Finansal İstikrar Raporu Mayıs 2017 Sayı 24 Finansal İstikrar Raporu Mayıs 2017 Sayı 24 TÜRKúYE CUMHURúYET MERKEZ BANKASI 7dare Merkezi Anafartalar Mah., 7sƟklal Cad. 10 Ulus, 06050 Ankara, Türkiye Telefon: (+90 312) 507 50 00 Faks: (+90 312) 507 56 40 Teleks: 44033 mrbrt tr; 44031 mbdõ tr World Wide Web Home Page: http://www.tcmb.gov.tr E-mail: [email protected], [email protected] ISSN 1305-8584 (Basõlõ) ISSN 1305-8576 (Online) Kamuoyunu bilgilendirme amaçlõ olarak hazõrlanan bu rapor esas olarak Mart 2017 verilerine dayanarak hazõrlanmakla beraber, raporun yayõmlandõùõ tarihe kadar yaüanan geliüme ve deùerlendirmeleri de içermekte olup, tüm içeriùi ile TCMB Genel Aù Sisteminde yer almaktadõr. Bu raporda yer alan bilgi ve verilere dayanarak verilecek kararlarõn sonuçlarõndan TCMB sorumlu tutulamaz. Önsöz Finansal İstikrar Raporu’nun son sayısından bu yana uygulanan koordineli politikalar, makro finansal riskleri sınırlamakta etkili olmuştur. Bu süreçte iktisadi faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskler önemli ölçüde azalmış ve finansal sistem sağlıklı görünümünü korumuştur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası enflasyon görünümüne karşı sıkı ve finansal istikrarı destekleyici duruşuyla ekonomimizin dayanıklılığını desteklemiştir. Küresel ve yurt içi makroekonomik görünümün yanı sıra finansal istikrara ilişkin güncel gelişmelerin detaylı bir şekilde incelendiği Finansal İstikrar Raporumuzun 24’üncü sayısının okuyucular için faydalı olmasını dilerim. Murat ÇETİNKAYA Başkan İçindekiler Genel Değerlendirme .............................................................................................. i I. Makroekonomik Görünüm ................................................................................... 1 I.1 Uluslararası Gelişmeler ................................................................................................. 2 Kutu I.1.I Uluslararası Ticarette Korumacı Politikalar ve Olası Etkileri ................... 5 Kutu I.1.II Finansal Araçlar Uluslararası Mali Raporlama Standardı 9: Beklenen Kredi Zararı ................................................................................. 8 I.2 Yurt İçi Gelişmeler....................................................................................................... 12 II. Finans Dışı Kesim .................................................................................................. 16 II.1 Hanehalkı Gelişmeleri ............................................................................................... 17 Kutu II.1.I Finansal Sistemde Yatırım Aracı Olarak Altın ve Ülkemizde Altın Bankacılığı ..................................................................... 22 II.2 Reel Sektör Gelişmeleri ............................................................................................. 24 Kutu II.2.I Reeskont Kredileri ve Yapılan Düzenlemeler ....................................... 31 III. Finansal Kesim..................................................................................................... 34 III.1 Kredi Gelişmeleri ve Kredi Riski ............................................................................... 35 III.2 Likidite Riski................................................................................................................. 43 Kutu III.2.I Net İstikrarlı Fonlama Oranı..................................................................... 49 III.3 Faiz ve Kur Riski .......................................................................................................... 51 III.4 Kârlılık ve Sermaye Yeterliliği .................................................................................. 54 Kutu III.4.I Kur Gelişmeleri ve Sermaye Yeterlilik Oranı ......................................... 57 IV. Özel Konular ....................................................................................................... 59 IV.1 Küresel Likidite ve Banka Dış Borçlarının Bölgesel Dağılımı .............................. 59 IV.2 Reel Sektörün Finansmana Erişimine İlişkin Tedbirler ......................................... 68 IV.3 Kredi Dolarizasyonunun Sürükleyicileri ................................................................. 74 IV.4 Bireysel Kredilere Yönelik Düzenlemelerin Etkileri .............................................. 84 IV.5 Banka Bazlı Faktörlerin Aktarım Mekanizması Üzerindeki Etkileri ..................... 89 Ekler .......................................................................................................................... 96 Grafikler, Tablo ve Şemalar ................................................................................... 97 Kısaltmalar ............................................................................................................. 101 Genel Değerlendirme 2016 yılı Kasım ayı Finansal İstikrar Raporu’ndan bu yana, küresel ekonomik faaliyette ivmelenme ve istikrarı artan bir küresel finansal ortam gözlenmiştir. Yurt içinde ise, alınan teşvik ve tedbirlerin katkısıyla ekonomik faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskler önemli ölçüde azalmıştır. İktisadi faaliyet 2016 yılının son çeyreğinde bir önceki dönemdeki kayıplarını telafi ederken finansal sistemi destekleyici makroihtiyati politikalar, maliye politikası ve kredi teşviklerinin katkısıyla toparlanma eğiliminin 2017 yılında da süreceği tahmin edilmektedir. Alınan tedbir ve teşvikler, kredi kanalının sağlıklı işleyişini destekleyerek finansal istikrara da katkı sağlamaktadır. Diğer taraftan, TCMB, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıları sınırlamak amacıyla Ocak ayından bu yana güçlü bir parasal sıkılaştırma yapmıştır. Para politikasındaki bu sıkı duruş, döviz kuru oynaklığını azaltmış ve finansal istikrara dönük riskleri sınırlamıştır. ABD’de gerçekleşen başkanlık seçimi sonrasında ABD finansal piyasalarında oluşan belirsizlik, yılın ilk çeyreğinde azalmıştır. Genişleyici maliye politikası, altyapı yatırımlarındaki artış ve finansal sisteme yönelik düzenlenmelerin esnetilmesine ilişkin beklentiler sonucunda hisse senedi fiyatları artmıştır. Bu dönemde, Fed politikalarına ilişkin belirsizliklerin azalmasının yanı sıra, para politikasındaki sıkılaşmanın daha uzun vadeye yayılacağı beklentisi devam etmektedir. Küresel piyasa oyuncuları, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası’nın düşük faiz politikalarını sürdürmesini beklemektedir. Küresel ekonomiye dair büyüme tahminlerinin yukarı çekilmesi ve para politikalarına dair belirsizliklerin bir miktar azalması sonucunda, risk primleri düşmüş ve finansal piyasalarda oynaklık azalmıştır. Bu faktörlere bağlı olarak risk iştahında da artış gözlenmiştir. Küresel piyasalara ilişkin iyimser hava ve gelişmekte olan ülke (GOÜ) ekonomilerindeki büyüme beklentileri, bu piyasalara ilişkin risk algılarını olumlu etkilemiştir. Bunlara bağlı olarak, son aylarda gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları güçlenirken yerel para birimleri ve diğer varlık fiyatlarında 2016 yılının son çeyreğindeki değer kayıpları telafi edilmeye başlanmıştır (Grafik 1 ve 2). Grafik 1 Grafik 2 Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelen Haftalık Fon Akımları (Milyar ABD Doları, 4 Haftalık Birikimli) Döviz Kuru Endeksleri 20 10 108 ABD Dolar Endeksi JP Morgan GOÜ Döviz Kuru Endeksi (Sağ E.) 161 106 159 104 157 0 155 102 153 -10 100 151 98 Borçlanma Senedi Fonları -30 Hisse Senedi Fonları 05.17 03.17 01.17 11.16 09.16 07.16 05.16 03.16 01.16 11.15 09.15 07.15 05.15 03.15 01.15 -40 149 96 147 94 145 92 143 01.16 02.16 03.16 04.16 05.16 06.16 07.16 08.16 09.16 10.16 11.16 12.16 01.17 02.17 03.17 04.17 05.17 -20 Not: JP Morgan GOÜ Döviz Kuru Endeksi, ABD dolar endeksiyle aynı yönde hareket edecek biçimde ters çevrilmiştir. Kaynak: EPFR (Son Veri: 05.17) i Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 05.17) Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Son dönemde, ekonomik aktivitedeki toparlanma, krediye erişim destekleri ve ılımlı büyüme beklentileri ile birlikte bankacılık sektörü bilançoları makul düzeyde büyümeye devam etmiştir. Kredilerin banka bilançoları içindeki yüksek payı korunmuştur. Tüketici kredilerine ilişkin makroihtiyati düzenlemeler ve son dönemde reel sektörün finansmanına yönelik alınan tedbirler ile kredilerin maliyet, teminat ve vade unsurlarındaki düzenlemeler kredi büyümesini desteklemektedir. Özellikle, 2017 yılı Mart ayının ikinci yarısından itibaren Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı firma kredisi kullandırımlarının ivmelenmesi ile firma kredilerinde güçlü bir artış gerçekleşmiştir (Grafik 3). Toplam kredi hacmindeki toparlanmada KGF destekli TL firma kredi büyümesi belirleyici olmuştur. Bireysel kredi tarafında konut ve ihtiyaç kredisindeki canlanma da bu süreci desteklemiştir. Bu gelişmelerin önümüzdeki dönemde ekonomik faaliyete pozitif katkı sağlamaya devam etmesi beklenmektedir. Ayrıca kredi büyümesinin daha çok firma kredilerindeki artıştan kaynaklanması iç talepteki toparlanmanın cari açık üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamaktadır. Kredi fiyatları üzerinde para politikası duruşundaki sıkılaşma, makroihtiyati politikalar, diğer teşvik ve destekler etkili olmuştur (Grafik 4). Grafik 3 Grafik 4 Yıllık Kredi Büyümesi Faiz Gelişmeleri ve Düzenlemeler (Yüzde, KEA) (4 Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde) 30 Toplam Krediler Firma Bireysel Düzenleme (Ticari) Düzenleme (Tüketici) Ticari Faiz Tüketici Faiz 25 25 20 20 15 15 10 10 5 0 Not: Dövize endeksli krediler YP kredilere dahil edilmiş, YP meblağlar ABD doları ve euro sepeti kullanılarak kur etkisinden arındırılmıştır. 2017 Mart ayına kadar aylık veri, Nisan ayı için haftalık veri üzerinden yıllık büyüme hesaplanmıştır. Not: Tüketici ve ticari faiz oranları yeni açılan kredilere uygulanan oranları ifade etmektedir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17) Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17) 04.17 01.17 10.16 07.16 04.16 01.16 10.15 07.15 04.15 01.15 10.14 07.14 04.14 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 5 2016 yılının ikinci yarısından itibaren, döviz kurlarında yerel ve küresel gelişmelerden kaynaklı dalgalanmaya ve yurt dışı finansman maliyetlerindeki göreli artışa bağlı olarak reel sektör firmalarının yurt dışı borçlanmaları düşmüş, yabancı para (YP) kredilerden TL’ye geçiş eğilimi gözlenmiştir. Kredi bileşimindeki değişim ile birlikte, ilgili kurumlarca alınan tedbirlere bağlı olarak reel sektörün net döviz pozisyonunda yaşanan iyileşme ve uzun vadeli yurt dışı yükümlülüklerin payındaki artış finansal istikrar açısından olumlu gelişmeler olarak değerlendirilmektedir. TCMB nezdinde oluşturulan veri takip sistemi ile önümüzdeki dönemde firmaların döviz riskinin takibine yönelik sağlıklı veri temini ve gelişme kaydedileceği değerlendirilmektedir. Finansal istikrar ve fiyat istikrarına yapısal katkı sağlanması hedefleri doğrultusunda, sistemik risk ölçüm kapasitesini artırmak, basiretli borçlanmayı sağlamak ve risk yönetimine katkıda bulunmak üzere finansal sistemde tüm paydaşlar arasındaki iş birliği ve koordinasyonun önümüzdeki dönemde daha da güçlenmesi önem taşımaktadır. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 ii Bankacılık sektörü güçlü likidite pozisyonunu korumakta ve olası bir likidite riskine karşı dayanıklılığını sürdürmektedir. Sektörün fonlama kompozisyonu dikkate alındığında, TL cinsinden kaynakların önemli bir bölümünün çekirdek yükümlülüklerden oluşması likiditeye katkı sağlamaktadır. Çekirdek dışı yükümlülüklerin toplam yükümlülükler içerisindeki payı son yıllarda yatay bir seyir izlemektedir (Grafik 5). Son dönemde iç talep yönlü faktörlere bağlı olarak yurt dışı borç temininde yaşanan sınırlı azalmaya rağmen çekirdek dışı fonlama kalemlerinin vadeleri, uygulamadaki tedbirlerin katkısıyla uzamaya devam etmiş ve olası küresel likidite şoklarına karşı bankacılık sektörünün direncini artırmıştır. Çekirdek dışı yükümlülüklerin payındaki istikrarlı seyrin bir yansıması olarak kredi/mevduat oranı son yıllardaki yatay seyrini korumaktadır (Grafik 6). Kredi büyümesini destekleyen çekirdek yükümlülüklerdeki ve sektörün kârlılığındaki artışa bağlı içsel sermaye üretimi ön plana çıkmaktadır. Grafik 5 Grafik 6 Mevduat Dışı Kaynakların Yabancı Kaynaklara Oranı Kredi/Mevduat Oranı (4 Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde) (4 Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde) 25 Yurt İçi Yurt Dışı Toplam (Sağ E.) 44 TL 140 YP Toplam 130 23 42 120 21 40 19 38 17 36 15 34 110 100 90 80 Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Bankacılık sektörünün 04.17 10.16 04.16 10.15 04.15 10.14 04.14 10.13 04.13 10.12 04.12 10.11 04.11 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 10.10 70 Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17) aktif kalitesindeki sağlıklı yapı korunmaktadır. Temel göstergelerden biri olan tahsili gecikmiş alacak (TGA) oranı yatay bir seyir izlerken, kredi yapılandırmalarının vade, teminat, fiyatlama gibi kredi unsurlarını içerir şekilde büyük oranda canlı kredilerde gerçekleştiği ve TGA’da yapılandırmanın sınırlı düzeyde kaldığı görülmektedir. Son veriler, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde yukarı yönlü hareketlenen yakın izleme rakamlarının gerilemeye başladığına işaret etmektedir. KOBİ’lere yönelik alınan teşvikler ve KGF projesi yanında ekonomik faaliyetteki canlanma beklentileri ile bu kredilere yönelik risklerin önümüzdeki dönemde makul düzeyde kalması beklenmektedir (Grafik 7 ve 8). Mevcut sermaye düzeyi ve son dönemde kârlılık oranlarında gözlenen toparlanma bankaların sermaye yapısını ve kredi verme kapasitesini desteklemektedir. iii Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Grafik 7 Grafik 8 Tahsili Gecikmiş Alacak Oranları Firma Kredileri Tahsili Gecikmiş Alacak Oranları (Yüzde) (Yüzde) 5,0 5,0 Toplam Firma Bireysel 4,5 Top. Firma Büyük Firma KOBİ 4,5 4,0 4,0 3,5 3,5 3,0 3,0 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 09.14 1,5 03.14 2,0 12.13 2,0 06.14 2,5 2,5 Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Bankacılık sektörü kârlılığı, 2016 yılında görülen artış eğilimini 2017 yılında da devam ettirmiştir. Kredi verme iştahındaki toparlanmayla birlikte net faiz gelirlerindeki iyileşme ve faiz dışı giderlerdeki tasarruf tedbirlerinin devamı sektörün kârlılığına katkı sağlamıştır (Grafik 9 ve 10). Önümüzdeki dönemde, ivmelenen kredi hacmi, faiz ve komisyon gelirlerindeki artış ve net faiz marjlarının olumlu katkısı ile kârlılığın devam etmesi beklenmektedir. Grafik 9 Grafik 10 Aktif ve Özkaynak Kârlılıkları Gelişimi Kredi Mevduat Faiz Farkının Gelişimi (Yüzde) (Yüzde) 10 Büyük Banka AKO Dağılımı 3 Aktif Kârlılık Oranı (AKO) (Sektör) Özkaynak Kârlılık Oranı (Sektör) (Sağ E.) Fark (Sağ E.) 15 25 TL Ticari Kredi 7 TL Mevduat 6 2,5 14 2 13 1,5 12 1 11 0,5 10 20 5 4 15 3 2 1 03.17 05.16 07.15 09.14 11.13 01.13 03.12 05.11 07.10 09.09 0 11.08 5 01.08 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 10 Not: Kârlılık oranları bir yıllık birikimli kâr üzerinden bir yıllık ortalama paydaya bölünerek hesaplanmaktadır. Not: KMH ve KK hesapları ve Temmuz 2015’ten itibaren sıfır faizli krediler Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17) hariç tutulmuştur. Bankacılık sektörü güçlü sermaye yapısını korumaktadır. 2017 yılı Mart ayı itibarıyla sektörün sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) yasal (yüzde 8) ve hedef rasyonun (yüzde 12) oldukça üzerinde gerçekleşmiş ve muhtemel şokları karşılamak için yeterli tampon bulundurmayı sürdürmüştür. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının bankacılık sektörü görünümüne ilişkin değerlendirmelerinin yurt dışı fonlama maliyetlerine sınırlı etkileri olmuştur. Bunun yanı sıra, kredi hacmindeki toparlanma kaynaklı kaldıraç etkisi ve yabancı para varlıklardaki kur etkileri sebebiyle risk ağırlıklı varlıkların artışı, sermaye yeterlilik oranını bir miktar aşağı çekmiştir. Ancak, döviz kurundaki dengelenme, kârlılıktaki artış eğilimi ve risk ağırlıklarındaki değişim ile birlikte sermaye yeterlilik oranı geçen yılın üçüncü çeyreğindeki seviyesini yakalamıştır (Grafik 11). Bankacılık sektörü bu rapor döneminde dış finansman olanaklarının yanı sıra, sermaye birikimleriyle de kredi büyüme hızlarını sürdürebilecek düzeydedir. Kârlılıktaki artış son bir yıllık dönemde yasal özkaynakları artıran temel etmen olarak ön plana çıkmıştır. Diğer taraftan, devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) faiz hadlerindeki Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 iv artış menkul kıymetlerin yeniden değerlemesi kanalından daha önceki dönemlerde gelen pozitif etkiyi sınırlamıştır (Grafik 12). Grafik 11 Grafik 12 Standart ve Çekirdek SYR Gelişimi Özkaynak Gelişimi (Yüzde) (12 Ay Birikimli, Miilyar TL) 20 Düzeltme ve Değerleme Kalemleri Kâr, Yedek ve Ödenmiş Sermaye Bilanço Özkaynakları Sermaye Benzeri Krediler Yasal Özkaynak Diğer Kalemler 10 Büyük Banka Standart SYR Dağılımı Standart SYR (Sektör) Çekirdek SYR (Sektör) 60 18 50 40 16 30 20 14 10 12 -10 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 0 Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Küresel jeopolitik gelişmeler ve ekonomi politikalarına dair belirsizlikler küresel finansal istikrar için önümüzdeki döneme ilişkin temel risk unsurları olarak görülmektedir. ABD’de uygulamaya konulması öngörülen genişleyici maliye politikasının boyutunun ve etkilerinin sınırlı kalması, korumacı dış ticaret politikalarına ağırlık verilmesi, Fed para politikasının normalleşmesi ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki siyasi belirsizlikler ile Çin ekonomisine dair kaygılar nedeniyle küresel risk iştahının azalması olası risk unsurlarıdır. Türk bankacılık sektörünün güçlü sermaye yapısı, aktif kalitesi ve sahip olduğu likidite kalkanları ile söz konusu risklere karşı dayanıklı olduğu değerlendirilmektedir. v Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr I. Makroekonomik Görünüm ABD başkanlık seçimi sonrasında küresel finansal piyasalarda oluşan belirsizlik, geçtiğimiz rapor döneminden bu yana bir miktar azalmıştır. Söz konusu dönemde, küresel belirsizliklerdeki azalma ve küresel büyümeye dair toparlanma sinyalleri, borsa endekslerinin, özellikle gelişmiş ülkelerde güçlü performans sergilemesini sağlamıştır. Enflasyon beklentilerindeki düşüşle, son dönemde tahvil piyasalarında da talep artışı görülmüş, uzun vadeli faiz oranları tekrar gerileme eğilimine girmiştir. Küresel risk iştahındaki artış ve yüksek getiri arayışı nedeniyle 2017 yılı başından itibaren gelişmekte olan ülkelere portföy girişleri yaşanmıştır. Portföy akımlarına bağlı olarak gelişmekte olan para birimleri endeksi, ABD doları karşısında değer kazanmıştır. Küresel büyüme, zayıf seyrini korumakla beraber, toparlanmaya devam etmektedir. Bununla birlikte, Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme oranı, son zamanlarda bir miktar güç kazansa da, halen gelişmiş ülke büyüme oranlarının altında seyretmektedir. İktisadi faaliyet, 2016 yılının son çeyreğinde, tedbir ve teşviklerin desteğiyle artan özel tüketim harcamaları ve güçlü seyreden mal ihracatının katkısıyla ılımlı bir toparlanma sergilemiştir. Öte yandan, döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmeler ile gıda fiyatlarındaki olmuştur. artış tüketici enflasyonunun yükselmesine neden Dış ticaret, turizm gelirlerinin ihracat kalemi içerisindeki payının düşmesine karşın, cari dengeye yaptığı pozitif katkıyı sürdürmüştür. Mal ve hizmet ihracatının, önümüzdeki dönemde, küresel ekonomik canlanmanın dış ticaret ortaklarımızda oluşturacağı net gelir etkisine ve pazar çeşitlendirme performansına bağlı olarak artması öngörülmektedir. Merkezi yönetim bütçe açığı, maliye politikasının iktisadi büyümeyi desteklediği 2016 yılı ikinci yarısında ve 2017 yılı ilk çeyreğinde bir miktar artış göstermiştir. Söz konusu artışın geçici olacağı ve mali disiplinin Türkiye ekonomisinin temel çıpası olmaya devam edeceği değerlendirilmektedir. Bütün bu gelişmelerin bir neticesi olarak, 2016 yılı ikinci yarısından bu yana, ülke varlıklarına yönelik risk algılamalarındaki olumlu seyir devam etmektedir. Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 1 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr I.1 2017 yılının ilk çeyreğinde iktisadi politika belirsizliği azalmıştır. Grafik I.1.1 ABD başkanlık seçimi sonrasında küresel finansal piyasalarda İktisadi Politika Belirsizliği Endeksleri (Endeks, 2012=100) oluşan belirsizlik geçtiğimiz rapor döneminden bu yana bir miktar Küresel AB ABD İngiltere (Sağ E.) 125 250 100 200 75 150 50 100 25 50 0 0 azalmıştır (Grafik I.1.1). Yeni yönetimin uygulamayı hedeflediği genişleyici maliye ve korumacı ticaret politikalarında gözle görülür bir ilerleme kaydedilmemesi (Bakınız Kutu I.1.1) ve para politikasındaki normalleşme sürecinin daha belirgin hale gelmesi, söz konusu belirsizliğin azalmasında rol oynamıştır. 04.17 300 01.17 150 10.16 350 07.16 400 175 04.16 200 01.16 450 10.15 500 225 07.15 250 04.15 Uluslararası Gelişmeler Not: Endeksler seviye olarak kendi arasında karşılaştırılabilir değildir. Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 04.17) ABD’de enflasyonun ABD Merkez Bankası’nın (Fed) hedefi olan yüzde 2’ye yakınsıyor olması, para politikasındaki normalleşme sürecini desteklemektedir. Enflasyondaki artış ve iktisadi faaliyete Piyasa katılımcıları Fed politika faizinde daha yumuşak bir patika öngörmektedir. Grafik I.1.2 FOMC Üyelerinin Medyan Politika Faizi Tahminleri (Düz Çizgiler) ve Piyasa Beklentileri (Kesikli Çizgiler) 3,5 09.16 03.17 17.05.2017 3 12.16 08.11.2016 ilişkin öncü göstergelerdeki iyileşme, Fed’in yılın kalan döneminde iki faiz artışına gitmesi olasılığını artırmıştır. Diğer taraftan, Fed Açık Piyasa İşlemleri Komitesi (FOMC) üyeleri ile piyasa katılımcılarının faiz artışına ilişkin uzun vadeli beklentilerinde ayrışma görülmektedir (Grafik 1.1.2). Daha açık bir deyişle, FOMC üyeleri 2019 yılına kadar olan süreçte politika faizinin yüzde 3 seviyesine yakınsayacağını öngörürken, 2,5 piyasa katılımcıları ekonomideki toparlanmayı daha ihtiyatlı bir 2 şekilde 1,5 değerlendirmekte ve faiz artırımlarının daha ılımlı gerçekleşmesini beklemektedir. Ayrıca, Fed bilançosunun küçülme 1 sürecine dair hususlar da gündemdeki yerini korumaktadır. 0,5 0 2017 2018 2019 Borsa endeksleri, özellikle gelişmiş ülkelerde, ABD başkanlık Not: Kesikli çizgiler 30 günlük Fed fonları futures faiz oranlarını göstermektedir. Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 17.05.2017) seçimi ABD başkanlık seçimi sonrasında özellikle gelişmiş ülke borsa endeksleri güçlü performans ortaya koymuştur. beklentilerindeki düşüşle, son dönemde tahvil piyasalarında da talep Grafik I.1.3 ülkeler genelinde, ABD’deki seçimin hemen ardından artış gösteren Borsa Endeksleri performans sergilerken, enflasyon yönlü artış görülmüştür (Grafik I.1.3 ve Grafik I.1.4). Gelişmekte olan (Grafik I.1.5). Almanya DAX ABD S&P 500 İngiltere FTSE 100 Japonya Nikkei 225 Brezilya IBOV Meksika IPC Çin Şangay Kompozit Grafik I.1.4 Grafik I.1.5 ABD, Almanya ve Japonya 10 Yıllık Hazine Tahvil Getirileri (Yüzde) Gelişmekte Olan Ülkelerde 10 Yıllık Hazine Tahvil Getirileri (Yüzde) ABD 10 Yıllık Almanya 10 Yıllık Japonya 10 Yıllık 4 Brezilya Endonezya Güney Afrika 20 3 Almanya DAX ABD S&P 500 İngiltere FTSE 100 Japonya Nikkei 225 Brezilya IBOV Hindistan Rusya Türkiye 15 2 1 10 Meksika IPC 0 Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 17.05.17) 25 -1 5 05.17 20 11.16 15 05.16 10 11.15 5 05.17 0 11.16 -5 05.16 Çin Şangay Kompozit 11.15 ABD doları cinsinden Yerel para cinsinden güçlü hazine tahvil getirileri, Ocak ayı sonrasında gerilemeye başlamıştır (Yüzde Değişim, 08.11.2016-17.05.2017) 2 sonrasında Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 19.05.17) Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Para politikası duruşu açısından bakıldığında, gelişmiş ülke merkez bankaları politikalarındaki ayrışmanın sürdüğü gözlenmektedir. Fed, Mart ayı toplantısında 2017 yılındaki ilk faiz artışını gerçekleştirmiş, bilanço küçültmeye başlayabileceğinin 2017 yılı başından itibaren gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları hız kazanmıştır Grafik I.1.6 Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelen Haftalık Fon Akımları (Milyar ABD Doları, 13 Hafta Birikimli) Tahvil Piyasaları işaretini vermiştir. Orta vadede enflasyonun hedeflenen düzeyinden 35 uzak ilişkin 25 para 15 kalacağı öngörülen Japonya endişelerin devam ettiği Avrupa ile finansal sisteme Birliği’nde genişleyici politikalarının devam etmesi beklenmektedir. Hisse Senedi Piyasaları 45 ABD Başkanlık Seçimi ABD Yeni Yönetiminin Göreve Başlaması 5 -5 -15 artış göstermiştir (Grafik I.1.6). Küresel iktisadi görünüme ilişkin öncü 05.17 04.17 03.17 02.17 01.17 12.16 arayışı nedeniyle gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları 11.16 -25 10.16 2017 yılı başından itibaren küresel risk iştahı ve yüksek getiri Kaynak: EPFR (Son Veri: 10.05.17) göstergelerin ve ABD’deki başkanlık seçimi sonrasındaki gelişmelerin etkisiyle söz konusu dönemde, yüksek getirili borçlanma araçlarına olan talep artmıştır. Benzer şekilde, sermaye piyasalarına da kayda değer bir giriş yaşanmıştır. Artan risk iştahına bağlı olarak, portföy girişlerinin yanı sıra, risk primlerinde de iyileşme gözlenmiştir (Grafik I.1.7). Artan risk iştahı ile birlikte gelişmekte olan ülke kredi temerrüt takası primlerinde iyileşme görülmüştür. Grafik I.1.7 Gelişmekte Olan Ülkelerde CDS Primleri (Baz Puan) Gelişmekte Olan Ülkeler 450 Seçilmiş Gelişmekte Olan Ülkeler 400 350 300 250 birimleri endeksinin ABD doları karşısında yaşadığı değer kaybı, yeni 200 yönetimin görevi devralmasından sonra başta tahvil piyasaları olmak 100 50 ABD doları önde gelen para birimleri karşısında önce güçlenmiş, ardından yaşanan siyasi gelişmeler neticesinde bir miktar değer kaybetmiştir. Öte yandan, Hollanda ve Fransa seçimleri sonrasında 05.17 02.17 11.16 08.16 05.16 02.16 girişlerine bağlı olarak Nisan ayı itibarıyla telafi edilmiştir (Grafik I.1.8). 11.15 0 05.15 üzere gelişmekte olan ülke piyasalarında yaşanan yoğun portföy 150 08.15 2016 yılı Kasım ayından bu yana, gelişmekte olan ülke para Not: Gelişmekte Olan Ülkeler arasında Brezilya, Çekya, Endonezya, G. Afrika, Kolombiya, Macaristan, Polonya, Romanya, Türkiye ve Şili yer almaktadır. Seçilmiş Gelişmekte Olan Ülkeler ortalaması hesaplanırken Brezilya, Endonezya ve G.Afrika CDS primleri kullanılmıştır. Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 17.05.17) AB’deki siyasi belirsizliklerin azalmasıyla euro, ABD doları karşısında Grafik I.1.8 değer kazanmıştır. Döviz Kuru Endeksleri ABD Dolar Endeksi (Sağ E.) JP Morgan GOÜ Döviz Kuru Endeksi (8 Kasım = 100) Brezilya Reali (8 Kasım = 100) Meksika Pezosu (8 Kasım = 100) Euro (8 Kasım = 100) Küresel büyüme, zayıf görünümünü korumakla beraber, 110 öncü göstergeler, başta AB olmak üzere özellikle gelişmiş ülkeler açısından bu yargıyı desteklemektedir 118 ABD Başkanlık Seçimi toparlanmaya devam etmektedir (Grafik I.1.9). Büyümeye ilişkin 114 100 110 106 (Grafik I.1.10). ABD’de 90 102 önümüzdeki dönemde uygulamaya konulması öngörülen genişleyici küresel büyüme için aşağı yönlü risk unsurları olarak öne çıkmaktadır. Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 05.17 04.17 03.17 02.17 01.17 12.16 11.16 10.16 korumacı ticaret politikaları ile Avrupa içerisindeki siyasi belirsizlikler 94 09.16 beklenirken, 08.16 vermesi 07.16 destek 06.16 büyümeye 05.16 politikalarının 04.16 maliye 98 80 Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 17.05.17) 3 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Küresel büyüme zayıf görünümünü korumakla beraber, toparlanmaya devam etmektedir. Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme oranı, son zamanlarda toparlanma sergilese de, halen gelişmiş ülke Grafik I.1.9 Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Büyüme Oranları (Yüzde, Yıllık) GÜ GOÜ Çin ve Hindistan Hariç GOÜ büyüme oranlarının altında seyretmektedir. Çin’in yatırım ve ihracata dayalı büyüme modelinden tüketime dayalı büyüme modeline geçiş sürecinde 10 8 büyüme hızında kaybettiği ivmede, bir düzelme görülmemektedir. Ayrıca Çin’deki gölge bankacılık ve yüksek 6 borçluluk, finansal kırılganlık unsuru olarak değerlendirilmeye devam 4 2 etmektedir. 0 -2 -4 Emtia fiyatlarında 2016 yılından bu yana görülmekte olan artış -6 123412341234123412341234123412341234 eğilimi 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 Not: Gelişmiş Ülkeler: ABD, Euro Bölgesi, Japonya, İngiltere, Kanada, G.Kore, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka, İsrail. Gelişmekte Olan Ülkeler: Çin, Brezilya, Hindistan, Meksika, Rusya, Türkiye, Polonya, Endonezya, G.Afrika, Arjantin, Tayland, Malezya, Çekya, Kolombiya, Macaristan, Romanya, Filipinler, Ukrayna, Şili, Peru, Fas. Kaynak: Bloomberg, TCMB (Son Veri: 12.16) sürmektedir (Grafik I.1.11). Genel emtia endeksinin yükselmesinde, Çin ekonomisindeki göreli toparlanma ve başta ABD olmak üzere küresel büyümeye yönelik olumlu sinyaller rol oynamıştır. OPEC tarafından petrol arzına getirilen üretim kısıtlamasının, kısmen uygulanması sebebiyle, petrol fiyatları sınırlı oranda artmıştır. Bu gelişmede ayrıca, ABD kaya petrolü üretimi ile genel petrol Grafik I.1.10 İmalat Sanayi PMI Endeksleri stoklarında gerçekleşen artış da rol oynamıştır. Euro Bölgesi Çin ABD Japonya GOÜ 60 60 Küresel ölçekte son bir yıl içinde gerçekleşen seçimler ve 55 ortaya çıkan sonuçlar, önümüzdeki dönemde siyasi belirsizliklerden 55 kaynaklanan kırılganlıkların bir miktar azalacağına işaret etmektedir. 50 50 45 45 Ancak, İngiltere’nin erken seçime gidecek olması, Almanya seçimleri siyasi 04.17 10.16 04.16 10.15 04.15 10.14 ve AB-İngiltere müzakereleri, finansal piyasaları etkilemesi beklenen belirsizlik unsurları olarak değerlendirilmektedir. Para politikalarının şekillenmesinde, Fed bilançosunun küçültülmesine Kaynak: Bloomberg, TCMB (Son Veri: 04.17) yönelik atılacak adımların, gelişmiş ülkelerdeki enflasyon seyrinin ve bankacılık sektörü gelişmelerinin rol oynayacağı düşünülmektedir. Grafik I.1.11 Emtia Fiyatları Ayrıca, küresel finansal reformların tamamlanması ile düzenlemelere (Endeks, ABD Doları) ilişkin belirsizliklerinin ortadan kaldırılması ve reformların uygulamaya S&P Metal Endeksi S&P Genel Emtia Endeksi Brent Petrol (Sağ E.) 65 düzenlemelerde ayrışmanın ve geriye dönüşlerin yaşanmaması, açık 300 55 ve bütünleşik bir küresel finansal sistem için bir ön koşul niteliğindedir. 200 45 100 35 Küresel iktisadi büyüme ve gelişmiş ülkelerdeki siyasi ve finansal 0 25 koşullar, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketlerini Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 19.05.2017) 05.17 400 11.16 geçmesi beklenmektedir. Başta ABD olmak üzere, reformlar ve 05.16 75 11.15 500 etkileyebilecek unsurlar arasındadır. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülkelerin finansal sistemlerinin dayanıklılığını artırmak için makroihtiyati tedbirlerin yanı sıra, yapısal sorunlara odaklı politikalar izlemeleri önem kazanmaktadır. 4 Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Kutu I.1.I Uluslararası Ticarette Korumacı Politikalar ve Olası Etkileri 1980’li yılların başından bu yana artarak devam eden küreselleşme olgusu, küresel ve bölgesel entegrasyonu destekleyen liberal politika uygulamalarını beraberinde getirmiştir. Bilgi teknolojileri, ulaşım ve haberleşme alanlarındaki gelişmeler küresel sermaye akımları ve ticaret hacminin artmasına katkıda bulunmuştur. Liberal ticaret politikalarının da etkisiyle ülkeler “küresel değer zincirlerinin” birer parçası olmuş ve üretim faaliyetlerinde yapısal bir dönüşüm meydana gelmiştir. Bu süreçte, uluslararası ticaret hacmindeki değişimin küresel büyüme ve talep koşullarına duyarlılığı artmıştır.1 AB gibi siyasi ve ekonomik oluşumların yanı sıra, NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) benzeri çok taraflı ticaret anlaşmaları ve Çin’in, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’ne üyeliği gibi gelişmeler de küresel ticaret akımlarının artmasına katkı sağlamıştır. Bununla birlikte, istihdam, gelir dağılımı ve kalkınma üzerindeki etkileri bakımından ele alındığında, küreselleşme yanlısı ticaret politikalarının ülkelere yansımalarında farklılıklar bulunmaktadır. Küresel finansal kriz sonrasında ise, zayıf iktisadi büyüme ve azalan yatırımların etkisiyle küreselleşmenin büyüme ve istihdam üzerindeki etkileri hissedilir hale gelmiş, ticarette korumacı politikalara daha fazla başvurulmaya başlanmıştır. DTÖ’nün raporuna göre2, G20 ülkeleri genelinde uygulamaya konulan ticaret tedbiri sayısı Ekim 2015 ve Mayıs 2016 tarihleri arasında aylık ortalama 21 adet ile 2009 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde, uygulanan 145 adet ticaret tedbirinin 89’unu telafi edici önlemler ve anti-damping uygulamaları oluşturmuştur. Son yıllarda, büyüme ve istihdamdaki olumsuz gelişmeler ve artan göç hareketleri nedeniyle gelişmiş ülkelerde korumacı politikalar dile getirilmeye başlanmıştır. Bu dönemde, İngiltere’nin AB’den ayrılmasını ifade eden Brexit sürecinin başlaması siyasi ve ekonomik belirsizliğin artması ile sonuçlanmış ve entegrasyon karşıtı politikaların yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır. Ayrıca, ABD başkanlık seçimi sonrası dönemde yeni yönetimin seçim vaatleri arasında yer alan korumacı ticaret politikalarının uygulanmasına yönelik belirsizlik, hâlihazırda küresel finansal kriz sonrasında yavaşlayan küresel ticaret akımları ve ekonomik büyüme üzerinde aşağı yönlü risk unsuru olarak değerlendirilmektedir.3 Bu nedenle, yeni yönetim tarafından uygulamaya konulması öngörülen korumacı ticaret politikalarının olası etkileri küresel iktisadi görünüm açısından önem taşımaktadır. ABD’nin dış ticaret açığı kompozisyonunun korumacı ticaret politikalarının gündeme gelmesinde belirleyici olduğu değerlendirilmektedir. 2016 yılı itibarıyla, ABD’nin dış ticaret açığında ilk sırayı Çin almakta, Japonya, Almanya ve Meksika ise Çin’i takip etmektedir (Grafik I.1.I). Bölgesel olarak, ABD’nin dış ticaret açığının yoğunlaştığı Asya ekonomilerinin, olası korumacı politikalardan en çok etkilenecek ülkeler arasında olması muhtemeldir. 1 Domit, S. ve T. Shakir (2010). “Interpreting the World Trade Collapse”, Bank of England Quarterly Bulletin. 2 “Report 3 on G20 Trade Measures”, WTO OMC, Haziran 2016. IMF Küresel Finansal İstikrar Raporu, Nisan 2017. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 5 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Grafik I.1.I.1 Serbest ticaret anlaşmalarının gözden ABD Dış Ticaret Açığında Ülkelerin Dağılımı (Milyar ABD Doları) Çin geçirilmesi, tekrar müzakere edilmesi, Meksika ve Çin’den yapılacak ithalat Japonya Almanya için sırasıyla yüzde 35 ve yüzde 45 oranında Meksika gümrük İrlanda Vietnam 70 65 vergisi uygulamaya İtalya 347 NAFTA’nın getirilmesi, ABD konulabilecek tarafından olası korumacı ticaret politikaları arasında dile getirilmektedir.1 63 36 32 28 Öte yandan, seçim sonrası dönemde ilk olarak Trans-Pasifik Kaynak: ABD İstatistik Bürosu (Son Veri: 2016) Ortaklığı uygulamaya (TPP) konulmaması anlaşmasının kararlaştırılmıştır. Bunun bir nedeni, TPP’nin yüksek nitelikli işgücüne daha fazla katkı sağlaması, ancak gelir dağılımındaki eşitsizliği artırması olasılığıdır. İlave olarak, 2017 yılı Mart ayında Almanya’da düzenlenen G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısında korumacı politikaların engellenmesine dair maddenin ABD’nin önerisiyle sonuç bildirgesinden çıkarılması, uluslararası piyasalarda yankı bulan bir gelişme olmuştur. Ancak, ABD yönetiminin öne sürdüğü korumacı ticaret politikalarının hayata geçirilmesi yönünde bazı yasal ve siyasi engeller bulunduğu da görülmektedir. Sağlık reformunda değişiklik öngören yasa tasarısının ertelenmesi, siyasi engellere bir örnek olarak değerlendirilebilir. Tablo I.1.I.1 Türkiye’nin ABD’ye İhracatı (Milyar ABD Doları) 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Toplam İhracat 3,76 4,58 Dış Ticaret Açığı 8,55 İhracatın Toplam İçindeki Payı (%) İhracat Artışı (%, Yıllık) 2016 5,60 5,64 6,34 6,40 6,62 11,45 8,53 6,96 6,38 4,74 4,24 3,3 3,4 3,7 3,7 4 4,4 4,6 16,1 21,8 22,3 0,6 12,4 0,9 3,6 Kaynak: TÜİK (Son Veri: 2016) Başta IMF olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından yayımlanan raporlarda korumacı ticaret politikaları, küresel iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönlü risk faktörü olarak görülmeye devam etmektedir. Bahsedilen önlemlerin uygulamaya konulması durumunda, ABD ve gelişmekte olan ülkeler üzerinde birtakım olumsuz yansımaları olması tahmin edilmekle birlikte, söz konusu politikaların Türkiye ekonomisi üzerine doğrudan etkilerinin sınırlı olacağı değerlendirilmektedir. Türkiye’nin ABD’ye ihracatı artış eğiliminde olup, 2016 yılı itibarıyla, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 4,6’sını oluşturmaktadır (Tablo I.1.I). ABD’ye yapılan ihracatın yıllık büyüme hızı 2010 ve 2016 yılları arasında dalgalı bir seyir izlemesine karşın, dış ticaret açığında azalma kaydedilmiştir. Ayrıca, ABD’nin Türkiye’den gerçekleştirdiği ithalatta uyguladığı ortalama tarife oranları, gıda ve tarımsal hammadde 1 “Here’s Donald Trump’s Presidential Announcement Speech,” 16 Haziran 2015, time.com/3923128/donald-trump-announcement-speech (erişim tarihi 2 Mayıs 2017); “Trump calls NAFTA a ‘disaster,’” 25 Eylül 2015, www.cbsnews.com/videos/trump-calls-nafta-a-disaster (erişim tarihi 2 Mayıs 2017). 6 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr sektörlerinde Grafik I.1.I.2 Çin dünya ortalamasının üzerindedir (Grafik I.1.2). Bu ABD Tarafından Uygulanan Ağırlıklı Ortalama Efektif Tarife Oranları (2015 Yılı, Yüzde) Türkiye hâlihazırda bakımdan, ABD’nin bazı sektörlerde Çin’e tek Dünya taraflı tarife artışı uygulaması durumunda, Türkiye’nin ABD pazarındaki 12 10 rekabet gücü Çin’e kıyasla nispi olarak 8 6 artabilecektir. 4 bulgulara göre1, Türkiye’nin gelişmiş ülkelere 2 yaptığı ihracatta gelir esnekliğinin yüksek Not: Sektörel ayrım SITC REV2’ye göre yapılmıştır. Kaynak: World Integrated Trade Solution (WITS). Tekstil Madenler ve Metaller Sanayi Gıda Kimya Tarımsal Ham Madde 0 olması da Bununla ABD’nin politikalarının etkilerinin beraber, olası sınırlı ampirik korumacı olması beklentisini desteklemektedir. Ancak, söz konusu politikaların küresel iktisadi görünüm üzerindeki etkileri çok yönlü olarak yakından takip edilmelidir. 1 Çulha ve Kalafatcılar, TCMB Ekonomi Notları, 2014-05. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 7 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Kutu I.1.II Finansal Araçlar Uluslararası Mali Raporlama Standardı 9: Beklenen Kredi Zararı 2008 küresel finansal krizinde bankalar ve diğer kredi kuruluşlarının yüksek kredi zararlarına maruz kalmaları, bu zararların finansal tablolara geç ve olması gerekenden daha az düzeyde yansıtılmasına neden olan “gerçekleşen kredi zararı” yaklaşımının gözden geçirilmesine zemin hazırlamıştır. Küresel kriz sonrasında G20 liderleri, ülkelerin yasal otoriteleri ve düzenleyici kurumların çağrısı ile Uluslararası Muhasebe Standartları Kurumu (IASB- International Accounting Standards Board), çalışmalarını tamamlayarak 2014 yılında “Uluslararası Mali Raporlama Standardı (IFRS International Financial Reporting Standards) – 9” dokümanını yayımlamıştır. Dokümanda, kredi sınıflandırması ve risk ölçümü, beklenen kredi zararı, riskten korunma muhasebesi konularına ilişkin yeni düzenlemelere yer verilmektedir. Bu kutuda, 2018 yılında uygulanmaya başlanacak olan IFRS 9 muhasebe standardında yer alan ve daha ihtiyatlı bir karşılık mekanizmasına imkân tanıyan “beklenen kredi zararı yaklaşımı” hakkında bilgi verilmektedir. Beklenen Kredi Zararı IFRS 9, IAS (International Accounting Standards) 39’un salt geçmişi esas alan yaklaşımının aksine, “krediye ilişkin gelecekteki nakit akış tahminlerini etkileyebilecek mevcut ve geçmiş tüm verilerden yararlanılması” yaklaşımını benimsemektedir. Beklenen kredi zararı (BKZ), finansal aracın beklenen ömrü boyunca kredi zararlarının olasılıklarına göre ağırlıklandırılmış bir tahmini, diğer bir ifadeyle tüm nakit açıklarının bugünkü değeridir. Nakit açıkları “sözleşmeye göre işletmeye yapılması gereken nakit akışları ile işletmenin almayı beklediği nakit akışları arasındaki fark” olarak tanımlanmaktadır. BKZ hesaplamasında, geçmiş olaylar ile mevcut ve gelecekteki ekonomik koşullara ilişkin öngörülerden elde edilen makul ve desteklenebilir tüm bilgiler kullanılmaktadır. IFRS 9’un BKZ yaklaşımı Basel III’ün beklenen kayıp hesaplamasına benzemekle birlikte, Basel III’te, beklenen kayıp 12 aylık bir zaman penceresi için hesaplamaktadır. BKZ’nin hesaplanmasında kullanılan temerrüt olasılıkları (TO) ve temerrüt halinde zarar (THZ) bileşenleri bir finansal varlığın kalan vadesi içindeki her dönem için marjinal olarak tahmin edilir. Riske maruz değer (RMD) ise varlığın ömrü boyunca gerçekleşecek nakit akımlarına göre tahmin edilir. İskonto faktörü (İF) kullanılarak beklenen zararın bugünkü değeri belirlenir. BKZ kısaca aşağıdaki formül ile ifade edilebilir: BKZ = TO*THZ*RMD*İF BKZ, iki yaklaşımla finansal tablolara yansıtılmaktadır: 12 aylık BKZ: Ömür boyu beklenen kredi zararının raporlama tarihinden sonraki 12 ay (finansal aracın beklenen ömrünün 12 aydan az olması durumunda kalan vade) içinde finansal araca ilişkin gerçekleşmesi mümkün temerrüt hallerinden1 kaynaklanan beklenen kredi zararı kısmını ifade Temerrüdün gerçekleşeceğini ortaya koyan makul ve desteklenebilir bilgi bulunmadığı takdirde temerrüdün azami 90 gün içinde gerçekleşeceği karinesine göre hareket edilir. 1 8 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr etmektedir.1 12 aylık BKZ, 12 ay içinde öngörülen nakit açığı değil, varlığın bilançoda tutulduğu süre boyunca (ömür boyu) beklenen nakit açıklarının, 12 ay için temerrüt olasılığıyla ağırlıklandırılmasıyla hesaplanan zarar tutarıdır. Ömür boyu BKZ: Finansal aracın beklenen ömrü boyunca gerçekleşmesi mümkün tüm temerrüt durumlarından kaynaklanan beklenen kredi zararlarını ifade etmektedir.2 IFRS 9 kredi kalitesindeki değişime bağlı olarak 3 aşamalı beklenen değer düşüklüğü modeli belirlemiştir.3 Tablo I.1.II.1 Değer Düşüklüğünün Şartları ve Aşamaları Aşama Zararın Tanımlanması Faiz Geliri Aşama 1 Aşama 2 Aşama 3 12 Aylık Beklenen Kredi Ömür Boyu Beklenen Kredi Zararı Zararı Brüt Defter Değer Net Defter Değeri Aşama 1: İlk kez muhasebeleştirilmesinde bir artış olmayan ya da düşük kredi riskine4 sahip olan finansal araçları içermektedir. Bu finansal araçlar için ayrılacak kredi zarar karşılığı, 12 aylık beklenen kredi zararı yöntemi ile belirlenmektedir. Bu aşamadaki varlıkların faiz geliri brüt defter değeri üzerinden hesaplanmaktadır. Aşama 2: İkinci aşamaya geçiş, kredi riskinde önemli bir artış yaşanmasına bağlanmıştır. İlk kez muhasebeleştirilmesinden itibaren kredi riskinde önemli artış olan, başka bir ifadeyle düşük kredi riskine sahip olarak sınıflandırılamayan finansal araçlar bu aşamada değerlendirilmektedir. Bu varlıklar için BKZ, ömür boyu beklenen kredi zararı yöntemi ile muhasebeleştirilir. Bu aşamadaki varlıkların faiz geliri, aşama 1’de yer alan varlıklara benzer şekilde, brüt defter değeri üzerinden hesaplanır. Aşama 3: Aşama 2’de belirtilen koşulların yanı sıra kredi zararının gerçekleştiği veya temerrüt halinde olan finansal araçları kapsamaktadır. Bu aşamadaki varlıklar için de ömür boyu beklenen kredi zararı yöntemi ile zarar karşılığı ayrılmaktadır. Ancak bu aşamadaki varlıkların faiz geliri, brüt defter değeri üzerinden değil, değer düşüklüğü karşılığı ayrıldıktan sonra oluşan net defter değeri üzerinden hesaplanır. 