2008 Küresel Finansal Krizinin Türkiye ve Konya

advertisement
2008 KÜRESEL FİNANSAL KRİZİNİN TÜRKİYE VE KONYA EKONOMİLERİ
ÜZERİNE ETKİLERİ
Prof.Dr. Orhan Çoban*
Öğr.Gör. Gökhan AKAR**
Arş.Gör. Tuba AKAR***
Hakan KARAGÖZ****
ÖZET
Bu çalışmanın amacı 2008 yılında ABD‟de meydana gelen küresel finansal krizin
Türkiye ve Konya ekonomileri üzerine etkilerini incelemektir. Bu kapsamda Türkiye‟nin
ve Konya‟nın kriz öncesi ve sonrası makro ekonomik göstergeleri ele alınmıştır. Bu
incelemeler sonucunda krizin, Türkiye ekonomisini özellikle 2008 yılından sonra etkilediği
görülmektedir. Bu etki mali piyasalardan ziyade reel sektör üzerinde hissedilmiştir. Oysa
yaşanan küresel kriz ABD‟de düşük teminatlı ipotek krizinin konut piyasasında yarattığı
etkinin finansal piyasalarda dalgalanmalara neden olmasıyla ortaya çıkmıştır. Ancak
Türkiye ekonomisinin 2001 krizinden sonra yaşadığı tecrübe ile mali sistemde gereken
tedbirleri alması ve finansal piyasasında ABD ve diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi
türev ürünlerin bulunmayışı krizin reel sektörü etkilemesine neden olmuştur. 2009 yılında
Türkiye‟de büyüme oranı %-4,8 olarak gerçekleşmiştir. Krizin diğer makro ekonomik
göstergeler üzerinde de olumsuz etkileri bulunmaktadır. Ancak 2010 yılından sonra
Türkiye ekonomisi bir toparlanma sürecine girmiştir. Konya ekonomisi açısından da kriz
2009 yılından itibaren etkisini göstermeye başlamıştır.
Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Türkiye ekonomisi, Konya Ekonomisi
Jel Kodları: G01, E20, R1
*
Selçuk Üniversitesi, İ.İ.B.F. İktisat Bölümü, e-mail: [email protected]
Selçuk Üniversitesi, Hadim Meslek Yüksek Okulu, Dış Ticaret Bölümü, e-mail: [email protected]
***
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, İ.İ.B.F. İktisat Bölümü, e-mail: [email protected]
****
Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat A.B.D. , Yüksek Lisans Öğrencisi
**
THE EFFECTS OF 2008 GLOBAL FINANCIAL CRISIS ON ECONOMY OF
TURKEY AND KONYA
ABSTRACT
The purpose of this paper is to review the effects of global financial crisis which
emerged in America on economy of Turkey and Konya. In this context, pre and post crisis
macro-economic indicators of Turkey and Konya have been discussed. As a result of these
studies, it has been found that crisis has affected Turkey especially after 2008.This effect
was perceived on the real sector rather than financial markets. However, the global
financial in the USA come out as of low-collateralized mortgage crisis lead to fluctuations
in the financial markets. But as Turkey„s economy took the necessary precautions in the
financial system after 2001 crisis and the absence of derivative products in the financial
system as in the USA and European countries , crisis affected real sector. The growth rate
in Turkey stood at -4,8% in 2009.There are other negative effects of the crisis on the
macro-economic indicators. However, Turkey‟s economy has experienced a recovery
process after 2010.Crisis has begun to take effect in terms of Turkey‟s economy since
2009.
Key Words: Global Crisis, Turkey Economy, Konya Economy.
Jel Classification: G01, E20, R1
1. Giriş
Küresel ekonomi 1980‟li yıllardan finansal serbestleşme ve bilgi teknolojilerinde
yaşanan değişimle birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Bilgi çağı olarak adlandırılan
günümüz dünyasında bilgiye ulaşımın daha kolay ve daha ucuz hale gelmesi ile ülkelerin
finansal sistemlerini birbirine bağlı hale getirmiştir. Teknolojik arenada yaşanan gelişmeler
finansal piyasalarda da kendini hissettirmiş, bu piyasalarda yeni enstrümanlar ortaya
çıkmıştır. Ancak bu sistem riski içinde barındırır hale gelmiş ve küresel arenada yaşanan
bir krizin diğer ülkelere kolayca yayılmasına ortam hazırlamıştır. Dünya genelinde
günümüze değin birçok kriz yaşanmakla beraber 2007‟de yaşanan küresel kriz 1929
yılında yaşanan Büyük Depresyon‟dan sonra görülen en büyük kriz olarak adlandırılmıştır.
Finansal piyasalarda ortaya çıkan bu kriz kısa sürede gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere
çeşitli kanallardan birçok ülkeye yayılmış ve reel ekonomilerini olumsuz yönde
etkilemiştir.
2007 yılının ortalarında görülen bu kriz ABD mortgage piyasalarında ortaya
çıkmıştır. 1990‟lı yılların ikinci yarısında oluşan ve dot-com buble olarak tabir edilen
balonun 2001‟de patlaması ile birlikte ABD ekonomisi bir resesyona girmiş ve bu
resesyonun ortadan kaldırılması amacı ile ABD ekonomisinde faiz indirimlerine
gidilmiştir. 2003 yılında yaratılan ucuz para ortamı sayesinde suni tüketim ve fiyat artışları
ile birlikte ABD ekonomisi resesyondan kurtulmuştur. Faiz indirimleri neticesinde konut
kredileri hızla artmış ve 1980‟li yıllardan itibaren görülen finansal piyasaların kontrolsüz
bırakılması anlayışı ile konut kredileri çok riskli bir şekilde genişlemeye başlamıştır.
Bunun sonucunda düşük gelirli kişilerin de konut sahibi olabilmeleri için yüksek riskli
veya eşik altı konut kredileri olarak da adlandırılan subprime mortgage kredileri verilmeye
başlanmış ve denetimsiz bir yapı oluşmuştur. Ayrıca, kullandırılan krediler teminat
gösterilerek piyasaya yapılan tahvil satışları, yatırım bankaları, hedge fonlar ve çeşitli
finans kuruluşları tarafından kullanılarak üretilen yeni türev ürünlerin yardımı ile kredi
riskleri bütün mali kesime yayılmıştır. Yaşanan bu gelişmeler konut fiyatlarının hızla
yükselmesine neden olmuş, riskli konut kredisine dayalı yatırım araçlarına ve bunlara
yatırım yapan finansal kuruluşların kredi derecelerinin düşürülmesi gibi bir dizi nedenden
ötürü piyasalar likidite krizine doğru sürüklenmiştir. 15 Eylül‟de ise Amerika‟nın en büyük
4. Yatırım bankası olan 158 yıllık Lehman Brothers 600 milyar dolar borç ile iflasını
açıklaması ABD‟nin mortgage krizini küresel finans krizi haline getirmiştir (Ünal ve Kaya,
2009: 4-7)
ABD yaşanan küresek kriz dünya ekonomisinde üretim ve ticaret daralmalarına
neden olarak gelişmiş ülkelerde dahil birçok ülkeyi resesyona sürüklemiştir. Türkiye
ekonomisinde yaşanan bu krizden etkilenen ülkeler arasındadır. Bu bağlamda çalışmanın
amacı, 2008 Krizinin makro ölçekte Türkiye ekonomisine ve yerel anlamda da Konya
ekonomisine etkilerini ekonomik göstergelerle analiz etmektir. Bu amaçla çalışma da ilk
olarak krizin Türkiye ekonomisi üzerine etkilerinden bahsedilecek daha sonra ise Konya
ekonomisi üzerine etkileri incelenecektir. Araştırmanın sonuç kısmında elde edilen veriler
ışığında politika önerilerine yer verilecektir.
