akciğer kanserinde, hücre çoğalmasına malat1`in

advertisement
T. C.
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
AKCİĞER KANSERİNDE, HÜCRE ÇOĞALMASINA MALAT1’İN
(UZUN KODLAMAYAN RNA) ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI
Hasan DAĞLI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
TIBBİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI
DANIŞMAN
Doç. Dr. Serdar ÖZTUZCU
GAZİANTEP
2015
T.C.
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TIBBİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI
AKCİĞER KANSERİNDE, HÜCRE ÇOĞALMASINA MALAT1’İN (UZUN
KODLAMAYAN RNA) ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI
Hasan DAĞLI
Tez Savunma Tarihi: 07.07.2015
Sağlık Bilimleri Enstitüsü Onayı
Prof. Dr. Mehmet TARAKÇIOĞLU
Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü
Bu tez çalışmasının bir “Yüksek Lisans” derecesi için uygun ve yeterli bir çalışma
olduğunu onaylıyorum.
Prof. Dr. Ahmet ARSLAN
Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı
Bu tez tarafımca okunmuş, kapsamı ve niteliği açısından bir “Yüksek Lisans” tezi olarak
kabul edilmiştir.
Doç. Dr. Serdar ÖZTUZCU
Tez Danışmanı
Bu tez tarafımca okunmuş, kapsamı ve niteliği açısından bir “Yüksek Lisans” tezi
olarak kabul edilmiştir.
Tez Jürisi İmzası
Prof. Dr. Ahmet ARSLAN
Doç. Dr. Serdar ÖZTUZCU
Doç. Dr. Zafer ÇETİN
BEYAN
Bu tez çalışmasının kendi çalışmam olduğunu, tezin planlamasından yazımına kadar
bütün aşamalarda etik dışı davranışımın olmadığını, bu tezdeki bütün akademik bilgileri
akademik ve etik kurallar içinde elde ettiğimi, bu tez çalışmasıyla elde edilmeyen bütün
ilgi ve yorumlara kaynak gösterdiğimi ve bu kaynakları da kaynaklar listesine aldığımı,
yine bu tezin çalışılması ve yazımı sırasında patent ve telif haklarını ihlal edici bir
davranışımın olmadığını beyan ederim.
10.06.2015
Hasan DAĞLI
TEŞEKKÜR
Tez konumun belirlenmesi ve çalışmamın bütün aşamalarında bilgi, tecrübe, destek ve
yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Doç. Dr. Serdar ÖZTUZCU’ya teşekkür ederim.
Yüksek lisans dönemim boyunca bilgi ve önerileri ile bize yol gösteren Tıbbi Biyoloji
Anabilim Dalı Başkanı değerli hocamız Prof. Dr. Ahmet ARSLAN’a teşekkürlerimi
sunarım.
Tez çalışmam süresince katkı ve yardımlarını esirgemeyen hocalarımız Prof. Dr. Ecir Ali
ÇAKMAK, Yrd. Doç. Dr. Mustafa ULAŞLI, Yrd. Doç. Dr. Yusuf Ziya İĞCİ, Yrd. Doç.
Dr. Mehri İĞCİ, Yrd. Doç. Dr. Önder YUMRUTAŞ ve Doç Dr. Beyhan CENGİZ’e
teşekkür ederim.
Laboratuvarda beraber çalıştığımız, iyi ve kötü günlerimde her zaman yanımda olan
değerli arkadaşlarım Öğr. Gör. Sercan ERGÜN, Arş. Gör. Sevil KIRKBEŞ, Arş. Gör.
İbrahim BOZGEYİK, Arş. Gör. Recep BAYRAKTAR, Ebru TEMİZ, Kaifee Arman,
Safdar Muhammad, Murat KORKMAZ, Seçil EROĞLU, Emine BAYRAKTAR, Esra
BOZGEYİK, Yunus ŞAHİN, Seçil DEMİRAL, Zekiye ALTAN ve Gizem KARA’ya
teşekkür ederim.
Bugünlere gelmeme vesile olan, beni yetiştirip büyüten, maddi manevi desteklerini hiçbir
zaman esirgemeyen değerli AİLEM’e teşekkür ederim.
Bu tez, Gaziantep Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi Komisyonu
Başkanlığı tarafından TF.15.08 numaralı proje ile desteklenmiştir.
i
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR ..................................................................................................................... i
İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. ii
SİMGE VE KISALTMALAR ....................................................................................... v
ŞEKİL LİSTESİ............................................................................................................. vi
TABLO LİSTESİ ......................................................................................................... viii
ÖZET ............................................................................................................................... 1
ABASTRACT .................................................................................................................. 2
1.GİRİŞ VE AMAÇ ........................................................................................................ 3
2.GENEL BİLGİLER..................................................................................................... 7
2.1. Akciğer Anatomisi ..................................................................................................... 7
2.2. Akciğer Fizyolojisi .................................................................................................... 9
2.3. Akciğer Kanseri ....................................................................................................... 10
2.3.1. Epidemiyoloji........................................................................................................ 10
2.3.2. Etiyolojisi .............................................................................................................. 11
2.3.3. Histolojisi .............................................................................................................. 12
2.3.3.1. Küçük Hücreli Olmayan Akciğer Kanseri ........................................................ 13
2.3.3.2. Küçük Hücreli Akciğer Kanseri ........................................................................ 15
2.4. Hücre Döngüsü Ve Kanser Gelişimi ....................................................................... 16
2.4.1. Kanserli Hücrelerde G1/S Geçişi .......................................................................... 18
2.4.2. Kanserli Hücrelerde G2/M Geçişi ........................................................................ 19
2.5. Hücre Ölümü............................................................................................................ 19
2.5.1. Apoptozis .............................................................................................................. 19
2.5.2. Nekroz ................................................................................................................... 21
2.6. Akciğer Kanser Evreleri .......................................................................................... 22
2.7. Kanserde Kodlamayan RNA’lar .............................................................................. 25
ii
2.7.1. MikroRNA’lar (ncRNAs) ..................................................................................... 26
2.7.2. Uzun Kodlamayan RNA’lar (lncRNAs) ............................................................... 31
2.7.2.1. Uzun Kodlamayan RNA’ların Özelikleri .......................................................... 33
2.7.2.2. Kanserde Uzun Kodlamayan RNA’ların Etkisi ................................................. 35
2.8. MALAT1 ( Metastazla İlişkili Adenokarsinom Transkirip1).................................. 35
3. MATERYAL METOD ............................................................................................. 40
3.1. Hücre Kültürü Öncesi Sterilizasyon ........................................................................ 40
3.2. Hücre Soyları ve Kültür Aşaması ............................................................................ 40
3.3. Mimik RNA’ların Besi Ortamındaki Hücrelere Aktarılması .................................. 41
3.4. Hücre Soylarından Total RNA Eldesi ..................................................................... 42
3.5. RNA Örneklerinden Revers Transkriptaz PCR (RT-PCR) Yöntemi ile cDNA Eldesi
........................................................................................................................................ 43
3.5.1. mRNA’dan cDNA eldesi ...................................................................................... 43
3.5.2. Elde Edilen cDNA’lardan Kalite ve Miktar Tayini .............................................. 44
3.6. MALAT1 ve B-MYBL İfade Düzeyleri Ölçümü için Eş Zamanlı PCR (qRT-PCR)
Yöntemi .......................................................................................................................... 45
3.6.1. Primer Seçimi ....................................................................................................... 45
3.6.2. PCR bileşenleri ..................................................................................................... 46
3.6.2.1. MALAT1 ve B-MYBL2 ifade düzeyi ölçümü için PCR bileşenleri ................. 46
3.6.3. İstatistiksel Analiz................................................................................................. 47
3.7. Akım (flow) sitometride apaptozis seviyelerine bakılması ..................................... 48
3.8. Akım (flow) sitometride hücre döngüsü analizi ...................................................... 49
4.BULGULAR ............................................................................................................... 50
4.1. A549 hücre Soyunda MALAT1’in gen İfade Sonuçları .......................................... 50
4.1.1. miR-503-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MALAT1’in katlı değişim ifade sonuçları................................................... 51
4.1.2. miR-150-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MALAT1’in katlı değişim ifade sonuçları................................................... 52
iii
4.1.3. miR-15a-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MALAT1’inkatlı değişim ifade sonuçları.................................................... 53
4.1.4. miR-503-5p, miR-150-5p ve miR-15a-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif
kontrol baz alınarak hesaplanan MALAT1’in katlı değişim ifade sonuçları .................. 54
4.2. A549 hücre Soyunda MYB geninin gen İfade Sonuçları ........................................ 55
4.2.1. miR-503-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MYB geninin katlı değişim ifade sonuçları ................................................. 56
4.2.2. miR-150-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MYB geninin katlı değişim ifade sonuçları ................................................. 57
4.2.3. miR-15a-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MYB geninin katlı değişim ifade sonuçları ................................................. 58
4.2.4. miR-503-5p, miR-150-5p ve miR-15a-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif
kontrol baz alınarak hesaplanan MYB geninin katlı değişim ifade sonuçları ................ 59
4.3. Akım (Flow) Sitometride Apaptozis ve Hüce Döngüsü Analiz Sonuçları .............. 60
4.3.1. A549 hücre soyuna negatif kontrol mimik (nc) verildiğinde elde edilen verilerin
apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları .................................................................. 61
4.3.2. A549 Hücre hatına miR-503-5p mimik (miR-503) verildiğinde elde edilen verilerin
Apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları................................................................. 62
4.3.3. A549 Hücre hatına miR-150-5p mimik (miR-150) verildiğinde elde edilen
Apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları................................................................. 63
4.3.4. A549 Hücre hatına miR-15a-5P mimik (miR-15a) verildiğinde elde edilen
Apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları................................................................. 64
5.TARTIŞMA ................................................................................................................ 65
6.KAYNAKÇA .............................................................................................................. 69
ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................. 77
iv
SİMGE VE KISALTMALAR
AJCC
American Joint Commitee on Cancer
ATM
Ataxia telegiectasia mutant
CDI
Siklin-bağımlı kinaz inhibitörleri
CDK
protein kinazlar
cDNA
Complementary DNA
EGF
Epidermal Büyüme Faktörü
KHAK
Küçük hücreli akciğer kanseri
lncRNA
Long non-coding RNA
MALAT1
Metastasis associated lung adenocarcinoma transcript 1
miRNA
MikroRNA
mRNA
Mesajcı RNA
ncRNA
Non-coding RNA
NEAT2
Noncoding nuclear-enriched abundant transcript2
NSCLC
Non small cell lung cancer
p53
Tümör protein 53
PCR
Polimeraz zincir reaksiyonu
PRC1
Polycomb Repressive Complex
qRT-PCR
Quantitative Real-Time Polymerase Chain Reaction
Rb
Retinablastoma
RISC
RNA-induced silencing complex
RT-PCR
Reverse transkriptaz PCR
siRNA
Small interfering RNA
SR
Serin/Arjinin
TGF
Transforme Edici Büyüme Faktörü
TNM
Tümör-Nod-Metastaz
TÜİK
Türkiye İstatistik Kurumu
UICC
Union for International Cancer Control
VALG
Veterans Administration Lung Cancer Group
WHO
World Health Organization
v
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil 2.1. Akciğer yapısı .................................................................................................. 8
Şekil 2.2. Gaz alış verişi ve alveollerin yapısı ................................................................. 8
Şekil 2.3. Akciğer kanserinde risk faktörlerin etkisi ..................................................... 12
Şekil 2.4. Skuamoz hücreli karsinom ............................................................................ 14
Şekil 2.5. Büyük hücreli karsinom ................................................................................ 15
Şekil 2.6. Küçük hücreli akciğer karsinomu .................................................................. 16
Şekil 2.7. Hücre döngüsü ve kontrol noktaları .............................................................. 18
Şekil 2.8. Apaptotik sürecinde görev alan moleküller.................................................... 20
Şekil 2.9. miRNA ‘ların biyogenezi .............................................................................. 27
Şekil 2.10. miR-150-5p gösterimi .................................................................................. 28
Şekil 2.11. miR-503-5p’nin gösterimi ............................................................................ 39
Şekil 2.12. miR-15a-5p’nin gösterimi ............................................................................ 30
Şekil 2.13. lncRNA’ların çeşitli biyolojik süreçlere katılması ..................................... 33
Şekil 2.14. lncRNA ‘ların işlevsel özelikleri .................................................................. 34
Şekil 2.15. MALAT1’ in insan kanserlerindeki ifadesi ................................................. 36
Şekil 2.16. MALAT1 ‘in kanserdeki fonksiyonu ......................................................... 37
Şekil 3.1. 2-ΔΔCt formülü ................................................................................................. 47
Şekil 3.2. 2-ΔCt formülü ................................................................................................... 48
Şekil 4.1. miR-150-5p, miR-15a-5p, miR-503-5p ve GAPGH’e ait qRT-PCR analizi
sonucu. Örnekler 16 ile 25 döngüleri arasında en yüksek eğim vermiştir. ..................... 50
Şekil 4.2. MALAT1’in ifadesel değeri A459 hücre soyunda miR-503-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir. ................... 51
Şekil 4.3. MALAT1’in ifadesel değeri A459 hücre soyunda miR-150-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir. ................... 52
Şekil 4.3. MALAT1’in ifadesel değeri A459 hücre soyunda miR-15a-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir. ................... 53
vi
Şekil 4.4. MALAT1’in ifadesel değeri A459 hücre soyunda, miR-503-5p, miR-150-5p
ve miR-15a-5p’nin negatif kontrol baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel
olarak gösterilmiştir. ....................................................................................................... 54
Şekil 4.5. miR-150-5p, miR-15a-5p, miR-503-5p ve GAPGH’e ait qRT-PCR analizi
sonucu. Örnekler 16 ile 25 döngüleri arasında en yüksek eğim vermiştir. ..................... 55
Şekil 4.6. MYB geninin gen ifadesi, A459 hücre soyunda miR-503-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir. ................... 56
Şekil 4.7. MYB geninin gen ifadesi, A459 hücre soyunda miR-150-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir. ................... 57
Şekil 4.8. MYB geninin gen ifadesi, A459 hücre soyunda miR-15a-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir. ................... 58
Şekil 4.9. MYB geninin gen ifadesi, A459 hücre soyunda, miR-503-5p, miR-150-5pve
miR-15a-5p’nin negatif kontrol baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel
olarak gösterilmiştir. ....................................................................................................... 59
Şekil 4.10. A549 hücre soyuna negatif kontrol (NC) mimik verildiğinde A). Apoptozise
giden hücrelerin yüzde grafiksel gösterimi. B). Hücre döngüsü grafiksel gösterimi. .... 61
Şekil 4.11. A549 hücre soyuna miR-503-5p verildiğinde A). Apoptozise giden hücrelerin
yüzde grafiksel gösterimi. B). Hücre döngüsü grafiksel gösterimi. ............................... 62
Şekil 4.12. A549 hücre soyuna miR-150-5p verildiğinde A). Apoptozise giden hücrelerin
yüzde grafiksel gösterimi. B). Hücre döngüsü grafiksel gösterimi. ............................... 63
Şekil 4.13. A549 hücre soyuna miR-15a-5p verildiğinde; A). Apoptozise giden hücrelerin
yüzde grafiksel gösterimi. B).Hücre döngüsü grafiksel gösterimi. ................................ 64
Şekil 5.1. Uzun kodlamayan RNA miRNA’lar baskılandığında apaptozis, hücre
çoğalması ve hücre göçündeki değişim ......................................................................... 66
vii
TABLO LİSTESİ
Tablo 2.1. Türkiye’de sık görülen akciğer kanser türünde 100 bin kişide 1 yakalanma
oranı ................................................................................................................................ 11
Tablo 2.2. Akciğer kanseri histolojik tipleri radyolojik klinik bulguları ....................... 12
Tablo 2.3. Apoptoz ve Nekrozun kıyaslanması ............................................................ 21
Tablo 2.4. TNM evreleme sistemi ................................................................................. 23
Tablo 2.5. Total evreleme sistemi ................................................................................. 24
Tablo 2.6. kodlamayan RNA‘lar .................................................................................... 26
Tablo 3.1. Kullanılan hücre soyunun özellikleri ............................................................ 40
Tablo 3.2. mRNA’dan cDNA elde etmek için uygulanan Revers Transkriptaz PCR
reaksiyon karışımının içerikleri ...................................................................................... 43
Tablo 3.3. mRNA’dan cDNA eldesinde revers transkripsiyon için termal döngüleyici
ayarları ............................................................................................................................ 44
Tablo 3.4. Örneklerden elde edilen mRNA cDNA’larının derişimleri .......................... 44
Tablo 3.5. MALAT1 ve B-MYB geninin ifade seviyelerinin belirlenmesi için kullanılan
primer dizilimleri. ........................................................................................................... 45
Tablo 3.6. MALAT1 ve B-MYB ifade düzeyinin ölçüldüğü eş zamanlı PCR reaksiyon
karışımının içerikleri ....................................................................................................... 46
Tablo 3.7. MALAT1 ve B-MYB ifade düzeyinin ölçüldüğü eş zamanlı PCR ayarları . 47
viii
ÖZET
AKCİĞER KANSERİNDE, HÜCRE ÇOĞALMASINA MALAT1’İN (UZUN
KODLAMAYAN RNA) ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI
Hasan DAĞLI
Yüksek Lisans Tezi, Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı
Tez danışmanı: Doç. Dr. Serdar ÖZTUZCU
Haziran 2015, 77 sayfa
Akciğer kanseri dünyada en sık görülen ikinci kanser türü olup, erkeklerde kanser
ölümlerinin en önde gelen nedenlerinden biridir. Akciğer kanserine neden olan birçok
çevresel faktörler olduğu gibi, kodlamayan RNA’larında (ncRNAs) etkisi tartışmasızdır.
MALAT1 (metastazla ilişkili akciğer adenokarsinom transkirip1), akciğer kanserinde
metastaz ve hücre çoğalmasına bir biyobelirteç ve uzun kodlamayan RNA’dır. Bir
lncRNA ailesi olan MALAT1’in, gen ifadesinin araştırılması, hücre çoğalmasına
etkisinin belirlenmesi, erken tanıda biyobelirteç olarak katkıda bulunacağından bu
çalışmanın yapılmasına karar verildi. miRNA’larla MALAT1’i hedefleyerek yazılım
sonrası B-MYB geninin, gen ifadesini yeniden düzenleyerek akciğer kanser hücrelerinin
hücre çoğalmasını kontrol altına alınabileceğini düşünmekteyiz. Bu amaçla akciğer
kanser hücre hattına (A549) hücre kültür ortamında MALAT1’i hedefleyen miRNA’lara
maruz bırakıldı. Bu hücre soyunda total RNA elde edilip, cDNA’ya çevrildi. Real-Time
PCR kullanarak MALAT1 ve B-MYB gen ifade düzeyine bakıldı. MiRNA’lara maruz
bırakılan A549 hücre soyunun hücre döngüsü ve apoptosiz düzeyini belirlemek için flow
sitometri cihazı kullanıldı. Yapılan çalışmada elde edilen bulgulara göre, MiR-503’e
maruz bırakılmış hücre hattı, negatif kontrol miRNA, miR-150 ve miR-15a’ya maruz
bırakılmış hücre hattına göre MALAT1 ve B-MYB gen ifadesi anlamlı bir şekilde düşük
bulunmuştur. Hücre döngüsü ve apoptozis seviyesine bakıldığında miR-503’e maruz
bırakılmış hücre soyu diğer miRNA maruz bırakılmış hücre soyuna göre apoptozise giden
hücrelerin oranından yüksek, G2/M hücre döngüsüne giren hücrelerin sayısı ve oranından
