DAVID HUME(1711-1776) 1711 yılında Edinburgh’ da doğmuş, 1776 yılında ise Edinburgh’ da vefat etmiştir. İnsan Doğası Üzerine Bir İnceleme Ahlaksal ve Siyasal Denemeler İnsan Zihni Üzerine Bir İnceleme Din Üzerine İngiltere Tarihi ünlü kitaplarıdır. Otobiyografisi de önemlidir. Zamanında tarihçi ve iktisatçı olarak tanınmıştır. Adam Smith’in yakın arkadaşıdır. Aydınlanma düşüncesinin akılla her şeyin kavranabileceğine ilişkin iyimser tutumuna karşılık, Hume’un akılla ilgili tereddütleri vardır. Bu nedenle Hume’un yaklaşımı aydınlanmanın kırılışı olarak da isimlendirilir. İngiltere Ampirizm Deneyci Felsefe Bacon Hobbes Locke Berkeley - Kıta Avrupası Farklılıkları Rasyonalizm Hume üzerindeki etkileri Hume’un felsefe tarihi içindeki yeri, bilgi felsefesi ve Kant’a olan etkisi ile ilgilidir. Hume insan aklının; 1. İde 2. Olgu araştırmaları yönünden incelenebileceğini belirtir. İde : evrenin herhangi bir yerinde var olan, bir şeye bağlı olmaksızın, salt düşüncenin işleyişi ile keşfedilebileceği alanı gösterir. Bu alanda mantık ve matematik vardır. Olgu: Dünya hakkındaki neden-sonuç ilişkilerine dayanan olumsal doğrulardır. Bu ayrımı zamanın doğa bilimleri anlayışının bir yansıması olarak değerlendirebiliriz. Felsefe ne matematik, ne fiziktir. Kendisini ancak kavram analizi ile sınırlandırabilir. Bilimsel olarak saygı gösterilebilecek tek felsefe analitik felsefedir. HUME’UN AKIL YÜRÜTME BİÇİMİ: 1- Herhangi bir şeyin insan zihninden bağımsız olarak var olduğunu ileri süremeyiz; çünkü insan ancak kendi zihnini doğrudan ve aracısız olarak tecrübe eder. 2- Zihin analizi bize içeriğin sadece duyular ve düşüncelerden oluştuğunu gösterir. 3- Duyularla elde ettiğimiz bilgiler üzerinde düşünebiliriz ama düşünme zaman içinde silikleşir. Benzerlik, zaman, mekan ve neden-sonuç ilişkileri ile düşünce idelerini kategorize ederiz. 4- Bu düşünce ile dış dünyanın ya da maddenin varoluşunun rasyonel bir kanıta dayandırılamayacağı noktasına ulaşır. ŞÜPHECİLİK VE AMPİRİZM. HUME’UN HUKUK VE DEVLET ANLAYIŞI Hume’un devlet ve hukuk felsefesine ilişkin görüşleri bilgi kuramına göre daha sönüktür. 1. Hume ahlak anlayışının da rasyonel temeller üzerine oturtulamayacağını söyler. 2. İnsanı eyleme götüren duygu ve tutkulardır. 3. - Ahlakı belirleyen - Sempati(duygudaşlık) - Bencillik - Çıkar gözetmeyen merak duygusu başka insanları anlamaktan geçen ahlaksal bir temel oluşturmak mümkündür. 4. Hume olgular ve değerleri ayırır. Olandan olması gereken türetilemez. Olan ve olması gereken alanlarını her birinden kesin olarak ayırıyor. 5. Hume ahlakı genel olarak haz ve acı ile açıklar. Bu nedenle Epikür’cü sayılır. 6. Ahlak anlayışı deterministtir. 