çocuklarda kuvvet antrenmanı

advertisement
ANTRENMAN BİLGİSİNDEN
ANTRENMAN BİLİMİNE GEÇİŞ
Önceki yıllarda [yaklaşık 1990 yılına kadar];
Antrenman Bilgisi adı altında çoğunlukla derlemeler şeklinde , sınırlı ve tek yönlü
referanslara dayalı olarak verilen bilgilerin bir bölümü günümüzde de kabul
edilmekle birlikte, belli bir bölümü de gelişigüzel bilgilere dayanmaktaydı.
Günümüzde Spor Bilimlerinde yapılan bir çok bilimsel araştırmayla elde edilen
bilgilerin bilimsel bilgi düzeyine ulaşmasıyla artık Antrenman Biliminden
bahsedebiliriz.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN BİLİMİNİN
ENTEGRE BİLİM DALI OLUŞU
Antrenman Bilimi, tüm bilimlerin ortak özellikleri olan,
kuramsal, nesnel, objektif, deneysel, sistematik, genelleyici,
interdisipliner oluş nitelikleri taşımakta ve gelişigüzel bilgiden
bilimsel bilgiye ulaşırken, bilimsel veri toplama – gözlem –
deneysel analiz aşamalarından geçmektedir.
Antrenman bilimi ile yakından ilişkisi olan bilim dallarından
bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Anatomi, Kinesiyoloji, Egzersiz Fizyolojisi, Fonksiyonel Anatomi,
Kinantropometri, Biyofizik,Biyomekanik, Biyokimya, Beslenme,
Biyoistatistik, Motor Öğrenme, Spor Psikolojisi, Spor Pedagojisi,
Ölçme ve Değerlendirme, vs.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
TERMİNOLOJİK AÇIDAN ANTRENMAN
Antrenman kelimesi latince kökenlidir. Fransızca, İngilizce ve Almanca
olarak kullanılışları benzerlikler göstermektedir.
Fransızca ,l' entraînement
İngilizce, Training
Almanca, Training şeklinde kullanılmaktadır.
Türkçe söyleniş biçimi Fransızcadaki telaffuza benzemektedir.
“Alıştırma yapmak, yetiştirmek, eğitmek, terbiye etmek, idman
yapmak “ gibi geniş anlamlarda kullanılan bir fiilin isim halidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇEŞİTLİ ANTRENMAN TANIMLARI
• Fiziksel egzersizler yardımıyla sporcuların fiziksel, teknik-taktik,
zihinsel, ahlaki hazırlığıdır [ Matveyev ].
• Sportif antrenman, komple spormotorik verime yönelik tasarlanan
hedeflere, durum değişikliklerine uygun, metodik ve organize
önlemleri içeren, planlı yönlendirilen, davranış değişikliği geliştirilen
bir süreçtir [ Martin ].
• Kondisyonel, koordinatif, teknik, taktik niteliklerin geliştirilmesine
veya korunmasına yönelik bir süreç, bir sistemdir. Bu süreç,
antrenman hedeflerine yönelik, antrenman bilgisi yasalarına göre
hazırlanmış antrenman içerikleri ile gerçekleştirilen, sistematik,
yönlendirilen davranışlardan oluşur [ Letzelter ].
Dr. Abdullah GÜLLÜ
TÜRK ANTRENMAN BİLİMCİLERİNİN TANIMLARI
• Organik bünyelerin verimleri, günlük hayattaki etkinliklerin meydana
getirdiği yükle doğru orantılı olarak artar. Yükün artması, bu yükü
karşılamak isteyen organizmanın olumlu anlamda fonksiyon ve yapısını
değiştirir. Organizmanın verimi maksimal [sınırsal] değere ulaştırılmak
istenirse, bu durumda kişiye özel olarak hazırlanmış, belirli hedefleri olan
bir takım yüklerin uygulanması gerekir. Bütün bu etkinliklere verilen isim
ise “ antrenman “ dır [Renklikurt ].
• Sporcunun kendi en yüksek verimliliğine ulaşabilmesi için, planlı biçimde
yaptığı bedensel ve ruhsal çalışmaların tümüdür [ Muratlı ].
• Fizik ve moral gücün, teknik ve taktik becerilerin, organik ve psikolojik
yüklenmelerle düzeltilmesi ve üst düzeye getirilmesi amaçlarına yönelik
bir eğitim sürecidir [Sevim].
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMANIN AMAÇLARI
• 1. Fiziksel yetilerin geliştirilmesi:
• Bompa'ya göre fiziksel gelişim ikiye ayrılmaktadır.
• A. Çok yönlü fiziksel gelişim
–
–
–
–
–
–
• Dayanıklılığın geliştirilmesi
• Genel kuvvetin geliştirilmesi
• Süratin geliştirilmesi
•Hareketliliğin geliştirilmesi
• Koordinasyon yeteneğinin geliştirilmesi
•Uyumlu ve gelişmiş bir vücut.
• B. Spor dalı özelliklerine uygun fiziksel gelişim
• 2. Spor dalının Teknik gelişimi:
• Uygulanan spor dalına ait tekniğin geliştirilmesidir.
– Örneğin, basketbolda şut, futbolda pas, atletizmde takozdan çıkış tekniğinin geliştirilmesi.
• 3. Spor dalının Taktik gelişimi:
• Yarışmalarda bireyin kendinin ya da rakibinin yeteneklerini göz önüne alarak
hazırladığı stratejiye bağlı olarak değişen eylem planının geliştirilmesidir.
– Örneğin; takım sporlarında savunmada çok adam bulundurulması, hızlı hücuma geçiş, atletizmde
orta mesafe kosularında grubun arkasında koşup yarış sonlarında atak yapıp öne geçme.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
• 4. Zihinsel gelişim:
• Antrenmanın karmaşık zihinsel yetileri de geliştirecek şekilde planlanmasıdır.
– Örneğin; karmaşık taktik alıştırmalar, tekniğin geliştirilmesinde yaratıcılığa yönelik alıştırma
ödevlerinin verilmesi.
• 5. Psikolojik gelişim:
• Her antrenmanda değişik motivasyon öğeleri kullanılarak, yasamın ve sporun
doğasında bulunan mücadelecilik, kararlılık, tutarlılık gibi davranışların
verilmesidir.
• 6. Pedagojik gelişim:
• Antrenmanın kendisi bir eğitim etkinliğidir.
• Antrenman terimi, alıştırma yapmak, yetiştirmek, terbiye etmek gibi geniş
anlamda kullanılan bir fiilin isim halidir.
• Toplumsallaşma, yardımlaşma, kurallara uyma vb. pek çok eğitimsel özellik
içermektedir.
• 7. Sakatlıkların önlenmesi
• 8. Sporcunun sağlığının güçlendirilmesi
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Antrenman İlkeleri
•
•
•
•
•
•
Etkin Katılım İlkesi
Çok Yönlü Gelişim İlkesi
Özelleşme İlkesi
Bireyselleşme İlkesi
Çeşitlilik İlkesi
Antrenmanda Aşamalı Artan Yüklenme İlkesi
•
Antrenman
Planlamasındaki
İlkeler
Antrenmandan beklenen; en üst düzeyde yararın sağlanabilmesi için, mantıksal,
sistematik, pedagojik vb. açılardan birçok ilkeye bağlı olarak planlanması
gerekmektedir.
• 1. Organizmaya yüklenme ve organizmanın dinlenmesi arasındaki orantının
“fazlaya tamlama (süper compensation)” ilkesi doğrultusunda planlamaların
gerçekleştirilmesi.
• 2. Düzenli olarak ve organizmanın yüklenebilme sınırları dâhilinde, gittikçe artan
(progressive) yüklenme prensibine uygunluk,
Dr. Abdullah GÜLLÜ
• 3. Antrenmanların uzun vadeli planlar ölçüsünde düşünülüp, bir plana uygun
olarak oluşturulması,
• 4. Planlanan hedeflerin mantıklı ve erişilebilir olması,
• 5. Antrenmanların periyodik olarak gerçekleştirilmesi.
• 6. Antrenmanların geliştirmeyi hedeflediği özelliklerin tümüne yönelik olarak
planlanması,
• 7. Genel ve özel eğitim ilkeleri çerçevesinde geçerli kurallara uyulması,
• 8. İçeriğin, yöntemin ve yüklenme normatiflerinin her antrenmanda
değişiklik göstermesi, antrenmanların monotonluktan kurtarılması,
• 9. Antrenmanların bireysel farklılıklar hesaba katılarak, bireysel gelişimi de
hedefleyecek şekilde organize edilmesi,
• 10. Genel gelişime uygunluk göstermesi,
• 11. Antrenmanların kesintisizce uygulanıp devamlılığının sağlanması.
• 12. Olası sorunlar düşünülerek, planlamada esneklik sağlanması, değişen
antrenman hedeflerine göre yüklenmelerdeki oranlamaların yeniden
gerçekleştirilmesi.
• 13. Antrenmanlarda teknolojinin sunduğu yardımcı araçlardan olabildiğince
yararlanılması.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Antrenman Çeşitleri
Antrenmanlar değişik bakış açılarına göre sınıflandırılabilir:
Amaçlarına göre:
• 1. Sportif verim (performans)
antrenmanı,
• 2. Koruyucu (prevantif) antrenman,
• 3. Rehabilitatif (yeniden sağlık
durumuna getiren) antrenman.
Yaş gruplarına göre:
• Çocuk, genç ve yetişkinlerin
antrenmanı olarak ele alınır ve uzun
vadede şu aşamalardan meydana
gelir:
• 1. Temel antrenman,
• 2. Ön-yapı (gelişim) antrenmanı,
• 3. Yüksek verim (performans)
antrenmanı.
Uygulama biçimi açısından:
• 1. Bedensel-aktif antrenman,
• 2. Gözlemsel (observatif) antrenman,
• 3. Zihinsel (mental) antrenman ya da
ideomotorik antrenman.
• 4. Otojen antrenman (zihinsel-ruhsal
konsantrasyon antrenmanı).
Antrenmanların yönetim biçimi
açısından:
• 1. Otokratik antrenman,
• 2. Demokratik antrenman,
• 3. Serbest antrenman.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
SPOR TÜRLERİNİN SINIFLANDIRILMASI
• Genel olarak yapılmakta olan spor türlerini “Ferdi (Bireysel) Sporlar” ve “Takım
Sporları” diye iki ana başlık altında toplayabiliriz. Ancak bunları antrenman bilimi
çerçevesinde inceleyecek olursak, üç farklı aktivite çeşidi ortaya çıkacaktır.
Bunlar;
• 1-Simetrik (Ritmik-Cyclic) Sporlar
– Ziklik aktiviteler diye de anılır. Değişmeyen tempolar ve hareketler ile yapılan ritmik aktiviteleri
kapsayan spor dallarına denir. (Örnek: Koşular, yüzme, bisiklet vs.)
• 2-Asimetrik (Aritmik-Acyclic) Sporlar
– Aziklik aktiviteler diye de anılır. Değişen tempolar ve hareketler ile yapılan ritmik olmayan
(aritmik) aktiviteleri kapsayan spor dallarına denir. (Örnek: Futbol, voleybol, basketbol, güreş,
jimnastik vs.)
• 3-Bileşik Asimetrik Sporlar
– Ritmik bir hareketi takip eden aritmik hareketler serisidir. Yani aktiviteye ritmik bir hareketle
başlayıp, aritmik olan diğer bir hareketle bitirilen spor aktivitelerini içerir. (Örnek: Atletizmdeki
bütün atlama branşları, buz dansı, jimnastikte atlama beygiri vs.)
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMANLARDA KULLANILAN ENERJİ SİSTEMLERİ
• Antrenman veya müsabakalar esnasında fiziksel çalışmaları yapmak ve
performansı geliştirmek için enerji şarttır. Antrenörler, uygulanan bütün
antrenmanlarda temelde kullanılan enerji sistemlerini ve buna bağlı olarak
organizmada hangi kapasitenin geliştiğini bilmek zorundadırlar.
• Yapılan çalışmalarda, temelde hangi enerji sistemi kullanılıyor ise doğru orantılı
olarak organizma bu enerjiyi sağlama kapasitesini geliştirecektir.
• Örneğin; bir sporcu uzun mesafe veya kros gibi koşu çalışmaları yapıyor olsun.
Bu tür çalışmalarda temelde oksijenli (aerobik) sistemi kullanan bir çalışma
yapıyor demektir. Buna bağlı olarak sporcunun organizmasında bazı kapasiteler
gelişecektir.
• Bunlar;
–
–
–
–
–
1-Oksijenli (aerobik) sistemden enerji üretme kapasitesi,
2-Akciğerin oksijen depolama kapasitesi,
3-Kalbin kaslara ve dokulara oksijenli kanı pompalama kapasitesi,
4-Yavaş kasılan kas gruplarının çalışma kapasitesi,
5-Bu tür çalışmalara veya müsabakalara olan dayanıklılığı artacaktır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
A – ATP (Adenosine Triphosphate) ENERJİSİ
Yiyecek maddelerinin vücutta oksijenle yakılması sonucunda açığa
çıkan enerji birimine ATP denir ve kaslarda depo edilir.