daha düşük bulunmuştur. Sonuç olarak; miR-503 ve miR-150, MALAT1’i hedefleyerek
akciğer kanser hücrelerin hücre çoğalmasına baskılayacak ve apoptozise artıracak şekilde
etkisi olduğunu MALAT1’in ifade seviyesi, hücre dögüsü ve apoptozis düzeyleri
üzerinden yorum yapılabileceği söylenebilir.
Anahtar kelimeler: Akciğer kanseri, Apoptozis, Hücre döngüsü, MALAT1, miR-503-5p
1
ABASTRACT
INVESTIGATION OF CELL PROLIFERATION OF MALAT1 (LONG NON
CODING RNA) IN LUNG CANCER
Hasan DAĞLI
Master of Science Thesis, Department of Medical Biology
Supervisor: Assoc. Prof. Serdar ÖZTUZCU
June 2014, 77 pages
Lung cancer is the second most frequently observed cancer type and is mostly responsible
for cancer deaths in males. Many environmental factors that can cause lung cancer such
as non-coding RNAs (lncRNAs) whıch are undısputed ın lung cancers. Long noncoding
RNAs have been studied in many cancers and have been found to be responsible for
metastasis, cell proliferation and invasion in several cancer types. The long noncoding
RNA MALAT1 (metastasis-associated lung adenocarcinoma transcript 1), is a highly
conserved nuclear noncoding RNA (ncRNA) and a predictive marker for metastasis and
cell proliferation development in lung cancer. Therefore a lncRNA, MALAT1 has been
selected for their gene expression studies and for the investigation of MALAT1 as a
possible biomarker in diagnosis. It is to be thought that after the downregulation of
MALAT1 expression, the alternative splice variant factors of B-MYB control cell
proliferation in lung cancer via rearrangement. Taking these in considerations we used
Real-Time PCR in order to find out the expression level of MALAT1 and B-MYB in lung
cancer cell line (A549). We used flow cytometry to determine the effect in cell
proliferation and the level of apoptosis in G2/M. There was a significant decrease in gene
expression of MALAT1 and B-MYB in cell line using miR-503 as compared to cell line
with negatif kontrol miRNA, miR-150 and miR-15a. When we analysed cell proliferation
and apoptosis, there was an increase in the number of cells undergoing apoptosis while
there was decrease in the number of cells entering G2/M phase of cell cycle in cells with
miR-503 as compared to cells with other miRNAs. As a result it can be concluded that
miR-503 and miR-150 has a role in MALAT1 expression, cell proliferation and apoptosis
by targeting MALAT1 and has been found to decrease cell proliferation and increase
apoptosis of lung cancer cell line.
Key words : Apoptosis, cell cycle, lung cancer, MALAT1, miR-503-5p
2
1. GİRİŞ VE AMAÇ
Akciğer göğüs boşluğu içinde yer alan ve solunuma yarayan bir organımızdır. Göğüs
boşluğunun sağ ve sol yanlarında bulunan iki ayrı parçadan meydana gelmiştir. Plevra
denen bir zarla kaplıdır. İçerisi hava ile dolu olan ve ‘‘akciğer kesecikleri’’ denen
boşluklardan oluşmuştur. Akciğer vücudumuzun oksijen ihtiyacını karşılayan önemli bir
organımızdır. Her organ gibi akciğer organı da birçok hücreden oluşur (1).
Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve
kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır (1). Burada oluşan
kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya
dolaşım yoluyla uzak organlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb. gibi) hasara yol
sebebiyet verirler. Genel anlamda bu tür yayılmaya metastaz adı verilir (2).
Akciğer kanseri dünyada en sık görülen ikinci kanser türüdür. Akciğer kanseri oranları
dünyanın birçok yerinde erkekler arasında doruğa çıkmış, ancak kadınlar arasında
yükselmeye devam etmektedir. Akciğer kanseri erkeklerde kansere bağlı ölümlerinin en
önde gelen nedenlerinden biridir. 2013’te Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre,
yaklaşık 159.480 kişinin akciğer kanseri bağlı ölümlerin sebeb olduğu raporlanmıştır (3).
Akciğer kanseri histopatolojik özelliklerine dayalı olarak; küçük hücreli olmayan akciğer
kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri olarak ayrılır. Akciğer kanseri mikroskop
altında izlenen kanserli hücrenin görüntüsüne göre ayrılır (4). Küçük hücreli olmayan
akciğer kanseri, akciğer kanser türleri arasında en sık görülen türüdür ve yaklaşık %85’lik
kısmını teşkil ettiği tahmin edilmektedir (5). Her bir tipin kanser hücrelerinin türü
farklıdır. Her kanser hücresi değişik şekilde büyür ve değişik yollardan yayılır (6),(7).
Küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin tipleri mikroskopla incelendiğinde kanser
dokusundaki hücrelerin türüne ve hücrelerin görüntüsüne göre belirlenir:
Skuamöz Hücreli (Epidermoid) Karsinom: Tüm akciğer kanserlerinin yaklaşık %25 ile
%30 arasındaki bölümü, skuamöz hücreli karsinomlardır. Bu kanserler, akciğerlerde hava
yollarının iç kısmını kaplayan yassı hücreler olarak tabir edilen skuamöz hücrelerinin
erken dönemlerinde başlar (8).
Adenokarsinom: Akciğer kanserlerinin yaklaşık %40’ı adenokarsinomlardır. Bu
kanserler, normalde mukus benzeri maddeler salgılayan hücrelerin erken dönemlerinde
3
başlar. Akciğer kanserinin bu türü, çoğunlukla sigara içen (veya sigara içmiş olan)
insanlarda ortaya çıkar, ancak sigara içmeyenlerde görülen akciğer kanserinin en sık
görülen tipidir. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür ve akciğer kanserinin diğer
türlerine oranla genç kişilerde ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Adenokarsinom,
genellikle akciğerin dış bölgesinde bulunur. Akciğer kanserinin diğer türlerinden daha
yavaş büyüme eğilimi gösterir ve akciğer dışına yayılmadan önce bulunabilme olasılığı
daha yüksektir (8).
Büyük Hücreli (Farklılaşmamış) Karsinom: Bu tür kanserler, akciğer kanserlerinin
yaklaşık %10 ile %15’i arasındaki bölümünü meydana getirir. Akciğerin herhangi bir
bölümünde ortaya çıkabilir. Çok hızlı büyüme ve yayılma eğilimi gösterdiğinden, tedavi
edilmesi zordur (8).
Akciğer kanserlerinin histolojik tiplerinin zamanla değişiminde birçok faktör rol
oynayabilir. Bunlar arasında toplumda sigara içenlerin azalması, tüketilen sigaraların
yapısında ve içiminde değişiklik, çevresel karsinojenlere maruz kalma durumunda
değişiklik ve akciğer kanseri tanısına yönelik teknolojik ilerlemelerle histopatolojik tanı
ölçütlerinde değişiklikler gibi faktörleri sıralayabiliriz (9). Bu sebeble akciğer
kanserlerinin histopatolojik tiplerinin dağılımı, yıllara göre değişimi, cinsiyet ve yaşa
göre dağılımı ve bunları etkileyen faktörlerin incelenmesi ve izlenmesi akciğer kanserine
karşı önlemlerin alınmasında ve geleceğe yönelik tedavi planlarının yapılmasında önemli
bir etkendir (10).
Akciğer kanseri ile igili yapılan son çalışmalar, akciğer kanserinin sigara kullanımı,
çevresel karsinojenlere maruz kalma durumlarına karşın, son yıllarda keşfedilen uzun
kodlamayan RNA’ların kanser gelişiminde, ilerlemesinde rol aldığı görülmektedir. Uzun
kodlamayan RNA'lar (lncRNA) hem kanser oluşumunda hem de normal biyolojik
süreçlerde önemli moleküllerin fonksiyonlarını düzenlenmesinde görev alan, 200
nükleotitten büyük kodlamayan bir yazılım dizisidir (11). lncRNA‘lar: X-kromozomu
etkinsizleştirlmesi (inaktivasyonu), genomik damgalama (imprinting), kromatin
düzenlenmesi, gen yazılımı (transkripsiyonu) ve uç uca ekleme dahil çok sayıda biyolojik
süreçlerde, önemli rollere sahiptir (12),(13). Kısaca lncRNA‘lar
kanser durumunu
denetlemek için bir dizi mekanizma ile hareket eder. lncRNA’ların fonksiyonları ve
moleküler mekanizma hakkındaki bilgi artmasına rağmen, kanserlerde çoğu
lncRNA’ların işlevi tam olarak bilinmemektedir.
4
LncRNA‘lar etki mekanizmaları ve faaliyet gösterdikleri düzenleyici yollar, hiyerarşiler
ve ağların anlaşılması, büyük ölçüde kanser üzerindeki görevleri ve fonksiyonu modüle
edilmesi, zamanla aydınlatılması ile yeni tedavi yollarının önünü açacaktır (14). Bu
bağlamda bizim yaptığımız çalışma; akciğer kanserinde MALAT1’in doku büyümesi ve
hücre çoğalmasına nasıl etki etiğini ve lncRNA’ların mekanizmaların nasıl çalıştığı
hakkında daha iyi anlaşılmasına olanak sağlayacaktır.
MALAT1 8000 nükleotit uzunluğunda, yazılım sonrası mRNA işleme sırasında rol alan
bir lncRNA’dır. MALAT1‘in akciğer kanseri, hepatosellüler karsinom, rahim kanseri,
meme kanseri, yumurtalık kanseri ve kolorektal kanserler gibi birçok kanserde ifade
edildiği gözlenmiştir. MALAT1’in
birçok kanserde tümörlerin gelişmesinde ve
ilerlemesinde önemli rol almaktadır (15).
MALAT1 hücre çekirdeğinde bol miktarda bulunur ve çekirdekte alternatif uç uca ekleme
faktörleri olan serin arjiinin (SR) bileşenlerinin (komplekslerinin) hücre içindeki dağılımı
ve aktivitesini modüle ederek öncül-mRNA’yi düzenler. Öncül-mRNA ekleme faktörleri,
yapıştırma faktörlerinin mekansal dağılım rolü, MALAT1 ile özel ilişkisi analiz edilmiş
ve elde edilen bulgulara göre; MALAT1, SR ekleme faktörleri ile etkileşim içinde olduğu
tespit edilmiştir (16). Bu çekirdek nüveleri, onların dağıtımını modüle olduğunu gösterir
(17). Ayrıca, MALAT1 in vitro olarak kolaylıkla retina endotelyal hücrelerde; hücre
çoğalmasına, hücre göçünü ve tüp oluşumunu düzenler (18).
MALAT1 lncRNA’sı birkaç katı tümör düzenlediği ve tümör hücresini çoğalttığı,
apaptozun tetikleyen faktörleri baskılamasından (inhibe etmesinde) dolayı yayılıma
katkıda bulunur. MALAT1‘le yapılan ilk çalışmalarda, küçük hücreli olmayan akciğer
kanseri hastalarında, evre1 de ilerlemesinde önemli bir değişken olduğu ve onun ifadesi
ile bu kanser türünde yüksek oranda metastaza neden oluğu gösterilmiştir (19).
MALAT1, çeşitli insan karsinomlarında ifade edilmekte olup özellikle küçük hücreli
olmayan akciğer kanserinde aşırı ifade edildiğinden, akciğer kanserinde erken metastaz
aşamasında biyobelirtec olarak kullanılabileceğini düşünmekteyiz (20,21). Tümör
hücrelerinde MALAT1,
durgun (in aktif) halinde iken, tümör oluşturan sebebler
azalırken, MALAT1’in aşırı ifadesi ile hücre hatlarında ve farelerde tümör oluşumu ve
hücre çoğalmasının artmasına neden olmaktadır (21). Ayrıca, MALAT1 yazılım faktörü
E2F1 aktivitesini düzenleyerek hücre döngüsü ve tümörogenez ilerlemesine neden
5
olmaktadır. Tüm bu veriler bize MALAT1’in öncül hücre çoğalmasında işlevi olduğunu
göstermektedir.
Hücre döngüsünün belirli aşamalarında MALAT1 ayırıcı düzeyleri, hücre döngüsü
ilerlemesinde rol oynayan genlerin ifadesini etkilemektedir (22). Dahası, normal insan
diploid fibroblastlarında MALAT1, p53 ve hedef genlerin etkinleşmesiyle DNA hasarı
yanıtını tetiklemektedir. MALAT1, insan hücrelerinde onkojenik yazılım etmeni BMYB gen ifadesini düzenler (23),(24).
MALAT1, kanserli hücrelerde B-MYB gen ifadesini yeniden düzenleyerek hücre
döngüsünün G2/M safhasında hücre çoğalmasını arttırdığı bilinmektedir. Bu bulgulara
dayanarak MALAT1 hedefleyen miRNA’lar ile, hücre çoğalmasının önüne geçilebilir ve
apoptozis tetikleyen faktörleri faal hale getirilebilir. Böylece ileriye dönük tedavi
süreçlerinde akciğer kanserinde doku büyümesi ve hücre çoğalmasının önleyecek verileri
literatüre girmesini sağlayabiliriz.
6
2. GENEL BİLGİLER
2.1. Akciğer Anatomisi
Akciğer; insandaki solunum sistemi işlevi gören önemli bir organdır. İnsandan başka
diğer birçok omurgalı hayvanlar da akciğer solunumu yaparlar (25). Koni biçimdeki
akciğerler göğüs boşluğunda yer alır ve göğüs kafesi içinde korunan akciğerler plevra
denen koruyucu bir zarla sarılmışlardır. Sağda 3 solda 2 olmak üzere 5 loptan oluşur.
Kalp sol tarafta olduğundan soldaki akciğerler küçüktür (Şekil 2.1) (26).
Akciğer süngerimsi bir yapıda olup göğüs ve karın boşluğunu ayıran diyafram diye
adlandırılan zarın üzerinde yer alır. Hacmi büyüyüp küçülebilir ve renk açık pembe
görünümündedir. Soluk aldığında burun ve ağızdan giren hava, nefes borusu ve
bronşlardan geçerek akciğere girer toplardamarlarla gelen karbondioksit burada
temizlenir (Şekil 2.1) (26).
Damar, sinir ve bronşların akciğere girdiği yere plevra zarı bulunmaz. Bu zarlar arasında
sıvı bulunur (27). Bu iki zarın iç ve dış kısımları arasındaki boşluklarda az miktar sıvı
bulunur. Bronşlar akciğerin içinde bronşçuklarla devam eder. Bronşçukların ucunda
üzüm salkımına benzeyen alveol denilen hava kesecikleri bulunur. Alveoller kılcal kan
damarınca çevrilidir. Oksijen ve karbondioksit değişimi alveollerde gerçekleşir.
Alveollere giren havadaki oksijen kılcal kan damarlarına geçer. Yine kirli kandaki
karbondioksit de alveollerde tutunarak dışarı verilir (27).
Gaz değişimi kılcal damarlardaki kirli kanla, alveollerdeki hava arasında olur. Her
akciğerde yaklaşık 300 milyon dolayında alveol bulunur. Solunum yüzeyini artıracak
şekilde dizilmiş olan alveoller akciğerlerde yaklaşık 70-100 m2’ lik bir yüzey oluştururlar
(Şekil 2.2) (4).
7
Şekil 2.1. Akciğer yapısı (29)
Alveol epitel hücreleri, alveolün iç yüzünü ince bir tabaka şeklinde örten lipoproteinleri
salgılar. Bu maddeler alveollerin yüzey gerilimini düşürmeye yarar (28).
Şekil 2.2. Gaz alış verişi ve alveollerin yapısı (28).
8
2.2. Akciğer Fizyolojisi
Akciğer vücudun göğüs boşluğunda yer alır ve göğüs boşluğunun sağ ve sol tarafında
yerleşmiş vaziyettedir. Her akciğer lob olarak adlandırılan bölümlerden oluşmuştur ve
yumuşak göğüs kafesinde korunmaktadır (6). Akciğerin temel işlevi vücuda oksijen
getirmek ve vücutta birikmiş olan karbondioksiti dışarı atmaktır (6).
Akciğerler aynı zamanda tahriş edici etkenlerden korumak için koku alma duyusu olan
burun, ona göre dizayn edilmiştir. Burun; akciğere girecek olan kirleticilerin ve büyük
parçacıkların önlenmesinde filtre görevi görür. Tahriş edici etmenler akciğere girip
akciğerde tahrişe neden olursa, mukus dediğimiz ( yerel dilde balgam olarak bilinir) nefes
tüplerinin üzerinde salgılanan sıvının solunum tüpleri tarafından ağıza doğru süpürüp
ağızdan dışarıya doğru atılarak tepki verirler (30).
Akciğerin bir başka koruyucu mekanizması da öksürüktür. Öksürük normal bir durum
iken, aynı zamanda bronşların tahrip edilmesi sonucu ortaya çıkan bir olaydır. Normal bir
öksürük, solunum organları tarafından akciğerlerden mukusu hızlı bir şekilde dışarıya
doğru atmasını sağlar.
Akciğer solunum yolları kas bantları ile çevrilidir. Akciğerler tahriş olduğunda bu kas
bantları solunum yollarını daha sıkı hale gelmesini sağlar ve solunum zor hale gelir. Bu
kasların sıkı hale gelmesine bronkosposm denir.
Bronskospazm ( Bronchospams
KOAH'lı ) olan kişilerin hava yolları daraldığından, nefes alması daha zordur. Bu
genellikle astım hastası olanlar için büyük sorundur (31).
Hava burun ve ağızdan girdikten sonra, trakea ya da ‘’nefes borusu’’ aşağı doğru hareket
eder. Trakea: boyuna yakın olan tüpüdür ve bir sol bir nefes borusunu içine böler bunlara
bronşlar denir. Akciğerin yarı içinden yarı dışarıdan olan bölmeleri, akciğer içerisinde
ilerledikçe ince bronşçuklara ( bronchulus ) ayrılır. En son 1mm. çapında olan
bronşçukların her biri italyanca ‘’üzüm salkımı’’ anlamına gelen alveolde sona erer (31).
9
2.3. Akciğer Kanseri
2.3.1. Epidemiyoloji
Akciğer kanseri dünyada kansere bağlı olarak ölümlere neden olan en tehlikeli kanser
türü haline gelmiştir. Erkeklerde kansere bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alır,
kadınlarda bu kanser türüne bağlı ölümler ikinci sıradadır (32). Son yıllarda tedavi
ilerlemelerine rağmen, akciğer kanseri tanısı konulan kişilerin neredeyse yarısı sırasında
uzak bölgelere metastaz yaptığından, son 30 yılda önemli ölçüde ilerleme
sağlanamamıştır (33). Bu kanser türünde, uzak bölgelere metastaz yaptıktan sonra,
hastaların ortalama sadece % 5’i hayatta kalmayı başarabiliyor. Akciğer kanser
hastalarının ortalama yaşam süresi 14 yıl kısalır (3). Dünya genelinde kansere bağlı
ölümlerin başta gelen nedeni olmasına rağmen, akciğer kanser insidansı giderek
azalmaktadır. Yine Amerika’da 2008 yıllında elde edilen verilere göre, 215.020 yeni
vakanın bu kanser türüne ait olacağı ve 161.840 kişinin bu hastalıktan dolayı öleceği
tahmin edilmektedir (34).
Dünya verileri global olarak cinsiyet ayırımı yapmaksızın değerlendirildiğinde akciğer
kanseri yılda % 0.5 oranında arttığı bilinmektedir (35). Türkiye’de de akciğer kanserine
sık rastlanılmaktadır. Kanserli hastaların verilerinin düzenli olarak toplanmasındaki
eksiklikler ve sıkıntılar nedeniyle, ne yazık ki ülkemizde gerçek istatistiksel rakamlara
ulaşılamamaktadır. Sağlık bakanlığı kanser kontrol ve kanser istatistiği kurumu’nun
verilerine göre, 1999 yılı akciğer kanseri insidansı sadece 14.2/100 000’dir (erkeklerde
7.8/100 000, kadınlarda 1.2/100 000). Bu verilere göre, akciğer kanseri erkeklerde en sık
görülen kanser türüyken, kadınlarda 6. sırada yer almıştır. Diğer taraftan İzmir’de, 199394 yılı akciğer kanser insidansı 61.6/100 000 bulunmuştur ki, bu rakama göre Türkiye,
dünyada akciğer kanseri insidansı en yüksek olduğu ülke konumu haline getirmiştir (36).
Sağlık bakanlığı Türkiye’de kanser hastalığına bağlı vakaların son 10 yılda yaklaşık
yüzde 80 oranında arttığını açıkladı. Ayrıca sağlık bakanlığı, ’’TÜİK verilerine göre:2002
yılında kansere bağlı ölüm % 12 iken, bu oranın 2012 yılında % 21’e ulaştığını açıkladı.
Türkiye’de bölgelere göre; erkeklerde akciğer kanseri dağılımı şöyledir (Tablo 2. 1).
10
Tablo 2.1. Türkiye’de sık görülen akciğer kanserinin 100 bin kişide 1 yakalanma oranı
Türkiye‘de
dağılımı
bölgelere
göre
kanser Erkeklerde akciğer kanser dağılımı
Ege Bölgesi
42
Marmara
19
Karadeniz
31
İç Anadolu
24
Akdeniz
21
G. Doğu Anadolu
6
Doğu Anadolu
10
* 2012 yılında TÜİK’ in açıkladığı veriler, esas alınmıştır.
2.3.2. Etiyolojisi
Sigara içimi akciğer gelişiminde önemli bir risk faktörüdür. Akciğer kanserinden
ölümlerin % 80- %90 sigaranın neden olduğu tahmin edilmektedir. Sigara ile akciğer
kanseri arasında önemli bir ilişki vardır (37). Bunlardan ilki tütün içindeki polisiklik,
aromatik hidrokarbonlar, sigara dumanı içindeki mevcut kanseriyojenik bileşiklerin p53
geninde neden olduğu mutasyonlar. İkincisi, tütün dumanında bulunan N-nitrozo gibi
büyük önemli grupladır. Bu bileşikler potansiyel kanserojenik kimyasallardır ve sigara
içenlerin idrarında bulunur (38).
Amerika çevre koruma ajansı, sigaradan sonra akciğer kanserinin ikinci önemli nedeni
radon olarak belirlemiştir. Radon toprakta difüze olması nedeniyle yüksek risk
taşımaktadır. Yine yeraltı madencileri yüksek radon derişimine maruz kaldığından
akciğer kanseri riskinde sahip oldukları bulunmuştur. Solunan radon, alfa ışıması
nedeniyle akciğerin epitel hücrelerinde birikmesi radyasyona neden olduğundan
akciğerde kanserojen bir etkiye sahiptir (39). Buna ek olarak, tütün dumanı ile birlikte
solunması, sinerjik bir etkiye sahiptir (şekil 2.3).
Kansere neden olan diğer bir etken de asbesttir. Asbest doğal kayalarda mineral lifler
halinde bulunur ve endüstride yaygın olarak kullanır. Kritozil, amosite, antofilit, ve
krosidolit içeren karışık lifler gibi asbest liflerine maruz kalındığında, yüksek akciğer
kanseri insidansı ile sonuçlandığı raporlanmıştır (40). Asbeste maruz kalan bireyler
akciğer kanseri gelişiminde potansiyel risk taşımaktadır. Asbeste maruz kalanların
11
normalden 3 kat kadar daha yüksek risk altındadır (41). Akciğerde asbest kaynaklı etkiler
doza bağlıdır. Aynı zamanda demirce zengin olan liflerin bileşimine ve ilgili girdilere
(reaktiflere) bağlı olarak etki gösterir (41). Yine akciğer kanseri hastalarında asbeste
maruz kalındığında; RASSF1A, CDKN2A (p16) ve tümör baskılayıcı genler, işlevini
yapamaz hale gelir, tümör hücrelerin büyümesine, artmasına ve yayılmasına neden olurlar
(42).
Akciğer kanseri, sigara ve puro içilmesi, radona, asbestosa, arseniğe maruz kalmasının
yanında sigara dumanına maruz kalınması, aile fertlerinde akciğer kanseri vakaların
yaygın olması, meme ve göğüste radyasyon tedavisi ile tedavi görmüş olması, hava
kirliliğin olduğu yerlerde yaşanılması, insanın bağışıklık sistemini tahrip eden (HIV)
virüsü ile enfekte olmak, beta karoten kullanımı ve ağır sigara içilmesi gibi bir çok etken
neden olabilir (şekil 2.3).
Şekil 2.3. Akciğer kanserinde risk faktörlerin etkisi (43)
2.3.3. Histolojisi
Dünya Sağlık Örgütü, (WHO) akciğer kanserinin histopatolojik sınıflandırmasını 2011
yıllında yeniden güncellemiştir. Tümörün büyüme hızı, yayılımı, metastazın
zamanlaması, kemoterapi ve radyoterapiye yanıtına göre küçük hücreli olmayan akciğer
kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri olmak üzere iki başlık altında toplamıştır. Küçük
12
hücreli olmayan akciğer kanseri de kendi aralarında; adenokarsinom, skumaz hücreli
karsinom ve büyük hücreli karsinom olmak üzere alt gruplara ayrıldı (Toblo2.2) (44).
Tablo 2.2. Akciğer kanseri histolojik tipleri radyolojik klinik bulguları
1. Küçük hücreli akciğer kanseri
Sigara ile yakın ilişki, Sıklıkla santral yerleşimi,
Mediastinal lenfadeneopati birlikteliği sıktır.
En kötü prognozlu tür.
2. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri
Adenokarsinom
En sık görülen tür,
Genelikle sigara içmeyen kadın hastalarda görülür.
Sıklıkla periferik yerleşimli,
Radyolojik olarak hava bronkogramları şeklinde olabilir.
Sküamoz Hücreli Kanser
İkinci en sık raslanan tür,
Sigara ile yakın ilişkili,
Sıklıkla santral yerleşimli,
Kaviteleşme gösterebilir.
Büyük hücreli kanser
En nadir görülen tür
Sıklıkla periferik yerleşimli
2.3.3.1. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri
Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri; tüm akciğer kanser vakaların % 80’i-%85’ini
oluşturur ve hücrelerin yapılarına göre üç başlık altında incelenir. 1. Adenokarsinom, 2.
Skuamoz hücreli karsinom, 3. Büyük hücreli karsinom.

