SÖZLÜK DERGİSİ Cilt: 5 Sayı: 3 Eylül 2014 ISSN 1308-1500

advertisement
SÖZLÜK DERGİSİ
Cilt: 5 Sayı: 3
Eylül 2014
ISSN 1308-1500
Editör
Prof. Dr. Cengiz Yakıncı
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, MALATYA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Başkanı
TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
[email protected]
Editör Yardımcısı
Belgin Aksu
TDK Türk Dili Uzmanı
[email protected]
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Esmeray Acartürk
Prof. Dr. Yakup Gümüşalan
Prof. Dr. Yalçın Özkan
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi
E. Öğretim Üyesi ADANA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
[email protected]
Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi
İSTANBUL
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
[email protected]
GATA Eczacılık Bilimleri Merkezi
Ankara
TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri
Çalışma Grubu Üyesi
[email protected]
Prof. Dr. Esin Kâhya
Prof. Dr. İbrahim Yıldırım
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesi E. Öğretim Üyesi
ANKARA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
[email protected]
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi
İSTANBUL
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
[email protected]
Prof. Dr. Cengiz Aslan
Fırat Üniversitesi Spor Bilimleri
Fakültesi Dekanı ELAZIĞ
[email protected]
Prof. Dr. İsmet Aydoğdu
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi
MANİSA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
[email protected]
Prof. Dr. Hamza Zülfikar
Prof. Dr. Ayla Bayık
Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi
İZMİR
TDK Hemşirelik Terimleri Çalışma
Grubu Başkanı
[email protected]
Prof. Dr. Süheylâ Ünal
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi
MALATYA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
[email protected]
Ankara Üniv. Dil ve Tarih Coğrafya Fak.
Türkçe Bölüm E. Başkanı ANKARA
TDK Tıp ve İlaç ve Eczacılık Terimleri
Çalışma Grubu Üyesi
[email protected]
Sahibi
Logos Yayıncılık Tic. A.Ş. adına
Rıfat Bahar
Yayın Koordinatörü
Tania Sisa
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Prof. Dr. Cengiz Yakıncı
Dizgi-Mizanpaj
Ayfer Eryeşil
Arzu Deniz Ölmez
Yayın Türü: Yerel Süreli
Baskı Yeri/Matbaa: LOGOS YAYINCILIK
Yönetim Yeri: LOGOS YAYINCILIK TİC. A.Ş.
Yıldız Posta Cad. Sinan Apt. No. 36 D. 66/67 34349 Gayrettepe-İstanbul
Tel: (0212) 288 05 41 - (0212) 288 50 22
Faks: (0212) 211 61 85
e-posta: [email protected]
Sözlük Dergisi, üç ayda bir yılda dört sayı olarak yayınlanır. Bu dergide yayımlanan yazıların telif hakları
Logos Yayıncılık Tic. A.Ş.’ye ait olup, yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir şekilde tümü veya herhangi bir bölümü
kopya edilemez, herhangi bir dilde tamamen veya kısmen yayınlanamaz, dijital ortama yüklenemez.
SUNUŞ
Sağlık alanı gerek teknolojik gerekse bilgi alanında çok hızlı değişim göstermektedir. Bu
değişimlere hızlı uyumun sağlanabilmesi için bireylerin bilgi ve becerilerinin sürekli olarak
yenilenmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir.
Solunum fizyolojik bir olaydır ve canlılarda birçok önemli sürecin gelişmesinde etkin rol
oynayan bir olgudur. Solunum burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronş ve akciğerlerde temel
işlevlerini sürdürüp yaşam için önemli adımların yürütülmesinde etkin olarak rol almaktadır.
Solunum yolu hastalıklarında öksürük, balgam, bronşlarda daralma, solunum sayısında,
düzeninde, seslerinde değişiklik ve solunum sıkıntısı gibi belirtiler görülebilir. Solunum yolu
hastalıklarının tedavisinde birçok farmasötik dozaj şekli kullanılmakta ve daha etkin ürünlerin
geliştirilmesi için araştırmalar hızla ve yoğun bir şekilde sürmektedir.
Solunum yolunun fizyolojik olarak canlılardaki önemi her dönemde vurgulanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kanuni Sultan Süleyman’ın “Halk içinde muteber bir, nesne
yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi” söyleminde de bu önem vurgulanmaya
çalışılmıştır.
Bilim dilimizin de bilimsel çalışma ve gelişmelere eş değer şekilde ilerleyebilmesi için bilim
alanında uğraş veren tüm bilim insanlarının bu konuda gösterecekleri özenin büyük önemi vardır.
Ulusların bilim ve kültür alanlarındaki gelişmeleriyle dil alanındaki gelişmeleri birbirine uyumlu
bir şekilde olmalı ve ulusal bilim dili kendini bilimsel gelişmelerin düzeyinde yenileyebilmeli ve
geliştirebilmelidir.
Atatürk’ün “Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî
hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla
işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller
boyunduruğundan kurtarmalıdır.” (2 Eylül 1930) söyleminin ışığında, bilim dilini geliştirme
çalışmalarında öncü olan Prof. Dr. Sayın Cengiz Yakıncı’nın destek ve önerileriyle hazırlanan
solunum yolu ilaç terimleri sözlüğümüzün insanlığa yararlı olabilmesini diliyoruz.
Haziran 2016
Prof. Dr. Betül Arıca Yegin
Doç. Dr. Ayhan Savaşer
Prof. Dr. Yalçın Özkan
1
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
A
AARC American Association for Respiratory Care
“Amerikan Solunum Derneği”nin İngilizce kısaltması.
abakteriyel abacterial Bakteriden arınmış herhangi
bir yer veya bölge. bakterisiz
absolü absolute Saf hâlde bulunan veya karışım göstermeyen (madde). absolüt, mutlak, salt
toz inhalasyon aygıtı.
aerolizer aerolizer Akciğerlere uygulanacak olan ilacın cihazın içine yerleştirilen bir kapsül içinde olduğu
inhalasyon aygıtı.
aerop aerobe Gelişmesi, üremesi ve yaşaması için oksijene gereksinim duyan. havasever, havacıl
aerosol aerosol 1. Bir sıvı fazın gaz fazda dağıldığı dis-
absolü alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol
persiyon türü. 2. Bir katı ya da sıvı maddenin havada asılı
Aşırı su çekici (higroskopik), renksiz, saydam, özel koku-
çok küçük parçacıklarından oluşan kolloit yapısı. 3. Çok
lu, hacim olarak en az %99,5 etanol içeren, çözücü olarak
küçük parçacıklar hâlinde püskürtmeyi sağlamak amacıy-
kullanılan uçucu sıvı madde. mutlak alkol, susuz alkol,
la itici bir gaz ile birlikte basınç altında tutulan kolloit
dehidrate alkol
yapısında bir çözelti.
absolüt absolute absolü
absorban absorbent 1. Katı ilaç şekillerinde tentür,
esans gibi sıvı maddelerin formülasyonda kullanılabilmeleri amacıyla, bu maddelerle karıştırılan aerosil, bentonit
gibi toz maddeler. 2. Soğurma özelliğine sahip olan. soğurgan
absorbans absorbance soğurganlık2
absorpsiyon absorption 1. emilim 2. soğurma
absorptivite absorptivity 1. soğurabilme yeteneği
2. soğurum katsayısı
ACI Andersen Cascade impactor “Kademeli ayrıştırıcı”
teriminin İngilizce kısaltması.
adsorban adsorbent 1. Bileşik veya parçacıkları, adsorbsiyon suretiyle yüzeyinde toplayan madde. yüzergen
2. Kromatografide durgun faz.
adsorbsiyon adsorption yüzerme
aero- aer(o)- “Hava, gaz” anlamı veren ön ek: aerosol
aerobik aerobic 1. Ortamda moleküler oksijenin bulunması durumu. 2. Moleküler oksijenin bulunduğu ortamda yaşayan, üreyen, gelişen. 3. Solunum için oksijene
ihtiyaç duyan. 4. Vücutta oksijen tüketimini artıran.
aerodinamik çap aerodynamic diameter Partikül
ile aynı çökme hızına eşdeğer birim yoğunluğa (1 g/cm3)
sahip partikül çapı.
ağızlık mouthpiece İnhalasyon aygıtının ilacı solumak
üzere ağıza yerleştirilmek için tasarlanmış bölümü.
ajan agent Fiziksel, kimyasal veya biyolojik etki oluşturan herhangi bir güç, madde veya etken.
akciğer lung Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı ve sollu iki parçadan
oluşan solunum organı.
akciğer amfizemi pulmoner emphysema amfizem
akciğer fibrozisi pulmonary fibrosis Akciğerin süngerimsi dokusunun kalınlaşması, sertleşmesi ve hastalıklı
alanların yara izini andıran bir görünüm kazanması durumu.
akciğer hacmi lung volumes akciğer kapasitesi
akciğer kapasitesi lung capaticies Solunum döngüsünün farklı aşamalarıyla ilişkili havanın hacmi. akciğer
hacmi
akciğer ventilasyonu lung ventilation Nefes alma
ve verme yoluyla belirli bir sürede akciğerlere giren ve çıkan hava hacmi.
akciğer zarı pleura Göğüs kafesi, diyafragma, mediasten, akciğer parenkimini kaplayan yarı geçirgen seröz
bir zar. plevra
akciğer zarı sıvısı pleural membrane fluid plevra
sıvısı
aerohaler aerohaler Altı adet kapsül yerleştirilebilen
akıllı polimer intelligent polymer Çözücü yapısı,
ve tek nefeste bir kapsülün içeriğinin inhale edildiği kuru
etken madde derişimi, iyonik güç, pH, sıcaklık gibi
3
Sözlük Dergisi
ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme
özelliğine sahip polimer türü.
ambalajlama packaging Dolum ve etiketleme de
dâhil olmak üzere bir ambalajlanmamış (dökme) ürünün
aksırık sneeze hapşırma
bitmiş ürün hâline gelmesi için geçirdiği tüm aşamalar.
aksırma sneeze hapşırma
aktif içerik active ingredient, active moiety İlacın
Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Kurumu United States Food and Drug Administration
fizyolojik ve farmakolojik etkisinden sorumlu olan yar-
Amerika Birleşik Devletleri’nde Sağlık ve İnsan Hizmet-
dımcı bileşenler ve ana molekülün ester, tuz vb. kısımları
leri Dairesine bağlı olarak çalışan, halk sağlığının korun-
dışındaki molekül veya iyon bölümü.
ması amacıyla beşerî ve veteriner ilaçlar, biyolojik ürünler,
akümülasyon accumulation yığılım
alkali alkali Yağ asitleri ile çözünür sabun oluşturan,
sağlık malzemeleri, kozmetikler, gıda maddeleri ve radyasyon yayan ürünlerin güvenilirliği ve etkililiği ile ilgili
çözeltileri 7.0’dan daha büyük pH değerine sahip, kırmı-
düzenlemeleri yürüten kurum. FDA
zı turnusolü maviye dönüştüren, başlıca sezyum, lityum,
potasyum, sodyum, rubidyum, amonyum hidroksitler
Amerikan Farmakopesi The United States Pharmacopeia Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi USP.
veya karbonatlardan oluşan bileşik grubu.
bk. farmakope
alkol alcohol 1. Alifatik hidrokarbon moleküllerinin
bir veya birkaç hidrojeninin hidroksil grubu (-OH) ile yer
Amerikan Solunum Derneği American Association for Respiratory Care Amerika Birleşik Devletleri’nde
değiştirmesi sonucu oluşan bileşik. 2. etanol.
solunum bakım bilimi ve uygulamalarını teşvik etmek,
alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol absolü alkol
Alman Farmakopesi The German Pharmacopoeia
Almanya Devleti Farmakopesi. DAB, bk. farmakope.
alt solunum sistemi lower respiratory tract Gırtlak,
soluk borusu, bronşlar ve akciğerlerden oluşan solunum
sistemi kısmı.
alveol alveol (pl), alveoli Kandaki karbondioksidin
oksijenle yer değiştirdiği ve bronşiyollerin sonlandığı küçük kese benzeri yapı. hava keseceği
alveol havalanması alveolar ventilation Alveollerde
gaz değişimine katılan hava hacmi. alveoler ventilasyon
ilerletmek, ayrıca hastalar, aileleri ve kamu için meslek ve
solunum terapisti olarak görev yapan uluslarararsı meslek
birliği. AARC
amfifil amphiphile yüzey etken madde
amfifilik amphiphilic Sürfaktan özelliğinde olan.
amfipatik
amfipatik amphipathic amfifilik
amfizem emphysema Akciğerlerdeki hava keseciklerinin (alveol) gerilip genişlemesi neticesinde bu hava
keseciklerini birbirinden ayıran ince duvarların yırtılması
ve buna bağlı olarak da akciğerlerin esnekliğini kaybetme-
alveoler alveolar Alveole ait.
alveoler proteinozis alveolar proteinosis Sürfaktan-
siyle oluşan ve solunum yetmezliğine yol açan yaygın bir
ların aşırı salınması veya alveollerdeki temizleyici hücreler
amorf amorphous Kristallenmeyen, belirli bir geo-
olan makrofajların üretilen sürfaktanı yeterli biçimde ortamdan uzaklaştıramaması nedeniyle oluşan hastalık.
alveoler ventilasyon alveolar ventilation alveol havalanması
ambalaj malzemesi material of packaging Bir ürünün üretim, taşıma ve dağıtılmasında kullanılan malzeme.
4
kronik akciğer rahatsızlığı. akciğer amfizemi
metrik biçimi olmayan katı görünümlü. biçimsiz
ampirik formül empirical formula Bir bileşiği oluşturan atomların sayılarının en küçük oranda verildiği
gösterim şekli: Molekül formülü C6H12O6 olan glikozun
ampirik formülü CH2O ile gösterilir.
ampiyem empyema Akciğer zarları arasında ölü hücre
ve enfekte sıvı birikmesi, ağır iltihaplanma.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
ampul ampoule Genellikle steril parenteral çözeltile-
veya geciktiren (madde). 2. Havadaki oksijenle temas so-
rin uygulanması amacıyla kullanılan, içeriğinin sterilite-
nucu bozunmayı önleme amacıyla boya ve benzeri sanayi
sini korumak üzere güvenli bir biçimde kapatılmış, cam
ürünleri ya da hazırlanmış gıda maddelerine veya ilaçlara
veya plastik yapıda tek dozluk ilaç şekli. amp
eklenen bir grup doğal veya yapay madde. 3. Vücut hüc-
ana ortam vehicle Sıvı ilaç şekillerindeki etken maddeler için bir veya daha fazla yardımcı madde bileşiminden oluşan taşıyıcı.
anaerobik anaerobic 1. Ortamda moleküler oksijenin bulunmaması durumu. 2. Moleküler oksijenin bulunmadığı ortamda yaşayan, üreyen ve gelişen: anaerobik
mikroorganizma
anaerop anaerobe Gelişmesi, üremesi ve yaşaması için
oksijene gereksinim duymayan. havasevmez
analiz analysis 1. Bir maddenin yapısını veya bir karışımın bileşenlerini nitel veya nicel olarak inceleme. tahlil,
çözümleme 2. Bir bütünü kendisini oluşturan kısımlarına
ya da parçalarına ayırarak inceleme.
anatomik ölü boşluk anatomical dead space Ağız,
relerini serbest radikallerin olumsuz etkilerinden koruyan
(madde).
antitüsif antitussive öksürük kesici
anyon anion Negatif yüke sahip olan atom veya grup.
eksin
anyonik anionic Anyon özelliği gösteren (madde).
aparat apparatus Belli bir amaca yönelik işlev gören
alet, araç veya makine.
apne apnea İstemli olarak veya sinirsel depresyon gibi
durumlarda solumanın geçici olarak durması. soluma
durması
aq water, aqua (Lat.) “Su” teriminin Latince kısaltması.
aq.dest. distilled water, aqua distillata (Lat.) “Distile su” teriminin Latince kısaltması.
burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar ve bronşiol-
ara eklenti spacer, holding chamber İlacın aerosol
lerin hava iletişim yollarında gaz değişimine katılmayan
hâlinde verilmesini kolaylaştırmak için kullanılan, ölçülü
havayı taşıyan alan.
doz inhaler ile hastanın ağzı arasındaki uzaklığı düzenle-
Andersen kaskad impaktör Andersen Cascade
impactor kademeli ayrıştırıcı
anemik hipoksi anemic hypoxia Toplam hemog-
yen ek aygıt.
lobinin azalması veya hemoglobin bileşenlerindeki bir
kullanılan, ölçülü doz inhaler ile ara tüpten oluşan inha-
değişiklik nedeniyle kanın oksijen taşıma kapasitesinin
ler. volümatikle ölçülü doz inhaler
azalması sonucu oluşan hipoksi türü.
anhidr anhydrous Bir bileşiğin kristal yapısında su
molekülü taşımayan, sudan yoksun hâli. susuz: susuz (anhidr) bakır sülfat
anjin angina Ağzın içinde yutağın başlangıcındaki bademciklerin yangısı. bademcik yangısı
anoksi anoxia Doku veya organlarda oksijen kaynağının yetersizliği ile belirgin durum.
anorganik inorganic inorganik
anorganik bileşikler inorganic compounds inorganik bileşikler
antioksidan antioxidant 1. Oksidasyonu önleyen
ara tüplü ölçülü doz inhaler metered dose inhaler
and spacer İnhalasyon yoluyla uygulanacak ilaçlar için
arı pure İçinde yabancı madde bulundurmayan, temiz,
katışıksız.
arıklaştırma decontamination dekontaminasyon
artık residue kalıntı
artık hacim residual volume tortu hacim
artmış soluma hyperpnea hiperpne
asbestozis asbestosis Asbest tozlarının akciğerlerde neden olduğu bir pnömokonyoz türü.
asepsi asepsis Ortamda patojen mikroorganizmaların
bulunmaması durumu.
aseptik aseptic 1. Asepsi ile ilgili. 2. Patojen mikroorganizma içermeyen. steril
5
Sözlük Dergisi
aseptik teknik sterile technique aseptik yöntem
aseptik yöntem aseptic technique, sterile technique
lendirilmeler yapmakla sorumlu kurum. EMEA, EMA
Zorunlu olarak mikropsuz ortamda çalışmayı gerektiren
Avrupa Solunum Derneği European Respiratory
Society Solunum tıbbıyla ilgili çalışan doktorları, sağlık
tüm işlemlerin olabildiğince steril yapılmasına yönelik
uzmanlarını, bilim adamlarını ve alanla ilgili diğer uz-
uygulamalar bütünü. steril teknik, steril yöntem, asep-
manları bir araya getiren uluslararası sivil toplum kuru-
tik teknik
luşu. ERS
pH değerini düşüren ve alkali bileşiklerle tuz oluşturan
aygıt apparatus, device, instrument cihaz
aygıtlı analiz instrumental analysis cihazlı analiz
ayıraç reagent 1. Maddeleri kimyasal birleşime veya
madde. 2. Proton verebilen madde (Bronstet tanımı) 3.
ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan
Ortaklanmamış elektron çifti almaya yatkın olan kimya-
bileşik. 2. Genellikle, titrimetrik analiz tepkimelerinin
sal madde (Lewis tanımı). BF3, AlCl3
tamamlandığını keskin renk değişimi ile göstererek, eş
asit acid 1. Sulu ortamda iyonlaştığı zaman proton
(H+) veya hidroksonyum (H3O+) iyonu veren, ortamın
asit- acid- “Asit” anlamı veren ön ek.: asidoketoz
astım asthma Solunum yollarının süregelen bir iltihap
değerlilik noktasının belirlenmesine yardımcı olan veya
sonucu aşırı derecede duyarlı olmasına ve bazı etkenlerle
belirleyen madde. belirteç, indikatör, miyar, reaktif2,
zaman zaman daralmasına neden olan bir solunum yolu
reajan
hastalığı.
atelektazi atelectasis Akciğerin bir kısmının ya da akciğerlerden birinin tamamen büzüşmesi sonucu yeterince
genişleyememesi ve işlevini yitirmesi.
atılma excretion Artık maddelerin, ilaçların veya metabolitlerinin vücut dışına çıkarılması. ıtrah
atm atmosphere “Atmosfer” teriminin kısaltması.
atmosfer basıncı atmospheric pressure Deniz seviyesinde yeryüzü atmosferinin uyguladığı ve 1.01325 x105
paskal’a eşit olan basınç türü. atm
atomizör atomizer Çözelti hâlindeki ilaçları sprey
veya aerosol şeklinde ince partiküller hâline dönüştüren
aygıt.
AUC Area Under the Curve “Eğri altında kalan” teriminin İngilizce kısaltılması
Avrupa Farmakopesi European Pharmacopoeia
Avrupa Birliği’ne üye ülkeler tarafından hazırlanan Farmakope. EP
Avrupa İlaç Ajansı European Medicines Agency
Londra’da olan, Avrupa Birliği ülkelerinde insan ve hayvan sağlığının korunması ve geliştirilmesi amacıyla piyasaya verilen ilaçlarla ilgili düzenlemeler ve bilimsel değer6
sterilizasyon işlemlerinde sterilizasyonun geçerliliğini
ayrışık heterogeneous heterojen
ayrışma dissociation disosiyasyon1
azalmış havalanma hypoventilation Akciğerlere
giren ve çıkan hava miktannda çok fazla azalma. hipoventilasyon
azçözünür slightly soluble Bir kısım maddenin, yüz
kısım - bin kısım çözücüde çözünebilmesi.
B
bademcik yangısı angina anjin
bagassozis bagassosis Şeker kamışı işçilerinde görülen
organik bitki tozlarına bağlı gelişen akciğer hastalığıdır.
bağdaşık homogeneous homojen
bağıl yoğunluk relative density Her ikisi de 20°C’de
tartılmak koşulu ile bileşiğin belirli hacminin kütlesinin
aynı hacimdeki suyun kütlesine oranı.
bağıntı katsayısı correlation coefficient korelasyon
katsayısı
bakiye residue kalıntı1
bakter(iyo)- bacteri(o)- “Bakteri” anlamı veren ön
ek: bakteriostatik
bakteri bacterium, bacteria (çoğul) Aerobik, anaerobik,
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
hareketli veya hareketsiz, saprofitik, parazitik ve patojen
tisi ve bu ilacı püskürtecek basınçlı bir gaz bulunan, çelik,
özellikte olabilen, genel olarak hücre bölünmesi ile çoğa-
alüminyum veya camdan yapılmış kap türü.
lan, hücre duvarına sahip tek hücreli prokaryotik mikro-
basınçlı ölçülü doz inhaler pressurized metereddose inhalers ölçülü doz inhaler
basit difüzyon passive diffusion pasif difüzyon
baz base 1. Sulu çözeltilerinde hidroksil (OH-) iyonu
organizma.
bakteri bulaşık septic septik
bakteri kırıcı en düşük derişim minimal bactericidal concentration Belirli bir mikroorganizmayı öldür-
verebilen madde. 2. Kimyasal tepkimelerde proton yaka-
mek için gerekli antibiyotiğin en düşük derişimi. Minimal
layarak konjüge asit oluşturan madde (Bronsted tanımı).
letal konsantrasyon, öldürücü en düşük derişim. MBC
3. Asitlerle tuz verebilen madde. 4. Kimyasal tepkimeler-
bakteridurduran bacteriostatic bakteriyostatik
bakterikıran bactericide bakterisit
bakterisit bactericide Vücut sıvılarında oluşturdukları derişimlerde bakteri hücresini doğrudan öldüren madde. bakterikıran
bakterisiz abacterial abakteriyel
bakteriyel bacterial Bakteriye ait, bakterilerin sebep
olduğu.
balgam sputum Solunum organlarının salgıladığı,
ağızdan dışarı atılan sümüksü madde.
de, ortaklanmamış elektron çifti vermeye yatkın bileşik
(Lewis tanımı). 5. Temel düzey.
bazik basic Baz özelliğinde olan.
belirteç indicator ayıraç
berilyozis berylliosis Metalik berilyum toz ve buharına yoğun maruz kalması sonucu oluşan akut pnömoni ile
seyreden bir pnömokonyoz türü.
beşerî tıbbi ürün medicinal product for human
use Bir üretici kuruluş tarafından ölçünlü (standart) bir
formülasyona göre belirli bir farmasötik şekilde ve büyük
balgam kültürü sputum culture Akciğerlerde (zatür-
ölçekte üretilen, özel olarak ambalajlanan, benzer diğer
re) veya solunum yollarında (bronşit) enfeksiyona neden
ürünlerden ayrılmak üzere üreticinin verdiği özel bir isim-
olabilen mikropları saptamak ve tanımlamak için uygu-
le pazarlanan, bir veya birden fazla sayıda etken madde
lanan yöntem.
balgam söktürücü expectorant Solunum yollarında
birikmiş olan balgamın sulandırılarak öksürükle dışarı
atılabilmesi için akışmazlığının azaltılması. ekspektoran
basınç pressure Bir yüzeyin birim alanına uygulanan
içeren endüstriyel ürün. tıbbi müstahzar, müstahzar,
farmasötik preparat, farmasötik ürün, patentli tıbbi
ürün, spesiyalite, tescilli tıbbi ürün, hazır ilaç
betamimetik betamimetic Bronş düz kaslarının beta
reseptörlerini uyararak bronş ve bronşiyolleri genişleten
kuvvet.
alfa reseptörleri etkileyerek kan basıncında artışa yol
basınçlı inhalasyon çözeltisi pressurised inhalation, solution Akciğerlere basınçlı bir inhaler yardımıyla
açan.
uygulanan çözelti.
biçimsiz amorphous amorf
bidistile su bidistilled water İki kez damıtılmış su.
basınçlı inhalasyon emülsiyonu pressurised inhalation, emulsion Akciğerlere basınçlı bir inhaler yar-
çifte damıtık su
dımıyla uygulanan emülsiyon.
veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan farklı fi-
basınçlı inhalasyon süspansiyonu pressurised
inhalation, suspension Akciğerlere basınçlı bir inhaler
ziksel ve kimyasal özellik gösteren madde.
yardımıyla uygulanan süspansiyon.
basınçlı kap pressurised container İçinde ilaç çözel-
bileşik compound Kimyasal tepkimeler sonucu, iki
bileşim formulation formülasyon1
bileşimleme formulation formülasyon2
Biot solunum Biot respiration, Biot breathing
7
Sözlük Dergisi
Kandaki oksijenin yoğunluğuna bağlı olarak solunumun
2-3 solunumda bir yavaşlaması, taşipne, apnenin birbirini
takip etmesi durumu.
