ICPD Policy Brief.docx

advertisement
ICPD Üst Düzey Görev Gücü
Politika Önerisi: 2015 Sonrası Kalkınma Gündeminin Öncelikleri
Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı (ICPD) için kurulmuş olan Üst Düzey Görev Gücü* bütün kadın ve
erkeklerin, yetişkin ve gençlerin kendi hayatlarıyla ilgili eşit fırsatlara, özgürlüklere ve seçimlere sahip olduğu
bir dünya öngörür. Küresel adaletin, insan gelişiminin herkes için eşit haklara ulaşabilmekle ölçüldüğü,
ayrımcılık yapmama, katılımcılık ve kapsayıcılık ilkelerine dayalı, sürdürülebilir olarak kalkınmış bir
dünyanın sonucu bu olacaktır.
Bu vizyonu hayata geçirmek için, cinsellik ve doğurganlık sağlığı ve hakları, kadınların güçlenmesi,
toplumsal cinsiyet eşitliği ve gençlerin ve ergenlerin hakları ve güçlenmesi, sürdürülebilir bir
kalkınmanın merkezine yerleştirilmelidir. İnsan hakları ve insan onuru çerçevesinde, etkili ve güçlü bir
2015 Sonrası Gündemi için, bu hedefler temel öncelik haline getirilmelidir. Ayrıca bunlar, canlı, sağlıklı,
verimli ve müreffeh toplumların temeli bireylerin ve toplulukların direnç geliştirmesinin de önkoşuludur. Bu
vizyon kendi başına da önemli bir hedef olmakla birlikte, yoksulluğun ortadan kaldırılması, toplumsal ve
ekonomik kalkınma gibi amaçlara ulaşmak için, devletlerin de yerine getirmekle yükümlü olduğu
sorumluluklardandır. Geçtiğimiz yıllarda, bu alanda önemli ilerlemeler kaydedildi -eğitim alanındaki
toplumsal cinsiyet farkının kapanması, anne ve çocuk ölümlerinin azalması, HIV ve AIDS tedavilerine 1
ulaşımın artması gibi- fakat bu ilerleme herkese ulaşan eşitlikçi bir ilerleme olamadı. Uluslararası toplum şu
anda, bu alanlardaki geçmiş kazanımlarına dayanarak, birbiriyle bağlantılı bu üç temel alanın 2015 Sonrası
Kalkınma Gündemi’de öncelikli hedefler, amaçlar ve göstergeler arasında ele alınmasını sağlayarak stratejik
taahhütlerini ileri götürme imkânına sahip. Bu alanlardaki yatırımlar, yalnızca yalnızca etik bir mecburiyet
değil, aynı zamanda ülkelerin sürdürülebilir ekonomik kalkınma ve toplumsal istikrara ulaşması için de itici
bir güçtür.
Cinsellik ve doğurganlık sağlığı ve hakları, insan onuru ve gelişimi için olduğu kadar toplumsal ve
ekonomik kalkınma için de temel önemdedir. Bunlar, kişinin beden, cinsellik, sağlık, ilişkiler, evlilik ve
çocuk sahibi olmak gibi yaşamın en temel alanlarında bilinçli karar verebilmesiyle yakından bağlantılı
oldukları için en özel ve temel insan haklarıdır. Yoksulluğun ortadan kaldırılması, eğitim, sağlık, ekonomi ve
sürdürülebilir kalkınmayla ilgili hedefler 2 bu hakların bütün kadınlar, erkekler ve genç insanlar için hayata
geçirilmesine doğrudan bağlıdır. Genellikle, cinsellikleriyle ve ne zaman, kaç tane ve hangi aralıkta çocuk
sahibi olmak istedikleriyle ilgili kararları üzerinde kontrol sahibi olan kadınlar ve genç kadınlar daha
sağlıklıdır; eğitimlerini tamamlama ve işgücüne katılım şansları daha yüksektir; geçim kaynaklarının ve hem
kendileri, hem de aileleri için gelir sahibi olma şanslarının gelişmesiyle doğurganlıkları ve üretkenliklerini
* ICPD için kurulmuş Görev Gücü bireysel katkılarıyla tanınan 26 seçkin liderden oluşan bir gruptur. Üyeleri
içerisinde Cumhurbaşkanları, bakanlar, parlementerler, sivil toplum, özel sektör temsilcileri ve
yardımseverler vardır. Eşbaşkanları Mozambik eski Cumhurbaşkanı Joaquim Chissano ve Finlandiya’dan
Tarja Halonen’dir.
dengelemeleri daha kolay olur.3 Daha sağlıklı ve küçük aileler krizler ya da çevresel etkiler karşısında daha
dayanıklıdır. Bu direnç, sürdürülebilir olmayan üretim ve tüketim paternlerindeki değişimle birleştiğinde
kısıtlı kaynaklar ve hassas ekosistem üzerindeki endişeleri azaltabilir. 4
Dünyadaki insanların -bütün ülkelerde ve bütün kültürlerde- çok büyük bir kısmı hayatlarının büyük
kısmında cinsel olarak aktif bir yaşam sürmektedir ya da sürecektir. Bu insanların haklarının yasal yollarla
korunmasına, kendi amaçları ve şartları doğrultusunda bilinçli tercihler yapmalarını kolaylaştıracak bilgi ve
hizmetlere ulaşmaya ihtiyacı var. Cinsellik ve doğurganlık sağlığıyla ilgili sorunlar, kadınların ve genç
kadınların hayatlarında ve üretkenliklerinde, ileri yaşlarına 5 kadar devam eden sonuçları ve hem kendileri
hem aileleri, hem de toplum ve ekonomiye mal olduklarıyla birlikte, çok büyük, fakat aşılabilir bir engel
oluşturuyor. İlerleme kaydedilmesine rağmen bu sorunlar, ayrımcılığın yanı sıra eğitim ve sosyal hizmetlere
ulaşımın kısıtlı olmasına da bağlı olarak dünya çapında milyonlarca insanı etkiliyor; özellikle de yoksul ve
dışlanmış kadın ve genç gruplarını. Bu sorunlar şunlardır:
●
●
●
●
Anne ölüm ve hastalık oranı: Her gün 800 kadın hamilelik ve doğuma bağlı önlenebilir
komplikasyonlardan dolayı hayatını kaybediyor. Bu ölümlerin %99’u gelişmekte olan ülkelerde
gerçekleşiyor.6 Hayatını kaybeden her kadına karşılık hayatta kalan 20 kadın ise yaralanıyor ya da
sakatlanıyor.7 Doğum sırasındaki yetersiz sağlık hizmetleri ileri yaşlarda da sağlık sorunlarına yol