Adenokarsinom
Küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin yaklaşık % 50’sini oluşturur. Diğer akciğer
kanserlernin aksine sigara içimi arasında zayıf bir ilişki varolup ekseriyet sigara içmeyen
kadınlarda yaygın görülür. Daha önceden varolan skar dokusundan gelişebilir ve bu
nedenle ‘’skar karsinomu’’ olarak da bilinir (42). Periferik yerleşimli kitleler doğrudan
plevra yayılımı yaparak plevra boyunca dairesel büyüme gösterirler (42).
13
Moleküler biyoloji ve teknolojinin gelişmesi ile yeni yöntemlerin çeşitlenmesi sonucu
(Uluslararası akciğer kanseri çalışma grubu, Amerikan toraks derneği, Avrupa toraks
cerahi birliği) tarafından özellikle adenokarsinom bir alt ünitesi sınıflandırmasına gidildi.
Bu yeni sınıflandırma çoklu disipliner izleme dayalı olarak hastalığın seyrini ve ne kadar
süre devam edeceğini tahmini belirlemede toplam boyuttan ziyade içerdiği bileşenle
birlikte yayılım boyutu ön plana çıkmıştır (45).

Skuamoz Hücreli Karsinom
Skuamoz hücreli karsinom, akciğer kanserinin yaklaşık %25 ile %30 kısmını teşkil
etmektedir. Bu kanser türü, akciğerde hava yollarının iç bronşlarını kaplayan yassı
hücreler olan skuamoz hücrelerinin erken safhalarında başlar. Bu kanser türü, sigara ile
yakın ilişkili olup, genellikle kadınlara göre erkeklerde daha yaygın görülür. Ayrıca
epidermoid karsinom olarak da bilinir. Son yıllarda sigaralara filtreler eklenmesi
sonucunda vb. skuamoz hücreli karsinomu giderek azalmaktadır. Akciğerlerin ortasında
ve bronş yakınında bulunma eğilimi gösterirler (Şekil 2.4) (46)
Şekil 2.4. Skuamoz hücreli karsinom (46)

Büyük hücreli karsinom
Büyük hücreli karsinom tüm akciğer kanserinin yaklaşık %10 ile %15’i arasındaki
bölümünü oluşturur. Bu tür, akciğerin herhangi bir bölümünde ortaya çıkabilir. Çok hızlı
büyüdüğünden ve yayılma eğilimi fazla gösterdiğinden dolayı tedavi edilmesi oldukça
zordur. Büyük hücreli nöroendokrin karsinom olarak bilinen büyük hücreli karsinom alt
türüdür, küçük hücreli akciğer kanserine çok benzer hızla büyür (47).
14
Büyük hücreli akciğer kanserinin en büyük nedeni sigaradır. Yine sigara dumanına maruz
kalanlar büyük risk taşır. Ancak sigara içmeyen ve hiç sigara içmemiş kişilerde de bu tür
kanser vakaları görülür. Hava kirliliği düzeyi yüksek olduğu yerlerde yaşanılması ve yine
kanser neden olan kimyasal madde veya malzemeler (asbest gibi) yakın çalışanlar için
büyük hücreli akciğer kanser riskini taşır (48).
Şekil 2.5. Büyük hücreli karsinom (48)
2.3.3.2. Küçük hücreli akciğer kanseri
Bu tipteki kansere bazen yulaf kanseri adı da verilir. Küçük olmayan akciğer kanserine
göre daha az yaygındır, ancak daha hızlı gelişir ve vücudun diğer organlara yayılması
daha fazladır (49). Küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) nöroendokrin tümörlerden
sayılır ve bütünsel akciğer kanserlerinin %15 ile %25’ini oluşturur. KHAK genellikle
göğüs ortasına hava tüplerince (bronşlarlarda) başlar ve çok hızlı büyür. Erken dönemde
uzak organlara metastaz yaptığı için sistematik bir hata kabul edilir. Ayrıca KHAK
kemiğe, karaciğere ve karşı akciğere sıklıkla metastaz yapar. Bunun yanında % 40 bulan
beyin metastazı görülmektedir (50).
KHDAK hücreleri iyi tanımlanmamış hücre sınırları ve yetersiz stoplazmaya ve ince
taneli çekirdek kromatine sahip olup küçük hücrelerden oluşan bir malign epiteyal
tümördür. Hücreleri yuvarlak, oval veya iğ şeklindedir. Çekirdek kalıpları belirgin ve
mitoz sayısı yüksektir (51). KHAK % 95’i akciğer kaynaklı karsinom olsada,
ekrapulmoner
bölgelerinden,
nazofarenks
(nasopharynx)
alan,
genitoürneral
15
(genitourinary) alan ve gastrointesnital (gastrointestinal) alanlarda da ortaya çıkabilir
(51). KHAK, küçük hücreli olmayan karsinom hücrelere benzer klinik ve biyolojik
davranışlara sahip metastaz potansiyeli yüksek karsinom hücrelerdir (Şekil 2.6) (51).
Yapılan araştırmalar neticesinde akciğer kanseri için risk faktörlerinin, akciğer
hücrelerinin DNA’sında bazı değişiklikler kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bu
değişiklikler zaman zaman anormal kanser hücrelerin büyümesine yol açmaktadır.
Küçük hücreli akciğer kanseri vücutta hızla yayıldığı için tedavisi zordur. Genellikle
tedavi kanseri öldüren ilaçlar (kemoterapi) alınır veya vücutta enjekte edilir. Bir diğer
tedavi ise nadir de olsa cerrahi yöntem kullanılmasıdır. Genellikle yayılmamış tümör
hücreleri sınırlı ise; hastaya cerrahi yöntemi uygulanır, kemoterapi veya radyasyon
ameliyat sonrası gerekli görülür. Bu kanser türünde hızlı yayıldığından çok az sayıda
hasta ameliyat için adaydır. Kemoterapi ve radyasyon tedavisi yoğun küçük hücreli
akciğer kanseri olan kişilere verilir. Ancak, tedavi sadece belirtileri gidermek için
yardımcı olur; bu hastalığı tedavi etmez (Şekil 2.6).
Şekil 2.6. Küçük hücreli akciğer karsinomu (52)
2.4. Hücre Döngüsü ve Kanser Gelişimi
Bir hücrenin canlılığının göstergesi birbirine tıpa tıp benzeyen iki yavru hücreye
bölünmesidir. Hücre döngüsü, DNA sentezinin gerçekleştiği S evresi, mitoz bölünmenin
izlendiği M evresi ve bu iki temel süreç arasında kalan geçici duraklama evreleri olan G1
16
ve G2 evreleri olmak üzere, başlıca 4 evrede gerçekleşir. Mutajenik etkilerin büyük bir
kısmı hücrenin mutasyonlara karşı hassas olduğu hücre döngüsü esnasında gerçekleşir.
Genel olarak, hücreler bir bölünme uyarıcı almadıkları sürece hücre döngüsü aktif (G1,
G2, S ve M) fazlarına girmezler ve istirahat fazı denilen G0 fazında beklerler. Hücrenin
bölünmesinde görev alan uyarıcılar (örneğin, büyüme faktörleri, sitokinler veya
mitojenler) çok çeşitlidir (53,54).
Hücreler mitoza girmeden önce bir hazırlık safhası geçirirler ve bu safhada hücreler
hacim olarak büyürler. Hazırlık safhasında bölünme de rol alacak olan düzenleyici
proteinler örneğin siklinler, büyük moleküller deoksiribonükleik asit’ler gibi büyük
moleküller sentezlenir. Bu safhaya interfaz denir. İnterfaz evresi kendi içinde G1, S, ve
G2 olmak üzere çeşitli alt bölümlerden (evrelerden) oluşur. İnterfaz, mitozla beraber
hücre döngüsünü oluşturur. Yani hücre döngüsü G1, S, G2 ve M evrelerinden oluşur. G0
fazı ise normalde hücre döngüsü içinde yer almayan ve hücre döngüsü tamamladıkdan
sonra döngüden çıkan hücrelerin bulunduğu evredir (şekil 2.7) (55).
G1, S, G2 (Interfaz) evreleri hücre döngüsünün
%90’nını kapsar ve 16-24 saatte
tamamlanır. Mitoz bölünme ise 1-2 saat sürmektedir. Hücre büyümesi G1 fazında
kısıtlayıcı nokta (R point) tarafından eş güdümlü ifade edilir. Kısıtlayıcı noktada hücre
duracak veya hücre döngüsü tamamlayacaktır. G1 fazında hücreler kendi çevrelerini
kontrol eder, uyarıları alır ve büyümeyi tetikler. Bu fazda DNA sentezi (replikasyonu)
için hazırlık yapılır. RNA ve protein sentezi olur. S fazında ise DNA sentezlendikten
sonra, G2 fazında hücre büyümeye devam eder aynı zamanda RNA sentezi, protein
sentezi gerçekleşir ve hücre mitoza hazırlanır. Mitoz; profaz, metafaz, anafaz ve
telofazdan oluşmaktadır. Telofazda sitoplazmik bölünme tamamlanır ve aynı genetik
materyale sahip iki yeni hücre meydana gelir (53,54).
Hücre döngüsü, bu döngüye özgü bir takım proteinler; siklinler, siklin-bağımlı
serin/treonin protein kinazlar (CDK) ve siklin-bağımlı kinaz inhibitörleri (CDI)
tarafından özgün olarak kontrol edilir. Siklinler, CDK ve CDI’lerinin düzeyleri hücre
döngüsünün çeşitli aşamalarında farklılık gösterir ve oldukça karmaşık bir düzen içinde
döngünün ilerlemesini düzenlerler (56).
Hücre döngüsünde bir faz tamamlanmadan sonraki faza geçilirse genetik materyal tam ve
doğru kopyalanmadığı için hücrede hasar meydana gelebilir. Hücre döngüsünde G1-S
geçişinde, G2-M geçişinde ve metafaz-anafaz geçişinde kontrol noktaları vardır. Bu
17
kontrol noktalarında hücrenin döngüye devam edip etmeyeceği kararı verilir. Eğer hasar
varsa ve bu kontrol noktalarında rol alan proteinlerde mutasyon varsa veya bu hasarı tespit
edilemiyorsa, hücre normal bir hücreymiş gibi bölünmeye ve çoğalmaya devam
edecektir. Bunun sonucunda hücreler kanserleşmeye doğru gidecektir.
Şekil 2.7. Hücre döngüsü ve kontrol noktaları (51)
2.4.1. Kanserli hücrelerde G1/S geçişi
Gen mutasyonlarından dolayı G1-S geçişindeki değişimler kansere neden olabilir. Kanser
hücrelerinin karakteristik özelliklerinden biri büyüme uyarımından bağımsız olarak
G1 fazına tekrar girebilmeleridir. Retina blastoma fosforillenme/defosforillenme
dengesizliği olduğunda, G1-S fazları arası geçişlerde olan değişiklikler hücrelerin
çoğalmasını değiştirebilir. Rb gen mutasyonları insan kanserlerinden bazılarında
(Glioblastoma ve Retinoblastoma vb) tanımlanmıştır. Tümör virüsleri histon deasetilaz
HDAC ile Retinoblastoma Rb’nin bağlanmasını inhibe edebilir. Siklin D’nin fazla ifade
olduğu bazı durumlarda ise E2F aktifleşmesinden sonra Rb inhibisyonunu sağlayan
defosforillenme olmadığında S fazına hatalı ilerleme olabilir. Radyasyon vb. etkenlere
maruz kalan hücrelerde hücre döngüsünde hatalara neden olur (57). Örneğin gama
radyasyonuna maruz kalan hücrelerde fonksiyonel p53 geninin yetersiz olmasından
dolayı bu hücreler G1’de tutulamaz ve S fazında hasarlı DNA’yı dublike ederek gen
mutasyonuna veya hatalı kromozom dizilimine neden olur. Hücre çoğalmasını gen silinip
çıkarılması (delesyonu), fazla gen ifadesi ve nokta mutasyonlar etkilemektedir. İnsan
kanserlerinde en sık görülen mutant gen p53’tür. Normal bir hücrede DNA hasarı
olduğunda, p53 düzeyi artar ve hücre döngüsünü G1 fazında baskılayarak DNA onarımı
18
için hücreye zaman kazandırır. Hasar tamir edilemiyorsa hücre apoptozise gider. p53
mutasyonlarında hücreler bölünmeye devam eder. Bu mutasyonlar sonucunda tümör
baskılayıcı fonksiyonlarında kayıp olurken diğer yandan onkojenik fonksiyon ortaya
çıkar (54).
2.4.2. Kanserli hücrelerde G2/M geçişi
Kanser gelişiminde ve/veya hastalığın ilerlemesinde G2-M geçişinde değişimlerin rol
oynadığı belirlenmiştir. İyonize edici radyasyon, protein kinazları, ataxia telegiectasia
mutant (ATM) ve ATM ilişkili (ATR) genleri aktive eder (56).
Chk1 ve Chk2 protein kinazlar, DNA hasarı sonucu aktive olan hücre döngüsünde kontrol
noktalarında önemli rol oynamaktadır. Chk2 tümör baskılayıcı gen olmaya adaydır. DNA
hasarının ardından, dengeleme (stabilizasyon) için p53 fosforilasyonunu uyarır.
Mikrotübül inhibitörlerinin yaban (wild) tip p53’lü fare embriyo fibroblastlarına
verilmesi ile G2-M geçiş bloğu aktive olur. Bunun yanısıra mutant p53‘lü hücrelerde
hücre döngüsü durdurulamamıştır (57). Bu blok kromozomların ayrılması ve mitoz
tamamlanmadan önce diğer S fazına geçişi önleyerek aneuploidiyi engellemektedir.
Böylece mutant p53 uygun kromozom ayrılması olmaksızın tekrar tekrar döngüye neden
olarak genomik dengesizliğe neden olur (57).
2.5. Hücre Ölümü
2.5.1. Apoptozis
Apoptozis klasik hücre ölüm şekli olarak bilinen nekrozisden birçok özelliği açısından
oldukça farklı olan bir hücre ölüm mekanizmasıdır. Apoptozis terimi, ilk defa 1972
yılında İskoçyalı araştırmacılar Kerr, Wyllie ve Currie tarafından kullanılmıştır. Bu bilim
adamları, yapısal olarak özgün bir hücre ölüm tipi olarak tanımlamışlardır (58).
Apoptozis aynı zamanda programlanmış hücre ölümü, fizyolojik hücre ölümü veya hücre
intiharı olarak da bilinir. Her hücre doğar, belli bir süre yaşar ve sonra ölür. Apoptozisi
programlanmış hücre ölümü olarak ifade etmek üzerinde tartışılan bir konu olmasına
rağmen sıkça kullanılan bir yaklaşımdır (58).
19
Apoptoz hücrenin kendini yok etmek için bir takım metabolik ve fizyolojik işlemleri
devreye soktuğu bir olaydır. Apoptozisin düzenlemesinde birçok molekül görev alır.
Genel olarak apoptozun düzenlenmesinde kalsiyum, seramid, Bcl-2 ailesi gibi
moleküller, p53, kaspazlar, sitokrom-c gibi proteinler ve mitokondriler rol alırlar.
Apoptotik süreç boyunca hücre içine sürekli kalsiyum girişi olur. Kalsiyum iyonları;
endonükleaz, proteaz ve trans glutaminaz aktivasyonunda, gen düzenlenmesinde ve hücre
iskeleti organizasyonunda rol alır (şekil 2.8) (51).
Apoptoz uyarısı alan hücre bulunduğu ortamdan uzaklaşır, komşu hücrelerle bağlantısını
koparır ve büzüşür, kromatini yoğunlaşır piknotik bir görünüm alır. DNA’sı
nukleozomlarından kesilir. Ancak hücre organelleri yapısal bütünlüklerini korur. Hücre
zarı yapısında bulunan fosfotidil serin hücre zarının iç yüzünden dış yüzüne yer
değiştirilmesi (transloke) olur. Çekirdek küçülür, parçalara ayrılır. Hücre zarla sarılı
tomurcuklar halinde kopar, apoptotik cisimciklere ayrılır. Apoptotik cisimcikler
makrofajlar tarafından tanınır ve fagosite edilir (59).
Şekil 2.8. Apoptotik sürecinde görev alan moleküller
20
2.5.2. Nekroz
Hücrenin iyon dengesi dışarıdan gelen fiziksel ve kimyasal uyarılar (yanma, ısı toksik
madde v.b) sonucu bozulur. Bunu takiben DNA tamirinden sorumlu nuklear enzim PARP
(Poli ADP-riboz polimeraz) NAD+ ’ı ikiye bölerek NAD kaybına neden olur. Bu
durumda gerçekleşen ATP eksikliği, iyon pompası yetersiz kalmasına yol açar. Böylece
hücre sıvı alır ve organeller şişer, dış membran bütünlüğü bozulur ve osmotik basınç
nedeniyle hücre patlar. Hücre ölümünü takiben hücre içeriğinin hücreler arası boşluğa
salınması yangı (enflamasyon, iltihaplanma) olayına sebep olur. Bu olayın karakteristik
özelliği makrofaj ve nötrofillerin nekrotik dokuya göç etmesidir. Göç eden bu hücreler
nekrotik dokuyu fagosite eder. Bu nedenle enflamasyon nekrozun önemli bir işaretidir
(tablo 2.3) (51)
Tablo 2.3. Apoptoz ve Nekrozun kıyaslanması (51)
21
2.6. Akciğer Kanser Evreleri
Akciğer kanserinde evrelendirilmesinde primer tümörün büyüklüğü ve yayımına (T),
bölgesel
lenf
bezi
tutulumuna
(N),
uzak
metastaz
varlığına
(M)
dayanan TNM evrelendirmesi kullanılır. Küçük hücreli akciğer kanserinde TNM
sınıflaması kullanılabilmekle beraber, bu hastalarda genellikle TNM sistemi
yerine VALG (Veterans Administration Lung Cancer Group) tarafından önerilen
evreleme sistemi kullanılmaktadır (60).
Günümüzde hemen her yerde uluslararası kanser mücadele birliği UICC (Union for
International Cancer Control) ve Amerikan kanser birliği AJCC’nin (American Joint
Commitee
on
Cancer)
biçimlendirdiği
Tümör-Nod-Metastaz
(TNM)
sistemi
kullanılmaktadır. Bu sistem 1942 yılında Pierre Denoix tarafından bulunmuştur ve
hastalık prognozunu etkilediği düşünülen malign tümörlerin önemli morfolojik
özelliklerine göre kanseri tanımlamak için bir altyapı sağlamıştır TNM sınıflaması,
histolojik alt tiplerdeki prognoz farklılıkları olması yetersiz gelmesi sebebiyle, UICC ve
AJCC tarafından 1996 yılında yeni bir evreleme sistemi geliştirilmiştir (60).
TNM sisteminin yeniden geliştirilmesi ile skuamöz, büyük hücreli ve adenokarsinomlu
(Küçük hücreli dışı, Non-small cell, NSCLC) hastalar yapılacak tedavi ve prognoz
yönünden Evre IA, IB, IIA, IIB, IIIA, IIIB ve IV şeklinde sınıflandırılmaktadır. Küçük
hücreli kanserli hastalarda TNM sistemi yerine VALG (Veterans Administration Lung
Cancer Group) tarafından önerilen evreleme sistemi kullanılmaktadır. Buna göre hastalık
bir hemitoraksta lokalize ise "sınırlı" ve hemitoraksın dışında daha yaygın ise "yaygın"
olarak evrelendirilmektedir (61).
22
Tablo 2.4. TNM evreleme sistemi (61)
Evre
Tanım
Primer tümör (T)
TX
Balgam ya da bronşlarda malign hücrelerin tespit edilip görüntüleme
tetkikleri ya da bronkoskopi ile tümörün gösterilememesi
TO
Primer tümör belirtisi yok
Tis
Karsinoma in situ
T1
En geniş çapı <3 cm, Akciğer ya da visseral plevra ile çevrili,
bronkoskopide lop bronşundan daha proksimale invazyon göstermeyen,
ana bronşun proksimaline uzanan bronşial duvara sınırlı yayılım gösteren
herhangi bir büyüklükteki nadir yüzeysel tümör
T2
Tümör aşağıdakilerden en az birine sahip olacak: En geniş çapı >3 cm Ana
bronş yayılıma, ancak karinaya uzaklık > 2 cm Visseral plevra invazyonu
Hiler bölgeye ulaşan ancak tüm akciğeri kapsamayan atelektazi ya da
obstrüktif pnömoni
T3
Tümörün herhangi bir büyüklükte olup göğüs duvarı diafragma,
mediastinal plevra, parietal plevra ve perikard gibi yapılardan herhangi
birine direkt yayılım göstermesi; veya karinaya 2 cm'den daha yakın ancak
karinayı tutmayan ana bronştaki tümör; veya bütün bir akciğeri kapsayan
atelektazi veya obstrüktif pnömoni ile birlikte olan tümör
Tümörün herhangi bir büyüklükte olup mediasten, kalp, büyük
damarlar, trakea, özfagus, vertebral kolon, karina gibi yapılardan herhangi
birini invaze etmesi; veya malign plevral veya perikardial sıvı ile birlikte
olan tümör; tümörle aynı lop içinde satellit tümör nodül ve nodülleri
T4
Bölgesel lenf nodu (N)
NX
Bölgesel lenf nodlarının değerlendirilememesi
N0
Bölgesel lenf nodu metastazı yok
N1
Aynı taraf peribronşial ve/veya aynı taraf hiler lenf nodu metastaz ve primer
tümörün direkt yayılması ile intrapulmoner bezlerin tutulması
Aynı taraf mediastinal ve/veya subkarinal lenf bezlerine metastaz
N2
N3
Karşı taraf mediastinal,hiler; aynı veya karşı taraf supraklavikular veya
skalen lenf bezi metastazı
Uzak metastaz (M)
MX
Uzak metastaz varlığının değerlendirilememesi
M0
Uzak metastaz yok
M1
Uzak metastaz var
23
Tablo 2.5. Total evreleme sistemi (61)
Total Evre
T kategorisi
N kategorisi
M kategorisi
Gizli karsinom
TX
Tis
T1
T2
T1
T2
T3
T1
T2
T3
T3
Herhangi T
T4
Herhangi T
N0
N0
NO
N0
N0
N0
N0
N2
N2
N1
N2
N3
Herhangi N
Herhangi N
M0
MO
M0
M0
M0
M0
M0
M0
M0
M0
M0
M0
M0
M1
Evre 0
Evre IA
Evre IB
Evre IIA
Evre IIB
Evre IIIA
Evre IIIB
Evre IV