birim unit ünite
bissinozis byssinosis Pamuk, keten, kenevir lifinin inhalasyonu sonucu gelişen, göğüste sıkışma ve nefes darlığı
ile belirgin rahatsızlık. pazartesi ateşi
bitmiş ürün finished product Tüm üretim aşamalarından geçmiş ve ambalajlanmış olan farmasötik ürün.
biyo- bio- “Canlı, canlılık, yaşam” anlamı veren ön ek.
biyoloji
biyolojik yararlanım bioavailability biyoyararlanım
biyolojik yarı ömür biological half-life Kimyasal
veya radyoaktif bir maddenin yarısının vücuttan atılması
için gerekli olan dakika veya saat cinsinden zaman.
biyolojik yıkım biodegradation Organik yapıdaki
maddelerin in vivo veya in vitro ortamda canlı sistemlerdeki enzimlerin etkisiyle kimyasal olarak parçalanması
sonucunda başlangıç yapılarından giderek azalan sayıda
karbon içeren türevlerine dönüşmesi işlemi. biyolojik
parçalanma, biyolojik bozunma
biyobenzer ilaç biosimilar drug Kalite, güvenilirlik
biyolojikler biologicals Canlı organizmalar veya on-
ve etkililik bakımından ruhsatlı biyoteknolojik referans
ların proteinlerinden hazırlanan, serum, aşı, antijen ve
ilaca benzerlik gösteren, referans ürünün patent süresi
antitoksinleri kapsayan biyoteknolojik tıbbi ürünler.
dolduktan sonra üretilen ilaç türü.
biyoeşdeğer bioequilavent Biyoeşdeğerlik gösteren
(ürün)
biyoeşdeğerlik bioequivalence Farmasötik eşdeğer
olan iki müstahzarın aynı molar dozda verilişinden sonra
biyoyararlanımlarının ve etkilerinin hem etkinlik hem de
güvenlik açısından aynı olmasını sağlayacak kadar benzer
olması. biyolojik eşdeğerlik
biyolojik birikim bioaccumulation Soluma, yeme
veya içme sonucu bir organizmanın aldığı maddelerin yoğunlaşarak vücutta birikmesi.
biyolojik bozunma biodeterioration biyolojik yıkım
biyolojik dönüştürüm biotransformation biyotransformasyon
biyolojik dönüşüm biotransformation biyotransformasyon
biyolojik eşdeğer bioequivalent biyoeşdeğer
biyolojik eşdeğerlik bio-equivalence biyoeşdeğerlik
biyolojik etkinleştirme bioactivation biyoaktivasyon
biyolojik ilaç biological drug biyolojikler
biyolojik parçalanma biodegradation biyolojik
yıkım
8
biyomedikal biomedical Tıpta tanı ve tedavi amacıyla yararlanılan madde, malzeme, araç ve gereçlerle ilgili.
biyoyararlanım bioavailability Bir maddenin dozaj
şeklinden emilerek sistemik dolaşıma geçme hızı ve derecesi. biyolojik yararlanım
boğaz pharynx yutak
bozunma degradation Bir kimyasal maddenin daha
basit yapılı bileşiklere parçalanarak değişimi. degradasyon, yıkılma
bradipne bradypnea Bazı ilaç ve hastalıkların yan
etkisi olarak ortaya çıkabilen, solunum hızının normalin
altına inmesi, derinliğinin düzenli ve normal olması.
bronki(yo)- bronchi(o)- “Soluk borusu, bronş” anlamı veren ön ek.
bronkiyal astım bronchial asthma bronşiyal astım
bronkiyal astma bronchial asthma bronşiyal astım
bronkodilatasyon bronchodilatation Bronş lümeninin genişlemesi
bronkodilatör bronchodilator bronş gevşetici
bronkografi bronchography Bronşların radyokontrast madde aracılığıyla radyolojik olarak incelenmesi.
bronkogram bronchogram Bronkografiden elde edilen röntgen filmi
bronkokonstriksiyon bronchoconstriction Bronş
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
düz kaslarında kasılma.
bronkokonstriktör bronchoconstrictor Bronş düz
kaslarında kasılmaya neden olan (madde)
bronkoözofajial bronchoesophageal 1. Bronş ve
özofagus’la ilgili. 2. Bronş ve özofagus arasında oluşan.
bronkopnömoni bronchopneumonia Uç bronşiyollerden başlayan akciğer dokusunun yangısı
bronkoskop bronchoscope Trake ve bronşları muayene, biyopsi, mikrobiyolojik kültür amacıyla numune alma
veya solunum yollarına kaçan yabancı bir cismi çıkarma
amacıyla kullanılan aygıt.
bronkoskopi bronchoscopy Bronkoskop aracılığı ile
trake ve bronşların içini görerek muayene etme.
bronkospazm bronchospasm Bronş lümeninin daralması.
bronş bronchi Soluk borusunun alt tarafta ikiye ayrılması ile meydana gelen iki adet tüp şeklinde oluşum.
bronşiyol yangısı bronchiolitis bronşiyolit
bronşiyolit bronchiolitis Solunum sisteminin en küçük fonksiyonel üniteleri olan bronşiyollerin yangısı.
bronşiyolit bronchiolitis Sıklıkla iki yaşından küçük
çocuklarda görülen, bronşiyollerde viral enfeksiyona bağlı
olarak ortaya çıkan ivegen yangı. bronşiyol yangısı
buhar sterilizasyonu steam sterilization Özellikle
sulu preparatları, doymuş buhar basıncı altında, mikroorganizmalardan arındırma işlemi.
buharlaşma vaporization Bir sıvının kimyasal değişime uğramadan gaz hâline geçmesi. vaporizasyon
buharlaştırıcı vaporizer vaporizatör
buharlaştırma evaporation Bir sıvının buharlaştırılarak gaz faza geçirilmesi. evaporasyon
buharlaştırma kabı evaporating dish İçinde çeşitli
kimyasal karışımların hazırlandığı ve ısı uygulanarak buharlaştırma işlemlerinin gerçekleştirildiği, ısıya ve kimya-
bronş astımı bronchial asthma bronşiyal astım
bronş genişlemesi bronchiectasis bronşektazi
bronş gevşetici bronchodilator Bronş ve bronşiyol-
sal maddelere dayanıklı, çeşitli boyutlarda porselen veya
lerdeki düz kasları gevşeterek solunum yollarını genişletip
Özellikle çözücülerin kalitesinin belirlenmesinde bir öl-
hava geçisini kolaylaştıran. bronkodilatör
çüt olarak yararlanılan, çözücünün buharlaştırılmasından
bronş yangısı bronchitis bronşit
bronşektazi bronchiectasis Bronşların elastik dokusunun ve kas yapısının bozulmasına bağlı olarak geri
dönüşümsüz olarak genişlemesi ve bozulması. bronş genişlemesi
bronşit bronchitis Bronş mukozasının enfeksiyon,
cam laboratuvar malzemesi.
buharlaştırma kalıntısı residue on evaporation
sonra kalan uçucu olmayan kısım.
burun nose Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı.
büyük dolaşım systemic circulation sistemik dolaşım
soğuk algınlığı, alerjik veya irritan madde ile karşılaşma
büyük hacimli parenteral large-volume parenteral Anma hacmi 100 mL’den daha fazla olan kaplarla
sonrasında oluşan yangısı. bronş yangısı
uygulanan infüzyon ve enjeksiyonluk preparat.
bronşiyal bronchial Bronşlarla ilgili.
bronşiyal astım bronchial asthma Bronşiyollerin alerjik etkene karşı spazmı sonucunda oluşan astım
C
cam glass Alkali, toprak alkali ya da ağır metallerin
bronkiyal astım, bronkiyal astma, bronşiyal astma, bronş
silikatlarından oluşan amorf yapıda sert kırılgan kulla-
astımı
nım alanına göre çeşitli türleri olan çoğunlukla saydam
bronşiyal astma bronchial asthma bronşiyal astım
bronşiyol bronchiole Nefes yollarının akciğer lobülleri içindeki parçası.
madde.
cam impinger glass impinger Avrupa Farmakopesi’nde
Aparat A olarak kayıtlı, nebülizör, basınçlı inhalatör, toz
9
Sözlük Dergisi
inhalatör gibi inhalasyon preparatlarının ince partiküllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıyla
kullanılan aygıt.
Cheyne-stokes solunum Cheyne-stokes respiration, Cheyne-Stokes breathing Ağır kalp yetmezliği, kanda üre bulunması, nörolojik hastalıklar gibi durumlarda
bilincin tamamen kaybolması gibi durumlarda solunum
hız ve derinliğinin önce artması ardından düşmesi ve apne
nöbetine girilmesi.
ChP Chinese Pharmacopoeia “Çin Halk Cumhuriyeti Farmakopesi”nin kısaltması.
cidar membrane membran
cihaz apparatus, device, instrument Bir el işini, mekanik bir işi veya deneyleri gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne ya da takımlar dizgesi. aygıt
Halk Cumhuriyeti Farmakopesi. ChP. bk. farmakope
çoğuz polymer polimer
çoğuzlaşma polymerization polimerleşme
çok azçözünür very slightly soluble Bir kısım maddenin, bin kısım - on bin kısım çözücüde çözünebilmesi.
çok biçimli polymorphous polimorf
çok biçimlilik polymorphism polimorfizm
çok katlı sıvı impinger multi-stage liquid impinger Avrupa Farmakopesi’nde Aparat C olarak kayıtlı,
ölçülü doz inhalerlerin ve kuru toz inhalerlerin ince partiküllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıyla kullanılan, beş kademeden oluşan aygıt. MsLI
çokbiçimli polymorphous polimorf
çokçözünür very soluble Bir kısım maddenin, bir kısımdan az çözücüde çözünebilmesi.
cihazlı analiz instrumental analysis Kromatografik,
çökelti precipitate Kimyasal bir tepkime sonucunda
spektroskopik vd. yöntemlerde kullanılan cihazlar ile bir
oluşan veya çözeltide çözünemediği için katı olarak dibe
karışım içindeki bileşenlerin nitel ya da nicel analizlerinin
çöken madde. sediment, tortu, çökelek
gerçekleştirilmesi. aletli analiz, aygıtlı analiz, enstrümantal analiz
COPD chronic obstructive pulmonary disease “Kronik
tıkayıcı akciğer hastalığı” teriminin İngilizce kısaltması.
çözelti solution Bir veya daha fazla gaz, sıvı ya da katı
maddenin yeterli miktar çözücü içindeki bağdaşık (homojen) karışımı. solüsyon, mahlul, eriyik
çözen solvent çözücü1
çözgen solvent çözücü1
çözücü solvent 1. Bir çözeltide, genellikle katı bir
Ç
çalıştırıcı actuator Basınçlı kaptan yaş sprey, köpük
maddeyi kendi kimyasal yapısında bir değişme olmak-
veya katı hâlde akan formülasyonun hızlı ve aynı zaman-
sızın çözme özelliği bulunan, nicelikçe çoğunlukta olan
da ürünün istenilen şekilde dağılmasına yardımcı olan
sıvı. çözgen, çözen, solvan 2. Bir maddeyi kimyasal tepki-
bölüm.
me ile çözen sıvı. Bazı metallerin asitlerde çözünmesi.
çapraz bulaşma cross contamination İlaç veya besin
maddelerine üretim veya saklama sırasında istenmeyen
çözümleme analysis analiz1
çözünen solute 1. Bir çözeltide, nicelikçe az olan, ken-
madde veya mikroorganizmaların toz, su vb. kaynaklar-
di bileşimini değiştirmeden çözücü içinde, molekül ya da
dan doğrudan veya dolaylı olarak geçmesi. çapraz kon-
yüklü iyonlara dağılmış madde. 2. Bir çözücü içerisinde
taminasyon
eriyebilen madde.
çapraz kontaminasyon cross contamination çapraz
bulaşma
çeper membrane membran
çifte damıtık su bidistilled water bidistile su
Çin Farmakopesi Chinese Pharmacopoeia Çin
10
çözünme dissolution Katı, sıvı ve gaz hâldeki maddelerin, molekül veya atomlarını bir arada tutan çekim
güçlerini yenerek bir çözücü içinde tek faz oluşturacak
şekilde dağılması durumu.
çözünmez insoluble Bir çözücü içinde hiç çözünmeyen
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
veya çok az çözünebilen (madde).
çözünür soluble Bir kısım maddenin, on kısım - otuz
kısım çözücüde çözünebilmesi.
çözünürlük solubility Katı, sıvı veya gaz hâlindeki bir
çözünenin, belirli koşullarda çözücüsü ile bağdaşık (homojen), doygun bir çözelti oluşturabilmesinin sınırı.
saf hâlde damıtık su elde edilmesi. 2. Bir sıvı karışımında, kaynama noktaları farklı olan bileşenleri buharlaştırıp
soğuk bir yüzeyde yeniden yoğunlaştırarak birbirinden
ayırma veya arıtma yöntemi. distilasyon
dayanıklı stable Herhangi bir etki ile bozulmayan,
değişme göstermeyen. stabil
dayanıklı bileşik stable compound Kolayca bozunD
d.n. donma noktası donma noktası teriminin kısaltılması.
DAB The German Pharmacopoeia “Alman Farmakopesi (Deutches Arzneibuch)” teriminin Almanca kısaltması.
dağılım distribution 1. Bir maddenin çok küçük parçacıklara ayrılması. 2. Dispersiyon2. 3. İlaçların kandan
doku ve organların içine yayılması.
dağılım değişmezi partition coefficient partisyon
katsayısı
dağılım katsayısı partition coefficient partisyon
katsayısı
dağılım ortamı dispersion medium Bir maddenin
mayan veya zaman içinde değişme eğiliminde olmayan
madde. kalımlı bileşik
dayanıklı durum stable state Bir maddenin fiziksel
ve kimyasal değişikliğe uğramadan yapısal veya termodinamik özelliklerini uzun süre koruması. kalımlı durum
dayanıklılık stability İlaç ve kimyasal maddelerin,
ısı, ışık, hidroliz, yükseltgenme gibi dış etkilere karşı dirençli olma durumu. stabilite
dayanıksız bileşik unstable compound Kolayca bozunan veya zaman içinde değişme eğiliminde olan madde.
kalımsız bileşik
dayanıksız durum unstable state Bir maddenin kolayca fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğraması. kalımsız
durum
ölçünleştirilmiş deney koşullarında sıvı ortama yerleştiril-
dehidran dehydran suçeker
dehidrate alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol absolü alkol
deiyonizasyon deionization Çözeltilerdeki mineral-
diğinde öngörülen sürede bileşenlerine ayrılması.
lerin uzaklaştırılması amacıyla iyon değiştirici reçine gibi
asıltı büyüklüğünde dağıldığı kolloit bir çözeltinin sürekli
veya dış fazı.
dağılma disintegration Tablet ve kapsüllerin önceden
dağıltı dispersed Sürekli bir ortamda asıltı olarak dağılmış madde.
yöntemlerin uygulanması.
deiyonize su deionized water Genellikle iyon değiş-
dalga wave 1. Enerji niteliği taşıyan, düzenli titreşim-
tirici reçineler ya da ters osmoz gibi tekniklerle elde edilen
lerden oluşan, şiddeti bulundukları yer ve zamana bağlı
ve katyon ya da anyon içermeyen, inorganik kimyasallar-
bir oluşum. 2. Birbirini izleyen yükselme ve alçalmalarla
dan arındırılmış su türü. yükünsüz su, iyonsuzlaştırıl-
belirgin hareket.
mış su, demineralize su
damıtık distillate, distilled Damıtma işlemi ile buharlaştırılıp sonra yoğunlaştırılan madde. distile
damıtık su distilled water distile su
damıtma distillation 1. Suyun içeriğindeki kimyasal
dekontaminasyon decontamination Yiyecek, giysi,
iş ortamı, laboratuvar ortamı veya doğal çevrede bulunan
toksik bileşiklerin, zararlı mikroorganizmaların ve radyoaktif maddelerin değişik yöntemlerle zararsız duruma
ve organik bileşenlerden ayrılması için kaynatılarak bu-
getirilmesi veya uzaklaştırılması işlemi. arıklaştırma
harlaştırılması ve oluşan su buharının yoğunlaştırılarak
demineralize su deionized water deiyonize su
11
Sözlük Dergisi
deri altı subcutaneous subkütan
derişik concentrate yoğun
derişim concentration Birim hacimdeki mol veya eşdeğer ağırlık sayısı ya da çözünenin çözündüğü ortamdaki
ağırlık ya da hacim yüzdesi. konsantrasyon, bk. normalite, molalite, molarite
deva drug ilaç
dezenfeksiyon disinfection Dezenfektan madde kullanarak kimyasal yolla veya yıkama, UV ışınına maruz bırakılma gibi fiziksel yöntemlerle enfeksiyona neden olan
bakteri, virüs, protozoa gibi organizmaların etkisizleştirilmesi ya da yok edilmesi işlemi.
dezenfektan disinfectant Bazı tıbbi cihazlar, hasta-
cıkların büyüklüklerine göre saçılması.
dispne dyspnea Yeterli hava alamamak veya boğulma
hissiyle belirgin, soluk alıp verme sırasındaki solunum
güçlüğü, güçlükle nefes alma.
distilasyon distillation damıtma
distile distillate, distilled damıtık
distile su distilled water Damıtma yöntemi ile elde
edilmiş su. damıtık su
dondurarak kurutma lyophilization liyofilizasyon
dondurkurut lyophilization liyofilizasyon
dondurkurutaç lyophilizator liyofilizatör
donma freezing Bir sıvının ya da çözeltinin, sıcaklığının azaltılmasıyla katılaşması.
nın çevresi ve kullandığı eşyalar gibi cansız cisimler veya
donma noktası freezing point Saf bir sıvının 1 atm
vücuttan atılan boşaltılar ve salgılar (feçes, idrar, balgam
dış basınç altında katılaştığı kendisine özgü bir değer. d.n.
ve akıntılar) üzerine dezenfeksiyon amacıyla uygulanan
bk. ergime noktası
kimyasal madde.
donma noktası düşmesi freezing point depression
difüzyon diffusion 1. Bir çözeltide bulunan mole-
Çözeltilerin donma noktalarının, içerdikleri çözünenin
küllerin veya iyonların, bulundukları yüksek derişim or-
derişimine bağlı olarak, saf çözücünün donma noktasın-
tamından düşük derişim ortamına tek düze bir derişim
dan daha aşağıda bir değer göstermesi.
geçişi. göçüşüm 2. Geniş yayılma işlemi. yayınım, 3. Yarı
doygun çözelti saturated solution doymuş çözelti
doygunluk saturation 1. Belirli bir sıcaklıkta, bir çö-
geçirgen bir zarla ayrılan iki bölüm arasında yüksek deri-
zücü içerisinde çözünenin en yüksek miktarda bulunması
oluşturmak üzere enerjiye gerek duymadan kendiliğinden
şimli ortamdan düşük derişimli ortama kademeli geçiş.
durumu. 2. Bir molekülde kimyasal bağ yapabilecek bü-
sızınım, ör. hemodiyaliz
tün elektronların tekli bağ oluşturması hâli. satürasyon
dilüe diluted seyreltik
dilüent diluent seyreltici
diskhaler® diskhaler® Sekiz adet ilacın bulunduğu
disk, cihaza yerleştirilerek kullanılan ve kaç doz kaldığını
gösteren kuru toz inhalasyon cihazı.
diskus® discus® Uygulanacak olan ilacın, cihazın içinde şerit şeklinde bir blister yapı içinde bulunduğu kuru
toz inhalasyon cihazı.
dispersiyon dispersion 1. Dağıtma ya da ayırma eyle-
doymamış çözelti unsaturated Belirli koşullarda çözünebileceğinden daha az çözünen madde taşıyan çözelti
türü.
doymuş çözelti saturated solution Belirli bir çözücüde ve sıcaklıkta bir kimyasal maddenin çözünebileceği
en yüksek derişimde bulunduğu çözelti şekli. satüre çözelti, doygun çözelti
doz dose Bir seferde verilen veya maruz kalınan madde
veya radyasyon miktarı. düze
mi. 2. Emülsiyon, süspansiyon, köpük ve aeresol şeklinde
doz aşımı overdosage 1. Bir ilacın normal dozunun
rastlanan biri diğeri içinde çok küçük parçacıklar hâlinde
üzerinde aşırı miktarda uygulanması. 2. Bir ilacın aşırı
dağılan ve böylece birbiriyle karışmayan iki fazdan oluşan
dozda uygulanması sonucunda ortaya çıkan durum.
sistem. 3. Bir sıvıdan geçen ışığın, sıvı içinde asılı parça12
dozaj dosage Belirli bir ilaç dozunun, belirli bir süre ve
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
sıklıkta organizmaya uygulanması. düzeleme, mg/kg/gün
DSÖ World Health Organization “Dünya Sağlık
Örgütü”nün İngilizce kısaltması.
şekilde kullanabilmesi için hastaların bilgilendirilmesi;
tıbbi ürünlerin farmakovijilans çalışmalarının yapılması;
hastaların ilaç etkileşimleri, uyumsuzlukları, sakıncalı ve
Dünya Sağlık Örgütü World Health Organization
yan etkileri, dozları ve uygun ilaç depolama konularıyla
Birleşmiş Milletlere bağlı olarak görev yapan ve toplum
ilgili olarak hastaların ve sağlık personelinin bilgilendi-
sağlığı ile ilgili uluslar arası çalışmaları düzenleyen ve uy-
rilmesi ve sağlık danışmanlığı yapılması gibi hizmetlerin
gulayan kurum. DSÖ, WHO
yürütüldüğü sağlık mesleği.
eczane pharmacy, drugstore İlaçların hazırlandığı, ha-
düze dose doz
düzeleme dosage dozaj
zır ilaçların hastaya ulaştırıldığı ve ilaçla ilgili konularda
hastaların bilgilendirildiği eczacılık mesleğinin bir uygu-
E
e e “Elektron” teriminin Türkçe kısaltılması
E E Eczane logosu
é é “Elektron” teriminin Latince kısaltılması
e.n. e.n. “Ergime” noktası teriminin kısaltılması
EAA EAA “Eğri altında kalan alan” teriminin kısaltılması
Ecz. pharmacist, chemist, druggist apothecary,
pharmaceutist “Eczacı” teriminin kısaltması.
ecza Drug 1. Canlılardaki rahatsızlıkları, bozuklukları
ve çeşitli hastalıkların tanısı, önlenmesi veya tedavisi için
yararlanılan, doğal kaynaklardan veya sentez yoluyla elde
edilen madde veya bunlardan hazırlanmış dozaj şekli. ilaç,
em, ot (eski metinlerde). 2. Çeşitli amaçlarla kullanılan
kimyasal madde.
eczacı pharmacist, chemist, druggist apothecary,
pharmaceutist Eczacılık fakültesinden mezun olmuş, ec-
lama yeri. E
edilgin sızınım passive diffusion pasif difüzyon
eğim slope Bir regresyon eşitliğinde, bağımsız değişkenle çarpılan ve doğrunun X-ekseniyle yaptığı artı yönlü
açının tanjantını gösteren değer: ör. doğru denklemi y=
bx+a olarak alındığında “b”, doğrunun eğimini ifade eder.
eğri altındaki alan area under the curve Plazma
ilaç derişiminin zamana karşı çizilen grafiğinde eğirinin
altında kalan alanın büyüklüğü. EAA, AUC
eksin anion anyon
eksipiyan excipient yardımcı madde
ekspektoran expectorant balgam söktürücü
ekspirasyon expiration, exhalation soluk verme
ekspirasyon yedek hacmi expiratory reserve volume Normal bir soluk verme hareketinden sonra, zorlu bir
soluk vermeyle fazladan çıkarılabilen hava miktarı. soluk
verme yedek hacmi
eczacılık pharmacy, pharmaceutics İlaçların, ilaç
ELD ELD “Eşik limit değer” teriminin kısaltılması
elektrolit electrolyte Çözelti içinde veya eridiğinde
ham maddelerinin, bitkisel ve kozmetik ürünlerin araş-
iyonlarına ayrılan ve elektriği iletebilen madde: Asit, baz,
tırılması, tasarımı, geliştirilmesi, üretimi, kalite kontrolü,
tuz çözeltisi
zacılık mesleğini yapmaya hak kazanmış kişi. Ecz
güvencesi, ruhsatlandırılması, dağıtımı, depolanması,
elektron electron Atom çekirdeğindeki proton sayısı-
korunması; majistral preparatlar, sitotoksik, steril ve
na eş değer sayıda olmak üzere, atom çekirdeğini çevre-
radyofarmasötik ürünlerin, ürün kalitesi, güvenilirlik ve
leyen çeşitli enerji düzeylerinde yer alan, atomun başka
etkinliğini güvence altına alacak şekilde hazırlanması;
atomlarla bağ kurmasını ve kimyasal tepkimeleri sağla-
ilaçların kullanımı, saklanması ve imhası ile ilgili çalış-
yan, 1,6022x10-19 coulomb elektrik yükü, 9,1096x10-28
maların yapılması; ilaçların uygulanmasında kullanılan
g kütlesi olan negatif yüklü parçacık. e, é
araçların, tıbbi cihaz ve malzemelerin güvenli ve etkin bir
elektron mikroskobu electron microscope Canlı
13
Sözlük Dergisi
yapıların özellikle hücrelerin ince yapısının görüntülenme-
Enjeksiyonluk suda veya uygun bir steril susuz sıvıda
sinde ışık yerine elektronlardan yararlanılarak yapının
veya bu sıvıların karışımında etken maddenin çözülmesi,
yüksek çözünürlükte büyütülmesini (106x) sağlayan mik-
emülsiyon veya süspansiyon hâline getirilmesi ve diğer ek
roskop türü.
yardımcı maddelerle hazırlanan preparat.
element element Çekirdeğinde aynı sayıda proton içe-
enjeksiyonluk su water for injection İlaçların canlı
ren (atom numaraları aynı) atomlardan oluşan, kimyasal
organizmaya enjeksiyon yoluyla uygulanması için kulla-
yöntemlerle parçalanamayan en küçük yapı taşı.
nılabilir özellikte olan steril, pirojen madde içermeyen
em drug ecza
en düşük doz minimal dose, minimum dose Bir
damıtık su.
enjektör injector Havayı, sıvıları emmeye veya basınç-
maddenin belirgin bir biyolojik etki oluşturabilecek en
la itmeye yarayan, özellikle vücuda sıvı bir ilacı vermek
düşük miktarı.
veya vücuttan sıvı çekmek ya da belirli bir miktarda sıvıyı
en uygun doz optimal dose İstenilen tedavi edici etkiyi, en düşük yan etki ile gösteren ilaç miktarı. optimum
doz
enantiyomer enantiomer optik izomer
enantiyomerizm enantiomerism enantiyomerlik
enantiyomerlik enantiomerism İki bileşiğin, birbirinin enantiyomeri olması durumu. enantiyomerizm
endikasyon indication 1. Bir ilacın etkili olduğu
durum. ilaç kullanım alanı 2. Hastada belirli bir tedavi
veya uygulamaya karar verilmesini gerektiren durum ya
da belirti.
analitik bir sisteme uygulamak amacıyla yararlanılan bir
tür pompa. şırınga
enstrümantal analiz instrumental analysis cihazlı
analiz
EP The European Pharmacopeia “Avrupa Farmakopesi”nin İngilizce kısaltması.
