engellinin el kitabı - zihinsel engelliler federasyonu

advertisement
ENGELLİNİN
EL
KİTABI
BASKI
RENKFORM MATBAA Kağıt İnş. San. Tic. Ltd. Şti.
Turgut Özal Bulvarı No: 53/Z İskitler / ANKARA
Tel: +90 312 384 30 36 • Faks: +90 312 384 30 37
E-mail:[email protected] • Web: www.renkform.com
Bu kitap, Avrupa Birliği’nin yardımlarıyla hazırlanmıştır. Bu kitabın içeriğinden
yalnızca Zihinsel Engelliler Federasyonu sorumlu olup, herhangi bir şekilde AB’nin
görüşlerini yansıttığı şeklinde yorumlanamaz.
1
ÖN SÖZ
Değerli Okuyucular;
Elinizdeki bu kitap, zihinsel engellilerin en üst çatı kuruluşu Zihinsel Engelliler
Federasyonunca yürütülen, bir sosyal sorumluluk projesi olan ve AB hibesi ile
desteklenen,
“ Zihinsel Engelli Hakları Savunuculuğunda, STK ve Yerel Yönetim
Diyalogu( ZİHİNSEL-DİYALOG) adlı hibe projesi mali desteği ile hazırlanmıştır.
Uyguladığımız proje kapsamında Mersin, Edirne, Ağrı ve Ankara’da düzenleyeceğimiz
konferanslarla , engelli sorunları hakkında bilgilenmiş bir kamuoyu oluşturma, farkındalık
yaratma, daha da önemlisi; engellilerin toplumsal yaşama katılımlarının önünü açacak
olan yerel yönetimlerin yapacağı hizmet projelerini daha planlama aşamasında, hizmet
bekleyen engellilerin ihtiyaçlarını işin başında tespit etmek amacıyla, onların temsilcisi
olan Sivil Toplum Örgütlerini sürece dahil edip dinleyerek, hizmet bölgelerindeki
engellilere hizmet sunmak amacıyla kurulmuş Sivil Toplum Örgütleri ile diyalog kurarak,
ihtiyaç ve beklentileri tespit ederek, engellilerin, yapılacak yerel yönetim hizmetlerinden
en üst düzeyde yararlanmalarının önünün açılması hesaplanmıştır.
Gerek uluslararası belgeler, gerekse ulusal belgeler incelendiğinde, engelliler alanında
önemli yasaların çıkartıldığı, önemli gelişmeler sağlandığı halde, birçok engelli, hala yasal
hakları konusunda yeterli donanıma ve bilgiye sahip değildir. Bu önemli eksiklik ise,
engellinin kendisine sunulan haklardan yoksun olma, bu haklara ulaşamama ve hakkını
arayamama gibi sonuçları doğurmaktadır.
Bu eksikliği tespit eden federasyonumuz , kendisi de görme engelli olan, engelli hakları
konusunda uzman, Altınokta Körler Derneği Ankara Şube Başkanı Avukat Hasan TATAR’a,
federasyon yönetimimizin beklentileri ve istekleri doğrultusunda içeriğini hazırlattığımız
bu kitapta, engelliliğin tarihi süreçte geçirdiği evreleri, engelliliğe bakış açıları ve
yaklaşımları, engellinin de insan olması ve insan haklarından hareketle, uluslararası
belgelerde yer almasını, engellilerin toplumun diğer kesimleriyle, toplumsal yaşama tam
katılımlarını sağlayacak yasal düzenlemeleri ve uluslararası yasalara uyumlu olarak
ülkemizde çıkartılan yasa ve yönetmelikleri sadeleştirerek, anlaşılır bir dil ve günlük
hayatta karşılaşacağınız soruların cevapları ile, hedef kitlemiz olan siz engelli
kardeşlerimizin ve ailelerinizin ve engelli sorunlarına duyarlı siz değerli okuyucularımızın
bilgisine sunmaya çalıştık.
Engelli kardeşlerimizin, engelli bireyle yaşayan ailelerinin, hazırlattığımız, engellinin
hakları konusunda bir başvuru kitabı olmasını arzu ettiğimiz bu kitaptan en üst düzeyde
yararlanmaları, engellilerin de, toplumsal yaşamın tüm alanlarına diğer bireylerle eşit
katılımlarının sağlandığı bir Türkiye özlemi, dilek ve temennilerimle…
Ömer KOÇ
Zihinsel Engelliler Federasyonu
Genel Başkanı
2
İÇİNDEKİLER
Temel Kavramlar……………………………………………………………………… 4
Engelliliğe Yönelik Yaklaşımlar……………………………………………………… 7
İnsan Haklarından Engelli Haklarına Geçiş…………………………………………... 10
Engellilere Özgülenmiş Kapsayıcı Belgeler………………………………………….. 12
Avrupa Sosyal Şartı…………………………………………………………………… 13
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirisi……………………………………………. 18
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi……………………………………..... 19
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası…………….………………………………………... 47
Kanun Hükmünde Kararnameler…………………………………………………….. 50
572 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname……………………………………………. 50
573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname……………………………………………. 58
5378 Sayılı Özürlüler Yasası………………………………………………………… 65
2022 Sayılı Yenilenen Yönetmelik…………………………………………………..
83
Zihinsel Engel Nedir?................................................................................................... 99
Genetik Tanı Merkezleri……………………………………………………………... 102
DownSendromu……………………………………………………………………… 105
Otizim………………………………………………………………………………... 107
Rett Sendromu……………………………………………………………………….. 108
Mültipl Skleroz (MS)………………………………………………………………… 109
Sıkça Sorulan Sorular………………………………………………………………… 110
Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Veren Yetkili Hastaneler…………………………….. 115
Hakem Hastaneler…………….……………………………………………………… 127
3
TEMEL KAVRAMLAR VE ENGELLİLİĞE GİRİŞ
Temel Kavramlar çerçevesinde, konumuzun yeterince anlaşılabilmesi için
bazı kavramların tanımlanması ve içeriklerinin açıklanması gerekmektedir. Bu bağlamda;
HAK, ENGELLİ, AYRIMCILIK ve ENGELLİLİĞE DAYALI AYRIMCILIK
KAVRAMLARINI ELE ALARAK BAŞLIYORUZ.
HAK:
Hukuk Düzeni tarafından kişiye tanınan yetki olarak tanımlanmaktadır. Bu yetki
sayesinde kişi, bazı özgürlüklerden ve olanaklardan yararlanabilmektedir.Bu nedenle
hakkın öznesi kişidir. Kişilik ise, özgür bireyin sahip olduğu bir niteliktir.Bu yüzden ilkel,
köleci ve feodal toplumlarda HAK kavramından söz edilemez. Çünkü ilkel toplumlarda
birey, komünal kolektif içerisinde erimiş ve kaybolmuştur. Köleci Toplumda efendisine
bağlı, gerektiğinde alınıp satılabilen ve öldürülebilen, konuşan alet olarak görüldüğü için
insan yerine bile konulmayan bir köle; FeodalToplumda ise, “Allahın kulu”, feodal beye,
kayıtsız koşulsuz bağımlı toprakbent bir köylüdür. Bu nedenle Bireyin hak öznesi kişi
olabilmesi için köleci ve feodal bağımlılıklardan kurtulması, emeğini istediği kapitaliste
satan “özgür” sanayi ya da tarım işçisi olması gerekmiştir.
Tabii Hukuk anlayışına göre HAK, sıkı sıkıya insana bağlı, onun doğumla
kazandığı vazgeçilemez, devredilemez ve dokunulmaz niteliklerdir. Bu niteliklerin toplamı
özgür bireyi yani insanı oluşturur.
Toplumsal Sözleşme anlayışına göre, tarihin çok eski zamanlarında özgür
olarak yaşayan insanlar, giderek güçlünün güçsüzü ezmesi ve ortaya çıkan anarşi
karşısında yetkilerinin yani hak ve özgürlüklerinin bir bölümünü yazılı olmayan bir
“Toplumsal Sözleşme” ile Devlet adı verilen bir organizasyona devretmişlerdir. Fakat
yetkileri ve egemenlik hakkını elinde topladıkça ceberrütleşen Devletten bu yetkileri
alabilmek için mücadele etmek zorunda kalmışlardır.
Başta Yaşam ve Özgürlük olmak üzere Sağlık, Eğitim, Yiyecek, Barınma ve
toplumsal hizmetleri de kapsayacak biçimde, Sağlığına ve Esenliğine Uygun bir Yaşam
Düzeyine Kavuşma; Yasanın Koruyuculuğundan Eşit olarak Yararlanma; Barışçıl Amaçlar
için Toplanma ve Dernek Kurma; Evlenme, Mal ve Mülk Edinme; Çalışma, İşini Seçme;
Din, Vicdan Düşünce ve Anlatma hakları gibi hak ve özgürlükler, Evrensel İnsan Hakları
Bildirgesinde yer alan temel insan hakları dizgesini oluşturmaktadır.
4
ENGELLİ:
Bu sözcük son yıllarda ortaya atılmış ve benimsenmiştir.3 Mayıs 2013 tarihinde
yürürlüğe giren 6462 sayılı Kanun ile mevzuatımızdaki bütün “sakat ve özürlü”
sözcükleri, “engelli” sözcüğü ile değiştirilmiştir. Günümüzde ENGELLİ sözcüğü, bireyin
kişisel bir özelliğine değil de, toplumsal ve çevresel etkenlere dikkat çekmesi bakımından
önemli bir zihniyet değişikliğine zemin hazırlayıcı niteliktedir. Ancak, bu sözcük, bireyin
kişisel özelliğine dikkat çeken SAKAT ve ÖZÜRLÜ sözcüklerinin bütün içeriğini
yansıtmamaktadır. Bireyin engelli olmasına yol açan tüm etkenler ortadan kaldırılsa,
insanlığın ulaştığı uygarlık ve teknoloji düzeyi, bireyin tam anlamıyla bağımsızlaşmasına
olanak sağlasa bile çeşitli nedenlerle gözü görmeyen, kulağı duymayan, konuşma
bozukluğu olan, yürüme güçlüğü çeken, elsiz, kolsuz, bacaksız insanlar var olmaya,
dolayısıyla bu insanlara ne ad verileceği sorunu, iletişim aracı olan Dil’in gündemini işgal
etmeye devam edecektir. Kaldı ki, bugün de yerine göre bu sözcüklerden en uygun
olanını kullanma gereksinimi sık sık karşımıza çıkmaktadır. Söz gelişi, “Trafik kazasında
üç kişi sakatlandı.” tümcesi yerine, “Trafik kazasında üç kişi engellendi.” Dememiz, bizi
gülünç durumlara düşürebilir. Bir olayı anlatırken bireysel bir eksikliğe dikkat çekmek
için “kör” sözcüğünü yeğleyebiliriz. Bu nedenlerle sözcük fetişizmi tehlikesine düşmeden
bulunduğumuz ortama ve konuştuğumuz olguya göre engelli, özürlü ya da sakat
sözcüklerinden herhangi birini kullanabiliriz.
Bu açıklamalardan sonra “Engelli” sözcüğünün tanımına geçebiliriz. 5378 sayılı
Kanun, bu sözcüğü şöyle tanımlamaktadır:
ENGELLİ:
Fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeyde kayıplarından dolayı
topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını kısıtlayan tutum
ve çevre koşullarından etkilenen bireydir.
İnsanlık tarihi boyunca, fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli
düzeylerde kayıpları olan bireyler her zaman var olagelmiştir. Savaşlar, beslenme
kaynaklarının yetersizliği, salgın hastalıklar, kazalar, deprem, sel gibi doğal afetler ve
kalıtsal etkenler, her dönem sakat bireylerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Dönemlere
göre değişen, toplumun sakat bireye karşı tutum ve davranışlarıdır. Bu tutum ve
davranışlar, yaşanılan toplumsal yapının ve üretim biçiminin düzeyine ve özelliklerine
göre farklılıklar göstermiştir. Temel soru şudur: Var olan üretim biçimi ve toplumsal
işbölümünün düzeyi, sakat bireyin yaşamasına ve bir işlev yerine getirmesine olanak
vermekte midir? Bu sorunun yanıtı olumlu ise, sakat bireyin yaşamasına ve toplumsal
işbölümü içerisinde yer almasına toplum tarafından izin verilmekte; bu soruya verilen
5
yanıt olumsuz ise, sakat birey bir biçimde yok edilmekte ve öldürülmektedir. Bu durum
toplum vicdanını yaraladığı için söz konusu öldürme eylemleri, geleneksel ya da dinsel
törenler gerçekleştirilmekte ve meşrulaştırılmaktadır. Böylece toplum vicdanı
susturulmaya çalışılmaktadır.
İlkel toplumlarda sakatlar, ıssız dağ başlarına ve akarsulara bırakılarak
öldürülmektedirler. Çünkü toplumun üretim düzeyi, ancak bir kişinin karnını doyurmasına
olanak vermektedir. Üretim dışında kalan sakatlar ve yaşlılar, bin bir çabayla elde
edilebilen beslenme kaynaklarına ortak olmakta ve topluluğun devamlılığını tehdit
etmektedirler. İlkel topluluk için onlar, asalaktır ve fazladan boğazdır.
Köleci toplumlar, üretim araçlarının gelişimi ve geniş köle kitlelerinin emeği
sayesinde önemli bir üretim fazlası elde edebilmiş; bu nedenle sakatları öldürmek yerine,
onlara toplumsal işbölümü içerisinde yer vermiştir. Eski Roma’da körlerin pazu gücünden
yararlanılır; körler, ya bostan dolaplarına beygir yerine koşulur ya da kalyonlarda kürekçi
olarak çalıştırılırdı. Roma kentinin varoşlarında özgür Romalıların eğlence ve cinsel
gereksinimlerini karşılayan ”şarkıcı kör kızlar”ın yaşadığı mahalleler bulunurdu. Eski Çin
İmparatorları ise körlerin ezber yeteneğinden yararlanarak onlara İmparatorluk
fermanlarını ezberletip memleketin dört bir yanına gönderirlerdi. Osmanlı Toplumunda
“sesi güzel, nefesi güçlü” körlerin “hafız” olarak değerlendirildiğini biliyoruz.
Ortaçağın Feodal Toplumlarında sakatlar ya Devletin veya Kilisenin
himayesine alınarak aciz hanelere kapatılmış ya da dilenci şebekelerinin eline düşerek
halkın merhamet duygularından yararlanıp yaşamlarını sürdürmeye çalışmışlardır.
Burjuva devrimleriyle birlikte ortaya çıkan Aydınlanma Döneminde İnsan
Hakları Hareketine koşut olarak sakatların da insan oldukları, bu nedenle bazı haklara
sahip olmaları gerektiği anımsanmış; onların eğitimi ve istihdamı yolunda bazı adımlar
atılmaya başlanmıştır. Sakatların mesleki eğitimi, rehabilitasyonu ve istihdamı
konusundaki asıl gelişmeler, 20. yüzyılın ilk yarısında yaşanan iki dünya savaşı sırasında
ve sonrasında meydana gelmiş; sağlıklı nüfus cephelere sürülürken kadınlar, çocuklar ve
sakatlar, cephe gerisinde boş kalan üretim sürecinin içerisine çekilmiştir. Böylece
sakatların üretim sürecinde nasıl bir rol üstlenebilecekleri denenmiş ve öğrenilmiştir. Bu
yüzden sakatlara yönelik haklar, ulusal ve uluslar arası belgelere, İkinci Dünya
Savaşı’ndan sonra girmeye başlamıştır.
AYRIMCILIK:
“Bir grup insanın dil, din, cinsiyet ya da bedensel farklılıklarından dolayı diğer
insanlarla eşit koşullar altında temel hak ve özgürlüklerini kullanmasını veya bunlardan
6
yararlanmasını engelleyen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamadır. (ÖZİDA 2010
Araştırması)
Bu tanım çerçevesinde tarihsel olarak, engelliliğe, cinsiyete, sınıfsal konuma dinsel
inanışa, ırk ya da etnik kökene, yaşa, cinsel yönelime dayalı ayrımcılık biçimlerinden söz
edebiliriz.
ENGELLİLİĞE DAYALI AYRIMCILIK:
“Siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak
ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya
bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım,
dışlama veya kısıtlamadır.” (5378 sayılı Yasa).
Tarihin ilk ayrımcılık biçimi, engelliliğe dayalı ayrımcılıktır. İnsanlığın toplum olarak
yaşadığı andan itibaren üretim dışı kaldıkları ve toplumun bin bir güçlükle elde ettiği kıt
beslenme kaynaklarına ortak oldukları için sakatlara karşı sert ayrımcı tutum ve
davranışlar sergilenmiş; olumsuz değer yargıları beslenmiştir. Dinsel, insani ve vicdani
nedenlerle bastırılan ayrımcı duygular, bilinç-altına itilmiş; ama her dönem çeşitli
vesilelerle en acımasız biçimleriyle kendilerini hissettirmişlerdir. Gaipten haber veren
kişiler olarak düşünülen körlerden korkulması, sakat doğumların bir uğursuzluk işareti
olarak görülmesi, cüzamlıların ıssız adalarda ölüme terk edilmesi, günümüzde Milli Eğitim
Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirinin öğretmenlik hakkının engellilere yasaklanmasını
öngören Yönetmeliğin iptali için açılan davanın duruşmasında Danıştay yargıçlarına
hitaben: “Siz olsanız çocuklarınızı kör bir öğretmene teslim eder misiniz?” sorusu,
Keçiborlu’nun Senir Lisesi’ne felsefe öğretmeni olarak atanan görme engelli İbrahim Er’in
okuldan uzaklaştırılması için velilerin başlattıkları kampanya, çok çağdaş olarak
tanıdığımız Güzel Sanatlar Okulu Müdiresi Prof. Dr. Can Etili’nin, okulun sınavını
birincilikle kazanan Ceyda’yı “altyapımız uygun değil” gerekçesiyle öğrenciliğe kabul
etmemesi… bütün bunlar engelliliğe dayalı ayrımcılığın bazı örnekleridir.
Engelliliğe Yönelik Yaklaşımlar /Modeller
Bu tarihsel gelişme, engelliliğin algılanmasında dört yaklaşımın ayırt edilmesine
olanak verebilir.
İlkel Yaklaşım:
Bu yaklaşım, genellikle ilkel toplumların ve ortaçağ teokratik feodal toplumlarının
bakış açısını yansıtmakta ve bir dizi hurafeden oluşmaktadır. Sakatlık,gazaba gelmiş
Tanrıların insanlara bir cezasıdır. Bir uğursuzluk işaretidir. İnsanların işledikleri
7
günahların kefaretidir. Diğer insanlar ibret alsın diye Tanrı tarafından gerçekleştirilmiş bir
durumdur… Bu örneklerden de anlaşılacağı gibi, hiçbir bilimsel dayanağa sahip olmayan
İlkel Yaklaşım, daha çok toplumun sakatlık olgusu karşısında duyduğu tepkiden ve
korkudan kaynaklanmaktadır.
Tıbbi Yaklaşım:
Aydınlanma Dönemiyle birlikte bilimsel bakış açısının güçlenmesinden sonra
sakatlık olgusuna bakış açısında ciddi değişiklikler meydana geldi. Artık sakatlık doğa
üstü güçlerin insanlığa musallat ettiği bir şey değil, bizzat dünyevi nedenlerle ortaya çıkan
bir olgudur. Trafik kazalarının, iş kazalarının, beslenme kaynaklarının yetersizliğinin,
sağlık hizmetlerindeki yetersizliklerin, salgın hastalıkların, doğal afetlerin… bir
sonucudur. Bu nedenle insan vücudunda veya işlevlerinde meydana gelen bir arızadır. Bu
arızanın giderilmesi için tıbbi yardım yapılmalıdır. Özetle sakatlık, tıbbın bir konusudur ve
sakatlar hasta kişilerdir.
Tıbbi Yaklaşım, sakatların rehabilitasyonu çalışmalarının geliştirilmesine yol açmış;
rehabilitasyon hakkının temelini oluşturmuştur. Bu nedenlerle İkinci Dünya Savaşı’ndan
sonra ortaya çıkan sakatlara ilişkin bütün belgelerde esas olarak rehabilitasyon hakkına ve
çalışmalarına vurgu yapılmaktadır. Tıbbi Yaklaşım, 20. yüzyılın tamamına yakınında
egemen olmuş; ancak son 30-40 yıl içerisinde sorgulanmaya ve eksikliklerine dikkat
çekilmeye başlanmıştır. Ülkemizde hala Tıbbi Yaklaşımın izlerine rastlanmaktadır. 1924
yılında Atatürk’ün bağışladığı İzmir’deki Atlı Köşk’te faaliyete başlayan Körler, Sağırlar
ve Geri Zekalılar Müessesesi’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak açılması ve başına Ruh
ve Sinir Hastalıkları uzmanı bir müdür atanması da bu yaklaşımın ürünüdür. 1950’lerden
sonra yapılan yanlışlık kavranmaya, yurtdışında özel eğitim alanında eğitim gören Mitat
Enç’in olumlu etkisiyle Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde körler ve sağırlarla ilgili özel
eğitim okulları açılmaya başlanmıştır.
Sosyal Yaklaşım:
Tıbbi Yaklaşımın sakatlık olgusunu ve çözüm yollarını kavramaya yetmediği
anlaşıldıkça soruna bireyin bir özelliği olarak sakatlık üzerinden değil de, çevresel ve
toplumsal koşulların etkisini de hesaba katan bir açıdan bakılması gereksinimi duyulmaya
başlamıştır. Evet, sakatlık, bireyde meydana gelen fiziksel veya işlevsel bir yetki kaybıdır;
bu bakımdan bireye özgü bir özelliktir. Ama sakatlığı sorun haline getiren bu özelliği
değil, çevresel ve toplumsal koşullardır. Toplumun sakatlara yönelik ayrımcı tutum ve
davranışları ile olumsuz değer yargılarıdır. Uygarlığın ve teknolojinin kazanımlarının sakat
bireyin hizmetine sunulamamasıdır. Bütün bunlar değiştirildiği, fiziksel çevre sakatların
erişimine uygun hale getirildiği, kentler, konutlar, yollar, parklar, kullanılan bütün
8
araçlar…her şey engelliler dahil herkes için tasarlandığı, ayrımcı uygulamalara, değer
yargılarına, tutum ve davranışlara son verildiği takdirde, sakatlık toplumsal bir sorun
olmaktan çıkacak, bireyin bir özelliği, toplumsal çeşitliliğin bir rengi, en fazlasından
bireysel bir yoksunluk haline dönüşecektir. Demek oluyor ki, sakatlık toplumsal bir bakış
açısıyla ele alınmalı, sakat birey, toplumsal var oluşu içerisinde değerlendirilmelidir. İşte
bu, Sosyal Yaklaşımın temelinde yatan perspektiftir.
Sosyal Yaklaşımın benimsenmesiyle birlikte sakatlığa bakış açısında köklü değişimler
ortaya çıkmış; sadece rehabilitasyon değil, eğitimden istihdama, sosyal güvenliğe fiziksel
çevreye dek pek çok alanda hakları içeren yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiş; önemli
ilerlemeler kaydedilmeye başlanmıştır. Sakat Kişilerin Hakları Bildirgesi, Sakatlar için
Fırsat Eşitliği konusunda Standart Kurallar gibi uluslar arası belgeler, Sosyal Yaklaşımın
damgasını taşımaktadır. Ülkemizde de devlet politikası, 25-30 yıldan beri Sosyal
Yaklaşıma dayanmaktadır. Ancak henüz toplumda bu doğrultuda yaygın bir bilinç
oluşturulabilmiş değildir.
İnsan Hakları Yaklaşımı:
Sosyal Yaklaşım, önemli bir zihniyet değişikliğine ve toplumsal önlemlerin
alınmasına yol açmakla birlikte, insan olarak sakat bireyin de hak öznesi olduğu,
doğuştan edinilen vazgeçilmez, devredilemez ve dokunulmaz haklarla donanmış yurttaş
olduğu noktasının bilince çıkarılmasına yetmemektedir. Bu nedenle yeni bir yaklaşıma
gereksinme duyulmuştur. Engelliler de bütün insanlar gibi temel haklara sahiptirler.
Dolayısıyla engelli hakları denilen şey, gerçekte insan haklarından başka bir şey değildir.
Onun devamı niteliğinde haklardır. Burada şu soru sorulabilir: Peki, madem ki, engelli
hakları, gerçekte insan haklarından ibarettir; o halde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
varken ayrıca engelli haklarının düzenlenmesine, daha geniş bakarsak, kadın haklarının,
çocuk haklarının düzenlenmesine gereksinim var mıdır? Evet, vardır. Çünkü İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesinde sayılan haklar çok geneldir ve manifesto niteliğindedir. Bu hakların
her ayrımcılığa tabi tutulan toplum kesimi için kullanılabilir, uygulanabilir hale
getirilmesi, bu yüzden yeniden tanımlanması gerekmektedir. Söz gelişi, haklara, olanaklara
ve hizmetlere erişim, bütün insanlar için önemli olmakla birlikte, engelliler için daha
kapsamlı ve daha özgün nitelikler taşımaktadır. Erişim sorununun engellilere özgülenmiş
bir biçimde yeniden yorumlanması, mekanizmalarının tanımlanması zorunludur. Aksi
halde haklardan engellilerin yararlanmaları olanaksızlaşır. Seçme, seçilme hakkı bütün
insanlar için geçerlidir. Ama bu hakkın kullanımında engellilerin önünde duran engeller
karşısında engellilere özgü önlemlerle ve mekanizmalarla birlikte bu hakkın da yeniden
düzenlenmesi gerekir. Toplumun bütün kesimleri için eşitliğin önündeki tüm engeller
kalktığında belki de bu hakların ayrımcılığa maruz kalan toplum kesimleri için ayrı ayrı
düzenlenmesine gereksinim kalmayacaktır.
9
İnsan Hakları Yaklaşımı, aynı zamanda engellilere verilen hizmetlerin ve olanakların
bir lütuf, bir bağış olmadığına, insan olmaktan kaynaklı vazgeçilmez ve dokunulmaz bir
hak olduğuna vurgu yaparken, hak temelli bir mücadeleyi de gündeme getirmektedir. Bu
nedenle örgütlenme ve savunuculuk etkinliklerini bu hakların elde edilmesi ve
uygulanabilir hale dönüştürülmesi için zorunlu kılmaktadır.
İnsan Hakları Yaklaşımı, Sosyal Yaklaşımın anti-tezi değil, tamamlayıcısıdır. Sosyal
Yaklaşımın yetersizliklerini gidermekte; onu geliştirmektedir.
İnsan Haklarından Engelli Haklarına Geçiş: Hak Temelli Yaklaşım
İnsan Haklarının Doğuşu ve Gelişimi
İnsan Hakları kavramı, Reform ve Rönesans hareketlerini izleyen Aydınlanma
döneminde ortaya çıkmıştır. Feodal Toplumun bağrında filizlenip gelişen kent-soylu sınıf
(burjuvazi), mücadele bayrağına, O rtaçağa ait feodal değerlere karşı Özgürlük-EşitlikAdalet-Kardeşlik gibi sloganları yazarak dünya ve din derebeylerine karşı çetin bir
mücadeleye girişmiş; akıl ve insan odaklı rasyonalizm ve hümanizm gibi düşünce
akımlarını desteklemiş; insanların doğuştan getirdiği vazgeçilmez, dokunulmaz ve
devredilmez hakları bulunduğunu ileri sürmüştür. Ümmet yerine ulus kavramını
geliştirmiş; egemenliği gökten yere indirerek ulusa devretmiş; dogmaların ve hurafelerin
yerine aklı özgürleştiren laikliği savunmuştur. Başlıca amacını Demokratik Cumhuriyet
olarak ilan etmiştir. Milli pazarı yaratarak toprak parçasını yurt, bireyi ise haklarla
donatılmış yurttaş haline getirmiştir.
İnsan Haklarından Engelli Haklarına Geçiş
Aydınlanma sürecinde gelişen insan ve akıl odaklı düşünce akımları, o güne kadar
dibe bastırılmış ve görünmez hale getirilmiş engellilerin anımsanmasına da yol açmış;
engellilerin de insan oldukları, dokunulmaz haklara sahip bulundukları kavranmaya, eğitim
ve iş yaşamına katılmaları için bazı önlemler alınmaya başlanmıştır.
Öncelikle görme engellilerin ve işitme engellilerin eğitimine eğilinmiş; 19. yüzyılın
ortalarında Braille yazısının icadı ile birlikte Fransa’da başlayan körler okulları, hızla
bütün kıtaya yayılmış, daha sonra ABD de bu sürece katılmıştır. Engellilerin
çalıştırılabileceği iş ortamları oluşturulmuş; özellikle işitme engellilerin çalışabileceği
marangozhaneler kurulmuştur. Ancak bütün bu uygulamalar yaygın olmayıp deneme
niteliğindedir.
Asıl gelişmeler 20. yüzyılda yirmi yıl arayla yaşanan iki dünya savaşı sırasında ve
sonrasında ortaya çıkmıştır. Sağlıklı genç nüfus cephelere sürülünce, cephe gerisinde
10
tarımda ve sanayide çocuk, kadın ve engelli emeğine gereksinim duyulmuş; bu deneyim
engellilerin ne gibi işlerde başarılı olabileceklerine ilişkin bir laboratuar rolü oynamıştır.
Böylece engellilere yönelik istihdam politikalarının yolu açılmıştır. Özellikle savaşta
sakatlanan kişiler için savaş sonrasında kaybedilen yetilerin yeniden kazandırılması ve
sakatlanan kişilerin güçlendirilmesi amacıyla rehabilitasyon çalışmalarına başlanmış; bu
doğrultuda yasalar hazırlanmıştır.
Engelli kişilerin eğitiminin özel yöntemler gerektirdiğinin keşfiyle birlikte, Özel
Eğitim, pedagojinin bir alt dalı olarak gelişmiş; önce ayrı okullarda özel yöntemlerle
başlatılan
eğitim,
diğer
okullarda
kaynaştırma
eğitimine
dönüştürülerek
yaygınlaştırılmıştır. Böylece istihdam, rehabilitasyon ve eğitim alanlarında belirginleşen
engelli hakları, ulusal mevzuatlardan çıkıp uluslararası belgelere yansımaya başlamıştır.
Kuşku yok ki, 10 Aralık 1945 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, bu
gelişme için sağlam bir temel oluşturmuştur.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 2:
Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da
toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım
gözetilmeksizin, bu Bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir.
Görüldüğü gibi Bildirge, her ne kadar engelli bireylerden ve engelliliğe dayalı
ayrımcılıktan söz etmemekte ise de, ayrımcılık nedenlerini ucu açık olarak saymakla
engelliliğe dayalı ayrımcılığın yasaklanmasının da yolunu açmaktadır.
Ayrıca, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin temellerini oluşturan başta yaşam ve
özgürlük olmak üzere sağlık, eğitim, yiyecek, barınma ve toplumsal hizmetleri de
kapsayacak biçimde, sağlığına ve esenliğine uygun bir yaşam düzeyine kavuşma; yasanın
koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma; Barışçıl amaçlar için toplanma ve dernek
kurma; evlenme, mal ve mülk edinme; çalışma, işini seçme; din, vicdan düşünce ve
anlatma hakları gibi hak ve özgürlükler bütün insanlara tanındığına göre insanlığın
ayrılmaz bir parçası olan engellilere de tanınmış olmaktadır.
Tavsiye niteliğindeki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesindeki hak ve özgürlükler, 1950
tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile bağlayıcı hale getirilerek güvenceye alınmıştır.
Bu sözleşmenin 14. Maddesi, Ayrımcılık Yasağı başlığıyla yine ucu açık olarak sayılan
nedenlere bağlı ayrımcılık türlerinin tamamını yasaklamıştır.
1966 tarihli Birleşmiş Milletler İkiz Sözleşmeleri, Medeni ve Siyasal Haklar
Sözleşmesi (MSHS) ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (ESKHS) de
kapsadıkları hak ve özgürlükler bakımından benzer niteliktedir.
11
Ayrımcılık yasağı ile ilgili olarak kabul edilen temel ILO sözleşmesi, 1958 tarihli, 111
No’lu Ayrımcılık (İstihdam ve Meslek) Sözleşmesidir. Sözleşme, iş verme, eğitim ve
çalışma koşullarının düzenlenmesinde ırk, renk, cinsiyet, din, siyasal görüş, ulusal kimlik
ve sosyal köken temelinde ayrımcılık yapılmasının ulusal politikalarla önlenmesi, fırsat ve
uygulama alanında eşitliğin geliştirilmesi çağrısında bulunur
Engelliliğin bir ayrımcılık nedeni olarak açıkça anıldığı bağlayıcı nitelikteki ilk
uluslararası hukuk belgesi 1989 tarihli Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi' dir.
Sözleşmenin 2. Maddesi, 1. Bendinde “Taraf Devletler, bu Sözleşmede yazılı olan hakları
kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, anne babalarının veya yasal
vasilerinin sahip oldukları ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal,
etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım
gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler” denilmektedir.
1923 yılında imzalanan ve Türkiye’nin de taraf olduğu tavsiye niteliğindeki Cenevre
Çocuk Hakları Beyannamesinde de dolaylı olarak engelli çocuklara dikkat çekilmiş
olması, çocuk hakları belgelerindeki duyarlılık düzeyini göstermesi bakımından ilginçtir.
Doğrudan doğruya engellileri ilgilendiren ilk uluslararası belge BM Çalışma
Örgütünün Sakatların Mesleki Rehabilitasyonu Hakkında Tavsiye Kararlar olup,
engellilerin istihdamı, mesleki eğitimi, mesleki rehberlik ve korunmalı istihdam konularına
ilişkindir. Henüz bu haklar somut bir çerçeveye oturtulmamış; bunun için 1961 tarihinde
kabul edilen Avrupa Sosyal Şartını beklemek gerekmiştir. 1996 tarihinde yeniden gözden
geçirilen Avrupa Sosyal Şartında engellilerin mesleğe yöneltilmesi düzenlemektedir. 1996
yılında yeniden gözden geçirilirken bağımsız yaşam hakkına da vurgu yapılmıştır
Sadece Engellilere Özgülenmiş Kapsayıcı Belgeler
Daha sonraki süreçte gerek Birleşmiş Milletlerin gerekse Avrupa Konseyi ve Avrupa
Birliğinin. engellilere ilişkin çok sayıda ilke ve tavsiye kararları ile eylem planları
yayınlanmıştır. Ancak bu çalışmada bunlar içinde kapsayıcılığı ve bağlayıcılığı
bakımından önemli olan belgelere değinilecektir. Bu belgelerden;
9 Aralık 1975 tarihli ve 3447 nolu Engelli Kişilerin Hakları Bildirgesi,
20 Aralık 1993 tarih 48/96 sayılı Engelliler İçin Fırsat Eşitliği Konusunda
Standart Kurallar,
2006 tarihli Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, hem engellilere ilişkin belli başlı
bütün konuları kapsamaları, hem engelli örgütlerinin karar alma süreçlerine etkin olarak
katılımları, hem de eşitliğin ve ayrımcı muamele yasağını güçlü bir biçimde vurgulamaları
12
bakımından önemlidirler. Üstelik Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, sözleşme
formatında hazırlanıp Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin imzasına açıldığından kabul eden
ülkeler açısından bağlayıcı bir iç hukuk metni niteliğindedir.
Engelli Kişilerin Hakları Bildirgesi 13 maddeden ibaret olup, 2. Maddesi ayrımcılık
yasağına vurgu yaparken, 3. Maddesi eşitlik ilkesini düzenlemekte; 12. maddesi ise ilk
defa engelli örgütlerinden ve üyeleriyle istişareden söz etmektedir.
Engelliler İçin Fırsat Eşitliği Konusunda Standart Kurallar ise 22 maddeden oluşmakta
ve engelli hakları konusunda daha ayrıntılı tanımlar vermektedir. Bu özelliklerine ek
olarak Standart Kuralların getirdiği yenilikler şöyle özetlenebilir.
1.
Engellilere özgü hakların yanı sıra medeni, siyasi ve ekonomik temel haklar,
engelliler açısından güvence altına alınmıştır.
2.
Anayasada engellilere ilişkin hakların yer alması, ayrıca engellilere
özgülenmiş yasaların çıkarılması öngörülmüştür.
3.
Engelli örgütlerinin, karar alma süreçlerinin tüm aşamalarına etkin bir
biçimde katılımı ve yol göstericiliği garanti altına alınmıştır.
4.
Ayrımcılık yasağı ve eşitlik hakkı, güçlü bir biçimde vurgulanmıştır.
Bu özellikleriyle standart kurallar, engelliler için uluslararası bir sözleşmenin temelini
oluşturmuştur. Nitekim Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme bu
temel üzerine inşa edilmiştir.
5.
Engelli haklarının izlenmesi için bir izleme ve denetim mekanizması
oluşturulmuştur.
Avrupa Sosyal Şartı:
Strasbourg, 3.V.1996 Gayri resmi tercümedir
Madde 15 - Özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve
katılma hakkı :
Akit Taraflar, yaşları, özürlerinin nedenleri ve niteliği ne olursa olsun, özürlülerin
toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkını etkili bir biçimde
kullanabilmelerini sağlamak amacıyla özellikle, aşağıdakileri taahhüt ederler:
13
1 Mümkün olduğunda genel plan çerçevesinde, ya da bu mümkün değilse, kamusal ya
da özel uzmanlaşmış organlar aracılığıyla özürlülerin yönlendirilmesini, öğrenimini ve
mesleki eğitimini sağlamak için gerekli önlemleri almak.
2 Normal çalışma ortamında özürlüleri istihdam etmek ve onların istihdamını
sürdürmek ve çalışma koşullarını özürlülerin gereksinimlerine uyarlamak, ya da özürlülük
nedeniyle bunun mümkün olmadığı durumlarda çalışmayı buna göre düzenlemek ya da
özrün düzeyine göre güvenli bir istihdam türü yaratmak için, işverenleri özendirmeye
yönelik bütün önlemlerle onların istihdam edilmelerini teşvik etmek. Bazı durumlarda bu
önlemler uzmanlaşmış yerleştirme ve destekleme hizmetlerine başvurmayı gerekli
kılabilir.
