Ünlü Azerbeycan Bestecisi Kara Karayev

advertisement
ÜNLÜ AZERBEYCAN BESTECİSİ KARA KARAYEV
Nergis ABDULLAYEVA
Bakü Azerbaycan
Özet
Müzik tarihi boyunca her dönem, müzikte yeni renklerin ortaya çıkmasına sahne
olmuş, müzik sanatı sürekli gelişimini sürdürmüştür. Bu gelişimi sağlayan besteciler, yapıtlarının, sanata ve kültüre olan katkılarının daha iyi anlaşılabilmesi için yaşadıkları koşullar,
hayat felsefeleri, müzik ve sanat görüşleri ele alınarak incelenmiştir. Bu çalışmanın konusu,
aydın düşünceleriyle kendinden sonraki nesillere ışık tutmuş, besteciliği, milli müziğe bağlılığı,yenilikçiliği ve eğitimciliği ile 20. yy’ da, sadece Doğu ve Azerbaycan müziğine değil, tüm dünya müziğine katkılar sağlamış olan büyük Azeri bestecisi Kara Karayev’dir.
Besteci yaşadığı zaman içerisinde çevresi, duyguları, dünya görüşü ve kişiliğinin diğer tüm
özellikleriyle daha yakından tanıtılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sanat, sanatçı, Kara Karayev.
ARTIST AND TIME
Abstract
The art of music has been developing considerably since early times showing its
main peculiarities.
In order to study thoroughly the creativity of any composer you should pay
attention to his lifestyle, philosophy and the world outlook.
The work is dedicated to the character of the prominent Azerbaijani composer
Kara Karaev. Being at the root of the national sources and possessing the advanced way of
thinking and innovatory aspiration K.Karaev made valuable contribution to the art of music
of Azerbaijan as well as to the world music culture.
The aim of work is the detailed study of the peculiar features of the time and
surrounding that formed the composer.
Key Words: Arts, artist, Kara Karayev.
1. Giriş
Büyük Azerbaycan bestecisi Kara Karayev isminin geçtiği geçen yüzyıla
ait önemli olayları hatırlarken akla ilk olarak 2. ve 3. Uluslar arası İstanbul Müzik
Şölenleri gelmektedir. Besteci,şölenlerin ilkinde bir konuşma yapmış,diğer festivalde ise keman ve orkestra için yazmış olduğu bir konçertosu seslendirilmiştir.
‘’Vatan’’ gazetesinde Hayati Asılyazıcı’nın 17 Nisan 1975’deki 3.
Uluslarası Müzik Şöleni’nden hemen önce Kara Karayev’le yaptığı söyleşi dikkat
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
çekmektedir. Şölende ise bestecinin yukarıda adı geçen konçertosu, keman sanatçısı Gidon Kremer tarafından icra edilmiştir.
Bu tarihten bir yıl önce 2.Uluslarararası İstanbul Müzik Şöleni kapsamında, Karayev’in modal müzik sorunlarıyla ilgili olarak yaptığı konuşma, özellikle
milli müzik kültürünün gelişim yollarını belirtmesindeki ve bu düşüncelerin hayata
geçirilmesindeki sıradışılığıyla katılımcıların dikkatini çekmiştir. Bu söyleşide
Kara Karayev, Doğu müziğinin özellikle de Türk müziğinin bugünü ve geleceği ile
ilgili modal yazı tekniğinin uygulanmasına ilişkin kendisini rahatsız eden sorunlara
değinmiş, 20. yüzyıl’ın en değerli tekniklerinden biri olan dodekafon tekniğini
kendi eserlerinde nasıl kullandığı hakkındaki düşüncelerini paylaşmıştır. Bestecinin
öne sürdüğü bu fikirlerin, milli müzik kültürünün geleceği ile ilgili kaygı duyan hiç
kimseyi kayıtsız bırakmayacağı zannedilmektedir.
Bestecinin,1974 yılındaki Türk Kongresi’nde, kendi üstün seviyedeki bestecilik pozisyonunu ortaya koyarak, hem kendi yaratıcılığının hem de
20.Yüzyıl’daki Azerbaycan bestecilik yaratıcılığının gelişimi esasında seçtiği yolun
doğruluğunu, diyalektiğe uygunluğunu ispat etmesi tesadüf değildir. Aynı zamanda, milli müziğin saflığını koruma endişesi duyan ve onu dünya müzik örnekleri
arasında görmek isteyen bestecinin, verdiği bu röportajın, okuyucunun ilgisini
çekmemesi düşünülemez.
2. Kara Karayev’in Hayatı
Kara Karayev 1918 yılında Bakü’de doğmuştur. Babası Ebulfez Ferecoğlu
Karayev Bakü’de ünü çok yaygın bir çocuk doktoruydu. Ölümünden sonra şehrin
en önemli hastanelerinden birine O’nun adı verilmiştir. Annesi Sona Karayeva,
yaşadığı dönemdeki ağır dini koşullara rağmen, bilime ilgi duymuş, ailesi iyi bir
piyanist olan Karayeva’ya çok yönlü bir eğitim alması için olanak sağlamıştır.