Enerji, kasların kasılması sonucunda meydana gelecek hareketlerin
istenilen seviyede gerçekleşmesi için kullanılır. Bu enerji;
ATP’nin ADP+P (Adenosine Diphosphate + Phosphate) dönüşmesi ile
açığa çıkar. Yani üç fosfatlı adenosin (ATP), iki fosfatlı adenosine (ADP)
dönüşmesi ile açığa çıkar.
Adenosinin enerji olarak kullanılabilmesi için de üç fosfatlı adenosin
halinde olması gerekir. Aksi halde organizma bunu enerji olarak
kullanamaz. Bu yüzden açığa çıkan enerjilerin bir kısmı iki fosfatlı
adenosini, üç fosfatlı adenosin formatına çevirirler.
ATP kaslarda az miktarlarda depolanabilmektedir. Dolayısı ile
fiziksel aktiviteleri sürekli yapabilmek için devamlı ATP
desteklenmesine ihtiyaç vardır.
ATP’nin sağlanması ve yenilenmesi yapılan fiziksel aktivitelerin
çeşidine göre değişir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
B – ANAEROBİK (Oksijensiz-O2’siz) SİSTEM ENERJİSİ
•
•
•
•
•
•
Bu enerji sistemi, oksijensiz ortamlarda gerçekleşebilir ve aktivitelerin sadece ilk
dakikalarında kullanılabilir. Yeterli miktarda oksijenin kan vasıtası ile hareketi sağlayan
kaslara ulaşması için belli bir sürenin geçmesi gerekir. İşte bu süre içerisinde (oksijensiz
ortamda) aktivitelerin gerçekleşmesini sağlayan ve süresi de kısıtlı olan bir enerji
sistemidir.
Aerobik sistem, O2’siz ortamlarda vücuda enerji sağladığından ve eğer hareketlerimizin
süresi de uzun olacak ise yeterli O2’nin kaslara ulaşabilmesi için bizlere gerekli zamanı
kazandıracaktır. Dolayısı ile hareketi sağlayan kaslarımız yeterli O2’yi alamamasına rağmen,
aktivitemiz aksamadan uzun süre devam edebilecektir.
Organizma içerisindeki metabolik olayların çoğu ancak ihtiyaç duyulduğu ve vücuda yeterli
uyarı geldiği zaman gerçekleşir. Dolayısıyla vücut harekete başlamadan yeterli miktardaki
O2’li kanı önceden kaslara taşımaz. Çünkü; organizmamız enerjisini en hızlı ve en
ekonomik yoldan kullanmaya özen gösterir.
Sonuç olarak; yeterli O2’nin çalışan kaslara taşınmasını sağlamak için vücuda yeterli
uyarının verilmesi gerekir ki bu da harekettir.
Yapılan bir egzersizin türü ne olursa olsun, vücut daima anaerobik (O2’siz) enerji
sisteminden enerji sağlayarak aktiviteleri gerçekleştirir.
Bunlar iki türlüdür:
Dr. Abdullah GÜLLÜ
1- ATP – CP (FOSFOJEN) SİSTEM ENERJİSİ
• ATP kaslarda çok az depolandığı için sürekli (uzun) çalışmalar
esnasında enerji tükenmesi çok çabuk oluşur. Kreatin Fosfat (CP)
kaslarda depolanır ve ihtiyaç halinde kreatin (C) ve fosfat (P) şeklinde
parçalanır. Bu parçalanma sonucunda enerji açığa çıkar ve bu enerji
de ADP’yi (ADP+P) ATP şekline dönüştürür. Açığa çıkan enerji
doğrudan kas çalışmalarında kullanılırken, bir miktarı da ATP
sentezlemek (yenilemek) için kullanılır.
• CP kaslara ancak çalışmaların ilk 8-10 saniyesi içerisinde enerji
sağlayabilir. Bu sistem özellikle çabuk ve patlayıcı aktivitelerde temel
enerji sistemi olarak kullanılabilir.
– Örneğin; kısa mesafeli sprint koşuları, sıçramalar ve atlamalar gibi kısa süreli
ve patlayıcı eforlar isteyen aktivitelerde kullanılırlar.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
2- LAKTİK ASİT (LA) SİSTEM ENERJİSİ
•
•
40 saniye ve çok az üzerindeki süreleri içeren aktiviteleri içerir.
Örneğin; 200 m ve 400 m sprintleri, bir çok jimnastik hareketleri gibi aktivitelerde temel enerji sistemi olarak
kullanılırlar. Bu tür çalışmalarda enerji, öncelikle ATP-PC sisteminden sağlanır. 8-10 saniye sonra ise Laktik Asit
(LA) sistemi devreye girer. LA sistemi, kaslarda ve karaciğerde depolanmış olan glikojenin (glycogen)
parçalanması sonucu açığa çıkan enerji kas kasılmalarında ve ATP’nin yenilenmesinde kullanılır.
Laktik Asit (LA) Nedir?
•
•
Spor aktiviteleri sırasında kas hücreleri glikozu yakmaya başlar. Fiziksel aktivitenin çok yoğun olduğu
çalışmalarda bu glikozun yanması için yeterli oksijen sağlanamaz. Bu durumda az oksijenle yanan glikozdan LA
denen madde oluşur. Aslında LA dolaylı yoldan ve yavaş biçimde daha sonra enerji sağlanmasında kullanılsa
da kan dolaşımına girip kaslara ulaşınca, kas kasılma ritmini bozar. Böylece kaslar yanar, kramplar belirir ve
sporcu fiziksel aktivitesini durdurmak zorunda kalır.
Kasların LA ile yorgunluk problemi daha çok amatör sporcular için (hamlık ile) daha belirgindir. Çünkü sürekli
spor yapanlarda bol üretilen LA’nın biyokimyasal parçalanmasını sağlayan kas enzimlerinin üretilmeleri de
artmıştır. Böylece vücut bu olaya bir çeşit adaptedir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
C – AEROBİK (Oksijenli-O2’li) SİSTEM ENERJİSİ
• Bu sistem ile süreleri 2 dakikadan 2-3 saate varan aktiviteleri
gerçekleştirebiliriz. ATP’nin yenilenmesi için gereken O2 miktarı
yeterince kas hücrelerine pompalanmalıdır. Bunun için kalp
atımının ve solunumun da yeterli seviyeye ulaşması gerekir.
Böylece yeterli O2 sağlanır, glikojen parçalanması gerçekleşir ve
sonucunda enerji açığa çıkarılmış olur.
• LA sisteminin tersine O2’li sistemde yeterli O2’nin sağlanması ile
glikojenin parçalanarak enerji açığa çıkarılması sonucunda
çalışan kas gruplarında LA birikmesi çok az olur veya hiç olmaz.
Bu durumda sporcu egzersizlerini daha uzun süre yapabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÖZETLE;
Aerobik (oksijen) sistemde Glikojen 3 temel reaksiyon
sonucunda parçalanır;
Aerobik glikoliz sonucunda pirüvik asit oluşur ve bir miktar
ATP sentezlenir.
Glikoliz: Glikozun pirüvik aside dönüşüm sürecidir.
Krebs çemberinde CO2 üretilir, H+ ve e-(elektronlar) Elektron
Taşıma Sistemine (ETS) taşınır.
ETS de ise H+ , e- ve O2 den H2O meydana gelir ve çok
miktarda ATP sentezlenir.
Yağlar ve Proteinler de Krebs çemberi ve ETS reaksiyonlarına
girerek aynı şekilde ATP üretirler.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Aerobik ve Anaerobik Sistem Arasındaki Farkın Şematik Görünümü
Glikojen
Glikoz
(Kaslarda ve
karaciğerde)
(Kanda)
(Enerji) Pirüvik
ADP+P=
ATP
Asit
LAKTİK ASİT
Yetersiz
O2 ile
Şekil 1: Anaerobik (O2’siz ) sistemde gerçekleşen kimyasal olaylar zinciri
Glikojen
Glikoz
(Kaslarda ve
karaciğerde)
(Kanda)
(Enerji)
Pirüvik
Asit
ADP+P=
ATP
SU+CO2+ATP
Yeterli
O2 ile
Şekil 2: Aerobik (O2’li ) sistemde gerçekleşen kimyasal olaylar zinciri
Aerobik sistemde kas içerisinde LA yerine açığa çıkan ATP vücuda tekrar enerji
sağlamak amacı ile kullanılırken, CO2 nefesle ve H2O ise terleme
mekanizmasıyla vücuttan dışarı atılırlar.
Enerji kaynakları çalışmaların şiddetine ve süresine göre kullanılırlar. Çok kısa
süreli aktiviteler hariç, bir çok çalışmada bu iki enerji (LA ve O2’li) sisteminden
değişik oranlarda faydalanılır.
2 veya 3 saati aşan uzun süreli egzersizlerde yağların ve proteinlerin yakılması
sonucunda ATP desteklenmesi ve yenilenmesi sağlanır. Çünkü bu sürelerden
sonra kaslarda ve karaciğerdeki glikojen depoları neredeyse tükenmiş olacaktır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Enerji Sistemleri ve Antrenman Tipi
Zaman
0s 4s
A
T
P
10s
1dk
2dk
3dk
6dk
30dk +
Kuvvet-Güç Sporları
Halter, disk, gülle, yüksek atlama
ATP-PC
Güç sporları
Sprint koşuları, hızlı hücumlar
ATP-PC + LAKTİK ASİT
Anaerobik-Güç Dayanıklılık
200-400m, 100m yüzme
LAKTİK ASİT + AEROBİK SİSTEM
Aerobik- Dayanıklılık
>1500m, maraton
AEROBİK SİSTEM
Acil-süreli
Anaerobik sistem
Anaerobik+Aerobik Güç
Dayanıklılık
1500m, 400m yüzme
Kısa-süreli Anaerobik sistem
Kısa ve orta-süreli
Aerobik sistem
Uzun-süreli
Aerobik sistem
ENERJİ SİSTEMLERİ GENEL ÖZELLİKLERİ
ATP-CP sistemi
LA sistemi
Oksijen sistemi
Oksijen ihtiyacı
anaerobik
anaerobik
aerobik
ATP üretim hızı
çok hızlı
hızlı
yavaş
Enerji üretim
kaynağı
depolanmış ATP ve
karbonhidrat
CP
karbonhidrat ve yağlar
ATP üretme
kapasitesi
çok sınırlı
sınırlı
sınırsız
1-3 dk kadar
süren şiddetli
aktiviteler
dayanıklılık gerektiren
aktiviteler
Laktik asit
birikimi olur,
yorgunluğa yol
açar
yağları kaynak olarak
kullanabilmek için O2
kullanım kapasitesinin
gelişmiş olması gerekir
çok şiddetli, kısa
Kullanıldığı egzersiz
süreli ve patlayıcı
türü
kuvvet gerektiren
Diğer özellikler
kas ATP ve CP
deposu sınırlıdır
Dr. Abdullah GÜLLÜ
EGZERSİZLERDE KAS LİFİ TİPLERİ
TİP I Lifleri (ST)
• Yavaş kasılan, oksidatif lifler olup kapiller damarlar
yönünden zengin olduğundan, kırmızı lif adını da alırlar.
• Bu lifler daha çok dayanıklılık faktörü ile ilgilidir.
• Postürü sağlayan kaslarda bol miktarda bulunur.
• Anaerobik kapasiteleri düşük, oksidatif kapasiteleri
yüksektir.
ÖRNEK: Uzun mesafe koşuları.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
TİP II lifleri (FT)
Hızlı kasılan glikolitik liflerdir. Beyaz lif adı da verilir.
IIa , IIb ve IIc olmak üzere üç alt gruba ayrılırlar.
Tip lla (FTa); süratli kasılan oksidatif glikolitik (FOG),
Tip llb (FTb); süratli kasılan glikolitik (FGb),
Tip IIc (FTc); çok süratli kasılan glikolitik (FGc) fibrillerdir.
• Bu liflerin en önemli özelliği hızlı kasılmaları, kasılma sürelerinin kısa ve
kasılma gücünün ise yüksek olmasıdır.
• Yüksek şiddette ve daha kısa süreli aktiviteye iyi uyum sağlarlar.
• Anaerobik kapasiteleri yüksek, oksidatif kapasiteleri düşüktür. Bu
nedenle çabuk yorulurlar.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
AEROBİK VE ANAEROBİK ANTRENMANLARI
BELİRLEME METOTLARI
A- LAKTİK ASİT METODU
• Yapılan çalışmaların ve antrenmanların türünü belirlemede kandaki
laktat miktarı temel belirteçtir. Bu miktar “4 milimol (mmol)” dur.
• Çalışmalardan sonra kandaki laktat oranı 4 mmol’den yukarı ise
yapılan çalışmalar “ANAEROBİK KAPASİTE” yi artırıcı çalışmalardır.
