129-Selçuk SEÇKİN-Bahadır BOZDAĞ

advertisement
KARAMÜRSEL/KARABALİ CAMİİ HAKKINDA
YENİ BULGULAR
Selçuk SEÇKİN*
Bahadır BOZDAĞ**
Bildiri konumuzu oluşturan cami, Kocaeli/Karamürsel İlçesi, Cami Atik Mahallesi’nde,
95 ada, 1 parselde bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetindedir ve İstanbul
2 Nolu K.V.T.V.K.K. tarafından 27.04.1993 tarihinde alınan 3073 sayılı karar ile de
tescillenmiştir.
Cami hakkındaki kaynaklara bakıldığında öncelikle karşımıza vakıf kaydı çıkmaktadır.
Buna göre yapı, esasen Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun manevi mimarı olarak bilinen
Şeyh Edebâli soyundan Kara Balibey İbn-i Ahmet tarafından yaptırılan 1 camii, 1
kervansaray, 1 hamam1, 1 mektep ve 1 çeşmeden meydana gelen külliyenin parçasıdır.
(Hicri 938/Milâdi 1531) Vakfın, yapıldığı dönemde, kasabanın sosyal hayatında önemli rol
oynadığı bilinmektedir.2
Yapının banisi olan Malkoçoğlu Bali Bey, Osmanlı Devleti’nin kurulduğu ilk dönemden
itibaren Osmanlı ordusuna hizmet etmiş Malkoçoğullarından akıncı beyidir. Malkoçoğulları,
14.-16. yüzyıllarda Fatih Sultan Mehmet ve II. Beyazıt devirlerinde yaşamış ve özellikle
Rumeli’ye yaptıkları başarılı akınlarla tanınmışlardı.3Bu aileden Bali Bey, Malkoçoğlu
Yahya Paşa’nın oğludur. Koca Bali Paşa şeklinde de anılmaktadır. 1495’de doğmuş olup,
Kanuni Sultan Süleyman’ın yaşıtıdır. 2. Bayezit’in kızı Aynişah Sultan’ın kızıyla evlidir.
Bali Bey, Semendire Sancakbeyi olmuş, 1521 yılında Belgrad’ın fethinde görev yapmıştır.
Belgrad Sancakbeyi ve Bosna Beylerbeyi olmuş, 1526 yılında Mohaç Savaşı’nda üstün
başarılar göstermiş, Budin’in (Budapeşte) ikinci beylerbeyi olmuştur. Daha sonra vezirlik
yapmış, 1548 yılında vefat etmiştir. Budapeşte’nin en büyük meydanının adı Osmanlıların
Budapeşte’yi kaybettiği zamana kadar Gazi Bali Paşa Meydanı’dır. Mehmet Bey adında bir
oğlu vardır. Ayrıca vakıf mallarını belirten vakfiyesi de bulunmaktadır.4 Bursa Yenişehir’de
de bahçesinde oğlunun mezarının bulunduğu bir cami, Bursa’da da aynı isimle anılan bir
Yrd. Doç. Dr., Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi,
[email protected]
∗∗
Mimar, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Bölümü, Restorasyon Anabilim
Dalı, Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected]
1 Bu hamamın kalıntıları hala mevcuttur ve Park Caddesi üzerindedir. Hamam 1940’lı yıllara kadar kullanılmıştır.
2 Akıncı beylerinin mimarisi eserleri için bkz. H. Çetin Arslan, Türk Akıncı Beyleri ve Balkanların İmarına Katkıları,
Ankara, 2001, Mustafa Özer, “Edirne-Uzunköprü Kırkkavak Köyü Gazi Tunahan Bey Külliyesi”, Sanatta Anadolu
Asya İlişkileri-Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı’ya Armağan(Ed. Turgay Yazar) (2006), s. 367-388. Fehameddin
Başar,”Malkoçoğulları” TDU İslam Ansiklopidisi C.27, İstanbul 2003, S. 537-538
3 Selçuk Seçkin, “Gebze Malkoçoğlu Türbesi’nin Yapım Özellikleri ve Üst Örtü Problemine Dair Öneriler”, The Journal
of Academic Social Science Studies, 6,6, (2013) 979-991 (http://www.jasstudies.com/DergiTamDetay.aspx?ID=1677).
