Tutum De*i*ikli*ine Kuramsal Yakla**mlar

advertisement
 TUĞBA ALKAN
 TUĞBA ÇİFTLİKLİ
 DERYA ARAT
 BÜŞRA KOÇ
 HİLAL BAŞAK AKKUŞ
 MİRAY TANIL
 GÖZDE HURİYE YERGİN
 MELEK DURAK
 ELİF AKBAYIR
TUTUM KAVRAMININ GELİŞMESİ
Tutum kavramı ilk defa ,1918 de basılan
Thomas ve Znaniecki’nin “ Polonya Köylüsü
” adlı kitabında kullanılmıştır.
1935’te ise Allport , tutumların , sosyal
psikolojinin en belirgin ve gerekli kavramı
olduğunu ileri sürüyordu.
1930 ve 1940’larda ABD’de sosyal
psikolojideki bazı gelişmeler ise tutum
konusuna bakışı tamamen değiştirmiştir.
ABD’deki bu gelişmeler ;
1. Örneklem Surveyleri ve Kamu Oyu
Araştırmaları
 İlk defa Gallup Kamu Oyu Araştırması 1936’da
Roosevelt ‘in ABD başkanlığına tekrar seçileceğinin tahminini yapmıştı.
 Özellikle
tekrarlanan surveyler aynı örneklem
grubuna aynı tutum soruları sorulduğu zaman
içinde hangi etki ve propagandalara göre değiştitiğini saptamak mümkün olmuştur.
Böylece kamu
haberleşme araçları ve
propaganda ile tutum
değişiminin incelenmeye
başlanmış ve gerçek hayatta
tutum değişimi süreci
çalışılabilmiştir.
2. Küçük Grup Araştırmaları

Kurt Lewin ve
öğrencilerinin başlattığı
grup dinamiği çalışmaları
da grup üyeliği olarak
beliren sosyal etkinin
tutumlarla ilişkisi
konusunda aydınlatıcı
bilgi sağlamıştır.
3. Psikanalitik Kavramlaştırmalar
 1930’ların sonlarıyla 1940’larda tehlikeli bir
doktrin olarak ortaya çıkan faşizm, musevi
düşmanlığı ve İkinci Dünya Şavaşı sosyal
bilimcilerin ve bu arada sosyal psikologların bu
sorunlara eğilmelerine yol açtı.
3.Deneysel İletişim Araştırmalar
Özellikle etkileyici iletişimle tutum
değişiminde kaynak, iletişim, hedef ve
ortam etkenlerinin rolünü saptamışlardır.
 Bu çalışmalar genellikle önyargılı ve
kalıplaşmış tutumların kişilik bütününün
vazgeçilmez bir parçası olarak kişiyi, kendi iç
çatışmasına karşı koruyucu bir görev
yüklendiğini öne sürmüştür.
Tutumlara , özellikle tutum değişimi sorununa eğilen çeşitli araştırmalar dört
farklı kuramsal yaklaşım kullanmışlardır.
Bu Kuramlar ;
1.Öğrenme Kuramları
2.Sosyal Yargı Kuramı
3.Tutarlılık Kuramları
4.İşlevsel Kuramlar
Öğrenme Kuramları
Öğrenme kuramları
iletişim kaynağının
(propagandacının)
özellikleri, iletişimin kendi özellikleri, ortamın
özellikleri ve iletişim hedeflerinin (dinleyicinin)
özelliklerini bağımsız değişkenler olarak,
hedefteki tutum değişimini de bağımlı değişken
olarak ele alır.
İletişim kaynağının özellikleri “ uyaran ”
iletişimin hedefi etkileme derecesi ise
“ tepki ” dir.
Sosyal Yargı Kuramı
 Yargı kuramına göre kuvvete bağlanılan bir
tutumun kendinden farklı görüşleri red alanı, kabul
alanından geniştir. Yani
kontrast mekanizmasını kullanarak o görüşleri kendi
görüşünden daha da farklı görüp reddetme olasılığı
daha fazladır.
Benzetme mekanizmasını
kullanarak o görüşleri kendi
görüşüne gerekçe olduklarından
daha da benzer görüp kabul
etme olasılığı daha fazladır.
Tutarlılık Kuramı
 Davranışlarla tutumlar arasında da genellikle
tutarlılık söz konusudur.
