BİYOÇEŞİTLİLİK NEDİR Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki genlerin, türlerin, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür. Başka bir deyişle biyoçeşitlilik, bir bölgedeki genlerin, bu genleri taşıyan türlerin, bu türleri barındıran ekosistemlerin ve bunları birbirine bağlayan olayların (süreçlerin) tamamını kapsar. Bu durumda bir ekosistemdeki biyoçeşitlilik, sürdürülebilir kalkınmanın önemli parametrelerinden olan üç öğeden oluşur: Genetik çeşitlilik Kalıtsal olarak geçen ve var oluşun fiziksel ve biyokimyasal özelliklerini belirleyen biyokimyasal paketler olarak tanımlanabilir. Genetik çeşitlilik belli bir tür, popülasyon, çeşit, alt-tür ya da ırk içindeki gen farklılığıyla ölçülür. Bu tür farklılıklar, örneğin evcil hayvanların ve tarımsal ürünlerin üretilmesini ve yabanıl yaşamda değişen koşullara uyumu sağlar. Tür çeşitliliği Bir grup organizma genetik olarak benzerlikler gösterir ve karşılıklı olarak ürer, bundan, türler olarak adlandırılan üretken canlılar ortaya çıkar. Tür çeşitliliği genellikle, belli coğrafi sınırlar içindeki türlerin toplam sayısıyla ölçülür. Biyo çeşitliliğin kaybı Biyoçeşitliliğin kaybı birçok şekilde olabilir. Bunlardan en önemli ve geri dönüşümsüz olanı türlerin soylarının yok olmasıdır. Jeolojik devirler boyunca tüm türler bir sona sahiptir. Türlerin yok olması doğal bir süreç sonucu olduğu gibi insan etkinliklerinin de bir sonucudur. Türlerin yok olmasında insan etkinliğinin doğrudan (avlanma, koleksiyon, kıyım) ve dolaylı (habitat tahribi ve daraltılması) şekilde olmaktadır. 1. Çölleşme Çölleşme bugün önemli çevre sorunlarından biridir. İnsan aktiviteleri (düzensiz otlatma), iklimsel değişikliklerle olduğu gibi bunların her ikisinin birlikte etkisiyle de olabilmektedir. Çölleşme yağmur düzenin bozulmasına, toprağın verimsizleşmesine, bitki örtüsünün gerilemesine ve yiyecek üretiminin azalmasına neden olur. 2. Ormanların Yok olması Bugün dünya üzerindeki ormanların yaklaşık yarısı tahrip edilmiş durumdadır. Dünyada her dakikada 36 futbol sahası büyüklüğünde orman yok olmaktadır. Ormanların yok olmasında önemli etkenlerden birisi yangınlardır. Yangınların büyük bir çoğunluğu da insan faaliyetleri sonucu olmaktadır. 1997-1998 yıllarında dünyada yaklaşık 14 milyon hektar orman yangın sonucu yok olmuştur. Ormanların yok olmasının diğer bir nedeni de keresteciliktir. Sanayi ve endüstride kullanılmak üzere büyük ölçekte ağaçlar kesilmektedir. Bu nedenle birçok ılıman ve tropikal bölgelerde ormanlar yok edilmektedir. Orman kayıplarına insanların tarım alanları edinmeleri, bu alanlar için sulama kanalları açmaları da neden olmaktadır. Ayrıca şehirlerin gelişmesi ile yeni yerleşim yerlerinin açılması amacıyla da ormanlar yok edilmektedir. 3. Yasadışı Avlanma ve Ticaret.. Uluslararası bitki ve hayvan ticareti korkunç boyutlardadır. Bazı hayvanların organları ilaç ve yiyecek olarak satıldığı gibi, kendisi de evlerde beslemek için ticareti yapılmaktadır. Afrika ve Asya filleri, Papağanlar gibi binlerce türün yasadışı yollardan ticareti yapılmaktadır (Kafkas Yılanı ve Orkidelerimiz taze örneklerdir). Bu ticaretten kazanılan milyarlarca dolar, birçok türün doğal yaşam alanlarından alınarak ortadan kalkmasına neden olmaktadır. 4. Çevre ve Hava Kirliliği Çevre kirliliği biyoçeşitlilik için üzerinden gelinmesi çok zor bir sorundur. Birçok kirlilik fark edilebilir ve korunma sağlanabilir. Ancak kimyasal toksin maddelerin canlı dokularındaki ve topraktaki etkisi kolay anlaşılamaz. BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun 10.5.2001 tarihinde yayınlanan açıklamasına göre gelişmekte olan ülkelerde 500.000 ton pestisid çevre ve insan sağlığını tehdit ediyor. FAO, büyük ölçüde kullanım tarihi geçmiş bu tarım ilaçlarının özellikle eski Doğu Bloku ülkeleri, ama aynı zamanda tüm gelişmekte olan ülkelerde saatli bomba durumunda olduğu uyarısı yaptı. HAZIRLAYAN NURGÜL ÖZEL 7-A 139