globalle*me ve bütünle*me kavramı *le uluslararası kurulu*lar

advertisement
GLOBALLEŞME VE BÜTÜNLEŞME
KAVRAMI İLE ULUSLARARASI
KURULUŞLAR
Hazırlayanlar:
Burak SIRKINTI
Ceren ÖZEREN
Begüm ORAL
GLOBALLEŞME (KÜRESELLEŞME) KAVRAMI

Küreselleşme, dünya ölçeğinde ekonomik, siyasal ve kültürel bütünleşme,
fikirlerin, görüşlerin, pratiklerin, teknolojilerin küresel düzeyde kullanılması,
sermaye dolaşımının evrenselleşmesi, ulus-devlet sınırlarını aşan yeni ilişki ve
etkileşim biçimlerinin ortaya çıkması, mekanların yakınlaşması, dünyanın
küçülmesi, sınırsız rekabet, serbest dolaşım, pazarın dünya ölçeğinde
büyümesi ve ulusal sınırların dışına çıkması, kısaca dünyanın tek pazar haline
gelmesidir.
BÜTÜNLEŞME KAVRAMI

“Entegrasyon” ya da “bütünleşme” sözcükleri birleşme, bir araya gelme
anlamını taşımaktadır. Günümüzde bu kavram siyasi, askerî ve sosyal boyutlar
içerse de, ekonomik boyutuyla da iktisat literatüründe ele alınmaya
başlanmıştır.

Bütünleşmeye yönelmiş bir oluşum, devletlerin birlikteliğini değil, ulusların ve
halkların birliğini sağlama yolundaki faaliyetlere işaret etmektedir.

Bütünleşme yoluyla bir araya gelme kararı veren aktörler, yapılarını,
politikalarını ve araçlarını uyumlaştırmayı değil, ‘birleştirme’ yi kabul etmiş
olurlar.
BÜTÜNLEŞME ÖRNEKLERİ

Küreselleşme olarak nitelendirdiğimiz bu serbestleşme hareketi iki yönde gelişmektedir:

1- Evrensel Yaklaşım
- Gümrük tarifeleri
- Diğer ticaret kısıtlamalarının kaldırılması ya da azaltılmasını

2- Bölgesel İktisadi Birleşmeler(Ekonomik Entegrasyonlar)
- İyi ikili siyasi ilişkiler
- Coğrafi yakınlık
- Ortak bir sınır
- Küçük ekonomik ölçek
- Ticarette açıklık
Başlıca Kuruşlar:

İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD)

IMF (Uluslararası Para Fonu)

Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS)

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası(EBRD)

Kanada - ABD Serbest Ticaret Anlaşması (CUSTA)

Avustralya - Yeni Zelanda Arasındaki Ekonomik Yakınlaşma için Ticaret Anlaşması (ANZCERTA)

Avrupa Ekonomik Alanı - AEA (The European Economic Area)

Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA)

Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS)

Batı Afrika Ekonomik Topluluğu (CEAO)

Latin Amerika Entegrasyon Topluluğu (LAIA)

Güneydoğu Asya Ulusları Topluluğu (ASEAN)
İKTİSADİ İŞBİRLİĞİ VE GELİŞME
TEŞKİLATI (OECD)
İktisadi İşbirliği ve gelişme teşkilatı (OECD), Batı ülkeleri arasındaki işbirliğini
simgeleyen temel kuruluşlardan biridir. OECD, 14 Aralık 1960 tarihinde imzalanan
Paris sözleşmesi ile kurulmuş, 30 Eylül 1961 tarihinde resmen faaliyete
başlamıştır. OECD'nin 20 kurucu üyesi bulunmaktadır (ABD, Kanada, Fransa,
Hollanda, Lüksemburg, Almanya, İtalya, Portekiz, Birleşik Krallık, Hollanda,
Danimarka, İrlanda, Yunanistan, İsviçre, Avusturya, İsveç, İzlanda, Norveç ve
Türkiye. AT Komisyonu da OECD' de temsil olunmaktadır). Daha sonra, Japonya,
Finlandiya, Avustralya ve Yeni Zelanda "tam üye" olarak, Yugoslavya ise "ortak
üye" statüsü ile bu kuruluşa katılmışlardır. Ancak, Yugoslavya'nın dağılması ile
birlikte bu ülkenin "ortak üyelik" statüsü hukuken ortadan kalkmıştır.
İİT VE İSEDAK

İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK),
İslam dünyasının çok taraflı ekonomik ve ticari işbirliğine yönelik ana
platformudur. İSEDAK, İslam ümmetinin ortak kalkınma sorunlarını belirlemek
ve çözümler üretmek üzere merkezi bir Forum olarak hizmet verir.