• Çalışmalardan sonra kandaki laktat oranı 4 mmol’den aşağı ise
yapılan çalışmalar “AEROBİK KAPASİTE” yi artırıcı çalışmalardır.
• Çalışmalardan sonra kandaki laktat oranı 4 mmol seviyesinde ise
yapılan çalışmalar “hem AEROBİK hem de ANAEROBİK KAPASİTE”
yi artırıcı çalışmalardır diyebiliriz.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
B- KALP ATIM METODU
• Kalp atım sayısı antrenmanın şiddetinin belirlenmesinde önemli bir
kriter olarak kabul edilmektedir.
• Bir sporcunun kan laktat seviyesini ölçmek için yeterli imkan, zaman
ve laboratuar olmayabilir. Bu nedenle antrenman ve çalışmalar
esnasında yapılan aktivitelerin hangi kapasiteyi geliştirdiğini
anlamak için “KALP ATIM METODU” nu kullanabiliriz. Bu metot ile
yapılan ve yapılacak olan çalışmaların türü belirlenebilir. Bunun için
belirteç; dakikadaki ortalama kalp atım eşiği 168-170 atımdır.
• Yapılan çalışmalar;
– kalp atım sayısını 168-170 atım/dk üzerine çıkarıyor ise bu tür antrenmanlar
“ANAEROBİK KAPASİTE” yi artırıcı,
– kalp atım sayısını 168-170 atım/dk altında tutuyor ise bu tür antrenmanlar
da “AEROBİK KAPASİTE” yi artırıcı çalışmalardır diyebiliriz.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN ÖĞELERİ
• Herhangi bir fiziksel aktiviteyi yapan bir sporcu anatomik,
fizyolojik, biyokimyasal ve psikolojik olarak değişikliklere maruz
kalır.
• Her bir aktivitenin verimi şu faktörlere bağlıdır:
A-Antrenman Hacmi; süresine, mesafesine ve tekrar sayısına,
B-Antrenman Şiddeti; yüküne ve tekrar sayısına,
C-Antrenman Yoğunluğu; performans sıklığına bağlıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN HACMİ
• Antrenman hacmi yüksek seviyede teknik, taktik ve özellikle
fiziksel başarılar için çok gerekli olan miktarları içerir. Bunlar;
• 1-Antrenmanın süresi
• 2-Belirli zaman içerisindeki antrenmanın mesafesi
• 3-Belirli zaman içerisindeki bir egzersizin tekrar sayısı
• “Kısaca hacim; antrenman içerisinde yapılan aktivitelerin
toplamına denir.”
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN ŞİDDETİ
• Antrenman şiddeti egzersizlerdeki sinir uyarımlarının kuvvetini,
yapılan bir hareketin hızını, çalışma aralıklarının değişimini ve
tekrarlar arasındaki dinlenmeleri içerir.
• Antrenmanlar ve müsabakalardaki performanslar esnasında
sadece kasların değil, sinirlerin de enerji harcamaları vardır.
Dolayısı ile antrenman şiddetinin derecesi egzersizin çeşidine ve
şekline göre ölçülebilir.
• Bir egzersizin şiddeti yapılan spor aktivitesine göre değişir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Aktiviteleri Süresine Göre Sınıflandırma
Bölge
Açıklama
Örnek
1
15 sn.lik kısa süreli maksimal eforlu aktivite şiddetlerini 100 m sprint
içerir. Bu bölgedeki fiziksel aktivitelerde organizmaya
koşuları, atlama,
yüksek oranda O2 sağlanmaz. Temelde ATP-PC (fosfojen) sıçrama vs.
sistemi kullanılır.
2
200-400 m
15 ile 60 sn.lik yüksek şiddetteki maksimal eforları içerir.
koşuları, 100 m
Temelde ATP-PC ve düşük oranda LA sistemi kullanılır.
yüzme vs.
3
1 ile 6 dk.lık aktiviteleri içerir. Yarı maksimal şiddet
bölgesi de denir. Temelde LA ve O2’li sistem kullanılır.
1500 m koşuları,
400 m yüzme,
güreş vs.
4
6 ile 30 dk.lık aktiviteleri içerir. Orta şiddet bölgesi de
denir. Temelde O2’li sistem kullanılır.
5000-10000 m
koşuları, 800-1500
m yüzme vs.
5
30 dk üzerindeki aktiviteleri içerir. Düşük şiddet
bölgesidir. Temelde O2’li sistem kullanılır.
Maraton koşusu,
takım sporları,
tenis vs.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Şiddet Seviyelerine Göre Kullanılan Enerji Sistemleri
Şiddet
Seviye
Çalışma
Süresi
Şiddet
Türü
Kullanılan
Enerji
1
1-15 sn
Süpermax
2
15-60 sn
3
Enerji Yüzdesi (%)
Anaerobik
Aerobik
ATP-PC
100-95
0-5
Max
ATP-PC+LA
90-80
10-20
1-6 dk
Yarımax
LA+O2
70-(40-30)
30-(60-70)
4
6-30 dk
Orta
O2
(40-30)-10
(60-70)-90
5
30 dk
ve üzeri
Düşük
O2
5
95
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Sporcunun Hedef Kalp Atım Sayısı
Antrenmanlar esnasında sporcular bir çok şiddet seviyeleri
içeren çalışmalara katılırlar. Organizmanın uygulanan çalışmalara
cevap verebilmesi ve adapte olabilmesi için uygulanacak
antrenman şiddetleri sporcuların kalp atım hızlarına göre
ayarlanmalıdır.
Sporcunun hedef kalp atım sayısı formülü (Karvonen Metodu):
KAHhdf=KAHdin + (%k)(KAHmax – KAHdin)
KAHdin:İstirahat halindeki kalp atım hızı
KAHmax:Maksimal kalp atım hızı
(%k):Antrenman şiddet yüzdesi
Örnek:Bir sporcunun istirahat halindeki kalp atım sayısı 65 atım/dk ve
maksimal kalp atım sayısı 185 atım/dk olsun. Bu sporcunun %70
şiddetindeki çalışmalarda KAHhedef hesaplaması;
KAHhdf=65+0,7(185-65) =149 atım/dk olarak bulunur.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN YOĞUNLUĞU
Bir sporcunun belirli bir zaman dilimi içerisinde yapmış olduğu hareket serileridir.
Yoğunluk, bir antrenmanda yapılan çalışmalar ile dinlenmeler arasında geçen
zamanın oranlarını belirler.
Uygun bir antrenman yoğunluğu antrenmanın verimini artırır ve sporcuların aşırı
yoğunluğa maruz kalmalarını önler.
1-Tahmini (Relatif) Yoğunluk (TY)
Bir sporcunun relatif yoğunluğu o sporcunun antrenmanlarda uygulayabileceği
tahmini çalışma kapasitesini belirler.
TY = (NHx100)/TH NH:Net Hacim TH:Tahmini Hacim
Örnek: Bir sporcunun net hacmi 102 dk ve tahmini hacmi ise 120 dk olsun. Bu
sporcunun Tahmini Yoğunluğu;
TY=(102x100)/120=%85 bulunur.
Yani bu sporcu çalışmalarda toplam antrenman süresinin %85’ini kullanabilir.
Toplam olarak 100 dk.lık bir antrenman için bu kapasiteye sahip bir sporcunun
maksimal çalışma süresi;
100x(85/100)=85 dk. dır.
Bu süreden daha fazla yapılan çalışmalar bu sporcunun kapasitesini aşırı
zorlayacaktır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
2-Net (Mutlak) Yoğunluk (NY)
• Net yoğunluk bir antrenörün etkili bir antrenman hazırlamasına
yardımcı olur ve o antrenmanın etkisiz veya başarısız olmasını
engelleyebilir.
• Özellikle bazı spor dallarında antrenman yoğunluğu oranına karar
verilemediği durumlarda kullanılır.
• Bir sporcunun egzersizlerde uygulayacağı maksimal performansın
yüzdesini içerir.
• Bir sporcunun etkili bir çalışma yapıp yapmadığını belirlemek için
kullanılır.
NY = [(NH – DAH) x 100] / NH
NH:Net Hacim DAH:Dinlenme Aralığı Hacmi
•
•
Örnek: Bir sporcunun dinlenme aralığı hacmi 26 dk ve net hacmi ise 100 dk olsun.
Bu sporcunun Net Yoğunluğu;
NY=[(100 – 26)x100]/100=%74 bulunur.
– Bu sporcu bu tür çalışmanın %74’ünü etkili yapmıştır.
– Bu tür çalışmalar sporcunun kapasitesini %74 oranında artırabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN FAKTÖRLERİ
• Bir antrenmanın temel faktörlerini fiziksel, tekniksel, taktiksel,
psikolojik ve teorik hazırlıklar oluşturur. Herhangi bir
antrenman programında bu faktörlerin yanı sıra sporcunun
yaşını, bireysel kapasitesini, hazırlık seviyesini ve antrenman
safhalarını da göz önünde bulundurmak gerekir.
ANTRENMAN FAKTÖRLERİNİN SIRASINA GÖRE SAFHALARI
4
TEORİK HAZIRLIK (Zihinsel Antrenman)
IV.BASAMAK
3
TAKTİKSEL HAZIRLIK
III.BASAMAK
2
TEKNİKSEL HAZIRLIK
II.BASAMAK
1
FİZİKSEL HAZIRLIK
I.BASAMAK
Dr. Abdullah GÜLLÜ
I- FİZİKSEL HAZIRLIK
• Fiziksel hazırlık bir antrenman programında yüksek performansı
yakalamak veya elde etmek için en önemli safhayı oluşturur. Bu
hazırlığın temel amacı bir sporcunun fonksiyonel potansiyelini ve
biyomotor yetenekleri en üst seviyeye ulaştırmaktır.
• Bir antrenman programında fiziksel hazırlık dönemi şu sıraları
takip etmelidir:
1-Genel Fiziksel Hazırlık Dönemi
2-Özel Fiziksel Hazırlık Dönemi
3-Biyomotor Yeteneklerin Yüksek Seviyeye Çıkarılması
Dr. Abdullah GÜLLÜ
GELİŞME
SAFHASI
AMAÇ
ANTRENMAN
DÖNEMİ
1
2
3
Genel Fiziksel
Hazırlık
Özel Fiziksel
Hazırlık
Özel Biyomotor Yetenekleri
Mükemmel Duruma Getirme
HAZIRLIK DÖNEMİ
MÜSABAKA DÖNEMİ
• İlk iki safha hazırlık dönemlerinde gerçekleştirilir. Üçüncü safha ise
müsabaka dönemlerinde sporcunun önceden kazanmış olduğu
yetenekleri ve takımın ihtiyaçlarına göre mükemmel duruma
getirmek için yapılan çalışmalardır.
• Birinci (Genel Fiziksel Hazırlık) safhanın süresi ne kadar uzun olursa
sporcunun performansı da diğer safhalara geçerken o kadar yüksek
olur.
• Antrenman programının şiddeti takım ihtiyaçlarına göre, süresi ise
takım ihtiyaçlarına ve müsabaka takvimine göre ayarlanmalıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
1- Genel Fiziksel Hazırlık
•
•
Genel fiziksel hazırlık döneminin temel amacı sporcu organizmasının çalışma
kapasitesini artırmaktır. Bir organizmanın çalışma potansiyeli ne kadar yüksek ise,
antrenman ve müsabaka dönemlerinde sürekli artan fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlara
adapte olması da o kadar hızlı olacaktır.
Sonuç olarak; güçlü ve yüksek kapasitede genel fiziksel hazırlığa sahip olan bir
sporcunun biyomotor yetenekleri de yüksek seviyeye ulaşacaktır.
2- Özel Fiziksel Hazırlık
•
•
•
•
•
Özel fiziksel hazırlık, genel fiziksel hazırlığın temeli üzerine inşa edilir. Temel amacı
sporcunun fiziksel olarak gelişmesini artırmaktır. Ancak bu fiziksel gelişim sporun veya
ilgili branşın fizyolojik ve metodolojik karakterlerine uygun olmalıdır.
Performans seviyesi bütün sporcularda da yeterince yüksek seviyede olmalıdır ki;
başarılı müsabakalar çıkarabilsinler.
Müsabakalara benzer veya eşit şekilde yapılan antrenmanlar, özel fiziksel hazırlığın
gelişmesini sağlar.
Özel fiziksel hazırlığın süresi 2 ile 4 ay arasında olmalıdır. Kesin süre takımın yapısına,
ihtiyaçlarına ve müsabaka takvimine göre belirlenmelidir.
Uzun süreli bir planlama 6 aydan 1 veya 2 yıla kadar organize edilebilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
3- Özel Biyomotor Yetenekleri Mükemmel Duruma Getirme
• Özel biyomotor yetenekleri geliştirme çalışmaları hazırlık döneminin
sonlarına doğru başlayarak müsabaka dönemleri içerisinde ağırlık
kazanarak devam eder.
