KAN HÜCRELERİ

advertisement
LÖKOSİTLER
Lökositler iki ana hücre
grubundan oluşur:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
1. Lenfositler
T lenfositler
B lenfositler
Natürel killer hücreler
2. Fagositler
Polimorf lökositler (granülositler:nötrofiller,
bazofiller, eosinofiller)
Monosit-makrofajlar
Genel olarak immun savunmada görev alırlar
Kandaki konsantrasyonları 4000- 11 000/mm3
Lenfositler
• Kemik iliğinde lenfoid kök hücreleri tarafından
üretilirler
• Lökositlerin % 25-30’unu oluştururlar
• Hücre volümünün %90 ını çekirdek oluşturur.
Çekirdek kromatinden zengindir.
• Nükleusları tek parça, yuvarlak, çok koyu mavi
ve sitoplazmanın bir kenarına itilmiş
durumdadır.
• Sitoplazma ince ve berraktır.Bazen
sitoplazmada az sayıda azürofil boyanan
granüller görülür.
• Zayıf bir golgi sistemi bulunur
• Endoplazmik retikulum yoktur
• T lenfositler kemik iliğinden çıktıktan sonra
gelişimlerini tamamlamak için timusa giderler
• Granüllü büyük lenfositler NK hücreleri ya
da sitotoksik T lenfositleridir.
• T lenfositler:
• Esas gelişimlerini timusta tamamlayan T
lenfositler kan ve dokulara dağılırlar
• T hücrelerinin antijeni tanıyabilmeleri için
yüzeylerinde protein yapılı T hücre
reseptörleri vardır. Bu reseptörler ile
aldıkları sinyalleri hücre içine iletirler. Bu
nedenle T lenfositler aracılığı ile
gerçekleştirilen immunite hücresel
immunite olarak adlandırılmıştır
• T Lenfositlerin de alt grupları vardır (Th,
Tc)
• Hücre yüzey reseptörüne bağlanan antijen
tarafından uyarılan T lenfositler sitokin adı
verilen immun modülatörleri üretirler
• B Lenfositler:
• Lenfoid kök hücreden gelişen B lenfositler
dolaşımda plazma hücrelerine dönüşerek
antikor üretirler
• Naturel killer hücreler:
• Virüsle enfekte hücrelerin veya tümör
hücrelerinin yüzeyindeki sinyalleri alarak
onları yok ederler
Lenfositoz sebepleri
•
•
•
•
•
•
•
1- Kronik enfeksiyonlar
2- Viral enfeksiyonlar
3- Lösemi
4- Non Hodgkin Lenfoma
5- Hipertiroidi
6- Addison hastalığı
7- Hipopitütiarizm
FAGOSİTLER
• Fagositler lenfositler veya antikorlar
tarafından yabancı olarak tanımlanan
antijenleri içlerine alarak sindiren immün
effektör hücrelerdir
• Fagositler iki kategoriye ayrılırlar:
• Polimorfonükleer lökositler (Granülositler) •
nötrofiller, bazofiller, eosinofiller
• Agranülositler- Monosit-makrofajlar
• Polimorfonükleer lökositler
• Boyandıklarında gözle görülebilen salgı
tanecikleri taşımalarından ötürü granülosit
adı verilen bu hücreler nötrofil, bazofil ve
eosinofillerdir.
• Granülositler standard hematolojik kan
yaymalarında çekirdeklerinin parçalı
görünümüne ek olarak boyanma özellikleri
ile de birbirlerinden ayırd edilebilir.
• Nötrofiller pembe boyanırken, eozinofiller
kırmızı, bazofiller mavi renge boyanır
• Granülositler inflamasyon sahasına ilk
varan hücrelerdir. Çeşitli bakteriyal
infeksiyonlara karşı organizmanın
savunmasında önemli rol oynarlar
Nötrofiller
• Fagositoz yapan hücrelerdir.
• Dolaşımdan kısa süre sonra dokuya geçerler
• Lökositlerin % 55-65’ini, granülositlerin ise %90
kadarını oluştururlar.
• Nükleusları ince kromatin iplikleri ile bağlanan 35 lob (genellikle 3 lob) içerir. Sitoplazmalarında
çok ince toz şeklinde granüleri bulunur.
• Şekil A ve B çekirdeklerindeki lob sayısı beşten
az olan olgun nötrofilleri göstermektedir.
• Bazı nötrofillerin nükleusları loblara
ayrılmamıştır. “C” veya “S” şeklinde olabilirler.
Bu hücreler nötrofillerin genç şekilleridir. Çomak
veya Stab olarak isimlendirilirler. Çomakların
oranı normalde %5’i geçmez. (şekil C)
• Nötrofil yapımı çok arttığı zaman genç
hücrelerin oranı artar. Buna “Sola Kayma”
denir.Sola kayma enfeksiyonun şiddeti
hakkında fikir verir. (şekil C)
• Şekil D çekirdeği beşten fazla loblu
(hipersegmente) parçalı nötrofili
gösteriyor. Çoğaldıklarında “sağa kayma”
dan söz edilir.