2. Literatür
Küresel krizin etkileri üzerine hem yerli hem de yabancı literatürde çok sayıda
çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardan bazıları aşağıdaki şekilde özetlenmiştir.
Yavuz (2009), çalışmada küresel krizin Türkiye'de krizin istihdama ve işsizliğe etkisi
ele alınmaktadır. Bu kapsamda Türkiye ile bazı ülkelerin 2009 yılı işsizlik rakamları
karşılaştırılmaktadır. Küresel krizle birlikte, dünya finans ve sanayi sektöründe güven
ortamı bozulmuş, beklentiler olumsuzlaşmış, şirketlerin satışları ve karları azalmış, işsizlik
artmıştır.
Berber vd.(2010), yaptıkları çalışmada Türkiye'de krizin bölgesel analizini
yapmışlardır. İstatistiki bölge sınıflandırması (İBBS) Düzey 1'e göre yapılan çalışmada
krizden gelişmişlik düzeyi yüksek olan bölgelerle gelişmişlik düzeyi düşük bölgeler
arasında krizden etkilenme derecesi ve etkilenme zamanı farklılık göstermektedir.
Gelişmişlik düzeyi yüksek olan bölgeler krizden daha önce ve daha ağır etkilenmiştir.
Gelişmişlik düzeyi yüksek olan bölgelerde 2008 yılı krizin başlangıç yılı olarak
belirlenmesine karşın, gelişmişlik düzeyi düşük olan bölgelerde ise 2009 yılı kriz yılını
işaret etmektedir.
Stamatovic ve Zakic (2010), küresel krizden özellikle Güneydoğu Avrupa büyük
ölçüde etkilenmiştir. Özellikle küçük işletmeler piyasa dengesizlikleri ve yeni şartlara zor
uyum sağlamaları onları daha çok etkiledi. Problemler, azalan talebi, ihraç pazarlarına
girişteki zorluklar ve özellikle sermaye piyasalarını yansıtmaktadır. Araştırmadan çıkan
sonuç, kronik olarak temel yeteneklerde eksiklik ve girişimcilik bilgisinde eksiklik
olduğudur.
Emir ve Eyüboğlu (2010), çalışmada işyeri kapanmaları, kapasite kullanım oranları
ve sanayi üretim endeksi, istihdam, finansman ve KOBİ yatırımları olmak üzere toplam
beş başlık altında krizin KOBİ‟lere etkisi incelenmiştir. Sonuç olarak, KOBİ yatırımları
hariç diğer dört başlıkta krizin KOBİ‟leri olumsuz yönde etkilediği ortaya çıkmıştır.
Ekşi (2010), çalışmada, KOBİ ve büyük ölçekli firmaların kriz sürecindeki mali
tabloları trend analizi ile araştırılmıştır. Kriz sürecinde her iki düzeydeki firmaların farklı
derecelerde etkilendikleri, ancak kriz sonrasında da her iki türde de genel bir iyileşme
eğilimi yaşandığı gözlenmiştir.
Erdoğan (2010), çalışmada, kriz dönemlerinde KOBİ‟lerin karşılaştıkları sorunların
belirlenmesi ve bu sorunlara yönelik uygulanması gereken finansal eylem ve önlemlerin
tespiti amaçlanmıştır. Sonuç olarak anket uygulanan firmalar kapsamında firmalar öneriler
getirilmiştir.
Afşar (2011), global krizin Türk Bankacılık Sektörü üzerindeki etkilerinin
araştırıldığı bu çalışmada, sonuç olarak gelişmiş ülkelerdeki birçok büyük ve küçük
bankanın milyarlarca dolar zararla ve iflaslarla etkilendiği 2008 krizinden, Türk
bankacılığının etkilenmediğini göstermektedir.
Coşkun (2011), küresel krizin girişimcilik üzerine etkisini ölçmek amaçlanmıştır.
Bunun için piyasaya yeni giren firma sayılarının ülkeler açısından karşılaştırması
yapılmıştır. Araştırma sonucunda, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde finansal krizlerin
girişimciliğe etkisinin farklı derecelerde olduğu görülmüştür. Özellikle gelişmiş ülkelerde
finansal krizlerin girişimciliği diğer ülkelere nazaran daha fazla etkilediği görülmektedir.
Klapper ve Love (2011), araştırmada 93 ülke için kullanılan panel verileri, küresel
kriz süresince birçok ülkede yeni firma kaydından keskin düşüşler yaşandığını
göstermektedir. Düşüş, finansal açıdan gelişmiş ülkelerde daha fazla görülmüştür.
Kumpikaite vd. (2011), araştırmada küresel krizin etkileri Üçlü Kriz Yönetim modeli
kullanılarak incelenmiştir. Baltık ülkelerinden Estonya ve Litvanya‟dan seçilen iki
perakendeci firmanın kriz öncesi, kriz ve kriz sonrası dönemleri karşılaştırılmıştır. Genel
olarak firmaların uzun dönemden kısa döneme strateji değişimi, işçi çıkarmaları ve şirket
değerinin düşmesi şeklinde etkilenmiştir.
Noyan vd., (2011), finansal krizin bölge, ülke ve firma düzeyindeki etkilerini
incelemiştir. Çalışmalarında birçok engelleri olan ve gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin
ekonomik yapıların yaklaşık %95‟ini oluşturan KOBİ‟lerin finansal krizden nasıl
etkilendiklerini belirlemektir. Bu çalışmanın uygulama boyutu için ise Sivas bölgesindeki
imalatçı firmalar seçilmiştir. İmalatçı firmalarını seçmelerinin nedeni ise Türkiye‟deki
hemen hemen tüm ana sektörlerde imalatçı firmaların ağırlıkta olmasıdır. Bu firmaların
finansal tabloları kullanılarak firmaların likidite durumu, finansal yapısı ve karlılık oranları
hesaplanmıştır. Firmaların son beş yıllık rasyolarının hesaplanması, kriz öncesi ve kriz
sonrası durumlarını ortaya çıkarmıştır. Uygulanan t testinden sonra firmalar arasında küçük
firmaların orta ölçekli firmalarda daha fazla değiştiğini ve sonuçta orta ölçekli firmaların
küçük ölçekli firmalara göre daha az etkilendiğini göstermektedir.
Öcal (2011), küresel krizin reel sektöre yansıyan en önemli etkileri, üretimdeki
daralmayla bağlantılı olarak ekonomik büyümede yavaşlama, istihdam oranında ve dış
ticaret hacminde azalma olarak ortaya çıkmıştır. Burada amaçlanan, küresel ekonomik
krizin Türkiye dış ticaretine olan etkileri analiz edilmiştir.
Sharma (2011), küresel resesyon tüm dünyada küçük üretici girişimcileri derinden
etkilemiştir. Üretici işletmeler bu durumdan kurtulmak için maliyetlerini kısarak çeşitli
üretim metodları geliştirmiştir.
