TİK BOZUKLUKLARI Tik; birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, ritmik olmayan, basmakalıp bir motor hareket yada ses çıkarmadır. İstemli çalışan çizgili beden kaslarında istem dışı ortaya çıkan aralıklı kasılmalardır. Bu kasılmalar bir kas ve odak grubunda olabileceği gibi birkaç kas ve adale grubundan da olabilir. Tikler yer ve biçimde değiştirebilir; Ancak bir süre sonra belli bir yerde (kasta) yerleşip kalır. Hareket çoğu zaman kişi tarafında olmadan tekrarlanır. Erkek çocuklarda daha çok görülür. Genellikle 6 yaşından sonra fazla görülmeye başlar. En çok 8–12 yaşlarında rastlanır. Okul öncesinde göz kırpma gibi basit tikler görülebilir. Bu da ön ergenlikte kaybolur. Tikler ergenlik çağında kaybolur. Yetişkinliğe uzananları da vardır. En fazla yüz ve boyunda görülür. Göz kırpma en sık görülen tiktir. Çünkü her tür tehlikeden sakınmak için göz, baş oynatma görülür. Gerekmediği halde burun çekme, öksürmeler şeklinde oluşan tikler. Yutma veya yutar gibi hareket etme dudakla birlikte yapılan tikler. Parmak çıtlatma, omuz silkme dizini veya ayaklarını sallama çıtlatma, kulaklarını oynatmak, kaşları sık sık kaldırıp kolları sallamak en sık görülen tiklerdir. DSM – IV TR TANI ÖLÇÜTLERİ Tourette Bozukluğu Eşzamanlı olarak ortaya çıkmış olmasalar da hastalık sırasında kimi zaman hem çoğul motor, hem de bir yada birden fazla vokal tik ortaya çıkmıştır. Bu tikler 1 yıldan daha uzun süreli bir dönem boyunca aralıklı olarak yada hemen her gün günde bir çok kez ortaya çıkmaktadır ve bu dönem sırasında ardışık 3 aydan daha uzun süreli olarak tiklerin olmadığı bir dönem hiç olmamıştır. Bu bozukluk belirgin bir sıkıntıya yada toplumsal, mesleki alanlarda yada önemli diğer işlevsellik alanlarında belirgin bir bozulmaya neden olur. Başlangıç 18 yaşından önce olur. Bu bozukluk bir maddenin doğrudan fizyolojik etkilerine yada genel bir tıbbi duruma bağlı değildir. Kronik Motor Yada Vokal Tik Bozukluğu Tekil yada çoğul motor yada vokal tikler (yani birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, ritmik olmayan, basmakalıp motor hareketler yada ses çıkarmalar) vardır. Ancak hastalık sırasında kimi zaman her ikisi birlikte bulunmamıştır. Bu tikler 1 yıldan daha uzun süreli bir dönem boyunca aralıklı olarak yada hemen her gün günde bir çok kez ortaya çıkmaktadır ve bu dönem sırasında ardışık 3 aydan daha uzun süreli olarak tiklerin olmadığı bir dönem hiç olmamıştır. Başlangıç 18 yaşından önce olur. Bu bozukluk bir maddenin doğrudan fizyolojik etkilerine yada genel bir tıbbi duruma bağlı değildir. Tourette bozukluğunun tanı ölçütleri hiçbir zaman karşılanmamıştır. Gelip Geçici Tik Bozuklukları Tekil yada çoğul motor ve/ yada vokal tikler. Bu tikler en az 4 hafta süreyle hemen her gün günde birçok kez ortaya çıkmakta ancak ardışık 12 aydan daha uzun süreli olarak ortaya çıkmamaktadır. Başlangıcı 18 yaşından önce olur. Bu bozukluk bir maddenin doğrudan fizyolojik etkilerine yada genel bir tıbbi duruma