; 12(2):61-64 43. Jokinen K, Rautava P, Mäkinen J ve ark. Experience of climacteric symptoms among 4246 and 52-56-year-old women. Maturitas. 2003; 46(3):199-205. 44. Valadares AL, Pinto-Neto AM, Osis MJ ve ark. Sexuality in Brazilian women aged 40 to 65 years with 11 years or more of formal education: associated factors. Menopause 2008; 15(2):221-222. 58 45. Gerber JR, Johnson JV, Bunn JY ve ark. A longitudinal study of the effects of free testosterone and other psychosocial variables on sexual function during the natural traverse of menopause. Fertil Steril. 2005; 83(3):643-648. 46. Mirzaiinjmabadi K, Anderson D, Barnes M. The relationship between exercise, body mass index and menopausal symptoms in midlife Australian women. International Journal of Nursing Practice 2006; 12:28–34. 47. Uncu Y, Mehmetoğlu H. Aile hekimliğinde klimakterium ve menopoza yaklaşım. In: Bilgel N Eds. Aile Hekimliği, İstanbul: Medikal Yıp Kitapevi 2006: 319-344. 48. Kaufman WD, Slone D, Rosenberg L ve ark. Cigarette Smoking and Age at Natural Menopause Am J Public Health 1980; 70:420-422. 49. Guthrie JR, Smith AM, Dennerstein L ve ark. Physical activity and the menopause experience: a cross-sectional study. Maturitas 1994; 20(2-3):71-80. 50. Akpınar E. Menopoz ve postmenopozal osteoporoza birinci basamak yaklaşımı. Türkiye’de Aile Hekimliği 2006; 1:63-72. 51. Howard JR, O'Neill S, Travers C. Factors affecting sexuality in older Australian women: sexual interest, sexual arousal, relationships and sexual distress in older Australian women. Climacteric 2006; 9(5):355-67. 52. İncesu C. Cinsel Yaşam ve Sorunları 1.Baskı , İstanbul: Cinsel Eğitim ve Tedavi Derneği Yayını, 2007: 146-150. 53. Phillips NA. Female Sexual Dysfunction: Evaluation and Treatment. Am Fam Physician 2000; 62:127-142. 54. Zulkefli Mohd NA, Mohd Sıdık S. Prevalence of menopausal symptoms among female teachers in Seremban, Negeri Sembilan. Asia Pacific Family Medicine 2003; 2:235–238. 59 8. EKLER EK 1. POSTMENOPOZAL KADINLARDA CİNSEL YAŞAMI DEĞERLENDİRME FORMU 1) Başvuru Tarihi: 2) Adı Soyadı: 5) Adres : 6) Tel ev: 3) Doğum tarihi: iş: 4) Eşinin yaşı: cep: 7)Kaç kilosunuz?....................... 8) Boyunuz kaç?........................ 9)BMI: ................................. 10) Eğitim Durumu: £Okur-yazar değil £Okur-yazar £İlkokul £Ortaokul £lise £Üniversite 11) Medeni Durumu: £Bekar £Evli £Dul (Eşi ölmüş) £Boşanmış £Eşinden ayrı yaşıyor £Evlilik dışı birlikte yaşam 12) Evlilik sayısı: ........ 13) Eşinin evlilik sayısı: ........ 14) Çocuk sayısı: ................... 15)Ailenin oturduğu yer: £İl £İlçe £Belde £Köy 16) Ailenin aylık gelir düzeyi: ………………….. 17)Aile tipi: £ Çekirdek £ Geniş £ Parçalanmış £ Yeniden kurulmuş 18) Herhangi bir sağlık sorununuz var mı? £Şeker hastalığı £Yüksek tansiyon £Işın tedavisi £Kemoterapi(ilaçla kanser tedavisi) £Depresyon (çökkünlük) £ Damar tıkanıklığı öyküsü £ Kolesterol yüksekliği £Ailevi geçen hastalık £Rahim kanseri öyküsü £Meme kanseri öyküsü ( Eğer varsa £ Kendim £ Anne £ Teyze £ Kız kardeş ) 19)Alışkanlıklar ve halen kullandığı ilaçlar: £Sigara: ..............yıldır,................adet/gün £Egzersiz: ................dk/...................gün/hafta…………………………….egzersiz yapıyorum £Alkol: ...............yıldır,...........................cinsi içkiden .......................bardak/.........gün/hafta £Sürekli Kullanılandığı ilaçlar:....................................................................................................... 20)Kaç yıldır menopozdasınız? ............................................. 21) Menopoza girdikten sonra hormon tedavisi aldınız mı? £Evet (……………yıldır) 22) Hiç cinsel sorunlar için doktora başvurdunuz mu? £Evet £Hayır 23) Cinsel sorunlar konusunda yardım aldınız mı? £Evet (Kimden: …………………………………………………….) £ Hayır £ Hayır 24. Semptomların tanımı 1. Kendimi genel olarak kötü hissediyorum.(fiziksel veya ruhsal) 2.Göğüs ağrım oluyor 3. Dinlenirken sıkışma,anormal atım, çok hızlı atım, atmama gibi kalp rahatsızlıklarım oluyor. 