dağlık karabağ uluslararası hukuku ve dünya siyasetinde

advertisement
DAĞLIK KARABAĞ
ULUSLARARASI HUKUKU VE DÜNYA SİYASETİNDE
BELGELER VE YORUMLAR CILT I, MOSKOVA,«KRUG», 2008.(Rusça)
Derleyici, sorumlu editör, giriş makalesi ve yorumlar yazarı
hukuki bilimlerin doktoru Yuri Barseğov
Çevirmen Karen Sirunyan
BÖLÜM 1
Antik ve Ortaçağ kaynakları Ermenistan'ın devlet bir parçası olarak
Artsah (Karabağ) hakkında. Karabağ Pers Marzpanlığı(vasallık),
Arap fetihleri, Selçuk ve Tatar-Moğol ordularının salgınları
dönemlerinde.
1. Dağlık Karabağ eski zamanlardan beri
Uzun tarihinin farklı dönemlerinde, Karabağ farklı şekillerde adlandırılmış. Urartu çivi
yazılarında Urtehe-Urtehini olarak adlandırılmış.Bu Ermeni geleneksel Artsah adına
uygundur 1.
Antik Yunan yazarları bu bölgeye Ermeni Artsahına eşdeğer olduğu Orhistene derdiler.
Erken Ortaçağ kaynaklarında (özellikle, Movses Khorenatside) idari merkezin oluşumunun
yerinin değiştirildiği için bu bölgenin daha iki ismi getirilir. Tsavdek - Tsavdek Prensliğinin
merkezinin adıyla, ve aslen Aranşahik olduğu Ermeni prenslerinin konak olarak kullandığı
Haçen- Haçen kalesi adıyla(ХIII yüzyılın yazarı Vartan açıkça yazıyor: "Artsah - [Şimdi]
Haçen"). X-XIII yüzyıllarda çoğunda Haçen adı sadece Karabağ'ın binlerce epigrafisinin
eserlerinde değil, ama aynı zamanda Bizans ve Pers terimler listesinde bulunur. Tam onun
yaşayanları Ermeniler olduğundan dolayı kaleyle bölge Haçen(Ermeni kelimesi "Haç" haçten gelir) denilirdi. Kaynaklarda Artsah'ın daha iki ismi Küçük Syunik ve Küçük
Ermenistan rastlanır2.
Karabağ adı Pers çoğrafi terimler listesi temelinde oluşturuldu.
1
В этом разделе ряд фактов и высказываний античных авторов приводятся по брошюре«Нагорный
Карабах. Историческая справка». Изд-во АН Армянской ССР, Ереван,1988. Bu bölümde Antik yazarların
bir takım bilgisi ve söylemesi "Dağlık Karabağ. Tarihsel Rapor" broşüründe verildi.Ermenistan SSC Bilimler
Akademisi Yayınevi, Erivan, 1988.
2
Там же, стр. 8.Aynı yerde,s.8.
Bağ -i-Safid (Beyaz Bağ) adlandırılan düz kısmının aksine bölgenin dağlık kısmına Türkçe
anlaşılmasında Karabağa (Siyah Bahçe) dönüldüğü Bağ-i -Siah demeye başladı 3.
M.Ö. I -M.S.III yüzyılların yazarları Strabon, Plinius, Plutarchus, Ptolemaeus ,Appianus,
Dio Cassius ve diğerlerindan başlayarak Yunan ve Latin kaynakları Ermenistan ve Albanya
arasındaki sınırın Kura Nehrinden geçtiğini kesin olarak doğrular.
Strabon: "Ermenistanda çok dağla plato var... Orada birçok vadi de vardır ...
örneğin üzerinden Albania sınırlarına kadar Aras Nehri aktığı Aras Vadisi …Bu vadiden
sonra Cyrus(Kura) Nehriyle Ermenistanla sınırdaş olduğu Sacasena gelir »4.
«Aras Ermenistan,Cyrus(Kura-K.S.) ise Iberia(Iberya -K.S.) ve Albania(Albanya-K.S.)
üzerinden akar 5. O Ermenistan'dan çıkar…ve sonra dar nehir vadisi üzerinden
Albania'ya(Kafkas Albanyası,Ağvank,Arran- K.S.) dökülür. Bu vadiyle Ermenistan arasında
nehir ovalardan güçlü bir şekilde geçer... »6.
Büyük Plinius: «Kafkas Dağlarında yerleşmiş bu kabile söylendiği gibi Ermenistan ve
Iberia'nın (Gürcistan-K.S.) sınırını teşkil ettiği Cyrus nehrine varır»7.
Claudius Ptolemaeus: «Büyük Ermenistan(Mets Hayk-K.S.) kuzeyde Cyrus(KuraK.Sirunyan)
nehri
üzerinden
geçtiği
söylendiği
hattı
ile
Colchis(KolhisK.S.)kısmı,Iberia(Iberya,Gürcistan-K.S.)ve
Albania
(Kafkas Albanyası,Ağvank,Arran8
K.Sirunyan) ile sınırlanır» .
Plutarchus: «Kış geldiği zaman bu topraklardaki(Ermenistanda) Roma ordusu ve
Romalılar Saturnalya bayramını kutluyordu. En az kırk bin kişi bir araya geldiği Albanlılar
Cyrus( Kura -K. Sirunyan) nehrini geçip onlara saldırdı»9. Yani Kura Nehri'nin sağ kıyısına
geçti.
Daha sonraki yazarlar da bunu doğrulur. Böylece Stephanus Byzantinus (Bizanslı StefanK.S.) (IV yüzyıl - V yüzyılın başlangıcı) Ermenistan'ın bölgelerini bildirir «Cyrus(Kura-K.S.)
Nehri yanında olduğu Obara Ermenistan'ın bir parçası ».
O bilindiği gibi Kura Nehri ile Alnbania ile sınırdaş olduğu Otena-Utik'in Ermeni bölgesi
olduğunu sanar10. Bizans bir diğer kaynağı olan Menandres Bizantinus (Bizanslı MenanderK.S.) (VI yüzyılın sonu) yazıyor "Roma komutanları yine Albania'ya (Kafkas
Albanyası,Ağvank,Arran-K.S.) girip Sabirleri ve Albanlıları(Ağvanlılar-K.S.) Cyrus(Kura K.S.) nehri'nin bu tarafı'na göç etmeye zorladı..." 11.
3
Там же, стр. 8. Aynı yerde,s.8.
4
С т р а б о н, «География». М., 1994, книга ХI, глава ХIV, парагр. 4, с. 497. Strabon«Çoğrafya»,M.,1994,
kitap XI, bölüm XIV, paragraf 4, s. 497.
5
6
С т р а б о н. Цит. соч., парагр. 5, с. 467. Strabon,söylendiği iş,paragraf 5,s.467.
Там же, глава III, парагр. 2, с. 474. Aynı yerde, bölüm III,paragraph 2,s.474.
7
П л и н и й. «Естественная история», VI, 39.Plinius,Doğal Tarih, VI, 39.
8
П т о л е м е й. «География», V, ХII. 1. Ptolemaeus, Çoğrafya, V, ХII. 1.
П л у т а р х. «Сравнительные жизнеописания». Т. II, М., 1863 (Помпей, ХХХIV). Plutarchus
"Karşılaştırmalı Biografyaları ",cilt II,M.,1863,( Pompeius, ХХХIV).
10
В. Л а т ы ш е в. «Известия древних писаний…» Т. I. СПб, 1890, с. 270–271. V.Latişev, Eski Yazılarının
Bildirileri ..., cilt I. Petersburg 1890, s. 270-271.
9
11
Док. № 8.Belge № 8.
Ermenistanın sınırı olarak Kura hakkında erken ortaçağ Ermeni yazarları da bildirir.
Pavstos Buzandın (V yüzyıl) tanıklığına göre Kura maskutların kralı Sanesanın topraklarının
sınırı oldu. Kral, tarihçi yazıyor, "onun sınırı olduğu Kura Nehrini geçerek Ermeni ülkesini
istilaya uğrattı". Arşakuni hanedanının Ermeni kralına ihanet ettiği Ermenistanın bölgeleri
sayısında tarihçi Gardmanadzor, güçlendirilmiş Gavar Artsah(Artsah sancağı-K.S.) adlarını
anıyor. «Atropatakan ülkesinde Ermeni kraliyet ailesinin kendi toprakları». O Artsahın
«zaptedildiği» Uti(Otene-Utik-K.S.), Sacasena, Gardmanadzor ve onların diğer komşu
gavarlarının (sancak-K.S.) dönüşü hakkında yazıyor . "Kura Nehrini geçmişte olduğu gibi
kendi ülkesiyle Albanya (Albania-K.S.)arasındaki sınıra dönüştü... "12 diyor.
Başka bir kitapta, Grigor Aydınlatıcı çalışmaları (Grigor Lusavoriç -K.S.) hakkında
anlatarak yazıyor: O [ Grigoris] " Kura nehri üzerinden büyük kralın barbar ülkesine
geçerek Maskutlar Arşakuni kralı askeri kampısına ulaştı"13. Bu aynı toprak yapısını tarihçi
Sebeos doğrular14.
