HAYVANLARDA SİNDİRİM VE BESLENME • Ç e y r e k p e y n i r l i hamburgerdeki kaloriyi yakmak için 3 saatlik bir yürüyüş gerekir. • Ü l s e r h a s t a l ı k l a r ı n ı n birçoğu stresten değil bakterilerden kaynaklanır. • Bir insan her gün 1 litre tükürük salgılar. • Ya k l a ş ı k b i r m i l y o n k i ş i n i n g ü n l ü k gereksinimlerini karşılamaları için bir yemek kaşığı B-12 vitamini yeterlidir. Hayvan beslenmesi • Hayvan beslenmesi; besinin alınımı, parçalarına ayrılması ve emilmesidir. • Hayvanlar besini, hem enerji sağlamak, hem de yeni moleküller, hücreler ve dokular yapmakta kullanacakları organik molekülleri bulmak amacıyla tüketirler. • Beslenme şekline göre hayvanlar; 1. Herbivorlar (otçullar, otoburlar); genellikle bitkiler ve alglerle beslenenler (sığır, deniz sümüklüböceği ve termitler gibi) 2. Karnivorlar (etçiller, etoburlar); Çoğunlukla diğer hayvanlarla beslenenler (köpekbalıkları, atmaca, örümcek gibi) 3. Omnivorlar (hepçil, hem et hemde ot yiyenler); Bitki ve alglerin yanısıra bazen hayvanlarla da beslenenler (hamam böcekleri, kargalar, ayılar) Bu tanımlamalar genellikle hayvanın yediği besin tipini ifade eder, ancak çoğu hayvan fırsatçı olup normalde beslendikleri besin tipini bulamadıklarında başka besinleri de tüketebilmektedirler. Örn geyikler herbivordurlar ancak çim ve diğer bitkilerin yanında, bazen böcekleri, solucanları ya da kuş yumurtalarını da yerler. Hayvanlar beslenerek üç gereksinimi karşılarlar ; 1) KİMYASAL ENERJİ Enerji kaynağı. 2) ORGANİK MOLEKÜLLER Büyümek ya da yapım reaksiyonları için gerekli ham maddeleri sağlamak. Hayvanlar bir organik karbon kaynağına (şeker gibi) ve bir organik azot kaynağına (protein gibi) gereksinim duyarlar. Hayvanlar bu maddelerle başlayarak çeşitli organik molekülleri yapabilirler. 3) TEMEL BESİN MADDELERİ Bir hayvanın hücrelerinin gereksinim duyduğu ancak sentezleyemediği maddelere ESANSİYEL NUTRİENTLER (Temel Besin Maddeleri) denir. Diyetle alınan bu besin maddeleri bazı mineraller ile önceden yapılan organik molekülleri kapsar. Bazı besin maddeleri tüm hayvanlar için esansiyel özellik gösterirken bazılarına sadece belirli türler gereksinim duyar. Örn; askorbik asit (vit C) insanlar, diğer primatlar, bazı kuşlar ve yılanlar için esansiyel besin maddesiyken, diğer birçok hayvan için değildir. Esansiyel Nutrientler • Esansiyel Amino Asitler; • Esansiyel Yağ Asitleri; Hayvanların yapamadıkları esansiyel yağ asitleri doymamış yağ asitleridir. Örn insanlar zar fosfolipidlerini yapmak için linoleik asite ihtiyaç duyarlar. Diyetlerinde yer alan tohumlari tahıllar ve sebzeler genellikle yeterli oranda yağ içerdiğinden eksikliği nadirdir. • Vitaminler; • Mineraller; Demir ve kükürt gibi inorganik besin maddeleri olup genellikle küçük miktarlarda (günde 1 mg’dan daha az ile 2500 mg) ihtiyaç duyulan hayvan fizyolojisinde çok çeşitli işlevleri olan maddelerdir. Bazıları kofaktör olarak enzimlerin yapısında yer alır. Bazı minerallerin fazla miktarda alınması homeostatik dengeyi bozarak sağlığı bozabilir. Örn tuz (NaCl) yüksek tansiyona neden olabilir. Aşırı demir alımıda karaciğerde hasara neden olur. Esansiyel Amino Asitler; Hayvanlar protein sentezlemek için amino asitlere ihtiyaç duyarlar. Hayvan türlerinin çoğu diyetlerinde kükürt ve organik azot olduğu sürece bu a.a’in yarısı kadarını sentezleyecek enzimlere