DENTAL TRIBUNE 10 Yenilik & Uygulama Türkiye Baskısı Bağlantı dişhekimliği: Toplu ve sürgülü bir Primer George E. Bambara, ABD Şekil 1. bağlantıların nasıl çalıştığı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı kadar başarılı olabilmek için tedavi planlamasına nasıl dahil edecekleri konusunda da sıkıntı yaşayabilir. Hassas bağlantılar dişhekimliğinde yaklaşık 100 yıldır kullanılmakta olup başarılı restoratif alternatifler, üstün bir estetik ve tutuculuğun yanısıra yüksek bir hasta memnuniyeti de sağlar. Tutucular basit olarak oklüzal kuvvetleri yeniden yönlendiren rijit veya rezilient bağlantılardır. Bu kuvvetler yönlendirilerek oklüzal yükün ne miktarda sert (diş) ya da yumuşak dokularca (kretler) taşınacağını belirleyebiliriz. Bunu tespit edebilmek için tam ağız dental radyograf serisi, artikülatöre bağlı çalışma mo- Şekil 2. Şekil 3. Hassas bağlantıların tedavi planlaması günümüzde dişhekimleri arasında oldukça kafa karışıklığına yol açan bir alan. Dişhekimliği okullarının programlarındaki hızlı değişimle birlikte bu başlığın en iyi ihtimalle şöyle bir gözden geçip gittiği söylenebilir. Bir dişhekimliği öğrencisi için hassas bağlantılar içeren bir vaka yapmak çok büyük bir şanstır. Dişhekimlerine verdiğim konferansların çoğunda bunu vurgularım. Dişhekimleri basitçe hassas Tutucuların Fonksiyonel Sınıflandırması Solid Sınıf 1a Solid, rijit, non-rezilient (Şekil 2) Sınıf 1b Solid, rijit, U-pin kilit veya vidalı non rezilient Resilient Sınıf 2 Vertikal rezilient (Şekil 7) Sınıf 3 Menteşe rezilient (Şekil 3) Sınıf 4 Vertikal ve menteşe rezilient (Şekil 1, 6) Sınıf 5 Rotasyonel ve vertikal rezilient (Şekil 4) Sınıf 6 Evrensel, çok düzlemli (Şekil 5) Tablo 1. Tutucuların Fonksiyonel Sınıflandırması. delleri, periodontal sondlama derinlikleri, intraoral fotoğraflar gibi tüm gerekli diagnostik araçlara ihtiyacımız varır ve birinci faz periodontal tedavi tamamlandıktan sonra hangi dişlerin dayanak olarak kullanılacağına dair kesin bir fikrimiz olmalıdır. Ayrıca kullanabileceğimiz tutucuları tanıyabileceğimiz referans yönergelerine de ihtiyacımız olacaktır. Dişhekimleri bazı tutucuların diğerlerinden daha rijit olduğunu bilmesi gerekir. Bazıları daha fazla dikey yüksekliğe ihtiyaç duyarken bazıları da az ya da çok stabilite verir. Tümü farklı seviyelerde retansiyon sağlayabilir. Bilgi edinmek için en ideal yerlerden biri de üretici firmanın kendisidir. Firmaların referans broşürlerini ve ürün dökümanlarını almanızı tavsiye ederim. Sterngold, Zest Anchors, Attachments International, Rhine 83, Preat, EDS ve Bredent hakkında internet üzerinde bilgi bulabileceğiniz bazı firmalar. Sizlere çok zengin bilgiler sunabilirler. Tablo 1’de tutucuların fonksiyonlarına göre olan sınıflandırmasını bulacaksınız. Hastanın ağzında kalan dokulara göre tedavi planlamasını belirlemekte yardımcı olacaktır. Gerçek amaç kalan dentisyonu korumak ve sürdürmektir. Bu fonsiyonel sınıflandırmalar rijit ve resilient tutucuları ayırtetmektedir. Rijit olanlar kilitli ya da kilitsiz olabilir, resilient olanlarda ise vertikalden evrensele beş ayrı seviyede sınıflandırma sözkonusudur. Numara arttıkça dayanak köke ya da à DT Sayfa 11 Şekil 4. Şekil 5. Şekil 6. Şekil 7. DENTAL TRIBUNE ß DT Sayfa 10 implanta daha az kuvvet iletilir. Bu kuvvetler dokulara doğru yönlendirilir. Tutucular hareketli bölümlü, sabit ya da doğal diş ve implant üstü overdenture protezlerin tedavi planlamasında kullanılabilir. Aynı tutucunun overdenture seçeneği protezin tam rotasyonel hareketine izin verebilirken hareketli bölümlü bir protez tasarımında kullanılması sadece basit menteşe hareketini mümkün kılabilir. Dişhekimi için mevcut pek çok seçenek sözkonusudur. Hareketli