İşitme Testleri İŞİTME TESTLERİ: İşitme testlerini yapmanın amacı işitme organındaki lezyonun yerini ve işitme kaybının derecesini belirlemektir. İşitme testleri başlıca iki şekilde yapılır. 1) Diapozon muayeneleri 2) Odyometre muayeneleri DİAPOZON TESTLERİ · İşitme organındaki lezyonun yerini kabaca tesbite yardımcıdır ve · Kantitatif olmayan bir testtir · Genellikle 512 frekanslı diapozon kullanılır. Weber Testi: Diapozon titreştirildikten sonra kafatasında burun sırtı, alın gibi orta hatta bir yere konur. Sesi nerede işittiği sorulur. · Normalde ortada veya her iki kulakta eşit işitir. · Eğer bir kulakta SNİK varsa; sesi sağlam kulakta duyar. · İTİK varsa; hasta tarafta duyar. · Her iki kulakta SNİK varsa; işitme kaybı az olan tarafta duyar. · Her iki kulakta İTİK varsa; işitme kaybı fazla olan tarafta duyar. Rinne Testi: Diapozon titreştirilerek mastoid planum üzerine konur. Hastanın işitmesi bittiği anda DKY önüne getirilir. · Normalde sesi 15 sn. daha duyması gerekir. Böyle ise rinne (+) denir. · İletim hava yolundan 15 sn'den az veya kemik yolu iletimi daha uzun ise rinne (-)'dir. · Normal kişilerde rinne (+) ve · İç kulak tipi işitme kayıplarında (SNİK) patolojik (+), · İletim tipi işitme kayıplarında (İTİK) rinne (-) dir. Bunların dışında günümüzde kullanılmayan diğer diapozon testleri şunlardır. -Schwabach -Lewis bing -Bonnier -Gelle ODYOMETRİK TESTLER · Lezyonun yerinin ve kantitatif derecesini tesbitte yardımcıdır. · Kullanılan frekanslar 125, 250, 500, 1000, 2000, 4000,6000 ve 8000'dir. · Her ses frekansı için işitme eşiği farklıdır. 512 Hz için 12 dB, 1024 Hz için 22 dB vs. · Odyolojik neticelerin daha kolay anlaşılır olması için her frekanstaki işitme eşiği ölçüm cihazlarında sıfır olacak şekilde kalibre edilmiştir ve işitme eşiği düz bir çizgi haline getirilmiştir. · Normalde hava yolu ile kemik yolu arasında 35 dB'lik bir fark vardır. · Yine odyogramı daha anlaşılır hale getirmek için kemik yoluna 35 dB eklenerek, kemik ve hava yolu eğrileri üst üste çakıştırılmıştır. · İşitme eşiğinin ölçülmesi için yapılan odyoya LİMİNER ODYOMETRİ, · Eşik değerlerin üstündeki kayıpları ölçmeye ise SUPRALİMİNER ODYOMETRİ denir (Tone-Decay ve Recruitment testleri gibi). Odyogramda kullanılan işaretler Sol(Mavi) Sağ(Kırmızı Hava yolu X O Maskeli hava yolu X O Kemik yolu ? ? Maskeli kemik yolu ? ? Konutma odyometresi: Bu subjektif testte saf ses yerine kelime veya cümleler kullanılır. Bu test işitme eşiğini ve anlamayı değerlendirmekte kullanılır. İşitmeyi algılama eşiği: hastanın fonetik olarak dengeli(eşit vurgulu) iki heceli kelimelerin % 50'sini doğru tekrar edebildiği ses şiddeti seviyesidir. Konutma diskriminasyon skoru: İşitme eşiğinin üzerindeki şiddetlerde sunulan tek heceli kelimelerin doğru tekrar edilme oranıdır. Konuşma odyometresi işitme kaybı hakkında bilgi verir, hastanın işitme cihazından fayda görüp görmeyeceğini daha iyi belirler. İletim tipi işitme kaybında ses şiddetinin yükseltilmesi kelimeleri anlamaya yeterlidir. Nöral bir işitme kaybında ise ses şiddetinin yükseltilmesine rağmen diskriminasyon skoru artacağına azalma gösterir. Saf ses odyogramda elde edilen işitme eşiğine orantısız olarak çok kötü işitme retrokoklear nedenli bir işitme kaybını düşündürür. Koklear nedenli işitme kayıplarında diskriminasyon önemli ölçüde bozulmaz. İşitme kaybının dereceleri: o 0-25 dB ===== Normal işitme sınırları o 26-40 dB ==== Çok hafif işitme kaybı o 41-55 dB ==== Hafif işitme kaybı o 56-70 dB ==== Orta işitme kaybı o 71-90 dB ==== İleri işitme kaybı o 91 ve ? dB === Çok ileri işitme kaybı Odyometrenin Yapılışı: · Kulaklıklar kulağa uygun şekilde yerleştirilmelidir. · Önce sağlam kulaktan başlanarak hava yolu ölçülür. · 1024 frekans en iyi işitilen frekans olduğu için bu frekanstan başlanır. · Sonra diğer frekanslar ölçülür. · Kemik yolunu ölçmek için vibratör planum mastoid üzerine konur. · Diğer kulak da maskelenmelidir. Hava Yolu İle Maskelemenin Gerektiği Durumlar: · Hava yolu ile bir kulağa verilen sesin diğer kulaktan algılanması için iki kulak arasında en az 60 dB şiddette fark olması gerekir · Ör: solda işitme eşiği 5 dB, sağda 65 dB olsa sağ kulağı ölçerken solun maskelenmesi gerekir · Az duyan kulağın hava yolu ile, iyi duyan kulağın kemik yolu arasındaki fark 40 dB'i geçtiğinde sağlam kulak yine maskelenmelidir. · Kemik yolu ölçülürken, iki kemik yolu arasındaki fark 5 dB'i geçerse yine maskelenmelidir. · Yani kemik yolu ölçülürken diğer kulak mutlaka maskelenmelidir. · Bir sesin diğerini maskelemesi için en az 15 dB daha şiddetli olmalıdır. · Kemik yolunu ölçerken diğer kulağa 40 dB daha şiddetli ses verilmelidir. · Ör: ölçülen kulağa 25 dB veriliyorsa diğer kulağa 25+40=65 dB ses verilmeli. SUPRALİMİNER TESTLER: · Fowler T. · SİSİ T. · Metz T. · Luescher T. RECRUITMENT · Kohlear tip sağırlıklarda hasta kulağın işitme alanı daralır. · Fakat sesleri ayırma kabiliyeti artar. · Hasta, işitme alanı içerisindeki sesleri daha iyi algılar ve ayırır. Buna recruitment denir. · Recruitment testleri, işitme kaybının kohlear veya retrokohlear olup olmadığını ayırmada faydalıdır. · Bu testler, kohlear hadiselerde (+), retrokohlear hadiselerde (-)'tir. FOWLER TESTİ · 1928'de Fowler tarafından tanımlanmıstır. · Bu testi yapabilmek için iki kulak arasında en az 30, en çok 50dB kadar fark olmalıdır. · Test, iki kulağa birden istenilen şiddette sinyal verebilen klinik odyometrilerle yapılabilir. · Belirli bir frekansta her iki kulak arasındaki eşik farkını bulduktan sonra şiddet her iki kulakta 10'ar dB artırılarak gerçekleştirilir. · Örneğin, bir kulakta 0dB diğerinde 30dB eşik değeri tesbit edilmiş ise 10-40, 20-50, 30-60, 40-70dB .... şeklinde alternatif şekilde her iki kulağa ses verilir. · Hastaya, her iki kulağına ses verileceği bildirilir ve her iki kulağında aynı şiddette ses duyduğunda haber vermesi istenir. · Recruitment pozitifliğinde hasta ve sağlam taraftaki aynı oranlarda yapılan ses şiddeti artırımlarının olmasına rağmen, ses hasta kulak tarafında daha şiddetli algılanır. · Aynı zamanda elde edilen değerleri birleştiren hattın hasta kulak tarafında bir noktaya doğru toplandığı, paralel gitmediği görülür. · Recruitment pozitif ise kohlear patolojiyi, recruitment negatif ise retrokohlear patolojiyi gösterir. SISI TESTİ · Kohlear patolojileri olanlar, ses şiddetindeki küçük değişmeleri normal kişilerden kolay farkederler. · SISI testinde, kişinin işitme eşiğinin 20 dB üstündeki bir sabit sinyalin üzerine eklenecek 1dB'lik artışları farkedebilirlik yüzdesi hesaplanmaktadır. · Seçilen frekansta işitme eşiğinin 20 dB üstünde devamlı ses verilirken, her 5 sn'de bir 2/10 saniye süren 1dB'lik artışlar aygıtın SISI ayar düğmesi ile sağlanır. · 20 Adet 1dB'lik artış uygulanır. · Sonuç % olarak ifade edilir. · %70'in üstünde sonuç elde edilirse recruitmentin varlığını gösterir. · %20-70 arası sonuçlar şüpheli, · %20'nin altındaki sonuçlarda ise test negatiftir. METZ RECRUITMENT TESTİ · Akustik refleks aracılığı ile recruitment arama testidir. · Kohlear patolojilerde işitme alanı daralır. · Bu sebeple stapes refleks eşiği de düşer. · Örnek olarak normal durumlarda stapes refleksi işitme eşiğinin 70-90 dB üzerinde gerçekleşirken, · kohlear