Araştırmaya katılan sporcuların ve kontrol grubunun yaş, boy ve

advertisement
1
TÜRK GÜREŞ MİLLİ TAKIMINDA YER ALAN GÜREŞÇİLERDE
ATRİOVENTRİKÜLER İLETİM ANORMALLİĞİ GÖRÜLME SIKLIĞI VE BU
ANORMALLİĞİN ATRİYUM HİPERTROFİSİYLE İLİŞKİSİ
*Arş.Gör. Serkan HAZAR
** Yrd.Doç. Dr. Haluk KOÇ
ÖZET
Sporun insan organizması üzerine etkisi uzun yıllardır araştırmacıların ilgisini çekmiş,
özelikle sporcu fizyolojisiyle normal insan fizyolojisi arasındaki farklılıklar belirlenmeye
çalışılmıştır. Bu çalışmaların içerisinde kardiovasküler sistemdeki farklılıklar ve spora uyum
önemli yer tutmaktadır. Özellikle sporcu kalbinde meydana gelen değişiklikler dikkati
çekmiş çalışmalar sonucu “sporcu kalbi” terimi ortaya çıkmıştır. sporcu kalbinde görülen
birtakım değişikliklerin yanında iletim anormallikleri, özelliklede atrioventriküler blok
sıklıkla rastlanılan bir durumdur. Yapılan çalışmada elit seviyedeki güreşçi gurubunda
atrioventriküler blok görülme sıklığı ve bu anormalliğin atrial hipertrofi ile ilişkisinin
elektrokardiografi yöntemiyle belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada araştırma gurubunda
bradikardik nabız, kontrol gurubuna oranla uzun PR interval , P süresinde uzama ve P
voltajında artma olduğu tespit edilirken PR segmentte guruplar arasında fark olmadığı tespit
edilmiştir. Elektrokardiogram da araştırma gurubunun PR interval sürelerinin uzaması
büyük ölçüde P dalga süresinin uzamasından kaynaklanmaktadır. P dalgasının süresinin
uzaması da atriyumların kas miktarının artmasından kaynaklanmaktadır (9). Araştırma
gurubundaki PR interval süresinin birinci derecede blok sınırında olması ve bu uzamanın P
dalgasının uzamasından kaynaklanması yapılan sporun kalp uyarı iletim sistemine yaptığı
etkiden kaynaklandığı düşünülebilir. Çalışmada araştırma gurubunda iki kişide 1.derecede
atrioventriküler blok, bir kişide de ventriküler vurum düşmesi tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: EKG, güreş, kalp, atrioventriküler blok
THE ATRIOVENTRICULAR TRANSMISSION ABNORMALITY FREQUENCY IN
THE WRESTLERS IN TURKISH NATIONAL TEAM AND THE RELATIONSHIP
OF THIS ABNORMALITY WITH ATRIUM HYPERTROPHY
ABSTRACT
The resarchers interest on the effect of sports on human organism existed for long
years. Especially, it is aimed to identify the differences between athlete physiology and
sedentar people physiology. Differences in cardiovascular system and adaptation to sports
takes important in these researches. As a result of the researches, which achieved to take
attention on athlete heart developed the term “athlete heart”. Besides the several changes seen
in athlete heart, transmission abnormality and especially atrioventricular block are frequentlly
seen conditions. This study aimed to identify the atrioventricular block frequency and the
relationship of this abnormality with the atrial hypertrophy by electrocardiography method, in
the elite level wrestlers. According to the result badicardic heart, when compared to control
group lengthening PR interval and in P time and an increase in P voltage was seen in the
athletes, but there was no significant difference found between groups according to their PR
segment. It is thought that the lengthening of PR interval time of athletes in electrocardiogram
most probably depends on lengthening of P amplitude. Also the lengthening of P amplitude
time depends on the increase in the muscle size of the atriums. It can be supposed that the
effect of the sports branch on the heart stimulation transmission system might be the cause of
PR interval time on first degree block and the dependancy of the lenghtening to P amplitude
lenghtening.
