Avrupa Sosyal Şartı ve Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı

advertisement
makaleler Gülnur ERDOĞAN
AVRUPA SOSYAL ŞARTI VE
GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ
AVRUPA SOSYAL ŞARTI
Gülnur ERDOĞAN*
I. GİRİŞ
Avrupa Konseyi üyesi devletlerin ve “Şartın İmzacı Tarafları”nın
uymayı kabul ve taahhüt ettikleri Avrupa Sosyal Şartı (Avrupa Sosyal
Haklar Sözleşmesi), 1961 yılında Turin’de imzaya açılmış ve 1965 yılında yürürlüğe girmiştir.
“Avrupa Sosyal Şartı, temel sosyal ve ekonomik hakları koruyan, medeni
ve politik hakları garanti eden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni takviye
eden bir Avrupa Sözleşmesi’dir.”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) birinci kuşak haklar olarak bilinen temel hakları (yaşam hakkı, işkence yasağı, kölelik ve zorla
çalıştırma yasağı, hürriyet ve güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı
gibi) güvence altına alırken, ikinci kuşak haklar olarak kabul edilen
sosyal ve ekonomik hakları (çalışma hakkı, örgütlenme hakkı, sosyal
güvenlik hakkı, adil ücret hakkı gibi) ise Avrupa Sosyal Şartı koruma
altına almıştır.
* Av., İzmir Barosu, DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Ekonomi Hukuku Tezsiz Yüksek
Lisans öğrencisi.
Merkezi Strasbourg’ta olan ve 1949 yılında 10 Avrupa devletince kurulan hükümetler arası örgüt.
Avrupa Konseyi’ne Atlantik’ten Urallar’a kadar 46 devlet üye olup, Türkiye’de
1949 yılından bu tarafa Avrupa Konseyi’nin bir üyesidir.
Sözleşmeyi imzalamış ve imzaladığı belgeyle bağlı olacağını kabul ve taahhüt etmiş
devlet.
Çiçekli, Bülent, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, Ankara 2001, s. 19.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
123
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
AİHS’nin 11. maddesi “sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkını”
güvence altına almışsa da, AİHS’nin sosyal hakları içerdiği söylenemez.
Şartın imzalanması ne yeni ne de eski Avrupa Konseyi üyeleri için
zorunlu değildir. Ancak böyle bir mecburiyet 1974 yılından beri AİHS
için bulunmaktadır. Ülkeler Avrupa Konseyi’ne giriş yaptıkları gün,
AİHS’yi imzalamak ve bir yıl sonra da onaylayarak yürürlüğe sokmak
zorundadırlar. Ancak “şartın onaylanması” politik olarak etkili şekilde
desteklenen bir amaçtır.
Türkiye Avrupa Sosyal Şartı’nı 1989’da imzalamış olup, bu tarihten itibaren Şart’ın denetim mekanizmaları işlemeye başlamıştır.
Şart, dönem dönem protokollerle takviye edilmiş, yeni haklar
Şart’ın kapsamına alınmıştır.
• Protokol No: 1 – 5 Mayıs 1988 tarihli Ek Protokol, 1992 yılında
yürürlülüğe girmiş olup, 4 grup yeni hakkı korumaya almıştır.
• Protokol No: 2 – 21 Ekim 1991 tarihli Değişiklik Protokolü (Turin
Protokolü) ile denetim sistemi gözden geçirilmiştir.
• Protokol No: 3 – 9 Kasım 1995 tarihli Ek Protokol ile “kolektif şikâyet sistemi” tesis edilmiş ve 1 Temmuz 1998’de yürürlüğe girmiştir.
Daha sonra gelinen aşamada ise Avrupa Sosyal Şartı, 1996 yılında
Gözden Geçirilmiş Avrupa Şartı olarak yeniden oluşturulmuş ve imzaya açılmıştır.
Çelik, Aziz, “Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye’nin Çekinceleri”, Türk-İş Dergisi, S:366,
Mayıs-Haziran 2005, s.91.
a-Parlamenterler Asamblesi, 1997’de Avrupa Sosyal Şartı veya Gözden Geçirilmiş
Avrupa Sosyal Şartı’nın mümkün olan en geniş sayıda devletçe onaylanmasının
sağlanması için kampanya başlatmıştır.
b-Yine 1997’de Strasbourg’ta toplanan 2. Devlet Başkanları ve Hükümet Başkanları Zirvesi, şart için “mümkün olan en geniş bağlılık” çağrısında bulunmuştur.
c- Yine Parlamenterler Asamblesi, yeni devletlerden yapılan üyelik başvurusu
ile ilgili görüşünde, başvuru yapan devletlerin “Şartı incelemeyi ve bu süre içinde Şartın hükümlerine uygun politikalar uygulamayı taahhüt etmesini” istemiştir.
Andora ve Gürcistan bu istemi kabul ederek, üyeliğe kabulden itibaren 3 yıl içinde
Şartı onaylamayı taahhüt etmiştir.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s. 217.
Dönemin Çalışma Bakanı Cahit Talas tarafından imzalanan Şart, 14 Ekim 1989 tarihinde onaylanmış ve 24 Aralık 1989’da yürürlüğe girmiştir.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.19.
124
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
“Şart ile güvence altına alınan sosyal ve ekonomik hakların korunma
alanını genişletmek için yeni önlemler alınması” hedeflenmiş ve düzenlemeler koruma altında olan sosyal ve ekonomik hakların genişletilmesi
yönünde yapılmıştır.
Gözden Geçirilmiş Şart’ın VI. Bölüm - K maddesi, Şart’ın “İmza,
onay ve yürürlüğe girme” şeklini düzenlemektedir. Maddeye göre Şart’ın
onay, kabul ya da uygun bulma koşullarını kabul eden devletlerin
“Onay, kabul ya da uygun bulma belgelerini Avrupa Konseyi Genel Sekreterine vermeleri” gerekmektedir. Aynı maddenin devamında “Şart’ın,
onu daha sonra onaylayacak her imzacı devlet için onay, kabul ya da uygun
bulma belgesinin verildiği tarihten sonraki bir aylık dönemin sona ermesini
izleyen ayın birinci gününde yürürlüğe gireceği” hüküm altına alınmıştır.
Türkiye tarafından 2 Nisan 1996 tarihli Gözden Geçirilmiş Şart, 6
Ekim 2004 tarihinde bazı maddelere çekince konularak kabul edilmiş,
daha sonra da “27/9/2006 tarihli ve 5547 sayılı kanunla onaylanması uygun bulunan ekli (Gözden Geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartı”nın ilişik beyan
ile onaylanması; Dışişleri Bakanlığı’nın 2/3/2007 tarihli ve HUMŞ/161 sayılı
yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı kanunun10 3. maddesine göre,
Avrupa Anlaşmaları Avrupa Sosyal Şartı’na Ek Protokol (No:1), Strasbourg,
5.V.1988 – Önsöz (Avrupa Anlaşmaları Serisi / 128) .
10
Milletlerarası Andlaşmaların Yapılması, Yürürlüğü Ve Yayınlanması İle Bazı
Andlaşmaların Yapılması İçin Bakanlar Kuruluna Yetki Verilmesi Hakkında Kanun, Kanun Numarası: 244, Kabul Tarihi: 31/05/1963,Yayımlandığı R.G. Tarihi:
11/06/1963, Yayımlandığı R.G. Sayı: 11425.
Madde 3- ONAYLAMA VE SAİR TASARRUFLAR:
1. Milletlerarası andlaşmaların onaylanması, bunlara katılma, bunların feshini ihbar
etmemek suretiyle yürürlük süresini uzatma, Türkiye Cumhuriyetini bağlıyan bir
Milletlerarası Andlaşmanın belli hükümlerinin yürürlüğe konulması için gerekli
bildirileri yapma, milletlerarası andlaşmaların uygulama alanının değiştiğini tesbit
etme, bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme,
Bakanlar Kurulu kararnamesiyle olur.
Onaylama veya katılma konusu olan milletlerarası andlaşmanın Türkçe metni ile
andlaşmada muteber olduğu belirtilen dil veya dillerden biri ile yazılmış metni, yukardaki fıkrada söz konusu kararnameye ekli olarak Resmi Gazetede yayınlanır.
2 nci maddenin 2, 3 ve 4 üncü fıkraları gereğince bir milletlerarası andlaşmanın
onaylanmasının veya buna katılmanın uygun bulunmasına dair bir kanun çıkarılması zorunluluğu yoksa ve bu andlaşmanın onaylanması veya buna katılma bir Bakanlar Kurulu kararnamesiyle olursa, bu andlaşmanın onaylanmasının veya buna
katılmanın uygun bulunması hakkında kanun çıkarılamaz.
2. Bir milletlerarası andlaşmanın veya Türkiye Cumhuriyetini bağlıyan bir milletlerarası andlaşmanın belli hükümlerinin Türkiye Cumhuriyeti bakımından yürürlüğe girdiği; bir milletlerarası andlaşmanın uygulama alanının değiştiği, uygulan
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
125
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
Bakanlar Kurulu’nca 22/3/2007 tarihinde kararlaştırılmıştır.”11 27 Haziran
2007 tarihinde Türkiye Gözden Geçirilmiş Şart’ı onaylamış ve 1 Ağustos 2007 tarihi itibariyle (VI. Bölüm - K /3 maddesi gereği) Gözden
Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı Türkiye’de yürürlüğe girmiştir.12
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nda, Avrupa Sosyal
Şartı’nda (ve ek protokollerle) teminat altına alınan haklara 8 yeni hak
eklenmiş, ancak Avrupa Sosyal Şartı’nın geleneksel yapısı da korunmuştur.
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın oluşturulması, 1961 tarihli Avrupa Sosyal Şartı’nı ortadan kaldırmamıştır. Şart halen mevcut
olup, onaylayan devletleri bağlamaktadır.
II. SOSYAL, KÜLTÜREL VE EKONOMİK HAKLAR İLE TEMEL İNSAN HAKLARI ARASINDAKİ BAĞ
İnsan hakları, insan onurunun korunması ve saygı duyulması için
vardır ve bu nedenle evrenseldir. Geleneksel haklar ile sosyal haklar
arasında bir ayrım yapılması mümkün değildir. Sosyal ve ekonomik
yönden en güçsüzü korumak, kişisel ve siyasal hakların korunması
için de gereklidir. Zira sosyal ve ekonomik yönden güçsüz toplumsal kesimlerin, sosyal ve ekonomik haklar olmadan, kişisel ve siyasal
11
12
masının durdurulduğu ve sona erdiği tarihler, bir Bakanlar Kurulu kararnamesiyle
tesbit olunarak Resmi Gazetede yayınlanır.
Bir milletlerarası andlaşma, yukardaki fıkrada söz konusu yürürlük tarihinin tesbitine dair kararnamede belirtilen yürürlüğe giriş tarihinde kanun kuvvetini kazanır.
3. Milletlerarası bir andlaşmaya dayanılarak Bakanlar Kurulunca yapılan teknik veya idari nitelikteki uygulama andlaşmalarından ve kanunun verdiği yetkiye
dayanılarak Bakanlar Kurulunca yapılıp 2 nci maddenin 2 nci fıkrasına göre Millet
Meclisi ve Cumhuriyet Senatosunun bilgisine sunulanların dışında kalan teknik
veya idari andlaşmalardan iktisadi veya ticari nitelikte olmayan, özel kişilerin haklarını ilgilendirmeyen ve Türk kanunlarına değişiklik getirmeyenlerin yayınlanması zorunlu değildir. Bu fıkra gereğince yayınlanması zorunlu olmayan andlaşmalar
hakkında 1 ve 2 numaralı bentler uyarınca çıkarılan kararnamelerin yayınlanması
da zorunlu değildir.
Yukarıdaki fıkra hükmünün dışında kalan milletlerarası andlaşmalar, 1 numaralı bendin 2. fıkrası uyarınca yayınlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Karar Sayısı: 2007/11907, R.G. Tarih: 09/04/2007, RG Sayı: 26488.
27 June 2007: Turkey ratifies the European Social Charter (revised). The revised
Charter entered into force in respect of Turkey on 1 August 2007. http://www.coe.
int/t/e/human_rights/esc/6_news_archive/Signatures2007_en.asp#TopOfPage
126
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
insan haklarını bilinçli olarak kullanmaları söz konusu olamaz. Bu nedenle sosyal haklar olmaksızın insan haklarından faydalanmak mümkün değildir. Bu düşünce, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde
“insan haklarının bölünmezliği ve karşılıklı bağımlılığı” olarak formüle
edilmiştir. Yine aynı yönde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, 4
Aralık 1950 yılındaki bildiriminde “kişisel ve siyasal haklar ile ekonomik,
sosyal ve kültürel hakların yakın ilişkili ve birbirine bağlı haklar” olduğu belirtilmiş, “ekonomik, siyasal ve kültürel haklardan yoksun olan insanın Evrensel Beyanname’de öngörülen özgür insan olamayacağı” ayrıca ve açıkça
vurgulanmıştır.13
İnsan Hakları Avrupa Divanı,14 9 Ocak 1979 tarihli Airey Ka­
rarı’nda15 “hiçbir su geçirmez duvarın/engelin sosyal ve ekonomik hakların
alanını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden ayıramayacağını” belirtmiş
ve insan haklarının bölünmezliği ilkesini vurgulamıştır. Ayrıca Divan,
“AİHS ile güvenceye alınan hak ve özgürlüklerin birçoğunun sosyal ya da
ekonomik nitelikli uzantılarının olduğunu ve kamu görevlilerinin bu hususlarda da olumlu önlemler alması gerektiğini” kabul etmiştir.16
Şart, Avrupa Konseyi çerçevesinde kabul edilen en önemli insan
hakları belgelerindendir. 4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanan AİHS.
Avrupa Konseyi üyeleri arasında “siyasi birliği” ve “sosyal demokrasi”yi
13
14
15
16
Gülmez, Mesut, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kollokyumu, Bildiriler ve Tartışmalar-Kollokyum Sunuş Konuşması, (Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü
İnsan Hakları Araştırma ve Derleme Merkezi/TODAİE.), Ankara 1993, s. 20–21.
1 Kasım 1998 tarihinde yürürlüğe giren Ek–11 nolu protokol ile Komisyon ve
Divan’ın yerine tam zamanlı çalışan tek bir Mahkeme (AİHM) kurulmuş ve Bakanlar Komitesi’nin yargısal görevi ortadan kaldırılmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Divanının 1979 yılında verdiği karar İrlanda vatandaşı Bayan Johanna Airey’in kendi hükümeti ile arasında, «yargı organlarına başvurabilme
hakkı» (m. 6) konusunda ortaya çıkan bir uyuşmazlığa ilişkindir ve 9 Ekim 1979
tarihinde verilmiştir. (Johanna Airey / İrlanda Hükümeti)
(Ayrıntılı bilgi için bkz: Doç. Dr. M. Aydoğan Özman, “Avrupa İnsan Hakları
Divanı’nın 1979 Yılında Verdiği Kararlar” (Erişim Tarihi: 04.01.2008)
http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF-1978-35-01-04/AUHF1978-35-01-04-Ozman.pdf
Anayasa Mahkemesi’nin 2001/5 E. 2002/42 K. T: 28.3.2002, (R.G: 05.09.2002/24867)
sayılı ilamında “… Mahkeme önünde hak arama yolunun fiilen yahut hukuken geçici de olsa kapatılmasının veya kullanımını imkânsız kılan koşullara bağlayarak
sınırlanmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geleceği (Airey/İrlanda,
9.10.1979, A 32, s.12)…”belirtilmiş ve Airey Kararına bir atıfta bulunmuştur.
