İstemli çalışan çizgili beden kaslarında istemdışı ortaya

advertisement
Tikler genellikle vücudun hangi bölgelerinde ve ne şekillerde görülür? Tik bozukluğuna yakalanan
kişilerin özellikleri nelerdir? Tiklerin çeşitleri… Tiklerin nedenleri… Hastalığın belirtileri… Hastalığın
tedavisi…
İstemli çalışan çizgili beden kaslarında istemdışı ortaya çıkan aralıklı kasılmalardır. Bu kasılmalar
bir kas ve odak grubunda olabileceği gibi birkaç kas ve adale grubundan da olabilir. Tikler yer ve
biçim de değiştirebilir ancak bir süre sonra belli bir yerde (kasta) yerleşip kalır. Hareket çoğu
zaman, kişinin elinde olmadan tekrarlanır. Erkek çocuklarda daha çok görülür. Genellikle 6
yaşından sonra fazla görülmeye başlar. En çok 8-12 yaşlarında rastlanır. Okul öncesinde göz
kırpma gibi basit tikler görülebilir. Bu da ön ergenlikte kaybolur. Tikler ergenlik çağında
kaybolur. Yetişkinliğe uzananları da vardır. En fazla yüz ve boyunda görülür.
Tiklerin sıklığı ve şiddeti zaman zaman kişinin kendi istemiyle, istirahat halinde ya da
konsantrasyonla azalabilir veya kaybolabilir. Bazı hastalarda uykuda tikler kaybolabilir. Bazı
hastalar birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişebilen sürelerde tiklerini kontrol altında
tutabilirler, bu nedenle muayene sırasında tikler görülmeyebilir. Özellikle çocuk hastalar ve bazı
yetişkin hastalar tiklerini kontrol edemezler, geçici bir süre için de olsa engelleyemezler.
Tiklerin ortaya çıkışı organik veya psikolojik nedenlerle olabilir. Organik nedenlerle ortaya çıkan
tikler genelde kalıcıdır ve zaman içinde “Tourette bozukluğu” gelişebilir. Psikolojik nedenlerle
ortaya çıkan tiklerde ise hastalık genelde geçicidir ve zaman içinde kendiliğinden ortadan kalkar.
Stresin tikleri ortaya çıkaran bir neden olduğunu gösteren bir veri yoktur, ancak tiklerin stresle
alevlendiği herkesçe bilinmektedir.
Basit motor tikler hızlıdır, tekrarlayıcıdır ve belli bir amaca yönelik değildir. Göz kırpma, burun
kırıştırma, yüz kaslarında oynama, başı bir tarafa çevirme veya omuz sallama gibi tek bir kas
grubunu ilgilendiren ve belli bir bölgeye yönelen davranışlar görülür.
Karmaşık motor tikler basit tiklere göre daha yavaş, törensel ve belli bir amaca yöneliktir.
Dokunma sıçrama, koklama, karşısındaki kişinin davranışlarını taklit etme (ekopraksi), garip
şekilde durma (kopropraksi) v.b. karışık motor tiklerdendir.
Ses ile ilgili basit tiklerde öksürme, boğazı temizleme, burundan soluma, hırıltı ve horlama gibi
sesler anîden ortaya çıkar. Ayrıca vokal tiklerde ritim bozukluğu, sesin şiddetini ayarlayamama
veya kelimelerin uzatılması gibi konuşma bozuklukları da olabilmektedir.
Sesle ilgili karmaşık tiklerde ise normal konuşmanın içeriğine uymayan kelime veya cümlelerin
anîden söylendiği görülür. Küfür veya cinsel içerikli sözcükler gibi sosyal olarak kabul
edilemeyecek garip kelimeler ve cümleler konuşmanın arasına girebilir veya anîden patlar gibi
ortaya çıkabilir. İstemsiz olarak kişinin kendi kelimelerini tekrar etmesi (palilali), veya
başkalarının son söylediği sözcükleri tekrarlaması da (ekolali) sesle ilgili karmaşık tiklerdendir.