Key Words: EKG, wrestling, heart, atrioventicular block
2
GİRİŞ
Spor; başta kardiovasküler sistem olmak üzere vücuttaki çeşitli organlarda hem
biyokimyasal hem de anatomik değişikliklere yol açabilmektedir. Bazen bu değişiklikler
özellikle kardiovasküler sistemdeki değişiklikler patolojik bir rahatsızlığın göstergesi olarak
algılanıp sporcunun en verimli döneminde sporu bırakmasına kadar gidebilmektedir. Bu
nedenle sporcular üzerinde yapılacak çalışmaların ortaya koyacağı veriler bir yandan sporun
ve spor fizyolojisini daha iyi anlaşılmasına yardım ederken bir yandan da spor yapan ve
aslında sağlıklı olan insanların vücudunda meydana gelen değişikliklerin yorumlanmasında
yardımcı olmaktadır.
Güreş çeşitli fonksiyonel özelliklerin bir arada bulunmasını gerektiren bir spor
dalıdır. Güreşte kassal kuvvet, süratli reaksiyon zamanı, nöromusküler koordinasyon, statik
ve dinamik mükemmel bir denge, yüksek anaerobik kapasite ve mutedil derecede yüksek bir
aerobik kapasite performansta rol oynayan önemli faktörlerdir(2). Çoğu spor branşı gibi
güreş de bu sporu yapanlar üzerinde, birtakım fizyolojik ve biyokimyasal açıdan gelişmelerfarklılıklar meydana getirir. Bu farklılıklardan biriside kalpte meydana gelen değişikliklerdir.
Kalpte meydana gelen değişikliklerin başında hipertrofi ve bu hipertrofiye bağlı bradikardik
nabız gelir. Yapılan birçok çalışmada sporcularda hipertrofik bir kalp ve bradikardik nabız
bulunduğu bildirilmektedir (2,5,6,7,16,). Bunların yanında literatürde sporcularda bazı iletim
anormalliklerine rastlandığı, bununda sıklıkla 1. derecede AV blok nadiren de 2. derece AV
blok görüldüğünü bildiren çalışmalar mevcuttur (3,4,6,7,8,11).
Kalp kası hem iskelet kaslarının hem de düz kasların özelliklerini taşır. İskelet kası
gibi düzdür ve hızlı kasılır, düz kaslar gibi istem dışı çalışır ve otonom sinir sistemlerle
aktivitesi düzenlenir (10,15). Kalp kendisini uyaran tüm sinirleri kesilse dahi kasılmaya
devam eden bir organdır. Kalp dokusu uyarıları kalbin her tarafına yayan bir ileti sistemine
sahiptir ve pacemaker (adım attırıcı) adı verilen birtakım yapılardan oluşmuştur (9,15). Kalpte
sırasıyla uyarı iletmeye yarayan yapılar,
- SA düğümü, (sinoatrial)
- AV düğümü (atrioventriküler)
- His demeti,
- His demetinin sağ, sol dalı.
- Purkinje sistemi veya lifleridir.
SA düğüm dakikada 70-80, AV düğüm 40-60, his demeti ve purkinje sistemi ise
daha düşük hızlarda kendiliğinden uyarı oluşturma yeteneğine sahiptirler. Kalp kasının
kasılmasını başlatan ve kasılma gevşeme hızını tayin eden SA düğümüdür. Kasılma için SA
düğümden çıkan sinir uyarısı ile oluşan depolarizasyon dalgası, tüm kalp kasına 0.3m/sn hızla
yayılır. SA düğümden çıkan sinir uyarısı öncelikle atriyumları uyarır, sonra 0,1sn’lik gecikme
ile AV düğümüne geçer. Bu gecikme ventrikül kasılması başlamadan atriyumlardaki kanın
tamamının ventriküllere geçmesine imkan tanır. Kardiak impulsun atriyumlardan
ventriküllere geçişini geciktiren başlıca yapı AV düğüm ve onunla ilgili ileti lifleridir. Sinir
uyarısının his demeti ve purkinje sistemine ulaşması sağlanarak ventriküllerin uyarılması
sağlanır. (1,9)
Kalbin kasılması SA düğüm tarafından düzenlenir. Ancak bazı şartlarda daha
fazla veya daha az kana ihtiyaç duyulabilir (1). Kalbin birçok düzenleme mekanizması olsa da
asıl düzenleme mekanizması otonom sinir sistemidir. Beyin medüllasında bulunan bir grup
sinirler kalbi hızlandırıcı veya yavaşlatıcı etkiye sahiptir. Bunu da nervus vagus adı verilen
sinirler aracılığıyla yaparlar. Sempatik sinirlerle SA düğüm uyarılırsa kalbi hızlandırıcı etki ,
3
parasempatik sinirlerle SA düğüm uyarılırsa kalbi yavaşlatıcı etki yapılır. Sempatik sinirler
norepinefrin, parasempatik sinirler ise asetilkolin salınmasına neden olurlar (1,9).