bağlı değildir. Tourette bozukluğunun, kronik motor yada vokal tik bozukluğunun tanı ölçütlerini hiçbir zaman karşılamamıştır. TİKLERİN NEDENLERİ Tiklerin oluşmasında en fazla ruhsal nedenler söz konusudur. Tikler genellikle iç gerilimlerin veya çatışmaların yansımasıdır. Kişi tikleri sayesinde bu gerilimlerden kurtulma çabası verir. Tiklere engel olmaya çalışıldıkça daha da artış gözlenir. Duygulanma, üzüntü, yorgunluk arttıkça tiklerde artış gösterir. Tiklere neden olan ruhsal etkenlerin başında erken yaşlarda başlayan ve süren korku, tedirginlik, kaygı, gerginlik vardır. Çevresinde, kavga, güvensizlik, tedirginlik yaşamak, Çevresiyle çatışma halinde olmak. Birden aşırı korku, coşkunluk, yorgunluk öfke, acı gibi durumlar yaşamak çocuklarda tiklerin oluşmasına sebep olabilir. Tiklerin oluşmasındaki bu neden tamamlanmamış bir hareketin temsilcisi şeklinde olabilir. Örneğim çocuk vuruculuk, kırıcılık, saldırganlık gibi dürtülerini dışa vuramaz. Bilinçaltındaki bu istekler çocuğun devamlı el kol hareketleri yapması şeklinde temsil edilir. Tiklerin nedenlerinden biride istemsiz olarak tekrarlanan hareketlerin zamanla alışkanlık olması ve daha sonrada otomatik olarak yinelenmesi seklinde olabilir. Örneğin göz kırpma başlangıçta göz rahatsızlığı veya yorgunluğa tepki olabilirken daha sonra otomatikleşerek tiki oluşturabilir. Boyun silkme kolalı bir gömleğin rahatsızlığından kurtulmaya çalışırken alışkanlık olan ve otomatikleşen bir tik olabilir. Omuz silkme, kaş kaldırma başlangıçta bir ret işareti olurken alışkanlık olur ve tike dönüşebilir. Tiklerin nedenlerinden biride taklittir. Çocuk çevresinde bulunan anne babasını, arkadaşlarını, öğretmenini taklit ederken, onların davranış kusurlarını da edinebilir. Zamanla bu hareketleri taklit eden çocukta tik gelişebilir. İstemsiz kasılmanın ortaya çıktığı bölgeye ya da organa ilişkin uzun süren fiziksel bir tahrişte tike neden olabilir. Bu fiziksel tahrişler arasında uzun süre devam eden düzeltilemeyen görme bozuklukları, burun akıntısı, boyun ağrıları sayılabilir. TİKLERİN TÜRLERİ Yumuşak ve geçici olan tikler: Bu tikler tip olarak incelemek mümkündür. Genellikle çocuğun evde ve okulda yüksek gerilimlerine karşı olan bir tepkinin temsilcisidirler. Gerilimler kaybolduğu zaman bu tiklerden kurtulabilir. Ciddi, kronik tikler: Bunların sayıları azdır. Düzeltici tedbirlere karşı devamlı direnme gösterirler. Bu tiklere sebep olan mekanizmalar kesin olarak bu Giles tiki-tourette: Giles tarafından bulunduğu güne kadar keşfedilmemiştir. İçin bu ad verilmiştir. Tourette tiki genellikle yüz, boyun, el ve ayaklardaki istemli adalelerin zorlayıcı sert vuruşları, müstehcen konuşmaların kullanılışı, işitilen kelime ve ibarelerin tekrarı, birden görülen geçip giden hareketlerin tekrarı olarak karakterize edilir. Hastalık 10 yaşından önce motor hareketlerin anormallikleriyle başlar. Sonra kelime ve ibarelerin tekrarı daha sonrada müstehcen konuşma başlar. Kız ve erkeklerde aynı sıklıkta