HAYVANLARDA SİNDİRİM VE BESLENME

advertisement
HAYVANLARDA SİNDİRİM VE
BESLENME
•  Ç e y r e k p e y n i r l i
hamburgerdeki kaloriyi
yakmak için 3 saatlik bir
yürüyüş gerekir.
•  Ü l s e r h a s t a l ı k l a r ı n ı n
birçoğu stresten değil
bakterilerden kaynaklanır.
•  Bir insan her gün 1 litre
tükürük salgılar.
•  Ya k l a ş ı k b i r m i l y o n
k i ş i n i n g ü n l ü k
gereksinimlerini
karşılamaları için bir
yemek kaşığı B-12
vitamini yeterlidir.
Hayvan beslenmesi
• 
Hayvan beslenmesi; besinin alınımı, parçalarına ayrılması ve emilmesidir.
• 
Hayvanlar besini, hem enerji sağlamak, hem de yeni moleküller, hücreler
ve dokular yapmakta kullanacakları organik molekülleri bulmak amacıyla
tüketirler.
•  Beslenme şekline göre hayvanlar;
1.  Herbivorlar (otçullar, otoburlar); genellikle bitkiler ve alglerle
beslenenler (sığır, deniz sümüklüböceği ve termitler gibi)
2.  Karnivorlar (etçiller, etoburlar); Çoğunlukla diğer hayvanlarla
beslenenler (köpekbalıkları, atmaca, örümcek gibi)
3.  Omnivorlar (hepçil, hem et hemde ot yiyenler); Bitki ve alglerin yanısıra
bazen hayvanlarla da beslenenler (hamam böcekleri, kargalar, ayılar)
Bu tanımlamalar genellikle hayvanın yediği besin tipini ifade eder, ancak
çoğu hayvan fırsatçı olup normalde beslendikleri besin tipini
bulamadıklarında başka besinleri de tüketebilmektedirler. Örn geyikler
herbivordurlar ancak çim ve diğer bitkilerin yanında, bazen böcekleri,
solucanları ya da kuş yumurtalarını da yerler.
Hayvanlar beslenerek üç gereksinimi karşılarlar ;
1)  KİMYASAL ENERJİ
Enerji kaynağı.
2) ORGANİK MOLEKÜLLER
Büyümek ya da yapım reaksiyonları için gerekli ham maddeleri
sağlamak. Hayvanlar bir organik karbon kaynağına (şeker gibi) ve bir
organik azot kaynağına (protein gibi) gereksinim duyarlar. Hayvanlar
bu maddelerle başlayarak çeşitli organik molekülleri yapabilirler.
3) TEMEL BESİN MADDELERİ
Bir hayvanın hücrelerinin gereksinim duyduğu ancak
sentezleyemediği maddelere ESANSİYEL NUTRİENTLER (Temel
Besin Maddeleri) denir. Diyetle alınan bu besin maddeleri bazı
mineraller ile önceden yapılan organik molekülleri kapsar. Bazı besin
maddeleri tüm hayvanlar için esansiyel özellik gösterirken bazılarına
sadece belirli türler gereksinim duyar. Örn; askorbik asit (vit C)
insanlar, diğer primatlar, bazı kuşlar ve yılanlar için esansiyel besin
maddesiyken, diğer birçok hayvan için değildir.
Esansiyel Nutrientler
• 
Esansiyel Amino Asitler;
• 
Esansiyel Yağ Asitleri; Hayvanların yapamadıkları esansiyel yağ asitleri
doymamış yağ asitleridir. Örn insanlar zar fosfolipidlerini yapmak için
linoleik asite ihtiyaç duyarlar. Diyetlerinde yer alan tohumlari tahıllar ve
sebzeler genellikle yeterli oranda yağ içerdiğinden eksikliği nadirdir.
• 
Vitaminler;
• 
Mineraller; Demir ve kükürt gibi inorganik besin maddeleri olup genellikle
küçük miktarlarda (günde 1 mg’dan daha az ile 2500 mg) ihtiyaç duyulan
hayvan fizyolojisinde çok çeşitli işlevleri olan maddelerdir. Bazıları
kofaktör olarak enzimlerin yapısında yer alır.
