iki farklı preparasyon şekli uygulanan yeni nesil kompozit rezin

advertisement
T.C.
Ege Üniversitesi
Diş Hekimliği Fakültesi
Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı
İKİ FARKLI PREPARASYON ŞEKLİ UYGULANAN YENİ NESİL
KOMPOZİT REZİN LAMİNA KAPLAMALARIN KENAR
UYUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
BİTİRME TEZİ
Stj. Diş Hekimi Özgecan UYAR
Danışman Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Mine DÜNDAR ÇÖMLEKOĞLU
İZMİR-2014
T.C.
Ege Üniversitesi
Diş Hekimliği Fakültesi
Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı
İKİ FARKLI PREPARASYON ŞEKLİ UYGULANAN YENİ NESİL
KOMPOZİT REZİN LAMİNA KAPLAMALARIN KENAR
UYUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
BİTİRME TEZİ
Stj. Diş Hekimi Özgecan UYAR
Danışman Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Mine DÜNDAR ÇÖMLEKOĞLU
İZMİR-2014
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ VE AMAÇ
1.GENEL BİLGİLER………………………………………………………..……..2
1.1.Lamina Kaplamaların Tanımı………………………………………..………2
1.2.Lamina Kaplama Restorasyonlarda Kullanılan Materyaller…………..…….2
1.2.1.Hazır Akrilik Dişten Hazırlanan Lamina Kaplamalar…………..…….2
1.2.2.Mastik Lamina Kaplama........................................................................3
1.2.3.Hidroksi Apatit Lamina Kaplama…………………………...………...4
1.2.4.Bireysel Akril Lamina Kaplama……………………………...……….4
1.2.5.Kompozit Lamina Kaplama………………………………...…………5
1.2.6.Seramik Lamina Kaplama…………………………………...………...7
1.3.Lamina Kaplama Yapımında Kullanılan Yöntemler………………...………8
1.3.1.İndirekt Lamina Kaplamalar…………………………………...……...8
1.3.1.1.Refrakter Day Sistemi…………………………………...……...8
1.3.1.2.Dökülebilir Seramik Sistemler…………………………...……..8
1.3.1.3.Isı Ve Basınçla Şekillendirilen Seramikler……………..….…...9
1.3.1.4.CAD-CAM Sistemi…………………………………….….…..10
1.3.2.Direkt Lamina Kaplamalar……………………………………….….11
1.4.Lamina Kaplamalarda Preparasyon İlkeleri/Teknikleri……………….…....11
1.4.1.Fasiyal Yüzün Preparasyonu………………………………….….…..11
1.4.2.Gingival Preparasyon……………………………………….…….….12
1.4.3.Proksimal Preparasyon…………………………………….…….…..13
1.4.4.İnsizal Preparasyon………………………………………….…….…14
1.4.4.1.Mine İçi Preparasyon………………………………….……....14
1.4.4.2.Bıçak Sırtı (Feather) Preparasyon……………………..……...15
1.4.4.3.İnsizal Eğimlendirme (Bevel) Preparasyon…………...………15
1.4.4.4.İnsizal Kenar Aşımlı (Overlap) Preparasyon…………...……..16
1.4.4.5. Preparasyon Yapılmayan (Bölümlü) Lamina Kaplamalar…..…17
1.5.Kenar (Marjinal) Uyumu Ölçme Yöntemleri……………………………...18
1.5.1. Day Üzerinden Direkt Ölçüm………………………….………….….18
1.5.2.Rezin Kopya (Replika) Tekniği……………………….……………....18
1.5.3.Siman Aralığı-Silikon Replika Yöntemi………………….…………..19
1.5.4.Kesit Alarak Ölçüm Tekniği……………………………….………….19
1.5.5.Üç Boyutlu Yüzey Tarama Cihazları Kullanılarak Yapılan Ölçümler..20
2.GEREÇ VE YÖNTEM………………………………………………………….21
3.BULGULAR……………………………………………………………………..28
4.TARTIŞMA……………………………………………………………………...29
5.SONUÇ…………………………………………………………………………...37
6.ÖZET……………………………………………………………………………..38
7.KAYNAKLAR…………………………………………………………………..40
8.ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………...50
ÖNSÖZ
Hazırlamış olduğum tezin; konu seçiminde, araştırma aşamasında ve uygulama
sürecinde yardımlarını esirgemeyen Doç. Dr. Erhan Çömlekoğlu’na, Dt. Ece Şengün’e ve
danışman hocam Doç. Dr. Mine Dündar Çömlekoğlu’na; çalışma için malzeme sağlanması
konusunda destek veren IvoclarVivadent’e ve hazırladığı çalışma notlarıyla mezun
olmamda büyük etkisi olan değerli meslektaşım Dt. Ceren Karadağ’a teşekkür ederim.
İzmir-2014
Stj. Diş Hekimi Özgecan UYAR
GİRİŞ VE AMAÇ
Protetik diş hekimliğinin temel amacı, herhangi bir nedenle kaybedilmiş olan
fonksiyon, fonasyon ve estetiğin geri kazandırılmasıdır.Estetik problemlerin başında,
ön grup dişlere ait renk, şekil ve konum bozuklukları gelmektedir.Bu amaçla,
minimal invaziv bir yöntem ile dişlerin sadece labial yüzünde restorasyon sağlayan
ve genellikle kompozit veya seramik materyaller ile hazırlanan lamina kaplamalar
(laminate veneer) geliştirilmiştir.(58,59)
Lamina kaplamalar, en koruyucu estetik ve fonksiyonel düzeltme sağlama
yöntemidir ve dişeti sağlığı açısından da son derece az risk taşırlar.(8,60,61)
Lamina kaplamalar için diş preparasyonunun yapılıp yapılmaması konusunu
belirleyen; uygun renk ve estetiğin elde edilmesi, adezyonun sağlanması, periodontal
sağlık, yaş ve psikolojik yapı gibi bazı kriterler bulunmaktadır.Hiç preparasyon
yapılmamasını öneren araştırmacıların yanı sıra, yeterli desteği sağlayabilmek ve
aşırı konturu önleyebilmek için preparasyon yapılması gerektiğini savunan
araştırmacılar da vardır.(59,62,63,64)
Sabit restorasyonların kalitesini belirleyen en önemli özelliklerden biri kenar
(marjinal) uyumlarıdır. (54,55,56)
Marjinal uyum değerlerinin sistemler arasında farklılık göstermesi, ölçüm
teknikleri arasındaki farklara, direkt ya da indirekt teknikle üretim yapılmasına,
kullanılan materyalin özelliklerine, büzülme veya deformasyon miktarlarına bağlı
olabilmektedir.(57)
Bu araştırmada iki farklı preparasyon şekli uygulanan yeni kompozit rezin
lamina kaplamaların kenar uyumlarının karşılaştırılması amaçlanmaktadır.
1.GENEL BİLGİLER
1.1.Lamina Kaplamaların Tanımı
Ön grup dişlerin estetik sorunları; dişlerde var olan ya da ağartma teknikleri
ile giderilemeyen renklenmeler, diastema ve çapraşıklıklar, aşırı diş çürükleri,
abrazyon ve diş kırılması sonucu meydana gelen doku kayıplarını kapsar.
Diş dokusunu olabildiğince koruyan tedavi çeşitlerinden olan lamina
kaplamalar, özellikle ön grup dişlerde uygulanan, dişin labial yüzeyine ince bir akril
rezin, kompozit rezin ya da seramik materyalinin uygulanması ile elde edilen estetik
restorasyonlardır. (1,2,3,4,5)
1930'larda Dr. Pincus'un Hollywood artistlerine yaptığı restorasyonlar ilk
lamina kaplamalar olarak bildirilmektedir.1970'lerde Dr. Frank Faunce tek parça
prefabrik akrilik rezin lamina kaplamaları tanımlamıştır.1983'te Horn, porselen
lamina kaplamalarla ilgili çalışmalarında platin folyo yöntemini, 1985'te Hobo ve
Lwata ise dökülebilir apatitten lamina kaplama yapım yöntemini tanımlamışlardır.
Son yıllarda ise asitle pürüzlendirilmiş porselene uygulanan silanın porselen ile rezin
arasında bağlantıyı güçlendirmesi ile bu çalışmalar hızlanmış ve günümüze kadar
gelmiştir. (1, 2, 4, 6,7,8 )
1.2.Lamina Kaplama Restorasyonlarda Kullanılan Materyaller
1.2.1.Hazır Akrilik Dişten Hazırlanan Lamina Kaplama:
İlk olarak 1976 yılında Faunce ve arkadaşları tarafından renklenmiş ön bölge
dişler üzerine ince bir tabaka akril ile hazırlanmıştır.Öncelikle hastadan bilinen
yöntemlerle ölçü alınarak çalışma modeli hazırlanır.Hastaya uygun olarak seçilen,
total protezde kullanılan akril dişler bu modeller üzerinde uyumlandırılır.Bu amaçla
2 akril dişler, vestibülde 0,5 mm akril kalacak şekilde lingualden aşındırılır. İnsizal
kenar ağızda uyumlandırılacak şekilde 0,1-0,2 mm uzun bırakılır.Çalışma
modellerinde gerekli uyumlandırmalar yapıldıktan sonra akril fasetlerin ağızda
provası yapılır.Ardından diş asitlenir, fasetlerin içi de kompozitin tutuculuğunu
arttırmak amacıyla fosforik asitle pürüzlendirilir.Hazırlanan faset kompozit ile
birlikte dişe adapte edilir ve ışınlanarak sertleşmesi sağlanır.Taşan kompozitler
temizlenip polisaj yapılarak restorasyon tamamlanır.Ancak bu yöntemde laboratuar
işlemlerinin uzun sürmesi bir dezavantajdır.(9)
1.2.2. Mastik Lamina Kaplama:
İlk olarak 1979 yılında üretilen mastik lamina kaplamalar kompozit dolgu
materyalleri ile birlikte set halinde bulunmaktadır.Çeşitli uzunlukta ve büyüklükte
fasetler vardır.
Bilinen ölçü yöntemleriyle elde edilen modeller üzerinde restore edilecek
dişlerin boyutları hesaplanarak uygun faset seçilir.Bu fasetler modeller üzerinde
uyumlandırıldıktan sonra ağızda denenir ve dişler üzerinde gerekli pürüzlendirmeler
tamamlandıktan sonra restorasyon set içerisindeki kompozit ile dişe adapte edilir ve
düzeltmeler yapılır.
Mastik restorasyonların laboratuar aşaması kısadır ancak renklerinin
kullanılan kompozitten etkilenmesi ve doku uyumsuzluğu gibi dezavantajları vardır.