3 Özellikle, teknik yardımları da içermek üzere, iletişim ve hareket engellerinin
üstesinden gelmeyi ve ulaşım, barınma, kültürel etkinlikler ve boş zaman kullanımını
sağlamayı hedefleyen önlemler yoluyla özürlülerin toplumla tam olarak bütünleşmelerini
ve toplum yaşamına katılmalarını teşvik etmek.
Avrupa sosyal şartı, 2007 yılında TBMM'de kabul edilmiş ve zamanın
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER tarafından imzalanarak bağlayıcılığı olan bir iç
hukuk belgesi olmuştur.
9 Nisan 2007 PAZARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 26488
MİLLETLERARASI ANDLAŞMA
Karar Sayısı : 2007/11907
27/9/2006 tarihli ve 5547 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli "(Gözden
Geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartı"nın ilişik Beyan ile onaylanması; Dışişleri Bakanlığı'nın
2/3/2007 tarihli ve HUMŞ/161 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 22/3/2007 tarihinde
kararlaştırılmıştır.
Ahmet Necdet SEZER
CUMHURBAŞKANI
Avrupa Parlamentosu, Avrupa Sosyal Şartının onaylanmasından sonra, aşağıda sadece
kabul tarihleri ve başlıklarını verdiğimiz bir dizi eylem planı, bildirge ve direktifler
yayımlayarak, üye devletler için bağlayıcılığı olan belgelerle, engellilerin toplumsal
yaşama eşit yurttaşlar olarak tam katılımlarının önünü açmıştır.
14
Özürlüler için engelsiz Avrupa
30 Ekim 2003, Sonuç Tebliği
Özürlülere Yönelik Fırsat Eşitliği: Avrupa Eylem Planı
27 Kasım 2000, Konsey Kararı
Ayrımcılığa karşı topluluk eylem planı oluşturulması (2001-2006)
27 Kasım 2000, Konsey Direktifi
İstihdamda ve işte eşit muamele konusunda genel çerçeve (2000/78 EC)
Avrupa Birliği Temel Haklar Belgesi (2000/C 364/01)
15 Haziran 2003, Konsey İlke Kararı
Özürlü bireylerin istihdamının ve toplumsal bütünleşmelerinin teşvik edilmesi
(2003/C 175/01)
6 Mayıs 2003, Konsey İlke Kararı
Özürlü bireylere yönelik kültürel etkinlikler ve bu etkinliklere ulaşılabilirlik
(2003/C 134/05)
5 Mayıs 2003, Konsey İlke Kararı
Özürlü öğrencilere eğitim ve mesleki eğitimde fırsat eşitliği sağlanması (2003/C
134/04)
17 Haziran 1999, Konsey İlke Kararı
Özürlü kişilere istihdamda fırsat eşitliği sağlanması (1999/C 186/02)
4 Haziran 1998, Konsey Tavsiye Kararı
Özürlüler için park kartı verilmesi (1998/376/EC)
20 Aralık 1996, Konsey İlke Kararı
Özürlü bireylere tanınacak fırsat eşitliği (97/C/12/01)
31 Mayıs 1990, Konsey İlke Kararı
15
Özürlü çocuklar ve gençlerin genel öğretim sistemine katılımı (90/C 162/02)
11 Aralık 2013,Tavsiye Kararı
Engelli bireylerin kültür, spor, turizm ve boş zaman etkinliklerine tam, eşit ve etkin
katılımının sağlanması üzerine Üye Devletlere yönelik CM/Rec(2013)3 sayılı Tavsiye
Kararı
Birleşmiş Milletler Sakat Hakları Bildirisi
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun insan Hakları Evrensel Bildirisinin devamında
yer alan 9 Aralık 1975 tarihli Sakat Hakları Bildirisi, sakat kişilerin topluma üretken
bireyler olarak katılmaları konusunda olduğu kadar, toplumun sakatlara karşı
yükümlülüklerini de saptamaktır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 13 maddeden
oluşan 3447 nolu bu bildirisi şöyledir:
1. Kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri. (bedensel
ya da : sonradan olma) herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlara sakat denir.
2. Sakat kişiler. bu beyannamede ileri sürülen haklardan yararlanacaklardır. Bu haklar,
sakat kişinin ya da ailesinin sahip olduğu ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya diğer:
fikirler, milliyet ya da sosyal köken, yarlık ve doğum gibi konularda hiç bir ayrıcalık
gözetilmeden dünyadaki bütün sakat kişilere tanınmıştır.
3. Sakat kişinin onuruna saygı gösterilmesi, en doğal hakkıdır. Sakat kişilerin sakatlık
veya noksanlıklarının nedeni, durumu ve ciddiyeti ne olursa olsun, aynı yaştaki sakat
olmayan arkadaşlarının sahip oldukları düzgün yaşam koşullarına sahip olmak haklarıdır.
4. Sakat kişiler aynı medeni ve siyasi haklara sahiptirler. "Akıl Hastalarının Hakları
Bildirisi"nin 7. maddesinde bu hakların sınırlandırılması ya da kaldırılması ile ilgili
hükümler ayrıca belirtilmiştir.
5. Sakat kişilerin kendi kendilerine yeterli olmalarını sağlayan önlemler alınmalıdır.
6. Sakat kişiler, tıbbi, psikolojik ve fonksiyonel tedavi hakkına sahiptirler, protez,
ortopedik uygulamalar, tıbbi ve sosyal rehabilitasyon çalışmaları, eğitim ye mesleki
eğitim, staj ve rehabilitasyon, yardım, -dayanışma, plasman hizmetleri, sakat kişilerin
becerilerini hızlandıracak diğer bütün faaliyetler bu maddenin kapsamına dahildir.­
16
7. Sakat kişiler ekonomik ve sosyal haklara, düzgün hayat standardı hakkına
sahiptirler. Ayrıca yeteneklerine göre bir iş sağlamak, yararlı, verimli ve karlı bir işe
girişmek veya bir ticaret birliğine üye olmak gibi haklara sahiptirler.
8. Ekonomik ve sosyal planlamaların bütün evrelerinde sakatlar, özel ihtiyaçlarını
daimi düşünülmesi ve gerçekleştirilmesi gereken kişiler olarak nitelendirilmelidir. ,
9. Sakat kişiler aileleriyle veya evlat edinen kişilerle birlikte yaşama ve her türlü
sosyal, yaratıcı ve eğlendirici faaliyete katılma hakkına sahiptirler. Hiç bir sakat kişi,
ikamet ettiği çevre itibariyle, durumu veya gelişmesi için gerekli isteklerinde başka bir
ayrıcalığa tabi tutulmaz. Eğer bir sakatın muhakkak bir müessesede veya çevrede kalması
gerekiyorsa, o zaman bu çevrenin mümkün olduğu kadar yakın olması gerekir.
10. Sakat kişiler her türlü istismardan, ayırımcı, kötüye kullanılabilir ve haysiyet kırıcı
yasa ve davranışlardan korunmalıdır.
11. Sakat kişiler, gerektiğinde varlıklarının ya da mallarının korunması için yeterli
yasal yardım sağlamaya muktedir olabilmelidirler. Eğer adli durum kendi aleyhlerine
gelişirse o zaman bu kişinin beden ve zeka durumu tam olarak dikkate alınmalıdır.
12. Sakat kişiler haklarıyla ilgili her konuda, her zaman kendilerine ait kuruluşlarla
istişarede bulunabilmelidirler.
13. Bu beyannamede yazılı haklar, mümkün olan her türlü vasıta ile sakat kişilere ve
ailelerine tam olarak duyurulmalıdır.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 20 Kasım 1959'da kabul ettiği Çocuk Hakları
Bildirisi'nin 5. maddesinde şöyle denilmektedir:
"Bedenen, zihnen ve sosyal özürlü olan çocuklara, durumlarının gereğine uygun özel
muamele yapılmalı, özel eğitim ve bakım sağlanmalıdır."
17
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi
Gününüzde engellilere ilişkin en kapsayıcı ve bağlayıcı belge Birleşmiş Milletler
Engellilerin Hakları Sözleşmesidir. Engelli hakları konusunda çağımızın hak temelli en
önemli belgesi olan bu belge, uzun uğraş ve çalışmalar sonunda olgunlaştırılarak, 2006
yılında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edilerek onaylanan ve bu
belgeyi kabul eden üye devletlere bağlayıcı hükümler getiren bir düzenlemedir.
Sözleşmenin Hazırlanma Süreci
1996 yılında Kanada’nın Toronto kentinde gerçekleşen Dünya Körler Birliği 5. Genel
Kuruluna, Türkiye Körler Federasyonu delegasyonu tarafından, Standart Kuralların
uluslararası bir sözleşme metni haline getirilmesi için bir önerge sunulmuş; bu önerge
Genel Kurulun 96/08 Nolu kararı olarak oy birliğiyle kabul edilmiştir. Daha sonra söz
konusu karar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine iletilmiş; Genel Sekreterlik, gerekli
hazırlıkları yaptıktan sonra uluslararası bir engelli hakları sözleşmesi hazırlanması için
Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna öneride bulunmuş ve bu öneri kabul edilerek
çalışmalar başlatılmıştır. Çeşitli kıtalarda ve ülkelerde yapılan konferanslarla tartışılıp
olgunlaştırılan sözleşme metni, 13 Aralık 2006 tarihinde Birleşmiş Milletlerin 62.
Oturumunda oy birliğiyle kabul edilmiştir.
30 Mart 2007 tarihinde imzaya açılarak aynı gün, aralarında Türkiye’nin de
bulunduğu 82 üye devlet tarafından imzalanmıştır. Söz konusu Sözleşmenin TBMM’nin
gündemine getirilmesi için yoğun bir mücadele sürdürülmüş; BM Engellilerin Haklarına
ilişkin Sözleşme, 3 Aralık 2008 günü 5825 Sayılı Kanunla TBMM tarafından onaylanmış;
244 sayılı Milletlerarası Antlaşmaların yapılması, yürürlüğü ve yayınlanması ile bazı
antlaşmaların yapılması için Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi hakkında Kanun’un 3.
maddesi gereğince, 27. 05. 2009 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Türkçe çevirisi
de eklenerek 14 Temmuz 2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Belirli bir bekleme
süresinden sonra 28 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 90. Maddesinin 5. Paragrafında, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş
milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık
iddiası ile “Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel
hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı
hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma
hükümleri esas alınır. ” denilmektedir. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler Engellilerin
Haklarına İlişkin Sözleşme, bundan böyle engellilere ilişkin uyuşmazlıklarda yargı
organlarının dayanacakları ve yönetimlerin uymak zorunda oldukları, Anayasa hükmünde
bir belge niteliği taşımaktadır.
18
BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme imzalanırken bu hakların ihlali halinde
kişisel başvuru mekanizmalarını düzenleyen ihtiyari protokol imzalanmamıştır. Yapılan
çeşitli basın toplantıları, görüşmeler ve girişimler sonucunda konu Hükümetin gündemine
getirilmiş ve Dışişleri Bakanlığı 13 Eylül 2009 tarihinde ihtiyari protokolü de imzalamıştır.
İhtiyari protokolün yürürlük kazanması da Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına
İlişkin Sözleşmenin izlediği yolları izleyecektir. Onay süreci devam etmektedir.
BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme; 50 maddeden oluşmakta ve temel olarak
engellilere yönelik ayrımcılığa karşı hükümlerin yanı sıra yaşamın bütün alanlarında
engellilerin diğer yurttaşların sahip olduğu tüm haklara sahip olmalarını, kendileriyle ilgili
düzenlemelere süreçlere ve toplumsal yaşama tam ve eşit katılımlarını öngörmektedir
Engelli Hakları Sözleşmesinin Temel İlkeleri
Sözleşmenin tüm maddelerine sinmiş ve Sözleşmeye ruhunu vermiş olan dört temel
ilkeden söz edilebilir.
1.
Eşitlik ilkesi,
2.
Bağımsızlık ilkesi,
3.
Ayrımcılık yasağı ilkesi,
4.
Katılım ilkesi.
Eşitlik ilkesi, bütün temel insan hak ve özgürlüklerinin eksiksiz olarak engellilere de
tanınmasını öngörmektedir. Engelliler, bazı çevrelerin sıklıkla vurguladığı gibi
“bir
bütün olarak korunması gereken kişiler” kategorisinde değerlendirilemezler. Elbette,
korunması gereken yaşlılar ve çocuklar gibi engellilerin de korunmaya ve bakıma
gereksinim duyan bireyleri vardır. Ancak engelliler, bir bütün olarak haklardan,
fırsatlardan ve olanaklardan eşit olarak yararlanmak; insan onuruna yaraşır başı dik bir
yaşam sürdürmek istemektedirler. Bu nedenle, eşitlik ilkesinden Sözleşmenin hemen her
maddesinde ayrı ayrı söz edilmiştir.
Bağımsızlık ilkesi, engellilerin bilgi kaynaklarına, mekana, mal ve hizmetlere,
kimsenin yardımına gereksinim duymadan erişebilmelerini; kendi kendilerine
yetebilmelerini ve kendileriyle ilgili seçimleri özgürce yapabilmelerini içermektedir.
Ayrımcılık yasağı, tarihin en eski ayrımcılığa tabi tutulan kesimi olarak engellilerle
ilgili ayrımcı tutum, davranış, değer yargıları ve uygulamalara son vermek amacıyla
19
Sözleşmede sıklıkla vurgulanmış ve Sözleşmenin ayrımcılıkla mücadele belgesi haline
dönüşmesini sağlamıştır.
Katılım ilkesi, Engelliler İçin Fırsat Eşitliği Konusunda Standart Kuralların 18.
Maddesinde altı çizilen engelli örgütlerinin yol göstericiliğinin garanti edilmesi
perspektifini Sözleşmenin özü haline dönüştürmüştür. Sadece engelli örgütlerinin karar
alma süreçlerine tüm aşamalarında etkin olarak katılımı ve temsili garanti edilse, diğer
hakların zincirleme olarak elde edilmesi güvence altına alınmış olacaktır. Bu nedenle karar
süreçlerine etkin katılma hakkı belki de Sözleşmenin en önemli ilkesini oluşturmaktadır.
Sözleşmenin Önemli Kavramları ve İçeriği
Sözleşmenin daha önceki belgelerde olmayan ve özgün düzenlemesi olarak “evrensel
tasarım” kavramından söz edebiliriz. Bu kavram, bütün ürünlerin, çevrenin, programların
ve hizmetlerin toplumu oluşturan tüm farklı bireyler tarafından kullanılabilecek şekilde
tasarlanması anlamına gelmektedir. Evrensel tasarım kavramı engellilerin kullandıkları
yardımcı cihazların her engel grubunun gereksinimine göre uyarlanması zorunluluğunu da
içermektedir. Sözleşmede evrensel tasarım kavramını bir perspektif olarak ortaya
koyulmuş, ancak henüz bir sözleşme hükmü olarak düzenlenmemiştir.
Sözleşmede “engelli kavramı”, diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve
etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel,
düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri ifade etmektedir. Görüldüğü gibi
Sözleşme engelliliği oldukça geniş olarak ele almıştır. Sözleşmedeki tanım karşısında
ülkemizdeki engelli haklarının verilmesini düzenleyen mevzuatta yer alan %40’lık sakatlık
derecesinin sınırlayıcı bir ölçü olduğu ortaya çıkmaktadır. Hak öznesi olabilmek için
yapılan bu sınırlamanın nedeni, bu güne dek anlaşılamamıştır.
Bilindiği gibi 1981 yılına kadar ülkemizdeki engelliler gelir vergisinden tamamen
bağışık bulunmaktaydılar. Dünya engelliler yılı olarak ilan edilen 1981 yılında o gün iş
başında bulunan hükümet, engellileri engel durumlarına göre çeşitli kademelerde
vergilendirmek istemiş; %80-%100 arası sakatlığı bulunanları 1. Derece, %60-%80 arasını
2. Derece, %40-%60 arasını ise 3. Derece sakat kabul edip farklı derecelerde gelir vergisi
indirimine tabi tutmuştur. %40 olarak belirlenen alt sakatlık sınırı bu uygulamadan
doğmuştur. Hiçbir bilimsel dayanağı bulunmamaktadır. O geleneğe bağlı olarak bu gün
hala sakatlık alt sınırı %40 olarak uygulanmaktadır. Oysa %40’ın altında olup bazı
yardımcı cihazlar kullanmak, bu yüzden bazı haklara sahip olmak durumunda olan kişiler
vardır. Bu kişiler de Sözleşmenin engelli tanımına girdiği halde, ulusal mevzuattaki sınır
nedeniyle gereksinim duyduğu haklardan yararlanamamaktadır. Öte yandan, %40 engelli
olduğu için söz gelişi serbest toplu taşıma hakkından yararlanan görme engelli veya işitme
20
engelli biri, gerçekte bu hakkın tanınmasını sağlayan gerekçeye sahip değildir. Zira, anılan
kişiler engelli olmayan diğer kişiler gibi hiçbir sıkıntı çekmeden seyahat edebilmektedirler.
Bu nedenlerle Sözleşmede yapılmış olan engelli tanımı daha kapsayıcıdır. Sözleşme,
“Uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğun” derecesine uygun gelen
gereksinimin karşılanmasını öngörmektedir.
Sözleşmeye göre "Engelliliğe dayalı ayrımcılık", siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel,
medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri
ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe
dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayı kapsamaktadır.
Engelliliğe dayalı ayrımcılık makul düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi dahil her türlü
ayrımcılığı kapsar.
Bir tümce ile tanımlamak gerekirse ayrımcılık, aynı durumda olan kişilere farklı;
farklı durumda olan kişilere aynı muamelenin yapılması anlamına gelmektedir. aynı
durumda olan kişilere farklı muamele yapmak ayrımcılığın doğrudan biçimini; farklı
durumda olan kişilere aynı muamele yapmak ise ayrımcılığın dolaylı biçimini
oluşturmaktadır. Bir başka anlatımla, birinci tür ayrımcılık açık, ikinci tür ayrımcılık ise
örtülü ayrımcılıktır. Bir de dolayısıyla ayrımcılık kavramı vardır ki; bir kişinin engelli
yakını olması nedeniyle ayrımcılığa uğramasıdır. Yapabileceği bir iş için başvurmuş bir
engellinin, engelinden dolayı işe alınmaması doğrudan; çalıştığı ortamda bir görme engelli
kişinin bilgisayarına sesli program yüklemeden çalışmasını beklemek dolaylı; bir kişinin
engelli birinin yakını olması nedeniyle dışlanması dolayısıyla ayrımcılığa örnek
oluşturmaktadır.
Literatürde ayrımcılığın taciz, mağdurlaştırma, ayrımcılık talimatı, makul düzenleme
yapmama gibi türleri de vardır. Sözleşme ayrımcılık türlerini teker teker saymamış
olmakla birlikte, eşitliği sağlayacak önlemleri kapsayan makul düzenleme kavramına özel
bir yer vermiştir.
Makul Düzenleme (uyumlulaştırma)
“Makul düzenleme”, engellilerin insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam ve diğer
bireylerle eşit şekilde kullanmasını veya bunlardan yararlanmasını sağlamak üzere belirli
bir durumda ihtiyaç duyulan, ölçüsüz veya aşırı bir yük getirmeyen, gerekli ve uygun
değişiklik ve düzenlemeleri ifade etmektedir.
Görüldüğü gibi engelliliğe dayalı ayrımcılık nedeniyle engellilerle toplumun geride
kalan kesimi arasında meydana gelmiş olan uçurumun kapatılmasını amaçlayan makul
düzenleme, bu düzenlemeyi yapmakla yükümlü olan kişi ve kuruluşlara ölçüsüz yük
21
getirmemeyi de öngörmektedir. Alınacak önlem, karşılanması gereken gereksinimle
orantılı olacaktır. Bu yönüyle gerçekçi ve makul bir yaklaşımı gerektirmektedir. Amaç,
makul düzenleme yükümlülerini bu düzenlemeyi yapmaktan cayacakları, başka bir
ifadeyle kaldıramayacakları bir yükün altına sokmamaktır. Yaşamın tüm alanlarında
engelliliğe dayalı ayrımcılık nedeniyle ortaya çıkmış olan eşitsizlikler makul
düzenlemelerle adım adım kapatılacak ve eşitlik noktasına biraz daha yaklaşılmış
olacaktır.
Pozitif Ayrımcılık Kavramının Yanlış Kullanımı
Burada sıklıkla gelişigüzel kullanılan “pozitif ayrımcılık” kavramının tartışılmasında
yarar vardır. Dikkat edilirse Sözleşmenin hiçbir maddesinde pozitif ayrımcılık sözcüğü
kullanılmamaktadır. Bu bir rastlantı değildir. Çünkü; pozitif ayrımcılık eşit iki özne
arasında eşitliği biri lehine bozan avantajdır. Oysa ayrımcılığın özü negatif bir eylemi
içermekte olup, bu güne kadar engelliler aleyhine ortaya çıkan eşitsizliklerin tamamının
negatif ayrımcı uygulamalar nedeniyle ortaya çıktığı bilinmektedir.
Bazı siyasal partilerde kadınlar için tanınan %25-30’luk kotaların veya engelliler için
uygulanan %3-4 oranındaki istihdam kontenjanlarının pozitif ayrımcılık olduğu ileri
sürülmektedir. Kanımızca bu iddia doğru değildir. Uygulanan kota ve kontenjanlar ilgili
toplum kesimlerini diğerleriyle eşitlemeye yaklaştıran önlemler niteliğindedir ve makul
düzenleme çerçevesinde ele alınabilirler.
22
Giriş
İşbu Sözleşme’ye Taraf Olan Devletler,
a. Birleşmiş Milletler Şartı’nda ilan edilmiş olan ve insanlık ailesinin tüm
mensuplarının doğuştan sahip oldukları onuru, değeri, eşit ve devredilmez hakları dünyada
özgürlüğün, adalet ve barışın temeli olarak kabul eden ilkeleri anımsayarak,
b. Birleşmiş Milletler’ in, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Uluslararası İnsan
Hakları Sözleşmeleri ile tanınan hak ve özgürlüklere herhangi bir ayrımcılığa
uğramaksızın herkesin sahip olduğunu kabul ve ilan ettiğini göz önünde bulundurarak,
c. Tüm insan haklarının ve temel özgürlüklerin evrensel, bölünmez, birbiriyle
bağlantılı ve karşılıklı bağımlı olma niteliği ile engelli bireylerin bu haklardan herhangi bir
ayrımcılığa uğramaksızın yararlanmalarının güvence altına alınması gerekliliğini tekrar
teyit ederek,
d. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi, Medeni ve
Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan
Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın
Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi, İşkence ve Diğer İnsanlık Dışı veya
Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme’yi, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ve
Uluslararası Göçmen İşçilerin ve Aile Bireylerinin Korunması Sözleşmesi’ni akılda
tutarak,
e. Engelliliğin gelişen bir kavram olduğunu ve engellilik durumunun, sakatlığı olan
kişilerin topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını
engelleyen tutumlar ve çevre koşullarının etkileşiminden kaynaklandığı gerçeğini kabul
ederek,
f. Engelliler için Dünya Eylem Programı ve Engelliler için Fırsat Eşitliğinin
Sağlanmasına Yönelik Standart Kurallar’ da yer alan ilke ve politika önerilerinin
engellilere fırsat eşitliği sağlanmasına yönelik ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde
politikaların, planların, programların ve eylemlerin geliştirilmesi, tasarlanması ve
değerlendirilmesine katkısını göz önünde bulundurarak,
g. Engelliliğe ilişkin konuların sürdürülebilir kalkınmayla ilgili stratejilerin ayrılmaz
bir parçası olarak ele alınmasının önemini vurgulayarak,
23
h. Bir kişinin engelli olduğu için ayrımcılığa maruz kalmasının her bireyin doğuştan
sahip olduğu insanlık onuru ve değerinin de ihlal edilmesi anlamına geldiğini de kabul
ederek,
i. Bunun yanı sıra engelli bireylerin çeşitliliğini kabul ederek,
j. Daha yoğun desteğe ihtiyacı olan engelliler dahil olmak üzere, tüm engellilerin
insan haklarının güçlendirilmesi ve korunmasının gerektiğini kabul ederek,
k. Çeşitli araç ve yükümlülüklerin varlığına rağmen engelli kişilerin topluma eşit
bireyler olarak katılmaları önündeki manilerin halen var olmaya devam ettiği ve dünyanın
her yerinde engelli bireylerin insan hakları ihlallerine maruz kaldıkları gerçeğinden endişe
duyarak,
l. Özellikle gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere tüm ülkelerde engellilerin
yaşam koşullarının geliştirilmesinde uluslararası işbirliğinin öneminin bilincinde olarak,
m. Engellilerin toplumun refah ve çeşitliliğine yaptıkları ve yapabilecekleri olumlu
katkıları ve engellileri insan haklarını ve temel özgürlükleri tam kullanmaya ve topluma
tam katılmaya teşvik etmenin onların toplumsal aidiyetlerine, toplumun insani, sosyal ve
ekonomik yönden kalkınmasına ve yoksulluğun azalmasına katkıda bulunacağını kabul
ederek,
n. Kendi seçimlerini yapma özgürlüğü de dahil olmak üzere engellilerin bireysel
varlıklarının ve bağımsızlığının önemini kabul ederek,
o. Engellilerin kendilerini doğrudan ilgilendirenler de dâhil olmak üzere politika ve
programlarla ilgili karar alma süreçlerine etkin olarak katılabilmeleri gerektiğini dikkate
alarak,
p. Irk, ten rengi, cinsiyet, dil, din, siyasi veya başka fikir, ulusal, etnik veya toplumsal
köken, mülkiyet, doğum, yaş veya başka bir statü bakımından birçok nedene dayalı olarak
ve bu nedenle daha ağırlaştırılmış bir ayrımcılığa maruz kalan engellilerin karşılaştığı zor
koşullardan kaygı duyarak,
q. Engelli kadınların ve kızların hem ev içinde hem de ev dışında şiddete uğramaya,
yaralanmaya veya istismara, ihmale, ihmalkar muameleye, kötü muameleye veya istismara
karşı daha büyük bir risk altında oldukları gerçeğinin farkında olarak,
r. Engelli çocukların diğer çocuklarla eşit koşullar altında tüm insan haklarından ve
temel özgürlüklerden tam olarak yararlanması gereğini kabul ederek ve bu bağlamda
24
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne Taraf Devletlerin üstlendiği yükümlülükleri yeniden
hatırlatarak,
s. Engellilerin insan temel hak ve özgürlüklerinden tam yararlanmasını teşvike yönelik
çabalara cinsiyet eşitliği perspektifinin de eklenmesi gerektiğini vurgulayarak,
t. Engellilerin çoğunluğunun yoksulluk koşullarında yaşadığının altını çizerek ve bu
bakımdan, yoksulluğun engelliler üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çekmenin kritik
önemini kabul ederek,
u. Birleşmiş Milletler Şartı’nda yer alan amaç ve ilkelere saygı üzerine kurulu barış ve
güvenlik ortamının ve yürürlükteki insan hakları belgelerine riayet edilmesinin özellikle
silahlı çatışma ve işgal koşullarında engellilerin korunması için vazgeçilmez olduğunu
akılda tutarak,
v. Fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel çevreye, sağlık ve eğitim hizmetlerine,
bilgiye ve iletişime erişimin engellilerin tüm insan haklarından ve temel özgürlüklerden
tam yararlanmasını sağlamadaki önemini kabul ederek,
w. Diğer bireylere ve ait olduğu topluma karşı görevleri bulunan bireyin Uluslararası
İnsan Hakları Sözleşmesi’nde tanımlanan hakların güçlendirilmesi ve bu haklara riayet
edilmesi için çaba gösterme yükümlülüğü altında olduğunun farkında olarak,
x. Ailenin toplumun doğal ve temel birimi olduğu ve toplum ve devlet tarafından
korunması gerektiğinin ve engellilerin tüm insan haklarından tam ve eşit ölçüde
yararlanabilmesinin sağlanabilmesi için engelliler ile aile bireylerinin gerekli koruma ve
desteği alması gerektiğine inanarak,
y. Engellilerin haklarını ve onurunu güçlendiren ve koruyan kapsamlı bir uluslararası
sözleşmenin engellilerin ağır sosyal dezavantajlarının ortadan kaldırılmasına ve onların
medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ortamlara eşit fırsatlarla katılımının teşvik
edilmesine, hem gelişen hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli bir katkı sağlayacağına
ikna olarak,
25
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu aşağıdaki hükümler üzerinde anlaşmaya
varmışlardır:
Madde 1
Amaç
Bu Sözleşme’nin amacı, engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve
eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek ve insanlık onurlarına saygıyı
güçlendirmektir.
Engelli kavramı diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde
katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal
bozukluğu bulunan kişileri içermektedir.
Madde 2
Tanımlar
İşbu Sözleşme’nin amaçları açısından;
"İletişim" erişilebilir bilgi ve iletişim teknolojisi dahil dilleri, metin gösterimini,
Braille alfabesi kullanarak ve dokunarak iletişimi, büyük harflerle baskıyı, yazılı, işitsel ve
erişilebilir çoklu medyayı, sade dili, işitsel okumayı, beden dilini, diğer tür, biçem ve
araçlarla gerçekleşen iletişimi içermektedir;
"Dil" sözlü dili, işaret dilini ve sözlü olmayan diğer dilleri kapsamaktadır;
"Engelliliğe dayalı ayrımcılık" siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka
herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar
altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak
gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayı kapsamaktadır. Engelliliğe dayalı
ayrımcılık makul düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi dahil her türlü ayrımcılığı kapsar.
"Makul düzenleme", engellilerin insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam ve diğer
bireylerle eşit şekilde kullanmasını veya bunlardan yararlanmasını sağlamak üzere belirli
bir durumda ihtiyaç duyulan, ölçüsüz veya aşırı bir yük getirmeyen, gerekli ve uygun
değişiklik ve düzenlemeleri ifade eder.
"Evrensel tasarım" ürünlerin, çevrenin, programların ve hizmetlerin özel bir ek
tasarıma veya düzenlemeye gerek duyulmaksızın, mümkün olduğunca herkes tarafından
kullanılabilecek şekilde tasarlanmasıdır. "Evrensel tasarım" gerek duyulduğu takdirde bazı
26
engelli grupları için ihtiyaç duyulan yardımcı cihazların tasarımı zorunluluğunu da
dışlamayacaktır.
Madde 3
Genel İlkeler
İşbu Sözleşme’nin dayandığı ilkeler şunlardır:
a. Kendi seçimlerini yapma özgürlükleri ve bağımsızlıklarını da kapsayacak şekilde,
kişilerin insanlık onuru ve bireysel özerkliklerine saygı gösterilmesi;
b. Ayrımcılık yapılmaması;
c. Engellilerin topluma tam ve etkin katılımlarının sağlanması;
d. Farklılıklara saygı gösterilmesi ve engellilerin insan çeşitliliğinin ve insanlığın bir
parçası olarak kabul edilmesi;
e. Fırsat eşitliği;
f. Erişilebilirlik;
g. Kadın-erkek eşitliği;
h. Engelli çocukların gelişim kapasitesine ve kendi kimliklerini koruyabilme haklarına
saygı duyulması.
Madde 4
Genel Yükümlülükler
1. Taraf Devletler engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılığa izin vermeksizin tüm
engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin eksiksiz olarak yaşama geçirilmesini
sağlamak ve engellilerin hak ve özgürlüklerini güçlendirmekle yükümlüdür. Bu amaç
doğrultusunda Taraf Devletler;
a. Bu Sözleşme’de tanınan hakların uygulanması için gerekli tüm yasal, idari ve diğer
tedbirleri almayı;
b. Yürürlükte mevcut, engelliler aleyhinde ayrımcılık teşkil eden yasalar,
düzenlemeler, gelenekler ve uygulamaları değiştirmek veya ortadan kaldırmak için gerekli
olan, yasama faaliyetleri dahil uygun tüm tedbirleri almayı;
27
c. Tüm politika ve programlarda engellilerin insan haklarının korunmasını ve
güçlendirilmesini dikkate almayı;
d. Bu Sözleşme’yle bağdaşmayan eylemler veya uygulamalardan kaçınmayı ve kamu
kurum ve kuruluşlarının bu Sözleşme’ye uygun davranmalarını sağlamayı;
e. Kişiler, örgütler veya özel teşebbüslerin engelliliğe dayalı ayrımcı uygulamalarını
engellemek için gerekli tüm uygun tedbirleri almayı;
f. Standartlar ve rehber ilkelerin geliştirilmesinde Sözleşme’nin ikinci maddesinde
tanımlandığı gibi evrensel tasarımdan yararlanılması ve engellilerin özel ihtiyaçlarını
karşılamak üzere evrensel olarak tasarlanmış ve mümkün olduğunca az değişikliği ve
düşük maliyeti gerektiren ürünler, hizmetler, ekipman ve tesislerin araştırılması,
geliştirilmesi, temini ve kullanılabilirliğini sağlamayı veya desteklemeyi;
g. Maliyeti karşılanabilir teknolojilere öncelik vererek bilgi ve iletişim teknolojileri,
hareket kolaylaştırıcı araçlar, yardımcı teknolojiler gibi engellilere yönelik yeni
teknolojilerin araştırılması, geliştirilmesi, temini ve kullanılabilirliğini sağlamayı veya
desteklemeyi;
h. Engellilere yeni teknolojiler dahil hareket kolaylaştırıcı araçlara, yardımcı
teknolojilere ve bunların beraberindeki diğer yardımcı ve destekleyici hizmetler ile
tesislere ilişkin erişim bilgilerinin sağlanmasını,
i. Engellilerle çalışan meslek sahipleri ve işyeri personelinin bu Sözleşme’de tanınan
haklara ilişkin eğitiminin geliştirilmesi ve böylece bu haklarla güvence altına alınan destek
ve hizmetlerin iyileştirilmesini taahhüt eder.
2. Taraf Devletler ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla ilgili olarak kaynakları
ölçüsünde azami tedbirleri almayı ve gerektiğinde uluslararası işbirliği çerçevesinde
engellilerin bu haklardan tam olarak yararlanmasını aşamalı olarak sağlamak için işbu
Sözleşme’de yer alan ve uluslararası hukuka göre derhal uygulanması gereken
yükümlülükleri yerine getirmeyi taahhüt eder.
3. Taraf Devletler işbu Sözleşme’nin uygulanmasını sağlayacak yasalar ve
politikaların geliştirilmesi ve yaşama geçirilmesi ile engellilere ilişkin diğer karar alma
süreçlerinde engelli çocuklar da dahil olmak üzere engellilere onları temsil eden örgütler
aracılığıyla sürekli danışacak ve etkin bir şekilde bu sürece dahil edeceklerdir.
4. Bu Sözleşme’deki hiçbir hüküm engelli kişilerin haklarının sağlanması bakımından
daha elverişli nitelikte olan ve Taraf Devlet’in yasalarında veya Taraf Devlet’in uymayı
28
taahhüt ettiği uluslararası hukuk kurallarında mevcut bulunan hükümleri etkilemeyecektir.
Taraf Devletler’ den herhangi birinin hukuka, sözleşmelere, hukuki düzenlemelere,
geleneğe göre yürürlükte bulunan temel insan haklarından herhangi birini işbu
Sözleşme’nin bu hakları öngörmediği veya daha dar kapsamlı olarak öngördüğü
gerekçesiyle kısıtlaması veya kısmen değiştirmesi mümkün değildir.
Madde 5
Ayrımcılık Yapılmaması ve Eşitlik
1. Taraf Devletler herkesin hukuk önünde ve karşısında eşit olduğunu ve ayrımcılığa
uğramaksızın hukuk tarafından eşit korunma ve hukuktan eşit yararlanma hakkına sahip
olduğunu kabul eder.
2. Taraf Devletler engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılığı yasaklar ve engellilerin
herhangi bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını güvence
altına alır.
3. Taraf Devletler eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere
yönelik makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tüm adımları atar.
4. Engellilerin fiili eşitliğini hızlandırmak veya sağlamak için gerekli özel tedbirler
işbu Sözleşme amaçları doğrultusunda ayrımcılık olarak nitelendirilmez.
Madde 6
Engelli Kadınlar
1. Taraf Devletler engelli kadınlar ile kız çocuklarının çok yönlü ayrımcılığa maruz
kalmakta olduğunu kabul eder ve bu bakımdan onların tüm insan hak ve temel
özgürlüklerinden tam ve eşit koşullarda yararlanmalarını sağlamaya yönelik tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler kadınların tam gelişimi, ilerlemesi ve güçlenmesini ve bu
Sözleşme’de belirtilen insan hak ve temel özgürlüklerini kullanmalarını ve bunlardan
yararlanmalarını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alır.
Madde 7
Engelli Çocuklar
1. Taraf Devletler, engelli çocukların diğer çocuklarla eşit bir şekilde tüm insan temel
hak ve özgürlüklerinden tam olarak yararlanmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri
alır.
2. Engelli çocuklarla ilgili tüm eylemlerde çocuğun en çıkarının gözetilmesine öncelik
verir.
3. Taraf Devletler engelli çocukların kendilerini etkileyen her konuda diğer çocuklarla
eşit koşullar altında görüşlerini serbestçe ifade etme hakkına sahip olmalarını, yaşları ve
olgunluk seviyelerine göre görüşlerine önem verilmesini ve onlara bu hakkın tanınması
için engeline ve yaşına uygun destek sunulmasını sağlar.
29
Madde 8
Bilinçlendirme
1. Taraf Devletler, aşağıdaki amaçları gerçekleştirmek için acil, etkin ve uygun
tedbirleri almayı taahhüt eder:
a. Aile dahil toplumun her kesiminde engellilere yönelik bilinci arttırmak ve
engellilerin hakları ve insanlık onurlarına saygı duyulmasını teşvik etmek;
b. Yaşamın her alanında engellilere yönelen klişeler, önyargılar, incitici uygulamalar
ile cinsiyet ve yaş temelli ayrımcı davranışlarla mücadele etmek;
c. Engelli bireylerin kapasiteleri ve katkılarına ilişkin bilinç yaratmak.
