Sanayi devrimiyle paralel atmosferdeki CO2 düzeyi de küresel iklim

advertisement
I.
Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
313
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Küresel Isınmada Ormanların Karbon Tutulumuna Etkisi (Tarsus-Karabucak Örneği)
Osman POLAT1, Sevda POLAT1, Erhan AKÇA2
1
Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, Tarsus/Mersin
2
Adıyaman Üniversitesi, Teknik Programlar, Adıyaman
ÖZET: İklim değişikliğinin önemli nedenlerinden biri de; atmosferdeki sera gazı düzeyinin artarak güneşten
gelen radyasyonu atmosfer içerisinde tutması ve sıcaklık artışlarına yol açmasıdır. Bu nedenle iklim ve çevre
çalışmalarında sera gazları salınımının, yayılımının azaltılması ve söz konusu gazların organik ve/veya inorganik
bağlayıcılarla tutulması öncelikli konulardır. Türkiye’nin kurak-yarı kurak iklim kuşağında olması ve aşırı nüfus
baskısı nedeniyle yanlış arazi kullanımı çevre ve hava kalitesini azaltarak iklimsel bozunum ve çölleşmeye yol
açan süreçlerin ivme kazanmasına neden olmaktadır. Ormanlar, küresel bazda örttükleri toprak ve bitki örtüsüyle
en yüksek organik karbon depolanan yutaklardır. Ormanların sera gazlarını bağlama potansiyelinin ve işlevinin
yüksek olması iklim değişimi üzerinde olumlu etki yaratmaktadır. Orman alanlarında karbon, biyokütlede ve
toprakta tutulmaktadır. Orman örtüsü altındaki topraklarda karbon birikimi, bitkisel artıkların organik maddeye
dönüşümü ve organik maddenin ayrışması arasındaki ilişki ile belirlenebilmektedir. Biyokütle de tutulan karbon;
toprak üstü biyokütle, toprak altı biyokütle ve toprak üstü ölü ve diri örtüde tutulan karbon olarak tespit
edilmektedir. Bununla birlikte Türkiye orman alanlarında bölgesel ve toprak özelliklerine bağlı karbon depolama
işlev ve potansiyellerini ayrıntılı olarak ölçen çalışmalar yetersiz düzeydedir. Bu çalışma ile küresel ısınma ormanlar - karbon döngüsü çerçevesinde tamamı ağaçlandırma ile kurulmuş Tarsus Karabucak Orman İşletme
Şefliği’ndeki ormanlarının karbon tutumu etkinliği belirlenmiştir.
Anahtar Sözcükler: İklim değişikliği, Orman, Karbon, Tarsus- Karabucak
Effects of Forests on Carbon Sequestration in Global Warming (Tarsus-Karabucak Case)
ABSTRACT: One of the main reasons of climate change is the capturing of solar radiation within atmosphere
by increased level of green house gases which also increases temperature increases. Thus, decreasing the
emission, distribution of greenhouse gases and sequestration of these gases by organic and/or inorganic binders
are primary issues. The misuse of lands due to excess population pressure in Turkey degrades the quality of
environment and land which in turn accelerates climate change and desertification. Forests are the major organic
carbon pools of the globe. The high greenhouse gas sequestration potential and function of forests have a
positive effect on climate change. Carbon is sequestrated in biomass and soils of the forests. Soils’ carbon
accumulation under forest cover is determined by the relations of transformation of plant litter to organic matter
and decomposition of organic matter to humin substances. Carbon of biomass is determined by calculation of
biomass above and subsurface of soil along with carbon sequestrated in dead litter. However, studies on potential
and functions of soil forests’ of Turkey for carbon sequestration are not sufficient. Within the global warmingforest-carbon cycle framework the carbon sequestration efficiency of forests established by afforestration at
Tarsus Karabucak Forest Directorate is determined with this study.
Keywords: Climate change, Forest, Carbon, Tarsus-Karabucak
GİRİŞ
Sanayi devrimiyle paralel atmosferdeki CO2 düzeyi
de küresel iklim değişikliğini etkilemeye başlamıştır.
CO2 artışına bağlı olarak bölgesel nem ve sıcaklık
rejimlerinin de değişime uğraması iklim değişimlerini
tetiklemiştir. İklim değişikliği ile ilgili bilim adamları
tarafında yapılan ilk çalışma 1827 yılında Fransız
matematikçi Baron Jean Baptiste Fourier tarafından
yapılmış ve atmosferin sera etkisi tanımlanmıştır.
Fourier Dünya atmosferini sera camına benzetmiş ve
yer yüzeyi ısısının atmosferin kimyasal kompozisyonu
tarafından bir sera camının havayı tuttuğu ve ısıttığı
şeklinde ifade etmiştir. Atmosferdeki CO2 güneş ısısını
tutarak yeryüzünün ısınmasında önemli bir rol oynar
(Özey, 2001).