(9)
3 1.2.3.Hidroksi Apatit Lamina Kaplama:
İlk olarak Stookey adlı araştırmacının camın kontrollü kristalizasyonunu
gerçekleştirmesinin ardından Hobo, apatit kristallerini restoratif amaçla kullanmak
üzere apatit seramiği (Cera Pearl, Kyocera, Japonya) geliştirmişlerdir.Kimyasal
olarak kararsız olan bu madde, nem altında kristalize olarak apatite dönüşür ve bu
özelliği ile biyolojik açıdan mine dokusuyla oldukça uyumludur.Bu materyalin
uygulanması için dişler bilinen lamina kaplama preparasyon yöntemleriyle kesilir,
ölçü
alınıp
modelasyonlar
çalışma
modelleri
hazırlanır,
hazırlanır.Modeller
tijlenerek
revetman
üzerinde
içinde
uygun
eritilirler,
mum
hazırlanan
revetmanlar özel döküm makinelerine yerleştirilip döküm işlemi gerçekleştirilir.
Dökümün ardından manşet kristalizasyon makinesine yerleştirilir, ardından alümina
oksit ile kumlanıp glazür yapılır.Hazırlanan restorasyon bilinen yöntemlerle diş
üzerine adapte edilip gerekli ise düzeltmeler yapılır.Hidroksi apatit, mineye çok
benzediği için estetik açıdan yüksek uyum sağlanır. Ancak preparasyonu için en az 2
mm aralık gerektirdiğinden geniş pulpa odasına sahip ve klinik kron boyu kısa olan
dişlerde uygulanması kontrendikedir. (9)
1.2.4.Bireysel Akril Lamina Kaplama:
Bu lamina yapım yöntemi ile kesim yapıldıktan sonra ölçü alınarak çalışma
modelleri elde edilir.Modeller izole edildikten sonra yapılacak laminaların mum
modelleri hazırlanır, ön bölge için alçıdan bir anahtar hazırlanır.Hazırlanan mum
modeller kaldırılır, seçilen renkte akril ince bir fırça yardımıyla modele uygulanarak
hazırlanan alçı anahtar üzerine yerleştirilip hafif basınç uygulanır, taşan akril
temizlenir. Birkaç dakika suda bekletilir, sonra basınç altında polimerize edilir.
4 Ardından gerekli olan tesviye ve polisaj işlemleri yapılarak restorasyon ağızda
denenir.
Diş asitlenir, bağlayıcı ajan uygulanır, polimerizasyon tamamlandıktan sonra
faset kompozit aracılığıyla dişe adapte edilir. Taşan simanlar temizlenip gerekli
polisaj yapılarak restorasyon tamamlanır.
Klinik uygulamasının kısa olması ve estetik başarısının yüksek olması gibi
avantajlarının yanı sıra laboratuar işlemlerinin uzun olması, direncinin düşük olması
ve kompozit rezin ile akril faset arasındaki bağlantının zayıf olması bu uygulamanın
dezavantajıdır. (9)
1.2.5.Kompozit Lamina Kaplama:
Kompozit lamina uygulamaları ön dişlerin vestibül yüzeylerine asitleme
tekniğiyle uygulanan restorasyonlardır.İlk olarak 1955 yılında Buonocore adlı
araştırmacı
diş
yüzeyini
pürüzlendirerek
kendiliğinden
sertleşen
kompozit
uygulaması yapmıştır.Ancak kendiliğinden sertleşen rezin zamanla renklendiği için
1979’lu yıllarda ışınla sertleşen kompozitler kullanılmaya başlanmıştır.Ön bölge
restorasyonlarında kompozit rezinlerin ortalama ömrü 3,3 ile 16 yıl olarak
bulunmuştur (9)
Tercih edilmelerinin başlıca nedenleri; dişte az madde kaybı olması ya da hiç
aşındırma yapılmadan uygulanabilmesidir.Sadece minenin aşındırılmasıyla uygun bir
tutuculuk sağlanabilmektedir.Bunlara bağlı olarak preparasyon sırasında anesteziye
gerek yoktur ve pulpal ya da periodontal irritasyon riski çok düşüktür.
Tüm bunların yanı sıra; kompozit materyalinde renklenme, kırılma veya parça
kopması gibi nedenlerle estetik sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
5 Uygulamaya başlamadan önce doğal dişler yardımıyla renk seçimi yapılır.
Restorasyon yapılacak dişler pomza ve fırçalar ile temizlenip gerekiyorsa
aşındırmalar yapılır.Diş yüzeyi asitlendikten sonra bağlayıcı ajanlar uygulanır.
Yerleştirilen kompozit rezinin polimerizasyonu tamamlandıktan sonra gerekli
düzeltmeler ve polisaj işlemleri yapılır.
Direkt kompozit restorasyonlar indirekt restorasyonlara oranla daha hızlı renk
değiştirir. Ancak;

Tedavinin tek seansta bitmesi,

Preparasyonun minimal olması,

Direkt kompozitin daha ekonomik olması,

Adeziv tekniklerle yapılan restorasyonları pulpanın daha kolay tolere
edebilmesi gibi nedenlerle direkt kompozitler tercih edilmektedir. (9)
Hibrid kompozit (laboratuar kompozitleri) lamina kaplamalar, son yıllarda
seramikler ile kompozit malzemelerin avantajlarını bir araya getirerek dayanıklı ve
uzun ömürlü estetik restorasyonların yapımında tercih edilmektedirler.
Bu çalışmada kullanılan lamina kaplama materyali de hibrid bir kompozit
materyal olup (SR Nexco, IvoclarVivadent, Schaan, Liechtenstein) içeriğindeki
mikro-opal materyaller ile doğal opalesens ve translüsensiye sahiptir (Tablo 1).Bu
kompozit materyal köprü alt yapı materyali olarak ya da alt yapısız inley, onley,
lamina kaplama, kron ve köprülerde ve implant üstü protezlerde kullanılabilir.
Laboratuarda ışın ünitesinde ya da klinik tipi ışın üniteleri ile sertleştirilebilmektedir.
Renk stabilitesi ve dayanıklılığı yüksektir. (75)
6 SR Nexco Paste Dentin (% ağırlık)
16,9
Aromatik Alifatik UDMA+
Alifatik Dimetakrilatlar
Yaygın
Dağılımlı
Silikon 19,8
Dioksit
Kopolimer
62,9
Katalizör ve Stabilizörler
0,4
Pigmentler
0,1-0,3
Tablo-1: Çalışmada lamina kaplama yapımında kullanılan hibrid kompozit
malzemenin içeriği (75)
1.2.6.Seramik Lamina Kaplama:
Bu restorasyonlarda, kullanılan seramiğin kalınlığı yaklaşık olarak 0,2-0,3
mm olduğu için fazla preparasyona gerek yoktur, diş yüzeyi aşındırıldıktan sonra
ölçü alınıp çalışma modelleri hazırlanır.
Seçilen renge göre porselen faset hazırlanmak üzere laboratuara gönderilir.
Hazırlanan fasetlerin ağızda provası yapıldıktan sonra diş yüzeyi ve fasetin iç yüzeyi
kullanılan set içerisindeki asitleme sistemiyle pürüzlendirilir, yüzey hazırlayıcı ve
bağlayıcı ajan işlemleri sonrasında kompozit rezin siman ile lamina dişe simante
edilir.Polimerizasyonun ardından gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra restorasyon
tamamlanmış olur.(10)
7 1.3. Lamina Kaplama Yapımında Kullanılan Yöntemler:
1.3.1.İndirekt Lamina Kaplamalar:
İndirekt lamina kaplamalar hastadan elde edilen çalışma modelleri üzerinde
hazırlanan veya
fabrikasyon olarak hazırlanmış lamina kaplamaların dişe
uyumlanarak, bir ara bağlayıcı ajan ile simante edilmesi şeklinde hazırlanırlar.
Laboratuarda hazırlanan indirekt lamina kaplamaların yapımında; akrilik, kompozit
ya da seramik kullanılabilir.(11)
1.3.1.1.Refrakter Day Sistemi
Isıya dayanıklı model üzerinde hazırlanan lamina seramiklerdir. Bunlar
çekirdek yapısı güçlendirilmiş seramikler olarak da bilinmektedir.(12,13,14)

Alüminyum ile güçlendirilmiş seramikler [ Hi-ceram(Los Angeles, CA),
In- ceram(Vita, Viadent, Bad Sackingen, Almanya), Allceram(Nobel Biocare,
Procera,Kloten, İsviçre)]

Magnezyum oksit ile güçlendirilmiş seramikler
Refrakter day tekniğinin avantajları; restorasyonların yüzey uyumlarının oldukça iyi
olması ve yüksek düzeyde deneyim gerektirmemesidir. Ancak, alçı day veya ölçünün
iki kez dökülme gerekliliği, lamina kalınlığının kontrol edilmesinin zorluğu da
dezavantajlarıdır.(15)
1.3.1.2.Dökülebilir Seramik Sistemler
İki farklı sistemle yapılır: dökülebilir seramik (Cerapearl,Kyoto,Japonya) ve
dökülebilir apatit sistem (Dicor, Indiana, ABD).
8 İkisinin de sistemleri benzemesine karşın işlemleri ve materyalleri birbirinden
farklıdır. Her iki sistemin de çalışma modeli ve mum örneklerinin hazırlanması
bilinen yöntemlerle yapılır.(14)
Dökülebilir cam seramik sistemlerinde camın kontrollü kristalizasyonu,
normal oda ısısında hareketli bir durumda soğutulmuş likit olması esasına dayanır.
