ENDÜSTRİ`DE GÜRÜLTÜ ile OLUŞAN İŞİTME KAYIPLARI ve

advertisement
ENDÜSTRİ'DE GÜRÜLTÜ ile OLUŞAN İŞİTME KAYIPLARI ve
ALINACAK ÖNLEMLER
Prof.Dr.H.Hilmi Sabuncu
İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi, İş Sağlığı Bilim Dalı Başkanı
ÖZET :
Ülkemiz endüstrisinde, en sık rastlanan meslek hastalığı, gürültü ile oluşan işitme
kayıplarıdır. Meslek hastalığı istatistikleri konusunda tek kaynak olan S.S.K. İstatistik
yıllıklarında, çok fazla rastlanmayan endüstriyel işitme kaybına sahip insan sayısının, son
yıllarda yaptığımız çalışmalardan, 250 000' i aştığı rahatlıkla görülebilmektedir. Endüstriyel
açıdan çok önemli bir sağlık riski oluşturan gürültü, genel halk sağlığı açısından da önemli bir
sağlık sorunudur. Özellikle İstanbul'un değişik semtlerinde, aralıklarla yaptığımız uzun süreli
ölçmelerde bütün değerlerin "Gürültü Yönetmeliği" nde müsaade edilen değerleri geçtiği
görülmektedir. İnsanların en çok sessizliğe ihtiyacı olduğu hastanelerimizin yoğun bakım
ünitelerinde bile ölçtüğümüz değerler, son derecede yüksektir. Yüzyılımızın baş derdi olan
gürültü için yıllar önce Robert Koch' un söylediği sözlere hak vermemek mümkün değildir.
"Kolera ve Veba gibi hastalıklarla olduğu gibi, gürültü ile mücadele edeceğimiz yıllar yakındır"
İşte bu günler gelmiş ve geçmektedir, fakat insanlık, bu bela ile yeteri kadar mücadele
etmemektedir.
1. SES FİZYOLOJİSİ
İnsan kulağı titreşimi 20 Hz ile 20 000 Hz arasında olan sesleri işitebilmektedir,bu nedenle,
bu türdeki seslere "işitme sesi" denir. Deniz dalgaları, don , deprem , rüzgar sesleri gibi
kulağımızın algılayamadığı 20 Hz'in altındaki seslere "sesaltı" (infrases) , son zamanlarda
hastalıkların tanı ve tedavisinde çok fazla kullanılan, 20 000 Hz'in üzerindeki seslere de
"sesüstü" (ultrases) denir (Şekil 1). İnsan sesleri yaklaşık olarak 250 - 500 - 1000 - 2000 Hz'lik
frekanslarda yer almaktadır, erkek sesleri daha düşük frekanslarda (250 - 500 Hz) , kadın
sesleri ise daha yüksek frekanslarda (1000 - 2000 Hz) yer almaktadır(Şekil 2).
INFRASON
İŞİTME SESİ
Deniz
Dalgalan
Çağlayan
Sesi
Kuvvetli
Rüzgar
Don
Deprem
Şarkı
Soprano
Bas
ULTRASON
Quartz
Titreşimleri
Kıvılcımdan
Doğan Sesler
Müzik Aletleri
1/1000
20
20000
Şekil 1. Çeşitli seslerin frekansları
99
2000000Hz
Şekil 2. İnsan seslerinin frekans spektrumu
Ses'in işitilebilnıesi için , şiddetinin belli bir düzeye erişmesi gerekmektedir. Üstelik insan
kulağı her frekanstaki ses'e aynı duyarlılığı göstermemektedir. Yani insan kulağı farklı
frekanslarda, farklı şiddette işitme eşiklerine sahiptir (Şekil 3).
O halde işitme şiddetini de ifade eden şiddet skalası için belli bir frekans referans frekans
olarak seçilmeli ve skalalandırılmalıdır. İşte bu frekans uluslararası anlaşmalara göre 1000
Hz'dir ve işitme şiddeti, bu frekanstaki minimum işitme eşiği olan 0.0d02 mikroBar'lık ses
basıncı düzeyi temel kabul edilerek skalalandırılmıştır. Bu değerlendirmeye göre, fiziksel ses
şiddeti üstel arttığı halde, işitme şiddeti aritmetik olarak artmaktadır. Yani işitilen ses şiddetini
belirleyen dB (desibel) birimi, sesin fiziksel şiddetine ve ses basıncı düzeyine logaritmik olarak
bağlı bir birimdir.