Ermenistan'ın toprak yapısı ve Albanian'ın sınırları hakkında « hangi büyük Kura
Nehriyle Kavkasya Dağları arasında bulunur» Ermeni «VII yüzyılın Çoğrafyası»yani
«Aşkharatsuyts» te bildirir15.
Transkafkasyadaki komşu ülkelerin durumu hakkında iyi bildirildiği Bizans Sarayı Haçen
prensliğin Ermenistan'da olduğunu biliyordu. Bunun için Bizans imparatoru Constantine VII
Porphyrogenitus (913-959) böylece Ermeni topraklarının kimliğini doğrulayarak
Haçenlilerle Sevordlulara yazdığı kendi resmi mektupları « Ermenistan'da » adreslemiş16.«Iç
Ermenistan»'ın nehri olarak Kura ve «Dış Ermenistan»' ın nehri olarak Aras hakkında Х
yüzyılın Fars-Arap coğrafyacısı Sohrab (Ibn Sarabiyun) da bildirir17.
M.Ö.VI yüzyılın ilk yarısında Ervanduni Ermenistanına girdiği Artsah
Medya , M.Ö. 550 'den M.S. 331' e kadar ise Ahameniş Devleti egemenliğinin altında
bulundu. M.Ö.IV yüzyılın sonundan beri Artsah komşu bölgeleri Utikle Syunik gibi
Ervanduni Ermeni krallığında kalmaya devam ederdi18. Bu bölgenin
M.Ö. 95'den beri II Tigranın krallığına girdiğini onun içinde Tigranakertin kurmasının
gerçeği ile kanıtlanır19. Strabon da Orhisteneye (Artsah) Ermenistanın ili der20.
Bunu erken Ortaçağ Ermeni birinci kaynakları da kanıtlar21.
12
Док. № 7.Belge № 7.
Там же.aynı yerde.
14
Док. № 10.Belge№ 10.
15
Док. № 9. Belge № 9.
16
Док. № 11. Belge № 11."
17
Док. № 12.Belge № 12.
18
Movses Khorenatsi "Ermenistan'ın Tarihi", Kitap II, 44-45bölüm s. 169-170.
19
С е б е о с. «История…» Ереван, 1976, с. 125 (на арм. яз.). Sebeos ,«Tarih…», Erivan,1976,s.125(Ermenice).
20
С т р а б о н. Цит. соч. ХI, ХIV, 4, с. 497.Strabon,söylendiği eser, ХI, ХIV, 4, s.497.
13
21
А г а ф а н г е л. «История Армении»; Мовсес Хоренаци, «История Армении»; Егише, «О Вардане и
войне Армянской»; «Зоранамак» («Воинская грамота»). Agatangeğos, «Ermenistan'ın Tarihi», Movses
Khorenatsi«Ermenistan'ın Tarihi»,Yeğişe "Vardan ve Ermeni Savaşı Hakkında",«Zoranamak» (Askername)
«Aşkharatsuyts» 'a göre Artsah Ermenistan'ın onuncu ili oldu ve on iki
gavarlardan(bölge,sancak) teşkil edildi: Myus (Diğer -K.S.) Haband, Vaykunik, Berdadzor,
Mets(Büyük-K.S.) Arank, Mets Kuank, Harçlank, Muhank, Piank, Parsakank, Kusti, Parnes,
Kolt 22. M.S. 387 yılında Bizans İmparatorluğu ve Iran arasında Ermenistan'ın bölümünden sonra
Artsah 428 yılında Ermeni krallığının yıkılışına kadar Ermenistan'ın bir parçası olmaya devam etti.
Daha sonra, ayrıca aslında Eski zamanlardan beri onunla Ermenistan arasındaki sınırı oluşturduğu
Kura Nehrinden kuzeyde bulunduğu (yani sol kıyısındaki)Albania'yı
bildirdiği«Aşkharatsuyts»'un yazarı Persler tarafından onun (Artsah-K.S.)Kuranın sol kıyısında yer
aldığı Albania krallığına eklendiğini gösterdi23.
Albania Krallığı ortadan kaldırılmasından sonra(469 yılında) (bu"Dağlık Karabağ. Tarih
raporu " broşüründe gösterilir. ) Artsah Albania (Arran)adladırıldığı bu krallığı (Albania
Krallığı –K.S.)ve Pers Marzpanlığı komşu toprakları üzerinde oluşturulduğu marzpanlığının
bir parçası olarak kaldı. Bir yüzyıl sonra, VI yüzyılın sonunda - VII yüzyıl başlarında, Alban
Marzpanlığı kuzeyde orada yaşadığı kabilelerin ya yönettiği prenslerin evlerinin adlarına
hareket ederek onlara gereksiz bir haline geldiği "Albania" ve "Albanlılar " kolektif adlarını
kaybettiği ayrı küçük beyliklere ayrıldı. Güneyde Utik ve Artsah bir ayrı Ermeni
Aranşahik(V yüzyılın sonu), sonra ise yerlerini aldığı Pers kökenli Mihranlılar (VII yüzyıl)
Prensliği oluşturdu. Sonrakiler Aluank( Ağvank-Albanya)idari adını miras olarak aldı.Fakat o
ancak «Asıl Albania» ile hiç bir ilişkisi olmadığı bir zamanki marzpanlığın olduğunu
hatırlatarak, aslında kuzeyden güneye aktarılarak tamamen çoğrafya içeriği aldı.
Utikle Artsah için kullanıldığı «Albania» adı eski Ermeni tarihçilerin yazılarında kullanılan
"Ermenistanın Doğu Kenarı", " Kuzey-Doğu Kenarı "," Aluank (yani Albanya-K.S.) Kenarı ",
"Derin Ermenistan " vs. ile eşanlamlı hale geldi24.
XI-XII yüzyılların tarihçisi Mateos Urhaetsi ( Urfalı Mateos-K.S.) «Albania Ülkesi» 'nden
söz ederek açıklıyor: "hangi şimdi Derin Ermenistan denilir"25. Broşürün yazarları bu belirli
alanların siyasi ve kültürel yaşamı Х yüzyılın Ermeni tarihçisi Movses Kağankatvatsi'nin
"Albanyanın Tarihi" çalışması'nın (veya geleneksel olarak bu başlığı çevrildiğine göre
«Aluank Ülkesinin Tarihi») ana içeriği olduğunu yazarlar.
22
С. Т. Е р е м я н, « Армения по «Ашхарацуйцу» («Армянской географии VII в.»), Ереван,
1963, с. 105 (на арм. яз.). S.T.Yeremyan, Ermenistan «Aşkharatsuyts» ' a( VII yüzyılın Ermeni Çoğrafyası)
göre,Erivan,1963,s.105(Ermenice).
23
С. Т. Е р е м я н, указ. соч., с. 105, ср. А. П. Н о в о с е л ь ц е в, «К вопросу о политической границе
Армении и Кавказской Албании в античный период». — «Кавказ и Византия», вып. 1, Ереван, 1979, с. 10–
18. Автор статьи основывается на данных античных историков Страбона, Плутарха, Птолемея, Диона
Кассия, армянского историка V в. Павстоса Бузанда и др. S.T. Yeremyan, söylendiği eser,s.105, krş.A.P.
Novoseltsev, Antik dönemde Ermenistan ve Kafkas Albanyasının siyasi sınır sorusu üzerine., "Kafkasya ve
Bizans", cilt 1, Erivan, 1979, s. 10-18. Makalenin yazarı antik tarihçiler Strabon, Plutarch, Ptolemy, Dion
Cassius, V yüzyılın Ermeni tarihçisi Pavstos Buzandla diğerlerin verilerine dayanmaktadır.
24
А. Ш. М н а ц а к а н я н. О литературе Кавказской Албании. Ереван, 1969, с. 62–64. См. «Нагорный
Карабах. Историческая справка», с. 11. A. Ş.Mnatsakanyan,Kafkas Albanyasının Edebiyatı,Erivan,s.62-64.
«Dağlık Karabağ.Tarih raporu» 'na bak,s.11.
25
М а т т э о с У р х а е ц и. Хроника Вагаршапет, 1898, с. 230 (на арм. яз.).Mateos Urhayetsi(Urfalı Mateos),
Vağarşapat Kroniği,1898, s.230.
Artsah - Haçen ve hükümdarı Hasan Calal kraliyet onurunu XIII yüzyılın Pers dilli
isimsiz yazarı da bildirir: «oradaki nüfus Ermeni. Abhazya'nın insanları kendi padişahı'na
tagaver(kıral-K. S.) der ... »26.
Daha sonraki dönemde, XV yüzyılın başında, "Timur'un oğlu" üstünlüğü altındaki
Ermenistan'ın bir parçası olarak Karabağ ve Ermeni nüfusunun durumu hakkında 1420
yılında ülkeyi ziyaret ettiği Alman yolcusu Johannes Schiltberger yazıyor: «Ayrıca ben
Ermenistan'da çok zaman geçirdim. Timur'un emriyle ben Ermenistan'da iki krallığa sahip
olduğu oğluna gittim. Şah-Ruh adıyla bu oğlunun Karabağ(Karawag) denildiği ve iyi
otlaklarla farkolunduğu büyük bir ovada kışı geçirme alışkanlığı var. Onu ayrıca
Dicle (Tigris) olarak bilinen Kura (Chur) nehri sular, ve bu nehirin kıyılarında en iyi ipek
toplanır. Bu ova Ermenistan'da bulunursa da Ermeni köyleri'nin onlara haraç ödemek
zorunda kaldığı paganlara ait.»27.
