uygarlığın doğuşu ve ilk uygarlıklar

advertisement
A- TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR VE TARİH ÇAĞLARI
1. YERYÜZÜNDE YAŞAMIN BAŞLAMASI
İnsanlar merak duygusunu gidermek, hayatlarını
kolaylaştırmak ve düzene sokmak için birtakım faaliyetlerde
bulunurlar.
Ateşin kullanılması, göçebelikten yerleşik hayata geçilmesi,
yazının icadı vb. bu faaliyetlerden bazılarıdır.
Uzun bir zaman dilimini kapsayan tarihi incelemek is te yen
tarihçiler, insanlık için büyük önem taşıyan tarihsel olayları
bölümlere ayırma gereği duymuşlardır.
Bu bölümlerin her birine “çağ” (dönem) adını vermişlerdir.
Yazının bulunuşuna kadar geçen döneme “Tarih Öncesi
Çağlar”, yazının bulunuşundan sonraki döneme ise “Tarih
Çağları” denmiştir.
Taş Devirleri
Kabataş
Yontmataş
Cilalıtaş
Maden Devirleri
Bakır
Tunç
Demir
MÖ 3200
Yazının İcadı
NOT; Taş devirlerinden Kabataş’ın diğer adları, Eskitaş ve
Paleolitik; Yontmataş’ın Ortataş ve Mezolitik; Cilalıtaş’ın
Yenitaş ve Neolitiktir. Maden Çağlarının diğer adı ise
Kalkolitiktir.
Pale; Eski
Litik; Taş
Mezo; Orta Neo; Yeni
Kalko; Bakır
2. TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR
Prehistorya da denilen bu çağa ait bilgiler, o dönem insanlarından
kalan buluntulara dayanır.
Yazılı kaynak ve belgelerin olmadığı tarih öncesi çağlar için tarih
yardımcı bilimlerden en çok arkeolojiden yararlanır.
Tarih Öncesi çağların birbirinden ayrılmasında kullanılan
malzemelerin cinsi, türü ve niteliği önemli olmuştur.
A- TAŞ DEVİRLERİ:
1. Kabataş Çağı - Eski Taş (Paleolitik) Çağı (MÖ 600.000-10.000)
Araç-gereç yapımı yoktur. (Üretici olmadıklarını gösterir.)
Toplayıcılık ve toplayıcılık faaliyetleri görülmektedir.
Tarih Öncesi devirler içinde en uzun olan devirdir.
İnsan doğa ilişkisinde doğa baskındır.
İnsanların üretici olmadıkları, toplayıcı – tüketici oldukları
dönemdir.
İklim koşulları nedeniyle yaşamlarını mağaralarda ve ağaç
kovuklarında sürdürdükleri dönemdir.
Mağara duvarlarındaki hayvan ve av sahnelerinin bu döneme ait
olduğu ileri sürülmüştür.
Ülkemizde bu döneme ait kalıntılara Antalya’da Karain, ve Belbaşı
ile en eski yerleşim yeri olduğu ileri sürülen İstanbul’daki
Yarımburgaz mağarası gösterilir.
Eski Taş Çağına ait ilk izlere İspanya’daki Altmaria ve Fransa’daki
Lascaux (Laskö) mağaralarında rastlanmıştır.
Bu çağın sonlarına doğru insanlar, mağara duvarlarına hayvan ve
avlanma resimleri yapmışlardır.
Bu mağara resimleri, insanların yapmış oldukları ilk sanatsal
faaliyetlerdir.
Günümüzden yaklaşık 15.000 yıl
önce yapılmış hayvan resimlerine
bir örnek (Lascaux Mağarası,
Fransa)
İstanbul’daki Yarımburgaz
Mağarası’nda yapılan kazı
çalışması
2- Orta Taş (Mezolitik), Yontmataş Çağı (MÖ 10.0008000)
Mağara ve ağaç kovuklarında yaşamlarını sürdürmeye devam
ettiler.
Geçim kaynakları yine avcılık ve toplayıcılık olmuştur.
Taşları yontup basit savunma araçları yaptılar.
Dönemin sonlarına doğru buzullar erimeye başlar.
