Kıbrıs barış harekâtının 40`ıncı yılında Türk

advertisement
Hasan ATEŞ
Mutlu Barış Harekâtı'nın 40’ıncı yılında: T.M.T. Destanı
20 Temmuz 1974 tarihinde icra edilen harekâtın adı kamuoyunda “Kıbrıs Barış
Harekâtı” olarak telaffuz edilmekte ve bilinmektedir. Bununla birlikte harekâtın isminin aslında
“Mutlu Barış Harekâtı” olduğu hususunu hatırlatmakta fayda olduğu değerlendirilmektedir. Bu
noktadan hareketle: Harekâtın 40’ıncı yılının kutlandığı 20 Temmuz 2014 tarihinin Kıbrıs Türk
Halkının bugünlere kolay gelmediğinin göstergesi açısından anlamı büyüktür. Kıbrıs
Türkünün vatanlarını savunma, Rum mezalimine karşı ulusal varoluş mücadelesinin en
önemli öğesi ve onur savaşındaki en önemli aktörü Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T.)
olmuştur. T.M.T.’nin destansı faaliyetleri, çalışmaları ve fedakârlıklarının hatırlanması,
yaşadığı toprakları vatan yapmak için uyumayanlar, Türk Bayrağı ve Kur-an’ı Kerime el
basarak, yürekten seslendirdikleri andı içerek1 T.M.T.’de görev almış personelin
unutulmaması ve ahde vefa ilkesinin bir gereği olarak bu makale kaleme alınmıştır.
Kıbrıs tarihi ana hatlarıyla incelendiğinde, Batı’nın Kıbrıs’a verdiği önem ve bu öneme
uygun düşen politik–askeri davranışlar çok eski bir öyküdür. Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki
stratejik konumu, bu adanın tarihin her döneminde saldırılar ve ele geçirme girişimleriyle
karşılaşmasına neden olmuştur. Suriye, Filistin, Anadolu, Yunanistan ve Mısır arasındaki
ticaret yollarının kavşak noktasında olan Kıbrıs, Doğu Akdeniz’e egemen olmak isteyen
devletlerin Antikçağ’dan itibaren ele geçirmeyi amaçladıkları bir yerdir. Bu nedenle Kıbrıs’ın
tarihi; yoğun ve sürekli çatışmalarla dolu, çeşitli oyunlara sahne olmuş bir tarihtir. Kıbrıs,
1571 -1878 yılları arasında bir Osmanlı adası olarak yönetilmiştir. 1878 yılında Rusya
karşısında zor durumda kalan Osmanlı, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye vermek
zorunda kalmıştır.2 Kıbrıs’taki Türk egemenliği, 1878’e dek tam 307 yıl huzur ve barış içinde
sürmüştür. Adanın 1878 yılında İngiltere’nin himayesine girmesi,3 Osmanlı Devleti’nin I’inci
Dünya Savaşı’nda Almanların safında yer alması, İngiltere’nin adayı ilhak etmesine gerekçe
gösterilmiş ve İngiltere 1914 yılında tek taraflı olarak Kıbrıs’ı ilhak ettiğini açıklamıştır.4 24
Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 20’nci maddesi gereğince
Türkiye Cumhuriyeti, adadaki İngiliz egemenliğini resmen tanımış ve o tarihe kadar hukuken
Osmanlı toprağı olmakla birlikte; fiilen İngiliz egemenliği altında bulunan Kıbrıs, hukuken de
İngiliz toprağı haline gelmiştir.5 İngilizlerin Kıbrıs’taki Türklere karşı baskıcı davranışları ve
adada yaşayan Türkleri Türkiye’ye göç ettirmesi, direnişin başlamasına neden olmuştur.6
Başlayan direnişin en önemli karakteristik özelliği sivil itaatsizlik şeklinde olması, silahlı bir
mücadeleye girişilmemesidir. Kıbrıs’ın, Türkiye açısından tarihi önemi ile ilgili olarak; Türk
Ordusunun 1930’lu yıllarda Akdeniz Bölgesinde yaptığı bir tatbikatta Gazi Mustafa Kemal
ATATÜRK’ün çevresinde topladığı kurmaylarına “Türkiye'nin yeniden işgal edildiğini ve Türk
Kuvvetlerinin sadece bu bölgede mukavemet ettiğini farz edelim. İkmal yollarımız ve
imkânlarımız nelerdir?” sorusunu yöneltir. Subaylar birçok görüş ve düşünceler ileri sürerler.