Azerbaycan'da yayınlandığı metindedeki bu paragrafın tercümesinde orada kurulduğu
kaynaklarla davranışın alışkanlığına göre "Ermenistan'da" kelime "Azerbaycan'da" kelimeye
çevrildiğini kaydedelim.
XII-XIII yüzyıllarda Artsah'ın Ermeni prensliklerinden biri olduğu Haçenin yöneticileri
hakkında ülkenin Ermeni kimliğini ve Ermenistan yöneticileri ile siyasi bağlantılarını
tespit ettiği bu dönemin bir dizi epigrafik eserinde korunmuş bilgiler var. Haterk,
Handaberd, Haçenaberd ve Havkakhağats Kalelerinin sahibi 1142 yılından beri Haçenin
evi'nin yöneticisi olduğu Sakar (Zakar) Vakhtang oğlu Hasan 1152 yılında Bagratuni Ermeni
kraliyet soyunun Lori dalının son temsilcilerinden biri olduğu Kyurike kralının kızı ile
evlendi28.
Onun oğullarından biri Altındaki Haçenin hükümdarı Tonkik denildiği Vakhtang
Gürcistan Kraliçesi Tamarın iki ünlü askeri ve siyasi adamalarından biri Büyük Sargisin kızı
ile evlenmiş oldu.
Prensler Hasan Calal ve oğlu Vakhtang ile yakın bağları devam eden «Ermeni Yargı
Kitabı» 'nın(Datastanagirk-K.S.) yazarı Mhitar Goş onları" diğer prenslerin başı" olarak
adlandırıp Kilikya hükümdarı Ruben ile karşılaştırırdı. Ülkenin siyasi hayatında rollerini
açıklayarak Ermeni hukukçusu kaydederdi: «bizim (yani Ermeni) krallığında anarşi
günlerinde ... Haçen ilinde ilk zamanlardaki az sayıda prens kaldı»29.
Hasan Zakaryan'ın oğlu (Horişahla evliliğinden)Vakhtang'ın üç oğluyla üç kızı
vardı. Büyük oğlu Hasan dedesi, Zakarya ve Ivane ise Kraliçe Tamarın generalleri Ermeni
prensleri spasalar Zakarya ve atabek Ivane Dolgoruki onuruna adlandırıldı30.
26
27
Док. № 15.Belge № 15.
Док. № 16.Belge № 16.
28
Известия Императорской Академии Наук. СПб, 1909, серия VI, т. III, № 61. И.А.Орбели. h’Асан
Джалал, князь Хаченский. Imparatorluk Bilimler Akademisi Haberler Bülteni. St. Petersburg, 1909, Seri VI,
cilt III, № 61. H.A.Orbeli, Haçenin prensi Hasan Calal.
29
30
И. А. О р б е л и. Избранные труды. Ереван, 1963, с. 149.H.A.Orbeli, Seçildiği Eserler,Erivan,1963,s.149.
Там же, с. Aynı yerde, s.149.
Bir dizi epigraf eseri Artsah- Haçen Ermeni Kralı Hasan Calal (1214-1261) ve onun
soyundan gelenler hakkında bilgi içerir. 1229 tarihinin yazıtında Hasan Calal Artsah—
Haçenin hükümdarı olduğu gibi davranır : "Tanrı'nın sayesinde, ben, Vakhtang ve Horişah
oğlu Hasan, bu kutsal kiliseyi inşa ettim... "31.
Gandzasar manastırı duvarının yazıtında o kendisiyle toprakları hakkında
bildiriyor: "Ben, Tanrı'nın uslu hizmetkarı, Vakhtangın oğlu, Büyük Hasanın tornu,
Artsah'ın büyük ve yüksek ülkesiyle komşu bölgelerin [Haçen] gerçek efendisi ve kralı olan
Hasan Calal Devle "32.
Artsah- Haçenin hükümdarı Moğolistan yöneticileri ile yakın ilişkiler kurdu.
Tarihçi Kirakos Gandzaketsinin yazdığına göre(XIII yüzyıl) "Hikmet prens [Calal]
kâfirlerin saldırını öğrendikçe ülkenin tüm yaşayanlarını Farsça Hohanaberd olarak
adlandırılan kalede topladı. Ve [Tatarlar] onun kuşatmasına geldiği ve kalenin almasını
imkânsız olduğunu gördükleri zaman onlara dostça bir barış yapmayı teklif etmeye başladı.
Ve o akıllıca niyetlerine boyun eğdi. Ve daha sonra kendisi hediyeler ile onlara
geldi. [Tatarlar] ona onur vererek topraklarını ona geri vermekle hatta birkaç şey
eklemekten sonra onun her yıl peşlerinden savaşa çıkıp onların yönetimi altında rahat
içinde yaşamasını emretti. [Calal] ise akıllıca ülkelesini yönederdi. O ona geldiği
habercilerin ihtiyaçları için gerekli her şey, gıda ya da başka bir şey olsaydı, toplanarak
kendinde tutarak ve hatta kendinden ekleyerek bunu ona geldikleri zaman onlara verdi. Ve
[Tatarlar] ülkenin [nüfusuna] baskı yapmayarak sadece ona gelirdi. Diğer alanlarda bunu
yapmadıklarından dolayı [Tatarlar] yapabildiği her yerde onlara baskı yaptılar33.
Onu özellikle Hıristiyanlığı kabul ettiği Altınordu'nun Batu Hanın oğlu Sartah
himayesine aldı. Ermeni prensinin Batunun oğlu Sartah ile yakın ilişkisi hakkında
tarihçi bildiriyor: « Başkalar ile birlikte ona [Sartaha] Artsahın bölgeleriyle Haçenin Büyük
Prensi,Ermeni kökenli , sevgiyle Calal denilen samimi, Tanrıdan korkan ve mütevazı bir
adam olan Hasan da geldi. O [Sartah] nazikli saygılı bir şekilde onu ve onunla birlikte
olduğu hepsini o zaman yaşlı bir adam [olduğuna rağmen ] genellikle Otrok (delikanlı)
denilen prens Grigor ile mütevazı genç bir adam olan prens Desamı ve rahip (vardapetK.S.)Markos ile piskopos Grigoru kabul etti.
O [Calalı] babasına götürmekle ona yüksek onur vererek geçmişte Türkler ve Gürcüler
tarafından onun elinden alındığı Çaraberd,Hakanu ve Karkar yurtluğunu ona geri verdi... »34.
Daha sonra (1255 yılında Batu ölümünden sonra)Hasan Sartah ile birlikte
Moğolistana Büyük Han Manguya gitti . Bunu kendisi söylüyor: "Ben Hasan Calal Devle
kişisel olarak ailem ve evdekilerle kilisenin huzuru için doğuya doğru kuzey ülkeye
31
32
Там же, с. 150. Aynı yerde, s.150.
Док. № 14.Belge № 14.
Док. № 13. Belge № 13.
34
Док. № 13. Belge № 13.
33
atıcılar kralına gittim.Benimle eşim Mamk'an ve Tanrının verdiği oğlum Atabek kuzeydoğuya gittik, ve ben dünyanın ucuna Mangu Han [denilen] krala gittim... "35. Tarihçi
Kirakos Gandzaketsi onun vergi toplayıcılarının ve Genel Vali Arğunun baskıları üzerinde
«Moğol hükümdarına şikayetini anlatmaya gittiği» 'ni yazıyor36.
Yakın Doğuda Türk kabileleri ilk defa sporadik olarak Asya göçebe halkları olduğu
Selçuklular (1048, 1049, 1054 1065 yıllarında), Tatar-Moğol orduları(1236-1243 yıllarında ),
Altın Orda Tohtamış Hanı (1385 yılında), Timur(1386, 1394 ve 1400 yıllarında) istilaları
sonucunda ortaya çıkmaya başladı.
1386-1405 yıllarında Timur'un Kafkasyaya salgın yapmasından sonra Kuzey
Iran ve Ermenistan XV yüzyılın birinci yarısında Kara Koyunlu, XV yüzyılın ikinci yarısında
ise Ak Koyunlu Türkmen hanedanı egemenliği altına düştü. Ama Hasan Calalın hanedanı
kesilmedi.Onun temsilcileri XVI-XVIII yüzyıllarının Dağlık Karabağ bir dizi küçük
prensliğinde Melik unvanını korudu. Karabağın Düz (Altı)parçası özellikle Muğan bozkırı
Türk yabancıların eline geçti.
Pers'te Safevi hanedanının yönetmenliği döneminde Karabağ onun
Illerinden(beylerbeylik) biri oldu. Karabağ çukurluğu ve dağ etekleri Müslüman hanları
yönetimi altında bulunurken dağlık kısmı Ermeni yöneticilerinin ellerinde kalırdı 37.
