KARAMÜRSEL/KARABALİ CAMİİ HAKKINDA YENİ BULGULAR Selçuk SEÇKİN* Bahadır BOZDAĞ** Bildiri konumuzu oluşturan cami, Kocaeli/Karamürsel İlçesi, Cami Atik Mahallesi’nde, 95 ada, 1 parselde bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetindedir ve İstanbul 2 Nolu K.V.T.V.K.K. tarafından 27.04.1993 tarihinde alınan 3073 sayılı karar ile de tescillenmiştir. Cami hakkındaki kaynaklara bakıldığında öncelikle karşımıza vakıf kaydı çıkmaktadır. Buna göre yapı, esasen Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun manevi mimarı olarak bilinen Şeyh Edebâli soyundan Kara Balibey İbn-i Ahmet tarafından yaptırılan 1 camii, 1 kervansaray, 1 hamam1, 1 mektep ve 1 çeşmeden meydana gelen külliyenin parçasıdır. (Hicri 938/Milâdi 1531) Vakfın, yapıldığı dönemde, kasabanın sosyal hayatında önemli rol oynadığı bilinmektedir.2 Yapının banisi olan Malkoçoğlu Bali Bey, Osmanlı Devleti’nin kurulduğu ilk dönemden itibaren Osmanlı ordusuna hizmet etmiş Malkoçoğullarından akıncı beyidir. Malkoçoğulları, 14.-16. yüzyıllarda Fatih Sultan Mehmet ve II. Beyazıt devirlerinde yaşamış ve özellikle Rumeli’ye yaptıkları başarılı akınlarla tanınmışlardı.3Bu aileden Bali Bey, Malkoçoğlu Yahya Paşa’nın oğludur. Koca Bali Paşa şeklinde de anılmaktadır. 1495’de doğmuş olup, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaşıtıdır. 2. Bayezit’in kızı Aynişah Sultan’ın kızıyla evlidir. Bali Bey, Semendire Sancakbeyi olmuş, 1521 yılında Belgrad’ın fethinde görev yapmıştır. Belgrad Sancakbeyi ve Bosna Beylerbeyi olmuş, 1526 yılında Mohaç Savaşı’nda üstün başarılar göstermiş, Budin’in (Budapeşte) ikinci beylerbeyi olmuştur. Daha sonra vezirlik yapmış, 1548 yılında vefat etmiştir. Budapeşte’nin en büyük meydanının adı Osmanlıların Budapeşte’yi kaybettiği zamana kadar Gazi Bali Paşa Meydanı’dır. Mehmet Bey adında bir oğlu vardır. Ayrıca vakıf mallarını belirten vakfiyesi de bulunmaktadır.4 Bursa Yenişehir’de de bahçesinde oğlunun mezarının bulunduğu bir cami, Bursa’da da aynı isimle anılan bir Yrd. Doç. Dr., Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi, [email protected] ∗∗ Mimar, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, Restorasyon Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected] 1 Bu hamamın kalıntıları hala mevcuttur ve Park Caddesi üzerindedir. Hamam 1940’lı yıllara kadar kullanılmıştır. 2 Akıncı beylerinin mimarisi eserleri için bkz. H. Çetin Arslan, Türk Akıncı Beyleri ve Balkanların İmarına Katkıları, Ankara, 2001, Mustafa Özer, “Edirne-Uzunköprü Kırkkavak Köyü Gazi Tunahan Bey Külliyesi”, Sanatta Anadolu Asya İlişkileri-Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı’ya Armağan(Ed. Turgay Yazar) (2006), s. 367-388. Fehameddin Başar,”Malkoçoğulları” TDU İslam Ansiklopidisi C.27, İstanbul 2003, S. 537-538 3 Selçuk Seçkin, “Gebze Malkoçoğlu Türbesi’nin Yapım Özellikleri ve Üst Örtü Problemine Dair Öneriler”, The Journal of Academic Social Science Studies, 6,6, (2013) 979-991 (http://www.jasstudies.com/DergiTamDetay.aspx?ID=1677). 