KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER Canlılığın belirtisi olarak kabul edilen hareket canlıların sabit yer veya cisimlere göre yer ve durumunu değiştirmesidir. İnsanlarda hareket bir sistemin işlevidir. Bu işlevi yerine getiren organlar topluluğu hareket sistemi olarak adlandırılır.İnsanlarda hareket sisteminin pasif unsuru kemik ve eklemlerdir. Bunlar tek başına hareketi oluşturamazlar. Hareketin aktif unsuru kaslardır. Hareketin gerektirdiği gücü kaslar doğurmaktadır. Hareketin meydana gelmesi için kaldıraç kolu işlevini gören kemikler ile, dayanak noktası işlevini gören eklemlerin olması ve hareketi yaptıracak kasın bu eklemin eksenlerinden en az birini çaprazlaması şarttır. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur. Hareketin güç kaynağını oluşturan kaslar morfolojik olarak üçe ayrılır; DÜZ KASLAR : Kalbin haricinde iç organlar ve kan damarlarında bulunurlar. İsteğimiz dışında hareket ederler. Otonom sinir sistemi tarafından innerve edilirler. KALP KASI : Histolojik olarak iskelet kaslarına benzerse de istemsiz olarak çalışan bir kastır. Kalp kası ritmik olarak kasılır. Otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilen bir sistemle çalıştığı gibi, sinir uyarısı olmaksızın da çalışmasına devam eder. İSKELET KASI : İskelet üzerinde yer alan kaslardır. Vücuda şekil verirler. Vücut ağırlığının % 40’nı oluştururlar. İstemli olarak çalışırlar. Lifleri uzundur. Kas hücreleri dıştan sarkolemma denilen bir zar ile çevrilmiş olup içindeki stoplazmaya sarkoplazma denir. Sarkoplazma içindeki çok sayıdaki miyofibriller açık ve koyu renkli enine çizgili görüntü verdiklerinden çizgili kaslar diye de anılmaktadırlar. Bir çizgili kasta bir kas lifinin etrafını saran bağ dokusu kılıfına endomysium, bir kas demetini saran kılıfa perimysium ve kasın tümünü saran kılıfa da epimysium denir. İskelet kaslarının iki ucu mutlaka bir yere tutunur. Bu tutunma yerleri bağ dokusu, kemik, kıkırdak veya deri olabilir. Kasların tutunma kısımlarına yuvarlak şekilli ise tendo, yassı veya zar şeklinde ise aponeurosis denir. Bir kasın tendoları arasında kalan kalın kısmına venter denir. Kaslar fonksiyonel hale gelip kasılınca tutunma yerlerinden bir taraf sabit kalır. Kasların kasılmaları esnasında sabit kalan tutunma yerine origo, hareketli olan tutunma yerine de insertio denir. Origo’lar genellikle proksimalde, insertio’lar ise distaldedir. İnsertio tarafındaki kemiğin ekseni ile hareketi oluşturacak kasın ekseni arasında kalan açıya insertio açısı denilir. Bir kasın en geniş yerinden yapılan kesite kasın anatomik kesiti denir. Kasın tüm liflerinin toplam kesitine de fizyolojik kesit denir. Kasın fizyolojik kesiti büyüdükçe gücü de artar. KASLARIN ŞEKİLLERİ İskelet kaslarındaki liflerin sayıları ve diziliş şekilleri kasın şeklini belirler. Kas lifleri o kasın çekme çizgisine paralel veya eğik olarak dizilebilirler. Bu dizilişlere göre kas şekilleri şunlardır; MUSCULUS QUADRATUS: Kas lifleri dörtgen şeklinde dizilmiş kaslardır. Örneğin m.thyrohyoideus. MUSCULUS FUSIFORMIS: Kas lifleri mekik şeklinde dizilmiş kaslardır. Örneğin m.floxor carpi radialis. MUSCULUS UNIPENNATUS: Kasın tendosu bir kenarında olup lifleri bu tendoya tek taraflı eğik olarak dizilmiş kaslardır. Örneğin m.flexor pollicis longus. MUSCULUS BIPENNATUS : Kasın tendosu ortada lifleri iki taraflı eğik olarak dizilmiş kaslardır. Örneğin m.rectus femoris. MUSCULUS MULTIPENNATUS : Kas lifleri tendoya çok çeşitli yönlerden eğik olarak uzanan kaslardır. Örneğin m.deltoideus. MUSCULUS TRIANGULARIS : Kas tendosu bir üçgenin tepesi gibi olan kaslardır. (m.temporalis) Bu kas şekillerinin yanında, musculus sphincter (büzücü), musculus dilatator (genişletici), musculus orbicularis (daire şekilli), musculus cruciatus (çaprazlaşan) ve musculus cutaneus (deri içinde bulunan) gibi kas şekilleri de vardır. KASLARIN HAREKETLERİ Kasın yapısal ünitesi kas hücresi veya kas lifidir. Kasın işlevsel ünitesi ise bir motor nöron ve motor nöronun kontrol ettiği kas liflerinden oluşur. Bu işlevsel birime motor ünite denir. Bir motor ünitedeki kas liflerinin sayısı genellikle yüz civarındadır. Motor ünitedeki bu kas lifinin sayısı kasın işlevine göre değişir. Gövdenin büyük kaslarında bir motor nöron yüzlerce kas lifini innerve ederken, göz ve el kaslarında olduğu gibi bazen bir motor nöron birkaç kas lifini innerve eder. Dinlenme anındaki bir kasın sahip olduğu gerginliğe tonus denir. Eklemlerden, kirişlerden ve kaslardan gelen impulslar sayesinde kas tonusunun sürekliliği sağlanır. Bütün hareketler birçok kasın koordineli bir şekilde birlikte çalışması ile olşur. Hareketi doğrudan yaptıran kas veya kas grubuna esas hareket ettirici kas denir. Esas hareket ettirici kaslara karşıt olarak çalışan kaslara da antagonist kaslar denir. Örneğin ön kolun flexionunda, extensor kaslar antagonisttir. Esas hareket ettirici kasa aynı yönde yardımcı olan kaslara da sinerjist kaslar denir. Bir hareket yapılırken istenmeyen diğer hareketlerin oluşmasını engelliyen kaslar da fiksasyon kasları olarak bilinirler. Kasların motor işlevlerini saptamak için muayene edilirken genelde iki yol izlenir. Birincisi; hastadan muayene eden kişinin gösterdiği dirençlere karşı belli hareketleri yapması istenir. İkincisi; muayene eden, hastanın gösterdiği dirençlere karşı belli hareketleri yaptırmaya çalışır. Kasların çalışmasını muayene etmek için en etkili yöntem elektromyografi (EMG)’dir. Bu yöntemde kaslara elektrodlar yerleştirilerek yapılan hareketlerin aksiyon potansiyellerindeki değişimler kağıt üzerine kaydedilerek değerlendirilir.