Tikler belli bir süre devam edip ortadan kalkabilir, sürekli hale gelebilir veya Tourette hastalığının
bir belirtisi olabilir.
Tikleri genellikle aşağıdaki yerlerde ve şekillerde görürüz:
- Göz kapaklarının fazla açılıp kapanması
- Göz kırpmalar ile yüz ve yanak adalelerinde oluşan tikler. Göz kırpma en sık görülen tiktir.
Çünkü her tür tehlikeden sakınmak için göz kırpılır.
- Baş oynatma (Yaşanmış bir olayı görmemek için bilinçsiz bir sakınma tepkisi olarak
yorumlanır.)
- Boyun adalelerinde oluşan tikler
- Sinirsel kökten gelen öksürmeler şeklinde oluşan tikler
- Gerekmediği halde burun çekme, üst dudakla birlikte yapılan tikler
- Yutma veya yutar gibi hareket etme
- Boğaz temizler gibi hıçkırmak, boğaz temizlemeye zorlamak
- Omuz silkme
- Parmak çıtlatma
- Dizini veya ayaklarını sallama
- Sık sık gözleri alışılmamış şekilde ayırmak
- Kolları sallamak
- Kulakları oynatmak, kaşları sık sık kaldırıp indirmek. Bu daha çok fazla göz açmaya eşlik eden
bir tiktir.
Tik Bozukluğuna Yakalanan Kişilerin Özellikleri
Araştırmacılara göre, tikler aşağıdaki kişilik özelliklerini taşıyanlarda daha belirgin şekilde
görülmektedir:
- Açık ve belirgin bir biçimde huzursuzluk gösterirler.
- Fazla hassas ve duyarlıdırlar. Alınganlıkları fazladır.
- Kendini oldukça iyi bilen kişilerdir.
- Şımarık, haris ve kaprisli olabilirler.
- Fazla heyecanlıdırlar, kolayca kızıp bozulurlar.
- Kolayca yorgunluk ve yılgınlık gösterirler.
1. Geçici Tik Bozukluğu
Bu tanı ancak geriye dönük olarak koyulabilir. Çünkü bu tanının koyulabilmesi için hastalığın bir
yıl içinde ortadan kalkmış olması gerekir. Bir yıl geçmesine rağmen hâlâ hastalık devam ediyorsa
süreğen tik bozukluğundan söz edilir. Özellikle 5-9 yaşları arasındaki erkek çocuklarda sık
yaşanır. Okul çağındaki çocukların %5-24’ünde geçici tik öyküsü vardır.
Geçici tik bozukluğunda basit motor ve sesle ilgili tikler görülür. Genelde gün içinde değişik
zamanlarda ortaya çıkabilir. Göz kırpma, yüz kaslarında seğirme, ağız-burun oynatma, boğaz
temizleme, hırıltı, öksürme ve burundan nefes verme gibi sesler çıkarma gibi sesle ilgili ve motor
tikler olabilir.
İlaçla tedavi edilmesi gerekmez. Ailelerin ve öğretmenlerin bu hastalık konusunda
bilgilendirilmeleri ve hastalığın seyri açısından hastaların takibi genelde yeterli olmaktadır.
2. Kronik (Süreğen) Tik Bozukluğu
Sıklığı tam olarak bilinmemekle beraber %1-2 oranında görüldüğü tahmin edilmektedir. Genelde
18 yaşından önce başlar ve en yoğun görüldüğü dönem 7-11 yaş grubudur. 6-8 yaşlarında başlayan
tiklerin iyileşme oranı yüksektir. Bu rahatsızlıkta tikler, genelde 4-6 yıl kadar sürer ve ergenlik
döneminde kendiliğinden ortadan kalkar. Zaman içinde belirtilerin ortadan kalkması, özellikle
yüz bölgesinde görülen tiklerde kol, bacak ve gövdede görülen tiklere göre daha fazladır.