Camdan seramiğe dönüşüm ısı etkisiyle çok kısa sürede gerçekleşir.Bu teknik kayıp
mum tekniğine benzer bir şekilde yapılır. Dökülebilir apatit; kristalizasyon için
870 oC de 12 saat , dökülebilir seramik ise 1070 oC de 6 saat tutulur.(14,16)
Dökülebilir
seramikler,
geleneksel
güçlendirilmiş
seramiklerle
karşılaştırıldığında karşıt çenede daha az aşınmaya neden olurlar.(16)
Hidroksiapatit ile minenin yapısı birbirine benzerdir ve biyolojik uyumları
iyidir. Ayrıca, dökülebilir apatitin termal genleşme katsayısı mineye yakındır. Dicor
seramikler baskı kuvvetlerine karşı diğer tip seramiklerden daha dirençli
olduklarından ön ve arka diş gruplarında kullanılabilirler.Dökülebilir cam seramik ve
lösitle güçlendirilmiş ısı-basınç seramiklerinde lamina kaplama restorasyon
kalınlığının 0,5 mm’den az olmadığı durumlarda kırılma dirençleri oldukça
yüksektir.(17,14)
Dökülebilir seramiklerin dezavantajı ise renklendirmenin boya ve glazür
işlemi ile olması nedeniyle ağız içinde aşınırsa boyanmamış seramiğin açığa
çıkabilmesidir. (14,18)
1.3.1.3.Isı ve Basınç ile Şekillendirilen Sistemler
Yüksek sıcaklık ve vakum altında hidrostatik basınç ile önceden
seramikleştirilmiş olan cam seramiğin kullanımı esasına dayanmaktadır (IPS
Empress, IvoclarVivadent, Schaan, Liechtenstein).Küçük ve yoğun mikrokristaller
9 ile amorf camdan oluşan bu materyal içinde lösit kristalleri homojen bir dağılım
göstermektedir.Bu dağılım cam materyalin direncini artırmaktadır.Uygulanan basınç
nedeni ile seramik büzülmesi minimuma indiği için kenar uyumu daha iyidir.(19, 20)
Silindirik lösit kristalleri içeren direnci artırılmış feldspatik yapıdaki seramik,
standart mum eritme yöntemiyle elde edilmiş fosfat bağlı revetman kalıba basınç
altında enjeksiyon yöntemi ile dökülür.(16)
Bu yöntemde boyutsal değişikliklerin kontrol edilebilmesi ve materyalin
esneme, çekme ve kırılma dirençleri gibi birçok mekanik özelliklerinin yüksek
olması önemli avantajları arasındadır. Lösit ile güçlendirilmiş cam seramikler çok iyi
estetik sonuçlar vermektedir.(21, 22)
Direncin daha da artırılması için çekirdek yapısı lityum disilikat cam seramik
olan sistemi geliştirilmiştir.Sinterize edilmiş cam seramikler lamina kaplama
materyalinin temeli olmuştur.(16)
Lityum disilikat içeren cam seramikler üç üyeli, tek gövdeli ve en arka destek
dişin ikinci premolar olduğu köprü yapımına olanak sağlar.(23)
Dökülebilir cam seramik sistemlerinde presleme ısısında metal oksitler yanma
ısısına gelmediği için istenilen renklerin elde edilmesi daha kolaydır.(24)
1.3.1.4.CAD-CAM Sistemi
Hassas bir teknik olduğu için diş preparasyonunun; restorasyonun bitiş
sınırlarını daha iyi ayarlayabilen, rehber pinleri olan elmas frezlerle yapılması
önerilmektedir.Bu teknikte prepare edilen diş yüzeyine ıslatıcı bir ajan ve ince bir
tabaka ışık yansıtıcı toz uygulanır.Lamina kaplama restorasyonun sınırları çizici uç
yardımıyla her diş için yaklaşık 30000 ölçüm yapılarak hafızaya alınır.Fırınlama
aşamasında alüminyum oksidin %15-20 oranında büzüleceği göz önüne alınarak
10 büyütülmüş daylı modeller hazırlanmalıdır.Oluşan yoğun, homojen ve pöröziteden
uzak kütlenin dış yüzeyi, kalınlığı 0,5 mm olacak şekilde hazırlanır ve 1600 oC de
sinterize edilir ve elmas kaplı diskler yardımı ile 4-6 dakikada bitirilir. Konturları ve
şekli kontrol edilen lamina restorasyon parlatılarak simante edilir.(25, 26)
Bu sistemde ölçü gerekmediği için bu aşamada oluşabilecek hatalar önlenmiş
olur, prova ve simantasyon sırasında kırılma olursa yeniden yapımında zaman
kazanımı sağlar.Bu sistemde büzülme ve homojen olmayan yapı elimine edilmiştir.
Hazır seramik ya da seramik doldurucu içeren kompozit bloklar isteğe göre
şekillendirilir.Bu avantajların yanısıra diastemaların kapatılmasının zor olması, renk
çeşitliliğinin kısıtlılığı ve özel ekipman gerektirmesi bu sistemin dezavantajları
arasındadır.(14, 16)
1.3.2. Direkt Lamina Kaplamalar:
Hekim tarafından direkt olarak ağız içinde kompozit restoratif materyalden
yapılan restorasyonlardır.Direkt lamina kaplamaların düşük aşınma dirençleri,
zamanla oluşan renklenme ve doğal floresans eksikliği gibi dezavantajları vardır.
Ayrıca kompozit rezinler, boyutsal değişiklik ve polimerizasyon büzülmesi de
gösterirler. Bu özelliklerinden dolayı direkt lamina kaplama uygulamalarının
ortalama ömürleri 4 yıl olarak belirlenmiştir.(11)
1.4.Lamina Kaplama Preparasyon İlkeleri/Teknikleri
1.4.1.Fasiyal Yüzün Preparasyonu
Fasiyal preparasyon sırasında dikkat edilmesi gereken önemli nokta dişin
doğal dışbükeyliğine uyumlu olmasıdır. Bu sağlanamaz ise, preparasyon miktarı az
11 olacağından insizal kısım fazla labiale konumlanmış ya da bir düzlemde fazla
preparasyon yapılacağından pulpaya yaklaşılmış olacaktır.Preparasyonun yeterli
derinlikte olup olmadığını kontrol etmek için estetik ön değerlendirme geçici
restorasyonlar üzerinden hazırlanmış olan bir silikon indeks yardımıyla mümkün
olmaktadır.Silikon indeks dilimlere ayrılarak farklı seviyelerdeki preparasyon
derinlikleri gözlemlenebilir.(27)
1.4.2.Gingival Preparasyon
Fasiyal preparasyon bitirildiğinde gingival preparasyona geçilir. Burada en
önemli özellik restorasyon sınırlarının hasta tarafından temiz tutulabilecek ve hekim
tarafından düzgün biçimde bitirilebilecek konumda hazırlanmasıdır.Restorasyon
sınırları, mezyal ve distal proksimal bölgelere doğru dişeti konturunu mümkün
olduğunca takip edecek şekilde hazırlanmalıdır.Preparasyon sınırının subgingival
hazırlanması tercih edilmelidir.Çünkü bu şekilde, dişetine zarar verme riskini
azaltmanın yanı sıra servikal bölgelerde dentinin açığa çıkması önlenir ve net
biçimde görülebilen sınırlarla hem ölçü alımı hem de simantasyon kolaylaşır.(28)
Preparasyon sınırının tüm dişeti kenarında 0,3 mm lik, yuvarlatılmış iç açılı
bir basamak ile bitirilmesine özen gösterilmelidir. Böylece servikal kısımda mine
seviyesinde en uygun preparasyon yapılmış olur.(29)
Servikal bölgede basamak hazırlanması ile seramik direncinin artması
sağlanır; kenar sonlanması, bitimi ve uyumu kolaylaşır; seramiğin fırınlanması
sırasında oluşan büzülme ve uyumsuzluklar net bir şekilde izlenebilir ve
preparasyonun uygun bir biçimde yapılmasıyla mine prizmaları doğru sıralanmış
biçimde açığa çıkarlar.Böylece bağlanma gücü artar.(30,31,32)
12 1.4.3.Proksimal Preparasyon
Proksimal preparasyon planlarken amacın lamina kenarlarını görünür
bölgenin ötesine taşımak ve yan dişlerle temas alanlarını korumak olduğu
unutulmamalıdır.(33)Ancak diastema nedeni ile doğal temas zaten kaybedilmişse
proksimal değim daha linguale taşınabilir.
Proksimal preparasyon yapılırken gingivoproksimal bölgeye özel özen
gösterilmelidir.Yuvarlatılmış uçlu, uca doğru konikleşen bir fissür elmas frez dişin
uzun ekseniyle yaklaşık 60 derece açı ile tutulmalı ve hem mezyal hem diastalden
gingival
preparasyonu
takip
etmelidir.
Gingivoproksimal
basamağın
şekli
proksimalden bakıldığında yuvarlatılmış iç açılı olmalıdır.(Şekil 1)
Şekil 1: Gingivo proksimal basamağın yuvarlatılmış iç açıya sahip kenarları
olmalıdır. (Dr. Mine Dündar Çömlekoğlu’nun izni ile)
Gingivoproksimal preparasyon tamamlanınca yine aynı frez dikey yönde
dikleştirilerek preparasyon gingival preparasyon doğrultusunda devam ettirilir.
Normal koşullar altında fazla renk değişimi yapılmayacaksa preparasyon temas
alanının 0.25 mm fasiyalinde bitirilmelidir.
Proksimal preparasyonun amacı; tutuculuğu artırmak, seramiğin kenar
kalınlığını artırarak kırılmayı önlemek, simantasyon sırasında restorasyonun doğru
konumlanabilmesi için rehber düzlem oluşturmak ve diş ile restorasyon arasında renk
farkı olduğu durumlarda birleşim çizgisini gizlemektir.(34)
13 1.4.4.İnsizal Preparasyon
Porselen lamina kaplama preparasyonunda dişin insizal kenarının da dahil
edilip edilmemesi hala tartışma konusudur.Ancak porselen daha güçlü hale geldiği ve
simantasyon sırasında uygun bir zemin oluşturduğundan dolayı preparasyona insizal
kenarın da dahil edilmesi önerilmektedir.Porselen lamina kaplamaların estetik
özellikleri de bu tip preparasyon yoluyla teknisyen tarafından daha rahat hazırlanıp
kontrol edilebilir.Buna karşılık preparasyonu palatinale uzatmanın neden olduğu
lamina kaplamaların üzerinde biriken maksimum gerilme kuvvet, koheziv kırılma
riskini artırmaktadır.Bu nedenle direnç unsurunun önemli olduğu vakalarda tercih
edilmesi gereken preparasyon tipi pencere tipi olmalıdır.(Şekil 2)
Şekil 2: İnsizalde yapılan preparasyon miktarının incelenmesi (www.fxveneers.com)
İnsizal kenar preparasyonları dört farklı şekilde yapılabilir:
1.4.4.1.Mine İçi Preparasyon
Zarar görmemiş insizal kenarı olan üst keser ve kanin dişlerde anterior
rehberliği korumak için mine içinde pencere şeklinde preparasyon yapılabilir.Fakat
pencere tipi bir preparasyon, istenen estetik sonucu elde etmediği gibi minenin
desteksiz kalmasına da yol açabilir.(Şekil 3)
14 Şekil 3: İnsizal kenar aşımı olmayan pencere türünde mine içi preparasyon
(www.openi.nlm.nih.gov)
1.4.4.2.Bıçak Sırtı (Feather) Preparasyon
Fasiyal yüzey preparasyonu insizal kenarda bitirilir. İnsizal kenarda herhangi
bir kesim yapılmaz veya palatinale geçilmez.Bir pencere veya mine içi (intra
enamel) kesim yapılır.Bu preparasyonun avantajı restorasyonun dişin devamı gibi
doğal bir görüntüye sahip olmasıdır.Dezavantajıysa protrüziv hareketler sırasında
oluşan hareketlerle restorasyonun kırılabilmesi, insizal kenarda gözlenen zayıf kenar
sonlanması ve renk değişikliğidir.(Şekil 4)
Şekil 4: Fasiyal yüzey preparasyonunun insizal kenar düzeyinde sonlandırılması
(www.nature.com).
1.4.4.3.İnsizal Eğimlendirme (Bevel) Tarzında Preparasyon
İnsizal kenar preparasyona dahil edilmiştir.İnsizal kenar hafifçe kesilmiştir.
Bu preparasyonun avantajı; insizal kenarda iyi bir estetik sağlanması, seramiğin
15 prova
işlemlerinin
ve
veneer
restorasyonun
simantasyonunun
kolay
olmasıdır.Marjinal bölge protrüzyon hareketi dışında yıkıcı kuvvetlerin etkisinde
kalmaz.Dezavantajı ise; daha fazla miktarda sağlıklı diş dokusu kaldırılmasıdır.