görülür. Her iki cinste aynı oranda etkilenir. Bu tip tikleri onların aile geçmişi incelendikçe, soylarında belirgin şekilde duygusal, ruhsal ve zihinsel bozukluklar gösterenlere rastlanmaktadır. Hareketler kuvvetli duygusal uyaranlar veya sesler tarafından oluşur. Genellikle uykuda kaybolur. Ara sıra bilhassa ateşli hastalıklar sırasında bu tiklerde bir hafifleme görülür. Birçok vakalarda fiziki ve zihni durum normaldir. Fakat bazı hastalar zihni bozukluklardan ve zihni psikozlardan rahatsızdırlar. Belirtilerin başlangıcından önce hasta genellikle itaatkar ve çok uygun davranışlı bir hadde kadar her şeyinin mükemmel olduğunu kabul eder durumdadır. Davranış ve kişiliği hastalığın başlaması ile değişiklik gösterir. Düzeltici tedbirlere rağmen belirtiler azalmamış ise hastalığın teşhisi uygun yapılmamıştır. Hareketler yakın olarak psikojenik tiklere benzer, ensefalitlerin kronik basamağında nadiren görülürler. Basit göz seğirmesine benzer olabilirler. Bazen yıllarca devam eder ve birden bire kaybolabilirler. Hareketler daha çok psikolojik faktörlerce etkilenirler ve muhtemelen organik sebeplere bağlı olabilirler. DÜZELTİCİ ÖNLEMLER Küçük tikler genellikle geçicidirler. Özel bir ihtimam ve bakım gerektirmezler. Ciddi ve ağır tikler devamlılık gösterirler. İmkanı varsa fiziki kaynaklar ve nedenler aranmalı, bulunmalı ve ayrılmalıdır. Çocuğun ailedeki, okuldaki ve yakınları ile olan çatışmaları ve bunların nedenlerinin bulunup ortadan kaldırılması uygun ve köklü tedbirlerdir. Taklit etmekten çocuğun dikkatini çekmekten, tenkit etmekten, akranları ile kıyaslanmaktan sakınılmalıdır. Yeteneklerini iyice saptamadan, birçok derslerde daha başarılı olmaya zorlanmaktan çekinmek gerekir. Hakaret, azarlama, izzeti nefislerinin kırılması ve bu çocuklara dayak atılması tiklerin daha da artmasına ve buna eşlik eden bir seri duygusal bozuklukların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ana-babanın çocuğun bu halinden utanması çocuğu utandırması olumlu bir tedbir olmaktan uzaktır. Devamlı olarak ana-babanın çocuğu kendi arzularına ve usullerine uydurmaya çalışması, yanlış bir tedbirdir. Çocuk bol bol dinlendirilmeli, bedenen uygun ihtimam görmelidir. Bazen gerekiyorsa okul dışı, ders dışı spor ve benzeri etkinlikler azaltılmalıdır. Gerekiyorsa, okulda çocuk arkadaşları ve öğretmenleri tarafından durumuna anlayış gösterilmiyorsa çocuğun okulu değiştirilmelidir. Diğer taraftan az aktif, yalnızlık içinde bulunan çocukların grup etkinliklerine katılması teşvik edilmelidir ve sağlanmalıdır. Benzerine ve aynı terkipteki ilaçlar belki gerilimleri ve endişeleri azaltmak ve yatıştırmak için faydalı olabilir. İlaçlar teskin edici tesir gösterirse hareketleri kolaylaştırabilir. Doktor tavsiye ederse ilaç verilmelidir. Çocukta tik görüldüğünde, bir pedagog ya da çocuk ruh sağlığına başvurmak gerekir. Tike neden olabilecek organik etkenlerin dikkatle ele alınması, varsa bu tür bozuklukların tedavisi yoluna gidilmelidir. Tiki