• Genel amacı; seçilmiş bir spor dalının özel ihtiyaçları için sporcunun
özel biyomotor yeteneklerini geliştirmek ve bunu mükemmel duruma
getirmektir.
• Bu dönemde ilk önce sporcuların kazanmış oldukları kuvvet ve güç
geliştirilir. Daha sonra ise sürat ve çabuklukları mükemmel duruma
getirilir.
• Fiziksel hazırlığın bu son döneminde çalışmanın şiddeti müsabakanın
ihtiyaçlarına, süresi ise müsabaka dönemlerine ve takvimine göre
ayarlanmalıdır. Ancak uzun müsabaka dönemi geçiren takımlarda bu
sürenin kısa tutulması tavsiye edilmektedir. Eğer zaman kısıtlaması
yok ise bu süreyi daha uzun tutabiliriz.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
FİZİKSEL HAZIRLIĞIN GELİŞMESİ İÇİN YAPILAN ÇALIŞMALAR
•
•
•
Yapılan spor dalının ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebilen ve sporcunun performansını
yükseltmek amacıyla sistemli olarak yapılan tekrarlı çalışmaları kapsar.
Antrenör sporcunun antrenman kapasitesini yükseltebilmek için bir çok çalışma içerisinden
hangileri daha fazla amaca yönelik ise çok dikkatli bir şekilde onları seçmesi gerekir.
Bu tür çalışmalar üç kategoride sınıflandırılabilir:
1)Genel fiziksel gelişim için yapılan çalışmalar.
2)Biyomotor yetenekleri geliştirmek için yapılan özel çalışmalar.
3)Spor dalına göre yapılan çalışmalar.
1-Genel Fiziksel Gelişim için Yapılan Çalışmalar
• Endirek veya dolaylı hareket egzersizleri de denir. Bunlar etkileri bakımından ikiye ayrılırlar;
A-Aletle Yapılan Çalışmalar: Ağırlık malzemeleri, halter, tırmanma ipi ve sağlık topları gibi
yardımcı aletlerle yapılan çalışmaları içerir. Bu tür çalışmaların hazırlık dönemlerinde
yapılması tavsiye edilir. Müsabaka döneminde bu çalışmaların tamamının uygulanması
önerilmez.
B-İlgili Sportif Çalışmalar: Sporcunun yaptığı branşın ihtiyaçlarına yönelik olarak benzer sportif
aktiviteleri yapmasıdır. Örnek: Güreşçilerin genel dayanıklılığı, sürati, koordinasyonu gibi
kapasiteleri geliştirmek için mini futbol ve basketbol gibi oyunlar oynamasıdır. Bu tür
yardımcı aktiviteler gevşeme, aktif dinlenme ve eğlence için de yapılmaktadır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
2-Biyomotor Yetenekleri Geliştirmek için Yapılan Özel Çalışmalar
•
•
•
•
Direk hareket egzersizleri de denir. Antrenman safhalarının büyük bir bölümünde yer alır ve her evrenin
ihtiyacına göre çalışma sıklığı belirlenir.
Özel egzersizler doğrudan “istenilen bir hareketi yapan temel kas gruplarını” içerir. Elit sınıf sporculara
yapılacak özel egzersizlerin sayısı biraz daha az, ancak daha fazla tekrarlar halinde olabilir.
Biyomotor yetenekleri geliştirmek için uygulanacak en etkili metot; mental (zihinsel) pratik metodudur.
Gerçekten öğrenme aşamasında olan bir sporcu, mental olarak kavrayamadığı bir çalışmayı veya drili
yapamaz.
Diğer önemli bir nokta ise, sporcunun müsabakalardan önce bir beceri veya drili yeterli sayıda tekrar
yapmasıdır. Bu durumda sporcu müsabaka esnasında gerçekleşebilecek rakip veya dış etkenlere karşı
tekniğini, taktiksel değişimlerini ve müsabaka stratejilerini daha etkili bir performansla
sergileyebilecektir.
3- Spor Dalına Göre Yapılan Çalışmalar
•
•
•
•
Uygulanan spor dalındaki özel hareketlerin ve değişiklerin tamamını kapsar.
Hazırlık ve resmi müsabaka öncesi dönemlerde organizmanın resmi müsabakalara olan adaptasyonunu
sağlamak amacıyla yapılan özel veya hazırlık müsabakalarını kapsar.
Eğer bir antrenör resmi müsabaka ortamına benzer çalışmalar (örnek; hakem ve seyircili özel
müsabakalar) yaparsa, bu metot sporcuya resmi veya asıl müsabakalarda gerekli olacak fiziksel,
tekniksel, taktiksel ve psikolojik hazırlıklar sağlar.
Hazırlık safhasının sonlarında bu metodun uygulanması sonucu antrenman ritmi veya temposuyla
beraber sporcunun performansı da gelişecektir. Çünkü “bir sporcu antrenmanlarda kullandığı
enerjisinin ve performansının daha fazlasını müsabakalarda harcar”
Dr. Abdullah GÜLLÜ
II- TEKNİK HAZIRLIK
•
Teknik, fiziksel bir çalışmada özel olarak ele alınmalıdır. Bir müsabakada iyi bir sonuç
elde etmek için sporcuların mükemmel bir tekniğe sahip olmaları gerekir.
İyi Bir Teknik = Yüksek Verim (Randıman) Demektir.
A- TEKNİK VE STİL
•
•
Genellikle bu iki terim aynı anlamda kullanılmaktadır. Nadiren de olsa bir şampiyonun
veya kazananın tekniği model olarak görülür. Bu modeller de tamamen uygulanması
gereken ve sabit bir yapısı olduğu düşünülür. Aksine, kişisel özelliklere göre bu
modellerin esnek olması gerekir.
Bir modeli uygulamak “teknik” bir becerinin, hareketin veya drilin bireysel özelliğe göre
yapılmasına ise “stil” denir. Yani stil, sporcunun bir teknik modeli kişisel tarzına göre
uygulama sanatıdır.
B-TEKNİĞİN GELİŞTİRİLMESİ
•
•
•
Teknik hazırlığın içerikleri, monoton ve birbirine benzeyen çalışmalardan ibaret
olmamalıdır. Her bir teknik “Müsabaka Tekniği” diye adlandırılan, müsabakaların
özelliğine göre süre ilerlemesi ve değişiklik göstermesi gerekir.
Bir sporcunun sahip olduğu tekniğin gelişmesi ve mükemmel seviyeye gelmesi onun
fiziksel ve psikolojik özelliklerine bağlıdır.
Müsabakanın ritim ve şiddet özellikleri rakibin kapasite seviyesine, sporcunun tekniğine
ve müsabaka tekniğine göre düzenlenmelidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
III- TAKTİK HAZIRLIK
• Antrenör ve sporcuların kelime dağarcığında “Taktik ve Strateji” nin
önemli bir yeri vardır.
• Taktik; bir takımın veya sporcunun müsabakada kullandığı bir plandır.
Müsabaka esnasında direk veya endirekt rakiplerine karşı yeteneklerini
uygulama sanatıdır.
• Strateji; bir takımın veya sporcunun müsabaka ortamında oyununu
organize etmesidir.
• Başarılı bir taktiksel planın temeli, yüksek seviyedeki tekniğin üzerine
kurulmuştur.Böylece taktik daha doğru ve istenilen seviyede yapılacağı
gibi, müsabaka esnasında yapılacak olan taktiksel manevralar ve
değişiklikler de daha doğru ve hızlı bir şekilde uygulanabilir.
• Bazı spor dallarında taktiğin uygulanma seviyesi başarıyı belirleyici
faktördür. Örneğin; takım sporları, güreş gibi spor dalları. Bazı spor
dallarında ise sporcunun psikolojik yapısı teknik hazırlık seviyesinden daha
önemlidir. Örneğin; halter, jimnastik, buz dansı gibi spor dalları.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
IV- TEORİK HAZIRLIK
• Sporcular sadece pratik olarak değil, bunun yanında teorik olarak da antrene
edilmelidirler. Ancak günümüzde (özellikle ülkemizde) antrenörler sadece
sporcuların performansını yükseltmeyi düşünür, bu yönde kendilerini geliştirir ve
araştırmalar yaparlar. Sporcular ise sadece uygulamalı antrenmanlar yaparlar ve
müsabakalara katılırlar.
• Konsantre Çatışması; antrenör ile sporcuların farklı şeylere değişik ortam ve
zamanlarda konsantre olmasıdır. Böyle durumlarda antrenör ile sporcular
arasındaki diyalog eksikliğinin artması ile paylaşmaları gereken ortak hedef ve
çıkarlar farklı şekillerde ve değişik zamanlarda ortaya çıkacaktır. Örneğin; antrenör
çok önemli bir müsabakaya hazırlanırken, aynı heyecanı sporcusunda görmeyebilir
ve onları konsantre etmekte güçlük çekebilir.
Bu günün sporcuları, yarının antrenörleri olabilir.
• Öyleyse antrenörler bildiklerini sporcularına teorik olarak da anlatmak zorundadır.
Bu yöntem sayesinde sporcular antrenörlerini daha iyi tanımalarını sağlayacağı
gibi, bilgili bir antrenöre sahip oldukları için çalışmalara daha iyi konsantre
olacaklardır.
• Sonuç olarak;
– “Bir antrenörün görevi sadece antrenmanlar ile kısıtlı değildir. Bunun yanında
sporcuların genel ve özel eğitimleri ile de sorumludur.”
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN TERİMLERİ
Terim
Açıklama
Örnek
1-Çalışma
Aralığı
Bir mesafenin belli bir zaman içerisinde ve
yüksek şiddette kat edilmesidir.
200 metreyi 30 saniyede
koşmak
2-Dinlenme
Aralığı
Çalışmalar ve setler arasındaki dinlenme
sürelerini içerir. İki yüklenme (çalışma)
arasındaki dinlenme periyodudur.
(1:1); (1:2) İlk rakam çalışma
zamanı, ikinci rakam
dinlenme zamanıdır.
3-Setler veya
Seriler
Çalışma aralığı ile dinlenme aralığının
oluşturduğu toplam süre.
1 SET=5 tane, 30 sn.de 200m
koşu+90 sn aktif dinlenme.
4-Tekrarlar
Bir set içerisinde yapılan çalışma aralığı sayısı.
5 tane 200m koşusu=
5 tekrarlı 1 SET’tir.
5-Çalışma
Zamanı
Çalışma aralığında yapılacak hareketin
süresidir.
Her 200 m, 30 sn.de
koşulacaktır.
6-Çalışma
Mesafesi
Yapılacak çalışmanın mesafesidir.
200 metre
7-Çalışma
Sıklığı
Bir hafta içerisinde yapılacak olan çalışmaların
uygulama sayısıdır.
Haftada 2 gün, 5x200 m koşu
Dr. Abdullah GÜLLÜ
DİNLENME ARALIĞI AKTİVİTELERİ
1)Pasif Dinlenme
Örnek:Esnetme (stretching) veya jimnastik hareketleri
2)Aktif Dinlenme
Örnek:Yürüyüşler veya jogging (düşük tempolu koşu)
3)Pasif ve Aktif Kombinasyonu Dinlenme
Örnek:Jogging veya yürüme + stretching egzersizleri
Dinlenme Aralığı; genellikle çalışma aralığına göre belirlenir. Dinlenme aralığı
süresi ise uygulanan çalışma süresi ile orantılıdır. Örnek:1:1 veya 1:2 gibi.
1 SET (SERİ)=5x200 m; 30 sn; 90 sn; (1:3)
5:Tekrar sayısı; 200 m:Çalışma mesafesi; 30 sn:Çalışma zamanı;
90 sn:Dinlenme aralığı (zamanı); (1:3):Çalışma ve dinlenme oranı
Bu aktivitelerin hepsi bir seti veya seriyi oluşturur.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
YRD.DOÇ. DR. ABDULLAH GÜLLÜ
ÇOCUKLAR NİÇİN SPOR YAPAR ?
Yeni beceriler öğrenmek,
Eğlenmek,
Birlikteliği sağlamak,
Heyecan duymak,
Güç geliştirmek,
Yarışmak,
Kazanmak,
...
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Spor büyüme çağındaki çocuklar için hem bedensel sağlık ve fiziksel
gelişme yönünden, hem de iyi bir kişilik oluşması ve ruh sağlığı
bakımından yararlı ve gereklidir.
Çocuk açısından spor fiziksel gelişimin yanı sıra sosyal açıdan da
önemlidir.
Çocuk spor yoluyla, çevresini tanır, iletişim kurar, kendine olan öz
güveni artar, toplum içerisindeki sahip olduğu yerini sağlamlaştırır.
Psikolojik açıdan ise, kendini kontrol etmeyi, bir konuda konsantre
olabilmeyi, iradesini kullanabilmeyi, başarıya güdülenebilmeyi öğrenir.
Spor yapmayan, dengesiz beslenen çocukların sağlıklı bir gelişim süreci
geçirmeleri zordur.