Aynen geçici tik bozukluğunda olduğu gibi hastalarda tekrarlayan davranışlar veya tekrarlayan
sesler görülür. Geçici tik bozukluğundan tek farkı, tiklerin daha uzun süre devam etmesidir.
Ayrıca basit tiklerin yanında karmaşık tikler de görülebilir.
Tiklerin başka ruhsal ve bedensel hastalıklarda görülen istemsiz hareket ve seslerden ayrılması
gerekir. Süreğen tiklerin ortaya çıkışında genetik yatkınlıktan söz edilir. Bu hastaların ailelerinde
tik bozukluğunun ve Tourette hastalığının görülme sıklığı daha fazladır.
Tedavide bazı nöroleptik ilaçlar ve psikoterapi yöntemlerinden faydalanılabilir.
3. Tourette Bozukluğu (Gilles de la Tourette)
Giles tarafından bulunduğu için, hastalığa bu ad verilmiştir. Tourette tiki genellikle yüz, boyun, el
ve ayaklardaki istemli adalelerin zorlayıcı sert vuruşları, müstehcen konuşmaların kullanılışı,
işitilen kelime ve ibarelerin tekrarı, birden görülen geçip giden hareketlerin tekrarı ile karakterize
edilir. Hastalık 10 yaşından önce motor hareketlerde anomalilerle başlar. Sonra kelime ve
ibarelerin tekrarı, daha sonra da müstehcen konuşmalar ile devam eder. Kız ve erkeklerde aynı
sıklıkta görülür. Her iki cins de aynı oranda etkilenir. Bu tip tiklere, soylarında belirgin şekilde
duygusal, ruhsal ve zihinsel bozukluklar görülenlerde rastlanmaktadır.
İstemdışı hareketler, kuvvetli duygusal uyaranlar veya sesler tarafından oluşur. Genellikle uykuda
kaybolur. Ara sıra, bilhassa ateşli hastalıklar sırasında bu tiklerde bir hafifleme görülür. Birçok
vakada fiziksel ve zihinsel durum normaldir. Fakat bazı hastalar zihnî bozukluklardan ve zihnî
psikozlardan rahatsızdırlar. Belirtilerin başlangıcından önce hasta genellikle itaatkâr ve çok
uygun davranışlı bir hadde kadar her şeyinin mükemmel olduğunu kabul eder durumdadır.
Davranış ve kişiliği hastalığın başlaması ile değişiklik gösterir. Düzeltici tedbirlere rağmen
belirtiler azalmamış ise hastalığın teşhisi uygun yapılmamıştır. Çok sayıda motor ve vokal tiklerle
karakterizedir. Tikler gün içinde sıklıkla ortaya çıkar ve kişinin toplumsal uyumunu ileri derecede
bozar.
4. Başka Türlü Adlandırılamayan Tik Bozukluğu
Hastalık, dört haftadan kısa sürmüş veya 18 yaşından sonra başlamışsa bu tanı koyulabilir.
Belirtileri diğer tik bozuklukları ile aynıdır.
Tiklerin Nedenleri
Tiklerin oluşmasında en fazla ruhsal nedenler etkili olmaktadır. Tikler genellikle iç gerilimlerin
veya çatışmaların yansımasıdır. Kişi tikleri sayesinde bu gerilimlerden kurtulma çabası verir.
Tikler, engel olmaya çalıştıkça, daha da çok artar. Duygulanma, üzüntü, yorgunluk arttıkça tikler
de artış gösterir. Tiklere neden olan ruhsal etkenlerin başında erken yaşlarda başlayan ve süren
korku, tedirginlik, kaygı, gerginlik vardır. Kavga, güvensizlik ve tedirginlik yaşamak, çatışma
halinde olmak, birden aşırı korku, coşkunluk, yorgunluk, öfke ve acı gibi durumlar yaşamak
çocuklarda tiklerin oluşmasına sebep olabilir.
