Hasan ATEŞ Mutlu Barış Harekâtı'nın 40’ıncı yılında: T.M.T. Destanı 20 Temmuz 1974 tarihinde icra edilen harekâtın adı kamuoyunda “Kıbrıs Barış Harekâtı” olarak telaffuz edilmekte ve bilinmektedir. Bununla birlikte harekâtın isminin aslında “Mutlu Barış Harekâtı” olduğu hususunu hatırlatmakta fayda olduğu değerlendirilmektedir. Bu noktadan hareketle: Harekâtın 40’ıncı yılının kutlandığı 20 Temmuz 2014 tarihinin Kıbrıs Türk Halkının bugünlere kolay gelmediğinin göstergesi açısından anlamı büyüktür. Kıbrıs Türkünün vatanlarını savunma, Rum mezalimine karşı ulusal varoluş mücadelesinin en önemli öğesi ve onur savaşındaki en önemli aktörü Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T.) olmuştur. T.M.T.’nin destansı faaliyetleri, çalışmaları ve fedakârlıklarının hatırlanması, yaşadığı toprakları vatan yapmak için uyumayanlar, Türk Bayrağı ve Kur-an’ı Kerime el basarak, yürekten seslendirdikleri andı içerek1 T.M.T.’de görev almış personelin unutulmaması ve ahde vefa ilkesinin bir gereği olarak bu makale kaleme alınmıştır. Kıbrıs tarihi ana hatlarıyla incelendiğinde, Batı’nın Kıbrıs’a verdiği önem ve bu öneme uygun düşen politik–askeri davranışlar çok eski bir öyküdür. Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki stratejik konumu, bu adanın tarihin her döneminde saldırılar ve ele geçirme girişimleriyle karşılaşmasına neden olmuştur. Suriye, Filistin, Anadolu, Yunanistan ve Mısır arasındaki ticaret yollarının kavşak noktasında olan Kıbrıs, Doğu Akdeniz’e egemen olmak isteyen devletlerin Antikçağ’dan itibaren ele geçirmeyi amaçladıkları bir yerdir. Bu nedenle Kıbrıs’ın tarihi; yoğun ve sürekli çatışmalarla dolu, çeşitli oyunlara sahne olmuş bir tarihtir. Kıbrıs, 1571 -1878 yılları arasında bir Osmanlı adası olarak yönetilmiştir. 1878 yılında Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye vermek zorunda kalmıştır.2 Kıbrıs’taki Türk egemenliği, 1878’e dek tam 307 yıl huzur ve barış içinde sürmüştür. Adanın 1878 yılında İngiltere’nin himayesine girmesi,3 Osmanlı Devleti’nin I’inci Dünya Savaşı’nda Almanların safında yer alması, İngiltere’nin adayı ilhak etmesine gerekçe gösterilmiş ve İngiltere 1914 yılında tek taraflı olarak Kıbrıs’ı ilhak ettiğini açıklamıştır.4 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 20’nci maddesi gereğince Türkiye Cumhuriyeti, adadaki İngiliz egemenliğini resmen tanımış ve o tarihe kadar hukuken Osmanlı toprağı olmakla birlikte; fiilen İngiliz egemenliği altında bulunan Kıbrıs, hukuken de İngiliz toprağı haline gelmiştir.5 İngilizlerin Kıbrıs’taki Türklere karşı baskıcı davranışları ve adada yaşayan Türkleri Türkiye’ye göç ettirmesi, direnişin başlamasına neden olmuştur.6 Başlayan direnişin en önemli karakteristik özelliği sivil itaatsizlik şeklinde olması, silahlı bir mücadeleye girişilmemesidir. Kıbrıs’ın, Türkiye açısından tarihi önemi ile ilgili olarak; Türk Ordusunun 1930’lu yıllarda Akdeniz Bölgesinde yaptığı bir tatbikatta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün çevresinde topladığı kurmaylarına “Türkiye'nin yeniden işgal edildiğini ve Türk Kuvvetlerinin sadece bu bölgede mukavemet ettiğini farz edelim. İkmal yollarımız ve imkânlarımız nelerdir?” sorusunu yöneltir. Subaylar