EP European Pharmacopoeia “Avrupa Farmakopesi
(Pharmacopoeia European)”nin İngilizce kısaltması.
epiglotis epiglottis Gırtlağın girişine bağlı mukoza zarı
ile çevrili elastik kıkırdak bir dokudan oluşan kapakçık.
epiglottis epiglottis Gırtlağın girişinde yer alan bir
enflamasyon inflammation yangı
engelleme inhibition inhibisyon
engelleyici inhibitor inhibitör
enjeksiyon injection Bir sıvının dokulara, damar
mukoza ile kaplı elastik kıkırdak dokusunun yapılmış bir
içine, kanallara, vücut boşluklarına ve benzeri bölgelere
bulundukları ve donma noktası ile özdeş olan sıcaklık.
şırınga, enjeksiyon pompası gibi araçlar kullanılarak ba-
erime noktası, e.n.
sınçla verilmesi işlemi. zerk etme, şırıngalama
enjeksiyonluk bakteriyostatik su bacteriostatic
water for injection Mikroorganizma taşımayan ve bir ya
da daha fazla uygun antimikrobiyal madde içeren enjeksiyon işlemleri için kullanılan su.
enjeksiyonluk konsantre concentrate for injection
Uygulamadan önce öngörülen uygun çözelti ile seyreltildikten sonra enjeksiyon için hazırlanan steril çözelti şeklinde preparat.
enjeksiyonluk preparat injectable preparation
14
kapakçık. küçük dil
ergime noktası melting point Belirli bir basınç altında maddenin katı ve sıvı evrelerinin dinamik dengede
erime noktası melting point ergime noktası
erişkin dozu adult dose Erişkin kişiye uygulanan ilaç
miktarı.
eriyik solution Bir veya daha fazla gaz, sıvı ya da katı
maddenin yeterli miktar çözücü içindeki bağdaşık (tekdüze, homojen) karışımı. çözelti
ERS European Respiratory Society “Avrupa Solunum
Derneği”nin İngilizce kısaltması.
esneme yawn Solunum ve istem dışı hava hareketi
olarak, havanın solunması, eş zamanlı oluşan kulak zarı
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
gerilmesi ve ardından bir soluk verme.
eşdeğer ağırlık equivalent weight 1 mol elektron ile
birleşebilen element miktarı. eşdeğer gram sayısı
eşdeğer gram gram equivalent Bir maddenin bir
atom- gram (1.008 g) hidrojen ya da yarım atom- gram
(8.000 g) oksijenle birleşebilecek miktarı.
eşdeğer gram sayısı equivalent weight eşdeğer ağırlık
vanlarında değişik seri dozlarla yapılan çalışmalarda saptanan en düşük etkili doz. LEL
etkili madde active substance etken madde
etkin farmasötik bileşen active pharmaceutical
ingredient etken madde
etkin madde active substance etken madde
etkin plasebo active placebo aktif plasebo
evaporasyon evaporation buharlaştırma
eşdeğer ilaç equivalent drug Referans ilaçlarla aynı
üzerinde aynı tedaviyi sağladığı bilimsel çalışmalarla ka-
F
F0 değeri F0-value Buharla mikropsuzlaştırma işle-
nıtlanan, etken madde veya maddeler, farmasötik şekil,
minde malzemelere ulaşan sıcaklığın 121°C’deki eşdeğer
birim hammadde miktarı ve ambalaj miktarları aynı olan
zamanını gösteren değer.
farmakolojik etkilere sahip olduğu, bu nedenle hasta
durumu. 2. Bir ilacın bir diğeri ile belirli ölçütler bakı-
farenjit pharyngitis yutak yangısı
farenks pharynx yutak
farinjial pharyngeal Boğazla ilgili.
farmakokinetik pharmacokinetics Vücutta ilaçların
mından karşılaştırılması sonucunda, kabul edilebilir ara-
emilim, dağılım, metabolizma ve atılım (ADME) olayla-
lıklarda benzer özellikler taşıması.
rını nicel olarak ve özellikle zaman boyutları içinde ince-
ve referans ilaçların koruma süreleri bittikten sonra satışa
sunulan ilaç türü. muadil ilaç
eşdeğerlik equivalence 1. Aynı değerliğe sahip olma
eşik doz threshold dose Bir ilaç, kimyasal madde veya
iyonize ışının tespit edilebilen bir etki oluşturan en düşük
miktarı.
leyen farmakoloji dalı.
farmakope pharmacopoeia, pharmacopeia İlaç üretiminde kullanılan etken ve tüm yardımcı maddelerin
eşik limit değer threshold limit value İş yeri orta-
özellikleriyle bunların nitel ve nicel analiz yöntemlerinin
mındaki solunan havada günlük 7-8 saat, haftalık 40 saat
yer aldığı, yasal ve bilimsel olarak uyulması gereken ulusal
üzerinden hesaplanan miktarda maruz kalınmasına izin
ve uluslar arası kuralları ve yöntemleri içeren resmî kitap:
verilen, hiçbir yan etkiye neden olmayan, zaman-ağırlıklı
Türk Farmakopesi, Avrupa Farmakopesi, Amerikan Far-
derişim cinsinden hesaplanan madde miktarı. ELD, TLV
makopesi, İngiliz Farmakopesi, Hint Farmakopesi, Çin
eşiz isomer izomer
etiket label Bir malzemenin niteliklerini, kime ait ol-
Farmakopesi, Kore Farmakopesi, kodeks
farmasötik aerosol pharmaceutical aerosol İlaçla-
duğunu belirtmek, belli etmek için üzerine yerleştirilen
rın solunum yolundan uygulanabilmesi için kullanılan
uyarı yazıları.
bir formülasyon türü.
etken madde active substance Organizmadaki yapı
farmasötik alternatif pharmaceutical alternative
ve işlevleri etkileyerek biyolojik bir yanıt oluşturan doğal,
Aynı ilaç etken maddesinin farklı müstahzarlarda değişik
yapay veya yarı yapay kimyasal madde. Etkili madde, et-
doz, dozaj şekli veya tuzu hâlinde bulunması.
kin madde, etkin farmasötik bileşen.
farmasötik biyoeşdeğerlik pharmaceutical bioequivalence İki ya da daha fazla müstahzarın, aynı etken
etkili doz effective dose Bir ilacın uygulandığında etki
oluşturan miktarı.
etkili en düşük doz lowest effect level Deney hay-
maddeyi, aynı farmasötik şekil içerisinde ve aynı miktarda
içermesi.
15
Sözlük Dergisi
farmasötik eşdeğer pharmaceutical equivalance
Farklı üreticiler tarafından hazırlanan müstahzarların, bir
etken maddeyi aynı dozaj şekli içinde ve aynı miktarda
içermesi.
farmasötik preparat pharmacetical preparation
beşerî tıbbi ürün
farmasötik teknoloji pharmaceutical technology
sertliği, akışkanlığı gibi ölçülebilen özellikleri ve diğer sistemlerle etkileşebilme niteliği.
fiziksel özellikler physical properties Bir maddenin,
sertlik, yoğunluk, renk, ergime veya kaynama noktası gibi
kimyasal değişimlerden bağımsız olan nitelikleri.
fizyolojik ölü boşluk physiologic dead space Anatomik ölü boşluk ile işlevsel alveollerin hacim toplamı.
İlaç etken maddelerinin vücut tarafından en etkin biçim-
flakon flacon, vial, phial 1. Parenteral uygulama
de yararlanımını sağlayacak ilaç şekli hâline getirilmesi ve
için kullanılan, steril enjeksiyonluk çözelti veya ekinde
endüstriye uygulanması konularında eğitim ve araştırma-
verilen uygun çözgen ile çözündürülmek üzere liyofilize
lar yapan bilim dalı. galenik farmasi
toz içeren, çoğu zaman camdan yapılmış, ağzı kauçuk
farmasötik ürün pharmaceutical product beşerî
tıbbi ürün
tıpa ve alüminyum bantla kapatılan, içindeki ilacın üstteki kapaktan enjektör yardımıyla alınabildiği, çok dozlu
fason üretim contract manufacturing İki firma
farmasötik preparatların konulduğu değişik boyut ve ha-
arasındaki anlaşma sonucu, ruhsat veya izin sahibi firma
cimde ilaç kabı. flk 2. Çeşitli boyutlarda kapaklı küçük
adına diğer firma tarafından söz konusu ürünün belirle-
şişe. vial
nen nitelik ve nicelikte uygun olarak belirli bir süre üretilmesi.
flk flacon, vial, phial “Flakon” ilaç şekli veya ambalaj
malzemesinin kısaltması.
veya geçimli olmayan polimer eklenmesi ya da polimer-
fonksiyonel artık kapasite functional residual
capacity Soluk verme yedek hacmi ile artık hacmin top-
polimer etkileşmesi sonucu oluşan, kolloidal parçacıkla-
lamı.
faz ayrımı coaservation Sıcaklık değişmesi, tuz
rın birleşmesi.
formül formula Bir ilacın hazırlanma şekli veya bileşi-
fazla havalanma hyperventilation Aniden gereken-
minin ya da istenen bir değer veya sonucun elde edilmesi
den daha hızlı ve daha derin soluk alma durumudur. hi-
için yapılacak işlemlerin çeşitli sayı ve sembollerle ifadesi.
perventilasyon
bk. ampirik formül, kimyasal formül
FDA U.S. Food and Drug Administration “Ameri-
formülasyon formulation 1. Belirli bir bileşime göre
ka Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Kurumu”nun İngilizce
hazırlanmış ilaç, gıda vb. ürün. terkip, bileşim 2. Belirli
kısaltması.
bir bileşime göre ilaç, gıda vb. ürünlerin hazırlanması işle-
filtrasyon filtration Bir sıvı veya gazı, geçirgen zar,
mi. terkip hazırlama, bileşimleme
kum, silika ya da kâğıt gibi materyallerden geçirerek için-
formüler formulary 1. Yeterli derecede kimyasal ve
deki asılı durumda bulunan parçacıkları ayırma işlemi.
klinik bilgi bulunmaması nedeniyle farmakopelerde yer
süzme
almayan veya az kullanılan maddeler ve bazı üretim for-
filtre filter Sıvı veya gaz ortamlardan istenmeyen par-
müllerinin yer aldığı kitap: Tıbbi Formüler, Dispensatory
çacık veya benzeri kirlilikleri ayırmak için kullanılan de-
of the United States of America, National Formulary
likli malzeme.
2. İlaçların klinik önem ve özellikleri ile ilgili kısa açık-
filtre kâğıdı filter paper süzgeç kâğıdı
fizikokimyasal özellik physicochemical property
lamalar sunan; tedavi gruplarının tekrarını önlemek ve
Bir maddenin, ergime, kaynama ya da donma noktası,
hazırlanmış, bazen bir kurum içerisinde kabul edilmiş ya
16
hastalara en düşük maliyette en iyi ilacı sunmak amacıyla
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
da sağlık sigorta kurumları tarafından kabul edilmiş ilaç
alt solunum yollarına geçişini ve sesin oluşumunu sağla-
listesi.
yan kısım. larenks
fotoliz photolysis Bir molekül veya maddenin ışığı (fo-
gırtlak yangısı laryngitis Gırtlağın ve ses tellerinin
tonu) soğurmasına bağlı olarak molekül yapısının değiş-
enfeksiyon ve tahrişe bağlı olarak gelişen rahatsızlığı. la-
mesi veya parçalanması işlemi. ışılbozunma
renjit
FPF fine particle fraction “İnce partikül fraksiyonu”
teriminin İngilizce kısaltması.
glottis glottis Gırtlağın dar kısmında yer alan ve solunum yoluna açılan ses telleri arasındaki boşluk.
GLP Good Laboratory Practice “İyi laboratuvar uyG
g gram “Gram” teriminin kısaltması.
galenik farmasi galenical pharmacy Galen’in öğ-
gulamaları” teriminin İngilizce kısaltması.
GMP Good Manufacturing Practice “İyi üretim uygulamaları” teriminin İngilizce kısaltması.
reti ve uygulamalarına dayanan ilaç formülasyonlarının
göğüs kafesi chest, thorax Solunum sisteminin baş-
geliştirilip üretilmesiyle ilgili olan ve günümüz eczacılık
lıca organları ve dolaşım sistemi ile sindirim sisteminin
eğitiminde farmasötik teknoloji olarak adlandırılan bilim
bazı bölümlerini içinde barındıran, omur ve kaburgalar,
alanının eski adı. farmasötik teknoloji
göğüs kemiği, bunalara bağlı kaslar ile kas kılıflarından
gaz sterilizasyonu gas sterilisation Isı ve nemden etkilenen materyallerin (gereçlerin), mikroorganizmalardan
kimyasal yolla arınmalarını sağlamak için düşük sıcaklık
ve basınç altında etilen oksit buharlarına maruz bırakılması işlemi.
GCP Good Clinical Practice “İyi klinik uygulamaları”
teriminin İngilizce kısaltması.
geçirgen permeable Gözenek büyüklüğüne göre, bazı
katı, sıvı ve gazların içinden geçişine izin veren. permeabl
geçirgenlik permeability Maddelerin geçişine izin
verme özelliği. permeabilite
geçirimsiz kap airtight container Preparat içeriğini
oluşan vücut bölümü.
göze cell hücre
gözenek pore, porus Bir zarda veya diğer yapılarda
bulunan irili ufaklı boşluk ya da geçit. por
gözenekli porous poröz
gözeneklilik porosity porözite
GPP Good Pharmacy Practice “İyi eczacılık uygulamaları” teriminin İngilizce kısaltması.
gtt drops, guttae (Lat.) “Damla” teriminin Latince
çoğul kısaltması.
günlük doz daily dose Bir ilacın 24 saatlik süreç içerisinde verilen toplam miktarı.
saklama ve taşıma sırasında, normal şartlar altında katı,
sıvı ve gazların bulaşmasından veya madde kaybından
koruyan ambalaj.
geçirmez impermeabl impermeabl
geçişim osmosis ozmoz
geçişim basıncı osmotic pressure ozmotik basınç
geçişimölçer osmometer ozmometre
geçişimsel osmotic ozmotik
geniz pharynx yutak
gırtlak larynx Soluk borusunun üstünde, boğazın altında yer alan, üzerinde ses telleri olan, solunan havanın
H
hacim ölçümlü volumetric volümetrik
ham madde raw material Bir ürünün elde edilmesinde kullanılan temel bileşenlerin işlenmeden önceki
durumu.
handihaler® handihaler® Ağızlık kısmı açılarak kapsülün yerleştirildiği ve kenarında bulunan butona basılarak kapsülün delindiği kuru toz inhalasyon aygıtı.
hapşırma sneeze Solunum dışı hava hareketi olarak,
genellikle nazal mukozanın yabancı partiküllerle tahriş
17
Sözlük Dergisi
olması sonucu aniden, sesli bir şekilde, ağızdan ve burundan istem dışı hızlı nefes vermek. aksırık, aksırma
hava keseciği alveol (pl), alveoli alveol
hava kilidi air lock Temizlik derecesi bakımından
yapıtaşlarından oluşan veya yapısında farklı bileşenler
bulunduran. ayrışık 2. Genetikte farklı genlerle veya genlerin kombinasyonu ile oluşan özellik.
hıçkırma hiccup Göğüs boşluğu ile karın boşluğu-
birbirinden farklı iki veya daha çok bölüm arasında yer
nu birbirinden ayıran diyafram kasının birden kasılması
alan ve bölümler arasında geçiş yapılırken aradaki hava
sonucunda, solunum dışı hava hareketi olarak ses telleri
akımını kontrol etmek üzere kullanılan kapalı, iki veya
arasındaki açıklığın istem dışı kapanması ile gerçekleşen
daha çok kapı sistemi.
ani soluk alımı ve bu sırada oluşan kesikli kasılma.
hava yolu enflamasyonu airway inflammation
hava yolu yangısı
hava yolu yangısı airway inflammation hava yolu
enflamasyonu
havacıl aerobe aerop
havada taşınan airborne Havada dolaşan veya yayı-
hırıltı wheezing Nefes alıp vermenin zorlaşması ile
nefes verirken duyulan ses. vizing
hidrasyon hydration 1. Su molekülünün doymamış
bağlara katılma tepkimesi. su katımı 2. Bir maddenin yapısında su tutması. sululaşma, hidratlaşma
hidrat hydrate 1. Bünyelerindeki su molekülü sayısına
lan enfeksiyonlu organizma, alerjen veya kimyasal madde.
göre adlandırılan, yapısında özellikle kristal suyu içe-
airborn
ren bileşik: ör. bakır sülfat pentahidrat (CuSO4.5H2O).
havageçirmez hermetic, airtight hermetik
havasever aerobe aerop
havasevmez anaerobe anaerop
hazır enjektör prefilled syringe Parenteral ilaçların
kolaylıkla uygulanmasına yönelik olarak içerisinde verilecek ilacı içeren kullanıma hazır farmasötik ürün. hazır
parenteral ilaç uygulama sistemi
2. Aldehit veya keton karbonillerine su katılması ile oluşan molekül: Gem-dioller
hidratasyon hydratation Suda çözünmüş bir bileşiğin su molekülleri tarafından sarıldığı solvatasyon (sıvı
sarılım) şekli. su sarılım
hidrofil hydrophile, hydrophilic Bir madde veya
molekülün bir kısmının suya yüksek ilgisi olması, suda
hazır ilaç preparation beşerî tıbbi ürün
hemoptizi hemoptysis Akciğerdeki küçük damarlar-
çözünmesi, suyla karışması ya da ıslanma eğiliminde bu-
daki çatlak sonucunda oluşan, öksürme sırasında akciğer-
hidrofilik hydrophilic hidrofil
hidrofobik hydrophobic Kutuplanabilen grupları ol-
den kan veya kanlı balgam gelmesi durumu.
lunma özelliği. hidrofilik, sucul, susever
hemotoraks hemothorax Göğüs kafesi ve akciğerleri
mayan bir madde veya molekülün suya ilgisinin olmama-
saran plevranın katmanları arasında akciğer boşluğunda
sı, suda çözünmeme, suyla karışmama ya da ıslanmama
kanlı sıvı birikmesi.
eğilimine karşılık hidrokarbon ve benzeri çözücüler ile
HEPA filtre high efficiency particulate air filter
Havada 0,3 mikrona kadar olan parçacıkları % 85 ve üzerindeki oranda tutabilen yüksek etkinlikte filtre türü. bk.
ULPA filtre
yağlarda çözünme ve karışma özelliği. hidrofop, lipofil,
lipofilik, susevmez, yağcıl
hidrotoraks hydrothorax Akciğer zarı boşluğunda
sıvı birikmesi.
hermetik hermetic, airtight İçine hava veya diğer
hijyen hygiene 1. Sağlık bilgisi. 2. Sağlık koruma, hıf-
gazların sızmasını engelleyen ambalaj sistemi. havageçir-
zıssıhha. 3. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak
mez
için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemleri-
heterojen heterogeneous 1. Birbirine benzemeyen
18
nin tümü.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
hijyenik hygienic 1. Sağlıkla ilgili. 2. Temiz. 3. Sağlık
kurallarına uygun, sağlıklı.
hilus hilum Akciğer, dalak gibi organların girişinde
genellikle damar ve sinirlerin bulunduğu küçük açıklık
ya da çöküntü.
Hint Farmakopesi Indian Pharmacopoeia Hindistan Cumhuriyeti Farmakopesi. IP. bk. farmakope
hiperkapni hypercapnia Kanda karbondiokasit düzeyinin yükselmesi.
hiperpne hyperpnea Hiperventilasyon ve metabolik
talebi aşan dakika ventilasyon. artmış soluma
hipertonik çözelti hypertonic solution Genellikle vücut sıvılarından daha yüksek ozmotik basıncı olan çözelti.
hiperventilasyon hyperventilation fazla havalanma
hipoksi hypoxia Kanda, hücrelerde ve dokularda oksijen eksikliğine bağlı fonksiyon bozukluğu.
hipoksik hipoksi hypoxic hypoxia Solunum yolu
I
IP Indian Pharmacopoeia Hindistan Cumhuriyeti
Farmakopesi’nin İngilizce kısaltılması
IR infrared “Kızılötesi” teriminin İngilizce kısaltması.
IR parmak izi bölgesi IR fingerprint region Kızıl
ötesi spektrofotometresinde enantiyomerler dışında her
kimyasal madde için özgün olan ve maddelerin tanınmasında yararlanılan, 750 nm ile 1000 mikrometre arasındaki dalga boyunda çok sayıda piklerin bulunduğu alan.
ısılayrışım thermolysis termoliz
ısıveren exothermic ekzotermik
ısıveren tepkime exothermic reaction ekzotermik
tepkime
ışığa dayanıklı photostable Işığa maruz kaldığında
yapısal değişime uğramayan (madde). fotostabil
ışığa dayanıklılık photostability Işığa maruz kalındığında yapısal değişime uğramama özelliği. fotostabilite
hastalıklarında, yüksek veya havalandırmanın az olduğu
ışığa duyarlı photosensitive Işığa maruz kaldığında
yerlerde akciğer aracılığıyla atmosferden kana oksijen ge-
yapısal değişime uğrayan (madde). fotosensitif, fotosen-
çişinin azalması.
sibil
hipotonik çözelti hypotonic solution Genellikle vü-
ışığa duyarlılık photosensitivity Bir hücrenin, or-
cut sıvılarından daha düşük ozmotik basıncı olan çözelti.
ganın, organizmanın veya molekülün ışığın belli dalga
hipoventilasyon hypoventilation azalmış havalanma
histotoksik hipoksi histotoxic hypoxia, histoxic
hypoxia Siyanür, narkotikler gibi zehirli etkenlere bağlı
boylarında değişime uğrama özelliği. fotosensitivite, fo-
olarak hücredeki yükseltgenme mekanizmalarının bozulması nedeniyle kanda oksijen basıncı normal olmasına
rağmen, hücrelerin bu oksijeni kullanamaması durumu.
homojen homogeneous Yapısında birbirine benzer
bileşenler bulunduran. bağdaşık
hücre cell Canlılığını kendi başına sürdürebilen ve yarı
tosensibilite
ışığı çevirme optical rotation optik çevirme
ışık kuantumu photon foton
ışık tayfı spectrum spektrum1
ışıksal optical optikal
ışıksal etkinlik optical activity optik etkinlik
ışıl bozunma photolysis fotoliz
ıtrah excretion atılma
geçirgen ince bir zar ile çevrili en küçük protoplazmik
birim. göze
hücre cidarı cell wall Bitki ve çoğu prokaryotik hücrelerin plazma zarını çevreleyen, içeriğini ve biçimini koruyan dayanıklı tabaka. hücre çeperi, hücre duvarı
hücre çeperi cell wall hücre cidarı
hücre duvarı cell wall hücre cidarı
İ
İEGM Turkish Ministry of Health General Directorate of Pharmaceuticals and Pharmacy of Turkey
“İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü”nün kısaltması.
İEU Good Pharmacy Practice “İyi eczacılık uygulamaları” teriminin kısaltması.
