TBMM Dönemi ve TBMM`ye Karşı İsyanlar

advertisement
TBMM DÖNEMİ
VE
TBMM’YE KARŞI
İSYANLAR
İÇİNDEKİLER
• TBMM'nin Açılışı
• TBMM'nin Özellikleri
• TBMM'ye Karşı Yapılan İsyanlar
• İstanbul Hükümeti Tarafından
Çıkarılan İsyanlar
• İstanbul Hükümeti ve İtilaf
Devletlerince Desteklenen
İsyanlar
• Kuva-yı Milliyecilerin Çıkardığı
İsyanlar
• Azınlık İsyanları
• İsyanlara Karşı Alınan Tedbirler
HEDEFLER
BAYBURT ÜNİVERSİTESİ
UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ
ATATÜRK İLKELERİ VE
İNKILÂP TARİHİ
• Bu ünitede amaçlanan kazanımlar;
• TBMM'nin açılışı, yapısı, işleyişi ve özelliklerini
kavrayacak.
• TBMM'ye karşı başlatılan isyan hareketlerinin
nedenleri ve sonuçları hakkında bilgi sahibi
olacak
ÜNİTE
10
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
1. TBMM DÖNEMİ
1.1. TBMM’nin Açılışı
Misak-ı Milli’nin ilanı ve buna tepki gösteren İtilaf Devletlerinin
İstanbul’u resmen işgal etmeleri ile Kurtuluş Savaşı’nda yeni bir dönem
başlamıştır. Mustafa Kemal, işgalden üç gün sonra 19 Mart tarihinde
yayınladığı genelge ile Ankara’da Meclis-i Müessisan’ın (Kurucu meclis)
toplanması için çağrı yaptı. Ancak kurucu sözcüğü çok iddialı ve yanlış
anlaşılmalara sebep olabilecek bir sözcük olarak görüldüğünden bazı
komutanlar buna itiraz etti. Tartışmaların ardından başka bir isim üzerinde
uzlaşıldı. Toplanacak meclisin adı “Selahiyet-i Fevkaladeye Malik Meclis”
olacaktı, yani olağanüstü yetkilere sahip olan meclis. Anlam itibarı ile çok
bir fark olmasa da yeni isim üzerinde antlaşma sağlanmıştı. Aynı genelgede
seçimlerin on beş gün içinde yapılması, mebusların Ankara’ya ulaşması ve
dağılmış olan Mebusan Meclisi üyelerinden de gelebilecek olanların, yeni
meclise katılması istenmiştir.
Mustafa Kemal seçim ile ilgili yayınladığı genelgede, seçimlerin
hangi esaslar dâhilinde yapılması gerektiğine dair bazı kriterler ilan etmişti.
Bunlar:
 Seçilecek üyeler medeni cesarete, fikri yeteneğe, salâbet-i
diniye ve Milliyeye haiz olmalı,
 25 yaşından küçük ve kötü şöhret sahibi olmamalı,
 Seçimler illerin idare ve belediye meclisleri ile Müdafaa-i
Hukuk üyeleri tarafından aynı günde ve tek celsede yapılmalı,
 Seçimlere her parti, dernek, cemaat aday gösterebileceği gibi,
bağımsız aday da olunabilecekti.
Seçimler belirlenen süre içinde yapılmış ve seçilen üyeler Ankara’ya
doğru yola çıkmıştı. Seçimleri engellemek için gerek İtilaf Devletleri
gerekse İstanbul Hükümeti çok çaba harcamış ama başarılı olamamıştı. Yeni
İstanbul Hükümeti, Ankara’da meclisin toplanmasını engellemek için
isyanları tahrik etmiştir. Mustafa Kemal bir yandan yeni meclisin açılışı
hazırlıklarım yaparken, diğer yandan Balıkesir’de, Bolu’da, Düzce’de,
Beypazarı’nda çıkartılan ayaklanmaları söndürmeye çalışmıştır.
Meclisin açılması planlandığı gibi gerçekleşememiştir. Ankara’da
meclisin toplanabileceği büyüklükte bir bina da yoktu. İttihat ve Terakki
Kulübü olarak inşa ettirilmeye başlanan ve fakat tamamlanamayan binanın
eksiklikleri giderilerek meclis binası hâline getirilmiştir. Açılış için 22
Nisan Perşembe günü uygun görülmüş ancak daha sonra açılışın Cuma
gününe denk getirilmesinin daha isabetli olacağı fikri benimsenmiştir. 21
Nisan günü tüm mülki ve askeri birimlere gönderilen acil bir genelge ile 23
Nisan günü meclis açıldıktan sonra tüm sivil ve askeri makamların ve tüm
milletin başvuru yerinin Büyük Millet Meclisi olacağı bildirilmişti.
Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de Cuma günü Hacı Bayram
Camii’nde kılınan Cuma Namazından sonra saat 13.45’ de açılmıştır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
2
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
Meclise 66 seçim bölgesinden 349 milletvekili seçilmiştir. İstanbul’dan
gelen milletvekilleri ve Malta’ya sürülmüş olup sonradan Ankara’ya
gelebilen milletvekilleri ile bu sayı 437’ye yükselmiştir. Ancak 34
milletvekili meclise katılmadan istifa ettiğinden Büyük Millet Meclisi’nin I.
dönemindeki milletvekili sayısı 403 olmuştur. Meclis, en yaşlı üyesi Sinop
Mebusu Şerif Bey’in “Bu yüce meclisin en yaşlı başkanı sıfatıyla ve
Allah’ın izniyle milletlinizin iç ve dış tam istiklâl dâhilinde mukadderatını
doğrudan üstlendiğini ve idare etmeye başladığını bütün dünyaya ilan
ederek Büyük Millet Meclisini açıyorum” sözleriyle çalışmalarına
başlamıştır.
24 Nisan’da Mustafa Kemal, üç oturumu dolduran uzun bir konuşma
yapmıştır. Meclisin açılışına kadar cereyan eden olayları anlatmış, Osmanlı
Devleti’nin izlediği iç ve dış siyaseti eleştirmiş ve TBMM’nin izleyeceği
siyaseti de şöyle belirlemiştir.
 Çok uluslu imparatorluk fikri artık geçersizdir. Uygulama
şansı yoktur. Osmanlı Devleti bunu denemiş başaramamıştır.
 Turancılık fikri artık uygulanma şansı olmayan bir düşüncedir.
Dünyadaki Türkleri tek bayrak altında toplamak hayalden
öteye geçemez.
 İslam birliği de gerçekliğini kaybetmiş bir düşüncedir.
 İzlenecek politika Milli siyasettir. Dünyanın geldiği bu günkü
noktada bundan başka seçenek yoktur.
 Milli siyaset; Milli sınırlar içinde her şeyden önce kendi
gücümüze dayanarak varlığımızı koruyup, milletin ve vatanın
gerçek mutluluğuna ve bayındırlığına çalışmak, gerçekçi ve
akılcı olmak, hayaller peşinde koşmamaktır.
 Uygar ve barışçı bir politika izlenecektir.
Daha sonra Mustafa Kemal Paşa yapılan oylamada meclis
başkanlığına seçilmiştir. İkinci başkanlığa Celaleddin Arif Bey, başkan
vekilliğine de Mevlevi Abdülhalim Çelebi seçilmiştir. 24 Nisan tarihinde
Mustafa Kemal, TBMM’ye bir kanun teklifi vererek çalışmaların daha
verimli ve faydalı olabilmesi için yapılması gereken işleri sıralamıştır. Buna
göre;
 Hükümet kurmak zorunludur.
 Geçici kaydıyla bir hükümet başkanı tanımak ya da Padişah
vekili atamak uygun değildir.
 Meclis’te beliren ulusal iradenin, yurt kaderine doğrudan
doğruya el koymasını kabul etmek temel ilkedir. Meclis’in
üstünde bir güç yoktur.
 Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme yetkilerini
kendinde toplamıştır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
3
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar

Meclisten seçilecek vekil olarak görevlendirilecek bir kurul
hükümet işlerine bakar. Meclis Başkanı bu kurulun da
başkanıdır.
 Not: Padişah ve halife, baskı ve zordan kurtulduğu zaman
Meclisin düzenleyeceği yasaya uygun durumunu alır. (Bu
madde daha sonra saltanatın kaldırılması sırasında önemli bir
etken olacaktır.)
Önergeye bakıldığında; birinci maddede, hükümet kurulmasının
zorunlu olduğunun belirtilmesi, İstanbul Hükümetinin yok sayıldığını ve
yeni bir devletin kurulduğunu göstermesi acısından önemlidir. İkinci
maddede Meclis’in kalıcılığına işaret edilirken, üçüncü maddede ülkenin
yazgısına sadece Meclis’in egemen olacak belirtilmiştir. En önemlisi de
Meclis’in, kendi üstünde herhangi bir gücün varlığını kabul etmemesidir.
Meclis’in yasama ve yürütme yetkilenin kendinde toplaması ise diğer
hükümleri tamamlayan bir anlayışın yansımasıdır. Saltanat ve Hilafet
makamının durumunda ise bir belirsizlik vardır. Ülkenin içinde bulunduğu
koşullardan dolayı, şimdilik bu kurumların varlığı ile ilgili somut bir karar
alınmamış ancak bir itaat izlenimi yaratacak tavır da sergilenmemiştir.
Önergede yer alan hükümler bir bütün olarak incelendiğinde, TBMM’nin
açılmasıyla Anadolu’da yeni bir Türk devletinin kurulmuş olduğu
görülmektedir.
1.2. TBMM’nin Özellikleri
Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığı zaman, henüz adı konmamıştı.
Kimileri Arapça kökenli olan “Meclis-i Kebir” ve “Meclis-i Kebir-i Milli”,
kimileri de eski Türkçe meclis ismi olan “Kurultay” denmesini istiyordu. Bu
isimlerin her biri bir düşünce akımını simgelemekteydi. Milliyetçi ve
inkılâpçı kişiler ise “Büyük Millet Meclisi” adının verilmesi yönünde
görüşlerini ortaya koymuşlardı. Muhtemeldir ki, Şerif Bey Meclis açış
konuşmasında “Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum” sözünü kullanmıştır.
