MALİ ÇÖZÜM ELEKTRİK ABONELERİNDEN TAHSİL EDİLEN GÜVENCE BEDELLERİNİN İADE EDİLMESİ Kenan AKBULUT*52 ÖZ Elektrik aboneliği işlemi yapılırken karşılaşılan ücretlerden birisi de güvence bedelidir. Güvence bedeli; tedarik şirketi ile elektrik enerjisi satın almak isteyen gerçek veya tüzel kişi (müşteri) arasında imzalanacak perakende satış sözleşmesi kapsamında, müşterinin borcunu ödenmemesi ihtimaline karşılık, borcuna mahsup edilmek üzere, müşteriden talep edilen bedeldir. Güvence bedeli, elektrik sözleşmesini yapacak olan kişilerin faturalarını ödememe ihtimalini göz önünde bulundurularak alınan bir nevi depozitodur. Sözleşmenin feshi veya sona ermesi veya eski sayacın ön ödemeli sayaçla değiştirilmesi durumunda güvence bedelleri iade edilmektedir. İade söz konusu olduğunda bu durumun hangi vergisel işlemlere muhatap olacağı ise yazımız içerisinde incelenerek açıklanacaktır. Anahtar Sözcükler: Elektrik Abonesi, Tedarik Şirketi, Perakende Satış Sözleşmesi, Güvence Bedeli. 1. GİRİŞ Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında görevli tedarik şirketi, kullanım yerinin değişmesi ve/veya perakende satış sözleşmesinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde, tüketicinin elektrik enerjisi tüketim bedelini ödememesi ihtimaline karşılık olarak, borcuna mahsup etmek üzere güvence bedeli talep eder. Ancak perakende satış sözleşmesinin feshi veya sona ermesi veya eski sayacın ön ödemeli sayaçla değiştirilmesi durumunda güvence bedeli güncelleştirilerek iade edilir. Bu yazımızda ilgili kanunlar ve yayımlanmış özelgeler kapsamında; elektrik abonelerinden tahsil edilen güvence bedellerinin güncelleştirilerek iade edilmesi halinde, ödenen güncelleştirme farkı için vergi mükellefi olan müşterilerden fatura talep edilip edilmeyeceği, talep edilmesi halinde bu ödemenin KDV ne tabi olup olmayacağı, vergi mükellefi olmayan müşterilere yapılan ödemeler için gider pusulası düzenlenip düzenlenmeyeceği, *52 Defterdarlık Uzmanı Makale Geliş Tarihi: 23.12.2016 Yayın Kurulu Kabul Tarihi: 03.03.2017 MART - NİSAN 2017 191 MALİ ÇÖZÜM düzenlenmesi halinde gelir vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi verilecektir. 2. GÜVENCE BEDELİ VE İADESİ Perakende satış sözleşmesi ile elektrik enerjisi ve/veya kapasite alan gerçek veya tüzel kişi elektrik abonesidir. Görevli tedarik şirketi ise dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin hukuki ayrıştırması kapsamında kurulan veya son kaynak tedariği yükümlüsü olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından yetkilendirilen şirkettir. Görevli tedarik şirketi, kullanım yerinin değişmesi ve/veya perakende satış sözleşmesinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde, tüketicinin elektrik enerjisi tüketim bedelini ödememesi ihtimaline karşılık olarak, borcuna mahsup etmek üzere güvence bedeli talep eder ve kural olarak yapılacak yeni perakende satış sözleşmelerinde tüm tüketiciler güvence bedeli kapsamına dâhildir. Ancak ön ödemeli sayaç tesis eden tüketicilerden ve 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki ibadethanelere ilişkin aboneliklerden güvence bedeli talep edilmez. Görevli tedarik şirketi ile sözleşme imzalayan tüketicinin güvence bedeli, tesisin veya kullanım yerinin gücü dikkate alınarak, abone grupları itibarıyla kW başına belirlenen birim bedel üzerinden hesaplanır. Güvence bedeli, makbuz karşılığında nakit ya da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından teminat vermesi uygun bulunmuş finans kuruluşlarınca düzenlenen süresiz ve kesin teminat mektubu olarak verilebilir. Ancak, mesken abone grubundaki tüketiciler güvence bedelini sadece makbuz karşılığında nakit olarak verir. Nakit olarak verilecek güvence bedelinin tamamının peşin olarak verilmesi esastır. Ancak, tüketicinin talebi halinde, güvence bedeli iki eşit taksitte tahsil edilir. Bununla beraber, sözleşmenin feshi veya sona ermesi veya eski sayacın ön ödemeli sayaçla değiştirilmesi durumunda güvence bedeli iade edilir. Güvence bedelinin tespitinde, görevli tedarik şirketinin işletme kayıtları veya tüketicinin güvence bedeli makbuzu esas alınır. Söz konusu kayıt veya belgenin bulunmadığı hallerde; aboneliğin güvence bedeli alınmadan yapıldığına dair somut bulgu ve belgenin bulunması haricinde, kullanım yerinin işletme kayıtlarındaki bağlantı gücü ve abonelik başlangıç tarihi dikkate alınarak tespit edilir. İşletme kayıtlarında projenin ya da bağlantı 192 MART - NİSAN MALİ ÇÖZÜM gücünün bulunmaması halinde; kullanım yerinin mevcut bağlantı gücü ile aboneliğin başlangıcındaki birim bedeller göz önünde bulundurulmak suretiyle belirlenir. Abonelik başlangıç tarihi tespit edilemeyen aboneler için 31.12.2006 tarihi, abonelik başlangıcı olarak kabul edilir. Tespit edilen nakit güvence bedeli, güncelleme oranı kullanılarak güncellenir. Güncelleme oranının hesaplanmasında, başlangıç endeksi olarak aboneliğin başladığı aydan iki önceki ay için TÜİK tarafından açıklanan TÜFE, sonlandırma endeksi olarak ise sözleşmenin feshedildiği, sona erdiği veya ön ödemeli sayacın takıldığı günün içinde bulunduğu aydan iki önceki aya ilişkin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanmış olan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) dikkate alınır. 