19
Sözlük Dergisi
İKU Good Clinical Practice “İyi klinik uygulamaları”
teriminin kısaltması.
deki doğrudan etkilerini araştırmak amacıyla canlı üzerinde yapılan çalışma.
ilaç drug Hastalıkların önlenmesi, tanısı ve tedavisi ya
ince partikül fraksiyonu fine particle fraction
da fizyolojik olayların düzenlenmesi amacıyla kullanıl-
Akciğerlerde biriken 1-5 µm arası boyutlardaki aerosol
mak üzere yetkili kurumlar tarafından onaylanmış, doğal
partiküllerinin yüzde olarak miktarı. FPF
yapay veya yarı yapay kimyasal maddelerden hazırlanan
ürün. deva, em
ince süzme ultrafiltration ultrafiltrasyon
ince süzüntü ultrafiltrate İnce süzme işlemi sonucu
İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü Turkish Ministry of Health General Directorate of Pharmaceuticals and Pharmacy of Turkey Türkiye İlaç ve Tıbbi
elde edilen ürün. ultrafiltrat
Cihaz Kurumu’nun önceki adı. İEGM. bk. Türkiye İlaç
delerle etkileşmeyen veya canlı organizmalar için zararlı
ve Tıbbi Cihaz Kurumu.
olmayan (madde). tepkimesiz
indikatör indicator ayıraç
inert inert Kimyasal tepkimeye girmeyen, diğer mad-
iletim conduction 1. Uyarının canlı dokuda sinir veya
infiltrat infiltrate 1. Doku içine sızarak toplanan
kas lifleri aracılığı ile iletilmesi. 2. Herhangi bir enerjinin
maddeler. 2. Geçme veya sızma sonucunda başka bir or-
(elektrik, ısı vb.) iletilmesi. kondüksiyon
tamda toplanan maddeler.
iletken conductor Isı ve elektrik gibi enerji türlerini
ileten ortam.
iletkenlik conductivity, conductance Bir uyarıyı veya
ısı ve elektrik gibi enerji türlerini bir yerden başka bir yere
aktarabilme özelliği.
iletkenlikölçer conductometer Elektriksel iletkenliği
ohm birimi ile ölçen aygıt. kondüktometre
ilişki katsayısı correlation coefficient korelasyon
katsayısı
iltihap inflammation yangı
İLU Good Laboratory Practice “İyi laboratuvar uygulamaları” teriminin kısaltması.
impermeabl impermeabl Sıvıların geçişine izin vermeyen. geçirmez
in vitro in vitro Deney tüpü, kültür ortamı gibi cansız
yapay ortamda oluşan.
in vitro çalışma in vitro study Bir kimyasal maddenin doku veya hücreler üzerindeki etkilerini araştırmak
amacıyla yapay ortamda yapılan çalışma.
in vivo in vivo Bütünlüğü bozulmamış canlı organizmada oluşan.
in vivo çalışma in vivo study Bir etkenin (kimyasal
madde, mikroorganizma gibi) belli bir organizma üzerin20
infrared infrared kızılötesi
infrared spektroskopisi infrared spectroscopy kızıl
-ötesi spektroskopisi
infüzyon infusion 1. Büyük hacimli uygulamalar için
hazırlanan, ana ortamı su olan steril, sulu çözelti veya
emülsiyon şeklinde herhangi bir antimikrobik koruyucu
ve pirojen madde içermeyen genellikle kan ile izotonik
olan preparatların herhangi bir zorlayıcı güç uygulamadan toplar damara verilmesi. 2. Bitki kısmının üzerine
taze kaynatılmış sıcak suyun ilave edilmesinden sonra
5-15 dakika bekletilerek süzülmesi suretiyle çay hazırlama
yöntemi.
infüzyon konsantresi concentrate for infusion
Uygulanmadan önce öngörülen uygun çözelti ile seyreltildikten sonra infüzyon için hazırlanan steril çözelti şeklinde preparat.
inhalasyon inhalation Havayı akciğerlere çekme. Soluk alma, soluma, inspirasyon, solumlanım
inhalasyon buharı inhalation vapour Soluma yoluyla uygulanan buhar.
inhalasyon buharı çözeltisi inhalation vapour,
solution Soluma yoluyla uygulanan çözelti.
inhalasyon buharı kapsülü inhalation vapour,
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
capsule Soluma yoluyla uygulanan kapsül.
inhalasyon buharı merhemi inhalation vapour,
ointment Soluma yoluyla uygulanan merhem.
inhalasyon buharı sıvısı inhalation vapour, liquid
Soluma yoluyla uygulanan sıvı.
inhalasyon buharı tableti inhalation vapour, tablet
Soluma yoluyla uygulanan tablet.
inhalasyon buharı tozu inhalation vapour, powder
Soluma yoluyla uygulanan toz.
inhalasyon gazı inhalation gas Soluma yoluyla uygulanan gaz.
inhalasyon preparatı preparation for inhalation
Akciğerde veya vücudun tamamında etki sağlamak için
hazırlanan buhar veya aerosol şeklindeki sıvı veya katı
farmasötik şekli.
inhalasyon yoluyla uygulama inhalation use Soluma yoluyla yapılan uygulama türü.
inhaler inhaler Aerosol biçiminde uygulanan ilacın
soluk alma sırasında akciğerlere girişini sağlayan araç.
solumlatıcı
inhibisyon inhibition Uyaran olmasına rağmen
başlayan bir süreci durdurma veya başlamasını önleme.
engelleme
inhibitör inhibitor İnhibisyona neden olan. engelleyici
soluk hacmi. soluk alma yedek hacmi
internasyonel Farmakope International Pharmacopeia Uluslararası farmakope
intraplevral intrapleural Akciğer zarı içine
intrapulmoner intrapulmonary Akciğer içine
intravenöz intravenous Toplardamar içine, toplardamar içinde. IV, iv.
iskemik hipoksi ischemic hypoxia stegnant hipoksi
işlevsel artık kapasite functional residual capacity
işlevsel artık sığa
işlevsel artık sığa functional residual capacity Soluk verme yedeği ile artık hacmin toplamı. işlevsel artık
kapasite
itici gaz pressurised gas, propellant gas Ürünü kap
içinden püskürtmeye yardımcı olan, atmosfer basıncından daha yüksek basınca sahip sıvılaştırılmış gaz. sıkıştırılmış gaz
iv. intravenous Toplardamar içine, toplardamar içinde
terimin kısaltılması
iyi kapatılmış kap well-closed container Preparat
içeriğinin saklama ve taşıma sırasında çevre şartlarından
etkilenmemesini ve kaybını önleyen kap türü.
iyi klinik uygulamaları Good Clinical Practice
Tıbbi farmasötik ürünler veya ilaç olarak geliştirilmekte
olan etken maddeler kullanılarak insanlar üzerinde yapı-
inorganik inorganic Karbonat ve siyanürlerin dışın-
lan klinik araştırmalarda yer alan tarafların sorumlulukla-
da, yapısında karbon atomu içermeyen kimyasal madde-
rını düzenleyen, gönüllülerin haklarının, onurlarının ve
ler sınıfı: sodyum klorür, sodyum karbonat, potasyum
mahremiyetlerinin korunması ve araştırmanın verimli,
permanganat, anorganik
güvenilir, doğru ve uygun nitelikte yürütülmesini sağla-
inorganik bileşikler inorganic compounds Atom-
maya yönelik uluslar arası etik ve bilimsel kalite standardı.
ları arasında iyonik bağ bulunan, hidrojen atomuna bağlı
İKU, GCP
karbon atomu içermeyen, organik olmayan bileşikler.
iyi laboratuvar uygulamaları Good Laboratory
Practice Laboratuvar çalışmalarının planlanması, dü-
anorganik bileşikler
inspirasyon inspiration soluk alma
inspirasyon kapasitesi inspiratory capacity soluk
zenlenmesi, izlenmesi, kayıtlarının tutulması ve rapor
edilmesiyle ilgili temel yöntemleri, koşulları ve işlemleri
alma sığası
kapsayan uluslar arası düzenlemeler. İLU, GLP
inspirasyon yedek hacmi inspiratory reserve capacity Normal soluk hacminin üzerine fazladan alınabilen
iyi üretim uygulamaları Good Manufacturing
Practice Farmasötik ürünlerin kalite standartlarına ve
21
Sözlük Dergisi
amaçlanan kullanım biçimine göre ve ruhsatına esas bil-
kolay söylenebilir ve yazılabilir olan, tıbbi kullanılışı (ana-
gilerin veya ürün özelliklerinin gerekli görüldüğü gibi
tomik, fizyolojik, patolojik, farmakolojik) ile ilgili çağrı-
üretilmesini ve kontrol edilmesini güvence altına alan
şım yapmayacak, daha çok kaynağını ve kimyasal yapısını
uluslararası düzenlemeler. İÜU, GMP
hatırlatacak şekilde iletişim birliğini ve düzenini sağlamak
iyon ion Elektron kazanma veya kaybı sonucu oluşan
eksi veya artı yüklü atom veya atom grupları. yükün
iyonik ionic İyon özelliği gösteren.
iyonik bağ ionic bond Güçlü elektronegatif element-
üzere her yeni ilaca verilen isim: parasetamol
jenerik ilaç generic drug Yasal koruma (patent) süresi
sona eren ilaçların başka firmalar tarafından da farmasötik
ve biyolojik eş değer olarak üretilebilen şekli.
lerle (halojenler gibi), güçlü elektropozitif elementler (al-
jet nebülizör jet nebulizer Basınçlı havayı çözelti
kali metaller gibi) arasında görülen, karşıt yüklerin elekt-
şeklindeki ilaç üzerinden geçirerek oluşturulan zerrecik-
riksel çekimi ile oluşan kimyasal bağ türü.
lerin solunmasını sağlayan aygıt.
izge bilimi spectroscopy spektroskopi
izge ölçümü spectrometry spektrometri
izgeölçer spectrometer spektrometre
izgesel analiz spectral analysis spektral analiz
izgesel ışılölçer spectrophotometer spektrofotometre
izomer isomer Aynı atomları aynı sayıda içeren, kon-
K
kademeli ayrıştırıcı Andersen Cascade impactor
Avrupa Farmakopesi’nde D cihazı olarak kayıtlı, inhalasyon preparatlarının (basınçlı inhalatör, toz inhalatör) ince
partiküllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi
figürasyon, konformasyon ve yapısal farklılıklarına bağlı
amacıyla kullanılan, insan solunum sisteminin farklı kı-
olarak değişik fizikokimyasal veya biyolojik etki göste-
sımlarını temsil eden sekiz kademeden oluşan aygıt. ACI
rebilen, aynı molekül ağırlığına sahip iki veya daha çok
kimyasal madde. eşiz
izoozmotik çözelti isoosmotic solutuion Kan plazması ile aynı ozmotik basınca sahip olan çözelti türü.
izotonik çözelti isotonic solution Fizyolojik tuz
çözeltisi, göz yaşı, kan serumu gibi vücut sıvılarıyla aynı
kalıntı residue 1. Diğer maddelerin uzaklaştırılmasından sonra kalan kısım. artık. 2. Bir molekülün bazı
bileşenlerini kaybetmesinden sonra geri kalan kısmı.
3. Sindirim sonrası bağırsaklarda kalan, sindirilmemiş artık. 4. Ameliyatla alınan bir organ veya oluşumdan geride
kalan kısım.
sayıda çözünmüş parçacıklara sahip olan (eşit ozmotik
kalibrasyon calibration Belirli koşullar altında, bir
basınçlı), yarı geçirgen hücre zarından hücre içine veya
aygıtın veya sistemin kaynak bir standardın bilinen değer-
dışına eşit su geçişi sağlayan ve dolayısıyla hücrenin şişme
leri kullanılarak doğru ölçüm yapmak üzere ayarlanması
ya da büzüşmesine sebep olmayan çözelti türü. eş geçişim
için uygulanan işlemler dizisi. ölçülüleme
basınçlı
kalibrasyon eğrisi calibration curve Bir analitik
izotop isotope Aynı sayıda proton ancak farklı sayıda
yöntemde kalibrasyon standardı için bulunan yanıtların
nötron içeren ve böylece atom ağırlıkları farklı olan atom-
analizi ile elde edilen ve bir maddenin derişiminin hesap-
lardan her biri.
lanmasında kullanılan eğri. ölçülüleme eğrisi
J
jenerik ad generic name, official name, non proprietary name İlacın ticari isminden bağımsız olarak, her
ülkede ulusal resmî kuruluşlar ve Dünya Sağlık Örgütü
tarafından onaylanan, genellikle basit, kısa, tek kelime,
22
kalitatif qualitative nitel
kalitatif analiz qualitative analysis nitel analiz
kanister canister teneke kutu
kansuyu serum, (pl. Serums, sera) serum
kantitatif quantitative nicel
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
kantitatif analiz quantitative analysis nicel analiz
kantite quantity nicelik
kap container Gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi
içine alabilen nesne.
karbondioksit carbon dioxide Kovalent bağlı bir
karbon ve iki oksijen atomundan oluşan, normal koşullarda gaz hâlinde bulunan, karbon içeren besin maddelerin metabolize edilmesi sonucu meydana gelen, renksiz ve
kokusuz olan bir son ürün bileşiği.
karina carina Soluk borusunun sağ ve sol akciğerlere
girmeden önceki ilk iki bronşu arasında yer alan kıkırdaksı kısım.
katyonik cationic Katyon özelliği gösteren (madde).
kırılım imleci refractive index, index of refraction
Bir ortamda hava esas alındığında, bir ışın demetinin
ölçme ortamına giriş açısı sinüsünün çıkış sapma açısının
sinüsüne oranı. refraktif indeks, kırılma indeksi, kırılma indisi
kırılım ölçüm refractometry Maddelerin kırılım indislerinin (göstergelerinin) belirlenmesi.
kırılımölçer refractometer refraktometre
kırılma refraction kırılım
kırılma indeksi refractive index kırılım imleci
kırılma indisi refractive index kırılım imleci
kırınım diffraction Bir kristalin atomlarından saçı-
NMR spektrumlarında aynı kimyasal kayma değerinde
sinyal vermeleri.
kimyasal formül chemical formula Bir bileşiğin
kimyasal yapısını ifade etmek için kullanılan kimyasal
simge ve rakamlar topluluğu.
kimyasal simge chemical symbol S, Na, Br gibi bir
elementi göstermekte kullanılan harf veya harfler.
klikhaler® clickhaler® Görünüşü ölçülü doz inhalere
benzeyen, cihazın üstündeki butona basarak kullanılan
çok dozlu kuru toz inhalasyon aygıtı.
KOAÇ mass median aerodynamic diameter “Kütlesel ortalama aerodinamik çap” teriminin kısaltması.
KOAH chronic obstructive pulmonary disease “Kronik tıkayıcı akciğer hastalığı” teriminin kısaltması.
kodeks pharmacopoeia, pharmacopeia farmakope
kohezif cohesive Yapışma veya bir araya gelme eğilimi
olan.
kohezyon cohesion Bir maddenin moleküllerini bir
arada tutan çekim gücü. türdeş yapışma
kolayçözünür readily soluble Bir kısım maddenin
bir kısım – on kısım çözücüde çözünebilmesi.
kolayeriyen eutecti ötektik
kolaylaştırılmış difüzyon facilitated diffusion
Moleküllerin veya iyonların bir hücre zarından, özgül bir
taşıyıcı protein yardımıyla, yüksek derişimde bulunduğu
lan ya da çok küçük bir delikten geçen elektromanyetik
ortamdan daha düşük derişimde olduğu ortama doğru
dalgaların düz yollarından saparak yayılmaları ve girişim
geçmesi. kolaylaştırılmış sızınım
oluşturmaları.
kızılötesi infrared Işık tayfında kırmızı alanın ötesin-
kolaylaştırılmış sızınım facilitated diffusion kolaylaştırılmış difüzyon
kimyasal eşdeğerlik chemical equivalence 1. İki
konsantrasyon concentration derişim
konsantre concentrate yoğun
konservatif conservative koruyucu
kontaminant contaminant Çevrede bulunan ve
veya daha fazla sayıda dozaj şeklinin belirli sapma sınırları
biyolojik sistemler üzerinde istenmeyen etkilere neden
içinde belirtilen miktarda, aynı etken maddeyi içermesi.
olabilen kimyasal ve biyolojik etkenler. ör. Ağır metaller,
2. Bir molekül içinde bulunan farklı atom veya atom
bakteriyel ve viral patojenler. bulaşkan
deki alanda yayılmış ısı ışınlarından oluşan, gözle görülmeyen yaklaşık dalgaboyu 0,75-1000 mikrometre aralığında olan ışınım. enfraruj, infrared. IR
gruplarının, aralarında simetri durumunun bulunması
veya birbirleriyle çok hızlı yer değiştirebilmeleri nedeniyle
kontaminasyon contamination bulaşma
kontamine contaminated bulaşmış
23
Sözlük Dergisi
kor pulmonale cor pulmonale Akciğer yapı ve/veya
kuru toz inhalasyon aygıtı dry powder inhaler
fonksiyonunu etkileyen hastalıklara bağlı gelişen pulmo-
Kuru toz içeren bir kapsül veya çok dozlu blister şeklin-
ner arteryel hipertansiyona yanıt olarak meydana gelen
deki diskin özel bir yapı içine yerleştirilerek derin nefes
sağ ventrikül genişlemesi ve yetmezliği.
alınmasıyla belirli dozda toz şeklindeki ilacın akciğerlere
korelasyon correlation 1. Her ikisi de nicel olan
uygulanmasını sağlayan, itici gaz içermeyen aygıt.
herhangi bir x bağımsız değişkeni ile y bağımlı değişke-
kuru toz inhaler dry powder inhaler İlaçların in-
ninin aldığı değerler dizisi arasında bir uygunluk hâlinin
halasyon yoluyla kuru toz biçiminde verilmesine olanak
mevcut olma durumu. 2. Değişkenler arasında doğrusal
sağlayan bir inhaler türü.
kestirilebilir ilişki derecesi.
korelasyon katsayısı correlation coefficient En
küçük kareler yöntemiyle hazırlanan bir bağlanım (regresyon) eğrisinin gerçek verilere uygunluğunun kalitesini
belirten ve “r2” ile ifade edilen değer. ilişki katsayısı, bağıntı katsayısı
koruyucu madde preservative Gıda ve ilaçlarda bozunmayı önlemek amacıyla katılan madde. prezervatif
kristal crystal Atom veya molekülleri, nitelik ve nice-
Kussmaul solunum Kussmaul breathing Genellikle metabolik asidoz ve şeker komasında görülen solunum
derinliği ile beraber hızının çok fazla artması.
kutuplu polar polar
kutupsuz nonpolar polar olmayan
küçük dil epiglottis epiglottis
küçük dolaşım pulmonary circulation pulmoner
dolaşım
likleri ile aralarındaki açı ve uzaklıkları belirli, enerjileri en
küçük hacimli parenteral preparat small-volume
parenteral preparation Anma içeriği 100 ml veya daha
düşük düzeyde olan özgün biçimlerde düzenlenmiş katı
az olan kaplarda uygulanan parenteral preparat türü.
madde. billur
kristal suyu crystal water Bazı kimyasal maddelerin,
kütlesel ortalama aerodinamik çap mass median
aerodynamic diameter Kademeli bir ayrıştırıcı kullana-
sulu çözeltiden katı hâle geçerek kristallenirken yapıya ka-
rak ölçülen kütlesel ortalama aerosol partikül büyüklüğü
tılan su molekülleri. billur suyu, örüt suyu
MMAD, KOAÇ
kristallendirme crystallization Uygun bir çözücüde
hazırlanan doygun çözeltiden bir bileşenin özgün şekilli
katı hâle getirilmesi. billurlandırma, örütlendirme
kristallenme crystallization Kendi kendine meydana
L
laboratuvar laboratory Ayrıştırma, birleştirme veya
çözümleme işlemleri için gerekli araştırma, deney ve ça-
gelen kristalleşme. billurlanma, örütlenme
lışmaların yapıldığı veya izlendiği özel donanımlı bölüm.
kronik tıkayıcı akciğer hastalığı chronic obstructive pulmonary disease Genellikle aşırı tütün kul-
deneylik
lananlarda görülen, kronik bronşit, astım veya akciğer
laminar akım kabini laminar flow cabinet, laminar flow closet Laboratuvarlarda çalışılan ortam havasını
amfizemi gibi bronşiyal hava akımının engellenmesi ile
tek yönde ve HEPA filtreler yardımıyla parçacık kontrolü
belirgin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalı-
yaparak ayarlanabilir akış hızında yönlendiren, ortamın
ğı. süregen tıkayıcı akciğer hastalığı, kronik obstrüktif
bulaşmasını engellemek için özel olarak sınırlandırılmış
akciğer hastalığı KOAH, COPD
bir alan oluşturan, paslanmaz çelik malzemeden yapılmış
kullanat disposible Kullanıma hazır, tek uygulamaya
çalışma kabini türü.
yönelik ve kullanıldıktan sonra atılan malzeme. dispo-
larenjit laryngitis gırtlak yangısı
zıbl
larenks larynx gırtlak
24
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
larinjial laryngeal Gırtlakla ilgili, gırtlağa ait
LEL lowest effect level “Etkili en düşük doz” teriminin
İngilizce kısaltması.
lenf düğümü lymph node Lenfatiklerin seyri boyunca dizili, boyun, koltuk altı, kasık, mesenterium ve büyük
damarların etrafında kümeler oluşturan, içerdikleri lenfosit ve makrofajları lenf sıvısına ve venöz dolaşıma sevk
minin İngilizce kısaltması.
mediasten mediastinum Göğüs kafesinin üstünden
diyaframa kadar uzanan, kalp, kalbin büyük damarları,
özafagus, soluk borusu, sinirler, timus ve mediasten lenf
nodlarını içeren bölüm.
MEK minimum effective concentration “Minimum
etkin konsantrasyon” teriminin kısaltması.
ederek antikor oluşumunda rol alan, partiküllü madde-
membran membrane Organları ya da boşlukları bö-
leri tutan ve içinde fagosite edip süzen özel bir filtre gibi
len veya yüzeyleri ve boşlukları kaplayan ince doku taba-
çalışan, 1-25 mm boyutlarında kapsüllü, genelde grimsi
kası. zar, cidar, çeper
pembe renkli oval veya böbrek şeklinde yapı. lenf nodu
lenf nodu lymph node lenf düğümü
letal lethal fatal
letal doz lethal dose öldürücü doz
liyofilizasyon lyophilization Çoğunlukla bitki özüt-
mEq milliequivalent “Miliekivalan” biriminin kısaltması.
metal impinger metal impinger Avrupa Farmakopesi’nde Aparat B olarak geçen, nebülizör, basınçlı inhalatör,
toz inhalatör gibi inhalasyon preparatlarının ince parti-
leri, bazı parenteral ilaçlar, kan ürünleri, aşılar, bakteri
küllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıy-
suşları gibi ürünlerin uzun süre dayanıklılığını sağlamak
la kullanılan aygıt.
üzere, hızla dondurulmuş çözeltilerinin çok düşük basınç
MIC minimal inhibitory concentration “Engelleyici
altında suyunu kaybederek kurutulmasını sağlayan işlem.
en düşük derişim”, “Minimal inhibitör konsantrasyon”
dondurarak kurutma, dondurkurut
teriminin İngilizce kısaltması.
liyofilizatör lyophilizator Dondurkurut (liyofilizasyon) işlemini gerçekleştirmek için kullanılan aygıt. dondurkurutaç
M
m molality “Molalite” teriminin kısaltması.
M molar “Molar” teriminin kısaltması.
mahlul solution çözelti
majistral ilaç magistral drug Hasta için özel olarak
MİK minimal inhibitory concentration “Engelleyici
en düşük derişim” teriminin kısaltması.
μg μg Mikrogram teriminin kısaltılması
μL μL Mikrolitre teriminin kısaltılması
μm μm Mikrometre teriminin kısaltılması
mikrogram microgram Gramın milyonda biri. μg
mikrolitre microliter Litrenin milyonda biri. μL
mikrometre micrometer Bir metrenin milyonda biri.
mikron. μm
maksimum istemli ventilasyon maximum voluntarily ventilatition Bir dakikada maksimum olarak
mikron micron mikrometre
mikropsuzlaştırılmış alan sterile field steril alan
mikropsuzlaştırılmış kabin sterile cabinet, laminar flow cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet steril
yapılan hızlı ve derin solunma ile akciğerlere alınabilen
kabin
hekim tarafından reçeteye yazılan formüle göre eczanede
hazırlanan ilaç.
hava miktarı.
MBC minimal bactericidal concentration “Bakteri
kırıcı en düşük derişim” teriminin ingilizce kısaltması.
MDI metered dose inhaler “Ölçülü doz inhaler” teri-
mikropsuzlaştırılmış oda sterile room steril oda
mikropsuzlaştırma sterilization sterilizasyon
mikropsuzluk sterility sterillik
mikropsuzluk garantisi sterility assurance level
25
Sözlük Dergisi
sterillik garantisi
mili- milli- “Binde bir” anlamı veren ön ek: miligram
miliekivalan milliequivalent Bir maddenin 1 gram
eş değer ağırlığının binde biri. Milieşdeğer. mEq
milieşdeğer milliequivalent miliekivalan
minimum doz minimum dose Bir ilacın tedavi edici
etki oluşturabilen en düşük miktarı.
ve bu atom simgelerinin altında atomların sayılarının belirtildiği gösterim biçimi: C6H12O6 (glikoz)
morötesi ultraviolet Gözle görülmeyen, dalga boyu
yaklaşık 200-400 nm arasında olan, kimyasal analiz, sterilizasyon ve tedavide yararlanılan bir ışınım. ultraviyole,
UVII
morötesi ışık ultraviolet light Görünür ışıktan daha
minimum etkin konsantrasyon minimum effective concentration Bir kimyasal maddenin hedef organ
yüksek dalga boyunda (200-400 nm), mor ve X-ışınları
veya dokuda biyolojik yanıt oluşturabilmesi için gerekli
raviyole ışık, ultraviyole radyasyon. UVI
en düşük miktarı. MEK
minimum letal doz minimum lethal dose öldürücü
en düşük doz
MLD minimum lethal dose “Öldürücü en düşük
doz” teriminin İngilizce kısaltması.
mM millimolar “Milimolar” teriminin kısaltması.
MMAD mass median aerodynamic diameter “Kütlesel ortalama aerodinamik çap” teriminin İngilizce kısaltması.
arasındaki elektromanyetik dalgalar veya radyasyon. ult-
MsLI multi-stage liquid impinger “Çok katlı sıvı
impinger” teriminin İngilizce kısaltması.
muadil ilaç equivalent drug eşdeğer ilaç
muhallil solvent çözücü
mutlak absolute 1. Saf, karışım göstermeyen, temiz.
2. Kesin, tartışmasız. absolü, salt
mutlak alkol absolute alcohol absolü alkol
mutlak biyoyararlanım absolute bioavailability
Toplardamar içine uygulama dışında başka bir yoldan
mol mol Bir çözeltide bulunan atom ya da molekülün
verilen bir ilacın, zamana karşı elde edilen kan derişimi
gram cinsinden miktarının, o atom ya da molekülün ağır-
eğrisinin altında kalan alanın, toplardamar içi yoldan uy-
lığına bölünmesiyle elde edilen değer.
gulanan ilaçla elde edilen eğri altında kalan alana oranı.
molalite molality Bin gram çözücüde çözünmüş
maddenin mol sayısı olup birimi “mol/kg” ve simgesi “m”
olan derişim ölçüsü.
molar molar Derişim birimini molarite cinsinden belirten ifade.
müstahzar proprietary medicinal product beşerî
tıbbi ürün
müstahzar adı proprietary name İlacı ilk kez bulan
firmanın veya o ilacı içeren müstahzarları üreten diğer firmaların kendi ürünlerine verdikleri özel ad. ticari ad
molarite molarity Bir litre çözeltide çözünen madde
molekül ağırlığı molecular weight Bir molekülde-
N
N normality “Normalite” teriminin kısaltması.