Evre 1: Tümör, sadece akciğerin küçük bir bölümünde görülme halidir.

Evre 2: Hastalık, en yakın lenf bezelerine atlamış durumdadır.

Evre 3: Tümör, akciğer içinde akciğeri saran zara veya iki akciğer
arasındaki mediasten denen boşluğa veya buradaki bezelere yayılmışsa bu durum 3.
evredir.

Evre 4: Karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi gibi uzak organlara yayılmış durumudur.
24
2.7. Kanserde Kodlamayan RNA’lar
Genomdaki istikrarsızlık ve mutasyon kanserin birer işaretidir. Kanserli hücrelerin en
önemli karesteristik özellikleri hücre göçü, istila ve metastaz yapabilme yeteneğine sahip
olmasıdır. Tümör ile ilişkili metastaz kanserde en önemli ölüm nedendir. Son yıllarda
yapılan araştırmalarda genelikle protein kodlayan genler üzerinde durulsa da protein
kodlamayan genler üzerinde yapılan çalışmalar, bilim insanlarının dikkatini bu noktaya
çekmiştir (62). Transkriptlerin sadece küçük bir kısmı proteini kodlar. Ancak son büyük
ölçekli tamamlayıcı DNA klonlama projeleri sonucunda, memeli genomunun büyük bir
kısmı transkribe edildiği belirlendi. Bu transkriplerin çoğunun insan fizyolojisi ve
hastalıklarındaki işlevi tam olarak belirlenememiştir (63).
Genetik ve epigenetik değişiklikler protein kodlayan ve kodlamayan pek çok genlerin
anormal ifadesi ile sonuçlanır (64). Genomda ‘‘karanlık madde’’ olduğu düşünülen
kodlamayan RNA’lar ( ncRNA ) memeli transiptomunda ayrılmaz bir parçası olarak
ortaya çıkmıştır. Bu anlaşılmaz moleküller protein kodlamayan dizi olarak tanımlanır,
ancak bu diziler hem yapısal hem de işlevsel rol oynayabilirler.
Kodlamayan RNA’ların (ncRNA) işlevleri arasında yazılım ve yazılım sonrası gen
susturulması ve kromozomların yeniden modellenmesi yer alır. Tanımlanan ve
fonksiyonu aydınlatılan ncRNA’ların sayısı her geçen gün artmaktadır (65). ncRNA’lar
iyi karakterize edildiğinde, uzun kodlamayan RNA’lar ( lncRNAs ) kanserler üzerine
önemli etkileri bulunur (16).
Kodlamayan RNA’lar yaygın olarak uzunluklarına göre sınıflandırılır. ncRNA’lar
tanımlanırken nükleotit sayısı baz alınır. ncRNA’ların büyük bir kısmı kısa düzenleyici
RNA’lardan oluşmaktadır. Bu RNA’lar, RNA enterferans (RNA interference-RNAi)
mekanizması ile gen susturumunu sağlayan moleküllerdir. Bu mekanizma, milyarlarca
yıl önce, hücrelere saldıran virüslere karşı geliştirilmiş bir savunma mekanizmasıdır (65).
Günümüzde artık, RNAi mekanizmasının gelişim, farklılaşma, hücre çoğalması ve
apoptoz gibi önemli süreçlerin düzenlenmesinde rol aldığı bilinmektedir. Kısa
düzenleyici RNA’ların uzunlukları 15-40 baz çifti arasında değişmektedir. Bunlara örnek
olarak siRNA (small interfering RNA), mikro RNA (miRNA) ve PIWI (P-element
induced wimpy testis) proteini ile etkileşimi olan RNA (piRNA) verilebilir (Tablo 2.10)
(66).
25
Uzun kodlamayan RNA (lncRNA) ise; 200 nüktleotitten büyük ve hücre döngüsünde,
apoptoz, hücre çoğalması gibi birçok biyolojik süreçte rol alan dizilerdir. Şu ana kadar
çalışılmış çoğu lncRNA, birçok biyolojik süreçlerde görev aldığı ve gen ifadesini
düzenlediği raporlanmıştır (Tablo 2.10) (67).
Tablo 2.10. Kodlamayan RNA‘lar
2.7.1. MikroRNA’lar (ncRNA’lar)
İlk defa C.elegans’ın gelişimini çalışan Lee ve arkadaşları tarafından 1993 yılında
tanımlanan mikro RNA (miRNA)’lar, 18-22 nukleotid uzunluğunda, protein kodlayıcı
olmayan, hücreler tarafından doğal olarak üretilen RNA’lar olarak tanımlanır (68).
miRNA’lar hedef mRNA’nın translasyonel etkinliği ya da kararlılığını düzenleyerek gen
susturulmasına (inhibe edilmesine)
neden olurlar (68). miRNA’nın uygun dizi
hedeflemesi, hedef dizi üzerindeki miRNA ve mesajcı RNA (mRNA) arasındaki baz
eşleşmesine bağlıdır. Eğer dizilerde eşleşme %100 olarak gerçekleşmiyorsa, miRNA
mRNA’nın okunmasını baskılar. Tam baz eşleşmesinin olduğu durumlarda ise miRNA
mRNA’yı yıkıma götürür. miRNA genelde baz eşleşmesini mRNA’nın translasyona
uğramayan bölgesinde (3’ UTR) gerçekleştirir (68).
26
Hücre çekirdeği içinde RNA Polimeraz II (RNA Pol II) veya RNA polimeraz III (RNA
Pol III) ile pri-miRNA'lar oluşturulur. RNaz III endonükleaz "Drosha" enzimi ve çift
iplikçikli RNA bağlayıcı protein "Pasha kompleksi” tarafından işlenerek öncülmiRNA'ya (Pre-miRNA) dönüştürülür (69). Pre-miRNA'lar çekirdek zar proteini
"exportin-5" aracılığıyla sitozole aktarılır. Sitozole aktarılan pre-miRNA’lar doğrudan
RNaz III endonükleaz "Dicer"a bağlanır (69). Dicer, pre-miRNA sap-ilmiğini kestikten
sonra, iki tamamlayıcı kısa RNA molekülü meydana gelir. Dicer aynı zamanda RNAindüklenmiş susturma kompleksi (RNA-induced silencing complex) RISC’nin
oluşumunu başlatır. Bu iki kısa RNA’dan sadece biri RISC’e dahil olur (Şekil 2.9) (70)
Şekil 2.9. miRNA ‘ların biyogenezi (70)
Tanımlanan miRNA’ların sayısı her geçen gün hızla artmaktadır. Bugüne kadar
tanımlanmış miRNA’ların sayısı 2000’i aşmıştır ve Bu miRNA’ların çoğu çeşitli
çalışmalar sonucu dokular arasında, gelişim süreçlerinde ve kanser gibi patolojilerde
farklı profillere sahip olmuştur (71).
27
miRNA‘lar haberci RNA’ları hedefleyerek baskılar ya da işlevsel özelliklerini
bakılayarak gen ifadesini düzenler, mRNA çevirisini bloke ederek hücre çoğalması, hücre
farklılaşması apaptoz gibi önemli olaylarda kritik rol oynarlar.
Literatür, miRNA ve miRNA-lncRNA data veri tabanını araştırıldığında MALAT1’i
hedefleyen veya hedefleyebilecek bu potensiyele sahip miRNA’lar seçildi.

miR-150-5p
miR-150, başta insanlar dahil olmak üzere memelilerde bulunan mikroRNA’nın ön
ailesidir. 22 nükleotid uzunluğunda olan olgun miRNA dizisi Dicer enzimi tarafından
öncü saç tokası yapısını alır. Daha sonra bu dizi RISC ile beraber RNA interference
etkiler.
Şekil 2.10. miR-150-5p gösterimi (95)
28
MiR-150 dizisinin ifadesi hematopoetik kök hücre soyu farklılaşması sırasında değişir.
miR-150 birçok kanserde ilişkili olduğu bulunmuştur. Mide kanserinde hücre
çoğalmasını teşvik eder. Aynı zamanda birçok kanserde aşırı ifade olduğu tespit
edilmiştir. miR-150 malignant lenfoma da sağlıklı hücrelere göre tümör hücrelerini
baskılar (72).

miR-503-5p
miR-503 küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde glioblastoma ve hepaselüler
karsinomada tümör baskılayıcı olarak işlev görür. Kolon kanserinde onkomiR olarak
çalışır. Çeşitli kanserlerde tümör baskılayıcı olarak rol almasına rağmen meme
kanserinde ki işlevi açıklanamamıştır (73).
Şekil 2.11. miR-503-5p’nin gösterimi
29

miR-15a-5p
MiR-15 mikroRNA’nın ön ailesi olup gen ifadesini düzenleyen küçük kodlamayan RNA
genlerinden oluşur. miR-15a ve 15b miR-dizileri yüksek oranda korunmuş bu diziler üç
ayrı kromozom üzerinde kümelenmiştir. İnsanlarda miR-15a ve miR-16 kromozom
13q14 pozisyonunda kümelenmiş. Bu bölge belirli kanser türlerinde sıklıkla değişime
uğrayan bölgedir (74).
Şekil 2.12. miR-15a-5p’nin gösterimi (97)
30
2.7.2. Uzun kodlamayan RNA’lar (lncRNA’lar)
Hücre çekirdeğinde, DNA eşlenmesi, yazılım, RNA işlenmesi ve RNA’nın çekirdekten
stoplazmaya geçişi dahil olmak üzere bir çok önemli olaylar gerçekleşmektedir. Yine
hücre bölünmesi çekirdek alt yapının organizasyonu ve çekirdekteki yaşanan süreçlerin
uzaysal zamansal koordinasyonu, etkin hücre fonksiyonu ve metabolizmasını sağlanması
gibi olayların sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gerekir (75).
Çekirdek proteinlerin katalitik ve yapısal fonksiyonları düzenleyen onlarca araştırma
merkezleri
olsa
da,
lncRNA’ların
protein
karmaşımlarının
(komplekslerinin)
fonksiyonların icra etmesinde görev aldıklarını kanıtlayan araştırmaların sayısı giderek
artmaktadır. LncRNA’lar büyük ölçüde biyoinformatik vasıtasıyla belirlendiği gibi,
herhangi belirgin protein kodlama potansiyeli içermeyen, uzunluğu 200 nükletidden
büyük RNA molekülü olarak tanımlanır (75). Ayrıca lncRNA, makroRNA ve uzun
intergenik kodlamayan RNA (lincRNA) gibi isimlerle de ifade edilir. LncRNA’lar sık sık
örtüşen protein kodlayan ve kodlamayan transkriptler arasına serpiştirilmiştir.
Başlangıçta lncRNA’lar tam uzunlukları, farenin cDNA kütüphanesinin büyük ölçekli
dizilemesi ile keşfedilmiştir. Yıllardır lncRNA‘nın farklı kanser türleri üzerinde etkisi
araştırılmış fakat güçlü deliller ortaya konulamamıştı. Ancak daha sonra lncRNA
dizilerinin belirlenmesi ve fonksiyonlarının bilinirliğinin zamanla artması, farklı
kanserler üzerindeki etkilerinin daha da netleşmesine neden olmuştur (75).
Bu lncRNA’lar birçok belirli dokularda farklı zamanlarda, ifade seviyeleri farklıdır.
Örneğin kanserin gelişim süreçlerinde, nörodejaneratif alzaimer hastalıklarında farklı
zamanda farklı seviyede ifade edilir (76). Özellikle insanlardaki ilginç karmaşık
hastalıklarda tüm değişkenlerin %95’ i protein kodlayan düzenleyici RNA dizilerinde
aranırdı ancak lncRNA araştırması henüz emekleme aşamasında olduğundan ve bilim
adamları sadece bu molekülerin yeni dizilerin belirlenmesi ile fonksiyonlarını çözmeye
başlayabiliyor. Ancak gelişmekte olan herhangi bir alanda olduğu gibi, bu yeni model
sistemde moleküller derinlemesine bir bakış açısı sağlanması için ilk olarak gelişmesi
gerekmektedir (76).
İlk öneri yaklaşık 20 yıl önce DNA’daki bilgileri mRNA’ya aktaran, mRNA’yi
baskılayan H19 geninin bulunması, özellikle mesane kanserinde emriyonik ve tümör
büyümesini düzenlemesini azalttığı (down regüle) saptanması ile uzun kodlamayan
RNA’ların varlığı keşfedilmiştir. Kısa zaman sonra X kromozomun durgun (in aktif) hale
31
getiren özel inaktif transkirip ( XIST’in) tanımlanması ile ncRNA için düzenleyici ve
yapısal fonksiyonlar önerilmiştir. Protein kodlamayan gen bölgelerindeki tümör
baskılayıcı ve durdurmasında özgü 5 (GAS5), küçük nükleolar RNA (snoRNA) birkaç
transkriptin keyfedilmesi sağlandı.
Prostat kanser antijen 3 lncRNA PCA3 DD3
malignant prostat kanserinde aşırı ifade edilmesi ile lncRNA’ların kansere özgü ifade
sergileyebilir algısını güçlendirmiştir (77).
İnsan genomunun ayrıntılı açıklanması ile kodlayan bölgelerde birçok transkriptin sessiz
olması bu transkriptin gerçek bir lncRNA olduğunu işater eder. Son 4 yıllık süreçte tespit
edilen lncRNA’ların %15 nin fonksiyonlarının açıklanması beklenmektedir. Çünkü bu
süre zarfında 6000 lncRNA’dan 14000 lncRNA’ ya yeni transkriptlerin bulunacağı
tahmin edilmektedir. Henüz keyşfedilmeyi bekleyen binlerce belki milyonlarca lncRNA
dizileri bulunuyor (9). Hala protein kodlayan bölgeleri ile örtüşen lncRNA’ların analiz
edilmesi gerekir (77).
lncRNA’ların işlevi tam olarak bilinmemekle birlikte, artan lncRNA sayıları ve birçok
biyolojik süreçlere katılımı için biriken kanıtlar, normal ve malign hücrede önemli
fonksiyonlara sahip oldukları görülüyor (77). Örneğin hastalığın karıştığı mutasyona
uğramış lncRNA’lar son örnekleri kromatin ve transkripsiyonu değiştirmek için
kromatin-remodeling kompleksleri PRC1 ve PRC2 bağlanan ANRIL ve HOTAİR
bulunur. GAS5 lncRNA GR transkripsiyon faktörü için bir yem olarak hareket eder ve
DNA ve transkripsiyonel aktivasyon bağlanmasını GR engeller. BACE-1AS RNA
BACE-1 çevirisinin düzenlenmesini sağlayan tamamlayıcı BACE-1 mRNA bağlanan ise
MALAT1 RNA, mRNA, alternatif yapıştırma düzenleyen SR proteinlerine bağlanır
(Şekil 2.13).
32
Şekil 2.13. lncRNA’ların çeşitli biyolojik süreçlere katılması (78)
2.7.2.1. Uzun kodlamayan RNA’ların özellikleri
GENCODE açıklama projesi sayesinde bugüne kadar insan lncRNA’ların büyük kataloğu
kurulmuş, yapısal organizasyonu ve genom işleme gibi birçok ortak özellikleri ile ilgili
kapsamlı bilgiler artık belirlenmiştir.
LncRNA’lar potansiyel protein kodlayan transkripsiyon birimlerinden bağımsızlardır ve
protein kodlayan transkript ile komşu değil, sadece tanınmayan uzantıları vardır. İfade
edilmiş lncRNA genleri, aktif transkiripsiyonu tipik bir histon değişiklikleri ile ilişkilidir,
ancak protein kodlayan genler ile karşılaştırıldığında, genel olarak birçok belirli dokuda
daha düşük ifade gösterir. LncRNA ve protein kodlayan genlerin uzunluğu, işleme ve
ekleme (splicing) sinyali benzerdir.
LncRNA İşlevsel Özellikleri
LncRNA dizisi, DNA ya da RNA özgül dizilerine bağlanarak veya proteinlere bağlanarak
işlev görürler. Bazı lncRNA’lar aslında mikroRNA veya Piwi RNA'lar gibi küçük
düzenleyici RNA öncüleridir. MikroRNA aksine, lncRNA’lar ortak bir hareket modu ile
tanımlanmamıştır. Bu diziler gen ifadesinin yanı sıra protein sentezini de düzenler. Bazı
lncRNA’lar kromatin düzenlemesi ve yapısını yanında doğrudan yazılımı düzenleme
işlevleri deneysel olarak tanımlanmıştır. LncRNA’lar yazılım sonrası yapıştırma,
33
düzenleme, lokalizasyon, çeviri ya da yıkma gibi RNA işlenmesinde önemli olayları
düzenler (79).
Son zamanlarda lncRNA’ların işlevleri çeşitli moleküler mekanizmaya göre katagorize
edilmiştir. LncRNA’lar aşağıdaki gibi dört model üzerinde toplansa da daha fazla tarif
edilebilir.