Bricongne vd., (2012), yaptığı araştırmada Fransız firmalarının ihracat ve firma
düzeyinde kredi sınırları verilerini karşılaştırmakta ve 2008 yılındaki ticari çöküşün
beklenmeyen talep şoku ve üretim özelliklerinde çöküntü yaşandığını göstermektedir. Tüm
firmalar krizden etkilenirken, büyük firmalar üzerindeki etkisi temel olarak aşırı paylara
sahip olması ve ihracat bölgelerindeki ürün portföylerinde daha küçük sonuçlara yol
açmıştır. Küçük ihracatçılar üzerine etkisi ise ihracatı tümden durduran veya ihraç
bölgelerinin sayını azaltarak etkisini göstermiştir.
Işık ve Kiracı (2012), çalışmanın amacı küresel krizin İMKB Sınai endeksinde yer
alan üretim şirketlerinin çalışma sermayeleri üzerindeki etkileri finansal oranlar
aracılığıyla gösterilmektedir. Çalışma sonucunda, işletmelerin kriz öncesi ve kriz sonrası
üç yıllık dönem karşılaştırmasında, likidite oranlarının değişmediği, buna karşın faaliyet
oranlarının azaldığı ve bunun sonucunda da brüt kar oranlarının azaldığı saptanmıştır.
Nazar vd., (2012), araştırmada ekonomik krizin küreselleşmesi ve Pakistan‟daki
KOBİ‟lere
etkisi
incelenmiştir.
Araştırmadaki
ana
hedefler,
ekonomik
krizin
küreselleşmesi ve Genel Eşitlik Modeli uygulanarak KOBİ‟lerin detaylı bir bakış
sağlanmasıdır. Araştırmada basit dağılımlı örneklem modeli uygulanarak dört bölgeden
400 KOBİ‟den veriler toplanmıştır. GTAP Modeli, Pakistan ekonomisi üzerinde
küreselleşmenin olumlu etkilerini analiz etmek için kullanılmıştır. Sonuç olarak son iki
senedir süregelen küreselleşme ve ekonomik durgunluk Pakistan‟daki KOBİ‟ler üzerinde
negatif etki yaratmıştır.
3. Krizin Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri
Türkiye son 30 yılda sonuncusu 2008-2009 krizi olmak üzere çeşitli krizler ve
durgunluklar yaşamıştır. Türkiye 1979 da bir borç krizi geçirmiş, daha sonra ise Ocak
1980‟de “istikrar ve serbestleşme programı” ile Türkiye ekonomisinde bir dönüm noktası
yaşanmıştır. Bu program IMF ile yapılan stand-by anlaşmasına dayanmakta ve finans
ticaretteki bu kapsamlı serbestleşmeyi öngörmekteydi. 1980‟li yıllarda yaşanan yapısal
dönüşümler, Ağustos 1989 da sermaye hesabının serbestleşmesi ile doruk noktasına
ulaşmıştır. Ancak Türkiye ekonomisi 1994 yılında bir finansal krizi yaşamıştır. Bu krizi o
dönemde yaşanan Asya ve Rusya krizleri takip etmiş kötü etkileri 1998 ve 1999 da
Türkiye‟de uzun süreli bir krizi doğurmuştur. Bu yıllarda yaşanan negatif büyüme ve
%60‟lara varan enflasyon oranı “deflasyon programı”nın açıklanmasına ve 1999 yılının
sonunda IMF ile 17. stand by anlaşmasının yapılmasına neden olmuştur. Bu yaşananları
2001 yılında yaşanan kriz izlemiştir (Uygur, 2010:1). 2000-2001 yıllarında, yaşanan
ekonomik kriz ile önemli bir durgunluk sürecine giren Türkiye ekonomisi, kriz sonrası
dönemde uyguladığı sıkı para ve maliye politikaları ile yeniden istikrar ortamını
yakalamayı başarmıştır. 2001 yılından bugüne kadar geçen süreçte, Türkiye ekonomisinin
makro değişkenleri, finansal yapısı ve özellikle bütçe büyüklüklerinde önemli iyileşmeler
sağlanmış ve ekonomik istikrarlı bir büyüme hızını yakalamıştır (Susam ve Bakkal, 2008:
75). Ancak son yaşanan küresel kriz Türkiye ekonomisini etkileyen bir kriz olmuştur. 1994
ve 2001 krizleri öncelikle finans piyasalarında başlayıp en çok mali sektörü olumsuz olarak
etkilemiş olmasına rağmen, 2008 yılında Türkiye'de etkileri görülmeye başlayan küresel
kriz reel sektörü etkisi altına almıştır (Ünal ve Kaya, 2009: 10)
Yaşanan küresel kriz Türkiye ekonomisini temel olarak dört açıdan etkilemiştir
(Şahin, 2011: 278-279):
-Dış talep daralması ve dış ticarette daralma ekonomide daralmaya neden olmuştur.
2008. Son çeyreğinden itibaren mal ve hizmet ihracat ve ithalatında çok yüksek oranlarda
gerilemeler yaşanmış, bu da GSYH‟yı etkileyerek, ekonomide bir küçülme ve işsizliğe
neden olmuştur.
-İç talep daralması ile birlikte tüketici ve üretici güven endeksi sarsılmıştır. Üretim
düşmüştür. Özellikle kapasite kullanım oranı düşmüş ve sanayi üretiminde yüksek oranda
gerilemeler olmuştur. Genel olarak harcamalar gerilemiş ve global talep kısılmıştır.
Bankalar kredi açmakta çekingen davranması reel kesimin yatırım kararlarını ertelemesine
neden olmuştur.
-Türkiye küresel krizden yabancı sermaye akımı ve dış kaynak girişinin daralması
yoluyla da etkilenmiştir. Türkiye ekonomisi ileri derecede dış kaynak kullanımına ve
ithalata bağımlıdır. Dolayısıyla yabansı sermaye girişi olmadan hedeflenen büyüme
rakamlarının yakalanması mümkün gözükmemektedir.
-Ekonomik kriz bankacılık sektöründe etkilemiş 2008-2009 yıllarından iç kredi
kanalları aksamıştır ve bankacılık sistemine bağlı kredi kanalı da yavaşlamıştır.
Bu sayılan etkilerden dolayı krizin derinleşmesi, güven azalması ve risk
algılanmasında artışa yol açmıştır. Krizin Türkiye ekonomisi üzerine etkilerini analiz
edebilmek amacı ile makro ekonomik göstergelerin incelenmesi kanımızca daha faydalı
olacaktır.
Şekil 1: Türkiye'de İthalat-İhracat Rakamları ve Dış Ticaret Hacmi
Kaynak: TÜİK, 2012 verilerinden derlenerek hazırlanmıştır.
Türkiye'nin ihracat, ithalat rakamları ve dış ticaret hacmine ait verileri Şekil 1'de
incelediğimizde 2000 yılında 27 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatın 2009 yılına
kadar her geçen yıl bir önceki yıla göre artarak devam etmiştir. Krizin yaşandığı 2008
yılından sonraki yılda ihracat 102 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki yıla göre
30 milyar dolarlık ihracatın azaldığı görülmektedir. 2010 yılında da ihracat rakamları
krizin yaşandığı dönem öncesindeki rakamlardan daha düşük seviyede gerçekleşmiştir.
