Hipnoz ve Şişmanlık

advertisement
Hipnoz ve Şişmanlık
Tahir Özakkaş MD.,PhD
Psikohipnoterapi Eğitim Ve
Uygulama Merkezi İstanbul
2005
PROGNOZ FAKTÖRLER:

Vücuttaki yağ oranının artışı anlamına gelen
aşırı şişmanlık, son yıllarda büyük bir
problem haline gelmiştir. Epidemiolojik
çalışmalar ABD’nin toplam nüfusunun
%35’nin şişman olduğunu, buna karşın bu
oranın Avrupa’da %10-25 arasında
değiştiğini gösterir. Bu sorunun etiolojisi
hakkında birçok teori vardır

Bununla birlikte psikolojik, biyolojik ve
genetik faktörlerin etkisinin, başlangıçta
tahmin edilenden çok daha önemli olduğu
ileri sürülebilir. Kaynaklarda beş ayrı faktör
uygun prognoz olarak tanımlanmıştır.


Kalori alımındaki kısıtlamanın, bazal
metabolik oranda %15-30’luk bir azalmaya
neden olduğu kaynaklarda açıkça
belirtilmiştir. Bu da kilo verme olasılığı
üzerinde etkili bir kontrol gerektirir. Bu
yüzden daha yüksek bir metabolizma
prognoz için uygundur.

Düzenli hareket ve fiziksel egzersiz
metabolizmayı arttırır ve mekanizmalar
serisiyle kilo kaybını hızlandırır. Bu yüzden
fiziksel egzersiz kesin bir göstergedir.

Yapılmakta olan diyet kısa süreli geçmişe
sahipse, kilo azalmasındaki başarı şansını
arttırır. Sık ve katı diyet yapan obez hastalar
zayıf bir prognoza sahiptir.

Dördüncü etkense, kilo problemlerinin başlamasıyla
ilgilidir. Şişmanlık çocukluk döneminde başlarsa, bu
genellikle yağ hücrelerinin artmasıyla sonuçlanır. Bu
durumda prognoz, geri dönüşümsüz ve çok
uygunsuz olarak değerlendirilir. Diğer taraftan
ergenlik sonrası gelişen obezite çok daha iyi
prognoza sahiptir. Çünkü bu sadece yağ
hücrelerinin büyüklüğü üzerinde etkilidir ki bu da
değiştirilebilir.

Son faktör diyetin içeriğiyle ilgilenir. Düşük
karbonhidrat diyetine devam eden hastalar
şeker ve nişasta gibi yiyeceklere karşı
koyulmaz bir güç geliştirirler. Bu da daha
sonra yasaklanan yiyecekleri çok yemeyle,
diyette iyi bilinen fenomenle sonuçlanır.
Bundan dolayı geriye dönüşü önlemek için
diyet, karbonhidrat içerikli olmalıdır.

Bundan başka şu da belirtilmelidir ki, başarılı bir
tedavi uygun ve uzun süreli terapi, tecrübeli terapist,
düzenli diyet uygulaması, fiziksel egzersiz, spor ve
aile işbirliğini de gerektirir (Bennet, 1986).
Hipnoterapist bu beş prognez faktörün varlığı veya
yokluğunu iyi saptamalı ve tedavi planlamasında bu
verileri hesaba katmalıdır. Önemli bir grup hasta için
bu kilo kaybı ya gerçekçi bir amaç anlamına
gelmeyebilir, ya da tedavinin amacına uyum
sağlanması gerekir; örneğin, kilo kaybını takip etmek
yerine kendilerini fazla kilolu kabul etmelerini
öğrenmeleri gibi.

En popüler tedavinin, bilişsel-davranışsal yaklaşımın
kombinasyonu ve hipnoterapi olduğu görülür. Bu
çalışmaların bir çoğunda, hipnoza yatkınlıkla kilo
kaybı arasında bir ilişki olduğu keşfedilmemiştir (Aja,
1977; Cohen & Alpert, 1978; Deyoub, 1978;
1979a,b; Kroger,1970; Miller, 1974; Spigel & DeBetz,
1978; Stanton, 1975; Wadden & Flaxman, 1981). Bu
bulguların aksine diğer araştırmacılar, hipnoza çok
daha yatkın olan hastalarda daha mükemmel kilo
azalması olduğunu göstermişlerdir (Andersen, 1985;
Barabasz & Spiegel, 1989).