2. Bu amaca yönelik tedbirler aşağıdakileri içermektedir:
a. Toplumda bilinç yaratmaya yönelik etkin kampanyaların tasarlanması, başlatılması
ve sürdürülmesi:
i. Engelli bireylerin haklarının kabul edilebilirliği konusunda toplumun eğitimi;
ii. Engellilere yönelik olumlu yaklaşımların ve toplumsal bilincin artırılması;
iii. Engelli bireylerin becerileri, meziyetleri ve yeteneklerinin işyerlerine ve iş
piyasasına katkısının toplumca tanınmasını teşvik etmek;
b. Erken yaştan itibaren tüm çocukların eğitim sisteminin her aşamasında engelli
bireylerin insan haklarına saygıyla yaklaşmasını teşvik etmek;
c. Tüm kitle iletişim araçlarında engellilerin işbu Sözleşme’nin amacına uygun bir
yaklaşımla tanımlanmasını cesaretlendirmek;
d. Engellilere ve haklarına ilişkin bilinci artırıcı eğitim programlarını desteklemek.
Madde 9
Erişebilirlik
1. Taraf Devletler engellilerin bağımsız yaşayabilmelerini ve yaşamın tüm alanlarına
etkin katılımını sağlamak ve engellilerin diğer bireylerle eşit koşullarda fiziki çevreye,
ulaşıma, bilgi ve iletişim teknolojileri ve sistemleri dahil olacak şekilde bilgi ve iletişim
olanaklarına, hem kırsal hem de kentsel alanlarda halka açık diğer tesislere ve hizmetlere
erişimini sağlamak için uygun tedbirleri alacaklardır. Erişim önündeki engellerin tespitini
ve ortadan kaldırılmasını da içeren bu tedbirler diğerlerinin yanında, aşağıda belirtilenlere
de uygulanır:
a. Binalar, yollar, ulaşım araçları ve okullar, evler, sağlık tesisleri ve işyerleri dahil
diğer kapalı ve açık tesisler;
b. Elektronik hizmetler ve acil hizmetler de dahil olmak üzere bilgi ve iletişim araçları
ile diğer hizmetler.
2. Taraf Devletler aşağıdakileri gerçekleştirmek için de uygun tedbirleri alacaklardır:
a. Kamuya açık veya kamu hizmetine sunulan tesis ve hizmetlere erişime ilişkin asgari
standart ve rehber ilkelerin geliştirilmesi, duyurulması ve bunlara ilişkin uygulamaların
izlenmesi;
b. Kamuya açık tesisleri işleten veya kamuya hizmet sunan özel girişimlerin
engellilerin ulaşılabilirliğini her açıdan dikkate almalarının sağlanması;
c. İlgili kişilerin engellilerin karşılaştığı ulaşılabilirlik sorunlarıyla ilgili olarak
eğitilmesi;
d. Kamuya açık binalar ve diğer tesislerde Braille alfabesi ve anlaşılması kolay nitelik
taşıyan işaretlemelerin sağlanması;
30
e. Kamuya açık binalara ve tesislere erişimi kolaylaştırmak için rehberler, okuyucular
ve profesyonel işaret dili tercümanları dahil çeşitli canlı yardımların ve araçların
sağlanması;
f. Engellilerin bilgiye erişimini sağlamak için onlara uygun yollarla yardım ve destek
sunulmasının teşvik edilmesi;
g. Engellilerin İnternet dahil yeni bilgi ve iletişim teknolojilerine ve sistemlerine
erişiminin teşvik edilmesi;
h. Erişilebilir bilgi ve iletişim teknolojileri ve sistemlerinin tasarım, geliştirme ve
dağıtım çalışmalarının ilk aşamadan başlayarak teşvik edilmesi ve böylece bu teknoloji ve
sistemlere engelliler tarafından asgari maliyetle erişilebilmesinin sağlanması.
Madde 10
Yaşama Hakkı
Taraf Devletler her insanın yaşama hakkına sahip olduğunu yeniden onaylayarak
engellilerin bu haktan etkin ve diğer bireylerle eşit koşullar altında yararlanmalarını
sağlayacak gerekli tüm tedbirleri alır.
Madde 11
Risk Durumları ve İnsani Bakımdan Acil Durumlar
Taraf Devletler silahlı çatışma halleri, acil insani durumlar ve doğal afetler de dahil
olmak üzere risk durumlarında engellilerin korunması ve güvenliğinin sağlanması için
insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku dahil uluslararası hukuk
çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli tüm tedbirleri alır.
Madde 12
Yasa Önünde Eşit Tanınma
1. Taraf Devletler, engellilerin bulundukları her yerde kişi olarak tanınma hakkına
sahip olduklarını yeniden onaylar.
2. Taraf Devletler engellilerin tüm yaşam alanlarında diğer bireylerle eşit koşullar
altında hak ehliyetine sahip olduğunu kabul eder.
3. Taraf Devletler engelli bireylerin hak ehliyetlerini kullanırken gereksinim
duyabilecekleri desteği alabilmeleri için uygun tedbirleri alır.
4. Taraf Devletler hak ehliyetinin kullanımına ilişkin tüm tedbirlerin uluslararası insan
hakları hukukuna uygun olarak istismarı önleyici uygun ve etkin bir şekilde güvenceler
sağlamasını temin eder. Söz konusu güvenceler hak ehliyetinin kullanımına ilişkin
tedbirlerin kişinin haklarına, iradesine ve tercihlerine saygılı olmasını, çıkar çatışmasından
bağımsız olmasını, kişinin iradesine haksız bir müdahalede bulunmamasını, kişinin içinde
bulunduğu koşullar ile orantılı olmasını ve bu koşulları gözetmesini, mümkün olan en kısa
süre içinde uygulanmasını, yetkili, bağımsız ve tarafsız bir merci veya yargı organı
tarafından sürekli olarak gözden geçirilmesini sağlamalıdır. Bu güvenceler söz konusu
tedbirlerin kişinin hak ve çıkarlarını etkilediği derecede ölçülü olmalıdır.
5. Taraf Devletler işbu Madde çerçevesinde engellilerin mülk edinmek veya mirasa
hak kazanmak, mali işlerini kontrol etmek ve banka kredileri, ipotekleri ve diğer mali
kredilere erişim açısından diğer bireylerle eşit haklara sahip olmasını sağlamak için uygun
31
ve etkin bir şekilde tüm tedbirleri almalı ve engellilerin mülklerinden keyfi olarak mahrum
bırakılmamasını sağlar.
Madde 13
Adalete Erişim
1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında adalete etkin bir
şekilde erişimini sağlamalıdır. Bunun için usule ve yaşa uygun düzenlemeler yapılmalı ve
soruşturma ve diğer hazırlık aşamaları ve tanıklık dahil tüm hukuki işlemlere doğrudan ve
dolaylı katılımları kolaylaştırılmalıdır.
2. Taraf Devletler engellilerin adalete etkin bir şekilde erişimini sağlamak için polis ve
cezaevi personeli dahil adalet sistemi çalışanlarının gerekli eğitimi almalarını sağlamalıdır.
Madde 14
Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği
1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında aşağıdaki haklardan
yararlanmasını sağlar:
a. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkından yararlanma;
b. Özgürlüklerinden hukuka aykırı veya keyfi bir şekilde mahrum bırakılmamaları,
özgürlüğün kısıtlandığı hallerin hukuka dayalı olması ve engelliliğin, hiçbir koşulda
özgürlüğün kısıtlanmasının gerekçesi olarak gösterilmemesi.
2. Taraf Devletler engelli kişiler eğer herhangi bir süreç sonunda özgürlüklerinden
mahrum edildiyse; bunun diğer bireylerle eşit koşullar altında yapılmasını; engellilerin
uluslararası insan hakları hukukuna uygun olarak güvencelere sahip olmasını ve makul
düzenlemeye ilişkin hükümler dahil olmak üzere Sözleşme’nin hedefleri ve ilkeleriyle
uyumlu muamele görmesini sağlar.
Madde 15
İşkence, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Maruz Kalmama
1. Hiç kimse işkence veya zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya
cezaya maruz kalmamalıdır. Özellikle, hiç kimse rızası alınmaksızın tıbbi veya bilimsel
deneye tabi tutulmamalıdır.
2. Taraf Devletler engellilerin işkence veya zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı
muameleye veya cezaya karşı diğer bireylerle eşit koşullar altında korunmasını sağlamak
için etkin bir şekilde tüm yasal, idari, yargısal ve diğer tedbirleri alır.
Madde 16
Sömürü, Şiddet veya İstismara Maruz Kalmama
1. Taraf Devletler engellilerin ev içinde ve dışında sömürüye uğramasının, şiddete ve
istismara maruz kalmasının, bu tutumların cinsiyete dayalı hali dahil her biçiminden
korumak için uygun yasal, idari, sosyal, eğitsel ve diğer tüm tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler engellilere, ailelerine, onların bakımını sağlayanlara cinsiyetlerine
ve yaşlarına uygun yardım ve desteği sağlayarak sömürü, şiddet ve istismar vakalarının
nasıl önleneceğine, tespit edileceğine ve bildirileceğine dair bilgi ve eğitim vererek
sömürünün, şiddetin ve istismarın her biçimini önleyici uygun tüm tedbirleri alır. Taraf
32
Devletler koruma hizmetlerinin yaş, cinsiyet ve engellilik konularına duyarlı olmalarını
sağlar.
3. Taraf Devletler sömürünün, şiddetin ve istismarın her biçimini önlemek için
engellilere hizmet etmeye yönelik tüm tesislerin ve programların bağımsız merciler
tarafından etkin bir şekilde denetlenmesini sağlar.
4. Taraf Devletler koruyucu hizmetlerin sunulması sırasında meydana gelenler de
dahil olmak üzere sömürünün, şiddetin veya istismarın herhangi bir biçiminin mağduru
olan engellilerin fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak tedavisi, rehabilitasyonu ve sosyal
açıdan yeniden bütünleşmesini sağlayıcı uygun tüm tedbirleri alır. Söz konusu iyileşme ve
yeniden bütünleşme, kişinin sağlığına, öz saygısına, onuruna, özerkliğine kavuşmasını
sağlar ve yaş ve cinsiyetiyle bağlantılı özel ihtiyaçlarını dikkate alır.
5. Taraf Devletler engellilere karşı sömürü, şiddet ve istismar vakalarının tespiti,
soruşturulması ve gerekli hallerde kovuşturulmasını sağlamak için kadın ve çocuk
merkezli yasa ve politikalar dahil etkili yasa ve politikaları yürürlüğe koyar.
Madde 17
Kişisel Bütünlüğün Korunması
Engelli her kişi, beden ve ruh bütünlüğüne diğer bireylerle eşit bir şekilde saygı
duyulması hakkına sahiptir.
Madde 18
Seyahat Özgürlüğü ve Uyrukluk
1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında seyahat ve yerleşim
yerini seçme özgürlüğüne ve uyrukluk hakkına sahip olduğunu kabul eder ve engellilerin
aşağıdaki haklarını sağlar:
a. Uyrukluk kazanma ve değiştirme hakkı olması ve keyfi olarak veya engelli olması
nedeniyle uyrukluktan mahrum bırakılmaması;
b. Kişinin engelli olması nedeniyle uyrukluğuna veya kimliğine ilişkin diğer belgeleri
elde etme, bu belgelere sahip olma ve bu belgeleri kullanma veya seyahat özgürlüğünden
yararlanmasını sağlamak için gerekli olabilecek göçmenlik işlemleri gibi süreçleri yürütme
olanağından mahrum bırakılmaması;
c. Kendi ülkesi dahil herhangi bir ülkeden ayrılma özgürlüğünün olması;
d. Kendi ülkesine girme hakkından engelli olmasına dayanılarak veya keyfi olarak
mahrum bırakılmaması.
2. Engelli çocuklar doğum sonrasında derhal nüfusa kaydedilmeli ve doğuştan isim
edinme, uyrukluk kazanma ve mümkün olduğu ölçüde kendi ebeveynlerini bilme ve onlar
tarafından bakılma hakkına sahip olmalıdır.
Madde 19
Bağımsız Yaşayabilme ve Topluma Dahil Olma
İşbu Sözleşmeye Taraf Devletler tüm engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında
toplum içinde yaşama hakkına sahip olduğunu kabul eder ve engellilerin bu haktan
eksiksiz yararlanabilmeleri ve topluma tam katılımlarını kolaylaştırmak için gerekli
tedbirleri etkin bir şekilde alır. Bu çerçevede aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir:
33
a. Engelliler diğer bireylerle eşit koşullar altında ikametgahlarını ve nerede ve kiminle
yaşayacaklarını seçme hakkına sahiptirler ve özel bir yaşama düzenine zorlanamazlar;
b. Engellilerin kişisel destek dahil olmak üzere toplum içinde yaşamak ve topluma
dahil olmak için ihtiyaç duydukları konut içi, kurum içi ve diğer toplumsal destek
hizmetlerine erişimleri sağlanmalı ve engellilerin toplumdan tecridi ve ayrı tutulması
önlenmelidir;
c. Kamusal hizmet ve tesisler engellilere diğer bireylerle eşit şekilde açık olmalı ve
onların ihtiyaçlarına yanıt verebilmelidir.
Madde 20
Kişisel Hareketlilik
Taraf Devletler engellilerin olanaklar çerçevesinde azami ölçüde bağımsız hareket
edebilmesini sağlamak için etkin bir şekilde gerekli tüm tedbirleri alır. Bu tedbirler
şunlardır:
a. Engellilerin istedikleri şekil ve zamanda ve karşılanabilir bir maliyetle hareket
edebilmelerinin kolaylaştırılması;
b. Engellilerin hareketi kolaylaştırıcı kaliteli araç ve gerece, yardımcı teknolojilere,
yardım sunan insanlara ve araçlara karşılanabilir bir maliyetle erişiminin kolaylaştırılması;
c. Engellilere ve engelli kişilerle çalışan uzman personele engellilerin hareket
becerilerinin geliştirilmesi konusunda eğitim verilmesi;
d. Harekete yardımcı araç ve gereçlerle yardımcı teknolojileri üretenlerin engellilerin
her türlü ihtiyacını dikkate almaları hususunda teşvik edilmesi.
Madde 21
Düşünce ve İfade Özgürlüğü ile Bilgiye Erişim
Taraf Devletler engellilerin işbu Sözleşme’nin 2. Maddesinde tanımlanmış tüm
iletişim araçlarını tercihe bağlı kullanabilmesi, bilgi ve fikir araştırma, alma ve verme
özgürlüğü dahil düşünce ve ifade özgürlüğünden diğer bireylerle eşit koşullar altında
yararlanabilmesi için uygun tüm tedbirleri alır. Bu tedbirler aşağıdakileri içermelidir:
a. Kamuya sunulması amaçlanan bilginin engellilerin erişebileceği biçimlerde ve
farklı engelli gruplarına uygun teknolojilerle güncel olarak ve ek bir bedel alınmaksızın
sunulması;
b. Engellilerin resmi temaslarda işaret dillerini, Braille alfabesini, beden dilini ve
tercih ettikleri diğer tüm erişilebilir iletişim araç ve biçimlerini kullanmalarının
kolaylaştırılması;
c. Kamuya açık hizmet sunan özel kuruluşların internet dahil olmak üzere, engellilerin
erişilebileceği ve kullanılabileceği biçimde bilgi ve hizmet sunmalarının teşvik edilmesi;
d. İnternet aracılığıyla bilgi sunanlar dahil olmak üzere kitle iletişim hizmeti sunan
kurumların hizmetlerini engellilerin erişebileceği şekillerde sunmalarının teşvik edilmesi;
e. İşaret dili kullanımının kabul ve teşvik edilmesi.
Madde 22
Özel Hayata Saygı
1. İkametgahı ve yaşama biçimi ne olursa olsun hiçbir engelli bireyin özel hayatı,
ailesi, konutu, haberleşmesi ve diğer iletişimlerine keyfi veya hukuka aykırı şekilde
34
müdahale edilemez ve şeref ve haysiyetine yönelik hukuka aykırı uygulamalarda
bulunulamaz. Engelliler söz konusu müdahale veya saldırılardan hukuken korunma
hakkına sahiptir.
2. Taraf Devletler engellilerin kişisel, sağlık ve rehabilitasyon bilgilerinin gizliliğini
diğer bireyler ile eşit koşullar altında korur.
Madde 23
Hane ve Aile Hayatına Saygı
1. Taraf Devletler evlilik, aile, ebeveynlik ve özel ilişkilere dair meselelerde
engellilere karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmak için uygun tedbirleri etkin bir şekilde ve
engellilerin diğer bireylerle eşit olduğunu gözeterek alır. Bu çerçevede aşağıda belirtilenler
sağlanmalıdır:
a. Evlilik çağına gelmiş engellilerin evlenme ve aile kurma hakkının tanınması ve bu
hakkın evlenmek isteyen eşlerin serbest iradeleri ve rızaları doğrultusunda kullanılması;
b. Engellilerin çocuklarının sayısına ve yaş aralığına, serbestçe ve sorumluluğunu
taşıyarak karar verme hakkının tanınması ve yaşlarına uygun bilgiye, üreme ve aile
planlaması eğitimine erişim hakkının tanınması ile bu haklarını kullanmaları için gereken
araçların oluşturulması;
c. Çocuklar dahil olmak üzere engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında
doğurganlıklarından mahrum bırakılmaması.
2. Taraf Devletler, velayet, vesayet, kayyımlık, evlat edinme veya ulusal mevzuatta bu
kavramların benzerlerinin yer aldığı kurumlar hususunda - her durumda çocukların
yararlarının üstün tutulması şartıyla - engelli hakları ve sorumluluklarını güvence altına
alır. Engelliler çocuklarının bakım sorumluluklarını yerine getirirken Taraf Devletler
uygun desteği sunar.
3. Taraf Devletler, engelli çocukların aile yaşamlarıyla ilgili olarak diğer bireylerle
eşit haklara sahip olmasını sağlar. Taraf Devletler bu hakları yaşama geçirmek ve engelli
çocukların saklanması, terk edilmesi, ihmal edilmesi ve ayrı tutulmasının önüne geçmek
üzere engelli çocuklara ve ailelerine erken ve kapsamlı bilgi, hizmet ve destek sunar.
4. Taraf Devletler, bir çocuğun ailesinin istemi olmadan ailesinden ayrılmamasını
sağlar. Bunun istisnası yargısal denetime tabi yetkili mercilerin çocuğun üstün yararı
gereğince ailesinden ayrılmasının gerekli olduğuna uygulanan yasa ve usuller uyarınca
karar vermesidir. Hiçbir koşulda çocuğun veya ebeveynlerinden biri ya da hepsinin engelli
olması nedeniyle çocuk anne ve babasından ayrı tutulamaz.
5. Taraf Devletler, engelli çocuğun çekirdek ailesinin çocuğa bakamaması durumunda,
çocuğa geniş anlamda aile üyeleri, bunun mümkün olmadığı takdirde aile ortamını
sağlayacak bir sosyal çevrede alternatif bakım sağlanması için her türlü çabayı göstermeyi
taahhüt eder.
Madde 24
Eğitim
1. Taraf Devletler engellilerin eğitim hakkını tanır. Taraf Devletler, bu hakkın fırsat
eşitliği temelinde ve ayrımcılık yapılmaksızın sağlanması için eğitim sisteminin
bütünleştirici bir şekilde her seviyede engellileri içine almasını ve ömür boyu öğrenim
imkanı sağlar. Bunun için aşağıdaki hedefler gözetilmelidir:
35
a. İnsan potansiyelinin, onur ve değer duygusunun tam gelişimi ve insan haklarına,
temel özgürlüklere ve insan çeşitliliğine saygı duyulmasının güçlendirilmesi;
b. Engellilerin; kişiliklerinin, yeteneklerinin, yaratıcılıklarının, zihinsel ve fiziksel
becerilerinin potansiyellerinin en üst derecesinde gelişiminin sağlanması;
c. Engellilerin özgür bir topluma etkin bir şekilde katılımlarının sağlanması.
2. Taraf Devletler bu hakkın yaşama geçirilmesi için aşağıda belirtilenleri sağlar:
a. Engelliler engelleri nedeniyle genel eğitim sisteminden dışlanmamalı ve engelli
çocuklar engelleri nedeniyle parasız ve zorunlu ilk ve ortaöğretim olanaklarının dışında
tutulmamalıdır;
b. Engelliler yaşadıkları çevrede bütünleştirici, kaliteli ve parasız ilk ve orta öğretime
diğer bireylerle eşit olarak erişebilmelidir;
c. Bireylerin ihtiyaçlarına göre makul düzenlemeler yapılmalıdır;
d. Engellilerin genel eğitimden etkin bir şekilde yararlanabilmeleri için genel eğitim
sistemi içinde ihtiyaç duydukları desteği almalıdır;
e. Engellilere yönelik bireyselleştirilmiş etkin destekleyici tedbirler, engellilerin tam
katılımı hedefine uygun olarak, akademik ve sosyal gelişimi artırıcı ortamlarda
sağlanmalıdır.
3. Taraf Devletler engellilerin toplumun eşit üyeleri olarak eğitime tam ve eşit
katılımlarını kolaylaştırmak için yaşamı ve sosyal gelişim becerilerini öğrenmelerini
sağlar. Taraf Devletler bu amaçla aşağıda belirtilen tedbirleri alır:
a. Braille ve diğer biçemlerdeki yazıların okunmasının öğrenilmesi, beden dilinin ve
alternatif iletişim araçları ve biçimleri ile yeni çevreye alışma ve bu çevrede hareket etme
becerilerinin öğrenilmesi, akran desteği ve rehberlik hizmetlerinin kolaylaştırılması;
b. İşaret dilinin öğrenilmesine, işitme ve konuşma engellilerin dilsel kimliğinin
gelişimine yardımcı olunması;
c. Görme, işitme veya hem görme hem işitme-konuşma engellilerin özellikle
çocukların eğitiminin en uygun dille, iletişim araç ve biçimleriyle, onların akademik ve
sosyal gelişimini artırıcı ortamlarda sunulmasının sağlanması.
4. Taraf Devletler bu hakkın yaşama geçmesini sağlamak için, engelli olanlar dahil
olmak üzere, işaret dilini ve Braille alfabesini bilen öğretmenlerin işe alınması ve eğitimin
her düzeyinde çalışan uzmanların ve personelin eğitimi için uygun tedbirleri alır. Söz
konusu eğitim engelliliğe ilişkin bilincin artırılmasını, alternatif iletişim araç ve biçimleri
ile destekleyici eğitim tekniklerinin ve materyallerinin kullanılmasını içermelidir.
5. Taraf Devletler engellilerin genel yüksek okul eğitimine, mesleki eğitime, erişkin
eğitimine ve ömür boyu süren eğitime ayrımcılığa uğramaksızın diğer bireylerle eşit
koşullar altında erişimini sağlar. Taraf Devletler bu amaçla engellilerin ihtiyaçlarına uygun
makul düzenlemelerin yapılmasını temin eder.
Madde 25
Sağlık
Taraf Devletler engellilerin engelliliğe dayalı ayrımcılığa uğramaksızın ulaşılabilir en
yüksek sağlık standardından yararlanma hakkını tanır. Taraf Devletler engellilerin sağlıkla
ilgili olarak rehabilitasyon da dahil olmak üzere, cinsiyete duyarlı sağlık hizmetlerine
erişimini mümkün kılmak için uygun tüm tedbirleri alır.
Taraf Devletler;
36
a. Parasız veya karşılanabilir bir maliyetle sağlanan sağlık bakımı ve programlarının,
engellilere diğer bireylerle aynı kapsam, kalite ve standartta sağlanmasını ve bu
hizmetlerin cinsel ve üreme sağlığı ile halk sağlığı programlarını da içermesini sağlar;
b. Engellilerin özellikle engellilikleri nedeniyle gereksinim duyduğu sağlık
hizmetlerini sağlar. Bu sağlık hizmetleri erken tanı ve mümkünse müdahaleyi, çocuklar ve
yaşlılar dahil olmak üzere, engelliliğin azaltılmasını ya da artmasını önlemeyi hedefleyen
hizmetleri kapsamalıdır;
c. Sağlık hizmetlerini kırsal alanlar dahil olmak üzere mümkün olduğu kadar kişilerin
yaşadıkları yerlerin yakınına götürülmesini temin eder;
d. Sağlık profesyonellerinin engellilere sunduğu tıbbi bakımın diğer bireylere
sundukları bakımla aynı kalitede olmasını ve bu bakımın hastaların bağımsız ve
aydınlatılmış onaylarına dayanmasını sağlamak amacıyla diğer tedbirlerin yanı sıra eğitim
vererek, kamu kurumları ile özel kurumlar tarafından sunulan sağlık bakımının etik
standartlarını yayımlayarak engellilerin insan hakları, onuru, özerkliği ve ihtiyaçları
hakkında bilinç yaratır;
e. Ulusal mevzuatın sağlık ve yaşam sigortasını düzenlediği hallerde engellilerin bu
sigortalardan yararlanmaları bakımından ayrımcılık yapılmasını yasaklar ve sigortanın adil
ve makul olmasını sağlar;
f. Engelliliğe dayalı olarak sağlık bakımı veya hizmetlerinin sunulmamasını veya
yiyecek ve içecek verilmemesini önlemek üzere gerekli tedbirleri alır.
Madde 26
Habilitasyon ve Rehabilitasyon
1. Taraf Devletler engellilerin azami bağımsızlığını, tam fiziksel, zihinsel, sosyal ve
mesleki becerilerini elde etmelerini ve yaşamın her alanına tam katılımlarını sağlamak için
akran desteği dahil uygun tedbirleri etkin bir şekilde alır. Bu bakımdan Taraf Devletler
özellikle sağlık, istihdam, eğitim ve sosyal hizmetler alanlarında kapsamlı habilitasyon ve
rehabilitasyon hizmetlerini sunar; mevcut hizmetleri güçlendirir ve genişletir. Bunun için
şöyle bir yol izlemelidirler:
a. Habilitasyon ve rehabilitasyon hizmet ve programları mümkün olan en erken evrede
başlamalıdır ve bireylerin ihtiyaçlarının ve güçlü olduğu yönlerin çok disiplinli bir
çerçevede değerlendirilmesine dayanmalıdır;
b. Engellilerin topluma katılımını ve toplumla bütünleşmesini destekleyen
habilitasyon ve rehabilitasyon hizmet ve programlarına katılmak rızaya dayalı olmalıdır ve
bu hizmet ve programlar kırsal alanlar dahil olmak üzere, engellilerin yaşadıkları yerlerin
mümkün olduğu kadar yakınında sunulmalıdır.
2. Taraf Devletler habilitasyon ve rehabilitasyon hizmetlerinde çalışan profesyoneller
ve personel için, temel ve sürekli eğitim programları geliştirilmesini destekler.
3. Taraf Devletler engelliler için hazırlanmış, habilitasyon ve rehabilitasyonla ilgili
yardımcı cihazlar ve teknolojilerin erişilebilirliğini, bunlara ilişkin bilgiyi ve bunların
kullanımını teşvik eder.
37
Madde 27
Çalışma ve İstihdam
1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında çalışma hakkına
sahip olduğunu kabul eder. Bu hak, engellilerin, açık, bütünleştirici ve erişilebilir bir iş
piyasası ve çalışma ortamında serbestçe seçtikleri bir işle hayatlarını kazanmaları fırsatını
da içerir. Taraf Devletler çalışırken engelli olanlar dahil olmak üzere tüm engellilerin
çalışma hakkının yaşama geçmesini yasama çalışmalarını da içeren uygun tüm tedbirleri
alarak güvence altına alır. Taraf Devletler bunların yanı sıra;
a. İşe alım ve istihdam edilme koşullarında, istihdamın sürekliliği, kariyer gelişimi ve
sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları dahil olmak üzere, istihdama ilişkin her hususta,
engelliliğe dayalı ayrımcılığı yasaklar;
b. Fırsat eşitliği, eşit değerde işe eşit ücret ilkesi, tacizden korunma ve mağduriyetin
giderilmesi, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları dahil olmak üzere diğer bireylerle eşit
koşullar altında adil ve uygun çalışma koşullarının sağlanmasına ilişkin olarak engellilerin
haklarını korur;
c. Engellilerin iş ve sendikal haklarını diğer bireylerle eşit koşullar altında
kullanabilmelerini sağlar;
d. Engellilerin genel teknik ve mesleki rehberlik programlarına, yerleştirme
hizmetlerine, mesleki ve sürekli eğitime diğer bireylerle eşit koşullar altında etkin bir
şekilde erişimini sağlar;
e. İş piyasasında engellilerin istihdam olanaklarının ve kariyer gelişiminin
desteklenmesine ve engellilerin iş aramasına veya işe başlamasına, çalışmaya devam
etmesine ve işe geri dönmelerine yardım eder;
f. Serbest çalışma, girişimcilik, kooperatif kurma ve kendi işini kurma konusundaki
fırsatları geliştirir;
g. Engellileri kamu sektöründe istihdam eder;
h. Olumlu eylem programları, teşvikler ve diğer tedbirleri de içerebilecek uygun
politika ve önlemlerle, engellilerin özel sektörde istihdam edilmelerini destekler;
i. Engellilerin çalıştığı işyerlerinde makul düzenlemelerin yapılmasını sağlar;
j. Engellilerin açık iş piyasasında iş deneyimi kazanmasını temin eder;
k. Engelliler için mesleki rehabilitasyon, işte kalma ve işe dönüş programları yürütür.
2. Taraf Devletler engellilerin kölelik altında tutulmalarını engeller ve engellileri zorla
veya mecburi çalışmaya karşı diğer bireylerle eşit koşullar altında korur.
Madde 28
Yeterli Yaşam Standardı ve Sosyal Korunma
1. Taraf Devletler, engellilerin yiyecek, giysi ve barınma dahil kendileri ve aileleri
için yeterli yaşam standardı hakkını ve yaşam koşullarının sürekli olarak iyileştirilmesi
hakkını tanır. Taraf Devletler bu hakkın engelli olmaları nedeniyle ayrımcılığa
uğramaksızın tanınmasını temin etmek için gerekli adımları atar.
2. Taraf Devletler engellilerin sosyal korunma ve engelliliğe dayalı ayrımcılığa
uğramadan bu haktan yararlanma hakkını tanır ve aşağıda belirtilen tedbirler dahil olmak
üzere bahse konu hakkın tanınmasını temin etmek ve geliştirmek için gerekli adımları atar:
38
a. Engellilerin temiz su hizmetlerine, uygun ve bedeli ödenebilir hizmetlere eşit
erişimlerini sağlamak ve engellilerin ihtiyaçlarına ilişkin araç - gereç ve diğer yardımlara
erişimlerini temin etmek;
b. Özellikle engelli kadın ve kızlar ve engelli yaşlılar dahil olmak üzere, engellilerin
sosyal koruma programlarına ve yoksulluk azaltıcı programlara erişimini sağlamak;
c. Yoksulluk koşullarında yaşayan engellilerin ve ailelerinin uygun eğitim,
danışmanlık, mali yardım ve süreli bakım dahil engelliliğe ilişkin harcamalarında devlet
yardımına erişimini sağlamak;
d. Engellilerin toplu konut programlarına erişimini sağlamak;
e. Engellilerin emeklilik fırsatları ve programlarına eşit erişimini sağlamak.
Madde 29
Siyasal ve Toplumsal Yaşama Katılım
Taraf Devletler, engellilerin siyasi haklarını ve diğer bireylerle eşit koşullar altında
bunlardan yararlanma fırsatını güvence altına alır ve aşağıda belirtilenleri yerine getirir:
a. Diğerlerinin yanı sıra aşağıda belirtilenler yoluyla, engellilerin diğer bireylerle eşit
koşullar altında seçme ve seçilme hakları dahil olmak üzere siyasi ve kamusal yaşama
etkin şekilde ve tam katılımını doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığıyla
sağlamak,
b. Seçim usullerinin, tesislerinin, materyallerinin uygun, erişilebilir ve anlaşılması ve
kullanılmasının kolay olmasını sağlamak,
c. Engellilerin, seçimlerde ve referandumlarda baskıya uğramadan, gizli oy
kullanarak, aday olma ve etkili bir mevkide görev alma ve devletin tüm kademelerinde
tüm kamu görevlerini yerine getirme haklarını koruyarak, uygun olan yardımcı ve yeni
teknolojilerin kullanılmasını kolaylaştırmak,
d. Engellilerin seçmen olarak tercihlerini özgürce ifade edebilmelerini güvence altına
alarak ve bu amaçla gerektiğinde, talep etmeleri durumunda oy kullanırken kendi seçtikleri
bir kişinin desteğini almalarına izin vermek,
e. Engellilerin ayrımcılığa uğramadan, diğer bireylerle eşit koşullar altında, kamu
işlerinin idaresinde etkin ve tam katılımlarının sağlanacağı bir ortamı yaratmak ve aşağıda
belirtilenler de dahil olmak üzere, kamu işlerine katılımlarının cesaretlendirmek;
f. Ülkenin kamusal ve siyasi yaşamı ile ilgili sivil toplum kuruluşları, dernekler ve
siyasi partilerin etkinliklerine ve yönetimine katılım;
g. Engellileri uluslararası, ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde temsil eden engelli
örgütlerinin kurulması ve engellilerin içinde yer almalarının sağlanması.
Madde 30
Kültürel Yaşama, Dinlenme, Boş Zaman Aktiviteleri ve Spor Faaliyetlerine
Katılım
1. Taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında kültürel yaşama
katılım hakkını tanır ve engellilerin aşağıda belirtilenlerden yararlanmasını sağlamak için
gerekli tüm tedbirleri alır:
a. Kültürel materyallere ulaşılabilir biçimleri aracılığıyla erişmek;
39
b. Televizyon programlarına, filmlere, tiyatroya ve diğer kültürel etkinliklere
ulaşılabilir biçimleri aracılığıyla erişmek;
c. Tiyatro, müze, sinema, kütüphane ve turistik hizmetler gibi kültürel etkinliklerin
yapıldığı veya hizmetlerin sunulduğu yerlere ve ayrıca mümkün olduğu ölçüde ulusal
kültür açısından önemli anıtlar ve alanlara erişmek.
2. Taraf Devletler, sadece engellilerin yararı için değil, toplumu zenginleştirmek
amacıyla da engellilerin yaratıcı, sanatsal ve entelektüel kapasitelerini geliştirme ve
kullanma imkanına sahip olmalarını sağlayıcı gerekli tedbirleri alacaklardır.
3. Taraf Devletler, uluslararası hukuka uygun olarak, fikri mülkiyet haklarını koruyan
yasaların, engellilerin kültürel materyallere erişimine uygun olmayan veya ayrımcılık
yaratan bir engel çıkarmaması için tüm uygun tedbirleri alır.
4. Engelliler, diğer bireylerle eşit koşullar altında, kendilerinin özel kültürel ve dil
kimliklerinin, örneğin işaret dilleri ve işitme engelliler kültürü, tanınması ve desteklenmesi
hakkına sahiptir.
5. Taraf Devletler, engellilerin eğlence, dinlenme ve spor etkinliklerine diğer
bireylerle eşit koşullar altında katılımını sağlamak amacıyla aşağıda yazılı tedbirleri alır:
a. Engellilerin her seviyedeki genel spor etkinliklerine mümkün olduğunca tam
katılımını cesaretlendirmek ve artırmak;
b. Engellilerin, özel spor ve eğlence etkinliklerini örgütleme, geliştirme ve bu
etkinliklere katılma imkanına sahip olmasını temin etmek ve bu nedenle, diğer bireylerle
eşit koşullar altında onlara uygun bilgi ve eğitimin verilmesini ve kaynakların sunulmasını
sağlamak;
c. Engellilerin spor, eğlence yerleri ile turistik alanlara erişimini sağlamak;
d. Engelli çocukların, okullardaki etkinlikler dahil olmak üzere, oyun, eğlence, boş
zaman aktiviteleri ve spor etkinliklerine eşit şekilde katılabilmelerini sağlamak;
e. Eğlence, turistik, boş zaman aktiviteleri ve spor etkinliklerini organize edenlerin
sunduğu hizmetlere engellilerin erişebilmesini sağlamak.
Madde 31
İstatistikler ve Veri Toplama
1. Taraf Devletler bu sözleşmenin uygulanması açısından gerekli politikaları formüle
etmeleri ve geliştirmelerinde kendilerine yol gösterecek, istatistik veriler ve araştırmalar da
dahil olmak üzere uygun bilgileri toplar. Bilgi toplama ve bilginin sürdürülebilirliği için
aşağıdaki noktalar dikkate alınır:
a. Verinin korunması, engelli kişilerin özel yaşamlarına saygı ve gizliliğin
sağlanmasına ilişkin yasal olarak oluşturulmuş güvenlik tedbirlerine uygun olmalıdır.
b. İstatistiklerin toplanması ve kullanımında insan hakları, temel özgürlükler ve etik
ilkelerin korunması konularındaki uluslararası düzeyde kabul edilen normlara uygunluk
aranmalıdır.
2. Bu Maddeye göre toplanan bilginin, uygun olması halinde, dağıtılması ve mevcut
sözleşme kapsamında taraf devletlerin uygulamalarının değerlendirilmesi ve engellilerin
haklarını kullanırken karşılaştıkları güçlüklerin ortaya konulmasında kullanılması
sağlanmalıdır.
40
3. Taraf Devletler topladıkları istatistiklerin dağıtılması konusunda sorumluluk almalı
ve bu verilerin engelli kişiler ve diğerleri için erişilebilir olmasını sağlamalıdır.
Madde 32
Uluslararası İşbirliği
1. Taraf Devletler bu sözleşmenin amaç ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesine
yönelik olarak ulusal çabaların desteklenmesi konusunda uluslararası işbirliğinin önemini
kabul eder ve teşvik eder. Bu doğrultuda devletlerarası ve devletler düzeyinde,
gerektiğinde ilgili uluslararası ve bölgesel örgütler ve sivil toplumla özellikle engellilere
yönelik örgütlerle işbirliğini sağlamak üzere gerekli tedbirleri alır. Bu tedbirler diğerlerinin
yanı sıra şunları içerir:
a. Uluslararası kalkınma programları da dahil olmak üzere uluslararası işbirliğinin,
engellileri kapsamasını ve engelliler için erişilebilir olmasını güvence altına almak,
b. Bilgi, deneyim ve eğitim programları ve iyi uygulamaların değişimi ve paylaşımı
aracılığıyla kapasite geliştirmeyi teşvik etmek ve desteklemek,
c. Araştırma, bilimsel ve teknik bilgiye erişim konularında işbirliğini geliştirmek,
d. Erişilebilir ve destek sağlayıcı teknolojilere ulaşımın sağlanması aracılığıyla ve
teknoloji transferi yoluyla uygun görülen teknik ve ekonomik yardımı sağlamak.