Özellikle 20. yüzyılda görülen ısınma artışının en
önemli sebebi, insan faaliyetleri sonucu üretilen çeşitli
__________________________________________
Sor. Yazar: Polat, O., [email protected]
gazların, atmosferdeki oranlarının beklenmedik ölçüde
artmasıdır. Dolayısıyla, ısınmaya yol açan gazların
salım kontrolünün insan elinde olduğu anlaşılmış ve
iklim değişikliğini önleme çabaları, söz konusu
gazların çıkış kaynaklarını bulmaya ve denetim altına
almaya yönelmiştir. Bu gazların önemli bir kısmı
yeryüzünden atmosfere doğru yansıyan güneş
ışınlarından, özellikle ısıtıcı nitelikteki kızılötesi
ışınlarının dışarıya kaçmasını engellemekte, dolayısıyla
yüzeye yakın bölgelerin ısınmasına yol açmaktadır
(Şekil 1). Bu fiziksel olay seralarda kullanılan plastik
veya cam örtülerin seranın içinin ısınması olayına yol
açmasına benzediğinden, söz konusu gazlara “Sera
Gazları” adı verilmektedir (Türkeş ve ark. 2000).
Hunter (2003)’e göre, Dünya tarihinde iklim
değişikliği, belirli dönemler ve değişen süreler
boyunca sürüp giden bir olgu olmasına karşın, içinde
bulunduğumuz yüzyılda gerçekleşen bu değişim, daha
I.
Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
314
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Şekil 1. Sera etkisi ile küresel ısınmanın meydana gelişini açıklayan
şematik görünüm (Anonim, 2006a)
önceki hiçbir dönemde bugünkü kadar hızlı
gerçekleşmemiş; insan etkisi ise, daha önceki
değişimlerde böyle bir rol oynamamıştır. Dünya
tarihinde ilk kez insanoğlu iklimi değiştirmeye
başlamış ve bunun sonuçlarıyla karşı karşıya
kalmıştır.
İnsanoğlunun,
arazi
kullanımında
yaptığı
yanlışlıklar sonucu doğanın nasıl tahrip olduğu veya
yok edildiği dikkat çekicidir. Küresel ısınma, insan
nüfusundaki artış sonucu hızlı endüstrileşme ve çevre
kirliliği, ormansızlaşma sonucu ortaya çıkan çölleşme
ise hem ormanları hem de su kaynaklarını tehdit eden
diğer etmenlerdir. FAO tarafından yapılan bir
araştırmaya göre 1990–1995 yılları arasında
sanayileşmiş ülkelerde (Rusya Federasyonu hariç)
1.75 milyon hektarlık orman alanı artışı olurken aynı
dönemde gelişmekte olan ülkelerde net 13 milyon
hektarlık orman alanı kaybı olmuştur. Yapılan
tahminlere göre gelecek 20 yıl içersinde yaklaşık 1
milyon hayvan ve bitki türlerinin dünya
ekosisteminden kaybolup gideceği belirtilmektedir
(Kırış ve ark. 2007).
Karbonun atmosfer, canlılar ve karalar ile sular
arasında yer değiştirmesi olayı karbon döngüsü olarak
adlandırılmaktadır. Atmosferdeki karbon karalardaki
ya da sulardaki fotosentez yapan canlılar tarafından
(bitkiler, fitoplanktonlar gibi) bağlanmaktadır. Karbon
daha sonra besin zinciri aracılığı ile fotosentez
yapabilen canlılarla beslenen hayvanlara geçmektedir.
Bu aşamadan sonra ya solunum ile atmosfere CO2
olarak dönmekte ya da canlıların ölmesi ile toprakta
veya sularda birikmektedir. Organik atıkların
buralarda ayrışmasıyla tekrar CO2 olarak atmosfere
ulaşmaktadır. Küresel karbon döngüsüyle de
karalardaki bitkiler tarafından yaklaşık 60 milyar ton
karbon alınmakta ve bir bu kadar karbon da solunum
ile atmosfere verilmektedir (Tolunay ve ark. 2007).
Karbonun canlı biyokütle, çürüyen organik madde
ve toprak içinde tutulduğu karasal ekolojik sistemler,
küresel karbon döngüsünde önemli rol oynar. Karbon
doğal olarak bu sistemler ile atmosfer arasında
fotosentez, solunum, ayrışma ve yanma olayları
vasıtasıyla yer değiştirir. İnsan faaliyeti ise bu
havuzlardaki karbon stoklarının değişmesinde etkili
olmaktadır (Dural 2010).
Yeşil ve ark. (2007)’nın yapmış oldukları
araştırmada bugünkü küresel istatistiklere göre ılıman
bölge ormanlarındaki artışa karşılık tropik bölgelerde
yer alan orman alanlarında önemli miktarda azalmanın
meydana geldiğini, orman alanlarının azalması ve arazi
kullanım biçimlerine dönüştürülmesinin atmosfere
salınan karbondioksiti artırdığını, buna karşılık orman
alanlarının artmasıyla da karbon birikiminin arttığını
belirtmişlerdir.
Karasal ekosistemlerdeki vejetasyonda depolanmış
olan karbon miktarı 500 milyar ton civarındadır.