K. Karayev ilk müzik anlayışını, halk müziğine olan sevgisinin derin kökler saldığı ailesi sayesinde kazanmıştır. Azerbaycan halk müziği konusunda oldukça bilgili olan dedesi, kendi müzik sevgisini çocuklarına ve torunlarına aşılamış,
annesi ise boş zamanlarında piyanoda marşlar, valslar, şarkılar çalarak çocuklarını
Avrupa müziğiyle tanıştırmıştır. Ayrıca Karayev yazları şehir dışındaki yazlıkta
dinlenirken, halk merasimlerinde seslendirilen geleneksel halk müziğiyle tanışmıştır. Anne ve babası çocuklarındaki olağanüstü yeteneği fark ederek yedi yaşındayken O’nu konservatuar öncesi müzik okuluna göndermişlerdir. Babasının O’nu
doktor olarak görmek istemesine rağmen, besteci 1935’de Azerbaycan Devlet Konservatuarını kazanmış, seçimini kendisi yaparak, Devlet Konservatuarına Rus piyano mektebinin geleneklerini getiren profesör G. Şaroev’in piyano sınıfına girmiştir. Üzeyir Hacıbeyov’dan Azerbaycan halk müziği temelleri dersini almış, henüz
öğrencilik yıllarında folklora ilgi duymuş ve ilk bestelerini yapmaya başlamıştır.
Kara Karayev 1939 yılında Moskova Konservatuarı’nın bestecilik bölümünü kazanmış, fakat 2. Dünya Savaşı nedeniyle eğitimine iki yıl ara verilmiştir.
232
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
1943 yılının sonbaharında D. Schostakovich’in besteci kürsüsünde profesör olduğu
Moskova Konservatuarı’na geri dönmüş ve O’nun öğrencisi olmuştur. Moskova
Konservatuarı’nı bitirince, 1946 yılından itibaren hayatının sonuna kadar bestecilik
eğitimi vereceği Azerbaycan Devlet Konservatuarı’nın bestecilik sınıfına devam
etmiştir.
Karayev çeşitli müzik türlerinde eserlerin bestecisidir. Bunlardan “Yedi
Güzel” ve “Yıldırımlı Yollarla” adlı baleleri, üç senfonisi, koro ve oda müzikleri
dikkat çekmektedir. Besteci ayrıca bazı sinema filmlerine ve tiyatro oyunlarına da
görkemli müzikler bestelemiştir. Besteci kendisini büyük bir pedagog ve benzersiz
bir eğitimci olarak kabul ettirmiştir. Konuşmaları ve yazıları, merkezi gazetelerde
ve dergilerde yayınlanmış, hakkında çok sayıda kitap ve bilimsel yazılar yazılmış,
sanatı hakkında araştırmalar yapılmıştır. Bunların yanı sıra Karayev uzun bir süre
Azerbaycan Besteciler Birliği’ne başkanlık yapmış ve defalarca devlet tarafından
en yüce ödüllere layık görülmüştür.
3. Felsefi Düşünceleri Ve Yaratıcılık Yolu
“Filozof-besteci”; Karayev’in kişiliğinin temel karakteristiğidir. Bestecinin
hayatı, mesleği ve hayatını adadığı sanatı, kendine özgü felsefi temeller üzerine
kurduğu dünya görüşünü kalıplaştırmıştır. O’nun dünyaya bakış felsefesinden ileri
gelen hayati soru şudur: “yaratıcının yeryüzündeki misyonu nedir?” Besteci bu
soruya dayandırdığı yaşam yasası esasında, kendi ruh dünyasını kurmuştur.
Farklı zamanlarda çeşitli müzik bilimcilerin Karayev’in yaratıcılığıyla ilgili yaptıkları araştırmalardan çıkan sonuçlarla, bestecinin, yaratıcı insanın misyonu
ile ilgili ışık saçan düşüncelerini kıyaslamak ilginç sonuçlar vermektedir . Müzik
bilimcisi E. Abasova, Azerbaycan müziğinin felsefi temasını ortaya çıkaran
Karayev’i “filozof besteci’’ olarak karakterize ederken şunların altını çizmektedir:
“...yaşam ve ölüm, iyilik ve kötülük gibi sonsuz felsefi problemler onu derinden
endişelendiriyordu....o anlıyordu ki....hayatın bir sonu var” 1.
