Finansal İstikrar

advertisement
Finansal İstikrar Raporu
Mayıs 2017
Sayı 24
Finansal İstikrar Raporu
Mayıs 2017
Sayı 24
TÜRKúYE CUMHURúYET MERKEZ BANKASI
7dare Merkezi
Anafartalar Mah., 7sƟklal Cad. 10 Ulus, 06050 Ankara, Türkiye
Telefon: (+90 312) 507 50 00
Faks: (+90 312) 507 56 40
Teleks: 44033 mrbrt tr; 44031 mbdõ tr
World Wide Web Home Page: http://www.tcmb.gov.tr
E-mail: [email protected], [email protected]
ISSN 1305-8584 (Basõlõ)
ISSN 1305-8576 (Online)
Kamuoyunu bilgilendirme amaçlõ olarak hazõrlanan bu rapor esas olarak Mart 2017
verilerine dayanarak hazõrlanmakla beraber, raporun yayõmlandõùõ tarihe kadar
yaüanan geliüme ve deùerlendirmeleri de içermekte olup, tüm içeriùi ile TCMB Genel
Aù Sisteminde yer almaktadõr. Bu raporda yer alan bilgi ve verilere dayanarak verilecek
kararlarõn sonuçlarõndan TCMB sorumlu tutulamaz.
Önsöz
Finansal İstikrar Raporu’nun son sayısından bu yana uygulanan koordineli politikalar,
makro finansal riskleri sınırlamakta etkili olmuştur. Bu süreçte iktisadi faaliyete ilişkin aşağı
yönlü riskler önemli ölçüde azalmış ve finansal sistem sağlıklı görünümünü korumuştur.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası enflasyon görünümüne karşı sıkı ve finansal istikrarı
destekleyici duruşuyla ekonomimizin dayanıklılığını desteklemiştir.
Küresel ve yurt içi makroekonomik görünümün yanı sıra finansal istikrara ilişkin güncel
gelişmelerin detaylı bir şekilde incelendiği Finansal İstikrar Raporumuzun 24’üncü sayısının
okuyucular için faydalı olmasını dilerim.
Murat ÇETİNKAYA
Başkan
İçindekiler
Genel Değerlendirme .............................................................................................. i
I. Makroekonomik Görünüm ................................................................................... 1
I.1 Uluslararası Gelişmeler ................................................................................................. 2
Kutu I.1.I Uluslararası Ticarette Korumacı Politikalar ve Olası Etkileri ................... 5
Kutu I.1.II Finansal Araçlar Uluslararası Mali Raporlama Standardı 9:
Beklenen Kredi Zararı ................................................................................. 8
I.2 Yurt İçi Gelişmeler....................................................................................................... 12
II. Finans Dışı Kesim .................................................................................................. 16
II.1 Hanehalkı Gelişmeleri ............................................................................................... 17
Kutu II.1.I Finansal Sistemde Yatırım Aracı Olarak Altın ve
Ülkemizde Altın Bankacılığı ..................................................................... 22
II.2 Reel Sektör Gelişmeleri ............................................................................................. 24
Kutu II.2.I Reeskont Kredileri ve Yapılan Düzenlemeler ....................................... 31
III. Finansal Kesim..................................................................................................... 34
III.1 Kredi Gelişmeleri ve Kredi Riski ............................................................................... 35
III.2 Likidite Riski................................................................................................................. 43
Kutu III.2.I Net İstikrarlı Fonlama Oranı..................................................................... 49
III.3 Faiz ve Kur Riski .......................................................................................................... 51
III.4 Kârlılık ve Sermaye Yeterliliği .................................................................................. 54
Kutu III.4.I Kur Gelişmeleri ve Sermaye Yeterlilik Oranı ......................................... 57
IV. Özel Konular ....................................................................................................... 59
IV.1 Küresel Likidite ve Banka Dış Borçlarının Bölgesel Dağılımı .............................. 59
IV.2 Reel Sektörün Finansmana Erişimine İlişkin Tedbirler ......................................... 68
IV.3 Kredi Dolarizasyonunun Sürükleyicileri ................................................................. 74
IV.4 Bireysel Kredilere Yönelik Düzenlemelerin Etkileri .............................................. 84
IV.5 Banka Bazlı Faktörlerin Aktarım Mekanizması Üzerindeki Etkileri ..................... 89
Ekler .......................................................................................................................... 96
Grafikler, Tablo ve Şemalar ................................................................................... 97
Kısaltmalar ............................................................................................................. 101
Genel Değerlendirme
2016 yılı Kasım ayı Finansal İstikrar Raporu’ndan bu yana, küresel ekonomik faaliyette
ivmelenme ve istikrarı artan bir küresel finansal ortam gözlenmiştir. Yurt içinde ise, alınan teşvik
ve tedbirlerin katkısıyla ekonomik faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskler önemli ölçüde azalmıştır.
İktisadi faaliyet 2016 yılının son çeyreğinde bir önceki dönemdeki kayıplarını telafi ederken
finansal sistemi destekleyici makroihtiyati politikalar, maliye politikası ve kredi teşviklerinin
katkısıyla toparlanma eğiliminin 2017 yılında da süreceği tahmin edilmektedir. Alınan tedbir
ve teşvikler, kredi kanalının sağlıklı işleyişini destekleyerek finansal istikrara da katkı
sağlamaktadır. Diğer taraftan, TCMB, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıları sınırlamak
amacıyla Ocak ayından bu yana güçlü bir parasal sıkılaştırma yapmıştır. Para politikasındaki
bu sıkı duruş, döviz kuru oynaklığını azaltmış ve finansal istikrara dönük riskleri sınırlamıştır.
ABD’de gerçekleşen başkanlık seçimi sonrasında ABD finansal piyasalarında oluşan
belirsizlik, yılın ilk çeyreğinde azalmıştır. Genişleyici maliye politikası, altyapı yatırımlarındaki
artış ve finansal sisteme yönelik düzenlenmelerin esnetilmesine ilişkin beklentiler sonucunda
hisse senedi fiyatları artmıştır. Bu dönemde, Fed politikalarına ilişkin belirsizliklerin azalmasının
yanı sıra, para politikasındaki sıkılaşmanın daha uzun vadeye yayılacağı beklentisi devam
etmektedir. Küresel piyasa oyuncuları, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez
Bankası’nın düşük faiz politikalarını sürdürmesini beklemektedir. Küresel ekonomiye dair
büyüme tahminlerinin yukarı çekilmesi ve para politikalarına dair belirsizliklerin bir miktar
azalması sonucunda, risk primleri düşmüş ve finansal piyasalarda oynaklık azalmıştır. Bu
faktörlere bağlı olarak risk iştahında da artış gözlenmiştir. Küresel piyasalara ilişkin iyimser hava
ve gelişmekte olan ülke (GOÜ) ekonomilerindeki büyüme beklentileri, bu piyasalara ilişkin risk
algılarını olumlu etkilemiştir. Bunlara bağlı olarak, son aylarda gelişmekte olan ülkelere yönelik
portföy akımları güçlenirken yerel para birimleri ve diğer varlık fiyatlarında 2016 yılının son
çeyreğindeki değer kayıpları telafi edilmeye başlanmıştır (Grafik 1 ve 2).
Grafik 1
Grafik 2
Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelen Haftalık Fon
Akımları (Milyar ABD Doları, 4 Haftalık Birikimli)
Döviz Kuru Endeksleri
20
10
108
ABD Dolar Endeksi
JP Morgan GOÜ Döviz Kuru Endeksi (Sağ E.) 161
106
159
104
157
0
155
102
153
-10
100
151
98
Borçlanma Senedi Fonları
-30
Hisse Senedi Fonları
05.17
03.17
01.17
11.16
09.16
07.16
05.16
03.16
01.16
11.15
09.15
07.15
05.15
03.15
01.15
-40
149
96
147
94
145
92
143
01.16
02.16
03.16
04.16
05.16
06.16
07.16
08.16
09.16
10.16
11.16
12.16
01.17
02.17
03.17
04.17
05.17
-20
Not: JP Morgan GOÜ Döviz Kuru Endeksi, ABD dolar endeksiyle aynı
yönde hareket edecek biçimde ters çevrilmiştir.
Kaynak: EPFR (Son Veri: 05.17)
i
Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 05.17)
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Son dönemde, ekonomik aktivitedeki toparlanma, krediye erişim destekleri ve ılımlı
büyüme beklentileri ile birlikte bankacılık sektörü bilançoları makul düzeyde büyümeye
devam etmiştir. Kredilerin banka bilançoları içindeki yüksek payı korunmuştur. Tüketici
kredilerine ilişkin makroihtiyati düzenlemeler ve son dönemde reel sektörün finansmanına
yönelik alınan tedbirler ile kredilerin maliyet, teminat ve vade unsurlarındaki düzenlemeler
kredi büyümesini desteklemektedir. Özellikle, 2017 yılı Mart ayının ikinci yarısından itibaren
Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı firma kredisi kullandırımlarının ivmelenmesi ile firma
kredilerinde güçlü bir artış gerçekleşmiştir (Grafik 3). Toplam kredi hacmindeki toparlanmada
KGF destekli TL firma kredi büyümesi belirleyici olmuştur. Bireysel kredi tarafında konut ve
ihtiyaç kredisindeki canlanma da bu süreci desteklemiştir. Bu gelişmelerin önümüzdeki
dönemde ekonomik faaliyete pozitif katkı sağlamaya devam etmesi beklenmektedir. Ayrıca
kredi büyümesinin daha çok firma kredilerindeki artıştan kaynaklanması iç talepteki
toparlanmanın cari açık üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamaktadır. Kredi fiyatları üzerinde
para politikası duruşundaki sıkılaşma, makroihtiyati politikalar, diğer teşvik ve destekler etkili
olmuştur (Grafik 4).
Grafik 3
Grafik 4
Yıllık Kredi Büyümesi
Faiz Gelişmeleri ve Düzenlemeler
(Yüzde, KEA)
(4 Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde)
30
Toplam Krediler
Firma
Bireysel
Düzenleme (Ticari)
Düzenleme (Tüketici)
Ticari Faiz
Tüketici Faiz
25
25
20
20
15
15
10
10
5
0
Not: Dövize endeksli krediler YP kredilere dahil edilmiş, YP
meblağlar ABD doları ve euro sepeti kullanılarak kur etkisinden
arındırılmıştır. 2017 Mart ayına kadar aylık veri, Nisan ayı için
haftalık veri üzerinden yıllık büyüme hesaplanmıştır.
Not: Tüketici ve ticari faiz oranları yeni açılan kredilere uygulanan
oranları ifade etmektedir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17)
Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17)
04.17
01.17
10.16
07.16
04.16
01.16
10.15
07.15
04.15
01.15
10.14
07.14
04.14
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
5
2016 yılının ikinci yarısından itibaren, döviz kurlarında yerel ve küresel gelişmelerden
kaynaklı dalgalanmaya ve yurt dışı finansman maliyetlerindeki göreli artışa bağlı olarak reel
sektör firmalarının yurt dışı borçlanmaları düşmüş, yabancı para (YP) kredilerden TL’ye geçiş
eğilimi gözlenmiştir. Kredi bileşimindeki değişim ile birlikte, ilgili kurumlarca alınan tedbirlere
bağlı olarak reel sektörün net döviz pozisyonunda yaşanan iyileşme ve uzun vadeli yurt dışı
yükümlülüklerin
payındaki
artış
finansal
istikrar
açısından
olumlu
gelişmeler
olarak
değerlendirilmektedir. TCMB nezdinde oluşturulan veri takip sistemi ile önümüzdeki dönemde
firmaların döviz riskinin takibine yönelik sağlıklı veri temini ve gelişme kaydedileceği
değerlendirilmektedir. Finansal istikrar ve fiyat istikrarına yapısal katkı sağlanması hedefleri
doğrultusunda, sistemik risk ölçüm kapasitesini artırmak, basiretli borçlanmayı sağlamak ve risk
yönetimine katkıda bulunmak üzere finansal sistemde tüm paydaşlar arasındaki iş birliği ve
koordinasyonun önümüzdeki dönemde daha da güçlenmesi önem taşımaktadır.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
ii
Bankacılık sektörü güçlü likidite pozisyonunu korumakta ve olası bir likidite riskine karşı
dayanıklılığını sürdürmektedir. Sektörün fonlama kompozisyonu dikkate alındığında, TL
cinsinden kaynakların önemli bir bölümünün çekirdek yükümlülüklerden oluşması likiditeye
katkı sağlamaktadır. Çekirdek dışı yükümlülüklerin toplam yükümlülükler içerisindeki payı son
yıllarda yatay bir seyir izlemektedir (Grafik 5). Son dönemde iç talep yönlü faktörlere bağlı
olarak yurt dışı borç temininde yaşanan sınırlı azalmaya rağmen çekirdek dışı fonlama
kalemlerinin vadeleri, uygulamadaki tedbirlerin katkısıyla uzamaya devam etmiş ve olası
küresel likidite şoklarına karşı bankacılık sektörünün direncini artırmıştır.
Çekirdek dışı
yükümlülüklerin payındaki istikrarlı seyrin bir yansıması olarak kredi/mevduat oranı son
yıllardaki yatay seyrini korumaktadır (Grafik 6). Kredi büyümesini destekleyen çekirdek
yükümlülüklerdeki ve sektörün kârlılığındaki artışa bağlı içsel sermaye üretimi ön plana
çıkmaktadır.
Grafik 5
Grafik 6
Mevduat Dışı Kaynakların Yabancı Kaynaklara Oranı
Kredi/Mevduat Oranı
(4 Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde)
(4 Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde)
25
Yurt İçi
Yurt Dışı
Toplam (Sağ E.)
44
TL
140
YP
Toplam
130
23
42
120
21
40
19
38
17
36
15
34
110
100
90
80
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Bankacılık
sektörünün
04.17
10.16
04.16
10.15
04.15
10.14
04.14
10.13
04.13
10.12
04.12
10.11
04.11
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
10.10
70
Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17)
aktif
kalitesindeki
sağlıklı
yapı
korunmaktadır.
Temel
göstergelerden biri olan tahsili gecikmiş alacak (TGA) oranı yatay bir seyir izlerken, kredi
yapılandırmalarının vade, teminat, fiyatlama gibi kredi unsurlarını içerir şekilde büyük oranda
canlı kredilerde gerçekleştiği ve TGA’da yapılandırmanın sınırlı düzeyde kaldığı görülmektedir.
Son veriler, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde yukarı yönlü hareketlenen yakın izleme
rakamlarının gerilemeye başladığına işaret etmektedir. KOBİ’lere yönelik alınan teşvikler ve
KGF projesi yanında ekonomik faaliyetteki canlanma beklentileri ile bu kredilere yönelik
risklerin önümüzdeki dönemde makul düzeyde kalması beklenmektedir (Grafik 7 ve 8).
Mevcut sermaye düzeyi ve son dönemde kârlılık oranlarında gözlenen toparlanma
bankaların sermaye yapısını ve kredi verme kapasitesini desteklemektedir.
iii
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Grafik 7
Grafik 8
Tahsili Gecikmiş Alacak Oranları
Firma Kredileri Tahsili Gecikmiş Alacak Oranları
(Yüzde)
(Yüzde)
5,0
5,0
Toplam
Firma
Bireysel
4,5
Top. Firma
Büyük Firma
KOBİ
4,5
4,0
4,0
3,5
3,5
3,0
3,0
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
09.14
1,5
03.14
2,0
12.13
2,0
06.14
2,5
2,5
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Bankacılık sektörü kârlılığı, 2016 yılında görülen artış eğilimini 2017 yılında da devam
ettirmiştir. Kredi verme iştahındaki toparlanmayla birlikte net faiz gelirlerindeki iyileşme ve faiz
dışı giderlerdeki tasarruf tedbirlerinin devamı sektörün kârlılığına katkı sağlamıştır (Grafik 9 ve
10). Önümüzdeki dönemde, ivmelenen kredi hacmi, faiz ve komisyon gelirlerindeki artış ve
net faiz marjlarının olumlu katkısı ile kârlılığın devam etmesi beklenmektedir.
Grafik 9
Grafik 10
Aktif ve Özkaynak Kârlılıkları Gelişimi
Kredi Mevduat Faiz Farkının Gelişimi
(Yüzde)
(Yüzde)
10 Büyük Banka AKO Dağılımı
3
Aktif Kârlılık Oranı (AKO) (Sektör)
Özkaynak Kârlılık Oranı (Sektör) (Sağ E.)
Fark (Sağ E.)
15
25
TL Ticari Kredi
7
TL Mevduat
6
2,5
14
2
13
1,5
12
1
11
0,5
10
20
5
4
15
3
2
1
03.17
05.16
07.15
09.14
11.13
01.13
03.12
05.11
07.10
09.09
0
11.08
5
01.08
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
10
Not: Kârlılık oranları bir yıllık birikimli kâr üzerinden bir yıllık ortalama
paydaya bölünerek hesaplanmaktadır.
Not: KMH ve KK hesapları ve Temmuz 2015’ten itibaren sıfır faizli krediler
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17)
hariç tutulmuştur.
Bankacılık sektörü güçlü sermaye yapısını korumaktadır. 2017 yılı Mart ayı itibarıyla
sektörün sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) yasal (yüzde 8) ve hedef rasyonun (yüzde 12)
oldukça üzerinde gerçekleşmiş ve muhtemel şokları karşılamak için yeterli tampon
bulundurmayı sürdürmüştür. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının bankacılık sektörü
görünümüne ilişkin değerlendirmelerinin yurt dışı fonlama maliyetlerine sınırlı etkileri olmuştur.
Bunun yanı sıra, kredi hacmindeki toparlanma kaynaklı kaldıraç etkisi ve yabancı para
varlıklardaki kur etkileri sebebiyle risk ağırlıklı varlıkların artışı, sermaye yeterlilik oranını bir miktar
aşağı çekmiştir. Ancak, döviz kurundaki dengelenme, kârlılıktaki artış eğilimi ve risk
ağırlıklarındaki değişim ile birlikte sermaye yeterlilik oranı geçen yılın üçüncü çeyreğindeki
seviyesini yakalamıştır (Grafik 11). Bankacılık sektörü bu rapor döneminde dış finansman
olanaklarının yanı sıra, sermaye birikimleriyle de kredi büyüme hızlarını sürdürebilecek
düzeydedir. Kârlılıktaki artış son bir yıllık dönemde yasal özkaynakları artıran temel etmen
olarak ön plana çıkmıştır. Diğer taraftan, devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) faiz hadlerindeki
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
iv
artış menkul kıymetlerin yeniden değerlemesi kanalından daha önceki dönemlerde gelen
pozitif etkiyi sınırlamıştır (Grafik 12).
Grafik 11
Grafik 12
Standart ve Çekirdek SYR Gelişimi
Özkaynak Gelişimi
(Yüzde)
(12 Ay Birikimli, Miilyar TL)
20
Düzeltme ve Değerleme Kalemleri
Kâr, Yedek ve Ödenmiş Sermaye
Bilanço Özkaynakları
Sermaye Benzeri Krediler
Yasal Özkaynak
Diğer Kalemler
10 Büyük Banka Standart SYR Dağılımı
Standart SYR (Sektör)
Çekirdek SYR (Sektör)
60
18
50
40
16
30
20
14
10
12
-10
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
0
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Küresel jeopolitik gelişmeler ve ekonomi politikalarına dair belirsizlikler küresel finansal
istikrar için önümüzdeki döneme ilişkin temel risk unsurları olarak görülmektedir. ABD’de
uygulamaya konulması öngörülen genişleyici maliye politikasının boyutunun ve etkilerinin sınırlı
kalması,
korumacı
dış
ticaret
politikalarına
ağırlık
verilmesi,
Fed
para
politikasının
normalleşmesi ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki siyasi belirsizlikler ile Çin ekonomisine dair
kaygılar nedeniyle küresel risk iştahının azalması olası risk unsurlarıdır. Türk bankacılık
sektörünün güçlü sermaye yapısı, aktif kalitesi ve sahip olduğu likidite kalkanları ile söz konusu
risklere karşı dayanıklı olduğu değerlendirilmektedir.
v
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
I. Makroekonomik Görünüm
ABD başkanlık seçimi sonrasında küresel finansal piyasalarda
oluşan belirsizlik, geçtiğimiz rapor döneminden bu yana bir miktar
azalmıştır. Söz konusu dönemde, küresel belirsizliklerdeki azalma ve
küresel büyümeye dair toparlanma sinyalleri, borsa endekslerinin,
özellikle gelişmiş ülkelerde güçlü performans sergilemesini sağlamıştır.
Enflasyon
beklentilerindeki
düşüşle,
son
dönemde
tahvil
piyasalarında da talep artışı görülmüş, uzun vadeli faiz oranları tekrar
gerileme eğilimine girmiştir. Küresel risk iştahındaki artış ve yüksek
getiri arayışı nedeniyle 2017 yılı başından itibaren gelişmekte olan
ülkelere portföy girişleri yaşanmıştır. Portföy akımlarına bağlı olarak
gelişmekte olan para birimleri endeksi, ABD doları karşısında değer
kazanmıştır. Küresel büyüme, zayıf seyrini korumakla beraber,
toparlanmaya devam etmektedir. Bununla birlikte, Çin ve Hindistan
hariç gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme oranı, son zamanlarda bir
miktar güç kazansa da, halen gelişmiş ülke büyüme oranlarının
altında seyretmektedir.
İktisadi faaliyet, 2016 yılının son çeyreğinde, tedbir ve
teşviklerin desteğiyle artan özel tüketim harcamaları ve güçlü
seyreden mal ihracatının katkısıyla ılımlı bir toparlanma sergilemiştir.
Öte yandan, döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmeler ile gıda
fiyatlarındaki
olmuştur.
artış
tüketici
enflasyonunun
yükselmesine
neden
Dış ticaret, turizm gelirlerinin ihracat kalemi içerisindeki
payının düşmesine karşın, cari dengeye yaptığı pozitif katkıyı
sürdürmüştür. Mal ve hizmet ihracatının, önümüzdeki dönemde,
küresel ekonomik canlanmanın dış ticaret ortaklarımızda oluşturacağı
net gelir etkisine ve pazar çeşitlendirme performansına bağlı olarak
artması öngörülmektedir. Merkezi yönetim bütçe açığı, maliye
politikasının iktisadi büyümeyi desteklediği 2016 yılı ikinci yarısında ve
2017 yılı ilk çeyreğinde bir miktar artış göstermiştir. Söz konusu artışın
geçici olacağı ve mali disiplinin Türkiye ekonomisinin temel çıpası
olmaya devam edeceği değerlendirilmektedir. Bütün bu gelişmelerin
bir neticesi olarak, 2016 yılı ikinci yarısından bu yana, ülke varlıklarına
yönelik risk algılamalarındaki olumlu seyir devam etmektedir.
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
1
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
I.1
2017 yılının ilk çeyreğinde iktisadi politika
belirsizliği azalmıştır.
Grafik I.1.1
ABD başkanlık seçimi sonrasında küresel finansal piyasalarda
İktisadi Politika Belirsizliği Endeksleri
(Endeks, 2012=100)
oluşan belirsizlik geçtiğimiz rapor döneminden bu yana bir miktar
Küresel
AB
ABD
İngiltere (Sağ E.)
125
250
100
200
75
150
50
100
25
50
0
0
azalmıştır (Grafik I.1.1). Yeni yönetimin uygulamayı hedeflediği
genişleyici maliye ve korumacı ticaret politikalarında gözle görülür bir
ilerleme kaydedilmemesi (Bakınız Kutu I.1.1) ve para politikasındaki
normalleşme sürecinin daha belirgin hale gelmesi, söz konusu
belirsizliğin azalmasında rol oynamıştır.
04.17
300
01.17
150
10.16
350
07.16
400
175
04.16
200
01.16
450
10.15
500
225
07.15
250
04.15
Uluslararası Gelişmeler
Not: Endeksler seviye olarak kendi arasında karşılaştırılabilir değildir.
Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 04.17)
ABD’de enflasyonun ABD Merkez Bankası’nın (Fed) hedefi
olan yüzde 2’ye yakınsıyor olması, para politikasındaki normalleşme
sürecini desteklemektedir. Enflasyondaki artış ve iktisadi faaliyete
Piyasa katılımcıları Fed politika faizinde daha
yumuşak bir patika öngörmektedir.
Grafik I.1.2
FOMC Üyelerinin Medyan Politika Faizi Tahminleri (Düz
Çizgiler) ve Piyasa Beklentileri (Kesikli Çizgiler)
3,5
09.16
03.17
17.05.2017
3
12.16
08.11.2016
ilişkin öncü göstergelerdeki iyileşme, Fed’in yılın kalan döneminde iki
faiz artışına gitmesi olasılığını artırmıştır. Diğer taraftan, Fed Açık Piyasa
İşlemleri Komitesi (FOMC) üyeleri ile piyasa katılımcılarının faiz artışına
ilişkin uzun vadeli beklentilerinde ayrışma görülmektedir (Grafik 1.1.2).
Daha açık bir deyişle, FOMC üyeleri 2019 yılına kadar olan süreçte
politika faizinin yüzde 3 seviyesine yakınsayacağını öngörürken,
2,5
piyasa katılımcıları ekonomideki toparlanmayı daha ihtiyatlı bir
2
şekilde
1,5
değerlendirmekte
ve
faiz
artırımlarının
daha
ılımlı
gerçekleşmesini beklemektedir. Ayrıca, Fed bilançosunun küçülme
1
sürecine dair hususlar da gündemdeki yerini korumaktadır.
0,5
0
2017
2018
2019
Borsa endeksleri, özellikle gelişmiş ülkelerde, ABD başkanlık
Not: Kesikli çizgiler 30 günlük Fed fonları futures faiz oranlarını
göstermektedir.
Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 17.05.2017)
seçimi
ABD başkanlık seçimi sonrasında özellikle
gelişmiş ülke borsa endeksleri güçlü performans
ortaya koymuştur.
beklentilerindeki düşüşle, son dönemde tahvil piyasalarında da talep
Grafik I.1.3
ülkeler genelinde, ABD’deki seçimin hemen ardından artış gösteren
Borsa Endeksleri
performans
sergilerken,
enflasyon
yönlü artış görülmüştür (Grafik I.1.3 ve Grafik I.1.4). Gelişmekte olan
(Grafik I.1.5).
Almanya DAX
ABD S&P 500
İngiltere
FTSE 100
Japonya
Nikkei 225
Brezilya IBOV
Meksika IPC
Çin Şangay
Kompozit
Grafik I.1.4
Grafik I.1.5
ABD, Almanya ve Japonya 10 Yıllık Hazine
Tahvil Getirileri (Yüzde)
Gelişmekte Olan Ülkelerde 10 Yıllık Hazine Tahvil
Getirileri (Yüzde)
ABD 10 Yıllık
Almanya 10 Yıllık
Japonya 10 Yıllık
4
Brezilya
Endonezya
Güney Afrika
20
3
Almanya DAX
ABD S&P 500
İngiltere
FTSE 100
Japonya
Nikkei 225
Brezilya IBOV
Hindistan
Rusya
Türkiye
15
2
1
10
Meksika IPC
0
Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 17.05.17)
25
-1
5
05.17
20
11.16
15
05.16
10
11.15
5
05.17
0
11.16
-5
05.16
Çin Şangay
Kompozit
11.15
ABD doları cinsinden
Yerel para cinsinden
güçlü
hazine tahvil getirileri, Ocak ayı sonrasında gerilemeye başlamıştır
(Yüzde Değişim, 08.11.2016-17.05.2017)
2
sonrasında
Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 19.05.17)
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Para politikası duruşu açısından bakıldığında, gelişmiş ülke
merkez
bankaları
politikalarındaki
ayrışmanın
sürdüğü
gözlenmektedir. Fed, Mart ayı toplantısında 2017 yılındaki ilk faiz
artışını
gerçekleştirmiş,
bilanço
küçültmeye
başlayabileceğinin
2017 yılı başından itibaren gelişmekte olan ülkelere
yönelik portföy akımları hız kazanmıştır
Grafik I.1.6
Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelen Haftalık Fon Akımları
(Milyar ABD Doları, 13 Hafta Birikimli)
Tahvil Piyasaları
işaretini vermiştir. Orta vadede enflasyonun hedeflenen düzeyinden
35
uzak
ilişkin
25
para
15
kalacağı öngörülen Japonya
endişelerin
devam
ettiği
Avrupa
ile
finansal sisteme
Birliği’nde
genişleyici
politikalarının devam etmesi beklenmektedir.
Hisse Senedi Piyasaları
45
ABD Başkanlık Seçimi
ABD Yeni Yönetiminin
Göreve Başlaması
5
-5
-15
artış göstermiştir (Grafik I.1.6). Küresel iktisadi görünüme ilişkin öncü
05.17
04.17
03.17
02.17
01.17
12.16
arayışı nedeniyle gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları
11.16
-25
10.16
2017 yılı başından itibaren küresel risk iştahı ve yüksek getiri
Kaynak: EPFR (Son Veri: 10.05.17)
göstergelerin ve ABD’deki başkanlık seçimi sonrasındaki gelişmelerin
etkisiyle söz konusu dönemde, yüksek getirili borçlanma araçlarına
olan talep artmıştır. Benzer şekilde, sermaye piyasalarına da kayda
değer bir giriş yaşanmıştır. Artan risk iştahına bağlı olarak, portföy
girişlerinin yanı sıra, risk primlerinde de iyileşme gözlenmiştir (Grafik
I.1.7).
Artan risk iştahı ile birlikte gelişmekte olan ülke
kredi temerrüt takası primlerinde iyileşme
görülmüştür.
Grafik I.1.7
Gelişmekte Olan Ülkelerde CDS Primleri
(Baz Puan)
Gelişmekte Olan Ülkeler
450
Seçilmiş Gelişmekte Olan Ülkeler
400
350
300
250
birimleri endeksinin ABD doları karşısında yaşadığı değer kaybı, yeni
200
yönetimin görevi devralmasından sonra başta tahvil piyasaları olmak
100
50
ABD doları önde gelen para birimleri karşısında önce güçlenmiş,
ardından yaşanan siyasi gelişmeler neticesinde bir miktar değer
kaybetmiştir. Öte yandan, Hollanda ve Fransa seçimleri sonrasında
05.17
02.17
11.16
08.16
05.16
02.16
girişlerine bağlı olarak Nisan ayı itibarıyla telafi edilmiştir (Grafik I.1.8).
11.15
0
05.15
üzere gelişmekte olan ülke piyasalarında yaşanan yoğun portföy
150
08.15
2016 yılı Kasım ayından bu yana, gelişmekte olan ülke para
Not: Gelişmekte Olan Ülkeler arasında Brezilya, Çekya, Endonezya,
G. Afrika, Kolombiya, Macaristan, Polonya, Romanya, Türkiye ve Şili
yer almaktadır. Seçilmiş Gelişmekte Olan Ülkeler ortalaması
hesaplanırken Brezilya, Endonezya ve G.Afrika CDS primleri
kullanılmıştır.
Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 17.05.17)
AB’deki siyasi belirsizliklerin azalmasıyla euro, ABD doları karşısında
Grafik I.1.8
değer kazanmıştır.
Döviz Kuru Endeksleri
ABD Dolar Endeksi (Sağ E.)
JP Morgan GOÜ Döviz Kuru Endeksi (8 Kasım = 100)
Brezilya Reali (8 Kasım = 100)
Meksika Pezosu (8 Kasım = 100)
Euro (8 Kasım = 100)
Küresel büyüme, zayıf görünümünü korumakla beraber,
110
öncü göstergeler, başta AB olmak üzere özellikle gelişmiş ülkeler
açısından bu yargıyı desteklemektedir
118
ABD Başkanlık Seçimi
toparlanmaya devam etmektedir (Grafik I.1.9). Büyümeye ilişkin
114
100
110
106
(Grafik I.1.10). ABD’de
90
102
önümüzdeki dönemde uygulamaya konulması öngörülen genişleyici
küresel büyüme için aşağı yönlü risk unsurları olarak öne çıkmaktadır.
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
05.17
04.17
03.17
02.17
01.17
12.16
11.16
10.16
korumacı ticaret politikaları ile Avrupa içerisindeki siyasi belirsizlikler
94
09.16
beklenirken,
08.16
vermesi
07.16
destek
06.16
büyümeye
05.16
politikalarının
04.16
maliye
98
80
Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 17.05.17)
3
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Küresel büyüme zayıf görünümünü korumakla
beraber, toparlanmaya devam etmektedir.
Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme
oranı, son zamanlarda toparlanma sergilese de, halen gelişmiş ülke
Grafik I.1.9
Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Büyüme Oranları
(Yüzde, Yıllık)
GÜ
GOÜ
Çin ve Hindistan Hariç GOÜ
büyüme oranlarının altında seyretmektedir. Çin’in yatırım ve ihracata
dayalı büyüme modelinden tüketime dayalı büyüme modeline geçiş
sürecinde
10
8
büyüme
hızında
kaybettiği
ivmede,
bir
düzelme
görülmemektedir. Ayrıca Çin’deki gölge bankacılık ve yüksek
6
borçluluk, finansal kırılganlık unsuru olarak değerlendirilmeye devam
4
2
etmektedir.
0
-2
-4
Emtia fiyatlarında 2016 yılından bu yana görülmekte olan artış
-6
123412341234123412341234123412341234
eğilimi
2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016
Not: Gelişmiş Ülkeler: ABD, Euro Bölgesi, Japonya, İngiltere, Kanada,
G.Kore, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka, İsrail. Gelişmekte Olan
Ülkeler: Çin, Brezilya, Hindistan, Meksika, Rusya, Türkiye, Polonya,
Endonezya, G.Afrika, Arjantin, Tayland, Malezya, Çekya, Kolombiya,
Macaristan, Romanya, Filipinler, Ukrayna, Şili, Peru, Fas.
Kaynak: Bloomberg, TCMB (Son Veri: 12.16)
sürmektedir
(Grafik
I.1.11).
Genel
emtia
endeksinin
yükselmesinde, Çin ekonomisindeki göreli toparlanma ve başta ABD
olmak üzere küresel büyümeye yönelik olumlu sinyaller rol oynamıştır.
OPEC tarafından petrol arzına getirilen üretim kısıtlamasının, kısmen
uygulanması sebebiyle, petrol fiyatları sınırlı oranda artmıştır.
Bu
gelişmede ayrıca, ABD kaya petrolü üretimi ile genel petrol
Grafik I.1.10
İmalat Sanayi PMI Endeksleri
stoklarında gerçekleşen artış da rol oynamıştır.
Euro Bölgesi
Çin
ABD
Japonya
GOÜ
60
60
Küresel ölçekte son bir yıl içinde gerçekleşen seçimler ve
55
ortaya çıkan sonuçlar, önümüzdeki dönemde siyasi belirsizliklerden
55
kaynaklanan kırılganlıkların bir miktar azalacağına işaret etmektedir.
50
50
45
45
Ancak, İngiltere’nin erken seçime gidecek olması, Almanya seçimleri
siyasi
04.17
10.16
04.16
10.15
04.15
10.14
ve AB-İngiltere müzakereleri, finansal piyasaları etkilemesi beklenen
belirsizlik
unsurları
olarak
değerlendirilmektedir.
Para
politikalarının şekillenmesinde, Fed bilançosunun küçültülmesine
Kaynak: Bloomberg, TCMB (Son Veri: 04.17)
yönelik atılacak adımların, gelişmiş ülkelerdeki enflasyon seyrinin ve
bankacılık sektörü gelişmelerinin rol oynayacağı düşünülmektedir.
Grafik I.1.11
Emtia Fiyatları
Ayrıca, küresel finansal reformların tamamlanması ile düzenlemelere
(Endeks, ABD Doları)
ilişkin belirsizliklerinin ortadan kaldırılması ve reformların uygulamaya
S&P Metal Endeksi
S&P Genel Emtia Endeksi
Brent Petrol (Sağ E.)
65
düzenlemelerde ayrışmanın ve geriye dönüşlerin yaşanmaması, açık
300
55
ve bütünleşik bir küresel finansal sistem için bir ön koşul niteliğindedir.
200
45
100
35
Küresel iktisadi büyüme ve gelişmiş ülkelerdeki siyasi ve finansal
0
25
koşullar, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketlerini
Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 19.05.2017)
05.17
400
11.16
geçmesi beklenmektedir. Başta ABD olmak üzere, reformlar ve
05.16
75
11.15
500
etkileyebilecek unsurlar arasındadır. Bu çerçevede, gelişmekte olan
ülkelerin finansal sistemlerinin dayanıklılığını artırmak için makroihtiyati
tedbirlerin yanı sıra, yapısal sorunlara odaklı politikalar izlemeleri
önem kazanmaktadır.
4
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Kutu
I.1.I
Uluslararası Ticarette Korumacı Politikalar ve Olası Etkileri
1980’li yılların başından bu yana artarak devam eden küreselleşme olgusu, küresel ve
bölgesel entegrasyonu destekleyen liberal politika uygulamalarını beraberinde getirmiştir. Bilgi
teknolojileri, ulaşım ve haberleşme alanlarındaki gelişmeler küresel sermaye akımları ve ticaret
hacminin artmasına katkıda bulunmuştur. Liberal ticaret politikalarının da etkisiyle ülkeler “küresel
değer zincirlerinin” birer parçası olmuş ve üretim faaliyetlerinde yapısal bir dönüşüm meydana
gelmiştir. Bu süreçte, uluslararası ticaret hacmindeki değişimin küresel büyüme ve talep koşullarına
duyarlılığı artmıştır.1 AB gibi siyasi ve ekonomik oluşumların yanı sıra, NAFTA (Kuzey Amerika Serbest
Ticaret Anlaşması) benzeri çok taraflı ticaret anlaşmaları ve Çin’in, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’ne
üyeliği gibi gelişmeler de küresel ticaret akımlarının artmasına katkı sağlamıştır. Bununla birlikte,
istihdam, gelir dağılımı ve kalkınma üzerindeki etkileri bakımından ele alındığında, küreselleşme yanlısı
ticaret politikalarının ülkelere yansımalarında farklılıklar bulunmaktadır.
Küresel finansal kriz sonrasında ise, zayıf iktisadi büyüme ve azalan yatırımların etkisiyle
küreselleşmenin büyüme ve istihdam üzerindeki etkileri hissedilir hale gelmiş, ticarette korumacı
politikalara daha fazla başvurulmaya başlanmıştır. DTÖ’nün raporuna göre2, G20 ülkeleri genelinde
uygulamaya konulan ticaret tedbiri sayısı Ekim 2015 ve Mayıs 2016 tarihleri arasında aylık ortalama 21
adet ile 2009 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde, uygulanan 145 adet
ticaret tedbirinin 89’unu telafi edici önlemler ve anti-damping uygulamaları oluşturmuştur.
Son yıllarda, büyüme ve istihdamdaki olumsuz gelişmeler ve artan göç hareketleri nedeniyle
gelişmiş ülkelerde korumacı politikalar dile getirilmeye başlanmıştır. Bu dönemde, İngiltere’nin AB’den
ayrılmasını ifade eden Brexit sürecinin başlaması siyasi ve ekonomik belirsizliğin artması ile sonuçlanmış
ve entegrasyon karşıtı politikaların yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır. Ayrıca, ABD başkanlık seçimi
sonrası dönemde yeni yönetimin seçim vaatleri arasında yer alan korumacı ticaret politikalarının
uygulanmasına yönelik belirsizlik, hâlihazırda küresel finansal kriz sonrasında yavaşlayan küresel ticaret
akımları ve ekonomik büyüme üzerinde aşağı yönlü risk unsuru olarak değerlendirilmektedir.3 Bu
nedenle, yeni yönetim tarafından uygulamaya konulması öngörülen korumacı ticaret politikalarının
olası etkileri küresel iktisadi görünüm açısından önem taşımaktadır.
ABD’nin dış ticaret açığı kompozisyonunun korumacı ticaret politikalarının gündeme
gelmesinde belirleyici olduğu değerlendirilmektedir. 2016 yılı itibarıyla, ABD’nin dış ticaret açığında ilk
sırayı Çin almakta, Japonya, Almanya ve Meksika ise Çin’i takip etmektedir (Grafik I.1.I). Bölgesel
olarak, ABD’nin dış ticaret açığının yoğunlaştığı Asya ekonomilerinin, olası korumacı politikalardan en
çok etkilenecek ülkeler arasında olması muhtemeldir.
1
Domit, S. ve T. Shakir (2010). “Interpreting the World Trade Collapse”, Bank of England Quarterly Bulletin.
2 “Report
3
on G20 Trade Measures”, WTO OMC, Haziran 2016.
IMF Küresel Finansal İstikrar Raporu, Nisan 2017.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
5
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Grafik I.1.I.1
Serbest ticaret anlaşmalarının gözden
ABD Dış Ticaret Açığında Ülkelerin Dağılımı
(Milyar ABD Doları)
Çin
geçirilmesi,
tekrar
müzakere
edilmesi, Meksika ve Çin’den yapılacak ithalat
Japonya
Almanya
için sırasıyla yüzde 35 ve yüzde 45 oranında
Meksika
gümrük
İrlanda
Vietnam
70
65
vergisi
uygulamaya
İtalya
347
NAFTA’nın
getirilmesi,
ABD
konulabilecek
tarafından
olası
korumacı
ticaret politikaları arasında dile getirilmektedir.1
63
36
32
28
Öte yandan, seçim sonrası dönemde ilk olarak
Trans-Pasifik
Kaynak: ABD İstatistik Bürosu (Son Veri: 2016)
Ortaklığı
uygulamaya
(TPP)
konulmaması
anlaşmasının
kararlaştırılmıştır.
Bunun bir nedeni, TPP’nin yüksek nitelikli işgücüne daha fazla katkı sağlaması, ancak gelir
dağılımındaki eşitsizliği artırması olasılığıdır. İlave olarak, 2017 yılı Mart ayında Almanya’da düzenlenen
G20
Maliye
Bakanları
ve
Merkez
Bankası
Başkanları
Toplantısında
korumacı
politikaların
engellenmesine dair maddenin ABD’nin önerisiyle sonuç bildirgesinden çıkarılması, uluslararası
piyasalarda yankı bulan bir gelişme olmuştur. Ancak, ABD yönetiminin öne sürdüğü korumacı ticaret
politikalarının hayata geçirilmesi yönünde bazı yasal ve siyasi engeller bulunduğu da görülmektedir.
Sağlık reformunda değişiklik öngören yasa tasarısının ertelenmesi, siyasi engellere bir örnek olarak
değerlendirilebilir.
Tablo I.1.I.1
Türkiye’nin ABD’ye İhracatı
(Milyar ABD Doları)
2010
2011
2012
2013
2014
2015
Toplam İhracat
3,76
4,58
Dış Ticaret Açığı
8,55
İhracatın Toplam
İçindeki Payı (%)
İhracat Artışı
(%, Yıllık)
2016
5,60
5,64
6,34
6,40
6,62
11,45
8,53
6,96
6,38
4,74
4,24
3,3
3,4
3,7
3,7
4
4,4
4,6
16,1
21,8
22,3
0,6
12,4
0,9
3,6
Kaynak: TÜİK (Son Veri: 2016)
Başta IMF olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından yayımlanan raporlarda korumacı
ticaret politikaları, küresel iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönlü risk faktörü olarak görülmeye devam
etmektedir. Bahsedilen önlemlerin uygulamaya konulması durumunda, ABD ve gelişmekte olan
ülkeler üzerinde birtakım olumsuz yansımaları olması tahmin edilmekle birlikte, söz konusu politikaların
Türkiye ekonomisi üzerine doğrudan etkilerinin sınırlı olacağı değerlendirilmektedir. Türkiye’nin ABD’ye
ihracatı artış eğiliminde olup, 2016 yılı itibarıyla, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 4,6’sını
oluşturmaktadır (Tablo I.1.I). ABD’ye yapılan ihracatın yıllık büyüme hızı 2010 ve 2016 yılları arasında
dalgalı bir seyir izlemesine karşın, dış ticaret açığında azalma kaydedilmiştir. Ayrıca, ABD’nin
Türkiye’den gerçekleştirdiği ithalatta uyguladığı ortalama tarife oranları, gıda ve tarımsal hammadde
1 “Here’s Donald Trump’s Presidential Announcement Speech,” 16 Haziran 2015, time.com/3923128/donald-trump-announcement-speech (erişim tarihi 2 Mayıs 2017);
“Trump calls NAFTA a ‘disaster,’” 25 Eylül 2015, www.cbsnews.com/videos/trump-calls-nafta-a-disaster (erişim tarihi 2 Mayıs 2017).
6
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
sektörlerinde
Grafik I.1.I.2
Çin
dünya
ortalamasının üzerindedir (Grafik I.1.2). Bu
ABD Tarafından Uygulanan Ağırlıklı Ortalama Efektif Tarife
Oranları (2015 Yılı, Yüzde)
Türkiye
hâlihazırda
bakımdan, ABD’nin bazı sektörlerde Çin’e
tek
Dünya
taraflı
tarife
artışı
uygulaması
durumunda, Türkiye’nin ABD pazarındaki
12
10
rekabet gücü Çin’e kıyasla nispi olarak
8
6
artabilecektir.
4
bulgulara göre1, Türkiye’nin gelişmiş ülkelere
2
yaptığı ihracatta gelir esnekliğinin yüksek
Not: Sektörel ayrım SITC REV2’ye göre yapılmıştır.
Kaynak: World Integrated Trade Solution (WITS).
Tekstil
Madenler ve Metaller
Sanayi
Gıda
Kimya
Tarımsal Ham Madde
0
olması
da
Bununla
ABD’nin
politikalarının
etkilerinin
beraber,
olası
sınırlı
ampirik
korumacı
olması
beklentisini desteklemektedir. Ancak, söz
konusu politikaların küresel iktisadi görünüm
üzerindeki etkileri çok yönlü olarak yakından
takip edilmelidir.
1
Çulha ve Kalafatcılar, TCMB Ekonomi Notları, 2014-05.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
7
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Kutu
I.1.II
Finansal Araçlar Uluslararası Mali Raporlama Standardı 9: Beklenen Kredi Zararı
2008 küresel finansal krizinde bankalar ve diğer kredi kuruluşlarının yüksek kredi zararlarına
maruz kalmaları, bu zararların finansal tablolara geç ve olması gerekenden daha az düzeyde
yansıtılmasına neden olan “gerçekleşen kredi zararı” yaklaşımının gözden geçirilmesine zemin
hazırlamıştır. Küresel kriz sonrasında G20 liderleri, ülkelerin yasal otoriteleri ve düzenleyici kurumların
çağrısı ile Uluslararası Muhasebe Standartları Kurumu (IASB- International Accounting Standards
Board), çalışmalarını tamamlayarak 2014 yılında “Uluslararası Mali Raporlama Standardı (IFRS International Financial Reporting Standards) – 9” dokümanını yayımlamıştır. Dokümanda, kredi
sınıflandırması ve risk ölçümü, beklenen kredi zararı, riskten korunma muhasebesi konularına ilişkin yeni
düzenlemelere yer verilmektedir. Bu kutuda, 2018 yılında uygulanmaya başlanacak olan IFRS 9
muhasebe standardında yer alan ve daha ihtiyatlı bir karşılık mekanizmasına imkân tanıyan
“beklenen kredi zararı yaklaşımı” hakkında bilgi verilmektedir.
Beklenen Kredi Zararı
IFRS 9, IAS (International Accounting Standards) 39’un salt geçmişi esas alan yaklaşımının
aksine, “krediye ilişkin gelecekteki nakit akış tahminlerini etkileyebilecek mevcut ve geçmiş tüm
verilerden yararlanılması” yaklaşımını benimsemektedir. Beklenen kredi zararı (BKZ), finansal aracın
beklenen ömrü boyunca kredi zararlarının olasılıklarına göre ağırlıklandırılmış bir tahmini, diğer bir
ifadeyle tüm nakit açıklarının bugünkü değeridir. Nakit açıkları “sözleşmeye göre işletmeye yapılması
gereken nakit akışları ile işletmenin almayı beklediği nakit akışları arasındaki fark” olarak
tanımlanmaktadır. BKZ hesaplamasında, geçmiş olaylar ile mevcut ve gelecekteki ekonomik koşullara
ilişkin öngörülerden elde edilen makul ve desteklenebilir tüm bilgiler kullanılmaktadır.
IFRS 9’un BKZ yaklaşımı Basel III’ün beklenen kayıp hesaplamasına benzemekle birlikte, Basel
III’te, beklenen kayıp 12 aylık bir zaman penceresi için hesaplamaktadır. BKZ’nin hesaplanmasında
kullanılan temerrüt olasılıkları (TO) ve temerrüt halinde zarar (THZ) bileşenleri bir finansal varlığın kalan
vadesi içindeki her dönem için marjinal olarak tahmin edilir. Riske maruz değer (RMD) ise varlığın ömrü
boyunca gerçekleşecek nakit akımlarına göre tahmin edilir. İskonto faktörü (İF) kullanılarak beklenen
zararın bugünkü değeri belirlenir. BKZ kısaca aşağıdaki formül ile ifade edilebilir:
BKZ = TO*THZ*RMD*İF
BKZ, iki yaklaşımla finansal tablolara yansıtılmaktadır:
12 aylık BKZ: Ömür boyu beklenen kredi zararının raporlama tarihinden sonraki 12 ay (finansal aracın
beklenen ömrünün 12 aydan az olması durumunda kalan vade) içinde finansal araca ilişkin
gerçekleşmesi mümkün temerrüt hallerinden1 kaynaklanan beklenen kredi zararı kısmını ifade
Temerrüdün gerçekleşeceğini ortaya koyan makul ve desteklenebilir bilgi bulunmadığı takdirde temerrüdün azami 90 gün içinde gerçekleşeceği karinesine göre hareket
edilir.
1
8
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
etmektedir.1 12 aylık BKZ, 12 ay içinde öngörülen nakit açığı değil, varlığın bilançoda tutulduğu süre
boyunca (ömür boyu) beklenen nakit açıklarının, 12 ay için temerrüt olasılığıyla ağırlıklandırılmasıyla
hesaplanan zarar tutarıdır.
Ömür boyu BKZ: Finansal aracın beklenen ömrü boyunca gerçekleşmesi mümkün tüm temerrüt
durumlarından kaynaklanan beklenen kredi zararlarını ifade etmektedir.2
IFRS 9 kredi kalitesindeki değişime bağlı olarak 3 aşamalı beklenen değer düşüklüğü modeli
belirlemiştir.3
Tablo I.1.II.1
Değer Düşüklüğünün Şartları ve Aşamaları
Aşama
Zararın
Tanımlanması
Faiz Geliri
Aşama 1
Aşama 2
Aşama 3
12 Aylık Beklenen Kredi
Ömür Boyu Beklenen Kredi Zararı
Zararı
Brüt Defter Değer
Net Defter Değeri
Aşama 1: İlk kez muhasebeleştirilmesinde bir artış olmayan ya da düşük kredi riskine4 sahip olan
finansal araçları içermektedir. Bu finansal araçlar için ayrılacak kredi zarar karşılığı, 12 aylık beklenen
kredi zararı yöntemi ile belirlenmektedir. Bu aşamadaki varlıkların faiz geliri brüt defter değeri
üzerinden hesaplanmaktadır.
Aşama 2: İkinci aşamaya geçiş, kredi riskinde önemli bir artış yaşanmasına bağlanmıştır. İlk kez
muhasebeleştirilmesinden itibaren kredi riskinde önemli artış olan, başka bir ifadeyle düşük kredi riskine
sahip olarak sınıflandırılamayan finansal araçlar bu aşamada değerlendirilmektedir. Bu varlıklar için
BKZ, ömür boyu beklenen kredi zararı yöntemi ile muhasebeleştirilir. Bu aşamadaki varlıkların faiz geliri,
aşama 1’de yer alan varlıklara benzer şekilde, brüt defter değeri üzerinden hesaplanır.
Aşama 3: Aşama 2’de belirtilen koşulların yanı sıra kredi zararının gerçekleştiği veya temerrüt halinde
olan finansal araçları kapsamaktadır. Bu aşamadaki varlıklar için de ömür boyu beklenen kredi zararı
yöntemi ile zarar karşılığı ayrılmaktadır. Ancak bu aşamadaki varlıkların faiz geliri, brüt defter değeri
üzerinden değil, değer düşüklüğü karşılığı ayrıldıktan sonra oluşan net defter değeri üzerinden
hesaplanır.
1
TFRS 9 (2017 Sürümü) Finansal Araçlar, EK A Tanımlanan Terimler
2 TFRS
9 (2017 Sürümü) Finansal Araçlar, EK A Tanımlanan Terimler
3 Snapshot:
4 TFRS
Financial Instruments: Expected Credit Losses (2013), IFRS.
9 (2017 Sürümü) Finansal Araçlar, B5.5.22
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
9
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Örnek: 2018 yılı Ocak ayı başında yıllık yüzde 10 faiz oranı ile 100 bin TL tutarında yıllık faiz, vade sonu
anapara ödemeli 4 yıl vadeli teminatsız kredi kullandırılmıştır. Kredi teminatsız olduğundan THZ yüzde
100, anapara ödemesi vade sonunda gerçekleştirileceğinden incelenen dönemlerde brüt kredi tutarı
100 bin TL seviyesinde olarak kabul edilmiştir.
1)
31 Aralık 2018: Kredi aşama 1’de değerlendirilir. Takip eden 12 aylık dönemde bu kredinin
temerrüt olasılığı banka modeli kullanılarak yüzde 1 olarak tahmin edilmiştir.