Gülmez, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kollokyumu, Bildiriler ve Tartışmalar Kolokyum Sunuş Konuşması, s. 21.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
127
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
genelleştirmeden önce “siyasi demokrasi”yi güvence altına almış ve
dolayısıyla “sosyal haklar” AİHS’de yer almamıştır. Şart işte bu eksikliği gidermek ve AİHS’de yer almayan sosyal hakları koruma altına
almak için oluşturulmuştur. Avrupa Sosyal Şartı, AİHS’nin sosyal
haklar alanındaki karşılığını oluşturmaktadır.17
Avrupa Sosyal Şartı, bölgesel nitelikli ve uluslararası bir sözleşmedir.
Şart, onaylayan tüm devletleri bağlayan hukuksal bir belgedir.
Bu nedenle Avrupa Sosyal Şartı, üstlenilen yükümlülükler temelinde
devletleri “yargılamaya” yönelik bir belge değil –ya da azıcık böyle bir
belge– temelde sosyal kalkınmanın siyasal bir belgesidir.18
III. AVRUPA SOSYAL ŞARTI VE GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ AVRUPA SOSYAL ŞARTI’NIN TÜRK HUKUKUNA ETKİSİ
Türk Hukukunda uluslararası sözleşmelerin uygulanma şekli ve
usulü 1982 Anayasası’nın 90. maddesinde düzenlenmiştir.
“Milletlerarası Andlaşmaları Uygun Bulma” başlığı altında düzenlenen 90/1. maddede, “Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve
milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulması” şartına
bağlanmıştır.
Hemen akabinde yer verilen 2. ve 3. fıkrada19 ise “uygun bulma”
şartının istisnalarına yer verilmiştir. Bu fıkralardaki istisnalar kapsa17
18
19
Gülmez, Kollokyum Sunuş Konuşması, s.19–20.
Fuchs Klaus, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kolokyumu-Bildiriler ve TartışmalarAvrupa Sosyal Şartı: Günümüzdeki Durum ve Perspektifler, s.28 ve 30.
Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, devlet maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine ve
Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla,
yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından
başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bilgisine sunulur. (Md.
90/2)
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari andlaşmaların
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu
fıkraya göre yapılan ekonomik, ticari veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.(Md.90/3)
128
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
mında olan ve “Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların
yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır.” (1982 An. m. 90/4)
90. maddenin 5. fıkrasında ise usulüne göre yürürlüğe konulmuş
milletlerarası andlaşmalar kanun hükmünde olduğu ve bunlar hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamayacağı belirtilmiştir.
Ancak özellikle konumuz açısından önem taşıyan düzenleme, 1982
Anayasa’nın 90. maddesinin 5.fıkrasının sonuna, 5170 sayılı kanunun20
7. maddesi ile yapılan eklemedir. Anayasa maddesine 07.05.2004 tarihinde eklenen cümle ile “usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak
ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda
farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası
andlaşma hükümlerinin esas alınacağı” hükmü eklenmiştir.
Burada tartışılması gereken konu, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ve Avrupa Sosyal Şartı ile ek protokollerinin anayasanın bu
düzenlemesi dâhilindeki uluslararası anlaşmalar kapsamında olup
olmadığıdır. Zira m. 90/5-son cümlede yapılan düzenleme “temel hak
ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin iç hukuk kuralı hükmünde
olacağını” belirtmektedir.
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ve Avrupa Sosyal Şartı ile
ek protokollerinin Anayasa’nın 90. maddesinde belirtilen “temel hak ve
özgürlüklere ilişkin uluslararası bir sözleşme” olduğu sabittir.
Gerek Avrupa Sosyal Şartı gerekse Gözden Geçirilmiş Avrupa
Sosyal Şartı, temel sosyal ve ekonomik hakları koruyan, medeni ve politik hakları garanti eden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni takviye
eden sözleşmelerdir.
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın “Başlangıç” bölümünde “Avrupa Konseyi hedefinin, kendilerinin ortak mirası olan ideal ve ilkelerin gerçekleştirilmesi ve korunması amacıyla üyeleri arasında daha güçlü bir
birliğin sağlanması ve özellikle İnsan hakları ve temel özgürlüklerin gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesi yoluyla sosyal ve ekonomik gelişmenin kolaylaştırılması olduğunu” belirtilmiş ve devamında “Avrupa Konseyi’ne üye
20
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında
Kanun, Kanun Numarası: 5170, Kabul Tarihi: 07/05/2004, Resmi Gazete Tarihi:
22/05/2004, Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 25469.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
129
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
devletlerin, 4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da imzalanmış olan İnsan Hakları
ve Temel Özgürlüklerin Korunması Avrupa Sözleşmesi ile 20 Mart 1952 tarihinde Paris’te imzaya açılan ek protokollerde, halklarına bu belgelerde belirtilen sivil ve siyasi özgürlükleri sağlamayı kabul ettikleri” hatırlatılmıştır.
Yine başlangıç bölümünde “bütün insan haklarının, bunlar kişisel,
siyasal, ekonomik, sosyal ya da kültürel olsun, bölünmezliğinin korunması” gerektiği belirtilmiştir.
Başlangıç bölümünde “insan haklarının bölünmezliği ilkesi”nin kabulü, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde “insan haklarının bölünmezliği ve karşılıklı bağımlılığı” ilkesinin ve aynı yöndeki Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu’nun, 1950 bildiriminde kabul ettiği “kişisel ve
siyasal haklar ile ekonomik, sosyal ve kültürel hakların yakın ilişkili ve birbirine bağlı haklar” kuralının tekrarı niteliğindedir. Uygulamada çok rastlanmasa da iç hukuk kuralı haline gelen bu
Şartlara bazı mahkeme kararlarında21 atıf yapıldığı görülmektedir.
Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında sosyal ve ekonomik hakların da Anayasa’da belirtilen “temel hak” kavramı içinde olduğunu
ortaya koymaktadır.
Bu nedenle Avrupa Sosyal Şartı ve Gözden Geçirilmiş Avrupa
Sosyal Şartı, Anayasa’nın 90/5. maddesinin son cümlesinde düzenlenen “temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir sözleşme”dir ve Türk
Hukuku’nda doğrudan uygulanabilen bir iç hukuk kuralıdır.
Ancak çekince konulan maddeler açısından doğal olarak Türk
Hukuku’nda bir bağlayıcılıktan söz edilemeyecektir. 21
Anayasa Mahkemesi 1997/62 E. 1998/52 K. T:16.09.1998; Anayasa Mahkemesi
1999/42 E. 2001/41 T: 23.02.2001. Danıştay 1. Dairesi 2005/1067 E. 2005/1363 K.
T:17.11.2005; Danıştay 10. Dairesi 1991/1262 E. 1992/3911 K. T:10.11.1992; Danıştay
Onuncu Dairesi 1993/5367 E 1995/1273 K. T: 21.03.1995; Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu 2005/1E. 2006/1 K. T: 03.03.2006.
130
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
IV. AVRUPA SOSYAL ŞARTI VE GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ AVRUPA SOSYAL ŞARTI TARAFINDAN KORUMA ALTINA ALINAN HAKLAR
A. AVRUPA SOSYAL ŞARTI
1. Genel Olarak
Avrupa Sosyal Şartı, uluslararası bir sözleşme niteliğini taşımakta
olup, imzacı devletler tarafından uyulması gerekli bir kurallar bütünüdür. Bu nedenle onaylayan ülkeler açısından bağlayıcı bir belgedir.22
Avrupa Sosyal Şartı’nda 19 sosyal hak koruma altına alınmış, 1988
Protokolü ile 4 yeni sosyal hak daha eklenmiştir.
Şart, “başlangıç” bölümünden başka beş bölümden ve bir ekten
oluşmaktadır ve 38 maddeden ibarettir. İkinci bölüm ise 19 maddeden
oluşmakta olup, toplam 72 fıkra mevcuttur.
Avrupa Sosyal Şartı, üye ülkelere belirli maddeleri seçmeli onaylama yani belirli maddelere çekince koyma imkânı tanımaktadır. Şartın
1, 5, 6, 12, 13, 16 ve 19. maddeleri23 çekirdek maddeler olarak kabul
edilmekte, bu yedi maddeden en az beşinin üyelerce kabul edilmesi
gerekmektedir. Üye ülkelerin tüm şartı kabul etmesi de (Belçika, Hollanda ve Portekiz) mümkündür.24 Türkiye ise asgari onay ile yetinmiş25
ve Gözden Geçirilmiş Şart’ın III. Bölümünün A maddesi gereğince,
anılan Şart’ın II. Bölümünün aşağıdaki madde, fıkra ve bentlerini;
• 1. madde,
• 2. maddenin 1, 2, 4, 5, 6 ve 7. fıkraları,
• 3. madde,
• 4. maddenin 2, 3, 4 ve 5. fıkraları,
• 7. ilâ 31. maddeleri,
kabul ettiğini beyan etmiştir.
22
23
24
25
Çelik, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye’nin Çekinceleri, s. 92.
Madde: 1- Çalışma Hakkı, Md:5-Örgütlenme Hakkı, Madde: 6- Toplu Pazarlık
Hakkı, Madde: 12- Sosyal Güvenlik Hakkı, Madde: 13- Sağlık ve Sosyal Yardım
Hakkı, Madde: 16- Ailenin Sosyal, Yasal ve Ekonomik Korunma Hakkı, Madde:
19- Çalışan Göçmenlerin ve Ailelerinin Korunma ve Yardım Alma Hakkı, Md:20Taahhütler.
Çelik, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye’nin Çekinceleri, s. 96.
Akıllıoğlu, Tekin; “Avrupa Sosyal Şartı” Üzerine Bazı Gözlemler,
www.idare.gen.tr/akillioglu-sosyalsart.htm. (Erişim Tarihi: 27.10.2007)
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
131
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
1. Topluluk İşçileri Temel Sosyal Haklar Şartı ve Avrupa Sosyal Şartı
Avrupa Konseyi’nin Sosyal Şartı ile Topluluk İşçileri Temel Sosyal
Haklar Şartı (Topluluk Şartı), Avrupa Sosyal Şartı’nın aksine, herhangi bir yasal yükümlülük içermeyen politik bir bildirgedir. Topluluk
Şartı, Avrupa Topluluğu’nun sosyal yönlerini geliştirme konusunda
Avrupa Birliği üyesi devletlerin politik iradelerini ortaya koymaktadır. Topluluk şartında işçilerin serbest dolaşımı, istihdam ve ücretler,
yaşama ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, refahın korunması, işte
sağlık ve güvenlik koruması, çocuk ve ergenlerin korunması, yaşlıların korunması ve özürlü kişilerin korunması konusunda temel sosyal
haklar ortaya konulmaktadır. Topluluk şartında öngörülen hakların
uygulanmasını sağlama, üye devletlere ve Avrupa Komisyonu’na26
aittir ve Avrupa Komisyonu çok sayıda direktif (tüzük) hazırlamaktadır. Komisyonun ayrıca Topluluk Şartı’nın üye devletler ve Avrupa
Topluluğu tarafından uygulanmasına dair yıllık bir rapor hazırlaması
gerekse de, bu sistem 1990–1993 yılları arasında uygulanmış, ancak şu
an bu uygulama terk edilmiştir.27
Avrupa Birliği Anlaşması’nda hem Avrupa Sosyal Şartı’na hem de
Topluluk Şartı’na başlık bölümünde ve 136. maddeye/eski 117. madde atıfta bulunulmuştur.28
2. Şart’la Korunan Haklar
Avrupa Sosyal Şartı ile sağlık, konut, eğitim, istihdam, sosyal koruma ve ayrımcılığın önlenmesine ilişkin temel hakları koruma altına
almış olup, bu hakları “istihdam koşulları” ve “sosyal sağlık” başlıkları
altında toplamak mümkündür.29
Şartta 19 adet hak koruma altına alınmış olup, bu haklar şu şekildedir;
Madde l - Çalışma hakkı,
Madde 2 - Adil çalışma koşulları hakkı,
26
27
28
29
Avrupa Birliği’nin idari organı.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s. 2-23.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s. 24.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.19.
132
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
Madde 3 - Güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları hakkı,
Madde 4 - Adil bir ücret hakkı,
Madde 5 - Örgütlenme hakkı,
Madde 6 - Toplu pazarlık hakkı,
Madde 7 - Çocukların ve gençlerin korunma hakkı,
Madde 8 - Çalışan kadınların korunma hakkı,
Madde 9 - Mesleğe yöneltme hakkı,
Madde 10 - Mesleki eğitim hakkı,
Madde 11 - Sağlığın korunması hakkı,
Madde 12 - Sosyal güvenlik hakkı,
Madde 13 – Sağlık ve sosyal yardım hakkı,
Madde 14 - Sosyal refah hizmetlerinden yararlanma hakkı,
Madde 15 - Özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal
bütünleşme ve katılma hakkı,
Madde 16 - Ailenin sosyal, yasal ve ekonomik korunma hakkı,
Madde 17 - Çocukların ve gençlerin sosyal, yasal ve ekonomik korunma hakkı,
Madde 18 - Diğer akit tarafların ülkelerinde gelir getirici bir iş
edinme hakkı,
Madde 19 - Çalışan göçmenlerin ve ailelerinin korunma ve yardım
hakkı,
1988 Ek Protokolü ile eklenen 4 adet daha hak bulunmakta olup,
bu haklar ise aşağıdaki gibidir;
Madde 1 - İstihdam ve meslek konularında cinsiyete dayalı ayrım
yapılmaksızın fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkı,
Madde 2 - Bilgilendirilme ve danışılma hakkı,
Madde 3 - Çalışma koşullarının ve çalışma ortamının düzenlenmesine ve iyileştirilmesine uygun bulma hakkı,
Madde 4 - Yaşlıların sosyal korunma hakkı,
Yukarıda belirtilen haklardan çekirdek haklar, Gözden Geçirilmiş
Avrupa Sosyal Şartı başlığında incelenecek olduğundan, bu başlık altına sadece madde başlıklarıyla belirtilmekle yetinilmiştir.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
133
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
3. Denetim Mekanizmaları
a. Avrupa Sosyal Haklar Komitesi
Avrupa Sosyal Şartı’nın 25.maddesinde belirtilen Avrupa Sosyal Haklar Komitesi (Uzmanlar Komitesi), Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesi’nce atanan en az 9 üyeden oluşmaktadır. 30
Bakanlar Komitesi, sözleşmeci taraflarca aday gösterilen ve üstün
karakterli ve uluslararası sosyal sorunlardaki ehliyeti tanınmış bağımsız uzmanlardan oluşan bir listeden Uzmanlar Komitesi’ne atamayı
yapmaktadır.
Uzmanlar Komitesi üyeleri, altı yıllık bir süre için atanmakta olup,
üyelerin yeniden atanmaları mümkündür.31
Uzmanlar Komitesi, sözleşmeci devletlerin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini değerlendirmektedir. Değerlendirmeler
“olumlu ya da olumsuz sonuçlar” şeklinde olmakta, değerlendirmeye
ilişkin her hangi bir bilgi sahibi olmadığı hallerde değerlendirmeyi bir
sonraki denetim evresine kadar ertelemektedir.32
Ayrıca Komite 1995 tarihli Ek Protokol’le kabul edilen “kolektif
şikâyet” açısından da denetim organıdır.
