Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi • Cinsellik yaşamın doğal, sağlıklı ve ayrılmaz bir parçasıdır. • Dünya Sağlık Örgütü cinsel sağlığı; cinsellikle ilişkili olarak fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal yönlerden iyi olma halidir şeklinde tanımlar. • Diyabetin artan prevalansıyla birlikte, kan şekeri kontrolü sağlanamadığında oluşan hiperglisemi ile kısa ve uzun dönemde birçok komplikasyona oluşmakta; bu komplikasyonlar arasında hem erkeklerde hem de kadınlarda görülen ve çoğunlukla göz ardı edilen cinsel problemler önemli bir yer tutmaktadır. • Kadınlardaki cinsel disfonksiyon prevalansı, çalışmalardaki tanımlara göre farklılıklar gösterir. • Bu farklı rakamlara rağmen, tahmin edilenden daha yüksektir. • Geniş epidemiyolojik araştırmalarda kadınlarda cinsel disfonksiyon görülme oranları %40-60 arasında bildirilmiş olup en yüksek oranlar postmenopozal kadınlarda görülmüştür. Lauman et al 1999, Nazareth et al 2003, Lewis et al 2004. • En sık görülen cinsel işlev bozuklukları cinsel istek bozukluğu ve uyarılma bozukluklarıdır. • Her 3 kadından 1’inde cinsel istek ve uyarılma bozukluğu görülebilmektedir. Öksüz ve Malhan 2006 • • • • Cinsel istek, Uyarılma, Ağrı, Orgazm bozuklukları şeklinde görülür. 1. Hipoaktif cinsel istek: Seksüel düşüncenin ya da seksüel aktivitenin kalıcı ya da dönemler halinde kaybolması, 2. Seksüel uyarılma bozuklukları: Cinsel heyecanlanma yetersizliği ya da heyecanın sürdürülememesi, 3. Orgazmik bozukluklar: Yeterli seksüel uyarılma sonrası orgazmik potansiyelin kalıcı ya da bazı dönemlerde kaybı, 4. Seksüel ağrı bozuklukları: Cinsel ilişki ya da ilişkisiz seksüel uyarı ile ilişkili olarak kalıcı ya da tekrarlayan genital ağrı. • Kadınlarda cinsel disfonksiyon , fizyolojik, biyolojik, psikolojik sosyal ve kültürel bileşenleri olan çok boyutlu bir sağlık sorunudur. Bir çok faktör etkili olmasına rağmen özellikle; • Depresyon, • Anksiyete, • Geçmişinde seksüel travma, • Cinsel taciz gibi psikolojik sorunların daha etkili olduğu öne sürülmektedir. • Eşler arasındaki ilişki de cinsel disfonksiyonda önemli yer tutar. Medikal nedenler • Ürogenital • Nörolojik • Endokrin hastalıklar • Pelvik hastalıklar • Menopoz • Gebelik • Obezite • İlaçlar Sosyokültürel risk faktörleri • Ekonomik sıkıntılar • İşyerindeki koşullar • Eğitim düzeyi • Fiziksel inaktivite • Cilt ; ter ve yağ bezleri aktivitesinde azalma, • Meme; yağ kapsamı, cinsel arzuya meme başı erektil cevap azalır, • Vajina; vajina kısalır, elastikiyeti kaybolur, fizyolojik sekresyonları azalır , vajen PH’sı yükselir, epitel katmanı incelir. • İnternal reproduktif organlar; Overler ve tüpler küçülür, overyen foliküllerde atrezi (tıkanıklık), uterus ağırlığı % 30-50 azalır, serviks atrofiye uğrar, müküs üretimi azalır • Mesane ; üretra ve mesanede atrofi oluşur. • Antidepresanlar ve antihipertansif gibi ilaç tedavileri, • Majör cerrahi operasyonlar ve radyoterapiler etyolojide rol alabilmektedir. • Cinsel isteğin ve sekse duyulan ilginin çok az ya da hiç olmaması • Cinsel aktivite sırasında uyarılmanın gerçekleşmemesi • Cinsel aktivite sırasında vajina içerisindeki kayganlığın çok az ya da hiç olmaması • Cinsel organlarda hissizlik • Zor veya hiç orgazm olamama • Cinsel aktivite sırasında ağrı ve rahatsızlık olması • Cinsel aktivite sonrasında ağrı ve rahatsızlık olması Değişkenlik gösterir • Seksüel fonksiyon sürecinin, tümünü etkileyebilir. Fonksiyon kusurları ile