1 TFRS 9 (2017 Sürümü) Finansal Araçlar, EK A Tanımlanan Terimler 2 TFRS 9 (2017 Sürümü) Finansal Araçlar, EK A Tanımlanan Terimler 3 Snapshot: 4 TFRS Financial Instruments: Expected Credit Losses (2013), IFRS. 9 (2017 Sürümü) Finansal Araçlar, B5.5.22 Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 9 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Örnek: 2018 yılı Ocak ayı başında yıllık yüzde 10 faiz oranı ile 100 bin TL tutarında yıllık faiz, vade sonu anapara ödemeli 4 yıl vadeli teminatsız kredi kullandırılmıştır. Kredi teminatsız olduğundan THZ yüzde 100, anapara ödemesi vade sonunda gerçekleştirileceğinden incelenen dönemlerde brüt kredi tutarı 100 bin TL seviyesinde olarak kabul edilmiştir. 1) 31 Aralık 2018: Kredi aşama 1’de değerlendirilir. Takip eden 12 aylık dönemde bu kredinin temerrüt olasılığı banka modeli kullanılarak yüzde 1 olarak tahmin edilmiştir. 2) 31 Aralık 2019: Ekonomik koşullardaki kötüleşmeye bağlı olarak müşterinin nakit akımlarında problem yaşanması beklendiğinden kredi riski önemli ölçüde artmıştır. Bu kredi aşama 2 kapsamına geçmiştir. Kredinin kalan vadesi boyunca temerrüt olasılığı yüzde 35 olarak tahmin edilmiştir. 3) 31 Aralık 2020: Kredi geri ödemesi gerçekleştirilemediğinden kredi aşama 3 kapsamına geçmiştir. Bu aşamada kredinin kalan vadesi boyunca temerrüt olasılığı yüzde 60 olarak tahmin edilmiştir. Bu kredi 2020 yılı boyunca aşama 2’de bulunduğundan faiz geliri brüt kredi tutarı üzerinden hesaplanacaktır. 4) 31 Aralık 2021: 2021 yılı boyunca faiz geliri (brüt krediden karşılıklar düşürülmüş) net kredi tutarı üzerinden hesaplanacaktır. IFRS 9 Türkiye Uygulaması: Bankacılık Sektörünün Geçiş Süreci TFRS (Türkiye Finansal Raporlama Standardı) 9 kapsamında Türk bankalarınca ayrılacak karşılıkları düzenleyen Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girecek hükümlerinde, mevcut uygulamadaki genel ve özel karşılık ayrımı korunmaktadır. Düzenlemede, IFRS 9 ile uyumlu olacak şekilde 12 aylık beklenen kredi zararı ve kredi riskinde önemli bir artış nedeniyle ömür boyu beklenen kredi zararı yaklaşımı ile ayrılan karşılıklar genel karşılık olarak nitelendirilmektedir. Borçlunun temerrüdü dolayısıyla ömür boyu beklenen kredi zararı yaklaşımı ile belirlenerek ayrılacak karşılıklar ise özel karşılık olarak adlandırılmaktadır. Tablo I.1.II.2 Örnek: Beklenen Kredi Zararı Hesaplaması 10 Raporlama Dönemi Aşama Brüt Kredi Tutarı Temerrüt Halinde Zarar Temerrüt Olasılığı Beklenen Kredi Zararı Net Kredi Tutarı Faiz Geliri 31.12.2018 1 100.000 TL %100 %1 100.000*%1 = 1.000 TL 99.000 TL 100.000*%10 = 10.000 TL 31.12.2019 2 100.000 TL %100 %35 100.000*%35 = 35.000 TL 65.000 TL 100.000*%10 = 10.000 TL 31.12.2020 3 100.000 TL %100 %60 100.000*%60 = 60.000 TL 40.000 TL 100.000*%10 = 10.000 TL 31.12.2021 3 100.000 TL %100 %60 100.000*%60 = 60.000 TL 40.000 TL 40.000*%10 = 4.000 TL Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Yeni düzenlemenin yürürlüğe gireceği 2018 yılından itibaren TFRS 9 uygulayacak bankalar, kredi riskinde önemli bir artış olmayan kredi için 12 aylık beklenen zarar kadar genel karşılık ayıracaktır. Söz konusu kredinin riskinde önemli bir artış olduğunda ömür boyu beklenen zarar ölçüsünde karşılık ayrılacak ve kredi kalitesinde kötüleşme ile doğru orantılı olarak karşılık oranı da artacaktır (Grafik II.1.II.1). Düzenlemeye göre ilgili otorite, banka bazında TFRS 9 uygulamasına geçilmesi konusunda ilave süre tanınmasına karar verebilmektedir. Bu durumda, TFRS 9 uygulamasına geçmesi uygun olmayan bankalar standart nitelikli kredileri için yüzde 1,5, yakın izlemedeki kredileri için yüzde 3 oranında asgari genel karşılık ayıracaktır. Söz konusu bankalar için özel karşılık oranları ise üçüncü, dördüncü ve beşinci grup krediler için sırasıyla asgari yüzde 20, 50 ve 100 seviyelerinde belirlenmiştir (Grafik II.1.II.2). Grafik I.1.II.1 Grafik I.1.II.2 TFRS 9 Uygulayan Bankalarda Karşılıklar TFRS 9 Uygulamayan Bankalarda Karşılıklar (Yüzde) Genel Karşılıklar Özel Karşılıklar 100 Gerçekleşen Zarar Kredi Riskinde Artış Kredi Riskinde Önemli Artış- Aşama 2'nin Başlangıcı 100 80 60 50 40 12 aylık beklenen zarar Ömür boyu beklenen zarar 20 20 20 1,5 3 0 Grup 1 Grup 2 Grup 3 Grup 4 Grup 5 Kredi Kalitesinde Kötüleşme Kaynak: IASB Kaynak: BDDK Yeni muhasebe standartlarının daha ihtiyatlı bir karşılık mekanizmasına imkân tanıyan beklenen kredi zararı yaklaşımının, bankaların kredi riski yönetimini güçlendirmesi öngörülmektedir. Beklenen kredi zararının, gerçekleşmeler yerine gelecekteki risklere göre belirlenmesi, finansal sistemin döngüselliğini azaltarak olası şokların etkilerini hafifletebilecektir. Ayrıca finansal varlıklar için önceden karşılık ayrılması sağlanarak bankalara daha sağlıklı sermaye yeterliliği değerlendirmesi yapabilme imkânı sağlanacaktır. Bu durumda gelecekte oluşabilecek risklerin kapsamlı şekilde değerlendirilmesi önem kazanmaktadır. Bankaların içsel modellerinin geçerliliğinin onay ve düzenli denetim sürecine tabi tutulması beklenen kredi zararı yaklaşımının uygulama etkinliğinin artmasına katkı sağlayacaktır. Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 11 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr I.2 Yurt İçi Gelişmeler 2016 yılı son çeyreğinde, üçüncü çeyreğe kıyasla ekonomide toparlanma söz konusudur. Türkiye ekonomisi 2016 yılının son çeyreğinde temel olarak Grafik I.2.1 nihai yurt içi talebin desteğiyle büyümüştür (Grafik I.2.1). Nihai yurt içi Harcama Yönünden Büyümeye Katkılar (Yüzde Puan) talebin artışında, üçüncü çeyrekte özel tüketim harcamalarında Nihai Yurtiçi Talep Diğer Net İhracat GSYİH Büyüme 14 12 10 8 6 4 2 0 -2 -4 -6 görülen daralmanın makroihtiyati tedbirler yoluyla dengelenmesi etkili olmuştur. 2016 yılının son çeyreğinde, net ihracatın büyümeye olan negatif katkısı oldukça sınırlı düzeyde kalmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, jeopolitik risklerin ve geçtiğimiz dönem dış ticaret aleyhine gerçekleşen gelişmelerin, büyüme üzerindeki olumsuz etkisi 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 12.13 09.13 06.13 03.13 12.12 belirgin seviyede hafiflemiştir. İktisadi faaliyet, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde gözlenen Kaynak: TÜİK (Son Veri: 12.16) daralmaya rağmen, yılın son çeyreğinde toparlanmıştır. Mevsim ve Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi bir önceki çeyreğe göre 2016 yılının son çeyreğinde toparlanmaya işaret etmektedir. takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi, yılın son çeyreğinde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0,4 oranında ılımlı bir artışla bir önceki çeyreğin kayıplarını kısmen telafi etmiştir Grafik I.2.2 (Grafik I.2.2). Sanayi Üretim Endeksi (Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Yıllık Yüzde Değişim) 6 5 2016 yılının üçüncü çeyreğinde ekonomik aktivitede gözlenen 4 yavaşlamaya karşılık alınan büyümeyi destekleyici tedbirlerin 2016 3 2 yılının son çeyreğinde olumlu etkileri görülmüştür. Başta yeni 1 açıklanan yatırım teşvik paketleri olmak üzere büyümeyi teşvik edici 0 -1 kredi uygulamaları, gerek işsizlikle mücadelede gerekse üretim -2 kapasitesinin artırılmasında önemli bir yere sahip olmuştur. Söz konusu 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 -3 adımların küresel çapta artan belirsizliklerin gelişmekte olan ülkelerin destekleyici maliye politikalarıyla hafifletilmesi eğilimine paralel Kaynak: TÜİK (Son Veri: 12.16) yürütüldüğü söylenebilir. İşsizlik oranı 2016 yılı ikinci yarısında yükselmiştir. Grafik I.2.3 2016 yılının ikinci yarısında istihdam eğilimi zayıflarken iş İşgücü (Mevsimsellikten Arındırılmış Yüzde) kayıplarında da artış yaşanmış ve buna bağlı olarak işsizlik oranı İşsizlik Oranı İşgücüne Katılma Oranı (Sağ E.) İstihdam Oranı (Sağ E.) 14 53 13 51 12 49 47 11 45 10 43 9 41 imkânlarının zayıflamasına paralel olarak sanayi ve inşaat sektörleri istihdamındaki gerileme, işsizlikteki yükselişte etkili olmuştur. Öncü göstergeler 2017 yılı Mart ayından itibaren, istihdam seferberliğinin de katkısıyla, ekonomik aktivitede iyileşmeye ve buna bağlı olarak daha olumlu istihdam verilerine işaret etmektedir. 01.17 09.16 05.16 01.16 09.15 05.15 01.15 09.14 05.14 01.14 09.13 05.13 35 01.13 6 09.12 37 05.12 39 7 01.12 8 artmıştır (Grafik I.2.3). İktisadi faaliyette görülen yavaşlama ve yeni iş Kaynak: TÜİK (Son Veri: 02.17) 12 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Tüketici enflasyonu, 2016 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren yükselmiştir (Grafik I.2.4). Maliyetlerdeki artış ile petrol fiyatlarındaki gelişmelerin yanı sıra gıda fiyatlarındaki artış ve düşük baz etkisinin bu yükselişte etkili olduğu görülmüştür. Artan ithalat fiyatları maliyet Tüketici enflasyonu, 2016 yılının son çeyreğinden itibaren döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmelerin yanı sıra gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle yükselmiştir. yönünden tüketici fiyatlarını etkilerken, Aralık ayından itibaren Grafik I.2.4 gözlenen olumsuz mevsimsel etkiler taze meyve ve sebze fiyatlarının (Yıllık Yüzde Değişim) Fiyat Endeksleri TÜFE yukarı yönlü hareketinde etkili olmuştur. Hizmet sektörü enflasyonu 12 H Endeksi da, akaryakıt fiyatlarının kurdaki yükseliş ile birlikte döviz kuruna 11 I Endeksi duyarlı sektörlerdeki fiyat artışlarını tetiklemesiyle yükselmiştir. 10 9 8 2016 yılının son çeyreğinde cari açık bir miktar artsa da, dış 7 ticaret, turizmin ihracat kalemindeki payının azalmasına rağmen mal 6 03.17 11.16 07.16 03.16 11.15 07.15 03.15 11.14 07.14 03.14 11.13 07.13 03.13 11.12 07.12 5 03.12 ihracatının güçlü seyri nedeniyle cari işlemlere pozitif katkı sağlamıştır (Grafik I.2.5 ve I.2.6). 2017 yılının ilk çeyreğinde dış ticaret lehine değerlendirilmesi gereken bir diğer gelişme, ihracatın, başta AB Kaynak: TCMB (Son Veri 03.17) olmak üzere, bölgeler ve sektörler genelinde artış sağlamasıdır. 2017 yılının ilk aylarında da, yurt içi talep koşulları ve kur hareketleri nedeniyle, nette dış ticaretin büyümeye pozitif katkısı olacağı tahmin edilmektedir. Cari açığa bir diğer pozitif katkı, küresel iktisadi faaliyette gözlenmesi muhtemel bir canlanma ile gerçekleşebilecektir. Net ihracatta gözlenen iyileşme cari açığı azaltıcı etkide bulunmaktadır. Grafik I.2.5 Grafik I.2.6 Cari Açık Dış Ticaret (12 Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları) (12 Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları, Yüzde) Cari İşlemler Açığı Cari İşlemler Açığı / GSYİH (Sağ E.) 80 300 22 70 20 60 80 İhracat İthalat İhracat / İthalat (Sağ E.) 24 75 250 18 16 50 70 200 14 40 65 12 10 30 150 60 8 20 6 100 55 4 10 2 12.16 03.16 06.15 09.14 12.13 03.13 06.12 09.11 12.10 03.10 06.09 09.08 12.07 50 03.07 50 12.16 03.16 06.15 09.14 12.13 03.13 06.12 09.11 12.10 03.10 06.09 09.08 12.07 0 03.07 0 Kaynak: TCMB (Son Veri 12.16) Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 13 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Mal ihracatının, önümüzdeki dönemde, başta AB ülkeleri Cari açığın finansman yapısı sağlıklı yönde gelişmeye devam etmektedir. olmak üzere küresel ekonomik görünüme, petrol fiyatlarındaki olası artışın petrol ihracatçısı dış ticaret ortaklarımıza yapabileceği net Grafik I.2.7 Cari Açığın Finansman Kalemleri gelir etkisine ve pazar çeşitlendirme performansına bağlı olarak (12 Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları) Doğrudan Yatırımlar (Net) Diğer Yatırımlar (Net) Rezerv Varlıklar 100 80 Portföy Yatırımları (Net) Net Hata / Noksan artması beklenmektedir. Ancak, gelişmiş ülke para politikaları, sermaye akımlarının seyri ve jeopolitik gelişmeler gibi küresel 60 ekonomide 40 varlığını sürdüren belirsizlik unsurları, ihracatın yıl 20 içerisindeki genel performansını etkileyebilecektir. Öte yandan, 0 dünya genelinde artan korumacı politikalar dış ticaret üzerinde aşağı -20 yönlü riskler barındırmaktadır. Son olarak, emtia fiyatlarının 2017 yılı -40 içerisinde kademeli olarak artarak cari açık üzerinde yukarı yönlü 12.16 03.16 06.15 09.14 12.13 03.13 06.12 09.11 12.10 03.10 06.09 09.08 12.07 03.07 -60 baskı kurabileceği değerlendirilmektedir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.16) Cari açığın finansmanında doğrudan yatırımların katkısı 2016 yılının son çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre değişmemiştir. Portföy Merkezi yönetim bütçe açığında kısmi bir artış kaydedilmiştir. akımları cari açığın finansmanında payını artırırken, rezervler geçmiş dönem payını korumuştur (Grafik I.2.7). Grafik I.2.8 Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi (12-Aylık Birikimli, Milyar TL, Yüzde) 45 Bütçe Açığı 40 Bütçe Açığı/GSYİH (Sağ E.) 35 2,5 politikası, özellikle kamu tüketim harcamaları yoluyla büyümeyi 1,5 desteklemiştir. Tüketim ve yatırım teşvikleriyle verilen destek, 2016 yılı 1,0 son çeyreğinde karşılığını bulmuş ve yeniden pozitif yıllık büyüme 0,5 gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, merkezi yönetim bütçe açığı artış 30 Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.16) 25 20 İktisadi büyümenin yavaşladığı 2016 yılı ikinci yarısında maliye 2,0 15 10 5 0,0 03.12 06.12 09.12 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 0 göstermiş ve merkezi yönetim bütçe açığı/GSYİH oranı uzun süredir kaydedilen düşüş eğiliminin ardından yükselmiştir (Grafik I.2.8). Büyüme hızındaki yavaşlama nedeniyle düşüş gösteren vergi gelirleri, Kaynak: Hazine Müsteşarlığı (Son Veri: 12.16) büyümeyi destekleyici teşvik paketlerinin vergi gelirleri üzerinde yapmış olduğu dolaylı pozitif katkı ile kısmen telafi edilmiştir. Grafik I.2.9 Grafik I.2.10 Kur Sepeti ve CDS Faiz Gelişmeleri (Yüzde) 350 4.5 300 4 250 3.5 200 3 150 2.5 6 100 2 4 1.5 2 1 0 8 Gösterge DİBS 03.17 10.16 05.16 12.15 07.15 02.15 09.14 04.14 11.13 06.13 01.13 TCMB Ortalama Fonlama Faizi (5 Günlük HO) 05.11 03.17 10.16 05.16 12.15 07.15 02.15 09.14 04.14 11.13 06.13 01.13 08.12 03.12 10.11 05.11 0 10 08.12 Kur Sepeti (Sağ E.) 12 03.12 CDS 50 14 10.11 (Baz puan, TL) Not: Kur sepeti, dolar ve euro kurlarının aritmetik ortalamasıdır. Kaynak: TCMB ve Bloomberg (Son Veri 12.05.17) 14 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr 2016 yılı ikinci yarısından bu yana ülke varlıklarına yönelik risk algılamalarındaki olumlu seyir devam etmektedir. 5 yıl vadeli CDS primleri risk algısındaki iyileşme nedeniyle düşüşünü sürdürmüştür (Grafik I.2.9). piyasalarda ABD’de gözlenen gerçekleşen seçimler dalgalanmalara ve sonrası küresel küresel belirsizliklere rağmen, son dönemde CDS primlerinde kaydedilen gerileme, özel sektörün yurt dışı borçlanma maliyetlerine olumlu yansımıştır. Bununla birlikte, 2016 yılı ikinci yarısından itibaren kurdaki yukarı yönlü hareket Anayasa değişikliğini oylayan referandum sonrasındaki olumlu havanın da desteğiyle gerileme eğilimine girmiştir. Döviz piyasalarında ortaya çıkan dalgalanmalara karşılık TCMB’nin sıkı para politikası duruşu sonucunda ortalama fonlama faizinde ve DİBS getirilerinde artış kaydedilmiştir (Grafik I.2.10). Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 15 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr II. Finans Dışı Kesim Hanehalkı finansal varlıkları, yükümlülüklerinden daha hızlı büyümektedir. Bu gelişmede temel etken tasarruf mevduatı büyüme oranının, bireysel kredi büyüme oranının üzerinde gerçekleşmesi olmuştur. Hanehalkı varlıklarının artışında etkili olan diğer finansal araçlar ise kıymetli maden yatırımları ve bireysel emeklilik sisteminde değerlendirilen tasarruflardır. Hanehalkının özel sektör borçlanma senetlerine talebinde gerileme gözlenmiştir. Tüketici kredilerine yönelik makroihtiyati önlemlerin gevşetilmesi ile konut başlamıştır. ve Ülkemizde 2016 ihtiyaç yürürlükte yılı Eylül ayı itibarıyla kredisi kullanımları artmaya bulunan düzenlemeler çerçevesinde, hanehalkının YP cinsinden ve değişken faizle (konut kredisi hariç) borçlanma imkânı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, hanehalkı yükümlülükleri kur ve faiz gelişmelerine bağlı piyasa riski taşımamaktadır. Hanehalkı bilançosunda yaşanan gelişmeler neticesinde, hanehalkının finansal kesim ile göreli borçluluk ilişkisini temsil eden finansal kaldıraç oranı (yükümlülük/varlık) gerilemeye devam etmektedir. Reel sektörün üretim hacmi; artan ihracat, kamu teşvikleri ve yatırım beklentilerindeki iyileşme ile birlikte artış eğilimindedir. Sektörün toplam finansal borçluluğunun GSYİH’ye oranı 2015’den itibaren yatay seyretmekte ve söz konusu oran gelişmekte olan ülkeler ortalamasının oldukça altındadır. Mali disiplinin sağlamış olduğu alan sayesinde kamu sektörünün aldığı etkin tedbirler, KOBİ’ler başta olmak üzere firmaların finansmana erişimini kolaylaştırmıştır. Döviz riskinin yönetilmesi konusunda oluşan piyasa farkındalığı ve firmaların son dönemde YP kredi yerine TL krediye yönelmesinin etkisiyle döviz açık pozisyonundaki artış hızı düşme eğilimindedir. YP kredilerin vadelerinde gözlenen belirgin uzama ve düşük seyreden YP kredi TGA oranı ise firmaların döviz riskini azaltıcı unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır. 16 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr II.1 Hanehalkı Gelişmeleri Hanehalkı finansal kaldıraç oranı gerilemeye devam etmektedir. Grafik II.1.1 Hanehalkının toplam varlık ve yükümlülük büyüme oranları, 2016 yılında izlediği yavaşlama eğiliminin ardından 2017 yılının ilk çeyreğinde tekrar artmaya başlamıştır (Grafik II.1.1). Bu durumun, varlık tarafında toplam mevduattaki artıştan, yükümlülük tarafında Hanehalkı Finansal Varlık ve Yükümlülük Büyüme Oranları ve Finansal Kaldıraç Oranı (Yıllık Yüzde Değişim, Yüzde Pay) Varlıklar Reel Büyüme Varlıklar Büyüme Yükümlülükler Reel Büyüme 60.0 Yükümlülükler Büyüme Kaldıraç Oranı (Sağ E.) 56.0 30 25 20 ise artan konut ve ihtiyaç kredisi kullanımlarından kaynaklandığı görülmektedir. Hanehalkı finansal varlık ve yükümlülüğü 2017 yılı Mart ayı itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak da 15 52.0 10 5 48.0 0 bulunduğumuz rapor döneminde de bu eğilimini devam ettirmiştir (Grafik II.1.1). Ülkemizde hanehalkı finansal varlıklarının çoğunu 03/17 12/16 09/16 06/16 03/16 12/15 09/15 06/15 03/15 içinde 12/14 (yükümlülük/varlık), 09/14 oranı 06/14 kaldıraç 03/14 finansal 44.0 12/13 hanehalkı -5 09/13 büyümüştür. 2013 yılı sonundan itibaren gerilemeye başlayan Not: Kaldıraç oranı, son 12 aylık yükümlülüklerin ortalamasının son 12 aylık varlıkların ortalamasına oranını ifade etmektedir. Reel büyüme oranları TÜFE kullanılarak hesaplanmıştır. Kaynak: TCMB, BDDK, SPK, MKK, TOKİ (Son Veri: 03.17) tasarruf mevduatı, yükümlülüklerin ise neredeyse tamamını bireysel krediler (tüketici kredileri ve bireysel kredi kartı) oluşturmaktadır. Dolayısıyla ve finansal kaldıraç oranında varlık yükümlülük gelişmelerine bağlı olarak gözlenen iyimser tablo büyük oranda Hanehalkı tasarruf mevduatı büyüme oranı bireysel kredi büyüme oranının üzerinde seyretmektedir. tasarruf mevduatı ve bireysel kredilerin göreli büyüme oranları Grafik II.1.2 tarafından belirlenmektedir. 2013 yılından itibaren bireysel kredi (Yıllık Yüzde Değişim) büyüme oranlarında gözlemlenen belirgin yavaşlamada geçtiğimiz Hanehalkı Kredi ve Mevduat Büyümesi Tasarruf Mevduatı Bireysel Krediler 28 Eylül ayına kadar bireysel kredilere yönelik uygulanan makroihtiyati 24 tedbirler etkili olmuştur (Grafik II.1.2). Tasarruf mevduatı büyüme 20 oranının bireysel krediler büyüme oranının üzerinde gerçekleştiği 2014 16 KEA Tasarruf Mevduatı 12 yılından bu yana finansal kaldıraç oranı gerilemektedir. 8 4 mevduat faizlerinin ise geçtiğimiz rapor dönemine göre bir miktar arttığı görülmektedir (Grafik II.1.3). Buna bağlı olarak, tüketici kredisi- 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 seyrettiği, 12.14 yatay 0 09.14 gelişmeleri 06.14 maliyetlerinin faiz 03.14 kredisi mevduatı 12.13 tasarruf 09.13 tüketici ve 06.13 incelendiğinde, kredileri 03.13 Tüketici Not: Yurt içi yerleşik bankalarca kullandırılan kredilerdir. Kredi kartları dahil edilmiştir. Tasarruf mevduatının kur etkisinden arındırılması amacıyla kur sepeti (0,6 ABD doları + 0,4 euro) kullanılmıştır. Kaynak: TCMB, BDDK (Son Veri: 03.17) tasarruf mevduatı faiz farkı bu dönemde gerilemektedir. Grafik II.1.3 Tablo II.1.1 Tüketici Kredileri ve Tasarruf Mevduatı Faiz Gelişmeleri (Yüzde) Değişim Katkı (Puan) 15.1 11.2 15.8 -8.6 84.7 45.8 -15.9 3.7 -24.4 22.3 25.3 17.6 10.9 51.4 42.6 15.1 5.3 4.8 16 -0.4 0.0 -0.4 2.0 1.4 0.6 0.5 0.0 1.9 Not: Mart-2017 döneminde dolaşımdaki para, 2016-III Finansal Hesaplar İstatistikleri’nde 2016-Ç3 itibarıyla hanehalkının elinde bulunan pay ilerleyen dönemde sabit kabul edilerek hesaplanmıştır. 10 8 6 4 2 0 04.17 1.6 0.6 1.0 9.7 6.1 3.6 4.8 0.1 5.4 0.9 12 01.17 1.6 14 10.16 2.2 0.7 1.5 9.2 5.6 3.5 5.0 0.0 4.4 100 46.1 30.6 07.16 1.0 1056.1 487.0 322.9 88.8 17.4 4.8 17.0 6.4 10.6 102.9 64.6 38.2 50.9 0.7 57.3 Faiz Farkı Kredi Mevduat 04.16 100 47.8 30.4 18 01.16 917.3 438.1 278.9 97.2 9.4 3.3 20.2 6.2 14.1 84.1 51.6 32.5 45.9 0.4 40.2 20 10.15 Milyar TL Yüzde Pay Milyar TL Yüzde Pay Toplam Varlıklar TL Tasarruf Mevduatı YP Tasarruf Mevduatı - (Milyar ABD Doları) Kıymetli M. Deposu - (Milyar ABD Doları) Tahvil ve Bonolar - Kamu - Özel Sektör Yatırım Fonları Emeklilik Yat. Fon. Diğer Yat. Fon. Hisse Senedi Repo Dolaşımdaki Para Değişime Yüzde 07.15 03.17 01.15 03.16 04.15 Hanehalkı Finansal Varlıkları Not: Tüketici kredisi faiz gelişmeleri, konut, ihtiyaç ve taşıt kredisi faiz gelişmelerini içermektedir. Faiz farkı, kredi faizinin mevduat faizi ile farkını ifade etmektedir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17) Kaynak: TCMB, SPK, MKK (Son Veri: 03.17) Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 17 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Hanehalkı Grafik II.1.4 varlıklarında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,1’lik bir artış görülmektedir (Tablo II.1.1). Yurt içi Yerleşik Hanehalkının TL ve YP Tasarruf Mevduatı Tercihi (Yüzde Pay, Milyar ABD Doları) Varlık artışına en büyük katkı tasarruf mevduatından (10,1 puan) TL Mevduat Payı gelmiştir. Nitekim varlık büyümesine TL cinsinden mevduatın katkısı 5,3 YP Mevduat Payı YP Mevduat TDK (Sağ E.) 65 finansal 60 105 puan, YP cinsinden mevduatın katkısı ise 4,8 puan olmuştur. 100 Varlıklardaki büyümenin diğer belirleyicileri, kıymetli madenlere ve 95 emeklilik yatırım fonlarına yapılan yatırımlar olmuştur. Bu dönemde 90 hanehalkının özel sektör borçlanma senetlerine talebinde gerileme 85 gözlenmiştir (Tablo II.1.1). 55 50 45 40 03.17 02.17 01.17 12.16 11.16 10.16 09.16 08.16 07.16 06.16 05.16 04.16 80 03.16 35 Not: YP mevduat TDK, YP cinsi mevduatln toplam dolar karşılığını ifade etmektedir, yurt içi gerçek kişilerin elinde bulunan kıymetli madeni içermemektedir. Grafiğin sol ekseni payı göstermektedir. Örneğin. 03.17 itibarıyla YP mevduatın payı yaklaşık yüzde 40 iken, TL mevduatın payı yüzde 60’tır. 2017 yılı Mart ayı itibarıyla YP mevduat ABD doları cinsinden ele alındığında, hanehalkının geçtiğimiz yıl aynı döneme göre daha az Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) döviz tercih ettiği görülmektedir (Grafik II.1.4). YP mevduatta 2016 yılı ilk çeyreğinden itibaren yüzde 15,8’lik bir artış görülmüştür. Hanehalkı Grafik II.1.5 Hanehalkı Tutar Kırılımlarına Göre Mevduat Gelişmesi (Yüzde Puan) 03.16-03.17 09.16-03.17 YP tasarruf mevduatında gözlenen artışın kurdaki dalgalanmalardan kaynaklandığı değerlendirilmektedir. YP tasarruf mevduatı son bir yılda ABD doları cinsinden yüzde 8,6 gerilemiştir (Tablo II.1.1). Sonuç olarak, kur artışlarının etkisiyle TL tasarruf Toplam mevduatının toplam mevduat içindeki payı geçtiğimiz yıla göre 1 Milyon + gerilerken, 500 Bin-1 Mln KEA YP TL YP tasarruf mevduatının payında bir miktar artış gözlenmiştir (Grafik II.1.4). 250-500 Bin 50-250 Bin Geçtiğimiz rapor dönemine göre sadece 1 milyon ve üzeri 0-50 Bin -4 0 4 8 12 -4 0 4 8 12 Not: YP mevduat kur etkisinden arındırılırken, 0,6$+0,4€ sepeti kullanılmıştır. Yurt içi yerleşiklerin elindeki mevduatı ifade etmektedir. bakiyeli YP mevduatta artış görülmekte, diğer tutar kırılımlarında değişim gözlenmemektedir (Grafik II.1.5). Benzer şekilde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre de, kur etkisinden arındırılmış YP mevduat Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) artışı sadece büyük montanlı tasarruf mevduatında izlenmektedir. TL mevduat artışı ise tüm tutar kırılımlarına yayılmıştır. Bu dönemde, YP Grafik II.1.6 mevduat artışında etkili olan faktörlerden birinin para takası ile YP Bankacılık Sistemi Hanehalkı Altın Portföyü ve Altın Fiyatları (1 Ton, TL (Ters Sıralama)) 250 Bankacılık Sisteminde Bulunan Miktar Altın Fiyatı (Sağ E.,Ters Sıralama) 200 mevduat elde etme işlemleri olduğu değerlendirilmektedir. Bu işlem 400 kapsamında bankalar, kişilerden sözleşme ile TL fonlama sağlayıp 500 karşılığında döviz vermekte ve genellikle tasarruf sahiplerinin elde 600 ettikleri dövizi yine bankaya yatırmalarını istemektedir. Sözleşme süresi 150 700 100 800 50 verip TL olarak geri almaktadır. Özellikle yüksek tutarlı mevduat 900 1000 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 0 18 sonunda müşteriler banka hesaplarında tuttukları dövizi bankaya sahiplerine sunulan bu imkân YP mevduatın içinde görülmekte, ancak gerek yatırılan paranın gerek sözleşme sonunda mudilerin Not: Altın fiyatı, 1 Cumhuriyet altını satış fiyatını ifade etmektedir. Gerçek kişilerin yurt içi ve yurt dışı altınları. eline geçen meblağın TL cinsinden olması sebebiyle TL mevduat Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) özelliği taşımaktadır. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Hanehalkı varlıklarında görülen bir başka gelişme ise artan Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi Devlet Katkısı/GSYİH (Sağ E.) Fon Tutarı/GSYİH (Sağ E.) Katılımcı Başına Katkı Payı Tutarı (Bin TL) Katılımcı Sayısı (Milyon Kişi) 2016 yılı Eylül ayından itibaren birlikte hareket etmeye başlamıştır 7 2 3 2 1 1 Yurt içi tasarrufların artırılması amacıyla 2013 yılından bu yana 2016 03.17 2015 2014 2013 2012 0 2011 0 2004 değişen yatırım tercihlerinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. 4 2010 yanında altın da talep etmeye başlamasından, diğer bir deyişle 3 2009 hanehalkının geçtiğimiz yılın son çeyreğinden itibaren dövizin 4 5 2006 mevduat olarak tutulan altın miktarı da yükselmiştir. Bu gelişmenin 6 2005 (Grafik II.1.6). Aynı dönemde, altın fiyatlarında görülen artışla beraber 2008 yönde olan altın fiyatı ile bankacılık sisteminde bulunan altın miktarı, Grafik II.1.7 2007 kıymetli maden alımı olmuştur. Önceki dönemlerde hareketleri farklı Not: 03.17 itibarıyla GSYİH için 2016 yılı yıl sonu değeri kullanılmıştır. Kaynak: EGM (Son Veri: 03.17) bireysel emeklilik sisteminde (BES) bulunan tasarruflara uygulanan devlet katkısı ile beraber BES’te değerlendirilen tasarruflar hızla artış göstermiştir. 2017 yılı ilk çeyrek itibarıyla da bu eğilimin devam ettiği Grafik II.1.8 dönemine göre yüzde 8,7 artarak yaklaşık 6 milyon 750 bin kişiye, Bireysel Emeklilik Sistemine Otomatik Katılım devlet katkısı ve fon tutarı toplamı ise yüzde 26,1 artarak yaklaşık 65 3.5 milyar TL’ye yükselmiştir (Grafik II.1.7). Ayrıca 2017 yılı başından 3 itibaren yürürlükte olan BES’e otomatik katılım uygulaması ile 2.5 350 300 250 1.5 200 150 1 0.5 bin kişinin 442 milyon TL’lik fon büyüklüğü bulunmaktadır (Grafik II.1.8). 0 100 50 sayısının ve fon büyüklüğünün belirgin artış 05.05 28.04 14.04 31.03 17.03 03.03 24.02 10.02 06.01 0 Nisan ayında uygulanan otomatik katılım sisteminin ikinci aşamasıyla, kişi 450 2 itibarıyla, otomatik katılım ile sisteme dâhil olan yaklaşık 2 milyon 900 başta kamu görevlilerinin sisteme dâhil edilmesiyle, sisteme üye olan 500 400 31.01 otomatik olarak dâhil edilmeye başlanmıştır. 2017 yılı Mayıs ayı Çalışan Sayısı (Milyon Kişi) 20.01 kademeli olarak 45 yaş altında ve ücretli çalışan kişiler sisteme Çalışanların Fon Tutarı (Sağ E., Milyon TL) 19.05 görülmektedir. BES’e üye olan çalışan sayısı geçtiğimiz yılın aynı Kaynak: EGM (Son Veri: 19.05.17) gösterdiği görülmektedir. Hanehalkı hisse senedi portföy büyüklüğü 2017 yılı Mart ayı 95 borsa endeksi kullanılarak değer artışlarından arındırıldığında da 2017 85 yılı Mart ayı itibarıyla geçtiğimiz yıl aynı döneme göre yüzde 3,5 artış 75 03.17 09.16 20 03.16 50 09.15 halka sunan yatırım aracıdır. İlk defa geçtiğimiz Mart ayı sonunda 03.15 Gayrimenkul sertifikası, bir gayrimenkul projesini küçük paylara bölüp 25 55 09.14 tamamlanmıştır. 03.14 ihracı 30 60 09.13 sertifikası 65 03.13 gayrimenkul 35 70 09.12 ilk 40 03.12 gözetiminde 45 80 03.10 göstermiştir. Söz konusu dönemde, ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu 50 Reel Hisse Portföyü BİST Tüm Endeks Hisse Portföyü (Sağ E.) 90 Thousands (Bin, Milyar TL) 09.11 gelişmede etkili olmuştur. Ancak hanehalkı hisse senedi yatırımları, BİST Tüm Endeks ve Hanehalkı Hisse Senedi Portföyü 03.11 çeyreğinde Borsa İstanbul’da (BİST) yaşanan değer artışları bu Grafik II.1.9 09.10 itibarıyla 50 milyar TL’nin üzerine yükselmiştir (Grafik II.1.9). Yılın ilk sabit fiyatla ve talep toplama yöntemiyle yapılan gayrimenkul Not: Hisse senedi portföyü, endeks ve sabit terim kullanılarak reelleştirilmiştir. sertifikası halka arzında, her biri 42,5 TL olan yaklaşık 3,4 milyon adet Kaynak: TCMB, Bloomberg (Son Veri: 03.17) gayrimenkul sertifikası satışı gerçekleşmiştir. Arz edilen gayrimenkul Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 19 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr sertifikalarının yüzde 52,7’si yurt içi bireysel yatırımcılar tarafından satın alınmıştır. Tablo II.1.2 Hanehalkı Finansal Yükümlülükleri 03.16 03.17 Milyar TL Yüzde Pay Milyar TL Yüzde Pay Toplam Yükümlülükler (Tür Bazında) Konut Taşıt İhtiyaç + Diğer Bireysel KK VYŞ Alacakları Toplam Yükümlülükler (Karşı Taraf Bazında) Bankalar Finansman Şirketleri TOKİ Varlık Yönetim Şirketleri Yüzde Değişime Değişim Katkı (Puan) 441.9 100 499.9 100 13.1 13.1 161.3 16.0 167.1 85.1 12.5 36.5 3.6 37.8 19.2 2.8 190.1 17.3 186.3 89.4 16.8 38.0 3.5 37.3 17.9 3.4 17.8 8.4 11.5 5.1 34.4 6.5 0.3 4.4 1.0 1.0 441.9 100 499.9 100 13.1 13.1 406.0 10.6 12.8 12.5 91.9 2.4 2.9 2.8 453.2 13.9 16.0 16.8 90.7 2.8 3.2 3.4 11.6 31.4 24.7 34.4 10.7 0.8 0.7 1.0 Kaynak: TCMB, TOKİ (Son Veri: 03.17) Hanehalkı finansal yükümlülüklerinde geçtiğimiz rapor döneminde yaşanan yavaşlamanın ardından, tüketici kredilerine yönelik Finansman şirketleri tarafından sağlanan ihtiyaç kredileri artış göstermeye devam etmektedir. makroihtiyati gevşetilmesi1 ile önlemlerin 2016 yükümlülüklerin yılı Eylül ayı yükselmeye itibarıyla başladığı görülmektedir. 2017 yılı Mart ayı itibarıyla hanehalkı finansal Grafik II.1.10 yükümlülüklerinde görülen yüzde 13,1’lik artışın temel belirleyicileri Finansman Şirketleri Tarafından Sağlanan Tüketici Kredilerinin Türlere Göre Gelişimi (Yüzde Pay) yükümlülüklerin yaklaşık dörtte üçünü oluşturan konut kredisi ve ihtiyaç 100 03.16 90 06.16 80 09.16 70 kredisi olmuştur. Bankaların TGA portföy satışları ile, hanehalkının varlık yönetim şirketlerine olan finansal yükümlülükleri geçtiğimiz yıla göre artmıştır (Tablo II.1.2). 12.16 60 03.17 50 Hanehalkı 40 30 bu rapor döneminde de bir önceki rapor döneminde olduğu gibi finansman kaynağı olarak çoğunlukla 20 bankaları 10 0 Konut Taşıt Kaynak: TCMB (Son Veri: 31.03.17) İhtiyaç tercih etmiştir. Ancak banka kredilerinin hanehalkı finansman yükümlülükleri içindeki payının son bir yılda 1,2 puan gerilediği görülmektedir (Tablo II.1.2). Yeni açılan finansman şirketleri ile beraber finansman şirketi tüketici kredilerinin çeşitlilik göstermesi bu gerilemede etkili olmuştur. Tüketiciler, finansman şirketi kredilerini büyük oranda taşıt alımlarına yönelik kullanırken, geçtiğimiz yıldan itibaren ihtiyaç kredisine konu olacak alımlarda da finansman şirketlerini tercih etmeye başlamıştır. Finansman şirketleri tarafından sağlanan ihtiyaç kredileri, 2017 yılı Mart ayı itibarıyla 3,3 milyar TL’ye ulaşmıştır. Neticede, finansman şirketlerinin ihtiyaç kredisine konu olacak alımlara yönelik kullandırdığı kredilerin toplam tüketici kredileri içindeki payı yaklaşık yüzde 25’e ulaşmıştır (Grafik II.1.10). 1Ayrıntılı bilgi için “Ek 1 Bireysel Kredilere ve Ticari Kredilere Yönelik Makroihtiyati Düzenlemeler ve Yürürlük Tarihleri” başlıklı tabloya bakınız. 20 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Küresel kriz sonrasında, ülkemizde tüketici kredilerine yönelik Konut ve ihtiyaç kredisi ortalama vadeleri geçtiğimiz son çeyrekten itibaren artmaktadır. yoğun olarak uygulanan makroihtiyati politikalar geçtiğimiz yıl Grafik II.1.11 sonunda bir miktar gevşetilmiştir. İhtiyaç kredisi azami taksit sayısının (3 Aylık Hareketli Ort., Ay) 36 aydan 48 aya ve konut kredisi kullanımlarında dikkate alınan Bireysel Kredilerin Ortalama Vade Gelişimi 45 110 105 kredi-değer oranının yüzde 75’ten yüzde 80’e yükseltilmesiyle, yeni 40 100 açılan ihtiyaç ve konut kredilerinin daha uzun vadeli kullanıldığı görülmektedir (Grafik II.1.11). İhtiyaç kredisi ortalama vadesinin 95 35 kadar yeniden yapılandırma imkânı olmuştur. 90 Taşıt İhtiyaç Konut (Sağ E.) artışına etki eden diğer bir unsur ise standart kredilere tanınan 72 aya 85 80 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 30 Yeni açılan konut kredileri ortalama vadeleri uzatırken, ipotekli satışların toplam konut satışları içindeki payının da artmasına neden Not: Ortalama vade hesabı, kredilerin orijinal vadesine göre yapılmıştır. Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) olmuştur (Grafik II.1.12). Kredili konut satışları 2016 yılı Eylül ayından itibaren konut satış artışına pozitif katkı vermektedir (Grafik II.1.12). Konut satışlarının artışında konut kredilerine yönelik finansal koşullarda sağlanan iyileşmenin etkili olduğu düşünülmektedir. 2016 yılı Eylül ayından itibaren konut kredisi başvurusunda bulunan kişiler içinde Son aylarda ipotekli konut satışları, konut piyasasında yaşanan ivmelenmeye belirgin katkı vermektedir. Grafik II.1.12 Konut Satış Değişimine Katkılar ve Konut Kredisi Aylık Maliyetli Faiz Oranı (Yüzde, Puan) İpotekli İpoteksiz İpotekli Pay Maliyetli Faiz Oranı (Sağ E.) Kabul Oranı (Sağ E.) konut kredisi tahsis edilen kişi sayısı (kabul oranı) dönem ortalamasının 50 üzerinde seyretmektedir. Kabul oranlarındaki bu artış, faiz 40 gelişmelerine bağlı talep genişlemesinin yanında bankaların da kredi 30 tahsis motivasyonlarının yükseldiğine işaret etmektedir. 20 1,30 1,20 1,10 10 0 Bireysel kredi kartı bakiyesinin son dönemde ılımlı seyrettiği -10 görülmektedir (Grafik II.1.13). Bireysel kredi kartı harcamaları yıllık -20 değişimi enflasyon etkilerinden arındırıldığındaysa gerilemektedir. -30 Özetle, ülkemizde hanehalkı finansal kaldıraç oranı hanehalkı finansal bilançosunda gözlenen gelişmelere bağlı olarak gerilemeye 1,00 0,90 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 0,80 Not: İpotekli pay, son 12 aylık konut satışları içinde ipotekli satışların payını göstermektedir. Kabul oranı, tesis edilen konut kredisi sayısının değerlemesi yapılan konut sayısına oranını göstermektedir. 20142017 ortalaması yüzde 78’e endekslenmiştir. Kaynak: TCMB, TÜİK (Son Veri: 03.17) devam etmektedir. Hanehalkının, yürürlükte bulunan düzenlemeler çerçevesinde YP cinsinden ve değişken faizle (konut kredisi hariç) borçlanma imkânına yükümlülüklerinin kura sahip ve olmaması, faize engellemektedir. bağlı hanehalkının piyasa riski finansal taşımasını Grafik II.1.13 Bireysel Kredi Kartı Bakiyesinin Gelişimi (Yüzde) 30 20 Yıllıklandırılmış Haftalık Değişim (13 Haf. Hareketli Ort.) Reel Yıllık Değişim Yıllık Değişim 10 0 -10 -20 -30 03.14 05.14 07.14 09.14 11.14 01.15 03.15 05.15 07.15 09.15 11.15 01.16 03.16 05.16 07.16 09.16 11.16 01.17 03.17 -40 Not: Kredi kartı bakiyesi TüFE kullanılarak reelleştirilmiştir. Kaynak: TCMB, TÜİK (Son Veri: 03.17) Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 21 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Kutu II.1.I Finansal Sistemde Yatırım Aracı Olarak Altın ve Ülkemizde Altın Bankacılığı Geleneksel olarak ülkemizde altına olan talep, bankaları yeni tasarruf ürünleri sunmaya sevk etmiştir. Tasarrufların her ay düzenli altın alımına yönlendirildiği “birikim hesapları” açılmış, bankalar toplama günleri düzenleyerek altınların, gelir getiren finansal ürünlere dönüştürülmesine öncülük etmiştir. 2011 yılında Bankamızın TL zorunlu karşılıklar kapsamında altın tesisi imkânı sağlayan Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM) bu süreci hızlandırmıştır. Bu kapsamda, fiziki altınlar, kaydi altınlara dönüştürülerek altın depo hesaplarına aktarılmakta, oradan da ROM kapsamında merkez bankası rezervleri arasına dahil olmaktadır. Finansal sistemde altın mevduatı, altın takası (swap), altın kredisi, altın borsa yatırım fonu (ETF) gibi ürünler mevcuttur. Altın borsa yatırım fonları hisse senedi gibi işlem gören, birincil ve ikincil piyasaları olan ve altın fiyatlarını birebir takip eden likit yatırım araçlarıdır. Fiziksel altına yatırım yapmak isteyen ancak altın saklama, takas ve sigorta gibi operasyonel yük ve maliyetlerle ayrı ayrı uğraşmayı tercih etmeyen yatırımcılar için bu araçlar iyi bir fırsat sağlamaktadır. Merkez bankaları, ülke rezervlerinin bir kısmını altın olarak tutarlar. Parasal altın olarak ifade edilen bu altınlar likit piyasalarda, güvenli hesaplarda ve likit altın araçlarında tutulur ve ilgili merkez bankası ya da para otoritesinin yasalarında belirtilen kurallar ve piyasa gelişmeleri dahilinde kullanılır. Uluslararası piyasalarda yaşanan son krizde altın önemli bir likidite kaynağı olarak rol oynamıştır. Fed, ülkelere açtığı swap imkânları ile altın karşılığında ABD doları likiditesi sağlarken, bazı merkez bankaları (Sveriges Riksbank) ülke altın rezervlerini teminat göstererek bankacılık sistemlerine likidite sağlamıştır. TCMB’nin 2017 yılı Mayıs ayı itibarıyla 17,8 milyar ABD doları değerinde 447,6 ton altın rezervi bulunmakta ve toplam döviz rezervlerinin yüzde 16,8’ini oluşturmaktadır. Zorunlu karşılık kapsamında tutulan miktar bu rezervlerin yaklaşık yüzde 73’ünü oluşturmaktadır. Bu bağlamda, 2011 yılından bu yana altın rezervlerinin gelişimini sağlayan zorunlu karşılık tesis türleri aşağıdaki şekilde çeşitlendirilmiştir. 1- TL zorunlu karşılıkların yüzde 30’una kadar altın cinsinden tesisine imkân tanıyan ROM 2- TL zorunlu karşılıkların yüzde 5’ine kadar hurda altın cinsinden tesis imkânı tanınması 3- Kıymetli maden depo hesapları için tutulması gereken zorunlu karşılıkların tamamının altın olarak tesisi imkânı. Zorunlu karşılıkların altın olarak tesisine imkân tanıyan söz konusu araçlar ile TCMB altın rezervleri güçlendirilmiş ve bankalara likidite yönetiminde daha fazla esneklik sağlanarak bankacılık sisteminin maliyet ve likidite kanallarının olumlu etkilenmesi sağlanmıştır. TL zorunlu karşılıklar için altın tesis imkânından 21.04.2017 tesis tarihi itibarıyla 25 kuruluş yararlanmakta olup, toplamda 45,7 milyar TL değerinde 306 ton altın tesis edilmektedir (Grafik II.1.I.1). Kıymetli maden depo hesapları için altın tesis imkânı kapsamında 21.04.2017 tesis tarihi itibarıyla kıymetli maden depo hesap bakiyesi bulunan 23 bankanın 12’si imkândan faydalanmakta olup toplamda 1,8 milyar TL değerinde 12 ton altın tesis edilmektedir (Grafik II.1.I.2). 22 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Grafik II.1.I.1 Grafik II.1.I.2 TL için Altın Tesis İmkânı ve Kullanımı Kıymetli Madenler İçin Altın Tesis İmkânı ve Kullanım (Yüzde) (Yüzde) 35 100 30 90 25 20 80 15 70 10 60 11.11 01.12 04.12 06.12 09.12 11.12 02.13 05.13 07.13 10.13 12.13 03.14 05.14 08.14 10.14 01.15 03.15 06.15 08.15 11.15 01.16 04.16 07.16 09.16 12.16 02.17 05.17 0 50 11.11 01.12 04.12 06.12 09.12 11.12 02.13 05.13 07.13 10.13 12.13 03.14 05.14 08.14 10.14 01.15 03.15 06.15 08.15 11.15 01.16 04.16 07.16 09.16 12.16 02.17 05.17 5 İmkân Üst Limiti İmkân Üst Limiti TL ZK için Altın Tesis İmkânı Kullanımı Kıy. Md. Depo Hes. İçin Altın Tesis İmkânı Kullanımı Kaynak: TCMB Kaynak: TCMB TCMB, 21.10.2016 tarihinde altın cinsinden tasarrufların ekonomiye kazandırılması amacıyla, hurda altın imkânı olarak adlandırılan, Rezerv Opsiyonu İmkânı kapsamında zorunlu karşılığa standart altın kabulü için sağlanan yüzde 30 oranındaki imkâna ek olarak yüzde 5 oranında yeni bir imkân sağlamıştır. Söz konusu imkân dilimine kabul edilecek standart altınların kaynağının 03.10.2016 tarihinden itibaren bankalar tarafından yurt içi yerleşiklerden toplanacak işlenmiş veya hurda altın olma şartının getirilerek yastık altı olarak tanımlanan altın cinsinden tasarrufların bankacılık sektörü aracılığıyla ekonomiye kazandırılması amaçlanmıştır. 07.04.2017 tesis tarihi itibariyle 322 milyon TL değerinde 2,2 ton hurda altın tesis edilmektedir. Hurda altın kullanım oranı yüzde 6,8 olup, imkândan yararlanan banka sayısı 10’dur. Yatırımcılar açısından yastık altında tutulan altınların depolama, güvenlik ve fırsat maliyeti bulunmaktadır. Fırsat maliyeti, hem Grafik II.1.I.3 TL için Hurda Altın Tesis İmkânı ve Kullanımı (Yüzde) 10 yatırımcı hem de ülkemiz ekonomisi açısından nedenle, 0 Hazine Müsteşarlığı tarafından ihraç edilmesi planlanan hurda altın karşılığı Altın Tahvili ve Altına İmkân Kullanan Banka Sayısı TL ZK için Hurda Altın Tesis İmkânı Kullanımı Dayalı Kira Sertifikası ürünlerinin, yastık altında veya saklama hizmeti karşılığı saklanan atıl durumdaki 05.17 Bu 04.17 gelmektedir. 04.17 anlamına 03.17 feragat 03.17 2 02.17 borçlanma senetlerinden alabileceği kazançtan yatırımcı 02.17 4 tutmak 01.17 açısından altın 01.17 miktarda 12.16 6 11.16 sabit bir getirisi bulunmamaktadır ve yüksek 12.16 8 12.16 önem arz etmektedir; çünkü yastık altındaki altının Kaynak: TCMB altınların finansal sisteme entegre edilmesinde önemli rol oynayacağı değerlendirilmektedir. Söz konusu ihraçlar yoluyla toplanacak yastık altı altınların ekonomiye kazandırılmasının yanı sıra yatırımcısına da ek bir getiri imkânı sağlanmış olacaktır. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 23 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Sanayi üretimi ve yatırım eğilimi toparlanmaktadır. II.2 Reel Sektör Gelişmeleri Grafik II.2.1 Sanayi Üretimi ve Yatırım Eğilimi (Mevsimsellikten Arındırılmış, 3 Aylık Hareketli Ort.) İmalat Sanayi Üretim Endeksi 140 Yatırım Eğilimi Kapasite Kullanım Oranı (Sağ E.) 79 Sanayi üretiminde gözlenen ılımlı toparlanma ve öncü anket 78 verileri, 2017 yılında reel sektörün büyümeye yukarı yönlü katkı 77 sağlayacağına işaret etmektedir (Grafik II.2.1). Yaşanan bir dizi şok 76 sonucu 2016 yılı üçüncü çeyreğinde daralan sanayi üretimi ve 75 kapasite kullanım oranı, dördüncü çeyrekte kayıplarını telafi ederek 130 120 110 74 100 73 72 04.13 07.13 10.13 01.14 04.14 07.14 10.14 01.15 04.15 07.15 10.15 01.16 04.16 07.16 10.16 01.17 04.17 90 büyümenin beklentilerin üstünde gerçekleşmesine katkı sağlamıştır. 2016 yılı boyunca büyümeye katkısı sınırlı olan reel sektör yatırım eğiliminde ise yıl sonundan itibaren toparlanma gözlenmektedir. Bu Not: Yatırım eğilimi, imalat sanayinde gelecek 12 aylık yatırım beklentisini yukarı ve aşağı olarak ifade edenlerin farkı 100’e eklenerek elde edilmiştir.Sanayi Üretim Endeksinde son veri 03.17, diğer verilerde 04.17’dir. Kaynak: TÜİK, TCMB (Son Veri: 04.17) gelişmede belirsizliklerin azalmasının yanı sıra, 2016 yılı Aralık ayında açıklanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) yatırım teşvik paketlerinin de etkisi olduğu değerlendirilmektedir. Özellikle imalat Güven endeksleri tüm sektörlerde artmaktadır. yönelik yatırıma katkı payının artırılması, firmaların finansmana erişiminin desteklenmesi ve kurumlar vergisi indirimi gibi Grafik II.2.2 Reel Sektör Güven Endeksleri teşvikler (Mevsimsellikten Arındırılmış, 3 Aylık Hareketli Ort.) sektördeki üretim hacmini ve yatırım eğilimini desteklemektedir. Yatırımlara dönük beklentilerin toparlanma eğilimi Reel Kesim Hizmet Sektörü Perakende Ticaret İnşaat Sektörü PMI Endeksi (Sağ E.) 110 sanayine göstermesi ve dış talepte yaşanan artış, önümüzdeki dönemde 80 büyümenin yukarı yönlü ivme kazanacağını ima etmektedir. 100 70 90 60 80 50 sektörün ekonomik gidişata olan güveni, 2017 yılı başından itibaren 70 40 hemen hemen her sektörde artışa geçmiştir (Grafik II.2.2). Bu 04.13 07.13 10.13 01.14 04.14 07.14 10.14 01.15 04.15 07.15 10.15 01.16 04.16 07.16 10.16 01.17 04.17 2016 yılı ikinci çeyreğinden itibaren düşüş eğilimi gösteren reel Kaynak: TÜİK, TCMB (Son Veri: 04.17) gelişmede kamunun diğer düzenleyici otoritelerle eşgüdüm ve koordinasyon içerisinde aldığı tedbirlerin önemli katkısı olmuştur. Ekonomik yavaşlamadan en çok etkilenen hizmet ve perakende Üretim hacmi ihracat kaynaklı artmaktadır. Grafik II.2.3 Otomobil ve Beyaz Eşya Üretim Hacmi Yıllık Büyümesi ve Mevsimsellikten Arındırılmış İhracat Miktar Endeksi (Yıllık Yüzde Değişim, 3 Aylık Hareketli Ort.) 50 Beyaz Eşya Üretimi 2017 yılının ilk aylarında olumluya dönmesi, ekonomideki toparlanmanın sadece belirli sektörlerle sınırlı kalmadığını, genele yayılma potansiyeli olduğunu göstermektedir. Konut satışlarındaki Otomobil Üretimi 60 ticaret sektörlerinde ekonomik görünümle ilgili olumsuz beklentilerin 150 İhracat Miktar Endeksi (Sağ E.) 140 kampanyaların yanı sıra yatırıma yönelik inşaat işlerinde KDV iadesi uygulaması, inşaat sektörünü desteklemektedir. 40 30 130 Ekonomik aktiviteyle ilgili öncü göstergelerden olan otomobil 20 120 10 -10 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 0 -20 Kaynak: TÜİK (Son Veri: 03.17) 110 100 ve beyaz eşya üretiminde, 2016 yılı son çeyreğinden itibaren istikrarlı bir artış görülmektedir (Grafik II.2.3). Otomotiv sektöründe gözlenen hızlı üretim artışı daha çok yeni model üretimleri ve ihracatın güçlü seyri ile ilişkilidir. 2016 yılı son çeyreğinde yaşanan üretim artışı ise ÖTV düzenlemesinden dolayı iç talebin öne çekilmesinin ve yurt dışı 24 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr satışlardaki artışın katkısını yansıtmaktadır. Beyaz eşya üretimindeki artışta, ihracatın rolü olmakla birlikte, tüketimin öne çekilmesi ve artan konut satışlarının da etkisi büyüktür. Bunun yanı sıra, Şubat Firmaların borçluluğu kur kaynaklı artmaktadır. Grafik II.2.4 Reel Sektör Finansal Borçlarının GSYİH İçindeki Payı ve YP Kredilerin Yıllık Büyümesi (Yıllık Yüzde Değişim, Yüzde Pay) ayında mobilya ve beyaz eşya satışlarına getirilen KDV ve ÖTV Yurt Dışı YP Pay (Sağ E.) Yurt İçi YP Pay (Sağ E.) TL Pay (Sağ E.) Yurt İçi YP Büyüme (ABD Doları) Yurt Dışı YP Büyüme (ABD Doları) indirimi de kur kaynaklı muhtemel fiyat hareketlerinin önüne geçmiş ve sektördeki talebi canlı tutmuştur. EKK kararları kapsamında 30 70 60 ihracatçı firmalara yönelik yüzde 100 KGF teminatlı kredi imkânı ve yurt dışı müteahhitlik firmalarına yerli ara malı finansmanı için sıfır faizli 20 50 40 10 30 kredi kullandırılması gibi teşvikler getirilmiştir. Söz konusu teşviklerin 10 ekonomik büyümeye yönelik pozitif sinyaller, petrol fiyatlarındaki yükselişin ticaret ortaklarında talebi artırması gibi faktörler de önümüzdeki dönemde reel sektör üretim hacmini destekleyecektir. sektör firmalarının 02.17 Not: YP büyüme oranları ABD doları cinsi borcun yıllık yüzde değişimleridir. Kaynak: TCMB, BDDK (Son Veri:02.17) Firmaların finansal kaldıracı gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altındadır. Grafik II.2.5 II.2.1 Reel Sektör Borçluluğu Reel 10.16 değerlendirilmektedir. Sektörün en büyük ihracat ortağı olan AB’de 06.16 0 02.16 -10 10.15 olduğu 06.15 katkısı 02.15 tırmanışa 10.14 ihracattaki 06.14 durumun 02.14 bu 20 0 10.13 katkısıyla, firmaların rekabet gücünün ve pazar çeşitliliğinin arttığı ve Reel Sektör Kredi / GSYİH Oranı Uluslararası Karşılaştırması (Yüzde, Yüzde Fark) döviz cinsi borçlanmaları son dönemde yavaşlamakla birlikte toplam finansal yükümlülüğünün 180 160 2016 Ç3 2016 Ç3 - 2011 Ç3 Farkı (Sağ E.) 2016 Ç3 - 2015 Ç3 farkı (Sağ E.) 60 50 40 GSYİH’ye oranı artış eğilimindedir (Grafik II.2.4). Bu artıştaki ana 120 30 100 20 faktör, yurt içi ve yurt dışından sağlanan döviz cinsi borcun TL 80 10 60 0 40 -10 20 -20 0 -30 karşılığının 2016 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren artmış olmasıdır. YP borcun ABD doları cinsinden büyüme oranının düşmesine rağmen TL Endonezya Güney Afrika Brezilya Polonya Hindistan Rusya Çekya Türkiye Malezya İsrail Macaristan G20-Ort. Dünya Ort. Güney Kore GOÜ Ort. Şili Portekiz Çin 140 karşılığının artıyor olması, toplam borçtaki artışta kurdaki yükselişin etkili olduğunu göstermektedir. Firmaların son dönemde YP kredi kullanımlarının yavaşlaması, firma toplam yükümlülüğünün GSYİH içerisindeki payının önümüzdeki dönemde istikrarlı bir Kaynak: BIS (Son Veri: 09.16) seyir Yatırımların yoğun olduğu enerji sektörünün kaldıracı yüksek seviyededir. izleyeceğini ima etmektedir. Toplam firma kredilerinin GSYİH’ye oranı 2016 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla G20, GOÜ ve dünya ortalamasının altındadır (Grafik Grafik II.2.6 Ana Sektörlerin Kredi Borcunun Sektörlerin Ürettiği Katma Değer ve Toplam Kredi Hacmindeki Payı (Yüzde Oran, Yüzde Pay) II.2.5). 2016 yılının Eylül ayı itibarıyla GOÜ ortalaması önceki yıla oranla yaklaşık 10 puan artarken, ülkemiz firmalarındaki artış oldukça 2015 2016 YP Payı (Sağ E.) TL Payı (Sağ E.) 230 35 30 sınırlı kalmıştır. Küresel likiditenin bol olduğu ve sermaye akımlarının 180 hızlı olduğu 2011 döneminden sonra ise ülkemiz firmalarının finansal 130 20 kaldıracında 23 puanlık artış olurken, bu oran gelişmekte olan 80 15 ülkelerdeki artışın neredeyse yarısı düzeyindedir. 30 Enerji İmalat San. içerisindeki payına bakıldığında, enerji sektörünün (elektrik, gaz ve -20 Toptan ve Per. Tic. değer Otel ve Lokanta katma İnşaat ürettiği Gayrimenkul Fal. borçluluğunun 5 Ulaştırma ve Haberleşme sektörlerin 10 Tarım ve Hayvancılık Ana 25 0 su) en yüksek kaldıraca sahip olduğu görülmektedir (Grafik II.2.6). Not: Kredi borcu, yurt içi ve yurt dışı yerleşik bankalar aracılığıyla kullandırılan kredileri kapsamaktadır. YP ve TL kredilerin en çok kullanıldığı sektörler olan imalat sanayi ve Kaynak: TBB Risk Merkezi, TÜİK (Son Veri: 12.16) Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 25 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Proje finansman kredilerinin payı artmaktadır. toptan perakende ticaret sektörlerindeki kaldıraç oranı yüzde 80 Grafik II.2.7 Proje Finansmanı Amacıyla Kullandırılan Kredilerin Toplam Krediler İçindeki Payı (Yüzde Pay) Altyapı Enerji 20 seviyesindedir. Büyümeye önemli katkı sağlayan inşaat sektöründeki nispeten düşük kaldıraç seviyesi ise olumlu bir göstergedir. En yüksek Diğer Gayrimenkul kaldıraca sahip enerji sektöründeki kredi kullanımında, özellikle son 18 4.40 dönemde elektrik santrali yapımı gibi çeşitli teşviklere tabi yatırımların 2.35 etkili olduğu değerlendirilmektedir. Son yıllarda yatırım projeleri 3.03 finansmanı amacıyla kullanılan kredilerin toplam krediler içindeki 16 4.38 4.30 2.12 2.31 2.05 2.58 14 4.69 4.66 12 10 8 1.99 1.94 1.24 1.29 6.98 7.16 7.67 7.42 8.03 12.14 06.15 12.15 06.16 12.16 payının artış göstermesi bu savı desteklemektedir (Grafik II.2.7). 6 4 Yatırım amaçlı istihdam oluşturan büyük projeler için kullandırılan 2 kredilerin payındaki artış ve bu kredilerin vadelerinin oldukça uzun 0 olması potansiyel büyümeye katkı açısından pozitif unsurlardır. Not: Orijinal tahsis tarihi itibarıyla taahhütü en az 20 milyon ABD doları karşılığı ve en az 5 yıl vadeli canlı kredileri içermektedir Kaynak: TBB Risk Merkezi (Son Veri: 12.16) KOBİ’lerin toplam yurt içi kredilerden aldıkları pay 2017 yılı başından itibaren artışa geçmiştir (Grafik II.2.8). KGF, Nefes Kredisi ve KOBİ’lerin TL kredi kullanımı ivme kazanmıştır KOSGEB kredisi gibi teşviklerin uygulamaya konulması ile birlikte, Grafik II.2.8 KOBİ’lerin TL kredi yıllık büyümesi ivme kazanmıştır. Ekonomik KOBİ Kredileri Gelişmeleri (Yüzde Pay, Yıllık Yüzde Değişim) dalgalanmalardan öncelikli etkilenen segment olan KOBİ’lerin, söz 60 30 50 20 40 10 konusu teşviklerle birlikte ticari aktivitelerini arttıracak işletme sermayesini elde etmesi ve erteledikleri yatırımları gerçekleştirme fırsatı bulması sağlanmıştır. 30 0 20 TL-Pay TL Büyüme (Sağ E.) 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 -10 03.14 10 KOBİ – Büyük firma kredilerindeki faiz farkının 2016 yılı son çeyreğinden itibaren azalma eğiliminde olduğu görülmektedir YP-Pay YP Büyüme (Sağ E.) Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) (Grafik II.2.9). Bu gelişmede, önemli ölçüde KOBİ’lere kullandırıldığı bilinen TOBB Nefes Kredisinin, üç yıla kadar vadeli olarak kullandırılan faizsiz KOSGEB işletme kredilerinin ve KGF tarafından sağlanan teminatların büyük rolü olmuştur. KOBİ’ler segment kırılımı bazında incelendiğinde, başta Nefes ve KOSGEB kredileri olmak üzere bu KOBİ ve Büyük Firma finansman maliyetleri arasındaki fark daralmıştır. imkânlardan finansman maliyeti açısından en çok mikro işletmelerin Grafik II.2.9 avantaj sağladığı görülmektedir. Mali disiplinin sağladığı alan KOBİ’lerin TL Finansman Maliyetleri (Yüzde Oran, Yüzde Fark) sayesinde, kamunun iktisadi faaliyetteki aşağı yönlü riskleri önlemek Mikro-Büyük Faiz Farkı (Sağ E.) Büyük Firma Mikro Küçük Orta 18 adına almış olduğu muhtelif tedbirler, kredi koşullarında gerçekleşen 6 iyileşme vasıtasıyla firmalara önemli destek oluşturmuştur. Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) 03.17 12.16 09.16 bazda artış hızı düşme eğilimindedir (Grafik II.2.10). 2016 yılı son 06.16 -4 03.16 Finansal kesim dışındaki firmaların açık pozisyonunun yıllık 8 12.15 -2 09.15 10 06.15 0 03.15 12 12.14 2 09.14 14 06.14 4 03.14 16 II.2.2 Reel Sektör Döviz Pozisyonu çeyreğine kadar ihracata oranla hızlı bir şekilde artan reel sektörün net açık pozisyonu, bu dönemden itibaren azalmaya başlamıştır. Bu durumun oluşmasında ihracattaki güçlü performansın yanı sıra, kur 26 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Açık pozisyondaki artış hızı yavaşlamıştır. hareketlerinden dolayı firmaların ihtiyatlı davranarak YP kredi yerine TL kredi tercih etmeleri etkili olmuştur. Nitekim tarihsel olarak bakıldığında benzer kur hareketlerinin olduğu 2015 yılı ilk üç Grafik II.2.10 Reel Sektörün Döviz Açık Pozisyonu (Yüzde Pay, Yüzde Değişim) Açık P. / GSYİH Açık P. / Mal ve Hizmet İhracatı Açık P. Yıllık Yüzde Değişim (Sağ E.) çeyreğinde de açık pozisyon büyüme hızı oldukça sınırlı kalmıştır. Ayrıca, başta Finansal İstikrar Komitesi olmak üzere muhtelif platformlarda döviz riskinin yönetilmesi konusunda oluşturulan piyasa 140 35 30 120 25 100 farkındalığının ve kamunun özel sektörle yaptığı işlemlerde YP 80 sözleşmelerden 60 15 40 10 20 5 0 0 firmaların sıkıntı yaşamadığına işaret etmektedir. 50 02.17 10.16 06.16 02.16 10.15 06.15 10.14 06.14 02.15 40.0 35.0 40 Toplam YP borcun yüzde 83’ü YP kredi kullanan yaklaşık 30 30 bin firmanın 2 bin tanesinde yoğunlaşmaktadır (Grafik II.2.12). Daha 20 detaylı incelendiğinde; 10 firmanın toplam YP bakiyesinin yüzde 10 10’unu, 100 firmanın yüzde 35’ini ve 500 firmanın yüzde 63’ünü 0 kurumsal firmaların stok döviz pozisyonunu ve kısa vadeli döviz nakit Yurt İçi YP 03.13-03.15 ort. 03.16 02.17 33.7 60 Yurt Dışı YP 03.15 02.17 03.16 30.0 20.5 dış borç yenileme oranı da yurt dışı finans piyasalarına erişimde oluşturduğu görülmektedir. YP kredilerin yoğunlaştığı söz konusu 02.14 Yurt İçi YP Kredilerin ve Yurt Dışı YP Yükümlülüklerin Vade Dağılımı (Yüzde Pay) 25.0 20.0 15.0 konusu uzama ve ayrıca yüzde 120 seviyesinde seyreden firmaların Grafik II.2.11 14.0 paya sahip olup, bu pay artış eğilimindedir. Vadelerde gözlenen söz YP yükümlülüklerin vadesi uzamaya devam etmektedir. 16.7 yükümlülüklerde ise beş yıl üzeri vadeli krediler toplamda en büyük 55.9 içindeki payı artmaya devam etmektedir (Grafik II.2.11). Yurt dışı Kaynak: TCMB (Son Veri: 02.17) 15.0 11.2 fazlasını oluşturan beş yıl ve üzeri orijinal vadeli kredilerin portföy 10.13 Reel sektör yurt içi YP banka kredilerinin yüzde 50’sinden 10.0 4.2 durmasında önemli etkisinin olduğu düşünülmektedir. 06.13 ivmelenmenin 12.8 pozisyondaki 02.13 açık 15.9 kaçınmasının 20 5.0 0.0 0-1 Yıl 1-2 Yıl 2-3 Yıl 3-5 Yıl 5+ Yıl 0-1 1-2 2-3 3-5 5 Yıl Yıl Yıl Yıl Yıl + Not: Yurt içi krediler orjinal vadeye göre, yurt dışı yükümlülükler kalan vadeye göredir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 02.17) akışlarını takip etmek, kur riskinin etkin yönetimi açısından önem arz etmektedir. Bu bağlamda, hâlihazırda TCMB nezdinde tamamlanma aşamasında olan sistemik veri takip sistemi ile önümüzdeki dönemde firmaların döviz riskine yönelik gözetim altyapısının güçlendirilmesi planlanmaktadır. Firmaların döviz borçlarındaki risk seviyesini ölçme açısından önemli göstergelerden biri olan YP kredilerdeki TGA oranı yüzde 1,5 seviyesindedir (Grafik II.2.13). En büyük YP kredi hacmine sahip 10 bankanın üç aylık bağımsız denetim raporlarından kur değerlemesi yapılarak oluşturulan bu veriye göre, firmaların TL kredilerine kıyasla YP kredilerin büyük bölümü az sayıda firmada yoğunlaşmıştır. Grafik II.2.12 YP Kredilerin Firma Adedi Bazında Dağılımı (Yüzde Pay, Milyar TL) 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 900 800 700 600 500 400 300 200 100 0 YP kredilerindeki TGA oranı oldukça düşüktür. Ayrıca kur hareketleri ve kredi büyümesi gelişmelerinin YP cinsi TGA oranına etkisinin oldukça sınırlı olduğu, kurdaki oynaklığın yüksek olduğu dönemlerde 12+ Ay Vade Tutar (Sağ E.) 0-12 Ay Vade Not: Firmalar en çok YP kredi bakiyesine (yurt içi ve yurt dışı toplam) göre sıralanmıştır. Şahıs şirketleri dâhil YP kredi kullanan 29.457 firma vardır. Kaynak: TBB Risk Merkezi (Son Veri: 02.17) Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 27 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr YP kredilerde TGA oranı oldukça düşüktür. bile Grafik II.2.13 söz konusu oranın yüzde 1 - 1,5 bandında seyrettiği gözlenmektedir. YP Kredilerde TGA Oranı (Yüzde Büyüme, Yüzde Oran) YP Kredi Büyümesi Kur Oynaklığı YP TGA Oranı (Sağ E.) 20 Firmaların YP cinsi mevduatlarında 5 15 artış 4 gözlenmiştir (Grafik II.2.14). Söz konusu artışın, firmaların ileri tarihli YP 3 ödemeleri 10 2 5 son dönemde 1 için ihtiyatlı tavırlarından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Nitekim firma YP mevduatlarının vade kırılımları incelendiğinde, vadesiz mevduatın toplam içindeki payı düşerken üç ay ve üzeri vadeli YP mevduatın payı hızlı bir şekilde artmıştır. Küresel 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 12.13 09.13 0 06.13 0 Not: En büyük YP kredi alacak bakiyesine sahip 10 bankanın 3 aylık bağımsız denetim raporlarından kur değerlemesi yapılarak derlenmiştir. Opsiyon fiyatlarının ima ettiği TL / ABD doları döviz kurunun 3 aylık oynaklığı kullanılmıştır ve sol eksende değeri gösterilmektedir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.16) Firmaların döviz mevduatları artmaktadır. ve siyasi belirsizliklerin azalması, para politikasında beklenen sonuçların elde edilmesi ve kur oynaklığının istikrara kavuşması neticesinde, makroekonomik dinamikler üzerinde seyreden reel sektör döviz talebinin doğal patikasına dönmesi beklenmektedir. II.2.2 Reel Sektör Finansal Risk Analizi Grafik II.2.14 Yurt İçi Yerleşik Firmaların YP Mevduat Gelişmeleri (Mİlyar Sepet, Yüzde Büyüme) Halka açık reel sektör firmalarının bilançolarından oluşturulan YP Mevduat 3+ Ay Vadeli YP Mevduat Payı (Sağ E.) 70 18 65 16 60 14 12 55 10 50 8 45 6 03.17 11.16 07.16 03.16 11.15 07.15 03.15 11.14 07.14 0 03.14 30 11.13 2 07.13 4 35 03.13 40 Not: YP Mevduat miktarlarının TL karşılığı, TL / ABD doları kuru için 0,6 ve TL / euro için 0,4 ağırlıkları kullanılarak sepet cinsine çevrilmiştir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Finansman giderleri artarken nakit pozisyonlar düzelmektedir. Grafik II.2.15 aktiflere oranının artış eğilimini sürdürdüğü gözlenmektedir (Grafik II.2.15). Fakat söz konusu kaldıraç oranındaki artış, bankaların temkinli duruşlarıyla uyumlu olarak 2015 yılından itibaren oldukça sınırlı kalmıştır. Firmaların nakit varlıklarının toplam kısa vadeli borçlarına oranını gösteren nakit oranı ise 2016 yılının ikinci yarısından itibaren artmaya başlamıştır. Ekonomik aktivitenin zayıflama eğiliminde olduğu bu dönemde likidite pozisyonunun artmasında, firmaların ihtiyatlı tavırları ile nakit pozisyonlarını koruma isteklerinin etkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca yukarıda bahsedildiği üzere, söz konusu dönemde firmaların pozisyonlarını Halka Açık Reel Sektör Firmalarının Finansal Göstergeleri (Yüzde, Yüzde) Firmaların 70 4.0 60 3.5 3.0 50 2.5 40 2.0 30 artıran finansal YP mevduatlarının bir durum giderlerinin olduğu aktiflerine artmasının da nakit değerlendirilmektedir. oranı 2016 yılı son çeyreğinde artsa da söz konusu artış benzer kur hareketlerinin olduğu 2013 yılı ikinci yarısı ve 2015 yılı üçüncü çeyreği gibi dönemlerin altında kalmıştır. 1.5 20 1.0 12.16 08.16 04.16 12.15 08.15 04.15 12.14 08.14 04.14 12.13 08.13 0.0 04.13 0.5 0 12.12 10 Fin. Gid. / Aktif (Sağ E.) Top Yük. / Aktif Nakit Oranı 28 temel finansal göstergelerine bakıldığında, toplam borçlarının Firmaların ortalamada net dönem sonu ve faiz amortisman, vergi öncesi kârlılıkları (FAVÖK) 2016 yılı ikinci yarısında azalmıştır (Grafik II.2.16). Net kârdaki düşüş, FAVÖK’teki azalmanın yanı sıra finansman giderlerindeki artıştan da kaynaklanmıştır. Toplam Not: Faiz Karşılama Oranı = Esas Faaliyet Kârı (FAVÖK) / Faiz Giderleri. Kur kaynaklı finansman giderleri de faiz giderleri içerisinde yer almaktadır. Nakit Oranı = (Hazır Değerler + Menkul Kıymetler) / Kısa Vadeli Borç. Son veri itibarıyla 236 reel sektör firması dâhildir. FAVÖK’te düşüş olmasına rağmen, bu durum FAVÖK zararı olan firma Kaynak: FİNNET (Son Veri: 12.16) sayısını artırmamıştır. Belirsizliklerin ortadan kalkması, ekonomik Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr aktivitede gözlenen belirgin toparlanma ve kurdaki oynaklığın Firma kârlılıkları düşüş göstermiştir. düşmesi neticesinde önümüzdeki dönemde firma kârlılığının daha da Grafik II.2.16 güçleneceği öngörülmektedir. Firma Kârlılıkları (Yüzde Pay, Yüzde Oran) 100 12 altında ve kaldıraç oranı (Borç / Aktif) yüzde 60’ın üzerinde olan 80 10 firmalar borç ödeme kabiliyeti zayıf firmalar olarak kabul edilirken, söz 60 konusu değerlerin üstünde ve altında olan firmalar da borç ödeme 40 kabiliyeti 20 2 0 0 sektörü içinde barındıran holdinglerin yüzde 75’e ulaşan kaldıraç oranı olmasına rağmen, faiz karşılama oranlarının 4’e yakın olması, 12.16 08.16 04.16 Firma Payı (FAVÖK>0) Firma Payı (Net Kâr>0) FAVÖK / Aktif (Sağ E.) Net Kâr / Aktif (Sağ E.) sanayi, düşük kaldıraç oranlarıyla da en güçlü sektörler olarak değerlendirilebilir. Ülke ekonomisinde önemli paya sahip birçok alt 12.15 üzerindedir (Grafik II.2.17). Bu sektörler arasında gıda ve metal ana 08.15 1,5’in 04.15 oranı 12.14 karşılama 08.14 faiz tanımlanmaktadır. 04.14 çoğunluğunun olarak 12.13 büyük firmalar 4 08.13 Sektörlerin güçlü 6 04.13 açısından 8 12.12 İlgili yazındaki genel kabule göre, faiz karşılama oranı 1,5’in Not: FAVÖK: Net Kâr + Finansman + Vergi + Amortisman giderleri. Fima payı pozitif kâra sahip firma sayısının örneklemdeki toplam firma sayısına oranıdır. Son veri itibarıyla 236 reel sektör firması dâhildir. Kaynak: FİNNET (Son Veri: 12.16) bu firmaların söz konusu borçlarını elde edilen faaliyet kârlarıyla yönetebilme kabiliyetlerinin yüksek olduğunu göstermektedir. Turizm sektörünü de içerisinde barındıran otel-lokanta sektörünün faiz karşılama oranları 1,5’in altına inmesine rağmen, sektörün finansal Sektörlerin borç ödeme kabiliyetleri yüksek seviyededir. kaldıracının düşük seviyelerde olması risk azaltıcı bir unsur olarak Grafik II.2.17 değerlendirilmektedir. Enerji sektörü, yakın zamanda yaptığı büyük (Yüzde) Sektörel Borçluluk ve Faiz Karşılama Oranı 90 Enerji yatırımlar ve henüz oluşmamış net nakit akışları sebebiyle yüksek kaldıraca sahip olsa bile, sektördeki kredilerin oldukça uzun vadeli Toptan Per. Tic. Holding olması, yatırımların tamamlanmasıyla nakit akışlarının toparlanacak olması nedeniyle sektörün potansiyel riskinin düşük olduğu değerlendirilmektedir. Toptan perakende ticaret sektöründeki yüksek kaldıraç ise sektörün yapısı gereği ihtiyaç duyulan işletme sermayesi kredileri ile açıklanmaktadır. -0.5 0 Otel ve Lokanta 0.5 Metal Bilişim Ulaştırma Eşya İdari ve Haber. Kimya Hizmetler Metal 60 Ana San. 1 1.5 2 2.5 3 3.5 4 4.5 5 5.5 Tekstil Gıda Kağıt ve Basım Faiz K. O. İnşaat Borç / Aktif Sektörlerin aktifleri nispetinde döviz açık pozisyonlarının seviyesine bakıldığında, 2016 yılı son çeyrek itibarıyla enerji, metal ana ve toptan perakende ticaret sektörlerinin görece daha yüksek açık pozisyona sahip olduğu görülmektedir (Grafik II.2.18). Enerji ve 30 Not: Faiz Karşılama oranı (FKO)= Esas Faaliyet Kârı (FAVÖK) / Faiz Giderleri. Kur kaynaklı finansman giderleri de faiz giderleri içerisinde yer almaktadır. Literatürde genel kabul gören Borç / Aktif alt limiti yüzde 60 ve FKO değeri 1,5’dir. Son veri itibarıyla holdingler dâhil 262 firma vardır. Kaynak: FİNNET (Son Veri: 12.16) metal ana sanayindeki bu durum, yatırım amaçlı kullanılan uzun vadeli YP krediler ile açıklanmaktadır. Bu sektörlerdeki fiyatlamanın da dövize endeksli olması ve ayrıca metal ana sanayinin yüksek ihracat gelirlerinin olması, potansiyel riskleri sınırlamaktadır. Turizm gelirlerinin düşmesiyle birlikte otel-lokanta sektöründe açık pozisyon oranı 2016 yılında artmıştır. Toplam YP kredilerin önemli kısmına sahip olan ve bir çok sektörde yatırımları bulunan holdinglerin konsolide bilançoları incelendiğinde, aktiflerine oranla açık pozisyonlarının Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 29 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Grup şirketlerinin açık pozisyonları aktife oranla oldukça düşüktür. Grafik II.2.18 düşük olduğu gözlenmektedir. Bir gruba bağlı faaliyet gösteren alt sektörlerdeki firmaların da kur riski yönetiminin ana firma tarafından yapıldığı göz önünde bulundurulursa, diğer sektörlerde gözlenen açık Sektörel YP Açık Pozisyon / Aktif Oranı (Yüzde) pozisyon riskinin daha düşük olduğu değerlendirilebilir. Enerji Metal Ana Toptan Per. Tic. Otel ve Lokanta Ulaştırma ve Haber. Tekstil İnşaat İdari Hizmetler Gıda Kimya Metal Eşya Taş Toprak Bilişim Holding Kağıt ve Basım YP açık pozisyona sahip firmalar incelendiğinde, ihracat gelirleri ile açık pozisyon arasında güçlü bir ilişki göze çarpmaktadır 12.15 (Grafik II.2.19). Firmalar YP’de açık pozisyonu olmayan (1. Grup), 12.16 nette ortanca açık pozisyon / aktif oranının altında olan (2. Grup) ve üstünde olan (3. Grup) firmalar olarak üç gruba ayrıldığında, firmaların açık pozisyon oranı arttıkça toplam ihracattan aldıkları 0 10 20 30 40 50 Son veri itibarıyla holdingler dâhil 262 firma vardır. payın da arttığı gözlenmektedir. YP pozisyon açığı bulunmayan 1. grubun, toplam firma sayısının yüzde 50’sini oluşturmasına rağmen, Kaynak: FİNNET (Son Veri: 12.16) ihracat gelirlerinden aldıkları pay yüzde 10 civarındadır. Eşit sayıdaki Döviz açık pozisyonu ile ihracat gelirleri arasında güçlü bir ilişki vardır. firmalardan oluşan diğer iki gruba bakıldığında ise 2. grubun toplam ihracattaki payı yüzde 30 civarında iken, yüksek açık pozisyona sahip Grafik II.2.19 3. grubun payı yüzde 50 nispetindedir. Döviz açık pozisyonunun yurt Döviz Pozisyonu ve İhracat Gelirleri Dağılımı (Yüzde Pay, Yüzde Pay) dışı satışları ile döviz geliri olan firmalarda yoğunlaşmış olması, 100 60 50 80 firmaların kur kaynaklı bilanço risklerini azaltıcı bir faktör olarak değerlendirilmektedir. 40 60 30 40 20 20 10 0 03.12 06.12 09.12 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 0 İhr. Payı (3. Grup) İhr. Payı (2. Grup) İhr. Payı (1. Grup) Firma Sayısı (2 ve 3. Grup), Sağ E. Firma Sayısı (1. Grup), Sağ E. Not: 1. Grup, açık pozisyonu olmayan; 2. Grup, açık pozisyon/aktif oranı itibarıyla medyan değerin altında olan ve 3. Grup, medyanın üstünde olan firmaları temsil etmektedir. Son veri itibarıyla 236 reel sektör firması dâhildir. Kaynak: FINNET (Son Veri: 12.16) 30 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Kutu II.2.I Reeskont Kredileri ve Yapılan Düzenlemeler TCMB Kanunu’nun 45. maddesi çerçevesinde ihracatçılar ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerde bulunan firmalara döviz üzerinden düzenlenen senetlerin reeskonta kabulü suretiyle 240 güne -yüksek teknolojili sanayi ürünleri ihracatının, yeni pazarlara yapılan ihracatın ve döviz kazandırıcı hizmetlerin finansmanında 360 güne- kadar vadeli reeskont kredisi kullandırılmaktadır. Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. (Türk Eximbank) ve ticari bankalar aracılığıyla, Türk lirası olarak kullandırılan reeskont kredileri vade sonunda döviz olarak geri ödendiğinden, TCMB’nin net döviz rezervlerini güçlendiren araçlardan biridir. Söz konusu kredilerin kullandırımlarında, Libor/Euribor faizi esas alınmakta olup, 120 güne kadar vade ile kullandırılan kredilere Bankamızca 1 ay vadeli Libor veya Euribor faiz oranları, 121-360 gün vadeli kullandırılan kredilere ise 6 ay vadeli Libor veya Euribor faiz oranları uygulanmaktadır. Uygulanan söz konusu faiz oranları ile kullandırım vadeleri, firmaların finansman maliyetinin düşürülmesine önemli destek sağlamaktadır. Nitekim kredi kullandırılan firmaların sayısında ve sektörler ve bölgeler itibarıyla dağılımında görülen artış, ülkemiz ihracat pazarlarının ve ihraç ürünlerinin çeşitlendirilmesine; ihracat ve döviz kazandırıcı hizmet sektörlerini destekleyerek dış ticaretin dengelenmesine de katkı sağlamaktadır. Reeskont güçlendirilmesine kredilerinin cari katkısı önünde göz açığın azaltılmasına bulundurularak, ve Bankamız kullanımların daha döviz etkin rezervlerinin ve yaygın yapılabilmesine yönelik konuya ilişkin düzenlemede muhtelif değişiklik ve ilaveler yapılmıştır. Bu kapsamda, 23 Ocak 2015 tarihinde 17 milyar ABD doları olarak belirlenmiş olan kredi limitleri, 26 Temmuz 2016 tarihinde 17 milyar ABD doları Türk Eximbank’a, 3 milyar ABD doları ise ticari bankalara tahsis edilmek suretiyle 20 milyar ABD dolarına yükseltilmiştir. Firma bazında da mevcut olan kredi kullanım limitlerinde, yıllar içerisinde artışlara gidilmiştir. Hâlihazırda söz konusu firma limitleri dış ticaret sermaye şirketleri için 400 milyon ABD doları, diğer firmalar için ise 350 milyon ABD dolarıdır. Söz konusu firma limitlerinin tamamı 120 güne kadar vadeli kredi başvurularında kullanılabilirken, 121-360 gün vadeli kredi başvurularında toplam limitin en fazla yüzde 60’ı kullanılabilmektedir. Ayrıca, son mali yıl net satış hasılatı 10, 15 ve 20 milyar Türk lirasının üzerinde bulunan firmalar, kendilerine tahsis edilen limitin sırasıyla iki, üç ve dört katına kadar kredi kullanabilmektedir. Bankamız tarafından sağlanan reeskont kredisi kullanım imkânının yaygınlaştırılması ve Bankamız döviz rezervlerine bu yolla sağlanacak katkının artırılması amacıyla, son dönemde bazı uygulama değişikliklerine gidilmiştir. Bu çerçevede, 2016 yılı Ekim ayında, reeskont kredilerinde senetlerin asgari üç imza taşıması şartı, iki imzaya düşürülmüştür. Böylelikle kredi maliyetlerinde yaşanan azalmanın etkisiyle, özellikle ticari bankalarca aracılık edilen kredi tutarı hızla yükselmiş, erişim imkânının artmasıyla da kredi kullandırılan firma tabanı önemli ölçüde genişlemiştir. Nitekim 2014 ve 2015 yıllarında yaklaşık 180 milyon ABD doları civarında seyreden ticari bankalar aracılığı ile kullanılan reeskont kredisi tutarı, Kasım-Aralık 2016 döneminde 1,5 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. 2016 yılı Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 31 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr sonunda reeskont kredisi kullanan firma sayısı 2015 yılına kıyasla 360 adet artarak 1.670 seviyesine; kredi kullandırılan proje sayısı ise yüzde 14 artarak 10.415 seviyesine çıkmıştır. 2016 yılı Kasım ayında, kredi kullanan firmaları finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalar karşısında güçlendirmek amacıyla, vadesi 31 Aralık 2016 tarihine kadar olan reeskont kredileri vadelerinin azami 31 Mart 2017 tarihine kadar uzatılabilmesine, vade uzatımı imkânının kullanılmayıp kredinin vadesinde ödenmesi halinde, kredi geri ödemelerinin Türk lirası olarak da yapılabilmesine ve bu işlemlerde geri ödeme tarihindeki Bankamız döviz alış kurunun kullanılmasına olanak tanınmıştır. Türk lirası ile geri ödeme imkânı kapsamında, 2016 yılı Aralık ayında toplam 51 milyon ABD doları tutarında 37 adet reeskont kredisi 171 milyon Türk lirası olarak geri ödenmiş, toplam 330 milyon ABD doları tutarında 75 adet kredinin vadesi ise üç ay uzatılmıştır. 2017 yılı Şubat ayında, sağlıksız fiyat oluşumlarının gözlendiği dövizdeki yüksek oynaklık döneminde, finansal istikrar gözetilerek firmalara yabancı para cinsinden borçlarının ödenmesi hususunda kolaylık sağlanması amaçlanarak, 1 Ocak 2017 tarihinden önce kullandırılan ve 31 Mayıs 2017 tarihine kadar vadesi dolacak olan reeskont kredilerinin, kredi vadesinde ödenmesi kaydıyla, geri ödemelerinin Türk lirası olarak da yapılabilmesine imkân tanınmış; bu işlemler için TCMB tarafından 2 Ocak 2017 tarihinde ilan edilen döviz alış kurlarının esas alınması kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda, 20 Şubat-28 Nisan 2017 tarihleri arasında, toplam 3 milyar ABD doları tutarında 1.322 adet reeskont kredisi, Türk lirası olarak geri ödenmiştir. Yapılan düzenleme değişiklikleriyle kredi kullanım maliyetlerinin azaltılması, vade uzatımları, limit artırımları ve reeskont kredisinin kapsamının genişletilmesi, reeskont kredilerini firmalar açısından daha cazip hale getirdiğinden, kredi talebinde bulunan firma sayısında artış ve firma kullanımlarının yaygınlaşması beklenmektedir. Bu çerçevede, 2016 yılında 18,1 milyar ABD doları olan reeskont kredisi kullanımının, 2017 yılında yaklaşık 19 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir (Grafik II.2.I.1). 2016 yılında Bankamız döviz rezervlerine reeskont kredi kullanımları yoluyla 15 milyar ABD doları tutarında sağlanan katkının, 2017 yılında yaklaşık 14 milyar ABD doları olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir (Grafik II.2.I.2). Grafik II.2.I.1 Grafik II.2.I.2 Reeskont Kredisi Verileri TCMB Rezervlerine Katkı (Milyon ABD Doları) (Milyon ABD Doları) 20.000 Kullanım Tutarı 18.000 Borç Bakiyesi 15.083 16.000 18.080 15.279 18.736 15.022 13.440 13.000 14.548 12.000 10.873 10.486 8.501 10.000 8.000 6.000 12.664 14.000 14.000 12.000 15.182 16.000 10.926 10.000 8.309 8.000 7.866 6.222 6.000 3.802 4.000 4.000 2.000 2.000 0 0 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2012 2013 2014 2015 2016 2017 Not: 2017 yılı kullanım tutarı verisi 12 aylık birikimli veridir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.2017) 32 Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.2017) Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Bankamız reeskont kredisi imkânı, ülkemizin dış ticarette yerel para birimlerinin kullanılmasının teşvikine yönelik olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede, 2016 yılı Aralık ayında, Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında gerçekleştirilecek ticaret ve yatırım faaliyetlerinin finansmanına ilişkin ödemelerde kullanılmak üzere Çin yuanı (CNY) üzerinden düzenlenecek senetlerin reeskonta kabulü suretiyle bankalara toplam 2 milyar CNY limitli reeskont kredisi kullandırılmasına imkân verilmiştir. Kredinin kaynağını Bankamız ile Çin Merkez Bankası arasında imzalanan para takası (swap) anlaşması kapsamında sağlanan CNY cinsi fon teşkil etmektedir. Kredi sadece CNY cinsi kullandırılmakta ve vadesinde bu döviz cinsi üzerinden tahsil edilmekte olup, azami vadesi 365 gün ve firma bazında azami kullanım limiti 400 milyon CNY’dir. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 33 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr III. Finansal Kesim Uygulamaya konulan mali destek politikaları, makroihtiyati önlemlerdeki genişlemeler ve bireysel kredi talebini artıran faiz gelişmeleri neticesinde kredi büyümesi, bireysel kredilerde 2016 yılı Eylül ayından, ticari kredilerde ise yıl sonundan itibaren ivmelenmeye başlamıştır. Kredi büyümesi arz ve talep taraflı gelişmelerle desteklenmiştir. İktisadi faaliyetteki ılımlı artış, kredi büyümesinin toparlanmaya başlaması ve yeniden yapılandırma alanındaki düzenlemeler ile TGA oranları görece istikrarlı seyretmektedir. Alınan destekleyici önlemlerin ve ekonomik faaliyetteki gelişmelerin etkileriyle önümüzdeki dönemde kredi büyümesindeki toparlanma eğiliminin devam etmesi öngörülmektedir. Bankaların likidite riskine olan dayanıklılığı devam etmektedir. Sektörün kısa vadeli dış borçlarını uzun vadeli kaynaklarla yenileme eğilimi, son dönemde de büyük ölçüde devam etmiştir. Bankaların yurt dışı borçlarının vadelerinin uzamaya devam etmesi ise olası küresel likidite şoklarına karşı bankacılık sektörünün direncini artırmıştır. Uluslararası piyasalarda yaşanabilecek olası oynaklıklara karşı bankaların kullanabilecekleri likit tamponlarının da en olumsuz senaryolara yanıt verebilecek güçte olduğu görülmektedir. Son dönemde, olumlu uluslararası piyasa koşullarının etkisi ile uzun vadeli tahvil ve sermaye benzeri menkul kıymet ihraçlarında artış gözlenmiştir. Faiz riskine duyarlı TL ve YP pozisyonların kısa vadedeki genel görünümü birbirine benzemekle birlikte, YP tarafında bir aya kadar vadedeki açık pozisyonun faize duyarlı toplam yükümlülük pozisyonuna oranı mevduatta YP’ye yönelimin bir sonucu olarak yakın dönemde artmaya başlamıştır. Ancak yapılan analizler sistemin özkaynaklarının gelebilecek şoklara karşı oldukça yeterli seviyede olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan bankacılık sisteminin bilanço içerisindeki YP açık pozisyonlarını makul seviyelerde tutup, bu açık pozisyonları bilanço dışı işlemlerle kapatmada oldukça ihtiyatlı olduğu gözlenmektedir. 34 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Bankacılık sektörü kârlılık göstergeleri, geçen yılın son çeyreğinde yataylaşma eğilimi gösterse de yeni yılla birlikte yükselişine devam etmiştir. Kârlılığı etkileyen faktörlere gelir-gider hesapları ayrıntısında bakıldığında, net faiz gelirlerindeki iyileşme, faiz dışı giderlerdeki tasarruf tedbirlerinin devamı ve menkul kıymet (MK), kambiyo ve türev işlemler pozisyonundaki olumlu seyrin kârlılığa olumlu; TGA oranlarındaki sınırlı artışın karşılıklara yansımasının ise Kredi büyüme oranları firmalar kesimine verilen teşvikler ve bireysel kredi düzenlemeleriyle toparlanmaya başlamıştır. Grafik III.1.1 Yıllık Kredi Büyümesi (KEA, Yüzde) 30 Toplam Krediler Firma Bireysel 25 20 olumsuz etki ettiği görülmektedir. Diğer taraftan, TL kredilerdeki 15 toparlanma ile YP varlıklardaki kur etkileri sebebiyle risk ağırlıklı dengelenme, kârlılıktaki artış ve risk ağırlıklarındaki düzenleme ile birlikte bu oran geçen yılın üçüncü çeyreğindeki seviyesini yakalamıştır. 10 5 0 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 varlıkların hızlı yükselişi SYR’yi bir miktar aşağı çekse de kurdaki Not: Dövize endeksli krediler YP kredilere dahil edilmiş, YP meblağlar ABD doları için 0,7, euro için 0,3 ağırlığı kullanılarak elde edilen sepet kullanılarak kur etkisinden arındırılmıştır. Stok veriler kullanılarak 2017 yılı Mart ayına kadar aylık veri, Nisan ayı için haftalık veri üzerinden yıllık büyüme hesaplanmıştır. Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17) Grafik III.1.2 III.1 Kredi Gelişmeleri ve Kredi Riski Kredi/GSYİH Oranı (Yüzde) 80 10 Oran Oran Yıllık Fark (Sağ E.) 70 8 tüketim harcamalarına getirilen mali teşvikler ve bireysel kredilere uygulanan makroihtiyati tedbirlerin kısmen gevşetilmesiyle birlikte borçların yeniden yapılandırılmasına dair yapılan yeni düzenlemelere bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Bireysel kredi büyümesinde özellikle 03.17 Bireysel kredilerdeki canlanma, düşen konut kredisi faizleri, özel 06.16 -2 09.15 20 12.14 büyümesi yüzde 16,3 seviyesinde gerçekleşmiştir (Grafik III.1.1). 03.14 0 06.13 30 09.12 son haftası itibarıyla kur etkisinden arındırılmış toplam kredi 12.11 2 03.11 40 06.10 gözlenen canlanma ile toparlanmaya başlamış, 2017 yılı Nisan ayı 09.09 4 12.08 50 03.08 bireysel kredilerde, Aralık ayından itibaren ise ticari kredilerde 06.07 6 09.06 60 12.05 Kredi büyüme oranları, 2016 yılı Eylül ayından itibaren Not: Oran, aylık stok kredinin yine aylık frekansta hesaplanan son bir yıllık toplam GSYİH’deki payı olarak hesaplanmaktadır. Kaynak: TCMB,TÜİK (Son Veri: 03.17) Grafik III.1.3 Yıllık Stok Kredi Değişiminin GSYİH’ye Oranı (Yüzde) konut ve ihtiyaç kredisi büyümelerindeki hareketlenme belirleyicidir. 18 Firma kredileri, destekleyici yönde alınan teşvik ve tedbirler ile TL 14 (∆ Kredi)/GSYİH (∆ Kredi)/GSYİH (KEA) kredilerde tüm ölçeklerde toparlanmaya başlamıştır. Kredi büyümesi 10 birkaç büyük ölçekli banka kaynaklı artmış, KGF uygulamasının son 6 zamanda genele yayılması ise kredi büyümesini ivmelendirmiştir. 2 yüzde 70 seviyesini geçmiştir (Grafik III.1.2). Bankacılık sisteminden yıllık net kredi kullanımı yukarı yönlü ivmelenmiş, kur etkisinden arındırılmış seri ise uzun dönem ortalamasına doğru yönelmiştir (Grafik III.1.3). Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 03.17 06.16 09.15 12.14 03.14 06.13 09.12 12.11 03.11 06.10 09.09 12.08 03.08 -2 06.07 GSYİH büyümesinden hızlı gelişmiş, Kredi/GSYİH oranı toparlanarak 12.05 Bahsi geçen bu gelişmeler sayesinde son dönemde kredi büyümesi 09.06 KGF kefalet limitinin artırılmasını takiben yılın ilk aylarında kamu ve Not: Kredi değişimi yıllık olarak hesaplanmakta ve akım GSYİH’ye oranlanmaktadır. Firmaların YP kredileri hesaplanırken euro, ABD doları ve diğer para birimlerinden YP kredi stoku üç aylık farkı alınarak çeyreklik akım YP kredi verisi hesaplanmıştır. Üç aylık kredi farkları ilgili çeyreğe dair ortalama ABD doları ve euro TCMB döviz alış kurundan TL’ye çevrilerek kur etkisinden arındırılmıştır. 4 çeyreklik TL kredi tutarı ve kur etkisinden arındırılmış YP kredi tutarı toplanarak toplam kur etkisinden arındırılmış yıllık kredi stok farkı hesaplanmıştır. Dövize endeksli krediler YP kredilere dahil edilmiştir. KEA oranın 2004 yılından günümüze uzun dönem ortalaması kesikli çizgilerie gösterilmiştir. Kaynak: TCMB, TÜİK (Son Veri: 03.17) 35 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Kredi büyüme hızı ve büyüme farkları uluslararası karşılaştırmalarda görece yüksek seyretmektedir. 2016 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla, ülkemizde bankalarca finans dışı kesime sağlanan kredinin GSYİH’ye oranı ve bu orandaki yıllık Grafik III.1.4 Kredi/GSYİH Oranı Uluslararası Karşılaştırması değişim, emsal gelişmekte olan ülkelere kıyasla yüksek seyretmiştir. Bu dönemi takiben gerek bireysel kredilerde gerek firma (Yüzde, Puan) 20 kredilerinde yaşanan toparlanma neticesinde bahsi geçen oranda 15 görülen artış ile ülkemizin bu sıralamada daha üst sıralara çıkması 100 10 beklenmektedir (Grafik III.1.4). 75 5 2016 Ç3 Kredi/GSYİH 2016 Ç2 - 2014 Ç2 Farkı (Sağ E.) 2016 Ç3 - 2014 Ç3 Farkı (Sağ E.) 175 150 125 50 0 25 Son dönemde banka kredilerinde gözlenen toparlanmada Meksika Endonezya ABD Çekya Rusya Polonya Türkiye Hindistan Brezilya Japonya G. Afrika Çin -5 Tayland 0 arz ve talep taraflı dinamikler etkili olmuştur. Talep artışında özellikle konut kredisi faiz oranlarındaki düşüş, makroihtiyati alanda kredi kullanımını destekleyici yöndeki değişiklikler, sektörel tedbirler ve mali Not: Veri bankalar tarafından finans dışı kesime verilen tüm kredileri kapsar ve güncel son veri tarihi 2016 yılı üçüncü çeyreğidir. Farklar için sıfır hattı kesikli çizgiyle gösterilmiştir. İki yıllık farklar, gösterilen yılların ikinci ve üçüncü çeyrekleri üzerinden hesaplanmıştır. politika teşvikleri etkili olmuştur. Bankalar bu dönemde kefaletlere Kaynak: BIS (Son Veri: 09.16) verilen Hazine desteği ve bireysel kredi teşvikleri karşısında kredi arz TL firma kredileri tüm ölçeklerde toparlanmaya başlarken… standartlarını bir önceki döneme nazaran sabit tutmuşlardır. Bahsi geçen etmenlerin kredi talep ve arz gelişmeleri üzerindeki olumlu Grafik III.1.5 Firma Ölçeğine Göre TL Firma Kredileri Yıllık Büyüme Oranları (Yüzde) 40 Küçük Orta Büyük Toplam etkisinin önümüzdeki dönemde devam edeceği öngörülmektedir. III.1.1 Firma Kredileri 30 Firma kredileri 2016 yılı Aralık ayından itibaren KOSGEB faizsiz 20 kredi desteği, TOBB düşük faizli Nefes Kredisi ve Hazine destekli KGF 10 kefaleti gibi teşviklerle ivmelenerek büyümeye devam etmiştir.1 Kur 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 12.13 0 Not: Dövize Endeksli TL krediler hariç tutulmuştur. Mikro ve küçük ölçekli firma kredileri küçük ölçek başlığı altında birlikte raporlanmıştır. etkisinden arındırılmış toplam firma kredisi büyüme oranı Mart ayında yüzde 14,6 ile bir yıl önceki büyüme değerlerine yakınsamıştır (Grafik III.1.1). TL kredi büyüme oranı KGF kefaleti teşvikinin uygulamaya Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) konmasıyla KOBİ’ler de dâhil olmak üzere tüm ölçeklerde büyük bir …Yurt içi kaynaklı YP kredi büyümesi döviz kurlarındaki artış ile eş zamanlı olarak azalmıştır. ivme ile toparlanarak toplamda yüzde 22,4 olarak gerçekleşmiştir (Grafik III.1.5). Aynı dönemde döviz kurlarındaki artış ile eş zamanlı Grafik III.1.6 Firma Ölçeğine Göre YP Firma Kredileri Yıllık Büyüme Oranları ve Döviz Kuru (KEA Yüzde, TL) Yurt Dışı Kaynaklı YP Küçük Orta Büyük Yurt İçi Toplam YP Döviz Sepeti (Sağ. E) 35 25 5 artmaya devam etmiştir. YP kredilerin yüzde 84’ünü kullanan büyük ölçekli firmaların azalan kullanımı toplam YP kredi büyümesinin genel 5 3 seyrinde etkili olmuş, yurt içi kaynaklı YP krediler Mart ayında 2 yavaşlayarak toplamda büyüme kaydetmemiştir (Grafik III.1.6). 