Karalarda karbon sadece bitkilerde değil aynı zamanda
topraklarda
da
depolanmaktadır.
Topraklarda
depolanan karbon miktarı yaklaşık olarak 2000 milyar
tondur (1 m derinlikteki topraklar için) (Janzen, 2004).
Organik karbon uygun şartlarda çok uzun süre
topraklarda muhafaza edilebilir. Ancak arazi
kullanımındaki değişim ve tarımda yoğun toprak
işleme teknikleri (toprak agregatlarının dağılarak bu
agregatlardaki organik maddenin, toprağa oksijenin
girmesi ile mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılarak
CO2 olarak topraktan uzaklaşmasına sebep olması)
toprakların karbon stoklarını önemli ölçüde
azaltmaktadırGrogan ve Matthews (2001)’e atfen
Dural (2010), daha önce tarımsal amaçlarla kullanılan
topraklarda biyoenerji bitkilerinin yetişmesiyle toprak
altında
önemli
miktarlarda
karbonun
depolanabileceğini ve böyle bir artışın köklerden,
toprak
organik
madde
içeriğinden
kaynaklanabileceğini, bitki kökleri ile toprağa düşen
diğer bitki aksamlarının (yaprak, dal, kozalak vb.)
ayrışması zor olan humin maddeleri fraksiyonlarına
dönüşebileceğini ve havadaki CO2 miktarının
azaltılmasında etkili bir yol olabileceğini belirtmiştir.
Ülkemizde
ormanlar,
aşırı
ve
düzensiz
faydalanma, açma, yangın ve yapılan usulsüz
otlatmalar ile büyük ölçüde yok edilmiştir. Türkiye
II. Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Eylül 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
315
Ormanlarının yarısına yakını bozuk vasıftadır. Öte
yandan Türkiye, yüksek olduğu kadar da engebeli ve
dolaysıyla fazla eğimli bir arazi yapısına sahip
bulunmaktadır. Küresel ısınma, iklim değişikliği,
Ozon tabakasının delinmesi, asit yağmurlarının
yağması vb. çevre sorunları olarak adlandırdığımız
birçok problem insanlığı her geçen gün artan bir
şekilde tehdit etmektedir. Bu gibi çevre
problemlerinin çoğunun temelinde ormanların yok
olması
yatmaktadır.
Orman
ekosistemindeki
bozulmalar çölleşmeyi tetiklemektedir. Orman ve
otlakların tarıma açılmasıyla organik karbon
miktarının %20 düzeyinde azaldığı rapor edilmiştir
(Mann 1986).
MATERYAL ve METOT
Materyal
Araştırmaya konu saha, Doğu Akdeniz Bölgesi,
Mersin ili Tarsus ilçesi güneyinde, Karabucak Orman
İşletme Şefliği sınırlarında yer almakta olup, toplam
orman varlığı 2557 hektardır. İşletme Şefliği
dahilindeki ormanların ve diğer ziraat alanlarının
tamamı deniz seviyesinde olup en yüksek rakım 10
metre civarındadır. İşletme Şefliği ormanları idari
olarak Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Tarsus Orman
İşletme Müdürlüğüne bağlıdır.
Araştırma alanı toprakları; kıyı kumulları,
eksibeler ve bataklıklardan oluşmuş karmaşık
topraklardır. Çalışma alanında tipik Akdeniz iklimi
hüküm sürmektedir. Yıllık ortalama yağış 597,9 mm,
yıllık ortalama sıcaklık 18 oC dir.
Karabucak Orman İşletme Şefliği Orman
Amenajman Planı, Turan Emeksiz Ormanı Kuruluş
Dosyası, Türkiye orman varlığı ve karbon tutulumu ile
ilgili çeşitli kaynaklar ve organik madde analizi yapılan
topraklar
araştırmanın
ana
materyallerini
oluşturmaktadır.
Metot
Çalışmanın birinci bölümünde, ormanlarda karbon
tutulumu ve orman varlığımız, ikinci bölümde ise
Karabucak orman varlığı ve karbon tutulumu mevcut
literatürlere ve amenajman plan verilerine göre
değerlendirilmiştir. Fehmi Güresin ve Turan Emeksiz
serinlerinden alınan toprak örneklerinde organik
madde analizi Walkley-Black yaş yakma yönteminin
Jackson tarafından modifikasyonu ile (Jackson 1967)
yapılmıştır.
BULGULAR ve TARTIŞMA
Ormanlarda Karbon Tutulumu ve Orman
Varlığımız
Ormanı oldukça geniş bir alanda, kendine has bir
iklim oluşturabilen, belirli yükseklik, yapı ve
sıklıktaki ağaçların, ağaççık, çalı ve otsu bitkiler,
yosun, eğrelti ve mantarlar, toprak altı ve toprak
üstünde yaşayan mikroorganizmalar ve de çeşitli
böcek ve hayvanlarla orman toprağının birlikte
oluşturduğu hayat birliği olarak tanımlamak
mümkündür.