birçok görüş ve düşünceler ileri sürerler. Atatürk hepsini sabırla dinler, sonra elini haritaya uzatır ve Kıbrıs'ı işaret ederek, “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir” diyerek Kıbrıs'ın stratejik önemini dile getirmiştir. EUFOR7’un ilk planlı tatbikatı MILEX 2005’in jenerik ve tatbikat senaryosunun Kıbrıs'ın tarihi Araştırmacı/Türk İstihbarat Sisteminin Sorunsalları Kitabının Yazarı Tansu, İsmail (2001), Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu, Kişisel Yayın, 3’üncü Baskı, s.11 2 Ecevit, Bülent (2003), Kıbrıs Gerçeği ve Irak Sorunu, 1’nci Baskı, Ankara, s.7 3 Emircan, Mehmet S., (2000), Kıbrıs Türk Toprağıdır, Türkar Araştırma,1’inci Baskı, Ankara, s.81 4 Ekşi, Rasim (2003), Girit’in Kaderi ve Kıbrıs, Turan Kültür Vakfı, 1’inci Baskı, İstanbul, s.14 5 LEVENT, Zeynel (2012) Kıbrıs Sorunu Ekseninde Türkiye - Avrupa Birliği İlişkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, ANKARA, s.1 6 Ekşi, Rasim a.g.e., s.15 7 EUFOR : European Union Force (Avrupa Birliği Kuvvetleri/Ordusu)- MILEX: Military Exercises (Askeri Tatbikat)-2005: Atlantik Okyanusu’nda bulunan ve 1963 yılında Alpha ve Bravo halkları arasında yaşanan şiddetli çatışmaların ardından Alphaland, Bravoland ve Charlieland olarak 3’e bölünen Atlantia adasında geçmektedir. Alphaland ve Bravoland arasında sürekli olarak yaşanan anlaşmazlıklar, yeni keşfedilen deniz altındaki petrol kaynakları ile birlikte gerilimi hat safhaya çıktarmıştır. Adada barışı yeniden tesis etmek amacıyla BM Güvenlik Konseyi’nin kararı uyarınca, AB kuvveti kullanılması tatbikatın senaryosudur. 1 -1- sürecini andırır nitelikte olması da askeri açıdan dikkat çekici ve önemli bir husustur. Günümüzde ise Kıbrıs Adasının Münhasır Ekonomik Bölgesi içinde kalan doğal gaz rezervlerinin Doğu Akdeniz’de paradigmaların değişmesine, Kıbrıs Adasının stratejik önemini giderek arttırmasına ve denkleme farklı aktörlerin girmesine neden olmaktadır. Kıbrıs’ın tarihsel akışında, T.M.T.’nin varolma süreci mercek altına alındığında; 1950 yılında yapılan ENOSİS8 plebisiti, Kıbrıs Türk toplumu tarafından boykot edilen bir referandum olmuştur. Kıbrıs Türkünün onurlu duruşunu sergileyen referandum boykotu bağımsızlık mücadelesini başlatan önemli bir dönüm noktası olmuştur. 1 Nisan 1955'te ortaya çıkan ve adayı Yunanistan'a bağlayarak Enosis'i gerçekleştirmek isteyen EOKA tedhiş örgütünün başlangıçta İngiliz idaresine karşı silahlı eylemleri, daha sonra Türk Toplumunun imhası faaliyetlerine dönüşmüştür. İngiliz sömürge idaresi, EOKA ile başa çıkamadığı için olaylar her geçen gün büyümüş, daha çok kan akmış, küçük Türk köyleri ve karma köylerdeki Türkler devamlı tehdit altında göçe zorlanmışlardır. Korku içindeki 30 bin Kıbrıslı Türk 103 köyü terk ederek Ada yüzölçümünün sadece yüzde 3´üne denk gelen bölgelere kaçmış ancak buralarda da kuşatma ve tecrit altında yaşamışlardır. Türklere saldırmaya başlayan ve Türk köylerini yakıp yıkan, EOKA tedhiş örgütüne karşı birbirinden habersiz irtibatsız gruplar eylem başlatmıştır. Bu grupların elinde taşlar, sopalar, palalar ve birkaç tabancadan başka silah denecek bir şey bulunmamaktadır. İlk başta çarşı esnafı, bakkallar, kasaplar, gençler, öğrenciler, aydınlar, sonuçta