Ruhsal etkenlerin yarattığı tiklere şöyle bir örnek verilebilir: 9 yaşındaki bir kız çocuğu aile içinde
yaşadıklarını psikoloğa şöyle anlatmıştır. “Kardeşim beni çok rahatsız ediyor. Bana vuruyor. Buna
karşılık babam beni suçluyor. Üstelik babam eve geç geliyor. Babamın gelmemesinden
korkuyorum. Annemle babam sık sık kavga ediyorlar.” Çocuğun aile içinde yaşadığı korku,
tedirginlik ve kaygı gibi durumlar onda ağız veya burun tiki oluşmasına sebep olmuştur.
İkinci bir örnek ise şudur: Göz ve boyun tiki olan 6 yaşındaki çocuk, 10 yaşındaki ağabeyini örnek
almıştır. Ağabeyinin oyun grubuyla oynamak istemiş, gruba katılmış fakat uyum sağlayamamıştır.
Ailede ve okul çevresinde yaşadığı bu kırıklık, çocukta göz ve boyun tikinin gelişmesine sebep
olmuştur. Tiklerin oluşmasındaki bu neden, tamamlanmamış bir hareketin temsilcisi şeklinde
olabilir. Örneğin, çocuk vuruculuk, kırıcılık, saldırganlık gibi dürtülerini dışa vuramaz.
Bilinçaltındaki bu istekler çocuğun devamlı el kol hareketleri yapmasına yol açar.
Tiklerin nedenlerinden biri de, istemsiz olarak tekrarlanan hareketlerin zamanla alışkanlığa
dönüşmesi ve otomatik olarak daha sonra yinelenmesi olabilir. Örneğin, göz kırpma başlangıçta
göz rahatsızlığına veya yorgunluğa tepki olabilirken daha sonra otomatikleşerek tik oluşturabilir.
Boyun silkme, kolalı bir gömleğin rahatsızlığından kurtulmaya çalışırken alışkanlık olan ve
otomatikleşen bir tik olabilir. Omuz silkme, kaş kaldırma başlangıçta bir ret işareti olurken
alışkanlık olur ve tike dönüşebilir.
Tiklerin başka bir nedeni de taklittir. Çocuk anne babasını, arkadaşlarını, öğretmenini taklit
ederken, onların davranış kusurlarını da edinebilir. Zamanla bu hareketleri taklit eden çocukta tik
gelişebilir. İstemsiz kasılmanın ortaya çıktığı bölgeye ya da organa ilişkin uzun süren fiziksel bir
tahriş de tike neden olabilir. Bu fiziksel tahrişler arasında uzun süre devam eden düzeltilemeyen
görme bozuklukları, burun akıntısı, boyun ağrıları sayılabilir.
Ayrıca bu hastalıkta genetik yatkınlık fazladır. Tourette hastalarının yakınlarında obsesif
kompülsif bozukluk, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna daha sık rastlanmaktadır.
Tourette hastalarında da; %60 oranında dikkat eksikliği ve hiperaktivite, %40 oranında obsesif
kompülsif bozukluk görülmektedir.
Beyindeki dopamin sisteminin de bu hastalığın oluşumunda rol oynadığı belirtilmektedir.
Dopamin sistemini baskılayan ilaçların tiklerde azalmaya yol açtığı, bu sistemi uyaran ilaçların ise
tikleri arttırdığı görülmektedir.
Bazen enfeksiyon hastalıklarının ardından bu hastalığın ortaya çıktığı görülmektedir. Bu
vakalarda bağışıklık sisteminin hastalığın ortaya çıkışında rol oynadığı düşünülmektedir.
Hastalığın Belirtileri Nelerdir?
Sıklıkla 7 yaşlarında başlar. Ancak 2 yaşında semptomları ortaya çıkan hastalara da
rastlanmaktadır. Hastalığın belirtileri sürekli görülebilir veya zaman zaman ortaya çıkabilir.
Motor tikler genelde yüzden başlar ve zamanla vücuda kollara, bacaklara yayılır.