2. Bu Maddenin hükümleri, her taraf devletin mevcut sözleşmenin getirdiği
yükümlülükleri yerine getirmesini göz ardı etmez.
Madde 33
Ulusal Uygulama ve Denetim
1. Taraf Devletler kendi örgütlenme biçimlerine uygun olarak mevcut sözleşmenin
uygulanmasıyla ilgili konular için hükümet içinde bir veya daha fazla kilit nokta tahsis
eder ve hükümet içinde farklı sektörler ve farklı düzeylerdeki konuyla ilgili faaliyetlerin
teşvik edilmesi için koordinasyon mekanizması kurar.
2. Taraf Devletler, kendi bünyeleri içerisinde, işbu Sözleşmeyi teşvik ve temin edip
düzeltmek amacıyla kendi yasal ve idari sistemlerine uygun olan ve bir veya daha fazla
bağımsız mekanizmayı içeren bir yapı bulundurur veya kurar ve bu yapıyı güçlendirir.
Taraf Devletler bu yapıyı kurarken, insan haklarının teşviki ve korunması için ulusal
kurumların statü ve işleyişine ilişkin ilkeleri de göz önünde bulundururlar.
3. Taraf Devletler, başta engelliler ve onları temsil eden kuruluşlar olmak üzere sivil
toplumun denetim sürecine tam katılımını sağlar.
Madde 34
Engelli Hakları Komitesi
1. İşbu Sözleşmede verilen görevleri yerine getirmek üzere bir Engelli Hakları
Komitesi kurulur (bundan sonra "Komite" olarak adlandırılacaktır).
2. Komite, işbu Sözleşme’nin yürürlüğe girdiği tarihte 12 uzmandan oluşur. 60 onay
veya katılımdan sonra, Komite’nin üye sayısı altı kişi arttırılarak azami üye sayısı olan
18’e ulaşılır.
3. Komite üyeleri kişisel kapasiteleri ölçüsünde çalışmalı ve ahlaki değerleri yüksek,
sözleşmenin içerdiği alanlarla ilgili başarıları ve deneyimleri kabul gören kişiler arasından
41
seçilmelidirler. Taraf Devletler, adaylarını belirlerken bu sözleşmenin 4. Maddesinin 3.
paragrafındaki hükümleri göz önünde bulundurmaya davet edilir.
4. Komite üyeleri Taraf Devletlerce seçilir. Taraf Devletler komite üyelerinin
seçiminde eşit coğrafi dağılım, farklı medeniyetlerin ve yasal sistemlerin temsil edilmesi,
kadın-erkek temsilinin dengeli olması ve engelli uzmanların katılımı hususlarını dikkate
alır.
5. Komite üyeleri, Taraf Devletler Konferansı sırasında, Sözleşmeye Taraf Devletlerin
vatandaşları arasından belirlediği adaylardan oluşan bir listeden gizli oyla seçilir. Taraf
Devlet sayısının 2/3’ünün karar yeter sayısı olduğu bu toplantılarda, en fazla oyu alan ve
temsil edilen devletlerin oylarının mutlak çoğunluğuna ulaşan kişiler seçimi kazanırlar.
6. İlk seçim, Sözleşmenin yürürlüğe girişinden itibaren altı ay içinde yapılır. Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri, her seçimden en az dört ay önce Taraf Devletlere yazı
göndererek iki ay içinde adaylarını bildirmelerini ister. Genel Sekreter, taraf devletlerce
gösterilen ve sözleşmeye uygun olan adayların adlarını alfabetik sıraya göre, kendisini
aday gösteren Taraf Devletin adıyla birlikte listeler ve Sözleşmeye taraf devletlere
gönderir.
7. Komite üyeleri dört yıllık bir dönem için seçilir. Üyeler, sadece bir dönem daha
tekrar seçilebilirler. Ancak, ilk seçimlerde seçilen altı üyenin dönemi iki yıl sonunda biter.
Bu altı üye, ilk seçimlerin hemen ardından, bu maddenin 5. paragrafında bahse konu
oturum başkanı tarafından kura yöntemiyle belirlenir.
8. Altı yeni üyenin seçimi, bu maddenin ilgili hükümlerine göre gerçekleştirilen
düzenli seçimlerle yapılır.
9. Komite üyelerinden biri ölüm, istifa ya da başka herhangi bir nedenle süresi
dolmadan görevinden ayrılırsa, temsil ettiği Taraf Devlet, bu Maddenin ilgili
hükümlerinde aranan nitelik ve yeterliliklere sahip bir başka uzmanı atar. Yeni üye kalan
süreyi tamamlar.
10. Komite çalışmalarıyla ilgili kurallarını kendisi belirler.
11. Komitenin bu Sözleşmeyle verilen görevlerini etkin olarak yerine getirebilmesini
tem için gereksinim duyacağı personel ve diğer ihtiyaçları Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri tarafından sağlanır. Ayrıca, Genel Sekreter Komite’yi ilk toplantı için toplar.
12. Bu sözleşme hükümlerine göre kurulan Komitenin üyeleri, Genel Kurulun
kararıyla, Birleşmiş Milletler kaynaklarından bir ücret alır. Genel Kurul bu kararı verirken
Komite’nin sorumluluklarını dikkate alır.
13. Komite üyeleri, Birleşmiş Milletler misyonlarında görevli uzmanlar olarak
Ayrıcalık ve Bağışıklıklar Sözleşmesinin ilgili kısımlarında yer alan imkan, ayrıcalık ve
bağışıklıklardan yararlanırlar.
Madde 35
Taraf Devletlerce Sunulacak Raporlar
1. Her Taraf Devlet, Sözleşmenin ilgili Devlet için yürürlüğe girmesinden sonra iki yıl
içerisinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri aracılığıyla Komiteye Sözleşmenin
gereklerinin yerine getirilmesi için alınan önlemler ve kaydedilen gelişmeler hakkında
kapsamlı bir rapor sunar.
42
2. Bundan sonra, Taraf Devletler en az dört yılda bir ve buna ilave olarak zamana
bağlı olmaksızın Komitenin talep etmesi durumunda müteakip raporları sunar.
3. Komite, raporların içeriği için başvurulabilecek temel noktaları belirler.
4. Komiteye ilk kapsamlı raporunu sunan bir Taraf Devletin müteakip raporlarının
eski bilgileri içermesine gerek yoktur. Taraf Devletler komiteye rapor hazırlarken, açık ve
şeffaf bir yöntem izlemeli ve bu sözleşmenin 4. Maddesinin 3 paragrafındaki hükümleri
göz önünde bulundurmalıdır.
5. Raporlar, sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilme düzeyini etkileyen
güçlükleri ve etkenleri de içerebilir.
Madde 36
Raporların Değerlendirilmesi
1. Komite, her raporu inceler, varsa önerilerini ve genel yorumlarını da ekleyerek ilgili
devlete geri gönderir. Taraf devlet, seçtiği herhangi bir bilgiyle komiteye yanıt verir.
Komite, Sözleşmenin uygulanmasına ilişkin ek bilgileri Taraf Devletlerden isteyebilir.
2. Bir Taraf Devlet, raporunu sunmada kayda değer ölçüde geç kalmışsa Komite, ilgili
devlete, raporun sunulması yönünde çağrıda bulunabilir. Bu çağrıyı takip eden üç ay
içerisinde söz konusu rapor Komite’ye iletilmezse, Komite sözleşme hükümlerinin bahse
konu ülkede yerine getirilmesine yönelik çalışmaların gözden geçirilmesi ihtiyacının
ortaya çıktığı yönde bildirimde bulunabilir. Taraf Devlet bu bildirime söz konusu raporu
sunarak yanıt verirse, bu maddenin birinci paragrafının hükümleri uygulanır.
3. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri raporların erişilebilir olmasını sağlar.
4. Taraf Devletler raporlarının, kendi ülkelerindeki kamuoyu için geniş ölçüde
erişilebilir olmasını sağlar ve söz konusu raporlara tavsiye ve önerilerin getirilmesini
teşvik eder.
5. Komite, uygun gördüğü takdirde, içinde teknik yardım talebi ya da belirtisi bulunan
raporları, kendi görüş ve önerileriyle Birleşmiş Milletler ihtisas kuruluşları, fon ve
programları ile ilgili diğer kuruluşlara iletebilir.
Madde 37
Taraf Devletler ve Komite Arasındaki İşbirliği
1. Taraf Devletlerin her biri Komite’yle işbirliği yapmalı ve üyelere görevlerini yerine
getirmede yardımcı olmalıdır.
2. Komite, Taraf Devletlerle ilişkisi çerçevesinde, bir devlete sözleşmenin
uygulanması için ulusal kapasitesini geliştirici yollar ve araçlar konularında uluslararası
işbirliği de dahil sorumluluklar verir.
Madde 38
Komitenin Diğer Organlarla İlişkisi
Sözleşme hükümlerinin etkin olarak yerine getirilmesinin güçlendirilmesi ve
sözleşmenin kapsadığı alanla ilgili uluslararası işbirliğinin teşvik edilmesi açısından:
1. Birleşmiş Milletler’ in ihtisas kuruluşları ve diğer organları, sözleşmenin, kendi
çalışma alanlarına giren hükümlerinin uygulanmasının incelenmesi sırasında temsil
edilmelidir. Komite, uygun görmesi halinde, ihtisas kuruluşları ve diğer organları, bu
43
Sözleşmenin alanlarıyla ilgili hükümlerin nasıl yerine getirileceği hakkında uzman
görüşüne başvurmak üzere çağırabilir. Komite, ihtisas kuruluşları ve diğer organlardan,
sözleşmenin kendi faaliyet alanlarıyla ilgili uygulamalarına ilişkin rapor sunmalarını
isteyebilir.
2. Komite, yetkisini kullanırken, raporlama ilkeleri, önerileri ve genel yorumlarında
tutarlılığı sağlayabilmek, yetki ve görev alanlarının çatışmasından kaçınmak açısından,
uygun görmesi halinde, uluslararası insan hakları anlaşmalarıyla oluşturulan diğer ilgili
organlara danışır.
Madde 39
Komitenin Raporu
Komite, her iki yılda bir, faaliyetleri hakkında, Genel Kurul ve Ekonomik ve Sosyal
Konsey’e rapor sunar. Komite raporunda ayrıca, Taraf Devletlerden alınan bilgiler ve
raporların incelenmesi doğrultusunda ortaya çıkan öneri ve genel yorumları da belirtebilir.
Bu öneri ve değerlendirmeler, Taraf Devletlerin olabilecek yorumlarıyla birlikte Komite
raporunda yer alır.
Madde 40
Taraf Devletler Konferansı
1. Taraf Devletler sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi ile ilgili konuları
tartışabilmek için düzenli aralıklarla Taraf Devletler Konferansı’nda bir araya gelir.
2. Sözleşmenin yürürlüğe girmesini takip eden altı ay içinde ilk Taraf Devletler
Konferansı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin çağrısıyla toplanır. Bundan sonraki
toplantılar Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından iki yılda bir ya da Taraf Devletler
Konferansı’nın kararıyla toplanır.
Madde 41
Depozitör
Sözleşmenin depozitörlük görevini Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri yürütür.
Madde 42
İmzalanma
İşbu Sözleşme, 30 Mart 2007 tarihinden itibaren, New York’taki Birleşmiş Milletler
Genel Merkezi’nde, tüm devletler ve bölgesel bütünleşme örgütlerinin imzasına açılır.
Madde 43
Bağlanma İradesi
İşbu Sözleşme, imzacı Devletlerin onaylamasına ve bölgesel bütünleşme örgütlerinin
resmi teyidine tabidir. Sözleşmeyi imzalamamış devlet veya bölgesel bütünleşme
örgütlerinin katılımına açıktır.
44
Madde 44
Bölgesel Bütünleşme Örgütleri
1. "Bölgesel Bütünleşme Örgütü", belirli bir bölgedeki bağımsız devletlerce kurulan
ve bu Sözleşme kapsamındaki konulardaki yetkilerini devrettikleri örgütü ifade etmektedir.
Bu örgütler, onay veya katılım belgelerinde Sözleşme kapsamına giren konulardaki yetki
düzeylerini açıklarlar. Sonrasında, bu yetki düzeylerinde değişiklik olduğu takdirde
depozitorü bilgilendirirler.
2. Mevcut Sözleşmede "Taraf Devletler’ e yapılan atıflar, yetkileri dahilinde bu
örgütlere uygulanacaktır.
3. 45. maddenin 1. paragrafı, 47. maddenin 2. ve 3. paragrafları açılarından, bölgesel
bütünleşme örgütlerince depozit edilen belgeler sayıma dahil edilmez.
4. Bölgesel bütünleşme örgütleri, Taraf Devletler konferansında yetkileri
kapsamındaki konular hakkında oy kullanabilirler. Oyları, bu Sözleşmeye taraf üyelerin
sayısı kadardır. Bünyesindeki Taraf Devletlerden birinin oy kullanması durumunda bu
örgütler oy haklarını kullanamazlar. Bu kural, tersi için de geçerlidir.
Madde 45
Yürürlüğe Girme
1. İşbu Sözleşme, 20. onay veya katılım belgesinin depozit edilmesini takip eden 30.
gün yürürlüğe girer.
2. Söz konusu 20. belgenin depozit edilmesinin ardından Sözleşme, onu imzalayan,
resmen teyid eden veya ona katılan herhangi bir devlet ya da bölgesel bütünleşme örgütü
için, onay belgelerini depozit etmelerini takip eden 30. gün yürürlüğe girer.
Madde 46
Çekinceler
1. Mevcut Sözleşmenin kapsamı ve amaçlarıyla uyumlu olmayan çekinceler kabul
edilemez.
2. İleri sürülen çekinceler her zaman geri çekilebilir.
Madde 47
Değişiklikler
1. Herhangi bir Taraf Devlet Sözleşme üzerinde bir değişiklik önererek, bunu
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine bildirebilir. Genel Sekreter, öneriyi Taraf Devletlere
bildirerek, tartışılıp karara bağlanması için bir konferans toplanması hakkındaki görüşlerini
sorar. Bildirimi takip eden dört ay içinde Taraf Devletlerin en az 1/3’ü konferansın
toplanmasından yana görüş bildirirse, Genel Sekreter, Birleşmiş Milletlerin himayesi
altında Taraf Devletleri toplantıya davet eder. Söz konusu değişiklik tasarısı, toplantı
sırasında mevcut bulunan ve oy kullanan Taraf Devletlerin 2/3’ünün desteğini alması
durumunda kabul edilir ve Genel Sekreter tarafından, onay için Genel Kurul’a, daha sonra
ise kabulleri için tüm Taraf Devletlere iletilir.
2. Paragraf 1’e göre kabul edilen ve onaylanan bir değişiklik, anılan değişikliğin
kabulü sırasında hazır bulunan Taraf Devlet sayısının 2/3’ü kadar onay belgesinin depozit
edilmesini takip eden 30. günde yürürlüğe girer. Daha sonra, bahse konu değişiklik
45
herhangi bir Taraf Devlet için, kendi onay belgesini depozit etmesini takip eden 30. günde
yürürlüğe girer. Bir değişiklik, sadece onu kabul eden devletleri bağlar.
3. Taraf Devletler konferansı sırasında oybirliğiyle karar verildiği takdirde, Paragraf 1
çerçevesinde kabul edilen ve onaylanan ve Sözleşmenin sadece 34, 38, 39 ve 40.
maddelerine ilişkin bir değişiklik, anılan değişikliğin kabulü sırasında hazır bulunan Taraf
Devlet sayısının 2/3’ü kadar onay belgesinin depozit edilmesini takip eden 30. günde tüm
Taraf Devletler için yürürlüğe girer.
Madde 48
Çekilme
Herhangi bir Taraf Devlet, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri‘ne yazılı olarak
bildirmek suretiyle sözleşmeden çekilebilir. Bu çekilme, söz konusu bildirimin Birleşmiş
Milletler Genel Sekreterince alınışından 1 yıl sonra geçerlilik kazanır.
Madde 49
Erişilebilir Format
Bu sözleşme erişilebilir formatlarda hazır bulundurulur.
Madde 50
Orijinal Metinler
Bu sözleşmenin Arapça, Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolca metinleri
orijinalinin aynıdır.
Aşağıda imzaları bulunan ve temsil ettikleri devletlerce tam olarak yetkili kılınmış
katılımcılar işbu Sözleşme’yi temsil ettikleri Devlet namına imzalamışlardır.
46
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*)
Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez
bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve
eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri
doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye
Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet
düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait
olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu
Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni
dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına
gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı
medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda
bulunduğu;
(Değişik: 3/10/2001-4709/1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk
varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî
değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında
korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet
işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal
adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir
hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine
doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde,
millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü
tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi
ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir
hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR,İNANÇ ve KARARLARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı
ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet
sevgisine emanet ve tevdi olunur.
MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep
ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
47
(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu
eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 12/9/2010-5982/1 md.) Bu
maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife
şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine
aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eştlik ilkesine
uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. ( *)
Temel Haklar ve Ödevler
I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
MADDE 12- Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel
hak ve hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve
sorumluluklarını da ihtiva eder.
Kişinin Hakları ve Ödevleri
I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı
MADDE 17- Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme
hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne
dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir
cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
(Değişik: 7/5/2004-5170/3 md.) Meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama
kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir
ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin
verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği
zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.
Yerleşme ve seyahat hürriyeti
MADDE 23- Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak,
sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini
önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
48
(Değişik: 3/10/2001-4709/8 md.; Değişik: 12/9/2010-5982/3 md.) Vatandaşın yurt
dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim
kararına bağlı olarak sınırlanabilir.
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
MADDE 42- Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve
eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı
eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.
İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında
parasızdır.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek
istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.
(Ek fıkra: 9/2/2008-5735/2 md.; İptal: Anayasa Mahkemesinin 5/6/2008 tarihli ve E.:
2008/16, K.: 2008/116 sayılı Karar ile)
Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini
sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet,
durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile
ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana
dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak
yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar
kanunla düzenlenir. Milletlerarası antlaşma hükümleri saklıdır.
Ülkemizde, engelliler alanında yapılan ilk önemli yasal düzenlemeler, 1997 yılında
yürürlüğe giren 571, 572 ve 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ile olmuştur.
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığının kuruluş, teşkilat ve görevleriyle ilgili 571
sayılı kararname, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kurulması ve engellilere hizmet
eden tüm birimlerin bakanlık teşkilatı bünyesinde toplanarak, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri
Genel Müdürlüğünün kurulmasıyla yürürlükten kaldırılmıştır.
49
571 Sayılı Özürlüler İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmün Kararname
ÖZÜRLÜLER İDARESİ BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ
HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME
Kanun Hük.Kar.nin Tarihi : 25/3/1997 No :571
Yetki Kanununun Tarihi : 3/12/1996 No :4216
Yayımlandığı R.G.Tarihi : 30/5/1997 No :23004 (Mükerrer)
3-(Mülga:29/5/2009-5902/25 md.)
572 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Hükmünde
Kararname
Resmi Gazete
6 Haziran 1997 CUMA
Sayı: 23011 Mükerrer Karar Sayısı : KHK/572
Bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin düzenlemeler, 3/12/1996 tarihli ve 4216
sayılı kanunun verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca 30/5/1997 tarihinde
kararlaştırılmıştır.
Madde 1- 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Ek madde 1- Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanabilir kılınması için,
imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda, Türk Standartları
Enstitüsünün ilgili standardına uyulması zorunludur.”
Madde 2- Aynı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Geçici Madde 9- Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinde öngörülen düzenlemelerin yapılmış
ve yapılacak altyapı alanlarında ve yapılarda gerçekleştirilmesi için, imar yönetmelikleri
ve kamu binaları ile ilgili mevzuatta 1/6/1998 tarihine kadar Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı tarafından gerekli değişiklikler yapılır.”
Madde 3- 27/6/1984 tarihli ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’ un 6 ncı
maddesinin (A) fıkrasına (r) ve (s) bentleri ile aynı maddenin sonuna aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“r) İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak genç ve yetişkin özürlüler için bölgenin
işgücü piyasasına uygun mesleklerde, meslek ve beceri kazandırma kursları, iş eğitim
merkezleri ve yaşam evleri açmak,
Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 1
Sayfa : 2 RESMİ GAZETE 6 Haziran 1997 – Sayı : 23011 (Mükerrer)
50
s) Ulaşım araçlarının özürlülerin kullanımına ve ulaşabilirliğine uygun olmasını sağlamak
ve özürlüler için, ulaşım ile sosyal ve kültürel amaçlı hizmetlerden ücret almamak veya
indirimli tarife uygulamak, büyük şehir belediyelerine ait ve büyük şehir belediyeleri
tarafından işletilen veya kiraya verilen büfeler, otoparklar gibi işyerlerinin özürlüler
tarafından işletilmesi konusunda kolaylık sağlamak,
Bu maddede sayılan görevlerin gerçekleştirilmesi sırasında Türk Standartları Enstitüsünün
ilgili standardına uyulması zorunludur.”
Madde 4- 3/4/1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesine 77 nci
bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiştir.
“78) Bu maddede sayılan her türlü yapılar ve çevresinin, yolların, park, bahçe ve
rekreasyon alanlarının, sosyal ve kültürel hizmet alanları ile ulaşım araçlarının özürlülerin
kullanımına ve ulaşa bilirliğine uygun olarak yapılmasını sağlamak ve denetlemek,
79) İmar planlarının yapımı ve uygulanması ile yapıların inşaat ve iskan ruhsatı
aşamasında, Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uygunluk sağlamak,
uygulamaları denetlemek ve bütünlüğü sağlayıcı tedbirler almak,
80) İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak genç ve yetişkin özürlüler için bölgenin
işgücü piyasasına uygun mesleklerde, meslek ve beceri kazandırma kursları, iş eğitim
merkezleri ve yaşam evleri açmak,
81) Özürlüler için, ulaşım ile sosyal ve kültürel amaçlı hizmetlerden ücret almamak veya
indirimli tarife uygulamak, belediyelere ait ve belediyeler tarafından işletilen veya kiraya
verilen büfeler, otoparklar gibi işyerlerinin özürlüler tarafından işletilmesi konusunda
kolaylık sağlamak,”
Madde 5- 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Kanununun 3 üncü maddesinin (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (e) bendinde 5
inci alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bentler eklenmiştir.
“c) “Özürlü”; doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel,
zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle
normal yaşamın gereklerine uymama durumunda olup; korunma, bakım, rehabilitasyon,
danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan kişiyi,”
“6. “Çocuk ve Gençlik Merkezleri”; eşler arası anlaşmazlık, ihmal, hastalık, kötü
alışkanlık, yoksulluk, terk ve benzeri nedenlerle sokağa düşerek sosyal tehlike ile karşı
karşıya kalan veya sokakta çalışan çocuk ve gençlerin geçici süre ile rehabilitasyonlarını
ve topluma yeniden kazandırılmalarını sağlamak amacıyla kurulan yatılı ve gündüzlü
sosyal hizmet kuruluşlarını,
51
7. “Kadın veya Erkek Konukevleri”; fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismara
uğrayan kadın veya erkeklerin psiko-sosyal ve ekonomik problemlerinin çözümlenmesi
sırasında varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla geçici bir süre
kalabilecekleri yatılı sosyal hizmet kuruluşlarını,
8. “Toplum veya Aile Danışma Merkezleri”; toplumun ve ailenin gelişmesi için; bireyin
katılımcı, üretken ve kendine yeterli hale gelmesi amacıyla koruyucu, önleyici, eğitici,
geliştirici, rehberlik ve rehabilite edici işlevlerini, gerekirse diğer kuruluşlar ve
gönüllülerle işbirliği içerisinde sunmakla görevli bulunan gündüzlü sosyal hizmet
kuruluşlarını,
9. “Aile Danışma ve Rehabilitasyon Merkezleri”; özürlü çocukları kendi kendine yeterli
düzeye getirmek, okul eğitimine hazırlamak ve aile içi uyumu sağlamak amacıyla özürlü
çocuklara ve ailelerine hizmet sunan gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarını,”
Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 2
6 Haziran 1997 – Sayı : 23011 (Mükerrer) RESMİ GAZETE Sayfa : 3
Madde 6-Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin (h) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“h) Çocuk yuvaları ile yetiştirme yurtlarının korunmaya muhtaç çocukların yaş, cinsiyet,
sosyal ve psikolojik özellikleri ile özür dereceleri dikkate alınarak, kaynaştırma anlayışına
göre gruplandırılması ve özellikle çocuk yuvalarının, huzurevleri ile aynı mahallerde tesis
edilerek dede-torun, nine-torun ilişkilerinin sağlanması esas alınır.”
Madde 7- Aynı Kanunun 6 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu
Madde 6- Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu, Başbakanın veya görevlendireceği Bakanın
başkanlığında aşağıdaki üyelerden oluşur.
a) Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca seçilecek sosyal hizmet alanında
temayüz etmiş beş kişi,
b)Adalet, İçişleri, Maliye, Milli Eğitim, Bayındırlık ve İskan, Sağlık, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik, Kültür bakanlıklarının müsteşarları veya yardımcıları ile Devlet Planlama
Teşkilatı Müsteşarı veya yardımcısı,
c)Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı,
Aile Araştırma Kurumu Başkanı ve Özürlüler İdaresi Başkanı,
d) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu, İş ve İşçi Bulma Kurumu genel müdürleri ile Vakıflar Genel Müdürü, Gençlik ve
Spor Genel Müdürü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Sekreteri,
52
e)Kızılay, Türk Hava Kurumu ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Genel Başkanı,
Kurul yılda en az bir defa Başkanın çağrısı üzerine toplanır. Gerekli hallerde Kurul
Başkanınca toplantıya çağrılabilir.
Kurulun sekretarya hizmetleri Kurum tarafından yerine getirilir. Kurulun çalışma usul ve
esasları bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarihten itibaren altı ay
içerisinde çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
Madde 8- Aynı Kanunun 9 uncu maddesinin (b) ve (j) bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“b) Öncelikle çocuğun aile içinde yetiştirilmesi ve desteklenmesi için aileyi eğitim,
danışmanlık ve sosyal yardımlarla güçlendirmek, korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç
çocuk, özürlü ve yaşlıların tespiti, bunların korunması, bakımı, yetiştirilmesi ve
rehabilitasyonlarını sağlamak üzere gerekli hizmetleri yürütmek, bu hizmetler için 3 üncü
maddede sayılan sosyal hizmet kuruluşlarını 4 üncü maddede belirtilen esaslar
çerçevesinde kurmak ve işletmek,”
“j) Toplumun değişen ihtiyaçlarına göre özürlüler ve diğer sosyal hizmet alanlarında,
Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek, bunun için uygun gördüğü sosyal
hizmet kuruluşlarını genel esaslar çerçevesinde kurmak ve işletmek,”
Madde 9- Aynı Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Korunmaya ve bakıma alınmış olup, iş görme gücüne sahip ve istekli olanlar,
bulundukları sosyal hizmet kuruluşlarının uygun görülen hizmetlerinde bu hizmetlerle
ilgili kadroların boş tutulması ve her boş kadro karşılığı haftada 40 saati geçmemek üzere
tespit edilecek çalışma saatleri içinde, saat başına ücret ödenmek kaydıyla, 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu, iş ve sosyal güvenlikle ilgili
mevzuat hükümlerine tabi olmaksızın ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre sözleşme ile
çalıştırılabilirler. Bu kadroların %30’u özürleri nedeniyle koruma kararı uzatılanlara tahsis
edilir. Saat ücreti asgari ücretin aylık çalışma saati toplamına bölünmesi ile tespit edilir.
Bir kadro karşılığında çalışma saati ile sınırlı olmak üzere birden fazla kişi çalıştırılabilir.
Ancak, kişi başına ayda 60 saatin dışında ücret ödenemez.”
Madde 10- Aynı Kanunun 25 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Özel eğitim gerektiren korunmaya muhtaç çocukların eğitim ve öğretimleri Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı resmi ve özel eğitim-öğretim kurumlarında sürdürülür. Korunmaya
muhtaç özürlü çocukların eğitimleri Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte planlanır.
53
Madde 11- Aynı Kanunun 31 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Kuruma ait taşınmazların satışından veya kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerin
%30’u, özürlü hizmetlerinde kullanılmak üzere Kurum bütçesine özel gelir kaydedilir.
Kuruma ait taşınmazların satışı, kiraya verilmesi, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak
tesisi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
Madde 12- Aynı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Ek Madde 4- Bu Kanunda geçen “sakat” ibaresi “özürlü”, “kör” ibaresi “görme özürlü”,
“sağır” ibaresi “işitme özürlü” olarak değiştirilmiştir.
Madde 13- 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun değişik 25 inci maddesinin (A)
fıkrasının birinci bendindeki “% 2” oranı “% 3” olarak değiştirilmiş ve ikinci bendi
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Çalıştırılacak özürlü sayısının tespitinde, bu Kanuna tabi işyerlerinde çalışan işçilerin
sayısı esas alınır. % 3’ün hesaplanmasında yarıma kadar olan kesirler dikkate alınmaz.
Yarım ve daha fazla kesirler tama çıkarılır.
Madde 14- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 50 inci
maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bir fıkra eklenmiştir.
“Özürlüler için sınavlar, özürlü kontenjanı açık olan kurum ve kuruluşlarca ilk defa Devlet
memuru olarak atanacaklar için açılan sınavla eş zamanlı, böyle bir sınava ihtiyaç
duyulmamışsa, özürlü kontenjanı açığı bulunduğu sürece ayrı zamanlı olmak üzere özür
grupları ve ulaşılabilirlikleri göz önüne alınarak yapılır.
Özürlüler için sınavlar, özürlü grupları dikkate alınarak sınav sorusu hazırlamak ve
değerlendirmek üzere özel sınav kurulu teşkil edilerek ayrı yapılır.”
Madde 15- Aynı Kanunun 53 üncü maddesine aşağıdaki ikinci ve üçüncü fıkralar
eklenmiştir.
“Kurum ve kuruluşlar bu Kanuna göre çalıştırdıkları personele ait kadrolarda % 3
oranında özürlü çalıştırmak zorundadır. % 3 ‘ün hesaplanmasında ilgili kurum ve
kuruluşun (taşra teşkilatı dahil) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır.
Kurum ve kuruluşlar, çalıştırdıkları ve işten ayrılan özürlü personel sayısını üç ayda bir
Devlet Personel Başkanlığına bildirmekle yükümlüdür. Bu Kanun kapsamındaki kurum ve
kuruluşlarda, ikinci fıkrada tespit edilen oranda özürlü personel çalıştırma
yükümlülüğünün yerine getirilmesinin takip ve denetiminden Devlet Personel Başkanlığı
sorumludur.”
54
Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 4
6 Haziran 1997 – Sayı : 23011 (Mükerrer)RESMİ GAZETE Sayfa : 5
Madde 16- Aynı Kanunun 209 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu madde gereğince sağlanacak yardımlardan, topluma uyumu kolaylaştıracak her türlü
ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin standartlara uygunluğu sağlanır.”
Madde 17- 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik
Kanununun 2 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Ancak, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir alan
özürlülerin, tedavi giderleri ile fonksiyon kazandırıcı ortopedik ve diğer yardımcı araç ve
gereçlerin kurumlarca karşılanamayan kısmı bu Kanun kapsamındadır.”
Madde 18- Aynı Kanunun 5 inci maddesine aşağıdaki ikinci fıkra eklenmiştir.
“Özürlülerin topluma uyumunu kolaylaştıracak her türlü ortopedik ve diğer yardımcı araç
ve gereçlerin standartlara uygun olarak teminini dikkate almak suretiyle, özürlülere
yönelik destek programlarına ilişkin usul ve esaslar ayrı bir yönetmelikle tespit edilir.”
Madde 19- 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 32 nci
maddesinin değişik (B) fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Protez, araç ve gereçlerinin standartlara uygun olarak sağlanması, takılması, onarılması
ve yenilenmesi, (Ağız protezlerine ilişkin yardımlar, Kurumca hazırlanacak yönetmelik
esasları dahilinde sağlanır.)”
Madde 20- Aynı Kanunun Ek 32 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Bu madde gereğince verilecek protez, araç ve gereçlerin standartlara uygunluğu dikkate
alınarak, türleri, süre ve şartları ile yapılacak ödeme miktarlarına ait esaslar Kurumca
hazırlanacak yönetmelikle tespit edilir.”
Madde 21- Aynı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Ek madde 37- Sigortalılar ve kurumdan sürekli iş göremezlik geliri, malullük veya
yaşlılık aylığı almakta olanların geçindirmekle yükümlü oldukları zihinsel, bedensel,
ruhsal ve duygusal özrü bulunan çocukları ile kurumdan hak sahibi olarak gelir veya aylık
alan aynı durumdaki çocuklardan, kurum sağlık tesisleri sağlık kurulu raporu ile resmi
veya özel eğitim merkezlerine gönderilenlerin, gelişim ve eğitimlerine ilişkin yardımlar,
Bütçe Uygulama Talimatında belirtilen esas ve miktarlarda Kurumca sağlanır.”
Madde 22- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
55
Kanununun geçici 139 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu madde gereğince sağlanacak iyileştirme vasıtalarından, topluma uyumu
kolaylaştıracak her türlü ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin standartlara
uygunluğu sağlanır.”
Madde 23- 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun değişik ek 18 inci maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“Bunlardan, topluma uyumu kolaylaştıracak her türlü ortopedik ve diğer yardımcı araç ve
gereçlerin standartlara uygunluğu sağlanır.”
Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa : 5
Sayfa : 6 RESMİ GAZETE6 Haziran 1997 – Sayı : 23011 (Mükerrer)
Madde 24- 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.
“l) Özürlü çocuk doğumlarının önlenmesi için, gebelik öncesi ve gebelik döneminde tıbbi
ve eğitsel çalışmalar yapılır. Yeni doğan bebeklerin metabolizma hastalıkları için gerekli
olan testlerden geçirilerek risk taşıyanların belirlenmesine ilişkin tedbirler alınır.”
Madde 25- 24/2/1972 tarihli ve 1543 sayılı Genel Nüfus Yazımı Kanununa aşağıdaki ek
madde eklenmiştir.
“Ek Madde 1- Yazım kurulları, özürlülerin, özürlülük durumlarını belirtmek suretiyle
yazımını sağlayacak tedbirleri alırlar. Herkes, kendisinin veya aile fertlerinin özürlülüğü
ile ilgili bilgileri gerçek şekilde yazdırmaya, gerekirse sağlık kurulu raporunu göstermeye
mecburdur. Bu maddede belirtilen özürlülük durumlarının tanımlanması için Sağlık
Bakanlığı ile işbirliği yapılır.”
Madde 26- 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen
Kütükleri Hakkında Kanunun değişik 36 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Seçmen kütüğü yazımı sırasında, seçmenin oyunu kullanmasını engelleyecek bir
özürlülüğü varsa, forma kaydedilir.”
Madde 27- Aynı Kanunun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Sandık; okul avlusu veya salonları, mabetlerin elverişli kısımları gibi geniş, umumi yerler
ile, özürlü olan seçmenin oyunu kolaylıkla kullanacağı yerlere konur. Açık yerlerde,
saçağı, sahanlığı, sundurması bulunan yerler seçilir.”
56
Madde 28- Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi ve 15 inci maddesinin
birinci fıkrası hükmü (21.10.1998 tarih ve 4382 sayılı Kanunla değişik)
1/1/1999 tarihinden, diğer maddeleri yayımı tarihinden geçerli olmak üzere, yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 29- Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
57
573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname
ÖZEL EĞİTİM HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME
Kanun Hükmünde Kararnamenin Tarihi : 30/5/1997, No: 573
Yetki Kanununun Tarihi : 3/12/1996, No: 4216
Yayımlandığı R.G.Tarihi : 6/6/1997, No: 23011 (Mük.)
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
Amaç
Madde 1 – Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, özel eğitim gerektiren bireylerin,
Türk Milli Eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri doğrultusunda, genel ve mesleki
eğitim görme haklarını kullanabilmelerini sağlamaya yönelik esasları düzenlemektir.
Kapsam
Madde 2 – Bu Kanun Hükmünde Kararname; özel eğitim gerektiren bireyler ile onlara
doğrudan veya dolaylı olarak sunulacak eğitim hizmetlerini; bu hizmetleri sağlayacak
okul, kurum ve programları kapsar.
Tanımlar
Madde 3 – Bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen;
a) “Özel eğitim gerektiren birey”, çeşitli nedenlerle, bireysel özellikleri ve eğitim
yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren bireyi,
b) “Özel eğitim”, özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel
olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür
ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitimi,
c) “Kaynaştırma”, özel eğitim gerektiren bireylerin diğer bireylerle karşılıklı etkileşim
içinde bulunmalarını sağlamak ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için
geliştirilmiş eğitim ortamlarını,
d) “Tanılama”, eğitsel amaçla, bireyin tüm gelişim alanlarındaki özelliklerinin belirlenerek
değerlendirilmesi sürecini,
e) “Bakanlık”, Milli Eğitim Bakanlığını ,ifade eder.
Özel eğitimin temel ilkeleri
Madde 4 – Türk Milli Eğitimini düzenleyen genel esaslar doğrultusunda özel eğitimle
ilgili temel ilkeler şunlardır:
a) Özel eğitim gerektiren tüm bireyler, ilgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri doğrultusunda
ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır.
b) Özel eğitime erken başlamak esastır.