Kıbrıs Türk Halkı harekete geçerek, Ada’nın her tarafında teşkilatlanmaya başlamışlardır. Türk halkının savunmasını yapacak bir örgütlenme gereksinimini duyan Kıbrıs Türkleri, EOKA’ya karşı koymak amacıyla Karaçete ve 9 Eylül Cephesi adı altında Türk Toplumu'nun savunmasına yönelik mukavemetçi gruplar oluşturmuştur. Ancak, dağınık, küçük ve eğitimsiz olan bu mukavemet gruplarının askeri bir yapıya sahip EOKA karşısında, Türk halkının savunmasını yapması pek mümkün olmamıştır. Bununla birlikte silahları olmamasına rağmen vatan toprağını düşmana çiğnetmemek üzere: “Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir, Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir. Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir, Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir”9 dizedeki gibi vatan savunması için dönmeyi düşünmeden ölüme koşmuşlardır. Zulüm, baskı ve tedhiş altında olan Kıbrıs Türkü önce “Volkan” olarak bilinen sonra adı Türk Mukavemet Teşkilatı olan yer altı yapılanmasını kurmuş, Kıbrıs Türk Mücahitleri organize direnişe başlamıştır. 10 İlk önce 1957 yılında pasif bir direniş göstergesi olarak Rauf DENKTAŞ, Burhan NALBANTOGLU ve Tanrı SEVDİ tarafından kurulan T.M.T. 1958 yılı içinde Türkiye’nin desteğini almıştır.11 Bu kapsamda, Kıbrıs Türk toplum liderleri, dönemin Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden bu grupları eğitecek subay ve silah isteğinde bulunmuşlardır. EOKA tarafından başlatılan terör hareketlerinin Türkleri de hedef alması üzerine Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından: “Kıbrıs Türklerinin güvenliklerinin sağlanması için, silahlı, gizli bir örgüt kurulmalı ve bu örgüt T.C. Hükümeti tarafından bütün imkânlarla desteklenmelidir.”12 yönünde tarihi bir karar alınmıştır. Bu kapsamda, Kıbrıs Türklerinin özgürlüğüne kavuşmasında Seferberlik Tetkik Kurulu Daire Başkanlığı, Türk Mukavemet Teşkilatı içinde yer alarak önemli ve ciddi bir görev üstlenmiştir. Dönemin Başbakanı Adnan MENDERES ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü ZORLU’nun onayı ile Genelkurmay Başkanlığı Özel Harp Dairesi Başkanı Tümgeneral Daniş KARABELEN, Binbaşı İsmail TANSU ve Yarbay Rıza VURUŞKAN’ın çalışmalarıyla 1958 yılı ortalarında “Kıbrıs'ı İstirdat Projesi (KİP)” adı altında bir yeraltı teşkilatı kurulmuştur. Daha önce kurulmuş bulunan ancak disiplin, eğitim ve lojistik’ten yoksun yerel kuruluşların yerine ENOSİS: Megali İdea hedefi çerçevesinde Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmasını, ilhak edilmesi. Öztürk, Cüneyt (2013), Kod Adı: Bozkurt, İlgi Kültür Sanat, 3’üncü Baskı, İstanbul, s.89 10 Ekşi, Rasim (2003), Girit’in Kaderi ve Kıbrıs, Turan Kültür Vakfı, 1’inci Baskı, İstanbul, s.17 11 MUTLU, Hasan (2007) Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Atatürk ilkeleri ve inkılâp Tarihi Enstitüsü, ANKARA, s.112-113 12 Tansu, İsmail. a.g.e., Arka Kapak İstirdat: Kurtarma, Geri alma. 8 9 -2- gizli hareket tekniğiyle oluşturulmuş, yeni, gönüllü, yeminli, yurtsever, disiplinli ve eğitilmiş gençlerden oluşan bir teşkilat ile mücadelenin devam etmesi amaçlanmıştır. Rum ve İngilizlerin dikkatini çekmemek için KİP yerine T.M.T. ismi tercih