İleti (Sinyal) modeli: : molekül sinyal ya da yazılım aktivitesinin bir göstergesi
olarak işlev görür.

Yem (decoy) modeli: uzaktaki diğer düzenleyici RNA’ları ya da proteinleri titre
ederek bağlanır.

Rehber (Guide ) modeli: Belirli hedeflere ribonükleoprotein karmaşımlarını
(kompleksleri) lokalizasyonunu yönlendirir.

İskele (Scaffold) modeli: : ilgili moleküler bileşenler (proteinler ve veya RNA)
monte edilebileceği bir platform gibi yapısal bir role sahiptir (Şekil 2.24).
Şekil 2.14 lncRNA ‘ların işlevsel özellikleri (80)
34
2.7.2.2. Kanserde uzun kodlamayan RNA’ların etkisi
LncRNA’ ların fonksiyonları analiz edildiğinde canlı hücrenin genetik bilgi işleme
sırasında her adımda çok yönlü düzenleyici işlev gösterdiği görülmüştür. Birçok kanserde
lncRNA hücre çoğalması, hücre farklılaşması ve apoptozun kontrol edilmesi gibi önemli
olaylarda rol oynamaktadır.
2.8. MALAT1 ( Metastasis Associated Lung Adenocarcinoma Transcript 1)
ncRNA’ lar bir RNA dizisidir fakat protein kodlama yetenekleri yoktur. MikroRNA’lar
(18-22 nt uzunluğunda) akciğer kanserinde sık sık haberci RNA (mRNA) hedefler ve
ifadesini düzenler. miR-196a and miR-200b gibi yeni miRNA akciğer kanserinde yüksek
oranda ifade olur. İşlevleri az bilinen, uzun olmasına rağmen kodlamayan RNA’lar
(lncRNA) protein düzenleyici, yapısal düzenleyici ve özellikle bunlara ek olarak gen
ifadesini düzenleyici olarak fonksiyon görürler (82).
Şu anda iki lncRNA MALAT1 ve HOTAİR ( Hox transkript antisens intergenik RNA)’in
akciğer kanserinde etkili olduğu tespit edilmiştir. MALAT1 yüksek oranda korunmuş ve
8000 nt uzunluğunda olup küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde (NSCLC)
(adenokarsinom, skuamöz hücreli kanser ve büyük hücreli karsinom dahil olmak üzere )
yüksek oranda ifade edilir (82).
Bu olgun transkript kolonikal poly(A)
kuyruğu
olmamasına rağmen 3’lü sarmal yapısı ile kararlı (stabilize) edilir. Bu transkript
ribonükleoprotein karmaşımlarının moleküler yapısını oluşturmak için çekirdekte
tutulduğu tahmin ediliyor. MALAT1 hücre hareketi, yayılım (invasion) ve metastaz
nadiren olsa da yazılım sonrası genlerin ifadesini düzenlenmesinde rol alır. HOTAİR
akciğer kanserinde yüksek oranda ifade edilen bir RNA olup (en azında memelilerde)
yüksek oranda korunduğu bilinmektedir. Bu lncRNA, PRC2 ve histon düzenleme
karmaşımları ile etkileşir ve HOXD ifadesini düzenler (82).
LncRNA’ların ifadesi birçok hastalıkla ve kanserle ilişkilendirilmiştir. MALAT1, HCN
olarak ta bilinir. Kodlamayan nükleer zenginleştirilmiş transkirpt2 (noncoding nuclearenriched abundant transcript 2) [NEAT2]); PRO2853; linc00047; ncRNA0iq0047 olarak
bilinen lncRNA’lar; küçük hücreli akciğer kanserinde, metastazın belirlenmesinde
biyobelirteç olarak kulanılır. Bu lncRNA meme, pankreatik, akciğer, kolon ve karaciğer
gibi birçok kanserde yüksek oranda ifade edilir (Şekil 2.13) (83).
35
Şekil 2.15. MALAT1’ in insan kanserlerindeki ifadesi (84)
MALAT1’in ifadesi, mesane üroteryal karsinom ile normal mesane epiteli ile
karşılaştığında, mesane üroteryal karsinomunda daha yüksek oranda ifade edildiği
belirlnmiştir. İfadesi susturulmuş MALAT1 bu kanser türünde hücre büyümesi, apoptozis
ve hücre hücre hareketini (motalitesi) azaltmıştır (83).
MALAT1 lncRNA’sının birçok fonksiyonlarının analizi yapılmıştır. Bunlardan Serin
/Arjinin proteinlerin aktif seviyelerini modüle ederek
(alternatif splicing) uç uca
eklemeyi düzenler (Şekil 2.14) (17). Öncül haberci RNA’nın splicing faktörleri ile
trankripsiyon bölgesi düzenlenmesinde ve yazılım sonrası gen ifadesinin kontrolünde rol
alır (Şekil 2.14) (85).
MALAT1 hemen hemen birçok insan dokusunda ifade edilir ve yüksek oranda insan
kanserinde düzenlemesini artırır (upregüle olur). Bu lncRNA akciğer kanseri
metastazında etkindir. siRNA veya miRNA ile susturulduğunda akciğer kanser
hücrelerinde hücre göçünü engeller ve bu sayede yazılım sonrası gen ifadesindeki
değişiklikleri düzenler. Yine kısa saç tokası RNA (Short hairpin RNA) susturulduğunda
boyun kanseri hücre hatlarında hücre çoğalması ve yayılımı azaltır (83).
36
Şekil 2.16. MALAT1 ‘in kanserdeki fonksiyonu (86)
MALAT1 farklı kanserlerde farklı ifadesi; başta akciğer kanseri olmak üzere, gelecekte
klinikpatalojik olarak birçok kanserdeki önemin belirlenmesi lncRNA’ların önemini daha
da iyi anlaşılmasına olanak sağlayacaktır. MALAT1’in potansiyel rolünün araştırılması
klinikte akciğer kanserinde tedaviye yönelik etkisinin hedeflemesi için daha çok
çalışılmaya ihtiyaç vardır (85).
MALAT1 memelilerde yüksek oranda korunmuştur. Birçok kanserde işlevsel etkisi
tartışmasızdır. Birkaç farklı mekanizmada önemli rol oynar. Stoplazmada üretilen
mascRNA (yeni tRNA- ncRNA gibi) MALAT1’ in 3 ucu) RNase P ve RNase Z
tarafından ayrılabilir, sonra serin /arjinin proteinlerin aktif seviyelerini modüle ederek
(alternatif splicing) uç uca eklemeyi düzenleyebilir. Dahası MALAT1 CBX4’a
(Chromobox homolog 4) bağlanabilir. Hem Pc2 (Polycomb 2), sevk edilir hemde
Polycomb Repressive Complex 1 (PRC1) ile birleşir (87). Tüm bu etkileşim kontrolleri,
interkromatin granüllerin yeniden yerleşmesi ve gen ifadesinin susması ve aktivitenin
37
artması ile ilgilidir. Böylece MALAT1 bilinen belirli genleri, birkaç hücre döngü kontrol
genleri (p21, p27 ve B-MYB) ve metastazla ilişkili genleri (MIA2, ROBO1,CTHRC1 ve
CCT4) düzenleyerek kanser hücre hatlarında, hücre göçüne, hücre yayılımına ve hücre
çoğalmasına etki eder (87).
MALAT1 çeşitli katı tömürlerde yüksek oranda ifade edildiği gözlenmiş ve birçok
kanserde metastaz ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Çekirdekte bol miktarda ve nükleer
benekler (nuclear speckles) halinde bulunurlar. Bu öncül çekirdek beneklerin, RNA
polimeraz II transkripsiyonunu koordine etmesi, pre-mRNA ekleme ve mRNA’nın
çekirdekten dışarıya geçişinde rol aldığı düşünülüyor. Bu lncRNA SR splicing factorlerin
aktivitesini ve hücresel dağılımını modüle ederek öncül mRNA’nın uc uca eklenmesinde
rol oynar. Bu tür bir mekanizma hücre döngüsünün belirli aşamalarında ya da belirli hücre
dışı sinyalleri ile belirli yapıştırma faktörlerinin üzerindeki etkisi, hücrelerdeki bölgesel
konsantrasyonunu değiştirir (22).
Daha önceki çalışmalarda MALAT1’in, tümörügesiz ve hücre döngüsü ilerleyişini ve
E2F1 transkripsiyon faktör aktivitesini düzenleyen mekanizmalar önerilmiştir. Tüm
yaklaşımlar MALAT1‘in açıklanamayan mekanizmalarının varolduğu ve öncül
proliferatif işlevinin olduğunu gösterir. Önceki araştırmalarda MALAT1’in hücre
döngüsü sırasında ki rolü ve insan hücrelerinde MALAT1’in seviyeleri, hücre bölünmesi
sırasında düzenlendiği açıklanmıştır (11). MALAT1-depleted (tükenmiş) hücrelerde
hücre döngüsünde keşfedilen hasarlarda p53 seviyesine duyarlı olması MALAT1’ in
önemli bir efektör olduğunu gösterir. Sonuç olarak MALAT1, öncül mRNA işlenmesi
veya ifadesini, onkojenik transkripsiyon faktörleri ve hücre döngüsü işleyişini özellikle
mitotik ilerlemeleri düzenlemelerinde rol oynar (22).
MALAT1’ in hücresel seviyeleri G1/S ve M esnasında esnasında yüksektir. Hücre
döngüsünde DNA eşlenmesi fazına girmesi ve/veya hücre bölünmesi geçirmesi (M) gibi
iki önemli evre vardır. Baskılanmış MALAT1 ifadesi, hücre döngüsü ilerleyişi ile (G1/S
ve mitotik ilerlemede) ilişkilidir. Hücre döngüsü kontrol fonksiyonu olarak bilinen BMYB transkıripsiyon faktörüdür. B-MYB farklı belirli kanser tiplerin de yüksek oranda
ifade edilir.
Transkripsiyon faktörlerinden biri olan MYB ailesi hücre döngüsünde rol oynayan
nükleer bir proteindir. Bu kodlanan protein, S fazında hücre döngüsü ve ilerlemesini
esnasında siklinA / siklin-bağımlı kinaz 2 ile fosforile ederek hem aktivator hem de
represör aktivitesini artırır. B-MYB kendi transkıpsiyonel özelliklerine ek olarak çok
fonksiyonlu bir proteindir. Hücre döngüsünde diğer düzenleyicilerle doğrudan etkileşim
38
içindedir (88). Yapılan son çalışmalarda S fazında B-MYB, MuvB (complex) ile ilişkili
çoklu proteindir ve mitosiz sırasında ifade edilir (88).
Sonuç olarak MALAT1 ‘in ifade edilmediği hücrelerde B-MYB çoğu mitotik genlerin
ifadesini göstermektedir. MALAT1 ‘in ifade edilmediği hücrelerde B-MYB anormal
genlerin ifadesinden sorumludur. Yakın zamanda chip-seq veri tabanına göre B-MYB,
MALAT1’in promotor bölgesine bağlanmaktadır ve MALAT1 ‘in ifadesini
düzenlemektedir. Bu da B-MYB ve MALAT1 olumlu düzenleyici döngünün bir parçası
olabileceğini göstermektedir (22).
MALAT1 ile yapılan çalışmalar gösteriyor ki, insan hücrelerinde B-MYB onkojenik
yazılım faktörünü pozitif olarak düzenler. Ayrıca farklı kanser türlerinde MALAT1‘in
anormal ifadesinin dikkat çekici derecede arttığı tespit edilmiştir. Her ne sebepten olursa
olsun MALAT1‘in ifadesi karsinogenezdeki etkisinin araştırılması gerekmektedir. Tüm
bu araştırmalara dayanarak hücre döngüsü ilerlemesinde veya hücre ölümünde rol alan
genlerin, belirli hücrelerdeki veya dokulardaki anormal ifadesi, anormal alternatif
eklemeler, tümörün ilerlemesinde önemli katkı yapmaktadır (89).
39
3. MATERYAL METOD
3.1. Hücre Kültürü Öncesi Sterilizasyon
Hücre kültüründe kullanılan tüm plastik malzemeler ve hazır olarak bulunan steril
medyumlar ticari firmalardan sağlandı. Cam malzemeler 160ºC’de 60-90 dakika sterilize
edildi (otoklavlandı). 0,22 μm delik büyüklüğündeki mikrobiyolojik filtreler kullanılarak
tüm sıvı maddeler süzüldü ve steril edildi. 20 dakika ultraviyole ışık açılarak ve bunu
takiben 15 dakika havalandırılarak Steril kabin (SafeMate 1.2, BioAir, LAF Technologies
Pty Ltd, Victoria, Avusturalya) steril edildi. Sterilize edilen kabine alınacak malzemeler
ise %70 alkolle silinerek içeri alındı.
3.2. Hücre Soyları ve Kültür Aşaması
Tezde kullanılacak olan akciğer kanseri hücre soyu (A549), ATCC (LGC Standards
GmbH, Wesel, Almanya) firmasından satın alınmıştır. Bu hücre soyunun ATCC adları,
kanser durumları, morfolojisi ve histopatolojileri Tablo 3.1’ de gösterilmiştir.
Tablo 3.1. Kullanılan hücre soyunun özellikleri
Hücre soyu
ATCC adı
Kanser
Morfolojisi
Histopatoloji
A549
(ATCC® CCL185™)
Karsinom
Epiteyal
Küçük
hücreli
olmayan
karsinom
Bu hücre hattı 25 cm²’lik flaskta, 100 ml besiyeri içinde, 10 ml Fetal Sığır Serum (FCS)
(Sigma, Deisenhofen, Almanya), 1 ml Penisilin/streptomisin solüsyonu (Sigma,
Deisenhofen, Almanya) destekli 5 ml 10x DMEM solüsyonu (Sigma, Deisenhofen,
Almanya) olacak şekilde % 5 karbondioksitli ortamda yetiştirildi. Hücre soyu ilk
geldikleri gün, 37ºC karbondioksitli etüvde 24 saatliğine dinlendirmeye bırakıldı.48 saat
sonra flasktaki tüm besiyeri steril pipet yardımıyla çekildi. Besiyeri çekilmiş flasklara
37ºC su banyosunda ısıtılan 1X’lik Tripsin’den 1-2 ml eklendi. Flasklar 5-7 dakika 37ºC
CO2 etüvde bekletildi. Daha sonra flasklara Tripsin’in aktivitesini durdurmak için 5 ml
FCS’li DMEM eklendi. Kalkan hücreler, 50 ml’lik flakonlara alındı. Flakonlara alınan 5
40
ml FCS’li DMEM ortamındaki hücreler 75 cm²’lik flaska pipet yardımıyla aktarıldı ve 10
ml FCS’li DMEM eklenerek % 5 karbondioksitli 37ºC ortamda yetiştirildi. Hücre soyu
karbondioksitli etüvde 24 saatliğine dinlendirmeye bırakıldı.
24 saat sonra flasktaki tüm besiyeri steril pipet yardımıyla çekildi. Besiyeri çekilmiş
flasklara 37ºC su banyosunda ısıtılan 1X’lik Tripsin’den 1-2 ml eklendi. Flasklar 5-7
dakika 37ºC CO2 etüvde bekletildi. Flask tabanına tutunmuş hücrelerin birbirlerinden
ayrılmaları inverted mikroskop ile kontrol edildi. Daha sonra flasklara Tripsin’in
aktivitesini durdurmak için 5 ml FCS’li DMEM eklendi. Kalkan hücreler, 50 ml’lik
flakonlara alındı ve oda ısısında 3000 devir ile 4 dakika boyunca santrifüj edildi. Üstte
kalan süpernatan atıldı. Dipte kalan hücreler hafifçe çözdürüldü ve yaklaşık 0,5 ml sıvı
içerisindeki hücreler steril pipet yardımıyla alınarak, önceden içlerine 4 ml besi yeri
konmuş flakona aktarıldı.
3.3. Mimik RNA’ların Besi Ortamındaki Hücrelere Aktarılması
1.1 nmol mimik miRNA (QIAGEN) (miR-503-5p, miR-150-5p, miR-15a-5p) 50 µl
RNase saf su (RNase free water) ile çözdürüldü.
2. Hücre sayımı yapıldıktan sonra 12’lik well plateki her kuyucuğa 1ml FCS’li DMEM
ortamında 80.000-300.000 hücre olacak şekilde complete medium ekildi.
3. 0,5 lik ependorf tüplere 200 µl DMEM konuldu. Üzerine RNase saf su ile çözdürülmüş
0,3 µl mimik RNA ve 6 µl transfection reagent konulup kısaca vortekslendi.
4. 5-10 dakika inkübe edildi.
5. Hazılanan karışım damla damla hücrelerin üzerine damlatıldı ve karışımında emin
olmak için well plate hafifçe çalkalandı.
6. Hücreler 37ºC karbondioksitli etüvde 48 saatliğine dinlendirmeye bırakıldı.
41
3.4. Hücre Soylarından Total RNA Eldesi
Hücre soylarından total RNA izole etmek için miRNeasy Mini Kit (Qiagen GmbH,
Hilden, Almanya) kullanılmıştır.
Kitin iş akış şeması bâz alınarak RNA elde edilmiştir. Prosedör aşağıdaki gibidir:
1. Öncelikle %100’e yakın olduğu tespit edilen hücre soyu kaldırıldı, santrifüj yardımıyla
çöktürüldü, süpernatant atıldı ve üzerine 700 μl QIAzol Lysis Reagent eklendi.
2. Elde edilen homejenat oda sıcaklığında (15–25°C) 5 dakika boyunca muhafaza edildi.
Üzerine 140 μl kloroform eklendi ve15 sn boyunca çalkalandı. 2-3 dakika boyunca oda
sıcaklığında tutuldu.
3. 15 dakika boyunca 4°C’de 12.000 g’de santrifüj yapıldı ve üst faz yeni bir tüpe alındı.
4. Tüpteki miktarın 1,5 katı (yaklaşık 600 μl) 100% etanol eklendi ve pipet ile iyice
karıştırıldı.
5. En fazla 700 μl örnek 2 ml toplama tüpü içerisindeki RNeasy® Mini kolona yüklendi
ve oda sıcaklığında 20 sn boyunca 8000 g’de santifuje tabi tutuldu. Toplama tüpünde
biriken kalıntı atıldı. Kalan örnek olduğunda işlem tekrarlandı.
6. Temiz bir toplama tüpüne alınan RNeasy Mini kolona 700 μl Buffer RWT çözeltisi
eklendi ve oda sıcaklığında 20 sn boyunca 8000 g’de santifuj yapıldı. Toplama tüpünde
biriken kalıntı atıldı.
7. Temiz bir toplama tüpüne alınan RNeasy Mini kolona bu sefer 500 μl Buffer RPE
çözeltisi eklendi ve yine oda sıcaklığında 15 sn boyunca 8000 g’de santifuj uygulandı.
(Not: Kullanmadan önce Buffer RWT ve RPE çözeltilerine %96-100 etanol eklendi.)
Toplama tüpünde biriken kalıntı atıldı.
8. Temiz bir toplama tüpüne alınan RNeasy Mini kolona tekrar 500 μl Buffer RPE
çözeltisi eklendi ve bu sefer oda sıcaklığında 2 dk boyunca 8000 g’de santifuj yapıldı.
Toplama tüpünde biriken kalıntı atıldı.
9. 1,5 ml’lik toplama tüpüne alınan RNeasy Mini kolona 30–50 μl RNase içermeyen su
eklendi ve oda sıcaklığında 1 dk bekletildi. Daha sonra 1 dk boyunca 8000g’de santifuj
yapıldı. Toplama tüpündeki birikinti total RNA’yı içermekteydi.
42
3.5. RNA Örneklerinden Revers Transkriptaz PCR (RT-PCR) Yöntemi ile cDNA
Eldesi
3.5.1. mRNA’dan cDNA eldesi
Elde edilen total RNA içindeki mRNA’yı cDNA’ya çevirmek için Ipsogen RT Kit
(Qiagen, GmbH, Hilden, Almanya) kullanıldı.
Test edilecek (10 μl) her bir RNA örneğinin 1 μg'ı 65°C'de 5 dakika süreyle inkübe edildi.
Hemen 5 dakika buzda bekleterek soğutuldu. Tüpün altındaki sıvıyı toplamak için kısa
süreli santrifüj edildi. Revers Transkriptaz ön karışımı buzda hazırlandı ve buzda tutuldu.
Tablo 3.2. mRNA’dan cDNA elde etmek için uygulanan Revers Transkriptaz PCR
reaksiyon karışımının içerikleri
Bileşenler
Örnek başına hacim (μl)
5x Revers Transkriptaz tamponu
5
dNTP
2
Random primer (100 μM)
5,25
RNaz İnhibitörü (40 U/μl)
0,5
Ters transkriptaz (200 U/μl)
1
DTT
1,25
RNaz içermeyen su
0,5
Örnek başına RT ön karışım hacmi
15,5