58
c) Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireyleri sosyal ve fiziksel çevrelerinden
mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür.
d) Özel eğitim gerektiren bireylerin, eğitsel performansları dikkate alınarak, amaç,
muhteva ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak diğer bireylerle birlikte
eğitilmelerine öncelik verilir.
e) Özel eğitim gerektiren bireylerin her tür ve kademedeki eğitimlerinin kesintisiz
sürdürülebilmesi için her türlü rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla
işbirliği yapılır.
f) Özel eğitim gerektiren bireyler için bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilmesi ve
eğitim programlarının bireyselleştirilerek uygulanması esastır.
g) Ailelerin, özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılmalarının sağlanması esastır.
h) Özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde, özel eğitim gerektiren bireylerin
örgütlerinin görüşlerine önem verilir.
i) Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireylerin toplumla etkileşim ve karşılıklı
uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde planlanır.
İKİNCİ KISIM
Eğitim Öğretim
BİRİNCİ BÖLÜM
Eğitim Öğretim
Tanılama-değerlendirme-yerleştirme
Madde 5 – Her aşamadaki tanılamada, bireyin eğitsel performans düzeyi belirlenir,
gelişim alanlarındaki özellikleri değerlendirilir ve bu değerlendirme sonuçları dikkate
alınarak eğitim amaçları ve hizmetleri planlanır, en uygun eğitim ortamına
yerleştirilmesine karar verilir.
Tanılama, değerlendirme ve yerleştirme sürecinin her aşamasında ailenin de görüşü
alınarak katılımı sağlanır.
Erken çocukluk dönemi eğitimi
Madde 6 – Erken çocukluk dönemindeki özel eğitim hizmetleri ailenin bilgilendirilmesi
ve desteklenmesi temeline dayalı olarak evlerde ve kurumlarda sürdürülür.
Okul öncesi eğitimi
Madde 7 – Tanısı konulmuş özel eğitim gerektiren çocuklar için okul öncesi eğitimi
zorunludur. Bu eğitim özel eğitim okulları ile diğer okul öncesi eğitim kurumlarında
verilir. Gelişim ve bireysel özellikleri dikkate alınarak, özel eğitim gerektiren çocukların
okul öncesi eğitim süreleri uzatılabilir.
İlköğretim
59
Madde 8 – Okul öncesi eğitimini tamamlayan veya zorunlu ilköğretim çağına gelmiş özel
eğitim gerektiren çocuklar için hazırlık sınıfları açılabilir.
Hazırlık sınıflarının amacı, öğrencilerin gelişim ve bireysel özellikleri ile gereksinimleri
doğrultusunda onları örgün eğitimi izleyebilecekleri duruma getirmektir.
Özel eğitim gerektiren bireyler, ilk öğretimlerini özel eğitim okulları ve/veya diğer
ilköğretim okullarında sürdürürler.
Zorunlu ilköğretim programlarının amaçlarını gerçekleştirecek durumda olmayan bireyler
için gelişim alanlarındaki performans düzeyleri dikkate alınarak hazırlanmış eğitim
programlarının uygulanacağı kurumlar açılır.
Ortaöğretim
Madde 9 – Özel eğitim gerektiren bireyler, ortaöğretimlerini özel eğitim okullarında
ve/veya diğer genel ve mesleki teknik ortaöğretim okullarında sürdürürler.
Yükseköğretim
Madde 10 – Özel eğitim gerektiren bireylerin ilgi, istek, yetenek ve yeterlilikleri
doğrultusunda ve ölçüsünde yükseköğretim imkanlarından faydalanabilmeleri için gerekli
özel tedbirler alınır.
Yaygın eğitim
Madde 11 – Özel eğitimin temel ilkeleri doğrultusunda farklı konu ve sürülerde, özel
eğitim gerektiren bireyler için temel yaşam becerilerini geliştirmek, öğrenme ihtiyaçlarını
karşılamak, işe ve mesleğe hazırlamak amacıyla yaygın eğitim programları düzenlenir.
Özel eğitim gerektiren bireylerin aileleri ve yakın çevrelerinin bireyin gelişim sürecinde
aktif rol almalarına ve onlarla birlikte yaşama becerilerini geliştirmelerine yönelik yaygın
eğitim programlarına öncelik verilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Eğitim Ortamları
Kaynaştırma
Madde 12 – Özel Eğitim gerektiren bireylerin eğitimleri, hazırlanan bireysel eğitim
planları doğrultusunda akranları ile birlikte her tür ve kademedeki okul ve kurumlarda
uygun yöntem ve teknikler kullanılarak sürdürülür.
Özel eğitim okullarında eğitim
Madde 13 – Benzer yetersizlikleri olan akranları ile birlikte ayrı bir okul veya kurumda
eğitim görmeleri gereken özel eğitim gerektiren öğrencilerin eğitimi, uygun kaynaştırma
modelleri ile düzenlenerek, özel eğitim okul ve kurumlarında sürdürülür.
Özel eğitim desteği
Madde 14 – Özel eğitim gerektiren bireylere, her tür ve kademedeki eğitim ortamlarında
devam ettiği eğitim programlarının amaçlarını gerçekleştirmek üzere özel eğitim desteği
verilir. Bu amaçla bireysel ve grupla eğitim imkanları sağlanır.
60
Herhangi bir eğitim kurumuna devam edecek durumda olmayan zorunlu eğitim çağındaki
özel eğitim gerektiren bireylere yetersizlikten etkilenme düzeyine bakılmaksızın temel
yaşam becerilerini geliştirme ve öğrenme ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eğitim
programları uygulanır.
Eğitim programları
Madde 15 – Özel eğitimde, eğitim programları bireylerin eğitsel performansları dikkate
alınarak ve programın amaçları bireye uyarlanarak uygulanır.
Özel eğitim okul ve sınıflarında normal okul programları uygulanır, ancak; öğrencilerin
özellikleri ve öğrenme yeterlilikleri dikkate alınarak , söz konusu programlarda denkliği
bozmayacak şekilde düzenlemeler yapılır. Özel eğitim okul ve sınıf programları,
öğrencileri, eğitimlerini normal okullarda akranlarıyla birlikte sürdürecek yeterliliklere
ulaştırmayı amaçlayan bir yaklaşımla hazırlanır.
Özel eğitim okul ve sınıflarında süreleri ve içerikleri öğrencilerin özelliklerine göre
hazırlanmış özel eğitim programları da uygulanabilir. Bu programları tamamlayanlara
verilecek diploma veya sertifikaların denkliği ile üst öğrenim kurumlarına devam gibi
konular ve öğrenciye sağlayacağı haklar Bakanlıkça belirlenir.
Özel eğitim gerektiren bireyleri ilgi, ihtiyaç ve yetenekleri doğrultusunda iş hayatında
geçerliliği olan görevlere hazırlayıcı iş ve meslek eğitim programları; uygulama ağırlıklı
ve bireyin o işi veya mesleği amaçlanan yeterlilikte yapmasını sağlayacak şekilde
sürdürülür.
Değerlendirme
Madde 16 – Normal akranları ile birlikte eğitim gören özel eğitim gerektiren öğrencilerin
hazırlanan eğitim planındaki amaçları gerçekleştirme düzeyleri, devam ettikleri okulun
sınıf geçme ve sınav yönetmeliğine göre değerlendirilir. Ancak, özür ve özellikleri dikkate
alınarak sınavlarda gerekli önlemler alınır ve düzenlemeler yapılır.
Özel eğitim okul ve sınıflarında eğitim gören öğrencilerin değerlendirilmesinde, öncelikle
bireyselleştirilmiş eğitim planlarında konulan amaçların gerçekleştirilmesi esas alınır.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Kurumlar ve Görevleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Koordinasyon
Özel eğitim, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri
Madde 17 – Eğitim öğretim kurumlarındaki rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri ile
özel eğitim hizmetlerini düzenlemek, koordineli bir şekilde yürütülmesini sağlamak,
izlemek ve değerlendirmek üzere her ilde milli eğitim müdürlüğüne bağlı olarak il milli
eğitim müdür yardımcısı veya şube müdürü başkanlığında özel eğitim rehberlik ve
psikolojik danışma hizmetleri birimi kurulur.
61
İllerde özel eğitim rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri bu birim tarafından
yürütülür.
İKİNCİ BÖLÜM
Özel Eğitim Okul ve Kurumları
Özel eğitim okulları
Madde 18 – Durumları ayrı bir okulda özel eğitim gerektiren bireyler için özür ve
özelliklerine uygun gündüzlü veya yatılı özel eğitim okulları açılır.
Birden fazla özrü bulunan öğrenciler için özel eğitim okullarında özel eğitim sınıfları
açılabilir.
Özel eğitim okullarında açılan yaygın eğitim programlarına katılan özel eğitim gerektiren
bireyler ile söz konusu okulların aile eğitimi programlarına katılanlardan öğrencilerin
birinci derecede yakınlarının eğitimleri süresince iaşe ve ibateleri Bakanlıkça karşılanır.
Özel Eğitim Kurumları
Madde 19 – Özel eğitim gerektiren bireylere özel eğitim desteği sağlamak veya onları iş
ve mesleğe hazırlamak veya örgün eğitim programlarından yararlanamayacak durumda
olanların temel yaşam becerilerini geliştirmek ve öğrenme ihtiyaçlarını karşılamak üzere
gündüzlü özel eğitim kurumları açılabilir.
Özel eğitim kurumlarında, özel eğitim gerektiren bireyleri iş hayatında geçerliliği olan
görevlere hazırlamak amacıyla açılan iş ve meslek kurslarına devam edenler, 5/6/1986
tarihli ve 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’nun çırak öğrencilere verdiği
haklardan yararlanırlar.
Diğer okul ve kurumlarda özel eğitim
Madde 20 – Durumları normal akranları ile birlikte eğitim görmeye uygun olan özel
eğitim gerektiren bireyler, eğitim ve öğretimlerini resmi ve özel okul öncesi, ilköğretim ve
ortaöğretim okullarında sürdürürler. Bu okullarda özel eğitim gerektiren bireylere özel
eğitim desteği sağlamak üzere yardımcı derslikler oluşturulur, özel araç-gereç ile eğitim
materyalleri sağlanır ve diğer özel tedbirler alınır.
Durumları ayrı bir sınıfta eğitilmeyi gerektiren öğrenciler için özür ve özelliklerine göre
okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında özel eğitim sınıfları açılır.
Çıraklık ve yaygın eğitim faaliyetlerinde de bu tür uygulamalara yer verilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Özel Eğitime Destek Sağlayan Kurumlar
Rehberlik ve araştırma merkezleri
Madde 21 – Rehberlik ve araştırma merkezleri, eğitim-öğretim kurumlarındaki rehberlik
ve psikolojik danışma hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesine ilişkin
gerekli her türlü çalışmaların yan ısıra özel eğitim gerektiren bireyleri de tanılamada
62
belirtildiği şekilde inceler, tanılar, yerleştirilebilecekleri en uygun eğitim ortamını önerir
ve bu bireylere rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri sunar.
Nüfus ve hizmet potansiyeline göre merkez ve diğer ilçelerde de rehberlik ve araştırma
merkezleri açılabilir.
Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri servisi
Madde 22 – Örgün ve yaygın eğitim kurumlarına devam eden bireylere rehberlik ve
psikolojik danışma hizmetleri götürmek üzere eğitim-öğretim kurumlarında kurulan
rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri servisleri, kurumlarındaki özel eğitim
gerektiren bireylere de eğitim ihtiyaçları ve özelliklerine göre bu hizmetleri sunar.
Bu servisler, rehberlik ve danışma hizmetlerini yürütürken bölgelerindeki rehberlik ve
araştırma merkezi ile diğer ilgili kurumlarla işbirliği yaparlar.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Çeşitli Hükümler
Okul ve kurum açma
Madde 23 – Özel Eğitim okul ve kurumları ile rehberlik ve araştırma merkezleri
Bakanlıkça açılır.
Gerçek ve tüzel kişiler özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ve öğretimleri için 8/6/1965
tarihli ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunundaki esaslara uygun olarak özel okul
veya kurum açabilirler.
Bakanlık, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa göre açılmış ve hisselerinin tümü
kamu yararına çalışan dernek ve vakıflara ait özel eğitim okul ve kurumlarının
hizmetlerinin niteliğini yükseltmek ve öğrencilere maliyeti düşürmek amacıyla, bu okul ve
kurumlara eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında personel, program gibi destekler
sağlayabilir.
Resmi ve özel öğretim kurumlarında özel eğitim
Madde 24 – Resmi ve özel okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okulları ile yaygın
eğitim kurumları; kendi çevrelerindeki özel eğitim gerektiren bireylere özel eğitim
hizmetleri sağlamakla yükümlüdürler.
Söz konusu okul ve kurumlarda, özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim-öğretim
görmelerini sağlamak üzere gerekli tedbirler alınır.
Personel
Madde 25 – Özel eğitim okul ve kurumları ile özel eğitime destek sağlayan okul ve
kurumların eğitim-öğretim sınıfı personel ihtiyacı öncelikle karşılanır; ihtiyaç duyulan
uzman personel atanır veya diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak görevlendirilir.
Teftiş ve denetim
63
Madde 26 – Özel eğitim okul ve kurumları ile özel eğitime destek sağlayan kurumların
faaliyetlerinin teftiş ve denetimi özel eğitim ve/veya rehberlik ve psikolojik danışma
alanlarında yetişmiş müfettişlerce yapılır.
Özel eğitim araçları
Madde 27 – Resmi okul ve kurumlarda eğitim ve öğretimlerini sürdürdükleri sürece, özel
eğitim gerektiren bireylerin bu hizmetlerden etkin şekilde yararlanmalarını sağlayacak her
türlü araç-gereç ihtiyaçları Bakanlıkça karşılanır.
Kaldırılan hükümler
Madde 28 – 12/10/1983 tarihli ve 2916 sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu
yürürlükten kaldırılmış.
Geçici Madde – Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulanması ile ilgili hususlar
Bakanlıkça hazırlanacak yönetmeliklerde belirtilir. Söz konusu yönetmelikler, bu Kanun
Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde çıkartılır.
Yürürlük
Madde 29 – Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 30 – Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
64
5378 Sayılı Özürlüler Kanunu
ÖZÜRLÜLER VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No : 5378
Kabul Tarihi : 1.7.2005
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar ve Genel Esaslar
Amaç
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı; özürlülüğün önlenmesi, özürlülerin sağlık, eğitim,
rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her
bakımdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kaldırmayı sağlayacak tedbirleri alarak
topluma katılımlarını sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli
düzenlemeleri yapmaktır.
Kapsam
MADDE 2.- Bu Kanun özürlüleri, ailelerini, özürlülere yönelik hizmet veren kurum
ve kuruluşlar ile diğer ilgilileri kapsar.
Tanımlar
MADDE 3.- Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Özürlü: Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal,
duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama
uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım,
rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiyi,
b) Özürlülük ölçütü: Uluslararası temel ölçütler esas alınarak hazırlanan ve gerek
duyuldukça revize edilen ölçütleri,
c) Hafif özürlü: Özürlülük ölçütüne göre, hafif özürlü olarak tanımlanan kişiyi,
d) Ağır özürlü: Özürlülük ölçütüne göre, ağır özürlü olarak tanımlanan kişiyi,
e) Bakıma muhtaç özürlü: Özürlülük sınıflandırmasına göre resmi sağlık kurulu
raporu ile ağır özürlü olduğu belgelendirilenlerden, günlük hayatın alışılmış, tekrar eden
gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve
bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olan kişileri,
65
f) Korumalı işyeri: Normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlüler için
meslekî rehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla Devlet tarafından teknik ve malî
yönden desteklendiği ve çalışma ortamının özel olarak düzenlendiği işyerini,
g) Korumalı işyeri statüsü: Çalışanlarının yönetmelikle belirlenen oranını özürlülerin
oluşturduğu veya özürlülere yönelik çalışmaları ile korumalı işyerine sağlanan teknik ve
malî destek sağlanma şartlarını taşımayı,
h) Rehabilitasyon: Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle oluşan özrü ortadan
kaldırmak veya özürlülüğün etkilerini mümkün olan en az düzeye indirmek, özürlüye
yeniden fiziksel, zihinsel, psikolojik, ruhsal, sosyal, meslekî ve ekonomik yararlılık
alanlarında başarabileceği en üst düzeyde yetenekler kazandırarak; evinde, işinde ve sosyal
yaşamında kendine ve topluma yeterli olabilmesi ve özürlünün toplum ile bütünleşmesi,
ayrımcılığa karşı tüm tedbirlerin alınması amacıyla verilen koruyucu, tıbbî, meslekî,
eğitsel, rekreasyon al ve psiko-sosyal hizmetler bütününü,
i) Sınıflandırma: Önemli bir sağlık öğesi olarak insan vücudunun fonksiyonu ve
yetersizliğinin tanımı konusunda ortak ve standart bir dil ve çerçeve geliştirme çalışmasını,
İfade eder.
Genel esaslar
MADDE 4.- Bu Kanun kapsamında bulunan hizmetlerin yerine getirilmesinde
aşağıdaki esaslara uyulur:
a) Devlet, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı temelinde, özürlülerin ve
özürlülüğün her tür istismarına karşı sosyal politikalar geliştirir. Özürlüler aleyhine
ayrımcılık yapılamaz; ayrımcılıkla mücadele özürlülere yönelik politikaların temel
esasıdır.
b) Özürlülere yönelik olarak alınacak kararlarda ve verilecek hizmetlerde özürlülerin,
ailelerinin ve gönüllü kuruluşların katılımı sağlanır.
c) Özürlülere yönelik hizmetlerin sunumunda aile bütünlüğünün korunması esastır.
d) Kurum ve kuruluşlarca özürlülere yönelik mevzuat düzenlemelerinde Özürlüler
İdaresi Başkanlığının görüşünün alınması zorunludur.
66
İKİNCİ BÖLÜM
Sınıflandırma, Bakım, Rehabilitasyon, İstihdam, Eğitim,
İş ve Meslek Analizi
Sınıflandırma
MADDE 5.- Özürlülerle ilgili derecelendirmeler, sınıflandırmalar, tanılamalar
uluslararası özürlülük sınıflandırması temel alınarak hazırlanan özürlülük ölçütüne göre
yapılır. Özürlülük ölçütünün tespiti ve uygulama esasları, Maliye Bakanlığı, Sağlık
Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile Özürlüler
İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Bakım
MADDE 6.- Özürlü kişilerin yaşamlarını öncelikle bulundukları ortamda sağlık,
huzur ve güven içinde sürdürmesi, toplum içinde kendi kendilerini idare edebilecek ve
üretken hâle gelebilecek şekilde bakım ve rehabilitasyonlarının yapılması, bunlardan
ihtiyacı olanların geçici veya sürekli bakım altına alınması veya bunlara evde bakım
hizmeti sunulması esastır.
Ruhsatlandırma
MADDE 7.- Özürlülere yönelik bakım hizmetlerini, Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünden ruhsat alan gerçek ve tüzel kişiler ile kamu
kurum ve kuruluşları verebilir.
Hizmet sunumu
MADDE 8.- Bakım hizmetlerinin sunumunda kişinin biyolojik, fiziksel, psikolojik ve
sosyal ihtiyaçları da dikkate alınır. Bakım hizmetlerinin standardizasyonu, geliştirilmesi
ve yaygınlaştırılması için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü
koordinasyonunda çalışmalar yürütülür.
Bakım hizmetleri ile bakımın nitelikli temini sağlanır.
Bakım çeşitleri
MADDE 9.- Bakım hizmetleri, evde bakım veya kurum bakımı modelleriyle
sunulabilir. Öncelikle kişinin sosyal ve fiziksel çevresinden ayrılmaksızın hizmetin
sunulması esas alınır.
67
Rehabilitasyon
MADDE 10.- Rehabilitasyon hizmetleri toplumsal hayata katılım ve eşitlik temelinde
özürlülerin bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak verilir.
Rehabilitasyon kararının alınması, plânlanması, yürütülmesi, sonlandırılması dâhil her
aşamasında özürlü ve ailesinin aktif ve etkili katılımı esastır.
Rehabilitasyonun her alanında ihtiyaç duyulan personelin yetiştirilmesine yönelik
eğitim programları geliştirilir ve bu personelin istihdamı için gerekli önlemler alınır.
Erken tanı ve koruyucu hizmetler
MADDE 11.- Yeni doğan, erken çocukluk ve çocukluğun her dönemi fiziksel, işitsel,
duyusal, sosyal, ruhsal ve zihinsel gelişimlerinin izlenmesi, genetik geçişli ve özürlülüğe
neden olabilecek hastalıkların erken teşhis edilmesinin sağlanması, özürlülüğün önlenmesi,
var olan özrün şiddetinin olabilecek en düşük seviyeye çekilmesi ve ilerlemesinin
durdurulmasına ilişkin çalışmalar Sağlık Bakanlığınca planlanır ve yürütülür.
İş ve meslek analizi
MADDE 12.- Özür türlerini dikkate alan iş ve meslek analizleri, Özürlüler İdaresi
Başkanlığının koordinatörlüğünde Millî Eğitim Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı tarafından yapılır. Bu analizlerin ışığında, özürlülerin durumlarına uygun
meslekî rehabilitasyon ve eğitim programları, anılan kurumlarca geliştirilir.
Meslekî rehabilitasyon
MADDE 13.- Özürlülerin yeteneklerine göre mesleğini seçme ve bu alanda eğitim
alma hakkı kısıtlanamaz.
Özürlülerin yetenekleri doğrultusunda yapabilecekleri bir işte eğitilmesi, meslek
kazandırılması, verimli kılınarak ekonomik ve sosyal refahının sağlanması amacıyla
meslekî rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması esastır.
Gerçek veya tüzel kişilerce açılacak olan özel meslekî rehabilitasyon merkezleri,
yetenek geliştirme merkezleri ve korumalı işyerlerinin değişik tipleri ile özel işyerlerinde
bireylerin bireysel gelişimleri ve yeteneklerine uygun iş veya becerilerini geliştirici
tedbirler alınır. Bu alandaki hizmetler ihtiyaçlara göre iş ve meslek analizi yapılarak
hizmet satın alınması suretiyle temin edilebilir. Buna ilişkin usûl ve esaslar, Milli Eğitim
Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca
müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri belediyeler tarafından da verilir.
Belediyeler bu hizmetlerin sunumu sırasında gerekli gördüğü hallerde, halk eğitim ve
çıraklık eğitim merkezleri ile işbirliği yapar. Özürlünün rehabilitasyon talebinin
68
karşılanamaması halinde özürlü, hizmeti en yakın merkezden alır ve ilgili belediye her yıl
bütçe talimatında belirlenen miktarı hizmetin satın alındığı merkeze öder.
İstihdam
MADDE 14.- İşe alımda; iş seçiminden, başvuru formları, seçim süreci, teknik
değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan safhaların hiçbirinde
özürlülerin aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz.
Çalışan özürlülerin aleyhinde sonuç doğuracak şekilde, özrüyle ilgili olarak diğer
kişilerden farklı muamelede bulunulamaz.
Çalışan veya iş başvurusunda bulunan özürlülerin karşılaşabileceği engel ve
güçlükleri azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin
alınması ve işyerinde fiziksel düzenlemelerin bu konuda görev, yetki ve sorumluluğu
bulunan kurum ve kuruluşlar ile işyerleri tarafından yapılması zorunludur. Özürlülük
durumları sebebiyle işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlülerin istihdamı,
öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanır.
Korumalı işyerleriyle ilgili usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
Maliye Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.
Eğitim ve öğretim
MADDE 15.- Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü
çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak,
bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânı sağlanır.
Özürlü üniversite öğrencilerinin öğrenim hayatlarını kolaylaştırabilmek için
Yükseköğretim Kurulu bünyesinde araç-gereç temini, özel ders materyallerinin
hazırlanması, özürlülere uygun eğitim, araştırma ve barındırma ortamlarının
hazırlanmasının temini gibi konularda çalışma yapmak üzere Özürlüler Danışma ve
Koordinasyon Merkezi kurulur.
Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Merkezinin çalışma usul ve esasları, Sağlık
Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumu ile Özürlüler İdaresi
Başkanlığınca müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
İşitme özürlülerin eğitim ve iletişimlerinin sağlanması amacıyla Türk Dil Kurumu
Başkanlığı tarafından Türk işaret dili sistemi oluşturulur. Bu sistemin oluşturulmasına ve
uygulanmasına yönelik çalışmaların esas ve usulleri Türk Dil Kurumu Başkanlığı
koordinatörlüğünde, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Müdürlüğü ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak
yönetmelikle belirlenir.
69
Özürlülerin, her türlü eğitim ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kabartma, sesli,
elektronik kitap; alt yazılı film ve benzeri materyal üretilmesini teminen gerekli işlemler,
Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca müştereken yürütülür.
Eğitsel değerlendirme
MADDE 16.- Özürlülerin eğitsel değerlendirme ve tanılaması il milli eğitim
müdürlükleri rehberlik araştırma merkezlerinde uzman kişilerden oluşan ve özürlü
ailesinin yer aldığı özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yapılır ve eğitim
plânlaması geliştirilir. Bu plânlama her yıl yeniden değerlendirilerek gelişmeler
doğrultusunda gözden geçirilir.
Çıraklık eğitimi almak isteyen özürlülerin ilgi, istek, yetenek ve becerileri
doğrultusunda ve sağlık kurulu raporunu da dikkate almak suretiyle hangi meslek dalında
eğitim alacaklarına kurul karar verir.
Kurulun teşkili ve çalışma usûl ve esasları Milli Eğitim Bakanlığı ile Özürlüler İdaresi
Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Değiştirilen Hükümler
MADDE 17.- 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 1
inci maddesinde yer alan "öğrenci etüt eğitim merkezleri," ibaresinden sonra gelmek üzere
"özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri," ibaresi eklenmiştir.
MADDE 18 .- 625 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 2.- 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu Kanunu hükümleri gereği izin almış olan özel eğitim ve rehabilitasyon
merkezleri 31.12.2007 tarihine kadar Millî Eğitim Bakanlığınca belirlenen şartlara uygun
olarak açılış izinlerini yenilerler.
MADDE 19.- 23.6.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 42 nci
maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Özürlülerin yaşamı için zorunluluk göstermesi hâlinde, proje tadili kat maliklerinin en
geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara
bağlanır. Toplantının bu süre içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla
kabul edilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin talebi üzerine bina güvenliğinin
tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili mercilerden alınacak
tasdikli proje
70
değişikliği veya krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler, tasdikli
proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır. Komisyonun
teşkili, çalışma usulü ile özürlünün kullanımından sonraki süreç ile ilgili usul ve esaslar
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından müştereken
hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.
MADDE 20.- 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 53 üncü
maddesinin başlığı ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Özürlülerin Devlet memurluğuna alınmaları:
Mevzuata uygun olmak kaydıyla; özürlülerin mesleklerine uygun münhal kadrolara
atanması, mesleklerini icra veya infaza yardımcı araç ve gerecin kurumlarınca temin
edilmesi esastır. Özürlülerin Devlet memurluğuna alınma şartları ile hangi işlerde
çalıştırılacakları, mesleklerini icra ve infazda hangi yardımcı araç ve gereçlerin
kurumlarınca temin edileceği, zihinsel özürlülerin hangi görevlere atanmasında asgari
eğitim şartından istisna edileceği hususları Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Devlet Personel Başkanlığınca
müştereken hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.
MADDE 21.- 657 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 39.- Devlet memurlarının, hayatını başkasının yardım veya bakımı
olmadan devam ettiremeyecek derecede özürlü olduğu sağlık kurulu raporu ile tespit
edilen eşi, çocukları ile kardeşlerinin, memuriyet mahalli dışında resmî veya özel eğitim ve
öğretim kuruluşlarında eğitim ve öğretim yapacaklarının özel eğitim değerlendirme kurulu
tarafından belgelendirilmesi hâlinde, ilgilinin talebi üzerine eğitim ve öğretim
kuruluşlarının bulunduğu il veya ilçe sınırları dahilinde kurumunda bulunan durumuna
uygun boş bir kadroya ataması yapılır.
MADDE 22.- 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "gazilerin," ibaresinden sonra gelmek üzere
"özürlülerin," ibaresi eklenmiştir.
MADDE 23.- 18.1.1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 73 üncü maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması:
Madde 73.- Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olduğunu anlarsa,
işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme
veya konuşma özürlü olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması hâlinde, iki
tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.
71
MADDE 24.- 1512 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Bir noterlik işleminde imza atılmış veya imza yerine geçen el işareti yapılmış
olmasına rağmen, ilgilisi ister veya adına işlem yapılan ve imza atabilen görme özürlüler
hariç olmak üzere noter, işlemin niteliği, imzayı atan veya el işaretini yapan şahsın durumu
ve kimliği bakımından gerekli görürse, yukarıdaki fıkradaki usûl dairesinde ilgili, tanık,
tercüman veya bilirkişinin parmağı da bastırılır. Mühür kullanılması hâlinde parmağın da
bastırılması zorunludur.
MADDE 25.- 1.7.1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve
Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin
ikinci ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
EK MADDE 1.- 65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte;
a) Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü
olduklarını tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, 18
yaşını dolduran ve kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan özürlülerden; her ne
ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1
inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu
bulunacak tutardan daha az geliri olanlara, bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek
aylık tutarının % 300'ü tutarında,
b) 18 yaşını dolduran, kanunen bakmakla mükellef kimsesi olmayan ve herhangi bir
işe yerleştirilememiş olan özürlülerden; her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri
toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri
olanlara, bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 200'ü tutarında,
c) Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre
bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile
çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olduğu halde, kanunen bakmakla
yükümlü olduğu 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunanlara, bakım ilişkisi fiilen
gerçekleşmek kaydıyla bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının %
200'ü tutarında, aylık bağlanır.
65 yaşın doldurulmasından önce bu madde hükümlerine göre bağlanmış olan
aylıkların aynı şekilde ödenmesine devam olunur. Bu Kanunun 1 inci maddesine göre
aylık bağlananlardan başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek kadar
özürlü olduklarını tam teşekküllü hastaneden alacakları sağlık kurulu raporu ile
kanıtlayanlara da birinci fıkranın (a) bendine göre aylık bağlanır. Aylık bağlanmasına esas
özürlülük oranı değişenlerin aylıkları durumlarına göre yeniden tespit olunur. Özürlülük
oranı, bu Kanuna göre aylık bağlanması gereken oranın altına düşenler ile birinci fıkrada
72
belirtilen aylık ortama gelir tutarından fazla gelir elde etmeye başlayanların aylıkları
kesilir.
Aylık hakkından yararlanan 18 yaşından küçük özürlülerin yalnızca kendileri bu
Kanunun
7 nci maddesinde belirtilen tedavi hakkından yararlanır. Ancak, bu madde
hükümlerine göre aylık alanlardan herhangi bir sosyal güvenlik kurumunun tedavi yardımı
kapsamında bulunanlara tedavi yardımı yapılmaz.
Bu Kanunun 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 inci maddeleri birinci fıkra hükümlerine göre aylık
ödenecekler hakkında da uygulanır.
Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan malûl olmaları sebebiyle yetim olarak aylık
veya gelir almakta olan çocuklardan bu kurumlardan aldıkları aylık veya gelir toplamı
tutarları bu madde gereğince durumlarına göre ödenebilecek tutardan daha az olanlara;
aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından (birden fazla sosyal güvenlik
kurumundan aylık veya gelir alanlar için yalnızca tercih edecekleri bir sosyal güvenlik
kurumu tarafından) ödenir ve bu şekilde ödenen tutarlar Hazineden tahsil edilir.
MADDE 26.- 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu Kanununun 3 üncü maddesinin (c) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (d)
bendi eklenerek bentler teselsül ettirilmiş ve mevcut (e) bendine (11) numaralı alt bent
eklenmiştir.
d) "Bakıma Muhtaç Özürlü"; özürlülük sınıflandırmasına göre resmî sağlık kurulu
raporu ile ağır özürlü olduğu belgelendirilenlerden, günlük hayatın alışılmış, tekrar eden
gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve
bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olan kişiyi,
11- "Çocuk evleri"; 0-18 yaşlar arasındaki korunmaya muhtaç çocukların kaldığı ev
birimlerini,
MADDE 27.- 2828 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve (e) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
a) Bu Kanun kapsamına giren sosyal hizmetlere ilişkin faaliyetler, Devletin denetim
ve gözetiminde, sivil toplum kuruluşları ile halkın gönüllü katkı ve katılımı da sağlanarak
bir bütünlük içinde yürütülür. Sunulacak bakım ve diğer hizmetlerin kapsamı ve bu
hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma usül ve esasları ve diğer
hususlar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından çıkarılacak bir
yönetmelikle düzenlenir.
MADDE 28.- 2828 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (g) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
73
g) Kuruma bağlı olanlar dışında kurulacak sosyal hizmet kuruluşlarının, özel eğitim ve
rehabilitasyon hizmeti verenler hariç olmak üzere açılış iznine, her türlü standartlarına ve
işleyişlerine ilişkin esasları, varsa ücret tarifelerini tespit etmek, onaylamak, denetimini
yapmak ve bu esaslara uymayanların faaliyetlerini durdurmak.
MADDE 29.- 2828 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Kurumun merkez teşkilatı bir Genel Müdür,
aşağıdaki esas birimlerden oluşur:
beş Genel Müdür Yardımcısı ile
a) Hukuk Müşavirliği.
b) Teftiş Kurulu Başkanlığı.
c) Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı.
d) İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığı.
e) Çocuk Hizmetleri Dairesi Başkanlığı.
f) Yaşlı Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı.
g) Özürlü Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı.
h) Sosyal Yardım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı.
i) Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı.
j) Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı.
k) Sosyal Hizmetler Eğitim Merkezi Başkanlığı.
l) Yapı İşleri Dairesi Başkanlığı.
m) Döner Sermaye Merkez Müdürlüğü.
n) Aile-Kadın ve Toplum Hizmetleri Dairesi Başkanlığı.
o) Özel Kalem Müdürlüğü.
p) Savunma Uzmanlığı.
MADDE 30.- 2828 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
74
EK MADDE 7.- Sosyal güvenlik kurumlarına tâbi olmayan, bakıma muhtaç
özürlülerden ailesini kaybetmiş olanlar ile ailesi ekonomik veya sosyal yoksunluk
içerisinde bulunanlara bakım hizmetinin resmî veya özel bakım kurumlarında ya da
ikametlerinde verilmesi sağlanır.
Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetlerinin kapsamı ve bu hizmetleri
verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma usul ve esasları, denetlenmeleri ile
ücretlendirme ve ödemeleri Kurumun koordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığı, Sağlık
Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir.
Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak her ay için kişi
başına belirlenecek tutar, iki aylık net asgari ücretten fazla olamaz.
Bakıma muhtaç özürlülerin, Kurumca bakılanlar dışındakilerin bakım ücreti bu
amaçla Kurum bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.
EK MADDE 8.- İşitme ve konuşma özürlülerine gerek görüldüğü hâllerde
tercümanlık yapmak üzere illerde işaret dili bilen personel görevlendirilir. Personelin işaret
lisanı öğrenmeleri için gerekli kursların düzenlenmesi sağlanır. Bu personelin görev ve
yetkileri, çalışma koşulları ile ilgili usul ve esaslar Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün müştereken hazırlayacakları
yönetmelikle belirlenir.
MADDE 31.- 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 61 inci
maddesinin birinci fıkrasına (n) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent ve ikinci
fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
o) Özürlülerin araçları için ayrılmış park yerlerinde,
(o) bendinin ihlâli hâlinde para cezası iki kat artırılır.
MADDE 32.- 25.10.1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17
nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
s) Özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her
türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları.
MADDE 33.- 21.5.1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesine (n) bendinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki (o) bendi eklenmiş ve mevcut (o) bendi (p) bendi olarak teselsül
ettirilmiştir.
o) Özürlü bireylerin spor yapabilmelerini sağlamak ve yaygınlaştırmak üzere; spor
tesislerinin özürlülerin kullanımına da uygun olmasını sağlamak, spor eğitim programları
75
ve destekleyici teknolojiler geliştirmek, gerekli malzemeyi sağlamak, konu ile ilgili
bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları ile yayınlar yapmak, spor adamları yetiştirmek,
özürlü bireylerin spor yapabilmesi konusunda ilgili diğer kuruluşlarla işbirliği yapmak,
MADDE 34.- 7.5.1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3
üncü maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir.
m) Rehabilite edici tıbbi hizmetlerde kullanılan yardımcı araç ve gereçleri üretmek
amacıyla, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulacak
kuruluşların açılış iznini vermeye Sağlık Bakanlığı yetkilidir. Bu kurum ve kuruluşların
açılış izninin verilmesine, üretim ve personel standardına, işleyiş ve denetimi ile daha önce
açılmış olan kurum ve kuruluşların durumlarına ilişkin esaslar Sağlık Bakanlığınca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
MADDE 35.- 30.4.1992 tarihli ve 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 3.- Görme, ortopedik, işitme, dil-konuşma, ses bozukluğu, zihinsel ve
ruhsal özürlü çocuklardan özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından, özel eğitim ve
rehabilitasyon merkezlerine devam etmeleri uygun görülenlerin eğitim giderlerinin, her yıl
bütçe uygulama talimatında belirlenen miktarı Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine konulacak
ödenekten karşılanır.
MADDE 36.- 28.12.1993 tarihli ve 3960 sayılı Kalıtsal Hastalıklarla Mücadele
Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 1.- Devlet, kalıtsal kan hastalıklarından thalessemia ve orak hücreli anemi
dahil olmak üzere, bütün kalıtsal kan hastalıklarıyla ve özürlülüğe yol açan diğer kalıtsal
hastalıklarla koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında mücadele eder. Bunun için gerekli
ödenek Sağlık Bakanlığı yılı bütçesine konulur.
Kalıtsal kan hastalıklarıyla ve özürlülüğe yol açan diğer kalıtsal hastalıklarla koruyucu
sağlık hizmetleri kapsamında mücadele için gerekli önlemler ve bu konuda uygulanacak
usul ve esaslar Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
MADDE 37.- 13.4.1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (u) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
u) Kadınlara, güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik
edilmemesi.
MADDE 38.- 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 348 inci
maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
76
1) Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri
sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
MADDE 39.- 22.5.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 108 inci maddesinin
birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasının birinci cümlesi
yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 inci maddedeki idari para cezaları
hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge
Müdürünce verilir. 101 inci madde kapsamındaki idari para cezaları ise, doğrudan Türkiye
İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilir.