2)
31 Aralık 2019: Ekonomik koşullardaki kötüleşmeye bağlı olarak müşterinin nakit akımlarında
problem yaşanması beklendiğinden kredi riski önemli ölçüde artmıştır. Bu kredi aşama 2
kapsamına geçmiştir. Kredinin kalan vadesi boyunca temerrüt olasılığı yüzde 35 olarak tahmin
edilmiştir.
3)
31 Aralık 2020: Kredi geri ödemesi gerçekleştirilemediğinden kredi aşama 3 kapsamına geçmiştir.
Bu aşamada kredinin kalan vadesi boyunca temerrüt olasılığı yüzde 60 olarak tahmin edilmiştir. Bu
kredi 2020 yılı boyunca aşama 2’de bulunduğundan faiz geliri brüt kredi tutarı üzerinden
hesaplanacaktır.
4)
31 Aralık 2021: 2021 yılı boyunca faiz geliri (brüt krediden karşılıklar düşürülmüş) net kredi tutarı
üzerinden hesaplanacaktır.
IFRS 9 Türkiye Uygulaması: Bankacılık Sektörünün Geçiş Süreci
TFRS (Türkiye Finansal Raporlama Standardı) 9 kapsamında Türk bankalarınca ayrılacak
karşılıkları düzenleyen Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar
Hakkında Yönetmelik’in 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girecek hükümlerinde, mevcut uygulamadaki
genel ve özel karşılık ayrımı korunmaktadır. Düzenlemede, IFRS 9 ile uyumlu olacak şekilde 12 aylık
beklenen kredi zararı ve kredi riskinde önemli bir artış nedeniyle ömür boyu beklenen kredi zararı
yaklaşımı ile ayrılan karşılıklar genel karşılık olarak nitelendirilmektedir. Borçlunun temerrüdü dolayısıyla
ömür boyu beklenen kredi zararı yaklaşımı ile belirlenerek ayrılacak karşılıklar ise özel karşılık olarak
adlandırılmaktadır.
Tablo I.1.II.2
Örnek: Beklenen Kredi Zararı Hesaplaması
10
Raporlama
Dönemi
Aşama
Brüt Kredi
Tutarı
Temerrüt
Halinde
Zarar
Temerrüt
Olasılığı
Beklenen Kredi Zararı
Net Kredi Tutarı
Faiz Geliri
31.12.2018
1
100.000 TL
%100
%1
100.000*%1 = 1.000 TL
99.000 TL
100.000*%10 = 10.000 TL
31.12.2019
2
100.000 TL
%100
%35
100.000*%35 = 35.000 TL
65.000 TL
100.000*%10 = 10.000 TL
31.12.2020
3
100.000 TL
%100
%60
100.000*%60 = 60.000 TL
40.000 TL
100.000*%10 = 10.000 TL
31.12.2021
3
100.000 TL
%100
%60
100.000*%60 = 60.000 TL
40.000 TL
40.000*%10 = 4.000 TL
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Yeni düzenlemenin yürürlüğe gireceği 2018 yılından itibaren TFRS 9 uygulayacak bankalar,
kredi riskinde önemli bir artış olmayan kredi için 12 aylık beklenen zarar kadar genel karşılık ayıracaktır.
Söz konusu kredinin riskinde önemli bir artış olduğunda ömür boyu beklenen zarar ölçüsünde karşılık
ayrılacak ve kredi kalitesinde kötüleşme ile doğru orantılı olarak karşılık oranı da artacaktır (Grafik
II.1.II.1). Düzenlemeye göre ilgili otorite, banka bazında TFRS 9 uygulamasına geçilmesi konusunda
ilave süre tanınmasına karar verebilmektedir. Bu durumda, TFRS 9 uygulamasına geçmesi uygun
olmayan bankalar standart nitelikli kredileri için yüzde 1,5, yakın izlemedeki kredileri için yüzde 3
oranında asgari genel karşılık ayıracaktır. Söz konusu bankalar için özel karşılık oranları ise üçüncü,
dördüncü ve beşinci grup krediler için sırasıyla asgari yüzde 20, 50 ve 100 seviyelerinde belirlenmiştir
(Grafik II.1.II.2).
Grafik I.1.II.1
Grafik I.1.II.2
TFRS 9 Uygulayan Bankalarda Karşılıklar
TFRS 9 Uygulamayan Bankalarda Karşılıklar
(Yüzde)
Genel Karşılıklar
Özel Karşılıklar
100
Gerçekleşen Zarar
Kredi Riskinde Artış
Kredi Riskinde Önemli
Artış- Aşama 2'nin
Başlangıcı
100
80
60
50
40
12 aylık
beklenen
zarar
Ömür boyu
beklenen
zarar
20
20
20
1,5
3
0
Grup 1
Grup 2
Grup 3
Grup 4
Grup 5
Kredi Kalitesinde Kötüleşme
Kaynak: IASB
Kaynak: BDDK
Yeni muhasebe standartlarının daha ihtiyatlı bir karşılık mekanizmasına imkân tanıyan
beklenen kredi zararı yaklaşımının, bankaların kredi riski yönetimini güçlendirmesi öngörülmektedir.
Beklenen kredi zararının, gerçekleşmeler yerine gelecekteki risklere göre belirlenmesi, finansal sistemin
döngüselliğini azaltarak olası şokların etkilerini hafifletebilecektir. Ayrıca finansal varlıklar için önceden
karşılık ayrılması sağlanarak bankalara daha sağlıklı sermaye yeterliliği değerlendirmesi yapabilme
imkânı sağlanacaktır. Bu durumda gelecekte oluşabilecek risklerin kapsamlı şekilde değerlendirilmesi
önem kazanmaktadır. Bankaların içsel modellerinin geçerliliğinin onay ve düzenli denetim sürecine
tabi tutulması beklenen kredi zararı yaklaşımının uygulama etkinliğinin artmasına katkı sağlayacaktır.
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
11
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
I.2
Yurt İçi Gelişmeler
2016 yılı son çeyreğinde, üçüncü çeyreğe
kıyasla ekonomide toparlanma söz konusudur.
Türkiye ekonomisi 2016 yılının son çeyreğinde temel olarak
Grafik I.2.1
nihai yurt içi talebin desteğiyle büyümüştür (Grafik I.2.1). Nihai yurt içi
Harcama Yönünden Büyümeye Katkılar
(Yüzde Puan)
talebin artışında, üçüncü çeyrekte özel tüketim harcamalarında
Nihai Yurtiçi Talep
Diğer
Net İhracat
GSYİH Büyüme
14
12
10
8
6
4
2
0
-2
-4
-6
görülen daralmanın makroihtiyati tedbirler yoluyla dengelenmesi
etkili olmuştur. 2016 yılının son çeyreğinde, net ihracatın büyümeye
olan negatif katkısı oldukça sınırlı düzeyde kalmıştır. Bu gelişmeler
sonucunda, jeopolitik risklerin ve geçtiğimiz dönem dış ticaret
aleyhine gerçekleşen gelişmelerin, büyüme üzerindeki olumsuz etkisi
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
12.13
09.13
06.13
03.13
12.12
belirgin seviyede hafiflemiştir.
İktisadi faaliyet, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde gözlenen
Kaynak: TÜİK (Son Veri: 12.16)
daralmaya rağmen, yılın son çeyreğinde toparlanmıştır. Mevsim ve
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi
üretim endeksi bir önceki çeyreğe göre 2016
yılının son çeyreğinde toparlanmaya işaret
etmektedir.
takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi, yılın son
çeyreğinde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0,4 oranında
ılımlı bir artışla bir önceki çeyreğin kayıplarını kısmen telafi etmiştir
Grafik I.2.2
(Grafik I.2.2).
Sanayi Üretim Endeksi
(Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Yıllık Yüzde Değişim)
6
5
2016 yılının üçüncü çeyreğinde ekonomik aktivitede gözlenen
4
yavaşlamaya karşılık alınan büyümeyi destekleyici tedbirlerin 2016
3
2
yılının son çeyreğinde olumlu etkileri görülmüştür. Başta yeni
1
açıklanan yatırım teşvik paketleri olmak üzere büyümeyi teşvik edici
0
-1
kredi uygulamaları, gerek işsizlikle mücadelede gerekse üretim
-2
kapasitesinin artırılmasında önemli bir yere sahip olmuştur. Söz konusu
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
-3
adımların küresel çapta artan belirsizliklerin gelişmekte olan ülkelerin
destekleyici maliye politikalarıyla hafifletilmesi eğilimine paralel
Kaynak: TÜİK (Son Veri: 12.16)
yürütüldüğü söylenebilir.
İşsizlik oranı 2016 yılı ikinci yarısında yükselmiştir.
Grafik I.2.3
2016 yılının ikinci yarısında istihdam eğilimi zayıflarken iş
İşgücü
(Mevsimsellikten Arındırılmış Yüzde)
kayıplarında da artış yaşanmış ve buna bağlı olarak işsizlik oranı
İşsizlik Oranı
İşgücüne Katılma Oranı (Sağ E.)
İstihdam Oranı (Sağ E.)
14
53
13
51
12
49
47
11
45
10
43
9
41
imkânlarının zayıflamasına paralel olarak sanayi ve inşaat sektörleri
istihdamındaki gerileme, işsizlikteki yükselişte etkili olmuştur. Öncü
göstergeler 2017 yılı Mart ayından itibaren, istihdam seferberliğinin de
katkısıyla, ekonomik aktivitede iyileşmeye ve buna bağlı olarak daha
olumlu istihdam verilerine işaret etmektedir.
01.17
09.16
05.16
01.16
09.15
05.15
01.15
09.14
05.14
01.14
09.13
05.13
35
01.13
6
09.12
37
05.12
39
7
01.12
8
artmıştır (Grafik I.2.3). İktisadi faaliyette görülen yavaşlama ve yeni iş
Kaynak: TÜİK (Son Veri: 02.17)
12
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Tüketici enflasyonu, 2016 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren
yükselmiştir (Grafik I.2.4). Maliyetlerdeki artış ile petrol fiyatlarındaki
gelişmelerin yanı sıra gıda fiyatlarındaki artış ve düşük baz etkisinin bu
yükselişte etkili olduğu görülmüştür. Artan ithalat fiyatları maliyet
Tüketici enflasyonu, 2016 yılının son çeyreğinden
itibaren döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki
gelişmelerin yanı sıra gıda fiyatlarındaki artışın
etkisiyle yükselmiştir.
yönünden tüketici fiyatlarını etkilerken, Aralık ayından itibaren
Grafik I.2.4
gözlenen olumsuz mevsimsel etkiler taze meyve ve sebze fiyatlarının
(Yıllık Yüzde Değişim)
Fiyat Endeksleri
TÜFE
yukarı yönlü hareketinde etkili olmuştur. Hizmet sektörü enflasyonu
12
H Endeksi
da, akaryakıt fiyatlarının kurdaki yükseliş ile birlikte döviz kuruna
11
I Endeksi
duyarlı sektörlerdeki fiyat artışlarını tetiklemesiyle yükselmiştir.
10
9
8
2016 yılının son çeyreğinde cari açık bir miktar artsa da, dış
7
ticaret, turizmin ihracat kalemindeki payının azalmasına rağmen mal
6
03.17
11.16
07.16
03.16
11.15
07.15
03.15
11.14
07.14
03.14
11.13
07.13
03.13
11.12
07.12
5
03.12
ihracatının güçlü seyri nedeniyle cari işlemlere pozitif katkı sağlamıştır
(Grafik I.2.5 ve I.2.6). 2017 yılının ilk çeyreğinde dış ticaret lehine
değerlendirilmesi gereken bir diğer gelişme, ihracatın, başta AB
Kaynak: TCMB (Son Veri 03.17)
olmak üzere, bölgeler ve sektörler genelinde artış sağlamasıdır. 2017
yılının ilk aylarında da, yurt içi talep koşulları ve kur hareketleri
nedeniyle, nette dış ticaretin büyümeye pozitif katkısı olacağı tahmin
edilmektedir. Cari açığa bir diğer pozitif katkı, küresel iktisadi
faaliyette
gözlenmesi
muhtemel
bir
canlanma
ile
gerçekleşebilecektir.
Net ihracatta gözlenen iyileşme cari açığı azaltıcı etkide bulunmaktadır.
Grafik I.2.5
Grafik I.2.6
Cari Açık
Dış Ticaret
(12 Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları)
(12 Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları, Yüzde)
Cari İşlemler Açığı
Cari İşlemler Açığı / GSYİH (Sağ E.)
80
300
22
70
20
60
80
İhracat
İthalat
İhracat / İthalat (Sağ E.)
24
75
250
18
16
50
70
200
14
40
65
12
10
30
150
60
8
20
6
100
55
4
10
2
12.16
03.16
06.15
09.14
12.13
03.13
06.12
09.11
12.10
03.10
06.09
09.08
12.07
50
03.07
50
12.16
03.16
06.15
09.14
12.13
03.13
06.12
09.11
12.10
03.10
06.09
09.08
12.07
0
03.07
0
Kaynak: TCMB (Son Veri 12.16)
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
13
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Mal ihracatının, önümüzdeki dönemde, başta AB ülkeleri
Cari açığın finansman yapısı sağlıklı yönde
gelişmeye devam etmektedir.
olmak üzere küresel ekonomik görünüme, petrol fiyatlarındaki olası
artışın petrol ihracatçısı dış ticaret ortaklarımıza yapabileceği net
Grafik I.2.7
Cari Açığın Finansman Kalemleri
gelir etkisine ve pazar çeşitlendirme performansına bağlı olarak
(12 Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları)
Doğrudan Yatırımlar (Net)
Diğer Yatırımlar (Net)
Rezerv Varlıklar
100
80
Portföy Yatırımları (Net)
Net Hata / Noksan
artması beklenmektedir. Ancak, gelişmiş ülke para politikaları,
sermaye akımlarının seyri ve jeopolitik gelişmeler gibi küresel
60
ekonomide
40
varlığını
sürdüren
belirsizlik
unsurları,
ihracatın
yıl
20
içerisindeki genel performansını etkileyebilecektir. Öte yandan,
0
dünya genelinde artan korumacı politikalar dış ticaret üzerinde aşağı
-20
yönlü riskler barındırmaktadır. Son olarak, emtia fiyatlarının 2017 yılı
-40
içerisinde kademeli olarak artarak cari açık üzerinde yukarı yönlü
12.16
03.16
06.15
09.14
12.13
03.13
06.12
09.11
12.10
03.10
06.09
09.08
12.07
03.07
-60
baskı kurabileceği değerlendirilmektedir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.16)
Cari açığın finansmanında doğrudan yatırımların katkısı 2016
yılının son çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre değişmemiştir. Portföy
Merkezi yönetim bütçe açığında kısmi bir artış
kaydedilmiştir.
akımları cari açığın finansmanında payını artırırken, rezervler geçmiş
dönem payını korumuştur (Grafik I.2.7).
Grafik I.2.8
Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi
(12-Aylık Birikimli, Milyar TL, Yüzde)
45
Bütçe Açığı
40
Bütçe Açığı/GSYİH (Sağ E.)
35
2,5
politikası, özellikle kamu tüketim harcamaları yoluyla büyümeyi
1,5
desteklemiştir. Tüketim ve yatırım teşvikleriyle verilen destek, 2016 yılı
1,0
son çeyreğinde karşılığını bulmuş ve yeniden pozitif yıllık büyüme
0,5
gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, merkezi yönetim bütçe açığı artış
30
Kaynak:
TCMB (Son Veri: 12.16)
25
20
İktisadi büyümenin yavaşladığı 2016 yılı ikinci yarısında maliye
2,0
15
10
5
0,0
03.12
06.12
09.12
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
0
göstermiş ve merkezi yönetim bütçe açığı/GSYİH oranı uzun süredir
kaydedilen düşüş eğiliminin ardından yükselmiştir (Grafik I.2.8).
Büyüme hızındaki yavaşlama nedeniyle düşüş gösteren vergi gelirleri,
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı (Son Veri: 12.16)
büyümeyi destekleyici teşvik paketlerinin vergi gelirleri üzerinde
yapmış olduğu dolaylı pozitif katkı ile kısmen telafi edilmiştir.
Grafik I.2.9
Grafik I.2.10
Kur Sepeti ve CDS
Faiz Gelişmeleri
(Yüzde)
350
4.5
300
4
250
3.5
200
3
150
2.5
6
100
2
4
1.5
2
1
0
8
Gösterge DİBS
03.17
10.16
05.16
12.15
07.15
02.15
09.14
04.14
11.13
06.13
01.13
TCMB Ortalama Fonlama Faizi (5 Günlük HO)
05.11
03.17
10.16
05.16
12.15
07.15
02.15
09.14
04.14
11.13
06.13
01.13
08.12
03.12
10.11
05.11
0
10
08.12
Kur Sepeti (Sağ E.)
12
03.12
CDS
50
14
10.11
(Baz puan, TL)
Not: Kur sepeti, dolar ve euro kurlarının aritmetik ortalamasıdır.
Kaynak: TCMB ve Bloomberg (Son Veri 12.05.17)
14
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
2016 yılı ikinci yarısından bu yana ülke varlıklarına yönelik risk
algılamalarındaki olumlu seyir devam etmektedir. 5 yıl vadeli CDS
primleri risk algısındaki iyileşme nedeniyle düşüşünü sürdürmüştür
(Grafik
I.2.9).
piyasalarda
ABD’de
gözlenen
gerçekleşen
seçimler
dalgalanmalara
ve
sonrası
küresel
küresel
belirsizliklere
rağmen, son dönemde CDS primlerinde kaydedilen gerileme, özel
sektörün yurt dışı borçlanma maliyetlerine olumlu yansımıştır. Bununla
birlikte, 2016 yılı ikinci yarısından itibaren kurdaki yukarı yönlü hareket
Anayasa değişikliğini oylayan referandum sonrasındaki olumlu
havanın
da
desteğiyle
gerileme
eğilimine
girmiştir.
Döviz
piyasalarında ortaya çıkan dalgalanmalara karşılık TCMB’nin sıkı para
politikası duruşu sonucunda ortalama fonlama faizinde ve DİBS
getirilerinde artış kaydedilmiştir (Grafik I.2.10).
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
15
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
II. Finans Dışı Kesim
Hanehalkı finansal varlıkları, yükümlülüklerinden daha hızlı
büyümektedir. Bu gelişmede temel etken tasarruf mevduatı büyüme
oranının, bireysel kredi büyüme oranının üzerinde gerçekleşmesi
olmuştur. Hanehalkı varlıklarının artışında etkili olan diğer finansal
araçlar ise kıymetli maden yatırımları ve bireysel emeklilik sisteminde
değerlendirilen tasarruflardır. Hanehalkının özel sektör borçlanma
senetlerine talebinde gerileme gözlenmiştir. Tüketici kredilerine
yönelik
makroihtiyati
önlemlerin
gevşetilmesi ile konut
başlamıştır.
ve
Ülkemizde
2016
ihtiyaç
yürürlükte
yılı
Eylül
ayı
itibarıyla
kredisi kullanımları artmaya
bulunan
düzenlemeler
çerçevesinde, hanehalkının YP cinsinden ve değişken faizle (konut
kredisi hariç) borçlanma imkânı bulunmamaktadır. Dolayısıyla,
hanehalkı yükümlülükleri kur ve faiz gelişmelerine bağlı piyasa riski
taşımamaktadır.
Hanehalkı
bilançosunda
yaşanan
gelişmeler
neticesinde, hanehalkının finansal kesim ile göreli borçluluk ilişkisini
temsil eden finansal kaldıraç oranı (yükümlülük/varlık) gerilemeye
devam etmektedir.
Reel sektörün üretim hacmi; artan ihracat, kamu teşvikleri ve
yatırım
beklentilerindeki
iyileşme
ile
birlikte
artış eğilimindedir.
Sektörün toplam finansal borçluluğunun GSYİH’ye oranı 2015’den
itibaren yatay seyretmekte ve söz konusu oran gelişmekte olan
ülkeler ortalamasının oldukça altındadır. Mali disiplinin sağlamış
olduğu alan sayesinde kamu sektörünün aldığı etkin tedbirler,
KOBİ’ler
başta
olmak
üzere
firmaların
finansmana
erişimini
kolaylaştırmıştır. Döviz riskinin yönetilmesi konusunda oluşan piyasa
farkındalığı ve firmaların son dönemde YP kredi yerine TL krediye
yönelmesinin etkisiyle döviz açık pozisyonundaki artış hızı düşme
eğilimindedir. YP kredilerin vadelerinde gözlenen belirgin uzama ve
düşük seyreden YP kredi TGA oranı ise firmaların döviz riskini azaltıcı
unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır.
16
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
II.1
Hanehalkı Gelişmeleri
Hanehalkı finansal kaldıraç oranı gerilemeye
devam etmektedir.
Grafik II.1.1
Hanehalkının toplam varlık ve yükümlülük büyüme oranları,
2016 yılında izlediği yavaşlama eğiliminin ardından 2017 yılının ilk
çeyreğinde tekrar artmaya başlamıştır (Grafik II.1.1). Bu durumun,
varlık tarafında toplam mevduattaki artıştan, yükümlülük tarafında
Hanehalkı Finansal Varlık ve Yükümlülük Büyüme
Oranları ve Finansal Kaldıraç Oranı
(Yıllık Yüzde Değişim, Yüzde Pay)
Varlıklar Reel Büyüme
Varlıklar Büyüme
Yükümlülükler Reel Büyüme 60.0
Yükümlülükler Büyüme
Kaldıraç Oranı (Sağ E.)
56.0
30
25
20
ise artan konut ve ihtiyaç kredisi kullanımlarından kaynaklandığı
görülmektedir. Hanehalkı finansal varlık ve yükümlülüğü 2017 yılı Mart
ayı itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak da
15
52.0
10
5
48.0
0
bulunduğumuz rapor döneminde de bu eğilimini devam ettirmiştir
(Grafik II.1.1). Ülkemizde hanehalkı finansal varlıklarının çoğunu
03/17
12/16
09/16
06/16
03/16
12/15
09/15
06/15
03/15
içinde
12/14
(yükümlülük/varlık),
09/14
oranı
06/14
kaldıraç
03/14
finansal
44.0
12/13
hanehalkı
-5
09/13
büyümüştür. 2013 yılı sonundan itibaren gerilemeye başlayan
Not: Kaldıraç oranı, son 12 aylık yükümlülüklerin ortalamasının son 12
aylık varlıkların ortalamasına oranını ifade etmektedir. Reel büyüme
oranları TÜFE kullanılarak hesaplanmıştır.
Kaynak: TCMB, BDDK, SPK, MKK, TOKİ (Son Veri: 03.17)
tasarruf mevduatı, yükümlülüklerin ise neredeyse tamamını bireysel
krediler (tüketici kredileri ve bireysel kredi kartı)
oluşturmaktadır.
Dolayısıyla
ve
finansal
kaldıraç
oranında
varlık
yükümlülük
gelişmelerine bağlı olarak gözlenen iyimser tablo büyük oranda
Hanehalkı tasarruf mevduatı büyüme oranı
bireysel kredi büyüme oranının üzerinde
seyretmektedir.
tasarruf mevduatı ve bireysel kredilerin göreli büyüme oranları
Grafik II.1.2
tarafından belirlenmektedir. 2013 yılından itibaren bireysel kredi
(Yıllık Yüzde Değişim)
büyüme oranlarında gözlemlenen belirgin yavaşlamada geçtiğimiz
Hanehalkı Kredi ve Mevduat Büyümesi
Tasarruf Mevduatı
Bireysel Krediler
28
Eylül ayına kadar bireysel kredilere yönelik uygulanan makroihtiyati
24
tedbirler etkili olmuştur (Grafik II.1.2). Tasarruf mevduatı büyüme
20
oranının bireysel krediler büyüme oranının üzerinde gerçekleştiği 2014
16
KEA Tasarruf Mevduatı
12
yılından bu yana finansal kaldıraç oranı gerilemektedir.
8
4
mevduat faizlerinin ise geçtiğimiz rapor dönemine göre bir miktar
arttığı görülmektedir (Grafik II.1.3). Buna bağlı olarak, tüketici kredisi-
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
seyrettiği,
12.14
yatay
0
09.14
gelişmeleri
06.14
maliyetlerinin
faiz
03.14
kredisi
mevduatı
12.13
tasarruf
09.13
tüketici
ve
06.13
incelendiğinde,
kredileri
03.13
Tüketici
Not: Yurt içi yerleşik bankalarca kullandırılan kredilerdir. Kredi
kartları dahil edilmiştir. Tasarruf mevduatının kur etkisinden
arındırılması amacıyla kur sepeti (0,6 ABD doları + 0,4 euro)
kullanılmıştır.
Kaynak: TCMB, BDDK (Son Veri: 03.17)
tasarruf mevduatı faiz farkı bu dönemde gerilemektedir.
Grafik II.1.3
Tablo II.1.1
Tüketici Kredileri ve Tasarruf Mevduatı Faiz
Gelişmeleri (Yüzde)
Değişim
Katkı (Puan)
15.1
11.2
15.8
-8.6
84.7
45.8
-15.9
3.7
-24.4
22.3
25.3
17.6
10.9
51.4
42.6
15.1
5.3
4.8
16
-0.4
0.0
-0.4
2.0
1.4
0.6
0.5
0.0
1.9
Not: Mart-2017 döneminde dolaşımdaki para, 2016-III Finansal Hesaplar İstatistikleri’nde 2016-Ç3 itibarıyla hanehalkının
elinde bulunan pay ilerleyen dönemde sabit kabul edilerek hesaplanmıştır.
10
8
6
4
2
0
04.17
1.6
0.6
1.0
9.7
6.1
3.6
4.8
0.1
5.4
0.9
12
01.17
1.6
14
10.16
2.2
0.7
1.5
9.2
5.6
3.5
5.0
0.0
4.4
100
46.1
30.6
07.16
1.0
1056.1
487.0
322.9
88.8
17.4
4.8
17.0
6.4
10.6
102.9
64.6
38.2
50.9
0.7
57.3
Faiz Farkı
Kredi
Mevduat
04.16
100
47.8
30.4
18
01.16
917.3
438.1
278.9
97.2
9.4
3.3
20.2
6.2
14.1
84.1
51.6
32.5
45.9
0.4
40.2
20
10.15
Milyar TL Yüzde Pay Milyar TL Yüzde Pay
Toplam Varlıklar
TL Tasarruf Mevduatı
YP Tasarruf Mevduatı
- (Milyar ABD Doları)
Kıymetli M. Deposu
- (Milyar ABD Doları)
Tahvil ve Bonolar
- Kamu
- Özel Sektör
Yatırım Fonları
Emeklilik Yat. Fon.
Diğer Yat. Fon.
Hisse Senedi
Repo
Dolaşımdaki Para
Değişime
Yüzde
07.15
03.17
01.15
03.16
04.15
Hanehalkı Finansal Varlıkları
Not: Tüketici kredisi faiz gelişmeleri, konut, ihtiyaç ve taşıt kredisi
faiz gelişmelerini içermektedir. Faiz farkı, kredi faizinin mevduat
faizi ile farkını ifade etmektedir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17)
Kaynak: TCMB, SPK, MKK (Son Veri: 03.17)
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
17
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Hanehalkı
Grafik II.1.4
varlıklarında,
bir
önceki
yılın
aynı
dönemine göre yüzde 15,1’lik bir artış görülmektedir (Tablo II.1.1).
Yurt içi Yerleşik Hanehalkının TL ve YP Tasarruf
Mevduatı Tercihi (Yüzde Pay, Milyar ABD Doları)
Varlık artışına en büyük katkı tasarruf mevduatından (10,1 puan)
TL Mevduat Payı
gelmiştir. Nitekim varlık büyümesine TL cinsinden mevduatın katkısı 5,3
YP Mevduat Payı
YP Mevduat TDK (Sağ E.)
65
finansal
60
105
puan, YP cinsinden mevduatın katkısı ise 4,8 puan olmuştur.
100
Varlıklardaki büyümenin diğer belirleyicileri, kıymetli madenlere ve
95
emeklilik yatırım fonlarına yapılan yatırımlar olmuştur. Bu dönemde
90
hanehalkının özel sektör borçlanma senetlerine talebinde gerileme
85
gözlenmiştir (Tablo II.1.1).
55
50
45
40
03.17
02.17
01.17
12.16
11.16
10.16
09.16
08.16
07.16
06.16
05.16
04.16
80
03.16
35
Not: YP mevduat TDK, YP cinsi mevduatln toplam dolar karşılığını
ifade etmektedir, yurt içi gerçek kişilerin elinde bulunan kıymetli
madeni
içermemektedir.
Grafiğin
sol
ekseni
payı
göstermektedir. Örneğin. 03.17 itibarıyla YP mevduatın payı
yaklaşık yüzde 40 iken, TL mevduatın payı yüzde 60’tır.
2017 yılı Mart ayı itibarıyla YP mevduat ABD doları cinsinden
ele alındığında, hanehalkının geçtiğimiz yıl aynı döneme göre daha
az
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
döviz tercih ettiği görülmektedir (Grafik II.1.4). YP mevduatta
2016 yılı ilk çeyreğinden itibaren yüzde 15,8’lik bir artış görülmüştür.
Hanehalkı
Grafik II.1.5
Hanehalkı Tutar Kırılımlarına Göre Mevduat Gelişmesi
(Yüzde Puan)
03.16-03.17
09.16-03.17
YP
tasarruf
mevduatında
gözlenen
artışın
kurdaki
dalgalanmalardan kaynaklandığı değerlendirilmektedir. YP tasarruf
mevduatı son bir yılda ABD doları cinsinden yüzde 8,6 gerilemiştir
(Tablo II.1.1). Sonuç olarak, kur artışlarının etkisiyle TL tasarruf
Toplam
mevduatının toplam mevduat içindeki payı geçtiğimiz yıla göre
1 Milyon +
gerilerken,
500 Bin-1 Mln
KEA YP
TL
YP
tasarruf
mevduatının
payında
bir
miktar
artış
gözlenmiştir (Grafik II.1.4).
250-500 Bin
50-250 Bin
Geçtiğimiz rapor dönemine göre sadece 1 milyon ve üzeri
0-50 Bin
-4
0
4
8
12
-4
0
4
8
12
Not: YP mevduat kur etkisinden arındırılırken, 0,6$+0,4€ sepeti
kullanılmıştır. Yurt içi yerleşiklerin elindeki mevduatı ifade
etmektedir.
bakiyeli YP mevduatta artış görülmekte, diğer tutar kırılımlarında
değişim gözlenmemektedir (Grafik II.1.5). Benzer şekilde geçtiğimiz
yılın aynı dönemine göre de, kur etkisinden arındırılmış YP mevduat
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
artışı sadece büyük montanlı tasarruf mevduatında izlenmektedir. TL
mevduat artışı ise tüm tutar kırılımlarına yayılmıştır. Bu dönemde, YP
Grafik II.1.6
mevduat artışında etkili olan faktörlerden birinin para takası ile YP
Bankacılık Sistemi Hanehalkı Altın Portföyü
ve Altın Fiyatları (1 Ton, TL (Ters Sıralama))
250
Bankacılık Sisteminde Bulunan Miktar
Altın Fiyatı (Sağ E.,Ters Sıralama)
200
mevduat elde etme işlemleri olduğu değerlendirilmektedir. Bu işlem
400
kapsamında bankalar, kişilerden sözleşme ile TL fonlama sağlayıp
500
karşılığında döviz vermekte ve genellikle tasarruf sahiplerinin elde
600
ettikleri dövizi yine bankaya yatırmalarını istemektedir. Sözleşme süresi
150
700
100
800
50
verip TL olarak geri almaktadır. Özellikle yüksek tutarlı mevduat
900
1000
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
0
18
sonunda müşteriler banka hesaplarında tuttukları dövizi bankaya
sahiplerine sunulan bu imkân YP mevduatın içinde görülmekte,
ancak gerek yatırılan paranın gerek sözleşme sonunda mudilerin
Not: Altın fiyatı, 1 Cumhuriyet altını satış fiyatını ifade etmektedir.
Gerçek kişilerin yurt içi ve yurt dışı altınları.
eline geçen meblağın TL cinsinden olması sebebiyle TL mevduat
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
özelliği taşımaktadır.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Hanehalkı varlıklarında görülen bir başka gelişme ise artan
Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi
Devlet Katkısı/GSYİH (Sağ E.)
Fon Tutarı/GSYİH (Sağ E.)
Katılımcı Başına Katkı Payı Tutarı (Bin TL)
Katılımcı Sayısı (Milyon Kişi)
2016 yılı Eylül ayından itibaren birlikte hareket etmeye başlamıştır
7
2
3
2
1
1
Yurt içi tasarrufların artırılması amacıyla 2013 yılından bu yana
2016
03.17
2015
2014
2013
2012
0
2011
0
2004
değişen yatırım tercihlerinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir.
4
2010
yanında altın da talep etmeye başlamasından, diğer bir deyişle
3
2009
hanehalkının geçtiğimiz yılın son çeyreğinden itibaren dövizin
4
5
2006
mevduat olarak tutulan altın miktarı da yükselmiştir. Bu gelişmenin
6
2005
(Grafik II.1.6). Aynı dönemde, altın fiyatlarında görülen artışla beraber
2008
yönde olan altın fiyatı ile bankacılık sisteminde bulunan altın miktarı,
Grafik II.1.7
2007
kıymetli maden alımı olmuştur. Önceki dönemlerde hareketleri farklı
Not: 03.17 itibarıyla GSYİH için 2016 yılı yıl sonu değeri kullanılmıştır.
Kaynak: EGM (Son Veri: 03.17)
bireysel emeklilik sisteminde (BES) bulunan tasarruflara uygulanan
devlet katkısı ile beraber BES’te değerlendirilen tasarruflar hızla artış
göstermiştir. 2017 yılı ilk çeyrek itibarıyla da bu eğilimin devam ettiği
Grafik II.1.8
dönemine göre yüzde 8,7 artarak yaklaşık 6 milyon 750 bin kişiye,
Bireysel Emeklilik Sistemine Otomatik Katılım
devlet katkısı ve fon tutarı toplamı ise yüzde 26,1 artarak yaklaşık 65
3.5
milyar TL’ye yükselmiştir (Grafik II.1.7). Ayrıca 2017 yılı başından
3
itibaren yürürlükte olan BES’e otomatik katılım uygulaması ile
2.5
350
300
250
1.5
200
150
1
0.5
bin kişinin 442 milyon TL’lik fon büyüklüğü bulunmaktadır (Grafik II.1.8).
0
100
50
sayısının
ve
fon
büyüklüğünün
belirgin
artış
05.05
28.04
14.04
31.03
17.03
03.03
24.02
10.02
06.01
0
Nisan ayında uygulanan otomatik katılım sisteminin ikinci aşamasıyla,
kişi
450
2
itibarıyla, otomatik katılım ile sisteme dâhil olan yaklaşık 2 milyon 900
başta kamu görevlilerinin sisteme dâhil edilmesiyle, sisteme üye olan
500
400
31.01
otomatik olarak dâhil edilmeye başlanmıştır. 2017 yılı Mayıs ayı
Çalışan Sayısı (Milyon Kişi)
20.01
kademeli olarak 45 yaş altında ve ücretli çalışan kişiler sisteme
Çalışanların Fon Tutarı (Sağ E., Milyon TL)
19.05
görülmektedir. BES’e üye olan çalışan sayısı geçtiğimiz yılın aynı
Kaynak: EGM (Son Veri: 19.05.17)
gösterdiği
görülmektedir.
Hanehalkı hisse senedi portföy büyüklüğü 2017 yılı Mart ayı
95
borsa endeksi kullanılarak değer artışlarından arındırıldığında da 2017
85
yılı Mart ayı itibarıyla geçtiğimiz yıl aynı döneme göre yüzde 3,5 artış
75
03.17
09.16
20
03.16
50
09.15
halka sunan yatırım aracıdır. İlk defa geçtiğimiz Mart ayı sonunda
03.15
Gayrimenkul sertifikası, bir gayrimenkul projesini küçük paylara bölüp
25
55
09.14
tamamlanmıştır.
03.14
ihracı
30
60
09.13
sertifikası
65
03.13
gayrimenkul
35
70
09.12
ilk
40
03.12
gözetiminde
45
80
03.10
göstermiştir. Söz konusu dönemde, ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu
50
Reel Hisse Portföyü
BİST Tüm Endeks
Hisse Portföyü (Sağ E.)
90
Thousands
(Bin, Milyar TL)
09.11
gelişmede etkili olmuştur. Ancak hanehalkı hisse senedi yatırımları,
BİST Tüm Endeks ve Hanehalkı Hisse Senedi Portföyü
03.11
çeyreğinde Borsa İstanbul’da (BİST) yaşanan değer artışları bu
Grafik II.1.9
09.10
itibarıyla 50 milyar TL’nin üzerine yükselmiştir (Grafik II.1.9). Yılın ilk
sabit fiyatla ve talep toplama yöntemiyle yapılan gayrimenkul
Not: Hisse senedi portföyü, endeks ve sabit terim kullanılarak
reelleştirilmiştir.
sertifikası halka arzında, her biri 42,5 TL olan yaklaşık 3,4 milyon adet
Kaynak: TCMB, Bloomberg (Son Veri: 03.17)
gayrimenkul sertifikası satışı gerçekleşmiştir. Arz edilen gayrimenkul
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
19
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
sertifikalarının yüzde 52,7’si yurt içi bireysel yatırımcılar tarafından satın
alınmıştır.
Tablo II.1.2
Hanehalkı Finansal Yükümlülükleri
03.16
03.17
Milyar TL Yüzde Pay Milyar TL Yüzde Pay
Toplam Yükümlülükler
(Tür Bazında)
Konut
Taşıt
İhtiyaç + Diğer
Bireysel KK
VYŞ Alacakları
Toplam Yükümlülükler
(Karşı Taraf Bazında)
Bankalar
Finansman Şirketleri
TOKİ
Varlık Yönetim Şirketleri
Yüzde
Değişime
Değişim
Katkı (Puan)
441.9
100
499.9
100
13.1
13.1
161.3
16.0
167.1
85.1
12.5
36.5
3.6
37.8
19.2
2.8
190.1
17.3
186.3
89.4
16.8
38.0
3.5
37.3
17.9
3.4
17.8
8.4
11.5
5.1
34.4
6.5
0.3
4.4
1.0
1.0
441.9
100
499.9
100
13.1
13.1
406.0
10.6
12.8
12.5
91.9
2.4
2.9
2.8
453.2
13.9
16.0
16.8
90.7
2.8
3.2
3.4
11.6
31.4
24.7
34.4
10.7
0.8
0.7
1.0
Kaynak: TCMB, TOKİ (Son Veri: 03.17)
Hanehalkı
finansal
yükümlülüklerinde
geçtiğimiz
rapor
döneminde yaşanan yavaşlamanın ardından, tüketici kredilerine
yönelik
Finansman şirketleri tarafından sağlanan ihtiyaç
kredileri artış göstermeye devam etmektedir.
makroihtiyati
gevşetilmesi1
ile
önlemlerin
2016
yükümlülüklerin
yılı
Eylül
ayı
yükselmeye
itibarıyla
başladığı
görülmektedir. 2017 yılı Mart ayı itibarıyla hanehalkı finansal
Grafik II.1.10
yükümlülüklerinde görülen yüzde 13,1’lik artışın temel belirleyicileri
Finansman Şirketleri Tarafından Sağlanan Tüketici
Kredilerinin Türlere Göre Gelişimi (Yüzde Pay)
yükümlülüklerin yaklaşık dörtte üçünü oluşturan konut kredisi ve
ihtiyaç
100
03.16
90
06.16
80
09.16
70
kredisi
olmuştur.
Bankaların
TGA
portföy
satışları
ile,
hanehalkının varlık yönetim şirketlerine olan finansal yükümlülükleri
geçtiğimiz yıla göre artmıştır (Tablo II.1.2).
12.16
60
03.17
50
Hanehalkı
40
30
bu
rapor
döneminde
de
bir
önceki
rapor
döneminde olduğu gibi finansman kaynağı olarak çoğunlukla
20
bankaları
10
0
Konut
Taşıt
Kaynak: TCMB (Son Veri: 31.03.17)
İhtiyaç
tercih
etmiştir.
Ancak
banka
kredilerinin
hanehalkı
finansman yükümlülükleri içindeki payının son bir yılda 1,2 puan
gerilediği görülmektedir (Tablo II.1.2). Yeni açılan finansman şirketleri
ile beraber finansman şirketi tüketici kredilerinin çeşitlilik göstermesi
bu gerilemede etkili olmuştur. Tüketiciler, finansman şirketi kredilerini
büyük oranda taşıt alımlarına yönelik kullanırken, geçtiğimiz yıldan
itibaren ihtiyaç kredisine konu olacak alımlarda da finansman
şirketlerini tercih etmeye başlamıştır. Finansman şirketleri tarafından
sağlanan ihtiyaç kredileri, 2017 yılı Mart ayı itibarıyla 3,3 milyar TL’ye
ulaşmıştır. Neticede, finansman şirketlerinin ihtiyaç kredisine konu
olacak alımlara yönelik kullandırdığı kredilerin toplam tüketici kredileri
içindeki payı yaklaşık yüzde 25’e ulaşmıştır (Grafik II.1.10).
1Ayrıntılı
bilgi için “Ek 1 Bireysel Kredilere ve Ticari Kredilere Yönelik Makroihtiyati Düzenlemeler ve Yürürlük
Tarihleri” başlıklı tabloya bakınız.
20
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Küresel kriz sonrasında, ülkemizde tüketici kredilerine yönelik
Konut ve ihtiyaç kredisi ortalama vadeleri
geçtiğimiz son çeyrekten itibaren artmaktadır.
yoğun olarak uygulanan makroihtiyati politikalar geçtiğimiz yıl
Grafik II.1.11
sonunda bir miktar gevşetilmiştir. İhtiyaç kredisi azami taksit sayısının
(3 Aylık Hareketli Ort., Ay)
36 aydan 48 aya ve konut kredisi kullanımlarında dikkate alınan
Bireysel Kredilerin Ortalama Vade Gelişimi
45
110
105
kredi-değer oranının yüzde 75’ten yüzde 80’e yükseltilmesiyle, yeni
40
100
açılan ihtiyaç ve konut kredilerinin daha uzun vadeli kullanıldığı
görülmektedir (Grafik II.1.11).
İhtiyaç kredisi ortalama vadesinin
95
35
kadar yeniden yapılandırma imkânı olmuştur.
90
Taşıt
İhtiyaç
Konut (Sağ E.)
artışına etki eden diğer bir unsur ise standart kredilere tanınan 72 aya
85
80
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
30
Yeni açılan konut kredileri ortalama vadeleri uzatırken, ipotekli
satışların toplam konut satışları içindeki payının da artmasına neden
Not: Ortalama vade hesabı, kredilerin orijinal vadesine göre
yapılmıştır.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
olmuştur (Grafik II.1.12). Kredili konut satışları 2016 yılı Eylül ayından
itibaren konut satış artışına pozitif katkı vermektedir (Grafik II.1.12).
Konut satışlarının artışında konut kredilerine yönelik finansal koşullarda
sağlanan iyileşmenin etkili olduğu düşünülmektedir. 2016 yılı Eylül
ayından itibaren konut kredisi başvurusunda bulunan kişiler içinde
Son aylarda ipotekli konut satışları, konut
piyasasında yaşanan ivmelenmeye belirgin
katkı vermektedir.
Grafik II.1.12
Konut Satış Değişimine Katkılar ve Konut Kredisi Aylık
Maliyetli Faiz Oranı (Yüzde, Puan)
İpotekli
İpoteksiz
İpotekli Pay
Maliyetli Faiz Oranı (Sağ E.)
Kabul Oranı (Sağ E.)
konut kredisi tahsis edilen kişi sayısı (kabul oranı) dönem ortalamasının
50
üzerinde
seyretmektedir.
Kabul
oranlarındaki
bu
artış,
faiz
40
gelişmelerine bağlı talep genişlemesinin yanında bankaların da kredi
30
tahsis motivasyonlarının yükseldiğine işaret etmektedir.
20
1,30
1,20
1,10
10
0
Bireysel kredi kartı bakiyesinin son dönemde ılımlı seyrettiği
-10
görülmektedir (Grafik II.1.13). Bireysel kredi kartı harcamaları yıllık
-20
değişimi enflasyon etkilerinden arındırıldığındaysa gerilemektedir.
-30
Özetle, ülkemizde hanehalkı finansal kaldıraç oranı hanehalkı
finansal bilançosunda gözlenen gelişmelere bağlı olarak gerilemeye
1,00
0,90
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
0,80
Not: İpotekli pay, son 12 aylık konut satışları içinde ipotekli satışların
payını göstermektedir. Kabul oranı, tesis edilen konut kredisi sayısının
değerlemesi yapılan konut sayısına oranını göstermektedir. 20142017 ortalaması yüzde 78’e endekslenmiştir.
Kaynak: TCMB, TÜİK (Son Veri: 03.17)
devam etmektedir. Hanehalkının, yürürlükte bulunan düzenlemeler
çerçevesinde YP cinsinden ve değişken faizle (konut kredisi hariç)
borçlanma
imkânına
yükümlülüklerinin
kura
sahip
ve
olmaması,
faize
engellemektedir.
bağlı
hanehalkının
piyasa
riski
finansal
taşımasını
Grafik II.1.13
Bireysel Kredi Kartı Bakiyesinin Gelişimi
(Yüzde)
30
20
Yıllıklandırılmış Haftalık Değişim (13 Haf. Hareketli Ort.)
Reel Yıllık Değişim
Yıllık Değişim
10
0
-10
-20
-30
03.14
05.14
07.14
09.14
11.14
01.15
03.15
05.15
07.15
09.15
11.15
01.16
03.16
05.16
07.16
09.16
11.16
01.17
03.17
-40
Not: Kredi kartı bakiyesi TüFE kullanılarak reelleştirilmiştir.
Kaynak: TCMB, TÜİK (Son Veri: 03.17)
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
21
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Kutu
II.1.I
Finansal Sistemde Yatırım Aracı Olarak Altın ve Ülkemizde Altın Bankacılığı
Geleneksel olarak ülkemizde altına olan talep, bankaları yeni tasarruf ürünleri sunmaya sevk
etmiştir. Tasarrufların her ay düzenli altın alımına yönlendirildiği “birikim hesapları” açılmış, bankalar
toplama günleri düzenleyerek altınların, gelir getiren finansal ürünlere dönüştürülmesine öncülük
etmiştir. 2011 yılında Bankamızın TL zorunlu karşılıklar kapsamında altın tesisi imkânı sağlayan Rezerv
Opsiyon Mekanizması (ROM) bu süreci hızlandırmıştır. Bu kapsamda, fiziki altınlar, kaydi altınlara
dönüştürülerek altın depo hesaplarına aktarılmakta, oradan da ROM kapsamında merkez bankası
rezervleri arasına dahil olmaktadır.
Finansal sistemde altın mevduatı, altın takası (swap), altın kredisi, altın borsa yatırım fonu (ETF)
gibi ürünler mevcuttur. Altın borsa yatırım fonları hisse senedi gibi işlem gören, birincil ve ikincil
piyasaları olan ve altın fiyatlarını birebir takip eden likit yatırım araçlarıdır. Fiziksel altına yatırım yapmak
isteyen ancak altın saklama, takas ve sigorta gibi operasyonel yük ve maliyetlerle ayrı ayrı uğraşmayı
tercih etmeyen yatırımcılar için bu araçlar iyi bir fırsat sağlamaktadır.
Merkez bankaları, ülke rezervlerinin bir kısmını altın olarak tutarlar. Parasal altın olarak ifade
edilen bu altınlar likit piyasalarda, güvenli hesaplarda ve likit altın araçlarında tutulur ve ilgili merkez
bankası ya da para otoritesinin yasalarında belirtilen kurallar ve piyasa gelişmeleri dahilinde kullanılır.
Uluslararası piyasalarda yaşanan son krizde altın önemli bir likidite kaynağı olarak rol oynamıştır. Fed,
ülkelere açtığı swap imkânları ile altın karşılığında ABD doları likiditesi sağlarken, bazı merkez bankaları
(Sveriges Riksbank) ülke altın rezervlerini teminat göstererek bankacılık sistemlerine likidite sağlamıştır.
TCMB’nin 2017 yılı Mayıs ayı itibarıyla 17,8 milyar ABD doları değerinde 447,6 ton altın rezervi
bulunmakta ve toplam döviz rezervlerinin yüzde 16,8’ini oluşturmaktadır. Zorunlu karşılık kapsamında
tutulan miktar bu rezervlerin yaklaşık yüzde 73’ünü oluşturmaktadır. Bu bağlamda, 2011 yılından bu
yana altın rezervlerinin gelişimini sağlayan zorunlu karşılık tesis türleri aşağıdaki şekilde çeşitlendirilmiştir.
1- TL zorunlu karşılıkların yüzde 30’una kadar altın cinsinden tesisine imkân tanıyan ROM
2- TL zorunlu karşılıkların yüzde 5’ine kadar hurda altın cinsinden tesis imkânı tanınması
3- Kıymetli maden depo hesapları için tutulması gereken zorunlu karşılıkların tamamının altın
olarak tesisi imkânı.
Zorunlu karşılıkların altın olarak tesisine imkân tanıyan söz konusu araçlar ile TCMB altın
rezervleri güçlendirilmiş ve bankalara likidite yönetiminde daha fazla esneklik sağlanarak bankacılık
sisteminin maliyet ve likidite kanallarının olumlu etkilenmesi sağlanmıştır.
TL zorunlu karşılıklar için altın tesis imkânından 21.04.2017 tesis tarihi itibarıyla 25 kuruluş
yararlanmakta olup, toplamda 45,7 milyar TL değerinde 306 ton altın tesis edilmektedir (Grafik II.1.I.1).
Kıymetli maden depo hesapları için altın tesis imkânı kapsamında 21.04.2017 tesis tarihi itibarıyla
kıymetli maden depo hesap bakiyesi bulunan 23 bankanın 12’si imkândan faydalanmakta olup
toplamda 1,8 milyar TL değerinde 12 ton altın tesis edilmektedir (Grafik II.1.I.2).
22
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Grafik II.1.I.1
Grafik II.1.I.2
TL için Altın Tesis İmkânı ve Kullanımı
Kıymetli Madenler İçin Altın Tesis İmkânı ve Kullanım
(Yüzde)
(Yüzde)
35
100
30
90
25
20
80
15
70
10
60
11.11
01.12
04.12
06.12
09.12
11.12
02.13
05.13
07.13
10.13
12.13
03.14
05.14
08.14
10.14
01.15
03.15
06.15
08.15
11.15
01.16
04.16
07.16
09.16
12.16
02.17
05.17
0
50
11.11
01.12
04.12
06.12
09.12
11.12
02.13
05.13
07.13
10.13
12.13
03.14
05.14
08.14
10.14
01.15
03.15
06.15
08.15
11.15
01.16
04.16
07.16
09.16
12.16
02.17
05.17
5
İmkân Üst Limiti
İmkân Üst Limiti
TL ZK için Altın Tesis İmkânı Kullanımı
Kıy. Md. Depo Hes. İçin Altın Tesis İmkânı Kullanımı
Kaynak: TCMB
Kaynak: TCMB
TCMB, 21.10.2016 tarihinde altın cinsinden tasarrufların ekonomiye kazandırılması amacıyla,
hurda altın imkânı olarak adlandırılan, Rezerv Opsiyonu İmkânı kapsamında zorunlu karşılığa standart
altın kabulü için sağlanan yüzde 30 oranındaki imkâna ek olarak yüzde 5 oranında yeni bir imkân
sağlamıştır. Söz konusu imkân dilimine kabul edilecek standart altınların kaynağının 03.10.2016
tarihinden itibaren bankalar tarafından yurt içi yerleşiklerden toplanacak işlenmiş veya hurda altın
olma şartının getirilerek yastık altı olarak tanımlanan altın cinsinden tasarrufların bankacılık sektörü
aracılığıyla ekonomiye kazandırılması amaçlanmıştır. 07.04.2017 tesis tarihi itibariyle 322 milyon TL
değerinde 2,2 ton hurda altın tesis edilmektedir. Hurda altın kullanım oranı yüzde 6,8 olup, imkândan
yararlanan banka sayısı 10’dur.
Yatırımcılar
açısından
yastık
altında
tutulan altınların depolama, güvenlik ve fırsat
maliyeti
bulunmaktadır.
Fırsat
maliyeti,
hem
Grafik II.1.I.3
TL için Hurda Altın Tesis İmkânı ve Kullanımı
(Yüzde)
10
yatırımcı hem de ülkemiz ekonomisi açısından
nedenle,
0
Hazine
Müsteşarlığı
tarafından
ihraç
edilmesi
planlanan hurda altın karşılığı Altın Tahvili ve Altına
İmkân Kullanan Banka Sayısı
TL ZK için Hurda Altın Tesis İmkânı Kullanımı
Dayalı Kira Sertifikası ürünlerinin, yastık altında veya
saklama hizmeti karşılığı saklanan atıl durumdaki
05.17
Bu
04.17
gelmektedir.