K.Karayev’in hayatın anlamına, insanın bu hayattaki görevine keskin yaklaşımı Abasova’nın şu sözleriyle kanıtlanmaktadır: “....K. Karayev, çeşitli ülkelerin
halklarının ve insanlarının tüm kuşakları birbirine sıkı sıkıya bağlayan yüce insan
ruhunun sonsuzluğuna inanıyordu”. 2 O’nun sanat felsefesinin temelini, her zaman
hayal ürünü olduğu sanılan, iç ve dış güzelliği uyum içinde olan örnek insan oluşturmaktadır. Başka türlü de düşünülememektedir. Çünkü Karayev’in sanatı, derin
ruhun, zengin kültürün, zarif zevkin simgesidir. O’nun müziği aslında, insanın ruh
güzelliğinin, büyüklüğünün bir himni gibidir. Tüm bunlar, O’nun öne sürdüğü
soylu fikirleriyle ve hepsinden önemlisi, insanın ruh güzelliğini tasvir eden zengin
1
2
Abasova E. M., Kara Karayev. Oçerkler. “O novatorskih prinsipah v tvorçestve K.
Karayeva”, “Çınar-çap, Bakü, 2003, s. 12.
Abasova E. M., Kara Karayev. Oçerkler. “O novatorskih prinsipah v tvorçestve K.
Karayeva”, “Çınar-çap, Bakü, 2003, s. 12.
233
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
müziğiyle kanıtlanır. Buna en parlak örnek bestecinin “Leyla ile Mecnun” adlı
senfonik şiiridir.
Karayev felsefesinin temel taşı değişken ve sabit felsefi kategoriler esasındadır. Besteci kendisini ifade etmede, güzellik ve doğruluk ideallerindenn yararlanırken kendini bulmaktadır. Bu da sözsüz sanatta kendisini bulmasına yardım eder.
Karayev bu kategoriler hakkında konuşurken, değişmez olanı şu şekilde açıklamaktadır: “....Tüm dönemlerin ve halkların en iyi sanatçılarını birleştiren güzel özellikler, gerçek güzellik, yüksek hümanizm, dönemin ileri düşünceleri, hayata gelişimci
bakış açısı ve insanlar arasındaki ilişkidir. En önemlisi kendi idealarından taviz
vermemek uğruna yaptığı sürekli savaştır. Ya da “Sanatta bile her zaman değişen
ve gelişen bir şey var; o da ilerleyen zamanı yansıtan bedii yaratıcılık aracıları. Bu
araçlar sabit değiller, sürekli yenileniyorlar” 3.
K. Karayev, bestecinin müzikteki armoni, entonasyon dil, stil özellikleri
gibi değişmesi mümkün öğeleri “değişkenlik” anlayışına ait etmekteydi. Bu, milli
kültüre ve aynı zamanda dünya kültürüne değerli katılımlarda bulunmuş sadece bir
tek bestecinin değil, bütün kuşakların sanatının tarz değişimlerini haklı ve kanuna
uygun bulmaktaydı. Buradan da açıkça belli oluyor ki değişen ve sabit olanın diyalektiği Karayev estetiğinin temelini oluşturmaktadır. O’nun yaratıcılığı ve müzikteki estetik üstünlüğü bu ilişkiden kaynaklanmaktadır. O’na göre insan, özellikle de
sanatçı insan, evrenin bir parçasıdır. Evrenin yaratıcı bir parçası olarak kendisine
hayattaki göreviyle ilgili sayısız sorular soran insan, kendisinden sonra yenilik
yapılabilecek bir iz bırakmalıdır.
Zamanla değişen bedii ifade usulleri ortaya çıkan en önemli sanat yeniliğinin göstergesidir. Bu konu, özellikle 1960’lı yıllarda besteci için çok günceldir.
Yaratıcılık arayışları, Karayev’i, temelinde çağdaş anlayışı şekillendiren ve birbirine sıkı sıkıya bağlı iki aspekt olan gelenek ve yenilikçiliğin olduğu icatlara yöneltmiştir. Bununla ilgili olarak besteci şunları söylemiştir: “Yeniliğe ulaşma çabası,
nihilizmin zayıf temelinde ve bizden öncekilerle bağları koparmak suretiyle yapılırsa faydasızdır”(4). Karayev gibi çağı ile uyum içinde olan, geniş düşünen bir
sanatçı için geleneksel olanı yeniyle, bireyi toplumla kaynaştırmak, sanattaki müzikal estetik gelişimi sağlama süreci açısından çok önemlidir. Besteci o dönemde
“Müzik Hayatı” dergisine verdiği bir röportajda şöyle belirtmiştir; “Bizim kendimizi tekrarlamaya, gelişmekte duraklamaya, eski hizmetlerimizle yetinmeye hakkımız yoktur. Tek sözle, yaratıcılık dönemiyle beraber yürümeli ve hatta daha da
ileri giderek geleceğe açılmalı”. 4 Sonuçta, sanatta her yeni adım Karayev’e göre
kendi başarıları için adeta basamak olmuştur. Besteci çoğu zaman kendisi tarafından belirlenmiş çerçevelere bile sığmayarak kendisini aşmıştır.