Dağlık Karabağda Ermeni meliklerinin sistemi nihayet Pers'te Şah Abbas I (1587-1629)
yönetme döneminde kuruldu. Bu yıllarda Pers hükümeti Ermeni meliklerini Osmanlı
Imparatorluğu'na karşı harekete geçmeye teşvik etti. Aynı zamanda Pers hükümdarları
Artsahla Syunik arasındaki bölgede Kürt aşiretlerinin yeniden yerleştirme yoluyla onları
diğer Ermeni topraklarından ayırarak Ermeni meliklerini zayıflatmaya çalışırdı 38.[kral,
hükümdar anlamına geldiği Melik Arapça bir kelimedir. Pers'te eski zamanlarda
hükümdarlar,sonra ise kalıtsal yöneticiler Melik olarak çağrılırdı. Transkafkasyada melikler
her zaman kalıtsal yöneticiler oldu. Yerin önemliği Melikin değerinin derecesi anlamına
gelirdi. Bu unvanı her zaman bir soyadının eski kökenli olduğuna bir kanıt olarak
kulanılırdı.]
2. Azerbeycanın tarihsel kökleri ve hakları hakkında
metamorfozların sahteciliği sorusu
35
И. О р б е л и. Избранные труды, Ереван, 1963, с. 155. H.A.Orbeli, Seçildiği Eserler,Erivan, 1963,s.155.
36
Док. № 13.Belge № 13.
В. Ш н и р е л ь м а н. Войны памяти. Мифы, идентичность и политика в Закавказье.
V.Şnirelman,Belleğin Savaşları. Transkafkasya'daki Efsaneler, Kimlik ve Siyaset,Moskova,2003,s.199.
37
38
Там же, с. 199. aynı yerde,s.199.
1918 yılında Osmanlı Imparatorluğu tarafından ikinci Türk devleti yani Azerbaycan
Cumhuriyeti kurulmasından hemen sonra Ermenistan Cumhuriyeti ile bir toprak tartışması
ortaya çıktı. Azerbaycanın Musavat hükümeti kendi toprak talepleri teyidi olarak dinsel
ilkeye dayanır. Hıristiyan devletleri olduğu Ermenistanla Gürcistana karşı Müslüman
halkları olduğu,ancak o zaman "Kafkas Tatarları" denildiği Azerbaycanlılar değil, ama aynı
zamanda Kürtler, Acarlar,Ingiloylar, Tatlar, Lezgiler ve Dağıstanın diğer halklarının yaşadığı
toprakları üzerinde «hakkını» koydu.
Sadece onlar gibi Şiiler değil, ama Sünniler de yaşadığı toprakları için talepte bulunarak
Azerbaycanlılar Sünni Osmanlı Imparatorluğu ile toprak genişleme bir pantürk programının
gerçekleştirmesine geçerek ikincisinin yenilgisinden sonra bu sorunun çözümünü üstlerine
almışlar.
Kendi komşuları olduğu Ermenistanla Gürcistannın toprakları üzerinde iddialarından
bir başarılık umulmaz olduğundan Azerbaycan Türkiye gibi Ermeniler ve
Gürcülerin«tarihsel hakklar»'a başvurularını çok olumsuz bir şekilde algıladı. Onların
"çürük" olduğunu düşünerek Azerbaycan kendi yorumunda din istatistiğini tercih etti.
Ermenilerin sayısını tüm «Müslümanlar»'a karşı koyarak Azerbaycan Müslüman nüfusunun
sayısının abartması ve Ermeni nüfusunun sayısının küçültmesiyle nüfus sayımı bilgilerinin
tahrifi ile taleplerin kapsamını daha genişletmeye çalıştı. Azerbaycan toprak talepleri
kapsamına sadece Müslüman nüfusu yaşadığı toprakları değil, ama aynı zamanda
Hıristiyanların yaşadığı, ama, örneğin, Dağlık Karabağ otlağı gibi yaylacılık dağlık
bölgelerine geçmek için Müslüman göçebe hayvan yetiştiricileri tarafından kullanıldığı
topraklar da alındı.
Işte Dışişleri Bakanlığı Memuru Aleksandr Şepotyev tarafından sunulduğu «kültürel ekonomik- evsel bakımından homojen olan Müslüman nüfusunun dağılımı »nasıl
görünüyor: «Tamamiyle aynı evsel, ruhsal, dinsel, kültürel düzeyde olduğu yaşam tarzı ile
onunla yakından ilişkili çok az Kürt, Pers, Acar, Ingiloy ve dağlılar özellikle lezgin unsurları
içine alındığı Azerbaycan halkı yaşadığı topraklar çoğrafi bakımından genel olarak Doğuda
Hazar Denizi, Kuzeyde Derbent yönünde olduğu Dağıstan dağlarının doğu kolları, Orta
Kafkasyada Kafkasya Sıradağları orta kısmı, Şirak(Kala Dara) Dağlarının kolları ve Tiflisle
Karayaz Bozkırları arasındaki Kuranın boğazları, Kuzey-Batıda Trialetle Atshur Sıradağları
ve Kara Deniz ile sınırlanmış »39. Bu iddiaların «doğal sınırlar»'a ve «tarihsel topluluğ'a»
dayalı olarak sunulduğuna rağmen Türk-Müslüman toprak iddiaları hakları aslında XI
yüzyılda Selçuklu Türklerin saldırıları ve sonucunda Hıristiyan yerli halklarının yerinden
kaldırılması ile kanıtlanırdı40.
39
А. Щ е п о т ь е в. О спорных кавказских территориях, на которые имеют права самоопределившиеся
азербайджанские тюрки. — Известия АН АзССР. История, философия и право. 1990, № 2, с. 54–55. Цит.
по: В.Шнирельман, Войны памяти. Мифы, идентичность и политика в Закавказье. Москва, 2003, с. 120. A.
Şepotyev, Kendi mukadderatını kendi tayin ettiği Azerbaycanlı Türklerin tartışmalı Kafkas toprakları
üzerinde olduğu hakkı hakkında. - Azerbaycan SSC Bilimler Akademisi Haberler Bülteni. Tarih, Felsefe ve
Hukuk. 1990, № 2, s. 54-55. V. Şnirelman,« Belleğin Savaşları. Transkafkasya'daki Efsaneler, Kimlik ve
Siyaset»'ten (Moskova, 2003) alındı , s. 120.
40
Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч., с. 119–122. Şnirelman,söylendiği eser,s.119-122.
Musavatlılar selefleri Kafkasya büyük bir parçasını talep ederken Sovyet ve Sovyet sonrası
dönemindeki Azerbaycan yayılıcıları tarihin her döneminde Türklerin Kafkasyaya sahip
olduğunu iddia etmeye başladı41. Azerbaycan liderlerine göre Musavat hükümeti «Ermenilere
acıyarak» ve «Erivan çevresinde hediye olarak bir parça toprak» vererek bir hata yaptı.
Türkiye son olarak Batı güçleri kampasına geçtiği ve artık Türk lideri Kemalın kendi
Pan-Türk hedefleri gizlemesi ihtiyacı olmadığı zaman Pan-Türkistler tarafından
oluşturulduğu Azerbaycana Türkiyeyle siyasi ilişkilerin suçlamaları ve Pan-Türkçülüğe
bağlılıktan ayrıca Pan-Islamcılık suçlamalarından kaçmak için Şii Iran'dan uzaklaştığı bir
etnik doğuşu tarihi gerek idi. Ne Pan-Türkizmin kalesi olduğu Türkiye ile ne aynı inançlı
Pers ile herhangi bir siyasi bağlantı olmadığı Güney Kafkasya "kökenli halkı" durumu gerek
idi42.
Bu konuda Azerbaycan (Bolşevik) Komünist Partisi Merkez Komitesi birinci sekreteri M.D
Bağirovun işareti431949 ve 1951 yıllarında Azerbaycan Komünist Partisi XVII ve XVIII
Kongreleri kararları ile teyit edilmişti. Bağirov XVIII Kongresinde konuşarak haydutlar ve
katiller olarak Türk göçebelerinin Azerbaycanlıların imajına çok az uygun olduğunu
kanıtladı.
Tarihsel Ermeni topraklarını zaptettiği Devlet iktidarlığı daima Karabağ Ermeni
nüfusunun Ermenistan ile birleşimi özlemlerinden korkardı. Bu yüzden o Transkafkasya'da
kendi «otoktonluğu» teyit etme problemini gayret ile çözmeye başladı.
Yabancı Türk kabileleri ve temellerinde oluşturulduğu milletin derin toprak kökleri
olmadığından dolayı Baküde Güney Kafkasya ve komşu bölge topraklarında olduğu tüm eski
siyasi oluşumları heyecanla «azerbaycanlaştırmaya» başladı. Öncelikle, tabii ki, bu tarihsel
Ermeni ve Iran toprakları ve buna uygun olarak Ermeni ve Iran siyasi ve kültürel mirasına ait
idi.