edilmiştir.13 1 Ağustos 1958 tarihinde T.M.T.’nin ilk Bayraktar’ı olan Yarbay Rıza VURUŞKAN’ın Ada’ya ayak basmasıyla beraber silahlı bir Mukavemet Teşkilatı olma yolunda yapılanması başlamış, Lefkoşa'da T.M.T. Karargâhı tesis edilmiş, ardından Lefkoşa'ya diğer kurucu subayların da gelmesi ile liderlik karargâhı tam kadro ile çalışmaya başlamış ve bu tarih T.M.T.’nin kuruluş tarihi olarak kabul edilmiştir. Bu kapsamda Daire; Teşkilat-ı Mahsusa ruhu ile örtülü harekât ve faaliyetleri en iyi şekilde icra ederek, T.M.T. mücahitlerinin Türkiye’deki eğitim kamplarında eğitilmesi ve sonrasında adadaki özveri ve cesaret isteyen görevlere nakli ile üstlenmiş oldukları faaliyetlerin layığıyla tamamlamalarına destek olmuştur. T.M.T.'nin kurulduğu dönemde İngilizler henüz Ada'nın genelinden çekilmemişler, Zürih ve Londra Andlaşmaları imzalanmamış ve Türk Rum ortaklık cumhuriyeti devleti kurulmamıştır. Ada'dan İngilizlerin çekilmesinden sonra ortaya çıkacak olaylara karşı planlar yapılırken, ileriye dönük olarak T.M.T.'nin güçlenmesi ve devamlı geliştirilmesi esası daima göz önünde bulundurulmuştur. Dr. Fazıl KÜÇÜK ve Rauf DENKTAŞ tarafından, T.M.T. lideri Yarbay Rıza VURUŞKAN'a, teşkilatı kurmasında yardımcı olmaları için önerilen ve tanıtılan, toplumun üst düzeyde aydın kişilerin teşkilata alınmaları ile T.M.T.'nın çekirdeği oluşturulmuştur. T.M.T.'ye alınan bu değerli aydın kişilerin adları: Avukat Osman ÖREK, Dr. Şemsi KAZIM, Dr. Necdet ÜNEL, Dr. Niyazi MANYERA, Dr. Orhan MÜDERRISOGLU, Dr. Burhan NALBANTOGLU, P.T.T. Müdürü Namık Kemal ŞEMİ, Nevzat UZUNOGLU, Baf Belediye Başkanı Halit KAZIM, Öğretmen Necdet HÜSEYİN. Kıbrıs Davasına gönül veren bu vatansever kişiler lider Albay VURUŞKAN'dan aldıkları talimat ve onun yol göstericiliği ile TSK mensubu uzman subayların da yardımları ile T.M.T. hücrelerini oluşturmuşlardır. Bu kişiler T.M.T.nın alt kademelerinde liderlik konumunda bulunmuşlardır.14 Lefkoşa'da başlatılan bu hücre kurma faaliyetleri süratle Ada'nın tüm Türk yerleşim bölgelerine yaygınlaştırılmıştır. Yeraltı gizlilik kuralları nedeni ile bir hücredeki Mücahitler öteki hücrelerdeki Mücahitleri tanımazlar, hücre liderleri de yalnız kendi bağlı olduğu birlik liderlerini tanımaktadırlar. Bu sıkı gizlilik kuralı T.M.T.'nın gücüne güç katmıştır. Ayrıca gizliliğin sağlanması maksadı ile T.M.T’ye katılırken T.M.T. Giriş Andı15na bağlı kalmak için söz verilmektedir. Bu and içme ritüeli nedeniyle Kıbrıs Türk Kıbrıs Türk toplumunun siyasi tarihinde 1957- 1976 arasında önemli bir yer tutmuş olan T.M.T. hakkında bilinenler ve yazılanlar oldukça az olmuştur. Bu noktadan hareketle, teşkilat büyük bir gizlilik içinde kurulmuş ve faaliyet yürütmüş olmasının yanı sıra, teşkilat içinde görev yapmış insanların ettikleri yemine bağlı olarak konuşmaktan kaçınmasının büyük yeri vardır.16 Bu kapsamda T.M.T. ile ilgili olarak yapılan çalışmalar incelendiğinde: bilimsel, askeri ve sosyal araştırmaların sayısal yönden azlığı ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte gizliliğe büyük önem atfedilen T.M.T.’de; her kademede lider durumunda bulunan kişilerle hücrelerde yer almış olan tüm mücahitlerin adları gizlenmiş, birbirlerinden habersiz ve tamamen