3
4
Karagiçeva L., Kara Karayev. Liçhost. Sujdeniya ob iskusstve, M., İzdatelskoye
obyedineniye “Kompozitor”, 1994, s. 200.
Muzıkalnaya jızin., Karayev K. “Svetlıye gorizontı buduşego”, № 10, 1971, s.1.
234
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
Bestecinin stilinin evrim süreci, yeni müzik dili ve yeni ses materyali organizasyonu sistemiyle ilişkilidir. Eğer 30’lu ve 40’lı yılların ilk dönemleri güzel
seslenme, tını, armoni alanındaki yenilik arayışıyla kısmen karakterize olmuşsa, ve
empresyonist yöntemli eserlerde kendisini göstermişse (Çar köyü Anıtı), sonraki
yıllarda neoklasik amaçlarda (piyano için prelüdlerin 4. defteri, keman ve piyano
için sonat), yeni ses materyalinin organizasyon sistemi ve teknik arayışlarında kendini göstermiştir.
Arnold Schönberg’in dodekafon tekniği Karayev için bir çıkış noktası olmuş, besteci dodekafon sistemini kabul ederek bundan müzik dili alanındaki kendi
düşüncelerini ifade etmek için bir araç olarak yararlanmıştır. Müzik dokumasının
yaratılmasında gerekli olan usullerin (melodik ve armonik dil, form, dramaturji ve
orkestralaşma) temeli olan besteci tekniği sorunu Karayev’e göre yaratıcılıktaki en
önemli sorunlardan biridir. Hatta O’na göre bestecinin yeterliliğinin seviyesi, algılama gücü ve ruhun yanısıra teknik gücü ile de ölçülür. “Teknoloji şu an kullandığın tekniği aşma isteğidir. Bu da alışılmış hareketsizlikle ve kalıplaşmayla yapılan
bir tür savaştır. Bunlarla bile teknik yeterince dar bir anlayıştır ve ideoloji kategorilerini belirlemez. Bu araç farklı ellerde farklı amaçlara hizmet eder” 5. Karayev’e
göre şuuru organize eden teknik, gereken içeriğin açıklanmasında, tasvir edilmesinde ve şeklin mantıklı olarak biçimlenmesinde bir öz niteliğindedir. “Müzik tekniğindeki hiçbir birleşik usul, eğer bu usullerden doğal olarak yararlanıldıysa ve
eserin içeriği onun pozitif düşünce ve tasarımı ile oluşmuşsa dinleyiciyi kendinden
uzaklaştırmaz” 6. Müzik bilimcisi Karagiçeva’da bu düşünceyi şu sözlerle onaylamaktadır: “Karayev, Schönberg okulunun mesleki başarılarını kullanarak, yeni
tekniği kendi estetiğine hizmete zorlamıştır. Buna örnek olarak üçüncü senfonisini,
keman konçertosunu ve piyano için yazdığı “12 füg”ü gösterilebilir”.
Karayev’in yenilikçiliği eski ve yeninin bedii sentezinde yani klasik başlangıçla (dünya müziği örnekleri) folklordan gelen milli özgünlüğün sentezinde
biraz farklı açıdan da izlenebilir. Tarzının evrenselliğini araştırmacı Ivan Martınov
açıkça kaydettiği şu sözlerle belirtiyor: “Karayev’in bedii konseptinin en önemli
çizgisi onun bireyselliği ve milli karakteristiğinin organik uyumu ve evrenselliğe
ulaşma çabasıdır”. Karayev’in sanatının tüm evrim yolu tarzının evrenselliğidir. Bu
da kültürlerin sentezinin kanıtıdır. Martınov ekliyor: “Tarzın evrenselliğini anlatırken biz bir bestecinin kişilik özellikleri sınırlarını çok aşan bir probleme değiniyoruz: Batı ve Doğu kültürlerinin karşılıklı sentezi gibi önemli bir konudan
sözediliyor.... Karayev gibi bir büyük besteci...Batı Avrupa ve Rus müzik kültürlerini Azerbaycan halk müziği ile organik olarak sentezledi. Önemli olan da işte bu
5
6
Karagiçeva L., Kara Karayev. Liçhost. Sujdeniya ob iskusstve, M., İzdatelskoye
obyedineniye “Kompozitor”, 1994, s. 210.
Karagiçeva L. Statyi, pisma, vıskazıvaniya., Vsesyuznoye izdatelstvo Sovyetski,
Kompozitor,Moskva, 1978, s. 25.
235
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
organik sentezde bestecinin özgünlüğünü koruması ve Azerbaycan kültürüyle bağlarını koparmamasıdır” 7.