4 Levent Kayapınar, “Malkoçoğlu Bali Bey Vakfı ve Beyazıt Baba Asitanesi”, Alevilik Bektaşilik Araştırmaları Dergisi, 1, (2009), s. 105-115. ∗ 1905 hanı bulunmaktadır.5 Baninin vakfiyesine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ankara Vakıf Kayıtlar Arşivi’nde 629 numaralı defterin 453-456 numaralı sayfalarında 346 sıra numarası ile kayıtlı Karabali, Gurre-i Cemaziyelahir 1211’de tescil edilmiş olan ve Rumeli Kazaskeri Avız bin Bali ve Evkaf-ı Haremeyn müfettişi Kethudazede Mehmet imzasıyla ulaşılmaktadır. Bali Bey’den Bâli Bey Ibn-i Ahmet adıyla bahsedilen belgede, Karamürsel’de h.938/ m.1531 tarihinde kurulan vakıftaki, cami, hamam, kervansaray, mektep, çeşmeden söz edilmektedir. Aynı baninin Şile’de bir camii, Bursa’da hanı, Niğbolu’da, Edirne’ye 16 km. uzaklıkta Semona Köyü’nde ve Buda’da birer tekkesi bulunmaktadır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde, yer alan bir belgeye göre 25 Mayıs 1718’deki deprem sonrası caminin hasar gördüğü ve onarılıp hizmete açılmasının istendiği görülmektedir. Aynı tamirat isteğine 1793 tarihli arşiv kaydında da rastlanır.6 Ayrıca şu an caminin minaresinin güneyinde yer alan ve minarenin 2000 yılındaki onarımı sırasında bulunarak yeniden yapılan betonarme mezar taşının, Bali Bey’in mezarının üzerine yapıldığını ileri süren bir görüş de bulunmaktadır.7 Bali Bey’in Karamürsel’de yer alan camii, 1921 yılındaki Yunan işgali sırasında yanarak tahrip olmuş, 1927 yılında ilçe halkının desteğiyle Recep Bayrak, Osmaniye Köyü’nden Süleyman Demirel ve Süleyman Akgül isimli şahısların önderliğinde tamamlanmıştır. 1980’li yıllarda küçük boyutlu bir onarım görmüş, 1999 yılında hasar gören minare 2000 yılında onarılmış, iç tefrişat 2004 yılında elden geçmiştir.8 1921’de yanan Balibey Camii’nin mimari formu hakkında elimizde ayrıntılı belge bulunmamaktadır. Sadece Karamürsel Belediyesi’nin web sayfasında yer alan Karamürsel’i doğudan bakan bir açıdan gösteren fotoğrafta kubbeli bir cami görülmektedir. Aynı fotoğrafta sahil boyu ve sahilde bulunan hükümet konağı ile Karabali Camii ve önünde hamam da yer almaktadır. Kesin olmamakla beraber sahile yakın olmasından dolayı fotoğraf Karabali Camii’ni göstermektedir. Ancak fotoğraf uzak bir açıdan çekildiğinden herhangi bir detay alınamamaktadır. (Resim 1) 5 6 7 8 1906 http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c05/c050018.pdf (Bali Bay Camii ve Hanı) BOA 20/Ca/1208 tarih ve Dosya No: 103 Gömlek No:5147 ve http://www.karamurselmuftulugu.gov.tr/camilerimiz/ karabali_cami/karabali_tarihibilgi.htm. Karabali Camii hakkında Vakıflar Arşivi’nde aşağıdaki belgeler de bulunmaktadır. Vesika, 1454 (Vakıf arşiv defteri) Karamürsel’de vaki müteveffa Karabali Camiin hatibi Şeyh Ahmet Pir ihtiyar olmakla hüsnü rızası ile (kendi isteği ile) Sülahıdan sulhü (Sülaha’dan olma) Mehmet kasr etmekle (feragat etmekle) sadaka vikayet (koruma) buyrulmak ricasına faziletlu Şeyhülislâm Efendi daileri işaret ederler (onaylar). Olbâbda emr-ü ferman şevketlu ve kerametlu padişahındır. 