4 Levent Kayapınar, “Malkoçoğlu Bali Bey Vakfı ve Beyazıt Baba Asitanesi”, Alevilik Bektaşilik Araştırmaları Dergisi, 1,
(2009), s. 105-115.
∗
1905
hanı bulunmaktadır.5
Baninin vakfiyesine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ankara Vakıf Kayıtlar Arşivi’nde 629
numaralı defterin 453-456 numaralı sayfalarında 346 sıra numarası ile kayıtlı Karabali,
Gurre-i Cemaziyelahir 1211’de tescil edilmiş olan ve Rumeli Kazaskeri Avız bin Bali ve
Evkaf-ı Haremeyn müfettişi Kethudazede Mehmet imzasıyla ulaşılmaktadır. Bali Bey’den
Bâli Bey Ibn-i Ahmet adıyla bahsedilen belgede, Karamürsel’de h.938/ m.1531 tarihinde
kurulan vakıftaki, cami, hamam, kervansaray, mektep, çeşmeden söz edilmektedir. Aynı
baninin Şile’de bir camii, Bursa’da hanı, Niğbolu’da, Edirne’ye 16 km. uzaklıkta Semona
Köyü’nde ve Buda’da birer tekkesi bulunmaktadır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde,
yer alan bir belgeye göre 25 Mayıs 1718’deki deprem sonrası caminin hasar gördüğü ve
onarılıp hizmete açılmasının istendiği görülmektedir. Aynı tamirat isteğine 1793 tarihli arşiv
kaydında da rastlanır.6 Ayrıca şu an caminin minaresinin güneyinde yer alan ve minarenin
2000 yılındaki onarımı sırasında bulunarak yeniden yapılan betonarme mezar taşının, Bali
Bey’in mezarının üzerine yapıldığını ileri süren bir görüş de bulunmaktadır.7
Bali Bey’in Karamürsel’de yer alan camii, 1921 yılındaki Yunan işgali sırasında yanarak
tahrip olmuş, 1927 yılında ilçe halkının desteğiyle Recep Bayrak, Osmaniye Köyü’nden
Süleyman Demirel ve Süleyman Akgül isimli şahısların önderliğinde tamamlanmıştır.
1980’li yıllarda küçük boyutlu bir onarım görmüş, 1999 yılında hasar gören minare 2000
yılında onarılmış, iç tefrişat 2004 yılında elden geçmiştir.8
1921’de yanan Balibey Camii’nin mimari formu hakkında elimizde ayrıntılı belge
bulunmamaktadır. Sadece Karamürsel Belediyesi’nin web sayfasında yer alan Karamürsel’i
doğudan bakan bir açıdan gösteren fotoğrafta kubbeli bir cami görülmektedir. Aynı fotoğrafta
sahil boyu ve sahilde bulunan hükümet konağı ile Karabali Camii ve önünde hamam da
yer almaktadır. Kesin olmamakla beraber sahile yakın olmasından dolayı fotoğraf Karabali
Camii’ni göstermektedir. Ancak fotoğraf uzak bir açıdan çekildiğinden herhangi bir detay
alınamamaktadır. (Resim 1)
5
6
7
8
1906
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c05/c050018.pdf (Bali Bay Camii ve Hanı)
BOA 20/Ca/1208 tarih ve Dosya No: 103 Gömlek No:5147 ve http://www.karamurselmuftulugu.gov.tr/camilerimiz/
karabali_cami/karabali_tarihibilgi.htm. Karabali Camii hakkında Vakıflar Arşivi’nde aşağıdaki belgeler de bulunmaktadır.