Atatürk hepsini sabırla dinler, sonra elini haritaya uzatır ve Kıbrıs'ı işaret ederek, “Efendiler,
Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs'a dikkat
ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir” diyerek Kıbrıs'ın stratejik önemini dile getirmiştir.
EUFOR7’un ilk planlı tatbikatı MILEX 2005’in jenerik ve tatbikat senaryosunun Kıbrıs'ın tarihi

Araştırmacı/Türk İstihbarat Sisteminin Sorunsalları Kitabının Yazarı
Tansu, İsmail (2001), Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu, Kişisel Yayın, 3’üncü Baskı, s.11
2
Ecevit, Bülent (2003), Kıbrıs Gerçeği ve Irak Sorunu, 1’nci Baskı, Ankara, s.7
3
Emircan, Mehmet S., (2000), Kıbrıs Türk Toprağıdır, Türkar Araştırma,1’inci Baskı, Ankara, s.81
4
Ekşi, Rasim (2003), Girit’in Kaderi ve Kıbrıs, Turan Kültür Vakfı, 1’inci Baskı, İstanbul, s.14
5
LEVENT, Zeynel (2012) Kıbrıs Sorunu Ekseninde Türkiye - Avrupa Birliği İlişkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ufuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, ANKARA, s.1
6
Ekşi, Rasim a.g.e., s.15
7
EUFOR : European Union Force (Avrupa Birliği Kuvvetleri/Ordusu)- MILEX: Military Exercises (Askeri Tatbikat)-2005: Atlantik
Okyanusu’nda bulunan ve 1963 yılında Alpha ve Bravo halkları arasında yaşanan şiddetli çatışmaların ardından Alphaland,
Bravoland ve Charlieland olarak 3’e bölünen Atlantia adasında geçmektedir. Alphaland ve Bravoland arasında sürekli olarak
yaşanan anlaşmazlıklar, yeni keşfedilen deniz altındaki petrol kaynakları ile birlikte gerilimi hat safhaya çıktarmıştır. Adada
barışı yeniden tesis etmek amacıyla BM Güvenlik Konseyi’nin kararı uyarınca, AB kuvveti kullanılması tatbikatın
senaryosudur.
1
-1-
sürecini andırır nitelikte olması da askeri açıdan dikkat çekici ve önemli bir husustur.
Günümüzde ise Kıbrıs Adasının Münhasır Ekonomik Bölgesi içinde kalan doğal gaz
rezervlerinin Doğu Akdeniz’de paradigmaların değişmesine, Kıbrıs Adasının stratejik önemini
giderek arttırmasına ve denkleme farklı aktörlerin girmesine neden olmaktadır.
Kıbrıs’ın tarihsel akışında, T.M.T.’nin varolma süreci mercek altına alındığında; 1950
yılında yapılan ENOSİS8 plebisiti, Kıbrıs Türk toplumu tarafından boykot edilen bir
referandum olmuştur. Kıbrıs Türkünün onurlu duruşunu sergileyen referandum boykotu
bağımsızlık mücadelesini başlatan önemli bir dönüm noktası olmuştur. 1 Nisan 1955'te
ortaya çıkan ve adayı Yunanistan'a bağlayarak Enosis'i gerçekleştirmek isteyen EOKA tedhiş
örgütünün başlangıçta İngiliz idaresine karşı silahlı eylemleri, daha sonra Türk Toplumunun
imhası faaliyetlerine dönüşmüştür.
İngiliz sömürge idaresi, EOKA ile başa çıkamadığı için olaylar her geçen gün
büyümüş, daha çok kan akmış, küçük Türk köyleri ve karma köylerdeki Türkler devamlı tehdit
altında göçe zorlanmışlardır. Korku içindeki 30 bin Kıbrıslı Türk 103 köyü terk ederek Ada
yüzölçümünün sadece yüzde 3´üne denk gelen bölgelere kaçmış ancak buralarda da
kuşatma ve tecrit altında yaşamışlardır. Türklere saldırmaya başlayan ve Türk köylerini yakıp
yıkan, EOKA tedhiş örgütüne karşı birbirinden habersiz irtibatsız gruplar eylem başlatmıştır.
