AKILCI İLAÇ KULLANIMI Yard. Doç .Dr. Lokman KORAL Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Dünya ilaç pazarı 2015 yılında 1,08 trilyon dolara ulaşmıştır. Türkiye 2015 yılında dünyada 16. sıradadır. Dünya ilaç pazarı ( 2015 ) Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı ilaçlar ile ilaç dışı tıbbi ürünleri kapsayan Türkiye tıbbi ürün pazarı , 2015’te %15,5 büyüme ile 16,86 milyar TL’ye ulaşmıştır. Kutu ölçeğinde %6,7 büyüme ile 1,94 milyar hacim gerçekleştirmiştir. Tıbbi ürün pazarı (hastane satışları hariç, üretici fiyatlarıyla ) Tedavi gruplarına göre ilaç tüketimi 2015’te onkoloji ve kan ürünleri artma eğiliminde iken antibiyotikler ve antiromatizmal ürünler azalma eğilimi göstermişlerdir. %11,1 ile pazarda en çok paya sahip olan grup 2015 yılında’da onkoloji ürün grubu olmuştur. Tedavi gruplarına göre tutar ölçeğinde ilaç tüketimi Kutu bazında incelendiğinde antibiyotikler azalma eğilimine 2015’te de devam etmiş olup %10.5 pay ile en çok tüketilen ikinci tedavi grubu olmuştur. Antiromatizmal ürün grubu ise Pazar payını artırmaya devam ederek 1. sıradaki yerini korumuştur. Tedavi gruplarına göre kutu ölçeğinde ilaç tüketimi Neden akılcı ilaç kullanımı ? Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bir insanlık hakkı olarak sağlık ve sağlığa erişmekte eşitlik ilkesinden hareketle, ilaca erişebilirliğin uzun vadeli ilaç politikalarının ayrılmaz bir parçası olarak görülmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Tüm dünyada ; yanlış, gereksiz, etkisiz , yüksek maliyetli ilaç boyutlarda sorunlara neden olmaktadır. kullanımı çeşitli Bu etkiler arasında ; * Hastalık ve ölüm oranlarında artış olması, * İlaçların yan etki riskinin artması, * Kaynakların yanlış tüketilmesiyle sonuçta temel ilaçlara bile ulaşılabilirliğin azalması, * Acil ve temel ilaçlara karşı gelişebilecek dirence dayalı olarak, tedavinin ekonomik ve sosyal maliyetinin artması, Bu nedenlerden dolayı dünyada çeşitli çözüm yolları üretilmeye, geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda dünyada “Akılcı İlaç Kullanımı (AİK)” çalışmaları başlatılmıştır. 1985 yılında Nairobi’de yapılan DSÖ ( Dünya Sağlık Örgütü ) toplantısı AİK çalışmaları için başlangıç sayılmaktadır. Conference of Experts on the Rational Use of Drugs, World Health Organization, Nairobi, Kenya, WHO/CONRAD/WP/RI, (25-29.12.1985). 12 Ekim 2010 ’ da Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü bünyesinde; “Akılcı İlaç Kullanımı Şube Müdürlüğü” kurulmuştur . AİK, DSÖ tarafından; kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre ; uygun ilaca, uygun süre ve dozda, en düşük maliyette ve kolayca ulaşabilmeleri olarak tanımlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre ; ilaçların % 50′sinden fazlası uygun olmayan şekilde reçetelenmekte, temin edilmekte, veya satılmaktadır. Tüm hastaların yarısı kullanamamaktadır. da ilaçlarını doğru şekilde Ülkemizde de yanlış ve gereksiz ilaç kullanımı halk sağlığını etkileyen ciddi bir sorundur. Akılcı olmayan ilaç kullanımı ; • Hastaların tedaviye uyumunun azalmasına, • İlaç etkileşimlerine, • Bazı ilaçlara karşı direnç gelişmesine, • Hastalıkların tekrarlamasına ya da uzamasına, • Advers olay görülme sıklığının artmasına, • Tedavi maliyetlerinin artmasına neden olur. Akılcı İlaç Kullanımının sağlanması konusunda farkındalığın oluşturulması ve toplum bilincinin artırılmasında ; • Hekim, • Eczacı, • Hemşire, • Diğer sağlık personeli, • Hasta/ hasta yakını, • Sektör, • Düzenleyici otorite, • Meslek örgütleri, • Diğer (Medya, Akademi vb.) gruplar sorumluluk sahibi taraflar olarak sayılabilir. Akılcı ilaç kullanımı, öncelikli olarak halkın sağlığını ve toplumun çıkarını gözetir. Akılcı ilaç kullanımının sağlanabilmesi için dikkat edilmesi gerekenler: * Öncelikle hastanın probleminin tanımlanması (hekim tarafından doğru teşhisin konulması ), * İlaçlı veya ilaçsız, etkili ve güvenilir tedavinin tanımlanması, * Eğer ilaçla tedavi uygulanacaksa, -- Uygun