Vesika, 1454 (Vakıf arşiv defteri) Karamürsel’de vaki müteveffa Karabali Camiin hatibi Şeyh Ahmet Pir ihtiyar olmakla
hüsnü rızası ile (kendi isteği ile) Sülahıdan sulhü (Sülaha’dan olma) Mehmet kasr etmekle (feragat etmekle) sadaka
vikayet (koruma) buyrulmak ricasına faziletlu Şeyhülislâm Efendi daileri işaret ederler (onaylar). Olbâbda emr-ü ferman
şevketlu ve kerametlu padişahındır. 20/Muharrem/1087-1676 Mucibince sadaka buyrulmak üzere rica olunur. Minel-dai
alel fakir afi anh” 3023 numaralı defterin 155. Sayfa ve 1. sırasında kayıtlı Karamürsel’de kurulu “Kara Bali Vakfı”na
ait 11 Şevval 1317 H. tarihli beratın günümüz harflerine aktarılmış örneğidir. Karamürsel’de kain Kara Bali Vakfı cami-i
şerifinin hitabet beratı suretidir. İstanbul’da Ayasofya-yı kebir cami-i şerifinde ve gayride vâki’ Kara Bâli vakfından
almak üzere yevmi üç akçe ile Karamürsel’de kâin cami-i şerifinde hitabet cihetinin tevcihine dair mahallinden vârid
olan inha üzerine kuyud-u lazımesi bi’l-ihraç muamele-i kalemiyesi lede’l-icra cihet-i mezkure mutasarrıfı Hafız Ahmed
Kamil’in vefatı vukuuyla mahlulünden lede’l-imtihan ehliyeti nümâyân oğlu işbu refi-i tevki-i refiü’ş-şan-ı hakani
Hafız Selahaddin zide selamehu uhdesine tevcihi mahkeme-i teftişten tanzim olunan ilam üzerine makam-ı nezaret-i
evkaf-ı hümâyûndan bâ tahsis lede’l-arz bin üç yüz yirmi yedi senesi şaban-ı şerifinin dokuzuncu gününde şeref-sunûh
ve sudûr iden hatt-ı hümâyûn-u şevket-i şahanem mucebince hitabet-i mezkure mumaileyhe tevcih olunmağın bu berat-ı
hümâyûnumu verdim ve buyurdum ki; mumaileyh salifü’z-zikr hitabet cihetine vazife-i mersumesi ile bilâ kusur eda-yı
hidmet itmek ve terk ve tekasül eder ise ref’inden ahere verilmek şartıyla mutasarrıf ola tahriren fi’l yevmi’l hâdi aşer
min şehr-i şevval-i şerif li sene seb’a ve ışrîn ve selase mie ve elf. [11 Şevval 1327 H.]
“Kara Bali vakfının Karamürsel’deki camisinde günlük üç akçe karşılığı hatiplik görevini yürüten Hafız Ahmed Kamil
ölünce yapılan imtihan neticesinde göreve layık olduğu görülen Hafız Selahaddin, teftiş mahkemesinden düzenlenen
ilam ve ardından sadır olan hatt-ı hümayunum (burada padişah konuştuğu için hatt-ı hümayunum diyor) ile kendisi bu
göreve atanmış olup beratını verdim. Adı geçen hatiplik görevini kusursuz olarak yerine getirmek ve eğer görevini terk
eder veya gevşeklik ederse yerine başkasını atamak şartıyla görevine başlayabilir.” (26 Ekim 1909).
Erdoğan Özdemir, Kaptan-ı Derya Karamürsel (3. Baskı) Karamürsel, 2004, s. 130.
http://www.karamurselmuftulugu.gov.tr/camilerimiz/karabali_cami/karabali_tarihibilgi.htm. Ayrıca bu link ile verilen
sitede yapıyla ilgili arşiv kayıtları da yer almaktadır.