MADDE 40.- 10.7.2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 1.- Büyükşehir belediyelerinde özürlülerle ilgili bilgilendirme,
bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri
vermek üzere özürlü hizmet birimleri oluşturulur. Bu birimler, faaliyetlerini özürlülere
hizmet amacıyla kurulmuş vakıf, dernek ve bunların üst kuruluşlarıyla işbirliği hâlinde
sürdürürler. Özürlü hizmet birimlerinin kuruluş, görev, yetki, sorumluluk ve işleyişine
ilişkin usul ve esaslar Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca
hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.
MADDE 41.- 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 122 inci
maddesinin birinci fıkrasında geçen "dil, ırk, renk, cinsiyet," ibaresinden sonra gelmek
üzere "özürlülük," ibaresi eklenmiştir.
MADDE 42.- 25.3.1997 tarihli ve 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü
maddesinin (h) bendine aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
Başkanlığın bağlı olduğu Bakanın onayı ile özürlü kimlik kartı hazırlama veya verme
yetkisi, valiliklere devredilebilir. Özürlü kimlik kartı hazırlama ve verme usul ve esasları,
İçişleri Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Müdürlüğünce müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.
MADDE 43.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Madde 7.- Başkanlığın ana hizmet birimleri şunlardır:
a) Rehabilitasyon ve Eğitim Dairesi Başkanlığı.
b) Özürlülük Araştırmaları ve İstatistik Dairesi Başkanlığı.
c) Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı.
77
d) Proje ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı.
MADDE 44.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Rehabilitasyon ve Eğitim Dairesi Başkanlığı
Madde 8.- Rehabilitasyon ve Eğitim Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Özürlülerin rehabilitasyonu ve eğitimi sürecinde ilgili kurum ve kuruluşlar arasında
işbirliği ve koordinasyonu sağlamak.
b) Özürlülerin rehabilitasyonuna yönelik her türlü standardın oluşturulmasına yönelik
çalışmalar yapmak.
c) Rehabilitasyon alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlardaki yapılan
çalışmaları takip etmek, sorunları ve çözüm yollarını araştırmak.
d) Rehabilitasyon ve eğitim alanları ile ilgili (panel, sempozyum, konferans ve
benzeri) etkinliklerde bulunmak.
e) İstihdamı kısıtlayan engellerin kaldırılmasını, istihdam alanlarının genişletilmesini
ve özürlülerin kendi işini kurmalarına yönelik çalışmaları takip etmek ve tekliflerde
bulunmak.
f) Özürlülerin günlük hayatlarında karşılaştıkları fiziki ve mimari engellerin
kaldırılması ve bu konudaki standartların belirlenmesi için teklifler hazırlamak ve
hazırlatmak.
g) Kamuya açık sosyal, kültürel, sportif tesis ve alanlar ile kitle iletişim ve ulaşım
araçlarından özürlülerin faydalanmasını sağlayıcı tedbirleri araştırmak, değerlendirmek ve
teklifler hazırlamak.
h) Özürlü çocuklara, gençlere, yetişkinlere bütünleştirilmiş ortamlarda ve her düzeyde
eğitim imkânı sağlamaya yönelik çalışmaları takip etmek.
ı) Özürlülüğün önlenmesi, erken teşhisi, özürlülerin rehabilitasyonu, eğitimi ve sosyal
güvenlikleri ile ilgili konularda teklif ve projeler hazırlamak, hazırlatmak ve uygulatmak.
i) Başkanlıkça verilen benzeri görevleri yapmak.
MADDE 45.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
78
Özürlülük Araştırmaları ve İstatistik Dairesi Başkanlığı
Madde 9.- Özürlülük Araştırmaları ve İstatistik Dairesi Başkanlığının görevleri
şunlardır:
a) Özürlülük politikasının belirlenmesine yönelik veri oluşturmak.
b) Özürlülük alanındaki çalışmaları takip etmek, değerlendirmek.
c) Özürlülerle ilgili mevzuatı derlemek, incelemek ve geliştirilmesine yönelik çalışma
yapmak.
d) Özürlülere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanma amacıyla kullanılmak üzere
özürlüler kimlik kartı hazırlamak, hazırlatmak ve her türlü işlemleri takip etmek.
e) Başkanlık birimlerinin bilgi işlem ve otomasyon ihtiyacını karşılamak ve yürütmek.
f) Başkanlık birimlerinin iş akışlarını izleyerek etkin ve verimli iş, bilgi akışı ve
iletişim düzenini sağlamak, bunlara yönelik gelişmeleri izlemek ve geliştirmek için
önerilerde bulunmak.
g) Bilgi partalını oluşturmak, yönetmek ve iletişim ağını sağlamak.
h) Özürlüler ile ilgili veri tabanı oluşturulmasını sağlamak.
ı) Ulusal kurum ve kuruluşlardan özürlülere yönelik istatistiksel bilgilerin bilgi işlem
ortamında toplanmasını sağlamak ve değerlendirmek.
i) Başkanın direktif ve emirlerini ilgililere duyurmak ve işlemleri takip etmek.
j) Başkanlıkça verilen benzeri görevleri yapmak.
MADDE 46.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı
Madde 10.- Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Başkanlığın uluslararası ilişkilerini düzenlemek ve yürütmek.
b) Özürlülere yönelik oluşturulan sosyal politikaları uluslararası ve ülkeler ölçeğinde
izlemek ve değerlendirmek.
79
c) Uluslararası düzeyde özürlülere yönelik faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarla
işbirliği kurmak, sürdürmek, geliştirmek, ilgili personelin bilgilendirilmesini sağlamak.
d) Avrupa Birliği ile özürlülük alanındaki çalışmaları yürütmek.
e) Özürlülere yönelik faaliyetlerde uluslararası kurum ve kuruluşlardaki gelişmeleri
takip etmek, özürlülerin sorunlarını ve çözüm yollarını ortak araştırmak, ortaya çıkan
sorunlar hakkında ortak inceleme ve araştırma yapmak, yaptırmak, bu konuda ortak proje
ve teklifleri hazırlamak ve hazırlatmak.
f) Uluslararası kurum ve kuruluşlardan özürlülere yönelik istatistiksel bilgilerin
toplanmasını sağlamak.
g) Özürlülerle ilgili uluslararası gelişmeleri takip etmek, antlaşma ve sözleşmelerin
ülkemizdeki uygulamalarını izlemek ve değerlendirmek.
h) Başkanlığın koordinatörlüğündeki uluslararası düzeyde özürlülere yönelik
faaliyetler için teşkil edilen kurulların ve organizasyonların sekretarya hizmetini yürütmek.
ı)Yabancı kaynaklı dokümanların
bilgilendirilmesini sağlamak.
temini,
tercümesi
ve
ilgili
birimlerin
i) Başkanlığın iç ve dış tanıtımını ve halkla ilişkiler hizmetlerini yürütmek.
j) Başkanlığın her türlü protokol işlerini düzenlemek ve yürütmek.
k) Başkanlıkça verilen benzeri görevleri yapmak.
MADDE 47.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Proje ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı
Madde 11.- Proje ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Başkanlık birimlerince önerilen projelerin hazırlanması veya hazırlatılması ile ilgili
çalışma yapmak ve uygulanmasına destek sağlamak.
b) Başkanlıkça yapılmasına karar verilen projelerin gerçekleşmesi amacıyla gerekli
malî kaynakların sağlanması için ilgili birimlerle kurum ve kuruluşlarla iletişim kurmak.
c) Projenin tamamlanmasından sonra hazırlanacak proje sonuç raporunun ilgili
birimler aracılığı ile duyurulmasını sağlamak.
d) Proje veri tabanının oluşturulmasını sağlamak.
80
e) Başkanlık süreli yayınının hazırlanması ve yayınlanması için gerekli çalışmaları
yapmak ve yaptırmak.
f) Başkanlıkça görevlendirildiğinde, genel yahut özel protokole bağlı işbirlikleri
geliştirmek.
g) Başkanlığı ilgilendiren toplantı, brifing ve görüşmeleri düzenlemek, Özürlüler
Yüksek Kurulu ve Özürlüler Şurasının sekretarya hizmetlerini yürütmek, önemli not ve
tutanakları tutmak ve yayımlamak.
h) Başkanlıkça verilen benzeri görevleri yapmak.
MADDE 48.- 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin " Ana
Hizmet Birimleri" bölümü "1. Rehabilitasyon ve Eğitim Dairesi Başkanlığı, 2. Özürlülük
Araştırmaları ve İstatistik Dairesi Başkanlığı, 3. Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi
Başkanlığı, 4. Proje ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 49.- a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü bölümünden çıkarılmış, ekli (2) sayılı listede yer alan
kadrolar ihdas edilerek adı geçen Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı (I) sayılı cetvelin
adı geçen Genel Müdürlüğe ait bölümüne eklenmiştir.
b) Ekli (3) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Özürlüler İdaresi Başkanlığı bölümünden çıkarılmış,
ekli (4) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek adı geçen Kanun Hükmünde
Kararnameye bağlı (I) sayılı cetvelin adı geçen Başkanlığa ait bölümüne eklenmiştir.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 50.- a)17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun ek 37 nci
maddesi,
b) 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 668 inci maddesinin
üçüncü fıkrası,
c) 22.4.1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 14 üncü maddesinin son fıkrası,
Yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1.- Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler Kanunun yayımı
tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yürürlüğe konulur.
81
GEÇİCİ MADDE 2.- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar,
mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal
ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık
hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl
içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.
GEÇİCİ MADDE 3.- Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde
kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin
erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu
taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için
erişilebilir duruma getirilir.
GEÇİCİ MADDE 4.- Bu Kanunla Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü teşkilat kanunlarında yapılan yeni
düzenleme sebebiyle kadro ve görev unvanları değişenler veya kaldırılanlar bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde boş bulunan durumlarına uygun kadrolara
atanırlar. Bunlar yeni bir kadroya atanıncaya kadar her türlü malî haklarını eski kadrolarına
göre almaya devam ederler. Söz konusu personelin atandıkları yeni kadroların aylık, ek
gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer malî hakları toplamının net tutarı, eski
kadrosunda en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları
ile diğer malî hakları toplamı net tutarından az olması halinde aradaki fark giderilinceye
kadar atandıkları kadroda kaldıkları sürece hiçbir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın
tazminat olarak ödenir. Kadro ve görev unvanı değişmeyenler ise aynı kadro ve görev
unvanlarına atanmış sayılırlar.
Yürürlük
MADDE 51.- Bu Kanunun 35 inci maddesi ile 50 nci maddesinin (a) bendi 1.6.2006
tarihinde, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 52.- Bu Kanun Hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
82
Muhtaçlara aylık bağlanmasını öngören 2022 sayılı yönetmelik tümden değişti
Resmî Gazete Sayı : 28539
65 YAŞINI DOLDURMUŞ MUHTAÇ, GÜÇSÜZ VE KİMSESİZ TÜRK
VATANDAŞLARI İLE ÖZÜRLÜ VE MUHTAÇ TÜRK VATANDAŞLARINA
AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını
Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması
Hakkında Kanunda belirtilen aylıklardan yararlanabileceklerin başvuru şekli, hak
sahipliğinin tespiti, kontrolü ve aylıkların ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik;
a) 65 yaşını doldurmuş, kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal
güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından
yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme
kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip
bulunmayan ve 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının
memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olan Türk
vatandaşlarını,
b) 65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte, özürlü olduklarını yetkili hastanelerden
alacakları özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, toplam özür oranı % 40 ile % 69
arasında olan, 18 yaşını doldurmuş ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlülerden;
kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne
ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış
veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği
bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve her türlü gelirleri toplamının
aylık ortalaması itibarıyla 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri
olanları,
83
c) Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü
olduklarını yetkili hastanelerden alacakları özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan,
toplam özür oranı % 70 ve üzerinde olan, 18 yaşını doldurmuş bulunan özürlülerden;
kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne
ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış
veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği
bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve her türlü gelirleri toplamının
aylık ortalaması itibarıyla 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri
olanları,
ç) Sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık
hakkından yararlanmadığı, nafaka bağlanmadığı veya bağlanması mümkün olmadığı gibi,
mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire
sahip bulunmadığı ve her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık
ortalamasına göre 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının
memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olduğu halde;
kanunen bakmakla yükümlü olduğu ve fiilen bakımını gerçekleştirdiği, toplam özür oranı
%40 ve üzerinde olduğu gibi 18 yaşını da tamamlamamış durumda özürlü yakını olanları,
d) Sosyal güvenlik kurumlarından yetim olarak aylık veya gelir almakta olan
çocuklardan özürlü olanların aldıkları aylık veya gelir toplamı tutarları toplam özür
oranlarına göre bu Yönetmelik kapsamında ödenecek olan aylık tutarından düşük olanları
kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz
ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine
dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) 2022 modülü: Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemindeki 2022 sayılı
Kanuna ilişkin iş ve işlemlerin yürütüldüğü modülü,
b) Bakanlık: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını,
c) Genel Müdürlük: Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünü,
84
ç) Kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan: 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı
Türk Medeni Kanununun 364 üncü maddesine göre tespit edilecek hiçbir yakını
bulunmayan veya bu kapsamdaki bir veya birden fazla yakınından toplam olarak, 2022
sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen tutara eşit veya daha fazla tutarda nafaka
almayan veya alması mümkün olmayanları,
d) Mütevelli Heyeti: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının karar organını,
e) Nafaka yükümlüsü: 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364 üncü maddesinde
ifade edilen altsoy, üstsoy ve refah durumlarına göre kardeşlerini,
f) Özürlü sağlık kurulu raporu: 3/7/2009 tarihli ve 27277 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan 2022 sayılı Kanun Kapsamında Aylık Alan Özürlülere Sağlık Kurulu Raporu
Vermeye Yetkili Hastanelerin Belirlenmesi ile Sağlık Raporlarının Alınmasına İlişkin Usul
ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınan raporu,
g) Puanlama formülü: Bakanlık tarafından geliştirilen, kişilerin harcamaları, gelirleri
ve servetleri dikkate alınarak gelirlerine ulaşmada kullanılan formülü,
ğ) Sistem: Bakanlık tarafından geliştirilen, vatandaşların sosyal yardım için
başvurularından hak sahipliğinin belirlenmesi ve ilgili yardım ya da desteğin teslimine
kadar bütün süreçlerini içeren, karar destek sistemi niteliğinde çevrimiçi olarak çalışan edevlet uygulaması olan Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemini,
h) Vakıf: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarını,
ı) Yaşlı: 65 yaşını doldurmuş olanları,
i) Yetkili hastane: 2022 sayılı Kanun Kapsamında Aylık Alan Özürlülere Sağlık
Kurulu Raporu Vermeye Yetkili Hastanelerin Belirlenmesi ile Sağlık Raporlarının
Alınmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte belirtilen sağlık kuruluşlarını
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Başvuru, Ön İnceleme ve Sosyal İnceleme
MADDE 5 – (1) 2022 sayılı Kanun uyarınca bağlanacak aylıklara ilişkin başvurular,
kişilerin adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde kayıtlı ikametgâhının bulunduğu Vakfa
yapılır.
85
(2) Başvuruların şahsen ve yazılı olması esas olmakla birlikte başvuru işleminin
kanunî temsilciler tarafından yapılması hâlinde mahkemeden alınmış karar örneği, vekil
tarafından başvuru yapılması hâlinde vekâletname örneği başvuru formuna eklenir.
(3) 2022 sayılı Kanun uyarınca bağlanacak aylıklara ilişkin olarak Vakıflar tarafından
yapılacak tüm iş ve işlemler sistem üzerinden 2022 modülü kullanılarak gerçekleştirilir.
(4) Başvuru sırasında başvuran tarafından EK-1’de yer alan Aylık Başvuru Formu
imzalanır.
(5) Yaşlılık aylığı başvurularında, herhangi bir belge talep edilmemesi esastır.
Özürlüler ve 18 yaş altı özürlü yakını bulunanlar için bağlanacak aylık başvurusu sırasında
aşağıdaki belgeler istenir.
a) Özürlü ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede
özürlü aylığı başvurularında, özürlü sağlık kurulu raporunun aslı ya da noter/hastane
başhekimliği tarafından onaylı sureti veya Sağlık Bakanlığı veri tabanından elektronik
olarak paylaşılan rapor bilgileri kabul edilir. Bununla birlikte özürlü sağlık kurulu raporu
suretlerine Vakıf Müdürlerince, aslının ibraz edilmesi kaydıyla “aslı gibidir” onayı verilir.
b) 18 yaş altı özürlü yakını aylığı başvurularında; özürlü sağlık kurulu raporunun
yanında, kanuni velisinin olmadığı durumlarda atanmış vasilere ilişkin mahkemece
verilmiş vesayet kararının aslı ya da noter tarafından onaylı sureti istenir. Bununla birlikte
vesayet kararı suretlerine Vakıf Müdürlerince, aslının ibraz edilmesi kaydıyla “aslı gibidir”
onayı verilir.
(6) Eksik belge ile yapılan başvurular kabul edilmez ve aylık başvurusu belgelerin
tamamlanmasını müteakip sisteme işlenir.
(7) Başvuruda bulunan kişilere EK-1’de yer alan Başvuru Alındı Belgesi verilir.
(8) Başvuruda bulunan kişilerden gelir durumlarının tespiti için belge istenmemesi
esastır.
(9) Özürlü olarak başvuruda bulunan vatandaşlara ücretsiz özürlü sağlık kurulu raporu
uygulamasından faydalanabilmeleri için Vakıf Müdürü tarafından imzalanan sevk kâğıdı
verilir.
(10) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında başvuruda bulunanların
Türkiye İş Kurumuna başvuruları sistem aracılığıyla yapılır.
86
Sosyal inceleme
MADDE 6 – (1) Sosyal inceleme, hane ziyareti ve çevre araştırmasından elde edilen
bilgilerden oluşur.
(2) Sosyal inceleme; başvuru formunda beyan edilen bilgiler ile merkezi veri
tabanlarından yapılan sorgulamalar doğrultusunda elde edilen bilgilerin doğrulanması ve
hanenin genel durumunun mahallinde tespit edilmesi amacıyla, Vakıf personeli tarafından
başvuruda bulunanın ikametgâhına ve çevresine gidilmek ve hane ziyaret bilgi formu
doldurulmak suretiyle gerçekleştirilir.
(3) Aylık almaya hak kazanan kişilerin sosyal incelemeleri her yıl yenilenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Değerlendirme, Karar ve Ödeme
MADDE 7 – (1) 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının
Devlet memurlarının aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpılmasından bulunacak tutardan
daha az geliri olanlar, 2022 sayılı Kanunun uygulanmasında muhtaç sayılır. 2022 sayılı
Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının, yılı merkezi yönetim bütçe
kanununda farklı olarak tespit edilmiş olması halinde muhtaçlığa esas tutar, bütçe
kanunundaki gösterge rakamı esas alınarak hesaplanır.
(2) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (ç) bentleri kapsamında, sistem
üzerinden yapılan sorgulamalar ve sosyal incelemeden elde edilen verilere göre;
a) Hangi ad altında olursa olsun sosyal güvenlik kurumlarından bir gelir veya aylık
hakkından faydalananlar ile isteğe bağlı prim ödeyenler dahil olmak üzere sosyal güvenlik
kurumlarına uzun vadeli sigorta kolları kapsamında sigortalı olmayı gerektirecek şekilde
bir işte çalışanlar,
b) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık
sigortalısı sayılanlar,
c) Muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde nafaka bağlanmış veya bağlanması mümkün
olanlar,
ç) Muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde mahkeme kararıyla veya bir mevzuat gereği
bağlanmış devamlı bir geliri bulunanlar,
87
d) Herhangi bir şekilde muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde devamlı gelir sağlayan ya
da sağlaması mümkün olanlar,
e) Kamu veya özel kurum ve kuruluşlarda iaşe ve ibateleri dâhil olmak üzere sürekli
bakımı yapılan veya yaptırılanlar,
f) Malları ve gelirleri devredilerek bir sözleşmeyle gerçek veya tüzel kişilerce
kendilerine bakılanlar, aylığa hak kazanamaz.
(3) Kişinin bakmakla yükümlü olunan kişi statüsünde sağlık güvencesine sahip olması
veya aynı hanede sosyal güvenceye sahip bireylerin bulunması durumları aylığa hak
kazanılmasında tek başına engel teşkil etmeyip bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen
muhtaçlık ölçütü dikkate alınmak suretiyle işlem tesis edilir.
(4) 18 yaşından küçük özürlü yakınlarına aylık bağlanabilmesi için fiilen bakım
ilişkisinin gerçekleşmesi ve bakıcı ile bakılan kişinin aynı hanede ikamet etmesi şartları
aranır.
(5) Kişinin yaşlı veya özürlü aylığı alması, fiilen bakımını üstleneceği özürlü yakını
bulunması durumunda 18 yaş altı özürlü yakını aylığı bağlanmasına engel teşkil etmez.
(6) Kişinin 2 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilenlerin vasisi olması,
kişiye ayrıca aylık bağlanmasına engel teşkil etmez.
(7) Aylığa hak kazanma durumları uygun olanların muhtaçlığı, puanlama formülü ile
belirlenir.
(8) Değerlendirmeler sonucu hane içinde kişi başına düşen geliri muhtaçlık sınırının
altında olanlara aylık bağlanır.
Karar
MADDE 8 – (1) 2022 sayılı Kanun kapsamındaki aylıklara ilişkin tüm iş ve işlemler,
başvuru tarihinden itibaren en geç bir ay içinde tamamlanır.
(2) Mütevelli Heyetinin kararları sistem üzerinden 2022 modülü kullanılarak Genel
Müdürlüğe gönderilir. Ayrıca yazışma yapılmaz. Ancak Genel Müdürlük, gerektiğinde
aylık bağlanmaya esas belgelerin Vakıf Başkanı onaylı suretlerini istemeye yetkilidir.
(3) Vakıf Mütevelli Heyeti verdiği kararların, 2022 sayılı Kanun ve bu Yönetmelikte
belirtilen hükümlerle, 2022 modülünden ve sosyal incelemeden elde ettiği bilgilere uygun
olmasından sorumludur.
88
Ödeme
MADDE 9 – (1) Mütevelli Heyeti kararı ile muhtaçlığı tespit edilerek aylık bağlanan
kişilerin aylığa hak kazandıkları tarih, başvuru tarihini takip eden aybaşıdır.
(2) Aylığa hak kazanma başlangıç tarihinden ilk aylık ödemesinin yapıldığı ödeme
dönemine kadar olan aylık hakları için, aylığın bağlandığı tarihi takip eden ilk ödeme
döneminde defaten ödeme yapılır.
(3) Aylıkların ödeme gün ve dönemleri Genel Müdürlük tarafından belirlenir.
Belirlenen gün ve dönemlerde ödemeler; hak sahiplerinin kendilerine veya durumlarına
göre vekillerine, vasilerine, kayyumlarına veya velilerine peşin olarak yapılır.
(4) Aylık türlerine göre,
a) Yaşlılık aylığı: 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarda,
b) Özürlü ve 18 yaş altı özürlü yakını aylığı: 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde
belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarın
%200’ü tutarında,
c) Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü
aylığı: 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık
katsayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarın %300’ü tutarında ödeme yapılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Karar Sonrası İşlemler, Aylıkların Durdurulması ve Kesilmesi
Karar sonrası işlemler
MADDE 10 – (1) Aylık bağlama işlemi tamamlananlara ait bilgiler, 5510 sayılı
Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin üç numaralı alt bendine göre
genel sağlık sigortası kapsamına alınmaları amacıyla Genel Müdürlük tarafından sistem
üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir ve bu bildirim sonrasında ilgililer genel
sağlık sigortalısı olarak Sosyal Güvenlik Kurumunca tescil olunurlar. Aylıkları durdurulan
veya aylıkları kesilenler de aynı yöntemle Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.
(2) Her yıl yapılacak olan sosyal inceleme ve merkezi veri tabanlarından elde edilen
bilgiler doğrultusunda durumu değiştiği tespit edilenlerin muhtaçlığı Mütevelli Heyetince
89
tekrar değerlendirilir. Değerlendirme sonucu durumları bu Yönetmelik hükümlerine uygun
olmadığı tespit edilenlerin aylıkları kesilir.
(3) Mütevelli Heyeti kararlarına ilişkin itirazlar ilgili Vakfa yapılır.
Aylıkların durdurulması ve kesilmesi
MADDE 11 – (1) Yaşlılık aylığı ve özürlü aylıkları, aşağıda belirtilen hallerde geçici
olarak durdurulur.
a) Aylık almakta iken ikametgâhını başka Vakfın görev alanına girecek şekilde
değiştirenlerin aylıkları geçici olarak durdurulur. Kişilerin bir yıl içinde yeni
ikametgâhlarındaki ilgili Vakfa başvurmaları gerekmekte olup muhtaçlığının devam
ettiğinin Mütevelli Heyeti tarafından tespiti halinde aylıkları durdurulduğu tarihten itibaren
yeniden başlatılarak hak ettiği aylıklar takip eden ilk ödeme döneminde ödenir.
b) Süreli raporu bulunanlar için, raporun Sağlık Bakanlığı veri tabanından temin
edilemediği durumlarda, rapor süresi dolmasına rağmen yeni raporunu Vakfa teslim
etmeyenlerin aylıkları geçici olarak durdurulur. Rapor süresinin dolum tarihinden itibaren
bir yıl içinde yeni rapor getirilmesi halinde geçici olarak durdurulmuş olan aylıklar,
durdurulduğu tarihten itibaren yeniden başlatılarak takip eden ilk ödeme döneminde
ödenir.
(2) Yaşlılık aylığı ve özürlü aylıkları, aşağıda belirtilen hallerde kesilir.
a) Ölüm
b) Feragat.
c) 18 yaş altı özürlü yakını aylığı alanlar için özürlünün 18 yaşını doldurması.
ç) 18 yaş altı özürlü yakını aylığı alanlar için bakıcı ile bakılanın aynı hanede ikamet
etmediğinin, aynı hanede ikamet etse dahi fiili bakımın gerçekleşmediğinin ve aylığın
özürlü için kullanılmadığının tespit edilmesi.
d) Türk vatandaşlığından çıkarılma, Türk vatandaşlığı muhafaza edilmeksizin yabancı
memleket uyruğuna girilmesi.
e) Süreli raporu bulunanlar için rapor süresi dolmasına rağmen yeni raporun bir yıl
içinde Vakfa teslim edilmemesi.
90
f) Aylık almakta iken ikametgâhını başka Vakfın görev alanına girecek şekilde
değiştirenler için bir yıl içinde yeni ikametgâhlarındaki Vakfa başvurulmaması.
g) Aylığın bir yıl boyunca aralıksız olarak alınmaması.
ğ) 7 nci maddenin ikinci fıkrasının (a), (b), (ç), (e) ve (f) bentlerinde belirtilen
sebeplerle ya da muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde nafaka almakta olması veya gelir
elde etmekte olması sebepleriyle aylık bağlanması koşullarının kaybedilmesi.
h) Muhtaçlık sınırına eşit veya üzerinde gelir elde edebilecek olması veya nafaka
alabilecek olması ya da başka sebeplerle muhtaçlık halinin ortadan kalktığının tespit
edilmesi.
(3) İkinci fıkranın;
a) (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılanların aylıkları, aylığın kesilmesini gerektiren
durumun gerçekleştiği,
b) (ç) bendinde belirtilenlerin aylıkları, tespitin yapıldığı,
c) (e) ve (f) bentleri kapsamına girenlerin aylıkları, bir yıllık sürenin sona erdiği,
ç) (g) bendi kapsamına girenlerin aylıkları, aylığın ilk defa alınmadığı,
d) (ğ) bendi kapsamına girenlerin aylıkları, aylık bağlanması koşullarının
kaybedildiği,
e) (h) bendi kapsamına girenlerin aylıkları, muhtaçlığın ortadan kalktığına ilişkin
tespitin yapıldığı,
tarihi takip eden ilk ödeme döneminin başından itibaren kesilir.
(4) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri ile ikinci fıkranın (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve 7
nci maddenin ikinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde sayılan durumların tespiti Genel
Müdürlük tarafından sistem aracılığıyla; bu maddenin ikinci fıkrasının (b), (ç), (ğ) ve (h)
bentlerinde sayılan durumların tespiti Vakıflar tarafından sistem aracılığıyla yapılır.
(5) Aylığı kesilenlerin yeniden aylık talebinde bulunmaları halinde başvurular yeni
başvuru olarak değerlendirilir. Özürlü sağlık kurulu raporu geçerlilik süresi “sürekli”
olanların kesilme tarihinden itibaren beş yıl içerisinde aylık talebinde bulunmaları halinde
rapor istenilmez.
91
BEŞİNCİ BÖLÜM
Özürlülüğün Belirlenmesi ve Özür Oranlarındaki Değişiklikler
Özürlülüğün belirlenmesi
MADDE 12 – (1) 2022 sayılı Kanun Kapsamında Aylık Alan Özürlülere Sağlık
Kurulu Raporu Vermeye Yetkili Hastanelerin Belirlenmesi ile Sağlık Raporlarının
Alınmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenir.
(2) 2022 sayılı Kanunun uygulanmasında;
a) Özür durumuna göre toplam özür oranı % 40 ile % 69 arasında olanlar “özürlü”,
b) Özür durumuna göre toplam özür oranı % 70 ve üzeri oranda olanlar ise
“başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü olarak
kabul edilir.
Özür oranlarındaki değişiklikler
MADDE 13 – (1) Yaşlılık aylığı bağlananlardan %70 ve üzeri oranda özürlü
olduklarını özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayanların aylıkları başkasının yardımı
olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü aylığına dönüştürülür. Ancak
%40 ile %69 arası oranda özürlü sağlık kurulu raporuna sahip 65 yaşını doldurmuş
vatandaşlara sadece yaşlılık aylığı bağlanır.
(2) 65 yaşın doldurulmasından önce özürlü aylığı bağlanmış olanların aylıkları aynı
şekilde ödenmeye devam olunur.
(3) Toplam özür oranı, özürlü aylığı tutarında artış yapılmasını gerektirecek şekilde
artanların aylıkları, özürlü sağlık kurulu raporunun Vakıf kayıtlarına geçtiği tarihi takip
eden dönem başından itibaren artırılır.
(4) Toplam özür oranı, 2022 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması gereken oranın
altına düşenlerin aylıkları özürlü sağlık kurulu raporunun düzenlenme tarihini takip eden
dönem başından itibaren kesilir. Raporun, Sağlık Bakanlığı veri tabanından temin
edilemediği durumlarda, rapor tarihinden itibaren üç ay içinde yeni raporunu Vakfa teslim
etmeyenlerin aldıkları yersiz ödemeler için ödeme tarihinden tahsil tarihine kadar geçen
süre için kanuni faizi ile birlikte Bakanlık tarafından borç tahakkuk ettirilir ve takibi
sağlanır.
92
(5) Toplam özür oranı, aylık türünü değiştirecek şekilde azalanların aylıkları, özürlü
sağlık kurulu raporunun düzenlenme tarihini takip eden dönem başından itibaren azaltılır.
Raporun, Sağlık Bakanlığı veri tabanından temin edilemediği durumlarda, rapor tarihinden
itibaren üç ay içinde yeni raporunu Vakfa teslim etmeyenlerin aldıkları yersiz ödemeler
daha sonra ödenecek aylıklardan 1/4 oranında mahsuben tahsil edilir. Borçların mahsup
yoluyla tahsil imkânının kalmaması halinde Bakanlık tarafından takibi sağlanır.
ALTINCI BÖLÜM
Bildirim Yükümlülüğü, Fazla veya Yersiz Ödenmiş Aylıkların Geri Alınması ve
İdari Yaptırımlar
Bildirim yükümlülüğü
MADDE 14 – (1) Aylık almakta olanlar veya aylık sahiplerinin eş, anne, baba, vasi,
kayyum, veli veya vekilleri, aylıkların kesilmesini gerektiren durumları üç ay içinde Vakfa
bildirmekle yükümlüdürler.
(2) Bu yükümlülüğe uymayarak yersiz aylık tahsilinde bulunanlara ödenmiş olan
aylıklar için ödeme tarihinden tahsil tarihine kadar geçen süre için kanuni faizi ile birlikte
Bakanlık tarafından borç tahakkuk ettirilerek, takip ve tahsili sağlanır. Süresi içinde
bildirim yükümlülüğüne uyulmuş olmakla veya aylık hakkından feragat talebinde
bulunulmakla birlikte, süresinde aylık kesme işlemi yapılmayarak aylıkların ödenmeye
devam olunması durumunda geri tahsil olunacak aylık tutarları için kanuni faiz veya
Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) aylık değişim oranlarına göre ayrıca bir fark alınmaz.
Fazla veya yersiz ödenmiş aylıkların geri alınması
MADDE 15 – (1) 11 inci maddenin üçüncü fıkrasına göre aylığının kesilmesi gereken
ödeme dönemi başından itibaren her ne suretle olursa olsun, istihkaklarından fazla veya
yersiz ödenen aylıklar ile 14 üncü maddeye göre tahakkuk ettirilmiş faiz, borcun
tahsilinden önce aynı kişiye tekrar aylık bağlanmış olması durumunda aylıklarından
mahsup edilir. 13 üncü maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen hallerde,
anılan hükümlere göre işlem yapılır.
(2) Borçların mahsup yoluyla tahsil imkânının kalmaması halinde Bakanlık tarafından
takip ve tahsili sağlanır.
İdari yaptırımlar
93
MADDE 16 – (1) Aylığa hak kazanmak üzere düzenlenen belgelerin gerçeğe
uymadığı tespit edildiği takdirde ödenmiş olan aylıklar için ödeme tarihinden tahsil
tarihine kadar geçen süre için Türkiye İstatistik Kurumunca her ay için belirlenen Tüketici
Fiyatları Endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarıyla
birlikte Bakanlık tarafından borç tahakkuk ettirilerek takip ve tahsili sağlanır.
(2) Hak sahibinden tahsili imkanının kalmadığı durumlarda, Bakanlık tarafından
tahakkuk edilen borç, aylığın ödenmesinde kasıt, kusur veya ihmali olduğu tespit
edilenlerden müteselsilen tahsil edilir.
(3) Gerçeğe uygun olmayan belgeleri düzenleyen ve kullananlar hakkında genel
hükümlere göre ceza kovuşturması yapılması için Bakanlık tarafından Cumhuriyet
Savcılığına suç duyurusunda bulunulur. Bu belgeleri düzenleyenlerin kamu görevlisi
olması durumunda, haklarında ayrıca idari soruşturma açılır.
YEDİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Muhtaçlık ve bakım ilişkisinin kontrolü
MADDE 17 – (1) Bakanlık, ilgililerin gelir, yaşam düzeyi ve varlıkları, bakım
ilişkisinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hakkında, belirleyeceği yöntemlerle
inceleme yapmaya veya kamu kurum ve kuruluşları aracılığı ile yaptırmaya, resmi ve özel
idari müessese ve ortaklarından ve şahıslardan bilgi ve belge istemeye yetkilidir.
(2) İnceleme neticesinde muhtaç olmadıkları anlaşılanlara aylık bağlanmaz ve varsa
bağlanmış aylık ödemesi durdurulur. Bunların muhtaçlık durumu yeniden incelenmek
üzere Genel Müdürlük tarafından ilgili Vakfa bildirilir. Mütevelli Heyetlerince yeniden
yapılan inceleme sonucunda yine muhtaç olduğu tespit edilen ve Genel Müdürlük
tarafından da bu tespit işlemi uygun görülenlerin aylıkları bağlanır.
(3) Aylık bağlama işleminden sonra yapılacak incelemeler sonucunda, aylık bağlama
kararını etkileyecek durumların tespit edilmesi halinde, tespit edilen eksikliklerin
giderilmesi için durum aylık bağlanana ve ilgili Vakfa tebliğ edilir. Eksikliklerin
giderilmemesi halinde, 15 inci madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, tebligat tarihinden
itibaren üç aylık sürenin sona erdiği tarihin içinde bulunduğu ödeme döneminin sonunda
aylık kesme veya düzeltme işlemi yapılır ve fazla ödenen tutarlar geri alınır.
(4) Bakanlık Denetim Hizmetleri Başkanlığı tarafından her yıl, 2022 sayılı Kanun
kapsamında yapılan ödemelere ilişkin olarak, ödeme türü, hak sahiplerinin ağırlıklı olduğu
94
ikamet bölgeleri, sistemin sağladığı güvenlik dereceleri ve benzeri ölçütler üzerinden
yapacağı risk değerlendirme sonuçlarına göre ve örneklem metoduyla belirlediği hak
sahiplerinin durumunu inceler ve sonuçlarını, uygulamaya yönelik önerileri ile birlikte
Bakanlığa raporlar. Genel Müdürlük bu raporda yer verilen ve uygulamada tespit ettiği
diğer yaygın uygulama hatalarını her yıl Vakfa yazılı olarak bildirir.
Aylıkların haczedilemeyeceği
MADDE 18 – (1) Nafakaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 2022 sayılı Kanun
uyarınca bağlanan aylıklar kişinin rızası olsa bile haczedilemez, başkasına devir ve temlik
edilemez.
Düzenleyici işlemler
MADDE 19 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile birlikte muhtaçlık kararının
alınması ve aylıkların bağlanmasına ilişkin tüm iş ve işlemler Vakıflar tarafından yerine
getirilir.
(2) Bakanlık çıkardığı alt düzeyde düzenlemelerin bir örneğini on gün içinde Maliye
Bakanlığına gönderir.
Vergi muafiyeti
MADDE 20 – (1) Aylıkların bağlanmasında ve ödenmesinde kullanılan bütün
belgeler, her türlü vergi ve resim ödemelerinden muaftır.
Aylık farkı ödemeleri
MADDE 21 – (1) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında yapılacak
olan tüm iş ve işlemler ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yerine getirilir.