15 Ağustos 1920’de “Hukuk-u Esasiye Encümeni” meclisin tanımını
yaparken, Büyük Millet Meclisi adını benimsemiştir. Böylece olağanüstü
yetkilerle toplanmış meclis, Büyük Millet Meclisi olarak adlandırılmıştır.
Büyük Millet Meclisi adının başına Türk kelimesinin ilk eklenişi 8 Şubat
1921 tarihinde Bakanlar Kurulu kararnamesiyle oldu. Birinci TBMM’nin
temel özelliklerini şu başlıklar altında ele alabiliriz:
İhtilalci: Yeni bir iktidar merkezi oluşturmuş, mevcut yönetimi
değiştirme adına önemli bir adım atılmıştır. Ancak mevcut şartlar gereği
saltanata doğrudan cephe almamıştır.
Demokratik: Her siyasi görüşten kişiler vardı. Müdafaa-i hukuk,
Tesanüt, Islahat, Yeşil Ordu gibi gruplar kurulmuştur.
Katılımcı: Katılım açısından toplum her kesiminden ( işçi, memur,
hoca subay tüccar vs.) temsilciler vardı.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
4
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
Saltanata ve Emperyalizme karşı mücadele etmiştir. Bir taraftan
bağımsızlık diğer taraftan egemenlik hakları için mücadele etmiştir. Bu
anlamıyla da iç politikada halkçılık, dış politikada bağımsızlığa saygı
ilkesini esas almıştır.
Kurucu: Doğrudan olmasa da dolaylı olarak yeni bir devletin
kuruluşunun temelleri atılmıştır.
Güçler Birliği esas alınmıştır: Yasama yürütme yargı tek merkezde
toplanmıştır.
Millidir: Azınlık unsurlar katılmadığı için bu özelliği almıştır.
Meclis Hükümeti modeli benimsenmiştir.
Laik değildir.
Yoksuldur: İlk olarak ağnam vergisinin dört katına çıkarılmasını kabul
etmiştir.
1.3. TBMM’ye Karşı Yapılan İsyanlar
Büyük Millet Meclisi’ni, kuruluşundan sonra en çok uğraştıran sorun,
Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde çıkan ayaklanmalar olmuştur. 1919 yılında
başlayan ayaklanmalar, 1921 yılı sonlarında tamamen bastırılabildi.
Ayaklanmalarda, İstanbul Hükümeti’nin ve İtilaf Devletleri’nin kışkırtma
çabaları etkili olmuştur. Bu ayaklanmaları şu şekilde kategorize etmek
mümkündür.
 Ankara’daki gelişmeler sonucunda Anadolu’daki kontrolün
tamamen elinden gittiğini gören İstanbul Hükümeti’nin beyan
ve teşvikleri sonucu çıkan olaylar.
 Anadolu’daki milli hareketin başarılı olması halinde, Türkiye
ve Türk Milleti üzerine hazırladıkları projelerinin bir işe
yaramayacağını anlayan İngilizlerin ve diğer İtilaf
Devletleri’nin kışkırtmaları sonunda çıkan olaylar.
 Devlet otoritesinin boşluğundan yararlanarak etrafına topladığı
adamlarla eşkıyalık yapanların çıkardıkları olaylar.
 Ülke bütünlüğünü parçalayarak yeni siyasi teşekküller kurmak
amacıyla çıkan isyanlar.
 Başlangıçta Kuvayı Milliyeci iken şahsi hesaplar yüzünden
TBMM’ye karşı olan kişilerin çıkardıkları karışıklıklar.
1.3.1. İstanbul Hükümeti Tarafından Çıkarılan İsyanlar
1.3.1.1. Anzavur Ayaklanması
Jandarma binbaşılığından emekli, halife ve padişaha bağlı olan Ahmet
Anzavur önce Biga, Manyas ve Gönen taraflarında gelerek burada bulunan
Çerkezleri kışkırtarak isyan çıkarttı. (1 Ekim-25 Kasım 1919). Bu isyan
Yarbay Rahmi Bey ve Çerkez Ethem tarafından bastırıldı. Ahmet Anzavur,
çevresine topladıklarına “Kuva-yı Muhammediye” adını takmıştı.
Anzavur’un aynı bölgede ikinci kez başlattığı isyan hareketi yine Çerkez
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
5
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
Ethem tarafından bastırıldı. Yenilgiye uğrayan Ahmet aznavur önce
İngilizlere sığındı ardından İstanbul’a kaçtı.
1.3.1.2. Kuva-yı İnzibatiye Olayı
Damat Ferit Paşa İngilizlerden aldığı destekle 18 Nisan 1920’de
düzenli bir askeri birlik kurmuştur ki bu kuvvet “Kuva-yı İnzibatiye” adıyla
tarihe geçmiştir. Bu birliğin kuruluş gayesi ise devlet yasalarını uygulayan
hükümet memurlarını zor kullanarak görevini yapmaya engel olan Kuva-yı
Milliye adını taşıyan eşkıyaları tepelemek şeklinde açıklanmıştır.
Hilafet Ordusu diye de bilinen, bu ordunun komutanlığına Süleyman
Şefik Paşa atanmıştır. Ancak bir süre sonra Süleyman Şefik paşa kendisine
sonradan katılan Ahmet Anzavur ile anlaşmazlığa düşmüş ve bunun üzerine
Kuva-yı İnzibatiye’nin başına Yarbay Senai geçmiştir.