04.17
anlamına
03.17
feragat
03.17
2
02.17
borçlanma senetlerinden alabileceği kazançtan
yatırımcı
02.17
4
tutmak
01.17
açısından
altın
01.17
miktarda
12.16
6
11.16
sabit bir getirisi bulunmamaktadır ve yüksek
12.16
8
12.16
önem arz etmektedir; çünkü yastık altındaki altının
Kaynak: TCMB
altınların finansal sisteme entegre edilmesinde
önemli rol oynayacağı değerlendirilmektedir. Söz konusu ihraçlar yoluyla toplanacak yastık altı
altınların ekonomiye kazandırılmasının yanı sıra yatırımcısına da ek bir getiri imkânı sağlanmış olacaktır.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
23
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Sanayi üretimi ve yatırım eğilimi
toparlanmaktadır.
II.2 Reel Sektör Gelişmeleri
Grafik II.2.1
Sanayi Üretimi ve Yatırım Eğilimi
(Mevsimsellikten Arındırılmış, 3 Aylık Hareketli Ort.)
İmalat Sanayi Üretim Endeksi
140
Yatırım Eğilimi
Kapasite Kullanım Oranı (Sağ E.)
79
Sanayi üretiminde gözlenen ılımlı toparlanma ve öncü anket
78
verileri, 2017 yılında reel sektörün büyümeye yukarı yönlü katkı
77
sağlayacağına işaret etmektedir (Grafik II.2.1). Yaşanan bir dizi şok
76
sonucu 2016 yılı üçüncü çeyreğinde daralan sanayi üretimi ve
75
kapasite kullanım oranı, dördüncü çeyrekte kayıplarını telafi ederek
130
120
110
74
100
73
72
04.13
07.13
10.13
01.14
04.14
07.14
10.14
01.15
04.15
07.15
10.15
01.16
04.16
07.16
10.16
01.17
04.17
90
büyümenin beklentilerin üstünde gerçekleşmesine katkı sağlamıştır.
2016 yılı boyunca büyümeye katkısı sınırlı olan reel sektör yatırım
eğiliminde ise yıl sonundan itibaren toparlanma gözlenmektedir. Bu
Not: Yatırım eğilimi, imalat sanayinde gelecek 12 aylık yatırım
beklentisini yukarı ve aşağı olarak ifade edenlerin farkı 100’e
eklenerek elde edilmiştir.Sanayi Üretim Endeksinde son veri 03.17,
diğer verilerde 04.17’dir.
Kaynak: TÜİK, TCMB (Son Veri: 04.17)
gelişmede belirsizliklerin azalmasının yanı sıra, 2016 yılı Aralık ayında
açıklanan
Ekonomi
Koordinasyon
Kurulu
(EKK)
yatırım
teşvik
paketlerinin de etkisi olduğu değerlendirilmektedir. Özellikle imalat
Güven endeksleri tüm sektörlerde artmaktadır.
yönelik
yatırıma
katkı
payının
artırılması,
firmaların
finansmana erişiminin desteklenmesi ve kurumlar vergisi indirimi gibi
Grafik II.2.2
Reel Sektör Güven Endeksleri
teşvikler
(Mevsimsellikten Arındırılmış, 3 Aylık Hareketli Ort.)
sektördeki
üretim
hacmini
ve
yatırım
eğilimini
desteklemektedir. Yatırımlara dönük beklentilerin toparlanma eğilimi
Reel Kesim
Hizmet Sektörü
Perakende Ticaret
İnşaat Sektörü
PMI Endeksi (Sağ E.)
110
sanayine
göstermesi ve dış talepte yaşanan artış, önümüzdeki dönemde
80
büyümenin yukarı yönlü ivme kazanacağını ima etmektedir.
100
70
90
60
80
50
sektörün ekonomik gidişata olan güveni, 2017 yılı başından itibaren
70
40
hemen hemen her sektörde artışa geçmiştir (Grafik II.2.2). Bu
04.13
07.13
10.13
01.14
04.14
07.14
10.14
01.15
04.15
07.15
10.15
01.16
04.16
07.16
10.16
01.17
04.17
2016 yılı ikinci çeyreğinden itibaren düşüş eğilimi gösteren reel
Kaynak: TÜİK, TCMB (Son Veri: 04.17)
gelişmede kamunun diğer düzenleyici otoritelerle eşgüdüm ve
koordinasyon içerisinde aldığı tedbirlerin önemli katkısı olmuştur.
Ekonomik yavaşlamadan en çok etkilenen hizmet ve perakende
Üretim hacmi ihracat kaynaklı artmaktadır.
Grafik II.2.3
Otomobil ve Beyaz Eşya Üretim Hacmi Yıllık Büyümesi
ve Mevsimsellikten Arındırılmış İhracat Miktar Endeksi
(Yıllık Yüzde Değişim, 3 Aylık Hareketli Ort.)
50
Beyaz Eşya Üretimi
2017
yılının
ilk
aylarında
olumluya
dönmesi,
ekonomideki
toparlanmanın sadece belirli sektörlerle sınırlı kalmadığını, genele
yayılma potansiyeli olduğunu göstermektedir. Konut satışlarındaki
Otomobil Üretimi
60
ticaret sektörlerinde ekonomik görünümle ilgili olumsuz beklentilerin
150
İhracat Miktar Endeksi (Sağ E.)
140
kampanyaların yanı sıra yatırıma yönelik inşaat işlerinde KDV iadesi
uygulaması, inşaat sektörünü desteklemektedir.
40
30
130
Ekonomik aktiviteyle ilgili öncü göstergelerden olan otomobil
20
120
10
-10
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
0
-20
Kaynak: TÜİK (Son Veri: 03.17)
110
100
ve beyaz eşya üretiminde, 2016 yılı son çeyreğinden itibaren istikrarlı
bir artış görülmektedir (Grafik II.2.3). Otomotiv sektöründe gözlenen
hızlı üretim artışı daha çok yeni model üretimleri ve ihracatın güçlü
seyri ile ilişkilidir. 2016 yılı son çeyreğinde yaşanan üretim artışı ise ÖTV
düzenlemesinden dolayı iç talebin öne çekilmesinin ve yurt dışı
24
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
satışlardaki artışın katkısını yansıtmaktadır. Beyaz eşya üretimindeki
artışta, ihracatın rolü olmakla birlikte, tüketimin öne çekilmesi ve
artan konut satışlarının da etkisi büyüktür. Bunun yanı sıra, Şubat
Firmaların borçluluğu kur kaynaklı artmaktadır.
Grafik II.2.4
Reel Sektör Finansal Borçlarının GSYİH İçindeki Payı
ve YP Kredilerin Yıllık Büyümesi
(Yıllık Yüzde Değişim, Yüzde Pay)
ayında mobilya ve beyaz eşya satışlarına getirilen KDV ve ÖTV
Yurt Dışı YP Pay (Sağ E.)
Yurt İçi YP Pay (Sağ E.)
TL Pay (Sağ E.)
Yurt İçi YP Büyüme (ABD Doları)
Yurt Dışı YP Büyüme (ABD Doları)
indirimi de kur kaynaklı muhtemel fiyat hareketlerinin önüne geçmiş
ve sektördeki talebi canlı tutmuştur. EKK kararları kapsamında
30
70
60
ihracatçı firmalara yönelik yüzde 100 KGF teminatlı kredi imkânı ve
yurt dışı müteahhitlik firmalarına yerli ara malı finansmanı için sıfır faizli
20
50
40
10
30
kredi kullandırılması gibi teşvikler getirilmiştir. Söz konusu teşviklerin
10
ekonomik büyümeye yönelik pozitif sinyaller, petrol fiyatlarındaki
yükselişin ticaret ortaklarında talebi artırması gibi faktörler de
önümüzdeki dönemde reel sektör üretim hacmini destekleyecektir.
sektör
firmalarının
02.17
Not: YP büyüme oranları ABD doları cinsi borcun yıllık yüzde
değişimleridir.
Kaynak: TCMB, BDDK (Son Veri:02.17)
Firmaların finansal kaldıracı gelişmekte olan
ülkeler ortalamasının altındadır.
Grafik II.2.5
II.2.1 Reel Sektör Borçluluğu
Reel
10.16
değerlendirilmektedir. Sektörün en büyük ihracat ortağı olan AB’de
06.16
0
02.16
-10
10.15
olduğu
06.15
katkısı
02.15
tırmanışa
10.14
ihracattaki
06.14
durumun
02.14
bu
20
0
10.13
katkısıyla, firmaların rekabet gücünün ve pazar çeşitliliğinin arttığı ve
Reel Sektör Kredi / GSYİH Oranı Uluslararası
Karşılaştırması (Yüzde, Yüzde Fark)
döviz
cinsi
borçlanmaları
son
dönemde yavaşlamakla birlikte toplam finansal yükümlülüğünün
180
160
2016 Ç3
2016 Ç3 - 2011 Ç3 Farkı (Sağ E.)
2016 Ç3 - 2015 Ç3 farkı (Sağ E.)
60
50
40
GSYİH’ye oranı artış eğilimindedir (Grafik II.2.4). Bu artıştaki ana
120
30
100
20
faktör, yurt içi ve yurt dışından sağlanan döviz cinsi borcun TL
80
10
60
0
40
-10
20
-20
0
-30
karşılığının 2016 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren artmış olmasıdır. YP
borcun ABD doları cinsinden büyüme oranının düşmesine rağmen TL
Endonezya
Güney Afrika
Brezilya
Polonya
Hindistan
Rusya
Çekya
Türkiye
Malezya
İsrail
Macaristan
G20-Ort.
Dünya Ort.
Güney Kore
GOÜ Ort.
Şili
Portekiz
Çin
140
karşılığının artıyor olması, toplam borçtaki artışta kurdaki yükselişin
etkili olduğunu göstermektedir. Firmaların son dönemde YP kredi
kullanımlarının yavaşlaması, firma toplam yükümlülüğünün GSYİH
içerisindeki
payının
önümüzdeki
dönemde
istikrarlı
bir
Kaynak: BIS (Son Veri: 09.16)
seyir
Yatırımların yoğun olduğu enerji sektörünün
kaldıracı yüksek seviyededir.
izleyeceğini ima etmektedir.
Toplam firma kredilerinin GSYİH’ye oranı 2016 yılı üçüncü
çeyreği itibarıyla G20, GOÜ ve dünya ortalamasının altındadır (Grafik
Grafik II.2.6
Ana Sektörlerin Kredi Borcunun Sektörlerin Ürettiği
Katma Değer ve Toplam Kredi Hacmindeki Payı
(Yüzde Oran, Yüzde Pay)
II.2.5). 2016 yılının Eylül ayı itibarıyla GOÜ ortalaması önceki yıla
oranla yaklaşık 10 puan artarken, ülkemiz firmalarındaki artış oldukça
2015
2016
YP Payı (Sağ E.)
TL Payı (Sağ E.)
230
35
30
sınırlı kalmıştır. Küresel likiditenin bol olduğu ve sermaye akımlarının
180
hızlı olduğu 2011 döneminden sonra ise ülkemiz firmalarının finansal
130
20
kaldıracında 23 puanlık artış olurken, bu oran gelişmekte olan
80
15
ülkelerdeki artışın neredeyse yarısı düzeyindedir.
30
Enerji
İmalat San.
içerisindeki payına bakıldığında, enerji sektörünün (elektrik, gaz ve
-20
Toptan ve
Per. Tic.
değer
Otel ve
Lokanta
katma
İnşaat
ürettiği
Gayrimenkul
Fal.
borçluluğunun
5
Ulaştırma ve
Haberleşme
sektörlerin
10
Tarım ve
Hayvancılık
Ana
25
0
su) en yüksek kaldıraca sahip olduğu görülmektedir (Grafik II.2.6).
Not: Kredi borcu, yurt içi ve yurt dışı yerleşik bankalar aracılığıyla
kullandırılan kredileri kapsamaktadır.
YP ve TL kredilerin en çok kullanıldığı sektörler olan imalat sanayi ve
Kaynak: TBB Risk Merkezi, TÜİK (Son Veri: 12.16)
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
25
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Proje finansman kredilerinin payı artmaktadır.
toptan perakende ticaret sektörlerindeki kaldıraç oranı yüzde 80
Grafik II.2.7
Proje Finansmanı Amacıyla Kullandırılan Kredilerin
Toplam Krediler İçindeki Payı (Yüzde Pay)
Altyapı
Enerji
20
seviyesindedir. Büyümeye önemli katkı sağlayan inşaat sektöründeki
nispeten düşük kaldıraç seviyesi ise olumlu bir göstergedir. En yüksek
Diğer
Gayrimenkul
kaldıraca sahip enerji sektöründeki kredi kullanımında, özellikle son
18
4.40
dönemde elektrik santrali yapımı gibi çeşitli teşviklere tabi yatırımların
2.35
etkili olduğu değerlendirilmektedir. Son yıllarda yatırım projeleri
3.03
finansmanı amacıyla kullanılan kredilerin toplam krediler içindeki
16
4.38
4.30
2.12
2.31
2.05
2.58
14
4.69
4.66
12
10
8
1.99
1.94
1.24
1.29
6.98
7.16
7.67
7.42
8.03
12.14
06.15
12.15
06.16
12.16
payının artış göstermesi bu savı desteklemektedir (Grafik II.2.7).
6
4
Yatırım amaçlı istihdam oluşturan büyük projeler için kullandırılan
2
kredilerin payındaki artış ve bu kredilerin vadelerinin oldukça uzun
0
olması potansiyel büyümeye katkı açısından pozitif unsurlardır.
Not: Orijinal tahsis tarihi itibarıyla taahhütü en az 20 milyon ABD
doları karşılığı ve en az 5 yıl vadeli canlı kredileri içermektedir
Kaynak: TBB Risk Merkezi (Son Veri: 12.16)
KOBİ’lerin toplam yurt içi kredilerden aldıkları pay 2017 yılı
başından itibaren artışa geçmiştir (Grafik II.2.8). KGF, Nefes Kredisi ve
KOBİ’lerin TL kredi kullanımı ivme kazanmıştır
KOSGEB kredisi gibi teşviklerin uygulamaya konulması ile birlikte,
Grafik II.2.8
KOBİ’lerin TL kredi yıllık büyümesi ivme kazanmıştır. Ekonomik
KOBİ Kredileri Gelişmeleri
(Yüzde Pay, Yıllık Yüzde Değişim)
dalgalanmalardan öncelikli etkilenen segment olan KOBİ’lerin, söz
60
30
50
20
40
10
konusu
teşviklerle
birlikte
ticari
aktivitelerini
arttıracak
işletme
sermayesini elde etmesi ve erteledikleri yatırımları gerçekleştirme
fırsatı bulması sağlanmıştır.
30
0
20
TL-Pay
TL Büyüme (Sağ E.)
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
-10
03.14
10
KOBİ – Büyük firma kredilerindeki faiz farkının 2016 yılı son
çeyreğinden itibaren azalma eğiliminde olduğu görülmektedir
YP-Pay
YP Büyüme (Sağ E.)
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
(Grafik II.2.9). Bu gelişmede, önemli ölçüde KOBİ’lere kullandırıldığı
bilinen TOBB Nefes Kredisinin, üç yıla kadar vadeli olarak kullandırılan
faizsiz KOSGEB işletme kredilerinin ve KGF tarafından sağlanan
teminatların büyük rolü olmuştur. KOBİ’ler segment kırılımı bazında
incelendiğinde, başta Nefes ve KOSGEB kredileri olmak üzere bu
KOBİ ve Büyük Firma finansman maliyetleri
arasındaki fark daralmıştır.
imkânlardan finansman maliyeti açısından en çok mikro işletmelerin
Grafik II.2.9
avantaj sağladığı görülmektedir. Mali disiplinin sağladığı alan
KOBİ’lerin TL Finansman Maliyetleri
(Yüzde Oran, Yüzde Fark)
sayesinde, kamunun iktisadi faaliyetteki aşağı yönlü riskleri önlemek
Mikro-Büyük Faiz Farkı (Sağ E.)
Büyük Firma
Mikro
Küçük
Orta
18
adına almış olduğu muhtelif tedbirler, kredi koşullarında gerçekleşen
6
iyileşme vasıtasıyla firmalara önemli destek oluşturmuştur.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
03.17
12.16
09.16
bazda artış hızı düşme eğilimindedir (Grafik II.2.10). 2016 yılı son
06.16
-4
03.16
Finansal kesim dışındaki firmaların açık pozisyonunun yıllık
8
12.15
-2
09.15
10
06.15
0
03.15
12
12.14
2
09.14
14
06.14
4
03.14
16
II.2.2 Reel Sektör Döviz Pozisyonu
çeyreğine kadar ihracata oranla hızlı bir şekilde artan reel sektörün
net açık pozisyonu, bu dönemden itibaren azalmaya başlamıştır. Bu
durumun oluşmasında ihracattaki güçlü performansın yanı sıra, kur
26
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Açık pozisyondaki artış hızı yavaşlamıştır.
hareketlerinden dolayı firmaların ihtiyatlı davranarak YP kredi yerine
TL kredi tercih etmeleri etkili olmuştur. Nitekim tarihsel olarak
bakıldığında benzer kur hareketlerinin olduğu 2015 yılı ilk üç
Grafik II.2.10
Reel Sektörün Döviz Açık Pozisyonu
(Yüzde Pay, Yüzde Değişim)
Açık P. / GSYİH
Açık P. / Mal ve Hizmet İhracatı
Açık P. Yıllık Yüzde Değişim (Sağ E.)
çeyreğinde de açık pozisyon büyüme hızı oldukça sınırlı kalmıştır.
Ayrıca, başta Finansal İstikrar
Komitesi
olmak
üzere
muhtelif
platformlarda döviz riskinin yönetilmesi konusunda oluşturulan piyasa
140
35
30
120
25
100
farkındalığının ve kamunun özel sektörle yaptığı işlemlerde YP
80
sözleşmelerden
60
15
40
10
20
5
0
0
firmaların sıkıntı yaşamadığına işaret etmektedir.
50
02.17
10.16
06.16
02.16
10.15
06.15
10.14
06.14
02.15
40.0
35.0
40
Toplam YP borcun yüzde 83’ü YP kredi kullanan yaklaşık 30
30
bin firmanın 2 bin tanesinde yoğunlaşmaktadır (Grafik II.2.12). Daha
20
detaylı incelendiğinde; 10 firmanın toplam YP bakiyesinin yüzde
10
10’unu, 100 firmanın yüzde 35’ini ve 500 firmanın yüzde 63’ünü
0
kurumsal firmaların stok döviz pozisyonunu ve kısa vadeli döviz nakit
Yurt İçi YP
03.13-03.15 ort.
03.16
02.17
33.7
60
Yurt Dışı YP
03.15
02.17
03.16
30.0
20.5
dış borç yenileme oranı da yurt dışı finans piyasalarına erişimde
oluşturduğu görülmektedir. YP kredilerin yoğunlaştığı söz konusu
02.14
Yurt İçi YP Kredilerin ve Yurt Dışı YP Yükümlülüklerin
Vade Dağılımı (Yüzde Pay)
25.0
20.0
15.0
konusu uzama ve ayrıca yüzde 120 seviyesinde seyreden firmaların
Grafik II.2.11
14.0
paya sahip olup, bu pay artış eğilimindedir. Vadelerde gözlenen söz
YP yükümlülüklerin vadesi uzamaya devam
etmektedir.
16.7
yükümlülüklerde ise beş yıl üzeri vadeli krediler toplamda en büyük
55.9
içindeki payı artmaya devam etmektedir (Grafik II.2.11). Yurt dışı
Kaynak: TCMB (Son Veri: 02.17)
15.0
11.2
fazlasını oluşturan beş yıl ve üzeri orijinal vadeli kredilerin portföy
10.13
Reel sektör yurt içi YP banka kredilerinin yüzde 50’sinden
10.0
4.2
durmasında önemli etkisinin olduğu düşünülmektedir.
06.13
ivmelenmenin
12.8
pozisyondaki
02.13
açık
15.9
kaçınmasının
20
5.0
0.0
0-1
Yıl
1-2
Yıl
2-3
Yıl
3-5
Yıl
5+
Yıl
0-1 1-2 2-3 3-5 5 Yıl
Yıl Yıl Yıl Yıl +
Not: Yurt içi krediler orjinal vadeye göre, yurt dışı yükümlülükler kalan
vadeye göredir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 02.17)
akışlarını takip etmek, kur riskinin etkin yönetimi açısından önem arz
etmektedir. Bu bağlamda, hâlihazırda TCMB nezdinde tamamlanma
aşamasında olan sistemik veri takip sistemi ile önümüzdeki dönemde
firmaların döviz riskine yönelik gözetim altyapısının güçlendirilmesi
planlanmaktadır.
Firmaların döviz borçlarındaki risk seviyesini ölçme açısından
önemli göstergelerden biri olan YP kredilerdeki TGA oranı yüzde 1,5
seviyesindedir (Grafik II.2.13). En büyük YP kredi hacmine sahip 10
bankanın üç aylık bağımsız denetim raporlarından kur değerlemesi
yapılarak oluşturulan bu veriye göre, firmaların TL kredilerine kıyasla
YP kredilerin büyük bölümü az sayıda firmada
yoğunlaşmıştır.
Grafik II.2.12
YP Kredilerin Firma Adedi Bazında Dağılımı
(Yüzde Pay, Milyar TL)
100
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
900
800
700
600
500
400
300
200
100
0
YP kredilerindeki TGA oranı oldukça düşüktür. Ayrıca kur hareketleri
ve kredi büyümesi gelişmelerinin YP cinsi TGA oranına etkisinin
oldukça sınırlı olduğu, kurdaki oynaklığın yüksek olduğu dönemlerde
12+ Ay Vade
Tutar (Sağ E.)
0-12 Ay Vade
Not: Firmalar en çok YP kredi bakiyesine (yurt içi ve yurt dışı toplam)
göre sıralanmıştır. Şahıs şirketleri dâhil YP kredi kullanan 29.457 firma
vardır.
Kaynak: TBB Risk Merkezi (Son Veri: 02.17)
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
27
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
YP kredilerde TGA oranı oldukça düşüktür.
bile
Grafik II.2.13
söz
konusu
oranın
yüzde
1
-
1,5
bandında
seyrettiği
gözlenmektedir.
YP Kredilerde TGA Oranı
(Yüzde Büyüme, Yüzde Oran)
YP Kredi Büyümesi
Kur Oynaklığı
YP TGA Oranı (Sağ E.)
20
Firmaların YP cinsi mevduatlarında
5
15
artış
4
gözlenmiştir (Grafik II.2.14). Söz konusu artışın, firmaların ileri tarihli YP
3
ödemeleri
10
2
5
son dönemde
1
için
ihtiyatlı
tavırlarından
kaynaklandığı
değerlendirilmektedir. Nitekim firma YP mevduatlarının vade kırılımları
incelendiğinde, vadesiz mevduatın toplam içindeki payı düşerken üç
ay ve üzeri vadeli YP mevduatın payı hızlı bir şekilde artmıştır. Küresel
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
12.13
09.13
0
06.13
0
Not: En büyük YP kredi alacak bakiyesine sahip 10 bankanın 3 aylık
bağımsız denetim raporlarından kur değerlemesi yapılarak
derlenmiştir. Opsiyon fiyatlarının ima ettiği TL / ABD doları döviz
kurunun 3 aylık oynaklığı kullanılmıştır ve sol eksende değeri
gösterilmektedir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.16)
Firmaların döviz mevduatları artmaktadır.
ve
siyasi
belirsizliklerin
azalması,
para
politikasında
beklenen
sonuçların elde edilmesi ve kur oynaklığının istikrara kavuşması
neticesinde, makroekonomik dinamikler üzerinde seyreden reel
sektör döviz talebinin doğal patikasına dönmesi beklenmektedir.
II.2.2 Reel Sektör Finansal Risk Analizi
Grafik II.2.14
Yurt İçi Yerleşik Firmaların YP Mevduat Gelişmeleri
(Mİlyar Sepet, Yüzde Büyüme)
Halka açık reel sektör firmalarının bilançolarından oluşturulan
YP Mevduat
3+ Ay Vadeli YP Mevduat
Payı (Sağ E.)
70
18
65
16
60
14
12
55
10
50
8
45
6
03.17
11.16
07.16
03.16
11.15
07.15
03.15
11.14
07.14
0
03.14
30
11.13
2
07.13
4
35
03.13
40
Not: YP Mevduat miktarlarının TL karşılığı, TL / ABD doları kuru için 0,6
ve TL / euro için 0,4 ağırlıkları kullanılarak sepet cinsine çevrilmiştir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Finansman giderleri artarken nakit pozisyonlar
düzelmektedir.
Grafik II.2.15
aktiflere oranının artış eğilimini sürdürdüğü gözlenmektedir (Grafik
II.2.15). Fakat söz konusu kaldıraç oranındaki artış, bankaların temkinli
duruşlarıyla uyumlu olarak 2015 yılından itibaren oldukça sınırlı
kalmıştır. Firmaların nakit varlıklarının toplam kısa vadeli borçlarına
oranını gösteren nakit oranı ise 2016 yılının ikinci yarısından itibaren
artmaya başlamıştır. Ekonomik aktivitenin zayıflama eğiliminde
olduğu bu dönemde likidite pozisyonunun artmasında, firmaların
ihtiyatlı tavırları ile nakit pozisyonlarını koruma isteklerinin etkili olduğu
düşünülmektedir. Ayrıca yukarıda bahsedildiği üzere, söz konusu
dönemde
firmaların
pozisyonlarını
Halka Açık Reel Sektör Firmalarının Finansal
Göstergeleri (Yüzde, Yüzde)
Firmaların
70
4.0
60
3.5
3.0
50
2.5
40
2.0
30
artıran
finansal
YP
mevduatlarının
bir
durum
giderlerinin
olduğu
aktiflerine
artmasının
da
nakit
değerlendirilmektedir.
oranı
2016
yılı
son
çeyreğinde artsa da söz konusu artış benzer kur hareketlerinin olduğu
2013 yılı ikinci yarısı ve 2015 yılı üçüncü çeyreği gibi dönemlerin
altında kalmıştır.
1.5
20
1.0
12.16
08.16
04.16
12.15
08.15
04.15
12.14
08.14
04.14
12.13
08.13
0.0
04.13
0.5
0
12.12
10
Fin. Gid. / Aktif (Sağ E.)
Top Yük. / Aktif
Nakit Oranı
28
temel finansal göstergelerine bakıldığında, toplam borçlarının
Firmaların ortalamada net dönem sonu ve faiz amortisman,
vergi öncesi kârlılıkları (FAVÖK) 2016 yılı ikinci yarısında azalmıştır
(Grafik II.2.16). Net kârdaki düşüş, FAVÖK’teki azalmanın yanı sıra
finansman
giderlerindeki
artıştan
da
kaynaklanmıştır.
Toplam
Not: Faiz Karşılama Oranı = Esas Faaliyet Kârı (FAVÖK) / Faiz
Giderleri. Kur kaynaklı finansman giderleri de faiz giderleri içerisinde
yer almaktadır. Nakit Oranı = (Hazır Değerler + Menkul Kıymetler) /
Kısa Vadeli Borç. Son veri itibarıyla 236 reel sektör firması dâhildir.
FAVÖK’te düşüş olmasına rağmen, bu durum FAVÖK zararı olan firma
Kaynak: FİNNET (Son Veri: 12.16)
sayısını
artırmamıştır.
Belirsizliklerin
ortadan
kalkması,
ekonomik
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
aktivitede gözlenen belirgin toparlanma ve kurdaki oynaklığın
Firma kârlılıkları düşüş göstermiştir.
düşmesi neticesinde önümüzdeki dönemde firma kârlılığının daha da
Grafik II.2.16
güçleneceği öngörülmektedir.
Firma Kârlılıkları
(Yüzde Pay, Yüzde Oran)
100
12
altında ve kaldıraç oranı (Borç / Aktif) yüzde 60’ın üzerinde olan
80
10
firmalar borç ödeme kabiliyeti zayıf firmalar olarak kabul edilirken, söz
60
konusu değerlerin üstünde ve altında olan firmalar da borç ödeme
40
kabiliyeti
20
2
0
0
sektörü içinde barındıran holdinglerin yüzde 75’e ulaşan kaldıraç
oranı olmasına rağmen, faiz karşılama oranlarının 4’e yakın olması,
12.16
08.16
04.16
Firma Payı (FAVÖK>0)
Firma Payı (Net Kâr>0)
FAVÖK / Aktif (Sağ E.)
Net Kâr / Aktif (Sağ E.)
sanayi, düşük kaldıraç oranlarıyla da en güçlü sektörler olarak
değerlendirilebilir. Ülke ekonomisinde önemli paya sahip birçok alt
12.15
üzerindedir (Grafik II.2.17). Bu sektörler arasında gıda ve metal ana
08.15
1,5’in
04.15
oranı
12.14
karşılama
08.14
faiz
tanımlanmaktadır.
04.14
çoğunluğunun
olarak
12.13
büyük
firmalar
4
08.13
Sektörlerin
güçlü
6
04.13
açısından
8
12.12
İlgili yazındaki genel kabule göre, faiz karşılama oranı 1,5’in
Not: FAVÖK: Net Kâr + Finansman + Vergi + Amortisman giderleri.
Fima payı pozitif kâra sahip firma sayısının örneklemdeki toplam
firma sayısına oranıdır. Son veri itibarıyla 236 reel sektör firması
dâhildir.
Kaynak: FİNNET (Son Veri: 12.16)
bu firmaların söz konusu borçlarını elde edilen faaliyet kârlarıyla
yönetebilme kabiliyetlerinin yüksek olduğunu göstermektedir. Turizm
sektörünü de içerisinde barındıran otel-lokanta sektörünün faiz
karşılama oranları 1,5’in altına inmesine rağmen, sektörün finansal
Sektörlerin borç ödeme kabiliyetleri yüksek
seviyededir.
kaldıracının düşük seviyelerde olması risk azaltıcı bir unsur olarak
Grafik II.2.17
değerlendirilmektedir. Enerji sektörü, yakın zamanda yaptığı büyük
(Yüzde)
Sektörel Borçluluk ve Faiz Karşılama Oranı
90
Enerji
yatırımlar ve henüz oluşmamış net nakit akışları sebebiyle yüksek
kaldıraca sahip olsa bile, sektördeki kredilerin oldukça uzun vadeli
Toptan
Per. Tic.
Holding
olması, yatırımların tamamlanmasıyla nakit akışlarının toparlanacak
olması
nedeniyle
sektörün
potansiyel
riskinin
düşük
olduğu
değerlendirilmektedir. Toptan perakende ticaret sektöründeki yüksek
kaldıraç ise sektörün yapısı gereği ihtiyaç duyulan işletme sermayesi
kredileri ile açıklanmaktadır.
-0.5 0
Otel ve
Lokanta
0.5
Metal Bilişim
Ulaştırma Eşya
İdari
ve Haber.
Kimya
Hizmetler
Metal
60
Ana San.
1 1.5 2 2.5 3 3.5 4 4.5 5 5.5
Tekstil
Gıda
Kağıt ve
Basım
Faiz K. O.
İnşaat
Borç / Aktif
Sektörlerin aktifleri nispetinde döviz açık pozisyonlarının
seviyesine bakıldığında, 2016 yılı son çeyrek itibarıyla enerji, metal
ana ve toptan perakende ticaret sektörlerinin görece daha yüksek
açık pozisyona sahip olduğu görülmektedir (Grafik II.2.18). Enerji ve
30
Not: Faiz Karşılama oranı (FKO)= Esas Faaliyet Kârı (FAVÖK) / Faiz
Giderleri. Kur kaynaklı finansman giderleri de faiz giderleri içerisinde
yer almaktadır. Literatürde genel kabul gören Borç / Aktif alt limiti
yüzde 60 ve FKO değeri 1,5’dir. Son veri itibarıyla holdingler dâhil 262
firma vardır.
Kaynak: FİNNET (Son Veri: 12.16)
metal ana sanayindeki bu durum, yatırım amaçlı kullanılan uzun
vadeli YP krediler ile açıklanmaktadır. Bu sektörlerdeki fiyatlamanın
da dövize endeksli olması ve ayrıca metal ana sanayinin yüksek
ihracat gelirlerinin olması, potansiyel riskleri sınırlamaktadır. Turizm
gelirlerinin düşmesiyle birlikte otel-lokanta sektöründe açık pozisyon
oranı 2016 yılında artmıştır. Toplam YP kredilerin önemli kısmına sahip
olan ve bir çok sektörde yatırımları bulunan holdinglerin konsolide
bilançoları incelendiğinde, aktiflerine oranla açık pozisyonlarının
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
29
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Grup şirketlerinin açık pozisyonları aktife oranla
oldukça düşüktür.
Grafik II.2.18
düşük olduğu gözlenmektedir. Bir gruba bağlı faaliyet gösteren alt
sektörlerdeki firmaların da kur riski yönetiminin ana firma tarafından
yapıldığı göz önünde bulundurulursa, diğer sektörlerde gözlenen açık
Sektörel YP Açık Pozisyon / Aktif Oranı
(Yüzde)
pozisyon riskinin daha düşük olduğu değerlendirilebilir.
Enerji
Metal Ana
Toptan Per. Tic.
Otel ve Lokanta
Ulaştırma ve Haber.
Tekstil
İnşaat
İdari Hizmetler
Gıda
Kimya
Metal Eşya
Taş Toprak
Bilişim
Holding
Kağıt ve Basım
YP açık pozisyona sahip firmalar incelendiğinde, ihracat
gelirleri ile açık pozisyon arasında güçlü bir ilişki göze çarpmaktadır
12.15
(Grafik II.2.19). Firmalar YP’de açık pozisyonu olmayan (1. Grup),
12.16
nette ortanca açık pozisyon / aktif oranının altında olan (2. Grup) ve
üstünde olan (3. Grup) firmalar olarak üç gruba ayrıldığında,
firmaların açık pozisyon oranı arttıkça toplam ihracattan aldıkları
0
10
20
30
40
50
Son veri itibarıyla holdingler dâhil 262 firma vardır.
payın da arttığı gözlenmektedir. YP pozisyon açığı bulunmayan 1.
grubun, toplam firma sayısının yüzde 50’sini oluşturmasına rağmen,
Kaynak: FİNNET (Son Veri: 12.16)
ihracat gelirlerinden aldıkları pay yüzde 10 civarındadır. Eşit sayıdaki
Döviz açık pozisyonu ile ihracat gelirleri
arasında güçlü bir ilişki vardır.
firmalardan oluşan diğer iki gruba bakıldığında ise 2. grubun toplam
ihracattaki payı yüzde 30 civarında iken, yüksek açık pozisyona sahip
Grafik II.2.19
3. grubun payı yüzde 50 nispetindedir. Döviz açık pozisyonunun yurt
Döviz Pozisyonu ve İhracat Gelirleri Dağılımı
(Yüzde Pay, Yüzde Pay)
dışı satışları ile döviz geliri olan firmalarda yoğunlaşmış olması,
100
60
50
80
firmaların kur kaynaklı bilanço risklerini azaltıcı bir faktör olarak
değerlendirilmektedir.
40
60
30
40
20
20
10
0
03.12
06.12
09.12
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
0
İhr. Payı (3. Grup)
İhr. Payı (2. Grup)
İhr. Payı (1. Grup)
Firma Sayısı (2 ve 3. Grup), Sağ E.
Firma Sayısı (1. Grup), Sağ E.
Not: 1. Grup, açık pozisyonu olmayan; 2. Grup, açık pozisyon/aktif
oranı itibarıyla medyan değerin altında olan ve 3. Grup, medyanın
üstünde olan firmaları temsil etmektedir. Son veri itibarıyla 236 reel
sektör firması dâhildir.
Kaynak: FINNET (Son Veri: 12.16)
30
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Kutu
II.2.I
Reeskont Kredileri ve Yapılan Düzenlemeler
TCMB Kanunu’nun 45. maddesi çerçevesinde ihracatçılar ile döviz kazandırıcı hizmet ve
faaliyetlerde bulunan firmalara döviz üzerinden düzenlenen senetlerin reeskonta kabulü suretiyle 240
güne -yüksek teknolojili sanayi ürünleri ihracatının, yeni pazarlara yapılan ihracatın ve döviz kazandırıcı
hizmetlerin finansmanında 360 güne- kadar vadeli reeskont kredisi kullandırılmaktadır. Türkiye İhracat
Kredi Bankası A.Ş. (Türk Eximbank) ve ticari bankalar aracılığıyla, Türk lirası olarak kullandırılan reeskont
kredileri vade sonunda döviz olarak geri ödendiğinden, TCMB’nin net döviz rezervlerini güçlendiren
araçlardan biridir.
Söz konusu kredilerin kullandırımlarında, Libor/Euribor faizi esas alınmakta olup, 120 güne
kadar vade ile kullandırılan kredilere Bankamızca 1 ay vadeli Libor veya Euribor faiz oranları, 121-360
gün vadeli kullandırılan kredilere ise 6 ay vadeli Libor veya Euribor faiz oranları uygulanmaktadır.
Uygulanan söz konusu faiz oranları ile kullandırım vadeleri, firmaların finansman maliyetinin
düşürülmesine önemli destek sağlamaktadır. Nitekim kredi kullandırılan firmaların sayısında ve sektörler
ve bölgeler itibarıyla dağılımında görülen artış, ülkemiz ihracat pazarlarının ve ihraç ürünlerinin
çeşitlendirilmesine; ihracat ve döviz kazandırıcı hizmet sektörlerini destekleyerek dış ticaretin
dengelenmesine de katkı sağlamaktadır.
Reeskont
güçlendirilmesine
kredilerinin
cari
katkısı
önünde
göz
açığın
azaltılmasına
bulundurularak,
ve
Bankamız
kullanımların
daha
döviz
etkin
rezervlerinin
ve
yaygın
yapılabilmesine yönelik konuya ilişkin düzenlemede muhtelif değişiklik ve ilaveler yapılmıştır. Bu
kapsamda, 23 Ocak 2015 tarihinde 17 milyar ABD doları olarak belirlenmiş olan kredi limitleri, 26
Temmuz 2016 tarihinde 17 milyar ABD doları Türk Eximbank’a, 3 milyar ABD doları ise ticari bankalara
tahsis edilmek suretiyle 20 milyar ABD dolarına yükseltilmiştir.
Firma bazında da mevcut olan kredi kullanım limitlerinde, yıllar içerisinde artışlara gidilmiştir.
Hâlihazırda söz konusu firma limitleri dış ticaret sermaye şirketleri için 400 milyon ABD doları, diğer
firmalar için ise 350 milyon ABD dolarıdır. Söz konusu firma limitlerinin tamamı 120 güne kadar vadeli
kredi başvurularında kullanılabilirken, 121-360 gün vadeli kredi başvurularında toplam limitin en fazla
yüzde 60’ı kullanılabilmektedir. Ayrıca, son mali yıl net satış hasılatı 10, 15 ve 20 milyar Türk lirasının
üzerinde bulunan firmalar, kendilerine tahsis edilen limitin sırasıyla iki, üç ve dört katına kadar kredi
kullanabilmektedir.
Bankamız tarafından sağlanan reeskont kredisi kullanım imkânının yaygınlaştırılması ve
Bankamız döviz rezervlerine bu yolla sağlanacak katkının artırılması amacıyla, son dönemde bazı
uygulama değişikliklerine gidilmiştir. Bu çerçevede, 2016 yılı Ekim ayında, reeskont kredilerinde
senetlerin asgari üç imza taşıması şartı, iki imzaya düşürülmüştür. Böylelikle kredi maliyetlerinde
yaşanan azalmanın etkisiyle, özellikle ticari bankalarca aracılık edilen kredi tutarı hızla yükselmiş, erişim
imkânının artmasıyla da kredi kullandırılan firma tabanı önemli ölçüde genişlemiştir. Nitekim 2014 ve
2015 yıllarında yaklaşık 180 milyon ABD doları civarında seyreden ticari bankalar aracılığı ile kullanılan
reeskont kredisi tutarı, Kasım-Aralık 2016 döneminde 1,5 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. 2016 yılı
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
31
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
sonunda reeskont kredisi kullanan firma sayısı 2015 yılına kıyasla 360 adet artarak 1.670 seviyesine;
kredi kullandırılan proje sayısı ise yüzde 14 artarak 10.415 seviyesine çıkmıştır.
2016 yılı Kasım ayında, kredi kullanan firmaları finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalar
karşısında güçlendirmek amacıyla, vadesi 31 Aralık 2016 tarihine kadar olan reeskont kredileri
vadelerinin azami 31 Mart 2017 tarihine kadar uzatılabilmesine, vade uzatımı imkânının kullanılmayıp
kredinin vadesinde ödenmesi halinde, kredi geri ödemelerinin Türk lirası olarak da yapılabilmesine ve
bu işlemlerde geri ödeme tarihindeki Bankamız döviz alış kurunun kullanılmasına olanak tanınmıştır.
Türk lirası ile geri ödeme imkânı kapsamında, 2016 yılı Aralık ayında toplam 51 milyon ABD doları
tutarında 37 adet reeskont kredisi 171 milyon Türk lirası olarak geri ödenmiş, toplam 330 milyon ABD
doları tutarında 75 adet kredinin vadesi ise üç ay uzatılmıştır.
2017 yılı Şubat ayında, sağlıksız fiyat oluşumlarının gözlendiği dövizdeki yüksek oynaklık
döneminde, finansal istikrar gözetilerek firmalara yabancı para cinsinden borçlarının ödenmesi
hususunda kolaylık sağlanması amaçlanarak, 1 Ocak 2017 tarihinden önce kullandırılan ve 31 Mayıs
2017 tarihine kadar vadesi dolacak olan reeskont kredilerinin, kredi vadesinde ödenmesi kaydıyla, geri
ödemelerinin Türk lirası olarak da yapılabilmesine imkân tanınmış; bu işlemler için TCMB tarafından 2
Ocak 2017 tarihinde ilan edilen döviz alış kurlarının esas alınması kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda, 20
Şubat-28 Nisan 2017 tarihleri arasında, toplam 3 milyar ABD doları tutarında 1.322 adet reeskont
kredisi, Türk lirası olarak geri ödenmiştir.
Yapılan düzenleme değişiklikleriyle kredi kullanım maliyetlerinin azaltılması, vade uzatımları,
limit artırımları ve reeskont kredisinin kapsamının genişletilmesi, reeskont kredilerini firmalar açısından
daha cazip hale getirdiğinden, kredi talebinde bulunan firma sayısında artış ve firma kullanımlarının
yaygınlaşması beklenmektedir. Bu çerçevede, 2016 yılında 18,1 milyar ABD doları olan reeskont kredisi
kullanımının, 2017 yılında yaklaşık 19 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir (Grafik II.2.I.1). 2016
yılında Bankamız döviz rezervlerine reeskont kredi kullanımları yoluyla 15 milyar ABD doları tutarında
sağlanan katkının, 2017 yılında yaklaşık 14 milyar ABD doları olarak gerçekleşeceği tahmin
edilmektedir (Grafik II.2.I.2).
Grafik II.2.I.1
Grafik II.2.I.2
Reeskont Kredisi Verileri
TCMB Rezervlerine Katkı
(Milyon ABD Doları)
(Milyon ABD Doları)
20.000
Kullanım Tutarı
18.000
Borç Bakiyesi
15.083
16.000
18.080
15.279
18.736
15.022
13.440
13.000
14.548
12.000
10.873
10.486
8.501
10.000
8.000
6.000
12.664
14.000
14.000
12.000
15.182
16.000
10.926
10.000
8.309
8.000
7.866
6.222
6.000
3.802
4.000
4.000
2.000
2.000
0
0
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2012
2013
2014
2015
2016
2017
Not: 2017 yılı kullanım tutarı verisi 12 aylık birikimli veridir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.2017)
32
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.2017)
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Bankamız reeskont kredisi imkânı, ülkemizin dış ticarette yerel para birimlerinin kullanılmasının
teşvikine yönelik olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede, 2016 yılı Aralık ayında, Türkiye
Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında gerçekleştirilecek ticaret ve yatırım faaliyetlerinin
finansmanına ilişkin ödemelerde kullanılmak üzere Çin yuanı (CNY) üzerinden düzenlenecek senetlerin
reeskonta kabulü suretiyle bankalara toplam 2 milyar CNY limitli reeskont kredisi kullandırılmasına
imkân verilmiştir. Kredinin kaynağını Bankamız ile Çin Merkez Bankası arasında imzalanan para takası
(swap) anlaşması kapsamında sağlanan CNY cinsi fon teşkil etmektedir. Kredi sadece CNY cinsi
kullandırılmakta ve vadesinde bu döviz cinsi üzerinden tahsil edilmekte olup, azami vadesi 365 gün ve
firma bazında azami kullanım limiti 400 milyon CNY’dir.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
33
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
III. Finansal Kesim
Uygulamaya konulan mali destek politikaları, makroihtiyati
önlemlerdeki genişlemeler ve bireysel kredi talebini artıran faiz
gelişmeleri neticesinde kredi büyümesi, bireysel kredilerde 2016 yılı
Eylül ayından, ticari kredilerde ise yıl sonundan itibaren ivmelenmeye
başlamıştır.
Kredi
büyümesi
arz
ve
talep
taraflı
gelişmelerle
desteklenmiştir. İktisadi faaliyetteki ılımlı artış, kredi büyümesinin
toparlanmaya başlaması ve yeniden yapılandırma alanındaki
düzenlemeler ile TGA oranları görece istikrarlı seyretmektedir. Alınan
destekleyici
önlemlerin
ve
ekonomik
faaliyetteki
gelişmelerin
etkileriyle önümüzdeki dönemde kredi büyümesindeki toparlanma
eğiliminin devam etmesi öngörülmektedir.
Bankaların likidite riskine olan dayanıklılığı devam etmektedir.
Sektörün kısa vadeli dış borçlarını uzun vadeli kaynaklarla yenileme
eğilimi, son dönemde de büyük ölçüde devam etmiştir. Bankaların
yurt dışı borçlarının vadelerinin uzamaya devam etmesi ise olası
küresel likidite şoklarına karşı bankacılık sektörünün direncini artırmıştır.
Uluslararası
piyasalarda
yaşanabilecek
olası
oynaklıklara
karşı
bankaların kullanabilecekleri likit tamponlarının da en olumsuz
senaryolara yanıt verebilecek güçte olduğu görülmektedir. Son
dönemde, olumlu uluslararası piyasa koşullarının etkisi ile uzun vadeli
tahvil
ve
sermaye
benzeri
menkul
kıymet
ihraçlarında
artış
gözlenmiştir.
Faiz riskine duyarlı TL ve YP pozisyonların kısa vadedeki genel
görünümü birbirine benzemekle birlikte, YP tarafında bir aya kadar
vadedeki
açık
pozisyonun
faize
duyarlı
toplam
yükümlülük
pozisyonuna oranı mevduatta YP’ye yönelimin bir sonucu olarak
yakın dönemde artmaya başlamıştır. Ancak yapılan analizler sistemin
özkaynaklarının gelebilecek şoklara karşı oldukça yeterli seviyede
olduğunu
göstermektedir.
Diğer
taraftan
bankacılık
sisteminin
bilanço içerisindeki YP açık pozisyonlarını makul seviyelerde tutup, bu
açık pozisyonları bilanço dışı işlemlerle kapatmada oldukça ihtiyatlı
olduğu gözlenmektedir.
34
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Bankacılık sektörü kârlılık göstergeleri, geçen yılın son
çeyreğinde yataylaşma eğilimi gösterse de yeni yılla birlikte
yükselişine devam etmiştir. Kârlılığı etkileyen faktörlere gelir-gider
hesapları ayrıntısında bakıldığında, net faiz gelirlerindeki iyileşme, faiz
dışı giderlerdeki tasarruf tedbirlerinin devamı ve menkul kıymet (MK),
kambiyo ve türev işlemler pozisyonundaki olumlu seyrin kârlılığa
olumlu; TGA oranlarındaki sınırlı artışın karşılıklara yansımasının ise
Kredi büyüme oranları firmalar kesimine verilen
teşvikler ve bireysel kredi düzenlemeleriyle
toparlanmaya başlamıştır.
Grafik III.1.1
Yıllık Kredi Büyümesi
(KEA, Yüzde)
30
Toplam Krediler
Firma
Bireysel
25
20
olumsuz etki ettiği görülmektedir. Diğer taraftan, TL kredilerdeki
15
toparlanma ile YP varlıklardaki kur etkileri sebebiyle risk ağırlıklı
dengelenme, kârlılıktaki artış ve risk ağırlıklarındaki düzenleme ile
birlikte
bu
oran
geçen
yılın
üçüncü
çeyreğindeki
seviyesini
yakalamıştır.
10
5
0
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
varlıkların hızlı yükselişi SYR’yi bir miktar aşağı çekse de kurdaki
Not: Dövize endeksli krediler YP kredilere dahil edilmiş, YP meblağlar
ABD doları için 0,7, euro için 0,3 ağırlığı kullanılarak elde edilen
sepet kullanılarak kur etkisinden arındırılmıştır. Stok veriler kullanılarak
2017 yılı Mart ayına kadar aylık veri, Nisan ayı için haftalık veri
üzerinden yıllık büyüme hesaplanmıştır.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 04.17)
Grafik III.1.2
III.1 Kredi Gelişmeleri ve Kredi Riski
Kredi/GSYİH Oranı
(Yüzde)
80
10
Oran
Oran Yıllık Fark (Sağ E.)
70
8
tüketim harcamalarına getirilen mali teşvikler ve bireysel kredilere
uygulanan makroihtiyati tedbirlerin kısmen gevşetilmesiyle birlikte
borçların yeniden yapılandırılmasına dair yapılan yeni düzenlemelere
bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Bireysel kredi büyümesinde özellikle
03.17
Bireysel kredilerdeki canlanma, düşen konut kredisi faizleri, özel
06.16
-2
09.15
20
12.14
büyümesi yüzde 16,3 seviyesinde gerçekleşmiştir (Grafik III.1.1).
03.14
0
06.13
30
09.12
son haftası itibarıyla kur etkisinden arındırılmış toplam kredi
12.11
2
03.11
40
06.10
gözlenen canlanma ile toparlanmaya başlamış, 2017 yılı Nisan ayı
09.09
4
12.08
50
03.08
bireysel kredilerde, Aralık ayından itibaren ise ticari kredilerde
06.07
6
09.06
60
12.05
Kredi büyüme oranları, 2016 yılı Eylül ayından itibaren
Not: Oran, aylık stok kredinin yine aylık frekansta hesaplanan son bir
yıllık toplam GSYİH’deki payı olarak hesaplanmaktadır.
Kaynak: TCMB,TÜİK (Son Veri: 03.17)
Grafik III.1.3
Yıllık Stok Kredi Değişiminin GSYİH’ye Oranı
(Yüzde)
konut ve ihtiyaç kredisi büyümelerindeki hareketlenme belirleyicidir.
18
Firma kredileri, destekleyici yönde alınan teşvik ve tedbirler ile TL
14
(∆ Kredi)/GSYİH
(∆ Kredi)/GSYİH (KEA)
kredilerde tüm ölçeklerde toparlanmaya başlamıştır. Kredi büyümesi
10
birkaç büyük ölçekli banka kaynaklı artmış, KGF uygulamasının son
6
zamanda genele yayılması ise kredi büyümesini ivmelendirmiştir.
2
yüzde 70 seviyesini geçmiştir (Grafik III.1.2). Bankacılık sisteminden
yıllık net kredi kullanımı yukarı yönlü ivmelenmiş, kur etkisinden
arındırılmış seri ise uzun dönem ortalamasına doğru yönelmiştir (Grafik
III.1.3).
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
03.17
06.16
09.15
12.14
03.14
06.13
09.12
12.11
03.11
06.10
09.09
12.08
03.08
-2
06.07
GSYİH büyümesinden hızlı gelişmiş, Kredi/GSYİH oranı toparlanarak
12.05
Bahsi geçen bu gelişmeler sayesinde son dönemde kredi büyümesi
09.06
KGF kefalet limitinin artırılmasını takiben yılın ilk aylarında kamu ve
Not: Kredi değişimi yıllık olarak hesaplanmakta ve akım GSYİH’ye
oranlanmaktadır. Firmaların YP kredileri hesaplanırken euro, ABD
doları ve diğer para birimlerinden YP kredi stoku üç aylık farkı
alınarak çeyreklik akım YP kredi verisi hesaplanmıştır. Üç aylık kredi
farkları ilgili çeyreğe dair ortalama ABD doları ve euro TCMB döviz
alış kurundan TL’ye çevrilerek kur etkisinden arındırılmıştır. 4 çeyreklik
TL kredi tutarı ve kur etkisinden arındırılmış YP kredi tutarı toplanarak
toplam kur etkisinden arındırılmış yıllık kredi stok farkı hesaplanmıştır.
Dövize endeksli krediler YP kredilere dahil edilmiştir. KEA oranın 2004
yılından günümüze uzun dönem ortalaması kesikli çizgilerie
gösterilmiştir.
Kaynak: TCMB, TÜİK (Son Veri: 03.17)
35
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Kredi büyüme hızı ve büyüme farkları
uluslararası karşılaştırmalarda görece yüksek
seyretmektedir.
2016 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla, ülkemizde bankalarca
finans dışı kesime sağlanan kredinin GSYİH’ye oranı ve bu orandaki
yıllık
Grafik III.1.4
Kredi/GSYİH Oranı Uluslararası Karşılaştırması
değişim,
emsal
gelişmekte
olan
ülkelere
kıyasla
yüksek
seyretmiştir. Bu dönemi takiben gerek bireysel kredilerde gerek firma
(Yüzde, Puan)
20
kredilerinde yaşanan toparlanma neticesinde bahsi geçen oranda
15
görülen artış ile ülkemizin bu sıralamada daha üst sıralara çıkması
100
10
beklenmektedir (Grafik III.1.4).