20/Muharrem/1087-1676 Mucibince sadaka buyrulmak üzere rica olunur. Minel-dai alel fakir afi anh” 3023 numaralı defterin 155. Sayfa ve 1. sırasında kayıtlı Karamürsel’de kurulu “Kara Bali Vakfı”na ait 11 Şevval 1317 H. tarihli beratın günümüz harflerine aktarılmış örneğidir. Karamürsel’de kain Kara Bali Vakfı cami-i şerifinin hitabet beratı suretidir. İstanbul’da Ayasofya-yı kebir cami-i şerifinde ve gayride vâki’ Kara Bâli vakfından almak üzere yevmi üç akçe ile Karamürsel’de kâin cami-i şerifinde hitabet cihetinin tevcihine dair mahallinden vârid olan inha üzerine kuyud-u lazımesi bi’l-ihraç muamele-i kalemiyesi lede’l-icra cihet-i mezkure mutasarrıfı Hafız Ahmed Kamil’in vefatı vukuuyla mahlulünden lede’l-imtihan ehliyeti nümâyân oğlu işbu refi-i tevki-i refiü’ş-şan-ı hakani Hafız Selahaddin zide selamehu uhdesine tevcihi mahkeme-i teftişten tanzim olunan ilam üzerine makam-ı nezaret-i evkaf-ı hümâyûndan bâ tahsis lede’l-arz bin üç yüz yirmi yedi senesi şaban-ı şerifinin dokuzuncu gününde şeref-sunûh ve sudûr iden hatt-ı hümâyûn-u şevket-i şahanem mucebince hitabet-i mezkure mumaileyhe tevcih olunmağın bu berat-ı hümâyûnumu verdim ve buyurdum ki; mumaileyh salifü’z-zikr hitabet cihetine vazife-i mersumesi ile bilâ kusur eda-yı hidmet itmek ve terk ve tekasül eder ise ref’inden ahere verilmek şartıyla mutasarrıf ola tahriren fi’l yevmi’l hâdi aşer min şehr-i şevval-i şerif li sene seb’a ve ışrîn ve selase mie ve elf. [11 Şevval 1327 H.] “Kara Bali vakfının Karamürsel’deki camisinde günlük üç akçe karşılığı hatiplik görevini yürüten Hafız Ahmed Kamil ölünce yapılan imtihan neticesinde göreve layık olduğu görülen Hafız Selahaddin, teftiş mahkemesinden düzenlenen ilam ve ardından sadır olan hatt-ı hümayunum (burada padişah konuştuğu için hatt-ı hümayunum diyor) ile kendisi bu göreve atanmış olup beratını verdim. Adı geçen hatiplik görevini kusursuz olarak yerine getirmek ve eğer görevini terk eder veya gevşeklik ederse yerine başkasını atamak şartıyla görevine başlayabilir.” (26 Ekim 1909). Erdoğan Özdemir, Kaptan-ı Derya Karamürsel (3. Baskı) Karamürsel, 2004, s. 130. http://www.karamurselmuftulugu.gov.tr/camilerimiz/karabali_cami/karabali_tarihibilgi.htm. Ayrıca bu link ile verilen sitede yapıyla ilgili arşiv kayıtları da yer almaktadır. Selçuk SEÇKİN Bahadır BOZDAĞ Resim1-Karamürsel Merkeze doğudan bakan 1920’li yıllara ait fotoğraf 1927’de yapılan ve günümüze ulaşan yapı, dikdörtgen plan şemasındadır. Camiye girişin sağlandığı cephede yer alan son cemaat yeri, kuzeydeki harim duvarından iki yönde ortaya çekilerek daraltılmasıyla oluşturulmuştur. Girişe yedi basamak yardımıyla çıkılmaktadır. Ahşap kaplama tavan örtüsüne sahip son cemaat yeri geçildikten sonra harim kapısı yoluyla ana mekâna ulaşılır. Camiyi harim kısmında kuzey, doğu ve batıda olmak üzere üç yönden çeviren, son cemaat yerinden geçişin sağlandığı, ahşap ayaklara oturan kadınlar mahfeli sarmaktadır. Mihrap yakın tarihlerde mermerle kaplanmıştır, minber ve vaaz kürsüsü yenidir. Yapının tavanı ahşap lambri kaplama olup orta kısımda, bağdadi malzemeden kaburgalı iç kubbe uygulaması yapılmış, yağlıboya ile boyanmıştır. Kubbenin ortasında yıldız motifi yer almaktadır. Mahfelde de şahnişin şeklinde harime açılan bölümde ahşap çıtalarla ışınsal bir süsleme yapılmıştır. Yapının üst örtüsü, dört yöne eğimli çatı ile örtülmüş ve marsilya tipi kiremit ile kaplanmıştır. (Resim 2-7) Resim 2-7 - Yapının cephelerinden özgün minare detayı ve mevcut görünüm ile planı (Bozdağ Mimarlık) 1907 Yapının cephelerinin tümü çimento esaslı mozaik sıvalıdır. Üst kat hizasındaki üzeri