sahiptirler. Geriye kalan a.a’ler nutrientlerden sağlandığından bunlara esansiyel a.a’ler denir. Erişkin insanların da içinde bulunduğu çoğu hayvan, diyetlerinde 8 a.a’in bulunmasına gereksinim duyar (bebeklerde 9-histidin-) Et, yumurta ve peynir gibi hayvansal besinler de proteinler tamdır, yani uygun oranlarda tüm aa’lerı sağlarlar. Pek çok bitki proteini ise tam değildir. Örn mısır triptofan ve lizin açısından; fasulye methionin bakımından eksiktir. B3 B5 B7 • Diyette çok az oranda gereksinim duyulan (günlük 0.01-100 mg) ve çeşitli işlevleri olan organik moleküllerdir. Örn vit B2 koenzim FAD’a dönüştürülür. • Yağda çözünen vitaminlerin fazlası, yağ dokusunda depolandığından aşırı tüketimi bu vitaminlerin toksik düzeylerde biriktirilmesine yol açabilir. Esansiyel Besin Maddelerinin Eksiklikleri • • Çeşitli gelişim bozukluklarına, hastalıklara hatta ölüme neden olabilir. Örn sığırlar, geyikler ve diğer herbivorlar fosfat içermeyen topraklarda yetişen bitkilerle beslendiğinde kırılgan kemiklere sahip olabilmektedir. Otlayan hayvanlar eksik olan nutrientlerini, tuz ya da mineral yiyerek kapatırlar. İnsanlarda da esansiyel a.a içermeyen yetersiz diyetler protein yetersizliğine yol açar. Örn anne sütü yerine nişasta ve kh lı besinlerle beslenen bebekler protein yetersizliği ile karşılaşarak fiziksel ve zihinsel engelli olabilir. Basit pirinç diyetleriyle beslenen bireylerde de; A vit eksikliği körlük ya da ölüme neden olabilir. Yetersiz beslenmeye; yeterli miktarda kimyasal enerji kaynağı sağlayamayan diyet yol açar. Vücut önce kh ve yağları, sonra kendi proteinlerini yakıt için yıkmaya başlar. Kaslar küçülmeye başlar, beyin protein eksikliği ile karşılaşır. Eğer enerji girdisi harcanandan az olursa hayvan ölür. GENEL ÖZELLİKLER • Canlılar gelişimlerini sürdürebilme, enerji elde etme, üreme ve hareket gibi faaliyetleri sürdürebilmek için beslenmek zorundadırlar. • Besinlerin hücre zarlarından geçebilecek hale getirilmesine (Monomerlere ayrılması) sindirim bu işlevi gerçekleştiren sisteme sindirim sistemi denir. • Dişler, taşlık, gaga gibi organlarla besinlerin mekanik etkilerle küçük parçalara ayrılmasına mekanik sindirim denir. • Enzimler yardımıyla, küçük parçalara ayrılan besinlerin yapıtaşlarına ayrılmasına kimyasal sindirim adı verilir. Bu reaksiyonlar hidrolizle gerçekleşir. • Enzimler besinlere hücre için de etki edebildiği gibi hücre dışında da etki edebilir. BESİNLERİN İŞLENMESİ • Besinlerden yararlanma dört aşamada gerçekleşir. Yeme, Sindirme, Emilim ve Atıkların Uzaklaştırılması • Yeme; besinin alınmasıdır. • Sindirim; besinlerin işlenmesidir. Besin, vücut tarafından emilebilecek küçüklükteki moleküllere parçalanır. Mekanik sindirimde, besin küçük parçalara yıkılarak kimyasal süreç için yüzey alanı artırılır. Kimyasal sindirimde enzimler yardımıyla besinler yapıtaşlarına dönüşürler (Yağlar yağ asiti ve gliserola, karbonhidratlar monosakkaritlere, proteinler ise aminoasitlere) • Emilim; Hayvanın hücreleri a.a ve basit şekerler gibi küçük moleküleri absorblar. Hücre dışı sindirimle elde edilen yapıtaşları (a.a ve basit şekerler) bağırsaklardan emilerek kana karışır ve hücrelere kanla iletilir. • Atıkların Uzaklaştırılması; Sindirilemeyen besin maddelerinin dışarıya atılımasıdır. Sindirimdeki 4 temel basamak Vücuda katılanlar 2 1 parçalama sindirim mekanik sindirim Kimyasal