• Şekil E sitoplazmada toksik granülasyon
• Şekil F) Kadınlarda iki X kromozomuna
tekabül eden davul tokmağı şeklindeki
çekirdek çıkıntısı (Barr cisimciği).
• Sitoplazmada bulunan azurofil granüllerde asit
hidrolazlar (asit fosfataz), myeloperoksidaz,
lizozim ve β-glukuronidaz gibi lizozomal enzimler,
peroksidaz, muramidaz ve katyonik antibakteriyal
proteinler bulunur.
• Daha spesifik granüllerde laktoferrin, kollajenaz,
jelatinaz ve alkali fosfataz gibi enzimler yer alır
• Granüllerde depolanan bu mikrobisidal proteinler
ve protezlar değişik uyaranlara cevap olarak
degranülasyonla açığa çıkarlar.
• Sonuçta hem vasküler geçirgenlikte artış ve
ödeme yol açar hem de kemotaktik ajanlar açığa
çıkararak inflamasyonda rol oynarlar.
• Kanda nötrofil sayısının artmasına nötrofili,
azalmasına nötropeni denir.
Nötrofili sebepleri
• a) Fizyolojik sebepler:
•
1. Egzersiz
•
2. Sempatik aktivasyon
• b) Patolojik Sebepler:
•
1.Travmalar
•
2. Kanamalar
•
3.Tümörler (Özellikle Hodgkin Lenfoma)
•
4. Enfeksiyonlar
•
5. Yabancı protein girişi
•
6. Zehirlenmeler
•
7. Operasyonlar
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
8. Myokard enfarktüs
9. Akciğer enfarktüsü
10. Yanıklar
11. Akut hemoliz sonrası
12. Kolljen doku hastalıkları (SLE, PAN)
13. Akut böbrek yetmezliği
14. Myeloproliferatif hastalıklar
15. Kortizon tedavisi
16. Fulminan hepatit
17. Eklampsi
18. Diabetik asidoz
19. Dehidratasyon
Eozinofiller- Asidofil Granulosit
• Lökositlerin %2-3’ünü oluştururlar.
• Nükleusları genellikle 2-3 lobludur.Lobların
duruş şeklinden dolayı çekirdekleri Heybe
veya Gözlük şekline benzetilir.
• Sitoplazmaları iri kırmızı-pembe
granüllerle doludur.
• Eozinofil sayısının artmasına Eozinofili
denir.
• Pek çok hastalıkta dokuya yerleşirler.
Dokudaki ömürleri 1 haftadır.
• Hücre yüzeyinde Ig reseptörleri vardır.
Antijen bağlı antikor bu reseptörlere
bağlanınca degranüle olurlar.
• Allerjilerde ve helmit enfeksiyonlarında rol
alırlar.
• A, B, C- Normal eozinofillerde, çekirdek
genellikle iki lobludur. Koyu portakal sarısı
boyanan granüller çekirdeği örtmez.
• D, E, F- Bazofil parçalılar. Siyaha yakın
koyu mavi boyanan bazofil granüller
genellikle çekirdeği de örttüğünden
çekirdek yapısı iyi seçilemez.
Eozinofili nedenleri:
• 1- Paraziter hastalıklar (barsak kurtları, kist
hidatik, trişinozis.)
• 2- Alerjik durumlar (ürtiker, bronşiyel astım,
alerjik rinit, anaflaksi, anjiyonörotik ödem.)
• 3- Deri hastalıkları (psoriazis, egzema)
• 4- Malign tümörler (Hodgkin hastalığı,
myeloproliferatif hastalıklar, splenektomi sonrası,
ışın tedavisi sonra
Bazofiller
• Lökositlerin %0,5-1’ini oluştururlar.
• Preperatlarda bulunmaları oldukça güçtür.
İri granülleri yüzünden nükleusları zor
görülür.
• Sitoplazmada heparin, histamin gibi
moleküller içeren granüller vardır.
Anaflakside hedef hücrelerdir.
• Bazofil artışına Bazofili denir.
Agranülositler: Monosit-makrofajlar
•
•
•
•
Monositler:
Lökositlerin %5-6’sını oluştururlar.
Periferik kandaki en büyük hücrelerdir
Nükleusları kırmızı-mor renkte, yuvarlak, oval,
badem veya fasulye şeklinde olabilir.
• Sitoplazmaları geniştir. Sitoplazmada ince azürofil
granüller bulunabilir
• Monositler uzun ömürlü hücrelerdir, aylarca,
yıllarca yaşarlar.
• Monositler periferik kandan dokulara geçerek
makrofajları oluştururlar
• Makrofajlar bağ dokusu, karaciğer, akciğer,
sinir sistemi, seröz boşluklar, lenfoid
organlar, kemik ve eklemlerde bulunur.
• Çok sayıda intraselüler bakterisid etkili
lizozim içerirler. Fagositoz yaparlar.
Monositoz sebepleri:
• 1- Kronik bakteriyel enfeksiyonlar (tüberküloz,
bruselloz, subakut bakteriyel endokardit)
• 2- Akut enfeksiyonların nekahat dönemi.