Bu dönemin en önemli özelliği ateşin kullanılıp kontrol altına
alınmasıdır. (İlkel anlamda ilk sanayi devrimidir.)
Orta Taş Çağına ait en önemli yerleşim merkezi Güney
Tacikistan’da “Kuldara (Ceyhun Nehri’nin yukarı kısmı)”
bölgesidir.
Türkiye’de, Antalya Beldibi, Göller Yöresi Baradiz, Ankara
Macunköy, Samsun Tekkeköy bulunmaktadır.
YONTMATAŞ DEVRİN’DE
İnsanlar üretim ile uğraşmıyorlardı ve geçimlerini
avcılık ve toplayıcılıkla sağlıyorlardı.
BU DURUM;
Tarım, ticaret, yerleşik hayat ve
mimari eser olmadığının kanıtıdır.
Yani; göçebe bir yaşam vardır.
3- YENİ TAŞ (NEOLİTİK), CİLALITAŞ ÇAĞI (MÖ 80005500)
Neolitik dönemde insanlar havaların ısınmasıyla ovalarda, su
kenarlarında yaşamaya ve toprağı işleyerek tarımsal üretim
yapmaya başladılar.
Köyler kurarak yerleşik hayata geçtiler.
Bu devirde taşla birlikte kemik de düzgün hale getirilerek silah
olarak kullanılmıştır.
At, koyun ve sığır gibi hayvanları evcilleştirmişler, yiyeceklerine
süreklilik kazandırmışlardır.
Hayvan derileri yanında bitki liflerinden de giysiler yapmışlardır.
Yerleşik yaşam ile birlikte mezar kültürünün ortaya çıktığı, mezar
olarak yapıldığı ileri sürülen “Dolmen” ve “Menhirlerin” yapıldığı
dönemdir.
Diyarbakır yakınlarındaki Çayönü, Yeni Taş Dönemine ait ilk köy
olarak gösterilirken, Konya’da bulunan Çatalhöyük insanlık
tarihinin ilk şehir yerleşimi olduğu ileri sürülmüştür.
Menhir ve dolmen örnekleri
Seramikçilik başladı (çanak-çömlek)
topraktan araç gereç yapıldı.
NOT 1: Tarımsal üretimin başlaması ile
ortaya çıkan iş gücü ihtiyacı sonuçta
kölelik anlayışını ortaya çıkarmıştır.
NOT 2: Türk devletleri genelde göçebe
oldukları için tarım ve kölelik yoktur.
NOT 3: Yerleşik hayat sonrasında ve
İslamiyet’in kabulü ile Türk
devletlerinde kölelik yine
görülmemiştir. Çünkü, İslam dininde
kölelik ve sınıf farkı yoktur.
Çatalhöyük’ün temsilî resmi
B. MADEN ÇAĞI (MÖ 5500-1200)
1- Bakır (Kalkolitik) Çağı (MÖ 5.000 – 2.500):
Taş Çağından Maden Çağına geçiş dönemidir.
Bu dönemde insanlar ilk kez madeni kullanmaya
başlamışlardır.
Kullanımı ve işlenişi kolay olduğu için ilk kullanılan
maden olmuştur.
Bu dönemde tarım, avcılığa göre gelişmiş olup yerleşim
yerlerinin çevresi surlarla çevrilmiştir.
Bu döneme ait yerleşim yerleri Anadolu’da;
Çorum’da Alacahöyük, Denizli’de Beycesultan,
Çanakkale’de Kumtepe ve Truva ile Samsun’da
İkiztepedir.
Kalayın bakırla karıştırılması ile Tunç elde edilmiştir.
Tuncun sert olması silah ve malzemelerin daha dayanıklı olmasını
sağladı.
Bu çağda ilk şehir devletleri olan siteler kurulmuş, Mezopotamya’da
Sümer ve Akad, Anadolu’da Hititler gibi devletler ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de bu dönemi aydınlatan merkezler arasında Ankara’da
Ahlatlıbel ile Kayseri Kültepe yer almaktadır.
Anadolu’da ilk yazılı belgeler Kayseri Kültepe’de bulunmuştur.
Kültepe
NOT: İnsanların ihtiyaçlarından fazlasını
üretmeleri veya başka ürünlere ihtiyaç
duymaları değiş- tokuşa dayalı ticaret
hayatının başlamasına yol açmıştır.