Böylece Karayev sanatının kendine özgü özellikleri, yenilikçiliği, eski ve
yeniyi sentezlemesi, stilinin evrenselliği besteci şahsiyetinin önemli bir öğesi olarak görülmelidir. Bu özellikler bestecinin bireysel yaratıcılığının genetik olarak,
psikolojik hafızada nesillerce silinmeden, kendini belli eden, köklerine bağlı olan
milli karakter ve spesifik düşüncede kendini gösterir. Folklorda ve sözlü profesyonel yaratıcılık geleneğinde kökleşen bu kapsamlı milli karakter anlayışı (makam ve
aşık sanatı) Azerbaycan milli bestecilik anlayışının temelini oluşturur. Karayev’e
göre yaratıcı, “tanıtma işaretleri” aracılığıyla yani, entonasyon, lad dönüşleri (herhangi modal strukturlar esasında kurulan) ve şarkı veya aşık, dans müziğine has
olan ritmik bloklarla kendini ifade eder. Hatta milli karakter folklorculuktan uzak
ya da folklorculuğa zıt olan yaratıcı sistemlerde de bulunabilir. O zaman genetik
kodda bilinç dışı olarak programlanmış göstergeler bestecinin duygularıyla, psikolojik yolla kendini gösterir. Karayev sanıyordu ki, bazı besteciler (Stravinski,
Ştokhausen, Boulez...gibi) müziklerine folklordan aktarma yapsalar bile, her birinin milli mensubiyeti eninde sonunda onların müziklerinde kendini açıkça göstermektedir.
Kendi köklerini Azerbaycan müzik kültürünün çekirdeğinde gören
Karayev şöyle belirtmiştir: “Azerbaycan müziği benim ana dilimdir. Bir besteci
olarak ben Azerbaycan halk müziği ortamında büyüdüm ve herhangi bir sanat sorununu çözerken bile onun etkisinden kurtulamam, zaten bunu hiç istemiyorum
da” 8. Böylece milli müziğin somutluğunun bestecinin düşünce temelinde olması
yalnız “tanıtma işaretleriyle” kanıtlanmamaktadır. Karayev için müzik sanatında
(genel ve milli müzikte) usullerin yenilenme süreci kaçınılmazdır. Yaratıcılıkta,
örneğin folklor materyallerinin kullanılması bestecinin karşısına koyduğu fikir,
amaç ve metotlara bağlıdır. Karayev folklor materyali kullanmada iki ilkenin altını
çizmektedir: Bunlardan ilki folklora has olan diğeri ise folklora has olmayan genetik öğelerdir. Birinci ilke, folklor materyalinin değiştirilmeden, olduğu gibi kullanılması, ince armoni koloristik orkestra ve fakturadan (alt yapıdan) dokunan güzel
bir çerçeveye yerleştirilmesidir. İkinci ilke ise birincisine zıttır. Dansın ya da şarkının melodisi olduğu gibi kullanılmaz, müziğin dokuması doğrudan, fotografik şekilde değil, farklı usullerle, entonasyon, tartım, halk müziğindeki icra tarzı..vb.
değişikliklerle oluşur. Aynı zamanda Karayev, bu sınıflandırmanın koşullara bağlı
olduğunu belirtmiştir. Çünkü gerçek yaratıcılık hiçbir kalıplaşmaya ve sınıflandırmaya tabi tutulamaz. Karayev’e göre besteci her zaman milli kalıbın çağdaş içeriğe
uygun olması arayışında olmalıdır.
7
8
Karagiçeva L. Statyi, pisma, vıskazıvaniya., Vsesyuznoye izdatelstvo Sovyetski,
Kompozitor, Moskva, 1978, s. 159.
Bakinskiy raboçi, Abdullayev K., Calagoniya V., “Bıt s vekom naravne”-raskazı vayet
Kara Karayev, 1970, 28 Mayıs.
236
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
Kara Karayev’in, bestecinin yalnız kendisi için değil, kendisinden sonraki
bestecilere de ışık tutmuş olan şu sözleri çok önemlidir: “eski ve ölmeye yakın
ananelerin idealleştirilmesi tahammül edilemez bir durumdur. Milli değerleri kıskananlar halkın günlük hayatındaki büyük değişimleri görmüyor ya da görmek
istemiyorlar... Uzay çağında aklı başında hiçbir insan, yeni taşıtları bırakıp eşek
veya develerle yolculuk yapmağı tercih etmez. Fakat, maalesef eskilere olan bu
yaklaşım sanatta da kendisine yer buluyor...”. “Sanatın gelişiminde... yeni eğilimler
ortaya çıkmıştır. Bu eğilimler, milli biçim anlayışı çerçevesinin genişlemesiyle ve
halkların kendi sanatlarının kalıplarına başka halkların milli kültürlerinin en ilerici
gelişimlerinin organik olarak karışmasında kendini gösterir.