Yüz kaslarında oynama, burnu kırıştırma veya hareket ettirme, göz kapaklarını kaldırma, göz
kırpma, ağız bükme, dili dışarı çıkarma, baş sallama, omzu, kolları ve bacakları sallama, sıçrama,
esneme, iç çekme, koklama, emme ve yalama sesleri çıkarma, boğaz temizleme sesleri çıkarma
gibi istemsiz sesler ve davranışlar görülür. Bu hastalarda tanı koyabilmek için motor ve vokal
tiklerin bir arada olması gerekir.
Hastalık genelde unutkanlık, dalgınlık ve çabuk sinirlenme belirtileri ile ortaya çıkar ve bunu
sıklıkla yüzde ortaya çıkan tikler takip eder. Birkaç yıl içinde de karmaşık tikler ortaya çıkar.
Dikkat eksikliği hastalığın ilk belirtileri olmasına karşın obsesyon ve kompülsiyonların başlaması
hastalığın ileri evrelerindedir.
Bu hastalığın tanısı koyulmadan önce, benzeri belirtiler ortaya çıkaran başka bedensel ve ruhsal
hastalıklar gözden geçirilmelidir. Hastalık tedavi edilmediği takdirde kendiliğinde alevlenmeler ve
düzelmelerle devam eder ve genelde yaşam boyu sürer. Bazen bir tik ortadan kalkıp yerine yeni
tikler başlayabilir. Hastalık uzun sürelidir ve buna bağlı olarak başka psikiyatrik sorunlar ortaya
çıkabilir. Belirtiler nedeniyle hastalar sıklıkla toplumdan dışlanır veya utandıkları için sosyal
ortamlara giremezler. Buna bağlı olarak sosyal, akademik ve meslekî performansta düşme
görülür.
Hastalığın Tedavisi Nasıl Yapılır?
Küçük tikler genellikle geçicidir. Özel bir ihtimam ve bakım gerektirmez. Ciddi ve ağır tikler ise
devamlılık gösterir. İmkân varsa, hastalığın fiziksel kaynakları ve nedenleri aranmalı, bulunmalı
ve ayrılmalıdır. Çocuğun ailesiyle, okulla ve yakınlarıyla olan çatışmaları ve bunların nedenlerinin
bulunup ortadan kaldırılması gerekir. Taklit etmekten, çocuğun dikkatini çekmekten, tenkit
etmekten, akranları ile kıyaslanmaktan sakınılmalıdır. Yeteneklerini iyice saptamadan, çocuğu
derslerinde daha başarılı olmaya zorlanmaktan çekinmek gerekir. Hakaret, azarlama ve bu
çocuklara dayak atılması tiklerin daha da artmasına ve buna eşlik eden bir dizi duygusal
bozukluğun ortaya çıkmasına sebep olabilir. Anne babanın çocuğun bu halinden utanması veya
çocuğu utandırması sorunu daha da çetrefil hale getirebilir. Anne babanın, devamlı olarak,
çocuğu kendi arzularına uydurmaya çalışması, yanlış bir tedbirdir.
Bunların yanı sıra çocuk bol bol dinlendirilmeli, fiziksel bakımına özen gösterilmelidir.
Öğretmeniyle iletişime geçip onun da çocuğa anlayış göstermesi sağlanmalı; gerekiyorsa spor ve
benzeri etkinlikler azaltılmalıdır. Diğer taraftan çocuk yalnızlık içindeyse grup etkinliklerine
katılmaya teşvik edilmelidir.
Doktor kontrolünde olmak kaydıyla ilaç tedavisi faydalı olabilir. İlaçlar çocuğun gerilimini ve
endişesini azaltıp yatıştırabilir. Çocukta tik görüldüğünde, bir pedagoga ya da çocuk ruh sağlığı
uzmanına başvurmak gerekir. Tike neden olabilecek organik etkenler dikkatle ele alınmalı, varsa
tedavi yoluna gidilmelidir. Tiki oluşturan nedenler ruhsal kökenli olduğu takdirde, çocuklara
oyun terapisi, psikoterapi yoluyla; ergenlere ise grup terapisi, psikodrama ya da psikoterapi
yoluyla gerekli psikolojik tedavi uygulanmalıdır.
Download