I
(1)
NdB = 10 Log
Io
P
(2)
veya
N Db = 20 Log
Po
Yukarıdaki formüllerde görülen I herhangi bir andaki fiziksel ses şiddetini, Io işitilen
minimum fiziksel ses şiddetini; P, herhangibir andaki ses basıncı seviyesini, Po ise işitilen
100
minimum ses basıncı seviyesini ifade etmektedir. 2 numaralı formüle göre P/Po oranının farklı
değerlerinde, işitme şiddetinin dB olarak nasıl değiştiği Tablo l'de gösterilmiştir.
Tablo 1. Ses basıncı oranı ile işitme şiddeti arasındaki ilişki
P/Po
10
100
1000
10000
NdB
20
40
60
80
Tablo 1 'den de görüldüğü gibi, ses basıncı şiddeti oranı üstel arttığı halde işitme şiddeti
aritmetik olarak artmaktadır. Bu durum da göstermektedir ki, duyu organlarımız fiziksel şiddet
aşırı bir biçimde artsa bile sahip oldukları bu özellik nedeniyle kendilerini koruyacaklardır.
Uluslararası standartlara göre bir kişinin işitme düzeyi, üç frekanstaki seslerin (500, 1000,
2000 Hz) işitilme eşiklerine göre saptanır. Yani yapılan odyometrik muayenede, bir şahıs, 500
Hz'de 10 dB'lik bir sesi, 1000 Hz'de 20 dB'lik bir sesi, 2000 Hz'de 30 dB'lik bir sesi minimum
olarak işitmiş ise, şahsın işitme düzeyi, bu üç işitme düzeyinin ortalaması olan 20 dB'dir. Şekil
4 'de görüldüğü gibi uluslararası standartlar, 26 dB'e kadar kayıpları normal kabul etmekte,
yüzde olarak kişinin işitme kayıplarına göre belirlenen sağırlık skalası bu değerden başlayarak,
92 dB'lik bir kayıpta % 100'e ulaşmaktadır.
Şekil 4. işitme kayıplarına göre sağırlık yüzdeleri
2. İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN GÜRÜLTÜNÜN TANIMI
Gürültü , genellikle yapay olarak ortaya çıkan, niteliği ve niceliği bozulmuş, arzu edilmeyen
seslerdir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi, arzu edilmeme kavramı, gürültü'nün sübjektifliğini,
yani kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceğini, dolayısıyla özellikle psikolojik ve
nörovegetatif sistem üzerine etkilerinin de insanlarda farklı farklı olabileceğini göstermektedir.
Gürültünün anlamlı bir biçimde kişiden kişiye farklılık göstermeyen en önemli etkisi , işitme
üzerine etkisidir.
101
Ses'in niteliğinin bozulması, frekansları farklı bir çok ses dalgasının üst üste gelmesidir.
Gürültü'nün daha teknik bir tanımında " Gürültü anarşik ses dalgalarının süperpozisyonudur"
denmektedir. Diğer bir deyişle gürültü'nün frekans spektrumuna bakıldığında bir çok frekansta
seslerin yer aldığı bilinmektedir.
Ses'in niceliğinin bozulması ise, ses ne kadar nitelikli ve hoşa gider şekilde olursa olsun
şiddetinin insan vücuduna zararlı bir değere ulaşmasıdır. Örneğin hoşumuza giden çok güzel bir
müziğin ses şiddetinin 90 dB(A) düzeyini geçmesi işitme kayıplarına neden olacaktır. Tabii ki
gürültü'nün bu etkisi sonuçları en kolay biçimde görülen etkisidir. Psikolojik ve nörovegetatif
sistem etkileri daha düşük şiddetteki seslerde dahi başlayabilir. Fakat yine önemle belirtilmelidir
ki bu tür etkiler kişiden kişiye farklılıklar gösteren etkilerdir. Örneğin , klasik Türk müziği
hayranı olan ve klasik batı müziğini sevmeyen veya tam tersi bir özelliğe sahip bir kişi için,
rahatsızlık sınırlan, farklı müzik için farklı olacaktır.
3. ENDÜSTRİYEL İŞİTME KAYIPLARI - ENDÜSTRİYEL SAĞIRLIK
Uzun süre şiddetli gürültüye, örneğin 90 dB(A)'nın üzerindeki seslere maruz kalan kişilerde
iki türde işitme kaybı meydana gelir.