Bazen SA düğümden çıkan uyarıların kısmen yada tamamen atriyumlara geçişi
engellenir. Bu duruma sinoatriyal blok adı verilir. Atriyumlarla ventriküller arasındaki iletim
bozukluklarına ise atrioventriküler blok adı verilir. Atrioventriküler blok kendi içinde üçe
ayrılır (1).
Birinci derece atrioventriküler blok; EKG de PR aralığının uzaması ile karakterize
edilir. Her P dalgasını uzamış bir PR aralığı ile normal bir QRS kompleksi izler. Kalp normal
çalıştığı zaman EKG de P dalgasının başlangıcı ile QRS kompleksinin arasında geçen süre
yaklaşık 0,16 saniyedir. Bu aralık genellikle kalp hızlanınca kısalır. Kalp vurumları
yavaşlayınca da uzar. Genellikle normal frekansta çalışan kalpte PR aralığı 0,20 saniyenin
üzerinde bir değere çıkarsa PR aralığı uzamıştır ve birinci derecede kalp bloğu söz konusudur.
Bu süre 0,35 - 0,40 saniyenin üzerine çıktığı durumlarda AV düğümde ve his demetinde ileti
tamamen duracak kadar azalabilir(9).
İkinci derecede atrioventriküler blok; atrioventriküler kavşakta ileti PR aralığı 0,25
ile 0,45 saniye kadar yavaşladığı zaman aksiyon potansiyelleri bazen AV düğümü geçecek
kadar güçlü bazen de değildir. Sıklıkla uyarı bir atriyum kontraksiyonunda ventriküllere
geçer, ondan sonraki bir yada iki atriyum kontraksiyonunda geçemez. Böylelikle atriumlar
ventriküllerden daha hızlı atar ve ventriküllerin bazı vurumları EKG de gözükmez. Bu
duruma ikinci dereceden inkomplet kalp bloğu adı verilir (9).
Üçüncü derece atrioventriküler blok; AV düğümü yada his demetinde iletiyi
zayıflatan durum çok ağırlaştığı zaman, atriyumlardan ventriküllere geçen uyarının tam bloke
olduğu görülür. Bu durumda P dalgaları QRS komplekslerinden tamamen çözülmüştür.
Elektrokardiogram da atrium hızıyla ventrikül hızı tamamen farklıdır (9).
Yapılan çalışmanın amacı Türk Güreş Milli Takımında yer alan güreşçilerde
atrioventriküler iletim anormalliği görülme sıklığını ve bu anormalliğin atrium hipertrofisiyle
ilişkisinin olup olmadığını tespit etmektir.
3. MATERYAL VE METOD
Bu çalışmaya çeşitli dönemlerde ulusal ve uluslararası başarılara sahip, Türk güreş
milli takımına seçilmiş, 12 si serbest stilde, 8’ i greko-romen stilde güreşen, yaş ortalaması
23.6 ±2.727 yıl, boy ortalaması 171 ±10.896 cm, ağırlık ortalaması 76±20.8 kg , sporcu yaşı
9.5 ±1.884 yıl olan elit düzeyde 20 güreşçi araştırma grubu, yaş ortalaması 23.421 ±2.74 , boy
ortalaması 178±6.473 cm, ağırlık ortalaması 75.8±7.858 kg olan düzenli spor yapmayan,
sağlıklı 20 kişide kontrol grubu olarak katılmışlardır. Kontrol grubu, Gazi Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde okuyan öğrenciler arasından gönüllülük esasıyla
tesadüfi yöntemle seçilmiştir. Geçmiş yıllarda aktif spor yapıp yapmadıkları sorulmuş ve spor
yapmış olanlar çalışmaya alınmamışlardır. Ölçümleri direk etkileyeceğinden
denek ve
kontrol guruplarının yaş, boy ve ağırlık ortalamalarının arasında anlamlı fark olmamasına
dikkat edilmiştir.
Gurupların ağırlık ölçümleri hassas kantarla, boy ölçümleri boy skalasıyla,
elektrokardiogramları Nihon Kohnden marka otomatik Elektrokardiografi ile yapılmıştır.