Ancak Uzmanlar Komitesi bazı durumlarda denetim yapmamaktadır.
“Günümüzde, küreselleşme etkileri, özellikle sosyal güvenlik sistemlerinde sunulan hizmetlerin özelleştirilmesi, esnek çalışma saatleri gibi ekonomik
ağırlıklı uygulamalar Şart’ın getirdiği bazı güvencelerinin zayıflamasına ya
da yeniden yorumlanmasına yol açmış görünmektedir. Şart’ın denetim organı
30
31
32
Başlangıçta üye sayısı 7 olarak belirlenmişse de 1991 tarihli Değişiklik Protokolü ile
bu sayı “en az 9” olarak belirlenmiş ve atanacak üye sayısını belirleme yetkisi Bakanlar Komitesi’ne bırakılmıştır. Şarta katılan ülke sayısının artması ile bu sayının
yeniden artırılması halen müzakere edilmektedir.
Bununla birlikte ilk atanmış üyelerden ikisinin görev süresi dört yılın bitiminde
sona ermekte ve ilk dört yıllık sürenin bitiminde görevleri sona erecek olan üyeler,
ilk atanma yapıldıktan hemen sonra Bakanlar Komitesi tarafından kura ile belirlenmektedir.
Yine maddeye göre, Uzmanlar Komitesi’nin görev süresi sona ermemiş bir üyesinin yerini almak üzere atanmış bir üye kendisinden öncekinin süresini tamamlamaktadır.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.38–39.
134
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
olan Komite, Avrupa’da yaşanan işsizlik nedeniyle 1.maddede33 güvence altına alınan denetimleri bir ‘sonuca’ bağlamamaktadır. Bu madde altında sadece
gözlem ve tespit yapılmakta, fakat bu durumun Şart’a uygun olup olmadığını
belirlememektedir. Kısaca bu alanda denetim yapılmamaktadır. Şart’ın birçok
maddesinde geçen ‘imkânlar dâhilinde’ deyimi ‘ekonomik şartlar’ olarak anlaşılmıştır. Bu tür bir kayıt içeren yükümlülüklerin ölçütlere bağlanması çok
zordur. Bu alanlarda denetim en alt düzeye inmekte, bazı durumlarda etkisiz
olmaktadır.”34
b. Hükümetler Komitesi
Şart’ın 27. maddesine göre Hükümetler Komitesi “her Âkit Tarafın
bir temsilcisinden” oluşmaktadır.
Ayrıca Hükümetler Komitesi “Toplantılarında danışman sıfatıyla
gözlemci olarak temsil edilmek üzere saptayacağı en çok iki uluslararası işveren örgütüyle en çok iki uluslararası sendika örgütünü davet eder. Ayrıca sosyal refah ve ailenin ekonomik ve sosyal açıdan korunması gibi özellikle yetkili
oldukları konular üzerinde Avrupa Konseyi’nin danışmanı statüsü taşıyan
uluslararası Hükümetler dışı örgütlerin en çok iki temsilcisine danışabilir.”
Hükümetler Komitesi, Bakanlar Komitesi için rapor hazırlamakta
ve Sosyal Haklar Komitesi’nin Şartı ihlal edildiğini belirlediği durumlardan tavsiyeye konu olması gereken durumları seçmektedir.
c. Bakanlar Komitesi
Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi üyesi devletlerin her birinden
gelen bir temsilciden (Dış İşleri Bakanı ya da Dış İşleri Bakanının hazır
olmasının mümkün olmaması durumunda bu kişi yerine hareket etmek üzere alternatif bir temsilci) oluşmaktadır.35
Şartın denetim organı olan Bakanlar Komitesi hem ulusal raporları
hem de kolektif şikâyeti esas alan denetim sürecinin son aşamasında
müdahale etmektedir.36
33
34
35
36
Çalışma Hakkı.
Akıllıoğlu, “Avrupa Sosyal Şartı” Üzerine Bazı Gözlemler.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.45.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.45.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
135
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
5. Şart’ın Uygulanmasının Denetimi
a. Kolektif Şikâyet Usulü
Kolektif şikâyet, 1995 tarihli Ek Protokol ile kabul edilmiş olup,
1 Temmuz 1998’den beri yürürlüktedir. Ancak Türkiye, kolektif şikâyet
sistemini öngören bu protokolü (3. Protokol) imzalamamıştır.
Protokol, mevcut hükümet raporlarının incelenmesine ilaveten,
Şart’ın ihlal edildiğine dair iddiaları kolektif şikâyet sistemi ile Şart’ın
etkin denetimini sağlamayı amaçlamıştır.37
Kolektif şikâyet usulünde bireysel başvuru hakkı tanınmamış
olup sadece temsili kuruluşlar şikâyet hakkını kullanabilmektedirler.
Bu kuruluşlarında bireysel başvuru hakkı bulunmamaktadır. Şikâyetle, Taraf devletin yasasında veya uygulamasında Şart ile öngörülen
yükümlülüklerini yerine getirmediği ya da mevzuatında Şart’a aykırı
hükümlerin bulunduğunu ileri sürmek söz konusudur. Başvurucular;
• Herhangi bir taraf devlet aleyhine başvuru yapabilenler, (1.
grup)
• Sadece kendi devleti aleyhine başvuru yapabilenler, (2. grup)
olarak ikiye ayrılmaktadır. Birinci gruba Avrupa Konseyi nezdinde
danışma statüsü verilmiş ve Hükümetler Konseyi’nce düzenlenmiş
listede yer alan Avrupa Sosyal Tarafları dâhil olup, ikinci gruba ise
ulusal temsil yetkisine sahip işçi-işveren kuruluşları ile sivil toplum
örgütleri girmektedir.38
Avrupa Konseyi’nin resmi dili Fransızca ve İngilizcedir. Hükümetler Konseyi nezdinde danışma statüsü verilen 1.grup örgütlerin
bu resmi dillerden biri ile başvuru yapması gerekirken, 2. gruba dâhil
örgütlerin resmi dil dışındaki bir dille de müracaat edebilmeleri mümkündür.39
Başvurular iki aşamadan meydana gelmekte olup, ilk aşamayı
basit ve şekli bir inceleme olan “kabuledilebilirlik” aşaması oluşturmaktadır. AİHM tarafından titizlikle aranan koşullar40 burada aran37
38
39
40
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.65.
Akıllıoğlu, “Avrupa Sosyal Şartı” Üzerine Bazı Gözlemler.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.66.
Başvurucunun iç hukuk yollarını tüketmesi, başvuru süresi, başvurucunun güncel
136
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
mamaktadır. Kabuledilebilirlik için, şikâyet olunan devletin kolektif
başvuruyu kabul eden Protokol’e taraf olması gerekmektedir. Ayrıca
şikâyet dilekçesinde şikâyetin konusu, şikâyet olunan devletin ne şekilde Şart’a uygun hareket etmediğine dair kanıt ve belgeler de bulunmalıdır. Avrupa Sosyal Haklar Komitesi, esasa ilişkin bir inceleme
yapmaksızın şikâyet hakkında “kabuledilebilir” ya da “kabul edilemez”
kararı vermektedir.41
Eğer şikâyet kabuledilebilir nitelik taşıyorsa, Komite esasa ilişkin
inceleme yapmaktadır. Şikâyetçilerden ve ilgili devletten gerekli bilgileri toplayan Komite, ilgili devletin Şart’ın şikâyete konu hükmünün
uygulanıp uygulanmadığına dair bir rapor hazırlar ve raporu Bakanlar Komitesine sunar. Avrupa Sosyal Haklar Komitesi’nin Şart’ın ihlal
edildiğine karar vermesi halinde, Bakanlar Komitesi, süreci kapatan
bir karar almak ve ilgili devlete tavsiye kararında bulunmak yetkisini
haizdir.42
b. Kolektif Şikâyette Bulunma Hakkına Sahip Uluslararası - Hükümetler Dışı Örgütler
Kolektif şikâyet hakkına ve Hükümetler Komitesi’nin çalışmalarına katılan uluslararası örgütler;
• Avrupa Ticaret Birliği Konfederasyonu (ETUC),
• Avrupa Endüstri ve İş Verenler Konfederasyonu Birliği
(UNICE),
• Uluslararası İşverenler Örgütü’dür (IOE) .43
Bir diğer kolektif şikâyet hakkına sahip hükümet dışı ve uluslararası örgütler ise sivil toplum örgütleridir.44 Avrupa Yoksullukla
Mücadele Ağı, Avrupa Kamu Hizmetlerinde Çalışanlar Federasyonu
(EUROFEDOP), Avrupa Evsizler İçin Çalışan Ulusal Örgütler Fede-
41
42
43
44
ve doğrudan menfaatinin aranması gibi.
Akıllıoğlu, “Avrupa Sosyal Şartı” Üzerine Bazı Gözlemler.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.67.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.65.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.69–71.
Sivil Toplum Örgütleri, Hükümetler Komitesi’nce belirlenmiş ve bir liste hazırlanmıştır. Bu liste faydalanılan Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber adlı kitapta belirtilen şekliyle ve sırası ile alınmıştır.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
137
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
rasyonu (FEANTSA), Avrupa Demiryolu Çalışanları Derneği, Uluslararası Kadınlar Konseyi Avrupa Merkezi, Avrupa Polis Sendikaları
Konseyi bu örgütlerden bazılarını oluşturmaktadır. 45
A. Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı Tarafından Koruma Altına Alınan Haklar
Avrupa Sosyal Şartı, 1950’li yılların ürünü olup, dönemin Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sözleşmelerinden esinlenerek hazırlanmıştır. Bu nedenle o döneme ait olan kimi değerleri ve düşünce
biçimini taşımaktadır ve koşullara göre değişikliklere uğramıştır. Ancak 1998 Ek Protokolü hariç –ki o da sadece 4 yeni hak ekleyebilmiştir–
1961 yılından beri herhangi bir değişiklik yapılamamıştır. Hâlbuki ILO
aynı süreçte temel sosyal hakların uygulanmasını genişletmiş, gözden
geçirmiş ve 50’den fazla sözleşmeyi kabul etmiştir.46
İşte tüm bu eleştiriler neticesinde, Şart revize edilmiş ve yeni bir
Şart oluşturularak 1996 yılında imzaya açılmıştır.
45
46
Diğer Örgütler: Avrupa Kiliseler Konferansı (KEK), Avrupa Yaşlılar Linki (Eurolink Age), Avrupa Özürlüler Aksiyonu (AEH), Avrupa Teskin Edici Bakım Derneği (EAPC), Avrupa Demiryolu Çalışanları Derneği, Uluslararası Kadınlar Konseyi
Avrupa Merkezi, Avrupa Polis Sendikaları Konseyi, Avrupa WIZO Federasyonlar
Konseyi, Avrupa Yaşlılar Federasyonu, Avrupa Çocuk Refahı Forumu, Uluslararası Öğretim, Avrupa Hareketi, Avrupa Hükümet Dışı Spor Örgütü (ENGSO), Avrupa Ombudsman Enstitüsü, Avrupa Askeri Dernekler Örgütü (EUROMİL), Dünya
Ruhsal Sağlık Federasyonu Avrupa Bölge Konseyi, Avrupa Zekâları (EUROTALENT), Avrupa Rechtspfleger Birliği, Avrupa Kadın Lobisi, Uluslararası Avrupa
Hayalciler Derneği, Uluslararası 3.Kuşak Üniversiteleri Derneği, Kızlar İçin Uluslararası Katolik Derneği, İnsan Haklarının Yasal Olarak Korunması İçin Uluslararası
Merkez (INTERIGHTS), Uluslararası Hukukçular Komisyonu, Uluslararası Katolik
Yardım Kuruluşları Konfederasyonu (CARITAN INTERNATIONALIS), Uluslararası Çevre Hukuku Konseyi (ICEL), Uluslararası Hemşireler Konseyi, Uluslararası
Sosyal Refah Konseyi, Uluslararası Öğretim Toplumları Federasyonu (FICE), Uluslararası İnsan Hakları Ligleri Federasyonu, Uluslararası Hydrocephalus ve Spina
Bidifa Federasyonu, Uluslararası Müzisyenler Federasyonu, Uluslararası Ebeveyn
Öğretimi Federasyonu, Uluslararası İskân ve Komşuluk Merkezi, Uluslararası İnsani ve Ahlaki Birlik, Uluslararası ATD Hareketi-Dördüncü Dünya, Uluslararası
Planlı Ebeveynlik Federasyonu- Avrupa Bölgesi (IPPF), Uluslararası Yol Güvenliği,
Yarının Avrupa’sı İçin Uluslararası Azınlıklar Konferanssı (ISCOMET), Marangopoulos İnsan Hakları Vakfı (MFHR), Uluslararası Kamu Hizmetleri, Quaker Avrupa İlişkileri Konseyi (QCEA), Avrupa Birliği Hastaneleri Daimi Konseyi, Dünya
Öğretmenler Konfederasyonu.
Funch, Avrupa Sosyal Şartı: Günümüzdeki Durum ve Perspektifler, s. 34-35.
138
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, koruma altına alınan toplam 31 sosyal haktan oluşmaktadır. Bu sosyal haklardan 8 tanesi yeni
olup, diğer haklar ise Avrupa Sosyal Şartı’nda öngörülen 19 sosyal hak
ile 1988 Protokolü’nde eklenen 4 sosyal haktan oluşmaktadır.
Avrupa Sosyal Şartı’nda bulunan dokuz madde aynen, Gözden
Geçirilmiş Şarta aktarılmıştır.
Gözden geçirilmiş Şart’ın 2. Bölüm’ünde “Âkit Taraflar kendilerini,
III. Bölüm’de belirtildiği gibi, aşağıdaki madde ve fıkralarda yer alan yükümlülüklerle bağlı saymayı taahhüt ederler” denilmiştir. Ayrıca Gözden Geçirilmiş Şart’ın IV. Bölüm C. maddesinde, Şart’ta
yer alan maddelerin uygulanmasına ilişkin denetim sistemi düzenlenmiştir. Ancak bu yeni bir sistem olmayıp, 1995 Ek Protokolü ile kabul
edilen “kolektif şikâyet” usulünün aynen Gözden Geçirilmiş Şart’a da
aktarılmasından ibarettir.47
Gözden Geçirilmiş Şart’ın 2. Bölüm’ünde yer alan 31 maddeden
9 tanesi çekirdek (öz) madde olup, bunlardan en az 6 tanesinin ve 2.
Kısım’dan en az 16 maddenin veya 63 paragrafın âkit taraflarca kabul
edilmesi gerekmektedir.
Bu çekirdek maddeler; Madde 1- Çalışma Hakkı, Md.5-Örgütlenme Hakkı, Madde 6- Toplu Pazarlık Hakkı, Madde 12- Sosyal Güvenlik Hakkı, Madde 13- Sosyal ve Tıbbı Yardım Hakkı, Madde 16- Ailenin
Sosyal ve Ekonomik Korunma Hakkı, Madde 19- Göçmen İşçilerin ve
Ailelerinin Korunma ve Yardım Görme Hakkı,48 Madde 7- Çocukların
ve Genç Kişilerin Korunma Hakkı, Madde 20- İstihdam ve İş Konularında Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık Olmaksızın Eşit Fırsat ve Eşit Muamele Görme Hakkı, olarak belirlenmiştir.49
47
48
49
Çetin, İzzet, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, (CHP Milletvekili-Makaleler)
http://www.tbmm.info/modules.php?name=article&lang=tr&uid=izzetcetin&fil
e=index_detay&idMArticle=663&PHPSESSID=0defb56aeda92e6a7cbecdef95abd0
d3 (Erişim Tarihi: 15.10.2007)
Avrupa Sosyal Şartı’nın imzalanması gerekli 7 maddesine, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’ndan kaynaklanan ek iki madde daha bulunmaktadır. Bu nedenle
madde sıralaması yapılmamış, sadece eklenme tarihine göre yazım yapılmıştır.