1939 yılında Azerbaycan SSC Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü tarafından hazırlandığı
ders kitabında ve onun 1941 yılının işlenmiş versiyonunda Azerbaycanlılar sözde 3000 yıl
önce Azerbaycan topraklarında yaşadığı Midyalılar,Kasplılar,Albanlılar ve diğer kabileler ile
özdeşleştirilerek otokton olarak ilan edildi. Daha geri kalmıştan «az olduğu» Türk
yabancılarının «Azerbaycan» halkını oldukça etkilemeyerek erittiği kanıtlandı. Bu nedenle
Azerbaycan halkının döğüşü ile ilgili sorunun bir parçası olarak Midyanın tarihini işlemek
gerek44. Azerbaycanlıların Ana ataları Midyalılar olduğu ilan edildiğinden dolayı
41
В. С т у п и ш и н. Геополитические фальсификаторы и национальный вопрос. —«Армянский
вестник», 1999, № 1–2, с. 8. V. Stupişin,Jeopolitik Tahrifçileri ve ulusal soru. - «Ermeni Belleteni», 1999, № 12, s. 8.
42
В. Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч., с. 132. V. Şnirelman,söylendiği eser,s.132.
М. Д. Б а г и р о в. Об очередных задачах интеллигенции Азербайджана. Баку, Азернешр, 1950 г. M.D. Bağirov, Azerbaycan Aydınlarının Sırası Gelen Hedefleri Hakkında, Bakü,Azerneşr,1950.
43
44
Отчетный доклад М.Д.Багирова на XVIII съезде Коммунистической партии большевиков Азербайджана о работе
ЦК КП(б) Азербайджана. — «Бакинский рабочий» 26 мая1951 г. З.И.Ибрагимов, Е.А.Токаржевский. Развитие
советской исторической науки в Азербайджане. Баку, 1964 г. Azerbaycan Bolşevikler Komünist Partisi Merkez Komitesi
XVIII Kongresi'nde Azerbaycan Komünist (Bolşevikler) Partisi Çalışmasıyla Ilgili M.D. Bağirovun Çalışma Raporu,
Azerbaycan Devleti buna uygun olarak Midya Kırallığıyla özdeşleştirilerek «bilenen ilk eski
Azerbaycan kralı» olarak Midyanın kralı Deyoka belirlendi. Azerbaycanlılar Midyanın
kökenli nüfusu, Midylılar ise sonraki gelenler olarak ilan edildi.
Azerbaycan'ın Türkiyeden ve Pan-Türkçülüğünden ayrılması arzusuyla birlikte Ikinci
Dünya Savaşı'ndan sonra Azerbaycanlılar'ın« ana ataları» sayısına Midyalıları'nı almak için
başka bir nedeni ortaya çıktı. Şu Bakü katılımıyla Stalin tarafından hazırlandığı
«Demokratik» Azerbaycanla «Demokratik» Kürdistan'ın çıkarmasıyla Iranın bölümü idi.
Midya versiyonunu işlemeye başlarken Albanyanınkine hala büyük bir önem verilmezdi.
Ancak 1945-1946 yıllarında yazarların aynı grubu tarafından hazırlandığı «Azerbaycan
Tarihi » yeni baskısında Azerbaycan halkı'nın« ana ataları» olarak Midyalılara yani Persler
tarafından fethedilmasinden sonra eski Midya geleneklerini koruduğu Albanlılar eklendi45.
Albanlılar dille edebiyatı hem de Türk dilinin Azerbaycanlılar lehçesi ile hiç bir ilgisi
olmadığı Midyalılar dili konusunda elbette susardı.
Azerbaycan'ın tarihini yeniden yazmak için parti ve devlet yetkililerinden sırası gelen bir
vazife almakla Baküde hazırlayarak 1958-1962 yıllarında üç ciltli «Azerbaycan'ın Tarihi»
yayınladılar.
Azerbaycan tarihinin tahrifine çok yakından kendi H. Aliyev ve F.Mamedov ile ilişkili
Z.Bunyatov en büyük katkıda bulundu.
Ağvank'ın ortadan kaldırması ve XI yüzyılda Azerbaycan Türk ataları'nın ortaya çıkması
arasındaki zaman boşluğu sorunu Buniyatov basitçe çözdü. O Ağvank'ın Türkleştirilmesini
IV-V yüzyıllar'a aktardı46 ve Karabağ kökenli nüfusunu «Ermenileştirilmiş» ve Alban
Monofizitliği'ne çevrilmiş olarak sunarak Azerbaycanlılar'ın ataları içine girdirdi 47.
Karabağ'ın Ermenileriyle ilgili Buniyatov'un kavrayışını yorumlayarak Amerikalı
araştırmacı R. Hewsen kaydetti: «halkları yakınlaştırma ve asimilasyonun Sovyet
kurulumuna tamamiyle uygun olduğu ve pratik olarak Azerbaycanlılar'ın Ermeni azınlığını
asimilasyona uğradığına hak verdiği bu kavrayış aslında Azerbaycanlılarla Karabağ
Ermenilerini aynı atalarından çıkardı». Ayrıca Hewsen bunda«Azerbaycan'ın Ermenistan
SSC toprakları üzerinde potansiyel taleplerini» görüyordu48.
Keyfi istediği gibi tarihi bilimde tespit ettiği tarihleri ayarlayarak Azerbaycanlı tahrifçiler
zaman açısından uygun olmadığı Hint dilli Midya varlığı sonunu ondan mesafe olarak
"Bakinskiy Raboçiy" 26 mayıs 1951. Z.I.Ibrahimov, E.A.Tokarjevskiy, Azerbaycan'da Sovyet Tarih Biliminin Gelişimi, Bakü,
1964.
45 З. Б у н и я т о в, 1965, (Азербайджан в VII — IX вв. — Баку, 1965.-К.С)с. 179–188. Z.Bunyatov,
(Azerbaycan VII - IX yüzyıllarında-K.S.)1965,s.179-188.
46
В. Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч., с. 161. V.Şnirelman,söylendiği eser,s.161.
47
R. H e w s e n. Ethno-history and the Armenian influence upon Caucasian Albanians… Philadelphia:
Scholars press, 1982, p. 27; В.Шнирельман, 161. R.H e w s e n. Etnotarih ve Kafkas Albanyalılar Üzerinde
Ermeni Etkisi ... Filadelfya, Bilim adamları basnı,1982,s.161. V.Şnirelman,161.
48
R. H e w s e n. Ethno-history and… p. 27; В.Шнирельман, 161. R. H e w s e n, Etnotarih ve…s.27, V.
Şnirelman,161.
ayrılmış Kura altındaki Kafkas dilli Albanya tarihinin başlangıcı ile onu da bölgede XI
yüzyılda ortaya çıktığı Türk dilli «Kafkas Tatarları» ile kapattı.
«Azerbaycan halkının kesintisiz tarihi » üç parçası arasındaki mekansal boşluğun ortadan
kaldırması için V yüzyıla kadar Kura Nehriyle geçtiği Albanyan'ın sınırını Aras Nehrine
aktardı. Bununla birlikte Azerbaycanlı hayalperest- oyunbazlar Midyalıların bir etnik grup
olarak akraba Persler tarafından asimile edildiği gerçek olasılığını tarihten çıkardı. Onlar
sadece Kura altındaki Albanyanın kökenli nüfusun Selçuklular saldırıları ile kaybolması
değil, ama Pers Hanları egemenliği altında Karabağ Pers hanları ile olduğu şiddetli bir yarış
durumunda Lezgiler ve Dağıstanın diğer halklarında yaşamasının devam etmesinin gerçeğini
hesaba almazlar. Onlar yani Muğan Bozkırına yerleştirdiği Türk göçebelerinin etno-politik
bir toplum oluştuğu,fakat kaynaklarında Iranın Azerbaycan ilinde bugüne kadar olduğu gibi
kendilerini Iran siyasi dünya bir parçası olarak saymadığı tezin kanıtlaması olmamasından da
rahatsız olmazlar.
Genişleme için oluşturulduğu yapma yapı üzerinde Azerbaycan tarihçilerinin bir cevap
vermediği bir çok soru oluşturur. Bu yapıya aykırı tüm dönemlendirme, lokalizasyon, etnik
yapısı, dil konularını geçerek yani «dünyanın en eski» Azerbaycan devleti gelişme sırasını
yansıtan onlar tarafından yapıldığı siyasi kuruluşlar bir sıraya dizilmiş. Bu yeni olmuş
ataların listesi M.Ö IX yüzyılda Lulubeyler ve Kutiler tarafından kurulduğu Manna devlet
kuruluşu sonra ardından geldiği M.Ö. VII-VI yüzyıllarda Helenistik dönemde varolduğu
Midya ve Arastan güneyine doğru yer aldığı Midya Atropaten'den başladı. Midyanın
kuzeyde Terek Nehrinden güneyde Kura ile Aras Nehirlerin alt akmasına kadar ulaştığı
mümkün olduğu en geniş aralığında yerleştirildiği «Kuzey Azerbaycan toprakları» yani
Albanyaya doğru ulaştığını kanıtlanırdı49.
«Azerbaycan kimliği» ile devlet bağımsızlığını kanıtlamaya çalışarak Azerbaycanlı
tarihçiler ancak tahrif etmek değil, ama tamamen Ağvank 'ın 50 Ermenistanla olduğu özel
siyasi, kültürel, dini ve diğer bağlarını hesaba almadı. Şu andan itibaren Manna, Midya
Atropatena ve Albanya kendi dilleri ile konsolide edilmiş bir etnik gruplar olarak kabul
etmek değil, ama «Azerbaycan siyasi kuruluşları» olarak kabul edilecekti. Bu eski Doğu
ülkeleri Azerbaycan devleti doğru öncüleri olarak sunulurdu.