kemerli pencereler hariç tüm pencerelerde metal korkuluk bulunmaktadır. Tüm saçakların altı çift yönlü çıta kaplı olup üzerinde yağlı boya kaplama vardır. Metal giriş kapısı yanında iki metal pencere ve onları üzerinde üç adet üzeri kemerli ahşap pencere bulunmaktadır. Cephede doğu ve batı köşesinde zemine yakın iki sıra kaba yonu taş köşe söve bulunmaktadır. Cephenin arkasında bulunan harim kısmının köşelerinde ise kaba yonu taş söveler saçağa kadar devam etmektedirler. Doğaltaş köşe taşları üzerinde zemin hizasında ve saçak hizasında metal kılıçlar bulunmaktadır. Yan cepheler üçer pencere açıklıklıdır, giriş ve mihrap cephesi ise ikişer alt ve üst pencere ile aydınlanmış, ayrıca giriş açıklığı ve mihrabın üzerine de birer pencere açılmıştır. (Resim 8-11) Resim 8-11 - Yapının iç mekanından görünümler Batıdaki minare özgün formu korumakla birlikte 1999 yılındaki depremde zarar görmüş, yıkılarak yeniden yapılmıştır. Odtaşı ve tuğla almaşık gövdeye sahip olan minarenin kaidesi sıvalı ve boyalıdır. Pabuçtan gövdeye geçişte taş bir bilezik bulunmaktadır. Taş bilezik üzerinde altı metal kılıç yer alır. Gövde üzerinde güneye bakan iki menfez bulunur. Yuvarlak minare gövdesindeki almaşık duvar bir sıra taş, bir sıra tuğla olarak devam etmekte olup derzler çimento esaslıdır. Gövde şerefe altı geçişi taş bir bilezik ile olmaktadır. Şerefe altı profilli olup korkulukları mermerdir. Döşemesi ise çimento esaslı şaptır ve petek kısmı tuğla-taş almaşık örgüdedir. Şerefe çıkış kapısı ahşap çakma kapıdır. Külah konik olup kurşun kaplanmıştır. Külah üzerinde bakır âlem bulunmaktadır. Minareye giriş kadınlar mahfili kotundan tek kanatlı ahşap bir kapı ile olmaktadır. İki basamak inilerek minare holüne ulaşılır. Tüm minare gövdesinin içi çimento esaslı sıvalıdır. Minarenin ilk 13 basamağı taş-tuğla almaşık iken diğerleri beton basamaktır. Yapının tüm duvarları ortalama 52 cm. kalınlığında taş duvar olup iç ve dıştan çimento esaslı sıva ile kaplıdır. Döşemeler ahşap karkas olup harim döşemesi yükseltilmiştir. Yapı, Karamürsel’de Osmanlı döneminde yer alan 6 mahalleden biri olan Cami-i Atik Mahallesi’nin çekirdeğini oluşturmaktadır.9 9 1908 Derya Gecili, Temettuat Defterlerine Göre Karamürsel Kazasının Sosyal ve Ekonomik Yapısı (1844-1845), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde, 2002, s. 92 Selçuk SEÇKİN Bahadır BOZDAĞ Caminin güney doğu yönünde hamam yer almaktadır. Hamam 14.05.1976 tarih ve 40 sayılı GEEAYK kararı ile tescillenmiştir ve Kara Bali Bey Camii ile birlikte aynı külliyenin parçasıdır. Şahıs mülkiyetinde ve tapuda 450 m² arsa olarak belirtilen yapının soyunmalık kısımları çift kubbesiyle korunmuş diğer kısımları ise önemli oranda yıkılmıştır. Cami ile birlikte ele alındığı vakit Türk-İslam şehir geleneğinin ayrılmaz unsurları birlikte korunmuş olacaktır. Dolayısıyla bu birlikteliğin yapılacak çalışmalarda bozulmamasına dikkat edilmesi gerekmektedir. (Resim 12-13) Resim 12 - Karabalı hamamının görünümü Resim 13 - Camii ve hamanın Kocaeli KUTUKK kenarı kapsamında koruma alanı içerisindeki görünümü (Kocaeli KUTUKK Arşivi Yapının, 1921 yılındaki yangından, subasman seviyesine kadarki kısmı ile minaresinin kurtulduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla daha sonra gerçekleştirilen yapılaşmada özgün plan şeması terk edilerek, belki de malzemesinin bir kısmı kullanılmak suretiyle, minare yerinde korunmak üzere yeni yapı inşa edilmiştir. Dolayısıyla klasik dönemin özgün plan şeması bu kapsamlı yapılaşmada belki de sadece temel bazında korunarak, üzerine erken cumhuriyet dönemi cami mimarisi özelliklerini barındıran yeni cami yapılmıştır. Kurtuluş Savaşı sonrasında özellikle Yunan işgaline uğramış bölgelerde şehir planları yapılmış ve ihtiyaç duyulan yapıların öncelikle yapılması teşvik edilmiştir. Bu yapılaşma faaliyetlerinde Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’nun Batı Anadolu ve Bursa’da yapılan göçmen köylerinin inşasında aktif rol aldığı bilinmektedir.10 1920’li yıllar mimari üslup olarak da 1. Ulusal Mimari tarzında yapıların Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk yıllarında tercih edildiği görülür. Bu üslubun kurucularından olan Mimar Kemaleddin, 1870 yılında doğmuş, aldığı mimarlık eğitiminin sonrasında 1909 yılında Evkaf-ı Hümayun Nezareti’nde başmimar olarak çalışmaya başlamıştır. Evkaf Nezareti’nin yaptırmayı planladığı vakıf hanları, cami ve mescidlerle mekteplerin projelerini 1910-1911 yılları arasında hazırlayan Kemaleddin Bey’in bu projelerinin ancak bir kısmı gerçekleştirilebilmiştir. 1919 yılında Nezaretin başına geçen yeni yönetim tarafından görevine son verilen Kemaleddin Bey, bir süre özel bürosunda çalıştıktan sonra Mescid-i Aksa Camii onarımı için Kudüs’e gitmiştir. 1925 yılında yurda dönmüş, Ankara’da Evkaf Müdüriyyet-i Umumiyyesi İnşaat ve Tamirat Müdürlüğü’ne tayin edilmiş, 1926’da da Maarif Vekâleti’nce kurulan Sanayi-i Nefise Encümeni başkanlığına getirilmiştir. Mimar Kemaleddin’in 1925 sonrasında yaptığı çizimler içerisinde yer alan11 “Karamürsel’de 10 Ali Cengizkan, Mübadele Konut ve Yerleşimleri, Ankara, 2004. 11 Yıldırım Yavuz, Mimar Kemalettin ve Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi, Ankara, 1981; Yıldırım Yavuz, “Mescid-i Aksa ve Mimar Kemalettin”, 9. Milletlerarası Türk Sana tları Kongresi, Ankara, 1995, 3, 471-485, İlhan Tekeli - Selim ilkin, Mimar Kemalettin ‘in Yazdıkları, Ankara, 1997; Nihat [Nigizberk], “Mimar Kemalettin ve Eserleri”, Mimar, 3 , İstanbul, 1933, s. 19-21; Sedat Çetintaş, “Mimar Kemalettin: Mesleği ve Sanat Ülküsü”, Güzel Sanatlar, 5, İstanbul, 1944, s. 160173; Özlem Ergün- Metin Keskin, “Mimar Kemalettin ve Yapıtları”, Arkitekt, 413, İstanbul, 1994, s. 60-75;, Ahmet Vefa Çobanoğlu-Özkan Ertuğrul, “Mimar Kemaleddin”, TDVİA, 25, Ankara 2002, s. 231. 1909 Yapılacak Bir Cami”12 adlı projesinde Karabali Camii’ne plan ve kütle olarak benzeyen bir cami betimlenmiştir. Projede dikdörtgen bir plana sahip cami görünmekte olup cami girişi ve yanında bulunan pencereler, harim, pencere düzeni, minare yeri, çatı formu ve kadınlar mahfili “U” biçimli olması projenin Karabali Camii’ne ait olabileceğini göstermektedir. Ancak net biçimde 15,70x17,70 boyutlarının yazılmış olması Karabali yerine başka bir caminin yapılmış olabileceğini göstermektedir. Yine bu vesikada projenin uygulanıp uygulanmadığı belirtilmemiştir. (Resim 14-17) Resim 15 İnşa edilen yapının giriş cephesi (Bozdağ Mimarlık) Resim 16 Mimar Kemaleddin tarafından çizilen “Karamürsel’de bir camii projesi”nin cephe görünümü Resim 16-17 İnşa edilen yapının güneybatı ve güneydoğu cepheleri (Bozdağ Mimarlık) Kemaleddin Bey’in üç çiziminin ilki caminin cephe çizimidir. Yıldırım Yavuz tarafından yayınlanan bu çizimlerden ilkine Osmanlıca olarak “Karamürsel’de Müceddeden İnşâ Kılınacak Cami-i Şerif Projesidir-Esas Cephe” başlığı atılmıştır. Altında Evkaf Müdüriyyet-i Umumiyyesi İnşaat ve Tamirat Müdüriyet ve Sermimarlığı mührü ve kurum adına da muavini Alaadddin’in imzaları bulunmaktadır. 1/50 ölçekli olan çizime bakıldığında, kırma çatılı, tek minareli olan caminin dış cephelerinin kesme taş hissi verilecek şekilde tarandığı görülmektedir. Harim kısmına giriş iki katlı olarak planlanmış, pencere ve kapı düzeni sivri kemerli açıklıklar olarak sonlandırılmıştır. Aynı serinin devamı olan ikinci çizimde de benzer imza ve mühürler yer almakta olup, aynı ölçüler kullanılmıştır. “Caminin zemin kat planı” olarak verilen bu çizimde, yapının 15,70 x 17,70 metre ölçülerinde olduğu belirtilmiş ve harim kısmında üst katta iki sıra dörderden sekiz ince desteğe oturan kadınlar mahfeli gösterilmiştir. Kadınlar mahfeline, yapının giriş kısmının sağında yer alan merdiven yardımıyla ulaşılmaktadır. Yıldırım Yavuz belgenin açıklama kısmında “İstiklal Savaşı sırasında yanmış ya da yıkılmış bir caminin yerine yapılmak üzere, büyük bir olasılıkla 1925-1927 yılları arasında Ankara’da yapılmış olan tasarımının uygulanıp uygulanmadığı tespit edilememiştir” notunu eklemiştir.13 Elimizdeki çizimlerden sonuncusu aynı ölçü ve notlarla verilmiş olup “caminin üst kat planı” olarak adlandırılmıştır. Bu çizimden hareketle betonarme malzeme ile yapılmasının planlandığı yapının, taşıyıcı kolonları ince tutulmuş ve aralarına ince parmaklıklar yapılmıştır. Bu çizimin açıklama kısmında da benzer şekilde 1910 12 Yıldırım Yavuz, İmparatorluktan Cumhuriyete Mimar Kemaleddin (1870-1927), Ankara, 2009, s. 166-167. 13 Yavuz, İmparatorluktan Cumhuriyete, s. 167. Selçuk SEÇKİN Bahadır BOZDAĞ İstiklal Savaşı sırasında yanan bir caminin yeniden yapılması için tasarlandığı, yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir.14 (Resim 18-23) Resim 19 Mimar Kemaleddin tarafından Resim 18 çizilen “Karamür- İnşa edilen yapının sel’de bir camii kuzeydoğu cephesi projesi”nin zemin (Bozdağı Mimarlık) ve üst kat planı Resim 20 Karabali Camii zemin kat planı (Bozdağ Mimarlık) Resim 22 Karabali Camii üst kat planı Resim 21 Mimar Kemaleddin çizimiyle caminin zemin kat planı Resim 23 Mimar Kemaleddin çizimiyle caminin üst kat planı Sonuç olarak, eldeki yayımlanmış üç çizimden ve notlardan hareket ettiğimizde, Karamürsel’de yanmış bir cami için yeniden yapılmak üzere 1925-1927 yılları arasında bir caminin tasarlandığı ortaya çıkmaktadır. 