İİT'nin dört daimi komitesinden biri olan İSEDAK, 1981 yılında Mekke/Taif’te
düzenlenen 3. İslam Zirve Konferansı tarafından kurulmuştur. 1984 yılında
Kazablanka'da gerçekleştirilen 4. İslam Zirve Konferansı'nda Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının İSEDAK Daimi Başkanlığını üstlenmesiyle
operasyonel hale gelmiştir ve aynı yıl Bakanlar düzeyindeki ilk toplantısını
gerçekleştirmiştir. İSEDAK, dört kıtaya yayılmış 57 üye ülke ve 5 gözlemci
ülkeye sahiptir.
ÜYE ÜLKELER

Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Birleşik Arap
Emirlikleri (BAE), Brunei, Burkina-Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Endonezya, Fas,
Fildişi Sahili, Filistin, Gabon, Gambiya, Gine, Gine Bissau, Guyana, Irak, İran,
Kamerun, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Kornorlar, Kuveyt, Libya, Lübnan,
Maldivler, Malezya, Mali, Mısır, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya,
Özbekistan, Pakistan, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Surinam, Suudi
Arabistan, Tacikistan, Togo, Tunus, Türkiye, Türkmenistan, Uganda, Umman,
Ürdün, Yemen, Suriye (Üyeliği 14-15 Ağustos tarihlerinde düzenlenen IV.
Olağanüstü İTT Zirvesi’nde askıya alınmıştır.)
İSEDAK'ın hedefleri aşağıdaki gibidir:

İslam toplumunun ekonomik güçlükleri ile ilgilenmek ve Üye Devletlerin kalkınma
çabalarına katkıda bulunmak.

İSEDAK Stratejisinin vizyon ve ilkelerine uygun olarak Üye Devletler arasında bilgi
üretmek ve yayılmasını sağlamak, deneyim ve en iyi uygulamaları paylaşmak, ortak
bir anlayış geliştirmek ve politikaların yakınlaşmasını sağlamak

Uluslararası ekonomik ve ticari konuları tartışmak üzere Üye Devletlere merkezi
bir forum olarak hizmet vermek.

Üye Devletler arasında ekonomik ve ticari işbirliğinin güçlendirilmesi için mümkün
olan tüm imkanları kullanmak.

Üye Devletlerin refahının artırılması amacıyla programlar geliştirmek ve öneriler
sunmak.

Üye Devletler arasında ekonomik ve ticari işbirliği ile ilgili İİT faaliyetlerinin genel
koordinasyonunu sağlamak.
GATT

1929 Dünya Ekonomik Krizi ile ortaya çıkan sorunlar, artık devletin ekonomiye müdahalesini
kabul etmeyen Klasik görüşün bir kenara bırakılarak yerine yüksek tarifeler, ithalat
kısıtlamaları ve yasakları, yüksek oranlı devalüasyonlar ve ihracat teşvikleri ile iç ve dış
dengeyi sağlamayı amaçlayan müdahaleci bir iktisat politikasına başvurulmasını zorunlu hale
getirmiştir. Bu da, dünya ticaretinin azalmasına ve krizin tüm dünyaya yayılmasına sebep
olmuştur. II. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya ticaretini serbestleştirmek amacıyla başlatılan
girişimler ağırlık kazanmış ve savaşta yıkılan ekonomilerin düzelmesini hızlandırmak,
uluslararası ekonomik ve mali sistemi kurmak için daha savaş bitmeden 1944 yılında
Amerika’da Bretton Woods konferansları yapılmıştır.