Bazı minerallerin fazla miktarda alınması homeostatik dengeyi bozarak sağlığı
bozabilir. Örn tuz (NaCl) yüksek tansiyona neden olabilir. Aşırı demir alımıda
karaciğerde hasara neden olur.
Esansiyel Amino Asitler;
Hayvanlar protein sentezlemek
için amino asitlere ihtiyaç
duyarlar. Hayvan türlerinin çoğu
diyetlerinde kükürt ve organik
azot olduğu sürece bu a.a’in
yarısı kadarını sentezleyecek
enzimlere sahiptirler. Geriye
kalan a.a’ler nutrientlerden
sağlandığından bunlara
esansiyel a.a’ler denir. Erişkin
insanların da içinde bulunduğu
çoğu hayvan, diyetlerinde 8
a.a’in bulunmasına gereksinim
duyar (bebeklerde 9-histidin-) Et,
yumurta ve peynir gibi hayvansal
besinler de proteinler tamdır,
yani uygun oranlarda tüm aa’lerı
sağlarlar. Pek çok bitki proteini
ise tam değildir. Örn mısır
triptofan ve lizin açısından;
fasulye methionin bakımından
eksiktir.
B3
B5
B7
•  Diyette çok az oranda gereksinim duyulan (günlük 0.01-100 mg) ve çeşitli
işlevleri olan organik moleküllerdir. Örn vit B2 koenzim FAD’a dönüştürülür.
•  Yağda çözünen vitaminlerin fazlası, yağ dokusunda depolandığından aşırı
tüketimi bu vitaminlerin toksik düzeylerde biriktirilmesine yol açabilir.
Esansiyel Besin Maddelerinin Eksiklikleri
• 
• 
Çeşitli gelişim bozukluklarına,
hastalıklara hatta ölüme neden olabilir.
Örn sığırlar, geyikler ve diğer
herbivorlar fosfat içermeyen topraklarda
yetişen bitkilerle beslendiğinde kırılgan
kemiklere sahip olabilmektedir. Otlayan
hayvanlar eksik olan nutrientlerini, tuz
ya da mineral yiyerek kapatırlar.
İnsanlarda da esansiyel a.a içermeyen
yetersiz diyetler protein yetersizliğine
yol açar. Örn anne sütü yerine nişasta
ve kh lı besinlerle beslenen bebekler
protein yetersizliği ile karşılaşarak
fiziksel ve zihinsel engelli olabilir. Basit
pirinç diyetleriyle beslenen bireylerde
de; A vit eksikliği körlük ya da ölüme
neden olabilir.
Yetersiz beslenmeye; yeterli miktarda kimyasal enerji kaynağı sağlayamayan
diyet yol açar. Vücut önce kh ve yağları, sonra kendi proteinlerini yakıt için
yıkmaya başlar. Kaslar küçülmeye başlar, beyin protein eksikliği ile karşılaşır.
Eğer enerji girdisi harcanandan az olursa hayvan ölür.
GENEL ÖZELLİKLER
• Canlılar gelişimlerini sürdürebilme, enerji elde etme, üreme ve hareket gibi
faaliyetleri sürdürebilmek için beslenmek zorundadırlar.
• Besinlerin hücre zarlarından geçebilecek hale getirilmesine (Monomerlere
ayrılması) sindirim bu işlevi gerçekleştiren sisteme sindirim sistemi denir.
• Dişler, taşlık, gaga gibi organlarla besinlerin mekanik etkilerle küçük
parçalara ayrılmasına mekanik sindirim denir.
• Enzimler yardımıyla, küçük parçalara ayrılan besinlerin yapıtaşlarına
ayrılmasına kimyasal sindirim adı verilir. Bu reaksiyonlar hidrolizle
gerçekleşir.