ilaçların seçimi, -- Her bir ilaç için uygun dozun ve uygulama süresinin belirlenmesi ve uygun reçetenin yazılması, -- Onaylanmış, güncel tanı ve tedavi kılavuzları esas alınmalıdır. Kullanılmakta olan ve en son kullanılan ilaçlar, hastanın alerjik durumları sorgulanmalı ve hasta tarafından belirtilmelidir. -- İlaçların nasıl, -- Hangi dozda, -- Hangi sıklıkta (günde 2 defa, 12 saat arayla vb.), -- Ne kadar süre (kaç gün) kullanılacağı, -- Hangi koşullarda saklanacağı, Hastaya tam olarak anlatılmalı ve hasta / hasta yakını tarafından eksiksiz olarak uygulanmalıdır. İlaçlar kullanma talimatında belirtilen şekilde saklanmalıdır. Uygun olmayan saklama koşullarında ilaçların kimyasal yapılarında bozulma olabileceği yani etkisini kaybedebileceği hatta istenmeyen etkilerin ortaya çıkabileceği, zehirlenmelerin oluşabileceği unutulmamalıdır. Buzdolabında saklanması gereken ilaçlar kesinlikle buzlukta saklanmamalı ve dondurulmamalıdır. Hamilelik ve emzirme döneminde, çocuklarda, yaşlılarda, böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda, kronik hastalığı olanlarda, ilaç alerjisi öyküsü olanlarda ilaç kullanımı konusunda daha dikkatli olunmalıdır. İlaç; hekimin veya eczacının önerisi dışında; Çiğnenerek, Kırılarak, Bölünerek veya Suda çözülerek kullanılmamalıdır. İlaçlar çocukların göremeyeceği, ulaşamayacağı yerlerde, ışıktan ve nemden korunarak ve ambalajında saklanmalıdır. İlaç, hekiminiz tarafından önerilen süre boyunca kullanılmalıdır. İlaç kullanımı yarıda kesilmemeli, hekime danışmadan doz değişikliğine gidilmemelidir. Doz atlamamaya ve ilacı hekimin önerdiği şekilde almaya özen gösterilmelidir. İlaç dışı gıda takviyesi, bitkisel ürün gibi tedaviye yönelik diğer ürünlerin bilinçsiz kullanımından kaçınılmalıdır. Kesilmiş veya açılmış ambalajlar satın alınmamalı, son kullanma tarihi geçmiş olan ilaçlar kesinlikle kullanılmamalıdır. Onkoloji Alanında Akılcı Olmayan İlaç Kullanımı --Kemoterapotiklerin Onkolog dışı hekimlerce uygulanması nedeniyle yan etkilerinin etkin yönetilememesi, --Endikasyon dışı kullanımlara artan eğilim, --Terminal dönem hastalarda katkısı olmayacak tedavilere devam edilmesi, --Etkisi gösterilmemiş tedavilerin kullanımı, --İlaçların kanıtlanan etkilerinin dışında doz ve sürede kullanımı, --Tedavinin etkin olmadığı durumda destek tedavilerinin yetersiz uygulanması, --Yetersiz morfin uygulaması, --Kanser hastalarının beslenme solüsyonlarıyla beslenmesi, Akılcı antibiyotik kullanımı : Enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı açısından önemli ve uygun antimikrobik tedaviyle başarının sağlandığı bir alandır. Bununla birlikte gerek toplumda gerekse hastanede kazanılan enfeksiyon hastalıkları akılcı olmayan antimikrobiyal tedavilerin kullanılması sonucu tedavi edilememekte ve belki de hasta kaybedilmektedir. Uygun antimikrobiyal tedavi; sağ kalım, komplikasyon ve kronikleşmenin önlenmesi, hastalık şiddet ve süresinin kısaltılması açısından önemlidir. Hekimlerin elektronik ortamda reçeteleme davranışlarının analiz edilmesine imkan sağlayan “Reçete Bilgi Sitemi (RBS)”nden yararlanılarak, birinci basamakta 2011 yılında düzenlenmiş reçeteler değerlendirildiğinde; Toplam 439.539.673 kutu ilacın reçete edildiği, bunun %12,71 oranıyla 55.878.010 kutusun antibiyotiklerden oluştuğu tespit edilmiştir. Düzenlenmiş reçetelerin maliyet analizleri yapıldığında ise genel maliyetin % 14,14’ünü antibiyotikler oluşturmaktadır. Bu durum ülkemizdeki ilaç tüketiminde önemli bir yeri olan antibiyotiklerin akılcı kullanımının önemini göstermektedir. İdeal antibiyotik kullanımı için; doğru tanı sonrası doğru antibiyotik; - en uygun yoldan, - etkin dozda, - optimum aralıklarla, - uygun süreyle verilmelidir. Doğru antibiyotik kullanımı için, mikrobiyolojik olarak kanıtlanmış bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı mutlaka sorgulanmalıdır. * Tanı açısından gerekli değerlendirme yapılmadan ve enfeksiyon olmaksızın antibiyotik kullanılması, * Seçilen antibiyotiğin