Bu belgelerin mevcut toplaması amacı Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki toprak
tartışmasının doğuşu, içyüzü ile gelişmesi hakkında belgesel
aydınlatma sorusu olduğu için biz profesyonel tahrifçilerle bir anlamsız polemiğe
girmeyerek ancak Albanya üzerinde Azerbaycanın taleplerinin bu amaçla başvurduğu diğer
vakalar gibi kaba bir yalan olduğunu kesin olarak kanıtladığı birincil kaynakların faturası
getirmesiyle yetiniriz.
Doğu ve Batı'nın şimdi olduğu gibi iki süper güçleri olduğu Bizans Imparatorluğu ve
Sasani Pers tarafından toprakları'nın bölümü'nün zamanına kadar Ermeni Devleti varlığı
dönemi Greko –Roma birincil kaynaklarının bildirilerine karşı Azerbaycan yalandan başka
hiç bir şey koyamaz. Aslında Ermeni devleti'nin topraklarının bir kısmı ile birlikte Genel
49
50
В. Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч.; с. 144–145.V. Şnirelman,söylendiği eser,s.144-145.
Тоже, что Алуан или Албания. Aynı Aluan veya Albanya .
Valiliğe yani Pers kıralı Marzpanlığı'na dönüştürülmüş olduğu zaman Ağvank tarihi'nin
daha karmaşık dönemiyle ilişkin olarak biz hedefimizi şu dönemde de Ermeni siyasi dünyası
ile kökenli Albanya'nın siyasi bağları'nın devam ettiğini kanıtladığı bilgilerin sunmasıyla
sınırlandırıyoruz.
«Dünyanın en eski» Azerbaycan halkı ve efsanevi «Azerbaycan devleti »parçaları olarak
sunulan devlet oluşumları nüfusu Azerbaycanlıların Türk dili konuşan değildi. Midye Dili
Hint-Avrupa bir biçimiydi, Atropatenada Farsça, Ağvankta Nah-Dağıstanca ve Ermenice
konuşurdu. Bundan Azerbaycanlı tarihçiler söz etmeyerek yani gelecekteki Azerbaycan
topraklarında «Ermeni bir sözü asla duyulmadı» diye yalan söyler.
Neden bu topraklarda «yüzyıllar süresinde oluşturulduğu Azerbaycan halkı» ve
Azerbaycan devletinin «Azerbaycan devleti varlığının sürekliliği» durumunda
Azerbaycanlıların Alban dili bir kaç bölük pörçük metinden başka hiç bir iz bırakmadan
neredeyse izinsiz kayboldu?
Neden Alban nüfusunun «Azerbaycan kimliği» olması ile birlikte Albanya hakkında
efsanevi Azerbaycan-Albanya eski medeniyetinin taşıyıcıları değil,ama sadece Ermeni
tarihçileri Movses Kağankatvatsi, Kirakos Gandzaketsi ve diğerler yazdı? Ağvankın
Ermenilerle Ermeni dili konuştuğu oturanlarından başka kime onlar tarafından Ağvankın
tarihiyle ilgili yazılmış Ermenice eserler adreslenmiş?
Onlar tarafından fethedildiği ülkelerin tarihinin benimsetmesi Türk-Azerbaycan
geleneklerinin ruhu ile Bakü'de aniden yani bu yazarların diğer birçok Ermeni bilim
adamıyla sanatçıları gibi Ermeniler değil,ama «ermenileştirildiği» Azerbaycanlı Albanlar
olduğunu, onların eserleri ise Ermenice değil,ama Azerbaycan-Albanca yazılmış,fakat
Ermeniler tarafından imha edildiğini kanıtlamaya başladı 51.
Mesrop Maştots tarafından sadece Ermeni alfabesi değil, ama Alban alfabesi yaratılmış
olduğunu ilk önce itibara almayarak sonra da yani bu yazmanın Ermeninikinden çok önce
yaratılmış olduğunu iddia etmeye başladı. Alban- Azerbaycanlıya özellikle Gandzak (şimdi
Gence) doğumlu ve Kilikya Ermeni Krallığı hizmetinde hayatını sona erdirdiği «Ermeni
Yargı Kitabı»'nın yazarı Mkhitar Goş ta dönüştürüldü.
51
Азербайджанизации этих трудов предшествовало их изучение на предмет годности к присвоению.
Переводы с древнеармянского языка на русский язык были предусмотрительно засекречены. Автор
Комментариев пользовался изданным в Баку переводом «Истории Армении» автора XII в. Киракоса
Ганзакеци в спецхране Всесоюзной исторической библиотеки. Bu çalışmaların Azerbaycanlaştırılmasından
önce benimsetme yararlığı konusunda onların incelemesi yapıldı. Eski Ermeni dilinden Rus diline yapıldığı
çevirleri ihtiyatlı bir şekilde gizlileştirilmiş. Yorumlar' ın yazarı Tüm-Birlik Tarih Kütüphanesi özel
deposun'da Bakü' de yayınlandığı XII yüzyılın yazarı Kirakos Ganzaketsi' nin «Ermenistan Tarihi»' nin çevrini
kullandı.
Bakü'de azerbaycanlaştırılması mümkün bulunmadığı olanları sadece tahrif etti. Devlet
düzeyinde düşük-dereceli dolandırıcılık açık eylemlerine, onlardan Bakü Karabağ tarihinin
versiyonuna aykırı bütün kanıtların çıkarmasına başvurarak sadece Ermeni kaynakları
değil,ama yabancı kaynakları yeniden yayınlamaya başladılar.
Iran toprakları'nın azerbaycanlaştırması amacıyla Iran devlet ve kültür adamları da aynı
cezaya uğradı.
Icat ettiği «kavrayışlar» yaratarak ve yani Azerbaycanlıların bir kaç defa dilini
değiştirdiğini tespit ederek onların yazarları aslında Azerbaycanlıların Türk kimliğinden
vazgeçtiler. Azerbaycan halkının aslen Türk olması'nın taraftarları onlardan hiç birinde
Türk dili konuşmadığı üç eski devlet oluşumları temelinde Azerbaycan halkıyla devletinin
oluşması kavrayışın komikliliğine dikkat ederdi. Tarihin tahrifi yayılmacı amaçlarını
paylaşarak Türk mirası'nın taraftarları ya türkleştirme'nin eskileştirmesini ya da kendi
Türkleri'nin Güney-Doğu Transkafkasya otokton nüfusu'na dönüştürmesini tercih ettiler.
Türk atalarının yerel karakterini iddia ederek onlar yani Türklerin anavatanı Orta değil,ama
Batı Asya'da buluduğunu belirtmeye başladı. 80'lı yılların sonunda 90'lı yılların başında
Ermenilere ve potansiyel olarak Iran'a karşı mücadelede yine Türkiyenin askeri ve siyasi
yardımı'nın yararlı olabildiği zaman Azerbaycan halkıyla devletinin Pan-Türk kökeni
kavrayışlarına geri dönmesi'nin meydana geldiği hiç tesadüfen değil idi.
Büyük Turanın fikirlerine aykırı olduğu Azerbaycan halkının doğuşunun bu
yorumlaması pan-Türkçülüğün «klasik» kavrayışının taraftarlarını tatmin etmedi.
Resulzade ve Azerbaycanlıların doğuşu Türkist kavrayışı diğer yazarları Küçük Asya ve
Güney Kafkasya'da Türklerin «otokton» oluşumu kanıt olasılığına şüpeyle davranırdı. Vurgu
hala Asya anavatanından yani Büyük Turandan gelen Türk göçebelelerinin göçü üzerinde
konulur. Bu kavrayışın taraftarları XI yüzyılda Selçukluların işgalinin yerli halkının kitle
türkleştirme başlangıcı olduğunu, yabancı Türklerin Azerbaycan halkının oluşmasında
önemli bir rol oynadığını düşünürler. Hıristiyan olduğundan dolayı Albanlılar bu süreçten
çıkarıldı.
Bu Azerbaycanlıları yani onların Kafkas Albanyası «kökenli nüfusu» olduğu iddiasıyla
kendi toprak taleplerini tespit etme olasılığından yoksun bıraktı. Bu nedenle hepsi değilse de
bazı Alban kabilelerinin yerli nüfusunun erken türkleştirmesi ya hatta ilk baştan Türk
dilliliği bir versiyonu meydana çıktı.
Bakü'de 1984 yılında yayınlandığ«Azerbaycan etnogenetik problemi üzerine» toplaması
Rus araştırmacısı V. Şnirelmanın belirttiği gibi şu andan itibaren Azerbaycan halkını sadece
«otokton» olarak değil, ama ilk baştan Türk dilli olarak düşünmek gerek olduğu
kurulumdan geldi. Azerbaycanlılar «otokton» haline gelerek aynı zamanda «Türk
halklarının ailesine iade etti»52..