(Şekil 5)
Şekil 5: İnsizal kenarda desteksiz mine kenarlarının alınarak insizal kenarın az bir
bölümünün preparasyona dahil edilmesi (Dr. Mine Dündar Çömlekoğlu’nun izni ile)
1.4.4.4.İnsizal Kenar Aşımlı (Overlap) Preparasyon
Preparasyon dişin palatinal yüzeyine uzatılmıştır. Bu preparasyonun avantajı;
bukko-insizal
yönde
yerleştirilmesinin
sadece
bukkal
yüzde
yapılmış
bir
preparasyona göre kolay olması ve palatinal yüzeyin korunması, ayrıca kron
boyunun uzatılması gereken olgularda insizal aşımın yararlı olmasıdır.Çenenin her
türlü hareketlerine ve yıkıcı kuvvetlere karşı daha dirençlidir.Dezavantajı ise; sağlıklı
diş dokusunun daha fazla kesilmesi gerekmesidir.Dişlerin orijinal boylarının
korunması
gerektiği
olgularda
yapılmalıdır.(Şekil 6a, Şekil 6b)
16 en
az
1mm
kalınlığında
preparasyon
Şekil 6a: İnsizal kenar preparasyon şekilleri (35)
Şekil 6b: İnsizal kenarın palatinal bölgeye uzatıldığı preparasyona uygun hazırlanan
seramikler (Dr. Mine Dündar Çömlekoğlu’nun izni ile)
1.4.4.5. Preparasyon Yapılmayan (Bölümlü) Lamina Kaplamalar:
Preparasyon yapılmaksızın diş yüzeyindeki gerekli eksiklikleri tamamlayan ve
revetman üzerinde pişirilen çok ince seramik yaprakçıklar (etch-piece laminate
veneers/sectional veneers), % 38’lik ortofosforik asit ile pürüzlendirilerek uygun
rezin simanlar ile simante edilirler ve parlatma işlemleri gerçekleştirilir.Genellikle
diastema kapatılmasında tercih edilirler.(65)
17 1.5.Kenar Uyumu (Marjinal Uyum) Ölçme Yöntemleri
1.5.1.Direkt Day Üzerinden Ölçüm
Direkt day üzerinden ölçüm yöntemi en bilinen, uygulaması kolay ve tercih
edilen bir metoddur. Bu yöntemde restorasyon hazırlandığı örnek üzerine yerleştirilir
ve stereomikroskop veya elektron mikroskopuyla marjinal aralığın fotoğrafı alınır.
Alınan fotoğraflar üzerinde manuel ölçümler yapılabileceği gibi, bu fotoğraflar
üzerinden özel bilgisayar programları yardımıyla daha detaylı ve kolay ölçümler
yapılabilir.Direkt ölçüm yapılan restorasyon zarar görmez ve değişik aşamalar
arasındaki farkın ölçülmesi veya simantasyon öncesi ve sonrası ölçümlerde
kullanılması uygundur.Ölçüm, direkt olarak yapıldığı, dublikasyon veya ara madde
gerekmediği için daha hassastır. Bu yöntemle sadece marjinal açıklık miktarı
ölçülebilir.Restorasyonun iç uyumunu ölçmek için örnekten kesit almak ya da silikon
replika tekniği kullanmak gereklidir. (36,37, 38,39)
1.5.2.Rezin Replika Tekniği
Rezin Replika tekniğinde ölçüm yapılmak istenen restorasyonun marjin
bölgesinin ölçüsü alınır.Alınan bu dairesel silikon kalıbın içine patern rezin
dökülerek restorasyonun marjin bölgesi rezinden dublike edilmiş olur.Elde edilen
rezin replika üzerinden ölçümler yine direkt yöntemde olduğu gibi yapılabilir. Sabit
protetik restorasyonların destek dişlerinde ölçüm yaparken mikroskop altında
konumlandırmak ve netlik sağlamak zordur ve özellikle proksimal bölgelerden
görüntü almak mümkün değildir.Bu yöntemin en büyük avantajı sabit protetik
restorasyonların açıklığının ölçümünde destek dişlerinin replikasının elde edilmesi
ile proksimal bölgelerden de ölçümler yapılabilmesidir.Replika bir silindire benzer
18 ve mikroskop altında özel cihazlara bağlanarak rotasyonel hareketle bir çok ölçüm
kolaylıkla yapılabilir.Bu yöntemin dezavantajı ise, kopyalama sırasında kullanılan
patern rezinde meydana gelen büzülme ve detay kaybının ölçümlerde hata payı
oluşturmasıdır.(40)
1.5.3.Siman Aralığı – Silikon Replika Tekniği
Siman aralığı – silikon replika tekniği restorasyonların marjin ve iç
uyumlarının ölçümünde kullanılır.Bu yöntem Molin ve Karlsson (41,42) tarafından
tarif edilmiştir.Bu yöntemde ilk önce kronun içine akışkan kıvamlı (light-body)
silikon sıkılır ve dişin ya da dayın üzerine belirli bir kuvvet uygulanarak yerleştirilir.
Diş ya da day krondan ayrıldığında, kron iç kısmında kalan light-body silikona
destek sağlaması için orta kıvamlı (medium-body) silikon materyali enjekte edilir.
Sonuçta oluşan yapıda light-body silikon kalınlığı siman aralığı ya da iç uyumunu
gösterirken; medium-body silikonun bulunduğu bölge prepare edilmiş dişi temsil
eder. Bu bileşik yapıdan alınan kesitler üzerinden ölçüm yapılır.Rezin replika
tekniğinde olduğu gibi, bu yöntem de sabit protetik restorasyonların açıklığının
ölçülmesinde kullanılır.Kesitlerin mikroskop altında ölçümleri kolaydır.Yöntemin
dezavantajları ise, silikon materyalinin yarattığı hidrostatik basınç ile kronun
preparasyon üzerine tam olarak oturmama ihtimali ve silikon materyalindeki
büzülmenin ölçümde az da olsa sapmalara neden olmasıdır. (41,43,44, 45)
1.5.4.Kesit Alarak Ölçüm Tekniği
Kesit alarak ölçüm tekniğinde kron-diş yapısı simante edilmeden önce veya
edildikten sonra radyoaktif ya da kimyasal boyayıcı maddelere batırılır ve bu
maddelerin kron-diş arasına sızması sağlanır.Daha sonra kron-diş yapısının rezine
19 gömülerek bu yapıdan istenilen miktarda kesit alınması ya da kademeli olarak
aşındırma yapılması yolu ile ölçüm yapılır.Eğer kesit alındığında marjinal açıklık
veya iç uyumun gözlenmesi için boya maddesi gerekmeyeceği düşünülüyorsa, krondiş
yapısı
boya
maddelerine
batırılmadan
da
rezine
gömülüp
kesitler
alınabilir.(46,47,48,49,50,51,52)
1.5.5.Üç Boyutlu Yüzey Tarama Yöntemi İle Ölçüm
Üç boyutlu yüzey tarama teknolojisi son yıllarda hızla gelişmektedir.Diş
hekimliğinde CAD-CAM sistemiyle üretilen restorasyonların çoğunda üç boyutlu
tarama teknolojisi kullanılmaktadır. Hastaya ait alçı modeldeki restore edilecek dişler
çeşitli tarayıcılar (laser, optik, plotter) yardımıyla üç boyutlu olarak taranmakta ve
elde edilen üç boyutlu dijital diş modellerin üzerinde yine dijital ortamda tasarlanan
restorasyonlar, seramik ya da titanyum metallerinden tornalanarak elde edilmektedir.
Üç boyutlu yüzey tarama teknolojisini kullanarak marjinal uyumu ölçülecek diş veya
restorasyon sisteminde, dişin preparasyon yüzeyi ile restorasyonun iç yüzeyi
tarayıcılar ile üç boyutlu olarak taranmaktadır.Elde edilen dijital yüzeyler bilgisayar
programları ile karşılaştırılabilmekte ve böylece restorasyona zarar vermeden her
bölgedeki marjinal uyum ve simantasyon aralığının incelenmesi mümkün
olmaktadır.Bu
ölçüm
tekniğinde
hassasiyet
üç
boyutlu
tarama
sistemine
bağlıdır.Tarama sistemindeki hata payı sonuçlara direkt olarak yansımaktadır.(53)
Yukarıda sözü edilen bilgilerin kapsamında, bu çalışmanın sıfır hipotezi,
hibrid kompozit materyal kullanılarak yapılan geleneksel ve bölümlü lamina
kaplamaların kenar uyumları ölçümleri arasında anlamlı farklılıkların olmayacağıdır.
20 2.GEREÇ VE YÖNTEM
2.1 Çalışma modellerinin hazırlanması
Çalışmada kullanılacak 20 adet örneğin (N=20; n=10 geleneksel, n=10
bölümlü lamina grubu) hazırlanması için öncelikle 2 adet simetrik (11 ve 21
numaralı) üst santral kesici fantom diş (Frasaco, Almanya) temin edildi.11 numaralı
santral dişte yuvarlatılmış iç açılı uca sahip (chamfer) silindirik elmas frez ile
vestibül yüzeyde Tablo – 2’ de belirtilen miktarlarda preparasyon (geleneksel lamina
grubu) yapıldı, 21 numara ise preparasyon yapılmadan (bölümlü lamina grubu)
bırakıldı.
Preparasyon şekli
Preparasyon
boyutları
Frezler
(mm)
Geleneksel lamina
Bölümlü lamina
Orta üçlü: 0.8
Silindirik elmas
İnsizal üçlü: 0.8
Silindirik elmas
Marjin derinliği: 0.5
Elmas rond
Fasiyal redüksiyon: 0.6
Elmas flame
Orta üçlü:0
İnsizal üçlü:0
Marjin derinliği:0
Fasiyal redüksiyon:0
Tablo-2: Üst santral kesici fantom dişlerde yapılan preparasyon miktarları
Ölçü alımı için hazır hale gelen modellerden, polivinil siloksan ölçü maddesi
(Affinis Putty Super Soft ve Affinis Precious, Coltene Whaledent, İsviçre) ile iki
modelden 10’ar adet olmak üzere toplam 20 adet silikon ölçü elde edilmiştir.