• Enzimler besinlere hücre için de etki edebildiği gibi hücre dışında da etki
edebilir.
BESİNLERİN İŞLENMESİ
• Besinlerden yararlanma dört aşamada gerçekleşir. Yeme, Sindirme, Emilim ve
Atıkların Uzaklaştırılması
•  Yeme; besinin alınmasıdır.
•  Sindirim; besinlerin işlenmesidir. Besin, vücut tarafından emilebilecek
küçüklükteki moleküllere parçalanır. Mekanik sindirimde, besin küçük
parçalara yıkılarak kimyasal süreç için yüzey alanı artırılır. Kimyasal
sindirimde enzimler yardımıyla besinler yapıtaşlarına dönüşürler (Yağlar yağ
asiti ve gliserola, karbonhidratlar monosakkaritlere, proteinler ise
aminoasitlere)
•  Emilim; Hayvanın hücreleri a.a ve basit şekerler gibi küçük moleküleri
absorblar. Hücre dışı sindirimle elde edilen yapıtaşları (a.a ve basit şekerler)
bağırsaklardan emilerek kana karışır ve hücrelere kanla iletilir.
•  Atıkların Uzaklaştırılması; Sindirilemeyen besin maddelerinin dışarıya
atılımasıdır.
Sindirimdeki 4 temel basamak
Vücuda
katılanlar
2
1
parçalama
sindirim
mekanik
sindirim
Kimyasal
sindirim
besin
(polimerler)
Ağızda
3
emilim
Monomerler
4
Elenenler
Sindirilmeyen
besinler
Hayvanlardaki 4 temel beslenme mekanizması
Substratla
beslenenler
Sıvı ile beslenenler
Askıdaki maddelerle ve filtrasyonla beslenenler
İri besin parçaları yiyenler
•  Hücre içi Sindirim; besin kofulları (hidrolitik
enzimlerin besini parçaladığı hücresel
organeller) sindirimin yapıldığı en basit
kompartımandır. Besinin kofullar içinde
hidrolize uğratılası olan hücre iç sindirim de
hücre, katı besini fagositozla ya da sıvı besini
pinositozla bünyesine aldıktan sonra hücre içi
sindirim başlar. Yeni oluşmuş besin kofulları
lizozomlarla birleşerek besinler sindirilir.
Oluşan temel maddeler kofuldan çıkarak
sitoplazmaya dağılır. Örn; Paramesyum
•  Hücre Dışı Sindirim; Hayvanın vücudu
içerisinde yer alıp dışarıyla bağlantısı devam
eden bölümlerde besinlerin parçalanmasıdır.
Sindirim için bir yada daha fazla sayıda hücre
dışı bölmeye sahip olmak hayvana, fagositozla
bünyesine alabileceğinden çok daha büyük
besin parçalarını yeme yeteneği verir. Hücre
dışı sindirim sayesinde hücre içerisinde
sindirilmesi mümkün olmayan maddelerin
sindirilmesi sağlanır.
HİDRADA SİNDİRİM
• V ü c u t b o ş l u ğ u d ı ş s i n d i r i m i n
gerçekleştiği yerdir.
• Bu boşluk ağız ve anüs görevi gören tek
açıklığa sahiptir.
• Tentaküllerindeki nematosistleri (ağız
yoluyla) ile öldürdüğü canlıları
gastrovasküler boşluğuna aktarır.
Basit vücut planına sahip birçok
hayvan, tek bir açıklığı olan sindirim
odacığına sahiptir. Gastrovasküler
boşluk olarak bilinen bu kese, hem
sindirim hem de besin maddelerinin
vücutta dağılma işlevini üstlenir.
• G a s t r o v a s k ü l e r b o ş l u ğ u d ö ş e y e n
gastrodermis dokusundaki özelleşmiş
bez hücrelerimden salgılanan sindirim
enzimleri aracılğıyla avları parçalanır
daha sonra onları absorbe eder.
• B irçok yassı solucanda tek delikli
gastrovasküler boşluğa sahiptir.