gönüllü Türk gençlerinden oluşmuştur. Örneğin, T.M.T. lideri Albay Rıza VURUŞKAN'ın T.M.T. lideri olarak kod adı Bozkurt’tur. Dr. Fazıl KÜÇÜK'ün kod Adı AĞRI, Rauf DENKTAŞ'ın kod adı ise Toros’tur. Mücahitlere T.M.T.'deki görevlerine göre; eğitimciler, silah ikmalinde çalışanlar, istihbarat işlerinde çalışanlar ile hiyerarşik teşkilatlanma için çeşitli kodlar kullanılmıştır. T.M.T. mensupları tarafından gizli harekât faaliyetlerinde kullanılan tabirler ve coğrafi mevkilerin gerçek adları teşkilat içi ve dışı iletişimde kesinlikle kullanılmamıştır. Tansu, İsmail. a.g.e., s.30 Tansu, İsmail. a.g.e., s.52 15 Mücahidinin T.M.T. Giriş Andı: “Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü an’ane ve mukaddesatına, her neden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için kendimi Yüce Türk Ulusuna adadım. Ölüm dahi olsa verilecek her vazifeyi yapacağım. Bildiğim, gördüğüm, işittiğim ve bana emanet edilen her şeyi canımdan aziz bilip, sonuna kadar muhafaza edeceğim. Gördüklerim, işittiklerim, hissettiklerim ve bana emanet edilenleri hiç kimseye ifşa etmeyeceğim. İfşaatın bir ihanet sayılacağı ve cezasının ölüm olduğunu biliyorum. Yukarıda sıralanan hususları harfiyen tatbik edeceğime şerefim, namusum ve bütün mukaddesatım üzerine söze verir, and içerim.” 16 Akgün, Sibel (2009) Türk Mukavemet Teşkilatı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Ankara, s.2 13 14 -3- 1957-1958 yıllarında toplumlararası çatışmalar, araya bir soğukluk ve saldırılar nedeniyle ürkeklik sokmuş, bu kırılgan ortama rağmen 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur.17 Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde Türkler daha fazla ayrımcılığa maruz kalmış ve partizanca tavırlar ile dışlanmıştır. Rumların, Türklere karşı takındıkları ayrımcı tavırlar, Türkleri azınlık statüsünde değerlendirmeleri ve bu yöndeki uygulamaları nedeniyle Kıbrıs Cumhuriyeti 3 yıl içinde son bulmuştur. T.M.T., Rumlar tarafından 21 Aralık 1963 ve sonrasındaki 25 Aralık 1963 tarihindeki Kanlı Noel olarak hatırlanan çocuk, yaşlı, kadın demeden hunharca yapılan katliamlar, hafızalardan silinmeyen acı hadiselerden sonra yer üstüne çıkmış, köşe başlarını tutmuş, Rumların Akritas Planı18’na dayanarak Türk toplumuna karşı sistematik şiddet uygulayarak ulaşmaya çalıştıkları ENOSİS'i engellemiş, gençleri ve halkı örgütlemiş, Mücahit Ordusunu kurmuş ve yönetmiş, Rumların adayı sahiplenme isteği karşısında “Ya taksim, ya ölüm” parolasını haykırarak mücadelelerini “Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm, ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm19 dizesindeki hissiyat ile savaşmış Kıbrıs Türkünü koruma görevini başarıyla yerine getirmiştir. EOKA karşısında, Türk halkının savunmasını mümkün kılabilmek amacı ile dağınık olarak faaliyet gösteren küçük mukavemet gruplarını birleştirerek, tüm adaya yaygın, her Türk köyünde varlık gösteren güçlü bir mukavemet teşkilatı oluşturulma çalışmaları T.M.T. ile mümkün olmuştur. T.M.T., Rumların iddia ettiği gibi bir saldırı ve tedhiş örgütü değildir. Terör örgütü EOKA'dan 2.5 yıl sonra, Türklere yönelik saldırıların yoğunlaşması üzerine kurulmuş olması da, bunun en açık kanıtıdır. Faaliyet gösterdiği süre içinde hiçbir Rum köyüne saldırmayan T.M.T., Türk gençlerini eğitmiş, kendilerini savunmaları için gerekli silahları sağlamıştır. T.M.T. yeraltında kaldığı 1 Ağustos 1958 – 21 Aralık 1963 döneminde; örgütlendirilmiş, eğitilmiş, silahlandırılmış ve Rumların saldırılarına karşı hazır duruma getirilmiştir. 