7. Ahlak duygusunun konusunu eylemden çok karakter özellikleri oluşturur. (Kriter; erdemli-erdemli olmayan) 8. Haz erdem Acı erdemsizlik ERDEMLER Yapay erdemler Uzlaşıyla toplum içinde oluşur. Doğal Erdemler İnsanın doğasından kaynaklanır. ADALET Adalet Kişisel çıkar veya kamu çıkarından doğmaz. Toplumsal yaşamın devamının olmazsa olmaz koşuludur. Uzlaşmaya Dayalı Adalet Anlayışı • Doğa yasasına bağlıdır. • Mülkiyetin İstikrarı • Mülkiyetin Devri • Verilen Sözün Tutulması Sözleşmeci değildir. Devleti fayda ile açılar. İtaat bir ödev olarak da icat edilebilir, sözleşmeye gitmeye gerek yok düşüncesindedir. Yönetim biçimleri nasıl olmalıdır? İnsanları en fazla mutlu eden yönetim en iyi yönetimdir. Piyasa modeline dayalı liberal sistemi, tarihsel gerçeklik olarak sunar. Faydacıdır. IMMANUEL KANT(1724-1804) « Sapare aude » (Aklını kullanma cesareti göster.) 1. Saf aklın eleştirisi 2. Pratik aklın eleştirisi 3. Yargı gücünün eleştirisi en önemli eserleridir. Kant, Kıta Avrupası geleneği ile analitik gelenek arasında önemli bir bağlantı noktasıdır. Analitik felsefesi Hume’un etkisindedir. Kant’ın « Eleştirel Felsefesi » insan bilgili ve deneyimlerinin yapısını ortaya koyma girişimidir. « Aklın kendi üzerinde düşünmesinin güçlüğü » Kant bir milat oluşturuyor; Kant öncesi- Kant sonrası. Kant’ın temel soruları; 1. Neyi bilebilirim? 2. Ne yapabilirim? 3. Neyi umabilirim? Kant’ın felsefesi iki öneme ayrılarak incelenir; Eleştiri öncesi dönem Eleştiri dönemi Bilgi nasıl elde edilebilir; (Epistemolojik soru) - Rasyonalizm - Ampirizm Kant ikisini birleştiriyor. Uzay ve zaman deneyimden çıkarılamaz, düşünce öncesinde verilidir. ( Bu saptama ile Hume’dan ayrılıyor.) Kant, bilginin belirli bir düzen içinde olmasını sağlayan kategorik emperatiflerin deneyden önce geldiği düşüncesindedir. Çekmeceli Dolap Kategorileri gösteriyor. 12 kategori vardır. Bize ulaşan bilgiler ilgili çekmecelere yerleştirildiğinde bütünlüklere dönüşüyor. Bu kategoriler; Nicelik -Tümel - Tikel - Tekil Nitelik - Olumlayıcı - Olumsuzlayıcı - Sınırlama Bağlantı - Töz - Nedensellik - Karşılıklılık Kip - Olanak/Olanaksızlık - Varlık - Olumsallık Tıpkı satranç oyununun kuralları gibi oyundan önce var! Kant önce, duygu dünyası ile düşünce dünyasını ayırıyor. Duygu fenomenlerle (görüngülerle) ilgilidir, düşünce ise akılla ulaşılan ideler alanıdır. (Kendinde şeyler numenler dünyası) Kant üç tür akıl tanımlıyor; 1. Teorik akıl; olgular evreni 2. Pratik akıl; aşkın evreni (değerler alanı) 3. Estetik akıl; güzelliği kavrar. İnsan bir taraftan bedensel dürtüleri, eğilimleri, psişik güdülemeyle olgular dünyasına (Mundus sensibilis); diğer yandan ideler dünyasına (Mundus intelligibilis) aittir. Teorik akıl «olanla» (dünyanın düzeni), pratik akıl «olması gereken» (değerlerle) ilgilidir. Böylece ampirizm ile rasyonalizmin yaratıcı bir sentezini kurmuş olur. Kant’a göre gerçek dünya, algılama yetimizin ve anlama yetimizin bir ürünü olarak belirir. Kant, bilgi alanında metafiziğe karşı çıkar. Ahlak alanında ise bir metafizik kurar. SORU: Acaba algıya bağlı insan düşüncesi kendinde şeyler dünyasına erişebilir mi? Duyular dünya ötesindeki, düşünce dünyasına ait sorunları çözmeye aklın gücü