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 0 12.14 -15 09.14 1 06.14 -5 03.14 daralmaya, büyük ölçekli firma YP kredileri ise ivme kaybederek 4 15 12.13 olarak küçük ve orta ölçekli firmaların yurt içi kaynaklı YP kredileri Not: Yurt dışı kaynaklı YP kredi büyümesi finansal kesim dışındaki firmaların, yerleşik bankaların yurt dışı şube ve iştirakleri hariç tutularak, yurt dışı özel alacaklılara olan kredi ve borçlanma aracı yükümlülüklerini ABD doları değerleri üzerinden hesaplamıştır. Dövize endeksli krediler ölçek bazında ve yurt içi toplam YP kredilere dahil edilmiştir. Mikro ve küçük ölçekli firma kredileri küçük ölçek başlığı altında birlikte raporlanmıştır. Döviz sepetinde ABD doları için 0,7, euro için 0,3 ağırlığı kullanılmıştır. Bahsi geçen teşviklerle ilgili detaylar, IV.2 Reel Sektörün Finansmana Erişimine İlişkin Tedbirler başlıklı özel konuda belirtilmiştir. 1 Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) 36 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Geçmiş dönemlerde firmalar kesiminin yurt içi kaynaklı YP kredi büyüme oranları yavaşladığında yurt dışı kaynaklı YP kredi Grafik III.1.7 büyüme hızları artmış, firmaların YP kredi ihtiyaçlarını yurt içinden yurt (4 Haftalık Hareketli Ort., Yüzde) dışı kaynaklara yönelerek karşıladıkları gözlemlenmiştir. Firma Kredileri Faiz Oranları ve Farkları İçinde 20 Fark (Sağ E.) TL Ticari Kredi TL Mevduat 5 5 Fark (Sağ E.) YP Ticari Kredi YP Mevduat 5 4 4 4 3 3 3 2 2 2 1 1 1 bulunduğumuz dönemde ise yurt içi ve yurt dışı kaynaklı tüm YP kredi büyüme oranlarında yavaşlama gözlemlenmektedir. Bu gelişmenin 15 döviz kurlarındaki artış ile eş zamanlı olmasıyla firmalar kesiminin yurt içi kullanımlarını yurt dışı kaynaklarla ikame etmek yerine toplamda 10 04.17 08.16 12.15 04.15 08.14 04.17 08.16 12.15 04.15 12.13 08.14 5 III.1.6). 12.13 YP kredilerden TL kredilere yöneldikleri değerlendirilmektedir (Grafik Not: Kredili mevduat ve kredi kartı hesapları ile Temmuz 2015’ten itibaren sıfır faizli krediler hariç tutulmuştur. Kredilerde faiz oranları talebi etkileyen önemli unsurlardandır. Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.2017) TL kredilerde, faiz oranlarında ve kredi faizleri ile mevduat faizleri farkındaki artışa rağmen görülen büyüme oranları verilen teşviklerin krediler için önemini gösteren bir diğer faktördür. Bankaların bu dönemde kredilerin fonlanması için ihtiyaç duyulan kaynaktan dolayı TL mevduat ve DTH faizlerini artırmaları TL kredi faizlerini üzerinde Grafik III.1.8 Firma Kredi Arzına Etki Eden Faktörler (Net Yüzde Değişim) Genel Ekonomik Faaliyete İlişkin Beklentiler Endüstri ya da Firmalara İlişkin Görünüm Talep Edilen Teminatlara İlişkin Riskler yukarı yönlü bir etkide bulunurken, YP kredilerde kredi-mevduat faiz farkı daralmıştır (Grafik III.1.7). Mevduat sahiplerinin YP tercihlerinin 0 artış, -15 bankaların TL kaynak elde etmek amacı ile döviz takası işlemlerini -30 yoğunlaştırmalarına sebep olmuştur. Geçmiş dönemde YP kredi -45 güçlendiği bu dönemde TL kredilerde görülen yüksek kullanmayı tercih etmiş olan şirketlerin YP kredi taleplerini kısmaları, YP kredi-mevduat faiz farkının daraldığı bu dönemde, maliyet -60 -75 -90 unsurlarından ziyade kur gelişmelerine bağlı olarak 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 Not: Üç ayda bir yapılan ankette bankalar tüm kalemleri bir önceki döneme kıyasla raporlamaktadır. Sıfır bir önceki döneme göre değişiklik olmadığını gösteren nötr seviyedir. değerlendirilmelidir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Banka Kredileri Eğilim Anketi’ne göre, 2017 yılı ilk çeyrekte bankalar mali politika teşviklerinin etkisiyle kredilere uyguladıkları standartları KOBİ kredilerinde 2016 yılı son çeyreğine nazaran gevşemiştir. Büyük işletmelere verilen kredilerde ise standartlar yatay bir görünüm sergilemiştir. Kredi arzı standartları TL kredilerde, gerek kısa gerek uzun vadede gevşemiş, YP kredilerde ise sıkılaşmıştır. Bu gelişmenin azalan taleple birlikte YP krediler büyümesindeki ivme kaybında rol oynadığı değerlendirilmektedir. Bankalar önümüzdeki üç aylık dönemde standartların genelde aynı kalmasını beklerken, YP krediler bu kıstas açısından da ayrışmış, ankete katılan bankaların yaklaşık yarısı YP kredilerde sıkılaşmanın devam edeceğini raporlamıştır. Genel ekonomik faaliyet beklentileri ve endüstrilere ait risk algısı son iki yıldır olduğu gibi arzı sıkılaştırıcı bir rol oynarken, verilen Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 37 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Bireysel kredi büyümesi özellikle konut ve ihtiyaç kredileri kaynaklı ivmelenmiştir. teşviklerin de etkisi ile teminatlara ait risk algısının aynı dönem içindeki eğiliminden farklılaştığı gözlenmiştir. (Grafik III.1.8). Grafik III.1.9 Bireysel Kredi Yıllık Büyüme Oranları (Yüzde) 35 III.1.2 Konut Taşıt İhtiyaç Kredi Kartı Bireysel Krediler 25 2016 15 yılı Ağustos ayından itibaren konut kredilerine uygulanan faiz oranlarındaki düşüş ve Eylül ayından itibaren 5 makroihtiyati düzenleme değişikliklerinin katkısıyla kredi ve taksitli -15 tüketim olanakları artan bireysel kredi müşterilerinin özellikle konut -25 ve ihtiyaç kredisi kullanımlarındaki artış ile bireysel krediler Mart ayı 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 -5 itibarıyla yüzde 11,9 büyümüştür (Grafik III.1.1, Grafik III.1.9 ve Grafik III.1.10). Bankalar tarafından verilen taşıt kredilerinin, pazar payı artan Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) finansman şirketlerine rağmen istikrarlı seyreden yıllık büyümesi, 2016 yılı sonunda ÖTV uygulaması sebebi ile öne çekilen talebe, 2017 yılında ise baz etkisine bağlıdır. Kredi kartlarında geçmiş aylarda etkili Grafik III.1.10 olan baz etkisi kaynaklı artış yerini yatay bir büyüme oranına Bireysel Kredi Faiz Oranları (4 Haftalık Hareketli Ort., Yüzde) 19 bırakmıştır. İhtiyaç Taşıt Konut 18 17 Konut kredilerinde faizlerin düşmeye devam etmesiyle talep canlı seyretmiş ve bu sayede konut kredileri en hızlı büyüyen bireysel 16 15 kredi türü olmaya devam etmiştir. Makroihtiyati tedbirlere yönelik 14 değişiklikler kapsamında 2016 yılı Eylül ayında konut kredilerine 13 12 uygulanan azami kredi/değer oranı sınırının yüzde 75’ten yüzde 80’e 11 04.17 12.16 08.16 04.16 12.15 08.15 04.15 12.14 08.14 04.14 12.13 10 çıkarılmasının faiz indirimini takiben konut kredisi büyüme oranına katkı sağladığı değerlendirilmektedir.1 Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) Uzun dönem ortalamasının gerisinde seyreden ihtiyaç kredileri büyüme oranı, ihtiyaç kredisi azami vade sınırının 36 aydan 48 aya genişletilmesinin ve eş zamanlı olarak düşmeye başlayan Grafik III.1.11 İhtiyaç Kredisi Haftalık Büyüme Oranları ihtiyaç kredisi faizlerinin olumlu etkisiyle 2016 yılının son çeyreğinde (4 Haftalık Hareketli Ort., Yıllıklandırılmış Yüzde) 45 2008-2015 Ort. 2017 2016 2016 Vade Değ. ortalama büyüme düzeyini yakalamıştır (Grafik III.1.11). 2017 yılı başında faiz oranlarının kademeli olarak yükselmesi büyümeyi 30 ortalama seviyenin altına çekmiş, ancak ihtiyaç kredisi büyüme 15 -15 Ç1 Ç2 Ç3 Ç4 Not: Vade değişikliği yürürlüğe girdiği haftayı kapsayacak şekilde resmedilmiştir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) 38 27 Eylül 2016 tarihinde bankaların kredi işlemlerine ilişkin ve kredi kartları hakkında yönetmeliklerde yapılan değişikliklere göre; ihtiyaç kredilerinde, muafiyetleri devam etmekle birlikte, azami vade sınırı 36 aydan 48 aya çıkarılmış ve canlı kredilerin 72 aya kadar olan vadelerle yeniden yapılandırılmasına olanak verilmiş, bu hususta yeni ihtiyaç kredileri kullandırılacak ise vadeleri yine 48 ay ile sınırlandırılmıştır. Konut edinme amaçlı ve taşıt kredisi dışında konut teminatlı kredilerde kredi değer oranı yüzde 75’ten yüzde 80’e çıkarılmıştır. Çeşitli tüketim kalemleri hariç tutulmakla birlikte bireysel ve kurumsal kredi kartı alışveriş ve nakit çekimlerinde taksit sayısı 9’dan 12’ye çıkarılmış, mevcut bakiyelere en fazla yine 72 ay ile sınırlı kalmak üzere yeniden taksitlendirilme olanağı sağlanmıştır. Uygulamaların detayları Ek 1 Bireysel Kredilere ve Ticari Kredilere Yönelik Makroihtiyati Düzenlemeler ve Yürürlük Tarihleri isimli tabloda sunulmuştur. 1 0 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr eğilimi geçen yıla göre daha güçlü kalmaya devam etmiştir. Bu dönemde beyaz eşya ve mobilya tüketimine yönelik teşviklerin ve artan konut satışlarının bu tüketim kaleminde yarattığı talebin ihtiyaç kredisi talebini olumlu etkilediği değerlendirilmektedir. İhtiyaç kredisi vadeleri 37-48 ay vadeli krediler lehine değişmiştir. Grafik III.1.12 İhtiyaç Kredilerinin Vadelere Dağılımı (Yüzde Pay) Vade kırılımında ihtiyaç kredilerinin değişiklik öncesi istikrarlı büyüyen 25-36 70 ay vade aralığının toplamdaki payının 36-48 ay vade aralığına 60 kayması uygulama değişikliğinin kredi gelişmelerinde büyük rol oynadığını teyit etmektedir (Grafik III.1.12). 1-12 Ay 25-36 Ay 48+ Ay 13-24 Ay 37-48 Ay Vade Değişikliği 50 40 30 20 10 olacaktır (Grafik III.1.13). Bölüm II.1’de belirtildiği üzere hanehalkı kaldıraç oranları 2014 yılından bu yana gerilemeye devam etmektedir. 2017 yılı başından itibaren canlanan iktisadi faaliyet, bankaların bir yılı aşkın süredir giderek sıkılaşan kredi standartlarını 04.17 12.16 08.16 04.16 12.15 08.15 04.15 12.14 08.14 04.14 12.13 08.13 04.13 borçluluğu ve genel ekonomik faaliyete ilişkin göstergeler etkili 0 12.12 Bireysel kredilerin kredi riski görünümünde hanehalkının Not: Veriler stok krediler üzerinden hesaplanmaktadır. 2013 sonundaki değişiklik ile ihtiyaç kredisi vadeleri 36 ay ile sınırlanmış, 2015 sonundaki değişiklik ile eğitim ve öğrenim ücretinin finansmanı konulu kredilerde sınır kaldırılmış, 09.2016’dan itibaren ise 36 ay olan ihtiyaç kredileri vade sınırı 48 aya kadar uzatılmıştır. Paylarda 2015 ve 2016 yılları başında görülen keskin iniş-çıkışlar tanım ve kapsam değişikliklerinden kaynaklanmaktadır. 2015 yılından itibaren ihtiyaç ve diğer krediler birlikte raporlandığından tüm grafikte ihtiyaç ve diğer krediler birlikte gösterilmiştir. Vade değişiklikleri yürürlüğe girdikleri haftaları kapsayacak şekilde resmedilmiştir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) sabit tutmaları ve uzayan vade ve taksit imkânları, tüketicilerin borç servis imkânlarını daha elverişli düzeylere çekmiştir. Bu gelişmenin bireylerin kredi geri ödemelerine olumlu etki yapması Grafik III.1.13 Kredi Standartları ve Ekonomik Görünüm (Yüzde, Net Yüzde Değişim) Ort. Arındırılmış İşsizlik Oranı Kredi Eğilim Anketi - Standartlar (Sağ E.) beklenmektedir. 30 1,5 20 10 III.1.3 Tahsili Gecikmiş Alacaklar 0 0 -10 -20 -1,5 -30 Kredileri canlandırmaya yönelik adımların olumlu katkıları ve seviyesinin bir miktar üzerinde istikrar kazanmıştır (Grafik III.1.14). Bireysel kredilerde özellikle konut ve ihtiyaç kredisi kaynaklı olarak gözlenen büyüme, varlık yönetim şirketlerine yapılan portföy satışları neticesinde aktiflerden çıkışla birlikte bireysel kredi TGA oranlarının -50 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanmanın etkileri ile TGA oranı yüzde 3 -40 -3 2013 2014 2015 2016 2017 Not: Kredi standartları gelişmeleri sadece ihtiyaç kredileri içindir, nötr seviyeyi gösteren sıfır noktası kesikli çizgilerle gösterilmiştir. Sıfırın altı değerler standartların sıkılaştığını, sıfır üstü değerler gevşediğini gösterir. İşsizlik oranı mevsimsellikten arındırılmış aylık işgücü verilerinin 3 aylık toplu değerleri üzerinden hesaplanarak ortalamadan ayrıştırılmıştır. İşgücü serisinin en güncel veri tarihi Şubat 2017 olup birinci çeyrek için Ocak-Şubat ayları toplu değerleri ile hesaplanan oran nokta ile gösterilmiştir. Kaynak: TCMB, TUİK (Son Veri: 03.17) gerilemesine katkı sağlamıştır (Grafik III.1.15). Diğer yandan özellikle büyük firma TGA oranının görece düşük seviyelerdeki yatay seyri, firma kredisi kredi riski görünümünü desteklemektedir (Grafik III.1.16). Grafik III.1.14 TGA Oranları (Yüzde) 5,0 Toplam Firma Bireysel 4,5 2016 yılı son çeyrek itibarıyla ülkemiz TGA oranı ve TGA oranının son iki senelik değişimi emsal gelişmekte olan ülke ortalamalarına yakın bir seyir izlemektedir (Grafik III.1.17). 4,0 3,5 3,0 2,5 TGA oranı işletme ölçeklerine göre ayrışmaya devam etmiştir (Grafik III.1.16). Kredi hacmi bakımından en büyük paya sahip olan büyük Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 2,0 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 2017 yılı Mart ayında toplamda yüzde 2,9 olan firma kredileri Kaynak: BDDK (Son Veri: 03.17) 39 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr ölçekli işletmelerin yüzde 2,0 seviyesinde sabit seyreden TGA oranları Grafik III.1.15 TGA Bakiyesini Etkileyen Faktörler, Aylık TGA Büyümesi ve Bileşenlerin Katkıları (Milyar TL, Yüzde ve toplam firma TGA oranı üzerinde etkili olurken, KOBİ kredileri için TGA Yüzde Puan) oranları 2014 yılından bu yana artarak yüzde 5‘e yaklaşmıştır. Son Dönem İçi İlave Dönem İçi Tahsilat Aktiften Silinen 75 69 dönemde özellikle KOBİ segmenti için getirilen KOSGEB kredileri, Yakın İzlemedeki Krediler TGA Bakiye 63 Nefes Kredisi ve KGF teminat garantisi uygulamalarının sınırlı borç 57 çevirme etkisinin yanında, canlanan ekonomik faaliyet ile birlikte TGA 51 45 oranlarının olumlu şekilde gelişmesinde etkili olması beklenmektedir. 39 Bölüm II.2’de belirtildiği üzere son dönemde firmaların kaldıraç 33 27 12.13 02.14 04.14 06.14 08.14 10.14 12.14 02.15 04.15 06.15 08.15 10.15 12.15 02.16 04.16 06.16 08.16 10.16 12.16 02.17 oranları artmış fakat kredi vadeleri uzamaya devam etmiştir. Nisan ayı Enflasyon Raporu’nda değinildiği üzere iktisadi faaliyette beklenen ılımlı seyre ilaveten tüketim talebi ve kredi erişimine dair 10 5 gelişmeler, 0 önümüzdeki dönemlerde KOBİ ve büyük ölçekli işletmelerin TGA oranlarının seyrinde belirleyici olacaktır. Gelişmelerin -5 -10 Dönem İçi İlave TGA Büyümesi Aktiften Silinen Dönem İçi Tahsilat firma gelirlerini ve dolayısıyla firmaların borç çevirme kapasitelerini olumlu etkileyeceği öngörülmektedir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Grafik III.1.16 Firma TGA Oranları Para birimleri bakımından firma kredileri TGA oranlarının (Yüzde) Büyük Firma Top. Firma KOBİ 5,0 ayrışmaya devam ettiği, toplam firma TGA oranlarının daha ziyade TL 4,5 krediler kaynaklı olduğu gözlenmiştir (Bölüm II.2). YP firma TGA 4,0 oranının yatay seyri firmaların kur şoklarına karşı dayanıklılığının teyidi 3,5 niteliğindedir. 3,0 2,5 2,0 Firmalar kesimi TGA oranları ölçek ve para birimi bazında olduğu gibi sektörel bazda da ayrışmaktadır. Toplamda firmalar 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 12.13 1,5 kesimi kredi kullanımının yaklaşık yarısını oluşturan imalat sanayi ile Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) toptan ve perakende ticaret sektörlerindeki TGA’ların toplam TGA Uluslararası karşılaştırmalarda TGA oranları ortalama seviyede seyretmektedir. oranı artışında önemli rol oynadıkları görülmektedir (Tablo III.1.1). Bu sektörlerin önümüzdeki dönemlerde ekonomik faaliyette beklenen Grafik III.1.17 TGA Oranı ve Değişiminin Uluslararası Karşılaştırması (Yüzde) 10 6 2016 Ç4 TGA Oranı 2016 Ç3-2014 Ç3 TGA Oran Farkı (Sağ E.) etkileneceği değerlendirilmektedir. Konut kredilerindeki toparlanmayı müteakip inşaat sektörü TGA oranlarında görülen düşüş dikkat 2016 Ç4-2014 Ç4 TGA Oran Farkı (Sağ E.) 8 yurt içi ve yurt dışı kaynaklı talep gelişmelerinden olumlu yönde 4 çekicidir. Diğer taraftan turizm sektörünün içinde bulunduğu zorlu 6 2 döneme rağmen TGA oranlarında görülen iyileşmede yeniden 4 0 2 alınmasının etkili olduğu düşünülmektedir. Yeniden yapılandırma ABD Japonya Çin Meksika Tayland G. Afrika Türkiye Endonezya Brezilya Çekya Polonya Rusya -2 Hindistan 0 Not: Farklar için sıfır hattı kesikli çizgiyle gösterilmiştir. İki yıllık farklar gösterilen yılların birinci ve son çeyrekleri üzerinden hesaplanmıştır. Japonya 4. çeyrek verileri açıklamadığından sütunlarda 3. çeyrek verileri, farklarda sırası ile 2016 3. çeyrek ve 2016 1. çeyrek için iki yıllık farklar gösterilmiştir. IMF tarafından henüz raporlanmayan Brezilya, Çekya, Çin, Meksika, Tayland 4. çeyrek verileri söz konusu ülkelerin milli kaynaklardan elde edilmiş, Brezilya için aylık veri ortalaması hesaplanmıştır. Kaynak: IMF-IFS, BDDK, Brezilya MB, Meksika MB, Tayland MB, Çekya MB, Çin Bankacılık Düzenleme Komisyonu (Son Veri: 12.16) 40 yapılandırılan kredilerin ve sektörün teşvik programları kapsamına imkânlarının enerji sektörü TGA oranlarında görülen iyileşmede de rol oynadığı değerlendirilmektedir. Son dönemde bireysel kredilerde gözlenen artış ile bireysel kredi TGA oranları tüm türlerde 2016 yılı üçüncü çeyreğinden sonra Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr aşağı yönlü eğilim göstermiştir (Grafik III.1.14 ve Grafik III.1.18). Gerek teminat yapısı, gerek makroihtiyati politikalar çerçevesinde Tablo III.1.1 Sektörel TGA Oranları (Yüzde) alınan kredi/değer oranı tedbirleri ile bankacılık sektörü açısından 03.16 03.17 TGA Oranı TGA Oranı Yüzde Değiş im K redi Payı istikrarlı bir bilanço kalemi olan konut kredilerinde TGA oranı son iki İmalat Sanayi 3,1 3,6 17,8 24,7 Toptan ve Perakende Ticaret 3,6 4,1 15,4 20,5 yıldır yüzde 0,5 seviyesinde yatay bir seyir izlemektedir. İnşaat 4,1 3,6 -12,7 11,5 Enerji (Elektrik, Gaz ve Su Kay.) 1,1 0,5 -55,2 9,4 Ulaştırma, Depo ve Haberleşme 1,6 1,8 9,4 7,7 Emlak, Kiralama ve İşletmecilik 1,1 1,1 -1,5 7,3 Tarım, Avcılık, Ormancılık 2,4 2,8 19,0 5,9 Otel ve Lokanta 2,3 2,3 -1,8 4,4 Madencilik ve Taşocakçılığı 4,4 2,4 -44,7 1,8 Taşıt kredisi ve bireysel kredi kartı TGA oranları son dönemde sınırlı miktarda düşerek Mart ayında sırasıyla yüzde 3,3 ve yüzde 8,0 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Kredi kartı azami taksit sayısının artırılmasını ve mevcut bakiyelere uzun vadeli yapılandırma imkânı Not: Krediler başvuru formlarındaki kullanım amaçlarına göre sektörlere ayrılmaktadır. Kredi payları finans sektörü ve bireysel krediler dışındaki toplam nakdi krediler üzerinden hesaplanmıştır ve seçilen sektörler canlı reel sektör kredilerinin toplamda yüzde 93’ünü temsil etmektedir. Kaynak: BDDK (Son Veri: 03.17) tanınmasını takiben, taksitli satışlar bakiye büyümesi yaklaşık bir yıldır görülen yatay eğiliminden sıyrılarak sınırlı bir artış göstermiştir (Grafik III.1.19). Taksitli ve taksitsiz bakiye büyüme oranlarında görülen bu sınırlı farklılaşma neticesinde, bireylerin taksitli kredi kartı bakiyelerinin toplam kredi kartı bakiyelerine oranında görülen artış kısa sürmüş; oran uygulama değişikliğinden önceki seviyelerine doğru yönelmiştir. 6 1,0 4 0,5 2 0,0 sağlayan uygulama değişikliklerinin, bireylerin aylık kredi borcu borç servisini 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 mevcut bakiyeleri uzun vadelerde yeniden yapılandırma olanağı 12.15 Mart ayında yüzde 5,8 olarak gerçekleşmiştir. Azami vadeleri uzatan ve azaltarak 1,5 09.15 gerçekleştirilen uygulama değişikliklerini takiben azalarak yükümlülüklerini 2,0 ayında 06.15 Eylül 03.15 yılı 12.14 2016 8 09.14 oranları, İhtiyaç Taşıt Kredi Kartı Konut (Sağ E.) 10 06.14 TGA (Yüzde) 03.14 kredisi Bireysel Kredilerde TGA Oranları 12.13 İhtiyaç Grafik III.1.18 Kaynak: BDDK (Son Veri: 03.17) kolaylaştırması beklenmektedir. Bu gelişme, bireylerin güncel ve gelecek borçlarının Bireysel kredi kartı bakiyeleri taksitli bakiye lehine değişmiştir. ödeme oranlarını artıracak ve TGA’ya düşme oranını azaltacaktır. Bahsi geçen gelişmelerin TGA oranlarına yansımalarında önemli Grafik III.19 diğer bir etmen bankaların kredi başvurularını tabi tuttukları kredi (Yüzde) Bireysel Kredi Kartı Bakiyesi Yıllık Büyümesi Taksitli Toplam KK düzenlemeleri KK Taksit Düz. - I KK Taksit Düz. - III standartlarındaki gelişmelerdir. Banka Kredileri Eğilim Anketi’ne göre standartlar yaklaşık bir yıldır görülen sıkılaşmayı sonlandırarak 2017 yılı ilk çeyreğinde sabit seyretmiştir (Grafik III.1.20). 2017 yılı ikinci çeyreğinde standartların yine yatay gelişeceği, talebin ise artacağı Taksitsiz Taksitli Oranı KK Taksit 9 ay KK Taksit Düz. - II KK Taksit 12 ay 60 35 10 beklenmektedir. -15 İhtiyaç kredisi azami vade sayısındaki değişiklik ile yeni açılan kredi vadeleri tüm Bireysel Kredi Notu (BKN) kırılımlarında artış göstermiştir (Grafik III.1.21). Değişikliği hemen takip eden dönemde yeni kredi vadeleri tüm BKN kırılımları için 2013 vade kısıtından önceki seviyelere yakın gelişse de, son dönemde 2016 yılı Eylül ayından önceki seviyelere yakınsamaya başlamıştır. Bu gelişme değişikliği müteakip vadelerde görülen artışın bireylerin tüketim alışkanlıklarında Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 -40 Not: 2013 tarihli yönetmelikte bireysel kredi kartları ile ilgili yapılan değişikliklerde asgari borç ödeme oranlarının kart limitleri ile, yeni kart limitlerinin ise gelir ile ilişkilendirilmesi öne çıkmıştır. 2014 yılı Şubat ayında yürürlüğe giren değişiklik ile KK taksit sayısı 9 ay ile sınırlanmış ve kuyum, telekomünikasyon, yemek, gıda ve akaryakıt harcamaları taksit hakkından muaf tutmuştur. I. taksit düzenlemesi ile hediye kart ve çeklerine taksit imkânı kaldırılmış, II. düzenleme ile kuyum harcamalarına 4 ay taksit hakkı tanınmış, III. düzenleme ile beyaz eşya, mobilya ve eğitim harcamaları taksitleri 12 aya genişletilmiştir. 2016 yılı Eylül ayında getirilen değişiklikle azami KK taksit sayısı 12 aya çıkarılmış, mevcut istisnalara ilaveten elektronik eşya ve bilgisayar harcamaları 6, havayolu, seyahat acenteleri, taşımacılık, konaklama, sağlık ve sosyal hizmetler, sağlık ürünü alımı, kulüp, dernek ve vergi ödemeleri 9 ay ile sınırlandırılmış, doğrudan pazarlama, yurt dışı, kozmetik ve ofis malzemeleri harcamaları ise taksitten muaf tutulmuştur. Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) 41 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr ve bankaların ihtiyaç kredisi vade uygulamalarında oluşan kalıcı bir Grafik III.1.20 değişiklikten Yeni İhtiyaç Kredileri ve Kredi Anketi (Ortalama Risk Grubu) 5,5 14 5,3 13 12 5,1 11 4,9 10 4,7 2015 2016 döneme ait bir gelişme olduğunu Uygulama değişikliği ile vadeler uzamış, hanehalkı borç servis gücü artmış olup gerek yeniden yapılandırma olanakları ile hâlihazırda verilmiş olan kredilerin gerek önümüzdeki dönemde 9 verilecek olan kredilerin TGA’ya dönüşme oranlarının azalması 8 beklenmektedir. Nitekim ihtiyaç kredileri yaşlandırma analizine göre 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 4,5 2014 kısa göstermektedir. Ortalama Risk Grubu Olası Temerrüt Risk Grubu (Sağ E.) Kredi Eğilim Anketi - Standartlar (Sağ E.) Kredi Eğilim Anketi - Talep (Sağ E.) 2013 ziyade 2017 2015 yılı birinci çeyreğinden itibaren verilen tüm krediler aktif kalitesi Not: Kredi standardı ve talep gelişmeleri sadece ihtiyaç kredileri içindir. Net yüzde değişim olarak raporlanan ve Grafik III.1.14’te de resmedilen anket sonuçları bu grafikte risk gruplarını gösteren aralıkta yeniden ölçeklendirilmiş, nötr seviyeyi gösteren sıfır noktası kesikli çizgilerle gösterilmiştir. Bu seviyenin altındaki değerler standartların sıkılaştığını, üstündeki değerler ise gevşediğini gösterir. Standartların 2017 yılı ikinci çeyrek değerleri beklentileri gösterir ve kesikli çizgilerle temsil edilmiştir. Düz ve temerrüt olasılığı ağırlıklı risk grupları ihtiyaç kredisi müşterilerinin BKN grupları arasında sırası ile düz sayı ortalaması ve grupların temerrüde düşme olasılığı ağırlıklı ortalamalarını gösterir. Kaynak: Kredi Kayıt Bürosu, TCMB (Son Veri: 03.17) açısından her sergilemektedir geçen (Grafik çeyrekte III.1.22). daha iyi bir Makroekonomik performans görünümdeki iyileşme, içinde bulunduğumuz dönemde artan istihdam imkânları ve uzun vadelere yayılan kredilerin katkısıyla önümüzdeki dönem bireysel krediler TGA görünümünün olumlu olması beklenmektedir. İhtiyaç kredisi azami vade süresinin uzaması ile vadeler tüm kırılımlarda artmıştır. Grafik III.1.21 BKN Kırılımında İhtiyaç Kredisi Vadeleri (Ay) 50 1 - 740 741 - 860 860 - 1100 1101- 1460 1461+ Vade Değişikliği 45 40 35 30 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 12.13 09.13 06.13 25 Not: Bireylerin 1 ile 1900 arasında değişen kredi notları 11 grup altında raporlanmakta, ortalamalar bu 11 grup üzerinden hesaplanmaktadır. Kaynak: KKB (Son Veri: 03.17) Grafik III.1.22 İhtiyaç Kredisi Yaşlandırma Eğrileri (Yüzde) 4 3 2 1 2011 2012 2013 2014 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3 2015Ç4 2016Ç1 2016Ç2 2016Ç3 2016Ç4 Ç16 Ç15 Ç14 Ç13 Ç12 Ç11 Ç10 Ç9 Ç8 Ç7 Ç6 Ç5 Ç4 Ç3 Ç2 Ç1 0 Not: Yaşlandırma analizi ihtiyaç kredilerinin verildiği çeyreği takiben TGA oranlarını kümülatif olarak raporlamaktadır. Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) 42 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr III.2 Likidite Riski Bankaların likidite riskine olan dayanıklılığı devam etmektedir. Çekirdek dışı fonlama kalemlerinin vadeleri, uygulamadaki tedbirlerin katkısıyla uzamaya devam etmiş ve olası küresel likidite şoklarına karşı bankacılık sektörünün direncini artırmıştır. Bankaların kısa vadeli dış borçlarını uzun vadeli kaynaklarla yenileme eğiliminin son dönemde de büyük ölçüde devam etmesi, sektörün dış kaynaklara erişim koşullarında anlamlı bir değişiklik olmadığını ima etmektedir. Ayrıca bankaların 30 günlük pencerede likidite pozisyonlarının güvenli bölgede kalmasını sağlayan Likidite Karşılama Oranları (LKO) ile 1 yıllık pencerede en olumsuz senaryolar altında dahi bankalara döviz likiditesi şoklarını karşılayabilecek bir alan sağlayan Rezerv Opsiyonu Mekanizması ve YP zorunlu karşılıklar, sektörün kısa ve uzun vadeli likidite pozisyonlarını güçlü kılmaktadır. Küresel likidite gelişmelerine duyarlılığı görece yüksek olan yurt dışı YP cinsi ihraçların ise gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarında likidite koşullarını destekleyici uygulamaların devam edeceği beklentisi ve küresel risk iştahındaki artışa bağlı olarak canlandığı gözlenmektedir. Bu gelişmeler ışığında yakın dönemde likidite kısıtlarının bankalar için bağlayıcı bir rol oynamayacağı öngörülmektedir. Bankaların kısa vadeli likidite şoklarına karşı dayanıklı olduğu görülmektedir. Bankaların yüksek kaliteli likit varlık stokunun 30 gün süreli net nakit çıkışlarını ne ölçüde karşılayabileceğini gösteren LKO’lar yasal alt limitlerin oldukça üzerinde seyretmektedir (Grafik Bankacılık sektörünün toplam için hesaplanan LKO’su yasal alt limitlerin oldukça üzerinde seyretmektedir. Grafik III.2.1 Yüzdelik Dilimlere Göre Bankaların Toplam Likidite Karşılama Oranları (Yüzde, 4 Haftalık Hareketli Ort.) III.2.1 ve III.2.2).1 Sektörün toplam ve YP için hesaplanan LKO’ları, 2019 250 yılında nihai olarak ulaşılacağı belirtilen toplam için yüzde 100, YP için Yüzde 25 Yüzde 50 Sektör Ortalaması Yüzde 75 Yasal Oran 250 230 210 210 190 190 küçükten en büyüğe göre sırasıyla 25, 50 ve 75’inci yüzdelik 170 170 150 150 dilimlerde yer alan bankaların oranlarının gelişimi, tüm bankaların 130 130 110 110 yasal sınırları kayda değer bir marj ile sağlayabildiklerine işaret 90 90 70 70 50 50 yüzde 80 yasal alt limitlerini hâlihazırda sağlamaktadır. Oranları en etmektedir. Bankaların ROM kapsamında tuttukları döviz ve altın rezervleri ile zorunlu karşılıklarının yanı sıra menkul kıymetler portföyü de, yüksek kaliteli likit varlık stokunun önemli bir kısmını oluşturmakta ve sektörün likidite riskini sınırlandırmaktadır. 01.14 04.14 06.14 08.14 10.14 01.15 03.15 05.15 08.15 10.15 12.15 03.16 05.16 07.16 09.16 12.16 02.17 04.17 230 Not: Kalkınma ve yatırım bankaları hariçtir. Konsolide olmayan raporlamalar kullanılmıştır. Söz konusu dilimler, oranları en küçükten en büyüğe göre sırasıyla 25, 50 ve 75’inci yüzdelik dilimlerde yer alan bankaları temsil etmektedir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 05.05.17) Bankaların kısa vadeli likidite pozisyonlarını güvenli bölgede tutmayı amaçlayan LKO için BDDK yasal alt limitler uygulamaktadır. BDDK, 2014 yılından itibaren bankalardan söz konusu oranı hesaplamalarını istemiş; 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren toplam için yüzde 60, YP için ise yüzde 40 seviyelerini yasal oran olarak belirlemiştir. Fakat bu oranlar her yıl 10’ar puan artırılarak 2019 yılında toplam ve YP için sırasıyla yüzde 100 ve yüzde 80 seviyelerinin yasal oran olarak uygulanacağı belirtilmiştir. 1 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 43 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Çekirdek dışı yükümlülüklerin toplam kaynaklar içerisindeki payı, 2014 yılı sonundan itibaren dalgalı ancak yatay bir gelişim göstermeye devam etmektedir. Yurt dışı piyasalarda gerçekleştirilen tahvil ihraçları yoluyla sağlanan kaynaklar ile bankalardan temin edilen borçlar, çekirdek dışı yükümlülüklerin yaklaşık yüzde 60’ını Grafik III.2.2 Yüzdelik Dilimlere Göre Bankaların YP Likidite Karşılama Oranları (Yüzde, 4 Haftalık Hareketli Ort.) Yüzde 25 Yüzde 50 Sektör Ortalaması 300 oluşturmaktadır. Çekirdek dışı kaynakların önemli bir kısmını oluşturan yurt dışından temin edilen kaynakların TL karşılığı son Rapor Yüzde 75 Yasal Oran 300 270 240 240 210 210 180 180 150 150 120 120 90 90 60 60 30 30 döneminde kur gelişmelerine bağlı olarak sınırlı miktarda artmıştır. Bu çerçevede, çekirdek dışı yükümlülüklerin toplam kaynaklar içerisindeki payında da ılımlı bir artış yaşanmıştır. Yurt içinden sağlanan çekirdek dışı kaynaklar, temel olarak repo işlemleri, bankalara borçlar ve tahvil ihraçlarından oluşmaktadır. Bu dönemde yurt içi ihraçlar yatay bir gelişim göstermiştir. TCMB’nin uygulamış 01.14 04.14 06.14 08.14 10.14 01.15 03.15 05.15 08.15 10.15 12.15 03.16 05.16 07.16 09.16 12.16 02.17 04.17 270 olduğu likidite politikalarının da etkisiyle yurt içinden sağlanan repo Not: Kalkınma ve yatırım bankaları hariçtir. Konsolide olmayan raporlamalar kullanılmıştır. Söz konusu dilimler, oranları en küçükten en büyüğe göre sırasıyla 25, 50 ve 75’inci yüzdelik dilimlerde yer alan bankaları temsil etmektedir. fonlamasında önemli miktarda daralma yaşanırken, bankalara Kaynak: TCMB (Son Veri: 05.05.17) borçlar kalemi aynı ölçüde artmıştır.1 Bankalara borçlar kalemi ve repo fonlamasının toplamda yatay seyretmesi sonucu ise yurt içi fonların toplam yabancı kaynaklar içindeki payı anlamlı bir değişim göstermemiştir (Grafik III.2.3). Bankaların likit olmayan varlıkları içerisinde en büyük paya sahip kredilerin ne ölçüde mevduatlarla fonlandığını temsil eden Çekirdek dışı yükümlülüklerin toplam kaynaklar içindeki payı yataya yakın seyretmektedir. Bankacılık sektörünün uzun vadeli likidite pozisyonuna ilişkin temel Grafik III.2.3 Mevduat Dışı Kaynakların Yabancı Kaynaklara Oranı (Yüzde) 25 Yurt İçi Yurt Dışı Toplam (Sağ E.) kredi/mevduat (K/M) oranı yatay seyrini devam ettirmektedir. göstergelerden biri olan K/M oranı, 2014 yılı sonu itibarıyla yüzde 120 seviyesine yakınsamış ve bu patikada yatay seyretmeye başlamıştır 44 (Grafik III.2.4). Mevduat büyümesinin kredi büyümesine yakın 23 42 seyretmesi finansal istikrarı destekleyen bir unsurdur. Para birimi 21 40 cinsinden K/M oranlarının gelişimi ise kur gelişmeleri başta olmak 19 38 üzere muhtelif nedenlere bağlı olarak değişebilmektedir. Nitekim son 17 36 15 34 Rapor döneminde mevduat sahiplerinin YP mevduat tercihleri 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 güçlenmiştir. Muhtelif platformlarda kur riskinin yönetilmesine yönelik Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) oluşturulan piyasa farkındalığının artmasının da etkisiyle YP kredi talebi zayıflamış ve bunun sonucunda da YP K/M oranında düşüş yaşanmıştır. Diğer taraftan, mevduat büyümesi üzerinde de pozitif etkisi olduğu gözlenen TL kredilerdeki canlanma ile birlikte TL K/M TCMB, 10 Ocak 2017 tarihinde yapmış olduğu duyuru ile TCMB bünyesinde faaliyette bulunan Bankalararası Para Piyasasından bankaların borç alabilme limitlerini toplam 22 milyar TL’ye, 13 Ocak 2017 tarihli duyuru ile 11 milyar TL’ye düşürmüştür. Ayrıca TCMB 13 Ocak 2017 tarihinde yapmış olduğu duyuru ile gerekli gördüğü günlerde Borsa İstanbul bünyesindeki repo pazarlarında yapılan fonlama tutarını sınırlandırabileceğini, bankaların gün sonunda kalan likidite ihtiyaçlarını Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faiz oranından limitsiz olarak karşılayabilmelerinin mümkün olduğunu belirtmiştir. 1 44 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr 2015 yılı başından itibaren K/M oranında yaşanan yatay seyir devam etmektedir. oranı yukarı yönlü hareket etmiştir. Son aylarda TCMB’nin para politikasının da katkısıyla döviz kurlarında yaşanan azalması sonucu mevduat sahiplerinin yeniden TL oynaklığın mevduata yönelmeye başlaması ile TL ve YP K/M oranlarındaki farklılaşmanın bir Grafik III.2.4 Kredi/Mevduat Oranı (Yüzde, 4 Haftalık Hareketli Ort.) Toplam YP TL 140 130 miktar azalacağı öngörülmektedir. 120 110 olarak kabul etmemesi nedeniyle riskin kapsamlı ölçümünü 05.17 11.16 05.16 11.15 05.15 70 11.14 dikkate almaması ve mevduat dışı kaynakları istikrarlı fon kaynağı 80 05.14 bilançolarının varlık ve yükümlülükleri arasındaki vade uyumunu 90 11.13 banka 05.13 rağmen, 11.12 olmasına 05.12 gösterge 11.11 bir 05.11 önemli 11.10 açısından 100 05.10 K/M oranı bankaların uzun vadeli likidite pozisyonlarının takibi Kaynak: TCMB (Son Veri: 05.05.17) sağlamamaktadır. Çekirdek yükümlülüklerin tanımı halen tartışmaya açık olsa da mevduatların bankalar için istikrarlı bir kaynak teşkil ettikleri genel olarak kabul görmektedir. Mevduatın yanı sıra özkaynaklar, sermaye benzeri borçlar, uzun vadeli ihraçlar ve 1 yıldan uzun vadeli borçlanma kalemleri de bankalar için istikrarlı Bankalar uzun vadeli görece istikrarlı fon kaynakları ile fonlama kalitesini zayıflatmadan kredi büyümelerini sürdürebilecek durumdadırlar. Grafik III.2.5 Kredi/(Mevduat+Diğer İstikrarlı Kaynaklar) Oranı (Yüzde) olarak değerlendirilebilecek fonlama kaynaklarıdır. Bu çerçevede, 100 bankacılık sektörünün söz konusu kaynakları da dâhil edilerek 95 95 hesaplanan K/(M+diğer istikrarlı kaynaklar) oranı 2017 yılı Mart ayı 90 90 itibarıyla yüzde 82 seviyesinde seyretmektedir (Grafik III.2.5). Bu da 85 85 K/(M+Diğer)* K/(M+Diğer)** 100 Benzer şekilde, Basel III uzlaşısında ortaya koyulan perspektife göre, bankaların varlıklarının vade yapısıyla da uyumlu olması 03.17 09.16 03.16 09.15 09.10 karşılayabildiklerine işaret etmektedir. 03.15 taleplerini 09.14 60 kredi 03.14 60 tutarak 09.13 65 alanda 03.13 70 65 güvenli 09.12 pozisyonlarını 03.12 75 70 09.11 80 75 03.11 80 bankaların uzun vadeli görece istikrarlı fon kaynakları ile likidite Not: (*) Diğer içinde özkaynak, uzun vadeli ihraçlar, sermaye benzeri borçlar ve 1 yıldan uzun vadeli diğer borçlar dikkate alınmıştır. (**) Diğer içinde özkaynak, uzun vadeli ihraçlar ve sermaye benzeri borçlar dikkate alınmıştır. Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) kaydıyla mevduat dışındaki uzun vadeli borçlanmaların istikrarlı fon kaynağı olabileceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, Basel Komitesi tarafından bankaların uzun vadeli likidite pozisyonlarının daha kapsamlı ölçülebilmesi ve bankaların varlık ile yükümlülükleri Bankaların zayıflayan yurt dışı kaynak talebi sonucunda sektörün dış kaynak kullanımında sınırlı ölçüde zayıflama yaşanmaktadır. Grafik III.2.6 arasındaki vade farkından kaynaklanan riskleri sınırlamak amacıyla Bankacılık Sektörü Yurt Dışı Borcunun Büyüme Oranı ve Miktarı (Yıllık Yüzde Artış, Milyar ABD Doları) Net İstikrarlı Fonlama Oranı (NİFO) geliştirilmiştir. 2018 yılından itibaren 39 Türkiye’de yasal olarak uygulamaya konulması beklenen NİFO’ya 33 göre, bankalar yurt dışı borçlanmalarının vadelerini uzatmak suretiyle 27 Büyüme (Kur ve Parite Etkisinden Arındırılmış) 180 Büyüme (ABD Doları Karşılığı) Tutar (Sağ E.) 160 140 21 fonlama kalitesini zayıflatmadan kredi büyümelerini sürdürebilecek durumdadır.1 15 120 9 100 3 80 -3 03.17 09.16 03.16 09.15 03.15 09.14 03.14 09.13 03.13 09.12 03.12 09.11 60 03.11 -9 Bankaların uzun vadeli likidite pozisyonlarını daha kapsamlı takip edebilmek amacıyla varlık ve yükümlük tarafındaki vade uyumunu da dikkate alarak Basel Komitesi tarafından NİFO uygulamaya konulmuş olup, söz konusu oranın ayrıntılarına Kutu III.2.I’de yer verilmiştir. 1 Not: Kur ve parite etkisinden arındırılan büyüme serisi, 2013 yıl sonu kur ve parite değerlerine göre yeniden hesaplanmıştır. Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17) Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 45 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Bankacılık sektörünün yurt dışı kaynak kullanımında sınırlı bir Grafik III.2.7 367 Gün Vadeli Sendikasyon Kredilerinin Maliyet Gelişimi (İşlem Bazlı, Yüzde) Marj (USD) Libor USD KDK Kararları zayıflama gözlenmektedir. 2015 yılı başından itibaren sektörün dış kaynak kullanımında görülen gerilemenin bankaların dış borca erişim Marj (Euro) Euribor Euro değerlendirilmektedir. 0,0 0,0 -0,5 -0,5 07.14 04.14 03.14 03.17 yaşanan zayıf seyrin, bankaların dış kaynak taleplerini sınırladığı 0,5 10.16 1,0 0,5 08.16 1,0 05.16 yatırımlarındaki yavaşlama ile yurt içi YP cinsi kredi büyümesinde 04.16 1,5 10.15 1,5 08.15 2,0 04.15 zayıflamasından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Reel sektör 2,0 03.15 koşul ve maliyetlerinden ziyade bankaların dış kaynak talebinin 2,5 09.14 3,0 2,5 3,0 reel sektör yatırımlarında görülen toparlanma ve 2017 yılı ilk çeyreğinde görülen yüksek kredi akımlarının da katkısıyla bankaların dış kaynak kullanımının artabileceği düşünülmektedir (Grafik III.2.6). Kaynak: KAP (Son Veri: 04.17) Bankacılık sektörünün yurt dışı borçlarında yaşanan kısa vadeden uzun vadeye geçiş devam etmektedir. Grafik III.2.8 Bankaların dış borç yenileme maliyetlerinde sınırlı artış gözlenmiştir. Moody’s kredilerinin Kısa ve Orta-Uzun Vadeli Dış Borç Gelişimi (Milyar ABD Doları) not indirim kararı öncesinde sendikasyon borçlanma maliyetlerindeki dalgalanmaların, maliyetlerdeki marjların sabit kalması nedeniyle tamamen Libor ve Kısa Vadeli Orta ve Uzun Vadeli Toplam (Sağ E.) 120 dönemde büyüme hızı ile gelişmekte olan ülkelere yönelik artan risk iştahı ve fon Not: Büyük ölçekli bankalar için dikkate alınmıştır. KDK Kararları, kredi derecelendirme kuruluşlarının karar tarihlerini göstermektedir. 130 Son 110 100 180 Euribor faiz oranlarındaki hareketleri yansıttığı gözlenmektedir (Grafik 175 III.2.7). 23 Eylül 2016 tarihinde Moody’s, 27 Ocak 2017 tarihinde 170 Fitch’in Türkiye’nin kredi notu hakkındaki kararı sonrasında ise temin 165 edilen borçlara uygulanan marjların sınırlı arttığı gözlenmektedir. 160 Maliyetlerdeki artış tutarının bankalardan olan alacaklara uygulanan 155 risk 150 katlanacakları 90 80 70 60 50 ağırlıklarındaki artışlara bağlı olarak kreditör kuruluşların 40 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 12.13 30 ek sermaye maliyeti ile uyumlu olduğu düşünülmektedir. Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17) Kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarını takip eden Grafik III.2.9 dönemde de bankaların maliyet artışlarının oldukça sınırlı kalması, Dış Borç Yenileme Oranı (Yüzde, Ay) 125 Kısa Vadeli Orta ve Uzun Vadeli (Sağ E.) 120 115 110 260 240 anlamına gelmektedir. Bu durum 2015 yılı başından itibaren gözlenen 220 dış borçlanma tutarındaki ivme kaybının yabancı yatırımcıların arz 105 200 100 180 95 160 90 yabancı finansal kuruluşların kredi arzında değişim gözlenmediği kısıtlarından ziyade yurt içi bankaların tercihlerinden kaynaklandığı savını destekler niteliktedir. Aynı dönemde kaynak temin edilen ülke 140 kompozisyonunda artan çeşitliliğin de alacaklı yoğunlaşması ile ilintli 80 120 riskleri 75 100 değerlendirilmektedir.1 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 85 sınırladığı ve arz yönlü faktörlerin etkisini hafiflettiği Not: Dış borç yenileme oranları, menkul kıymet ihraçları dâhil toplam yurt dışı yükümlülük kullanım ve geri ödeme tutarlarının kısa vade için 3 aylık, uzun vade için 12 aylık hareketli toplamları üzerinden hesaplanmıştır. Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17) Bankacılık sektörünün yurt dışından kaynak temin ettiği ülke/banka sayısındaki artışın ayrıntılarına ve muhtemel etkilerine Özel Konu IV.1’de yer verilmiştir. 1 46 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Alınan tedbirlerin de katkısıyla yurt dışı banka borçlarında vade kompozisyonu uzun vade lehine değişmeye devam Grafik III.2.10 Toplam Dış Borç Yenileme Oranı ve Ortalama Vadesi (Yüzde, Ay) etmektedir. TCMB’nin çekirdek dışı yükümlülüklerde uzun vadeyi 120 teşvik etmek adına yaptığı düzenlemelerin katkısıyla bankaların yurt 115 dışından bir yıla kadar vadeli borçlanmalarını belirgin bir şekilde azalttığı, orta ve uzun vadeli kaynaklarını ise artırdığı gözlenmiştir Yenileme Oranı Ortalama Vade (Sağ E.) 60 58 56 110 54 52 105 50 (Grafik III.2.8). Sektörün kısa vadeli borçlarını uzun vadeli kaynaklar ile oranı, uzun süre yüzde 100 seviyesinin oldukça üzerinde seyretmiştir (Grafik III.2.9). Son dönemde kısa vadeden uzun vadeye geçişin büyük ölçüde gerçekleşmiş olması nedeniyle uzun vadeli ve kısa vadeli dış borç yenileme oranları da yüzde 100 seviyesine yakınsamaktadır. Sektörün yurt dışı borçlarının ağırlıklı ortalama 48 46 95 44 90 42 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 yenilemeyi tercih etmesi nedeniyle uzun vadeli dış borç yenileme 100 Not: Dış borç yenileme oranı, menkul kıymet ihraçları dâhil toplam yurt dışı yükümlülük kullanım ve geri ödeme tutarlarının 6 aylık hareketli toplamları üzerinden hesaplanmıştır. Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17) vadesi son iki ayda sınırlı ölçüde azalmakla birlikte, 2017 yılı Mart ayı itibarıyla 58 aya kadar ulaşmıştır (Grafik III.2.10). Bu dönemde, vadesi dolan bir yıl vadeli sendikasyon kredilerinin 3 yıla varan vadelerde yenilenmesi, kısa vadeli repo fonlamalarının daha az tercih edilmesi, uzun vadeli tahvil ihracı eğilimi, vade kompozisyonundaki uzun vade lehine değişimin temel dinamiğini oluşturmuştur (Grafik III.2.11). Grafik III.2.11 2014 Yıl Sonuna Göre Yurt Dışı Borçlanma Türlerinin Tutar Değişimi (Milyar ABD Doları) 20 Kısa Vadeli Orta ve Uzun Vadeli 15 10 5 0 yanı sıra sektörün likit aktif portföyü 1 yıllık pencerede en olumsuz senaryolar altında dahi bankalara döviz likiditesi İhraçlar Seküritizasyon yaşanabilecek olası oynaklıklara karşı direncini artırmaktadır. Bunun Mevduat lehine değişmesi bankacılık sektörünün uluslararası piyasalarda Krediler -15 Repo tamponlarına sahiptir. Dış borç vade kompozisyonunun uzun vadeler -10 Sendikasyon Bankacılık sektörü likidite şoklarına karşı yeterli likidite -5 Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17) şoklarını karşılayabilecek bir alan sağlamaktadır. 