 Birçok kuramcı ve araştırmacı davranışının
temelinde tutarlı olma gereksinmesinin ya da
güdüsünün bulunduğunu varsaymıştır.


Tutarlılık kuramlarını başlatan
esas olarak Heider’dir.
Heider tutarlılık
kuramlarının ilki olan
denge kuramını geliştirmiştir.
Heider’in Denge Kuramı
 Kişiler arası algı olayını en basite indirgeyen
Heider bir kişinin (k) ,bir diğer kişi (d) ve bir
tutum objesi (o) ile ilişkilerini incelemiştir.
 Durum ,söz konusu olan kişinin görüş
açısından ele alınmaktadır.
Heider bu üç birim arasında iki tür ilişki
önermiştir.
1. sevme – sevmeme (tutum) ilişkisi
2. birlikte olma - olmama ilişkisi
Her iki ilişki de olumlu (+) ya da olumsuz
(-) olabilir.
+++
+++
- - - - dengeli
dengesiz
Örneğin ;
Ahmet (k) ,arkadaşı Mehmet’i (d) çok sever
,beğenir. Ahmet aynı zamanda yalandan (o) nefret
eder ve Ahmet Mehmet’in yalan söylediğini
öğrenir. Bu durum Ahmet’i rahatsız edecektir
çünkü dengesiz bir durumdur.
k
+
-
d
+
o
Ahmet’in bu dengesizlikten kurtulması için ya
Mehmet hakkındaki tutumunu değiştirip onu artık
beğenmemesi ,ya da yalan söylemek konusundaki
tutumunu değiştirip yalan söylemenin kötü bir şey
olmadığına kendini inandırması gerekir.
Ahmet
Mehmet
ya da
Mehmet
Yalan
söylemek
Mehmet
Yalan
söylemek
Rosenberg ve Abelson’un Bilişsel
Dengeleme Kuramı
Bu kuramda ilişkilere ek olarak birbiriyle ilişki
halinde olan üç öğe olumlu ya da olumsuz olarak da
nitelendiriliştir.
Bu durum da Heider’inkinde olduğu gibi
kişi (k)
,diğer (d) ve obje (o) ilişkisini üçlü olarak gösterme
gereği ortadan kalkmıştır.
Burada Heider’inki gibi sevme – sevmeme ve ait
olma – olmama şeklinde iki türlü ilişki değil ,sadece
bunları kapsayan birleştirici (+) ve ayırıcı (-) tutum
ilişkisi üzerinde durulmuştur.
Olumlu ve olumsuz ilişkinin yanında nötr ilişkiye de
yer verilmesi önemlidir.
Mehmet +
+
- Yalan
Bilişsel Dengeleme Kuramına Göre
Dengeli ve Dengesiz Durumlar
Festinger’in Bilişsel Çelişki Kuramı
Festinger’e görev eğer kişinin sahip olduğu bir
inanç bilgi ya da tutum yine o kişinin sahip olduğu
bir başka inanç, bilgi ya da tutumun tersini
gerektirirse bu iki inanç , bilgi ya da tutum
arasında bilişsel çelişki vardır.
Örneğin ; “sigara akciğer kanseri yapar ” ve
“ben bir sigara tiryakisiyim”
Kurama göre bu tür bilişsel çelişkiler kişiye sıkıntı
veren olduğundan, kişide bu çelişkiden kurtulmak
için bir güdülenme meydana gelecektir.
çelişki =
önem x çelişen bilgilerin sayısı
önem x uyuşan bilgilerin sayısı
Kişiyi rahatsız eden
tutarsızlığı ortadan kaldırmak
ya da azaltmak için kişi kendine ve başkalarına
karşı makulleştirici nedenler öne sürer.
a-)Karar Verme Sonucu Meydana Gelen
Bilişsel Çelişki
Tipik olarak verilmiş bir karar, söylenmiş bir
söz, yapılmış bir tercih gibi “olmuş” bir “davranış”,
ile, bu davranışa ters düşen bir “tutum” arasında
tutarsızlık ön plana çıkmaktadır.
 Kişi, geriye dönemeyeceği bir karar verdikten
sonra ortaya çıkan uyuşmazlığı –kararın
değiştiremeyeceği için – tutumunu kararı
(davranışı) doğrultusunda değiştirerek azaltır. Yani
verdiği kararın akıllıca olduğuna kendini inandırır.