patolojisi olan bir hastada refleks 60 dB'de gerçekleşir. · Ağır recruitment vakalarında bu seviye 30-40 dB şiddete kadar düşmektedir. · Retrokohlear patolojide işitme alanı genişler ve stapes refleksi 60 dB'in altındaki ses şiddetlerinde oluşmaz. · Bu durumda recruitment (-) demektir. · Bu test diğer ayırıcı testlere göre daha değerlidir. · Çünkü objektif esaslara dayanmaktadır. OBJEKTİF TESTLER 1. Elektrokohleografi (ECoG) 2. Evoked Respons Auditive (ERA) 3. Elektrodermal Odiogram (Artık kullanılmıyor) ELEKTROKOHLEOGRAFİ(ECoG) · Ses uyaranları, iç kulakta bazı elektriki dalgalar meydana getirir. · EKG'de olduğu gibi bu dalgaların oluşumu hastanın iradesi dışındadır. · Bu yüzden objektif bir testtir. · Bu elektriki akım titrek tüylü hücrelerin hareketinden ve işitme sinirindeki iletimden kaynaklanır. · Kohleadaki elektrik akımını kaydetmek için elektrotlar promontoryuma konur. · Elektrodu promontoryuma koyma her zaman mümkün olamayacağından, DKY'de zara yakın yere konan elktrotlarla da başarı sağlanabilir. · Test, ses geçirmez bir odada yapılır. · Elektrotlar mikroskop altında yerleştirilir ve her frekansta 1,5 dakikada 900 klik gönderilerek işitme ölçülür. · İTİK'te pek değişiklik olmaz. · Fakat SNİK'te cevaplarda değişme görülür. · Rekrutant ve dissosiye cevaplar kohlear tip, · anormal ve geniş cevaplar ise retrokohlear tip sağırlıklarda ortaya çıkar. · Sonuç olarak ECoG gerçeğe en yakın objektif muayene yöntemidir. · Yeni doğanlarda bile yapılabilir. · Fakat uygulaması zor olduğundan günümüzde ERA tercih edilmektedir. ERA · Dalgalar, uyarımdan sonraki ilk 10 milisaniye içinde kaydedilir. · Cevap olarak I'den VII'ye kadar dalga tesbit edilir. · İlk 5'i klinik öneme sahiptir. Diğerlerinin durumu henüz bilinmemektedir. · Her bir dalganın latansı normalde oldukça sabittir. · Bu latanslardaki sapmalar akla patolojiyi getirir. · Bunlardan I, II ve V. dalgalar hemen daima görülür. · Diğerleri bazen tesbit edilemez. IV ve V. dalga üstüste binebilir. · Dalgaların farklı latansları santral iletim gecikmelerini değerlendirmede önemlidir. · Çünkü periferal işitme kaybı veya verilen sesin azalmasından dolayı olan stimulus şiddetinin azalması bütün dalgaların latanslarında uzama, amplitüdlerinde kısalma meydana getirmektedir. · Düşük şiddettteki stimülasyondan meydana gelen bütün piklerin uzamış latansları şiddet-latans ilişkisindeki değişmenin kohleada meydana geldiğini göstermektedir. · Dalgaların arasında en göze çarpanı takriben 5,1-6 msn latansa sahip olan V. dalgadır. · Ses şiddeti azaldıkça bu dalganın latansı gecikir. · I' inci dalga: Kohlea ve işitme sinirinin başlangıç kısmı · II' inci dalga: İşitme sinirinin son kısmı ve işitme çekirdekleri · III' üncü dalga: Superior oliver kompleks · IV' üncü dalga: Lemnisküs lateralis · V' inci dalga: İnferior kollikulus · VI ve VII' inci dalga: İnferior kollukulustan kortekse kadar olan ağ hakkında bilgi verir. · V'inci dalga odyometrik eşiği en iyi gösterir ve eşik şiddete kadar tesbit edilebilen tek dalgadır. Yetişkinlerde I'inci dalgadan yaklaşık 4.00 msn sonra ortaya çıkar. Bu, yeni doğanda uzundur, 2 yaşında yetişkin seviyesine ulaşır. ERA' nın Klinik Değeri 1. Küçük ve koopere olamayan çocuklarda, yeni doğanlarda ve MMR' li kişilerde işitme fonksiyonunun erkenden değerlendirilmesi ve rehabilitasyonunun erken yapılmasını sağlar. Bu çocukların konuşmasının gelişmesi açısından oldukça önemlidir. 2. İşitme cihazlarının değerlendirilmesi de diğer bir kullanılış alanıdır. Uygun cihaz kulağa takılı iken yapılan testte V' inci dalga latansı normale en yakın çıkar. 