(2) Aylık farkı almaya hak kazanacak şekilde özürlü olduğunu belgeleyen ve sosyal
güvenlik kurumlarından yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan, aldıkları
aylık ya da gelir toplamı tutarları özürlülük derecelerine göre bu Yönetmelik kapsamında
ödenebilecek olan aylık tutarından düşük olanlara, bu Yönetmelikle belirlenen diğer şartlar
aranmaksızın aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenir. Birden fazla
sosyal güvenlik kurumundan ya da birden fazla dosya üzerinden aylık veya gelir alanlar
için aradaki fark yalnızca tercih edecekleri bir sosyal güvenlik kurumu tarafından ya da
tercih edecekleri tek bir dosya üzerinden ödenir. Bu kapsamda aylık farkı başlangıç tarihi
Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurularının kayda geçtiği tarihi izleyen aybaşıdır.
95
(3) İlgili sosyal güvenlik kurumu tarafından fark olarak ödenen tutarlar Hazineden
tahsil edilir. Ödemenin yapılabilmesi için ilgililerce, yetkili hastanelerden alınacak özürlü
sağlık kurulu raporu ile birlikte, yetim olarak aylık veya gelir alınan sosyal güvenlik
kurumuna bizzat veya kanuni temsilcilerince başvuruda bulunulması gerekir.
(4) Sosyal güvenlik kurumlarından 2 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi
kapsamında ödenmekte olan yetim aylığı veya gelirinin kesilmesi durumunda alınan aylık
farkları da kesilir.
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik
MADDE 22 – (1) 6/11/2010 tarihli ve 27751 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 65
Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Özürlü ve Muhtaç
Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.
Muhtaçlık hesaplaması
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 7 nci maddenin yedinci fıkrasında belirtilen Puanlama
Formülü uygulamaya geçinceye kadar muhtaçlık; gelir, servet ve harcamalar esas alınarak
aşağıdaki şekilde belirlenir.
a) Hanenin gelir durumu;
1) Tespit/beyan edilen aylık net maaş, ücret, nafaka, yevmiye ve diğer gelirlerin yıllık
tutarının aylık ortalaması,
2) Hanenin; mülkiyeti hane bireylerinden birine ait olan ikamet ettiği konutu ile
mülkiyeti başka birine ait olmakla birlikte kira ödemediği konutu için konutun (takdir
edilen/beyan edilen) rayiç bedelinin 240’ta biri,
3) Hanenin ikamet ettiği konut haricinde diğer konutları için (takdir edilen/beyan
edilen) rayiç bedelinin 240’ta biri ve (takdir edilen/beyan edilen) kira getirisinin toplamı,
4) İkamet edilen konut haricindeki konut için kira geliri elde edilmiyorsa veya kira
geliri beyan edilmiyorsa konutun rayiç bedelinin 120’de biri,
5) Dükkânlar için rayiç bedelin 240’ta biri ve (takdir edilen/beyan edilen) kira
getirisinin toplamı,
6) Dükkân için kira geliri elde edilmiyorsa veya kira geliri beyan edilmiyorsa
dükkânın rayiç bedelinin 120’de biri,
96
7) Hanenin arazi, tarla ve benzeri için rayiç bedelin 240’ta biri ve (takdir edilen/beyan
edilen) aylık (zirai/ticari/kira ve benzerleri) getirisinin toplamı,
8) Hanenin binek aracı için aracın kasko/rayiç bedelinin 120’de biri,
9) Hanenin ticari/ zirai amaçlı aracı için aracın kasko bedelinin 120’de biri, kasko
bedelinin belirlenememesi halinde ise rayiç bedelinin 120’de biri ile bu araçların
(takdir/beyan edilen) aylık (zirai/ticari/kira ve benzerleri) getirisinin toplamı,
10) Hanenin büyük ve küçükbaş hayvanları için il/ ilçe gıda tarım ve hayvancılık
müdürlüklerinden temin edilen yıllık getiri miktarının aylık tutarı,
11) Hanenin tespit/beyan edilen banka mevduatları için aylık faiz getirisinin iki katı
tutar,
12) 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun Ek 7 nci maddesi
gereğince yapılan evde bakım ödemeleri ve 2022 sayılı Kanun gereğince bağlanan aylıklar
hariç olmak üzere sürekli ve düzenli olarak alınan şartlı eğitim yardımı, şartlı sağlık
yardımı, eşi vefat etmiş kadınlara yönelik yardım, burs, harçlık gibi nakdî sosyal
yardımların aylık ortalaması,
13) Aynı hanede ikamet etmemesine rağmen nafaka yükümlüleri tarafından sağlanan
destek tutarı,
14) Tarımsal destek geliri tutarı,
15) Uzun vadeli sigorta kolları açısından zorunlu olarak sigortalı olmayı gerektirecek
şekilde çalışanların gelirleri,
16) Diğer gelirlerin toplamının aylık ortalaması, dahil edilerek yapılan hesaplama ile
belirlenir.
b) Birinci fıkranın (a) bendinin alt bentlerinde yer alan taşınır ve taşınmazların tespit
edilen rayiç bedellerine ilişkin değerlendirmeyi Mütevelli Heyeti yapar.
c) Hanenin harcama durumu; gıda, giyim, kira, ısınma, eğitim, sağlık, ulaşım, eğlence
ve benzerlerine yapılan yıllık ödemelerin aylık ortalaması dâhil edilerek yapılan hesaplama
ile belirlenir.
ç) Harcamalar, hanenin gelir seviyesinin bir göstergesi olarak dikkate alınacak olup
birinci fıkranın (a) bendine göre hesaplanacak gelir tutarından hiçbir şekilde çıkarılamaz.
97
d) Hanenin tespit/beyan edilen harcamalarının birinci fıkranın (a) bendine göre tespit
edilen gelir tutarından fazla olması durumunda harcama ve gelir arasındaki fark gelire
eklenir.
e) Birinci fıkranın (a) bendine göre tespit edilen gelir tutarının beyan/tespit edilen
harcama düzeyinin üzerinde olması durumunda harcamalar gelire eklenmez.
İşlemleri devam eden dosyalar
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) İl veya ilçe idare kurulları tarafından ya da Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından muhtaçlık kararı alınmış olmakla birlikte
aylık bağlama işlemleri henüz tamamlanmamış olanlar hakkında alınmış muhtaçlık
kararlarının geçerli olarak kabul edilmesinde ve aylıklarının bağlanmasında geçici 1 inci
maddeye göre tekrar muhtaçlık tespiti yapılması gerekmez ve bu durumda olanların aylık
bağlama işlemleri, 22 nci madde ile yürürlükten kaldırılan Yönetmelik hükümleri
çerçevesinde Bakanlık ve Vakıflar tarafından sonuçlandırılır.
Yürürlük
MADDE 23 – (1) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından
müştereken hazırlanan bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 24 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
yürütür.
98
ZİHİNSEL ENGEL NEDİR?
Hamilelik döneminde embriyonun gelişme sürecinde, doğum sırasında yaşanılan
olumsuzlukla, veya; doğum sonrasındaki gelişim sürecinde; değişik sebeplerle, Merkezi
Sinir Sistemi MSS’in olumsuz etkilenerek bellek, algılama, düşünme, öğrenme, mantık
yürütme gibi zihin fonksiyonlarının ve bunların birbiriyle uyumlu çalışmasında meydana
gelen tahribat sonucu meydana gelen duraklama veya gerileme nedeniyle, kişinin, yaşadığı
toplum içerisinde karşılaştığı sorunlarla başa çıkma yeteneğini olumsuz etkileyen zihni
fonksiyonlarının kısıtlanması ve sınırlanmasıdır diyebiliriz.
Bir kişiye zihinsel engelli diyebilmemiz için normalin altındaki zeka işlevi ile birlikte:
Çevresiyle iletişim kurmada,
Öz bakımında,
Evdeki yaşamında,
Toplumsal becerileri ve topluma uyumunda,
Kendini yönlendirmede,
Sağlığını korumada,
Akademik becerilerinde ve çalışma alanlarında iki veya daha fazla bozukluğun,
eksikliğin bir arada olması ve bu durumun 18 yaşından önce başlamış olması
gerekmektedir. Bir hastalık değildir ve akıl hastalarıyla karıştırılmamaları gerekir.
Başlıca Sebepleri:
a-Doğum öncesi embriyonun gelişim sürecindeki nedenler:
Özellikle annenin hamilelik döneminde geçirdiği uzun süreli ateşli hastalık,
denetimsiz ilaç alımı, aşırı alkol ve sigara tüketimi, kansızlık, yetersiz ve dengesiz
beslenme ve gebelikte geçirilen kazaları sayabiliriz.
b-Doğum sırasındaki nedenler:
Uygun koşullarda olmayan zor doğum ve buna bağlı olarak beynin oksijensiz
kalması, doğum sırasında beyin zedelenmesi, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı
bebeklik.
c-Doğum sonrası nedenler:
Bebeğin yeterli miktarda anne sütü alamaması,
Demir ve iyot eksikliği,
Menenjit gibi merkezi sinir sistemini olumsuz etkileyen ateşli hastalık ve buna bağlı
olarak havale geçirmesi. Bu tür çocuklarda nörolojik bir hastalık olan ve halk dilinde sara
adı da verilen epilepsi nöbetleri görülür ve zihinsel engellilerin büyük çoğunluğu antiepileptik ilaçlar kullanarak epilepsi nöbetleri giderilmeye veya kontrol altına alınmaya
çalışılır.
Metabolik hastalık geçirmesi (fenilketonür hipotroidi vs.),
Geçirilen kazalar ve bilhassa kafa travması gibi nedenler.
d- Genetik Bozukluklar :
(Anne veya babada doğuştan olan bir zeka yetersizliğinin var olması Mendel Kalıtım
Kanunları gereği bunun doğan çocuğa intikali),
Yakın akraba evlilikleri( Ülkemizde sosyo-ekonomik yapı ve bölgelere göre
değişkenlik göstermekle birlikte, yakın akraba evliliklerinin zihinsel engelli doğumuna
etkisi %2 ila %12 arasında olduğu bilimsel verilerle tespit edilmiştir.)
99
Kromozon hastalıkları down sendromu gibi.
Ana rahminde canlanmış olan embriyonun genetik bir hastalığı ,nörolojik bir
bozukluğu olup olmadığı genetik tanı merkezlerinde yapılacak kontrollerde hamileliğin ilk
haftasından itibaren anlaşılabilmektedir. Bu nedenle, ailesinde zihinsel engelli birey
bulunan sağlıklı gençlerin, çocuk sahibi olmaya karar vermeleri halinde, hamileliğin ilk
haftasından itibaren Genetik Tanı Merkezlerine müracaat ederek, doğacak bebeklerinin
nörolojik bozukluklarının olup olmadığın tespit ettirmeleri, yeni bir zihinsel engelli bireyin
doğumunu zamanında engellemek açısından önemlidir. Hatta, ailesinde zihinsel engelli
birey olmasa da, çocuk sahibi olmaya karar veren her çiftin, sağlıklı bir bebeğe sahip
olmaları açısından, hamileliğin ilk üç ayında, bebeğin nörolojik yapısında genetik bir
bozukluğun olup olmadığını öğrenerek, eğer engelli bir bebeğe sahip olacaklar ise, bunun
doğumuna veya aldırılmasına anne-baba olarak karar vermeleri sağlıklı nesillere sahip
olma açısından ne kadar gerekli ve önemlidir. Bu nedenle, bu kitabın okuyucularına
yardımcı olmak amacıyla Sağlık Bakanlığına bağlı olan Genetik Tanı Merkezlerinin adres
listesini de vermenin yararlı olacağına inanıyoruz.
Zihin Engelinin Düzeyleri:
Zihinsel yetersizlik veya zihinsel engellilik, Dünya Sağlı Örgütü ve ABD Zihinsel
Engelliler Derneğinin tanımlama ve tespitlerine göre IQ (zeka seviyesi) 70’in altında
olanları kapsar. Bu zeka seviyesi çeşitli kademelerde görülür ve buna göre de ,hafif, Orta,
Ağır ve Derin zeka engeli olarak sınıflandırılabilir. Buna göre:
A-Hafif düzeyde zihinsel gelişme geriliği:
IQ düzeyi 50-55 ile 70 arasında olan bireyleri kapsar ve eğitsel sınıflandırmaya göre
eğitilebilir düzeyi kapsar. Bu çocuklar tüm zihinsel engellilerin %80-85’ini teşkil eder,
yavaş ve geç de olsa akademik eğitim alabilirler. Çoğunlukla ilkokul içinde karma eğitim
alırlar. Fakat, ilkokul programlarından tam olarak yararlanamazlar. İlkokul sonrası Meslek
Eğitim Merkezlerinde meslek eğitimi alabilirler. İyi bir eğitim desteği sağlanırsa mesleki
yeterlilik kazanabilirler.
B-Orta düzeyde zihin engeli :
IQ’sü 35-40 ile 50-55 arasında olan çocuklardır. Eğitsel sınıflandırmaya göre,
“Öğretilebilir Zihinsel Engelli Çocuk”lar olarak adlandırılırlar. Okul çağında sosyal ve
günlük yaşam içindeki öz bakım konusunda eğitimden yararlanabilirler. Ülkemizde bu
grup çocuklara eğitim veren Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezleri
bulunmaktadır. Öğrenmeleri çok yavaştır ve kapasiteleri sınırlıdır.
C-Ağır Derecede Zihin Engeli :
IQ düzeyleri 20-25 ile 35-40 arasında olan çocuklardır. Okul öncesi dönemde hem
motor becerileri hem de sözel iletişim oldukça zayıftır. Öz bakım ve temizlik ,konusunda
ömür boyu başkalarının desteğine ihtiyaçları vardır. Ancak, bazıları iyi bir eğitimle bazı
işleri kontrol altında yapabilecek beceriler kazanabilirler.
D-İleri derecede ağır zihinsel gelişme geriliği: Bu çocukların çoğunda doğuştan
gelen derin bedensel bozukluklar da görülür. Duygularını ancak tek sözcükle ifade
edebilirler. Tuvalet ve beslenme konusunda az da olsa eğitim alabilseler de yaşamları
tamamen birinin desteğine bağlıdır.
100
Zihinsel Engellilik Nasıl Anlaşılır
Bir çocuğun zihinsel engelli olduğu daha hamileliğin ilk haftasından itibaren Genetik
Tanı Merkezlerinde yapılacak testlerle anlaşılabilmektedir. Bu nedenle, çocuk isteyen her
çiftin veya ailesinde engelli bireylerin olduğu bilinen çiftlerin, hamileliklerinin ilk
günlerinde mutlaka bir genetik tanı merkezine giderek herhangi bir nörolojik bozukluk
olup olmadığını test ettirmeleri ve eğer varsa yeni bir zihinsel engelli doğumunun önüne
geçmeleri için bebeğin aldırılması veya doğumu konusunda bir karar vermeleri gerekir.
Zihinsel engelin erken yaşlarda anlaşılması ve belirlenmesi, onun tedavi ve eğitimi
açısından çok önemlidir. Bir çocuğun zihinsel engelli olup olmadığı tek bir gözlemle değil,
birçok bilim dalının birlikte yapacakları (mültidisipliner) ortak bir çalışma ile anlaşılabilir.
Bunun yanında, bir anne babanın, çocuğunun zihinsel engelli olup olmadığından şüphe
edebilmesi için burada bazı ipuçları vereceğiz .
Eğer, bebeğiniz sürekli ağlıyorsa ve beslenirken morarma oluyorsa,
Bebeğinizde sebepsiz kasılmalar oluyorsa,
Bebeğiniz anne memesini tuttuğu halde emmiyorsa,
Bebeğiniz tepkisiz bir bebekse,
Bebeğinizde sıçramalar, irkilmeler gözlüyorsanız,
Bebeğiniz sizi gözüyle takip etmiyorsa,
Bebeğinizle konuştuğunuzda sizi duymuyor gibi davranıyorsa,
Bebeğiniz üç aylık olduğu halde başını, boynunu tutamıyorsa,
Bebeğiniz 4 ayı geçtiği halde agulamıyor, eliyle oynamıyorsa,
Bebeğiniz 6 ya da 8 aylık olduğu halde destekli ya da desteksiz oturamıyorsa,
Bebeğiniz yaşına ulaştığı halde sıralamaya başlamadı ise,1.5 yaşını geçtiği halde kendi
başına yürüyemiyorsa,
Bebeğiniz gözü ile bir nesneyi takip edemiyorsa,
Bebeğiniz 1.5 yaşına geldiği halde anne-baba vs. diyemiyorsa,
Bebeğinizin fiziksel gelişimi normal olduğu halde elleri ile kanat çırpar gibi hareketler
yapıyorsa, kendi ekseni etrafında dönüyorsa, durduk yerde bir baştan bir başa koşuyorsa,
Bebeğiniz sizinle göz teması kurmuyorsa,
Bebeğiniz iletişim kurma, gelişim ve becerilileri açısından yaşıtlarından herhangi bir
farklılık gösteriyorsa,
Vakit geçirmeden mutlaka bir çocuk sağlığı ve hastalıkları veya çocuk ruh sağlığı ve
hastalıkları uzmanına başvurulması gerekir. Erken başvuru, erken tanı erken tedaviyi ve
erken eğitim, terapi ve rehabilitasyonu sağlayacaktır.
Zihinsel engelli bir çocuk oturma, emekleme ve yürümeyi yaşıtlarından geç öğrenir.
Konuşulanı anlamada zorluk çeker.
Sınırlı sayıda sözcük dağarcığına sahiptirler ve bu sözcükleri telaffuz etmede zorluk
çekerler. Hatırlama ve anlamada zorlanırlar.
Sosyal kuralları anlamada güçlük çekerler.
Problem çözmede zorlanırlar.
Dikkat süreleri çok kısadır.
Okuma-yazma, mantık yürütme gibi akademik becerilerde güçlük çekerler.
Tek başına karar vermede zorlanırlar.
Liderlik vasıfları yoktur, başkalarının yönlendirmelerine ihtiyaç duyarlar.
101
KALICI RUHSATLI GENETİK HASTALIKLAR TANI MERKEZLERİ:
Hamilelik döneminde, anne karnındaki bebeğin fiziksel ve zihinsel engelli olup
olmadığının tespiti, bebek dünyaya gelmeden önce genetik hastalığının tanısı, dolayısıyla
erken teşhis ve tedavisine başlanmasını sağlamak üzere, genetik hastalıkların doğum
öncesi veya doğum sonrası tanısını sağlayarak, anne ve çocuk sağlığını korumak amacıyla
kurulmuş, engelliliğin azaltılması ve koruyucu sağlık hizmetleri açısından çok önemli
görev üstlenen kuruluşlardır.
Bu merkezlere, ailesinde, çocuğunda veya kendisinde kalıtsal hastalığı olanlar,
hamilelik sürecinde radrasyona maruz kalanlar, ileri yaşta hamile kalanlar risk altında olan
kişiler olarak başvurmalarında yarar vardır. Genetik Tanı Merkezlerinin bir amacı da, eğer
aile engelli bir çocuk sahibi olmak istemiyorsa, erken dönemde yapılacak tıbbi müdahale
ile, engelli doğacağı bilinen bebeğin alınmasını sağlamaktır. Bu merkezlerde yapılan
tanıma testi için anneden alınan kan örneği Amerika'ya gönderilerek, orada bir hafta
içerisinde yapılan test sonucunda, anne karnındaki bebeğin nörolojik bir risk taşıyıp
taşımadığı %99,99 tespit edilmektedir. Bu testler henüz ülkemizde yapılamamaktadır.
KALICI RUHSATLI GENETİK HASTALIKLAR TANI MERKEZLERİ
Sayı
Merkezin Adı
Türü
Adresi
1. Ankara Üniversitesi Tıp
Sitogenetik Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fakültesi Genetik Hastalıklar -Moleküler ANKARA
Tanı Merkezi
2. Başkent Üniversitesi Genetik Sitogenetik Başkent Ün. Kadın Hastalıkları ve
Hastalıklar Tanı Merkezi
Doğum Anabilim Dalı ANKARA
3. Bilgen Genetik Hastalıklar
Moleküler Bilkent Üniversitesi -ANKARA
Tanı Merkezi
4. Dokuz Eylül Üniversitesi
Sitogenetik Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
Genetik Hastalıklar Tanı
-Moleküler Fakültesi - Balçova-İZMİR
Merkezi
5. Gentan Genetik Hastalıklar
Sitogenetik Şair Eşref Bulvarı – No: 65/2
Tanı Merkezi
Alsancak - İZMİR
6. Hacettepe Üniversitesi İhsan Sitogenetik Hacettepe
Üniversitesi
İhsan
Doğramacı Çocuk Hastanesi -Moleküler Doğramacı
Çocuk
Hastanesi
Genetik Hastalıklar Tanı
ANKARA
Merkezi
7. CDF Gen-Test Genetik
Sitogenetik Şair Eşref Bulvarı – No: 69/4
Hastalıklar Tanı Merkezi
Alsancak -İZMİR
8. GEN-MER Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
Sitogenetik
Bağdat Caddesi – No: 26/2 –
Kızıltoprak – Kadıköy İSTANBUL
9. PREMED Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
Sitogenetik
Hüsrev Gerede Cad. Berrin Apt.
No: 68/3 Teşvikiye-Şişli İSTANBUL
102
10. Zeynep Kamil Kadın ve
Çocuk Hastalıkları Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
11. Ege Üniversitesi Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
12. Zübeyde Hanım Doğumevi
Genetik Hastalıklar Tanı
Merkezi
13. Bursa Genetik Hastalıklar
Tanı Merkezi
14. Osmangazi Üniversitesi Tıp
Fakültesi Genetik Hastalıklar
Tanı Merkezi
15. Memorial Hastanesi Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
16. Cerrahi Hastanesi Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
17. Alman Hastanesi Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
Sitogenetik
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk
Hastalıkları Eğitim ve Araştırma
Hastanesi İSTANBUL
Sitogenetik
-Moleküler
Sitogenetik
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi –
Bornova İZMİR
Zübeyde Hanım Doğumevi ANKARA
Sitogenetik
Çekirge Cad. Duran Apt. No: 11/2
Osmangazi - BURSA
Osmangazi Üniversitesi Tıp
Fakültesi - ESKİŞEHİR
18. V.K.V. Amerikan Hastanesi
Genetik Hastalıklar Tanı
Merkezi
19. Özel Burç Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
Sitogenetik Güzelbahçe Sokak – No: 20 Şişli - Moleküler İSTANBUL
20. İstanbul Düzen Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
Moleküler
21. Erciyes Üniversitesi Tıp
Fakültesi Genetik Hastalıklar
Tanı Merkezi
22. Ankara Düzen Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
Sitogenetik Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi
–Moleküler KAYSERİ
Sitogenetik
Çankaya İlçesi Tunus Cad. No: 95
Kavaklıdere - ANKARA
23 Gazi Üniversitesi Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
Sitogenetik
-Moleküler
Genetik
Gazi Ün. Tıp Fak. Hastanesi
Dekanlık binası 4. Kat Tıbbi
Genetik Anabilim Dalı Beşevler ANKARA
İran Cad. No:13/25 Kavaklıdere /
Çankaya -ANKARA
Sitogenetik
-Moleküler
Sitogenetik
-Moleküler
Sitogenetik
Sitogenetik
-Moleküler
Moleküler
24 İntergen Genetik Hastalıklar Sitogenetik
Tanı Merkezi
Piyale Paşa Bulvarı – Okmeydanı İSTANBUL
Şişli İlçesi Nişantaşı Mah. Ferah
Sok. No: 18 İSTANBUL
Sıraselviler Cad. No: 119 Taksim Beyoğlu - İSTANBUL
Vali Konağı Caddesi Prof. Dr.
Orhan Ersek Sokak Yuva Apt. No:
19 / 2 Şişli – İSTANBUL
2. Taşocağı Caddesi No: 8
Mecidiyeköy-Şişli İSTANBUL
103
25 Mikrogen Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
Sitogenetik
Tunalı Hilmi Cad. No: 1042
Kavaklıdere Çankaya ANKARA
Antalya Genetik Hastalıkları Tanı Merkezi Müdürü Çocuk Hematoloji ve Genetik
Uzmanı Prof. Dr. Duran Canatan, yaptığı açıklamada, testin dünyada Amerika, Kanada,
Çin ve Almanya'da yapıldığını söyledi. Anne adaylarının hamilelik dönemlerinde
bebeklerinin sağlık durumunu çok merak ettiğini belirten Canatan, anne karnındaki bebeğe
yapılan tetkiklerin düşük riski oluşturduğu için annelerde strese yol açtığını ve bu testlerin
yüzde 80 oranında doğruluk payının olduğunu söyledi. Genetik hastalıkların içinde ön
önemlilerinin kromozon temelli hastalıklar olduğunu ifade eden Canatan, "Merkezimize
gelen anne adaylarının kolundan kan örneği alıyoruz. Bebeğe hiçbir müdahale etmeden
aldığımız bu örnekleri (girişimsel olmayan doğum öncesi tanı testi) yapılması için
Amerika'ya gönderiyoruz. Yaklaşık bir hafta içerisinde yüzde 99,99 doğruluk oranıyla
sonuç geliyor. Böylece Down, Edwars, Patau, Turner ve Mental Röterdasyon (zihinsel
gerilik) gibi kromozon anormalliklerini tespit ediyoruz" diye konuştu. Bu testin Türkiye'de
yapılmadığına dikkati çeken Canatan, şöyle konuştu: "Testin sonuçlarını Amerika'dan
alıyoruz. Türkiye'de bu sonuçları alabileceğimiz laboratuvarı kurabilirsek yüzde 80
oranında doğru tanı konulan ikili, üçlü ve dörtlü tarama testlerine gerek kalmayacak. Daha
sağlıklı nesiller açısından bu test çok önemli. Her gebe kadının bu testi yaptırmasını ve
devlet tarafından ücretinin karşılanmasını istiyoruz. Antalya'da kurup Türkiye'ye ve komşu
ülkelere hizmet edebiliriz. Sağlık Bakanlığı'na girişimlerde bulunduk. Umarım olumlu bir
sonuç alırız" Bazı medikal firmalar ve kimya laboratuvarlarının bu kan örneklerini alarak
Amerika'ya gönderdiğini, bu testi ticari meta olarak gördüklerini ifade eden Canatan, kan
örneklerini ruhsatlı genetik hastalıklar merkezlerinin alması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
104
GEÇİCİ İZİN BELGESİ ALAN MERKEZLER
Sayı
Merkezin Adı
Türü
Adresi
1 Kayseri
Devlet
Hastanesi Sitogenetik
Kayseri Devlet Hastanesi
Genetik
Hastalıklar
Tanı
Merkezi
2 Ankara Düzen Genetik
Moleküler
Hastalıklar Tanı Merkezi
(Geçici izin)
Çankaya İlçesi Tunus Cad. No: 95
Kavaklıdere-Ankara
Sitogenetik
(Ruhsatlı)
3 Acıbadem Genetik Hastalıklar
Moleküler
Ord. Prof. Fahrettin Kerim
Tanı Merkezi
Gökay Cad. No: 49 Altunizade –
İSTANBUL
4 Metropolitan Florance
SitogenetikCemil Aslan Güder Sok. No: 8
Nıghtıngale
Moleküler
Gayrettepe-Beşiktaş İSTANBUL
Hastanesi Genetik Hastalıklar
Tanı Merkezi
5 Gen-Lab Genetik Hastalıklar Sitogenetik
Kavaklıdere Sok. Şili Meydanı
Tanı Merkezi
No: 23/6 Çankaya ANKARA
6 Şifa Bornova Hastanesi Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
7 Antalya BİYO-GEN Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
8 Selçuk Ün. Tıp Fak. Genetik
Hastalıklar Tanı Merkezi
Moleküler
Genetik
SitogenetikMoleküler
SitogenetikMoleküler
Sanayi Cad. No: 7 BornovaİZMİR
Güllük Cad. Antelsan İş Merkezi
No: 12 / 2-3 ANTALYA
Selçuk Ün. Meram Tıp Fak. B
Blok 1. kat Akyokuş KONYA
DOWN SENDROMU:
İlk defa 1866 yılında Longdon DOWN tarafından mongoloid görünümünde ve zeka
geriliği ile birlikte bulunan bir sendrom olarak bulunmuştur.
Embriyonun oluşumunda 21. Kromozonun yer değiştirmesi veya birleşmesinden
dolayı meydana gelmektedir. Kromozonlar, hücrelerimizde bulunan tüm bilgileri taşıyan,
bizim bireysel farklılıklarımızın yanı sıra anne-babamıza benzerliğimizi sağlayan
DNA’lardan oluşmuş cisimciklerdir.
Anne babalar,çocuklarına kendi kalıtsal özelliklerini yumurta ve sperm hücreleri ile
verirler. Bu hücrelerde 23 kromozom bulunur. Sonuçta anne ve babanın eşit katkısıyla
23+23 =46 kromozonlu döllenmiş yumurta oluşur. Bazen yumurta hücresi oluşurken bir
hata nedeniyle anne veya baba 23 yerine 24 kromozon verir. Böylece 47 kromozonlu
embriyo oluşur. İşte bu durum, bir down sendromlu bir çocuğun meydana gelmesi
demektir.
Üç tip Mongolizm vardır;
105
• TRİSOMY:Bu tip Dawn sendromlularda, kromozon sayısı 47 dir. Fazla
kromozon 21. Kromozondur.Dawn sendromunda en yaygın görülen kromozon
anormalliğidir..21. numaralı kromozonun 3 tane olması halidir. Bu tür mongolizim daha
çok yaşlı annelerin çocuklarında görülür.
• B)MOSAİCİSM (MOZAİK TİPDAWN SENDROMU)
•
Seyrek görülen bir mongolizim türüdür. Aile kökenli değildir. Bireyin
hücrelerinde kromozon sayıları farklıdır. Örneğin,deri hücresinde 46 kromozon
bulunurken,kan hücrelerinde 47 veya ilikte 46 iken,deride 47 kromozon olabilir.
Bu,embriyo döneminde de hücrelerin erken bölünmesinden kaynaklanan bir durumdur.
• TRANSLOCATİON: Bu tip mongolizimde,21 numaralı kromozon fazla
düzeyde materyal içermektedir. Kromozon sayısındaki fazlalıktan öte krmozonların
yeniden düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır. Kromozon sayısı 46 olmasına
rağmen,genellikle 15 veya 21 numaralı kromozonun fazla dozda olması anormalliğe neden
olmaktadır. Bu tip mongolizim daha çok aile kökenlidir..15 veya 21 numaralı kromozon
anormalliği görülen anne babaların çocuklarında görülür.
• Her 600-700 doğumdan bir tanesi Dawn sendromludur. Anne yaşı,sendromun
oluşmasında etkilidir.35 yaş grubunda risk 1/250 iken,40 yaş anne grubunda bu risk
1/100’dür.
•
• DAWN SENDROMUNUN ÖZELLİKLERİ
YÜZÜ:Yüz,yuvarlak ve basıktır. Gözler çekik olup,kapaklarında kıvrım mevcuttur.
Çocuk büyüdükçe bu kıvrım belirgin hale gelir. Göz kapaklarında şişme ve çapaklanma
görülür. Burun küçük ve kalkık, burun kökü basıktır. Yüzün yuvarlak olması nedeniyle
gözler birbirinden ayrık durur. Göz kaslarının zayıf olması nedeniyle şaşılık görülebilir.
Ağız küçük olduğu için dil dışarıda durabilir.(Özellikle Bebeklerde)Bu nedenle salya
akması ve ağız kenarlarında çatlaklar oluşabilir.
Dil üzerinde yarıklar vardır. Kulaklar biraz aşağıda olup,kulak yolu dar ve küçüktür.
Kulak iltihaplanmaları ve işitme problemleri yaygındır.
BAŞ:Baş basık,arkası düzleşme eğilimindedir. Saç,kaş ve kirpikler çoğu kez seyrek ve
yumuşaktır.
BOYUN: Genellikle kısa ve geniştir.
GÖVDE:Kısa ve geniş görünür. Karın geniş ve bombe görünümünde olup,göbek veya
kasıkta bazen fıtık görülebilir.
KOL VE BACAKLAR:Genellikle gevşek bir yapıdadır. Elde,avuç içinde simin
çizgisi avuç içini boydan boya kat eder. Ayakta da baş parmakla ikinci parmak arasında
geniş bir ayrılık vardır.
İÇ ORGANLAR:Kalpte anatomik bozukluklar görülebilir. Guatr sık rastlanan bir
semptomdur. Bağışıklık sistemi zayıf olan bu çocuklarda akciğer enfeksiyonları sık
görülür.
CİNSEL ORGANLAR:Erkek çocuklarda yumurtalıkların kasıkta ya da karında
kalmaları veya çocuğun idrar deliğinin pipisinin ucunda değil biraz altta kalması söz
konusudur.
106
TEDAVİSİ:Down Sendromunun tıbbi anlamda tedavisi bulunmamaktadır. Kromozon
bozukluğundan kaynaklandığı ve kalıtsal olduğu için sadece hamileliğin ilk aylarında 3’lü
kan testi ile çocuğun Down’lu olup olmadığı öğrenilebilmekte ve Down’lu ise kürtaj ile
alınması sağlanmaktadır.
OTİZM NEDİR?
Otizm,sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir genel gelişim
bozukluğudur. Otizm, genellikle 2 yaşından itibaren ortaya çıkar.Otistik
çocuklar,genellikle öğrenme ve algılma zorluğu çekerler.
Otistik çocukların büyük bir bölümünde farklı seviyelerde zeka geriliği görülse
de,zeka seviyeleri normal olan otistikler de vardır.
Ancak,genel zeka seviyeleri ne olursa olsun,otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı
algılamakta ortak bir zorluk çekerler.
Otizm erkek çocuklarda kız çocuklardan 4 kat daha fazla görülmektedir.
Her çocuktaki otistik belirtileri ve bunların seviyesi farklılık gösterebilir. Bu nedenle
otizm seviyelerini kategorize etmek güçtür.
Ayrıca,Asperger Sendromu ve Rett Sendromu olarak bilinen otizm formları da
bulunmaktadır.
OTİZMİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Otistiklerde etkilenme nedenleri değişse de aşağıdaki ortak belirtiler görülür.
Sosyal ilişkilerde güçlük,
Konuşma güçlüğü,
Sözlü iletişimde zorlanma,
Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma,
Değişiklikler karşı tepki ve direnç göstermeme olarak sıralanabilir.
Otistik bir çocuk başkalarına ilgisizdir.
Göz temasından kaçınır.
Başkaları ile kendiliğinden temas kurmaz.
İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir.
Diğer çocuklarla oynamaz.
Sürekli bir konu üzerinde konuşur, tekrarlar fazladır.
Sebepsiz şekilde ağlar, güler, sebepsiz davranışlarda bulunur.
Anlamsız sözleri sürekli ve üst üste tekrarlar.
Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır.
Değişikliklerden hoşlanmaz.
Yaratıcılık gerektiren oyunları oynamaz.
Bazen yaratıcılık gerektirmeyen işleri oldukça hızlı ve iyi yapabilirler
OTİZMİN SEBEBİ VE TEDAİSİ
Otizme neyin sebep olduğu henüz net olarak bulunamamıştır. Ancak, son dönemdeki
araştırmalar, otizmin genetik bir rahatsızlık olduğu görüşü kuvvetlenmektedir.
Otizmin kesin tedavisi için henüz herhangi bir yöntem ya da ilaç mevcut değildir.
Otistik çocukların kullandığı ilaçlar genelde
hiper aktiviteyi azaltan, dikkatin
107
yoğunlaşmasına yardımcı olan, dolayısıyla çocuğun eğitiminden daha çok faydalanmasına
destek veren yardımcı ilaçlardır.
Otistik çocuklar sabırla ve bilinçli bir şekilde yürütülecek özel eğitim çalışmaları ile
temel yaşam becerilerin, konuşma ve iletişim kurma özelliklerini kazanabilirler. Çok az
görülmekle birlikte, tamamıyla otizmin etkisinden kurtulup normal bir yaşantıya sahip olan
otistik çocuklar da vardır.
RETT SENDROMU NEDİR?
Rett Sendromu, dünyanın her yerinde 10.000-23.000’de 1 gibi sıklıkla ve genellikle
kızlarda görülen bir gelişim bozukluğudur. Rett sendromlu kızlar, yaşamlarının ilk 6-18
aylarına dek tamamen normal ya da normale yakın gelişim gösterirken, önce hızlı bir
gerileme ile öğrenilen becerileri unutur, sonra da uzun bir duraksama devresine girerler.
Kalıtsal özellikleri olduğuna dair güçlü kanıtlar varsa da, Rett Sendromunun nedeni henüz
tam olarak bilinmemektedir.
RETT SENDROMULU ÇOCUĞUN ÖZELLİKLERİ:
İnce ve açık renk derili yüzleri, sivri burunları, küçük el ve ayakları, bazı tipik
özelliklerdir.
Ellerini belli bir amaç için (yemek yeme, eşya toplama vb.) uzun süre kullanamazlar.
Daha çok ellerini önde birleştirme, oğuşturma, el yıkar gibi yapma ve ellerini ağzına
götürme gibi hareketleri ard arda yaparlar. El çevirme, alkış, elleriyle dizlerine vurma ve
parmaklarını oynatma gibi tekrarlanan el hareketlerinin bir veya bir kaçı da sıklıkla
görülebilir.
Psikomotor gelişiminde yavaşlama, yürüme ve gövde hareketleri zayıf koordinasyon
gösterir.
El ve ayakta kasılma ve titremeler görülür.
Dil gelişiminde gecikmeler görülür.
Baş çevresinin büyümesi 3 aydan 4 yaşına kadar yavaşladığı için kafası yaşına göre
küçüktür.(Mikrosefali)
Bazı Rett sendromlu kızlarda büyüdükçe; nefes almada düzensizlik, nöbetler,
kasılmalar, omurganın eğrilmesi, diş gıcırdatma, çiğneme ve yutma problemleri, kabızlık,
el ve ayak eklemlerinde kan dolaşımı bozukluğu nedeniyle soğukluk gibi belirtilerden
bazıları görülebilir.
RETT SENDROMUNUN AŞAMALARI NEDİR?