2017 yılı Mart ayı itibarıyla bankacılık sektörünün önümüzdeki altı ay ve bir yıllık dönemlerde Bankacılık sektörü, 1 yıllık pencerede likidite şoklarına karşı yeterli likidite tamponlarına sahiptir. vadesi dolacak sırasıyla 46 milyar ve 77 milyar ABD doları tutarında YP dış borç ödemesi bulunmaktadır. Bu çerçevede, ülkemizdeki gelişmelerin yanı sıra küresel piyasalardaki gelişmeler de bankaları dış Grafik III.2.12 YP Likit Aktiflerin Tutarı ve 1 Yıl İçinde Vadesi Dolacak YP Dış Borca Oranı (Milyar ABD Doları, Yüzde) borçların uygun vade ve maliyetlerde yenilenmesi açısından Nakit Değerler Yurt Dışı Bankalar Nezdindeki Serbest Hesaplar ROM Rezervleri YP Likit Aktif / Kısa Vadeli YP Dış Borç (Sağ E.) yakından ilgilendirmeye devam edecektir. Bankaların likit aktiflerinin 70 önemli bir kısmı ROM kapsamında bulundurulan altın ve döviz 60 varlıklardan oluşmakta olup, sermaye girişlerinin zayıfladığı 2016 yılının 50 son yarısında gerek YP maliyetlerdeki yükseliş, gerekse döviz 40 kurundaki meydana 30 50 gelmiştir. 2017 yılı Şubat ayından itibaren ise güçlenen sermaye 20 45 nedeniyle ROM rezervlerinde azalış hareketleri ile düşen döviz kuru oynaklığının bir sonucu olarak ROM rezervlerinde yeniden artış yaşanmaya başlanmıştır. Bu çerçevede, bankaların nakit, yurt dışı serbest hesaplar ve ROM rezervleri gibi likit Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 70 65 60 55 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 artış 75 Not: YP likit aktifler, ROM kapsamında tutulan rezervler ile nakit değerler ve yurt dışı bankalar nezdindeki serbest hesaplardan oluşmaktadır. YP Likit Aktif / Kısa Vadeli YP Dış Borç oranının, 3 aylık hareketli ortalamasına yer verilmiştir. Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17) 47 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr aktifleri dış borcun yarısını karşılayabilecek güçtedir (Grafik III.2.12). Grafik III.2.13 ROM Rezervleri ve Döviz Depo İmkânı ile 1 Yıl İçinde Vadesi Dolacak YP Dış Borç (Milyar ABD Doları) 100 TCMB tarafından sağlanan ROM ve 50 milyar ABD doları limitli döviz 1 Yıllık YP Dış Borç depo imkânları ise en olumsuz şoklara karşı yanıt verebilecek ROM Rezervi (Döviz ile Altın) + Döviz Depo İmkânı düzeydedir (Grafik III.2.13). Söz konusu likit aktiflerin yanı sıra 7 milyar 90 ABD doları tutarındaki serbest Eurobond portföyü bankaların kısa 80 vadeli dış borçları karşılama kapasitesini artırmaktadır. 70 Küresel likidite gelişmelerine duyarlılığı yüksek olan sektörün 50 YP cinsi yurt dışı menkul kıymet ihraçlarında 2016 yılı başından 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 60 Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17) itibaren yaşanan canlanma devam etmektedir. Küresel piyasalarda artan risk iştahı ile gelişmiş ülke merkez bankalarının likidite koşullarını destekleyici para politikaları sonucu sektörün YP cinsi yurt dışı menkul kıymet ihraçları 2016 yılı başından itibaren yüzde 13 artmıştır. Kısa Küresel likidite gelişmelerine bağlı olarak bankaların yurt dışı tahvil ihraçlarında canlanma gözlenmektedir. vadeli ihraçların azalması ve son dönemdeki ihraçların daha uzun Grafik III.2.14 ihraç stokunun ortalama vadesi 70 aya ulaşmıştır (Grafik III.2.14). 2010 Yurt Dışı YP Menkul Kıymet İhraç Gelişmeleri yılından itibaren bankalar tarafından tercih edilmeye başlanan yurt (Stok, Milyar ABD Doları, Ay) Tutar (Stok) 30 Vade (Sağ E.) 28 70 dışı menkul kıymet ihraçlarının toplam dış borçlar içindeki payı, 2010 68 yılı sonrasında istikrarlı bir şekilde artmasına rağmen 2014 yılı 66 sonundan 64 yerleşmiştir. Dolayısıyla küresel likidite gelişmelerine duyarlılığı yüksek 26 24 22 20 62 18 16 vadeli gerçekleştirilmesi sonucu ise YP cinsi yurt dışı menkul kıymet itibaren yüzde 16 seviyesinde yatay bir patikaya olan yurt dışı menkul kıymet ihraçlarının gerek vadesinin diğer 60 14 58 12 56 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 10 borçlanma türlerinden uzun olması ve uzamaya devam etmesi gerekse toplam dış borçlar içerisindeki payının düşük ve stabil olması bankaların Kaynak: MKK (Son Veri: 03.17) yurt dışı ihraçları ile ilintili risklerin sınırlı kalmasını sağlamaktadır. Ayrıca, küresel likidite ve risk iştahı gelişmelerine bağlı olarak standart tahvil ihraçlarının yanı sıra varlığa dayalı menkul kıymet önümüzdeki dönemde artması ve yeni ihraçlarının ortalama vadelerinde yaşanan yatay seyir Rapor Yurt İçi TL Menkul Kıymet İhraç Gelişmeleri (Milyar TL, Ay) Tutar (Akım) Vade (Sağ E.) da beklenmektedir. Bankacılık sektörünün yurt içi ihraçlarının tutarında Grafik III.2.15 36 ihraçlarının Tutar (Stok) 14 13 24 12 18 11 12 10 6 9 0 8 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 30 döneminde de devam etmektedir (Grafik III.2.15). Kaynak: MKK (Son Veri: 03.17) 48 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Kutu III.2.I Net İstikrarlı Fonlama Oranı Küresel finansal krizle birlikte bankaların varlık ve finansman yapısının uzun vadeli istikrarı üzerine odaklanan niceliksel likidite standartlarının oluşturulması ve takibi önem kazanmıştır. Fonlama risklerinin ölçülmesinde ve bankaların likidite pozisyonlarının izlenmesinde yaygın olarak kullanılan kredi/mevduat oranı gibi göstergeler, mevduat dışındaki istikrarlı fonlama kaynaklarını göz ardı etmesi ve varlık ile yükümlülüklerin vade yapısını dikkate almaması nedeniyle kapsamlı bir risk değerlendirmesi için yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle küresel krizin ardından, Basel Bankacılık Denetim Komitesi (Basel Komite) bankaların likidite yönetimini güçlendirmek üzere prensipler yayımlamış ve asgari likidite oranları geliştirmiştir. Bunlardan ilki olan Likidite Karşılama Oranı (LKO) 1, bankaların kısa vadeli likidite şoklarına karşı dayanıklılığını artırmayı amaçlamaktadır. LKO, Basel Komitesi üyesi ülkeler tarafından 2015 yılından bu yana kademeli olarak uygulanmaya başlanmıştır. İkinci olarak ise uzun vadeli likidite riskine yönelik Net İstikrarlı Fonlama Oranı (NİFO) geliştirilmiştir. NİFO, uzun vadeye ve mevduata dayalı bir fonlama yapısını teşvik ederek, bankaların kısa vadeli toptan fonlamaya aşırı bağımlılığını azaltmayı hedeflemektedir. Bu orana göre, bir bankanın mevcut istikrarlı fonlama tutarı, ihtiyaç duyulan istikrarlı fonlama tutarından büyük olmalıdır. LKO’dan farklı olarak bu oran için kademeli bir geçiş öngörülmemektedir. Dolayısıyla, bankaların 1 Ocak 2018’den itibaren NİFO’yu asgari oranda sağlaması gerekmektedir. NİFO = Mevcut İstikrarlı Fonlama Tutarı ≥ %100 İhtiyaç Duyulan İstikrarlı Fonlama Tutarı Bir bankanın ”mevcut istikrarlı fonlama tutarı”, banka yükümlülüklerinin kalan vadesi ve karşı tarafı göz önünde bulundurularak mevcut istikrarlı fonlama faktörleriyle çarpılmasıyla elde edilmektedir. Temel olarak yasal sermaye, bir yıldan uzun vadeli yükümlülükler, gerçek kişi ve KOBİ mevduatı istikrarlı fonlama kaynakları olarak değerlendirilirken, diğer yükümlülükler belirlenen iskonto oranları (fonlama faktörleri) ile dikkate alınmaktadır. İhtiyaç duyulan istikrarlı fonlama tutarı ise, likidite edilebilme kapasitelerine göre varlıkların en likitten en az likide göre sınıflandırılarak belirli “ihtiyaç duyulan istikrarlı fonlama faktörleri” ile çarpılmasıyla hesaplanmaktadır. Bu kalibrasyonda, bankaların kısa vadeli varlıklarının bir kısmını yenilemeyeceği, likit varlıkları teminat göstererek veya piyasada kolaylıkla satarak ilave fonlama sağlayabileceği varsayılmıştır. Bu itibarla, bir yıldan uzun vadeli varlıklar için istikrarlı fonlama ihtiyacı getirilirken, likit varlıklar için istikrarlı fonlama ihtiyacı daha azdır.2 LKO, yüksek kaliteli likit varlık tutarının 30 günlük net nakit çıkış tutarına bölünmesiyle hesaplanır. Toplam için hesaplanan asgari LKO, 2015 yılında yüzde 60 olarak belirlenmiş olup her yıl 10’ar puan artış ile 2019 yılında yüzde 100 olacaktır. 1 2 Fonlama faktörleri için Bkz. Merkezin Güncesi, Bankacılık Sektörü Likidite Ölçümünde Yeni Dönem: Net İstikrarlı Fonlama Oranı, https://tcmbblog.org/tr/bankacilik-sektoru-likidite-olcumunde-yeni-donem-net-istikrarli-fonlama-orani/ Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 49 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Şema III.2.I.1 Varlıklar Yükümlülükler ve Özkaynak ('Fon Kullanımı') ('Fon Kaynağı') Nakit ve Merkez Bankası Yasal Özkaynak Yüksek Kaliteli Likit Varlıklar Uzun Vadeli Yükümlülükler Kısa Vadeli Fin. Kur.'a Kullandırılan Krediler Kısa Vadeli Bireysel ve Ticari Krediler Konut Kredileri Bireysel Mevduat Ticari Mevduat Toptan Fonlama Uzun Vadeli Krediler Yükümlülüklerin İstikrarlılığı Artar Varlıkların Likiditesi Azalır (İstikrarlı Fonlama İhtiyacı Artar) Likiditeye Göre Varlık ve İstikrara Göre Yükümlülük Sıralaması Diğer yükümlülükler Diğer Varlıklar NİFO raporlaması Türk bankacılık sektöründe henüz başlamamasına karşın, sektör için NİFO belirli varsayımlar altında hesaplanabilmektedir. Çalışma kapsamında yapılan en kuvvetli varsayım, orijinal vadelerin esas alınmasıdır.1 Esasen NİFO hesaplamasında bütün fonlama ve aktif kalemlerinin kalan vadeye göre dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, fonlamanın önemli bir kısmını oluşturan mevduatın genellikle 6 aydan kısa vadeli olması, fonlama tarafındaki varsayımımızı makul bir zemine taşımaktadır. Aktif tarafta ise orijinal vadelerin kalan vadeden daha uzun olduğu gerçeği, hesaplamamızda NİFO’nun olduğundan daha düşük gösterilmesi gibi bir risk doğursa da ihtiyatlı bakış açımızı desteklemektedir. Türk bankacılık sektörü için hesaplanan NİFO’nun Basel standardında belirlenen asgari oran olan yüzde 100 seviyesinin üzerinde gerçekleştiği tespit edilmektedir. 2 Bu çerçevede, bankaların varlıklarını istikrarlı fonlama kalemleri ile fonladığını söylemek mümkündür. NİFO hesaplamasında, varlık ve yükümlülükler orijinal vadeye göre dikkate alınmıştır. 250 bin TL’nin altındaki ticari mevduat, KOBİ mevduatı olarak dikkate alınmıştır. Teminata konu menkul değerlerin tamamı ve ters repo alacakların teminatı “seviye 1” varlık olarak kabul edilmiştir. Türev işlemlerde yüzde 85 ile dikkate alınan başlangıç teminatı ayrıştırılmayarak diğer bilanço içi kalemler altında yüzde 100 ile dikkate alınmıştır. Türev işlemlerden net alacaklar, işlemlerin teminatına bakılmaksızın yüzde 100 ihtiyaç duyulan fonlama faktörü ile dikkate alınmıştır. 1 Basel Komite, Basel III kapsamında yer alan sermaye ve likidite rasyolarını değerlendirmeye yönelik olarak altı ayda bir sayısal etki analizi yapmaktadır. Bu analizler raporlama yapan toplam 230 bankanın verilerine dayanmakta, Türkiye’den de 3 banka bu raporlamaya katkı sağlamaktadır. 2016 yılı Haziran ayı itibarıyla grup-1 ve grup-2 bankaları için ağırlıklı ortalama NİFO sırasıyla yüzde 114 ve yüzde 115’tir. Türkiye’den raporlamaya katılan bankalar Haziran ayı verileriyle asgari NİFO’yu sağlarken, ağırlıklı ortalama NİFO’su yüzde 114,6’yla, içinde bulunduğu grup-1 ortalamasının üzerinde seyretmektedir. 2 50 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Grafik III.2.I.1 Türkiye Bankacılık Sektöründe Net İstikrarlı Fonlama Oranı (Yüzde) 110 NİFO Basel Asgari Oranı 100 90 80 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 70 Kaynak: TCMB Sonuç olarak, 2018 yılında uygulanmaya başlanacak olan NİFO, banka bilançolarının varlık ve yükümlülükleri arasındaki vade uyumunu dikkate alarak likidite riskinin kapsamlı ölçümüne imkân sağlayacaktır. Uzun vadeli bakış açısı ile NİFO, bankacılık sektörünün kısa vadeli likidite şoklarına karşı dayanıklılığını ölçen LKO’yu tamamlayıcı bir likidite rasyosu olacaktır. Mevcut hesaplamalar ışığında Türk bankalarının fonlama yapısının güçlü olduğu söylenebilmektedir. LKO’nun yanı sıra NİFO’nun da bankalar için asgari yükümlülük olması bu görünümün sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 51 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr III.3 Faiz ve Kur Riski Grafik III.3.1 Faiz TL Cinsinden Kısa Vadeli Açık Pozisyon (Toplam TL Pasiflere Oranı, Yüzde) oranlarında meydana gelebilecek ani değişimler bankacılık sektörünün varlık ve yükümlülük vade yapılarının farklı 15 olması 10 5 nedeniyle yeniden fiyatlama kanalından, alım-satım portföyünde bulunan menkul kıymetlerin piyasa değerinin değişmesi 0 sebebiyle doğrudan bilanço kanalından bankaları etkilemektedir. -5 -10 Bu açıdan varlık ve yükümlülüklerin vade yapısı ile menkul kıymet -15 -20 portföyünün özelliklerinin incelenmesi sektörün faizdeki değişimlere -25 -30 03.13 03.14 0-1 Ay 03.15 03.16 1-3 Ay 3-6 Ay 09.16 03.17 duyarlılığının analiz edilmesi bakımından önem arz etmektedir. 6-12 Ay Yeniden fiyatlama dönemine göre faiz riskine duyarlı TL Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) cinsinden aktiflerin ortalama vadesi 20 ay, pasiflerin vadesi ise 3 ay civarında olup her iki vadede yakın zamanda sınırlı da olsa uzama Mevduatta YP’ye yönelim kısa vadede açık pozisyonu arttırmaktadır. belirtileri görülmektedir. YP tarafında ise aktiflerin ortalama vadesi 21 ay civarında olup pasiflerin ortalama vadesi 12 aya yakındır. Faiz Grafik III.3.2 riskine duyarlı TL ve YP pozisyonların kısa vadedeki genel görünümü YP Cinsinden Kısa Vadeli Açık Pozisyon (Toplam YP Pasiflere Oranı, Yüzde) birbirine benzemektedir. Daha yakın vadelerde açık pozisyonların 6 görece yüksek olduğu, vade uzadıkça açık pozisyonların azaldığı ve 4 2 fazla pozisyon verildiği görülmektedir. YP tarafında bir aya kadar 0 -2 vadelerdeki -4 açık pozisyonun faize duyarlı toplam yükümlülük pozisyonuna oranı, yakın dönemde artış eğilimi göstermiştir. Bu durum -6 -8 temel olarak yakın dönemde mevduatta YP’ye yönelimin bir sonucu -10 -12 olup yurt dışı faizlerdeki yukarı yönlü hareketlerin bankaların faiz gelir -14 03.13 03.14 0-1 Ay 03.15 03.16 1-3 Ay 3-6 Ay 09.16 03.17 6-12 Ay ve giderleri üzerinde yaratabileceği riski arttırmaktadır (Grafik III.3.1 ve Grafik III.3.2). Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Bu veriler ışığında sektörün bilanço içi ve bilanço dışı Grafik III.3.3 pozisyonları TL tarafta 500, YP tarafta ise 200 baz puana kadar pozitif Ekonomik Değer Yaklaşımına Göre Yeniden Fiyatlama Kanalından Faiz Riski 0 faiz şokuna tabi tutulmuş ve muhtemel kayıp ekonomik değer YP (Sağ ve Üst E.) TL 0 0,2 0,4 0,6 0,8 1 1,2 1,4 1,6 1,8 2 Kayıp/Özkaynak (Yüzde) -2 -4 -6 -8 -10 -12 -14 -16 -18 0 yaklaşımı ile ölçülüp özkaynaklara oranı incelenmiştir. Buna göre 5 -0,2 puana -0,4 pozisyonlarının bugünkü değerinde yaratabileceği muhtemel kayıp, -0,6 özkaynakların yüzde 16’sına kadardır. Diğer taraftan YP tarafta 2 -0,8 puana kadar benzer bir şokun etkisi çok daha kısıtlı olup, ortaya -1 çıkabilecek kayıp özkaynakların yüzde 1’ine kadardır (Grafik III.3.3). kadarlık bir TL faiz şokunun bankanın faize duyarlı -1,2 0 0,5 1 1,5 2 2,5 3 3,5 4 4,5 5 Faiz Şoku (Puan) Kaynak: TCMB, Yazarların Hesaplamaları (Son Veri: 03.17) 52 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Yeniden fiyatlamanın yanı sıra finansal aracılık sisteminin dışsal faiz şoklarından etkilenebileceği bir diğer kanal, menkul kıymetlerdeki Grafik III.3.4 Alım-Satım Portföyündeki Sabit Faizli Menkul Kıymetlerde Faiz Riski yeniden değerleme kanalıdır. Her ne kadar menkul kıymetlerin değer değişimlerinin özkaynaklara etkisi önemini korumaktadır. Bu portföydeki sabit faizli menkul kıymetlerden gelecek etki tüm vadeler için TL tarafta 5 puan, YP tarafta ise 2 puan faiz artışına kadar teste tutulmuş ve özkaynak üzerindeki Kayıp/Özkaynak (Yüzde) karşısındaki etkisi 0 0,5 1 YP (Üst E.) 1,2 1,4 1,6 1,8 2 -0,5 -1,0 -1,5 -2,0 -2,5 -3,0 -3,5 incelenmiştir. Buna göre, faiz artışlarının menkul kıymet yeniden değerleme kanalından özkaynaklarda yaratabileceği muhtemel TL 0,2 0,4 0,6 0,8 0,0 toplam aktifler içerisindeki payı zaman içerisinde azalsa da, alımsatım portföyündeki faize duyarlı menkul kıymetlerin faiz değişimleri 0 1 1,5 2 2,5 3 3,5 Faiz Şoku (Puan) 4 4,5 5 Kaynak: TCMB, Yazarların Hesaplamaları (Son Veri: 03.17) kayıp TL ve YP tarafta sırasıyla özkaynakların yüzde 3’üne ve yüzde 2’sine kadardır (Grafik III.3.4). YP net genel pozisyon sıfır seviyesine yakındır. Grafik III.3.5 Türk bankacılık sistemi doğrudan bilanço kanalı ile gelebilecek kur riskine olan dayanıklılığını korumaktadır. Bankaların bilanço içerisindeki açık pozisyonlarını makul seviyelerde tutup, bu Bankacılık Sektörü Yabancı Para Pozisyon Gelişimi (Milyar ABD Doları, Yüzde) 50 4 3 25 2 açık pozisyonları bilanço dışı işlemlerle kapatmada oldukça ihtiyatlı oldukları gözlenmektedir. Bunun sonucunda sektör için hesaplanan YP net genel pozisyonu/özkaynak oranı iki yönlü standart yasal sınır 1 0 0 -1 -25 -2 olan yüzde 20’nin bir hayli altında sıfır seviyesine yakın seyretmektedir -3 -50 -4 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 (Grafik III.3.5). Bilanço İçi Poz. Bilanço Dışı Poz. YPNG/Özkaynaklar (Sağ E.) Bilanço dışı döviz işlemleri, tür bazında incelendiğinde para takası işlemlerinin kur riskini yönetmede temel araç olduğu ve zaman Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) içerisinde ağırlığının arttığı görülmektedir. Diğer taraftan, kısa valörlü veya vadeli döviz alım-satım işlemleri ile opsiyon araçlarının YP pozisyon yönetiminde görece daha az tercih edildiği gözlenmektedir. Ancak para takası işlemlerinin hacminin büyük olması, dolaylı olarak kârlılığın para takası faizlerine olan duyarlılığını Para takası işlemleri YP pozisyon yönetiminde ağırlığını arttırarak önemini korumaktadır. Grafik III.3.6 Bilanço Dışı YP İşlemlerin Brüt Pozisyon (Aktif + Pasif) Dağılımları Para Takası Opsiyon artırmaktadır (Grafik III.3.6). Döviz Alım-Satım Diğer Türev 100% 80% 60% 40% 20% 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 0% Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 53 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Kârlılık toparlanmaya devam etmektedir. III.4 Kârlılık ve Sermaye Yeterliliği Grafik III.4.1 Aktif ve Özkaynak Kârlılıkları Gelişimi (Yüzde) 10 Büyük Banka AKO Dağılımı 2015 yılı son çeyreğinden itibaren yukarı yönlü ivmelenen Aktif Kârlılık Oranı (AKO) (Sektör) Özkaynak Kârlılık Oranı (Sektör) (Sağ E.) 3 15 bankacılık sektörü kârlılık göstergeleri, geçen yılın son çeyreğinde 2,5 14 yataylaşma eğiliminde bulunsa da yeni yıl ile birlikte yükselişe 2 13 devam etmiştir. Yakın dönemdeki hareket görece düşük kârlılık 1,5 12 performansı 1 11 0,5 10 gösteren bankalarda daha belirgin olup, sektörün büyük bankaları kârlılık göstergelerinde birbirine yakınsamıştır (Grafik 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 III.4.1). Diğer taraftan, TL kredilerdeki toparlanma ile YP varlıklardaki Not: Kârlılık oranları bir yıllık birikimli kâr üzerinden bir yıllık ortalama paydaya bölünerek hesaplanmaktadır. kur etkileri sebebiyle risk ağırlıklı varlıkların hızlı yükselişi yeterlilik oranlarını (SYR) bir miktar aşağı çekse sermaye de kurdaki dengelenme, kârlılıktaki artış ve risk ağırlıklarındaki düzenleme ile Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) birlikte bu oranlar geçen yılın üçüncü çeyreğindeki seviyesini Sermaye yeterliliği güçlü seviyesini korumaktadır. yakalamıştır (Grafik III.4.2). Grafik III.4.2 Standart ve Çekirdek SYR Gelişimi III.4.1 (Yüzde) Kârlılık Gelişmeleri 10 Büyük Banka Standart SYR Dağılımı 20 Standart SYR (Sektör) Çekirdek SYR (Sektör) Son bir yıl içerisinde aktif kârlılık oranındaki (AKO) değişimi 18 etkileyen faktörlere gelir-gider hesapları ayrıntısında bakıldığında net faiz gelirlerindeki iyileşme, faiz dışı giderlerdeki tasarruf tedbirlerinin 16 devamı ve menkul kıymet (MK), kambiyo ve türev işlemler pozisyonundaki seyrin kârlılığa olumlu; TGA oranlarındaki sınırlı artışın 14 karşılıklara yansımasının ise olumsuz etki ettiği görülmektedir. Vergi 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 12 karşılıkları edilen kâra bağlı bir unsur olup, artan brüt kârlılıkla birlikte net kârı aşağı yönlü etkilemektedir (Grafik III.4.3). Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Son bir yıllık süreçte net faiz gelirlerinin sektör aktif kârlılık oranına etkisi 22 baz puan civarındadır. Bu dönemde net faiz gelirine Grafik III.4.3 Gelir/Gider Kalemlerinin Aktif Kârlılık Oranına (AKO) Etkisi (Puan) 1,8 faiz marjı kanalı ile gelen etki güç kazanmıştır. Bu duruma, geçtiğimiz yıl içerisinde TCMB tarafından uygulanan faiz indirimlerinin de katkısı 0,25 olmuştur. Ancak yakın dönemde hem TL fonlama maliyet seyrinin 0,11 1,6 0,16 1,64 0,22 1,4 tersine dönmesi hem de Fed’in faiz artırımlarına devam etme ihtimalinin 0,09 0,02 ile birlikte bu kanaldan gelen etkinin sınırlanacağı düşünülmektedir. Diğer taraftan, ekonomik aktivitedeki 1,2 1,19 artışın kredi piyasasını canlandırması ve KGF desteklerinin finansal AKO 2017-3 Vergi Karşılıkları MK, Kambiyo ve Türev Faiz Dışı Giderler Faiz Dışı Gelirler TGA Karşılıkları Net Faiz Gelirleri 1 AKO 2016-3 yükselmesi koşullardaki sıkılığı azaltması ile hacim kanalından gelecek etkinin faiz geliri üzerinde önümüzdeki dönemde olumlu rol oynaması beklenmektedir (Grafik III.4.4). Not: Kırmızı sütunlar azaltıcı etkiyi, yeşil sütunlar ise arttırıcı etkiyi göstermektedir Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) 54 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr 12 aylık dönemde, TGA oranlarındaki yukarı yönlü hareket ayrılan karşılıklar kanalıyla aktif kârlılık oranını 9 baz puan aşağı Grafik III.4.4 çekmiştir. Ancak TGA oranlarındaki bu hareket yakın dönemli kredi (12 Ay Birikimli, Milyar TL) Net Faiz Geliri Değişimine Katkı Faiz Marjı Etkisi Hacim Etkisi Net Faiz Geliri Net Faiz Marjı (Sağ E.) genişlemesinin de etkisiyle birlikte bir miktar geri çekilmiştir. Bununla birlikte sektör genelinde TGA karşılık oranlarının yükselmesi, sektörün muhtemel risklere karşı ihtiyatlı duruşunu güçlendirerek koruduğunu 12 göstermektedir. Diğer taraftan geçmiş yıllara dair ücret ve komisyon 8 geri ödemelerinin etkisinin iyice yavaşlaması, bu kalemin kârlılık 4 -4 operasyonel giderler üzerindeki tasarruf tedbirlerinin sürdürülmesi ile -8 birlikte kârlılığı olumlu etkilemeye devam etmektedir. Ancak 2016 yılı -12 önümüzdeki dönemde gerçekleşen tek kaybolacak olmasıyla seferlik birlikte dışı 4.6 4.4 etkilerin faiz 4.8 4.2 4 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 dışı gelirlerde 5 0 üzerindeki daha önceki olumsuz etkilerini kısıtlarken, faiz dışı giderler, içerisinde faiz 5.2 16 Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) gelirlerdeki görünümün bir miktar sınırlanması beklenmektedir. Grafik III.4.5 Bankaların menkul değer alım-satım, türev ve kambiyo Menkul Kıymet, Türev ve Kambiyo İşlemleri (12 Ay Birikimli, Milyar TL) 15 dışı gelir gider kalemi son bir yıllık dönemde görünümünü olumluya 10 çevirmiştir. Menkul değer alım-satım işleminden elde edilen kâr 5 azalsa da kredi büyümesinin yavaşlamasıyla birlikte para takası 0 işlemlerindeki net pozisyonun küçülmesi ve para takası faizlerinde -5 görülen düşüş bu durumun oluşmasında önemli rol oynamıştır. Ancak -10 kredi büyümesinin canlanması ile birlikte para takası işlemlerine -15 Menkul Değerlerden Kambiyo İşlemlerinden Türev İşlemlerden Toplam Kar/Zarar 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 işlemlerinden elde edilen pozisyonun muhasebeleştirildiği diğer faiz gereksinimin artmasının ve faizlerin yönünün değişmesinin, bu kalemdeki olumlu görünümü önümüzdeki dönemde bir miktar Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) azaltması beklenmektedir (Grafik III.4.5). Grafik III.4.6 Özkaynak Değişimleri (12 Ay Birikimli, Miilyar TL) 60 III.4.2 Sermaye Yeterliliği 50 40 Kârlılıktaki kayda değer artış son bir yıllık dönemde yasal 30 özkaynakları arttıran temel etmen olarak ön plana çıkmıştır. Bu 20 yeniden değerleme kanalından özkaynaklara negatif etki gelmesine ve bu etkinin sabit kıymet yeniden değerleme kanalından gelen güçlü pozitif etkiyi sınırlandırmasına yol açmıştır. Diğer taraftan sermaye benzeri kredi kapsamında yeni edinimler, düzenleme 1 ile yasal özkaynak kapsamı dışına çıkarılan sermaye benzeri kredilerin 10 0 -10 12.12 03.13 06.13 09.13 12.13 03.14 06.14 09.14 12.14 03.15 06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17 dönemde DİBS faiz hadlerinin yukarı yönlü hareketi menkul değerler Düzeltme ve Değerleme Kalemleri Kâr, Yedek ve Ödenmiş Sermaye Bilanço Özkaynakları Sermaye Benzeri Krediler Yasal Özkaynak Diğer Kalemler Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Bankaların Özkaynaklarına ilişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına dair Yönetmelik (R.G. Sayı: 29511 23.10.2015 ve R.G. No: 29599 20.01.2016) 1 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 55 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr özkaynak üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi gidermeye başlamıştır Grafik III.4.7 Risk Bileşenleri Gelişimleri (Grafik III.4.6). (Yüzde) 100 100 70 Son bir yıllık dönemde risk ağırlıklı varlık kompozisyonunda 40 kayda değer bir değişim görülmemiş olup, yaklaşık yüzde 90’lık 10 payıyla kredi riski baskın rolünü korumaktadır. Kurdaki yükseliş ve TL -20 kredilerdeki canlanmayla yakın döneme kadar artış gösteren kredi -50 riski, kurdaki görece dengelenme ve Bankamız nezdinde tutulan YP 95 90 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 12.13 85 zorunlu karşılıkların risk ağırlığının BDDK tarafından sıfıra indirilmesiyle Operasyonel Risk (Pay) Piyasa Riski (Pay) Kredi Riski (Pay) Operasyonel Risk (Büyüme) (Sağ E.) Piyasa Riski (Büyüme) (Sağ E.) Kredi Riski (Büyüme) (Sağ E.) düşüş göstermiştir. Önümüzdeki dönemde KGF kefaletli kredilerin hacminin artması ile birlikte kredi riskindeki aşağı yönlü eğilimin devam edeceği öngörülmektedir. Bankalar tarafından genellikle Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) yılda bir kez güncellenen operasyonel risk tutarı ise geçen yıla göre yüzde 16 civarında artış göstermiştir (Grafik III.4.7). Grafik III.4.8 Banka Gruplarına Göre SYR (Yüzde) 18 Kamu Mevduat Yerli Özel Mevduat Yabancı Mevduat Katılım 40 KYB (Sağ E.) 17 36 16 32 Kârlılıktaki artış özkaynakları kuvvetlendirmiş, geçmiş dönemlere kıyasla düşük seyreden kredi büyüme hızı risk ağırlıklı aktif büyümesini sınırlandırmıştır. Bu etkilere bağlı olarak sektörün sermaye yeterliliği son bir yıllık dönemde güçlenmiştir. Sermaye yeterliliğindeki 15 28 bu güçlenme hâlihazırda yüksek SYR değerlerine sahip olan kalkınma 14 13 ve yatırım bankaları (KYB) ve statü değişikliğiyle bu gruptan çıkan 20 bankalardan dolayı yerli özel mevduat bankaları haricinde tüm 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 12.14 09.14 06.14 03.14 12.13 09.13 06.13 03.13 12.12 12 24 banka gruplarında belirgindir (Grafik III.4.8). Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Son veriler itibarıyla ulaşılan kârlılık seviyeleri dikkate alınarak Grafik III.4.9 2015 yılı Kasım ayı Finansal İstikrar Raporu Kutu III.4.1’deki yöntem ve Mevcut Kârlılık Düzeyinde SYR’nin Kredi Büyümesini Destekleme Kapasitesi 18 parametrelerle sermaye yeterlilik oranı ve kredi büyümesi ilişkisi incelenmiştir. Buna göre bankacılık sistemi yüzde 1,64 olan mevcut SYR (%10,5) 16 SYR (%12) aktif karalılık oranı ile çalışmaya devam ederse, yaklaşık yüzde 15’lik 14 Yıl Sayısı 12 yıllık nominal kredi büyümesini hâlihazırdaki SYR düzeyini düşürmeden 10 destekleyebilecektir. Diğer taraftan böyle bir kârlılık düzeyinde SYR 8 6 hedef oranın (yüzde 12) altına inmeden, yüzde 20’lik bir nominal 4 kredi büyümesi altı yıl, yüzde 30’luk bir nominal kredi büyümesi ise üç 2 0 16 18 20 22 24 26 28 30 Kredi Büyüme Hızı (Yüzde) Kaynak: TCMB, Yazarların Hesaplamaları (Son Veri: 03.17) yıla kadar desteklenebilecektir. Son olarak SYR limitinin sermaye koruma tamponu dâhil yasal asgari seviye (yüzde 10,5) olarak kabul edildiği durumda ise sektör yüzde 19’un altında bir nominal kredi büyümesini desteklemekte sermaye yeterliliği açısından herhangi bir kısıtla karşılaşmayacaktır (Grafik III.4.9). 56 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Kutu Kur Gelişmeleri ve Sermaye Yeterlilik Oranı III.4.I Bankalar, diğer şirketler gibi iki farklı yolla fonlama sağlamaktadır: borçlanma ve özkaynak. Özkaynaklar bankaların kendi kaynağı olduğundan vadesiz bir yapıya sahiptir ve bankalara geri ödeme yükümlülüğü doğurmamaktadır. Ayrıca özkaynak, bankaların zarar ettiği dönemlerde zararın karşılanabileceği bir tampon görevi de görmektedir. Özkaynakların bankaların fonlanmasında risksiz bir yapıya sahip olmasından dolayı düzenleyici otoriteler, bankalara toplam fonlamasının bir kısmını özkaynak ile sağlama zorunluluğu getirmektedir. Düzenleme literatürüne “Basel Asgari Sermaye Yeterliliği” olarak giren oran yasal özkaynağın risk ağırlıklı varlıklara bölünmesi yoluyla hesaplanmaktadır: 𝑆𝑌𝑅 = 𝑌𝑎𝑠𝑎𝑙 Ö𝑧𝑘𝑎𝑦𝑛𝑎𝑘 𝑅𝑖𝑠𝑘 𝐴ğ𝚤𝑟𝑙𝚤𝑘𝑙𝚤 𝐴𝑘𝑡𝑖𝑓𝑙𝑒𝑟 (𝑅𝐴𝐴) Sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) yasal özkaynak ve risk ağırlıklı aktif değişimlerinden etkilenmektedir. Yasal özkaynaklar yeni sermaye girişinden ve kârlılıktan gelen olumlu katkı ile artmaktadır. Sermaye benzeri borç gibi borçlanma araçlarının neredeyse tamamının yabancı para cinsinden olması ve yasal özkaynak içinde yer almasından dolayı kur artışları yasal özkaynağı artırmaktadır. Diğer taraftan sermaye benzeri borcun toplam yasal özkaynak içindeki payı düşük olduğundan artış sınırlı olmaktadır. Risk ağırlıklı aktifler ise ortalama risk ağırlıklarındaki artışlar ve toplam aktif büyümesindeki artıştan kaynaklı olarak yükselmektedir. SYR, risk ağırlıklı varlıkların artışından aşağı yönlü; azalışından yukarı yönlü etkilenmektedir. Kurun artış gösterdiği dönemlerde bankacılık sektörünün toplam aktif büyüklüğünün TL karşılığı da arttığından bankaların risk ağırlıklı varlıkları artış göstermektedir. Dolayısıyla TL’nin değer kaybettiği dönemlerde SYR aşağı yönlü hareket etmektedir. Bu çalışmada kurdaki hareketlerin SYR üzerindeki etkisi bir örnek dâhilinde incelenmektedir. Analiz, sepet kurun TL karşısında yüzde 9,1 değer kazandığı 2016 yılı Ekim sonu ile Kasım sonu dönemi kullanılarak yapılmıştır. Bu dönemde bankacılık sektörü SYR’si yüzde 16’dan yüzde 15,3’e gerilemiştir. Bu gerilemede kurun yabancı para cinsinden aktifler üzerindeki artırıcı etkisinin yanında, diğer TL varlıkların büyümesi ve portföy tercihleri de etkili olmuştur. Yasal özkaynaktaki kur kaynaklı artış ise SYR’ye olumlu katkı vermiştir. Tablo III.4.I.1’de, saydığımız etkilerin ayrıştırılması yoluyla sadece kurdan kaynaklı SYR üzerinde oluşabilecek aşağı yönlü etki hesaplanmaktadır. Kur etkisinden arındırma, kurun Kasım sonunda Ekim sonundaki seviyesini koruduğu varsayımıyla yapılmaktadır. Diğer taraftan kurdaki artışın YP dışı yasal özkaynak ve TL aktifler üzerindeki sınırlı artırıcı yöndeki etkisi göz ardı edilmektedir. Yapılan hesaplamaya göre, Ekim-Kasım döneminde sepet kurun yüzde 9,1’lik değer kaybı sonucunda bankacılık sektörü SYR’sinin 41 baz puan aşağı yönlü hareket ettiği görülmektedir. YP dışı yasal özkaynak değişimi, TL aktiflerdeki değişim ve portföy tercihlerinden kaynaklı olarak ise SYR üzerinde yaklaşık 27 baz puanlık bir aşağı yönlü etki oluştuğu anlaşılmaktadır (Grafik III.4.I.1). Doğrusal bir hesaplama ile kurdaki yüzde 10’luk bir değer kaybının, SYR’yi kısa vadede yaklaşık 45 baz puan aşağı çektiği söylenebilir. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 57 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Tablo III.4.I.1 SYR Hesaplamasında Kur Etkisi (Aksi belirtilmedikçe Milyar TL) Ekim 2016 3,19 Kasım 2016 3,48 TP Aktif 1.575 1.607 YP Aktif 1.007 1.095 Toplam Aktif 2.581 2.702 Sepet Kur (TL)* YP Aktif (milyar sepet) KEA YP Aktif** KEA Toplam Aktif (a) 315 314 - 1.003 - 2.610 RAA/Toplam Aktif (%) (b) 82,3 82,5 Toplam Yasal Özkaynak (c) 339 340 YP Yasal Özkaynak (d) 29 31 KEA YP Yasal Özkaynak*** (e) - 29 KEA Toplam Yasal Özkaynak (c-d+e) - 338 Toplam RAA (f) 2.123 2.230 KEA RAA (a*b) - 2.154 16,0 15,3 Kur Etkisinden Arındırılmış SYR**** (%) - 15,7 Kur Etkisi (%) - 0,41 SYR (%) (c/f) * Yüzde 70 ABD doları ve yüzde 30 eurodan oluşmaktadır. ** KEA: Kur etkisinden arındırılmış. Kasım YP aktifin sepet cinsinden değerinin Ekim sonu kuruyla çarpılması sonucu elde edilmiştir. ***Sermaye benzeri borçların yasal özkaynağın YP kısmını oluşturduğu varsayılmıştır. Kasım YP yasal özkaynağın sepet cinsinden değerinin Ekim sonu kuruyla çarpılması sonucu elde edilmiştir. **** KEA toplam yasal özkaynağın KEA RAA’ya bölünmesi yoluyla hesaplanmıştır . Kaynak: BDDK, TCMB Hesaplamaları Grafik III.4.I.1 SYR Üzerindeki Etkilerin Ayrıştırılması (Yüzde) 20 15,95 0,41 0,27 15,27 15 10 Ekim SYR Kur Etkisi Diğer Etkiler Kasım SYR Kaynak: BDDK Yapılan hesaplamanın kısmi bir analize dayandığını ve dinamik etkileri yansıtmadığını ifade etmek gerekir. Örneğin, kurdaki artış, kısa vadede SYR’yi azaltıcı bir etki oluştururken orta vadede bu etkilerin bir kısmı kârlılıktaki artışla kapanma potansiyeline sahiptir. YP aktiflerin gelirleri de YP cinsinden olduğundan kârlılık da bu sayede kurdan kaynaklı olarak olumlu etkilenecektir. Kârlılığın özkaynak artışının önemli kaynaklarından biri olduğu göz önünde bulundurulduğunda, kur gelişmeleriyle kısa vadede aşağı yönlü hareket eden SYR, daha uzun vadede kârlılıkta oluşacak artışla birlikte yükselebilecektir. 58 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr IV. Özel Konular IV.1 Küresel Likidite ve Banka Dış Borçlarının Bölgesel Dağılımı Özet Bu özel konuda, Türk bankacılık sektörünün yurt dışından kaynak temin ettiği ülke/banka sayısında yaşanan artışın, banka dış borçlarının küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığına etkileri analiz edilmiştir. Son dönemde, sektörün geleneksel finans merkezlerinden temin ettiği borçları yenilemeye devam etmekle birlikte yeni ülkelere de erişim sağladığı ve diğer ülkeler merkezli bankaların önemli birer fon kaynağı haline geldiği gözlenmektedir. Tahmin sonuçları, borç temin edilen ülke/banka sayısında artan çeşitliliğin, banka dış borçlarının küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığını azaltmak suretiyle küresel likiditenin tahsis ve aracılığında sistemik öneme sahip herhangi bir ülke ya da bankada yaşanabilecek finansal şokların ülkemize sirayet etme riskini sınırladığına işaret etmektedir. IV.1.1 Giriş Küresel bankalar ve finansal kuruluşların faaliyetlerini önemli ölçüde artırması sonucu ülkelerarası finansal entegrasyon güçlenmiştir. Bu dönemde bankacılık alanında artan küreselleşme ve entegrasyonun bir sonucu olarak, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru güçlü fon akımları yaşanmıştır. Sermaye akımlarındaki artışlar, gelişmekte olan ülkelerde borcun yenilenmesine dair oluşabilecek riskler kapsamında dış finansman yapısının önemini artırmıştır. Bir ülke ya da bankada yaşanan finansal şokların ya da gelişmelerin söz konusu fon akımları üzerinden diğer ülkelere sirayet edebilmesi, borç temin edilen ülke ya da bankaların çeşitlendirilmesinin önemini ortaya koymaktadır. Bu özel konuda, Türk bankacılık sektörünün yurt dışından kaynak temin ettiği ülke ya da banka sayısının son dönemde istikrarlı bir şekilde arttığına ve bu bağlamda dış borçların küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığının azalması suretiyle alacaklı yoğunlaşmasıyla ilintili risklerin hafiflediğine dair bulgular paylaşılacaktır. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 59 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Ülkemizin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkelere gerçekleşen fon akımları doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ya da banka borçları şeklinde olabilmektedir. Özellikle 2007 yılına kadar Asya, Latin Amerika ve Avrupa’da yer alan gelişmekte olan ülkelere gerçekleşen sermaye akımlarında önemli artışlar yaşanmasına rağmen, 2008 krizi sürecinde söz konusu bölgelerdeki tüm fon türlerinde önemli düşüşler yaşanmıştır. Borç türleri bazında en sert düşüş ise uluslararası banka borçlarında yaşanmıştır (Cetorelli ve Goldberg, 2011). Benzer şekilde Lane (2014), uluslararası banka borçlarının doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımlarına göre küresel kriz sürecinden daha fazla etkilendiğini bulgulamıştır. Bu sebeple IMF tarafından hazırlanan ve 2009 Nisan ayında yayınlanan Dünya Ekonomik Görünüm raporunda, küresel krizin gelişmekte olan ülkelere taşınmasında bankalar arasındaki küresel bağların etkili olduğu ifade edilmiştir (World Economic Outlook (WEO), 2009). Sermaye akımları içerisinde küresel gelişmelere daha duyarlı olduğu bulgulanan banka dış borçlarının temel belirleyicileri, arz tarafını temsil eden küresel itici faktörler ile talep tarafını temsil eden borç alan ülkelere özgü çekici faktörlerdir. Küresel risk iştahı ya da belirsizlik, küresel likiditenin tahsis ve aracılığını yapan bankaların fonlama koşulları, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikaları ve likidite uygulamaları uluslararası banka borç akımlarının arz tarafını temsil eden temel belirleyicilerdir. Özellikle, küresel kriz dönemi ve sonrasında söz konusu koşullarda yaşanan sert değişimler gelişmekte olan ülkelere gerçekleşen sermaye akımları üzerinde önemli oynaklıklar meydana getirmiş ve finansal istikrar için bir risk unsuru haline gelmiştir. Bu bağlamda, dünyanın belirli bir bölgesinde yaşanan finansal şokların finansal bağlar üzerinden birçok ülkeye sirayet edebilmesi ise borç alan ülkeleri önlem almaya itmiştir. Bu dönemde, Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkeler küresel likidite koşullarındaki değişimlerin meydana getirdiği oynaklığı azaltmak ve finansal istikrarı desteklemek amacıyla bir dizi makroihtiyati politikayı hayata geçirmişlerdir. Bahse konu politikaların yanı sıra, Cerutti ve diğ. (2014) döviz kuru esnekliği, sermaye kontrolleri, kurumsal kalite, yabancı bankaların sektöre girebilme imkânı gibi borç alan ülkeye ilişkin uygulamadaki birçok politika ya da özelliğin de banka dış borçlarının küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığını etkilediğini bulgulamışlardır. Bu dönemde, Türkiye’de uygulanan makroihtiyati politikaların yanı sıra dış borcu istikrarlı bir şekilde artan Türk bankacılık sektörünün 60 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr borçlarını daha fazla ülke/banka üzerinden yeniledikleri Grafik IV.1.1 gözlenmektedir. Artan çeşitliliğin ise borçların belirli bir ülke ya da Borç Temin Edilen Ülke Sayısı 1 bankada yoğunlaşmasını önlemek suretiyle alacaklı yoğunlaşması ile 120 ilintili riskleri sınırladığı ve borç temin edilen bir ülke ya da bankada 110 yaşanabilecek finansal şokların sermaye akımları üzerinden ülkemize 100 sirayet etme ihtimalini azalttığı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, çalışmada öncelikle Türk bankacılık sektörünün dış borçlarının küresel (Yüzde) Sektör En Büyük 7 Banka* 90 80 likidite göstergelerine duyarlılığı test edilecek, sonrasında ise borç temin edilen ülke/banka sayısında artan çeşitliliğin söz konusu 10.16 03.16 08.15 01.15 06.14 11.13 04.13 09.12 02.12 07.11 12.10 05.10 10.09 03.09 01.08 08.08 60 duyarlılığa etkileri incelenecektir. IV.1.2 70 (1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir. (*) Türk bankacılık sektöründeki aktif büyüklüğü en büyük 7 bankanın borç ilişkisi içerisinde olduğu ülke sayısını temsil etmektedir. Alacaklı Yoğunlaşması Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17) Bankacılık sektörünün yurt dışından kaynak temin ettiği ülke sayısının gelişimi, Türk bankalarının son dönemde daha fazla sayıda ülke ya da bankadan borç temin ettiğine işaret etmektedir (Grafik Grafik IV.1.2 IV.1.1). Özellikle borç miktarının yataya yakın seyrettiği son dönemde En Çok Borç Temin Edilen Ülkelerin Toplam Borçlar İçindeki Payı1 (Genel Merkezin Bulunduğu Ülkeye Göre, Yüzde) de bankaların daha çok sayıda ülke/banka ile borç ilişkisine girmiş 88 3 Ülke fazla 83 Ayrıca, bu 73 durumun sadece büyük bankalarla sınırlı olmadığı, aktif büyüklüğü 63 olmaları, geri ödemeleri gerçekleşen borçlarını ülke/banka üzerinden yenilediklerine işaret etmektedir. daha 5 Ülke 10 Ülke 78 68 69 58 görece küçük bankaların da daha fazla sayıda ülke/banka ile borç 53 47 48 ilişkisine girdiği gözlenmektedir. 43 35 38 toplam borçlar içerisindeki paylarının gelişimine yer verilmiştir. Ülke 10.16 03.16 08.15 01.15 06.14 11.13 04.13 09.12 02.12 07.11 12.10 05.10 10.09 03.09 08.08 göstergesi olarak, bu dönemde en çok borç temin edilen ülkelerin 01.08 Grafik IV.1.2 ve IV.1.3’te alacaklı yoğunlaşmasının bir başka 33 (1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17) sayısındaki artış miktarla da desteklenmiş ve bu dönemde en çok borç alınan ülkelerin toplam borçlar içindeki payı istikrarlı bir şekilde azalmıştır. Grafik IV.1.3 70 60 bankaların payında belirgin düşüşler yaşanmıştır. Benzer biçimde 40 istikrarlı bir şekilde azaldığı gözlenmektedir. Dolayısıyla, sektörün geleneksel finans merkezlerinden temin ettiği borçları yenilemeye Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 03.16 08.15 01.15 İngiltere merkezli bankaların payının da 2014 yılı ortalarından itibaren 42 45 06.14 Bölgesi 11.13 Euro 04.13 tutan 09.12 yer 01.08 önemli 10.16 merkezli kullanımında 52 55 50 kaynak 72 65 02.12 yılında Euro Bölgesi’nde yaşanan borç krizinin de etkisiyle sektörün dış 75 07.11 bölgeler ön plana çıkmaktadır (Grafik IV.1.4 ve Grafik IV.1.5). 