• 3- Sıtma
• 4- Tifüs
• 5- Hodgkin hastalığı
• 6- Ulserotif kolit
• 7- Kronik inflamatuar enterit (Crohn Hastalığı)
• 8- Kollajen doku hastalıkları
• 9- Lösemi
• Makrofajların görevleri:
• Polimorfonükleer lökositlerin fonksiyonu
sonucu ortaya çıkan hücresel artıkları
temizlemek ve polimorfonükleer lökositlerin
sindiremediği antijenleri tahrip etmektir.
• Ayrıca makrofajlar antijenleri işlemleyerek
lenfositlerin tanıyabileceği bir forma
dönüştüren (antijen sunan) hücrelerdir
• Nekroze hücre artıklarını temizlerler (AMI,
yanık, travma vs. sonrası)
Fagositlerin fonksiyonel özellikleri:
•
•
•
•
Kemotaksis
Fagositoz
Oksijen radikalleri üretimi
Antijenin hücre içinde sindirilmesi
Kemotaksis
• İnflamasyon esnasında hücresel ve
humoral öncülerden lokal olarak pek çok
kemotaktik substratlar (kemoatraktanlar)
salınırlar.
• Fagositik hücreler kemotaktik ajanların
artışını algılayarak inflamasyon bölgesine
giderler. Bu olay kemotaksis olarak
adlandırılır
Majör kemotaktik ajanlar
•
•
•
•
•
Komplemanın C5a fragmanı
LTB4
Lenfosit türevi kemotaktik faktör
Platalet faktör 4
Bazı bakteri ürünleri
• Kemotaksis kemotaktik ajanların fagositik
hücrelerin yüzeyinde bulunan spesifik
reseptörlere bağlanmaları ile başlar
Kemotaktik ajanlar fagositik hücrelerde,
• Lizozomal sindirim enzimlerinin salınımını
uyarır
• Bakterileri yok etmekte görev alan
süperoksid iyonlarının üretimini arttırır
• Membran fosfolipidlerinden araşidonik asit
salınımını ve araşidonik asitten
prostaglandin ve lökotrienlerin sentezini
uyarır
Fagositoz
• Fagositik hücrelerin mikroorganizmaları
sindirmesi işlemine fagositoz denir
• Fagositoz için;
• - ATP
• - Aktin, miyozin
• - Mikrotübüller ve mikroflamentler
• - 2+ değerlikli katyonlar
• gereklidir
• Sindirilecek materyal fagositik hücrenin
yüzeyindeki reseptörlere bağlandıktan sonra
plazma membranının invaginasyonu ile hücre
içine alınır
• İnvaginasyon sonucu plazma membranı ile sarılı
fagositik vakuoller (fagozom) oluşur
• Fagozomlar lizozomlarla birleşerek
fagolizozomları oluşturur
• Bakteriler lizozomal enzimlerle (katepsin D ve G,
kollajenazlar, elastaz) sindirilir. Lizozomal
enzimler lökosit dışına da salınarak çevre
hücrelere zarar verirler (örnek:bazı romatizmal
hastalıklar)
Solunumsal patlama
• Bakterinin lökosit tarafından invaginasyonu ile
birlikte hücre içinde solunumsal patlama
gerçekleşir
• Fagositozun başlangıcında makrofajların oksijen
alımları normalin 10-20 katı kadar artmakta ve
mitokondride kullanılmayan fazla miktardaki
oksijen solunum patlamasına yol açmaktadır
• Bu şekilde ortamdaki oksijeni alan
nötrofiller anaerob bakterilerin ölmesine
neden olur
• Aerob bakteriler ise lizozomal enzimler ve
hipokloröz asit ile yok edilir
• Solunumsal patlamada oksijen tüketimi ve
süperoksid iyonu (O2-) oluşumu artar
• Süperoksid iyonu hedef moleküller
üzerinde kısmen direkt etki gösterir. Esas
sitotoksik etki hipoklorid tarafından
oluşturulur
Süperoksid iyonu ve diğer toksik oksijen
metabolitlerinin oluşumu
• Solunumsal patlama sırasında hücreye
glukoz akışı artar
• Pentoz fosfat yolu hızlanır ve NADPH
sentezi artar
• Plazma membranının dış yüzeyinde
bulunan NADPH oksidaz’ın katalizlediği
reaksiyonla NADPH oksitlenirken lokal
olarak süperoksid anyonu oluşur
•
NADPH oksidaz
• NADPH + O2
NADP+ + O2.• Süperoksid anyonu ya hücre dılına çıkar
veya fagolizozomun içine girer.
Süperoksid anyonu süperoksid dismutazın
katalizlediği bir reaksiyonla hidrojen
perokside indirgenir
•
•
Süperoksid dismutaz
2H+ + O2.-
H 2O 2 + O 2
• Hidrojen peroksidin bakterisidal etkisi
zayıftır ancak hidrojen peroksid
myeloperoksidaz tarafından katalizlenen
bir reaksiyonla klorinasyona uğrar ve
hipokloröz asit oluşur. Hipokloröz asidin
iyonizasyonu ile açığa çıkan hipoklorid
sitotoksiktir, bakterileri öldürür
•
Myeloperoksidaz
• H2O2 + ClHOCl + OH-
Download