Müzik bilimcisi L.Karagiçeva şöyle yazmıştır; “Ü.Hacıbeyov ve
A.Zeynallı’nın tespit ettiklerini K. Karayev de tekrarlamaktadır. Kendi ve “yabancı” milli kültürlerdeki potansiyel denklik faktörlerini ortaya çıkarmak, kültüre özgü
olmayan tarz özelliklerini sentez için özgür bırakmak, Karayev’e göre folklörün
derin katmanlarını kullanmaktır. O’nun kendi yolu olup,”aslında farkında olmadan
yapılan yeni müzik izlenimlerinin dünyasına girişini tahmin eden büyük bir çalışma, zor bir süreçtir. Bu bileşimin başarısında ise sanatın da başlangıcı, ‘’birazcık
dediğimiz’’ mükemmel ölçüt ve zevk etkilidir.”9
Gelişimi süresince, 20.yy’ın bütün bestecilik eğilimlerini içine sindiren,
hem müziğine hem de yazarlığına aynı ölçüde yansıtan Karayev’in yaratıcılığı,
kendi halkının müzik kültürünün geleceği için kaygılanan parlak bir üstadın suretini sunmaktadır. Müzik bilimcisi M.Şahbazbeyova, yazısında K.Karayev’in, çok
yönlülüğünü, kişiliğinin zenginliğini ortaya koyan, bestecinin kişiliğinin çekiciliğini öne çıkaran en önemli noktanın altını çizmektedir: “Kara Karayev ismi, her zaman Azerbaycan kültürünü ve dünya sanatının en güzel başarılarını çağrıştırıyor.
O’nun yaptığı her şey en yüce uluslar arası ölçütlere cevap veriyor. Millilik hiçbir
yerde günlük yaşantı sahneleriyle örtüşmüyor, egzotik seslenmiyor. Dünya müzik
kültürünün yüzyıllarca süren gelişim tecrübesinin farkına varmış olan Karayev,
folkloru olduğu gibi kullanarak değil, halkın manevi zenginliğini kavrayarak milliliğin kapanıklılığından korumuştur” 10.
Karayevin, kendini birçok alanda gösterebilen besteciliğinin en önemli
özelliklerinden biri olan yaratıcılık ilgisi genişliğinin önemle altını çizmek gerekir.
Geçmişteki ve gelecekteki konulara değinerek, insanlığın bütün dönemlerde önem
verdiği ortak değerlerini eserlerinde sembolik olarak birleştirmiştir. Karayev’in
müziğini araştıran herkes, O’nun tüm yaratıcılık yolu boyunca, milli olmayan konulara da ilgi duymasına büyük önem vermişlerdir. Karayev toplumların sosyal,
tarihsel sorunlarını ele alırken Doğu, Batı (Avrupa) ayrımı yapmamaktadır. Buna
kanıt olarak, Servantes’in “Don Kişot” adlı eserinin motifleri esasında yazılan sen9
10
Abasova E. M., Kara Karayev. Oçerkler. “O novatorskih prinsipah v tvorçestve K.
Karayeva”, “Çınar-çap, Bakü, 2003, s. 12.
Pravda, Kara Karayev, “Videt i vospevat novoye.”, 1960,18 Eylül.
237
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
fonik gravürü, Rostan’ın “Sirano de Berjerak”ın da konusunu alan “Çılgın
Gaskonyalı”, Peter Abrahams’ın “Yıldırımlı Yollarla”adlı romanından uyarlanan
balesi ya da “Goya” adlı film için bestelediği İspanyol motifleriyle donatılmış müziği, “Vyetnam süiti” gösterilebilir. Bunlarla beraber konusunu aynı adlı klasik
eserden alan “Leyla ile Mecnun” senfonik eseri ve “Yedi Güzel” balesi de örnekler
arasındadır. Milli ya da gayri milli, geçmişe ya da şimdiye ait olanı değil, kendi
zamanının ruhunu yansıtabilmesi bize bestecinin birleştirici yanı olan felsefi konseptini gösterir. Bu nedenle büyük bestecinin yalnız Azerbaycan müziğinin gelişmesinde değil, tüm çağdaş bestecilik sanatında üstlendiği tarihi görevi muhteşemdir. Özellikle şunu belirtmek gerekir ki, bestecinin sanatındaki tüm evrim süreci
daha sonra müziğin tüm yönlerindeki yenilik arayışına yansıyarak müziğin türünü
ve düzeyini etkilemiştir. Bu noktada, O’nun sanatın tüm türlerinde eserler verdiğini
hatırlatmak gerekir. O sanatında prensibi olan, şimdiye kadar yaptıklarını ve başardıklarını tekrarlamamak, elde edilmiş tüm başarıları birleştirerek yeniliğe ulaşma
çabası Karayev’i birçok dalda bale, süit vb. yenilikçi buluşlara yönlendirmiştir.