Selçuk SEÇKİN
Bahadır BOZDAĞ
Resim1-Karamürsel Merkeze doğudan bakan 1920’li yıllara ait fotoğraf
1927’de yapılan ve günümüze ulaşan yapı, dikdörtgen plan şemasındadır. Camiye
girişin sağlandığı cephede yer alan son cemaat yeri, kuzeydeki harim duvarından iki
yönde ortaya çekilerek daraltılmasıyla oluşturulmuştur. Girişe yedi basamak yardımıyla
çıkılmaktadır. Ahşap kaplama tavan örtüsüne sahip son cemaat yeri geçildikten sonra harim
kapısı yoluyla ana mekâna ulaşılır. Camiyi harim kısmında kuzey, doğu ve batıda olmak
üzere üç yönden çeviren, son cemaat yerinden geçişin sağlandığı, ahşap ayaklara oturan
kadınlar mahfeli sarmaktadır. Mihrap yakın tarihlerde mermerle kaplanmıştır, minber ve
vaaz kürsüsü yenidir. Yapının tavanı ahşap lambri kaplama olup orta kısımda, bağdadi
malzemeden kaburgalı iç kubbe uygulaması yapılmış, yağlıboya ile boyanmıştır. Kubbenin
ortasında yıldız motifi yer almaktadır. Mahfelde de şahnişin şeklinde harime açılan bölümde
ahşap çıtalarla ışınsal bir süsleme yapılmıştır. Yapının üst örtüsü, dört yöne eğimli çatı ile
örtülmüş ve marsilya tipi kiremit ile kaplanmıştır. (Resim 2-7)
Resim 2-7 - Yapının cephelerinden özgün minare detayı ve mevcut görünüm ile planı (Bozdağ Mimarlık)
1907
Yapının cephelerinin tümü çimento esaslı mozaik sıvalıdır. Üst kat hizasındaki üzeri
kemerli pencereler hariç tüm pencerelerde metal korkuluk bulunmaktadır. Tüm saçakların
altı çift yönlü çıta kaplı olup üzerinde yağlı boya kaplama vardır. Metal giriş kapısı yanında
iki metal pencere ve onları üzerinde üç adet üzeri kemerli ahşap pencere bulunmaktadır.
Cephede doğu ve batı köşesinde zemine yakın iki sıra kaba yonu taş köşe söve
bulunmaktadır. Cephenin arkasında bulunan harim kısmının köşelerinde ise kaba yonu taş
söveler saçağa kadar devam etmektedirler. Doğaltaş köşe taşları üzerinde zemin hizasında
ve saçak hizasında metal kılıçlar bulunmaktadır. Yan cepheler üçer pencere açıklıklıdır,
giriş ve mihrap cephesi ise ikişer alt ve üst pencere ile aydınlanmış, ayrıca giriş açıklığı ve
mihrabın üzerine de birer pencere açılmıştır. (Resim 8-11)
Resim 8-11 - Yapının iç mekanından görünümler
Batıdaki minare özgün formu korumakla birlikte 1999 yılındaki depremde zarar görmüş,
yıkılarak yeniden yapılmıştır. Odtaşı ve tuğla almaşık gövdeye sahip olan minarenin kaidesi
sıvalı ve boyalıdır. Pabuçtan gövdeye geçişte taş bir bilezik bulunmaktadır. Taş bilezik
üzerinde altı metal kılıç yer alır. Gövde üzerinde güneye bakan iki menfez bulunur. Yuvarlak
minare gövdesindeki almaşık duvar bir sıra taş, bir sıra tuğla olarak devam etmekte olup
derzler çimento esaslıdır. Gövde şerefe altı geçişi taş bir bilezik ile olmaktadır. Şerefe altı
profilli olup korkulukları mermerdir. Döşemesi ise çimento esaslı şaptır ve petek kısmı
tuğla-taş almaşık örgüdedir. Şerefe çıkış kapısı ahşap çakma kapıdır. Külah konik olup
kurşun kaplanmıştır. Külah üzerinde bakır âlem bulunmaktadır. Minareye giriş kadınlar
mahfili kotundan tek kanatlı ahşap bir kapı ile olmaktadır. İki basamak inilerek minare
holüne ulaşılır. Tüm minare gövdesinin içi çimento esaslı sıvalıdır. Minarenin ilk 13
basamağı taş-tuğla almaşık iken diğerleri beton basamaktır.