Bir çok spor dalında şampiyonlukların giderek daha küçük yaşta
sporcular tarafından kazanıldığını görmekteyiz. Başta jimnastik sporu
olmak üzere birçok spor dallarında çok belirgin olarak çok genç yaştaki
Dr. Abdullah GÜLLÜ
sporcuların üstün başarı elde ettikleri günümüz sporunun bir gerçeğidir.
Sağlıklı bir çocuk fiziksel etkinliklerden yoksun bırakılır ve yeterli hareket
etmesi engellenirse, psikomotor gelişmesi zarara uğrar ve buna bağlı olarak
okuldaki başarı oranı düşer.
Bu konuda bilinen örneklerden birisi, Fransa’da yapılan bir çalışmayla ilgilidir.
Paris yakınlarındaki Vanve kentinde yapılan ve bu bölgenin adıyla anılan bir
araştırmada ilköğretim sınıfı öğrencileri iki gruba ayrılmış ve bir grup
öğrencinin kuramsal ders saatleri azaltılırken diğerlerinin ders sayısı aynen
korunmuştur. Ders saatleri azaltılan grupta, beden eğitimi ve spor saatleri
arttırılmış, öğrenciler çeşitli dallara ayrılarak spor yaptırılmıştır. Yıl sonunda
yapılan değerlendirmede, eski programa göre eğitim yapan grupta başarı
oranı %60 iken, spor saatleri arttırılan gruptaki başarı oranının %89’a
yükseldiği görülmüştür.
Kuşkusuz, sporun faydasını yalnızca dersteki başarıyı arttırmaktan ibaret
saymak yeterli değildir. Yakın bir gelecekte toplumda sorumluluk yüklenecek
kişilerin yetiştirilmesinde, iyi alışkanlıklar edinmelerinde, birlikte yaşama
duygusunun gelişmesinde, erken yaşlardan itibaren spor yapılması büyük
önem taşır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Dikkat Edilmesi Gerekenler
AİLELER İÇİN...
Aile bireyleri, çocukların katılımları açısından
bir örnek oluşturacak şekilde spor yapmalı veya
kendileri de fiziksel olarak etkinlikte
bulunmalıdır.
Çocukların spora katılımları desteklenmeli,
ödüllendirilmeli ve ilgi gösterilmelidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENÖRLER İÇİN...
Spora katılacak çocukların sadece kronolojik yaşı değil
olgunluk, vücut yapısı, yetenek ve cinsiyetleri göz
önünde bulundurularak sınıflandırılmalı ve çalışma
programları da buna göre hazırlanmalıdır.
Antrenmanlar çocuğun yukarıda belirtilen özelliklerine
göre planlanmalı, yeteneğini geliştirecek şekilde, ancak
yaralanmalara yol açmayacak yöntemlerle
sürdürülmelidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
OKUL YÖNETİCİLERİ İÇİN...
Spor teşkilatı ve kulüpler ile okul sporu sisteminin
işbirliğine büyük ihtiyaç duyulmaktadır.
Çocukların oyun ve spor ihtiyaçlarını karşılayacak
planlamalar yapılmalıdır.
Beden eğitimine paralel olarak sağlık eğitimi
müfredatında gelişmeler yapılması gerekmektedir.
Okul dışı etkinliklerin arttırılması sağlanmalıdır.
Çocuk ve gençlerin spor alanları ve salonlarına
ulaşımları ve tesisleri kullanımları kolaylaştırılmalıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Gallahue’nin Motor Gelişim Dönemleri
*14 yaş ve üstü
*11-13 yaş
* 7-10 yaş
*Uzmanlık evresi
*Genel evre
*Özel evre
Spor
Hareketleri
Dönemi
*6-7 yaş
*4-5 yaş
*2-3 yaş
*1-2 yaş
*0-1 yaş
* 4 ay - 1 yaş
*Uterus içi - 4 ay
Temel
Hareketler
Dönemi
*Olgunluk evresi
*İlk evre
*Başlangıç evresi
İlkel Hareketler
Dönemi
Refleksif Hareketler
Dönemi
*İlk kontrol evresi
*Reflekslerin ortadan
kalktığı kontrol evresi
*Bilgi çözme evresi
*Bilgi toplama evresi
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Spor Hareketleri Dönemi
Bu dönem yedi yaş ve yukarısını kapsar.
İlkokul Çocukları yeni beceriler kazanmaktan çok, daha önce
kazandıkları temel becerileri daha akıcı ve doğru olarak ortaya
koyarlar.
Motor gelişimin bu aşaması, temel hareketlerin gelişim aşamasıdır.
Burada spor terimi geniş anlamıyla kullanılmıştır. Yani; yalnız
yarışma değil aynı zamanda rekreasyon, oyun, dans gibi aktiviteleri
de kapsayan bir araç olarak benimsenmiştir.
Genel Geçiş Evresi:
7-8 yaşlarına rastlayan dönemdir.
Kuvvet, dayanıklılık, reaksiyon zamanı, hareket sürati, denge gibi
özelliklerin gelişmesiyle performansın artması beklenir.
Değişik hızlarda ip atlama, taş sektirme gibi hareketler bu evrenin
tipik geçiş hareketleridir.
Giderek daha karmaşık ve spor türüne özgü hareketler seçilmeye
başlanabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Özel Hareket Becerileri Evresi:
On yaşındaki kız ve erkek çocuklar hala motor öğrenme yönünden çocukluk
döneminin altın dönemini yaşamaktadır.
Bu hızlı motor gelişim, boy uzamasının ani artışı (sıçrama şeklindeki) ve vücut
parçalarının değişmesine kadar devam eder.
Birey, bu dönem boyunca fiziksel kapasitesinin ve sınırlılıklarının farkındadır.
Uzmanlık Evresi:
Ortalama olarak 14 yaşında başlar ve olgunluk dönemi boyunca devam eder. Bu
döneme branşlaşma evresi de diyebiliriz. Branşlaşma, gelişim evrelerinin en üst
aşamasıdır ve piramidin tepe noktasını oluşturur.
Bu dönemde çocuk nöro-muskuler sistem yönünden tam olarak gelişir. Giderek
daha karmaşık ve yeni hareketleri yoğun biçimde yapabilir.
Bununla birlikte vücut bölümlerinin hızlı büyümesine (Ön kol ve bacak uzaması
gibi) bağlı etkenler sonucu, koordinatif yeteneklerdeki yetersizlik, hareket
armonisinin bozulması gibi problemler ortaya çıkar.
Çeviklik bu oluşumlardan en çok etkilenen motorik özelliktir. Bu olumsuzluklara
bağlı 11-13 yaşlarındaki çocuklarda hareket öğrenmede güçlükler ve geçici
performans düşüşlerine rastlanabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇOCUKLARDA
GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
• Çocuk ve gençlerin gelişimi deyince; çocuğun doğuşundan
olgunlaşıncaya ve hatta ölünceye kadar geçirdiği evreler aklımıza gelir.
Bu evreler:
1-Anatomik gelişim
2-Fizyolojik gelişim
3-Psikolojik gelişim
4-Sosyolojik gelişim
5-Motorsal gelişim
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANATOMİK GELİŞİM
Kemik Gelişimi:
Çocuğun ve gencin iskeletinde kıkırdak doku oranı daha fazla olduğu için daha
bükülebilir ve yumuşak özelliktedir. İskelet, en sert haline orta yaş dönemlerinde
erişir. Bu yüzden anatomik gelişim çok hızlı bir süreç içindedir.
Kafatasının yüz kısmı hariç, kafa kemiği, köprücük kemiği, gövdenin bütün
kemikleri, el ve ayak kemikleri ilk çocukluk döneminde kıkırdaktan oluşur.
İskeletin kemikleşme süreci, bireyin büyümesinin sonunu belirten 22-28 yaşları
arasında tamamlanır.
Büyümenin hızlı olduğu dönemlerde çocuğun bedeni çok değişken bir yapıya
sahip olduğundan, genç yaşlardaki fiziksel bozuklukları önlemede ve
geciktirmede spor önemli bir rol oynar.
Yapılan araştırmalar, okul çağındaki çocuklara düzenli spor yapma alışkanlığı
kazandırıldığı takdirde, bunun ileriki yıllarda da devam edebildiğini göstermiştir.
İleriki yaşlarda düzenli spor yapma alışkanlığı kazanmak zordur. Bu nedenle
sağlıklı olmanın en önemli koşullarından biri, spora erken yaşlarda başlamaktır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Yaş dönemlerine göre çocuk ve gençlerin
postürel yapılarının incelenmesi
Boy:
Yaşamın ilk 2 yılında boy %50 oranında uzar.
Daha sonra yavaş hızla artan boy uzaması, 1.
Ergenlik döneminde tekrar hız kazanır.
Puberteden hemen önce önemli derecede
boyda görülen artış erkeklerde ortalama 17 ve
kızlarda 16.5 yaşına kadar sürer.
Yıllık boy uzunluğunun artışı ergenliğe kadar her
yıl ortalama 5.08 cm kadardır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Vücut Ağırlığı:
Çocuklarda doğumdan sonra ilk 6
aya kadar kilo almaya uygun
yapılaşma hızla gelişir. Boya göre
bu gelişim fazla bir değişim
göstermeden 8 yaşına kadar
sürer.
1. Ergenlik döneminden itibaren
ergenlik son bulana kadar aşırı
uzama nedeniyle genellikle boy
kilo orantısının dengesi boyun
uzaması lehine bozulur.
2 yaşından sonra ergenliğe kadar
ağırlık artışı her yıl ortalama 2,270
gr kadardır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
FİZYOLOJİK GELİŞİMLER
Kas Gelişimi:
Doğumdan adolesan (ergen, yetişkin) döneme kadar kilo ile
birlikte kas kitlesinde de önemli bir artış gözlenir.
Çocuk ve gençlerde kas kuvveti, yaşla birlikte belirgin şekilde
artar. Kas 8 yaşlarında vücut ağırlığının %27’sini oluştururken,
kas kasılma kuvveti hala düşüktür.
Kasın en hızlı gelişmesi 12 yaşlarında başlar ve 15 yaşında vücut
ağırlığının yaklaşık olarak %32’sini oluşturur.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Dolaşım Sistemi:
Çocuk ile erişkinlerin kalp hacimlerinin vücut ağırlığına oranı karşılaştırıldığında
önemli bir fark olmadığı görülmektedir.
Hollman’a göre en büyük kalp atım volüm gelişimi; kız çocuklarında 11, erkek
çocuklarında 14 yaşa rastlar.
Dinlenme halindeki kalp atım sayısı çocuklarda daha fazladır.
Çocuklarda kalbin her kilogram vücut ağırlığı başına atım gücü (bir kasılmada
pompaladığı kan miktarı) ve bir dakikada pompalayabildiği kan miktarı yaşla ters
orantılıdır. Bu nedenle dinlenme halinde çocuklarda dolaşım sistemi yetişkinlere
oranla daha çok çalışarak vücudun gereksinimlerini karşılamak zorundadır. Bir başka
deyişle; yaş ilerledikçe kalp daha kuvvetli bir kasa dönüşürken, aynı zamanda daha
etkili bir organ olmaktadır.
9-13 yaşlarındaki genç sporcular, her kalp atımında yetişkinlerin aldığı oksijenin
1/3’ü ile 1/2’sine yakın oksijen alarak taşıyabilirler. Aradaki bu fark, yaşın ilerlemesi
ile azalır. Ancak; 16-18 arasındaki yaşlarda bile aynı iş yükünde yetişkinlerden daha
yüksek kalp atımı ile cevap verebilirler.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Solunum Sistemi:
Bilinen ve rahatlıkla gözlenebilen özelliklerden birisi,
antrene olmamış çocukların bile yüksek sayılabilen oksijen
kullanım kapasitelerinin bulunmasıdır.
Yapılan araştırmalar, 8-12 yaşlarında çocukların 60 ml/kg/dk
oksijen kullanım kapasitesine sahip olabildiklerini
göstermiştir. Bu değer yetişkin ve iyi düzeydeki sporcularda
(orta mesafe koşucuları) gözlenebilmektedir.
Ancak bu sonuçlar biraz yanıltıcıdır. Çünkü; yüksek oksijen
kullanım değeri, çocuğun oksijeni etkili olarak
kullanabileceği anlamına gelmez. Nitekim çocuklar bu
oksijeni etkili kullanamazlar. Bunun nedeni çocuklardaki
hemoglobin yetişkinlere oranla daha azdır. Bu yüzden
oksijen iyi ve yeterli bir şekilde dokulara taşınamaz.
Çocuklarda oksijen borcuna olan tolerans da yetişkinlere
oranla daha azdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Enerji Sistemleri:
Çocuk ve gençler, maksimal oksijen ve karbonhidrat (glikoz)
kullanımına dayalı çalışmalarda yetişkinler düzeyinde performans
gösteremezler.