semptomlar birden fazla olabilir; • Cinsel istek azlığı veya olmayışı • Yetersiz uyarılma veya kayganlıkta azalma • Cinsel fonksiyon sırasında ağrı Disparoni (ağrılı cinsel ilişki) Vajinismus • Orgazm olamama • Genel olarak diyabetli kadınlarda cinsel sorun görülme sıklığı %25-71 arasında bildirilmektedir. Mazzilli R ve ark. 2015 • Cinsel disfonksiyon diyabetli bireylerde diyabeti olmayanlara göre 10-20 yıl erken başlamakta ve daha sık görülmektedir Beysel 2004. • Diyabetli kadınların %35’inde cinsel işlev bozukluğu olduğu; • Bunların %57’inde libido kaybı, %51’inde orgazm sorunu, %47’sinde lubrikasyon(ıslanma) sorunu, %38’inde uyarılma bozukluğu ve %21’inde cinsel ilişki sırasında ağrı varlığı tespit edilmiştir. Enzlin ve ark. 2009 Tip 2 diyabeti olan kadınların , tip 1 diyabeti olanlara göre, daha fazla seksüel problemi görülmektedir. Nedenleri; • daha yaşlı olmaları, • menopoz (yaşla ilgili faktör), • kronik hastalık, • komplikasyonların daha ciddi olması, • depresyon oranlarının daha yüksek olması Basson R 2001 • Diyabetli kadınlarda, seksuel disfonksiyonun patogenezi tartışmalı olmakla beraber; hiperglisemi, enfeksiyon, vasküler, nöronal ve psikososyal bozukluklar temelde önemli yer almaktadır. • Hiperglisemi; müköz membranlarda hidrasyonun azalmasına, artmış ürogenital enfeksiyon insidansı nedeniyle azalmış vajinal kayganlık, ağrılı cinsel ilişki, yanma, kaşıntı, sıkışma hissi, vajinal kuruluk veya akıntıyla sonuçlanabilmektedir ve bunun sonucu pelvik bölgede ağrı ve huzursuzluk hissi oluşmaktadır. • Damar yapısındaki hasar oluşumu ile lokal kan akımındaki değişikliklere bağlı olarak klitoral uyarılmada ve vajinal kayganlıkta azalma sonucu ağrılı cinsel ilişki yada cinsel ilişki sırasında azalmış uyarılmaya neden olabilmektedir. • Diyabetik nöropatinin varlığı vajinal duvarda değişiklik, pelvik taban disfonksiyonu, kas tonusunda zayıflama sonucu olarak, orgazm, uyarılma, cinsel ilişkide ağrı gibi seksüel cevabı olumsuz yönde etki yapabilmektedir. • Diyabetli kadınlarda cinsel disfonksiyonun önemli nedenlerinden biride depresyondur. • Diyabet ve cinsel disfonksiyonu olan kadınların cinsel disfonksiyonu olmayan kadınlara göre iki kat daha depresif semptomlara sahip olduğu bildirilmektedir. Schram ve ark 2009 Kadınların cinsel fonksiyonu ve disfonksiyonunu değerlendirmek hem hasta hem de sağlık çalışanı için oldukça zordur. • Seks ile ilgili kişisel tabular, • Gizlilik sorunları, • Aşağılanmayla ilgili sorunlar, • Doktor açısından zamanın kısıtlı olması ve kadın seksüel fonksiyonları hakkında sınırlı deneyimin olması seksüel problemlerin ortaya konulmasını zora sokan durumlardır. • Başlangıçta cinsel fonksiyon bozukluğun nedenleri olan psikojenik ve organik ayırımını iyi yapmak gerekmektedir. • • • • • • • • Bireysel özellikleri, Psikososyal durumu, Cinsel öyküsü, Medikal öyküsü (glisemi, komplikasyonlar, vd.), Birlikte olabilen hastalıklar Ruhsal durumu Kullandığı ilaçlar, Alışkanlıkları (sigara, alkol kullanımı, sedanter yaşam), • Jinekolojik öyküsü, değerlendirilmeli ve partneri ile görüşülmelidir. • • • • Kadın Cinsel İşlev Ölçeği(FSFI), Kadın Cinsel Sorgulama İndeksi (IFSF) Kısa seksüel fonksiyon indeksi (BISF-W), The Derogatis Interview for Sexual Function (DISF/DISF – SR) • 2000 yılında Rosen ve arkadaşları tarafından kadın cinsel fonksiyonlarının değerlendirilmesi amacıyla geliştirilmiştir. İstek, uyarılma, lubrikasyon, orgazm, genel tatmin ve ağrı olmak üzere 6 