(Şekil 7)
21 Şekil 7: Lamina gruplarından elde edilen örneklerden alınan polivinil siloksan
ölçüler
Bu ölçülerin içerisine şeffaf renkli epoksi reçine (Duratek, Türkiye);
7 (base): 3 (catalyst) oranında karıştırılmış ve hava kabarcığı minimum düzeye
ininceye kadar vibratörde bekletilerek dökülmüştür.Toplam 48 saatlik donma süresi
tamamlandıktan sonra silikonlar kesilerek örnekler çıkarılmış; geleneksel ve bölümlü
lamina grubu olarak ayrılmıştır.(Şekil 8)
Şekil 8: Silikon kalıplardan elde edilen epoksi reçine çalışma modelleri
Sonrasında
uygulanacak
işlemlerin
kolaylaştırılması
için,
plastik
enjektörlerden kesilerek hazırlanan kalıplara otopolimerizan akrilik rezin (Imicryl
S:C , Türkiye) doldurularak örnekler yerleştirilmiştir. (Şekil 9a,9b)
22 Şekil 9a: Örneklerin plastik enjektör kalıplar ile otopolimerizan akril rezin içine
yerleştirilmesi
Şekil 9b: İki grup halindeki çalışma örnekleri
2.2. Lamina Kaplama Restorasyonların Hazırlanması
Hazırlanan çalışma modelleri üzerine, seramik doldurucu içeren kompozit
restoratif bir materyal (SR Nexco Paste, Ivoclar Vivadent, Schaan, Liechtenstein) ile
geleneksel ve bölümlü olmak üzere iki farklı tipte restorasyonlar üretici firma
önerileri doğrultusunda hazırlanmıştır. (Şekil 10a,10b,10c,10d)
23 Şekil 10a: Geleneksel lamina restorasyonun labial görünümü
Şekil 10b: Geleneksel lamina restorasyon aproksimal görünüm
24 Şekil 10c: Bölümlü lamina restorasyon labial görünüm
Şekil 10d: Bölümlü lamina restorasyon aproksimal görünüm
2.3. Marjinal uyumun ölçülmesi
Çalışma modelleri üzerine hazırlanan kompozit lamina restorasyonlar, bağlantı
materyali (Heliobond, IvoclarVivadent) aracılığı ile noktasal olarak çalışma
modelleri üzerine yapıştırıldı.Tüm modeller, ışık yansıtmamaları amacıyla ince
25 laboratuar spreyi (Whitepeaks Scan Spray, Essen, Almanya) kullanılarak laboratuar
tipi bir tarayıcıya (Dental Wings 7.Series, Montreal, Kanada) alınmak üzere
matlaştırıldı.Taranan tüm modellerin görüntüleri ‘’.stl’’ dosya uzantısı ile bilgisayara
aktarıldı.Bilgisayarda Stl View (by Modulework) programı ile görüntülenen modeller,
her modelin ölçüm yapılacak 4 yüzünden “Print screen “özelliği ile Paint (sürüm
5.1, Microsoft) programına aktarılarak “.jpeg” dosyası haline getirildi.Bu dosyalar
ölçüm yapılacak programla birlikte açılarak
marjinal uyum ölçümleri için
restorasyonun en dış noktası ile epoksi replika modelin en dış noktası arasındaki
uzaklıklar alındı. (Şekil 11a,11b)
Şekil 11a: Bölümlü lamina restorasyonun CAD-CAM yazılım programı görüntüsü
ve kenar ölçümleri
26 Şekil 11b: Image J programı ile insizal kenarda yapılan ölçümler
Bu ölçümler (Image J yazılım programı, Java Plug-in) servikal ve aksiyal
kenarlar boyunca 10’ar kez yapılarak marjinal açıklıklar kaydedildi (µm±SD).
Elde edilen veriler istatistiksel olarak Mann Whitney U testi ile analiz edildi.
(SPSS 17.0 for Windows, IL, ABD)
27 3.BULGULAR
Çalışmadaki geleneksel ve bölümlü lamina örneklerinden elde edilen
ölçümlerin (mezyal, distal, insizal, servikal) ortalama değerleri ve istatistiksel analiz
sonucu elde edilen P değerleri Tablo-3’te yer almaktadır.
Ortalama±SD (µm)
Bölümlü
Geleneksel
P Değeri
Distal
111,2±16
157±32
0,001
Mezyal
113,3±27
140±22
0,016
İnsizal
124,3±32,7
171,4±42
0,01
Servikal
113,3±27
102±38,9
0,112
Ortalama
115,5±16,9
142,6±18
0,004
Tablo-3: Elde edilen marjinal açıklık ölçümleri ortalama değerleri ve P değerleri
Tablo-3’e göre P‹0,05 için:

Bölümlü-distal ve geleneksel-distal grupları arasındaki fark istatistiksel
olarak anlamlı bulunmuştur (P=0,001).

Bölümlü-mezyal ve geleneksel-mezyal grupları arasındaki fark istatistiksel
olarak anlamlı bulunmuştur (P=0,016).

Bölümlü-insizal ve geleneksel-insizal grupları arasındaki fark istatistiksel
olarak anlamlı bulunmuştur (P=0,01).

Bölümlü-servikal ve geleneksel-servikal grupları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark bulunmamıştır (P=0,112).

Bölümlü ve geleneksel gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı
bulunmuştur (P=0,004).
28 4.TARTIŞMA
Bu çalışmada iki farklı preparasyon şekli uygulanan yeni kompozit rezin
lamina kaplamaların kenar uyumlarının karşılaştırılması amacı ile üç boyutlu yüzey
tarama yöntemi (CAD-CAM tarayıcısı ile) ve çeşitli bilgisayar programlarının
desteği ile (Stl View, Paint, Image J), hazırlanan geleneksel ve bölümlü lamina
restorasyonlarda mezyal, distal, insizal ve servikal bölümlerde kenar ölçümleri
yapıldı.
Yapılan ölçümlerin sonuçlarında geleneksel laminalar ile bölümlü laminaların
kenar uyumlarının ortalamaları arasındaki farklılık bölümlü laminalarda daha az
olma yönünde anlamlı bulunmuştur.Bu nedenle, çalışmanın sıfır hipotezi
reddedilmiştir.
Taranabilen literatürde; farklı basamak tasarımları üzerine hazırlanan CEREC
3 Paradigm MZ100 kompozit kronların marjinal uyumlarının, preparasyon tasarımı
açısından fark göstermediği ve kabul edilebilir sınırlarda (80-100 μm) olduğu
bildirilmiştir.(66)
Sorensen ve arkadaşlarının; kenar uyumlarını inceledikleri, minimal
preparasyon yaptıkları porselen lamina kaplamalardan platin folyo tekniği
uyguladıkları örneklerde refrakter day tekniği uyguladığı örneklerden daha iyi
sonuçlar almışlardır.Bu çalışmada platin folyo kaplamalarda 187 μm refrakter day
veneer’larda 292 μm ortalama kenar açıklığı değerleri bulmuşlardır.(67,79)Bulunan
değerler bizim çalışmamızdaki değerlerden (ortalama:115-142μm) yüksek çıkmıştır.
Bunun nedeninin, kullanılan sistem ve materyal farkından kaynaklandığı
düşünülmektedir.
29 Suh ve ark., CEREC CAD-CAM ve platin folyo metotları ile yaptıkları porselen
lamina kaplamalarda uyumu yapay dişlerde incelemişlerdir.Araştırmada dişlerin
mezyal kontakt noktaları preparasyona dahil edilmiş; distali ise edilmemiştir.
Lamina, dişlere epoksi rezin ile simante edildikten sonra simanla beraber dikkatlice
dişten ayrılmış ve gingivo-insizal ve mesio-distal olarak kesitler alınmış ve siman
kalınlığı ölçülerek yapılan uyum çalışmaları sonucunda her iki grup arasındaki
farklılıklar anlamlı şekilde benzer bulunmuştur.İki grupta da uyumun iç yüzeylerde
daha iyi olduğunu belirtmişlerdir.(68,79)
Sim ve Ibbetson; simante edilmemiş platin folyo, refrakter day üzerinde iki
kalınlıkta feldspatik ve cam seramik (0.5 mm ve 1 mm) lamina döküm tekniği ile
elde ettiği porselen lamina kaplamaların alçı model üzerindeki uyumlarını kesit
alarak kontrol ettikleri çalışmalarında platin folyo tekniği il elde edilen kenar
uyumlarının, diğer ikisinden daha üstün olduğunu bulmuşlardır.(69,79)
Liu ve arkadaşları, refrakter day ve CEREC CAD-CAM laminaların
uyumlarını incelemişlerdir. Dişleri simante etmeden önce epoksi rezin ile simante
etmeksizin prepare edilmiş diş üzerine yerleştirmiş ve yapılan incelemelerde CEREC
CAD-CAM
laminaların
daha
fazla
uyumlandırma
gerektirdiğini
belirtmişlerdir.(70,79)
Schaerer ve ark. üç döküm seramik kron sisteminde kenar uyumu
değerlendirmelerinde kenar açıklığını 47.3 ile 87.8 μm arasında değişen oranlarda
bulmuşlardır.(71,79)
Coyne ve ark., porselen lamina kaplamaların klinik olarak marjinal
adaptasyonunu değerlendirdikleri çalışmalarında 6 ve 12 aylık değerlendirmeler
sonucunda gingival sağlıkta yapışık dişetine göre anlamlı bir fark bulmamış ve 12
30 aylık
değerlendirmeler
sonucunda
klinik
olarak
marjinal
renklenme
saptamamışlardır.(72,79)
Luthardt ve ark. tarafından yapılan çalışmanın sonuçlarına göre CEREC 3
sistemi kullanılarak, indirekt yöntemle elde edilen kronların ortalama internal
aralığının 242 ile 443 µm, direkt yöntemle elde edilen kronların aralığının ise 214 ile
494 µm arasında değiştiği bulunmuştur.Ayrıca bu değerlerin kullanılan porselene
göre de değişebileceği bildirilmiştir.(80)
Nakamura ve ark.; CEREC 3 ile hazırlanan kronların marjinal aralığının 67
μm’dan az olduğunu tespit etmişlerdir.(81)Denissen ve ark. tarafından yapılan bir
araştırmanın sonuçlarına göre, CEREC 3 ile hazırlanan onleylerin marjinal
uyumlarının 85 μm olduğu, ve geleneksel yöntemlerle hazırlanan onleylerin kenar
uyumlarına yakın
olduğu bulunmuştur.(82)Procera sistemi ile üretilen titanyum
kronların marjinal uyumlarının 61±37 μm olduğu (83), Procera AllCeram kronların
marjinal uyumlarının ise premolar dişlerde ortalama 55 μm, molar dişlerde 63±13
μm olduğu bildirilmiştir.(84)Boening ve ark.’nın klinik çalışmalarının sonuçlarına
göre, Procera AllCeram kronların marjinal uyumlarının klinik olarak kabul edilebilir
olduğu bildirilmiştir.(85)Besimo ve ark.’nın çalışmasında ise Precident DCS sistemi
ile üretilen titanyum kronların marjinal uyumunun 21±15 μm ile 82±25 μm arasında
değiştiği bulunmuştur.(86)Bindl ve Mörmann’ın yaptığı çalışmanın sonuçlarına göre
de DCS sistemiyle, yoğun olarak sinterize edilen zirkonyum bloklardan elde edilen
köprülerde marjinal uyumun (32±14 μm)(87), Tinschert ve ark.’ları tarafından DCS
sistemiyle, In-Ceram zirkonya (61±30 μm) ve yoğun olarak sinterize edilen
zirkonyum bloklardan (67±33 μm) elde edilen köprülerden daha düşük olduğu
bildirilmiştir.(88)
31 Bindl
ve
Mörmann’ın
çalışmalarının
sonuçlarına
göre,
CAD/CAM
sistemleriyle elde edilen sabit restorasyonların marjinal ve internal uyumlarının,
geleneksel slip-casting yöntemiyle veya Cercon gibi yanlızca CAM sistemiyle elde
edilen restorasyonların uyumlarından daha yüksek olduğu bulunmuştur.(87)Bindl ve
Mörmann’ın In-Ceram slip cast, Empress II, Cerec InLab, DCS, Decim ve Procera
sistemleriyle hazırlanan tam seramik molar kronların marjinal uyumlarının
konvansiyonel
yöntemlerle
elde
edilen
kronlarla
benzer
olduklarını
bildirmişlerdir.(89)Luthardt ve ark., marjinal uyumun daha iyi olabilmesi için
manuel faktörler ve kişisel becerilerin daha az kullanıldığı CAD/CAM sistemlerinin
gelişmesi gerekliliğini vurgulamışlardır.(90)Witkowski ve ark.’larının CAD/CAM
sistemleriyle üretilen titanyum kopinglerin marjinal uyumlarını değerlendirdikleri
araştırmanın sonuçlarına göre, manuel uyumlamanın marjinal uyumu arttırdığı ve
CAD/CAM sistemleriyle üretilen titanyum kopinglerin marjinal uyumlarının 120
μm’nin altında olduğu bildirilmiştir.(91)
Sorensen 1990 yılında yaptığı çalışmada; yüzey mikroskobu kullanarak,
örnekleri esas daylar üzerinde değerlendirmiş ve marjin açıklıklarını ölçmüştür.
