GENÇLİK, SİYASET, KÜLTÜR VE STK FAALİYETLERİ1 Nesrin

advertisement
GENÇLİK, SİYASET, KÜLTÜR VE STK FAALİYETLERİ 1
Nesrin SEMİZ
Genç Kadınların siyasete katılımları;
Başlığımız her ne kadar genç kadınların siyasete katılımları olsa da zannımca konuya ilk
etapta cinsiyetçi ayrıma girmeden gençlerin siyasete katılımlarıyla başlamak daha doğru
olacaktır. Konuyu bir kademe daha yukarıya taşırsak işin özünde siyaset kültürümüzün
tartışılması gerektiği ise açıkça görülecektir.
Her ne kadar Türk yönetim geleneğinde hakan ile hatun yan yana olsa da hakan ve hatun
olana kadar geçen süre gençlerimize usta çırak ilişkisi içinde büyüklerine karşılık vermeyen,
fikirleri sorulmayan, nerdeyse tam bir itaat beklenen, büyük meclislerinde kendilerine hizmet
ettirme lütfunda bulunulan bir geleneksel anlayıştan geliyoruz.
Bu anlayış o derece ileridir ki, gencin ne yapmak istediğinin sorulmadığı ailenin büyüğü
tarafından önemli bir zanaatkarın yanına verilerek meslek edinmesinin sağlandığı bir
anlayıştır. Her ne kadar bu söylediklerim geldiğimiz kadim geçmişimizde olduğu kadar kesin
bir şekilde artık uygulanmıyorsa da bu anlayışımızın tezahürlerini gençlerimizi siyasete dahil
etme noktasında hala görüyoruz.
Bu yapı toplumumuzu oluşturan en küçük birim olan aileden itibaren kendisini gösterir,
mesela hemen hemen hiçbir ailede ister zaruriyetlerden olsun ister keyfiyete bağlı olsun
herhangi bir mekan değişikliği hakkında ailenin ferdi olan gençlerin fikri alınmaz, anne ve
babalar karar verir, hesap yapar uygunsa ev alınır, satılır, yer değişikliği yapılır. Gençler
fikirleri sorulmasa da memnuniyetsizliklerini mutlaka dile getirirler ama ikna edilirler ve elleri
mahkum uyum sağlarlar. Eğitimleri konusunda ise değil kendilerinin mevcut olan sistemde
anne ve babalarının bile söz söyleme hakkı nerdeyse hiç yok, merkezi yerleştirme nereye
yerleştirirse kişi orada tahsilini tamamlar.
Bu derece hayatları hakkında nerdeyse hiçbir insiyatifi olmayan, kendileri hakkında herhangi
bir karar verme pratiği yaşamayan gençlerin siyasetle ilişkilerinin sağlıklı olmasını beklemek
ancak hayal kurmaktır.
Gençlerimizi genel olarak ele aldığımızda durum hiçte iç açıçı değil. Olaya birde kız-erkek
ayrımından ve genç kadınlar penceresinden bakarsak manzara maalesef iyice kötüleşiyor.
Seçme ve seçilme kültürünün demokrasi geleneğinin, kadın erkek ayrımı yapmadan daha ilk
okul çağlarında oturtulmaya başlanması, sınıf başkanlığı seçimlerinden itibaren başlayarak
eğitimin tüm kademelerinde bu çalışmaların yapılması gerekirken siyaset algısının sadece
1
Bu makale, 11-13 Mayıs 2014 tarihinde Eskişehir’de düzenlenen ‘Türk Dünyası Sivil Toplum Zirvesi’ nde bildiri olarak
sunulmuştur.
siyasi partiler düzeyinde yapılıyor olması, ülkelerin geleceği açısından hiç te olumlu bir durum
değildir. Özellikle bizim ülkemiz gibi genç nüfusa sahip ülkelerin bu geleneği çok daha erken
yaşlarda oturtması gerekiyor. Parlamentomuzda ki vekillerin yaş ortalaması eylül 2013 tarihi
itibariyle erkek vekillerde 53, kadın vekillerde ise 49, ise bu parlemantonun genç nüfusun
arzuları, sorunları, hayallari ve ideallerine yetişebilmeleri elbetteki zor olacaktır. Her nekadar
seçme ve seçilme yaşını daha önceki yıllara göre daha erken dönemlere çeksekte mevcut
siyasi yapı içerisinde bu gençlerin kendilerine yer bulabilmeleri biraz zor görülüyor. Aslında
sadece seçme ve seçilme yaşının indirilmesi yetmez aynı şekilde gençlerin siyaset alanında
varlıklarını gösterebilecek teşviklerin yapılması, onlara uygun alanların açılması
gerekmektedir.