Kuva-yı İnzibatiye’nin amacı Geyve Boğazı’nı alarak Eskişehir
istikametinin yolunu açmaktır. Anzavur Ahmet’in komutası altında l5
Mayıs’tan itibaren üç gün boyunca saldırılar gerçekleştirilmiştir. Ancak her
defasında Ali Fuat Paşa komutasındaki Milli kuvvetlerden darbe yiyen
Anzavur güçleri sonuçta başarıya ulaşamamış ve Harbiye Nezareti 25
Haziran 1920’de Kuva-yı İnzibatiye birliklerini dağıtmak zorunda kalmıştır.
1.3.2. İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletlerince Desteklenen
İsyanlar
1.3.2.1. Adapazarı, Hendek, Düzce, Bolu İsyanları
Kurtuluş Savaşı sırasında gerek İstanbul Hükümeti’nin ve gerekse
İngilizlerin kışkırtması ile Milli kuvvetlere karşı girişilen ayaklanmalardır
(13 Nisan 1920-31 Mayıs 1920). Asilerin “Ahali ve Padişah nerede ise biz
de oradayız, İstanbul’un ve padişahın emirlerini dinlemeyen Ankara’yı
dinlemeyiz” şeklinde attıkları sloganlar isyanın amacını ortaya koymaktadır.
İsyancılar Düzce’deki güvenlik müfrezesini basmışlar, Komutanı Mahmut
Nedim’i esir ederek Düzce’ye hâkim olmuşlardır. Bolu, Hendek, Adapazarı
ve Safranbolu halkı da dini duygularla veya saltanata bağlılıklarından dolayı
isyancılara katılmışlardır. Bunun üzerine önce Çerkez Ethem ve daha sonra
da Ali Fuat Paşa ile Refet Bey komutasındaki birlikler bölgeye sevk
edilmiştir. 26 Mayıs’ta Çerkez Ethem Düzce’yi, 31 Mayıs’ta Refet Bey
Geyve’yi alarak ayaklanmayı bastırmışlardır. Halkı kışkırtan elebaşılar idam
edilmişlerdir.
Birinci Düzce isyanından hemen sonra, Milli kuvvetlerin Yozgat
isyanım bastırmak için görevlendirilmesi üzerine, bu durumdan
faydalanmak isteyen Abaza ve Çerkezler, ikinci defa Düzce ve Hendek
dolaylarında ayaklanmışlardır (19 Temmuz-23 Eylül 1920). Bolu Dağı’na
gönderilen birlik, gece yansı asiler tarafından pusuya düşürülmüş ve asiler
birçok Milli kuvvet subayını şehit etmişlerdir. Bu haber Ankara’da büyük
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
6
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
üzüntü yaratmıştır. Yeniden harekete geçen Milli kuvvetler bu bölgede
çıkan ayaklanmayı bastırmışlardır.
1.3.2.2. Çapanoğlu İsyanı (Yozgat)
Yozgat ve çevresinde çıkan bir dizi ayaklanma girişiminin gerisinde
İstanbul Hükümeti’ni destekleyen Hürriyet ve İtilaf Partisi’nin Yozgat
Başkam Çapanoğlu Edip ve kardeşi Celal’in çabaları yer almaktadır. Bu
kişiler bölgede yaptıkları propagandalarla halkı Büyük Millet Meclisi
aleyhine kışkırtmaya çalışmışlardır. Ankara’da meclisin açılmasının
padişahın ve kanunların hükmüne aykırı olduğunu etrafa yayarak isyanın
çıkmasında etkili olmuşlardır. İsyancıları dağıtmak üzere gönderileri bir
tabur kuvvetle yapılan ilk müdahalede etkili sonuç alınamamıştır. Bunun
üzerine Antep civarında bulunan Kılıç Ali Bey seksen kadar adamıyla
bölgeye sevk edilmiştir. Ancak bu teşebbüse rağmen 14 Haziran’da
Yozgat’ın asilerin eline geçmesine engel olunamamıştır. Durumun tehlikeli
bir hal alması üzerine Genelkurmay Başkanlığı 19 Haziran 1920’de Çerkez
Ethem’i ayaklanmayı bastırmakla görevlendirmiştir. 23 Haziran’da
Yozgat’a gelen Çerkez Ethem Müfrezesi kısa sürede Yozgat’ı ele
geçirmiştir. İsyanın elebaşlarından birçoğunu idam ederek ayaklanmaya son
vermiştir.
1.3.2.3. Zeynel Abidin (Bozkır) İsyanı
Kurtuluş Savaşı sırasında Bozkırlı Zeynel Abidin tarafından birincisi
27 Eylül-4 Ekim 1919 tarihleri arasında, ikincisi 20 Ekim-4 Kasım 1919
çıkarılan ayaklanmalardır. İsyanı bastırmakla görevlendirilen Yarbay Arif
Bey’in maiyetindeki kuvvetlerle başlatılan askeri harekâtın sonucu
isyancılar birçok ölü ve yaralı bırakarak kaçmak zorunda kalmışlardır.