İncelediği vertikal ve horizontal açıklık değerleri, araştırmamız sonuçlarına göre
daha düşük çıkmıştır.(73,79)Bunun nedeni, örneklerin esas dayların üzerine simante
edilmiş olması olabilir.
Çömlekoğlu E ve ark.’nın, dört farklı kron preparasyonu (chamfer, minichamfer, feather-edge ve shoulder) için epoksi reçine güdükler üzerinde hazırlanan
zirkonya (Ice Zirkon, Zirkonzahn) kronları polikarboksilat siman (Poly-F) yardımı
ile simante edip kesit alarak stereomikroskop ile ölçümler yaptıkları çalışmada,
servikal kenarda yapılan ölçümlerdeki ortalama marjin açıklığının (μm); feather-edge
şeklinde yapılan preparasyonda (87 ± 10), chamfer (144 ± 14), mini-chamfer
32 (114 ± 11) ve shoulder (114 ± 16) şeklindeki preparasyonlara göre önemli ölçüde
düşük olduğu gözlenmiştir.(74) Feather-edge preparasyon üzerindeki ölçüm
sonuçları; bizim çalışmamızdaki servikal öçüm sonuçlarına göre de daha düşük
değerlerdedir. Bunun nedeni; kullanılan materyal, uygulama tekniği, marjin açıklığı
ölçüm tekniği ve/veya simantasyon farkı olabilir.
Marjinal uyumsuzluk ölçme yöntemi tutarlı, yinelenebilir ve standart
olmalıdır. Ancak kenar uyumu ölçüm teknikleri farlılıklar göstermektedir ve
genellikle şu kategorilere ayrılırlar: 1) direkt görüş, 2) kesit alma, 3) ölçü yöntemi,
4) dokunsal ve görsel gözlem, 5) lazer videografi, 6) profil yansıtma, 7) mikro-CT, 8)
CAD/CAM tarama, 9) silikon replika ya da siman analog ve 10) ağırlık ölçüm
yöntemleri. Bunlardan özellikle silikon replika, ağırlık ölçüm, mikro-CT ve
CAD/CAM tarama yöntemleri hasar vermeyen, pratik yöntemler olup kesit alma
yöntemi ise day-restorasyon örneğinin kesilmesi ile mikroskop altında direkt görerek
çalışıldığı için pratik olmayan ve hasar veren bir yöntemdir.Dental restorasyonların
adaptasyonunu ölçmek için standart bir protokol bulunmamaktadır. Bu nedenle,
farklı çalışmalardan elde edilen değişken sonuçların kısıtlamaları ve farklı
yorumlanmaları söz konusudur.Restorasyonların dış kenarları ile diş yüzeyi
arasındaki yakınlık;
adeziv rezin simanı ağız ortamındaki kimyasal, fiziksel ve
mekanik etmenlerin olumsuz etkileri ile bozunmaktan korur.Çalışmamızda, lamina
kaplamaların dış kenarları ile prepare/prepare edilmeyen diş yüzeyi arasındaki
‘’eksternal kenar uyumu’’ ölçümleri yapılmıştır.Lamina kaplama restorasyonun
kenar bitim yüzeyleri klinik açıdan belirlenmiş olarak gözlenmesine karşın
mikroskop altında incelendiğinde bu kenarlar yuvarlanmış olarak izlenir ve marjinal
açıklığın ölçüm noktalarının seçiminde zorluk yaratır.(92,93,94)
33 Marjinal uyum değerlerinin farklılık göstermesinin; uygulanan sistemlerin
farklı olmasına, uygulanan sistemde direkt veya indirekt yöntemle üretim
yapılmasına, kullanılan materyalin özelliklerine, simantasyon için kullanılan
materyalin özelliklerine veya simante edilip edilmemesine, büzülme veya
deformasyon miktarına bağlı olduğu düşünülmektedir.Ayrıca marjinal açıklığı ölçme
yöntemleri arasındaki farklılıklar da etkili olabilir.Stereomikroskop ya da elektron
mikroskobu kullanılarak direkt day üzerinden yapılan ölçümlerde ölçümün direkt
olarak uygulanabilmesi, dublikasyon ya da ara madde gerekmediği için daha
hassastır.(36,37, 38,39)Rezin replika tekniğinde kopyalama sırasında kullanılan
patern rezinde meydana gelen büzülme ve detay kaybı, ölçümlerde hata payı
oluşturur.(40)Siman aralığı – silikon replika tekniğinde silikon materyalinin yarattığı
hidrostatik basınç ile kronun preparasyon üzerine tam olarak oturmama olasılığı ve
silikon materyalindeki büzülme, ölçümde az da olsa sapmalara neden olur. (41,43,44,
45)Stereo ışık mikroskobu ve replika yöntemleri ile yapılan sayısal marjinal uyum
ölçümleri, adeziv restorasyonların kenar uyumlarının saptanmasında güvenilir
yöntemlerdir.Üç boyutlu yüzey tarama yöntemi ile ölçüm tekniğinde hassasiyet, üç
boyutlu tarama sisteminin çözünürlüğüne ve pozitif hata payına (kenarlarda pikleri
taklit eden) bağlıdır.Tarama sistemindeki hata payı da yukarıdaki etmenler
doğrultusunda kenarların yuvarlanmasına yol açma şeklinde sonuçlara direkt olarak
yansımaktadır.(53,95)
İndirekt bir restorasyonun kenar uyumu, simantasyon ve yapay yorma
işlemleri yapılarak ya da yapılmaksızın ölçülebilir.Bu çalışmada kenar uyumu
ölçümleri simantasyon yapılmadan, ancak ince ve akışkan olan bağlantı materyali,
sadece restorasyonları sabitlemek amacı ile tek noktadan uygulanarak kaydedilmiştir.
Bunun nedeni, simante edilmesi durumunda fazlalık simanın temizlense de
34 kenarların çoğunu kapatarak ölçümleri olumsuz etkilemesi riskidir.Ancak simante
edilmeksizin yapılan kenar uyumu ölçümleri, ağızda simantasyon sonrası meydana
gelen yüksek kenar açıklıklarını da tam olarak yansıtamamaktadır.Tüm bu etkenler
göz önüne alındığında tüm dental restorasyonlarda 300 µm’ye kadar olan kenar
açıklıklarının kabul edilebilir düzeyde olduğu da bildirilmiştir.(94)
Çalışmamızda, her iki lamina preparasyon şeklinde yapılan bölgesel
ölçümlerin sonucunda servikal bölge dışındaki tüm ölçümlerin ortalamaları
arasındaki fark anlamlı bulunmuştur.Bunun; iki grup arasındaki preparasyon
farkından kaynaklandığı düşünülmektedir.Ayrıca geleneksel lamina preparasyonunda
ön grup dişlerin anatomik nedenlerle servikal bölgedeki mine kalınlıklarının; uzantı
ve kalınlık açısından dentin tabakasına geçmeden 0.5 mm’den fazla madde kaybı
yapılmasına olanak vermediği de belirtilmiştir.(76)
Yapılan çalışmalarda kullanılan malzemeler; genellikle seramiklerdir.
Taranabilen literatürde kompozit lamina kaplamaların marjinal uyum ölçümüyle
ilgili çalışmalara rastlanılmamakla birlikte, bu çalışmadan elde edilen değerler;
ortalama olarak 115-142 µm arasında değişmekte ve literatürde farklı yöntemler ve
malzemeler ile yapılan seramik lamina kaplamalar ya da kronların kenar açıklık
ölçüm ortalamaları ile uyumluluk sergilemektedir.
Özellikle seramik laminaların simantasyonunda ışık ile polimerize olan çift
aşamalı (dual-curing) ya da kimyasal olarak sertleşen kompozit simanlar tercih
edilmektedir.Işık ile polimerizasyonun avantajları; yeterli çalışma süresi tanıması,
fazlalık kompozit materyalinin temizlendikten sonra ışık ile sertleşmesinin
sağlanabilmesi ve dolayısıyla bitirme ve parlatma işlemlerine daha az gereksinim
bırakmasıdır.(77)
35 Lamina kaplamaların kenarlarının bitirme işlemleri, var olan marjinal
defektleri giderebilir ancak restorasyonun glazür tabakasını kaldırır. Farklı
pürüzlülüklerdeki polisaj ekipmanı, yüksek hızda düz ve erişilebilir alanlarda
istenilen sonucu verebilirler ancak hiçbir materyal, hassas olan gingival ve
interproksimal bitim bölgeleri için yeterli değildir.(77)Tay ve ark., laminaların
simantasyonu sırasında, polimerize edilmemiş kompozit siman fazlalılığının bağlantı
materyali ile ıslatılmış bir pelet yardımı ile alınmasının, marjinal açıklıktan kompozit
rezin koparmadan parlatılabilir, pürüzsüz bir alan oluşturduğunu bildirmişlerdir.(78)
Çalışmamızda, standardizasyon sorunu nedeniyle çekilmiş insan dişi
kullanılmamıştır.Optik tarama ölçümlerinin etkilenmemesi amacıyla laminalar
simante edilmeksizin bağlantı materyali (Heliobond, IvoclarVivadent) yardımı ile tek
noktadan epoksi güdüklere sabitlenmişlerdir. Bu nedenle de kenar uyumları oldukça
yüksek sonuçlar vermiş olabilir.
Çok ince olan bölümlü lamina kaplamaların, simantasyon sırasında uygulanan
basınç altında kırılgan oldukları göz önüne alındığında, bu restorasyonların akışkan
kompozit rezin ile simantasyonlarının yapılmasının kırılma riskini azaltması yanı sıra
ince film tabakası oluşturarak adaptasyonlarının sağlanması ve doğal diş dokusu ile
sonlanma hattında bitirme-parlatma işlemlerinin de kolaylıkla yapılabilir olması gibi
avantajları olabilir.