açabiliyor.8
Aile planlaması: Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan 200 milyonun üzerinde kadın gebeliği önlemek
istiyor. Ama etkin doğum kontrol yöntemlerine ulaşma sıkıntısı yüzünden 80 milyonu istenmeyen
gebeliklerle, 30 milyonu planlanmamış doğumlarla karşı karşıya kalıyor. Yarısı yaşamlarını tehdit
eden tehlikeli şartlarda olmak üzere 40 milyon kadın ise kürtaj9 yaptırıyor.10
HIV: Şu anda 15 yaşın altında çocuklar (3,4 milyon)11 ve ileri yaştakiler (yalnızca Sahraaltı Afrika’da
50 yaş ve üzerinde 3 milyon insan) de dahil olmak üzere her yaş grubundan 34 milyon insan HIV ve
AIDS’le yaşıyor.12 2011 yılı içinde HIV taşıyan insan sayısı 2,5 milyon oldu. 13 AIDS dünya çapında 16
milyon çocuğun yetim kalmasına14 ve pek çoğunun ailelerinin bakım ve geçim sorumluluğunu
üstlenmesine neden oldu.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Her yıl, 499 milyon tedavi edilebilir cinsel yolla bulaşan hastalık
vakası görülüyor.15 Bu hastalıklar genel sağlık durumunu olduğu kadar, anne ve yenidoğan sağlığını
ve en az üç katına çıkan HIV riskini de etkiliyor. 16
●
Doğum öncesi bakımı: Düşük gelir seviyesindeki ülkelerde, gebe kadınların yalnızca %34’ü yeterli
doğum öncesi bakımı alabiliyor.17 Gebelik şekeri, beslenme, anemi (kansızlık) gibi gebelikle bağlantılı
sağlık sorunlarını çözecek seçenekler kısıtlı kalıyor. Gelişmekte olan ülkelerde, hamile kadınların ve 5
yaş altı çocukların yarısından fazlasında anemi sorunu görülüyor. Anemi tamamen önlenebilir
olmakla birlikte anne ve çocuk ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam ediyor. Çocukların
fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkilerken, yetişkinlerin verimliliğini de azaltıyor. 18
Uluslararası toplumun önünde, gereksiz, önlenebilir ve yüksek maliyetli cinsellik ve doğurganlık
sağlığı sorunlarını 2015 sonrası kalkınma gündemine yerleştirerek, insanların hayatlarından,
toplumlardan ve ekonomilerden silme şansı var. En önemlisi, bu sorunların uygun maliyetli ve
kanıtlanmış yöntemlerle önlenebilir olması. Temel insan haklarının uygulanması, uluslararası toplum
tarafından onaylanmalı ve yalnız anne ölümlerini durdurmak, yenidoğanların ve çocukların sağlık durumunu
geliştirmek, HIV’in yayılmasını engellemek gibi kamu sağlığı meselelerinin temel ilkesi olarak kabul edilmekle
kalmayıp, aynı zamanda insan sermayesi birikiminin, kız çocuklarının eğitime ulaşmalarının ve kadınların
veriminin artmasının temeli ve nüfus dinamiklerinin gezegenimizin kaynaklarıyla dengelenmesi için de
yardımcı bir araç olarak görülmelidir.
Bu hakların tam olarak hayata geçirilmesi sağlık, sanitasyon ve altyapıyla ilgili geniş çaplı kalkınma
hedeflerine ulaşılmasıyla yakından ilintili -örneğin kadınları işlerine ve sağlık kurumlarına ulaştıracak işler
halde yolların ve ulaşım araçlarının ya da doğum için gereken temiz su kaynaklarının sağlanması gibi. Bunlara
ek olarak, cinsellik ve doğurganlık haklarına yatırım yapan hükümetlerin kamu bütçelerinde net kazanç
sağladığı biliniyor. Tayland ve Mısır’da sağlık, eğitim, barınma ve diğer sosyal hizmetlerin maliyetine bağlı
olarak, aile planlaması için harcanan her bir dolara karşılık yaklaşık 16-31 dolar tasarruf sağlanıyor.19
Meksika’da aile planlama hizmetlerine harcanan her peso, tehlikeli kürtajların yarattığı komplikasyonların
tedavisinde, doğum ve doğum sonrası bakımda kullanılacak 9 pesodan tasarruf edilmesine neden oluyor.20
Aile planlamasına yapılan her ek yatırımın, gelişmekte olan ülkelerdeki anne ve yenidoğan sağlık
harcamalarında 11 milyar doların üzerinde tasarrufa neden olacağı tahmin ediliyor. 21 Cinsellik ve
doğurganlık sağlığı ve hakları bu yüzden bütüncül bir kalkınma gündeminin parçası olarak görülmelidir.
2015 sonrası kalkınma gündemi bütün kadınlar, erkekler ve gençler için cinsellik ve doğurganlık sağlığı ve
haklarını ileri taşımalıdır:
●
Her yaş grubu için kaliteli, kapsayıcı cinsellik ve doğurganlık bilgilerinin, eğitiminin ve
hizmetlerinin evrensel olarak ulaşılabilir uygulamaları hızlandırılmalı. Bu hizmetlerin odak
noktası şunlar olmalıdır: Aile planlaması ve doğum kontrol yöntemlerine yaygın ulaşım yoluyla
önleme hizmetleri; danışmanlık ve anne sağlığıyla ilgili hizmetler; HIV ve cinsel yolla bulaşan
enfeksiyonlar ve başta meme ve rahimağzı kanseri olmak üzere bulaşıcı olmayan doğurganlık sistemi
hastalıklarının erken teşhisi ve önlenmesi 22; uygun fiyatlı malzemelere ulaşım, hizmetlerin, özellikle
de HIV’yle ilgili olanların, cinsellik ve doğurganlık sağlığı hizmetleriyle, ayrıca kadınlara ve genç
kızlara yönelik şiddetle ve erkeklerin ve erkek çocuklarının cinsel istismarıyla mücadele
●
yöntemleriyle entegre edilmesi; bilgi ve hizmetlere daha düşük maliyetli ulaşım için teknolojik
yeniliklerin (cep telefonları gibi) kullanılması; uluslararası sağlık kapsamı gibi küresel trendler
çerçevesinde, ücretsiz veya sübvanse edilmiş bakım yoluyla kullanıcının cebinden para çıkmamasını
sağlayarak mali kaynaklara ulaşımı garantilemek23.