GATT’ın amaçlarına bakıldığında; ticari ve ekonomik alandaki ilişkilerin arttırılması, üye
ülkelerin yaşam standartlarının yükseltilmesi, tam istihdamın gerçekleştirilmesi, dünyadaki
üretim kaynaklarının etkin kullanımı gibi hedeflerin dışında, anlaşmada belirtilmemiş olan
temel düşünce ise; uluslararası rekabet sistemini kurabilmek için üye ülkeleri, korumacı
politikalardan uzaklaştırarak uluslararası ticareti serbestleştirme, yani dış ticarette
liberalizmi teşvik etme olarak belirlenmiştir.
DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ
Merkezi İsviçre’ nin Cenevre kentinde bulunan WTO’ nun başlıca faaliyetleri;

GATT ve WTO anlaşmalarını yürütmek

Uluslararası ticarete ilişkin anlaşmazlıkları çözmek

Ticaret müzakereleri için forum oluşturmak

Ulusal ticaret politikalarını izlemek ve gelişmekte olan ülkeler için teknik
yardım sağlamaktır.
WTO’nun ulaşmak istediği ticaret sisteminin temel ilkeleri ise;

“Genel en fazla kayırılan ülke uygulaması” ile taraflardan birinin diğerine verdiği ayrıcalığın,
diğer taraflar için de geçerli olduğunun kabul edilerek uygulamanın yaygınlaştırılması ve
böylelikle ülkeler arasında ayrımcılığın önlenmesi ,

Ülkelerin kendi ürünleri, hizmetleri ve uyrukları ile diğer ülkelerin ürünleri, hizmetleri ve
uyrukları arasında ayrımcılık yapmalarının önlenmesi,

Kotalar, gümrük tarifeleri gibi ticaret engellerinin müzakereler yoluyla en aza indirilerek daha
serbest ticaretin sağlanması,

Tarifeler, tarife dışı engeller ve diğer önlemleri de içeren tüm ticaret engellerinin keyfi olarak
artırılmasını engellemek ve pazara giriş koşullarının yabancı teşebbüsler, yatırımcılar ve
hükümetler açısından kestirilebilir olması,

İhracat teşvikleri gibi “haksız” uygulamaların önlenmesi yoluyla daha rekabetçi bir
uluslararası ticaretin sağlanması,

Gelişmekte olan ülkelere uyum için daha fazla zaman, daha büyük esneklik ve ayrıcalıklar
tanınmasıdır.
IMF (ULUSLARARASI PARA FONU)

1945 yılında, ülkeler arasında ekonomik işbirliğini sağlamak, serbest ticareti
desteklemek, bu alandaki kısıtlamaları engellemek, döviz kurlarına kararlılık
kazandırmak, ve kısa vadeli dış ödemelerdeki zorlukların çözümüne yardımcı
olmak amacıyla kurulan Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) toplam 172 üyesi
bulunmaktadır.
Bu çerçevede sürdürülen faaliyetler;

Üye ülkelerde uygun makroekonomik ve yapısal politikalar uygulanmasına

yardımcı olacak global ve sürekli bir büyümenin sağlanmasına katkıda
bulunmak,

Üye ülkelerde uygulanan politika reformlarının sonuçlarının yoksul kesimler
üzerindeki muhtemel etkilerinin değerlendirilmesi konusunda yardımcı olmak,

Söz konusu programların yoksul kesim üzerinde olumsuz etkiler yapması
durumunda reform programlarına sosyal güvenlik ağının dahil edilmesi
konusunda yine üye ülkelere yardım etmek,

Ayrıca, Fon' un desteklediği programları uygulasın veya uygulamasın, üye
ülkelerde etkin bir sosyal güvenlik ağı kurulması konusunda teknik yardım
sağlamaktır.
KUZEY AMERİKA SERBEST TİCARET
ANLAŞMASI (NAFTA)

Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) 12 Ağustos 1992 yılında ABD,
Kanada ve Meksika arasında imzalanmıştır. NAFTA, üye ülkeler arasında tüm
ticareti ve yatırımları sınırlayıcı engellerin GATT kuralları çerçevesinde ve
belli bir geçiş süreci dahilinde kaldırılarak bölgede bir serbest ticaret alanı
oluşturulmasını öngörmektedir. 1992 yılı itibarıyla 360 milyon nüfusa ve 6
trilyon dolarlık gayri safı milli hasılaya sahip NAFTA’ nın üyeleri arasında
ekonomik ağırlığı en yüksek olan ülke ABD' dir. ABD, bölgesel üretimin %85’
inden fazlasını üretmekle birlikte, bölge nüfusunun yaklaşık % 70’ ini de
barındırmaktadır.

NAFTA’ nın en büyük özelliği değişik gelişmişlik düzeyindeki ekonomileri bir
araya getirmiş olmasıdır. Kişi başına düşen gayri safı milli hasıla ABD’ de
21.057 dolar, Kanada’ da 20.385 dolar iken Meksika’ da 2.393 dolar’ dır.