Asurluların ticaret kolonisi (Karum=Pazar
yeri) olarak bilinen Kayseri yakınlarındaki
“Kültepe”dir.
o Demirin bulunmasıyla birlikte ekonomik ve toplumsal yaşamda büyük
değişiklikler olmuştur.
o Araç gereç ve silahlar tunçtan daha sert olan demirden yapılmaya
başlanmıştır.
o Bu dönemde yapılan savaşlarda demirden yapılmış silahlara sahip olan
toplumlar tunçtan yapılmış silahlara sahip toplumlara egemen olmuştur.
o Demir Çağında üretim gelişmiş, büyük devletler kurulmuştur.
o Bu çağın sonunda yazının bulunmasıyla tarih çağları başlamıştır.
Demir Çağında Anadolu’da bulunan önemli yerleşim merkezleri;
• Alişar: Yozgat ilimizin sınırları içindedir. Burada
yapılan kazılarda kerpiç duvarlı ve dört köşe damlı
evler, büyük küpler, ağaç ve taş sandıklar, altın ve
gümüşten eşyalar bulunmuştur.
• Alacahöyük: Çorum ilinin Alaca ilçesi sınırları
içindedir. Atatürk’ün isteği ile 1935 yılında yapılan
kazılar sonucunda burada dört ana kültür katı ortaya
çıkarılmıştır.
Troia (Truva, Troya): Homeros’un İlliada (İlyada) destanında
anlattığı ünlü kenttir. Çanakkale’nin 30 km güneybatısındaki
Hisarlık Tepesi denilen alanda bulunmaktadır. Üst üste
kurulmuş dokuz kent kalıntısından oluşur. İlk beş katmandaki
kentler Bakır Çağına, sonraki katmanlarda bulunan kentler
ise Tunç Çağına aittir.
Hacılar: Burdur yakınlarındadır. Kazılarda
mermerden kaplar, orak, bıçak, el baltası, taş bon
cuk ve bilyeler, kemikten deliciler ortaya çıkarılmıştır.
Hacılar höyüğünün etrafı duvarlarla çevrilidir. Bu
duvar, düşman saldırısına karşı yapılan surların ilk
örneklerindendir.
oNOT; Yozgat yakınlarındaki Alişar’ın 7
şehir kalıntısından ilk üçünün, Çorum
yakınlarındaki Alacahöyük’ün 4 kültür
tabakasından ilk ikisinin, Çanakkale
yakınlarındaki Truva’nın 9 yerleşim
yerinden ilk beşinin “Tarih Öncesi”
dönemlere, diğerlerinin ise İlk Çağ
dönemine ait olduklarını…
Alacahöyük
Troia
Hacılar Höyüğü
BAŞKENT VAR İSE
Merkezi bir devlettir
Şehir devletleri örgütlenmesine
göre daha güçlüdür
Siyasi birlik vardır
ŞEHİR DEVLETLERİ
SİYASAL ÖRGÜTLENME
BİÇİMİDİR
SİTE DEVLETİ
SİYASİ BİRLİK YOK
MERKEZİ YÖNETİM YOK
• Tarih öncesi dönemlerin devirlere ayrılmasında, kullanılan
araç-gereçlerin malzemesi baz alınmıştır.
• Tarih öncesi dönemlere karanlık devirler de denir.
• Bütün devirler bütün toplumlarda aynı anda yaşanmamıştır.
• Her toplum bütün devirleri sırasıyla yaşamamıştır.
• Devlet düşüncesinin ortaya çıkması Tunç devrindedir.
• İnsanların ihtiyaçları, icatları ortaya çıkarmıştır.
GÖÇEBE TOPLUMLARIN ÖZELLİKLERİ
1. Geçim biçimleri avcılık ve toplayıcılıktır.
2. Yaşam biçimleri göçebedir.
3. Tüketicidirler.
4. Savaşçı ve yağmacıdırlar.
5. Yazılı kültürleri yoktur.
6. Törelere ve geleneklere önem verirler.
7. Kurum ve kuruluş yoktur.
8. Doğal bir yaşam vardır. Doğadaki güçlere inanırlar.
9. Bilim ve sanat çok ilkel bir aşamadadır.
YERLEŞİK TOPLUMLARIN ÖZELLİKLERİ
1. Geçim kaynakları hayvancılık ve tarımdır.
2. Yaşam biçimleri yerleşiktir.
3. Yazılı kültürleri vardır.
4. Kurumsallaşma gelişmiştir.(ev, köy, hapishane)
5. Şehirleşme görülür.