Ulusal yasalar ve düzenlemelerde temel insan haklarının, özellikle de cinsellik ve doğurganlık
haklarının -yasal politika ve düzenlemelerdeki engellerin ve cezalandırıcı hükümlerin kaldırılması;
insan hakları eğitimi ve yasal haklarla ilgili farkındalık kazandırma gibi yöntemlerle bu hakların
hayata geçirilmesinin garantilenmesi; ayrımcılık, baskı ve şiddet olmadan, yaş, cinsiyet, ırk, etnik
grup, kültür, din, medeni hal, engellilik, HIV, köken, göçmenlik, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet
kimliği ya da diğer faktörler ve statülere bakılmaksızın bilgi ve hizmetlere ulaşım da dahil olmak
üzere- tanınması ve korunması sağlanmalı.
Kadınların ve genç kızların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi temel bir insan
hakları sorunudur ve eşitlikçi, sürdürülebilir bir toplumsal ve ekonomik kalkınma için önşartlardan biridir.
Evin geçimini ve bakımını üstlenen, gıda üretiminin ve gelişmekte olan ülkelerdeki tarımsal işgücünün 24
neredeyse yarısını oluşturan, krizlerden etkilenen ülkelerde barışı inşa eden ve giderek artan şekilde siyaset
ve iş dünyasında liderliğe soyunan kadınlar, ulusların temelindeki güçlü ailelerin ve toplumların belkemiğidir.
Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, aynı zamanda ekonomik büyümenin ve yoksulluğun ortadan
kaldırılmasının temeli olan küresel insan sermayesinin de yarısını temsil eder.25 Fakat toplumsal cinsiyet
temelli ayrımcılığa, şiddet ve eşitsizliğe bağlı olarak sistematik engellerle karşılaşan kadınlar, insan hakları ve
özgürlüklerinden, sağlık ve eğitime erişimlerinden, üretkenlik ve maddi kazanç potansiyellerinden ciddi
oranda taviz vermek zorunda kalmaktadır. Toplumun geniş bir kesimi eşitsizlikle karşı karşıya olduğunda,
ülkelerin ekonomik büyüme ve toplumsal gelişimlerinin hız kaybettiği bilinmektedir. 26
Buna karşılık kadınların güçlenmesi herkesin refah seviyesini artırır ve herkes için fayda sağlar. Örneğin,
kadın istihdam oranları erkeklerle eşit düzeyde olsaydı, ABD’nin gayrisafi yurtiçi hasılasında yüzde 9’luk,
Euro bölgesininkinde yüzde 13’lük, Japonya’nınkinde yüzde 16’lık bir artış görülürdü. 27 Tarım sektöründe
kadınların üretim kaynaklarına eşit erişiminin sağlanması, tarımsal getiride yüzde 20-30’luk bir artışa, açlık
çeken insanların sayısında yüzde 17’ye varan ve yetersiz beslenen insan sayısında 100-150 milyonluk bir
düşüşe neden olabilir.28 Kadınlar ayrıca çocuklarının okul ve sağlık harcamaları gibi kalemlerde, gelirlerinin
erkeklere oranla çok daha büyük bir bölümünü aile ve toplum bütçesine katkıda bulunmak için kullanıyor;
dolayısıyla yoksulluğun azaltılmasına yardımcı oluyorlar. 29 Kadınlar, yerinde destek politikalarıyla ve
doğurganlıkla ilgili karar alma süreci üzerinde kontrol sahibi olarak, hem aile kurmayı hem de üretici girişim
ve işgücüne katılmayı başarabilmektedir. Bununla ilgili alınabilecek önlemler düşük maliyetli çocuk bakım
hizmetlerini ve erkeklerin çocuk yetiştirme ve bakımıyla ilgili işleri ve sorumlulukları paylaşmaya teşvik
edilmesini kapsar. Kadınların güçlenmesi ayrıca, politikaların uygulanması ve kanunların icrası yoluyla
toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, yine toplamda tasarruf etmeye yarayacak şekilde önlenmesine de bağlıdır.
Örneğin ABD, ulusal yasalarını uygulayarak, sağlık ve şiddet sonrası hizmetlere, polis müdahalesine,
kaybedilen verime, azalan yaşam kalitesine ve ölüm oranlarına yapılan doğrudan ve dolaylı harcamalarda
14,8 milyar dolarlık bir tasarruf sağlamıştır. Avustralya’da şiddet görmesi engellenen her kadın için 23,673
dolarlık bir kazanç sağlanacağı tahmin edilmektedir. 30
Binyıl Kalkınma Hedefleri’ndeki pozisyonundan da anlaşılacağı gibi, kadının güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet
eşitliğinin önemi uluslararası toplum tarafından yeteri kadar kabul edilse de hâlâ önemli zorluklarla karşı
karşıyayız:
●
●
●
●
●
Kadına Yönelik Şiddet: Tüm dünya çapında ülke verileri göstermektedir ki, 10 kadından 6’sı hayatı
boyunca en az bir kez eviçi ve/ya cinsel şiddetle karşılaşmaktadır. Bu da kadınların refahı, sağlığı,
üretkenliği, hem çocuklarının hem kendilerinin eğitimi ve işgücü üzerindeki milyarlarca dolarlık
yıkıcı sonuçlarıyla birlikte, kadına yönelik şiddetin en yaygın insan hakları ihlallerinden biri
olduğunu gösteriyor.31
Cinsellik ve Doğurganlık Sağlığı ve Hakları: Dünya çapındaki hamileliklerin yaklaşık yüzde 40’ı
istenmeyen gebeliklerden oluşur, çünkü kadınların kaliteli hizmetlere ve doğum kontrolüyle ilgili
bilgi ve servislere ulaşımı kısıtlıdır. 32 Her yıl dünyada tahmini olarak 20 milyon tehlikeli kürtaj
operasyonu gerçekleştirilmektedir ve bunların çoğu gelişmekte olan ülkelerde, kadınların ve genç
kızların yaşamlarını tehdit etmektedir.33 Bu konudaki ilerlemeye rağmen anne ölümleri hâlâ kabul
edilemez derecede yüksektir. Doğurganlık dönemindeki kadın ölümlerinin en büyük nedenlerinden
biri de HIV/AIDS’tir.34
Okuryazarlık: Dünyada okuryazar olmayan 790 milyonluk nüfusun üçte ikisi kadınlardan oluşur.35
Bu, kadınların ve ailelerinin özerklikleri ve sağlıklarıyla ilgili bilgilere ulaşmasının önünde önemli bir
engeldir; aynı zamanda istihdam ve gelir kazanma seçeneklerine ulaşımlarını kısıtlar.