İsyanın elebaşları daha sonraları çeşitli yerlerde yer yer ayaklanmalar
çıkarmışlarsa da Milli Kuvvetler tarafından temizlenmişlerdir.
1.3.2.4. Delibaş Mehmet İsyanı (Konya)
Kurtuluş Savaşı yıllarında baş gösteren ve Konya’nın bir süre
isyancıların elinde kalmasına neden olan ayaklanmadır. (4 Ekim-22 Kasım
1920) Delibaş Mehmet, Ankara Hükümeti’ni tanımadığını ilan ederek çoğu
asker kaçağı 500 kadar silahlı kişiyle Çumra Nahiyesine baskın yaparak
buraya egemen olmuştur. İsyancılara Akşehir ve Beyşehir’in de katılması,
Konya ve Isparta sancaklarının bir kısmının asilerinin eline geçmesi durumu
ciddileştirmiştir. TBMM Hükümeti ayaklanmayı bastırma görevini Albay
Refet’e vermişti. Refet Bey komutasındaki birlikler 6 Ekim’de Konya’yı, 16
Ekim’de Bozkır’ı, Seydişehir’i ve Beyşehir’i, 23 Ekim’de Çiğil’i ele
geçirmeyi başarmıştır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
7
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
1.3.2.5. Çopur Musa İsyanı (Afyon)
Yozgat ayaklanmasının çıktığı sırada Yunanlıların kışkırtmasıyla
Afyon Bölgesi’nde başlamıştır. Halkı askere gitmemeye, askeri ordudan
kaçmaya teşvik eden ayrıca din elden gidiyor propagandası yapan Çopur
Musa topladığı kuvvetlerle 21 Kasım 1920’de Çivril’i basmıştır. Kuva-yı
Milliye birliklerinin Çopur Musa’nın üzerine gitmesiyle, Çopur Musa
Yunan ordusuna sığınmıştır.
1.3.2.6. Şeyh Eşref İsyanı
Bayburt’un Hart Bucağında oturan Şeyh Eşref mehdilik iddiası ile
ayaklanmıştır. Üzerine gönderilen kuvvetleri mağlup edince Bayburt
üzerine yürümeye hazırlandı. 24 Aralık 1919 tarihinde Hart çevresini saran
kuvvetlerle çatışmaya girdi. Bir top mermisinin isabet etmesi sonucu öldü.
Bunun üzerine diğer asiler de teslim oldular.
1.3.2.7. Koçgiri İsyanı
Erzincan ve Sivas çevresinde 1920 sonlarında eşkıyalık olayları
artmıştı. Kürt Teali ve Teavün Cemiyeti’nin İmranlı Şube Başkanı Haydar
Bey ve bir kısım aşiret reislerinin öncülük ettiği bu ayaklanma bölgede
egemen olarak yönetimi ellerinde bulundurma isteğinden kaynaklanıyordu.
Ayaklanma, bölgedeki 6. Süvari Alayı’nın bir grup asker kaçağını
yakalamak isterken baskına uğramasıyla 6 Mart 1921’de başlamıştır. Bir
yandan da, bölgede bağımsız bir Kürt Devleti kurulacağı yolunda
propaganda yapılıyordu. Nitekim 7 aşiret reisi, 8 Nisan 1921’de TBMM’ye
gönderdikleri bir mektupla bölgede bir Kürt vilayeti kurulmasını istediler.
Bu gelişmeler üzerine ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Nurettin
Paşa komutasındaki Merkez Ordusu, Koçhisar, Zara, Muş, Ovacık, Kemah,
Kangal, Koçgiri Bölgesi’nde geniş bir arama harekâtına girişti ve
isyancılarla birçok kez çarpışmak zorunda kaldı.
11 Nisan ve 22 Nisan askeri harekâtları sonunda asilerin etkinliği iyice
kırılmış, 17 Haziran’da asilerin elebaşlarından Haydar Bey’in kardeşi Alişan
ve 32 asi ileri geleni ile 500’den fazla asi testim olmuş, bunlar mahkeme
edilmek üzere Sivas’a gönderilmiştir.
1.3.2.8. Milli Aşireti İsyanı (Urfa)
Kurtuluş Savaşı sırasında İngilizler ve Fransızların kışkırtması üzerine
Urfa’da Milli Aşireti tarafından çıkarılan ayaklanmadır (1 Haziran-8 Eylül
1920). Doğu’da bir Kürdistan Devleti kurmak düşüncesi ile
ayaklanmışlardır. Büyük bir kuvvetle harekete geçen asiler, Viranşehir’i
aldıktan sonra Karakeçi Aşireti’ne mensup olan birçok kişiyi
öldürmüşlerdir. 7-8 Eylül’de 5.Tümenin gerçekleştirdiği taarruz karşısında
tutunamayan asiler Suriye tarafına kaçmışlardır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
8
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
1.3.2.9. Ali Batı İsyanı
Kurtuluş Savaşı’nın başladığı günlerde düzensizlik ve karışıklıklardan
faydalanarak çıkarılan isyandır.(11 Mayıs-18 Ağustos 1919) Ali Batı,
Midyat’ın güneyinde hayatlarını sürdüren bir aşiretin başına geçtikten sonra
İngilizlerden de yardım alarak isyan etmiştir. Onun asıl gayesi burada bir
Kürdistan Devleti kurmak olduğu için, silahlı adamları ile Nusaybin’e
girmiştir. İsyan haberini alan Mardin 5. Tümen Kumandanlığı, 3. Tabur
Kumandam Yüzbaşı Yusuf Ziya’yı Nusaybin’e göndermiştir. Yusuf
Ziya’nın müfrezesi Karakurt Köyü yakınlarında Ali Batı’nın askerleri ile
savaşa tutuşmuş ve kaçan Ali Batı’yı saklandığı Medah denilen yerde
kıstırarak iki saat süren çarpışma sonunda ölü olarak ele geçirmiştir.