Na sodium Sodyum elementinin simgesi
nanoparçacık nanoparticle nanopartikül
nanopartikül nanoparticle Büyüklüğü 10-1000 nm
ki tüm atomların atom ağırlıklarının toplamını gösteren
arasında değişen, çözünmüş, alıkonmuş veya yüzeyde tu-
bağıl sayı.
tulmuş (adsorbe olmuş) etken maddeyi kontrollü salan
miktarının mol cinsinden ifade edildiği derişim ölçüsü. M
molekül molecule Maddenin tüm kimyasal özelliklerini taşıyan ve serbest biçimde bulunabilen en küçük
parçası.
molekül formülü molecular formula Bir organik
molekülde yer alan atomlardan önce karbon ve hidrojenin daha sonra diğer atomların alfabetik olarak sıralandığı
26
katı kolloit parçacık. nanoparçacık
nebül nebul Nebülizatör ile kullanmak üzere hazırlanmış ilaç şekli.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
nebülizasyon nebulization Sprey veya aerosol biçimine geçirme işlemi.
nebülizasyon çözeltisi nebulisation solution Nebülizörün haznesine boşaltılarak soluma yoluyla kullanılmak üzere hazırlanmış çözelti.
nebülizasyon uygulaması nebulisation use Sıvı
nonpolar nonpolar polar olmayan
normal solunum eupnea Normal, sessiz olarak nefes
alıp verme. öpne
normalite Normality Birimi eşdeğer gram sayısı/L
olan, bir litre çözelti içinde çözünmüş maddenin eş değer
gram sayısı. N
şekildeki ilaçları hava basıncı veya titreşim ile küçük par-
novolizer novoliser Tek seferde 200 doz yüklenebilen,
çacıklar hâline dönüştürerek buhar şeklinde solunmasını
astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH)
sağlayan aletler ile uygulama.
karşı kullanım için farklı ilaçlar içeren, üzerinde doz sa-
nebülizatör nebulizer, nebuliser İlaçları hava ba-
yacı bulunan bir kuru toz inhaler.
ile küçük parçacıklar hâline dönüştürerek buhar şeklinde
nötr neutral nötral
nötral neutral 1. Çözeltisinde asit ya da baz özelliği
solunmasını sağlayan aygıt. atomizatör, atomizer, zerre-
göstermeyen ve pH değeri 7 olan (madde). 2. Üzerindeki
leştirici, nebülizör
artı ya da eksi elektriksel yükleri denkleşmiş olan (mad-
sıncı (jet nebülizör) veya titreşim (ultrasonik nebülizör)
nebülizör inhalasyon çözeltisi nebuliser solution
de). nötr
Hava basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar hâline
dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağlayan
aletler ile uygulanan çözelti.
O
obstrüksiyon obstruction Tıkanma veya kapanma.
ofisinal ilaç preparations officinales Farmakope gibi
nebülizör inhalasyon emülsiyonu nebuliser
emulsion Hava basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar
resmî kaynaklarda monograflar hâlinde özellikleri veril-
hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağla-
miş madde.
yan aletler ile uygulanan emülsiyon.
nebülizör inhalasyon sıvısı nebuliser liquid Hava
basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağlayan aletler ile
uygulanan sıvı.
oksidan oxidant Yükseltgenme ve indirgenme tepkimelerinde elektron alıcı (akseptör) görevi yapan. yükseltgen
oksidan madde oxidizing agent yükseltgen madde
oksidasyon oxidation yükseltgenme
oksijen oxygen Başta oksitler olmak üzere tüm ele-
nebülizör inhalasyon süspansiyonu nebuliser
suspension Hava basıncı veya titreşim ile küçük parça-
mentlerle kolayca bileşik oluşturabilen, büyük ölçüde
cıklar hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını
reaktif ve güçlü bir oksidan olan, evrende en bol bulunan
sağlayan aletler ile uygulanan süspansiyon.
element.
nefes alma inspiration soluk alma
nefes verme expiration, exhalation soluk verme
nemçeker Hygroscopic higroskopik
NF national formulary “Ulusal formüler” teriminin
İngilizce kısaltması.
NGITM new generation impactorTM “Yeni jenerasyon
impaktör” teriminin İngilizce kısaltması.
nm nanometer “Nanometre” teriminin kısaltması.
oksitleyici madde oxidizing agent yükseltgen madde
oldukça azçözünür sparingly soluble Bir kısım
maddenin otuz kısım - yüz kısım çözücüde çözünebilmesi.
optik antipot optical antipode optik izomer
optik dansite optical density soğurganlık2
optik izomer optical isomer Bir veya daha çok kiral merkez içeren moleküllerin taşıdığı atom veya atom
27
Sözlük Dergisi
gruplarının uzayda düzenlenmesi ile farklılaşan ve bazıları
optikçe etkin olmayabilen (mezo türevler) stereoizomer.
optik antipot
oral doz oral dose Ağız yolundan uygulanan ilaç miktarı.
orbital orbital yörüngemsi
organik çözücü organic solvent Çözücü özelliğe sahip sıvı hâldeki organik bileşik: etil alkol, tolüen
orijinal ilaç innovator drug özgün ilaç
ortopne orthopnoea Yatma pozisyonunda oluşan nefes alıp verme güçlüğü.
Ö
ÖDİ metered dose inhaler “Ölçülü doz inhaler” teriminin kısaltması.
öksürük cough Üst solunum yollarının tahrişi veya
yangısı, alt solunum yollarındaki bir rahatsızlık sonucu,
solunum dışı hava hareketi olarak, göğüs boşluğundaki
havanın epiglot ve ses tellerinin ani olarak açılması sonucu istem dışı bir şekilde yüksek basınçla dışarıya atılması.
öksürük kesici antitussive Öksürük refleksinin santral veya periferik etkilerle inhibe edilmesi. antitüsif
ölçülü doz inhaler metered dose inhaler Astım gibi
Osm Osm ozmol teriminin kısaltılması
otohaler® autohaler® nefes alma ile aktifleşen, çocuk
solunum sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılan,
ve yaşlı hastalarda kullanıma uygun ölçülü doz inhalasyon
dozun ölçülü sprey biçiminde verilmesine olanak sağla-
aygıtı.
yan aygıt. ÖDİ, MDI basınçlı ölçülü doz inhaler
ozmol osmole Ozmotik olarak etkin parçacıklardan
bir mol oluşturmak üzere çözeltide çözülmesi gereken
madde miktarı. Osm
itici gaz olarak klorofluorokarbon içeren ve çoğu zaman
ölçülüleme calibration kalibrasyon
ölçülüleme eğrisi calibration curve kalibrasyon
eğrisi
ozmolalite osmolality Birimi mosm/kg olan, bir ki-
ölçüm alt sınırı limit of detection Verilen bir anali-
logram çözücü içerisinde bulunan çözünenlerin mol sa-
tik yöntemin kabul edilebilir bir kesinlik değeriyle tespit
yısıyla ilişkili ozmotik basınca yaptıkları katkının toplam
edebileceği en küçük derişim ya da madde miktarı.
değeri.
ozmolar osmolar Litresinde 1 ozmol gram madde bulunan (çözelti).
ozmolarite osmolarity Bir litre çözeltide çözünen ozmotik olarak etkin parçacıkların ozmol sayısı.
ozmometre osmometer Ozmolaliteyi ölçmeyi sağlayan aygıt. geçişimölçer
ozmotik osmotic Ozmozun doğasına katılan veya ait
olan. geçişimsel
ozmotik basınç osmotic pressure Ozmoz olayı sonucu bir hücrede içeriden dışarıya veya tersi yönde hareket
eden suyun hücre üzerinde oluşturduğu iç ya da dış basınç. geçişim basıncı, pi (π)
ozmoz osmosis Bir yarı geçirgen zarla ayrılmış iki
fazlı sistemlerde düşük derişimli bir çözeltide bulunan
sıvının (genellikle su) yüksek derişimli tarafa doğru geçmesi. geçişim
28
ölçüm valfi metering valve Ölçülü doz inhaler tipi
inhalasyon preparatlarında ilaç-itici gaz karışımının basınç yükseldiğinde basıncı dışarıya tahliye ederek sistemden ilacı her uygulamada aynı hacim veya dozun çıkmasını sağlayan bölüm.
öldürücü doz fatal dose, lethal dose Ölüme neden
olabilecek, toksin, kimyasal madde veya radyasyon gibi
etkenlerin miktarı. Letal doz
öldürücü en düşük doz minimum lethal dose Bir
grup deney hayvanını öldürmek için yeterli en düşük doz.
MLD
öldürücü minimum doz minimum lethal dose
öldürücü en düşük doz
ölümcül derişim lethal concentration Ölüme neden olan derişim. LC
ölümcül doz lethal dose Ölüme neden olan miktar.
LD
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
öpne eupnea normal solunum
ötektik eutectic İçeriklerinden daha düşük sıcaklıklar-
rışmayan iki sıvı arasında dağılan oranını ifade eden bir
değişmez. dağılım katsayısı, dağılım değişmezi
pasif difüzyon passive diffusion Kimyasal madde-
da eriyebilen. kolayeriyen
ötektik karışım eutectic mixture Belirli oranlarda
lerin hücre zarından, derişimin yüksek olduğu bölgeden
karıştırıldıklarında kendilerini oluşturan bileşiklerden
derişimin düşük olduğu bölgeye doğru ve derişim farkı
daha düşük erime noktasına sahip kimyasal bileşikler içe-
ile orantılı bir hızda geçmesi. edilgen sızınım, basit di-
ren kolay eriyen karışım türü.
füzyon
ötektik nokta eutectic point Bazı ikili veya üçlü ka-
patent patent 1. Ürün veya buluş sahibine icat ettiği
rışımların birlikte sıvılaştıkları en düşük erime sıcaklığı.
ürünün satışı, pazarlanması, çoğaltılması veya bir benzeri-
birlikte erime noktası
nin üretilmesi gibi alanlarda ayrıcalıklar tanınan resmî bir
özgül ağırlık specific gravity Belirli sıcaklıktaki bir
belge ya da unvan. 2. Açık olan, tıkalı veya kapalı olma-
madde yoğunluğunun ölçünlü (standart) bir maddenin
yan: patent duktus arteriyoz. 3. Belirgin, açıkça görülen.
patent adı proprietary name Pazarlanan bir ilaç ürü-
yoğunluğuna oranı.
özgül ısı specific heat Bir gram saf maddenin ısısının
1°C artışı için gerekli olan jul veya kalori cinsinden enerji
nünün patent bürosuna kayıtlı ticari adı veya markası.
patent hakkı patent right Patent konusunu veya ürününü topluma sunanlara devletlerce verilen yalnız patent
miktarı.
özgün ilaç innovator drug Müstahzar olarak dünyada ilk geliştirilen ve pazarlama hakkı alınan ilaç türü.
inovatör ilaç, orijinal ilaç, referans ilaç
P
parçacık particle partikül
parenteral parenteral Sindirim kanalı dışındaki bir
yolla ilişkili, sindirim kanalı dışındaki bir yoldan: Ör.
subkütan, intravenöz, intraspinal, intramüsküler vb.
parenteral preparat parenteral preparation İnsan
veya hayvan vücuduna enjeksiyon, infüzyon veya deri
altına yerleştirmek suretiyle kullanılmak üzere hazırlanan
steril preparat.
pariyatel plevra parietal pleura Mediasten, diyafragma ve göğüs duvarının iç yüzünü örten yarı geçirgen
seröz bir zar.
parsiyel basınç partial pressure Bir hava karışımındaki gazların her birinin tek başına oluşturdukları basınç.
sahibinin kullanma hakkı. İhtira beratı. sınai mülkiyet
patentli tıbbi ürün medicinal product for human
use beşerî tıbbi ürün
pazartesi ateşi byssinosis bissinozis
penetrasyon penetration Işın, madde veya keskin bir
nesnenin uygulandığı yeri delerek ya da nüfuz ederek karşılaştığı engeli geçmesi.
penetrometre penetrometer 1. Merhem ve süpozituvar gibi yarı katıların kıvam ve sertliğini tayin etmek için
kullanılan aygıt. 2. X ışınlarının dokulardan geçiş derecesini ölçen alet.
per- per- “Aracılığıyla, yoluyla, çok, aşırı, şiddetli, elementin en yüksek birleşme değeri” anlamı veren ön ek:
perfüzyon, peroksit
per oral by mouth, per oral (Lat.) İlaçların ağız yoluyla kullanılmasını ifade eden terim. per os
per os per os per oral
perfüzyon perfusion 1. Biyolojik dokularda kan do-
partikül particle Küçük madde kütlesi. parçacık
partisyon partition Kısımlara bölme, dağılma, dağılım.
partisyon katsayısı partition coefficient Denge
laşımında kapiller yatağa kanın verilmesi işlemi. 2. Sıvı
durumunda belirli bir çözünür maddenin birbirine ka-
lımının el ile vurmak veya titreşim yolu ile sağlanması
biçimindeki ilaçları vücuda verme.
perküsyon percussion Akciğerlerden mukusun atı29
Sözlük Dergisi
tekniği.
permeabilite permeability geçirgenlik
permeabl permeable geçirgen
pH pH Maddelerin asit, nötral veya alkali olma özelliğini gösteren hidrojen iyonu derişiminin eksi logaritması.
pH metre pH meter Çözeltilerin asitlik veya baziklik
derecelerinin özel bir elektrot aracılığıyla ölçülmesinde
kullanılan bir aygıt. pH ölçer
pH ölçer pH meter pH metre
Ph. Eur. European Pharmacopoeia “Avrupa Farma-
plörit pleurisy plörezi
pMDI pressurized metered-dose inhalers “Basınçlı
ölçülü doz inhaler” teriminin İngilizce kısaltması.
pnömokonyoz pneumoconiosis Çeşitli mineral tozların, organik ve inorganik partiküllerin, kimyasal maddelerin buhar ve dumanlarının uzun süre solunmasıyla
ortaya çıkan akciğer hastalığı.
pnömoni pneumonia Bakteri veya virüslerle oluşan
akciğer parankiması yangısı. zatürre
pnömotoraks pneumothorax Akciğerlerde hava
kopesi (Pharmacopoeia European)”nin Fransızca kısalt-
yollarının veya akciğer dokusunun tamamının veya bir
ması.
kısmının ani olarak yırtılması sonucu havanın akciğer ile
Ph. Int. The International Pharmacopoeia “Uluslararası Farmakope (Pharmacopoeia Internationale)”nin
Fransızca kısaltması.
pik akış ölçer peak flow meter Akciğerlerden dışarı-
göğüs duvarı arasındaki yerde toplanması.
po by mouth, per os (Lat.) per oral
polar polar Bir kimyasal bağı oluşturan elektronların
eşit olmayan bir biçimde atomlar arasında paylaşılması ile
ya üflenen havanın hızını ölçen aygıt.
molekülde dipol oluşması, bazı durumlarda da bileşiğin tü-
piknometre pycnometer, pyknometer, specific gravity bottle Bazı sıvıların özgül ağırlıklarının (yoğunluk-
müyle iyonlaşması özelliği: alkol, su, amonyak. kutuplu
larının) ölçülmesinde yararlanılan aygıt. yoğunluk ölçme
veya molekül). kutupsuz, nonpolar, bk. hidrofobik
şişesi
pKa pKa Bir asidin iyonlaşma değişmezinin (Ka) eksi
logaritması.
platipne platypnea Ayakta dururken oluşan nefes
darlığı.
plevra pleura akciğer zarı
plevra boşluğu pleural cavity Akciğer zarının iç ve dış
yaprakları ile göğüs duvarının arasındaki hava ve sıvı ile
dolu ince alan.
polar olmayan nonpolar Suda çok az çözünen (grup
polarize polarize Kutuplanmış olma durumu, kutup
oluşturma.
polarize ışık polarized light Titreşimleri bir düzlem
üzerinde gerçekleşen ışık türü.
polarlık polarity polarite
polikarbonat polycarbonate Karbonik asit birimlerinin tekrarlanması ile oluşan poliester türü termoplastik
polimer.
polimer polymer Çok sayıda aynı veya farklı molekül-
plevra sıvısı pleural membrane fluid Parietal akciğer
lerin (monomer) kovalan bağlarla bağlanarak oluşturdu-
zarından süzülerek akciğer zarı boşluğuna geçen, akciğer
ğu uzun zincirli, yüksek molekül ağırlıklı bileşik: nükleik
zarı tabakalarının birbiri üzerinde kaymasını sağlayan yak-
asitler, polisakaritler, polipeptitler. çoğuz
plevral efüzyon pleural effusion Plevral sıvı yapım
polimerizasyon polymerization polimerleşme
polimerleşme polymerization Bazı element veya
ve emilimi arasında dengesizlik sonucu oluşan, plevral
küçük moleküllerin, kendi aralarında tepkimeye girerek
boşlukta sıvı birikimi.
daha yüksek molekül ağırlıklı büyük bir molekül oluştur-
laşık 0,1-0,2 mL/kg miktardaki sıvı. akciğer zarı sıvısı
plörezi pleurisy Plevra arasında kalan boşlukta sıvı
birikmesi. plörit
30
ması. çoğuzlaşma, polimerizasyon
polimorf polymorphous 1. Birkaç biçimde bulunma.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
çok biçimli. 2. Gelişim sürecinin değişik devrelerinde
farklı biçimler gösteren.
polimorfik polymorphic Polimorf olma durumu. bk.
polimorf
polimorfizm polymorphism 1. Bir topluluk içinde
farklı biçimlerde bireylerin bulunuşu. 2. Bazı maddelerin
iki ya da daha çok farklı kristal yapı oluşturmaları. çok
biçimlilik
polipne polypnea Sık ve kesik kesik soluma. sık soluma
polivalan polyvalent 1. Çok değerlikli. 2. Birden çok
pulmoner emboli pulmonary embolism Pulmoner
arterin herhangi bir oluşumla tıkanması.
pulmoner eozinofili pulmonary eosinophilia Hava
yolunda ve/veya akciğer dokusunda eozinofil (bir tür akyuvar hücresi) artışına bağlı olarak gelişen, farklı özellikler
taşıyan bir hastalık.
pulvinal pulvinal Şeffaf plastik hazneye sahip, en az
yüz doz yüklenebilen ve 180 derece döndürülerek bir
dozu aktive edilen kuru toz inhalasyon aygıtı.
püskürtme deliği spray orifice İlacın küçük zerrecikler hâlinde cihazdan çıkmasını sağlayan açıklık.
etkene karşı antijen taşıyan.
por porus, pore gözenek
porozite porosity Küçük delikli ve gözenekli yapıya
sahip olma. gözeneklilik
poröz porous Sıvı veya havayı geçiren çok küçük geçit
veya deliklerle dolu. gözenekli
Q
qs a sufficient quantity, quantum sufficit (Lat.) “Yeteri kadar, yeter miktarda” anlamında Latince kısaltma.
qsp quantum sufficit partum “Gerektiği kadar, yeteri
miktar” teriminin kısaltması.
ppb parts per billion Milyarda bir kısım; 10-9, µg/kg,
µl/m3.
ppm parts per million Milyonda bir kısım; 10-6, mg/kg,
ml/m3.
preparat preparation 1. Beşerî tıbbi ürün. 2. Anatomik, patolojik veya kimyasal incelenme amacıyla hazırlanan örnek.
prezervatif preservative koruyucu madde
puf puff, plume Aerosol cihazlarından tek seferde dışarı çıkan ilaç miktarı.
pulmoner pulmonary Akciğerlerle ilgili.
pulmoner arter basıncı pulmonary artery pressure
Pulmoner arterde ölçülen kan basıncı.
R
raf ömrü shelf life Bir ilacın üretim anında sahip
olduğu etkinlik ve kalitesini koruyabildiği süre. bk. son
kullanma tarihi
rafine refined Arı, saf (madde).
reabsorpsiyon reabsorption geri emilim
REACH Registration, Evaluation, Authorization/
Restriction of Chemicals “Kimyasal maddelerin kaydı,
değerlendirilmesi, izni ve kısıtlanması’’ teriminin İngilizce
kısaltması.
reajan reagent ayıraç
reaksiyon reaction 1. Tepkime. 2. Tepki. 3. Yanıt.
reaksiyon ara ürünü reaction intermediate Bir tep-
pulmoner arteryel hipertansiyon pulmonary arterial hypertension Kalpten akciğere temizlenmesi için
kime sürecinde, kısa yaşam süreli ve seyrek olarak izole
kirli kanı götüren atardamarlardaki kan basıncının sürekli
edilebilen herhangi bir kimyasal madde.
yüksek olması durumu.
pulmoner dolaşım pulmonary circulation Oksijen
yoksunu kanın kalpten akciğerlere taşınması ve buradan
da oksijenlenmiş kanın geri kalbe taşınması. küçük dolaşım
reaksiyon dozu reacting dose tepki dozu
reaktif reactive 1. Tepkime verme yeteneği olan. tepkin 2. Ayıraç.
reaktivite reactivity Tepki verebilme. tepkinlik
reçete prescription Hekimin, hastanın kullanması için
31
Sözlük Dergisi
düzenlediği, eczacı tarafından bir ilacın hazırlanışı ve uygulanışının tanımlandığı yazılı yasal nitelikli belge. Rx
reçeteleme prescribing Bir ilacın veya formülasyonun
nasıl hazırlanacağı ve kullanılacağına ilişkin bilgilerin belgelenmesi.
renkli cam colored glass İstenen çizgesel (spektral) soğurmayı sağlamak için küçük miktarlarda metal oksitlerin
eklenmesi ile elde edilmiş cam.
renksiz cam colorless glass Görünür dalga boyundaki
ışığa karşı geçirgen olan cam.
reçetesiz ilaç over the counter tezgâhüstü ilaç
reçeteye tabi olmayan ürün unprescriptional drug
Reçetelendirilmesine gerek olmaksızın doğrudan eczanelerden temin edilebilen beşerî tıbbi ürün türü.
reçeteye tabi ürün prescriptional drug Yalnızca reçete ile temin edilebilen beşerîi tıbbi ürün türü.
referans doz reference dose İnsanlarda kayda değer
bir risk oluşturmadan günlük olarak maruz kalınabilen,
yan etki gözlenmeyen doz kullanılarak hesaplanan madde
miktarı.
reo- rheo- “Sıvı veya elektrik akımı” anlamı veren ön
ek: reoloji
reoloji rheology Sıvı ya da yarı katıların akıcılığını inceleyen bilim alanı.
respirasyon respiration solunum
respiratör respirator solunum aygıtı
rezidü residue Artık, kalıntı, bakiye.
rezidüel residual Artıksal, kalıntısal.
rezidüel hacim residual volume tortu hacim
rezidüel volüm residual volume tortu hacim
rezolüsyon resolution 1. Bir görüntüleme aygıtının,
referans ilaç reference drug özgün ilaç
referans madde reference substanc Deney sonuçla-
çok yakın iki ögenin sınırlarını birbirinden ayırarak net
rının karşılaştırılması amacıyla kullanılan bileşik. kontrol
gösterebilme yeteneği. ayrımlaşma 2. Ayna görüntüsü
maddesi, standart madde , bk. pozitif kontrol, negatif
olan izomer maddelerin birbirinden ayrılması işlemi.
kontrol
3. Patolojik bir durumun normale dönmesi.
2
referans standart reference standard Ulusal veya
yetkili birimler ya da kaynaklar tarafından kabul görmüş
ölçün birimi veya saf madde.
refraksiyon refraction kırılım
refraktif indeks refractory index kırılım imleci
refraktometre refractometer Kırılım imlecini ölçmeye yarayan aygıt. kırılımölçer
regresyon regression 1. Bir bağımsız değişkenin ortalama değeri ile bir veya birden çok bağımlı değişkenin
RIA radioimmunoassay “Radyoimmün analiz” teriminin kısaltması.
risk risk Kimyasal bir maddeye veya herhangi bir etkene maruz kalma sonucu oluşacak zarar, hastalık ya da
ölüm olasılığı.
risk değerlendirmesi risk assessment Bir maddeye
maruz kalındığında karşılaşılabilecek istenmeyen yan etkilerin ve bunun derecesinin doğabilecek riskler açısından
incelenmesi.
değeri arasındaki işlevsel ilişki. 2. Yapı ve işlev bakımın-
ruhsat kapsamı scope of the licence İlgili yasa ve yö-
dan başlangıçtaki veya daha önceki duruma dönüşme.
netmeliklere göre yetkili makam tarafından onaylanmış,
gerileme 3. Hastalık belirtilerinin yatışması. gerileme
kullanıma hazır biçimde, özel bir ambalajda ve belirli bir
4. Erişkinlerin çocukluk dönemindeki duygu ve davranış-
adla ticarete sunulma durumu.
lara dönmesiyle belirgin durum. çocuklaşma
regresyon analizi regression analysis Deneysel olarak bir veya daha fazla değişkenin uyuşan değerleri ile
ruhsat süresi term of the licence Bir beşerî tıbbi ürün
için yetkili birimler tarafından verilen ruhsatın geçerlik
süresi.
raslantısal değişkenin ortalaması arasındaki işlevsel ilişkiyi
ruhsat verilmesi grant of licence Başvuru sahibi tara-
değerlendiren istatistik yöntemi. bağlanım çözümlemesi
fından yetkili makama sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi
32
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
ve değerlendirilmesi sonucu, ilgili yönetmelikte öngerilen
ve diğer önemli moleküllerle etkileşerek yapılarını ve
koşullara uygun olduğu belirlenen beşerî tıbbi ürünün
işlevlerini bozan, bazı durumlarda da fizyolojik işlevleri
ruhsatlandırılma işlemi.
gerçekleştiren, çok kısa ömürlü olan tepkime parçacığı.