Bu grupların elinde taşlar, sopalar, palalar ve birkaç tabancadan başka silah denecek bir şey
bulunmamaktadır. İlk başta çarşı esnafı, bakkallar, kasaplar, gençler, öğrenciler, aydınlar,
sonuçta Kıbrıs Türk Halkı harekete geçerek, Ada’nın her tarafında teşkilatlanmaya
başlamışlardır. Türk halkının savunmasını yapacak bir örgütlenme gereksinimini duyan
Kıbrıs Türkleri, EOKA’ya karşı koymak amacıyla Karaçete ve 9 Eylül Cephesi adı altında
Türk Toplumu'nun savunmasına yönelik mukavemetçi gruplar oluşturmuştur. Ancak, dağınık,
küçük ve eğitimsiz olan bu mukavemet gruplarının askeri bir yapıya sahip EOKA karşısında,
Türk halkının savunmasını yapması pek mümkün olmamıştır. Bununla birlikte silahları
olmamasına rağmen vatan toprağını düşmana çiğnetmemek üzere:
“Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir,
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir”9 dizedeki gibi vatan
savunması için dönmeyi düşünmeden ölüme koşmuşlardır. Zulüm, baskı ve tedhiş altında
olan Kıbrıs Türkü önce “Volkan” olarak bilinen sonra adı Türk Mukavemet Teşkilatı olan yer
altı yapılanmasını kurmuş, Kıbrıs Türk Mücahitleri organize direnişe başlamıştır. 10 İlk önce
1957 yılında pasif bir direniş göstergesi olarak Rauf DENKTAŞ, Burhan NALBANTOGLU ve
Tanrı SEVDİ tarafından kurulan T.M.T. 1958 yılı içinde Türkiye’nin desteğini almıştır.11 Bu
kapsamda, Kıbrıs Türk toplum liderleri, dönemin Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden bu
grupları eğitecek subay ve silah isteğinde bulunmuşlardır. EOKA tarafından başlatılan terör
hareketlerinin Türkleri de hedef alması üzerine Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından:
“Kıbrıs Türklerinin güvenliklerinin sağlanması için, silahlı, gizli bir örgüt kurulmalı ve bu örgüt
T.C. Hükümeti tarafından bütün imkânlarla desteklenmelidir.”12 yönünde tarihi bir karar
alınmıştır. Bu kapsamda, Kıbrıs Türklerinin özgürlüğüne kavuşmasında Seferberlik Tetkik
Kurulu Daire Başkanlığı, Türk Mukavemet Teşkilatı içinde yer alarak önemli ve ciddi bir görev
üstlenmiştir.
Dönemin Başbakanı Adnan MENDERES ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü ZORLU’nun
onayı ile Genelkurmay Başkanlığı Özel Harp Dairesi Başkanı Tümgeneral Daniş
KARABELEN, Binbaşı İsmail TANSU ve Yarbay Rıza VURUŞKAN’ın çalışmalarıyla 1958 yılı
ortalarında “Kıbrıs'ı İstirdat Projesi (KİP)” adı altında bir yeraltı teşkilatı kurulmuştur. Daha
önce kurulmuş bulunan ancak disiplin, eğitim ve lojistik’ten yoksun yerel kuruluşların yerine
ENOSİS: Megali İdea hedefi çerçevesinde Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmasını, ilhak edilmesi.
Öztürk, Cüneyt (2013), Kod Adı: Bozkurt, İlgi Kültür Sanat, 3’üncü Baskı, İstanbul, s.89
10
Ekşi, Rasim (2003), Girit’in Kaderi ve Kıbrıs, Turan Kültür Vakfı, 1’inci Baskı, İstanbul, s.17
11
MUTLU, Hasan (2007) Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Atatürk
ilkeleri ve inkılâp Tarihi Enstitüsü, ANKARA, s.112-113
12
Tansu, İsmail. a.g.e., Arka Kapak

İstirdat: Kurtarma, Geri alma.