• Toprak solucanında sindirim ağızla başlar
anüsle biter. Kaslı farinks ile besinler ağıza
emilir. Özafagusu geçen besinler, kursakta
nemlendirilerek bir süreliğine tutulur, taşlıkta
ise mekanik sindirime uğrar. Bağırsakta daha
ileri sindirim ile yapı taşına ayrılan besin emilir.
• Çekirgede ise kursakta depolanan besinler
m i d e d e k i m y a s a l s i n d i r i m e u ğ r a r,
bağırsaklardan da emilir. Ön bağırsak
(özafagus ve kursak), orta bağırsak ve son
bağırsak. Gastrik çekumlar olarak bilinen kör
keseler orta bağırsağın başlangıç kısmından
dışarı doğru uzanır, hem sindirim hem de
emilimde iş görürler.
• Kuşlarda dişler bulunmaz taşlıkta bulunan
küçük taşlar besinleri mekanik sindirime
uğratır. Besin maddelerinin kimyasal sindirimi
ve emilimi bağırsakta gerçekleşir.
Sindirim borusu
• Sindirim artıkları böbrekten gelen boşaltım
ürünleri ile birlikte kloak adı verilen ortak bir
kanaldan dışarı atılır.
• İneğin midesi 4 bölümden oluşmuştur. İşkembe ve börkenekte birçok tek hücreli
canlı yaşar. İşkembe ve börkenek yolunu izleyen besin tekrar ağza getirilir.
• İkince kez çiğnenerek yutulan besinler tam fermente edilerek selüloz dahil temel
parçalarına ayrılmaya başlar, besin kırkbayır ve şirden yoluyla ince bağırsaklara
geçer ve sindirilir.
• Etçil canlılarda kesici ve köpek dişleri gelişmiş ayrıca kör bağırsak da bir
körelme meydana gelmiştir.
• Otçul canlılarda ise azı dişleri daha gelişmiş, besinlerin tam parçalanması ve
emilimin arttırılması amacıyla kör bağırsak ve kalın bağırsak daha uzamıştır.
İNSANDA SİNDİRİM SİSTEMİ
• İnsanda sindirim kanalı; ağız, yutak, yemek borusu, mide, incebağırsak, oniki
parmak bağırsağı, kör bağırsak, kalın bağırsak, rektum ve anüs olmak üzere
bölümlere ayrılır.
• Sindirim kanalına tükrük bezleri (3 çift), safra kesesi, mide, karaciğer, pankreas
ve ince bağırsakta bulunan bezler salgılar gönderirler.
• Özelleşmiş bazı bölgelere geçiş noktasında sfinkter denilen halkasal kas
yapısında kapakçıklar vardır. Sindirim kanalını kapatmak için torba ağzı büzen ip
gibi çalışan sfinkterler, maddelerin bölümler arasındaki geçişini düzenlerler.
YUTAK VE YEMEK BORUSU
• Tükürük salgısı kulak altı, dil altı ve çene altı tükürük bezleri tarafından salgılanır.
• Tükürük içinde amilaz enzimi, mukus, su, Na ve Ca iyonları bulunur.
• Boğaz bölgesi yutakta (farinks), 2 yöne ayrılır. Yemek borusu ve nefes borusu
(trake). Yemek borusu mideye bağlanırken, trake akciğerlere gider. Yutkunma
sırasında gırtlak kapağı (Epiglottis) ses telleri ve aralarındaki açıklığı yani glottisi
ve dolayısıyla soluk borusunun üzerini kapar, besin yemek borusuna geçer.
• Yemek borusunun içindeki düz kasların arka arkaya peristaltik kasılmaları sonucu
besin mideye doğru iletilir. Çizgili kaslar, yemek borusunun üst tarafında yer alır
ve yutma sırasında etkindir.
MİDE YAPISI
• Ç apraz, halka ve boyuna düz
kaslara sahiptir.
• Mukoza tabakasındaki hücreler HCI
ve proteaz ya da Pepsin enzimi
salgılarlar.