oluşturan nedenler ruhsal kökenli olduğu takdirde çocuklara oyun terapisi, psikoterapi yoluyla, ergenlere grup terapisi, psikodrama ya da psikoterapi yoluyla gerekli psikolojik tedavi uygulanmalıdır. Tourette Sendromunun Tanı Ve Tedavisi: PRATİK BAKIŞ Tourette sendromu (TS) veya Tourette bozukluğu DSM-III-R ve TS Sınıflandırma Çalışma Grubu tarafından şöyle tanımlanmıştır: birden fazla motor tik ve en az bir vokal tik’in bir arada bulunması (aynı zamanda birlikte bulunması şart değil), 12 aydan daha uzun sürmesi, artış ve azalmalar göstermesi ve 21 yaştan önce başlamasıdır. DSM-IV’de bazı kriterler değişikliğe uğramıştır. TS önceleri nadir olduğu düşünülürken, artık oldukça yaygın olduğu kabul edilmektedir. Bu bozukluğun farkındalığın artışı ve nöropsikiyatrik bir bozukluk olduğu görüşü ilgiyi artırmıştır. Bozukluğun kesin sebepleri henüz açığa çıkarılamamıştır. Tanı için herhangi bir biyolojik testin olmaması, genellikle semptomlara dayalı tanı konmaktadır. Sadece tiklerin göz önüne alınarak tanının konması karışıklıklara yol açabilmektedir. Tiklerin Sebepleri; “alışkanlık”, “stres”, “emesyonel bozukluklar”, bazen “dikkat vermeyi gerektiren durumların sonucu” ve cinsel kötüye kullanımın sonucunda da olabilmektedir. Daha son zamanlara dek bile, tiklerin psikolojik orijinli olduğu düşünülüyordu. Şimdi ise kabul gören görüş; TS’nin büyük oranda nörogenetik orijinli nörogelişimsel bozukluk olduğudur. Tanı ve tanı problemleri: En son DSM-IV kriterlerinin bazıları, şu sebeplerden ötürü bu alanda çalışan uzmanlar tarafından eleştirilmektedir. Örneğin tiklerin 3 ay yok oluşu tanıyı ekarte ettirir. Hâlbuki TS’deki tiklerin artma ve azalma dönemleri vardır. Diğer bir kriter olan 1’den fazla motor tik olması ve en az 1 vokal (fonik) şartıdır. Vokal tiklerde artık motor tik olarak kabul edilmektedir fakat fonik tikler (boğaz temizleme vs) motor değildir. TS tipik olarak 5-7 yaşlar arasında başlar. Çoğu hasta tiklerini gerginlik gibi hoş olmayan duyumlar olarak veya vücudun özel kısımlarındaki artmış duyarlılık olarak tanımlarlar. Tikleri tanımak her zaman kolay olmamaktadır. Tikler, istemsiz hiperkinezilerden ayrımının yapılması gerekir. Göz etrafındaki kas seğirmeleri ve kas demetlerinin fasikulasyonları tik değildir. Ayrıca konuşmadaki takılmalar, manyerizm (otizmdeki gibi), mental sorunu olanlarda stereotipiler ve allerjideki hareketler karışabilir. Tik semptomları çok çeşitlilik gösterir. Tikler genellikle koordine kas gruplarında, nöbetler halinde gelmeye meyilli ani, stereotipik, istemsiz hareketler olarak tanımlanır. En sık tikler; aşırı göz kırpma (sıklıkla kısa süreli blefarospazmla birliktedir), boğaz temizleme, baş sallama ve yüz buruşması tarzındadır. Daha çok vücudun üst kısımlarında olur, gövde ve alt ekstremitede görülmesi daha nadirdir. Genellikle vücudun üst kısımlarından basit tik olarak başlar ve zamanla vücudun diğer kısımlarına yayılır. Koprolali (sosyal olarak uygunsuz konuşma, küfür), dramatik