Çocuk ve gençlerin kalplerinin belli bir iş yükünü daha fazla
çalışarak karşılaması yanında, bu yaşlarda kanın hemoglobin
(oksijen taşıyıcı) bileşimi de 14-15 yaşlarına kadar yetişkinlere
oranla daha azdır. Bu nedenle çocuk ve gençler oksijen rezervi
açısından da dezavantajlı durumdadırlar.
Çocuk ve genç sporcular, anaerobik (oksijensiz) çalışma sonucu
organizmada oluşan laktik asit gibi yorgunluk yaratan artık
maddelerle başa çıkmada yetişkin sporculara oranla daha
zayıftırlar. Bu nedenle, solunum sıklığı yükseldikçe, daha çabuk
yorulurlar.
Bütün bu sayılan noktalar nedeniyle, çocuk ve gençler, maksimal oksijen
ve karbonhidrat (glikoz) kullanımına dayalı çalışmalarda yetişkinler
düzeyinde performans gösteremezler.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
PSİKOLOJİK VE SOSYAL GELİŞİM
Çocuk açısından spor, fiziksel gelişimin
yanında, sosyal açıdan da önemlidir. Spor
yardımıyla çocuğun çevresini tanıması ve
iletişim kurabilmesi daha kolay
gerçekleşmektedir. Bu alanlardaki olumlu
gelişmeler, çocuğun duygusal olarak daha iyi
gelişmesine yardımcı olabilmektedir.
Sporun bu önemli özellikleri göz önüne
alınarak, bir çok ülke okullarında beden
eğitimi ders saatine ve ders kapsamına
gerekli önemi göstererek, eğitimin genel ve
özel amaçlarının bir kısmı, beden eğitimi
dersleriyle verilmeye çalışılmıştır. Bu
doğrultuda, bazı Avrupa ülkelerinde,
ilkokullardaki beden eğitimi dersi haftada 6
saati bulurken, ülkemizde bu süre 2 saattir
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Aileler çocuğun hareketliliğini yaramazlık olarak değerlendirir.
Günümüzde pek çok aile spontan (anlık) hareketliliğini yaramazlık
saydığından engel olmaya çalışmaktadır.
Boş arazilerin ve oyun alanlarının giderek azalmasıyla birlikte ailelerin bu
tutumu çocukların TV ve bilgisayar başında geçirdikleri saatlerin artmasına
neden olmaktadır.
İlköğretim çağındaki çocukların haftada 30-45 saat TV seyrettikleri ve
bilgisayarda oyun oynadıkları hesaplanmaktadır.
Çocuğun doğasına aykırı olan bu durum fiziksel ve ruhsal gelişmeyi olumsuz
yönde etkiler ve erişkin yaşlarda sedanter bir yaşam biçiminin seçilmesine
neden olur.
Düzenli spor yapma alışkanlığı çocukluk yaşlarında kazanılır.
Çocukluk çağındaki hareketlilik erişkin yaşlardaki yaşam tarzının
belirlenmesi yönünden önemlidir.
Hareket alışkanlığı çocukluk yaşlarında kazanılır ve bir yaşam biçimi olarak
yerleşik nitelik alır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
MOTORSAL GELİŞİM
Kuvvet:
Çocuklarda kas kuvveti yaşla birlikte artar. Ergenlik çağında, kas gücünde
belirgin artışlar olur.
Gelişme, kas kuvveti ve hıza dayanan sporlarda yaş ilerledikçe ortaya
çıkar.
Çocuk ve gençlerin kaldırabildikleri ağırlık açısından yapılan gözlemlerde;
8-9 yaşlarında çocuklar ortalama olarak kendi vücut ağırlıklarının 1/3’ünü
tek kolla kaldırıp bir kaç adım atabilirken, bu değer 12-13 yaşında iki
katına, 16 yaşında gencin vücut ağırlığına yükselmiştir.
Bu nedenle kas kütlesi gelişimi; kuvvet, güç ve sürate dayalı sporlarda
yaşa bağlı olarak yavaş olmaktadır.
Bu tür spor dallarında çok erken yaşlarda çocukları gereğinden fazla
zorlayarak erken başarı sağlama çabaları, çocuğun bedensel gelişimi ve
normal büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğinden, sağlığı
tehlikeye girebilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Dayanıklılık:
Dayanıklılık çocuklarda çok erken yaşlarda gözlenebilen bir
özelliktir.
Kuşkusuz dolaşım sistemi özellikleri nedeniyle performansın
yetişkinlerdeki kadar olması beklenemez.
Ancak çocukların “steady state” dediğimiz oksijen borcunun
oluşmadığı ve sinir sisteminin herhangi bir stres altında
bulunmadığı ortamda uzun süreli bir dayanıklılık gösterdikleri
kolaylıkla gözlenebilen bir noktadır.
Özellikle, çalışmanın şiddetinde değişkenlik gösterdiği ve iyi
motive oldukları koşma, sıçrama ve tırmanma gibi oyunlarda
hemen hemen hiç ara vermeden çalışabildikleri gözlenmiştir.
Bu çalışma tempolarına yetişkin sporcuların bile dayanamadıkları
yapılan gözlemlerden biri olup, ancak egzersiz fizyologlarınca
açıklanabilen bir özelliktir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Sürat:
Sürat özelliği kişinin anaerobik kapasitesine, kas kuvvetine, reaksiyon zamanına
ve koordinasyonuna bağlıdır.
Bu nedenle, sayılan bu noktaların olgunlaşma ile doğrudan ilgileri olması,
süratin de ilerleyen yaşla gelişmesine neden olmaktadır.
En yüksek değerler normal olarak 20-30 yaşları arasında elde edilmektedir.
Esneklik:
Çocukların esneklik yetenekleri 5 yaştan 8 yaşa kadar sabittir.
12-13 yaşlarında en uç noktaya ulaşarak yaşla birlikte azalır.
Kızlar tüm yaşlarda erkeklerden daha esnektirler.
Esneklik daha serbest ve kolay hareket sağlayarak koordinasyonu sağlar.
Esneklik, eklemlerin ve onu çevreleyen dokuların anatomik yapısına bağlıdır.
Esnekliği etkileyen faktörler; kemiksi yapı, eklem kapsülü, kaslar ve bağlar
olarak sıralanabilir. Esnekliği aynı zamanda dış faktörlerde etkiler. Örneğin; ısı,
günün belirli saatleri, uyku hali, belirli pozisyonda uzun süre kalma olarak
sıralanabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Denge:
Denge performansı yaşla birlikte gelişir.
Çocukluk dönemlerinde denge aktivitelerinde kızların performansı, erkeklere
oranla daha iyidir.
Bazı çalışmalar erkek çocukların dengede biraz daha iyi olduğunu ileri sürerken,
bazı çalışmalar da; ergenlik dönemindeki büyüme atılımı sırasında, kas kütlesi ve
alt uzuvların büyüme atılımının farklı zamanlarda gerçekleşmesine bağlanan bir
"sakarlık dönemi" olduğunu ileri sürmektedir.
Koordinasyon:
Koordinasyonel hareketlerin verimsel gelişimi de daha önce motorik özelliklerin
gelişiminde açıklandığı gibi biyolojik-genetik faktörlere bağlı olarak gerçekleşir.
Kişiler arası farklılıklar her zaman söz konusudur.7-9 Yaşları arasında çok belirgin
olan koordinasyon performansındaki artış, 11 yaşın sonuna kadar devam
etmektedir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Motor Becerileri:
Okulöncesi dönemde, çeşitli temel motor işlemlerdeki performans
gelişir.
Cinsiyet farklılığı genellikle çok az olmakla birlikte koşu, atlama ve
fırlatma gibi becerilerde erkek çocukları daha iyidir.
Kızlar yakalamada erkek çocuklarından önemsiz derecede farklılık
gösterirken, denge testinde 3-5 yaş kızları biraz daha iyi, 6 yaş kızları ise
çok daha iyidirler.
Genelde erkekler, hız ve
kuvvet gerektiren atlama,
fırlatma ve koşu gibi işlemlerde,
kızlar ise sıçrama gibi denge
gerektiren işlemlerde
başarılıdırlar.
Erkekler ve kızlar arasındaki
farklılıklar bu yaşlarda nispeten
küçüktür ve çoğu zaman
birbirine yakındır. Dr. Abdullah GÜLLÜ
SPORLA İLGİLİ ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Yarışma sporlarına katılımla ortaya çıkabilecek sağlık
sorunlarının önlenmesi amacıyla çocukların ayrıntılı bir
kontrolden geçmeleri gerekmektedir.
Diyabet ve astım gibi kronik sağlık problemi olan çocukların
uygun
yönlendirmeyle
çeşitli
spor
etkinliklerine
katılabilmeleri mümkündür.
Yarışmaya yönelik halter gibi ağırlık kaldırmayı içeren spor
dalları ile başa alınacak darbelere açık spor dallarına katılım
ergenlik dönemi sonuna kadar önerilmemektedir.
Uzun mesafe koşu antrenman ve yarışmaları ergenlik dönemi
sonuna bırakılması önerilmektedir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Aynı vücut bölgesine sık tekrarlayan yüklenmelerin yer aldığı
spor dallarına katılım ve antrenman şekli özellikle kıkırdak
zedelenmelerine yol açabileceğinden dikkat edilmeli ve
gerekirse koruyucu malzemelerin kullanılması sağlanmalıdır.
Açık havada ve sıcak ortamda spora katılım, vücut alanları
büyüklere oranla daha küçük olan çocuklarda, ısı birikimine
bağlı sağlık sorunlarına yol açabileceğinden çalışmalar sırasında
sık ve az miktarlarda su içme ve gölgede dinlenme molaları
verilmelidir.
Çocuklar çok sıcak ve nemli havalarda dış ortamlarda yapılan
çalışmalara sokulmamalıdır. Yüzme dalında vücut yağ dokusu az
olan ve soğuk suya henüz alışkın olmayan çocukların
antrenmanları sırasında ısı kayıplarını en aza indirmek için sık
dinlenme ve ısınma araları verilmelidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULACAK KONULAR
Gelişim basamakları ve bireysel farklılıklar göz önünde
bulundurulmalı.
Spor dalının ara amaçları ve genel amaçlarının gerçekleşmesi
için gereken optimal süre çocuklara tanınmalı.
Kısa süreli başarı için, sağlık ve pedagojik ilkeler ikinci plana
atılmamalı.
Erken yaşlarda üstün
yüklenmeler yapılmamalı.
verim
için
aşırı
ve
tek
yönlü
Erken yaşlarda stresli yarışlara çok sık sokulmamalılar.
Antrenman ve Müsabaka yüklenmeleri giderek arttırılmalı.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Çocuk ve Gençlerde
Spora Yönelik Öneriler
Çocuk
ve
gençlerde
aerobik
yüklenmeler,
anaerobik
yüklenmelerden önce olmalıdır.
Nefesin uzun süre tutulduğu sportif çalışmalarda uygulama
ilkelerine çok dikkat edilmelidir.
İskelet sistemi tam olarak gelişmediği için, kuvvet çalışmalarında
kendi vücut ağırlığından yararlanılmalıdır.
Kuvvet çalışmalarında hareketlilik alıştırmaları önemli yer tutmalıdır
ve hareketlerin çok yönlü olmasına dikkat edilmelidir.
Gelişime bağlı olarak algılama ve hareket yapma sınırlılığı nedeniyle
gelişim özelliğine uygun hareketler yaptırılmalıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Sporsal verim elde etmek açısından, bireysel çalışmalardan önce
grup çalışmaları tercih edilmelidir.
Özellikle okul öncesi yaş döneminde, çocuğun doğal hareketlerine
dayalı olarak, spora yönelik hareketlerin geliştirilmesine ve
pekiştirilmesine dikkat edilmelidir.
İlköğretim çağında önceden kazanılmış motorik özellikler temel
alınarak Atletizm, Oyun, Jimnastik, Yüzme ve Kayma sporlarının
temel hareket formları geliştirilmelidir.
9-11 yaş grubunda motorik özelliklerin geliştirilmesinin yanında
spor dalına özgü temel teknik becerilerin kazandırılması ön plana
çıkar.
Çocuk ve gençlerin oyunsal form içerikli spor antrenmanlarında,
yüklenme ve dinlenmeler uzun ve sürekli yüklenimlere imkan
verir. Ancak, yüksek yüklenmeli alıştırmalar kesinlikle uygun
dinlenme aralıkları verilerek uygulanmalıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Yüksek yüklenmeler; bütün çocuklar ve gençler tarafından aynı
biçimde kaldırılamaz.
Antrenman sırasında takımın veya grubun yapısal özelliği
antrenörün davranış biçimini yönlendirir.
Yüklenmelerde standartlaşma; hareketin öğrenilip çalışıldıktan
ve yanlışlar düzeltildikten sonra olmalıdır.
Antrenmanın düzenlenmesi; çocuk ve gençlerin eğitilebilirlik
düzeyine ve biyolojik yaşlarına uygun olmalıdır.