Yapının tüm duvarları ortalama 52 cm. kalınlığında taş duvar olup iç ve dıştan çimento
esaslı sıva ile kaplıdır. Döşemeler ahşap karkas olup harim döşemesi yükseltilmiştir.
Yapı, Karamürsel’de Osmanlı döneminde yer alan 6 mahalleden biri olan Cami-i Atik
Mahallesi’nin çekirdeğini oluşturmaktadır.9
9
1908
Derya Gecili, Temettuat Defterlerine Göre Karamürsel Kazasının Sosyal ve Ekonomik Yapısı (1844-1845), Basılmamış
Yüksek Lisans Tezi, Niğde, 2002, s. 92
Selçuk SEÇKİN
Bahadır BOZDAĞ
Caminin güney doğu yönünde hamam yer almaktadır. Hamam 14.05.1976 tarih ve 40
sayılı GEEAYK kararı ile tescillenmiştir ve Kara Bali Bey Camii ile birlikte aynı külliyenin
parçasıdır. Şahıs mülkiyetinde ve tapuda 450 m² arsa olarak belirtilen yapının soyunmalık
kısımları çift kubbesiyle korunmuş diğer kısımları ise önemli oranda yıkılmıştır. Cami
ile birlikte ele alındığı vakit Türk-İslam şehir geleneğinin ayrılmaz unsurları birlikte
korunmuş olacaktır. Dolayısıyla bu birlikteliğin yapılacak çalışmalarda bozulmamasına
dikkat edilmesi gerekmektedir. (Resim 12-13)
Resim 12 - Karabalı hamamının görünümü
Resim 13 - Camii ve hamanın Kocaeli KUTUKK kenarı kapsamında koruma alanı içerisindeki görünümü
(Kocaeli KUTUKK Arşivi
Yapının, 1921 yılındaki yangından, subasman seviyesine kadarki kısmı ile minaresinin
kurtulduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla daha sonra gerçekleştirilen yapılaşmada özgün
plan şeması terk edilerek, belki de malzemesinin bir kısmı kullanılmak suretiyle, minare
yerinde korunmak üzere yeni yapı inşa edilmiştir. Dolayısıyla klasik dönemin özgün plan
şeması bu kapsamlı yapılaşmada belki de sadece temel bazında korunarak, üzerine erken
cumhuriyet dönemi cami mimarisi özelliklerini barındıran yeni cami yapılmıştır.
Kurtuluş Savaşı sonrasında özellikle Yunan işgaline uğramış bölgelerde şehir planları
yapılmış ve ihtiyaç duyulan yapıların öncelikle yapılması teşvik edilmiştir. Bu yapılaşma
faaliyetlerinde Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’nun Batı Anadolu ve Bursa’da yapılan
göçmen köylerinin inşasında aktif rol aldığı bilinmektedir.10
1920’li yıllar mimari üslup olarak da 1. Ulusal Mimari tarzında yapıların Osmanlı’nın
son, Cumhuriyet’in ilk yıllarında tercih edildiği görülür. Bu üslubun kurucularından olan
Mimar Kemaleddin, 1870 yılında doğmuş, aldığı mimarlık eğitiminin sonrasında 1909
yılında Evkaf-ı Hümayun Nezareti’nde başmimar olarak çalışmaya başlamıştır. Evkaf
Nezareti’nin yaptırmayı planladığı vakıf hanları, cami ve mescidlerle mekteplerin projelerini
1910-1911 yılları arasında hazırlayan Kemaleddin Bey’in bu projelerinin ancak bir kısmı
gerçekleştirilebilmiştir. 1919 yılında Nezaretin başına geçen yeni yönetim tarafından
görevine son verilen Kemaleddin Bey, bir süre özel bürosunda çalıştıktan sonra Mescid-i
Aksa Camii onarımı için Kudüs’e gitmiştir. 1925 yılında yurda dönmüş, Ankara’da Evkaf
Müdüriyyet-i Umumiyyesi İnşaat ve Tamirat Müdürlüğü’ne tayin edilmiş, 1926’da da
Maarif Vekâleti’nce kurulan Sanayi-i Nefise Encümeni başkanlığına getirilmiştir. Mimar
Kemaleddin’in 1925 sonrasında yaptığı çizimler içerisinde yer alan11 “Karamürsel’de