Rx take, a recipe “Alınız” veya “Reçeteleyiniz” ifadele-
bk. radikal.
seri lot, batch Her bir üretimde, bir dizi işlemden geç-
rinin Latince kısaltması.
tikten sonra nitelik ve nicelik bakımından aynı özelliklere
S
s.c. subcutaneous “Subkütan” teriminin İngilizce kısaltması.
saf su purified water Damıtma veya bazı iyonlarından
sahip ürün grubu. kazan
seri numarası lot number, batch number Bir üretim
serisini tanımlayan sayı ve işaretler. kazan numarası
arındırma gibi yöntemlerle elde edilen ancak parenteral
sert kapsülde inhalasyon tozu inhalation powder
hard capsule Soluma yoluyla kullanılmak üzere inhalas-
uygulama için ayrıca pirojenlerinden arındırılması gere-
yon cihazıyla kullanılan sert kapsül içinde yer alan kuru
ken su türü.
toz.
saflaştırma purification Kimyasal maddelerin bu-
serum serum, (pl. Serums, sera) 1. Belirli bir has-
lunduğu ortamdaki istenmeyen maddelerden kristallen-
talığa karşı pasif bağışıklık sağlamak üzere insan veya
dirme, tüketme, damıtma, kromatografi gibi ayırma yön-
hayvanlardan elde edilen ve kas içine veya deri altına
temleriyle arındırılması. bk. rafine etmek
enjekte edilen preparat. 2. Kanın pıhtılaşmasından sonra
safsızlık impurity Bir ilaç etken maddesi veya herhan-
üstte kalan fibrinojenden arındırılmış plazma kısmı. kan
gi saf bir maddenin içinde izin verilen sınırların üzerinde
suyu 3. Kanamalarda eksilen kan hacmini tamamlamak
yabancı bir bileşik bulunması.
ya da parenteral beslenmeyi sağlamak amacıyla dekstroz,
salt salt absolü
satürasyon saturation doygunluk
satüre çözelti saturated solution doygun çözelti
saydamlık transparency İçinden ışığın geçmesine ve
arkasındaki nesnelerin görülmesine engel olmama durumu.
sc subcutaneous “Subkütan” teriminin İngilizce kısaltması.
sediment sediment çökelti
semipermeabl semipermeabl yarı geçirgen
septik septic Mikroorganizmalar tarafından üretilen
veya onların parçalanmaları sonucu oluşan. bakteri bulaşık
serbest eczacı pharmacist Eczacılık mesleğini sahibi
olduğu eczanede yürüten kişi.
serbest radikal free radical Homolitik parçalanma
ile oluşan, ortaklanmamış bir elektron taşıyan, son derece tepkin özelliği nedeniyle canlı organizmada protein
sodyum klorür gibi sterilize edilmiş intravenöz yoldan uygulanan sıvıların genel adı. 4. Yüksek miktarda kozmetik
etkin madde içeren çözelti.
serum fizyolojik physiological saline Su içinde
% 0,9 derişimindeki sodyum klorür çözeltisi.
ses ötesi ultrasound ultrason
ses teli vocal cord,vocal fold Ses oluşumunu sağlayan,
gırtlak boşluğunda bulunan, mukoza salgılayan iki zar tabakası arasında bulunan yapı. vocal kord
seyreltici diluent 1. Yoğunluk veya derişimi azaltmak
için kullanılan gaz, sıvı veya katı madde. 2. Seyrelten veya
daha az etkili ve daha az tahriş edici hâle getiren.
seyreltik diluted Bir çözeltinin birim hacim veya kütlesinde pitely madde miktarının bağıl olarak daha az veya
düşük derişimde olma durumu. seyreltilmiş, dilüe
seyreltik çözelti dilute solution Çözünen madde derişimi azaltılmış olan çözelti.
seyreltilmiş diluted seyreltik
33
Sözlük Dergisi
seyreltme dilution, dilute Yoğun çözeltiden daha
düşük derişimdeki çözeltinin hazırlanması için çözücü
ekleme işlemi.
SKT expire date, expiry date “Son kullanma tarihi”
teriminin kısaltması.
soda-kireç-silisyum camı soda-lime-silica glass
sıfırıncı derece kinetik zero-order kinetics Farma-
Yapısında başlıca sodyum oksit ve kalsiyum oksit içeren,
kokinetik bir olayın sabit bir hızda gerçekleşmesini ifade
orta düzeyde hidrolitik dirence sahip olan silisyum camı.
eden terim.
sık soluma polypnea polipne
sıkışarak kümeleşme inertial impaction 5 mm’den
büyük partiküller için geçerli olan aerosol birikimi mekanizması.
sıkıştırılmış gaz pressurised gas, propellant gas itici
gaz
sıvağ basis 1. Katı veya yarı katı ilaç şekillerindeki etken maddeler için bir veya daha fazla yardımcı maddenin
bileşiminden oluşan taşıyıcı. 2. Kozmetik ürün/ilaç yapımında şekil veya kıvam vermek için katılan madde.
sızınım diffusion difüzyon
silia silia Kirpik, burun, soluk borusu ve büyük bronş-
sodyum sodium Atom numarası 11 olan, hücre dışı
sıvıların ana katyonu olan, alkali metaller grubundan bir
element. Na
soğurganlık absorbance 1. Çözeltinin içindeki
madde yoğunluğunun hesaplanmasında kullanılan dalga
boyuna bağlı olarak spektroskopik yöntemlerde analizi
yapılan bileşik tarafından soğurulan elektromanyetik radyasyonun miktarı. 2. Transmitansın 10 tabanına göre eksi
logaritması (A = -log 1/T). absorbans, optik dansite
soğurma absorption Bir ortamdan geçen ışık veya
elektromanyetik radyasyonun taşıdığı gücün bir kısmının
bu ortam tarafından emilerek alıkonması. absorpsiyon2
soğurum kat sayısı absorptivity Beer yasasına göre,
ların duvarlarında titrek tüy benzeri epitelyum hücre
bir çözeltide bir birim konsantrasyondaki madde tara-
uzantısı. silya
fından belirli bir ışık yolunda soğurulan ışık miktarının
silikozis silicosis, miner’s phthisis, grinder’s asthma,
potter’s rot Silikon dioksid kristallerine uzun sürelerde
ölçüsü.
maruz kalma sonucu yavaş ilerleyen nodüler, fibrozis yapan pnömokonyoz türü.
silya silia silia
sinüs sinus Kafatasında burun boşlukları çevresindeki
kemiklerin içinde yer alan ve burun boşluklarına açılan
bölüm.
sistemik dolaşım systemic circulation Akciğerlerde
oksijenlendirilen kanın kalbin pompalaması ile tüm bedene gönderilmesi ve tüm vücudu dolaşan kanın hücre-
sol. solution “Çözelti” teriminin kısaltması.
soluk alma inspiration Solunumda havanın akciğerlere alınması. nefes alma, inspirasyon
soluk alma kapasitesi inspiratory capacity soluk
alma sığası
soluk alma sığası inspiratory capacity Soluk hacmi
ile soluk alma yedek hacminin toplamı. soluk alma kapasitesi, inspirasyon kapasitesi
soluk alma yedek hacmi inspiratory reserve capacity
inspirasyon yedek hacmi
lere oksijeni sunup onlarda metabolizma sonucu oluşan
soluk borusu trachea Havanın akciğerlere ulaşmasını
karbondioksidi toplayarak kalbe geri taşınması. büyük
sağlayan, yapısında hyalin kıkırdak, fibröz kas lifleri, mu-
dolaşım
koza ve bezler bulunan, iç yüzeyi tüylü yalancı çok katlı
siyanoz cyanosis Kapillerlerde düşük oksijen doygunluğu ve oksijensiz hemoglobin miktarının artmasına bağlı
olarak deri ve mukoz zarların mavi-mor renk değişikliği
göstermesi.
34
epitelyum dokudan oluşan alt solunum yolu bölümü.
Trakea
soluk hacmi tidal volume Her normal solunum hareketi ile akciğerlere alınan veya akciğerlerden çıkarılan
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
hava miktarı. tidal volum, solunum hacmi
soluk verme expiration, exhalation Solunum organlarından dışarıya hava ya da su; bitki ve hayvanlar tarafından karbondioksit çıkarılması. nefes verme, ekspirasyon
soluk verme yedek hacmi expiratory reserve volume ekspirasyon yedek hacmi
soluma durması apnea apne
solumlama inhale Soluk alarak içine çekme.
solumlanım inhalation inhalasyon
solumlatıcı inhaler inhaler
solunum respiration Akciğerler ile bulunulan ortam
arasındaki havanın soluk alıp verme ile değiştirilmesi işlemi. respirasyon, ventilasyon
zukluğu.
solunum yolu respiratory tract solunum sistemi
solüsyon solution çözelti
solvan solvent çözücü1
son kullanma tarihi expire date, expiry date Belirli
koşullarda saklandığında bir ürünün etkin ve güvenli olarak kullanılabileceği süreci genellikle gün, ay ve yıl olarak
bildiren uyarı. miat. bk. raf ömrü. SKT.
spektral analiz spectral analysis Maddelerin ışınımlarından sağlanan izgeleri inceleyerek, bu bileşikleri oluşturan elementleri nicel veya nitel olarak belirleme. izgesel
analiz
spektrofotometre spectrophotometer Bir madde ta-
solunum aygıtı respirator, ventilator Toz, duman
rafından elektromanyetik radyasyonun (UV, IR, görünür
ve diğer iritan maddelerin solunmasını engelleyen veya
ve mikrodalga) soğurulmasının veya yayılımının şiddetini
bu tür zararlı özelliklere sahip havayı solunum yollarına
ölçen aygıt. izgesel ışılölçer
girmeden önce filtre eden, ağız ve burunu içine alan özel
aygıt. respiratör, ventilatör
solunum bronşiyoli respiratory bronchiole Bronşiyollerin alveol boşluklarıyla temasta olan uç dallarından
her biri.
solunum derinliği respiratory depth En fazla nefes
alma ve nefes verme arasındaki mesafe.
solunum fonksiyon testi pulmonary function tests
Hava akımı ve akciğer hacmi gibi akciğer fonksiyonlarının spirometre gibi aygıtla kontrol edilmesi.
spektrometre spectrometer Değişik materyallerden
yayılan veya soğurulan elektromanyetik ışığın dalga boyu
ve yoğunluğunu ölçen bir optik aygıt. izgeölçer, spektroskop
spektrometri spectrometry Değişik materyallerden
yayılan veya soğurulan elektromanyetik ışığın dalga boyu
ve yoğunluğunu ölçen analiz yöntemi. izge ölçümü
spektroskop spectroscope spektrometre
spektroskopi spectroscopy Değişik materyallerden
yayılan veya soğurulan elektromanyetik radyasyonun
solunum hacmi tidal volume soluk hacmi
solunum sistemi respiratory tract Vücutta oksijenin
dalga boyu ve yoğunluğunun optik olarak ölçümü. izge
alınıp karbondioksitin atılamamsını sağlayan, iletici bölüm olarak burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar
spektroskopik spectroscopic Spektroskopi ile ilgili.
spektrum spectrum 1. Prizmadan geçirilen beyaz ışı-
ve solunum bronşiyollari içeren, solunum organı olarak
ğın kendisini oluşturan renklerine ayrılması ile meydana
akciğerlerden oluşan sistem. solunum yolu
gelen görüntü. ışık tayfı. 2. Herhangi bir antibiyotiğin
bilimi
solunum yetersizliği respiratory insufficiency Çe-
etkilediği mikroorganizmalar. 3. Aletli analizlerde çeşitli
şitli nedenlere bağlı olarak akciğerlerin işlevlerini yeterin-
dalga boylarındaki elektromanyetik ışınımların sırası-
ce yerine getirememesi.
nı, sıklığını ve enerji gibi özelliklerini belirleyen grafik:
solunum yetmezliği respiratory failure Kalıcı,
anormal derecede düşük atardamar oksijen miktarı veya
yüksek karbondioksit miktarı ile belirgin solunum bo-
NMR, IR, UV vb. spektrum. izge
spirogram spirogram Spirometreyle elde edilen akciğer hacim ve değişikliklerini gösteren çizge.
35
Sözlük Dergisi
spirometre spirometer Akciğer havalandırmasının
steril oda sterile room Büyük ölçekte çalışmaları steril
incelenmesinde akciğerlere giren ve çıkan hava miktarını
ve standart koşullarda yürütmek amacıyla yararlanılan de-
belirleyen aygıt.
ğişik boyutlarda özel bölüm. mikropsuzlaştırılmış oda
spirometri spirometry Akciğer havalandırmasının incelenmesinde akciğerlere giren ve çıkan hava miktarının
belirlenmasi.
stabilite stability dayanıklılık
stabilite testi stability test Etken maddelerin ve ilaçların raf ömrü sonuna kadar kimyasal, fiziksel, mikrobiyolojik, terapötik ve toksikolojik dayanıklığını belirlemek,
garanti altına almak ve kanıtlamak için yapılan çalışma.
standart madde standard substance 1. Bir karışımdaki bileşenlerin nitel ve nicel analizlerinde kullanılan ya
steril teknik sterile technique aseptik yöntem
steril yöntem sterile technique aseptik yöntem
sterilite sterilite Mikroorganizma olmaması durumu.
sterilizasyon sterilization Mikroorganizmalardan tamamıyla arındırma. mikropsuzlaştırma
sterilizatör sterilizer Mikroorganizmaları çeşitli yöntemler ile öldürmede kullanılan aygıt.
sterilize sterilize Mikroorganizmalardan arındırma.
sterillik sterility Canlı mikroorganizmaların bulunmaması durumu. mikropsuzluk
da biyolojik çalışmalarda biyolojik sistemin işlerliğinin
sterillik garantisi guaranty of sterility Bir materyal
veya klinik çalışmalarda araştırılan ürünün etkinliğinin
veya ürünün mikroorganizmalardan arındırma işleminin
değerlendirilmesi amacıyla yararlanılan, üreticisi tarafın-
güvenilirlik derecesi. mikropsuzluk garantisi
dan belirli özellikleri belgelendirilmiş bileşik. 2. Referans
madde.
stegnant hipoksi stagnant hypoxia Şok, donma,
kalp yetmezliği, çevre ısısı artışı, devamlı basınçlı solunum, +G kuvvetleri gibi nedenlerle kan akımının azalması veya kanın kalp seviyesinin altındaki dokularda göllenmesi. iskemik hipoksi
steril sterile 1. Erkek veya kadında üreme özelliğinin
su buharı distilasyonu steam distillation Materyalin içinden su buharı geçirilerek su buharı ile sürüklenen
maddelerin soğutucuda yoğunlaştırılması suretiyle ayrıştırılması prensibine dayanan damıtma türü.
su katımı hydration hidrasyon1
su sarılım hydratation hidratasyon
sub- sub- “Altı, altında, aşağısında, orta derecede, az
çok, hemen hemen” anlamı veren ön ek.: ör. subakut.
olmaması. kısır, infertil. 2. Bitkilerde verimsiz birey veya
subkütan subcutaneous 1. Deri altı dokusu. deri altı,
kısım. kısır, infertil. 3. Mikroorganizma içermeyen. asep-
dermis, subkütanöz, hipoderm. 2. Bazı ilaç ve aşıların deri
tik2.
altı dokusuna uygulama yolu. sc
steril alan sterile field 1. Bir birimin özel işlemlerin
yürütülebilmesi için mikroorganizmalardan arındırılmış
bölümü. mikropsuzlaştırılmış alan. 2. Hastanelerde cerrahi işlemlerin yapıldığı mikroorganizmalardan arındırıl-
subkütanöz subcutaneous subkütan
subkütanöz doku subcutaneous tissue Deri altı dokusu. dermis, hipoderm
sublingual sublingual Dil altına veya dil altı yolu
mış bölüm.
ile.
steril kabin sterile cabinet, laminar flow cabinet,
drug cabinet, bio safety cabinet Çalışan kişiyi, ürünü
mede enzimin etkilediği bileşik. 2. Kimyasal tepkimeler-
ve çevreyi hava ile taşınabilen bulaşanların etkilerinden
de başlangıç maddesi.
koruyan ya da işlem sırasında ürüne çevreden gelebilecek
biyolojik etkileşimleri engellemek için kullanılan özel küçük laboratuvar bölümü. mikropsuzlaştırılmış kabin
36
substrat substrate 1. Enzimle gerçekleşen bir tepki-
sucul hydrophilic hidrofil
suçeker dehydrant dehidran2
sululaşma hydration hidrasyon2
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
susever hydrophilic hidrofil
susevmez hydrophobic hidrofobik
susuz anhydrous anhidr
süblimasyon sublimation süblimleşme
süblimat sublimate Süblimasyonla elde edilen madde.
süblimleşme sublimation Katı bir maddenin buharlaşıp tekrar katı hâle gelmesi. süblimasyon
süblimleştirme sublimate Katı bir maddeyi buharlaştırıp tekrar katı hâle getirme suretiyle uygulanan saflaştırma işlemi.
tek ışınlı spektrofotometre single beam spectrophotometer Işık kaynağından yayılan tek ışık demeti ve tek
ölçüm haznesi bulunan spektrofotometre türü. tek ışınlı
izgesel ışılölçer
tekiz monomer monomer
teneke kutu canister Ölçülü doz inhaler tipi inhalasyon preparatlarında ilaç-itici gaz karışımını içeren basınçlı
kutu. kanister
tepken reactant Bir kimyasal tepkimeye giren bir başlangıç maddesi. reaktan
sübstitüe substitute 1. Bir organik ana yapıda bir ato-
tepkime reaction Bir ya da daha çok iyon, atom ya
mun yerini başka bir atom ya da atom grubunun alma-
da molekülün birbirleriyle doğrudan ya da bir katalizör
sı durumu. takılı. 2. Bir şeyin yerine konan veya yerine
aracılığıyla aralarında etkileşerek başka iyon, atom veya
kullanılan madde ya da ilaç. 3. Üzerinde yer değiştirme
moleküllere dönüşmesi olayı. reaksiyon1
tepkime ısısı heat of reaction Entalpideki değişiklik
yapılmış. takılandırılmış
sübstitüent substituent Bir organik bileşikte, herhangi bir konumda bulunan hidrojen atomunun yerini alan
(ΔH) olarak bilinen, bağları kırmak için gereken enerji
veya yeni bir bağ oluşumundan kazanılan enerji.
tepkime işlergesi reaction mechanism tepkime me-
atom veya atom grubu. takı
sürekli salım sistemi sustained release system Et-
kanizması
ken maddenin plazma veya doku düzeyini alışılmış dozaj
tepkime mekanizması reaction mechanism Bir
şekillerine göre daha uzun süre devam ettiren ilaç salım
kimyasal tepkimenin hangi basamaklar üzerinden yürü-
şekli.
düğünü göstermek üzere düzenlenen bir tür işleyiş açıkla-
sürfaktan surfactant yüzey etken madde
süzme filtration filtrasyon
süzüntü filtrate Süzme işlemi sonrasında elde edilen
duru sıvı.
T
t1/2 half-life, half-time “Yarı ömür” teriminin simgesi.
takı substituent sübstitüent
takipne tachypnea tıknefes
taşipne tachypnea tıknefes
TEB Turkish Association of Pharmacist “Türk Eczacıları Birliği”nin kısaltması.
tek dozluk inhalasyon tozu inhalation powder
pre-dispensed Tek dozluk, soluma ile kullanılan toz.
tek ışınlı izgesel ışılölçer single beam spectrophotometer tek ışınlı spektrofotometre
ması. tepkime işlergesi
tepkimesiz inert inert
tepkin reactive reaktif1
tepkinlik reactivity reaktivite
terkip formulation formülasyon1
terkip hazırlama formulation formülasyon2
term(o)- therm(o)- “Sıcaklık” anlamı veren ön ek.:
termometre.
-termi -thermy “Sıcaklık, ısı” anlamı veren son ek.:
hipotermi.
termoliz thermolysis Bir bileşiğin ısı etkisiyle ayrışması veya bozulması. ısıl ayrışım
ters ozmoz reverse osmosis Bir sıvının ozmotik basınç
altında yarı geçirgen bir zardan geçirilmesi ile saf bir sıvı
elde edilmesi işlemi.
tescilli marka registered trademark Yetkili kurum
37
Sözlük Dergisi
ve kuruluşlar tarafından kayıt altına alınan ve hak sahibi
tip I alveolar hücre type I alveolar cell Alveol yüzeyi-
kurum veya kişi dışında kimsenin kullanamayacağı ürün
nin yaklaşık %93’ünü döşeyen ve havayla kan arasında gaz
adı. sim. ® .
değişimini sağlayan yassı alveolar hücre, tip I pnömosit.
tescilli tıbbi ürün medicinal product for human
use beşerî tıbbi ürün
tezgâh üstü ilaç over the counter Bazı ülkelerde,
veoler septumları döşeyen, alveol boşluklarında az sayıda
hafif rahatsızlıkların giderilmesi için, hastanın, hekime
cisimcikler içeren, granüler tip II pnömosit.
danışmadan veya gerektiğinde sadece eczacının önerisi ile
reçetesiz olarak satın alıp kullandığı genel olarak düşük
TİTCK Turkish Medicines and Medical Devices
Agency “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu”nun kı-
risk taşıdığı kabul edilen ilaç grubu. raf üstü reçetesiz ilaç
saltması.
OTC.
TF Turkish Pharmacopoeia “Türk Farmakopesi” teriminin kısaltması.
tıbbi cihaz medical device İnsanda kullanıldıklarında
tip II alveolar hücre type II alveolar cell İnteralbulunan, sitoplazmalarında özgün, fosfolipit yapısında
TLV threshold limit value “Eşik limit değer” teriminin İngilizce kısaltılması
toksik doz toxic dose Zararlı yan etkiler oluşturan
veya zehirlenme belirtilerine neden olan madde miktarı.
asıl işlevini farmakolojik, immünolojik veya metabolik et-
toksik madde toxic agent Belli koşullar altında canlı
kiler oluşturmadan; hastalığın tanısı, önlenmesi, izlenme-
organizmada zararlı etkilere neden olan kimyasal veya fi-
si, tedavisi veya hafifletilmesi; yaralanma veya sakatlığın
ziksel etken.: ağır metal, radyasyon, ısı, soğuk, travma.
tanısı, izlenmesi, tedavisi, hafifletilmesi veya mağduriyetin
toksik olmayan nontoxic Zehirlenmeye neden ol-
giderilmesi; anatomik veya fizyolojik bir işlevin araştırıl-
mayan veya zehirlenmeyle sonuçlanmayan, tüketimi gü-
ması, değiştirilmesi veya yerine başka bir şey konulması;
venli olan. nontoksik
üretilmiş; tek başına ya da birlikte kullanılabilen; amaçla-
toksiklik toxicity toksisite
toksikokinetik toxicokinetics Toksik bileşiklerin
nan işlevini yerine getirebilmesi için gerekiyorsa bilgisayar
emilimini, biyotransformasyonunu, dağılımını ve atılımı-
yazılımı ile de kullanılan ve cansız hayvanların dokuların-
nı inceleyen çalışma alanı.
doğum kontrolü veya yalnızca ilaç uygulamak amacıyla
dan elde edilen ürünler de dahil olmak üzere yararlanılan
her türlü araç, alet, cihaz, aksesuar veya malzeme.
tıbbi müstahzar proprietary medicine beşerî tıbbi
ürün
tıknefes tachypnea Solunum hızının normalin üzerinde olması, hızlı, düzenli ve yüzeyel soluma. takipne
ticari ad trade name müstahzar adı
tidal volum tidal volume soluk hacmi
tiksotropi thixotropy Yarı katı sistemlerde zamana
toksisite toxicity Bir kimyasalın organizma, doku
veya hücrelere toksik etki gösterme durumu, zehirli olma
niteliği.
toplam akciğer havalanması total pulmonary
ventilation Solunum etkinliğinin değerlendirilmesinde
kullanılan solunum sayısı ile tidal hacim değerinin çarpım değeri.
toplam akciğer kapasitesi total lung capacity toplam akciğer sığası
bağlı olarak gerilim ile viskozitenin geri dönüşümlü ola-
toplam akciğer sığası total lung capacity Vital ka-
rak azalması ve gerilim kalkınca eski yarı katı şekle dönme
pasiteye artık hacmin ilavesiyle hesaplanan, akciğerlerin
özelliği.
mümkün olan en büyük nefes verme hareketi sonrasında
timus thymus Kalbin üstünde göğüs kemiğinin arkasında bulunan bir iç salgı bezi.
38
akciğerlerde bulunan en hazla hava miktarı. toplam akciğer kapasitesi
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
toraks thorax Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü.
Medicines and Medical Devices Agency Önceki adı
İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü olan, Türkiye’de beşerî
tortu hacim residual volume En zorlu soluk verme-
tıbbi ürün, tıbbi cihaz ve kozmetik ürünlere yönelik dü-
den sonra akciğerlerde kalan hava hacmi. rezidüel volüm,
zenleyici, denetleyici, yönlendirici politikalar geliştirerek
rezidüel hacim, artık hacim
ve uygulayarak insan sağlığına hizmet etmekle görevli
trakea trachea soluk borusu
turbuhaler® turbuhaler® Uygulanacak olan ilacın
Sağlık Bakanlığına bağlı resmî kuruluş. TİTCK bk. İlaç
toz hâlinde ve herhangi bir taşıyıcı madde içermeksizin
bulunduğu, derin nefes alma ile toz ilacın akciğerlere çe-
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Turkish Respiratory Society Amacı toplumsal ve mesleki
kildiği inhalasyon aygıtı.
eğitimi ve araştırmaları destekleyerek toplumun akciğer
Türk Eczacıları Birliği Turkish Association of
Pharmacist Eczacılık mesleğinin ve halk sağlığının ge-
sağlığını korumak olan sivil toplum kuruluşu.
ve Eczacılık Genel Müdürlüğü.
alanlarında (serbest eczane, kamu, hastane, akademi ve
U
U unit “Ünite” teriminin kısaltması
ULPA filtre ultra low penetration air filter Havada
sanayi gibi) eczacıların istihdam edilmelerinden özlük
0,3 mikrona kadar olan parçacıkları % 99.99 oranında
haklarının savunulmasına değin çeşitli sorunlarına çözüm
yakalayabilen HEPA filtre türü.
lişimi için gerekli bilimsel, teknik ve stratejik çalışmaları planlayan ve gerçekleştiren; eczacılık mesleğinin tüm
arayan; ilacın üretiminden hastaya sunulmasındaki tüm
aşamalarda eczacıların etkin olmasını amaçlayan meslek
kuruluşu. TEB.
ultra- ultra- “Çok fazla, aşırı, ötesi, ötesinde” anlamı
veren ön ek: ör. ultrason.
ultrafiltrasyon ultrafiltration İyon veya molekülleri
Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi
Turkish Pharmacists Association Pharmaceutical
Academy Bilimin evrensel değerleri kapsamında, etik il-
geçirip asılı tanecikleri geçirmeyen çok küçük gözenekli
keler çerçevesinde, akılcı bir yaklaşımla insan ve toplum
ultrafiltrat ultrafiltrate ince süzüntü
ultrasantrifüj ultracentrifuge Dakikada en az 60.000
sağlığını ilgilendiren, eczacılık, ilaç ve ilaçla ilgili tüm konularda eczacıların ve ilgili meslek elemanlarının mesleki
süzgeç düzeneği veya biyolojik sistemlerde gerçekleştirilen
süzme işlemi. ince süzme
devir ile dönme kapasitesine sahip santrifüj aygıt türü.
gelişimine katkıda bulunacak çağdaş eğitim ve araştırma
ultrason ultrasound İnsan kulağının duyma sınırının
faaliyetlerini planlamak, koordine etmek ve uygulamak
üstündeki (16-20 kHz) ses dalgası. sesötesi, ultrasonik
için 2002 yılında kurulan Türk Eczacıları Birliği yapısın-
dalga
da yer alan birim.
lik ve hasta hizmetini geliştirmek, ilgili sağlık politikala-
ultrasonik ultrasonic Ultrasonla ilgili.
ultrasonik dalga ultrasonic wave ultrason
ultrasonik hedeflendirme ultrasound induced delivery Etken madde salımının ultrasonik ses dalgalarının
rını toplum yararına etkilemek için çalışan sivil toplum
şiddet, frekans ve uygulama döngüsüne bağımlı olduğu
kuruluşu.
sistem.
Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society Akciğer sağlığı alanında eğitim, araştırma, koruyucu hekim-
Türkiye Farmakopesi Turkey Pharmacopoeia
Türkiye Cumhuriyeti Farmakopesi, TF, bk. farmakope.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Turkish
ultrasonik nebülizör ultrasonic nebulizer Bir
elektrik akımı yardımı ile ses dalgaları üretip, bu ses dalgalarının oluşturduğu sıvı titreşimleriyle suyun damlacıklara
39
Sözlük Dergisi
Ü
ayrışmasını sağlayan inhalasyon cihazı.
ultrasonografi ultrasonography Dokulara gönderilen ultrasonik dalgaların yansıması ile vücuttaki yapıların
görüntülenmesi.
ultraviyole ultraviolet mor ötesi
ultraviyole ışık ultraviolet light mor ötesi ışık
ultraviyole radyasyonu ultraviolet radiation mor
ötesi ışık
ultraviyole spektroskopisi ultraviolet spectroscopy
mor ötesi spektroskopisi
ultraviyole-A ışını ultraviolet A ray Dalga boyu
320-400 nm olan ve yeryüzüne ulaşabilen güneş ışığı.
UV-A ışını
ulusal formüler national formulary Bir ülkede re-
ünite unit İlaç, aşı, serum veya enzimin etkisi için ölçüt olarak kabul edilen birim miktarı. birim, U
üretici manufacturer 1. Bir ürünü üreten, imal eden,
ıslah eden veya ürüne adını, ticari markasını veya ayırt
edici işaretini koymak suretiyle kendini üretici olarak tanıtan gerçek veya tüzel kişi. 2. Üreticinin Türkiye dışında
olması hâlinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilci
ya da ithalatçı. 3. Ürünün tedarik zincirinde yer alan ve
faaliyetleri ürünün güvenliğine ilişkin özelliklerini etkileyen gerçek veya tüzel kişi.
üst solunum sistemi upper respiratory tract Burun,
nazal boşluklar, paranazal sinüsler, nazofarinks ve orofarinksten oluşan solunum sistemi türü.
çetelenmesine izin verilen ilaçların yapısı, tanımlanması,
seçimi, reçetelenmesi, dağıtımı ve uygulanmasıyla ilgili
bilgileri içeren resmî başvuru kaynağı. NF, bk. farma-
V
validasyon validation Herhangi bir yöntem, işlem,
kope.
cihaz, materyal, etkinlik veya sistemin geçerliliğinin, iste-
Uluslararası Farmakope International Pharmacopeia Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hazır-
nen standartlara uygunluğunun kanıtlanması ve belgelenmesi. işlem geçerliliği
Uluslararası ünite international unit Enzimler,
vaporizasyon vaporization buharlaşma
vaporizatör vaporizer 1. İlaç çözeltilerini inhalasyo-
hormonlar, vitaminler gibi biyolojik materyaller için
na uygun buhar haline hâline getirmeye veya ulaşılabilen
verilen ve Uluslararası Formüllerin Uyumlandırılması
mukoza membranlarına uygulamaya yarayan bir aygıt.
Konferansı (International Conference for the Unification
2. Uçucu sıvı genel anestezikleri buharlaştırmaya yarayan
of Formulas) tarafından belirlenen uluslararası ölçüleme
aygıt. buharlaştırıcı, vaporizör
lanan Farmakope. Ph.Int. bk. farmakope.
birimi. IU
USP The United States Pharmacopeia “Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi”nin İngilizce kısaltması.
UV (I) ultraviolet radiation “Mor ötesi ışık” teriminin İngilizce kısaltması.
UV (II) ultraviolet “Mor ötesi” teriminin İngilizce
kısaltması.
UV -A ışını ultraviolet A ray “Ultraviyole -A ışını”
teriminin kısaltması.
vaporizör vaporizer vaporizatör
ventilasyon ventilation solunum
ventilatör ventilator solunum aygıtı
viskozimetre viscosimeter Akışkanın katmanları arasında iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen direnci ölçen aygıt. akmazlıkölçer, ağdalıkölçer
viskozimetri viscosimetry Akışkanın katmanları arasında iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen direnci ölçme yöntemi. akmazlık ölçümü, ağdalık ölçümü.
uyku apnesi apnea Periferik ya da santral faktörlerin
viskozite viscosity Akışkanın katmanları arasında
etkisiyle ortaya çıkan ve uyku sırasında on saniyeden uzun
iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen direnç.
süren solunum durması.
akmazlık, ağdalık
40
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
visseral plevra visceral pleura Akciğerlerin tüm dış
yüzünü ve interlober fissürleri saran yarı geçirgen seröz
denin üç boyutlu molekül yapısının incelenmesi amacıyla
geliştirilmiş bir teknik. bk. X-ışınları kırınım analizi.
bir zar.
vital kapasite vital capacity vital sığa
vital sığa vital capacity Akciğerlere girip çıkan en
Y
yangı inflammation İmmunolojik veya diğer herhan-
fazla hava miktarı olup, soluk alma yedek hacmi, soluk
gi bir zedeleyici uyarana karşı dokunun gösterdiği ağrı,
hacmi ve soluk verme yedek hacimlerinin toplamı. vital
şişlik, kızarıklık, sıcaklık ve bazen eksüdasyon ile belirgin
kapasite
fizyolojik ve özgül olmayan savunma yanıtı. enflamas-
vizing wheezing hırıltı
vokal kord vocal cord, vocal fold ses teli
volüm volume hacim
volümatikle ölçülü doz inhaler metered dose inhaler and spacer ara tüplü ölçülü doz inhaler
volümetrik volumetric Hacim ölçümü ile ilgili. ha-
yon, iltihap
cim ölçümlü
cisimleri geçirmeyen (çeper). semipermeabl
yardımcı madde excipient İlacın hazırlanmasında taşıyıcı, çözücü veya seyreltici olarak yararlanılan veya ilacın
içinde yer alan etken madde dışındaki bileşen. eksipiyan
yarı geçirgen semipermeabl Aynı eritici içindeki iki
eriyiği birbirinden ayıran ve eriticiyi geçirdiği hâlde erimiş
volümetrik analiz volumetric analysis Standart
yarılanma ömrü half-life, half-time 1.Vücut sıvı-
(ölçünlü) kimyasal madde çözeltilerinin tam olarak ölçül-
larındaki ilaç derişiminin başlangıç değerinin yarısına
müş (titre edilmiş) hacimlerini kullanarak yapılan nicel
düşmesi için geçen süre. t1/2 2. Radyonüklit parçacık
analiz yöntemi. bk. titrasyon
örneğinin yarısının bozunması için geçen süre, yarılanma
volümetrik çözelti volumetric solution Volümetrik analizlerde kullanılmak üzere bir standart (ölçünlü)
bileşik ile faktörü ayarlanmış titrasyon çözeltisi. ayarlı
çözelti
W
WHO World Health Organization “Dünya Sağlık
Örgütü”nün İngilizce kısaltması.
süresi, yarı ömür. t1/2
yarılanma süresi half-time yarılanma ömrü
yayılma diffusion difüzyon
yayınım diffusion difüzyon2
yeni jenerasyon impaktör new generation impactorTM Ölçülü doz inhalerlerin, kuru toz inhalerlerin ve
diğer inhalasyon yolu ile kullanılan aerosol partiküllerinin
büyüklüğüne göre sınıflayan akciğer yapısını taklit edecek
şekilde tasarlanmış, yedi aşamalı ve 30-100 L/min akış
X
X-ışınları kırınım analizi X–ray diffraction technic Eczacılıkta, kimya ve madencilikte, toz maddelere
hızı sağlayan, yüksek performanslı kademeli ayrıştırıcı.
çarpan X ışınlarının saçınımı ya da kırınımından elde
ma, doku, organ veya çevrede sağlık için risk oluşturacak
edilen desenlerin yorumlanmasıyla ilgili bileşiklerin fizi-
kimyasal maddelerin artan miktarlarda birikmesi. akü-
kokimyasal özellikleri ve kristal yapılarının belirlenmesi
mülasyon
için kulllanılan, polimorfik yapıları hakkında da bilgi veren analiz yöntemi.
NGITM
yığılım accumulation 1. Birikme. 2. Hedef organiz-
yıkılma degradation bozunma
yoğun concentrate Çözücüsünün uçurulması ile veya
X-ışınları kristalografisi X–ray crystallography
ortama daha fazla çözünen madde eklenmesi ile daha
Özellikle X-ışınları aracılığıyla kristal yapıdaki bir mad-
yoğun hâle gelmiş ya da getirilmiş (madde). konsantre,
41
Sözlük Dergisi
derişik
yoğunlaşma concentrate Konsantre hâle gelme.
yoğunlaştırma concentrated Bir karışımın bileşimindeki sıvıyı uzaklaştırarak daha derişik hâle getirme.
yoğunluk density 1. Bir cismin birim hacminin be-
yüzerme adsorption İlaç molekülleri veya kimyasal
maddelerin katı özel bir yüzeyde ince bir tabaka hâlinde
toplanması. adsorbsiyon
yüzey aktif madde surface active substance yüzey
etken madde
lirli sıcaklıktaki kütlesi. 2. Bir cismin, 1 cm3’lük kütle-
yüzey etken madde surface active agent 1.
sinin aynı hacimdeki +4°C’ lik suya göre oranı. dansite,
Hidrofilik ve hidrofobik moleküler yapıları bir arada
kesafet
taşıması (amfifilik) nedeniyle hem su hem de yağda
yoğunluk ölçme şişesi pycnometer piknometre
yoğunlukölçer densitometer, densimeter dansitometre1
çözünürlüğü olan ve iki faz arasındaki yüzeyler arası
gerilimi düşüren madde. 2. Alveollerin hücrelerinden
salınan, alveolar hava boşluğunda yüzey gerilimini
yörünge orbit Bohr Kuramı’na göre atom çekirdeği
azaltarak alveol duvarlarının yapışmasını engelleyen
çevresinde elektronların yer alabileceği enerji düzeyleri
madde yüzey aktif madde, sürfaktan, amfifil, yüzey
veya enerji katmanları.
etkin madde
yörüngemsi orbital Atom çekirdeği çevresinde bir
elektronun bulunma olasılığının dağılımını veren ve Ku-
yüzey etkin madde surface active agent yüzey etken madde
antum Kkuramı’na göre hesaplanan matematiksel fonksi-
Z
yonun geometrik ifadesi. orbital
yutak pharynx Sindirim sisteminin bir parçası olup
solunum sisteminin ileten bölgesi. boğaz, geniz, farenks.
yutak yangısı pharyngitis Yutağın bazen virüs ve bakterilerden etkilenerek, bazen metabolik, bazen de çalışılan
ortamın sıcaklık, toz gibi koşullarına bağlı olarak tepki göstermesi, yutak mukozasının iltihaplanması. farenjit
yükseltgen oxidant oksidan
yükseltgen madde oxidizing agent Girdiği kimyasal
tepkimelerde elektron alarak indirgenen ve karşısındaki
maddenin yükseltgenmesine neden olan bileşik, oksidan
madde, oksitleyici madde.
yükseltgenme oxidation Bir element veya bileşiğe
Z değeri Z-value Bir mikroorganizmanın sıcaklık değişikliklerine direncini belirten değer.
zar membrane membran
zarımsı membranous membranöz
zatürre pneumonia pnömoni
zeolit zeolite Adsorban özellikte inorganik makromoleküllü madde.
zeta potansiyeli zeta potential Parçacığın yüzeyi ile
nötral bölge arasındaki potansiyel farkı.
zetametre zetameter Birimi milivolt olan, zeta potensiyelini ölçen aygıt.
oksijen eklenmesi, hidrojen ayrılması veya elektron kaybı
zorlu ekspirasyon hacmi forced expiratory volume Soluk vermenin ilk saniyesinde çıkarılabilen hava
ile sonuçlanan tepkime. oksidasyon
miktarı.
yükün ion iyon
yükünsüz su deionized water deiyonize su
yüzergen adsorbent adsorban
42
zorlu vital kapasite forced vital capacity En fazla
miktarda bir soluk almadan sonra zorlayarak en fazla bir
soluk verme ile çıkarılan hava miktarı.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
İngilizce - Türkçe Dizin
a sufficient quantity, quantum
sufficit (Lat.)
abacterial
absolute
absolute alcohol
absolute bioavailability
absorbance
absorbent
absorption
absorptivity
accumulation
acid
acidactive ingredient, active moiety
active pharmaceutical ingredient
active placebo
active substance
actuator
adsorbent
adsorption
adult dose
aer(o)aerobe
aerobe
aerobic
aerodynamic diameter
aerohaler
aerolizer
aerosol
agent
air lock
airborne
airtight container
airway inflammation
airway inflammation
alcohol
alkali
alveol (pl), alveoli
alveolar
alveolar proteinosis
alveolar ventilation
American Association for
Respiratory Care
American Association for
Respiratory Care
amorphous
amphipathic
amphiphile
amphiphilic
ampoule
anaerobe
qs
abakteriyel
mutlak
mutlak alkol
mutlak biyoyararlanım
soğurganlık
absorban
soğurma
soğurum katsayısı
yığılım
asit
asitaktif içerik
etkin farmasötik bileşen
etkin plasebo
etken madde
çalıştırıcı
yüzergen
yüzerme
erişkin dozu
aerohavacıl
havasever
aerobik
aerodinamik çap
aerohaler
aerolizer
aerosol
ajan
hava kilidi
havada taşınan
geçirimsiz kap
hava yolu enflamasyonu
hava yolu yangısı
alkol
alkali
alveol
alveoler
alveoler proteinozis
alveol havalanması
AARC
Amerikan Solunum Derneği
biçimsiz
amfipatik
amfifil
amfifilik
ampul
anaerop
anaerobe
anaerobic
analysis
anatomical dead space
Andersen Cascade impactor
anemic hypoxia
angina
anhydrous
anion
anionic
anoxia
antioxidant
antitussive
apnea
apnea
apparatus
apparatus, device, instrument
Area Under the Curve
area under the curve
asbestosis
asepsis
aseptic
aseptic technique, sterile
technique
asthma
atelectasis
atmosphere
atmospheric pressure
atomizer
autohaler®
bacteri(o)bacterial
bactericide
bacteriostatic
bacteriostatic water for injection
bacterium, bacteria
bagassosis
base
basic
basis
berylliosis
betamimetic
bidistilled water
biobio-equivalence
bioaccumulation
bioactivation
bioavailability
biodegradation
biodeterioration
havasevmez
anaerobik
analiz
anatomik ölü boşluk
kademeli ayrıştırıcı
anemik hipoksi
bademcik yangısı
susuz
eksin
anyonik
anoksi
antioksidan
öksürük kesici
apne
uyku apnesi
aparat
cihaz
AUC
eğri altındaki alan
asbestozis
asepsi
aseptik
aseptik yöntem
astım
atelektazi
atm
atmosfer basıncı
atomizör
otohaler®
bakter(iyo)bakteriyel
bakterisit
bakteridurduran
enjeksiyonluk bakteriyostatik
su
bakteri
bagassozis
baz
bazik
sıvağ
berilyozis
betamimetik
bidistile su
biyobiyolojik eş değerlik
biyolojik birikim
biyolojik etkinleştirme
biyoyararlanım
biyolojik yıkım
biyolojik bozunma
43
Sözlük Dergisi
bioequilavent
bioequivalence
bioequivalent
biological drug
biological half-life
biologicals
biomedical
biosimilar drug
Biot respiration, Biot breathing
biotransformation
biotransformation
bradypnea
bronchi
bronchi(o)bronchial
bronchial asthma
bronchiectasis
bronchiole
bronchiolitis
bronchitis
bronchoconstriction
bronchoconstrictor
bronchodilatation
bronchodilator
bronchoesophageal
bronchogram
bronchography
bronchopneumonia
bronchoscope
bronchoscopy
bronchospasm
by mouth, per oral (Lat.)
by mouth, per os (Lat.)
byssinosis
calibration
calibration curve
canister
carbon dioxide
carina
cationic
cell
cell wall
chemical equivalence
chemical formula
chemical symbol
chest, thorax
Cheyne-tokes respiration,
Cheyne-Stokes breathing
Chinese Pharmacopoeia
Chinese Pharmacopoeia
chronic obstructive pulmonary
disease
chronic obstructive pulmonary
disease
chronic obstructive pulmonary
44
biyoeşdeğer
biyoeşdeğerlik
biyolojik eş değer
biyolojik ilaç
biyolojik yarı ömür
biyolojikler
biyomedikal
biyobenzer ilaç
Biot solunum
biyolojik dönüştürüm
biyolojik dönüşüm
bradipne
bronş
bronki(yo)bronşiyal
bronşiyal astım
bronşektazi
bronşiyol
bronşiyolit
bronşit
bronkokonstriksiyon
bronkokonstriktör
bronkodilatasyon
bronş gevşetici
bronkoözofajial
bronkogram
bronkografi
bronkopnömoni
bronkoskop
bronkoskopi
bronkospazm
per oral
po
bissinozis
kalibrasyon
kalibrasyon eğrisi
teneke kutu
karbondioksit
karina
katyonik
hücre
hücre cidarı
kimyasal eş değerlik
kimyasal formül
kimyasal simge
göğüs kafesi
Cheyne-tokes solunum
ChP
Çin Farmakopesi
COPD
KOAH
kronik tıkayıcı akciğer
disease
clickhaler®
coaservation
cohesion
cohesive
colored glass
colorless glass
compound
concentrate
concentrate
concentrate for infusion
concentrate for injection
concentrated
concentration
conduction
conductivity, conductance
conductometer
conductor
conservative
container
contaminant
contaminated
contamination
contract manufacturing
cor pulmonale
correlation
correlation coefficient
cough
cross contamination
crystal
crystal water
crystallization
crystallization
cyanosis
daily dose
decontamination
decontamination
degradation
dehydrant
dehydrated alcohol, absolute
alcohol
dehydrated alcohol, absolute
alcohol
deionization
deionized water
densitometer, densimeter
density
diffraction
diffusion
diluent
dilute solution
diluted
dilution, dilute
discus®
disinfectant
hastalığı
klikhaler®
faz ayrımı
kohezyon
kohezif
renkli cam
renksiz cam
bileşik
yoğun
yoğunlaşma
infüzyon konsantresi
enjeksiyonluk konsantre
yoğunlaştırma
derişim
iletim
iletkenlik
iletkenlikölçer
iletken
konservatif
kap
kontaminant
kontamine
kontaminasyon
fason üretim
kor pulmonale
korelasyon
korelasyon katsayısı
öksürük
çapraz bulaşma
kristal
kristal suyu
kristallendirme
kristallenme
siyanoz
günlük doz
arıklaştırma
dekontaminasyon
bozunma
suçeker
absolü alkol
alkol
deiyonizasyon
deiyonize su
yoğunlukölçer
yoğunluk
kırınım
difüzyon
seyreltici
seyreltik çözelti
seyreltik
seyreltme
diskus®
dezenfektan
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
disinfection
disintegration
diskhaler®
dispersed
dispersion
dispersion medium
disposible
dissociation
dissolution
distillate, distilled
distillation
distillation
distilled water
distilled water, aqua distillata
(Lat.)
distribution
donma noktası
dosage
dose
drops, guttae (Lat.)
drug
dry powder inhaler
dry powder inhaler
dyspnea
e
E
é
e.n.
EAA
effective dose
ELD
electrolyte
electron
electron microscope
element
emphysema
empirical formula
empyema
enantiomer
enantiomerism
epiglottis
epiglottis
epiglottis
equivalence
equivalent drug
equivalent weight
eupnea
European Medicines Evaluation
Agency
European Pharmacopoeia
European Pharmacopoeia
European Pharmacopoeia
European Respiratory Society
eutecti
eutectic
dezenfeksiyon
dağılma
diskhaler®
dağıltı
dispersiyon
dağılım ortamı
kullanat
ayrışma
çözünme
damıtık
damıtma
distilasyon
damıtık su
aq.dest.
dağılım
d.n.
dozaj
doz
gtt
ilaç
kuru toz inhalasyon aygıtı
kuru toz inhaler
dispne
e
E
é
e.n.
EAA
etkili doz
ELD
elektrolit
elektron
elektron mikroskobu
element
amfizem
ampirik formül
ampiyem
enantiyomer
enantiyomerlik
epiglotis
epiglottis
küçük dil
eş değerlik
eş değer ilaç
eş değer ağırlık
normal solunum
Avrupa İlaç Değerlendirme
Kurumu
Avrupa Farmakopesi
EP
Ph. Eur.
Avrupa Solunum Derneği
kolayeriyen
ötektik
eutectic mixture
eutectic point
evaporating dish
evaporation
excipient
excretion
exothermic
exothermic reaction
expectorant
expiration, exhalation
expiratory reserve volume
expire date, expiry date
F0-value
facilitated diffusion
fatal dose, lethal dose
filter
filter paper
filtrate
filtration
fine particle fraction
finished product
flacon, vial, phial
forced expiratory volume
forced vital capacity
formula
formulary
formulation
free radical
freezing
freezing point
freezing point depression
functional residual capacity
functional residual capacity
galenical pharmacy
gas sterilisation
generic drug
generic name, official name, non
proprietary name
glass
glass impinger
glottis
Good Clinical Practice
Good Laboratory Practice
Good Manufacturing Practice
Good Pharmacy Practice
gram
gram equivalent
grant of licence
guaranty of sterility
half-life, half-time
half-life, half-time
half-time
handihaler®
heat of reaction
hemoptysis
ötektik karışım
ötektik nokta
buharlaştırma kabı
buharlaştırma
yardımcı madde
atılma
ısıveren
ısıveren tepkime
balgam söktürücü
soluk verme
soluk verme yedek hacmi
son kullanma tarihi
F0 değeri
kolaylaştırılmış difüzyon
öldürücü doz
filtre
filtre kâğıdı
süzüntü
filtrasyon
ince partikül fraksiyonu
bitmiş ürün
flakon
zorlu ekspirasyon hacmi
zorlu vital kapasite
formül
formüler
formülasyon
serbest radikal
donma
donma noktası
donma noktası düşmesi
fonksiyonel artık kapasite
işlevsel artık sığa
galenik farmasi
gaz sterilizasyonu
jenerik ilaç
jenerik ad
cam
cam impinger
glottis
iyi klinik uygulamaları
iyi laboratuvar uygulamaları
iyi üretim uygulamaları
İEU
g
eş değer gram
ruhsat verilmesi
sterillik garantisi
t1/2
yarılanma ömrü
yarılanma süresi
handihaler ®
tepkime ısısı
hemoptizi
45
Sözlük Dergisi
hemothorax
hermetic, airtight
heterogeneous
hiccup
high efficiency particulate air
filter
hilum
histotoxic hypoxia, histoxic
hypoxia
homogeneous
hydratation
hydrate
hydration
hydrophile, hydrophilic
hydrophilic
hydrophobic
hydrothorax
hygiene
hygienic
hygroscopic
hypercapnia
hyperpnea
hypertonic solution
hyperventilation
hypotonic solution
hypoventilation
hypoxia
hypoxic hypoxia
impermeabl
impermeabl
impurity
in vitro
in vitro study
in vivo
in vivo study
Indian Pharmacopoeia
indication
indicator
inert
inertial impaction
infiltrate
inflammation
infrared
infrared spectroscopy
infusion
inhalation
inhalation gas
inhalation powder hard capsule
inhalation powder pre-dispensed
inhalation use
inhalation vapour
inhalation vapour, capsule
inhalation vapour, liquid
inhalation vapour, ointment
inhalation vapour, powder
46
hemotoraks
hermetik
heterojen
hıçkırma
HEPA filtre
hilus
histotoksik hipoksi
homojen
hidratasyon
hidrat
hidrasyon
hidrofil
hidrofilik
hidrofobik
hidrotoraks
hijyen
hijyenik
nemçeker
hiperkapni
hiperpne
hipertonik çözelti
fazla havalanma
hipotonik çözelti
azalmış havalanma
hipoksi
hipoksik hipoksi
geçirmez
impermeabl
safsızlık
in vitro
in vitro çalışma
in vivo
in vivo çalışma
Hint Farmakopesi
endikasyon
belirteç
inert
sıkışarak kümeleşme
infiltrat
yangı
kızılötesi
infrared spektroskopisi
infüzyon
inhalasyon
inhalasyon gazı
sert kapsülde inhalasyon tozu
tek dozluk inhalasyon tozu
inhalasyon yoluyla uygulama
inhalasyon buharı
inhalasyon buharı kapsülü
inhalasyon buharı sıvısı
inhalasyon buharı merhemi
inhalasyon buharı tozu
inhalation vapour, solution
inhalation vapour, tablet
inhale
inhaler
inhibition
inhibitor
injectable preparation
injection
injector
innovator drug
inorganic
inorganic compounds
insoluble
inspiration
inspiratory capacity
inspiratory reserve capacity
instrumental analysis
intelligent polymer
international pharmacopeia
international unit
intra venous
intrapleural
intrapulmonary
intravenous
ion
ionic
ionic bond
IR fingerprint region
ischemic hypoxia
isomer
isoosmotic solutuion
isotonic solution
isotope
jet nebulizer
Kussmaul breathing
label
laboratory
laminar flow cabinet, laminar
flow closet
large-volume parenteral
laryngeal
laryngeal pharynx
laryngitis
larynx
lethal
lethal concentration
lethal dose
limit of detection
lot number, batch number
lot, batch
lower respiratory tract
lowest effect level
lung
lung capaticies
lung ventilation
inhalasyon buharı çözeltisi
inhalasyon buharı tableti
solumlama
inhaler
inhibisyon
inhibitör
enjeksiyonluk preparat
enjeksiyon
enjektör
özgün ilaç
inorganik
inorganik bileşikler
çözünmez
soluk alma
soluk alma sığası
inspirasyon yedek hacmi
cihazlı analiz
akıllı polimer
uluslararası farmakope
uluslararası ünite
iv.
