CUMA NAMAZI VE HUTBE Muhterem Müslümanlar Farz olan ibadetlerden biri de cuma namazıdır. Yüce Rabbimiz Kuranı Kerim'de Cuma adı verilen sûre de "Ey iman edenler. Cuma günü namaza çağrıldığınız zaman atış verişi bırakarak Allah'ı zikretmeye gidin. Alış verişi bırakarak Allah'a ibadete gitmeniz, eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır. Namazı kıldınız mı da yeryüzüne dağılın ve Allah'ın sizin için yarattığı nimetlerden nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki umduğunuza kavuşasınız" (1) buyurmaktadır. Yolcu olmayan, hür, sıhhatli, camiye kadar gitmeye gücü yeten, gözleri kör olmayan, ergenlik çağına gelmiş, akıl sahibi bütün müsluman erkekler cuma namazını kılmakla yükümlüdürler. Gerçi camilerde hanımlar için ayrılmış uygun bir mekan olduğu takdirde cuma namazına gelebilen hanımlar da cuma namazını kılabilirler. Yukarıda anlamını verdiğimiz ayetle de görüldüğü üzere Yüce Rabbimiz; alış veriş de dahil her türlü işimizi bırakarak cuma namazını kılmak üzere camiye gidilmesini emretmektedir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) cuma namazı hakkında şöyle buyurmuşlardır "Allah Teala cumayı size bu sene, bu ayda, bu günde, bu mekanda, kıyamete kadar kılınmak üzere farz kıldı. Her kim benim hayatımda veya benden sonra cuma namazını küçümseyerek veya inkar ederek terk ederse; Allah onun iki yakasını bir araya getirmesin ve işinde bereket vermesin. Haberiniz olsun ki o kimsenin namazı da yoktur, zekatı da yoktur, hayrı da yoktur. Ta ki tövbe edinceye kadar Allah tövbe edenin tövbesini kabul eder". (2) Sevgili Peygamberimizin bu hadisinden cuma namazının dinimizde ne kadar önemli bir yeri olduğu anlaşıımaktadır. Yukarıda saydığımız şartlara sahip Olan Müslümanların cuma namazını kılmaları dini görevleridir Bu görev, nefsin kılmamak için zorlayıcı tel kinlerine uyarak terk edilmemelidir. Muhterem Müslümanlar! Cuma namazının önemli hususiyetlerinden biri de hutbedir. Hutbe, cuma namazının kabul olması için gerekli şartlardan biridir. Yani bütün şartları yerine getirilmiş olarak cuma namazı kılınıp yalnız hutbe okunmasa kılınan namaz kabul olmaz. Hutbenin dikkat kesilerek dinlenmesi de cumanın adabındandır. Zira hutbe okunurken konuşmak tesbihat yapmak, verilen selamı iade etmek gibi davranışlar dahi men edilmiştir. Hutbe okunurken anılan tavırla ilgili olarak Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır "Hatip konuşmaya başlayınca susulur. Hatip konuşurken yanındakine sus demek hatalıdır. Namazda haram olan hutbede de haramdır". (3) Peygamberimizin bu emirlerinde görüldüğü gibi hutbe can kulağı ile dinlenmelidir. Çünkü hutbe İslam'ın mesajıdır. İmam efendi bir hafta içinde Müslümanlar arasinda gördüğü İslama aykırı tepsitlerini hut be vasıtasıyla duyurarak onlara bir daha hatalara düş memeleri için İslam adına uyarılarda bulunmaktadır. Bir yandan da gelecek günler için yine İslami kurallardan duyurulması gereken hususları ve İslam'ın emir ve yasaklarını Müslümanlara duyurmaktadır cuma nama zına gelen Müslüman, İslam'ın mesajını dinlemek için camiye gelmiştir. Öyleyse hutbeyi can kulağı ile dinleyip toplu ibadetten doğan manevi havadan yeteri kadar gıdasını almalıdır. Hutbenin İslam'daki anlamı bu dur. Yoksa minberden söylenen sözler söylenip unutulacak olan bir adetten ibaret değildir. Aziz Müminler! Hiç şüphe edilmemelidir ki minberden cuma günü verilen mesajları gerçek İslami ruhla verebilsek ve camiye gelen cemaatımız de bu mesajları gereği gibi dinleyip; öğrendiklerini hayatlarında uygulayacak olsalar bugün hepimizin rahatsız olduğu kötülüklerin pek çoğu önlenmiş olacaktır. Sözünü edip de bir türlü yaklaşamadığımız mutluluğa da o zaman ulaşmış olacağız. Cuma namazının dinimızdekı yerinden ve hutbenin öneminden bir şeyler hatırlatmaya çalıştığımız bu hutbemizi Peygambenmizin şu hadisi ile bitirelim: "Cuma gününde bir saat vardır ki Müslüman kul o saati rast getirip Allah'tan bir şey istediğinde; Allah istediğini yerine getirir". (4) İslam bilginleri Peygamberimizin bazı işaretlerine dayanarak bu anın cuma namazı için camide geçirilen saatlerde olduğunu müjdelemişlerdir.