bellek - SABİS

advertisement
BEYNİN GİZEMİ
I- ÖĞRENME VE BELLEK NEDİR?
 Beynin en önemli işlevlerinden birisi,
insanın
çevresinde olanları öğrenmesi ve edindiği bilgileri,
daha sonra kullanmak üzere depolamasıdır.
 Çevreden gelen uyarıların değerlendirilmesi ve uygun
davranışların geliştirilmesi, öğrenme yoluyla
olmaktadır.
 Öğrenilen bilginin saklanmasını ise bellek sağlar.
Öğrenme; görme, işitme, tat, koku ve
dokunma duyuları ile algılanan uyarıların
beyinde ilişkilendirme, tekrarlama gibi
birden çok beyin işlevi sonucu gerçekleşir.
Öğrenmenin
doğrudan
bir
ölçümü
yapılamaz.
II-BELLEK TİPLERİ NELERDİR?
A- Edinilen Bilginin Saklanması ve Geri Çağrılmasına
Göre:
1- Tanımlanabilir (deklaratif ) bellek:
Çevremizde olanlar, insanlar ve yerler ile ilgili olan bilgileri,
sözcüklerle ifade edilen bu bellek biçiminde saklarız. Bu
belleğin oluşması, bilinçli bir düşünme sürecini gerektirir.
Bu süreç içinde değerlendirme, karşılaştırma ve bir araya
getirme gibi bilişsel işlemleri kullanır. Deklaratif bellekten
bilgilerin çağrılma işlemi, yaratıcı bir süreç olup, yeniden
sıralama yeniden yapılandırma ve orjinal olanı
yoğunlaştırma işlemlerini içerir.
ÖRN. SOSYAL BİLGİLERLE İLGİLİ SINAVLAR
2- Refleksif Bellek:
Algı ve motor yeteneği gerektiren bazı işleri, nasıl
yapılacağı konusunda sözcüklerle ifade edemediğimiz,
tanımlama biçimine getirilmemiş olan bu refleks biçimini
kullanırız.
Bu bellek bir işlemin farkedilmeden çok sayıda tekrarı
sonucu, zaman içinde birikerek oluşur. Bilinçli düşünme
yada karşılaştırma, değerlendirme gibi kognitif işlemler
gerektirmeden refleksif bellek oluşur ve genelde
kelimelerle ifade edilmez. Bazı algı ve motor yeteneklerin
kazanılması, gramer gibi bazı kuralların öğrenilmesi
refleksif bellek ile olmaktadır.
ÖRN. YABANCI DİL PRATİK SINAVLARI
Ör: Araba kullanmak başlangıçta tanımlanabilir
(deklaratif) bellek ile gerçekleşirken, bir zaman sonra
refleksif belleğe geçer ve artık araba kullanma kuralları
her kullanışta, sözcüklerle ifade edilmez, kısaca
otomatikleşir.
B- Süreye Göre Bellek:
1- Kısa Süreli Bellek:
Uzun süreli belleğe dönüştürülmedikçe, saniyeler veya en çok
dakikalar sürer.
 Bu bellek şeklinde görsel uyarıları izleyen ard hayaller vardır. Kişi bir
cisme bir süre baktıktan sonra, o cisim görme alanından çıkarılsa bile
bir süre daha bu cismin hayali gözünün önünden silinmez ve kişi bazı
ek ayrıntıların farkına varır, sanki görmeye devam eder. Bu belleğin
süresi çok kısadır, çoğunlukla 1 saniyeden azdır. Süreyi uzatmak için,
görsel uyarının parlaklığını artırmak yada bakma süresini çoğaltmak
gerekir.
 Kısa süreli bellek birkaç saniye veya birkaç dakika süre boyunca, bir
telefon numarasındaki 7-10 rakamı hatırda tutmak için, kişinin bu
rakamları veya olayları sürekli düşünerek hatırlayabilmesini sağlayan
bellektir.