1. Geçici işitme kayıpları
2. Sürekli işitme kayıplan
Geçici işitme kayıpları, uzun süre gürültüye maruziyet sonucunda ortaya çıkan ve belli bir
süre dinlendikten sonra iyileşebilen işitme kayıplarıdır. Bu kayıplara ilişkin iyileşme süreleri
Şekil 5 ' de rahatlıkla görülebilmektedir. 90 dB(A)' lık bir gürültüye 100 dakika maruz kalma
sonucunda ortaya çıkan yaklaşık 18-20 dB'lik bir işitme kaybının ortadan kalkabilmesi için
gerekli olan iyileşme süresi yine yaklaşık olarak 1000 dakikadır, yani ortaya çıkan işitme
kaybının iyileşebilmesi için, maruz kalma süresinin 10 katı kadar bir iyileşme süresine ihtiyaç
olduğu ortadadır. Gürültü düzeyi arttıkça, oluşan işitme kaybının arttığı ve iyileşme süresinin
ise daha fazla arttığı aynı şekil'den rahatlıkla görülmektedir.
Şekil 5 : Değişik gürültü düzeylerine maruz kalmada oluşan geçici işitme kayıpları ve
iyileşme süreleri
Gürültülü ortamlarda çalışan insanlann yukarda bahsi geçen iyileşme sürelerine sahip olması
özellikle Endüstride mümkün değildir. 8 saatlik bir maruz kalma sonucunda en fazla 16 saatlik
bir dinlenme süresine sahip çalışanlarda bu işitme kayıplan, yığmalı bir biçimde oluşarak
sürekli işitme kayıplarını oluştururlar. Çok uzun süre işitme reseptörleri üzerine gelen bu
fiziksel enerji, bu reseptörlerin bozulmasına, yani sinirsel iyileşemez tipte işitme kayıplarına
neden olurlar. İşitme fizyolojisi bölümünde görüldüğü gibi kulağımızın en hassas işitmeye sahip
olduğu frekans bölgesi 4000 Hz'lik frekans bölgesidir. Bu nedenle aşırı gürültüye maruz kalma
102
sonucu ortaya çıkan işitme kaybı, en önce 4000 Hz'lik frekans bölgesinde oluşur ve diğer
komşu frekanslara doğru maruziyet süresi arttıkça devam eder. Yani 4000 Hz'lik frekans
bölgesinden sonra ilk etkilenen işitme frekansları 3000 ve 2000 Hz' 1er ile 6000 ve 8000
Hz'lerdir. Dolayısıyle gürültünün oluşturduğu işitme kayıplarında, işitme düzeyinin saptandığı
konuşma frekansları diye isimlendirilen işitme frekansları, daha sonra etkilenmektedir. (Şekil
6). Bu özellik bizlere konuşma frekansları etkilenmeden önce, gürültü ile oluşan işitme
kayıplarının erken tanısında ve korunmada önemli bir olanak sağlamaktadır.
Şekil 6 : Farklı gürültü düzeylerine, farklı sürelerde maruz kalan işçilerde oluşan
sürekli işitme kayıpları
Şekil 6'deki çizgilerin hangi grupları gösterdiği aşağıda bildirilmiştir.
(
) 31 kişilik, 85.66 dB(A)'lık gürültüye, 20.96 ay maruz kalmış,
(
) 20 kişilik, 95.56 dB(A)'lık gürültüye, 24.05 ay maruz kalmış,
(-x-x-x) 21 kişilik, 95.56 dB(A)'lık gürültüye, 80.85 ay maruz kalmış,
(*****) 14 kişilik, 95.56 dB(A)'lık gürültüye, 166.71 ay maruz kalmış kişilerin işitme
kayıplarını farklı frekanslarda göstermektedir.
Yukardaki bilgilerin ışığı altında gürültü ile oluşan işitme kayıplarının - Endüstriyel sağırlığın
özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
• Şiddeti 90 dB(A)' nın üzerindeki seslerde oluşurlar.
•
Çok özel işler (Tek taraflı kulaklık kullanan, rezervasyon veya santral çalışanları gibi)
dışında, işitme kaybı genellikle çift taraflıdır. Yani her iki kulakta da aynı düzeydedir.
• İlk işitme kaybı, kulağımızın 4000 Hz' lik frekansı işiten bölgesinde oluşur. Daha sonra
konuşma frekanslarını etkilemeye başlar.