Diğer haklar; Adil Çalışma Koşulları Hakkı (m. 2), Güvenli Ve Sağlıklı Çalışma Koşulları Hakkı (m. 3), Adil Bir Ücret Hakkı (m. 4), Çalışan Kadınların Analığının Korunması Hakkı (m. 8), Mesleğe Yöneltilme Hakkı (m. 9), Mesleki Eğitim Hakkı (m.
10), Sağlığın Korunması Hakkı (m. 11), Sosyal Refah Hizmetlerinden Yararlanma
Hakkı (m. 14), Özürlülerin Toplumsal Yaşamda Bağımsız Olma, Sosyal Bütünleş-
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
139
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
1. Çalışma Hakkı (m. 1)
Âkit Taraflar “herkes, özgürce edinebildiği bir işle yaşamını sağlama
fırsatını” (1. Bölüm 2. fıkra) sağlayacak politikalar geliştirmek ve etkin
şekilde bu hakkı korumak zorundadır.
Avrupa Birliği (AB) Topluluk Anlaşması’nın 136.maddesi doğrudan Şart’ın 1.maddesine atıfta bulunmaktadır. (Ayrıca Gözden Geçirilmiş Şart’ın iş akdinin sona erdirilmesine ilişkin 24. maddesi de 158 sayılı
ILO50 Sözleşmesi ile aynı yöndedir.) 51
Yine Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
Haklar Uluslararasi Sözleşmesi’nin52 “Maddi Haklar” başlıklı III.
Bölüm’ünde de “Çalışma Hakkı” düzenlenmiştir. 6. madde de çalışma
hakkının sağlanması için “Bu Sözleşmeye taraf devletler herkesin çalışma
hakkını tanır ve bu hakkı korumak için gerekli tedbirleri alır” denilmiştir.
Şart’ın 1. maddesine göre “Âkit taraflar çalışma hakkının etkili bir
biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla;
1- Tam istihdamı gerçekleştirmek amacıyla olabildiğince yüksek ve istikrarlı bir istihdam düzeyine ulaşmayı ve bu düzeyi korumayı başta gelen amaç
ve sorumluluklarından biri saymayı;
me ve Katılma Hakkı (m. 15), Çocukların ve Gençlerin Sosyal, Yasal ve Ekonomik
Korunma Hakkı (m. 17), Diğer Âkit Tarafların Ülkelerinde Gelir Getirici Bir İş Edinme Hakkı (m. 18), Bilgilendirilme ve Danışılma Hakkı (m. 21), Çalışma Koşullarının ve Çalışma Ortamının Düzenlenmesine ve İyileştirilmesine Katılma Hakkı (m.
22), Yaşlıların Sosyal Korunma Hakkı (m. 23), İş Akdinin Sona Erdiği Durumlarda Korunma Hakkı (m. 24), İşverenlerinin İflası Halinde Çalışanların Haklarının
Korunması Hakkı (m. 25), Onurlu Çalışma Hakkı (m. 26), Ailevi Sorumlulukları
Olan Çalışanların Fırsat Eşitliği ve Eşit Muamele Görme Hakkı (m. 27), Çalışanların
Temsilcilerinin İşletmede Korunma ve Kolaylıklardan Yararlanma Hakkı (m. 28),
Çalışanların Toplu İşten Çıkarma Sürecinde Bilgilendirilme ve Danışılma Hakkı
(m. 29), Toplumsal Dışlanma Ve Yoksulluğa Karşı Korunma Hakkı (m. 30), Konut
Hakkı (m. 31).
50
Uluslararası Çalışma Örgütü.
51
Çelik, Aziz, AB Emeğe Zararlı mı? Birikim Dergisi, http://www.birikimdergisi.
com/birikim/dergiyazi.aspx?did=1&dsid=169&dyid=2895
(Erişim Tarihi:03.11.2007).
52
BM Genel Kurulu’nun 16 Aralık 1966 tarihli ve 2200 A (XXI) sayılı kararıyla kabul
edilmiş ve imzaya, onaya ve katılmaya açılmıştır. Yürürlüğe giriş: 3 Ocak 1976 Türkiye, “Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi”ni
15 Ağustos 2000 tarihinde imzaladı. Bugüne kadar BM üyesi 188 ülkeden 137’sinin
imzaladığı Sözleşme, TBMM’de onaylandıktan sonra yürürlüğe girecektir.
140
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
2- Çalışanların özgürce edindikleri bir işle yaşamlarını sağlama haklarını
etkili bir biçimde korumayı;
3- Tüm çalışanlar için ücretsiz iş bulma hizmetlerini kurmayı ya da sürdürmeyi;
4- Uygun mesleğe yöneltme, eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerini sağlamayı ya da teşvik etmeyi” taahhüt etmektedirler.
Çalışma Hakkı, devletin iş isteyen herkese iş sağlamak zorunda
olması anlamına gelmemektedir. İş sağlamak, işgücü piyasasının durumu, iş arayan kişinin nitelikleri gibi bir takım koşullara bağlıdır. Bu
nedenle 1. fıkrada “tam istihdamı gerçekleştirmek” yani bu amacı gerçekleştirmek için gerekli ekonomik politikaları oluşturmak, asıl amaç
olarak konulmuştur.53 Ayrıca çalışma hayatındaki “ayrımcılığın kaldırılması, angaryanın
yasak olması, ücretsiz istihdam hizmetlerinin sağlanması ve mesleki rehberlik,
eğitim ve rehabilitasyonun sağlanması ve geliştirilmesi (engelliler de dâhil olmak üzere)” de, madde de öngörülen korumalar olup, bu korumaların
sağlanması âkit devletin sorumluluğundadır. 54
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası
Sözleşmesi (CEDAW)55 ile de “istihdam alanında kadınlara karşı ayrımı
önlemek ve kadın-erkek eşitliği esasına dayanarak eşit haklar sağlamak ve bütün uygun önlemleri almak, kadının çalışma hakkını korumak” görevi taraf
devletlere ödev olarak yüklenmiştir. (m. 11)
53
54
55
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s. 115-116.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s. 116-118.
1985 yılında Türkiye tarafından imzalanan sözleşme (CEDAW), 1986 ‘da yürürlüğe
girmiştir. 2000 yılında imzaya açılan “İhtiyari Protokol” ise 2002 yılında imzalanarak, 2003 yılında yürürlüğe girmiştir.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
141
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
2. Örgütlenme Hakkı (m. 5)56
AİHS’nin “Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü” başlığını taşıyan 11.
maddesinin 1. no.lu bendinde “Her şahıs asayişi ihlâl etmeyen toplantılara
katılmak ve başkalarıyla birlikte sendikalar tesis etmek ve kendi menfaatlerini
korumak üzere sendikalara girmek hakkı dâhil olmak üzere dernek kurmak
hakkını haizdir” şeklinde örgütlenme hakkı düzenlenmiştir.
Sendika hakkı, dernek kurma hakkının özel bir biçimi olup, kimi
uluslararası belgelerde “siyasi kriterler” başlığı altında bulunmaktadır.57
BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 8. maddesi58 ile de “Sendikal Haklar” koruma altına alınmıştır.
56
57
58
Madde 5- Örgütlenme hakkı - “Akit Taraflar, çalışanların ve çalıştıranların ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak, için yerel, ulusal ve uluslararası örgütler kurma
ve bu örgütlere üye olma özgürlünü sağlamak veya geliştirmek amacıyla ulusal
mevzuatın bu özgürlüğü zedelemesini veya zedeleyici biçimde uygulanmasını önlemeyi taahhüt ederler. Bu maddede öngörülen güvencelerin, güvenlik güçleri için
hangi ölçüde uygulanacağı ulusal yasalarla veya düzenlemelerle belirtilir Bu güvencelerin silahlı kuvvetler mensuplarına uygulanmasına ilişkin ilke ile bu kesime
hangi düzeyde uygulanacağı, yine ulusal yasalar veya düzenlemelerle saptanır.”
Gülmez, Uyum Düzenlemelerinin Üvey Evladı: Sendikal Haklar, Türkiye Barolar
Birliği Paneli-Anayasa ve Uyum Yasaları, 13-14 Aralık 2002. http://www.barobirlik.org.tr/yayinlar/makaleler/AB-UYUM%20Mesut%
20G%FClmez.DOC (Erişim Tarihi: 07.01.2008)
1. Bu Sözleşme Taraf Devletler şu hakları sağlamayı taahhüt eder:
a) Herkese kendi ekonomik ve sosyal menfaatlerini korumak ve geliştirmek için
sendika kurma ve sadece sendikanın kendi kurallarına tabi olarak kendi seçtiği
bir sendikaya katılma hakkı tanınır. Bu hakkın kullanılması ulusal güvenliği veya
kamu düzenini veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak için demokratik
bir toplumda gerekli olan ve hukuken öngörülen sınırlamalardan başka sınırlara
tabi tutulamaz.
b) Sendikalara ulusal Federasyonlar ve konfederasyonlar kurma ve konfederasyonlara da uluslararası sendikal örgütler kurma ve bunlara katılma hakkı tanınır;
c) Sendikaların serbestçe faaliyette bulunma hakkı, ulusal güvenliği veya kamu
düzenini veya başkalarının hak ve özgürlüklerini koruma amacıyla, demokratik bir
toplumda gerekli olan ve hukuken öngörülen sınırlamaların dışında her hangi bir
sınırlamaya tabi tutulamaz,
d) Kullanılma şartları her bir ülkenin yasalarıyla düzenlenmiş olan bir grev hakkı tanınır.
2. Bu madde, silahlı kuvvetler veya polis mensuplarının veya Devlet idaresinde
görevli olanların bu hakları kullanmalarına hukuken öngörülen sınırlamalar koymalarını engellemez.
3. Bu maddenin hiç bir hükmü, Uluslararası Çalışma Teşkilatının Örgütlenme
Özgürlüğü ve Teşkilatlanma Hakkının Korunması ile ilgili 1948 tarihli Sözleşmesine taraf olan Devletlere, o Sözleşmede yer alan güvencelere aykırı düşebilecek bir
142
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ise sendika hakkı konusunda
“herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır” hükmünü içermektedir.
Türkiye’nin de taraf olduğu 87 no.lu İLO Sözleşmesi59 de “Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunması”na ilişkindir.
Sözleşme’nin 2. maddesine göre “Çalışanlar ve işverenler herhangi bir
ayrım yapılmaksızın, önceden izin almadan istedikleri kuruluşları kurmak ve
yalnız bu kuruluşların tüzüklerine uymak koşulu ile bunlara üye olmak hakkına sahiptir.”60
Yine ILO’nun 98 sayılı “Teşkilatlanma ve Kolektif Müzakere Hakkı
Prensiplerinin Uygulanmasına Müteallik Sözleşme”61 de Türkiye tarafından kabul edilmiştir.
98 sayılı Sözleşme “ILO’nun temel haklara ilişkin 8 sözleşmesinden biridir” ve örgütlenme hakkına ilişkin “işçiler çalışma hususunda sendika
hürriyetine halel getirmeye matuf her türlü fark gözetici harekete karşı tam bir
himayeden faydalanacaktır.” (m. 1)
“Böyle bir himaye bilhassa,
• Bir işçinin çalıştırılmasını, bir sendikaya girmemesi veya bir sendikadan çıkması şartına tabi kılmak,
• Bir sendikaya üye olması yahut çalışma saatleri dışında veya işverenin
muvafakati ile çalışma saatlerinde sendika faaliyetlerine iştirak etmesinden
dolayı bir işçiyi işten çıkarmak veya başka bir surette onu ızrar etmek; maksatları güden hareketlere müteallik hususlarda, uygulanacaktır.” (98 sayılı
ILO Sözleşmesi m. 2)
Avrupa Sosyal Şartı, örgütlenme özgürlüğü açısından bu Sözleşmelere göre iki açıdan daha ileri bir düzenleme içermektedir. Bunlar-
59
60
61
tarzda bir yasa çıkarma ve uygulama imkân verecek şekilde tasarruflarda bulunma
yetkisi vermez.
ILO Kabul Tarihi:17.06.1948, Kanun Tarihi ve Sayısı:25.11.1992/3847, RG Yayın
Tarihi/Sayısı: 22.12.1992/21432 Mükerrer, Bakanlar Kurulu Kararı Tarihi/Sayısı:
08.01.1993/93–3967, RG Yayım Tarihi/Sayısı: 25.02.1993/21507.
98 sayılı Sözleşmeden farklı olarak 87 sayılı Sözleşme Türkiye tarafından imzalanmış ancak onaylanmamıştır. Fakat bu sözleşmenin de Türkiye’yi de bağladığı tartışılmaz bir gerçektir. (Alpaslan Işıklı, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kolokyumu,
s.107).
ILO Kabul Tarihi: 18.06.1949, Türkiye Kanun Tarihi/Sayısı: 08.08.1951/5834, RG
Yayım Tarihi/Sayısı: 14.08.1951/7884.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
143
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
dan ilki, memurların ve memur statüsünde bulunanları kapsamasıdır.
Diğeri ise grev hakkını açıkça öngörmesidir.62
Gözden Geçirilmiş Sosyal Şartı’nın (ve Avrupa Sosyal Şart’ında)
1. Bölüm 5. maddesinde “Tüm çalışanlar ve işverenler, ekonomik ve sosyal
çıkarlarını korumak amacıyla ulusal ve uluslararası kuruluşlar düzeyinde örgütlenme özgürlüğüne sahiptir” hükmü bulunmaktadır.
Buradaki “tüm çalışanlar” ibaresi kamu kesiminde memur statüsünde çalışan memurları, emniyet ve silahlı kuvvetler mensuplarını
(belli sınırlar da dâhilinde) da kapsamaktadır.63 Tüm çalışanlar kapsamına, yabancı çalışanların da dâhil olduğu tartışmasızdır.
3. Toplu Pazarlık Hakkı (m. 6)
Toplu Pazarlık Hakkı sadece Avrupa Şartları’nda değil, diğer insan hakları belgelerinde de bulunmaktadır. Avrupa Sosyal Şartı, 98 sayılı ILO sözleşmesinden esinlenmiş olmasına rağmen, ondan daha ileri hükümler taşımaktadır. Şart’ın ve
Gözden Geçirilmiş Şartı’n 6. maddesinin64 amacı “toplu pazarlık hakkının sosyal taraflarca kullanımını güvence altına almaktır”. Madde çalışanlar ve işveren örgütleri arasında toplu ilişkileri düzenlemekte ve
ilişkileri geliştirmek için kullanılabilecek araçlar belirtilmektedir. İlk
üç fıkra sosyal tarafların toplu pazarlık süreci içinde ve dışındaki işbirliği biçimlerini, son fıkra ise bu araçların başarısız kalması halinde
başvurulabilinecek toplu eylemleri düzenlemektedir.65
62
63
64
65
Işıklı, Alpaslan, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kolokyumu Bildiriler ve Tartışmalar-Sendika Hakkı ve Türkiye, s. 107
Işıklı, s.108.