Türkiye ile NAFTA üyesi ülkeler arasındaki ticari ilişkilerin daha ziyade ABD ile
yoğunlaştığı görülmektedir. 1992 yılı itibariyle toplam ihracatın %6.3'ü NAFTA
üyesi ülkelerle gerçekleşmiş olup, ABD'ye ihracat toplam ihracatın 5.5'ini
oluşturmuştur. 1992 yılı itibarıyla, NAFTA ülkelerinden yapılan toplam ithalatın
%12'si bu üç ülkeden gerçekleştirilirken. İthalatta en büyük payı yine ABD
almıştır. NAFTA üyelerinden Kanada ve Meksika ile ticaretimizin zayıf olduğu
göze çarpmaktadır
GÜNEYDOĞU ASYA ULUSLARARASI
TOPLULUĞU

ASEAN Örgütü’nün temeli Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur ve Tayland
Dışişleri Bakanlarının 8 Ağustos 1967’de Bangkok’ta imzaladıkları beş maddelik
bildirgeyle atılmıştır.

Sözkonusu bildirgede ASEAN’ın kuruluş amaçları; ekonomik, sosyal, kültürel,
teknik, eğitim ve diğer alanlarda işbirliği gerçekleştirilmesi ile adalet
kavramına, hukuka ve Birleşmiş Milletler ilkelerine saygı çerçevesinde
bölgesel barış ve istikrarın sağlanması olarak belirlenmiştir.

ASEAN’ın kuruluş yıllarında ön planda olan çatışmaların durdurulması ve siyasi
istikrarın sağlanması gibi hususlar, Soğuk Savaş sonrası dönemde yerini
ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine yönelik çabalara bırakmıştır.
2014 Kasım ayında Myanmar’da düzenlenen 25. ASEAN Zirvesi sonucunda, 2015
Sonrası ASEAN Topluluğu Vizyonu'nun temel unsurları geliştirilmiştir.
Sözkonusu unsurlar arasında;

-ASEAN Siyasi-Güvenlik Topluluğu,

-ASEAN'ın Temel İlkelerine Bağlı Kalma,

-Barış, Güvenlik ve İstikrarın Sürdürülmesi ve Arttırılması,

-ASEAN'ın Dış İlişkilerinin Derinleştirilmesi ve Genişletilmesi,

-ASEAN Ekonomik Topluluğu,

-ASEAN-Sosyo-Ekonomik Topluluğu yer almaktadır.

Ayrıca, 2015 Nisan ayında Malezya’da düzenlenen ASEAN Zirvesi sonucunda;

-“İnsan Odaklı ve İnsan Merkezli ASEAN Kuala Lumpur Bildirisi”,

-“Küresel Ilımlılar Hareketi Langkawi Bildirisi”,

-“Afetler ve İklim Değişikliğine karşı ASEAN, ASEAN Toplulukları ve İnsanlarının
Direncinin Kurumsallaştırılması ASEAN Bildirisi” kabul edilmiştir.

Sözkonusu zirve sırasında ele alınan konular arasında; ASEAN Topluluğunun
teşkili, 2015 sonrası ASEAN Vizyonu, Güney Çin Denizi üzerindeki hak iddiaları,
“Küresel Ilımlılık Hareketi” ve aşırılık ve terörizm ile mücadeleye dikkat
çekilmiştir.

Öte yandan, 1997 yılında oluşturulan ASEAN+3 Forumu çerçevesinde, ASEAN
ülkeleri ile ÇHC, Japonya ve Güney Kore arasında siyasi, ekonomik ve sosyokültürel işbirliğinin geliştirilmesine yönelik istişareler gerçekleştirilmektedir.
BATI AFRİKA ÜLKELERİ EKONOMİK
TOPLULUĞU (ECOWAS)

Fransız Batı Afrikasında ekonomik ilişkileri sürdürebilmek amacıyla 1959
yılında Batı Afrika Gümrük Birliği (CEAO) kurulmuştu. Birliğin başarısız olması
sonucu aynı ülkelere başka grupların katılmasıyla ECOWAS 18 Mayıs 1975
yılında Laeos Anlaşmasının imzalanması ile kuruldu ve anlaşma 1977 yılında
yürürlüğe girdi. ECOWAS aynı zamanda Batı Afrika'da yer alan iki alt bölgesel
grubu da kapsamaktadır. Bunlar Batı Afrika Ekonomik Topluluğu (CEAO) ve
Mano Nehri Birliğidir (MRU). Böylece ECOWAS' a dahil ülke sayısı 16' ya
ulaşmaktadır.