Çocuklarda antrenmanın etkisi kısa sürede kaybolabilir. Bu
nedenle koordinasyon, dayanıklılık, sürat, kuvvet uzun süre
planlanıp, bilinçli bir biçimde kademeli olarak uygulanmalıdır.
Antrenmanlar ana bölüme bağlı bir ısınma ile başlamalıdır.
Yüklenmeler solunum ve dolaşım sistemleri dikkate alınarak
yapılmalıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇOCUK VE GENÇLERDE
ANTRENMAN
Steiner (1980); geniş tabanlı, çok yönlülüğü simgeleyen genel
bir temel eğitimi takiben, spor dalına özgü, özel çalışmaları
önermektedir.
Sportif etkinlikler çocuğun yada gencin okul ve mesleki
yaşantısını olumsuz yönde etkilememeli, onun gelişim
düzeyine uygun olmalıdır.
Antrenmanlarda yapılacak tüm çalışmaların yöntem, kapsam,
şiddet vb. açılardan bu gelişim düzeyine göre yapılması
zorunluluğu vardır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Yaş ve gelişim düzeyine göre yapılacak antrenmanlara geçmeden önce,
yapılan antrenmanların genel anlamda çeşitlerinin;
“Alt Yapı Antrenmanları” ve “Yüksek Performans Antrenmanları”
diye ayrılmakta olduğunu görüyoruz (D. Martin).
D. Martin’e Göre
Gerçek Performansa Ulaşabilmek
Çok Yönlü Temel
Eğitim
1.EĞİTİM BASAMAĞI
Spor Dalına
Özgü Temel
Eğitim
2. EĞİTİM BASAMAĞI
Kondisyonel
Yeterlilik
Kazanımı
3.EĞİTİM BASAMAĞI
Dr. Abdullah GÜLLÜ
OKUL ÖNCESİ
Sporun olumlu katkılarının en yoğun yaşandığı dönemdir.
Somut işlemler dönemi de başlar.
Çocuğun cinsel kimliği oluştuğu için kendi cinsiyetinden
arkadaşlarıyla bir arada bulunur. Bedensel ve ruhsal olarak
dengeli bir dönemdedir.
Sporun olumlu katkılarının en yoğun yaşandığı dönemdir.
Yine bu dönemde somut yargılama olmadığı için dövüş
sporlarının felsefesini kavramakta zorluk çekerler.
Gruba ve arkadaşlara olan bağımlılık ağırlık kazanmaya başlar,
farklı yeteneklerini sınama ve farklı uğraşlara kayma sık görülür.
Bu bir tanıma sürecidir.
Kendi fikirlerini sınama ve paylaşma yolunda büyük istek duyar,
merak ve macera dürtüsü gelişir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ERGENLİK YILLARI
Spor, bu dönem gençlerinin temel gereksinimlerine doyum
sağlayacak önemli bir etkinlik alanıdır.
Kendisini, gücünü,
geliştirecektir.
yeteneklerini
tanıyacak,
sınayacak
ve
Yarışma, kazanma, kaybetme gibi konularda baş etme yolları
arayacaktır.
Bir gruba ait olma ve paylaşma duygularını yaşayabileceği sağlıklı
bir ortam bulacak, sağlıklı özdeşim nesneleri bulma olasılığı
artacaktır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇOCUKLUK DÖNEMLERİ VE SPOR
Erken Çocukluk Dönemi (5-7 Yaş)
• Fiziksel gelişim ve büyüme için
Koşma, tırmanma, (sık aralıklarla dinlenerek) yüzme, okulda teneffüs vb
aralarda vücut hareketlerini içine alan aktiviteler. Postural anamoli tespiti ve
düzeltmeye yönelik çalışmalar.
• Motor yeteneklerin gelişimi için
Değişik büyüklükte toplara yapılan kısa mesafe ve düşük hızda atma
yakalama, ayakla vurma vb. Çalışmalar. Denge ve çabukluk çalışmaları. Folk,
ritmik vb. Dans aktiviteleri.
• Kavrama ile ilgili gelişim için
Basit kuralları olan oyunlar, şarkı söyleme oyunları, yaratıcı danslar,
keşfedici, araştırıcı aktiviteler
• Kişisel ve sosyal gelişim için
Bu yaş döneminde çocuklar sıklıkla bireyseldir. Dolayısıyla bireysel
aktivitelere ağırlık verilmelidir. Tırmanma vb. aktivitelerle yeteneklerini diğer
çocuklarla karşılaştırarak test etme olanağı verilmelidir. Hareketlerinden övgü ile
söz edilmeli, paylaşma kazanma ve kaybetmenin güzelliği öğretilmelidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Orta Çocukluk Dönemi (8-9 Yaş)
• Fiziksel gelişim ve büyüme için
Koşma, tırmanma vb. Günlük aktivitelere, postural gelişime dönük
hareketlere (özellikle erken gelişim gösteren kız çocuklarında) devam
edilmelidir. Esneklik çalışmaları eklenmelidir.
• Motor yeteneklerin gelişimi için
Temel spor yeteneklerini ortaya koyan çalışmalar, değişik
büyüklükte materyallerle kompleks denge ve çabukluk çalışmaları.
Kompleks hareketler içeren folk ve ritmik dans aktiviteleri.
• Kavrama ile ilgili gelişim için
Dikkat ve el birliği ile yapılan kompleks aktiviteler. Hareket serilerini
ve oyunu kendilerinin uydurduğu aktiviteler.
• Kişisel ve sosyal gelişim için
Hep birlikte yapacakları mücadeleci top vb. Oyunlar. Takım, lider
gibi değişik sosyal grup seçimi yapılmalı. Tek bir çocuk hata yaptığında
bütün grup cezalandırılmamalı. Disiplin ve ceza sistemi üzerinde
durulmalı. Kişisel disipline önem verilmeli.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Geç Çocukluk Dönemi (10-12 Yaş)
• Fiziksel gelişim ve büyüme için
Güç ve enerji gerektiren aktivitelere, postural gelişime yönelik
(özellikle erken gelişim gösteren kız çocuklarında) devam edilmelidir.
Esneklik çalışmaları eklenmelidir.
• Motor yeteneklerin gelişimi için
Kişisel ve takım sporlarında yarışma tarzı organizasyonlar (kız-erkek
ayrı). Yetenek ve ilgilerine paralel kompleks hareketler içeren aktiviteler.
Yoğun atma, tutma vb. Spora özgü tekrarlar. Sosyal yönü kuvvetli folk ve
dans aktiviteleri.
• Kavrama ile ilgili gelişim için
Dikkat ve el birliği ile yapılan kompleks, takım stratejilerini içeren
kuralları ve teknikleri öğrenmeye dönük aktiviteler. Oyun ve öğretilerde
tartışmaya açık olmak.
• Kişisel ve sosyal gelişim için
Her çocuğa lider olma şansı tanınmalı. Oyunlar sırasında
gerginlikler normal olarak karşılanmalı. Kız-erkek karışık grup
aktivitelerine önem verilmeli. Liderlik, iletişim, kişisel arkadaşlıklar,
takım ruhu vb. Özellikler aşılanmalı.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Çocuklarda Kondisyonel Motorik Özelliklerin Antrenmanı
Yetişkinler gibi çocuklar ve gençler de genel geliştirici ve spor dalına özgü
antrenmanlara benzer tepkiler veriyorlar. Ancak uzun süredir merak edilen
konu: Antrene edilebilirlik konusunda çocuklar için özel bir gelişim çağı var mı?
KOORDİNATİF YETENEKLER VE
TEKNİK
PSİKOLOJİK NİTELİKLER
TAKTİK – KOGNİTİF
NİTELİKLER
SPORSAL
VERİM
KONSTİTÜSYONEL ÖZELLİKLER
(Yetenek, sağlık, yapısal özellik)
DIŞ KOŞULLAR
(Çevre, aile, meslek,
antrenör, malzeme)
KONDİSYONEL ÖZELLİKLER
Kuvvet – Sürat – Devamlılık - Esneklik
Şekil: Performans sporuna yönelik antrenmanın bileşenleri
(Grosser-Brüggeman- Zintl’den değiştirilerek alınmıştır)
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇOCUKLARDA KUVVET ANTRENMANI
Kuvvet yeteneğinin gelişimi değişik yaş
dönemlerinde farklılık gösterir.
Genel olarak kuvvet antrenmanına uygun
olan ya da olmayan bir tek dönemden söz
edilemez.
Antrene
edilebilirlik,
değişkenlikler gösterir.
cinsiyete
bağlı
Antrene edilebilirlik, farklı kuvvet türleri
için farklı dönemlerde ivme kazanır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Yaş Basamaklarına Göre Kuvvet Çalışmaları
Yaş
4–6
6 – 10
Antrenman
Teknik öğretimine yönelik ağırlıksız kuvvet antrenmanı
Hafif ağırlıklarla atma kuvveti ve çok tekrara dayalı kuvvette
devamlılık çalışmaları
Vücut ağırlığıyla sıçrama kuvveti antrenmanları
10 – 12
Az dirençlerle branş tekniklerini anımsatan (koordinatif)
kuvvet antrenmanı
12 – 14
Postürü koruyan kasları kuvvetlendirme antrenmanı
14 yaş sonrası
Hipertrofi antrenmanı
16 yaş sonrası
Spor türüne özgü kuvvet antrenmanı
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Çocuklarda Kuvvet Antrenmanı İçin Genel Öneriler
Kuvvet çalışmalarına başlamadan
kontrolünden geçirilmelidir.
önce,
çocuklar
sağlık
Çalışma öncesi iyi bir ısınma ve ön yüklenme yaptırılmalıdır.
Çocuklar için kuvvet çalışma programları, genel esneklik ve
motor becerilerin korunması ve geliştirilmesini de
amaçlamalıdır.
Çocuklar için iyi hazırlanmış bir kuvvet çalışması 30-40
dakika arasında ve haftada 3 kez olmalıdır.
Yapılacak hareketler çocukların anlayabileceği bir dilde
anlatılmalı, ağırlıkla yapılacak çalışmalarda doğru teknik
uygulaması (tutuş, soluk alıp verme, kaldırma, bırakma gibi)
titizlikle öğretilmelidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
7-9 yaş grubu çocuklar için kuvvet antrenmanı
Bu yaş grubundaki çocuklara uygun ağırlıkla 6-15 tekrarlı, 3 setlik çalışmalar
önerilir.
3 setli çalışmalar tek setli çalışmalara göre daha çok tercih edilir
Büyük kas gruplarının kondisyonu için 6-10 arası farklı alıştırma, haftada 2 ya
da 3 kez etkili olur.
Bu yaş grubundaki çocuklar için kombine alıştırmalar kullanılmalıdır.
Çocukların her alıştırmayı doğru hızda ve
uygulandığından emin olunmalıdır.
tam hareket genişliğiyle
Bazı kaynaklar kendi vücut ağılığının kullanılması gerektiğini savunur. Bununla
birlikte 7-9 yaşlarındaki çocuklar standart beden ağırlığı ile bazı alıştırmaları
yapmaya henüz hazır değildirler (şınav, mekik, kendini çekme –barfiks- gibi).
Bu nedenle uygun makine ya da serbest ağırlıklara yapılan çalışmalar daha çok
tercih edilir.
Örneğin; 8 yaşındaki bir çocuk 1 şınavı tamamlayamayabilir, ancak 4-5 kiloluk
barla 15 tekrarlı bench presi tamamlayabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
7-9 yaş için ağırlık makineleriyle antrenman programı
Alıştırma
Kas grubu
Set sayısı
Tekrar sayısı
Sıklık
Bacak itme
Quadriceps
Hamstrings
Gluteal
1
10-15
2 x hafta
Bacak germe
Quadriceps
1
10-15
2 x hafta
Bacak bükme
Hamstrings
1
10-15
2 x hafta
Göğüs press
Pectoralis major
Ön deltoid
Triceps
1
10-15
2 x hafta
Oturarak kürek
çekme
Latismus dorsi
Arka deltoid
Biceps
1
10-15
2 x hafta
Ters mekik
Erector spinae
1
10-15
2 x hafta
Gövde bükme
Rectus abdominis
1
10-15
2 x hafta
Dr. Abdullah GÜLLÜ
7-9 yaş için dambıl ile antrenman programı
Alıştırma
Kas grubu
Set sayısı
Tekrar sayısı
Sıklık
Dambıl ile squat
Quadriceps
Hamstrings/Gluteal
1
10-15
2 x hafta
Dambıl ile hamle
Quadriceps
Hamstrings/Gluteal
1
10-15
2 x hafta
Dambıl ile adımlama
Quadriceps
Hamstrings/Gluteal
1
10-15
2 x hafta
Dambıl ile göğüs pres
Pectoralis major
Ön deltoid/Triceps
1
10-15
2 x hafta
Tek kol kürek çekme
Latismus dorsi
Arka deltoid/Biceps
1
10-15
2 x hafta
Yan kaldırma
Deltoid
1
10-15
2 x hafta
Ters mekik
Erector spinae
1
*
2 x hafta
Gövde bükme
Rectus abdominis
1
*
2 x hafta
Dr. Abdullah GÜLLÜ
10-12 Yaş Çocuklar İçin Kuvvet Antrenmanı
Bazı gelişmiş 10-12 yaş grubu çocuklar standart ağırlık
makinelerine ölçü olarak tam uyarken, 13 yaş altı çocukların
çoğu gençlere özel hazırlanmış boyutta makineler, bar ve
dambıllarla daha verimli çalışırlar.