Toplu Pazarlık Hakkı, Madde 6- Akit Taraflar, toplu pazarlık hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere,
1. Çalışanlar ve çalıştıranlar arasında ortak görüşmeleri geliştirmeyi;
2. Gerekli ve uygun olduğu durumlarda; toplu sözleşme yoluyla iş koşullarının
düzenlenmesi amacıyla çalıştıranların veya çalıştıran örgütlerinin çalıştıran örgütleriyle özgürce görüşmeleri yöntemini geliştirmeyi;
3. İş uyuşmazlıklarının çözümü için uygun uzlaştırma ve isteğe bağlı hakem sisteminin kurulmasını ve işletilmesini geliştirmeyi taahhüt ederler ve
4. Menfaat uyuşmazlığı durumunda çalışanların ve çalıştıranların bir önceki toplu sözleşmelerden doğabilecek yükümlülükler saklı kalmak üzere grev hakkı dâhil
ortak hareket hakkını tanır.
Gülmez, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kollokyumu, Bildiriler ve Tartışmalar
– Toplu Pazarlık ve Grev Hakları ve Türkiye, s.120.
144
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
6. madde Türkiye açısından en sorunlu olan maddelerdendir ve
özellikle maddenin grevi de içeren toplu eylem hakkına ilişkin son fıkrası Türkiye açısından sorun oluşturmaktadır.
Avrupa Sosyal Şartı’nı onaylayan devletlerden, 6.maddenin ortak danışma, gönüllü toplu pazarlık ve uzlaştırma ve gönüllü hakem
ve ilgili ilk üç fıkrasına yalnızca Türkiye ve Yunanistan çekince koymuştur. Grev hakkını da içeren toplu eylem hakkına dair 4. fıkraya
ise Yunanistan ve Türkiye’nin yanında Avusturya ve Lüksemburg’da
çekince koymuştur.66
4. Çocukların ve Gençlerin Korunması Hakkı (m. 7)
Çocukların ve gençlerin korunma haklarını etkin bir şekilde kullanmalarını temin etmek üzere 7. madde67 düzenlenmiştir.
Bu maddeyi onaylayan az sayıdaki ülke dahi bu maddenin uygulanmasında zorlanmakta olup, asgari çalışma yaşına dair 1.fıkrası,
tehlikeli ve sağlığa zararlı işlerde uygulanacak asgari çalışma yaşına
66
67
Gülmez, Toplu Pazarlık ve Grev Hakları ve Türkiye, s.119–120.
Madde 7: Çocukların ve gençlerin korunması hakkı- Âkit Taraflar, çocukların ve
gençlerin korunma hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla;
1- Çocukların sağlık, ahlak ve eğitimleri için zararlı olmayacağı belirlenen hafif
işlerde çalıştırılmaları durumu dışında asgari çalışma yaşının 15 olmasını sağlamayı;
2- Tehlikeli veya sağlığa zararlı olduğu öngörülen işlerde, asgari çalışma yaşının
18 olmasını sağlamayı;
3- Henüz zorunlu eğitim çağında olanların, eğitimlerinden tam anlamıyla yararlanmalarını engelleyecek işlerde çalıştırılmamalarını sağlamayı;
4- 18 yaşından küçüklerin çalışma sürelerinin, gelişmeleri ve öncelikle de mesleki eğitim gereksinmeleri uyarınca sınırlandırılmasını sağlamayı;
5- Çalışan gençlerin ve çırakların adil bir ücret ve diğer uygun ödemelerden yararlanma hakkını tanımayı;
6- Gençlerin, işverenlerin izniyle normal çalışma saatlerinde mesleki eğitimde
geçirdikleri sürenin, günlük çalışma süresinden sayılmasını sağlamayı;
7- 18 yaşın altındaki çalışanlara yılda en az dört haftalık ücretli izin hakkını tanımayı;
8- 18 yaşın altındaki kişilerin, ulusal yasalar ve yönetmeliklerle belirlenen işler
dışında gece işinde çalıştırılmamalarını sağlamayı;
9- Ulusal yasalar veya yönetmeliklerle belirlenen işlerde çalışan 18 yaşın altındaki kişilere düzenli sağlık kontrolü yapılmasını sağlamayı;
10- Çocukların ve gençlerin özellikle doğrudan veya dolaylı olarak işlerinden
doğan tehlikeler başta gelmek üzere, uğradıkları bedensel ve manevi tehlikelere
karşı özel olarak korunmalarını sağlamayı; taahhüt ederler.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
145
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
dair 2. fıkrası, 18 yaşın altındakilere en az üç haftalık yıllık izin verilmesine ilişkin 7. fıkrası ve çocukların bedensel ve manevi tehlikelere
karşı korumalarını düzenleyen 10. fıkrası Türkiye tarafından onaylanmamıştır.68
Türkiye, Şart’ın 7. maddesindeki bazı hükümleri onaylamasa dahi
bu hükümlerin de Türkiye’yi bağladığını kabul etmek gerekecektir.
Zira Türkiye BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni69 onaylamış ve Çocuk Hakları Sözleşmesi usulüne uygun olarak yürürlüğe girmiştir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 32. maddesi gereği, taraf devletler
“çocuğun ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar
verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ya da toplumsal
gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkını kabul etmiştir.”
Yine aynı maddeye göre taraf devletler bu maddenin uygulamaya
konulmasını sağlamak için yasal, idari, toplumsal ve eğitsel her önlemi
almak ve bu amaçlar ve öteki uluslararası belgelerin ilgili hükümleri
göz önünde tutarak,
a. İşe kabul için bir ya da birden çok asgari yaş sınırı tespit etmek,
b. Çalışmanın saat olarak süresi ve koşullarına ilişkin uygun düzenlemeleri yapmak,
c. Bu maddenin etkili biçimde uygulanmasını sağlamak için ceza
veya başka uygun yaptırımlar öngörmek, zorundadırlar.
68
69
Bezci, Füruzan, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kollokyumu, Bildiriler ve Tartışmalar-Avrupa Sosyal Şartı Karşısında Türk Sosyal Hukuku ve Uygulaması, s. 184–
185.
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, RG Tarihi: 27/01/1995, RG Sayısı: 22184, Geçerli
Dili: İngilizce, Arapça, Çince, İspanyolca, Fransızca ve Rusça, Depoziter: Birleşmiş
Milletler Teşkilatı Genel Sekreteri,
Türkiye’nin İmza Tarihi: 14.09.1990, Onay Şekli: Onay Kanunu-Bakanlar Kurulu
Kararı,
İhtirazı Kaydı: “Türkiye Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları
Sözleşmesi’nin 17, 29 ve 30. maddeleri hükümlerini T. C. Anayasası ve 24 Temmuz
1923 tarihli Lozan Anlaşması hükümlerine ve ruhuna uygun olarak yorumlama
hakkını saklı tutmaktadır.”
Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun, Kabul
Tarihi: 09/12/1994, Kanun No: 4058, RG Tarihi: 11.12.1994, RG Sayısı: 22138.
146
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
Görüldüğü üzere, Şart’ın ilgili maddesi ile bir takım çekinceler konulsa dahi, Türkiye Çocuk Hakları Sözleşmesi gereği kendini Şart’ta
koruma altına alınan haklar ile yükümlü kılmıştır.
Dolayısıyla, Gözden Geçirilmiş Şart’ın 7. maddesi açısından
Türkiye’nin koymuş olduğu çekince geçersiz olup, maddedeki yükümlülükler Türkiye’yi bağlamaktadır. (Gerekçe için bkz. 81. dipnot).
5. Sosyal Güvenlik Hakkı (m. 12)
“Sosyal güvenlik hakkı” BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar
Sözleşmesi’nin 9.maddesi ile teminat altına alınmış ve madde de “Bu
Sözleşmeye Taraf Devletler, herkese sosyal güvenlik hakkını tanır. Bu hak,
sosyal sigorta haklarını da içerir” denilmiştir. Ayrıca 1982 Anayasası’nın
60.maddesinde de herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu ve
devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilatı
kuracağı belirtilmiştir. Şart “sosyal yardım ve sosyal güvenlik” konularını iki farklı madde
altında düzenlemiş ve farklı yükümlülükler getirmiştir. Komite, 12. ve
13. maddelere nezaret etme ve bunları yorumlama amacıyla yardımları
sosyal güvenlik ve sosyal yardım olarak sınıflandırmak üzere ölçütler
belirlemiştir. Ulusal hukukun bir yardıma ilişkin yaptığı sınırlandırma
nihai olmak zorunda değildir. Genel rejimler ile mesleki rejimlerden
oluşan sosyal güvenlik sistemi, 12. madde bağlamında belirli beklenmedik olaylar (hastalık, iş maluliyeti, analık, aile yükümlülükleri işsizlik, yaşlılık, ölüm, dul kalma, mesleki kazalar ve hastalıklar) ile ilişkili primli, primsiz
ve bunların birleşiminden oluşan (karma) yardımları kapsamaktadır. Ancak
beklenmedik olaydan kaynaklanabilecek ihtiyaç durumunu iyileştirmek amacını taşıyan yardımları kapsamaz. 13. madde bağlamındaki sosyal yardım ise ne belirli bir riski kapsayan bir sosyal güvenlik rejimine ilişkin herhangi bir üyelik şartı ne
de mesleki faaliyet veya prim ödeme koşulu aranmaksızın tamamıyla
bireysel ihtiyaç bazında verilen yardımları ilgilendirmektedir. Yardım
ilgili kişinin yeterli kaynaklara sahip olmasını sağlayan herhangi bir
sosyal güvenlik yardımının bulunmadığı durumlarda verilmektedir.70
70
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.165–166.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
147
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
12. ve 13. madde arasındaki farka ilişkin yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ülkemizdeki Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Emekli
Sandığı, Bağ-kur (bu kurumlar aynı çatı altında birleştirilmiştir) isimleriyle bilinen sosyal güvenlik kurumları 12. madde, yeşil kart,71 gibi
hizmetlerin ise 13. madde kapsamında Şart ile ele alındığını söylemek
mümkündür. 6. Sosyal ve Tıbbi Yardım Hakkı (m. 13)
Şart’ın 6. maddesi ile taraf devletler “sosyal ve tıbbi yardım hakkının
etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamayı” ve bu hususa ilişkin etkin önlemleri almayı kabul etmişlerdir.
Buna göre taraf devletler;
1. Yeterli olanağı bulunmayan ve kendi çabasıyla veya başka kaynaklardan, özellikle bir sosyal güvenlik sisteminden yararlanarak böyle bir olanak sağlayamayan herkese yeterli yardımı sağlamayı ve hastalık halinde bunun gerektirdiği bakımı sunmayı;
2. Böyle bir yardım görenlerin, bu nedenle siyasal ve sosyal haklarının kısıtlanmasını önlemeyi;
3. Herkesin, kişisel veya ailevi mahrumiyet halini önlemek, gidermek ya da hafifletmek için gerekebilecek öneri ve kişisel yardımları
uygun kamusal ya da özel hizmetler eliyle alabilmesini sağlamayı;
4. Bu maddenin 1. 2. ve 3. fıkralarında değinilen hükümleri, ülkelerinde yasal olarak bulunan diğer âkit tarafların vatandaşları ile kendi
vatandaşlarını eşit tutarak, 11 Aralık 1953’te Paris’te imzalanmış olan
Avrupa Sosyal ve Tıbbi Yardım Sözleşmesi ile üstlendiği yükümlülükler çerçevesinde uygulamayı, taahhüt etmişlerdir.
Sosyal ve Tıbbi Yardım Konusunda Avrupa Sözleşmesi ve Ek Protokolü72 ile taraf devletlerden her biri, kendi ülkesinin bu Sözleşme’nin
uygulanacağı bölümlerinde kanuna uygun olarak bulunan ve yeterli
71
72
Hiçbir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında bulunmayanları kapsayan
sosyal yardım sistemi.
Konuya ilişkin, 13/8/1992 tarihli ve 21314 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Devlet Tarafından Karşılanması ve Yeşil Kart Uygulaması Yönetmeliği bulunmakta olup, ilgili yönetmelikte 22.12..2004 tarihinde (RG No: 25678) değişiklik yapılmıştır.
Karar Sayısı: 7/11753, 25 Mart 1976.
148
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
geçim olanaklarından mahrum olan diğer Sözleşen Tarafların vatandaşlarını, ülkesinin o bölümünde yürürlükte olan mevzuatın öngördüğü sosyal ve tıbbî yardımdan kendi vatandaşlarıyla aynı şekilde ve
aynı koşullar altında yararlandırma taahhüdünde bulunmuşlardır.
Türkiye’de hem Şart’lara hem de Sosyal ve Tıbbi Yardım Konusunda Avrupa Sözleşmesi’ne imza koyarak, hem kendi vatandaşlarına
hem de yabancılara “Sosyal ve Tıbbi Yardım Hakkı”nı sağlama konusunda yükümlülük üstlenmiştir.
Avrupa Sosyal ve Tıbbi Yardım Sözleşmesi’ne taraf olmayan hükümetlerin, diğer taraf devletlerin vatandaşları söz konusu anlaşmanın hükümleri ile uyumlu bir muamelede bulunmak koşuluyla Şart’ı
bu paragraf açısından onaylayabileceklerdir.73
7. Ailenin Sosyal, Yasal ve Ekonomik Korunma Hakkı (m. 16)
16. madde taraf devletleri toplumun en temel birimi olan aileyi
sosyal, yasal ve ekonomik açıdan korumakla ve gerekli önlemleri almakla yükümlü kılmıştır.
tür.
AİHS’nin 8. maddesi ile de “aile hayatının korunması” öngörülmüş-
Ancak “aile” kavramı dar olarak yorumlanmamalıdır. Aile kavramının her zaman evliliğe dayanan ya da aralarında kan bağı olan insanlar olarak algılanmaması gerekmektedir.
AİHM vermiş olduğu kararlarda, her davadaki bilgilere bakarak
aile hayatının var olup olmadığına karar vermektedir. Uygulanan genel prensip, ilgili taraflar arasında yakın kişisel bağlar olup olmadığıdır.
Özellikle son zamanlarda AİHM giderek daha çok sayıda ilişkiyi aile
hayatı kavramı içinde 8.maddenin koruması altına almaktadır.74
Mahkeme, 18 Aralık 1998 tarihli Johnston-İrlanda Davası’nda “ çocukları ile beraber yaşayan evli olmayan çiftleri” aile saymıştır.
Yine 24 Nisan 1996 tarihli Boughanemi-Fransa davasında mahkeme “8.maddenin dayandığı aile hayatı kavramının, bir arada yaşamasalar
73
74
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.170.
Kılkelly, Ursula, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8.Maddesi Uygulanmasına İlişkin
Kılavuz- Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Gösterilmesi Hakkı, İnsan Hakları El Kitabı-,
No:1, Türkiye Barolar Birliği Yayınları: 87, s. 15.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
149
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
bile, çocuk meşru olsun olmasın, bir anne veya baba ve çocuğu arasındaki
bağı kapsadığını” belirtmiştir.
Mahkeme kararlarında aile kavramı oldukça esnekleştirilmiştir. 26
Mayıs 1994 tarihli Keegan-İrlanda davasında “aile hayatı kurma potansiyeli” aile kavramı için yeterli sayılırken, 19 Mayıs 1992 tarihli Kerkhoven-Hollanda davasında iki kadın ve birinin AID (yapay döllenme)
yöntemiyle doğurduğu çocuğu aile saymıştır.