• Diyaframın hemen altında yer alır ve
besinleri depolar, proteinlerin
sindirimini başlatır. Akordeon
benzeri kıvrımları ve çok elastiki
duvarıyla bu organ yaklaşık 2l. besin
ve sıvı barındıracak şekilde
esneyebilir.
Mide özsuyu olarak
bilinen sindirim sıvısı salgılayan
mide, besinlerle bu sıvıyı
k a r ı ş t ı r a r a k k a s ı l m a l a r y a p a r.
Yenmiş besinler ve sindirim sıvısının
oluşturduğu karışıma KİMUS adı
verilir.
• Mide bezleri içindeki bazı hücreler
gastrin hormonu salgılarlar bu
hormonlar kan yoluyla diğer salgı
hücrelerini uyarır.
• Mukus sıvısı mide iç yüzeyini asit
ortamdan korur.
Ülser
–  Mide hücrelerinin hasar
görmesidir.
–  Genellikle bakteriler sebep
olur.
–  Örneğin:
Helicobacter pylori
Reflü
-  Mideden yemek borusunun alt
ucuna asidik kimusun geri
kaçması olayıdır.
-  Ye m e k b o r u s u n d a g ö ğ ü s
yanması şeklinde tanımlanan
rahatsızlığı yapar.
ONİKİPARMAK BAĞIRSAĞI
• K araciğerden salgılanan
safra ve pankreastan gelen
sindirim enzimleri
onikiparmak bağırsağına
salgılanır.
• Safra; sindirim enzimleri
içermez safra tuzları
yağların parçalanarak
substrat yüzeylerinin
artmasını sağlar. Böylece
k o l a y s i n d i r i m
gerçekleşmiş olur.
İnce bağırsağın ilk 25 cm‘lik bölümü duodenum
(onikiparmak bağırsağı)nı oluşturur. Mideden
çıkan kimus burada, pankreas, karaciğer ve safra
kesesinden gelen salgı bezlerinin salgılarıyla
karışır. Mide ve duodenumdan salınan hormonlar,
sindirim kanalına salgılanan sindirim salgılarını
kontrol eder.
• Onikiparmak bağırsağında
emilim olmaz mideden
gelen besinlerin
parçalanması ve karaciğer
ile pankreastan gelen
salgılarla karışımı bu
kısımda gerçekleşir.
İnce Bağırsaktaki Sindirim
• 
Besin maddelerinin kimyasal sindirimi ağız boşluğu yada midede
başlasa da, besini oluşturan makromoleküllern enzimatik sindirimi
çoğunlukla İnce bağısakta oluşur.
•  Uzunluğu insanda 6 metrenin üzerinde olup sindirim kanalının en uzun
bölümüdür. Adını kalın bağırsağa oranla daha küçük olan çapından
alır.
•  3 bölümden oluşur;
* duodenum (sindirimin öneml kısmı burada tamamlanır)
** Jejenum
*** İleum
Jejenum ve ileumda çoğunlukla besinlerin ve suyun emilimi gerçekleşir.
Duodenumun epitel tabakası, bazı sindirim enzimlerinin kaynağıdır.
Bazıları duodenum boşluğuna salgılanırken bazıları da epitel hücrelerin
yüzeylerine tutunurlar.
Enzimler ile hidroliz devam ederken peristalsis, kimus ve sindirim
sıvılarının oluşturduğu karışımı ince bağırsak boyunca ilerletir.
İNCE BAĞIRSAK
• Kıvrımlar yaparak sindirim ve emilim yüzeyi artmıştır (300m2). İnce bağırsağı
içten kuşatan astardaki büyük katlantılar, villus adlı parmak benzeri çıkıntılarla
kaplıdır. Bir villusun epitel hücresi de bağırsak boşluğuna bakan yüzeyinde
mikrovillus denilen mikroskobik çıkıntılara sahiptir.
• Besinler temel maddelerine ayrıldıktan sonra mikrovilluslar yardımıyla
emilirler, besinlerin emilmesinde lenf kılcalları da görev yapar.