Araştırma gurubunun ölçümleri özel poliklinikte laboratuar ortamında doktor kontrolünde
yapılmıştır. Öncelikle guruplara yapılan çalışma hakkında bilgi verilmiş, yapılan ölçüme etki
4
edebilecek durumlarının bulunup bulunmadığını belirlemek amacıyla guruplar genel bir
muayeneden geçirilmiştir. Daha sonra katılımcılar on dakika sırtüstü pozisyonda
dinlendirilerek bu sürenin sonunda elde edilen nabız değerleri kayda geçilmiştir.
Elektrokardiogram için deri yüzeyindeki elektriği etkileyeceğinden, katılımcıların
üzerlerindeki metal ve elektronik eşyalar çıkartılmıştır. Elektrotların bağlanacağı yerler
alkollü pamukla silindikten sonra iletimi daha iyi sağlamaya yardımcı olan özel jel sürülmüş
ve kayda geçilmiştir. Kayıtlar ikişer defa alınmıştır.
Elde edilen elektrokardiogramlarda;
1.
Üç saniyelik kayıt üzerindeki R-R interval sayısı yirmi ile çarpılarak
Dakika/kalp atım sayısı hesaplanmıştır.
2.
Atriyumların depolarizasyonu temsil eden P dalgası süresi derivasyon I ve II
de ölçülmüştür.
3.
Atriyumların depolarizasyonu temsil eden P dalgası voltajı derivasyon I ve
II de ölçülmüştür.
4.
Atrial depolarizasyonun başlangıcından ventriküler aktivasyonun
başlangıcına kadar olan süreyi temsil eden P-R intervalini saptamak için P’ nin
başlangıcından QRS kompleksinin başlangıcına kadar olan süre ölçülmüştür.
5.
SA düğümünden çıkan uyarının AV düğüme ve his huzmesi vasıtasıyla
ventriküle geçiş süresini temsil eden, P dalgasının bitiminden QRS kompleksinin
başlangıcına kadar olan süreyi temsil eden PR segmenti ölçülmüştür.
Elektrokardiogramlarda ölçülen intervaller, segmentler , voltajlar ve yükseklik,
derinlik değerleri literatürle ve grupların birbirleri arasında karşılaştırmalar yapılmıştır.
Araştırmayla elde edilen verilerin aritmetik ortalaması (X), standart sapmaları
(SD), minimum ve maksimum değerleri tespit edilmiştir. Deney ve kontrol gurubu ölçümleri
arasında bağımsız guruplarda aritmetik ortalamalar arasındaki farka ait “t” testi yapılmış,
sonuçların 0.01, 0.05 önem seviyesinde olup olmadığı tespit edilmiştir. Gurupların PR
interval ölçümlerinin frekans dağılımı ve yüzdeleri hesaplanmış, denek grubunda PR ntervalle
P süresi arasındaki ilişkiyi belirlemek için korelasyon testi yapılmıştır. İstatistiksel
değerlendirme kişisel bilgisayarda, SPSS 9,0 versiyon paket programında yapılmıştır.
BULGULAR
Tablo 1: Gurupların Fiziksel ve Elektrokardiyografik Ölçüm Değerleri
Kontrol gurubu N=20
Değişkenler
X
SD
Yaş / yıl
23.421
2.74
Boy / cm
178.11
6.473
Ağırlık / kg
75.8
7.858
Nabız/atım/dk 75.3
10.41
P-R İnterval
0.148
0.029
P Dalga Süresi 0.075
0.009
P-R Segment
0.69
0.019
P Dalga Voltaj 0.13
0.05
∗∗ P< 0,01 ∗ P < 0,05
Araştırma gurubu N=20
X
SD
23.6
2.727
171.85
10.896
76
20.08
63.6
9.88
0.175
0.034
0.082
0.12
0.73
0.005
0.16
0.051
X1 -X 2
0.179
7.74
0.2
11.7
0.24
0.007
0.04
0.03
t. Değeri
0.149
0.779
0.04
∗∗ 3.56
∗∗2.705
∗ 2.095
0.914
∗ 1.93
5
Tablo 2. Araştırma Gurubunun PR interval Frekans ve Yüzde Değerleri
Değer sn.