Gençleri ve kadınları asıl unsur olarak kabul etmeyen, gençlik kolları, kadın kolları gibi
yapılarda siyaset yapmasına müsaade edilen bir ortamda demokrasinin tam olarak gelişmesi,
içselleştirilmesi ve benimsenmesi zordur. Özellikle genç kadınların gençlik kollarında bile olsa
il başkanı olarak göremezsiniz, aynı durum genç olmayan kadınlar içinde geçerlidir. Herhangi
bir partinin il başkanı olan bir kadın var mıdır? Benim bildiğim yok bileniniz varsa lütfen
söylesin, öğrenmek isterim. Eş başkanlık konumu getiren partilerde bile asıl olan başkan
erkektir, eş başkan kadındır.
Aslında gerek gençlerimizin gerekse kadınlarımızın siyasetle olan bu ilişkisinin
düzeltilebilmesi ülkenin geleceği açısından oldukça önem arz etmektedir. Siyasetin yapılış
biçiminin çarpıklığı bahsettiğimiz bu gruplar açısından bu alanda kendilerine yer edinebilmeyi
zorlaştırmaktadır. Siyaset maddi imkanları ve zamanı bol olan insanların yaptığı sosyal bir
faaliyet, maalesef gerek gençlerimizde gerekse kadınlarımızda bahsettiğimiz bu iki unsur
oldukça kısıtlı, bu da özellikle genç kadınların siyasete girmelerini kendilerine oralarda yer
bulabilmelerini oldukça kısıtlayan bir durum oluşturuyor. Ekonomik güç ve zaman
ayırabilmek olgusuna gelmeden tabiî ki aile ve çevre baskısını aşabilmiş olması
gerekmektedir. Diyelim ki aile ve çevre baskısını bir şekilde aştı, ailemizin durumuda iyi
maddi sıkıntımız da yok, aslında bu durumda siyasette ilerleyebilmek için önümüzde bir engel
görünmüyor ama yine olmuyor. Bu seferde işin içine siyasetin yapıldığı saatler, mekanlar,
erkek egemen ortamlar devreye giriyor. Siyasette yükselmenin büyük ağabeyleri tanımaktan
geçen bir sistemde maalesef genç kadınlarımızın siyaset gelecekleri çokta parlak
gözükmemekte. Henüz bekarken, çocuk ve ev sorumluluğuna girmemişken siyasi kariyerini
yukarılara taşıyamayan genç kızlarımızın birde bu sorumlulukların altına girdikleri
düşünülürse kadınlarımızın karar alma mekanizmalarında, parlamentoda, belediye
başkanlıklarında, belediye meclis üyeliklerinde neden görünmez olduklarını anlamak hiçte
güç olmayacaktır.
Nasıl ki siyaset geleneğimiz gençlerimize özelliklede genç kadınlarımıza çok fazla hayat hakkı
tanımıyorsa maalesef sivil toplum kuruluşlarında da yine gençlerimiz karar alma
mekanizmalarında kendilerine yer bulamıyorlar. Gençlerimizi sadece ayak işlerine koşturulan
konumdan, fikirlerine önem verilen, geleceğimizi kendilerine emanet edeceğimiz düşüncesini
aklımızdan çıkarmadan onların önünü açacak mekanizmaları geliştirmeden dünyaya
hükmeden güçler olamayacağımızı unutmamalıyız. Bu anlayışı sadece genç erkekler
üzerinden değil, kadın ve erkek tüm gençlerimize eşit fırsatlar sunarak geliştirmek
zorundayız. 06.05.2014
Nesrin SEMİZ
Download