6-15 yaş grubu çocuklar için 1-3 setlik, 6-15 tekrar sayılı
çalışmalar daha etkilidir.
Yine tek ve çok kas grubunu çalıştıran alıştırmaların birleşimi
daha etkili olur.
10-12 yaş grubundaki çocuklar, şınav mekik gibi kendi vücut
ağırlığı ile yapılan alıştırmaları uygulayabilirler.
Bu yaştaki çocuklar lastik bant kullanabilirler. Çünkü
alıştırmaları yaparken vücutlarını dengeleyecek yeterli
koordinasyona sahiptirler. Bu çalışmalar ısınma aktivitelerine
eklenebilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
13-15 Yaş İçin Kuvvet Antrenmanı
13-15 yaş grubu çocuklar itme ve çekme hareketlerini
ağırlık makineleriyle yapabilecek kadar gelişmişlerdir.
Dikkatli yardımla ergenlik dönemindeki çocuklar, bar ile
göğüs presi ve squat gibi alıştırmaları yapabilirler.
Ancak bu alıştırmaların dambıl ile yapılması tavsiye
edilir.
Bar ile uygulamada eğer yardımcı yoksa ağırlık altında
kalma riski vardır. Bu sebeple bu çalışmalara ağırlıksız
bar ile başlanması önerilir.
İlk ergenlik dönemindeki çocukların 6-15 tekrarlı, 1-3
set arası antrenman yapmaları önerilir.
Yeni başlayanlar için 10-15 tekrarlı 1 setlik çalışma
önerilir. 8-12 tekrarlı ve 2-3 sete kadar arttırılır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇOCUKLARDA DAYANIKLILIK ANTRENMANI
Çocukların Aerobik Dayanıklılık özelliği
Spor yaparken tüketilen oksijen ölçüt alındığında çocukların
kapasitesinin yetişkinlerden daha az olduğu görülmektedir.
Ancak kilolarının az olduğu göz önünde bulundurulursa, çocukların
yetişkinlere yakın bir aerobik kapasiteye (kg başına tüketilen oksijen
miktarı) sahip oldukları görülür.
Çocukların Anaerobik Kapasiteleri
Çocuklar kan laktat seviyesini düşürme yeteneği yönünden
yetişkinlerden daha yetersizdirler. Bu durum çocukların anaerobik
çalışmalar için uygun olmadıklarını gösterir.
Oded-Bar Or’un araştırmasına göre 8 yaşındaki bir erkek çocuk, 14
yaşındaki birinin anaerobik güç yeteneğinin ancak %40-50’sine
erişmektedir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Çocuklarda Dayanıklılık Antrenmanları için Öneriler-1
Çocuk dönemindeki dayanıklılık antrenmanları ağırlıklı olarak aerobik
kapasiteyi geliştirmeye yönelik olmalıdır.
Test mesafeleri aşırı zorlayıcı olmamalıdır.
Okul öncesi ve 1. okul çocuğu çağında seçilen mesafe 600 m. yi, 2. okul
çocuğu çağında ise 1200 m. yi geçmemelidir.
Antrenman yöntemleri başlangıçta küçük oyun formlarındaki
çalışmalar iken, daha sonra devamlı yüklenme yöntemi, tempo
değiştirme yöntemi, yaygın interval yöntemini ve kombine yönteme
dönüşmelidir.
Erkek ve kız çocuklar en erken 8 yaşından itibaren dayanıklılık
antrenmanına elverişli duruma gelebilirler.
Aerobik yüklenme konusunda gençler ve yetişkinler aynı uyum
reaksiyonlarını gösterirler.
Aerobik verim yeteneği kızlarda 12 - 13 yaşlarında, erkeklerde ise 13
- 14 yaşlarında en iyi şekilde antrene edilebilirler.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Çocuklarda Dayanıklılık Antrenmanları için Öneriler-2
Araştırmalar anaerobik yüklenme düzeyinde de çocukların iyi
uyum reaksiyonları gösterdiklerini belirlemektedir.
Ancak yine de çocukların 15-16 yaşına kadar anaerobik
yüklenme düzeyinde antrenman yapmalarının uygun
olmayacağı konusunda görüşler ağırlıktadır.
Dayanıklılığın kontrolü için en az 4 hafta, normalde ise 6
haftalık bir sürenin antrenmanla geçmesi gerekir.
Başlangıçta 5 dakika, sonraları ise 10 dakikada kat edilen
mesafenin ölçümü şeklinde bir test uygulanmalıdır.
Dayanıklılık çalışmalarında çocuklar, çoğu kez hızlı bir
başlangıç temposuyla koşmaya eğilim gösterirler.
Bu konuda kendileri uyarılarak temponun kontrolü
sağlanmalıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
SÜRAT ANTRENMANI YÖNTEMLERİ VE İÇERİĞİ
Süratin değişik bileşenlerinin gelişiminde; değişken, çocuğa
özgü, çok yönlü, ancak amaca da yönelik bir eğitim öngörülür.
Sürekli ivmelenme, deparlanse ve tempo koşularıyla
çalışmalar bu yaş basamağında (8-10 yaşlarında) optimal bir
yarar sağlamaz.
En temel ölçüt; yaşına özgü
içeriği göz önünde bulundurulmalı.
antrenman yöntemleri ve
Çocukluk çağında sürat ve çabuk
bütünüyle oyun formunda geliştirilmelidir.
kuvvet
özellikleri
Süratte devamlılık bu görüşün dışında düşünülmelidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Çocuk ve Gençlerde Sürat Antrenmanı
M.S.S gelişimi ve yaşa özgü koşu süratine dayalı değişimler
Yaş
6–8
9 – 12 / 13
(1. okul çağı )
12 – 14 ( Bayan )
13 – 15 ( Erkek )
(2.okul çağı )
15 – 16 yaştan sonra
Yapısal ve fizyolojik koşullar ve
değişiklikler.
Değişime uygun sürat türleri
Beyinin anatomik ve fizyolojik son
büyüklüğüne erişmesi
Yüksek hareket frekansında gelişme. Koşu
adım frekansında belirgin şekilde artış
Sinir sisteminde uyarılabilirliğin, engelleme
sürecine nazaran ağırlık kazanması.
En uygun motorik öğrenme çağı; Yeni
hareketler oldukça kolay öğrenilir.
Gelecekte sprinter olacakların seçimine en
uygun dönem.
Sinir sistemindeki engelleme sürecinin
gelişmesiyle, uyarılma hızın ağırlığı
dengelenir .
Hızlı büyüme sonucu Kuvvet – kuvvet kolu
oranı ideal şekilde gelişmez.
Sürat yeteneğinin gelişimi için uygun
koşullara temel hareket programları etkili
olur.
Karmaşık performans koşullarında
kötüleşme ( özellikle ayağı yerde kalma –
dayanma – süresi, adım frekansı gibi)
oluşabilir. Temel hareketler programlarının
monoton tekrarı da olumsuz etki eder.
Sinir sisteminde istikrar
Sürat verimindeki durgunluk, çıkış kuvveti,
süratte devamlılık antrenmanıyla bir ölçüde
önlenebilir. Ancak tamamen engellenemez.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Sürat Çalışma Programları
Temel Eğitim Antrenmanı
Antrenman İçeriği
Uygun müsabaka
şeklinde alıştırma
Sprint – ABC / Teknik
Temel Eğitim
(8 -11 Yaş)
Ayrı Alıştırmalar
(12 – 15 Yaş)
Gelişim
Antrenmanı
1. Evre
(12 – 15 Yaş)
*Sportif oyunlar
*Değişik amaçlara
yönelik değişik ve
küçük oyunlar
*Birlikte çalıştırmaya
özendirme
*Koordinatif ve
kondisyonel amaca
yönelik (sıçrama,
atma, koşu)
alıştırmalar.
* Sportif oyunlar
(teknik eğitimle)
*Ağırlıklı sportif
oyunlar (değişik
amaçlarla)
*Temiz tekniklerle
ayak çalışmaları
*Koşu dirilleri (doğru
basmayı öğreten)
*Bütün sprint
tekniklerinin temiz
uygulanması
*koordinatif
bileşenlerin eğitimi
*Alçak çıkış
*Sprint koşu tekniği
(değişik yoğunlukta
akıcı koşu)
* Engelli koşu
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Sürat Antrenmanı İçin Yöntemsel Öneriler
Sürat
özelliği
mümkün olduğunca erken geliştirilmeye
başlanmalı ( MSS.nin gelişimi son şeklini almadan).
Sürat yeteneği bileşenleri farklı gelişir. Önce elementer sürat
bileşenleri (adım, koordinasyonu; frekanssı ve uzunluğunu
optimal hale gelmesi gibi), sonra kompleks bileşenleri (süratte
devamlılık gibi) uygun yöntemler ve içeriklerle eğitilmeli.
Çocukluk ve gençlik çağında temel sürat antrenmanı (gelecekte
branşı ne olur ise olsun) mutlaka yaptırılmalı.
Hassas çağ (sensitif) dediğimiz ergenlik çağında (en hızlı
büyümenin olduğu dönem) yüklenmelerde dikkatli olmak
gerekir. Bu dönemde daha çok koordinatif koşu çalışmalarına
yer verilmeli
Erken ve geç okul çağı (ilköğretimin 1. ve 2. dönemleri) en iyi
öğrenme çağlarıdır. Bütün temel tekniklerin öğrenimi ve eğitimi
bu çağda gerçekleştirilmeli.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇOCUK VE GENÇLERDE
HAREKET GENİŞLİĞİ ANTRENMANLARI
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Hareket Genişliği Antrenmanları İçin Yöntemsel Öneriler
10 yaşından sonra azalmaya başlayan hareket genişliğini korumak
amacıyla her gün esneklik çalışmalarıyla antrenman yapılmalıdır.
Çocukluk çağında çalışmalar sınırsız değildir.
Aşırı ve tek yönlü esneklik diğer motorik özelliklerin gelişiminde
olumsuz etki yapabilir ve duruş bozukluklarına sebep olabilir.
10 yaşına kadar genel geliştirici alıştırmalar seçilmelidir.
Bütün eklemlerde hareket genişliği aynı oranda gelişemez (Ör:
omurgalar, kalça eklemi kadar gelişemez). Bu durum antrenmanlarda
göz önünde bulundurulmalıdır.
Çoğu kez alıştırmaların aktif alıştırmalar olmasına dikkat edilmeli.
Pasif alıştırmalar gençlik dönemine geçişten sonra seçilmelidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇOCUK VE GENÇLERDE TEKNİK EĞİTİM
Antrenman yöntemleri açısından altyapı ve yüksek performansa
yönelik teknik antrenmanlar arasında aşağıdaki noktalarda
ayrıcalık vardır:
1. Hareketin algılanmasıyla ilgili olarak; çocuklar örnek hareketi
görerek yaparlar, anlatılan bir hareketin yapımı zordur.
2. Çocuklarda görsel amaç yerine antrenörün uyarıları, dönütler
kullanılabilir.
3. Motorik özellikler yeterince gelişmediği için, hareketlerin ilgili
gelişim düzeyine uygun olması ve antrenman içeriğinin uygun
antrenman yöntemiyle uygulanması gerekir.
4. Hareket öğrenimi ve geliştirilmesinde antrenman araç ve
gerecine ve antrenör yardımına ihtiyaç duyulur.
5. Teknik antrenman iyi bir ısınmadan sonra, vücut dinlenikken
yapılmalıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇOCUK VE GENÇLERDE TAKTİK EĞİTİM
Taktik antrenman kolaydan zora ve basitten karmaşığa öğretim
yöntemlerine göre yapılmalıdır.
Oyun kurallarını öğrenme,
Temel taktik davranışlardan, müsabaka taktik davranışlarına
geçiş,
Antrenmanda kullanılan taktik davranışların müsabakalarda
uygulanması,
Müsabaka pozisyonlarının bilinci için analiz, gözlem ve
değerlendirmenin geliştirilmesi gereklidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇOCUKLAR SPORU NEDEN BIRAKIR?
Spora katılımda kazanmak, kesinlikle tek neden değildir!..
Yeni bir beceri öğreniminde
başarısız olması,
Eğlenceli olmaması,
Birliktelik olmaması,
Heyecan verici olmaması,
Güç geliştirme ihtiyacını
karşılayamaması,
Yarışmada başarısız olması,
...
Dr. Abdullah GÜLLÜ
.
KONULARIMIZ BİTMİŞTİR
.
.
Download