Rett sendromu sıklıkla Cerebral Plasy (Beyin Felci) ve erken çocukluk otizmi ile
karıştırılır. Bu nedenle Rett sendromlunun özelliklerinin ve gelişim aşamalarının ailelerce
bilinmesi, dikkatli ve ayrıntılı bir tıbbi değerlendirme yapılabilmesini sağlar. Böylece
tanının erken konulabilmesi ve eğitimin erken başlayabilmesi sağlanabilir.
108
1-BAŞLAMA AŞAMASI: 6 ay ile 1.5 yaş arası)
Çocuk çok az göz kontağı kurar ve oyuncaklarıyla az ilgilenir. Genellikle “uslu” ve
“sakin” bebek olarak nitelendirilir. Kaba motor hareketleri gerilikler, baş büyümesinde
yavaşlama, el ovuşturma görülebilir.
2-HIZLI GERİLEME AŞAMASI: 1 ila 4 yaş arası)
Bu dönemde anlamlı el hareketleri ve konuşmanın kaybolması bazen hızlı bazen
dereceli olarak başlar. Nefesini tutma, nefes nefese kalma görülebilir. Yürüyüş biçimi
dengesiz olur ve yürümeye başlamada gecikme görülebilir.
3-DURGUNLUK AŞAMASI :04 ila 10 yaş arası)
İstemsiz el-kol hareketleri ve kasılmalar belirginleşir. Daha az ağlar, çevresine daha
fazla ilgi gösterir ve daha dikkatli, daha alıcı olur ve iletişim becerileri gelişir. Rett
sendromu olan bir çok kız, hayatlarının kalan kısımlarında bu aşamada kalır. Bir kısmı ise
10 yaşından sonra daha az hareket eder, yürümeyi bırakabilir, omurga eğrilebilir. Ancak,
iletişim ve el becerilerinde azalma olmaz, göz kontağı artar, tekrarlayan el hareketleri
azalır.
Rett Sendromu, nedeni tam olarak bilinmeyen bir bozukluktur. Nörolojik açıdan
izlenmesi ve tedavinin sürdürülmesi gereklidir. Bunun yanı sıra fizyoterapi ile motor
gelişimlerindeki gecikmenin ve omurga eğrilmesinin önlenmesi ve giderilmesi önemlidir.
EĞİTİMİ
Sosyal ve iletişim becerilerindeki kayıpların tekrar kazanılabilmesi ve geliştirilmesi
için özel eğitim şarttır.
MULTİPL SKLEROZ (MS) NEDİR?
Multipl Skleroz (MS) beyinde ve omurilikte mesajları taşıyan sinir tellerinin
etrafındaki koruyucu kılıfın (Myelin kılıf) hastalığıdır. Kılıfın zarar gördüğü yerlerde
sertleşmiş plak dokuları (sekleroz) yer almaktadır. Bu plaklar sinir sistemi içinde pek çok
yerde oluşabilir ve sinirlerin mesajlarını iletmesini engelleyebilir. Multip Sklerozun
belirtileri, şiddet ve seyir yönünden hastadan hastaya çok büyük değişiklikler gösterir. Bazı
hastalarda değişik tablolar ortaya çıkar, daha sonra kısmi ya da tam iyileşme görülür.
Belirtileri; etkilenen sinir sistemi bölgesine göre farklıdır. bunlar arasında halsizlik,
karıncalanma, uyuşma, duygu eksikliği, denge bozukluğu ,çift görme, görme azlığı,
konuşma bozukluğu ,titreme, kol ve bacaklarda sertlik, güçsüzlük, idrar kaçırma ve
yapamama ,erkeklerde cinsel güç azlığı sayılabilir.
MS genç insanlarda (20-40 yaş arasında) nörolojik nedenli engellilikte birinci sırayı
almaktadır. Ülkemizde 35-40 bin MS'li olduğu sanılmaktadır.
Hastalık ırsi, bulaşıcı ve ölümcül değildir. Bu nedenle tedavisi, nedenlere yönelik ve
belirtileri düzeltici olmak üzere iki grupta toplanmaktadır. Kortizon grubu ilaçlar
ataklarda, Betaferon grubu ilaçlar ise, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak amaçlarıyla
kullanılmaktadır. Bunun dışında adale kasılmalarını ve bedendeki titremeleri düzeltici
ilaçlar ve fizyoterapi, tedavide büyük önem arz etmektedir.
109
Engellilerin Günlük Hayatta Karşılaştıkları Sorunlar,
Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları:
1:Engelli Sağlık Kurulu Raporu Nedir, Nereden alınır?
Sağlık Bakanlığınca yayımlanan "Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve
Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik" hükümleri
doğrultusunda bu kitabın sonunda listesini verdiğimiz yetkilendirilmiş hastanelerden alınır.
Bu raporlar, ya kamu kurum ve kuruluşlarından alınacak resmi sevk yazısı, veya;
doğrudan yetkilendirilmiş hastane başhekimliğine verilecek bir dilekçe ile alınır.
Engellilere verilen bu raporlar sürekli veya süreli olarak verilir.. Süreli raporun süresi
dolmadan yenisi verilmez.
2:Verilen rapora itiraz etme hakkım var mı?
Evet var. Eğer verilen raporda engel oranınızın düşük yazıldığını, hak kaybına
uğradığınızı düşünüyorsanız, yine bu kitabın sonunda yayımladığımız hakem hastanelere
başvurulabilir.
3:Engelli Kimlik Kartı Nedir? Nasıl alabilirim?
Engelli bireyin hak ve hizmetlerden yaralanabilmesi için 19 Temmuz 2008 tarihinde
yayımlanan "Engelli Veri Tabanı Oluşturulmasına ve Engellilere Kimlik Kartı
Verilmesine Dair Yönetmelik" doğrultusunda verilir. Onaylı sağlık kurulu raporu ve bir
dilekçe ile bulunduğunuz ilin Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne müracaat edilerek
alınır. Daha önceden alınmış bulunan raporlar da geçerlidir. Kimlik Kartı olmayanlar
onaylı sağlık Kurulu Raporlarını da göstererek hizmetlerden yararlanabilir.
4-Engelli çocuğum özel eğitimden nasıl yararlanır?
Öğrenim çağındaki engelli, engelsiz her çocuğun, örgün eğitim kurumlarında
bütünleştirilmiş eğitim sistemi içerisinde akranlarıyla birlikte eğitim alma hakları vardır.
Bu eğitim kaynaştırmalı sistem, özel alt sınıf gibi sınıflarda da verilir.
Eğer siz, çocuğunuza özel destek eğitimi aldırmak istiyorsanız, her ilçede bulunan
Rehberlik Araştırma Merkezlerinde (RAM) yapılacak eğitsel değerlendirmede uygun
görülürse, Milli Eğitim Bakanlığı izniyle kurulan, Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon
Merkezlerinde çocuğunuza özel destek eğitimi aldırabilirsiniz. Bu eğitimler bireysel ve
grup olmak üzere, haftada toplam 10 saattir.
5-Örgün Eğitime giden engelli çocuğuma servis parası ödeyecek miyim ?
Hayır. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 90. ve 91. maddesine göre, MEB'e
bağlı özel eğitim kurumları ve örgün eğitim içerisindeki engelli öğrencilerin servis
ücretleri ve öğle yemekleri bakanlık bütçesinden karşılanır.
110
6: 2022 Sayılı Yasadan yararlanarak engelli aylığını nasıl alırım?
Engelli maaşı aşağıda 2. maddesini aynen aktardığımız yönetmelik hükümleri
çerçevesinde verilmektedir. Engelli maaşı alabilmek için ikamet edilen ilçedeki Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına, sağlık kurulu raporunun aslı ile müracaat edilecektir.
Müracaattan sonra yapılacak sosyal incelemeden sonra, engel durumuna göre hak edilen
engelli maaşı engelliye bağlanmaktadır.
65 YAŞINI DOLDURMUŞ MUHTAÇ, GÜÇSÜZ VE KİMSESİZ TÜRK
VATANDAŞLARI İLEÖZÜRLÜ VE MUHTAÇ TÜRK VATANDAŞLARINA
AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK
Resmi Gazete Tarihi: 25.01.2013 Resmi Gazete Sayısı: 28539BİRİNCİ BÖLÜM
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik;
a) 65 yaşını doldurmuş, kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik
kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından
yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme
kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip
bulunmayan ve 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının
memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olan Türk
vatandaşlarını,
b) 65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte, özürlü olduklarını yetkili hastanelerden
alacakları özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, toplam özür oranı % 40 ile % 69
arasında olan, 18 yaşını doldurmuş ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlülerden;
kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne
ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış
veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği
bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve her türlü gelirleri toplamının
aylık ortalaması itibarıyla 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri
olanları,
c) Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü
olduklarını yetkili hastanelerden alacakları özürlü sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan,
toplam özür oranı % 70 ve üzerinde olan, 18 yaşını doldurmuş bulunan özürlülerden;
kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne
ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış
veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği
bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve her türlü gelirleri toplamının
aylık ortalaması itibarıyla 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri
olanları,
ç) Sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık
111
hakkından yararlanmadığı, nafaka bağlanmadığı veya bağlanması mümkün olmadığı gibi,
mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış herhangi bir devamlı gelire
sahip bulunmadığı ve her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık
ortalamasına göre 2022 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının
memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olduğu halde;
kanunen bakmakla yükümlü olduğu ve fiilen bakımını gerçekleştirdiği, toplam özür oranı
%40 ve üzerinde olduğu gibi 18 yaşını da tamamlamamış durumda özürlü yakını olanları,
d) Sosyal güvenlik kurumlarından yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan
özürlü olanların aldıkları aylık veya gelir toplamı tutarları toplam özür oranlarına göre bu
Yönetmelik kapsamında ödenecek olan aylık tutarından düşük olanları kapsar.
7-İkamet ettiğim il veya ilçeden taşınırsam engelli aylığım kesilir mi?
Engelli aylığı kesilmez dondurulur. İkametini ilçe veya il olarak değiştiren engelli, bağlı
bulunduğu yeni ilçenin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına bir dilekçeyle
başvurarak engelli maaşının başlatılmasını ister. Yapılacak sosyal incelemeden sonra
engelli maaşı dondurulduğu aydan itibaren ödenmeye başlar.
8-Bakım Hizmetinden Nasıl Yararlanırım?.
Engellinin sağlık kurulu raporunda %70-100 arası, bakıma muhtaç ağır engelli ibaresi var
ise bu engelli evde veya kurumda bakım hizmetinden yararlandırılır. Evde bakım hizmeti
alacak engelliye fiilen bakan aile ferdine fiili bakım hizmeti gerçekleşme koşulu ile net bir
asgari ücret tutarında bakım ücreti ödenir. Bakım hizmetinden yararlanmak için de Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına sağlık kurulu raporunun aslı ile müracaat etmek
gerekmektedir. Vakfın yapacağı gerekli sosyal incelemeden sonra vakıf mütevelli heyeti
talebi kabul eder onaylarsa bakım hizmeti ücreti ödenmeye başlar. İlçe değişikliğinde yine
taşınılan ilçenin vakfına müracaat edilmesi gerekmektedir.
1-6518 sayılı yasa, kısaca Torba Yasa, 2828 Sayılı SHÇEK kanunun çeşitli maddelerinde
değişiklik ve güncelleme yapan, “Aktif Yaşam Merkezi”, “Ev tipi sosyal hizmet
birimleri”, gibi engellilere ilişkin birimleri tanımlayan, muhtaç sözcüğünü “ihtiyacı olan”
şeklinde değiştiren düzenlemelerin yanı sıra bakım hizmetlerinin sunuluşundaki kriterlere
ilişkin değişiklikler yer almıştır.
Bu bağlamda evde bakım hizmetinin sunulması için öngörülen aile gelirinin fert başına
düşen bölümünün net asgari ücretin 2/3’ünün altında olması kriteri bir miktar
değiştirilerek, ailesinde birden fazla engelli bulunan ailelerde hesaplamanın birinci
engelliden sonraki her engellinin iki kişi sayılması şeklinde bir düzenleme getirilmiştir. Bu
durumda ailede iki engelli var ve aile gerçekte 5 kişi ise 6 kişi sayılacak , 3 engelli var ve
aile gerçekte 5 kişi ise ,7 kişi sayılacak ve aile geliri 7’ye bölünerek hesaplama
yapılacaktır.
Ayrıca özel ve resmi bakım evlerinde bakım hizmeti alan yaşlı ve engellilere 1620 rakamı
ile o yılın aylık memur katsayısı ile çarpımından elde edilecek değer kadar harçlık
ödenecektir.
112
9:Engelliler,sosyal güvenceli olarak ölen anne babasından yetim aylığı alır mı?
Evet alırlar. Yalnız, 2006 yılında çıkartılan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalılar ve Genel
Sağlık Sigorta Kanununun 34. maddesine göre, en az %60 işgücü kaybı olduğunu sağlık
kurulu raporu ile belgeleyen, her hangi bir işte çalışmama, herhangi bir sabit gelir elde
etmeme koşulunu taşıyan engelliler, yaşları ne olursa olsun, kaybettiği babası veya
annesinin maaşının %25'i oranında yetim aylığı bağlanmaktadır. Bu yasa ile sağlık kurulu
raporundaki engel oranı değil, işgücü kaybı oranı aranmaktadır. Bu durum, bilhassa
zihinsel engelliler için hak kayıplarına neden olmaktadır. Zira, engel oranı %50 de olsa,
zihinsel engelliler ömür boyu bir başkasının desteği ve himayesine muhtaçtırlar.
Federasyonumuz ve bu alanda hak temelli savunuculuk yapan sivil toplum örgütleri,
zihinsel engelliler için mağduriyet yaratan yasadaki işgücü kayıp oranının değiştirilmesi
için mücadele vermek zorundadırlar.
10-Engelli Çocuğa sahip olan memurlar için tayin hakkı var mıdır?
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 72 nci maddesine beşinci fıkrası;
“İlgili mevzuatı uyarınca verilecek rapora göre kendisi, eşi veya birinci derece kan
hısımlığı bulunan bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri engelli olan memurların
engellilik durumundan kaynaklanan yer değiştirme taleplerinin karşılanması için
düzenlemeler yapılır.” denilmektedir. Bu maddeye göre engelli çocuğa sahip olan
memurun tayin hakkı vardır.
11:Engellilerin Sağlık Giderleri Nasıl karşılanır?
2022 sayılı yasadan yararlanarak engelli maaşı ve evde bakım hizmeti alan engellilerin
tüm sağlık giderleri, 5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 maddesi
hükümlerine göre herhangi bir prim ödemeden Yeşil Kart ile karşılanır. Önceden yeşil kart
almış engellilerin veri tabanına kayıtları zaten yapılmıştır. Engelli maaşı ve bakım hizmet
almaya yeni hak kazanan engelliler, ilçe kaymakamlıklarına müracaat ederek yeşil kart
kayıtlarını sisteme kaydettirerek ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanabilirler. Yeşil
karta almak için kimlik cüzdanı ve sağlık kurulundan alınmış en az %40 engelli olduğunu
kanıtlayan rapor ile ilçe kaymakamlıklarına müracaat edilmelidir.
12-Engelliler tekerlekli sandalye ve akülü araçlarını SGK bütçesinden alabilirler mi?
SGK'nun aşağıdaki tebliği doğrultusunda alabilirler. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)
tarafından 14 Ocak 2014’te yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği'nde:
"Tekerlekli sandalyenin yenilenme süresi 5 yıldır. Bu süreden önce yenilenen tekerlekli
113
sandalye bedeli kurumca ödenmez. Akülü sandalyenin yenilenme süresi de 5 yıldır. Bu
süreden önce alınan sandalye bedeli kurumca ödenmez."
Manuel veya akülü tekerlekli sandalye alabilmek için engelli kardeşimiz önce “Akülü araç
kullanabilir” ibaresini gösteren sağlık kurulu raporunu almak zorundadır. Daha sonra bu
raporla birlikte hastaneye gidip “akülü araç alabilir” ibareli reçete yazdırıyor. Hemen
ardından bu reçeteyi SGK müdürlüğüne götürüp üzerine “Depomuzda yoktur” damgasını
vurdurup istediği yerden sandalyesini alıyor.
13-Engellilerin özel tertibatlı araç ithal etmeleri mümkün müdür?
El ve ayakları ortopedik özre dayanan ve" özel tertibatlı engelli aracı kullanmak
zorundadır" sağlık kurulu raporu olan engelliler, ithal edecekleri bu araçlar için
ÖTV,KDV, gümrük vergisi ve taşıt alım vergisinden muaftırlar. Ayrıca, en az %90 ağır
engelli raporu olan engelliler, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 maddesi hükümleri
doğrultusunda ÖTV'den muaf araç ithal edebilir veya ülkemizden alabilirler. Bu araçlar 5
yıl süreyle bir başkasına satılamaz.
14-Evde Eğitim hakkım var mı? Nasıl yararlanabilirim?
Engelli bireyin en az 6 ay süreyle evden çıkamayacağı, çıkmasının sağlığı açısından
sakınca yaratacağı yönünde alınmış bir sağlık kurulu raporuna sahip olan engelliler,
ilçelerde Rehberlik Araştırma Merkezlerine (RAM) müracaat ederek evde eğitim
hakkından yararlanabilirler. RAM tarafından yapılacak eğitsel tanılama ve yöneltme
raporuyla birlikte, ev ortamının eğitime uygunluğu da değerlendirildikten sonra, yapılan
bir
çalışma
planı
doğrultusunda
evde
eğitim
başlatılır.
15:Engelliler için gelir vergi indirimi var mı?
Gelir vergisi kanununa göre ;ölüm, engellilik, hastalık ve işsizlik
tazminat ve yardımlardan vergi alınmaz.
sebebi ile verilen
Çalışan engellilerin, çalışma gücünün asgari
%80'ini kaybetmiş olanlar (birinci
derecede),çalışma gücünün asgari %60ını kaybetmiş olanlar (ikinci derecede), çalışama
gücünün asgari %40'ını kaybetmiş olanlar (üçüncü derecede),yetkili hastanelerden
alacakları işgücü kaybını gösterir sağlık kurulu raporunu bir dilekçeyle birlikte çalıştığı
kuruma vererek indirimden yararlanma hakkına kavuşurlar.
16:Engelliler için emlak vergisi muafiyeti var mı?
Evet var. 634 sayılı yasada yapılan bir değişiklikle ,engellinin brüt 200 m2 den küçük
evlerinden emlak vergisi alınmaz.
17:Engelli Sağlık Kurulu Raporlarını hangi hastaneden alabilirim?
Engelliler, sağlık kurulu raporlarını ancak yetkilendirilmiş olan hastanelerden alabilirler.
Aşağıda Türkiye genelinde il il engelli sağlık kurulu raporu alınabilecek yetkilendirilmiş
hastanelerin listesi verilmiştir.
114
ÖZÜRLÜ SAĞLIK KURULU RAPORU VERMEYE YETKİLİ SAĞLIK
KURULUŞLARI
İLİ
Adana
Adana
Adana
KURUMU
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Adana
Sağlık Bakanlığı
Adana
Adana
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Adana
Üniversite
Adana
Adıyaman
Adıyaman
Adıyaman
Adıyaman
Afyonkarahisar
Afyonkarahisar
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Afyonkarahisar
Üniversite
Ağrı
Sağlık Bakanlığı
Ağrı
Sağlık Bakanlığı
Ağrı
Ağrı
Sağlık Bakanlığı
MSB
Amasya
Sağlık Bakanlığı
Amasya
Amasya
Ankara
Ankara
Ankara
Sağlık Bakanlığı
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Sağlık Bakanlığı
HASTANE ADI
Ceyhan Devlet Hastanesi
Adana Devlet Hastanesi
Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Adana Çukurova Dr.Aşkım Tüfekçi Devlet
Hastanesi
Kozan Devlet Hastanesi
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Başkent Üniversitesi Dr.Turgut Noyan
Araştırma ve Uygulama Merkezi
Adana Asker Hastanesi
Adıyaman Devlet Hastanesi
Besni Devlet Hastanesi
Adıyaman 82. Yıl Devlet Hastanesi
Kahta Devlet Hastanesi
Afyonkarahisar Devlet Hastanesi
Sandıklı Devlet Hastanesi
Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Ağrı Devlet Hastanesi
Doğubeyazıt Dr.Yaşar Eryılmaz Devlet
Hastanesi
Patnos Devlet Hastanesi
Ağrı Asker Hastanesi
Amasya Sabuncuoğlu Şerefeddin Devlet
Hastanesi
Merzifon Devlet Hastanesi
Merzifon Asker Hastanesi
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahi
Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Dr. Sami.Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
115
Ankara
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Ankara
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Ankara
Üniversite
Ankara
Ankara
Üniversite
Üniversite
Ankara
Üniversite
Ankara
Üniversite
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Antalya
Antalya
Antalya
Antalya
Antalya
Antalya
Antalya
Antalya
Üniversite
MSB
MSB
MSB
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi
Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesi
Sincan Dr. Nafiz Körez Devlet Hastanesi
Etimesgut Prof Dr. Celal Ertuğ Devlet
Hastanesi
Elmadağ Dr.Hulusi Alataş Devlet Hastanesi
Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi
Beypazarı Devlet Hastanesi
Yenimahalle Devlet Hastanesi
Polatlı Duatepe Devlet Hastanesi
Kızılcahamam Devlet Hastanesi
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina ve
Dikimevi Hastanesi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr.Rıdvan Ege
Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi
Turgut Özal Üniversitesi Araştırma ve
Uygulama Hastanesi
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Eğitim Hastanesi
Ankara Asker Hastanesi
Etimesgut Asker Hastanesi
Beytepe Asker Hastanesi
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Antalya Atatürk Devlet Hastanesi
Finike Devlet Hastanesi
Alanya Devlet Hastanesi
Kemer Devlet Hastanesi
Serik Devlet Hastanesi
Korkuteli Devlet Hastanesi
Kumluca Devlet Hastanesi
116
Antalya
Antalya
Antalya
Artvin
Aydın
Aydın
Aydın
Aydın
Aydın
Aydın
Balıkesir
Balıkesir
Balıkesir
Balıkesir
Balıkesir
Balıkesir
Balıkesir
Balıkesir
Balıkesir
Bilecik
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bitlis
Bitlis
Bolu
Bolu
Bolu
Burdur
Burdur
Bursa
Bursa
Bursa
Sağlık Bakanlığı Manavgat Devlet Hastanesi
Üniversite
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Başkent Üniversitesi Alanya Uygulama ve
Üniversite
Araştırma Merkezi
Sağlık Bakanlığı Artvin Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Aydın Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Aydın Atatürk Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Nazilli Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Kuşadası Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi
Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi
Üniversite
Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Balıkesir Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Burhaniye Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Gönen Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Edremit Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Ayvalık Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Bandırma Devlet Hastanesi
MSB
Balıkesir Asker Hastanesi
MSB
Edremit Asker Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Bilecik Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Bozüyük Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Bingöl Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Bitlis Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Tatvan Devlet Hastanesi
MSB
Tatvan Asker Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi
Bolu İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
Sağlık Bakanlığı
Hastanesi
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal
Üniversite
Tıp Fakültesi Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Burdur Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Bucak Devlet Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Bursa Devlet Hastanesi
Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve
Sağlık Bakanlığı
Araştırma Hastanesi
Sağlık Bakanlığı Bursa Çekirge Devlet Hastanesi
117
Bursa
Sağlık Bakanlığı
Bursa
Sağlık Bakanlığı
Bursa
Bursa
Bursa
Bursa
Bursa
Bursa
Bursa
Bursa
Bursa
Çanakkale
Çanakkale
Çanakkale
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Çanakkale
Üniversite
Çanakkale
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Diyarbakır
Diyarbakır
Diyarbakır
Diyarbakır
Diyarbakır
Diyarbakır
Diyarbakır
Edirne
Edirne
Edirne
Elazığ
Elazığ
MSB
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Bursa Dörtçelik Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Hastanesi
Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Gemlik Muammer Ağım Devlet Hastanesi
İnegöl Devlet Hastanesi
İznik Devlet Hastanesi
Karacabey Devlet Hastanesi
Mustafa Kemalpaşa Devlet Hastanesi
Orhangazi Devlet Hastanesi
Yenişehir Devlet Hastanesi
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Bursa Asker Hastanesi
Çanakkale Devlet Hastanesi
Çan Devlet Hastanesi
Biga Devlet Hastanesi
Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve
Uygulama Hastanesi
Çanakkale Asker Hastanesi
Gelibolu Asker Hastanesi
Çankırı Devlet Hastanesi
Çorum Devlet Hastanesi
Denizli Devlet Hastanesi
Denizli Servergazi Devlet Hastanesi
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Denizli Asker Hastanesi
Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi
Ergani Devlet Hastanesi
Bismil Devlet Hastanesi
Silvan Dr. Yusuf Azizoğlu Devlet Hastanesi
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Diyarbakır Asker Hastanesi
Edirne Devlet Hastanesi
Keşan Devlet Hastanesi
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Elazığ Harput Devlet Hastanesi
118
Elazığ
Elazığ
Erzincan
Erzincan
Erzurum
Erzurum
Erzurum
Erzurum
Erzurum
Eskişehir
Eskişehir
Üniversite
MSB
Sağlık Bakanlığı
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Eskişehir
Üniversite
Eskişehir
Gaziantep
Gaziantep
Gaziantep
Gaziantep
Gaziantep
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Giresun
Sağlık Bakanlığı
Gümüşhane
Hakkari
Hakkari
Hatay
Hatay
Hatay
Hatay
Hatay
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
MSB
Hatay
Üniversite
Isparta
Isparta
Isparta
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Isparta
Üniversite
Isparta
Mersin
MSB
Sağlık Bakanlığı
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Elazığ Asker Hastanesi
Erzincan Devlet Hastanesi
Erzincan Asker Hastanesi
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Erzurum Palandöken Devlet Hastanesi
Oltu Devlet Hastanesi
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Erzurum Mareşal Çakmak Hastanesi
Eskişehir Devlet Hastanesi
Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Eskişehir Asker Hastanesi
Gaziantep Av.Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi
Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Nizip Devlet Hastanesi
Şehitkamil Devlet Hastanesi
Giresun Prof. Dr. A. İlhan Özdemir Devlet
Hastanesi
Gümüşhane Devlet Hastanesi
Hakkari Devlet Hastanesi
Yüksekova Devlet Hastanesi
Hatay Antakya Devlet Hastanesi
İskenderun Devlet Hastanesi
Dörtyol Devlet Hastanesi
Kırıkhan Devlet Hastanesi
İskenderun Asker Hastanesi
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Isparta Devlet Hastanesi
Isparta Gülkent Devlet Hastanesi
Yalvaç Devlet Hastanesi
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Isparta Asker Hastanesi
Mersin Devlet Hastanesi
119
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Mersin Toros Devlet Hastanesi
Tarsus Devlet Hastanesi
Anamur Devlet Hastanesi
Erdemli Devlet Hastanesi
Silifke Devlet Hastanesi
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Arnavutköy Devlet Hastanesi
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Bakırköy Prof.Dr.Mazhar Osman Ruh Sağlığı
ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Büyükçekmece Devlet Hastanesi
Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar
Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Bakırköy Dr.Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Paşabahçe Devlet Hastanesi
İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim
ve Araştırma Hastanesi
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları
Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Esenyurt Devlet Hastanesi
Silivri Prof.Dr. Necmi Ayanoğlu Devlet
Hastanesi
Başakşehir Devlet Hastanesi
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Kağıthane Devlet Hastanesi
Eyüp Devlet Hastanesi
Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesi
Tuzla Devlet Hastanesi
120
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Sağlık Bakanlığı
İstanbul
Vakıflar Genel
Müdürlüğü
İstanbul
Üniversite
İstanbul
Üniversite
İstanbul
Üniversite
İstanbul
Üniversite
İstanbul
MSB
İstanbul
MSB
İstanbul
İzmir
MSB
Sağlık Bakanlığı
İzmir
Sağlık Bakanlığı
İzmir
Sağlık Bakanlığı
İzmir
Sağlık Bakanlığı
İzmir
Sağlık Bakanlığı
İzmir
Sağlık Bakanlığı
Şile Devlet Hastanesi
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İstinye Devlet Hastanesi
Pendik Devlet Hastanesi
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesi
Prof.Dr.N.Reşat Belger Beyoğlu Göz Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Çatalca İlyas Çokay Devlet Hastanesi
Bayrampaşa Devlet Hastanesi
Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi
Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Tacirler Eğitim Vakfı Sultanbeyli Devlet
Hastanesi
Üsküdar Devlet Hastanesi
Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi
Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi
Hastanesi
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Hastanesi
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi
Hastanesi
Sağlık Bakanlığı - Marmara Üniversitesi Pendik
Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Maltepe Üniversitesi Marmara Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Kasımpaşa Asker Hastanesi
Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa
Eğitim Hastanesi Komutanlığı
Gümüşsuyu Asker Hastanesi
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İzmir Dr.Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve
Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve
Cerrahisi Eğitim ve Arştırma Hastanesi
İzmir Karşıyaka Devlet Hastanesi
İzmir Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet
Hastanesi
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi
121
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
İzmir
Üniversite
İzmir
İzmir
Kars
Kars
Kars
MSB
MSB
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
MSB
Kastamonu
Sağlık Bakanlığı
Kastamonu
Sağlık Bakanlığı
Kayseri
Sağlık Bakanlığı
Kayseri
Sağlık Bakanlığı
Kayseri
Kayseri
Kırklareli
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Üniversite
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Aliağa Devlet Hastanesi
Bayındır Devlet Hastanesi
Bergama Dr. Faruk İlker Devlet Hastanesi
Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi
Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi
Çeşme Alper Çizgekanat Devlet Hastanesi
Foça Devlet Hastanesi
Menemen Devlet Hastanesi
Ödemiş Devlet Hastanesi
Seferihisar Nejat Hepkon Devlet Hastanesi
Tire Devlet Hastanesi
Torbalı M. Enver Şenerdem Devlet Hastanesi
Urla Devlet Hastanesi
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Güzelyalı Asker Hastanesi
İzmir Asker Hastanesi
Kars Devlet Hastanesi
Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Sarıkamış Asker Hastanesi
Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet
Hastanesi
Kastamonu Şerife Bacı Kadın Doğum ve Çocuk
Hastalıkları Hastanesi
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Develi Hatice-Muammer Kocatürk Devlet
Hastanesi
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Kayseri Asker Hastanesi
Kırklareli Devlet Hastanesi
Lüleburgaz Devlet Hastanesi
Kırşehir Devlet Hastanesi
Kocaeli Devlet Hastanesi
Kocaeli İzmit Seka Devlet Hastanesi
Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Gebze Fatih Devlet Hastanesi
122
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
MSB
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Konya
Üniversite
Konya
Üniversite
Konya
Kütahya
Kütahya
Malatya
Malatya
Malatya
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
Manisa
MSB
Sağlık Bakanlığı
MSB
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Manisa
Üniversite
Manisa
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Darıca Farabi Devlet Hastanesi
Gölcük Devlet Hastanesi
Kandıra Kazım Dinç Devlet Hastanesi
Karamürsel Devlet Hastanesi
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Gölcük Asker Hastanesi
Derince Asker Hastanesi
Konya Numune Hastanesi
Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Akşehir Devlet Hastanesi
Beyşehir Devlet Hastanesi
Ereğli Devlet Hastanesi
Beyhekim Devlet Hastanesi
Seydişehir Devlet Hastanesi
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi
Hastanesi
Başkent Üniversitesi Konya Uygulama ve
Araştırma Merkezi
Konya Asker Hastanesi
Kütahya Evliya Çelebi Devlet Hastanesi
Kütahya Asker Hastanesi
Malatya Devlet Hastanesi
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Malatya Asker Hastanesi
Manisa Devlet Hastanesi
Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesi
Akhisar Devlet Hastanesi
Salihli Devlet Hastanesi
Saruhanlı Devlet Hastanesi
Soma Devlet Hastanesi
Turgutlu Devlet Hastanesi
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Manisa Asker Hastanesi
Kahramanmaraş Devlet Hastanesi
Kahramanmaraş Yenişehir Devlet Hastanesi
Elbistan Devlet Hastanesi
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp
123
Mardin
Mardin
Mardin
Mardin
Muğla
Muğla
Muğla
Muğla
Muğla
Muğla
Muş
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
MSB
Sağlık Bakanlığı
Nevşehir
Sağlık Bakanlığı
Niğde
Ordu
Ordu
Ordu
Ordu
Rize
Rize
Sakarya
Sakarya
Samsun
Sakarya
Samsun
Samsun
Samsun
Samsun
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Samsun
Üniversite
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Sivas
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sivas
Üniversite
Fakültesi Hastanesi
Mardin Devlet Hastanesi
Kızıltepe Devlet Hastanesi
Midyat Devlet Hastanesi
Nusaybin Devlet Hastanesi
Muğla Devlet Hastanesi
Bodrum Devlet Hastanesi
Fethiye Devlet Hastanesi
Marmaris Devlet Hastanesi
Milas 75. Yıl Devlet Hastanesi
Aksaz Asker Hastanesi
Muş Devlet Hastanesi
Nevşehir Dr. İ. Şevki Atasagun Devlet
Hastanesi
Niğde Devlet Hastanesi
Ordu Devlet Hastanesi
Ordu Boztepe Devlet Hastanesi
Fatsa Devlet Hastanesi
Ünye Devlet Hastanesi
Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Rize 82. Yıl Devlet Hastanesi
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Toyotasa Acil Yardım Hastanesi
Bafra Nafiz Kurt Devlet Hastanesi
Çarşamba Devlet Hastanesi
Samsun Gazi Devlet Hastanesi
Vezirköprü Devlet Hastanesi
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Samsun Asker Hastanesi
Siirt Devlet Hastanesi
Sinop Atatürk Devlet Hastanesi
Sivas Numune Hastanesi
Sivas Devlet Hastanesi
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
124
Sivas
Tekirdağ
Tekirdağ
Tekirdağ
Tekirdağ
Tokat
Tokat
Tokat
Tokat
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Tokat
Üniversite
Trabzon
Sağlık Bakanlığı
Trabzon
Trabzon
Trabzon
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Trabzon
Üniversite
Tunceli
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Uşak
Van
Van
Van
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Van
Üniversite
Van
Yozgat
Yozgat
Zonguldak
Zonguldak
Zonguldak
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Zonguldak
Üniversite
Sivas Asker Hastanesi
Tekirdağ Devlet Hastanesi
Çerkezköy Devlet Hastanesi
Çorlu Devlet Hastanesi
Çorlu Asker Hastanesi
Tokat Devlet Hastanesi
Erbaa Devlet Hastanesi
Niksar Devlet Hastanesi
Turhal Devlet Hastanesi
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Trabzon Fatih Devlet Hastanesi
Of Devlet Hastanesi
Vakfıkebir Devlet Hastanesi
Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Tunceli Devlet Hastanesi
Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi
Siverek Devlet Hastanesi
Viranşehir Devlet Hastanesi
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Uşak Devlet Hastanesi
Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Van İpekyolu Devlet Hastanesi
Erciş Devlet Hastanesi
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi
Van Asker Hastanesi
Yozgat Devlet Hastanesi
Sorgun Devlet Hastanesi
Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi
Karadeniz Ereğli Devlet Hastanesi
Çaycuma Devlet Hastanesi
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi
125
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Kırıkkale
Sağlık Bakanlığı
Kırıkkale
Üniversite
Batman
Şırnak
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Şırnak
Sağlık Bakanlığı
Bartın
Ardahan
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Karabük
Karabük
Kilis
Osmaniye
Osmaniye
Osmaniye
Düzce
Düzce
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
MSB
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Aksaray Devlet Hastanesi
Bayburt Devlet Hastanesi
Karaman Devlet Hastanesi
Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi
Kırıkkale Hacı Hidayet Doğruer Devlet
Hastanesi
Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Süleyman
Demirel Araştırma ve Uygulama Hastanesi
Batman Bölge Devlet Hastanesi
Şırnak Devlet Hastanesi
Cizre Dr.Selahattin Cizrelioğlu Devlet
Hastanesi
Bartın Devlet Hastanesi
Ardahan Devlet Hastanesi
Ardahan Asker Hastanesi
Iğdır Devlet Hastanesi
Yalova Devlet Hastanesi
Karabük Devlet Hastanesi
Karabük Şirinevler Devlet Hastanesi
Safranbolu Devlet Hastanesi
Kilis Devlet Hastanesi
Osmaniye Devlet Hastanesi
Düziçi Devlet Hastanesi
Kadirli Devlet Hastanesi
Düzce Atatürk Devlet Hastanesi
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
18: Engelli Sağlık Kurulu Raporlarına itiraz etme hakkım var mı? Varsa,
itirazımı hangi hastaneye yapabilirim?
Evet var. Eğer verilen sağlık kurulu raporunda hak kaybına uğradığınızı
düşünüyorsanız, aşağıda listesi verilmiş olan, yetkilendirilmiş Hakem Hastanelere
müracaat edebilirsiniz. Hakem hastanelerin vereceği rapor kesindir.
126
ÖZÜRLÜ SAĞLIK KURULU RAPORLARI HAKEM HASTANE LİSTESİ
İLİ
Adana
Afyon
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Ankara
Antalya
Aydın
Balıkesir
Bursa
Çanakkale
Denizli
Diyarbakır
Elazığ
Erzurum
Gaziantep
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İzmir
İzmir
İzmir
İzmir
Kahramanmaraş
Kayseri
Konya
Malatya
Sakarya
Samsun
Sivas
Şanlıurfa
Trabzon
Van
Zonguldak
HASTANE
Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Afyonkarahisar Devlet Hastanesi
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Dr . Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Aydın Devlet Hastanesi
Balıkesir Devlet Hastanesi
Bursa Devlet Hastanesi
Çanakkale Devlet Hastanesi
Denizli Devlet Hastanesi
Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Gaziantep Av.Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Bakırköy Prof.Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim
ve Araştırma Hastanesi
Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Dr.Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Kahramanmaraş Devlet Hastanesi
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Malatya Devlet Hastanesi
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Sivas Numune Hastanesi
Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi
127
KAYNAKÇA
--5378 Sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun
--5378 Sayılı Yasa’ya bağlı olarak çıkartılan Yönetmelikler,
--Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı web sitesi
--Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü web sitesi,
--Milli Eğitim Bakanlığı web sitesi,
--Sağlık Bakanlığı web sitesi,
--Engelliler Konfederasyonu web sitesi,
--Zihinsel Engelliler Federasyonu web sitesi,
--Google arama motoru.
128
Download