ÖRN. TV’DE HABERLERİ İZLİYORSUNUZ
2- Orta Uzun Süreli Bellek:
 Bu bellek dakikalarca hatta haftalarca sürebilir. Bu
bellekte saklanan anılar, bellekteki izleri daha sürekli
hale getirilmezse zamanla kaybolurlar, sürekli hale
getirilirlerse uzun süreli belleğe aktarılır.
ÖRN. SEVDİĞİNİZ BİR TV DİZİSİNİ İZLİYORSUNUZ
3- Uzun Süreli Bellek:
Bu bellek sinyal iletiminde artma veya
baskılanmaya yol açan bağlantı
noktalarındaki
(sinapslardaki)
kimyasal değişiklikler yerine, yapısal
değişikliklerin sonucudur.
ÖRN. ÇARPIM TABLOSUNU EZBERE BİLMENİZ
III-BELLEĞİN PEKİŞTİRİLMESİ
Kısa süreli belleğin haftalar veya yıllar sonra
hatırlanabilecek
uzun
süreli
belleğe
dönüştürülmesi için pekiştirilmesi gerekir. Yani
bellek sinapslarda uzun süreli tipte bir bellek için
gerekli
kimyasal,
fiziksel
ve
anatomik
değişikliklerin
gerçekleşmesini
bir
şekilde
başlatmalıdır. Bu süreç minimum bir pekiştirme
için 5-10 dakika, güçlü bir pekiştirme için ise 1 saat
veya daha uzun bir süreyi gerektirir.
ÖRN. İSTİKLAL MARŞIMIZIN TEKRARLANMASI
Bilgilerin Uzun Süreli Belleğe
Aktarılmasında Provanın Rolü
 Beynin yeni edinilen bilgileri ve özellikle de dikkat çeken
yeni bilgileri prova etmeye doğal bir eğilimi vardır. Bu
nedenle duysal deneyimlerin önemli özellikleri, belli bir
süre içinde bellek depolarına giderek daha kalıcı bir
biçimde yerleşirler.
 Bu durum derinlemesine öğrendiği küçük bir bilgiyi,
neden yüzeysel olarak öğrendiği büyük miktarda bilgiden
çok daha iyi hatırlayabildiğini açıklar.
 Bu aynı zamanda zinde ve uyanık bir kimsenin belleğini,
zihinsel yorgunluk içindeki bir kimseden niçin daha iyi
pekiştirebildiğini de açıklar.
HAFIZADA KALMA ORANLARI
METOD
Okuma
%
10
Dinleme
20
Resme Bakma 30
Tartışmaya Katılım
Konuşma Yapma
METOD
Film İzleme
%
50
Sergiyi Gezme
Gösteri İzleme
50
50
70
70
Dramatik Sunum Yapma
Gerçek Bir Deneyi Canlandırma
İnteraktif Multimedya
Bir Projeyi Gerçekleştirme
90
90
90
90
“HAYAT, HAFIZAYI OLUŞTURMUYOR. HAFIZA
HAYATIMIZI OLUŞTURUYOR”
7 HANEYE KADAR BİR SAYIYI HATIRLAMAK
KOLAYDIR.
ANCAK
SEKİZİNCİ
RAKAM
DEVREYE
GİRDİĞİNDE,
ARALARINDA
BİR
BAĞ
KURMADAN SAYILARI ZOR HATIRLIYORUZ.
“ESKİ HATIRALAR, YENİLERE GÖRE DAHA KOLAY
HATIRLANIYOR.
AKŞAM NE YEDİĞİNİZİ UNUTMUŞ OLABİLİRSİNİZ,
AMA ANNENİZİN ADINI ASLA.”
BUNUN NEDENİ İSE SÜREKLİ, BİZ FARKINDA
OLMADAN YAPILAN TEKRARLARDIR.
Bellek nöronlar arasındaki bağlantılarda (sinapslarda
saklanır
 Beynimizde yaklaşık 10
milyar nöron vardır
 Her nöronun yaklaşık
100 bin sinapsı vardır
Çoklu zeka
 Gardner (1983) çoklu zekadan bahsetmiştir. Bu
zekaları,
 Dil, mantık/matematik, spatial (uzaysal), vücut
hareketleri, müzik, içsel, kişilerarası, ve doğal
 Ayrık beyin çalışmalarında sağ ve sol beyin yarı
kürelerinin farklı fonksiyonları olduğu öğrenilmiştir.