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Ormanlarımız
çok
çeşitli
fonksiyonlar
üstlenmişlerdir. Bu fonksiyonları; orman ürünleri
(odun ve odun dışı) üretimi, doğayı koruma, erozyon
önleme, hidrolojik, estetik, ekoturizm ve rekreasyon,
iklim koruma, toplum sağlığı, ulusal savunma ve
bilimsel
fonksiyonlar
olarak
sıralayabiliriz.
Ormanlarımız bu fonksiyonlardan birini üstlendiği
gibi birkaçını da üstlenebilmektedir (Anonim 2006b).
Ormanlar, hem diğer ekosistemlere oranla daha
fazla CO2 tüketmeleri ve hem de bağladıkları karbonu
çok uzun süre bünyelerinde tutmalarından ötürü,
karasal ekosistemler içerisinde en önemli yere
sahiptirler. Ormanlar, dünya karasal sisteminde bitki
örtüsü tarafından tutulan karbon miktarının büyük bir
kısmını bünyesinde biriktiren ve bundan dolayı da
hava kalitesini yükselten en önemli unsurlardan
biridir. Ormanlar; havadaki nem oranını dolayısıyla
yağışı
artırır,
hava
kirliliğini
engelleyerek
soluduğumuz havayı temizler, oksijen kaynağıdır,
sıcaklık değişimlerini de dengeler.
Ormanlar karbon deposudur ve özümlemede CO2
harcar. Ormanlar yılda hektar başına 3-5 ton CO2
tutar, buna karşılık 8-13 ton arasında O2 üretir.
Sözgelişi bir kızılağaç ormanında saatte hektar başına
11,7–23,4 kg CO2 üretilirken bu miktar tarla
toprağında sadece 1,25–4,1 kg olarak ölçülmüştür.
Atmosferdeki CO2 miktarını azaltmanın, dolayısıyla
küresel düzeyde ısınmanın önüne geçmek için
başvurulacak yollardan birisi, hatta en önemlisi fidan
dikmek, ağaçlandırma yapmak, orman alanlarını
artırmak, niteliklerini iyileştirmektir. Aynı şekilde
ağaçlar orman örtüsü, fotosentez yoluyla tuttukları
karbonu dökülen yapraklar, kuruyan dallar, ölen kökler
yoluyla toprağa verirler (Kırış ve ark. 2007).
Tolunay ve ark. (2007), orman topraklarında daha
fazla karbon bağlanabilmesi için bozuk orman
alanlarının verimli hale getirilmesi, tıraşlama
kesiminden kaçınılması, karışık ormanlar kurulması,
silvikültürel müdahalelerin mutedil yapılması ve bu
müdahalelerde toprağı korumaya dikkat edilmesi,
orman olmayan alanların ağaçlandırılması, toprak
erozyonunun engellenmesi, orman arazilerinin
yapılaşma, kaçak kesimler ve otlatma ile zarar
görmesinin engellenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Asan (2006), 1990–2004 yılları arasındaki 15
yıllık dönemde Türkiye ormanlarının atmosferden
aldığı ve saldığı CO2’in sürekli yükseldiğini
belirtmiştir. 1990 yılında atmosferden alınan CO2
67.078.000 ton yıl-1 iken, 2004 yılında 74.430.000 ton
yıl-1 olduğunu ve 1990 yılında atmosfere salınan CO2
23.541.000 ton yıl-1 iken, 2004 yılında 53.104.000 ton
yıl-1 olduğunu belirtmiştir.
Türkiye ormanlarının atmosferden aldığı ve saldığı
CO2 nin sürekli yükselmesini Yeşil ve ark. (2007);
1-Bozuk orman alanlarının ve orman içi
açıklıkların ağaçlandırılmasına,
2-Üst orman zonlarında ve sarp araziler üzerindeki
ormanların muhafazaya ayrılarak bu ormanlarda kesim
yapılmamasına,
3-Seyrek kapalı meşçerelere eta verilmemesi ve bu
II. Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Eylül 2011, Kahramanmaraş
316
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
ormanlarda servet birikiminin sağlanmasına,
4-Yaşlı, seyrek ve artımdan düşmüş meşçereleri
doğal yolla gençleştirmek suretiyle bu meşçerelerin
artım performanslarının yükseltilmesine,
5-Orman içi ve civarı yerleşik nüfusun kente göçü
ve böylece eski tarım alanlarından bir bölümünün
yeniden orman haline gelmesine,
6-Orman içi otlatmalardan vazgeçilerek, ahır
hayvancılığına dönülmesi biçiminde ortaya çıkan
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
ormancılık politikalarına bağlamışlardır.
Ülkemiz orman varlığı yaklaşık olarak 21,2 milyon
hektar olup Ülke genel alanının % 27,2’sini
kapsamaktadır. Koru ve baltalık olarak sınıflandırılan
ormanlarımızın normal ve bozuk orman olarak alan
dağılımları Çizelge 1’de verilmiştir. Orman
varlığımızın % 73’ü koru,
% 27’si baltalıktır ve
yarısı bozuk vasıflıdır.
Çizelge 1. Orman varlığımızın ormanlık alana dağılımı (Anonim, 2006b).
Ormanlık Alanın Dağılımı
Durumu
Koru
Baltalık
Genel Toplam
Normal
Hektar
8940215
1681006
10621221
Bozuk
Hektar
6499380
4068146
10567526
%
42
8
50
Bakanlığımızın verilerine göre; Türkiye’de
yapraklı ormanlarda 539.032.069 ton biyokütle
242.564.431 ton karbon tutarken, iğne yapraklı
ormanlarda 829.243.342 ton biyokütle 373.159.504
ton karbon tutmaktadır. Orman toprağında tutulan
karbon miktarı ise 357.119.882 tondur. Orman
ekosisteminde tutulan toplam karbon miktarı
972.843.817 tondur (Çizelge 2).
Ormanlarda tutulan karbon miktarı hesaplanırken;
yapraklı
ve
iğne
yaprakları
ayrı
ayrı
%
31
19
50
Toplam
Hektar
%
15439595
73
5749152
27
21188747
100
değerlendirilmektedir. Toprak üstü biyokütle, toprak
altı biyokütle ve toprak üstü ölü ve diri örtü
biyokütlede tutulan karbon miktarları ayrı ayrı
hesaplanıp toplanarak toplam biyokütlede tutulan
karbon miktarı bulunmaktadır. Orman toprağında
tutulan karbon da ayrıca hesaplanmakta ve toplam
biyokütle ve toprakta tutulan karbonun toplamı orman
ekosisteminde tutulan toplam karbon miktarını
vermektedir. Çizelge 3’de bu hesaplamada kullanılan
değerler verilmiştir.
Çizelge 2. Türkiye ormanlarında karbon birikim miktarının hesaplanması (Anonim, 2006b)
BİYOKÜTLE MİKTARI TON
Ağaç Türü Servet m³ Toprak Üstü
Grupları
DGH
TÜBK
DGH x (a) x
Yapraklı
( c)
DGH x (b) x
İğne Yap
(d)
Yapraklı 418503159 334802527
İğne Yap 869621613 493597228
128812477
TOPLAM
828399755
2
Toprak Altı Toprak Üstü Ölü
(Kök)
ve Diri Örtü
TOPLAM
TABK
KARBON MİKTARI TON
Toplam
Toplam Orman
Orman
Biyokütle Toprağındak Ekosistemi
İçindeki i
ndeki
TÜÖDBK
TGBK
TBKM
(TÜBK+TABK) (TÜBK+TABK+
TÜBK x( e)
TGBK x (h)
x (g)
TÜÖDBK)
(TÜBK+TABK) (TÜBK+TABK+
TÜBK x(f)
TGBK x (h)
x (g)
TÜÖDBK)
50220379
154009163
539032069
242564431
98719446
236926669
829243342
373159504
148939825
390935832
1368275411
OTKM
TBKM x (J)
TBKM x (J)
140687370
216432512
TKM
TBKM +
OTKM
TBKM +
OTKM
383251801
589592016
615723935 357119882 972843817
Çizelge 3. Karbon birikim miktarının hesaplanmasında kullanılan katsayılar (Anonim, 2006b)
(a) = 0,64 Yapraklılar için daha önce saptanmış fırın kurusu ağırlığı (Ton)
(b) = 0,47 İğne yapraklılar için daha önce saptanmış fırın kurusu ağırlığı (Ton)
Dikili gövde hacmine karşılık olan biyokütleyi, yapraklı türlerde toprak üstü biyokütkeye çevirme faktörü
(c ) = 1,25 (Ton)
Dikili gövde hacmine karşılık olan biyokütleyi, İğne yapraklı türlerde toprak üstü biyokütkeye çevirme faktörü
(d) = 1,2 (Ton)
( e) = 0,15 Dikili gövde hacmine karşılık olan biyokütleyi, yapraklı türlerde toprakaltı biyokütkeye çevirme faktörü (Ton)
Dikili gövde hacmine karşılık olan biyokütleyi, İğne yapraklı türlerde toprakaltı biyokütkeye çevirme faktörü
(f) = 0,2 (Ton)
Göğüs çapı < 8 cm. olan ağaçlar ile ağaççık, çalı, süceyrat ve ölü örtüye ait biyokütleye çevirme katsayısı
(g) = 0,4 (Ton)
Canlı cansız biyokütleyi KARBON miktarına dönüştürme faktörü (1 ton fırın kurusu bitkisel madde içinde
(h) = 0,45 0,45 ton karbon bulunur.)
(j) = 0,58 Orman toprağındaki karbon miktarına dönüştürme faktörü
II. Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Eylül 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
317
Karabucak Orman Varlığı ve Karbon
Tutulumu
Mersin Orman Bölge Müdürlüğü, Tarsus Orman
İşletme Müdürlüğü’ne bağlı Karabucak Orman
İşletme Şefliği (OİŞ) orman alanlarının tamamı
ağaçlandırma yoluyla kurulan Karabucak ve Turan
Emeksiz Serilerinden oluşmaktadır. Karabucak
Serisinde, 825 ha alanda kurulmuş Fehmi Güresin
Ormanı ülkemizin endüstriyel amaçlı ilk ağaçlandırma
sahası olma özelliğini taşımaktadır (Şekil 2).