Ancak ihracat rakamları eski seviyesine 2011 yılında gelerek 134 milyar dolar olarak
gerçekleşmiştir. Şekil 1'de ithalat rakamlarına bakacak olursak yıllar itibariyle aynı
değişim görülmektedir. 2007 yılında 170 milyar dolar, 2008 yılında 201 milyar dolar
gerçekleşen ithalat miktarı 2009 yılında 140 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalat
rakamlarının 2009 yılında düşmesinin nedeni olarak aynı yıl için ihracat rakamlarındaki
azalma gösterilebilir. Çünkü Türkiye'de yapılan üretim genellikle ara mal ithaline bağlı
olduğu için üretimin azalması ithalatında azalması neden olduğu söylenebilir. 2010 yılında
185 milyar dolarlık olan ithalat 2011 yılında artarak 240 milyar dolar olarak
gerçekleşmiştir. Dış ticaret
hacmi rakamlarına baktığımızda ihracat
ve ithalat
rakamlarından hareketle 2009 yılına kadar bir önceki yıla göre artış yaşanmıştır. 2008
yılında 333 milyar dolar iken, 2009 yılında bu rakam 243 milyar dolara düşmüştür.
Şekil 2: Türkiye'de Enflasyon Oranları
Kaynak: TÜİK, 2012 verilerinden derlenerek hazırlanmıştır.
Şekil 2'yi incelediğimizde Türkiye'nin enflasyon oranlarına ait verileri görmekteyiz.
2000 yılında enflasyon oranı % 39 olarak gerçekleşirken bir sonraki yıl bu oran % 68,49
olarak gerçekleşmiştir. 2005 yılında enflasyon oranı % 7,7, 2006 yılında % 9,7 bu oran
2007 yılında % 8,4 seviyesine gerilemiştir. Krizin yaşandığı 2008 yılında da bir önceki yıla
göre artarak % 10,1 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında enflasyon oranı % 6,5, 2010
yılında ise % 6,4olarak gerçekleşmiştir.
Şekil 3: Türkiye'de Büyüme Oranları
Kaynak: TÜİK, 2012 verilerinden derlenerek hazırlanmıştır.
Büyüme rakamlarına ait verilere Şekil 3'te baktığımızda 2005 yılından sonraki
yıllarda büyüme hızları her geçen yıl bir önceki yıla göre 2010 yılında kadar azalmıştır.
2007 yılında % 4,7, 2008 yılında da % 0,7 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında da bu oran
% -4,8 olarak son 8 yılın en düşük büyüme hızı gerçekleşmiştir. Büyüme hızı 2010 yılında
% 9,2 seviyesine yükselmiştir. 2011 yılında da % 8,5 olarak gerçekleşmiştir.
Şekil 4: Türkiye’de İşsizlik Oranları
Kaynak: TÜİK, 2012 verilerinden derlenerek hazırlanmıştır.
İşsizlik oranlarına Şekil 4'teki veriler yardımıyla baktığımızda 2000 yılında % 6,5
olan işsizlik rakamı krizin yaşandığı yıl olan 2001 yılında % 8,4 olarak gerçekleşmiştir.
2006 yılından sonra 2010 yılına kadar artmıştır. 2008 yılında işsizlik oranı % 11 'e
yükselirken krizin sonrası olan 2009 yılında ise % 14 ile son 9 yılda yaşanan en yüksek
oranda işsizlik gerçekleşmiştir. Son yıllarda Türkiye'nin uluslararası piyasada emek yoğun
mallarda göreceli üstünlüğünü kaybetmesi ve kırsaldan kente göçün etkisi olduğu
söylenebilir. Ancak 2008 yılında yaşanan küresel kriz sonucunda büyüme rakamlarında
meydana gelen değişime Şekil 3'teki verileri incelediğimizde büyüme hızının düşmesi
işsizliğin nedeni olarak farklı bir boyut olarak ele alınabilir. 2010 yılında işsizlik oranı %
11,9 olarak gerçekleşirken 2011 yılında azalarak % 9,8 olarak gerçekleşmiştir.
4. Küresel Krizin Konya Ekonomisi Üzerine Etkileri
Konya sanayisi günümüzde birçok sektörde üretim yaparak, tarihsel olarak kullanılan
“tahıl ambarı” kimliğinin yanına “sanayi şehri” kimliğini de eklemiştir. 130 ülkeye ihracat
yapan Konya, sanayiden tarıma, ulaşımdan turizme kadar birçok alanda ülkemizin önde
gelen şehirlerinden birisidir (KTO, 2012).
Küresel krizin Konya ekonomisi üzerine etkilerini ortaya koyabilmek amacıyla bazı
göstergeleri incelemek faydalı olacaktır.
Şekil 5: Konya'da İthalat ve İhracat Rakamları ve Dış Ticaret Hacmi
Kaynak: TÜİK,2012 verilerinden derlenerek hazırlanmıştır.
Şekil 5'te Konya'ya ait ihracat, ithalat ve dış ticaret hacmine ait verileri
incelediğimizde ihracat rakamlarının her geçen yıl bir önceki yıla göre 2009 yılına kadar
arttığını görmekteyiz. 2007 yılında 694 milyon dolarlık ihracat gerçekleşirken,
2008
yılında krizin etkisinin aynı yıl görülmemesinden dolayı bu rakam 871 milyon dolar olarak
gerçekleşmiştir. 2009 yılında krizin beklenen etkisi görülerek yapılan ihracat azalarak 735
milyon dolar seviyesine gerilemiştir. 2010 yılında gerçekleşen ihracat artarak 980 milyon
dolar, 2011 yılında da 1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye'nin dış ticaret
yapısında bahsettiğimiz ihracatın ithalata dayalı üretim sonucunda gerçekleşmesi gerçeğini
Konya'nın dış ticaret yapısında da görmekteyiz. Bu nedenden dolayı ihracatın her geçen yıl
arttığı 2002 yılından 2009 yılına kadar geçen süre de aynı ivmenin ithalat için de geçerli
olduğu söylenebilir. 2008 yılında 775 milyon dolar olarak gerçekleşen ithalat, 2009 yılında
583 milyon dolar seviyesine gerilemiştir. 2010 yılında ithalat artarak 802 milyon dolar,
2011 yılında da 1.1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalatın kriz dönemde azalmasının
diğer nedeni arasında ara mal talebi dışında krizin talebi daraltması da gösterilebilir. Dış
ticaret hacmine baktığımızda 2009 yaşanan düşüşün ardından 2010 ve 2011 yıllarında
yerini hızlı bir ivmeyle yükselişe bırakmıştır.
Şekil 6: Statülerine Göre Açılan ve Kapanan Firma Sayısı
Kaynak: Konya Ticaret Odası Veritabanı, 2012
Şekil 6‟da 2008 küresel krizine açılan kapanan firma sayısı açısından bakıldığında
açılan firma sayısında bir düşüş yaşandığı gibi kapanan firma sayısında da bir düşüş
yaşanmıştır. Kriz sürecinde açılan firma sayısının azalıp, kapanan firma sayısının artması
beklenirken Konya‟da tam tersi bir süreç yaşanmış ve kapanan firma sayısında da bir düşüş
yaşanmıştır. Bunun nedeni olarak ise firma kapatma maliyetinin açma maliyetine nazaran
daha yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. 2008 küresel krizinin Türkiye ekonomisine
etkilerinin 2009 yılında görülmeye başlandığı dikkate alınırsa, Konya‟da kurulan işletme
sayısındaki süregelen artış eğilimi 2009 yılına kadar devam etmiş ve 2009 yılında bir düşüş
eğilimine girdiği görülmektedir. 2009 yılında toplam şirket sayısı bir önceki yıla göre %8,4
oranında azalarak 1.172 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında şahıs şirketi haricinde diğer
tüm şirket türlerinde bir daralmanın yaşandığı görülmektedir. En fazla daralmanın
yaşandığı şirket türleri ise sırasıyla şu şekildedir: müessese (%80), bankalar (%66,7) ve
anonim şirket (34,4). Kapanan firma sayısı verilerine bakıldığında ise 2008 yılına kadar
devam ede gelen artış eğilimi 2009 yılında kesilmiş ve 2009 yılında kapanan firma sayısı
bir önceki yıla göre %48,6 oranında azalarak 1.278 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında
kapanan firma sayısı tüm şirket türlerinde en fazla daralmanın yaşandığı şirket türleri ise
sırasıyla kolektif (%87,5), kooperatif (%73) ve müessese (%50) olarak gerçekleşmiştir.