İstihdam ve geçim kaynakları: Kadınların işsizlik oranları erkeklerden daha yüksektir; daha çok,
emek piyasasının alt basamaklarındaki düşük ücretli, daha güvensiz ve garantisiz işlerde çalışırlar ve
sıklıkla sosyal güvence ve çalışan haklarından mahrum oldukları kayıtdışı sektörlerde kalırlar.36
Dünya çapında kadınlar, erkeklere oranla ortalama yüzde 10-30 oranında daha az kazanıyorlar.37
Gelişim şu anki hızıyla devam ederse, ücret alanındaki toplumsal cinsiyet farkını kapatmak için
katedilen yol, bizi eşit işe eşit ücret amacına ancak 75 yıl sonra ulaştıracaktır.38
Liderlik ve karar-alma: Kadınlar ulusal parlementolardaki temsilcilerin yalnızca yüzde 20’sini
oluşturmaktadır. Bakanlıklarda bu oran yüzde 17’nin altına düşmekte ve dünya çapındaki üstdüzey
yöneticilerin ise yalnızca yüzde 25’ini kadınlar oluşturmaktadır.39
2015 sonrası kalkınma gündemi çerçevesi içerisinde, kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet
eşitliği öncelikler arasında en başa alınmalı ve aynı zamanda toplumsal, kültürel, ekonomik ve politik
haklarla ilgili tartışmaların da merkezinde tutulmalıdır.
Öncelikli alanlar şunlardır:
●
●
●
●
●
Her yaştan kadının, kaliteli ve bütüncül cinsellik ve doğurganlık sağlığı bilgi ve hizmetlerine ulaşımı
da dahil olmak üzere, cinsellik ve doğurganlık sağlığı ve haklarının savunulması, korunması ve
hayata geçirilmesi.
Kadın okuryazarlık oranının yükseltilmesi ve her eğitim seviyesinde toplumsal cinsiyet
farklarının kapatılmaya devam edilmesi.
Kadınların geçim kaynaklarına eşit ulaşımı. Bunun için eşit istihdam ve gelir kazanma
seçeneklerinin sağlanması, erkeklerle eşit ücrete, üretim araçlarına, bankacılık ve finans servislerine,
tarımsal desteklere, toprağa, mülkiyete, mirasa, teknolojiye, eğitime ve Bilgi ve İletişim
Teknolojilerine eşit ulaşımın sağlanması gerekir. Özellikle güçlü bir emeklilik ve sosyal güvenlik
sisteminin olmadığı ülkelerde ileri yaşlardaki insanlar için geçim kaynaklarının ve istihdam
imkânının sağlanması kadınlar için özellikle önemlidir.
Yerel ve ulusal düzeyde siyasi katılımı artırmak için olumlu ayrımcılık uygulamaları ve daha
kapsayıcı, katılımcı bir yönetişim ve demokrasi yapısının geliştirilmesi gibi önlemlerle karar alma
süreçlerinde liderlik imkânlarının yaratılması.
Cinsel taciz, cinsel şiddet ve insan kaçakçılığı, eviçi şiddet ve evlilik içi tecavüz de dahil olmak üzere,
kadınlara ve genç kızlara yönelik tüm toplumsal cinsiyete dayalı şiddet türlerinin, yasal reformlar ve
yaptırımlar, gençlere ve erkeklere yönelik sürdürülebilir önleme çalışmaları, sağlık hizmetleri ve
sosyal hizmetlere evrensel ulaşım, adalet ve şiddetten etkilenenlere destek yollarıyla ortadan
kaldırılması.
Ergenler ve gençler bugün ve gelecekte daha iyi bir dünyanın anahtarıdır. Günümüz dünyası, dünya
nüfusunun yüzde 43’ünü oluşturan toplam 3 milyar kişiyle, tarihteki en geniş 25 yaş altı genç nüfusa
evsahipliği yapmaktadır. 40 Bu nüfusun neredeyse yarısı (1,2 milyar) 10-19 yaş arası ergenlerden
oluşmaktadır. 41 Genç nüfusun çoğunluğu (%87) ise gelişmekte olan ülkelerde toplanmıştır. Hakları,
seçenekleri ve seçimleri kısıtlanmış, kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine ve istihdama ulaşımları yetersiz
kalmıştır.42 Ergenlik çağındaki genç kızlar, çeşitli ayrımcılık ve şiddet türlerine maruz kaldıklarından ve
sıklıkla erkek çocuklarla aynı imkân ve özgürlüklerden faydalanamadıklarından özellikle hassas bir grup
oluşturur. Sayıları 60 milyonun üzerinde olan çocuk gelinler en güçsüz gruplar içerisindedir. Sağlık ve
yaşamları üzerindeki risklerine ve eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalmalarına rağmen erken yaşta
anne olmaları için baskı görmektedirler.43 Erken yaşta karşılaşılan bu eşitsizlik, kötü sağlık koşullarına,
ekonomik güvensizliğe ve ileri yaşlarda yaşam kalitesinin düşmesine neden olur. 44
Araştırmalar, ergenlikte yapılacak pozitif yatırımların ileri yaşlarda olumlu sonuçlar -makro düzeyde sosyal,
ekonomik, demografik ve çevresel çarpan etkileriyle- doğuracağını göstermektedir. Gençler, özellikle de genç
kadınlar doğum kontrol yöntemlerine ulaşabildiğinde, böylece evlilik ve çocuk doğurma tarihlerini erteleyip,
eğitimlerine ve çalışmaya devam edebildiğinde, daha yüksek becerilerle, daha verimli bir işgücüne
dönüşebilirler. Çok az değişkenle ailelerde ve topluluklarda haneiçi birikimler ve yatırımlar artabilir;
yoksulluğun ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma hedeflerine ulaşılabilinir. 45 Bu
‘demografik bölünen’ Doğu Asya’nın ‘mucize’ ekonomik büyümesinin arkasındaki önemli faktörlerden biriydi
ve diğer bölgelerde de gözlemlendi. 46 Dünyada beş kişiden biri gençlerden oluşurken (2050’ye kadar 60’ın
üzerine çıkacağı öngörülüyor), gençlere bugünden yatırım yapmak -sağlık, eğitim, geçim kaynağı ve gelecekte
hayatlarını kazanma becerilerini artırmaya, böylece emekliliklerine ve sosyal güvenlik sistemlerine katkı
sağlayarak- yarın yaşları ilerlediğinde daha kaliteli bir yaşam sürmelerini de sağlamanın en iyi yolu.47
