Vücuttaki Madensel Maddeler İnsan vücudunun en önemli kısmı

advertisement
Vücuttaki Madensel Maddeler
İnsan vücudunun en önemli kısmı sudur. Su canlılığın olabilmesi için vazgeçilmez bir
maddedir. Ancak, suyun görev yapabilmesi için, tuza da gerek vardır. Sofra tuzu olarak
tanıdığımız madde sodyum ve klor elementlerinden yapılmıştır. Bu iki element birlikte
hareket ederler. Bu nedenle özellikle sodyumu ele alacağım.
Sodyum
Gıdalarla alınan sodyum ile böbrek tarafından atılan sodyum miktarına bağlı olarak kanda ve
tüm vücutta belirli bir denge içinde bulunur. Böbrekler, atılan sodyum miktarını değiştirerek
belirli bir oranda bu dengeyi korumaya çalışır.
Aşırı terleme ve kusma ile, tuz alınmadan aşırı miktarda su içilmesi kandaki sodyum oranını
düşürür, bol tuz yenilmesi ve az sıvı alınması da bu miktarı normalin üzerine çıkarır. Bunların
dışında, öncelikle böbrek ve böbrek üstü bezi olmak üzere bazı organların hastalıklarında da
bu denge bozulabilir.
Vücuttan tuz ve su eksildiğinde, ağız kuruluğu, halsizlik, tansiyon düşüklüğü, çarpıntı ve şok
görülebilir.
Tuz alınmaksızın bol su alınması halinde de, su zehirlenmesi olarak adlandırılan, adale
kasılmaları, çırpınmalar, şuur kaybı ve koma ile ölüme kadar varabilen bir tablo görülebilir.
Potasyum
Hücrelerin içinde bol miktarda bulunup, kanda ve doku arası sıvılarda daha az miktardadır.
Böbrek ve böbrek üstü bezi hastalıklarının dışında, kanda potasyum azalması aşırı ishal ve
kusma ile idrar söktürücü ilaçların uzun süre kullanılması halinde görülür. İlk belirtisi kas
güçsüzlüğüdür. İleri derecelere vardığında bağırsaklara ve solunum kasları dahil olmak üzere
tüm kaslarda hareket kısıtlılığı olacak ve bu da hayati tehlike yaratacaktır.
Potasyumun kanda yüksek düzeylerde bulunması, böbrek hastalığı, ciddi yanıklar, kanamalar
gibi etkenlere bağlı olarak idrar miktarının azalması hallerinde görülebilir. Genellikle fazla bir
belirti vermeden kalp üzerinde toksik etkiler gösterebilir. Bu etki de bazen hayati tehlikelere
yol açabilir.
Kalsiyum
Sağlıklı insanların kanının 100 mililitresinde 8.8 ile 10.4 mg. arasında kalsiyum bulunur.
İnsan vücudunda kalsiyum dengesi, paratiroid bezleri ve D vitamini tarafından düzenlenir.
Öncelikle kemik metabolizması ve kaslar için gerekli bir madensel maddedir.
Eksikliği halinde, dilde, dudaklarda, parmaklarda duyu değişiklikleri, kaslarda ağrı ve
kramplar görülür. Kalp de bir kas olduğu için kalsiyum metabolizmasından çok etkilenir.
Uzun süreli kalsiyumdan fakir beslenme, kemiklerin zayıflaması gibi bir sonuç yaratır.
Kalsiyumun kandaki düzeyinin gerektiğinden fazla olması hali, genellikle, paratiroid bezinin
hastalıklarında görülmektedir. Hafif dereceli yükselmeler, fazla bir belirti vermez. Bu
hastalarda sık böbrek taşları görülür. Kalsiyum yükseldikçe kas güçsüzlüğü, böbrek
kireçlenmesi, kemiklerde gereğinden fazla kireç toplanması gibi durumlar belirir.
Fosfor
Kalsiyumla birlikte hareket eden bir elemandır. Böbrek, paratiroid bezi ve hormon
düzensizliklerinde, vücuttaki fosfor dengesinde de bozulmalar olur.
Kronik açlıklar, bağırsaklardaki emilim bozuklukları, alkolizm, devamlı idrar söktürücü
kullanılması gibi hallerde kandaki düzeyi düşer. Tıp dilinde hipofosfatemi olarak adlandırılan
fosfor eksikliklerinde, sinir ve kas ilişkisinde aksaklıklar, kas güçsüzlüğü, kas hücresi yıkımı,
beyin fonksiyonlarında bozulma, koma ve hatta ölüm bile görülebilir.
Magnezyum
Magnezyum da vücudun önemli elementlerindendir. Kanın bir litresinde 1.6 ile 2.1
miliekivalan magnezyum bulunur.