Besteci yalnız mükemmel sanat oluşturma yönünde çalışmamıştır. O Azerbaycan profesyonel müzik kültürünün gelişmesi alanında kendisinden öncekiler
tarafından başlatılmış olan yolun takipçisi olmuş, kendi sorumluluğunun ve misyonunun bilincinde, hayatının bir kısmını eğitim alanındaki çalışmalara vermiş, ülkesindeki yeni besteci kuşağının eğitimini üstlenmiştir. Bir üstad olarak, öğrencilerinden beklentisi çok yüksektir. O’na göre bir besteci doğuştan yetenekli bile olsa,
derin entellektüelite, mükemmel tartım duygusu, ince zevk ve ister uzmanlık dalında ister çok yönlü genel kültürden yoksunsa dinleyicinin ilgisini çekememektedir.
Daha doğrusu dinleyiciden “ilginç olmayan, basit, görgüsüz, sanat adına konuşma
hakkını kaybetmiş olan kişiliğini saklayamamaktadır. Seçkin bir pedagog olarak
Karayev kendi öğrencilerinin gelişimini ve müzik sanatındaki profesyonel devrim
sürecinin takipçilerini görerek, onların klasik müzik sanatının algılanmasına ve
öğrenilmesine teşvik etmiş, nihilizme karşı uyarmıştır. Karayev’e göre nihilizm,
bazen eğitim ve öğretim sürecindeki eksikliklerden, çoğu zaman ise tüm sanatların
özünü oluşturan estetiği, felsefeyi bilmemekten ve genel kültür yoksunluğundan
ileri gelmektedir. Bazen de “çağdaş” sözcüğünün arkasında seçilmiş ve ulaşılmış
bir hedef olduğunu anlamayarak, çağdaş bestecilere özenmekten, onlara benzemeye çalışmaktan kaynaklanmaktadır.
Karayev’in öğretim yönergelerinin esasında öğrencilerine şu prensipleri
kazandırmak vardır; müziğin millilik dışında olamayacağı ve eğitimde amacın
sözlü halk müziği geleneğiyle profesyonel sanatın koparılmaz ilişkilerinin yalnız
şekil ve dogmatik olarak değil, her şeyden önce sanatsal olarak sağlanması gerektiğidir.
238
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
4. Sonuç
Böylece 20. yy’ın büyük Azerbaycan bestecisi Kara Karayev’in sanatçı görüntüsünün en temel ve en karakteristik özelliklerine ışık tutulmaya çalışılmıştır.
Açıkça görülüyor ki, kendi halkının kültürüyle filizlenmiş ve haklı olarak tüm insanlığa mal olmuş olan Karayev, üzerine düşen görevi şerefiyle yerine getirmiştir.
Ancak tüm bunlar, Azerbaycan müzik tarihinde lider olmuş ve 20. Asır sonrasına
yol çizmiş olan Karayev’in kişiliğinin özelliklerinden yalnızca birkaçıdır. Halk
sanatının en parlak örneklerinin günümüze gelene dek birçok değişikliğe uğradığına ve Batı, Doğu kültürlerinin karşılıklı etkisi bir gelenek halini aldığına göre müziğin gelecek ufukları açıkça belli değil midir? Kültür gelişimi sürecindeki bu parlak kazanımlar, kendi milli kültürü içinde kapalı kalamaz. Bu değerlerden yararlanılması, milli kültürlerin gelişim sürecinde sanata yeni kaliteli gelişimler getirecektir. Sanatta, geçmişte yapılmış ve gelecekte yapılacak olan deneylerin gerçekleştirilmesi ve algılanmasındaki kaçınılmazlık veya çağdaş tekniklerin (tonal, atonal,
modal, dodekafon, serial ...vb.) folklor özellikli kullanılması, profesyonel bestenin
milli yüzünün korunmasını sağlamıştır. Bununla birlikte çağımızda müzik kültürleri arasındaki karşılıklı etkileşim sürecinin önemi büyüktür. Bunun sebebi, “...müzik
insanlığın değerli serveti olan milli gerçekliliği, diğer kültür dallarından daha iyi
koruma özelliğine sahiptir” 11. Karayev bu konudaki düşüncesini çok yakın arkadaşı
olan büyük Türk şairi Nazım Hikmet’in fikrine dayanarak şekillendirmiştir (Besteci Nazım Hikmet’in “Enayi” adlı oyunu için müzik bestelemiştir).
Daha önce adı geçen “Vatan” gazetesindeki söyleşisinde Kara Karayev,
modallık hakkındaki düşüncelerini açıklarken, Türk müziğinde de modallığın iki
taraflı olduğu görüşündedir. Öncelikle, daha tutucu olan tarafı üzerinde durarak
şöyle demiştir;”...Bu dalda çalışanlar hatalı olarak kendi müzik kültürlerini tüm
gelişen dünyadan uzak görmek istiyorlar. Bu yolu seçenler, müzik kültürlerinin
özgürlüğünü, dokunulmazlığını sözde koruyarak, aslında kendi müzik kültürlerinin
önündeki tüm kapıları kapatıyorlar” 12. Daha sonra para için müzik üreten müzisyenlerin çalışmalarını, işlerine kendilerini adamış, gerçek müzisyenlerin çalışmalarıyla kıyaslayarak şöyle söylemiştir:”...Uluslar arası yarışmalarda, forumlarda kendi eserlerini sunan, güzel, medeni bir müzik kültürü oluşturan usta sanatçıları engellemek yerine, onlara her şekilde yardımcı olmak ve destek vermek çok daha iyi
olurdu”.