Buna rağmen genç insanlar adeta görünmezler; ne yazık ki Binyıl Kalkınma Hedefleri’nde görmezden
geliniyorlar. Bu da kamu programlarında ve ulusal bütçelerde çok kısıtlı bir ilgi görmelerine neden olarak,
sosyal istikrar, ekonomik kalkınma ve yoksulluğun ortadan kaldırılması hedeflerine ciddi şekilde etki ediyor:
●
●
●
Okuma oranı: 71 milyon genç ergen (12-15 yaş arası) okula gitmiyor48, özellikle de yoksul genç
kızlar ve çatışma bölgelerindeki çocuklar... 49 Çocukların dörtte birinden azı ortaokulu
tamamlayabiliyor.50 En yoksul hanelerin yüzde 60’ından gelen İlkokul çağındaki kız çocuklarının
okulu bırakma oranı, varlıklı ailelerden gelenlerden üç kat daha fazla. Ortaokul çağındakilerde ise
okulu bırakma oranı, daha varlıklı yaşıtlarının iki katı.51 Bu çocuklar temel bir haklarından mahrum
bırakılıyor ve ayrıca gelecekteki aileleri ve ülkeleri için önemli bir kazanç da engelleniyor: İlkokulda
kaldıkları her ekstra yıl genç kızların daha sonra alacakları maaşı yüzde 10-20 oranında artırıyor52;
ortaokuldaki her ekstra yıl ise yüzde 15-25 oranında bir artışa neden oluyor.53
Cinsellik ve Doğurganlık Sağlığı ve Hakları: Gebelik ve doğum komplikasyonları düşük ve orta
gelir düzeyindeki ülkelerde ergen genç kızların basilica ölüm nedenlerinden -her yıl 50 bin ölümbiri.54 Küresel çapta beş genç kızdan biri 18 yaşını doldurmadan doğum yapıyor. 55 Her yıl ergenlik
çağındaki 16 milyon genç kız (15-19 yaş arası) doğum yapıyor ve tahmini olarak 3 milyonu da
tehlikeli şartlarda kürtaj yaptırıyor.56 Gençler (15-24 yaş arası), bütün yeni HIV enfeksiyonlarının
yüzde 40’ını oluşturuyor ve bu haliyle HIV/AIDS’ten en fazla etkilenen grup.57 Genç kadınlar, özel
olarak risk altında yaşıyor; HIV/AIDS’ten etkilenme oranları erkeklerin iki katı58 ve dünyada HIV ve
AIDS’le yaşayan 5 milyon genç insanın yüzde 60’ını oluşturuyorlar.59 Öte yandan, düşük-orta gelir
seviyesindeki ülkelerde, genç erkeklerin %36’sı, genç kadınlarınsa yalnızca %24’ü HIV’yi nasıl
önleyebileceğini biliyor.60
Ergen ve Genç Kızlara Yönelik Şiddet: Dünya çapında genç kadınlar, eviçi şiddet, cinsel şiddet,
sömürü ve insan kaçakçığı, erken yaşta evlilikler, kadın sünneti gibi çok çeşitli şiddet türüne ve
●
zararlı uygulamaya maruz kalmaktadır. Cinsel saldırıların neredeyse %50’si 16 yaş altı genç kızlara
yöneliktir ve genç kadınların yaklaşık yüzde 30’u ilk cinsel deneyimlerinin zorlamayla gerçekleştiğini
söylemiştir.61
İstihdam: Toplamda gençler yetişkinlerden üç kat daha fazla işsizlikle karşılaşmaktadır. 62 Tahmini
olarak 75 milyon genç insan işsizdir ve pek çoğu iş bulma umudunu kaybedip aramaktan vazgeçtiği
için bu rakamın içinde yer almamaktadır.63 Gençlerin, yoksulluk içinde yaşayan işçilerin neredeyse
çeyreğini oluşturduğu tahmin edilmektedir. 64 İşsizlik yalnızca yoksulluk ve toplumsal dışlanmaya
değil, eğitime ayrılacak kamu bütçesinin azalmasına, teknolojik yenilik yapma ve ekonomik kalkınma
fırsatının kaçırılmasına ve vergiden elde edilecek katkı ve tasarrufun azalmasına da neden olur. 65
Ergen ve gençlerin (10-24 yaş arası) güçlenmesi ve hakları yeni kalkınma gündeminde bir öncelik
alanı ve açık bir odak noktası olmalı; özellikle kız çocuklarına ve genç kadınlara özel bir dikkat
gösterilmelidir. Gençlerle ilgili alınacak kararlar gelecek nesillere de aksettirilebilir olmalıdır.
Stratejik önemi olan alanlar şunlardır:
●
●
●
●
Hem erkek hem kız çocukları için kaliteli eğitime ulaşım. Özellikle kız çocuklarının ortaokulu
tamamlamasına özel bir ilgi göstermek gereklidir. Çünkü bunun yoksulluğun azaltılmasında ve
ekonomik kalkınmada, geleceğin çocuklarının eğitimi ve sağlığında, daha iyi bir cinsellik ve
doğurganlık sağlığında, anne ve çocuk ölümlerinin azaltılmasında, HIV’de ve doğurganlığın
ertelenmesinde yüksek etkisi vardır. Örneğin her yıl annelerin eğitilmesi, beş yaşın altındaki çocuk
ölümlerinde yüzde 5-10’luk bir düşüşe neden olmaktadır.66 Gebe genç kızların ve genç annelerin
eğitimlerini tamamlaması kritik önemdedir ve bunun için ihtiyaçlara göre düzenlenmiş destek
gerekmektedir.
Okul içinde ve dışında bütüncül bir cinsellik eğitimine ulaşım,67 gençlerin temel ‘hayat bilgileri’
içinde görülmeli. Bu eğitim sayesinde gençler, HIV ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunabilir;
genç kızlar, istenmeyen gebeliklerden, tehlikeli kürtaj operasyonlarından ve bağlantılı ölümlerden
kaçınmak gibi hayati konularla ilgili bilinçli kararlar alabilir ve eğitimlerine devam edebilir; insan
haklarına saygı, tolerans, toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddetsizlik yaygınlaşabilir.
Başta her tür çocuk istismarından, şiddetten, sömürüden ve insan kaçakçılığından korunmak olmak
üzere, genç kızların insan haklarının korunması, erken yaşta evlilikler ve kadın sünneti de dahil
olmak üzere zararlı uygulamaların ortadan kaldırılması, hamilelik nedeniyle okuldan çıkarılmanın
yasaklanması ve ergenlerin cinsellik ve doğurganlık bilgileri ve hizmetlerine ulaşımının önündeki
engellerin kaldırılması için yasal önlemlerin ve politikaların geliştirilmesi.