75
5
2016 Ç3 Kredi/GSYİH
2016 Ç2 - 2014 Ç2 Farkı (Sağ E.)
2016 Ç3 - 2014 Ç3 Farkı (Sağ E.)
175
150
125
50
0
25
Son dönemde banka kredilerinde gözlenen toparlanmada
Meksika
Endonezya
ABD
Çekya
Rusya
Polonya
Türkiye
Hindistan
Brezilya
Japonya
G. Afrika
Çin
-5
Tayland
0
arz ve talep taraflı dinamikler etkili olmuştur. Talep artışında özellikle
konut kredisi faiz oranlarındaki düşüş, makroihtiyati alanda kredi
kullanımını destekleyici yöndeki değişiklikler, sektörel tedbirler ve mali
Not: Veri bankalar tarafından finans dışı kesime verilen tüm
kredileri kapsar ve güncel son veri tarihi 2016 yılı üçüncü
çeyreğidir. Farklar için sıfır hattı kesikli çizgiyle gösterilmiştir. İki yıllık
farklar, gösterilen yılların ikinci ve üçüncü çeyrekleri üzerinden
hesaplanmıştır.
politika teşvikleri etkili olmuştur. Bankalar bu dönemde kefaletlere
Kaynak: BIS (Son Veri: 09.16)
verilen Hazine desteği ve bireysel kredi teşvikleri karşısında kredi arz
TL firma kredileri tüm ölçeklerde toparlanmaya
başlarken…
standartlarını bir önceki döneme nazaran sabit tutmuşlardır. Bahsi
geçen etmenlerin kredi talep ve arz gelişmeleri üzerindeki olumlu
Grafik III.1.5
Firma Ölçeğine Göre TL Firma Kredileri Yıllık Büyüme
Oranları (Yüzde)
40
Küçük
Orta
Büyük
Toplam
etkisinin önümüzdeki dönemde devam edeceği öngörülmektedir.
III.1.1
Firma Kredileri
30
Firma kredileri 2016 yılı Aralık ayından itibaren KOSGEB faizsiz
20
kredi desteği, TOBB düşük faizli Nefes Kredisi ve Hazine destekli KGF
10
kefaleti gibi teşviklerle ivmelenerek büyümeye devam etmiştir.1 Kur
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
12.13
0
Not: Dövize Endeksli TL krediler hariç tutulmuştur. Mikro ve küçük
ölçekli firma kredileri küçük ölçek başlığı altında birlikte
raporlanmıştır.
etkisinden arındırılmış toplam firma kredisi büyüme oranı Mart ayında
yüzde 14,6 ile bir yıl önceki büyüme değerlerine yakınsamıştır (Grafik
III.1.1). TL kredi büyüme oranı KGF kefaleti teşvikinin uygulamaya
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
konmasıyla KOBİ’ler de dâhil olmak üzere tüm ölçeklerde büyük bir
…Yurt içi kaynaklı YP kredi büyümesi döviz
kurlarındaki artış ile eş zamanlı olarak azalmıştır.
ivme ile toparlanarak toplamda yüzde 22,4 olarak gerçekleşmiştir
(Grafik III.1.5). Aynı dönemde döviz kurlarındaki artış ile eş zamanlı
Grafik III.1.6
Firma Ölçeğine Göre YP Firma Kredileri Yıllık Büyüme
Oranları ve Döviz Kuru (KEA Yüzde, TL)
Yurt Dışı Kaynaklı YP
Küçük
Orta
Büyük
Yurt İçi Toplam YP
Döviz Sepeti (Sağ. E)
35
25
5
artmaya devam etmiştir. YP kredilerin yüzde 84’ünü kullanan büyük
ölçekli firmaların azalan kullanımı toplam YP kredi büyümesinin genel
5
3
seyrinde etkili olmuş, yurt içi kaynaklı YP krediler Mart ayında
2
yavaşlayarak toplamda büyüme kaydetmemiştir (Grafik III.1.6).
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
0
12.14
-15
09.14
1
06.14
-5
03.14
daralmaya, büyük ölçekli firma YP kredileri ise ivme kaybederek
4
15
12.13
olarak küçük ve orta ölçekli firmaların yurt içi kaynaklı YP kredileri
Not: Yurt dışı kaynaklı YP kredi büyümesi finansal kesim dışındaki
firmaların, yerleşik bankaların yurt dışı şube ve iştirakleri hariç
tutularak, yurt dışı özel alacaklılara olan kredi ve borçlanma aracı
yükümlülüklerini ABD doları değerleri üzerinden hesaplamıştır.
Dövize endeksli krediler ölçek bazında ve yurt içi toplam YP
kredilere dahil edilmiştir. Mikro ve küçük ölçekli firma kredileri küçük
ölçek başlığı altında birlikte raporlanmıştır. Döviz sepetinde ABD
doları için 0,7, euro için 0,3 ağırlığı kullanılmıştır.
Bahsi geçen teşviklerle ilgili detaylar, IV.2 Reel Sektörün Finansmana Erişimine İlişkin Tedbirler başlıklı özel
konuda belirtilmiştir.
1
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
36
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Geçmiş dönemlerde firmalar kesiminin yurt içi kaynaklı YP
kredi büyüme oranları yavaşladığında yurt dışı kaynaklı YP kredi
Grafik III.1.7
büyüme hızları artmış, firmaların YP kredi ihtiyaçlarını yurt içinden yurt
(4 Haftalık Hareketli Ort., Yüzde)
dışı
kaynaklara
yönelerek
karşıladıkları
gözlemlenmiştir.
Firma Kredileri Faiz Oranları ve Farkları
İçinde
20
Fark (Sağ E.)
TL Ticari Kredi
TL Mevduat
5 5
Fark (Sağ E.)
YP Ticari Kredi
YP Mevduat 5
4 4
4
3 3
3
2 2
2
1 1
1
bulunduğumuz dönemde ise yurt içi ve yurt dışı kaynaklı tüm YP kredi
büyüme oranlarında yavaşlama gözlemlenmektedir. Bu gelişmenin
15
döviz kurlarındaki artış ile eş zamanlı olmasıyla firmalar kesiminin yurt
içi kullanımlarını yurt dışı kaynaklarla ikame etmek yerine toplamda
10
04.17
08.16
12.15
04.15
08.14
04.17
08.16
12.15
04.15
12.13
08.14
5
III.1.6).
12.13
YP kredilerden TL kredilere yöneldikleri değerlendirilmektedir (Grafik
Not: Kredili mevduat ve kredi kartı hesapları ile Temmuz 2015’ten
itibaren sıfır faizli krediler hariç tutulmuştur.
Kredilerde faiz oranları talebi etkileyen önemli unsurlardandır.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.2017)
TL kredilerde, faiz oranlarında ve kredi faizleri ile mevduat faizleri
farkındaki artışa rağmen görülen büyüme oranları verilen teşviklerin
krediler için önemini gösteren bir diğer faktördür. Bankaların bu
dönemde kredilerin fonlanması için ihtiyaç duyulan kaynaktan dolayı
TL mevduat ve DTH faizlerini artırmaları TL kredi faizlerini üzerinde
Grafik III.1.8
Firma Kredi Arzına Etki Eden Faktörler
(Net Yüzde Değişim)
Genel Ekonomik Faaliyete İlişkin Beklentiler
Endüstri ya da Firmalara İlişkin Görünüm
Talep Edilen Teminatlara İlişkin Riskler
yukarı yönlü bir etkide bulunurken, YP kredilerde kredi-mevduat faiz
farkı daralmıştır (Grafik III.1.7). Mevduat sahiplerinin YP tercihlerinin
0
artış,
-15
bankaların TL kaynak elde etmek amacı ile döviz takası işlemlerini
-30
yoğunlaştırmalarına sebep olmuştur. Geçmiş dönemde YP kredi
-45
güçlendiği
bu
dönemde
TL
kredilerde
görülen
yüksek
kullanmayı tercih etmiş olan şirketlerin YP kredi taleplerini kısmaları, YP
kredi-mevduat
faiz
farkının
daraldığı
bu
dönemde,
maliyet
-60
-75
-90
unsurlarından
ziyade
kur
gelişmelerine
bağlı
olarak
06.15 09.15 12.15 03.16 06.16 09.16 12.16 03.17
Not: Üç ayda bir yapılan ankette bankalar tüm kalemleri bir önceki
döneme kıyasla raporlamaktadır. Sıfır bir önceki döneme göre
değişiklik olmadığını gösteren nötr seviyedir.
değerlendirilmelidir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Banka Kredileri Eğilim Anketi’ne göre, 2017 yılı ilk çeyrekte
bankalar mali politika teşviklerinin etkisiyle kredilere uyguladıkları
standartları KOBİ kredilerinde 2016 yılı son çeyreğine nazaran
gevşemiştir. Büyük işletmelere verilen kredilerde ise standartlar yatay
bir görünüm sergilemiştir. Kredi arzı standartları TL kredilerde, gerek
kısa gerek uzun vadede gevşemiş, YP kredilerde ise sıkılaşmıştır. Bu
gelişmenin azalan taleple birlikte YP krediler büyümesindeki ivme
kaybında rol oynadığı değerlendirilmektedir. Bankalar önümüzdeki
üç aylık dönemde standartların genelde aynı kalmasını beklerken, YP
krediler bu kıstas açısından da ayrışmış, ankete katılan bankaların
yaklaşık
yarısı
YP
kredilerde
sıkılaşmanın
devam
edeceğini
raporlamıştır. Genel ekonomik faaliyet beklentileri ve endüstrilere ait
risk algısı son iki yıldır olduğu gibi arzı sıkılaştırıcı bir rol oynarken, verilen
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
37
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Bireysel kredi büyümesi özellikle konut ve
ihtiyaç kredileri kaynaklı ivmelenmiştir.
teşviklerin de etkisi ile teminatlara ait risk algısının aynı dönem içindeki
eğiliminden farklılaştığı gözlenmiştir. (Grafik III.1.8).
Grafik III.1.9
Bireysel Kredi Yıllık Büyüme Oranları
(Yüzde)
35
III.1.2
Konut
Taşıt
İhtiyaç
Kredi Kartı
Bireysel Krediler
25
2016
15
yılı
Ağustos
ayından
itibaren
konut
kredilerine
uygulanan faiz oranlarındaki düşüş ve Eylül ayından itibaren
5
makroihtiyati düzenleme değişikliklerinin katkısıyla kredi ve taksitli
-15
tüketim olanakları artan bireysel kredi müşterilerinin özellikle konut
-25
ve ihtiyaç kredisi kullanımlarındaki artış ile bireysel krediler Mart ayı
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
-5
itibarıyla yüzde 11,9 büyümüştür (Grafik III.1.1, Grafik III.1.9 ve Grafik
III.1.10). Bankalar tarafından verilen taşıt kredilerinin, pazar payı artan
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
finansman şirketlerine rağmen istikrarlı seyreden yıllık büyümesi, 2016
yılı sonunda ÖTV uygulaması sebebi ile öne çekilen talebe, 2017
yılında ise baz etkisine bağlıdır. Kredi kartlarında geçmiş aylarda etkili
Grafik III.1.10
olan baz etkisi kaynaklı artış yerini yatay bir büyüme oranına
Bireysel Kredi Faiz Oranları
(4 Haftalık Hareketli Ort., Yüzde)
19
bırakmıştır.
İhtiyaç
Taşıt
Konut
18
17
Konut kredilerinde faizlerin düşmeye devam etmesiyle talep
canlı seyretmiş ve bu sayede konut kredileri en hızlı büyüyen bireysel
16
15
kredi türü olmaya devam etmiştir. Makroihtiyati tedbirlere yönelik
14
değişiklikler kapsamında 2016 yılı Eylül ayında konut kredilerine
13
12
uygulanan azami kredi/değer oranı sınırının yüzde 75’ten yüzde 80’e
11
04.17
12.16
08.16
04.16
12.15
08.15
04.15
12.14
08.14
04.14
12.13
10
çıkarılmasının faiz indirimini takiben konut kredisi büyüme oranına
katkı sağladığı değerlendirilmektedir.1
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
Uzun dönem ortalamasının gerisinde seyreden ihtiyaç
kredileri büyüme oranı, ihtiyaç kredisi azami vade sınırının 36 aydan
48 aya genişletilmesinin ve eş zamanlı olarak düşmeye başlayan
Grafik III.1.11
İhtiyaç Kredisi Haftalık Büyüme Oranları
ihtiyaç kredisi faizlerinin olumlu etkisiyle 2016 yılının son çeyreğinde
(4 Haftalık Hareketli Ort., Yıllıklandırılmış Yüzde)
45
2008-2015 Ort.
2017
2016
2016 Vade Değ.
ortalama büyüme düzeyini yakalamıştır (Grafik III.1.11). 2017 yılı
başında faiz oranlarının kademeli olarak yükselmesi büyümeyi
30
ortalama seviyenin altına çekmiş, ancak ihtiyaç kredisi büyüme
15
-15
Ç1
Ç2
Ç3
Ç4
Not: Vade değişikliği yürürlüğe girdiği haftayı kapsayacak şekilde
resmedilmiştir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
38
27 Eylül 2016 tarihinde bankaların kredi işlemlerine ilişkin ve kredi kartları hakkında yönetmeliklerde
yapılan değişikliklere göre; ihtiyaç kredilerinde, muafiyetleri devam etmekle birlikte, azami vade sınırı 36
aydan 48 aya çıkarılmış ve canlı kredilerin 72 aya kadar olan vadelerle yeniden yapılandırılmasına
olanak verilmiş, bu hususta yeni ihtiyaç kredileri kullandırılacak ise vadeleri yine 48 ay ile sınırlandırılmıştır.
Konut edinme amaçlı ve taşıt kredisi dışında konut teminatlı kredilerde kredi değer oranı yüzde 75’ten
yüzde 80’e çıkarılmıştır. Çeşitli tüketim kalemleri hariç tutulmakla birlikte bireysel ve kurumsal kredi kartı
alışveriş ve nakit çekimlerinde taksit sayısı 9’dan 12’ye çıkarılmış, mevcut bakiyelere en fazla yine 72 ay
ile sınırlı kalmak üzere yeniden taksitlendirilme olanağı sağlanmıştır. Uygulamaların detayları Ek 1 Bireysel
Kredilere ve Ticari Kredilere Yönelik Makroihtiyati Düzenlemeler ve Yürürlük Tarihleri isimli tabloda
sunulmuştur.
1
0
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
eğilimi geçen yıla göre daha güçlü kalmaya devam etmiştir. Bu
dönemde beyaz eşya ve mobilya tüketimine yönelik teşviklerin ve
artan konut satışlarının bu tüketim kaleminde yarattığı talebin ihtiyaç
kredisi
talebini
olumlu
etkilediği
değerlendirilmektedir.
İhtiyaç kredisi vadeleri 37-48 ay vadeli krediler
lehine değişmiştir.
Grafik III.1.12
İhtiyaç Kredilerinin Vadelere Dağılımı
(Yüzde Pay)
Vade
kırılımında ihtiyaç kredilerinin değişiklik öncesi istikrarlı büyüyen 25-36
70
ay vade aralığının toplamdaki payının 36-48 ay vade aralığına
60
kayması uygulama değişikliğinin kredi gelişmelerinde büyük rol
oynadığını teyit etmektedir (Grafik III.1.12).
1-12 Ay
25-36 Ay
48+ Ay
13-24 Ay
37-48 Ay
Vade Değişikliği
50
40
30
20
10
olacaktır (Grafik III.1.13). Bölüm II.1’de belirtildiği üzere hanehalkı
kaldıraç
oranları
2014
yılından
bu
yana
gerilemeye
devam
etmektedir. 2017 yılı başından itibaren canlanan iktisadi faaliyet,
bankaların bir yılı aşkın süredir giderek sıkılaşan kredi standartlarını
04.17
12.16
08.16
04.16
12.15
08.15
04.15
12.14
08.14
04.14
12.13
08.13
04.13
borçluluğu ve genel ekonomik faaliyete ilişkin göstergeler etkili
0
12.12
Bireysel kredilerin kredi riski görünümünde hanehalkının
Not: Veriler stok krediler üzerinden hesaplanmaktadır. 2013
sonundaki değişiklik ile ihtiyaç kredisi vadeleri 36 ay ile sınırlanmış,
2015 sonundaki değişiklik ile eğitim ve öğrenim ücretinin finansmanı
konulu kredilerde sınır kaldırılmış, 09.2016’dan itibaren ise 36 ay olan
ihtiyaç kredileri vade sınırı 48 aya kadar uzatılmıştır. Paylarda 2015
ve 2016 yılları başında görülen keskin iniş-çıkışlar tanım ve kapsam
değişikliklerinden kaynaklanmaktadır. 2015 yılından itibaren ihtiyaç
ve diğer krediler birlikte raporlandığından tüm grafikte ihtiyaç ve
diğer krediler birlikte gösterilmiştir. Vade değişiklikleri yürürlüğe
girdikleri haftaları kapsayacak şekilde resmedilmiştir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
sabit tutmaları ve uzayan vade ve taksit imkânları, tüketicilerin borç
servis imkânlarını daha elverişli düzeylere çekmiştir. Bu gelişmenin
bireylerin
kredi
geri
ödemelerine
olumlu
etki
yapması
Grafik III.1.13
Kredi Standartları ve Ekonomik Görünüm
(Yüzde, Net Yüzde Değişim)
Ort. Arındırılmış İşsizlik Oranı
Kredi Eğilim Anketi - Standartlar (Sağ E.)
beklenmektedir.
30
1,5
20
10
III.1.3 Tahsili Gecikmiş Alacaklar
0
0
-10
-20
-1,5
-30
Kredileri canlandırmaya yönelik adımların olumlu katkıları ve
seviyesinin bir miktar üzerinde istikrar kazanmıştır (Grafik III.1.14).
Bireysel kredilerde özellikle konut ve ihtiyaç kredisi kaynaklı olarak
gözlenen büyüme, varlık yönetim şirketlerine yapılan portföy satışları
neticesinde aktiflerden çıkışla birlikte bireysel kredi TGA oranlarının
-50
3
4
1
2
3
4
1
2
3
4
1
2
3
4
1
2
iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanmanın etkileri ile TGA oranı yüzde 3
-40
-3
2013
2014
2015
2016
2017
Not: Kredi standartları gelişmeleri sadece ihtiyaç kredileri içindir,
nötr seviyeyi gösteren sıfır noktası kesikli çizgilerle gösterilmiştir. Sıfırın
altı değerler standartların sıkılaştığını, sıfır üstü değerler gevşediğini
gösterir. İşsizlik oranı mevsimsellikten arındırılmış aylık işgücü
verilerinin 3 aylık toplu değerleri üzerinden hesaplanarak
ortalamadan ayrıştırılmıştır. İşgücü serisinin en güncel veri tarihi
Şubat 2017 olup birinci çeyrek için Ocak-Şubat ayları toplu
değerleri ile hesaplanan oran nokta ile gösterilmiştir.
Kaynak: TCMB, TUİK (Son Veri: 03.17)
gerilemesine katkı sağlamıştır (Grafik III.1.15). Diğer yandan özellikle
büyük firma TGA oranının görece düşük seviyelerdeki yatay seyri,
firma kredisi kredi riski görünümünü desteklemektedir (Grafik III.1.16).
Grafik III.1.14
TGA Oranları
(Yüzde)
5,0
Toplam
Firma
Bireysel
4,5
2016 yılı son çeyrek itibarıyla ülkemiz TGA oranı ve TGA oranının
son iki senelik değişimi emsal gelişmekte olan ülke ortalamalarına
yakın bir seyir izlemektedir (Grafik III.1.17).
4,0
3,5
3,0
2,5
TGA oranı işletme ölçeklerine göre ayrışmaya devam etmiştir (Grafik
III.1.16). Kredi hacmi bakımından en büyük paya sahip olan büyük
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
2,0
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
2017 yılı Mart ayında toplamda yüzde 2,9 olan firma kredileri
Kaynak: BDDK (Son Veri: 03.17)
39
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
ölçekli işletmelerin yüzde 2,0 seviyesinde sabit seyreden TGA oranları
Grafik III.1.15
TGA Bakiyesini Etkileyen Faktörler, Aylık TGA
Büyümesi ve Bileşenlerin Katkıları (Milyar TL, Yüzde ve
toplam firma TGA oranı üzerinde etkili olurken, KOBİ kredileri için TGA
Yüzde Puan)
oranları 2014 yılından bu yana artarak yüzde 5‘e yaklaşmıştır. Son
Dönem İçi İlave
Dönem İçi Tahsilat
Aktiften Silinen
75
69
dönemde özellikle KOBİ segmenti için getirilen KOSGEB kredileri,
Yakın İzlemedeki Krediler
TGA Bakiye
63
Nefes Kredisi ve KGF teminat garantisi uygulamalarının sınırlı borç
57
çevirme etkisinin yanında, canlanan ekonomik faaliyet ile birlikte TGA
51
45
oranlarının olumlu şekilde gelişmesinde etkili olması beklenmektedir.
39
Bölüm II.2’de belirtildiği üzere son dönemde firmaların kaldıraç
33
27
12.13
02.14
04.14
06.14
08.14
10.14
12.14
02.15
04.15
06.15
08.15
10.15
12.15
02.16
04.16
06.16
08.16
10.16
12.16
02.17
oranları artmış fakat kredi vadeleri uzamaya devam etmiştir. Nisan
ayı
Enflasyon
Raporu’nda
değinildiği
üzere
iktisadi
faaliyette
beklenen ılımlı seyre ilaveten tüketim talebi ve kredi erişimine dair
10
5
gelişmeler,
0
önümüzdeki
dönemlerde
KOBİ
ve
büyük
ölçekli
işletmelerin TGA oranlarının seyrinde belirleyici olacaktır. Gelişmelerin
-5
-10
Dönem İçi İlave
TGA Büyümesi
Aktiften Silinen
Dönem İçi Tahsilat
firma gelirlerini ve dolayısıyla firmaların borç çevirme kapasitelerini
olumlu etkileyeceği öngörülmektedir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Grafik III.1.16
Firma TGA Oranları
Para birimleri bakımından firma kredileri TGA oranlarının
(Yüzde)
Büyük Firma
Top. Firma
KOBİ
5,0
ayrışmaya devam ettiği, toplam firma TGA oranlarının daha ziyade TL
4,5
krediler kaynaklı olduğu gözlenmiştir (Bölüm II.2). YP firma TGA
4,0
oranının yatay seyri firmaların kur şoklarına karşı dayanıklılığının teyidi
3,5
niteliğindedir.
3,0
2,5
2,0
Firmalar kesimi TGA oranları ölçek ve para birimi bazında
olduğu gibi sektörel bazda da ayrışmaktadır. Toplamda firmalar
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
12.13
1,5
kesimi kredi kullanımının yaklaşık yarısını oluşturan imalat sanayi ile
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
toptan ve perakende ticaret sektörlerindeki TGA’ların toplam TGA
Uluslararası karşılaştırmalarda TGA oranları
ortalama seviyede seyretmektedir.
oranı artışında önemli rol oynadıkları görülmektedir (Tablo III.1.1). Bu
sektörlerin önümüzdeki dönemlerde ekonomik faaliyette beklenen
Grafik III.1.17
TGA Oranı ve Değişiminin Uluslararası Karşılaştırması
(Yüzde)
10
6
2016 Ç4 TGA Oranı
2016 Ç3-2014 Ç3 TGA Oran Farkı (Sağ E.)
etkileneceği değerlendirilmektedir. Konut kredilerindeki toparlanmayı
müteakip inşaat sektörü TGA oranlarında görülen düşüş dikkat
2016 Ç4-2014 Ç4 TGA Oran Farkı (Sağ E.)
8
yurt içi ve yurt dışı kaynaklı talep gelişmelerinden olumlu yönde
4
çekicidir. Diğer taraftan turizm sektörünün içinde bulunduğu zorlu
6
2
döneme rağmen TGA oranlarında görülen iyileşmede yeniden
4
0
2
alınmasının etkili olduğu düşünülmektedir. Yeniden yapılandırma
ABD
Japonya
Çin
Meksika
Tayland
G. Afrika
Türkiye
Endonezya
Brezilya
Çekya
Polonya
Rusya
-2
Hindistan
0
Not: Farklar için sıfır hattı kesikli çizgiyle gösterilmiştir. İki yıllık farklar
gösterilen yılların birinci ve son çeyrekleri üzerinden hesaplanmıştır.
Japonya 4. çeyrek verileri açıklamadığından sütunlarda 3. çeyrek
verileri, farklarda sırası ile 2016 3. çeyrek ve 2016 1. çeyrek için iki
yıllık farklar gösterilmiştir. IMF tarafından henüz raporlanmayan
Brezilya, Çekya, Çin, Meksika, Tayland 4. çeyrek verileri söz konusu
ülkelerin milli kaynaklardan elde edilmiş, Brezilya için aylık veri
ortalaması hesaplanmıştır.
Kaynak: IMF-IFS, BDDK, Brezilya MB, Meksika MB, Tayland
MB, Çekya MB, Çin Bankacılık Düzenleme Komisyonu
(Son Veri: 12.16)
40
yapılandırılan kredilerin ve sektörün teşvik programları kapsamına
imkânlarının enerji sektörü TGA oranlarında görülen iyileşmede de rol
oynadığı değerlendirilmektedir.
Son dönemde bireysel kredilerde gözlenen artış ile bireysel
kredi TGA oranları tüm türlerde 2016 yılı üçüncü çeyreğinden sonra
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
aşağı yönlü eğilim göstermiştir (Grafik III.1.14 ve Grafik III.1.18).
Gerek teminat yapısı, gerek makroihtiyati politikalar çerçevesinde
Tablo III.1.1
Sektörel TGA Oranları
(Yüzde)
alınan kredi/değer oranı tedbirleri ile bankacılık sektörü açısından
03.16
03.17
TGA Oranı
TGA Oranı
Yüzde
Değiş im
K redi
Payı
istikrarlı bir bilanço kalemi olan konut kredilerinde TGA oranı son iki
İmalat Sanayi
3,1
3,6
17,8
24,7
Toptan ve Perakende Ticaret
3,6
4,1
15,4
20,5
yıldır yüzde 0,5 seviyesinde yatay bir seyir izlemektedir.
İnşaat
4,1
3,6
-12,7
11,5
Enerji (Elektrik, Gaz ve Su Kay.)
1,1
0,5
-55,2
9,4
Ulaştırma, Depo ve Haberleşme
1,6
1,8
9,4
7,7
Emlak, Kiralama ve İşletmecilik
1,1
1,1
-1,5
7,3
Tarım, Avcılık, Ormancılık
2,4
2,8
19,0
5,9
Otel ve Lokanta
2,3
2,3
-1,8
4,4
Madencilik ve Taşocakçılığı
4,4
2,4
-44,7
1,8
Taşıt kredisi ve bireysel kredi kartı TGA oranları son dönemde
sınırlı miktarda düşerek Mart ayında sırasıyla yüzde 3,3 ve yüzde 8,0
seviyelerinde
gerçekleşmiştir.
Kredi
kartı
azami
taksit
sayısının
artırılmasını ve mevcut bakiyelere uzun vadeli yapılandırma imkânı
Not: Krediler başvuru formlarındaki kullanım amaçlarına göre
sektörlere ayrılmaktadır. Kredi payları finans sektörü ve bireysel
krediler dışındaki toplam nakdi krediler üzerinden hesaplanmıştır ve
seçilen sektörler canlı reel sektör kredilerinin toplamda yüzde 93’ünü
temsil etmektedir.
Kaynak: BDDK (Son Veri: 03.17)
tanınmasını takiben, taksitli satışlar bakiye büyümesi yaklaşık bir yıldır
görülen yatay eğiliminden sıyrılarak sınırlı bir artış göstermiştir (Grafik
III.1.19). Taksitli ve taksitsiz bakiye büyüme oranlarında görülen bu
sınırlı farklılaşma neticesinde, bireylerin taksitli kredi kartı bakiyelerinin
toplam kredi kartı bakiyelerine oranında görülen artış kısa sürmüş;
oran uygulama değişikliğinden önceki seviyelerine doğru yönelmiştir.
6
1,0
4
0,5
2
0,0
sağlayan uygulama değişikliklerinin, bireylerin aylık kredi borcu
borç
servisini
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
mevcut bakiyeleri uzun vadelerde yeniden yapılandırma olanağı
12.15
Mart
ayında yüzde 5,8 olarak gerçekleşmiştir. Azami vadeleri uzatan ve
azaltarak
1,5
09.15
gerçekleştirilen uygulama değişikliklerini takiben azalarak
yükümlülüklerini
2,0
ayında
06.15
Eylül
03.15
yılı
12.14
2016
8
09.14
oranları,
İhtiyaç
Taşıt
Kredi Kartı
Konut (Sağ E.)
10
06.14
TGA
(Yüzde)
03.14
kredisi
Bireysel Kredilerde TGA Oranları
12.13
İhtiyaç
Grafik III.1.18
Kaynak: BDDK (Son Veri: 03.17)
kolaylaştırması
beklenmektedir. Bu gelişme, bireylerin güncel ve gelecek borçlarının
Bireysel kredi kartı bakiyeleri taksitli bakiye
lehine değişmiştir.
ödeme oranlarını artıracak ve TGA’ya düşme oranını azaltacaktır.
Bahsi geçen gelişmelerin TGA oranlarına yansımalarında önemli
Grafik III.19
diğer bir etmen bankaların kredi başvurularını tabi tuttukları kredi
(Yüzde)
Bireysel Kredi Kartı Bakiyesi Yıllık Büyümesi
Taksitli
Toplam
KK düzenlemeleri
KK Taksit Düz. - I
KK Taksit Düz. - III
standartlarındaki gelişmelerdir. Banka Kredileri Eğilim Anketi’ne göre
standartlar yaklaşık bir yıldır görülen sıkılaşmayı sonlandırarak 2017 yılı
ilk çeyreğinde sabit seyretmiştir (Grafik III.1.20). 2017 yılı ikinci
çeyreğinde standartların yine yatay gelişeceği, talebin ise artacağı
Taksitsiz
Taksitli Oranı
KK Taksit 9 ay
KK Taksit Düz. - II
KK Taksit 12 ay
60
35
10
beklenmektedir.
-15
İhtiyaç kredisi azami vade sayısındaki değişiklik ile yeni açılan
kredi vadeleri tüm Bireysel Kredi Notu (BKN) kırılımlarında artış
göstermiştir (Grafik III.1.21). Değişikliği hemen takip eden dönemde
yeni kredi vadeleri tüm BKN kırılımları için 2013 vade kısıtından önceki
seviyelere yakın gelişse de, son dönemde 2016 yılı Eylül ayından
önceki seviyelere yakınsamaya başlamıştır. Bu gelişme değişikliği
müteakip vadelerde görülen artışın bireylerin tüketim alışkanlıklarında
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
-40
Not: 2013 tarihli yönetmelikte bireysel kredi kartları ile ilgili yapılan
değişikliklerde asgari borç ödeme oranlarının kart limitleri ile, yeni
kart limitlerinin ise gelir ile ilişkilendirilmesi öne çıkmıştır. 2014 yılı Şubat
ayında yürürlüğe giren değişiklik ile KK taksit sayısı 9 ay ile sınırlanmış
ve kuyum, telekomünikasyon, yemek, gıda ve akaryakıt
harcamaları taksit hakkından muaf tutmuştur. I. taksit düzenlemesi
ile hediye kart ve çeklerine taksit imkânı kaldırılmış, II. düzenleme ile
kuyum harcamalarına 4 ay taksit hakkı tanınmış, III. düzenleme ile
beyaz eşya, mobilya ve eğitim harcamaları taksitleri 12 aya
genişletilmiştir. 2016 yılı Eylül ayında getirilen değişiklikle azami KK
taksit sayısı 12 aya çıkarılmış, mevcut istisnalara ilaveten elektronik
eşya ve bilgisayar harcamaları 6, havayolu, seyahat acenteleri,
taşımacılık, konaklama, sağlık ve sosyal hizmetler, sağlık ürünü alımı,
kulüp, dernek ve vergi ödemeleri 9 ay ile sınırlandırılmış, doğrudan
pazarlama, yurt dışı, kozmetik ve ofis malzemeleri harcamaları ise
taksitten muaf tutulmuştur.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
41
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
ve bankaların ihtiyaç kredisi vade uygulamalarında oluşan kalıcı bir
Grafik III.1.20
değişiklikten
Yeni İhtiyaç Kredileri ve Kredi Anketi
(Ortalama Risk Grubu)
5,5
14
5,3
13
12
5,1
11
4,9
10
4,7
2015
2016
döneme
ait
bir
gelişme
olduğunu
Uygulama değişikliği ile vadeler uzamış, hanehalkı borç servis
gücü
artmış olup
gerek yeniden
yapılandırma
olanakları ile
hâlihazırda verilmiş olan kredilerin gerek önümüzdeki dönemde
9
verilecek olan kredilerin TGA’ya dönüşme oranlarının azalması
8
beklenmektedir. Nitekim ihtiyaç kredileri yaşlandırma analizine göre
3
4
1
2
3
4
1
2
3
4
1
2
3
4
1
2
4,5
2014
kısa
göstermektedir.
Ortalama Risk Grubu
Olası Temerrüt Risk Grubu (Sağ E.)
Kredi Eğilim Anketi - Standartlar (Sağ E.)
Kredi Eğilim Anketi - Talep (Sağ E.)
2013
ziyade
2017
2015 yılı birinci çeyreğinden itibaren verilen tüm krediler aktif kalitesi
Not: Kredi standardı ve talep gelişmeleri sadece ihtiyaç kredileri
içindir. Net yüzde değişim olarak raporlanan ve Grafik III.1.14’te de
resmedilen anket sonuçları bu grafikte risk gruplarını gösteren
aralıkta yeniden ölçeklendirilmiş, nötr seviyeyi gösteren sıfır noktası
kesikli çizgilerle gösterilmiştir. Bu seviyenin altındaki değerler
standartların sıkılaştığını, üstündeki değerler ise gevşediğini gösterir.
Standartların 2017 yılı ikinci çeyrek değerleri beklentileri gösterir ve
kesikli çizgilerle temsil edilmiştir. Düz ve temerrüt olasılığı ağırlıklı risk
grupları ihtiyaç kredisi müşterilerinin BKN grupları arasında sırası ile
düz sayı ortalaması ve grupların temerrüde düşme olasılığı ağırlıklı
ortalamalarını gösterir.
Kaynak: Kredi Kayıt Bürosu, TCMB (Son Veri: 03.17)
açısından
her
sergilemektedir
geçen
(Grafik
çeyrekte
III.1.22).
daha
iyi
bir
Makroekonomik
performans
görünümdeki
iyileşme, içinde bulunduğumuz dönemde artan istihdam imkânları ve
uzun vadelere yayılan kredilerin katkısıyla önümüzdeki dönem
bireysel krediler TGA görünümünün olumlu olması beklenmektedir.
İhtiyaç kredisi azami vade süresinin uzaması ile
vadeler tüm kırılımlarda artmıştır.
Grafik III.1.21
BKN Kırılımında İhtiyaç Kredisi Vadeleri
(Ay)
50
1 - 740
741 - 860
860 - 1100
1101- 1460
1461+
Vade Değişikliği
45
40
35
30
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
12.13
09.13
06.13
25
Not: Bireylerin 1 ile 1900 arasında değişen kredi notları 11 grup
altında raporlanmakta, ortalamalar bu 11 grup üzerinden
hesaplanmaktadır.
Kaynak: KKB (Son Veri: 03.17)
Grafik III.1.22
İhtiyaç Kredisi Yaşlandırma Eğrileri
(Yüzde)
4
3
2
1
2011
2012
2013
2014
2015Ç1
2015Ç2
2015Ç3
2015Ç4
2016Ç1
2016Ç2
2016Ç3
2016Ç4
Ç16
Ç15
Ç14
Ç13
Ç12
Ç11
Ç10
Ç9
Ç8
Ç7
Ç6
Ç5
Ç4
Ç3
Ç2
Ç1
0
Not: Yaşlandırma analizi ihtiyaç kredilerinin verildiği çeyreği takiben
TGA oranlarını kümülatif olarak raporlamaktadır.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
42
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
III.2 Likidite Riski
Bankaların likidite riskine olan dayanıklılığı devam etmektedir.
Çekirdek dışı fonlama kalemlerinin vadeleri, uygulamadaki tedbirlerin
katkısıyla uzamaya devam etmiş ve olası küresel likidite şoklarına karşı
bankacılık sektörünün direncini artırmıştır. Bankaların kısa vadeli dış
borçlarını uzun vadeli kaynaklarla yenileme eğiliminin son dönemde
de büyük ölçüde devam etmesi, sektörün dış kaynaklara erişim
koşullarında anlamlı bir değişiklik olmadığını ima etmektedir. Ayrıca
bankaların 30 günlük pencerede likidite pozisyonlarının güvenli
bölgede kalmasını sağlayan Likidite Karşılama Oranları (LKO) ile 1
yıllık pencerede en olumsuz senaryolar altında dahi bankalara döviz
likiditesi şoklarını karşılayabilecek bir alan sağlayan Rezerv Opsiyonu
Mekanizması ve YP zorunlu karşılıklar, sektörün kısa ve uzun vadeli
likidite pozisyonlarını güçlü kılmaktadır. Küresel likidite gelişmelerine
duyarlılığı görece yüksek olan yurt dışı YP cinsi ihraçların ise gelişmiş
ülke merkez bankalarının para politikalarında likidite koşullarını
destekleyici uygulamaların devam edeceği beklentisi ve küresel risk
iştahındaki
artışa
bağlı
olarak
canlandığı
gözlenmektedir.
Bu
gelişmeler ışığında yakın dönemde likidite kısıtlarının bankalar için
bağlayıcı bir rol oynamayacağı öngörülmektedir.
Bankaların kısa vadeli likidite şoklarına karşı dayanıklı olduğu
görülmektedir. Bankaların yüksek kaliteli likit varlık stokunun 30 gün
süreli net nakit çıkışlarını ne ölçüde karşılayabileceğini gösteren
LKO’lar yasal alt limitlerin oldukça üzerinde seyretmektedir (Grafik
Bankacılık sektörünün toplam için hesaplanan
LKO’su yasal alt limitlerin oldukça üzerinde
seyretmektedir.
Grafik III.2.1
Yüzdelik Dilimlere Göre Bankaların Toplam Likidite
Karşılama Oranları (Yüzde, 4 Haftalık Hareketli Ort.)
III.2.1 ve III.2.2).1 Sektörün toplam ve YP için hesaplanan LKO’ları, 2019
250
yılında nihai olarak ulaşılacağı belirtilen toplam için yüzde 100, YP için
Yüzde 25
Yüzde 50
Sektör Ortalaması
Yüzde 75
Yasal Oran
250
230
210
210
190
190
küçükten en büyüğe göre sırasıyla 25, 50 ve 75’inci yüzdelik
170
170
150
150
dilimlerde yer alan bankaların oranlarının gelişimi, tüm bankaların
130
130
110
110
yasal sınırları kayda değer bir marj ile sağlayabildiklerine işaret
90
90
70
70
50
50
yüzde 80 yasal alt limitlerini hâlihazırda sağlamaktadır. Oranları en
etmektedir. Bankaların ROM kapsamında tuttukları döviz ve altın
rezervleri ile zorunlu karşılıklarının yanı sıra menkul kıymetler portföyü
de, yüksek kaliteli likit varlık stokunun önemli bir kısmını oluşturmakta
ve sektörün likidite riskini sınırlandırmaktadır.
01.14
04.14
06.14
08.14
10.14
01.15
03.15
05.15
08.15
10.15
12.15
03.16
05.16
07.16
09.16
12.16
02.17
04.17
230
Not: Kalkınma ve yatırım bankaları hariçtir. Konsolide olmayan
raporlamalar kullanılmıştır. Söz konusu dilimler, oranları en küçükten
en büyüğe göre sırasıyla 25, 50 ve 75’inci yüzdelik dilimlerde yer alan
bankaları temsil etmektedir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 05.05.17)
Bankaların kısa vadeli likidite pozisyonlarını güvenli bölgede tutmayı amaçlayan LKO için BDDK yasal
alt limitler uygulamaktadır. BDDK, 2014 yılından itibaren bankalardan söz konusu oranı hesaplamalarını
istemiş; 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren toplam için yüzde 60, YP için ise yüzde 40 seviyelerini yasal oran
olarak belirlemiştir. Fakat bu oranlar her yıl 10’ar puan artırılarak 2019 yılında toplam ve YP için sırasıyla
yüzde 100 ve yüzde 80 seviyelerinin yasal oran olarak uygulanacağı belirtilmiştir.
1
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
43
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Çekirdek dışı yükümlülüklerin toplam kaynaklar içerisindeki
payı, 2014 yılı sonundan itibaren dalgalı ancak yatay bir gelişim
göstermeye devam etmektedir. Yurt dışı piyasalarda gerçekleştirilen
tahvil ihraçları yoluyla sağlanan kaynaklar ile bankalardan temin
edilen borçlar, çekirdek dışı yükümlülüklerin yaklaşık yüzde 60’ını
Grafik III.2.2
Yüzdelik Dilimlere Göre Bankaların YP Likidite
Karşılama Oranları (Yüzde, 4 Haftalık Hareketli Ort.)
Yüzde 25
Yüzde 50
Sektör Ortalaması
300
oluşturmaktadır. Çekirdek dışı kaynakların önemli bir kısmını oluşturan
yurt dışından temin edilen kaynakların TL karşılığı son Rapor
Yüzde 75
Yasal Oran
300
270
240
240
210
210
180
180
150
150
120
120
90
90
60
60
30
30
döneminde kur gelişmelerine bağlı olarak sınırlı miktarda artmıştır. Bu
çerçevede,
çekirdek
dışı
yükümlülüklerin
toplam
kaynaklar
içerisindeki payında da ılımlı bir artış yaşanmıştır. Yurt içinden
sağlanan çekirdek dışı kaynaklar, temel olarak repo işlemleri,
bankalara borçlar ve tahvil ihraçlarından oluşmaktadır. Bu dönemde
yurt içi ihraçlar yatay bir gelişim göstermiştir. TCMB’nin uygulamış
01.14
04.14
06.14
08.14
10.14
01.15
03.15
05.15
08.15
10.15
12.15
03.16
05.16
07.16
09.16
12.16
02.17
04.17
270
olduğu likidite politikalarının da etkisiyle yurt içinden sağlanan repo
Not: Kalkınma ve yatırım bankaları hariçtir. Konsolide olmayan
raporlamalar kullanılmıştır. Söz konusu dilimler, oranları en küçükten
en büyüğe göre sırasıyla 25, 50 ve 75’inci yüzdelik dilimlerde yer
alan bankaları temsil etmektedir.
fonlamasında önemli miktarda daralma yaşanırken, bankalara
Kaynak: TCMB (Son Veri: 05.05.17)
borçlar kalemi aynı ölçüde artmıştır.1 Bankalara borçlar kalemi ve
repo fonlamasının toplamda yatay seyretmesi sonucu ise yurt içi
fonların toplam yabancı kaynaklar içindeki payı anlamlı bir değişim
göstermemiştir (Grafik III.2.3).
Bankaların likit olmayan varlıkları içerisinde en büyük paya
sahip kredilerin ne ölçüde mevduatlarla fonlandığını temsil eden
Çekirdek dışı yükümlülüklerin toplam kaynaklar
içindeki payı yataya yakın seyretmektedir.
Bankacılık sektörünün uzun vadeli likidite pozisyonuna ilişkin temel
Grafik III.2.3
Mevduat Dışı Kaynakların Yabancı Kaynaklara Oranı
(Yüzde)
25
Yurt İçi
Yurt Dışı
Toplam (Sağ E.)
kredi/mevduat (K/M) oranı yatay seyrini devam ettirmektedir.
göstergelerden biri olan K/M oranı, 2014 yılı sonu itibarıyla yüzde 120
seviyesine yakınsamış ve bu patikada yatay seyretmeye başlamıştır
44
(Grafik III.2.4). Mevduat büyümesinin kredi büyümesine yakın
23
42
seyretmesi finansal istikrarı destekleyen bir unsurdur. Para birimi
21
40
cinsinden K/M oranlarının gelişimi ise kur gelişmeleri başta olmak
19
38
üzere muhtelif nedenlere bağlı olarak değişebilmektedir. Nitekim son
17
36
15
34
Rapor döneminde mevduat sahiplerinin YP mevduat tercihleri
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
güçlenmiştir. Muhtelif platformlarda kur riskinin yönetilmesine yönelik
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
oluşturulan piyasa farkındalığının artmasının da etkisiyle YP kredi
talebi zayıflamış ve bunun sonucunda da YP K/M oranında düşüş
yaşanmıştır. Diğer taraftan, mevduat büyümesi üzerinde de pozitif
etkisi olduğu gözlenen TL kredilerdeki canlanma ile birlikte TL K/M
TCMB, 10 Ocak 2017 tarihinde yapmış olduğu duyuru ile TCMB bünyesinde faaliyette bulunan
Bankalararası Para Piyasasından bankaların borç alabilme limitlerini toplam 22 milyar TL’ye, 13 Ocak
2017 tarihli duyuru ile 11 milyar TL’ye düşürmüştür. Ayrıca TCMB 13 Ocak 2017 tarihinde yapmış olduğu
duyuru ile gerekli gördüğü günlerde Borsa İstanbul bünyesindeki repo pazarlarında yapılan fonlama
tutarını sınırlandırabileceğini, bankaların gün sonunda kalan likidite ihtiyaçlarını Geç Likidite Penceresi
(GLP) borç verme faiz oranından limitsiz olarak karşılayabilmelerinin mümkün olduğunu belirtmiştir.
1
44
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
2015 yılı başından itibaren K/M oranında
yaşanan yatay seyir devam etmektedir.
oranı yukarı yönlü hareket etmiştir. Son aylarda TCMB’nin para
politikasının
da katkısıyla döviz
kurlarında yaşanan
azalması sonucu mevduat sahiplerinin
yeniden TL
oynaklığın
mevduata
yönelmeye başlaması ile TL ve YP K/M oranlarındaki farklılaşmanın bir
Grafik III.2.4
Kredi/Mevduat Oranı
(Yüzde, 4 Haftalık Hareketli Ort.)
Toplam
YP
TL
140
130
miktar azalacağı öngörülmektedir.
120
110
olarak
kabul
etmemesi
nedeniyle
riskin
kapsamlı
ölçümünü
05.17
11.16
05.16
11.15
05.15
70
11.14
dikkate almaması ve mevduat dışı kaynakları istikrarlı fon kaynağı
80
05.14
bilançolarının varlık ve yükümlülükleri arasındaki vade uyumunu
90
11.13
banka
05.13
rağmen,
11.12
olmasına
05.12
gösterge
11.11
bir
05.11
önemli
11.10
açısından
100
05.10
K/M oranı bankaların uzun vadeli likidite pozisyonlarının takibi
Kaynak: TCMB (Son Veri: 05.05.17)
sağlamamaktadır. Çekirdek yükümlülüklerin tanımı halen tartışmaya
açık olsa da mevduatların bankalar için istikrarlı bir kaynak teşkil
ettikleri genel olarak kabul görmektedir. Mevduatın yanı sıra
özkaynaklar, sermaye benzeri borçlar, uzun vadeli ihraçlar ve 1
yıldan uzun vadeli borçlanma kalemleri de bankalar için istikrarlı
Bankalar uzun vadeli görece istikrarlı fon
kaynakları ile fonlama kalitesini zayıflatmadan
kredi büyümelerini sürdürebilecek
durumdadırlar.
Grafik III.2.5
Kredi/(Mevduat+Diğer İstikrarlı Kaynaklar) Oranı
(Yüzde)
olarak değerlendirilebilecek fonlama kaynaklarıdır. Bu çerçevede,
100
bankacılık sektörünün söz konusu kaynakları da dâhil edilerek
95
95
hesaplanan K/(M+diğer istikrarlı kaynaklar) oranı 2017 yılı Mart ayı
90
90
itibarıyla yüzde 82 seviyesinde seyretmektedir (Grafik III.2.5). Bu da
85
85
K/(M+Diğer)*
K/(M+Diğer)**
100
Benzer şekilde, Basel III uzlaşısında ortaya koyulan perspektife
göre, bankaların varlıklarının vade yapısıyla da uyumlu olması
03.17
09.16
03.16
09.15
09.10
karşılayabildiklerine işaret etmektedir.
03.15
taleplerini
09.14
60
kredi
03.14
60
tutarak
09.13
65
alanda
03.13
70
65
güvenli
09.12
pozisyonlarını
03.12
75
70
09.11
80
75
03.11
80
bankaların uzun vadeli görece istikrarlı fon kaynakları ile likidite
Not: (*) Diğer içinde özkaynak, uzun vadeli ihraçlar, sermaye benzeri
borçlar ve 1 yıldan uzun vadeli diğer borçlar dikkate alınmıştır.
(**) Diğer içinde özkaynak, uzun vadeli ihraçlar ve sermaye benzeri
borçlar dikkate alınmıştır.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
kaydıyla mevduat dışındaki uzun vadeli borçlanmaların istikrarlı fon
kaynağı olabileceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, Basel
Komitesi tarafından bankaların uzun vadeli likidite pozisyonlarının
daha kapsamlı ölçülebilmesi ve bankaların varlık ile yükümlülükleri
Bankaların zayıflayan yurt dışı kaynak talebi
sonucunda sektörün dış kaynak kullanımında
sınırlı ölçüde zayıflama yaşanmaktadır.
Grafik III.2.6
arasındaki vade farkından kaynaklanan riskleri sınırlamak amacıyla
Bankacılık Sektörü Yurt Dışı Borcunun Büyüme Oranı
ve Miktarı (Yıllık Yüzde Artış, Milyar ABD Doları)
Net İstikrarlı Fonlama Oranı (NİFO) geliştirilmiştir. 2018 yılından itibaren
39
Türkiye’de yasal olarak uygulamaya konulması beklenen NİFO’ya
33
göre, bankalar yurt dışı borçlanmalarının vadelerini uzatmak suretiyle
27
Büyüme (Kur ve Parite Etkisinden Arındırılmış)
180
Büyüme (ABD Doları Karşılığı)
Tutar (Sağ E.)
160
140
21
fonlama kalitesini zayıflatmadan kredi büyümelerini sürdürebilecek
durumdadır.1
15
120
9
100
3
80
-3
03.17
09.16
03.16
09.15
03.15
09.14
03.14
09.13
03.13
09.12
03.12
09.11
60
03.11
-9
Bankaların uzun vadeli likidite pozisyonlarını daha kapsamlı takip edebilmek amacıyla varlık ve
yükümlük tarafındaki vade uyumunu da dikkate alarak Basel Komitesi tarafından NİFO uygulamaya
konulmuş olup, söz konusu oranın ayrıntılarına Kutu III.2.I’de yer verilmiştir.
1
Not: Kur ve parite etkisinden arındırılan büyüme serisi, 2013 yıl sonu
kur ve parite değerlerine göre yeniden hesaplanmıştır.
Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17)
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
45
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Bankacılık sektörünün yurt dışı kaynak kullanımında sınırlı bir
Grafik III.2.7
367 Gün Vadeli Sendikasyon Kredilerinin Maliyet
Gelişimi (İşlem Bazlı, Yüzde)
Marj (USD)
Libor
USD
KDK Kararları
zayıflama gözlenmektedir. 2015 yılı başından itibaren sektörün dış
kaynak kullanımında görülen gerilemenin bankaların dış borca erişim
Marj (Euro)
Euribor
Euro
değerlendirilmektedir.
0,0
0,0
-0,5
-0,5
07.14
04.14
03.14
03.17
yaşanan zayıf seyrin, bankaların dış kaynak taleplerini sınırladığı
0,5
10.16
1,0
0,5
08.16
1,0
05.16
yatırımlarındaki yavaşlama ile yurt içi YP cinsi kredi büyümesinde
04.16
1,5
10.15
1,5
08.15
2,0
04.15
zayıflamasından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Reel sektör
2,0
03.15
koşul ve maliyetlerinden ziyade bankaların dış kaynak talebinin
2,5
09.14
3,0
2,5
3,0
reel sektör
yatırımlarında
görülen toparlanma ve 2017 yılı ilk çeyreğinde görülen yüksek kredi
akımlarının
da
katkısıyla
bankaların
dış
kaynak
kullanımının
artabileceği düşünülmektedir (Grafik III.2.6).
Kaynak: KAP (Son Veri: 04.17)
Bankacılık sektörünün yurt dışı borçlarında
yaşanan kısa vadeden uzun vadeye geçiş
devam etmektedir.
Grafik III.2.8
Bankaların dış borç yenileme maliyetlerinde sınırlı artış
gözlenmiştir. Moody’s
kredilerinin
Kısa ve Orta-Uzun Vadeli Dış Borç Gelişimi
(Milyar ABD Doları)
not indirim kararı öncesinde sendikasyon
borçlanma
maliyetlerindeki
dalgalanmaların,
maliyetlerdeki marjların sabit kalması nedeniyle tamamen Libor ve
Kısa Vadeli
Orta ve Uzun Vadeli
Toplam (Sağ E.)
120
dönemde
büyüme hızı ile gelişmekte olan ülkelere yönelik artan risk iştahı ve fon
Not: Büyük ölçekli bankalar için dikkate alınmıştır. KDK Kararları, kredi
derecelendirme kuruluşlarının karar tarihlerini göstermektedir.