10 Ali Cengizkan, Mübadele Konut ve Yerleşimleri, Ankara, 2004.
11 Yıldırım Yavuz, Mimar Kemalettin ve Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi, Ankara, 1981; Yıldırım Yavuz, “Mescid-i Aksa
ve Mimar Kemalettin”, 9. Milletlerarası Türk Sana tları Kongresi, Ankara, 1995, 3, 471-485, İlhan Tekeli - Selim ilkin,
Mimar Kemalettin ‘in Yazdıkları, Ankara, 1997; Nihat [Nigizberk], “Mimar Kemalettin ve Eserleri”, Mimar, 3 , İstanbul,
1933, s. 19-21; Sedat Çetintaş, “Mimar Kemalettin: Mesleği ve Sanat Ülküsü”, Güzel Sanatlar, 5, İstanbul, 1944, s. 160173; Özlem Ergün- Metin Keskin, “Mimar Kemalettin ve Yapıtları”, Arkitekt, 413, İstanbul, 1994, s. 60-75;, Ahmet Vefa
Çobanoğlu-Özkan Ertuğrul, “Mimar Kemaleddin”, TDVİA, 25, Ankara 2002, s. 231.
1909
Yapılacak Bir Cami”12 adlı projesinde Karabali Camii’ne plan ve kütle olarak benzeyen bir
cami betimlenmiştir. Projede dikdörtgen bir plana sahip cami görünmekte olup cami girişi
ve yanında bulunan pencereler, harim, pencere düzeni, minare yeri, çatı formu ve kadınlar
mahfili “U” biçimli olması projenin Karabali Camii’ne ait olabileceğini göstermektedir.
Ancak net biçimde 15,70x17,70 boyutlarının yazılmış olması Karabali yerine başka bir
caminin yapılmış olabileceğini göstermektedir. Yine bu vesikada projenin uygulanıp
uygulanmadığı belirtilmemiştir. (Resim 14-17)
Resim 15 İnşa edilen yapının giriş cephesi (Bozdağ Mimarlık)
Resim 16 Mimar Kemaleddin tarafından çizilen “Karamürsel’de bir camii projesi”nin cephe görünümü
Resim 16-17 İnşa edilen yapının güneybatı ve güneydoğu cepheleri (Bozdağ Mimarlık)
Kemaleddin Bey’in üç çiziminin ilki caminin cephe çizimidir. Yıldırım Yavuz tarafından
yayınlanan bu çizimlerden ilkine Osmanlıca olarak “Karamürsel’de Müceddeden İnşâ
Kılınacak Cami-i Şerif Projesidir-Esas Cephe” başlığı atılmıştır. Altında Evkaf Müdüriyyet-i
Umumiyyesi İnşaat ve Tamirat Müdüriyet ve Sermimarlığı mührü ve kurum adına da
muavini Alaadddin’in imzaları bulunmaktadır. 1/50 ölçekli olan çizime bakıldığında, kırma
çatılı, tek minareli olan caminin dış cephelerinin kesme taş hissi verilecek şekilde tarandığı
görülmektedir. Harim kısmına giriş iki katlı olarak planlanmış, pencere ve kapı düzeni
sivri kemerli açıklıklar olarak sonlandırılmıştır. Aynı serinin devamı olan ikinci çizimde de
benzer imza ve mühürler yer almakta olup, aynı ölçüler kullanılmıştır. “Caminin zemin kat
planı” olarak verilen bu çizimde, yapının 15,70 x 17,70 metre ölçülerinde olduğu belirtilmiş