Cinsellik ve doğurganlık bilgi ve hizmetlerine evrensel ulaşım. Bu bilgi ve hizmetler, yüksek
kalitede, gençlere uygun, mahremiyet, gizlilik ve bilgilendirilmiş onay haklarına saygılı olmalı. Odak
noktası gebeliğin, HIV’in ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların önlenmesi, cinsel saldırı ve diğer
şiddet türlerinde zamanında destek olmalıdır. Ergen kadınların, bu yaş grubunda görülen istenmeyen
●
gebeliklerin ve anne ölümlerinin önlenmesi başta olmak üzere, kaliteli hizmetlere ulaşabilmesine
özel bir önem verilmelidir.
Genç kadınların eşit fırsatlara ulaşmasına özel önem vererek, gençler için düzgün istihdam ve gelir
kaynaklarının oluşturulması. Gençlere uygun iş politikalarının, okullar, toplum merkezleri, özel
sektör ortaklığında makro ve mikro düzeylerde uygulanması gerekmektedir. Ayrıca gençlerin
girişimcilik yeteneklerinin, okuldan iş dünyasına başarılı geçişlerinin, üretici kaynaklara ve finansal
hizmetlere ulaşımlarının desteklenmesi gerekir.
Anlamlı bir gelişim ve kapsayıcı bir kalkınma için, ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde insan hakları ve
eşitlik ilkeleri üzerine temellenen sağlam bir hesap verebilirlik çerçevesinin oturtulması gerekiyor:
●
●
●
●
İnsan haklarına uyulup uyulmadığını görmek için, politik, programsal ve finansal hesap
verebilirliği takip etmeye yarayacak ve farklı paydaşları kapsayabilecek önlem ve mekanizmaların
oluşturulması gereklidir. Bu, cinsellik ve doğurganlık sağlığı bilgileri ve hizmetlerinin evrensel olarak
ulaşılabilir olması için, sağlık sektörü sisteminin güçlendirilmesini ve bütçelerini takip etmeyi, ulusal
sağlık planlarının ve bütçelerinin asgari cinsellik ve doğurganlık sağlığı hizmetlerini kapsamasını da
içeriyor.68 Bütün bunların, eşit ulaşım ve kaliteli bakım odağıyla, altulusal ve topluluk düzeyindeki
mekanizmaları da kapsamasına dikkat edilmelidir.
İnsan haklarının ve insan güvenliğinin hesap verme süreçlerinin nihai amacı olması
gerekmektedir. Buna, farklı sektörlerdeki kadınların ve gençlerin, eşitsizlik, kötü sağlık koşulları ve
yoksullukla mücadele ederek güçlenmelerini mümkün kılan birbiriyle bağlantılı yatırımların
izlenmesi de dahildir. Cinsellik ve doğurganlık sağlığı özelinde takip, kaliteli hizmetlere ulaşımı
artırmakla kalmadı, aynı zamanda gençlerde, kadınlarda ve toplumsal cinsiyet eşitliğinde sağlık
sektörünün çok ötesinde dönüştürücü bir etki de yaptı.
Veri oluşturmaya özel bir önem vermek; nüfus grupları içerisindeki eşitsizlik ve çeşitliliklere vurgu
yapacak ayrıştırma ve analizler yapmak; hem kentsel hem de kırsal bağlamda, göçmenlerin, yerinden
edilmişlerin, çatışmadan etkilenmişlerin, yerli halkların ve azınlıkların, yaşlıların ve özellikle
kadınların, ergenlerin ve yoksulluk içinde yaşayan gençlerin, yani en yoksul ve dışlanmış grupların
politika, yasa ve hizmetlere ulaşabildiğinden emin olmak için gereklidir.
Devletin hükümetler aracılığıyla halka hesap verebilir olması, çeşitli aktörler, özellikle de BM Sistemi,
kalkınmayla ilgili işbirliği yapılan partnerler, özel sektör ve diğer ilgili taraflar tarafından taahhüt
edilenlerin yerine getirilip getirilmediğini takip ederken en önemli odak noktası olmalıdır. Hesap
verme sistemleri sektörler arası olmalı ve katılımcı bir yaklaşımla kadınlar, gençler ve diğer
aktörlerle çalışan sivil toplum örgütlerinin ve dışlanmış grupların sürece dahil olması sağlanmalıdır.
Bu katılım, özellikle de politika yapma ve izleme aşamalarına katılım sağlandığında, ilerlemeyi
anlamlı ve etkin hale getirmek için kritik bir öneme sahiptir. Bağımsız medyanın da, ilerleme
hakkında bilgilerin yayılmasını sağlayarak, siyasi iradeyi ve kamu desteğini sürdürmekte önemli bir
rolü vardır.
***************
Geçtiğimiz yıllarda, uluslararası toplum bir dizi ilham verici anlaşma ve taahhüte imza attı. Bunlardan biri de
insan haklarını ileri götürmeyi, yaşam kalitesini artırmayı, yoksulluğu azaltmayı ve kalkınmayı teşvik etmeyi
amaçlayan Binyıl Kalkınma Hedefleri’ydi. Pek çok konuda ve ülkede ciddi gelişme kaydedilmesine rağmen,
cinsellik ve doğurganlık sağlığı ve haklarını, kadınların güçlenmesini, toplumsal cinsiyet eşitliğini, gençlerin
ve ergenlerin hakları ve güçlenmesini sağlayacak siyasi irade ve kaynak yatırımları yetersiz kaldı. Bu
alanlarda sağlanacak gelişme, yoksulluğun ortadan kaldırılması, sağlık, eğitim, ekonomik büyüme, çevresel
sürdürülebilirlik gibi diğer küresel hedeflerin gerçekleştirilmesine ayrılmaz biçimde bağlıdır. İnsanların
yaşam ve haklarının evrensel bir boyutu olan bu üç kilit alanda güçlenme sağlanmadıkça, bütün insanlık için
anlamlı, kapsayıcı, sürdürülebilir bir gelişme sağlamanın mümkün olup olmadığı sorgulanmalıdır.