Eksikliğinde, iştahsızlık, bulantı, kusma, uyuklama, güçsüzlük, titreme, kas seyirmeleri ve
kasılmaları gibi belirtiler görülür.
Yüksekliği, böbrek yetersizliği olan hastalarda, sindirim sistemi tedavisi amacıyla
magnezyumlu ilaçlar verilmesi halinde görülür. Kas refleksleri kaybolur, kalp elektrosunda
bozukluklar görülür, solunum ve dolaşım aksar, şok ve hatta ölüm bile görülebilir.
Eser Elementler
Sodyum, potasyum, fosfor, magnezyum ve kalsiyum gibi vücutta bol bulunan elementlerden
başka, çok düşük miktarlarda bulunmasına rağmen çok önemli görevler yapan maddeler de
vardır. Eser elementler olarak adlandırılan bu maddelerin önemlileri şunlardır;
Demir
Toplam olarak erkeklerde 3.45, kadınlarda ise 2.45 gr kadar demir, tüm vücuda dağılmış
olarak bulunur. Bunun %60-70 kadarı kan hücrelerinde hemoglobin içinde, %10-12 kadarı
kaslarda miyoglobin içinde ve enzimlerde, %15-30 kadarı da, karaciğer, dalak ve kemik
iliğinde depolanmış olarak bulunur.
Gıdalarla alınır. Kadınlar her ay adet kanamalarıyla kan kaybettikleri için, gıdalarında daha
fazla demir bulunmalıdır. En önemli demir kaynağı, et, karaciğer ve dalak gibi gıdalardır.
Gıdalarla az alınması, sindirim sisteminde demir emilimiyle ilgili sorun olması, kan kaybı gibi
hallerle vücutta demir azalması, kendini demir eksiklği kansızlığı şeklinde gösterir.
Bazı hastalıklarda ya da ilaç şeklinde gereğinden fazla demir alınmasında vücutta aşırı demir
birikir. Zamanında tedavi edilmezse, karaciğer sirozu, şeker hastalığı, ciltte bronz rengi,
kalpte büyüme ve tahribat gibi hayati önemi olan sorunlar yaratabilir.
İyot
Vücuttaki iyodun %80 kadarı tiroid bezinde bulunur. En önemli kaynağı, deniz ürünleridir.
Denizden uzak, deniz ürünlerinin yenmediği ortamlarda, eğer içme sularında da yeterli iyot
yoksa, iyot eklenmiş sofra tuzları kullanarak gereken miktarı almalıdır.
Yeterli iyot alınmadığı taktirde, iyot eksikliği guatrı denilen bir tür guatr görülür. Eksikliğin
ciddi olduğu hallerde, tiroid yetersizlğine bağlı ciddi sorunlar görülebilir.
İyot fazlalığının sorun yaratabilmesi için, alınması gereken dozun 20-30 kat fazla çok uzun
süreler için alınmalıdır. Bu da, ters bir etki yaratarak tiroid bezinin çalışmasını durdurabilir.
Çinko
İnsan vücudunda toplam olarak 1-2.5 gram çinko bulunur. Kemiklerde, dişlerde, saçta, deride,
kaslarda, testislerde ve karaciğerde depolanmış haldedir.
Toprak yiyenlerde, bağırsak paraziti olanlarda ve devamlı olarak lifli besinleri çok bol
tüketenlerde çinko eksikliği görülebilir. Eksikliği özellikle gelişme çağındaki çocuklar için
önem taşır. Yeterli çinko alamayanlarda, gelişme bozukluğu, saç, deri ve tırnak sorunları
görülür. İleri boyutlu eksikliklerde, çocukların cinsel gelişmesi de aksar.
FLUOR
Kemiklerin ve dişin yapısındaki önemli maddelerdendir. Çay ve deniz balıklarında bol
miktarda bulunursa da en önemli kaynak içme sularıdır. İçme sularına fluor katılması, o suyu
içen toplulukta diş çürüğü ihtimalini büyük oranda ortadan kaldırır.
Fluor alınması aynı zamanda osteoporoz denilen kemik zayıflaması hastalığını da önleyici ve
tedavi edici etki yaratacaktır.
Gereğinden fazla alındığında da zarar verebilir. Kalıcı dişler üzerinde sarı-kahverengi lekeler
ortaya çıkar ve diş minesi bu bölgelerde tahrip olmaya başlar. aşırı fluor yüklenmesi
kemiklerde de normal dışı gelişmeler ve eklemlerde çarpılmalar gibi belirtiler ortaya çıkarır.
Bakır
Normal bir erişkin insanda 100-150 mg. kadar bakır bulunur. Bunun %90 kadarı kas, kemik
ve karaciğerde depolanmış haldedir.