sindirim besin (polimerler) Ağızda 3 emilim Monomerler 4 Elenenler Sindirilmeyen besinler Hayvanlardaki 4 temel beslenme mekanizması Substratla beslenenler Sıvı ile beslenenler Askıdaki maddelerle ve filtrasyonla beslenenler İri besin parçaları yiyenler • Hücre içi Sindirim; besin kofulları (hidrolitik enzimlerin besini parçaladığı hücresel organeller) sindirimin yapıldığı en basit kompartımandır. Besinin kofullar içinde hidrolize uğratılası olan hücre iç sindirim de hücre, katı besini fagositozla ya da sıvı besini pinositozla bünyesine aldıktan sonra hücre içi sindirim başlar. Yeni oluşmuş besin kofulları lizozomlarla birleşerek besinler sindirilir. Oluşan temel maddeler kofuldan çıkarak sitoplazmaya dağılır. Örn; Paramesyum • Hücre Dışı Sindirim; Hayvanın vücudu içerisinde yer alıp dışarıyla bağlantısı devam eden bölümlerde besinlerin parçalanmasıdır. Sindirim için bir yada daha fazla sayıda hücre dışı bölmeye sahip olmak hayvana, fagositozla bünyesine alabileceğinden çok daha büyük besin parçalarını yeme yeteneği verir. Hücre dışı sindirim sayesinde hücre içerisinde sindirilmesi mümkün olmayan maddelerin sindirilmesi sağlanır. HİDRADA SİNDİRİM • V ü c u t b o ş l u ğ u d ı ş s i n d i r i m i n gerçekleştiği yerdir. • Bu boşluk ağız ve anüs görevi gören tek açıklığa sahiptir. • Tentaküllerindeki nematosistleri (ağız yoluyla) ile öldürdüğü canlıları gastrovasküler boşluğuna aktarır. Basit vücut planına sahip birçok hayvan, tek bir açıklığı olan sindirim odacığına sahiptir. Gastrovasküler boşluk olarak bilinen bu kese, hem sindirim hem de besin maddelerinin vücutta dağılma işlevini üstlenir. • G a s t r o v a s k ü l e r b o ş l u ğ u d ö ş e y e n gastrodermis dokusundaki özelleşmiş bez hücrelerimden salgılanan sindirim enzimleri aracılğıyla avları parçalanır daha sonra onları absorbe eder. • B irçok yassı solucanda tek delikli gastrovasküler boşluğa sahiptir. • Toprak solucanında sindirim ağızla başlar anüsle biter. Kaslı farinks ile besinler ağıza emilir. Özafagusu geçen besinler, kursakta nemlendirilerek bir süreliğine tutulur, taşlıkta ise mekanik sindirime uğrar. Bağırsakta daha ileri sindirim ile yapı taşına ayrılan besin emilir. • Çekirgede ise kursakta depolanan besinler m i d e d e k i m y a s a l s i n d i r i m e u ğ r a r, bağırsaklardan da emilir. Ön bağırsak (özafagus ve kursak), orta bağırsak ve son bağırsak. Gastrik çekumlar olarak bilinen kör keseler orta bağırsağın başlangıç kısmından dışarı doğru uzanır, hem sindirim hem de emilimde iş görürler. • Kuşlarda dişler bulunmaz taşlıkta bulunan küçük taşlar besinleri mekanik sindirime uğratır. Besin maddelerinin kimyasal sindirimi ve emilimi bağırsakta gerçekleşir. Sindirim borusu • Sindirim artıkları böbrekten gelen boşaltım ürünleri ile birlikte kloak adı verilen ortak bir kanaldan dışarı atılır. • İneğin midesi 4 bölümden oluşmuştur. İşkembe ve börkenekte birçok tek hücreli canlı yaşar. İşkembe ve börkenek yolunu izleyen besin tekrar ağza getirilir. • İkince kez çiğnenerek yutulan besinler tam fermente edilerek selüloz dahil temel parçalarına ayrılmaya başlar, besin kırkbayır ve şirden yoluyla ince bağırsaklara geçer ve sindirilir. • Etçil canlılarda kesici ve köpek dişleri gelişmiş ayrıca kör bağırsak da bir körelme meydana gelmiştir. • Otçul canlılarda ise azı dişleri daha gelişmiş, besinlerin tam parçalanması