16. yüzyıl yapısı Karabali Camii’nin 1927 yılında ikinci dönem yapılaşmasının gerçekleştirilmesi, yapım tarihleri açısından çakışmaktadır. Eldeki Mimar Kemaleddin çizimleri ile Karabali Camii’ni karşılaştırdığımızda ise, çatı örtüsü, harim kısmını U şeklinde dolanan kadınlar mahfeli ile inşa edilen camideki üst kat sivri kemerli pencere düzeni, çizim ve yapıda benzer şekildedir. Çizim ve inşa edilen yapı arasında son cemaat yeri şeklindeki harime giriş bölümünde, kadınlar mahfeli merdivenlerinin yeri ile, alt kat pencere düzeni ise farklılık göstermektedir. Eldeki çizimde ölçüler net olarak verilmiştir. Karabali Camii’nin ölçüleri ise bu ölçülerden farklıdır. Yapının taban ölçüleri 13,30 x 15,30 m. saçak yüksekliği ise 6,50 metredir. Bu karşılaştırmayla, Osmanlı dönemine ait olan Karabali Camii’nin 1921 yılındaki yangından sonra yıkıldığı, Ankara’da çizildiği bilinen yeni cami projesinden, ebatları ve oranları olmasa da genel plan unsurları alınıp, arsa ve isteğe göre düzenlenerek 1927 yılında yeniden inşa edildiği anlaşılmaktadır. Karamürsel’in merkez camii niteliğindeki Karabali Camii, Cumhuriyet’in ilanından kısa bir süre sonra yapılmış, yerleşimdeki benzer özellikler gösteren tarihi belediye binası ve hükümet konağı ile Erken Cumhuriyet dönemi mimari mirasının günümüze ulaşan mirası olmuştur. 14 Yavuz, İmparatorluktan Cumhuriyete s. 167. 1911 KAYNAKÇA Arslan, H. Çetin, Türk Akıncı Beyleri ve Balkanların İmarına Katkıları, Ankara 2001. BOA 20/Ca/1208 tarih ve Dosya No: 103 Gömlek No: 5147. Başar, Fehameddin “Malkozoğulları”, TDV İslam Ansiklopedisi, C.27, İstanbul 2003 s. 537-538 Cengizkan, Ali, Mübadele Konut ve Yerleşimleri, Ankara, 2004. Çetintaş, Sedat, “Mimar Kemalettin: Mesleği ve Sanat Ülküsü”, Güzel Sanatlar, 5, İstanbul, 1944, s. 160-173. Çobanoğlu, Ahmet Vefa - Ertuğrul, Özkan, “Mimar Kemaleddin”, TDVİA, 25, Ankara 2002, s. 231. Ergün, Özlem - Keskin, Metin, “Mimar Kemalettin ve Yapıtları”, Arkitekt, 413, İstanbul, 1994, s. 60-75. Gecili, Derya, Temettuat Defterlerine Göre Karamürsel Kazasının Sosyal ve Ekonomik Yapısı (1844-1845), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde, 2002. http://karamursel.bel.tr/detay/karamursel/album08.html http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c05/c050018.pdf (Bali Bay Camii ve Hanı) http://www.jasstudies.com/DergiTamDetay.aspx?ID=1677 http://www.karamurselmuftulugu.gov.tr/camilerimiz/karabali_cami/karabali_tarihibilgi.htm http://www.karamurselmuftulugu.gov.tr/camilerimiz/karabali_cami/karabali_tarihibilgi.htm Kayapınar, Levent, “Malkoçoğlu Bali Bey Vakfı ve Beyazıt Baba Asitanesi”, Alevilik Bektaşilik Araştırmaları Dergisi, 1, (2009), s.105-115. Nihat [Nigizberk], “Mimar Kemalettin ve Eserleri”, Mimar, III, İstanbul, 1933, s. 19-21. Özdemir, Erdoğan, Kaptan-ı Derya Karamürsel (3. Baskı) Karamürsel, 2004. Özer, Mustafa, “Edirne-Uzunköprü Kırkkavak Köyü Gazi Tunahan Bey Külliyesi”, Sanatta Anadolu Asya İlişkileriProf. Dr. Beyhan Karamağaralı’ya Armağan (Ed. Turgay Yazar) Ankara, 2006, s.367-388 Seçkin, Selçuk, “Gebze Malkoçoğlu Türbesi’nin Yapım Özellikleri ve Üst Örtü Problemine Dair Öneriler”, The Journal of Academic Social Science Studies, 6,6, (2013) 979-991. Tekeli, İlhan - İlkin, Selim, Mimar Kemalettin’in Yazdıkları, Ankara, 1997. Yavuz, Yıldırım, Mimar Kemalettin ve Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi, Ankara, 1981 Yıldırım Yavuz, “Mescid-i Aksa ve Mimar Kemalettin”, 9. Milletlerarası Türk Sanatları Kongresi, Ankara, 1995,3, 471-485. Yıldırım Yavuz, İmparatorluktan Cumhuriyete Mimar Kemaleddin (1870-1927), Ankara, 2009, s. 166-167. 1912