ve harim kısmında üst katta iki sıra dörderden sekiz ince desteğe oturan kadınlar mahfeli
gösterilmiştir. Kadınlar mahfeline, yapının giriş kısmının sağında yer alan merdiven
yardımıyla ulaşılmaktadır. Yıldırım Yavuz belgenin açıklama kısmında “İstiklal Savaşı
sırasında yanmış ya da yıkılmış bir caminin yerine yapılmak üzere, büyük bir olasılıkla
1925-1927 yılları arasında Ankara’da yapılmış olan tasarımının uygulanıp uygulanmadığı
tespit edilememiştir” notunu eklemiştir.13 Elimizdeki çizimlerden sonuncusu aynı ölçü ve
notlarla verilmiş olup “caminin üst kat planı” olarak adlandırılmıştır. Bu çizimden hareketle
betonarme malzeme ile yapılmasının planlandığı yapının, taşıyıcı kolonları ince tutulmuş
ve aralarına ince parmaklıklar yapılmıştır. Bu çizimin açıklama kısmında da benzer şekilde
1910
12 Yıldırım Yavuz, İmparatorluktan Cumhuriyete Mimar Kemaleddin (1870-1927), Ankara, 2009, s. 166-167.
13 Yavuz, İmparatorluktan Cumhuriyete, s. 167.
Selçuk SEÇKİN
Bahadır BOZDAĞ
İstiklal Savaşı sırasında yanan bir caminin yeniden yapılması için tasarlandığı, yapılıp
yapılmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir.14 (Resim 18-23)
Resim 19 Mimar Kemaleddin tarafından
Resim 18
çizilen “Karamür-
İnşa edilen yapının
sel’de bir camii
kuzeydoğu cephesi
projesi”nin zemin
(Bozdağı Mimarlık)
ve üst kat planı
Resim 20
Karabali Camii
zemin kat planı
(Bozdağ Mimarlık)
Resim 22
Karabali Camii
üst kat planı
Resim 21 Mimar Kemaleddin çizimiyle
caminin zemin kat
planı
Resim 23 Mimar Kemaleddin çizimiyle
caminin üst kat
planı
Sonuç olarak, eldeki yayımlanmış üç çizimden ve notlardan hareket ettiğimizde,
Karamürsel’de yanmış bir cami için yeniden yapılmak üzere 1925-1927 yılları arasında bir
caminin tasarlandığı ortaya çıkmaktadır. 16. yüzyıl yapısı Karabali Camii’nin 1927 yılında
ikinci dönem yapılaşmasının gerçekleştirilmesi, yapım tarihleri açısından çakışmaktadır.
Eldeki Mimar Kemaleddin çizimleri ile Karabali Camii’ni karşılaştırdığımızda ise, çatı
örtüsü, harim kısmını U şeklinde dolanan kadınlar mahfeli ile inşa edilen camideki üst
kat sivri kemerli pencere düzeni, çizim ve yapıda benzer şekildedir. Çizim ve inşa edilen
yapı arasında son cemaat yeri şeklindeki harime giriş bölümünde, kadınlar mahfeli
merdivenlerinin yeri ile, alt kat pencere düzeni ise farklılık göstermektedir. Eldeki çizimde
ölçüler net olarak verilmiştir. Karabali Camii’nin ölçüleri ise bu ölçülerden farklıdır.
Yapının taban ölçüleri 13,30 x 15,30 m. saçak yüksekliği ise 6,50 metredir.