2011 10 Ülke 80 12.10 temininde ise son dönemde Euro Bölgesi, ABD ve İngiltere dışındaki 5 Ülke 85 05.10 ön plana çıktığı bilinmektedir. Türk bankacılık sektörünün dış kaynak 3 Ülke 90 10.09 bankacılık ağında Euro Bölgesi, ABD ve İngiltere merkezli bankaların Bulunduğu Ülkeye Göre, Yüzde) 03.09 bölgesel dağılımını da etkilemektedir. Geleneksel olarak küresel En Çok Borç Temin Edilen Ülkelerin Toplam Borçlar İçindeki Payı 1 (Borcun Doğrudan Alındığı Bankanın Yerleşik 08.08 Borç temin edilen ülke sayısındaki artış, sektörün dış borçlarının (1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17) 61 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr devam etmekle birlikte yeni ülke ve bankalara da erişim sağlamak Grafik IV.1.4 Yurt Dışı Borçların Bölgesel Dağılımı 1 suretiyle diğer ülkeler merkezli bankaların da sektör için önemli birer (Genel Merkezin Bulunduğu Ülkeye Göre, Yüzde) Euro Bölgesi İngiltere 50 ABD Diğer 50 01.17 5 07.16 5 01.16 10 07.15 10 01.15 15 07.14 15 01.14 20 07.13 25 20 01.13 25 07.12 30 01.12 30 07.11 35 01.11 40 35 07.10 45 40 01.10 45 fon kaynağı haline geldiği gözlenmektedir. Yakın zamanda Türk bankalarının yoğun bir şekilde borç temin ettiği bazı bölgelerde finansal zorluklar ortaya çıkmıştır. Örneğin, 2016 yılı içerisinde Euro Bölgesi merkezli bankaların kârlılıklarında ve hisse değerlerinde düşüşler yaşanmıştır (Grafik IV.1.6). Bunun yanı sıra, Brexit kararı sonrasında küresel likiditenin tahsis ve aracılığında önemli rol oynayan İngiltere merkezli bankalara ilişkin gelişmeler de uluslararası finans piyasalarınca yakından takip edilmektedir. (1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir. Söz konusu sorunların ya da belirsizliklerin devamı, ilgili bankaların aracılık Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17) kapasitesini olumsuz Hâlihazırda, Türk yönde bankacılık etkileme potansiyeli sektörünün gerek taşımaktadır. Euro Bölgesi bankalarından gerek İngiltere bankalarından yaptıkları borçlanmaları Grafik IV.1.5 çevirmekte herhangi bir sorun yaşamadıkları görülmektedir. Bununla Yurt Dışı Borçların Bölgesel Dağılımı1 (Borcun Doğrudan Alındığı Bankanın Yerleşik Bulunduğu Ülkeye Göre, Yüzde) Euro Bölgesi İngiltere 50 birlikte, son yıllarda Türk bankacılık sektörünün dış borç temin ettiği ABD Diğer 50 01.17 5 07.16 5 01.16 10 07.15 10 01.15 15 07.14 20 15 01.14 25 20 07.13 25 01.13 30 07.12 30 01.12 35 07.11 35 01.11 40 07.10 45 40 01.10 45 ülke ve banka sayısını istikrarlı bir şekilde artırmış olmasının Euro Bölgesi ya da İngiltere bankacılık sisteminden kaynaklanabilecek riskleri azaltan bir gelişme olduğu değerlendirilmektedir. Bu çerçevede bankacılık sektörünün yurt dışından kaynak temin ettiği ülke sayısındaki artışın, dış borçların küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığına etkisini anlamak amacıyla ampirik analiz yapılmıştır. Bu çalışmada, panel veri analizi yöntemi ile öncelikle bankacılık sektörünün küresel likidite gelişmelerine duyarlılığı (1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17) test edilmiş, sonrasında ise ülke sayısındaki artan çeşitliliğin söz konusu duyarlılıklar üzerindeki etkileri incelenmiştir. IV.1.3 Veri Seti ve Metodoloji Grafik IV.1.6 Euro Bölgesi ve ABD Bankacılık Endeksleri1 Mevcut teorik ve ampirik literatürde küresel fon akımlarını (Yüzde) 135 125 KBW Bank Index* Stoxx Europe 600 Index Stoxx Europe 600 Banks Index 135 anlamlı bir şekilde etkilediği bulgulanan likidite göstergeleri şunlardır: 125 Belirsizlik ve Riskten Kaçınma: Makroekonomik koşullar, borçlu ve 115 105 105 borç verenlerin risk iştahları, para politikası gibi faktörlerin bileşimi 95 95 küresel belirsizlik ve risk iştahını temsil etmektedir. İlgili yazında 85 85 belirsizlik ölçütü S&P 500 VIX Endeksi üzerinden takip edilmektedir. 75 75 65 65 01.16 01.16 02.16 03.16 03.16 04.16 05.16 05.16 06.16 07.16 08.16 08.16 09.16 10.16 10.16 11.16 12.16 12.16 115 (1) 2016 yılı başına göre endesklenmiştir. * KBW Bankacılık Endeksi Amerika Bankacılık sektörü için gösterge niteliğindedir. Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 31.12.2016) Küresel Bankaların Fonlama Koşulları: Küresel likiditenin tahsis ve aracılığında rol oynayan bankaların kredi verme iştahları ve fonlama koşulları, sermaye akımlarını etkileyen öncelikli göstergelerden biridir. Küresel bankaların borç verme koşulları ve iştahları için ilgili yazında birden çok gösterge kullanılmakla 62 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr birlikte özellikle TED spread, reel kredi büyüme oranı ya da kredilerin GSYİH’ye oranı gibi indikatörler ön plana çıkmaktadır. Para Politikası: Para politikası genellikle politika faizlerinin seviyesi ve getiri eğrisinin eğimi üzerinden takip edilmektedir. İlgili yazın, gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladığı düşük faiz oranlarının, bankaların risk alma davranışlarını artırmak suretiyle dış borçlar üzerinde pozitif bir etki yaptığını bulgulamasına rağmen, faiz oranlarının sermaye akımlarına etkisi halen tartışmalı bir konudur. Bankalar kısa vadede borçlanıp uzun vadede borç verdikleri için getiri eğrisinin yataylaşması yurt içi getirilerin küresel bankaların beklentilerini karşılamamasına ve küresel aktivitelerini artırmalarına neden olabilmektedir. Parasal Büyüklükler: Ampirik bulgular, M2 gibi parasal göstergelerdeki değişimin, borç verme iştahı yüksek bankaların fonlama koşullarını kolaylaştırması suretiyle sermaye akımları üzerinde pozitif bir etki oluşturacağına işaret etmektedir. Tablo IV.1.1 Küresel Likidite Göstergeleri ABD VIX CBOE S&P500 VIX Endeksi ABD Ted Spread 3 Aylık Ted Spread (Libor - ABD Hazine Bonosu) ABD Getiri Eğrisi Eğimi 10 Yıllık/3 Aylık ABD Hazine Tahvili Getiri Farkı ABD Reel Politika Faizi ABD Reel Kredi Büyüme Hızı ABD Kredi/GSYİH Oranı Federal Funds Target Rate (Enflasyonla düzeltilmiştir) ABD M2 Büyüme Hızı ABD M2 Parasal Göstergesindeki Yıllık Büyüme Oranı Finansal Olmayan Kredilerin Reel Büyüme Hızı Finansal Olmayan Kredilerin ABD GSYİH'ye Oranı Bu çerçevede mevcut teorik ve ampirik bulgularda ön plana çıkan ve Tablo IV.1.1’de özetlenmiş küresel likidite indikatörlerinin banka dış borçları üzerindeki etkisini test edebilmek amacıyla sabit etki panel veri metodunu içeren aşağıdaki model kullanılmıştır:1 ′ ′ Li,c,f,t = β0 + β1 (Küresel)t−1 +𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎𝑖,t−1 α + 𝑇𝑅t−1 δ + γi +µc +ɳ𝑓 + θt +εi,c,f,t Li,c,f,t , banka i’nin t zamanında c ülkesinden f türünde temin ettiği dış borcun logaritmik değerini, (Küresel)t−1 t-1 zamanındaki küresel ′ likidite indikatörlerinin değerini, 𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎𝑖,t−1 banka i’nin t-1 zamanındaki bilanço rasyolarını, ′ 𝑇𝑅t−1 Türkiye ekonomisine ilişkin makro göstergelerin t-1 zamanındaki değerini, γi banka i’nin sabit etkisini, µ𝑐 borç temin edilen ülke c’nin sabit etkisini, ɳ𝑓 borç türü f’nin sabit etkisini, θt zaman t’nin sabit etkisini temsil etmektedir. Söz konusu Analizde Aralık 2002-Aralık 2016 dönemi için dış borcu bulunan bankaların aylık verileri esas alınmıştır. Muhtemel içsellik problemini gidermek amacıyla açıklayıcı değişkenlerin gecikmeli değerleri regresyona dâhil edilmiştir. 1 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 63 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr model ile elde edilmiş tahmin sonuçlarına Tablo IV.1.2’de yer verilmiştir. Sonrasında ise Türk bankacılık sektörünün borç temin ettiği ülke/banka sayısındaki artan çeşitliliğin, dış borçların küresel finansal çevrimlere olan duyarlılığına etkisini test etmek amacıyla bankaların borç temin ettiği ülke sayıları ile küresel likidite göstergelerinin etkileşimleri modele eklenmiştir. Li,c,f,t = β0 + β1 (Küresel)t−1 + β2 (Küresel ∗ Ülke)t−1 ′ ′ + β3 (Ülke)t−1 + 𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎𝑖,t−1 α + 𝑇𝑅t−1 δ + γi + µc + ɳ𝑓 + θt + εi,c,f,t (Ülke)i, t−1 banka i’nin t-1 zamanında dış borç temin ettiği ülke sayısını temsil etmektedir. Söz konusu model ile elde edilmiş tahmin sonuçlarına Tablo IV.1.3’te yer verilmiştir. IV.1.4 Ampirik Bulgular Tablo IV.1.2’de Türk bankacılık sektörü dış borçlarının küresel likidite gelişmelerine duyarlılığı test edilmiştir. Talep tarafını kontrol edebilmek amacıyla borç alan bankaların bilanço rasyoları ve Türkiye ekonomisine ilişkin makro göstergeler modele dahil edilmiştir.1 Tahmin sonuçları mevcut teorik ve ampirik yazında da bulgulandığı üzere VIX endeksi ve TED spread’de yaşanan artış ile artan belirsizlik ve azalan risk iştahı sonucu banka dış borçlarının daraldığı bulgulanmıştır. ABD ekonomisine ilişkin reel kredi büyümesi ile kredilerin GSYİH’ye oranında yaşanan artışın ise uluslararası bankacılık faaliyeti bulunan bankaların kredi verme iştahlarını artırması suretiyle sektörün dış borçlarını pozitif etkilediği görülmektedir. Kısa vadeli piyasa faizlerini temsil eden reel politika faizinin dış borçlar üzerine etkisi mevcut yazında tartışmalı olup, tahmin sonuçları Fed’in politika faizlerinin düştüğü dönemlerde küresel bankaların da risk alma davranışlarının arttığına ve Türk bankalarının dış borçlarının yükseldiğine işaret etmektedir. Getiri eğrisinin yataylaşması ise kısa vadede borçlanıp uzun vadede borç veren küresel bankaların, ABD varlıklarına ilişkin getirilerin beklentilerini karşılamaması sonucu getiri arayışına yöneldiklerini ve bu durumun da bankacılık sektörünün dış borçlarını artırdığını ima etmektedir. M2 para tabanının artmasının da banka dış borçlarını artırıcı bir etkiye sahip olduğu bulgulanmıştır. Borç alan banka, borç alınan ülke, borç türüne ilişkin zamanla değişmeyen ve gözlenemeyen değişikler de sabit etkiler yoluyla kontrol edilmiştir. 1 64 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Modele korelasyonun ayrı ayrı güçlü regresyonlarda söz dâhil edilen olmaması konusu göstergeler nedeniyle göstergeler 8-11 modele arasındaki arasındaki birlikte dâhil edilmiştir.1 Banka, borç alınan ülke, borç türü ve zaman sabit etkilerinin yanı sıra talep tarafının da banka bazlı değişkenler ve makro göstergeler ile kontrol edildiği 9. ve 11. regresyonlara göre küresel risk iştahını temsil eden VIX endeksinin banka dış borçları üzerinde yüzde 1 seviyesinde anlamlı ve dayanıklı bir etkisi mevcuttur. Bunun yanı sıra, küresel bankaların fonlama koşullarının da bankaların dış borçları üzerinde anlamlı bir etkisi bulgulanmıştır.2 Tablo IV.1.2 Tahmin Sonuçları Bağımlı Değişken: Bağımsız Değişkenler CBOE VIXt-1 Banka Dış Borcunun Logaritmik Değeri (1) -0,00** (0,00) TED Spreadt-1 (2) (3) (4) (5) (6) -0,03* (0,02) Getiri Eğrisinin Eğimit-1 -0,00*** (0,00) Reel Politika Faizit-1 0,03*** (0,00) M2 Büyüme Hızıt-1 Mevduat/Aktiflert-1 Özsermaye/Aktiflert-1 Likit Aktifler/Aktiflert-1 Takip Oranıt-1 Kâr/Aktiflert-1 TR Makro Değişkenler Reel GDP Büyüme Hızı t-1 Enflasyont-1 Reel Efektif Döviz Kurut-1 Sabit Terim Banka / Borç Alınan Ülke / Borç Türü için Sabit Etki Zaman Sabit Etki (9) -0,00*** (0,00) -0,02 (0,02) 0,00 (0,00) 0,00*** (0,00) Kredi/GDP t-1 Kredi/Aktiflert-1 (8) -0,00** (0,00) -0,01 (0,02) 0,00 (0,00) -0,11*** (0,03) Reel Kredi Büyüme Hızı t-1 Banka Bazlı Değişkenler Log(Reel Aktifler)t-1 (7) 0,01*** (0,00) 0,05** (0,02) 0,01 (0,01) 0,04* (0,02) 0,01 (0,01) (10) -0,00* (0,00) -0,01 (0,02) (11) -0,00*** (0,00) -0,01 (0,02) -0,01 (0,04) 0,01*** (0,00) -0,03 (0,04) 0,00 (0,00) 0,00 (0,01) 0,00 (0,01) 0,31*** (0,11) 0,01** (0,00) -0,03*** (0,01) -0,01 (0,01) -0,01*** (0,00) 0,00 (0,01) 0,02 (0,01) 0,31*** (0,11) 0,01** (0,00) -0,03*** (0,01) -0,01 (0,01) -0,01*** (0,00) 0,00 (0,01) 0,02 (0,01) 0,40*** (0,01) 0,02*** (0,00) -0,02*** (0,00) 0,01*** (0,00) -0,00*** (0,00) -0,03*** (0,00) 0,01*** (0,00) 0,29*** (0,08) 0,01*** (0,00) -0,02*** (0,01) -0,00 (0,01) -0,01*** (0,00) 0,00 (0,01) 0,02** (0,01) 0,21*** (0,02) 0,01*** (0,00) -0,02*** (0,00) -0,00*** (0,00) -0,01*** (0,00) 0,00 (0,00) 0,03*** (0,00) 0,26*** (0,02) 0,01*** (0,00) -0,03*** (0,00) -0,00*** (0,00) -0,01*** (0,00) 0,00 (0,00) 0,02*** (0,00) 0,21*** (0,02) 0,01*** (0,00) -0,02*** (0,00) -0,01*** (0,00) -0,01*** (0,00) 0,00 (0,00) 0,03*** (0,00) 0,30*** (0,11) 0,01** (0,00) -0,03*** (0,01) -0,01 (0,01) -0,01*** (0,00) 0,00 (0,01) 0,02* (0,01) 0,31*** (0,11) 0,01** (0,00) -0,03*** (0,01) -0,01 (0,01) -0,01*** (0,00) 0,00 (0,01) 0,02 (0,01) 0,00 (0,00) 0,72 (0,44) -0,00 (0,00) 6,39*** (1,43) 0,00 (0,00) 0,61 (0,45) -0,00 (0,00) 6,37*** (1,43) 0,01*** (0,00) -2,96*** (0,47) 0,01*** (0,00) 4,16*** (0,10) -0,01 (0,01) -0,99* (0,51) -0,00*** (0,00) 6,26*** (1,05) 0,01*** (0,00) -1,43*** (0,48) -0,00** (0,00) 7,33*** (0,34) 0,00** (0,00) 0,36 (0,51) -0,00** (0,00) 5,40*** (0,39) 0,00* (0,00) -1,80*** (0,47) -0,00 (0,00) 7,20*** (0,33) 8,86*** (0,36) 0,00 (0,00) 0,34 (0,43) -0,00 (0,00) 6,18*** (1,41) 9,47*** (0,31) 0,00 (0,00) 0,57 (0,44) -0,00 (0,00) 6,48*** (1,44) Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Gözlem Sayısı 136.783 136.783 136.783 136.783 136.783 136.783 136.783 136.783 136.783 136.783 136.783 R2 0,14 0,14 0,07 0,14 0,14 0,14 0,14 0,13 0,14 0,13 0,14 ***, **, * sırasıyla yüzde 1, yüzde 5 ve yüzde 10 güven aralığında istatistiksel anlamlılığı göstermektedir. Parantez içerisindeki değerler dayanıklı (robust) standart hataları ifade etmektedir. Para politikasını temsil eden reel politika faizi ile getiri eğrisinin eğimi arasındaki yüksek korelasyon nedeniyle modele aynı anda dahil edilmemişlerdir. Benzer şekilde küresel bankaların kredi verme iştahlarını temsil eden reel kredi büyümesi ile kredilerin GSYİ’ya oranı arasındaki yüksek korelasyon nedeniyle bu iki değişken modele aynı anda eklenmemiştir. 1 Küresel bankaların fonlama koşullarını kontrol etmek amacıyla 9. ve 11. regresyonlarda modele dâhil edilen göstergelerden TED Spread ile reel kredi büyüme oranının anlamlı bir etkisi bulunamazken, kredilerin GSYİH’ye oranının banka dış borçları üzerinde anlamlı ve dayanıklı bir etkisi bulgulanmıştır. 2 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 65 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Tablo IV.1.2’de görüldüğü üzere söz konusu küresel likidite göstergelerinin Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların yurt dışından temin ettikleri borçlar üzerinde istatiksel olarak anlamlı etkileri mevcuttur. Dolayısıyla borç temin edilen ülkelerde yaşanacak finansal şoklar sonucunda küresel likidite göstergelerinde görülecek sert hareketler dış borçlar üzerinde oynaklık oluşturma potansiyeline sahiptir. Bu aşamada, Türk bankalarının geleneksel finans merkezlerinden aldıkları borçları yenilemeye devam ederek söz konusu merkezler dışındaki ülkelerden de borç temin etmek suretiyle ülke/banka çeşitliliğini artırmalarının bahse konu oynaklıkları sınırlayıcı bir etki oluşturup oluşturmadığı test edilecektir. Tablo IV.1.3 Tahmin Sonuçları Bağımlı Değişken: Bağımsız Değişkenler CBOE VIXt-1 (Ülke Sayısı*CBOE VIX)t-1 (1) -0,01*** (0,00) 0,00*** (0,00) TED Spreadt-1 (2) (3) Banka Dış Borcunun Logaritmik Değeri (4) (5) (6) -0,19*** (0,04) 0,01*** (0,00) (Ülke Sayısı*TED Spread)t-1 Getiri Eğrisinin Eğimit-1 0,00 (0,00) -0,00 (0,00) (Ülke Sayısı* Getiri Eğrisinin Eğimi)t-1 Reel Politika Faizit-1 Reel Kredi Büyüme Hızıt-1 Kredi/GDP t-1 0,06* (0,03) -0,00** (0,00) (Ülke Sayısı*Kredi/GDP) t-1 M2 Büyüme Hızıt-1 (Ülke Sayısı*M2 Büyüme Hızı)t-1 0,01*** (0,00) 11,34*** (0,15) 0,01*** (0,00) 11,23*** (0,15) 0,01*** (0,00) 9,27*** (0,17) 0,01*** (0,00) 10,06*** (0,18) 0,01*** (0,00) 9,31*** (0,17) (9) -0,01** (0,00) 0,00** (0,00) -0,08 (0,06) 0,00 (0,00) -0,09* (0,05) 0,00*** (0,00) 0,01*** (0,00) -0,00** (0,00) 0,01*** (0,00) -0,00* (0,00) (Ülke Sayısı*Reel Kredi Büyüme Hızı)t-1 Sabit Terim (8) -0,01** (0,00) 0,00** (0,00) -0,15*** (0,06) 0,01*** (0,00) 0,00 (0,00) -0,00 (0,00) -0,09*** (0,02) 0,00* (0,00) (Ülke Sayısı*Reel Politika Faizi)t-1 Ülke Sayısıt-1 (7) 0,01*** (0,00) 8,74*** (0,30) 0,04*** (0,01) -0,00*** (0,00) -0,00 (0,00) 6,57*** (0,34) 0,11*** (0,03) -0,00*** (0,00) 0,02 (0,01) -0,00 (0,00) 0,02*** (0,00) 8,35*** (0,32) 0,00 (0,01) -0,00 (0,00) -0,00 (0,00) 9,54*** (0,20) Banka / Borç Alınan Ülke / Borç Türü Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet için Sabit Etki Zaman Sabit Etki Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Banka Bazlı Değişkenler Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet TR Makro Değişkenler Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Gözlem Sayısı 136.727 136.727 136.727 136.727 136.727 136.727 136.727 136.727 136.727 R2 0,14 0,14 0,13 0,13 0,13 0,13 0,14 0,14 0,13 ***, **, * sırasıyla yüzde 1, yüzde 5 ve yüzde 10 güven aralığında istatistiksel anlamlılığı göstermektedir. Parantez içerisindeki değerler dayanıklı (robust) standart hataları ifade etmektedir. Tablo IV.1.3’te küresel likidite göstergeleri ile bankaların borç aldığı ülke sayılarının etkileşimleri de modele dâhil edilmiştir. Göstergelerin ayrı ayrı incelendiği ilk 7 sütunda getiri eğrisinin eğimi dışındaki tüm göstergeler için ülke sayısındaki artan çeşitliliğin dış borçların ilgili göstergeye olan duyarlılığını azalttığı bulgulanmıştır. Tüm değişkenlerin birlikte modele eklendiği 8. ve 9. regresyonlara göre; banka dış borçlarının VIX endeksi, TED Spread, reel politika faizi ve kredi koşullarını temsil eden indikatörlere olan duyarlılıklarının artan çeşitlilik ile azaldığı bulgulanmaktadır. Dolayısıyla tahmin sonuçları 66 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr son dönemde Türk bankalarının yurt dışından temin ettikleri borçları daha fazla ülke/banka üzerinden yenilemek suretiyle alacaklı yoğunlaşması ile ilintili riskleri sınırladıklarını ve bu sayede dış borçların küresel likidite göstergelerine olan duyarlılığın azaldığına işaret etmektedir. IV.1.5 Sonuç ve Değerlendirme Artan küreselleşme ve entegrasyonun bir sonucu olarak gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere güçlü sermaye akımları yaşanmıştır. Söz konusu sermaye akımları içerisinde yer alan banka dış borçlarının küresel likidite gelişmelerine olan yüksek duyarlılığı ise herhangi bir ülke ya da bankada meydana gelen finansal şoklar sonucu sermaye olabilmektedir. oynaklıklara Bu karşı akımlarında noktada, uygulaması oynaklıklar borç alan gereken yaşanmasına neden ülkelerin konusu politikalar söz ön plana çıkmaktadır. Türkiye’de son dönemde politika yapıcıların uygulamış olduğu makroihtiyati politikaların yanı sıra Türk bankacılık sektörünün borç temin ettiği ülke/banka sayısının da istikrarlı bir şekilde arttığı ve geleneksel finans merkezlerinin dışındaki bölgelerin de önemli birer fon kaynağı haline geldiği gözlenmektedir. Borç temin edilen ülke/banka sayısındaki artan çeşitliliğin ise banka dış borçlarının küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığını azaltması suretiyle alacaklı yoğunlaşması ile ilintili riskleri sınırladığı sonucuna varılmıştır. Bu durum da küresel likiditenin tahsis ve aracılığında sistemik öneme sahip herhangi bir ülke ya da bankada yaşanabilecek finansal şokların ülkemize sirayet etme riskini azaltmaktadır. Kaynakça Cerutti, E., Claessens, S., & Ratnovski, L. (2014). Global liquidity and drivers of cross-border bank flows (No. 14-69). International Monetary Fund. Cetorelli, N., & Goldberg, L. S. (2011). Global banks and international shock transmission: Evidence from the crisis. IMF Economic Review, 59(1), 41-76. Lane, P. R. (2014, Ocak). Capital flows in low-income countries. ‘Macroeconomic Challenges Facing Low-Income Countries’ Konferansı. IMF (2009, Nisan). How linkages fuel the fire: the transmission of financial stress from advanced to emerging economies. World Economic Outlook, Chapter 4, 133-169. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 67 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr IV.2 Reel Sektörün Finansmana Erişimine İlişkin Tedbirler Reel kesimin finansmanı temel olarak yurt içi banka kredileri ile sağlanmaktadır. Bankaların firma kredisi standartlarını genel olarak sıkılaştırdıkları 2015 yılı ikinci yarısından itibaren firma kredisi büyümesi görece zayıf bir patikaya girmiştir. Özellikle 2016 yılında yaşanan bir dizi şok karşısında zayıflayan iktisadi faaliyet, artan kredi riski ve sıkılaşan kredi standartları döngüsünün kırılabilmesi bakımından son dönemde başta KOBİ’ler olmak üzere reel kesimin finansmana erişimini desteklemek amacıyla bir dizi tedbir alınmıştır. Hazine destekli Kredi Garanti Fonu (KGF) kefalet limitinin artırılması, TOBB’un düşük faizli kredi imkânı (Nefes Kredisi) ve KOSGEB’in faizsiz kredi desteği gibi uygulamalar firma kredisi büyümesine olumlu katkı verirken, kredi kanalından ekonomik büyüme üzerine gelebilecek riskleri azaltma yönünde de etkisi bulunmaktadır. Teminat ve faiz desteği ile öne çıkan söz konusu tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanması iktisadi faaliyete dair aşağı yönlü riskleri sınırlama açısından önem taşımakta olup, bu çalışmada söz konusu tedbirlerin mahiyeti, kredi büyümesine ve faiz oranlarına yansıması analiz edilmektedir. IV.2.1 Son Dönemde Reel Kesimin Finansmana Erişimini Artırmak Amacıyla Alınan Tedbirler Kredi büyümesi ve iktisadi faaliyet arasında yakın bir ilişki Şekil IV.2.1 Reel Kesimin Finansmana Erişiminin Artırılmasına Yönelik İhtiyati Tedbirler bulunmakta olup, reel ekonomide yaşanabilecek olumsuzluklar finansal hızlanma etkisiyle makroekonomik ve finansal kırılganlıkların katlanarak artmasına neden olabilmektedir. Bu kapsamda, reel kesim için alınan ihtiyati önlemler ile ekonomik büyüme üzerinde son KGF Kefaletli Kredi dönemde kredi kanalından gelebilecek riskler de azaltılmaya Düşük kredi faizi Hazine Destekli KGF Kefaleti Düşük Risk Ağırlığı çalışılmaktadır. Sıfır kredi faizi Reel sektörün finansmana erişimi açısından alınan tedbirlerin başında Hazine destekli KGF kefaletinin artırılması yer almaktadır. KGF, teminat yetersizliği nedeniyle sorun yaşayan firmalara kefalet vererek bu firmaların finansmana erişimlerine destek olmaktadır. KGF’nin kefalet kaynakları arasında kendi özkaynakları, Hazine Müsteşarlığı Fonu ve yurt dışından sağlanan fonlama olmakla birlikte, en temel kefalet kaynağı Hazine desteğidir. 68 Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Hazine Destekli KGF Kefaleti KGF tarafından Hazine destekli kullandırılabilecek kefalet hacmi 20 milyar TL’den en fazla 250 milyar TL olacak şekilde artırılmıştır.1 Bu kapsamda öncelikle, kredilerin zamanında tam ve gereği gibi ödenmemesi, diğer bir ifade ile donuk alacağa dönüşmesi durumunda Hazine tarafından karşılanacak kaynak limiti (tazmin üst sınırı) yine kefaletin yüzde 10’una kadar olacak şekilde 2 milyar TL’den 25 milyar TL’ye kadar yükseltilmiştir.2 Hazine destekli kefalet hacminin 250 milyar TL’ye yükseltilmesi için Bakanlar Kurulu Kararı yayımlanmasını takiben 2017 yılı Mart ayı ortasında Hazine ve KGF arasında imzalanan protokol ile başlangıçta kefalet hacmi 200 milyar TL ve takibe düşen krediler için Hazine’den aktarılabilecek tutar toplam kefalet hacminin yüzde 7’si olacak şekilde belirlenmiştir.3 KOBİ kredilerinde, ihracatçı/döviz kazandırıcı faaliyeti bulunan firma kredilerinde (Eximbank ve diğer bankalar) ve diğer firma kredilerinde azami KGF kefaleti/kredi oranı sırasıyla yüzde 90, yüzde 100 ve yüzde 85 olacak şekilde değiştirilmiştir.4 Ayrıca, KGF kefaletiyle kredi kullanım maliyetinin azaltılması amacıyla kefalet komisyon ücreti yüzde 0,5-2 aralığından bir defa alınacak şekilde yüzde 0,03’e indirilmiş ve başvuru ücreti kaldırılmıştır. Hazine destekli KGF kefaleti TL, döviz veya dövize endeksli krediler için kullanılabilmekte olup, işletme kredileri 6 ay – 5 yıl arası ve yatırım kredileri 6 ay – 10 yıl arası vadeli olabilmektedir.5 Kredi faiz oranını ise bankalar belirlemektedir. Sermaye yeterliliği oranı hesaplamasında KOBİ kredilerinde yüzde 75 ve diğer ticari krediler için yüzde 100 olan risk ağırlığı uygulanırken, Hazine destekli KGF kefaletiyle verilen TL kredilerde risk ağırlığı belirli koşullarda yüzde sıfır olarak dikkate alınabilmektedir. Bu uygulama KGF kefaleti ile kredi kullandırımında bankaların sermaye yeterliliği oranına olumlu yansımaktadır. 2017/9969 sayılı Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar 1 Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 2 KGF’nin “İşletmelere 200 Milyon TL’ye kadar KGF Teminatı” haberi, www.kgf.com.tr; “KGF bankacıların elini sermaye olarak rahatlattı” başlıklı gazete haberi. 3 Bir önceki dönemde KOBİ, ihracat (Eximbank), ihracat (diğer bankalar kaynaklı) ve diğer firma kredilerinde kefalet/kredi oranı sırasıyla yüzde 85, 100, 85 ve 75 olarak uygulanmaktaydı. 4 İşletme kredilerinde 1 yıla kadar ve yatırım kredilerinde 3 yıla kadar anapara ödemesiz dönem imkânı bulunmaktadır. 5 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 69 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr KGF kefaletine ek olarak bankalar firmalardan ek teminat talebinde bulunabilmekle birlikte, teminatlarda KGF, kefaleti oranında hak sahibidir. Bankaların ek olarak talep ettiği teminatlar veya kanuni takip nedeniyle sağlanan tahsilatları, tazmin edilen kefalet oranında KGF’ye aktarılmaktadır. Hazine desteği, bankaların kredi riskini kısmen azaltmaktadır. Katılımcı bankalara portföy limiti belirlendikten sonra, bu limit kapsamında verilen kredilerden, takibe düşen krediler için Hazine kaynağıyla KGF tarafından kefaletin yüzde 7’sine kadar ödeme yapılabilmektedir. Örneğin, A bankasına 10 milyar TL KGF kefalet limiti verildiğini varsayalım. Bu durumda A bankası bu kefalet ile -kredinin KOBİ, ihracat vb segmentine bağlı olarak- en fazla 10-12 milyar TL kredi kullandırabilir. Bankanın Hazine destekli KGF kefaletiyle kullandırdığı KOBİ kredilerinden birinin donuk alacağa dönüşmesi durumunda Şekil IV.2.2 Hazine Destekli KGF Kefaletli Kredilerde Tazmin Üst Limiti Banka, Hazine’den kredinin yüzde 90 kefalet oranı kadar, ihracat kredisi olarak (gerek KOBİ gerekse büyük firma) açılan bir kredinin Kefalet / Kredi Oranları takibe düşmesi durumunda ise bu kredi için Hazine kaynaklı ödeme KOBİ %90 İhracat %100 Diğer %85 KOBİ %90 Diğer %85 İhracat %100 KOBİ %90 KOBİ %90 KOBİ %90 Hazine Tazmin Üst Limiti KOBİ %90 KOBİ %90 Diğer %85 alabilecektir. Kredi bazında takibe düşen krediler için Hazine’den kefalet oranı (yüzde 85, 90 veya 100) nispetinde ödeme alınabilecektir. Ancak, bu durum Banka’nın KGF kefaletiyle açtığı kredilerde TGA oranı yüzde 7’ye ulaşana kadar geçerlidir. TGA oranının yüzde 7’nin üzerine çıkması durumunda, yüzde 7’yi aşan %7 kısım kadar kredi riski Bankanın üzerinde olacaktır. Kısacası banka bazında portföy için TGA oranı yüzde 7’ye ulaşana kadar TGA’ya düşen krediler için kefalet oranında ödeme alınabilecekken, TGA oranı yüzde 7’yi geçtikten sonra kredi riskine banka katlanmak durumunda kalacaktır. Bu kapsamda bankacılık sektörünce Hazine destekli KGF kefaletiyle verilen kredilerde etkin risk analizi yapılması önem taşımaktadır. Mevcut durumda yüzde 7 tazmin üst limiti bulunması bankaları etkin kredi riski yönetimine yönlendirmektedir. Bu nedenle, KGF teminatlı kredilerin önümüzdeki dönemde takibe dönüşme riskinin diğer kredilerden farklı bir patikada gelişmeyeceği değerlendirilmektedir. 70 Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Portföy Garanti Sistemi Kredi kullanım sürecine hız kazandırmak amacıyla KGF bünyesinde “Portföy Garanti Sistemi” (PGS) geliştirilmiştir. PGS kapsamında KOBİ’lerde 12 milyon TL ve büyük firmalarda 50 milyon TL’ye kadar olan Hazine destekli KGF kefaletiyle kredi başvuruları doğrudan banka tarafından değerlendirilmektedir. Banka kredi onayı verdikten sonra KGF, Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen yararlanıcı şartlarına uygunluk onayı vermektedir. Bu sistem kredi başvurusunun daha hızlı sonuçlanmasına katkı sağlamaktadır. Yukarıda belirtilen tutarların üzerindeki KGF kefaletli kredi başvurularında ise bankanın yanı sıra KGF bünyesinde de kredi değerlendirmesi yapılmaktadır. Son dönemde yapılan düzenleme ile toplam kefalet tutarının en az yüzde 80’inin PGS kapsamında ve ağırlıklı olarak KOBİ’lere kullandırılması amaçlanmaktadır. KOSGEB Faizsiz Kredi Desteği 2016 yılı Aralık ayında KOSGEB üyesi firmalara faiz ödemeleri KOSGEB tarafından karşılanmak üzere 50 bin TL üst limitli ve 36 ay vadeli (ilk 12 ay ödemesiz) kredi imkânı getirilmiştir. Bu imkâna oldukça yüksek talep gelmiş, ilk aşamada 15 bin firma faizsiz kredi imkânından yararlanabilmiştir. Mart ayında devreye giren ikinci aşamada, faizsiz kredi desteğini talep eden firmalardan başvuru koşullarını yerine getiren yaklaşık 460 bininin daha bu imkândan yararlanması sağlanmıştır. İkinci aşamada firma büyüklüğüne göre kredi aralığı 20 bin - 50 bin TL’dir. Bu destek kapsamında ağırlıklı olarak mikro ve küçük işletmelere olmak üzere yaklaşık 11 milyar TL’lik kredi hacmi oluşturulması planlanmaktadır. KOSGEB faizsiz kredi desteğinden yararlanacak firmaların talep etmesi durumunda bu kredinin kullanımında KGF kefaleti de devreye girebilmektedir. TOBB Düşük Faizli Nefes Kredisi Nefes Kredisi, TOBB’un Ziraat Bankası ve Denizbank’ta tutulan mevduatı ve KGF kefalet imkânı dikkate alınarak tasarlanmıştır. İki banka tarafından TOBB üyesi firmalara Nefes Kredisi kapsamında KGF kefaletiyle yıllık yüzde 9,9 faiz oranından 1 yıl vadeli kredi kullandırılabilmektedir. Bu imkân kapsamında 5 milyar TL kredi hacmi oluşturulması ve 4,2 milyar TL’lik KGF kefaletinin bu projeye ayrılması öngörülmüştür. Nefes Kredisi kullanımında mevcut durumda toptan ve perakende ticaret, imalat ve inşaat sektörleri öne çıkmaktadır. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 71 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr IV.2.2 Tedbirler Sonrasında Kredi Büyümesi ve Faiz Oranı Gelişmeleri 2017 yılının ilk dört aylık döneminde kredi büyümesinin ivmelenmesinde reel kesimin finansmana erişiminin artırılması ve firma Grafik IV.2.1 Firma Kredi Büyümesi kredilerinin desteklenmesi yönünde atılan adımlar etkili olmuştur. (Yıllık Yüzde, KEA) Özellikle Mart 2017 sonrası dönemdeki firma kredi büyümesindeki TOBB Nefes Kredisi KOSGEB Faizsiz Kredi - I KOSGEB Faizsiz Kredi - II KGF Kefalet Limiti Artışı güçlü artışta Hazine destekli KGF kefalet limitinin artırılmasının ve 35 TL 30 gerek firmaların gerekse bankaların bu imkâna olan ilgisinin etkili olduğu değerlendirilmektedir (Grafik IV.2.1). 25 Toplam 20 15 KGF kefaleti ile bankalara tanınan kefalet portföy limiti 30 10 5 YP 0 -5 11.16 12.16 01.17 02.17 03.17 04.17 Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) Nisan 2017 itibarıyla yaklaşık 160 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bankalara yapılan tahsisten bankalarca kullandırılan kredi hacmi 106 milyar TL (kefalet 93 milyar TL) dolayındadır.6 Bankalar, KGF’nin kredi onayı sonrasında yaklaşık 1 ay içinde krediyi kullandırmaktadır. 30 Aralık 2016 – 28 Nisan 2017 döneminde TL firma kredi stokundaki artışın 105 milyar TL olduğu dikkate alındığında, KGF kefalet imkânının yoğun bir şekilde kullanıldığı görülmektedir. KGF kefaleti ağırlıklı olarak TL cinsinden kredilerde ve KOBİ’lerce kullanılmaktadır. Kredi türü açısından ise 6 ay – 5 yıl arası vadeli olarak kullanılabilen işletme kredileri ön plana çıkmaktadır. Reel Grafik IV.2.2 Ölçek Bazında Firma Kredi Büyümesi 01.17 02.17 16 10 8 03.17 tedbirlerin KOBİ’lere büyümesinde de ivmelenme olabilecektir. Nitekim 2016 yılından bu yana TL firma kredi büyümesinde büyük firmalara kullandırılan krediler belirleyici iken, Şubat ve Mart aylarında TL KOBİ kredi büyümesinin alındığında, KOBİ kredi büyümesinde güçlenmenin bir süre daha 4,6 5,1 6,1 2 konusu ağırlıklı olarak Mart ayı ortasından itibaren kullanıldığı dikkate +3,3 6 4 söz ivmelendiği görülmüştür (Grafik IV.2.2). KGF kefaleti ile kredilerin 8,4 12 +2,4 10,9 12,3 12,9 14,6 14 +1,8 15,2 17,0 17,5 18,8 12.16 18 yönelik yoğunlaşmasının etkisiyle önümüzdeki dönemde TL KOBİ kredi (Yıllık Yüzde, KEA) 20 kesime devam etmesi öngörülmektedir. 0 Toplam Firma KOBİ Büyük Firma Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) KOBİ kredi kullanımının artmasına karşın, bu krediler için kredi faiz maliyeti makul seviyelerde kalmıştır. Büyük ve orta ölçekli işletme TL kredi faizinde 2017 yılında kademeli artış görülürken, kredi desteklerinin yoğunlaştığı mikro ve küçük ölçekli işletme kredi 6 Bu tutara KOSGEB faizsiz kredi desteği (firmanın KGF kefaleti talep etmesi durumunda) ve TOBB Nefes Kredisi (doğrudan) de dahildir. 72 Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr faizlerinde daha olumlu bir yapı söz konusudur (Grafik IV.2.3). Mikro ölçekli işletme kredi faizlerinde Ocak ve Mart aylarında gözlenen gerilemelerde TOBB ve KOSGEB kredi desteklerinin belirleyici olduğu Grafik IV.2.3 Türlerine Göre Ticari Kredi Yıllık Faiz Oranı1 (KMH ve KK hariç, 4 Haftalık Hareketli Ort., Yüzde) KOBİ Mikro Küçük Orta Büyük 18 değerlendirilmektedir. 16 2016Ç3’ten itibaren uygulamaya başlanan düzenleme değişikliklerinin katkısıyla kredi büyümesinde toparlanma görülmekle 14 birlikte, KGF kefaletli kredi kullanım imkânı söz konusu toparlanmayı 03.17 12.16 09.16 06.16 KGF kefaletli kredilerin ağırlıklı olarak yeni kredi şeklinde kullandırılması 03.16 12 12.15 özellikle Mart ayının ortasından itibaren desteklemiştir. Hazine destekli Not: Büyük firma kredilerinde sıfır fazili krediler hariçtir. bu gelişmede belirleyici olmuştur. Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) Son dönemde kredi büyümesinde yaşanan ivmelenmeyle birlikte fonlama tarafında temel olarak YP ağırlıklı mevduat artışı gözlenmektedir. 2016 yılı sonuna göre TL stok firma kredi artışı 105 milyar TL’ye ulaşırken, TL mevduat artışı 4 milyar TL ve YP mevduat artışı 83 milyar TL olmuştur. YP mevduatta yaşanan artışın TL para Grafik IV.2.4 Aralık 2016 – Nisan 2017 Dönemi Kredi Kullanımı ve Fonlama Yapısı (Milyar TL) 120 40 gerilerken, ticari mevduat ve para takası faiz oranlarında artış 20 gözlenmiştir (Grafik IV.2.5). 0 TL Stok Firma Kredi Artış ı TL Mevduat Artış ı Bilgi: Net TL Para Takası Fonlaması Artışı 116 bir seyir izleyip TL ticari kredi - mevduat faiz farkı sınırlı şekilde Dış Borç Artışı 9 (2,5 mlr $) 60 YP Mevduat Artışı 83 (21,8 mlr $) Kredi faiz oranları KOBİ’ler için Nisan ayı sonuna kadar yatay TL Mevduat Artışı 4 80 TL Stok Firma Kredi Artışı 105 100 takası fonlamasına yansıdığı gözlenmektedir (Grafik IV.2.4). YP Mevduat Artışı Dış Borç Artışı Bilgi: Net TL Para Takası Fonlaması Artışı Not: 30 Aralık 2016 – 28 Nisan 2017 dönemini içermektedir. Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) IV.2.3 Sonuç ve Değerlendirme Hazine destekli KGF kefalet imkânı, TOBB Nefes Kredisi ve KOSGEB faizsiz kredi desteğiyle reel kesimin finansmana erişimi desteklenmektedir. Söz konusu teşviklere gerek bankacılık sektörü gerekse reel sektörün yoğun ilgisi bulunmakta olup, firma kredi Grafik IV.2.5 Mevduat Faizi ve 3 Aylık Para Takası Faizi (4 Haftalık Hareketli Ort., Yüzde) TL Ticari Kredi - Mev. Faiz Farkı (Sağ E.) TL Ticari Mevduat Faizi Para Takası 15 7 6 büyümesinde son dönemde güçlü artış gözlenmektedir. Hazine ile 13 KGF arasında imzalanan protokol sonrasında KGF teminatlı firma 11 4 kredi kullandırımları, firmalar tarafında birikmiş talebin de etkisiyle 9 3 hızlanmıştır. Sermaye yeterliliği hesaplamalarında bu kredilerin düşük 5 2 7 1 risk ağırlığının olması ve güçlü teminat yapısı, KGF kefaletiyle kredi kredi talebinin kullandırımlarının belirli yıl bir içinde doygunluğa daha ulaştıktan dengeli bir sonra, patika kredi 03.17 12.16 09.16 06.16 03.16 12.15 09.15 06.15 03.15 0 12.14 kullandırımını desteklemiştir. Önümüzdeki dönemde KGF teminatlı 5 Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) izlemesi beklenmektedir. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 73 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr IV.3 Kredi Dolarizasyonunun Sürükleyicileri Özet Bankaların yabancı para (YP) yükümlülüklerini varlıklarıyla eşleştirme eğilimi kredi dolarizasyonunun arz tarafını beslerken, firmaların doğal korumalarına dayanarak kredi tercihlerinde YP’ye yönelmesi kredi dolarizasyonunun talep tarafını desteklemektedir. Bu özel konuda her iki eğilimin kredi dolarizasyonunu arttırdığı sonucuna ulaşılırken, banka tarafının etkisinin daha güçlü olduğu gözlenmiştir. Banka yükümlülükleri arasında ise yurt dışı YP yükümlülüklerin (tahvil, sendikasyon gibi), YP mevduatlara kıyasla kredi dolarizasyonunu daha güçlü beslediği tespit edilmiştir. IV.3.1 Giriş Küresel kriz sonrasında gelişmiş ülke merkez bankalarının genişlemeci politikaları ile oluşan fon akımları, gelişmekte olan ülkelerde kredi dolarizasyonunu önemli ölçüde arttırmıştır.1 Uzun vadeli ve düşük maliyetli finansmana ulaşım amacıyla YP borçlanma firmalar için cazip olmakla beraber bilhassa kur oynaklığının yüksek olduğu zamanlarda firmaların mali yapılarını olumsuz etkileme riski taşımaktadır.2 Nitekim bu olumsuz etkiler finansal sistemin istikrarı açısından önem arzetmektedir. Bu özel konuda kredi ilişkisinin arz ve talep tarafını oluşturan banka ve firma eğilimlerinin kredi dolarizasyonunu beslemedeki etkisi incelenmiştir. Genel olarak, yerel para birimlerindeki dalgalı seyir ile mevduatların YP’de yoğunlaşması, bankaların yurt dışı fonlara genellikle uluslararası para birimleri (örn. ABD doları, euro) cinsinden erişebilmesi, gelişmekte olan ülke banka yükümlülüklerinde önemli ölçüde dolarizasyona sebep olmaktadır (Hausmann ve diğ. (2001)). Bu yükümlülüklerin tamamiyle yerel para cinsinden kredilendirilmesi, bankaları kur risklerine açık hale getireceğinden, düzenlemelerle 1 Hake ve diğ. (2014) kredi dolarizasyonu ve sebepleri hakkında detaylı meta analizi sunmaktadır. Honohan (2006) Türkiye için dolarizasyon eğilimlerini ve makro değişkenlerle ile etkileşimini tartışmaktadır. Türkiye’de kredi dolarizasyonunun güncel mikro verilerle (firma düzeyindeki) dağılımları Hülagü ve Yalçın (2014)’de betimsel olarak incelenmiştir. 2 Barajas ve diğ. (2016) Kolombiya firmalarından oluşan veri setiyle yaptıkları analizde, yüksek YP borçlu firmaların mali yapılarının yerel kurdaki ani devalüasyon dönemlerinde bozulduğu ve yatırım performanslarının önemli ölçüde zayıfladıkğını göstermektedirler. Bu bozulmanın sadece ufak bir kısmının kurdaki iyileşme ile geri alınabildiğini de ayrıca vurgulamaktadırlar. 74 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr sınırlandırılmıştır.1 Bu sebeple bankalar ancak takas işlemleri ile kur riskine karşı koruma satın aldıktan sonra bu fonları TL’ye çevirerek kredilendirebilmektedir. Alternatif olarak bankalar ellerindeki YP fonları yurt içinde YP cinsinden kredilendirerek (ör. varlık-yükümlülük eşlemesi) kur riskini firmalara transfer ederebilmektedir.2 Öte yandan, yabancı para gelirleri (ör. ihracat) ile ani kur dalgalanmalarına karşı doğal korumaya sahip firmalar, bilhassa uzun vadeli finansmanda daha düşük maliyetli YP kredileri tercih etmektedir.3 Firmaların doğal korumalarını kullanarak düşük finansman maliyetine ulaşım yönelimi ile bankaların varlık-yükümlülük eşleme eğilimleri kredi dolarizasyonunun talep ve arz taraflarını oluşturmaktadır. Yapılan analizde firma ve banka davranışlarının her ikisinin de kredi dolarizasyonunu arttırdığı görülmektedir. Etkilerin boyutu incelendiğinde, bankaların varlık-yükümlülük eşleme eğilimi etkisinin daha güçlü olduğu anlaşılmaktadır. Dikkat çekici olan, bahsi geçen eğilimlerin kredi dolarizasyonuna etkisinin doğrusal olmamasıdır. Başka bir deyişle, doğal korumalarının (YP gelirlerinin) artması firma kredi dolarizasyonunu azalan oranda yükümlülüklerindeki artış kredi desteklemektedir. Bankaların arttırırken, dolarizasyonunu YP bankaların YP artan oranda yükümlülüklerinin yapısı incelendiğinde, YP mevduat ve mevduat dışı YP kaynakların kredi dolarizasyonuna etkisinin farklı büyüklükte olduğu kaydedilmiştir. Bulgulara göre, mevduat dışı YP yükümlülükleri oluşturan YP ihraçlar, sendikasyonlar ve seküritizasyonlar önemli ölçüde YP kredilere dönüşürken, görece düşük vade yapısına sahip YP mevduatların kredi dolarizasyonuna etkisinin nispeten daha sınırlı olduğu değerlendirilmektedir. Çalışmanın sonuçları genel olarak ilgili yazın ile paralellik arz etmektedir. Örneğin, kredi başvuru/kabul-ret verileri ile yaptığı detaylı mikro analizde Brown ve diğerleri (2014), analizlerine konu olan bankanın YP yükümlülüklerinin arttığı dönemlerde YP kredi kabul oranlarını arttırarak varlık-yükümlülük eşlemesi yaptığı sonucuna varmaktadır. Bu bulguları Luca ve Petrova (2008) toplulaştırılmış verilerle yaptığı analiz ile de desteklemektedir. Türkiye verisi kullanılarak 1 Mevcut düzenlemeler gereği, Türkiye’de yerleşik bankların net döviz pozisyonu (YP varlık – YP yükümlülük) özsermaye oranı yüzde yirmiyi aşamaz (Kasım 2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazete). Bu oran mevcut durumda bu oranın çok altındadır. 2 Mevcut düzenlemeler ile Türkiye’de özel kişiler YP kredi kullanamazlar. Sadece, YP geliri olan veya YP geliri olmasa da 5 milyon ABD doları üzeri kredi kullanma kapasitesine sahip büyük firmalar YP kredisi (Nakdi YP) kullanabilmektedir. Bunların dışında az miktarda olsa da döviz geliri olmayan firmalar Dövize Endeksli Krediler (DEK) kullanabilir (TCMB 2009/YB-22). 3 Buradaki YP finansman maliyeti, koruma (hedge) maliyetini içermemektedir. Nitekim firmaların YP gelirleri hâlihazırda doğal koruma sağlamaktadır. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 75 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr yapılan çalışmalardan en dikkat çekici olanları, Alp ve Yalçın (2015) ve Ozsoz ve diğerleri (2015)’dir. Çalışmalardan ilki YP kredilerin sadece talep (firma) tarafını kontrol ederek kredi dolarizasyonunu önemli ölçüde firmaların YP gelirleriyle ilişkilendirirken, sadece arza (bankalara) yoğunlaşan ikinci çalışma ise kredi dolarizasyonunu banka tarafının desteklediği sonucuna varmıştır. Mevcut çalışmamızda talep ve arz tarafı aynı anda ele alınarak, kredi ilişkisinin her iki tarafı da kontrol edilmektedir. Bu bağlamda, Türkiye üzerine yapılan çalışmalar arasında bir ilk olma özelliği taşımaktadır. IV.3.2 Tahmin Metodolojisi Tahmin modelinde kredi ilişkisinin her iki tarafını oluşturan, bankaların ve firmaların riskten kaçınarak (risk averse), kararlarında minimum varyans portföy (MVP) tahsis yöntemini benimsediği varsayılmıştır. Bu yöntemin temel dinamikleri Ize ve Levy-Yeyati (2003) tarafından belirlenirken, Luca ve Petrova (2007) detaylı ampirik uygulamasını ortaya koymuştur. Bu çalışmada, Luca ve Petrova (2007)’nın toplulaştırılmış gelişmekte olan ülke verileriyle kurdukları modele, firma ve banka hetorejenliği katılarak takip eden model oluşturulmuştur: 𝑌𝑃 𝐾𝑟𝑒𝑑𝑖 ( ) = ∝′ (𝐹𝑖𝑟𝑚𝑎)𝑖𝑡−1 + 𝛽 ′ (𝑆𝑒𝑛𝑡𝑒𝑡𝑖𝑘 𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎)𝑖𝑡−1 + 𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 𝐾𝑟𝑒𝑑𝑖 𝑖𝑡 𝜃 ′ (𝐾𝑟𝑒𝑑𝑖 𝑃𝑜𝑟𝑡𝑓ö𝑦ü)𝑖𝑡−1 + 𝑓𝑖 + 𝑑𝑡 + 𝑒𝑖𝑡 Bağımlı değişken firma i’nin cari yılın t ayındaki (firma i için tanımlanmış) sentetik bankadaki canlı YP kredilerinin toplam (YP+TL) kredilere oranıdır.1 Bağımsız değişkenler soldan sağa sırasıyla: Yıllık bilanço ve gelir tablolarından elde edilmiş firma değişkenleri, aynı firmanın t zamanda kredi ilişkisi içerisinde olduğu her bir bankanın toplam kredilerindeki payıyla ağırlıklandırılarak elde edilen sentetik banka aylık bilanço ve gelir tablosu değişkenleri ve son olarak, firmasentetik banka ilişkisi kapsamındaki aylık kredi portföyünün özellikleri olarak özetlenebilir. Daha detaylı olarak sentetik banka, firma i’nin t ayında kredi ilişkisinde bulunduğu toplam “J” banka içerisindeki her bir bankanın payının (𝛾𝑖𝑗𝑡 ) kendi bilanço ve gelir tablosu kalemleriyle çarpımının toplamı olarak açıklanabilir. Bu sayede her bir firmanın t zamandaki tüm banka ilişkileri (sentetik) bir bankaya indirgenerek analizimizin direkt olarak firma bazlı kredi dolarizasyonu üzerine yoğunlaşması sağlanmıştır. 1 Yurtdışından aracılık edilen YP kredilerin finansör banka bilgisi elimizde bulunmadığından, analize sadece nakdi YP ve dövize endeksli krediler dâhil edilmiştir. 