Yukarıda sözü edilen bilgilerin ışığında özellikle bölümlü laminaların,
özellikle kırılma ve renklenme ile ilgili olarak klinik izlemleri üzerine daha fazla
çalışma yapılması gerekliliği doğmaktadır.
36 5.SONUÇ
Yapılan in vitro çalışmanın kısıtlamaları çerçevesinde; bölümlü laminaların
tüm ölçüm bölgeleri için kenar uyumu ölçümlerinin, geleneksel laminalara oranla
daha
düşük
değerler
verdiği
gözlenmiştir.Taranabilen
literatürde,
bölümlü
laminaların optik tarayıcı ile kenar ölçümlerinin hibrid kompozit materyal
kullanılarak yapılması, tarafımızca test edilmiştir ve klinik açıdan bölümlü laminaları
geleneksel lamina kaplamalara göre daha yüksek kenar uyumu sağlayabileceği
kanısına varılmıştır.Ancak ileri klinik çalışmalara gereksinim bulunmaktadır.
37 6.ÖZET
Sabit restorasyonların kalitesini belirleyen en önemli özelliklerden biri kenar
uyumlarıdır.
Araştırmamızda, iki farklı preparasyon şekli uygulanan yeni kompozit rezin
lamina kaplamaların kenar uyumlarının karşılaştırılması amaçlandı.
Çalışmada; iki adet üst santral kesici fantom diş (Frasaco, Almanya), silindirik
elmas frez (chamfer) ile vestibül yüzeyde preparasyon yapılarak geleneksel lamina
için altyapı oluşturuldu.Bölümlü lamina için preparasyon yapılmadı.Polivinil
siloksan (Affinis Putty Super Soft ve Affinis Precious, Coltene Whaledent, İsviçre) ile
alınan ölçülere şeffaf renkli epoksi reçine (Duratek, Türkiye); dökülerek iki grup
örnek elde edildi.Hazırlanan kalıplara otopolimerizan akrilik rezin (Imicryl S:C
,Konya,Türkiye) doldurularak örnekler yerleştirildi.Seramik dolduruculu kompozit
restoratif materyal (SR Nexco Paste, Ivoclar Vivadent, Schaan, Liechtenstein) ile iki
farklı
tipte
restorasyon
(geleneksel,bölümlü)
hazırlandı.Bağlantı
materyali
(Heliobond, IvoclarVivadent) ile çalışma modelleri üzerine yapıştırıldı.Modeller,
laboratuar spreyi (Whitepeaks Scan Spray, Essen,Almanya) ve laboratuar tipi tarayıcı
(Dental Wings 7.Series. Montreal,Kanada) ile taranarak görüntüleri
bilgisayara
aktarıldı.Görüntüler, Stl View (by Modulework) programı ile açılarak “Print screen “
ile Paint (sürüm 5.1, Microsoft) ‘e aktarılıp “.jpeg” haline getirildi.Marjinal uyum
ölçümleri için restorasyonun en dış noktası ile epoksi replika modelin en dış noktası
arasındaki uzaklıklar alındı.Bu ölçümler (Image J yazılım programı, Java Plug-in)
servikal-aksiyal kenarlar boyunca yapılarak, marjinal açıklıklar kaydedildi.Sonuçlar
istatistiksel olarak Mann Whitney U testi ile analiz edildi (SPSS 17.0 for Windows,
IL, ABD)
38 Bölümlü ve geleneksel gruplar arası ortalama marjinal uyum ölçüm sonuçları
(ortalama 115,5-16,9µm); distal(111,2-157), insizal (124,3-171,4), mezyal (113,3140) grup içi fark, servikal grup içi sonuçları haricinde (113,3-102) istatistiksel
olarak anlamlı bulundu (P<0.05).
Bölümlü laminaların tüm ölçüm bölgeleri için kenar uyumlarının, geleneksel
laminalara oranla düşük değerler verdiği gözlendi.
39 7.KAYNAKLAR
1. Dale, B.G, Aschheim, K.W. Esthetic Dentistry. Lea &Febiger London,1993.
2. Garber, DA, Goldstein, R.E. Feinman, RA. Porcelain laminate veneers.
Chicago. Quintessence Publishing Co. 1988.
3. Mink, J.R. Timmons, J.H. Laminate veneers. Dent. Clin. North Am., 1984,
28(1),187-203.
4. Pamir, A.D., Hasanreisoğlu, U. Laminate veneer restorasyonlar. A. Ü. Diş
Hek. Fak. Derg. 1986, 13, 99-107.
5. Zaimoğlu, A., Karaağaçlıoğlu, L. Microleakage in porcelain laminate
veneers. J. Dent. 1991, 19, 369-372.
6.
Hobo, S., Iwata, T. A new laminate veneer technique using a castable apatite
ceramic materials. I. Practical procedures, Quintessence Int. 1985, 16 (8),
509-512.
7. Hobo, S., Iwata, T. A new laminate veneer technique using a castable apatite
ceramic materials. II.Theoretical consideration, Quintessence Int. 1985,
16(7),451-458.
8. Horn, N.H. Porcelain laminate veneers bonded to etched enamel. Dent. Clic.
North Am. 1983, 27(4), 671-84.
9. Yıldırım G. “Porselen Laminate Veneerlar” Bitirme Tezi E.Ü. İzmir, 2001
10. Aydın M.”Estetik Amaçlı Porselen Çalışmalarında Kurallar” , İ.Ü.Diş Hek.
Fak. Protez A.D. Çapa, Nisan 1997.
11. Garber DA, Goldstein RE, Feinmann RA.
Porcelain laminate
veneers.
Quintessence Publishing Co.Inc., Chicago, 1988. p.36 132.
12. Şen D., Diş Hekimliğinde Kullanılan Tam Seramik Sistemleri.Diş
Hekimliğinde Klinik Dergisi, 1997, 10, 90-96.
40 13. Toksavul S.,Ulusoy M.,Yılmaz G., Tüm Seramik Kronlar.Ege Diş Hekimliği
Fakültesi Dergisi, 1993, 14, 21-26.
14. Yaluğ
S.,
Nalbant
L.,Porselen
Laminate
Veneer
Yapım
Yöntemleri.Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 1998,1, 56-58.
15. Crispin B. J., Hewlett E. R. Jo Y. H., Hornbrook D. S., Contemporary
Esthetic Dentistry: Practice Fundamentals. Quintessence Publishing Co.,
1994, 81-83.
16. Blatz M., Long Term Clinical Success of All Ceramic Posterior
Restorations.Quintessence Int., 2002, 33, 415-426.
17. Dumfahrt H., Göbel G., Bonding Porcelain Laminate Veneer Provisional
Restorations: An Experimental Study. J. Prosthet. Dent. 1999, 82, 281-285.
18. Toksavul S., Yılmaz G., Tüm Seramik İnleyler. Ege Diş Hekimliği Fakültesi
Dergisi, 1995, 16, 123-128.
19. Shaini F. J., Shortall A. C. C., Marquis P. M., Clinical Performance of
Porcelain Laminate Veneers : A Retrospective Evaluation Over A Period of
6,5 Years. Journal of Oral Rehabilitation, 1997, 24,553-559.
20. Nalbant D., IPS Empress Laminate Veneer Uygulaması. Ondokuz Mayıs
Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi, 2001, 6, 48-51.
21. Fradeani M., Six Year Folow Up With Empress Veneers Int. J. Periodont.
Rest. Dent., 1998, 18, 217-225.
22. McLean J. W., The Science and Art of Dental Ceramics. Quintessence
Books, 39.
23. Toksavul S., Artunç C., Ulusoy M., Toman M., Tüm Seramik Kronlar.
Bornova- İzmir, 2002, 42-45.
41 24. Demirel F., Çekiç C., Yüksel G., Metal Desteksiz Porselenlerde(IPS Empress
Sistem) Kullanılan Simanların Restorasyon Rengi Üzerine Etkisi. Selçuk
Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi , 1997, 7, 35-37.
25. Oktay G. H., Tüm Seramik Sistemler. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği
Dergisi, 2003, 24, 11-16.
26. Boening Klaus, Kaestner Kathleen, Luthardt Ralph, Walter Michael, Burs
With Guide Pins For Standadized Tooth Preparation. Quintessence Int.,
2001,32, 191-197.
27. A. Ü. Dişhekimliği Fakültesi Dergisi 2006, 33(1), 49-57.
28. Vig RG, Brundo GC. The kinetics of anterior tooth display. J Prosthet Dent
1978. 39, 722-734.
29. Gürel G. Porselen Laminat Veneerler.İmplant TR Dergisi, Ağustos-Eylül
Sayısı, 2005, syf 25-42.
30. Lejoyeux J. Prothese Complete, 3rd ed. Paris: Maloine, Garber DA and
Goldstein RE and Feinman RA Porcelain Laminate Veneers, Quintessence
Publishing Co. Inc, Tokyo, 1988, 130.
31. Brunton PA and Wilson HF: Preparations for porcelain laminate veneers in
general dental practice, Br Dent J, 1998, 184, 553-556.
32. Rufenacht CR, Berger RP, Lee RL, Nixon RL, Ricci G and Shavell HM:
Porcelain veneers: An esthetic yherapeutic alternative, Fundamentals of
Esthetics, Quintessence Publishing Co, Tokyo, 1992, 329-368,.
33. Moskowitz M. Nayyar A. Dterminants of dental esthetics: A rarionale fors
mile analysis and treatment.Compend Contin Educ Dent 1999. 16, 1164-1186
34. Yaluğ S. Şaimoğlu B. “Laminate Veneerlerde Kesim Özellikleri” G. Ü. Diş
Hekimliği Fakültesi A. D. Emek, Ek, 2001.
42 35. British Dental Journal Volume. 2002 193 No. 2 July 27, 73-87.
36. Giordano R. A., Dental ceramic restorative systems, Compendium, 1996, 17,
779-94.
37. Strating H., Pameijer C.H., Gildenhuys R.R., Evaluation of the marginal
integrity of ceramometal restorations. Part I, The Journal of Prosthetic
Dentistry, 1981, 46, 59-65.
38. Shillingburg H. T. Jr, Hobo S., Fisher Donald W., Preparation design and
magrin distortion in porcelain-fused-to-metal restorations. The Journal of
Prosthetic Dentistry, 1973, 29, 276-84.
39. Gemalmaz D., Alkumru H. N., Marginal fit changes during porcelain firing
cycles, The Journal of Prosthetic Dentistry, 1995, 73, 49-54.
40. Stppert F. J., Dai M., Chitmongkolsuk S., Gerds T., Strub J. R., Marginal
adaptation of three-unit fixed partial dentures constructed from pressed
ceramic systems, British Dental Journal, 2004, 196, 766-70.
41. Boening K. W., Wolf B. H., Schmidt A. E., Kastner K., Walter M. H.,
Clinical fit of procera all-ceram crown, J. Prosthet. Dent., 2000, 84, 419-24.