Ön karışım dikkatlice karıştırıldı, kısa süreli santrifüj edildi ve her bir RNA örneğinin
üzerine ön karışımdan 15 μl eklendi. Her bir tüp dikkatlice karıştırıldı ve kısa süreli
santrifüj edildi. Veriti™ Dx 96-Well Thermal Cycler (Applied Biosystem, Foster City,
CA, USA) cihazındaki kayıtlı revers transkripsiyon programı çalıştırıldı (Tablo 3.3 ).
Tüpün altındaki cDNA'yı toplamak için kısa süreli santrifüj edildi ve qPCR
gerçekleştirene kadar -20°C'de saklandı.
43
Tablo 3.3. mRNA’dan cDNA eldesinde revers transkripsiyon için termal döngüleyici
ayarları
Süre (dakika)
Sıcaklık (°C)
10
25
60
50
5
85
∞
4
Tepkime tamamlandıktan sonra elde edilen tek sarmal cDNA örneklerinin dondurulup
çözülerek oluşan kaybı önlemek için 0.2 ml’lik PCR tüplerine 2 μl eşit miktarlarda
dağıtıldı. Eşit miktarlarda bölme işlemi yapıldıktan sonra cDNA’ların kullanım ömrünü
uzatmak için -80oC’de muhafaza edildi.
3.5.2. Elde edilen cDNA’lardan kalite ve miktar tayini
İfade analizi deneyleri öncesi elde edilen cDNA örneklerinin miktarlarını ve kalitesini
belirlenmek amacıyla ve tüm örnekleri aynı yoğunlukta reaksiyona tabi tutmak amacıyla
spektrofotometrik yöntem kullanıldı. Kalite ve miktar tayini Epoch Micro-Volume
Spectrophotometer System (BioTek, Winooski, United States) kullanılarak yapıldı. İfade
analizi deneyleri öncesi örneklerden elde edilen cDNA miktarları mRNA cDNA’sı için
50 ng/μl’e çekildi.
Tablo 3.4. Örneklerden elde edilen mRNA cDNA’larının derişimleri
Örnekler
Derişim (ng/μL)
260/280 Absorbans Değerleri
S-F (sadece DMEM)
1817,2
1,80
N-C (Mimik negatif kontrol)
1862,9
1,78
MiR-503-5p( A559 hücresinde)
1818,4
1,79
MiR-150-5p ( A559 hücresinde)
1828,0
1,80
MiR-15a-5p ( A559 hücresinde)
1963,7
1,79
44
3.6. MALAT1 ve B-MYB İfade Düzeyleri Ölçümü için Eş Zamanlı PCR (qRT-PCR)
Yöntemi
Eş zamanlı PCR reaksiyonu DNA bağlayan boyaların kullanımı ile amplifikasyonun eş
zamanlı olarak takibine olanak sağlar. SYBR Green bu amaçla sıklıkla kullanılan
boyalardan biridir. Çift iplikli DNA molekülüne bağlanarak floresan ışıma verir. Primerin
bağlanmasını takiben gerçekleştirilen uzama aşamasında, hedef DNA’nın çift sarmal hale
gelmesiyle DNA’ya bağlanan SYBR Green miktarı artmakta ve buna bağlı olarak yayılan
floresans miktarında artış gözlenmektedir. SYBR Green boyasından alınan ışımanın sınır
değeri aştığı noktaya Ct yada Cp değeri adı verilmektedir. Bu noktada DNA amplifiye
olmuş ve DNA’ya bağlanan boyanın verdiği ışıma sınır değeri aşmıştır. Işımanın sınır
değeri aştığı anda amplifikasyondan emin olunur ancak doğru amplikonun takibinin
yapıldığının belirlenebilmesi için erime eğrisinin incelenmesi gerekmektedir. Çünkü
SYBR Green belirli bir DNA molekülüne bağlanan özgül bir boya değil, tüm çift iplikli
DNA moleküllerine bağlanan bir boyadır.
3.6.1. Primer Seçimi
MALAT1 ve B-MYB primerleri, NCBI veritabanında yer alan “Gene” arayüzü
(http://www.ncbi.nlm.nih.gov/tools/primerblast/) kullanılarak tasarlandı. Kullanılan
primerlerin ileri ve geri primer dizilimleri Tablo 3.5’da gösterilmiştir. Hamarat
bir(housekeeping) gen olan GAPDH kullanıldı.
Tablo 3.5. MALAT1 ve B-MYBL2 geninin ifade seviyelerinin belirlenmesi için kullanılan
primer dizilimleri.
Primer Adı
İleri Dizi (F)
Geri Dizi (R)
MALAT1
GAGTGTACCGCTGTGCTGTT
GCTGCACTGTGCTGTACTTT
B-MYBL2
ACTTGATCGAGTCGGACCCT
GCTGCACTAGGCTGTTGTTG
45
3.6.2. PCR bileşenleri
Eş zamanlı PCR reaksiyonu Rotor Gene 6000 Real-Time PCR Machine (Qiagen GmbH,
Hilden, Almanya) cihazı kullanılmıştır. MALAT1 ve B-MYBL2 ifade analizi için
hazılanan ön karışımda RT² SYBR Green ROX FAST Mastermix (Qiagen GmbH,
Hilden, Almanya) kullanılmıştır.
3.6.2.1. MALAT1 ve B-MYB ifade düzeyi ölçümü için PCR bileşenleri
Tablo 3.6’ye göre eş zamanlı PCR ön karışımı buzda hazırlandı. Karıştırıldı ve buza
koyuldu. Eş zamanlı PCR ön karışımı cDNA haricinde ifade analizi reaksiyonu için
gerekli olan her bileşeni içermekteydi.
Tablo 3.6. MALAT1 ve B-MYBL2 ifade düzeyinin ölçüldüğü eş zamanlı PCR reaksiyon
karışımının içerikleri
Bileşenler
Hacim (μl)
RT² SYBR Green ROX FAST Mastermix
6,25
F Primer (10 μM)
0,25
R Primer (10 μM)
0,25
Rnaz/Dnaz içermeyen su
5,25
cDNA (50 ng)
0,5
Total
12,5
Her örneğe ait cDNA, eş zamanlı PCR ön karışımı içeren her tüpe eklendi. Yavaşça
karıştırıldı, kısa bir şekilde santrifüj edildi ve buza tekrar konuldu.
Rotor Gene 6000 Real-Time PCR Machine (Qiagen GmbH, Hilden, Almanya)
cihazındaki kayıtlı programı çalıştırıldı (Tablo 3.7).
46
Tablo 3.7. MALAT1 ve B-BMBL2 ifade düzeyinin ölçüldüğü eş zamanlı PCR ayarları
Sıcaklık (oC)
Süre(sn)
Enzim aktivasyonu
95
10 dakika
Denaturasyon
95
15
Primer bağlanması/uzama
60
60
Erime eğrisi
65
1
95
devamlı
40 döngü
3.6.3. İstatistiksel Analiz
A549 hücre soyundan MALAT1 ve B-MYB ifade düzeylerinin kıyaslanmasında sonuçlar
istatistiksel olarak ikili karşılaştırmalar için microsoft office excel programı
kullanılmıştır.
Kısmi miktarlara dayalı yöntemde A549 hücre soyu için ölçümü yapılan MALAT1 ve BB-MYBL2 geninin ölçüm değerleri GAPDH geni ölçüm değerleri normalize edilmiştir.
Referans olarak alınan GAPDH geni belirli şartlar altında ifade düzeyi değişmeyen, her
doku ya da hücrede bazal düzeyde ve hücreler arası varyasyon göstermeden ifade edilen
hamarat genlerdir.
qRT-PCR yönteminde Cp (Crossing points) değerleri elde edilmiştir. qRT-PCR
sonuçlarında, hücre soyları arası istatistiksel analiz yapılırken 2-ΔΔCt formülü
kullanılmıştır (Şekil 3.1). Bu değer bize ilgili genin bir hücre hattındaki ifade düzeyinin,
kontrol baz alınarak diğer hücre hattındakine göre kıyaslanmasını sağlar; yani, katsayı
bilgisi edinilir
Şekil 3.1. 2-ΔΔCt formülü
qRT-PCR sonuçlarında ilgili genin referans gene göre kıyaslaması için 2 -ΔCt formulü
kullanılmıştır (Şekil 3.2). Bu değer bize o genin referans gene göre hangi oranda ifade
düzeyinin değiştiğini gösterir; yani, göreceli ifade bilgisi edinilir.
47
Şekil 3.2. 2-ΔCt formülü
3.7. Akım (flow) sitometride apoptoz seviyelerine bakılması
Hücre apoptozu Annexin V ve 7AAD içeren kit kullanılarak üretici firmanın (Becton
Dickinson, Pharmingen, UK) tavsiyeleri doğrultusunda çalışıldı. Apoptotik hücrelerle
nekrotik hücreleri ayırmak için, hücreler Annexin V (yeşil floresan) ve 7AAD (kırmızı
floresan) ile aynı anda boyatıldı.
Well platelere total hücre 1.000.000 olacak şekilde ekildi.
Kitin çalışma prasedürü şöyledir:
1. 12’lik well plate ekilmiş olan hücreler 300 ml tripsin, 1ml DMEM ile kaldırıldı.
2. kaldırılan hücreler 1500 rpm de 5 dakika santrifüj edildi, üst faz atıldı.
3. Hücre süspansiyonlarının üzerine 1ml PBS eklendi, kısaca vortekslendi, 1500 rpm de
5 dakika sanrifüj edildi, üst faz döküldü. Böylece hücreler PBS ile yıkanmış oldu.
4. Hücre süspansiyonlarının üzerine binding buffer eklendi. ( 1ml binding buffer + 9 ml
distile su ile seyreltildi) 1500 rpm de 5 dakika santrifüj edildi. Üst faz atıldı.
5. Hücre süspansiyonların üzerine 500 µl binding buffer eklendi. Kısaca vortekslendi ve
yeni tüplere 100 µl aktarıldı.
6. Aktarılan yeni tüplere 5 µl Annexin, 5 µl 7AAD eklendi ve 15 dakika boyunca inkübe
edildi. (Karanlık ortamda)
7. Hücreler 1500 rpm de 5 dakika santrifüj edildi. Üst faz döküldü.
8. Hücre süspansiyonlarının üzerine 500 µl binding buffer eklendi.
Hücre süspansiyonları daha sonra Becton coulter NAVIOUS tipi akım (flow) sitometre
ile değerlendirildi. Kaluza analysis programı kullanılarak her numune için hücreler
sayılıp analiz edildi.
48
3.8. Akım (flow) sitometride hücre döngüsü analizi
Hücre döngüsü için BD Cycletest™ Plus DNA Reagent kiti ( biosciences, Almanya)
kullanıldı.
Kitin çalışma prosedörü şöyledir:
Hücreler 1X 106 olacak şekilde sayıldı.
Hücre döngüsü için çalışma prasedürü şöyledir.
1. 12’lik well plate ekilmiş olan hücreler 300 ml tripsin, 1ml DMEM ile kaldırıldı.
2. Kaldırılan hücreler 1500 rpm de 5 dakika santrifüj edildi, üst faz atıldı.
3. Hücre süspansiyonlarının üzerine buffer solution eklendi. ( 1ml buffer solution + 9 ml
destile su ile seyreltildi) 1500 rpm de 5 dakika santrifüj edildi. Üst faz atıldı.
4. 3. Adım tekrar edildi.
5. Hücre süspansiyonunun üzerine 250 µl solution A eklendi. Tüplerin dibine hafifçe
vurularak karışması sağlandı. Hassas olduğundan vorteks yapılmadı. 10 dakika karanlık
ortamda inkübe edildi.
6. Hücre süspansiyonun üzerine 200 µl solution B eklendi. Yine tüplerin dibine hafifçe
vurularak karıştırılması sağlandı. 10 dakika karanlık ortamda inkübe edildi.
7. Hücre süspansiyonunun üzerine 200 µl solution C eklendi ve yine tüplerin dibine
hafifçe vurularak karıştırılması sağlandı. 10 dakika karanlık ortamda inkübe edildi.
Hücre süspansiyonları daha sonra Becton coulter NAVIOUS tipi akım (flow) sitometre
ile değerlendirildi. Kaluza analysis programı kullanılarak her numune için hücreler
sayılıp analiz edildi.
49
4. BULGULAR
Akciğer kanserinde rol oynayan birçok molekül, gen ve yazılım faktörlerinin doku ve
organ büyümesine etkileri tam olarak bilinemediğinden, tedavi amaçlı kullanılan ilaçlara
direnç gösterebilir. Özellikle lncRNA’ların kanser üzerindeki etkisi ve yazılım faktörleri
ile etkileşimleri gizemini korumaktadır. Bu amaçla tedaviye yönelik yeni yaklaşımları
geliştirmesi için küçük hücreli olmayan akciğer kanseri hücre hattında (A549) miR-503,
miR-150 ve miR-15a’nın MALAT1’e (uzun kodlamayan RNA) etkisinin gen ifadesinin
analizleri yapılmış, apoptozis ve hücre döngüsü seviyelerine bakılmıştır.
4.1. A549 hücre Soyunda MALAT1’in gen İfade Sonuçları
A549 akciğer kanseri hücre soyuna mimik miRNA‘lar aktarılıp 48 saat sonra hücreler
kaldırılıp total RNA izolasyonu gerçekleştirilmiştir. Elde edilen RNA’lardan cDNA’ya
çevrilmiş, kalite ve miktar tayini yapılmıştır. Daha sonra bu yoğunluklar ifade analizi
öncesi 50 ng/μl’ye çekilmiştir.
Bu hücre soyunun miR-150-5p, miR-15a-5p ve miR-503-5p ifade sonuçları gerçek
zamanlı PCR yöntemiyle ölçülmüştür. miR-150-5p, miR-15a-5p ve miR-503-5p
ifadelerinin normalizasyonu yapılırken hamarat gen olarak GAPDH kullanılmıştır (Şekil
4.1).
Şekil 4.1. miR-150-5p, miR-15a-5p, miR-503-5p ve GAPGH’e ait qRT-PCR analizi
sonucu. Örnekler 16 ile 25 döngüleri arasında en yüksek eğim vermiştir.
50
4.1.1. miR-503-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MALAT1’in katlı değişim ifade sonuçları
Şekil 4.2’de MALAT1 lncRNA’sının ifade düzeyi A549 hücre soyunda negatif kontrol
baz alınarak birbirine göre kıyaslanması gösterilmiştir. Grafikte 2-ΔΔCt formülüne göre
hesaplanan katlı değişim miktarları şöyledir: NC ( Negatif kontrol) için 0,21, miR-503
(miR-503-5p’nin) için 0,11 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.2. MALAT1’in ifadesel değeri A459 hücre soyunda miR-503-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir.
51
4.1.2. miR-150-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MALAT1’in katlı değişim ifade sonuçları
Şekil 4.3’te MALAT1 lncRNA’sının ifade düzeyi A549 hücre soyunda negatif kontrol
baz alınarak birbirine göre kıyaslanması gösterilmiştir. Grafikte 2-ΔΔCt formülüne göre
hesaplanan katlı değişim miktarları şöyledir: NC ( Negatif kontrol) için 0,21, miR-150
(miR-150-5p’nin) için 0,15 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.3. MALAT1’in ifadesel değeri A459 hücre soyunda miR-150-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir.
52
4.1.3. miR-15a-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MALAT1’inkatlı değişim ifade sonuçları
Şekil 4.3’te MALAT1 lncRNA’sının ifade düzeyi A549 hücre soyunda negatif kontrol
baz alınarak birbirine göre kıyaslanması gösterilmiştir. Grafikte 2-ΔΔCt formülüne göre
hesaplanan katlı değişim miktarları şöyledir: NC ( Negatif kontrol) için 0,21, miR-15a
(miR-15a-5p’nin) için 0,01 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.3. MALAT1’in ifadesel değeri A459 hücre soyunda miR-15a-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir.
53
4.1.4. miR-503-5p, miR-150-5p ve miR-15a-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA
negatif kontrol baz alınarak hesaplanan MALAT1’in katlı değişim ifade sonuçları
Şekil 4.4’de MALAT1 lncRNA’sının ifade düzeyi A549 hücre soyunda negatif kontrol
baz alınarak birbirine göre kıyaslanması gösterilmiştir. Grafikte 2-ΔΔCt formülüne göre
hesaplanan katlı değişim oranları şöyledir: NC ( Negatif kontrol) için 0,21, miR-503
(miR-503-5p’nin) için 0,11, miR-150 (miR-150-5p’nin) için 0,149684838 miR-15a
(miR-15a-5p’nin) için 0,01 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.4. MALAT1’in ifadesel değeri A459 hücre soyunda, miR-503-5p, miR-150-5p
ve miR-15a-5p’nin negatif kontrol baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel
olarak gösterilmiştir.
54
4.2. A549 hücre Soyunda MYB geninin gen İfade Sonuçları
A549 akciğer kanseri hücre soyuna mimik miRNA ‘lar aktarılıp 48 saat sonra hücreler
kaldırılıp total RNA izolasyonu gerçekleştirilmiştir. Elde edillen RNA’lardan cDNA’ya
çevrilmiş, kalite ve miktar tayini yapılmıştır. Daha sonra bu yoğunluklar ifade analizi
öncesi 50 ng/μl’ye çekilmiştir.
Bu hücre soyunun miR-150-5p, miR-15a-5p ve miR-503-5p MYB genine etkisinin ifade
sonuçları eş zamanlı PCR yöntemiyle ölçülmüştür. miR-150-5p, miR-15a-5p ve miR503-5p ifadelerinin normalizasyonu yapılırken hamarat gen olarak GAPDH kullanılmıştır
(Şekil 4.5).
Şekil 4.5. miR-150-5p, miR-15a-5p, miR-503-5p ve GAPDH’e ait qRT-PCR analizi
sonucu. Örnekler 16 ile 25 döngüleri arasında en yüksek eğim vermiştir.
55
4.2.1. miR-503-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MYB geninin katlı değişim ifade sonuçları
Şekil 4.6’da MYB geninin gen ifadesi, A549 hücre soyunda negatif kontrol baz alınarak
birbirine göre kıyaslanması gösterilmiştir. Grafikte 2-ΔΔCt formülüne göre hesaplanan katlı
değişim miktarları şöyledir: NC ( Negatif kontrol) için 0,012, miR-503(miR-503-5p’nin)
için 0,006 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.6. MYB geninin gen ifadesi, A459 hücre soyunda miR-503-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir.
56
4.2.2. miR-150-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MYB geninin katlı değişim ifade sonuçları
Şekil 4.7’de MYB geninin gen ifadesi, A549 hücre soyunda negatif kontrol baz alınarak
birbirine göre kıyaslanması gösterilmiştir. Grafikte 2-ΔΔCt formülüne göre hesaplanan katlı
değişim miktarları şöyledir: NC ( Negatif kontrol) için 0,012, miR-150 (miR-150-5p’nin)
için 0,008 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.7. MYB geninin gen ifadesi, A459 hücre soyunda miR-150-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir.
57
4.2.3. miR-15a-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA negatif kontrol baz alınarak
hesaplanan MYB geninin katlı değişim ifade sonuçları
Şekil 4.8’de MYB geninin gen ifadesi, A549 hücre soyunda negatif kontrol baz alınarak
birbirine göre kıyaslanması gösterilmiştir. Grafikte 2-ΔΔCt formülüne göre hesaplanan katlı
değişim miktarları şöyledir: NC ( Negatif kontrol) için 0,012, miR-15a (miR-15a-5p’nin)
için 0,014 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.8. MYB geninin gen ifadesi, A459 hücre soyunda miR-15a-5p, negatif kontrol
baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel olarak gösterilmiştir.
58
4.2.4. miR-503-5p, miR-150-5p ve miR-15a-5p’nin A549 hücre soyunda miRNA
negatif kontrol baz alınarak hesaplanan MYB geninin katlı değişim ifade sonuçları
Şekil 4.8’de MYB geninin gen ifadesi, A549 hücre soyunda negatif kontrol baz alınarak
birbirine göre kıyaslanması gösterilmiştir. Grafikte 2-ΔΔCt formülüne göre hesaplanan katlı