• Oluşan işitme kaybı sinirsel tipte bir kayıp olduğundan, kesinlikle iyileşemez. Bu nedenle
gürültüden korunma son derecede önemlidir.
4. GURULTU'DEN KORUNMA YÖNTEMLERİ
Gürültünün etkilerinden korunmada kullanılacak yöntemleri iki
toplayabiliriz.
103
ana başlık altında
4.1. Teknik koruyucu önlemler :
Teknik koruyucu önlemleri de iki başlık altında toplayabiliriz:
a) Kaynakta ve Çevrede alınabilecek teknik koruyucu önlemler : Bu önlemlerin en başında
gürültünün ölçülmesi, makina başı izolasyon önlemleri veya çevrede alınabilecek izolasyon
önlemleridir.
b) Kişisel Koruyucu önlemler : Bu tip koruyucu önlemler gürültüde çalışan insanların
gürültüden korunabilmesi için geliştirilen kulak tıkaçlarını ve kulaklıkları kapsamaktadır. Kulak
tıkaçları, kulakta hava yolunu kapatan farklı özelliklerde olmak üzere yaklaşık 1 0 - 2 0 dB'lik
bir avantaj sağlayan, piyasadan rahatlıkla temin edilebilen malzemelerdir. Kullanımı kolay olan
110 dB'lik bir gürültüyü işitme kayıpları için limit değer kabul edilen 90 dB(A) 'nın altına
düşürebilen bu cihazlar endüstride yaygın biçimde kullanılmaktadır. Kulaklıklar ise, kulak
arkası kemiğini (Mastoid'i) kapatan bir yapıya sahip olduklanndan özellikle kemik yolu ile iç
kulağa iletilen seslerin izolasyonunda daha başarılı .olmaktadır. 20 - 40 dB'lik gürültü azaltması
avantajına sahip olan bu kulaklıklar, daha pahalı olmaları, ağır olmaları ve baş hareketlerini
kısıtladıkları için, endüstride, kulak tıkaçlarına göre daha az sayıda kullanılmaktadırlar. Şekil 7
'de her iki koruyucu cihazın kullanım şekli ile gürültünün azaltılması konusunda sağladıktan
avantajı gösterir eğri görülmektedir.
Şekil 7 : Kişisel işitme koruyucuları ve frekanslara göre gürültü azaltma miktarları
4.2. Tıbbi koruyucu önlemler.
Tıbbi koruyucu önlemleri de yine iki bölümde inceleyebiliriz.
a) İşe giriş muayeneleri: Gürültü riski taşıyan işlerde çalışacak kişilerin işitmeleri tam bir
odyometrik muayeneden geçirilmeli ve sağlık dosyasına konulmalıdır. Bu tür bir muayenede
amaç, diğer risklerde olduğu gibi ,(örneğin hipervetilasyonlu bir kişinin tozlu ortamda
çalışmasının önlenmesi gibi) kişinin o riskten daha çok etkilenmesinin önlenmesi şeklinde
olmayıp, sonradan gelebilecek sağlık zararlarının, kişinin işe girerken ki durumu ile
mukayesesini sağlamaktır. İşe giriş muayenesi sırasında kişide rastlanacak kısmi veya tam
sağırlık hali, bu tür gürültülü işlerde, gürültüye bağlı işitme kayıplannın oluşmasında avantaj
sağlamaktadır. Yaptığımız araştırmalarda, bir kulağında ileti tipi bir kayba sahip bir kişinin sağır
olan kulağının gürültüden etkilenmediğini, sağlam olan kulağının etkilendiğini görmekteyiz.Bu
104
nedenle gürültülü işyerleri için sağır vatandaşların, özürlü kabul edilmeyip, özellikle aranması
gereken çalışanlar olduğunu vurgulamak yerinde olacaktır.
b) Periyodik muayeneler: Bu tür muayenelerde tam bir odyometrik muayene yerine
yaptığımız çok fazla sayıda araştırmada kullandığımız ve tarama odyometrisi diye
isimlendirdiğimiz bir yöntemi kullanmak, bir çok bakımdan yerinde olacaktır. 2000 Hz , 4000
Hz ve 8000 Hz'lik işitme frekanslarında yapılan bu odyometrik muayene, düşük frekansları
kapsamadığından bir odyometrik oda gerektirmemekte sessiz sayılabilecek bir odada rahatlıkla
yapılabilmekte ve son derecede kısa bir zaman diliminde şüpheli vak'alar ayırdedilebilmektedir.