4. Bazen bel ağrısı, eklem ağrısı,kol ve bacaklarda ağrı,yaygın sırt ağrısı gibi eklem ve kas ağrılarım oluyor 60 Hiç yok £ £ Hafif Orta Şiddetli £ £ £ £ £ £ Çok şiddetli £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ 5. Öncesinde fiziksel ya da zihinsel aktivite olmaksızın bazen geceleri de olan beklenmeyen terleme ataklarım oluyor. 6. Baş dönmesi hissim var. 7. Bazen uykuya geçmede zorluk veya kesintili uyuma,kalitesiz uyku,uykusuzluk gibi uyku problemlerim oluyor. 8. İçsel huzursuzluk,küçük şeylerden çok çabuk sinirlenme gibi duygular yaşıyorum. £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ 9. Bazen mutsuz hissetme, üzüntülü olma, hemen ağlama, hiç birşey yapmak istememe gibi depresif duygular hissediyorum. 10. Bazen fiziksel olarak kendimi tükenmiş hissediyorum ve canlılıktan yoksun olma hissi içindeyim 11. Hafızam ve konsantrasyonum bozuldu. 12. Kas gücüm net bir şekilde azaldı. 13. Bazen idrar yapma ile ilgili problemlerim oluyor. £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ Cinsel fonksiyon Eşim yok £ £ Hayır Hafif Orta Güçlü £ £ £ £ £ £ £ £ Çok güçlü £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ £ 14.Cinsel hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ? 15.Eşiniz sizin genel olarak cinsel hayatınızdan mutsuz mu? 16.Cinsel ilişki sırasında ağrı veya başka problemler yaşıyor £ musunuz? 17.Cinsel ilişki sırasında eşiniz ağrı veya başka problemler £ yaşıyor mu? £ 18.Daha fazla cinsel temasta bulunmak ister miydiniz? £ 19.Eşiniz sizden daha sık cinsel birliktelik istiyor mu? £ 20.Eşiniz sizden daha az cinsel birliktelik istiyor mu £ 21.Cinsel aktivite isteğinizde azalma oldu mu? £ 22.Cinsel aktivite isteğinizde artma oldu mu? 23.Cinsel organlarınız, cinsel isteklerinize veya hayallerinize £ normal yanıt veriyor mu? 24.Sıklıkla cinsel rüyalarınız hayalleriniz veya istekleriniz £ olur mu? 25.Eşinizin sıklıkla cinsel rüyaları,hayalleri veya istekleri £ olur mu? £ 26.Sık mastürbasyon yapar mısınız? 27.İstediğiniz halde eşinizin cinsel ilişki isteğini arada sırada £ reddeder misiniz? £ 28.Eşinizle cinsel ilişkiyi başlatan siz olur musunuz? £ 29.Cinsel ilişki öncesi ve sırasında heyecan hisseder misiniz? 30.Cinsel ilişki öncesinde ve sırasında hissettiğiniz heyecan £ durumundan memnun musunuz? 31.Tüm cinsel birliktelik sırasında yeterince ıslanma oluyor £ mu? £ 32.Cinsel aktiviteniz süresince tam tatmin oluyor musunuz? 25. Geçen ay cinsel ilişkide bulunabileceğiniz bir eşiniz var mıydı? £ Evet 26. Cevabınız evetse, geçen ay cinsel temasta bulundunuz mu? £ Evet £ £ £ Hayır £ Hayır 27. Şu andaki eşinizle ne kadar süredir cinsel birlikteliğiniz var? ……. Yıl 28. Hayatınızda cinsellik önemli bir rol oynar mı? £Hiç önemli değil £Az önemli £Orta derecede önemli İlginize teşekkür ederiz… 61 £Önemli £ Çok önemli EK 2. Postmenapozal çalışması kadınlarda cinsel aktivite durumu araştırması BİLGİ VE ONAY FORMU Araştırmamız postmenapozal kadınların sağlık durumlarıyla cinsel aktivite durumu arasındaki bağlantıyı saptamak amacıyla düzenlenmiştir. Katılmayı kabul ederseniz sizinle bir anket yapmak istiyoruz. Anket sonuçları sadece bilimsel amaçla kullanılacak ve hakkınızdaki kişisel bilgiler gizli tutulacaktır. İstediğiniz takdirde daha fazla bilgi size aktarılacaktır. Araştırmaya katılmayı kabul ediyorsanız aşağıdaki bölüme adınızı soyadınızı yazıp imzanızı atınız. İlginize teşekkür ederiz. AD-SOYAD İMZA TARİH 62 63 10. ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Duygu Kapdağlı Doğum yeri/tarihi: Osmaniye 1972 Medeni durumu: Evli Adres: Yüzüncü Yıl Mah. Adana Konakları Sitesi No:66 Seyhan/ADANA Telefon: 322-2568559 E-mail: dkapdagli @cu.edu.tr Mezun olduğu tıp fakültesi: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Görev yerleri: 1996-1998: T.C. Sağlık Bakanlığı Bornova Çamkule Sağlık Ocağı 1998-2000: T.C. Sağlık Bakanlığı Keçiören Sancaktepe Sağlık Ocağı 2000-2002: T.C. Sağlık Bakanlığı Nazilli Bayındır Sağlık Ocağı 2002-2004: Başkent Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2004-2009: Çukurova Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Yabancı Dil: İngilizce 64