Avrupa Şartı ve Gözden Geçirilmiş Şart’ın, AİHS’nin eki olduğu75
sabittir. Bu nedenle AİHM’nin aile kavramını, kanaatimizce Şart’ta
bahsedilen aile kavramını belirlerken de kullanmak gerekmektedir.
8. Çalışan Göçmenlerin ve Ailelerinin Korunma ve Yardım Hakkı (m. 19)
Max Frisch “Biz işgücünü çağırdık, ama gelen, insanlardı”76 diyerek
göçmen işçileri anlatmıştır.
Çalışmak için başka ülkelere giden işçilerin, sadece iş gücü olarak
değil, insan olarak anlaşılması ve bir takım temel insan haklarına sahip
olduğu düşüncesi ile hareket edilmiş, göçmen işçilerin ve ailelerinin
korunması ve yardım hakkı düzenlenmiştir.
19. maddeyi ifade etmeden önce, aynı Şart’ın 18.maddesinden
bahsedilmesi gerekmektedir.
18. madde ile “Âkit Taraflar, diğer Âkit Taraflardan herhangi birinin
ülkesinde gelir getirici bir iş edinme hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını
sağlamak” yükümlülüğünü üstlenmişlerdir.
Türkiye 18 ve 19. maddeyi de onaylamıştır.
Sosyal Şartlar’ın genelde ILO sözleşmelerini izleyen normlar olduğu kabul edilmektedir. Ancak Şartlar bazen hiçbir uluslararası sözleşmede ya da tavsiye kararında yer almamış hususlarda da düzenlemeye gitmiştir. İşte bunlardan biri, kazanç getirici faaliyette bulunma
hakkıdır. Bu hak kapsamında, yabancı/göçmen işçilerin istihdamını
düzenleyen mevzuatları düzenlemek de bulunmaktadır. 18.ve 19.
75
76
Bkz. Ek Açıklama İçin: “Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Haklar İle Temel İnsan Hakları Arasındaki Bağ”.
Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kollokyumu, Bildiriler ve Tartışmalar, s. 159.
150
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
madde, münhasıran bir sözleşmeci devletin vatandaşı, diğer bir sözleşmeci devletin ülkesine “yasal olarak gittiklerinde” madde hükümlerinin
uygulanacağını öngörmüş ve sınırlı bir yaklaşım benimsemiştir. Oysa
göçmen işçilere ilişkin ILO Sözleşmeleri, göçmen işçilerin vatandaşı olduğu devlet, ILO Sözleşmelerini imzalamamış bile olsa, onlar hakkında da uygulandığı kabul ederek, geniş bir yaklaşım benimsemiştir.77
Ayrıca mülteciler ve vatansızlarda Şart’ta sağlanan güvencelerden faydalanabilmektedirler. “Avrupa Sosyal Şartının Ekine göre, Âkit
Tarafların, Mültecilerin Statüsüne ilişkin 28 Temmuz 1951 tarihli Cenevre
Sözleşmesi’nde tanımlanan şekilde kendi ülkelerinde kalan mültecilere mümkün olduğu ölçüde elverişli muamelede bulunmaları gerekmektedir. Ayrıca, 1
No.lu Protokol ile Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı bu elverişli muameleyi 28 Eylül 1954 tarihli New York Konvansiyonu’nda tanımlanan vatansız kişileri de kapsamak üzere genişletmiştir”.78
19. maddedeki “yabancı işçinin ailesi” kapsamına “en azından eş ve
21 yaş altındaki çocukların” girdiği kabul edilmektedir. Devletler, kendi
ülkelerinde yerleşik bulunan göçmen işçilerin ailelerinin bu işçilerle
birleşmelerine izin vermeleri gerekmektedir. Çocuklara ilişkin aile birleşmelerinde yaş sınırının 21’den daha aşağı olan durumlarda Komite,
uygulamadaki durumu dikkate almakta ve devletlerden 18-21 yaş arası çocukların aile birleşimini kabul ettiklerini ispatlamasını istemektedir.79
Ayrıca “göçmen işçilerin aileleri” kavramının kapsamını belirlerken,
kanaatimizce AİHS’nin aile yorumunu kabul etmek gerekmektedir.
9. İstihdam ve Meslek Konularında Cinsiyete Dayalı Ayrım Yapılmaksızın Fırsat Eşitliği ve Eşit Muamele Görme Hakkı (m. 20)
Bu maddede bulunan hak, 1988 Ek Protokolü’nün 1. maddesi ile
Avrupa Sosyal Şartı’na eklenmiş, daha sonra da Gözden Geçirilmiş
Avrupa Sosyal Şartı’nda da yer verilmiştir.
77
78
79
Demircioğlu, Murat, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kolokyumu-Bildiriler ve Tartışmalar, Göçmen İşçilerin Hakları ve Türkiye, s.159–160.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartının Yabancılara Sağladığı Güvenceler ve Türkiye.
http://www.turkaydanismanlik.com/tr/docs/Avrupa_sosyal_sartinin_yabancilara_sagladigi_guvenceler_ve_turkiye.pdf (Erişim Tarihi: 10.01.2008).
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s. 188-190.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
151
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
Âkit taraflar, istihdam ve meslek konularında cinsiyete dayalı ayrım yapılmaksızın fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkının etkili bir biçimde kullanımını sağlamak amacıyla, bu hakkı tanımayı ve
aşağıdaki alanlarda uygulanmasını sağlamayı ve teşvik etmeyi kabul
taahhüt emişlerdir.
Taraf devletler madde gereği;
a. İşe giriş, işten çıkarılmaya karşı korunma ve yeniden işe yerleştirilme,
b. Mesleki yönlendirme, eğitim, yeniden eğitim ve rehabilitasyon,
c. İstihdam koşulları ve ücreti de kapsayan çalışma koşulları,
d. Yükselmeyi de kapsayan meslekte ilerleme, konusunda uygun
önlemleri almakla yükümlüdürler.
İşverenlerin hükümsüz ilan edilmesi muhtemel hususları –bilmeyerek bile uygulaması halinde dahi– caydırıcı önlemleri alması da bu
maddenin koruması kapsamındadır.80
ILO Sözleşmeleri’nden 100 sayılı Eşit Değerde İş İçin Erkek ve
Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkında Sözleşme, 111 sayılı
Ayrımcılık (İş ve Meslek) Sözleşmesi de benzer konuda düzenlemeler içermektedir. Her iki ILO Sözleşmesi de Türkiye’ce imzalanmıştır. Ayrıca 20.madde, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin 1 ve
2. maddesiyle, AİHS’nin “Ayrımcılık yasağı”na ilişkin 14. maddesiyle,
BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin
“Ayrımcılık Yasağı” (m. 2) ve “Cinsiyet Eşitliği” (m. 3) maddeleriyle de
paralel hükümler içermektedir.
CEDAW İle taraf devletler kadının tam gelişmesini ve ilerlemesini
sağlamak için, özellikle politik, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlar
başta olmak üzere bütün alanlarda, erkeklerle eşit olarak insan hakları
ve temel özgürlüklerinden yararlanmalarını ve bu haklan kullanmalarını garanti etmek zorundadırlar.
80
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.196.
152
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
V. AVRUPA SOSYAL ŞARTI VE GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ AVRUPA SOSYAL ŞARTI’NIN DEVLETLER TARAFINDAN UYGULANMASI
Ulusal makamların imzalayacakları Şart’ı ve Şart’ın hangi hükümlerini kabul edeceklerine dair seçme hakkı bulunmaktadır.
Gözden Geçirilmiş Şart, temel sosyal ve ekonomik hakları bütün yönleri ile garanti eden tek sözleşme olup, sosyal haklar alanında
1961 tarihli Avrupa Sosyal Şartı’nın boşluklarını telafi etmekte olup,
21. yüzyılın gerçeklerini yansıtan bir Avrupa İnsan Hakları Koruma
Belgesi’dir.81
Şartlar’da çekince konusunda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak devletlerin çekince koyma hakkı bulunmaktadır. Bazı
devletler Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yolladıkları açıklamalara çekince adı vermişlerdir. Akıllıoğlu, birçok bakımdan çekincenin
Şartla bağdaşmadığını söylemektedir. Ülkeler maddelere çekince koymamakta, onay dışında bırakmaktadırlar. Onay dışı bırakma ile çekince, denetim açısından önem taşımaktadır. İlke olarak çekince genel
nitelikte değilse, ilişkin olduğu nokta bakımından anlaşma kuralının
yerine iç hukuk kuralı geçmektedir. Yani çekince varsa denetim organı değerlendirme yapamayacaktır. Komite’nin vermiş olduğu bazı
kararlarda82 onay dışı bırakma esasını kabul etmektedir.83
Gözden Geçirilmiş Şart’ın 4. Bölüm C. maddesinde “Şartta yer alan
yükümlülüklerin uygulanmasına ilişkin denetim” hususunda “Bu Şartta
yer alan hukuksal yükümlülüklere uygunluk, Avrupa Sosyal Şartı’ndaki ile
aynı denetime tabi olacaktır” denilmiştir. 1998 tarihli Ek Protokol’ün 6.
maddesi -Kabul Edilen Yükümlülüklere Uygunluğun Denetimi- başlığını taşımakta olup, maddeye göre “Taraflar, bu Protokolün II. Bölümündeki hükümlerden kabul etmiş olduklarının uygulanmasına ilişkin raporları,
Şartın 21. maddesi84 uyarınca sundukları raporların içinde sunacaklardır”
denilmiştir.
81
82
83
84
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, s.82.
Almanya’nın memurlar açısından işçi sayılmadıkları ve nedenle Avrupa Sosyal
Şartı’nın md.6/4 kapsamı dışında tutulduklarına dair açıklamasını geçerli saymaması, Louzidou davasında AİHM. nin Türkiye’nin çekincelerini geçersiz sayması
gibi.
Akıllıoğlu, “Avrupa Sosyal Şartı” Üzerine Bazı Gözlemler.
Kabul edilmiş hükümlere ilişkin raporlara dair madde.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
153
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
Gözden Geçirilmiş Şart’ın hükümleri, ilgili kişilerin daha lehte bir
muameleye tabi olmalarını sağlayacak; yürürlüğe girmiş ya da girecek
olan tek ya da ikili ya da çok taraflı sözleşme, antlaşma ya da anlaşma
veya ulusal hukuk hükümlerinin uygulanmasını engellemeyecektir.
(Bölüm VI, m. H)
Gözden Geçirilmiş Şart’ın imzası, onayı ve yürürlüğe girmesi ise
VI. Bölüm’ün K maddesi ile düzenlenmiştir.
Madde de Şart’ın Avrupa Konseyi üyesi Devletlerin imzasına açık
olduğu belirtilmiştir. Şart onay, kabul ya da uygun bulma şartlarına
tabi olup, onay, kabul ya da uygun bulma belgeleri Avrupa Konseyi
Genel Sekreteri’ne verilecektir.
Avrupa Konseyi Üyesi üç devletin bu Şartla bağlı olma iradesini
açıkladıkları tarihten sonra, bir aylık dönemin sona ermesini izleyen
ayın birinci gününde Şart’ın yürürlüğe gireceği kabul edilmiştir.
Şart, onu daha sonra onaylayacak her imzacı devlet için onay, kabul ya da uygun bulma belgesinin verildiği tarihten sonraki bir aylık
dönemin sona ermesini izleyen ayın birinci gününde yürürlüğe girecektir. (Bölüm VI, m. K)
Gözden Geçirilmiş Şart’ta da kolektif şikâyet85 hakkı tanınmış
olup, Gözden Geçirilmiş Şart’ın D maddesi “Kolektif Şikâyet” başlığı
altında düzenlenmiştir.
D. maddesinin 1.fıkrasında Avrupa Sosyal Şartı’na Ek Protokolün
kolektif şikâyet sistemi getiren hükümlerinin Şartı imzalayan ve 1995
Protokolü’nü onaylamış olan devletler bakımından, bu şarttan kaynaklanan yükümlülüklere de uygulanacaktır, denilmiştir.
2. fıkraya göre Avrupa Sosyal Şartı’na kolektif şikâyet sistemi getiren Ek Protokol ile bağlı olmayan herhangi bir devlet, bu Şartın onay,
kabul ya da uygun bulma belgesini verirken ya da daha sonraki bir tarihte, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne bu Şarttan kaynaklanan yükümlülüklerinin denetlenmesinde, anılan Protokolde öngörülen usullerin kullanılmasını kabul ettiğini bir bildirimle açıklayabilmektedir.
85
1995 tarihli Ek Protokol ile kabul edilmiş olup, 1 Temmuz 1998’den beri yürürlüktedir. Ancak Türkiye, kolektif şikâyet sistemini öngören bu protokolü (3. Protokol)
imzalamamıştır. Ek açıklama için bkz. Denetim mekanizmaları bölümüne.
154
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
VI. TÜRKİYE’NİN ŞARTLARA DAİR ÇEKİNCELERİ VE TÜRKİYE’NİN SOSYAL POLİTİKALARININ AB POLİTİKALARI İLE UYUMU
Sosyal haklar açısından en kapsamlı uluslararası sözleşme olan
Gözden Geçirilmiş Şart, grevli-toplu sözleşmeli sendikal haklar yanında toplam 31 maddede hemen hemen tüm çağdaş sosyal hakları
içermektedir.86
Ancak Türkiye, uluslararası belgelerde yer alan sosyal politika
kurallarını düzenlemek ve uygulamak konusunda oldukça isteksiz
davranmaktadır.
Gülmez, “Türkiye, geleneksel olarak insan hakları belgelerini ancak
ulusal mevzuatla uyum içinde bulunduğu ve pozitif hukukun değiştirilmesini gerektirmediği zaman onaylama politikası izlediğinden ve Sosyal Şart’ın
onaylanmasında da bu politikadan ayrılmadığından, Şart’a konulan çekinceleri, sosyal hukukumuzun Avrupa Sosyal Hukuku karşısındaki düzeyinin bir
göstergesi olarak değerlendirmek yanlış olmaz” demektedir.
Avrupa Sosyal Hukuku ve Avrupa Sosyal Politikaları ile Avrupa
Sosyal Şartı’nın ve Gözden Geçirilmiş Sosyal Şart’ın bağlantısını açıklamak gerekmektedir.
Avrupa Sosyal Şartları, AB anlaşmaları ve AB Anayasası ile AB
hukukunun bir parçası haline getirilmiştir. Şart’ların her ikisi de AB
tarafından referans belgeler kabul edilmekte, AB Anayasası doğrudan
atıfta bulunarak, Şartlara anayasal bir değer kazandırmaktadır. 87
AB Anayasası, AB’yi temel insan hakları üzerine kurulu bir birlik
olarak tanımlamakta ve sosyal hakları geleneksel insan hakları kapsamında kabul etmektedir.88
AB Anayasası sosyal politikalar açısından oldukça önemlidir.
Anayasa’nın en önemli olan yönlerinden biri, Avrupa Temel Haklar
Şartı’nı tamamen Anayasa’nın ikinci bölümüne aktarmasıdır. Ancak
AB Sosyal Politikasının kaynaklarını incelerken üye devletlerdeki
sosyal politika ve sosyal mevzuatın da dikkate alınması gerekmekte86
87
88
Çelik, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye’nin Çekinceleri, s. 91.
Çelik, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye’nin Çekinceleri, s.96.