Mazisinde bataklık olan bu saha 1939 yılında başlayan
çalışmalarla okaliptüs ağaçlandırması ile kurutulan
bataklığın
yerine
kurulmuş
verimli
orman
durumundadır.
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Turan Emeksiz Serisi ise 1960 yılında başlayan
çalışmalarla rüzgâr erozyonu ile mücadele amaçlı
yapılan kumul tespit ve ağaçlandırma sahasıdır.
Akdeniz kenarında güneydoğudan kuzeybatıya doğru
takriben dikdörtgen şeklinde uzanan 12,5 km
boyunda ortalama 1,5 km eninde ve 1.732 ha alana
sahiptir (Şekil 3).
Akdeniz
Turan
Emeksiz
Serisi
Şekil 3. Turan Emeksiz Serisi’nin uydu görüntüsü
Fehmi
Güresin
Serisi
Şekil 2. Karabucak Fehmi Güresin Ormanı’nın
uydu görüntüsü
Karabucak OİŞ ormanları fonksiyonlarına göre;
Fıstıkçamı Plantasyon İşletme Sınıfı, Okaliptüs
Baltalığı İşletme Sınıfı, Kumul Önleme İşletme Sınıfı
ve Tohum Meşçeresi İşletme Sınıfı olarak dört sınıfa
ayrılmıştır (Anonim 2002). Karabucak OİŞ ormanları
işletme amacına göre de dört başlık altında toplanmıştır
(Çizelge 4). Karabucak OİŞ Amenajman Planına göre
Karabucak Ormanlarında; yapraklı ormanlarda
186.000 ton biyokütlede 83.700 ton karbon tutulurken,
iğne yapraklı ormanlarda 47.912 ton biyokütlede
21.561 ton karbon tutulmaktadır.
Çizelge 4. Karabucak OİŞ orman varlığının işletme amacına göre alan dağılımı (Anonim, 2002)
İşletme Amacı
Alan (Hektar)
Toplam alandaki miktarı (%)
Okaliptüs Baltalığı
908,0
35,5
Araştırma Ormanı
31,0
1,3
Rekreasyon Ormanı
6,0
0,2
Kumul Önleme
1612,0
63
Genel Toplam
2557,0
100
Orman toprağında tutulan karbon ise 61.051
tondur. Orman ekosisteminde tutulan toplam karbon
miktarı
166.312
tondur.
Toplam
orman
ekosistemindeki karbonun % 36,7’si toprakta
tutulmaktadır (Çizelge 5). Öncesinde bataklık ve
kumul olan ve Türk Ormancılığı’nda özel bir yere
sahip, başarılı ağaçlandırma çalışmaları ile kurulan
Fehmi Güresin ve Turan Emeksiz Ormanları
günümüzde birçok fonksiyonu bir arada üstlenmiş
durumdadır.
Üzerinde bitki örtüsü bulunmayan bir arazinin
ağaçlandırılması
toprak
organik
maddesini
arttırmaktadır. Turan Emeksiz Ormanı kurularak,
kumulda rüzgâr erozyonu durdurulmuş, kumulda
topraklaşma başlamış ve organik madde oranında artış
tespit edilmiştir. 1982 yılında fıstıkçamı dikimi
yapılan kumul alandan alınan toprak örneklerinde
yapılan organik madde analizlerinde % 0,280-0,576
arasında olan organik madde 2009 yılında yapılan
analizlerde % 0,73-5,66 arasında saptanmıştır (Polat
ve ark. 2010).
II. Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Eylül 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
318
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Çizelge 5. Karabucak ormanlarında karbon birikim miktarı (Anonim, 2002)
BİYOKÜTLE MİKTARI TON
Ağaç Türü
Grupları
Servet m³
DGH
Yapraklı
İğne Yap
Yapraklı
İğne Yap
TOPLAM
144410
50566
194976
Toprak Toprak Toprak Üstü Ölü
Üstü Altı (Kök)
ve Diri Örtü
TOPLAM
KARBON MİKTARI TON
Toplam
Toplam Orman
Biyokütle
Orman
Ekosistemindek
İçindeki Toprağındaki
i
TÜBK
TABK
TÜÖDBK
TGBK
TBKM
OTKM
DGH x TÜBK x( (TÜBK+TABK) (TÜBK+TABK+T TGBK x
TBKM x (J)
(a) x ( c)
e)
x (g)
ÜÖDBK)
(h)
DGH x
TÜBK (TÜBK+TABK) (TÜBK+TABK+T TGBK x
TBKM x (J)
(b) x (d)
x(f)
x (g)
ÜÖDBK)
(h)
115528
17329
53143
186000
83700
48546
28519
5704
13689
47912
21561
12505
144047
23033
66832
233912
105261
61051
Turan Emeksiz’de 1968 yılında okaliptüs dikimi
yapılan alanda organik madde % 0,16-0,24 iken 2011
yılında yapılan analizlerde organik maddenin
yükselerek % 0,59-1,78 olduğu tespit edilmiştir.