6. Tek tanrılı anlayışa geçilir.
7. Üreticidirler.
8. Bilim kültür sanat gelişmiştir.
YERLEŞİK TOPLUM
UYGAR TOPLUM
İLERİ TOPLUM
GELİŞMİŞ TOPLUM
MEDENİ TOPLUM dur.
NOT: Kültür ve medeniyet yönünden
gelişmiş olan toplumlar istilacı
kavimler tarafından yönetim olarak
yıkılsa bile kültürel varlıkları devam
eder. Hatta istilacı kavmi kendilerine
benzetirler.
Örnek: Akadlar Sümerleşmiş. Romalılar
Yunanlaşmıştır.
 Ekonomik refah ve
özgür düşünce ortamı
Bilim, Felsefe ve Sanatın
gelişmesini sağlamıştır.
Sümerlerin MÖ 3200 de “Çivi Yazı”sını bulmaları ile
başlayan ve günümüze kadar süren dönemdir.
Bu dönem Akdeniz Uygarlığı ve Avrupa Tarihi esas
alınarak, “toplumları etkileyen büyük olaylara” göre
bölümlere ayrılmıştır.
Tarihi, çağlara ayırırken evrensel olaylar da göz
önünde bulundurulmuştur.
Bu olayların etkileri sadece meydana geldikleri
zamanda değil daha sonraki dönemlerde de devam
etmiştir (Kavimler Göçü, İstanbul’un Fethi, Fransız İhtilali
vb.).
€
Yazının bulunuşundan (MÖ 3200) – Kavimler Göçü’ne (375) kadar
sürer.
€ Bu dönemde Site (Mezopotamya’da), Nom (Mısır’da) ve Polis (Ege
ve Akdeniz’de) denilen “Şehir Devletleri” hakimdir.
€ Zamanla merkezi krallıklar yaygınlaşmıştır.
€ Çok tanrılı dinler yaygındır.
€ Tarım hayatı yaygındır. Tarımın yanında Kral Yolu, İpek Yolu
aracılığı ile ticaret gelişmeye başlamış ve çeşitli zanaat dalları
ortaya çıkmaya başlamıştır.
€ Özgür insanlar ve köleler olarak sosyal sınıflara ayrılmışlardır.
•
•
•
•
•
Kavimler Göçü’nden (375) – İstanbul’un Fethi’ne (1453) kadar
sürer.
Doğu’da merkezi yönetimler yaygın iken Avrupa’da Kavimler
Göçü’nden sonra ortaya çıkan “Feodalite” hakimdir.
Toplum ve siyasi yapılar üzerinde Musevilik Hıristiyanlık ve
Müslümanlık gibi “tek Tanrılı dinler” hakimdir.
Tarımın yanında İpek ve Baharat yolları ile ticaretin büyük önem
kazandığı, insan gücüne dayalı sanayi dallarının çeşitlendiği
görülmüştür.
Avrupa’da halk çeşitli sınıflara ayrılmıştı ve halk arasında hukuki
eşitlik yoktu. İş bölümü çeşitlendikçe sosyal yapıda da
çeşitlilikler görülmüştür.
• İstanbul’un Fethi’nden (1453) – Fransız İhtilâli’ne (1789) kadar sürer.
• Barut’un ateşli silahlarda, özellikle de top yapımında
•
•
•
•
kullanılmasından sonra Orta Çağ’a damgasını vuran Feodalite son
buldu.
Merkezi krallıklar güçlendi.
Büyük Coğrafya Keşifleri ile “Sömürge İmparatorlukları” doğdu.
Tek Tanrılı dinlerin toplum ve siyasi yapılar üzerindeki etkinliğinin
sürdüğü görülmüştür.