0,12 sn
0,16 sn
0,18sn
0,20 sn
0,24 sn
Toplam
Frekans (f)
1
10
2
5
2
20
Yüzde (%)
5,0
50,0
10,0
25,0
10,0
100
Tablo 3: Kontrol Gurubunun PR İnterval Frekans ve Yüzde Dağılımı.
Değer
0,8 sn
0,10 sn
0,12 sn
0,14 sn
0,16 sn
0,18 sn
0,20 sn
Toplam
Frekans (f)
1
2
4
2
7
2
2
20
Yüzde (%)
5,0
10,0
20,0
10,0
35,0
10,0
10,0
100
TARTIŞMA VE SONUÇ
Elektrokardiogramlarda dikkati çeken bulgulardan ilki araştırma gurubunun kalp
hızında azalmadır. Yapılan çalışmada kalp hızı araştırma gurubunda 63.6±9.88, kontrol
grubunda 75.3±10.41 gruplar arasındaki fark P<0.01 önem seviyesinde anlamlı bulunmuştur.
Bu değerler araştırma gurubunun kalp hızının kontrol grubuna oranla anlamlı derecede
düştüğünü göstermektedir. Ayrıca literatürle uyumluluk söz konusudur. Akgün yapmış
olduğu bir araştırmada Türk güreşçilerinin istirahat nabız değerlerini dakikada 63 vurum
olarak tespit etmiştir (2). Guyton insan kalbinin normalde dakikada 72 vurum yaptığını
bildirmektedir (9). Sporcular üzerinde yapılan daha bir çok çalışmada bradikardi yaygın
bulgudur (2,5,6,7,16). Kalpteki bu bradikardinin oluş mekanizması tam olarak bilinmemekle
birlikte bir çok araştırmacı bunun nedenini uzun süreli ve sıkı antrenmanların kalp hacminde
yaptığı artışa bağlamaktadırlar (2,9,10).
Sağ atriumu temsil eden P dalgası voltajı araştırma gurubunda 0.16±0.051
milivolt (mv) iken kontrol gurubunda 0.13±0.047 mv. dur. Gruplar arasındaki 0.03 mv’luk
farkın P<0.05 önem seviyesinde, araştırma gurubu lehine anlamlı bir artış olduğu tespit
edilmiştir. Sol atriumu temsil eden P dalga süresi ise araştırma gurubunda 0.082±0.012 sn.,
kontrol grubunda 0.075±0.009 sn.dir. Gruplar arasındaki 0.007 saniyelik fark P<0.05 önem
seviyesinde anlamlı bulunmuştur. P dalga voltajı ve süresi her iki grupta da normal sınırlar
içerisindedir. Ancak dalganın hem voltajında hem de süresinde araştırma grubunda kontrol
grubuna oranla anlamlı bir artma mevcuttur. Bu artma atriyumların kas kitlesinin araştırma
gurubunda kontrol grubuna oranla daha fazla olduğunu göstermektedir. Skollow ve Lyon
kriterlerine göre (12) denek gurubunda atrial hipertrofinin gerçekleştiği söylenemez. Ancak
kontrol gurubuna oranla daha büyük atriyumlara sahip oldukları belirgindir. Atrial
depolarizasyonun başlangıcından ventrikül aktivasyonunun başlangıcına kadar geçen süreyi,
6
başka bir ifadeyle sinoatrial düğümden çıkan uyarının atrioventriküler düğüme geçiş süresini
PR interval temsil eder. PR intervalinin normal sürenin üzerinde olması halinde,
atrioventriküler bloktan söz edilir (1,9,12). PR interval süresi araştırma gurubunda
0.175±0.034 sn., kontrol gurubunda 0.148±0.029 sn. dir. Guruplar arasındaki farkın P<0.01
önem seviyesinde anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Bu değerler araştırma gurubunda PR
interval süresinin anlamlı bir şekilde uzadığını göstermektedir. PR interval süresi her iki
gurupta da normal sınırlar içerisindedir. Ancak kontrol gurubuna oranla araştırma gurubunun
PR interval süreleri anlamlı bir şekilde uzadığı yukarıda belirtilmiştir. Uyarının sinoatrial
düğümden çıkışıyla atrioventriküler düğüme geçmesinde araştırma gurubunda kontrol
gurubuna oranla 0.03 saniyelik bir gecikme olduğu tespit edilmiştir. Atriyumların
depolarizasyonunun bitimiyle ventriküllerin depolarizasyonunun başlangıcı arasındaki süreyi
temsil eden PR segmentlerinde denek grubuyla kontrol gurubu arasındaki 0.004 saniyelik fark