Uluslararası toplum şu anda, sağduyu, bu alanlara yapılacak yatırımların stratejik önemine ilişkin kanıtlar ve
geniş tabanlı bir ortaklıkla, geçtiğimiz dönemde başardıkları ve öğrendiklerinin de katkısıyla bu eşitsizlikleri
azaltma şansına sahip. Nüfus dinamiklerinin ve demografik öngörülerin planlama içerisinde sistematik
biçimde değerlendirilmesi, cinsellik ve doğurganlık sağlığı ve haklarındaki gelişmelerle birleştirildiğinde,
dünyanın pek çok alanda karşılaştığı sorunlara cevap olabilir: Yoksulluk, göç, yaşlanan nüfus, kentleşme ve
artan genç nüfusun eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerle ilgili yükselen ihtiyaçları. Dünya nüfusu şu anda 7
milyarın üzerine ve bu rakamda 2050’ye kadar, çoğu dünyanın en yoksul ülkelerinde olmak üzere 2 milyarlık
bir artış bekleniyor.69 Dünyaya yeni gelen milyonlarca çocuk ve gencin özgürlüklerinin, imkânlarının ve
seçimlerinin dikkate alındığı bir dünyada yaşamaya hakkı var. Hükümetler, bağışçılar, sivil toplum ve özel
sektör, bütün bireylerin, ailelerin ve toplulukların daha sağlıklı, müreffeh, eşit ve sürdürülebilir bir dünya için
gereken bilgi, beceriler ve kaynaklarla güçlenmesi için birlikte çalışma şansına ve yükümlülüğüne sahip.
1 United
Nations (2012). Millennium Development Goals Report. (United Nations: New York).
bkz. 3.c: “Ensuring universal access to quality and affordable family-planning and other sexual and
reproductive rights and health services” in United Nations (2012). Resilient People, Resilient Planet, A Future Worth
Choosing, the Report of the United Nations Secretary-General’s High-Level Panel on Global Sustainability. (United Nations:
New York).
3 Örneğin Bangladeş’in 140 köyünde yapılan 20 yıllık bir araştırma, kadınlara doğum kontrol yöntemlerinin ve
doğurganlık haklarıyla ilgili bilgilerin sunulmasının maaşlarda %30’luk bir artışa, doğurganlıkta ise yüzde 10-15’lik bir
düşüşe neden olduğunu göstermiştir. Çocukların yaşam şansı ve, okula gitmesi ve toplamda ise anne ve çocuk sağlığı da
gelişmiştir. Hane geliri artmıştır. Schultz, Paul (2009). How Does Family Planning Promote Development? Evidence from a
Social Experiment in Matlab, Bangladesh, 1977-1996.
4 UNFPA (2012). Issues Brief for Rio+20: Population Dynamics and Sustainable Development.
5 UNFPA and HelpAge International (2012). Ageing in the Twenty-First Century: A Celebration and A Challenge. (United
Nations: New York; HelpAge International: London).
6 WHO (2012). Maternal Mortality Fact sheet N°348.
7 Nanda, G, and Kimberly Switlick and Elizabeth Lule (2005). Accelerating Progress Toward the MDG to Improve Maternal
Health; Health, Nutrition and Population Discussion Paper, World Bank.
8 UNFPA and HelpAge International (2012). Ageing in the Twenty-First Century: A Celebration and A Challenge. (United
Nations Population Fund: New York; HelpAge International: London).
9 Guttmacher Institute and UNFPA (2012). Fact Sheet: Costs and Benefits of Investing in Contraceptive Services in the
Developing World.
10 Cohen, Susan A (2009). Facts and Consequences: Legality, Incidence and Safety of Abortion Worldwide, Guttmacher
Policy Review, Fall 2009, Volume 12, Number 4.
11 UNAIDS, Factsheet: the Global AIDS Epidemic. (Data from 2011).
12 UNFPA and HelpAge International (2012). Ageing in the Twenty-First Century: A Celebration and A Challenge. (United
Nations Population Fund: New York; HelpAge International: London).
13 UNAIDS, Fact Sheet: The Global AIDS epidemic. (Data from 2011).
2 Önerilere
14 UNAIDS
(2010). Report on the Global Aids Epidemic. (Joint United Nations Programme on HIV/AIDS (UNAIDS): New
York).
15 WHO (2012). Sexually Transmitted Infections. (World Health Organization: Geneva).
16 Ibid.
17 WHO (2012). Global Health Observatory: Antenatal Care. (Data from 2005-2010).
18 WHO/UNICEF (2004). Joint Statement: Focusing on Anaemia, towards an integrated approach for effective anaemia
control.
19 Chao D and Allen K, (1984). A cost benefit analysis of Thailand’s family planning program, Studies in Family Planning,
10(3):75–81.
20 Nortman D, Halvas J and Rabago A (1986). A Cost-benefit Analysis of the Mexican Social Security Administration’s
Family Planning Program, Studies in Family Planning, 17(1):1–6.
21 UNFPA (2012). State of the World Population 2012: By Choice, Not by Chance: Family Planning, Human Rights and
Development. (United Nations Populations Fund: New York).
22 Bkz. WHO (2011). Ten Facts on Cancer: Meme ve rahimağzı kanserleri, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilmesine
rağmen kadınların ölümüne neden olan ilk 5 kanser türü içerisinde. Tüm kanser türlerinin beşte biri kronik
enfeksiyonlardan kaynaklanır —hepatit B virüsü (HBV) akciğer kanserine ve rahimağzı kanserinin sorumlusu insan
papillom virüsüne (HPV) yol açar ve gelişmekte olan ülkelerdeki en yaygın kanser türüdür. Kanser kaynaklı ölümlerin
yüzde 20’ye yaklaşan kısmı, bu iki enfeksiyona bağışıklık kazanılmasıyla önlenebilir.
23 United Nations (2012). Resolution Adopted by the General Assembly 66/288 The Future We Want (Sept 2012), para.
139, ‘evrensel sağlık kapsamının’ önemini kabul eder. Bkz. The Lancet, Volume 380, No. 9845, 8 September 2012, special
issue on Universal Health Coverage.
24 De Schutter, Oliver (2012). Our Secret Weapon Against Hunger: Gender Equality and Women’s Empowerment. Asian
Development Bank.
25 United Nations (2012). Resilient People, Resilient Planet, A Future Worth Choosing, the Report of the United Nations
Secretary-General’s High-Level Panel on Global Sustainability. (United Nations: New York) ‘bir dahaki küresel büyüme
artışı kadınların ekonomik güçlenmesinden gelebilir’ diyor.
26 Berg, Andrew G. and Jonathan D Ostry (2011). Inequality and Unsustainable Growth: Two Sides of the Same Coin? IMF
Staff Discussion Note.
27 United Nations (2012). Resilient People, Resilient Planet, A Future Worth Choosing, the Report of the United Nations
Secretary-General’s High-Level Panel on Global Sustainability. (United Nations: New York).
28 FAO (2011). The State Of Food And Agriculture 2010-2011: Women In Agriculture—Closing The Gender Gap For
Development. (Food and Agriculture Organization: Rome).