yeter mi? Bu soru Kant’ın eleştirel felsefesini de başlatır. Saf Aklın Eleştirisi kitabı deney olmadan aklın neyi başarabileceğini araştırır. Deneyden bilgi çıkar fakat aklın deneyden çıkarmadığı doğrudan doğruya kendisinden çıkardığı (apriori) bilgiler de vardır. Bu bilgiler zorunlu ve tümeldir. Örneğin: matematik Zaman Zorunlu ve evrensel olarak geçerli kavrayış Mekan formlarıdır. Nedensellik Örnek: Trafik polisi bir kazayı haber vermek için polis merkezine gider. Ancak kazanın ne zaman olduğu sorusuna belli bir zamanda meydana gelmediği, nerede olduğu sorusunu da belli bir yerde olmadığı cevabını verir. Kaza sadece olmuştur. Nihayet polis kazaya neyin sebep olduğu sorusuna ise hiçbir şeyin neden olmadığı cevabını verir. Tüm bu cevaplardan dolayı polis şefi, trafik polisinin saçmaladığını düşünecektir. İnsan hem bilir hem de seçim yapar. İnsan neyi seçecektir? Bu ahlak felsefesine giriş sorusudur. İnsanın özgür iradesi vardır, seçimleriyle ilgili sorumlu tutulabilir. İnsanın özgür davranışları, düşünülen evrene ulaşan aklın ürünüdür. Özgürlüğün temeli de akıldır. Kant’ın ahlak teorisi ahlaki niyet üzerine kuruludur. Kant’ın ahlak anlayışı ödev ahlakıdır. Ahlak yasaları; evrensel, akla uygun ve amaçsal niteliktedir. Kategorik ahlak; olması gereken tıpkı zaman, mekan, nedensellik ilkeleri gibi insanın zihninde vardır. Şöyle formüle edilir: «Ancak aynı zamanda evrensel bir yasa olmasını isteyebileceğin kurala göre davran.» (A priori ve sentetik) Kategorik emperatif sivil toplum için bir teminattır. Yani ahlak yasaları aynı zamanda sivil toplumu mümkün kılar. HUKUK VE DEVLET ANLAYIŞI Kant’ta hukuk, ahlaka oranla daha önemsizdir. Kant için hukuku ilginç kılan ahlak ile ilişkisidir. Tartışma: Kategorik emperatif ile özgürlük bir karşıtlık oluşturuyor mu? Hayır. Bireyler zorunlu olarak ama yine de özgür bir biçimde ahlak yasalarına itaat etmeyi seçeceklerdir. Özgürlük Kant’ın hem ahlak hem hukuk felsefesinin temel hareket noktasıdır. Hukuk - Ahlak ayrımı; Davranışın dış yönü Dışta Davranışın içi( Niyet ) Ağırlıklı İçte ( Vicdan ) olarak sorumlu olunan makam Hukuki ödevler nelerdir? ( Ulpionus’la aynı çizgide ) 1. Şerefli yaşa ( Honeste Vive ) 2. Kimseye zarar verme ( Nominem Laede) 3. Herkese ona ait olanı ver. ( Suum Evique Tribue ) Kant’ın hukuk tanımı: Hukuk, evrensel özgürlüklerin yasalarına göre, bir kişinin iradi fiillerini diğer kişilerin iradi fiilleriyle uzlaştıran şartların bütünüdür. İkili hukuk düzenini benimsemiştir. Pozitif hukuk ve doğal hukuk. Liberal özgürlük anlayışı Sözleşmeci devlet anlayışı Hobbes’un anladığı biçimde doğal yaşamı çatışmalı bir yaşam olarak tanımlar. Varsayımsal sözleşme aracılığıyla devlet iktidarı meşruluk kazanır. Devlet şekillerini, egemenlik ve biçim olarak ayırır; Egemen Yönünden Otokrasi Biçim Yönünden Demokratik-Baskıcı Yönetimler Aristokrasi Demokrasi Kantın evrensel barış düşüncesi ve özgür devletler birliği anlayışı da önemlidir.