8
9
-2-
gizli hareket tekniğiyle oluşturulmuş, yeni, gönüllü, yeminli, yurtsever, disiplinli ve eğitilmiş
gençlerden oluşan bir teşkilat ile mücadelenin devam etmesi amaçlanmıştır. Rum ve
İngilizlerin dikkatini çekmemek için KİP yerine T.M.T. ismi tercih edilmiştir.13 1 Ağustos 1958
tarihinde T.M.T.’nin ilk Bayraktar’ı olan Yarbay Rıza VURUŞKAN’ın Ada’ya ayak basmasıyla
beraber silahlı bir Mukavemet Teşkilatı olma yolunda yapılanması başlamış, Lefkoşa'da
T.M.T. Karargâhı tesis edilmiş, ardından Lefkoşa'ya diğer kurucu subayların da gelmesi ile
liderlik karargâhı tam kadro ile çalışmaya başlamış ve bu tarih T.M.T.’nin kuruluş tarihi olarak
kabul edilmiştir. Bu kapsamda Daire; Teşkilat-ı Mahsusa ruhu ile örtülü harekât ve faaliyetleri
en iyi şekilde icra ederek, T.M.T. mücahitlerinin Türkiye’deki eğitim kamplarında eğitilmesi
ve sonrasında adadaki özveri ve cesaret isteyen görevlere nakli ile üstlenmiş oldukları
faaliyetlerin layığıyla tamamlamalarına destek olmuştur. T.M.T.'nin kurulduğu dönemde
İngilizler henüz Ada'nın genelinden çekilmemişler, Zürih ve Londra Andlaşmaları
imzalanmamış ve Türk Rum ortaklık cumhuriyeti devleti kurulmamıştır. Ada'dan İngilizlerin
çekilmesinden sonra ortaya çıkacak olaylara karşı planlar yapılırken, ileriye dönük olarak
T.M.T.'nin güçlenmesi ve devamlı geliştirilmesi esası daima göz önünde bulundurulmuştur.
Dr. Fazıl KÜÇÜK ve Rauf DENKTAŞ tarafından, T.M.T. lideri Yarbay Rıza
VURUŞKAN'a, teşkilatı kurmasında yardımcı olmaları için önerilen ve tanıtılan, toplumun üst
düzeyde aydın kişilerin teşkilata alınmaları ile T.M.T.'nın çekirdeği oluşturulmuştur.
T.M.T.'ye alınan bu değerli aydın kişilerin adları: Avukat Osman ÖREK, Dr. Şemsi
KAZIM, Dr. Necdet ÜNEL, Dr. Niyazi MANYERA, Dr. Orhan MÜDERRISOGLU, Dr. Burhan
NALBANTOGLU, P.T.T. Müdürü Namık Kemal ŞEMİ, Nevzat UZUNOGLU, Baf Belediye
Başkanı Halit KAZIM, Öğretmen Necdet HÜSEYİN. Kıbrıs Davasına gönül veren bu
vatansever kişiler lider Albay VURUŞKAN'dan aldıkları talimat ve onun yol göstericiliği ile
TSK mensubu uzman subayların da yardımları ile T.M.T. hücrelerini oluşturmuşlardır. Bu
kişiler T.M.T.nın alt kademelerinde liderlik konumunda bulunmuşlardır.14 Lefkoşa'da
başlatılan bu hücre kurma faaliyetleri süratle Ada'nın tüm Türk yerleşim bölgelerine
yaygınlaştırılmıştır. Yeraltı gizlilik kuralları nedeni ile bir hücredeki Mücahitler öteki
hücrelerdeki Mücahitleri tanımazlar, hücre liderleri de yalnız kendi bağlı olduğu birlik
liderlerini tanımaktadırlar. Bu sıkı gizlilik kuralı T.M.T.'nın gücüne güç katmıştır. Ayrıca
gizliliğin sağlanması maksadı ile T.M.T’ye katılırken T.M.T. Giriş Andı15na bağlı kalmak için
söz verilmektedir. Bu and içme ritüeli nedeniyle Kıbrıs Türk Kıbrıs Türk toplumunun siyasi
tarihinde 1957- 1976 arasında önemli bir yer tutmuş olan T.M.T. hakkında bilinenler ve
yazılanlar oldukça az olmuştur. Bu noktadan hareketle, teşkilat büyük bir gizlilik içinde
kurulmuş ve faaliyet yürütmüş olmasının yanı sıra, teşkilat içinde görev yapmış insanların
ettikleri yemine bağlı olarak konuşmaktan kaçınmasının büyük yeri vardır.16 Bu kapsamda
T.M.T. ile ilgili olarak yapılan çalışmalar incelendiğinde: bilimsel, askeri ve sosyal
araştırmaların sayısal yönden azlığı ortaya çıkmaktadır.