Hipnozun bireysel ya da grup terapisi
şeklinde uygulanmasının, karşılaştırıldığında,
sonuç üzerinde bir etkisinin olmadığı,
terapistin bay ya da bayan olmasının da kilo
verme üzerinde bir fark yaratmadığı
gösterilmiştir (Collins, 1985).

Eleştirel bir görüş olarak Wadden ve Anderton (1982) hipnozun
davranışsal terapi gibi haftalık kilo vermede aynı ortalamayı
yapabileceğini belirttiler. Hipnoz indüksiyonunun obezite tedavisine
gerekli hiçbir şey vermediği ve ‘hipnozun kilo vermede tek, eşsiz bir
değer olmadığı’ sonucuna varmışlardır. Bu durum daha sonra birkaç
araştırmacı tarafından çürütüldü. Üç kontrollü karşılaştırmalı çalışmada
davranışsal tedavi ve hipnoterapi kombinasyonunun, davranışsal
terapi yaklaşımına göre daha üstün göründü ve bu da üç ay (Barabasz
& Spiegel, 1989), altı ay (Cochrane & Friesen, 1986) ve iki yıl
(Bolokofsky, Spinler & Coulthard-Morris, 1985) sonra devam etti.
Dahası Kirsch, Montgomery ve Sapirstein (1995) son zamanlarda
içinde hipnoz tarafından değerlendirilen davranışsal terapinin
karşılaştırıldığı çalışmalar serisi üzerine meta-analiz
gerçekleştirmişlerdir

Sonuçlar açıkça hipnoz ilavesinin tedavi sonucunu
arttırdığını göstermiştir. Etkiler obezitede, özellikle
uzun dönemde, belirgin olarak hipnotik içeriği
olmadan tedavi görenlerin aksine, hipnotik
indüksiyon görenlerin kilo kaybetmeye devam
ettiklerini göstermiştir. Yazarlar, hipnotik ve hipnotik
olmayan tedavi alanlar arasındaki prosedürsel
farklılıkların çok dikkat çekici olduğu kanaatine
varmışlardır. Bu sonuçlar cesaret vericidir ve umut
verici bir şekilde daha fazla terapisti obezite
tedavisinde hipnotik teknikleri kullanmaları
konusunda uyarabilir.

Birçok çalışmada hipnotik teknikler çok basitti. Barabasz ve Spiegel (1989)
hastalara oto hipnoz uygulamalarını öğrettiler. Sigarayı bırakma davranışında
tavsiye edildiği gibi sadece Spiegel & Spiegel prosedürleri (1978)
kullanılmıştır”gereğinden fazla yemek yemek sağlığınız için zararlıdır ve
vücudunuzu zehirler”. Bolokovsky, Spinler ve Coulthard-Morris da kendi oto
hipnozlarını öğretmişler ve hastaların transı esnasında yemek yeme davranışı
ve kiloları üzerine yapılan anlaşmaya saygı göstermeleri gerektiğini
belirtmişlerdir. Cochrane ve Friesen (1986) üç evreli daha kapsamlı bir program
geliştirdiler. Birinci evrede temel hipnotik yetenekler öğrettiler ve hipnoz
esnasında hayali egzersizlerle fazla yemek konusunda olası bilinçdışı dürtüler
keşfettiler. İkinci evrede hastalara altı çizilen sorunları çözmeleri için hayali
egzersizlerle alternatif ve etkili davranış komutları verdiler. Üçüncü evrede ise
özellikle abartılı motivasyon, daha özenli yeni alternatif stratejiler için hipnozlar
kullandılar. Hastalar altı aylık tedavi döneminden sonra kuvvetli bir şekilde farklı
hipnoz egzersizlerine devam etmek için teşvik edildiler (Cochrane, 1987).
HİPNOTİK TEKNİKLERİN SOMUT UYGULAMALARI