21 Aralık 1963 tarihinde yeraltından çıkarak 20 Temmuz 1974 tarihine kadar tarihi mücadelesini sürdürmüş ve Rumların ENOSİS hayaline set çekmiştir.20 Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs’ta yaşananlar ile ilgili olarak mümkün olabilecek barış görüşmeleri için çeşitli temaslar yürütmüş, ama girişimlerinden sonuç alamayınca 20 Temmuz 1974 günü sabahı Türk Ordusu, adaya barış ve huzuru getirmek amacıyla Garanti Antlaşması’ndan kaynaklanan müdahale hakkını Türkiye adına kullanarak Kıbrıs’ta bir barış harekâtı icra etmiştir.21 1974 Barış Harekâtında Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ada’ya çıkan birliklerine yardımcı olan bir milis kuvveti olarak görev yapan T.M.T. Mutlu Barış Harekâtının başarıya ulaşması ve Ada’nın iki toplumlu olarak Kuzey ve Güney Kıbrıs halinde bölünmesiyle beraber Türkler üzerindeki Rum tehdidi TSK’nın da Ada’da bulunmasının etkisiyle ortadan kalkmıştır.22 1 Ağustos 1976'da Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının kurulması üzerine T.M.T. görevini tamamlamış ve Kıbrıs Türk tarihindeki şanlı yerini almıştır. Kıbrıs Türklerinin karşılaştığı ağır baskı ve saldırılar karşısında, mücahitlerin kesin kararlı, gayretli, cesaretli, hür yaşama azmi ile özgürlük uğrunda her mücadeleyi göze almış olmaları, haklı davalarında önlerine çıkacak bütün güçlükleri yenmeye ve de aşmaya yetecek kudrete haiz olduklarının mesajını vermişler ve vermektedirler. Anavatan Türkiye’nin desteğiyle gerçekleşen Kıbrıs Türkünün adada varolma mücadelesi; 28 Aralık 1967 tarihinde kurulan Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi'nden 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'ne kadar önemli bir mesafe kat edilmiş, 15 Kasım 1983 tarihinde bağımsız ve egemen bir devlet olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilan edilmesiyle sonuçlanmıştır. Kıbrıs davasının yılmaz savunucuları; T.M.T. efsanesinde yer alan cesur yürekli kadın mücahitler, vefakâr ve cefakâr anaların ve eşlerin kahramanlarını cepheye göndermeleri, Rum mezalimine karşı tek yürek ve tek bilek olan, yılmadan mücadele ederek şiddetli çatışmalardan başarıyla çıkan yiğit ve mert delikanlıların vatan mücadelesi, adadaki Türkler arasında iletişimi sağlayabilmek için zor şartlarlar altında bin bir zorlukla Bayrak Radyosunu Kükrer, Fatma (2001), Halkbilimi Sempozyumları III, K.K.T.C Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları-49, 1’inci Baskı, Ankara, s.257 18 Türklerin imhasını ve Kıbrıs Adası’ndan Atılmasını Öngören Rum Planı. 