Şekil 7: Şahıs Şirketlerinde Açılan Firmaların Sektörel Dağılımı
Kaynak: Konya Ticaret Odası Veritabanı, 2012.
Şekil 7‟de şahıs şirketlerinde açılan firmaların sektörel dağılımı görülmektedir.
Açılan ve kapanan firma sayısına sektörel olarak bakıldığında ağırlığı hizmetler sektörünün
oluşturduğu görülmektedir. Açılan firma sayısı bakımından hizmetler sektöründe 2009
yılında bir düşüş olmasına karşılık 2010 ve 2011 yıllarında artış eğilimine girdiği
görülmektedir.
Şekil 8: Sermaye Şirketlerinde Açılan Firmaların Sektörel Dağılımı
Kaynak: Konya Ticaret Odası Veritabanı, 2012.
Şekil 8‟de sermaye şirketlerinde açılan firmaların sektörel dağılımı görülmektedir.
Hizmetler sektörü ele alındığında açılan firma sayısı açısından 2008 ve 2009 yıllarında bir
artış yaşanmasına rağmen 2010 yılında bir önceki yıla göre ciddi bir artış yaşanmış ancak
2011 yılında ise oldukça yüksek bir oranda azalış yaşanmıştır. Diğer sektörlerde 2009
yılında bir düşüş yaşandığı görülmektedir.
Şekil 9: Şahıs Şirketlerinde Kapanan Firmaların Sektörel Dağılımı
Kaynak: Konya Ticaret Odası Veritabanı, 2012
Şekil 9‟da şahıs şirketlerinde kapanan firmaların sektörel dağılımı görülmektedir.
Buna göre tarım sektöründe 2008 yılında 33 tane şirket kapanmışken 2009 yılında bu oran
5‟ e düşmüş ve sonraki yıllarda bir artış gözlenmemiştir. Yine diğer sektörlerde de 2009
yılına gelindiğinde bir düşüş yaşandığı görümektedir. İmalat sanayinde 2008 yılında 113
firma kapanırken 2009 yılında bu sektörde kapanan firma sayısı 37 olmuştur.
Şekil 10: Sermaye Şirketlerinde Kapanan Firmaların Sektörel Dağılımı
Kaynak: TBB (Türkiye Bankalar Birliği), 2012.
Şekil
10‟da
sermaye
şirketlerinde
kapanan
firmaların
sektörel
dağılımı
görülmektedir. Buna göre tüm sektörlerde 2008 yılında kapanan firma sayısının daha
yoğunlukta olduğu görülmektedir.
Şekil 11: Kredilerde Konya-Türkiye Karşılaştırması – Milyon $
Kaynak: TBB, İstatistik Bölümü,2012
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre Türkiye‟de bankalar tarafından
kullandırılan krediler 2008 yılındaki bir düşüşe karşın yıllar itibariyle bir artış eğiliminin
olduğu görülmektedir. TBB verilerine göre Türkiye‟de en çok kredi kullandırılan ilk üç il
İstanbul, Ankara ve İzmir olarak sıralanmaktadır. Konya 4 milyar dolarlık kredi hacmi ile
10. sırada yer almaktadır.
Şekil 12: Kredi/Mevduat Oranı (%)
Kaynak: TBB, 2012.
Kredi/Mevduat oranı, bankalar tarafından toplanan mevduatların ne kadarının kredi
olarak kullandırıldığını göstermektedir. Oran incelendiğinde 2010 yılı itibariyle
Konya‟daki bankaların her 100 birimlik mevduatına karşılık 104,6 birimlik kredi
kullandırdığı görülmektedir. Türkiye ortalamasına bakıldığında ise bankaların topladıkları
mevduattan daha az bir kredi kullandırdığı (Her 100 mevduata karşılık 82,5 kredi miktarı)
görülmektedir. 2005 yılına kadar Türkiye ortalamasının altında bir orana sahip olan Konya,
2005 yılından sonra Türkiye ortalamasının üzerinde bir kredi/mevduat oranına sahiptir.
Tablo- 1: Konya’da Sektörel Olarak Kullandırılan Nakdi Krediler (TL)
Yıl
Gıda,
Meşrubat
ve Tütün
İnşaat
Metal ve
İşlenmiş
Madenler
Finansal
Kuruluşlar
Tekstil
Ürünleri
Toptan
Ticaret
Turizm
Ziraat ve
Balıkçılık
2007
478.407
104.209
98.880
4.328
19.966
178.295
24.358
322.994
2008
485.816
117.518
144.157
3.179
22.186
224.537
17.281
414.951
2009
464.574
114.168
130.332
2.648
17.179
273.486
23.523
538.592
2010
615.251
139.043
218.227
4.698
27.628
461.593
27.529
936.825
2011
943.302
272.012
270.730
4.286
33.704
751.645
60.406
1.278.302
Kaynak: BDDK, Türkiye Finansal Haritası, 2011.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından oluşturulan
Finansal Türkiye Haritası aracılığıyla Türkiye‟de bankalar tarafından kullandırılan toplam
nakdi kredi, takibe düşen kredi, gayri nakdi kredi ve sektörel kredi performans verileri iller
bazına sunulmaktadır. Nakdi krediler, bankalar tarafından kullandırılan toplam kredileri
göstermektedir. Konya‟ya yönelik olarak sektörel bazda kullandırılan nakdi kredilerde
Ziraat-Balıkçılık, Gıda-Meşrubat-Tütün ve Toptan Ticaret sektörleri öne çıkmaktadır.
Küresel krizin başlangıç evresi olan 2008 yılında nakdi kredilerde tüm sektörlerde bir artış
yaşanmasına karşılık turizm ve finansal hizmetler sektörlerinde yaklaşık %25‟lik bir düşüş
yaşandığı görülmektedir. Krizin etkilerinin tam olarak hissedildiği 2009 yılında ise, tüm
sektörler içerisinde sadece toptan ticaret, turizm ve ziraat sektörlerinde bir artış
yaşanmıştır. Gıda, finansal kuruluşlar, tekstil ve turizm sektörleri, kriz öncesi seviyelerini
ancak 2009 yılı sonrasında ulaşabilmişlerdir. 2009 yılında en fazla büyüme turizm
sektöründe yaşanırken en fazla daralma tekstil ürünleri sektöründe görülmüştür.