Bununla birlikte gizliliğe büyük önem atfedilen T.M.T.’de; her kademede lider
durumunda bulunan kişilerle hücrelerde yer almış olan tüm mücahitlerin adları gizlenmiş,
birbirlerinden habersiz ve tamamen gönüllü Türk gençlerinden oluşmuştur. Örneğin, T.M.T.
lideri Albay Rıza VURUŞKAN'ın T.M.T. lideri olarak kod adı Bozkurt’tur. Dr. Fazıl KÜÇÜK'ün
kod Adı AĞRI, Rauf DENKTAŞ'ın kod adı ise Toros’tur. Mücahitlere T.M.T.'deki görevlerine
göre; eğitimciler, silah ikmalinde çalışanlar, istihbarat işlerinde çalışanlar ile hiyerarşik
teşkilatlanma için çeşitli kodlar kullanılmıştır. T.M.T. mensupları tarafından gizli harekât
faaliyetlerinde kullanılan tabirler ve coğrafi mevkilerin gerçek adları teşkilat içi ve dışı
iletişimde kesinlikle kullanılmamıştır.
Tansu, İsmail. a.g.e., s.30
Tansu, İsmail. a.g.e., s.52
15
Mücahidinin T.M.T. Giriş Andı: “Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü an’ane ve mukaddesatına,
her neden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için kendimi Yüce Türk Ulusuna adadım. Ölüm dahi
olsa verilecek her vazifeyi yapacağım. Bildiğim, gördüğüm, işittiğim ve bana emanet edilen her şeyi canımdan aziz bilip,
sonuna kadar muhafaza edeceğim. Gördüklerim, işittiklerim, hissettiklerim ve bana emanet edilenleri hiç kimseye ifşa
etmeyeceğim. İfşaatın bir ihanet sayılacağı ve cezasının ölüm olduğunu biliyorum. Yukarıda sıralanan hususları harfiyen tatbik
edeceğime şerefim, namusum ve bütün mukaddesatım üzerine söze verir, and içerim.”
16
Akgün, Sibel (2009) Türk Mukavemet Teşkilatı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Ankara, s.2
13
14
-3-
1957-1958 yıllarında toplumlararası çatışmalar, araya bir soğukluk ve saldırılar
nedeniyle ürkeklik sokmuş, bu kırılgan ortama rağmen 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti
kurulmuştur.17 Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde Türkler daha fazla ayrımcılığa maruz kalmış ve
partizanca tavırlar ile dışlanmıştır. Rumların, Türklere karşı takındıkları ayrımcı tavırlar,
Türkleri azınlık statüsünde değerlendirmeleri ve bu yöndeki uygulamaları nedeniyle Kıbrıs
Cumhuriyeti 3 yıl içinde son bulmuştur. T.M.T., Rumlar tarafından 21 Aralık 1963 ve
sonrasındaki 25 Aralık 1963 tarihindeki Kanlı Noel olarak hatırlanan çocuk, yaşlı, kadın
demeden hunharca yapılan katliamlar, hafızalardan silinmeyen acı hadiselerden sonra yer
üstüne çıkmış, köşe başlarını tutmuş, Rumların Akritas Planı18’na dayanarak Türk toplumuna
karşı sistematik şiddet uygulayarak ulaşmaya çalıştıkları ENOSİS'i engellemiş, gençleri ve
halkı örgütlemiş, Mücahit Ordusunu kurmuş ve yönetmiş, Rumların adayı sahiplenme isteği
karşısında “Ya taksim, ya ölüm” parolasını haykırarak mücadelelerini “Ölüm bize ne uzak
bize ne yakın ölüm, ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm19 dizesindeki hissiyat ile
savaşmış Kıbrıs Türkünü koruma görevini başarıyla yerine getirmiştir. EOKA karşısında, Türk
halkının savunmasını mümkün kılabilmek amacı ile dağınık olarak faaliyet gösteren küçük
mukavemet gruplarını birleştirerek, tüm adaya yaygın, her Türk köyünde varlık gösteren
güçlü bir mukavemet teşkilatı oluşturulma çalışmaları T.M.T. ile mümkün olmuştur. T.M.T.,
Rumların iddia ettiği gibi bir saldırı ve tedhiş örgütü değildir. Terör örgütü EOKA'dan 2.5 yıl
sonra, Türklere yönelik saldırıların yoğunlaşması üzerine kurulmuş olması da, bunun en açık
kanıtıdır. Faaliyet gösterdiği süre içinde hiçbir Rum köyüne saldırmayan T.M.T., Türk