değişim miktarları şöyledir: NC ( Negatif kontrol) için 0,012, miR-503(miR-503-5p’nin)
için 0,006, miR-150 (miR-150-5p’nin) için 0,00875911, miR-15a (miR-15a-5p’nin) için
0,014 bulunmuştur.
Şekil 4.9. MYB geninin gen ifadesi, A459 hücre soyunda, miR-503-5p, miR-150-5p ve
miR-15a-5p’nin negatif kontrol baz alınarak hesaplanan katlı oran değişim grafiksel
olarak gösterilmiştir.
59
4.3. Akım (Flow) Sitometride Apaptozis ve Hüce Döngüsü Analiz Sonuçları
A549 akciğer kanseri hücre soyuna mimik miRNA ‘lar aktarılıp 48 saat sonra hücreler
kaldırıldı. Hücre apoptozisi Annexin V ve 7AAD içeren kit kullanılarak üretici firmanın
(Becton Dickinson, Pharmingen, UK) tavsiyeleri doğrultusunda çalışıldı. Apoptotik
hücrelerle nekrotik hücreleri ayırmak için, hücreler Annexin V (yeşil floresan) ve 7AAD
(kırmızı floresan) ile aynı anda boyandı.
Hücre döngüsü için BD Cycletest™ Plus DNA Reagent kiti ( biosciences, Almanya)
kullanıldı. Kitin çalışma prosedörü baz alınarak hücreler flow sitometri de okutmak için
hazır hale getirildi.
Hücre süspansiyonları karanlıkta buz üstünde 15 dk inkübe edilecek, daha sonra BectonCoulter tipi akım (flow) sitometre ile değerlendirildi. Hücreler Navious Software
programı ile okutuldu, kaluza (analysis) analiz programı ile değerlendirildi.
60
4.3.1. A549 hücre soyuna negatif kontrol mimik (nc) verildiğinde elde edilen
verilerin apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları
Şekil 4.10’da A549 hücre soyuna negatif kontrol mimik (NC) verildiğinde elde edilen
apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları grafiksel olarak gösterilmiştir. Kaluza analiz
programına göre elde edilen verilerin değişim oranları şöyledir: apoptozise giden hücreler
%34,33 hücre döngüsü G2/M döngüsüne giren hücrelerin sayısı 2828, yüzde değişimleri
15,46 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.10. A549 hücre soyuna negatif kontrol (NC) mimik verildiğinde A). Apoptozise
giden hücrelerin yüzde grafiksel gösterimi. B). Hücre döngüsü grafiksel gösterimi.
61
4.3.2. A549 Hücre hatına miR-503-5p mimik (miR-503) verildiğinde elde edilen
verilerin Apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları
Şekil 4.11’ da A549 hücre soyuna miR-503-5p mimik (miR-503) verildiğinde elde edilen
apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları grafiksel olarak gösterilmiştir. Kaluza analiz
programına göre elde edilen verilerin değişim oranları şöyledir: apoptozise giden hücreler
%46,44, hücre döngüsü G2/M döngüsüne giren hücrelerin sayısı 2229, yüzde değişimleri
10,89 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.11. A549 hücre soyuna miR-503-5p verildiğinde A). Apoptozise giden hücrelerin
yüzde grafiksel gösterimi. B). Hücre döngüsü grafiksel gösterimi.
62
4.3.3. A549 Hücre hatına miR-150-5p mimik (miR-150) verildiğinde elde edilen
Apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları
Şekil 4.12’ da A549 hücre soyuna miR-150-5p mimik (miR-150) verildiğinde elde edilen
apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları grafiksel olarak gösterilmiştir. Kaluza analiz
programına göre elde edilen verilerin değişim oranları şöyledir: apoptozise giden hücreler
%43,61 hücre döngüsü G2/M döngüsüne giren hücrelerin sayısı 2504, yüzde değişimleri
11,37 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.12. A549 hücre soyuna miR-150-5p verildiğinde A). Apoptozise giden hücrelerin
yüzde grafiksel gösterimi. B). Hücre döngüsü grafiksel gösterimi.
63
4.3.4. A549 Hücre hatına miR-15a-5P mimik (miR-15a) verildiğinde elde edilen
Apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları
Şekil 4.13’ da A549 hücre soyuna miR-15a-5p mimik (miR-15a) verildiğinde elde edilen
apoptozis ve hücre döngüsü analiz sonuçları grafiksel olarak gösterilmiştir. Kaluza analiz
programına göre elde edilen verilerin değişim oranları şöyledir: apoptozise giden hücreler
%26,78, hücre döngüsü G2/M döngüsüne giren hücrelerin sayısı 2720, yüzde değişimleri
13,29 olarak bulunmuştur.
Şekil 4.13. A549 hücre soyuna miR-15a-5p verildiğinde; A). Apoptozise giden hücrelerin
yüzde grafiksel gösterimi. B).Hücre döngüsü grafiksel gösterimi.
64
5.TARTIŞMA
Uzun kodlamayan RNA’lar ( lncRNAs) 200 nt büyük ve büyük bir bölümü okuma
çerçevesinden yoksun olan, birçok hastalıklarda erken dönemlerde tanı, tahmin ve tedavi
yönelik çalışmalarda biyobelirteç olarak kullanılan kodlamayan dizilerdir (90).
Zenginleştirilmiş çekirdek yazılımı nuclear-enriched abundant transcript 2 (NEAT2)
olarakta bilinen MALAT1 her yerde bulunan ve yüksek miktarda ifade edilen 8000 nt
uzunluğunda lncRNA’dır. LncMALAT1 Akciğer kanseri gibi farklı insan kanserinde
tümör dokusunun ve kılinik parametrelerin ilerleyişinde aşırı ifade olur (90). MALAT1
akciğer kanserinde metastazik ve birçok tümörün düzenlemesinde prognostik
biyobelirteç olarak keşfedilmiştir. Ancak tümörlerde transkripsiyonel düzenleme
mekanizması hala açıklığa kavuşturulamamıştır(91).
B-MYB ile birlikte ele alındığında A549 akciğer kanser hücrelerinde de düzenlenmiş
ifadesi, transkripsiyon faktörüne aracılık ettiği ve tedaviye yönelik bir hedef olabiliceğini
ortaya koymaktadır (91). Önceki çalışmalarda MALAT1’in iki farklı moleküler
mekanizması üzerinde durulmuştur. Alternatif uç uca eklemeleri düzenleme ve gen
ifadesini düzenlemelerdir (91).
Bizim çalışmamızda verileri incelendiğinde A549
hücrelerinde fonksiyonel sistemleri kaybolduğu ve buna bağlı olarak B-MYB geni ilişkili
olarak hücre çoğalmasına etkisinde değişiklikler gözlemlenmiştir (Şekil 5.1).
Kanser tedavisi için kullanılan doğal mikroRNA’lar, birkaç geni hedefleyerek
fonksiyonlarına bağlı birkaç fenotipik değişimine neden olur (93). MiRNA’lar, özgül
genleri, protein kodlayan genleri ve uzun kodlamayan genleri hedefleylebilir. Sonulan
çalışmada, uzun kodlamayan RNA’ları hedefleyen (MALAT1) miRNA’ları seçildi.
MiR-150, miR-15a ve miR-503’larla MALAT1’i hedefleyerek akciğer kanserinde hücre
çoğalmasına potansiyel etkisini inceledik. Literatür ve miRNA-lncRNA data veri tabanı
incelediğinde miR-150, miR-15a ve miR-503’larla MALAT1 hedeflendiğinde akciğer
kanser hücre hatlarında MALAT1 gen ifadesi azalmaktadır (Şekil 5.1). literatürü
incelendiğinde, MALAT1’in ifadesi baskılandığında akciğer kanserinde G2/M de hücre
döngüsünde
hücre
çoğalmasını
azalttığı,
apoptozise
giden
hücrelerin
arttığı
görülmektedir (Şekil 5.1).
65
Şekil 5.1. Uzun kodlamayan RNA miRNA’lar baskılandığında apaptozis, hücre
çoğalması ve hücre göçündeki değişim (94)
Genler, yazılım faktörleri gibi pek çok biyomoleküller akciğer kanserinde doku ve organ
büyümesine rol alan önemli birer faktördür. Fakat son yıllarda yeni olan lncRNA’ların
kanserde
etkisi
hala
gizemini
korumaktadır.
Çalışmamızda
bu moleküllerin
fonksiyonlarını analiz ederek, mekanizmalarını anlamaya çalıştık. Bunun için uzun
kodlamaya RNA ailesi olan MALAT1’i seçtik. MALAT1 akciğer kanserinde aşırı ifade
olur. Özellikle küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde hücre çoğalmasını arttırdığı
bilinmektedir. MALAT1, yazılımdan sonra B-MYB genin alternatif uç uca ekleme
faktörlerini düzenleyerek kanserli hücrelerde hücre çoğalmasını (proliferasyonu)
düzenleyerek normal hücrelere göre, kanserli hücrelerin daha fazla artmasına neden olur.
Eğer MALAT1 susturulursa veya ifadesi baskılanırsa hücre çoğalmasına etkileri
olabileceğini düşündük, bu hipoteze dayanarak MALAT1 inhibe edecek mikroRNA’lar
seçildi. Bu amaçla tedaviye yönelik yeni yaklaşımları geliştirmesi amacıyla küçük hücreli
olmayan akciğer kanseri hücre hattında (A549) miR-503, miR-150 ve miR-15a’nın
MALAT1’e etkisinin gen ifade analizleri yapılmış, apoptozis ve hücre döngüsü
seviyelerine bakılmıştır.
Yaptığımız çalışmada elde ettiğimiz verilerde gösterdi ki MALAT1’in ifadesi
baskılandığında akciğer kanserinde, kanserli hücrelerin apoptozise giden hücrelerin
sayısının artma, buna mukabil G2/M hücre döngüsünde hücrelerin sayısında ve
yüzdelerinde azalmalar olduğu saptanmıştır (Şekil 4.2 ve 4.3). Bu verileri şöyle de
yorumlayabiliriz; MALAT1’i hedefleyecek mikroRNA’lar, ne kadar oranda gen ifadesini
66
inhibe etmede başarılı olmuşsa, o kadar oranda apoptozise giren hücrelerin sayısında
artma, hücre döngüsünde de azalamalar olur.
Ayrıca gen ifade analizlerindeki grafikler incelendiğinde, MALAT1’in gen ifadesindeki
değişim ile doğru orantılı olarak B-MYB gen ifadesindeki değişim benzer şekilde
değiştiği görülmüştür (Şekil 4.2, 4.3 ve 4.4).
Çalışmadaki veriler incelediğinde; A549 hücre soyuna miR-503 mimik RNA
verildiğinde, MALAT1’in ve B-MYB geninin gen ifadesi aynı şartlarla negatif kontrol
mimik RNA verilmiş aynı hücre soyuna göre, anlamlı bir şekilde düşük bulunmuştur
(şekil 4.2 ve 4.6). Bu hücre hattında aynı koşullarda apoptozis ve hücre döngüsü
incelendiğinde miR-503’ün verilmiş hücrede apoptozis yüksek bulunmuş, hücre döngüsü
düşük bulunmuştur (Şekil 4.11). Bu sonuçlara göre; miR-503, MALAT1’i susturmuş
veya ifadesi baskılanmış bu lncRNA, B-MYB hücre döngüsü kontrol genini yazılım
sonrası yeniden düzenlemiştir. Hücreleri apoptozise götüren faktorler tetiklenerek
hücreler apoptoza götürülmüştür, buna bağlı olarak G2/M döngüsüne giren hücrelerin
sayısında azalmalar gözlenmiştir. Bu veriler ışığında, akciğer kanserinde MALAT1’in
ifadesini düzenlenerek hücre çoğalmasının kontrol altına alabileceğini gösterilmiş oldu.
Çalışmadaki ikinci bir mikroRNA ise, miR-150. A549 hücre soyuna miR-150 mimik
verildiğinde; MALAT1 ve B-MYB ifade düzeylerine bakıldığında MALAT1 ve B-MYB
ifade düzeyinde azalma gözlenmiştir (Şekil 4.3 ve 4.7). Bu bulgulara göre MALAT1’ in
gen ifadesi inhibe edilmiştir. Gen ifadesi baskılanmış bu biyomolekül flow sitometride
apoptoz ve hücre döngüsüne bakıldığında, apoptoza giden hücrelerin sayısında artış,
G2/M hücre döngüsüne giren hücrelerin sayısında azalma tespit edilmiştir (şekil 4.12).
Bulduğumuz bu verilere göre, MALAT1 hedefleyerek B-MYB geninin gen ifadesinde de
azalmalar olur. MALAT1 ifadesi, hücre çoğalması ile doğru orantılı bulunmuştur (Şekil
4.12). Eğer MALAT1 düşük ifade edilirse, B-MYB geninde ifadesi düşer ve bunun
sonucunda küçük hücreli olmayan akciğer kanser hücrelerinde, hücre çoğalması azalır.
Çoğalamayan hücreler, ön-apoptotik faktörler uyarılarak hücreler apoptoza götürülür.
Çalışmamızda kullandığımız son mikroRNA ise miR-15a’dır. Bu miRNA mimiği A549
hücre soyuna verildiğinde MALAT1’in ve B-MYB’nin gen ifadesi normal negatif kontrol
verilmiş A549 hücre soyuna göre yüksek bulunmuştur (Şekil 4.4 ve 4.9). MALAT1’in
gen ifadesi, negatif kontrol verilmiş hücreye göre, yüksek olduğundan apoptozise giren
hücrelerin sayısında azalma, G2/M döngüsüne giren hücrelerin sayısında ve yüzdesinde
67
artma beklenmektedir (Şekil 4.13). Şekildeki veriler incelendiğinde apoptozise giren
hücrelerin sayısında atma görülmüş, fakat G2/M döngüsüne giren hücrelerin sayısında da
negatif kontrole göre azalma görülmüştür. Bu sonuçlara göre hücre döngüsünde veriler
anlamsız bulunmuştur (Şekil 4.13). Beklenmediğimiz diğer sonuçta miR-15a hücreye
verildiğinde MALAT1’in gen ifadesi yüksek bulunması. MiR-15a, MALAT1’i
baskılayamadığı gibi MALAT1’i inhibe eden diğer faktörleri baskılamış olabilir.
Sunulan araştırmada elde edilen sonuçlara göre, MALAT1 akciğer kanserinde hücre
çoğalmasına pozitif etki eder. Kanserli hücrelerde MALAT1 susturulursa apoptoza giren
hücrelerin sayısı artar, G2/M döngüsüne giren hücre sayısı azalır. MALAT1 gen
ifadesindeki değişim ile B-MYB gen ifadesindeki değişim aynı doğrultudadır. Yine
akciğer kanserinde lncRNA ifadesini baskılamak için verilmiş miRNA’lar mukayese
edildiğinde, miR-503 gen ifadesini en fazla baskılayan miRNA’dır. MiR-503’ten sonra
MALAT1 ifadesini baskılayan ikinci miRNA ise miR-150’dir. MiR-15a, MALAT1’in
gen ifadesini baskılamadığı gibi gen ifadesini artırmıştır. Tüm bu veriler karşılaştığında
MALAT1’i susturmak için miR-503 ve miR-150 mikroRNA’lar kullanılabilir.
Sonuç olarak; lncRNA olarak tanımlanan kodlanmayan diziler kanser hücrelerinde pek
çok kanser hücrelerinde birden fazla rolleri vardır. Küçük hücreli olmayan akciğer kanser
hücrelerinde MALAT1 ne kadar çok ifade olursa, kanserli hücrelerde o kadar çoğalır.
MALAT1, siRNA, miRNA gibi küçük kodlamayan RNA’larla ifadesi düzenlenebilir.
Kanserli hücrelerde MALAT1’in ifadesinin azalması, doku ve organ büyümesini negatif
yönde etkisi olur. Elde ettiğimiz bulguların doğrulanması ve daha ileri çalışmalar için
deneysel tümör modeli oluşturulmuş hayvan modellerinde miR-503 ve miR-150
kullanarak tümör gelişimi araştırılabilir.
68
6. KAYNAKÇA
1. Tian, Y., Chu, Q., and Chen, Y. (2014) [Progress of platelet derived grow factor
family
in non-small cell lung cancer]. Zhongguo fei ai za zh Chinese journal of
lung cancer 17, 42-48
2. http://www.cancerresearchuk.org/about-cancer/type/lung-cancer/ (11.01.2015)
3. Laskin, J. J., and Sandler, A. B. (2005) First-line treatment for advanced non-smallcell lung cancer. Oncology (Williston Park, NY) 19, 1671-1676; discussion 16781680
4. Dong, Y., Liang, G., Yuan, B., Yang, C., Gao, R., and Zhou, X. (2014) MALAT1
promotes the proliferation and metastasis of osteosarcoma cells by activating the
PI3K/Akt pathway. Tumor Biology, 1-10
5. Badisa, R. B., Mina, D. A., Latinwo, L. M., and Soliman, K. F. (2014) Selective
Anticancer Activity of Neurotoxin 1-Methyl-4-Phenylpyridinium on Non-small Cell
Lung Adenocarcinoma A549 Cells. Anticancer research 34, 5447-5452
6. Kanteti, R., El-Hashani, E., Dhanasingh, I., Tretiakova, M., Husain, A. N., Sharma,
S., Sharma, J., Vokes, E. E., and Salgia, R. (2014) Role of PAX8 in the regulation of
MET and RON receptor tyrosine kinases in non-small cell lung cancer. BMC cancer
14, 185
7. Pikor, L. A., Ramnarine, V. R., Lam, S., and Lam, W. L. (2013) Genetic alterations
defining NSCLC subtypes and their therapeutic implications. Lung cancer 82, 179189
8. http://www.cancerresearchuk.org/about-cancer/type/lung-cancer/non-small cell lung
cancer/ (17.03.2015)
9. Pirastu, R., Comba, P., Iavarone, I., Zona, A., Conti, S., Minelli, G., Manno, V.,
Mincuzzi, A., Minerba, S., and Forastiere, F. (2013) Environment and health in
contaminated sites: the case of Taranto, Italy. Journal of environmental and public
health 2013
10. Andreas, S., Rittmeyer, A., Hinterthaner, M., and Huber, R. M. (2013) Smoking
Cessation in Lung Cancer—Achievable and Effective. Deutsches Ärzteblatt
International 110, 719
11. Kornienko, A. E., Guenzl, P. M., Barlow, D. P., and Pauler, F. M. (2013) Gene
regulation by the act of long non-coding RNA transcription. BMC biology 11, 59
69
12. Spizzo, R., Almeida, M. I., Colombatti, A., and Calin, G. A. (2012) Long non-coding
RNAs and cancer: a new frontier of translational research&quest. Oncogene 31, 45774587
13. Liu, J., Yao, J., Li, X., Song, Y., Wang, X., Li, Y., Yan, B., and Jiang, Q. (2014)
Pathogenic role of lncRNA-MALAT1 in endothelial cell dysfunction in diabetes
mellitus. Cell death & disease 5, e1506
14. Cheetham, S., Gruhl, F., Mattick, J., and Dinger, M. (2013) Long noncoding RNAs
and the genetics of cancer. British journal of cancer 108, 2419-2425
15. Hou, Z., Zhao, W., Zhou, J., Shen, L., Zhan, P., Xu, C., Chang, C., Bi, H., Zou, J.,
and Yao, X. (2014) A long noncoding RNA Sox2ot regulates lung cancer cell
proliferation and is a prognostic indicator of poor survival. The international journal