76 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr 𝐽 (𝑆𝑒𝑛𝑡𝑒𝑡𝑖𝑘 𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎)𝑖𝑡 = ∑ 𝛾𝑖𝑗𝑡 [𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎 𝐵𝑖𝑙𝑎𝑛ç𝑜]𝑖𝑗𝑡 𝑗 Modelde kullanılan tüm bağımsız değişkenler Tablo IV.3.1’de detaylı olarak sunulmuştur. Firmaların YP kredi talebinde etkili olan doğal koruma dolarizasyonunu değişkenleriyle “ihracat/toplam ise “YP ölçülmüştür. satış”, bankaların yükümlülük/toplam Ayrıca, yükümlülük yükümlülük yükümlülük” dolarizasyonu mevduat (YP mevduat/toplam yükümlülük) ile mevduat dışı (mevduat dışı YP yükümlülük/toplam yükümlülük) YP yükümlülük dolarizasyonu olmak üzere iki farklı kısımda incelenmiştir. Tablo IV.3.1 Bağımsız Değişkenler Firma Değişkenleri Sentetik Banka Değişkenleri Kredi Pörtföyü Değişkenleri Log (Top. Varlıklar) (w) Log (Top. Varlıklar) Ana Kredi Konusu İhracat / Top. Satış (w) YP Yükümlülük/Top. Yük. Kredi Konu Adedi Maddi Duran Var./ Top. Varlıklar (w) YP Mevduat/Top. Yükümlülük Orta Vade (12-24 Ay) (5) Ticari Borçlar/Top. Borçlar (w) Mevduat Dışı YP Yük. /Top. Yükümlülük Uzun Vade (24+ Ay) Top. Borçlar / Top. Varlıklar (1) (w) Top. Yük./ Top. Varlıklar Faiz Karşılama Oranı (FKO) (2) (w) Kâr/Özsermaye (w) TGA/(TGA+Top. Kredi) (3) Sentetik Banka Sahiplik (4) Ana Finansör Banka Pay Finansör Banka Adedi (1)Toplam Borç: mali, ticari ve diğer yükümlülüklerin toplamı. (2) FKO: FAVÖK/Finans Giderleri. (3) Ticari ve tüketici olmak üzere tüm krediler. (4) Sahiplik: Kamu, özel, yabancı, katılım vb. (5) YP ve TL olmak üzere firma i'ye ait belirli bir tarihteki tüm kredilerin vadesi. (w) Ağırlıkladırılmış sentetik banka değişkenleri. Mevduat Dışı YP Yük.: YP YükümlülüklerYP Mevduatlar. Bunların yanında, firmaların YP kredi talebini etkileyebilecek faktörler ilgili yazın takip edilerek seçilmiştir. Kısaca bunlar: firma büyüklüğü (toplam varlıkları), firmanın sermaye (yatırım) durumu (maddi duran varlıklarının toplam varlıklardaki payı), banka dışı finans imkânlarına ulaşımı (ticari borçların toplam borçlardaki payı), genel kaldıracı (toplam borçlar/toplam varlıklar) ve finansal güçlülüğü (faiz karşılama oranı) gibi önemli finansal göstergelerdir. Aynı şekilde (sentetik) bankanın büyüklüğü, kaldıracı, özsermaye kârlılığı, kredi portföyünde risk alabilirliği (TGA oranı), sahiplik oranları (ör. kamu, özel gibi), sentetik banka toplamına giren banka sayısı ve bu bankalar arasında en büyük paya sahip “ana finansör bankanın (AFB)” payı banka tarafı kontrollerini oluşturmaktadır. Son olarak, kredi portföyünün konusuna göre en çok paya sahip “ana kredi konusu (sektörü) (AKK)” payı, firma i’nin o tarihteki tüm kredi konularının toplam adedi ve kredi portföyünün vade yapısı orta ve uzun vade olarak kontrol edilmiştir. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 77 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Modeldeki muhtemel içsellik problemlerini gidermek amacıyla yıllık firma değişkenleri bir yıl, aylık bazdaki (sentetik) banka ve kredi portföyü değişkenleri ise bir ay gecikmeli olarak modele eklenmiştir. Ayrıca firma, AFB, AKK kukla değişkenleri ile tüm makro Grafik IV.3.1 Ortalama Firma İhracat Payı (Yıllık) ve Ortalama YP Kredi Payı (Aylık) (Yüzde) değişkenlerin etkileri için yıl/ay sabit değişkenleri yanında AKK’nin yıl/ay sabit değişkenleriyle etkileşimi tüm spesifikasyonlarda kontrol YP Kredi Pay 31 edilmiştir. Bunların yanında, sonuçların sağlamlığını test etmek amaçlı 40 İhracat/Top. Satış (Sağ E.) 30 farklı spesifikasyonlarda firma ve AFB kukla değişkenleri sabit yıl/ay 35 29 değişkenleri ile çarpılarak önce firma kesiminin tamamı ve daha sonra 30 28 banka kesiminin önemli bir kısmı kontrol edilerek ana model 25 27 tahminindeki olabilecek farklılaşmalara bakılmıştır. Tahmin modelimizin 20 26 güçsüz sayılabilecek yanı, bağımlı değişkeninin akım (yani kredi) 15 25 yerine stok (bakiye) oluşuna karşın modelde dinamik bir yapının direkt 11.06 05.07 11.07 05.08 11.08 05.09 11.09 05.10 11.10 05.11 11.11 05.12 11.12 05.13 11.13 05.14 11.14 05.15 11.15 45 olarak tanımlanamamış olmasıdır. Sonuçlarımızın dinamik etkilere bağımlılığını test etmek amacıyla model aylık yerine çeyreklik ve yıllık Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.15) olarak da tahmin edilmiştir. Aşağıda sunulan sonuçlar bahsi geçen tüm farklı spesifikasyonlarda önemli ölçüde aynı kalmıştır. IV.3.3 Veri Seti ve Betimsel istatistikler Yıllık firma bilanço ve gelir tabloları TCMB'nin firma veri setinden, banka mali verileri BDDK’dan ve son olarak, firma-banka kredi ilişkisi ise TBB Risk Merkez'inden (TBB RM) elde edilmiştir. Bu özel konu için önem arzeden değişkenlerin betimsel istatistikleri Tablo IV.3.2’de sunulmuştur. Genel olarak örneklem firmalarının kredi dolarizasyon eğilimi zaman içerisinde azalarak, 2015 sonu itibarıyla Grafik IV.3.2 2015 Aralık Ayı İtibarıyla YP Kredilerin Montan Kırılımı (Yüzde) yüzde 31 seviyesine kadar gerilediği görülmektedir (Grafik IV.3.1). Aynı grafikte, ortalama ihracat payında da benzer bir gerileme göze 1 M TL üzeri çarpmaktadır. Her ne kadar 2009 düzenlemeleri1 ve sonrasında ilişkinin 100 M TL - 1 M TL boyutu bir miktar azalmış olsa da zaman içerisinde benzer eğilimleri 50 M TL - 100 M TL takip etmesi, kredi dolarizasyonu ile ihracat satış oranı arasındaki güçlü 10 M TL - 50 M TL ilişkiyi (yüzde 80 üzeri korelasyon) ortaya koymaktadır. 5 M TL - 10 M TL Populasyon 1 M TL - 5 M TL Örneklemimizdeki firmaların Örneklem 100 B TL - 1 M TL ortalama büyüklüğünün 96,8 milyon TL olduğu dikkate alındığında, büyük firmalar tarafına bir yanlılık 0 TL - 100 B TL 0 10 20 30 40 50 60 olduğu açıktır. Bu durum, her ne kadar örneklemimizin bilhassa Kaynak: TBB Risk Merkezi, TCMB küçük firmaları temsil kabiliyetinin düşük olduğunu gösterse de YP kredilerinin mevcut düzenlemeler ile büyük firmalarda yoğunlaştığı göz 1 Haziran 2009 tarihli ve 27260 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, YP geliri olmayan firmalara bir yıldan uzun vadeli ve 5 milyon ABD doları ve üzeri olmaş şartıyla kredi açılmasına izin verilmiştir. Bu karar uyarınca bilhassa alt ve üst yapı projelerinin finansmanında YP kredilerin daha aktif kullanıldığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla ihracat gelirleriyle YP borçlanma arasındaki korelasyon bir miktar zayıflamaktadır. 78 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr önünde bulundurulduğunda, bu yanlılığın sonuçlara etkisinin sınırlı olacağı değerlendirilmektedir. Grafik IV.3.2’de TBB RM verileri (popülasyon) ile örneklemimizin 2015 yılı Aralık ayı için YP kredilerinin montan bazlı dağılımları karşılaştırılmaktadır. Grafiğe göre bilhassa 5 Grafik IV.3.3 Bankaların Ortalama YP Yükümlülük Payı ve Ortalama Firma YP Kredi Payı (Yüzde) 46 55 44 YP Kredi Pay 50 42 milyon ve üzeri bakiyelerde örneklem ile popülasyon arasındaki fark minimal düzeydedir.1 YP Yük/Top. Yük (Sağ E.) 40 45 38 40 36 şekilde bankaların YP yükümlülüklerinin toplam 34 yükümlülüklerdeki payı ile kredi dolarizasyonu ilişkisi Grafik IV.3.3 32 sunulmuştur. Her ne kadar 2013 yılı ve sonrası ilişkide bir miktar kopma 30 söz konusu olsa da genel olarak pozitif bir ilişki görülmektedir. 2013 35 30 11.06 05.07 11.07 05.08 11.08 05.09 11.09 05.10 11.10 05.11 11.11 05.12 11.12 05.13 11.13 05.14 11.14 05.15 11.15 Benzer Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.15) öncesi veride korelasyon yüzde 60 civarında iken, 2013 sonrası bu ilişki negatif olarak gelişmiştir. Bankaların farklı YP fonlarının (YP mevduat, sendikasyon, vb.) toplam yükümlülük paylarına bakıldığında, mevduat dışı YP fonların kredi dolarizasyonu ile görece güçlü korelasyonu göze çarpmaktadır (Grafik IV.3.4). Nitekim YP mevduatlar daha istikrarlı bir seyir izlerken, son dönemde mevduat dışı YP Grafik IV.3.4 Bankaların Toplam Yükümlülüklerinde YP Fonların Payları ve Ortalama Firma YP Kredi Payı (Yüzde) 46 44 yükümlülükler banka yükümlülüklerindeki payını önemli ölçüde 42 arttırmıştır. 40 YP Kredi Pay YP Mev./ Top. Yük (Sağ E.) Mev. Dışı YP Yük/ Top. Yük (Sağ E.) 35 30 25 38 20 36 Tablo IV.3.2 34 Değişkenler Gözlem Sayısı Bağımlı Değişken (Aylık) YP Kredi/Toplam Kredi Ortalama Std. Sapma 0,34 0,42 101.137 99.885 96.800.000 0,15 575.000.000 0,27 1.105.951 1.105.951 1.105.951 1.105.951 85.200.000 0,43 0,25 0,18 56.300.000 0,08 0,05 0,09 1.105.951 Firma BağımsızDeğişkenleri (Yıllık) Toplam Varlık İhracat / Top. Satış Sentetik Banka Bağımsız Değişkenleri (Aylık) (w) Toplam Varlık (w) YP Yükümlülük/Top. Yük. (w) YP Mevduat/Top. Yük. (w) Mevduat Dışı YP Yük. /Top. Yük. IV.3.4 15 32 30 10 11.06 05.07 11.07 05.08 11.08 05.09 11.09 05.10 11.10 05.11 11.11 05.12 11.12 05.13 11.13 05.14 11.14 05.15 11.15 Betimsel İstatistikler Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.15) Ampirik Bulgular Önemli ampirik bulguların özeti Tablo IV.3.3’de sunulmuştur. Bulgular kredi dolarizasyonun artmasında gerek firmaların doğal koruma pozisyonlarını kullanmak istemelerinin ve gerekse bankaların varlık-yükümlülük eşleme eğilimlerinin açık şekilde etkili olduğu görülmektedir (Tablo IV.3.3, sütünlar (1) ve (2)). Tahminlere göre, firmaların ihracat/satış oranındaki bir standart sapmalık (0.27) artış aylık bazda firma kredi dolarizasyonunda ortalama yüzde 1,3 puanlık bir artışı getirirken, banka tarafı için (YP yükümlülük payındaki) aynı artışın kredi dolarizasyonuna etkisi yüzde 2 puan olarak gerçekleşmektedir. Standartlaştırılmış katsayı tahminleri karşılaştırıldığında kredi YP kredilerin büyük firmalarda yoğunlaşması ile ilgili detaylı bilgi için bakınız: Finansal İstikrar Raporu Mayıs ve Kasım 2016. 1 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 79 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr dolarizasyonunun gelişiminde bankaların eğilimlerinin firmalarınkine kıyasla daha güçlüğü olduğu ortaya çıkmaktadır. Bankaların YP bazlı çekirdek fon kaynağı, YP mevduatlar, dikkate alındığında toplam yükükümlülüklerdeki YP mevduat payındaki bir standart sapmalık artışın kredi dolarizasyonuna etkisi yüzde 1 puan olarak gerçekleşirken, mevduat dışı YP yükümlülükler için bu etki ortalamada yüzde 2,2 puan olarak tahmin edilmiştir. Bu bulgular, YP mevduatlardaki gelişime karşılık bankaların yurt dışından tahvil ihracı, sendikasyon veya seküritizasyon ile getirdikleri YP fonların yurt içinde kredi dolarizasyonunu daha güçlü beslediğini ortaya koymaktadır. Bu durum, genel olarak bu fonların YP mevduatlara kıyasla daha uzun vade yapısına sahip olması sonucu YP kredi fonlamasında tercih edilmesi olarak açıklanabilir. Tablo IV.3.3 Katsayı Tahminleri, Bağımlı Değişken: YP Krediler/Toplam Krediler İhracat / Top. Satış (1) (2) (3) (4) (5) (6) Tüm Tüm Tüm Tüm En Az Bir & İmalat En Az Bir & İmalat 0,0497*** (0,0109) 0,0497*** (0,0109) 0,127*** (0,0281) 0,127*** (0,0281) 0,0742*** (0,0148) 0,0741*** (0,0148) -0,0919*** (0,0314) -0,0925*** (0,0314) (İhracat / Top. Satış)2 (w) YP Yükümlülük/Top. Yük. 0,249*** (0,0249) 0,0505 (0,0784) (w) (YP Yükümlülük/Top. Yük.)2 0,367*** (0,0428) 0,206** (0,0811) (w) YP Mevduat/Top. Yük. 0,224*** (0,0385) 0,100 (0,162) (w) (YP Mevduat/Top. Yük.)2 0,304*** (0,0722) 0,263 (0,303) (w) Mevduat Dışı YP Yük/Top. Yük. 0,253*** (0,0263) 0,152*** (0,0444) (w) (Mevduat Dışı YP Yük/Top. Yük.)2 0,371*** (0,0434) 0,130** (0,0616) Diğer Firma Değişkenleri Evet Evet Evet Evet Evet Evet Diğer (w) Banka Değişkenleri Evet Evet Evet Evet Evet Evet Diğer Kredi Portföy Değişkenleri Evet Evet Evet Evet Evet Evet 791.866 791.866 791.866 791.866 300.277 300.277 0,841 0,841 0,841 0,841 0,781 0,781 Gözlem Sayısı R2 Parentez içerisindekiler sağlam (kümelenmiş) standart sapmalar, *** p<0.01, ** p<0.05, * p<0.1, (1) Firma değişkenleri 12 ay ve banka değişkenleri ise 1 ay geçiktirilmiş olarak kontrol edildi. (2) Değişkenlerin karelerinin eklendiği modellerde kareleri ile kendileri birlikte istatistiki olarak tüm konvansyonel kritik değerlerde anlamlıdır. En Az Bir: Örneklem süresince en az bir kez YP kredi kullanmış firmalar. İmalat: Ana kredi konusu imalat sektörü. (w): Ağırlandırılmış sentetik banka değişkeni. Mevduat Dışı YP Yük: YP Yükümlülükler-YP Mevduatlar. Firma, ana finansör banka, ana kredi konusu, tarih ve ana kredi konuXzaman sabit değişkenleri her bir tahminde kontrol edilmiştir. Tablo IV.3.3’ün (3) ve (4) sütünlarında tahminlerimize doğrusal olmayan değişkenler ekleyerek yukarıda bahsedilen etkilerin başlangıç seviyelerine göre artış ya da azalış oranları incelenmiştir. Sonuçlara göre, firma tarafındaki doğal korumanın YP borçlanmaya etkisi azalan oranda artarken banka tarafında tersi gözlenmektedir. Kısaca firmalar, ihracat gelirleriyle elde ettikleri doğal koruma pozisyonunu kullanarak YP borçlanmayı tercih etseler de ihracat 80 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr seviyeleri arttıkça bu eğilim zayıflamaktadır. Genel eğilimdeki bu farklılaşma, firmaların yurt içi üretim faaliyetlerini devam ettirmek, kısa vadeli finansman sağlamak gibi sebeplerle TL finansmana ihtiyaç duymasının sonucu olarak değerlendirilmektedir. Bankalar tarafında ise varlık-yükümlülük eşleme eğiliminin dolarizasyona etkisi genel olarak artan oranda ilerlemektedir. Farklı bir ifadeyle, toplam yükümlülüklerdeki YP payının artışı kredi dolarizasyonunu artan oranda desteklemektedir. YP yükümlülükler içerisindeki mevduat dışı YP kaynaklardaki artışın kredi dolarizasyonundaki arttırıcı etkisi YP mevduatlardaki artışın etkisine oranla daha hızlı gerçekleşmektedir. Özetle, mevduat dışı YP yükümlülüklerin yüksek olduğu durumlarda bankaların elde ettikleri ilave yurtdışı YP kaynakları kredilendirme (varlık-yükümlülük eşleme) eğilimleri daha şiddetli gerçekleşmektedir. Analizden çıkan başka önemli bir sonuç da firma ve banka eğilimlerinin, ülke ihracatının neredeyse tamamını elinde bulunduran, imalat sanayiinde daha güçlü olmasıdır1 (Tablo IV.3.3, sütunlar (5) ve (6)). Nitekim ana kredi konusu baz alınarak sadece imalat sanayii ana konusu ile kredi kullanmış firmalarla yapılan tahminlerde banka ve firma eğilimlerini ölçen değişken katsayı tahminleri önemli ölçüde artış göstermektedir. Bir standart sapmalik artışın kredi dolarizasyonuna etkisi firma doğal koruması için yüzde 2 puana ulaşırken, banka YP yükümlülüklerindeki benzer bir artışın etkisi yaklaşık yüzde 3 puan olarak gerçekleşmiştir. Yukarıdaki bulguları destekleyici olarak, mevduat dışı YP yükümlülüklerdeki bir standart sapmalık artışın kredi dolarizasyonuna etkisi yüzde 3,2 puan iken, YP mevduatlardaki benzer bir artışın etkisi yüzde 1,4 puan olarak tahmin edilmiştir. Gözlenemeyen faktörlerin banka ve firma davranışlarını etkileyerek içsellik oluşturmasına karşı bulguların sağlamlığı farklı spesifikasyonlarla test edilmiştir. Dönemsel olarak gerek firmaları ve gerekse bankaları aynı şekilde etkileyen (ör. belirsizlik, para politikası ve finansal şartlardaki sıkılaşma/genişleme gibi) makro trendler, zaman sabit deişkenleri ile tüm spesifikasyonlarda halihazırda kontrol edilmiştir. Bunun yanında, değişkenlerinin firma etkileşimi kukla değişkenleri kullanılarak, firma ile zaman tarafını sabit etkileyen gözlenebilir veya gözlenemez tüm faktörler kotrol edilmiştir. Böyle detaylı bir spesifikasyonda dahi banka bağımsız değişkenlerinin katsayı tahminlerinde önemli bir farklılaşma kaydedilmemiştir. Benzer bir yaklaşım ile banka tarafı ana finansör bankanın kukla değişkeni ile 1Sektörel kısıtlama ana finansman konusu üzerinden yapılmıştır. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 81 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr zaman sabit değişkenlerinin etkileşimi üzerinden kontrol edilmiştir. Bu spesifikasyonda da firma tarafı katsayı tahminleri büyük oranda aynı kalmıştır. Son olarak tahminler dinamik etkilerden arındırmak amaçlı (aylık olan banka değişkenleri yerine) çeyreklik ve yıllık bazda tekrarlanmıştır. Sonuçlar büyük ölçüde benzer gerçekleşmiştir. IV.3.5 Bu Sonuçlar ve Değerlendirme çalışmada dolarizasyonu firma üzerindeki ve etkisi banka davranışlarının incelenmiştir. kredi Bankalar YP yükümlülüklerini varlıklarıyla eşleştirerek kur riskine maruziyetlerini azaltma eğilimindeyken firmalar doğal koruma pozisyonlarını kullanarak düşük maliyetli ve uzun vadeli YP kredilere yönelme eğilimindedir. Yapılan analizde banka ve firmaların bu eğilimlerinin kredi dolarizasyonunu önemli oranda beslediği sonucuna ulaşılmıştır. Eğilimler karşılaştırıldığında davranışlarının kredi bankaların varlık-yükümlülük dolarizasyonunu daha güçlü eşleme beslediği görülmektedir. Bankaların çekirdek yükümlülüklerini oluşturan YP mevduatların kredi dolarizasyonuna etkisi diğer yurt dışı kaynaklı (ihraçlar, sendikasyon ve seküritizasyon gibi) YP fonlara nispeten daha sınırlı olduğu görülmektedir. Kaynakça Alp, Bengü ve Yalçın, C (2015). Türkiye’de Şirketlerin Borç Dolarizasyonu ve Büyüme Performansı. Ç. Tebliği, TCMB 15/01. Barajas, Adolfo; Restrepo, Sergio; Steiner, Roberto; Medellín, Juan Camilo ve Pabón, César (2016). Balance Sheet Effects in Colombian Non-Financial Firms. Hake, Mariya ve Lopez-Vicente, Fernando & Molina, Luis (2014). Do the Drivers of Loan Dollarization Differ between CESEE and Latin America? A Meta-Analysis. Focus on European Economic Integration, Oesterreichische Nationalbank . Honohan, P (2006). Dollarization: Consequences and Policy Options, Prepared for the Central Bank of Turkey 75th Anniversary C. Hülagü, T ve Yalçın, C (2014). Türkiye’de Firmaların Yabancı Para Borçluluğu ve Kur Riskine ilişkin Mikro Değerlendirmeler. TCMB Ekonomi Notu 13/25. Luca, Alina ve Petrova, Iva, (2008). What drives credit dollarization in transition economies? Journal of Banking & Finance, Elsevier, 32(5), 858-869. 82 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Ozsoz, Emre; Rengifo, Erick W. ve Kutan, Ali, (2015). Foreign Currency Lending and Banking System Stability: New Evidence from Turkey, Central Bank Review, 15, Sayı 2. Brown, Martin; Karolin Kirschenmann ve Steven Ongena, (2014). Bank Funding, Securitization, and Loan Terms: Evidence from Foreign Currency Lending. Journal of Money, Credit and Banking, Blackwell Publishing, Sayı 46(7). Ize, Alain ve Levy Yeyati, Eduardo, (2003). Financial dollarization, Journal of International Economics, 59, Sayı 2, 323-347. Hausmann, R.; U. Panizza, ve E. Stein (2001). Why Do Countries Float the Way They Float? Journal of Development Economics, 66:2, 387-414. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 83 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr IV.4 Bireysel Kredilere Yönelik Düzenlemelerin Etkileri Grafik IV.4.1 Bireysel Kredi/GSYİH ve Trendden Sapması (Yüzde) Trendden Sapma (Sağ E.) Bireysel Krediler/GSYİH Trend 25 20 6 Hanehalkının basiretli borçlanma eğilimi korunarak, son 4 dönemde makroihtiyati alanda standartlar bir miktar gevşetilmiştir 2 (Grafik IV.4.1 ve IV.4.2). 27 Eylül 2016 tarihinden itibaren bireysel kredi 15 0 10 kartında genel taksit sınırı 12 aya yükseltilirken, ihtiyaç kredisinde -2 12.16 12.15 12.14 12.13 12.12 12.11 12.10 12.09 12.08 12.07 12.06 12.05 -6 12.04 0 12.03 -4 12.02 5 azami vade 48 aya çıkarılmış, yeniden yapılandırılan ihtiyaç kredisi ve bireysel kredi kartı borçları için 72 aya kadar vade ile yapılandırma imkanı tanınmıştır. Konut kredisinde kredi değer oranı bir miktar yukarı Not: HP filtre yöntemi kullanılmıştır (λ=400.000). çekilmiştir. Ayrıca bu dönemde bireysel kredilere uygulanan genel Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) karşılık oranları indirilmiştir. Bu çalışmada, 27 Eylül 2016 tarihinden itibaren Grafik IV.4.2 (Milyar TL) Varlıklar Net Varlıklar 1.000 politikalarda yapılan değişiklikler ve bu değişikliklerin bireysel kredilere etkileri incelenecektir. Hanehalkı Finansal Varlık ve Yükümlülükleri 1.200 makroihtiyati Yükümlülükler IV.4.1 800 İhtiyaç Kredisi Vadeleri ile Bireysel Kredi Kartı 600 (BKK) 400 Düzenlemeler 200 Taksit Sayısı Sınırlamasına İlişkin 0 -200 2013 yılı sonundan itibaren en fazla 36 ay vade ile kullandırılan -400 01.17 07.16 01.16 07.15 01.15 07.14 01.14 07.13 01.13 -600 Kaynak: BDDK, MKK, TCMB, TOKİ, SPK (Son Veri: 03.17) ihtiyaç kredisinde, vade sınırı 27 Eylül 2016 tarihinde 48 aya çıkarılmıştır (Tablo IV.4.1). Bu tarihten itibaren ihtiyaç kredisi bakiyesinin ağırlıklı ortalama vadesinin yükselişe geçtiği görülmektedir (Grafik IV.4.3). Düzenleme sonrası dönemde kullandırımların yaklaşık yüzde 75’inin 36 aydan daha uzun vadeli olduğu görülmektedir. Vadelerin uzamasında, ihtiyaç kredilerinde 72 aydan daha uzun vadeli yapılandırma imkânının da etkili olduğu değerlendirilmektedir. Grafik IV.4.3 İhtiyaç Kredisi ve BKK’nın Ortalama Vadesi (Stok, Ay) Tablo IV.4.1 35 4 30 3 25 2 27.09.2016 5 01.12 05.12 09.12 01.13 05.13 09.13 01.14 05.14 09.14 01.15 05.15 09.15 01.16 05.16 09.16 01.17 (Ay) Yürürlük Tarihi İtibarıyla 40 Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) Tüketici Kredisi Vade Sınırlaması 25.11.2015 27.09.2016 6 31.12.2013 45 BKK (Sağ E.) Önceki Dönem İhtiyaç Sınırsız 36 36 48 -Eğitim ve öğrenim ücretinin finansmanı amacıyla kullandırılan Sınırsız 36 Sınırsız Sınırsız -Konut tadilatı kapsamında konutun bütünleyici parçası niteliğini haiz olacak şekilde mal veya hizmet alımı amacıyla kullandırılan Sınırsız 36 Sınırsız Sınırsız Taşıt Kredileri Sınırsız 48 48 48 Konut Kredileri Sınırsız Sınırsız Sınırsız Sınırsız Kredi Türü İhtiyaç Kredileri (Genel) Kaynak: TCMB 84 Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Bireysel kredi kartında (BKK) genel taksitlendirme süresi 9 aydan 12 aya çıkarılırken, beyaz eşya, mobilya ve eğitim harcamalarında 12, kuyum harcamalarında 4 aylık sınır korunmuştur. Elektronik eşya ve bilgisayar alımında ise önceki düzenlemede 9 ay olan taksit sınırı 6 aya indirilmiştir. Havayolları, seyahat acenteleri, taşımacılık, konaklama, sağlık harcamaları ve vergi ödemelerinde ise 9 aylık mevcut sınır korunmuştur. Telekomünikasyon, yemek, gıda, alkol, akaryakıt harcamalarında taksit yasağı sürerken, yeni düzenlemede yurt dışındaki harcamalar ile kozmetik alımları da taksitlendirilemeyecek harcamalar olarak sınıflandırılmıştır (Tablo IV.4.2). Cari işlemler dengesine katkı sağlayacak, tüketim ile finansman sürelerinin uyumunu gözeten sektörel taksit sınırlamaları, dengeli bir tüketim artışını hedeflemektedir. Tablo IV.4.2 BKK Taksit Sınırlaması (Ay) Önceki Dönem 01.02.2014 13.05.2014 22.10.2014 25.11.2015 27.09.2016 Yürürlük Tarihi İtibarıyla Mal ve hizmet alımları ile nakit çekimler Sınırsız 9 9 9 9 12 Somut bir mal veya hizmeti içermeyen ürün alımları Sınırsız 9 - - - - Telekomünikasyon, yemek, gıda, akaryakıt Sınırsız - - - - - Kuyum harcamaları Sınırsız - - 4 4 4 Beyaz eşya, mobilya, eğitim ve öğrenim Sınırsız 9 9 9 12 12 Elektronik eşya ve bilgisayar alımları Sınırsız 9 9 9 9 6 Havayolları, seyahat acenteleri, taşımacılık, konaklama, sağlık ve sosyal hizmetler, sağlık ürünü alımları, kulüp ve derneklere yapılan ödemeler, vergi ödemeleri Sınırsız 9 9 9 9 9 Doğrudan pazarlama ile ilgili harcamalar, yurt dışında yapılan harcamalar ve alkollü içecek, kozmetik, ofis malzemesi harcamaları Sınırsız 9 9 9 9 - Kullanım Tipi Kaynak: TCMB Kredi kartı taksit üst sınırına ilişkin düzenlemenin kredi kartı ile yapılan taksitli harcamaları genel olarak beklenen doğrultuda Grafik IV.4.4 etkilediği gözlenmiştir. 2016 yılı Eylül ayı sonrasında kredi kartı ile Kredi Kartı Taksit Üst Sınırı ve Taksitli Harcamaların Sektör Değişimi (Eylül 2016-Şubat 2017 Dönemi) yapılan taksitli harcamalar taksit sınırı yükseltilen ya da Taksitli Harcama Değişimi (Yüzde) değiştirilmeyen sektörlerde artarken, taksit sınırı düşürülen sektörlerde 15 azalmıştır. 10 2017 yılı Şubat ayında toplam taksitli kredi kartı harcamalarının yüzde 55’i, son düzenleme ile taksitlendirme üst sınırı artırılan sektörlerden kaynaklanmıştır. Kredi kartı ile yapılan taksitli 5 0 -5 -10 harcamalarda görülen artışa mobilya, yapı malzemeleri ve sigorta -15 Taksit Üst Sınırı Değişimi (Ay, Sağ E.) 12 9 6 3 0 -3 -6 -9 -12 sektörleri önemli düzeyde katkı sağlamıştır. Hizmet sektöründe kredi kartı ile yapılan taksitli alışverişlerde taksit sınırı 3 ay artırılmasına karşın, bu sektörün taksitli harcama tutarlarında önemli bir artış gözlenmemiştir. Diğer yandan taksit sayısı üst sınırı düşürülen kozmetik Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Not: Toplam kredi kartı bakiyesinin yaklaşık yüzde 80’ini bireysel kredi kartı oluşturmaktadır. Harcama değişimi yıllıklandırılmış harcamaların değişimini ifade etmektedir. Taksit sınırındaki pozitif (negatif) değişim taksit üst sınırında artış (azalış) anlamına gelmektedir. Kaynak: BKM 85 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr sektöründe taksitli harcamalar önemli düzeyde gerilemiştir (Grafik Grafik IV.4.5 IV.4.4). Mobilya ve Dekorasyon Sektörü Kredi Kartı Taksitli İşlem Tutarı (Milyon TL) Taksitli İşlem Tutarı KDV İndirimi 2017 yılı Şubat ayı başında beyaz eşya satışlarında ÖTV'nin 350 kaldırılması, mobilya satışlarında ise KDV oranının indirilmesi kartlı 325 300 satışlara olumlu yansımıştır. Düzenleme sonrasındaki haftalarda 275 250 mobilya sektöründe kredi kartı ile yapılan taksitli harcamalarda bir 225 miktar hareketlenme gözlenmektedir (Grafik IV.4.5). 200 175 04.17 03.17 02.17 01.17 12.16 11.16 10.16 09.16 08.16 07.16 06.16 05.16 04.16 03.16 150 IV.4.2 Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) Yeniden Yapılandırma İmkânı Grafik IV.4.6 2016 yılının Eylül ayında, bu tarihten önce kullandırılan ihtiyaç Canlı Kredilerde İzlenen Yeniden Yapılandırmış Bireysel Krediler Standart Nitelikli (Milyar TL) Yakın İzleme (Milyar TL) Standart Nitelikli (3 Aylık % Değ., Sağ E.) Yakın İzleme (3 Aylık % Değ., Sağ E.) 20 16 12 12 İhtiyaç Kredisi ve Bireysel Kredi Kartı Borçlarında kredisi ve BKK borçlarının azami 72 yapılandırılmasına imkân tanınmıştır. 48 ay vade ile yeniden 2016 yılının son çeyreğinde bireysel kredilerde yapılandırmaların arttığı gözlenmiştir. Artışın büyük 38 ölçüde standart nitelikli kredilerden kaynaklanması, yapılandırmaların 28 ödeme sorunlarından ziyade, borç servisinin rahatlatılmasına yönelik 18 vade uzatımı amaçlı olduğuna işaret etmektedir (Grafik IV.4.6). 12 8 8 8 8 4 5 5 5 5 06.16 09.16 12.16 03.17 -2 0 Yeniden -12 Not: Bireysel kredilerin yüzde 97’sini temsil eden 14 banka verisidir. Kaynak: Bağımsız Denetim Raporları yapılandırmaların ihtiyaç kredisi stok bakiyesi üzerinde bir yansımasının olması beklenmemesine karşın, akım kullandırımlarda önemli bir etkisi olmuştur. Finansal koşulların ılımlı seyretmesinin de katkısı ile ihtiyaç kredisi kullandırımları 2016 yılının son çeyreğinde belirgin bir canlanma göstermiştir (Grafik IV.4.7). Grafik IV.4.7 İhtiyaç Kredisi Kullandırımları ve Faiz Oranları (4 Haftalık Ort., Akım, Milyar TL, Yüzde) IV.4.3 Tutar (Milyar TL) Faiz Oranı (Yüzde, Sağ E.) 4,5 04.17 12.16 08.16 04.16 10 12.15 11 0,0 08.15 0,5 04.15 12 12.14 13 1,0 08.14 1,5 04.14 14 12.13 15 2,0 08.13 16 2,5 04.13 3,0 12.12 17 08.12 18 3,5 Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) Yükseltilmesi 19 4,0 Konut Kredisi Kredi Değer Oranı Azami Sınırının Kredi tutarının, teminat olarak alınan konutun değerine oranının (KDO) üst sınırı yüzde 75’ten yüzde 80’e çıkarılarak, konut alımında krediyle finansman imkânı genişletilmiştir. Fiilen uygulanan ortalama KDO’nun 2010 yılında getirilen yüzde 75 düzeyindeki üst sınırın oldukça altında, yüzde 55-60 seviyelerinde gerçekleşmesi, üst sınırdaki değişikliğin sektörün geneli üzerindeki etkisinin sınırlı kalabileceğine işaret etmektedir. Ancak konut finansmanına yönelik kredi talebinin homojen olduğunu varsaymak da gerçekçi olmayacaktır. Bazı müşteriler yüksek oranda peşin ödeme yaparken, bazı müşteriler yasal üst sınır seviyesinde kredi kullanmayı tercih edebilmekte ya da buna ihtiyaç duyabilmektedir. Dolayısıyla, diğer 86 Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Grafik IV.4.8 Konut Kredisi Kredi / Değer Oranı Gelişimi (Yüzde) koşullar sabitken, KDO üst sınırının bir miktar yükseltilmesinin, kredili finansman eğilimi olarak değerlendirilebilecek fiili KDO’yu sınırlı da Fiili Kredi / Değer Oranı Azami Kredi / Değer Oranı Maliyetli Kredi Faiz Oranı (Sağ E.) 84 olsa artıracağı öngörülebilir. Nitekim yeni düzenlemenin yürürlükte 79 olduğu son dönemde, bu oranda istikrarlı bir artış izlenmiştir. Bu 74 dönemde kayda değer ölçüde gerileyen faiz oranlarının da fiili KDO 69 artışında belirleyici bir rol oynayarak, düzenlemenin etkisini artırdığı 64 söylenebilir (Grafik IV.4.8). 59 14 12 10 8 6 4 2 başlayan, ardından sektörün geneline ve bankalara yayılan konut etkili olmuştur (Grafik 04.17 01.17 10.16 07.16 04.16 01.16 10.15 Konut Satışlarının Yıllık Değişimine Katkılar (Yüzde) konut piyasası açısından 2016 yılının ikinci yarısının yılın ilk yarısına göre izlemesinde 07.15 Grafik IV.4.9 kredisi faiz indirimleri ile Eylül ayında konut satışlarında KDV indirimi, seyir 04.15 Kaynak: TCMB 2016 yılı Ağustos ayında bazı büyük gayrimenkul şirketleri ile bir 01.15 10.14 07.14 04.14 0 01.14 54 olumlu 16 İkinci El Satış İlk Satış Toplam Değişim Maliyetli Faiz Oranı (Sağ E.) 55 IV.4.9). Kampanyalar kredili konut satın alımını daha cazip hale getirerek, 16 15 35 konut piyasasını talep kanalı üzerinden desteklemiş, konut satışları 14 15 özellikle ipotekli satışların katkısı ile 2016 yılı ilk yarısının oldukça 13 -5 üzerinde bir performans sergilemiştir. Konut kredisi faizlerinin 2016 kredisi 01.17 10.16 07.16 04.16 kullandırımlarının artmasını sağlamıştır. 01.16 11 10.15 -25 07.15 konut 04.15 bankaların 01.15 seyri 10.14 ılımlı 07.14 yarısındaki 04.14 ikinci 01.14 yılının 12 Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17) IV.4.4 Genel Karşılık Oranlarının İndirilmesi Grafik IV.4.10 Konut dışındaki tüketici kredileri için bankaların Konut Kredisi Kullandırımları ve Faiz Oranları (4 Haftalık Ortalama, Akım) kredi Tutar (Milyar TL) kompozisyonları ile bireysel kredi TGA oranına bağlı olarak 4 kat genel karşılık ayrılması uygulaması, 2016 yılı Eylül Faiz Oranı (Yüzde, Sağ E.) 2,5 15 ayında 14 2,0 sonlandırılmıştır. Genel karşılık oranı, bankaların kredi kompozisyonu 13 1,5 12 için yüzde 1, yakın izlemedeki tüketici kredileri için yüzde 2 1,0 11 seviyesinde karşılıkların 0,5 düşürülmesine karşın, uygulamada bankaların ihtiyatlı karşılık politikası 0,0 ve TGA oranlarından bağımsız olarak standart nitelikli tüketici kredileri 9 04.17 12.16 08.16 04.16 12.15 08.15 04.15 12.14 08.14 04.14 izlemeye devam ettikleri gözlenmektedir. 12.13 8 08.13 Genel 04.13 IV.4.3). 12.12 (Tablo 08.12 belirlenmiştir 10 Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) Tablo IV.4.3 Tüketici Kredileri için Genel Karşılık Oranları (Yüzde) Tüketici Kredileri 27 Eylül 2016 öncesi Taşıt ve Konut Dışındaki Tüketici Kredileri* Standart Nitelikli Yakın İzlemede Standart Nitelikli Yakın İzlemede Yapılandırılmamış 1 2 4 8 Yapılandırılmış 5 10 5 10 27 Eylül 2016 ve sonrası 1 2 1 2 01 Ocak 2018 sonrası (TFRS 9'a Geçmeyen Bankalar) 1,5 3 1,5 3 *Konut dışındaki tüketici kredilerinin kredi içindeki payı yüzde 25'i aşan ya da bu kredilerin TGA oranı yüzde 8'i aşan bankaların bu kredileri için geçerli oran. Kaynak: TCMB Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 87 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr Grafik IV.4.11 Konut ve İhtiyaç Kredi Gelişimi (Endekslenmiş, Eylül 2016=100) Konut İhtiyaç Sonuç ve Değerlendirme 2016 yılının son çeyreğinden itibaren makroihtiyati düzenlemeleri de içeren kapsamlı adımlar, ekonomik büyümeyi 27.09.2016 desteklemiş, bankaların aktif kalitesi görünümüne olumlu katkı sağlamıştır. 2016 yılı Eylül ayı sonrasında bireysel kredi büyüme eğilimi 110 konut ve ihtiyaç kredisi kaynaklı olarak güçlenmiştir (Grafik IV.4.11). 105 İhtiyaç kredisi ve BKK’ya yönelik vade düzenlemelerinin, kredi 100 müşterilerine borç vadelerini uzatarak borç servisini rahatlabilme 95 imkânı tanıdığı değerlendirilmektedir. Diğer yandan, konut kredisi 90 faizlerinin ılımlı seyri ve KDO üst sınırının artırılması konut alımında kredili -31 -28 -25 -22 -19 -16 -13 -10 -7 -4 -1 2 5 8 11 14 17 20 23 26 29 115 Hafta Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17) 88 IV.4.5 finansman eğilimini artırmıştır. Bu gelişmelerin katkısı ile konut kredileri, bireysel kredi büyüme eğiliminde temel belirleyicilerden biri olmuştur. Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr IV.5 Banka Bazlı Faktörlerin Aktarım Mekanizması Üzerindeki Etkileri Özet Bu özel konuda, para politikası faizinin ticari kredi faizlerine geçişkenliğinin bankalar arasında ne derece farklılaştığı çalışılmaktadır. Kredi faizlerini etkileyen firma özellikleri ve talep yönlü faktörler kontrol edilerek, arz yönlü etkiye odaklanılmıştır. Sonuçlar, gelişmiş ülkelere dair literatürle uyumlu olarak, sermaye rasyosu yüksek veya görece likit bankaların faiz artışını daha sınırlı yansıttıklarını göstermektedir. Ek olarak, çekirdek dışı yabancı para yükümlülükleri görece yüksek bankaların faiz artışını daha sınırlı yansıttıkları görülmektedir. Bu çerçevede, küresel likidite çevrimlerinin faiz aktarımı üzerindeki olası etkilerine ışık tutulmuştur. IV.5.1 Giriş Para politikası faizleri, gösterge niteliği ile bankaların fon maliyetlerini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyerek ticari kredi faizleri üzerinde etkili olabilmektedir. Bu etki, dolaylı olarak toplam talep, ekonomik aktivite veya enflasyon gibi makroekonomik büyüklüklere yansımaktadır. Bu bağlamda, gerek politika yapıcıları gerekse piyasa oyuncuları açısından para politikasının kredi faizleri üzerindeki etkisini analiz etmek önem arz etmektedir. Ticari kredi faizlerinin belirleyicileri tanım olarak talep (firma) ve arz (banka) yönlüdür. Firma özellikleri (ör. firmanın büyüklüğü, kaldıraç oranı, ipotek edilebilir sabit varlıkları, bankalar ile süregelen kredi ilişkisi, kredi ihtiyacı, vs.) kredi faizleri üzerinde etkili olduğu gibi banka özellikleri ve bankaların kredi arzı davranışları da önemli olabilmektedir. Ayrıca, genel ekonomik aktivite, enflasyon gibi makroekonomik değişkenler de kredi faizlerine yansıyabilmektedir. Para politikasının firma/banka özellikleri ve makroekonomik göstergeler üzerinde etkili olduğu düşünüldüğünde, para politikası faizlerinin kredi faizlerine “gözlemlenen” yansıma derecesi, birçok etkiyi içerisinde barındırmaktadır. Bu açıdan, talep yönlü etkilerden veya para politikasının dolaylı etkilerinden bağımsız olarak, para politikası faizleri değiştiğinde, bankaların fon maliyetlerindeki değişim sonucu kredi faizlerini nasıl değiştirdiğini tanımlamak (identification) kolay değildir. Doğru bir tanı için iki gözlem ön plana çıkmaktadır: Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 89 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr (i) derecede etkilememektedir. Örneğin bankalar, sermaye Grafik IV.5.1 yapıları, likit varlık durumları veya dış kaynaklara erişim Küresel Likidite Şartları ve Bankaların Çekirdek Dışı Yabancı Para Yükümlülükleri (Yıllık Yüzde Değişim, ABD Doları) imkanlarına göre para politikası faizindeki değişimleri kredi 70 70 60 60 50 50 40 40 30 30 20 20 10 10 0 0 -10 -10 -20 -20 -30 -30 1234123412341234123412341234 2010 Politika faizlerindeki değişim, her bankayı eşit/homojen 2011 2012 2013 2014 2015 2016 Fed Bilanço Büyüklüğü (Toplam Varlıklar) Çekirdek Dışı Yükümlülükler müşterilerine (firmalara) farklı derecede yansıtabilirler. (ii) “Benzer” firmalara odaklanmak, kredi faizleri üzerindeki talep yönlü etkileri veya para politikasının firmalar üzerindeki dolaylı etkilerini ayrıştıracaktır.1 Örneğin, hipotetik olarak, “aynı” firmaya borç veren biri sermayesi güçlü diğeri sermayesi görece daha az güçlü ancak büyüklük, kârlılık oranı gibi diğer birçok özelliği aynı olan iki banka ele alalım. Para politikası sıkılaşması sonrası, bu bankalar Kaynak: TCMB, ABD Merkez Bankası sermayelerinin gücü derecesinde “aynı” firma için farklı Grafik IV.5.2 Küresel Likidite Şartları ve Bankaların Çekirdek Dışı Yabancı Para Yükümlülükleri (Yıllık Yüzde Değişim, ABD Doları) kredi faizleri belirleyebilir. Bu fark, banka sermayesinin faiz geçişkenliğindeki rolüne işaret etmektedir. 70 25 Bu çalışmada, (i) ve (ii) nolu gözlemlerden yola çıkarak, para 60 20 politikası faizlerinin (TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi -AOFF-) 50 15 40 kredi faizlerine arz yönlü etkisi ve bu etkinin bankalar arasında 30 10 20 5 farklılaşıp farklılaşmadığı çalışılmıştır.2 Ayrıca, alternatif dış fon kaynağı 10 0 olarak çekirdek dışı yükümlülükler kullanılmış, Türkiye’de bankacılık 0 -5 -10 -20 -10 sisteminin çekirdek dışı yükümlülüklerinin küresel finansal koşullarla -30 -15 uyumlu hareket ettiğinden yola çıkarak (Grafik IV.5.1 ve Grafik 1234123412341234123412341234123412341234123412341234 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 Çekirdek Dışı Yükümlülükler Global Likidite (BIS Uluslararası Banka-Banka Fon Akımları, Sağ E.) Kaynak: TCMB, BIS IV.5.2), küresel likidite çevrimlerinin para politikası faiz geçişkenliğine etkisi ölçülmüştür. 2005-2016 dönemi için aylık frekansta yaptığımız çalışmada, temel bulgular, literatürle uyumlu olarak, sermaye rasyosu yüksek veya görece likit bankaların politika faizi artışını daha sınırlı yansıttıklarını göstermektedir. Ek olarak, çekirdek dışı yükümlülükleri görece yüksek bankaların politika faizi değişikliğini kredi faizlerine daha sınırlı yansıttığı görülmektedir. Bulgular, istatistiksel olduğu kadar ekonomik olarak da anlamlıdır: AOFF’de 100 baz puanlık bir artış sonrası, sermayesi görece güçlü bankalar 32 baz puan, likit varlıkları büyüklüğüne göre görece yüksek bankalar 25 baz puan, çekirdek dışı yabancı para yükümlülükleri varlıklarına göre görece yüksek 1 Örneğin, para politikasının varlık fiyatlarını dolayısıyla firmaların ipotek gösterilebilir sabit varlıklarının değerini etkilemesi veya döviz kuru kanalı ile firmaların üretim maliyetlerini veya kaldıraç oranlarını etkilemesi, gibi. 2 TCMB, 2010 yılının sonlarından itibaren finansal oynaklığa vakitli tepki verebilmek amacıyla çoklu faiz politikası çerçevesine geçmiştir. Bu çerçevenin detayları için bkz. Binici, Kara ve Özlü (2016). 90 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr bankalar ise yaklaşık 50 baz puan kredi faizlerini daha az artırmaktadır. Bankaların, politika faizine bilançoları nispetinde farklı tepki verebildikleri gelişmiş ülkelere ilişkin literatürde uzun zamandır işaret edilen bir konudur. Örneğin, Kashyap ve Stein (2000), ABD ekonomisi için, görece az likit ve küçük bankaların para politikası faizlerindeki değişimleri kredilerine daha güçlü yansıttıklarını göstermektedir. Daha güçlü bir tanı (identification) kullanarak, Jimenez ve diğ. (2012) ve Iyer ve diğ. (2014), sırasıyla İspanya ve Portekiz ekonomileri için, bankaların, sermayelerinin gücü veya likidite durumlarına bağlı olarak piyasadaki likidite şoklarını kredi portföylerine farklı yansıtabildiklerini göstermektedir. Bu özel konuda ise, bankaların kredi portföylerindeki firmaların özellikleri kontrol edilerek arz yönlü etkilere odaklanılmış ve faiz geçişkenliğinde bankalararası farklılıklar çalışılmıştır. Bu özel konunun iktisadi birikime temel ve önemli katkısı, küresel likidite çevrimlerinin açık ekonomilerde politika faizi geçişkenliği üzerinde nasıl bir etkisi olabileceği ve bunun doğru bir tanı altında ölçülmesidir. Özel konu şu şekilde devam etmektedir. 2. bölümde veri seti ve metodoloji sunulmaktadır. 3. bölüm’de sonuçlar tartışılmaktadır. 4. bölüm’de ise genel değerlendirme sunulmaktadır. IV.5.2 Veri Seti ve Metodoloji Çalışmada iki farklı veri setinden yararlanılmıştır. TCMB tarafından toplanan firma-banka seviyesinde kredi bilgilerini içeren veri seti ile BDDK tarafından toplanan banka bilançosu ve gelir tablosu verileri kullanılmıştır. Her iki veri seti de aylık frekanstadır. Firmabanka kredi bilgileri banka verileri ile eşleştirilmiştir. Firma-banka seviyesindeki veri seti ayrıca kredi tipine (kredinin hangi amaç için alındığı, vadesi vs.) dair bilgiler de içermektedir. Ekonometrik analizlerde kredi verisi banka-firma-kredi tipi ayrımında toplulaştırılmıştır. Çalışmada para politikası faizlerinin kredi faizlerine etkisinin banka sermaye, likidite ve fonlama yapısına göre nasıl farklılaştığını incelemek için aşağıdaki model kullanılmıştır: Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 91 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr 3 3 𝑖b,f,a,t = ∑ 𝛽1,𝑠 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 + ∑ 𝛽2,𝑠 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 ∗ 𝑋𝑏,𝑡−𝑠 𝑠=1 𝑠=1 +𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟+εb,f,a,t 𝑖b,f,a,t , f firmasının b bankasından a kredi tipinde t anında kullanmakta olduğu krediye uygulanan faizi göstermektedir. 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡 , para politikası faizi olarak alınan TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizindeki aylık değişimi göstermektedir. Bankaların kredi faizlerini belirlerken önceki dönem fonlama maliyetlerini göz önünde bulundurdukları düşünülerek politika faizinin 3 aya (1 çeyrek) kadar gecikmeli değerleri modele eklenmiştir. 𝑋𝑏,𝑡 , b bankasının sermaye, likidite veya fonlama yapısını gösteren değişkenleri ifade etmektedir. Spesifik olarak, bankaların sermaye yeterlilik rasyosu (𝑆𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒), likidite rasyosu (𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒) veya çekirdek dışı yabancı para yükümlülüklerinin toplam varlıklara oranı (Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘.) kullanılmıştır. Farklı sermaye, likidite ve fonlama yapısına sahip bankaların para politikası değişikliklerini kredi faizlerine nasıl yansıttıklarını ortaya koymak için söz konusu değişkenlerin seviyesinin yanı sıra politika faizi ile etkileşimleri modele eklenmiştir. Modeldeki 𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟 değişkeni, banka bilanço karakteristiklerini gösteren değişkenler, makroekonomik göstergeler, banka-firma kredi ilişkisinin gücünü gösteren değişken ile çeşitli sabit etkileri içermektedir. Banka kontrolleri, sermaye yeterlilik rasyosu (𝑆𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒), toplam varlıklar, likidite rasyosu (𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒), tahsili gecikmiş alacaklar oranı, aktif kârlılık oranı, çekirdek dışı yabancı para yükümlülüklerin toplam varlıklara oranı (Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘.) ve son olarak, bankanın sektörel ağırlığı (bankanın bir sektöre verilen kredilerdeki ağırlığı) değişkenlerinden oluşmaktadır. Banka kontrollerinin bir ay gecikmeli değerleri modele eklenmiştir. 𝑆𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒, 𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒 ve etkileşimleri 92 Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘. modele değişkenlerinin eklendiğinde politika söz faizi ile konusu Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr değişkenin 3 aya kadar gecikmeli değeri ve politika faizi ile etkileşimi modele eklenmiştir. 