istatistiksel olarak anlamlı değildir. Fakat atriyumların depolarizasyon süresini temsil eden P
dalga süresinde araştırma gurubunda kontrol gurubuna oranla 0.007 saniyelik bir gecikme
olduğu tespit edilmiştir. Guruplar arasındaki bu fark P<0.05 düzeyinde anlamlıdır. Bu da PR
interval süresindeki uzamanın P dalga süresindeki (atriyumların depolarizasyon süresi)
uzamadan kaynaklandığı söylenebilir. P dalga süresinin uzaması, atriyumlarda belirgin bir
büyümenin olduğunu göstermektedir. Hipertrofiye uğramış kalpte elektrik potansiyelinin
geçeceği yüzey miktarı arttığından impulsun geçiş süresi de uzar (12). Sözen’in Türkiye
birinci lig profesyonel futbolcuları üzerinde yaptığı çalışmada PR interval süresini futbolcular
da 0.16±0.02 sn., kontrol grubunda da 0.14±0.02 sn. P<0.01 seviyesindeki anlamlı uzamanın
futbolcular lehine olduğunu tespit etmiş ve birinci dereceden AV bloktan daha yüksek iletim
bozukluğu bulgusuna rastlanmadığını bildirmiştir (14). Durusoy, 20 kişilik uzun mesafe
koşucusu üzerinde yaptığı bir çalışmada PR uzaması olan iki sporcuda II. Dereceden AV
bloğa rastladığını ve bradikardiyle oluşan iletim anormalliklerinin nadir olmadığını
bildirmektedir (7).
John D. Cantwell ve Allen L. Dollar’ın kolej sporcuları üzerinde
yaptıkları bir EKG taramasında sporcuların istirahat EKG lerinin gösterdiği birçok
değişiklikle birlikte Wenckebach AV kalp bloğunun ve AV disosiasyonunun varlığını
bildirmişlerdir (5). Literatürde sporcularda AV blok görülme ihtimalinin yüksek olduğunu
bildiren araştırmalar mevcuttur (3,4,8,14). Yapılan çalışmada, araştırma gurubunun iletim
değerlerinde kontrol grubuna oranla birtakım farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Araştırma
gurubunda PR mesafesi birinci derece blok sınırının altındadır. Kontrol gurubuna oranla
denek gurubunda PR intervaldaki bu artış, P dalgasının süresinin uzamasından kaynaklandığı
düşünülmektedir. Araştırma gurubunda PR interval süresiyle P dalga süresi arasındaki
korelasyona bakıldığında PR interval ile P dalga süresi arasında güçlü olmamakla birlikte
doğrusal bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. ( r = 0,343) . Yani P dalga süresi uzadıkça PR
interval süresi de uzamaktadır. Araştırma gurubunda PR interval sürelerinin frekans
dağılımına bakıldığında PR interval süresi 0,20 saniye olan 5 denek tespit edilmiştir.
Literatürde 0,20 saniye 1. derece atrioventriküler bloğun üst sınırıdır (1,9). PR interval süresi
0,24 saniye olan 2 sporcuda 1. derecede atrioventriküler blok tespit edilmişti. PR interval
süresi 0,20 saniye olan bir sporcuda ventriküler vurum düşmesi tespit edilmiştir. Aynı
sporcuda özellikle derivasyon I ve II de uzun ve çentikli P dalgalarının varlığı atrial hipertrofi
göstergesidir. P dalgasında ikinci çentik birinci çentikten yüksektir ve P dalga süresinde
uzama vardır. Bu da literatürdeki bilgiler ışığı altında, atrial hipertrofinin sol atriumda
olduğunu göstermektedir (1,9,12).
Sonuç olarak Elektrokardiogram da araştırma gurubunun PR interval sürelerinin
uzaması büyük ölçüde P dalga süresinin uzamasından kaynaklanmaktadır. P dalgasının
süresinin uzaması ise atriyumların kas miktarının artmasının sonucudur. Bu verilerin, yapılan
sporun kalp uyarı iletim sistemine yapmış olduğu etkiyi gösterdiği düşünülmektedir.
Sporcularda kalp kontrolleri yapılırken bu etkininde göz önünde bulundurulması gerekir.
7
KAYNAKLAR
Download