gençlerini eğitmiş, kendilerini savunmaları için gerekli silahları sağlamıştır. T.M.T. yeraltında
kaldığı 1 Ağustos 1958 – 21 Aralık 1963 döneminde; örgütlendirilmiş, eğitilmiş,
silahlandırılmış ve Rumların saldırılarına karşı hazır duruma getirilmiştir. 21 Aralık 1963
tarihinde yeraltından çıkarak 20 Temmuz 1974 tarihine kadar tarihi mücadelesini sürdürmüş
ve Rumların ENOSİS hayaline set çekmiştir.20
Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs’ta yaşananlar ile ilgili olarak mümkün olabilecek barış
görüşmeleri için çeşitli temaslar yürütmüş, ama girişimlerinden sonuç alamayınca 20
Temmuz 1974 günü sabahı Türk Ordusu, adaya barış ve huzuru getirmek amacıyla Garanti
Antlaşması’ndan kaynaklanan müdahale hakkını Türkiye adına kullanarak Kıbrıs’ta bir barış
harekâtı icra etmiştir.21 1974 Barış Harekâtında Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ada’ya çıkan
birliklerine yardımcı olan bir milis kuvveti olarak görev yapan T.M.T. Mutlu Barış Harekâtının
başarıya ulaşması ve Ada’nın iki toplumlu olarak Kuzey ve Güney Kıbrıs halinde
bölünmesiyle beraber Türkler üzerindeki Rum tehdidi TSK’nın da Ada’da bulunmasının
etkisiyle ortadan kalkmıştır.22 1 Ağustos 1976'da Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının
kurulması üzerine T.M.T. görevini tamamlamış ve Kıbrıs Türk tarihindeki şanlı yerini almıştır.
Kıbrıs Türklerinin karşılaştığı ağır baskı ve saldırılar karşısında, mücahitlerin kesin kararlı,
gayretli, cesaretli, hür yaşama azmi ile özgürlük uğrunda her mücadeleyi göze almış
olmaları, haklı davalarında önlerine çıkacak bütün güçlükleri yenmeye ve de aşmaya yetecek
kudrete haiz olduklarının mesajını vermişler ve vermektedirler.
Anavatan Türkiye’nin desteğiyle gerçekleşen Kıbrıs Türkünün adada varolma
mücadelesi; 28 Aralık 1967 tarihinde kurulan Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi'nden 13 Şubat
1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'ne kadar önemli bir mesafe kat edilmiş, 15 Kasım 1983
tarihinde bağımsız ve egemen bir devlet olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilan
edilmesiyle sonuçlanmıştır.
Kıbrıs davasının yılmaz savunucuları; T.M.T. efsanesinde yer alan cesur yürekli kadın
mücahitler, vefakâr ve cefakâr anaların ve eşlerin kahramanlarını cepheye göndermeleri,
Rum mezalimine karşı tek yürek ve tek bilek olan, yılmadan mücadele ederek şiddetli
çatışmalardan başarıyla çıkan yiğit ve mert delikanlıların vatan mücadelesi, adadaki Türkler
arasında iletişimi sağlayabilmek için zor şartlarlar altında bin bir zorlukla Bayrak Radyosunu
Kükrer, Fatma (2001), Halkbilimi Sempozyumları III, K.K.T.C Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları-49, 1’inci Baskı, Ankara,
s.257
18
Türklerin imhasını ve Kıbrıs Adası’ndan Atılmasını Öngören Rum Planı.
19
Bayazıt, Erdem, Bulmak Şiiri Son Dizesi, (Güzlek, 1971)
20
Tansu, İsmail. a.g.e., s.15
21
Çeçen, Anıl (2008), Kıbrıs Çıkmazı, Fark Yayınları, 2’nci Baskı, Ankara.s.68
22
MUTLU, Hasan a.g.y.l.t., s.114
17
-4-
yoktan var ederek elektrikten yoksun bir ortamda olabildiğine akü toplayıp “Bayrak, Bayrak,
Bayrak” anonsunu yapabilen, İngiliz Devriye Gemisi tarafından fark edilen Elmas Balıkçı
Gemisi ile icra edilen ikmal faaliyetinin açığa çıkmaması için gözü kara kaptanların “Vatan
sağ olsun, T.M.T. Varolsun” diyerek kendileriyle birlikte gemilerini batırmaları T.M.T.’nin,
destanlaşan bir teşkilat olmasını sağlamış, Kıbrıs Türkünün mücadelesinin simgesi ve
sembolü olmuştur.