 Yapılan birçok araştırmada beynin iki yarı
küresinin farklı bilgiyi işlediği gözlemlenmiştir.
Ayrık beyin
 Sol beyin işlevleri

 Mantıksal analiz
 Bilgi sıralama
 Dil ve konuşma
 Okuma yazma
 Hesaplama-matematik
 Sembol tanıma
Sağ beyin işlevleri
 Uzamsal ilişkiler yap-boz






çözmek, harita okumak
Sanatsal ve müzikal yetenekler
Yüz tanıma
Derinlik algısı
Hayal kurma
Duygusal algı
Mizah anlayışı
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-1
BEYİN VE BESLENME: Nöronlar zihinsel
performansın en önemli yapı taşlarıdır. Beynimizin
en önemli ihtiyaçları oksijen, glikoz ve sudur.
Proteinlerin içindeki maddeler, özellikle tirozin ve
triptofan, beyin için kritiktir. Birincisi düşünmeyi
artırır, ikincisi sakinlik verir. Beynimiz tirozini,
dopamin ve norepinefrin yapmak için kullanır.
Dengeli beslenmek ve sabah kahvaltı etmek
özendirilmelidir. Glikoz beyin hücrelerinin yakıt
kaynağıdır. Kahvaltı gece azalan glikozu
yenilemek, yeniden yüklemek için bir fırsattır.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-2
BEYİN VE SU:
Öğrenme esnasında yeteri kadar su almak,
öğrenmek için çok önemlidir. Susuz kalan bir
nöronun, öğrenme performansı çok düşmektedir.
BEYİN VE VİTAMİNLER:
Hafıza, atiklik, dikkat, görsel-uzmansal beceriler,
planlama ve organize etme becerileri doğrudan
vitaminler (A, C, E ve B’lerin çoğu) ve ayrıca
magnezyum, sodyum, potasyum, lesitin, demir,
çinko, selenyum ile ilgilidir.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-3
BEYİN VE UYKU:
Yeterli ve kaliteli bir uyku olması önemli,
Beynin en iyi performansı elde edebilmesi için fizyolojik
dinlenme kritiktir. Uyku esnasında öğrenilenler
sindirilir, düzenlenir, “temizlik” yapılır. “Nörokimyasal
çöplük temizlenir.
Bazı gereksiz görülen bilgiler, anılar vb. silindiği zaman
nöral ağ daha verimli hale gelmekte ve beyin daha
verimli olmaktadır – Masaüstümüzü temizlediğimiz,
düzenlediğimiz zaman daha verimli çalışabildiğimiz
gibi.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-4
MOLALAR:
Gün içerisinde en iyi düzeyde beyin performansı
elde etmek için, beyni dinlendirici zamanlar
sağlamalıdır.
(Latinlerin
12-14
arasındaki
siestalarının biyolojik bir temeli vardır.)
Üretkenlik, öğrenen kişide gün içerisinde zihinsel
molalar verildiğinde artar.
Her doksan dakikada bir, beş-on dakikada mola
gereklidir .
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-5
ZAMANLAMA:
Kişinin günlük ritim (sirkadyen)tercihine bağlı olarak değişir
Günlük ritim tercihine göre bireyler üç ana gruba ayrılır;
sabahcıl tip, ara tip, akşamcıl tip
Zihinsel performansları ritimleri ile ilişkili bir şekilde günün
farklı zamanlarında değişiklik gösterir
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-6
BASKI:
Yaşadığımız baskının azlığı veya çokluğu öğrenmeyi
etkiler. Yoğun baskı altındayken, ezberleme
yapılabilir ancak yaratıcı düşünce kaybolabilir.