130
Son
110
100
180
Euribor faiz oranlarındaki hareketleri yansıttığı gözlenmektedir (Grafik
175
III.2.7). 23 Eylül 2016 tarihinde Moody’s, 27 Ocak 2017 tarihinde
170
Fitch’in Türkiye’nin kredi notu hakkındaki kararı sonrasında ise temin
165
edilen borçlara uygulanan marjların sınırlı arttığı gözlenmektedir.
160
Maliyetlerdeki artış tutarının bankalardan olan alacaklara uygulanan
155
risk
150
katlanacakları
90
80
70
60
50
ağırlıklarındaki
artışlara
bağlı
olarak
kreditör
kuruluşların
40
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
12.13
30
ek
sermaye
maliyeti
ile
uyumlu
olduğu
düşünülmektedir.
Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17)
Kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarını takip eden
Grafik III.2.9
dönemde de bankaların maliyet artışlarının oldukça sınırlı kalması,
Dış Borç Yenileme Oranı
(Yüzde, Ay)
125
Kısa Vadeli
Orta ve Uzun Vadeli (Sağ E.)
120
115
110
260
240
anlamına gelmektedir. Bu durum 2015 yılı başından itibaren gözlenen
220
dış borçlanma tutarındaki ivme kaybının yabancı yatırımcıların arz
105
200
100
180
95
160
90
yabancı finansal kuruluşların kredi arzında değişim gözlenmediği
kısıtlarından ziyade yurt içi bankaların tercihlerinden kaynaklandığı
savını destekler niteliktedir. Aynı dönemde kaynak temin edilen ülke
140
kompozisyonunda artan çeşitliliğin de alacaklı yoğunlaşması ile ilintli
80
120
riskleri
75
100
değerlendirilmektedir.1
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
85
sınırladığı
ve
arz
yönlü
faktörlerin
etkisini
hafiflettiği
Not: Dış borç yenileme oranları, menkul kıymet ihraçları dâhil toplam
yurt dışı yükümlülük kullanım ve geri ödeme tutarlarının kısa vade için
3 aylık, uzun vade için 12 aylık hareketli toplamları üzerinden
hesaplanmıştır.
Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17)
Bankacılık sektörünün yurt dışından kaynak temin ettiği ülke/banka sayısındaki artışın ayrıntılarına ve
muhtemel etkilerine Özel Konu IV.1’de yer verilmiştir.
1
46
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Alınan tedbirlerin de katkısıyla yurt dışı banka borçlarında
vade
kompozisyonu
uzun
vade
lehine
değişmeye
devam
Grafik III.2.10
Toplam Dış Borç Yenileme Oranı ve Ortalama
Vadesi (Yüzde, Ay)
etmektedir. TCMB’nin çekirdek dışı yükümlülüklerde uzun vadeyi
120
teşvik etmek adına yaptığı düzenlemelerin katkısıyla bankaların yurt
115
dışından bir yıla kadar vadeli borçlanmalarını belirgin bir şekilde
azalttığı, orta ve uzun vadeli kaynaklarını ise artırdığı gözlenmiştir
Yenileme Oranı
Ortalama Vade (Sağ E.)
60
58
56
110
54
52
105
50
(Grafik III.2.8). Sektörün kısa vadeli borçlarını uzun vadeli kaynaklar ile
oranı, uzun süre yüzde 100 seviyesinin oldukça üzerinde seyretmiştir
(Grafik III.2.9). Son dönemde kısa vadeden uzun vadeye geçişin
büyük ölçüde gerçekleşmiş olması nedeniyle uzun vadeli ve kısa
vadeli
dış borç
yenileme
oranları da yüzde
100
seviyesine
yakınsamaktadır. Sektörün yurt dışı borçlarının ağırlıklı ortalama
48
46
95
44
90
42
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
yenilemeyi tercih etmesi nedeniyle uzun vadeli dış borç yenileme
100
Not: Dış borç yenileme oranı, menkul kıymet ihraçları dâhil toplam
yurt dışı yükümlülük kullanım ve geri ödeme tutarlarının 6 aylık
hareketli toplamları üzerinden hesaplanmıştır.
Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17)
vadesi son iki ayda sınırlı ölçüde azalmakla birlikte, 2017 yılı Mart ayı
itibarıyla 58 aya kadar ulaşmıştır (Grafik III.2.10). Bu dönemde, vadesi
dolan bir yıl vadeli sendikasyon kredilerinin 3 yıla varan vadelerde
yenilenmesi, kısa vadeli repo fonlamalarının daha az tercih edilmesi,
uzun vadeli tahvil ihracı eğilimi, vade kompozisyonundaki uzun vade
lehine değişimin temel dinamiğini oluşturmuştur (Grafik III.2.11).
Grafik III.2.11
2014 Yıl Sonuna Göre Yurt Dışı Borçlanma Türlerinin
Tutar Değişimi (Milyar ABD Doları)
20
Kısa Vadeli
Orta ve Uzun Vadeli
15
10
5
0
yanı sıra sektörün likit aktif portföyü 1 yıllık pencerede en olumsuz
senaryolar
altında
dahi
bankalara
döviz
likiditesi
İhraçlar
Seküritizasyon
yaşanabilecek olası oynaklıklara karşı direncini artırmaktadır. Bunun
Mevduat
lehine değişmesi bankacılık sektörünün uluslararası piyasalarda
Krediler
-15
Repo
tamponlarına sahiptir. Dış borç vade kompozisyonunun uzun vadeler
-10
Sendikasyon
Bankacılık sektörü likidite şoklarına karşı yeterli likidite
-5
Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17)
şoklarını
karşılayabilecek bir alan sağlamaktadır. 2017 yılı Mart ayı itibarıyla
bankacılık sektörünün önümüzdeki altı ay ve bir yıllık dönemlerde
Bankacılık sektörü, 1 yıllık pencerede likidite
şoklarına karşı yeterli likidite tamponlarına
sahiptir.
vadesi dolacak sırasıyla 46 milyar ve 77 milyar ABD doları tutarında
YP dış borç ödemesi bulunmaktadır. Bu çerçevede, ülkemizdeki
gelişmelerin yanı sıra küresel piyasalardaki gelişmeler de bankaları dış
Grafik III.2.12
YP Likit Aktiflerin Tutarı ve 1 Yıl İçinde Vadesi Dolacak
YP Dış Borca Oranı (Milyar ABD Doları, Yüzde)
borçların uygun vade ve maliyetlerde yenilenmesi açısından
Nakit Değerler
Yurt Dışı Bankalar Nezdindeki Serbest Hesaplar
ROM Rezervleri
YP Likit Aktif / Kısa Vadeli YP Dış Borç (Sağ E.)
yakından ilgilendirmeye devam edecektir. Bankaların likit aktiflerinin
70
önemli bir kısmı ROM kapsamında bulundurulan altın ve döviz
60
varlıklardan oluşmakta olup, sermaye girişlerinin zayıfladığı 2016 yılının
50
son yarısında gerek YP maliyetlerdeki yükseliş, gerekse döviz
40
kurundaki
meydana
30
50
gelmiştir. 2017 yılı Şubat ayından itibaren ise güçlenen sermaye
20
45
nedeniyle ROM
rezervlerinde
azalış
hareketleri ile düşen döviz kuru oynaklığının bir sonucu olarak ROM
rezervlerinde yeniden artış yaşanmaya başlanmıştır. Bu çerçevede,
bankaların nakit, yurt dışı serbest hesaplar ve ROM rezervleri gibi likit
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
70
65
60
55
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
artış
75
Not: YP likit aktifler, ROM kapsamında tutulan rezervler ile nakit
değerler ve yurt dışı bankalar nezdindeki serbest hesaplardan
oluşmaktadır. YP Likit Aktif / Kısa Vadeli YP Dış Borç oranının, 3 aylık
hareketli ortalamasına yer verilmiştir.
Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17)
47
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
aktifleri dış borcun yarısını karşılayabilecek güçtedir (Grafik III.2.12).
Grafik III.2.13
ROM Rezervleri ve Döviz Depo İmkânı ile 1 Yıl İçinde
Vadesi Dolacak YP Dış Borç (Milyar ABD Doları)
100
TCMB tarafından sağlanan ROM ve 50 milyar ABD doları limitli döviz
1 Yıllık YP Dış Borç
depo imkânları ise en olumsuz şoklara karşı yanıt verebilecek
ROM Rezervi (Döviz ile Altın) + Döviz Depo
İmkânı
düzeydedir (Grafik III.2.13). Söz konusu likit aktiflerin yanı sıra 7 milyar
90
ABD doları tutarındaki serbest Eurobond portföyü bankaların kısa
80
vadeli dış borçları karşılama kapasitesini artırmaktadır.
70
Küresel likidite gelişmelerine duyarlılığı yüksek olan sektörün
50
YP cinsi yurt dışı menkul kıymet ihraçlarında 2016 yılı başından
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
60
Kaynak: TCMB, MKK (Son Veri: 03.17)
itibaren yaşanan canlanma devam etmektedir. Küresel piyasalarda
artan risk iştahı ile gelişmiş ülke merkez bankalarının likidite koşullarını
destekleyici para politikaları sonucu sektörün YP cinsi yurt dışı menkul
kıymet ihraçları 2016 yılı başından itibaren yüzde 13 artmıştır. Kısa
Küresel likidite gelişmelerine bağlı olarak
bankaların yurt dışı tahvil ihraçlarında canlanma
gözlenmektedir.
vadeli ihraçların azalması ve son dönemdeki ihraçların daha uzun
Grafik III.2.14
ihraç stokunun ortalama vadesi 70 aya ulaşmıştır (Grafik III.2.14). 2010
Yurt Dışı YP Menkul Kıymet İhraç Gelişmeleri
yılından itibaren bankalar tarafından tercih edilmeye başlanan yurt
(Stok, Milyar ABD Doları, Ay)
Tutar (Stok)
30
Vade (Sağ E.)
28
70
dışı menkul kıymet ihraçlarının toplam dış borçlar içindeki payı, 2010
68
yılı sonrasında istikrarlı bir şekilde artmasına rağmen 2014 yılı
66
sonundan
64
yerleşmiştir. Dolayısıyla küresel likidite gelişmelerine duyarlılığı yüksek
26
24
22
20
62
18
16
vadeli gerçekleştirilmesi sonucu ise YP cinsi yurt dışı menkul kıymet
itibaren
yüzde
16
seviyesinde
yatay
bir
patikaya
olan yurt dışı menkul kıymet ihraçlarının gerek vadesinin diğer
60
14
58
12
56
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
10
borçlanma türlerinden uzun olması ve uzamaya devam etmesi
gerekse toplam dış borçlar içerisindeki payının düşük ve stabil olması
bankaların
Kaynak: MKK (Son Veri: 03.17)
yurt
dışı
ihraçları ile
ilintili
risklerin
sınırlı
kalmasını
sağlamaktadır. Ayrıca, küresel likidite ve risk iştahı gelişmelerine bağlı
olarak standart tahvil ihraçlarının yanı sıra varlığa dayalı menkul
kıymet
önümüzdeki
dönemde
artması
ve yeni ihraçlarının ortalama vadelerinde yaşanan yatay seyir Rapor
Yurt İçi TL Menkul Kıymet İhraç Gelişmeleri
(Milyar TL, Ay)
Tutar (Akım)
Vade (Sağ E.)
da
beklenmektedir. Bankacılık sektörünün yurt içi ihraçlarının tutarında
Grafik III.2.15
36
ihraçlarının
Tutar (Stok)
14
13
24
12
18
11
12
10
6
9
0
8
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
30
döneminde de devam etmektedir (Grafik III.2.15).
Kaynak: MKK (Son Veri: 03.17)
48
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Kutu
III.2.I
Net İstikrarlı Fonlama Oranı
Küresel finansal krizle birlikte bankaların varlık ve finansman yapısının uzun vadeli istikrarı
üzerine odaklanan niceliksel likidite standartlarının oluşturulması ve takibi önem kazanmıştır. Fonlama
risklerinin ölçülmesinde ve bankaların likidite pozisyonlarının izlenmesinde yaygın olarak kullanılan
kredi/mevduat oranı gibi göstergeler, mevduat dışındaki istikrarlı fonlama kaynaklarını göz ardı etmesi
ve varlık ile yükümlülüklerin vade yapısını dikkate almaması nedeniyle kapsamlı bir risk değerlendirmesi
için yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle küresel krizin ardından, Basel Bankacılık Denetim Komitesi (Basel
Komite) bankaların likidite yönetimini güçlendirmek üzere prensipler yayımlamış ve asgari likidite
oranları geliştirmiştir. Bunlardan ilki olan Likidite Karşılama Oranı (LKO) 1, bankaların kısa vadeli likidite
şoklarına karşı dayanıklılığını artırmayı amaçlamaktadır. LKO, Basel Komitesi üyesi ülkeler tarafından
2015 yılından bu yana kademeli olarak uygulanmaya başlanmıştır. İkinci olarak ise uzun vadeli likidite
riskine yönelik Net İstikrarlı Fonlama Oranı (NİFO) geliştirilmiştir.
NİFO, uzun vadeye ve mevduata dayalı bir fonlama yapısını teşvik ederek, bankaların kısa
vadeli toptan fonlamaya aşırı bağımlılığını azaltmayı hedeflemektedir. Bu orana göre, bir bankanın
mevcut istikrarlı fonlama tutarı, ihtiyaç duyulan istikrarlı fonlama tutarından büyük olmalıdır. LKO’dan
farklı olarak bu oran için kademeli bir geçiş öngörülmemektedir. Dolayısıyla, bankaların 1 Ocak
2018’den itibaren NİFO’yu asgari oranda sağlaması gerekmektedir.
NİFO =
Mevcut İstikrarlı Fonlama Tutarı
≥ %100
İhtiyaç Duyulan İstikrarlı Fonlama Tutarı
Bir bankanın ”mevcut istikrarlı fonlama tutarı”, banka yükümlülüklerinin kalan vadesi ve karşı
tarafı göz önünde bulundurularak mevcut istikrarlı fonlama faktörleriyle çarpılmasıyla elde
edilmektedir. Temel olarak yasal sermaye, bir yıldan uzun vadeli yükümlülükler, gerçek kişi ve KOBİ
mevduatı istikrarlı fonlama kaynakları olarak değerlendirilirken, diğer yükümlülükler belirlenen iskonto
oranları (fonlama faktörleri) ile dikkate alınmaktadır. İhtiyaç duyulan istikrarlı fonlama tutarı ise, likidite
edilebilme kapasitelerine göre varlıkların en likitten en az likide göre sınıflandırılarak belirli “ihtiyaç
duyulan istikrarlı fonlama faktörleri” ile çarpılmasıyla hesaplanmaktadır. Bu kalibrasyonda, bankaların
kısa vadeli varlıklarının bir kısmını yenilemeyeceği, likit varlıkları teminat göstererek veya piyasada
kolaylıkla satarak ilave fonlama sağlayabileceği varsayılmıştır. Bu itibarla, bir yıldan uzun vadeli
varlıklar için istikrarlı fonlama ihtiyacı getirilirken, likit varlıklar için istikrarlı fonlama ihtiyacı daha azdır.2
LKO, yüksek kaliteli likit varlık tutarının 30 günlük net nakit çıkış tutarına bölünmesiyle hesaplanır. Toplam için hesaplanan asgari LKO, 2015 yılında yüzde 60 olarak belirlenmiş
olup her yıl 10’ar puan artış ile 2019 yılında yüzde 100 olacaktır.
1
2
Fonlama faktörleri için Bkz. Merkezin Güncesi, Bankacılık Sektörü Likidite Ölçümünde Yeni Dönem: Net İstikrarlı Fonlama Oranı,
https://tcmbblog.org/tr/bankacilik-sektoru-likidite-olcumunde-yeni-donem-net-istikrarli-fonlama-orani/
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
49
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Şema III.2.I.1
Varlıklar
Yükümlülükler ve Özkaynak
('Fon Kullanımı')
('Fon Kaynağı')
Nakit ve Merkez Bankası
Yasal Özkaynak
Yüksek Kaliteli Likit Varlıklar
Uzun Vadeli Yükümlülükler
Kısa Vadeli Fin. Kur.'a
Kullandırılan Krediler
Kısa Vadeli Bireysel ve Ticari
Krediler
Konut Kredileri
Bireysel Mevduat
Ticari Mevduat
Toptan Fonlama
Uzun Vadeli Krediler
Yükümlülüklerin İstikrarlılığı Artar
Varlıkların Likiditesi Azalır
(İstikrarlı Fonlama İhtiyacı Artar)
Likiditeye Göre Varlık ve İstikrara Göre Yükümlülük Sıralaması
Diğer yükümlülükler
Diğer Varlıklar
NİFO raporlaması Türk bankacılık sektöründe henüz başlamamasına karşın, sektör için NİFO
belirli varsayımlar altında hesaplanabilmektedir. Çalışma kapsamında yapılan en kuvvetli varsayım,
orijinal vadelerin esas alınmasıdır.1 Esasen NİFO hesaplamasında bütün fonlama ve aktif kalemlerinin
kalan vadeye göre dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, fonlamanın önemli bir kısmını oluşturan
mevduatın genellikle 6 aydan kısa vadeli olması, fonlama tarafındaki varsayımımızı makul bir zemine
taşımaktadır. Aktif tarafta ise orijinal vadelerin kalan vadeden daha uzun olduğu gerçeği,
hesaplamamızda NİFO’nun olduğundan daha düşük gösterilmesi gibi bir risk doğursa da ihtiyatlı bakış
açımızı desteklemektedir. Türk bankacılık sektörü için hesaplanan NİFO’nun Basel standardında
belirlenen asgari oran olan yüzde 100 seviyesinin üzerinde gerçekleştiği tespit edilmektedir. 2 Bu
çerçevede, bankaların varlıklarını istikrarlı fonlama kalemleri ile fonladığını söylemek mümkündür.
NİFO hesaplamasında, varlık ve yükümlülükler orijinal vadeye göre dikkate alınmıştır. 250 bin TL’nin altındaki ticari mevduat, KOBİ mevduatı olarak dikkate alınmıştır. Teminata
konu menkul değerlerin tamamı ve ters repo alacakların teminatı “seviye 1” varlık olarak kabul edilmiştir. Türev işlemlerde yüzde 85 ile dikkate alınan başlangıç teminatı
ayrıştırılmayarak diğer bilanço içi kalemler altında yüzde 100 ile dikkate alınmıştır. Türev işlemlerden net alacaklar, işlemlerin teminatına bakılmaksızın yüzde 100 ihtiyaç duyulan
fonlama faktörü ile dikkate alınmıştır.
1
Basel Komite, Basel III kapsamında yer alan sermaye ve likidite rasyolarını değerlendirmeye yönelik olarak altı ayda bir sayısal etki analizi yapmaktadır. Bu analizler raporlama
yapan toplam 230 bankanın verilerine dayanmakta, Türkiye’den de 3 banka bu raporlamaya katkı sağlamaktadır. 2016 yılı Haziran ayı itibarıyla grup-1 ve grup-2 bankaları için
ağırlıklı ortalama NİFO sırasıyla yüzde 114 ve yüzde 115’tir. Türkiye’den raporlamaya katılan bankalar Haziran ayı verileriyle asgari NİFO’yu sağlarken, ağırlıklı ortalama NİFO’su
yüzde 114,6’yla, içinde bulunduğu grup-1 ortalamasının üzerinde seyretmektedir.
2
50
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Grafik III.2.I.1
Türkiye Bankacılık Sektöründe Net İstikrarlı Fonlama Oranı
(Yüzde)
110
NİFO
Basel Asgari Oranı
100
90
80
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
70
Kaynak: TCMB
Sonuç olarak, 2018 yılında uygulanmaya başlanacak olan NİFO, banka bilançolarının varlık ve
yükümlülükleri arasındaki vade uyumunu dikkate alarak likidite riskinin kapsamlı ölçümüne imkân
sağlayacaktır. Uzun vadeli bakış açısı ile NİFO, bankacılık sektörünün kısa vadeli likidite şoklarına karşı
dayanıklılığını ölçen LKO’yu tamamlayıcı bir likidite rasyosu olacaktır. Mevcut hesaplamalar ışığında
Türk bankalarının fonlama yapısının güçlü olduğu söylenebilmektedir. LKO’nun yanı sıra NİFO’nun da
bankalar için asgari yükümlülük olması bu görünümün sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
51
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
III.3 Faiz ve Kur Riski
Grafik III.3.1
Faiz
TL Cinsinden Kısa Vadeli Açık Pozisyon
(Toplam TL Pasiflere Oranı, Yüzde)
oranlarında
meydana
gelebilecek
ani
değişimler
bankacılık sektörünün varlık ve yükümlülük vade yapılarının farklı
15
olması
10
5
nedeniyle
yeniden
fiyatlama
kanalından,
alım-satım
portföyünde bulunan menkul kıymetlerin piyasa değerinin değişmesi
0
sebebiyle doğrudan bilanço kanalından bankaları etkilemektedir.
-5
-10
Bu açıdan varlık ve yükümlülüklerin vade yapısı ile menkul kıymet
-15
-20
portföyünün özelliklerinin incelenmesi sektörün faizdeki değişimlere
-25
-30
03.13
03.14
0-1 Ay
03.15
03.16
1-3 Ay
3-6 Ay
09.16
03.17
duyarlılığının analiz edilmesi bakımından önem arz etmektedir.
6-12 Ay
Yeniden fiyatlama dönemine göre faiz riskine duyarlı TL
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
cinsinden aktiflerin ortalama vadesi 20 ay, pasiflerin vadesi ise 3 ay
civarında olup her iki vadede yakın zamanda sınırlı da olsa uzama
Mevduatta YP’ye yönelim kısa vadede açık
pozisyonu arttırmaktadır.
belirtileri görülmektedir. YP tarafında ise aktiflerin ortalama vadesi 21
ay civarında olup pasiflerin ortalama vadesi 12 aya yakındır. Faiz
Grafik III.3.2
riskine duyarlı TL ve YP pozisyonların kısa vadedeki genel görünümü
YP Cinsinden Kısa Vadeli Açık Pozisyon
(Toplam YP Pasiflere Oranı, Yüzde)
birbirine benzemektedir.
Daha yakın vadelerde açık pozisyonların
6
görece yüksek olduğu, vade uzadıkça açık pozisyonların azaldığı ve
4
2
fazla pozisyon verildiği görülmektedir. YP tarafında bir aya kadar
0
-2
vadelerdeki
-4
açık pozisyonun faize duyarlı toplam yükümlülük
pozisyonuna oranı, yakın dönemde artış eğilimi göstermiştir. Bu durum
-6
-8
temel olarak yakın dönemde mevduatta YP’ye yönelimin bir sonucu
-10
-12
olup yurt dışı faizlerdeki yukarı yönlü hareketlerin bankaların faiz gelir
-14
03.13
03.14
0-1 Ay
03.15
03.16
1-3 Ay
3-6 Ay
09.16
03.17
6-12 Ay
ve giderleri üzerinde yaratabileceği riski arttırmaktadır (Grafik III.3.1
ve Grafik III.3.2).
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Bu veriler ışığında sektörün bilanço içi ve bilanço dışı
Grafik III.3.3
pozisyonları TL tarafta 500, YP tarafta ise 200 baz puana kadar pozitif
Ekonomik Değer Yaklaşımına Göre Yeniden
Fiyatlama Kanalından Faiz Riski
0
faiz şokuna tabi tutulmuş ve muhtemel kayıp ekonomik değer
YP (Sağ ve Üst E.)
TL
0
0,2 0,4 0,6 0,8
1
1,2 1,4 1,6 1,8
2
Kayıp/Özkaynak (Yüzde)
-2
-4
-6
-8
-10
-12
-14
-16
-18
0
yaklaşımı ile ölçülüp özkaynaklara oranı incelenmiştir. Buna göre 5
-0,2
puana
-0,4
pozisyonlarının bugünkü değerinde yaratabileceği muhtemel kayıp,
-0,6
özkaynakların yüzde 16’sına kadardır. Diğer taraftan YP tarafta 2
-0,8
puana kadar benzer bir şokun etkisi çok daha kısıtlı olup, ortaya
-1
çıkabilecek kayıp özkaynakların yüzde 1’ine kadardır (Grafik III.3.3).
kadarlık
bir
TL
faiz
şokunun
bankanın
faize
duyarlı
-1,2
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
5
Faiz Şoku (Puan)
Kaynak: TCMB, Yazarların Hesaplamaları (Son Veri: 03.17)
52
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Yeniden fiyatlamanın yanı sıra finansal aracılık sisteminin dışsal
faiz şoklarından etkilenebileceği bir diğer kanal, menkul kıymetlerdeki
Grafik III.3.4
Alım-Satım Portföyündeki Sabit Faizli Menkul
Kıymetlerde Faiz Riski
yeniden değerleme kanalıdır. Her ne kadar menkul kıymetlerin
değer
değişimlerinin
özkaynaklara
etkisi
önemini
korumaktadır. Bu portföydeki sabit faizli menkul kıymetlerden gelecek
etki tüm vadeler için TL tarafta 5 puan, YP tarafta ise 2 puan faiz
artışına
kadar
teste
tutulmuş
ve
özkaynak
üzerindeki
Kayıp/Özkaynak (Yüzde)
karşısındaki
etkisi
0
0,5
1
YP (Üst E.)
1,2 1,4 1,6 1,8
2
-0,5
-1,0
-1,5
-2,0
-2,5
-3,0
-3,5
incelenmiştir. Buna göre, faiz artışlarının menkul kıymet yeniden
değerleme kanalından özkaynaklarda yaratabileceği muhtemel
TL
0,2 0,4 0,6 0,8
0,0
toplam aktifler içerisindeki payı zaman içerisinde azalsa da, alımsatım portföyündeki faize duyarlı menkul kıymetlerin faiz değişimleri
0
1
1,5 2 2,5 3 3,5
Faiz Şoku (Puan)
4
4,5
5
Kaynak: TCMB, Yazarların Hesaplamaları (Son Veri: 03.17)
kayıp TL ve YP tarafta sırasıyla özkaynakların yüzde 3’üne ve yüzde
2’sine kadardır (Grafik III.3.4).
YP net genel pozisyon sıfır seviyesine yakındır.
Grafik III.3.5
Türk
bankacılık
sistemi
doğrudan
bilanço
kanalı
ile
gelebilecek kur riskine olan dayanıklılığını korumaktadır. Bankaların
bilanço içerisindeki açık pozisyonlarını makul seviyelerde tutup, bu
Bankacılık Sektörü Yabancı Para Pozisyon Gelişimi
(Milyar ABD Doları, Yüzde)
50
4
3
25
2
açık pozisyonları bilanço dışı işlemlerle kapatmada oldukça ihtiyatlı
oldukları gözlenmektedir. Bunun sonucunda sektör için hesaplanan
YP net genel pozisyonu/özkaynak oranı iki yönlü standart yasal sınır
1
0
0
-1
-25
-2
olan yüzde 20’nin bir hayli altında sıfır seviyesine yakın seyretmektedir
-3
-50
-4
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
(Grafik III.3.5).
Bilanço İçi Poz.
Bilanço Dışı Poz.
YPNG/Özkaynaklar (Sağ E.)
Bilanço dışı döviz işlemleri, tür bazında incelendiğinde para
takası işlemlerinin kur riskini yönetmede temel araç olduğu ve zaman
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
içerisinde ağırlığının arttığı görülmektedir. Diğer taraftan, kısa valörlü
veya vadeli döviz alım-satım işlemleri ile opsiyon araçlarının YP
pozisyon
yönetiminde
görece
daha
az
tercih
edildiği
gözlenmektedir. Ancak para takası işlemlerinin hacminin büyük
olması, dolaylı olarak kârlılığın para takası faizlerine olan duyarlılığını
Para takası işlemleri YP pozisyon yönetiminde
ağırlığını arttırarak önemini korumaktadır.
Grafik III.3.6
Bilanço Dışı YP İşlemlerin Brüt Pozisyon
(Aktif + Pasif) Dağılımları
Para Takası
Opsiyon
artırmaktadır (Grafik III.3.6).
Döviz Alım-Satım
Diğer Türev
100%
80%
60%
40%
20%
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
0%
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
53
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Kârlılık toparlanmaya devam etmektedir.
III.4 Kârlılık ve Sermaye Yeterliliği
Grafik III.4.1
Aktif ve Özkaynak Kârlılıkları Gelişimi
(Yüzde)
10 Büyük Banka AKO Dağılımı
2015 yılı son çeyreğinden itibaren yukarı yönlü ivmelenen
Aktif Kârlılık Oranı (AKO) (Sektör)
Özkaynak Kârlılık Oranı (Sektör) (Sağ E.)
3
15
bankacılık sektörü kârlılık göstergeleri, geçen yılın son çeyreğinde
2,5
14
yataylaşma eğiliminde bulunsa da yeni yıl ile birlikte yükselişe
2
13
devam etmiştir. Yakın dönemdeki hareket görece düşük kârlılık
1,5
12
performansı
1
11
0,5
10
gösteren bankalarda daha belirgin olup, sektörün
büyük bankaları kârlılık göstergelerinde birbirine yakınsamıştır (Grafik
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
III.4.1). Diğer taraftan, TL kredilerdeki toparlanma ile YP varlıklardaki
Not: Kârlılık oranları bir yıllık birikimli kâr üzerinden bir yıllık ortalama
paydaya bölünerek hesaplanmaktadır.
kur etkileri sebebiyle risk ağırlıklı varlıkların hızlı yükselişi
yeterlilik
oranlarını
(SYR)
bir
miktar
aşağı
çekse
sermaye
de
kurdaki
dengelenme, kârlılıktaki artış ve risk ağırlıklarındaki düzenleme ile
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
birlikte bu oranlar geçen yılın üçüncü çeyreğindeki seviyesini
Sermaye yeterliliği güçlü seviyesini
korumaktadır.
yakalamıştır (Grafik III.4.2).
Grafik III.4.2
Standart ve Çekirdek SYR Gelişimi
III.4.1
(Yüzde)
Kârlılık Gelişmeleri
10 Büyük Banka Standart SYR Dağılımı
20
Standart SYR (Sektör)
Çekirdek SYR (Sektör)
Son bir yıl içerisinde aktif kârlılık oranındaki (AKO) değişimi
18
etkileyen faktörlere gelir-gider hesapları ayrıntısında bakıldığında net
faiz gelirlerindeki iyileşme, faiz dışı giderlerdeki tasarruf tedbirlerinin
16
devamı
ve
menkul kıymet (MK), kambiyo ve türev işlemler
pozisyonundaki seyrin kârlılığa olumlu; TGA oranlarındaki sınırlı artışın
14
karşılıklara yansımasının ise olumsuz etki ettiği görülmektedir. Vergi
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
12
karşılıkları edilen kâra bağlı bir unsur olup, artan brüt kârlılıkla birlikte
net kârı aşağı yönlü etkilemektedir (Grafik III.4.3).
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Son bir yıllık süreçte net faiz gelirlerinin sektör aktif kârlılık
oranına etkisi 22 baz puan civarındadır. Bu dönemde net faiz gelirine
Grafik III.4.3
Gelir/Gider Kalemlerinin
Aktif Kârlılık Oranına (AKO) Etkisi (Puan)
1,8
faiz marjı kanalı ile gelen etki güç kazanmıştır. Bu duruma, geçtiğimiz
yıl içerisinde TCMB tarafından uygulanan faiz indirimlerinin de katkısı
0,25
olmuştur. Ancak yakın dönemde hem TL fonlama maliyet seyrinin
0,11
1,6
0,16
1,64
0,22
1,4
tersine dönmesi hem de Fed’in faiz artırımlarına devam etme
ihtimalinin
0,09
0,02
ile
birlikte
bu
kanaldan
gelen
etkinin
sınırlanacağı düşünülmektedir. Diğer taraftan, ekonomik aktivitedeki
1,2
1,19
artışın kredi piyasasını canlandırması ve KGF desteklerinin finansal
AKO 2017-3
Vergi Karşılıkları
MK, Kambiyo ve Türev
Faiz Dışı Giderler
Faiz Dışı Gelirler
TGA Karşılıkları
Net Faiz Gelirleri
1
AKO 2016-3
yükselmesi
koşullardaki sıkılığı azaltması ile hacim kanalından gelecek etkinin faiz
geliri
üzerinde
önümüzdeki
dönemde
olumlu
rol
oynaması
beklenmektedir (Grafik III.4.4).
Not: Kırmızı sütunlar azaltıcı etkiyi, yeşil sütunlar ise arttırıcı etkiyi
göstermektedir
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
54
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
12 aylık dönemde, TGA oranlarındaki yukarı yönlü hareket
ayrılan karşılıklar kanalıyla aktif kârlılık oranını 9 baz puan aşağı
Grafik III.4.4
çekmiştir. Ancak TGA oranlarındaki bu hareket yakın dönemli kredi
(12 Ay Birikimli, Milyar TL)
Net Faiz Geliri Değişimine Katkı
Faiz Marjı Etkisi
Hacim Etkisi
Net Faiz Geliri
Net Faiz Marjı (Sağ E.)
genişlemesinin de etkisiyle birlikte bir miktar geri çekilmiştir. Bununla
birlikte sektör genelinde TGA karşılık oranlarının yükselmesi, sektörün
muhtemel risklere karşı ihtiyatlı duruşunu güçlendirerek koruduğunu
12
göstermektedir. Diğer taraftan geçmiş yıllara dair ücret ve komisyon
8
geri ödemelerinin etkisinin iyice yavaşlaması, bu kalemin kârlılık
4
-4
operasyonel giderler üzerindeki tasarruf tedbirlerinin sürdürülmesi ile
-8
birlikte kârlılığı olumlu etkilemeye devam etmektedir. Ancak 2016 yılı
-12
önümüzdeki
dönemde
gerçekleşen tek
kaybolacak
olmasıyla
seferlik
birlikte
dışı
4.6
4.4
etkilerin
faiz
4.8
4.2
4
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
dışı gelirlerde
5
0
üzerindeki daha önceki olumsuz etkilerini kısıtlarken, faiz dışı giderler,
içerisinde faiz
5.2
16
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
gelirlerdeki görünümün bir miktar sınırlanması beklenmektedir.
Grafik III.4.5
Bankaların menkul değer alım-satım, türev ve kambiyo
Menkul Kıymet, Türev ve Kambiyo İşlemleri
(12 Ay Birikimli, Milyar TL)
15
dışı gelir gider kalemi son bir yıllık dönemde görünümünü olumluya
10
çevirmiştir. Menkul değer alım-satım işleminden elde edilen kâr
5
azalsa da kredi büyümesinin yavaşlamasıyla birlikte para takası
0
işlemlerindeki net pozisyonun küçülmesi ve para takası faizlerinde
-5
görülen düşüş bu durumun oluşmasında önemli rol oynamıştır. Ancak
-10
kredi büyümesinin canlanması ile birlikte para takası işlemlerine
-15
Menkul Değerlerden
Kambiyo İşlemlerinden
Türev İşlemlerden
Toplam Kar/Zarar
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
işlemlerinden elde edilen pozisyonun muhasebeleştirildiği diğer faiz
gereksinimin artmasının ve faizlerin yönünün değişmesinin, bu
kalemdeki olumlu görünümü önümüzdeki dönemde bir miktar
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
azaltması beklenmektedir (Grafik III.4.5).
Grafik III.4.6
Özkaynak Değişimleri
(12 Ay Birikimli, Miilyar TL)
60
III.4.2
Sermaye Yeterliliği
50
40
Kârlılıktaki kayda değer artış son bir yıllık dönemde yasal
30
özkaynakları arttıran temel etmen olarak ön plana çıkmıştır. Bu
20
yeniden değerleme kanalından özkaynaklara negatif etki gelmesine
ve bu etkinin sabit kıymet yeniden değerleme kanalından gelen
güçlü pozitif etkiyi sınırlandırmasına yol açmıştır. Diğer taraftan
sermaye benzeri kredi kapsamında yeni edinimler, düzenleme 1 ile
yasal özkaynak kapsamı dışına çıkarılan sermaye benzeri kredilerin
10
0
-10
12.12
03.13
06.13
09.13
12.13
03.14
06.14
09.14
12.14
03.15
06.15
09.15
12.15
03.16
06.16
09.16
12.16
03.17
dönemde DİBS faiz hadlerinin yukarı yönlü hareketi menkul değerler
Düzeltme ve Değerleme Kalemleri
Kâr, Yedek ve Ödenmiş Sermaye
Bilanço Özkaynakları
Sermaye Benzeri Krediler
Yasal Özkaynak
Diğer Kalemler
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Bankaların Özkaynaklarına ilişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına dair Yönetmelik (R.G. Sayı: 29511
23.10.2015 ve R.G. No: 29599 20.01.2016)
1
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
55
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
özkaynak üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi gidermeye başlamıştır
Grafik III.4.7
Risk Bileşenleri Gelişimleri
(Grafik III.4.6).
(Yüzde)
100
100
70
Son bir yıllık dönemde risk ağırlıklı varlık kompozisyonunda
40
kayda değer bir değişim görülmemiş olup, yaklaşık yüzde 90’lık
10
payıyla kredi riski baskın rolünü korumaktadır. Kurdaki yükseliş ve TL
-20
kredilerdeki canlanmayla yakın döneme kadar artış gösteren kredi
-50
riski, kurdaki görece dengelenme ve Bankamız nezdinde tutulan YP
95
90
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
12.13
85
zorunlu karşılıkların risk ağırlığının BDDK tarafından sıfıra indirilmesiyle
Operasyonel Risk (Pay)
Piyasa Riski (Pay)
Kredi Riski (Pay)
Operasyonel Risk (Büyüme) (Sağ E.)
Piyasa Riski (Büyüme) (Sağ E.)
Kredi Riski (Büyüme) (Sağ E.)
düşüş göstermiştir. Önümüzdeki dönemde KGF kefaletli kredilerin
hacminin artması ile birlikte kredi riskindeki aşağı yönlü eğilimin
devam edeceği öngörülmektedir. Bankalar tarafından genellikle
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
yılda bir kez güncellenen operasyonel risk tutarı ise geçen yıla göre
yüzde 16 civarında artış göstermiştir (Grafik III.4.7).
Grafik III.4.8
Banka Gruplarına Göre SYR
(Yüzde)
18
Kamu Mevduat
Yerli Özel Mevduat
Yabancı Mevduat
Katılım
40
KYB (Sağ E.)
17
36
16
32
Kârlılıktaki
artış
özkaynakları
kuvvetlendirmiş,
geçmiş
dönemlere kıyasla düşük seyreden kredi büyüme hızı risk ağırlıklı aktif
büyümesini sınırlandırmıştır. Bu etkilere bağlı olarak sektörün sermaye
yeterliliği son bir yıllık dönemde güçlenmiştir. Sermaye yeterliliğindeki
15
28
bu güçlenme hâlihazırda yüksek SYR değerlerine sahip olan kalkınma
14
13
ve yatırım bankaları (KYB) ve statü değişikliğiyle bu gruptan çıkan
20
bankalardan dolayı yerli özel mevduat bankaları haricinde tüm
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
12.14
09.14
06.14
03.14
12.13
09.13
06.13
03.13
12.12
12
24
banka gruplarında belirgindir (Grafik III.4.8).
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Son veriler itibarıyla ulaşılan kârlılık seviyeleri dikkate alınarak
Grafik III.4.9
2015 yılı Kasım ayı Finansal İstikrar Raporu Kutu III.4.1’deki yöntem ve
Mevcut Kârlılık Düzeyinde SYR’nin
Kredi Büyümesini Destekleme Kapasitesi
18
parametrelerle sermaye yeterlilik oranı ve kredi büyümesi ilişkisi
incelenmiştir. Buna göre bankacılık sistemi yüzde 1,64 olan mevcut
SYR (%10,5)
16
SYR (%12)
aktif karalılık oranı ile çalışmaya devam ederse, yaklaşık yüzde 15’lik
14
Yıl Sayısı
12
yıllık nominal kredi büyümesini hâlihazırdaki SYR düzeyini düşürmeden
10
destekleyebilecektir. Diğer taraftan böyle bir kârlılık düzeyinde SYR
8
6
hedef oranın (yüzde 12) altına inmeden, yüzde 20’lik bir nominal
4
kredi büyümesi altı yıl, yüzde 30’luk bir nominal kredi büyümesi ise üç
2
0
16
18
20
22
24
26
28
30
Kredi Büyüme Hızı (Yüzde)
Kaynak: TCMB, Yazarların Hesaplamaları (Son Veri: 03.17)
yıla kadar desteklenebilecektir. Son olarak SYR limitinin sermaye
koruma tamponu dâhil yasal asgari seviye (yüzde 10,5) olarak kabul
edildiği durumda ise sektör yüzde 19’un altında bir nominal kredi
büyümesini desteklemekte sermaye yeterliliği açısından herhangi bir
kısıtla karşılaşmayacaktır (Grafik III.4.9).
56
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Kutu
Kur Gelişmeleri ve Sermaye Yeterlilik Oranı
III.4.I
Bankalar, diğer şirketler gibi iki farklı yolla fonlama sağlamaktadır: borçlanma ve özkaynak.
Özkaynaklar bankaların kendi kaynağı olduğundan vadesiz bir yapıya sahiptir ve bankalara geri
ödeme yükümlülüğü doğurmamaktadır. Ayrıca özkaynak, bankaların zarar ettiği dönemlerde zararın
karşılanabileceği bir tampon görevi de görmektedir. Özkaynakların bankaların fonlanmasında risksiz
bir yapıya sahip olmasından dolayı düzenleyici otoriteler, bankalara toplam fonlamasının bir kısmını
özkaynak ile sağlama zorunluluğu getirmektedir. Düzenleme literatürüne “Basel Asgari Sermaye
Yeterliliği”
olarak
giren
oran
yasal
özkaynağın
risk
ağırlıklı
varlıklara
bölünmesi
yoluyla
hesaplanmaktadır:
𝑆𝑌𝑅 =
𝑌𝑎𝑠𝑎𝑙 Ö𝑧𝑘𝑎𝑦𝑛𝑎𝑘
𝑅𝑖𝑠𝑘 𝐴ğ𝚤𝑟𝑙𝚤𝑘𝑙𝚤 𝐴𝑘𝑡𝑖𝑓𝑙𝑒𝑟 (𝑅𝐴𝐴)
Sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) yasal özkaynak ve risk ağırlıklı aktif değişimlerinden
etkilenmektedir. Yasal özkaynaklar yeni sermaye girişinden ve kârlılıktan gelen olumlu katkı ile
artmaktadır. Sermaye benzeri borç gibi borçlanma araçlarının neredeyse tamamının yabancı para
cinsinden olması ve yasal özkaynak içinde yer almasından dolayı kur artışları yasal özkaynağı
artırmaktadır. Diğer taraftan sermaye benzeri borcun toplam yasal özkaynak içindeki payı düşük
olduğundan artış sınırlı olmaktadır. Risk ağırlıklı aktifler ise ortalama risk ağırlıklarındaki artışlar ve toplam
aktif büyümesindeki artıştan kaynaklı olarak yükselmektedir. SYR, risk ağırlıklı varlıkların artışından aşağı
yönlü; azalışından yukarı yönlü etkilenmektedir. Kurun artış gösterdiği dönemlerde bankacılık
sektörünün toplam aktif büyüklüğünün TL karşılığı da arttığından bankaların risk ağırlıklı varlıkları artış
göstermektedir. Dolayısıyla TL’nin değer kaybettiği dönemlerde SYR aşağı yönlü hareket etmektedir.
Bu çalışmada kurdaki hareketlerin SYR üzerindeki etkisi bir örnek dâhilinde incelenmektedir.
Analiz, sepet kurun TL karşısında yüzde 9,1 değer kazandığı 2016 yılı Ekim sonu ile Kasım sonu dönemi
kullanılarak yapılmıştır. Bu dönemde bankacılık sektörü SYR’si yüzde 16’dan yüzde 15,3’e gerilemiştir.
Bu gerilemede kurun yabancı para cinsinden aktifler üzerindeki artırıcı etkisinin yanında, diğer TL
varlıkların büyümesi ve portföy tercihleri de etkili olmuştur. Yasal özkaynaktaki kur kaynaklı artış ise
SYR’ye olumlu katkı vermiştir. Tablo III.4.I.1’de, saydığımız etkilerin ayrıştırılması yoluyla sadece kurdan
kaynaklı SYR üzerinde oluşabilecek aşağı yönlü etki hesaplanmaktadır.
Kur etkisinden arındırma, kurun Kasım sonunda Ekim sonundaki seviyesini koruduğu
varsayımıyla yapılmaktadır. Diğer taraftan kurdaki artışın YP dışı yasal özkaynak ve TL aktifler üzerindeki
sınırlı artırıcı yöndeki etkisi göz ardı edilmektedir. Yapılan hesaplamaya göre, Ekim-Kasım döneminde
sepet kurun yüzde 9,1’lik değer kaybı sonucunda bankacılık sektörü SYR’sinin 41 baz puan aşağı yönlü
hareket ettiği görülmektedir. YP dışı yasal özkaynak değişimi, TL aktiflerdeki değişim ve portföy
tercihlerinden kaynaklı olarak ise SYR üzerinde yaklaşık 27 baz puanlık bir aşağı yönlü etki oluştuğu
anlaşılmaktadır (Grafik III.4.I.1). Doğrusal bir hesaplama ile kurdaki yüzde 10’luk bir değer kaybının,
SYR’yi kısa vadede yaklaşık 45 baz puan aşağı çektiği söylenebilir.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
57
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Tablo III.4.I.1
SYR Hesaplamasında Kur Etkisi
(Aksi belirtilmedikçe Milyar TL)
Ekim 2016
3,19
Kasım 2016
3,48
TP Aktif
1.575
1.607
YP Aktif
1.007
1.095
Toplam Aktif
2.581
2.702
Sepet Kur (TL)*
YP Aktif (milyar sepet)
KEA YP Aktif**
KEA Toplam Aktif (a)
315
314
-
1.003
-
2.610
RAA/Toplam Aktif (%) (b)
82,3
82,5
Toplam Yasal Özkaynak (c)
339
340
YP Yasal Özkaynak (d)
29
31
KEA YP Yasal Özkaynak*** (e)
-
29
KEA Toplam Yasal Özkaynak (c-d+e)
-
338
Toplam RAA (f)
2.123
2.230
KEA RAA (a*b)
-
2.154
16,0
15,3
Kur Etkisinden Arındırılmış SYR**** (%)
-
15,7
Kur Etkisi (%)
-
0,41
SYR (%) (c/f)
* Yüzde 70 ABD doları ve yüzde 30 eurodan oluşmaktadır.
** KEA: Kur etkisinden arındırılmış. Kasım YP aktifin sepet cinsinden değerinin Ekim sonu kuruyla çarpılması sonucu elde edilmiştir.
***Sermaye benzeri borçların yasal özkaynağın YP kısmını oluşturduğu varsayılmıştır. Kasım YP yasal özkaynağın sepet cinsinden
değerinin Ekim sonu kuruyla çarpılması sonucu elde edilmiştir.
**** KEA toplam yasal özkaynağın KEA RAA’ya bölünmesi yoluyla hesaplanmıştır .
Kaynak: BDDK, TCMB Hesaplamaları
Grafik III.4.I.1
SYR Üzerindeki Etkilerin Ayrıştırılması
(Yüzde)
20
15,95
0,41
0,27
15,27
15
10
Ekim SYR
Kur Etkisi
Diğer Etkiler
Kasım SYR
Kaynak: BDDK
Yapılan hesaplamanın kısmi bir analize dayandığını ve dinamik etkileri yansıtmadığını ifade
etmek gerekir. Örneğin, kurdaki artış, kısa vadede SYR’yi azaltıcı bir etki oluştururken orta vadede bu
etkilerin bir kısmı kârlılıktaki artışla kapanma potansiyeline sahiptir. YP aktiflerin gelirleri de YP cinsinden
olduğundan kârlılık da bu sayede kurdan kaynaklı olarak olumlu etkilenecektir. Kârlılığın özkaynak
artışının önemli kaynaklarından biri olduğu göz önünde bulundurulduğunda, kur gelişmeleriyle kısa
vadede aşağı yönlü hareket eden SYR, daha uzun vadede kârlılıkta oluşacak artışla birlikte
yükselebilecektir.
58
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
IV. Özel Konular
IV.1
Küresel Likidite ve Banka Dış Borçlarının
Bölgesel Dağılımı
Özet
Bu özel konuda, Türk bankacılık sektörünün yurt dışından
kaynak temin ettiği ülke/banka sayısında yaşanan artışın, banka dış
borçlarının küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığına etkileri analiz
edilmiştir. Son dönemde, sektörün geleneksel finans merkezlerinden
temin ettiği borçları yenilemeye devam etmekle birlikte yeni ülkelere
de erişim sağladığı ve diğer ülkeler merkezli bankaların önemli birer
fon kaynağı haline geldiği gözlenmektedir. Tahmin sonuçları, borç
temin edilen ülke/banka sayısında artan çeşitliliğin, banka dış
borçlarının küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığını azaltmak
suretiyle küresel likiditenin tahsis ve aracılığında sistemik öneme sahip
herhangi bir ülke ya da bankada yaşanabilecek finansal şokların
ülkemize sirayet etme riskini sınırladığına işaret etmektedir.
IV.1.1
Giriş
Küresel bankalar ve finansal kuruluşların faaliyetlerini önemli
ölçüde
artırması
sonucu
ülkelerarası
finansal
entegrasyon
güçlenmiştir. Bu dönemde bankacılık alanında artan küreselleşme ve
entegrasyonun bir sonucu olarak, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan
ülkelere doğru güçlü fon akımları yaşanmıştır. Sermaye akımlarındaki
artışlar, gelişmekte
olan
ülkelerde
borcun
yenilenmesine
dair
oluşabilecek riskler kapsamında dış finansman yapısının önemini
artırmıştır. Bir ülke ya da bankada yaşanan finansal şokların ya da
gelişmelerin söz konusu fon akımları üzerinden diğer ülkelere sirayet
edebilmesi,
borç
temin
edilen
ülke
ya
da
bankaların
çeşitlendirilmesinin önemini ortaya koymaktadır. Bu özel konuda, Türk
bankacılık sektörünün yurt dışından kaynak temin ettiği ülke ya da
banka sayısının son dönemde istikrarlı bir şekilde arttığına ve bu
bağlamda dış borçların küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığının
azalması suretiyle alacaklı yoğunlaşmasıyla ilintili risklerin hafiflediğine
dair bulgular paylaşılacaktır.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
59
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Ülkemizin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkelere
gerçekleşen fon akımları doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ya
da banka borçları şeklinde olabilmektedir. Özellikle 2007 yılına kadar
Asya, Latin Amerika ve Avrupa’da yer alan gelişmekte olan ülkelere
gerçekleşen sermaye akımlarında önemli artışlar yaşanmasına
rağmen, 2008 krizi sürecinde söz konusu bölgelerdeki tüm fon
türlerinde önemli düşüşler yaşanmıştır. Borç türleri bazında en sert
düşüş ise uluslararası banka borçlarında yaşanmıştır (Cetorelli ve
Goldberg, 2011). Benzer şekilde Lane (2014), uluslararası banka
borçlarının doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımlarına göre küresel
kriz sürecinden daha fazla etkilendiğini bulgulamıştır. Bu sebeple IMF
tarafından hazırlanan ve 2009 Nisan ayında yayınlanan Dünya
Ekonomik Görünüm raporunda, küresel krizin gelişmekte olan ülkelere
taşınmasında bankalar arasındaki küresel bağların etkili olduğu ifade
edilmiştir (World Economic Outlook (WEO), 2009).
Sermaye akımları içerisinde küresel gelişmelere daha duyarlı
olduğu bulgulanan banka dış borçlarının temel belirleyicileri, arz
tarafını temsil eden küresel itici faktörler ile talep tarafını temsil eden
borç alan ülkelere özgü çekici faktörlerdir. Küresel risk iştahı ya da
belirsizlik, küresel likiditenin tahsis ve aracılığını yapan bankaların
fonlama koşulları, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikaları
ve likidite uygulamaları uluslararası banka borç akımlarının arz tarafını
temsil eden temel belirleyicilerdir. Özellikle, küresel kriz dönemi ve
sonrasında söz konusu koşullarda yaşanan sert değişimler gelişmekte
olan
ülkelere
gerçekleşen
sermaye
akımları
üzerinde
önemli
oynaklıklar meydana getirmiş ve finansal istikrar için bir risk unsuru
haline gelmiştir. Bu bağlamda, dünyanın belirli bir bölgesinde
yaşanan finansal şokların finansal bağlar üzerinden birçok ülkeye
sirayet edebilmesi ise borç alan ülkeleri önlem almaya itmiştir. Bu
dönemde, Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkeler küresel likidite
koşullarındaki değişimlerin meydana getirdiği oynaklığı azaltmak ve
finansal istikrarı desteklemek amacıyla bir dizi makroihtiyati politikayı
hayata geçirmişlerdir. Bahse konu politikaların yanı sıra, Cerutti ve
diğ. (2014) döviz kuru esnekliği, sermaye kontrolleri, kurumsal kalite,
yabancı bankaların sektöre girebilme imkânı gibi borç alan ülkeye
ilişkin uygulamadaki birçok politika ya da özelliğin de banka dış
borçlarının küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığını etkilediğini
bulgulamışlardır.