ECOWAS üyesi ülkeler ise şunlardır: Yeşil Burun, Gambiya, Gana, Gine- Bissau,
Nijerya ve Togo.

CEAO üyesi ülkeler ise şunlardır: Benin, Burkina Faso, Fildişi Kıyısı, Mali,
Moritanya, Nijer ve Senegal.

MRU ise şu ülkelerden oluşmaktadır: Gine, Liberya ve Sierra Leone.
G-20

20 Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı Grubu, dünyanın en büyük
ekonomileri arasında yer alan 19 ülkeden ve Avrupa Birliği Komisyonu'ndan
oluşuyor. Daha çok İngilizce Group of 20 (20 Grubu) kavramının kısaltması
olan G20 adıyla bilinir. G-20 ülkelerini Almanya, ABD, Arjantin, Avustralya,
Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore,
Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi
Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği Komisyonu oluşturuyor.

G20'ye üye 19 ülkenin hepsinin milli geliri dünyada ilk 31'de yer
alıyor. Tayvan, İsviçre, Norveç, İran ve Venezüella, ekonomik olarak bazı
üyelerden daha büyük olmalarına rağmen G20'de bulunmuyor. Birçok Avrupa
Birliği ülkesi de, G20'de bağımsız olarak değil sadece AB Komisyonu olarak
temsil ediliyor. 1975 yılında Fransa’nın Rambouillet şehrinde, Amerika Birleşik
Devletleri, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Almanya ve Japonya’nın,
Devlet/Hükümet Başkanları düzeyinde katıldığı bir toplantı düzenlenmiştir.
1976'da San Juan, Porto Riko’da Kanada’nın da katılımıyla G-7 ortaya
çıkmıştır.

1977-1991 yılları arasında bu üye sayısı sabit kalmış, 1991’den sonra SSCB'nin
yerine kurulan Rusya Federasyonu, G-7 üyeleriyle, Zirve Sonrası Diyalog adı altında
bir araya gelmiş, 1994 yılındaki Napoli Zirvesi'nden sonra ise, Siyasi 8 adı altında
toplantılar düzenlemişlerdir. Denver Zirvesi’nde Rusya ilk kez, mali-ekonomik
konular dışındaki görüşmelere katılmış ve 1998’deki Birmingham Zirvesi’nde G8 tam anlamıyla oluşmuştur.

Doğu Asya, Rusya ve Brezilya'da beliren ekonomik ve mali bunalımlardan sonra,
kendilerini yakından ilgilendiren sorunlara çözüm yollarının, yükselmekte olan
Pazar ekonomisi ülkeleriyle işbirliğinden geçtiğini, G7/8’ler anlamakta
gecikmemişlerdir. Danışma amaçlı ve daha geniş kapsamlı olmak üzere, G-22, G26 ve G-33 oluşturulmuş, ancak sayı arttıkça, etkinlik azalmıştır.

Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarından oluşan G20, şimdiye dek sadece
yedi kez devlet başkanları düzeyinde bir araya geldi. G20 devlet başkanları
sekizinci kez Türkiye’nin Antalya şehrinde toplandı.
AVRASYA EKONOMİK TOPLULUĞU

Sovyetler Birliği’nin yıkılması eski Sovyet coğrafyasında ülkeler arasında
kurulmuş olan işbirliği düzeyi ve etkileşimin önemli ölçüde kaybolmasını
beraberinde getirmiştir. Bu durum 1990’ların ilk yarısında bölge ülkelerini,
ulusal stratejiler temelinde yeni ekonomik ortaklıklar arama ve batıya
entegre olma stratejisine yöneltmiştir. Bununla birlikte siyasi ve ekonomik bir
dönüşüm yaşayan Avrasya bölgesinde geçiş sürecinin ortaya çıkardığı negatif
etkiler kaybolan siyasi ve ekonomik bağlarının yeniden kurulması ihtiyacını
ortaya çıkarmıştır. Bu çerçevede BDT coğrafyasını kapsayan bir “Avrasya
Birliği” kurulması düşüncesi ekonomik ve siyasi bir hedef olarak ortaya
konulmaya başlanmıştır. Post-Sovyet alanda bölgesel entegrasyon hedefi
Avrasya Ekonomik Topluluğu öncesinde birçok girişimi beraberinde getirmiş
olsa da bölgesel entegrasyon süreci ancak Vladimir Putin’in iktidara gelmesi
sonrasında Rusya liderliğinde önemli bir ivme kazanabilmiştir.