Sınav kazanma baskısının azı karar, çoğu zarardır.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-7
BEYİN VE ÇEVRE:
Beynimizin absorpladığı bilgilerin yüzde seksen –
doksanı görseldir. Renk, ışık, dalga boyu, derinliği vb.
öğrenenlerin dikkatini çekmede temel oluşturur.
BEYİN VE RENKLER:
Renklerin beyin ve vücudu farklı biçimlerde etkilediğini
ileri sürülmektedir.
Ör. Mavi ve yeşil sakinlik veren renklerdir.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-8
BEYİN VE IŞIK:
Floresan ışığın kanda kortisol seviyesini artırarak (stres
göstergesi) sinir sistemimizi etkilendiği gösterilmiştir.
Yumuşak, doğal ışık öğrenme ortamı için en iyisidir.
Televizyon ve bilgisayar ekranına uzun süre bakmanın
stres yarattığı saptanmıştır.
Beynin SCN denen bir bölümü, göz dibi aracılığıyla,
ışığı algılar ve daha çok Kortizol salgılanır.
Karanlıkta ise daha çok Melatonin salgılanır.
Melatoninin konsantrasyonu, enerjimizi ve ruh
halimizi etkilemektedir.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-9
BEYİN VE MEVSİMLER:
Mevsimlerin,
güneş
ışığının
süresi,
parlaklığı
bakımından, melatonin ve kortizol gibi bazı hormon
seviyeleriyle, nörotransmiterler üzerinde etkili olduğu
bilinmektedir.
Mevsimsel Duyuşsal Bozukluk (SAD)
1987 yılında Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından
bir hastalık olarak kabul edilmiştir. Daha çok kış
aylarda güneşin azlığıyla ortaya çıkan biyomedikal
bir problemdir.
Kadınların, bu durumdan daha çok etkilendikleri ve
öğrenmelerinin
olumsuz
etkilendiği
düşünülmektedir.
En iyi öğrenme Haziran – Temmuz aylarında
gerçekleşir.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-10
BEYİN VE SICAKLIK:
Sıcaklık artışının entelektüel ve fiziksel faaliyetlerde
test sonuçlarını büyük ölçüde düşürdüğü tespit
edilmiştir.
Hayatta kalabilmemiz, normal beyin sıcaklığını
sürdürmemize bağlıdır.
Öğrenme ortamları ne çok sıcak, ne de çok soğuk
olmalıdır. İhtiyaca göre zaman zaman sıcaklığı
düzenlemek için ayarlanabilir bir klimaya sahip
olmak iyidir.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-11
BEYİN VE MÜZİK:
“Mozart Etkisi” adıyla bilinen araştırmasında, Gordon Shaw,
kolej öğrencilerini üç gruba ayırmış; bir gruba Mozart,
ikinci gruba arabesk müzik dinletilmiş ve üçüncü gruba hiç
müzik dinletilmemiştir.
On dakika sonra uzamsal-temporal muhakeme ile ilgili
(uzayda hareket eden nesnelerle ilgili) bir test verilmiştir.
Mozart’ın sonatları dinlemiş olan öğrencilerin tümü, testte
daha iyi sonuçlar almışlardır.
Piyano çalma dersi alanların, daha iyi sonuçlar aldığı
görülmüştür.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER-12
DUYGU:
Duygular, öğrenmedeki birincil katalizörlerdir.
Pozitif duygular karar verme sürecine çok büyük hız
kazandırırlar.
Duyguların fazlası düşünmeye engeldir.
DOLAYISIYLA
AŞIK OLMAK, ÖĞRENMEYİ OLUMLU ETKİLER.
SONSÖZ
İkinci bir dil öğrenmenin, bulmaca çözmenin ve
satranç oynamanın beyni geliştirdiği tespit
edilmiştir.
Tıpkı spor yapmanın kasları geliştirmesi gibi,
yabancı dil öğrenmek de beyinde bilgi işlem
merkezi olarak bilinen, gri madde bölgesini
büyütmektedir.
Birden çok dil bilenlerde gri madde yoğunluğunun
tek dil konuşabilenlere oranla çok daha fazla
olduğu görülmüştür.
Download