Tablo- 2: Konya’da Sektörel Olarak Takibe Düşen Krediler (TL)
Yıl
Gıda,
Meşrubat ve
Tütün
İnşaat
Metal ve
İşlenmiş
Madenler
Finansal
Kuruluşlar
Tekstil
Ürünleri
Toptan
Ticaret
Turizm
Ziraat ve
Balıkçılık
2007
9.000
2.177
909
58
2.543
9.493
46
8.973
2008
11.685
5.607
2.358
281
1.470
39.321
887
24.593
2009
9.031
15.104
4.977
2.368
4.116
20.651
855
29.840
2010
11.702
7.262
11.724
1.976
6.016
17.313
775
28.089
2011
7.890
6.699
6.796
916
6.120
11.844
586
23.640
Kaynak: BDDK, Türkiye Finansal Haritası, 2011.
Takibe Düşen Krediler, bankalar tarafından kullandırılan kredilerin geri ödenmeyen
kısmını ifade etmektedir. 2008 yılında takibe düşen krediler açısından sadece tekstil
ürünleri sektöründe bir azalma yaşanmasına karşılık diğer tüm sektörlerde bir azalma
yaşanmıştır. En fazla artış gösteren sektör ise %1.828‟lik artış oranı ile turizm sektörü
gelmektedir. Turizm sektörünün ardından en fazla artış gösteren sektörler, %384 artış oranı
ile finansal kuruluşlar ve %314,2 artış oranı ile toptan ticaret sektörleri gelmektedir. 2009
yılında ise takibe düşen kredilerde en fazla artış, %742,7‟lik artış oranı ile finansal kuruluş
sektöründe yaşanmıştır. Finansal kuruluşlarında ardından en fazla artış %180 artış oranı ile
toptan ticaret ve %169,4 artış oranı ile inşaat sektörlerinde yaşanmıştır.
Tablo- 3: Konya’da Sektörel Olarak Gayri Nakdi Krediler (TL)
Yıl
Gıda,
Meşrubat
ve Tütün
İnşaat
Metal ve
İşlenmiş
Madenler
Finansal
Kuruluşlar
Tekstil
Ürünleri
Toptan
Ticaret
Turizm
Ziraat ve
Balıkçılık
2007
182.951
96.057
37.443
4.711
5.184
228.748
15.674
32.141
2008
164.065
138.423
45.706
5.482
10.479
143.290
18.375
39.085
2009
142.035
123.203
35.470
5.356
4.333
173.298
15.173
36.385
2010
196.714
127.001
49.386
3.887
4.601
271.164
17.984
33.534
2011
213.760
209.536
76.830
4.956
10.026
345.105
19.731
67.072
Kaynak: BDDK, Türkiye Finansal Haritası, 2011.
Gayri nakdi krediler, bankalar tarafından herhangi bir nakdi ödeme yapılmamasına
karşılık teminat mektubu, kefalet gibi yükümlülüklere karşılık kullandırılan kredileri ifade
etmektedir. Teminata karşılık kullandırılan kredilerde 2008 yılında en fazla artış tekstil
ürünlerinde yaşanmıştır. Tekstil ürünlerinde gayri nakdi kredi kullanımı %102,1 oranında
artış göstermiştir. 2008 yılında en fazla daralma yaşayan sektör ise %37,4 oranında daralan
toptan ticaret sektörü olmuştur. 2009 yılına gelindiğinde ise en fazla daralma, %58,7
oranında daralan tekstil ürünleri sektöründe yaşandığı görülmektedir. 2009 yılında
teminata dayalı kredilerde en fazla artış gösteren sektör, %20,9 artış oranı ile toptan ticaret
sektöründe gelişmiştir. Zaten 2009 yılında artış gösteren tek sektör toptan ticaret sektörü
olmuştur. Kriz öncesi seviyesine en geç ulaşan sektör ise tekstil ürünleri sektörü olmuştur.
Tekstil sektörü kriz öncesi kredi seviyesinde ancak 2010 yılından sonra ulaşabilmiştir.
Tablo- 4: Konya Sektörel Kredi Performansları (Takipteki Kredi/Toplam Nakdi Kredi)
Yıl
Gıda,
Meşrubat ve
Tütün
İnşaat
Metal ve
İşlenmiş
Madenler
Finansal
Kuruluşlar
Tekstil
Ürünleri
Toptan
Ticaret
Turizm
Ziraat ve
Balıkçılık
2007
1,85
2,05
0,91
1,32
11,30
5,06
0,19
2,70
2008
2,35
4,55
1,61
8,12
6,21
14,90
4,88
5,60
2009
1,91
11,68
3,68
47,21
19,33
7,02
3,51
5,25
2010
1,87
4,96
5,10
29,61
17,88
3,62
2,74
2,91
2011
0,83
2,40
2,45
17,61
15,37
1,55
0,96
1,82
Kaynak: BDDK, Türkiye Finansal Haritası, 2011.
Sektörel kredi Performans Oranları, takibe düşen kredilerin toplam kredilere oranını
vermektedir. Başka bir ifadeyle kredilerin geri ödenmeme oranını göstermektedir. 2008
yılında en fazla geri dönmeyen kredi toptan ticaret sektöründe yaşanırken en az geri
ödenmeme oranı metal ve işlenmiş madenler sektöründe yaşanmıştır. Toptan ticaret
sektöründe her 100 krediden 14,9‟u takibe düşerken, metal ve işlenmiş madenler
sektöründe her 100 krediden ancak %161‟i takibe düşmüştür. 2009 yılında geri dönmeyen
kredilerde ise en fazla artış tekstil ve inşaat sektörlerinde yaşanmıştır. Sektörler içerisinde
en istikrarlı seyir ise gıda, meşrubat ve tütün sektöründe yaşandığı görülmektedir.
Tablo- 5: Konya Kişi Başı Nakdi Kredi ve Takipteki Kredileri
Kişi Başı Nakdi Kredi Konya'nın Yeri
Kişi Başı Takipteki Kredi Konya'nın Yeri
Yıl
Sıra
Miktar
Sıra
Miktar
2007
34.
1.758
28.
51
2008
36.
2.538
23.
107
2009
36.
2.538
30.
181
2010
37.
3.777
31.
175
2011
33.
5.187
32.
152
Kaynak: BDDK, Türkiye Finansal Haritası, 2011.
2008 yılında kişi başına düşen nakdi kredilerde Konya 2.538 TL ile 36. sırada yer
alırken 2009 yılında da aynı düzeyde kaldığı görülmektedir. Kişi başına düşen nakdi
kredilerde 2011 yılında Konya‟nın kişi başına düşen nakdi kredi miktarı artmasının yanı
sıra Türkiye sıralamasında da 33. sıraya yükselmiştir. Kişi başına düşen takipteki
kredilerde Konya, yıllar itibariyle sürekli artış olmasına karşılık sadece 2011 yılında düşüş
yaşanmıştır. 2011 yılında miktar bazında bir düşüş yaşanmasına karşılık Konya‟nın
Türkiye‟deki sıralamasında yeri bir sıra düşerek 32. Sıraya gerilemiştir. Bu da, Türkiye
genelinde takibe düşen kredi miktarında bir düşüş olduğunu ve ekonomik anlamda olumlu
bir gelişme yaşandığını göstermektedir.
Tablo- 6: Konya’ya İlişkin Bankacılık Verileri
Toplam Nakdi Kredi / Toplam Mevduat
Toplam Nakdi Kredi / Toplam
Tasarruf Mevduat
Takipteki Alacaklar /
Toplam Nakdi Krediler
Yıl
Sıra
Miktar
Sıra
Miktar
Sıra
Oran
2007
38.
88
36.
117
37.
3
2008
40.
99
37.
125
25.
4
2009
44.
91
41.