olmasına rağmen sık değildir. Tiklerin şiddeti ve sıklığı; heyecan, gerginlik, sıkıntı ile artar. Ayırıcı Tanı: TS tanısı koyma veya ayırt etmek için test yoktur. Tiklerin nadir gözlendiği durumlardan biri Wilson hastalığıdır. Serum bakırı, 24 saatlik idrar bakırı ve seruloplazmin bakılarak ayırımı yapılabilir. Beyini etkileyen bazı durumlar TS benzeri semptomlara yol açabilir. Buna sekonder Tourettism de denmektedir. İlaçlara bağlı serebral toksisite, Huntington’s hastalığı, kafa travması ve ensafilitler TS benzeri (TS-like symptoms) semptomlara neden olabilmektedir. Nöroleptiklerin birden kesilmesi de akut çıkan tiklere yol açabilmektedir. Son yıllardaki çalışmalarda ani veya birdenbire başlayan TS ve/veya OKB’nin A grubu beta hemolitik streptokokların hücre duvarlarındaki M proteinine çapraz reaksiyon sonucu olabileceği ileri sürülmektedir. Bu durum streptokoklarla ilişkili pediatrik otoimmun nöropsikiyatrik bozukluk olarak adlandırılmaktadır (PANDAS: pediatric autoimmune neuropsychiatric disorder). PANDAS’da klinik gidiş fluktasyonlar gösterir. Sydenam Koresinde vokal tikler sıktır ve aynı etyoloji suçlanmaktadır. Prevalans: Unutulmamalıdır ki TS birçok psikiyatrik bozuklukla komorbidite gösterebilmektedir. Erkeklerde belirgin olarak daha sık gözlenir. Eğer kronik multipl tikler de dahil edilirse genellikle kabul edilen prevalansı %0.05 ‘dır. Zeitlin ve Robertson’un İngilterede 13-14 yaşlarında seçilmiş okul öğrencilerde prevalansı %3 olarak bulmuşlardır. Oysa psikiyatri kliniklerine başvuru oranı yalnızca %0.03 idi. Bu bulgu şunu düşündürmektedir: kabaca 60 TS’li çocuktan 1 tanesi kliniklere müracaat etmektedir. TS’nin prognozu: Bir kaç çalışmada gösterilmiştir ki; TS yaşam boyu süren bir bozukluktur. Geniş ölçekli çalışmalarda TS’nin semptomlarının zaman içinde artış ve azalmalar gösterdiği; yetişkin yaşama geçişte semptomların her 10 yılda sıklıkla azaldığı yönündedir. Tikler sıklıkla çocuklukta en şiddetlidir. Ergenlik döneminde artış gösterebilir. Çocuklukta tiklerdeki şiddetin derecesi ilerisi için gidişi belirlemez. Gidiş daha çok komorbid bozukluklarla ilişkili olmaktadır. Tiklerin Tedavisi: Tiklerin tedavisi semptomatiktir, küratif değildir. Nöroleptikler olası en etkin tedavidir. TS’de kullanılan nöroleptik dozları şizofreni için kullanımı kadar yüksek değildir. Genelde kural düşük başla, yavaş git. En iyi çalışılmış ilaçlar dopamin blokeri haloperidol ve pimoziddir. Risperidon yeni kullanılan bir ilaç olup, D2, 5-HT2 ve alfa1-adrenerjik reseptörlere etkilidir. Clonidin’in etkinliği tartışmalıdır. Klonidinin deri yamaları ve 0.1 mg tabletleri uygun bölünmüş dozlarda verilebilir. Tetrabenazine 1996 aralıkda Kanada'da onaylanmış, ABD’de onaylanmamıştır. Postsinaptik dopamin blokerlerinden farklı olarak presinaptik vezikülleri azaltır. Tedaviye dirençte ilaçların etkinliğini artırmak için: klonozepam veya transdermal nikotin eklenebilir. Fakat çift-kör çalışmalarda etkinlikleri onaylanmamıştır