ve emilimin arttırılması amacıyla kör bağırsak ve kalın bağırsak daha uzamıştır. İNSANDA SİNDİRİM SİSTEMİ • İnsanda sindirim kanalı; ağız, yutak, yemek borusu, mide, incebağırsak, oniki parmak bağırsağı, kör bağırsak, kalın bağırsak, rektum ve anüs olmak üzere bölümlere ayrılır. • Sindirim kanalına tükrük bezleri (3 çift), safra kesesi, mide, karaciğer, pankreas ve ince bağırsakta bulunan bezler salgılar gönderirler. • Özelleşmiş bazı bölgelere geçiş noktasında sfinkter denilen halkasal kas yapısında kapakçıklar vardır. Sindirim kanalını kapatmak için torba ağzı büzen ip gibi çalışan sfinkterler, maddelerin bölümler arasındaki geçişini düzenlerler. YUTAK VE YEMEK BORUSU • Tükürük salgısı kulak altı, dil altı ve çene altı tükürük bezleri tarafından salgılanır. • Tükürük içinde amilaz enzimi, mukus, su, Na ve Ca iyonları bulunur. • Boğaz bölgesi yutakta (farinks), 2 yöne ayrılır. Yemek borusu ve nefes borusu (trake). Yemek borusu mideye bağlanırken, trake akciğerlere gider. Yutkunma sırasında gırtlak kapağı (Epiglottis) ses telleri ve aralarındaki açıklığı yani glottisi ve dolayısıyla soluk borusunun üzerini kapar, besin yemek borusuna geçer. • Yemek borusunun içindeki düz kasların arka arkaya peristaltik kasılmaları sonucu besin mideye doğru iletilir. Çizgili kaslar, yemek borusunun üst tarafında yer alır ve yutma sırasında etkindir. MİDE YAPISI • Ç apraz, halka ve boyuna düz kaslara sahiptir. • Mukoza tabakasındaki hücreler HCI ve proteaz ya da Pepsin enzimi salgılarlar. • Diyaframın hemen altında yer alır ve besinleri depolar, proteinlerin sindirimini başlatır. Akordeon benzeri kıvrımları ve çok elastiki duvarıyla bu organ yaklaşık 2l. besin ve sıvı barındıracak şekilde esneyebilir. Mide özsuyu olarak bilinen sindirim sıvısı salgılayan mide, besinlerle bu sıvıyı k a r ı ş t ı r a r a k k a s ı l m a l a r y a p a r. Yenmiş besinler ve sindirim sıvısının oluşturduğu karışıma KİMUS adı verilir. • Mide bezleri içindeki bazı hücreler gastrin hormonu salgılarlar bu hormonlar kan yoluyla diğer salgı hücrelerini uyarır. • Mukus sıvısı mide iç yüzeyini asit ortamdan korur. Ülser – Mide hücrelerinin hasar görmesidir. – Genellikle bakteriler sebep olur. – Örneğin: Helicobacter pylori Reflü - Mideden yemek borusunun alt ucuna asidik kimusun geri kaçması olayıdır. - Ye m e k b o r u s u n d a g ö ğ ü s yanması şeklinde tanımlanan rahatsızlığı yapar. ONİKİPARMAK BAĞIRSAĞI • K araciğerden salgılanan safra ve pankreastan gelen sindirim enzimleri onikiparmak bağırsağına salgılanır. • Safra; sindirim enzimleri içermez safra tuzları yağların parçalanarak substrat yüzeylerinin artmasını sağlar. Böylece k o l a y s i n d i r i m gerçekleşmiş olur. İnce bağırsağın ilk 25 cm‘lik bölümü duodenum (onikiparmak bağırsağı)nı oluşturur. Mideden çıkan kimus burada, pankreas, karaciğer ve safra kesesinden gelen salgı bezlerinin salgılarıyla karışır. Mide ve duodenumdan salınan hormonlar, sindirim kanalına salgılanan sindirim salgılarını kontrol eder. • Onikiparmak bağırsağında emilim olmaz mideden gelen besinlerin parçalanması ve karaciğer ile pankreastan gelen salgılarla karışımı bu kısımda gerçekleşir. İnce Bağırsaktaki Sindirim • Besin maddelerinin kimyasal sindirimi ağız boşluğu yada midede başlasa da, besini oluşturan makromoleküllern enzimatik sindirimi çoğunlukla İnce bağısakta oluşur. • Uzunluğu