29 World Bank (2001). Engendering Development Through Gender Equality in Rights, Resources, and Voice. (Oxford
University Press: New York).
30 UN Women, Fact Sheet: Violence against Women and the Millennium Development Goals.
31 Kadına yönelik şiddetle ilgili önde gelen araştırmalarda kullanılan ve 48 ülkeyi kapsayan veriler, kadınların yüzde 1576’sının hayatları boyunca en az bir kez eviçi ve/ya cinsel şiddet gördüğünü gösteriyor. UN Women, Fact Sheet: Violence
Against Women and the Millennium Development Goals.
32 Singh S, Sedgh G and Hussain R (2010). Unintended pregnancy: Worldwide Levels, Trends, and Outcomes, Studies in
Family Planning, 41(4):241–250.
33 Cohen, Susan A (2009). Facts and Consequences: Legality, Incidence and Safety of Abortion Worldwide, Guttmacher
Policy Review, Fall 2009, Volume 12, Number 4.
34 UNAIDS The Global AIDS Epidemic, Key Facts (based on 2011 data).
35 UNESCO Institute for Statistics (2011). Fact Sheet: Adult and Youth Literacy, No. 16, September 2011.
36 United Nations (2012). United Nations Millennium Development Goals Report. (United Nations: New York).
37 ILO and UN Women (2012). Policy Brief: Decent Work and Women’s Economic Empowerment: Good Policy and Practice.
(UN Women: New York).
38 ILO (2011). Report of the Director General, A New Era of Social Justice, International Labour Conference, 100th Session.
(International Labour Office: Geneva).
39 United Nations (2012). United Nations Millennium Development Goals Report. (United Nations: New York).
40 UNFPA (2011). State of World Population 2011: People and Possibilities in a World of 7 Billion. (United Nations
Population Fund: New York).
41 UNICEF (2012). Progress for Children: A Report Card on Adolescents. (United Nations Children’s Fund: New York).
42 Youth
refers to 15-24 years of age. UNDESA (2010). World Youth Report: Youth and Climate Change. (United Nations:
New York).
43 UNFPA (2012). Marrying Too Young: End Child Marriage. (United Nations Population Fund: New York).
44 UNFPA and HelpAge International (2012). Ageing in the Twenty-First Century: A Celebration and A Challenge. (United
Nations Population Fund: New York; HelpAge International: London.
45 Singh S et al. (2009). Adding It Up: The Costs and Benefits of Investing in Family Planning and Maternal and Newborn
Health. (Guttmacher Institute and United Nations Population Fund: New York).
46 Bahsi geçen Asya ülkeleri: Güney Kore, Singapur, Hong Kong, Tayvan’dır. Bkz. UNFPA (2012). State of World Population
2012: By Choice, Not by Chance: Family Planning, Human Rights and Development. (United Nations Population Fund: New
York) and UNAIDS, UNICEF, UNFPA, WHO (2012). Health in the post-2015 UN development agenda, Thematic Think Piece,
UN System Task Team on the Post-2015 Development Agenda. (United Nations: New York).
47 UNFPA (2012). State of the World’s Population 2012: By Choice, Not by Chance: Family Planning, Human Rights and
Development. (United Nations Population Fund: New York).
48 United Nations (2012). Millennium Development Goals Report. (United Nations: New York).
49 UNESCO (2012). Fact Sheet: Reaching out of school children is important for development.
50 United Nations (2012). Resilient People, Resilient Planet, A Future Worth Choosing, the Report of the United Nations
Secretary-General’s High-Level Panel on Global Sustainability. (United Nations: New York).
51 United Nations (2010). Millennium Development Goals Report. (United Nations: New York); see also UNESCO (2012).
Education for All Global Monitoring Report. (UNESCO: Paris).
52 United Nations, Inter-agency Task Force on Rural Women, Fact Sheet: Rural Women and the Millennium Development
Goals.
53 UNICEF (2011). UNICEF says education for women and girls a lifeline to development. See also Ruth Levine, et al.
(2008). Girls Count: A Global Investment & Action Agenda. (Center for Global Development: Washington, D.C.)
54 UNICEF (2012). Progress for Children: A report card for adolescents. (United Nations: New York). 55 WHO (2012). Fact
sheet N°364 Adolescent pregnancy.
55 WHO (2012). Fact sheet No.364 Adolescent pregnancy.
56 Ibid.
57 UNAIDS The Global AIDS Epidemic, Key Facts. (Based on 2011 data).
58 UNAIDS (2011). UN World AIDS Day Report. (Joint United Nations Program on HIV/AIDS: Geneva).
59 UNICEF (2010). Progress for Children: Achieving the MDGs with Equity. (UNICEF: New York).
60 UNAIDS (2012). Fact Sheet: Adolescents, Young People and HIV.
61 UN Women, Fact Sheet: Violence against Women and the Millennium Development Goals.
62 Ortiz, Isabel and Matthew Cummings (2012). When the Global Crisis and the Youth Bulge Collide; Social and Economic
Policy Working Paper. (UNICEF: New York).
63 ILO (2011). Global Employment Trends for Youth: 2011 Update. (International Labour Office: Geneva).
64 Ibid. (52 ülkenin verileri)
65 UNFPA (2011). State of World Population 2011: People and Possibilities in a World of 7 billion. (United Nations: New
York).
66 UNFPA (2005). State of World Population 2005: The Promise of Equality Gender Equity, Reproductive Health and
the Millennium Development Goals. (United Nations Population Fund: New York).
67 UNESCO’nun kapsamlı cinsellik eğitimi tanımı: ‘Cinsellik eğitimi yaşa ve kültüre uygun bir yaklaşımla seks ve ilişkiler
hakkında bilimsel, gerçekçi ve yargılayıcı olmayan bir tavırla bilgi vermektir. Kapsayıcı cinsellik eğitimi programları,
cinselliğin insan haklarıyla ilgili,, etik, biyolojik, duygusal, toplumsal, kültürel ve cinsiyetle ilgili taraflarına vurgu yapar;
çeşitli cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerine saygıyla yaklaşır.’’ (UNESCO (2011). School-Based Sexuality Education
Programmes: A Cost and Cost-Effectiveness Analysis in Six Countries. (UNESCO: Paris).
68 Tavsiye: United Nations Commission on Information and Accountability for Women's and Children's Health (2011).
Keeping Promises, Measuring Results. (United Nations: New York).
69 UNDESA Population Division (2011). World Population Prospects: The 2010 Revision. (United Nations: New York).
2012 High-Level Task Force for ICPD
www.icpdtaskforce.org
Download