of biochemistry & cell biology 53, 380-388
16. Gutschner, T., Hämmerle, M., Eißmann, M., Hsu, J., Kim, Y., Hung, G., Revenko,
A., Arun, G., Stentrup, M., and Groß, M. (2013) The noncoding RNA MALAT1 is a
critical regulator of the metastasis phenotype of lung cancer cells. Cancer research 73,
1180-1189
17. Tripathi, V., Ellis, J. D., Shen, Z., Song, D. Y., Pan, Q., Watt, A. T., Freier, S. M.,
Bennett, C. F., Sharma, A., and Bubulya, P. A. (2010) The nuclear-retained noncoding
RNA MALAT1 regulates alternative splicing by modulating SR splicing factor
phosphorylation. Molecular cell 39, 925-93
18. Eißmann, M., Gutschner, T., Hämmerle, M., Günther, S., Caudron-Herger, M., Groß,
M., Schirmacher, P., Rippe, K., Braun, T., and Diederichs, S. (2012) Loss of the
abundant nuclear non-coding RNA MALAT1 is compatible with life and
development. RNA biology 9, 1076-1087
19. Tee, A. E., Ling, D., Nelson, C., Atmadibrata, B., Dinger, M. E., Xu, N., Mizukami,
T., Liu, P. Y., Liu, B., and Cheung, B. (2014) The histone demethylase JMJD1A
induces cell migration and invasion by up-regulating the expression of the long
noncoding RNA MALAT1. Oncotarget 5, 1793
20. Sobin, L. H., Gospodarowicz, M. K., and Wittekind, C. (2011) TNM classification of
malignant tumours, John Wiley & Sons
21. Li, L., Feng, T., Lian, Y., Zhang, G., Garen, A., and Song, X. (2009) Role of human
noncoding RNAs in the control of tumorigenesis. Proceedings of the National
Academy of Sciences 106, 12956-12961
70
22. Tripathi, V., Shen, Z., Chakraborty, A., Giri, S., Freier, S. M., Wu, X., Zhang, Y.,
Gorospe, M., Prasanth, S. G., and Lal, A. (2013) Long noncoding RNA MALAT1
controls cell cycle progression by regulating the expression of oncogenic transcription
factor B-MYB. PLoS genetics 9, e1003368
23. JiP, D., and Wang, W. (2003) MALAT1, anovelnoncoding RNA, and thymosin beta4
predict metastasis and survivalin early stage non small cell lung cancer. Oncogene 22,
8031
24. Lin, R., Maeda, S., Liu, C. a., Karin, M., and Edgington, T. (2007) A large noncoding
RNA is a marker for murine hepatocellular carcinomas and a spectrum of human
carcinomas. Oncogene 26, 851-858
25. Rolf A. Stahel, Robert Ginsberg, Klaus Havemann, Fred R. Hirsch, Daniel C.
Ihde, Jacek Jassem, Karl Karrer, L. Herbert Maurer, Kell Osterlind, Paul Van Houtte.
Staging and prognostic factors in small cell lung cancer: a consensus report. Lung
Cancer, 5 (1989) 119-126
26. Kummerow, K., Phillips, S., Griffin, M., Holzman, M. D., Nealon, W., Pinson, C. W.,
Poulose, B. K., Cobert, M. L., Peltz, M., and West, L. M. (2012) That’s Why It’sa 5Year Program: Resident Acquisition of Anorectal Disease Management Competence.
Seth Miller, Vance Sohn, Marlin Wayne Causey, Matthew Martin, Tommy Brown,
and Scott Steele 187 An Urban-Rural Blight Choledocholithiasis Presentation and
Treatment. Julia Shelton. Journal of Surgical Research 173
27. http://www.on5yirmi5.com/haber/yasam/dunya-hali/109735/akcigerin-yapisi-vegorevleri.html. (5.6.2015)
28. http://www.bilgicik.com/yazi/insanda-solunum-sistemi/ (5.6.2015)
29. http://www.welldonew.com/wp-content/uploads/2012/06/1de1d.gif. How to keep the
lungs healthy (5.6.2015)
30. Cotes, J. E., Chinn, D. J., and Miller, M. R. Lung function: physiology, measurement
and application in medicine, John Wiley & Sons
31. Fredberg, J. J., Inouye, D. S., Mijailovich, S. M., and Butler, J. P. (1999) Perturbed
equilibrium of myosin binding in airway smooth muscle and its implications in
bronchospasm. American journal of respiratory and critical care medicine 159, 959967
32. Horeweg, N., van Klaveren, R., Groen, H., Lammers, J.-W., Weenink, C., Nackaerts,
K., Mali, W., Oudkerk, M., and de Koning, H. (2012) Blinded and uniform cause of
death verification in a lung cancer CT screening trial. Lung cancer 77, 522-525
71
33. Richards, T. B., White, M. C., and Caraballo, R. S. (2014) Lung Cancer Screening
with Low-Dose Computed Tomography for Primary Care Providers. Primary Care:
Clinics in Office Practice 41, 307-330
34. Jemal, A., Siegel, R., Ward, E., Hao, Y., Xu, J., Murray, T., and Thun, M. J. (2008)
Cancer statistics, 2008. CA: a cancer journal for clinicians 58, 71-96
35. Goksel, T., and Akkoclu, A. (2001) Pattern of lung cancer in Turkey, 1994-1998.
Respiration; international review of thoracic diseases 69, 207-210
36. Köktürk, N., Yeğin, D., Çiftçi, T. U., Mullaoğlu, S. B., and Öztürk, C. (2004) Akciğer
kanserlerinde epidemiyolojik özellikler yıllar içinde değişim gösteriyor mu?. Toraks
Dergisi 5, 137-142
37. Pfeifer, G. P., Denissenko, M. F., Olivier, M., Tretyakova, N., Hecht, S. S., and
Hainaut, P. (2002) Tobacco smoke carcinogens, DNA damage and p 53 mutations in
smoking-associated cancers. Oncogene 21, 7435-7451
38. McErlean, A., and Ginsberg, M. S. Epidemiology of lung cancer. in Seminars in
roentgenology, WB Saunders 2011,10.1053/j
39. Barros-Dios, J. M., Barreiro, M. A., Ruano-Ravina, A., and Figueiras, A. (2002)
Exposure to residential radon and lung cancer in Spain: a population-based casecontrol study. American Journal of Epidemiology 156, 548-555
40. Carbone, M., Kratzke, R. A., and Testa, J. R. (2002) The pathogenesis of
mesothelioma. in Seminars in oncology, Elsevier 2002 Feb;29(1):2-17.
41. Hubaux, R., Becker-Santos, D. D., Enfield, K., Lam, S., Lam, W. L., and Martinez,
V. D. (2012) Arsenic, asbestos and radon: emerging players in lung tumorigenesis.
Environ Health 11, 89
42. Sanchez Cespedes, M., Ahrendt, S. A., Piantadosi, S., Rosell, R., Monzo, M., Wu, L.,
Westra, W. H., Yang, S. C., Jen, J., and Sidransky, D. (2001) Chromosomal
alterations in lung adenocarcinoma from smokers and nonsmokers. Cancer Research
61, 1309-1313
43. Sozzi, G., Sard, L., De Gregorio, L., Marchetti, A., Musso, K., Buttitta, F., Tornielli,
S., Pellegrini, S., Veronese, M. L., and Manenti, G. (1997) Association between
cigarette smoking and FHIT gene alterations in lung cancer. Cancer research 57,
2121-2123
44. Ergelen, R., and Cagatay Çimşit, N. (2013) AKCİĞER TÜMÖRLERİ. Bulletin of
Thoracic Surgery/Toraks Cerrahisi Bülteni 4
72
45. Ettinger, D. S., Akerley, W., Bepler, G., Blum, M. G., Chang, A., Cheney, R. T.,
Chirieac, L. R., D'Amico, T. A., Demmy, T. L., and Ganti, A. K. P. (2010) Non–small
cell lung cancer. Journal of the national comprehensive cancer network 8, 740-801
46. http://lungcancer.ucla.edu/adm_lung_cancer_nonsm.html. (17.03.2015)
47. Mehra, R., Moore, B. A., Crothers, K., Tetrault, J., and Fiellin, D. A. (2006) The
association between marijuana smoking and lung cancer: a systematic review.
Archives of internal medicine 166, 1359-1367
48. http://lungcancer.ucla.edu/adm_lung_cancer_nonsm.html. Diseases of the Lung:
Lung cancer - non-small cell; NSCLC: Diseases of the Lung: Lung cancer - non-small
cell; NSCLC (17.03.2015)
49. Souhami, R., and Law, K. (1990) Longevity in small cell lung cancer. A report to the
Lung Cancer Subcommittee of the United Kingdom Coordinating Committee for
Cancer Research. British journal of cancer 61, 584
50. ALTINBAŞ, M., DİKİLİTAŞ, M., ÖZKAN, M., DOĞU, G. G., and ER, Ö. (2007)
Küçük hücreli akciğer kanserine yaklaşım. Türk Onkoloji Dergisi 22, 44-53
51. Kalemkerian, G. P., Akerley, W., Bogner, P., Borghaei, H., Chow, L. Q., Downey, R.
J., Gandhi, L., Ganti, A. K. P., Govindan, R., and Grecula, J. C. (2013) Small cell
lung cancer. Journal of the National Comprehensive Cancer Network 11, 78-98
52. http://image.slidesharecdn.com/10-140227054919-phpapp02/95/10-akcier-kanser-i20-638.jpg?cb=1393480189 (8.4.2015)
53. Engin, K., and Özyardımcı, N. (2001) Akciğer Kanserleri Tanı ve Tedavide Temel
İlkeler ve Uygulamalar. Avrupa Tıp Kitapçılık, İstanbul
54. Aktuğ, H. Apoptozis ve hücre döngüsü. Ege journal of medicine. 2014, Cilt 53, Sayı
1, Sayfa(lar) 060-064
55. Casimiro, M. C., Crosariol, M., Loro, E., Li, Z., and Pestell, R. G. (2012) Cyclins and
cell cycle control in cancer and disease. Genes & cancer 3, 649-657
56. Abraham, R. T. (2001) Cell cycle checkpoint signaling through the ATM and ATR
kinases. Genes & development 15, 2177-2196
57. Lowitz, B. B., and Casciato, D. A. (2013) Medical oncology & principles of cancer
biology.
58. Guicciardi, M. E., Malhi, H., Mott, J. L., and Gores, G. J. Apoptosis and necrosis in
the liver. Comprehensive Physiology, 2013 977-1010
59. Cabadak, H. (2008) Hücre Siklusu Ve Kanser. ADÜ Tıp Fakültesi Dergisi 2008; 9(3)
: 51 - 61
73
60. Singletary, S. E., and Connolly, J. L. (2006) Breast cancer staging: working with the
sixth edition of the AJCC Cancer Staging Manual. CA: a cancer journal for clinicians
56, 37-47
61. http://tr.wikipedia.org/wiki/Akci%C4%9Fer_kanserinde_evrelendirme ( 2. 4.2015)
62. Schmidt, L. H., Spieker, T., Koschmieder, S., Humberg, J., Jungen, D., Bulk, E.,
Hascher, A., Wittmer, D., Marra, A., and Hillejan, L. (2011) The long noncoding
MALAT-1 RNA indicates a poor prognosis in non-small cell lung cancer and induces
migration and tumor growth. Journal of Thoracic Oncology 6, 1984-1992
63. Braconi, C., Kogure, T., Valeri, N., Huang, N., Nuovo, G., Costinean, S., Negrini, M.,
Miotto, E., Croce, C., and Patel, T. (2011) microRNA-29 can regulate expression of
the long non-coding RNA gene MEG3 in hepatocellular cancer. Oncogene 30, 47504756
64. Costa, F. F. (2010) Non‐coding RNAs: Meet thy masters. Bioessays 32, 599-608
65. Akkaya, Z. Y., and Dinçer, P. Tedavi yaklaşımlarında yeni bir dönem: Kodlamayan
RNA’lar
ve
hastalıklar.Marmara
Medical
Journal
(2013)
26:5-10
DOI:10.5472/MMJ.2012.02596
66. Voinnet, O. (2009) Origin, biogenesis, and activity of plant microRNAs. Cell 2009
136, 669-687
67. Tsai, M.-C., Manor, O., Wan, Y., Mosammaparast, N., Wang, J. K., Lan, F., Shi, Y.,
Segal, E., and Chang, H. Y. (2010) Long noncoding RNA as modular scaffold of
histone modification complexes. Science 329, 689-693
68. Pillai, R. S., Bhattacharyya, S. N., and Filipowicz, W. (2007) Repression of protein
synthesis by miRNAs: how many mechanisms? Trends in cell biology 17, 118-126
69. Lee, Y., Jeon, K., Lee, J. T., Kim, S., and Kim, V. N. (2002) MicroRNA maturation:
stepwise processing and subcellular localization. The EMBO journal 21, 4663-4670
70. miRNA
(microRNA)
Introduction.
http://www.sigmaaldrich.com/life-
science/functional-genomics-and-rnai/mirna/learning-center/mirnaintroduction.html. (04. 06. 2015)
71. Liang, Y., Ridzon, D., Wong, L., and Chen, C. (2007) Characterization of microRNA
expression profiles in normal human tissues. BMC genomics 8, 166
72. Wang, W.-H., Chen, J., Zhao, F., Zhang, B.-R., Yu, H.-S., Jin, H.-Y., and Dai, J.-H.
(2014) MiR-150-5p suppresses colorectal cancer cell migration and invasion through
targeting MUC4. Asian Pacific journal of cancer prevention :APJCP 15, 6269-6273
74
73. Polioudakis D., Abell, N. S., and Iyer, V. R. (2015) miR-503 represses human cell
proliferation and directly targets the oncogene DDHD2 by non-canonical target
pairing. BMC genomics 16, 40
74. Druz, A., Chen, Y.-C., Guha, R., Betenbaugh, M., Martin, S. E., and Shiloach, J.
(2013) Large-scale screening identifies a novel microRNA, miR-15a-3p, which
induces apoptosis in human cancer cell lines. RNA biology 10, 287-300
75. Bergmann, J. H., and Spector, D. L. (2014) Long non-coding RNAs: modulators of
nuclear structure and function. Current opinion in cell biology 26, 10-18
76. Haemmerle, M., and Gutschner, T. (2015) Long Non-Coding RNAs in Cancer and
Development: Where Do We Go from Here? International journal of molecular
sciences 16, 1395-1405
77. Martens-Uzunova, E. S., Böttcher, R., Croce, C. M., Jenster, G., Visakorpi, T., and
Calin, G. A. (2014) Long noncoding RNA in prostate, bladder, and kidney cancer.
European urology 65, 1140-1151
78. LncRNAs
participate
in
a
wide
variety
of
biological
processes.
http://www.biocat.com/cgibin/page/sub1.pl?main_group=genomics&sub1=long_non-coding_rna_(lncrna)
(06.04.2015)
79. Han D, Wang M, Ma N, Xu Y, Jiang Y, Gao X. Long noncoding RNAs: novel players
in colorectal cancer. Cancer Lett. 2015 May 28;361(1):13-21.
80. http://www.biocat.com/cgibin/page/sub1.pl?main_group=genomics&sub1=longnoncoding_rna_(lncrna) (06.04.2015)
81. Sana, J., Faltejskova, P., Svoboda, M., and Slaby, O. (2012) Novel classes of noncoding RNAs and cancer. J Transl Med 10, 103
82. Bowman, R. V., Yang, I. A., Semmler, A. B., and Fong, K. M. (2006) Epigenetics of
lung cancer. Respirology 11, 355-365
83. Han, Y., Liu, Y., Nie, L., Gui, Y., and Cai, Z. (2013) Inducing cell proliferation
inhibition, apoptosis, and motility reduction by silencing long noncoding ribonucleic
acid metastasis-associated lung adenocarcinoma transcript 1 in urothelial carcinoma
of the bladder. Urology 81, 209. e201-209. e207
84. Human body atlas http://lncrnadb.com/Malat1/ (14.04.2015)
85. Bernard, D., Prasanth, K. V., Tripathi, V., Colasse, S., Nakamura, T., Xuan, Z.,
Zhang, M. Q., Sedel, F., Jourdren, L., and Coulpier, F. (2010). A long nuclear‐retained
75
non‐coding RNA regulates synaptogenesis by modulating gene expression. The
EMBO Journal 29, 3082-3093
86. MALAT1-
a
paradigm
for
long
noncodind
faction
in
cancer
http://www.lncrnablog.com/tag/malat1/page/2/ (05. 05. 2015)
87. Wang, X., Li, M., Wang, Z., Han, S., Tang, X., Ge, Y., Zhou, L., Zhou, C., Yuan, Q.,
and Yang, M. (2014) Silencing of long noncoding RNA MALAT1 by miR-101 and
miR-217inhibits proliferation, migration and invasion of esophageal squamous cell
carcinoma cells. Journal of Biological Chemistry, jbc. M114. 596866
88. Barletta, C., Druck, T., LaForgia, S., Calabretta, B., Drabkin, H., Patterson, D., Croce,
C.
M., and Huebner, K. (1991) Chromosome locations of the MYB related genes,
AMYB and BMYB. Cancer research 51, 3821-3824
89. Helin, K. (1998) Regulation of cell proliferation by the E2F transcription factors.
Current opinion in genetics & development 8, 28-35
90. Ma KX, Wang HJ, Li XR, Li T, Su G, Yang P, Wu JW. (2015) Long noncoding
RNA MALAT1 associates with the malignant status and poor prognosis in
glioma. Tumour Biol. 2015. 3355-9.
91. Li S1, Wang Q, Qiang Q, Shan H, Shi M, Chen B, Zhao S, Yuan L. (2015) Sp1mediated transcriptonal regulation of MALAT1 plays a critical role in tumor. J Cancer
Res Clin Oncol. 25773124.
92. Gutschner T, Hämmerle M, Eissmann M, Hsu J, Kim Y, Hung G, Revenko A, Arun
G, Stentrup M, Gross M, Zörnig M, MacLeod AR, Spector DL, Diederichs S. (2013)
The noncoding RNA MALAT1 is a critical regulator of the metastasis phenotype of
lung cancer cells. Cancer Res. 1180-9.
93. Fu X, Liu Y, Zhuang C, Liu L, Cai Z, Huang W. (2015) Synthetic artificial
microRNAs targeting UCA1-MALAT1 or c-Myc inhibit malignant phenotypes of
bladder cancer cells T 24 and 5637. Mol Biosyst. 1285-9.
94. Han X, Yang F, Cao H, Liang Z. (2015) MALAT1 regulates serum response factor
through miR-133 as a compeing edogenus RNA in myogenesis. FASEB J. 14-259952
76
ÖZ GEÇMİŞ
1987 yılında Şanlıurfa’nn Haliliye ilçesinde doğdu. İlköğretimi Şanlıurfa merkezde
tamamladı. Orta öğretime burada devam etti. Lise öğrenimi merkezde bulunan Şanlıurfa
lisesi’nde bitirdi. 2007 yılında Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi kimya
bölümü’nde lisans eğitimine başladı. 2012 yılında buradan mezun oldu. 2013 Güz
döneminde Gaziantep Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Tıbbi Biyoloji Anabilim
Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başladı.
77
Download