52
В. Ш н и р е л ь м а н. Цит. соч., с. 171. V.Şnirelman,söylendiği eser,s.171
1980'lerin sonunda -90'lı yılların başında Karabağ özgürlüğü hareketinin yeni bir
döneminin başlangıcı ile hem Azerbaycan Parti liderleri hem de Azerbaycan Halk Cephesi
liderleri açıkça Pan-Türkçülük fikrini desteklemeye başdı. Bu siyasi akışa karşı mücadele
Stalin'in kişilik kültü'nün mirası olarak ilan edildi53.
Azerbaycan Uluslararası Hukuki Öznelliğini kazandıktan sonra «Büyük Azerbaycan»
oluşturması fikri dış politika konjonktürüne bağlı olarak kah aktif kah sessiz bir devreye
girer. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Elçibey açıkça bu konuyu gündeme
getirdi. İlham Aliyev Dağlık Karabağ'ın benimsetmesi problemini öncelikli bir konu
olarak çözmeye çalışırken H. Aliyev'in örneğini takip ederek Iran'ın Azerbaycan eyaleti
üzerindeki açık taleplelerden kaçınır.
Eski Kafkas Albanyasıyla Azerbaycan Devletinin icat ettiği «halefiyeti bağlantısı»
olduğuna atıfta bulunarak Azerbaycanda Dağlık Karabağ için mücadelede onun «tarihsel
argümanlar» getirmesine imkan vereceği umutla toprak genişleme pratik çıkarlarını
bağlanmaya çalışırlar54.Dağlık Karabağı zorla ilhak etme politikasının resmi amacı
Azerbaycan'ın «toprak bütünlüğü» sağlamasının ilan edilmesine rağmen Bakü aslında hem
Ermeni hem de Iran yönlerinde toprak genişlemesi için bir köprübaşının genişletmesi
istiyor. «Büyük Azerbaycan» fikrini gerçekleştirmek için aktif olarak ideolojik ve askeri
hazırlama yapılır.
Yabancı bir gücün boyunduruğun'dan ve sürekli fiziksel imha tehdidin'den kurtulma
amacıyla tek bir Ermeni devlet içinde kendi insanlarıyla kaderini tayin ve yeniden birleşme
meselesi olarak Karabağ sorunu'nun ortaya çıkması Rus İmparatorluğu'nun çöküşüyla
Transkafkasya'da ulusal devletleri oluşumuna kadar uzanır.
Bu nedenle Karabağ üzerinde toprak tartışması sadece 1918 yılında onun iki potansiyel
sübjekti Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti meydana geldiği
zaman ortaya çıkabildi.
Dünyadan izole edilmiş ve soykırım ile kanı çekilmiş Ermenistan onun uzlaşmaz düşmanı
yani Osmanlı İmparatorluğu ve onun tarafından oluşturulduğu ikinci bir Türk devleti olan
Azerbaycan Cumhuriyeti ile yüz yüze kalarak tek başına var olma hakkıyla toprak haklarını
ve hayati çıkarlarını savundu.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki böyle eşitsiz koşullarda onların oluşturma ilk
günlerinden beri Karabağ ve diğer tarihi Ermeni toprakları üzerinde toprak haklarıyla ilgili
bir tartışma ortaya çıktı.
Azerbaycan Cumhuriyeti ve tarihi Ermenistan kalıntısında yeniden doğulduğu
Cumhuriyet arasında hiç bir resmi olarak kurulduğu devlet sınırı olmadığından dolayı uygun
bir hükümetlerarası sözleşmesinin imzalanması gerekli idi.
53
54
Там же, с. 174–175.Aynı yerde, s.174-175.
Там же, с. 191. Aynı yerde, s 191.
Artık 23 Haziran 1918 yılında Azerbaycan Cumuhuriyeti diplomatik temsilcisi
Cafarov resmen komşu ülkelerin toprakları sınırlandırması üzerindeki komisyon
organizasyonuyla ilgili Ermeni Ulusal Konseyine başvurdu : «Şu anda Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti kendi devlet sınırlarını belirtmeye başlayarak Ermenistan ile de
dahil olmak üzere bu konuda tüm komşu ülkelerle ilişkiler içine önceden girmeyi görevini
düşünmektedir».«bu amaçla en yakın zaman içinde her iki tarafın topraklarının bölmesi ile
ilgili tüm konuların tartışılmasıyla çözülmesi başlayacağı Azerbaycan-Ermeni sınır
komisyonunun örgütlemesi» önerildi55.
Özellikle Karabağ aidiyeti konusunda iki ülkenin pozisyonlarının keskin olarak
ayrılmasından dolayı bu tarih başlangıç olarak alınabilir.
3.Karabağ Rus Imparatorluğu'nun
çöküşünden sonra
Kasım 1917 yılından itibaren Rus askerlerinin kalıntılarıyla yetkilileri gittiğinden
sonra Karabağ iktidar açısından bırakılmış bir duruma düştü. Şuşi kentinde çeşitli siyasi
partilerin temsilcilerinden oluşturulduğu kentte tüm işleri yönettiği Ulusal Konsey yakında
Ermeni nüfusu ile ilgili tüm işleri yürütmeye devam ettği sivil komiteye dönüştü.
Ermeni ve Türk komitelerinin temsilcilerinden halklararası karakteri taşıdığı problemleri
çözdüğü tek halklararası komitesi oluşturuldu. Içine her iki halkın eşit sayıda temsilcileri
girdiği Komite başkanı olarak bir Ermeni, yardımcısı ise bir Türk atandı.
Şuşi kenti 16 Temmuz 1918 yılına kadar böyle yönederken Karabağ Ermeni nüfusu ile
dört ilçe - Varanda, Dizak, Haçen ve Craberd şu zamana kadar kontrolü dışında kaldı.
Aralık 1917 yılından beri Rus sınır muhafızları Aras sahilini terk etmeye ve Rusya'ya
dönmeye başladığı zaman yerli Müslümanlar tüm sınır karakollarını, depoları, Bakü yeni
demiryolu yani Culfa mülkiyetini tahrip etmekle silah ve cephaneyi ele geçerek Cabrail
bölgesinde Rus askerlerinin tüm bölüğünü canlı olarak kuyular içinde boğuldu. Rus
askerlerinin kalıntıları Şuşi kentinden Yevlaha doğru giderek Barda istasyonunda Türklere
tüm küçük silahla dört makineli tüfeği teslim etmek zorunda kaldılar.
Şu anda Şuşide bir yönetim yapısı oluşturmak için 7 üyeden oluşturulduğu yönetimi
seçtiği ve ona tüm idari, adli işlevlerini teslim ettiği ve gıda sağlama işleriyle görevlendirdiği
Ermeni köylüleri kongresi düzenlendi.
Karabağ'da ilin yönetiminin mevcut düzeni Türklerin gittiği ve 1918 yılının sonunda
Ingiliz askeri misyonunun geldiği zamana kadar kaldı.
55
Док. № 231 (выделено нами. — Ю. Б.).Belge № 231.(ayırma bize ait-Yu.B.)
Daha sonra Ingiliz birlikleri Şuşiye geldiğinde Binbaşı Gibbon eski yönetimi öğrenerek
geçici hükümet yapısını bozmamaya karar verdi.
Khmbapetler'in (kendini savunma grupları liderleri) toplantısı Karabağı Varanda, Dizak,
Haçen ve Craberd bölgelerine böldü. Bu dört bölge geçici halk yönetimini oluşturarak Şuşiye
bir temsilci gönderdi. Böylece Ingiliz misyonu olduğunda bu alanlardaki yetkililere
misyonun direktifleriyle talimatlarını ilettiği bir merkez kuruldu.
4.
Azerbaycan Cumhuriyeti -
doğuştan yayılmacılığı ile Türk klonu
Azerbaycan devleti Türkler tarafından Osmanlı Imparatorluğu'nun görüntüsü ve
benzerliği ile oluşturuldu. Ermenilere karşı olan onun saldırgan, yayılmacı politikası
Asya'dan geldiği yabancı işgalciler tarafından oluşturulduğu devletin doğası tezahürü direk
bir sonucudur.
Imparatorluğun'da hemen hemen tüm ezilmiş halklara karşı gerçekleştirildiği soykırım ve
etnik temizlik politikası özel bir güçle ve daha eksiksiz ve vahşi biçimde Ermenilere karşı
gerçekleştirildi. Bu durum vaktiyle Asya, Afrika ve Avrupa geniş alanları kapsadığı Osmanlı
Imparatorluğu'nun bundan önce artık kendi toplakları'nın çoğusu olduğu Yunanistan,
Bulgaristan, Romanya ve Balkan ülkeleri kaybetmesiyle bağlı. En son Ermeniler (Kürtler
olmak üzere) Türk boyunduruğun'dan kendi kurtarılması sorusunu gündeme getirdi.
Bu tarihsel koşullarda Osmanlı İmparatorluğu'nda Siyonistler tarafından teşvik edildiği
Türkçülükla Pan-Türkçülük şeklindeki agresif Türk milliyetçiliği ortaya çıktı. PanTürkçülük siyasi programının ilk ve temel amacı Rusya'da resmi olarak «Kafkas
Tatarları» olarak adlandırıldığı göçebe ve yarı göçebe Türk boylarının yerleştiği Rusya
hakimiyeti altında bulunduğu Güney Kafkasya'nın doğu kesiminde ve Iran'nın Azerbaycan
ilinde yeni bir Türk devletinin kurulması idi.