alt boyuttan ve 19 maddeden oluşmaktadır. Rosen et al 2000, Aygin ve Aslan 2005 http://www.androloji.org.tr/androlojiDATA/Document/2511201416469-4-KADIN-CINSEL-ISLEV-OLCFSFI.pdf • Kaplan ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş ve kadın cinsel fonksiyonu ile ilgili yönleri değerlendirmek için tasarlanmıştır • Lubrikasyon, orgazmik fonksiyon, cinsel istek, ilişki tatmini, klitoral duyarlılık ve genel tatmin ile ilgili 6 yön değerlendirilebilir. Yılmaz ve Eryılmaz 2004 • Seksüel fonksiyonu bozuk diyabetli kadınlar için özel bir tedavi stratejisi yoktur. • Sebebe ve hastanın genel durumuna göre belirlenen ilaç veya vakum cihazı gibi terapilerden, psikoterapiye kadar uzanan bir tedavi yelpazesi vardır. • Çünkü birçok faktör diyabetlilerde cinsel fonksiyonlara negatif yönde etki yapabilmektedir. • Tek yönlü tedavin başarılı olmamakta tedavide bu konuda eğitimli ürolog, endokrinolog, jinekolog ve psikiyatristin katıldığı multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Aslan E, Fynes M 2008 • • • • Psikolojik nedenli ise ; Cinsel eğitim Cinsel deneyimler Anksiyete Depresyon Arzu ile ilgili eksiklik veya vajinismus varsa; • Bilişsel ve davranış ile ilgili psikoterapiler Klitoral vakum cihazı • FDA onaylıdır. Alet klitoris üzerine yerleştirilir, hafif bir vakum yapar, genital kan akımı artar, genital duyarlılık artar. • Cinsel işlev bozukluğu olan kadınlarda cihazın kullanımı sonrasında seksüel duyarlılıkta %100′e doyumda %80′e ve vajinal ıslaklıkta %73′e varan artış bildirilmiştir. http://www.androloji.org.tr/6/hastalar-icin/27/kadin-cinsel-fonksiyon-bozukluklari Depresyonun tedavisi; • Uygun ve spesifik antidepressif tedavi İyi glisemik kontrol; • Uygun diyabet tedavisi Yaşam tarzı değişiklikleri; • Alkol – sigara bırakılması, • Sağlıklı, kalorisi uygun diyet, • Düzenli egzersiz, • Vücut ağırlığının kontrolü, Hormon replasman tedavisi özellikle menopozal kadınlarda seksüel fonksiyonları düzeltmektedir. • Estrojen (genellikle) • Testosteron • Tibolon • Selektif estrojen ve androjen reseptör modülatörleri • Östrojen ; vajinal mukozanın yüzeyel tabakasını uyararak, vajinal Ph ve elastikiyeti artırır, vajinal kayganlaşmayı ve kan akışını arttırarak cinsel fonksiyonları iyileştirmektedir. • Testosteronun kadın cinsel uyarılma, genital hassasiyet ve orgazm üzerine etkisini göstermektedir. • Tibolone androjenik, ösrtrojenik, ve progesteron aktivitesi ile, arzu uyarılma ve lubrikasyonu sağlamaktadır . • Fentolamin; uyarılma ve lubrikasyonu düzeltmektedir. • Diyabet kadınların cinsel fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. • Diyabetik kadınlarda, diyabeti olmayanlara göre seksüel disfonksiyon görülme riski daha yüksektir. • Tip 2 Diyabet, Tip 1 Diyabete kıyasla daha olumsuz etki göstermektedir. • Diyabetik kadınlarda seksüel fonksiyon, olduğundan daha az tanınmaktadır. • Diyabetli kadınlarda cinsel disfonksiyonun, cinsel siklusun en çok hangi alanını, ne yolla ve diyabetle ilişkili hangi risk faktörlerinden etkilendiği açık değildir. • Diyabetli kadını değerlendiren sağlık ekibi, cinsel fonksiyon yönünden de değerlendirme yapmalıdır. • Cinsel fonksiyonu değerlendirirken uygun metodu kullanmalı, patolojiye yaklaşabilmeli ve uygun tedavi için doğru merkeze gönderebilmelidir. Diyabetik ve cinsel disfonksiyonu olan kadınların tedavisi • Yaşam tarzı değişimi, • En uygun diyabet kontrolü, • Psikoterapi, • Uygun, özgün seçilmiş farmakoterapiden oluşmaktadır.