121
31.
7
2010
43.
111
45.
155
28.
4
2011
52.
124
48.
183
38.
3
Kaynak: BDDK, Türkiye Finansal Haritası, 2011.
Bankaların topladığı mevduatların ne kadarının krediye dönüştüğümü gösteren
toplam nakdi kredi/toplam mevduat oranı miktar bazında yıllar itibariyle sürekli artmasına
karşılık Konya‟nın Türkiye genelindeki sırasının sürekli düştüğü görülmektedir. Yalnız
2009 yılında miktar bazında bir düşüş yaşanmıştır. Burada etkili olan faktörün Türkiye
ortalamasındaki
artış
oranının
Konya‟daki
artış
oranından
yüksek
olduğunu
göstermektedir. Bankaların kendi öz kaynaklarının ne kadarını krediye dönüştürdüğünü
gösteren toplam nakdi kredi/ toplam tasarruf mevduatı oranı ise 2009 yılı dışında genel bir
artış eğiliminde olduğu görülmektedir. Bu oranda yıllar itibariyle oluşan bir artışa karşılık
Konya‟nın Türkiye sıralamasındaki yerinin sürekli gerilediği görülmektedir. Bu ise,
Konya‟nın Türkiye ortalamasından daha düşük bir artış oranına sahip olduğunu
göstermektedir. Kullandırılan kredilerin ne kadarının takibe düştüğünü gösteren takipteki
alacaklar / toplam nakdi kredi oranında ise 2009 yılına kadar süren artış eğilimi tersine
dönerek düşüş eğilimine girmiştir. 2008 yılında oranda yaşanan bir puanlık artış, Konya‟yı
Türkiye sıralamasında 8 sıra birden yükselterek 25. sıraya çıkmasına neden olmuştur.
Şekil 13: Protestolu Senetlerde Miktar Bazında Karşılaştırma- Adet
Kaynak: TCMB, Elektronik Veri Dağıtım Sistemi, 2011.
Ticari hayatın önemli ödeme araçlarından biri olan senetlerin protesto edilmesi, son
ödeme gününü 3 gün geçtiği halde ödenmeyen senetleri ifade etmektedir. Buna ilişkin
bilgiler ise bankalar tarafından Merkez Bankası‟na bildirilmekte ve Merkez Bankası da
buna ilişkin bir liste oluşturmaktadır. Listede yer alan firmalar ise, bankalardan kredi
almada zorluk çekmektedir. Bu bakımdan protestolu senet sayısının artması, ticari hayat
açısından olumsuz, azalması ise olumlu olarak görülebilmektedir. Türkiye genelinde
protestolu senet sayısı 2009 yılına kadar sürekli bir artış eğiliminde iken 2009 yılından
sonra düşüş eğilimine girmiştir.
Konya‟nın
verileri
incelendiğinde
ise
Türkiye
geneline göre daha olumlu bir tablo karşımıza çıkmaktadır. Konya‟da protestolu senet
sayısı 2008 yılına kadar sürekli olarak artarken bu yıldan sonra bir düşmeye başlamıştır.
Bu da, protestolu senet sayısı açısından Konya‟nın Türkiye geneline nazaran daha erken
atlattığını göstermektedir
Türkiye‟de sosyal güvenlik sistemi üç ana saç ayağı üzerine oturmaktadır. Bunlar bir
işyerine bağlı olarak çalışanları kapsayan 4/A, kendi nam ve hesabına çalışanları kapsayan
4/B ve devlet memurlarını kapsayan 4/C olarak sıralanmaktadır.
Küresel krize öncelikle sigortalılar (4/A) açısından bakıldığında Türkiye‟de ilk 10 il
içerisinde sadece Ankara (%8), Konya (%3,2) ve Gaziantep‟te (%4,6) bir artış yaşandığı
görülmektedir. Türkiye genelinde ise 4/A kapsamında çalışan sayısı 2009 yılında bir
önceki yıla göre %0,4 oranında artış göstererek 9.618.438 kişiye yükselmiştir. İlk 10 il
arasında en fazla azalmanın görüldüğü iller İzmir (%3,4), Bursa (%2,9) ve İstanbul (%1,8)
olarak sıralanmaktadır. Ayrıca, 4/A kapsamında çalışan sayısında yıllar itibariyle sürekli
artış yaşandığı görülmektedir.
Şekil 14: SGK 4/A Kapsamında Bulunan Kişi Sayısı
Kaynak: SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu), İstatistik Yıllıkları,2007- 2011
Esnaf ve tarım kesimine yönelik olan 4/B kapsamında ise Türkiye genelinde bir
düşüş yaşandığı görülmektedir. Türkiye genelinde 4/B‟li çalışan sayısı 2009 yılında bir
önceki yıla göre %0,7 oranında azalarak 3.236.872 kişiye düşmüştür. 2009 yılında 4/B
çalışan sayısı açısından ilk 10 il içerisinde İstanbul, İzmir ve Bursa dışında tüm illerde
düşüş yaşandığı görülmektedir. 2009 yılında Konya‟da 4/B kapsamında çalışan sayısı bir
önceki yıla göre %3 oranında bir daralma yaşandığı görülmektedir.
Şekil 15: SGK 4/B Kapsamında Bulunan Kişi Sayısı
Kaynak: SGK, İstatistik Yıllıkları , 2007-2011).
Devlet memurlarını kapsayan 4/C kapsamında çalışan sayısı 2009 yılında bir önceki
yıla göre %9 oranında azalarak 2.241.418 kişiye düşmüştür. İlk 10 il arasında İstanbul,
Konya, Diyarbakır ve Kocaeli dışında tüm illerde bir düşüş yaşandığı görülmektedir.
Şekil 16: SGK 4/C Kapsamında Bulunan Kişi Sayısı
Kaynak: SGK, İstatistik Yıllıkları (2007- 2011).
Sosyal güvenlik kapsamında toplam çalışan sayısı açısından ilk üç il İstanbul,
Ankara ve İzmir olarak sıralanmaktadır. Konya ise 419.617 çalışan işgücü sayısı ile
Türkiye sıralamasında 7. sırada yer almaktadır (İstatistik Yıllıkları, SGK)
2008 krizine sosyal güvenlik kapsamında çalışan sayısı açısından bakıldığında
Türkiye genelinde bir düşüş yaşandığı görülmektedir. 2009 yılında toplam çalışan sayısı
%1,3 oranında azalarak 15.096.728 olarak gerçekleşmiştir.
Şekil 17: SGK Kapsamında Toplam Çalışan Kişi Sayısı
Kaynak: SGK, İstatistik Yıllıkları (2007- 2011).
Küresel kriz sürecinde Konya‟nın istihdam yapısına bakıldığında Konya‟nın krizden
en çok kendi nam ve hesabına çalışan (4/B) kapsamında etkilendiği görülmektedir.
5. Sonuç ve Değerlendirme
2008 yılında ABD bankacılık sisteminde gelişen kriz zamanla yayılarak küresel bir
kriz haline gelmiştir. Bankacılık sektöründe yaşanan kriz öncelikle Avrupa‟ya ve ardında
Asya olmak üzere tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Küresel finansal piyasalarda ortaya
çıkan bu krizin Türkiye'nin bankacılık kesimini diğer ülkelerde görülen düzeylerde
etkilemediği ortaya çıkmaktadır. Çünkü,
ABD mortgage piyasasında ortaya çıkan bu
krizin nedenleri arasında gösterilen türev ürünler ve bunların oluşturduğu piyasalar
Türkiye'de bulunmamaktadır. Dolayısıyla kriz bankacılık kesiminden ziyade reel kesim
üzerinde etkili olmuştur. Bu sonuçlar Afşar (2011) çalışması ile de uyuşmaktadır.