insanda 6 metrenin üzerinde olup sindirim kanalının en uzun bölümüdür. Adını kalın bağırsağa oranla daha küçük olan çapından alır. • 3 bölümden oluşur; * duodenum (sindirimin öneml kısmı burada tamamlanır) ** Jejenum *** İleum Jejenum ve ileumda çoğunlukla besinlerin ve suyun emilimi gerçekleşir. Duodenumun epitel tabakası, bazı sindirim enzimlerinin kaynağıdır. Bazıları duodenum boşluğuna salgılanırken bazıları da epitel hücrelerin yüzeylerine tutunurlar. Enzimler ile hidroliz devam ederken peristalsis, kimus ve sindirim sıvılarının oluşturduğu karışımı ince bağırsak boyunca ilerletir. İNCE BAĞIRSAK • Kıvrımlar yaparak sindirim ve emilim yüzeyi artmıştır (300m2). İnce bağırsağı içten kuşatan astardaki büyük katlantılar, villus adlı parmak benzeri çıkıntılarla kaplıdır. Bir villusun epitel hücresi de bağırsak boşluğuna bakan yüzeyinde mikrovillus denilen mikroskobik çıkıntılara sahiptir. • Besinler temel maddelerine ayrıldıktan sonra mikrovilluslar yardımıyla emilirler, besinlerin emilmesinde lenf kılcalları da görev yapar. • Peristaltik hareketler besinlerin bağırsak içinde hareketini sağlar. KALIN BAĞIRSAK • Sindirim kanalı kolon, çekum ve rektumu kapsayan kalın bağırsakla sona erer. • İnce bağırsak kalın bağırsakla T benzeri bağlantıyla birleşir. • Kalın bağırsakta sadece suyun geri emilmesi sağlanır. Ayrıca faydalı bakterilerle K ve çeşitli B vitaminleri sentezinin emilmesini gerçekleştirir. • T’nin bir kolu rektum ve anüse ulaşan 1.5 m. uzunluğunda kolon, diğer kolu ise çekum olarak adlandırılan bir kesedir. Çekum Kolonun özellikle bitkiyle beslenen hayvanlarda çıkan kolu fermentasyon içn önemlidir. İnsanlarda çekum küçük olup parmak şekline çıkıntıya İnce bağırsak sahiptir (apandis). • Kolonun temel işlevi, sindirim kanalına giren sıvıların su kısmını geri kazanmaktır. Kolon boşluğundan Na+ ve diğer iyonlar dışarıya pompalandığından su osmozla geri emilir. Çekum Sindirim sisteminin artığı olan dışkı, peristalsisle kolon boyunca ilerledikçe katılaşır ve kolonu kat etmeleri yaklaşık 12-24 saat sürer. Eğer kolonun astarı viral yada bakteriyel enfeksiyonla tahriş olmuşsa, az su emilimi olacağından ishal görülür. Kabızlıkta ise dışkı kolonda yavaş ilerlediğinden, fazla su da geri emilmekte ve böylece dışkı daha da katılaşmaktadır. HORMONAL KONTROL • Besin mideye ulaştığında; Mideden salgılanan Gastrin hormonu midedeki salgı hücrelerini uyarır. Enterogastron hormonu midenin faaliyetlerini durdurucu yönde etki yapar. • B e s i n l e r o n i k i p a r m a k bağırsağına girdiğinde sekretin etkisiyle pankreastan salgılanan enzimler mideden gelen asit ortamı nötralize eder. • K o l e s i s t o k i n i n ( K S K ) h e m karaciğeri hem de pankreası salgı yapması için uyarır. • E ğ e r k i m u s yağ bakımından zenginse, yüksek KSK ve sekretin salınarak mide etkilenir, peristalsisi ve mide özsuyu salgılanmasını inhibe ederek sindirimi yavaşlatır. GLUKOZ HOMEOSTASİSİ 1.Kanda glukoz seviyesi yükseldiğinde pankreas 2. İnsülin hormonu insülin hormonunu kana salgılar. hücrelerde ve karaciğerde glukozun glikojen olarak depolanmasını sağlar. Ve kandaki HÜCRESEL glukoz seviyesi YAKITIN azalır. HOMEOSTATİK OLARAK DÜZENLENMESİ 4.Glukagon hormonu karaciğerde glikojenin glukoza dönüşmesini sağlar ve kan glukoz seviyesi yükselir. 