BAŞLAMA SAFHASI:
Rahatlamayı Öğretme:
Birçok obez hasta genelde gergindir ve bu gerginliği azaltmayı fazla
yiyerek atlatabileceğini düşünmektedir. Bu yüzden rahatlama ve fazla
yemek yeme alışkanlığının üstesinden gelmek için farklı bir strateji
olarak kendi kendine hipnoz uygulamasını öğretmek yararlıdır. Bu
uygulamada hastalar bir teyp kaseti aracılığıyla günlük oto hipnozlarını
pratik yapmak için etkili bir biçimde teşvik edileceklerdir. Hipnozla
tanıştırmak için biz göz ile sabitleme ve derin telkinlerden oluşan
klasik indüksiyon tekniğini kullanıyoruz. Sonra, hastadan kendisini
daha rahat hissedeceği, ayrıca şu andakinden daha da çok
rahatlayabileceği ve hayatında önemli olan şeyleri derinlemesine
düşünebileceği güvenli ve gizli bir yerde kendisini hayal etmesi
istenecek.
Kendini Kontrol Etme Teknikleri:






Hipnotik teknikler hastaya yemeyle ilgili kendini kontrol etmesinde
yardımcı olacaktır (Wright & Wright, 1987). Hastadan kendini yeme
davranışı üzerindeki kontrolü kaybettiği durumları tanıması istenebilir. Bu
uzun süreli ve ısrarlı davranış, genelde özel durumlarda ortaya çıkar.
Böylece hastanın ısrarlı ve uzun süreli davranışını ortaya çıkartabilecek
tetikleyicileri (ruhsal durum gibi içten gelen yada yiyeceğin varlığı gibi
dışarıdan gelen ) tanıması için bir öneri yapılacak ve kontrol için yeni
stratejiler öğretilecek. Hipnoz esnasında bazı öneriler yapılabilir (Coman &
Evans, 1995) . Örneğin;
Yiyecek miktarını azaltmak
Belirli zaman ve mekanlarda yemek
Diyeti sıkıca gözden geçirmek
Yiyecek almayı sınırlama
Yüksek kalorili yiyecek yerken bulantı ve kusma gibi tiksindirici tepkiler
uyandırmak.
Normal Beslenme Alışkanlıklarının
Öğretilmesi

Obez insanların çoğunun, beslenme alışkanlığı normal kilolu
insanlarınkinden oldukça farklıdır. Genellikle obez insanlar
otomatik olarak, yarım farkındalıkla ve çok çabukça yerler. Bu
nedenle, normal beslenme alışkanlığına nasıl dönüleceğini
öğretmek tedavinin önemli bir parçasıdır. Hipnoz süresince, ilk
olarak, normal beslenme alışkanlığına nasıl dönülebileceği
öğretilebilir. Hastalardan, yani obez insanlardan, bir masaya
sessizce oturmuş yavaşça yemeklerinden zevk aldıkları, azar
azar, yiyeceği ağızlarında yavaşça çiğnedikleri ve farklı
tatlardan zevk almakta olduklarını hayal etmeleri istenir. Aynı
zamanda, evde de sakince yemeleri için hipnoz sonrası
telkinler yapılabilir. Bu yolla, yeme bir sanat haline gelebilir:
hasta yemekten giderek daha çok hoşlanacak ve yeme tekrar
hoşlanılabilen bir aktivite olabilecektir