yanlış olması, * Antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olması, * Doz aralıklarının uygunsuz olması durumlarında antibiyotikler uygun kullanılmamış olur. * Etkinliği bilinen bir antibiyotik yerine maliyeti daha yüksek ve yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, * Gerekli olmadığı halde aynı anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması, * Kültür sonucuna uygun olmayan antibiyotik kullanımı da antibiyotiğin uygunsuz kullanımına örneklerdir. Birinci basamak tedavi hizmetlerinde tüm antibiyotik reçetelerinin çoğunlukla solunum yolu enfeksiyonları için düzenlendiğini gösterilmiştir. Birçok solunum yolu enfeksiyonu vakasında antibiyotiklerin gerekli olmadığına ve hastanın bağışıklık sisteminin basit enfeksiyonlarla mücadele edebilecek yeterlilikte olduğuna ilişkin kanıtlar mevcuttur. Sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili olan antibiyotikler; yaygın olarak yanlış kullanımın gözlendiği soğuk algınlığı veya grip gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar için çözüm değildirler ve virüsün diğer insanlara bulaşmasını önlemezler. Antibiyotik kullanımı gerektirmeyen durumlarda, enfeksiyon taşıyan hastalardan diğer kişilere bulaşmasını önlemek amacıyla enfeksiyon kontrol tedbirlerinin alınması yeterlidir. Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan biçimde kullanılması, bakterilerin sonraki tedavilere karşı direnç göstermesine neden olabilir. Antimikrobiyal direnç, bu mikroorganizmanın neden olduğu enfeksiyonu tedavi etmek veya önlemek amacıyla antimikrobiyal ajanın etkisinin azalmasına veya yok olmasına neden olur. Bakteriler için antibiyotik direnci, bakterilerin herhangi bir antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon yapabilmesidir. Bunun sonucunda ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç duyulduğunda işe yaramazlar. Bu yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturmaktadır. Antibiyotik direnci tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Antibiyotik-dirençli bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar, hastalığın ve ölüm oranlarının artması ve hastanede geçirilen sürenin uzaması ile sonuçlanmakta ayrıca tedavi maliyetlerinde de artışa neden olmaktadır. Antibiyotik kullanımı, insanlardaki normal bakteriyel floranın değişmesine bu da çoğu kez antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına ve ishal gibi yan etkilerin görülmesine neden olabilmektedir Bakteriyel enfeksiyonlara karşı en önemli silahımız olan antibiyotiklere direnç gelişimini önlemek için antibiyotikleri doğru kullanma konusunda toplum olarak farkındalığımızı artırmamız gerekmektedir. Dünya sağlık örgütü önerileri -- Koordinasyonu sağlayacak bir kurum -- Kanıta dayalı klinik rehberler -- Temel ilaç listesi -- İlaç ve tedavi komiteleri -- Farmakoterapi ve reçeteleme eğitimi -- Sürekli tıp eğitimleri -- Sağlık çalışanlarına geri bildirim -- Kamuoyunun bilgilendirilmesi ve halk eğitimleri SONUÇ VE ÖNERİLER ; * Akılcı ilaç kullanımı öncelikle tıp eğitimine (mezuniyet öncesi ve mezuniyet sonrası) güçlü bir şekilde entegre edilmeli * Hekimlerin çalışma koşulları her hastaya yeterli süre hizmet sunacak şekilde iyileştirilmeli * “Hastalıklara yönelik tanı ve tedavi rehberleri” güncel tutulmalı ve kullanımı yaygınlaştırılmalı * Tarafsız ilaç bilgi kaynaklarına erişimi * Eczacının bu alanda gerekli rolü üstlenebilmesi için eğitimi güncellenmeli * “Reçetesiz ilaç satılması veya verilmesi”nin önüne geçilmeli * Tedavi maliyetinin maliyet - etkililik bazında değerlendirilmesi için hekimin, eczacının, ödeme kurumlarında bu değerlendirmeyi yapan birimlerinin gerekli eğitimi almasının sağlanması; * İyi Eczacılık Uygulamaları doğrultusunda hizmet sunabilecek nitelikte eczacıların yetiştirilmesinin sağlanması * İlaç, malzeme, tıbbi cihaz standardizasyonu, ruhsatlandırılması, akılcı kullanımı konusunda uluslararası normlara uygun bir kurum oluşturulması gerekmektedir. TEŞEKKÜRLER…