3. Simülasyon yapan hastaların işitmesinin tebitinde kullanılır. Adli vakalar için önemlidir. 4. Bazı nörolojik hastaların teşhisinde de oldukça önemli bulgular verir. İşitme yollarını etkileyen tümörler (akustik nörinom gibi), mutipl skleroz, beyin sapı patolojileri, beyin sapı travmaları veya hastalıklarında. Değişik Patolojilerde ERA Bulguları a. İletim tipi işitme kayıplarında ERA bulguları: I. dalganın latansı ile birlikte I-V. dalga bloku latansı total olarak uzamış, eşik yükselmiştir ve I-V interpik latansı normal kalmıştır. I. dalgadaki bu gecikme periferal hasarı gösterir. b. Sensorinöral işitme kayıplarında ERA bulguları: Eğer SNİK mevcutsa bu kaybın orijinin kohlear mı yoksa retrokohlear mı olduğunu tayin etmek önemlidir. Gürültü recruitmenti sıklıkla kohlear işitme kayıplı hastalarda meydene gelir. Bu, uyarılmış potansiyeller kullanıldığı zaman stimülus şiddetinin artmasıyla birlikte V. dalga latansında anormal hızlı bir düşme ile kendisini gösterir. Retrokohlear kayıplarda I. dalga normal olmasına rağmen, I-V arası interpik latans uzamıştır. Normalda I. dalga ile V. dalga arasındaki latans farkı (interpik latans) takriben 4.00 msn civarındadır. Bu latanstaki 0.2 msn'den fazla artışlar manalıdır. 0.6 msn'nin üzerindeki artış retrokohlear kaybı, özellikle akustik nörinomu gösterir. Yüksek frekanslardaki işitme kayıplarında ise şiddetin artması ile birlikte V. dalga latansında kısalma görülmemesi dikkat çekicidir. V. dalga yüksek şiddetlerde normal değerlerine erişemez. c. Akustik nörinomun ERA bulguları: VIII. sinir tümörleri I. dalgadan sonra interpik latansının uzamasına sebep olur. V. dalgada görülen gecikmenin ölçülmesiyle değerlendirilir. Cevap gecikmesi ise diğer kulağa göre değerlendirilir. Kulaklar arasındaki interpik latans farklılığı normalde 0.2 msn'den azdır. 0.4 msn'den daha fazla olması oldukça manalıdır. Akustik tümörün boyutları büyüdükçe V. dalganın interpik latansı daha da gecikir. Multipl sklerozda, beyin sapı patolojilerinde de interpik latanslar uzar. Orta beyin tümörlerinde V. dalga ile VI. dalga arası interpik latansının uzadığı görülmüştür. İMPEDANS ODYOMETRİ Bugünkü orta kulak hastalıklarında kullanılan impedans odiometri daha çok komplians ölçer. 1. Statik komplians ölçümleri: Otoskleroz, kemikcik zincir bozuklukları, orta kulak akut ve kronik iltihapları ve skatrislerin ayırıcı tanısında kullanılır. 2. Dinamik komplians ölçümleri: Akustik reflekslerin eşik ve ölçümleri, östaki fonksiyonları ve orta kulak basınçlarını ölçmede kullanılır. İmpedans odiometri klinikte 3 işlem için kullanılır. · Timpanometri · Östaki fonksiyonları incelenmesi · Stapes refleks ölçümü Hastanın uyumu gerekmediği için objektif bir testtir. Kulağa yerleştirilen bir propla yapılır. Timpanometri Orta kulak hadiselerinde değişiklik gösterir. · A tipi timpanometri: Normal orta kulak · B tipi timpanometri: Orta kulakta sıvı, adheziv otit · C tipi timpanometre : Orta kulakta -400' e kadar varan negatif basınç. · Basık A tipi : Düşük amplitüdlü otoskleroz · Derin A tipi : Amplitüdün sonsuza gittiği kemikçik zinir kopukluğu Östaki Fonksiyonlarının İncelenmesi Zar perfore olsa da olmasa da yapılabilir. Valsalva manevrası yapılınca manometrede basınç artıyorsa östaki fonksiyonu vardır. Stapes refleks ölçümü Uyarı tek taraflı olsa bile refleks iki taraflı olur. Normal hastalarda ve kohlear işitme kayıplarında bu refleks alınır. İşitme eşiğinin 65-75 dB üzerinde ortaya çıkar. Stapes refleksi İTİK' te olduğu kadar SNİK' de de ayırıcı tanıda faydalıdır. Ayrıca fasial paralizide lezyonun yerini araştırmada, Otoskleroz gibi hastalıklarda önemli bir testtir.