Örnek:
Hipnoz uygulamasından sonra, hastadan masanın üzerinde duran yiyeceği
tanımlaması ve nasıl koktuğunu açıklaması istenebilir. Daha sonra aşağıdakiler
tavsiye edilebilir:
Miden açlık sinyali vermeye başladığı zaman, ilk önce ne yiyeceğine ve ne
kadar yiyeceğine karar ver… Şimdi ilk lokmanı alabilirsin ve hangi tadı aldığın
üzerine konsantre olmaya çalış. Anı kahvaltın sırasında yeni tatların bütün çeşitlerini
keşfedeceksin. Mümkün olduğunca yavaş ve böylece önceden hiç
deneyimlemediğinden daha fazla uzun zamanda yemenin tadını öğreneceksin… Ve
azar azar bedenindeki tüm duyumlar daha fazla konsantre olduğunda, yavaş yavaş
yemenin nasıl güzel olduğunun bilincine varabilirsin. Bütün farklı koku ve tadlar… Ve
miden sana yiyecekle dolduğu sinyalini verdiğinde, midende daha önce hiç
hissetmediğin, gittikçe artan bir tokluk duygusunun bilincine varabilirsin. Böylece
durdurabilirsin ve kendinden memnun olabilirsin, daha sonraki yemeğe kadar kendini
tamamıyla tatmin edebilirsin ve bu yeni deneyimden hoşnut olabilirsin
İçsel duyumların uyandırılması

Obez hastalar, doygunluk ve açlık hislerinin farkına sıklıkla
vardırılırlar, ki bu hipnozdayken tavsiye edilir ve sistematik olarak
öğretilir. Hipnozdan sonra hastadan midesindeki hislere
yoğunlaşması istenir. Midenin aç veya tokluğu ile ilgili hastayla
nasıl iletişimde bulunabileceği hakkında tavsiyeler verilebilir. Öteki
tavsiyeler şunlar olabilir: “Açlık ne zaman yemeğimi yememi sinyal
etmede yardımcı olacaktır ve yemeğimi afiyetle yememde açlık
duygusu bana yardımcı olacaktır. Yemeğimi zevkle yerken,
midemle daha iyi bir iletişim geliştireceğim, midemdeki hislere
yoğunlaşabilirim ve yediğim her lokmanın, midemin bana
doygunluğunu nasıl sağladığının farkında olabilirim…”
Fiziksel Egzersiz



Metabolizmayı artırmak için yapılan egzersiz kilo kaybını desteklemede
çok önemli olduğundan, hipnozdan sonra hastadan, örneğin, bisiklet
kullandığını düşünmesi (hayalinde canlandırması) istenecektir. Bisiklet
kullanırken, daha fazla sakin olması, derin bir dinlenme durumuna ulaşması
önerilecektir. Bu egzersiz aynı zamanda hastanın evde gerçek ortamda da
bisiklet sürmeye (ev bisikleti ile) başlamasını motive etmeyi amaçlamaktadır.
Klasik indüksiyon tekniğine bir alternatif de aktif uyarı hipnozudur. Bu
metotta, hipnoz edilen kişi bisikleti (ki bu bir ev bisikleti) bütün bir hipnoz
boyunca gözleri açık bir şekilde sürmektedir. Bisikleti sürerken uyarılma,
katılma ve yeni olma duygusu kendisine sözlü olarak iletilir. Bu egzersiz farklı
amaçları bir arada bulundurur: gerçek metabolizmayı artırma, bisiklet
kullanırken rahat olmayı öğrenme ve fiziksel egzersiz yapmak için motivasyonu
artırma gibi. Yıllardır, bisiklet üzerinde aktif uyarı hipnozu obezite tedavisinde
temel bir stratejimiz oldu.
Örnek:


Hasta bisikletin üzerinde pedal çevirirken aşağıdaki öneriler
verilebilir.
Şimdi bisikletin pedalını çevirmeye başladın, sesimi
dinleyebilirsin ve vücudundaki bütün duyumlara
yoğunlaşabilirsin… pedalı çevirirken sürekli olarak kaslarındaki,
özellikle bacaklarının ritmik hareketlerin artan bir şekilde
farkında olmaya başlarsın. Anı, bu hareketin nasıl artan bir
şekilde otomatikleştiğini ve kolay olduğunu fark edeceksin.
Belli bir süre sonra bacaklarının pedalları daha kolaylıkla
çevirdiğini fark edeceksin. Daha dinlenmiş bir şekilde kolaylıkla
ve otomatik olarak pedalları çevirebileceksin. Fiziksel egzersiz
metabolizma oranını arttırabilir ve kalorilerini yakmana yardımcı
olabilir.