19 Bayazıt, Erdem, Bulmak Şiiri Son Dizesi, (Güzlek, 1971) 20 Tansu, İsmail. a.g.e., s.15 21 Çeçen, Anıl (2008), Kıbrıs Çıkmazı, Fark Yayınları, 2’nci Baskı, Ankara.s.68 22 MUTLU, Hasan a.g.y.l.t., s.114 17 -4- yoktan var ederek elektrikten yoksun bir ortamda olabildiğine akü toplayıp “Bayrak, Bayrak, Bayrak” anonsunu yapabilen, İngiliz Devriye Gemisi tarafından fark edilen Elmas Balıkçı Gemisi ile icra edilen ikmal faaliyetinin açığa çıkmaması için gözü kara kaptanların “Vatan sağ olsun, T.M.T. Varolsun” diyerek kendileriyle birlikte gemilerini batırmaları T.M.T.’nin, destanlaşan bir teşkilat olmasını sağlamış, Kıbrıs Türkünün mücadelesinin simgesi ve sembolü olmuştur. Mutlu Barış Harekâtı’nın 40’ıncı yıldönümü olan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramının kutlandığı şu günlerde T.M.T. destanının hatırlanması, köklerin ve geçmişin gelecek kuşaklara T.M.T.nin öyküsü ile anlatılması ve öğretilmesi önemli bir görevdir. Bernard Lewis'in: “Geleceği görebilmek için tarih bilmek çok önemli. Birey için hafıza neyse, bir ulus için de "Tarih" odur. Tarihini çarpıtan, bir toplum nörotik bir kişi; tarihini bilmeyen bir toplum ise hafızasını kaybetmiş/yitirmiş bir insan gibidir.” özlü ifadesindeki sözleri tarihin önemini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda Kıbrıs Türk Tarihinin toplum ve genç kuşaklar tarafından daha net anlaşılabilmesi, farkındalık oluşturularak hatırlatılması, yetişen nesillerin bilinç seviyesinin yükseltilmesi açısından önemi ve katkısı büyüktür. Adanın özgürleşmesinde ve egemenliğini elde etmesinde Kıbrıs Türkü'nün vefakâr insanlarının mücadelesi göz ardı edilemez. Tarih boyunca topraklarına bağlılıklarını kanları ile ispat etmiş olan Kıbrıs Türkleri, vatanları olan Adada bütün haklarına sahip olarak, huzur ve güven içinde yaşamak için kararlılıkla yollarına devam etmekte, her fedakârlığı yaparak bu yolda muvaffak olma gayreti içerisindedirler. Kıbrıs için önemli kararlar alındığı, Kıbrıs Adasının kaderinin yeniden masaya yatırıldığı bu zaman dilimindeki sürecin sonucu nasıl olur bilinmez. Fakat bu kahraman halkın, haklı mücadele ve kararlılığının mutlu son ile bitmesi en önemli husustur. Kahraman Kıbrıs Türk halkının yaktığı özgürlük meşalesi hiçbir zaman sönmeyecektir. Kıbrıs Türkünün haklı davasında şehit olanların aziz hatıraları önünde saygı ile eğilir, hayatta olanlara minnet ve şükran sunarım. T.M.T. ruhunun Kıbrıs’ta sonsuza dek yaşaması ve yaşatılması temennisiyle… S/N 1 2 3 4 S/N 1 2 S/N 1 2 3 4 5 6 YÖK Ulusal Tez Bankası’ndaki T.M.T. ile ilgili Akademik Çalışmalar Yüksek Lisans Tezleri Yayın Adı Ad ve Soyadı Yayın Yılı Türk Mukavemet Teşkilâtı Özgür SOLAKOĞLU 2004 Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesi Ayhan CANKUT 2006 (T.M.T. ve faaliyetleri) Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı Hasan MUTLU 2007 Kıbrıs'ta yerel bir mukavemet örgütü M. Can olarak Türk Mukavemet Teşkilatı'nın 2008 KASAPOĞLU (T.M.T.) incelenmesi Doktora Tezleri Yayın Adı Ad ve Soyadı Yayın Yılı 1955-1963 Kıbrıs`ta yeraltı faaliyetleri Ulvi Keser 2005 ve Türk Mukavemet Teşkilatı Türk Mukavemet Teşkilatı Sibel Gülcan AKGÜN 2009 T.M.T. ile ilgili Türkiye’de Yayınlanan Kitaplar Yayın Adı Ad ve Soyadı Yayın Yılı Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu İsmail TANSU 2001 Kıbrıs'ta Yeraltı Faaliyetleri ve Türk Ulvi KESER 2007 Mukavemet Teşkilatı Tanıklarıyla Kıbrıs Türk Milli İhsan TAYHANİ 2010 Mücadelesi Kıbrıs Türkünün Milli Mücadelesi Emine SÖMEK 2012 Çılgın Türkler: Kıbrıs Turgut ÖZAKMAN 2012 Kod Adı: Bozkurt Cüneyt ÖZTÜRK 2013 -5-