Çelik, ABAnayasası: Sosyal Haklar Açısından Kaçırılan Bir Fırsat, Türk-İş Dergisi,
Mayıs-Haziran 2005, S:367. http://www.kristalis.org.tr/aa_dokuman/AB%20An
ayasasi%20isci%20Haklari%20Acisindan.pdf (Erişim Tarihi: 10.01.2008)
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
155
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
dir. Çünkü AB organlarının düzenleme yetkisinin olmadığı pek çok
durum ulusal mevzuatlarca düzenlenmiştir. AB üyesi devletler sosyal devlet89 modeline sahiptir ve AB ülkelerindeki sosyal ve sendikal
hakların şu an var olan en ileri kurallar ve uygulamalar olduğu kabul
edilmektedir.90
AB Anayasası’na dair metnin Hollandalı ve Fransız seçmenlerce
reddi nedeniyle AB Anayasasının oluşturulmasına dair çalışmalar kesintiye uğramıştır. Bu nedenle AB Anayasası’nın bazı unsurlarından
vazgeçilerek, yeni bir düzenlemeye gidilmiştir. Bu yeni oluşum Reform Anlaşması veya son şeklini aldığı AB zirvesine istinaden Lizbon
Anlaşması olarak isimlendirilmekte ve anlaşmanın 2009’da yürürlüğe
girmesi öngörülmektedir. Lizbon Anlaşması Temel Haklar Sözleşmesi
açısından önem taşımakta ve Şartlarla koruma altına alınan haklar açısından bir takım etkiler doğurmaktadır. Lizbon Anlaşması ile Temel Şartlar
Sözleşmesi’ne atıfta bulunulmakla yetinilerek, Temel Şartlar Sözleşmesi metnin içinde ve hatta eklerinde bile yer almayacaktır. Ancak atıf
nedeniyle Temel Şartlar Sözleşmesi bağlayıcılık kazanacaktır. 91 Ancak
bu sözleşmenin sosyal haklar açısından bir takımlar sakıncalar doğurması muhtemeldir. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan üyelik süreci, 17 Aralık 2004 tarihli Brüksel Zirvesi’nde tam üyelik müzakerelerinin başlatılması kararı ile yeni bir ivme kazanmıştır. Özellikle tarama
sürecinde, Avrupa Birliği mevzuatı ile uyumlu olmayan yasaların gözden geçirilmesi ve uyumlu hale getirilmesi çalışmaları başlamıştır. AB
ile müzakere sürecinde “sosyal politika ve sendikal haklara ilişkin konular,
siyasi kriterler bölümü ile müktesebatın 13. başlığı olan “Sosyal Politika ve
İstihdam” başlıklarında müzakere edilecektir. Ancak Sosyal Politika ve
İstihdam başlığının müzakerelerinde ciddi sorunlarla karşılaşılması
89
90
91
Ekonomiye sosyal amaçlarla müdahale eden devlet, sosyal devlettir. Bu tur devlet, gelir dağılımında adaleti gerçekleştirmek, sosyal güvenlik sağlamak gibi sosyal
amaçlar yanında bunlarla çok yakin ilişkili görülen yaşam düzeyini yükseltmek,
maddi olanaklar sağlamak, ulusal geliri arttırmak, kalkınma amaçlı yatırım yapmak gibi ekonomik amaçlara da sahiptir. (Prof. Dr. Rafet Evyapan, Atatürk ve Sosyal Devlet, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, S. 43, C. XV, Mart 1999.)
Çelik, Avrupa Birliği Sosyal Politikası: Gelişimi, Kapsamı ve Türkiye’nin Uyum Süreci–1.
http://www.kristalis.org.tr/aa_dokuman/AB%20Anayasasi%20isci%20Hakla
ri%20Acisindan.pdf (Erişim Tarihi: 10.01.2008)
İngiltere Temel Şartlar Sözleşmesi’nin Avrupa Adalet Divanı’nca İngiliz çalışma
yasalarına ya da sosyal güvenlikle ilgili yasalara dahil edilmeyeceği konusunda yazılı bir teminat almıştır.
156
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
beklenmektedir ki, bu başlık altında kadın erkek-eşitliği, işçi sağlığı,
çalışma koşulları gibi bireysel çalışma hukukuna dair hususlar gündeme gelecektir. Sendika, toplu sözleşme ve grev hakkı gibi kolektif haklar ise siyasi kriter başlığı altında görüşülecektir. AB Uyum sürecinde
anayasa değişiklikleri ve “uyum paketleri” içinde en az yer verilen alan,
Türkiye’nin sosyal hukuk ve sosyal politikalarına dair düzenlemelerdir.92
AB sosyal politikalarının Türkiye’de nasıl yorumlanacağı ve uyumunun sağlanacağı konusunda sendikaların, işveren örgütlerinin, hükümetin, AB organlarının ve bilim çevrelerinin farklı bakış açılarına
sahip oldukları, toplumda yaşanan tartışmalarla ortaya çıkmaktadır.93
“Türkiye Ulusal Programı, sendikal haklarla ilgili düzenlemeler konusunda AB Belgelerine, örneğin Çalışanların Temel Sosyal Hakları Topluluk Şartı ile 2000 tarihli Avrupa Birliği Temel Haklar Şartına yollamada
bulunmamıştır… Öte yandan Türkiye Ulusal Programında Avrupa Sosyal
Şartı’nın sendika ve toplu pazarlık haklarıyla ilgili 5.ve 6. maddelerine çekince koymuş ve henüz bu çekinceyi kaldırmamıştır.”94
Sendika kurma hakkı 1982 Anayasası’nın 51. maddesinde düzenlenmiş olup, madde AB ile uyum çalışmaları nedeniyle 03/10/2001
tarihinde değiştirilmiştir.
Gülmez, sendikal haklarla ilgili yapılan çalışmaları “uyum düzenlemelerinin üvey evladı” olarak nitelendirmekte ve Türkiye’de yapılan
gerek anayasal gerekse yasal düzenlemelerde sendikal haklarla, toplu
pazarlık ve grev haklarının AB hukukuna uyumunun sağlanması hususunun görmezden gelindiğini söylemektedir.
Sendikal haklarla, toplu pazarlık ve grev hakkının önündeki engelin kaldırılması için öncelikle şartların 5 ve 6. maddelerinin Türkiye’ce
onaylanarak yürürlüğe sokulması gerekmektedir.
Ayrıca kolektif şikâyet usulü kabul edilmeli, Anayasa’nın 51.
maddesinin 5. fıkrasındaki sendika özgürlüğünün evrensel ilkeleriy92
93
94
Çelik, Avrupa Birliği Sosyal Politikası: Gelişimi, Kapsamı ve Türkiye’nin Uyum
Süreci–2. http://paribus.tr.googlepages.com/a_celik2b.pdf (Erişim Tarihi: 10.01.
2008)
Çelik, AB Sürecinin En Uyumsuz Alanı: Sosyal Haklar. http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.aspx?did=1&dsid=167&dyid=2867 (Erişim Tarihi: 10.01.
2008)
Gülmez, Uyum Düzenlemelerinin Üvey Evladı: Sendikal Haklar.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
157
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
le bağdaşmayan “işçiler ve işverenler aynı zamanda birden fazla sendikaya
üye olamazlar” kuralı kaldırılmalıdır. Toplu Pazarlık ve Grev hakkına
ilişkin yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Toplu görüşme hakkına dair
kamu görevlileri arasında kamu erkini kullananlar ve kullanmayanlar
yönünden bir ayrım yapılması ve tüm çalışanlar için tanınmaması (m.
53/3), aynı işyerinde, aynı dönem için birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaması ve uygulanamaması (m. 53/4) gibi hususlar öncelikle Şart
ve ILO sözleşmeleri ile uyumlu hale getirilmelidir.95
Yasalarda yapılması gereken düzenlemeler tabii ki bu kurallarla
sınırlı değildir. İş Yasası, Sendikalar Kanunu gibi pek çok kural uluslararası belgelere aykırılık teşkil etmektedir. Sadece fikir edinilebilmesi
açısından burada kısmen yer verilmiştir.96
Sonuç olarak şunu demek mümkündür, “AB sosyal politika yönergelerinin hemen hemen hepsi (istisna bazı hükümler hariç) Türk iş hukukundan
ileridir. Son birkaç yılda iç hukuka aktarılmaya çalışılan yönergelerin içeriği
ortadadır: İşçi sağlığı standartlarının yükseltilmesi, kadın-erkek ayrımcılığının ve ayrımcılığın yasaklanması, toplu işçi çıkarma ve iflas durumunda işçinin korunması, ebeveyn izni, yıllık ücretli izin, işçilere danışılması ve onların
bilgilendirilmesi bu yönergelerin belli başlılarıdır… Hükümetler, AB ve ILO
normlarının gereği olan sendikal haklar konusunda gerekli adımları atmazken, bireysel iş hukuku alanında var olan işçi haklarının sınırlandırılmasında,
AB’ye uyum bahanesine başvurmaktadırlar…2004 İlerleme Raporu, sendikal
hakları açıkça insan hakları ve temel özgürlükleri kapsamında ele almış ve bu
hakların ILO standartlarına ve Avrupa Sosyal Şartına uygun olması gerektiğini vurgulamıştır. 32 Rapor ILO standartlarına atıf yapmış ve Türkiye’nin
ILO standartlarını karşılamaktan uzak olduğunu ve toplu sözleşme ve grev
hakkına ilişkin sınırlamaların varlığını koruduğunu vurgulamıştır. 2004
İlerleme Raporu tereddütsüz bir biçimde Türkiye’nin önüne sendikal hak ve
özgürlüklerle ilgili tamamlanması gereken siyasi ölçütler koymuştur. Komisyon bu konuda ILO standartlarına atıf yaparak, ILO standartlarını AB üyeliği için bir çeşit siyasal kriter haline getirmiştir.”97
95
96
97
Gülmez, Uyum Düzenlemelerinin Üvey Evladı: Sendikal Haklar.
Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalar için, bkz. Gülmez, , Uyum Düzenlemelerinin
Üvey Evladı: Sendikal Haklar.
Çelik, AB Emeğe Zararlı mı? http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.
aspx?did=1&dsid=169&dyid=2895 (Erişim Tarihi: 03.11.2007).
158
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
VII. SOSYAL DIŞLANMIŞLIK VE SOSYAL İÇERME
Gözden Geçirilmiş Şartın 30. maddesi “Toplumsal dışlanma ve yoksulluğa karşı korunma hakkı”nı düzenlemektedir.
Maddede âkit devletlerin, toplumsal dışlanma ve yoksulluğa karşı
korunma hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla,
a. Toplumsal dışlanma ve yoksulluk durumunda yaşayan ya da
bu duruma düşme tehlikesinde olan kişilerin ve ailelerinin, özellikle istihdam, konut, eğitim, öğrenim, kültür ile sosyal ve tıbbi yardım
olanaklarına fiilen ulaşmalarını teşvik edecek genel ve eşgüdümlü bir
yaklaşım çerçevesinde önlemler alması,
b. Bu önlemlerin, uyarlanmasını sağlamak amacıyla gerektiğinde
gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Maddenin amacının anlaşılabilmesi için öncelikli olarak sosyal
dışlanma ve sosyal içerme kavramını tanımlamak gerekmektedir.
İlk kez Fransa’da 1970’li yıllarda kullanılmaya başlayan sosyal dışlanma kavramı “toplumda yoksulların dışında, suçluları, madde bağımlılarını, farklı etnik kökenden gelenleri, uyum sorunu çekenleri ve sosyal koruma kapsamı dışında kalanları kapsamakta ve bu grupların toplum tarafından
dışlandıkları kabul edilmektedir. Ancak bu dışlanma kavramı ülkeden ülkeye,
kültürden kültüre değişim gösterebilmekte olup, dışlanmış grubu genişletmek
mümkündür. Özellikle gelişmekte olan toplumlarda kadının da sosyal dışlanması söz konusudur. Ayrıca sağlık, konut, temel eğitim, temiz su gibi imkânlardan faydalanamayan gruplar da sosyal dışlanmışlık kapsamı içerisinde
yer almaktadır. Ayrıca yurttaşlık haklarının sosyal ve ekonomik fırsatlardan
yararlanmayı sağlaması nedeniyle, yurttaşlık haklarından yoksun olma halinde de sosyal dışlanmışlıktan söz etmek mümkün olacaktır. ILO, gelişmekte
olan ülkelerde sosyal dışlanmanın bireysel ve toplumsal iki boyutu olduğunu
kabul etmektedir. Bireysel olan sosyal dışlanmışlık sadece yoksul olmayı değil
aynı zamanda sosyal yalıtılmışlığı, yasal haklara sahip olmamayı ve bu yasal
hakları kullanma özgürlüğü’nün engellemesini de içermektedir. Toplumsal
olan sosyal dışlanmışlık ise mal edinme ve hizmetlere ulaşmada eşitsizliğin
olması, ayrımcılık uygulamaları ve toplumsal eşitsizliklerin yaygın olması
halini ifade etmektedir”.98
98
Sunal, Onur, Sosyal Dışlanmaya Kuramsal Yaklaşımlar.
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
159
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
Sosyal İçerme ise sosyal dışlanmışlığın karşıtı olan bir kavram olarak karşımıza çıkmakta ve sosyal dışlanmış kesimlerin, sosyal ve ekonomik açıdan yeniden topluma dâhil edilmesini öngörmektedir.
Mart 2000 Lizbon Konseyi, Avrupa Birliği’nde yoksulluk ve sosyal dışlanmanın kabul edilemez düzeylere ulaştığı tespitini yapmış
ve Konsey 2010 yılı itibariyle Avrupa Birliği’nde yoksulluk ve sosyal
dışlanmaya son vermek için açık işbirliği yönteminin benimsenmesini kararlaştırmıştır. Aralık 2000 Nice Zirvesi’nde, yoksulluk ve sosyal
dışlanmaya ilişkin dört temel ortak amaç üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Bu amaçlar:
• Kaynaklara, mallara ve hizmetlere ulaşımı kolaylaştırmak,
• Dışlanma risklerini engellemek,
• En zor durumda olanlara yardım etmek,
• Tüm tarafları harekete geçirmek, olarak sayılmıştır.
Üye devletler Temmuz 2003’te, 2003-2005 dönemine ilişkin olarak
yoksulluk ve sosyal dışlanma ile mücadeleye yönelik yeni eylem planlarını sunmuşlardır.99
“AB, yoksulluk ve sosyal dışlanma riski yüksek olan grupları; işsizler
(özellikle uzun dönemli işsizler), tek ebeveynli aileler, yaşlılar(özellikle yalnız
yaşayan ve kadın olanlar), çok sayıda çocuk ve yaşlı bağımlısı olan aileler,
yoksulluk içinde büyüyen çocuklar (ilerideki dönemlerde yoksunluğun kendini sürekli olarak üreteceği bir grup olarak kilit önemde değerlendirilmektedir),
göçmenler, etnik gruplar ve özellikle çingeneler, engelliler, evsizler, insan ticaretine konu olanlar, bakım kurumlarında yaşayanlar, geçimlik tarım yapan
aileler ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığa maruz kalan kadınlar olarak kabul etmektedir. Bu grupların sosyal dışlanma yaşadıkları temel olgular
ise, istihdamdan dışlanmışlık (kilit öneme sahiptir), eğitimden dışlanmışlık,
konuttan dışlanmışlık(hem nicelik hem nitelik anlamında), ulaşım ve sağlık
özellikle de uzun dönemli sağlık bakım hizmetlerinden dışlanmışlık olarak sıralanmaktadır… Tüm bu sorunlara karşı, AB, sosyal koruma ve sosyal içerme
araçları olarak öncelikli olarak şu politika alanlarını saymaktadır: İşgücü pi-
99
http://sosyalpolitika.fisek.org.tr/?p=65#more-65 (Erişim Tarihi: 11.01.2008).