Mutlu Barış Harekâtı’nın 40’ıncı yıldönümü olan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük
Bayramının kutlandığı şu günlerde T.M.T. destanının hatırlanması, köklerin ve geçmişin
gelecek kuşaklara T.M.T.nin öyküsü ile anlatılması ve öğretilmesi önemli bir görevdir.
Bernard Lewis'in: “Geleceği görebilmek için tarih bilmek çok önemli. Birey için hafıza neyse,
bir ulus için de "Tarih" odur. Tarihini çarpıtan, bir toplum nörotik bir kişi; tarihini bilmeyen bir
toplum ise hafızasını kaybetmiş/yitirmiş bir insan gibidir.” özlü ifadesindeki sözleri tarihin
önemini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda Kıbrıs Türk Tarihinin toplum ve genç kuşaklar
tarafından daha net anlaşılabilmesi, farkındalık oluşturularak hatırlatılması, yetişen nesillerin
bilinç seviyesinin yükseltilmesi açısından önemi ve katkısı büyüktür.
Adanın özgürleşmesinde ve egemenliğini elde etmesinde Kıbrıs Türkü'nün vefakâr
insanlarının mücadelesi göz ardı edilemez. Tarih boyunca topraklarına bağlılıklarını kanları
ile ispat etmiş olan Kıbrıs Türkleri, vatanları olan Adada bütün haklarına sahip olarak, huzur
ve güven içinde yaşamak için kararlılıkla yollarına devam etmekte, her fedakârlığı yaparak bu
yolda muvaffak olma gayreti içerisindedirler.
Kıbrıs için önemli kararlar alındığı, Kıbrıs Adasının kaderinin yeniden masaya
yatırıldığı bu zaman dilimindeki sürecin sonucu nasıl olur bilinmez. Fakat bu kahraman
halkın, haklı mücadele ve kararlılığının mutlu son ile bitmesi en önemli husustur. Kahraman
Kıbrıs Türk halkının yaktığı özgürlük meşalesi hiçbir zaman sönmeyecektir. Kıbrıs Türkünün
haklı davasında şehit olanların aziz hatıraları önünde saygı ile eğilir, hayatta olanlara minnet
ve şükran sunarım.
T.M.T. ruhunun Kıbrıs’ta sonsuza dek yaşaması ve yaşatılması temennisiyle…
S/N
1
2
3
4
S/N
1
2
S/N
1
2
3
4
5
6
YÖK Ulusal Tez Bankası’ndaki T.M.T. ile ilgili Akademik Çalışmalar
Yüksek Lisans Tezleri
Yayın Adı
Ad ve Soyadı
Yayın Yılı
Türk Mukavemet Teşkilâtı
Özgür SOLAKOĞLU
2004
Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesi
Ayhan CANKUT
2006
(T.M.T. ve faaliyetleri)
Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı
Hasan MUTLU
2007
Kıbrıs'ta yerel bir mukavemet örgütü
M. Can
olarak Türk Mukavemet Teşkilatı'nın
2008
KASAPOĞLU
(T.M.T.) incelenmesi
Doktora Tezleri
Yayın Adı
Ad ve Soyadı
Yayın Yılı
1955-1963 Kıbrıs`ta yeraltı faaliyetleri
Ulvi Keser
2005
ve Türk Mukavemet Teşkilatı
Türk Mukavemet Teşkilatı
Sibel Gülcan AKGÜN
2009
T.M.T. ile ilgili Türkiye’de Yayınlanan Kitaplar
Yayın Adı
Ad ve Soyadı
Yayın Yılı
Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu
İsmail TANSU
2001
Kıbrıs'ta Yeraltı Faaliyetleri ve Türk
Ulvi KESER
2007
Mukavemet Teşkilatı
Tanıklarıyla Kıbrıs Türk Milli
İhsan TAYHANİ
2010
Mücadelesi
Kıbrıs Türkünün Milli Mücadelesi
Emine SÖMEK
2012
Çılgın Türkler: Kıbrıs
Turgut ÖZAKMAN
2012
Kod Adı: Bozkurt
Cüneyt ÖZTÜRK
2013
-5-
Download