2. Davranışa Gerekçe Bulma İhtiyacı
 Kişinin bir davranışı ile tutumu arasında bir çelişki
söz konusu olduğunda kişi bu çelişkiyi açıklayabilecek
ya da davranışını makul gösterecek objektif bir dış
(nesnel) gerekçe bulamazsa, tutumunu değiştirecek
davranışını bir iç (öznel, subjektif) gerekçeyle, yani
tutumunu değiştirerek açıklamaya çalışacaktır.
 Bir objektif, dış gerekçe bulursa, tutum değişimine
gerek kalmayacaktır. Bu nesnel gerekçe bir başkasının
zorlaması olabileceği gibi, kişinin davranışını makul
gösterebilecek başka herhangi bir şey de olabilir
3. İtaat, Benimseme ve Bilişsel Çelişki
 Kişinin tutumuna ters düşen bir davranışı yeterli
bir nesnel gerekçeye bağlayabilme durumunda,
tutum – davranış tutarsızlığı
makulleştirildiğinden, bilişsel çelişki meydana
gelmemekte, bundan ötürü tutum değişmesi
görülmemektedir. İtaat ile uymada da çok benzer
bir durum söz konusudur. Şöyle ki, kişi ancak
gözaltında olduğu zaman, yani bir dış baskı, ceza
ya da zorlama hissettikçe uyma davranışı
göstermekte ama bu davranış, gerçekten tutumunu
yansıtmamaktadır. Yani davranış-tutum farkı
vardır.
Kişinin tutumuna ters düşen bir davranışı, yeterli
bir objektif gerekçeye bağlamama durumunda ise,
tutum-davranış tutarsızlığı bilişsel çelişki
yarattığından, bundan kurtulmak için kişi
tutumunu davranışı doğrultusunda değiştirir. Yani
yaptığını sevmeye, doğru bulmaya başlar.
Benimseme yoluyla uymada da benzer bir
durumla karşılaşıyoruz. Şöyle ki, benimsemede,
kişinin davranışı, tutumunu yansıtır. Başka bir
deyişle, kişi gerçekten doğru olduğuna inandığı
için kabul ederek kendine maleder. Davranışı bir
dış zorlama gerektirmez, kendi başınayken de
görülür.
Bilişsel çelişki evrensel midir?
 Festinger bilişsel çelişki kuramını kurarken, bu
çelişkinin evrensel olduğuna inanıyordu.
 Bilişsel çelişki, toplulukçu kültürlerden çok bireyci
kültürlerin bir özelliğidir. Toplulukçu kültürlerde,
benliğin iki önemli yönü vardır: benliğin sosyal
olarak kabul görebileceği toplumsal tarafları ve
toplumdan gizli tutulan tarafları.
 Daha toplulukçu kültüre sahip toplumlarda
başkalarıyla ilişkiler ve başkalarının (sosyal
çevrenin) beklentileri kişi için daha önemli
olduğundan, davranış, bireysel tutumlar kadar bu
dış etkenlerle de belirlenebilir.
İşlevselci Kuramlar
Tutum gelişimine ve değişimine son bir önemli
kuramsal yaklaşım da işlevseldir. Bu yaklaşımı, ilk
olarak Smith, Bruner ve White “Kişinin tutumları ne
işe yarar?” sorusuyla belirlemişlerdir.
 Bu ele alışa göre, kişi bir tutumu belirli bir
gerekçeyle geliştirir, yani tutum onun
gereksinmelerini karşılar. Dolayısı ile, bu gereksinme
ortadan kalkarsa, tutuma da gerek kalmaz ya da yeni
bir gereksinme söz konusu olursa, tutumda da aynı
doğrultuda bir değişme görülür.
 Tutum değişimine işlevsel yaklaşımda kişilik
gereksinmelerine ve temel güdülenmeye eğilinerek,
tutumlar daha geniş bir çerçeve içine yerleştirilir. Bu
yüzden işlevsel yaklaşımlar fenomenolojik
kuramlardır.