3. GÜVENCE BEDELLERİNİN İADE EDİLMESİ HALİNDE GERÇEKLEŞTİRİLECEK İŞLEMLER 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde de Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço esasına göre ticari kazancın tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı ve ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı belirtilmiştir. Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. MART - NİSAN 2017 193 MALİ ÇÖZÜM 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alınmıştır. Anılan maddenin ikinci fıkrasının (6) numaralı bendinde de; “Her nevi alacak faizleri (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla carî hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzel kişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil)” hükmüne yer verilmek suretiyle alacak faizinin menkul sermaye iradı sayılacağı belirtilmiştir. Ayrıca, aynı Kanunun vergi tevkifatına ilişkin 94 üncü maddesinde, alacak faizlerinden vergi tevkifatı yapılacağına dair bir hükme yer verilmemiştir. Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun birinci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde tanımlanmış, 232 nci maddesinde de; “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler: 1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, 2. Serbest meslek erbabına, 3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, 4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, 5. Vergiden muaf esnafa Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun 234 üncü maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir” hükmü yer almaktadır. 194 MART - NİSAN MALİ ÇÖZÜM 4. SONUÇ Elektrik abonelerinden alınan güvence bedellerinin mevduat vb. şekillerde değerlendirilmesinden elde edilen gelirlerin ilgili dönemlerde kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ayrılan abonelere iadenin güncelleştirilmiş değer üzerinden yapılması nedeniyle ödenen fark tutarlarının da tahakkuk ettiği dönemde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür. Ayrıca şirketler tarafından tahsil edilen güvence bedellerinin aboneliğin kapatılması durumunda, güncelleştirilerek iade edilen fark tutarlarının alacak faizi olarak değerlendirilmesi ve vergi mükellefiyeti bulunanların işletmeleri ile ilgili olan ödemeleri gelir olarak dikkate almaları, vergi mükellefi olmayanlar açısından ise söz konusu ödemelerin anılan Kanunun 85 inci ve 86 ncı maddeleri uyarınca tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul sermaye iratları için öngörülen beyan haddini (2016 yılı için 1.580 TL) aşması halinde, tamamının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, alacak faizlerinden vergi tevkifatı yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığından gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Yanısıra, elektrik abonelerinden tahsil edilen güvence bedellerinin, aboneliğin kapatılması halinde şirketler tarafından güncellenerek geri ödenmesi işlemi, bir teslim veya hizmet ifası kapsamında değerlendirilemeyeceğinden katma değer vergisine tabi tutulmayacaktır. Söz konusu güncelleştirme farkı için vergi mükellefi olan müşterilere fatura düzenlemesi, mükellef olmayanlara yapılan iadelerde de şirketlerce gider pusulası düzenlenerek karşı tarafa imzalattırılması gerekmektedir. KAYNAKÇA EPDK(08.05.2014). Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği. Ankara : Resmi Gazete (28994 sayılı) T.C. Yasalar (21.06.2006). 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu. Ankara : Resmi Gazete (26205 sayılı) T.C. Yasalar (06.01.1961) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu. Ankara : Resmi Gazete (10700 sayılı) T.C. Yasalar (02.11.1984). 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu. Ankara : Resmi Gazete (18563 sayılı) MART - NİSAN 2017 195 MALİ ÇÖZÜM T.C. Yasalar (10.01.1961). 213 sayılı Vergi Usul Kanunu. Ankara : Resmi Gazete (10705 sayılı) 196 MART - NİSAN