Bu dönemde, Türkiye’de uygulanan makroihtiyati politikaların
yanı sıra dış borcu istikrarlı bir şekilde artan Türk bankacılık sektörünün
60
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
borçlarını
daha
fazla
ülke/banka
üzerinden
yeniledikleri
Grafik IV.1.1
gözlenmektedir. Artan çeşitliliğin ise borçların belirli bir ülke ya da
Borç Temin Edilen Ülke Sayısı 1
bankada yoğunlaşmasını önlemek suretiyle alacaklı yoğunlaşması ile
120
ilintili riskleri sınırladığı ve borç temin edilen bir ülke ya da bankada
110
yaşanabilecek finansal şokların sermaye akımları üzerinden ülkemize
100
sirayet etme ihtimalini azalttığı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede,
çalışmada öncelikle Türk bankacılık sektörünün dış borçlarının küresel
(Yüzde)
Sektör
En Büyük 7 Banka*
90
80
likidite göstergelerine duyarlılığı test edilecek, sonrasında ise borç
temin edilen ülke/banka sayısında artan çeşitliliğin söz konusu
10.16
03.16
08.15
01.15
06.14
11.13
04.13
09.12
02.12
07.11
12.10
05.10
10.09
03.09
01.08
08.08
60
duyarlılığa etkileri incelenecektir.
IV.1.2
70
(1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir.
(*) Türk bankacılık sektöründeki aktif büyüklüğü en büyük 7 bankanın
borç ilişkisi içerisinde olduğu ülke sayısını temsil etmektedir.
Alacaklı Yoğunlaşması
Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17)
Bankacılık sektörünün yurt dışından kaynak temin ettiği ülke
sayısının gelişimi, Türk bankalarının son dönemde daha fazla sayıda
ülke ya da bankadan borç temin ettiğine işaret etmektedir (Grafik
Grafik IV.1.2
IV.1.1). Özellikle borç miktarının yataya yakın seyrettiği son dönemde
En Çok Borç Temin Edilen Ülkelerin Toplam Borçlar
İçindeki Payı1 (Genel Merkezin Bulunduğu Ülkeye Göre, Yüzde)
de bankaların daha çok sayıda ülke/banka ile borç ilişkisine girmiş
88
3 Ülke
fazla
83
Ayrıca, bu
73
durumun sadece büyük bankalarla sınırlı olmadığı, aktif büyüklüğü
63
olmaları,
geri
ödemeleri
gerçekleşen
borçlarını
ülke/banka üzerinden yenilediklerine işaret etmektedir.
daha
5 Ülke
10 Ülke
78
68
69
58
görece küçük bankaların da daha fazla sayıda ülke/banka ile borç
53
47
48
ilişkisine girdiği gözlenmektedir.
43
35
38
toplam borçlar içerisindeki paylarının gelişimine yer verilmiştir. Ülke
10.16
03.16
08.15
01.15
06.14
11.13
04.13
09.12
02.12
07.11
12.10
05.10
10.09
03.09
08.08
göstergesi olarak, bu dönemde en çok borç temin edilen ülkelerin
01.08
Grafik IV.1.2 ve IV.1.3’te alacaklı yoğunlaşmasının bir başka
33
(1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17)
sayısındaki artış miktarla da desteklenmiş ve bu dönemde en çok
borç alınan ülkelerin toplam borçlar içindeki payı istikrarlı bir şekilde
azalmıştır.
Grafik IV.1.3
70
60
bankaların payında belirgin düşüşler yaşanmıştır. Benzer biçimde
40
istikrarlı bir şekilde azaldığı gözlenmektedir. Dolayısıyla, sektörün
geleneksel finans merkezlerinden temin ettiği borçları yenilemeye
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
03.16
08.15
01.15
İngiltere merkezli bankaların payının da 2014 yılı ortalarından itibaren
42
45
06.14
Bölgesi
11.13
Euro
04.13
tutan
09.12
yer
01.08
önemli
10.16
merkezli
kullanımında
52
55
50
kaynak
72
65
02.12
yılında Euro Bölgesi’nde yaşanan borç krizinin de etkisiyle sektörün dış
75
07.11
bölgeler ön plana çıkmaktadır (Grafik IV.1.4 ve Grafik IV.1.5). 2011
10 Ülke
80
12.10
temininde ise son dönemde Euro Bölgesi, ABD ve İngiltere dışındaki
5 Ülke
85
05.10
ön plana çıktığı bilinmektedir. Türk bankacılık sektörünün dış kaynak
3 Ülke
90
10.09
bankacılık ağında Euro Bölgesi, ABD ve İngiltere merkezli bankaların
Bulunduğu Ülkeye Göre, Yüzde)
03.09
bölgesel dağılımını da etkilemektedir. Geleneksel olarak küresel
En Çok Borç Temin Edilen Ülkelerin Toplam Borçlar
İçindeki Payı 1 (Borcun Doğrudan Alındığı Bankanın Yerleşik
08.08
Borç temin edilen ülke sayısındaki artış, sektörün dış borçlarının
(1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17)
61
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
devam etmekle birlikte yeni ülke ve bankalara da erişim sağlamak
Grafik IV.1.4
Yurt Dışı Borçların Bölgesel Dağılımı 1
suretiyle diğer ülkeler merkezli bankaların da sektör için önemli birer
(Genel Merkezin Bulunduğu Ülkeye Göre, Yüzde)
Euro Bölgesi
İngiltere
50
ABD
Diğer
50
01.17
5
07.16
5
01.16
10
07.15
10
01.15
15
07.14
15
01.14
20
07.13
25
20
01.13
25
07.12
30
01.12
30
07.11
35
01.11
40
35
07.10
45
40
01.10
45
fon kaynağı haline geldiği gözlenmektedir.
Yakın zamanda Türk bankalarının yoğun bir şekilde borç temin
ettiği bazı bölgelerde finansal zorluklar ortaya çıkmıştır. Örneğin, 2016
yılı içerisinde Euro Bölgesi merkezli bankaların kârlılıklarında ve hisse
değerlerinde düşüşler yaşanmıştır (Grafik IV.1.6). Bunun yanı sıra,
Brexit kararı sonrasında küresel likiditenin tahsis ve aracılığında önemli
rol oynayan İngiltere merkezli bankalara ilişkin gelişmeler de
uluslararası finans piyasalarınca yakından takip edilmektedir.
(1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir.
Söz
konusu sorunların ya da belirsizliklerin devamı, ilgili bankaların aracılık
Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17)
kapasitesini
olumsuz
Hâlihazırda,
Türk
yönde
bankacılık
etkileme
potansiyeli
sektörünün
gerek
taşımaktadır.
Euro
Bölgesi
bankalarından gerek İngiltere bankalarından yaptıkları borçlanmaları
Grafik IV.1.5
çevirmekte herhangi bir sorun yaşamadıkları görülmektedir. Bununla
Yurt Dışı Borçların Bölgesel Dağılımı1 (Borcun Doğrudan
Alındığı Bankanın Yerleşik Bulunduğu Ülkeye Göre, Yüzde)
Euro Bölgesi
İngiltere
50
birlikte, son yıllarda Türk bankacılık sektörünün dış borç temin ettiği
ABD
Diğer
50
01.17
5
07.16
5
01.16
10
07.15
10
01.15
15
07.14
20
15
01.14
25
20
07.13
25
01.13
30
07.12
30
01.12
35
07.11
35
01.11
40
07.10
45
40
01.10
45
ülke ve banka sayısını istikrarlı bir şekilde artırmış olmasının Euro Bölgesi
ya da İngiltere bankacılık sisteminden kaynaklanabilecek riskleri
azaltan bir gelişme olduğu değerlendirilmektedir.
Bu çerçevede bankacılık sektörünün yurt dışından kaynak
temin ettiği ülke sayısındaki artışın, dış borçların küresel likidite
gelişmelerine olan duyarlılığına etkisini anlamak amacıyla ampirik
analiz yapılmıştır. Bu çalışmada, panel veri analizi yöntemi ile
öncelikle bankacılık sektörünün küresel likidite gelişmelerine duyarlılığı
(1) Yurt dışı ihraçlar hariçtir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 01.17)
test edilmiş, sonrasında ise ülke sayısındaki artan çeşitliliğin söz konusu
duyarlılıklar üzerindeki etkileri incelenmiştir.
IV.1.3
Veri Seti ve Metodoloji
Grafik IV.1.6
Euro Bölgesi ve ABD Bankacılık Endeksleri1
Mevcut teorik ve ampirik literatürde küresel fon akımlarını
(Yüzde)
135
125
KBW Bank Index*
Stoxx Europe 600 Index
Stoxx Europe 600 Banks Index
135
anlamlı bir şekilde etkilediği bulgulanan likidite göstergeleri şunlardır:
125

Belirsizlik ve Riskten Kaçınma: Makroekonomik koşullar, borçlu ve
115
105
105
borç verenlerin risk iştahları, para politikası gibi faktörlerin bileşimi
95
95
küresel belirsizlik ve risk iştahını temsil etmektedir. İlgili yazında
85
85
belirsizlik ölçütü S&P 500 VIX Endeksi üzerinden takip edilmektedir.
75
75
65
65
01.16
01.16
02.16
03.16
03.16
04.16
05.16
05.16
06.16
07.16
08.16
08.16
09.16
10.16
10.16
11.16
12.16
12.16
115
(1) 2016 yılı başına göre endesklenmiştir.
* KBW Bankacılık Endeksi Amerika Bankacılık sektörü için gösterge
niteliğindedir.
Kaynak: Bloomberg (Son Veri: 31.12.2016)

Küresel Bankaların Fonlama Koşulları: Küresel likiditenin tahsis ve
aracılığında rol oynayan bankaların kredi verme iştahları ve
fonlama
koşulları,
sermaye
akımlarını
etkileyen
öncelikli
göstergelerden biridir. Küresel bankaların borç verme koşulları ve
iştahları için ilgili yazında birden çok gösterge kullanılmakla
62
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
birlikte özellikle TED spread, reel kredi büyüme oranı ya da
kredilerin GSYİH’ye oranı gibi indikatörler ön plana çıkmaktadır.

Para Politikası: Para politikası genellikle politika faizlerinin seviyesi
ve getiri eğrisinin eğimi üzerinden takip edilmektedir. İlgili yazın,
gelişmiş
ülke
merkez
bankalarının
uyguladığı
düşük
faiz
oranlarının, bankaların risk alma davranışlarını artırmak suretiyle
dış borçlar üzerinde pozitif bir etki yaptığını bulgulamasına
rağmen, faiz oranlarının sermaye akımlarına etkisi halen tartışmalı
bir konudur. Bankalar kısa vadede borçlanıp uzun vadede borç
verdikleri için getiri eğrisinin yataylaşması yurt içi getirilerin küresel
bankaların beklentilerini karşılamamasına ve küresel aktivitelerini
artırmalarına neden olabilmektedir.

Parasal
Büyüklükler:
Ampirik
bulgular,
M2
gibi
parasal
göstergelerdeki değişimin, borç verme iştahı yüksek bankaların
fonlama koşullarını kolaylaştırması suretiyle sermaye akımları
üzerinde pozitif bir etki oluşturacağına işaret etmektedir.
Tablo IV.1.1
Küresel Likidite Göstergeleri
ABD VIX
CBOE S&P500 VIX Endeksi
ABD Ted Spread
3 Aylık Ted Spread (Libor - ABD Hazine Bonosu)
ABD Getiri Eğrisi Eğimi
10 Yıllık/3 Aylık ABD Hazine Tahvili Getiri Farkı
ABD Reel Politika Faizi
ABD Reel Kredi Büyüme
Hızı
ABD Kredi/GSYİH Oranı
Federal Funds Target Rate (Enflasyonla düzeltilmiştir)
ABD M2 Büyüme Hızı
ABD M2 Parasal Göstergesindeki Yıllık Büyüme Oranı
Finansal Olmayan Kredilerin Reel Büyüme Hızı
Finansal Olmayan Kredilerin ABD GSYİH'ye Oranı
Bu çerçevede mevcut teorik ve ampirik bulgularda ön plana
çıkan ve Tablo IV.1.1’de özetlenmiş küresel likidite indikatörlerinin
banka dış borçları üzerindeki etkisini test edebilmek amacıyla sabit
etki panel veri metodunu içeren aşağıdaki model kullanılmıştır:1
′
′
Li,c,f,t = β0 + β1 (Küresel)t−1 +𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎𝑖,t−1
α + 𝑇𝑅t−1
δ + γi +µc +ɳ𝑓 + θt +εi,c,f,t
Li,c,f,t , banka i’nin t zamanında c ülkesinden f türünde temin ettiği dış
borcun logaritmik değerini, (Küresel)t−1 t-1 zamanındaki küresel
′
likidite indikatörlerinin değerini, 𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎𝑖,t−1
banka i’nin t-1 zamanındaki
bilanço
rasyolarını,
′
𝑇𝑅t−1
Türkiye
ekonomisine
ilişkin
makro
göstergelerin t-1 zamanındaki değerini, γi banka i’nin sabit etkisini, µ𝑐
borç temin edilen ülke c’nin sabit etkisini, ɳ𝑓 borç türü f’nin sabit
etkisini,
θt zaman t’nin sabit etkisini temsil etmektedir. Söz konusu
Analizde Aralık 2002-Aralık 2016 dönemi için dış borcu bulunan bankaların aylık verileri esas alınmıştır.
Muhtemel içsellik problemini gidermek amacıyla açıklayıcı değişkenlerin gecikmeli değerleri regresyona
dâhil edilmiştir.
1
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
63
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
model ile elde edilmiş tahmin sonuçlarına Tablo IV.1.2’de yer
verilmiştir.
Sonrasında ise Türk bankacılık sektörünün borç temin ettiği
ülke/banka sayısındaki artan çeşitliliğin, dış borçların küresel finansal
çevrimlere olan duyarlılığına etkisini test etmek amacıyla bankaların
borç temin ettiği ülke sayıları ile küresel likidite göstergelerinin
etkileşimleri modele eklenmiştir.
Li,c,f,t = β0 + β1 (Küresel)t−1 + β2 (Küresel ∗ Ülke)t−1
′
′
+ β3 (Ülke)t−1 + 𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎𝑖,t−1
α + 𝑇𝑅t−1
δ + γi + µc + ɳ𝑓 + θt + εi,c,f,t
(Ülke)i, t−1 banka i’nin t-1 zamanında dış borç temin ettiği ülke sayısını
temsil etmektedir. Söz konusu model ile elde edilmiş tahmin
sonuçlarına Tablo IV.1.3’te yer verilmiştir.
IV.1.4
Ampirik Bulgular
Tablo IV.1.2’de Türk bankacılık sektörü dış borçlarının küresel
likidite gelişmelerine duyarlılığı test edilmiştir. Talep tarafını kontrol
edebilmek amacıyla borç alan bankaların bilanço rasyoları ve
Türkiye ekonomisine ilişkin makro göstergeler modele dahil edilmiştir.1
Tahmin sonuçları mevcut teorik ve ampirik yazında da bulgulandığı
üzere VIX endeksi ve TED spread’de yaşanan artış ile artan belirsizlik
ve azalan risk iştahı sonucu banka dış borçlarının daraldığı
bulgulanmıştır. ABD ekonomisine ilişkin reel kredi büyümesi ile
kredilerin GSYİH’ye oranında yaşanan artışın ise uluslararası bankacılık
faaliyeti bulunan bankaların kredi verme iştahlarını artırması suretiyle
sektörün dış borçlarını pozitif etkilediği görülmektedir. Kısa vadeli
piyasa faizlerini temsil eden reel politika faizinin dış borçlar üzerine
etkisi mevcut yazında tartışmalı olup, tahmin sonuçları Fed’in politika
faizlerinin düştüğü dönemlerde küresel bankaların da risk alma
davranışlarının
arttığına
ve
Türk
bankalarının
dış
borçlarının
yükseldiğine işaret etmektedir. Getiri eğrisinin yataylaşması ise kısa
vadede borçlanıp uzun vadede borç veren küresel bankaların, ABD
varlıklarına ilişkin getirilerin beklentilerini karşılamaması sonucu getiri
arayışına yöneldiklerini ve bu durumun da bankacılık sektörünün dış
borçlarını artırdığını ima etmektedir. M2 para tabanının artmasının da
banka dış borçlarını artırıcı bir etkiye sahip olduğu bulgulanmıştır.
Borç alan banka, borç alınan ülke, borç türüne ilişkin zamanla değişmeyen ve gözlenemeyen
değişikler de sabit etkiler yoluyla kontrol edilmiştir.
1
64
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Modele
korelasyonun
ayrı
ayrı
güçlü
regresyonlarda
söz
dâhil
edilen
olmaması
konusu
göstergeler
nedeniyle
göstergeler
8-11
modele
arasındaki
arasındaki
birlikte
dâhil
edilmiştir.1 Banka, borç alınan ülke, borç türü ve zaman sabit
etkilerinin yanı sıra talep tarafının da banka bazlı değişkenler ve
makro göstergeler ile kontrol edildiği 9. ve 11. regresyonlara göre
küresel risk iştahını temsil eden VIX endeksinin banka dış borçları
üzerinde yüzde 1 seviyesinde anlamlı ve dayanıklı bir etkisi mevcuttur.
Bunun yanı sıra, küresel bankaların fonlama koşullarının da bankaların
dış borçları üzerinde anlamlı bir etkisi bulgulanmıştır.2
Tablo IV.1.2
Tahmin Sonuçları
Bağımlı Değişken:
Bağımsız Değişkenler
CBOE VIXt-1
Banka Dış Borcunun Logaritmik Değeri
(1)
-0,00**
(0,00)
TED Spreadt-1
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
-0,03*
(0,02)
Getiri Eğrisinin Eğimit-1
-0,00***
(0,00)
Reel Politika Faizit-1
0,03***
(0,00)
M2 Büyüme Hızıt-1
Mevduat/Aktiflert-1
Özsermaye/Aktiflert-1
Likit Aktifler/Aktiflert-1
Takip Oranıt-1
Kâr/Aktiflert-1
TR Makro Değişkenler
Reel GDP Büyüme Hızı t-1
Enflasyont-1
Reel Efektif Döviz Kurut-1
Sabit Terim
Banka / Borç Alınan Ülke
/ Borç Türü için Sabit Etki
Zaman Sabit Etki
(9)
-0,00***
(0,00)
-0,02
(0,02)
0,00
(0,00)
0,00***
(0,00)
Kredi/GDP t-1
Kredi/Aktiflert-1
(8)
-0,00**
(0,00)
-0,01
(0,02)
0,00
(0,00)
-0,11***
(0,03)
Reel Kredi Büyüme Hızı t-1
Banka Bazlı Değişkenler
Log(Reel Aktifler)t-1
(7)
0,01***
(0,00)
0,05**
(0,02)
0,01
(0,01)
0,04*
(0,02)
0,01
(0,01)
(10)
-0,00*
(0,00)
-0,01
(0,02)
(11)
-0,00***
(0,00)
-0,01
(0,02)
-0,01
(0,04)
0,01***
(0,00)
-0,03
(0,04)
0,00
(0,00)
0,00
(0,01)
0,00
(0,01)
0,31***
(0,11)
0,01**
(0,00)
-0,03***
(0,01)
-0,01
(0,01)
-0,01***
(0,00)
0,00
(0,01)
0,02
(0,01)
0,31***
(0,11)
0,01**
(0,00)
-0,03***
(0,01)
-0,01
(0,01)
-0,01***
(0,00)
0,00
(0,01)
0,02
(0,01)
0,40***
(0,01)
0,02***
(0,00)
-0,02***
(0,00)
0,01***
(0,00)
-0,00***
(0,00)
-0,03***
(0,00)
0,01***
(0,00)
0,29***
(0,08)
0,01***
(0,00)
-0,02***
(0,01)
-0,00
(0,01)
-0,01***
(0,00)
0,00
(0,01)
0,02**
(0,01)
0,21***
(0,02)
0,01***
(0,00)
-0,02***
(0,00)
-0,00***
(0,00)
-0,01***
(0,00)
0,00
(0,00)
0,03***
(0,00)
0,26***
(0,02)
0,01***
(0,00)
-0,03***
(0,00)
-0,00***
(0,00)
-0,01***
(0,00)
0,00
(0,00)
0,02***
(0,00)
0,21***
(0,02)
0,01***
(0,00)
-0,02***
(0,00)
-0,01***
(0,00)
-0,01***
(0,00)
0,00
(0,00)
0,03***
(0,00)
0,30***
(0,11)
0,01**
(0,00)
-0,03***
(0,01)
-0,01
(0,01)
-0,01***
(0,00)
0,00
(0,01)
0,02*
(0,01)
0,31***
(0,11)
0,01**
(0,00)
-0,03***
(0,01)
-0,01
(0,01)
-0,01***
(0,00)
0,00
(0,01)
0,02
(0,01)
0,00
(0,00)
0,72
(0,44)
-0,00
(0,00)
6,39***
(1,43)
0,00
(0,00)
0,61
(0,45)
-0,00
(0,00)
6,37***
(1,43)
0,01***
(0,00)
-2,96***
(0,47)
0,01***
(0,00)
4,16***
(0,10)
-0,01
(0,01)
-0,99*
(0,51)
-0,00***
(0,00)
6,26***
(1,05)
0,01***
(0,00)
-1,43***
(0,48)
-0,00**
(0,00)
7,33***
(0,34)
0,00**
(0,00)
0,36
(0,51)
-0,00**
(0,00)
5,40***
(0,39)
0,00*
(0,00)
-1,80***
(0,47)
-0,00
(0,00)
7,20***
(0,33)
8,86***
(0,36)
0,00
(0,00)
0,34
(0,43)
-0,00
(0,00)
6,18***
(1,41)
9,47***
(0,31)
0,00
(0,00)
0,57
(0,44)
-0,00
(0,00)
6,48***
(1,44)
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Gözlem Sayısı
136.783
136.783
136.783
136.783
136.783
136.783
136.783
136.783
136.783
136.783
136.783
R2
0,14
0,14
0,07
0,14
0,14
0,14
0,14
0,13
0,14
0,13
0,14
***, **, * sırasıyla yüzde 1, yüzde 5 ve yüzde 10 güven aralığında istatistiksel anlamlılığı göstermektedir. Parantez içerisindeki değerler dayanıklı (robust) standart
hataları ifade etmektedir.
Para politikasını temsil eden reel politika faizi ile getiri eğrisinin eğimi arasındaki yüksek korelasyon
nedeniyle modele aynı anda dahil edilmemişlerdir. Benzer şekilde küresel bankaların kredi verme
iştahlarını temsil eden reel kredi büyümesi ile kredilerin GSYİ’ya oranı arasındaki yüksek korelasyon
nedeniyle bu iki değişken modele aynı anda eklenmemiştir.
1
Küresel bankaların fonlama koşullarını kontrol etmek amacıyla 9. ve 11. regresyonlarda modele dâhil
edilen göstergelerden TED Spread ile reel kredi büyüme oranının anlamlı bir etkisi bulunamazken,
kredilerin GSYİH’ye oranının banka dış borçları üzerinde anlamlı ve dayanıklı bir etkisi bulgulanmıştır.
2
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
65
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Tablo IV.1.2’de görüldüğü üzere söz konusu küresel likidite
göstergelerinin Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların yurt dışından
temin ettikleri borçlar üzerinde istatiksel olarak anlamlı etkileri
mevcuttur. Dolayısıyla borç temin edilen ülkelerde yaşanacak
finansal şoklar sonucunda küresel likidite göstergelerinde görülecek
sert hareketler dış borçlar üzerinde oynaklık oluşturma potansiyeline
sahiptir.
Bu
aşamada,
Türk
bankalarının
geleneksel
finans
merkezlerinden aldıkları borçları yenilemeye devam ederek söz
konusu merkezler dışındaki ülkelerden de borç temin etmek suretiyle
ülke/banka çeşitliliğini artırmalarının bahse konu oynaklıkları sınırlayıcı
bir etki oluşturup oluşturmadığı test edilecektir.
Tablo IV.1.3
Tahmin Sonuçları
Bağımlı Değişken:
Bağımsız Değişkenler
CBOE VIXt-1
(Ülke Sayısı*CBOE VIX)t-1
(1)
-0,01***
(0,00)
0,00***
(0,00)
TED Spreadt-1
(2)
(3)
Banka Dış Borcunun Logaritmik Değeri
(4)
(5)
(6)
-0,19***
(0,04)
0,01***
(0,00)
(Ülke Sayısı*TED Spread)t-1
Getiri Eğrisinin Eğimit-1
0,00
(0,00)
-0,00
(0,00)
(Ülke Sayısı* Getiri Eğrisinin Eğimi)t-1
Reel Politika Faizit-1
Reel Kredi Büyüme Hızıt-1
Kredi/GDP t-1
0,06*
(0,03)
-0,00**
(0,00)
(Ülke Sayısı*Kredi/GDP) t-1
M2 Büyüme Hızıt-1
(Ülke Sayısı*M2 Büyüme Hızı)t-1
0,01***
(0,00)
11,34***
(0,15)
0,01***
(0,00)
11,23***
(0,15)
0,01***
(0,00)
9,27***
(0,17)
0,01***
(0,00)
10,06***
(0,18)
0,01***
(0,00)
9,31***
(0,17)
(9)
-0,01**
(0,00)
0,00**
(0,00)
-0,08
(0,06)
0,00
(0,00)
-0,09*
(0,05)
0,00***
(0,00)
0,01***
(0,00)
-0,00**
(0,00)
0,01***
(0,00)
-0,00*
(0,00)
(Ülke Sayısı*Reel Kredi Büyüme Hızı)t-1
Sabit Terim
(8)
-0,01**
(0,00)
0,00**
(0,00)
-0,15***
(0,06)
0,01***
(0,00)
0,00
(0,00)
-0,00
(0,00)
-0,09***
(0,02)
0,00*
(0,00)
(Ülke Sayısı*Reel Politika Faizi)t-1
Ülke Sayısıt-1
(7)
0,01***
(0,00)
8,74***
(0,30)
0,04***
(0,01)
-0,00***
(0,00)
-0,00
(0,00)
6,57***
(0,34)
0,11***
(0,03)
-0,00***
(0,00)
0,02
(0,01)
-0,00
(0,00)
0,02***
(0,00)
8,35***
(0,32)
0,00
(0,01)
-0,00
(0,00)
-0,00
(0,00)
9,54***
(0,20)
Banka / Borç Alınan Ülke / Borç Türü
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
için Sabit Etki
Zaman Sabit Etki
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Banka Bazlı Değişkenler
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
TR Makro Değişkenler
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Gözlem Sayısı
136.727
136.727
136.727
136.727
136.727
136.727
136.727
136.727
136.727
R2
0,14
0,14
0,13
0,13
0,13
0,13
0,14
0,14
0,13
***, **, * sırasıyla yüzde 1, yüzde 5 ve yüzde 10 güven aralığında istatistiksel anlamlılığı göstermektedir. Parantez içerisindeki değerler dayanıklı (robust)
standart hataları ifade etmektedir.
Tablo IV.1.3’te küresel likidite göstergeleri ile bankaların borç
aldığı ülke sayılarının etkileşimleri de modele dâhil edilmiştir.
Göstergelerin ayrı ayrı incelendiği ilk 7 sütunda getiri eğrisinin eğimi
dışındaki tüm göstergeler için ülke sayısındaki artan çeşitliliğin dış
borçların ilgili göstergeye olan duyarlılığını azalttığı bulgulanmıştır.
Tüm değişkenlerin birlikte modele eklendiği 8. ve 9. regresyonlara
göre; banka dış borçlarının VIX endeksi, TED Spread, reel politika faizi
ve kredi koşullarını temsil eden indikatörlere olan duyarlılıklarının artan
çeşitlilik ile azaldığı bulgulanmaktadır. Dolayısıyla tahmin sonuçları
66
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
son dönemde Türk bankalarının yurt dışından temin ettikleri borçları
daha fazla ülke/banka üzerinden yenilemek suretiyle alacaklı
yoğunlaşması ile ilintili riskleri sınırladıklarını ve bu sayede dış borçların
küresel likidite göstergelerine olan duyarlılığın azaldığına işaret
etmektedir.
IV.1.5
Sonuç ve Değerlendirme
Artan küreselleşme ve entegrasyonun bir sonucu olarak
gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere güçlü sermaye akımları
yaşanmıştır. Söz konusu sermaye akımları içerisinde yer alan banka
dış borçlarının küresel likidite gelişmelerine olan yüksek duyarlılığı ise
herhangi bir ülke ya da bankada meydana gelen finansal şoklar
sonucu
sermaye
olabilmektedir.
oynaklıklara
Bu
karşı
akımlarında
noktada,
uygulaması
oynaklıklar
borç
alan
gereken
yaşanmasına
neden
ülkelerin
konusu
politikalar
söz
ön
plana
çıkmaktadır. Türkiye’de son dönemde politika yapıcıların uygulamış
olduğu makroihtiyati politikaların yanı sıra Türk bankacılık sektörünün
borç temin ettiği ülke/banka sayısının da istikrarlı bir şekilde arttığı ve
geleneksel finans merkezlerinin dışındaki bölgelerin de önemli birer
fon kaynağı haline geldiği gözlenmektedir. Borç temin edilen
ülke/banka sayısındaki artan çeşitliliğin ise banka dış borçlarının
küresel likidite gelişmelerine olan duyarlılığını azaltması suretiyle
alacaklı yoğunlaşması ile ilintili riskleri sınırladığı sonucuna varılmıştır.
Bu durum da küresel likiditenin tahsis ve aracılığında sistemik öneme
sahip herhangi bir ülke ya da bankada yaşanabilecek finansal
şokların ülkemize sirayet etme riskini azaltmaktadır.
Kaynakça
Cerutti, E., Claessens, S., & Ratnovski, L. (2014). Global liquidity and
drivers of cross-border bank flows (No. 14-69). International
Monetary Fund.
Cetorelli, N., & Goldberg, L. S. (2011). Global banks and international
shock transmission: Evidence from the crisis. IMF Economic
Review, 59(1), 41-76.
Lane, P. R. (2014, Ocak). Capital flows in low-income countries.
‘Macroeconomic Challenges Facing Low-Income Countries’
Konferansı.
IMF (2009, Nisan). How linkages fuel the fire: the transmission of
financial stress from advanced to emerging economies.
World Economic Outlook, Chapter 4, 133-169.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
67
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
IV.2
Reel Sektörün Finansmana Erişimine
İlişkin Tedbirler
Reel kesimin finansmanı temel olarak yurt içi banka kredileri ile
sağlanmaktadır. Bankaların firma kredisi standartlarını genel olarak
sıkılaştırdıkları 2015 yılı ikinci yarısından itibaren firma kredisi büyümesi
görece zayıf bir patikaya girmiştir. Özellikle 2016 yılında yaşanan bir
dizi şok karşısında zayıflayan iktisadi faaliyet, artan kredi riski ve
sıkılaşan kredi standartları döngüsünün kırılabilmesi bakımından son
dönemde başta KOBİ’ler olmak üzere reel kesimin finansmana
erişimini desteklemek amacıyla bir dizi tedbir alınmıştır. Hazine destekli
Kredi Garanti Fonu (KGF) kefalet limitinin artırılması, TOBB’un düşük
faizli kredi imkânı (Nefes Kredisi) ve KOSGEB’in faizsiz kredi desteği gibi
uygulamalar firma kredisi büyümesine olumlu katkı verirken, kredi
kanalından ekonomik büyüme üzerine gelebilecek riskleri azaltma
yönünde de etkisi bulunmaktadır. Teminat ve faiz desteği ile öne
çıkan söz konusu tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanması iktisadi
faaliyete dair aşağı yönlü riskleri sınırlama açısından önem taşımakta
olup, bu çalışmada söz konusu tedbirlerin mahiyeti, kredi büyümesine
ve faiz oranlarına yansıması analiz edilmektedir.
IV.2.1
Son Dönemde Reel Kesimin Finansmana Erişimini
Artırmak Amacıyla Alınan Tedbirler
Kredi büyümesi ve iktisadi faaliyet arasında yakın bir ilişki
Şekil IV.2.1
Reel Kesimin Finansmana Erişiminin Artırılmasına
Yönelik İhtiyati Tedbirler
bulunmakta olup, reel ekonomide yaşanabilecek olumsuzluklar
finansal hızlanma etkisiyle makroekonomik ve finansal kırılganlıkların
katlanarak artmasına neden olabilmektedir. Bu kapsamda, reel
kesim için alınan ihtiyati önlemler ile ekonomik büyüme üzerinde son
KGF
Kefaletli
Kredi
dönemde kredi kanalından gelebilecek riskler de azaltılmaya
Düşük
kredi
faizi
Hazine
Destekli
KGF Kefaleti
Düşük Risk
Ağırlığı
çalışılmaktadır.
Sıfır
kredi faizi
Reel sektörün finansmana erişimi açısından alınan tedbirlerin
başında Hazine destekli KGF kefaletinin artırılması yer almaktadır.
KGF, teminat yetersizliği nedeniyle sorun yaşayan firmalara kefalet
vererek bu firmaların finansmana erişimlerine destek olmaktadır.
KGF’nin kefalet kaynakları arasında kendi özkaynakları, Hazine
Müsteşarlığı Fonu ve yurt dışından sağlanan fonlama olmakla birlikte,
en temel kefalet kaynağı Hazine desteğidir.
68
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Hazine Destekli KGF Kefaleti
KGF tarafından Hazine destekli kullandırılabilecek kefalet
hacmi 20 milyar TL’den en fazla 250 milyar TL olacak şekilde
artırılmıştır.1 Bu kapsamda öncelikle, kredilerin zamanında tam ve
gereği gibi ödenmemesi, diğer bir ifade ile donuk alacağa
dönüşmesi durumunda Hazine tarafından karşılanacak kaynak limiti
(tazmin üst sınırı) yine kefaletin yüzde 10’una kadar olacak şekilde 2
milyar TL’den 25 milyar TL’ye kadar yükseltilmiştir.2 Hazine destekli
kefalet hacminin 250 milyar TL’ye yükseltilmesi için Bakanlar Kurulu
Kararı yayımlanmasını takiben 2017 yılı Mart ayı ortasında Hazine ve
KGF arasında imzalanan protokol ile başlangıçta kefalet hacmi 200
milyar TL ve takibe düşen krediler için Hazine’den aktarılabilecek
tutar toplam kefalet hacminin yüzde 7’si olacak şekilde belirlenmiştir.3
KOBİ kredilerinde, ihracatçı/döviz kazandırıcı faaliyeti bulunan
firma kredilerinde (Eximbank ve diğer bankalar) ve diğer firma
kredilerinde azami KGF kefaleti/kredi oranı sırasıyla yüzde 90, yüzde
100 ve yüzde 85 olacak şekilde değiştirilmiştir.4 Ayrıca, KGF kefaletiyle
kredi kullanım maliyetinin azaltılması amacıyla kefalet komisyon
ücreti yüzde 0,5-2 aralığından bir defa alınacak şekilde yüzde 0,03’e
indirilmiş ve başvuru ücreti kaldırılmıştır. Hazine destekli KGF kefaleti TL,
döviz veya dövize endeksli krediler için kullanılabilmekte olup, işletme
kredileri 6 ay – 5 yıl arası ve yatırım kredileri 6 ay – 10 yıl arası vadeli
olabilmektedir.5 Kredi faiz oranını ise bankalar belirlemektedir.
Sermaye yeterliliği oranı hesaplamasında KOBİ kredilerinde
yüzde 75 ve diğer ticari krediler için yüzde 100 olan risk ağırlığı
uygulanırken, Hazine destekli KGF kefaletiyle verilen TL kredilerde risk
ağırlığı belirli koşullarda yüzde sıfır olarak dikkate alınabilmektedir. Bu
uygulama KGF kefaleti ile kredi kullandırımında bankaların sermaye
yeterliliği oranına olumlu yansımaktadır.
2017/9969 sayılı Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Kararda Değişiklik
Yapılmasına Dair Karar
1
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
2
KGF’nin “İşletmelere 200 Milyon TL’ye kadar KGF Teminatı” haberi, www.kgf.com.tr; “KGF bankacıların
elini sermaye olarak rahatlattı” başlıklı gazete haberi.
3
Bir önceki dönemde KOBİ, ihracat (Eximbank), ihracat (diğer bankalar kaynaklı) ve diğer firma
kredilerinde kefalet/kredi oranı sırasıyla yüzde 85, 100, 85 ve 75 olarak uygulanmaktaydı.
4
İşletme kredilerinde 1 yıla kadar ve yatırım kredilerinde 3 yıla kadar anapara ödemesiz dönem imkânı
bulunmaktadır.
5
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
69
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
KGF kefaletine ek olarak bankalar firmalardan ek teminat
talebinde
bulunabilmekle
birlikte,
teminatlarda
KGF,
kefaleti
oranında hak sahibidir. Bankaların ek olarak talep ettiği teminatlar
veya kanuni takip nedeniyle sağlanan tahsilatları, tazmin edilen
kefalet oranında KGF’ye aktarılmaktadır.
Hazine desteği, bankaların kredi riskini kısmen azaltmaktadır.
Katılımcı bankalara portföy limiti belirlendikten sonra, bu limit
kapsamında verilen kredilerden, takibe düşen krediler için Hazine
kaynağıyla KGF tarafından kefaletin yüzde 7’sine kadar ödeme
yapılabilmektedir.
Örneğin, A bankasına 10 milyar TL KGF kefalet limiti verildiğini
varsayalım. Bu durumda A bankası bu kefalet ile -kredinin KOBİ,
ihracat vb segmentine bağlı olarak- en fazla 10-12 milyar TL kredi
kullandırabilir. Bankanın Hazine destekli KGF kefaletiyle kullandırdığı
KOBİ kredilerinden birinin donuk alacağa dönüşmesi durumunda
Şekil IV.2.2
Hazine Destekli KGF Kefaletli Kredilerde
Tazmin Üst Limiti
Banka, Hazine’den kredinin yüzde 90 kefalet oranı kadar, ihracat
kredisi olarak (gerek KOBİ gerekse büyük firma) açılan bir kredinin
Kefalet / Kredi Oranları
takibe düşmesi durumunda ise bu kredi için Hazine kaynaklı ödeme
KOBİ
%90
İhracat
%100
Diğer
%85
KOBİ
%90
Diğer
%85
İhracat
%100
KOBİ
%90
KOBİ
%90
KOBİ
%90
Hazine Tazmin
Üst Limiti
KOBİ
%90
KOBİ
%90
Diğer
%85
alabilecektir. Kredi bazında takibe düşen krediler için Hazine’den
kefalet
oranı
(yüzde
85,
90
veya
100)
nispetinde
ödeme
alınabilecektir. Ancak, bu durum Banka’nın KGF kefaletiyle açtığı
kredilerde TGA oranı yüzde 7’ye ulaşana kadar geçerlidir. TGA
oranının yüzde 7’nin üzerine çıkması durumunda, yüzde 7’yi aşan
%7
kısım kadar kredi riski Bankanın üzerinde olacaktır. Kısacası banka
bazında portföy için TGA oranı yüzde 7’ye ulaşana kadar TGA’ya
düşen krediler için kefalet oranında ödeme alınabilecekken, TGA
oranı yüzde 7’yi geçtikten sonra kredi riskine banka katlanmak
durumunda kalacaktır. Bu kapsamda bankacılık sektörünce Hazine
destekli KGF kefaletiyle verilen kredilerde etkin risk analizi yapılması
önem taşımaktadır.
Mevcut durumda yüzde 7 tazmin üst limiti bulunması bankaları
etkin kredi riski yönetimine yönlendirmektedir. Bu nedenle, KGF
teminatlı kredilerin önümüzdeki dönemde takibe dönüşme riskinin
diğer
kredilerden
farklı
bir
patikada
gelişmeyeceği
değerlendirilmektedir.
70
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Portföy Garanti Sistemi
Kredi kullanım sürecine hız kazandırmak amacıyla KGF bünyesinde
“Portföy Garanti Sistemi” (PGS) geliştirilmiştir. PGS kapsamında
KOBİ’lerde 12 milyon TL ve büyük firmalarda 50 milyon TL’ye kadar
olan Hazine destekli KGF kefaletiyle kredi başvuruları doğrudan
banka
tarafından
değerlendirilmektedir.
Banka
kredi
onayı
verdikten sonra KGF, Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen yararlanıcı
şartlarına uygunluk onayı vermektedir. Bu sistem kredi başvurusunun
daha hızlı sonuçlanmasına katkı sağlamaktadır. Yukarıda belirtilen
tutarların üzerindeki KGF kefaletli kredi başvurularında ise bankanın
yanı sıra KGF bünyesinde de kredi değerlendirmesi yapılmaktadır.
Son dönemde yapılan düzenleme ile toplam kefalet tutarının en az
yüzde 80’inin PGS kapsamında ve ağırlıklı olarak KOBİ’lere
kullandırılması amaçlanmaktadır.
KOSGEB Faizsiz Kredi Desteği
2016 yılı Aralık ayında KOSGEB üyesi firmalara faiz ödemeleri
KOSGEB tarafından karşılanmak üzere 50 bin TL üst limitli ve 36 ay
vadeli (ilk 12 ay ödemesiz) kredi imkânı getirilmiştir. Bu imkâna
oldukça yüksek talep gelmiş, ilk aşamada 15 bin firma faizsiz kredi
imkânından yararlanabilmiştir. Mart ayında devreye giren ikinci
aşamada, faizsiz kredi desteğini talep eden firmalardan başvuru
koşullarını yerine getiren yaklaşık 460 bininin daha bu imkândan
yararlanması sağlanmıştır. İkinci aşamada firma büyüklüğüne göre
kredi aralığı 20 bin - 50 bin TL’dir. Bu destek kapsamında ağırlıklı
olarak mikro ve küçük işletmelere olmak üzere yaklaşık 11 milyar TL’lik
kredi hacmi oluşturulması planlanmaktadır. KOSGEB faizsiz kredi
desteğinden yararlanacak firmaların talep etmesi durumunda bu
kredinin kullanımında KGF kefaleti de devreye girebilmektedir.
TOBB Düşük Faizli Nefes Kredisi
Nefes Kredisi, TOBB’un Ziraat Bankası ve Denizbank’ta tutulan
mevduatı ve KGF kefalet imkânı dikkate alınarak tasarlanmıştır. İki
banka tarafından TOBB üyesi firmalara Nefes Kredisi kapsamında KGF
kefaletiyle yıllık yüzde 9,9 faiz oranından 1 yıl
vadeli
kredi
kullandırılabilmektedir. Bu imkân kapsamında 5 milyar TL kredi hacmi
oluşturulması ve 4,2 milyar TL’lik KGF kefaletinin bu projeye ayrılması
öngörülmüştür. Nefes Kredisi kullanımında mevcut durumda toptan
ve perakende ticaret, imalat ve inşaat sektörleri öne çıkmaktadır.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
71
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
IV.2.2
Tedbirler Sonrasında Kredi Büyümesi ve Faiz
Oranı Gelişmeleri
2017 yılının ilk dört aylık döneminde kredi büyümesinin
ivmelenmesinde reel kesimin finansmana erişiminin artırılması ve firma
Grafik IV.2.1
Firma Kredi Büyümesi
kredilerinin desteklenmesi yönünde atılan adımlar etkili olmuştur.
(Yıllık Yüzde, KEA)
Özellikle Mart 2017 sonrası dönemdeki firma kredi büyümesindeki
TOBB Nefes Kredisi
KOSGEB Faizsiz Kredi - I
KOSGEB Faizsiz Kredi - II
KGF Kefalet Limiti Artışı
güçlü artışta Hazine destekli KGF kefalet limitinin artırılmasının ve
35
TL
30
gerek firmaların gerekse bankaların bu imkâna olan ilgisinin etkili
olduğu değerlendirilmektedir (Grafik IV.2.1).
25
Toplam
20
15
KGF kefaleti ile bankalara tanınan kefalet portföy limiti 30
10
5
YP
0
-5
11.16
12.16
01.17
02.17
03.17
04.17
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
Nisan 2017 itibarıyla yaklaşık 160 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bankalara
yapılan tahsisten bankalarca kullandırılan kredi hacmi 106 milyar TL
(kefalet 93 milyar TL) dolayındadır.6 Bankalar, KGF’nin kredi onayı
sonrasında yaklaşık 1 ay içinde krediyi kullandırmaktadır. 30 Aralık
2016 – 28 Nisan 2017 döneminde TL firma kredi stokundaki artışın 105
milyar TL olduğu dikkate alındığında, KGF kefalet imkânının yoğun bir
şekilde kullanıldığı görülmektedir. KGF kefaleti ağırlıklı olarak TL
cinsinden kredilerde ve KOBİ’lerce kullanılmaktadır. Kredi türü
açısından ise 6 ay – 5 yıl arası vadeli olarak kullanılabilen işletme
kredileri ön plana çıkmaktadır.
Reel
Grafik IV.2.2
Ölçek Bazında Firma Kredi Büyümesi
01.17
02.17
16
10
8
03.17
tedbirlerin
KOBİ’lere
büyümesinde de ivmelenme olabilecektir. Nitekim 2016 yılından bu
yana TL firma kredi büyümesinde büyük firmalara kullandırılan krediler
belirleyici iken, Şubat ve Mart aylarında TL KOBİ kredi büyümesinin
alındığında, KOBİ kredi büyümesinde güçlenmenin bir süre daha
4,6
5,1
6,1
2
konusu
ağırlıklı olarak Mart ayı ortasından itibaren kullanıldığı dikkate
+3,3
6
4
söz
ivmelendiği görülmüştür (Grafik IV.2.2). KGF kefaleti ile kredilerin
8,4
12
+2,4
10,9
12,3
12,9
14,6
14
+1,8
15,2
17,0
17,5
18,8
12.16
18
yönelik
yoğunlaşmasının etkisiyle önümüzdeki dönemde TL KOBİ kredi
(Yıllık Yüzde, KEA)
20
kesime
devam etmesi öngörülmektedir.
0
Toplam Firma
KOBİ
Büyük Firma
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
KOBİ kredi kullanımının artmasına karşın, bu krediler için kredi
faiz maliyeti makul seviyelerde kalmıştır. Büyük ve orta ölçekli işletme
TL kredi faizinde 2017 yılında kademeli artış görülürken, kredi
desteklerinin yoğunlaştığı mikro ve küçük ölçekli işletme kredi
6
Bu tutara KOSGEB faizsiz kredi desteği (firmanın KGF kefaleti talep etmesi durumunda) ve TOBB Nefes
Kredisi (doğrudan) de dahildir.
72
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
faizlerinde daha olumlu bir yapı söz konusudur (Grafik IV.2.3). Mikro
ölçekli işletme kredi faizlerinde Ocak ve Mart aylarında gözlenen
gerilemelerde TOBB ve KOSGEB kredi desteklerinin belirleyici olduğu
Grafik IV.2.3
Türlerine Göre Ticari Kredi Yıllık Faiz Oranı1
(KMH ve KK hariç, 4 Haftalık Hareketli Ort., Yüzde)
KOBİ
Mikro
Küçük
Orta
Büyük
18
değerlendirilmektedir.
16
2016Ç3’ten
itibaren
uygulamaya
başlanan
düzenleme
değişikliklerinin katkısıyla kredi büyümesinde toparlanma görülmekle
14
birlikte, KGF kefaletli kredi kullanım imkânı söz konusu toparlanmayı
03.17
12.16
09.16
06.16
KGF kefaletli kredilerin ağırlıklı olarak yeni kredi şeklinde kullandırılması
03.16
12
12.15
özellikle Mart ayının ortasından itibaren desteklemiştir. Hazine destekli
Not: Büyük firma kredilerinde sıfır fazili krediler hariçtir.
bu gelişmede belirleyici olmuştur.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
Son dönemde kredi büyümesinde yaşanan ivmelenmeyle
birlikte fonlama tarafında temel olarak YP ağırlıklı mevduat artışı
gözlenmektedir. 2016 yılı sonuna göre TL stok firma kredi artışı 105
milyar TL’ye ulaşırken, TL mevduat artışı 4 milyar TL ve YP mevduat
artışı 83 milyar TL olmuştur. YP mevduatta yaşanan artışın TL para
Grafik IV.2.4
Aralık 2016 – Nisan 2017 Dönemi Kredi Kullanımı ve
Fonlama Yapısı (Milyar TL)
120
40
gerilerken, ticari mevduat ve para takası faiz oranlarında artış
20
gözlenmiştir (Grafik IV.2.5).
0
TL Stok Firma Kredi Artış ı
TL Mevduat Artış ı
Bilgi: Net TL Para Takası
Fonlaması Artışı 116
bir seyir izleyip TL ticari kredi - mevduat faiz farkı sınırlı şekilde
Dış Borç Artışı
9 (2,5 mlr $)
60
YP Mevduat Artışı
83 (21,8 mlr $)
Kredi faiz oranları KOBİ’ler için Nisan ayı sonuna kadar yatay
TL Mevduat Artışı
4
80
TL Stok Firma Kredi Artışı
105
100
takası fonlamasına yansıdığı gözlenmektedir (Grafik IV.2.4).
YP Mevduat Artışı
Dış Borç Artışı
Bilgi: Net TL Para Takası Fonlaması Artışı
Not: 30 Aralık 2016 – 28 Nisan 2017 dönemini içermektedir.
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
IV.2.3
Sonuç ve Değerlendirme
Hazine destekli KGF kefalet imkânı, TOBB Nefes Kredisi ve
KOSGEB faizsiz kredi desteğiyle reel kesimin finansmana erişimi
desteklenmektedir. Söz konusu teşviklere gerek bankacılık sektörü
gerekse reel sektörün yoğun ilgisi bulunmakta olup, firma kredi
Grafik IV.2.5
Mevduat Faizi ve 3 Aylık Para Takası Faizi
(4 Haftalık Hareketli Ort., Yüzde)
TL Ticari Kredi - Mev. Faiz Farkı (Sağ E.)
TL Ticari Mevduat Faizi
Para Takası
15
7
6
büyümesinde son dönemde güçlü artış gözlenmektedir. Hazine ile
13
KGF arasında imzalanan protokol sonrasında KGF teminatlı firma
11
4
kredi kullandırımları, firmalar tarafında birikmiş talebin de etkisiyle
9
3
hızlanmıştır. Sermaye yeterliliği hesaplamalarında bu kredilerin düşük
5
2
7
1
risk ağırlığının olması ve güçlü teminat yapısı, KGF kefaletiyle kredi
kredi
talebinin
kullandırımlarının
belirli
yıl
bir
içinde
doygunluğa
daha
ulaştıktan
dengeli
bir
sonra,
patika
kredi
03.17
12.16
09.16
06.16
03.16
12.15
09.15
06.15
03.15
0
12.14
kullandırımını desteklemiştir. Önümüzdeki dönemde KGF teminatlı
5
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
izlemesi
beklenmektedir.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
73
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
IV.3
Kredi Dolarizasyonunun Sürükleyicileri
Özet
Bankaların yabancı para (YP) yükümlülüklerini varlıklarıyla
eşleştirme eğilimi kredi dolarizasyonunun arz tarafını beslerken,
firmaların doğal korumalarına dayanarak kredi tercihlerinde YP’ye
yönelmesi kredi dolarizasyonunun talep tarafını desteklemektedir. Bu
özel konuda her iki eğilimin kredi dolarizasyonunu arttırdığı sonucuna
ulaşılırken, banka tarafının etkisinin daha güçlü olduğu gözlenmiştir.
Banka yükümlülükleri arasında ise yurt dışı YP yükümlülüklerin (tahvil,
sendikasyon gibi), YP mevduatlara kıyasla kredi dolarizasyonunu daha
güçlü beslediği tespit edilmiştir.
IV.3.1
Giriş
Küresel kriz sonrasında gelişmiş ülke merkez bankalarının
genişlemeci politikaları ile oluşan fon akımları, gelişmekte olan
ülkelerde kredi dolarizasyonunu önemli ölçüde arttırmıştır.1 Uzun vadeli
ve düşük maliyetli finansmana ulaşım amacıyla YP borçlanma firmalar
için cazip olmakla beraber bilhassa kur oynaklığının yüksek olduğu
zamanlarda
firmaların
mali
yapılarını
olumsuz
etkileme
riski
taşımaktadır.2 Nitekim bu olumsuz etkiler finansal sistemin istikrarı
açısından önem arzetmektedir.
Bu özel konuda kredi ilişkisinin arz ve talep tarafını oluşturan
banka ve firma eğilimlerinin kredi dolarizasyonunu beslemedeki etkisi
incelenmiştir. Genel olarak, yerel para birimlerindeki dalgalı seyir ile
mevduatların YP’de yoğunlaşması, bankaların yurt dışı fonlara
genellikle uluslararası para birimleri (örn. ABD doları, euro) cinsinden
erişebilmesi, gelişmekte olan ülke banka yükümlülüklerinde önemli
ölçüde dolarizasyona sebep olmaktadır (Hausmann ve diğ. (2001)).
Bu yükümlülüklerin tamamiyle yerel para cinsinden kredilendirilmesi,
bankaları kur risklerine açık hale getireceğinden, düzenlemelerle
1
Hake ve diğ. (2014) kredi dolarizasyonu ve sebepleri hakkında detaylı meta analizi sunmaktadır.
Honohan (2006) Türkiye için dolarizasyon eğilimlerini ve makro değişkenlerle ile etkileşimini tartışmaktadır.
Türkiye’de kredi dolarizasyonunun güncel mikro verilerle (firma düzeyindeki) dağılımları Hülagü ve Yalçın
(2014)’de betimsel olarak incelenmiştir.