42. Molin M., Karlsson S., The fit of gold inlays and three ceramic inlay
systems.A clinical in vitro study, Acta Odontol. Scand., 1993, 51, 201-6.
43. Mou S., Chai T., Wang J., Shiau Y., Influence of different convergence
angles and tooth preparation heights on the internal adaptation of cerec
crowns, The Journal of Prosthetic Dentistry, 2002, 87, 248-55.
44. May K.B., Russel M.M., Razzoog M.E., Lang B.R., Precision of fit: The
procera all-ceram crown, J. Prosthet. Dent., 1998, 80, 394-404.
43 45. Reich S., Wichmann M., Nkenke E., Proeschel P., Clinical fit of all-ceramic
three-unit fixed partial dentures, generated with three different CAD-CAM
systems, Europen Journal of Oral Sciences, 2005, 113, 174-9.
46. Alkumru H., Hullah W. R., Marquis P. M., Wilson H. J., Factors affecting the
fit of porcelain jacket crowns, Br. Dent. J., 1988, 164, 39-43.
47. Christensen G. J., Marginal fit of gold inlay castings, The Journal of
Prosthetic Dentistry, 1966, 16,297-305.
48. Davis D. R., Comparison of fit of two types of all-ceramic crowns, The
Journal of Prosthetic Dentistry, 1988, 59, 12-6.
49. Hung S. H., Hung K. S., Eick J. D., Chappell R. P., Marginal fit of porcelainfused-to metal and two types of ceramic crown, The Journal of Prosthetic
Dentistry, 1990, 63, 26-31.
50. Shearer B., Gough M. B., Setchell D. J., Influence of marginal configuration
and porcelain addition on the fit of in-ceram crowns, Biomaterials, 1996, 17,
1891-5.
51. Strating H., Pameijer C. H., Gildenhuys R. R., Evaluation of the marginal
integrity of ceramometal restorations.Part I, The Journal of Prosthetic
Dentistry, 1981, 46- 59-65.
52. Alani A. H., Toh C. G., Detection of microleakage around dental restorations:
A review, Operative Dentistry, 1997, 22, 173-85.
53. Luthardt R. G., Bornemann G, Lemelson S, Walter M. H., Huls A., An
innovative method for evaluation of the 30 internal fit of CAD/CAM crowns
fabricated after direct optical versus indirect laser scan digitizing, Int. J.
Prosthodont., 2004, 17, 680-5.
44 54. Oden A, Andersson M, Krystek-Ondracek I, Magnusson D. Five-year clinical
evaluation of Procera AllCeram crowns. J Prosthet Dent 1998. 80, 450-456.
55. Besimo C, Jeger C, Guggenheim R. Marginal adaptation of
titanium
frameworks produced by CAD/CAM techniques. Int J Prosthodont 1997. 10,
541-546.
56. Canay RS, Hersek NE, Uzun G, Ercan MT. Autoradiographic determination
of marginal leakage of a pressed glass ceramic inlay. J Oral Rehabil. 1997.
24(9), 705-708.
57. Reich S, Wichmann M, Nkenke E, Proeschel P. Clinical fit of all ceramic
three-unit fixed partial dentures, generated with three different CAD/CAM
systems. Eur J Oral Sci 2005. 113(2), 174-179.
58. Greggs T. Historical perspectives. In: Garber DA, Goldstein RE, Feinman
RA. Porcelain laminate veneers, 1st ed. Chicago: Quintessence, 1988.
p. 11-3.
59. Castelnuovo J, Tjan AH, Phillips K, Nicholls JI, Kois JC. Fracture load and
mode of failure of ceramic veneers with different preparations. J Prosthet
Dent 2000. 83, 171-80.
60. Faunce FR, Myers DR. Laminate veneer restoration of permanent incisors. J
Am Dent Assoc 1976. 93, 790-2.
61. Mink JR, Timmons JH. Laminate veneers. Dent Clin North Am 1984. 28,
187-203.
62. Chalkley Y. Clinical use of anterior laminates- construction and placement. J
Am Dent Assoc 1980. 101, 485-7.
45 63. Hobo S, Iwata TA. A new laminate veneer technique using castable apatite
ceramic material. I.Theoretical considerations. Quintessence Int 1985. 16,
451-7.
64. Garber DA, Goldstein RE, Feinman RA. Porcelain laminate veneers. 1st ed.
Chicago: Quintessence, 1988. p. 36-51.
65. Gresnigt M, Özcan M.
Esthetic Rehabilitation of Anterior Teeth with
Porcelain Laminates and Sectional Veneers. J Can Dent Assoc 2011. 77, 143.
66. Akbar JH, Petrie CS, Walker MP, Williams K, Eick JD. Maginal adaptation
of Cerec 3 CAD/CAM composite crowns using two different finish line
preparation designs. J Prosthodont 2006. 15, 155-163.
67. Sorensen, JA, Strutz,J.M., Avera, S.P.,Materdominld. Marginal fidelity and
microleakege of poreelain veneers made by two tehcniques. J. Prosthel. Denl.
1992, 67, 16- 22.
68. Suh, P.S., Johonson, R., White, S.N. Fit of veneers made by CAD-CAM and
platinum foil methods. Operative Dent. 1997, 22, 121-127.
69. Sim, C., Ibbetson, R.J. Comparision of fit of porcelain veneers fabricated
using different teehniques. Int J. Prosth. 1993, 6, 36-42.
70. Liu, P.R., Isenberg, B.P., Lienfelder,K.F. Evaulating CAD-CAM genarated
ceramic veneers. J. Am. Dent. Assoc. 1993, 124, 59-63.
71. Schaerer, P., Sato, T., Wholwend, A. Acomparison of the marginal fit of
three cast ceramic crown systems. J. Prosthel. Denl. 1988, 59, 157-161.
72. Coyne, B.M.CA, Wilson, N.H.F. A clinical evaluation of the marginal
adaptation of porcelain laminate veneers. Eur. J. Prosthodont. Rest. Dent.
1994, 3(2), 87-90.
46 73. Sorensen, J.A. A standardized method for determinatian of crown margin
fidelity. J. Prosthet. Dent. 1990, 64, 18-24.
74. Çömlekoğlu ME, Dündar M, Özcan M, Güngör MA, Gökçe B, Artunç C.
Influence of cervical finish line type on marginal adaptation of zirconia
ceramic crowns. Operative Dentistry, 2009, 34-5, 586-592.
75. SR Nexco Paste Scientific Documentation, Ivoclar, Vivadent, 2012, 7.
76. Ferrari M, Patroni S, Balleri P. Measurement of enamel thickness in relation
to reduction for etched laminate veneers. The International Journal of
Periodontics and Restorative Dentistry 1992. 23, 407-13.
77. Peumans M, Van Meerbeek B, Lambrechts P, Vanherle G. Porcelain veneers:
a review of the literature. Journal of Dentistry 28. 2000. 163-177.
78. Tay WM, Lynch E, Auger D. Effects of some finishing techniques on
cervical margins of porcelain laminates. Quintessence International 1987. 18,
599-602.
79. Nalbant DA, Ömeroğlu N. Farklı porselen laminate veneer yapım
yöntemlerinin kenar uyumu açısından değerlendirilmesi. C.Ü. Diş Hekimliği
Fakültesi Dergisi, 2000, Cilt 3, Sayı 2.
80. Luthardt RG, Bornemann G, Lemelson S, Walter MH, Hüls A. An innovative
method for evaluation of the 3-D internal fit of CAD/CAM crowns fabricated
after direct optical versus indirect laser scan digitizing. Int J Prosthodont
2004. 17, 680-685.
81. Nakamura T, Dei N, Kojima T, Wakabayashi K. Marginal and internal fit of
CEREC 3 CAD/CAM all-ceramic crowns.Int J Prosthodont 2003. 16, 244248.
47 82. Denissen H, Dozic A, van der Zel J, van Waas M. Marginal fit and short-term
clinical performance of porcelainveneered CICERO, CEREC, and Procera
onlays. J Prosthet Dent 2000. 84, 506-513.
83. Karlsson S. The fit of Procera titanium crowns. An in vitro and clinical study.
Acta Odontol Scand 1993. 51, 129-134.
84. May KB, Russell MM, Razzoog ME, Lang BR. Precision of fit: The Procera
AllCeram crown. J Prosthet Dent 1998. 80, 394-404.
85. Boening KW, Wolf BH, Schmidt AE, Kastner K, Walter MH. Clinical fit of
Procera AllCeram crowns. J Prosthet Dent 2000. 84, 419-424.
86. Besimo C, Jeger C, Guggenheim R. Marginal adaptation of titanium
frameworks produced by CAD/CAM technologies. Int J Prosthodont 1997.
10, 541-546.
87. Bindl A, Mörmann WH. Fit of all-ceramic posterior fixed partial denture
frameworks in vitro. Int J Periodontics Restorative Dent 2007. 27, 567-575.
88. Tinschert J, Natt G, Mautsch W, Spiekermann H, Anusavice KJ. Marginal fit
of alumina based fixed partial dentures produced by a CAD/CAM system.
Oper Dent 2001. 26, 367- 374.
89. Bindl A, Mörmann H. Marginal and internal fit of all-ceramicCAD/CAM
crown-copings on chamfer preparations. J Oral Rehabil 2005. 32, 441-447.
90. Luthardt RG, Sandkuhl O, Herold V, Walter MH. Accuracy of mechanical
digitizing with a CAD/CAM system for fixed restorations. Int J Prosthodont
2001. 14, 146-151.
91. Witkowski S, Komine F, Gerds T. Marginal accuracu of titanium copings
fabricated by casting and CAD/CAM techniques. J Prosthet Dent 2006. 96,
47-52.
48 92. Colpani TJ, Borba M, Della Bona A. Evaluation of marginal and internal fit
of ceramic crown copings. Dental Materials 2013. 29, 174-180.
93. Aboushelib MN, Elmahy WA, Ghazy MH. Internal adaptation, marginal
accuracy and microleakage of a pressable versus a machinable ceramic
laminate veneers. Journal of Dentistry 2012. 40, 670-677.
94. Lin TM, Liu PR, Ramp LC, Essig ME, Givan DA, Pan YH. Fracture
resistance and marginal discrepancy of porcelain laminate veneers influenced
by preparation design and restorative material in vitro. Journal of Dentistry
2012. 40(3) 202-209.
95. Reich S, Wichmann M, Nkenke E, Proeschel P. Clinical fit of all-ceramic
three unit fixed partial dentures, generated with three different CAD/CAM
systems. European Journal of Oral Science 2005. 113, 174–83.
49 8.ÖZGEÇMİŞ
1989 yılında Trabzon’da doğdum. İlkokul 1. sınıfı Adana İbni Sina
İlköğretim Okulu’nda; 2, 3, 4, 5. sınıflar ve ortaokulu Adana Mithat Topal İlköğretim
Okulu’nda; liseyi ise Adana Seyhan Danişment Gazi Anadolu Lisesi’nde okudum.
2008 yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazandım.
50 
Download