1.3.2.10. Cemil Çeto İsyanı
Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız ve İngilizlerden yardım alarak
Bahtiyar Aşireti reisi tarafından çıkarılan ayaklanmadır. (7 Haziran 1920).
Bu aşiretin reisi olan Cemil Çeto, Kürt Teali Cemiyeti prensiplerine uygun
olarak İngilizlerden yardım almıştır. İsyan hareketine girişen Cemil Çeto,
bir süre Garzan Yöresi’ne hâkim olmuşsa da 13. Kolordu’nun aldığı
önlemler üzerine hâkimiyetini yitirmiştir. Adamlarının çoğunu kaybeden
Cemil Çeto 7 Haziran 1920’de dört oğlu ile birlikte teslim olmuştur.
1.3.3. Kuva-yı Milliyecilerin Çıkardığı İsyanlar
1.3.3.1. Çerkez Ethem İsyanı
Çerkez Ethem başlangıçta Milli Mücadele’ye önemli katkıları olan
biriydi. Yunanlıların İzmir’i işgalinden sonra, topladığı kuvvetlerle Salihli
Cephesi’ni kurmuş ve kendini de cephe komutanı ilan etmişti. Kuva-yı
Seyyare adıyla anılan süvari birlikleri, yalnız istilacı düşmana karşı değil,
Anzavur’un ezilmesinde, Düzce, Adapazan ve Yozgat ayaklanmalarının
bastırılmasında yararlılık gösterdi. Buna benzer pek çok yararlılıkları
görülmesine karşın, özellikle düzenli ordunun kurulması sonucunda
kuvvetlerinin dağılacağını anlayan Çerkez Ethem, bu durumu kabul
etmeyerek TBMM’ye karşı çıkmıştır. Çerkez Ethem’in kazanılması
konusunda yapılan girişimler de sonuç vermedi. Batı Cephesi Komutanlığı,
Ethem ve Tevfik beylerin vatana ihanet suçu işlediklerim söyleyerek teslim
olmalarını istedi. Gediz’deki Ethem kuvvetlerinin etkisiz hale getirilmesinin
ardından 5 Ocak 1921’de bölge düzenli ordunun hâkimiyetine geçti. Bunun
üzerine Türk kuvvetlerine teslim olmayı reddeden Çerkez Ethem ile ağabeyi
Tevfik Bey, Yunanlılara sığınmayı tercih ederek onlarla bir teslim
antlaşması imzalamıştır (7 Ocak 1921). Çerkez Ethem ve kuvvetlerinin
Yunanlılara teslim olmasıyla ayaklanma kendiliğinden sona ermiştir.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
9
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
1.3.3.2. Demirci Mehmet Efe İsyanı
Milli Mücadele’nin başlarında faydalı hizmetlerde bulunan çete
reislerinden birisi de Demirci Mehmet Efe idi. Düzenli ordu kurulurken
Çerkez Ethem ile birlikte bazı hareketlere girişmek istedi. Isparta, Keçiborlu
yörelerinde ayaklanan Demirci’ye karşı Güney Cephesi Komutanı Refet
Bey harekete geçti. Demirci Mehmet Efe, Antalya dağlarına kaçtı,
yanındaki adamları orduya katıldılar. Demirci Mehmet Efe de 30 Aralık
1920’de teslim olmuştur. Daha önceki hizmetleri karşılığında hayatı
bağışlanan Mehmet Efe kendisine gösterilen köyde sakin bir hayat
sürdürerek 1959 yılına kadar yaşamıştır.
1.3.4. Azınlık İsyanları
Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlıların kışkırtması ile Kuzey
Anadolu’da Rumlar tarafından çıkarılan ayaklanmadır (1920-1923). Pontus
Cemiyeti, Osmanlı Devleti’nin düştüğü kötü durumdan faydalanarak
harekete geçmiş, Samsun’dan Trabzon’a kadar uzanan bölgede bir Pontus
Rum Devleti kurmak istemişti. İtilaf Devletleri’nin Yunanlıları
desteklemesinden cesaret alan Rum çeteleri, çok sayıda Türk’ü yok etmeye
başlamışlardı. Bu faaliyetlere karşı ilk ciddi önlem olarak Aralık 1920’de
Merkez Ordusu oluşturulmaya başlanmış ve civardaki birlikler bu orduya
bağlanmıştır. Merkez Ordusu tarafından başlatılan askeri harekât 6 Şubat
1923’e kadar sürmüş, ayaklanmacıların bütün elebaşları ve yardımcıları yok
edilmiştir. Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra yapılan ikili antlaşma ile
Anadolu’da Rumlar Yunanistan’a gönderilmiş ve böylece Pontus Devleti
kurma çabaları da sona ermiştir.