Saptanan işitme düzeylerinden 4000 Hz'de, gürültüden oluşan ilk kaybın ne düzeyde olduğu;
8000 Hz'de, yaşlanma ile oluşan işitme kaybının ne düzeyde olduğu; en önemlisi ise konuşma
frekanslarının gürültüden ilk etkilenen frekansı olan 2000 Hz'de işitme düzeyinin ne durumda
olduğu rahatlıkla görülebilmektedir.
Tablo 2. Çeşitli işletmelerde incelenen grupların özellikleri
ŞLETMELER
Dokuma fabrikası
Kereste fabrikası
Cam eşya fabrikası
GÜRÜLTÜ
dB(A)
85.66
96.70
100.50
ÖRNEK
SAYISI
31
27
32
ORTALAMA. YAŞ
(YIL)
24.06
35.07
31.31
ORT.ÇALIŞMA SÜRESİ
20.96 ay
14.25 yıl
11.31 yıl
Şekil 8. Çeşitli işletmelerde çalışan kişilerde, gürültü ile oluşan işitme kayıpları.
(-
) Dokuma Fabrikası, (
) Kereste Fabrikası, (-x-x-x-x-) Cam Eşya Fabrikası
Bu tarama odyometresi ile saptanan ve gürültüden etkilendikleri anlaşılan kişiler kesin
teşhis için tam bir odyolojik muayeneye alınarak, haklarında gerekli işlemler yapılmalıdır. Tablo
2 ve Şekil 8.'de Tarama odyometrisine örnekler görülmektedir..
5. ÜLKEMİZDE, GÜRÜLTÜ VE OLUŞTURDUĞU İŞİTME KAYIPLARI İLE
İLGİLİ YASAL DURUM VE YASALARIN YORUMLANMASI
Bu bölümde, farklı yasalardan örnekler verilerek yasalanmızdaki eksiklikler ve
yanlışlıklar vurgulanacaktır.
105
5.1. işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Tüzüğü
Madde 22- Ağır ve tehlikeli
geçmeyecektir. Daha çok gürültülü
derecesi en çok 95 desibel olabilir.
tıkaçları gibi uygun koruyucu araç ve
işlerin yapılmadığı yerlerde, gürültü derecesi 80 dB1 i
çalışmayı gerektiren işlerin yapıldığı yerlerde, gürültü
Ancak, bu durumda işçilere başlık, kulaklık ve kulak
gereçler verilecektir.
Madde 78- Gürültünün zararlı etkilerinden korunmak için aşağıdaki tedbirler
alınmalıdır.
1) İşyerlerinde gürültü çıkaran makinaların monte edilmeleri sırasında, işyeri tabanı,
titreşimi ve sesi azaltacak malzeme ve sistemle yapılacaktır.
2) Gürültülü işyerlerinin duvarları, sesin yansımasını önleyecek malzeme ile kaplanacak
ve bu binalar, çift kapılı, çift pencereli, inşa edilecektir. Duvarlar ses geçirmeyen malzeme ile
yapılacaktır.
3) Gürültünün azaltılamadığı hallerde, bu tüzüğün 22'inci maddesi hükümleri
uygulanacaktır.
4) Gürültülü işlerde çalışacak işçilerin, periyodik olarak genel sağlık muayeneleri
yapılacak, özellikle duyma durumu ve derecesi ölçülecek, kulak ve sinir sistemi hastalığı olanlar
ile bu sistemde arızası bulunanlar ve hipertansiyonlular, bu işlere alınmayacaklardır. Ancak
doğuştan sağır ve dilsiz olanlar, bu işlere alınabileceklerdir.
5) Gürültülü işlerde çalışan işçilerin, periyodik olarak, genel sağlık muayeneleri
yapılacaktır. Duyma durumunda azalma ve herhangibir bozukluk görülenler ve kulak ve
sinirhastalığı bulunanlar ve hipertansiyonlu olanlar, çalıştıkları işlerden ayrılacaklar, kontrol
vetedavi altına alınacaklardır.
5.2. Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü
Maluliyet derecelerinin (Meslekte kazanma gücü azalma oranlarının) hesaplandığı bu
tüzükte gürültü ile ilgili bilgiler Tablo 3.'de verilmektedir.