Karabucak Okaliptüs Ağaçlandırma sahasında (Fehmi
Güresin Ormanı) organik madde birikimi olduğu ve
0-30 cm derinlik kademesinde organik madde
miktarının % 6,05-7,65 arasında olduğu tespit
edilmiştir. Bu sonuçlar, yapılan ağaçlandırma
çalışmaları ile toprak organik maddesinin ve toprakta
depolanan karbon miktarının arttığını göstermektedir.
Tolunay ve ark. (2007) yapmış oldukları bir
çalışmada Türkiye’de değişik ormanlarda açılan 1159
adet toprak çukurunda topraktaki organik karbon
stoğunun 0,8-448 ton ha-1 arasında değiştiğini,
ağırlıklı ortalamanın ise 77,8 ton ha-1 olduğunu
belirtmişlerdir.Yine aynı araştırmacılar özellikle
yapraklı ormanlarımız ve ağaçlandırma alanlarımızla
ilgili verinin az olduğunu, ancak kaba bir hesapla 21,2
milyon ha orman alanımız olduğu ve 1 ha orman
alanında topraklarda ortalama 77,8 ton karbon
depolandığından hareketle orman topraklarımızda 1,65
milyar ton karbonun depolanmış olduğunu
belirtmişlerdir.
Orman topraklarında ağaçlandırma sonrası artış
gösteren organik maddenin kimyasal yöntemlerle
verilmesi durumunda yüksek harcamalara yol açacağı
araştırmalarla da tespit edilmiştir. Akça ve ark. (2006),
Adana Akyatan kumul ağaçlandırma sahasında
yaptıkları bir çalışmada, kumulda ağaçlandırma
sonrası yüzey horizonlarında ortalama % 2,5 olan
organik maddenin kimyasal yöntemlerle verilmesi
durumunda; 4.500 hektarlık Akyatan kumul
ağaçlandırma sahasına yılda 67.500 ton ahır gübresi
verilmesi gerektiği ve bunun maliyetinin de yıllık
3.600.000 TL’yi bulacağını belirtmişlerdir.
Cline (1992), ağaçlandırma vasıtasıyla karbon dışı
enerji kaynakları teknolojilerinin kullanılmasına
geçme sürecinde 30-40 yıl zaman kazanılacağını,
ormanlarda yüksek seviyede depolanan karbonun
küresel ısınmanın şiddetindeki belirsizlikler karşısında
daha fazla esneklik sağlayacağını, fosil yakıtların
yenilenebilir biyokütle enerjisi ile yer değiştirerek
küresel ısınma sorununu çözebileceğini belirtmiştir.
TKM
TBKM +
OTKM
TBKM +
OTKM
132246
34066
166312
Toprak içindeki karbon, yerüstü biyokütleye bağlı
olarak değişmekte ve orman ekosisteminde tutulan
karbon içerisinde büyük bir orana sahip
bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda ölü
örtü ayrışmasının da küresel karbon bütçesinde önemli
bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Yapılan
ağaçlandırma
çalışmaları
neticesinde,
canlı
biyokütlede karbon depolamanın yanı sıra toprak
organik maddesinde de artış sağlanmakta, dolayısıyla
toprakta tutulan karbon miktarında da artış olmaktadır.
SONUÇ
Sera
gazları,
fosil
yakıtların
yakılması,
ormansızlaşma, hızlı nüfus artışı, teknolojideki
gelişmeye bağlı olarak toplumlardaki tüketim
eğiliminin
artması
gibi
nedenlerle
CO2’in
atmosferdeki miktarı artmakta ve yer küre daha çok
ısınmaktadır. Ormanlar, diğer ekosistemlere oranla
daha fazla CO2 tüketmeleri ve bağladıkları karbonu
çok uzun süre bünyelerinde tutmalarından ötürü CO2
salınımının
azaltılmasında
önemli
rol
oynamaktadırlar.
Üstlendiği onlarca fonksiyonun yanı sıra, küresel
ısınmayı engellemede karbon tutulumunu sağlayarak
çok büyük bir öneme sahip orman alanlarının
öncelikle
korunması
gerekmektedir.
Orman
ekosistemleri doğal nedenlerden çok insan kaynaklı
tahrip olmaktadır. Bu nedenle ormanların diğer
fonksiyonları ile beraber küresel ısınmada üstlendiği
rolün önemi hakkında kamuoyu bilinçlendirilmelidir.
21.188.747 ha olan orman alanlarımızda; toprak
üstü biyokütle, toprak altı biyokütle ve toprak üstü ölü
ve diri örtü biyokütlede toplam 615.723.935 ton,
orman topraklarında 357.119.882 ton olmak üzere
toplam 972.843.817 ton karbon tutulmaktadır.