Ermeniler de Doğu Anadolu ve Kilikya’daki tarihi emellerini
gerçekleştirmek amacıyla boş durmamışlardır. 1920’de Fransızların
desteğiyle Adana’ya giren Ermeni İntikam Alayı halkı katle girişmiştir.
Ancak Güney Cephesi’nde Kuva-yı Milliye birlikleri başarılı olunca
Fransızların desteklediği Ermeniler de etkisiz hale getirilmiş mesele
çözülmüştür. Doğu’da da Ermeni isyanlarını XV. Kolordu Komutanı Kazım
Karabekir bastırmıştır.
1.4. İsyanlara Karşı Alınan Tedbirler
Hıyanet-i Vataniye Kanunu: TBMM kurulduktan sonra ülkede otorite
kurmakta zorlanmış ve birçok olayla karşılaşmıştır. Çıkarılan kanunla;
TBMM’nin meşruiyetine isyan fiiline bulunanlar vatan haini sayılarak idam
edilecekti. Asker kaçaklarını önlemek amacıyla da Firariler Kanunu
çıkarıldı. Bu kanunları uygulamak için mahkemeler kuruldu.
İstiklal Mahkemeleri: Yurdun belli merkezlerinde kurulmuş, suçlu
görülenleri anında infaz etmiştir. 1920-1923 ve 1923-1927 olarak iki
dönemde görev yapmıştır. Birinci dönemde vatana ihanet ve isyancılarla,
ikinci dönemde inkılaplara ve rejime karşı gelenleri cezalandırmıştır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
10
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
Karşı Fetva Yayınlanması: İstanbul hükümeti tarafından Dürrizade’ye
yayınlatılan fetvaya karşılık Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi ve 153 ilim
adamının yayınladığı fetvadır. Asıl dinden çıkan ve asilerin milletin
bağımsızlığını tehlikeye düşürenler olduğu ilan edilmiştir. Anadolu
Ajansının Kurulması: Milli mücadeleyi daha geniş alana duyurmak ve daha
iyi anlatmak amacıyla kurulmuştur.
Seyyar Jandarma Birlikleri ve Merkez Ordusu Kurulması: İç isyanları
bastırmak için kurulmuştur. Çerkez Ethem tarafından komuta edilmiştir.
Pontusçu Rumların faaliyetlerini önlemek için Merkez Ordusu kurulmuştur.
Koçgiri isyanını bastırmıştır.
Nasihat Heyetlerinin kurulması: Ankara hükümeti isyancılara ilk önce
nasihat heyetleri göndermekte dinlemezlerse askeri kuvvet sevk etmekteydi.
İstanbul ile ilişkilerin kesilmesi ve Damat Ferit’in vatan haini ilan
edilmesi.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
11
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
Özet
• Mustafa Kemal Paşa'nın Milli Egemenliğe dayalı bir yönetim kurma
düşüncesi Meclisin açılışıyla birlikte gerçekleşme imkanı bulmuştur.
Misak-ı Milli'nin ilanıyla birlikte son Osmanlı Mebusan Meclisinin
dağıtılması Mustafa Kemal Paşa'ya aradığı fırsatı vermiş ve hiç vakit
kaybetmeden Ankara'da Kurucu Meclisin açılması için çağrıda
bulunmuştur. Mevcut şartlar gereği Olağanüstü Yetkilere Sahip
Meclis sıfatıyla 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açılmıştır.
Yeni meclis olağanüstü şartlarda kurulduğu için buna göre
şekillenecektir. Hızlı bir şekilde karar almak ve alınan kararları hızlı
bir şekilde uygulamak için Güçler Birliği ilkesi benimsenecek, meclis
hükümeti sisitemi kullanılacaktır. Ancak bu yeni Meclise karşı
tepkiler de gecikmeden kendini göstermiştir. İstanbul Hükümeti ve
İşgal güçlerince desteklenen kişiler ve guruplar Anadolu'nun birçok
bölgesinde isyanlar çıkarmış, Ankara hükümetini zor durumda
bırakmışlardır. Bir taraftan işgaci güçlerle mücadele ederken diğer
taraftan da iç meseleler TBMM'yi uzun süre meşkul etmiştir. Ancak
bu isyanlar kısa sürede bastırılmış ve alınan tedbirlerle Meclsin
otoritesi çok geçmeden sağlanmıştır. Özellikle Hıyanet-i Vataniye
Kanunu'nun çıkarılması ve İstiklal Mahkemelerinin kurulması bunda
önemli etken olmuştur.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
12
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
1. Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin dağıtılması aşağıdakilerden hangisine
yol açmıştır?
A) TBMM'nin açılmasına
B) Temsil Heyetinin Ankara'ya gelmesine
C) Silahlı mücadelenin başlamasına
D) Cemiyetlerin kapanmasına
E) Sevr Antlaşmasının imzalanmasına
Ünite Değerlendirme
Soruları
2. TBMM Saltanata doğrudan cephe almasa da yeni bir rejimin temellerini
atmıştır. Buna göre yeni meclisle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi
doğrudur?