Avrasya Ekonomik Birliği'ne (AEB) giden süreç, Rusya ile Belarus arasında 1995
yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşması ile başlamıştı. Bunun ardından, 2000
yılında Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, Avrasya Ekonomik
Topluluğu'nu kurdu. 2010 yılındaysa, Rusya, Kazakistan ve Belarus arasında gümrük
birliği kuruldu ve bu üç ülke, yoğun ekonomik entegrasyona yöneldi.

Gümrük Birliği'ni oluşturan bu üç ülkenin liderleri Mayıs 2014'te, Avrasya Ekonomik
Birliği'nin kuruluşuna ilişkin anlaşmayı imzaladı. Belarus'un başkenti Minsk'te 10
Ekim 2014'te düzenlenen zirvesinde Ermenistan'ın Avrasya Ekonomik Birliği'ne üye
olmasına ilişkin anlaşma imzalandı.

Avrasya Ekonomik Birliği'nin kuruluşuna ilişkin anlaşma ise 1 Ocak 2015 tarihinden
itibaren yürürlüğe girdi. Avrasya Ekonomik Birliği'nin, Avrasya coğrafyasındaki
ülkelerin pek çoğunu kapsayacak şekilde, Avrupa Birliği'ne benzer uluslar üstü bir
birlik olması hedefleniyor. Birlik üyeleri arasında mal, hizmet, sermaye ve işgücü
dolaşımının serbest hale gelmesi planlanıyor. Mayıs ayından sonra Kırgızistan'ın da
üye olması beklenen AEB‘ ye Tacikistan ise aday ülke konumunda.

Ülkemizin bu topluluğa katılımının görüşüldüğü şu dönemde ekonomik açıdan
yaklaşırsak, AEB ülkeleri dünyada petrol ve doğalgaz üretiminde birinci. 170
milyonluk nüfus ve 2.7 trilyon dolarlık ekonomik hacmi var. Türkiye 170
milyonluk toplumun ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir ülke olabilir. AEB’nin
pazar ekonomisine de katkı sağlayabilecek bir ülke. Türkiye, Kafkaslar
üzerinden Orta Asya’ya açılabilir ve Kazakistan ürünleri, Türkiye’ye bu sayede
daha kolay ulaşabilir.
KAYNAKÇA:

SEYİDOĞLU, Halil; Uluslararası İktisat, 9. Baskı, Güzem Yayınları, İstanbul, 1993

CANBOLAT, İbrahim (2011). Uluslararası Sistem, Avrupa Birliği: Bir Dönüşüm Analizi, Alfa Basım Yayım, İstanbul

DEDEOĞLU, Beril (2003). Adım Adım Avrupa Birliği, Çınar Yayınları, İstanbul

DINAN, Desmond (2009). Avrupa Birliği Tarihi, Çev. Hale Akay, Kitap Yayınevi, 2. Baskı, İstanbul

KARAKAŞ, Yusuf (2002). Avrupa Birliği’nde Siyasal Entegrasyon, Siyasal Kitabevi, Ankara.

ALPAR Cem, ONGUN M. Tû ba, Dünya Ekonomisi ve Uluslararası Ekonomik Kuruluşlar, Türkiye Ekonomi Kurumu
Yayını, Ankara, 1987.

Bütünleşmeler, Alt Komisyon Rapor, Kitap 2, Ocak 1995

Dünyada Küreselleşme ve Bölgesel Bütünleşmeler, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu
Raporu, Ankara 1995

KARACA, Nil, http://www.maliye.gov.tr/apk/md144/gatt.pdf, Gatt’tan Dünya Ticaret Örgütü’ ne

İNCEKARA, Ahmet; Globalleşme ve Bölgeselleşme Sürecinde NAFTA ve Etkileri, İTO Yayınları, Yay.No:1995-14,
İstanbul, 1995.

“GATT Dosyası”, Gümrük Dergisi, Y.5,.S.13, Ankara, Haziran 1995.

İSEDAK, www.comcec.org

Rus Dış Politikasında Bölgeselleşme ve Rusya’nın Entegrasyon Stratejisi: Avrasya Ekonomik Topluluğu Osman
Ergül (Galatasaray University, Turkey)

AEB, tr.sputniknews.com
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER...
Download