Tablo 3. Gürültüden Meydana Gelen Arızalar
Hastalık ve belirtileri
Yükümlülük
Hastalığa sebep olacak
süreleri
başlıca işler
Madenlerin çekiçlenme dövülme
ve vurulması.
Dokuma
tezgahlarında
çalışmalar.
Pitonlu motörler, Reaktörler ve
benzeri
fazla gürültü verici
cihazların bulunduğu işyerlerinde
çalışmalar (Gürültülü işte en az
iki yıl; Pistonlu motor, Reaktör,
Propülsörle çalışmada 30 gün
maruz bulunmak ve gürültünün
de 85 desibel'in üstünde olması
şartıyla).
İki taraflı koklear lezyon neticesi reversible
olmayan ve gürültülü işten ayrıldıktan sonra
ağırlaşma göstermeyen odiometrik azalma
(Teşhis gürültülü iş alanından uzaklatıktan
sonra 6-12 ay arasında yeni bir odyometrik
kontrol muayenesi ile teyit edimelidir. Bu
odiometrik muayene tonal ve vokal olarak
yapılmalıdır. İyi işiten kulakta üç konuşma
frekensı (500,1000,2000) ortalaması en az
35 desibel'lik bir işitme kaybı bulunmalıdır,
bu ortalamanın hesaplanmasında, median
frekans üzerinden
iki
misline uyması
gerekir).
3 Ay
106
5.3. Gürültü Kontrol Yönetmeliği
Madde 11. İş yerleri ile ilgili olarak ;
1) İşitme sağlığı açısından kabul edilebilir en yüksek gürültü seviyeleri için Tablo 4'de
verilen değerler esas alınır.
Tablo 4. Gürültü düzeylerine göre, maruz kalma süreleri
Gürültüye Maruz
Max.Gürültü
Seviyesi (dBA)
Kalman Süre (Saat / Gün^
7.5
80
4
90
2
95
1
100
0.5
105
0.25
110
1/8
115
Darbe gürültülerinin üst seviyesi 140 dBA'yı aşamaz
2) Bu yönetmeliğin 5'inci maddesinde belirtilen yetkililer tarafindan yapılan kontrollerde
Ek-1 ve 11'inci maddedeki sınırları aşan bir çalışma düzeni uygulandığı tesbit edilen işyeri
sahipleri ve kamuya ait işyeri yöneticilerine mahallin en büyük mülki amiri tarafindan bir aylık
süre verilerek durumu düzeltmeleri istenir. Endüstriyel makina araç gerecin gövdeleri ve
eksozlanyla yayılan hava kaynaklı seslerin, aracın yapısal özelliğine, kaynağın yapı içindeki
konumuna ve oturduğu yere ve bağlantılarına, çevredeki ses yansıtıcı diğer yüzeylere ve yapı
elemanı aracılığıyla yayılan darbe seslerinin ve mekanik vibrasyonların ise aracın yapısına,
monte edilen şekline, operasyon tekniğine, yapılan işe, bakımına ve kullanılan araç adedine
bağlı olduğu gözönünde tutularak gürültü kontrolü yapılır. Bu gereği yerine getimeyen
imalathane ve işyerlerinin faaliyetleri kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak
durdurulur.
3) İşyerlerinde tavsiye edilen gürültü seviyelerinin aşıldığı, gürültü ve vibrasyonların
kaynağında azaltılmaı için teknik imkanların yetersiz olduğu durumlarda, işveren işçilere 1475
sayılı iş kanununda belirtilen koruyucu giysiler ve gereçleri sağlamakla yükümlüdür.
5.4. Yasaların yorumlanması :
Ülkemiz yasalarında, gürültü zararlılık limit değerlerinde, maalesef yukarda
görüldüğü gibi bir tutarsızlık, bir çeşitlilik görülmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü1
nde 80 dB ve 95 dB olarak verilen limit değerler , SSK Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri
Tüzüğü'nde 85 dB' e değişmekte, Gürültü yönetmeliği Tablo 4.'de ise bu değerler tamamen
farklılaşmaktadır. Gürültünün Psikolojik ve Nörovejetatif etkileri, çağımızda mültifaktöryel bir
etkilenme ile de ortaya çıktığından, bir tarafa bırakılırsa, işitme kayıpları için bütün dünyanın
kabul ettiği 90 dBA'lık limit tek standart değer olarak kabul edilmelidir.
107
108
Download