• Peristaltik hareketler besinlerin bağırsak içinde hareketini sağlar.
KALIN BAĞIRSAK
• Sindirim kanalı kolon, çekum ve rektumu kapsayan kalın bağırsakla sona erer.
• İnce bağırsak kalın bağırsakla T benzeri bağlantıyla birleşir.
• Kalın bağırsakta sadece suyun geri emilmesi sağlanır. Ayrıca faydalı
bakterilerle K ve çeşitli B vitaminleri sentezinin emilmesini gerçekleştirir.
•  T’nin bir kolu rektum ve anüse ulaşan 1.5 m.
uzunluğunda kolon, diğer kolu ise çekum
olarak adlandırılan bir kesedir. Çekum
Kolonun
özellikle bitkiyle beslenen hayvanlarda
çıkan kolu
fermentasyon içn önemlidir. İnsanlarda
çekum küçük olup parmak şekline çıkıntıya
İnce bağırsak
sahiptir (apandis).
•  Kolonun temel işlevi, sindirim kanalına
giren sıvıların su kısmını geri kazanmaktır.
Kolon boşluğundan Na+ ve diğer iyonlar
dışarıya pompalandığından su osmozla geri
emilir.
Çekum
Sindirim sisteminin artığı olan dışkı, peristalsisle kolon boyunca ilerledikçe
katılaşır ve kolonu kat etmeleri yaklaşık 12-24 saat sürer. Eğer kolonun astarı
viral yada bakteriyel enfeksiyonla tahriş olmuşsa, az su emilimi olacağından
ishal görülür. Kabızlıkta ise dışkı kolonda yavaş ilerlediğinden, fazla su da geri
emilmekte ve böylece dışkı daha da katılaşmaktadır.
HORMONAL KONTROL
• Besin mideye ulaştığında; Mideden
salgılanan Gastrin hormonu
midedeki salgı hücrelerini uyarır.
Enterogastron hormonu midenin
faaliyetlerini durdurucu yönde etki
yapar.
• B e s i n l e r o n i k i p a r m a k
bağırsağına girdiğinde sekretin
etkisiyle pankreastan salgılanan
enzimler mideden gelen asit ortamı
nötralize eder.
• K o l e s i s t o k i n i n ( K S K ) h e m
karaciğeri hem de pankreası salgı
yapması için uyarır.
• E ğ e r k i m u s yağ bakımından
zenginse, yüksek KSK ve sekretin
salınarak mide etkilenir, peristalsisi
ve mide özsuyu salgılanmasını
inhibe ederek sindirimi yavaşlatır.
GLUKOZ HOMEOSTASİSİ
1.Kanda glukoz seviyesi
yükseldiğinde pankreas
2. İnsülin hormonu
insülin hormonunu kana salgılar.
hücrelerde ve
karaciğerde
glukozun glikojen
olarak
depolanmasını
sağlar. Ve kandaki
HÜCRESEL
glukoz seviyesi
YAKITIN
azalır.
HOMEOSTATİK
OLARAK
DÜZENLENMESİ
4.Glukagon hormonu
karaciğerde glikojenin
glukoza dönüşmesini
sağlar ve kan glukoz
seviyesi yükselir.
3. Kandaki glukoz
seviyesi azalırsa
pankreas glukagon
hormonunu salgılar.
KARACİĞERİN GÖREVLERİ
• Yaşlı alyuvarların parçalandığı yerdir.
• Safrayı üretir ve salgılar.
• K a r b o n h i d r a t m e t a b o l i z m a s ı n ı
düzenler.
• Karoteini A vitaminine dönüştürür.
• Yağda eriyen vitaminleri depolar.
• P rotein ve Yağ metabolizmasını
ayarlar.
• K a n ı n p ı h t ı l a ş m a s ı n ı s a ğ l a y a n
fibrinojen ve protrombini sentezler.
• Toksik maddeleri etkisiz hale getirir.