Pedal çevirmen arttıkça sanki bacaklarının vücudundan
bağımsız olduğunu hissetmen de artar. Bacakların otomatik
olarak hareket eder. Açık havada nefes alırken kafan daha hafif
ve açık hisseder, çok daha kolay konsantre olabilirsin, kendini
daha dinlenmiş hissetmeye başlayabilirsin… içindeki
kaynakların daha da farkında olursun.
Kiloları ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye yardımcı
olmak için yapılan kendi-kendini kontrol ve rahatlamayı öğretme
sadece az sayıda hastalarda başarılı olacaktır. Birlikte
çalıştığımız obez hastaların çoğunda obezliğin hastanın geçmiş
ve şimdiki yaşam durumundaki anlamını ve fonksiyonunu açığa
çıkarma ve araştırma son derece önemlidir. Bu, aşağıdaki
aşamada hesaplaşmak zorunda olduğumuz sorunları, konuları
açığa çıkarabilir.
ORTA SAFHA
Algılamayı Değiştirme

Pek çok algılama şekli obezitenin devam etmesine katkı
sağlayabilir. Örneğin, yemek yeme alışkanlığı, düşük istek ve
vücutları konusunda edindikleri tecrübe ve düşünce. 1978
yılında The Spiegel & Spiegel tekniği aşırı yemenin vücut
üzerinde zararlı etkileri olduğunu daha önceden bulmuştur ve
gereğinden fazla yemek yeme alışkanlığı olan hastaların
davranışlarının değiştirilebileceğini önermiştir. Aynı zamanda,
hastaların trans esnasında sistematik olarak yapılan tavsiyeler
sayesinde açlık ve doygunluk hissi konusunda tekrar bilinçli
hale gelebilecekleri belirtilmiştir (Kroger 1970).


Şişman hastalar pek çok zaman güçlü aşağılık duygusuna
sahiptirler. Problemlere karşı kendilerini güçsüz ve zayıf
hissederler. Onlar vücutlarından tiksinirler ve kendileri için
büyük bir tehdit olarak düşünürler. Hipnoz esnasında faydalı
etki bırakabilmek için egolarını güçlendirici öneriler yapmak,
kendilerine karşı saygı duymalarını sağlayabilir (Brown&
Fromm, 1987).
Hastalara aynaya bakmaları ve vücutları konusunda
olumlu değerlendirmeler yapmaları söylenebilir. Kronik
şişmanlık problemleri olan hastalar, zihinsel alıştırmaların
yapıldığı rehberlik programlarına davet edilebilir.
Motivasyonu Güçlendirme

Obez hastalar kolaylıkla cesaretsiz olabilirler
ve sık sık tedaviyi bırakmak niyetindedirler.
Çok az bir kilo artışı bile gerçek bir yıkım
olarak algılanabilir. Motivasyonu teşvik
etmek için öneriler direkt olarak verilebilir.
Örnek:


“ Ve şimdi siz dengeli şekilde yiyerek ve fiziksel egzersiz yaparak
vücudunuza saygı duymayı öğrenmelisiniz. Gittikçe daha iyi
anlayacaksınız ve gün be gün düzenli yemenin ve fiziksel çalışma
yapmanın önemini, hayatınızın diğer zamanlarında daha iyi
anlayacaksınız… günlük kendi kendinize yaptığınız hipnotizma pratiği,
kilonuzun sabit kalmasına yardımcı olacak ve kendinizden hoşnut
olmanızı, rahat olmanızı ve sakin olmanızı sağlayacak. Zamanla bütün
bu yeni davranışların ve çabaların yeni bir alışkanlık türü haline
geldiğini fark edeceksiniz ve bunlar otomatik olarak yapılır hale
gelecek ve bu yüzden siz artık daha fazla çabayı göstermek
istemeyeceksiniz…”
Pozitif ve negatif sonuçlar için strateji olarak (Wright& Wright,
1987) motivasyonu güçlendirmek için geleceğe yönelik fantezi
alıştırmaları düzenli olarak uygulanmalıdır. Hastayı muhtemel bir
nükse karşı hazırlamalıdır.
DEĞİŞİME KARŞI KARARSIZLIĞI ARAŞTIRMA