Bu karşılaştırmayla, Osmanlı dönemine ait olan Karabali Camii’nin 1921 yılındaki
yangından sonra yıkıldığı, Ankara’da çizildiği bilinen yeni cami projesinden, ebatları
ve oranları olmasa da genel plan unsurları alınıp, arsa ve isteğe göre düzenlenerek 1927
yılında yeniden inşa edildiği anlaşılmaktadır. Karamürsel’in merkez camii niteliğindeki
Karabali Camii, Cumhuriyet’in ilanından kısa bir süre sonra yapılmış, yerleşimdeki benzer
özellikler gösteren tarihi belediye binası ve hükümet konağı ile Erken Cumhuriyet dönemi
mimari mirasının günümüze ulaşan mirası olmuştur.
14 Yavuz, İmparatorluktan Cumhuriyete s. 167.
1911
KAYNAKÇA
Arslan, H. Çetin, Türk Akıncı Beyleri ve Balkanların İmarına Katkıları, Ankara 2001.
BOA 20/Ca/1208 tarih ve Dosya No: 103 Gömlek No: 5147.
Başar, Fehameddin “Malkozoğulları”, TDV İslam Ansiklopedisi, C.27, İstanbul 2003 s. 537-538
Cengizkan, Ali, Mübadele Konut ve Yerleşimleri, Ankara, 2004.
Çetintaş, Sedat, “Mimar Kemalettin: Mesleği ve Sanat Ülküsü”, Güzel Sanatlar, 5, İstanbul, 1944, s. 160-173.
Çobanoğlu, Ahmet Vefa - Ertuğrul, Özkan, “Mimar Kemaleddin”, TDVİA, 25, Ankara 2002, s. 231.
Ergün, Özlem - Keskin, Metin, “Mimar Kemalettin ve Yapıtları”, Arkitekt, 413, İstanbul, 1994, s. 60-75.
Gecili, Derya, Temettuat Defterlerine Göre Karamürsel Kazasının Sosyal ve Ekonomik Yapısı (1844-1845),
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde, 2002.
http://karamursel.bel.tr/detay/karamursel/album08.html
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c05/c050018.pdf (Bali Bay Camii ve Hanı)
http://www.jasstudies.com/DergiTamDetay.aspx?ID=1677
http://www.karamurselmuftulugu.gov.tr/camilerimiz/karabali_cami/karabali_tarihibilgi.htm
http://www.karamurselmuftulugu.gov.tr/camilerimiz/karabali_cami/karabali_tarihibilgi.htm
Kayapınar, Levent, “Malkoçoğlu Bali Bey Vakfı ve Beyazıt Baba Asitanesi”, Alevilik Bektaşilik Araştırmaları
Dergisi, 1, (2009), s.105-115.
Nihat [Nigizberk], “Mimar Kemalettin ve Eserleri”, Mimar, III, İstanbul, 1933, s. 19-21.
Özdemir, Erdoğan, Kaptan-ı Derya Karamürsel (3. Baskı) Karamürsel, 2004.
Özer, Mustafa, “Edirne-Uzunköprü Kırkkavak Köyü Gazi Tunahan Bey Külliyesi”, Sanatta Anadolu Asya İlişkileriProf. Dr. Beyhan Karamağaralı’ya Armağan (Ed. Turgay Yazar) Ankara, 2006, s.367-388
Seçkin, Selçuk, “Gebze Malkoçoğlu Türbesi’nin Yapım Özellikleri ve Üst Örtü Problemine Dair Öneriler”, The
Journal of Academic Social Science Studies, 6,6, (2013) 979-991.
Tekeli, İlhan - İlkin, Selim, Mimar Kemalettin’in Yazdıkları, Ankara, 1997.
Yavuz, Yıldırım, Mimar Kemalettin ve Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi, Ankara, 1981
Yıldırım Yavuz, “Mescid-i Aksa ve Mimar Kemalettin”, 9. Milletlerarası Türk Sanatları Kongresi, Ankara, 1995,3,
471-485.
Yıldırım Yavuz, İmparatorluktan Cumhuriyete Mimar Kemaleddin (1870-1927), Ankara, 2009, s. 166-167.
1912
Download