bölümlü protezler yumuşak ve sert doku desteği miktarı ve kalitesi ile değerlendirilmelidir. Kennedy 1, 2 ve 4 sınıfları yumuşak doku yük taşıma alanlarına sahip bölümlü protezler olduğundan özel olarak ele alınmalıdır. Rijit veya resilient tutucular kalan dişler ve kretlerin durumuna göre planlanır. Hareketli bölümlü protezler için mevcut tutucular koronal tutucular olarak bilinir. İntrakoronal tutucular kron sınırları içerisinde yer alırken ekstrakoronal tutucular kronun dışında bulunur. Sabit bölümlü protezler rijit ya da resilient intrakoronal bar ve tüp veya kırlangıç kuyruğu formlu yardımcı bağlantılar ile planlanabilir. Tutucular sabit köprüleri segmentlere ayırır ve segmentler arasında fizyolojik lateral ve bazen de vertikal hareketlere izin verir. Tutucular her zaman dayanak dişler arasına yerleştirilerek uzun köprülerde karşılaşılabilecek döküm ve paralellik problemleri elimine edilir. Overdenturelar ve overdenture parsiyeller yumuşak doku ile desteği paylaşabileceği gibi sadece diş kökü ya da implant destekli de olabilir. Rijit veya rezilient çivi (stud) tutucular ya da farklı bar tipleri de kullanılabilir. Burada destek dokuların dikkatle değerlendirilmesile beraber doğru tutucu seçimi kritiktir. Bu kök tutucuları kökiçi veya kökdışı tutucular olarak sınıflandırılabilir. Kökün üzerinde yeralan ve bir koping ya da posta bağlı olarak dökülenler kökdışı tutuculardır. Kök kanalı sınırları dahilinde yer alan tutucular ise kök içi tutuculardır. Kökdışı olan tutucular pozisyonları itibariyle kron/kök oranını hafifçe azaltır. Çeşitli tutucuların farklı boyları vardır ve bu nedenle tutucu seçimi mevcut mesafe ve vertikal ihtiyaçları kadar kalan dişlerin periodontal durumu, implant sayısı ve kalan yumuşak doku miktarı ile kalitesine de bağlıdır. Barlar ve barlı tutucular seçilen barın şekli ve kalan dişler ya da implantların sayısı kadar seçilen bara bağlı olarak rijidite ya da rezilientlik verebilir. Düz barlar protezin bar etrafında rotasyonuna izin verebilir ve bu şekilde oklüzal yüklerin kalan dişler, implantlar ve yumuşak doku arasında paylaşımını mümkün kılar. Görebileceğiniz gibi tutucu seçimi kalan sert ve yumuşak dokuların dikkatle değerlendirilmesinden sonra yapılır. Böylece hastanın ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak tipte bir protez planlanabilir. Nihayetinde Türkiye Baskısı kalan dentisyonu koruyacak ve sürdürecek şekilde bir plan ile son tasarım yapılır. Maliyet önemli olsa da en son değerlendirilecek noktadır. Her zaman hasta için en iyisi bizi ilgilendirir ve bunun değeri büyüktür. Her uygulama için mükemmel bir tutucu olmadığını anlamak önemlidir. Bununla birlikte dişhekimliğinde tutucuların kullanımı üstün bir estetik elde ederken konvansiyonel kroşeli bölümlü protezlerin limitlerinin ötesine gidebilmemizi mümkün kılar. DT Yenilik & Uygulama 11 Yazar Hakkında George E. Bambara Dr Bambara New Jersey Tıp ve Dişhekimliği Üniversitesi mezunu ve öğretim üyesidir. Richmond County Dental Society eski başkanıdır ve American College of Dentists, International College of Dentists ve International Academy of Dento-Facial Esthetics fellowluklarını da taşımaktadır. Staten Island College’de yardımcı doçenttir ve Brooklyn Methodist Hastanesi ile Seaview Hastanesi medikal kadrosundadır. Hassas tutuculu protezler üzerine ulusal ve uluslararası düzeyde konuşmalar yapmaktadır. 2006 ve 2007 yıllarında Dentistry Today tarafından ‘Sürekli Eğitimde En İyi Klinisyenler’den biri olarak seçilmiştir. Staten Island’da özel bir kliniği vardır. George E. Bambara (M.S., D.M.D.) 5434 Amboy Road Staten Island, New York 10312, U.S.A. Tel.: +1-718-356-9700 • Fax. +1-718-356-0659 • E-mail: [email protected]ı