Haçlı Seferleri, Büyük Coğrafya Keşifleri, Rönesans ve Reform
hareketleri sonrasında Kilisenin toplum ve siyasal yapılar üzerinde
güç kaybına uğradığı ileri sürülmüştür.
 Büyük Coğrafya Keşifleri’nden sonra
ticaret ön plana çıktı, enerji kaynakları
sanayiye girmeye başladı, tarım alanları
genişledi.
 Ticaret ile uğraşan Burjuvaların ön
plana çıktığı, Soylu ve Rahiplerin eski
güçlerini yitirmeye başladığı
görülmüştür.
• Fransız İhtilâli’nden (1789) – Günümüze kadar sürer.
• Fransız İhtilâli’nden sonra yayılan Milliyetçilik
•
•
•
•
(Ulusçuluk) akımı, İmparatorlukların çöküşünü
hızlandırdı.
Ulusal (Milli) devletler yaygınlaştı.
Demokrasi gelişti.
Cumhuriyet yönetimleri çoğaldı.
Tek Tanrılı dinler inanç sistemi olarak devam etmekle
birlikte toplum ve siyasi yapılar üzerindeki etkinliği
azaldı, Laiklik yaygınlaştı.
• Sanayi Devrimi ile birlikte sanayi ön plana
çıktı.
• Ticaret daha da gelişti.
• Tarım makineleşti.
• Sanayiciler ön plana çıktı.
• Ticaretle uğraşanlar daha da güçlendi.
• Halk sınıfları arasında hukuksal eşitlik
sağlandı.
Bir yerleşim yerinde,
I. Çakmak taşlarının kullanılması
II. Arpa, buğday yetiştirilmesi
III. Mağara ve kaya oyuklarının mesken olarak
kullanılması
IV. Seramikten kaplar yapılması
durumlarından hangileri, insanların
tarih öncesi dönemde üretime geçmiş
olduğuna kanıt olamaz?
A. I ve II
D. I ve IV
B. II ve III
E. I ve III
C. Yalnız IV
Bir yerleşim yerinde,
I. Çakmak taşlarının kullanılması
II. Arpa, buğday yetiştirilmesi
III. Mağara ve kaya oyuklarının mesken olarak
kullanılması
IV. Seramikten kaplar yapılması
durumlarından hangileri, insanların tarih
öncesi dönemde üretime geçmiş olduğuna
kanıt olamaz?
A. I ve II
B. II ve III
C. Yalnız IV
D. I ve IV
E. I ve III
Tarih öncesi çağların sırası ile
yaşandığı bir kazı yerinde, en üst
katmanda aşağıdaki dönemlerden
hangisine ait eserlere rastlanmalıdır?
A. Cilalı taş çağı
B. Demir çağı
C. Bakır çağı
D. Kabataş çağı
E. Yontmataş çağı
Tarih öncesi çağların sırası ile
yaşandığı bir kazı yerinde, en üst
katmanda aşağıdaki dönemlerden
hangisine ait eserlere rastlanmalıdır?
A. Cilalı taş çağı
B. Demir çağı
C. Bakır çağı
D. Kabataş çağı
E. Yontmataş çağı
Alacahöyük’te yapılan kazılarda elde edilen
aşağıdaki buluntulardan hangileri
Anadolu’da siyasi örgütlenmenin olduğuna
kanıt gösterilebilir?
A. Bronzdan yapılmış heykel
B. Tanrıların tasvir edildiği
kabartmalar
C. Kral kapısı figürleri
D. Arslanlı kapı
E. Tapınaklar
Alacahöyük’te yapılan kazılarda elde edilen
aşağıdaki buluntulardan hangileri
Anadolu’da siyasi örgütlenmenin olduğuna
kanıt gösterilebilir?
A. Bronzdan yapılmış heykel
B. Tanrıların tasvir edildiği kabartmalar
C. Kral kapısı figürleri
D. Arslanlı kapı
E. Tapınaklar
Alacahöyük’te yapılan kazılarda elde edilen
aşağıdaki buluntulardan hangileri
Anadolu’da siyasi örgütlenmenin olduğuna
kanıt gösterilebilir?
A. Bronzdan yapılmış heykel
B. Tanrıların tasvir edildiği
kabartmalar
C. Kral kapısı figürleri
D. Arslanlı kapı
E. Tapınaklar
Tarihin M.Ö.3500’lerde yazının icadı
ile başladığı kabul edilmektedir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi
yazının icadına en yakın tarihtir?