İleri derecede beslenme ve bağırsakta emilme bozukluğu olanlarda bakır eksikliği görülebilir.
Bu durumda kansızlık, cilt ve kemik kusurları ve zeka gelişme bozuklukları görülür.
Bakırın da fazlası zehirleyicidir. 15 mg.dan daha fazla elementel bakır yutulması halinde,
bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, yaygın kas ağrıları gibi belirtiler ortaya çıkar. Zihinsel
kusurlar ile koma ve ölüm de görülebilir.
Kobalt
B 12 vitamininin yapısına katılır. Eksikliği, bir çeşit kansızlık yapar. Kobalt eksikliği
bulunanların kansızlık amacıyla kulanılan ilaçlarına mutlaka kobalt katılmalıdır. Ancak kobalt
tedavisi, bu zehirli bir madde olduğu için çok dikkatle sürdürülmelidir. Aşırı miktarlar,
özellikle çocuklarda tiroid eksikliği ve kalp yetersizliği gibi tehlikeli durumların ortaya
çıkmasına neden olabilir.
Krom
Kromdan zengin bir madde olan bira mayası kullananlarda, kolesterol ve trigliserit gibi kan
yağlarında düşme, şeker toleransında düzelme görülmektedir. Şeker hastalarında ise insülin
ihtiyacı azalmaktadır. Ani kilo kaybı, sinir uçları tahrişi ve şeker toleransı bozukluğu olanların
tedavisinde en etkili madde kromdur.
Selenyum
E vitamini ile birlikte, antioksidan bir madde olarak tanınır. Böylece hücre yıkımını
yavaşlatmak gibi bir etkiye sahip olur.
Selenyumdan eksik beslenmenin çok uzun süreler devam etmesi, vücuttaki selenyumun da
azalmasına neden olur. Özellikle Çin'in bazı bölgelerinde çocukluk döneminde görülen kalp
kası hastalıklarının nedeni selenyum eksikliğidir. Daha düşük boyutlu selenyum eksikliğinde
tırnak yatağında beyazlanma, kaslarda ağrı ve hassasiyet görülür.
Selenyumun da aşırısı zarar verir. Özellikle hücre yaşlanmasını yavaşlatıcı etkisinin
belirlennmesinden sonra, selenyum haplarını gereğinden fazla kullanan kişilerde zehirlenme
belirtileri görülebilmektedir. Aşırı selenyum alındığı hallerde saç ve tırnak dökülmeleri, deri
döküntüleri ve polinevrit denilen sinir rahatsızlığı ortaya çıkar.
Manganez
Kemiklerin ve bir çok enzimin yapısına giren manganez, kepekli tahıllarda, yeşil yapraklı
sebzelerde ve çayda bol miktarda bulunur. Deney amacıyla manganezden arıtılmış bir
beslenmeye giren kişide kilo kaybı, bulantı, kusma, deri tahrişi, saç uzamasında yavaşlama ve
saç renginde beyazlaşma görülmüş.
Manganez zehirlenmesi ise beslenme ile fazla manganez alınmasıyla oluşmaz. Nadiren,
manganez üretimde çalışan kişilerde ortaya çıkabilir ve Parkinson hastalığı benzeri sinir
sistemi belirtileri ortaya çıkarır.
Molibden
Çok uzun süre, sadece damardan beslenmek zorunda kalınılan bir hastada molibden eksikliği
görülmüş. Bu hastada çok hızlı bir nabız, hızlı solunum, gece körlüğü, görme bozukluğu, aşırı
uyarılma ve koma ortaya çıkmış. Ancak bu durumun çok seyrek olduğunu da bilmek gerekir.
Silisyum
Hayvan deneylerinde, silisyum eksikliği, gelişme geriliği, kemik, kıkırdak ve bağ dokusu
bozukluklarına neden olmaktadır. Ancak şu ana kadar insanlarda silisyum eksikliği ile ilgili
bir tesbit yapılamamıştır.
Fazlalığı ise, magnezyum trisilikat yapısında olan antiasitleri, mide rahatsızlığı nedeniyle
uzun yıllar boyunca kullanan kişilerde görülür. Bu kişilerde silikat yapısında olan böbrek
taşlarına sık rastlanılmaktadır.
Görüldüğü gibi insan vücudunda bir çok element var. Bunların hemen hepsi çok önemli
görevler yapmakla beraber, fazlalığında ise toksik etki yaratmaktadır. Gerek eksikliği ve
gerekse fazla birikmeyi önlemenin tek yolu, hemen her türlü gıdanın yer aldığı karışık bir
beslenme uygulamak ve vitaminler de dahil olmak üzere hiçbir ilacı konunun uzmanı bir
hekime danışmadan kullanmamak.
www.toptansuaritma.com
su arıtma Ters Ozmos Nedir
Download