A) Laikdir
B) Kurucudur
C) Katılımcıdır
D) Demokratiktir
E) Çoğulcudur
3. TBMM'nin yasama, yürütme ve yargı yetkilerini kendinde toplaması
meclisin hangi özelliğini gösterir?
A) İkili hükümet
B) Güçler ayrılığı
C) Üçlü Temsil
D) Üçlü kuvvet
E) Güçler birliği
4. Aşağıdakilerden hangisi Kuva-yı Milliyeciler tarafından çıkarılan
isyanlardan biridir?
A) Cemil Çeto
B) Zeynel Abidin
C) Çapanoğlu
D) Çerkez Ethem
E) Çopur Musa
5. Aşağıdakilerden hangisi İstanbul Hükümeti tarafından çıkarılan
isyanlardan biridir?
A) Çopur Musa
B) Koçgiri
C) Anzavur
D) Ali Batı
E) Demirci Mehmet Efe
6. Aşağıdakilerden hangisi TBMM’ye karşı yapılan isyanları önlemek için
alınan tedbirlerden değildir?
A) Hıyanet-i Vataniye kanunun çıkarılması
B) Nasihat heyetlerinin oluşturulması
C) İstiklal Mahkemelerinin kurulması
D) Merkez ordusunun kurulması
E) Kuva-yı İnzibatiye’nin kurulması
7. TBMM'nin ilk toplantısında "Geçici hükümet başkanı seçmek veya
Padişaha vekil tanımak doğru değildir" kararıyla aşağıdakilerden hangisi
amaçlanmıştır?
A) İstanbul hükümetini muhatap almak
B) Halifenin desteğini sağlamak
C) Kalıcılık ve bağımsız hareket etmek
D) Milli iradeyi hakim kılmak
E) Yürütme yetkisini kullanmak
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
13
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
8. TBMM Hükümeti yasama ve yürütme yetkisinden sonra yargı yetkisini
aşağıdakilerden hangisi ile kullanmıştır?
A) İstanbul ile tüm ilişkilerin kesilmesiyle
B) İstiklal mahkemelerinin kurulmasıyla
C) Tekalif-i Milliye Emirlerinin çıkarılmasıyla
D) Takrir-i Sükun Kanunu’nun çıkarılmasıyla
E) 1921 Anayasası’yla
9. Birinci TBMM'de, meclis başkanı aynı zamanda hükümetinde başkanıdır.
Meclisin uyguladığı bu sisteme ne ad verilir?
A) Meclis Hükümeti sistemi
B) Güçler Birliği
C) İkili sistem
D) Çoğulcu Hükümet
E) Başkanlık sistemi
10. Birinci TBMM’de çok farklı görüşte kişiler bulunmaktaydı. Ancak bu
farklılıklar herhangi bir çatışmaya neden olmadı. Çünkü ortak bir amaç
etrafında toplanmışlardı.
Birinci Meclis’te görev yapan milletvekillerinin bu ortak amacı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Misâk-ı Millî’nin gerçekleştirilmesi
B) Lâik bir devletin kurulması
C) Kadınlara seçme-seçilme hakkının tanınması
D) Cumhuriyetin ilân edilmesi
E) Çok partili düzene geçilmesi
CEVAPLAR
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
A
B
E
D
C
E
C
B
A
A
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
14
TBMM Dönemi ve TBMM’ye Karşı İsyanlar
YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK KAYNAKLAR
Atatürk, Mustafa Kemal, Nutuk, Haz: Zeynep Korkmaz, Ankara 2004
Aybars, Ergün, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, I, İstanbul 2012
Başlangıcından Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Ed: Temuçin Faik
Ertan, Ankara 2011
Belen, Fahri, Türk Kurtuluş Savaşı, Ankara 1983
Doğan, Orhan, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Ankara 2011
Ezherli, İhsan, Türkiye Büyük Millet Meclisi, (1920-1938), Ankara 1988
Goloğlu Mahmut, Milli Mücadele Tarihi, III (1920), Üçüncü Meşrutiyet
Birinci Büyük Millet Meclisi, İstanbul 2010
Jaeschke, Gotthard, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi 2, Ankara 1989
Kocatürk, U., Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi (19181938), Ankara 1988
Meray Seha-Olcay Osman, Osmanlı İmparatorluğu’nun Çöküş Belgeleri,
Ankara 1977.
Mumcu, Ahmet, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Ankara 1986
Özkaya, Yücel, Türk İstiklal Savaşı ve Cumhuriyet Tarihi, Ankara 1981
Selek, Sabahattin, Milli Mücadele I-Anadolu İhtilali, İstanbul 1966
Sonyel, Salahi R., Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika II-Büyük Millet
Meclisinin Açılışından Lozan Antlaşmasına Kadar, Ankara 1986
Tansel, Selahattin, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C.III,IV, İstanbul 1991
Turan, R.- Safran, M. vd., Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Ankara 2011
Türk İstiklal Harbi İstiklal Harbinde Ayaklanmalar (1919-1921), IV, Ankara
1974
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Durmuş Yalçın vd., Ankara 2012
Yazıcı, Nuri, Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi,
İstanbul 2011
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
15
Download