İnsan sindirim sisteminde kimyasal sindirim
Ağız
Mide
İnce
bağırsak
(pankreas enzimleri)
İnce bağırsak
(epitel enzimleri)
Erepsin
BESİNLERİN EMİLMESİ
• Glikoz ve amino asitler hücre zarından
aktif taşıma ile emilir.
• Monomerler, su ve vitaminler emilip kan
kılcallarına taşınırlar ve kapı toplardamarı
ile karaciğere iletilirler.
• Yağ asitleri, gliserol ve yağda çözünen
vitaminler ise yağda eriyebilen maddeler
oldukları için epitel hücre zarlarından
geçip ER ye ulaşırlar.
• Epitel hücrelerinde (ER) sentezlenen
yağlar kolesterol ve proteinlerle (Golgi de)
kaplanarak şilomikron denilen yapıları
oluşturup lenfe geçerler.
• Bağırsaktan çıkan şilomikronlar, önce
epitel hücreden her villusun merkezindeki
damara (LAKTEAL) geçer. Lakteallerle
başlayan ve şilomikronları içeren lenf,
lenfatik sistemin büyük damarlarına geçer
ve sonunda kanı kalbe döndüren büyük
toplardamarlara boşalır.
Obezite (Aşırı şişmanlık)
•  Omurgalılar, fazla kalorilerini glikojen (karaciğer ve kas hücrelerinde) ve yağ
halinde (yağ hücrelerinde) depolarlar. Hayvan, kazandığından daha fazla kalori
harcarsa bu enerji depolarından faydalanır. Ancak eğer hayvan normal
metabolizma için gerekenden daha çok kalori alırsa, önemli bir sağlık sorunu
olan obezite ile karşılaşabilir.
•  Leptin ve insülin de dahil olmak üzere bazı hormonlar beynin tokluk merkezini
etkileyerek iştahı düzenlerler.
•  İnsan vücudu yağ depolamaya eğilimli olmasına karşın kilo almaya ve
vermeye bazı sınırlamalar getirmiştir. Yağ depolanması ve kullanımında
karmaşık geri bildirim mekanizmaları rol oynar.
•  Memelilerde yağ dokusu tarafından salgılanan leptin adlı hormon önemli bir
işleve sahiptir. Yağ dokusundaki artış leptin düzeyini arttırır ve beyin
uyarılarak iştah baskılanır ayrıca kas etkinliklerinde ve vücut ısısında artış
olur. Bu geri bildirim mekanizmaları, bazı bireylerde vücut ağırlığının çok dar
sınırlar içerisinde kalmasını sağlarken, daha geniş insan topluluklarında ise
oldukça büyük sınırlarda olmasını sağlamaktadır. Ayrıca genler ve bazı beyin
kimyasalları da obezite de rol oynamaktadır.
•  Hayvanlar aşırı yağlanmanın yararlı amaçları vardır.
Uzun mesafe yolculuk eden vücut ağırlığını azaltmada
ve kalori depolamada yağlar diğer besinlere göre daha
avantajlıdır.
İştah düzenleyici hormonlardan bazıları
Mide duvarından salgılanan ghrelin,
açlık hissini uyarır.
Doyma merkezi
Yemekten sonra kan şeker düzeyindeki
artış, pankreası insülin salgılaması için
uyarır. İnsülin beyin üzerinde etkili
olarak iştahı baskılar.
Adipoz (yağ) doku tarafından üretilen
leptin, iştahı baskılar. Vücuttaki yağ
miktarı azalırsa, leptin düzeyi de
azalarak iştahın artmasına yol açar.
Yemeklerden sonra ince bağırsaktan
salgılanan PYY hormonu, iştahı
baskılayarak, ghrelin hormonunkine
aksi etkiyi sağlar.
Besin işlenmesi ve memeli sindirim sistemi özeti
Kalbe giden venler
Karaciğer
Tükrük bezi
salgıları
Mide bezi
salgıları
Karaciğer ve
pankreas salgıları
Kalın
bağırsak
Download