1 Tablo IV.5.1 Veri Seti ve Açıklayıcı İstatistikler (Ocak 2005 – Aralık 2016) Birim Gözlem Sayısı Ortalama Minimum Medyan Maksimum St. Sapma Banka-Firma Seviyesinde Değişkenler Kredi Faizi Banka-Firma Kredi İlişkisinin Gücü % 8190595 11,52 0,51 10,732 99,84 8,239 [0,1] 8190595 0,287 0 0,205 1 0,249 % 6332 25,996 1,618 14,428 99,952 24,035 14,965 7,915 15,053 19,677 2,395 0,267 32,188 99,699 25,009 11,030 Banka Seviyesinde Değişkenler Sermaye Yeterlilik Rasyosu Bin TL (Log) Toplam Varlıklar (Log) 6332 Likidite Rasyosu % 6332 41,566 Tahsili Gecikmiş Alacaklar Oranı % 6031 2,138 0 0,473 363,226 Aktif Kârlılık Oranı % 6332 1,235 -19,376 1,266 20,751 2,323 Çekirdek Dışı Yükümlülükler Oranı % 6332 21,214 0 15,064 94,822 20,624 Kredilerde Sektörel Yoğunlaşma % 55667 4,504 0 1,343 100 8,440 ΔAOFF (Aylık) % 144 -0,084 -1,845 -0,015 2,567 0,579 ΔSÜE (Yıllık) % 131 3,796 -19,998 4,354 18,199 6,997 ΔTÜFE (Yıllık) % 144 8,259 3,986 8,169 12,065 1,637 ΔEMBIG Türkiye (Aylık) % 144 0,004 -1,150 -0,020 2,450 0,344 Makroekonomik Değişkenler Makroekonomik göstergeler olarak, sanayi üretim endeksi (SÜE), tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yıılık yüzde değişimleri ile EMBIG Türkiye endeksinin aylık yüzde değişimi kullanılmıştır. Makroekonomik değişkenlerin, AOFF’nin modeldeki gecikmeli yapısı ile uyumlu olarak, 3 aya kadar gecikmeli değerleri kullanılmıştır. Tablo IV.5.2 Tahmin Sonuçları Bağımlı Değişken: Kredi Faizi (Yüzde Puan) (1) (2) 0,526*** 0,992*** (0,035) (0,039) (3) 3 Banka-firma kredi ilişkisinin gücünü gösteren değişken ∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 𝑠=1 olarak bir firmanın önceki 12 ay boyunca ilgili bankadan aldığı kredinin firmanın toplam kredileri içindeki payı kullanılmıştır. Model tahmin edilirken tüm spesifikasyonlara firma ve banka sabit etkileri dâhil edilmiştir. Ayrıca çeşitli spesifikasyonlarda kredi tipi ve firma-zaman sabit etkileri de eklenmiştir. Tablo IV.5.1’de analizde kullanılan tüm değişkenlerin açıklayıcı istatistikleri verilmiştir. IV.5.3 Ampirik Bulgular Temel bulgular, Tablo IV.5.2’de sunulmuştur. İlk sütunda sınırlı bir tahmin çerçevesi kullanılmıştır. Kontrol değişkenleri olarak, banka karakteristikleri ve banka-firma kredi ilişkisinin gücü kullanılmıştır.2 İkinci sütunda ise, ek olarak, makroekonomik 1 Örneğin, banka sermayesinin faiz geçişkenliğine etkisinin incelendiği spesifikasyonda, yani 𝑋𝑏,𝑡 ′nin sermayesi rasyosu olduğu spesifikasyonda, kontrol değişkenleri, toplam varlıklar, likidite rasyosu (𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒), tahsili gecikmiş alacaklar oranı, aktif kârlılık oranı, çekirdek dışı yükümlülüklerin toplam varlıklara oranı (Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘.), ve bankanın sektörel ağırlığı (bankanın bir sektöre verilen kredilerdeki ağırlığı) değişkenlerinin bir aylık gecikmeli ile sermaye rasyosunun 1, 2 ve 3 aylık gecikmeli değerleridir. 3 ∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 ∗ Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘.𝑡−𝑠 -0,06*** -0,079*** -0,079*** 𝑠=1 (0,002) (0,002) (0,002) Banka Kontrolleri Makroekonomik Değişkenler Makroekonomik Değişkenlerin Çekirdek Dışı Yük. ile Etkileşimi Banka-Firma Kredi İlişkisinin Gücü Firma Sabit Etkisi Banka Sabit Etkisi Kredi Tipi Sabit Etkisi Firma-Zaman Sabit Etkisi Gözlem Sayısı R2 Evet Hayır Evet Evet Evet - Hayır Evet Evet Evet Evet Evet Evet Hayır 8.189.665 0,428 Evet Evet Evet Evet Hayır 8.108.822 0,447 Evet Evet Hayır Evet 7.828.395 0,579 -21,8 -18,8 -51,8 AOFF’de kümülatif 100 baz puan artış sonrası: Kredi faizindeki göreli fark (baz puan) (Çekirdek Dışı Yük. yüksek olan bankalar düşük olan bankalara göre (p75-p25)) Not: Bu tablodaki sonuçlar en küçük kareler yöntemiyle elde edilmiştir. Örneklem 2005:1-2016:12 dönemini kapsamaktadır. Tanı (identification) için en az 2 banka ile çalışan firmalar analize dâhil edilmiştir. Tüm kontrol değişkenlerinin gecikmeli değerleri kullanılmıştır. Sabit etkilere dair satırlarda ‘Evet’ sabit etkinin dahil edildiğini, ‘Hayır’ sabit etkinin dâhil edilmediğini, ‘-‘ ise sabit etkinin daha kapsayıcı sabit etkilerce yansıtıldığını ifade etmektedir. Standart hatalar dayanıklıdır (robust). *** , **, * sırasıyla %1, %5 ve %10 seviyesinde anlamlılığı göstermektedir. 2 Banka-firma kredi ilişkisinin gücü olarak, son 12 ayda bir firmanın bir bankadan aldığı toplam kredilerin tüm bankalardan aldığı toplam kredilere oranı kullanılmıştır. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 93 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr değişkenler ve etkileşim terimleri eklenmiştir. Son sütunda ise, Tablo IV.5.3 Tahmin Sonuçları talep etkileri Bağımlı Değişken: Kredi Faizi (Yüzde Puan) (1) (2) 0,108*** 0,326*** (0,041) (0,046) (3) 3 ∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 𝑠=1 kullanılarak). kontrol edilmiştir Her üç (firma*zaman spesifikasyonda da, sabit etkileri çekirdek dışı yükümlülükleri yüksek olan (75. yüzdelik dilimde yer alan) 3 ∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 ∗ 𝑆𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒𝑡−𝑠 -0,043*** -0,055*** -0,05*** 𝑠=1 (0,004) (0,004) (0,004) Banka Kontrolleri Makroekonomik Değişkenler Makroekonomik Değişkenlerin Sermaye ile Etkileşimi Banka-Firma Kredi İlişkisinin Gücü Firma Sabit Etkisi Banka Sabit Etkisi Kredi Tipi Sabit Etkisi Firma-Zaman Sabit Etkisi Gözlem Sayısı R2 Evet Hayır Evet Evet Evet - Hayır Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Hayır 8.189.665 0,427 Evet Evet Evet Hayır 8.108.822 0,446 Evet Hayır Evet 7.828.395 0,579 bankaların düşük olan (25. yüzdelik dilimde yer alan) bankalara göre kredi faizlerini daha az artırdıkları görülmektedir. En genel AOFF’de kümülatif 100 baz puan artış sonrası: spesifikasyon olan 3. sütunda yer alan sonuçlar, AOFF’deki 100 baz puanlık bir artış sonrası, çekirdek dışı yükümlülükleri yüksek olan bankaların kredi faizlerini yaklaşık 50 baz puan daha az artırdıklarını göstermektedir. Literatürle uyumlu olarak, sermayesi güçlü veya görece likit bankaların parasal sıkılaşmayı kredi faizlerine sınırlı yansıttıkları görülmektedir (Tablo IV.5.3 ve Tablo IV.5.4). Tablo Kredi faizindeki göreli fark (baz puan) (Sermaye yeterlilik rasyosu yüksek olan bankalar düşük olan bankalara göre (p75-p25)) -24,1 -24,8 -32,2 IV.5.3’de en genel spesifikasyon olan üçüncü sütundaki sonuçlara göre, sermayesi görece yüksek bankalar (75. yüzdelik Not: Bu tablodaki sonuçlar en küçük kareler yöntemiyle elde edilmiştir. Örneklem 2005:1-2016:12 dönemini kapsamaktadır. Tanı (identification) için en az 2 banka ile çalışan firmalar analize dahil edilmiştir. Tüm kontrol değişkenlerinin gecikmeli değerleri kullanılmıştır. Sabit etkilere dair satırlarda ‘Evet’ sabit etkinin dahil edildiğini. ‘Hayır’ sabit etkinin dahil edilmediğini, ‘-‘ ise sabit etkinin daha kapsayıcı sabit etkilerce yansıtıldığını ifade etmektedir. Standart hatalar dayanıklıdır (robust). *** . **. * sırasıyla %1. %5 ve %10 seviyesinde anlamlılığı göstermektedir. dilimde yer alan bankalar 25. yüzdelik dilimde yer alan bankalara göre), AOFF’de 100 baz puanlık bir artış sonrası, kredi faizlerini 32 baz puan daha az artırmaktadırlar. Benzer şekilde, likidite oranı görece güçlü bankalar, kredi faizlerini 25 baz puan daha az artırabilmektedir (Tablo IV.5.4). Tablo IV.5.4 Tahmin Sonuçları Bağımlı Değişken: Kredi Faizi (Yüzde Puan) (1) (2) (3) 0,051*** 0,591*** (0,048) (0,055) -0,017*** -0,032*** -0,022*** 𝑠=1 (0,002) (0,002) (0,002) Banka Kontrolleri Makroekonomik Değişkenler Makroekonomik Değişkenlerin Likidite ile Etkileşimi Banka-Firma Kredi İlişkisinin Gücü Firma Sabit Etkisi Banka Sabit Etkisi Kredi Tipi Sabit Etkisi Firma-Zaman Sabit Etkisi Gözlem Sayısı R2 Evet Hayır Evet Evet Evet - Hayır Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet Hayır 8.189.665 0,427 Evet Evet Evet Hayır 8.108.822 0,446 Evet Hayır Evet 7.828.395 0,579 IV.5.4 Sonuç ve Değerlendirme 3 ∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 𝑠=1 Bu çalışmada, 2005-2016 dönemi için para politikası 3 ∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 ∗ 𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒𝑡−𝑠 ayrıştırılırken doğru bir tanı yapılabilmesi için bankalararası farklılıklara odaklanılmıştır. Ayrıca, küresel likidite çevrimlerinin para politikası faiz geçişkenliğine etkisi ölçülmüştür. Sonuçlar, literatürle uyumlu olarak iç veya dış kaynaklara erişimi görece yüksek (sermayesi, likiditesi veya çekirdek dışı yükümlülükleri yüksek) olan bankaların para politikası faizlerindeki artışı daha sınırlı yansıttıklarını göstermektedir. AOFF’de kümülatif 100 baz puan artış sonrası: Kredi faizindeki göreli fark (baz puan) (LIkidite rasyosu yüksek olan bankalar düşük olan bankalara göre (p75-p25)) faizlerinin kredi faizlerine arz yönlü etkisi çalışılmıştır. Bu etki -17,7 -16,7 -25,1 Not: Bu tablodaki sonuçlar en küçük kareler yöntemiyle elde edilmiştir. Örneklem 2005:1-2016:12 dönemini kapsamaktadır. Tanı (identification) için en az 2 banka ile çalışan firmalar analize dahil edilmiştir. Tüm kontrol değişkenlerinin gecikmeli değerleri kullanılmıştır. Sabit etkilere dair satırlarda ‘Evet’ sabit etkinin dahil edildiğini, ‘Hayır’ sabit etkinin dahil edilmediğini, ‘-‘ ise sabit etkinin daha kapsayıcı sabit etkilerce yansıtıldığını ifade etmektedir. Standart hatalar dayanıklıdır (robust). *** , **, * sırasıyla %1, %5 ve %10 seviyesinde anlamlılığı göstermektedir. Not etmek gerekir ki, analizde para politikası faizlerindeki ‘beklenmedik/sürpriz’ değişimlerin kullanılması daha zengin bir perspektif sunacaktır. kontrollerin gecikmeli Bununla değerleri birlikte, ve makroekonomik banka özellikleri ile etkileşimlerinin ampirik modele dâhil edildiğinden hareketle, mevcut sonuçların dayanıklı olduğu değerlendirilmektedir. Ek olarak, para politikası faizlerindeki değişimin kredi büyüklüklerine etkisi ve bankalar arasında bu etkinin nasıl farklılaştığı ve son 94 Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiyr dönemde uygulanan destekleyici mali-finansal politikaların para politikasının kredi miktarına veya kredi faizlerine geçişkenliğine etkisi ileri çalışmalara bırakılmıştır. Kaynakça Binici, M., Kara, H., ve P. Özlü (2016). Faiz Koridoru ve Banka Faizleri: Parasal Aktarım Mekanizmasına Dair Bazı Bulgular. TCMB Çalışma Tebliği No. 16/08. Iyer, R., J.-L. Peydro, S. da Rocha-Lopes, ve A. Schoar (2014). Interbank Liquidity Crunch and the Firm Credit Crunch: Evidence from the 2007-2009 Crisis. Review of Financial Studies 27, 347–372. Jimenez, G., S. Ongena, J. Peydro, ve J. Saurina (2014). Credit supply and monetary policy: Identifying the bank balance-sheet channel with loan applications. American Economic Review 102, 2301–2326. Kashyap, A. K. ve J. C. Stein (2000). What do a million observations on banks say about the transmission of monetary policy. American Economic Review 90(3), 407–428. Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017 95 Ekler Ek 1 Bireysel Kredilere ve Ticari Kredilere Yönelik Makroihtiyati Düzenlemeler ve Yürürlük Tarihleri Makroihtiyati Araçlar Düzenleme Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik Kredi Sınırlamaları Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik Sermaye Yeterliliği Genel Karşılıklar Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirmesine İlişkin Yönetmelik Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Makroihtiyati Önlemler (Sıkılaştırıcı) Yürürlük Tarihleri Kredi kartı asgari ödeme oranlarının artırılması 17.12.2010 01.01.2014 (kademeli geçiş)1 Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğ Yürürlük Tarihleri Kredi kartı limitleri için kredi/gelir sınırlaması getirilmesi 08.10.2013 Kredi kartlarının belirli durumlarda kullanıma kapatılması 17.06.2011 08.10.2013 Kredi kartı taksitlendirme sürelerinin sınırlandırılması 01.02.2014 13.05.2014 22.10.2014 Kredi kartı taksitlendirme sürelerinin uzatılması 25.11.2015 27.09.2016 Taşıt kredilerinin vadesinin 48 ay, konut ve taşıt dışındaki tüketici kredilerinin vadesinin 36 ay ile sınırlandırılması 31.12.2013 Konut ve taşıt dışındaki tüketici kredilerinin vadesinin 48 aya uzatılması 27.09.2016 Tüketicilere kullandırılacak konut kredileri için kredi/değer oranı sınırlaması (%75) getirilmesi 01.01.2011 Tüketicilere kullandırılacak konut kredilerinde kredi/değer oranı sınırlamasının %80'e yükseltilmesi 27.09.2016 Ticari amaçlı kullandırılacak konut kredileri için kredi/değer oranı sınırlaması (%50) getirilmesi 01.01.2011 Ticari amaçlı kullandırılacak konut kredileri için kredi/değer oranı sınırlamasının kaldırılması 04.04.2013 Taşıt kredileri için kredi/değer oranı sınırlaması (50 bin TL'ye kadar olan kısım için %70, kalan kısım için %50) getirilmesi 01.02.2014 Tüketici kredileri ve kredi kartları için risk ağırlıklarının artırılması 22.03.2008 18.06.2011 08.10.2013 Tüketici kredileri ve kredi kartları için risk ağırlıklarının düşürülmesi (Basel'e uyum kapsamında yapıldı) 01.07.2012 31.03.2016 Konut dışındaki tüketici kredileri için artırımlı genel karşılık uygulaması getirilmesi2 18.06.2011 08.10.2013 24.12.20133 Konut dışındaki tüketici kredileri için artırımlı genel karşılık uygulamasının kaldırılması 27.09.2016 Birinci grupta izlenen kredilerden, ihracat kredileri4 için genel karşılık oranının sıfırlanması, KOBİ kredileri için yarıya düşürülmesi 08.10.2013 Birinci grupta izlenen kredilerden, KOBİ kredileri ve büyük ölçekli kamu ihalelelerinin finansmanında kullanılmak üzere oluşturulan sendikasyon kredileri için genel karşılık oranının sıfırlanması, ticari krediler için yarıya düşürülmesi 14.12.2016 İkinci grupta izlenen kredilerden, ticari krediler, KOBİ kredileri ve ihracat kredileri için genel karşılık oranlarının yarıya düşürülmesi 14.12.2016 Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Muhasebe Uygulamaları ile Finansal Tabloları Hakkında Yönetmelik Zorunlu Karşılıklar Makroihtiyati Önlemler (Gevşetici) Finansman şirketlerinin zorunlu karşılığa tabi tutulması 06.12.2013 1 Kredi kartları için asgari ödeme oranları, 2010 yılı sonundan 2013 yılı sonuna kadar 6 ayda bir, 2014 yılı başında ve 2015 yılı başında kademeli olarak artırılmıştır. Asgari ödeme oranlarına ilişkin kademeli geçiş takvimine Finansal İstikrar Raporu Kasım 2014 Sayı:19'un 52. sayfasında yer verilmiştir. 2 Söz konusu uygulama Finansal istikrar Raporu Kasım 2014 Sayı:19'un 57 ve 58. sayfalarında detaylı olarak anlatılmıştır. 3 Finansman şirketlerine yönelik düzenlemenin yürürlük tarihidir. 4 İhracat kredisi sayılan işlemler 14.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile açıklığa kavuşturulmuş olup, transit ticarete, ihracat sayılan satış ve teslimlere ve döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlere yönelik olarak kullandırılan krediler bu kapsamda değerlendirilmektedir. Grafik, Tablo ve Şemalar Genel Değerlendirme Grafik 1 Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelen Haftalık Fon Akımları ................................................................. i Grafik 2 Döviz Kuru Endeksleri ............................................................................................................................. i Grafik 3 Yıllık Kredi Büyümesi................................................................................................................................ ii Grafik 4 Faiz Gelişmeleri ve Düzenlemeler ........................................................................................................ ii Grafik 5 Mevduat Dışı Kaynakların Yabancı Kaynaklara Oranı ...................................................................... iii Grafik 6 Kredi/Mevduat Oranı ............................................................................................................................ iii Grafik 7 Tahsili Gecikmiş Alacak Oranları .......................................................................................................... iv Grafik 8 Firma Kredileri Tahsili Gecikmiş Alacak Oranları ................................................................................. iv Grafik 9 Aktif ve Özkaynak Kârlılıkları Gelişimi ................................................................................................... iv Grafik 10 Kredi Mevduat Faiz Farkının Gelişimi .................................................................................................... iv Grafik 11 Standart ve Çekirdek SYR Gelişimi ...................................................................................................... v Grafik 12 Özkaynak Gelişimi .................................................................................................................................. v I.Makroekonomik Görünüm I.1. Uluslararası Gelişmeler Grafik I.1.1 İktisadi Politika Belirsizliği Endeksleri ...................................................................................................... 2 Grafik I.1.2 FOMC Üyelerinin Medyan Politika Faizi Tahminleri ve Piyasa Beklentileri ...................................... 2 Grafik I.1.3 Borsa Endeksleri ..................................................................................................................................... 2 Grafik I.1.4 ABD, Almanya ve Japonya 10 Yıllık Hazine Tahvil Getirileri ............................................................. 2 Grafik I.1.5 Gelişmekte Olan Ülkelerde 10 Yıllık Hazine Tahvil Getirileri .............................................................. 2 Grafik I.1.6 Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelen Haftalık Fon Akımları ................................................................. 3 Grafik I.1.7 Gelişmekte Olan Ülkelerde CDS Primleri ............................................................................................. 3 Grafik I.1.8 Döviz Kuru Endeksleri ............................................................................................................................. 3 Grafik I.1.9 Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Büyüme Oranları ................................................................ 4 Grafik I.1.10 İmalat Sanayi PMI Endeksleri ................................................................................................................ 4 Grafik I.1.11 Emtia Fiyatları .......................................................................................................................................... 4 Grafik I.1.I.1 ABD Dış Ticaret Açığında Ülkelerin Dağılımı ....................................................................................... 6 Tablo I.1.I.1 Türkiye’nin ABD’ye İhracatı ................................................................................................................... 6 Grafik I.1.I.2 ABD Tarafından Uygulanan Ağırlıklı Ortalama Efektif Tarife Oranları ............................................. 7 Tablo I.1.II.1 Değer Düşüklüğünün Şartları ve Aşamaları ........................................................................................ 9 Tablo I.1.II.2 Örnek: Beklenen Kredi Zararı Hesaplaması ......................................................................................... 10 Grafik I.1.II.1 TFRS 9 Uygulayan Bankalarda Karşılıklar ............................................................................................. 11 Grafik I.1.II.2 TFRS 9 Uygulamayan Bankalarda Karşılıklar........................................................................................ 11 I.2. Yurt İçi Gelişmeler Grafik I.2.1 Harcama Yönünden Büyümeye Katkılar ............................................................................................ 12 Grafik I.2.2 Sanayi Üretim Endeksi ............................................................................................................................ 12 Grafik I.2.3 İşgücü ...................................................................................................................................................... 12 Grafik I.2.4 Fiyat Endeksleri ....................................................................................................................................... 13 Grafik I.2.6 Cari Açık .................................................................................................................................................. 13 Grafik I.2.7 Cari Açığın Finansman Kalemleri ......................................................................................................... 13 Grafik I.2.8 Kısa Vadeli Dış Borç Stoku ve TCMB Brüt Rezervleri ............................................................................ 14 Grafik I.2.9 Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi .......................................................................................................... 14 Grafik I.2.10 Kur Sepeti ve CDS .................................................................................................................................. 14 Grafik I.2.11 Faiz Gelişmeleri ....................................................................................................................................... 14 II. Finans Dışı Kesim II.1. Hanehalkı Gelişmeleri Grafik II.1.1 Hanehalkı Finansal Varlık ve Yükümlülük Büyüme Oranları ve Finansal Kaldıraç Oranı ............... 17 Grafik II.1.2 Hanehalkı Kredi ve Mevduat Büyümesi .............................................................................................. 17 Grafik II.1.3 Tüketici Kredileri ve Tasarruf Mevduatı Faiz Gelişmeleri .................................................................... 17 Tablo II.1.1 Hanehalkı Finansal Varlıkları ................................................................................................................ 17 Grafik II.1.4 Yurt içi Yerleşik Hanehalkının TL ve YP Tasarruf Mevduatı Tercihi .................................................... 18 Grafik II.1.5 Hanehalkı Tutar Kırılımlarına Göre Mevduat Gelişmesi ..................................................................... 18 Grafik II.1.6 Bankacılık Sistemi Hanehalkı Altın Portföyü ve Altın Fiyatları ............................................................ 18 Grafik II.1.7 Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi ...................................................................................................... 19 Grafik II.1.8 Bireysel Emeklilik Sistemine Otomatik Katılım ...................................................................................... 19 Grafik II.1.9 BİST Tüm Endeks ve Hanehalkı Hisse Senedi Portföyü ....................................................................... 19 Tablo II.1.2 Hanehalkı Finansal Yükümlülükleri ...................................................................................................... 20 Grafik II.1.10 Finansman Şirketleri Tarafından Sağlanan Tüketici Kredilerinin Türlere Göre Gelişimi .................. 20 Grafik II.1.11 Bireysel Kredilerin Ortalama Vade Gelişimi ........................................................................................ 21 Grafik II.1.12 Konut Satış Değişimine Katkılar ve Konut Kredisi Aylık Maliyetli Faiz Oranı .................................... 21 Grafik II.1.13 Bireysel Kredi Kartı Bakiyesinin Gelişimi ................................................................................................ 21 Grafik II.1.I.1 TL için Altın Tesis İmkânı ve Kullanımı ................................................................................................... 23 Grafik II.1.I.2 Kıymetli Madenler İçin Altın Tesis İmkânı ve Kullanım ....................................................................... 23 Grafik II.1.I.3 TL için Hurda Altın Tesis İmkânı ve Kullanımı ....................................................................................... 23 II.2. Reel Sektör Gelişmeleri Grafik II.2.1 Sanayi Üretimi ve Yatırım Eğilimi ........................................................................................................... 24 Grafik II.2.2 Reel Sektör Güven Endeksleri ............................................................................................................... 24 Grafik II.2.3 Otomobil ve Beyaz Eşya Üretim Hacmi Yıllık Büyümesi ve Mevsimsellikten Arındırılmış İhracat Miktar Endeksi ........................................................................................................................... 24 Grafik II.2.4 Reel Sektör Finansal Borçlarının GSYİH içindeki Payı ve YP Kredilerin Yıllık Büyümesi ................... 25 Grafik II.2.5 Reel Sektör Kredi / GSYİH Oranı Uluslararası Karşılaştırması ............................................................. 25 Grafik II.2.6 Ana Sektörlerin Kredi Borcunun Sektörlerin Ürettiği Katma Değer ve Toplam Kredi Hacmindeki Payı ............................................................................................................ 25 Grafik II.2.7 Proje Finansmanı Amacıyla Kullandırılan Kredilerin Toplam Krediler İçindeki Payı ........................ 26 Grafik II.2.8 KOBİ Kredileri Gelişmeleri ...................................................................................................................... 26 Grafik II.2.9 KOBİ’lerin TL Finansman Maliyetleri ...................................................................................................... 26 Grafik II.2.10 Reel Sektörün Döviz Açık Pozisyonu ................................................................................................... 27 Grafik II.2.11 Yurt İçi YP Kredilerin ve Yurt Dışı YP Yükümlülüklerin Vade Dağılımı ................................................. 27 Grafik II.2.12 YP Kredilerin Firma Adedi Bazında Dağılımı ....................................................................................... 27 Grafik II.2.13 YP Kredilerde TGA Oranı ...................................................................................................................... 28 Grafik II.2.14 Yurt İçi Yerleşik Firmaların YP Mevduat Gelişmeleri ............................................................................ 28 Grafik II.2.15 Halka Açık Reel Sektör Firmalarının Finansal Göstergeleri ............................................................... 28 Grafik II.2.16 Firma Kârlılıkları ....................................................................................................................................... 29 Grafik II.2.17 Sektörel Borçluluk ve Faiz Karşılama Oranı ......................................................................................... 29 Grafik II.2.18 Sektörel YP Açık Pozisyon / Aktif Oranı ................................................................................................ 30 Grafik II.2.19 Döviz Pozisyonu ve İhracat Gelirleri Dağılımı ...................................................................................... 30 Grafik II.2.I.1 Reeskont Kredisi Verileri ......................................................................................................................... 32 Grafik II.2.I.2 TCMB Rezervlerine Katkı ........................................................................................................................ 32 III. Finansal Kesim III.1. Kredi Gelişmeleri ve Kredi Riski Grafik III.1.1 Yıllık Kredi Büyümesi ............................................................................................................................... 35 Grafik III.1.2 Kredi/GSYİH Oranı .................................................................................................................................. 35 Grafik III.1.3 Yıllık Stok Kredi Değişiminin GSYİH'ye Oranı ........................................................................................ 35 Grafik III.1.4 Kredi/GSYİH Oranı Uluslararası Karşılaştırması .................................................................................... 36 Grafik III.1.5 Firma Ölçeğine Göre TL Firma Kredileri Yıllık Büyüme Oranları ........................................................ 36 Grafik III.1.6 Firma Ölçeğine Göre YP Firma Kredileri Yıllık Büyüme Oranları ....................................................... 36 Grafik III.1.7 Firma Kredileri Faiz Oranları ve Farkları ................................................................................................ 37 Grafik III.1.8 Firma Kredi Arzına Etki Eden Faktörler .................................................................................................. 37 Grafik III.1.9 Bireysel Kredi Yıllık Büyüme Oranları ..................................................................................................... 38 Grafik III.1.10 Bireysel Kredi Faiz Oranları .................................................................................................................... 38 Grafik III.1.11 İhtiyaç Kredisi Haftalık Büyüme Oranları ............................................................................................. 38 Grafik III.1.12 İhtiyaç Kredilerinin Vadelere Dağılımı ................................................................................................. 39 Grafik III.1.13 Kredi Standartları ve Ekonomik Görünüm ........................................................................................... 39 Grafik III.1.14 TGA Oranları ........................................................................................................................................... 39 Grafik III.1.15 TGA Bakiyesini Etkileyen Faktörler, Aylık TGA Büyümesi ve Bileşenlerin Katkıları ............................ 40 Grafik III.1.16 Firma TGA Oranları ................................................................................................................................. 40 Grafik III.1.17 TGA Oranı ve Değişiminin Uluslararası Karşılaştırması ...................................................................... 40 Tablo III.1.1 Sektörel TGA Oranları ............................................................................................................................ 41 Grafik III.1.18 Bireysel Kredilerde TGA Oranları........................................................................................................... 41 Grafik III.1.19 Bireysel Kredi Kartı Bakiyesi Yıllık Büyümesi .......................................................................................... 41 Grafik III.1.20 Yeni İhtiyaç Kredileri ve Kredi Anketi ................................................................................................... 42 Grafik III.1.21 BKN Kırılımında İhtiyaç Kredisi Vadeleri................................................................................................ 42 Grafik III.1.22 İhtiyaç Kredisi Yaşlandırma Eğrileri ....................................................................................................... 42 III.2. Likidite Riski Grafik III.2.1 Yüzdelik Dilimlere Göre Bankaların Toplam Likidite Karşılama Oranları .......................................... 43 Grafik III.2.2 Yüzdelik Dilimlere Göre Bankaların YP Likidite Karşılama Oranları ................................................... 44 Grafik III.2.3 Mevduat Dışı Kaynakların Yabancı Kaynaklara Oranı ...................................................................... 44 Grafik III.2.4 Kredi/Mevduat Oranı ............................................................................................................................ 45 Grafik III.2.5 Kredi/(Mevduat+Diğer İstikrarlı Kaynaklar) Oranı .............................................................................. 45 Grafik III.2.6 Bankacılık Sektörü Yurt Dışı Borcunun Büyüme Oranı ve Miktarı ...................................................... 45 Grafik III.2.7 367 Gün Vadeli Sendikasyon Kredilerinin Maliyet Gelişimi ............................................................... 46 Grafik III.2.8 Kısa ve Orta-Uzun Vadeli Dış Borç Gelişimi ......................................................................................... 46 Grafik III.2.9 Dış Borç Yenileme Oranı ........................................................................................................................ 46 Grafik III.2.10 Toplam Dış Borç Yenileme Oranı ve Ortalama Vadesi ..................................................................... 47 Grafik III.2.11 2014 Yıl Sonuna Göre Yurt Dışı Borçlanma Türlerinin Tutar Değişimi ................................................. 47 Grafik III.2.12 YP Likit Aktiflerin Tutarı ve 1 Yıl İçinde Vadesi Dolacak YP Dış Borca Oranı..................................... 47 Grafik III.2.13 ROM Rezervleri ve Döviz Depo İmkânı ile 1 Yıl İçinde Vadesi Dolacak YP Dış Borç ...................... 48 Grafik III.2.14 Yurt Dışı YP Menkul Kıymet İhraç Gelişmeleri ...................................................................................... 48 Grafik III.2.15 Yurt İçi TL Menkul Kıymet İhraç Gelişmeleri ......................................................................................... 48 Şema III.2.I.1 Likiditeye Göre Varlık ve İstikrara Göre Yükümlülük Sıralaması ........................................................ 50 Grafik III.2.I.1 Türkiye Bankacılık Sektöründe Net İstikrarlı Fonlama Oranı ............................................................... 51 III.3. Faiz ve Kur Riski Grafik III.3.1 TL Cinsinden Kısa Vadeli Açık Pozisyon ............................................................................................... 52 Grafik III.3.2 YP Cinsinden Kısa Vadeli Açık Pozisyon .............................................................................................. 52 Grafik III.3.3 Ekonomik Değer Yaklaşımına Göre Yeniden Fiyatlama Kanalından Faiz Riski............................... 52 Grafik III.3.4 Alım-Satım Portföyündeki Sabit Faizli Menkul Kıymetlerde Faiz Riski ................................................ 53 Grafik III.3.5 Bankacılık Sektörü Yabancı Para Pozisyon Gelişimi ........................................................................... 53 Grafik III.3.6 Bilanço Dışı YP İşlemlerin Brüt Pozisyon (Aktif + Pasif )Dağılımları ..................................................... 53 III.4. Kârlılık ve Sermaye Yeterliliği Grafik III.4.1 Aktif ve Özkaynak Kârlılıkları Gelişimi ................................................................................................... 54 Grafik III.4.2 Standart ve Çekirdek SYR Gelişimi ....................................................................................................... 54 Grafik III.4.3 Gelir/Gider Kalemlerinin Aktif Kârlılık Oranına Etkisi .......................................................................... 54 Grafik III.4.4 Net Faiz Geliri Değişimine Katkı ............................................................................................................ 55 Grafik III.4.5 Menkul Kıymet, Türev ve Kambiyo İşlemleri ........................................................................................ 55 Grafik III.4.6 Özkaynak Değişimleri ............................................................................................................................ 55 Grafik III.4.7 Risk Bileşenleri Gelişimleri ....................................................................................................................... 56 Grafik III.4.8 Banka Gruplarına Göre SYR .................................................................................................................. 56 Grafik III.4.9 Mevcut Kârlılık Düzeyinde SYR’nin Kredi Büyümesini Destekleme Kapasitesi ................................ 56 Tablo III.4.I.1 SYR Hesaplamasında Kur Etkisi ............................................................................................................ 58 Grafik III.4.I.1 SYR Üzerindeki Etkilerin Ayrıştırılması ..................................................................................................... 58 IV. Özel Konular Grafik IV.1.1 Borç Temin Edilen Ülke Sayısı ................................................................................................................ 61 Grafik IV.1.2 En Çok Borç Temin Edilen Ülkelerin Toplam Borçlar İçindeki Payı.................................................... 61 Grafik IV.1.3 En Çok Borç Temin Edilen Ülkelerin Toplam Borçlar İçindeki Payı.................................................... 61 Grafik IV.1.4 Yurt Dışı Borçların Bölgesel Dağılımı ..................................................................................................... 62 Grafik IV.1.5 Yurt Dışı Borçların Bölgesel Dağılımı ..................................................................................................... 62 Grafik IV.1.6 Euro Bölgesi ve ABD Bankacılık Endeksleri .......................................................................................... 62 Tablo IV.1.1 Küresel Likidite Göstergeleri .................................................................................................................. 63 Tablo IV.1.2 Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 65 Tablo IV.1.3 Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 66 Şekil IV.2.1 Reel Kesimin Finansmana Erişiminin Artırılmasına Yönelik İhtiyati Tedbirler ..................................... 68 Şekil IV.2.2 Hazine Destekli KGF Kefaletli Kredilerde Tazmin Üst Limiti ................................................................. 70 Grafik IV.2.1 Firma Kredi Büyümesi ............................................................................................................................ 72 Grafik IV.2.2 Ölçek Bazında Firma Kredi Büyümesi ................................................................................................. 72 Grafik IV.2.3 Türlerine Göre Ticari Kredi Yıllık Faiz Oranı ........................................................................................... 73 Grafik IV.2.4 Aralık 2016 – 12 Mayıs 2017 Dönemi Kredi Kullanımı ve Fonlama Yapısı ........................................ 73 Grafik IV.2.5 Mevduat Faizi ve 3 Aylık Para Takası Faizi........................................................................................... 73 Tablo IV.3.1 Bağımsız Değişkenler ............................................................................................................................. 77 Grafik IV.3.1 Ortalama İhracat Payı (Yıllık) ve Ortalama YP Kredi Payı (Aylık) ..................................................... 78 Grafik IV.3.2 2015 Aralık Ayı İtibarıyla YP Kredilerin Montan Kırılımı ....................................................................... 78 Grafik IV.3.3 Bankaların Ortalama YP Yükümlülük Payı ve Ortalama YP Kredi Payı ........................................... 79 Grafik IV.3.4 Bankaların Toplam Yükümlülüklerinde YP Fonların Payları ve Ortalama Firma YP Kredi Payı ...... 79 Tablo IV.3.2 Betimsel İstatistikler ................................................................................................................................. 79 Tablo IV.3.3 Katsayı Tahminleri, Bağımlı Değişken: YP Krediler/Toplam Krediler ................................................. 80 Grafik IV.4.1 Bireysel Kredi/GSYİH ve Trendden Sapma .......................................................................................... 84 Grafik IV.4.2 Hanehalkı Finansal Varlık ve Yükümlülükleri ....................................................................................... 84 Grafik IV.4.3 İhtiyaç Kredisi ve BKK’nın Ortalama Vadesi ...................................................................................... 84 Tablo IV.4.1 Tüketici Kredisi Vade Sınırlaması ........................................................................................................... 84 Tablo IV.4.2 BKK Taksit Sınırlaması .............................................................................................................................. 85 Grafik IV.4.4 Kredi Kartı Taksit Üst Sınırı ve Taksitli Harcamaların Sektör Değişimi ................................................. 85 Grafik IV.4.5 Mobilya ve Dekorasyon Sektörü Kredi Kartı Taksitli İşlem Tutarı ....................................................... 86 Grafik IV.4.6 Canlı Kredilerde İzlenen Yeniden Yapılandırmış Bireysel Krediler .................................................... 86 Grafik IV.4.7 İhtiyaç Kredisi Kullandırımları ve Faiz Oranları..................................................................................... 86 Grafik IV.4.8 Konut Kredisi Kredi / Değer Oranı Gelişimi .......................................................................................... 87 Grafik IV.4.9 Konut Satışlarının Yıllık Değişimine Katkılar .......................................................................................... 87 Grafik IV.4.10 Konut Kredisi Kullandırımları ve Faiz Oranları ...................................................................................... 87 Tablo IV.4.3 Tüketici Kredileri için Genel Karşılık Oranları ....................................................................................... 87 Grafik IV.4.11 Konut ve İhtiyaç Kredi Gelişimi ............................................................................................................. 88 Grafik IV.5.1 Küresel Likidite Şartları ve Bankaların Çekirdek Dışı Yabancı Para Yükümlülükleri ......................... 90 Grafik IV.5.2 Küresel Likidite Şartları ve Bankaların Çekirdek Dışı Yabancı Para Yükümlülükleri ......................... 90 Tablo IV.5.1 Veri Seti ve Açıklayıcı İstatistikler .......................................................................................................... 93 Tablo IV.5.2 Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 93 Tablo IV.5.3 Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 94 Tablo IV.5.4 Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 94 Kısaltmalar AB Avrupa Birliği ABD Amerika Birleşik Devletleri AKO Aktif Kârlılık Oranı BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu BES Bireysel Emeklilik Sistemi BIS Uluslararası Ödemeler Bankası BİST Borsa İstanbul BKN Bireysel Kredi Notu BKK Bireysel Kredi Kartı CDS Kredi Temerrüt Takası CNY Çin Yuanı Ç Çeyrek DİBS Devlet İç Borçlanma Senedi DTH Döviz Tevdiat Hesabı DTÖ Dünya Ticaret Örgütü EGM Emeklilik Gözetim Merkezi EKK Ekonomi Koordinasyon Kurulu FAVÖK Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr FED ABD Merkez Bankası FKO Faiz Karşılama Oranı FOMC Fed Açık Piyasa İşlemleri Komitesi GLP Geç Likidite Penceresi GOÜ Gelişmekte Olan Ülkeler GSYİH Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla HO Haftalık Ortalama IAS Uluslararası Muhasebe Standartları IASB Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu IFRS Uluslararası Mali Raporlama Standardı IFS Uluslararası Finansal İstatistikler IMF Uluslararası Para Fonu İF İskonto Faktörü KDV Katma Değer Vergisi KEA Kur Etkisinden Arındırılmış KGF Kredi Garanti Fonu KK Kredi Kartı KKB Kredi Kayıt Bürosu KOBİ Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme KOSGEB T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı LKO Likidite Karşılama Oranı MB Merkez Bankası MKK Merkezi Kayıt Kuruluşu NAFTA Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) NİFO Net İstikrarlı Fonlama Oranı ÖTV Özel Tüketim Vergisi PMI Satın Alma Yöneticileri Endeksi RAA Risk Ağırlıklı Aktifler RMD Riske Maruz Değer ROM Rezerv Opsiyon Mekanizması SPK Sermaye Piyasası Kurulu SYR Sermaye Yeterlilik Rasyosu TBB Türkiye Bankalar Birliği THZ Temerrüt Halinde zarar TCMB Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TFRS Türkiye Finansal Raporlama Standardı TGA Tahsili Gecikmiş Alacaklar TL Türk Lirası TOBB Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TO Temerrüt Olasılığı TOKİ Toplu Konut İdaresi TPP Trans-Pasifik Ortaklığı TÜFE Tüketici Fiyatları Endeksi TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu YP Yabancı Para