2
Barajas ve diğ. (2016) Kolombiya firmalarından oluşan veri setiyle yaptıkları analizde, yüksek YP borçlu
firmaların mali yapılarının yerel kurdaki ani devalüasyon dönemlerinde bozulduğu ve yatırım
performanslarının önemli ölçüde zayıfladıkğını göstermektedirler. Bu bozulmanın sadece ufak bir kısmının
kurdaki iyileşme ile geri alınabildiğini de ayrıca vurgulamaktadırlar.
74
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
sınırlandırılmıştır.1 Bu sebeple bankalar ancak takas işlemleri ile kur
riskine karşı koruma satın aldıktan sonra bu fonları TL’ye çevirerek
kredilendirebilmektedir. Alternatif olarak bankalar ellerindeki YP fonları
yurt içinde YP cinsinden kredilendirerek (ör. varlık-yükümlülük eşlemesi)
kur riskini firmalara transfer ederebilmektedir.2 Öte yandan, yabancı
para gelirleri (ör. ihracat) ile ani kur dalgalanmalarına karşı doğal
korumaya sahip firmalar, bilhassa uzun vadeli finansmanda daha
düşük maliyetli YP kredileri tercih etmektedir.3 Firmaların doğal
korumalarını kullanarak düşük finansman maliyetine ulaşım yönelimi ile
bankaların varlık-yükümlülük eşleme eğilimleri kredi dolarizasyonunun
talep ve arz taraflarını oluşturmaktadır.
Yapılan analizde firma ve banka davranışlarının her ikisinin de
kredi
dolarizasyonunu
arttırdığı
görülmektedir.
Etkilerin
boyutu
incelendiğinde, bankaların varlık-yükümlülük eşleme eğilimi etkisinin
daha güçlü olduğu anlaşılmaktadır. Dikkat çekici olan, bahsi geçen
eğilimlerin kredi dolarizasyonuna etkisinin doğrusal olmamasıdır. Başka
bir deyişle, doğal korumalarının (YP gelirlerinin) artması firma kredi
dolarizasyonunu
azalan
oranda
yükümlülüklerindeki
artış
kredi
desteklemektedir.
Bankaların
arttırırken,
dolarizasyonunu
YP
bankaların
YP
artan
oranda
yükümlülüklerinin
yapısı
incelendiğinde, YP mevduat ve mevduat dışı YP kaynakların kredi
dolarizasyonuna etkisinin farklı büyüklükte olduğu kaydedilmiştir.
Bulgulara göre, mevduat dışı YP yükümlülükleri oluşturan YP ihraçlar,
sendikasyonlar ve seküritizasyonlar önemli ölçüde YP kredilere
dönüşürken, görece düşük vade yapısına sahip YP mevduatların kredi
dolarizasyonuna
etkisinin
nispeten
daha
sınırlı
olduğu
değerlendirilmektedir.
Çalışmanın sonuçları genel olarak ilgili yazın ile paralellik arz
etmektedir. Örneğin, kredi başvuru/kabul-ret verileri ile yaptığı detaylı
mikro analizde Brown ve diğerleri (2014), analizlerine konu olan
bankanın YP yükümlülüklerinin arttığı dönemlerde YP kredi kabul
oranlarını arttırarak varlık-yükümlülük eşlemesi yaptığı sonucuna
varmaktadır. Bu bulguları Luca ve Petrova (2008) toplulaştırılmış
verilerle yaptığı analiz ile de desteklemektedir. Türkiye verisi kullanılarak
1 Mevcut düzenlemeler gereği, Türkiye’de
yerleşik bankların net döviz pozisyonu (YP varlık – YP yükümlülük)
özsermaye oranı yüzde yirmiyi aşamaz (Kasım 2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazete). Bu oran mevcut
durumda bu oranın çok altındadır.
2
Mevcut düzenlemeler ile Türkiye’de özel kişiler YP kredi kullanamazlar. Sadece, YP geliri olan veya YP
geliri olmasa da 5 milyon ABD doları üzeri kredi kullanma kapasitesine sahip büyük firmalar YP kredisi
(Nakdi YP) kullanabilmektedir. Bunların dışında az miktarda olsa da döviz geliri olmayan firmalar Dövize
Endeksli Krediler (DEK) kullanabilir (TCMB 2009/YB-22).
3
Buradaki YP finansman maliyeti, koruma (hedge) maliyetini içermemektedir. Nitekim firmaların YP
gelirleri hâlihazırda doğal koruma sağlamaktadır.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
75
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
yapılan çalışmalardan en dikkat çekici olanları, Alp ve Yalçın (2015)
ve Ozsoz ve diğerleri (2015)’dir. Çalışmalardan ilki YP kredilerin sadece
talep (firma) tarafını kontrol ederek kredi dolarizasyonunu önemli
ölçüde
firmaların
YP
gelirleriyle
ilişkilendirirken,
sadece
arza
(bankalara) yoğunlaşan ikinci çalışma ise kredi dolarizasyonunu
banka
tarafının
desteklediği
sonucuna
varmıştır.
Mevcut
çalışmamızda talep ve arz tarafı aynı anda ele alınarak, kredi ilişkisinin
her iki tarafı da kontrol edilmektedir. Bu bağlamda, Türkiye üzerine
yapılan çalışmalar arasında bir ilk olma özelliği taşımaktadır.
IV.3.2
Tahmin Metodolojisi
Tahmin modelinde kredi ilişkisinin her iki tarafını oluşturan,
bankaların ve firmaların riskten kaçınarak (risk averse), kararlarında
minimum varyans portföy (MVP) tahsis yöntemini benimsediği
varsayılmıştır. Bu yöntemin temel dinamikleri Ize ve Levy-Yeyati (2003)
tarafından belirlenirken, Luca ve Petrova (2007) detaylı ampirik
uygulamasını ortaya koymuştur. Bu çalışmada, Luca ve Petrova
(2007)’nın toplulaştırılmış gelişmekte olan ülke verileriyle kurdukları
modele, firma ve banka hetorejenliği katılarak takip eden model
oluşturulmuştur:
𝑌𝑃 𝐾𝑟𝑒𝑑𝑖
(
) = ∝′ (𝐹𝑖𝑟𝑚𝑎)𝑖𝑡−1 + 𝛽 ′ (𝑆𝑒𝑛𝑡𝑒𝑡𝑖𝑘 𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎)𝑖𝑡−1 +
𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 𝐾𝑟𝑒𝑑𝑖 𝑖𝑡
𝜃 ′ (𝐾𝑟𝑒𝑑𝑖 𝑃𝑜𝑟𝑡𝑓ö𝑦ü)𝑖𝑡−1 + 𝑓𝑖 + 𝑑𝑡 + 𝑒𝑖𝑡
Bağımlı değişken firma i’nin cari yılın t ayındaki (firma i için
tanımlanmış) sentetik bankadaki canlı YP kredilerinin toplam (YP+TL)
kredilere oranıdır.1 Bağımsız değişkenler soldan sağa sırasıyla: Yıllık
bilanço ve gelir tablolarından elde edilmiş firma değişkenleri, aynı
firmanın t zamanda kredi ilişkisi içerisinde olduğu her bir bankanın
toplam kredilerindeki payıyla ağırlıklandırılarak elde edilen sentetik
banka aylık bilanço ve gelir tablosu değişkenleri ve son olarak, firmasentetik banka ilişkisi kapsamındaki aylık kredi portföyünün özellikleri
olarak özetlenebilir. Daha detaylı olarak sentetik banka, firma i’nin t
ayında kredi ilişkisinde bulunduğu toplam “J” banka içerisindeki her bir
bankanın payının (𝛾𝑖𝑗𝑡 ) kendi bilanço ve gelir tablosu kalemleriyle
çarpımının toplamı olarak açıklanabilir. Bu sayede her bir firmanın t
zamandaki tüm banka ilişkileri (sentetik) bir bankaya indirgenerek
analizimizin direkt olarak firma bazlı kredi dolarizasyonu üzerine
yoğunlaşması sağlanmıştır.
1
Yurtdışından aracılık edilen YP kredilerin finansör banka bilgisi elimizde bulunmadığından, analize
sadece nakdi YP ve dövize endeksli krediler dâhil edilmiştir.
76
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
𝐽
(𝑆𝑒𝑛𝑡𝑒𝑡𝑖𝑘 𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎)𝑖𝑡 = ∑ 𝛾𝑖𝑗𝑡 [𝐵𝑎𝑛𝑘𝑎 𝐵𝑖𝑙𝑎𝑛ç𝑜]𝑖𝑗𝑡
𝑗
Modelde kullanılan tüm bağımsız değişkenler Tablo IV.3.1’de
detaylı olarak sunulmuştur. Firmaların YP kredi talebinde etkili olan
doğal
koruma
dolarizasyonunu
değişkenleriyle
“ihracat/toplam
ise
“YP
ölçülmüştür.
satış”,
bankaların
yükümlülük/toplam
Ayrıca,
yükümlülük
yükümlülük
yükümlülük”
dolarizasyonu
mevduat (YP mevduat/toplam yükümlülük) ile mevduat dışı (mevduat
dışı YP yükümlülük/toplam yükümlülük) YP yükümlülük dolarizasyonu
olmak üzere iki farklı kısımda incelenmiştir.
Tablo IV.3.1
Bağımsız Değişkenler
Firma Değişkenleri
Sentetik Banka Değişkenleri
Kredi Pörtföyü Değişkenleri
Log (Top. Varlıklar)
(w) Log (Top. Varlıklar)
Ana Kredi Konusu
İhracat / Top. Satış
(w) YP Yükümlülük/Top. Yük.
Kredi Konu Adedi
Maddi Duran Var./ Top. Varlıklar
(w) YP Mevduat/Top. Yükümlülük
Orta Vade (12-24 Ay) (5)
Ticari Borçlar/Top. Borçlar
(w) Mevduat Dışı YP Yük. /Top. Yükümlülük
Uzun Vade (24+ Ay)
Top. Borçlar / Top. Varlıklar (1)
(w) Top. Yük./ Top. Varlıklar
Faiz Karşılama Oranı (FKO) (2)
(w) Kâr/Özsermaye
(w) TGA/(TGA+Top. Kredi) (3)
Sentetik Banka Sahiplik (4)
Ana Finansör Banka Pay
Finansör Banka Adedi
(1)Toplam Borç: mali, ticari ve diğer yükümlülüklerin toplamı. (2) FKO: FAVÖK/Finans Giderleri. (3) Ticari ve tüketici olmak üzere tüm krediler. (4) Sahiplik: Kamu, özel, yabancı,
katılım vb. (5) YP ve TL olmak üzere firma i'ye ait belirli bir tarihteki tüm kredilerin vadesi. (w) Ağırlıkladırılmış sentetik banka değişkenleri. Mevduat Dışı YP Yük.: YP YükümlülüklerYP Mevduatlar.
Bunların yanında, firmaların YP kredi talebini etkileyebilecek
faktörler ilgili yazın takip edilerek seçilmiştir. Kısaca bunlar: firma
büyüklüğü (toplam varlıkları), firmanın sermaye (yatırım) durumu
(maddi duran varlıklarının toplam varlıklardaki payı), banka dışı finans
imkânlarına ulaşımı (ticari borçların toplam borçlardaki payı), genel
kaldıracı (toplam borçlar/toplam varlıklar) ve finansal güçlülüğü (faiz
karşılama oranı) gibi önemli finansal göstergelerdir. Aynı şekilde
(sentetik) bankanın büyüklüğü, kaldıracı, özsermaye kârlılığı, kredi
portföyünde risk alabilirliği (TGA oranı), sahiplik oranları (ör. kamu, özel
gibi), sentetik banka toplamına giren banka sayısı ve bu bankalar
arasında en büyük paya sahip “ana finansör bankanın (AFB)” payı
banka
tarafı
kontrollerini
oluşturmaktadır.
Son
olarak,
kredi
portföyünün konusuna göre en çok paya sahip “ana kredi konusu
(sektörü) (AKK)” payı, firma i’nin o tarihteki tüm kredi konularının
toplam adedi ve kredi portföyünün vade yapısı orta ve uzun vade
olarak kontrol edilmiştir.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
77
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Modeldeki
muhtemel
içsellik
problemlerini
gidermek
amacıyla yıllık firma değişkenleri bir yıl, aylık bazdaki (sentetik) banka
ve kredi portföyü değişkenleri ise bir ay gecikmeli olarak modele
eklenmiştir. Ayrıca firma, AFB, AKK kukla değişkenleri ile tüm makro
Grafik IV.3.1
Ortalama Firma İhracat Payı (Yıllık) ve Ortalama YP
Kredi Payı (Aylık) (Yüzde)
değişkenlerin etkileri için yıl/ay sabit değişkenleri yanında AKK’nin
yıl/ay sabit değişkenleriyle etkileşimi tüm spesifikasyonlarda kontrol
YP Kredi Pay
31
edilmiştir. Bunların yanında, sonuçların sağlamlığını test etmek amaçlı
40
İhracat/Top. Satış
(Sağ E.)
30
farklı spesifikasyonlarda firma ve AFB kukla değişkenleri sabit yıl/ay
35
29
değişkenleri ile çarpılarak önce firma kesiminin tamamı ve daha sonra
30
28
banka kesiminin önemli bir kısmı kontrol edilerek ana model
25
27
tahminindeki olabilecek farklılaşmalara bakılmıştır. Tahmin modelimizin
20
26
güçsüz sayılabilecek yanı, bağımlı değişkeninin akım (yani kredi)
15
25
yerine stok (bakiye) oluşuna karşın modelde dinamik bir yapının direkt
11.06
05.07
11.07
05.08
11.08
05.09
11.09
05.10
11.10
05.11
11.11
05.12
11.12
05.13
11.13
05.14
11.14
05.15
11.15
45
olarak tanımlanamamış olmasıdır. Sonuçlarımızın dinamik etkilere
bağımlılığını test etmek amacıyla model aylık yerine çeyreklik ve yıllık
Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.15)
olarak da tahmin edilmiştir. Aşağıda sunulan sonuçlar bahsi geçen
tüm farklı spesifikasyonlarda önemli ölçüde aynı kalmıştır.
IV.3.3
Veri Seti ve Betimsel istatistikler
Yıllık firma bilanço ve gelir tabloları TCMB'nin firma veri
setinden, banka mali verileri BDDK’dan ve son olarak, firma-banka
kredi ilişkisi ise TBB Risk Merkez'inden (TBB RM) elde edilmiştir. Bu özel
konu için önem arzeden değişkenlerin betimsel istatistikleri Tablo
IV.3.2’de sunulmuştur. Genel olarak örneklem firmalarının kredi
dolarizasyon eğilimi zaman içerisinde azalarak, 2015 sonu itibarıyla
Grafik IV.3.2
2015 Aralık Ayı İtibarıyla YP Kredilerin Montan Kırılımı
(Yüzde)
yüzde 31 seviyesine kadar gerilediği görülmektedir (Grafik IV.3.1). Aynı
grafikte, ortalama ihracat payında da benzer bir gerileme göze
1 M TL üzeri
çarpmaktadır. Her ne kadar 2009 düzenlemeleri1 ve sonrasında ilişkinin
100 M TL - 1 M TL
boyutu bir miktar azalmış olsa da zaman içerisinde benzer eğilimleri
50 M TL - 100 M TL
takip etmesi, kredi dolarizasyonu ile ihracat satış oranı arasındaki güçlü
10 M TL - 50 M TL
ilişkiyi (yüzde 80 üzeri korelasyon) ortaya koymaktadır.
5 M TL - 10 M TL
Populasyon
1 M TL - 5 M TL
Örneklemimizdeki firmaların
Örneklem
100 B TL - 1 M TL
ortalama büyüklüğünün
96,8
milyon TL olduğu dikkate alındığında, büyük firmalar tarafına bir yanlılık
0 TL - 100 B TL
0
10
20
30
40
50
60
olduğu açıktır. Bu durum, her ne kadar örneklemimizin bilhassa
Kaynak: TBB Risk Merkezi, TCMB
küçük firmaları temsil kabiliyetinin düşük olduğunu gösterse de YP
kredilerinin mevcut düzenlemeler ile büyük firmalarda yoğunlaştığı göz
1
Haziran 2009 tarihli ve 27260 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, YP geliri olmayan firmalara bir yıldan uzun
vadeli ve 5 milyon ABD doları ve üzeri olmaş şartıyla kredi açılmasına izin verilmiştir. Bu karar uyarınca
bilhassa alt ve üst yapı projelerinin finansmanında YP kredilerin daha aktif kullanıldığı
değerlendirilmektedir. Dolayısıyla ihracat gelirleriyle YP borçlanma arasındaki korelasyon bir miktar
zayıflamaktadır.
78
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
önünde bulundurulduğunda, bu yanlılığın sonuçlara etkisinin sınırlı
olacağı değerlendirilmektedir. Grafik IV.3.2’de TBB RM verileri
(popülasyon) ile örneklemimizin 2015 yılı Aralık ayı için YP kredilerinin
montan bazlı dağılımları karşılaştırılmaktadır. Grafiğe göre bilhassa 5
Grafik IV.3.3
Bankaların Ortalama YP Yükümlülük Payı ve
Ortalama Firma YP Kredi Payı (Yüzde)
46
55
44
YP Kredi Pay
50
42
milyon ve üzeri bakiyelerde örneklem ile popülasyon arasındaki fark
minimal düzeydedir.1
YP Yük/Top.
Yük (Sağ E.)
40
45
38
40
36
şekilde
bankaların
YP
yükümlülüklerinin
toplam
34
yükümlülüklerdeki payı ile kredi dolarizasyonu ilişkisi Grafik IV.3.3
32
sunulmuştur. Her ne kadar 2013 yılı ve sonrası ilişkide bir miktar kopma
30
söz konusu olsa da genel olarak pozitif bir ilişki görülmektedir. 2013
35
30
11.06
05.07
11.07
05.08
11.08
05.09
11.09
05.10
11.10
05.11
11.11
05.12
11.12
05.13
11.13
05.14
11.14
05.15
11.15
Benzer
Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.15)
öncesi veride korelasyon yüzde 60 civarında iken, 2013 sonrası bu ilişki
negatif olarak gelişmiştir. Bankaların farklı YP fonlarının (YP mevduat,
sendikasyon, vb.)
toplam yükümlülük paylarına bakıldığında,
mevduat dışı YP fonların kredi dolarizasyonu ile görece güçlü
korelasyonu göze çarpmaktadır (Grafik IV.3.4). Nitekim YP mevduatlar
daha istikrarlı bir seyir izlerken, son dönemde mevduat dışı YP
Grafik IV.3.4
Bankaların Toplam Yükümlülüklerinde YP Fonların
Payları ve Ortalama Firma YP Kredi Payı (Yüzde)
46
44
yükümlülükler banka yükümlülüklerindeki payını önemli ölçüde
42
arttırmıştır.
40
YP Kredi Pay
YP Mev./ Top. Yük (Sağ E.)
Mev. Dışı YP Yük/ Top. Yük (Sağ E.)
35
30
25
38
20
36
Tablo IV.3.2
34
Değişkenler
Gözlem Sayısı
Bağımlı Değişken (Aylık)
YP Kredi/Toplam Kredi
Ortalama
Std. Sapma
0,34
0,42
101.137
99.885
96.800.000
0,15
575.000.000
0,27
1.105.951
1.105.951
1.105.951
1.105.951
85.200.000
0,43
0,25
0,18
56.300.000
0,08
0,05
0,09
1.105.951
Firma BağımsızDeğişkenleri (Yıllık)
Toplam Varlık
İhracat / Top. Satış
Sentetik Banka Bağımsız Değişkenleri (Aylık)
(w) Toplam Varlık
(w) YP Yükümlülük/Top. Yük.
(w) YP Mevduat/Top. Yük.
(w) Mevduat Dışı YP Yük. /Top. Yük.
IV.3.4
15
32
30
10
11.06
05.07
11.07
05.08
11.08
05.09
11.09
05.10
11.10
05.11
11.11
05.12
11.12
05.13
11.13
05.14
11.14
05.15
11.15
Betimsel İstatistikler
Kaynak: TCMB (Son Veri: 12.15)
Ampirik Bulgular
Önemli ampirik bulguların özeti Tablo IV.3.3’de sunulmuştur.
Bulgular kredi dolarizasyonun artmasında gerek firmaların doğal
koruma pozisyonlarını kullanmak istemelerinin ve gerekse bankaların
varlık-yükümlülük eşleme eğilimlerinin açık şekilde etkili olduğu
görülmektedir (Tablo IV.3.3, sütünlar (1) ve (2)). Tahminlere göre,
firmaların ihracat/satış oranındaki bir standart sapmalık (0.27) artış aylık
bazda firma kredi dolarizasyonunda ortalama yüzde 1,3 puanlık bir
artışı getirirken, banka tarafı için (YP yükümlülük payındaki) aynı artışın
kredi dolarizasyonuna etkisi yüzde 2 puan olarak gerçekleşmektedir.
Standartlaştırılmış
katsayı
tahminleri
karşılaştırıldığında
kredi
YP kredilerin büyük firmalarda yoğunlaşması ile ilgili detaylı bilgi için bakınız: Finansal İstikrar Raporu Mayıs
ve Kasım 2016.
1
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
79
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
dolarizasyonunun gelişiminde bankaların eğilimlerinin firmalarınkine
kıyasla daha güçlüğü olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bankaların YP bazlı çekirdek fon kaynağı, YP mevduatlar,
dikkate
alındığında
toplam
yükükümlülüklerdeki
YP
mevduat
payındaki bir standart sapmalık artışın kredi dolarizasyonuna etkisi
yüzde 1 puan olarak gerçekleşirken, mevduat dışı YP yükümlülükler için
bu etki ortalamada yüzde 2,2 puan olarak tahmin edilmiştir. Bu
bulgular, YP mevduatlardaki gelişime karşılık bankaların yurt dışından
tahvil ihracı, sendikasyon veya seküritizasyon ile getirdikleri YP fonların
yurt içinde kredi dolarizasyonunu daha güçlü beslediğini ortaya
koymaktadır. Bu durum, genel olarak bu fonların YP mevduatlara
kıyasla daha uzun vade yapısına sahip olması sonucu YP kredi
fonlamasında tercih edilmesi olarak açıklanabilir.
Tablo IV.3.3
Katsayı Tahminleri, Bağımlı Değişken: YP Krediler/Toplam Krediler
İhracat / Top. Satış
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
Tüm
Tüm
Tüm
Tüm
En Az Bir &
İmalat
En Az Bir &
İmalat
0,0497***
(0,0109)
0,0497***
(0,0109)
0,127***
(0,0281)
0,127***
(0,0281)
0,0742***
(0,0148)
0,0741***
(0,0148)
-0,0919***
(0,0314)
-0,0925***
(0,0314)
(İhracat / Top. Satış)2
(w) YP Yükümlülük/Top. Yük.
0,249***
(0,0249)
0,0505
(0,0784)
(w) (YP Yükümlülük/Top. Yük.)2
0,367***
(0,0428)
0,206**
(0,0811)
(w) YP Mevduat/Top. Yük.
0,224***
(0,0385)
0,100
(0,162)
(w) (YP Mevduat/Top. Yük.)2
0,304***
(0,0722)
0,263
(0,303)
(w) Mevduat Dışı YP Yük/Top. Yük.
0,253***
(0,0263)
0,152***
(0,0444)
(w) (Mevduat Dışı YP Yük/Top. Yük.)2
0,371***
(0,0434)
0,130**
(0,0616)
Diğer Firma Değişkenleri
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Diğer (w) Banka Değişkenleri
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Diğer Kredi Portföy Değişkenleri
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
791.866
791.866
791.866
791.866
300.277
300.277
0,841
0,841
0,841
0,841
0,781
0,781
Gözlem Sayısı
R2
Parentez içerisindekiler sağlam (kümelenmiş) standart sapmalar, *** p<0.01, ** p<0.05, * p<0.1, (1) Firma değişkenleri 12 ay ve banka değişkenleri ise 1 ay geçiktirilmiş
olarak kontrol edildi. (2) Değişkenlerin karelerinin eklendiği modellerde kareleri ile kendileri birlikte istatistiki olarak tüm konvansyonel kritik değerlerde anlamlıdır. En Az Bir:
Örneklem süresince en az bir kez YP kredi kullanmış firmalar. İmalat: Ana kredi konusu imalat sektörü. (w): Ağırlandırılmış sentetik banka değişkeni. Mevduat Dışı YP Yük:
YP Yükümlülükler-YP Mevduatlar. Firma, ana finansör banka, ana kredi konusu, tarih ve ana kredi konuXzaman sabit değişkenleri her bir tahminde kontrol edilmiştir.
Tablo IV.3.3’ün (3) ve (4) sütünlarında tahminlerimize doğrusal
olmayan
değişkenler
ekleyerek
yukarıda
bahsedilen
etkilerin
başlangıç seviyelerine göre artış ya da azalış oranları incelenmiştir.
Sonuçlara göre, firma tarafındaki doğal korumanın YP borçlanmaya
etkisi azalan oranda artarken banka tarafında tersi gözlenmektedir.
Kısaca firmalar, ihracat gelirleriyle elde ettikleri doğal koruma
pozisyonunu kullanarak YP borçlanmayı tercih etseler de ihracat
80
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
seviyeleri arttıkça bu eğilim zayıflamaktadır. Genel eğilimdeki bu
farklılaşma, firmaların yurt içi üretim faaliyetlerini devam ettirmek, kısa
vadeli finansman sağlamak gibi sebeplerle TL finansmana ihtiyaç
duymasının sonucu olarak değerlendirilmektedir. Bankalar tarafında
ise varlık-yükümlülük eşleme eğiliminin dolarizasyona etkisi genel
olarak artan oranda ilerlemektedir. Farklı bir ifadeyle, toplam
yükümlülüklerdeki YP payının artışı kredi dolarizasyonunu artan oranda
desteklemektedir. YP yükümlülükler içerisindeki mevduat dışı YP
kaynaklardaki artışın kredi dolarizasyonundaki arttırıcı etkisi YP
mevduatlardaki artışın etkisine oranla daha hızlı gerçekleşmektedir.
Özetle, mevduat dışı YP yükümlülüklerin yüksek olduğu durumlarda
bankaların elde ettikleri ilave yurtdışı YP kaynakları kredilendirme
(varlık-yükümlülük eşleme) eğilimleri daha şiddetli gerçekleşmektedir.
Analizden çıkan başka önemli bir sonuç da firma ve banka
eğilimlerinin, ülke ihracatının neredeyse tamamını elinde bulunduran,
imalat sanayiinde daha güçlü olmasıdır1 (Tablo IV.3.3, sütunlar (5) ve
(6)). Nitekim ana kredi konusu baz alınarak sadece imalat sanayii ana
konusu ile kredi kullanmış firmalarla yapılan tahminlerde banka ve
firma eğilimlerini ölçen değişken katsayı tahminleri önemli ölçüde artış
göstermektedir. Bir standart sapmalik artışın kredi dolarizasyonuna
etkisi firma doğal koruması için yüzde 2 puana ulaşırken, banka YP
yükümlülüklerindeki benzer bir artışın etkisi yaklaşık yüzde 3 puan
olarak
gerçekleşmiştir. Yukarıdaki
bulguları destekleyici
olarak,
mevduat dışı YP yükümlülüklerdeki bir standart sapmalık artışın kredi
dolarizasyonuna etkisi yüzde 3,2 puan iken, YP mevduatlardaki benzer
bir artışın etkisi yüzde 1,4 puan olarak tahmin edilmiştir.
Gözlenemeyen faktörlerin banka ve firma davranışlarını
etkileyerek içsellik oluşturmasına karşı bulguların sağlamlığı farklı
spesifikasyonlarla test edilmiştir. Dönemsel olarak gerek firmaları ve
gerekse bankaları aynı şekilde etkileyen (ör. belirsizlik, para politikası ve
finansal şartlardaki sıkılaşma/genişleme gibi) makro trendler, zaman
sabit deişkenleri ile tüm spesifikasyonlarda halihazırda kontrol edilmiştir.
Bunun
yanında,
değişkenlerinin
firma
etkileşimi
kukla
değişkenleri
kullanılarak,
firma
ile
zaman
tarafını
sabit
etkileyen
gözlenebilir veya gözlenemez tüm faktörler kotrol edilmiştir. Böyle
detaylı bir spesifikasyonda dahi banka bağımsız değişkenlerinin
katsayı tahminlerinde önemli bir farklılaşma kaydedilmemiştir. Benzer
bir yaklaşım ile banka tarafı ana finansör bankanın kukla değişkeni ile
1Sektörel
kısıtlama ana finansman konusu üzerinden yapılmıştır.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
81
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
zaman sabit değişkenlerinin etkileşimi üzerinden kontrol edilmiştir. Bu
spesifikasyonda da firma tarafı katsayı tahminleri büyük oranda aynı
kalmıştır. Son olarak tahminler dinamik etkilerden arındırmak amaçlı
(aylık olan banka değişkenleri yerine) çeyreklik ve yıllık bazda
tekrarlanmıştır. Sonuçlar büyük ölçüde benzer gerçekleşmiştir.
IV.3.5
Bu
Sonuçlar ve Değerlendirme
çalışmada
dolarizasyonu
firma
üzerindeki
ve
etkisi
banka
davranışlarının
incelenmiştir.
kredi
Bankalar
YP
yükümlülüklerini varlıklarıyla eşleştirerek kur riskine maruziyetlerini
azaltma
eğilimindeyken
firmalar
doğal
koruma
pozisyonlarını
kullanarak düşük maliyetli ve uzun vadeli YP kredilere yönelme
eğilimindedir. Yapılan analizde banka ve firmaların bu eğilimlerinin
kredi dolarizasyonunu önemli oranda beslediği sonucuna ulaşılmıştır.
Eğilimler
karşılaştırıldığında
davranışlarının
kredi
bankaların
varlık-yükümlülük
dolarizasyonunu
daha
güçlü
eşleme
beslediği
görülmektedir. Bankaların çekirdek yükümlülüklerini oluşturan YP
mevduatların kredi dolarizasyonuna etkisi diğer yurt dışı kaynaklı
(ihraçlar, sendikasyon ve seküritizasyon gibi) YP fonlara nispeten daha
sınırlı olduğu görülmektedir.
Kaynakça
Alp,
Bengü
ve
Yalçın,
C
(2015).
Türkiye’de
Şirketlerin
Borç
Dolarizasyonu ve Büyüme Performansı. Ç. Tebliği, TCMB 15/01.
Barajas, Adolfo; Restrepo, Sergio; Steiner, Roberto; Medellín, Juan
Camilo ve Pabón, César (2016). Balance Sheet Effects in
Colombian Non-Financial Firms.
Hake, Mariya ve Lopez-Vicente, Fernando & Molina, Luis (2014). Do
the Drivers of Loan Dollarization Differ between CESEE and
Latin
America?
A Meta-Analysis. Focus on European
Economic Integration, Oesterreichische Nationalbank .
Honohan, P (2006). Dollarization: Consequences and Policy Options,
Prepared for the Central Bank of Turkey 75th Anniversary C.
Hülagü, T ve Yalçın, C (2014). Türkiye’de Firmaların Yabancı Para
Borçluluğu ve Kur Riskine ilişkin Mikro Değerlendirmeler. TCMB
Ekonomi Notu 13/25.
Luca, Alina ve Petrova, Iva, (2008). What drives credit dollarization in
transition economies? Journal of Banking & Finance, Elsevier,
32(5), 858-869.
82
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Ozsoz, Emre; Rengifo, Erick W. ve Kutan, Ali, (2015). Foreign Currency
Lending and Banking System Stability: New Evidence from
Turkey, Central Bank Review, 15, Sayı 2.
Brown, Martin; Karolin Kirschenmann ve Steven Ongena, (2014). Bank
Funding, Securitization, and Loan Terms: Evidence from
Foreign Currency Lending. Journal of Money, Credit and
Banking, Blackwell Publishing, Sayı 46(7).
Ize, Alain ve Levy Yeyati, Eduardo, (2003). Financial dollarization,
Journal of International Economics, 59, Sayı 2, 323-347.
Hausmann, R.; U. Panizza, ve E. Stein (2001). Why Do Countries Float
the Way They Float? Journal of Development Economics,
66:2, 387-414.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
83
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
IV.4 Bireysel Kredilere Yönelik Düzenlemelerin
Etkileri
Grafik IV.4.1
Bireysel Kredi/GSYİH ve Trendden Sapması
(Yüzde)
Trendden Sapma (Sağ E.)
Bireysel Krediler/GSYİH
Trend
25
20
6
Hanehalkının basiretli borçlanma eğilimi korunarak, son
4
dönemde makroihtiyati alanda standartlar bir miktar gevşetilmiştir
2
(Grafik IV.4.1 ve IV.4.2). 27 Eylül 2016 tarihinden itibaren bireysel kredi
15
0
10
kartında genel taksit sınırı 12 aya yükseltilirken, ihtiyaç kredisinde
-2
12.16
12.15
12.14
12.13
12.12
12.11
12.10
12.09
12.08
12.07
12.06
12.05
-6
12.04
0
12.03
-4
12.02
5
azami vade 48 aya çıkarılmış, yeniden yapılandırılan ihtiyaç kredisi ve
bireysel kredi kartı borçları için 72 aya kadar vade ile yapılandırma
imkanı tanınmıştır. Konut kredisinde kredi değer oranı bir miktar yukarı
Not: HP filtre yöntemi kullanılmıştır (λ=400.000).
çekilmiştir. Ayrıca bu dönemde bireysel kredilere uygulanan genel
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
karşılık oranları indirilmiştir. Bu çalışmada, 27 Eylül 2016 tarihinden
itibaren
Grafik IV.4.2
(Milyar TL)
Varlıklar
Net Varlıklar
1.000
politikalarda
yapılan
değişiklikler
ve
bu
değişikliklerin bireysel kredilere etkileri incelenecektir.
Hanehalkı Finansal Varlık ve Yükümlülükleri
1.200
makroihtiyati
Yükümlülükler
IV.4.1
800
İhtiyaç Kredisi Vadeleri ile Bireysel Kredi Kartı
600
(BKK)
400
Düzenlemeler
200
Taksit
Sayısı
Sınırlamasına
İlişkin
0
-200
2013 yılı sonundan itibaren en fazla 36 ay vade ile kullandırılan
-400
01.17
07.16
01.16
07.15
01.15
07.14
01.14
07.13
01.13
-600
Kaynak: BDDK, MKK, TCMB, TOKİ, SPK (Son Veri: 03.17)
ihtiyaç kredisinde, vade sınırı 27 Eylül 2016 tarihinde 48 aya
çıkarılmıştır
(Tablo
IV.4.1).
Bu
tarihten
itibaren
ihtiyaç
kredisi
bakiyesinin ağırlıklı ortalama vadesinin yükselişe geçtiği görülmektedir
(Grafik IV.4.3). Düzenleme sonrası dönemde kullandırımların yaklaşık
yüzde 75’inin 36 aydan daha uzun vadeli olduğu görülmektedir.
Vadelerin uzamasında, ihtiyaç kredilerinde 72 aydan daha uzun
vadeli yapılandırma imkânının da etkili olduğu değerlendirilmektedir.
Grafik IV.4.3
İhtiyaç Kredisi ve BKK’nın Ortalama Vadesi
(Stok, Ay)
Tablo IV.4.1
35
4
30
3
25
2
27.09.2016
5
01.12
05.12
09.12
01.13
05.13
09.13
01.14
05.14
09.14
01.15
05.15
09.15
01.16
05.16
09.16
01.17
(Ay)
Yürürlük Tarihi İtibarıyla
40
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
Tüketici Kredisi Vade Sınırlaması
25.11.2015
27.09.2016
6
31.12.2013
45
BKK (Sağ E.)
Önceki
Dönem
İhtiyaç
Sınırsız
36
36
48
-Eğitim ve öğrenim ücretinin
finansmanı amacıyla kullandırılan
Sınırsız
36
Sınırsız
Sınırsız
-Konut tadilatı kapsamında konutun
bütünleyici parçası niteliğini haiz
olacak şekilde mal veya hizmet alımı
amacıyla kullandırılan
Sınırsız
36
Sınırsız
Sınırsız
Taşıt Kredileri
Sınırsız
48
48
48
Konut Kredileri
Sınırsız
Sınırsız
Sınırsız
Sınırsız
Kredi Türü
İhtiyaç Kredileri (Genel)
Kaynak: TCMB
84
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Bireysel kredi kartında (BKK) genel taksitlendirme süresi 9
aydan
12
aya
çıkarılırken,
beyaz
eşya,
mobilya
ve
eğitim
harcamalarında 12, kuyum harcamalarında 4 aylık sınır korunmuştur.
Elektronik eşya ve bilgisayar alımında ise önceki düzenlemede 9 ay
olan taksit sınırı 6 aya indirilmiştir. Havayolları, seyahat acenteleri,
taşımacılık, konaklama, sağlık harcamaları ve vergi ödemelerinde ise
9 aylık mevcut sınır korunmuştur. Telekomünikasyon, yemek, gıda,
alkol,
akaryakıt
harcamalarında
taksit
yasağı
sürerken,
yeni
düzenlemede yurt dışındaki harcamalar ile kozmetik alımları da
taksitlendirilemeyecek harcamalar olarak sınıflandırılmıştır (Tablo
IV.4.2). Cari işlemler dengesine katkı sağlayacak, tüketim ile
finansman sürelerinin uyumunu gözeten sektörel taksit sınırlamaları,
dengeli bir tüketim artışını hedeflemektedir.
Tablo IV.4.2
BKK Taksit Sınırlaması
(Ay)
Önceki
Dönem
01.02.2014
13.05.2014
22.10.2014
25.11.2015
27.09.2016
Yürürlük Tarihi İtibarıyla
Mal ve hizmet alımları ile nakit çekimler
Sınırsız
9
9
9
9
12
Somut bir mal veya hizmeti içermeyen ürün alımları
Sınırsız
9
-
-
-
-
Telekomünikasyon, yemek, gıda, akaryakıt
Sınırsız
-
-
-
-
-
Kuyum harcamaları
Sınırsız
-
-
4
4
4
Beyaz eşya, mobilya, eğitim ve öğrenim
Sınırsız
9
9
9
12
12
Elektronik eşya ve bilgisayar alımları
Sınırsız
9
9
9
9
6
Havayolları, seyahat acenteleri, taşımacılık,
konaklama, sağlık ve sosyal hizmetler, sağlık ürünü
alımları, kulüp ve derneklere yapılan ödemeler, vergi
ödemeleri
Sınırsız
9
9
9
9
9
Doğrudan pazarlama ile ilgili harcamalar, yurt dışında
yapılan harcamalar ve alkollü içecek, kozmetik, ofis
malzemesi harcamaları
Sınırsız
9
9
9
9
-
Kullanım Tipi
Kaynak: TCMB
Kredi kartı taksit üst sınırına ilişkin düzenlemenin kredi kartı ile
yapılan taksitli harcamaları genel olarak beklenen doğrultuda
Grafik IV.4.4
etkilediği gözlenmiştir. 2016 yılı Eylül ayı sonrasında kredi kartı ile
Kredi Kartı Taksit Üst Sınırı ve Taksitli Harcamaların
Sektör Değişimi (Eylül 2016-Şubat 2017 Dönemi)
yapılan
taksitli
harcamalar
taksit
sınırı
yükseltilen
ya
da
Taksitli Harcama Değişimi (Yüzde)
değiştirilmeyen sektörlerde artarken, taksit sınırı düşürülen sektörlerde
15
azalmıştır.
10
2017
yılı
Şubat
ayında
toplam
taksitli
kredi
kartı
harcamalarının yüzde 55’i, son düzenleme ile taksitlendirme üst sınırı
artırılan sektörlerden kaynaklanmıştır. Kredi kartı ile yapılan taksitli
5
0
-5
-10
harcamalarda görülen artışa mobilya, yapı malzemeleri ve sigorta
-15
Taksit Üst Sınırı Değişimi (Ay, Sağ E.)
12
9
6
3
0
-3
-6
-9
-12
sektörleri önemli düzeyde katkı sağlamıştır. Hizmet sektöründe kredi
kartı ile yapılan taksitli alışverişlerde taksit sınırı 3 ay artırılmasına karşın,
bu
sektörün
taksitli
harcama
tutarlarında
önemli
bir
artış
gözlenmemiştir. Diğer yandan taksit sayısı üst sınırı düşürülen kozmetik
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Not: Toplam kredi kartı bakiyesinin yaklaşık yüzde 80’ini bireysel kredi
kartı oluşturmaktadır. Harcama değişimi yıllıklandırılmış harcamaların
değişimini ifade etmektedir. Taksit sınırındaki pozitif (negatif) değişim
taksit üst sınırında artış (azalış) anlamına gelmektedir.
Kaynak: BKM
85
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
sektöründe taksitli harcamalar önemli düzeyde gerilemiştir (Grafik
Grafik IV.4.5
IV.4.4).
Mobilya ve Dekorasyon Sektörü Kredi Kartı Taksitli
İşlem Tutarı (Milyon TL)
Taksitli İşlem Tutarı
KDV İndirimi
2017 yılı Şubat ayı başında beyaz eşya satışlarında ÖTV'nin
350
kaldırılması, mobilya satışlarında ise KDV oranının indirilmesi kartlı
325
300
satışlara olumlu yansımıştır. Düzenleme sonrasındaki haftalarda
275
250
mobilya sektöründe kredi kartı ile yapılan taksitli harcamalarda bir
225
miktar hareketlenme gözlenmektedir (Grafik IV.4.5).
200
175
04.17
03.17
02.17
01.17
12.16
11.16
10.16
09.16
08.16
07.16
06.16
05.16
04.16
03.16
150
IV.4.2
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
Yeniden Yapılandırma İmkânı
Grafik IV.4.6
2016 yılının Eylül ayında, bu tarihten önce kullandırılan ihtiyaç
Canlı Kredilerde İzlenen Yeniden Yapılandırmış
Bireysel Krediler
Standart Nitelikli (Milyar TL)
Yakın İzleme (Milyar TL)
Standart Nitelikli (3 Aylık % Değ., Sağ E.)
Yakın İzleme (3 Aylık % Değ., Sağ E.)
20
16
12
12
İhtiyaç Kredisi ve Bireysel Kredi Kartı Borçlarında
kredisi
ve
BKK
borçlarının
azami
72
yapılandırılmasına imkân tanınmıştır.
48
ay
vade
ile
yeniden
2016 yılının son çeyreğinde
bireysel kredilerde yapılandırmaların arttığı gözlenmiştir. Artışın büyük
38
ölçüde standart nitelikli kredilerden kaynaklanması, yapılandırmaların
28
ödeme sorunlarından ziyade, borç servisinin rahatlatılmasına yönelik
18
vade uzatımı amaçlı olduğuna işaret etmektedir (Grafik IV.4.6).
12
8
8
8
8
4
5
5
5
5
06.16
09.16
12.16
03.17
-2
0
Yeniden
-12
Not: Bireysel kredilerin yüzde 97’sini temsil eden 14 banka verisidir.
Kaynak: Bağımsız Denetim Raporları
yapılandırmaların
ihtiyaç
kredisi
stok
bakiyesi
üzerinde bir yansımasının olması beklenmemesine karşın, akım
kullandırımlarda önemli bir etkisi olmuştur. Finansal koşulların ılımlı
seyretmesinin de katkısı ile ihtiyaç kredisi kullandırımları 2016 yılının son
çeyreğinde belirgin bir canlanma göstermiştir (Grafik IV.4.7).
Grafik IV.4.7
İhtiyaç Kredisi Kullandırımları ve Faiz Oranları
(4 Haftalık Ort., Akım, Milyar TL, Yüzde)
IV.4.3
Tutar (Milyar TL)
Faiz Oranı (Yüzde, Sağ E.)
4,5
04.17
12.16
08.16
04.16
10
12.15
11
0,0
08.15
0,5
04.15
12
12.14
13
1,0
08.14
1,5
04.14
14
12.13
15
2,0
08.13
16
2,5
04.13
3,0
12.12
17
08.12
18
3,5
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
Yükseltilmesi
19
4,0
Konut Kredisi Kredi Değer Oranı Azami Sınırının
Kredi tutarının, teminat olarak alınan konutun değerine
oranının (KDO) üst sınırı yüzde 75’ten yüzde 80’e çıkarılarak, konut
alımında krediyle finansman imkânı genişletilmiştir. Fiilen uygulanan
ortalama KDO’nun 2010 yılında getirilen yüzde 75 düzeyindeki üst
sınırın oldukça altında, yüzde 55-60 seviyelerinde gerçekleşmesi, üst
sınırdaki
değişikliğin
sektörün
geneli
üzerindeki
etkisinin
sınırlı
kalabileceğine işaret etmektedir. Ancak konut finansmanına yönelik
kredi
talebinin
homojen
olduğunu
varsaymak
da
gerçekçi
olmayacaktır. Bazı müşteriler yüksek oranda peşin ödeme yaparken,
bazı müşteriler yasal üst sınır seviyesinde kredi kullanmayı tercih
edebilmekte ya da buna ihtiyaç duyabilmektedir. Dolayısıyla, diğer
86
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Grafik IV.4.8
Konut Kredisi Kredi / Değer Oranı Gelişimi
(Yüzde)
koşullar sabitken, KDO üst sınırının bir miktar yükseltilmesinin, kredili
finansman eğilimi olarak değerlendirilebilecek fiili KDO’yu sınırlı da
Fiili Kredi / Değer Oranı
Azami Kredi / Değer Oranı
Maliyetli Kredi Faiz Oranı (Sağ E.)
84
olsa artıracağı öngörülebilir. Nitekim yeni düzenlemenin yürürlükte
79
olduğu son dönemde, bu oranda istikrarlı bir artış izlenmiştir. Bu
74
dönemde kayda değer ölçüde gerileyen faiz oranlarının da fiili KDO
69
artışında belirleyici bir rol oynayarak, düzenlemenin etkisini artırdığı
64
söylenebilir (Grafik IV.4.8).
59
14
12
10
8
6
4
2
başlayan, ardından sektörün geneline ve bankalara yayılan konut
etkili
olmuştur
(Grafik
04.17
01.17
10.16
07.16
04.16
01.16
10.15
Konut Satışlarının Yıllık Değişimine Katkılar
(Yüzde)
konut piyasası açısından 2016 yılının ikinci yarısının yılın ilk yarısına göre
izlemesinde
07.15
Grafik IV.4.9
kredisi faiz indirimleri ile Eylül ayında konut satışlarında KDV indirimi,
seyir
04.15
Kaynak: TCMB
2016 yılı Ağustos ayında bazı büyük gayrimenkul şirketleri ile
bir
01.15
10.14
07.14
04.14
0
01.14
54
olumlu
16
İkinci El Satış
İlk Satış
Toplam Değişim
Maliyetli Faiz Oranı (Sağ E.)
55
IV.4.9).
Kampanyalar kredili konut satın alımını daha cazip hale getirerek,
16
15
35
konut piyasasını talep kanalı üzerinden desteklemiş, konut satışları
14
15
özellikle ipotekli satışların katkısı ile 2016 yılı ilk yarısının oldukça
13
-5
üzerinde bir performans sergilemiştir. Konut kredisi faizlerinin 2016
kredisi
01.17
10.16
07.16
04.16
kullandırımlarının artmasını sağlamıştır.
01.16
11
10.15
-25
07.15
konut
04.15
bankaların
01.15
seyri
10.14
ılımlı
07.14
yarısındaki
04.14
ikinci
01.14
yılının
12
Kaynak: TCMB (Son Veri: 03.17)
IV.4.4
Genel Karşılık Oranlarının İndirilmesi
Grafik IV.4.10
Konut
dışındaki
tüketici
kredileri
için
bankaların
Konut Kredisi Kullandırımları ve Faiz Oranları
(4 Haftalık Ortalama, Akım)
kredi
Tutar (Milyar TL)
kompozisyonları ile bireysel kredi TGA oranına bağlı olarak 4 kat
genel
karşılık
ayrılması
uygulaması,
2016
yılı
Eylül
Faiz Oranı (Yüzde, Sağ E.)
2,5
15
ayında
14
2,0
sonlandırılmıştır. Genel karşılık oranı, bankaların kredi kompozisyonu
13
1,5
12
için yüzde 1, yakın izlemedeki tüketici kredileri için yüzde 2
1,0
11
seviyesinde
karşılıkların
0,5
düşürülmesine karşın, uygulamada bankaların ihtiyatlı karşılık politikası
0,0
ve TGA oranlarından bağımsız olarak standart nitelikli tüketici kredileri
9
04.17
12.16
08.16
04.16
12.15
08.15
04.15
12.14
08.14
04.14
izlemeye devam ettikleri gözlenmektedir.
12.13
8
08.13
Genel
04.13
IV.4.3).
12.12
(Tablo
08.12
belirlenmiştir
10
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
Tablo IV.4.3
Tüketici Kredileri için Genel Karşılık Oranları
(Yüzde)
Tüketici Kredileri
27 Eylül 2016
öncesi
Taşıt ve Konut Dışındaki Tüketici Kredileri*
Standart Nitelikli
Yakın İzlemede
Standart Nitelikli
Yakın İzlemede
Yapılandırılmamış
1
2
4
8
Yapılandırılmış
5
10
5
10
27 Eylül 2016 ve sonrası
1
2
1
2
01 Ocak 2018 sonrası
(TFRS 9'a Geçmeyen Bankalar)
1,5
3
1,5
3
*Konut dışındaki tüketici kredilerinin kredi içindeki payı yüzde 25'i aşan ya da bu kredilerin TGA oranı yüzde 8'i aşan bankaların bu kredileri için geçerli oran.
Kaynak: TCMB
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
87
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
Grafik IV.4.11
Konut ve İhtiyaç Kredi Gelişimi
(Endekslenmiş, Eylül 2016=100)
Konut
İhtiyaç
Sonuç ve Değerlendirme
2016
yılının
son
çeyreğinden
itibaren
makroihtiyati
düzenlemeleri de içeren kapsamlı adımlar, ekonomik büyümeyi
27.09.2016
desteklemiş, bankaların aktif kalitesi görünümüne olumlu katkı
sağlamıştır. 2016 yılı Eylül ayı sonrasında bireysel kredi büyüme eğilimi
110
konut ve ihtiyaç kredisi kaynaklı olarak güçlenmiştir (Grafik IV.4.11).
105
İhtiyaç kredisi ve BKK’ya yönelik vade düzenlemelerinin, kredi
100
müşterilerine borç vadelerini uzatarak borç servisini rahatlabilme
95
imkânı tanıdığı değerlendirilmektedir. Diğer yandan, konut kredisi
90
faizlerinin ılımlı seyri ve KDO üst sınırının artırılması konut alımında kredili
-31
-28
-25
-22
-19
-16
-13
-10
-7
-4
-1
2
5
8
11
14
17
20
23
26
29
115
Hafta
Kaynak: TCMB (Son Veri: 28.04.17)
88
IV.4.5
finansman eğilimini artırmıştır. Bu gelişmelerin katkısı ile konut kredileri,
bireysel kredi büyüme eğiliminde temel belirleyicilerden biri olmuştur.
Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
IV.5
Banka Bazlı Faktörlerin Aktarım
Mekanizması Üzerindeki Etkileri
Özet
Bu özel konuda, para politikası faizinin ticari kredi faizlerine
geçişkenliğinin
bankalar
arasında
ne
derece
farklılaştığı
çalışılmaktadır. Kredi faizlerini etkileyen firma özellikleri ve talep yönlü
faktörler kontrol edilerek, arz yönlü etkiye odaklanılmıştır. Sonuçlar,
gelişmiş ülkelere dair literatürle uyumlu olarak, sermaye rasyosu
yüksek
veya
görece
likit
bankaların
faiz
artışını
daha
sınırlı
yansıttıklarını göstermektedir. Ek olarak, çekirdek dışı yabancı para
yükümlülükleri görece yüksek bankaların faiz artışını daha sınırlı
yansıttıkları görülmektedir. Bu çerçevede, küresel likidite çevrimlerinin
faiz aktarımı üzerindeki olası etkilerine ışık tutulmuştur.
IV.5.1
Giriş
Para politikası faizleri, gösterge niteliği ile bankaların fon
maliyetlerini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyerek ticari kredi
faizleri üzerinde etkili olabilmektedir. Bu etki, dolaylı olarak toplam
talep, ekonomik aktivite veya enflasyon gibi makroekonomik
büyüklüklere yansımaktadır. Bu bağlamda, gerek politika yapıcıları
gerekse piyasa oyuncuları açısından para politikasının kredi faizleri
üzerindeki etkisini analiz etmek önem arz etmektedir.
Ticari kredi faizlerinin belirleyicileri tanım olarak talep (firma) ve
arz (banka) yönlüdür. Firma özellikleri (ör. firmanın büyüklüğü,
kaldıraç oranı, ipotek edilebilir sabit varlıkları, bankalar ile süregelen
kredi ilişkisi, kredi ihtiyacı, vs.) kredi faizleri üzerinde etkili olduğu gibi
banka özellikleri ve bankaların kredi arzı davranışları da önemli
olabilmektedir. Ayrıca, genel ekonomik aktivite, enflasyon gibi
makroekonomik değişkenler de kredi faizlerine yansıyabilmektedir.