Erdoğdu, Seyhan, Sosyal Politikada “Avrupalı” Bir Kavram: Sosyal Dışlanma, Çalışma Ortamı Dergisi, S. 75, Temmuz- Ağustos 2004. http://sosyalpolitika.fisek.org.
tr/?p=38#more-38 (Erişim:11.01.2008).
160
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
yasasına katılımı arttırmak( bu tüm üye devletler bazında en öncelikli politik
araç olarak kabul edilmektedir); sosyal koruma sistemlerini modernleştirmek
(özellikle hızla yaşlanan nüfus ve değişen istihdam biçimleri karşısında ciddi
sorunlar yaşayan emeklilik sistemine ilişkin olarak çalışma yaşamını uzatmak
ve bu alanda kamu emeklilik programları yanında özel emeklilik programlarını arttırmak); formel ve mesleki eğitimdeki dezavantajları ortadan kaldırmak;
çocuk yoksulluğunu ortadan kaldırmak; insana yakışır barınma koşulları sağlamak; uzun dönemli sağlık bakım hizmetleri, sosyal hizmetler ve ulaşım hizmetlerine erişimi sağlamak; özürlü, etnik azınlık ve göçmenlerin topluma olan
entegrasyonunu arttırmak ve ayrımcılık ile savaşmak.
Tüm bu politika araçlarının yaşama geçirilmesinde, üye ülkelerin refah
devleti yapısındaki farklılıklar kabul edilmekte ve üye ülkeler bağlamında sosyal içerme programlarında rol alacak farklı aktörlere vurgu yapılmaktadır. Bu
aktörler, farklı kamu kuruluşları, yerel ve bölgesel yönetimler, farklı sosyal
paydaşlar(sosyal taraflar, STK’lar,100 girişimciler) olarak belirtilmekte ve bunlar arasındaki işbirliğine dikkat çekilmektedir”. 101
Türkiye, Ortak İçerme Belgesi (JIM) ile 24 Temmuz 2003 tarihli ve
25 178 (Mükerrer) RG’de yayınlanan Ulusal Program’ın “Sosyal Politika ve İstihdam” başlığı altında “Sosyal Dışlanma ile Mücadele” Topluluk
Programının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonu ile
yürütülmesi karara bağlanmıştır… Türkiye’nin Avrupa Sosyal Dışlanma ile Mücadele Stratejisi’ne dâhil olmasının ilk aşaması olan JIM’in
hazırlanmasına ilişkin çalışmalar, 3 Aralık 2004 tarihinde Ankara’da
Avrupa Komisyonu yetkilileri ile ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, sosyal ortakların, sivil toplum örgütlerinin ve üniversitelerin
temsilcilerinin katıldığı bir toplantı ile başlatılmış, hazırlanan taslak
metne ilişkin olarak Avrupa Komisyonu’nun da talebi ile “sağlık, eğitim,
istihdam, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler, yoksulluk, sosyal güvenlik,
kadın-erkek eşitliği, engelliler, çocuklar ve bölgesel farklılıklar” konularında
ilgili kurumların ve Avrupa Komisyonu uzmanlarının da katılımı ile
bir dizi teknik toplantı gerçekleştirilmiş ve metnin geliştirilmesi amacıyla karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmuştur.102
Sivil Toplum Kuruluşları.
Gökbayrak, Şenay, Avrupa Birliği’nin Sosyal Koruma Sorunsalı Olarak “Sosyal
İçerme Politikaları”, Çalışma Ortamı Dergisi, S:80, Mayıs Haziran 2005. http://sosyalpolitika.fisek.org.tr/?p=61 (Erişim:11.01.2008).
102
T.C. Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve dayanışma Genel Müdürlüğü, Ortak İçerme Belgesi, http://www.sydgm.gov.tr/sydtf/web/gozlem.aspx?sayfano=91 (Eri100
101
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
161
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne adaylık sürecindeki yükümlülüklerinden biri olan belgenin ekonomi ve işgücü piyasaları durum analizine ilişkin birinci bölümünde Türkiye’de sosyal korumanın kapsamının
genişlemesi gereği belirtilirken, bu genişlemenin en önemli engelinin
bütçe kısıntısı olduğu ileri sürülmektedir. Sosyal dışlanmaya karşı geliştirilen sosyal içerme stratejilerinde istihdam sorunu ve işsizlikle mücadele en önemli nokta olmaktadır. 103
Türkiye’ce Ortak İçerme Belgesi’nin hazırlanması ve sosyal dışlanmışlığın ortadan kaldırılabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması
gerekmektedir. AB Anayasası tarafından anayasal atıf yapılan Gözden
Geçirilmiş Şart, Türkiye’nin AB Uyum Sürecinde etkin bir rol oynayacaktır.
Ayrıca şartlarda yer alan tüm sosyal ve ekonomik haklar, taraf
devletlerdeki kişilerin bireysel ve toplumsal dışlanmasını önlemeye
yönelik tedbirlerdir.
VIII. SONUÇ
“Bir devletin uluslararası bir antlaşmaya taraf olması kendi rızası dâhilinde gerçekleşen bir süreci ifade eder. Kısaca, hiç bir devlet bir antlaşmaya
taraf olmak yönünde zorlanamayacağı gibi böyle bir ilişki içine giren süjenin
taraf olacağı antlaşmanın kendisine ne gibi yararlar sağlayacağı ve ne gibi
artılar getireceği hususuna ek olarak, elde edeceği yararlar karşılığında hangi
yükümlülükleri, borçları üstleneceği, hangi tür yetki devirlerinde bulunacağı
konularını irdeleyip, bunların dengelenmesi halinde antlaşmayı onaylayacağı
varsayılır. Bir uluslararası antlaşma değerlendirilirken, taraf olmayı düşünen
devletin aktif ve pasif hanelerinin dengelerine hassasiyetle eğilmesi, bu gereği
sağlıklı bir biçimde yerine getirebilmek için de antlaşma metninin hassasiyetle
değerlendirilmesi gerekecektir.
Antlaşmanın onaylanmasından sonra atılacak adım ise doğal olarak taraf
olunan antlaşma iç hukukun hangi alanına ilişkin ise antlaşma gereklerinin
ilgili mevzuatın içine yedirilmesi, ulusal mevzuatın uluslararası antlaşma ile
uyumlaştırılması olacaktır.
103
şim:11.01.2008).
Erdoğdu, Seyhan / Gökbayrak, Şenay, Sosyal İçerme Belgesinin Düşündürdükleri,
http://sosyalpolitika.fisek.org.tr/?p=42 (Erişim:11.01.2008).
162
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
Âkit devlet, ulusal hukukunun antlaşma konusuna ilişkin bölümünde
yapacağı iyileştirme ve uyumlaştırma faaliyetleriyle hem kendi hukukunun
ve buna bağlı olarak uygulamasının standardını yükseltecek, hem de diğer
âkillerle aynı dili konuşur, ortak yarara ve bu yolla kendi yararına hizmet eder
duruma gelecektir.”104
Tüm bu açıklamalar ışığında Türkiye imza koyduğu uluslararası
sözleşmelerle kendi mevzuatı arasındaki uyumsuzluğu gidermek ve
yüklendiği edimleri yerine getirmek durumundadır.
Özellikle Avrupa Sosyal Şart’ı ve Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın onay dışı bırakılan maddelerinin de onaylanması gerekmektedir.
Şartların gereklerini yerine getirme de tabii ki her taraf ülkenin
kendi koşulları ve ekonomik durumunu dikkate almak gerekecektir.
Ancak bu engelin aşılması bu maddelerin onay dışı bırakılması olmayıp, sosyal politikaların üretilerek, engelin aşılması için devletin gerekli çalışmaları yapmasıdır.
Gerek Avrupa Şartı gerekse Gözden Geçirilmiş Şart, AİHS’nin bir
eki ve tamamlayıcısı olması nedeniyle, 1982 Anayasası’nın 90/5 maddesi iç hukuk kuralı (onay dışı bırakılan maddeler hariç) haline gelmiştir.
KAYNAKLAR
Akıllıoğlu, Tekin, “Avrupa Sosyal Şartı” Üzerine Bazı Gözlemler, www.idare.
gen.tr/akillioglu-sosyalsart.htm. (Erişim Tarihi: 27.10.2007)
Akipek, Serap, Türk Mevzuatının Onaylanan Uluslararası Antlaşmalar İle
Uyumlaştırılması Sorunu, http://acikarsiv.ankara.edu.tr/fulltext/1647.
pdf (Erişim:11.01.2008).
Bezci, Füruzan, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kollokyumu, Bildiriler ve
Tartışmalar – Avrupa Sosyal Şartı Karşısında Türk Sosyal Hukuku ve
Uygulaması, (Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü İnsan Hakları Araştırma ve Derleme Merkezi/TODAİE), Ankara 1993.
104
Akipek, Serap, Türk Mevzuatının Onaylanan Uluslararası Antlaşmalar İle Uyumlaştırılması Sorunu, http://acikarsiv.ankara.edu.tr/fulltext/1647.pdf
(Erişim:11.01.2008).
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
163
Gülnur ERDOĞAN
makaleler
Çelik, Aziz, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye’nin Çekinceleri, Türk-İş Dergisi, S:366, Mayıs-Haziran 2005. http://www.kristalis.org.tr/aa_dokuman/Avrupa%20Sosyal%20Sarti%20ve%20Turkiye.pdf (Erişim Tarihi:03.11.2007).
Çelik, AB Anayasası: Sosyal Haklar Açısından Kaçırılan Bir Fırsat, Türk-İş
Dergisi, Mayıs-Haziran 2005, S:367. http://www.kristalis.org.tr/aa_dokuman/AB%20Anayasasi%20isci%20Haklari%20Acisindan.pdf (Erişim
Tarihi: 10.01.2008)
Çelik, Avrupa Birliği Sosyal Politikası: Gelişimi, Kapsamı ve Türkiye’nin
Uyum Süreci–1. http://www.kristalis.org.tr/aa_dokuman/AB%20Ana
yasasi%20isci%20Haklari%20Acisindan.pdf (Erişim Tarihi: 10.01.2008)
Çelik, Avrupa Birliği Sosyal Politikası: Gelişimi, Kapsamı ve Türkiye’nin
Uyum Süreci–2.
http://paribus.tr.googlepages.com/a_celik2b.pdf
(Erişim Tarihi: 10.01.2008)
Çelik, AB Sürecinin En Uyumsuz Alanı: Sosyal Haklar. http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.aspx?did=1&dsid=167&dyid=2867
(Erişim Tarihi: 10.01.2008)
Çelik, AB Emeğe Zararlı mı? http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.aspx?did=1&dsid=169&dyid=2895 (Erişim Tarihi: 03.11.2007).
Çetin, İzzet, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, (CHP Milletvekili-Makaleler) http://www.tbmm.info/modules.php?name=article&lang=tr&
uid=izzetcetin&file=index_detay&idMArticle=663&PHPSESSID=0defb5
6aeda92e6a7cbecdef95abd0d3 (Erişim Tarihi: 15.10.2007)
Çiçekli, Bülent, Avrupa Sosyal Şartı-Temel Rehber, Ankara 2001.
Çiçekli, Avrupa Sosyal Şartının Yabancılara Sağladığı Güvenceler Ve Türkiye. http://www.turkaydanismanlik.com/tr/docs/Avrupa_sosyal_sartinin_yabancilara_sagladigi_guvenceler_ve_turkiye.pdf (Erişim Tarihi:
10.01.2008).
Demircioğlu, Murat, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kolokyumu-Bildiriler
ve Tartışmalar, Göçmen İşçilerin Hakları ve Türkiye, (TODAİE), Ankara
1993.
Erdoğdu, Seyhan; Sosyal Politikada “Avrupalı” Bir Kavram: Sosyal Dışlanma, Çalışma Ortamı Dergisi, S: 75, Temmuz- Ağustos 2004. http://sosyalpolitika.fisek.org.tr/?p=38#more-38 (Erişim:11.01.2008).
Erdoğdu, Seyhan/GÖKBAYRAK, Şenay; Sosyal İçerme Belgesinin Düşündürdükleri, http://sosyalpolitika.fisek.org.tr/?p=42 (Erişim:11.01.2008).
Evyapan, Rafet, Atatürk ve Sosyal Devlet, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, S.
43, C. XV, Mart 1999.) http://turkoloji.cu.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/evyapan_sosyal_devlet.pdf (Erişim:11.01.2008).
164
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
makaleler Gülnur ERDOĞAN
Fuchs, Klaus, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kolokyumu-Bildiriler ve Tartışmalar- Avrupa Sosyal Şartı. (TODAİE.), Ankara 1993.
Gökbayrak, Şenay, Avrupa Birliği’nin Sosyal Koruma Sorunsalı Olarak “Sosyal İçerme Politikaları”, Çalışma Ortamı Dergisi, S:80, Mayıs Haziran
2005. http://sosyalpolitika.fisek.org.tr/?p=61 (Erişim:11.01.2008).
Gülmez, Mesut, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kolokyumu-Bildiriler ve Tartışmalar-Kollokyum Sunuş Konuşması, (TODAİE.), Ankara 1993.
Gülmez, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kollokyumu, Bildiriler ve Tartışmalar – Toplu Pazarlık ve Grev Hakları ve Türkiye. (TODAİE.), Ankara
1993.
Gülmez, Uyum Düzenlemelerinin Üvey Evladı: Sendikal Haklar, Türkiye Barolar Birliği Paneli-Anayasa ve Uyum Yasaları, 13–14 Aralık 2002. http://
www.barobirlik.org.tr/yayinlar/makaleler/AB-UYUM%20Mesut
%20G%FClmez.DOC (Erişim Tarihi: 07.01.2008)
Işıklı, Alpaslan, Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye Kolokyumu-Bildiriler ve Tartışmalar-Sendika Hakkı ve Türkiye, (TODAİE), Ankara 1993.
Kılkelly, Ursula, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. Maddesi Uygulanmasına İlişkin Kılavuz- Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Gösterilmesi
Hakkı, İnsan Hakları El Kitabı-No:1,Türkiye Barolar Birliği Yayınlar:87.
Sunal, Onur; Sosyal Dışlanmaya Kuramsal Yaklaşımlar. http://sosyalpolitika.fisek.org.tr/?p=65#more-65 (Erişim Tarihi: 11.01.2008).
Özman, M. Aydoğan, “Avrupa İnsan Hakları Divanı’nın 1979 Yılında Verdiği
Kararlar”.
http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF-1978-35-01-04/
AUHF-
1978-35-01-04-Ozman.pdf (Erişim Tarihi: 04.01.2008)
T. C. Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve dayanışma Genel Müdürlüğü,
Ortak İçerme Belgesi. http://www.sydgm.gov.tr/sydtf/web/gozlem.
aspx?sayfano=91 (Erişim:11.01.2008).
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
165
makaleler
Gülnur ERDOĞAN
ABONET REKLAMI 1
166
TBB Dergisi, Sayı 77, 2008
Download