Türkiye‟de küresel kriz daha çok 2009 yılında etkilerini göstermeye başlamıştır. Bu
dönemde dış ticarette daralma görülürken, Türkiye ekonomisi %4,8 oranında küçülmüştür.
2009 yılında % 14 ile son 9 yılda yaşanan en yüksek oranda işsizlik gerçekleşmiştir. Elde
edilen bu sonuçlar ise Yavuz (2009), çalışmasından elde edilen sonuçlar ile kesişmektedir.
Konya açısından bakıldığında ise olumlu göstergeler olmasına karşılık krizden
etkilendiği görülmektedir. Konya‟da kurulan firma sayısı artmasına karşılık kapanan firma
sayısında azalma yaşandığı görülmektedir. Bu da küresel krizin yeni girişimlerin
artmasının yanında var olan girişimlerde kapanmaların daha da azaldığını göstermektedir.
Bu de Konya için olumlu bir gösterge niteliğindedir. Ancak, sosyal güvenlik sistemi
kapsamında çalışan sayılarına bakıldığında ise küresel krizin daha çok esnaf ve tarım
sektöründe çalışan kesimini etkilediği görülmektedir. Sigortalı çalışan ve memur sayıları
açısından Konya ilinde bir artış yaşanmasına karşılık esnaf ve tarım sektöründe
çalışanlarda bir azalma yaşandığı görülmektedir. Krizin Konya ekonomisinde esnaf
kesimini daha çok etkilediğini ortaya koymaktadır. Firmaların kriz sürecinde yaşadığı
sorunların başında finansman sorunu gelmektedir. Bankaların özellikle kriz döneminde
kredi verme konusunda isteksiz davranmaları, kredi maliyetlerinin yüksekliği ve geri
ödeme süresinin kısa tutulması bu sorunun başlıca etmenleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kaynakça
Afşar, Muharrem (2011), "Küresel Kriz ve Türk Bankacılık Sektörüne Yansımaları",
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 6(2), 143-171.
Berber, Metin, Yıldız Ezgi Baday, Tandoğan Dilek, (2010), " Küresel Ekonomik Krizin
Bölgesel Karakteristiği: Türkiye Deneyimi" Uluslararası Bölgesel Kalkınma Sempozyumu,
7-9 Ekim,Yozgat.
Bricongne, Jean-Charles, Fontagne, Lionel, Gaulier, Guillaume, Taglioni, Daria ve Vicard,
Vincent, (2012), "Firms and The Global Crisis: French Exports in The Turmoil," Journal of
international Economics,Vol.87, 134-146.
Coşkun, Ahu (2011), "Küresel Krizin girişimcilik Üzerine Etkisi: Piyasaya Yeni Giren
Firmalar Açısından Ülke Karşılaştırması" Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
(2), 128-134.
Ekşi, İbrahim Halil, (2010), "Firmaların Ölçekleriyle Krizden Etkilenme Düzeylerinin
Karşılaştırılması: Tekstil Sektörü Örneği", Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Dergisi, Cilt:24, Sayı:4, S.65-76.
Emir, Mustafa ve Eyüboğlu, Kemal (2010), "Global finansal krizin Türkiye‟deki Kobiler
üzerindeki etkileri", Muhasebe ve Finansman Dergisi, 4, 31-43.
Erdoğan, Hilal Hümeyra (2010), "Global Mali Krizin KOBİ‟lerin Finansal Yapıları
Üzerine Etkileri: İzmir İli Tekstil Sektöründe Bir Araştırma", Yüksek Lisans Tezi,
Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta.
Işık, Evren ve Kiracı, Murat (2012),"2008 Küresel Finansal Krizin İşletmelerin Çalışma
Sermayeleri Üzerindeki Etkilerinin Oranlar Aracılığıyla Tespiti: İMKB‟de Bir Araştırma",
Muhasebe ve Finansman Dergisi, Sayı :54,Nisan.
Klapper, Leora ve Love, Inessa (2011), The impact of The Financial Crisis on New Firm
Registration. Economics Letters, Vol. 113, 1-4.
Kumpikaite, Vilmante, Grybauskas, Andrius, Juodelis, Mantas ve Strumyla, Dovydas
(2011).
"Companies
Management
During
Economic
Crisis,"
Economics
and
Management:,16,s.789-794.
Nazar, Suhail Muhammed, Noor, Amna, Zafar, Sara ve Shaikh Faiz M., (2011),
"Globalization, economic crisis and its impact on Smes sector in pakistan by using CGE
model,"The 2011 Barcelona European Academic Conference,S. 449-453.
Noyan Yalman, İlkay, Demirkoparan, Ferhat ve Aras, Ozan (2011), Financial crisis impact
on SMEs and SMEs strategies during economic crises: a case of Sivas province, 13 Th
Internatıonal Conference On Fınance And Bankıng, Lessons Learned From The Fınancıal
Crısıs, Ostrava, Czech Republıc.
Öcal, Fatih Mehmet (2011),"Küresel Ekonomik Krizin Reel Sektöre Etkileri Çerçevesinde
Türkiye‟nin Dış Ticaret Analizi," Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Bahar-2011, 36,
S.204-225.
Sharma, Durgesh, Garg, S.K. ve Sharma, Chitra, (2011)," Strategies for SMEs after Global
Recession" Global Business and Management Research: An International Journal,Vol.3,1,
S.58-66.
Stamatovic, Milan ve Zakic, Nebojsa (2010), Effects of The Global Economic Crisis On
Small And Medium Enterprises in Serbia. Serbian journal of Management 5(1), 151-162.
Susam, Nazan ve Bakkal, Ufuk (2008),“ Kriz Süreci Makro Değişkenleri ve 2009 Bütçe
Büyüklüklerini Nasıl Etkileyecek?” Maliye Dergisi, Sayı 155, 72-88.
Şahin, Hüseyin, (2011), Türkiye ekonomisi, Bursa: Ezgi kitabevi.
Uygur, Ercan,(2010), "The global crisis and the Turkish economy", TWN Global Economy
Series, 21: Financial Crisis and Asian Developing Countries , Third World Network.
Ünal Ali ve Kaya Hüseyin, (2009) “Küresel Kriz ve Türkiye”, Ekonomi ve Politika
Araştırmaları Merkezi, www.ekopolitik.org, Erişim Tarihi 15,08,2012.
Yavuz, Arif (2009), "Küresel Kriz ve İstihdama Etkisi", Sosyal Siyaset Konferansları
Dergisi, Sayı 58, 1-32.
Konya Ticaret Odası Veritabanı, 2012. http://www.kto.org.tr/
BDKK
(Bankacılık
Düzenleme
ve
Denetleme
Kurulu),
2011.
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/default.aspx
SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) İstatistik Yıllıkları, (2007-2011. http://www.sgk.gov.tr
TBB (Türk Bankalar Birliği), İstatistik Bölümü ,2012, http://www.tbb.org.tr/tr/
TCMB (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası), Elektronik Veri Dağıtım Sistemi, 2011.
http://www.tcmb.gov.tr/
TÜİK, (Türkiye İstatistik Kurumu), 2012, www.tuik.gov.tr/
Download