intraplevral
intrapulmoner
intravenöz
iyon
iyonik
iyonik bağ
IR parmak izi bölgesi
iskemik hipoksi
izomer
izoozmotik çözelti
izotonik çözelti
izotop
jet nebülizör
Kussmaul solunum
etiket
laboratuvar
laminar akım kabini
büyük hacimli parenteral
larinjial
larenjial farenks
gırtlak yangısı
gırtlak
letal
ölümcül derişim
ölümcül doz
ölçüm alt sınırı
seri numarası
seri
alt solunum sistemi
etkili en düşük doz
akciğer
akciğer kapasitesi
akciğer ventilasyonu
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
lung volumes
lymph node
lyophilization
lyophilizator
magistral drug
manufacturer
mass median aerodynamic
diameter
mass median aerodynamic
diameter
material of packaging
maximum voluntarily
ventilatition
mediastinum
medical device
medicinal product for human use
melting point
membrane
membranous
metal impinger
metered dose inhaler
metered dose inhaler and spacer
metering valve
microgram
microliter
micrometer
micron
millimilliequivalent
milliequivalent
millimolar
minimal bactericidal
concentration
minimal bactericidal
concentration
minimal dose, minimum dose
minimal inhibitory
concentration
minimal inhibitory
concentration
minimum dose
minimum effective concentration
minimum effective concentration
minimum lethal dose
minimum lethal dose
mol
molality
molar
molarity
molecular formula
molecular weight
molecule
monomer
mouthpiece
akciğer hacmi
lenf düğümü
liyofilizasyon
liyofilizatör
majistral ilaç
üretici
KOAÇ
kütlesel ortalama
aerodinamik çap
ambalaj malzemesi
maksimum istemli
ventilasyon
mediasten
tıbbi cihaz
beşerî tıbbi ürün
ergime noktası
membran
zarımsı
metal impinger
ölçülü doz inhaler
ara tüplü ölçülü doz inhaler
ölçüm valfi
mikrogram
mikrolitre
mikrometre
mikron
milimEq
miliekivalan
mM
bakteri kırıcı en düşük
derişim
MBC
en düşük doz
MIC
MİK
minimum doz
MEK
minimum etkin
konsantrasyon
MLD
öldürücü en düşük doz
mol
molalite
molar
molarite
molekül formülü
molekül ağırlığı
molekül
tekiz
ağızlık
multi-stage liquid impinger
Nanometer
nanoparticle
national formulary
nebul
nebulisation solution
nebulisation use
nebuliser emulsion
nebuliser liquid
nebuliser solution
nebuliser suspension
nebulization
nebulizer, nebuliser
neutral
new generation impactorTM
new generation impactorTM
nonpolar
nontoxic
normality
nose
novoliser
obstruction
optical
optical activity
optical antipode
optical density
optical isomer
optical rotation
optimal dose
oral dose
orbit
orbital
organic solvent
orthopnoea
Osm
osmolality
osmolar
osmolarity
osmole
osmometer
osmosis
osmotic
osmotic pressure
over the counter
overdosage
oxidant
oxidation
oxidizing agent
oxygen
packaging
parenteral
parenteral preparation
parietal pleura
çok katlı sıvı impinger
nm
nanopartikül
ulusal formüler
nebül
nebülizasyon çözeltisi
nebülizasyon uygulaması
nebülizör inhalasyon
emülsiyonu
nebülizör inhalasyon sıvısı
nebülizör inhalasyon çözeltisi
nebülizör inhalasyon
süspansiyonu
nebülizasyon
nebülizatör
nötral
NGITM
yeni jenerasyon impaktör
polar olmayan
toksik olmayan
normalite
burun
novolizer
obstrüksiyon
ışıksal
ışıksal etkinlik
optik antipot
optik dansite
optik izomer
ışığı çevirme
en uygun doz
oral doz
yörünge
yörüngemsi
organik çözücü
ortopne
Osm
ozmolalite
ozmolar
ozmolarite
ozmol
geçişimölçer
ozmoz
ozmotik
ozmotik basınç
tezgâhüstü ilaç
doz aşımı
oksidan
yükseltgenme
yükseltgen madde
oksijen
ambalajlama
parenteral
parenteral preparat
pariyatel plevra
47
Sözlük Dergisi
partial pressure
particle
partition
partition coefficient
parts per billion
parts per million
passive diffusion
patent
patent right
peak flow meter
penetration
penetrometer
per os
perpercussion
perfusion
permeability
permeable
pH
pH meter
pharmacetical preparation
pharmaceutical aerosol
pharmaceutical alternative
pharmaceutical bioequivalence
pharmaceutical equivalance
pharmaceutical product
pharmaceutical technology
pharmacist
pharmacist, chemist, druggist
apothecary, pharmaceutist
pharmacist, chemist, druggist
apothecary, pharmaceutist
pharmacokinetics
pharmacopoeia, pharmacopeia
pharmacy, drugstore
pharmacy, pharmaceutics
pharyngeal
pharyngitis
pharynx
photolysis
photon
photosensitive
photosensitivity
photostability
photostable
physical properties
physicochemical property
physiologic dead space
physiological saline
pKa
platypnea
pleura
pleural cavity
pleural effusion
pleural membrane fluid
48
parsiyel basınç
partikül
partisyon
partisyon katsayısı
ppb
ppm
pasif difüzyon
patent
patent hakkı
pik akışölçer
penetrasyon
penetrometre
per os
perperküsyon
perfüzyon
geçirgenlik
geçirgen
pH
pH metre
farmasötik preparat
farmasötik aerosol
farmasötik alternatif
farmasötik biyoeşdeğerlik
farmasötik eş değer
farmasötik ürün
farmasötik teknoloji
serbest eczacı
Ecz.
eczacı
farmakokinetik
farmakope
eczane
eczacılık
farinjial
yutak yangısı
yutak
fotoliz
ışık kuantumu
ışığa duyarlı
ışığa duyarlılık
ışığa dayanıklılık
ışığa dayanıklı
fiziksel özellikler
fizikokimyasal özellik
fizyolojik ölü boşluk
serum fizyolojik
pKa
platipne
akciğer zarı
plevra boşluğu
plevral efüzyon
akciğer zarı sıvısı
pleurisy
pneumoconiosis
pneumonia
pneumothorax
polar
polarity
polarize
polarized light
polycarbonate
polymer
polymerization
polymorphic
polymorphism
polymorphous
polypnea
polyvalent
pore, porus
porosity
porous
porus, pore
precipitate
prefilled syringe
preparation
preparation
preparation for inhalation
preparations officinales
prescribing
prescription
prescriptional drug
preservative
preservative
pressure
pressurised container
pressurised gas, propellant gas
pressurised inhalation, emulsion
plörezi
pnömokonyoz
zatürre
pnömotoraks
kutuplu
polarlık
polarize
polarize ışık
polikarbonat
polimer
polimerleşme
polimorfik
polimorfizm
polimorf
polipne
polivalan
gözenek
porozite
poröz
por
çökelti
hazır enjektör
hazır ilaç
preparat
inhalasyon preparatı
ofisinal ilaç
reçeteleme
reçete
reçeteye tabi ürün
koruyucu madde
prezervatif
basınç
basınçlı kap
itici gaz
basınçlı inhalasyon
emülsiyonu
pressurised inhalation, solution
basınçlı inhalasyon çözeltisi
pressurised inhalation,
basınçlı inhalasyon
suspension
süspansiyonu
pressurized metered-dose inhalers pMDI
proprietary medicinal product
müstahzar
proprietary medicine
tıbbi müstahzar
proprietary name
müstahzar adı
proprietary name
patent adı
puff, plume
puf
pulmonary
pulmoner
pulmonary arterial
pulmoner arteryel
hypertension
hipertansiyon
pulmonary artery pressure
pulmoner arter basıncı
pulmonary circulation
pulmoner dolaşım
pulmonary embolism
pulmoner emboli
pulmonary eosinophilia
pulmoner eozinofili
pulmonary fibrosis
akciğer fibrozisi
pulmonary function tests
solunum fonksiyon testi
pulmoner emphysema
akciğer amfizemi
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
pulvinal
pure
purification
purified water
pycnometer
pycnometer, pyknometer, specific
gravity bottle
qualitative
qualitative analysis
quantitative
quantitative analysis
quantity
quantum sufficit partum
radioimmunoassay
raw material
reabsorption
reactant
reacting dose
reaction
reaction
reaction intermediate
reaction mechanism
reactive
reactivity
readily soluble
reagent
reference dose
reference drug
reference standard
reference substance
refined
refraction
refractive index, index of
refraction
refractometer
refractometry
refractory index
registered trademark
Registration, Evaluation,
Authorization/Restriction of
Chemicals
regression
regression analysis
relative density
residual
residual volume
residue
residue on evaporation
resolution
respiration
respirator
respirator, ventilator
respiratory bronchiole
respiratory depth
respiratory failure
pulvinal
arı
saflaştırma
saf su
yoğunluk ölçme şişesi
piknometre
kalitatif
kalitatif analiz
kantitatif
kantitatif analiz
kantite
qsp
RIA
ham madde
reabsorpsiyon
tepken
reaksiyon dozu
reaksiyon
tepkime
reaksiyon ara ürünü
tepkime mekanizması
reaktif
reaktivite
kolayçözünür
ayıraç
referans doz
referans ilaç
referans standart
referans madde
rafine
kırılma
kırılım imleci
refraktometre
kırılım ölçüm
refraktif indeks
tescilli marka
REACH
regresyon
regresyon analizi
bağıl yoğunluk
rezidüel
tortu hacim
kalıntı
buharlaştırma kalıntısı
rezolüsyon
solunum
respiratör
solunum aygıtı
solunum bronşiyoli
solunum derinliği
solunum yetmezliği
respiratory insufficiency
respiratory tract
reverse osmosis
rheorheology
risk
risk assessment
salt
saturated solution
saturation
scope of the licence
sediment
semipermeabl
septic
serum, (pl. Serums, sera)
shelf life
silia
silicosis, miner’s phthisis,
grinder’s asthma, potter’s rot
single beam spectrophotometer
sinus
slightly soluble
slope
small-volume parenteral
preparation
sneeze
soda-lime-silica glass
sodium
solubility
soluble
solute
solution
solution
solvent
solvent
spacer, holding chamber
sparingly soluble
specific gravity
specific heat
spectral analysis
spectrometer
spectrometry
spectrophotometer
spectroscope
spectroscopic
spectroscopy
spectrum
spirogram
spirometer
spirometry
spray orifice
sputum
sputum culture
stability
stability
solunum yetersizliği
solunum sistemi
ters ozmoz
reoreoloji
risk
risk değerlendirmesi
salt
doymuş çözelti
doygunluk
ruhsat kapsamı
sediment
yarı geçirgen
septik
serum
raf ömrü
silya
silikozis
tek ışınlı spektrofotometre
sinüs
azçözünür
eğim
küçük hacimli parenteral
preparat
hapşırma
soda-kireç-silisyum camı
sodyum
çözünürlük
çözünür
çözünen
çözelti
eriyik
çözücü
solvan
ara eklenti
oldukça azçözünür
özgül ağırlık
özgül ısı
spektral analiz
spektrometre
spektrometri
spektrofotometre
spektroskop
spektroskopik
spektroskopi
spektrum
spirogram
spirometre
spirometri
püskürtme deliği
balgam
balgam kültürü
dayanıklılık
stabilite
49
Sözlük Dergisi
stability test
stable
stable compound
stable state
stagnant hypoxia
standard substance
steam distillation
steam sterilization
sterile
sterile cabinet, laminar flow
cabinet, drug cabinet, bio
safety cabinet
sterile field
sterile room
sterile technique
sterile technique
sterilite
sterility
sterility assurance level
sterilization
sterilize
sterilizer
subsubcutaneous
subcutaneous tissue
sublimate
sublimation
sublingual
substituent
substitute
substrate
surface active agent
surface active substance
surfactant
sustained release system
systemic circulation
tachypnea
take, a recipe
term of the licence
The European Pharmacopeia
The German Pharmacopoeia
The International Pharmacopoeia
The United States Pharmacopeia
therm(o)-thermy
thermolysis
thixotropy
thorax
threshold dose
threshold limit value
threshold limit value
thymus
tidal volume
total lung capacity
total pulmonary ventilation
50
stabilite testi
dayanıklı
dayanıklı bileşik
dayanıklı durum
stegnant hipoksi
standart madde
su buharı distilasyonu
buhar sterilizasyonu
steril
steril kabin
steril alan
steril oda
steril teknik
steril yöntem
sterilite
sterillik
mikropsuzluk garantisi
sterilizasyon
sterilize
sterilizatör
subsubkütan
subkütanöz doku
süblimat
süblimleşme
sublingual
sübstitüent
sübstitüe
substrat
yüzey etkin madde
yüzey aktif madde
sürfaktan
sürekli salım sistemi
sistemik dolaşım
tıknefes
Rx
ruhsat süresi
EP
Alman Farmakopesi
Ph.Int.
Amerikan Farmakopesi
term(o)-termi
termoliz
tiksotropi
toraks
eşik doz
eşik limit değer
TLV
timus
soluk hacmi
toplam akciğer sığası
toplam akciğer havalanması
toxic agent
toxic dose
toxicity
toxicokinetics
trachea
trade name
transparency
turbuhaler®
Turkey Pharmacopoeia
Turkish Association of
Pharmacist
Turkish Association of
Pharmacist
Turkish Medicines and Medical
Devices Agency
Turkish Medicines and Medical
Devices Agency
Turkish Ministry of Health
General Directorate of
Pharmaceuticals and
Pharmacy of Turkey
Turkish Pharmacists Association
Pharmaceutical Academy
Turkish Pharmacopoeia
Turkish Respiratory Society
Turkish Thoracic Society
type I alveolar cell
type II alveolar cell
U.S. Food and Drug
Administration
ultra low penetration air filter
ultraultracentrifuge
ultrafiltrate
ultrafiltration
ultrasonic
ultrasonic nebulizer
ultrasonic wave
ultrasonography
ultrasound
ultrasound induced delivery
ultraviolet
ultraviolet A ray
ultraviolet light
ultraviolet radiation
ultraviolet spectroscopy
unit
unit
United States Food and Drug
Administration
unprescriptional drug
unsaturated
unstable compound
unstable state
toksik madde
toksik doz
toksisite
toksikokinetik
soluk borusu
ticari ad
saydamlık
turbuhaler®
Türkiye Farmakopesi
TEB
Türk Eczacıları Birliği
TİTCK
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu
İlaç Eczacılık Genel
Müdürlüğü
Türk Eczacıları Birliği
Eczacılık Akademisi
TF
Türkiye Solunum
Araştırmaları Derneği
Türk Toraks Derneği
tip I alveolar hücre
tip II alveolar hücre
FDA
ULPA filtre
ultraultrasantrifüj
ince süzüntü
ince süzme
ultrasonik
ultrasonik nebülizör
ultrasonik dalga
ultrasonografi
ultrason
ultrasonik hedeflendirme
morötesi
ultraviyole-A ışını
ultraviyole ışık
ultraviyole radyasyonu
ultraviyole spektroskopisi
birim
ünite
Amerika Birleşik Devletleri
Gıda ve İlaç Kurumu
reçeteye tabi olmayan ürün
doymamış çözelti
dayanıksız bileşik
dayanıksız durum
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
upper respiratory tract
validation
vaporization
vaporization
vaporizer
vehicle
ventilation
ventilator
very slightly soluble
very soluble
visceral pleura
viscosimeter
viscosimetry
viscosity
vital capacity
vocal cord, vocal fold
volume
volumetric
volumetric analysis
üst solunum sistemi
validasyon
buharlaşma
vaporizasyon
vaporizatör
ana ortam
ventilasyon
ventilatör
çok azçözünür
çokçözünür
visseral plevra
viskozimetre
viskozimetri
viskozite
vital sığa
ses teli
volüm
volümetrik
volümetrik analiz
volumetric solution
water for injection
water, aqua (Lat.)
wave
well-closed container
wheezing
wheezing
World Health Organization
X–ray crystallography
X–ray diffraction technic
yawn
Z-value
zeolite
zero-order kinetics
zeta potential
zetameter
μg
μL
μm
volümetrik çözelti
enjeksiyonluk su
aq
dalga
iyi kapatılmış kap
hırıltı
vizing
Dünya Sağlık Örgütü
X-ışınları kristalografisi
X-ışınları kırınım analizi
esneme
Z değeri
zeolit
sıfırıncı derece kinetik
zeta potansiyeli
zetametre
μg
μL
μm
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
Ari A, Hess D, Myers TR, Rau JL. (2012). Solunum Tedavileri Uygulayanlar İçin Aerosol Tedavi Cihazları Rehberi (2. bs.).
TÜSAD (Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği).
Bisgaard H, O’Callaghan C, Smaldone GC. (2002). Drug Delivery to the Lung. Lung Biology in Health and Disease. New
York. Marcel Dekker, Inc.
Gradon L, Marijnissen J, (Ed). (2003). Optimization of Aerosol Drug Delivery. Springer Science.
Hickey AJ. (Ed). (2004). Pharmaceutical Inhalation Aerosol Technology. New York. Marcel Dekker, Inc.
http://www.tdk.gov.tr
İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü 1. Baskı, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları
No:1121, Terim Sözlükleri Dizisi:7, Ankara, 2014.
İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü Gözden geçirilmiş 2. Baskı, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil
Kurumu Yayınları No:1121, Terim Sözlükleri Dizisi:7, Ankara, 2015.
Maurer JR. (Ed.). (2003). Non-neoplastic Advanced Lung Disease. New York, Marcel Dekker, Inc.
Pathak Y, Thassu D, (Ed.). (2009). Drug Delivery Nanoparticles Formulation and Characterization. New York, Informa
Healthcare USA, Inc.
Tsuda A ve Gehr P (Ed.) (2015). Nanoparticles in the Lung, Environmental Exposure and Drug Delivery. Boca Raton. Taylor
& Francis Group, LLC.
Türk Farmakopesi I, Avrupa Farmakopesi Adaptasyonu, T.C. Sağlık Bakanlığı, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, Çankırı
Cad. No:57 Dışkapı-Ankara, Türkiye, 2004.
Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2011.
Yazım Kılavuzu, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2012.
Zülfikar H. Terim Sorunları ve Terim Yapma Yolları, Türk Dil Kurumu, 2. Baskı, Ankara, 2011.
Zülfikar H. Terim Sözlükleri ve Çalışmaları ile ilgili Bibliyografya, Türk Dil Kurumu, Ankara, 2006.
Zülfikâr H. Dünden Bugüne Türkçe (Yabancılaşan bilim dilimizdeki ihmaller ve kayıplar üzerine), Türk Dili, Dil ve Edebiyat
Dergisi, s. 320-329, 10, 2008.
Zülfikâr H. Dünden Bugüne Türkçe (Aradan 70 yıl geçmesine karşın terimlerde birlik sağlanmaması üzerine), Türk Dili, Dil
ve Edebiyat Dergisi, s.339-347, 04, 2009.
51
Sözlük Dergisi
Yazarlar
Prof. Dr. Betül Arıca Yegin
([email protected])
1968 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdi. Farmasötik Teknoloji Bilim Alanındaki
Yüksek Lisans Eğitimini 1992 yılında, Doktora Eğitimini 1998 yılında tamamladı. 2005 yılında
Yardımcı Doçent, 2006 yılında Doçent ve 2013 yılında Profesör oldu. Hâlen Hacettepe
Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve bir erkek
çocuk annesidir.
Doç. Dr. Ayhan Savaşer
([email protected])
1964 yılında Konya, Merkez’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana’da tamamladı. 1988 yılında Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdi. Farmasotik Teknoloji Bilim Alanındaki
Yüksek Lisans Eğitimini 1993 yılında, Doktora Eğitimini 1999 yılında tamamladı. 2000 yılında
Yardımcı Doçent, 2007 yılında Doçent oldu. Hâlen Gülhane Askerî Tıp Akademisi Eczacılık
Bilimleri Merkezi Farmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Evli
ve iki çocuk babasıdır.
Prof. Dr. Yalçın Özkan
([email protected])
1963 yılında Burhaniye/Balıkesir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1985
yılında Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesini, 1998 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme
Fakültesini bitirdi. Farmasötik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1990 yılında,
Doktora Eğitimini 1995 yılında tamamladı. 1996 yılında Yardımcı Doçent, 2001 yılında Doçent ve
2007 yılında Profesör oldu. Hâlen Gülhane Askerî Tıp Akademisi, Yüksek Bilim Konseyi Üyesi
olarak görev yapmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.
52
SÖZLÜK DERGİSİ ARŞİV SAYILARI
2008 YILI (Cilt 1)
YENİDOĞAN
GÖĞÜS HASTALIKLARI
ÇOCUK ACİL TIP VE YOĞUN BAKIM TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
TERİMLERİ
TERİMLERİ
(Sayı 1 Ocak 2008)
SÖZLÜĞÜ
SÖZLÜĞÜ
Dr. Nilgün Erkek-Atay
(Ek Sayı 1 2008)
(Sayı 2 Nisan 2008)
Doç. Dr. Agop Çıtak
Doç. Dr. Nurettin Onur Kutlu Dr. Ayşe Berna Anıl
Dr. Nilüfer Yalındağ-Öztürk
Prof. Dr. Rahmi Örs Doç. Dr. Münire Gökırmak
Yrd. Doç. Dr. Demet Demirkol Dr. Şükrü Paksu
Dr. Deniz Tekin
Dr. H. Tarkan İkizoğlu
Dr. Esra Şevketoğlu
Yrd. Doç. Dr. Tolga F. Köroğlu
ÇOCUK HEMATOLOJİSİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
Doç. Dr. Hayri Levent Yılmaz Dr. Okşan Derinöz
(Sayı 3 Temmuz 2008)
Doç. Dr. Murat Duman
Doç. Dr. Mehmet Boşnak
Prof. Dr. Davut Albayrak
Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu Dr. Eylem Ulaş-Saz
Doç. Dr. Canan Uçar-Albayrak
EPİDEMİYOLOJİ VE
DEMOGRAFİ TERİMLERİ
SÖZLÜĞÜ
(Ek Sayı 2 2008)
Doç. Dr. G. Nural Bekiroğlu
2011 YILI (Cilt 2)
KOZMETOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ ADLİ TIP TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 1 Mart 2011)
(Sayı 2 Haziran 2011)
ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 4 Aralık 2011)
http://www.logos.com.tr/PDF/Kozmetoloji_
sunus.pdf
http://www.logos.com.tr/PDF/adlitip.pdf
http://www.logos.com.tr/PDF/cocukistismar.pdf
Doç. Dr. Gürol Cantürk
Prof. Dr. Ufuk Beyazova
Prof. Dr. Figen Şahin
Prof. Dr. Yasemin Yazan
Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan Savaşer
Prof. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan
PARAZİTOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 3 Eylül 2011)
http://www.logos.com.tr/PDF/parazitoloji.pdf
Prof. Dr. Gülendame Saygı
2012 YILI (Cilt 3)
İNFEKSİYON HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 3 Eylül 2012)
BASKETBOL-VOLEYBOL-HENTBOL
TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 1 Mart 2012)
ANALİZ TERİMLERİ
SÖZLÜĞÜ
(Sayı 2 Haziran 2012)
http://www.logos.com.tr/PDF/sporterimleri.pdf
http://www.logos.com.tr/PDF/analiz.pdf
Doç. Dr. Cengiz Arslan
Yrd. Doç. Dr. Yüksel Savuncu
Yrd. Doç.Dr. Murat Şenyuva
Okutman Selçuk Erhan
Özgür Karataş
Prof. Dr. Ecz. Bengi Uslu
Uzm. Kim. Mehmet Gümüştaş
Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan Savaşer
Prof. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan
Prof. Dr. Ecz. Sibel A. Özkan
http://www.logos.com.tr/PDF/infeksiyon.pdf
Prof. Dr. Ahmet Kalkan, Prof. Dr. Mustafa Kaplan
ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 4 Aralık 2012)
http://www.logos.com.tr/PDF/cocukend.pdf
Prof. Dr. Zerrin Orbak, Dr. Kezban Karabağ
2013 YILI (Cilt 4)
ÇOCUK ALERJİ TERİMLERİ
SÖZLÜĞÜ
(Sayı 1 Mart 2013)
FUTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 2 Haziran 2013)
http://www.logos.com.tr/PDF/futbolterim.pdf
Doç. Dr. Özge Yılmaz
http://www.logos.com.tr/PDF/cocukalerji.pdf Yrd. Doç. Dr. Yakup Canıtez
Prof. Dr. Esen Demir
Prof. Dr. Nihat Sapan
Doç. Dr. Ahmet Akçay
Prof. Dr. Dost Zeyrek
Doç. Dr. Metin Aydoğan
Doç. Dr. Suna Asilsoy
Doç. Dr. Demet Can
Doç. Dr. Arzu Babayiğit
Doç. Dr. Duygu Erge
Doç. Dr. Ferhat Çatal
Doç. Dr. Koray Harmancı
Doç. Dr. Figen Gülen
Doç. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Doç. Dr. Özlem Keskin
Doç. Dr. Emine Dibek Mısırlıoğlu
Doç. Dr. Emin Mete
Doç. Dr. Cevdet Özdemir
Doç. Dr. Emin Özkaya
Doç. Dr. Zeynep Tamay
Doç. Dr. Serap Özmen
Doç. Dr. Ayfer Yükselen
Yrd. Doç. Dr. Ercan Gür
Öğr. Gör. Faruk Akçınar
ÇOCUK NEFROLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 3 Eylül 2013)
http://www.logos.com.tr/PDF/sozluk102013.pdf
Prof. Dr. Ferah Gönülşen Sönmez
ÇOCUK ERGEN VE PSİKİYATRİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 4 Aralık 2013)
http://www.logos.com.tr/PDF/cocukergen.pdf
Doç. Dr. Işık Görker
Arş. Gör. Dr. Güçlü Ayaz
Arş. Gör. Dr. Nazike Ak
Prof. Dr. Ümran Korkmazlar
Araş. Gör. Dr. M. Araz Altay
Uzm. Kl. Psk. Berfin Bozkurt
2014 YILI (Cilt 5)
ÇOCUK GÖĞÜS HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 1 Mart 2014)
HEMATOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 2 Haziran 2014)
http://www.logos.com.tr/PDF/cocukgogushasta.pdf
http://www.logosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/hematoloji.pdf
Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel
Prof. Dr. Abdülkadir Koçak
Doç. Dr. Mehmet Köse
Prof. Dr. H. Uğur Özçelik
Prof. Dr. Ayten Pamukçu
Doç. Dr. Sevgi Pekcan
Yrd. Doç. Dr. Velat Şen
Prof. Dr. İsmet Aydoğdu
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş
Uz. Dr. Yurda Şimşek
Uz. Dr. Tuğba Şişmanlar
Prof. Dr. Nevin Uzuner
Prof. Dr. Ebru Yalçın
Doç. Dr. Özge Yılmaz
Prof. Dr. Hasan Yüksel
Download