Davranışsal ve hipnoterapötik tekniklerin şişmanlık tedavisinde birlikte
kullanımı sadece bazı hastalarda geçici iyileşmeler yapmakta geri
kalanlarında ise beklenen iyileşmeyi yaratamamaktadır. Hastaların
önemli bir bölümü kilo vermeye başladıklarında, kaygı taşımakta ve
depresifleşmektedir. Terapist hastanın işbirliğine devam etmeme ve
tedavideki ilerlemeyi bilinçsiz olarak engelleme girişimlerinin
izlenimlerini fark edebilir. Bu durumlarda, farklı türdeki hipnoanalitik
teknikler kullanılabilir, (Edeistein, 1982) ve bu tekniklerde
oluşturabileceği daha sonraki aşamalarda hastanın kilo kaybına karşı
bilinçsiz direnç ve karşı koymayı açıklayabilir. Bu tekniklere örnek
olarak Le Cron’un 7 sorulu ideomotor soruları gösterilebilir. (Cheek&
Lecron 1968); özellikle kronik ve hayli obez olan ve değişime karşı
direnç gösteren kadınlarda; keşfettiğimiz şey, obez hastanın travmatik
olaylar ve duygusal karakter taşıyan çözülmemiş problemleri yemek
yeme isteği ile kapatma isteğidir.

Bu travmatik olaylar; bir ensest; Fiziksel taciz, aşırı
derecede göz ardı edilme; ve kronik evlilik
uyuşmazlığı olabilir. (Van Derlinden, 1993) ideomotor
sorularının ve soruşturmasının gerisinde; genellikle
ego güçlendirici terapi kullanılmaktadır. (Watkins&
Watkins, 1982): bu terapi kilo kaybetmekten korkan
obez hastanın yaşamış olduğu kötü deneyimleriyle
iletişim kurmak; ve aşırı yemeyi ve tedaviyi sabote
edici davranışların önlenmesini amaçlanmaktadır.
SON BÖLÜM: KİLO GERİ ALIMININ ÖNLENMESİ

Bir çok tedavi hızlı kilo kaybını hedeflemekte ve asıl ana amacı kilo
sabitlenmesi ve kilo geri alımının önlenmesini göz ardı etmektedir.
Kilo geri alımı, obezitenin tedavisinde en sık karşılaşılan
problemlerdendir. Bunu izleyen 1-2 sene içerisinde, amaçlanan
olası kilo geri alımını önlemektir. Hasta; düzenli olarak teşvik
edilmeli ve günlük hipnoz egzersizlerini tatbik etmek ve tedavide
işbirliğine gitmek konusunda yüreklendirilmelidir. Fiziksel egzersiz
ve sportif faaliyetler her gün tatbik edilmelidir. Hipnoz sonrası
öneriler; tedavideki işbirliğini kuvvetlendirmek için verilmektedir.
Yakın gelecekte; dizayn edilen bilgisayar programları ileri obezite
problemlerini çözmede yardımcı olacaktır.
SONUÇ


Araştırma verileri ve klinik deneyimler göstermektedir ki
obezitenin tedavisinde çok boyutlu hipnoz tekniklerinin
kullanımı bir çok avantaj sunmaktadır.Hipnoz teknikleri
davranışsal terapötik yaklaşımla birlikte kullanılabilmektedir.
Hipnotik teknikler terapinin sürecini hızlandırmakta ve beklenen
sonuçları doğurmaktadır. ) Vanderlinden Vandereycken (1990)
Hipnotik teknikler obez hastaların davranışlarına yardımcı
olmaktır.
Fakat hipnozun yararlı olduğunu gösteren daha fazla
araştırmaya ihtiyaç vardır. Daha fazla karşılaştırmalı araştırma
çok geniş örneklemelerde uygulanmalıdır. Sadece kilo değişimi
çalışılmamalı; farklı psikolojik yapılar ve faktörler incelenmelidir.
Bu araştırmalar; hipnotik tekniklerin nereye kadar obezitede
etkili olduğuna dair kesin cevaplar verilebilecektir.
Download