K. Karayev, muhtemelen bu şekilde, milli müzikteki yeni evrim süreçleri
için “arınmış’’ bir ortam sağlama olanağını buluyordu. Önemli olan şudur, Azerbaycan ve Türk müziği de dâhil, tüm Doğu müzik kültürlerine ait olan bu tartışmalar daha 1974- 1975 yıllarında yapılmıştır. Şimdi, yani aradan otuz yıl geçtikten
sonra, doğal olarak Türk profesyonel müzik sanatının evrensel gelişiminin geleceği
ile ilgili yeni bakış açıları ortaya çıkmıştır.
11
12
İzvestiya, K. Karayev, “Problemi bolşogo iskusstva”, 1963, 8 Oktober.
Vatan, Hayati Asılyazıcı, Kara Karayev’le söyleşi, 1975, 17 Nisan.
239
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
Kara Karayev henüz 1960 yılında Azerbaycan müziğinin öncüsü olmuş bir
besteci olarak 8 Ekim 1973 tarihli “İzveztiya”( Haberler) gazetesinde şöyle yazmıştır: “Sanatın önünde çekici ufuklar açılıyor.” Karayev’e göre “...sanat başarılarının
paylaşılmasında, yalnız soğut “Doğu” ya da “Batı”da değil çeşitli kültürlerin organik yakınlaşmasında kendi milli sanatının gelişmesi için besteciyi yaratma dürtüleri
sürüklemeli...”
240
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
KAYNAKÇA
Abasova E.M., Kara Karayev, Oçerkler, “O novatorskih prinsipah v
tvorçestıve K.Karayeva”, “Çinar-çap”, Bakü, 2003.
Bakinskiy raboçi, Abdullayev K.,Calagoniya V., “Bıt s vekom naravne”-raskazı
vayet Kara Karayev, 1970, 28 Mayıs.
Bakinskiy raboçiy, Nazım Hikmet,Bolşoye radostnoye sobıtıye, 1958, 11 Ocak.
Bakinskiy raboçiy,Çingiz Aytmatov, 1967, 22 Nisan.
Drujba narodov, Şostakoviç D., Otliçnaya Kompozıtorskaya şkola, 1957, N11.
İzvestiya, K. Karayev, “Problemi bolşogo iskusstva”, 1963, 8 Oktober.
Karagiçeva L., Kara Karayev. Liçhost. Sujdeniya ob iskusstve, M., İzdatelskoye
obyedineniye “Kompozitor”, 1994.
Karagiçeva L.Kara Karayev, Statyi, pisma, vıskazıvaniya., Vsesyuznoye
izdatelstvo Sovyetski, Kompozitor,Moskva, 1978, s. 159.
Leningradskaya pravda, Nazım Hikmet, Parlak Bale, 1958, 16 Ocak.
Mazel Leo, Kara Karayev, “Vospominaniya i blago darnost”,Vsesoyuznoye
izdatelstvo Sovyetski Kompozitor, Moskova, 1978, s.81
Meyer Kriştof, Kara Karayev, “Moi vstreçi s Kara Karayevım, Moskova,1978
s.90.
Molodej Azerbaydjana, BuhanovV, iskusstvo obyazıvayut-Rasskazıvayet Kara
Karayev, 1963, 18 Ocak.
Muzıka i sovremennost, “O garmoniçeskom yazıke Kara Karayeva,
M.,1967,vıp 5.
Muzıkalnaya jizn ,Karayev K., “Svetlıye gorizontı buduşego”, №10,1971.
Ogonek, 1961, № 43.
Pravda, Kara Karayev, “Videt i vospevat novoye,”1960,18 Eylül.
Seidov
T.M.,Azerbaydjanskaya
Aftoreferat, Bakü, 1973.
Sovyetskaya
Fortepiyannaya
muzıka”,
Sovyetskaya Muzıka, 1974, №1.
Sovyetskaya muzıka, Milman M., “Stranizı bakinskogo dnevnika”, 1962-5,s.46.
241
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 22 Yıl : 2007/1 (231-242 s.)
Sovyetskaya muzıka, Kara Karayev, 1971, № 9.
Sovyetskaya kultura,Kara Karayev, “Vospitaniye kompozıtora”, 1962, 29 Kasım.
Vatan, Hayati Asılyazıcı, Kara Karayev’le söyleşi, 1975, 17 Nisan.
242
Download