A. M.S.476
B. M.Ö.1280
C. M.Ö.334
D. M.S.1453
E. M.Ö.510
Tarihin M.Ö.3500’lerde yazının
icadı ile başladığı kabul edilmektedir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi
yazının icadına en yakın tarihtir?
A. M.S.476
B. M.Ö.1280
C. M.Ö.334
D. M.S.1453
E. M.Ö.510
Tarih öncesi dönemleri inceleyen bir
tarihçi;
I. Antropoloji
II. Paleografya
III. Nümizmatik
IV. Paleontoloji
bilimlerinden hangilerinden
yararlanmaz?
A. I ve II
B. II ve III C. II ve IV
D. III ve IV
E. I ve III
Tarih öncesi dönemleri inceleyen bir
tarihçi;
I. Antropoloji
II. Paleografya
III. Nümizmatik
IV. Paleontoloji
bilimlerinden hangilerinden
yararlanmaz?
A. I ve II
B. II ve III C. II ve IV
D. III ve IV
E. I ve III
Tarih öncesinde yaşayan bir topluluğun avcılık ve
toplayıcılığa dayanması;
I. Doğaya karşı asalaklığın sürmesi
II. Göçebe yaşam biçiminin görülmesi
III. Tüketici toplum yapısının bulunması
durumlarından hangilerine kanıt olarak gösterilebilir?
A) Yalnız II B) I ve II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
Tarihin konusu geçmişte yaşayan insan topluluklarının
her türlü etkinliklerini kapsar.
Buna göre, aşağıdakilerden hangisi tarihin konusu
içinde yer almaz?
A) Yönetim biçimleri B) Savaşlar C)Yaşam biçimleri D)
Biyolojik yapılar
E)Ekonomik uğraşlar
Tarih öncesi dönemde;
I. Taştan ve kemikten silah yapılması
II. Tunçtan heykel yapılması
III. Killi topraktan su kabı yapılması
gelişmelerinin oluş sırası aşağıdakilerin
hangisinde doğru sırada verilmiştir?
A) II, I ve III B) III, I ve II C) I, III ve II
D) II, III ve I E) I, II ve III
• İnsanlığın ortak mirası olan uygarlık farklı toplumların uzun süre
•
•
•
•
içinde edindikleri evrensel bilgi, düşünce ve birikimlerin paylaşılması
olarak tanımlanabilir.
Örneğin İlk Çağ uygarlıklarından olan Yunanlar ve Romalılar Fenike
alfabesini geliştirerek günümüz Latin alfabesinin temelini atmışlardır.
Kültür genellikle toplumların örf, âdet, gelenek ve göreneklerini
ifade eden maddi ve manevi değerlerdir.
Ziya Gökalp’e göre uygarlık evrensel, kültür ise yerel, yöresel, etnik
ve millîdir.
Kültürel değerler birtakım yollarla farklı bölgelere taşınmış, değişik
kültürlerle etkileşime girerek dünyanın ortak değerleri ve uygarlıklar
ortaya çıkmıştır.
İlk çağlardan itibaren dünyanın değişik bölgelerinde
ortaya çıkan uygarlıkların oluşumunda siyasi, sosyal,
coğrafi ve ekonomik faktörler etkili olmuştur.
 Coğrafi şartların sunduğu avantajlar uygarlığın
doğuşuna olumlu katkı sağlamıştır.
 Bunun yanı sıra ülkeler arasında yapılan ticari
faaliyetler, kültürlerarası etkileşimlerin meydana
gelmesine neden olmuştur.
 Buna paralel olarak insanların sosyal düzeylerinin
artması ve uygarlıkların ilerlemesine etki etmiştir.
 Bütün bu etkenlerin olabilmesi için güçlü bir siyasi
birliğin olması gerekmektedir.
 Örneğin; Mısırlılar, Nil deltasındaki bataklıkları
kurutmuş, sulama kanalları açarak tarımsal
faaliyetleri başlatmışlardır.

Haritaya bakarak ilk uygarlıkların dağılışı hakkında
neler söylenebilir?
Download