Tarsus Karabucak OİŞ orman alanlarının tamamı
bataklık
ve
kumulun
ıslahı
için
yapılan
ağaçlandırmalarla tesis edilmiştir. 2.557 ha alanda,
toplam biyokütle içinde 105.261 ton, orman
toprağında 61.051 ton olmak üzere toplam 166.312
ton karbon tutulmaktadır.
Karabucak orman topraklarında ağaçlandırma
öncesi düşük olan organik madde değerleri
günümüzde artmıştır. Turan Emeksiz Serisi’nde yer
II. Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Eylül 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
319
yer % 5’e, Fehmi Güresin Serisi’nde ise % 7,5’a
ulaşan organik madde miktarları, ağaçlandırmanın
biyokütle de karbon tutulumunun yanı sıra orman
topraklarındaki karbon tutulumunu da arttırdığını
göstermektedir.
Atmosferdeki
karbonu
hem
biyokütleye hem de toprağa bağlamak için en etkili
yol, ağaçlandırmalarla orman varlığının arttırılmasıdır.
Karabucak örneğinde olduğu gibi bitki örtüsünden
yoksun alanların ağaçlandırılması ile kurulan ormanlar
karbon tutulumunda etken rol oynamaktadırlar.
KAYNAKLAR
Akça, E., Yaktı, S., Pekel, M., Yılmaz, S., Polat, O.,
Polat, S., Yılmaz, E., Kapur, S. 2008. Akyatan
Kumulu’ndaki (Kapıköy, Adana) ormancılık
etkinliklerinin toprak kalitesine etkisi ve ekonomik
getirisi, I.Ulusal Okaliptus Sempozyumu (15-17
Nisan 2008), Bildiriler Kitabı,Tarsus.
Anonim, 1968. Turan Emeksiz Ormanı için Ön Etüt
Raporu, Mersin.
Anonim, 2002. Karabucak Orman İşletme Şefliği,
Orman Amenajman Planı, Mersin
Anonim, 2006a. Arazi kullanımı, Arazi Kullanım
Değişikliği ve Ormancılık (Land Use, Land UseChange and Forestry-LULUCF) İklim Değişikliği
Koordinasyon Kurulu Çalışma Grubu Raporu,
Çevre ve Orman Bakanlığı, AR-GE Daire
Başkanlığı, Ankara
Anonim, 2006b. Orman Varlığımız, T.C. Çevre ve
Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü,
Ankara.
www2.ogm.gov.tr.
Erişim
tarihi:
07.08.2011
Asan, Ü. 2006. Karbon havuzu olarak bitki
ekosistemleri ve ormanlar, Bilim ve Ütopya Der.,
139: 22-26
Cline, W.R. 1992. The Economics of Global
Warming.Institute for International Economic,
Peterson
Institute,
ISBN
088132132X,
9780881321326, Washington, A.B.D. 399 s.
Dural M. 2010. Toprakta Karbonun Tutulması ve
Atmosferdeki CO2 İçeriğine Etkisi, Ç.Ü.Fen
Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı, Yüksek
Lisans Tezi, Adana.
Hunter, J.W. 2003. İklime Özen Göstermek İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto
Protokolü İçin Kılavuz. Çevre ve Orman Bakanlığı
ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Proğramı,
Ankara.
Jackson, M.L. 1967. Soil Chemical Analysis, Prence
Hall Inc. Englewood Cliffs, N.J. USA.
Janzen, H. H. 2004. Carbon cycling in earth systems-a
soil science perspective, Agriculture, Ecosystems
and Environment 104: 399-417.
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Kırış R., Karademir H. 2007. Türkiye orman varlığı ve
ormanların iklim değişikliğindeki yeri, I. Türkiye
İklim Değişikliği Kongresi – TİKDEK 2007, 11 13 Nisan 2007, İTÜ, İstanbul.
Mann, L.K. 1986. Changes in soil carbon storage after
cultivation, Soil Sci., 142: 279-288
Özey, R. 2001. Çevre Sorunları, Aktif Yayınevi,
İstanbul.
Polat, O., Polat, S., Kapur, S. 2010. Turan Emeksiz
Kumulu’nda Rüzgar erozyonu ile mücadele ve 35
yıllık süreçte toprak özelliklerindeki değişim. T. C.
Çevre ve Orman Bakanlığı, Çölleşmeyle Mücadele
Sempozyumu (17–18 Haziran 2010), Tebliğler
Kitabı, Çorum.
Tolunay, D., Çömez, A. 2007. Orman topraklarında
karbon depolanması ve Türkiye’deki durum.
Küresel İklim Değişimi ve Su Sorunlarının
Çözümünde Ormanlar, 13–14 Aralık 2007, İstanbul.
Türkeş, M., Sümer, U.M., Çetiner, G. 2000. Küresel
İklim Değişikliği ve Olası Etkileri, Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
Seminer Notları, Ankara.
Yeşil, A., Asan, Ü. 2007. Ormanların karbon
birikimindeki mevcut ve potansiyel rolü, İklim
Değişimi ve Su Sorunlarının Çözümünde Ormanlar,
13–14 Aralık 2007, İstanbul.
Download