3. Kandaki glukoz seviyesi azalırsa pankreas glukagon hormonunu salgılar. KARACİĞERİN GÖREVLERİ • Yaşlı alyuvarların parçalandığı yerdir. • Safrayı üretir ve salgılar. • K a r b o n h i d r a t m e t a b o l i z m a s ı n ı düzenler. • Karoteini A vitaminine dönüştürür. • Yağda eriyen vitaminleri depolar. • P rotein ve Yağ metabolizmasını ayarlar. • K a n ı n p ı h t ı l a ş m a s ı n ı s a ğ l a y a n fibrinojen ve protrombini sentezler. • Toksik maddeleri etkisiz hale getirir. İnsan sindirim sisteminde kimyasal sindirim Ağız Mide İnce bağırsak (pankreas enzimleri) İnce bağırsak (epitel enzimleri) Erepsin BESİNLERİN EMİLMESİ • Glikoz ve amino asitler hücre zarından aktif taşıma ile emilir. • Monomerler, su ve vitaminler emilip kan kılcallarına taşınırlar ve kapı toplardamarı ile karaciğere iletilirler. • Yağ asitleri, gliserol ve yağda çözünen vitaminler ise yağda eriyebilen maddeler oldukları için epitel hücre zarlarından geçip ER ye ulaşırlar. • Epitel hücrelerinde (ER) sentezlenen yağlar kolesterol ve proteinlerle (Golgi de) kaplanarak şilomikron denilen yapıları oluşturup lenfe geçerler. • Bağırsaktan çıkan şilomikronlar, önce epitel hücreden her villusun merkezindeki damara (LAKTEAL) geçer. Lakteallerle başlayan ve şilomikronları içeren lenf, lenfatik sistemin büyük damarlarına geçer ve sonunda kanı kalbe döndüren büyük toplardamarlara boşalır. Obezite (Aşırı şişmanlık) • Omurgalılar, fazla kalorilerini glikojen (karaciğer ve kas hücrelerinde) ve yağ halinde (yağ hücrelerinde) depolarlar. Hayvan, kazandığından daha fazla kalori harcarsa bu enerji depolarından faydalanır. Ancak eğer hayvan normal metabolizma için gerekenden daha çok kalori alırsa, önemli bir sağlık sorunu olan obezite ile karşılaşabilir. • Leptin ve insülin de dahil olmak üzere bazı hormonlar beynin tokluk merkezini etkileyerek iştahı düzenlerler. • İnsan vücudu yağ depolamaya eğilimli olmasına karşın kilo almaya ve vermeye bazı sınırlamalar getirmiştir. Yağ depolanması ve kullanımında karmaşık geri bildirim mekanizmaları rol oynar. • Memelilerde yağ dokusu tarafından salgılanan leptin adlı hormon önemli bir işleve sahiptir. Yağ dokusundaki artış leptin düzeyini arttırır ve beyin uyarılarak iştah baskılanır ayrıca kas etkinliklerinde ve vücut ısısında artış olur. Bu geri bildirim mekanizmaları, bazı bireylerde vücut ağırlığının çok dar sınırlar içerisinde kalmasını sağlarken, daha geniş insan topluluklarında ise oldukça büyük sınırlarda olmasını sağlamaktadır. Ayrıca genler ve bazı beyin kimyasalları da obezite de rol oynamaktadır. • Hayvanlar aşırı yağlanmanın yararlı amaçları vardır. Uzun mesafe yolculuk eden vücut ağırlığını azaltmada ve kalori depolamada yağlar diğer besinlere göre daha avantajlıdır. İştah düzenleyici hormonlardan bazıları Mide duvarından salgılanan ghrelin, açlık hissini uyarır. Doyma merkezi Yemekten sonra kan şeker düzeyindeki artış, pankreası insülin salgılaması için uyarır. İnsülin beyin üzerinde etkili olarak iştahı baskılar. Adipoz (yağ) doku tarafından üretilen leptin, iştahı baskılar. Vücuttaki yağ miktarı azalırsa, leptin düzeyi de azalarak iştahın artmasına yol açar. Yemeklerden sonra ince bağırsaktan salgılanan PYY hormonu, iştahı baskılayarak, ghrelin hormonunkine aksi etkiyi sağlar. Besin işlenmesi ve memeli sindirim sistemi özeti Kalbe giden venler Karaciğer Tükrük bezi salgıları Mide bezi salgıları Karaciğer ve pankreas salgıları Kalın bağırsak