Bu Pan-Türk hedefine ulaşmak için Osmanlı Imparatorluğu Almanya tarafında Rusya'ya
karşı dünya savaşına girdi.
Bu hedefin ulaşma yolunda Osmanlı Imparatorluğu doğu vilayetleriyle (Batı
Ermenistan) Rusyaya ait Doğu Ermenistan topraklarında yaşadığı Ermeniler dururdu.
Bu engellin ortadan kaldırılması korkunç cinayetin yani 1915-1923 yıllarında«Türk»
Ermenistan olarak denildiği ülken'in Ermeni nüfusu'nun her yerde tamamen imha etmesi
ana siyasi motifiydi. Bu aynı nedenle Türkler Ermeniler'in soykırımı politikasını Güney
Kafkasya sınırları içine aktardı.
Türkler Rus Imparatorluğu'nun çöküşü ve Almanya ve müttefikleri ile Brest-Litovsk
utançlı antlaşmasını imzaladığı Bolşeviklerin ihanetinden yararlanmakla «Kafkas Tatarları»
ile birlikte işgal altındaki topraklarının Ermeni nüfusunu öldürerek Güney Kafkasya'nın bir
parçasını ele geçirdi.
Brest-Litovsk antlaşmasını ihlal ederek Türkler «bağımsızlığını» ilan ettiği Kafkas
Türklerine yardım etmek için Bakü'ye doğru ilerledi. Onlara asla ait olmadığı Nahçıvan ve
Kuzey Ermenistanın diğer alanlarını ele geçerek onları türkleştirmeye başladılar.
Azerbaycan'ın toprak talepleri objelerinden biri Karabağ oldu. Karabağ toprakları yüzyıllar
boyunca onun bölgelerinden biri olarak Ermeni devleti içine girerken Ermeni Krallığı
yıkılmasından sonra bu alan birkaç yüzyıl boyunca Pers Şah yönetimi altında bulunarak
Ermeni yarı bağımlı melikler tarafından yönetildi.
Sonucunda 1828 yılında Türkmençay sözleşmesiyle değiştirildiği 1813 yılında Gülistan
barış antlaşmasına göre Karabağ Hanlığı Rus yönetimi altına girdi. Ermenistan Bağımsız
Cumhuriyeti halkının toprak bütünlüğünü savunarak, tabii ki, halkların kendi kaderini
tayin ayrılmaz hakkı temelinde kendi ulusal devlet çerçevesinde yeniden birleşmeye
çalştığı Ermenilerin Dağlık Karabağ nüfusunun yüzde 95'i teşkil ettiği gerçeğinden geldi.
Azerbaycan devletinin 1918 yılında ortaya çıktığı için onun kendi birincil uluslararası
hukuki unvanı yoktu.
Azerbaycan devlet alanı olarak sunulduğu ve hala sunulan şey bundan başka ne Iran
Hanlıkları ne de Rus illeri milliyet ilkesi üzerine inşa edilmemiş önce Pers daha sonra Rus
devleti eyaleti olduğundan başka bir şey değildi. Hatta 1866 yılında Pers Gence, Karabağ,
Şekiyle iki mahalelerinden oluşturulduğu Yelizavetpol ilinde Türkler nüfusun sadece yarısı
yani yüzde 55,96'ı, Ermeniler ise yüzde 35,43'ü teşkil etti. Eski Rus illerinin sınırlarına
referansın yanlışlığı tam Azerbaycanın Tiflis ve Erivan da dahil olmak üzere Transkafkasya
tüm illeri üzerinde olduğu taleplerinin ilan etmesiyle de kanıtlanır. Ikincisi Nahçıvan
Hanlığı ile resmen eski Ermenistan'nın bir parçası olarak Rusyaya eklenmiş ve Rusyada
onun«Armyanskiy oblast»'ın (Ermeni Bölgesi,Ili-K.S.) devlet-hukuki durumu vardı.
Azerbaycan Cumhuriyeti Karabağ üzerindeki talebelerini belirterek asla Türk düzenli
ordusu ile bile Karabağı kendi hükmü altına almayı başaramadı.
Türkler tarafından Soykırım Azerbaycan Devleti oluşturulması koşulları ve Ermenilere
karşı onun politikası hakkında özellikle bu olaylar bir çağdaşıyla katılımcısı,1918-1919
yıllarında Bakü'de Rus Ulusal Konseyi çalışanı B. Baykovun görüşünü ortaya koyduğu
toplamanın belgesinde söylenir56.
«Azerbaycan hükümeti onun tarafından işgal ettiği Baküyle üzerlerinde kendi «yeni
kurulmuş»cumuhuriyeti egemenliğini yayıldığı bölgelerin yönetimi konusunda ne
yapacağını en az biliyordu. Öyle görünüyor ki ona sadece iki hedef açık idi:Ermenilerle
mücadelenin derinleşmesi ve kendi milliyetçiliğinin empoze etmesi .
<…>Bu yeni
devletin fikrinin doğuşunun yazarı olduğunu ve bununla tam olarak hangi
amaçlar güdüldüğünü açık bir şekilde hayal etmek için tarih ışığında bu yeni cumhuriyetin
kendinden ne temsil ettiğini hayal etmek gerek. Bu iki il [Bakü ve Yelizavetpol] asla tek bir
56
Док. № 229. Belge № 229.
siyasi gövde teşkil etmedi. Onlar asla ortak bir isim ve daha fazlası«Azerbaycan» ismi
taşımadı» diye yazıyor.
Yazarın belirttiği gibi « bu yeni devlet tarafından başka bir ülkenin bir parçası ve tamamen
farklı bir alan yani Aras Nehri sağ kıyısı ile ilgili çoğrafi terimin benimsetmesi uzun zaman
neden Persin bu yeni devleti tanımamasıyla onunla neyse diplomatik ilişkilerinde
bulunmaması isteğinin ana nedenlerinden biriydi» 57
«Yeniden doğmuş devletin tarihsel mazereti araması imkansız olacaktı, ve ona onun bu
ismin sahibi olmadığı bir ad takma nedeni daha az oldu» için «savaştan sonra zayıfladığı
ve Rusya Bolşevikleri tarafından yıprandığı topraklarda» bu yeni devletin doğuşunu mümkün
kıldığı siyasi koşulları gösteriyor. " Almanya ve Türkiye'nin tamamen askeri hedefleri
Panislamizm ve Panturanizm büyümesi ile çakıştı ... mutlak bir kudret sahibi Almanya
yörüngesinde olduğu Türkiye içine savaş öncesi Türkiye, Kafkasya ve Transkafkasya, Aşağı
Volga bölgesi, Transkaspya, Türkistan (Hiva ve Buhara ile)Pers vs.alındığı büyük bir ülkeyi
hayal ediyordu. Türk milliyetçilerine çoğunlukta Enver Paşa gibi siyasi maceracılara veya
Topçibaşev, öldüğü Han Khoyski ve diğerler gibi yerli politikacılara farklı bir ölçekteki
devlet adamları oynama çekici perspektivleri geliyor» o yazıyor.
Yazar resmi bir düzey'de ortaya çıktığı ermeni fobya ideolojisini belirtiyor: «Ermenilere
kesinlikle savaş ilan edildi. Ne bir Ermeni girişim ne herhangi bir faaliyet alanında bir
rekabet olduğunu tolere edilmeyeceğini hiç gizlemiyordular. Dr. Khosrov Bek Sultanov
(Tarım ve Devlet Mülkiyet Bakanı) ve diğerler gibi bazı şovenistler açıkça Azerbaycan'da ya
Ermeniler'in olmayacağını ya da onların Türk Raya (hakları olmadığı insanlar)durumunda
olacağını söylüyordu. «Bizde Ermenilerin yapacağı hiçbir şey yok kendilerine gitsinler»
ateşli milliyetçiler arasındaki efendiler diyordular».
Bu devlet ideolojisi pratik olarak sadece «hatta ulusal (hayır kurumları vs.) değil ama özel
olduğu Ermeni varlıkları'nın çalmasın'da » ifade edilirdi. Tamamen Bolşevik yöntemleriyle
sadece apartmanlar değil, ama Ermenilere ait ticari ve sanayi tesisler de kamulaştırıldı.
«Hiç
kimse tarafından tutulduğu ayaktakımı tarafından gerçekleştirildiği Ermenilerin kitle
katliamları başladı … Sırayla,tek tek, bir iz bırakmadan farklı tanınmış Ermeniler
kaybolmaya başladı… Demiryolu hattı ile Ermenilerin geçişi güvenli değil idi. Ermeniler
trenden çıkarılmakla vagonlar dışına çekilerek vuruldu. Birçok Ermeni Bakü'den
Azerbaycan'ın diğer bölgelerine sürgün edilerek ya Cezaevi'ne, ya da sağlıksız alanlarda
zorunlu çalışmaya gönderildi »58
57
Док. № 229 (выделено нами. — Ю. Б.).Belge № 229(ayırma bize ait-Yu.B).
58
Там же (выделено нами. — Ю. Б.).aynı yerde(ayırma bize ait-Yu.B).
Download