-Yetkeci (otoriteryen) kişilik kuramı Yetkeci (otoriteryen) kişilik kuramı ön yargılı ırk
ayrımı tutumunu ele alarak bunu kişiliğin derinine
inen bir eğilim olarak kabul etmiştir. Bu kurama göre,
erken çocukluk çağında sevilmeme, hor görülme gibi
ego (benlik) yıpratıcı yaşantılar, kişide kendini hor
görme eğilimi geliştirir. Ancak, kişinin kendini değersiz
bir kimse olduğunu kabullenmesi çok kaygı verici bir
durum olduğundan, kişi ego-savunma mekanizmaları
kullanarak kendisinin değersiz olduğu inancını bilinç
altına “bastırır”. Ayrıca “yansıtma” yoluyla, hor
görmeyi kendinden başkasına yöneltir. Yani kendini
değil, başkalarını değersiz olarak görmeye başlar,
onlara karşı nefret ve saldırganlık duyguları geliştirir.
Bu başkaları da genellikle toplumun hor gördüğü dış
gruplardır, çünkü bunlara karşı saldırganlığı toplum
onaylar.
Kişinin önyargılı ayrımcı tutumu, aslında
kendinin de farkında olmadığı bir gereksinmeyi
karşılamaktadır. Bu gereksinme, yıpranmış
olan egosunu tamir etmek, yükseltmektir.
Kişiliğin derininde yatan bu tür bir gereksinme
kolay kolay ortadan kalkmayacağı için, böyle
bir gereksinmeyi tatmin eden bir tutum da
kolay değişmeyecek demektir. Gerçektende
araştırmalar bu tür tutumların, kişiye tutum
objesi hakkında olumlu bilgi verme gibi
mantıklı yollarla değiştirilemediğini
göstermektedir.
1. Tutum Objesi ile ilgili Bilgi Sağlayıcı İşlev
Kişinin tutumunun objesi hakkında bilgi sağlar.
Her tutum kişi tarafından kendi deneyleri, sınama
ve yanılmaları sonucu elde edilemez; çoğu zaman
tutumlar başkalarının tutumlarından öğrenilir.
Böylece o tutum objesi hakkında kısa yoldan özet
bilgi edinilmiş olur (kişi için bilgi sağlayıcı ve
gerçeği tanımlayıcı işlev).
2. Kişinin Başkalarıyla Olan İyi İlişkilerini
Koruma İşlevi:
 Kişinin ait olduğu aile, arkadaş vb. gibi gruplar
tarafından kabul edilebilmesi için o grupların değer
verdiği tutumları kabullenmesi gerekir (uyma
davranışı). Böylece kişinin tutumları, onun sosyal
ilişkilerini sağlamlaştırır. Örneğin, kişinin önem
verdiği arkadaş grubu belli bir azınlık grubuna karşı
olumsuz tutuma sahipse, kişi de bu olumsuz duruma
sahiptir. Bu tutuma ya da grup normuna,
benimseme, özdeşleşme ya da itaat
mekanizmalarından birini kullanarak uyar,
3. Dışa Atma ya da Ego Savunma İşlevi:
 Bu işleve sahip bir tutum, kişinin bilinçaltı bazı
sorunlarını çözümleme gereksimini karşılar. Kişi,
kendi egosunu (benliğini) kendi gözünde
yükseltmek için kendinde kabullenemeyeceği
olumsuz özellikleri başkalarına atfeder.
 Tutum objesi hakkında bilgi sağlayan iletişime
kapalı.
 Dışa atma ya da ego savunma işlevine sahip bir
tutumun değişebilmesi için temelindeki kişilik
sorununun çözümlenmesi zorunludur. Bu da bazı
hallerde psikoterapi gerektirebilir.
 Görüldüğü gibi, işlevsel kuramlar, bundan önce ele
aldığımız tutarlılık kuramları gibi, belirli bir
davranışın kesin ön tahminini yapmaya yönelmiş
değildir. İşlevsel kuramlar daha ziyade , tutumların
gelişmesinin ve değişmesinin karmaşık nedenlerine ışık
tutan kavramsal çerçevelerdir. Bu bakımdan
Kelman’ın uyma davranışının temelinde yatan
“benimsenme”, “özdeşleşme” ve “itaat”
mekanizmaları da işlevsel bir tutum değişimi kuramı
olarak nitelendirilebilir. Çünkü Kelman’ın ele alışı da
ne zaman ve hangi nedene bağlı olarak uyma davranışı
çerçevesinde tutumların değişebileceği konusunda bize
bilgi sağlamaktadır. .
Download