Para
politikasının
firma/banka
özellikleri
ve
makroekonomik
göstergeler üzerinde etkili olduğu düşünüldüğünde, para politikası
faizlerinin kredi faizlerine “gözlemlenen” yansıma derecesi, birçok
etkiyi içerisinde barındırmaktadır. Bu açıdan, talep yönlü etkilerden
veya para politikasının dolaylı etkilerinden bağımsız olarak, para
politikası faizleri değiştiğinde, bankaların fon maliyetlerindeki değişim
sonucu kredi faizlerini nasıl değiştirdiğini tanımlamak (identification)
kolay değildir. Doğru bir tanı için iki gözlem ön plana çıkmaktadır:
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
89
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
(i)
derecede etkilememektedir. Örneğin bankalar, sermaye
Grafik IV.5.1
yapıları, likit varlık durumları veya dış kaynaklara erişim
Küresel Likidite Şartları ve Bankaların Çekirdek Dışı
Yabancı Para Yükümlülükleri
(Yıllık Yüzde Değişim, ABD Doları)
imkanlarına göre para politikası faizindeki değişimleri kredi
70
70
60
60
50
50
40
40
30
30
20
20
10
10
0
0
-10
-10
-20
-20
-30
-30
1234123412341234123412341234
2010
Politika faizlerindeki değişim, her bankayı eşit/homojen
2011
2012
2013
2014
2015
2016
Fed Bilanço Büyüklüğü (Toplam Varlıklar)
Çekirdek Dışı Yükümlülükler
müşterilerine (firmalara) farklı derecede yansıtabilirler.
(ii)
“Benzer” firmalara odaklanmak, kredi faizleri üzerindeki
talep
yönlü
etkileri
veya
para
politikasının
firmalar
üzerindeki dolaylı etkilerini ayrıştıracaktır.1 Örneğin, hipotetik
olarak, “aynı” firmaya borç veren biri sermayesi güçlü
diğeri sermayesi görece daha az güçlü ancak büyüklük,
kârlılık oranı gibi diğer birçok özelliği aynı olan iki banka ele
alalım. Para politikası sıkılaşması sonrası, bu bankalar
Kaynak: TCMB, ABD Merkez Bankası
sermayelerinin gücü derecesinde “aynı” firma için farklı
Grafik IV.5.2
Küresel Likidite Şartları ve Bankaların Çekirdek Dışı
Yabancı Para Yükümlülükleri
(Yıllık Yüzde Değişim, ABD Doları)
kredi faizleri belirleyebilir. Bu fark, banka sermayesinin faiz
geçişkenliğindeki rolüne işaret etmektedir.
70
25
Bu çalışmada, (i) ve (ii) nolu gözlemlerden yola çıkarak, para
60
20
politikası faizlerinin (TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi -AOFF-)
50
15
40
kredi faizlerine arz yönlü etkisi ve bu etkinin bankalar arasında
30
10
20
5
farklılaşıp farklılaşmadığı çalışılmıştır.2 Ayrıca, alternatif dış fon kaynağı
10
0
olarak çekirdek dışı yükümlülükler kullanılmış, Türkiye’de bankacılık
0
-5
-10
-20
-10
sisteminin çekirdek dışı yükümlülüklerinin küresel finansal koşullarla
-30
-15
uyumlu hareket ettiğinden yola çıkarak (Grafik IV.5.1 ve Grafik
1234123412341234123412341234123412341234123412341234
2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016
Çekirdek Dışı Yükümlülükler
Global Likidite (BIS Uluslararası Banka-Banka Fon
Akımları, Sağ E.)
Kaynak: TCMB, BIS
IV.5.2), küresel likidite çevrimlerinin para politikası faiz geçişkenliğine
etkisi ölçülmüştür.
2005-2016 dönemi için aylık frekansta yaptığımız çalışmada,
temel bulgular, literatürle uyumlu olarak, sermaye rasyosu yüksek
veya görece likit bankaların politika faizi artışını daha sınırlı
yansıttıklarını göstermektedir. Ek olarak, çekirdek dışı yükümlülükleri
görece yüksek bankaların politika faizi değişikliğini kredi faizlerine
daha sınırlı yansıttığı görülmektedir. Bulgular, istatistiksel olduğu kadar
ekonomik olarak da anlamlıdır: AOFF’de 100 baz puanlık bir artış
sonrası, sermayesi görece güçlü bankalar 32 baz puan, likit varlıkları
büyüklüğüne göre görece yüksek bankalar 25 baz puan, çekirdek
dışı yabancı para yükümlülükleri varlıklarına göre görece yüksek
1 Örneğin, para politikasının varlık fiyatlarını dolayısıyla firmaların ipotek gösterilebilir sabit varlıklarının
değerini etkilemesi veya döviz kuru kanalı ile firmaların üretim maliyetlerini veya kaldıraç oranlarını
etkilemesi, gibi.
2 TCMB, 2010 yılının sonlarından itibaren finansal oynaklığa vakitli tepki verebilmek amacıyla çoklu faiz
politikası çerçevesine geçmiştir. Bu çerçevenin detayları için bkz. Binici, Kara ve Özlü (2016).
90
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
bankalar ise yaklaşık 50 baz puan kredi faizlerini daha az
artırmaktadır.
Bankaların, politika faizine bilançoları nispetinde farklı tepki
verebildikleri gelişmiş ülkelere ilişkin literatürde uzun zamandır işaret
edilen bir konudur. Örneğin, Kashyap ve Stein (2000), ABD ekonomisi
için, görece az likit ve küçük bankaların para politikası faizlerindeki
değişimleri kredilerine daha güçlü yansıttıklarını göstermektedir. Daha
güçlü bir tanı (identification) kullanarak, Jimenez ve diğ. (2012) ve
Iyer ve diğ. (2014), sırasıyla İspanya ve Portekiz ekonomileri için,
bankaların, sermayelerinin gücü veya likidite durumlarına bağlı
olarak
piyasadaki
likidite
şoklarını
kredi
portföylerine
farklı
yansıtabildiklerini göstermektedir. Bu özel konuda ise, bankaların
kredi portföylerindeki firmaların özellikleri kontrol edilerek arz yönlü
etkilere odaklanılmış ve faiz geçişkenliğinde bankalararası farklılıklar
çalışılmıştır.
Bu özel konunun iktisadi birikime temel ve önemli katkısı,
küresel
likidite
çevrimlerinin
açık
ekonomilerde
politika
faizi
geçişkenliği üzerinde nasıl bir etkisi olabileceği ve bunun doğru bir
tanı altında ölçülmesidir.
Özel konu şu şekilde devam etmektedir. 2. bölümde veri seti
ve metodoloji sunulmaktadır. 3. bölüm’de sonuçlar tartışılmaktadır. 4.
bölüm’de ise genel değerlendirme sunulmaktadır.
IV.5.2
Veri Seti ve Metodoloji
Çalışmada
iki
farklı
veri
setinden
yararlanılmıştır.
TCMB
tarafından toplanan firma-banka seviyesinde kredi bilgilerini içeren
veri seti ile BDDK tarafından toplanan banka bilançosu ve gelir
tablosu verileri kullanılmıştır. Her iki veri seti de aylık frekanstadır. Firmabanka kredi bilgileri banka verileri ile eşleştirilmiştir.
Firma-banka
seviyesindeki veri seti ayrıca kredi tipine (kredinin hangi amaç için
alındığı, vadesi vs.) dair bilgiler de içermektedir. Ekonometrik
analizlerde
kredi
verisi
banka-firma-kredi
tipi
ayrımında
toplulaştırılmıştır.
Çalışmada para politikası faizlerinin kredi faizlerine etkisinin
banka sermaye, likidite ve fonlama yapısına göre nasıl farklılaştığını
incelemek için aşağıdaki model kullanılmıştır:
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
91
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
3
3
𝑖b,f,a,t = ∑ 𝛽1,𝑠 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 + ∑ 𝛽2,𝑠 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 ∗ 𝑋𝑏,𝑡−𝑠
𝑠=1
𝑠=1
+𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟+εb,f,a,t
𝑖b,f,a,t , f firmasının b bankasından a kredi tipinde t anında kullanmakta
olduğu krediye uygulanan faizi göstermektedir. 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡 , para
politikası faizi olarak alınan TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama
Faizindeki aylık değişimi göstermektedir. Bankaların kredi faizlerini
belirlerken
önceki
dönem
fonlama
maliyetlerini
göz
önünde
bulundurdukları düşünülerek politika faizinin 3 aya (1 çeyrek) kadar
gecikmeli değerleri modele eklenmiştir. 𝑋𝑏,𝑡 , b bankasının sermaye,
likidite veya fonlama yapısını gösteren değişkenleri ifade etmektedir.
Spesifik olarak, bankaların sermaye yeterlilik rasyosu (𝑆𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒), likidite
rasyosu (𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒) veya çekirdek dışı yabancı para yükümlülüklerinin
toplam
varlıklara
oranı
(Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘.)
kullanılmıştır.
Farklı
sermaye, likidite ve fonlama yapısına sahip bankaların para politikası
değişikliklerini kredi faizlerine nasıl yansıttıklarını ortaya koymak için söz
konusu değişkenlerin seviyesinin yanı sıra politika faizi ile etkileşimleri
modele eklenmiştir.
Modeldeki
𝐾𝑜𝑛𝑡𝑟𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟
değişkeni,
banka
bilanço
karakteristiklerini gösteren değişkenler, makroekonomik göstergeler,
banka-firma kredi ilişkisinin gücünü gösteren değişken ile çeşitli sabit
etkileri içermektedir. Banka kontrolleri, sermaye yeterlilik rasyosu
(𝑆𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒), toplam varlıklar, likidite rasyosu (𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒), tahsili gecikmiş
alacaklar oranı, aktif kârlılık oranı, çekirdek dışı yabancı para
yükümlülüklerin toplam varlıklara oranı (Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘.) ve son
olarak, bankanın sektörel ağırlığı (bankanın bir sektöre verilen
kredilerdeki
ağırlığı)
değişkenlerinden
oluşmaktadır.
Banka
kontrollerinin bir ay gecikmeli değerleri modele eklenmiştir. 𝑆𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒,
𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒
ve
etkileşimleri
92
Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘.
modele
değişkenlerinin
eklendiğinde
politika
söz
faizi
ile
konusu
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
değişkenin 3 aya kadar gecikmeli değeri ve politika faizi ile
etkileşimi modele eklenmiştir. 1
Tablo IV.5.1
Veri Seti ve Açıklayıcı İstatistikler
(Ocak 2005 – Aralık 2016)
Birim
Gözlem Sayısı
Ortalama
Minimum
Medyan
Maksimum
St. Sapma
Banka-Firma Seviyesinde Değişkenler
Kredi Faizi
Banka-Firma Kredi İlişkisinin Gücü
%
8190595
11,52
0,51
10,732
99,84
8,239
[0,1]
8190595
0,287
0
0,205
1
0,249
%
6332
25,996
1,618
14,428
99,952
24,035
14,965
7,915
15,053
19,677
2,395
0,267
32,188
99,699
25,009
11,030
Banka Seviyesinde Değişkenler
Sermaye Yeterlilik Rasyosu
Bin TL (Log)
Toplam Varlıklar (Log)
6332
Likidite Rasyosu
%
6332
41,566
Tahsili Gecikmiş Alacaklar Oranı
%
6031
2,138
0
0,473
363,226
Aktif Kârlılık Oranı
%
6332
1,235
-19,376
1,266
20,751
2,323
Çekirdek Dışı Yükümlülükler Oranı
%
6332
21,214
0
15,064
94,822
20,624
Kredilerde Sektörel Yoğunlaşma
%
55667
4,504
0
1,343
100
8,440
ΔAOFF (Aylık)
%
144
-0,084
-1,845
-0,015
2,567
0,579
ΔSÜE (Yıllık)
%
131
3,796
-19,998
4,354
18,199
6,997
ΔTÜFE (Yıllık)
%
144
8,259
3,986
8,169
12,065
1,637
ΔEMBIG Türkiye (Aylık)
%
144
0,004
-1,150
-0,020
2,450
0,344
Makroekonomik Değişkenler
Makroekonomik
göstergeler
olarak,
sanayi
üretim
endeksi (SÜE), tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yıılık yüzde
değişimleri ile EMBIG Türkiye endeksinin aylık yüzde değişimi
kullanılmıştır. Makroekonomik değişkenlerin, AOFF’nin modeldeki
gecikmeli yapısı ile uyumlu olarak, 3 aya kadar gecikmeli
değerleri kullanılmıştır.
Tablo IV.5.2
Tahmin Sonuçları
Bağımlı Değişken: Kredi Faizi (Yüzde Puan)
(1)
(2)
0,526***
0,992***
(0,035)
(0,039)
(3)
3
Banka-firma kredi ilişkisinin gücünü gösteren değişken
∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠
𝑠=1
olarak bir firmanın önceki 12 ay boyunca ilgili bankadan aldığı
kredinin firmanın toplam kredileri içindeki payı kullanılmıştır.
Model tahmin edilirken tüm spesifikasyonlara firma ve banka
sabit etkileri dâhil edilmiştir. Ayrıca çeşitli spesifikasyonlarda kredi
tipi ve firma-zaman sabit etkileri de eklenmiştir. Tablo IV.5.1’de
analizde kullanılan tüm değişkenlerin açıklayıcı istatistikleri
verilmiştir.
IV.5.3
Ampirik Bulgular
Temel bulgular, Tablo IV.5.2’de sunulmuştur. İlk sütunda
sınırlı bir tahmin çerçevesi kullanılmıştır. Kontrol değişkenleri
olarak, banka karakteristikleri ve banka-firma kredi ilişkisinin
gücü kullanılmıştır.2 İkinci sütunda ise, ek olarak, makroekonomik
1 Örneğin, banka sermayesinin faiz geçişkenliğine etkisinin incelendiği spesifikasyonda, yani
𝑋𝑏,𝑡 ′nin sermayesi rasyosu olduğu spesifikasyonda, kontrol değişkenleri, toplam varlıklar, likidite
rasyosu (𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒), tahsili gecikmiş alacaklar oranı, aktif kârlılık oranı, çekirdek dışı yükümlülüklerin
toplam varlıklara oranı (Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘.), ve bankanın sektörel ağırlığı (bankanın bir sektöre
verilen kredilerdeki ağırlığı) değişkenlerinin bir aylık gecikmeli ile sermaye rasyosunun 1, 2 ve 3
aylık gecikmeli değerleridir.
3
∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 ∗ Ç𝑒𝑘𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘 𝐷𝚤ş𝚤 𝑌ü𝑘.𝑡−𝑠
-0,06***
-0,079***
-0,079***
𝑠=1
(0,002)
(0,002)
(0,002)
Banka Kontrolleri
Makroekonomik Değişkenler
Makroekonomik Değişkenlerin
Çekirdek Dışı Yük. ile Etkileşimi
Banka-Firma Kredi İlişkisinin Gücü
Firma Sabit Etkisi
Banka Sabit Etkisi
Kredi Tipi Sabit Etkisi
Firma-Zaman Sabit Etkisi
Gözlem Sayısı
R2
Evet
Hayır
Evet
Evet
Evet
-
Hayır
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Hayır
8.189.665
0,428
Evet
Evet
Evet
Evet
Hayır
8.108.822
0,447
Evet
Evet
Hayır
Evet
7.828.395
0,579
-21,8
-18,8
-51,8
AOFF’de kümülatif 100 baz puan
artış sonrası:
Kredi faizindeki göreli fark (baz
puan)
(Çekirdek Dışı Yük. yüksek olan
bankalar düşük olan bankalara
göre (p75-p25))
Not: Bu tablodaki sonuçlar en küçük kareler yöntemiyle elde edilmiştir. Örneklem
2005:1-2016:12 dönemini kapsamaktadır. Tanı (identification) için en az 2 banka ile
çalışan firmalar analize dâhil edilmiştir. Tüm kontrol değişkenlerinin gecikmeli değerleri
kullanılmıştır. Sabit etkilere dair satırlarda ‘Evet’ sabit etkinin dahil edildiğini, ‘Hayır’
sabit etkinin dâhil edilmediğini, ‘-‘ ise sabit etkinin daha kapsayıcı sabit etkilerce
yansıtıldığını ifade etmektedir. Standart hatalar dayanıklıdır (robust). *** , **, * sırasıyla
%1, %5 ve %10 seviyesinde anlamlılığı göstermektedir.
2 Banka-firma kredi ilişkisinin gücü olarak, son 12 ayda bir firmanın bir bankadan aldığı toplam
kredilerin tüm bankalardan aldığı toplam kredilere oranı kullanılmıştır.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
93
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
değişkenler ve etkileşim terimleri eklenmiştir. Son sütunda ise,
Tablo IV.5.3
Tahmin Sonuçları
talep etkileri
Bağımlı Değişken: Kredi Faizi (Yüzde Puan)
(1)
(2)
0,108***
0,326***
(0,041)
(0,046)
(3)
3
∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠
𝑠=1
kullanılarak).
kontrol edilmiştir
Her
üç
(firma*zaman
spesifikasyonda
da,
sabit etkileri
çekirdek
dışı
yükümlülükleri yüksek olan (75. yüzdelik dilimde yer alan)
3
∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 ∗ 𝑆𝑒𝑟𝑚𝑎𝑦𝑒𝑡−𝑠
-0,043***
-0,055***
-0,05***
𝑠=1
(0,004)
(0,004)
(0,004)
Banka Kontrolleri
Makroekonomik Değişkenler
Makroekonomik Değişkenlerin
Sermaye ile Etkileşimi
Banka-Firma Kredi İlişkisinin
Gücü
Firma Sabit Etkisi
Banka Sabit Etkisi
Kredi Tipi Sabit Etkisi
Firma-Zaman Sabit Etkisi
Gözlem Sayısı
R2
Evet
Hayır
Evet
Evet
Evet
-
Hayır
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Hayır
8.189.665
0,427
Evet
Evet
Evet
Hayır
8.108.822
0,446
Evet
Hayır
Evet
7.828.395
0,579
bankaların düşük olan (25. yüzdelik dilimde yer alan) bankalara
göre kredi faizlerini daha az artırdıkları görülmektedir. En genel
AOFF’de kümülatif 100 baz
puan artış sonrası:
spesifikasyon olan 3. sütunda yer alan sonuçlar, AOFF’deki 100
baz puanlık bir artış sonrası, çekirdek dışı yükümlülükleri yüksek
olan bankaların kredi faizlerini yaklaşık 50 baz puan daha az
artırdıklarını göstermektedir.
Literatürle uyumlu olarak, sermayesi güçlü veya görece
likit
bankaların
parasal
sıkılaşmayı
kredi
faizlerine
sınırlı
yansıttıkları görülmektedir (Tablo IV.5.3 ve Tablo IV.5.4). Tablo
Kredi faizindeki göreli fark (baz
puan)
(Sermaye yeterlilik rasyosu
yüksek olan bankalar düşük
olan bankalara göre (p75-p25))
-24,1
-24,8
-32,2
IV.5.3’de en genel spesifikasyon olan üçüncü sütundaki
sonuçlara göre, sermayesi görece yüksek bankalar (75. yüzdelik
Not: Bu tablodaki sonuçlar en küçük kareler yöntemiyle elde edilmiştir. Örneklem
2005:1-2016:12 dönemini kapsamaktadır. Tanı (identification) için en az 2 banka ile
çalışan firmalar analize dahil edilmiştir. Tüm kontrol değişkenlerinin gecikmeli
değerleri kullanılmıştır. Sabit etkilere dair satırlarda ‘Evet’ sabit etkinin dahil edildiğini.
‘Hayır’ sabit etkinin dahil edilmediğini, ‘-‘ ise sabit etkinin daha kapsayıcı sabit
etkilerce yansıtıldığını ifade etmektedir. Standart hatalar dayanıklıdır (robust). *** .
**. * sırasıyla %1. %5 ve %10 seviyesinde anlamlılığı göstermektedir.
dilimde yer alan bankalar 25. yüzdelik dilimde yer alan
bankalara göre), AOFF’de 100 baz puanlık bir artış sonrası, kredi
faizlerini 32 baz puan daha az artırmaktadırlar. Benzer şekilde,
likidite oranı görece güçlü bankalar, kredi faizlerini 25 baz puan
daha az artırabilmektedir (Tablo IV.5.4).
Tablo IV.5.4
Tahmin Sonuçları
Bağımlı Değişken: Kredi Faizi (Yüzde Puan)
(1)
(2)
(3)
0,051***
0,591***
(0,048)
(0,055)
-0,017***
-0,032***
-0,022***
𝑠=1
(0,002)
(0,002)
(0,002)
Banka Kontrolleri
Makroekonomik Değişkenler
Makroekonomik Değişkenlerin
Likidite ile Etkileşimi
Banka-Firma Kredi İlişkisinin
Gücü
Firma Sabit Etkisi
Banka Sabit Etkisi
Kredi Tipi Sabit Etkisi
Firma-Zaman Sabit Etkisi
Gözlem Sayısı
R2
Evet
Hayır
Evet
Evet
Evet
-
Hayır
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Hayır
8.189.665
0,427
Evet
Evet
Evet
Hayır
8.108.822
0,446
Evet
Hayır
Evet
7.828.395
0,579
IV.5.4
Sonuç ve Değerlendirme
3
∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠
𝑠=1
Bu çalışmada, 2005-2016 dönemi için para politikası
3
∑ 𝛥𝐴𝑂𝐹𝐹𝑡−𝑠 ∗ 𝐿𝑖𝑘𝑖𝑑𝑖𝑡𝑒𝑡−𝑠
ayrıştırılırken doğru bir tanı yapılabilmesi için bankalararası
farklılıklara odaklanılmıştır. Ayrıca, küresel likidite çevrimlerinin
para politikası faiz geçişkenliğine etkisi ölçülmüştür. Sonuçlar,
literatürle uyumlu olarak iç veya dış kaynaklara erişimi görece
yüksek (sermayesi, likiditesi veya çekirdek dışı yükümlülükleri
yüksek) olan bankaların para politikası faizlerindeki artışı daha
sınırlı yansıttıklarını göstermektedir.
AOFF’de kümülatif 100 baz
puan artış sonrası:
Kredi faizindeki göreli fark (baz
puan)
(LIkidite rasyosu yüksek olan
bankalar düşük olan bankalara
göre (p75-p25))
faizlerinin kredi faizlerine arz yönlü etkisi çalışılmıştır. Bu etki
-17,7
-16,7
-25,1
Not: Bu tablodaki sonuçlar en küçük kareler yöntemiyle elde edilmiştir. Örneklem
2005:1-2016:12 dönemini kapsamaktadır. Tanı (identification) için en az 2 banka ile
çalışan firmalar analize dahil edilmiştir. Tüm kontrol değişkenlerinin gecikmeli
değerleri kullanılmıştır. Sabit etkilere dair satırlarda ‘Evet’ sabit etkinin dahil edildiğini,
‘Hayır’ sabit etkinin dahil edilmediğini, ‘-‘ ise sabit etkinin daha kapsayıcı sabit
etkilerce yansıtıldığını ifade etmektedir. Standart hatalar dayanıklıdır (robust). *** ,
**, * sırasıyla %1, %5 ve %10 seviyesinde anlamlılığı göstermektedir.
Not etmek gerekir ki, analizde para politikası faizlerindeki
‘beklenmedik/sürpriz’ değişimlerin kullanılması daha zengin bir
perspektif
sunacaktır.
kontrollerin
gecikmeli
Bununla
değerleri
birlikte,
ve
makroekonomik
banka
özellikleri
ile
etkileşimlerinin ampirik modele dâhil edildiğinden hareketle,
mevcut sonuçların dayanıklı olduğu değerlendirilmektedir. Ek
olarak, para politikası faizlerindeki değişimin kredi büyüklüklerine
etkisi ve bankalar arasında bu etkinin nasıl farklılaştığı ve son
94
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiyr
dönemde uygulanan destekleyici mali-finansal politikaların
para
politikasının
kredi
miktarına
veya
kredi
faizlerine
geçişkenliğine etkisi ileri çalışmalara bırakılmıştır.
Kaynakça
Binici, M., Kara, H., ve P. Özlü (2016). Faiz Koridoru ve Banka
Faizleri: Parasal
Aktarım Mekanizmasına Dair Bazı
Bulgular. TCMB Çalışma Tebliği No. 16/08.
Iyer, R., J.-L. Peydro, S. da Rocha-Lopes, ve A. Schoar (2014).
Interbank Liquidity Crunch and the Firm Credit Crunch:
Evidence from the 2007-2009 Crisis. Review of Financial
Studies 27, 347–372.
Jimenez, G., S. Ongena, J. Peydro, ve J. Saurina (2014). Credit
supply and monetary policy: Identifying the bank
balance-sheet
channel
with
loan
applications.
American Economic Review 102, 2301–2326.
Kashyap, A. K. ve J. C. Stein (2000). What do a million
observations on banks say about the transmission of
monetary policy. American Economic Review 90(3),
407–428.
Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2017
95
Ekler
Ek 1 Bireysel Kredilere ve Ticari Kredilere Yönelik Makroihtiyati
Düzenlemeler ve Yürürlük Tarihleri
Makroihtiyati
Araçlar
Düzenleme
Banka Kartları ve Kredi
Kartları Hakkında
Yönetmelik
Kredi Sınırlamaları
Bankaların Kredi
İşlemlerine İlişkin
Yönetmelik
Finansal Kiralama,
Faktoring ve Finansman
Şirketlerinin Kuruluş ve
Faaliyet Esasları Hakkında
Yönetmelik
Sermaye
Yeterliliği
Genel Karşılıklar
Bankaların Sermaye
Yeterliliğinin Ölçülmesine
ve Değerlendirmesine
İlişkin Yönetmelik
Bankalarca Kredilerin ve
Diğer Alacakların
Niteliklerinin Belirlenmesi
ve Bunlar İçin Ayrılacak
Karşılıklara İlişkin Usul ve
Esaslar Hakkında
Yönetmelik
Makroihtiyati Önlemler
(Sıkılaştırıcı)
Yürürlük
Tarihleri
Kredi kartı asgari ödeme oranlarının
artırılması
17.12.2010
01.01.2014
(kademeli
geçiş)1
Zorunlu Karşılıklar
Hakkında Tebliğ
Yürürlük
Tarihleri
Kredi kartı limitleri için kredi/gelir
sınırlaması getirilmesi
08.10.2013
Kredi kartlarının belirli durumlarda
kullanıma kapatılması
17.06.2011
08.10.2013
Kredi kartı taksitlendirme sürelerinin
sınırlandırılması
01.02.2014
13.05.2014
22.10.2014
Kredi kartı taksitlendirme sürelerinin
uzatılması
25.11.2015
27.09.2016
Taşıt kredilerinin vadesinin 48 ay, konut
ve taşıt dışındaki tüketici kredilerinin
vadesinin 36 ay ile sınırlandırılması
31.12.2013
Konut ve taşıt dışındaki tüketici
kredilerinin vadesinin 48 aya uzatılması
27.09.2016
Tüketicilere kullandırılacak konut kredileri
için kredi/değer oranı sınırlaması (%75)
getirilmesi
01.01.2011
Tüketicilere kullandırılacak konut
kredilerinde kredi/değer oranı
sınırlamasının %80'e yükseltilmesi
27.09.2016
Ticari amaçlı kullandırılacak konut
kredileri için kredi/değer oranı sınırlaması
(%50) getirilmesi
01.01.2011
Ticari amaçlı kullandırılacak konut
kredileri için kredi/değer oranı
sınırlamasının kaldırılması
04.04.2013
Taşıt kredileri için kredi/değer oranı
sınırlaması (50 bin TL'ye kadar olan kısım
için %70, kalan kısım için %50) getirilmesi
01.02.2014
Tüketici kredileri ve kredi kartları için risk
ağırlıklarının artırılması
22.03.2008
18.06.2011
08.10.2013
Tüketici kredileri ve kredi kartları için risk
ağırlıklarının düşürülmesi (Basel'e uyum
kapsamında yapıldı)
01.07.2012
31.03.2016
Konut dışındaki tüketici kredileri için
artırımlı genel karşılık uygulaması
getirilmesi2
18.06.2011
08.10.2013
24.12.20133
Konut dışındaki tüketici kredileri için
artırımlı genel karşılık uygulamasının
kaldırılması
27.09.2016
Birinci grupta izlenen kredilerden, ihracat
kredileri4 için genel karşılık oranının
sıfırlanması, KOBİ kredileri için yarıya
düşürülmesi
08.10.2013
Birinci grupta izlenen kredilerden, KOBİ
kredileri ve büyük ölçekli kamu
ihalelelerinin finansmanında kullanılmak
üzere oluşturulan sendikasyon kredileri
için genel karşılık oranının sıfırlanması,
ticari krediler için yarıya düşürülmesi
14.12.2016
İkinci grupta izlenen kredilerden, ticari
krediler, KOBİ kredileri ve ihracat kredileri
için genel karşılık oranlarının yarıya
düşürülmesi
14.12.2016
Finansal Kiralama,
Faktoring ve Finansman
Şirketlerinin Muhasebe
Uygulamaları ile Finansal
Tabloları Hakkında
Yönetmelik
Zorunlu Karşılıklar
Makroihtiyati Önlemler
(Gevşetici)
Finansman şirketlerinin zorunlu karşılığa
tabi tutulması
06.12.2013
1
Kredi kartları için asgari ödeme oranları, 2010 yılı sonundan 2013 yılı sonuna kadar 6 ayda bir, 2014 yılı başında ve 2015 yılı başında kademeli olarak artırılmıştır. Asgari ödeme
oranlarına ilişkin kademeli geçiş takvimine Finansal İstikrar Raporu Kasım 2014 Sayı:19'un 52. sayfasında yer verilmiştir.
2
Söz konusu uygulama Finansal istikrar Raporu Kasım 2014 Sayı:19'un 57 ve 58. sayfalarında detaylı olarak anlatılmıştır.
3
Finansman şirketlerine yönelik düzenlemenin yürürlük tarihidir.
4
İhracat kredisi sayılan işlemler 14.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile açıklığa kavuşturulmuş olup, transit ticarete, ihracat sayılan satış ve teslimlere ve döviz
kazandırıcı hizmet ve faaliyetlere yönelik olarak kullandırılan krediler bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Grafik, Tablo ve Şemalar
Genel Değerlendirme
Grafik 1
Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelen Haftalık Fon Akımları ................................................................. i
Grafik 2
Döviz Kuru Endeksleri ............................................................................................................................. i
Grafik 3
Yıllık Kredi Büyümesi................................................................................................................................ ii
Grafik 4
Faiz Gelişmeleri ve Düzenlemeler ........................................................................................................ ii
Grafik 5
Mevduat Dışı Kaynakların Yabancı Kaynaklara Oranı ...................................................................... iii
Grafik 6
Kredi/Mevduat Oranı ............................................................................................................................ iii
Grafik 7
Tahsili Gecikmiş Alacak Oranları .......................................................................................................... iv
Grafik 8
Firma Kredileri Tahsili Gecikmiş Alacak Oranları ................................................................................. iv
Grafik 9
Aktif ve Özkaynak Kârlılıkları Gelişimi ................................................................................................... iv
Grafik 10
Kredi Mevduat Faiz Farkının Gelişimi .................................................................................................... iv
Grafik 11
Standart ve Çekirdek SYR Gelişimi ...................................................................................................... v
Grafik 12
Özkaynak Gelişimi .................................................................................................................................. v
I.Makroekonomik Görünüm
I.1. Uluslararası Gelişmeler
Grafik I.1.1
İktisadi Politika Belirsizliği Endeksleri ...................................................................................................... 2
Grafik I.1.2
FOMC Üyelerinin Medyan Politika Faizi Tahminleri ve Piyasa Beklentileri ...................................... 2
Grafik I.1.3
Borsa Endeksleri ..................................................................................................................................... 2
Grafik I.1.4
ABD, Almanya ve Japonya 10 Yıllık Hazine Tahvil Getirileri ............................................................. 2
Grafik I.1.5
Gelişmekte Olan Ülkelerde 10 Yıllık Hazine Tahvil Getirileri .............................................................. 2
Grafik I.1.6
Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelen Haftalık Fon Akımları ................................................................. 3
Grafik I.1.7
Gelişmekte Olan Ülkelerde CDS Primleri ............................................................................................. 3
Grafik I.1.8
Döviz Kuru Endeksleri ............................................................................................................................. 3
Grafik I.1.9
Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Büyüme Oranları ................................................................ 4
Grafik I.1.10
İmalat Sanayi PMI Endeksleri ................................................................................................................ 4
Grafik I.1.11
Emtia Fiyatları .......................................................................................................................................... 4
Grafik I.1.I.1
ABD Dış Ticaret Açığında Ülkelerin Dağılımı ....................................................................................... 6
Tablo I.1.I.1
Türkiye’nin ABD’ye İhracatı ................................................................................................................... 6
Grafik I.1.I.2
ABD Tarafından Uygulanan Ağırlıklı Ortalama Efektif Tarife Oranları ............................................. 7
Tablo I.1.II.1
Değer Düşüklüğünün Şartları ve Aşamaları ........................................................................................ 9
Tablo I.1.II.2
Örnek: Beklenen Kredi Zararı Hesaplaması ......................................................................................... 10
Grafik I.1.II.1
TFRS 9 Uygulayan Bankalarda Karşılıklar ............................................................................................. 11
Grafik I.1.II.2
TFRS 9 Uygulamayan Bankalarda Karşılıklar........................................................................................ 11
I.2. Yurt İçi Gelişmeler
Grafik I.2.1
Harcama Yönünden Büyümeye Katkılar ............................................................................................ 12
Grafik I.2.2
Sanayi Üretim Endeksi ............................................................................................................................ 12
Grafik I.2.3
İşgücü ...................................................................................................................................................... 12
Grafik I.2.4
Fiyat Endeksleri ....................................................................................................................................... 13
Grafik I.2.6
Cari Açık .................................................................................................................................................. 13
Grafik I.2.7
Cari Açığın Finansman Kalemleri ......................................................................................................... 13
Grafik I.2.8
Kısa Vadeli Dış Borç Stoku ve TCMB Brüt Rezervleri ............................................................................ 14
Grafik I.2.9
Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi .......................................................................................................... 14
Grafik I.2.10
Kur Sepeti ve CDS .................................................................................................................................. 14
Grafik I.2.11
Faiz Gelişmeleri ....................................................................................................................................... 14
II. Finans Dışı Kesim
II.1. Hanehalkı Gelişmeleri
Grafik II.1.1
Hanehalkı Finansal Varlık ve Yükümlülük Büyüme Oranları ve Finansal Kaldıraç Oranı ............... 17
Grafik II.1.2
Hanehalkı Kredi ve Mevduat Büyümesi .............................................................................................. 17
Grafik II.1.3
Tüketici Kredileri ve Tasarruf Mevduatı Faiz Gelişmeleri .................................................................... 17
Tablo II.1.1
Hanehalkı Finansal Varlıkları ................................................................................................................ 17
Grafik II.1.4
Yurt içi Yerleşik Hanehalkının TL ve YP Tasarruf Mevduatı Tercihi .................................................... 18
Grafik II.1.5
Hanehalkı Tutar Kırılımlarına Göre Mevduat Gelişmesi ..................................................................... 18
Grafik II.1.6
Bankacılık Sistemi Hanehalkı Altın Portföyü ve Altın Fiyatları ............................................................ 18
Grafik II.1.7
Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi ...................................................................................................... 19
Grafik II.1.8
Bireysel Emeklilik Sistemine Otomatik Katılım ...................................................................................... 19
Grafik II.1.9
BİST Tüm Endeks ve Hanehalkı Hisse Senedi Portföyü ....................................................................... 19
Tablo II.1.2
Hanehalkı Finansal Yükümlülükleri ...................................................................................................... 20
Grafik II.1.10
Finansman Şirketleri Tarafından Sağlanan Tüketici Kredilerinin Türlere Göre Gelişimi .................. 20
Grafik II.1.11
Bireysel Kredilerin Ortalama Vade Gelişimi ........................................................................................ 21
Grafik II.1.12
Konut Satış Değişimine Katkılar ve Konut Kredisi Aylık Maliyetli Faiz Oranı .................................... 21
Grafik II.1.13
Bireysel Kredi Kartı Bakiyesinin Gelişimi ................................................................................................ 21
Grafik II.1.I.1
TL için Altın Tesis İmkânı ve Kullanımı ................................................................................................... 23
Grafik II.1.I.2
Kıymetli Madenler İçin Altın Tesis İmkânı ve Kullanım ....................................................................... 23
Grafik II.1.I.3
TL için Hurda Altın Tesis İmkânı ve Kullanımı ....................................................................................... 23
II.2. Reel Sektör Gelişmeleri
Grafik II.2.1
Sanayi Üretimi ve Yatırım Eğilimi ........................................................................................................... 24
Grafik II.2.2
Reel Sektör Güven Endeksleri ............................................................................................................... 24
Grafik II.2.3
Otomobil ve Beyaz Eşya Üretim Hacmi Yıllık Büyümesi ve Mevsimsellikten Arındırılmış
İhracat Miktar Endeksi ........................................................................................................................... 24
Grafik II.2.4
Reel Sektör Finansal Borçlarının GSYİH içindeki Payı ve YP Kredilerin Yıllık Büyümesi ................... 25
Grafik II.2.5
Reel Sektör Kredi / GSYİH Oranı Uluslararası Karşılaştırması ............................................................. 25
Grafik II.2.6
Ana Sektörlerin Kredi Borcunun Sektörlerin Ürettiği Katma Değer ve
Toplam Kredi Hacmindeki Payı ............................................................................................................ 25
Grafik II.2.7
Proje Finansmanı Amacıyla Kullandırılan Kredilerin Toplam Krediler İçindeki Payı ........................ 26
Grafik II.2.8
KOBİ Kredileri Gelişmeleri ...................................................................................................................... 26
Grafik II.2.9
KOBİ’lerin TL Finansman Maliyetleri ...................................................................................................... 26
Grafik II.2.10
Reel Sektörün Döviz Açık Pozisyonu ................................................................................................... 27
Grafik II.2.11
Yurt İçi YP Kredilerin ve Yurt Dışı YP Yükümlülüklerin Vade Dağılımı ................................................. 27
Grafik II.2.12
YP Kredilerin Firma Adedi Bazında Dağılımı ....................................................................................... 27
Grafik II.2.13
YP Kredilerde TGA Oranı ...................................................................................................................... 28
Grafik II.2.14
Yurt İçi Yerleşik Firmaların YP Mevduat Gelişmeleri ............................................................................ 28
Grafik II.2.15
Halka Açık Reel Sektör Firmalarının Finansal Göstergeleri ............................................................... 28
Grafik II.2.16
Firma Kârlılıkları ....................................................................................................................................... 29
Grafik II.2.17
Sektörel Borçluluk ve Faiz Karşılama Oranı ......................................................................................... 29
Grafik II.2.18
Sektörel YP Açık Pozisyon / Aktif Oranı ................................................................................................ 30
Grafik II.2.19
Döviz Pozisyonu ve İhracat Gelirleri Dağılımı ...................................................................................... 30
Grafik II.2.I.1
Reeskont Kredisi Verileri ......................................................................................................................... 32
Grafik II.2.I.2
TCMB Rezervlerine Katkı ........................................................................................................................ 32
III. Finansal Kesim
III.1. Kredi Gelişmeleri ve Kredi Riski
Grafik III.1.1
Yıllık Kredi Büyümesi ............................................................................................................................... 35
Grafik III.1.2
Kredi/GSYİH Oranı .................................................................................................................................. 35
Grafik III.1.3
Yıllık Stok Kredi Değişiminin GSYİH'ye Oranı ........................................................................................ 35
Grafik III.1.4
Kredi/GSYİH Oranı Uluslararası Karşılaştırması .................................................................................... 36
Grafik III.1.5
Firma Ölçeğine Göre TL Firma Kredileri Yıllık Büyüme Oranları ........................................................ 36
Grafik III.1.6
Firma Ölçeğine Göre YP Firma Kredileri Yıllık Büyüme Oranları ....................................................... 36
Grafik III.1.7
Firma Kredileri Faiz Oranları ve Farkları ................................................................................................ 37
Grafik III.1.8
Firma Kredi Arzına Etki Eden Faktörler .................................................................................................. 37
Grafik III.1.9
Bireysel Kredi Yıllık Büyüme Oranları ..................................................................................................... 38
Grafik III.1.10
Bireysel Kredi Faiz Oranları .................................................................................................................... 38
Grafik III.1.11
İhtiyaç Kredisi Haftalık Büyüme Oranları ............................................................................................. 38
Grafik III.1.12
İhtiyaç Kredilerinin Vadelere Dağılımı ................................................................................................. 39
Grafik III.1.13
Kredi Standartları ve Ekonomik Görünüm ........................................................................................... 39
Grafik III.1.14
TGA Oranları ........................................................................................................................................... 39
Grafik III.1.15
TGA Bakiyesini Etkileyen Faktörler, Aylık TGA Büyümesi ve Bileşenlerin Katkıları ............................ 40
Grafik III.1.16
Firma TGA Oranları ................................................................................................................................. 40
Grafik III.1.17
TGA Oranı ve Değişiminin Uluslararası Karşılaştırması ...................................................................... 40
Tablo III.1.1
Sektörel TGA Oranları ............................................................................................................................ 41
Grafik III.1.18
Bireysel Kredilerde TGA Oranları........................................................................................................... 41
Grafik III.1.19
Bireysel Kredi Kartı Bakiyesi Yıllık Büyümesi .......................................................................................... 41
Grafik III.1.20
Yeni İhtiyaç Kredileri ve Kredi Anketi ................................................................................................... 42
Grafik III.1.21
BKN Kırılımında İhtiyaç Kredisi Vadeleri................................................................................................ 42
Grafik III.1.22
İhtiyaç Kredisi Yaşlandırma Eğrileri ....................................................................................................... 42
III.2. Likidite Riski
Grafik III.2.1
Yüzdelik Dilimlere Göre Bankaların Toplam Likidite Karşılama Oranları .......................................... 43
Grafik III.2.2
Yüzdelik Dilimlere Göre Bankaların YP Likidite Karşılama Oranları ................................................... 44
Grafik III.2.3
Mevduat Dışı Kaynakların Yabancı Kaynaklara Oranı ...................................................................... 44
Grafik III.2.4
Kredi/Mevduat Oranı ............................................................................................................................ 45
Grafik III.2.5
Kredi/(Mevduat+Diğer İstikrarlı Kaynaklar) Oranı .............................................................................. 45
Grafik III.2.6
Bankacılık Sektörü Yurt Dışı Borcunun Büyüme Oranı ve Miktarı ...................................................... 45
Grafik III.2.7
367 Gün Vadeli Sendikasyon Kredilerinin Maliyet Gelişimi ............................................................... 46
Grafik III.2.8
Kısa ve Orta-Uzun Vadeli Dış Borç Gelişimi ......................................................................................... 46
Grafik III.2.9
Dış Borç Yenileme Oranı ........................................................................................................................ 46
Grafik III.2.10
Toplam Dış Borç Yenileme Oranı ve Ortalama Vadesi ..................................................................... 47
Grafik III.2.11
2014 Yıl Sonuna Göre Yurt Dışı Borçlanma Türlerinin Tutar Değişimi ................................................. 47
Grafik III.2.12
YP Likit Aktiflerin Tutarı ve 1 Yıl İçinde Vadesi Dolacak YP Dış Borca Oranı..................................... 47
Grafik III.2.13
ROM Rezervleri ve Döviz Depo İmkânı ile 1 Yıl İçinde Vadesi Dolacak YP Dış Borç ...................... 48
Grafik III.2.14
Yurt Dışı YP Menkul Kıymet İhraç Gelişmeleri ...................................................................................... 48
Grafik III.2.15
Yurt İçi TL Menkul Kıymet İhraç Gelişmeleri ......................................................................................... 48
Şema III.2.I.1
Likiditeye Göre Varlık ve İstikrara Göre Yükümlülük Sıralaması ........................................................ 50
Grafik III.2.I.1
Türkiye Bankacılık Sektöründe Net İstikrarlı Fonlama Oranı ............................................................... 51
III.3. Faiz ve Kur Riski
Grafik III.3.1
TL Cinsinden Kısa Vadeli Açık Pozisyon ............................................................................................... 52
Grafik III.3.2
YP Cinsinden Kısa Vadeli Açık Pozisyon .............................................................................................. 52
Grafik III.3.3
Ekonomik Değer Yaklaşımına Göre Yeniden Fiyatlama Kanalından Faiz Riski............................... 52
Grafik III.3.4
Alım-Satım Portföyündeki Sabit Faizli Menkul Kıymetlerde Faiz Riski ................................................ 53
Grafik III.3.5
Bankacılık Sektörü Yabancı Para Pozisyon Gelişimi ........................................................................... 53
Grafik III.3.6
Bilanço Dışı YP İşlemlerin Brüt Pozisyon (Aktif + Pasif )Dağılımları ..................................................... 53
III.4. Kârlılık ve Sermaye Yeterliliği
Grafik III.4.1
Aktif ve Özkaynak Kârlılıkları Gelişimi ................................................................................................... 54
Grafik III.4.2
Standart ve Çekirdek SYR Gelişimi ....................................................................................................... 54
Grafik III.4.3
Gelir/Gider Kalemlerinin Aktif Kârlılık Oranına Etkisi .......................................................................... 54
Grafik III.4.4
Net Faiz Geliri Değişimine Katkı ............................................................................................................ 55
Grafik III.4.5
Menkul Kıymet, Türev ve Kambiyo İşlemleri ........................................................................................ 55
Grafik III.4.6
Özkaynak Değişimleri ............................................................................................................................ 55
Grafik III.4.7
Risk Bileşenleri Gelişimleri ....................................................................................................................... 56
Grafik III.4.8
Banka Gruplarına Göre SYR .................................................................................................................. 56
Grafik III.4.9
Mevcut Kârlılık Düzeyinde SYR’nin Kredi Büyümesini Destekleme Kapasitesi ................................ 56
Tablo III.4.I.1
SYR Hesaplamasında Kur Etkisi ............................................................................................................ 58
Grafik III.4.I.1
SYR Üzerindeki Etkilerin Ayrıştırılması ..................................................................................................... 58
IV. Özel Konular
Grafik IV.1.1
Borç Temin Edilen Ülke Sayısı ................................................................................................................ 61
Grafik IV.1.2
En Çok Borç Temin Edilen Ülkelerin Toplam Borçlar İçindeki Payı.................................................... 61
Grafik IV.1.3
En Çok Borç Temin Edilen Ülkelerin Toplam Borçlar İçindeki Payı.................................................... 61
Grafik IV.1.4
Yurt Dışı Borçların Bölgesel Dağılımı ..................................................................................................... 62
Grafik IV.1.5
Yurt Dışı Borçların Bölgesel Dağılımı ..................................................................................................... 62
Grafik IV.1.6
Euro Bölgesi ve ABD Bankacılık Endeksleri .......................................................................................... 62
Tablo IV.1.1
Küresel Likidite Göstergeleri .................................................................................................................. 63
Tablo IV.1.2
Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 65
Tablo IV.1.3
Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 66
Şekil IV.2.1
Reel Kesimin Finansmana Erişiminin Artırılmasına Yönelik İhtiyati Tedbirler ..................................... 68
Şekil IV.2.2
Hazine Destekli KGF Kefaletli Kredilerde Tazmin Üst Limiti ................................................................. 70
Grafik IV.2.1
Firma Kredi Büyümesi ............................................................................................................................ 72
Grafik IV.2.2
Ölçek Bazında Firma Kredi Büyümesi ................................................................................................. 72
Grafik IV.2.3
Türlerine Göre Ticari Kredi Yıllık Faiz Oranı ........................................................................................... 73
Grafik IV.2.4
Aralık 2016 – 12 Mayıs 2017 Dönemi Kredi Kullanımı ve Fonlama Yapısı ........................................ 73
Grafik IV.2.5
Mevduat Faizi ve 3 Aylık Para Takası Faizi........................................................................................... 73
Tablo IV.3.1
Bağımsız Değişkenler ............................................................................................................................. 77
Grafik IV.3.1
Ortalama İhracat Payı (Yıllık) ve Ortalama YP Kredi Payı (Aylık) ..................................................... 78
Grafik IV.3.2
2015 Aralık Ayı İtibarıyla YP Kredilerin Montan Kırılımı ....................................................................... 78
Grafik IV.3.3
Bankaların Ortalama YP Yükümlülük Payı ve Ortalama YP Kredi Payı ........................................... 79
Grafik IV.3.4
Bankaların Toplam Yükümlülüklerinde YP Fonların Payları ve Ortalama Firma YP Kredi Payı ...... 79
Tablo IV.3.2
Betimsel İstatistikler ................................................................................................................................. 79
Tablo IV.3.3
Katsayı Tahminleri, Bağımlı Değişken: YP Krediler/Toplam Krediler ................................................. 80
Grafik IV.4.1
Bireysel Kredi/GSYİH ve Trendden Sapma .......................................................................................... 84
Grafik IV.4.2
Hanehalkı Finansal Varlık ve Yükümlülükleri ....................................................................................... 84
Grafik IV.4.3
İhtiyaç Kredisi ve BKK’nın Ortalama Vadesi ...................................................................................... 84
Tablo IV.4.1
Tüketici Kredisi Vade Sınırlaması ........................................................................................................... 84
Tablo IV.4.2
BKK Taksit Sınırlaması .............................................................................................................................. 85
Grafik IV.4.4
Kredi Kartı Taksit Üst Sınırı ve Taksitli Harcamaların Sektör Değişimi ................................................. 85
Grafik IV.4.5
Mobilya ve Dekorasyon Sektörü Kredi Kartı Taksitli İşlem Tutarı ....................................................... 86
Grafik IV.4.6
Canlı Kredilerde İzlenen Yeniden Yapılandırmış Bireysel Krediler .................................................... 86
Grafik IV.4.7
İhtiyaç Kredisi Kullandırımları ve Faiz Oranları..................................................................................... 86
Grafik IV.4.8
Konut Kredisi Kredi / Değer Oranı Gelişimi .......................................................................................... 87
Grafik IV.4.9
Konut Satışlarının Yıllık Değişimine Katkılar .......................................................................................... 87
Grafik IV.4.10
Konut Kredisi Kullandırımları ve Faiz Oranları ...................................................................................... 87
Tablo IV.4.3
Tüketici Kredileri için Genel Karşılık Oranları ....................................................................................... 87
Grafik IV.4.11
Konut ve İhtiyaç Kredi Gelişimi ............................................................................................................. 88
Grafik IV.5.1
Küresel Likidite Şartları ve Bankaların Çekirdek Dışı Yabancı Para Yükümlülükleri ......................... 90
Grafik IV.5.2
Küresel Likidite Şartları ve Bankaların Çekirdek Dışı Yabancı Para Yükümlülükleri ......................... 90
Tablo IV.5.1
Veri Seti ve Açıklayıcı İstatistikler .......................................................................................................... 93
Tablo IV.5.2
Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 93
Tablo IV.5.3
Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 94
Tablo IV.5.4
Tahmin Sonuçları .................................................................................................................................... 94
Kısaltmalar
AB
Avrupa Birliği
ABD
Amerika Birleşik Devletleri
AKO
Aktif Kârlılık Oranı
BDDK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
BES
Bireysel Emeklilik Sistemi
BIS
Uluslararası Ödemeler Bankası
BİST
Borsa İstanbul
BKN
Bireysel Kredi Notu
BKK
Bireysel Kredi Kartı
CDS
Kredi Temerrüt Takası
CNY
Çin Yuanı
Ç
Çeyrek
DİBS
Devlet İç Borçlanma Senedi
DTH
Döviz Tevdiat Hesabı
DTÖ
Dünya Ticaret Örgütü
EGM
Emeklilik Gözetim Merkezi
EKK
Ekonomi Koordinasyon Kurulu
FAVÖK
Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr
FED
ABD Merkez Bankası
FKO
Faiz Karşılama Oranı
FOMC
Fed Açık Piyasa İşlemleri Komitesi
GLP
Geç Likidite Penceresi
GOÜ
Gelişmekte Olan Ülkeler
GSYİH
Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla
HO
Haftalık Ortalama
IAS
Uluslararası Muhasebe Standartları
IASB
Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu
IFRS
Uluslararası Mali Raporlama Standardı
IFS
Uluslararası Finansal İstatistikler
IMF
Uluslararası Para Fonu
İF
İskonto Faktörü
KDV
Katma Değer Vergisi
KEA
Kur Etkisinden Arındırılmış
KGF
Kredi Garanti Fonu
KK
Kredi Kartı
KKB
Kredi Kayıt Bürosu
KOBİ
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme
KOSGEB
T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı
LKO
Likidite Karşılama Oranı
MB
Merkez Bankası
MKK
Merkezi Kayıt Kuruluşu
NAFTA
Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması)
NİFO
Net İstikrarlı Fonlama Oranı
ÖTV
Özel Tüketim Vergisi
PMI
Satın Alma Yöneticileri Endeksi
RAA
Risk Ağırlıklı Aktifler
RMD
Riske Maruz Değer
ROM
Rezerv Opsiyon Mekanizması
SPK
Sermaye Piyasası Kurulu
SYR
Sermaye Yeterlilik Rasyosu
TBB
Türkiye Bankalar Birliği
THZ
Temerrüt Halinde zarar
TCMB
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
TFRS
Türkiye Finansal Raporlama Standardı
TGA
Tahsili Gecikmiş Alacaklar
TL
Türk Lirası
TOBB
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
TO
Temerrüt Olasılığı
TOKİ
Toplu Konut İdaresi
TPP
Trans-Pasifik Ortaklığı
TÜFE
Tüketici Fiyatları Endeksi
TÜİK
Türkiye İstatistik Kurumu
YP
Yabancı Para
Download